40
Diyalog İzocam, Pasif Ev Semineri ve Ürün Sergisi’nin platin sponsoruydu, “Yapı tasarlama bilincimizi kökten değiştirmeliyiz”, İlk hedef enerji verimliliği bilincine sahip KOBİ’ler, “Çevre ve şehircilik adına daha kökten bir dönüşüm ve değişim lazım”, Tüm sektörlerle kurgulanan çevre dostu bir “ideal kent” mümkün Ekim Kasım Aralık 2013 Yalıtım kalınlığı, enerji verimliliği ve tasarruf demek

Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

Di ya log

İzocam, Pasif Ev Semineri ve Ürün Sergisi’nin platin sponsoruydu, “Yapı tasarlama bilincimizi kökten değiştirmeliyiz”, İlk hedef enerji verimliliği bilincine sahip KOBİ’ler, “Çevre ve şehircilik adına daha kökten bir dönüşüm ve değişim lazım”, Tüm sektörlerle kurgulanan çevre dostu bir “ideal kent” mümkün

EkimKasımAralık 2013

Ya

lıtı

m k

alı

nlı

ğı,

en

erj

i ve

rim

lili

ği

ve t

asa

rru

f d

em

ek

Page 2: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

2

İZO CAM Di ya logİzo cam Ya yın Or ga nı

Ya yın tü rüYe rel, sü re li, üç ay lık der gi

İzo cam Adı na İm ti yaz Sa hi biA. Nu ri Bu lut

Ya yın So rum lu suİpek Sey han

Ya yın Ku ru luFa tih Ök tem, İpek Sey han, Hakan Kiraz, Be tül Kı lıç

Da nış manDr. Ke mal Ga ni Bay rak tar

Edi törMelda Bağdatlı

Gra fik Ta sa rımKadir Kaymakçı

Ya zış ma Ad re siİzocam Ticaret ve Sanayi A.Ş.

Altayçeşme Mahallesi Öz Sokak No: 19 Kat: 3-5-6

Maltepe 34843 İstanbul

Tel: (0 216) 440 40 50 Faks: (0 216) 440 40 70

kurumsaliletisim@izo cam.com.tr

Ya pımKonak Medya

Yıldız Posta Cad. Akın Sitesi

3. Blok No: 10 K: 5 D: 54

Gayrettepe İstanbul

Tel: (0 212) 216 97 00

www.konakmedya.com

Renk Ay rı mı ve Bas kıÖzgün Ofset

Aytekin Sok. Yeşilce Mah. No: 21 34418

4. Le vent İs tan bul

Tel: (0 212) 280 00 09

Faks: (0 212) 264 74 3306 08 20 32

Ekim - Kasım - Aralık 2013

için de ki lers. 04

İzocam’dan Haberlerİzocam, Pasif Ev Semineri ve Ürün Sergisi’nin platin sponsoruydu

s. 06Rö por taj“Bir gün pasif ev taleplerinde patlama olacağına inanıyorum”

s. 08Rö por taj“Prefabrik pasif evler geleceğin yapıları olacak”

s. 16İzocam’dan HaberlerYalıtım, enerji verimliliğine katkı sağlayabilecek unsurlar arasında ilk sıralarda yer alıyor

s. 20Rö por taj“Yapı tasarlama bilincimizi kökten değiştirmeliyiz”

s. 22Rö por taj“Çevre ve şehircilik adına daha kökten bir dönüşüm ve değişim lazım”

s. 32Yol HikâyeleriMarmara’nın üç güzeli: Tekirdağ, Çanakkale ve Balıkesir

s. 38Ki şi sel Ge li şimKonsantrasyonunuzu artırabilirsiniz

Page 3: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

Başlar ken

Yalıtım kalınlığı, enerji verimliliği ve tasarruf demekDergimizin son sayısında, 1990’larda Almanya’da ortaya çıkan ve örnekleri dünyada giderek çoğalan “Pasif Ev” ve “Multi Konfor Binalara” odaklandık ve konuyla ilgili dünyaca tanınan isimlerle görüştük. Ayrıca, 8 Kasım’ın Dünya Şehircilik Günü olması nedeniyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın “ideal kent” üzerine görüşlerini aldık.

Y ılın son Diyalog dergisi, yalıtım kalınlık-larının ve enerji verimliliğinin ön plan-da olduğu “Pasif Ev” ve “Multi Konfor Binalar” üzerine odaklanıyor. 1991’de

Almanya’da geliştirilen bir yapı standardı olan “Pasif Ev”, dünya genelinde 50 bini aşkın örne-ğiyle bugün uluslararası enerji etkin tasarım stan-dartlarının en önde gelenleri arasında yerini aldı. Pasif yapılarda ısıtma ve soğutma ihtiyacı için harcanan enerji, ülkemizdeki tipik bir binanın enerji ihtiyacının onda biri kadardır. İzocam’ın sunmakta olduğu ve “Pasif Ev” kavramından ha-reketle tasarlanan Multi Konfor Binalar ise, biyoik-limsel tasarımı hedefliyor.

Ankara’da 28 Kasım 2013 tarihinde SEPEV (Sıfır Enerjı ve Pasif Ev Derneği) tarafından ilki düzen-lenen ve “Platin Sponsoru” olduğumuz Pasif Ev Semineri ve Ürün Sergisi, konuyla ilgili pek çok tanınmış ismi biraraya getirdi. İzocam olarak biz de, seminerde Multi Konfor Binaları anlattık ve yalıtım kalınlıklarının önemine bir kez daha değin-dik.

Yalıtım kalınlığı, enerji verimliliğine giden yolda atı-lacak adımlardan ilki ve şüphesiz en önemlisi. Pasif Ev ve Multi Konfor Binaların da ilkesel ola-rak zeminini “kalın yalıtım” ve “her alanda yalıtım” oluşturuyor. Sanayi binalarımız ve işyerlerimiz ka-dar, konutlarımızda da yalıtımı gereğince uygula-mak ve önemsemek yaşadığımız dünyaya dair başlıca sorumluluğumuz olmalı…

Konutlarda enerji tüketimini yüzde 90 oranında azaltan “pasif” uygulamaları ülkemizde de yaygın-laştırmayı amaçlayan SEPEV de bu sorumluluk-tan hareketle, Pasif Ev Semineri ve Ürün

Sergisi’ni gerçekleştirerek ülkemiz için “sıra dı-şı” bir etkinliğe imza attı. İngiltere, Almanya ve Yunanistan’dan uzmanların katılımıyla gerçek-leştirilen seminer sayesinde; “Pasif Ev” konu-sunda farklı ülke deneyimlerinin ve bilgi biri-kimlerinin paylaşıldığı bir ortam oluştu.

Türkiye’deki ilk Pasif Ev projelerinin sahipleri de, gösterdikleri çaba ve destek için semi-ner sonrasında ödüllendirildi. Türkiye’nin sertifikasyon süreci tamamlanan ilk Pasif Ev Projesi olan ve Gaziantep Büyükşehir Bele-diyesi tarafından hayata geçirilen Ekolojik Bina projesinin yanı sıra, ülkemizde proje süreci devam etmekte olan 4 pasif ev daha bulunuyor. Bu projelerden biri, İzocam ve SEPEV’in katkılarıyla geliştirilen UNDP-GAP EVD Kuluçka Merkezi. “İzocam Kul-lananlar” sayfamızda GAP Bölgesinde yü-rütülen enerji verimliliği projeleri kapsa-mında gerçekleşen enerji etkin yenileme-ye örnek teşkil edecek uygulama ile ilgili detayları okuma fırsatı da bulacaksınız.

"Pasif Ev" çalışmaları ve projeleriyle bu sa-yıda bizi aydınlatan konuklarımıza; Almanya’nın en önemli Pasif Ev tasarım-

cılarından Mimar Roland Matzig, Ekho Mimarlık ekibinden Tuğba Salman Gürcan ve Rüksan Tu-na, İngiltere’deki Architype mimarlıktan Mimar Jonathan Hines, Gaziantep Büyükşehir Belediye-si Ekolojik Kent Tasarım Müdürlüğü’nden Y. Mi-mar Seda Müftüoğlu Güleç, E-G Mimarlık’tan Mi-mar Erden Güven ve Abant İzzet Baysal Üniversi-tesi Enerji Verimliliği Eğitim Binası projesinin sahi-bi Baran Yapı’dan Yıldırım Yılmaz’a teşekkürü bir borç bilirim.

Bildiğiniz gibi 8 Kasım tüm dünyada “Dünya Şe-hircilik Günü” olarak kutlanıyor. Biz de bu vesiley-le, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile görüşerek, “ideal kent”, “Pasif Ev”, “Multi Konfor Yapılar” üze-rine fikirlerini aldık. Gelecekte nasıl bir Türkiye’nin bizi aydınlığa taşıyacağını öğrenmeye çalıştık.

İzocam olarak eğitimlerimize de dur durak bilme-den devam ediyoruz. Bu sayıda da göreceğiniz gibi, “Yalıtım ve Yenilikler Semineri”nde kamuda görevli mimar ve mühendisleri bir araya getirdik. Narman Meslek Yüksek Okulu’nda ısı ve su yalı-tımı seminerlerimize devam ettik. İzoder’in Kartal Belediyesi ile birlikte çalışan personeline yönelik hazırladığımız eğitim programı dâhilinde iki gün boyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık. Her yıl farklı bir temayla gerçekleştirilen İzodemi eğitimlerinin bu yılki konusu “Kurumsallaşma ve Markalaşma” oldu.

14 yıldır başarıyla yürüttüğümüz Üniversite Öğ-rencileri Yalıtım Yarışması’nı bu yıl Gaziantep Bü-yükşehir Belediyesi işbirliğiyle gerçekleştiriyoruz ve öğrencilerden Gaziantep’te bir ilkokul tasarla-masını istiyoruz. Isover tarafından düzenlenen Multi Konfor Binalar Öğrenci Yarışması’nın ulus-lararası organizasyonundan sorumlu Gabriel Go-lumbeanu da bu sayımızın konuğumuzdu. Yarış-manın tarihçesinden ve dereceye giren katılımcı-ları bekleyen sürprizlerden bahsetti bize. Biz de tüm katılımcılara şimdiden başarılar diliyoruz.

Bu sayının “Yol Hikâyeleri” sayfasının konukları İzocam satış ve uygulama bayilerimizden; Çor-lu’daki Coşkun İnşaat ve Tic. Ltd. Şti. kurucuların-dan Hüseyin A. Abanozoğlu, Çanakkale’deki Anadolu Mak. Tek. Mlz. İnş. Tic. ve San. A.Ş. ku-rucularından İbrahim Gün ve Balıkesir’de yer alan Can Yapı Paz. Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. kurucularından Erdem Ürer oldu; kendileri bölge-lerindeki İzocam satış faaliyetleri ile ilgili bizi bilgi-lendirdiler.

Yeni yılda farklı bir Diyalog dergisiyle sizlerle bir-likte olmayı hedefliyoruz. 2014’ün hepimiz için yeniliklerle dolu olmasını temenni ediyor ve İzo-cam ailesi adına mutlu bir yıl diliyorum.

Sevgi ve Saygılarımla,

A. Nu ri Bu lutGe nel Mü dür

Page 4: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

4

İzocam, Pasif Ev Semineri ve Ürün Sergisi’nin platin sponsoruydu

Pasif Ev Semineri’nin açılış konuşmacılarından ilki SEPEV adına konuşma yapan Tuğba Sal-man Gürcan’dı. Konuşmasında, ülke olarak tü-kettiğimiz enerjinin yüzde 40’ının binalardan kaynaklandığına ve ülkemizdeki 18 milyondan fazla binanın sadece yüzde 10’unun yalıtımlı ol-duğuna değinen Salman, inşa etme biçimimizi değiştirmemiz gerektiğini vurguladı. Pasif evler-de 30 metrekarelik bir alanı ısıtmak için 10 adet mumun yeterli olduğunu belirten Salman, Avru-pa Birliği'nin 2019’dan sonra inşa edilecek bü-tün binaların pasif standartta olmasını ön gör-düğünü ve gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye'nin dünyadaki gidişata kayıtsız kalama-yacağını belirtti.

Yeni binaların yanı sıra mevcut binalar için de pasif ev standardında enerji verimli iyileştirme-nin mümkün olduğunu belirten Salman, “Dün-yada 2050 yılındaki konut bina stoğunun yüzde 80’inin mevcut binalardan oluşacağını düşünür-sek, pasif standartta iyileştirme çalışmaları, Türkiye’de sürekli maruz kaldığımız bir başlık olan kentsel dönüşüm projeleri için bir anlam ifade etmeli” diyerek sözlerine devam etti. “Dö-nüşüm” yerine “yıkım” yaparak enerji, hammad-de ve para kaybettiğimizi vurguladı.

Almanya’da 1991’de fizikçi Dr. Wolfgang Feist tarafından geliştirilen pasif standartla inşa edilen ilk konut projesinin ardından, 1996’da Darmstadt’da Pasif Ev Enstitüsü’nün kurulduğu-nu ve 2012 itibariyle dünya genelinde 50 bini aşkın pasif ev olduğunu belirten Salman, Aralık 2012’de bu konuya yürekten destek veren bir grup olarak, Sıfır Enerji ve Pasif Ev Derneği SEPEV’i kurduklarını sözlerine ekledi.

Tuğba Gürcan Salman’ın ardından, Pasif Ev Se-mineri ve Ürün Sergisi’nin “platin sponsoru” olan İzocam’ın Teknik Pazarlama Müdürü Dr. Kemal Gani Bayraktar söz aldı. Adı “pasif” olan

bu yapı sisteminin, aslında çok da aktif bir sis-tem olduğunu belirten Bayraktar, özellikle pasif yapıların getirdiği “çoklu konfor” kavramı üzerin-de durulması gerektiğini vurguladı. Pasif yapıla-rın kullanıcılarına enerji tasarrufunun yanı sıra; içerideki gürültü seviyesini azaltarak, kullanılan yapı ve yalıtım malzemelerinin kalitesini artırarak, yangın güvenliğini azami seviyede çözümleye-rek ve kaliteli iç ortam havası oluşturarak, multi

konfor olarak da tanımlanan “çoklu konfor” orta-mı sağladığını belirtti.

Pasif ev standardının konut ya da konut dışı her tür tasarıma uygulanabilecek ve her türlü yapı elemanıyla çözümlenebilecek kendini ispatla-mış bir yaklaşım olduğuna değinen Bayraktar, konuyla ilgili farklı ülkelerden farklı pasif ev ör-neklerine değindi. Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği kapsamında 2017’ye dek tüm bi-nalar için çıkartılması zorunlu kılınan Enerji Kim-lik Belgesi’nin önemine de değinen Dr. Kemal Gani Bayraktar, Enerji Kimlik Belgesi çıkarırken, “olması gereken en düşük sınıf” konusunda herhangi bir yaptırım olmadığını, sadece kimlik belgesi çıkarma zorunluluğu olduğunu belirte-rek, uygulamadaki eksikliklere dikkati çekti.

Konuşmasında, “yalıtım kalınlığının” önemini de vurgulayan Bayraktar, sözlerine şöyle devam et-

İzocam'dan Haberler4

Sıfır Enerji ve Pasif Ev Derneği (SEPEV) tarafından bu yıl ilki düzenlenen Pasif Ev Semineri ve Ürün Sergisi, Uluslararası Pasif Ev Derneği'nin de desteğiyle, 28 Kasım 2013 tarihinde Ankara, Cer Modern Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Enerji verimliliği ve “Pasif Ev”in önemine her platformda dikkat çeken ve etkinliğin platin sponsoru olan İzocam da seminerde Multi Konfor Binaları anlattı.

Tuğba Salman Gürcan

Kemal Gani Bayraktar Roland Matzig Jonathan Hines

Page 5: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

ti: “Ülkemizde yalıtım kalınlıklarından bahsettiği-mizde, 10 cm bile fazla kalın algılanıyor. Halbuki yurtdışındaki örneklere baktığımızda 30-35 cm, hatta 40 cm yalıtım kalınlıkları gözlemliyoruz. Türkiye’deki mevcut yapılarda, mühendislik ve mimarlık yaklaşımları sayesinde alınacak önlem-lerle yüzde 80’lerin üzerinde çok rahat tasarruf yapılabilir. Bir başka avantajımız da ülkemizin güneş enerjisi potansiyeli… Doğru tasarımlar ve yenilikçi yaklaşımlarla güneşten kış aylarında da yararlanarak yapılarda pasif seviyelere çok rahat erişebiliriz.” Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ta-rafından hayata geçirilen Türkiye’nin ilk pasif evine de değinen Bayraktar, yapının duvarların-da 40 cm, çatısında 30 cm, döşemesinde 30 cm yalıtım uygulandığını sözlerine ekledi.

Açılış konuşmalarının ardından başlayan Pasif Ev Semineri’nde ilk söz alan Almanya r-m-p mi-marlık ofisinden Roland Matzig, oğlunun hastalı-ğı üzerine tasarladığı ilk pasif ev projesinden söz ederek konuşmasına başladı: “Farklı bir ev tasar-lama ihtiyacı duydum. Temiz hava akımına sahip pasif evimize taşındıktan sonra oğlum da iyileşti.”

Farklı iklimlerdeki pasif uygulamalara değinen Matzig, özellikle Abu Dabi gibi sıcak iklimli ülke-lerde pasif yapıların çokça tercih edildiğini ve ül-kede 200’ün üzerinde pasif ev bulunduğunu, bu sayının dünya genelinde 50 bini aştığını be-lirtti. “Pasif evleri tercih etmek için; karbon ayak izini azaltmak, sağlıklı bir yaşam standardına ka-vuşmak ve etkin enerji tasarrufu yapmak gibi çok temel üç nedenimiz var” diyen Matzig, Mannheim’da inşa ettiği kendi ev-ofisinin de pa-sif standartlara uygun olduğunu belirtti. Matzig’in ardından söz alan İngiltere’deki Arc-hitype mimarlık ofisinden Mimar Jonathan Hi-

nes ise, pasif ev standartlarıyla İngiltere’de inşa ettiği ilkokul ve kamu binalarından örnekler gös-terdi. Ayrıca, harcamayı yalıtıma yönelterek, da-ha basit ama şık ve yenilikçi tasarımlarla yapım maliyetlerini dengelemenin mümkün olduğuna dikkati çekti.

Yunanistan’daki Hellenic Pasif Ev Enstitüsü Başkanı Stefan Pallantzas ise, Türkiye gibi sı-cak iklim bölgesi olan Yunanistan’daki pasif ev uygulamalarından bahsetti. Akdeniz ikliminde etkili olacak pasif ev tasarımlarında yerden so-ğutmanın ve gece havalandırmasının önemini vurguladı. Geleneksel yapı tekniklerinin her biri-nin aslında birer pasif ev tasarımı olduğunun al-

tını çizen Pallantzas, tarihi mimarlık yapılarından örnekler verdi.

Seminerin son konuşmacısı Almanya merkezli bir şirket olan Pro Clima’nın kurucusu ve Ceo’su Lothar Moll oldu ve nem önleme üzeri-ne geliştirdikleri teknikler üzerinde durdu.

Seminer sonrasında, Türkiye’deki ilk Pasif Ev projelerinin sahipleri, pasif evlerin ülkemizde uy-gulanması için gösterdikleri çaba ve destek için ödüllendirildi. Bugün Türkiye’de sertifikasyon süreci başarıyla tamamlanan ilk pasif ev projesi Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Ekolojik Bina Tanıtım ve Bilgilendirme Merkezi’nin yanı sıra, proje süreci devam etmekte olan 4 pasif ev da-ha bulunuyor: Vendeka A.Ş. Ofis Binası (Anka-ra), Abant İzzet Baysal Üniversitesi Enerji Verim-liliği Eğitim Binası (Bolu), İzocam ve SEPEV’in katkılarıyla gelişmekte olan UNDP-GAP EVD Kuluçka Merkezi (Gaziantep) ve Tektunalı Ailesi Konutu (Ankara).

Ödül töreninin ardından gerçekleştirilen ürün sergisinde ise, sektörün öncü firmaları ile pasif ev inşaat ürünleri tanıtıldı.

1991’de Almanya’da geliştirilen bir yapı standardı olan pasif ev, dünya genelinde 50.000’i aşkın örneğiyle bugün uluslararası enerji etkin tasarım standartlarının en önde gelenlerinden biridir. Pasif yapılarda ısıtma ve soğutma ihtiyacı için harcanan enerji, ülkemizdeki tipik bir binanın enerji ihtiyacının onda biri kadardır. Bu yapılar Almanya’daki Pasif Ev Enstitüsü’nün belirlemiş olduğu standartlar doğrultusunda tasarlanarak inşa edilir. Daha sonra enstitünün vermiş olduğu standart-lara uygunluklarına bağlı olarak yapılan testlerin ardın-dan sertifikalandırılır. İzocam’ın sunmakta olduğu multi konfor binalar ise pasif ev kavramından türemiştir ve biyoiklimsel tasarımı hedefler. İzocam’ın sürdürülebilir yapılar geliştirme stratejisinin merkezinde yer alan multi konfor binalar, en üst düzeyde ısıl konforu yük-sek enerji tasarrufuyla sunarken, kusursuz akustik ve görsel konfor, kaliteli iç ortam havası, yangın korunu-mu ve güvenliği sağlar.

Pasif ev ve multi konfor bina nedir?

Stefan Pallantzas Lothar Moll

Page 6: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

6 Röportaj6

Roland Matzig, pasif ev tasarımı üzerine çalış-maya 12 yıl önce kendi evini “pasif yapı” ilkele-riyle inşa ederek başlamış. Sertifikalı bir pasif ev tasarımcısı ve danışmanı olan Matzig, Saint-Gobain ISOVER G+H AG Binalarda Enerji Ve-rimliliği Ödülü, Baden Württemberg Çevre Ödülü ve Pasif Ev standardında Renovasyon Projesi Mannheim Belediyesi Özel Onur Ödülü’ne sahip.

Çalışmalarına kendi şirketi olan r-m-p mimarlık ve mühendislik bünyesinde devam eden Mat-zig, pasif ev konusunda henüz yolun çok ba-şında olan Türkiye’nin geleceğinden umutlu ol-duğunu söylüyor. Dünya genelinde pasif yapı-ların gelecekte çok daha fazla talep göreceği-ne inanıyor.

Pasif ev tasarımları üzerine çalışmaya ne zaman, nasıl başladınız?57 yaşındayım ve mimarlık mesleğinde 34. yı-lım. Hayli uzun bir süre… Bundan 12 yıl önce, ilk pasif ev projem olan kendi evimin tasarımıy-la bu konuda çalışmaya başladım. Pasif bir ev-de yaşamanın iyi ve olumlu yanlarını bizzat de-

“Bir gün pasif ev taleplerinde patlama olacağına inanıyorum”Almanya’daki en önemli “pasif ev” tasarımcılarından Mimar Roland Matzig, aynı zamanda Türkiye’nin ilk pasif yapısı olan Gaziantep’teki Ekolojik Bina’nın da pasif uygulamalarından sorumlu proje mimarı. Şimdiye dek 350 pasif yapı projesini hayata geçiren Matzig’e göre, pasif evler enerji verimliliğinde en temel noktada yer alıyor.

neyimledim ve başkaları da bu deneyimi yaşa-sın istedim. Herşey böyle başladı. Yaklaşık 10 yıl önce tamamen pasif ev projelerine yönele-rek, “standart” mimarlık yapmaktan vazgeçtim ve Almanya’nın ilk sertifikalı pasif ev tasarımcı-larından biri oldum. Bu hayatımdaki en büyük değişikliklerden biriydi. Çünkü 30 yıldan uzun bir zamandır mimarlık yapıyorum ve bunun ne-redeyse 20 yılında diğer tüm mimarlar gibi hiz-met verdim. Bu geçiş elbette kolay olmadı. Özellikle ilk iki yıl çok zor geçti. Müşteriler nor-mal olarak pasif ev çizmem için bana gelmiyor-lardı; onları pasif evi tercih etmeleri konusunda ikna etmem gerekiyordu. Pasif evin maliyetleri de eklenince elbette bu zorlu bir süreç oluyor-du. Bir süre bu şekilde direndim, şimdiyse işler gayet yolunda gidiyor. Pekçok teklif alıyoruz; insanlar pasif ev projeleri, tasarımları için kendi istekleriyle geliyor. Ofisimiz bu konuda Almanya’da ve başka ülkelerde de hayli meş-hur oldu.

Pasif yapılar konusundaki bu ısrarımın verdi-ğim en iyi kararlardan biri olduğuna inanıyo-rum. Çünkü hayatımda neredeyse herşeyi;

ofisteki çalışma biçimimizden müşterilerimize dek olumlu yönde değiştirdi.

Yaklaşık yedi yıldır da sertifikalı pasif ev tasa-rımcısı olmak isteyenlere eğitimler veriyorum. Sertifikalı pasif ev tasarımcısı olmanın iki yolu var; sertifikalı bir pasif ev tasarlayıp inşa ettikten sonra Pasif Ev Enstitüsü’ne sertifika için kendi-niz başvuruda bulunabiliyorsunuz, ya da yine Pasif Ev Enstitüsü’ne bağlı pasif yapı ilkeleri üzerine eğitim veren “sertifikalı pasif ev tasarı-mı” kurslarını bitiriyorsunuz. Bu tür eğitimler ve-ren çeşitli enstitüler var, ben de bunlardan bi-rinde eğitmenlik yapıyorum. Ekibim de tama-men sertifikalı tasarımcılardan oluşuyor.

İlk yıllarımızda biraz zorlandık. Ofislerimizden biri Mannheim’da diğeri ise Frankfurt’ta… Yak-laşık 75 kilometrelik bir mesafe var arada. El-bette temelde bu iki bölgeye yakın olan alan-larda çalışmaya gayret ediyorduk. Ancak pasif ev tasarımı için aldığımız teklifler çok uzak böl-gelerde olabiliyordu. Özellikle bu ilk yıllarda Almanya’nın dışından da pasif ev talepleri al-dık; Lüksemburg, Belçika, Fransa, İngiltere… Son yıllarda ise Romanya ve Türkiye de bu ül-keler arasına eklendi.

Pasif yapı projeleri daha fazla zaman alıyor olu-şu ve maliyetleri açısından ülkenizde kolay ka-bul görmüyor. Hukuki süreç de daha farklı işli-yor. Dil sorununu da tüm bunlara eklemek la-zım. Dolayısıyla Gaziantep’teki çalışmamız bi-zim için o kadar kolay olmadı ama gayet iyi git-ti. Şimdi kendi ülkemizde, ofisimize çok yakın bir başka projenin çalışmaları başladı; yani bir nevi “köklerimize geri dönüyor” olacağız. Ofisi-miz artık pasif yapılar konusunda deneyimli ol-duğu için, bu tarz proje hazırlamak isteyen baş-ka mimarlar veya ofisler, danışmanlığımız için de bize başvuruyor. Dolayısıyla r-m-p mimarlık ve mühendislik şirketine ek olarak, bir de r-m-p danışmanlık şirketini kurduk. Mannheim’a 20 km uzaklıktaki Heidelberg’de yaklaşık 5 bin ko-nutluk bir proje var; bütün bir kasabayı pasif yapı ilkeleriyle inşa etmek istiyorlar. Şimdi onla-ra danışmanlık vermemi istediler.

Şimdiye dek kaç pasif yapı projesi gerçekleştirdiniz?Almanya’da 350 proje bitirdik şimdiye dek. Bunlardan kimi konuttu, kimi ofis, kimi okul ve-ya anaokulu, hatta klinik gibi farklı amaçlara yö-

Roland Matzig

Page 7: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

Yapının pasif uygulamaları için daha önce bah-settiğim PHPP sistemini kullandık. İzocam’ın Teknik Pazarlama Müdürü Dr. Kemal Gani Bayraktar aynı zamanda yakın arkadaşımdır. Kendisine bu pasif yapıya yalıtım malzemeleri konusunda destek vermek isterler mi diye sor-duğumda, “Elbette destekleriz” cevabını aldım. Böylece yalıtım malzemelerini İzocam’dan te-min ettik.

Duvarlarda yalıtım malzemesi olarak camyünü-nü tercih ettik. Türkiye’de yalıtım genellikle 5-10 cm’lik malzemelerle yapılıyor. Biz ise pasif ev için 35 cm kalınlığında yalıtım malzemesi kullanmak istemiştik. Bu anlamda da Gazian-tep’teki pasif ev projesi öncü oldu.

Pasif evde aynı zamanda MVHR (mekanik ısı geri kazandırmalı havalandırma) sistemini kul-landık. Türkiye’de ısı kazanımı oranları çok dü-şük; yüzde 55-60’larda. Pasif evlerde ise ısı ge-ri kazanım oranının yüzde 85 olması hedefleni-yor. Almanya ve Avusturya’daki daha ileri ör-neklerde bu oran yüzde 90-95’lerde. Sadece yüzde 5’lik bir kayıp oluyor. Dolayısıyla, MVHR sisteminin yapının verimliliğine katkısı çok bü-yük. Bina verimliliğinde hem binanın dış cep-hesinin hem de MVHR sisteminin birarada kul-lanılıyor olması çok önemli. Ardından güneş kazanımı geliyor. Biliyorsunuz pasif binalar, gü-

nelik binalardı. Son çalışmamız olan pasif klinik projesi, aynı zamanda pasif ilkelerle yapılmış ilk klinik olma özelliğine sahip. Bu proje Frankfurt’ta yer alıyor ve yaklaşık 70.000 met-rekarelik ölçekte. Plan çizimleri ve saha çalış-maları başladı. Üç ya da dört yıl içinde bitirmeyi planlıyoruz. Projenin mimarı ben değilim, klinik mimarisi konusunda uzmanlaşmış olan bir mi-marları var. Ben projeye pasif yapı danışmanlığı vereceğim.

Gaziantep’teki Ekolojik Bina projesine nasıl dahil oldunuz?Gaziantep’teki Ekolojik Bina'nın pasif yapı he-saplamalarını yaptım. Pasif yapı hesaplamaları PHPP (Pasif Ev Planlama Paketi) olarak isim-lendirdiğimiz bir sistemle yapılıyor. PHI (Passi-ve House Institute-Pasif Ev Enstitüsü) tarafın-dan geliştirilen bu sistem temelde bir excel dosyasından oluşuyor. Bütün hesaplamalar bu sistem üzerinden yapılıyor. Sistem, tasarımda yapılan her değişikliğin, tercih edilen her yapı malzemesinin enerji tüketimine olan etkisini bi-rer birer gösteriyor. Böylelikle mimar binayı da-ha doğru bir bilinçle tasarlayabiliyor.

Projeye nasıl dahil olduğuma gelince… Bir kon-feransta pasif evler konusunda sunum yap-mak için İstanbul’a gelmiştim. Konferansta sun-duğum metin daha sonra bir şekilde Tuğba Salman Gürcan’ın eline geçince, kendisi beni tanıdığını belirtmiş. Kendisiyle 2010 yılında Londra’da pasif yapılar üzerine eğitimini sürdür-düğü sırada tanışmış, birlikte çalış-maya başlamıştık. Kendisi, Gazian-tep’teki Ekolojik Kent projesinin mi-marı Erden Güven tarafından bölge-ye davet edildiğinde, beni de pasif yapılar üzerine Gaziantep’te sunum yapmam için çağırdılar. Sunumları-mız sonrasında Gaziantep Belediye Başkanı bize, “Ben bu pasif evi isti-yorum, yapabilir misiniz?” dedi. Böy-lece, Erden beyle tanışmış ve Türkiye’nin ilk “pasif evi” olarak ad-landırılan Gaziantep Ekolojik Bina projesi için birlikte çalışmaya başla-mış olduk.

Projenin pasif yapı hesaplamaları ve uygulama detaylarından sorumluy-dum. Tuğba ise hepimizin iletişimini sağlayan kişi oldu, sonraki süreçte şantiye uygulamalarına teknik des-tek verdi. Proje artık son aşamasına geldi, şu anda sertifikalandırma ça-lışmaları devam ediyor. Türkiye’nin ilk “pasif ev” sertifikalı yapısı olacak. LEED sertifikası için de ayrı çalışma-lar sürüyor sanıyorum.

Gaziantep’teki Ekolojik Bina’da ne tür yalıtım malzemeleri ve enerji tasarrufu uygulamaları kullandınız?İlk tasarıma bir oditoryum, sergi salo-nu, ofis alanı gibi üniteler ekledik.

neye bakan üçlü veya ikili camlar aracılığıyla güneş enerjisini toplayarak, hemen ya da ileri-de kullanılmak üzere saklıyor.

Türkiye’de pasif yapıların geleceğini nasıl görüyorsunuz?Enerji verimi arayışında olan insanlar bir şekil-de pasif yapıların kalitesinin ve kazancının farkı-na varacak ve kabul edecekler. Ben buna ina-nıyorum. Sadece zaman meselesi… Pasif evle-rin yaygınlaşması konusunda doğal olarak en çok kanuni yaptırımlar etkili olabilir. Bir de in-sanlar pasif yapıların maliyetinden çekiniyor. Pasif evin doğum yeri olan Almanya’da artık maliyetler standart yapılarınkinden farklı değil. Avusturya, İngiltere ve Fransa’da da neredeyse öyle. Türkiye ise daha başlangıç aşamasında; ilk pasif ev projesi henüz yeni hayata geçiyor. Zaman veremiyorum elbette, ancak bir gün he-men her yerde pasif ev taleplerinde patlama olacağına inanıyorum.

En beğendiğiniz pasif yapı uygulaması hangisi?Elbette kendi evim. Pasif yapı ilkeleriyle yaptı-ğım ilk evimizi 4-5 yıl kadar önce sattık. Daha sonra Mannheim’da satın aldığımız eski bir evi yine pasif yapı standartlarında yeniden inşa et-tim. Alt katta ofisim yer alıyor, üstteki iki katı ise yaşama alanlarımız oluşturuyor. Yani bir pasif

evde yaşıyor ve çalışıyorum.

Pasif evler sizce enerji tasarrufunda son nokta mı?Şu anda Almanya’da “aktif ev” denilen bir yapı hareketi var. “Pasif ev" isminin çağrıştırdığı olumsuz havadan da sanıyo-rum pazarlama aracı olarak fay-dalandıklarından bu ismi seç-mişler. Pazarlama açısından da “güçlü” bir imajı olacağı düşü-nülen bu aktif evler, enerjiden tasarruf etmenin en iyi yolunun akıllı ev sistemleri olması mantı-ğından hareket ediyor. Ki ben-ce bu tamamen yanlış. Mesela akıllı telefonlarımızla hemen her şeyi kontrol ettiğimizi düşünü-yoruz ama aslında onlar bize ne yapacağımızı söylüyorlar. Bence sistem basit olmalı. Bu sistemse basit değil. Evinizi yö-neten bu sistemdeki en ufak bir aksaklıkta evinizi kullana-maz hale geliyorsunuz. Ne ışık, ne su, ne de ısıtma…

Dolayısıyla evet, enerji tasar-rufunda pasif ev son nokta değil ama enerji verimliliğin-de en temel noktada yer alı-yor. Pasif yapıların bir ileri aşamasını ise “multikonfor yapılar” oluşturuyor. Multikon-for yapılarda, pasif yapı ilkele-rine camyünüyle yapılan ses yalıtımı da ekleniyor.

Page 8: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

8 Röportaj8

Tuğba Salman Gürcan, Almanya’da Pasif Ev Enstitüsü’nden sertifikalı pasif ev tasarımcısı ol-mak için aldığı eğitimden sonra, Almanya’nın ünlü pasif yapı mimarlık ofislerinden r-m-p mi-marlık ekibine dahil olmuş. Ardından, Nidderau Passivhaus, Müller Haus başta olmak üzere birkaç müstakil pasif ev projesinde pasif ev ta-sarımcısı olarak çalışarak, bu konuda deneyim kazanmış.

“Prefabrik pasif evler geleceğin yapıları olacak”Ekho Mimarlık ekibinden Tuğba Salman Gürcan, Gaziantep Ekolojik Bina’nın proje geliştirme ve tasarım sürecinde aktif olarak yer aldı. Ekho Mimarlık olarak hedefleri, Ekolojik Bina’nın sertifikasyon sürecini tamamlayarak Türkiye’nin ilk Pasif Ev Sertifikası’nı bir kamu binasına kazandırmak.

Pasif ev ilkeleriyle projelendirilen ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Tanıtım ve Bilgilendirme Merkezi olarak hizmet verecek Ekolojik Bina’nın proje geliştirme ve tasarım sürecinde yer alan Gürcan, pasif ev standartlarını birgün Türkiye’de uygulama hayalinin gerçekleştiğini belirtiyor. Ekolojik Bina’nın uygulama sürecin-de Ekho Mimarlık ekibi olarak pasif ev danış-manlık hizmeti sunduklarını söyleyen Tuğba

Salman Gürcan, Pasif Ev Enstitüsü ile sertifi-kasyon sürecinin sürdüğünü ve Türkiye’nin ilk Pasif Ev Sertifikası’nı bir kamu binasına kazan-dırmayı hedeflediklerini ekliyor.

Pasif ev konusunda çalışmaya ne zaman, nasıl başladınız?Pasif evlerle İngiltere’de sürdürülebilir mimarlık üzerine 2009-10 yıllarında yüksek lisans çalış-mamı yaparken tanıştım. Bölüm başkanı ve tez danışmanı olan hocam pasif ev üzerine uz-mandı.

O dönemde “sıfır karbon” salımlı yapılar İngiltere’nin gündemindeydi. Hâlâ da öyle… 2016’dan sonra ülkede inşa edilecek tüm bi-naların sıfır karbon salımlı olmasını hedefliyor-lar. Şehir ölçeğinde “sıfır enerjiye” ulaşmak ne-redeyse imkânsız… Binalar birbirine gölge yapı-yor, bir yoğunluk hakim… Bu nedenle binanın doğru inşa edilmesi, enerji verimli bir kabuğu-nun olmasının altı çiziliyordu, yüksek lisans yaptığım dönemde. Pasif evler yeni yeni giriyor-du İngiltere inşaat sistemine. Orada gördüğüm bütün örnekler, bu sistemi Türkiye’de uygula-yabilme fikrini doğurdu bende. 2013’te Türkiye’ye dönünce, bunu uygulamanın, insan-lara anlatmanın pek de kolay olmadığını gör-düm. İnsanlara anlattığımda bana hep, “Bu de-diğin Almanya’da, İngiltere’de olur ama Türkiye’de olmaz” dediler. İlk olarak Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı inandı ve küçük ölçekli bir pasif bina yapmayı önerdi. Böylece ilk pasif bina çalışmalarına Gaziantep’te başla-mış olduk. Bir ilk olduğu için de süreç biraz da-ha uzun sürdü. 2012’de inşaatına başlanan ya-pının 2013 yaz sonu itibariyle yapım çalışmala-rı tamamlandı. Böylece Türkiye’nin ilk pasif ya-pısının ev sahibi Gaziantep olmuş oldu; bu bir başarı hikâyesidir. Bu da Dr. Asım Güzelbey’in konuya inanan, destekleyen, vizyon sahibi bir belediye başkanı olmasıyla ilgiliydi. İnsanlar bu ilk örneği gördükten sonra kendi talepleriyle gelmeye başladı. Bu birşeylerin değiştiğinin göstergesi.

Nasıl dahil oldunuz Gaziantep’teki Ekolojik Bina projesine?Gaziantep’te çalışmaları süren Ekolojik Kent projesi dolayısıyla benimle irtibata geçmişlerdi. İstanbul’da bir görüşme organize edilmişti. Top-lantı sırasında, “Bir ekokent kurulacaksa binalar nasıl olacak?” diye sorduğumda, “O aşamaya Tuğba Salman Gürcan

Page 9: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

Rakamsal verilerden bahsedecek olursak; pa-sif evlerde bir yılda ısıtma ve soğutma için har-canan en fazla enerji metrekare başına 15 kilo-vat saat’tir (15 kWh/m2/yıl). Isıtma, soğutma, havalandırma, aydınlatma, sıcak su, elektrik tü-ketimini kapsayan “primer” enerji ihtiyacı ise 120 kWh/m2/yıl olarak hesaplanır.

Pasif ev kriterleri doğrultusunda tasarım süre-cinden itibaren binanın doğru yönlenmesi, bi-na kabuğuna dair doğru detay çözümleri ve doğru malzeme seçimiyle enerji ihtiyacı en aza çekilebilir. Proje, uygulandığı bölgenin iklimine en uygun yenilenebilir enerji sistemleriyle uyumlu hale getirildiğinde ise enerji ihtiyacı sıfı-ra indirilebilir. Bu sayede “sıfır enerji” olarak ad-landırdığımız, enerji için dışa bağımsız binalar kolaylıkla uygulanabilir.

Binanın tasarım kararlarının teknik anlamda doğru alınmasının ardından yapı, PHPP (Pasif Ev Planlama Paketi) programıyla inşaat önce-sinde kontrol edilmeli ve gerekli revizyonlar ya-pılmalıdır. Tamamlanan PHPP modelinin sertifi-kasyon sürecinde Pasif Ev Enstitüsü’ne sunul-ması zorunludur. Bu nedenle tasarım ekibinde mutlaka PHPP modelleme programını kullana-bilen bir uzman bulunmalıdır.

Bir pasif evi projelendirmek ve inşa etmek zor mu?Evet, pasif yapı ilkelerine uygun proje üretmek ya da inşa etmek teknik detaylardan ötürü standart bir projeye kıyasla daha zor ve uzun bir süreç alıyor. Ancak, mevcut yapım yöntem-lerindeki eksikliklerin bulunmadığı bir inşa et-me sisteminden bahsediyoruz… Bu anlamda zor olanın değil, olması gerekenin yapılmasın-

daha gelemedik” dediler. Sonuçta enerji verimli bir kent inşa etmediğiniz sürece peyzaj ve di-ğer detaylar ne olursa olsun sürdürülebilir bir ekokent yapabilmeniz mümkün değil. Bunun üzerine, Ekolojik Kent projesinin mimarı Erden Güven’e pasif evlerden bahsettim. Onun da il-gisini çekti. Anlattıklarımı Gaziantep Belediye Başkanı’na da anlatmamı rica etti. Kasım 2010’da Roland Matzig’le birlikte Gaziantep’e gittik ve belediye başkanına bir sunum yaptık. Ekolojik Kent’teki evlerin neden pasif yapı stan-dardında inşa edilmesi gerektiğini anlattık. Asım bey de bizlere küçük bir ölçekle başlama-yı önerdi. Pasif ev Türkiye için bir ilk olacağı için insanlara bu şekilde daha kolay anlatabileceği-mizi söyledi. Herşey böyle başladı. 2010’dan 2013’e, süreç yavaş ilerlese de, artık önümüz-de tamamlanmış, somut bir proje var.

Pasif evi nasıl tarif edersiniz? Avantajları nedir?“Pasif ev”, Türkçe’deki anlamıyla sadece ko-nutlar üzerinde geçerli bir yapı standardı izleni-mi uyandırsa da Almanca “Passivhausen” keli-mesinden geliyor. Almanca “haus” bina anla-mında kullanılıyor; bu bağlamda “pasif ev”, her bina türüne adapte edilebilen enerji verimliliği-ni temel alan bir yapı standardıdır diyebiliriz.

1991’de geliştirilen bu yapı standardı, günü-müzde uluslararası enerji etkin tasarım stan-dartlarının en önde gelenidir. Pasif ev standar-dı sayesinde bina, tasarım aşamasından itiba-ren enerji verimliliği ve konfor koşulları gözetile-rek tamamlanıyor ve Almanya’da yer alan Darmstadt Pasif Ev Enstitüsü’nün vermiş oldu-ğu standartlara uygun olmalarına bağlı olarak sertifikalandırılıyorlar.

Pasif yapılar, çok az miktarda enerjiyle ısıtma ve soğutma yaparak içerisinde ikamet edenle-rin konforunu sağlayabiliyor. Kullanılan enerji miktarıyla, Türkiye’deki standart binalara oran-la, ısıtma ve soğutmada yüzde 90’lara varan oranda tasarruf sağlanıyor. Enerjide dışa ba-ğımlı bir ülke olduğumuz göz önünde bulundu-rulursa, pasif evlerin faydalarından uzun uzun bahsetmeye gerek kalmıyor. Bu bağlamda, in-şa etme biçimimizin değişmesi gerektiğine ina-nan bir mimarlık ofisi olarak, hayatımızı geçirdi-ğimiz binaların kullanıcı konforu ve sağlığına göre detaylandırılması için çalışıyoruz.

Pasif evi, multikonfor binalardan ayıran temel detaylar nedir?Pasif ev enerji verimliliği ve konfora odaklı yapı standartları sunuyor. Multikonfor binalar ise pa-sif ev standartlarını baz alarak enerji verimliliği ve konfora, akustik ve yangın yalıtımı çözümle-rini de ekliyor.

Pasif ev yapabilmek için gereken standartlar nelerdir?“Pasif evi ısıtmak için bir saç kurutma makinesi yeterlidir…” Bu söylem gerçekdışı gibi gelse de, pasif evin ısıtma ve soğutma ihtiyacı için harca-nan enerji, ülkemizdeki standart bir binanın enerji harcamasının onda biri kadardır.

dan yanayız. Ekho Mimarlık olarak daha çevre-ci, daha enerji verimli bir yapı sektörünün ülke-mizde oluşması isteğiyle çalışıyoruz. Uygula-macının inşa sürecinde, en az tasarım esnasın-da olunduğu kadar titiz, bilinçli ve deneyimli ol-ması önemli.

İlk pasif ev örneği ne zaman nerede yapıldı? O günden bu yana ne değişti?Pasif ev ilk kez 1991’de Almanya’da uygula-nan bir yapı standardı. Bir fizikçi tarafından ya-zılıyor ve temelde bir yapı fiziği standardı… İş-lerliği kabul edildikten sonra da 1996’da Dr Wolfgang Feist tarafından Almanya’da Pasif Ev Enstitüsü (Passive House Institute-PHI) ku-ruluyor. 2012 sonu itibariyle dünya genelinde, farklı iklim örneklerinde 50 binden fazla pasif ev örneği mevcut. Bu büyük bir başarı. Al-manya ve Avusturya bu konuda en iyi örnek-leri veriyor.

Dünyadan hangi pasif evleri ideal örnek olarak gösterebilirsiniz? En sevdiğim, “ideal” diyebileceğim pasif ev ör-neği Roland Matzig’in evi. Alt katta ofisi var, üst iki katında da yaşama alanları… Bir de ABD’de Maine eyaletinde bir pasif ev örneği var. Pre-fabrik bir yapı… Prefabrik pasif evlerin gelece-ğin yapıları olacağına inanıyorum. Çünkü bir ay gibi kısa bir sürede inşa edilebiliyorlar. Bu sa-yede inşaat için kaybedilen zaman, malzeme ve maliyeti hayli azaltmak mümkün oluyor.

Sizin pasif ev projeniz var mı? Ekho Mimarlık olarak amacımız pasif ev stan-dartlarında projeler tasarlamak, yapılan projele-re danışmanlık ve destek vermek. Devam eden dört pasif ev projemiz mevcut:

Kaynak: SEPEV

Pasif yapıların temel tasarım özellikleri:• Yüksek düzeyde yalıtım (Ud < 0.15 W/(m2K)• Son derece yüksek performanslı ve yalıtımlı pencere, kapı sistemleri (Up < 0.8 W/(m2K)• Hava sızdırmaz bina kabuğu (< 0.6 /h @50 Pa)• Isı köprülerinin oluşmasına engel mimari detay çözümleri (Ψ ≤ 0.01 W/(mK) [TbCrit]• Yüksek verimli, ısı geri kazanımlı mekanik havalandırma sistemi (≥ 75 verimlilik)

Page 10: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

10

EnerPHit standardında, pasif yapı standartların-dan farklı olan tasarım kriterlerine kısaca değin-mek gerekirse;

• Isınmak için harcanan enerji: QH ≤ 25 kWh/(m2 yıl) • Toplam primer enerji: QP ≤ 120 kWh/m2 yıl + ((QH - 15 kWh/(m2 yıl)).1.2) • Hava sızdırmazlık oranı: 1 AC/H @50 Pa

EnerPHit standartının sorunsuz yakalanması adına, sıradan iyileştirme ve yenileme projele-rinden farklı olarak, “Bina Entegre Tasarım ve Uygulama Süreci” izleniyor. Bütün mimari, me-kanik ve elektrik planlamaları ve çizimlerinin, Pasif Ev Enstitüsü’ne sunulacak şekilde hazır-lanması ve yapının yine proje sürecinde PHPP programıyla enerji tüketiminin modellenmesi gerekiyor.

EnerPHit sertifikası uygulamaları ne zaman başladı, Türkiye’deki tanınırlığı ne zaman oldu?EnerPHit 2012’de geliştirilen yeni bir yapı stan-dardı. Fakat altyapısı, 20 yılı aşkın bir süredir kullanılagelen pasif yapı çalışmalarına dayandı-

Vendeka Ofis Binası Projesi; içe-risinde birçok AR-GE çalışmasını barındıracak bir bina olup, ülke-mizde pasif ev standardında inşa edilen ve Pasif Ev Enstitüsü tara-fından sertifikalı ilk ofis binası ol-ma özelliğini taşıyacak. Tasarımı pasif ev ilkeleri doğrultusunda ta-rafımızdan yapılan binaya, İngiltere’den Architype mimarlık ofisi tasarım süreci boyunca tek-nik destek verdi. 2500 metreka-relik binanın şantiye çalışmaları başlamış durumda.

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Enerji Verimliliği Eğitim Binası’nı ise, Türkiye’nin ilk pasif eğitim bi-nası olarak projelendirdik. Bolu Belediyesi, As-tay Yapı ve Baran Yapı'nın sponsorluğunda in-şa edilecek olan, Mühendislik Mimarlık Fakül-tesi bünyesindeki bu pasif yapının şantiye ça-lışmaları devam ediyor. 2014’te tamamlanaca-ğını öngördüğümüz yapının, enerji verimliliği konusunda eğitimlere ve çalıştaylara ev sahipli-ği yapması planlanıyor.

Ankara, Beysukent’teki Tektunalı ailesine ait müstakil ev çalışmaları da şu an proje aşama-sında. Pasif ev standardına göre planladığımız yapının 2014’te şantiye çalışmalarına başlaya-cağız.

Gaziantep EVD Kuluçka Merkez Binası içinse; UNDP ve GAP ortaklığında, 1970’lerde inşa edilmiş bir binanın pasif ev standartlarında çev-reci olarak yenilenmesi ve iyileştirilmesi yolun-da adım atmış bulunuyoruz. Türkiye’de binalar-da “iyileştirme” yerine “yıkımla” gerçekleşen kentsel dönüşüm projeleri için çok doğru bir örnek olacak. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk EnerPHit (pasif iyileştirme) projesi olan bu bina-nın tasarım süreci başlamış bulunuyor.

EnerPHit iyileştirmenin ne olduğunu açıklayabilir misiniz? Pasif yapı standardını yeni projelerde olduğu gibi mevcut yapıları iyileştir-mek için de uygulamak mümkün. 1991’de pasif yapı standartlarının ge-liştirilmesinden bugüne, bir çok pasif yapı iyileştirme projesi başarıyla ta-mamlandı. Ancak özellikle eski ve tari-hi yapılarda hedeflenen hava sızdır-mazlık oranını tutturmak kolay olmu-yor. Isı köprüleri oluşmasına izin ver-meden yapı kabuğunu yalıtmak mali-yet açısından etkin olmayan çözümler-le olabiliyor. Uygulama problemlerin-den veya kötü işçilikten kaynaklanan, ilerleyen zamanlarda da cephe ve bi-na genelinde yoğuşma problemlerine yol açan sıkıntılar yaşanabiliyor. Pasif Ev Enstitüsü bu olumsuzlukları ve uy-gulanan projeleri analiz ederek, 2012’de iyileştirme projeleri için yeni bir enerji verimliliği standardı olan EnerPHit’i geliştirdi.

ğından kabul edilmesi ve yayıl-ması kolay oldu. Bugün Alman-ya, Avusturya, İngiltere ve Amerika’da örnek uygulamaları bulunuyor. Türkiye için henüz çok yabancı olsa da Sıfır Enerji ve Pasif Ev Derneği (SEPEV) bu standardı tanıtmak, örnek proje-ler başlatmak adına çalışmalar yürütüyor.

Ülkemizde yalıtımsız binaların metrekare başına ısınmak için yıllık enerji tüketimi 300-350 kWh/(m2 yıl) arasındadır. Bu mik-tar, EnerPHit standardında iyileş-tirilmiş bir binadan 15 kat daha fazladır. 2050’de dünyadaki ko-

nut yapı stoğunun yüzde 80’inin mevcut bina-lardan oluşacağı öngörülüyor. Bu noktadan bakınca, pasif yapı standardında gerçekleştiri-len iyileştirme çalışmaları, Türkiye’de sürekli uy-gulanagelen “kentsel dönüşüm” projeleri için bir anlam ifade etmeli diye düşünüyorum. İçin-de bulunduğumuz süreçte “dönüşüm” yerine “yıkım” yaparak enerji, hammadde ve para kay-bediyoruz. Oysa maliyet-etkin çözümlerle, EnerPHit kriterleri doğrultusunda enerji verimli iyileştirme projelerine imza atılabilir. Bu anlam-da, UNDP ve GAP ortaklığında başlatılan EVD Kuluçka Merkez Binası’nın, bir EnerPHit iyileş-tirme projesi olarak örnek bir proje olacağını düşünüyoruz.

SEPEV nasıl kuruldu? SEPEV’in pasif ev çalışmalarına katkısından bahsedebilir misiniz?SEPEV’in açılımı, Sıfır Enerji ve Pasif Ev Derne-ği. Şu an Yönetim Kurulu Başkanlığını yürütü-yorum. Nasıl kurulduğuna gelince… Pasif ev sertifikasını aldıktan sonra, Türkiye’de başka mimarlara, mühendislere, tasarımcılara da ihti-yacımız olduğunu düşündüm. Bu amaçla, pa-sif yapılar konusunda eğitimler verebilmek,

sertifika kursları açmak ve uz-manlar yetiştirebilmek için bir dernek kurmaya verdik. Böylece SEPEV Aralık 2012’de kuruldu. Henüz küçük bir derneğiz, 32 üyemiz var. Üyelerimizden biri de Gaziantep Büyükşehir Bele-diyesi. İlk yılımız farklı mecralar-da pasif ev standartlarını tanıt-makla geçti. Derneğimizin orga-nizasyonları sayesinde Türkiye’de yeni pasif ev projeleri ortaya çıkmaya başladı. Kamu-dan da bu yönde talepler alıyo-ruz. Derneğimiz büyüdükçe pa-sif evlerin sayısı da artacak. Bir dernek olduğumuz için öğrenci-ler de kendini bize yakın hissedi-yor. Bizi internetten bulup, proje-lerini anlatıyorlar. SEPEV olarak, pasif evlerin gerek tasarımı ge-rekse uygulama sürecinde yapıl-ması gerekenlere dair eğitimler vermeyi de planlıyoruz.

Röportaj10

Page 11: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

İzocam'dan Haberler

İzocam, “Yalıtım ve Yenilikler Semineri”nde kamuda görevli mimar ve mühendisleri bir araya getirdi

Yalıtım sektörünün lideri İzocam, 9 Ekim 2013 tarihinde profesyonellere yönelik “Yalıtım ve Ye-nilikler Semineri” düzenledi. Ankara’da düzenle-nen seminere Bakanlıklarda çalışan 100’ü aş-kın mimar ve mühendis katıldı.

Seminerde sıvalı dış cephe yalıtımı, yangın gü-venliği, BEP ve tesisat yalıtımı, enerji verimliliği ve Multi Konfor Binalar anlatılırken, Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik ve Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği hak-kında da gelişmeler ve detaylar aktarıldı.

“Yalıtım ve Yenilikler semineri” sırasında İzocam Tekiz çatı ve cephe panelleri, Yangın Dayanımı Sertifikalandırılmış Inwall hafif bölme duvar sis-temleri, İzocam Manto dış cephe yalıtım sistem-leri, Manto Taşyünü R+, “Lambda 30” Foambo-ard R+, Kalibel ve Endüstriyel Yapı Levhası gibi yeni ve yenilikçi ürünler ile sistemler de seminer fuayesinde sergilendi.

İzocam tesisat yalıtımının önemini ele aldı

İzocam’dan Narman MYO’ya ısı ve su yalıtımı semineri

İzocam, İzoder’in Kartal Belediyesi ile bir-likte çalışan 17 personeline yönelik hazır-lamış olduğu eğitim programı dâhilinde iki

gün boyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdi. İzocam’ın uzman teknik kadrosu tarafın-dan verilen tüm eğitimlerde doğru tesisat

yalıtımı nasıl olmalı, ya-lıtım uygulanırken nele-re dikkat edilmeli, uy-gulamada hangi mal-zemeler kullanılmalı, yardımcı ürünler neler olmalı gibi konu başlık-larının detayları perso-nele aktarıldı. Örnek uygulama ve esasları-nın paylaşıldığı eğitim-de Tesisat Hesaplama Yazılımı kullanımı da uygulamalı öğretildi.

Narman Meslek Yüksek Okulu konfe-rans salonunda 13 Kasım’da gerçekle-şen seminerde sunumu yapan İzocam Tic. ve Sanayi A.Ş. Erzurum Büro So-rumlusu ve İnşaat Mühendisi İlhan To-humcu, yalıtım konusunun önemini ele aldı. Tohumcu, ülkemizde yaklaşık ola-rak 9 milyon bina ve 20,4 milyon konut bulunduğunu belirterek ısıtma ve soğut-ma işi için oldukça büyük miktarda enerji ve buna bağlı olarak para harcan-dığına değindi. Binalar verimli ve doğru bir şekilde yalıtıldığında, enerji verimi ve bütçesel olarak tasarruf sağlanacağını ifade eden Tohumcu, yalıtımın ısıl kon-foru dolayısıyla da yaşam konforunu ar-tırırken, enerji tüketimini azaltıp çevre-nin korunmasına katkı sağlayacağını anlattı.

Ayrıca yalıtım konusunda 1 Kasım 2008’de yürürlüğe giren Isı Yalıtımı Yö-netmeliği uyarınca yeni yapılan inşaat-larda ısı yalıtımının zorunluluğundan söz eden İlhan Tohumcu, mevcut eski bina-ların da Binalarda Enerji Perfomansı Yö-netmeliği kapsamında 2017 yılına ka-dar enerji kimlik belgelerinin oluşturul-ması gerektiğini, bu durumda da me-zun olacak öğrenciler için önemli bir is-tihdam sağlanacağını kaydetti.

Page 12: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

12 Röportaj12

Mimar Jonathan Hines, İngiltere’de pasif yapı ve sürdürülebilir mimarlığın öncülerinden Arc-hitype mimarlığın yöneticisi. Hines, Architype ile birlikte gerçekleştirdiği konut, ofis, arşiv bi-nası gibi farklı tipte pasif yapı projeleriyle, sek-törün önemli isimleri arasında anılıyor. 2012’de sürdürülebilir mimarlığın gelişmesine en çok katkıda bulunan 50 kişi arasında gösterilen Hi-nes, sürdürülebilirliğin tasarımla da başarılabi-leceğini savunuyor. Hines’a göre, inşa sürecin-

“Gelecek pasif yapılarda”İngiltere’deki Architype mimarlığın yöneticilerinden mimar Jonathan Hines, sürdürülebilir mimarlığın önemli isimlerinden. Basit ve yenilikçi mimari tasarımlarla çevresel sürdürülebilirliğin mümkün olduğunu belirten Hines, aynı zamanda Türkiye’nin ilk pasif ofis yapısı sertifikasını hedefleyen Vendeka Ofis Binası’nın teknik danışmanlığını yürütüyor.

de yalıtım harcamalarına ağırlık vererek, daha basit ve şık tasarımlarla maliyeti dengelemenin mümkün olacağını belirtiyor.

Pasif evler üzerine çalışmaya ne zaman, nasıl başladınız?Architype olarak her zaman enerji verimli, çev-re dostu binalar yapmaya odaklandık. Pasif ya-pıları ilk kez yaklaşık yedi yıl önce duyduk. Bir meslektaşımız Almanya’da pasif yapılar üzerine

bir konferansa gitmişti. Döndüğünde bizlere, pasif yapı standardının ne kadar iyi ve doğru olduğunu anlattı. Pasif yapılar, enerji verimli ya-pıların temelini oluşturuyor; bir yandan da in-sanları bu konuda disipline ediyor. Böyle bir sistemin varlığını bilmek ve gerçekten işe yara-dığını öğrenmek, bu tür projelere ağırlık verme-mizi sağladı. Özellikle son üç dört yıldır pasif yapılar konusuna daha fazla ağırlık verdik; pek çok proje hazırladık.

Bunlar arasında bir arşiv binası, bir kilise, bir konut projesi ve ilköğretim okulları var. Here-fordshire Arşiv Merkezi’ne (Herefordshire Arc-hives and Records Centre) 2013 yılı içinde pasif yapı standartlarında yeni bir yer inşa et-tik. Böylece ülkenin pasif yapı standartlarında-ki ilk arşiv binasını yapmış olduk. İngiltere’nin ilk sertifikalı pasif ilköğretim okulları olan pro-jelerimizi ise, Oakmeadow ve Bushbury Hill’de gerçekleştirdik. Her iki okul da 2012’de sertifikalarını aldı.

Projelerimizi hayata geçirdikten sonra bir de gözlem sürecimiz oluyor; yapıların enerji sarfi-yatını ölçüyoruz ve kişilerden geri bildirimler alıyoruz. Pasif yapı standartlarıyla inşa ettiği-miz okullarda öğretmenlerle konuştuğumuz-da; bize bina içindeki havanın ne kadar taze olduğunu ve öğrencilerin bu sayede derslere daha iyi odaklanabildiklerini söylüyorlar. Üste-lik bu okullar yeniden inşa edildikten sonra, eski binalarındaki harcamalarına göre enerji-den yüzde 90 oranında tasarruf ettiklerini de belirtiyorlar. Yani hem öğrenciler daha konfor-lu bir yapıda eğitim görüyor, hem de yapı enerjiden tasarruf edebiliyor. Bu da pasif yapı standartlarının gerçekten işe yaradığının bir göstergesi.

İngiltere’de pasif yapıların tanınırlığı ne durumda?Son beş yılda pasif evler İngiltere’de giderek daha fazla tanınır oldu. Pasif Ev Enstitüsü’nün kurucusu Profesör Wolfgang Feist, Avrupa’da pasif yapıların yaygınlaşacağı son ülkenin İngil-tere olacağını söylemişti. Ama en hızlı kabul gören ülkelerden oldu. Beş yıl önce İngiltere’de belki bir iki pasif yapı vardı ama şimdi belki binlerce pasif yapının inşası sürü-yor. Galler ve İskoçya’da da durum çok farklı değil… Bir sivil toplum kuruluşu olan Passive-haus Trust (İngiltere Pasif Ev Fonu), İngiltere’de pasif yapı standartlarının yaygınlaştırılması ko-nularında çalışmalar yapıyor ve ilgili araştırma-lara destek veriyor. Jonathan Hines

Page 13: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

Pasif yapıların geleceği konusunda ne düşünüyorsunuz?Bence gelecek pasif yapılarda. 21. yüzyıl iklim değişikliği haberleri, yükselen fosil yakıt fiyatla-rı, dünya çapında etkisini gösteren enerji krizle-riyle birlikte geldi. Yeni bir inşa biçimi ortaya koyan pasif yapılar konforlu bir hayat sunar-ken, enerjiden tasarruf etmemizi de sağlayarak bizi bekleyen bütün bu sorunlara çözüm olabi-lir. Pasif yapılar konusunda ilgimi çeken, insan-lar tarafından benimsenerek tabandan yukarı-ya doğru bir yayılma göstermesi oldu. Şimdi bazı ülkeler pasif yapıların işlerliği konusunda ikna olarak kendi standartlarını geliştirmeye başladılar. Norveç’te, Brüksel’de, Avusturya’da ve Almanya’nın bazı bölgelerinde insanların uy-mak zorunda olduğu bir yapı standardı haline geldi. Tahminime göre 10 yıl içinde birçok ül-kede bu standartlar yaygın kabul görür olacak. Ancak, pasif yapı standartları inşaat endüstri-sinde hâlâ pek çok kişi tarafından şüpheyle karşılanıyor; bir işe yaramayacağı düşünülüyor. Neyin daha doğru olduğu konusu ayrı bir tar-tışma konusu elbette… Neden olduğunu anla-mak zor ancak, pek çok ülke gibi İngiltere’de de alışılageldik inşa biçimleri daha fazla tercih ediliyor. İnsanların çoğu, bütün o karmaşık, tek-noloji ağırlıklı yapıları daha çok seviyor. Bütün bunlara gerek olmadığını; daha iyi bir tasarımla daha basit ve enerji verimli yapılar inşa edilebi-leceğini söylediğimizde, kimsenin hoşuna git-miyor. İnşa biçimi üzerine tartışmalar uzun so-luklu olacak gibi görünüyor. Ancak, pasif yapı-ların geleneksel düşüncenin aksini kanıtlaya-rak geleceğin yapıları olacağını hissediyorum.

En beğendiğiniz pasif yapı projesi hangisi?Tek bir proje seçebilmem zor… Ancak Avusturya’da Vorarlberg bölgesinde inşa edi-len bir grup pasif yapı projesini örnek verebili-rim. Bu bölgede çok hoş tasarımlara sahip ah-şap pasif yapı örnekleri görmek mümkün. Hep-si de ilham verici projeler.

Page 14: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

14 Röportaj14

Pek çok projede tasarımcı mimar ve şantiye mi-marı olarak görev alan Y. Mimar Rüksan Tuna, çalışmalarını 2008’den bu yana sürdürülebilir mimari ve yeşil binalar üzerine sürdürüyor. Tu-na, ekolojik mimari deneyimini geliştirmek ama-cıyla farklı alanlarda çalışan uzmanların yanı sıra çevre mühendisleri ve ekolojistlerle sürdürülebi-lir bina tasarımı konusunda da işbirliği yapıyor.

TMMOB Mimarlar Odası’nın Ekolojik Mimarlık çalışma grubunun da üyesi olan Rüksan Tuna, Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği’nin sertifika komitesinde yer alıyor. Eylül 2012’den bu yana ise TMMOB Mimarlar Odası Sürekli Mesleki Gelişim Merkezi’nin Binalarda Enerji Perfor-mansı Yönetmeliği kapsamında yürüttüğü Enerji Kimlik Belgesi Uzmanlığı Eğitmeni olarak görev yapıyor. Ayrıca, Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Çevre Çözümlemesi ve De-netimi bilim dalında, “Mimari Tasarımda Çevre Bilinci” dersi öğretim görevlisi.

Pasif yapılarla nasıl tanıştınız?Meslekte otuzuncu yılım, ancak pasif evler ko-nusunda çok yeniyim. İki senedir İngiltere’de düzenlenen Ecobuild fuarlarına katılıyorum. Londra’da düzenlenen bu fuar kapsamındaki pasif yapı seminerlerinde onlarca pasif yapı ta-sarım örneği ile, sıcak ve soğuk iklimlerde uy-gulama farkları konularını izledim. Ancak ken-dim ilk kez tasarlayan ekip içinde yer alıyorum, bu nedenle de çok heyecanlıyım. Pasif yapılar konusunda uzman isimlerden destek alıyoruz. İngiltere’deki bir mimarlık ofisi olan Architype’tan Jonathan Hines proje danışmanı-mız. Kendisi çok deneyimli bir pasif yapı uzma-nı. Her ne kadar meslekte uzun yıllarımı geçir-miş olsam da, pasif bina yapmanın standartları

“Türkiye’de pasif yapı projelerinin çoğalacağına inanıyorum”EKHO Mimarlık ortaklarından Y. Mimar Rüksan Tuna, Vendeka A.Ş. için hazırlanan ve Türkiye’nin ilk “pasif ofisi” olacak yapının mimarı. Pasif yapı ilkeleriyle yola çıktıklarını belirten Tuna, yapının yüzde 92’lere varan enerji verimliliğine sahip olacağını belirtiyor.

ve düşünme tarzı bambaşka. Bunu öğreniyoruz hep birlikte. Çok hevesli bir ekibimiz var: Türkiye’nin ilk ve tek PHPP (Pasif Ev Planlama Paketi) uzmanı Tuğba hanım, çok iyi bir günışı-ğı modelleme uzmanı Mirbek bey ve yardımcı mimar Ayyüce hanımla beraber güzel bir tasa-rım süreci geçirdik. Avan proje aşamasından iti-baren mekanik, elektrik ve statik mühendisi ar-kadaşlarımızla birlikte ekip olarak çalışmaya de-vam ediyoruz.

Ülkemizde yapı sektöründe enerji tasarruflu bi-nalar henüz yaygınlaşmamış durumda. Enerjiyi

hiç kullanmayan ya da sıfıra yakın enerji kulla-nan bina sayısı ise bir elin parmaklarından az. Dolayısıyla pasif yapı ilkeleriyle bir ofis tasarlıyor olmak ve bu yapının Türkiye’nin ilk pasif ofis bi-nası olması heyecan verici.

Proje için çalışmalara ne zaman başladınız?2013’ün yılbaşından beri uğraşıyoruz. Büyük bir ileri görüşlülükle Vendeka A.Ş.’nin önerisiyle başladı proje çalışmaları. İdari ofisleri olarak kul-lanmak üzere, bizden Hacettepe Teknopark içinde, enerji verimliliğine sahip bir bina tasarla-mamızı istediler. Yapının ön etüt aşamasında, firma sahiplerinin aynı arazi içinde iki yapı inşa etmeyi ve birini AR-GE binası olarak kendi mer-kez ofislerinin ikametgâhında kullanmayı dü-şündükleri bilgisini aldık. Bu bilgiler ışığında, yaklaşık 200 kişilik bir ofis yapısı projelendirdik. 2500 metrekarelik üç katlı yapıyı, düşük kar-bon salımlı ve yüzde 92’lere ulaşan enerji ve-rimliliğine sahip olacak şekilde planladık. Bunu sağlayabilmek için bütün yapı kabuğu pasif ya-pı ilkelerine uygun olarak yalıtıldı.

Pasif yapı projelerinin standart mimari projelerden farkı nedir?Pasif yapı projelerinde detaylar önem kazanı-yor. Pasif yapılar Türkiye’de alışkın olduğumuz standart yapılardan çok farklı detaylara ve üre-tim süreçlerine sahipler. Öncelikle enerji ve-rimliliğini sağlayabilmek adına, pasif yapıların 15 kwh/metrekare kuralını aşmamak gereki-yor. PHPP sistemine göre bütün mimari detay-lar kontrol ediliyor. Ayrıca duvar ve yalıtım ka-lınlıklarını yerine göre azaltmak veya çoğalt-mak, köşelerdeki detayları yeniden çözmek gerekiyor.

Rüksan Tuna

Page 15: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

projelendirildi. Son katta yer alan küçük ağırla-ma salonu ve mekanik hacmin üzerindeki çatı ise fotovoltaik panellerin yer alacağı teras çatı olarak düşünüldü.

Havalandırma ve ısıtma sistemini nasıl çözdünüz?Pasif yapı ilkelerini karşılamak üzere, ofis kısım-larında pencere açıklıklarını yatay olarak planla-dık. Bütün hacimlerde doğramalar için çift açı-lım; yani hem kanat hem vasistas önererek do-ğal havalandırma imkânı sağladık. Yüksek su ve ısı yalıtımını, hava sızdırmaz detaylarla kuv-vetlendirmek istedik. Bu sisteme göre, ısı geri kazanımlı havalandırma cihazıyla ısıtılan veya soğutulan temiz hava, iç hacimlere pompalana-cak. Bu hava kanallarının asma tavan içinden geçerek kullanımı projelendirildi. Yapıda bunun dışında bir ısıtma yükümüz yok, doğalgaz kul-lanmıyoruz.

Projenin hangi noktaları sizi zorladı?Yapı kabuğunun yekpare olması zorladı. Biz mi-marlar yapıları tasarlarken plastik görünümleriy-le biraz oynamak, girinti ve çıkıntılarla hareket vermek isteriz. Ama pasif yapılarda buna pek izin yok.

Projenin tasarımında nelere dikkat ettiniz?Bize verilmiş olan yüzde 40 imar hakkının çok az bir kısmını kullandık, mümkün olan en az alanla toprağa basan bir yapı tasarladık. Yönet-meliklerimizde yer alan sığınak ve yangın depo-ları gibi teknik hacimleri binanın bodrum katın-da çözdük. Açık otoparkı yapının kuzeyinde yaklaşık 20 araba kapasiteli oluşturduk. Bu oto-park aynı zamanda enerji üretmelidir düşünce-siyle üzerine fotovoltaik panellerin yerleştirildiği bir gölgelik öngördük.

Ağaç hesabımızda çıkan 200 ağacı yaptığımız peyzaj projesiyle en uygun yön ve yerlere yer-leştirdik. Güney cephemize kışın yaprak döken, kuzey cephemize her dem yeşil olan türleri, gö-let etrafına ise yaprak dökmeyen bodur çalı tür-leri yerleştirdik. Ankara bölgesinin endemik tür-lerinin kullanılmasına özen gösterdik.

Yapının mimari özelliklerinden bahsedebilir misiniz?Bina, deprem özelliklerine uygun, radye temelli, betonarme karkas olarak inşa edilecek. Kat yükseklikleri kabadan kabaya 4 metre olacak şekilde projelendirildi. Pasif yapı kriterlerini kar-şılamak ve ısı kayıplarını en aza indirmek üzere, mimari tasarımda girinti ve çıkıntıları azaltarak, yalıtıma önem verdik.

Günışığından en iyi şekilde faydalanmak üzere yapı güneye yönlendirildi. Bu nedenle bütün ofisler ve çalışma hacimleri güney yönünde yer alıyor. Bütün ıslak hacimler ve düşey sirkülas-yon elemanları, asansör ve merdivenler ise ku-zeyde çözüldü. Yaz aylarındaki soğutma yükü-nü azaltmak amacıyla güney cephesine ahşap güneş kırıcılar yerleştirilmesi öngörüldü.

Avan proje aşamasında her mekân için ayrı ayrı günışığı modellemesi yapıldı. Böylece kış ayla-rında enerji kaybını ve gün ısısından azami ka-zanım sağlanması hedeflendi. Bütün doğrama-lar 3 cam katmanlı, pasif ev ilkelerini sağlaya-cak cinsten öngörüldü.

Güney cephede küçük bir gölet tasarladık. Bu gölet yağmur suları için bir toplama havuzu ola-rak işlev görecek. Aynı zamanda çalışanların kahve molalarında dinlendikleri kafeteryanın önünde serin, şık ve dinlendirici bir atmosfer yaratacak. Teras çatı ise üzerinde gezilmeyen, ekstra sulama istemeyen bir yeşil çatı olarak

Vendeka A.Ş. Ofis Binası Güneşlenme Etütleri

Yaz gündönümü Kış gündönümü

İlkbahar ekinoksu

20 Mart

21 Haziran

22 Eylül

21 Aralık

Sonbahar ekinoksu

Pasif yapı projeleri maliyetler açısından daha çok işvereni zorluyor. Gerek pencere ve kapı doğramalarının gerekse doğramalarda kullanı-lan camların belli bir ısı geçirgenlik katsayısına sahip olması lazım. Pasif yapılarda üç camlı bir pencere sistemi kullanılıyor. Aynı şekilde 4-5 cm’lik mantolama kalınlığının yaygın kabul gör-düğü bir ülkede, pasif yapılarda 30-40 cm’lik mantolama kalınlıkları söz konusu. Bütün bu detaylar da maliyeti etkiliyor. Yurtdışında pasif yapı maliyetlerinde yüzde 5-10 arasında deği-şen bir artış söz konusuyken, Türkiye’de bu ar-tış en az yüzde 15-20 dolaylarında seyrediyor.

Malzeme seçiminde nelere dikkat ettiniz?İzocam’dan yalıtım malzemeleri ve kullanımı ko-nularında teknik destek aldık. Bunun yanında malzeme kullanımında, malzemelerin çok az çeşitte ve yerli olması gözetildi. Bununla sade ancak şık bir ofis ortamı yaratmak istedik. Dış duvarlar izolasyon üzeri betopan kaplama ve su bazlı boya, iç duvarlar alçı sıva üzeri su bazlı boya, koridorlar, ıslak hacimler granit seramik kaplama, müdür ve toplantı odaları ahşap kap-lama (sertifikalı), ofis kısımları linolyum öngörül-dü. Asma tavanlar koridorlarda metal, ofislerde taşyünü ve alçı asma tavan olarak projelendiril-di. Bütün aydınlatmalar enerji tasarruflu ve LED olacak.

Hangi aşamada projeniz?Uygulama projelerimizi Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na teslim ettik. Temel kazısı ve hafriyat çalışmaları başladı. Bir yıl içinde tamamlanması düşünülüyor. Projemiz, SEPEV (Sıfır Enerji ve Pasif Ev Derneği) tarafından örnek proje kabul edilerek ödüle layık görüldü. Binamız tamamlan-dığında Türkiye’nin ilk pasif ofisi olacak. Gazian-tep de, pasif yapı ilkeleriyle inşa edilen Ekolojik Bina projesiyle belediyecilik anlamında örnek bir çalışma gerçekleştirdi. Türkiye’de pasif yapı projelerin giderek çoğalacağına inanıyorum.

Page 16: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

16

Yalıtım, enerji verimliliğine katkı sağlayabilecek unsurlar arasında ilk sıralarda yer alıyor

Gerçekleştirdiği projeler ve yer aldığı etkinlikler-le enerjiyi ve enerji kaynaklarımızın etkin kullanı-mını teşvik etmeyi hedefleyen İzocam, son dö-nemde geliştirdiği enerji tasarrufu sağlayan ürün ve sistemleriyle enerji kaybını en aza indir-meyi hedefliyor.

Yalıtım konusunda 49 yıllık bilgi birikimi ve uz-manlığa sahip İzocam’ın Genel Müdürü Nuri Bulut; “Araştırmalarımız 2012’de 236,5 milyar dolara ulaşan toplam ithalatımız içinde enerji it-halatının % 25,4 pay ile 60,14 milyar dolar tuta-rında bir faturaya denk geldiğini gösteriyor. Bi-rincil enerji tüketiminin yerli üre-timle karşılanamama oranı ise % 72’yi aşmış durumda… Bu düze-yiyle enerji ithalatı, dış ticaret açı-ğının en önemli kısmını oluştur-maktadır. Cari açığı daha düşük seviyelere indirmek ve enerjide aşırı dışa bağımlılığımızı azaltmak için enerji verimliliği ve uygulama-ları şart. Yalıtımın önemi de bu noktada tüm etkileyiciliğiyle karşı-mıza çıkmaktadır. Yazın serinler-ken, kışın ise ısınırken bulunulan ortamları uzun süre konforlu kıl-mak ve bunu sağlarken de sür-dürülebilirlik önce yalıtımla olabi-lir. Bu nedenle binaları enerji ta-sarruflu hale getirmeli, enerjiyi ve-rimli kullanmalı, yaşam tarzımızı ve davranışlarımızı değiştirmeliyiz” diyerek yalıtımın enerji verimliliğiy-le olan yakın ilişkisini özetliyor.

2009 verileri ile OECD ortalaması-nın (0,18) % 50 üzerinde gerçek-leşen ülkemiz enerji yoğunluğunu (0,27) azaltmada hali hazırda bu-lunan yerli ve ekonomik enerji ve-rimliliği teknolojisi olarak yalıtım hem sanayi hem de binalar için önemli fırsatlar sunuyor. Fırsatlar sadece enerji tasarrufu ile azalan tüketimin ülke ve birey ekonomisi-ne katkısı olarak değil, bunu ger-çekleştirmek için mühendis ve mi-mardan işçiye, üretimden uygula-maya ihtiyaç duyulacak çok yönlü istihdamın sosyal kalkınmada olumlu etkisi olarak da değerlen-diriliyor.

2012 itibariyle ülkemizde 9 milyon binada 20,4 milyon konuttan oluşan mevcut stoğun –2000 yılında mecburi olarak yürürlüğe giren TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı dikkate alındığında– bina stoğunun % 10,6’sının, konut stoğunun ise % 20,6’sının iyimser tahminle % 60 tasarruf öngören standarda uyumlu inşa edildiği tahmin ediliyor.

Enerji tasarrufuna katkı sağlayan enerji verimli binaların hem ekonomiye hem de çevreye azımsanmayacak ölçekte faydası bulunduğu-nu söyleyen Bulut, pasif ev kavramından türe-

miş ve biyo iklimsel tasarımı hedefleyen, sürdü-rülebilir, ekolojik, ekonomik ve sosyal etmenleri göz önünde bulunduran Multi Konfor Binalar’ın, yüksek enerji tasarrufuyla birlikte azami ısıl konfor sunduğunu söylüyor. Kusur-suz akustik ve görsel konfor, kaliteli iç ortam havası, yangın korunumu ve güvenliği sağla-yan, hem iç mekânlarda hem de dış mekânlarda son derece esnek tasarım çözüm-leri barındırabilen Multi Konfor Binalar en az % 90 enerji tasarrufu hedefliyor.

Bulut, yüksek enerji verimliliğine olanak tanıyan Multi Konfor Bina konseptine en yakın yapılara ise “kalın” uygulana-cak yalıtım ile ulaşılabileceğine dik-kat çekiyor. ”Kullanılacak yalıtım malzemesinin daha kalın kullanıl-ması, sistemdeki diğer maliyetleri artırmadan tasarrufun orantılı bir şe-kilde artırılmasını sağlamaktadır. Ör-neğin sıvalı dış cephe ısı yalıtım sis-teminde 5 santimetre yalıtım yerine 10 santimetre yalıtım yapılması du-rumunda yalıtım uygulamasının anahtar teslim maliyeti yüzde 30 artmasına rağmen, ısı yalıtım direnci ve tasarruf potansiyeli yüzde 100 artmaktadır.”

Enerji giderleri büyük oranda azaltıl-mış yaşam alanları inşa edilmesin-de yalıtımın etkisi dikkat çekici sevi-yelere ulaşabiliyor. Türkiye günde-mindeki kentsel dönüşüm, özellikle çarpık yapılaşma içindeki niteliksiz konut stoğunun hızla ve güvenli ye-nilenmesi, daha etkin enerji verimli-liği sağlanması, sağlıklı çevre orta-mına kavuşulması açısından önem-li bir fırsat olarak görülüyor. Kentsel dönüşümde yapılacak binaların enerji tüketimlerinin daha fazla sınır-landırılması; AB’nin 2020 hedefleri gibi Türkiye’nin de İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı ve Enerji Verimli-liği Strateji Belgesi'ndeki hedeflerini destekleyecek, yenilikçi uygulama-ların yaygınlaşmasını sağlayacak. Bunun gerçekleşebilmesi için doğ-ru ve işinin ehli kişilerce uygulan-mış kalın yalıtım faktörünün de göz ardı edilmemesi gerekiyor.

İzocam'dan Haberler16

Bilinçli enerji kullanımının ve enerji tasarrufunun ülkeler ve toplumların kalkınmasında önemli rol oynadığını hatırlatmak amacıyla her yıl Ocak ayının 2. haftası “Enerji Verimliliği Haftası” olarak kabul ediliyor. Bu yıl 33. kez kutlanacak olan Enerji Verimliliği Haftası, kaynaktan son kullanıma kadar enerjinin her aşamada verimli ve etkin kullanımına dikkat çekmeyi amaçlıyor.

A. Nuri Bulut

Page 17: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

İzodemi “kurumsallaşma ve markalaşma” eğitimleri tamamlandı

İzocam'ın düzenlediği ve Kasım ayında Bursa’da başlayan İzodemi eğitimleri Samsun, Ankara, İz-mir, Antalya, Adana, İstanbul; Aralık ayında ise; Erzurum ve Trabzon'da devam etti. 10 Aralık 2013 tarihinde Diyarbakır’da son bulan İzodemi eğitimlerinden toplam 204 kişi yararlandı.

İzodemi eğitimlerinde küresel ve ulusal örnekler-le kurumsallaşma ve markalaşmanın faydaları, bu süreçte firmaların karşılaştığı güçlükler ve yanlış inanışlar hakkında bilgiler paylaşıldı. Eği-timlerde İzocam bayilerinin kurumsallaşma ve markalaşma konularında bilgi sahibi olmaları ve iş hayatındaki değişim karşısında ne gibi strateji-

ler geliştirmeleri gerektiği konularına değinildi. İzodemi eğitimlerinde bayilerin birbirleri ile fikir alışverişinde bulunmaları sağlandı ve İZOCAM markasının, bayilerin küresel gelişime ayak uy-durabilmeleri için yapacakları çalışmaları destek-leyen bir marka olduğu vurgulandı.

İzodemi’nin “Kurumsallaşma ve Markalaşma” konulu eğitiminde bazı başlıklar öne çıktı:

Kurumsallaşma nedir?Kurumsallaşma; sorunsuz işleyen, esnek ve ge-liştirilebilir sistemler kurmaktır. Sistemin esnek ol-ması, belirli standartlara sahip olmadığı anlamına gelmez. Esneklikten kasıt, değişime uyum sağlayabilmektir. Dünyada baş döndürücü hızla yaşanan değişim ve dönüşüme ayak uydurabilmek için sistemlerin geliştirilebilir olması da şarttır.

Kurumsallaşmanın faydaları nelerdir?• Kurumsallaşma, sistemli bir iş yapı-

sına sahip olmaktır. • Kurumsallaşma sayesinde kay-

naklarınızı daha etkin kullanırsınız, onları yönetebilirsiniz.

• Kurumsallaşma sayesinde çalışan-ların görev ve yetkileri belirli olur ve bu sayede çalışanların verimi artar.

• Kişiye bağımlı şirketlerin ömürleri, kurucuları-nın ömürleri kadardır. Kalıcılık için, sistemler kurmak ve işlerin bu sistemler üzerinden iler-lemesi gereklidir.

Kurumsallaşma konusunda yanlış inanışlar:"Kurumsallaşma, karmaşık bir yapı kurmaktır.”Doğrusu: “Kurumsallaşma sadeleşmektir.”

“Kurumsallaşma onay mekanizmalarını arttır-maktır”Doğrusu: “Kurumsallaşma, işinin uzmanı insan-lara yetki vermekle gerçekleşir.”

“Kurumsallaşma yönetici sayısını ve maliyetleri arttırır.”Doğrusu: “Kurumsallaşma işinde uzman insan-ları işin başına getirmektir.”

“Bir şirketin kurumsallaşabilmesi için büyük ol-ması gerekir.”Doğrusu: “Sadece iki çalışana sahip bir şirket de kurumsallaşabilir.”

Bir İzocam bayisi nasıl kurumsallaşabilir?Kurumsallaşma süreci yönetimden bağımsız şe-kilde gerçekleştirilemez. Yönetim, kurumsallaş-ma süreciyle ilgili hedefleri belirler, bu hedeflerin takibini ve gerekli düzenlemeleri yapar, çalışan-ların kurumsallaşma sürecine uyumunu sağlar, görev ve yetki dağılımlarını yapar.

Kurumsallaşmak için neler yapmak gerekir?1. Şirketin mevcut durum analizinin yapılması2. Şirketin yönetim yapısının belirlenmesi3. Planlama sistemlerinin kurulması4. Kurum kültürünün oluşturulması

Markalaşma nedir?Marka, sizi benzerlerinizden ayıran, öne çıkaran, tercih edilmenizi sağlayan farklılıktır. Markalaşma, bir şirketin kalıcı olabilmesi ve büyüyebilmesi için en önemli faktörlerden biridir. Marka, müşteriye güven sağlar. Satın alma kararını kolaylaştırır.

Neden markalaşamıyoruz?1. Amaçsız hareket etmek2. Odaklanamamak3. İnsan kaynaklarını ihmal etmek4. Markalaşmayı reklam vermek zannetmek

Bir İzocam bayisi nasıl markalaşır?Marka mimarisi dört adımdan oluşur: Analiz, ko-numlandırma, uygulama ve değerlendirme.

Markalaşma ve Marka ÇarkıMarka çarkı 4 unsurdan oluşur: Yönetimin viz-yonu, ürün veya hizmet, satış ve pazarlama ağı, reklam ve iletişim.

1. Yönetim, doğru çalışanları işe alır ve uyum içinde çalışmalarını sağlarsa, markalaşma sü-

recindeki önemli bir engel aşılmış olur.2. Kalitesiz bir ürünle, kötü hizmetle mar-ka olamazsınız. Ürününüzün kaliteli ol-ması önemlidir. Daha önemli olan ise, bunu müşterinize anlatabilmenizdir.3. Satış ve pazarlama ekibinize hedefler vermeniz ve kontrol etmeniz güçlenme-nizi sağlayacaktır. Müşterilerinizi düzenli ziyaret eder, istek, ihtiyaç ve beklentileri-ne cevap vermeye çalışırsanız, ilişkileri-niz güçlenecektir.4. Reklam ve iletişim markalaşmanızı ko-laylaştırır. Reklam, markanın cilasıdır. Di-ğer aşamaları başarı ile uygularsanız ya-pacağınız reklam markanızı parlatır. Reklam ve iletişimde süreklilik çok önemlidir.

İzocam’ın her yıl bayi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediği İzodemi eğitimleri tamamlandı. Her yıl farklı bir temayla gerçekleştirilen İzodemi eğitimlerinin bu yılki konusu “Kurumsallaşma ve Markalaşma” oldu.

Page 18: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

18 Röportaj18

Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Enerji Ve-rimliliği Eğitim Binası’nın yapılmasına ön ayak olan ve Avrupa Birliği Leonardo da Vinci prog-ramı çerçevesinde gerçekleştirilen, “Yapı Sek-töründe Enerji Verimliliği Uygulamaları: Pasif Evler” projesi, 2012’de Avrupa Birliği Bakanlığı tarafından Türkiye’de uygulanan yaklaşık 400 Leonardo da Vinci projesi arasından birinci se-çilmişti. Proje kapsamında, Nisan 2013’te te-meli atıldı.

“Yapı Sektöründe Enerji Verimliliği Uygulamala-rı: Pasif Evler” projesinin sahibi Baran Yapı’nın müdürü Yıldırım Yılmaz, AİBÜ Enerji Verimliliği Eğitim Binası’nın inşası tamamlandığında enerji verimliliği konulu eğitim ve çalıştaylara ev sahip-liği yapacağını belirtiyor.

“Yapı Sektöründe Enerji Verimliliği Uygulamaları: Pasif Evler” projesi ile amaçlanan neydi; projenin hikâyesinden bahsedebilir misiniz?Enerjinin ekonomik ve sosyal kalkınmanın en önemli girdilerinden biri oluşundan hareketle bu projeye adım attık. Enerji, toplumların yaşam standardının yükseltilmesinde önemli rol oynar. Sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması da yine enerjiyle mümkündür. Ancak, enerji tüketimin-deki hızlı artışa bağlı olarak ozon tabakasının in-

İlk hedef enerji verimliliği bilincine sahip KOBİ’lerin kurulmasını sağlamakAbant İzzet Baysal Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi bünyesinde eğitim vermek üzere temeli Nisan 2013’te atılan Enerji Verimliliği Eğitim Binası, Türkiye’nin ilk pasif eğitim yapısı olacak. Projenin sahibi Baran Yapı’dan Yıldırım Yılmaz, enerji verimliliği konusunda bilinçli ve nitelikli insanlar yetiştirmeyi hedeflediklerini belirtiyor.

celmesi, sera gazı salımlarının yükselmesi gibi çevresel sorunlar enerji verimliliğini gündeme getirdi. Bu amaçla, tüm dünyada enerji verimlili-ğini artırmaya yönelik çalışmalara yoğunlaşıldı. Kullanılan enerjinin büyük kısmının yapılardan kaynaklanmasından dolayı, yapı sektöründe enerji verimliliği yüksek binaların inşa edilmesi, dünyanın önem verdiği konular arasında ön sı-ralarda yer almaya başladı.

En az seviyede enerji kullanılan bu yapılar “pasif ev” olarak adlandırılıyor. Bu evlerde tasarrufun en büyük kalemini ise yalıtım oluşturuyor. Pasif yapı standartlarında, binalarda ısıtma ve soğutma enerjisi tüketiminin yılda metrekare başına 15 kWh’in altında kalması hedefleniyor. Buna karşı-lık Türkiye’deki yalıtımsız binalarda, yılda metre-kare başına enerji tüketimi 300-350 kWh’e kadar çıkıyor. Diğer yandan enerji verimliliği bu kadar önemliyken, işsiz bir çok gencin olması ve işsizli-ğin her geçen gün artması da düşündürücüdür. Yapı sektöründeki KOBİ’ler enerji verimliliği konu-sunda kalifiye eleman bulamadığı için yeterince enerji verimliliği yüksek bina yapılamıyor.

“Yapı Sektöründe Enerji Verimliliği Uygulamala-rı: Pasif Evler” projesiyle, “pasif ev” dediğimiz yüzde 85 enerji verimliliğine sahip binalar konu-sunda kalifiye eleman yetiştirmeyi ve toplumu-muzda enerji verimliliği bilinci oluşturmayı he-defledik. Bu çerçevede, ülkemiz için yeni bir konu olan bu alanda KOBİ’lerin kurulmasını sağlayarak istihdam yaratmayı; daha az enerji harcayarak dışa bağımlılığımızı azaltmayı; istih-dam odaklı sürdürülebilir bir büyüme çerçeve-sinde nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesini, istih-dam imkânlarının geliştirilmesini, işgücü piyasa-sının etkinleştirilmesini ve elbette çevrenin ko-runmasını amaçladık.

Yıldırım Yılmaz

Page 19: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

Toplam 600 metrekarelik üç katlı eğitim merke-zinin elektrik enerjisi gün ışığı ve güneş enerji-siyle elde edilecek. Akıllı bina otomasyon sis-temleri uygulanacak. Isıtma ve soğutma sistem-leri elektrik ısı pompasıyla çalıştırılacak. Su ve ses yalıtımı uygulamalarının detay ve kesitleri bi-na ziyaretçilerinin izleyebileceği şekilde sunula-cak. Aynı şekilde, binada uygulanan verimli ay-dınlatma tekniklerinin uygulama detaylarını da ziyaretçiler izleyebilecek.

Enerji Verimliliği Eğitim Merkezi’nde kullanılacak yalıtım malzemelerinin seçiminde nelere dikkat ettiniz? Hangi yalıtım malzemeleri, hangi kalınlıkta kullanılacak?Pasif yapı sistemlerinde yalıtım malzemelerinin

Ulusal bazda ise; enerji arz güvenliğinin sağlan-masını, enerji yatırım ihtiyaçlarımız ve ithalat ba-ğımlılığımızın azalmasını, ekonomik büyümenin iyileştirilmesini, temiz çevrenin korunmasına katkı yapmayı, enerji verimliliği bilincinin toplu-mun her kesiminde yaygınlaşmasını, pasif ev imalatı konusunda teknoloji transfer etmeyi he-defledik. Mümkün olursa Bolu’da örnek bir pa-sif ev yapılmasını da planlıyoruz.

Proje için çalışmalar ne zaman başladı? Projeniz şu anda hangi aşamada?Toplam 65 kişiden oluşan proje katılımcılarımı-zın eğitimlerini ve proje ortağı ülkelerdeki pasif yapı uygulamalarına ziyaretlerini içeren “hare-ketlilik faaliyetimiz”, Ekim-Kasım 2012 tarihlerin-de gerçekleşti. Bu kapsamda AB’nin enerji ve-rimli yapı imalatı konusunda tecrübeli ülkelerin-den Almanya, Belçika, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti’nde yer alan ve her biri inşaat, yalı-tım ve pasif ev imalatı konularında uzman olan ortaklarımızla eğitim çalışmaları gerçekleştirdik.

Elde ettiğimiz tecrübelerle ve sponsor firmala-rın destekleriyle, ülkemizde enerji verimliliğine dikkat çekmek ve bu konuda eğitim verilmesi-ni sağlamak için Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde pasif ev standartlarında bir "enerji verimliliği eğitim merkezi" inşa edilmesi kararını aldık. Bu doğrultuda, Baran Yapı ola-rak Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörlüğü ile 6 Mart 2013 tarihinde bir protokol imzala-dık. Proje bütçesi tahmini 900.000 TL olarak belirlendi. Temel atma törenimizi ise 18 Nisan 2013 tarihinde gerçekleştirdik. İnşaat çalışma-larımız sürüyor.

Yapının proje ve inşa sürecine hangi uzmanlar, hangi alanlarda dahil oldu?Enerji Verimliliği Eğitim Merkezi’nin proje koor-dinatörü, Abant İzzet Baysal Üniversitesi öğre-tim görevlisi Murat Özkan. Eğitim merkezinin projelendirmesini yapan Ekho Mimarlık, aynı zamanda çözüm ortağımız ve teknik danışma-nımız olarak görev yapıyor.

Yapının mimari özelliklerinden ve gelecekteki fonksiyonundan bahsedebilir misiniz?AİBÜ Enerji Verimliliği Eğitim Binası pasif yapı standartlarında olacak. Bu standartlara göre; ısıtma ve soğutma için kullanılan enerjiden yüzde 90 oranında tasarruf yapabilecek ve yıl-da metrekare başına 15kWh’in altında enerji harcayacak. Ayrıca harcadığı enerjiyi yenilene-bilir enerji kaynaklarından elde ettiği için, sıfır karbon emisyonu da sağlayarak doğaya dost bir yapı sistemine sahip olacak. Binanın, Al-manya Pasif Ev Enstitüsü’nün yapacağı öl-çümler sonrası “Pasif Ev” sertifikasyon belgesi-ni de alarak ilk pasif eğitim binası olmasını he-defliyoruz.

AİBÜ Enerji Verimliliği Eğitim Merkezi, özellikle Mühendislik Fakültesi öğrencilerinin eğitim bi-nası olarak kullanılacak. Ayrıca insanları enerji verimliliği konusunda bilinçlendirme amacıyla, çeşitli etkinliklere de evsahipliği yapacak.

kalınlığı da çok önemli. Daha kalın yalıtım mal-zemeleri kullanılması yalıtım için yapılan yatırım-dan azami fayda ve verim elde etme olanağı sağlıyor. Isınma ve serinleme giderlerini düşürü-yor. Bu yüzden seçtiğimiz yalıtım malzemeleri-nin kalın olmasına özen gösterdik.

Binanın ısı yalıtımı için; duvarlarda ısı iletkenlik katsayısı (λ) 0.031 W/mK olan, 250 mm kalın-lığında eps kullanmayı uygun gördük. Temel altında, ısı iletkenlik katsayısı (λ) 0.035 W/mK olan, 300 mm kalınlığında ve 35 ton/m2 bas-ma mukavemetine sahip xps kullandık. Çatı ısı yalıtımı içinse, ısı iletkenlik katsayısı (λ) 0.030 W/mK olan, 250 mm kalınlığında ve 20 ton/m2 basma mukavemetine sahip xps malzeme-yi tercih ettik.

Page 20: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

20 Röportaj20

Gaziantep Ekolojik Bina projesinin yapım işleri-nin genel koordinatörlüğünü yürüten Seda Müftüoğlu Güleç, Çukurova Üniversitesi Mi-marlık Fakültesi’ndeki lisans eğitimini 2008’de tamamlamış. Üniversite yıllarında ilgiyle takip ettiği “ekolojik mimarlık”, “enerji ve su etkin ya-pılanma kriterleri” konularını içeren yüksek li-sans çalışmalarını İstanbul’da Haliç Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra 2011’de memleketi Gaziantep’e dönmüş. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı’na bağlı Ekolojik Kent Tasarım Müdürlüğü’nde, ekoloji ve enerji projeleri üzeri-ne çalışan Seda Müftüoğlu Güleç, aynı zaman-da Zirve Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Müftüoğlu, üniversitede verdiği “Environmental Control” (Çevresel Kontrol) dersi kapsamında, öğrencileriyle birlikte çevre-ye duyarlı yapılarla ilgili keyifli projeler yürütü-yor. Güleç’e göre, “İnsanlar sadece ısı yalıtımıy-la bile binalarında ne kadar enerji tasarrufu sağlayacaklarının bilincinde değil.”

Gaziantep Ekolojik Bina projesi nasıl doğdu? Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin 3200 hektar alanda planladığı Ekolojik Kent projesi için örnek bir yapı yapma fikriyle 2010 yılında doğdu. Gaziantep Ekolojik Kent projemizde dikkat çektiğimiz hususlar insan ve doğa ara-sında denge kuran, bölgenin ekolojik değerle-rini koruyan, atık yönetimi olan, yaya ve bisiklet

“Yapı tasarlama bilincimizi kökten değiştirmeliyiz”Gaziantep Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı’na bağlı Ekolojik Kent Tasarım Müdürlüğü’nde görev yapan Y. Mimar Seda Müftüoğlu Güleç, pasif ev ilkeleriyle inşa edilen Gaziantep’teki Ekolojik Bina’da yüzde 90 oranında enerji tasarrufu sağladıklarını belirtiyor.

ulaşımına öncelik veren, karbon salım oranı düşük, sürdürülebilir tarım ve hayvancılığın ge-liştirildiği, sağlıklı yaşam merkezlerini içinde ba-rındıran bir kent olmasıdır. Yalıtımlı, az enerji tü-keten, mümkünse enerjisinin bir kısmını kendi sağlayan yapılar inşa edilmesi için vatandaşı

teşvik etmeye çalışıyoruz. Evlerini bu ilkelere göre inşa edenlere yüzde 30’a kadar emsal ar-tışı vererek teşvik sağlıyoruz. Ekolojik Bina’nın projelendirilmesi ve ortaklarının belirlenmesin-den sonra 2011’de Gaziantep Üniversitesi ile birlikte İpekyolu Kalkınma Ajansı’na projemizi sunduk. “2011 Turizmde Mali Destek Progra-mı” kapsamında İpekyolu Kalkınma Ajansı, pro-jemizi "en iyi proje" seçerek destek verdi.

Projeye siz nasıl dahil oldunuz? Gaziantep Ekolojik Bina projesi İpekyolu Kal-kınma Ajansı’na sunulduğunda sürece dahil ol-dum. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne giriş amacım da, uzmanlık dalımla ilgili Türkiye’de öncü olacak projelerde çalışmaktı. Projemizin inşaatı Ağustos 2012’de başladı, Eylül 2013’te ise tamamlandı.

Ekolojik Bina'nın işlevi ve kullanım mekânlarından bahsedebilir misiniz?Gaziantep Ekolojik Bina, 320 metrekarelik bir alana sahip, kamu yararına hizmet verecek bir yapı niteliğindedir. Tanıtım ve Bilgilendirme Merkezi olarak hizmet veriyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının anlatılacağı ve tanıtılacağı 60 kişilik konferans salonuna sahip, örnek bir bina olarak tasarlandı. Binanın girişinde gerek ziyaretçilerin bilgi edinebilmesi, gerekse öğren-cilerin çalışabilmesi için bilgisayarlar yer alıyor. Esnek kullanım imkânına sahip dinlenme, bek-leme ve sergi alanları da kullanıma açıldı.

Seda Müftüoğlu Güleç

Page 21: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

Pasif yapılar, içerisinde ikâmet edenlerin konfo-runu az miktarda enerjiyle ısınma ve soğutma yaparak sağlıyor. Gerekli oda sıcaklığına ulaşa-bilmek için temiz havayı ısıtarak ya da soğuta-rak gerekli ısıl rahatlığı sağlayabilen pasif yapı-lar, Türkiye’deki standart binalara oranla, ısıtma ve soğutmada yüzde 75 daha fazla tasarruf sağlıyor. Gaziantep Ekolojik Bina aynı zaman-da, Amerikan Yeşil Binalar Sertifikasyon siste-mi olan LEED Platinium adayıdır. Ekolojik Bina’nın enerji modellemesinin yanında günışı-ğı modellemesi, sistemlerin işletmeye alınması ve inşaat planları da LEED sertifikasına göre hazırlandı. Kurumsal binalardaki yüksek enerji tüketimi ve bina kullanıcı konforunun çalışma verimliliğiyle olan bağlantısı, yeşil bina tasarım ve sertifikasyonunun önemini arttırıyor. Özellik-le kendi kullanacağı binayı inşa ettiren kurum-ların ön tasarım aşamasından itibaren yeşil bi-na yaklaşımlarına göre projeyi uygulamaları, bi-nanın ömrü boyunca gerçekleşen işletme gi-derlerinde önemli azalmalar sağlıyor.

Hangi yalıtım malzemelerini tercih ettiniz Ekolojik Bina’da?Binada kullanılan camyünü ve taşyünü malze-melerde İzocam’ın ürünlerini tercih ettik. Cep-hede 40 cm’lik camyünü, temelde ve çatıda 30 cm’lik xps kullandık. Konferans salonunda-ki ahşap akustik panellerin arkasında ise ses yalıtımını sağlayabilmek için 4 cm’lik taşyünü, döşemelerde 5 cm’lik taşyünü yüzer döşeme levhası kullandık.

Gaziantep Ekolojik Bina’nın karbon salım ve enerji tüketim değerleri nedir?Pasif ev sertifikalı yapıların, standart bir yapıya göre en az yüzde 75 oranında enerji tasarrufu sağlaması gerekir. Biz, detay çözümleri ve ter-cih ettiğimiz sistemlerle binamızda yüzde 90 oranında enerji tasarrufu sağladık. İhtiyaç duy-duğumuz enerjinin tamamını ise bahçemize kurduğumuz fotovoltaik panellerden üretiyo-ruz. Ekolojik Bina’mız şu anda sıfır enerji ihtiya-cı olan ve kendi enerjisinin tamamını kendisi üretebilecek kapasitede bir yapıdır.

Projeniz dünyada nasıl bir ses buldu, nasıl tepkiler aldı?Gaziantep Büyükşehir Belediyesi olarak, sade-ce Gaziantep Ekolojik Bina ile değil, çevreye duyarlı diğer projelerimizle de büyük ilgi gör-dük. Dünyanın en büyük ekolojik yapılar kon-feransı olan ve Londra’da gerçekleşen EcoBuild 2013’te binamızı ve Ekolojik Kent projemizi anlattık. Hedeflerimiz büyük olunca

Yapının çevresiyle uyumlu bir tasarıma sahip olabilmesi için ne gibi kriterler göz önünde bulunduruldu?Yapı bulunduğu alanla ilişkisini kuzey ve gü-ney cephesindeki duvarlarla sağlıyor. Binanın cephesinde oluşturulan yapı kabuğundaki pencere açıklıkları gün ışığından maksimum derecede faydalanmak üzere planlandı. Kuzey cephesinde camlar daha küçük tutulurken, kı-şın ısınma ihtiyacını en iyi şekilde sağlamak amacıyla güney cephesinde geniş açıklıklı camlar kullanıldı. Aynı zamanda güney cephe-deki pencerelerin önüne kışın yapraklarını dö-ken, yazın ise yapraklarını açan ağaçlar dikile-rek doğal gölgeleme elemanları oluşturuldu. Bu sayede yazın oluşacak aşırı sıcağın etkisi engellenmeye çalışıldı.

Projede kullandığınız pasif yapı sistemleri hangileri? Ekolojik Bina’nın en önemli özelliği üst düzey ısı yalıtımıyla enerji gereksinimini en alt seviye-ye indirmesidir. Yapı kabuğunu dışarıdan sar-malayan 40 cm kalınlığında camyünü ısı yalı-tım levhaları uygulandı. Ayrıca yenilenebilir enerji sistemlerinden olan fotovoltaikler saye-sinde bina tüm elektrik ihtiyacını kendi üretebi-liyor. LED armatürler sayesinde aydınlanma için en alt seviyede enerji harcanıyor. Isı kaybı-nı engellemek için üç camlı pencere sistemi kullanıldı. Binanın temiz hava ihtiyacı toprak al-tına döşenen borular ve ısı geri kazanımlı sant-raller sayesinde sağlandı. Dışarıdan alınan ha-va yazın toprak altındaki serinlikten, kışın ise sı-caklıktan faydalanarak devreye alınıyor. Bina-nın ısınmasında ve soğumasında, alternatif enerji kaynakları olan sudan-suya ısı pompası ile yerden ısıtma ve serinletme sistemleri kulla-nılıyor. Gri su dediğimiz, foseptik atığı içerme-yen evsel atık suyu arıtarak rezervuarlara gön-derip su kullanımını azaltmayı hedefledik. Yağ-mur suyundan da faydalanıyoruz; yağmur su-yunu depoda toplayarak bahçe sulamasında kullanıyoruz. Yeşil çatı sistemiyle hem ısı yalıtı-mına katkı sağlıyoruz hem de doğaya verilen karbondioksit salımını azaltıyoruz. Pasif yapı kri-terlerine göre, binanın hava sızdırmazlığını olumsuz etkilediği için, Ekolojik Bina’nın elekt-rik tesisatını oluşturan kablolar duvarın içinden değil, dışından kablo kanalıyla sağlanıyor. Pey-zajımızda rulo çim yerine, yörede yetişen ve az su isteyen, az bakım gerektiren bitkilere yer verdik. Sudan tasarruf için damla sulamayı ter-cih ettik. Bütün pasif yapı uygulamalarımızı ve nedenlerini Ekolojik Bina’yı gezecek ziyaretçi-ler için hazırladığımız bilgilendirme notlarında da açıklıyoruz.

Projenin şu an için sahip olduğu bir enerji sertifikası var mı? Gaziantep Ekolojik Bina, Almanya’daki Pasif Ev Enstitüsü (PassivHaus Institut) tarafından sertifi-kalandırılan Türkiye’nin ilk pasif ev adayı aynı zamanda. Pasif yapılar, Pasif Ev Enstitüsü’nün belirlemiş olduğu standartlar doğrultusunda ta-sarlanıyor ve inşa ediliyor. Daha sonra bu yapı-lar enstitünün vermiş olduğu standartlara uy-gun olmalarına bağlı olarak sertifikalandırılıyor.

ilgi ve tebrikler de bir o kadar büyük oldu. Fransız Ekonomi Bankası, Ekolojik Kent proje-mizin 55 hektarlık alanını kapsayan Merkezi İş Alanı bölgesinin, bizden hiçbir kaynak talep et-meksizin enerji ve su açısından uygulanabilir-lik çalışmalarını hazırlıyor. Hazırlanan rapor kapsamında alandaki mevcut su ve enerji kay-nakları araştırılarak en doğru sistemin uygulan-ması için fikirler geliştiriliyor. Kurgulanan son senaryoya göre, alanın ısıtma ihtiyacının yüzde 60’ı yenilenebilir enerji kaynaklarından sağla-narak, sera gazı salımı yüzde 55 oranında en-gellenmiş olacak. Bu oran 4600 tonluk kar-bondioksit salımının engellenmesine eşdeğer-dir. Ayrıca alanın su verileri; mevcut su kaynak-ları ve su tüketim oranları incelenerek önemli miktarda verimlilik sağlanacak.

Bunların yanı sıra, ISOVER firmasının düzenle-diği Uluslararası Öğrenci Yalıtım Yarışması’nın 2014 yılı konusu “Multi Konfor Binalar / 2014: Yarının Okulu Gaziantep” olarak belirlendi. Ko-nu kapsamında tasarlanacak proje arazisi ola-rak da Gaziantep Ekolojik Kent içerisindeki okul alanı seçildi. 23 ülkeden 1000’i aşkın mi-marlık fakültesi öğrencisi yarışmaya Ekolojik Kent alanı içerisindeki okul alanına yapacakları tasarımlarıyla katılacak.

Türkiye’de pasif evlerin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Gaziantep Büyükşehir Belediyesi olarak, sera gazı salımlarının düşürülmesi ve olası iklim de-ğişikliğinin etkilerinin azaltılması ve uyum politi-kaları kapsamında Türkiye’nin ilk iklim eylem planını hazırladık. Bir sanayi şehri olan Gaziantep’te beş adet organize sanayi bölgesi bulunuyor. İklim Eylem Planı’na baktığımızda, sektörlere göre enerji tüketim oranlarının dağılı-mında sanayi sektörünün yüzde 34’le birinci sı-rada olduğunu görüyoruz. Konutlar ise yüzde 33’lük enerji tüketim oranıyla ikinci sırada yer alıyor. Yani sanayi ile konutlar neredeyse yarışır durumda. İnsanlar sadece ısı yalıtımıyla bile bi-nalarında ne kadar enerji tasarrufu sağlayacak-larının bilincinde değil. Benim düşünceme gö-re, nitelikli ve konforlu binalarda yaşamak için öncelikle inşa etme şeklimizi değiştirmemiz ge-rekiyor. Yapıları tasarlarken mevcut arazinin rüzgâr, güneş verilerini kullanmalıyız. Arazi eğimlerini ve bölgenin ekolojik özelliklerini göz ardı etmemeliyiz. Kısacası öncelikle mimari ta-sarımı doğru yapmalı ve yapı bilincimizi kökten değiştirmeliyiz.

Page 22: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

Röportaj22

Mimar Erden Güven, Türkiye’deki önemli anıtsal yapılardan Cizre Kalesi, İstanbul Rumeli Hisarı, Nizip Fevkani Kilisesi, Gaziantep Aziz Bedros Ki-lisesi, Gaziantep Şıh Fetullah Külliyesi’nin rölöve ve restorasyon projelerinin sahibi. Bunların yanı sıra dört ve beş yıldızlı otel projeleri, iş merkezle-ri, plazalar, sağlık yapıları, çeşitli konut projeleri ve kentsel dönüşüm kapsamında da kentsel ta-sarım projeleri üreten Güven; kültür ve anıtsal varlıkların rölöve, restorasyon projelerinin asıl beslenme kaynağı olduğunu ifade ediyor.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin “pasif ev” çalışmaları nasıl başladı? Pasif ev projesi, aslında Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne sunduğum, Gaziantep Kilis Yolu Konut Alanı Kentsel Tasarım Projesi ile doğdu. Bu nedenle öncelikle bu projeden bahsetmekte fayda görüyorum. Toplam 33 milyon metrekare olmak üzere, ilk etapta 7 milyon metrekare alan üzerinde oluşturulacak ve 200 bin insanın yaşa-yabileceği bir ekolojik kent projesiydi bu. Gazi-antep Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey projeye en başından beri inanarak çok destek verdi. Gaziantep Büyükşehir Beledi-

“Çevre ve şehircilik adına daha kökten bir dönüşüm ve değişim lazım”E-G Mimarlık’tan Mimar Erden Güven, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne önerdiği Ekolojik Kent projesiyle başlayan ve Türkiye’nin ilk “pasif ev” sertifikalı yapısı olan Ekolojik Bina’ya uzanan yolculuğu anlattı. Güven, Gaziantep’te yaklaşık 3200 hektar alanda planlanan Ekolojik Kent projesinin, dünyadaki en büyük ekolojik uygulama imar planı olduğunu belirtiyor.

yesi Ekolojik Kent Şube Müdürlüğü tarafından yürütülen ve Fransız Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen Ekolojik Kent Projesi’nin altyapı ça-lışmaları Şubat 2013’te başladı.

Projenin amacı, tükettiği enerjiyi en aza indiren ve tükettiği enerjinin bir kısmını doğal kaynakları ve atıkları ile geri kazanabilen bir mahalle oluş-turmaktı. Böylece alanda yer alacak konut bas-kısının kontrollü gelişimini sağlamak mümkün olacaktı. Hedefimiz, tarım potansiyellerinin de-ğerlendirildiği, bölgenin alternatif yaşam mer-kezleri ile yaşam kalitesinin arttırıldığı, koruma kullanma dengesinin kurulduğu, yerel potansi-yellerinin değerlendirilmesine ve kırsal yerleş-melerin gelişimine örnek teşkil eden, davetkâr bir kentsel mekân ve küresel ölçekte rekabet edebilen özgün bir marka yerleşme tasarlayabil-mekti.

Nasıl başladı bu projenin çalışmaları?Projeyi planladığımız Kilis Bulvarı bölge için çok önemli bir yol. Halep Bulvarı olarak da biliniyor. Buradan Halep’in merkezi 80 km uzaklıktadır. Daha çok bağevi dediğimiz Gaziantep’teki ikin-

cil konutların yer aldığı bir bölgedir. Burada hatı-rı sayılır bir yapı stoğu da vardı. İnsanlar daha çok kendi elleriyle bu vadiyi oluşturmuşlar; ek-mişler, biçmişler, kırevleri, bağevleri, bostanlar yapmışlar, ağaç ekmişler… Bu bölge için daha önce yapılmış imar planı da bölgenin ruhuna çok aykırıydı. Bütün bunları gözlemledik. Zaten dünyanın gidişi, mevcut ekosistemin durumu da beni çok rahatsız ediyordu. Serde de aktivist-lik var… Dolayısıyla bir şeyler yapmak, dünyaya karşı bir duruş sergilemek gerekiyor. Bu proje-nin çıkış noktası da bu oldu.

Önce Avrupa Yeşil Çatı Dernekleri Federasyonu başkanı ile görüştük. İzocam Teknik Pazarlama Müdürü Dr. Kemal Gani Bayraktar’ın projeye katkısı bu anlamda büyük oldu. Bizi pasif evler konusunda gayet deneyimli olan Roland Matzig adlı bir Alman meslektaşımla biraraya getirdi. Bu alandan ve yapmak istediklerimizden bahsettik kendilerine, gayet ilgi duydular. Mülkiyet sorun-ları ile ilgili bir başka akademisyen arkadaşımla biraraya geldik, İngiltere’den Yeşil Çatılar Federasyonu’ndan bir uzman ile görüşmeler yaptık, hatta Gaziantep’te sunumumuza katıldı-lar. Ulaşım konusuyla ilgili Mimar Sinan Üniversitesi'nden Dr. Orhan Demir ile biraraya geldik. “Kafamızda ekolojik bir yaşam alanı fikri var, onu tasarlamaya çalışıyoruz. Sizin deneyim-lerinizden nasıl faydalanabiliriz dedik?”

Çalışmalarımızı modelledik, örneklemelerimizi yaptık. 2009 yılında, Gaziantep Büyükşehir Be-lediye’sine sunum yaptık. Herkes kendi alanın-daki deneyimlerini anlattı. Roland Matzig’in ger-çekleştirdiği pek çok pasif yapı modelinden yo-la çıkarak, aklımızdakileri basit bir yapıyla daha iyi anlatabiliriz diye düşündük. İlçe belediye başkanları çok umutsuz yaklaştı. Büyükşehir Belediye Başkanı sağolsun, çok daha anlayış-lıydı. Sunumlardan sonra dışarıya aldılar bizi. Bir saat sonra genel sekreter bizleri çağırdı, “Biz karar verdik, ilk pasif ev örneğiyle uygulamaya başlayacağız. Hemen yapı için yer seçelim ve bir pasif ev örneği yapalım” dediler. Ortada plan yoktu, sadece fikir vardı. Böylece pasif evi yap-maya karar verdik. Mimari projesini ben hazırla-dım, proje partnerim Roland Matzig de pasif evin teknik olarak bütün donanımını hazırladı. Avan projeyi ben çıkardım, uygulama projesini Roland çıkardı.

x

Erden Güven

Page 23: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

Yalnız kamu binalarında, okul bahçelerinde ke-sinlikle bostan, tarım ve kümes hayvanları için bir yer ayrılmasını zorunlu kıldık. Bunlar da aynı şekilde plan notlarında yazıyor. Yine yeşillendir-meyle ilgili zorunluluklar var. Bazı yapılar için sür-dürülebilir su yönetimi açısından, yağmur suları-nı toplamak, sarnıçlara almak da zorunlu.

Başka ilkleri de var projenin… Ekolojik yaklaşımlı proje detaylarının plan notlarına girmesi açısın-dan Türkiye’de bir ilk. Aynı şekilde, proje kapsa-mında hazırladığımız Ekolojik Kent Tasarım

Böylece Gaziantep’teki “pasif ev” projesi ortaya çıktı değil mi?Evet, bu şekilde doğdu. Yapıya nasıl bir fonksi-yon vereceğimizi düşündük. Ev olarak yapsay-dık, model ev olarak ziyaretçiye belli saatlerde açmak gerekecekti, belli zorlukları, kısıtları ola-caktı. Adı “pasif ev” olsun ama fonksiyonu farklı olsun dedik. Belediyenin, “pasif ev” bilgilendir-me ofisi burada yer alsın, bir de çocuk tiyatrosu olsun diye düşündük ve bir küçük oditoryum ekledik projeye. “Ağaç yaşken eğilir” derler… Enerji verimliliğinden doğayı korumaya dek, ço-cuklara tiyatro oyunları için bir mekân sağlamış olduk. Aynı zamanda da yapıyı ziyaretçilere aça-rak, gezebilecekleri ve özellikle çok sıcak ve çok soğuk dönemlerde dışarıdaki ile içerideki ısı ve sıcaklığı karşılaştırabilecekleri örnek bir ya-pı olsun istedik. Bir nevi model yapı oluşturmak istedik ve bu da gerçekleşti.

Bu süreçte Ekolojik Kent Projesi nasıl bir yol aldı?Şu anda projenin parselasyonları yapılıyor. Her-kes kendi imar parsellerini almaya başladı. Gaziantep’te yaklaşık 3200 hektar alanda planla-nan bu proje, şu anda dünyadaki en büyük eko-lojik uygulama imar planı durumunda. Özendirici olabilmek için, bazı teşvikler ekledik proje kapsa-mına. Örneğin, insanlara inşaatlarını “yeşil ev”, “pasif ev” ilkeleriyle yaparlarsa yüzde 30 daha fazla inşaat yapabileceklerini söyledik ve bu de-tayları ilgili plan notlarına da işledik. Çünkü bu kri-terleri yasal olarak zorunlu kılamıyorsunuz. Dola-yısıyla biz de insanları özendirerek yapalım dedik.

Rehberi’nin de projeyle bir bütün olduğu kabul edilerek plan notlarına geçmesi de bir ilk oldu.

Ekolojik Kent'in mimari tasarımı da çok hoş, neden esinlendiniz?Evet, o bir yaprak metaforuydu. Kısmen imar planında da tasarımı korumaya çalıştık. Komşu-luk ilişkilerini de besleyen, kendi iç avlularına sahip bir yapılaşma kümesi olarak düşündük. Ortadaki kule de yerleşimin simgesi. Bölge Ga-ziantep olduğu için kebap şişi metaforunu seç-tik. Mimari projelerimde genelde bir metafor

Page 24: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

24

Neden Gaziantep’i seçtiniz Ekolojik Kentsel Tasarım Projesi için?Çünkü Gaziantep’liyim. Aynı zamanda Gazian-tep Büyükşehir Belediyesi’yle başka projeler de yapıyorum. Gaziantep’in tarihi dokusu içindeki sokak sağlıklaştırma projelerini yaptım. Oyun-cak Müzesi dahil, sayısız restorasyon projesi ha-zırladım. Müzenin olduğu Bey Mahallesi’nin pro-jesi de bana aittir. Ekolojik tasarım alanına geli-şim de böyle başladı. Geçmişi yaşatmaya, “ya-vaş yaşama” adına bir şeyler yapmaya çalışıyo-rum. Gaziantep’teki Ekolojik Kent Projesi bir tür deneyimleme alanı olacak aynı zamanda.

arayışım vardır. Mutlaka bir öykü yaratmaya çalı-şırım, buna önem veririm. Çünkü yapılar bir an-lamda yaşama alanlarının heykelleridir. Kent heykelleridir.

Dünyada nasıl yankı buldu bu proje?İnanılmaz tepkiler aldı. Biz bu işi çalışırken bile plan aşamasında mesela Lyon’a davet edildik. “Gelin sizinle deneyimlerimizi paylaşalım” dedi-ler. Ekolojik Kent Tasarım Rehberi’ni de orada gördük. “Biz daha kapsamlısını ve daha iyisini hazırlayacağız” dedik ve yaptık. Çünkü onların Lyon-Confluence’daki uygulama alanına gittiği-mizde daha çok yapıların plastik değerlerinin ön planda olduğunu gördük. Ekoloji adına yeterli bulmadık, “Siz burada küçücük bir alan yapmış-sınız” dedik. Kendi planımızı anlatınca, adamlar küçük bir şok geçirdiler. Ülkemizi yakından tanı-dıkları için, böyle bir projenin hem Türkiye’de hem de güneydoğuda olması şaşırttı onları. Sonra kendileri gelerek ve Fransız devletinden, FASEP fonundan bir parasal kaynak aktararak destek verdiler projeye. Şimdi FASEP’in projeye olan desteği ile MİA’da (Merkezi İş Alanı) bir enerji modellemesi yapıyoruz. Yurtdışından baş-ka davetler de oldu; Çin’de Guangzhou’dan ça-ğırdılar. Bu da bizim için gurur verici oldu. Londra’da da bu kez pasif evle ilgili bir sunum yaptık. Yurtdışında tabii ki projeye çok ilgi var.

Ancak bizim ülkemizde durum çok farklı. İnanıl-maz bir güvensizlik var, “Bu olmaz, bu hayal…” diye karşılanıyor. Üyesi olduğum meslek odam-la çok gurur duyarım, yaklaşık her dönem Mi-marlar Odası’nda kurultay delegesi olarak göre-vimi yaparım. Ne acı ki, Gaziantep’teki sunum-da, oda mensubu meslektaşlarım -şehir plancı-ları da dahil olmak üzere- en ufak bir tezahürat dahi göstermediler. Hep arkasında bir artniyet aradılar. Biz şok yaşadık. Kamuoyuyla, sivil top-lumla bir toplantı yapalım, projemizi anlatalım dedik. Akademik eğitim almış meslektaşlarım-dan biri, “Bu bizim kültürümüze çok uzak, hangi akla hizmetle bu projeyi yapıyorsunuz” dedi. Bu toplumda işimizin ne kadar zor olduğunu bir kez daha anladım. Geleceğe ait taşıdığım umut-lar karardı. Bir tek TEMA Vakfı’nın Gaziantep temsilcisinden olumlu bir tepki aldık, “Ben sizi ayakta alkışlıyorum” dedi.

Yaklaşık kaç yıl sürecek projenin tamamlanması?Projenin 1/1000 uygulama imar planları henüz yeni geçti. Ancak üzülerek söylüyorum, mevcut belediye başkanımız önümüzdeki yerel seçim-lerde aday olmayacağını açıkladı. Dolayısıyla, sonraki süreçte yerel yönetimin projeye yaklaşı-mı değişmezse ortalama 20 yıl sürecek.

Türkiye genelinde projenin tanınırlığı nasıl?Ulusal basına yansıdığını hatırlamıyorum. Yerel basında zaman zaman yer aldı. Gaziantep Bü-yükşehir Belediye Başkanımız televizyon prog-

Röportaj24

Page 25: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

nı, bu tür bir yatırım yaptığında karşılığını en faz-la 10 yılda geri alacağına ikna edemiyorsunuz.

Pasif evin mimari tasarımında neden esinlendiniz?Önce yere yeşil bir yaprak gibi, halı gibi serilsin; uçuyor gibi dursun istedik. Yatay bir tasarım ol-sun, basit olsun dedik. Uygulama sırasında göz-den kaçan bazı detaylar yüzünden binanın o plastik yapısı kayboldu.

Türkiye’de pasif evlerin geleceği konusunda ne düşünüyorsunuz?Umutsuz olmak bize yakışmaz. Biz umutla yaşı-yoruz. Geçtiğimiz yıl Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na, özellikle Mekânsal Planlama Ge-nel Müdürlüğü’ne de sunduk Gaziantep’teki projeyi. İlgilendiler ama henüz bir geri dönüş alamadık, bekliyoruz. Bazı olumlu çalışmalar da oluyor; binalara enerji kimliği, enerji sertifikası veriliyor. Çok iyi ama yeterli değil, daha kökten bir dönüşüm ve değişim lazım.

ramlarından çok davet alıyor, o mutlaka bahset-miştir. Ayrıca, “yeşil yaşam” biçimiyle ilgili tüm et-kinliklere, kongrelere katıldık, bu ortamlarda pro-jemizi anlatmaya çalıştık. Sonuçta böyle haber-lerle ulusal medyanın gündemine bomba gibi düşmüyorsunuz, bu bir gerçek. Bir de uygarlık ve eğitim meselesi… Eğer böyle mahalleler inşa edilirse belki daha farklı olur her şey. Çünkü ka-ğıt üstünde herşey hayalmiş gibi duruyor. Uma-rım Gaziantep’in gelecekteki belediye başkanı projeyi aynı şekilde sahiplenir. Bu anlamda umudumu kaybetmedim.

Biraz da Gaziantep’teki pasif evin teknik detaylarından bahsedebilir misiniz? Pasif evin temelinde, adı üstünde “pasif koru-ma” yatıyor, “aktif koruma” değil. Pasif koruma-nın mantığı da yalıtım malzemesinde yatıyor; camyünü veya taşyünü… Siz bu malzemelerle adeta binayı bohçalar gibi çok sıkı bir mantola-ma yapıyorsunuz ve yapının dışarısı ile içerisi arasındaki ısı köprüsünü tamamen yok ediyor-sunuz. Isı köprüsünü yok ettiğinizde ve sağlam biçimde mantolama yaptığınızda ciddi bir enerji kazanımı elde ediyorsunuz. Örneğin, kışın iç mekânda 14 C° sabit sıcaklığı koruyorsunuz ve çok az bir elektrik enerjisiyle ısıtabiliyorsunuz. Bi-nanın dışarıyla tek ilişkisi ışık oluyor. Camları da özel bir teknikle yapıyorsunuz. Isı cam dediğimiz çift cam sistemi, pasif evlerde üç camla uygula-nıyor. Aynı şekilde, yalıtımlı doğramalar kullanılı-yor. Biz buna “yeşil çatı”yı ekledik. Toprak çatı da çok ciddi bir yalıtkan. Çatıya 50 cm kalınlı-ğında toprak seriyor ve bitkilendiriyorsunuz, do-layısıyla kiremit çatıdan daha sağlıklı, sessiz ve yalıtkan oluyor.

Bizim geleneksel yapılarımızda, özellikle kırsalda dikkat ederseniz hep toprak dam vardır. Ağaç kirişleme yapılır, üstüne hasır serilir, tahtalama yapılır, en üste de toprak atılır. Yazları toprak sı-kıştırılır, buna “loğlama” denir. Kışa hazırlıktır bu, her yıl yapılır. Yüzlerce yıl böyle yaşadı insanlar. Pasif evde de aslında mantık aynı, sadece mali-yetler biraz daha fazla oluyor ama çok kısa za-manda geri alıyorsunuz.

Aynı ebatta standart bir ev ile pasif ev arasındaki maliyet farkı nedir?En az yüzde 20 farkediyor. Başka yöntemler de var… Mesela toprağın ısısını bakır iletkenler-le alarak evin tabanına yayıyorsunuz. Aynı şe-kilde yeraltı sularının ısısından da faydalanabili-yorsunuz.

Yalıtım malzemesinin kalınlığı ne kadar pasif evde?Biz pasif evde betonarme perdeler kullandık. Önemli olan yalıtım malzemesinin kalınlığı. 30 cm’lere varıyor mantolama kalınlıkları.

Kalın mantolamanın önemi de pek anlaşılamıyor sanıyorum?Doğayı geçtim de, insanların keselerini böylesi-ne ilgilendiren bir konuda, örnekleri görüp de hâlâ uygulamamaları bana inanılmaz geliyor. Dehşete kapılıyorum. Satın aldığı evini kiraya ve-rerek parasını geri alabileceğine inanan bir insa-

Başka projeleriniz var mı ekolojik yaşama odaklanan?Urla-Çeşme arasında şirketim adına aldığım araziler var. Orada bir çalışmam olacak. Avustralya’dan gelen Türk asıllı bir akademis-yen arkadaşımızla bu projeyi hayata geçirece-ğiz. Kendisi bir ekotasarımcı. Avustralya bu işin öncüsü; dünyanın her yanına dağılmış güçlü akademisyenleri var. Permakültür üstü-ne, ekoloji üstüne dersler veriyorlar. Sinan bey de bu açıdan benim için şans oldu. Urla’da bir orman köyünde aldığımız arazide bir alan inşa etmeyi düşünüyoruz. Burada sürdürülebilir su yönetimi uygulamalarını hayata geçirmek, kü-çükbaş hayvanlar yetiştirmek, bölgenin rüzgâr enerjisinden faydalanmak ve bunu akademis-yenlerin hizmetine sunmak gibi bir planımız var. Öğrencilerin atölye çalışması yapabilece-ği, stüdyo dersleri görebileceği bir de alan in-şa etmeye çalışıyorum şu anda. Projeyi İzmir İl Özel İdaresi Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ile yürütüyoruz.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın bölgede or-man vasfını yitirmiş 300 dönümlük bir arazisi var. Bakanlık ile anlaşırsam, bu alanı da alarak 5’er dönümlük yaşam alanları oluşturacağım. Şehirli romantizmi vardır ya, “Buralardan gidip tavuğumu besleyeceğim, domatesimi yetişti-receğim” diye… İşte onu hayata geçirmeye ça-lışıyoruz. Buna gerçekten inanan insanlara 5’er dönümlük alanlar tahsis edeceğim, bura-da herkes kendi üretimini yapacak. “Yavaş şe-hir” mantığını barındıran doğal bir yaşam alanı inşa etmeye çalışacağız. Gözlerden uzak de-ğil, bilakis tam da gözlerin önünde olmasını is-tedim ki, insanlar gezebilsin, dolaşabilsin, ye-meğini yesin içsin…

Bütün projelerime inandım ve oldu. İnanmak çok önemli, istemek de öyle… Bu projedeki amaçlarımdan biri de şu, kırsalda aynı zaman-da sürdürülebilir turizm olgusunu geliştirmek. Kafamda şöyle bir düşünce var: bu yaşam ala-nındaki konutların beher odasını konuk odası olarak ayırmak. Daha çok kültürel ve ekolojik turizm ağırlıklı olacak. Burada sürdürülebilir ya-şam biçimini her anlamda uygulamaya ve gös-termeye çalışacağım.

Page 26: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

26 Röportaj26

Saint-Gobain Isover’in pazarlama ekibinde yer alan Gabriel Golumbeanu, multi konfor yapı kavramının uluslararası düzeyde tanıtılmasın-dan sorumlu. 2013’te dokuzuncu kez düzenle-nen Isover Multi Konfor Binalar Öğrenci Yarış-ması ise, bu kapsamda yürüttükleri önemli uluslararası organizasyonlardan biri. Yarışma organizasyonuna 2006’da dahil olan Golum-beanu, 2010’dan bu yana yarışmanın uluslara-sı organizasyonunu ve pazarlama çalışmalarını yürütüyor.

İlk olarak 2005’te, Bulgaristan, Hırvatistan, Ma-kedonya ve Romanya’dan beş üniversitenin katılımıyla düzenlenen Multi Konfor Binalar Öğ-renci Yarışması’nın 2014 yılı başlığının duyuru-su Kasım 2013'te yapıldı: “Multi Konfor Binalar: Yarının Okulu – Gaziantep”.

Böyle bir yarışma düzenleme fikri ne zaman ve nasıl doğdu?Yarışma fikri ilk olarak 2003’te, Balkanlar'da yü-rüttüğümüz Isover faaliyetlerinin bir sonucu ola-rak ortaya çıktı. Isover Sırbistan’daki meslektaş-larımız, Belgrad Üniversitesi Mimarlık Fakültesi dekanı ile birlikte bu öğrenci yarışması fikrini ge-liştirdiler. Yarışmanın uluslararası düzeyde dü-zenlenmesi ise 2005’te gerçekleşti.

Yarışmanın ana fikri öğrencileri, yani geleceğin mimarlarını, mühendislerini multi konfor yapılar-la tanıştırmak; mimarinin ve konforun farklı bo-yutları olabileceğini bütünsel bir yaklaşım için-

“Uluslararası bir iletişim ağı oluşturabilmeyi hedefliyoruz”Saint-Gobain Isover tarafından dokuz yıldır düzenlenen Multi Konfor Binalar Öğrenci Yarışması’nın uluslararası organizasyonundan ve tanıtımından sorumlu Gabriel Golumbeanu, dereceye giren katılımcıların multi konfor yapılar konusunda uluslararası deneyim kazanabileceğini belirtiyor.

de gösterebilmekti. Konforun farklı boyutları derken; mimari yaklaşım içerisinde hem ses hem ısı yalıtımını çözerek, aynı zamanda da do-ğal aydınlatmayı ön plana alarak yapılarda aza-mi konfor sağlanması kastediliyor. Multi konfor yapılarda, projenin çizim aşamasından itibaren sürdürülebilirlik ana ilke olarak ele alınıyor. Ayrı-ca öğrencilerin hangi ürünleri, neden kullana-cağını belirlemesi ve bu ürünlerin yapı içerisin-de yaşayacak kişileri nasıl etkileyeceğini de dü-şünmesi gerekiyor.

Yarışmanın 2014 yılı konusu olarak belirlenen, “Yarının Okulu – Gaziantep” teması kapsamın-da öğrencilerden, Gaziantep Büyükşehir Bele-diyesi tarafından inşa çalışmalarına başlanan ve 200 bin kişilik yaşam alanına sahip olacak Ekolojik Kent Projesi içerisinde, multi konfor yapı ilkelerini esas alarak bir okul tasarlamaları-nı istiyoruz. Sınıflar ve diğer eğitim alanları ile birlikte oyun alanları, bahçe ve peyzaj düzenle-melerini de ele almalarını bekliyoruz.

Yarışmaya katılım ne düzeyde, hangi ülkeler var?2014 yılında yarışmamıza Rusya ve Kazakistan’dan, İngiltere ve İspanya’ya 20’den fazla ülke ve 100’ün üzerinde üniversiteden katılım bekliyoruz. 2013’te düzenlediğimiz ya-rışmaya, 19 ülkeden 1000’in üzerinde öğrenci 54 projeyle katılmıştı. En doğuda Vladivostok’tan, en batıda ise İngiltere’den katı-lım olmuştu. Bu yıl Almanya, Belçika ve Kırgızistan’dan da katılım bekliyoruz.

Yarışma organizasyonundan da biraz bahsedebilir misiniz?Yarışma iki aşamada düzenleniyor. İlk aşama ulusal düzeyde gerçekleşiyor. Katılımcı ülkeler-de yer alan farklı üniversitelerden öğrenci grupları kendi projeleriyle yarışmaya katılıyor.

Ülke jürilerinin belirlediği en iyi üç proje ulusla-rarası yarışmaya katılmaya hak kazanıyor. Ulus-lararası yarışmada ise, seçilen projeler dört gün boyunca kendi sunumlarını diğer katılımcı-lar ve uluslararası jüri önünde gerçekleştiriyor. Ardından jüri kazanan ilk üç projeyi belirliyor.

Uluslararası aşamada farklı üniversitelerden öğrenci grupları biraraya gelerek de yarışabili-yor ya da öğrenci gruplarına eğitimciler de da-hil olabiliyor. Aslında bu yarışmayla hedeflenen uluslarası bir iletişim ağı oluşturabilmek. Örne-ğin geçen yılın birincilik ödülü sahibine, Alman-ya’daki bir mimarlık ofisinde bir aylık staj yap-ma imkânı sağlandı. Böylece katılımcılar, para ödülünün yanı sıra ilgili olduğu alanda dene-yim kazanabilme şansı da elde edebiliyor. Bu yılın birinci gelecek projesi için de böyle bir planımız var, ancak şimdilik sürpriz niteliğinde…

Yarışmayla ilgili daha geniş ve detaylı bilgiye: www.isover-students.com adresinden de ulaş-mak mümkün.

Gabriel Golumbeanu

Page 27: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

İzocam tarafından on dördüncüsü düzenlenen Yalıtım Yarışması’nda proje konusu, Gaziantep Ekolojik Kent Projesi kapsamında klasik okul elemanlarını modern öğrenme imkânlarıyla bir-leştiren bir ilkokul olacak.

Yalıtım Yarışması’nda, 22 farklı ülkenin mimar-lık öğrencileri, bu kez Türkiye için bir ilkokul ta-sarlayacaklar. Okul projesi, Gaziantep Büyük-şehir Belediyesi tarafından inşa edilen ve 200 bin kişilik yaşam alanına sahip yeni Ekolojik Kent Projesi içerisinde geliştirilecek. Yarışmaya katılan öğrencilerden; klasik öğeleri modern eğitimle birleştiren, 6-10 yaş arasındaki 400 ila 600 öğrenciyi barındırabilecek bir okulu proje-lendirmeleri beklenecek.

Sürdürülebilirlik açısından şehir halkının hayat kalitesini artırmayı ve Gaziantep’i sürdürülebilir-lik ilkeleri konusunda ülke çapında öncü yap-mayı hedefleyen Gaziantep Büyükşehir Beledi-yesi, Gaziantep İklim Değişikliği Eylem Planı’nı yürürlüğe koymaya karar verdi. Bu ilkeleri takip eden Gaziantep Büyükşehir Belediyesi yaklaşık 200 bin kişinin ikâmet edeceği Ekolojik Kent Projesi’ni geliştirmeye başladı. Şehir yönetimi, bu projenin gelecekteki kullanıcılarına en dü-şük düzeyde enerji tüketen binalar sunmanın yanı sıra en yüksek konforun sağlanmasını da planlıyor. Eylem Planı’nın en temel konuların-dan biri ise geleceğin sahibi çocuklar ve onla-rın eğitimlerine verilen önem. Bu nedenle 2014

yılının proje konusu Ekolojik Kent Projesi’nin bir parçası olmak üzere, “multi konfor” ilkelerine uygun, yani enerji etkin, akustik konforlu, yan-gın güvenliği düşünülmüş ve sürdürülebilir bir ilkokul tasarımı olarak belirlendi.

Türkiye ve KKTC üniversitelerinin mimarlık, in-şaat mühendisliği ve makine mühendisliği li-sans ve yüksek lisans öğrencilerinin katılabile-ceği İzocam 14. Yalıtım Yarışması’nın ulusal jü-risi; ses yalıtımı, yangın güvenliği, ekolojik bina-lar ve yapı fiziği konusunda yetkin öğretim gö-revlileri ile uzman mimarlardan oluşacak.

Başvuruları Kasım 2013’te başlayan yarışma-da, öğrenciler projelerini en geç 7 Nisan 2014’e kadar teslim edecek ve dereceye gi-ren projelerin duyurumu ise 19 Nisan 2014 ta-rihinde yapılacak. Ulusal etapta ilk üç dereceyi paylaşan proje sahipleri, 28-31 Mayıs 2014 ta-rihleri arasında düzenlenecek uluslararası etapta ülkemizi temsil etme hakkı kazanacak-lar. Ulusal yarışmanın birincisi 7.000 TL, ikinci-si 5.000 TL ve üçüncüsü 3.000 TL ile ödüllen-dirilecek.

Yarışma ile ilgili detaylı bilgiye ve başvuru for-muna www.yalitimyarismasi.com adresinden ulaşılabilir. Ayrıca tüm sorular ve iletişim için Yapı Endüstri Merkezi (212) 266 70 70 / [email protected] ile irtibat kurulabilir.

İzocam 14. Yalıtım Yarışması için başvurular başladı

İzocam'dan Haberler

İzocam’ın bu sene on dördüncüsünü düzenleyeceği Üniversite Öğrencileri Yalıtım Yarışması’nın ilk üç finalisti, Saint-Gobain Isover tarafından düzenlenecek Multi Konfor Binalar Yarışması’nda ülkemizi temsil edecek. Yarışma, “Multi Konfor Binalar / 2014: Yarının Okulu–Gaziantep” ana başlığı altında gerçekleştirilecek.

www.yalitimyarismasi.com

Birincilik ödülü7.000 TL

İkincilik ödülü5.000 TL

Üçüncülük ödülü3.000 TL

Bu kez göreviniz “küçükler için büyük bir iş”...Bu yıl 14.’sü yapılan İzocam Yalıtım Yarışması’nda bu sefer yararlanıcılarımız her zamankindendaha “küçük”: Bir ilkokul... Gaziantep’te hayata geçirilecek olan ekolojik kent içinde yer alacak,

bu özel ilkokul tamamen sizin eseriniz olabilir.

Takımınızı kurun, ilk derse yetişin...Üniversitelerin mimarlık, inşaat ve makine mühendisliği bölümlerinde eğitim gören lisans ve yüksek lisans

öğrencilerinin katılabileceği yarışmada ilk üçe giren ekipler, bu yıl Romanya’nın başkenti Bükreş’te yapılacak olan ISOVER Multi Konfor Binalar Uluslararası Öğrenci Yarışması’nda ülkemizi temsil edecekler.

Projenin Son Teslim Tarihi07 Nisan 2014

Türkiye Sonuçları19 Nisan 2014

Uluslararası Aşama Dosya Teslimi10 Mayıs 2014

Uluslararası Final ve Ödül Töreni28–31 Mayıs 2014 / Bükreş

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

14. yalıtım yarıma ilan.pdf 1 4.02.2014 12:13

Page 28: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

28 Röportaj28

Prof. Carlos Maria della Paolera’nın açtığı yol-da 1949 yılından bu yana tüm dünyada “Dün-ya Şehircilik Günü” olarak kutlanan 8 Kasım, ülkemizde de 27 yıl sonra yani 1976 yılında kutlanmaya başladı.

Nilay Özeler Kanan’ın da konuya dikkati çekti-ği üzere, öncelikle Şehircilik Günü’nün Türkiye’de kaçıncı kez kutlandığı konusuna açıklık getirmek gerekiyor: Dünya Şehircilik Günü, ilk başlarda Türkiye Daimi Komitesi ta-rafından dünyada kaçıncı kez kutlandığı belirti-lerek kutlandı. 31. Dünya Şehircilik Günü kut-lamalarında ise bu yaklaşım değiştirilerek ve “Türkiye’de” sözcüğü eklenerek, ülkemizde kutlandığı yıl sayısı yazılmaya başlandı. Böyle-ce, önceden yapılan üç organizasyon da dik-kate alınarak, 31. Dünya Şehircilik Günü; “Türkiye’de 4. Dünya Şehircilik Günü” şeklin-de duyuruldu. 1995’te Şehir Plancıları Odası’nın düzenlediği 4. Türkiye Şehircilik Kongresi’nde, kutlamaların sorumluluğu Şehir Plancıları Odası’na devredildi. 1995’ten sonra-ki duyurularda ise “Türkiye’de” sözcüğü yer al-madan, ancak ülkemizde yapılan yıl sayısı ile kutlanmaya başlandı. Bu yanılgının düzeltilme-si için duyurunun ya “Türkiye’de 37. Dünya Şehircilik Günü” ya da doğrudan “64. Dünya Şehircilik Günü” olarak yapılması gerekiyor.

İdeal bir şehir yaşamı için sürdürülebilir inşaat ve yapı kriterleri nasıl olmalı? Türkiye’nin içinde bulunduğu durum bu idealle ne ölçüde örtüşüyor?Enerji verimliliğini sağlayan, fosil yakıt kullanı-mını en aza indirmeyi hatta hiç kullanmamayı

Tüm sektörlerle kurgulanan çevre dostu bir “ideal kent” mümkün8 Kasım “Dünya Şehircilik Günü” vesilesiyle, “ideal kent”, “pasif yapılar” ve “multi konfor yapılar” üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile görüştük. Sorularımızı, Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü Enerji Verimliliği Dairesi Başkanlığı Proje, Ar-Ge ve Eğitim Şube Müdürlüğü’nden Yüksek Mimar Nilay Özeler Kanan yanıtladı.

hedefleyen sürdürülebilir inşaat ve yapı kriter-leri var.

Öncelikle inşaat sektöründe yapılması planla-nan tüm uygulamalar, iklime uyumlu ve çevre-ye saygılı uygulamalar olmalıdır. Örneğin, ku-tuplarda yaşayanlar, hava akımlarına kapalı olan ve dış yüzeyle iç ortam arasında asgari ile-tişim kuran bir yapı tarzını bularak, dondurucu soğuklara karşı koyabilecek yapılarda barına-

bilmişler. “İglo” adı verilen, kar ve buzdan yapıl-mış olan bu evler, gerçekte ısı tasarrufu sağla-yan üst seviyede bir mühendislik çalışması ola-rak kabul ediliyor.

İkinci olarak; kent mekânlarına yapılan müda-haleler, bütüncül çözüm önerileriyle birlikte, iyi tasarlanmış bir çevre oluşturmaya yönelik ol-malı. Niteliksiz konut alanlarının, yetersiz plan-lamanın, iletişim ve dinlence alanlarının olmayı-şının insanlar üzerinde kalıcı olumsuz etkiler yarattığı; kişilerin topluma aktif katılımını zayıf-lattığı, işyerindeki verimlerini düşürdüğü ve sağlıklarını olumsuz etkilediği kanıtlanmış bir gerçektir.

Üçüncü olarak; yerleşim ve arazi kullanımların-da öncelikle topografya, ekosistem, güneş ışı-ğı, rüzgâr yönü ve iklimin kendine özgü özellik-leri analiz edilmeli, ardından toplu taşıma halka-ları ve yaya dostu stratejilerle karma kullanım yöntemleri geliştirilmeli, sağlıklı ulaşım yöntem-leri benimsenerek; ana ve ara arterler üzerinde temiz enerjiyle çalışan toplu taşıma araçlarının kullanımı sağlanmalı, bisikletler, akülü araçlar ve yürüme yollarıyla desteklenen bir ulaşım ağı oluşturulmalıdır.

Ayrıca, kültürel, sosyal ve toplumsal geçmişi-mizden günümüze miras kalan tarihi yapılar ve sit alanlarının, sayıca ve yüzölçümü olarak gi-derek büyüyen kent yerleşimleri içinde koruna-bilmesi ve toplumun aidiyetinin, kimliğinin bir sonraki nesillere aktarılabilmesi de önemli bir husustur.

Kentin akciğerleri yeşil alanlar da, insanların kaynaşması ve toplumun gelişmesi için büyük önem taşıyor. Nüfus çokluğu nedeniyle toprak-tan kopartılan her yaşam, kent merkezlerindeki yüksek katlı bloklarla, gök bahçelerle ifade edi-lir oldu. Devasa yapıların oluşturduğu devasa kentler ortaya çıktı. Ancak bu durum insancıl anlayışa aykırı bir yapım sürecini de ortaya çı-karıyor. Mimari ve kent ölçeğinin insan ölçeği-ne yakın büyüklüklerde yapıldığı ve yeterli met-rekareye sahip, bahçeli müstakil blokların di-keyde değil, yatayda çözümlendiği planlamala-ra ağırlık verilmelidir. İnsanoğlu da her canlı gi-bi topraktan kopartılmamalıdır.

Tabii tüm bu saydığım konular kendi içinde pek çok alt dinamikleriyle ele alınmalı ve sade-

Nilay Özeler Kanan

Page 29: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

“Multi konfor yapılar” ve “pasif yapılar” ideal kent yaşamı içinde nerede yer alıyor? Kent yaşamına etkileri ve şehir yaşamına kattığı avantajlar nelerdir?Öncelikle “ideal kent”in tanımlanması gereki-yor. Bu noktada, ideal kente nasıl baktığınız önem kazanıyor. İdeal kent kavramı, sürdürü-lebilir kalkınma hedefleri oluşturulacak bir yaklaşımla ele alındığında, temiz enerjiyle oluşturulmuş, çevre dostu ve tüm sektörlerle birlikte kurgulanan bir kent olarak düşünülebi-lir. “Pasif yapılar” da işte bu tanımla yola çıkan ideal kentin bir parçasıdır.

Pasif yapıların inşaat kurgusu, bildiğimiz gele-neksel inşaat yapım süreçlerinden oldukça farklı bir dinamiğe sahip. Yapı malzemesi bilgi-sinin enerji verimliliği adına en yüksek seviye-de olması gereken pasif yapılar; sadece mima-ri kabullerin değil, inşaat, mekanik ve elektrik projelerindeki kabullerin de değiştiği bir yapım sürecine ihtiyaç duyuyor. Pasif evlerin çevreye katacağına inanılan değerlerin, kent yaşamın-da temiz hava, su ve bol güneşin kent yaşamı-na ve sağlığına katacağı değerler ile paralel olarak artış göstereceğine inanıyorum

Türkiye’de “multi konfor yapı” ve “pasif yapı” kavramları ne kadar tanınıyor ve biliniyor? Bu kavram Bakanlığınızda resmi olarak kullanılmaya başlandı mı?Türkiye genelinde “pasif yapı” ve “multi konfor yapı” kavramları yaygın olarak bilinmiyor. Dün-yadaki örneklerine benzer çalışmaların ülke-mizde de yaygınlaşması halinde başarılı uygu-lamalar göreceğimizi düşünüyorum. Bakanlığı-mızda henüz multi konfor veya pasif yapılar üzerine herhangi bir çalışma bulunmuyor. Her-hangi bir çalışma yapılması halinde de öncelik-le yasaların bu yönde değiştirilmesi gerekecek-tir. Konu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı doğru-dan ilgilendirmekle beraber; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın yürürlüğe koyduğu

ce tasarım ve planlama aşamasında değil, şan-tiye ve yapım süreçlerinde de bölgenin yerel verileri analiz edilerek, zamanlama ve enerji tü-ketimi akılcı şekilde planlanmalıdır.

İnşaatların, mevcut yeşil dokuya ve temiz su kaynaklarına zarar vermeden, yeşillikçi şantiye-lerle tamamlanması gerekmektedir. Yapım işin-de kullanılacak yapı malzemelerinin de çevre-ye olan etkileri ve kaynak kullanımı araştırılmalı-dır. Malzemenin azaltılarak kullanımı, yeniden kullanımı, yeniden dönüşüm olanakları araştırıl-malıdır.

Çevreye en uzun süre etki eden ve yapı yaşam ömrünü kapsayan sürdürülebilir yapım sonrası süreçlere de değinmek istiyorum: Başarılı bir işletme ve bina yönetim süreci yoksa, tasarım ve uygulama sürecinin de başarısından söz edemeyiz. İşletme, bina ömrü boyunca ele alın-ması gereken bir konu olduğundan kullanıcıla-rın eğitiminin de devam etmesi gerekir. Sürdü-rülebilirliğin sağlanabilmesi ve bilinçli kullanıcı profilinin oluşturulması için eğitimlerin düzenli yapılması da zorunludur.

Türkiye’nin içinde bulunduğu duruma bakıldı-ğında, sürdürülebilir inşaat süreçlerinin aslında hiç yaşanmadığı, yasalarla desteklenmediği, düzenli olarak bilinçlendirme eğitimlerinin ve duyurularının yapılmadığı bir durumla karşılaşı-yoruz. Politik temellerin sürdürülebilir ilkeler üzerine kurulmadığı sistemlerde, tüm sektörler için gerekli olan ekonomik, ekolojik ve toplum-sal iyileştirmeler yapılmadığı ve kararlar alınma-dığı sürece; bireysel olarak alınan her sektörel çözümün diğer alt sektörlerle işleyişte farklılık-lar yaratabileceği aşikârdır.

Yapılı çevrenin sürdürülebilirliği adına, yerel yö-netimlere de büyük rol düşüyor. Yerel yönetim-lerin kent bileşenlerini oluşturması, iyileştirmesi ve bu doğrultuda kararlar alması gerekiyor.

Enerji Verimliliği Kanunu’nun da ilgili konuyla yasa düzeyinde revize edilmesi gerekliliği de ortaya çıkacaktır. Kanun ortaya konsa dahi ye-rel yönetimlerin konuyu kavraması ve yasaların uygulanması için de belli bir zamanın geçmesi gerekecektir.

2011’de yürürlüğe giren “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” inşaat sektöründe nasıl bir katılımla karşılandı? Yönetmelikle, binalarda enerjinin ve enerji kay-naklarının etkin ve verimli kullanılması, enerji is-rafının önlenmesi ve çevrenin korunmasına iliş-kin usul ve esasların düzenlenmesi amaçlan-mıştı. Bu kapsamda baktığımızda, binaların sek-törel bazda enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 37’sini kullandığını görüyoruz. Karbondioksit salımının büyük kısmının binalardan kaynaklan-ması nedeniyle, Avrupa Birliği yasalarına uyum çerçevesine göre, Binalarda Enerji Performansı (BEP) Yönetmeliği uygulamaya kondu.

İnşaat sektöründeki hızlı ve yoğun yapılaşma ile artarak devam eden enerji tüketimine bağlı olarak, çevre de hızla tahrip olmaktadır. Bu ne-denle, çevre ve enerji tüketimi konusunda bil-gi, tecrübe ve hassasiyetine sahip tüm şirket-ler, BEP Yönetmeliği’nin gereklilik ve önemini kavrayarak, yönetmeliğimizi geliştirme yönün-de eleştiri ve önerilerini Bakanlığımıza kamu ve özel sektörün bir araya geldiği tüm etkinlik alanlarında iletmektedirler.

BEP yönetmeliği Türkiye genelinde yaklaşık kaç mevcut yapıyı etkiliyor?Yönetmelik ülkedeki yapı ruhsatı ve yapı kullan-ma iznine sahip tüm yapıları kapsıyor. Bu ne-denle enerji probleminin çözülebilmesi için ül-kedeki kaçak yapıların kayıt altına alınması, ge-cekondu bölgelerinin düzenlenmesi, yerel yö-netimlerde kayıt altına alınan tüm dokümanların arşivlenebilmesi BEP Yönetmeliği’nin başarılı bir şekilde işleyebilmesi adına önem taşıyor.

Page 30: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

30

İzocam, TÜYAK Yangın ve Güvenlik Sempozyumu’ndaydı

TÜYAK (Türkiye Yangından Korunma ve Eği-tim Vakfı ve Yangından Korunma Derneği), yangına karşı can ve mal güvenliğinin sağlan-ması konusunda çalışmalar yapıyor. TÜYAK, bu kapsamda düzenlediği TÜYAK 2013’ün ana temasını “Yüksek Yapılarda Yangın ve Güvenlik” olarak belirledi.

TÜYAK 2013, yangına, iş kazalarına, çevre risklerine karşı, önceden haber alan, algıla-yan, uyaran ve uygun çözüm bulan yeni cihaz ve sistemleri tanıtmak, günümüz teknolojisine uygun koruma ve önleme sistemlerindeki ge-lişmeleri ve yeni tasarım esaslarını açıklamak, sorunları tartışmak, üretici ve kullanıcıları bir araya getirmek, konu ile ilgili olan yönetmelik ve standartlardaki gelişmeleri açıklamak ama-cıyla düzenlendi.

Yalıtımın yangındaki önemine hassasiyetle yaklaşan İzocam bu alanda çok sayıda der-nek ve sivil toplum örgütüyle de bir arada bi-linçlendirme çalışmaları yapıyor. Bu çerçeve-de 14 Kasım 2013’te başlayan ve iki gün sü-ren Yangın ve Güvenlik Sempozyumu ve Sergisi’ne de destek veren İzocam, sempoz-yuma standıyla katıldı. Standında özellikle son dönemde dikkatleri üzerine çeken, yangın da-yanımı yüksek InWall ve benzeri yanmaz ürünlerini ve sistemlerini sergileyen İzocam, uzman kadrosuyla da ziyaretçilere detaylı bil-gilendirme yaptı.

Yangından korunmak için yangın yönetmelik-lerine uygun malzeme seçilmesi, uygulamala-rın bu kriterlere göre gerçekleştirilmesi konu-larında farkındalık yaratılarak bireylerin ve top-lumun bilinçlendirilmesi gerekiyor. İzocam, yangın yalıtımında doğru malzeme seçimi, doğru tasarım ve doğru uygulamayla can ve mal kayıplarının önüne geçilebileceğine dik-kat çekiyor ve yalıtımın işinin ehli uzman firma ve kişilerce yapılmasının önemini vurguluyor.

Türkiye’de yalıtım sektörünün öncüsü olan İzo-cam ısı, ses ve su yalıtımı gibi yangın yalıtımının da önemine her fırsatta dikkat çekiyor. “Dış cephede yer alan malzemelerin ve kaplamala-rın, bir yangın anında yanarak alev yayılımına katkıda bulunmaması gerekmektedir” madde-siyle kullanılan malzemenin ve yalıtımın önemi-ne vurgu yapan “Binaların Yangından Korun-ması” hakkında yönetmeliğin altını çiziyor.

İzocam'dan Haberler30

TÜYAK tarafından bu yıl üçüncüsü 14–15 Kasım 2013 tarihleri arasında WOW Convention Center’da düzenlenen TÜYAK 2013 – Yangın ve Güvenlik Sempozyumu ve Sergisi’nde iki gün boyunca yaklaşık 70 akademisyen, bilim adamı ve yangın uzmanı 12 oturum, panel ve forumda yangın güvenliği konusunu tartıştı. İzocam da sempozyumda standı ile yer aldı.

Güvenli Yapılar Yol Haritası raporu yayınlandıTürkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Der-neği (İMSAD) tarafından hazırlanan “Gü-venli Yapılar Yol Haritası 1” raporu Aralık 2013’te yayın-landı. Deprem kuşağı üze-rinde yer alan Türkiye’de başlatılan kentsel dönüşüm sürecinde yapı güvenliğinin önemini vurgulayan İM-SAD, ülkemizdeki yaklaşık 20 milyonluk konut stoku-nun yüzde 45’inin sağlıksız ve ruhsatsız yapılaşmadan olduğunu belirtiyor.

İMSAD’ın sektörün önde gelen firma, kurum ve kuru-

luşlarının katkılarıyla hazırladığı rapora, İzocam da sürdürülebilirlik ve ses yalıtımı

konularındaki görüşleriyle katkı sağladı. Türkiye’de doğru ve sürdürülebilir yapı sisteminin oluşturulabilme-si, yapı kültürünün geliştiril-mesi ve sürdürülebilir gü-venli yapılarda yaşanabil-mesi yolunda ilk adımlar-dan kabul edilen rapor, altı ayda hazırlandı.

Rapora http://imsad.org/docs/guvenliyapilaryolhari-tasi_1.pdf adresinden eriş-mek mümkün.

Page 31: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

Yaşanabilir şehirlerde yalıtımın önemi nedir?

Adı-Soyadı: Şule Yüksel GüngörYaşı: 27

Mesleği: Araştırma görevlisi

“Komşuluk ilişkileri için gerekli”Sanırım ülkemizde en çok ısı yalıtımı yaptırılı-yor. Isı yalıtımı enerji tasarrufu açısından çok önemli. Diğerleri de hem güvenlik hem enerji tasarrufu bakımından gerekli çözümler sunu-yor. Isı yalıtımının kışın ısınmada çok faydası var. Ses yalıtımını da özellikle müzikle uğra-şanlar tercih ediyor sanıyorum. Kentlerde komşuluk ilişkileri için de gerekli bu yöntem. Ayrıca can ve mal güvenliği için yangın ve su yalıtımı da yaptırmak gerekiyor.

Adı-Soyadı: Rasim FırtınaYaşı: 34

Mesleği: Serbest meslek

“Akla ilk gelen ısı yalıtımı…”Büyük şehirde ve gürültülü bir semtte yaşa-yan biri olarak, ses yalıtımının ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Dışarıdan ge-len sese bir de komşulardan gelen ses ek-lenince iyice çekilmez bir hale geliyor ve in-sanlar gerginleşiyor. İstanbul’un çetin soğu-ğunu göz önüne alırsak, maddi açıdan da “korunmak” adına ısı yalıtımı da önemli diye düşünüyorum. Zaten yalıtım deyince akla ilk gelen ısı yalıtımı…

Adı-Soyadı: Merve BüyükkürkçüYaşı: 29

Mesleği: Öğretmen

“Tasarruf ve sağlık için…”Büyük şehirlerde doğayı daha hızlı tükettiği-mizi düşünürsek, yalıtım çok büyük önem teşkil ediyor. Büyük şehirlerde gürültünün fazla oluşu ve sağlığımızı tehdit etmesinden dolayı ses yalıtımı önem kazanıyor. Evlerin bi-tişik ve sık oluşundan dolayı yangın yalıtımı da öyle… İstanbul ve Ankara’yı düşünürsek, ne kadar soğuk iklim şartlarına sahip oldukla-rını biliyoruz… Hem tasarruf, hem de sağlık açısından ısı yalıtımı da büyük önem taşıyor.

Adı-Soyadı: Bilge Sina YıldızYaşı: 24

Mesleği: Mühendis

“Ülke ekonomisine katkısını unutmamalı”Binalarda, yeni çıkan Avrupa Birliği Uyum Yasaları uyarınca yakın gelecekte yalıtım zo-runlu olacak. Binanın homojen şekilde ısın-ması ve sıcaklığın muhafazası çok önemli. Dış cephe yalıtımı yapanlara önce maliyetli gelse de, zamanla kâr ettiklerini anlayacak-larını düşünüyorum. Ülke ekonomisine kat-kısını da unutmamak lazım. Kaynaklar ko-nusunda dışa bağlılığımız göz önüne alındı-ğında büyük kâr söz konusu.

8 Kasım'ın Dünya Şehircilik Günü oluşundan hareketle, bu sayımızdaki sokak röportajlarında "yaşanabilir şehirlerde yalıtımın önemine" değindik. Isı yalıtımının enerji tasarrufuna katkısı konusunda hemen herkes hemfikir. Konu yaşanabilir şehirler olunca, özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar için yangın ve ses yalıtımı da ön plana çıkıyor.

Sokak Röportajı

Adı-Soyadı: Server PehlivanoğluYaşı: 52

Mesleği: Ev hanımı

“Yalıtım önemli bir yatırım”Hem güvenlik, hem ısınma, hem de tasarruf açısında yalıtım önemli bir yatırım. Büyük şehirlerde ses ve yangın yalıtımı daha önemli, çünkü gürültü kirliliği ve yangın riski daha fazla. Büyük şehirlerde evler bitişik ol-duğu için komşunuzdaki sorun size yansı-yabiliyor. Bu yüzden her türlü güvenlik amaçlı yalıtım yapılmalı. Kendi evimize ses yalıtımı yaptırdık; bu sayede komşuluk ilişki-lerimiz de zarar görmüyor.

Adı-Soyadı: İlknur GülerYaşı: 32

Mesleği: Tekstil fabrikasında işçi

“Yangın yalıtımı büyük önem taşıyor”Yalıtım deyince aklıma önce yangın yalıtımı geliyor, çünkü iş yerinde hemen alev almaya müsait ürünlerle çalışıyorum. Büyük şehirler-de bu tarz fabrikalar çok daha fazla olduğun-dan önlem alma gerekliliği iki katına çıkıyor. Can ve mal kaybı adına yangın yalıtımı mu-hakkak yapılmalı. Evlerde de aynı durum söz konusu. Tasarruf ve doğayı korumak adına ısı yalıtımına önem vermek gerekiyor. Büyük şehirlerde ses yalıtımı da önem kazanıyor.

Page 32: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

32 Yol Hi kâ ye le ri

Marmara’nın üç güzeli

Marmara Bölgesi’nin Trakya kısmında yer alan Tekirdağ, İstanbul’a yakınlığı, ulaşım

kolaylığı ve hem Marmara, hem de Karadeniz bo-yunca uzanan sahilleriyle özellikle yerli turistlerin en sevdiği rotalardan biridir.

Şehir merkezindeki ziyaret noktalarından en bili-neni; Macaristan’ın Avusturya’ya karşı bağımsızlık mücadelesi vermiş kahramanı Ferenc Rakoczi’nin 1720-1735 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’na sığındığı dönemde kaldığı 17. yüzyıl Türk evidir. Bugün müze olarak halka açık olan ev, Macaristan hükümetinin mülkiyetindedir ve Türkiye’yi ziyaret eden Macarların vazgeçilmez uğrak yerlerindendir. Ünlü şair Namık Kemal’in doğduğu yer olduğu rivayet edilen ev de Namık Kemal Evi adıyla müzeleştirilmiştir.

Tarihöncesi dönemlere, Trak kabilelerinin gelişi-ne ve bölgeye “Trakya” adını verişine, antik Yu-nan yerleşimlerine, ardından Roma ve Bizans ha-kimiyetine şahitlik eden Tekirdağ topraklarını, Os-manlı İmparatorluğu Bizans’tan tam iki kez almak durumunda kalır. Tekirdağ’ın el sanatları, mutfağı ve gelenekleri Osmanlı kültürünü günümüzde de yaşatır.

Marmara EreğlisiEski adı Perinthos olan yerleşimin tarihi MÖ 5. yüzyıla uzanıyor. Yarımada üzerindeki ilçe 32 km’lik uzun bir kıyı şeridine sahiptir. İstanbul’un yanıbaşında denize girmek için en ideal yerler-den biri olan Marmara Ereğlisi’nin en büyük özel-liği, sahile vuran dalgaların yüzbinlerce yılda ya-rattığı ve halk arasında “kına taşı” olarak adlandırı-lan ilginç şekillerdeki kayalıklarıdır. Antik yerleşim-lere ait kalıntılarıyla bir açıkhava müzesi görünü-

mündeki Marmara Ereğlisi, balık bakımından da zengindir.

MürefteTekirdağ’ın Şarköy ilçesine bağlı olan Mürefte, derin ve temiz deniziyle yaz aylarında yoğun bir nüfusu ağırlar. En büyük özelliği üzüm bağları ve şarap sahili tabir edilen bölgesidir. Türkiye’nin ilk şarap müzesi de Mürefte’dedir. Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü Mürefte’de, ılıman iklim koşulla-rından ötürü üzüm üretiminin yanı sıra zeytin ve zeytinyağı üretimi de yaygındır.

KumbağTekirdağ’ın en gözde sayfiyesi Kumbağ, özellikle yaz dönemlerinde rağbet görür. Eski bir Rum yerleşimi olan Kumbağ sokaklarında modern yazlıklara direnen eski köy evlerine hâlâ rastla-mak mümkün. Kumbağ’ın Ganos dağlarına doğ-ru yükselen kıyıları ile Marmara Adası, Ekinlik ve Avşa Adaları ile Kapıdağ Yarımadası Kıstağı’na ait geniş bir panaromik manzara sunan Çamlık Ormaniçi Tesisleri çam ormanları içerisindedir. Doğa yürüyüşçüleri ve fotoğraf tutkunlarının da sevilen rotası haline gelen Kumbağ’da, merkez-den başlayıp Ganos dağları sırtları boyunca yürü-yerek doğanın keyfine varabilirsiniz.

Tekirdağ mutfağıTekirdağ mutfağı Balkanlar’dan Türkiye’ye göçle gelen kültürlerden oldukça etkilenmiştir. Cizleme, Peynir helvası, Hayrabolu tatlısı, İncir tatlısı, Çene-çarpan ve Umaç çorbaları arasında en tanınanı ise Tekirdağ köftesidir. Tat köftesi veya Hacıköy-lü köftesi olarak da bilinen Tekirdağ köftesi, as-len Hayrabolu Alacaoğlu köyünden Tekirdağ’a gelen Hüseyin Ağa tarafından tanıtılmıştır.

Bu sayımızda İzocam bayileriyle birlikte Tekirdağ, Balıkesir ve Çanakkale şehirlerini dolaştık. Sahilleri ve lezzetli mutfağıyla Tekirdağ, binlerce yıllık tarihiyle Çanakkale, benzersiz kültürüyle Balıkesir kucak açtı bize.

32

Hüseyin A. Abanozoğlu / Coşkun İnşaat ve Tic. Ltd. Şti.“Kızkardeşim ve annemle ortak olarak 1993 yılında bir aile şirketi olarak kuruldu Coşkun İnşaat. Zaman için-de değişen şartlar öncelikle bizi gayrimenkul sektörüne yöneltti, ardından bir tesadüf eseri yalıtım sektörüne gir-dik. 2001’de İzocam’ın bir eğitim semineri yapacağını öğrendik ve seminere kızkardeşimle birlikte katıldık. Seminerden sonra soru-cevap bölümünde bu bölgede hiçbir bayilik teşkilatı olmadığını duyunca birbirimize baktık ve o akşam ilk görüşmemizi yaptık. Bir yıllık bir çalışma sonrasında İzocam bayisi olduk. Ağırlıklı olarak il bazında malzeme satışı ve uygulama hizmeti veriyoruz, ancak Trakya geneline de –Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ- hizmet veriyoruz. Eskiden gelen inşaat taahhüt işimiz de bâki… Ağırlıklı olarak sanayiye hizmet veriyoruz, dolayı-sıyla ağırlıklı olarak sanayi tipi ürünler bulundu-ruyoruz. Trakya’da tekstil sektörü hakim ve bu sektörde de yoğun olarak buhar kullanılıyor. Bu binalarda da öncelikle yüksek ısı dayanımı öngö-rüldüğü için taşyünü şilteler ve sanayi tipi levhalar kullanıyoruz.Uygulama ekipleri hariç 5 kişiyiz. Uygulayıcı arkadaşlarımızın mümkün olduğunca İzocam eğitimlerine katılmalarını destekliyoruz. Resmi bayi olma aşamasında ben de bütün eğitimlere katıldım; sanıyorum 17 adetti. Bu eğitimlerin ne kadar faydalı olduğunu yaşadığım için elim-den geldiği kadar uygulayıcı arkadaşların da eğitimlere katılmasını destekliyorum. En kaliteli malzemeyi bile kullansanız, aynı kalitede işçilik uygulayamazsanız iyi sonuç alamazsınız. Doğalgaz geldikten sonra bölgede yalıtım yap-tıranların sayısında artış oldu. İzocam’ın marka bilinirliği çok yüksek, markaya olan güven de öyle, bu açıdan bir sıkıntı yaşamıyoruz. Tek sıkıntımız fiyat-kalite dengesi kurmadan alım yapmak isteyen müşteri grubu. Özellikle konut-larda… Kalitenin getirdiği bir maliyet var sonuçta. Maalesef fiyat mukayesesi yaparken tüketici o kaliteyi gözardı ediyor. Daha hesaplı ürünler de maalesef daha kalitesiz oluyor. Piyasada telaffuz edilen yalıtım kalınlıkları maale-sef 3 cm ile 5 cm arasında değişiyor. Müşteriler sadece ilk yatırım maliyetini hesaplayınca düşük kalınlıklara yöneliyor. Halbuki geri dönüş maliyeti-ni de hesaplaması lazım. Isı yalıtımında, su yalıtımı gibi damlama benzeri fiziksel şartlar oluşmayınca bu kalınlıklarla devam ediliyor. Sanayi tipi yalıtım-larda, özellikle kazan ve boru hattı yalıtımlarında projeye uygunluk zorunlu olduğu için yönetme-liklerin öngördüğü kalınlıklara uyuluyor. Ama konutlar için maalesef aynı şeyi söylemek zor. Elimizden geldiği kadar doğru malzeme seçimi için yönlendiriyoruz. Sonuçta yalıtım bir kez yapılı-yor, doğru malzeme ve kalınlıkla yapılırsa binanın ömrü kadar hizmet edebilir. Örneğin konutlarda en büyük memnuniyeti son katta oturan daire sahiplerinde görüyoruz. Hele küçük çocuğu olanlardan çok olumlu tepkiler alıyoruz. Belli bir süre sonra sadece o mutluluğu paylaşmak için gelenler veya telefon edenler bile var."

“İzocam’ın marka bilinirliği çok yüksek”

Tekirdağ

Page 33: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

Türkiye’nin kuzeybatısında, Asya ve Avrupa kı-talarına yayılan Çanakkale, kendi adını taşı-

yan Boğazla ikiye bölünmüş bir şehirdir. Anadolu’nun en batı noktası olan Baba Burnu ile Türkiye’nin en batı noktası olan Gökçeada’daki İncirburnu Çanakkale sınırları içindedir.

Antik çağlarda, Hellespontos ve Dardanelles ola-rak adlandırılan Çanakkale topraklarında en az 5 bin yıldan beri yerleşim olduğu bilinir. Tarihönce-si çağlardan itibaren Troyalıları, Lidyalıları, Persle-ri, Yunanlıları ağırlayan topraklar, Roma ve Bizans egemenliklerinin ardından Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetimine girer. Cumhuriye-tin ilk yıllarında Biga ve Gelibolu sancakları kaldı-rılarak, her ikisinin ortasında bulunan Çanak kö-yü il ilan edilir.

Biga Yarımadası üzerinde yer alan Çanakka-le’deki en kayda değer yükselti Biga Dağları’dır ve kent topraklarının yarısından fazlası ormanlarla kaplıdır. Doğal ve tarihi zenginlikleriyle her yıl yerli ve yabancı pek çok turisti ağırlayan Çanakkale, gezginlere sayısız seçenek sunar.

TroyaHomeros tarafından yazıldığı düşünülen İlyada destanında bahsi geçen Troya savaşının bu top-raklarda gerçekleştiği rivayet edilir. Bölgedeki ilk yerleşimin tarihi MÖ 3000-2600 yıllarına uzanır. Kaz Dağı eteklerinde, Çanakkale merkez ilçesine bağlı Tevfikiye köyü yakınlarındaki antik kent, 1871’de Alman amatör arkeolog Heinrich Schliemann tarafından keşfedilir. Türkçede yay-gın olarak Truva olarak adlandırılan antik kent, 1998’de UNESCO Dünya Miras Listesi’ne gir-miştir, 1996’dan bu yana da Milli Park statüsün-dedir. Troya savaşına ithaf edilen sembolik tahta “Truva atı” heykeli ören yerinin girişinde ziyaretçi-leri karşılar.

AssosÇanakkale’nin Ayvacık ilçesinde, Edremit körfezi kıyısında yer alan Assos antik kenti, tarih boyun-ca Yunan, Makedon, Pers dönemlerinde yerle-şim görmüş, ortaçağda ise terk edilmiştir. Antik kentin yer aldığı Behram ise, dünyada antik şehir kalıntılarıyla yaşamına devam eden nadir köyler-dendir. MÖ 900’lerde kurulan kentin en gözalıcı yeri, en yüksek noktasına inşa edilmiş olan Dor stilindeki Athena Tapınağı’dır. Tapınaktan görü-len manzara ise muhteşemdir.

Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli ParkıGelibolu Yarımadası'nın güney ucunda yer alan 33 bin hektarlık alan, 1973’te “milli park” statüsüne girmiştir. Park aynı zamanda Birleşmiş Milletler Milli Parklar ve Koruma Alanla-rı listesindedir. I. Dünya Savaşı, Çanakkale Sa-vaşları boyunca süren deniz ve kara muharebe-lerinin yapıldığı yerler milli park sınırları içindedir. Ba-tık gemiler, toplar, siperler,

kaleler, burçlar ve savaşla ilgili diğer kalıntıların yanı sıra; Türk, Avustralya, Yeni Zelanda, İngiliz ve Fransız askerlerinin mezar ve anıtları da bura-dadır.

Çanakkale Şehitleri AnıtıGelibolu Yarımadası’nda, Morto Koyu önündeki Hisarlık Tepe üzerinde yer alan anıt, 1915 yılında Çanakkale Savaşları’nda hayatını kaybeden 253 bin Türk askeri anısına yaptırılır. Feridun Kip, İs-mail Utkular ve Doğan Erginbaş tarafından tasar-lanan anıt, 21 Ağustos 1960’da açılır. 62,5 met-rekarelik bir alanı kapsayan ve 25 x 25 metrelik kaide üzerine oturtulan 4 ayaktan oluşan anıtın yüksekliği 41,7 metredir.

Kilitbahir KalesiFatih Sultan Mehmet tarafından 1452’de Kilitba-hir köyünde yaptırılan kale, iç ve dış sur duvarla-rından ve avlu içinde 7 katlı üçgen bir kuleden oluşur. 1541’de Kanuni Sultan Süleyman tarafın-dan yaptırılan restorasyonda güney kısmı çevre-leyen bir sur duvarı ile Sarıkule inşa edilir. Kaba yontulmuş taşlarla inşa edilen kalenin açıklık kı-sımları kiremit kemerlidir, kapı ve pencerelerse beyaz mermerden yapılmıştır. Çanakkale Savaşları’nda çok önemli rol oynayan Kilitbahir Kalesi, 1980’de “Korunması Gereken Kültürel Varlık” olarak tescil edilmiştir.

Saros körfeziEge Denizi’nin kuzeydoğusunda yer alan Saros körfezi, tertemiz kumsallarla kaplı bir kıyı şerididir. Su altı akıntıları ile yakınlarında büyük bir yerleşi-

min ve sanayileşmenin olmaması saye-sinde Ege denizinin en temiz böl-

gelerinden biridir. Körfez suları-nın dünya üzerinde kendi

kendini temizleyen 3 de-nizden biri olduğu iddia edilir. Özellikle Marmara Denizi’nin kirlenmesiyle temiz deniz arayışına gi-renlerin rağbet ettiği kör-fez, sualtı etkinlikleriyle il-

gilenenler için de caziptir. 144 çeşit balığa, 78 tür de-

Çanakkale

İbrahim Gün / Anadolu Mak. Tek. Mlz. İnş. Tic. ve San. A.Ş.“Şirketimiz 1986 yılında Bursa'da mühendislik ve taahhüt firması olarak kurul-du. 1990’da Eğitimciler Yapı Kooparatifi'nin kalorifer işi için geldiğimiz Çanakkale'de yerleşmeye karar verdik ve buraya taşındık. Çalışma alanımız ısıtma sektörü; mantolama, yalıtım, kalorifer ve doğalgaz tesisatı konusunda müşterilerimize hem satış hem de uygulama hizmeti veriyoruz.İzocam ile ilk tanışmamız 1986-87 yıllarında, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin tesisat işlerini yaptığımız döneme denk geliyor. Çanakkale’ye geldikten sonra İzocam ürünlerini Bursa’dan tedarik etmeye devam ettik. Daha sonra 2003’te Çanakkale’de İzocam bayisi olma kararını verdik. İzocam’ın sanayi ürünleri haricinde tüm ürünlerini bulunduruyoruz. Burası turizm bölgesi olduğun-dan, özellikle otellerde İzocam’ın ses yalıtımına yönelik ürünleri çokça tercih ediliyor. Isı yalıtımı ürünleri de rağbet görüyor. Çanakkale’de insan-lar firmamıza daha çok projeleri ile geliyor ve ürünler konusunda bizden danışmanlık ve uygu-lama hizmeti alıyorlar. Yetişmemiş ekipler tara-fından gerçekleştirilen hatalı yalıtım uygulamaları sonrasında da bize dışarıdan gelen müşteriler oluyor. Yalıtım uygulama işine girmemizin neden-lerinden biri de buydu. Çanakkale’de binaların yaklaşık yüzde 70’i man-tolanmış durumda; bu konuda Türkiye ortala-masının hayli üstündeyiz. Özellikle Bozcaada’da gayet nitelikli konutlar mevcut. Yalıtım kalınlıkları-na 3 cm ile başlamıştık, şu anda 5 cm standardı-na ulaştık. Malzeme olarak da, villalarda taşyünü tercih edilirken, kooperatiflerde ve ucuz konutlar-da fiyatından dolayı daha çok karbonlu ürünler kullanılıyor. Fiyat açısından “merdiven altı” tabir ettiğimiz üreticilerle rekabet edemediğimiz için en büyük sıkıntımız bu. Bölgede özellikle tersa-necilik sektöründe yalıtım açısından yapılabilecek çok iş var, ancak onlara ulaşamıyoruz. Ekibimizde iki makine mühendisi, bir de inşaat mühendisi var. Bizim yetiştirdiğimiz kişilerden oluşan taşeron ekiplerimizle birlikte sayımız bazı dönemlerde 70-80’e ulaşabiliyor."

“Ses yalıtımı ürünleri çokça tercih ediliyor”

niz bitkisine, 34 tür süngere evsahipliği yapan Saros körfezi, dünyada rüzgar sörfüne uygun üç denizden biri olarak da kabul edilir.

İZOCAM FOAMBOARDTeras çatılarda, toprağa temas eden

duvarlarda ve zeminde (λD) 0,030 W/mK ısı iletkenliğinde, ısı yalıtımı amacıyla kullanılan

XPS levhalardır. 15 cm kalınlığa kadar üretilir.

Page 34: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

34

Güney Marmara ve Ege bölgelerine yayılan Balıkesir’in hem Marmara hem de Ege

Denizi’ne kıyısı vardır. Doğusunda Bursa ve Kü-tahya, güneyinde Manisa ve İzmir, batısında Ça-nakkale ile komşudur. Tarihte genellikle Misya ve Karesi adlarıyla bilinen Balıkesir ve çevresinin ta-rihi MÖ 8000’lere uzanır. Roma, Bizans, Anadolu Selçuklu, Karesi Beyliği ve Osmanlı egemenliğin-de kalan kent, bin yılların birikimine sahip zengin bir kültüre sahiptir.

Yağcıbedir halısı, kolonyası, kaymaklısı, kozak üzümü, Ayvalık tostu, saçaklı mantısı ve höşmeri-miyle tanınan Balıkesir’in sahilleri deniz turizmiyle adından söz ettirir. Ayvalık, Edremit, Burhaniye ve Gömeç’teki sahil kasabaları özellikle yerli turistler tarafından tercih edilir. Kaplıca turizminde de id-dialı olan Balıkesir; Gönen, Edremit, Manyas, Su-surluk, Bigadiç, Sındırgı ve Pamukçu’daki kaplı-calarıyla her yıl binlerce kişiyi ağırlar.

Balıkesir’in Dumlupınar, Karaoğlan, Mirazbey ma-hallelerinde rastlayacağınız tarihi evler, bir döne-min karakteristik özeliklerini yansıtır. Çoğu yıkıl-maya terkedilmiş Balıkesir evleri, kentin tarihi do-kusunun en önemli parçalarındandır. Dumlupı-nar mahallesinde yer alan Balıkesir Ulusal Fotoğ-raf Müzesi ise, Türkiye’nin nadir fotoğraf müzele-rindendir. 150 yıllık tarihi bir yapı ve bitişiğindeki 3 katlı yeni yapıda faaliyet gösteren müze bünye-sinde, fotoğraf hakkında 1500 eseri barındıran M. Emin Tan Fotoğraf Kitaplığı da yer alır.

Zağnos Paşa Külliyesi1461’de Fatih Sultan Mehmet’in vezirlerinden Zağnos Paşa tarafından yaptırılan külliyeden geri-ye hamam ve cami kalmıştır. 6 haf-tada yaptırıldığı söylenen cami, 1902’de yeniden inşa edil-miştir. 1000 kişilik kapa-sitesiyle Balıkesir’in en büyük camisidir. Ca-minin yakınında yer alan Paşa Hamamı ise Klasik Osmanlı üs-lubundadır ve çifte hamam biçiminde in-şa edilmiştir.

Erdem Ürer / Can Yapı Paz. Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti.“Can Yapı, rahmetli ağabeyim Erol Ürer ve küçük kardeşimiz Erdal Ürer ile birlikte bir aile şirketi olarak 1987 yılında kuruldu. O günlerde bölgede inşaat sektörü hızlı bir şekilde gelişiyordu. Biz de bölgesel ihtiyacı değerlendirerek kuruluş yerimiz olan Edremit’te Can Yapı’ya hayat verdik. 10 yıl kadar Edremit’te iş yaptık, 1998’de buraya, Akçay’daki yerimize taşındık. Akçay merkez olmak üzere, zamanla Altınoluk, Edremit ve Ayvalık’ta üç şubeye ulaştık. Merkez ve şubelerimizde yaklaşık 50 personelimiz çalışıyor. Vitrifiye grubu hariç her türlü kaba inşaat malzeme-sini –demir, çimento, hazır beton, kireç, tuğla, kire-mit, yalıtım ürünlerini- müşterilerimize tedarik ediyo-ruz. Ayrıca bölgede hazır demir yapan tek firmayız.

Müşteri profilimiz tüm Türkiye’yi kapsıyor. Bölgemiz dışındaki yerlere araç bazında

tedarik yapıyoruz. Yakın bir zaman önce Ankara’daki bir müşterimiz projesinde

kullanacağı İzocam ürünlerini bizden almayı tercih etti. İş yaptığımız bazı müteahhitler hizmet anlayışımız-dan dolayı Türkiye’nin neresine giderse gitsin bizimle çalışmayı tercih ediyor. Ağrı’ya bile malzeme gönderdiğimiz oluyor. Malzemeler

konusunda her zaman tedarikliyiz; bir ürünün 7-8 çeşidi varsa, hepsini

bulundurmaya çalışıyoruz. Yalıtım malzemesi olarak ise sadece İzocam ürünlerini bulunduruyoruz. İzocam’ın xps, camyünü, taşyünü başta olmak üzere hemen hemen tüm ürünlerini tedarik ediyo-ruz. Bölgede en çok tüketilen ve tercih edilen İzocam ürünleri ise xps ve camyü-nü. Sanıyorum çok kış görmediğimiz için yalıtım kalınlıkları çoğunlukla 3 cm ve 5 cm aralığında değişiyor. 2005’ten bu yana, sekiz yıldır İzocam’la çalışıyo-ruz ve birlikte iş yapmaktan dolayı son derece memnunuz. Öncelikle tanınan bir marka olması ve kurumsal bir yapıya sahip olması, ürün çeşitliliği ve kalitesi, müşterinin ihtiyaçlarına cevap verebilecek çözümler sunması ve hizmet anlayışı gibi neden-lerle İzocam ile çalışmayı tercih ettik. Ayrıca Can Yapı olarak sattığımız malın hep arkasında olduk. Bayiliğini yaptığımız ürünlerin kalitesi konusunda da seçiciyiz. Bütün bunlar İzocam’ı seçmemiz konusunda önemli etkenlerdi.Müşterilerimiz çoğunlukla projeleriyle bize geliyor. Biz de hangi üründen ne kadar gerekeceğini pro-jeye uygun olarak hazırlıyoruz ve teslim ediyoruz. Yalıtım malzemelerini de yine projeye göre öneriyo-ruz. Böylelikle malzemede zayiat olmuyor, müşteri için de daha hesaplı oluyor.”

“İzocam öncelikle tanınan bir marka”

Balıkesir

AyvalıkBalıkesir’in en batısında, Ege Denizi kıyısında yer alan Ayvalık, kara yerleşiminin dışında, “Ayvalık Adaları” adı verilen takımadalara da sahiptir. Ay-valık ilçesine bağlı irili ufaklı 22 kadar ada vardır. Bu adaların en büyüğü Alibey Adası ya da diğer ismi ile Cunda Adası’dır. Cunda, 1964’te bir köp-rüyle Lale Adası’na oradan da ilçe merkezine bağlanmıştır. Çam ormanları ve zeytiniyle tanı-nan, Ege kıyısındaki bu güzel ilçe, Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden biridir.

İlkçağda Hitit, Frig, Lidya, antikçağda Roma ve Bizans, 14. yüzyıldan itibaren de Osmanlı İmpa-ratorluğu egemenliğine giren Ayvalık ve çevresi, tarih gezginleri için de zengin bir rotaya sahiptir.

EdremitBalıkesir’in ikinci büyük ilçesi olan Edremit, zey-tinciliği, Kazdağları, bir de Akçay ve Altınoluk plaj-

larıyla tanınır. Edremit’e 9 km mesafedeki Akçay ve sahil şeridi başlı başına bir plajlar merkezidir. Ayrıca Sarıkız Plajı, Belediye Halk Plajı ve Zeytinli Belediyesi halk plajı olmak üzere üç önemli halka açık plajı da vardır. Akçay bol ve soğuk artezyen sularıyla da ünlüdür. Akçay ile Altınoluk arasında-ki Güre ise termal turizm merkezidir.

Edremit’e 27 km mesafedeki Altınoluk, bol oksi-jenli temiz havasıyla “oksijen çadırı” olarak da bili-nir. Tarihi Başdeğirmen Köprüsü ve şelalesi de görülmeye değer yerlerindendir.

Kazdağı Milli ParkıAdını Marmara ve Ege bölgeleri arasında sınır oluşturan ve Biga Yarımadası’nın en yüksek küt-lesi olan Kazdağı’ndan alan parkın 21 bin 450 hektarlık bölümü 1993’te milli park ilan edilmiştir. Milli park özellikle bitki, kuş ve memeli hayvan türleri açısından çok zengindir. Alanda bulunan 37 bitki taksonu endemik olup bu türlerden 9’u dünyada sadece Kaz Dağları’nda görülür. Kazda-ğı köknarı bu türlerden en iyi bilinenidir. Güre bel-desinin sınırlarında kalan Pınarbaşı’nın en önemli özelliği, Kazdağı’nın kar sularının kaynak halinde buradan çıkarak bir dere oluşturmasıdır. Zeytinli beldesine dört buçuk kilometre mesafedeki Su-tüven de manzarasının güzelliği ve sularıyla rağ-bet görür. Adramyttion, Antandros ve Assos gibi antik kentler de milli parkın yakın çevresindedir.

Balıkesir mutfağıKörfez bölgesindeki zeytin üretimi Balıkesir ve çevresinde zeytin kültürünün gelişmesini sağla-mıştır. Ayrıca köy kültürünün zenginliği ve çeşitlili-ği de bölgenin yemek kültürüne yansımıştır. Bir köy düğününde en az yedi çeşit yemek yapılır. Şehir düğünlerinin vazgeçilmezi ise tirittir. Güveç, tirit, Balıkesir kaymaklısı, karanfilli ekmek sadece bayramlarda ve özel günlerde yapılır.

Yol Hi ka ye le ri34

MANTO TAŞYÜNÜSıvalı dış cephe ısı yalıtım

sistemlerinde (λD) 0,037 W/mK ısı iletkenliğinde, ısı, ses yalıtımı ve

yangın güvenliği amacıyla kullanılır.

Page 35: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

İzo cam Kul la nan lar

Şanlıurfa Bölge İdare Mahkemesi Başkanlığı binasında, T.C. Kalkınma Bakanlığı GAP Böl-ge Kalkınma İdaresi Başkanlığı tarafından, Bir-leşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) iş-birliğiyle yürütülmekte olan “Güneydoğu Ana-dolu Bölgesi’nde Yenilenebilir Enerji Kaynakla-rının Kullanımı ve Enerji Verimliliğinin Arttırılma-sı Projesi” kapsamında, ”Kamu Binalarının Enerji Verimliliği Açısından İyileştirilmesi” çalış-maları çerçevesinde, ısı ve ses yalıtımı uygula-ması gerçekleştirildi.

Pilot projedeki ısı yalıtımı uygulaması ile; kış ay-larında ısı kayıpları, yaz aylarında da ısı kazanç-ları azaltılarak, yaşam ve çalışma alanlarının konfor şartlarının iyileştirilmesi, enerji tasarrufu sağlanması ve karbon salımı azaltılması hedef-lendi.

Proje kapsamında ne tür enerji verimliliği uygulamaları gerçekleştirildi?Isı yalıtımı; ısıtma ve soğutma için tüketilen enerjiden tasarruf sağlayarak, elektrik enerjisi ve yakıt harcamalarını azaltır. Doğru ısı yalıtım malzemeleriyle yapılan uygulamalar, tasarru-fun yanında, ses ve yangın yalıtımını da sağla-yarak güvenli ve konforlu yaşama ve çalışma ortamla-rı oluşturur.

Proje kapsamında, yalıtım-sız olan tüm yapı elemanları yalıtıldı. Kullanılmayan çatı arasında, serbest bir şekilde serilen camyünü çatı şiltesi kullanıldı. Duvarlar dıştan havalandırılan giydirme cep-he detayıyla yenilendi ve bu enerji-etkin yenilemede camyünü levha ile ısı yalıtımı sağlandı. Isıtılmayan bod-rum tavanı hem görsellik hem de ısı yalıtımı amaçlı camyünü asma tavanla kap-landı, ısı yalıtım direncinin artırılması için üzerine cam-yünü şilte serildi. Tüm detay uygulamalarında yanmaz camyünü yalıtım malzemesi kullanımı ile, ısı yalıtımı ya-nında, ses yalıtımı ve yangın güvenliği de sağlandı.

Yalıtım için neden İzocam’ı tercih ettiniz?Tüm alt proje başlıklarımız içinde yer alan faali-yet ve pilot uygulama çalışmalarımızı, teknik uzmanlık hizmeti alarak ve tüm ürün ve/veya hizmet sağlayıcı kuruluşlara eşit mesafede ka-larak yürütüyoruz. Söz konusu projenin teknik şartnamesi de, ilgili proje uzmanı tarafından, ulusal ve uluslararası norm ve kriterler, özellik-le düşük ısı iletim katsayısı ve belgelendirilmiş güvenlik ve kalite güvence standartları göz önüne alınarak hazırlandı. İzocam ürünleri ha-zırlanan teknik şartnamede belirtilen kriterleri sağlıyordu.

Projede İzocam’ın hangi yalıtım ürünleri, hangi kalınlıkta kullanıldı?Çatı arası 100 mm kalınlığında, A1 sınıfı 0,035 W/mK ısı iletkenliğine sahip camyünü şilteyle yalıtıldı. Dış duvarlar 80 mm kalınlığında A1 sı-nıfı 0,031 W/mK ısı iletkenliğine sahip camyü-nü levha ile dıştan ısı ve ses yalıtımı amaçlı kaplandı ve havalandırılan giydirme cephe de-tayı ile örtüldü. Bodrum kat tavanında 25 mm kalınlığında, A1 sınıfı 0,031 W/mK ısı iletkenli-ğine sahip camyünü levha asma tavan uygula-ması gerçekleştirildi ve üzerine 80 mm kalınlı-

ğında, A1 sınıfı 0,035 W/mK ısı iletkenliğine sahip camyünü şilte serildi.

Projeyle ne kadarlık bir enerji tasarrufu ve karbon salımı azaltımı öngörüldü?Enerji-etkin yenileme kapsamında yapılan bu çalışmada, yıllık ortalama enerji tasarruf oranı % 55, yakıt tasarruf miktarı 17.000 kg eşdeğe-ri fuel-oil olarak hesaplandı. Karbon salım azal-tımı ise 54.880 kg eşdeğeri CO2 olarak belir-lendi.

Şanlıurfa gibi yazın çok sıcak olan bir şehirde binaların yalıtımlı olmasının ne gibi faydaları var?Şanlıurfa’da kış ayları çok soğuk geçmiyor. Yaz aylarında ise dış ortam hava sıcaklığı Tür-kiye ortalamasının bir hayli üzerinde seyredi-yor. Yalıtım uygulamaları, hem kışın soğuktan hem yazın sıcaktan korunmak için de ger-çekleştiriliyor. Bu doğrultuda, kışın ısıtma amaçlı enerjiden tasarruf yapabildiğimiz gibi, yazın da iç ortam sıcaklığını düşürmek için harcanan enerjiden tasarruf edebiliyoruz. Söz konusu şartlar tüm GAP Bölgesi illeri için de geçerlidir.

İnşaat ve yalıtım sektöründe GAP bölgesi özelinde enerji verimliliğine dair gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?Güneydoğu Anadolu Bölgesi, sı-cak iklim kuşağında yer alması nedeniyle, bina yalıtımı alanında yürütülecek çalışmalarla yüksek oranda enerji tasarrufu sağlan-ması, güneş enerjisinin ısı ve elektrik üretimi alanlarında kulla-nılması ve zengin tarımsal atıklar-dan enerji elde edilmesi açıların-dan çok önemli bir ekonomik potansiyel vaat ediyor. Söz konu-su potansiyel, uygun teknolojile-rin seçimiyle, bölgenin sürdürü-lebilir kalkınma hedefleri doğrul-tusunda kullanıldığında, ekono-mik gelişmeye ve istihdama önemli katkılarda bulunacak, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji alanlarında teknoloji gelişti-rilmesini ve üretim yapılmasını sağlayacaktır.

Şanlıurfa Bölge İdare Mahkemesi binası İzocam ürünleriyle yenilendiBirleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) işbirliğiyle yürütülen, Şanlıurfa Bölge İdare Mahkemesi binasının yalıtımı ve enerji etkin yenilenmesi uygulamalarında İzocam ürünleri tercih edildi. Proje ile ilgili sorularımızı UNDP Saha Koordinatörü Dr. Muhyettin Sirer cevapladı.

Yangın GüvenliğiIsı Yalıtımı Ses Yalıtımı

Yangın GüvenliğiIsı Yalıtımı Ses Yalıtımı

Page 36: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

36 Proje

Marmaray’ın gürültü konforu İzocam ürünleriyle sağlandıTürkiye Cumhuriyet tarihinin en büyük proje-lerinden olan Marmaray projesinde, ses yalıtı-mı sistem detayları ve uygulamaları Protem Metal Ltd. Şti. tarafından İzocam ürünleriyle gerçekleştirildi.

Marmaray istasyonlarının gürültü kontrolünü sağlamak üzere çalışmalar, 2008’de Japon Taisei firması yetkilileriyle proje üzerinde gö-rüşmesiyle başladı. Ardından, istasyonların ta-vanlarında iç ortam gürültüsüne, mekanik odalarda ve peronlarda platform altlarında tren frenleme ve kalkışı esnasında oluşan gü-rültülere karşı sistem detayları geliştirildi. İnce yapı işlerinin yüklenicisi Delta inşaatın kontro-lündeki ses yalıtımı uygulamalarına ise 2012’de başlandı. Üsküdar, Yenikapı, Sirkeci, Kazlıçeşme istasyonları ile Ayrılıkçeşme ve Yedikule merkezlerinde, istasyonların tavanla-rında iç ortam gürültüsüne ve mekanik oda-larda oluşan gürültüye karşı, ses emicilik test-leri TÜBİTAK’ta yapılarak belgeleri alınmış olan, 50 mm kalınlıktaki bir yüzü siyah cam tü-lü kaplı İzocam Taşyünü levhaların özel taşıyı-cı sistemle montajı başarıyla yapılarak kullanıl-dı. Aynı şekilde TÜBİTAK’ta ses emicilik testle-ri yapılmış belgeleri alınmış olan İzocam Cam-yünü siyah cam tülü ve alü-folyo kaplı klima levhaları ile 50 mm kalınlıkta oluşturulan ve peronlarda platform altlarında, tren frenleme ve kalkıştaki gürültülere karşı Protem tarafın-dan geliştirilen gürültü kontrolü sistemi Pro-tem montaj ekipleri tarafından uygulandı.

Page 37: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

Sincan Geri Dönüşüm Tesisleri’nde İzocam Taşyünü kullanıldıAnkara Büyükşehir Belediyesi’ne ait Sincan Ça-dırtepe ve Mamak çöplüğünün bina ve tesis in-şaatlarının dış cephe mantolama uygulamaları, ITC Entegre Katı Atık Yönetim Sistemleri tarafın-dan 2013 yılı içinde tamamlandı. Yalıtım uygula-ması kapsamında, 21.000 m2 alana uygulanan 8 cm kalınlığındaki İzocam Taşyünü, İzocam ba-yisi Haydar Boz Yalıtım Ltd. Şti.’den temin edildi.

Trabzon Ramada Hotel temel yalıtımında İzocam’ı tercih ettiBaşaran Grup tarafından Trabzon’un Yalıncak mevkiinde yapılan Trabzon Ramada Hotel’in inşaat çalışmaları Haziran 2013’te başladı. 350 odalı olması planlanan Ramada Hotel’in 9000 m2 oturum alanına sahip temel yalıtımın-da, İzocam bayisi Aydınlar Ltd. Şti. tarafından temin edilen 450 m3 hacminde 5 cm’lik İzo-cam Foamboard 3000 DL kullanıldı.

Page 38: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

Kişisel Gelişim

Bir hedefe yönelik bilinçli ve yoğun algı “dikkat” olarak adlandırılır. “Konsantrasyon” ise, yapılan işe veya eyleme zihinsel olarak odaklanma du-rumudur ve kişinin en verimli halidir. Konsant-rasyon durumunda beyin en yüksek perfor-mansta çalışır. Dikkatin bir noktaya toplanması, çözüm üreten ve öğrenen mekanizmaların aynı noktaya kilitlenmesi, beynin sadece tek bir şeyi düşünmesi kişiyi en hızlı şekilde çözüme götü-rür. Konsantrasyonu bir yetenek olarak gören Thomas Edison şöyle demiştir, “Konsantras-yon, bezginlik duymadan fiziksel ve zihinsel enerjiyi tek bir noktaya sürekli uygulama yete-neğidir.”

Her insan büyük bir potansiyele sahiptir, ancak herkes bu potansiyelden konsantre olabildiği ölçüde yararlanabilir. Beyni tek bir konuya yo-ğunlaştırmak beyin gücünün açığa çıkmasını sağlar. Beyninizi bir şeye tam olarak odaklaya-bildiğinizde, bilinç ve bilinçaltının gücü birleşe-rek hedefe yönelir. İlgi neredeyse enerji oraya akar. Konsantrasyon, ilginin dolayısıyla enerji-nin tek bir noktaya odaklanmasıyla sağlanır.

Çalışırken çabuk sıkılmak, dinlerken ve okur-ken farkında olmadan hayal kurmak, çalışılan yerleri yeri geldiğinde hatırlayamamak, dikkat-sizlik sebebiyle hata yapmak, aldığımız kişisel kararları uygulayamamak, büyük ölçüde dikkat

Konsantrasyonunuzu artırabilirsiniz

yetersizliği ile bağlantılıdır. Konsantrasyonu bo-zan etkenler psikolojik, bedensel veya çevresel olabilir. Aşırı yorgun, hasta veya uykusuzsanız, gürültülü veya kalabalık bir ortamda çalışıyor-sanız, endişeli, isteksiz bir ruh hali içindeyseniz, herhangi bir konuya odaklanmakta güçlük çekmeniz kaçınılmaz. Odaklanabilmek için ön-celikle içinde bulunduğunuz fiziksel ve zihinsel şartları lehinize çevirmelisiniz. Konsantrasyonu etkileyen hayati ve en önemli faktörün motivas-yon olduğunu da unutmamak gerekiyor. Önü-nüzdeki konuya odaklanmak için iyi ve gerçek-çi bir nedeninizin olması ve sizin de bunun bi-lincinde olmanız bu açıdan önemli.

Konsantrasyonu artırmanın yollarıHangi işle uğraşıyor olursanız olun, gün içeri-sinde yüksek konsantrasyon isteyen zamanla-rınız olacaktır. Size yardımcı olacak yöntemler-den faydalanarak, konsantrasyon sorununu-zun üstesinden gelebilirsiniz. Uykunuzu almış olmak ve fazla yemek yemekten kaçınmak, dikkat bozukluğundan kurtulmanın ilk ve önemli adımlarıdır. Dış etkenlerden gelecek olası sesleri en aza indirmeniz; örneğin cep te-lefonunuzun sesini kapatmanız bir çözüm ola-bilir. Zihninize not almak yerine, günlük plan ve programınızı yazabileceğiniz bir ajandanız ol-sun. En önemlisi ise işinizi isteyerek, büyük bir hevesle yapın.

38

Çabuk sıkılmak, dinlerken ve okurken farkında olmadan hayal kurmak, dikkatsizlik sebebiyle hata yapmak, aldığımız kararları uygulayamamak konsantrasyon eksikliğinden kaynaklanıyor. Size yardımcı olacak yöntemlerle bu sorunun üstesinden gelebilirsiniz.

Yoğunlaşmanız gereken bir konuya başlamadan önce nefes almaya odaklanmak ve derin nefes alıp vermek bedenin dinlenmesini, zihnin enerjiyle dolmasını sağlar. Zihin ve beden uyumunu artırır. Stres ve endişe, düşünme ve analiz yeteneğini azaltır. Nefes çalışmasıyla endişeli ruh halinden uzaklaşarak, daha rahat odaklanabilirsiniz:1. Kendinize rahat bir konum seçin.2. Burnunuzdan yavaş yavaş nefes alın. Sırayla

önce göğsünüzün alt kısmını, sonra orta ve üst kısmını aldığınız nefesle doldurun. Yavaş yavaş nefes aldığınızdan emin olun. Bu süreç yaklaşık 8–10 saniye olsun.

3. Konsantre olduğunuz bir anınızı düşünerek nefesinizi içinize çekin ve 1 ya da 2 saniye tutun.

4. Sonra rahat ve sakin bir şekilde nefesinizi verin.5. Derin nefes alıp verme işlemini zihininiz rahatla-

yıncaya dek tekrar edin.6. Başınızın döndüğünü hissederseniz çok hızlı

ve yoğun bir şekilde nefes alıp veriyorsunuz demektir. Bu gibi durumlarda yavaşlayın.

7. Nefes alıp verirken, kendinizi huzurlu bir ortamda hayal edin. Örneğin ılık bir havada deniz kenarında olduğunuzu veya dalgaların üzerinde durduğunuzu; nefes alıp verdikçe dalgaların üzerinde yavaşça yükselip alçaldığı-nızı düşünün.

Dikkatinizi nefesinizle kontrol edin

Enerjinizi tanıyınDeneme yanılma yoluyla günün hangi zaman-larında enerji seviyenizin yüksek olduğunu ve kolayca konsantre olduğunuzu; ne zamanlar enerji seviyenizin düşük olduğunu ve odak-lanmakta zorlandığınızı belirlemeye çalışın. Zorlandığınız konuları enerji seviyenizin yük-sek olduğu anlara kaydırın. Kolayca çözebile-ceğiniz konuları ise enerjinizin düşük olduğu zamanlara kaydırın.

İnsanlar çoğunlukla zorlandığı konuları en so-na bırakma eğilimindedir. Günün geç saatleri-ne kalan konular da doğal olarak yorgun kişi-nin enerji seviyesinin en düşük olduğu anlara rastlar. Ertelemek yerine, zihni zorlayan konu-ların yüksek enerjili zamanlarda ele alınması daha etkili olacak ve konsantre olmayı kolay-laştıracaktır.

Dikkatinizi dağıtınAraştırmalar, endişe ve problemlerini düşün-mek için özel zaman ayıranların dört hafta içinde, kendilerine endişe veren konulara es-kisine oranla yüzde 35 daha az kafa yorduğu-nu gösteriyor. Dikkatinizi dağıtan ve sık sık ak-lınıza gelen konuları düşünmek için kendinize özel bir zaman ayırın. Bu zamanı sadece bu işi düşünmek için kullanın. Dikkatinizi dağıtan bir konu olduğunu farkettiğinizde, bu konuyu düşünmek için özel bir zamanınız olduğunu kendinize hatırlatın. Özel olarak ayırdığınız za-manda düşünmek üzere, zihninizi dağıtan şeyleri not alın. Bunun için özel bir not defteri tutun. Bu konuların giderek azaldığını fark edeceksiniz.

Page 39: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

Tek çatı altında çoklu çözüm:

Multi Konfor Binalar

Günümüzde enerjinin mümkün olan en verimli şekilde kullanılması, gelecek için yaşamsal önem taşır. İnşaat sektöründe ulaşılan son nokta olan

“Multi Konfor Bina” çözümleri için, rakipsiz yalıtım deneyimi ve uzmanlığıyla ‹zocam hizmetinizde…

“Yal›t›m›n Türkiye’deki ad›”

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

çakı 220x300.pdf 1 4.02.2014 12:07

Page 40: Ekim Kasım Aralık 2013 - · PDF fileboyunca Tesisat Yalıtımı eğitimi verdik. Her yıl ba-yi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediğimiz İzodemi eğitimlerini de tamamladık

40

www.yalitimyarismasi.com

Birincilik ödülü7.000 TL

İkincilik ödülü5.000 TL

Üçüncülük ödülü3.000 TL

Bu kez göreviniz “küçükler için büyük bir iş”...Bu yıl 14.’sü yapılan İzocam Yalıtım Yarışması’nda bu sefer yararlanıcılarımız her zamankindendaha “küçük”: Bir ilkokul... Gaziantep’te hayata geçirilecek olan ekolojik kent içinde yer alacak,

bu özel ilkokul tamamen sizin eseriniz olabilir.

Takımınızı kurun, ilk derse yetişin...Üniversitelerin mimarlık, inşaat ve makine mühendisliği bölümlerinde eğitim gören lisans ve yüksek lisans

öğrencilerinin katılabileceği yarışmada ilk üçe giren ekipler, bu yıl Romanya’nın başkenti Bükreş’te yapılacak olan ISOVER Multi Konfor Binalar Uluslararası Öğrenci Yarışması’nda ülkemizi temsil edecekler.

Projenin Son Teslim Tarihi07 Nisan 2014

Türkiye Sonuçları19 Nisan 2014

Uluslararası Aşama Dosya Teslimi10 Mayıs 2014

Uluslararası Final ve Ödül Töreni28–31 Mayıs 2014 / Bükreş

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

14. yalıtım yarıma ilan.pdf 1 4.02.2014 12:13