Upload
others
View
6
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
DiVAN ET DERGiSi DtNİ _ iLMİ _ EDEBİ
tJÇ AYLffi DERGi
1@ • I'Hsan-Mayıs-H:lzıran
ı 9 8 9
!ID Cilt : 2.5 ~ayı : 2
Iri Diyanet ݧleri Ba§l{anlığı Adına
imtiyaz Sahibi Rıdvan NiZAMOGLU Döner s·ermaye ݧletme
Müdürü
~azı ݧleri Müdürü Orhan BALCI Süreli Yayınlar şube Müdürü
ıfi
Yazı Tetkik Kurulu Abdullah SEVİNÇ İbrahim URAL Orhan BALCI
••• 'Yay;na Hazırlayan Alaaddin KOÇAK
18 Eld Sk. Dr. Mediha . em
No. 85 ~ : 125 66 11/379 Kocatepe 1 ANKARA
IS Dizgi ve Baskı AYYILDIZ MATBAASI A.Ş. 222 69 40 - 222 69 41 213 19 62 - ANKARA
f8• Kapak ı:{ocatepe Camiinin içinden bir görünü§.
BU SAYlDA
CAHiLiYE DEVRi ŞAiRLERDEN ZÜHEYR'iN DiNi iNANCI ve ŞiiRLERiNDE DiNi iZLER Süleyman TÜLÜCÜ
- ----......, KutliDfı.'[}nı.d __ /
3-12 VEFATININ YIL DÖNÜMÜ NEDENiYLE
13_1)1)
PROF. KAMiL MiRAS !J!J Veli ERTAN - - - ----------------------------BiR TANITIM 1)3 1)6 AhmetKURUCAN !J •!J FONKSiYONLARI AClSlNDAN HZ. P. DÖNEMiNDE MESCİD ve GÜNÜMÜZE GETiRDiGi Ahmet GÜÇ
iYi HUYLAR N abi
CALISAN KADlNLARlN SORUNLARiNA BiR BAŞKA AClDAN BAKlŞ Mustafa K. YILMAZ
TAT'NiN DiN KÜLTÜRÜ ve. AHLAK PROGRAMLARI Ülker AKKUTAY
PSiKÖ- SOSYO- EKONOMiK PROBLEMLERi ve ÇÖZÜMLERi izzet ER
EGiTiM ve EKONOMiK KALKlNMA iLiŞKiSi
27-36
52 53-58 59-62 63-80 81-94
Suat CEBECi ~~~~~-==------------
ŞEYHÜ'L iSlAM SA.'Di ÇELEBİ ve
95_108 DARÜ'L KURRASI
Recep AKAKUŞ .... .. .. . HZ. P. HADISLERINDE FITNE KAVRAMI ve SEBEPLERİ Ali ÇELiK
HAYAT DiNi M. Akif ERSOY
109-117 118
----------~--~----iSLAM TARİHiNDE MEKKE DÖNEMi EGiTiM ve ÖGRETiMi Bilal DOGAN 119-128
-----------------------------
OSMANLlLARDA
iLMIYE TEŞKiLATI (KANONi'YE KADAR 1299 -1566)
Mehmet Emin AY illudağ Ün. Araştırma Görc~vlisi
1963 yılında Van'da doğdu. Van lmanıHatip Lisesini 1980 yılında bitirdi. Aynı yıl Erzurıım Yüksek islam Enstitüsü'ne kaydoldu. I. sını{ta başladığı hafızlığı ll.· sınıfın sonunda tamamladı. III. ve IV. sınıfları Bursa'da okuyup 1984 yılında U.ü. ilahiyat Fakültesinden mezun oldu. M ezuniyeti müteakip} açılan imtihanlar neticesinde Din Eğitimi Araştırma Görevlisi olarak aynı fakültede göreve başladı. Halen bu göreve devam etmekte olup} 198"1 yılında neşredilen "Çocuklarım·ıza Allalı'ı Nasıl Anlatalım" isimli eserin yazar·ıdır.
Y:üzyıllarca yaşayan Osmaıılı Devleti'nin bekasında, "İlmiyye Teşkilatı"mn önemli rolü olduğu bilinen bir gerçektir. Zira, devletin maddeten · devamın1 sağlayan Askeri ve İdari sınıfİn personelini de İlmiyye Teşkilatı yetiştirmekteydi,
Batılı birçok ilim adamı ve seyyahın hayranlıkla ifade ettikleri(1) Osmanlı Devleti İlmiyye Teşkilatım tetkik ve bu teşkilatın işleyiş tarzını tesbit etmek, Milli Kültür ve Tarihimiz açısından
önemli olsa gerek, Kanuni devrine kadar Osmanlılardaki İlmiyye
(1) Bu konuda geniş bilgi için bkz. Yılmaz öztuna, Büyük T!irkiye Tarihi, İst. 1978, X, 294, 311, 312.
37
·.
·1 ı
ı
' ' ·' 1
'
-i
Teşkilatını ele alacağımız makalemize, bu teşkilat içinde yer alan eğitim kurumlarıyla başlamak yerinde olacaktır.
I - EGiTiM KURUMLARI
. SIBYAN OKULLAR! :
Eğitim kurumları içinde en küçük yapı taşım oluşt'll.ran bu okullara, "Daru't-Ta'lim" ve "Muammhane" gibi isirolerin de veıiidiği vakfiyelerden anlaşılmaktadır. (2)
İmparatorluğun her kesimine ulaşan eğitim-öğretim ağı içinde yer alan bu kurumlarda sabi denilen beş-altı yaşındaki kız ve erkek çocuklar okumaktaydı. (3) Günümüzün ilkokulları seviyesinde olan bu okullara dört yaşından itibaren talebe alınması(4), eğitime
küçük yaştan başlanıldığı fikrini vermektedir.
Karma bir eğitim olmasıyla birlikte, kız ve erkek öğrencilerin ayrı sıralarda oturdukları ve ilköğretimin genellikle dört yıl sürdüğü bilinmektedir. (S)
Fakih'in, kendi ·adım taşıyan camiine etrafında yaptırdığı egıtim, sağlık ve sosyal tesisler içinde bir de sıbyan mektebinin yer aldığı görülmektedir. Özellikle onun, adı geçen mektebe, ancak yetim çocukların,- şayet yetim çocuk ibulunmazsa, fakir çocukların alınmasım şart koşması (6), maddi yönden yetersiz yetim ve fakir öğrencilere sağlanan imkanlar bakımından dikkat çekicidir.
· Zengin ailelerin bu mekteplere ve öğretmenlerine yaptıkları yardımlar yanında, padişah ve hanedanının tahsis ettikleri vakıf gelirleri ile ilkokul talebeleri o zamanın şartlarına göre rahat bir eğitim imkanma sahip idiler. (1)
Bilgili öğretmenler tarafından kabiliyeileri teşhis edilen bir çok şahsiyetin varlığıyla, ilkokul seviyesinde sanatm da ihmal edilmediğini söyleyebiliriz. Hammamizade İsmail Dede (Dede Efendi)
(2) İbrahim Ateş, "Vakıflarda Eğitim Hizmetleri ve Valaf Öğrenci Yurtlan'-' Vakıflar Dergisi, sayı XIV. Ank. 1982, s. 29.
(3) Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, İst. 1977, I, 82. (4) N3.fi. Atuf, Türkiye Maarif Tarihi, İst. 1930, s. 28. (5) Öztuna, age, X, 308. (6) Ergin, age, I, 82, 83. (7) Öztuna, age, X, 309; Ergin, age, I, 87.
38
v.e Hacı Arif Bey gibi musiki üstadlarının yanısıra, çok sayıda hattatın da varlığından bahsedilmektedir. (8)
XVTI; asır ortalarında -banliyöleri hariç.- İstanbul'da 1993, Amasya'da 200, Erzurum'da ise 100 sıbyan mektebinin var olduğu bilinmektedir. (9 ) Bu rakamların abartma old'l!ğunu iddia edenler var ise de (1°), Kanfuıi devri seyyab.larmdan Fransız Belon'un, "Her köyde mutlaka bir mektep vardır ve yalnız oğlanlar değil, kızlar da okumaktadır." şeklindeki tesbiti(11 ), tarafsız bir dille, eğitim-öğTetimin ne derece yaygın oluşunu ifade etmesi bakınııııdan dikkate şa~ yandır.
B. ŞEHZADEGAN MEKTEBİ :
Osmanlı Hanedaruna mensup kız ve erkek çocuklar ayrı bir yerde eğitim görmekte idiler. Günümüzdeki özel okul ve kolejler göz önüne alınacak olursa, Şeh3adegan Mektebi'nin varlığını, "aristokrasinin bir sonu~u" (12) olarak ka;bul etmek mıfurıkün olmayacaktır .
. Sıbyan mektepleri seviyesinde olan Şelızadegarr Mektebi, Topkapı Sarayı'mn Harem Dairesinde, Darüsseade Ağası'nın bulund'llğu binanın üst katındaydı. Mektep Darüsseade Ağası'mn gözetim ve denetimindeydi. (13)
Şehzadelerin bu mektepte aldıkları temel bilgilerden öte, hemen her konuda bilgi sahibi olmalarım "Ata;beylik" ve" Lalalık" müesseseleriyle açıkJ.amak gerekir. (14) Zira bir şeb.Zade, bu münevver ve yaşlı, ayın za:manda tecrübeli şahıslarla birlikte herhangi bir viiayete gönderilir ve uzun bir eğitime tabi tutulurdu. Sonuçta şelızade hemen her konuda bilgi salıibi olabilecek bir seviyeye gelirdi.
C. ENDERüN MEKTEBİ :
Ordu, saray ve b.ükfunet işlerinde görevlendirilmek üzere subay, memur ve müstab.denıler yetiştiren bu mektey, Topkapı Sarayı için-
(8) Bilgi için bkz. Öztuna, age, X, 309, 310. (9) öztuna, age, X, 311.
(10) Ergin, age, I, 89. (ll) Öztuna, age, X, 311. (12) Ergin, age, I, 6. (13) Ergin, age, aynı yer. (14) Atabeylik ve Lalalık müesseseleri hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. İ. Hak
kı Uzunçarşılıı, Osmanlı Devleti Te§kilatına Medhal, Ank. 1984, s. 47; Midhat Sertoğlu, Osmanlı Tarih Lügati, İst. 1986, s. 22, 198.
39
de idi. İlk zamanlar talebeler sadece devşirme ve yabancılar arasından seçilerek almırdı. Rehlne olarak İstanbrul'a getirilen hükümdarların çocuklarının da bu mektepte eğitim öğretime tabi tutulduğu görülmektedir.'(lS)
Talebesine "Ağa" denilen ve tahsil müddeti 14 yıl olan (16) bu mektepte, din! ilimierin okutulması, medreselerle aynı seviyede bir eğitim kurumu olduğu fikrini verirse de, burada her çeşit yazı ile Farsça'nın da bulunması, tedrisahn medreselerden farklı aldıuğunil ifade edebilir(17)' , . · , ·
Aynı zamanda bir Harbiye Mektebi olarak da kaıbul edebileceğimiz(18) Enderfın'dan mezun olanlar, Veziriazamlık, Kaptanpaşalık, Yeniçeri Ağalığı, Kapıcıibaşılık, Sancakbeylikleri vb. sarayın ve hü· kUmetin yüksek kademedeki kadrolarına tayin edilirlerdi. Sarayın mimarını, nakkaşını, hattatını, katibini, imam ve müezzinini... de yetiştiren bu mektepten, XD.I. asır ortalarına kadar 79. sadrazam, 3 şeyhülislam, 36 kapdamderya yetişmiş. olması (19), bu mektebin eğitim sistemi içindeki yerini belirtınesi açısından önemli ra:kamlardır.
Acemioğlanların ilk öğretmenleri Lala'lardır. Bunların, "ağa" lara Kur'an-ı Kerlm ve ilmHıal bilgileri öğretmeleriyle, eğitime başlanır&. Oldukça yoğun bir eğitim programına sahip olan Enderun Mektebi'nin diğer bir özelliği, burada Türkçe'nin de Arapça ve Fars· ça ile birlikte okutulmasıydı (20).
D. MEDRESELER
1-Giriş
Osmanlı eğitim sisteminin belkemiğini oluşturan medreseler, başlıbaşına bir ilmi · çalışmaya konu olacak kadar geniş ve zengin bir yapıya sahiptir. Eğitim Tarihi içindeki yerini, önemini ve fonksiyonlarını ilgili eseriere {*) bırakar3k, medreseler hakkında -kısa da olsa- ibirtakım bilgileri aktarmak istiyoruz.
(15) örnekler için bkz. Ergin, age, I, 10. (16) Atuf, age, ·s. 33. (17) Ergin, age, I, 15. (18) Atuf, age, s. 33. (19) Ergin, age, I, 16, 17. (20) Ders programı için bkz. Ergin, age, I, 16 vd. (*) Medreseler hakkında geniş bilgi için bkz. Ahmed Çelebi, İslam'da Eği
tim-Öğretim Tarihi, İst. 1983, s. 108 vd.; Cahid Baltacı, XV-XVI. Asırlarda Osmanlı Medreseleri. İst. 1976. s. 3 vd.; Mefail Hızlı, XVI. Asır Bursa Medreseleri. (Basılmamış Y. Lisans Tezi) Bursa, 1986, s. 1 vd.
40
Hz. Muhammed (s.a.s.)'in Mekke'de İslam'ı tebliği ile, aylll zamanda eğitim-öğretim faaliyeti de başlamış oluyordu. Bu faaliyet Medine'ye hicretten sonra, "Suffa" adı verilen Eğitim kurumu ile daha da yaygınlaştırılarak teşkilatlandırılmış ve ilk İslam öğretmenleri ve mürşidleri ·burada yetişmişlerdi. (21 )
Zaman zaman mescidinde oturarak etrafındakilere çeşitli konularda bilgi veren Hz. Muhammed (s.a.s.)'in bu tatbikatı, kendisinden sonra gelen halifeler zamanında da devanı ettirilmişti. Enıevi ve Abbasiler devrinde mescid ve evlerde devanı eden eğitim ve öğretim faaliyetleri -genel kanaate göre- ilk defa Nizamü'l-Miilk ile medreselere intikal etmişti. Onun kurduğu Nizanıiye Medresesi her yönüyle mükemmel, ilk İslam Üniversitesi olarak kabul edilmiştir. (2!)
Bu ifadelerİnıizi Osmanlılarda i!k medresenin İznik ve Bursa'da kurulan medreseler olduğu görüşünü (23 ) aktararak noktalıyoruz. ·
2 - Osmanlılaxda Medreseler (Dereceleri, '1.1ahsil süreleri ve Okutulan dersler)
Tarih içinde medreseler ilk olarak ciddi bir düzenlemeye Fatih ile :birlikte ulaşmıştır. (24) Daha sonra II. Bayazıd ve Kanuni devirlerinde basit birtakım değişikliklerle birlikte aynı sistemi muhafaza et-· tikleri görülmektedir. Bu makalede, adıgeçen padişrıhların dönenılerindeki medreseler genel anlaroda ele alınmış ve ilgili kaynaklar araştırılarak detaylardan uzak bir tasnif okuyucuya sunulmuştur(**)
a. Yirınlli Medreseler :.
Bu medreselere, ders kibıb1 olarak H§.şiye-i Tecrid'in, okutulma.sı sebebiyle "Haşiye-i Tecrid. Medreseleri'' de denilmiştir. Müderrisinin yevmiyesi 20'-25 akçe olan bütün medreselere bu ad verilİ!'di.
(21) Bkz. Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, (çev. s. Tuğ) İst. 1980, II, 828 vd. Mustafa Baktır, Suffa Ashabı, İst. 1984, s. 19 vd.
(22) Geniş bilgi için bkz. Hızlı, age, s. 3 vd. (23) Ayrıntılı bilgi için bkz. Taşköprizade, e§-Şekaiku'n-Nu'miiniyye fi Ulemai'd
Devleti'l-Osmiiniyye, Beyrut, 1975, s. 8; Atuf, age, s. 30; Uzunçarlışı, Os.manlı Tarihi, Ank. 1982, I, 552; Uzunçarşılı, . Osmanlı Devletinin nıniye Teşkilatı, Ank. 1984, ·s. 1 vd.; öztuna, age, X, 294.
(24) Uzunçarşılı, İlıniye Teşkilatı, s. 11. (':'*) Bu konuda yapılan değişik tasnifler için bkz. Uzunçarşılı, age, s. 11 vd.;
Öztuna, age, X, 295; Hüseyin Atay, Osmanlılarda Yüksek Din Eğitimi, tst. 1983, s. 87.
41
i
~ Tahsil süresiC'**) 3 ay ile 2 yıl arasında değişiyordu(25) .: Okutulan ders ve kitaplar, Belağattan Mutavvel; Kelam'dan 1 Haşiye-i Tecrid; Fıkıh'tan Şerh-i Feraiz; Mantık'tan Şerh-i Şem
siyye olup, bunun. yamsıra çeşitli gramer kitapları da okutulmaktaydı. (26 )
b. Otuzlu Medreseler :
Belağattan Şerh-i Miftah'ın okutulması sebebiyle bu medreselere "Miftah Medreseleri" dF. denilmekteydi. Müderrisinin yevmiyesi 30-35 akçe idi.
Tahsil süresi 2 ay ile 2 yıl arasında değişmekteydi. (Z7)
Fıkıh'tan Tenkih ve Tavzih; Belağattan Şerh-:-i Miftah; Kelam'dan Haşiye-i Tecrid; Hadis'ten Mesabih; ayrıca Miftah, Meani adlı eserler de okutulan kitajplardan idi. (2S)
c. KırWı Medreseler :
40 akçe yevmiye alan bu medreselerin müderrisine "Kırklın veya "Telvih'' denilirdi. (29) Bu medreseler 1597-98 tarihinde Hariç Medreseleri arasında sayılm:ıştı. (3°)
·Tahsil süresi zamana göre 3 ay ile 3 yıl arasında idi. (31)
Belağattan Müftahü'l-Ulilm; Fıkıh'tan Sadruşşeria .ve Meşarik; Hadis'ten Mesabih; Kelam'da.n Şerh-i Mevakıf, bu medreselerin ders ve kitaplarından bazılarını oluşturmaktaydı. (32)
d. Ellili Medreseler :
Bu medreseler iki grup-ca ele alınabilir. (1) Hariç Medreseleri: Anadolu Selçukluları, Anadolu Beylik
leri ve lıükUmdarları ile onJarın ailelerinin, vezir, sancakbeylikleri ve komutanlarının yap tırdıkları medreselerdi. (33)
(*'~*) Osmanlı eğitim sisteminde kitap geçmek esas olduflu için talısil süresi, müderris ve talebelerin gayret ve ihmallerine göre ·kısalıp uzamaktaydı:
bkz. Baitacı, age, s. 36. (25) Baltacı, age, s. 37. (26) Uzunçarşılı, age, s. 39. (27) Bal tacı, age, ·s. 38. (28) Uzunçarşılı, age, s. 41. (29) Uzunçarşılı, age, s. 11. (30) Baltacı, age, ·s. 38: (31) Baltacı, age, aynı yer. (32) Baltacı, age, s. 39. (33) Uzunçarşılı, age, s. 11.
42
Tahsil süresi 5 ay ile 1 yıl arasında değişmekteydi. Bu medreselerde, Fıkıh'tan Hidaye; Kelam'dan Şerh-i MevaJuf,
Hadis'ten Mesabih olru.tulan bazı ders ve kitaplardan idi. (34)
(2) Dahil Medreseleri: Osmanlı padişahlarıyla, şehzade anneleri, şehzadeler ve padişah kızlarımn yaptırdığı medreseler idi. (35)
Tahsil süresi 6 ay ile 1 yıl arasında değişmekteydi. Fıkıh'tan Hidaye; Usfıli Fıkıh'tan Telvih; Hadis'ten Buhari;
Tefsir'den Keşşaf ve Beyzavi, bu medreselerin başlıca ders ve kitapları idi. (36)
e. Tetimıne Medreseleıi :
Diğer adı "Musıla-i Salın" olan bu medreseler, Salın-ı o!an bu medreseler, Salın-ı Seman'a öğrenci yetiştirilen kurumlar idi. Talebesine "softa" denilirdi. Tetimme medreseleri, yapı itibariyle de Salın medreselerinden ayrılırdı. Küçük ve kubbesiz idiler. Salın-ı Seman'm arka tarafmda yer alan bu müesseseler orta öğretime tekabül etmekteydi. (37) Talebelerine ayda beş'er akçe verilmekte, üç kişi bir odadayatmakta ve yemeklerini de imaretten yemekte idiler(38 )
Tahsil süresine kaynaklarda rastlayamadığımız bu medreselerin -esas it:iıbariyle- Dahil Medreseleri derecesinde sayıldığı (39) gözönüne alınarak bunların da Dahil Medreseleriyle aynı tahsil sUresini paylaştığı söylenebilir.
Okutulan ders ve kitaplara gelince, Mantık'tan Şerh-i Şemsiyye; Belağattan Şerh-i Miftah ve Muhtasar. Meani; Usul-i Fıkıh'tan Sadruşşeria'nm Tavzih'i ve bunun şerhi olan Telvih; Kelam'dan Şerh-i Tecrid ile Sadeddin Teftazani'nin Telhis şerhi ve Kadı BeyzaYi'nin Tevali' adlı kitabı.
f. Sahn-ı Sernan Medreseleri :
Fa~ih tarafından, Fatih Camii'nin doğu ve batı taraflarında yaptırılan sekiz medreseye "Medaris-i Semaniyye" ya da "Salın-ı
(34) Baıtacı, age, s. 39, 40. (35) Uzunçar§ılı, age, s. 11. (36) Baltacı, age, s. 40. (37) Bu müe~~eseler, günümüzün orta öğretimine tekabül eder. Ergin, age, r,
100; Atay, age, s. 81. (38) Uzunçarııılı, age, s. 9, 10; Ergin, age, I, 98. (39) Bkz. Uzunçarşılı, age, s. 12; Atay, age, s. 81.
43
'• . !
·l
' Sernan Medreseleri'' denilrriekteydi. Toplam yüzeliiki odası ile (40) geniş hir alan üzerine kıurulmuştu. Talebesine "Danişmend" denilirdi. Bu medreselerde, müderrislere yardımcılık yapan "Mu.ld" (asistan) ler, danişmenlerin gözetim ve denetimleriyle meşgul olmakta idiler. (41 ) Muid'ler, danişmendlerin çalışkan ve kabiliyetlileri arasından seçilmekteydi. (42) Bunu talebelerin çalışmaya teşvik edilmesi şeklinde bir uygulama olarak kabul etmek mümkündür.
Tahsil süresinin 6 ay ile ı yıl arasmda değiştiği görülmektedir. (43 )
Okutulan ders ve kitaplar arasında, Fıkıh'tan Hidaye; Usul-i Fıkıh'tan Telvih ve Şerh-i Adfıd; Hadis'ten Buhari; Tefsir'den Keşşaf ve Beyzavi'yi görmekteyiz. (44 )
g. Altmışlı Medreseler :
Derece bakımından Salın ile aynı olmasma rağmen, müderrisleri Salın müderrislerinden daha yüksek yevmiye alırdı. Burada, Salın'da başlarup da bitirilemeyen eserler tamamlanırdı. Fatih devrinde Altmışlı medrese olarak Ayasofya Medresesi bulunmaktaydı. C5
)
Tahsil süresinin 1545-46 yıllarında ı yıl olduğunıu öğrendiğimiz bu medreselere, daha sonraki Hatt-ı Hümayfın ve Kanunnamekr'de rastlanmadığı bildirilmektedir. (46)
Bu medreselerde, Fıkıh'tan Hidaye ve Şerh-i Feraiz; Kelam dan Şerh-i Mevakıf; Hadis'ten Sahilı-i Buhari; Tefsir'den Keşşaf; Usul-i Fikıh'tan ise Telvih, okutulan ders ve kita[)lardan bazılarım teşkil etmekteydi. ( 47)
h. Süleymamye Medreseleri :
Kanfıni'nin, Mimar Sinan1a inşa ettirdiği bu medreseler ile Osmanlı eğitim sistemi mükemmel bir seviyeye ulaşmıştı. Süleymaniye sitesinde Darü'l-Hadis ile tıp, riyaziye (matematik) ve sair dini, hu-
(40) Ergin, age, I, 100. (41) Uzunçarşılı, age, s. 7; Ergin, age, I, 98, 99. (42) Uzunçarşılı, age, s. 8. (43) Baltacı, age, s. 41. (44) Baltacı, age, aynı yer. (45) Hızlı, age, •s. 20. (46) Bkz. Baltacı, age, s. 41. (47) Baltacı, age, s. 42.
44
kuki ve edebi eğitim yapılabilmesi için altı medrese ile hastane, ima-ret, tabhane, hamam vb. sosyal tesisler inşa edilmişti. Daru'l-Hadis, derece itibariyle en yüksek seviyede bulunmaktaydı. (43)
Bu medreselerin tahsil süresine kaynaklarda rastlayamadık. (49)
Ancak, --özellikle Tr b Medres esinde- bir usta-çıraklık statüsUnün varlığını dikkate alacak olursak, öğrencinin mesleğinde kabiliyet ve ihtisas kazandığı zaman icazet almayı da hak ettiğini söyleyebiliriz.
Yine net bir şekilde ders ve kitapların neler olduğunu tespit edemediğimiz bu medreselerde, din, tıp ve riyaziye bölümlerinde her birinin kendine mahsus dersler okuttukları düşünülebilir. Şu kadar var ki, Süleymaniye Vakfiyesi, Darü'l-Hadis'in ders programı hakkında bize birtakım bilgiler vermektedir. Bu vakfiyeden, Darü., -Hadis' de, Buhar!, Müslim., Mesfubih, Meşarik ve Keşşaf adlı eserlerin o kutulduğunu görmekteyiz. (50 )
Buraya kadar zikrettiğimiz medreselerin tahsil sürelerinin ve okutulan derslerin zaman, mekan ve müderris durumuna göre farklılık arzettiğini, dolayısıyle bu medreselerde okutulan derslerin bir program dahilinde nasıl bir sıra takip ettiğinin kesin olarak bilinmediğini de(51 ) kaydetmeliyiz.
n - iLMiYYE SINIFININ İSTiiiDAM ALANLARI :
A. MÜDERRİSLtK :
Haşiye-i Tecrid medreseleriyle tahsil hayatına başlayan bir talebe, sonunda Salın-ı Senran veya Salın-ı Süleymaniye medreselerinden birini tamamlamasıyla icazet almaya hak kazanırdı. Adını "Ruzname" veya "Matlab" denilen Kazasker nezaretindeki deftere kaydettiren aday, müderrislik almak için "nevbet" denilen sırayı beklerdi. Sırası gelen talebe, en aşağı derecedeki Haşiye-i Tecrid medreselerinden birine tayin edilirdi. (52)
(48) Bu medreseler hakkmda bilgi ve farklı görü§ler için bkz. Uzunçar§llı, age, s. 33 vd.; Ergin, age, I, 100; öztuna, age, X, 299; Baltacı, age, s. 48 vd; Atay, age, s. 89 vd.
(49) Uzunçar§ılı bu konuda yeterli bilginin olmadığı kanaa.tindedir. Bkz. Uzun-çar§ılı, age, s. 38.
(50) Bu vakfiyenin metni için bkz. Atay, age, s. 92. (51) Uzunçar§llı, age, s. 39. (52) Uzuıiçar§ılı, age, s. 45, 46.
45
Herhangibir medresede kadro boşalınca, oray& aynı derecede birkaç müderris talip olursa aralarında imtihan yapılırdı: Bunun için
i müderrislere belirli bir konu verilerek hem takrirleri alınır, -hem de o konıuda bir isale (makale?) yazdınlırdı. Bundan sonra bir heyet tarafından tetkik edilen risalelerin neticesinde kim başarılı görülürse, kadrosu boş olan medreseye o tayin edilirdi.
Müderrislerin imtihanla.rında kazaskerler de bul'llD.up, imtıhan halka açık bir camide yapılır, sorular da medrese ve müderrislerin dereceleriyle münasip olurdu. (53)
Bütün müderrislerin tayinleri önceden kazaskerlerin padişaha arzetmeleriyle yapılmaktaydı. XVI. ası:ı; ortalarından itibaren ise Hfi.şiye-i Tecrid, Miftah ve Kırldı medreselerin müderrislerini Kazaskerler, daha yukarı medreselerin müderrislerini. ise Şeyhü'l-İslam, Sadrazama tayin yazısı (inlı.a) yazarak atamakta idi. (54
)
Zamanın şartlarına göre iyi bir hayat standardına sahip olan müderrislerin maaşlarının gerçekten tatmin edici olduğunu belirtJıp, detaylarını ilgili eseriere •bırakıyoruz. (55)
B. KADUJK:
Osmanlılarda kadı, dini ve huk.iıki hükümleri tatbik eden, aynı zamanda hükfi.metin emirlerini de yerine getiİ-en kişi idi. (56
) ·Kadı aynı zamanda devletin otorite ve menfaatinin de temsilcisiydi. (57
)
Adalet mekanizmasında önemli bir yere sahip olan kadıların tayini büyük bir ehemmiyet ile yapılmaktaydı. Medrese tahsilini tamamlayan · bir talebe idari mekanizmada görev · almak isterse, bir seçim işle:ıi:ı.iyle, İstanbul, Bursa, Edirne, Konya ve Sivas vilayet merkezlerindeki kadıların yanına, en az beş kişi olmak üzere "DanişmendStajyer" olarak atanıyorlardı. Bu kadıların yanında en az 3-5 yıl belki daha fazla bir süre hizmet görüyor ve stajyerlik sona erince İstanbul'a gelerek bir yıl da mülazemet süresini dolduruyor, ancak bundan sonra bir yerin kadılığına tek başına gönderiliyordu. (SS)
·(53) Uzunçarşılı, age, -s._ 63, · 64. (54) Uzunçarşılı, age, s. 59. (55) Bu konuda geniş bilgi için bkz. Öztuna, age, X, 297, 298. (56) Uzunçarşılı, age, s. 83. -(57) Öztuna, age, X, 268. (58) Mustafa Akdağ, Türkiye'nin İktisadi ve İctimai Tarihi, Ank. 1979, n:,
97, 98.
Kadı, idari teşkilat içinde yer alan kazaların ha-kimi idi. Mülki ve idari amir de olan kadı'mn emrinde zabıta, askeri yetldlerle donatılmış subaşı ile onun emrindeki askerler görev yapmakta idi. (5:1) Kaôı ayın zamalıda kaymakamlık makamının da sahibi idi. Bu itibarla," esnafı fiat ve temizlik gibi hususlarda teftiş edebilıİ:ı.ekte -ve ge.:. rekirse o anda cezı:ı, kesebilmekteydi. (CO).· · ·
C. MÜFTİLİK-ŞEYHüLİSLAlvU,IK:
- · Osmanlıların ilk devirlerinde en yüksek ilmiyye payesi Kazaskerlik idi. Fatih devrinde tanzim edilen Kanunname'ye göre Müft'i diye ariılan Şeyhillislam ise bütün ülemanın reisi olup aynı zamanda ·muderrislerin de en yüksek derecede- olam idi. Müftilik, xvm. asırdan itibar€m ise Şeyhülislaınlık tabiri umumlleşmiştir. (61 )
Müftiler Divfuı-ı Hfunayfın'da yer almazlardı. Onlar gerektiği zaman dini konularda fetva verirlerdi. Ebu's-Suud Efendiden itibaren Şeyhülislamlar, eyaıet kadılarıyla müderrislerin azil ve tayin işlerini de bilfiil yürütmekte j_diler. Şeyhülislamiar, XIX. yüzyılın ortalarından iUbaren kabine azası olarak devlet yönetiminde söz sahibi olmuşlar ve bu durum imparatorluğun son yıllarına kadar devam etmiştir. (62)
KanUni'nin meşhur şeyhülislamı Ebu's-Suud Efendi'ye kadar militilerin tayininde belirli bir usul taki;p edilmernekte idi. Kazaskerlik makamı, "Mevleviyet" denilen büyük kadılık ve müderrislik yapanlardan uygun gördügünü tayin ederdi. Ebu's-Suud Efendi'ifen itibaren şeyhülislaınlık makamına Rumeli Kazaskeri olanlar ge-tirilıiıeye başlandı.63 ) ·
Şeyhülislamlar, Divan-ı Hümayün'da yer almamalarına rağmen zaman zaman dini bir meselenin çözümü için veya önemli bir konuda varılan yanlış kararı düzeltmek üzere Divan'a davet edilmişlerdir. Şeyhülislam görünüşte Veziria.Zam ile ayın derecede ise de, aslında ondan daha yüksek idi. Zira bir isyan VU:küunda padişah aleyhinde ietva: verebileceği ._için, bilhassa idarenin zayıf olduğu zamanlarda Şeyhülisl&rridan- çekinilirdi. (64) _
. . .: . -~ -.
(59) öztuna, age, X, 270. (60) Uzunçarşılı, age, •s. 87 vd; Öztuna, age, X, 269 vd. (61) LJzunçarşılı, age, s. 174; Sertoğlu, age, s. 324. (62) Uzunçarşılı, age, s. 179; Sertoğlu, age, s. 325. (63) Uzunçarşıli, age, s. 177. -(64) Uzunçarşılı, age, s. 178.
47
D. KAZASKERLİK :
İlm.iyye TeşkiHltında en yüksek. amir durumunda bulunmalan hasebiyle Kazaskerlerden (Kadıasker) de bahsetmek durumunda:y-ız. Konumuzu ilgilendiren taraf, Kazaskerlerin, ilmiyye sınıfının tayin işlerinde söz sahibi olmalandır.
Müderrisleri incelerken, medreseyi bitiren bir talebenin Kazaskere başvurarak adını "Matlab" denilen deftere kaydettirdiğinden bahsetmiştik. Aynı duru!n kadı olmak isteyenler için de söz konusuydu. Dolayısıyle, ilmiyye sınıfının tayininde, Kazaskerlerin başvurulacak tek merci olduğu anlaşılmaktadır. Özellikle, XVI. asırdgn itibaren· tayin işlerinin şeyhülislamıara devredilişine kadar, bütün müderrislerin ve kadıların tayin ve azilleri Kazaskerlerin uhdesinde bulunmaktaydı. {65) öte yandan hatırlanacağı üzere, müderrislerin boş kadroya atanmaları için yapılan imtihanda da Kazaskerler hazır bulunmakta idiler.
m - i:LM:iYYE TEŞKİh\.TININ MALİ KAYNAGI : VAKlFLAR
Osmanlılarda mükemmel bir şekilde işleyen eğitim-Öğretim sisteminin finansmanı sadece devlete ait değildir. Bu konuda en büyük pay vak:ıflarındı. xvrn. yüzyıla ait 330 vak:fiyenin incelenmesi so:rucunda, bu V8ikıfların gelirleriyle 4.947 kişinin maaşının ödendiği; XVITI. yüzyıl içinde ise, Anadolu ve Rumelide 6.000 yeni vakfın kurulmasıyla bu rakamm 86.915 civanna ul~tığı tesbit edilmiştir. Bu vakıfların gelirlerinin % 30.75'i din alanına, ı%28.16'sı eğitim-öğretime, %12.20'si vak:feden aileye mensup kişilere, %10.51'i sosyal hizmetlere, :%9.70'i vak:fın idaresine ve 1%6.50'si de askeri biriikiere tahsis edilmişti. (66) Görüldüğü üzere vakıf gelirlerinin önemli bir bölümü, eğitim-öğretim hizrnetlerinindir.
xvrn. yüzyılda fakiriere ve talebelere iftar yemeği vermek maksadıyla kurulan vakıfların varlığı(67) talebelerin gözetilmesi örneklerinden sadece biriydi. Aynı zamanda, kurulan imaretlerde ye-
(65) Uzunçarşılı, age, s. 155. (66) Bahaeddin Yediyıldız, "Vakıf Müessesesinin XVIII. Asır Türk Topll!mun
daki Rolü" Vakıflar Dergisi, sayı, XW. Ank. 1982, s. 1-2. (67) Yediyıldız, age, s. 3.
rnek yiyenler arasında mektep ve medrese talebelerinin de bulunduğunu68) kaydedelim.
Gayr-i menkul, çiftlik, zeytinlik, bahçe, han, hamam... gibi pek çok geli rkaynağını sırf .Allah rızası için (69) eğitim kurumlarına
vakfeden şahısların genellikle istekleri şundan ibaret idi : "Her dersin sonunda vakıf'ı (vakfeden) hayır dua ile yad etmek ... " (7°)
Bu kadar samimi duygularla insanların hizmetine sunulan vakıflarm, eğitim-öğretime katkılarını, yapılan araştırmalar desteklemektedir.
Vakfİyelerin incelenmesi sonucu tesbit edildiği üzere, başta sılıyan mektepleri olmak üzere, medreseler, vakıf gelirlerinden önemli ölçüde faydalanmakta ~diler. (71) Bir örnek verilecek olursa; Sadrazam Damad Ragıb Paşalıın vakfettiği vakfiyyede bir ilkokulun öğretmeni günde 20 akçe almaktaydı, ki bu da oldukça yüksek bir maaşa tekabül eder. (72) Önemli bir eğitim-öğretim klll"llmu olan medreselerin Yılıi>lliU, bakımı, koruma ve geliştirilmesi, öğretim elemanları ile bu kurnınlarda memur olarak çalışan görevli personelin maaşlarının günün şartlarına göre karşılanması da vakıflara aitti. Aynı zamanda, bu kurumda eğitim gören talebelerin elbise, kitap ve gıda ihtiyaçlarının temin edilmesi de vakıfların görevleri arasın
daydı. (73)
Mektep ve medreseler kadar "Daru't-Tıb"ların da büyük ·bir kısmı vakıflar tarafından kurulmuş ve daimi destek görmüşlerdir. Vakfİyelerin verdiği bilgilere göre, Daru't-Tıb'da görev yapan bir müderris günde 20 akçe, tıb talebeleri, kapıcı ve ternizlikçiler ise 2'şer akçe almakta idiler. (14)
Hadis ilminde ihtisas yapılan "Daru'l-Hadis"ler de vakıf gelirlerinden faydalanan müesseseler arasındaydı. İncelenen vakfiyelerde, Daru'l-Hadis müderrisinin 50, müdderis yardımcısının 5, talebe, ka-
(68) Yediyıldız, age, s. 7.
(69) örnekler !çin bkz. Ateş, age, s. :&9.
(70) Yediyıldız, age, s. 12.
(71) Ateş, age, s. 50.
(72) Öztuna, age, X, 310.
(73) Ateş, age, s. 31, 32.
(74) Vakfiyeler için bkz. Ateş, age, s. 56, 63.
49
pıcı ve temizlikçilerlu ise 2'şer akçe gündelik aldıkları görülmektedir. (75)
Bu müesseseler yamnda Daru'l-Kurra'lar ve kütü:phanelerin de vakıf gelirlerinden faydalandıkları, bu müesseselerin yapımı, bakımı, temizlik, yakıt, görevlilerin maaşları ve fakir öğrencilere yardım yapılması hususunda vakfiyelerin şarta bağlandığı görülmektedir. (16)
SONUÇ:
Osmanlılar ilme gerçekten önem: vermişler ve bunu çeşitli vesilelerle; alime hürmet ve maddi destek, talepeye yardım, eğitim kurumlarına vakıf gelirlerini tahsis... suretiyle ifade. etmişlerdir.
Atalarnidan almış olduğu manevi ve kültürel mirası en güzel ve verimli bir şekilde değerlendiren ve devam ettiren Osmanlılar, özellikle Fatih Sultan Melımed ile, eğitim sistem.J,erini belirli bir düzene oturtmuşlardır. Fatih'in kurduğ~ Salın Medreseleri sayesinde, genişiernekte olan devletin ihtiyacım karşılayacak ilim adamları ve kadılar yetişmekteydi. Böylece, toprakları alabildiğine geniş Osmanlı
Devletinin medrese ve mahkemelerinde ayın tahsili almış müderris ve kadılar görev yapmakta, dolayısıyle, devletin herhangibir bunalım sözknousu olmamaktaydı.
Osmanlı eğitim sisteminin düzenli bir şekilde işleyişinde, öğretim görevlilerinin liyakati ve ilmiyye sımfı:na sağlanan maddi imkanların rolü büyüktür. Ayrıca medreselerde bir müderrisin okuttuğu taleb e sayısımn 20'yi geçmemesi (77) de, eğitimin kalitesine olumlu yönde katkıda bulunriıaktaydı.
"Süleymaniye Medreseleri"nin eğitim faaliyetine başlş,rriasıyle birlikte, ilmiyye teşkilatı daha da güçlenmiş, dini ilimierin yanında fen ve matematik ilimlerinin de tahsiline başlanmıştır.
XVI. yüzyıla kadar mükemmel bir. şekilde işleyen Osmanlı eğitim sistemi, yine bu yıii.zyılda altın devrini yaşamış fakat devleti:ı::ı çeşitli kademelerinde görülen bunalım, liksaklık ve borukluklardan
(75) Bkz. Ateş, age, s. 66. (76) Ateş, age, s. 67 vd. (77) Baltacı, age, s. 32.
50
az da olsa etkilenmeye başlamıştır. iktisadi ve idari alanlarda g1cieıilemeyen bulıranlar ilmiyye teşkilatını gittikçe daha fazla etkilemiş ve bu durum medreselerin bozulmasına kadar varmıştır. Hernekadar bu bozulmada genel sebeplerin varlığı sözkonusu ise de, medreselerin kendi bünyesinde meydana gelen birtakım olumsuz gelişmelerin de .bu bozulmada önemli rol oynadıklanm ve bu konuyu bir başka ma~ kalede ele almak istediğimizi belirterek . ifadeleriıniZi noktalıyoruz.
BİBLİYOGRAFYA
AKDAG, Mustafa; Türkiye'nin nrtisadi ve İçtiınai Taribi, Ank. 1979. ATAY, Hüseyin; Osmanlılarda Yüksek Din Eğitimi, İst. 1983. ATEŞ, İbrahim, "Valnflarda Eğitini ·Hizmetleri ve ·Vakıf· Öğrenci Yurtları"
Vakıflar Dergi•si; Ank. 19S2. ATUF, Nafi; Türkiye Maarif Tarihi, İst. 1930. BALTACI, Cahid; XV-XVI. Asırlard::ı Osmanlı Medreseleri, İst. ·1976. BAKTIR, Mustafa; Suffa Ashabı, İst.. 1984 .. ÇELEBİ, Ahmed; islam'da Eğitim-Öğretim Tarihi, (çev. A. Yardım) İst. 1983. ElRGİN, O.oman; Türk Maarif Tarihi, İst .. 1977. HAMİDULLAH, Muhammed; islam Peygamberi, (çev. s: Tuğ) ·!st .. 1980. HIZLI, Mefail; XVI. Asır Osmanlı Medreseleri, (Basılmamış Yüksek Lisans
Tezi) Bursa, 1986. ÖZTUNA, Yılmaz; Büyük Türkiye Tarihi; İst. 1978: · · · SERTOGLU, Midhat; Osmanlı Tarih Lügati, İst. 1986. TAŞKÖPRİZADE, eş-Şekaiku'n-NU-maniyye fi Ulenıai'd-Devlet•I-Osmaniyye,
Beyrut, 1975-. · · · ·. UZUNÇARŞILT, İ. Hakkı; Osmanlı Taıilıi, Ank. 1982.
Osmanlı Devleti Teşkilatma Medhal, Ank. l984. Osmanlı Devleti İlıniye Teş1dlil.tı; Alık: 1984. ·
YEDİY:ı;LDIZ, Bahaeddin; "Vakıf Müessesesinin XVID. Asır Türk Toplnnıundalı:i Rolü" Vakıflar Dergisi, Ank: I98Z. ·
51