6
a urk Heykelinin açılıştöreninde bulunan büyük kalabalık Atatürk’e kavuşmuş gibi heyecan ve sevinç içerisindeydi. Foto : Devrim . Zaimoğlu ~~ ''T * ‘"«Mir Tamj N*hri üzerin . Unı. bjr ^ ^ tr almaktadır. ^ lir® harem . Komitesi tara • ^ m Ekim i Gurur ve Heyecanla KUTLADIK »baka yapılması- i Mde etmiyenGS- ıka’ya 31 Aralık I ■ıhine kadar müh-1 tiktir [spar ’the kadar ırk ay- imsW on verilmedi# | nt , Güney Afrika Atatürk yaparken Heykeli’nin açılışında ko Foto : Devrim - Zaimoğlu SÜRATİ . görülen JensenC*Şa ıgiltere’de *»<u |t rekorunu W* 12 ayak uzunluğun®1* .n n , ihtiva etmektedir » t esnasında , müsabaka. rkiye'de BUGÜN sAva^Lnf 40’mcı yıldönü- Öyle diin sabah An Aral Kabir’de bir tören Törene katılan Cum «u ve Millet Mec- nunları, Bakanlar Kurulu l** fülkl ve askeri er- Ün manevi huzurun- undn bulunmuş ve Senatosu Başkanı HW Ürgüplü kabre bir çe uttur. S“" H 'vri Ürgüplü büyük A- k,W başında yapılan bu fobundan sonra, Anıt S“‘ ^Herine Intlbalarını «Ur: Attlllrkl Çok sevdiğin asil Tiirk milletine kurduğun Cumhuriyetin 40’ıncı yılım kut- lamak için huzurundayız. Darda, ferahta senden kuvvet alan öl- mezliğine sığman bizler, ilkele- rinin bekçislyiz. Nur içinde yat, en büyük Türk evlâdı Aziz A tt- ınız”. Bundan sonra -törene katılan zevat hürriyet şehitlerini de zi- yaret ederek çelenk koymuşlar- dır. TEBRİK KABULÜ Daha sonra Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel Türkiye Büyük Mil let Meclisi şeref salonunda mül- ki ve askerî erkânla kordiploma (Devamı Sayfa 6 da) 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı- nın 40. Yıldönümü Anavatan ve Yavruvatan’da büyük törenlerle kutlanmıştır, Türklük dünyası- nın bu en büyük bayramında her Türk, milli gurur ve sarsılmaz imanla bir kere daha dolup taş- mış ve Türk olmanın bahtiyarlı- ğını dünyaya göstermiştir. Bayram münasebetiyle kasaba ve köyler bayrakıaıU -'islsnrıiş: birçok yerlerde törenler tertib e- dilmiştir. Anavatan başkentinde Anıt Kebiri ziyaretler ve H.podıom da gösteriler yer alırken, Yavru- vatan başkentinde Atatürk Hey- keli açılıyor; Türk Milleti, yek- pare bir kuvvet gibi, O’nun öl- mez eserleri etrafında toplanma- nın müşterek duyguları ile do- lup taşıyordu. ATATÜRK HEYKELİNİN AÇILMASI Anavatan Türkiyeden Kıbrıs Türküne emanet olan ulu önder ATATÜRK’ün Lefkoşa’da Girııe Kapısına dikilen heykeli dün, a- danın her tarafından gelen bin- lerce kişinin katıldığı bir tören- le açılmıştır. Törene katılan Türk Alayı Ban dosunun çaldığı ve hazır bulu- nan halkın hep birden okuduğu İstiklâl Marşından sonra, Türki- ye Büyükelçisi Doktor Mazhar Özkoi, kurdeleyi kesmiş ve ema- net edeceği heykeli beraber aç- maları için Cumhurbaşkan Mu- avini Dr. Fazıl Küçük’ü davet et miştir. Cumhurbaşkan Muavini ile Büyükelçinin, heykeli saran büyük Türk Bayrağını beraberce çekmesiyle ölmez ATA’nın hey- keli bütün heybetiyle meydana çıktığı an, hazır bulunanların he yecanı son haddine varmış ve sü rekll olarak alkışlanmıştır. Ti borusu ile çelenk koyma me raslmlnden ve ATA’nın manevi huzurunda saygı duruşunda bu- T*»**0 Atatürk Heykeli önüne sı 50’yi aşıyordu. lunulmasından sonra, heykeli Kıbrıs Türküne emanet eden Bü- yükelçi, alkışlar arasında mikro- fon başına gelerek kısa bir ko- nuşma yapmıştır. “İNSANLIĞIN GURUR DUYDU- ĞU ÖLÜMSÜZ ATA” Konuşmasında, “bugün, 40 >n- cı yıldönümünü kutlamak bahti- yarlığına erdiğimiz genç Türk Cumhuriyetinin banisi, Türk n- kılâplarının yaratıcısı, büyük as- İteı, büyük inkılâpçı eşsiz önder devlet adamı, insanlığın gurur duyduğu ve bunun ifadesi ola- rak UNESCO’nun bu yılı adına ve anılmasına tahsis ettiği ölüm- konulan çelenklerin sayı Foto : Devrim - Zaimoğlu süz ATATÜRK’ün bu heykelini, ilke ve ülkelerine candan bağlı- lıklarının bir takdir ifadesi ola- rak Anavatanın ihtiram ve huşu ile uzanmış kollarından teslim a- larak siz aziz Kıbrısiıların sevgi ve ihtiramla açılan kollarına tes lim ediyorum” diyen Türkiye BU yükelçlsi Doktor Mazhar Özkol, Kıbrıs Türkünün, bu heykelin ü- nünden geçtiği zaman, imanını tazeleyeceğini, orada her topla- nışında vicdanında ve şuurunda, Atatürkün nesli ve gençliği ol- manın gururu İçinde sorumlulu- ğunun muhasebesini yaparak ya- (Devamı Sayfa 6 da) Mağusa'da k ^ U,U' t8»< 5 ,V |K ^ ö£renciler oynak ritme uyarak oyriuy orlar Cumhuriyet Bayramı’nın 40. Yıldönümü Mağusada parlak tö- renlerle kutlanmıştır. Sabahleyin saat 9 da Namık Kemal Meydanında toplanan, Li se öğrencileri, Meydan’daki Na- mık Kemal Büstüne çelenk koy- muşlardır. İstiklâl Marşından sonra Lise Müdürü M. Necati öztürk, açış konuşmasını yaparak günün e- hemmlyetini belirtmiştir. Daha sonra Tarih öğretmeni Orhan Sa- lih konuşmuştur. Konuşmaları takiben, Lise, Enstitü ve İlkokul öğrencilerinin Öğleden sonra Taksim Saha- lında yapılan törene, büyük bir kalabalık iştirak etmiş; seyircile re ayrılan yerler, törenin başla- masından çok önce tıklım tıklım dolmuş ve parmaklıkların dışın- da büyük bir seyirci topluluğu kalmıştır. Cumhurbaşkan Muavini Dr. Fazıl Küçük İle Türkiye Büyükel çisi Dr. Mazhar Özkol’un alkış- lar arasında yerlerini almalarını müteakip resmi geçit başlamış- tır. Türk A!«j> vt. Erkek Lisesi bandolarının çaldığı marşlara a- yak uydurarak, önde bayrak kıt’ası olduğu halde yapılan res- mi’ geçitte selâmı, Cumhurbiş- kan Muavini Dr. Fazıl Küçük, Türkiye Büyükelçisi Dr. Mazhar Özkol ve Türk Cemaat Meclisi Başkanı Rauf Denktaş almışlar- dır. İstiklâl Marşının bando taıa- fmdan çalınması ve bütün öğren çilerin bir ağızdan okumasını müteakip, Dr. Küçük mikrofon kaşına gelmiş ve seyircilerin bay ramım kutlamıştır. Öğrenciler buna “Sağol” diye mukabele et- miştir. CUMHURBAŞKAN MUAVİNİ- NİN KONUŞMASI Daha sonra bir konuşma ya- pan Cumhurbaşkan Muavini, A- p;.\atandaki kardeşlerinin kopa- rılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türkünün, eşsiz Ata’nın ilkeleri- ne tam olarak bağlı bulundukla rım ve O’nun izinden asla ayrıl madiğim ve ayrılmıyacağım be- lirtmiş ve Atatürk’ün meydana getirdiği eserlerin, insanlığa bundan sonra tutacağı yolda reh ber olacağını söylemiştir. Dr. KU çük, Ata’nın kurduğu Cumhuri- yet ve elde ettiği başarıların, ay m zamanda, Türk’ün kanındaki cevherin neler yapmıya muktedir olduğunu ispat ettiğini belirtmiş tir. ^ Türkiye Büyükelçisi Dr. Mazhar Özkol konuşuyor Foto : Devrim . Zaimoğlu Dr. MAZHAR ÖZKOL lr.mış ve öğrenciler ona da “Sa- KONUŞUYOR gol” diye mukabelede bulunftıuş Müteakiben, halkın alkışlan a-tur. ı rasında mikrofona gelen Türki- Konuşmasına, Anavatanın tem y ı Büyükelçisi Dr. Mazhar Öz-sllclsl olarak bu bayramı Kıbrıs- koi, seyircilerin bayramını kut- (Devamı Sayfa 6 da) BAFTA Baf Kasabasındaki 29 Ekim çilere hitab ederek onları kutla- Cumhuriyet Bayramını kutlama mışlardır. törenlerine sabahleyin saat 9 da öğrencilerin Kurtuluş Lisesinden Çarşı Yoluna doğru yürüyüşü ile başlanmıştır. Çarşı Yolunu taki- ben Ülkü Yurdu önüne giden gençler oradan da sırası ile İnkı- lâp Kahvehanesi, ve Lozan önlin den geçerek Halit Kâzım Stadı- na gitmişlerdir. Sahada yapılan resmi geçitten İstiklâl Marşını müteakip bir kenuşma yapan Edebiyat öğret- meni Feriha Ali Coşkun, günün mana ve ehemmiyeUni belirtmiş; Türk Milletinin geçirdiği geliş, meden bahsetmiştir. - Lise ve İlkokul öğrencilerinin okuduğu şiirlerden sonra milli oyunlar oynanmış ve törene son sonra Baf ileri gelenleri öğren- verilmiştir. okuduğu şiirlerle törene son ve- rlmlştir. GECEKİ TÖREN Yine Namık Kemal Meydanın- da yapılan töreni takibetmek I- çln akşamın ilk saatlerinde ka- labalık bir halk topluluğu mey- danı doldurmuş bulunuyordu. Tö ıene saat 6.30 da Namık Kemal Lisesi Bandosunun çaldığı marş lerla başlanmıştır. Bunu milli o- yunlar ve halk türküleri takib et miştir. ‘Dağ Başını Duman Al- mış’ Marşından sonra İse bir Fe- ner Alayı tertibedilerek geceye son verilmiştir. Baflı kız öğrenciler, heyecanlı bir halk oyununda görülüyor. MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR _________ ______________ _______________________________ 30 HERGiiN f f c I Ekim E 1963 ^S flYFfl Çarşamba İDARE MECİDİYE SOKAK 11-13 TEL : 2824 Devrim BASIMEVİ GİRNE YOLU TEL: 738^8 LEFKOŞE vn . ı o**,. ------- ------------------------- S^ Y! : 190 ______ SAHİBİ: HİKMET AFİF MAPOLAR FİAT1: 16 MU

Ekimi Gurur ve Heyecanla Unı. bjr ^ KUTLADIKevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/... · Baflı kız öğrenciler, heyecanlı bir halk oyununda görülüyor. MAAD TARAFINDAN

  • Upload
    others

  • View
    8

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Ekimi Gurur ve Heyecanla Unı. bjr ^ KUTLADIKevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/... · Baflı kız öğrenciler, heyecanlı bir halk oyununda görülüyor. MAAD TARAFINDAN

a u rk H eykelin in aç ılış tö ren in d e bu lunan büyük kalabalık A ta tü rk ’e kavuşm uş gibi heyecan ve sevinç içerisindeydi. Foto : Devrim . Zaim oğlu~~ ''T * “

‘"«Mir Tamj

N*hri üzerin .Unı. bjr ^ ^

tr almaktadır.^ lir® harem . Komitesi tara • ^

m

Ekimi Gurur ve HeyecanlaK U T L A D I K

»baka yapılması- i Mde etmiyenGS- ıka’ya 31 Aralık I ■ıh ine kadar müh-1 tiktir [spar’the kadar ırk ay- imsW on verilmedi# | nt , Güney Afrika

A tatürk yaparken

H eykeli’n in aç ılış ında ko F oto : D evrim - Zaim oğlu

SÜRATİ

. g ö rü le n JensenC*Şa

ıgiltere’de *»<u | t rekorunu W * 12 ayak uzunluğun®1* .n n , ihtiva etmektedir »t esnasında , müsabaka.

rkiye'de

BUGÜN

s A v a ^ L n f

40’mcı yıldönü- Öyle diin sabah An

Aral Kabir’de bir tören Törene katılan Cum

«u ve Millet Mec­nunları, Bakanlar Kurulu

l** fülkl ve askeri er- Ün manevi huzurun-

undn bulunmuş ve Senatosu Başkanı

HW Ürgüplü kabre bir çe uttur.

S“" H'vri Ürgüplü büyük A- k,W başında yapılan bu fobundan sonra, Anıt S“ ‘ ^Herine Intlbalarını

«Ur:Attlllrkl Çok sevdiğin

asil Tiirk m illetine kurduğun Cumhuriyetin 40’ıncı y ılım kut­lamak için huzurundayız. Darda, ferahta senden kuvvet alan ö l­m ezliğine sığm an bizler, ilkele­rinin bekçislyiz. Nur içinde yat, en büyük Türk evlâdı A ziz A tt­ınız”.

Bundan sonra -törene katılan zevat hürriyet şehitlerini de z i­yaret ederek çelenk koym uşlar­dır.

TEBRİK KABULÜ Daha sonra Cumhurbaşkanı

Cemal Gürsel Türkiye Büyük Mil let M eclisi şeref salonunda mül­ki ve askerî erkânla kordiploma

(Devamı Sayfa 6 da)

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı­nın 40. Yıldönümü Anavatan ve Yavruvatan’da büyük törenlerle kutlanmıştır, Türklük dünyası­nın bu en büyük bayramında her Türk, milli gurur ve sarsılmaz imanla bir kere daha dolup taş­m ış ve Türk olmanın bahtiyarlı­ğını dünyaya gösterm iştir.

Bayram m ünasebetiyle kasaba ve köyler bayrakıaıU -'islsnrıiş: birçok yerlerde törenler tertib e- dilmiştir.

Anavatan başkentinde Anıt K ebiri ziyaretler ve H.podıom da gösteriler yer alırken, Yavru- vatan başkentinde Atatürk Hey­keli açılıyor; Türk M illeti, yek­pare bir kuvvet gibi, O’nun öl­mez eserleri etrafında toplanma­nın m üşterek duyguları ile do­lup taşıyordu.

ATATÜRK HEYKELİNİN AÇILMASI

Anavatan Türkiyeden Kıbrıs Türküne emanet olan ulu önder ATATÜRK’ün Lefkoşa’da Girııe Kapısına dikilen heykeli dün, a- danın her tarafından gelen bin­lerce kişinin katıldığı bir tören­le açılm ıştır.

Törene katılan Türk Alayı Ban dosunun çaldığı ve hazır bulu­nan halkın hep birden okuduğu İstiklâl Marşından sonra, Türki­ye Büyükelçisi Doktor Mazhar Özkoi, kurdeleyi kesm iş ve em a­net edeceği heykeli beraber aç­maları için Cumhurbaşkan Mu­avini Dr. Fazıl Küçük’ü davet et m iştir. Cumhurbaşkan Muavini ile Büyükelçinin, heykeli saran büyük Türk Bayrağını beraberce çekm esiyle ölm ez ATA’nın hey­keli bütün heybetiyle meydana çıktığı an, hazır bulunanların he yecanı son haddine varmış ve sü rekll olarak alkışlanm ıştır.

Ti borusu ile çelenk koyma me raslmlnden ve ATA’nın manevi huzurunda saygı duruşunda bu-

T*»**0

A ta tü rk H eykeli önüne sı 50’yi aşıyordu.lunulmasından sonra, heykeli Kıbrıs Türküne emanet eden Bü­yükelçi, alkışlar arasında mikro­fon başına gelerek kısa bir ko­nuşma yapmıştır.“İNSANLIĞIN GURUR DUYDU­

ĞU ÖLÜMSÜZ ATA” Konuşmasında, “bugün, 40 >n-

cı yıldönümünü kutlamak bahti­yarlığına erdiğimiz genç Türk Cumhuriyetinin banisi, Türk n- kılâplarının yaratıcısı, büyük as- İteı, büyük inkılâpçı eşsiz önder devlet adamı, insanlığın gurur duyduğu ve bunun ifadesi ola­rak UNESCO’nun bu y ılı adına ve anılmasına tahsis ettiği ölüm-

konulan çelenklerin sayı Foto : D evrim - Zaim oğlusüz ATATÜRK’ün bu heykelini, ilke ve ülkelerine candan bağlı­lıklarının bir takdir ifadesi ola­rak Anavatanın ihtiram ve huşu ile uzanmış kollarından teslim a- larak siz aziz Kıbrısiıların sevgi ve ihtiramla açılan kollarına tes lim ediyorum” diyen Türkiye BU yükelçlsi Doktor Mazhar Özkol, Kıbrıs Türkünün, bu heykelin ü- nünden geçtiği zaman, imanını tazeleyeceğini, orada her topla­nışında vicdanında ve şuurunda, Atatürkün nesli ve gençliği ol­manın gururu İçinde sorumlulu­ğunun muhasebesini yaparak ya-

(Devamı Sayfa 6 da)

Mağusa'da

k ^ U,U' t 8» <

5 ,V|K ^

ö£renciler o y n ak ritm e u y a rak oyriuy o rla r

Cumhuriyet Bayramı’nın 40. Yıldönümü Mağusada parlak tö­renlerle kutlanmıştır.

Sabahleyin saat 9 da Namık Kemal Meydanında toplanan, Li se öğrencileri, Meydan’daki Na­mık Kemal Büstüne çelenk koy­muşlardır.

İstiklâl Marşından sonra Lise Müdürü M. Necati öztürk, açış konuşmasını yaparak günün e- hemmlyetini belirtmiştir. Daha sonra Tarih öğretmeni Orhan Sa­lih konuşmuştur.

Konuşmaları takiben, Lise, Enstitü ve İlkokul öğrencilerinin

Öğleden sonra Taksim Saha­lında yapılan törene, büyük bir kalabalık iştirak etmiş; seyircile re ayrılan yerler, törenin başla­masından çok önce tıklım tıklım dolmuş ve parmaklıkların dışın­da büyük bir seyirci topluluğu kalmıştır.

Cumhurbaşkan Muavini Dr. Fazıl Küçük İle Türkiye Büyükel çisi Dr. Mazhar Özkol’un alkış­lar arasında yerlerini almalarını müteakip resmi geçit başlamış­tır. Türk A!«j> v t. Erkek Lisesi bandolarının çaldığı marşlara a- yak uydurarak, önde bayrak kıt’ası olduğu halde yapılan res­mi’ geçitte selâmı, Cumhurbiş- kan Muavini Dr. Fazıl Küçük, Türkiye Büyükelçisi Dr. Mazhar Özkol ve Türk Cemaat Meclisi Başkanı Rauf Denktaş almışlar­dır.

İstiklâl Marşının bando taıa- fmdan çalınması ve bütün öğren çilerin bir ağızdan okumasını müteakip, Dr. Küçük mikrofon kaşına gelmiş ve seyircilerin bay ramım kutlamıştır. Öğrenciler buna “Sağol” diye mukabele et­miştir.CUMHURBAŞKAN MUAVİNİ­

NİN KONUŞMASIDaha sonra bir konuşma ya­

pan Cumhurbaşkan Muavini, A- p;.\atandaki kardeşlerinin kopa­rılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türkünün, eşsiz Ata’nın ilkeleri­ne tam olarak bağlı bulundukla rım ve O’nun izinden asla ayrıl madiğim ve ayrılmıyacağım be­lirtmiş ve Atatürk’ün meydana getirdiği eserlerin, insanlığa bundan sonra tutacağı yolda reh ber olacağını söylem iştir. Dr. KU çük, Ata’nın kurduğu Cumhuri­yet ve elde ettiği başarıların, ay m zamanda, Türk’ün kanındaki cevherin neler yapmıya muktedir olduğunu ispat ettiğini belirtmiş tir. ^

T ürkiye Büyükelçisi Dr. M azhar Ö zkol konuşuyorF o to : D evrim . Zaim oğlu

Dr. MAZHAR ÖZKOL lr.mış ve öğrenciler ona da “Sa-KONUŞUYOR gol” diye mukabelede bulunftıuş

Müteakiben, halkın alk ışlan a-tur. ırasında mikrofona gelen Türki- Konuşmasına, Anavatanın tem y ı Büyükelçisi Dr. Mazhar Ö z-sllclsl olarak bu bayramı Kıbrıs- koi, seyircilerin bayramını kut- (Devamı Sayfa 6 da)

B A F T ABaf Kasabasındaki 29 Ekim çilere hitab ederek onları kutla-

Cumhuriyet Bayramını kutlama mışlardır. törenlerine sabahleyin saat 9 da öğrencilerin Kurtuluş Lisesinden Çarşı Yoluna doğru yürüyüşü ile başlanmıştır. Çarşı Yolunu taki­ben Ülkü Yurdu önüne giden gençler oradan da sırası ile İnkı­lâp Kahvehanesi, ve Lozan önlin den geçerek Halit Kâzım Stadı­na gitmişlerdir.

Sahada yapılan resmi geçitten

İstiklâl Marşını müteakip bir kenuşma yapan Edebiyat ö ğ ret­meni Feriha Ali Coşkun, günün mana ve ehemmiyeUni belirtmiş; Türk M illetinin geçirdiği geliş, meden bahsetm iştir. -

Lise v e İlkokul öğrencilerinin okuduğu şiirlerden sonra milli oyunlar oynanmış ve törene son

sonra Baf ileri gelenleri öğren- verilmiştir.

okuduğu şiirlerle törene son ve- rlm lştir.

GECEKİ TÖREN Yine Namık Kemal Meydanın­

da yapılan töreni takibetmek I- çln akşamın ilk saatlerinde ka­labalık bir halk topluluğu m ey­danı doldurmuş bulunuyordu. Tö ıen e saat 6.30 da Namık Kemal Lisesi Bandosunun çaldığı marş lerla başlanmıştır. Bunu milli o- yunlar ve halk türküleri takib et miştir. ‘Dağ Başını Duman Al­m ış’ Marşından sonra İse bir Fe­ner Alayı tertibedilerek geceye son verilmiştir.

Baflı kız öğrenciler, h ey ecan lı b ir halk oyununda görü lüyor.

MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR_________ ______________ _______________________________

30 HERGiiN f f c IEkim E1963

^ S f l Y F f lÇarşamba

İDAREMECİDİYE

SOKAK 11-13 TEL : 2824 DevrimBASIMEVİ

GİRNE YOLU T E L : 738^8

LEFKOŞE v n . ı o * * ,.--------— ------------------------ S^ Y! : 190 ______ S A H İB İ: HİKMET A FİF MAPOLAR FİA T1: 16 MU

Page 2: Ekimi Gurur ve Heyecanla Unı. bjr ^ KUTLADIKevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/... · Baflı kız öğrenciler, heyecanlı bir halk oyununda görülüyor. MAAD TARAFINDAN

Sayfa 2 ,— - , ___._______ _______ __ _______________________

• II I I II limıHlllllimıtltHIIIHtlUHIIHIflIHmiHHItlIKlllltlIlHlIlllinilllıHırılHlılHlııllllıııııiKmmıı,!,,,,,!!,!!,,,,,,,,!,, , „„ , , , ,

j DağarcığımdanKonuşmak Kolaydır

5|• Cumhurbaşkanı Makarios son günlerde | çok sert, sert olduğu kadar da çok kesin ko- “ nuşuyor. Cumhurbaşkanı, Başpiskoposluk |devrinde de tek yönlü konuşmayı çok sevi.• y°rdu. Cumhurbaşkanı olduktan sonra gene i. de aynı şekilde devam etmiş, gene de tek | yönlü savunmalarda bulunmuştur.“ Fakat arada değişen blrşeyler olduğunu sher nedense Cumhurbaşkanı göremiyor, tak-- dir edemiyor. Dünkü Kıbrıs’la, bugünkü Kıb.

arasında çok ayrılan noktalar var. Kıbr;jdün bir sömürge idaresiydi. Halbuki bugün i durum aynı mı?

Memlekette ikili bir idare, üçlü bir temi­n a t var. Cumhurbaşkanı bunları biliyormuş fgibi hareket etmekte, Kıbrıs konusunda yal-1 nız kendisi varmış gibi konuşmaktadır. Ama 'diyeceksiniz ki, bir Cumhurbaşkanının ko- “ nuşmasına kim mâni olabilir? Hayır, durum• hiç de böyle değildir. İster Cumhurbaşkanı- olsun isterse devletin bir başka kademesinde- yüksek bir şahsiyet olsun, ölçülü konuşmak2 zorundadır.1 Niçin mi ölçülü konuşmak zorundadır? "Çünkü Cumhurbaşkanı yalnız değildir. Çün- ■ kü Kıbrıs’a hükmeden Makarios değildir. Ge-- ride bir Türk Toplumu ve bu Toplumun ar-• kasında da büyük bir devlet, daha d°ğrusu2 devletler vardır. Bu büyük devletler zaman " zaman Cumhurbaşkanını ikaz etmekte, tut- ) tuğu yolun yanlış olduğunu söylemekte, fa- j kat o tek tarafmış gibi hareket ederek, yapı-

tavsiyelere kulak asmamaktadır. Biz bu i şartlar altındaki gidişatı hiç de beğen miyo- I ruz. Biliyoruz, Makarios da beğenmemekte.) dir. Fakat kendisini etrafındakilere beğendir,

için de böyle hareket etmek zorundadır.

Oktay CAN

Bu, tamamen yanlış bir görüştür. Cumhu'. başkanı samimi olarak etrafındakilere herşe- yi bütüıı gerekçesiyle anlatabilir, onları doğ­ru yola getirmeğe çalışabilirdi. Fakat her ne. dense o da bunları yapmıyor, o da bir takım maceracılar gibi konuşarak gelecek için ha­zırlık yapıyor.

Gelecek için hazırlık ne olabilir? Cum­hurbaşkanı 19«4 yılının mücadele yılı olaca­ğım ilân etmiştir. Peki, bu mücadele kima karşı? Türk Toplumuna mı? Makaıi»s gene hata ediyor, çünkü 120 bin Türk kendi haline terkedilmiş değildir. 120 bin Türkün arkasın­da otuz milyon vardır. Kıbrıs konusunda her zaman için şahlanmak azmi içinde ç.'rpınaıı otuz milyon.

Konuşmak başka, yapmak başkadır. Cumhurbaşkanı konuşabilir? Safındakilere uyarak tahriklerde de bulunabilir, fakat hiç bir şey yapamaz. Zaten yapmak gücüne de sahip değildir. Evet, sahip değildir diyoruz, i Çünkü bu defa karşısında bulacağı sömürga idaresinin gentilmenleri değil, namus ve şe­refini korumak azmi içinde, küki"yen, savaş | gücünün kudreti ve azameti içinde destanlar I yaratan bir kahramanlar kuvvetidir. f

120 bin Türkün mukadderatı hiçbir z a - | man Rum Toplumunun insaf ve merhameti-1 ne terkedilmiyecektir. Türk gençliği bu ko. | nuda and içmiş, Türk devleti bu konuda ka- § rar almış bulunuyor. =

Bunun içindir ki, biz konuşmalar ve tah | rikler karşısında güvenimizi kaybetmiyor, | geleceğe umutla bakarak, yaşamak gücümü-§ zü Anavatandan alıyoruz. Anavatan bu top -1 rakların bekçisi, 120 bin Türkün ise k»ruyu- jf cusudur. f

........................ İ l i l I I I II l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l I 1 1!İ l i l !I■ İtIIIIU 1111 l l l l l l l ı ı i ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı

n ü n ü n u a ^ ı » '

Cumhuriyetin 4 0 . ıncı Yıldönüm üm ak istiyo rdu . A nkarada çıkan Yeni Gün gaze tesi, ilk defa o la rak “Y akında C um huriye t İlân O luna­c a k tır” haberin i verm işti.

28 Ekim akşam ı, A ta-

— --------- DEVRİM -

23 N isan 1920 den beri T ürk iyenin m u k ad d era tı­nı T.B.M.M. H üküm eti i- d are ediyordu. Dayandığıprensip de dem okratik bir a r tlk keyfi k a ra rla ra kal rejim idi. M eclis, h e rtü r . m ıy0rdu. M ustafa K em al, lii kanunu yapıyor, ayni sa ltan a tın işe yaram adığ ı- zam anda bu kanun ları yü nl ço]< daha evvelden b i­rik ecek m akam ları da se- üyordu. Hele sa lta n a t ida- çiyordu. F aka t hak ik a tte , re s jn jn, m illiyetçileri ar- bu nevi idare dem okrasi j.adan vurm ası ve v a tan a tü rk b irkaç ark ad aşın ı rejim lerine hiç benzem i- h e rtü rlü ih an e tle rd e bu- Ç ankaya k ö şküne yem e- yordu. Z ira, henüz daha A nm ası, onun daha faz la ğe d av e t e tm işti. Y em ek dev le tin b ir reisi yoktu , nefretin i kazanm ıştı. esnasında “A rkadaşla r,D evlet reisliğini hali ha- N ihayet 1 K asım 1922 y a rın C um huriyeti ilân e- z ırda B.M.M. reisi y ü rü tü ta rih inde sa lta n a t idaresi deceğ iz” d iyerek , ta rih i yordu . Şüphesizd ir ki, böy re sm en kaldırılm ış, halife hükm ü v erm iştir. U zun

lik idaresi başlam ıştır. m üzakere lerden sonra , F aka t sa ltan a tın ilga e- C um huriyetin ilân edilm e

dilm esiyle o rtay a önem li si parti g rubunda kabul b ir m esele çıkm ış oldu, edildi.Bu m esele de dev le t reis liginin nasıl olacağı idi.O rtada b ir T ürk D evleti vardı, fak a t henüz daha

le b ir idare, m em leketin refahını kaçırm ış, pekçok kargaşa lık la ra sebep o l­m uştu r. Biitün bun lara se bep, sa ltan a tın henüz d a ­ha ilga edilm iş o lm ayışıy­dı.SALTANATKALDIRILIYOR

YAŞASINCUM HURİYET

E rtesi gün, millî şa ir i­m iz M. Em in Y urdaku l,

i iB.M.M., 20 Ocak 192 i

jl de T eşkilât-ı Esasiye ka- nunuyle, padişahın h e rtü r lü siyasi, dinî ve hukukî y e tk ilerine el k o y m u şt'1. M ustafa K em al’in o rtaya koyduğu, T eşkilât-ı Esasi ye kanunuyle , hâk im iye­tin , kay ıtsız ve şartsız, m illetin olduğu ve idare usu lünün de, dem okrasi idaresi olduğu resm en ka bul edilm iş oluyordu. Ka nun yapm a ve yürü tm e

ismi m evcu t değildi. İş te m eb u sla ra heyecanlı b ir Büyük A tam ız’m da der- konuşm a yap tı. S o n ra da

TASANMIŞ IOLAYLAR

di ve zihnini ku rcalayan önem li m esele bu idi... NİHAYETCUM HURİYFTKURULUYOR

D evletin isim siz ve dev le t reisliği m akam ının da boş durm ası, çeşitli vesi­lelere yol açıyordu. Mem leket m uazzam bir uçuru-

onları “Y aşasın C u m h u ri­y e t” d iye b ağ ırm aya d a ­v e t e tti. Bir an d a o rta lık “Y aşasın C u m h u riy e t” ni da larıy le ç ın lam ıştı. Böy- lece 29 Ekim 1923 a k şa ­mı C um huriye t ilân e d il­di. A rtık T ürk D evletin in de b ir adı o luyordu: T ürk iye C um huriyeti Hü-

m un k enarında idi. Bu- kûm eti. Aynı to p lan tı, dev nun için, A ta tü rk , m u tlak le t reisliğ ine M ustafa Ke- s ııre tte cum huriyeti kur- m al’i seçm iştir. M ustafa

K em al o rad a özlü ve he-| 11 yecanlı b ir söy levden son ra, söz le rin i şu cüm le ile b itirm işti: “T ürkiye Cum lıu riye ti, m esut, m uvaf. fak ve m uzaffe r o lacak­tır .”

A ta tü rk , re isicum hur sıfa tiy le , o akşam T ürk i­y e ’nin ilk başvekilin i seç­ti. E rtesi sabah da Başve­kil İsm e t İnönü , d iğer ve­killeri A ta tü rk ’e sundu. B öylece, uzun zam an de­v am a g elen hüküm et bııh ram halledilm iş oluyor, C u m h u riy e t idaresin in ilk ham lesi de 3 M art 1924 de halifeliği kaldırm ak ol m u ştu r.

İş te biz T ürk Kıbnstrı gençleri de, cum huriyeti­m izin 40. y ıldönüm ünü se v inç içinde kutladık. Biiyük A tam ız cum hu­riyeti, inan ıp güvendiği asil T ü rk m illetin in sarsıl m az im anına ve bükül­m ez ko lla rına teslim e t­m iştir. T ü rk gençliği, A- ta s ın ın em anetin i ilelebet y a şa tm a y a dün b ir kere d ah a an d içerek ona lâyık o lduğunu isb a t etm iştir.E ğer b ir gün gerek irse

canım ız. D am arım ızda saklı Cum ­

h u riy e t için kanım ız.

T üseyin Tilki

-liyordu,- DUnyay;| varlıktın. Yı 'cümüzU ; seninle -Bugün iı in e . Bize ka I ellerin bir : muş. Düşen •d en sen kaldırdın.- bize yaşamağı t)ı İken , î olduğunu■ ÇnUUl,. enııiı

. 4vt Hrh»rbtf!l

tu S**1**

M İ N İ K ' İ N

B Ü Y Ü K L ÜS E R Ü V E N L E R İt RİDEO

Bir Casus Kaçtıı ’; i m 11 ıııtıtf üiuim

1947 de “D uc - hes& of Y ork” gem isi 10 50 esir ile İsk o çy a’dan. ha rek e t e tti. Von W erra , «e mi h a rek e t edene kadar hususi m uhafız lar ta ra fın dan k o n tro l a ltında tu tu l­m uştu . S eyaha t esnasında Von W erra , buz gibi de - niz suyu ile dolu banyoya g irip çık ıyor, icabında d e ­nize a tlad ığ ı tak d ird e k a r­şılaşacağ ı şa r tla r kendine alış tırıyo rdu . Y em ek ve h er tü rlü ih tiyaç m uhafız la rın sıkı kon tro lü a ltında cerey an ediyordu. Am a kaçm ak b ir tü r lü Von W erra ’nın k afasından çık m ıyordu.

V apurdan b ir tren e bin d irild iler. W erra ’mn kom ­partım an ın d a 35 esir ve 12 m uhafız -m evcu ttu . T renden yegâne kaçış y o ­lu pencereden kendini buzlu ovaya fırla tıp a t­m aktı. Bu da tren in sü ra ­ti d ikka te a lın ırsa , in tihar dan farksız b ir şeydi. F a­k a t tren durduğu zam an kaçm aya teşebbüs e tm ek de o lm ıyacak b ir şeydi, zi ra o zam an nöbetç iler çok m ü teyakk ız davran ıyo-- lardı. En iyisi tren henü?. sü ra tlenm eden , akşam il- zeri teşebbüs e tm ek ti. Fa k a t cam ı nasıl açacak , Ka nada k ışında pek ziyade m uh taç o lacağı kalın p a l­tosunu nasıl f iyecekti? A- m a h e r yerd e şans im da­da yetişeb ilir. Von W erra için de öyle oldu. O gün verilen elm a, esirle rin ço ğunun m idesine d o k u n ­m uş, b irçoğu tu v a le te git m ek su re tiy le nöbetçileri oyalam ış, b ir kısm ı da tir- tir titred ik le rin d en kalı.ı ceketlerin i g iym işlerdi. İş te gene k o m p artım an d a­

ki tek nöbetçiye, tu v a le te gitm ek isteyen b irkaç esi­rin başvurduğu b ir sırada Von W erra , cam ı açtı ve atlad ı. T ren yeni ha rek e t ediyordu.. K açışından kim senin haberi olm adı..

K anada o to rite le rine g-3 re Von W erra hududa 30 mil ka la trenden a tlam ış­tı. K anada ile A m erika a- rasm dak i nehre geldiği za rnan karş ıd an O gdensbur- gun ışık ların ı görüyordu . N ehir donm uştu . F aka t VVerra buz ü stünden y ü ­rüm eye ce sa re t edem edi. B urada da şans im dadına yetişti. K ıyıda b ir sandai bu ldu ve buzu k ıra rak k a r ş: kıyıya geçti. K arşı kıyı ya g eçer geçm ez nehrin kenarındak i a sfa lta çıktı. O rada b ir hem şire, otom o bili ile du ruyordu . K adın­cağız tam otom obili h a re ­ke t e ttirm ek üzereydi ki, Von W erra ona seslendi: “A ffedersiniz.. Şu anda A m erikan top rağ ında mı bulunuyorum ?...” H em şi­re gülüm sedi: “Evet.. Og- densburg şehrindesin iz .." Von W erra gülüm sedi: “A lm an hava k u v v etle ri­ne m ensubum .. H arp esi­ri idim ..”

Von W erra henüz k u r­tu lm uş sayılam azdı. Be! ki de onu te k ra r K anada- ya iade ederlerd i. F akat zeki A lm an pilotu bunun da çaresin i buldu. İsmi et ta fın d a büyük b ir p ro p a ­gandaya g irişti. A lm anya onu korum aya uğ raşıyo r du. K anada, cnu 35 do lar iık sandal h ırsızlığ ından yak a la tm ağ a çalışıyor; In g ilte re , Von W erran ın is­tih b a ra t sistem i hakkında ki bilg isinden çok çek in ­

diği için onu ele geçirm e­ğe çabalıyordu.. Von W er ra çok m eşhur o lm uştu ar tık.. F ak a t bun ların h ep ­sinden kurtu lm asın ı bildi. Peşine düşen A m erikan F.B.I. a jan ların ı a tla ta rak M eksikaya geçti. O radaki A lm an konsolosluğundan ona b ir p asap o rt u y d u ra ­rak A lm anyaya dönm esi ni tem in e ttile r. A lm anya dönüşü, em niyet tedbiri o larak b ir m üddet gizli tu tu ldu . Sonra ona yü zb a­şı rü tbesi ile harp nişanı verdiler. O nun a n la ttık la ­rından son ra b ü tü n A l­m an o rdusu m ensup la rı­na Ingilizlerin sorgu ve tah k ik a t usu lleri öğretil di.

Von W erra “ Ingiltere- den Nasıl K açtım ?..” diye b ir de k itap yazdı. Alman ya, R usyaya hücum e t t i ­ği zam an onu da savaşa gönderdiler.. M uvaffak i­yetlerine 8 za fe r daha ka ta ra k düşürdüğü uçak ye kûnunu 21’e yükseltti.

Eylülde, g rubu ile b ir ­lik te H ollandaya gönderil m iş ve kıyı m üdafaası ile vazifelendirilm işti. 25 E- kim de b ir uçuş esnasında

Von W erra ’nın uçağı âıı- za yap tı ve denize göm ül dü. A lm an gazete leri, o- nun savaş esnasında şehit düştüğünü söylediler.. Fa k a t son radan a raştırm a yapan hava o rdusu tah k i­k a t şubesi Von W erra ’nın ölüm sebebi o larak m aki­nenin â rıza yapm asını ve pilo tun d ikkatsizliğ in i ö- ne sürdü .

Böylece bu zeki, faal ve cesu r adam , b ir kaza ne­ticesinde, hiç yok tan h a ­y a ta veda etti...

KOÇ BURCU : (21 Marl - 20 Nisan) —Yakında b irisiy le tan ışacaksın ız . Bu tanışm a, si­ze b ir işiniz için ko laylık lar sağlıyacak.

BOĞA BURCU 21 N isan - 21 MavDidinmeleriniz neticesinde elde ettiğ in iz n e tice­yi, başkaların ın bozmaları m uhtem el.İKİZLER BURCU : (22 Mayıs - 21 Haziran) —Evvelce b irisine verm iş o lduğunuz paran ın geri alınm ası sizi işgal ediyor. Parayı alacaksın ız. YENGEÇ BURCU : (22 Haziran - 23 Temmuz)Bir n iyetin izi gerçekleştirmek için çabaların ız netice verecek. Fakat pek yakında değil.ARSLAN BURCU: (24 Temmuz j 23 A ğustos) — Bazı k im selerin aleyhinizde hazırlad ık ları te rtip ler, b ir netice verm iyecek. İh tiya tlı olun.BAŞAK BURCU : (24 Ağustos - 23 Eylül) —Bir yerden alacağınız iki habere sevineceksiniz. B unlardan birisi para işiyle ilgili.TERAZİ BURCU : (24 Eylül - 22 Ekim) — G ünlük işleriniz sırasında karşılaşacağ ın ız ak si­lik lere üzülm eyiniz. Bunlar geçici m ahiyetted ir. AKREP BURCU : (23 Ekim - 22 Kasım) — Birisiyle aran ızda geçen b ir olay, sizi o kim seye karşı m enfi hisler beslem iye sevkediyor.YAY BURCU : (23 Kasım - 12 Aralık) —Para işiyle ilgili in tiza rın ız yersiz. Paranın e li­nize geçm esi şim dilik uzak b ir ihtim al.OÛLAJC BURCU : (23 A ralık - 20 Ocak) —Aynı işe göz dikm iş insan la rın m evcudiyetinden belki haberin iz yok. D ikkatli davranınız.KOVA BURCU : (21 Ocak — 19 Şubat)Ailevi bir olay canınızı sıkm ış. Buna b iraz da siz sebebiyet verm işsin iz.BALIK BURCU j (20 Şubat — 20 M'art) Y akın ların ızdan b irisine yak ın larda bir evlenm e teklifi yapılm ası m uhtem el. Bu, olm ıyacak.

IIİII«|||||||.|.||.|»IIİUİII*IIİIIİIİCI ■HltiailBll>llBII>t<■ ıHHI|l ,UI,*||ll|lll«,,l ,|,|Ul'l,|,,‘«,|*ll*",»'l*">

S E Y A H A T . . .' D ünyanın herhang i bir yerinde se y a h a t hususunda servis, fiyat ve i genel bilgi için L E F^O ŞA TÜRK BANKASI LTD. SEYAHAT BÜROSU

em rin izded ir.İ 4-474 ’den isted iğ in iz bilgiyi alabilirsiniz............................................ ... ....................................... I I I I I I I I millini :l I I I I I I ı I I ......................

İ S aba- B ayrak I b ir a tın

1 selâm hyan- ra süvariler- leri, öncüler

| sonunda da | d u şu geçti.| H ep senin2 S en in duyuşlarının t»- ç ille ri bunlar.

- H uzurunda bir kmı I d a h a sayglyle eğilmem I verd iğ i heyecan içinde

İ yiz~H- D üşm an ayaklan bt- s a m a / bu toprağa, bı I to p ra k la yüce Anttı I varken .

I - IIIMIIIIIIIIIİIIIIIIIIİİİİHIIi ı ı ı ıiiii'inı.ıiıılııliılliiıiM^H

f l l l l l l l l l l l l l l l l ' ı l ' ı l ' l ı ı I I I I I İl I I I I < I I I I I I I I |ıl|:ı|"|l!||l|iMII|!l|ıi»:l*'.ltt«!'lHİ1lll!l"|ll«Iİ!

I Kraliçeye Kıymetli Bir Tat| “ DEVRİM ’TN Ekim Ayı yenilik lerinden birini açıklıyoruz:

Fotoğrafla (Güzellik) KraliçesiM em leketim izde ilk defa o la rak “ DEVRİM ” gazetesi fotoğraflarla “ûi

İZELLİK KRALİÇESİ’ ni seçiyor. Bu yarışmaya her Bayan bize gönderi iğ i İKİ FOTOĞRAFI ve k ısa h ay a t h ikâyesiy le katılabilir.

| En son fo to ğ raf gönderm e tarihi 7 KASIM, 1963’tür| r o to ğ ra fla r gazetem izde k ısa h ay a t biyografileriyle birlikte ya, i cak vt yarışm a sona erip , fo to ğ raf yayım ı tamamlandıktan sonra,| m iz ta ra fın d an te rtip lenecek bir p artid e G üzellik Kraliçe’sine TAÇPcek.

- J i a i l l l ' . l l l l l l f " K H i r : l t l l l i l H M } l i f l l l t f l l t i a i l | i l | | i | | | | | | | | | | | | | h | | U i | u | | | | l l j ! l l | | | | ı i a ı i | i l | | |

İMfW fltorak konuşuyor i**1 »nıı venli dolamı

lelen tadın. p»ı

avafcı t k birer yana „

«seılerpeltyoı

L u „ **"'n «I * 1" * * . «ılı ^Prdtı: GtıH.».,

tj,. . ı 'u*e‘ı Berit. m

w'«lasın ho ^“«ykırthUr v* ı

*> « s ?

Y azan : Ü m it DENtZ — 2 —

Bu yüzden de e trafında ki genç erkek ve k ız lar­

dan m üteşekkil hâle bir tü rlü eksilm ezdi.

Biriçim, kalabalık tan ayrı b ir yerde yanındaki uzun boylu erkeğin sö z­lerini dinlerm iş gibi ağır ağ ır içkisini yudum luyo: ve bizden yana bakıyor du. H akikaten ismi ile m üsam m â bir m ahlukça Uzun boyu, m evzun en dam ı, sarı saçları, göl ye şili gözleri ile daha ziya.

de İsveçli b ir kız intibaı uyandırıyordu. Y an ında­ki uzun boylu erkek ı- şin fark ında değil ha b i­re ona bir şey ler sö y lü ­yordu. Oysa, Biriçim, on lardan yana geldiğim izi görünce iki adım ile rle ­yip V esam et hanım a eli­ni uza ttı ve tebessüm et ti:

“— B onsuar hanım e­fendi, nasılsınız?”

M utad hâl h a tır e lim i; lerini m üteakip tan ışm a m erasim ine geçildi. Biri, ç im ’in yanındaki erke*c

N azm iT an ad ında kadiu terzisi, d esin a tö r ve fo ­toğrafçı idi. K endisini gı yaben tan ıyordum , z e n ­gin b ir ailenin vârisi idi ve son senelerde çıkan büyük bir m ecm uanın kadın sayfasın ı yapıyor, fo toğrafların ı çek iyo r­du. Kızın, benim le tan ış tırm a şeklini pek b eğ en ­m em iş o lacak ki, k o n u ­şurken m üstehzi b ir ta ­v ır takm ıyordu . Ona a l­dırış e tm eden kız ile m eşgul o lm aya b a ş la ­dım . Z aten V esam et h a ­

nım da bu sırada Nazmı- nin ko luna g irip onu bü ­feye doğru sü rü k lem iş­ti.

Biriçim ile kolay an­laştık . Bu akşam Nazmi T an ’a söz verm işti fakaf yarın akşam benim le çık m aya razı oldu ve ad re­sini verdi. V esam et hu­nim in dediği gibi, Le- v e n t’de o tu ruyordu . A k­şam sa a t sek izde gelece ğimi söyley ip onu kaval yesin in yan ına g ö tü r­düm ve partiden ay rıl­dım.

ı ı ı ı 11111 ’ 111: • 1111111ıiıı|ıılıılfTinlUl

Zira fevri mü‘eca"' insanların topland® tip partilerden r : buk sıkılırdım.

Puslu bir sonbahar şamında acemi 5° re iltifat yağdırarak ları düşünüyordun^

Onaltı ya1“ Ç o k g ü z e l s in -

“ B e n im ola'

“ B e n i m o |alMelodi biraz

vine varacağım ki* kındaki hislerime men uyuyordu “Yirmibeş “Bebek gibi T “Sıkı dur ' Bu da benim

dı„ Birden bütün • leri m in üzerin* ğunu hissettim.

—Devan

•«a «n.,,,,

V «A*.

I»*,

MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTI

V * 'i 1ka,

S k i m ,

K V .

Page 3: Ekimi Gurur ve Heyecanla Unı. bjr ^ KUTLADIKevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/... · Baflı kız öğrenciler, heyecanlı bir halk oyununda görülüyor. MAAD TARAFINDAN

'*VdPn

Mbk

ı m *muHini"*ltIıifi(;iNiO»tıı>ııır»ııa<ııı:aıııi!iıııııııııı:ıııi!tıt3ifiıııiiiıııt

m ,"»UVi8f.

I1" * " » ,î " TÜHci

* y b«h* 'S o r .

İ* îs

&

iîS

- n« buıT ? S ı

iCISı•Uyorda.

•vsrhktft ı

idinle

»e. BoteH bit |

;den■bizeİken,

**• k»m% Vasanjii

İ^ s ij

: C % ;V. - '4 J s * w '• * : V 0

*IUriyeti.|nu»nünüSe

ku'lad.k.' cumhu.

Rüvendigj «"in sar,;, v* büküj. t« lfa et.

* « * $ , A- :ini ilelebet " bir kere 1 lâyık 1 etmiştir, tekirse canımız.

sakh Cutn- 'n kanımız.

' »n Tilki : Şehitler stsj ı I ! * » - A d » .

• Ba>Taktar p. _• b ir atın ü stûd ı^

[ 1 selamlıyı, o ot- - - - - - - - - - - - r h * « M b

I «eri. «KülerM,,• sonunda di f o ı i j - d u şu geçti.I Hep senin jı ; Senin d u r a l ın ı^; ciiJeri bunlar.■ Haninindi 1 Id a h a sa y p y le ıi ] verdin heynli jjfc.

i ■ Dusman i ) i t a t |----------• saaaz bu t

I toprakta y i# II varta,

j - 11 ı ı ı ı ı ıı ı , , , 1 1 1 1 1 1 ) I 11 M l H M **fl

at hususunda servis,fiyatv* ;ASl LTD. SEYAHAT BÜK® |

Bir.K iv i alabilirsiniz..................................... r H ®

etli Bir mit„ birini

ü z e l i ) 6R i r g a z e te s i ''^

s = s ^

FiSSî

CN

s

utancılardan biri: “ iş te , şu ra d a g a r ­bi, erkekle bir kadın.. G özüm yan ılm az!”

‘ gmurdandı. D uvara sinm iş o lan e rkek âdmın kolundan tu ta rak , h ız la y e rinden

j ve üç adım sonra gelirken yarı açık b i­li küçük demir kapıya u laştı. O an d a da,I fa Acılardan ikisi birden “ Bre hay! Bre ko-

kaçıyor!” diye hayk ırd ılar. K adın la et- ^yıldınm hızıyla dem ir k ap ıdan d ışa rıy a ,

aşağı koşmağa başlad ılar. B ostancılar ,ine düşmüşlerdi. İkisi de, gecenin sessiz yırtan bir kuvvetle: “ Bre e rk ek var! Er-

"var!” diye bar bar bağ ırıyorlard ı. Çamla* _ ınn ve yabanî k estan e ağaçların ın

daîlantil sarsan bu sesle önce D adı U sta , son- Kadın Dairesinde ış ık la r yand ı; n Kâhya

G üzel Şeylerin ömrü Kısa OlurDEVRtiVl

• ı ı r ı ı t ı ı > ı ı

GülistanAnlatıyor

t i S * ! * >

< Ӕ j r

< >-öl

Ve nihayet D em irkapıya yakın B ostancı- Nöbethanesinden b ağ rışm alar duyu ldu . K i

din bileğini kapıp kendisini b ir bo h ça gibi u- çurarak götüren adam a nefes nefese, kalbi gümbür gümbür öterek: “S inan, dur! öldün:! ölüyorum!...” diye yalvardı. A m a erkeğ in h iç ­bir şey duyduğu yoktu. K ulak ları u ğ u ld ay a­rak, dişlerini sıkarak konuşuyordu , tpek , k a ­vuniçi şalvarı, uzun yenli do lam ası u ça rak e r ­keğin peşinden gelen kadın , p arm ak la rı a ra ­sında bir küçük gül dalı Jmiş gibi o n a h afif ge liyordu. Fakat güllükler a rasında böyle g id e r­lerken birdenbire erkeğin ayağı b ir ağaç k ü tü , {üne çarptı, ikisi de, b irer y an a u ç tu la r. A rk a ­dan, sağdan, önden sesler geliyordu . E rkek ka ranlıkta kadını araştırırken beş adım ile r is in ­de üç bostancının belirdiğini gördü . İçinden: “Bre hay, kaybettik oyunu!” diye b ir k ü fü r sa- v“rdu. Arkasından bir kadın çığlığı duyunca

| Serinden fırladı. Bu sırada aç ılıveren ay ışmı j Üe manzarayı gördü: G ülfem ’i d ö rt b ostanc ı yakalamıştı. Erkek, ileriye doğru a tılm ak is te ­kanda, kendisine yak laşan bo stan c ıla r: “ İs­te burada!” diye haykırdılar ve ü zerine atıldı* lar< Erkek yum ruklarının ikisini b ird en ileriye Irlatıp açarak iki bostancıyı, gövdelerinden biçilmiş iki kütük gibi yere sav u rd u . Ü çüncü bostancı bu sırada om uzuna şiddetli b ir darbe indirdi.

Bostancıların haykırışları ve kad ın ın çıg-; Utlan He bütlin saray ay ak lanm ıştı. V alide

“İtanın yatak odasında da ış ık la r yanm ış as- ma bahçeyle havuzlu taşlığa ca riy e le r dolm uş- ,u- Kafesli pencerelerden sesle r d u y u luyordu ,

tak, omuzuna İnen darbe ile iki adım gerile- » sırada birden arkasından beş b o stanc ın ın lrden üzerine geldiğini fa rk e tti. Y ere kapak -

gibi yaparak âni b ir dönüşle döndü , şid-

İJvi aralanna da,dl- Bir ko(?un irî b o y n u z la ­ma darmadağın olmuş gibi b ir hale gelen bos

., IKl*ar,n şaşkınlığı pek u zun sürm edi: “ Bre ;, y mel’un! Komayın kaçsın! Bre y ak a lay ın !’1 I ,ay lrlS'an arasında S inan, üzerine çu llanan- i . 0,1 birbirinden sert pençeleri «ırasında her i kıskıvrak yakalandığ ın ı h isse tti. Bıj ^ “ağlayın arkaya kollarım !” diye bağ ırıyo r | ı j, ir başka bostancı, S inan’ın çenesine indir ; ® fok kuvvetli bir yu m ru k la dudağın ı pa t- ! i " Ve haykırdı: “Bre asılacak m el’un! Bura- ; |, * 'ş'n ne’” Sinan, yen iden ayd ın lanm ış o- | ümiria nİn derinliklerinde G ülfem ’i gortnek

’Vİe baktı, hiç birşey görem edi.111:1W I t w u„ „ ı „ m , , , , , , „ „ ı . , n ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı n " i « " " ll," '" s »»

Ş eh ir T iy a tro su a r t is t­le rinden G ülistan G ü zey ile konuşuyoruz . Yıldız P ark ın ın tenha , sak in yo l­ları.. Kış o rta s ın d a ta tlı b ir güneş ve yeşilliği kav- bo ltn ıyan yap rak lar:

— “Y üksek topuk lu pa b u ç la r k ad ın la ra yürüm e zevkin i zeh ir e t t i” diye başlıyor. “ 17 M ayıs 1927 de C ağaloğ lu ’nda doğ­dum .. A ltı ay lıkken b ab a­mı kaybetm işim . A dırrı anneannem koym uş. Par- m akkap ı 29’uncu İlkoku­lundan so n ra Beyoğlu İ- kinci O rtao k u lu n d a o k u ­dum . Son s ın ıftayken , ga­ze te le rd e b ir ilân ç ık m ış­tı. Ş eh ir T iy a tro su kadiri a r t is t nam zedi arıyor, d i ­ye... 50 kişi im tihana g ir ­dik. P erihan T edü ile k a ­zandık . H em en k a d ro v i ald ılar. 1943’te 100 lira ay lık önem liydi. Annem önce b ir h a fta yüzüm e bakm adı, so n ra barıştı. S h ak esp ea re ’nin “ Nasıl H oşunuza G iderse” o y u ­n unda figüran o larak sa h ­neye çık tım . A ltı yıl Ç o ­cuk T iy a tro su n d ak i p iye; lerde dan se ttim , ufak ro! le r aldım . Benim kadar d an sa kab iliye tsiz kadın y o k tu r. Ü stelik çocukken balerin o lm ak isterd im . T iy a tro y a girdiğim 1948 yılında “D ertli P ın ar” fil­m iyle s inem aya da b aş la ­dım. 1944 ’te o y n ad ığ ın “H ürriyet A p artm an ı” bü yük sük se yap tı. Şim diki Lüks S inem asında sekiz h a fta gösterild i. Bu film ­deki başro l için o zam an 300 lira alm ıştım . Filmin b aşarısı üzerine Necip E t - ses 200 lira da ek s tra prim verdi. İlk film im den kazandığ ım bu p aray la te k taşlı p ırlan ta yüzük aldım . H âlâ sak larım . O n­dan so n ra filim ler, p iyes­ler b irb irin i kovaladı. Tam 19 yıl... Bugüne k<*. d a r 66 filim ve 88 p iyeste oynadım . H ayatım ı o y n a ­dığım p iyeslere göre b ö ­lerim . T ıpkı ‘M ilâttan ön-

SABA1I YAYINI :

06.59 Açılış ve program

07.00 Sabah Melodileri

07.30 Haber Bülteni

07.45 Beraber ve Solo Şarkılar

08.15 Valsler

08.30 Suzan Köktürk’den

şarkılar

09.00 Kapanış.

ÖĞLE YAYINI :

11.59 Açılış ve pregram

12.00 Karma Türk Müziği

12.30 Orkestralar Geçidi

13.00 Radife Erten’den

şarkılar ve türküler

13.30 Haber Bülteni

13.45 Kapanış.

AKŞAM YAYINI :

16.59 A çılış ve program17.00 Münir Nurettin Selçuk’tan

şarkılar17.30 Lâtin Amerika melodileri

18.00 Türküler18.15 Müzikli Magazin

18.45 Koka Kola programı

19.00 Kadın Saati19.10 Belkis özer.er’den

ce, M ilâttan şu k ad ar yıl so n ra ...” gibi . Bu piyesin provasında çocuğum o l­du, şu piyesin ilk gecesi ayrıldım misali... 1946 c!n evlendim . Oğlum M üfit 3 M ayıs 1947 de doğdu. D ostlarım ız bizi “ ideal ç if t” diye seçm işlerdi, f a ­k a t pek kısa bir zam an sonra ayrıldık! Bence ça-

y an ’m rollerini o y n ad ığ ın gibi... H er piyesin son tem silinde içimi de­rin b ir hüzün kaplar, sa.ı ki birisi ölm üş gibi ü zü lü ­rüm . Hele sezon k ap an ­m aları bana çok acı gelir. B aşlarken duyduğum he­ves, aşk, neşe kaybolur. Son gece ‘acaba gelecek

m evsim bu sahneye ç ıka­

rımı hep sarıya b o y a ttı­ğım için olacak. Çok da unu tkanım dır. Unutm a!; iyi şey.. Şimdi ancak ‘K a­nun N am ına’, ‘A llahaıs­m arlad ık ’, ‘Kadın Sever­se ’, ‘Ebediyete K adar’ ad lı ko rdelâları ha tırlıy o ­rum . Beğendiklerim de bunlar. Filim çevirm ek hiç yorucu değil.. Çok eğ

. Sayfa : 3

............................ ı ı l I I l I I I "*

— j~ a —■

İM

Yıldız bark ın ı İs tan b u lu n en sessiz, en güzel köşesi olduğu için çok sevi yor.

hşan kadınlar, eğer m es­leğini ön p lânda tu tu y o r­sa, evlenm em eli... A yrıl­d ık tan 9 ay sonra evliliği b ir daha denedim . Gene olm adı. İkinci evliliğim fi yıl sü rm üştü .

Ağaç kü tük lerinden ya pilm iş m asanın önündeki sıraya o tu rdu . Bir s ig a rı >aktı:

— “Kıral L ear’ı, ‘A tina lı T im on’u benden önce N eyyire Neyir, M adam Kt nar, E liza B inem ecyan, Sa ziye M oral, Bedia M uvalı. h it, Cahide Sonku o y n a ­m ışlar. K uliste, a rk ad aş­lar S chiller’in ‘Hile ve Sev g i’sini oynarken ‘Neyyire Hanım bu sahneyi şöyle oy n ard ı’ diye an la tırla r. İleride ben de Şehir T iyat to su n d a ‘Hile ve Sevgi’de kendi rolüm de b ir başka genç ak trisi seyredece­ğim her halde... ‘K aatil de Şaziye M oral, ‘H am let’te M adam K ınar’ın, ‘Üçüncü Selim ’de Eliza Binemec-

bilecek m iyiz?’ diye düşii nürüm . A ktrislerin h ay a­tı oynadık ları p iyeslerin konu larına o kad ar k a r ı­şır ki, çok defa ro llerim iz­de hâtıra larım ızı b irb irin ­den ay ırt edem eyiz. ‘S ira. î 'o ’yu, ‘Y aprak D öküm ü’- nü, ‘Üç Kız K ardeş’i, ‘V iş­ne Bahçesi’ni hiç u n u t­m am ... Bu piyesleri baş­tan aşağıya ezber bilirim . ‘S irano ’da C ahide’nin, Üç Kız K ardeş’te Nevin Se­val’in dublörüydüm . S o n ­ra ‘R oksan’ ro lünü o y n a­dım. ‘O tello’dan da unu­tu lm az hâtıra larım var. F ilm lerde böyle o lm uyor. 66 film den aklım da k a ­lan lar o kadar az ki.. Dert K P ınar’ı hatırlıyorum : Ab raham Paşa K orosunda çalışırken aynaya bakıp kendim i son derece güzel bulm uştum . Bir de filmi görünce şaştım , ben ne çirkin kadınm ışım diye.. S enelerd ir kendim i s a tı­şı ı zannederdim . Saçla-

şarkılar

19.30 Haber Bülteni

1.1.45 Lânitis Programı

’ 20.00 Gecenin Ses Yıldızı:

Fran Ifield

20.15 Karışık şarkılar

20.30 Temsil Saati :Müşterek Bahis

21.15 Piyano R e p e r t u a r ın d a n

seçmeler

21.45 Saz Eserleri

22.00 Haber Bülteni22.15 Hakkı D e rm a n 'd a n

Hüzzam Faslı

22.45 R o m a n t ik Melodiler

23.00 Kapanış. .

TELEVİZYON

19.00 Açılış J9.02 Funny M annf 19.12 Robin Hood 19.39 Yerli H aberleri de ih tiva eden ak tüa lite 19.55 “L oretta Y oung” T iyatrosuL'0.20 Biyografi (Dag H am m erjoeld’in h ayat h i­kâyesi)

20.48 Dr. Ben C asey 21.36 “Dean K elly”

Revüsü.

<IIIIIIIIIHIIIIIIII<I J I<J I Millili ■ I I I I

Oi/Kİ, B askı, K ilse

D FV R İM B asım evi

l.efkoşa.

ı l I I I l • t I ı | I ı ■ I I I ı

lenceli bir şey... Y oru lm a­ya vak it kalm adan başka p lâna geçiyoruz. O ynadı­ğım filim leri a ltı seneden beri seyretm iyorum . En son ‘Irz D üşm anları’nı zorla gösterd iler. Ama son yıllarda güzel say ıla ­bilecek Türk filim leri de yapıld ı.”

G ülistan G üzey Yıldız Park ında gezinm ekten lıoşlanm ıştı:

— “H içbir zam an bah­çeli b ir evde o turam adık . Ben bu yüzden çiçek y e ­tiş tirm eye hasretim . En güzeli gül am a, m or renk ten hoşlandığım için oh. cak, m enekşeyi de seve­rim. Onun da öm rü çok kısa. Z aten güzel şey ler :, öm rü kısa oluyor. Zor du_ yulan, ta tlı b ir kokusu vaı Evde her şey eksik olabi­lir, çiçek eksik olm az. Ba na ilk defa tiy a tro d a çi­çek hediye edilm işti. ‘Si- ran o ’yu oynarken meçhıt! birisi bana daim a çiçek gönderir, ‘S irano ’ diye ü- zerine k a rt iliştirirdi. He ■ diye ettiğ im çiçekleri a r ­kadaşlarım ın zevkine gö re seçerim . Şadım an Ay- şın beyaz, Sezer Sezin k .r mızı karanfil sever. G öğ­süm e çiçek takm ak tan hoşlanm am . Erkeklerin de çiçek sevgilerine pek inanm am .”

G ülistan G üzey İngrid Bergm an ile M aria Schei- li beğeniyor. ‘C ezayir Sev d a la n ’, ‘Işık lar S önerken ’ filim lerinin hâtırasın ı unu tam ıyor.

R om antik ta ra fla rı da hayli kuvvetli. H âtıra def teri tu tu y o r, beğendiği sözleri yazıyor.

— “İnsan lara çok ça ­buk inanırım . Bunun z a ­rarını gördüm . S hakespe­a re ’nin b ir sözünü d e fte ­rim e yazm ıştım : ‘İnanm ış

Devamı Sayfa 5 r*e

yAMMATü rkiye ile K ıbrıs’ ın Arası

Y azan : l lte r VEZİROGLU

Kıbrıs R um lannın , bu ada üzerinde hak iddia e tm eleri hiçbir gerçeğe dayanm ıyan h u ­kuki değeri o lm ayan fik irlerd ir.

T arih de isp a tla r ki K ıbns T ürkün öz ma lıdır. Coğrafî yönden d üşünürsek bu da fik ir, lerim izi doğrular!

Bilindiği gibi K ıbrıs, T ürk iyen in b ir parça sı idi. Bu sebeple T ürk iyenin ada üzerinde hak iddia etm esi gayet norm ald ir. Z ira kendi to p ­rağıdır. A yrıca bu ada üzerinde fetih hakkı vard ır. S eksen bin T ürkün kam akıtılm ış bu to p rak la r üzerine. B uranın yadellere terkedil- m esi, ecdadım ızın tâclz edilm esi dem ek o la ­cak tır. Bunca şeh it kanı bedeline alınan bu yer le r ise asla kim seye verilem ez.

T ürk iye ile K ibrisin arasın ı b ir düşünecek olu rsak , 40 mil gibi b ir yak ın lık vard ır. M ago. sa - Lefkoşa arası k ad ar da değil. G irne Lima* n ından gözlerinizi kuzeye doğru çevirin iz, k ar ştda heybetle d u ran Toros d ağ lan size selâm verecek tir, gü lüm seyecektir.

R um lar bu h ak ika tle ri b ilm iyorlar galib ı. T ü rk iye’den kalkan bir askeri uçak beş dak>- kada K ıb n s’ta o luyor. A nadolu’dan esen rü z ­g â rla r o ran ın tü rk ü sü n ü g e tirir bize.

Kıbrıs T ürküne h içb ir şiddet, hiçbir s iy a ­sî baskı adayı u n u ttu ram az , ü lküsünden va?.- geçirtem ez. B ütün hakları da elinden alınsa, yine bu ecdat to p rak lan n d a kalabilm ek için düşm anına karşı gelecektir.

Bu karşı geliş ise, y ılla rdan beri vuru lan darbeleri, a ltü s t edilen haklarım ızın b ir anda geri verilm esiyle ne tice lenecek tir. Z ira Allah zalim lerin yap tık ların ı yan la rında bırakm ıya- çak tır. Belâlarını vereyim derken , belâlarını bu lacak lard ır.

I | | l l | l l l i l l l ! | : i | ı l | l ı | l i | H I I H I l l l ' l < - l ' l |M İ I I |H J I I « M |l l M M |l 1| H | i : | P | l ! | l l | n l l l | n |U l l i | l l « U I M | l ! l l l l l ' »

BULMACAH azırlıyan :

Selen T. SELIŞIK

1 2 3 4

□ □ □ □ □ □ □ □ □ □ □ □ □ □ □ □

□ □ □ □

5 6 ? 8 9

□ □ □ □ □

E ■ □ □ □ □ □ □ □ □

den şey an lam ındad ır (te rs okunursa) a) K ısa ke penk (te rs okunursa). 7. K ronoloji. 8 . ö z olm ıyan 9. G elecek zam an, ilerisi, a) İki veya üç kişi ta rafın den idare edilen küçü '; yelkenliye verilen isim (te rs okunursa).

Dünkü Bulmacanın Jfa lled ilm i; Şekli

Soldan Sağa

1. D edelerden ve büyük babalardan her biri, a) İk ­limin etk isiy le kazanılm a yıp soya çekim yoluyla ge çen ıra larla b aşk a la rın ­dan ayırdedilen b irey top luluğu. 2. G österi 3. Suyo lu, lâğım, m aden ocağı g i­bi yeraltı y ap ılan n hava deliği a) A rapça su an la ­m ındadır. 4. G em ilerin ba rınarak yük a 'ıp verd ik le ­ri yerin a rk a kısm ı değ il­dir. 5. Say, a) yazı 6 . Yer y er çıplaklığı veya b o şlu ­ğu olana denir. 7. A ldatı­cı görünüş. 8. H ayvan la­rın kem ik gibi doku lardan elde edilen m adde. 9. Bir çeşit m ay a anlam ındadır. Y ukarıdan aşağ ıya :

1. İşsiz kalm a a) İn san ­da bilinçli durum un topu (ters okunursa) 2. Büyüıc ölçüde alış veriş a) Y apa­cak şey, görev (te rs oku nursa). 3. U luluk a) D e­ğersiz ve aşağılık adam (te rs okunursa) 4. Eğitimi ve görgüsü k ıt kim seye den ir (te rs okunursa) a. Şafak 5. Deveyi çöktürüp o tu rtm ak için çıkarılan ses. a) Ü lke, y u rt (te rs o- kynursa). 6 . Pek hoşa gi

Soldan Sağa :1. Devrim (a) Şİ 2. A za

(a) Ş arap 3. İade (a) Çan 4. Reis (a) TE 5. ET (a) Ke (b) Yön 6 . Lize (a) Za 7. İnac (a) Ya 8 . Vicih 9 Avo (a) Ut.Y ukarıdan A şağıya :

1. D aire (a) İta 2. Eza- e t 3. Vadi (a) Lavo 4. Es-1 kici 5. İş (a) Ez (b) Ce 6 . M aça (a) Eyi 7. Ra (a) A- hu 8 . Ş an töz 9. İp (a) K- nayi.Ö nceki Sorum uzun Cevabı : AMASYA. B ugünkü S orum uz :

1873 de Sangüzeldek i b ir evde A rnavu tluğun İ- pek kasabasın ın Suşısa kö yünden N ureddin Ağa oğ­lu (Tem iz) T ah ir Efendi ile B uharalı b ir şeyhin to- ru n lan n d an Em ine Şerife hanım ın oğlu o la rak düıı yaya geldi. D ört yaşında m ahalle m ektebine b a ş la ­dı. A rapça ve Din ilim le­rini babasından öğrenm iş ti. 1893 de T ophane Vez­nedarı Emin beyin kızı ts m et hanım la evlendi. İlk m anzum esi “ K u ra n a Hi­ta p ” . ilk eseri Safahat. 1921 de İstik lâl M arşını yazdı. T utu lduğu sıla has talığm a dayanam ıyarak 27 A ralık 1936 da vef.-.t e tti.

\

j l

MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR

Page 4: Ekimi Gurur ve Heyecanla Unı. bjr ^ KUTLADIKevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/... · Baflı kız öğrenciler, heyecanlı bir halk oyununda görülüyor. MAAD TARAFINDAN

Sayfa : 4 DEVRİM Ülı ı <

■ t

Haberler Dört SesKiralının

N at K ing Cole, A ndy VVilliams, Johnny M athis ve T ony B ennett, 1964 yı lında İn g ilte re ’de k o n se r­ler verm ek için gereken m uam eleyi tam am lam ış­lardır.

Ş u b a t ve N isan ayları a rasın d a , A m erikanın bu

decek tir. Ama, gerek Jo h n n y ’nin, gerekse N at King Cole, Tony B ennett ve A ndy W illiam s’ın esas tu ru , gelecek yıl y ap ıla­cak tır.

İng ilte redek i m üzikse verler, bundan b aşk a y i­ne gelecek yılda, Ted He-

ilnlü şark ıcıları, ay rı ay- a th ve Ken T horne Or-rı d ö rt kon ser tu ru n a çı­k acak la rd ır.

A nlaşm a em presaryo Vic Levvis ta ra fın d an y a ­p ılm ıştır. Levvis’in sö y le ­diğine göre, Johnny M at- his, pek yak ında sadec-; b ir gün için în g ilte rey e gi

k.estralarını da yakından din lem ek fırsa tın ı b u lab i­leceklerdir.LONNİE DONEGAN VORGUN DÜŞTÜ

Lonnie Donegan, geçen hafta fazla yorgunluktan dolayı Blackpool’daki se-

SUAL lüCEVAPC evap : H ayır. G ü rü ltü ,

lü b ir o rtam d a çalışm aya a lışk ın b ir çok insan, fa;:- la sessiz b ir çevrede çali.} m ayı başa ram am ak ta ve becerik liliğ i aza lm ak ta ­dır. Bir A m eriklı heykel- tra ş uzun ve h a reke tli b ir ış sey ah a tin e çıkm ış, bu a rad a eşi a tö lyesin i dış sesle rden te c rit e ttirm iş ­tir. iş i başına dönen sana*, k â r sanki bü tün m eh are t ve kaab iliye tin i k a y b e t­m iş gibi b ir tü rlü keski ve çekicini ku llanam am ış, te sadü fen pencere leri açıp da d ışarın ın g ü rü ltü sü ku lak la rın a do lunca yine es kisi gibi çalışm ağa b a ş la ­m ıştır.

HASSAS İNSANLAR GÖRÜNÜŞLER İNTİBAKSIZ MIDIRLAR NELERDİR?C evap : H assasiyetlerin i C evap : Asi gençleri ilk

d ışarıya tevcih edecekle- gö rü n ü şte tan ıtan bazı or rı yerde kendi içlerine çe- tak n o k ta la r vardır, v irirle rse evet. Fazla has- Asi gençlik çeşitli şe- sasiy e t d ıştan gelen etk i- kilde ta r if edilebilir. Melere - is te r hoş, is terse n a ­hoş o lsun - daha kuvvetle tepki yapm am ıza yardır.ı eder.Bu m elekeye sahip olan in san lar, onu irade y a rd ı­m ıyla iyi yön lere çevire bilirler. Fazla hassasiye tin olum lu şekilde ku lla ­nılm ası, en te resan , göz;; ça rp an b ir k işilik y ara tır. A rtistik faa liye tlerde b a ­sarı sağ lar.ASİ GENÇLERİ BELİRTEN DIŞ

selâ 18 yaşında b ir gencin içki ku llanm ası bazı kal- lerde aşırı b ir h a rek e t ba zı hallerde de norm al b ir davran ış o larak kabul «- dilebilir. Asi gençleri ce ­m iyete karşı harek e tle re sü rük leyen sebep, onların aile veya çevreleri içinde m utlu ve m em nun o lm a­m alarıd ır. Bu durum daki b ir g ençten h er an için bir isyan davran ışı b ek lene­bilir.

m

Na Z/h■ facf ÇAMA Şi&L ARINIR/ c / m G u V f M L E T E M İ Z

)

J(üL LAN/N/Z.t

t

TEMİZŞ E ' r ' /

tem/z

YtKARDİKKAT : H er Uç paket fFVIT? Tozuna süslü Mr sil b a rd tf

HEDİYE Verilir.

anslarının 21 inci haftası­nı tamamlıyamamış ve o teldeki odasına kaldırıl­mıştır.

Bermuda’ya gitm esi beklenen Lonnie, şimdi Londraya götürülmüştür. KENNY BALL TEKSASA GİDİYOR

K enny Ball Caz G rubu, gelecek yıl, T ex as’ta y e r a lacak olan San A ntonio Caz Festivaline d avet «- d ilm iştir. Yeni Zelandad.ı başarılı konserle r verm iş bulunan K enny, A m erika- yı b ir kere daha dolaşm ak d iyetinde idi. F estivale i-

lâveten, K enny, N,ew Oı- lean s’dakj birçok ku lü p ­lerden de tek lif alm ıştır.

MAX BYGRAVES AİLESİ

Max Bygraves, aile s e ­ansları için yeni bir eğlen ce tipi ortaya çıkarmıştır. Seanslarında oğlu ile bir likte görünm ekte ve a r a ­larına bir de at alm akta­dırlar.

Büyük bir yenilik olma nıakla beraber, seyirciler Max’ın programlarını aln. ka ile takip etm ektedir­ler.

DOÖU’NUN MANCHESTER’İ : İSRAİL

G eçen hafta İsra il’den İng ilte re ’ye dönen D inah Kaye, bu m em leket hak- kındaki düşüncelerin i y u ­k arıda verilen başlık la hu lâsa e tm iştir. D inah şu n ­ları söylem iştir:

“G eçenlerde Cliff Ric- hard da İs ra il’e gitm işti ya... Tel Aviv sokak ların Ga dolaşam adığını sö y le r­sem , herhalde h ay re t e t­m ezsiniz. Yola ç ık ar ç ık ­m az e trafın ı büyük b ir ka iabalık sarıyor; ona adım a ttırm ıyo rla rd ı. Bu y ü z ­den trafiğ in bile aksadığı o luyordu .”

“Tel A viv’de birçok hem şehrilerim le k a rş ıla ş ­tım . Jim m y Lloyd o rada haya tından m em nun.. Ed. die C alvert ve H arry Rob- bins te öyle.. Hasılı D oğu­nun M ancheste r’i o rası..”

SHIRLEY BASSEYİSTİRAHATEÇEKİLİYOR

Son zamanların en bü­yük şöhretlerinden Shiı- ley Bassey, gelecek yılın ilk aylanna kadar ortalar­ca görünmiyecek.

Önümüzdeki ay, bir be

bek bekliyen Shirley , h a ­len L ondradaki evinde d in lenm ekted ir. S a n a tk â ­

rın son şark ısı “ I (W ho have n o th in g ” adını ta ş ı­yor.

Haftanın Plâkları1. You’U Never Walk Alone

(Gerry and the Peaeemakers)

2. Do You Love Me?

(Brian Poole)

3. She Loves You

(Beatles)

4. Tlıen He Kissed Me

(Crystals)

5. Blue Bayor/M ean YVomatı

Blues (Roy Orblnson)

6. The First Time

(Adam Faith)

7. If I Had A Hammer

(Trini Lopez)

8. I (Who Have Nothiııg)

(Shirley Bassey)

9. Hello Little Girl

(Fourmost)

10. Shindig

(Shadows)

NAT “KİNG” COLE

JOHNNY MATHIS

SHİRLEY BASSEY

İngiliz Kemal KıtKosto'm n Ataklı Hikâr w F

41 _ <’ek misiniz?-.

Bu da d,

Gözlem

Bizde şehirli ile k asabalıy ı birbirinden ay ıram azsın . Hep aynı len

1 (tg

■sınavardı,*'

Kosta uzaklaş zaklara baktı,. Gj; Sarmıştı gaiiba H(ilk aşkını hatırlat man, muhakkak böîlluyordu.

SA-DIKOGLU TEMİZLEME EVİ’NİN CEMAAT HİZMETİNDE YENİ BİR HAMLESİ...

* İMDİ....KÖŞKLÜ ÇİFTLİKTE DE

BİR ŞÜBE AÇTIĞINI SAYIN HALKIMIZA MÜJDELEMEKLE İFTİHAR DUYAR...

TEM İZLİĞİN TİM SALİ

s a d i k o G l u

TEMİZLEME EVİ’niıı Başlıca Gayesi Kelimenin Tam M ânasiyle

TEMİZ ve İTİNALI İŞ Görmektir...

<IIIUllllin|lll|lllll|i:|l >>l||||||||tl|||||tllll|Haila(llhltl|l||||ai{|||||||||||||iı|i|»M«ıı«i||||||,||IR!ia(ıa|,| ,,||

i LİMASOL’UN TÜRK KESİMİNİTANITACAK YAZI SERİSİ !

Yakında DEVRİM’de

l L im asol’un tarih î k a ra k te r i ,’| İn san ların ın yaşay ışı ve h a y a t güçlük lerine gö §| ğüs gerişleri, f| M üesseseleri, b irlik leri ve kulüpleri. I| Tanınm ış ve tan ınm ası gereken k işileri Lt — Bilinm iyen Y önleriy le — -

Bener Hakkı Hakeri’nin kalemive ;

Doğan Hakkı’nın fotoğraflarıyla ;; “ BİR KASABA VAR GÜNEYDE: LİM ASOL I * başlık lı yazı serim izde. I

“— G üzel, hem de çok güzel. Bayılır e rkek ler o- na. A m a kız kim selere bakm ıyor. Kendi âlem in­de. K öydeki erkek lerle pekaz d o stlu k kurm uş­tu r. Siz tan ıy o r m usunuz onu? Y oksa b aşk a b ir n i­y e tin iz mi var?”

“— Y ok canım , Birkaç £i.in önce tan ış tık da..”

“— E ne ç ık a r bundan? ü h erk esle tan ışır, fakat k im seye k o k la tm az .”

“— Sen fena düşünceli b ir gen çsin .’].

Peki sonram alamadın m

Bahçı gitti. Götürd ki de zorla, i Takat bir çift oğlu bir akşam i di, atının üz kızı, ver ı gündür, bug medim onu, çocukları oldu n şey bilmiyorum kında.”

“— Merak gitmedin mi?”

“— Soka mı? öldü Yamandır ı sullolar derler bakanın I

“— Y anlış an lıyorsu­nuz beni. M eziyetlerin i sa y iyorum A sp asa ’nın. Hem A spasa K ıbrıs’lı değil, Yu nanlıd ır. Z engin b ir a ile ­nin kızıd ır. G aliba büyük Acımakla, b ir a sk e r babası. Savaş- rasmda bir la ra girip çıkm ış. Y aralar geçirdim, alm ış, y a ra rlık la r göster- ta’ya. Fakat m iş b ir asker. Bu yüzden ki de çiftlik de çok sev iy o rla r Aspasa- lu ile evleı yı. K ah ram an b ir askerin mes uttu, k ah ram an kızı gibi bakı- çalışıyordu, y o rla r o n a .”

“— T eşek k ü r ederim . Sizin ad ın ız ne?”

“— K osta. F ak a t niçin te şe k k ü r ediyorsunuz? Sı ze b ir h izm ette mi bu lun­dum ?”

“— Belki Ijilerek, ya­h u t da b ilm iyerek, bana çok şey le r an la ttın ız . Bu y üzden de çok m em nun o ldum .”

“— A spasa ile evlene-

Defineyi toprağa gömmüş olanlar d: tehlike teşkil edemezdi. Çiinkıi bunların ce setleri altın dolu sandıkların yanına gömü^ lü idi. Şu halde kendisini rahatsız edecek kim se yoktu. Yegâne huzursuzluk veren1 netice, sandık ve torbaların çürümüş olm, lan ihtimali idi. Bu takdirde yeni torba ve sandıklar hazırlamak lâzım gelecekti. Bir| sandal dolusu serveti adadan başka türlü nakletm eğe imkân yoktu . Bir sandal dohı su... Belki de daha fazla.. Bir açıp görebil' se. İlk defa bımlprı fpc.e karanlığında gaz lâmbalarının donuk ışıkları altında üstün körü şöyle bir görebilmişti. O feci gecenin hâtırası dr. bu şeM1de hayalinde canlandı İşte simdi bu hazine yalnız ve yalnız ona aitti. Bununla neler almaz, ne hayat sü'1 mezdi. Günahlarını bile affetirecek kadar zengin oluyordu. Yaşın ne ehem m iyeti1 vardı. Bütün yapılacak iş bir iki haftada çalışıp hâzineyi çıkarmaktı.. İki hafta, iki ay, her ne ise. Bu zaman zarfında bir de sandal yapardı. Belki bu müddet daha ıı- zun sürebilirdi. Çünkü, mevs?m fırtınalı idi. Fakat ıızasa da vaktin ne kıym eti var­dı. Her şey bittikten sonra altmış mil ka­dar uzakta bir adaya gidecekti. Bu adayı da evvelce görmüş, buradaki yerlilerle ve memurlarla tanışmıştı. Bazı tehlikeler m evcut olmakla beraber serveti sayesin­de ve belki bir iki kişiyi ortadan kaldır­makla bu tehlikeleri de bertaraf etmek mümkün olacaktı. Adadaki Valinin kula­ğını bükecek birini tanıyordu. Biraz da oa ra işin içerisine girerse, kralın tem silcisi olan Vali her halde kendisini bir akraba

Naci SEREZ

gibi karşılar şerefine ziyafetler verir kili­sede kendisine karşı elbette yakın alâka gösterir, bu suretle günahlarının da bir ka lemde affını temin edebilirdi.

Bütün bunlar altınların sayesinde. Her şey satın alınacak. Paranın satın ala- m ıyacağı dünyada en vardı?

V asco Gomez düşüncelerini bir an bir yana bırakıp ufukta artık gözden kav- boîmakta olan gem iye baktı. Az sonra ak­şam karanlığı bastıracaktı. Biraz odun top lamalı dedi. Biraz da balık cinsinden bir- şeyler bulup m eyve ile akşam yem eğini yem esi sonra da kendine bir yatak bulma­sı lâzımdı.

“Yarın da kendim e bir kulübe yapa­rım," dedi. Ertesi gün belki de adanın bir tarafında bir sandal bulurdu. Definenin çıkarılması işi biraz daha bekliyebilirdi. Bir yere kaçacak değildi ya.

Aradan zaman geçti. V asco GomeA bir sabah sandalının ufak tefek son nok­sanlarını ikmal ediyordu. O an ve ilk defa olarak içinde bir yalnızlık h issetti.

0n«

“— Ben de beğenm iyo tı?” rum bizim R um cam ızı a- m a, ne yaparsın , alıştı* 1er söylüyor? !ı b ir kere hep bu şekilde ko larınızm titr ^nuşuyoruz . Bizde şehirli sa’yı sorark 1

niz heyecan. ,1( Bir 2amanlar t»

çe ile konuşuruz . Ama Me olmuştum h galo E llad a’da hiç de böy sine, çıldınrc,' le değil. K öylüyü şehirli ğim bir k ı z

den ay ırm ak çok kolay o- lu y o r.”

“— Sen A sp asa’yı ta ­n ır m ısın?”

“— T anım az o lu r m u­yum hiç?”

“— Nasıl b ir kız o?”

K ,ı. ” . iflfl I

w » ' “ I

fVf jar# 11 ™

W .

ııfF|İİ &rrdı»

lU»wlw ***'

cukları olmu kız bir süre I la yaşar. Fa canlar bir gider. Hele tıktan sonra, ı sinde başka lere dalar, I sahibinin oğlunda al nı bulamamış, fal de sesini çık r.unla yaşamağa muştu.

— Devamı'

fciatothiiM'"1

«ettin lo ıion ( l* m

»tuıta içiş (H«r »fttin f I

taılBİH

«*ı

İKlUtti iFitatputralın

nmfls. dondurm* vt puncltt .o

pt)ria»C|ıdık ptfcedrrd»)

a t U ir , açılı ı - f j

veyı perakmtr «iiıratı v «

■ OKfeİKUır. BIMun n n r

htartumıkta ve püştirilmrictK

0ta»k es ha«u gek-n rmtfcMmıkia sile hutçesinö» tk u u ıd J

ı awki v* {ant

^ »mim bjljtliM nle

P^ndınBiKİff. iktisadi kalktnn

Tjdj

>111

"’Hll........... . 4 |

Bu garip bir his idi. 0 1ki, bir ara bu hissin kuvvetli iki bileğine ağır bir cisimleelindeki bıçak yere düştü.sonra yerden aldı, fakat *ediyordu. k

Hayatı gürültülü, kalaba *Kadın ve erkek sayısız 1n**“olm uş fakat hiç bir z;<man gibi bir his duymamıştı iki senesini düşündü, hiç * mi batıp denize düştüğü kendisini yalnız, dünyada" dl,Yği olmamıştı. İşte şimdi ya ^ j(

nız.. Bu hisle b eraberd iladı. ö m rü n d e düşünce nedH

disi hakkında düşünme ^V asco Gomez, Sİmdid Ş lar,

Sandal üzerindeki ç _ ^

NtasN , , .

' " • l•**1

Fakatçelerini biraz aza'tti- - ^önceleri, dinlenmek K'10 tatil ettiği zaman aklı y«d ^Nasıl çıkaracak, nasıl san ^nasıl nakledecekti, .rinde duruyordu. Fakat şv-ndi başka şeylerle çelerle dolmuştu. »gin# *|11

Birden aklına gele" c„ Gomez" su .ll “

“Kim olacak, sen... jt

rada duruyor, / \ S b.sek s e s l e söyleyip kendi ^ ^

du. Onu kavgada go"" şahit olmuş, ağzında v yan tarafından diğer >r m se y re tm iş ti

MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞ TIR -

Page 5: Ekimi Gurur ve Heyecanla Unı. bjr ^ KUTLADIKevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/... · Baflı kız öğrenciler, heyecanlı bir halk oyununda görülüyor. MAAD TARAFINDAN

D E V R İ M

D Satışın Kızdaki EsrarSözel H üseyin G ürçınar

^alkarna- ine d ireğe dayanm ış sa nitnj açınca saçlı, mavi gözlü balık gi- k a tle bak ınca onun sabah

002 Saat 7.30u bi vücudu olan b ir k ıza i ki sa rış ın o lduğunu far- Henrcn ya'i liŞti. Onu gö rünce afyon kettim . Ona konuşm ak ve

j b j y a t a k t a n yutm uş gibi afalladım . Ev a rk ad aş olm ak için çare-

kolum a yapışarak:— Ne olur beni ko ru ­

yun. Y oksa bu herif beni öldürecek.

Ben hem en hazırol va-

yuvarlandık . Bunu b ir el silâh tak ip e tti, fak a t sa ­rışın adam ın attığ ı kurşun ıska geçm işti. L eylâyı vu­ram adığım gören adam ol tayı alm aya çalıştı. Fakatleneceğim tan ı kız tip iydi ler a ram ıya başladım . Ben ziyetin i aldım Fakat me-

|JU- S; a l ! ^ aklUn> 5 î f - 0y! e d,Ü' tlne dÜSÜne Sele bizim tahm in ettiği- ben daha a tik davranarak‘ l üzum kam kaldığı için a y a k la n derk en k m n ko lundaki m miz gibi çıkm adı. Adam yakasına yapıştım . Ara-

Slcaga fırla- mı daha hızlı açm ak m ec Çe ve z a n t bileziğin baf,- yan ım ızdan sessiz sedasız m ızda bir m ücadeledir15 dakikam buriyetındeydım . lanjfagı yerden çözülüp y e geçti. Bunu görünce kıza başladı. Bir ara sarışın a-viiriiyüp gi- D airede hep onu düşü n re dü ştü ğ ü n ü gördüm . Kız döndüm : dam ben i m asaya yatırd ı.

vakit geçerdi, düm, öğle paydos o lup da bunun fark ına varm am ış- _ Bana bak adını bile eline bir şişe a larak onue t r a f ı seyrede eve döneceğim sırada , «• tı. Ben de fırsa t bu fırsar- bilm iyorum . Yoksa bir do kırdı ve bana doğru sap-

ansızın nüm de sarışın b ir kız yü- tır d iyerek bileziği yerden lap mı çeviriyorsun? de-a gözü- rüdüğünü gördüm . Dik- aldım ve ona yetişerek : dim.

A ffedersin iz, dedim . Mayi gözlerini bana di Sesim onu ü rk ü tm ü ş o- kerek:

lacakki birden geriye do- — L okantaya girelim|M<»

MEHMET REFİK TALAN OM KOSMETİK, YÜZ VE VÜCUT

LEVAZIMATI İM ALÂTIim NESİ

ı (lier cins ve her fiyatta)

i p a rfü m lü kolonyaları, lo sy o n la rı

i (Cold Cream)(Vanishing Cream)

(Po dır Cream)

jjıjııM Shampıxı)

ulıı |«ri«mler

r (Eftg S ham poo)

. lüks Parti kokuları

s her renk

s sıç toniği

lıtmi ( J e lly )ı (Oilless b r il l ia n tin )

aam lişa id)

«(Hair settlng spray)

ı erkekler için (Hair settin lotlon for men)

lbayanlar için (Hair settlng lotlon for \Vrm<*n)

-(Afler slıaving lotlon)

a berberler için

İ S1Ç toniği

[I losyonu

' «t vücut putraları

r »e şuruplar, dondurma ve ponçlar Içlıı mutat he

w BPC (ufak paketlerde)

İmalâthanemde hazırlanır, açık veya kapaiı za-

• toptan veya perakente olarak satılır,

bir tekâmülün öncüsüdür. Bütün mamuHorimiz dik

: hazırlanmakta ve geliştirilmektedir. Kendimî-

ı faydalı olmak en başta gelen em elimizdir. Yer

kullanmakla aile bütçesinde iktisad yarınımıza bir

l faydalı olmanın zevki ve gururu da vardır,

ı gücümüzdür. Gelişmekte ve yetişm ekte

M. sert ıı» ulleri yarının büyüklerinin çalışacağı .e

$öı refah araçlanmızdır. İktisadi kalkınmada bugünü-

nıraına ve yarınımız içindir, işte Talan mamulleri la Ur dir

l(<:‘ I 'lül l'Jll|ll|K|.!|l||!l|!||ligil|||| |II||,|IİS I • I I I t I

'Hin

G ayet ciddi ve se r t o la­rak:

— Buyurun? dedi. G ülüm sem iye ça lışa­

rak:— G aliba bunu siz d ü ­

şü rm üş olacaksınız? D*, dim ve bileziği uzattım . Bileziği görünce elini yok lıyarak güldü.

— E vet ben düşürdüm . N erede bu ldunuz bunu9

— Y ürü rken k o lunuz­dan d ü şü rdünüz . Ben bun ları söy lerken o beni d in ­lem iyordu bile sağa sola b ak a rak b ir şey a rıy o rd u . A nsızın nasıl o lduğunu ha tırlam ıyorum , kız kolıı. m a yap ışa rak :

— Benim le öğle yem e­ğini b erab er a lır m ısın ız0 Bu ani tek life şaşırm ış­tım , benim bildiğim bu .41- bi tek lifle ri kad ın la r de­ğil e rk ek le r yap ıyor. Ben ayağ ım a gelen kısm eti te ­pecek b irisi olm adığım ­dan:

— H ay hay, dedim . Şu­rad a b ir lo k an ta o lacak is te rsen iz o ray a gidelim . Başını sa llıyarak :

— Siz nasıl istesen iz , dedi.

L okan tay a yak laştığ ı­mız v ak it sa rışın b ir ad a ­m ın b ize doğru geldiğini gördüm . Kız onu görünce

l' l 'l :(;4lir|!!||l||||Mİ||||||1|||||||||||||||||||IIIİlilinmııınıı |U||, f l || , !■ i11111 I !, İ l il lllllllllir.llTIMMI i

:P I İ « V i

lam aya kaldırdığı sırada bir el silâh işittim . Adam beni b ırak arak seırdeliye; sendeliye silâhın atıld ığ ı

_ _ ta ra fa doğru yürüdü, bennerek yüzüm e baktı, Şip- de sana herşeyi an lataca- de ayağa kalkm ıştım . A- şirin gözleriy le ne k ad a r ğim, dedi. îçeri girdiğim iz teş eden Leylâ idi. Bunu da cana yakındı. F ak a t o- de lokan tada hiç kim se elinde tu ttu ğ u kırkbeşlik r.un yüzünde ü zü n tü n ü n yoktu , b ir m asaya o tur- ısba t ediyordu. Sarışın a- da laştığ ın ı h isse tm iştim , dük ve yem ekleri ısm arla dam L eylâ’ya doğru ilerle

Sayfa : 5

Diinyaııın En Korkunç Deniz Facialarından D ir i:

Dara GemisindekiYangınYazar P. J. Abraham Yazıyor

— 9 —Çocuk uyku dolu gözleri lirken gördük. M erdiven- “Şimdi indirenleyiz." dı ni uğuştu ruyordu . Babası îeri tırm anm ıya başladık, ye cevap verdi, nın korkudan açılm ış göz ö n d e Ammini gidiyordu, “Hiç o lm azsa birşeyleı lerinin beyazı farkediliyor D aha son ra M ary G eorge yapın ..’’ dedim , am a kim du. ve en sonunda da ben çıkı se cevap verm edi. G itm *

“A m m ini” diye düşün - yordum . Y anım da M ary ti. Tam o sırada aşağıda- düm . “Ona ulaşabilm em G eorge’un çocuğu da v ar ki kam ara la rd an çıkan lâzım .” dı. b ir adam gözüm üze çarp

“ Ne o luyor ?” diye s j . G üverteye çıktığım ız tı. A deta sü rünerek yürü- ruyordu yanım a gelen bi- zam an, o rada elli a tm ış ki yordu, ris i.. “Ne o luyor Allaha*; şinin top lanm ış olduğunu Devamı Var

gördük. Herkes korkudan ne yapacağını bilem iyor: b irb irine so ru dolu nazar larla bakıyordu . A m a bu-t na cevap verebilen .yoktu

kına ? Sesinden pek ş a ş ­kın bir dürüm da olduğu belli idi. .

A şağıya inerken karı - m a çağırıyordum . Sesi

d ik tan sonra kıza:—- İsm in nedir? Seni ni

çin öldürm ek istiyorlar? dedim . Sarışın kız başını yere iğerek:

— İsmim Leylâ Şanel,' sizin?

Kızgınlıkla:— ö zd e n Başbuğ, de­

dim.Kız an la tm aya başladı.— Babam ölürken geri­

de 160.000.000 lira b ırak ­tı. Tek vârisi ben olduğum için bu p ara bana ka la ­cak, eğer ben ölürsem ha ni o sarı saçlı vardı ya, o a lacak, çünkü yeğenim - dir. Ben o sırada ayna ile oynuyordum , ansızın ay ­nada sa rım ı adam ın elin­de tabanca ile L eylâ’ya ni şan aldığını gördüm . T e­tiği çekm ek üzereydi. H e­m en L eylâ’nın üzerine a- tıldım ve beraberce yere

yince Leylâ bir daha, b ir, m in o lanca gücü ile b ağ ın daha ateş e tti. Sarışın a- yordum . Panik her ta ra fadam daha fazla yürüyem i yerek yere yıkıldı. Leylâ- ya doğru baktığım da, gü­lerek:

— K orkm a dedi, beni kaatil o larak tu tam az la r çünkü bu silâhı k o ru n ­m am için on lar verm işler di bana.

Bu olaydan sonra Leylâ ile sık sık görüşm eğe baş ladık. Sonunda ona izdi­vaç tek lif ettim . G ülerek

— Beni sevecek misin?— Ebediyete kadar de­

dim.— T eşekkür ederim .

Ö yleyse sen gidip n işan­lanm a m uam elesini h az ır­la, dedi.

Leylâ’nın M ercedes’in- de„ günün bana verdiği m utlu luk içinde kuş gibi uçuyorum ...

s iray e t ediyordu.M erdivenlerin yarısına

gelm iştim ki, aşağıdan ge lenlerle karşılaştım ve tek ra r yukarıya sürüklen, dim. T ek rar geldiğim ye - re dönm üştüm . Y apılacak başka bir şey yoktu . Başı mı a lça lta rak yukarıya çıkm akta olan yolculara hücum a geçtim . Bu hare k et tesirin i gösterm işti. O nları y ara rak aşağ ıya i - nebilm iştim .

A m m ani’yi kam aram ın

K ısa b ir zam an içinde vaziyet daha da k ö tü leş­m işti. D um an daha kesif bir hale girm iş; b ey az la ş- mıya başlam ıştı. Yanan ta h ta parçaların ın koku-, su geliyor ve a rada s ıra ­da şiddetli ça tırdam alar işitiliyordu. Y ukarıya fır- lıyan k ıvılcım lar önüm ü ze h a ttâ kalabalığ ın a ra ­sına kad ar düşüyordu. Or tada alev görem iyorduK am a, çıkan sada ve dum an lardan, Birinci Sınıf kam a ra la rı a ltında şiddetli biı-

Güneş»içiniz

“ D E V R İM Klişe Atelyesi iHer boyda klişe işleriniz Kin jerhal Dev .:

* rim Klişe A telyesine müracaat ediniz. En k ü -;! < çük resmi büyülten, en büyük resmi Küçü)*en i

> .isterimiz emrinizdedir. |f İhtiyaçlarınıza tanı mâııasiyie cevap v e - fX reoilecek bir durumda olan kiişe atelyem iz hv % | rtiPanm «m modern makineleriyle teçniz edil t | niştir. |j Müracaat : De»rim Klişe Atelyesi, Girne Yolu } i Veya Kitap Sarayı, M ecidiye Soka» £. v V '!•»-. •' «i*.-»•; + 'i* v . v ' .. f

önünce gördüm . O da be- yangının h er ta ra fı sardı- ni farketm işti; belki de ğı anlaşılıyordu, haykırışlarım ı duym uştu . Hepim iz de soğuktan M erdivenlere doğru iler: donuyorduk. G iyinm ive atıldı. B irbirim ize yak laş bile v ak it bulam am ış; pı- tığım ız zam an elini sık ıca jam alarım ızla d ışarıya fır tu tm am ış olsaydım , kala- lam ıştık . Soğuk iliklerim i balıkla b irlik te m erdiven ze işliyordu. K adınların başına sü rük lenecek ti. b ir çoğu gecelik elbisele-

M ary G eorge’un nere - rinin üzerine b ire r sari at de olduğunu düşünüp du- m ışlardı. H enüz o rtada rurken , onun kendi kam a- can k u rta ran la ra sarılan rasından çıktığını gördük, kim se yoktu .ö n ü n d e kızı vardı. D iğer çocuğu da k o llan arasın - da idi. E trafı b ir dum an kokusu kaplam ıştı. Kori dorda ise dökün tü leri esi-

B ulunduğum uz yerde bekleşip dururken , k arşı­dan b ir fenerin ışığını göl­dük. A vrupalı m ü re tteb a t tan biri, h ızla yanım ızdan

yordu. M ary G eorge’a değ geçti ve şu ih tarda bulun- ru koştum ; önünde yürü- du:yen kızım aldım ve hep beraber m erdivenlere doğ ru yürüm iye başladık. Bu a rada V engi’yi de, k a rıs ı­nın kucağından çocuğu a-

Lefkoşa Tiirk Dankası, Ltd .Lefkoşa, M ağusa, 1 ârnaka, Limasol ve Baf’taki Şübeleri v t

Dünyanın her tarafındaki Muhabirleri ile Bütiin BANKACILIK, SİGORTA ve SEYAHAT işleri için

Sayın halkımızın emrindedir.

“O lduğunuz yerde k a ­lın... Kimse yerinden ay ­rılm asın. M erak edilecek b ir şey yo k .”

“C an k u rta ran ian niye indirm iyorsunuz?” diye sordum .

6iilistan GüzeySayfa 3 ten Kalan

olm ak için aldatılm ağa göz mü yum m alı? Yoksa a lda tılm ak tan ko rkarak hiç mi inanm am ak?” Şiir lerden m ısra lar yerine fei sefî sözleri alm ayı tercih ediyorum . T iyatro a rtis ti olunca, güzel sözün değo rini insan daha iyi ani y o r.”

G ülistan G üzey’in or, dokuz yıllık tiy a tro hâtı ra ları hayli zengin. Geçer, sene R um elih isarında te n ’ sil e ttik leri “H am let” i an latıyor:

— “Sahici ka le ler için de H am let’i oynam ak çol zevkli oluyor. F aka t so ­yunm a odalarım ız sahne nin a ltındaki m ahzendey ­di. O ynarken üşüm em i/, b ir yana, b ir gün elbisesi-

. ni giyen b ir kadın “Ay!., d iye çığlık a tm az mı? Me ğ er akrep varm ış. O ndan sonra h er gece kostüm , pabuç değ iştirirken d'aki ka la rca ak rep m uayenesi yapard ık . Bazan, böyle, k ıralların , kıraliçelerin sa ray larında bile akrep o lu­y o r.”

G ülistan G üzey, İranlı Şeyh Sadi’nin “G ü lis tan ” adlı k itabını okum uş. Kii tiiphanesinde rom anlar büyük yer tu tu y o r. Yaban cılardan John S teinbeck Heming%vay gibi yazarla rın, bizden de Sait Faikiıı eserlerin i seviyor. Şairler den de O rhan Veli’yi. İde ali, bahçeli b ir eve sahib olm ak. B ahçesinde çeşiı çeşit gü ller ye tişen b ir ev

•■'■iiıııım ııınıı,ııfTTiııınn..f.!iınıııiM.ı,.,II,mim ı ı.ı ı ı ı liiraıııııınajamı.ıun.amııaınıııııaınııaınııaııaınıııınıııınııaıifiKiıandiaıııııaiKiıaııaınııaınınınınınınıııınınııaıııııaııauaııaınıtaın'.tHrur

M i M apolar

TEFRtKA N o : 81

irenin bütün kötülüğü gene üzerin-

" Olmaz, dedi.fakat ablam gönderiyor.'m gönderirse, göndersin, olm az de -

^ Bukadar fena olma Hemşire Abla, p ? 3Z (*’y°rum> ısrar etm eyiniz. **at niçin olmasın? Hadi ben küçü. ‘- ablam büyük, büyük bir hanım .ÎIre merakla sordu:

■ *b,an kim senin?

'-SeCer' BÜyUk bir hanlm -i Var beyle yakınlığınız var mı?

^J%iniz oluyor? tni$tem.

* merakla, daha fazla bir hayran­

lık içinde Küçük Ali’yi baştan tırnağa kadar süzdü.

— Yalan söylüyorsun, dedi.— Vallahi yalan söylem iyorum , ablamın

nişanlısıdır Sevgen Abi.— Sevgen beyin nişanlı olduğunu bilmi­

yorduk.— Belki sizden gizlem iş olacak.— Olabilir. F a k a t sorm am ız lâzım.— Sorabilirsiniz*— Çiçekleri bana veriniz,— Hayır olmaz. Burada bekliyeceğim . Ab

lam öyle söyledi, elim le vereceğim onlan S ev ­gen beye. <

— Sizin için kim diyeyim?— Ali dersiniz, küçük Ali.

Hemşire Hanım uzaklaşırken, Ali daha fazla titrediğini, daha fazla heyecanlandığını duyuyordu. Şimdi yalanı ortaya çıkacak, mah­volacaktı. Bir kere daha 'hastahanenin kapı­sına bile bırakmıyacaklardı onu. Fakat Sev­gen Abi de herhalde Küçük A li’sini görmek is­tiyordu. Biraz olsun iyileşm işse, onu merak et tiği muhakkaktı.

Hemşire bir türlü geri dönmüyordu. D ö­neceğe de benzem iyordu galiba. Ali bir araba­

da geçirilen bir hastayı tecessüsle seyretti. Bir başka hasta koltuk değneklerine dayana­rak önünden geçip gitti. Bir başka hastanın çığlıkları yüreğinde ürpertiler yaratmağa ye­terli geldi. Bir çocuk sesi heyecanlarını bir o kadar daha artırdı. Ameliyat odasına sürükle­dikleri hastanın, sağ salim çıkıp çıkmıyacağı- nı acaba merak edenler yok muydu? Yoksa kim sesiz bir zavallı mıydı bu hasta? Dünyada yalnız olmanın verdiği üzüntü içinde, gene Sev gen Abi’yi hatırladı Ali. O da yalnızdı, onun da kimsesi yoktu. Yalnızlık bir cehennem gi­biydi. İnsanı yakıyor, mahvediyordu.

— Hemşire Hanim da nerede kaldı? Diye söylendi.

Yalan söylem em eliydi ona. Fakat yalan da sayılmazdı. Çiçekleri Ablası göndermemiş miydi? Birgün nişanlanmıyacaklar mıydı? Ha- cer’in güzelliği karşısında Sevgen Abi kendin­den geçm em iş miydi? Küçük Ali düşüncelerin­de yanılmıyordu. Hacer’in güzelliği karşısın, da, dize geîm iyecek erkek yoktu.

Sarı saçlı Hemşirenin öfkeyle, telâşla ü- zerine doğru gelm ekte olduğunu görünce, g iz ­lenmek istedi. Fakat nereye gizlenebilirdi? Dört yol ortasında kalmış bir hali, bir acem ili­ği vardı.

Güneş Sigorta Ltd . Ş ti.MAL VE CANINIZIN KORUYUCUSUDUR

G Ü NEŞ SigortaEMNİYETTİR. GARANTİDİR SÜRATTİR

l i-L ; 8351

■ """inimi,mttnımnıumıiünıiiın,,

fcıbrıs JM titaessflj:CAM KARDEŞLER LTD. ŞTİ.

50. A ta tü rk Meydanı, Lefkoşa 5668 P. K. 835

/Jbeler :MAGUüA 4481.

LARNAKA CET SEYAHAT BÜROSU T E L : 2937'

Lim asol A nkara Sokak TEL: 3101 — 3170

BAF

O ıello S eyahat Bürosu. TEL

İ l î

■ II Ilı'III |ll a || IIIIII İlilin tlllll!2310

..... ...................................................................... .... TARAFI ND AN Â¥J£ALdQRTAjyiA_AKTAgMLM IŞTIR

Page 6: Ekimi Gurur ve Heyecanla Unı. bjr ^ KUTLADIKevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/... · Baflı kız öğrenciler, heyecanlı bir halk oyununda görülüyor. MAAD TARAFINDAN

d e v r im

Türkiyede Törenler

Gündüz Kılıç'm lur için düşüncesi

A vrupa Şam piyon K u­lüp ler T urnuvasın ın ik in­ci tu r m açların ı Z ü rich ’le o ynayacak o lan G a la ta sa ­ray lIlar b ir ta ra f ta n ta r ih ­lerde an laşm aya çalışır la rken d iğer ta ra fta n Z ü­ric h ’i daha yak ından ta ­n ım aya ona göre hazırlık yapm ıya u ğ ra şm ak tad ır­lar.

G a la tasa ray m bu önem i m aç için hazırlık ları de­

vam ederken takım ın tek n ik d irek tö rü ve m enece- rı G ündüz Kılıç bu k o n u ­daki su a lle re en te resan ce çap la r verdi.G. SARAY NE YAPACAK Soru — F. C. Zürich’in düşm esine memnun oldu­nuz mu?C evap — Bizim, için aşırı m em nuniyet u y an d ırm a­dı bu. Ç ünkü tu rn u v ad a adını az duyduğum uz ta ­k ım dır. M eçhul b ir rak ibe k a rş ı oynam ak ta ne de o lsa insana s ık ın tı veri yor.

Y ılm az tak ım a renk v e re ­bilecek oyuncular. O ysa o n la r ancak kam p sü re ­since tak ım la b e rab e r o- labilecekler.Soru — İstanbul ve Zü- rich’deki maçlar için tah-

G. Saray M eneceri Gündüz Kılıç

bulunabilir misi-

Soru — İsviçre futbolunu dolayısiyle F.C. Zürich ta kimim tanıyor Omusunuz?C evap — Y aptığım ız m il­lî m aç la rdan ve g aze te le r de okuduğum kadarıy la tan ıyorum . Bizi kendi m em leketim izde yenen buna karşılık kendi mem leketlerinde 2 - 1 yenilen İsv içrelilerin fu tbo lu is­tik ra rs ız gibi gö rü n ü y o r bana . Hiç um ulm ayan an ­da du rum u leh lerine çe ­v ireb iliyorlar. İyi g ıda al-

.m inde niz?C evap — O tuz sened ir fu tbo lle h aşir neşirim . Fa k a t sam im î o la rak söy lü ­yorum bu sü re içinde b ir kere bile evvelden tahm in de bulunm adım . G alibiyet h er zam an iyi oynıyan ta kim in o lm uyor. E ğer b ir tahm in yürü teb ilecek d u ­rum da olsam ra h a t o lu r­dum . F ak a t şu an rah a t değilim .Soru — İsviçreli futbol o- toritesi Raymond Pittet Zürich’e hiçbir şans tanı­mıyor. Bu hususta sizin fikriniz ne?C evap — Ben fu tboldeböyle b irşey kabu l ed em i~ rinci devrede olduğu gibiyorum . En zayıf takım , en kuvvetliye k a rş ı şans-

m a lan ve hepsin in k ü ltü re li olabiliyor. M isal o larak lü o lm aları kondüsyonla-1 da fu tbo lü h iç b ilm eyenrın ın kuvvetli o lm asını sağlıyor.Soru — Asker oyuncula­rın duruhıu ve Tanğın sa katlığı s izce önemli bir dezavantaj mıdır?C evap — M uhakkak. G a­la ta sa ra y elindeki oyun­cu ları tam o la rak ku llana bilse bugünkü durum dan b ir m isli d ah a kuvvetli b ir durum kazanab ilir. A sker ilk lerin i yapan A yhan ve

A m erikanın fu tbo l üstad ı İngilizleri yenişini g ö ste ­rebilirim .Soru — Gene Raymond Pittet Galatasaray’ın Zü- rlch’de müdafaa yapm a­masını temenni ederim di yor. Siz müdafaaya önem verm eyi düşünüyor musu nuz?C evap — G a la tasa ray za . ten fan a tik b ir m üdafaayap an tak ım değildir. Ge- ^zzı T ürkel - V edat Gazi.

rektiğ i k a d a r m üdafaa ya p a rak hücum ların ı te r tip ­ler. F aka t bü tü n fu tbol a- dam ları b ilirlerk i bazen m üdafaa yapm am ak bir tak ım ın elinde değildir. Takım sah ay a m üdafaada in a t e tm eyeceğim diye çıksa da, karşı tak ım ın o- yunu onu sadece m üdafaa yapm aya m ecbur edebi­lir.

Diin Majjusa’ da Oynanan maçta Doğan T. D . Majjnsa T . G ,

KTFF y a ra rın a M ağu- sada yapılan DTB - MTG m açı sa a t 3.15 te DTB’nin vu ruşu ile başladı.

D enk kuvvetlerin m üca delesi ile yap ılan karşılık , lı ak ın la r ne ticesinde D. T.B. ağ ır bastı ve ilk dev­re gelişen D.T.B. akınları- nın b irinde H üseyin g ü ­zel b ir v u ruşla takım ını 1 - 0 galip du rum a y ü k ­se lten golü attı. Çok geç­m eden yine b ir D.T.B. a- k ın ında Bilâl ikinci golü a ttı.

İkinci devrede M.T.G., kaleci Beyaz, N ecat, Te- cel, ve R am adan’ı tak ım a a la rak başladı. A ynen bi-

(Sayfa 1 dan kalan) tiğln tebriklerini kabul etmiştir.

KENNEDY’NİN MESAJI Türkiye Cumhuriyetinin kuru­

luşunun 40’ıncı yıldönümü mü­nasebetiyle Amerika Birleşik Devletleri Başkanı John Kcn- nedy, Cumhurbaşkanı Cemal Gür se l’e gönderdiği bir mesajda, kendisine ve Türk m illetine ha­raretli tebriklerini sunmuştur. Amerika Birleşik Devletlerinin müşterek menfaat ve gayelere dayanan bir ittifak İçinde Tür­kiye ile işbirliği yapmaktan ifti­har duyduğunu belirten Başkan Kennedy mesajına şunları ekle­miştir:

“Amerikan milleti Türk m ille­tinin harp sonrası yıllarındaki fevkalâde zorlukları karşılamak­ta ve Türkiyenln geleceğini ta­yin edecek sosyal ve iktisadi ge üşm e meselelerini doğrudan doğ rüya ele alışta gösterdiği gayret ve kararlı tutuma hayranlık duy maktadır. Bu bakımdan Türkiye- nin yeni beş yıllık kalkınma plâ nını memnunlukla karşılamakta ve bu plâna tam bir başarı dile­m ekteyiz. Truman doktrininin i- lânından bu yana geçen 16 yıl­dan beri Türkiyenln kendi ikti­sadi ve askeri gücünü artırmak

için gösterdiği devamlı gayret­leri faal bir şekilde desteklem iş bulunuyoruz. Müşterek m enfaat­lerimize büyük ölçüde hizm et et nıiş ve hür dünyanın savunma gücünü artırmış olan bu işbirliği siyasetim ize kuvvetle bağlı kal­maya devam edeceğiz.”

GÜRSEL’İN CEVABI Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel,

John Kennedy’nin tebrik m esa­jına verdiği karşılıkta, teşekkür lerini sunmuş ve şunları İlâve etmiştir:

‘‘Hür dünyanın müşterek m e­deniyetini ve manevi değerlerini korumak yolunda Amerikan mil leti tarafından dünya ölçüsünde sarf edilmekte olan muazzam gay retler ve katlanılan büyük feda­karlıkları Türk milleti hayranlık lü takip etmektedir. Türkiyenln demokratik nizam içerisinde plân Iı kalkınma hamlelerine karşı dost ve müttefik Birleşik Am eri­ka Devletlerinin gösterm ekte ol duğu yakın alâka ve yapmak'a olduğu önemli yardımların k ıy­metini hakkıyle takdir etm ekte­dir.

Güvenilir, âdil ve devamlı bir barış nizamının kurulması yoluıı da Amerika Birleşik Devletleri milleU İle yakın işbirliği yapmak

■ i

m illetlerim izin ve insanlığın men faatine daimi gelişm eler kayde­deceğine olan tam inancımı ifa ­de eder ve bu vesile İle barışse­ver Amerikan m illetine şahsım ve Türk Milleti adına en İyi d i­leklerimi sunarım.”

HİPODROMDAKİ TÖREN Dün Ankarada parlak bir g e ­

ç it töreni yapılmıştır. Erken sa­atlerden itibaren geçit töreninin yapılacağı Hipodrom ve civar jollar, binlerce AnkaralI tarafın­dan doldurulmuştu. Geçit töre­

ninin başlamasından önce Cum­huriyet Senatosu Başkanı Suat Hayri Ürgüplü, Millet Mecllal Başkanı Fuat Sirmen, Başbakan ism et İnönü, Bakanlar Kurulu üyeleri, Senatör ve Mllletvekil. leri ve askeri erkân, siyasi par­tiler genel başkanlart, memleke­tim izde misafir bulunan Güney Avrupa M üttefik Kuvvetleri Baş komutanı Koramiral Russ ile Al menyanın eski Büyükelçisi Von l'npen, Kordiplomatik, Ankarada

Genti ı

Orhanbiı 1"aha||e *»«*t İ4.3fl lurında şeref tu. G1 bryı

«Ununa,Solun!"

bulunan yabancı m isyon şefleri, l.ulunulrTU, yabancı yardım heyetleri baş- finden

M* 1 l İle tdere çckiln, _ ,

If mıştır, Tören i ran binlerce they

kanları, Ankara Vali ve Beledi* y i Başkanı, Generaller, Amiral­ler ve diğer, askeri erkân tribün lordeki yerlerini almışlardı. Cum hurbaşkanı Cemal Gürsel, sağın- evecanla |

■ •** ...m"»

“A ta tü rk ’ün iz inde’ s ında

oldu klannı bildiren Mağusaiı gençler bir Foto : Dev

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Tört

Türk Silâhlı Kuvvetleri Kıbrıs Alayı Bandosu Tak sim Alanında geçit resminde

--------------------------------------------- tan, Türk milleti gurur duymak­la d ır . Türk ve Amerikan m illet­leri arasındaki bu yakın dostluk ve işbirliğinin, bundan böyle de,

ak ın la r karşılık lı geçti. Fa k a t h e r iki tak ım forları- nın beceriksizliğ i y ü zü n ­den gol atılam adı. Bu su ­re tle netice değişm edi. T a k ım la r :DTB : O sm an - A lpay - A yhan - A kk an a t - H üse­yin - M ustafa - H aşan - Bi lâl - İbrahim - E rdoğan - H aşan.M.T.G. : Y ıldıray - C afer- Ferahzat - Erol - Mistik- G alliga - Salih - R aif - B. Halil.H akem ler : M ünür Tevfik

DörtliiTurnuvanın Sun Maçları

BugiinFutbol Federasyonunun

te rtip lem iş olduğu D ö rt­lü T urnuvan ın son jk i ma çı bugün Taksim Sahasın , da oynanacak tır.

K aym aklı ile Jan d arm a G ücü’nün üçer puana sa ­hip o lm aları ve gol ave­ra jların ın da tam am iyle denk olm ası şam piyonluk m açını idd ialandırm akta- dır.

S aa t 1.30 da başlıyacak olan ilk m açta Ç etinkaya İngiliz O rdu K arm ası k ar şılaşacak tır.

H er iki tak ım da b irer puana sah ip olup üçüncü lük için oynıyacaklard ır.

(Sayfa 1 dan kalan) lı kardeşleri İle birlikte kutla­maktan gurur duyduğunu söyli- yerek başlıyan Büyükelçi, ta es kı çağlardan beri, tarihin çeşitli m et ve cezirlerine rağmen Türk M illetinin milli benliğini muha­faza ettiğini belirtmiş ve A ta­türk’ün kurduğu Cumhuriyet ve rciimin sönm iyen birer m eşale olduklarını ifade etmiştir.

Atatürkün kurduğu devlet ve yetiştirdiği neslin en başta ge­len vasıflarından birinin, hakla­rından hiçbir şey bağışlamamak.

fakat başkalarının haklarına da hürmet ederek, barış içinde bir­likte yaşam ak olduğunu söyli- yen Büyükelçi, Türk’ün hakla­rına uzanan ellerin, nerede ve ne zaman olursa olsun kırılaca­ğın. belirtmiştir.

PROGRAMIN DİĞER KISIMLARI

Daha sonra şiirler okunmuş­tur. Ata’nın Gençliğe Hitabe’si- nin, geçenlerde Mustafa Kemal Dcrneği’nin bütün ada çapında tertiplediği yarışmayı kazanan Kemal Tunç tarafından okunma-

Heykelin Açılması* . . . . . . . . TIUI, Tnlnkn

(Sayfa 1 dan kalan) rina daha emin bakmanın ve da ha imanlı olmanın kaynağını ve sırrım bulacağını söylemiştir. Dr. KÜÇÜK’ÜN KONUŞMASI

Daha sonra söz alan Cumhur- başkan Muavini Doktor Küçük,

jölmez ATA’nın heykelini Kıbrıs Türk Gençliğine emanet etmiş ve bugünden itibaren Heykelin bulunduğu yerin, Kıbrıs Türkü­nün bir tavaf yeri olacağını, Türk Cemaatının imanını o m ey­danda tazeleyeceğini söylem iş ve ATA’nın faziletlerini saym ış­tır.

“KIBRIS YUNAN OLAMAZ” — HAÇCAOĞLU

Müteakiben Türkiye Milli Genç lik Teşkilâtı Başkanı Cevdet Haç caoğlu konuşmuştur. Bugün, Kın rıs Türküne lâyık bir Atatürk

■ ı ı ı ı ı ı ı ı ı n ı ^ ı n ııı ı ı ı ı ı ı.'■ııeıııııınıııııııııııııııııııııııııuıııırmıırııııııııııııııııııııııııııııııııııııı*ııııı*»i"*1,l|iıı|*lıa'ıa"BI,lllll>*",n

Zafer Sinemasında!Tel :2378

it

Bu Akşamdan Pazara Kadar Her Akşam Saat 8 de Cumartesi ve Pazar 2.30 da matine.

Yeni Türk Filmi

Külhan AşkıBaşrollerde : Orhan Günşiray — Evrim Fer.

İlâveten : Yeni Sinem askop İngilizce:“NORTH TO ALASKA”

Başrollerde : John IVayne — Steward Granger — Ernie Covacs ve Fabian.

„I I 'İİİİUHIİMI ı«ı l ı ı ı ı l i> i'Hiıiııaıılııinaııiııiıılıılıılıılııı

ı ı „ l l l r i ı ı l ı i B i ı i ı ı a ı : ı ı i B i ı i M a ı ı i H i ı ı a ı A ı » n n ı ı i " » " i ı ı ı » ı » i ‘ i ı ^ ı ı « w * 1, ı ı , , " i » a ı ı i |i, ıı| i '« ı , ı i ' i » , i ' , | i'

KIBRIS TÜRK FUTBOL FEDERASYONU DÖRTLÜ FUTBOL TURNUVASI

30 Ekim, 1963, Çarşamba günü programı:1. ö.s. 1.30 İngiliz O rdu K arm ası — Ç etinkaya2. ö.s. 3.15 Jan d arm a Gücü — K aym aklı3. Maçın H akem leri: —

Birinci M aç H üsrev Süleym an Ali Kâni Halid Hıfsı

İkinci M aç İzzi TürkelVedad Z. Gazi M ünir Tevfik

4. M açların sonunda birinci m açın galib ine Lefkoşa T ürk B ankası K upası ve ikinci m a^ın galib ine de R auf Raif D enk taş K upası verilecek tir.5. G ünün H akem lerine h a tıra m adalyalar v erilecek ­tir.6. A yrıca T urnuvan ın Şam piyon Takım ına Kıbrıs T ürk Futbol Federasyonu K upası verilecek tir.7. K upa ve M adalyaların tevziin i pek say ın T ürk iye Büyükelçisi Dr. M azhar ö z k o l yapacak lard ır.8. M açlardan evvel m utad m erasim yapılacak ve ta ­k ım lar flâm a tea tisinde bu lunacak lard ır.9. Takım ların renkleri şöyle o lacaktır:

Jandarma Gücü : Kırmızı - MaviÇetinkaya : Sarı - Kırmızıİngiliz Ordu K arm ası: BeyazKaym aklı: Y eş il-S iy a h

NOT : Maçlar arasında Türk Alayı Bandosu marş.; lar çalacaktır.

heykelini adaya getirmenin se vinç ve heyecanı içinde bulundu ğunu ifade eden Haçcaoğlu, Ana vatan’ın kadın ve erkeğinden Kıbrıs Türküne sevgi ve selâm getirdiğini söylem iş ve 30 m il­yon Türkün kalbinin o anda, Kıb rıs Türkünün kalbindeki ayni hislerle çarpmakta bulunduğumu söylem iştir. Konuşmasına de­vam eden Milli Gençlik Teşkilâ­tı Başkanı, gezileri sırasında, eıı mütena yerlerinde ATATÜRK’ün fotoğraflarının asılı bulunduğu köy evlerini gözleri yaşararak gördüğünü söylem iş, nasıl ki, An kara, İstanbul, İzmir Yunan ol­m ayacaksa, Kibrisin da Yunan olm ayacağını belirterek, cemaatı mızm huzur içerisinde işlerine devamını temenni etmiştir.

“TÜRK GENÇLİĞİNİN MİLLİ DAVASI” — N. DURU

ö te yandan, Türkiye Milli Ta­lebe Federasyonu Başkanı Nafiz Duru yaptığı konuşmada, Türk Yüksek Tahsil Gençliğinin Kıb­rıs davasını bir milli dava ola­rak kabul ettiğini söylem iş ve Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihan­da sulh” vecibesine sadık kaldık larını, son yılların olayları kar­şısında Kıbrıs Türkünün, göster-

söyliyen Türk Talebe Fede­rasyonu Başkanı, Rum Cemaatı­nın, böyle bir havanın yaratılma s ' , yönünde gayretler sarfedecegı ümidini izhar etmiştir.

ALASYA’NIN KONUŞMASI Halen adamızda bulunan An-

karadaki Kıbrıs Türk Kültür Der neği Başkanı Halil Fikret Alas- ya da, yaptığı konuşmada, Kıb­rıs Türkünün eskiden içinde bu­lunduğu acıklı durumun bir ta­rihçesini yapmış ve ileride, geç­mişten ders alınarak çalışılmas.'- nı tavsiye etmiştir.

ŞİİRLER Törende okunan milli şiirler,

özellik le şair Özker Yaşın'ın o- kuduğu şiir halkı heyecanlandır- m ış ve birçoklarının heyecandan gözyaşı dökmesine vesile olmuş­tur.

HAZIR BULUNAN ZEVAT Törende, Ata'nın heykelini a-

damıza getiren heyet İle Kıbrıs hüküm etiyle ticari müzakereler yapmakta olan Türk heyeti üye­leri, Türkiye Büyükelçiliği erka­nı, Türk Bakanlar, Temsilciler M eclisi Başkan Vekili Doktor Müderrisoğlu ile Türk Meb’us- lar, Türk Cemaat M eclisi Başka­nı Rauf Denktaş ile Meclis üye­

si* ve bütiin ( ağırdan Atı öğleden sonrık! t heyecana muştur. Tül r< ncllerin oyı larla son 1 kib eden ı bancı lan da I

Cumhur! dönümllşam Türkiye | Mazhar tir. Partiye ( piskopos 11 ır.et erkânı ile n ensupiarı ve ( tenler! katı

Bu arada I kay Gazinosı cı Teşkilâtı Büyükelçisinin balo verilmiştir.

diği tahammül ile, bu vecibeye ’ leri, askeri ve mülki erkân dane kadar sadık kaldığını isbatla- dığını belirtmiştir.

Türk Yüksek Tahsil Gençliği­nin, Kıbrıs’ta Türklerle Rumla­rın, anayasa çerçevesi dahilinde kardeşçe yaşam asını arzuladığı-

hazır bulunmuştur. Bu arada, a- danın her tarafındaki Türk okul, kurum ve kulüpleri temsilciler ve çelenk göndererek törene >ş- tirak etmişlerdir.

EVKAF BAHÇESİNDEKİ

\

Heykelin ıce,Fazıl çisi Dr.İlkBaşkanı I kanı Dr. vetleri Albay P Kıbrıs ' supları, 1 türk Büstüne ı saygı duruşunda I

TEBRİK I Töreni müteakip, (

kan Muavini 1 resmi Ikanıetgâl Büyükelçisi kol da Elçilik I bul resmi tertip 1 etmişlerdir, resimlerine ijl lomatlk men; ileri gelenleri, dönümü mü rini sunmu

Bu arada, I kanı Splros 1 kol müdürü Türkiye Büyü! derek, hükümet ı

sunmuştur.

*38

İ S l i «utma Bakanitc,

4 Vf y»v

'" N ıT u r io n v , j

-ı-afiıiBuana ı ı ı ı a ı i i ı ı i ı ı i ı ı ı ı i ı t n ı ı i ı ı i ı ı i ı ı a ı ı a n » ı ı i ! i ı ı ı i ı ı ı ı ı a ı t i M a « B i ı ı ı ı a ı i B i ı a ı » B i ı a ı » ı ı i B i » n ı i ı ı i ı i ı ı ı ı ı * Baftaki Cumhuriyet Bayramı törenlerinde yer alan izci ve

MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR