50
www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 122 16 Eylül 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv dahil) [email protected] www.yuruyus.com [email protected] Say›: 122 I IS SS SN N 1 13 30 00 05 5 - - 7 79 94 44 4 ADALET SÖMÜRÜCÜLERE VE ONLARIN ‹fiB‹RL‹KÇ‹LER‹NE BIRAKILAMAZ! ADALET ‹Ç‹N ÖRGÜTLENEL‹M, MÜCADELE EDEL‹M! A AK KP Pn ni i n n G Gü ün ne ey y- - d do o¤ ¤u uy yu u F Fe et t h he et t m me e S Se ef fe er ri i T Tu uz zl l a ad da a Y Yk km ma a K Ka a r r D Di i r re en ni iA Ad da al le et ts si iz zl li ik k O Or r t t a a s s n n d d a a Y Y e en ni i A Ad dl li i Y Yl l A A A D D D L L L Y Y Y I I I L L L B B B A A A L L L A A A D D D I I I ; ; ; YARGITAY BAfiKANI’NA GÖRE YARGITAY BAfiKANI’NA GÖRE B B B U U U Ü Ü Ü L L L K K K E E E N N N N N N H H H U U U K K K U U U K K K V V V E E E A A A D D D A A A L L L E E E T T T S S S O O O R R R U U U N N N U U U Y Y Y O O O K K K , , , T T T E E E R R R Ö Ö Ö R R R S S S O O O R R R U U U N N N U U U V V V A A A R R R ! ! ! Okullar Aç›l›yor; Halk›n E¤itim Hakk› Gasbediliyor! ‹flte oligarflinin e¤itim tablosu: 150 bin ö¤retmen a盤›! Ö¤retmen bafl›na 57 ö¤renci! 1 milyon çocu¤umuz okulsuz! Engellilerin yüzde 36’s› okur-yazar de¤il! Bütçede e¤itim pay› sadece yüzde 2.8! E¤itim paral› ve pahal› hale getiriliyor! “E¤itim tüketilebilir özel bir mald›r!” diyen zihniyetten baflka ne beklenir! EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN E⁄‹T‹ME SON! ÜLKE VE HALK ‹Ç‹N E⁄‹T‹M!

EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 122

16 Eylül 2007

Fiyat›: 1 YTL

(kdv dahil)

[email protected]

www.yuruyus.com [email protected]›: 122IISSSSNN 1133000055 -- 77994444

ADALET SÖMÜRÜCÜLEREVE ONLARIN ‹fiB‹RL‹KÇ‹LER‹NEBIRAKILAMAZ!

ADALET ‹Ç‹N ÖRGÜTLENEL‹M, MÜCADELE EDEL‹M!

�AAKKPP’’nniinnGGüünneeyy--ddoo¤¤uu’’yyuu FFeetthheettmmee

SSeeffeerrii

�TTuuzzllaa’’ddaaYY››kk››mmaaKKaarrflfl››

DDiirreenniiflfl

�AAddaalleettssiizzlliikkOOrrttaass››nnddaaYYeennii AAddllii

YY››ll

AAADDDLLL ‹‹‹ YYY III LLL BBBAAAfififiLLLAAADDDIII ;;;

YARGITAY BAfiKANI’NA GÖREYARGITAY BAfiKANI’NA GÖRE

BBBUUU ÜÜÜLLLKKKEEENNN‹‹‹NNN HHHUUUKKKUUUKKK VVVEEE

AAADDDAAALLLEEETTT SSSOOORRRUUUNNNUUU YYYOOOKKK ,,, ‘‘‘ TTTEEERRRÖÖÖRRR ’’’ SSSOOORRRUUUNNNUUU VVVAAARRR!!!

Okullar Aç›l›yor; Halk›n E¤itim Hakk› Gasbediliyor!

‹flte oligarflinin e¤itim tablosu:‰150 bin ö¤retmen a盤›!‰Ö¤retmen bafl›na 57 ö¤renci!‰1 milyon çocu¤umuz okulsuz!‰Engellilerin yüzde 36’s› okur-yazar de¤il!‰Bütçede e¤itim pay› sadece yüzde 2.8!‰E¤itim paral› ve pahal› hale getiriliyor!‰“E¤itim tüketilebilir özel bir mald›r!” diyenzihniyetten baflka ne beklenir!

EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN

E⁄‹T‹ME SON!

ÜLKE VE HALK ‹Ç‹N E⁄‹T‹M!

Page 2: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm Mücadelesinde

Yitirdiklerimiz21 EEylül -- 227 EEylül

Ordu'nun Aybast› ‹lçesi’nde faflistcuntaya karfl› direnifli örgütlemekiçin da¤lardayd›lar. Baflka bir ör-gütlenmenin militanlar›ndan Feri-dun Ayd›nl› ve Mehmet Kuru ilebirlikte 25 Eylül 1980'de jan-darma pususunda flehit düfltüler.

VVeeddaatt ÖÖZZDDEEMM‹‹RRAAyydd››nn YYAALLÇÇIINNKKAAYYAA

27 Eylül 1992’de Sivas’›n Za-ra/Büyükgüney Köyü’nde oligarfli-nin askeri güçleriyle girdikleri ça-t›flmada flehit düfltüler. Nurettin, 1972 Sivas Hafik do-¤umluydu. ‘89’da ‹stanbul’da mü-cadeleye kat›ld›. Çiftlik Halk KültürDayan›flma Derne¤i’nde çal›flt›.

Ahmet, Denizli Tavas do¤umluydu, 10 yafl›ndayken Belçika’ya gitmifl, 14-15yafllar›nda yurtd›fl›nda mücadeleye kat›lm›flt›. Kavgas›n› ülkesinin da¤lar›ndasürdürürken ölümsüzleflti.

AAhhmmeett BBAAYYÇÇAAVVUUfifiNNuurreettttiinn TTOOPPAALL

1960 Mersin Kazanl› do¤umluydu. 1975’lerde mücade-leye kat›ld›. Cunta döneminde 11 y›l tutsak kald›. Tahli-ye edildi¤inde yeri yine belliydi. Parti Kurulufl Kongresi-ne kat›ld›. fiehit düfltü¤ünde Genel Komite üyesi, Dev-rimci ‹flçi Hareketi sorumlulu¤u ve bir SPB’nin komutan-l›¤› görevlerini üstlenmiflti. 25 Eylül 1994’te kazayla yaraland›, illegalite koflulla-r›nda hareketin güvenli¤ini düflünüp hastaneye kald›r›l-

mas›na izin vermeyerek flehit düfltü.

BBeeddiiii CCEENNGG‹‹ZZ

9 Kas›m 1973’te Ad›yaman’›n Merkez Gökçay (Karikan)Köyü’nde do¤du. 1991’de ‹TÜ ö¤rencisiyken mücadele-ye kat›ld›. 1994’te tutsak düfltü. F Tipi sald›r›s›na karfl›1. Ölüm Orucu Ekibi’nde yerald›. Sakat b›rak›l›p tahliye edildi. O ihanetin batakl›¤›n› de-¤il, direnmenin onurunu seçti. 343 gün boyunca direne-rek 27 Eylül 2001’de Küçükarmutlu’da ölümsüzleflti.AA.. RR››zzaa DDEEMM‹‹RR

Malatya Hekimhan, 1968 do¤umluydu. 1986’da ‹stan-bul Üniversitesi’nde ö¤renciyken kat›ld› mücadeleye.‘92’de, Büyük Direnifl’te ölümü birlikte kucaklayacaklar›Kaz›m Gülba¤ ile evlendi. ‹stanbul SPB komutan› olarakmücadelesini sürdürürken tutsak düfltü. F Tiplerine karfl› direniflin ön saflar›nda ölüm orucunabafllad›. Tahliye edildi¤inde Armutlu direnifl mahallesindedireniflini sürdürerek 27 Eylül 2001’de ölümsüzleflti.

ZZeeyynneepp AArr››kkaannGGÜÜLLBBAA⁄⁄

26 Eylül1999’da Ulu-canlar Hapishanesi’nde gerçeklefltirilensald›r›da, bombalara, kurflunlara karfl›, ifl-kencelere karfl› direnerek flehit düfltüler. ‹smet KAVAKLIO⁄LU, 1963 Bal›kesirGönen do¤umluydu. 1979’da mücadeleyekat›ld›. 12 Eylül sonras› Marmara ve Kara-deniz’de çeflitli görevler ald›. Tutsakl›k yafla-m›nda birçok direnifl örgütledi. Ulucanlartutsak örgütlenmesinin sorumlusuydu. Ahmet SAVRAN, 1967 Ayd›n do¤um-luydu. Manisa Spor Akademisi’nde DEV-GENÇ’li oldu. 1994’te ö¤retmen olarakDevrimci Memur Hareketi içinde mücade-lesini sürdürdü. Aziz DÖNMEZ, 1981 Tokat Almus do-¤umlu. ‹flçiydi. 1996’da mücadeleye kat›l-d›. Demokratik mücadele içinde yerald›. Halil TÜRKER, 1973, Tokat Aktepe do-¤umlu. ‘93’te örgütlü mücadeleye kat›ld›. Nevzat Ç‹FTÇ‹, 1967, Elaz›¤ Karakoçando¤umlu. 1987’de hareketinin saflar›ndayerald›. Merkez Komite üyesiydi.Ümit ALTINTAfi, 1972, Mu¤la Çaybüküdo¤umludur. ‘91 sonunda hareketinin saf-lar›nda yerald›. Merkez Komite üyesiydi. Abuzer ÇAT, 1968, Malatya Haçova Kö-yü do¤umludur. 1996 Ölüm Orucu gönül-lüsüydü. Zafer KIRBIYIK, 1971 do¤umludur. Ga-zi Üniversitesi'ndeyken mücadelede yeriniald›. Mahir EMSALS‹Z, 1974 Samsun do-¤umludur. Üniversitede mücadeleye kat›l-m›flt›r. Önder GENÇASLAN, 1973 Çank›r› do-¤umludur. Üniversite sürecinde mücadele-ye kat›ld›.

‹‹ssmmeett KKAAVVAAKKLLIIOO⁄⁄LLUU AAhhmmeett SSAAVVRRAANN

AAzziizz DDÖÖNNMMEEZZ HHaalliill TTÜÜRRKKEERR

NNeevvzzaatt ÇÇ‹‹FFTTÇÇ‹‹ ÜÜmmiitt AALLTTIINNTTAAfifi

AAbbuuzzeerr ÇÇAATT ZZaaffeerr KKIIRRBBIIYYIIKK

MMaahhiirr EEMMSSAALLSS‹‹ZZ ÖÖnnddeerr GGEENNÇÇAASSLLAANN

21 Eylül 1995’te BucaHapishanesi’nde özgürtutsaklara karfl› gerçeklefl-tirilen vahfli sald›r›da flehitdüfltüler..Yusuf BA⁄, Kayseri P›-narbafl› 1970 do¤umluy-

du. Çerkez milliyetindendi. ‹zmir’in ilk DEV-GENÇ’lilerindendi. Eylül 1993’te tutsak düfltü.Turan KILIÇ, 1958 do¤umlu, iki çocuk babas› bir emekçiydi. ‹zmir K›n›k ‹lçesi Tafltepe köylüle-rinin önderiydi. Hareketin bölgede verdi¤i bütün görevlere koflturdu. U¤ur SARIASLAN, 1971 Kayseri do¤umluydu. ‹zmir’de Liseli DEV-GENÇ saflar›nda görev ald›.

TTuurraann KKIILLIIÇÇ UU¤¤uurr SSAARRIIAASSLLAANNYYuussuuff BBAA⁄⁄Diyarbak›r Hapishanesi’nde 24 Eylül 1996’da oligarflinin planl› bir fle-kilde gerçeklefltirdi¤i sald›r›da, 10 tutsak, özel timler taraf›ndan demir çu-buk, cop ve kalaslarla dövülerek katledildi. Katledilen tutsaklar flunlard›:Mehmet ASLAN, Kadri DEM‹R, Edip DÖNEKÇ‹, M.Nimet ÇAKMAK, ErkanHakan PER‹fiAN, R›dvan BULUT, Hakk› TEK‹N, Mehmet Kadri GÜMÜfi, Ce-mal ÇAM, Ahmet ÇEL‹K

Diyarbak›r fiehitleri

Ulucanlar fiehitleri

Buca fiehitleri

Page 3: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

E¤itim sistemi ve sistemin karekteri 44

Okullar çökmüfl ve çürümüfl bir e¤itimsistemiyle aç›l›yor 66

Düzen nas›l e¤itiyor? 1100

Kâra endeksli demokrasi 1122

AKP’nin polisi çal›fl›yor! 1144

‹stanbul Adliyesi’nde iflkence! 1166

Hücrelerde 7 Y›l... 1177

Tekirda¤ F Tipi’nde iflkence sürüyor... 1188

Adaletsizlik ortas›nda yeni adli y›l 1199

Yozlaflma varsa ona karfl› mücadele de var 2222

AKP’nin Güneydo¤u’yu fethetme seferi 2244

Tanr› bizi Uraslar’›n iktidar›ndan korusun! 3333

Duvarlar örülüyor halklar›n etraf›na 3355

Hamas Gazze’de yine sald›rd› 3377

YYuurrttdd››flfl››:: Yeni Göç Yasas›na Hay›rKampanyas› sürüyor 3388

Armutlu’da, Gazi’de flenlik... Gülsuyu’ndafestival... 3399

Gecekondu halk› y›k›m sald›r›s›n›direnifliyle... 4411

EEmmeekk:: Üç iflçi daha tedbirsizlikten öldü 4422

GGeennççlliikk:: “‹nsanlar güzel fleylere lay›kt›r” 4433

Her fleyi bilen, ö¤renemez, ö¤retemez! 4444

Güzel fleyler istiyorduk... 5500

‹Ç‹NDEK‹LER Ça¤r› / ‹lan

HHaayyaatt››nn ‹‹ççiinnddeekkii TTeeoorrii 2288Savafl ve Bar›fl-2

SSiiyyaasseettttee ‹‹LLKKEE 2277Yak›flt›r›lan s›fatlar ve gerçekler

HHaaff››zzaa 4466Hasan Tahsin An›t› önünde riya!

SSoorruunnllaarr // ÇÇöözzüümmlleerr 99E¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r!

DDee¤¤iinnmmeelleerr 4488Ne siyasi geçmifli varm›fl

YYiittiirrddiikklleerriimmiizz 5511

Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü:

Halit Güdeno¤lu

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20/ 2 Beyo¤lu/ ‹STANBUL

Telefon-Faks: 0212 251 94 35

Ofset Haz›rl›k: Ozan Yay›nc›l›k

Adres: Merkez Mah. Abidei HürriyetCad. Atlas Apt. No: 155-157 Kat: 5/14 fiiflli/ ‹STANBUL

Tel: 0212 241 26 41

Faks: 0212 241 11 16

Yurtd›fl› Büro: Vak›f EFSANEPieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/NEDERLAND

‹nternet Adresi: www.yuruyus.comMail Adresi: [email protected]

ISSN: 1305-7944

Hesap No: 1051 - 1637885 SevtapTürkmen / Türkiye ‹fl Bankas› fiiflli fib.

Bask›: ASPAfi Pazarlama-Evren Mah.Gülbahar Cad. No: 7 Ba¤c›lar/ ‹ST. Tel: 0 212 655 88 64

Da¤›t›m: Merkez Da¤›t›m PazarlamaSan. ve Tic. A.fi. Tel: 0 212 354 37 67

Haftalık Süreli Yerel YayınFiyatı: 1 YTL

Avrupa: 4 EuroAlmanya: 4 EuroFransa: 4 Euro‹sviçre: 6 Frank

Hollanda: 4 Euro‹ngiltere: £ 2.5Belçika: 4 EuroAvusturya: 4 Euro

TTAAYYAADD’’ddaann SSuuçç DDuuyyuurruussuunnaa ÇÇaa¤¤rr››

20 Eylül 2007 Perflembe günü saat 13.30’da SultanahmetAdliyesi’nde 45/1 say›l› genelgenin ihlali konusunda sorum-lu Adalet Bakan› Cemil Çiçek ve tüm yetkililer hakk›ndaTAYAD olarak suç duyurusunda bulunaca¤›z.

DDEEVVRR‹‹MMCC‹‹ SSOOLL AANNAADDAAVVAASSII

TTaarriihh:: 25 Eylül 2007SSaaaatt:: 10.00 YYeerr:: Üsküdar 1. ACM

‹‹DD‹‹LL KKÜÜLLTTÜÜRR MMEERRKKEEZZ‹‹

EETTKK‹‹NNLL‹‹KKLLEERR‹‹

* ‘Polis’TTaarriihh:: 16.09.2007 -23.09.2007SSaaaatt:: 20.30YYeerr:: Sibel Yalç›n Park›

* El Dorado YoluTTaarriihh:: 21.09.2007SSaaaatt:: 20.30YYeerr:: Sibel Yalç›n Park›

* RUH‹ SU Anmas›TTaarriihh:: 22.09.2007SSaaaatt:: 20.30YYeerr:: Sibel Yalç›n Park›

KKüüllttüürrSSaannaatt YYaa--flflaamm››’’nnddaa

TTAAVVIIRRDDeerrggiissii’’

nniinn EEyyllüüll22000077 SSaayy››--

ss›› ÇÇ››kktt››......

GGeennççlliikkGGeelleecceekkttiirr

DDeerrggiissii’’nniinn 1122.. SSaayy››ss››

ÇÇ››kktt››......

Page 4: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

Ülkemizde ilk, ortave yüksek ö¤retim dahil

olmak üzere, ö¤renci say›s›2233 mmiillyyoonn 700 bin. Baflkabir deyiflle, ülke nüfusu-nun yaklafl›k üçte biri ö¤-rencidir. Onlar okuyacak, e¤itimdengeçecek ve ülkenin yar›n›n› flekil-lendireceklerdir. Sadece bu rakamve bu gerçek, e¤itim sorununun birülkenin en temel için ne büyük birönem tafl›d›¤›n› göstermeye yeter.Fakat ülkemiz siyasetinin ve burju-va siyasetçilerinin gündemine ba-k›ld›¤›nda, bu öneme denk düflenherhangi bir yaklafl›m görülmemek-tedir. Öyle ki, bir süre önceki se-çimlerde, hiç tart›fl›lmayan konular-dan biri de e¤itimdir.

E¤itim sistemi, adeta bir sorunyuma¤› haline dönmüflken, bur-

juva politikac› tam bir aymazl›kiçindedir. Fakat bu aymazl›k bilinç-li bir aymazl›kt›r. E¤itim sistemininsorunlar›n› kendileri de tart›flm›yor,baflka kesimlere de tart›flt›rm›yorlar.Çünkü mevcut sorunlar› kullanarake¤itim sistemini tamamen paral› ha-le getirmenin, tekellerin ihtiyaçlar›-na uydurman›n hesaplar› içindedir-ler. “Sorunlu” bir yap›da, tekellerinihtiyaçlar› için yapacaklar› düzenle-melerin daha kolay kabullendirilipmeflrulaflt›r›laca¤›n› düflünmekte-dirler.

AKP, e¤itime nas›l bir flekil ver-mek istiyor o halde? sorusuyla

devam edelim. E¤itim sistemin-deki mevcut de¤iflimlerinAKP’ye özgü oldu¤unu söyle-mek do¤ru olmaz. E¤itimin pa-ral› hale getirilmesi, üniversite-lerin, meslek liselerinin tekelle-rin ihtiyaçlar›na daha do¤rudancevap verir hale getirilmesi, za-ten uzun süredir gündemde olanve ad›m ad›m da uygulanan birpolitikad›r. AKP her konuda ol-du¤u gibi; bu alanda da tekelle-rin politikas›n› sürdürmektedir.

EE¤¤iittiimm ssiisstteemmii,, ssiisstteemmiinn kkaa--rraakktteerriinnii eenn ddoollaayyss››zz bbii--

ççiimmddee ggöösstteerreenn aallaannllaarrddaann bbii--rriiddiirr.. E¤itim sisteminin muhte-vas›, sistemin e¤itimden ne

bekledi¤ini gösterir. Hemen her sis-tem, e¤itimden kendi düzenineuyumlu insanlar bekler. Bu noktadae¤itim, ddüüzzeenniinn öömmrrüünnüü uuzzaattmmaa--nn››nn mekanizmas›d›r. Hiç kuflkusuz,her sistem, kendini sürdürebilmekiçin asgari bir e¤itim mekanizmas›-na ihtiyaç duyar. ‹htiyaç duydu¤uteknik, siyasi, askeri kadrolar, ihti-yaç duydu¤u kalifiye emek gücü, omekanizman›n içinden yetifltirile-cektir. Ve böyle olunca da tart›flmakaç›n›lmaz olarak düzenin nas›l birdüzen oldu¤u tart›flmas›na gelir.Herhangi bir e¤itim sistemini, için-de bulundu¤u sistemden ba¤›ms›zde¤erlendiremezsiniz bu yüzden.

Bugün içinde yaflad›¤›m›z sis-tem, e¤itimi ayn› zamanda bir

“kkâârr” arac› haline getirmeyi amaç-l›yor. Baflka bir deyiflle, e¤itim sis-tem için bir ““sseekkttöörr””, e¤itim ku-rumlar› da bu sektördeki iiflflyyeerrlleerrii--ddiirr. Kapitalizme uygun olan da bu-dur. Bu her zaman için geçerli olanbir anlay›fl olmakla birlikte, e¤itimhakk›, ayn› zamanda kitlelerin ka-zan›lm›fl bir hakk› oldu¤u için, em-peryalistler ve iflbirlikçiler, uzun bir

dönem e¤itim hakk›na do¤rudandokunamad›lar. Fakat sosyalist sis-temin y›k›lmas›n›n ard›ndan baflla-yan pervas›z sald›rganl›¤›n elleri,nihayetinde e¤itimin bo¤az›na dasar›lm›flt›r. E¤itimin sektörleflmesive ticarileflmesi, birçok alanda sür-dürülen özellefltirmelerden, sosyalhaklara yönelik sald›r›lardan ba-¤›ms›z de¤ildir. Emperyalizm, sa¤-l›k sektöründen suya, madenlerdene¤itime kadar her fleyi “özel sektö-re” yani asalak kapitalistlere aç›l-mas›n› dayatmaktad›r. “Küresel”sald›rganl›k böylelikle genifl kesim-lerin “e¤itim hakk›”n› gasbediyor.Okula gidemeyen milyonlarca ço-cu¤umuzun, milyonlarca genç k›z›-m›z›n, milyonlarca engellimizine¤itim hakk› gasbedilmektedir.Gasbeden emperyalizm ve iflbirlik-çileridir. E¤itim halk›n her kesimiiçin tart›flmas›z ve vazgeçilmez birhakt›r. Devlet, herkese paras›z e¤i-tim hakk›n› sa¤lamak zorundad›r.Emperyalist sald›rganl›¤›n karfl›s›nabu taleple ç›kmak durumunday›z.Paral› e¤itim hiçbir gerekçeyle mefl-rulaflt›r›lamaz ve mazur görülemez.

E¤itim sistemine iliflkin hertart›flma bizi sistemin ken-

disine götürür ve görülür ki; as-l›nda e¤itimin kapitalizmden vefaflizmden kaynaklanan sorun-lar›n› çözmek, kapitalizmden vefaflizmden kurtulmakla özdefltir.

E¤itimde hiçbir sistem vehiçbir ülke, sosyalist ülkele-

rin ulaflt›¤› düzeye ulaflamam›fl-t›r. Hiçbir ülkede e¤itim “pa-ra”dan sosyalist ülkelerdeki ka-dar ar›nd›r›lmam›flt›r. Hiçbir ül-ke, okur yazarl›k oran›n›, okul-laflma oran›n› sosyalist ülkelerkadar yüksek oranlara ç›kara-mam›flt›r. ‹statistiklerde s›k s›kAB ülkelerini, ABD, Japonya

4 GÜNDEM 16 EEylül 22007

E¤itim Sistemi veSistemin Karakteri

E¤itim sistemine iliflkin her tart›flma bizi

sistemin kendisine götürür ve görülür ki; asl›nda

e¤itimin kapitalizmden ve faflizmden kaynaklanan

sorunlar›n› çözmek, kapitalizmden ve faflizmden

kurtulmakla özdefltir.

Page 5: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

gibi emperyalist kapitalist ülkeleriörnek veren burjuva bas›n ve akade-misyenler, sosyalist ülkeleri ço¤un-lukla görmezden gelirler. Görmez-den gelirler çünkü bu örneklerin tar-t›flmalar› sonuçta “sistem” tart›fl-malar›na götürmesinden korkarlar.

Burjuvazi, okullar› kendisine ka-lifiye eleman yetifltirecek ve

ayn› zamanda halka sömürüye r›zagösterir hale getirecek bir mekaniz-ma olarak görür. O çok övülen “bur-juva kültür”ün hükmü yoktur bumekanizmada. Kuflkusuz e¤iti-mi sadece okullarla s›n›rl› dagörmemek laz›m. Aileden bas›nyay›n kurumlar›na, di¤er ileti-flim organlar›na kadar hemenher araç, e¤itimin bir parças›durumundad›r. Ve bu mekaniz-man›n hemen hemen tamam›n-da ö¤retilen, empoze edilen fley-ler ayn›d›r. Resmi e¤itimin ya-n›nda ek olarak özellikle demedya organlar› arac›l›¤›yla çokyo¤un bir e¤itme-flekillendir-me-yönlendirme çabas› göste-rilmektedir. Bireyci burjuva ide-olojisinin ö¤retilmesinde okulmedyay›, medya okulu tamam-lamaktad›r. E¤itim sistemi, sa-dece “müfredat›”yla de¤il, do¤-rudan polis zorbal›¤›yla da fle-killendirmektedir gençli¤i. Tek ba-fl›na “müfredat”›n, tek bafl›na ide-olojik, kültürel sald›r›n›n yetmeye-ce¤ini bilen egemenler, bunu ta-mamlay›c› bir parça olarak bask› vezoru da ee¤¤iittiimm ssiisstteemmiinniinn ddaaiimmiibbiirr ppaarrççaass›› haline getirmifllerdir.Özellikle 12 Eylül’den itibaren fle-killendirilen e¤itim sisteminde, ge-rek orta gerek yüksek ö¤renim dü-zeyinde, zor, e¤itim sisteminin birparças› durumuna getirilmifltir vehalen de böyle sürmektedir. Sonuçolarak sistem zorbal›¤›yla, ideoloji-si ve kültürüyle boyun e¤meyi da-yatan bir e¤itim sürdürmektedir.

AKP gericili¤i de bu sistemi sür-dürürken, hiç kuflku yok ki, sis-

teme kendi ddiinnccii müfredat›n› yer-lefltirmeye çal›flmaktad›r. Dincili¤inyayg›nlaflmas›nda, kurumlaflmas›n-da “çizmeyi aflmad›¤› sürece” te-

kellerin de bir itiraz› ve bundan birrahats›zl›¤› yoktur. Tekelci burjuva-zi, kkaappiittaalliizzmmee zzaarraarr vveerrmmeeddii¤¤iissüürreeccee,, dinin, dincili¤in yayg›nlafl-mas›na hiçbir zaman karfl› ç›kma-m›fl, tam tersine bunu sömürüsünükolaylaflt›r›c› bir unsur olarak görüpde¤erlendirmifltir. Bu anlamdaAKP’yle iflbirlikçi tekeller aras›ndae¤itimin “muhtevas›” konusunda te-melde bir ayr›l›k yoktur. Tekelciburjuvazinin üniversitelerde tekno-parklar kurulmas› gibi istemleri de

zaten AKP taraf›ndan canla bafllayerine getirilmeye çal›fl›lmaktad›r.Sistem, emperyalizme ve tekellerehizmet etme çizgisinde, gençli¤iezerek, düzenin kal›plar›na dökerekdevam ettirilmektedir.

Böyle bir sistem hüküm sürerkende, topluma hep birlikte “baba

beni okula gönder” korosunu dinle-tiyorlar. Sistemin asli niteli¤ini tar-t›flmayanlar, faflist gerici muhtevas›-n› tart›flmayanlar, tali sorunlar› öneç›kar›p sistemin e¤itimini aklay›pmeflrulaflt›r›yorlar. Peki sonras›?Baba, o k›z›n› okula gönderse neolacak? E¤itimin tamamen ticarilefl-tirildi¤i bir ülkede sonras›na ekono-mik olarak nas›l güç yetirecek? Di-yelim yetirdi; babas›n›n okula gön-derdi¤i o k›z, nas›l bir ahlakla, nas›lbir kültürle yetiflecek orada?.. “Ba-ba beni okula gönder” diyenler, bo-zulan ahlaklar›n, yozlaflman›n hesa-

b›n› verebilecekler mi? K›zlar, “tö-re”nin sultas›ndan kurtulurken, ka-pitalizmin sultas› alt›na girmeyecekmi?.. Hay›r, genç k›zlar›m›z ve tümgençlerimiz, kötülerden birini seç-mek zorunda de¤ildir. Gençlerimi-zin bu ikisinin d›fl›nda bir seçene¤ivard›r. Bu seçenek, emperyalizminve tekellerin hizmetinde olmayan,halk için, ülke için e¤itimdir. Gericide¤il, ilerici, emperyalizme ba¤›m-l›l›¤› meflrulaflt›ran de¤il, anti-em-peryalist, faflist de¤il, demokratik

bir e¤itimdir. Alternatifin enbütünlüklü hali, sosyalist bire¤itimdir.

Mahir Çayan, “Gençlik –di-yordu– do¤as› gere¤i at›l-

gand›r, coflkuludur, yüreklidir.Her türlü ç›kar duygusundan veartniyetten uzakt›r. Ve de toplu-mun eenn aazz bboozzuullmmuuflfl tabakas›n›oluflturur. Do¤ald›r ki bu nite-likleriyle gençlik emperyaliz-min karfl›s›nda, ba¤›ms›zl›ktanyanad›r.... toplumun devrimcis›n›f ve tabakalar›n› hareketegeçiren bir dinamit fitilidir”...Belki kimileri, günümüz genç-li¤inin ortaya koydu¤u tabloylabu al›nt›daki tespitleri yanyanagetirmekte zorlanacakt›r. Kufl-kusuz, gençlik son derece ciddibir bozulma yaflam›flt›r. Bu bo-

zulman›n sonucunda yukar›da iflaretedilen misyondan da uzaklaflm›flt›r.Fakat yine de buradaki karakteristiközellikler sosyolojik olarak belli öl-çülerde geçerlili¤ini korumaktad›r-lar. Dünyan›n dört bir yan›nda sür-dürülen mücadelelere bak›n; yineen büyük fedakarl›klara, en büyükcüretlere imza atan gençlik de¤ilmi? Mücadele alanlar›na bak›ld›-¤›nda görülen yine budur. Yani em-peryalizmin, oligarflinin e¤itim sis-temi, gençli¤i yine de tam teslimalamamaktad›r. Buna izin vermeye-ce¤iz de. Gençli¤in “halk için, ülkeiçin e¤itim” fliar›yla sürdürdü¤ümücadele, bu sisteme karfl› mücade-le olarak sürecek ve büyüyecektir.Bu sistem de, onun e¤itim sistemide, de¤iflmeye mahkumdur. Çünkübu sistem, e¤itimiyle, insanl›¤›,halklar› gelifltiren de¤il, geriletenbir sistemdir.

Say›: 122 5GÜNDEM

Emperyalizmin, oligarflinin e¤itim sistemi,gençli¤i yine de tam teslim

alamamaktad›r.Bu sistem de, onun e¤itim

sistemi de, de¤iflmeye mahkumdur. Çünkü bu sistem,

e¤itimiyle, insanl›¤›, halklar› gelifltiren de¤il,

gerileten bir sistemdir.

Page 6: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

Ülkemiz genelinde ilkö¤retim 1.s›n›fa kay›t yapt›ran yaklafl›k 900bin ö¤renci ile 750 bin anaokulu ö¤-rencisi, 10 Eylül’de okula bafllad›.As›l ders y›l› ise, ilkö¤retim ve orta-ö¤retim kurumlar›ndaki tüm ö¤ren-ciler için 17 Eylül'de bafllayacak.

fiatafatl› aç›l›fllar yap›l›yor, kocakoca laflarla süslü demeçler verili-yor ama bunlar›n hiçbiri e¤itim sis-teminin gerçeklerini gizlemeye yet-miyor.

OOkkuullllaarr öö¤¤rreettmmeenn aaçç››¤¤››yyllaa,, hhaa--rraaçç uuyygguullaammaallaarr››yyllaa aç›l›yor... FFaa--flfliisstt mmüüffrreeddaattllaa aç›l›yor... EEflfliittssiizzlliikk--lleerr ve aaddaalleettssiizzlliikklleerr içinde aç›l›yor.

BBuu ttaabbllooyyllaa kkiimm öövvüünneebbiilliirr??

OECD verilerine göre ; “iillkköö¤¤--rreettiimm ççaa¤¤››nnddaakkii 1100 ççooccuu¤¤uummuuzz--ddaann bbiirrii”” okula gidemiyor.

““OOrrttaaöö¤¤rreettiimm ççaa¤¤››nnddaakkii 22 ççooccuu--¤¤uummuuzzddaann bbiirrii”” okula gitmiyor.

Yetiflkin 5 kad›ndan biri okumave yazma bilmiyor.

“Her fleyin bafl› e¤itim” diye di-ye ortaya ç›kan tablo iflte budur.

Bir de “Her fleyin bafl› e¤itim”demeselerdi ne olacakt› acaba?

Her fley bir yana Türkiye'de 1milyon çocuk okuma-yazma bilmi-yor. Ç›plak gerçek bu. Onlar›n gide-cek bir okulu da yok, ya da varolanokullara gidemiyorlar. Ülkemizdeeennggeelllliilleerriinn yyüüzzddee 3366’’ss›› ookkuurr yyaazzaarrbbiillee ddee¤¤iill.. 150 bin ö¤retmen a盤›!Devam edelim; fi›rnak gibi yerlerdeö¤retmen bafl›na 57 ö¤renci düflü-yor! E¤itime bütçeden ayr›lan pay,sadece yüzde 2.8!.. E¤itim hergünparal› ve pahal› hale getiriliyor!

““EE¤¤iittiimm ttüükkeettiilleebbiilliirröözzeell bbiirr ''mmaalldd››rr!!”” diyen

zihniyetten baflka ne beklenir!

Görkemli aç›l›fl flovlar›n›n, tan-tanal› demeçlerin arkas›ndaki ger-çek bu. Ve herkes bu gerçe¤i gör-mezden geliyor..

Sorun yuma¤› çözdükçe geliyor:‹lk ve orta ö¤retimde, derslik a盤›bir baflka sorun. ‹lkö¤retimde kent-lerde ortalama olarak bir s›n›fta 42ö¤renci, k›rsalda ise 23 ö¤renci dersgörüyor.

‹lkö¤retimde toplam ö¤renci sa-y›s›n›n yyüüzzddee 5544''üü hâlâ ikili ö¤re-tim görüyor. Yüzde 5.4'ü ise, bbiirrlleeflfl--ttiirriillmmiiflfl ss››nn››ffllaarrddaa ders yap›yor.

Buna karfl›l›k, sistemdeki bu ek-sikliklere karfl›l›k, milli gelirin e¤i-tim harcamalar›na ayr›lan bölümü,sadece yüzde 4.33... Aday üyesiolunan Avrupa Birli¤i’ne üye 25 ül-kenin ortalamas› ise, yüzde 5.24.

Evet, yine soruyoruz; kim övü-nebilir bu tabloyla? Kim, “80 küsüry›ll›k cumhuriyetin baflar›s›” diye-bilir?!

11 MMiillyyoonn ççooccuu¤¤uummuuzzuunn ookkuuyyaammaammaass››nn››nn hheessaabb››nn›› kkiimm vveerreecceekk??

Evet, daha 1,5 ay önce bir seçimsürecinden geçti Türkiye. Peki han-gi partinin gündeminde 1 milyonçocu¤umuzun okuyamamas› vard›?

Yoksa o kadar önemsiz bir konumuydu bu? Programlara almayade¤mez bir ayr›nt› m›yd›?

8 y›ll›k kesintisiz e¤itimin ne bü-yük tart›flmalar ve iddialar aras›ndayasallaflt›r›ld›¤›n› hat›rlars›n›z. Güyayasalarda ““88 yy››llll››kk ee¤¤iittiimm zzoorruunnlluu””.

Peki nas›l oluyor da buna ra¤-

men 1 milyon çocu¤umuz okumu-yor? Bu ülkeyi yönetenlerin bunabir cevab› var m›?

Ülkemizdeki “okullaflma oran›”,ilkö¤retimde yyüüzzddee 9900..11,, ortaö¤re-timde ise yyüüzzddee 5566..55...... Gerek ilkö¤-retimde, gerekse de ortaö¤renimdeoldukça ddüüflflüükk oranlar bunlar.

Örne¤in, AB ülkelerinde ilkö¤-retimde okullaflma oran› ortalamayüzde 98,9. Okullaflma oran›, ‹s-panya'da yüzde 99.4, Japonya'dayüzde 99.9, Güney Kore'de yüzde99.6 düzeyinde. Küba’da, eski sos-yalist ülkelerin bir ço¤unda yüzde99.9 boyutlar›na ulaflm›flt›...

fiimdilerde 12 y›l kesintisiz e¤i-tim tart›fl›l›yor; ama 1 milyon çocu-¤umuzun okula gidemiyor olmas›tart›fl›lm›yor. ‹lkokula gidip sonras›-na devam edemeyen milyonlarcaçocu¤umuz tart›fl›lm›yor.

KKaadd››nnllaarr,, ee¤¤iittiimm ddee ddee ““iikkiinnccii ss››nn››ff””

Türkiye'de okuma yazma bilenkad›nlar›n da yüzde 50'si ilkokulmezunu. Üniversite e¤itimi alanla-

6 E⁄‹T‹M 16 EEylül 22007

UUmmuuttllaarr›› vvaarr oonnllaarr››nn,, bbeekklleennttiilleerrii......fifiiimmddiilliikk nnee mmüüffrreeddaatt››nn ggeerriiccii vveeffaaflfliisstt iiççeerrii¤¤iinnddeenn hhaabbeerrddaarrllaarr,, nneessiisstteemmiinn kkeennddiilleerriinnii nnaass››ll bbiirr kkaall››bbaassookkmmaakk iisstteeddii¤¤iinnddeenn...... DDüüzzeenn oonnllaarr,, bbuunnllaarrddaann iilleelleebbeetthhaabbeerrssiizz kkaallss››nn iissttiiyyoorr.. DDeevvrriimmcciilleerr,,oonnllaarraa bbüüyyüüddüükkççee bbuu ggeerrççeekklleerriiaannllaattmmaakkllaa yyüükküümmllüülleerr...... KKiimmaammaacc››nnaa uullaaflfl››rrssaa,, ggeelleecceekk oonnuunnoollaaccaakk.... ÇÇüünnkküü,, ggeelleeccee¤¤iimmiizz,, ookkuullbbaahhççeelleerriinnii ddoolldduurraann oo cc››vv››ll cc››vv››llççooccuukkllaarrddaann bbaaflflkkaass›› ddee¤¤iill!!

OKULLARçökmüfl ve çürümüfl bir e¤itim sistemiyle

AÇILIYOR

Page 7: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

r›n yüzdesi ise ssaaddeeccee yyüüzzddee 33,,77!

Ama as›l vahim olan, ülkemiz-deki kad›nlar›n yyüüzzddee 2200..11'ininhalen okuma yazma bilmiyor olu-fludur.

Sak›n ola ki, bunu genel olarakk›rsal alandaki, “Do¤u”daki du-rum sanmay›n.

‹stanbul’un gecekondular›ndayap›lan araflt›rmalar da kad›nlardaokuma yazma bilmeme oran›n›nçok yüksek oldu¤unu gösteriyor.

Keza, kad›nlar›n yyüüzzddee2200..11'inin halen okuma yazma bil-medi¤ini söyleyen bu rakam, tah-mini de¤il, Baflbakanl›k Kad›n›nStatüsü ve Sorunlar› Genel Mü-dürlü¤ü'nce tespit edilmifl bir ra-kamd›r.

Rapora göre, ülkemizdeki ka-d›nlar›n yüzde 20.1'i okuma yazmabilmezken, “yüzde 8.2'si ilkokulterk, yüzde 49.2'si ilkokul, yüzde8.3'ü ortaokul, yüzde 7.5'i lise,yüzde 2.7’si lise dengi meslek oku-lu, yüzde 3.7'si üniversite ve yük-sek okul mezunu”.

Tablonun gösterdi¤i gibi, e¤itimsistemi, k›zlar›m›z›n, kad›nlar›m›z›nkarfl›s›na ekonomik, siyasal, kültü-rel, dini yüksek duvarlar ç›kar›yor.Sistem onlar› sürekli d›fll›yor. Ve so-

nuçta ortaya bu rakamlar ç›k›yor.

PPaarraall›› ee¤¤iittiimm,, aaddaalleettssiizzllii¤¤ii hheerrkkeessiinn ssuurraatt››nnaa ççaarrpp››yyoorr

‹flte gazetelere yans›yan bir ha-ber: “Onca soygundan sonra bir dee¤itimde ayr›mc›l›k yaflan›yor....Zengin semtlerde bulunan okullar-da çocu¤unu kaydetmek isteyen ai-leye çocu¤unuzu al›rsak, kk››rrssaall bbööll--ggeelleerrddeenn nnee ffaarrkk››mm››zz kkaall››rr,, deyipokul kap›lar›n› yüzlerine kapatanlarç›k›yor.”

Kimi yerlerde yoksullara ayr› s›-n›flar ayr›l›yor. Kimi yerlerde “ba-¤›fl” ödemeyenleri belli edecek fle-kilde kart takma zorunlulu¤u getiri-liyor. Kimi yerlerde para ödemeyenö¤rencilere ve ailelerine angarya ifl-ler dayat›l›yor...

Asl›nda her ö¤retim y›l› bafllan-g›c›nda yayg›n biçimde yaflan›yorbunlar. Yaflananlar›n ancak birkaç›gazetelere, televizyonlara yans›yorve sanki tek adaletsizlik örne¤iymiflgibi günlerce o tek örnek konuflulu-yor.

Elbette bu tür örneklerin tümtoplum taraf›ndan bilinmesine ara-c›l›k etmek durumunda kalan burju-

va medya, sistemin genelin-deki adaletsizli¤i de öne

ç›karmak istemiyor. Butür olaylar› “münfe-rit”mifl gibi sunmak,burjuva medyan›nkendi s›n›fsal ç›kar›-na da uygun olan›.Fakat sorun münfe-rit de¤ildir. E¤i-timde, yoksullarla,zenginler aras›n-daki ayr›m her ge-çen gün keskinlefl-mekte, giderek bi-nalar›yla, e¤itimci-leriyle, e¤itiminteknik imkanlar›ylabirbirinden alabildi-

¤ine farkl› iki ayr›sistem ortaya ç›kmak-

tad›r. ‹flte size e¤itimden

bir baflka aaddaalleettssiizzlliikk tablosu:

Türkiye ortalamas›nda bir ö¤ret-mene 26 ö¤renci düflüyor. Fakat ül-kemizde ö¤retmen bafl›na düflen ö¤-renci say›s›, bölgelere göre de fark-l›l›klar gösteriyor. Ö¤retmen bafl›naö¤renci say›s›n›n en fazla oldu¤u il-ler, tahmin edilece¤i gibi, Do¤u veGüneydo¤u Anadolu Bölgesi'ndeyer al›yor. Ö¤retmen bafl›na düflenö¤renci say›s› 57 ile en yüksek fi›r-nak'ta. Bir ö¤retmene A¤r›'da orta-lama 48, fianl›urfa'da 43, Mardin'de39 ö¤renci düflüyor. Bat› illerindebu say› 20'lere kadar iniyor. Burdur,Bart›n ve Sinop'ta ise ö¤retmen ba-fl›na ö¤renci say›s› 17.

Bu adaletsizli¤in sorumlusu el-bette “Misak-› Milli içindeki her yerbizim için ayn›d›r” nakarat›n› y›l-lard›r tekrarlayan burjuva ›rkç› poli-tikac›lard›r.

‹flte bir baflka adaletsizlik; toplu-mun ezilen ve d›fllanan bir baflkakesimi olan engellilerin “e¤itim”durumu da adaletsizli¤in ve bir dev-letin kendi insan›na de¤er verme-mesinin çarp›c› kan›t› durumunda-d›r.

Baflbakanl›k Özürlüler ‹daresiBaflkanl›¤›'n›n aç›klad›¤› rakamlaragöre, Türkiye'deki 8 milyon 341 bin937 engellinin yyüüzzddee 3366..33''üü ookkuu--mmaa--yyaazzmmaa bbiillmmiiyyoorr.. Engellileraras›nda, ilkokul mezunlar›n›n ora-n› yüzde 41. Yüksekokula devamedebilenlerin oran› ise sadece yyüüzz--ddee 22..2244..

Sonra da ikiyüzlüce ülkemizdekiengellilerin “toplum yaflam›nda pekgörünmedikleri”nden yak›n›l›r. Na-s›l görünsünler? E¤itim imkan› ver-memek demek, ayn› zamanda onla-r›n kendilerini gelifltirme, ifl bulmaimkanlar›n› da yoketmek demek.

BBüüttççeeyyii bbüüyyüütteecceekklleerriinnee,, ssooyygguunnuu bbüüyyüüttüüyyoorrllaarr

ATO taraf›ndan haz›rlanan birrapora göre, 2006-2007 dönemindeilkö¤retimde okuyan ö¤renci say›s›1100..88 mmiillyyoonnaa ulaflm›fl bulunuyor.Birçok Avrupa ülkesinin nüfusun-

Say›: 122 7E⁄‹T‹M

ÖÖ¤¤rreennccii ssaayy››ss›› ttooppllaamm 2233..770000..66665555

OOkkuull ÖÖnncceessii EE¤¤iittiimmii:: 555500..114466

‹‹llkköö¤¤rreettiimm:: 1100..667733..993355

OOrrttaaöö¤¤rreettiimm:: 33..225588..225544

GGeenneell OOrrttaa ÖÖ¤¤rreettiimm::22..007755..661177

MMeesslleekkii vvee TTeekknniikkOOrrttaaöö¤¤rreettiimm:: 11..118822..663377

YYaayygg››nn EE¤¤iittiimm:: 33..888866..663388

YYüükksseekk öö¤¤rreettiimm:: 22..007733..442288

‹‹llkk,, oorrttaa vvee yyüükksseekk ddee iiççiinnddeeoollmmaakk üüzzeerree,, ttooppllaamm öö¤¤rreettmmeennssaayy››ss›› iissee 991177..882266

((YYuukkaarr››ddaakkii rraakkaammllaa rr,, 22000055--22000066ÖÖ¤¤rreettiimm yy››ll›› rraakkaammllaarr››dd››rr..))

Page 8: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

dan daha büyük bir ö¤renci nüfusudemek bu. Her y›l yaklafl›k 11..44 mmiill--yyoonn yyeennii öö¤¤rreennccii okula bafll›yor.Böyle bir durum karfl›s›nda e¤itimesürekli yeni yat›r›mlar yap›lmas›gerekli de¤il midir? Ama öyle ol-muyor? E¤itimde bbüüttççeeyyii bbüüyyüütt--mmeekk yyeerriinnee,, ssooyygguunnuu bbüüyyüüttmmeeyyiitercih ediyor sömürücü iktidar.

Ülkemizde bütçeden e¤itime ay-r›lan pay, ne dünya ortalamas›na yak-lafl›yor, ne AB ortalamas›na, ne de“az geliflmifl ülkeler” ortalamas›na.Evet, onlardan bile geri. Yukar›dakisoru tekrar geliyor önümüze: ““EE¤¤ii--ttiimm ttüükkeettiilleebbiilliirr öözzeell bbiirr ''mmaalldd››rr!!””diyen zihniyetten baflka ne beklenir!

Bak›n rakamlara: “Az geliflmiflülkelerde yyüüzzddee 33..11, orta geliflmiflülkelerde yyüüzzddee 44..44, geliflmifl ülke-lerde yüzde 5.6 olan kkaammuu ee¤¤iittiimmhhaarrccaammaallaarr››nn››nn GSY‹H içindekipay›, dünya ortalamas›nda yyüüzzddee44..44, AB ortalamas›nda ise yyüüzzddee 55..11düzeyinde bulunuyor.

De¤iflik ülkelerde yyüüzzddee 33..11,,yyüüzzddee 44..44,, yyüüzzddee 55..11...... rakamlar› ve-riliyor. Peki ülkemiz?

Sadece yyüüzzddee 22..88!!

Gerisi bofl laft›r.

575 milyar 784 milyon YTL'likmilli gelirden e¤itime ay›ra ay›rasadece ve sadece 16 milyar 568 mil-yon YTL ay›rm›fllard›r. Onun da ço-¤u zaten personel gideridir. E¤itimeyat›r›m yapacak bir para yok ortada.

E¤itim yat›r›mlar›na dair de, e¤i-time verilen önemi(!) gösteren birrakam daha aktaral›m:

Bizzat Milli E¤itim Bakanl›¤›’n›naç›klad›¤› rakamlara göre, Milli E¤i-tim Bakanl›¤› yat›r›m bütçesinin pay›y›llar itibariyle geriledi. Söz konusupay, 2000 y›l›nda yyüüzzddee 2288..33, 2003'teyyüüzzddee 1166..44, 2004'te yüzde 16.9,2005'te yüzde 1122..11,, 2006'da yüzde12.9 düzeyinde gerçekleflti. 2007 y›-l›nda bu oran›n yüzde 15.95 olaca¤›tahmin ediliyormufl.

Bu rakamlar ortadayken e¤itimeverilen önemden sözeden her ba-kan, baflbakan, milli e¤itim müdürü,alenen yalan söylüyordur. Onlarhangi iddialarda bulunurlarsa bu-

lunsunlar, yukar›daki rakamlar on-lar› tekzip edecektir.

E¤itime bütçe ay›rmayanlar, bbaa--¤¤››flflllaarrllaa,, hhaarrççllaarrllaa,, e¤itim kurum-lar›n› birer ttiiccaarreetthhaanneeyyee,, okul mü-dürlerini, üniversite yönetimlerinibirer ttüüccccaarraa çevirerek sistemi sür-dürmeye çal›fl›yorlar.

Ö¤renci ve velisi, bu sistemde“müflteri”dir, veya baz› “yöneti-ci”lerin kulland›¤› kavram› kulla-n›rsak ““yyoolluunnaaccaakk kkaazz””d›r.

Sistemin sahipleri “yolmaya” de-vam edebilirler. Ama buraya kadaraktard›¤›m›z tüm rakamlar, bu siste-min art›k çökmüfl ve çürümüfl bir

sistem oldu¤unu göstermeye yeter.Sistem hem e¤itsel aç›dan, hem si-yasal aç›dan çürümüfl oldu¤u için,y›llard›r yap›lan hiçbir de¤ifliklik, bir“reform” yerine bile geçmemifl, tamtersine e¤itim sisteminde yap›lmakistenen de¤ifliklikler, düzen güçleritaraf›ndan bile ““ee¤¤iittiimmddee yyaazz bboozzttaahhttaass›› ddüüzzeennii”” diye alayla karfl›-lanm›flt›r. Çürümüfllük, yama tutma-maktad›r. Bu anlamda, AKP iktidar›-n›n ve düzenin öteki sahiplerinin tekamac›, bu çürümüfl sistem içindentekellerin ihtiyaçlar›n› karfl›lamayadevam edebilmektir. Onlar›n baflkahiçbir kayg› ve amaçlar› yoktur.

8 E⁄‹T‹M 16 EEylül 22007

E¤itimci E¤itimsiz;E¤itimci Sorun Yüklü!

Nas›l E¤itecek?E¤itim demek, bir yan›yla her

fleyden önce ee¤¤iittiimmccii demektir.E¤itim sistemi dedi¤imiz fleyinomurgas›n› onlar oluflturur. Omur-gada bir bozukluk ve sakatl›k var-sa, o sistemin düzgün ve sa¤l›kl›olmas› da mümkün de¤ildir.

Ö¤retmenler ise, ülkemizdekie¤itim sisteminin en sorunlu kesi-mini oluflturuyorlar. ‹yi ö¤retmen,iyi e¤itim görmüfl ve e¤itimini sü-reklilefltirebilecek maddi imkanla-ra sahip ö¤retmendir.

Ama ne yaz›k ki, ö¤retmenlerbu imkanlara da sahip de¤iller. Tamtersine, hepsi ekonomik sorunlar›-n›n içinde bo¤ulmufl durumdalar.B›rak›n kendi branfllar›yla ilgili bi-limsel geliflmeleri izleyebilmeyi,b›rak›n kendilerini kurslarla geliflti-rebilmeyi, geçim sorununu hallede-memekle yüzyüzedirler. Çünkü ezi-ci ço¤unlu¤u yyookkssuulllluukk ss››nn››rr››nnddaayaflamaktad›r. Birçok ö¤retmen ekifller yaparak geçimini sa¤l›yor. Budurumdaki bir ö¤retmenin kendi-sinden beklenen e¤itsel, sosyal,kültürel misyonu yerine getirebil-mesi nas›l mümkün olabilir?

115500 bbiinn öö¤¤rreettmmeenn aaçç››¤¤›› var; en

a zo n u nkadar ö¤ret-men de iflsiz!

118855 bbiinn iiflflssiizz öö¤¤rreettmmeenn aday›-n›n bulundu¤u Türkiye'de, MilliE¤itim Bakanl›¤› bu y›l sadece 1199bbiinn 009944 ö¤retmen atad›.

Bu çeliflkiyi izah edebilmek el-bette oldukça güç. Bu çeliflki, an-cak ülkemizdeki e¤itim sistemininve bunun ötesinde sistemin bütü-nünün çarp›kl›¤›yla aç›klanabilirancak.

E¤itim emekçilerinin kadro so-runu var; lojman sorunu var. Özlükhaklar› sorunu var. Ücretlerin ye-tersizli¤i bir sorun. Ama tüm bun-lar›n ötesinde, bir de üzerlerindekissiiyyaassaall bbaasskk››llaarr da ekonomik bas-k›lardan daha geri planda de¤il.

E¤itimci, bu siyasal bask›larladüzenin itiraz etmeyen sad›k kulla-r›na dönüfltürülmeye çal›fl›l›yor. El-bette kullaflt›r›lm›fl, sindirilmifl birö¤retmen de, kullaflm›fl ö¤rencileryetifltirecektir...

K›sacas›, iflin özü fludur ki; e¤i-timcisinin sorunlar›n› çözemeyene¤itim sistemi, hiçbir sorunu çöze-mez. E¤itimcisini kifliliksizlefltirenbir e¤itim sistemi, geliflkin kiflilik-ler yetifltiremez.

Page 9: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

Say›: 122 9SORUN/ÇÖZÜM

EE¤¤iittiimm tart›fl›lmaz bir hhaakk--tt››rr!! Bu hakk› bugüne kadaren yayg›n flekilde karfl›layantek bir sistem olmufltur: SSooss--yyaalliisstt ssiisstteemm..

Yayg›nl›¤›n›n ötesinde,muhtevas› aç›s›ndan da insa-n› insan yapan tüm de¤erleriyücelten, iinnssaann›› ggeelliiflflttiirreenntek e¤itim sistemi de sosya-list e¤itimdir.

Kapitalizm, kendi üretimkoflullar›n› sa¤lamak ve fe-odalizmi geriletmek aç›s›ndanilk döneminde e¤itim hakk›-n›n savunucusuyken, günü-müzde art›k sistemin asgariihtiyaçlar›n›n karfl›lanmas›d›fl›nda, e¤itimi bir hak ol-maktan ç›kar›p, ““üüccrreett kkaarr--flfl››ll››¤¤›› yyaarraarrllaann››llaabbiilleenn bbiirrmmaall”” durumuna getirmekte-dir. Bu, yaln›zca ülkemize öz-gü bir durum olmay›p, em-peryalist ekonominin geçerlioldu¤u her yerde ayn› e¤ilimsözkonusudur. Halk›n paral›e¤itime karfl› direniflinin bo-yutuna göre, bu süreç kimiülkelerde yavafl, kiminde iseh›zl› ilerlese de, hepsinde gel-liflme bu yöndedir.

***

Buna karfl› direnmeliyiz.

‹flçilerin özellefltirmelerekarfl› direnifli gibi, köylülerinzehirli alt›n madenlerine di-renmesi gibi direnmeliyiz.

Ve hatta onlardan daha ör-gütlü, daha güçlü, daha iradidirenmeliyiz.

Düzenin karfl›s›na taleple-rimizle ç›kmal›, bu talepleru¤runa mücadeleyi en geniflgençlik kitlesi olarak birliktesürdürmeye çal›flmal›y›z.

Peki ne talep edece¤iz:

� E¤itim ilkö¤retimdenüniversiteye kadar üüccrreettssiizzolmal›d›r.

� Tüm ö¤rencilere ve e¤i-tim emekçilerine söz, karar,

örgütlenme hakk› tan›nmal›-d›r.

� Paral› e¤itime her dü-zeyde derhal son verilmeli-dir!

� Liseler ve üniversiteleraras›nda eflitsizlik yaratanayr›cal›kl› statüler kald›r›l-mal›d›r.

� E¤itimde ekonomik, si-yasal, sosyal, kültürel heranlamda f›rsat eflitli¤i sa¤lan-mal›d›r.

� Üniversiteler ulusal bas-k› ve asimilasyon arac› ol-maktan ç›kar›lmal›, anadildee¤itim hakk› tan›nmal›d›r.

� Okullara polis, jandar-ma girmemelidir. “Özel Gü-venlik Birimleri” ad› alt›nda-ki bask› örgütlenmeleri la¤ve-dilmelidir.

� Okullardaki teknik dona-n›m ve e¤itim-ö¤retim görevli-si yetersizli¤i çözülmelidir.

� E¤itim ve bilimsel arafl-t›rmalar halk›n ç›kar ve ya-rarlar› esas al›narak yap›l-mal›d›r.

� Üniversite girifl s›navla-r› kald›r›lmal›d›r.

� Yurtlarda insanca ya-flam koflullar› sa¤lanmal›,tüm yurtlar ücretsiz ve sa¤l›kkoflullar›na uygun olmal›d›r.

� Ö¤rencilerin beslenmesorunlar› çözülmelidir.

� YÖK kald›r›lmal›, üni-versiteler, tüm bileflenlerininkat›l›m› taraf›ndan yönetil-melidir.

� E¤itime bütçeden yeterlipay ayr›lmal›d›r. E¤itim vesa¤l›k, “bütçe tasarrufu” ya-p›lamayacak konular›n bafl›n-da gelir.

***

Bu talepler gerçekleflti¤iölçüde, buna paralel olarakggeerriiccii,, yyoozz,, flfloovveenniisstt e¤itimprogramlar› iptal edilerek,yerine halk›n ihtiyaçlar›nacevap veren, dünya halklar›-n›n ortak gelece¤ini düflünenhalkç›, ilerici bir e¤itim müf-redat› konulacakt›r.

Meslek liseleri, üniversite-ler, bu düzenlemelerle tekelle-rin ihtiyaçlar›na de¤il halk›nihtiyaçlar›na cevap veren birniteli¤e kavuflacakt›r.

Emperyalizmin ve iflbirlik-çilerinin liseleri, üniversitele-ri ne ddeemmookkrraattiikkttiirr ne de bbii--lliimmsseell!

Özellikle holding üniversi-telerinde sergilenen ö¤renci-lerin yönetime kat›l›m flovla-r› aldatmacad›r.

Tek bilimsellik ise, tekelle-rin ihtiyaçlar›na cevap verenbir bilimselliktir. ‹nsanl›¤›ntarihi geliflimi, toplumlar›ngeliflim yasalar›, halklar›n ih-tiyaçlar›, bu “bilim”in içindeyoktur.

Tüm bu sorunlar, e¤itiminbir ‘mal’ olarak, bir ‘ticaret’unsuru olarak görülmesi vebunun devam› olarak e¤itimhakk›n›n gasbedilmesi sonu-cunda ortaya ç›kmaktad›r.

Bugün esas olan, e¤itimhakk›n›n ggaassbbeeddiillmmeessiinneekarfl›, güçlü bir direnifli ör-gütlemek, bu direnifli, s›rala-d›¤›m›z demokratik taleplerlegüçlendirmektir.

Çözümün ilk ve öncelikliad›m› budur. Ötesi sistem so-runuyla birlikte çözülecektir.

E¤itimHakt›r!Paral›E¤itim

Gaspt›r!

Sorunlar // ÇÇözümler

Page 10: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

Televizyonlarda yar›flmalardaözellikle gençler, çok temel baz›bilgileri bilemeyince, alay konusuoluyor. Mizahç›lar ertesi gün veri-len yanl›fl ve elbette cahilce cevap-lar› espri konusu yap›yorlar. Günlükiliflkilerde de ayn› durumlar ç›k›yorkarfl›m›za; bazen gülünüp geçiliyor,bazen de k›z›l›yor gençlere.

Fakat gençlerimizin cehaletiylealay edenler, bir fleyi gözden kaç›r›-yorlar. Sorun e¤er üç befl gençle s›-n›rl› de¤ilse, o zaman çok dahaönemli bir sorun vard›r. Yine göz-den kaç›r›lan bir di¤er nokta da flu-dur; o gençlerin cahilli¤i “e¤itimle”sa¤lanm›fl bir cahilliktir.

O zaman alay edilmesi gereke-nin, o gençler de¤il, o gençleri e¤itti-¤i” halde böylesine cahil b›rakabilene¤itim sistemi olmas› gerekmez mi?

SSiisstteemmlleerrii bbaaflflaarr››ll››dd››rr!!Burada karfl›m›za ikinci bir soru

daha gelir? Mevcut e¤itim sistemi,neden gençlere bu en temel bilgileribile ö¤retemiyor? E¤itimin müfre-dat›nda, kullan›lan ö¤retme teknik-lerinde bir sorun mu var?

Hay›r hiçbir sorun yok.

Zaten hükümetler, iflbirlikçi bur-juvalar, sistemde bir sorun oldu¤u-nu düflünmüyorlar. Tam tersine, dü-zenin efendileri, mevcut e¤itim sis-temi gençleri bu hale getirebildi¤iiçin sistemi “baflar›l›” say›yor.

Çünkü sistemin amac› bu: OOkkuu--mmuuflfl ccaahhiilllleerr yetifltirmek!

Gerçekten de bak›yorsunuzgençlerimize, ülkemiz tarihinin enönemli köfle tafllar›n› bile bilmiyor-lar. Bu ülkenin nas›l kuruldu¤unu,mesela ‹ngiltere, Fransa, ‹talya em-peryalizmine karfl› savaflarak ku-ruldu¤unu bilmiyorlar.

E¤itim sistemi, kendinden bafl-kas›n› düflünmeyen, ülke, halk de-¤erlerini bilmeyen, bildi¤ini de biryana atan, tarihi de kendiyle baflla-y›p kendisiyle bitiren bir tip yarat-maktad›r. Bu e¤itim sistemi, s›radaninsani de¤erleri bile ö¤ütüp yoket-mifltir. Ortal›kta çokça gördü¤ümüzgençlerimizin yarat›c›s› bu sistem-dir.

Daha somut tarif edelim bu sis-temin yaratt›¤› insan›.

Bu e¤itim sistemi, ilkö¤retimin-de de, lisesinde de, üniversitesindede ddüüflflüünnmmeeyyeenn,, ssoorrgguullaammaayyaann,,

eezzbbeerrccii,, dduuyyaarrss››zz,, ss››--nnaavvddaann ss››nnaavvaa kkooflflaann,,ssiiyyaasseettllee iillggiilleennmmeeyyeenn,,ssuuyyaa ssaabbuunnaa ddookkuunn--mmaayyaann,, üüllkkeessiinniinn ggeellee--ccee¤¤iiyyllee iillggiilleennmmeeyyeenn,,iittaaaattkkaarr;; yyüükksseellmmeekkiiççiinn hheerr yyoolluu mmuubbaahhssaayyaann,, bbaannaa ddookkuunn--mmaayyaann yy››llaann bbiinn yy››llyyaaflflaass››nn ddiiyyeenn bir genç-lik yaratmay› hedefli-yor.

Bu sistemi uygula-yanlar›n görmeyi arzu-lad›¤› gençlik; ttaarriihhii--nnee,, hhaallkk kküüllttüürrüünnee,,

ggeelleenneekklleerriinnee ttaammaammeenn yyaabbaanncc››--llaaflflmm››flfl,, ss››rrtt ççeevviirrmmiiflfl bir gençliktir.

Onlar›n olunmas›n› istedi¤igençlik uuyyuuflflttuurruuccuu kkuullllaannaann,, bboo--hheemm ttaakk››llaann,, cciinnsseellllii¤¤ee ggöömmüülleenn,,bbuunnaall››mmll››,, bbeenncciill bir gençliktir. Po-litikleflen gençlere düzenin poliside, savc›s› da, ö¤retim üyesi de “buülkeyi, bu halk› kurtarmak size mikald›, hhaayyaatt››nn››zz›› yyaaflflaayy››nn”” der. On-lara göre yaflanacak hayat da iflteböyle bunal›ml›, bencilce bir hayat-tan baflkas› de¤ildir.

Onlar›n kafalar›nda projesiniyapt›klar›, gerici müfredatla flekil-lendirmeye çal›flt›klar› gençliküü rreettmmeeyyeenn,, kkoonnuuflflmmaayyaann,, yyuukkaarr››--ddaann bbuuyyuurruullaann hheerr flfleeyyii iittiirraazzss››zzkkaabbuulllleenneenn bir gençliktir.

Asl›nda oligarfli, gençlik de¤ilrroobboottllaarr ssüürrüüssüü istiyor. Ve e¤itimsistemiyle de iflte böyle bir sürü ya-ratmaya çal›fl›yor.

Eh, bunda çok baflar›s›z oldukla-r› da söylenemez de¤il mi...

Yayg›nlaflt›r›lan s›nav yöntemle-ri, e¤itim sisteminin zihniyetini dehiç tart›flmaya yer b›rakmayacak fle-kilde ele veriyor.

Bu s›nav sistemlerinde, bir ö¤-rencinin baflar›s›, bir yan›yla ötekiö¤rencilerin baflar›s›zl›¤›na ba¤l›d›r.Baflka bir deyiflle, di¤er ö¤rencilerne kadar baflar›s›z olursa, öteki okadar baflar›l› olacakt›r.

Bu sistem içinde yetiflen, flekille-nen bir ö¤renci için, elbette baflkala-r›n›n s›rt›na basarak yükselmek,baflkalar›n› ezerek birtak›m yerlereulaflmak, son derece do¤al kabuledilecektir.

AAmmaa nniihhaaii bbiirr bbaaflflaarr›› eellddee eeddeemmeezzlleerr!!Elbette tüm bunlar› söylerken,

gençli¤in tafl›d›¤› olumlu ve güçlüdinamikleri görmezden gelmemeli-yiz. Unutulmas›n ki, ülkemiz vedünya tarihinin en büyük direniflle-rinden biri olarak F Tiplerine karfl›sürdürülen Büyük Direnifl’in flehit-leri aras›nda “12 Eylül sonras›gençlik”ten pek çok genç vard›.

ZZeehhrraallaarr,, CCaannaannllaarr,, günümü-zün üniversitelerinden ç›k›p gelmifl-

10 E⁄‹T‹M 16 EEylül 22007

DDüüzzeenn nnaass››ll ee¤¤iittiiyyoorr??DDüüzzeenniinn ““EE¤¤iittiimm tteezzggaahh››””nnddaa nnee ttüürr bbiirr iinnssaann yyaarraatt››llmmaayyaa ççaall››flfl››ll››yyoorr??

Page 11: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

lerdi. Demek ki durumu tüm ç›p-lakl›¤›yla ve tüm olumsuzluklar›ylatespit etmek gerekir fakat umutsuzolmak için bir neden yoktur.

Özel olarak belirtmek gerekirse,1980 12 Eylül’ünden bu yana, 27y›ld›r gençlik üzerinde böyle sis-temli bir kuflatma sürdürülüyor.Kahramanlar’›n, Cananlar’›n, Zeh-ralar’›n buna ra¤men ç›kmas›, buyan›yla oligarflinin gençlik karfl›s›n-daki politikalar›n›n kadr-i mutlakbir güç oluflturamad›¤›n› da gösteri-yor. Bu politikalar›n gö¤üslenebile-ce¤ini, kuflatman›n parçalanabilece-¤ini gösteriyor.

Tüm iktidarlar, gençli¤i bir fle-kilde denetimleri alt›nda tutmak is-temifllerdir.

Özellikle gençlik kitlelerinin po-litikleflmesinin üst boyutta oldu¤udönemlerde, düzen partileri do¤ru-dan gençlik örgütlenmeleri üzerindeyönlendirici olmaya çal›flm›fllard›r.Ancak gençlik kitlesinde apolitik-leflme yayg›nlaflt›kça, gençli¤in po-litik etkisi azald›kça, düzen partile-rinin onlara verdi¤i önem de azal-m›flt›r.

Fakat bu düzenin gençli¤i boflla-

d›¤› anlam›na gelmez. Tam tersine,apolitiklefltirilmifl gençli¤i o duru-munda tutabilmek için, statükoyupekifltiren politikalar gelifltirmifller-dir sürekli olarak.

Bu politikalar›n özü nedir deni-lirse, bunu ““tteekk ttiipplleeflflttiirrmmee””,, ““kkiiflflii--lliikkssiizzlleeflflttiirrmmee””,, ““bbiirreeyycciilleeflflttiirrmmee””kavramlar› ile izah edebiliriz. Söy-lenenlere uyacak, okul disiplininind›fl›na ç›kmayacak, yaflanan sorun-lar›, haks›zl›klar›, adaletsizliklerigörmezden geleceksin. Sesini ç›kar-mayacaks›n.

Liseden üniversiteye geçen birgenç, kendini art›k büyümüfl ve do-lay›s›yla da söz hakk› olan biri ola-rak görmeye bafllar. Ama böyle dü-flünmekle ne kadar yan›ld›¤›n› gör-mesi için de çok uzun süre geçmesigerekmez. Görür ki, YÖK sistemin-de de¤il ö¤rencinin, koskoca ö¤re-tim üyelerinin dahi söz hakk› yok-tur. Söz ve karar hakk›na sahip olansadece YÖK’tür.

Bu durumu mant›ks›z, anti-de-mokratik bulup özgür, demokratikbir üniversite, haklar ve özgürlükleristemeye bafllarsa, as›l sorun da ozaman bafllar. O zaman YÖK’ü çok

daha yak›ndan tan›r.

YÖK’ün ö¤renciler karfl›s›ndappoolliiss,, ayn› zamanda ssaavvcc›› ve hhaakkiimmoldu¤unu görür. kafas›ndaki üniver-sitenin yerine ““kk››flflllaayyaa ççeevvrriillmmiiflfl””üniversite gerçe¤iyle karfl› karfl›yakal›r.

Evet, bir robot olmak, okumuflcahil olmak, bireycileflmek, yozlafl-mak istemeyen her genç, iflte bumekanizmaya karfl› difle difl savafl-mak zorundad›r. Dev-Genç’in, Li-seli Dev-Genç’in tarihi, gençli¤inyolunu ayd›nlatacak güçlü fenerler-dir. O tarihte bu savafl›n nas›lyürütülece¤inin, bu sistemin yarat-mak istedi¤i “insan tipi”nin d›fl›nda,nas›l kiflilikli, halk›n›, vatan›n›seven bir genç olunaca¤›n›n cevab›vard›r.

Say›: 122 11E⁄‹T‹M

Öncelikle okuluna hofl geldin. Senin için...Yaln›zca bir mekan de¤iflikli¤i de¤il tabii ki,yeni bir yaflam da bekliyor burada seni. ... Arad›¤›n bilimsellik boyutuna gelirsek,ezber yapman›n ne kadar bilimsel oldu¤unutart›flmak gerekiyor. S›navlar› geçmeninbaflka bir yolu yok. Peki nerede kalacaks›n?Karn›n› nas›l doyuracaks›n? Merkeze 1 saatuzakl›ktaki okuluna nas›l gidip geleceksin?Bunlar sadece bir bafllang›ç, sonras› m›?Sonras›nda sorunlar artacak. Bu ve seni bek-leyen daha onlarca sorunu nas›l çözeceksin?Tek bafl›na m›? Bu sorunlar flu an için senibekliyor, bizse her gün yafl›yoruz. Ve diyoruzki, sorunlar›m›z ortaksa, çözümü de ortakt›rve ellerimizdedir.

SSoorruunnllaarr››mm››zz›› ççöözzmmeekk iiççiinn,, üürreettiimm,, ppaayyllaaflfl››mm vvee ççöözzüümm iiççiinn,,

AAnnkkaarraa GGeennççlliikk DDeerrnnee¤¤ii’’nnddee bbiirrlleeflfleelliimm..

Efi‹T, PARASIZ, B‹L‹MSEL E⁄‹T‹M ‹STED‹KLER‹ ‹Ç‹N SALDIRIYA U⁄RADILAR

Ankara Gençlik Derne¤i üyesiö¤renciler, okullarda kay›tlar›nbafllamas› üzerine, Hacettepe Üni-versitesi’nde 4 Eylül’de stand aça-rak kay›t yapt›ran ö¤rencilere ifl-lemleri s›ras›nda yard›mc› olmayaçal›flm›fl, bunun karfl›l›¤›nda vahflibir sald›r›ya maruz kalm›fllard›. As-l›nda onlara yap›lan sald›r›, oligar-flinin ve AKP’nin nas›l bir “e¤itimsistemi” arzulad›¤›n› da gösteriyor-du.

Gençlik Dernekli ö¤rencilersald›r›y› protesto eden afiflleriylepolisi teflhir ederken, mücadeledenve örgütlenmeden asla vazgeçme-yeceklerini göstererek, ç›kard›klar›bir broflürle de gençli¤i dernekle-rinde birleflmeye ça¤›rd›lar.

Page 12: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

12 TÜS‹AD 16 EEylül 22007

60. hükümetin program› de¤ifliktepkileri beraberinde getirse de, esa-s›nda tekelci sermaye lehine birprogramd›. Programda de¤iflen bir-fley olmad›¤›n›, program›n AKP'ninemperyalistlerin ve iflbirlikçilerininpartisi oldu¤unu bir kez daha teyitetti¤ini önceki say›m›zda ortayakoymufltuk.

60. hükümetin program› ekono-mik boyutuyla incelendi¤inde, em-peryalist sermayenin ülkeye gelifli-nin önündeki engellerin tümüylekald›r›l›p ülkemizin emperyalist te-keller için daha çekici ve avantajl›bir yat›r›m merkezi haline getiril-mesi; IMF borçlar›n›n t›k›r t›k›rödenmesi; yerli iflbirlikçi sermayeiçin daha fazla kaynak aktar›m› gi-bi, as›l olarak emperyalist ve iflbir-likçi tekelci sermaye lehine düzen-lemeleri tafl›yan bir içeri¤e sahip ol-du¤unu görmekteyiz. Düflünülenekonomik ve mali düzenlemelerhalk›n açl›¤›na, yoksullu¤una, iflsiz-li¤ine çözüm bulmak bir yana açl›-¤›, yoksullu¤u, iflsizli¤i daha da ar-t›racak bir içeriktedir. AKP hükü-meti bu durumu bile gözümüzüniçine baka baka çarp›tmaktan, gözboyamaktan geri durmuyor. Özel-lefltirmeleri, emperyalist tekellerinülkeye çekilmesini, IMF ile iliflkile-ri, ülkemizin zenginliklerinin yokpahas›na sat›l›p peflkefl çekilmesini,iflsizli¤e çare, gayri safi milli gelirinve kifli bafl›na milli gelirin art›r›lma-s›, istihdam ve yat›r›ma kaynak ya-ratma diye pazarl›yor.

Ayn› göz boyamay›, çarp›tmay›demokratikleflme, hak ve özgürlük-ler konusunda da görmek mümkün-dür.

Halk›n Açl›¤›na, Yoksullu¤unaÇözüm Bulmayanlardan Demokrasi Beklemek Hayalciliktir!

Demokratikleflme en fazla AKPdöneminde tart›fl›ld›, konufluldu.

Demokratikleflme demogojisi enfazla bu dönemde gerçekleflti. Fa-flizm kurumsallaflt›kça, hukuksuz-luk boyutland›kça demokratiklefl-meden daha çok bahsedilmesi asl›n-da sadece AKP’ye de özgü de¤ildir.Geçmiflte de hep böyle oldu. Hu-kuksuzlu¤u boyutland›ran AKP hü-kümeti döneminde de demokratik-leflildi¤i yalan› pompaland›. Umut-lar, beklentiler yarat›lmaya çal›fl›ld›.AKP adeta demokrasinin güvencesiolarak sunuldu. Ve bu zeminde AKPde demokrasi flovlar› yapmaktan ge-ri durmad›.

AB'ye girdi¤imizde demokrasigelecekti; AKP Türkiye'yi ad›mad›m AB hedefine tafl›yordu. Re-formlar, uyum paketleri pefl peflegeliyordu. AB eflittir demokrasi, de-mokratikleflmeydi. AB’ye girmeksadece demokratikleflmeye de¤ilayn› zamanda ekonomik sorunlarada çare getirecekti. Yat›r›mlar›, is-tihdam olana¤› sa¤layacakt›. ‹flsiz-lik çözülecek, üretim artacak, tica-ret artacak yani refah artacakt›.

Demokrasi, demokratikleflmekonusunda yalan söyleyenler eko-nomi konusunda da ham hayalleryaratmaktan, göz boyamaktan geridurmuyorlard›.

Tayyip Erdo¤an hükümet prog-ram›n› aç›klarken, sa¤l›kl› ve iflle-yen bir piyasa ekonomisinin, güçlüve yerleflik bir demokratik temelüzerinde infla edilebilece¤ine iflaretederek, ''Temel haklar›n korunuyorolmas›, temel özgürlüklere sayg›

duyulmas›, hukuk devleti-nin bütün kurallar› ve ku-rumlar› ile varl›¤›, sürdü-rülebilir bir ekonomik kal-

k›nman›n ana dinami¤ini oluflturur''diye konufluyordu.

Ekonomik hedeflere de demok-ratikleflme hedeflerine de bak›ld›-¤›nda halk lehine, halk için bir dü-zenleme olmad›¤› emperyalist te-keller lehine bir düzenlemeyi içer-di¤i rahatl›kla görülücektir.

Onlar ‹çin Demokrasi ‹majd›r!Onlar Demokrasiyi Daha FazlaKâr ‹çin ‹sterler!

Hükümet program›na bir tepkide TÜS‹AD'dan geldi. Kamuoyuna"TÜS‹AD hükümetin program›n›be¤enmedi" diye yans›t›ld›. Neydibe¤enmedi¤i TÜS‹AD'›n?

TÜS‹AD Baflkan› Arzuhan Yal-ç›nda¤ Do¤an, hükümeti fleffaf ol-mamakla, yeni hükümetin kurulufluve program›nda ""kkeennddii bbeekklleennttiillee--rriinnii kkaarrflfl››llaammaadd››¤¤››"" noktas›ndaelefltiriyordu. TÜS‹AD ekonomikve demokratik reformlardan sözedi-yordu.

TÜS‹AD'›n aç›klamalar› do¤rude¤erlendirilmedi¤inde yanl›fl so-nuçlara var›lacakt›r. Sanki hükümethalk lehine bir program ortaya koy-mufl, TÜS‹AD programdan hiçmemnun kalmam›fl, sanki bu AKP,tekellerin partisi de¤ilmifl gibi biryan›lg› yarat›lmak istenmektedir.

Daha geçti¤imiz günlerde aç›k-land›:

"Sabanc›lar'›n 6 ayl›k kâr›n›nyüzde 93 artt›¤› ve 616 milyon YTLoldu¤u", bunun yan›nda ülkemizde"açl›k s›n›r›n›n 628 YTL oldu¤u, 26milyon insan›m›z›n açl›k s›n›r› al-t›nda oldu¤u"...

Bunlar AKP hükümeti dönemin-de oldu. Ve tekeller kârlar›n› katbe-kat art›r›rken, tarihlerinde görülme-mifl kâr oranlar›na ulafl›rken, halkaçl›¤a, sefalete, yoksullu¤a, uçuru-ma gidiyor... Yine de memnun de¤iltekeller. Daha fazla kâr, kârl›l›k di-yorlar, güvence alt›na al›ns›n diyor-

Kâra EEndeksli DDemokrasiFFaaflfliisstt 330011.. mmaaddddeenniinn

ddee¤¤iiflflttiirriillmmeessiinnii bbiillee ““kkâârr””iiççiinn iissttiiyyoorrllaarr......

TTeekkeellccii bbuurrjjuuvvaallaarr hheeppbbööyyllee yyaapptt››llaarr ttaarriihhlleerrii

bbooyyuunnccaa.. DDeemmookkrraattiikklleeflflmmee--yyii iimmaajj iiççiinn,, ggöözzbbooyyaammaakk

iiççiinn iisstteerrlleerr.. KKâârrllaarr››nn›› ddaahhaaffaazzllaa aarrtt››rraaccaakkssaa iisstteerrlleerr..

Page 13: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

lar. S›k›nt›lar› bundan. Be¤enme-mezlikleri bundan. Dün de bugünde AKP'yi tercih eden kendileridir.

TÜS‹AD, hükümeti ekonomikreformlar› cesurca yerine getirmeyeça¤›r›rken demokrasiden, demokra-tikleflme söylemlerini kullanmaktanda geri durmuyor. TÜS‹AD daAB'yi istiyor ya! Ülkemizde de-mokratikleflmenin, demokrasi pa-ketlerinin bafl savunucusu TÜS‹ADde¤il mi, elbette demokratikleflme-den sözedecek.

Ama nas›l? Ne için?

Bu sorulara verilecek cevap TÜ-S‹AD'› do¤ru de¤erlendirmektir.Nas›l bir demokrasi istendi¤inin,bunun nas›l sa¤lanaca¤›n›n da ifa-desidir.

Gerçekler ço¤u zaman bizimsöylemlerimizin ötesinde kendisinid›fla vurur. Derviflin fikri neyse zik-ri de odur misali, TÜS‹AD'›n derdi-nin ne oldu¤u aç›klamalar›ndan çoknet görülmektedir. Halk› aldatmak,kendilerini oldu¤undan farkl› gös-termek için ço¤u kez göz boyamak,demogoji yapmak durumunda kal›r-lar ve yaparlar. Ancak bazen de ger-çek yüzlerini gizlemeyi unuturlar.Takke düfler kel görünür. TÜS‹-AD'›n hükümet program›na iliflkinde¤erlendirme ve aç›klamalar›ndayaflanan bu olmufltur.

TÜS‹AD Baflkan› Arzuhan Yal-ç›nda¤ Do¤an Türkiye'nin ihracat›-n›n yar›dan fazlas›n› Avrupa Birli-¤i'ne (AB) yapt›¤›n›, en büyük ser-maye ve yat›r›m deste¤ini de Avru-pa'dan ald›¤›n› belirterek, ''Bu ne-denle AB ile iliflkilerimizi yar›n, bu-günden daha fazla canl› tutmak zo-runday›z. Avrupa ekonomisi ile be-lirli bir entegrasyon içinde olanTürkiye'nin önü aç›kt›r'' diye konu-fluyor.

AB ile iliflkilerin ivedilikle can-land›r›lmas›n› istiyor AKP'den. Veekliyor TÜS‹AD Baflkan›: "Kas›may›nda yay›nlanacak Avrupa Ko-misyonu Türkiye ‹lerleme Rapo-ru’nu etkilemek aç›s›ndan, acilen,TCK 301. maddede ifade özgürlü¤ülehine bir de¤ifliklik yap›lmal›"...

Bu kadar› yeterli san›r›z.

301. maddede de¤iflikli¤i, de-mokrasi için de¤il, Avrupa ekono-misiyle entegrasyona halel gelme-mesi için öneriyor.

AB, kârlar›n›n, kârl›l›klar›n›ngüvencesi. Kârlar›n›n katlanaca¤›n›,daha fazla güvenceye kavuflaca¤›n›düflündükleri için can at›yorlarAB'ye girmeye. Bunu da AB'nin de-mokratikleflmeyi beraberinde geti-rece¤i demagojisiyle süslüyorlar.

Demokratikleflme Yalan› Böyle A盤a Ç›k›yor!.. Kâr Varsa Demokrasi Var, Yoksa...

AB'nin demokratikleflmeyi geti-rece¤i ne kadar yalansa TÜ‹SAD'›n,AKP'nin demokratikleflme diye birderdinin oldu¤u da o kadar yaland›r.

Onlar›n gündeminde dün de bu-gün de demokratikleflme diye birsorun yoktur, olmam›flt›r. Onlarkendi aç›klamalar›nda itiraf ettiklerigibi demokrasiyi, demokratiklefl-meyi imaj için, gözboyamak için is-terler. Kârlar›n› daha fazla art›ra-caksa isterler.

DDeenniilleebbiilliirr kkii,, istesinler, olsunda böyle olsun. Onlar kârlar› için is-tesinler, biz hak ve özgürlükler içinisteyelim, yasal düzenlemeler yap›l-s›n önemli olan bu de¤il mi?

HHaayy››rr,, bbööyyllee ddee¤¤iillddiirr.. Demok-ratikleflmeyi ne için istiyorsan seniniçin anlam› da onunla s›n›rl›d›r. Uy-

gulamas› da o kadard›r. Kâra en-deksli bir demokrasi istiyorsan, kâroldu¤u sürece vard›r yoksa yoktur.Ka¤›t üzerinde bir demokratiklefl-medir.

Uyum paketlerinin pefl pefleaç›kland›¤› demokratiklefliyoruz,reform de¤il devrim denilen günlerçok uzakta de¤ildir, daha dün ya-flanm›flt›r bunlar. Ve çok de¤il busöylemlerin hemen ard›ndan uygu-lamalar›n ka¤›t üzerinde kald›¤›,uygulamaya geçmedi¤i en önemlisorunun bu oldu¤u da aç›klan›yor-du.

Peki neden ka¤›t üzerinde kal-m›flt›? Hükümeti istiyordu, TÜS‹-AD’› istiyordu, medyas› istiyorduda halk istemedi¤i için mi bu uygu-lamalar, reformlar ka¤›t üzerindekal›yordu?

TÜS‹AD’›n da hükümetin deAB’nin de Türkiye’nin demokratik-leflmesi diye bir dertleri olmad›¤›için ka¤›t üzerinde kalm›flt›r. AB em-peryalistleri, yerli iflbirlikçi tekelcisermaye ve onun hükümeti demok-ratikleflmeyi faflizmi perdelemek onumaskelemek için istediler. Onlar›nhalk için istedi¤i, sözünü etti¤i de-mokrasi böyle bir demokrasiydi.

fiu çok aç›kt›r ki tekellerin az-g›nca kâr ettikleri bir tablo açl›k,yoksulluk, sefalet tablosudur. VVaahhflfliibbiirr ssöömmüürrüü tablosudur. Böyle birtabloda halk için demokrasinin, de-mokratikleflmenin k›r›nt›s› yoktur,olamaz. Olan tekeller için demokra-sidir. Olan hak ve özgürlükler de¤ilsömürücüler için ss››nn››rrss››zz ssöömmüürrüüöözzggüürrllüü¤¤üüddüürr..

Emperyalistler, TÜS‹AD veAKP bu noktada ayn› düflünmekte-dirler.

Demokrasileri kendi ç›karlar›ylas›n›rl›d›r. Kendi ç›karlar›na uygunde¤ilse halk›n seçti¤i bir yönetimirahatl›kla bask›c›, diktatörce diyede¤erlendirip demokratik olmad›¤›-n› söylerler. Kendi ç›karlar›n› temsilediyorsa en bask›c›, faflist diktatör-ler onlar için demokratik, hukukauygun bir yönetimdir. Egemenlerindemokrasisi halk için de¤il kendile-ri içindir.

Say›: 122 13TÜS‹AD

OOllaann tteekkeelllleerr iiççiinn ddeemmookkrraa--ssiiddiirr.. HHaakk vvee öözzggüürrllüükklleerrddee¤¤iill ssöömmüürrüüccüülleerr iiççiinn ss››--nn››rrss››zz ssöömmüürrüü öözzggüürrllüü¤¤üü--

ddüürr.. EEmmppeerryyaalliissttlleerr,, TTÜÜSS‹‹--AADD vvee AAKKPP bbuu nnookkttaaddaaaayynn›› ddüüflflüünnmmeekktteeddiirrlleerr..

Page 14: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

NNiijjeerryyaall›› FFeessttuuss OOkkeeyy

BBeeyyoo¤¤lluu EEmmnniiyyeettii’’nnddeeKKaattlleeddiillddii

Nijeryal› Festus Okey 20 A¤ustosgünü gözalt›na al›narak götürüldü¤üBeyo¤lu Emniyet Müdürlü¤ü’ndekatledildi. Tarlabafl›’nda polis tara-f›ndan “flüpheli” oldu¤u gerekçesiylegözalt›na al›nan Okey, Beyo¤lu Em-niyeti’ne götürüldü. Ve Okey’in öl-dürülmesiyle sonuçlanan geliflmelerböyle bafllad›. Olay›n bir görgü tan›¤›vard›. Okey’in arkadafl›. Okey’le bir-likte gözalt›na al›nan arkadafl› Burun-dili M.O.'nun, olay›n ard›ndan kendi-sini ziyaret eden Nijerya Konsoloslu-¤u yetkilileri ve Nijeryal› MültecilerToplulu¤u'nun lideri ‹gwe Ehi'nle Ya-banc›lar fiubesi'nde yapt›¤› görüflme-de Okey’le birlikte 20 A¤ustos akfla-m›nda Tarlabafl›’ndan Taksim ‹lkyar-d›m Hastanesi’ne do¤ru yürüdükleri-ni ve yolda bir arac›n durarak içindenç›kan sivil polislerin kendileriniuyuflturucu madde bulundurduklar›gerekçesiyle gözalt›na ald›klar›n› be-lirtti. Gözalt›na al›n›p Beyo¤lu Asa-yifl fiube Müdürlü¤ü'ne götürüldükle-rini belirten M.O. arkadafl› Okey’in5. kata ç›kar›ld›¤›n› kendisinin ise bi-rinci katta bekletildi¤ini anlatt›. Birsüre sonra 盤l›klar ve bir el silah se-

si duydu¤unu söyleyen M.O. bir po-lisin kendisine gelip ‘arkadafl›n öldü’dedi¤ini anlatt›. 22 A¤ustos günü Ad-li T›p taraf›ndan haz›rlanan rapordaOkey’in ölüm gerekçesi 'ateflli silahmermi çekirde¤i yaralanmas›na ba¤l›kot k›r›¤› ve iç organ delinmesindengeliflen iç kanama' olarak aç›kland›.Yani Okey, Beyo¤lu Emniyeti’neba¤l› polisler taraf›ndan silahla vuru-larak katledilmiflti. AKP iktidar›n›npolisi demokratikleflme, iflkenceyes›f›r tolerans söylemleri aras›nda ger-çek yüzünü a盤a vurmaya devamediyor...

PPoolliiss KKaammeerraa KKaayy››ttllaarr››nn›› SSaavvcc››ll››kkttaann GGiizzlleeddii!!

23 A¤ustos günü Beyo¤lu Cum-huriyet Savc›l›¤› taraf›ndan konuylailgili bafllat›lan soruflturmada Be-yo¤lu Emniyet Müdürlü¤ü’nde olayan›nda yap›lan kamera kay›tlar›n›nistenmesine polis “kameralar kay›t-ta de¤ildi” cevab›n› verdi. Ancak 12Eylül günü ‹çiflleri Bakanl›¤› tara-f›ndan gönderilen iki müfettifle, da-ha önce ‘yok’ denilen kamera kay›t-lar› verildi. Kamera kayd› tutma-mak da ayr› bir suçtu çünkü. Bu ara-da F. Okey’i katlettikleri görüntüle-rin oldu¤u bölümlerin kay›tlar›n›silmekle meflguldüler anlafl›lan ki,müfettifllere verilen görüntülerdeolay an›n›n yer almad›¤› yaln›zcaFestus’un emniyete getirilmesi veyaral› halde ç›kar›lmas› görüntüleri-nin yer ald›¤› aç›kland›.

Olay›n ard›ndan emniyet müdür-lü¤ü taraf›ndan yap›lan aç›klamadaFestus Okey’in polisin silah›na sal-d›rd›¤› bunun üzerine kazayla vu-ruldu¤u söylendi. Okey’in ‘nedenpolisin silah›na sald›rd›¤›’ sorusunada polisin yalan› haz›rd›: FestusOkey, BM’ye mültecilik baflvuru-sunda bulunmufltu. Baflvurunun ol-mas› için “herhangi bir polis sorufl-turmas› geçirmemek” kayd› vard›.Festus soruflturmaya tabi olmamakiçin kaçmaya çal›flm›flt›. Bu yalana

dayanarak ‹stanbul Valisi Muam-mer Güler de bas›na yapt›¤› aç›kla-malarda polisi savunarak olay›n ka-zayla gerçekleflti¤ini iddia etti. Oy-sa görgü tan›klar›n›n anlat›mlar›ndaOkey ve arkadafl›n›n gözalt›na al›-n›rken arabaya bindirilirken dahipolisler taraf›ndan dövüldü¤ü söy-leniyor. Olayla ilgili kamera görün-tüleri daha önce yok denilip sonraortaya ç›kar›ld›¤›nda görüntülerinbir k›sm› yok oluyor.

AAKKPP ‹‹kkttiiddaarr›› ‹‹flflkkeennccee PPoolliittiikkaass››nn››nn UUyygguullaayy››cc››ss››dd››rr

Bu ülkenin yeni Adalet Bakan›Mehmet Ali fiahin ise konuyla ilgilibas›na yapt›¤› aç›klamalarda “Buinsan, gözalt›nda nas›l ölür? Hanginedenle ölmüfltür? Bu ortaya ç›ka-r›lmal›” diyor. fiahin de iyi biliyor kibu ülkede yüzlerce insan gözalt›ndaiflkenceyle katledilmifltir. ‹flkencedekatledilen DEV-GENÇ’li Birtan Al-tunbafl’›n davas› halen sürmektedir.Daha birkaç gün önce ‹kitelli’de birgenç polisin dur ihtar›na uymad›¤›gerekçesiyle sokak ortas›nda katle-dilmifltir, üç gün önce ‹zmir’de mü-vekkilleriyle görüflmek için karako-la giden Av. Mustafa Rollas polis ta-raf›ndan tekme tokat dövülmüfl, gö-zalt›na al›nm›flt›r. 16 Temmuz’dabas›n›n gözü önünde Ankara’n›n or-tas›nda HÖC’lüler vahfli iflkenceler-le gözalt›na al›nm›flt›r, 1 May›s’taTaksim’de olmak isteyen emekçile-re ‹stanbul’da sokak ortas›nda ifl-kence yap›lm›flt›r. Bu ve buna ben-zer daha onlarca iflkence olay› yak›nsüreçlerde, AKP iktidar› sürecindeyaflanm›flt›r. Tüm gizleme çabalar›-na karfl›n devrimcilerin y›llard›r dilegetirdi¤i gibi iflkencenin bir devletpolitikas› oldu¤u gerçe¤i tekrar tek-rar kan›tlan›yor. Yaflanan bütün buiflkence olaylar›ndan ve ölümlerden,polise s›n›rs›z katletme ve iflkenceyetkisi tan›yan bunun için yasalarç›karan AKP iktidar› sorumludur.

AKP’N‹N POL‹S‹ ÇALIfiIYOR!POL‹SE SÜPER YETK‹N‹N SONUÇLARI...

14 POL‹S 16 EEylül 22007

Page 15: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

Tayyip Erdo¤an iktidara geldi-¤inden bu yana tutturmufl bir “ifl-kenceye s›f›r tolerans”...

Fakat iflkenceciler oral› de¤il.

Meclis kürsüsünden “Benim ül-kemde iflkence falan yoktur" diye-ba¤›r›yor baflbakan ama iflkenceci-ler icraatlar›yla onu tekzip ediyor.

Eski baflbakanlar hiç olmazsa ta-mamen reddetmez, baz› iflkence va-kalar›na kabul edip “münferit olay-

lar” derlerdi. Baflba-kan Tayyip Erdo¤anise külliyen inkarediyor iflkenceleri.Ediyor ama raporlar,belgeler ortada iflte.

‹HD ve Mazlum-Der taraf›ndanBaflbakan’›n “iflkence yok” iddias›üzerine yap›lan aç›klamada, sadecebu y›l›n ilk alt› ay›nda 451 iflkencevakas› yafland›¤› belirtildi.

‹flkence var diyenlerin kan›t› davar, ama "iflkence yoktur” diyenlerbu belgeler, bilgiler karfl›s›nda sus-kun.

‹HD ve Mazlum-Der yöneticile-rinin verdikleri baz› örnekler flöyle:

- 22 Temmuz seçimlerinden ön-ce Meclis'e yürümek isteyen Haklarve Özgürlükler Cephesi üyeleri, dö-vülerek gözalt›na al›nd›. Gözalt›naal›nan 159 kifliden 87'si, tutuklana-rak Sincan L2 Cezaevi'ne konuldu.Tutuklulardan ‹brahim Çuhadar,Mehmet Yaflar, Erdinç Ero¤lu, U¤urEyilik, Deniz Kutlu, ‹brahim Ak›n,Musa Kurt, avukatlar› arac›l›¤›ylacezaevinde iflkence gördükleriniaç›klad›.

- Beyo¤lu ‹lçe Emniyet Müdür-lü¤ü'nde 20 A¤ustos'ta gözalt›naal›nan Nijeryal› Festus Okey, poliskurflunuyla can verdi.

'Alt› aayda ““S›f›r” de¤il;451 iiflkence vvakas›'

‹zmir'de AvukatMustafa Rollas, 9 Eylülgünü gözalt›ndaki mü-vekkilleri ile görüflmeküzere gitti¤i Fuar Asa-yifl Ekipler Amirli-¤i'nde kelepçelenerektekme tokat gözalt›naal›nd›.

9 Eylül günü ‹zmir Enternasyonal Fuar›'nda pankart aç-mak isteyen ö¤renciler gözalt›na al›nm›fl Avukat MustafaRollas da müvekkilleriyle görüflmek için karakola gitmiflti.Fuar Asayifl Ekipler Amirli¤i'ne giderek müvekkilleriylegörüflmek isteyen Av. Mustafa Rollas polis taraf›ndandövülerek gözalt›na al›nmm›flt›. Bu olay 11 Eylül günü‹HD ‹zmir fiubesi'nde Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i(ÇHD) ve ‹HD üyeleri taraf›ndan bir bas›n aç›klamas›ylaprotesto edildi. Toplant›da yap›lan konuflmalarda Rollas'ayap›lanlar›n hukuksuz uygulamalar oldu¤u ve suç teflkilettit¤i belirtilirken, Mustafa Rollas, sorunun 14 Haziran2007 tarihinde ç›kar›lan Polis Vazife ve Selahiyetleri Ka-nunu'nda polise tan›nan genifl zor kullanma yetkilerindenkaynakland›¤›n› belirtti.

Rollas kendisine dayak atan Fuar Asayifl Ekipler Ami-ri Ayhan Gökdeniz ve di¤er resmi ve sivil polisler hakk›n-da suç duyurusunda bulunaca¤›n› da belirtti.

Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i (ÇHD) ‹zmir fiubesi Bafl-kan› Aysun Koç da, son 2 ayda Türkiye'de buna benzer 4vaka daha yafland›¤›n› belirterek, “Yaflananlarla birlikte,'Sivil Anayasa' yapaca¤› iddias›ndaki AKP hükümetiningerçek zihniyeti ortaya ç›kt›” dedi. Aysun Koç ÇHD olarakolay hakk›nda suç duyurusunda bulunacaklar›n› belirtti.

‹stanbul‹kitelli’deö¤le saatle-rinde polisbir gencisokak orta-s›nda vur-du. 9 Eylülgünü saat 12.00 s›ralar›nda ‹kitelli 7. Sokak’taSelçuk isimli bir genç, görgü tan›klar›n›nanlat›mlar›na göre polisin yak›n mesafedenaçt›¤› atefl sonucu yaraland› yaral› gencin ambu-lans yerine polis otosuna bindirilirken gencinnereye götürüldü¤ü hakk›nda ise bilgi edinile-medi.

Olaydan hemen sonra biraraya gelen HÖC,Birleflik ‹flçi Derne¤i, ESP, Mücadele Birli¤iüyeleri olay yerine alk›fllar ve sloganlarla biryürüyüfl yapt›lar.

Olay yerinde kurumlar ad›na aç›klamay› ya-pan Yüksel Bulut, TMY ve Polis Vazife ve Sela-hiyatlar› Kanunu’nda yap›lan de¤ifliklik ile yet-kisi artan polislerin keyfi uygulamalar›n›nartt›¤›n› belirtti. Nijeryal› Festus Okey’in kara-kolda öldürülmesini ve bir ay içerisinde Esen-ler’de bir, Esenyurt’ta ise alt› kiflinin karakoldacoplu tecavüz ve iflkenceye maruz kald›¤›n› dabelirten Bulut, “Polis yine yakalamak yerinevurmay› tercih etti. Bugün yaflanan olay polis te-rörünün son örne¤iydi” dedi.

Eylem boyunca s›k s›k “‹nsanl›k Onuru ‹fl-kenceyi Yenecek” sloganlar› at›ld›.

POL‹S‹N ATEfi EETMEÖZGÜRLÜ⁄Ü

KARAKOLDA AVUKATADAYAK

Say›: 122 15POL‹S

Page 16: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

Edirne F Tipi'nde yatan tutsak-lardan Enver Yan›k, 29 A¤ustos'tabir davas› nedeniyle ‹stanbulACM'de savc›l›¤a götürülüyor.

Yan›k, savc›l›¤a götürüldü¤ündeorada bulunan avukat› Oya Aslan'lagörüflme talebinde bulunuyor. Sav-c›n›n izniyle, savc›n›n kap›s›n›nönünde avukat ve müvekkili görüfl-meye bafll›yorlar. Ancak jandarmasürekli rahats›z ediyor. Savc› dahibu koflullarda soruflturma yapama-yaca¤›n› söylüyor. Ancak müdahaleve tacizler sürüyor. Enver Yan›k'›n

savunma hakk›n›n engellenmemesiyolundaki talebine karfl›l›k, itipkakmaya bafll›yorlar. Bunun üzerineYan›k, "Savunma Hakk›m›z Engel-lenemez" fleklinde slogan at›yor.

Tutsak Enver Yan›k, att›¤› o slo-gandan sonras›n› hat›rlam›yor.

Gözlerini açt›¤›nda adliyenin enalt›ndaki bir odada, masan›n üzeri-ne uzat›lm›fl ve iki koluna iki ayr›serum tak›l› halde buluyor kendini.Ne kadar bayg›n kald›¤›n› bilmiyor.Birkaç doktor, sa¤l›k eleman› görü-yor çevrede. O s›rada Yan›k'›n ken-dine gelmesi üzerine sa¤l›kç›lar se-rumu ç›kar›p gidiyorlar. Avukat›kendisine sesleniyor ancak Yan›kcevap veremiyor.

Sonras›nda Yan›k, ringe bindiri-lip Edirne F Tipi'ne geri götürülü-yor. Ancak F Tipinde de doktor ol-mad›¤› için, ne vücudundaki hasar-lar tespit edilebiliyor, ne bir tedaviyap›labiliyor. Enver Yan›k, zatenciddi rahats›zl›klar› olan bir tutsak-t›. Bu iflkenceler sonucunda rahat-s›zl›klar› daha da art›yor.

Ancak tüm bunlar›n ötesinde,daha da vahim olan›, böyle bir ola-y›n “adalet da¤›tmakla” yükümlübir adliye binas›nda yaflanmas›d›r.Bir tek savc›n›n, hakimin yan›baflla-r›ndaki iflkenceye müdahil olmama-s›d›r. Bu, yarg›n›n bitmiflli¤inin vezulüm düzenine tabi olmufllu¤unungöstergesidir.

‹stanbul AAdliyesi’nde ‹‹flkence!

TTAAYYAADD RRaappoorruu:: HHaakk ‹‹hhllaalllleerrii vveeTTeeccrriitt SSüürrüüyyoorr!!

Hapishanelerdeki hak ihlallerini takipeden ve belgeleyen TAYAD, haz›rlad›¤›AA¤¤uussttooss aayy››nnaa iilliiflflkkiinn yeni raporda, AdaletBakanl›¤›’n›n yay›nlad›¤› 45/1 say›l› genel-genin hâlâ uygulanmad›¤›n› aç›klad›. Rapor-da, yedi y›l süren ölüm orucu direnifli sonu-cunda Bakanl›¤›n 22 Ocak 2007 tarihindeyay›nlad›¤› genelgenin ancak birkaç hapis-hanede uyguland›¤›, birçok hapishanede isehayata geçirilmedi¤i ifade ediliyor.

Edirne, Tekirda¤, Bolu, Kand›ra, K›r›klarve Sincan hapishanelerinde genelgenin uy-gulamas› konusundaki son durum hakk›ndabilgiler içeren, uygulamalardan çeflitli örnek-lerin aktar›ld›¤› raporda tutsaklar›n haftal›ksohbet haklar›n›n, 10 saatin ve günlük 2 saa-tin alt›na çekilmeye çal›fl›ld›¤› belirtiliyor.

Raporun sonuç bölümünde “Genelgeninaç›k hükmü karfl›s›nda, uygulay›c›lar yönün-den ‘görevi suiistimal suçu’ oluflturacak bututum derhal terk edilmeli, bugüne kadar ile-ri sürüldü¤ü örneklerde adli ve idari sorufl-turma yürütülmelidir” diyen TAYAD, tecritekarfl› mücadeleyi, tecrit kalkana kadar sürdü-receklerini ifade etti.

Baflta F Tipleri olmaküzere bilindi¤i gibi, hapisha-nelerin ço¤unda art›k “Yük-sek Güvenlik” sistemi geçer-li. Öyle diyor Adalet Bakanl›-¤› yetkilileri. Fakat “yüksekgüvenlik” sadece devrimci,yurtsever tutsaklara, onlar›naileleri ve avukatlar›na karfl›uygulan›yor anlafl›lan.

Mafyac›lar›n hücrelerindehâlâ cep telefonlar›, esrarlarç›k›yor. Trabzon E Tipi Hapis-hanesi’nde yaflanan son olayise, mafyac›lar›n hâlâ “silahl›”olduklar›n› da gösterdi. Silah-l› olduklar› gibi, hapishaneniniçinde de cirit at›yorlar.

Karadeniz sahilyolununyap›lmas›na karfl› mücadele

etti¤i gerekçesiyle öldürülenAvukat Cihan Eren'in katilzanl›s› Serhat Karadeniz,baflka bir mafyac› olan HakanÇillio¤lu'na karfl› tabancaylasuikast girifliminde bulundu.

Bas›na yans›d›¤› kadar›y-la 6 Eylül’de meydana gelenolayda, Serhat Karadeniz,Çek-Vizör marka tabancas›y-la Çillio¤lu'nun kald›¤› D-16ko¤ufluna kadar gitti, ko¤uflkap›s›n›n kapal› oldu¤unugörünce kilide 3 el atefl ede-rek içeri girmeye çal›flt›..

Sonras›nda jandarman›ngaz bombas› kullanarak mü-dahale etti¤i, bu müdahaledede 20 hükümlünün gazdan et-kilendi¤i belirtiliyor.

Mafyac›lar›n Saltanat› da Sürüyor!

BBiirr TTuuttuukklluu KKeennddiinnii YYaakktt››

VVaann FF TTiippii HHaappiisshhaannee--ssii’nde bir tutuklu bask›lar›protesto etmek amac› ile 6Eylül günü kendini yakt›.

Tutsak ailelerinden AdilKotay, yapt›¤› aç›klamada,tutsaklardan Hasan Kaçan’›nF Tiplerindeki bask›lar› pro-testo etmek için bedenini ate-fle verdi¤ini, Kaçan’›n sa¤l›kdurumu hakk›nda ayr›nt›l›bilgi ö¤renemediklerini aç›k-lad›.

16 EEylül 22007TECR‹T16

Page 17: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

Hücreler kendi kal›b›na dökmekistiyor insan›... Hücreler; sahipleriad›na, ruhsuzlu¤uyla, tekdüzeli¤iy-le, t›pk› kendisi gibi olmas›n› istiyorinsan›n. Düflünmeyecek, sormaya-cak, sorgulamayacak, paylaflmaya-cak, sevmeyecek, kin duymayacakinsanlar istiyor. En önemlisi de hüc-relerin düzenine isyan etmeyecekinsan istiyor.

77 yy››ll oolldduu hhüüccrreelleerree konulal›.Bizi ve halk›m›z› kendi kal›b›na dö-kebildi mi hücreler? De¤il 7 y›l, 77y›l da geçse onlar›n istedi¤i kal›bagirmeyece¤iz... Çünkü biz o kal›ba,o kal›p bize uymaz...ki, sonuna,sonsuza, sonuncumuza kadar deyipy›km›fl›z kendi kal›plar›m›z› da...‹nand›¤›m›z ve elbet kuraca¤›m›zdüzene varmak için irademiz s›n›rtan›m›yor çünkü... ““ÖÖllüümmüü yyeennmmiiflfliinnssaann iirraaddeessiinnddeenn ddaahhaa ggüüççllüü bbiirrssiillaahh yyookkttuurr”” sözü rehberimizdir.Bu sözün gücünün, tahtlar›n›, dü-zenlerini yerle bir edece¤ini bilen-ler, bu yüzden hücreleri yapt›lar; bi-zi kendi düzenlerinin kal›b›nda “›s-lah” etmek için...

Oysa bizi hücrelere atmak içingeldiklerinde, daha o gün y›kt›khücrelerini de, kal›plar›n› da...

Umudumuzu, inanc›m›z›, dev-rimci irademizi yenmeye ordulardüzüp, üzerimize geldiler. “Hayatkurtarma” deyip, düzenlerinin nas›lbir hayat› bahfletti¤ini de zulümle-riyle sergilediler ama ilk ateflimizdeyenildiler. Binlerce mermi, binlercegaz, zulmün her fleyinden binlercesi

üzerimize ya¤arken; bir çakma¤›,bir kibriti silah yapan irade bir k›v›l-c›m›, bir alevi sar›verdi bedenine...Ölümü yenmifl insan iradesi atefltenbir toptu iflte... Çanakkale’den Çan-k›r›’ya, Bart›n’dan Buca’ya, ‹stan-bul’dan Ceyhan’a özgür tutsak ira-desiydi alevlerle dile gelen, anlat›-lan. Yanan tendi, bedendi ama bü-yük bir umut, büyük bir inanç, iradeyükseliyordu o büyük insanl›¤›n uf-kunda... Zulmün gazlar›, kimyasal-lar›, kurflunlar› eriyordu her parla-yan alevde. Ve her parlayan alevleinsanl›k yeni doruklar›na ulafl›yor-du... Düzenin biçti¤i kal›plar› y›k-m›flt›k çoktan ve devrimin yeni do-ruklar› çiziliyordu o gün... “Bir ca-n›m var, feda olsun halk›ma” diyor-du en önde yürüyen alevler içindenve sesi, alevleri dalga dalga, yal›myal›m yay›ld› Anadolu’ya...

‹syanlar befli¤i Egemiz’de kad›nve erkek efeler evvelinde yakm›flt›zeybek atefllerini... Temmuz 2000’deBergama’da duvarlar y›k›l›rken Apo;“Da¤lara Erhan olmaya gidecektik,gidemedik ama Berdan olaca¤›z” di-yordu y›k›nt› halindeki hapishanede,hep beraber yakt›¤›m›z Haydar atefli-nin bafl›nda... Kad›n yoldafllar›m›zlaayn› havaland›rmada, ayn› ateflin ba-fl›nda olmay› isterdik, ki onlar da is-terdi, ama onlar Uflak’ta, biz Bu-ca’dayd›k.

“Olsun” diyorlard› Yasemin’leBerrin, “Olsun bir Buca’da, bir bu-rada, ‹diller’in yolunda, da¤lar›nkuca¤›nda, ilkler de yarat›r›z”....

Hep beraber ka-villeflmifltik, sözvermifltik, Erhan-lar’a, Berdan-lar’a, ‹diller’e,

“ard›n›zday›z” demifltik... 19 Ara-l›k’ta kuflat›l›rken umut, doruklaraç›kma, ç›k›p da flahan olma vaktidirgayri demifltik...

Buca’da, yand› söndü bir kibrit...“Tüh” dedi Apo; “tutuflmad› ka-zak”...A ma tutuflmufltu yüre¤i fedaatefliyle...

Bir dal kibrit de Uflak’ta yand›,söndü yand›... Yürekteki feda atefl-leri sard› Yasemin’le Berrin’i.... Yü-rüdük meflalelerle doruklara...

Yeni bir düzeni, yeni bir insan› ya-ratman›n kavgas›nda, yeni doruklaravarman›n kararl›l›¤›yla yürüdük.Ege’den de yeni doruklara ç›kt›k...

Yasemin’le sahiplenmenin vesorumlulu¤un; Berrin’le cüretin vecoflkunun; Apo’yla yi¤itli¤in; Gür-sel’le mütevazili¤in; Gökhan’laemekçili¤in doruklar›na, Günay’lainsan›n enginliklerine, deryalara yü-rüdük... Sergül’le tüm emekçiler vehepimiz ad›na, hepimizin ortak ha-yali olan Taksim’i zaptettik.

Biliyoruz ki, o büyük günde Tak-sim’de ya omuz omuza halayda yada omuzbafllar›nda olaca¤›z. Amahepimiz orada olaca¤›z... Yeni birhayat›, yeni insanlarla kuraca¤›z.Bunu müjdeliyoruz yedi y›ld›r 122kahramanla. Dilimizde Eyüp’ünsözleri;

““‹‹flflttee yyiinnee ddoorruu¤¤uunnddaayy››zz hhaayyaa--tt››nn””;; yürüyoruz yeni doruklara... Ogüne...

KK››rr››kkllaarr 11 NNoo’’lluu FF TTiippii ÖÖzzggüürr TTuuttssaakkllaarr››

Say›: 122 17HÜCRELER

D‹RENEREK ÖÖLÜMSÜZLEfiENB‹R YYAfiAM: HHAM‹DE ÖÖZTÜRK

19 Aral›k 2000'de, 6 kad›ntutsa¤›n diri diri yak›ld›¤› Bay-rampafla Hapishanesi’nde olan,19 Aral›k Katliam›’n›n ard›ndan5. Ölüm Orucu Ekipleri'ndeölüm orucuna bafllayarak flehitdüflen Hamide Öztürk, 10 Eylülgünü Hatay Harbiye Beldesi’nde

mezar› bafl›nda an›ld›.

“Kahramanlar Ölmez Halk Yenilmez / TAYAD’l›Aileler” pankart› açan arkadafllar› flama ve Hami-de’nin resimlerini tafl›d›lar. Mezar› karanfillerle süslen-di. Anmada Hamide’nin mücadele hayat›n› anlatan biryaz› ve Selami Kurnaz’›n flehit düflmeden önce yazd›¤›“A¤lamay›n” fliiri okunurken “Haydi Ten Ruh Acabha”adl› Arapça türkü söylendi. Anmadan sonraHamide’nin devrim flehitleri olan abisi Ahmet Öztürkile yengesi Yazgülü Güder Öztürk’ün mezarlar›na dakaranfiller b›rak›ld›.

HHüüccrreelleerrddee 77 YY››ll““‹‹flflttee yyiinnee ddoorruu¤¤uunnddaayy››zz hhaayyaatt››nn””

Page 18: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

18 HABER 16 EEylül 22007

Esenyurt'ta geçen ay 'gösteriyapma haz›rl›¤›nda olduklar›' ge-rekçesiyle gözalt›na al›narak iflken-ceye maruz kald›ktan sonra tutuk-lanan Necip Sipal, Nihat Karçin,Yusuf Salim, Yusuf Kaplan ve M.Fuat Erol’un yak›nlar›, Tutuklu Ai-leleri Derne¤i (TUAD) ‹stanbulfiubesi'nde bas›n aç›klamas› yapa-rak yak›nlar›na hapishanede de ifl-kence yap›ld›¤›n› dile getirdiler.TUAD Yöneticisi Abdullah Geldi,taraf›ndan yap›lan aç›klamada "Te-

kirda¤ 2 No'lu F Tipi Cezaeviyönetimi taraf›ndan insanl›k d›fl›muamelelere tabi tutuldular. Ya-flanan bu insanl›k d›fl› muamelecezaevinde bulunan di¤er tutuk-

lu ve hükümlüler taraf›ndan protes-to edilmifl, Tekirda¤ Savc›l›¤›'nadilekçe gönderilmifltir. Cezaevi yö-netimi dilekçe sahibi tutuklu ve hü-kümlülere çeflitli bahanelerle sald›-r›lar düzenliyor. Yaflanan sald›r›dabaz› tutuklular çeflitli yerlerindenyaralanm›flt›r. Bu sald›r›lar›n tek-rarlanmayaca¤›n›n garantisi yok-tur. Cezaevi yönetiminin bu keyfitutumu yeni sald›r›lar›n habercisi-dir" sözlerine yer verildi.

Fransa'da sürgünde ya-flarken 9 Eylül 1984'te ya-flam›n› yitiren halk sanatç›-s› Y›lmaz Güney, ölümü-nün 23. y›ldönümünde Pa-ris'te mezar› bafl›nda an›ld›.

Sineman›n ‘Bir Güzel ÇirkinKral’› olarak dünyaca tan›nan dev-rimci sanatç› Y›lmaz Güney, Fran-sa Demokratik Haklar Federasyo-nu(FDHF), Türkiyeli Göçmen ‹fl-çiler Kültür Derne¤i (ACTIT),Fransa Türkiyeli ‹flçiler Federasyo-nu(FTIF), ‹flçilerin Birli¤i Halkla-r›n Kardeflli¤i Platformu(BIR-KAR) ve Fransa Anadolu Dayan›fl-

ma Derne¤i (AS-FA) taraf›ndan 10Eylül'de organizeedilen ve sayg› du-

rufluyla bafllayan anmayla an›ld›.

Yaklafl›k yüz kiflinin kat›ld›¤›anmada Güney’in mezar› bafl›naçelenkler b›rak›ld›.

Devrimci sanatç› Y›lmaz Gü-ney; Adana’n›n Denizli Narl›caMahallesi’nde bir süre önce aç›lanSeyhan Sosyal, Kültür ve SanatDerne¤i’nde yap›lan bir etkinliklede an›ld›. Ölümünün y›ldönümün-de Y›lmaz Güney’in Yol filminingösterimi yap›l›rken etkinli¤e kat›-lanlara Y›lmaz Güney'in kiflili¤i,devrimci yaflam› ve sanatç›l›¤› an-lat›ld›.

1122 EEYYLLÜÜLLFFAAfifi‹‹SSTT CCUUNNTTAASSIIPPRROOTTEESSTTOO EEDD‹‹LLDD‹‹

12 Eylül Faflist Cuntas› pek çokilde gösterilerle, aç›klamalarla pro--testo edildi.

HHB, TAYAD, Temel HaklarFederasyonu, Esenyurt ve Ad›ya--man Temel Haklar, Ankara ve An--talya HÖC Temsilcilikleri taraf›n--dan yap›lan yaz›l› aç›klamalarda 12Eylül’ün hayat›n her alan›nda sür--

dü¤ü vurguland›. Adana HÖC Temsilcili¤i 12 Ey--

lül günü ‹nönü Park›’nda yapt›¤› ba--s›n aç›klamas›yla faflist cuntay› pro--testo ederken Elaz›¤ HÖC Temsilci--li¤i ise yapt›¤› etkinlikte 12 Ey--lül’de katledilen flehitleri and›.

Aralar›nda DTP, DHP, EHP veESP’nin bulundu¤u DKÖ’ler Tak--sim Tramvay Dura¤›’nda bas›naç›klamas› yaparak; Darbe Karfl›t›Platform da TBMM önünde yapt›¤›aç›klama ile, 9 Eylül’de de Abdi‹pekçi Park›’nda bir miting düzenle--yerek 12 Eylül’ü protesto ettiler.

TTEEKK‹‹RRDDAA⁄⁄ FF TT‹‹PP‹‹’’NNDDEE‹‹fifiKKEENNCCEE SSÜÜRRÜÜYYOORR……

HHAALLKKIINN SSAANNAATTÇÇIISSIIYYIILLMMAAZZ GGÜÜNNEEYY AANNIILLDDII!!

BBUURRSSAA''DDAAGGEELLEENNEEKKSSEELL 22.. MM‹‹SS‹‹ fifiEENNLL‹‹⁄⁄‹‹YYAAPPIILLDDII......

Bu sene ikincisi düzenlenen gele--neksel Misi fienli¤i, 9 Eylül Pazargünü gerçeklefltirildi. Tarihi ve do¤algüzelli¤e sahip olan Misi Köyü'nü ta--n›tma amac›yla yap›lan flenlikte köyhalk› biraraya gelerek e¤lendi. Halkkendi flenli¤ini düzenledi. Bursa Te--mel Haklar'›n da aralar›nda bulundu--¤u devrimci demokrat yap›lar›nstand açt›¤› flenlik gün boyu sürdü.De¤erlere sahip ç›k›lmas› gerekti¤i--nin vurguland›¤› flenlikte Bursa Te--mel Haklar stand› halk›n ilgisiylekarfl›land›.

AACCII KKAAYYBBIIMMIIZZ

Ümraniye 1 May›s Mahallesi’ndeyaflayan Hüseyin Günda¤ 11 Eylül2007 tarihinde yaflam›n› yitirdi. 20yafl›nda, Marafl Elbistanl› olan Hü--seyin 4 y›l kadar önce ‹stanbul’a ça--l›flmaya gelmiflti. Do¤algaz tesisat--ç›s› olarak çal›flan Hüseyin 8 Eylülgünü çal›flt›¤› inflaatta kafas›na dü--flen tesisat malzemesi nedeniylea¤›r yaraland›. 3 gün yo¤un bak›m--da kalan Hüseyin’i ailesi ve arka--dafllar› bir an bile yaln›z b›rakmad›.

Nefleli ve s›cak yap›s›yla arkadafl--lar› taraf›ndan sevilen Hüseyin’incenazesi 12 Eylül günü memleketiolan Marafl Elbistan’a gönderilecek.

Bir HÖC’lü olan Hüseyin’i say--g›yla an›yor, ailesi ve arkadafllar›nabaflsa¤l›¤› diliyoruz.

ANADOLU TEMEL HAKLAR

VE ÖZGÜRLÜKLER DERNE⁄‹

Page 19: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

2007-2008 adli y›l›, 6 Eylülgünü Yarg›tay’da düzenlenentörenle bafllad›. Cumhurbaflka-n›’ndan meclis baflkan›na, Bafl-bakan’dan bakanlara, ana mu-halefet liderine, Genelkurmaytemsilcilerine kadar tüm devletordayd›... Törene gösterilen buüst düzey ilgiyi “adalete”, “hu-kuka” verilen önemin bir gös-tergesi sayabilseydik keflke.Ama öyle de¤ildi. Zaten tören-de, baflta Yarg›tay Baflkan› ol-mak üzere, pek kimse hukuktan,adaletten sözetmedi.

Törenin bafl konuflmac›s› olanYarg›tay Baflkan›’n›n gündemindehukuk, adalet, hukukçular›n sorun-lar›, hukuk sisteminin aksakl›klar›de¤il, ““tteerröörr”” vard›. Konuflan sankiYarg›tay Baflkan› de¤il, “TerörleMücadele Yüksek Kurulu Baflka-n›”yd›. Yarg›tay Baflkan› OsmanArslan, konuflmas›n› böyle flekillen-dirmesinin elefltirilece¤ini biliyorolmal› ki, niye böyle bir konuflmayapt›¤›n› “Yarg›tay’›n, yurt genelin-de adaleti tesis etmek yan› s›ra enönemli ve vazgeçilmez sorumlulu-¤u, üniter yap› ve bölünmez bütün-lü¤ü korumakt›r” diyordu.

Yurt genelinde adaleti tesis et-mifl, s›ra üniter yap›y› korumayagelmifl anlafl›lan. Yarg›tay Baflkan›,kimbilir hangi menfaat ve koltukbeklentileriyle olacak ki, AKP’yeyönelik de hiçbir elefltiride bulun-mad› konuflmas›nda.

Halbuki flu tabloya bak›n:

1997’de Yarg›tay’da bir daireyedüflen dava say›s› 12 bin imifl.1999’da, 2001’de dava say›s› yine12 bin civar›nda.

Ama ondan sonra,

-ki AKP iktidar›na denk geliyor-

2002’de 2288 bbiinn..

2006’da 5522 bbiinn......2007’de ise, henüz y›l tamam-

lanm›fl olmas›na karfl›n, davasay›s› 9944 bbiinnii aaflfltt››......

Bir; suç, suçlular durmaks›-z›n art›yor ve hukukçunun gün-deminde de¤il bu.

‹ki; bir Yarg›tay, bu kadarçok davaya bakamaz, dolay›s›y-la adaletin tecellisini sa¤laya-maz, ama bu da yok hukuk aris-tokrasisinin gündeminde. Pekine var? “Terör” var.

Yarg›n›n, hukukun bu kadarsorunlar› dururken, Yarg›tay Baflkan›,konuflmas›n›n merkezine “teröre kar-fl› mücadele”yi oturtmufl, bölücü, ge-rici teröre veryans›n ediyor.. Ve ba-k›n üzerindeki hukukçu cüppesiylene diyor: “Türk milletinin sabr›n›ns›n›r› oldu¤u unutulmamal›d›r”...

fiimdi bu Yarg›tay’›n önüne birlliinnçç ddaavvaass›› gelse ne olacak? Bu ka-fa yap›s›ndaki bir hukuk mekaniz-mas›, “hassasiyetlerine dokunuldu-¤u için sabr› taflan” flovenist güruhakarfl› adaleti uygulayabilecek mi?..

Uygulayamayaca¤› ve bugünekadar da uygulamad›klar› aç›k.

O aç›l›fl törenlerinde ““YYaarrgg›› bbaa--¤¤››mmss››zz ddee¤¤iillddiirr"" diyen yarg›çlarç›kt›; o törenlerde ""yyaarrgg››nn››nn yyeerriinniimmaaffyyaa aallmm››flfltt››rr" itiraflar› yap›ld›.Bir hukukçu ç›kt›, üzerindeki cüp-peyle, karfl›s›nda ülkeyi yönetenle-rin neredeyse tamam› varken, ““yyaarr--gg›› vviiccddaannllaa ccüüzzddaann aarraass››nnaa ss››kk››flfl--mm››flfltt››rr”” dedi.

Bütün bu sözler, devlet, hükü-met yetkililerinin önünde söylendi.Ama kimse oral› olmad›. Kimse, nemafyan›n yarg›n›n yerine geçmesi-ni, ne adaletin art›k “cüzdanlarla”al›n›p sat›l›r olmas›n›, ne de yarg›çba¤›ms›zl›¤›n›n olmamas›n› sorunyapmad›. Çünkü asl›nda, hukuk on-lar›n umurlar›nda de¤ildi. Çünküadaletin tecellisini sa¤lamak gibi biramaç ve politikalar› yoktu. ‹flte bu-nun için, adli y›l aç›l›fl› da göster-melik, bürokratik bir törenden ötebir fley de¤ildir bu düzende. Adalet-leri, de, adli y›llar› da onlar›n olsun.

Say›: 122 19ADALET

ÇHD’li avukatlar adli aç›l›fl y›l-dönümü nedeni ile 6 Eylül günü saat12.30’da Befliktafl ACM Mahkemesiönünde bir bas›n aç›klamas› yapt›lar.ÇHD’li Av. Zeycan Balc› fiimflek ta-raf›ndan okunan aç›klamada “Yasa-lar çetelerin sorunlar›na cevap verende¤il, halk›n taleplerine sorunlar›na

cevap veren yasalar olmal›d›r, yasa-lar yap›lmal›d›r” denildi. ÇHD’liavukatlar›n düzenledi¤i bir baflka et-kinlik ise 8 Eylül günü Ada Kitabe-vi’nin toplant› salonunda yap›lan pa-nel oldu. Saat 14.00’de bafllayan pa-nelde yarg› ba¤›ms›zl›¤›, yarg›yakim niçin müdahale ediyor, yarg›n›n

sorunlar› konular› tart›fl›ld›.Yönetmen S›rr› Süreyya Ön-der, Araflt›rmac› Yazar Ertu¤rulMavio¤lu, ÇHD Genel Sekre-teri Selçuk Koza¤açl›, Prof. Dr.Taha Parla ve Eski DGM Sav-c›s› Mete Göktürk’ün konufl-mac› olarak kat›ld›¤› paneldeanayasa tart›flmalar›na de¤inil-di ve yarg›n›n ba¤›ms›z olma-d›¤› örneklerle anlat›ld›.

AAvvuukkaattllaarr AAddllii YY››ll››,, AAddaalleett TTaalleebbiiyyllee AAççtt››

ADALETS‹ZL‹K ORTASINDA YEN‹ AADL‹ YYIL

Page 20: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

20 ADALET 16 EEylül 22007

Yürüyüfl: Adli y›l›n aç›l›fl› vesi-lesiyle Yarg›tayBaflkan› OsmanAslan’›n yapt›¤›konuflmay› nas›lde¤erlendirdiniz?

Behiç Aflc›: ‹kiaç›dan de¤erlen-dirmek mümkün.Birincisi Yarg›-tay’›n iktidar içisavafllarda ald›¤›

yeri göstermesi ve ikincisi Yarg›-tay’›n haklar ve özgürlükler müca-delesine bak›fl› ve dolay›s›yla da ta-rafl› olup olmad›¤› konusunda yeri-ni net olarak göstermesi. Ço¤u kezilk derece mahkemeleri adaletsizli-¤in tecelli etti¤i yerler olarak, bek-lenen adaletin gerçekleflmedi¤i yada sadece paras› olanlar, güçlü eko-nomik-siyasal ba¤lant›lar› olanlaraç›s›ndan gerçekleflen yerler olarakgörülmesine ra¤men, Yarg›tay’›nher türlü adaletsizli¤i çözebilecekbir makam oldu¤u görüflü hakimdir.Asl›nda yarg› sistemi mant›k olarakda bir bütündür ve bu sistemin için-

de Yarg›tay en üst yerde durmakta-d›r. Dolay›s›yla da yarg›lama afla-mas›nda ilk derece mahkemeleri ileYarg›tay aras›nda mant›k farkl›l›¤›olmamaktad›r. Her iki mahkemedede kimi ve neyi koruduklar›n›n bi-lincinde olarak kararlar›n› vermek-tedirler. Yarg›tay Baflkan›’n›n dagösterdi¤i gibi Yarg›tay da tarafs›zde¤ildir. Yarg›tay Baflkan› konufl-mas›n›n bir yerinde “... Yarg›tay’›ntemel görevi cumhuriyeti korumak-t›r...” demifltir. Bu sözler bilinçliolarak söylenmifltir. E¤er Yarg›taykendisinde cumhuriyeti koruma so-rumlulu¤unu görüyorsa nas›l taraf-s›z olacakt›r? Cumhuriyeti koruya-cak olan organ ve kurumlar zaten

vard›r. Yarg›tay niçin bu konudakendisine sorumluluk almaktad›r?Örne¤in bugün her fley Cumhuriye-te karfl› kalk›flma olarak kabul edi-lirken Yarg›tay bu konularda verilencezalar›n temyiz incelemesini nas›lyapacakt›r? Tarafs›z olabilecek mi-dir? Ya da art›k Yarg›tay’›n tarafs›zoldu¤una bizleri inand›rabilirlermi?

Y: Ülkemizde mevcut sistemleadalet sa¤lanabilir mi?

B. A.: Ülkemizdeki mevcut sis-temin bütünü aç›s›ndan de¤erlendi-rilirse adaletin sa¤lan›p sa¤lanama-yaca¤› ““kkiimmiinn iiççiinn aaddaalleett”” sorusu-nun cevab›na ba¤l›d›r. Elbette ülke-mizde iflleyen bir adalet sistemi var-d›r. Ve bu adalet sistemi baz›lar›n›nadalet iste¤ini karfl›lamaktad›r. Amaiflçiler, memurlar, gençlik, ö¤renci-ler, gecekondulular, köylüler adaletözlemlerini ne kadar karfl›layabil-mektedir? Evi y›k›lan gecekondusahibi adalet özlemini giderebil-mekte midir? Kuflkusuz karfl›laya-mamaktad›r. Halk için çal›flan, halkiçin iflleyen bir adalet sistemi kurul-mal›d›r. Halk›n ald›¤› kararlarlaoluflturulan ve iflleyen bir adalet sis-temi kurulmal›d›r. Halk›n mutlakdenetimi alt›nda olan bir adalet sis-temi kurulmal›d›r.

Y: As›l sorun ne? Sorun davaçoklu¤u adliye binalar›n›n yetersiz-li¤i veya benzeri bir sorun mu?Yoksa bunlar›n ötesinde mi?

B. A.: Adalet sistemi çok küçükbir az›nl›¤›n istemlerini karfl›larkengenifl halk kesimlerinin istekleri ya-n›ts›z kald›¤› için büyük bir hoflnut-suzluk vard›r. Bu hoflnutsuzlu¤uazaltmak, yok etmek için çeflitli dü-zenlemeler yap›lmaktad›r. Amaadaletten gerçekleflmesi beklenenhedefler, adaletin amaçlar›, ç›karla-r›n› korudu¤u kesimler esasl› veköklü olarak de¤iflmeden adalet ih-tiyac›m›z›n gerçekleflmeyece¤iaç›kt›r. Çözümü burada aramak ge-rekir.

Avukat Behiç Aflc› Adli Y›l Aç›l›fl›n› De¤erlendirdi:

HHaallkk ‹‹ççiinn ÇÇaall››flflaann,, HHaallkk ‹‹ççiinn ‹‹flfllleeyyeenn BBiirr AAddaalleett SSiisstteemmii KKuurruullmmaall››dd››rr

Ülkemizdeki mmevcutsistemin bbütünü aaç›s›n-dan dde¤erlendirilirse aada-letin ssa¤lan›p ssa¤lanama-yaca¤› ““... kkimin iiçin aada-let ....” ssorusunun ccevab›-na bba¤l›d›r.

‹stanbul Barosu CMK Avukatla-r›, adli y›l aç›l›fl› vesilesiyle 6 A¤us-tos günü Sultanahmet Adliyesi’ndebir bas›n aç›klamas› yaparak adale-tin sorunlar›n› dile getirdiler.

Saat 11.30’da biraraya gelen avu-katlar, “CMK müdafili¤i ve vekilli¤isisteminin yeniden düzenlenmesini”talep ettiler. Aç›klamay› okuyan Ne-jat Kazan “CMK müdafili¤i ve veki-li sistemini, san›k ve müflteki hakla-r›n› gözetir biçimde, avukatlar›n

emeklerini karfl›layacak ücretesas al›narak yeniden düzenlen-melidir” dedi.

YYaazz››ll›› AAçç››kkllaammaallaarr......Adli y›l aç›l›fl› nedeniyle

ÇHD ve HHB yaz›l› aç›klamalaryapt›lar. ÇHD ‹stanbul fiubesi 5 Ey-lül günü yapt›¤› aç›klamada yeni ad-li y›la iliflkin ÇHD’nin talep ve öne-rilerini s›ralad›. HHB aç›klamas›ndada “Sorunlar›n çözümü için çabasarf etmek yerine sorunlar›n bizzatsorumlusu olanlar›n görkemli salon-lardaki serzeniflleri gerçekleri yan-s›tmamaktad›r. Hamasi tüm nutukla-ra son verilmeli halk›n adalet talebikarfl›lanmal›d›r” denildi

AAvvuukkaattllaarrddaann CCMMKK’’yyaa YYeennii DDüüzzeennlleemmee TTaalleebbii

Page 21: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

Say›: 122 21ADALET

Yürüyüfl: Yarg›tay Baflkan› Os-man Aslan’›n aç›k-lamalar›n› nas›l de-¤er lend i rd in iz?Yarg› çal›flanlar›onun gündemindeyoktu san›r›z?

Ejder Erbulan((BBEESS ‹‹ssttaannbbuull 11NNoo’’lluu BBaaflflkkaann››)):Her sene adli y›l›naç›l›fl›nda Yarg›tay

Baflkan› genelde ülkemizdeki hu-kuk sistemi üzerine birtak›m de¤er-lendirmelerde bulunur. Ve bu de¤er-lendirmeler de “Türkiye’nin bir hu-kuk devleti oldu¤u yarg›n›n ba¤›m-s›z oldu¤u” vs... fleklindedir. YaniYarg›tay aç›l›fllar›nda bunlar›n söy-lenmesi bir tarz halini alm›fl. Bununhayat bulup bulmad›¤› noktas›ndanbakt›¤›m›zda asl›nda örneklerdençok net görülüyor. Bunda en somu-tu fiemdinli davas› san›r›m. Katille-rin nas›l yarg› yolundan uzaklaflt›-r›ld›¤› vs... Sadece fiemdinli de¤ilgeçmiflte de Susurluk vard›... Yani

buradan da yola ç›karsak asl›nda busöylemlerin demagojiden ibaret ol-du¤u ortada.

Yarg› alan›nda da büyük bir ada-letsizlik hakim. Örne¤in çok somutolarak geçen y›l yarg› çal›flanlar›n›nek ücretlerinde bir art›fl sözkonusuolmufltu. Bu art›fl yaln›zca hakim vesavc›lara uyguland›. Bu ücret ada-letsizli¤i de yarg›n›n kendi içindekiadaletsizli¤i gözler önüne seriyor.Bu anlam›yla bu adaletsizli¤in için-de yarg› çal›flanlar›n›n düflünülüyorolmas› zaten imkans›z gibi görünü-yor.

Y: Yeni adli y›l aç›l›fl›nda adliyeçal›flanlar›n›n talepleri nelerdir ?

E.E.: Adli y›l aç›l›fl› oldu¤u içinbiliyorsunuz her sene 6 Eylül’de ya-p›lan aç›l›flta BES’te örgütlü oldu¤uadliyelerin sorunlar› ve çal›flanlar›ntaleplerini dile getirmek için eylemgerçeklefltiriyor. Biraz önce bahset-ti¤im o ek ücretlerdeki adaletsizlik,onun d›fl›nda adliye çal›flanlar›n›nçok zor koflullarda hizmet üretmesi

ve birçok haktan faydalanmamas›,keza sadece ekonomik de¤il sosyalözlük haklar›n›n da s›n›rl› oldu¤u,çok zor koflullarda uzun süreli birçal›flma sistemleri var. Esnek çal›fl-ma daha bugünden adliyelerde uy-gulan›yor. ‹fl yükü gerekçesiyle ad-liyelere personel al›nmamas›, per-sonel yetersizli¤i ve var olan perso-nele çok ifl yüklenmesi; en büyüksorunlardan biri bu. Bir bütün ola-rak adliye çal›flanlar› sorunlar yu-ma¤› olarak geçimini sürdürmeyeçal›fl›yor. Böylesi bir durumda zatençal›flan›n› normalde düflünmeyenbir adalet mekanizmas› ya da kuru-mu, böylesi bir pozisyonda çal›flan›-n›n nas›l bir hayat sürdü¤ü neler ya-flad›¤› konusunda herhangi bir giri-flimi yok olamaz da.

Y: Sizce adalet mekanizmas› na-s›l iflliyor?

E.E.: Adalet mekanizmas› siste-min flekline göre iflliyor. Yani ege-menler flu anda ne istiyorsa adaletmekanizmas› da o yönde terazisinidengede tutmaya çal›fl›yor. Bu du-rumda do¤al olarak adalet kavram›havada kal›yor. Ve yaflanan süreçteülkemizde adaletin ifllemedi¤ini gö-rebiliyoruz.

Y: Eklemek istedi¤iniz farkl› birfley var m›?

E.E.: Görünen bu tabloda yarg›-n›n ba¤›ms›z olmad›¤›n› söylüyo-ruz, halk kitlelerine demokratik,adil ve hukuki bir yaklafl›m›n olma-

d›¤›n› söylüyoruz. Bukoflulda ülkemizde yo-¤un bir karfl› ç›k›fl ol-mal› ve tepkiler yo¤unbir flekilde biraraya ge-linerek getirilmeli. Te-mennimiz budur.

Sendikac› Ejder Erbulan Adli Y›l Aç›l›fl›n› De¤erlendirdi:

““BBuu AAddaalleettssiizzllii¤¤iinn ‹‹ççiinnddee YYaarrgg›› ÇÇaall››flflaann--llaarr››nn››nn DDüüflflüünnüüllmmeessii ‹‹mmkkaannss››zz””

B ü r oEmekçi-leri Sendi-kas› yeni

yarg› y›l›n›n aç›lmas› nedeniyle Yarg›daAdalet talebiyle Adalet Bakanl›¤› ek bi-nas› önünde bas›n aç›klamas› yapt›.

6 Eylül günü Adalet Bakanl›¤› ekbinas› önünde toplanarak insanca biryaflam, onurlu bir gelecek istediklerinisöylediler. Eylem boyunca s›k s›k dö-vizlerinde de yaz›l› olan “IMF’ye De¤ilE¤itime Bütçe”, “Onurlu Memur He-sap Soruyor”, “Zafer Direnen Emekçi-nin Olacak” sloganlar›n› att›lar. Bas›naç›klamas›n› BES Genel Baflkan› Mus-tafa Ç›nar yapt›. Ç›nar yetkililerin, “Ül-kenin yönetiminde ikinci kez iktidar

olan AKP, baflta yoksul halk kesimleriolmak üzere, emekçilere yönelik uygu-lad›¤› ekonomik politikalar›n do¤rulu-¤undan söz ederek, hukuk zeminindebaflka bir hukuksuzlu¤u meflrulaflt›rmaaray›fl›nda olacakt›r” diye konufltu.

Yarg›n›n ve yarg› çal›flanlar›n›n so-runlar›n›n, y›l›n bir gününde çözüle-cek sorunlar olmad›¤›n› hükümet veAdalet Bakan›’n›n görmesi gerekti¤inisöyleyen Ç›nar, Adalet Bakanl›¤›’ndayetkili olan sendikalar›ntaraf olarak kabul edilip,toplu sözleflmeye otur-mas› konusundaki Ada-let Bakanl›¤›’n› görev vesorumlulu¤unu yerinegetirmeye ça¤›rd›.

AAddaalleett mmeekkaanniizzmmaass››ssiisstteemmiinn flfleekklliinnee ggöörree iiflfllliiyyoorr..YYaannii eeggeemmeennlleerr flfluu aannddaa nneeiissttiiyyoorrssaa aaddaalleett mmeekkaanniizzmmaa--ss›› ddaa oo yyöönnddee tteerraazziissiinniiddeennggeeddee ttuuttmmaayyaa ççaall››flfl››yyoorr..BBuu dduurruummddaa ddoo¤¤aall oollaarraakkaaddaalleett kkaavvrraamm›› hhaavvaaddaa kkaall››--yyoorr..

“Adalet YYoksa Bar›fl dda YYok”

Page 22: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

Eskiden gecekonduda oturur-duk. Halk›m›z yoksul, yollar›m›zçamurdu, otobüslerimiz yoktu, amamutluyduk. Evet, yanl›fl okumad›-n›z, herkes bir flekilde mutluydu,çünkü paylafl›m vard›, insanl›k var-d›, arkadafll›k, dostluk vard›, uyufl-turucu, fuhufl, çeteleflme, bunlar çokuzak geliyordu. H›rs›zl›k m›? Birinsan h›rs›zl›k yap›nca soka¤a ç›ka-mazd›, ay›plan›rd›. Bir de büyükle-rimizin, devrimcilerin onurlu müca-delesi vard›.

Bu birlik beraberlik zamanla sis-temi rahats›z etmeye bafllad›. ‹lk

baflta katliamla denediler flanslar›n›.Bunu beceremediler. Karfl›lar›ndaçok daha güçlü bir halk buldular.Her gün “Tek Yol Devrim!” slogan-lar›yla tutufluyordu Gazi sokaklar›,öfke 盤 gibi büyüyordu.

Egemenler bu gidiflin önünü birflekilde kesmek istiyordu. Emperya-list efendilerinden ö¤rendiklerinibir bir uygulamaya bafllad›lar.

‹lk baflta gecekondular y›k›ld›,yerine apartmanlar yap›ld›. Yap›lafl-man›n önü aç›ld›. Eskiden bir gece-kondunun oldu¤u yerde, bir aile ya-flard›. Yeni yap›lan binalarla birlikteyo¤un bir göç dalgas›yla karfl›laflt›mahalle. Bu karmafla ortam›ndaherkes kendi evinin, iflinin, yaflamtelefl›n›n derdine düflünce insanlarbirbirinden kopmaya, yaln›zlaflma-ya bafllad›lar.

Daha sonra Gazi d›fl›nda yasakolan tekel bayilerinin, birahanelerinh›zla artmas›n›n önü aç›ld›. Devlether isteyene izin verdi, göz yumdu.

Yozlaflt›rma sald›r›s› bununlabitmedi. Uyuflturucu, fuhufl, h›rs›z-l›k artmaya bafllad›. Devlet ortadankayboldu art›k. Daha do¤rusu sene-lerdir tan›d›¤›m›z yüzünün alt›ndabaflka bir yüzü ortaya ç›kt›. Bu yü-zün ortaya ç›kmas›ndan sonra ciddibir yozlaflma bafllad›.

Dükkanlar soyuluyordu. Bazentelsizli sivil kifliler, bazen de resmipolislerin korumal›¤›nda... Okul ön-lerinde uyuflturucu sat›fllar› yap›l-maya baflland›. Sokaklarda, çetekavgalar›nda ölenler oluyordu art›k.Ama düzene muhalif, devrimci ey-lemlere an›nda müdahale eden po-lisler yoktu. Gelmiyorlard› bu türkavgalara.

Bunlar, devrimcilerin hep F Tip-lerine yo¤unlaflt›¤› bir süreçte yafla-n›yordu.

Öyle yo¤un bir dönemdi ki, in-sanlar adeta ne oldu¤unu anlayama-dan ciddi bir yozlaflma tablosu bul-

dular karfl›-lar›nda. Ar-t›k daha zorsüreçler bek-liyordu dev-r i m c i l e r i .K›sa süre önce tertemiz olan mahal-le, herkesin evlerinin kap›s›n› rahat-ça aç›k b›rakt›¤› zamanlar kaybol-mufltu.

Bütün bu yaflananlar, bu sistemliyozlaflt›rma politikas› devrimciliktercihini çoktan yapm›fl olanlar› et-kilemezdi belki, ama halk›n çocuk-lar› da yozlaflma tehlikesinin efli¤in-deydi. Mutlaka bir fleyler yapmakgerekiyordu. Böylelikle yozlaflmakarfl›t› eylemler artt›.

Devrimciler, sistemli bir flekildeyap›lan yozlaflman›n karfl›s›nda ba-rikat oldu. Halk› bilinçlendirmeyebafllad›lar. Herkes çok iyi biliyorduzaten düzenin oyununu. Geliflenolaylar da gösterdi ki, baflka mahal-lelerden özellikle fuhufl yapanlarpolis taraf›ndan Gazi’ye tafl›n›yor-du.

Bu yozlaflmaya karfl›, birçokyerde oldu¤u gibi Gazi’de de ciddiçal›flmalar yap›ld›. Birçok pislikGazi’den kovuldu.

Devletin yapt›¤› ise pislik yuva-lar›n›, kumarhaneleri, çetecileri kol-lay›p kanatlar› alt›na almakt›. Bir deyozlaflmaya karfl› mücadele edenle-ri tutuklay›p hapishaneye atmak.

Böyle iflte... Kapitalizmin kültü-rü mahallemize girdikten sonra yoz-laflmay› da beraberinde getirdi.Ama yozlaflma varsa ona karfl› mü-cadele de var.

Bu sadece mahallemizin bir so-runu de¤il, genel bir sorun. Bununiçin bizlere, devrimcilere, onurlu in-sanlara düflen görev: Mücadele et-mek, halk› bilinçlendirmek ve dev-rim saflar›na katmakt›r.

Çünkü bunun baflka çaresi ve al-ternatifi yok.

22 YOZLAfiMA 16 EEylül 22007

Önceki say›m›zda yozlaflmaya karfl›mücadele etmeleri nedeniyle tutukla-nan devrimcilerle yap›lm›fl röportajla-r› yay›nlam›flt›k. Bu hafta yine ‹stan-bul Gazi’den ayn› nedenle, yani yoz-laflmaya karfl› mücadele nedeniyle tu-tuklanan bir devrimcinin kendi semt-lerinde yozlaflman›n nas›l gelifltirildi-¤ine dair izlenimlerini aktaran birbaflka yaz›yla konuya devam ediyo-ruz. Sözkonusu yaz›, Tekirda¤ 2 No’lu FTipi Hapishanesi’ndeki özgür tutsak-lar taraf›ndan yay›nlanan UUmmuutt DDeerr--ggiissii’’nniinn AA¤¤uussttooss 22000077 tarihli say›s›n-da yay›nland›. Onlarca devrimci, bugün bu nedenleF Tipi hapishanelerde yat›yor. Polisiniste¤ini yerine getiren yarg›, yozlafl-maya karfl› mücadeleden baflka “su-çu” olmayan insanlar›n hapishanedetutulmas› sürecini uzatt›kça uzat›yor. Ama iflte en baflta yozlaflmaya karfl›barikat olduklar› kendi semtlerinininsanlar› sahip ç›k›yor onlara.Dergimizin bu say›s›nda haberiniokuyaca¤›n›z Geleneksel ArmutluGüz fienli¤i’nde bu sahiplenmeninörneklerine tan›k olundu. Yozlaflmaya karfl› mücadele, devamedecek, devam etmeli, çünkü Gazilidevrimcinin de dedi¤i gibi, bununbaflka çaresi yok.

Gazi’den yozlaflmaya karfl› mücadele etti¤i için tutuklanan bir devrimci anlat›yor:

‘Yozlaflma varsa ona karfl› mücadele de var’

‹stanbul Gazi

Page 23: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

Say›: 122 23YOZLAfiMA

AAddaannaa-- HHaavvuuzzlluubbaahhççee MMaahhaall--lleessii’’nnddee dergi sat›fllar›n› sürdürenYürüyüfl okurlar› kap› kap› dolafla-rak dergimizin içeri¤ini halka an-latt›lar. 6 Eylül’de yap›lan sat›fltahalk›n anayasas›n›n nas›l olmas›gerekti¤i anlat›l›rken 23 dergi hal-ka ulaflt›r›ld›.

AAnnttaallyyaa-- Yürüyüfl okurlar›, 31A¤ustos’ta yaflanan faflist sald›r›y›protesto etmek ve bu sesin susma-yaca¤›n› hayk›rmak için 5-6-7 Ey-lül’de K›fllahan Meydan›’ndankavgan›n, gerçe¤in ve kararl›l›¤›nsesini hayk›rd›lar. Geçen haftakisald›r›ya tepki gösteren Antalya

Halkevi veçeflitli DKÖtemsilcileriYürüyüfl sat›-fl›na kat›larak

destek verdi. Yürüyüfl okurlar›n›nyan›na gelen emekli bir ö¤retmen“sizinle gurur duyuyorum” diyerekYürüyüfl’ü sahiplendi. Halk›n il-giyle karfl›lad›¤› sat›fl›n sonunda 7755ddeerrggii sat›ld›.

BBuurrssaa-- 8 Eylül’de Yürüyüflokurlar› yine TTeelleeffeerriikk MMaahhaallllee--ssii’’nnddeeyyddiilleerr.. Dergi, anayasa de¤i-flikli¤inin göstermelik bir de¤iflik-lik oldu¤unu anlatan anonslarla sa-t›ld›. MMiilllleett MMaahhaalllleessii’nde yap›landergi sat›fl›nda da Evrensel SevgiDerne¤i’nin devrimcilere olan yak-lafl›m›n›n yanl›fll›¤› anlat›ld›...

‹‹ssttaannbbuull-- 9 Eylül’de Üsküdar'a

ba¤l› EEssaatt PPaaflflaa MMaa--hhaalllleessii’’nnddee 12 Yürü-yüfl okurunun önlük-leriyle ve megafon-lar›yla kat›ld›¤› sat›fl-ta 54 derginin sat›fl›gerçeklefltirildi.

‹‹zzmmiirr-- Yürüyüflokurlar›, bu hafta daÇi¤li Güzeltepe Mahallesi’nde der-ginin da¤›t›m ve sat›fl›n› yapt›lar.Sat›fl boyunca uyuflturucuya, yoz-laflmaya karfl› devam eden mücade-le anlat›ld›. Halk Yürüyüfl okurlar›-n› evlerine davet ederek sorunlar›n›anlat›rken bundan rahats›z olan po-lis, Yürüyüfl okurlar›n› engelleme-ye çal›flt›. Polise tepki gösteren hal-k›n sahiplenmesiyle polis uzaklaflt›.Tan›t›m s›ras›nda 4400 ddeerrggii halkaulaflt›r›lm›fl oldu.

YYÜÜRRÜÜYYÜÜfifi GGeerrççeekklleerrii HHaallkkaa UUllaaflfltt››rrmmaayyaa DDeevvaamm EEddiiyyoorr

Bahar aylar›nda Milliyet gazete-sinde yay›mland›, yoksulluk üzerinebir yaz› dizisi yapm›flt›m. ‹stanbul'unvarofllar›ndaki hayata bakm›flt›k hepberaber. "Ne kadar korkunç koflullar-da yafl›yorlar, görün ve a¤lafl›n" de-mek için de¤il, "Yoksul insanlar han-gi koflullarda ayakta kal›yorlar" de-mek için yazm›flt›m. Yaz› dizisininbir bölümü de Küçükarmutlu'ya ay-r›lm›flt›. Bafll›¤› "Bo¤aza ekmek ba-n›p yiyoruz" idi:

"Evet, Bo¤az'a bak›yoruz. Denizeekmek ban›p ban›p yiyoruz!" demifl-lerdi.

Dizinin o bölümünde sol varofl-larda lümpenleflmeye karfl› verilenmücadele anlat›l›yordu. (...)

''HHaallkk mmaahhkkeemmeessii''??

‹flte bu yaz› dizisinde Küçükar-mutlulu Muammer Bey'le yapt›¤›mbir konuflma bugün Muammer Bey'ekarfl› aç›lan ve a¤›r hapis cezas› iste-nen davan›n iddianamesine girmifl.Muammer Bey bana mahalle olarakh›rs›zl›¤a karfl› örgütlendiklerini an-latm›fl ve örgüt üyeli¤i suçlamas›n›içeren iddianamede benim yaz›mda

söyledikleri onun itiraf› olarak geçi-rilmifl.

Muammer Bey bana mahallenindokusunun bozulmamas› için burayayerleflmeye gelen insanlar aras›ndanseçim yap›ld›¤›n› söylemifl, bu da id-dianamede benim yaz›m üzerindenisnat edilen suçlar›n kabulü olarakde¤erlendirilmifl. Benim t›rnak için-de "halk mahkemesi" olarak adlan-d›rd›¤›m durum onun kabulü say›l-m›fl.

BBeenn kkoorrkkaakk mm››yy››mm??

Korkak bir insan say›lmam. Yaz›yazabilmek için Kuzey Irak da¤la-r›nda zifiri gecelerde kayboldum,Güney Lübnan'da patlamam›fl bom-balar›n oldu¤u yollarda mecburiyet-ten mihmandars›z gittim... Ama benyaflad›¤›m flehirde, örne¤in Çarflam-ba semtine giremedim. Çünkü birgece zikir da¤›l›rken geçti¤imiz Çar-flamba semtinde içinde bulundu¤umMilliyet'in arabas›n›n etraf› karanl›kkalabal›k taraf›ndan çevrildi, çembergiderek daral›rken oradan güç belauzaklaflt›k. (...) orada yaflamak zo-runda kalan insanlar›n nas›l bir dene-

time tabi tutuldu-¤unu biliyorum.Kendi ceza sis-temleri oldu¤unuda... Yani bir "halkmahkemesi" deorada var.

DDeevvlleett ddee mmiikkoorrkkuuyyoorr?? fifiiimmddiiggeelleelliimm mmeesseelleeyyee::

Çarflamba hak-k›nda benzer bir iddianame haz›rla-nam›yorsa Küçükarmutlu hakk›ndada haz›rlanmas› hak m›d›r? Eflit mi-dir? Adil midir? Bu bir.

‹kincisi, benim yaz›mdan iddi-aname yapanlar Çarflamba veya ben-zeri bir semt hakk›nda iddianame ha-z›rlamak için benden yararlanam›-yorlarsa bunun sebebi o semtte ben-zeri bir röportaj› gerçeklefltiremiyorolmamd›r.

(...) Tamam biz korkuyoruz. Amadevlet de mi korkuyor? Küçükar-mutlu'ya girmeye cesaret edenler ni-ye ayn› cesareti Çarflamba'ya göste-remiyor? Çarflamba'ya cesaret ede-meyenler Küçükarmutlu'yu mu ez-meli? Bu sorulara cevap verecek ce-sur savc›lar›n söyleyeceklerini me-rakla bekliyorum.

Cesur Savc›lara Küçükarmutlu SorusuEce Temelkuran, Milliyet, 7 Eylül 2007

-bbaass››nnddaann

Page 24: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

Abdullah Gül’ün Cumhurbaflka-n› olarak ilk icraat› “Güneydo¤u se-feri” oldu. Oligarflinin onlarca y›ld›rsürdürdü¤ü sonuçsuz “bölge seferle-ri”ne bir yenisi daha eklendi. Hemenbaflta belirtelim ki bölgeye yap›lanbu gezilerin “Sefer” olarak tan›m-lanmas› da bizim tan›mlamam›z de-¤ildir; bizzat oligarflinin y›llard›rkulland›¤› bir kavramd›r. Gül’ün ge-zisine iliflkin olarak da 11 Eylül ta-rihli Milliyet’in bafll›¤› aynen flöy-leydi: “Gül’ün do¤u seferi bafllad›.”

Bu kavram›n y›llard›r Özal-lar’dan, Demireller’den bu yanakullan›lmas› tesadüfi de¤ildir.

Neden sefer? Çünkü, bu ülkeninherhangi bir bölgesine yap›lan gezi-lerden farkl› olarak bir ““ffeetthheettmmee””amac›n› içermektedir. AbdullahGül’ün gidifli de ayn› muhtevadad›r.Gül’ün ziyaretini AKP yetkilileri-nin “DTP’nin kalesini fethedece-¤iz” söylemiyle birlikte düflünmekgerekir. Hem Cumhurbaflkan› ola-rak Genelkurmay’la Kürt mesele-sinde “birlikteli¤ini” sergileyip ken-dini meflrulaflt›rmakta, hem deAKP’nin bölgeye ve özel olarak daönümüzdeki yerel seçimlere yöne-lik “fethetme” siyasetinin kkooççbbaaflfl››görevini üstlenmektedir. (Yeri gel-miflken Abdullah Gül ‘tarafs›z’ birCumhurbaflkan› olacak m› olmaya-cak m› diye fikir cimnasti¤i yapan-lara da bu gezi bir cevap olufltur-maktad›r. Gül, AKP politikalar›n›nÇankaya’daki payandas› olacakt›r.Baflka türlü olmas› için de bir nedenyoktur. AKP politikalar›n› uygula-

mak ise, do¤al olarak emperyaliz-min Çankaya temsilcisi olmakt›r.Çankaya, hiçbir zaman tarafs›z ol-mam›flt›r ve Gül’ün öyle olmas›için de bir neden yoktur.

fifioovveenniisstt ppoolliittiikkaa,, flfleeffkkaatt ddee¤¤iill,, vvaahhflfleett üürreettiirr!!

Abdullah Gül, “devletin flefka-tini” gösterme söylemiyle gittiGüneydo¤u’ya. Birçok köfle yazar›

“devletin halka elini uzatmas›” ola-rak de¤erlendirerek Gül’ün ziyareti-nin çok önemli ve olumlu oldu¤unuyazd›lar. Mesele flefkat meselesi de-¤ildir, Kürt halk›n›n ihtiyaçlar›, so-run ve talepleri de “flefkat”le ifadeedilemeyecek kadar kapsaml›d›r.Kald› ki, “flefkat” kelimesinin ken-disi de, Kürt halk›n›n hakl›, meflru

haklar›n› tan›maktan ziyade hâlâ“ikinci s›n›f”, “yard›ma muhtaç”olarak gören ›rkç› ve üstenci bak›flaç›s›n›n bir tezahürüdür.

Sorunun özü, ilhak, inkar ve asi-milasyondur. Bu ilhak ve asimilas-yon politikas› sürdürüldükçe, bu flo-venizm körüklendikçe orada flefkatin“fl”sinin bile hayat bulamayaca¤›aç›kt›r. Çünkü; ilhak, asimilasyon veflovenizm, sonuçta flfleeffkkaatt de¤il, vvaahh--flfleett üretecektir. Bugüne kadar böyleolmufltur ve bundan sonra da böyleolaca¤›n› tahmin etmek zor de¤ildir.

Da¤lar, flehirler kan gölüyken“devletin flefkati”nden sözetmek za-ten bir riya ve aymazl›kt›r. Gözalt›-lar, tutuklamalar, adeta bir “kam-panya” halinde sürdürülürken hangiflefkatten sözediyor Gül?..

Diyarbak›r Büyükflehir BelediyeBaflkan› Osman Baydemir’e ve“Diyarbak›r kalesini düflürmeye”yönelik sald›r›larla Gül’ün gezisibirbirini tamamlamaktad›r. Bir yan-dan Kürt halk›n› kendine endeksle-mek, bir yandan da orduya bak›nbirlikteyiz mesaj›n› vermek iste-mektedirler. Ama esas olan Kürthalk›n› kendi yan›na çekmektir. Bü-tün hesaplar, manevralar, demagoji-ler buna yöneliktir.

AKP iktidar›, seçimlerden ald›k-lar› güçle sald›r› ve seferberlik ha-lindedir. Özellikle Kürt halk›n›na¤›rl›kl› olarak yaflad›¤› illerde bele-diyeleri ele geçirmek için bir sefer-berlik açm›fl durumdad›rlar. Bu ko-nuda oligarflinin tüm kesimlerindendestek bulacaklar› da aç›kt›r.AKP’ye karfl› ç›kan “keskin laikçi-ler” bile, “bölge” sözkonusu olunca,DTP’yle AKP aras›ndaki mücadele-de tercihlerini tereddütsüz AKP’denyana yapmaktad›rlar ve önümüzdekidönemde de yapacaklard›r.

SSeeffeerree çç››kkaannllaarrddee¤¤iiflfliiyyoorr;; ppoolliittiikkaa aayynn››

Hat›rlay›n, ÖÖzzaall gitti, ayn› söy-lem, DDeemmiirreell gitti, ayn› söylem,ÇÇiilllleerr,, EErrddaall ‹‹nnöönnüü gitti, ayn› söy-lem, fakat sonuç de¤iflmedi.

MMeessuutt YY››llmmaazz,, baflbakanl›¤›ndaDiyarbak›r ziyaretine ç›km›fl ve böl-gede, “Kürt Sorununa ‹liflkin ÜçAflamal› Çözüm Plan›” aç›klam›flt›.Sonraki dönemde de “AB’nin yoluDiyarbak›r’dan geçer” diyecekti.

1992’de, ddeevvlleettiinn flfleeffkkaattiinnii ggööss--tteerrmmeekk,, ddeevvlleettiinn ““bbööllggee hhaallkk››yyllaakkaavvggaall›› oollmmaadd››¤¤››nn››”” kkaann››ttllaammaakküüzzeerree,, MGK ve Bakanlar Kurulutoplant›lar› Diyarbak›r’da yap›lm›fl-t›. Politika ayn› olunca, yöntemlerde de¤iflmiyor. Ayn› demagojiler,ayn› manevralar her iktidar taraf›n-dan tekrar edilip duruyor.

Hat›rlanacak olursa, 2005 A¤us-tos’unda da Tayyip Erdo¤an “Di-yarbak›r ç›karmas›” yapm›flt›. O ç›-

24 KÜRT SORUNU 16 EEylül 22007

AKKPP’’nniinn GGüünneeyyddoo¤¤uu’’yyuu FFeetthheettmmee SSeeffeerrii!!

Sorunun öözü, iilhak, inkar ve aasimilasyondur.

‹lhak, aasimilasyon vveflovenizm iise, flflefkat dde¤il,

vahflet üüretecektir.

Page 25: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

karmaya da çok büyük misyonlarbiçilmifl, bu ziyaretten k›sa süre ön-ce Erdo¤an’la Kürt sorunu üzerinegörüflen ayd›nlar›n da katk›s›yla bü-yük beklentiler içine girilmesine ne-den olunmufltu. “Demokrasi temi-nat› verdi”, “umut verici aç›l›mlaryapt›” denilmekteydi.

Sonras› ise, klasik hikayeydi.

“Oras›” nneresi?

Kimse flunu görmezlikten gele-mez; bu ülkenin baflbakanlar›n›n,cumhurbaflkanlar›n›n resmen bu ül-kenin s›n›rlar› içindeki bir bölgesinegidiflleri, her seferinde özel bir an-lam kazan›yorsa, adeta “d›fl gezi-ye”, “baflka bir ülkeye” gidiyor gibibir ortam olufluyorsa –ki bugüne ka-dar hep öyle oldu– o zaman oradadurup düflünmek gerekir. Niye böy-le oluyor? Gül, mesela Do¤u’ya,Güneydo¤u’ya de¤il de Akdenizbölgesine gitse, kimse buna özel an-lamlar yüklemeyece¤ine göre, orta-

da özel bir sorun var demektir.

Özellikle 1980’li y›llar›n ikinciyar›s›nda yay›nlanan siyasal gazeteve dergileri izleyenler, “Ora” keli-mesini hat›rlayacaklard›r. Kürt hal-k›na karfl› izlenen inkar politikas›-n›n bir yans›mas› da Kürt kelimesi-ni, bölgenin co¤rafi ad› olan Kür-distan kelimesini kulland›rmamakt›.1980’lerin ikinci yar›s›nda kimidergiler Kürt kelimesinin üstünü si-yaha boyayarak, kimi o kelimeninyerini bofl b›rakarak yay›nl›yorlard›.Sansüre karfl› gelifltirilen yöntem-lerden biri de bölgeden “ora” diyesözetmekti. “Ora”, “Oras›” denildi-¤inde okur anl›yordu. Kürt de “ora-l›” oluyordu.

Hem bir özgün sorunu inkar ede-ceksiniz, hem de bölgeye özel gezi-ler yapacaks›n›z. Oligarflinin açma-z› da bu iflte; ne ondan vazgeçebili-yor, ne ondan.

O zaman geriye flu ç›plak sorukal›yor; bir bölgenin ve halk›n ad›n›bile söyleyemezken ve söyletmez-

ken, onlar›n sorunlar›n› çözebilirmisiniz?

““BBööllggee hhaallkk›› vvee tteerröörriissttii aayy››rrmmaakk”” ddeemmaaggoojjiissii

Abdullah Gül’ün “hem bölgehalk›na, hem çat›flmalarda y›pra-nan güvenlik kuvvetlerine moralvermek için” gitti¤i aç›kland›. Saç-mal›¤›n dik alas›. Hem halka, hemgüvenlik kuvvetlerine moral ver-mek mümkün mü? “Güvenlik kuv-vetlerine moral vermenin” tek biranlam› vard›r; yeni fiemdinliler, Di-yarbak›r meydanlar›nda yeni katli-amlar, bölge çap›nda yeni infazlar,iflkenceler, köy bask›nlar›, yeni tu-tuklamalar demektir.

Asl›nda Kürt sorunu konusundaflu veya bu flekilde bir kelime edenherhangi bir burjuva politikac› ülke-mizde illa ki yan›nda “teröre karfl›mücadelede ne kadar kat›” oldu¤u-nu kan›tlayan bir cümle daha ekler.Düzenin efendileri, en baflta da Ge-

Say›: 122 25KÜRT SORUNU

11 Eylül tarihliÖzgür Gündem (Onli-ne) “Baflkomutan Gülcephede” bafll›¤›ylaelefltirel bir tutumla aktar›yor Gül’ün ziyaretini.

Devam›nda flöyle deniyor: “Cumhurbaflkan› AbdullahGül, ilk ziyaretini halka de¤il operasyonlar›n dalga dal-ga yay›ld›¤›, sivillere yönelik bask›lar›n artt›¤›, tamponbölgeyi oluflturan s›n›r hatt›ndaki askerlere yap›yor.”

Ayn› günkü Özgür Politika’da ise konuya iliflkin habe-rin bafll›¤› ise aynen flöyle:

““GGüüll’’ddeenn ççöözzüümm bbeekklleenniiyyoorr””

Devam›nda da flöyle deniyor; “Sezer gibi Gül de ilkyurt içi gezisini Van ve Hakkari’ye yapacak. Bölgede va-tandafllar ve sivil toplum örgütü temsilcileri, Kürt soru-nunun çözümü konusunda Gül’ün Sezer’den farkl› dav-ranmas›n› bekliyor.” (11 Eylül 2007)

Ve ayn› gün islamc› bas›ndan bir yorum: “Gül’ün ge-zisi Güneydo¤u’ya umut oldu. Gül’ün yurt gezilerine Gü-neydo¤u’dan bafllamas› sorunlar›na kal›c› çözümler bek-leyen bölge halk›n› heyecanland›rd›.” (Zaman, 11 Eylül)

‹slamc› ve milliyetçi ayn› cümleyi kuruyor. Çünkü on-lar› düzeniçilik birlefltiriyor.

‹‹kkiinncciissii;; Özgür Politika’daki yoruma göre, Gül’ünSezer’den farkl› davranmas› bekleniyor”mufl! Neden? Ab-

dullah Gül, AKP hükümetininbir üyesi iken bu konuda öz-gün, orjinal, “çözüme yönelik”ne söyledi de, flimdi farkl› bir

söylemi veya politikas› olsun? Mesela, iktidar›n bafl›, ““YYookkssaayyaarrssaann››zz yyookk oolluurr...... BBiizziimm bbööyyllee bbiirr ssoorruunnuummuuzz yyookk,,ssaannaall bbiirr ssoorruunn”” derken, hükümetin üyesi durumundakiAbdullah Gül buna karfl› m› ç›km›flt›?

Bu konuda Gül’ün ziyaretine özel anlamlar yükleyen-ler, beklentilere girenler, kendilerini ve Kürt halk›n› kan-d›rmaktad›rlar. Yine yan›lacak, yine hayal k›r›kl›¤› yafla-yacaklard›r.

Kürt milliyetçili¤inin AKP karfl›s›ndaki kafa kar›fl›kl›-¤› çok uzun süredir devam etmektedir. Bu nedenleAKP’nin önceki hükümet döneminde adeta AKP’ye kar-fl› bir teflhir ve mücadele gelifltirilmemifltir. Bunun siyasisonuçlar› konusunda devrimcilerin elefltirilerini kulak ar-d› eden Kürt milliyetçili¤i, politikas›n›n bir baflka olum-suz boyutuyla seçimlerde karfl› karfl›ya kal›nca ancak ger-çe¤in bir bölümünü görebildi. Bu anlamda da özellikleseçim sonras› AKP’nin teflhirine yönelik bir çaba gözeçarp›yor. Fakat bu teflhirin etkili ve istikrarl› olabilmesi,bir yan›yla da önceki süreçte neden bundan kaç›n›ld›¤›-n›n muhasebesinin yap›lmas›yla mümkün. De¤ilse yuka-r›daki örne¤in gösterdi¤i kafa kar›fl›kl›¤›n›n sürmesi kaç›-n›lmazd›r.

Kürt milliyetçili¤inin kafa kar›fl›kl›¤›

Page 26: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

nelkurmay taraf›ndan yanl›fl anlafl›l-mak istenmezler çünkü.

Tayyip Erdo¤an da 2005’te tamDiyarbak›r gezisini yapaca¤›n›n ari-fesinde ““tteerröörrllee mmüüccaaddeelleeddee GGee--nneellkkuurrmmaayy’’llaa aayynn›› yyeerrddeeyyiizz”” aç›k-lamas›n› yapm›flt›. Gül de flimdi Bü-yükan›t’la bunu gösteriyor..

MGK ve Bakanlar Kurulu’nunDiyarbak›r’da toplanmas›n›n ard›n-dan Erdal ‹nönü, bu toplant›lar›n ni-ye bölgede yap›ld›¤›na iliflkin fluaç›klamay› yapm›flt›:

“fi›rnak olaylar›ndan sonra, baz›konuflmalarda y›lg›nl›k havas› vard›.Onu ortadan kald›rmak istedik."

Sözü edilen “fi›rnak olay›”, oli-garflinin fi›rnak’ta efli görülmemiflbir sald›r› gerçeklefltirmesiydi. 1992A¤ustos’unda o zamanki nüfusu 35bin olan fi›rnak’a karfl› tanklarla,toplarla giriflilen sald›r›da kent hara-beye çevrilmifl, binlerce fi›rnakl›da¤lara çekilmifl, binlercesi göç yo-luna düflmüfltü. Sald›r›dan sonradevlet ve katliam› bizzat gerçeklefl-tiren özel timler, do¤al olarak çokyo¤un elefltirilere maruz kald›lar.Düflünün ki, devlet böyle bir durum-da bile “güvenlik kuvvetlerine” mo-ral vermeyi kendine görev say›yor.

AKP de asl›nda bu noktada ay-n›d›r. Hat›rlay›n Baflbakan Erdo-¤an’›n “kad›nlara, çocuklara dakarfl› gereken yap›l›r” diyerekonaylad›¤› Diyarbak›r katliam›n›nard›ndan da “güvenlik kuvvetleri”kutlanm›flt›.

Sözün özü, Abdullah Gül’ün dekime ““mmoorraall”” verece¤i bellidir. El-bette iyi çocuklara!..

Bir arfliv taramas› yapan herkes,say›s›z MGK karar›nda, BakanlarKurulu aç›klamas›nda, “hem bölgehalk›na yard›mlardan, hem de “te-rör örgütünün her yerde takip edile-rek vurulaca¤›ndan” sözedilir. Bur-juva bas›nda bu ““tteerröörriissttllee bbööllggeehhaallkk››nn›› aayy››rrddeettmmeekk”” fleklinde deformüllefltirilmifltir. Ama asl›ndaböyle bir ayr›m yoktur. Oligarflinormal koflullarda bölgedeki tümKürt halk›n› suçlu ve potansiyel te-rörist olarak görmektedir. Ve politi-

ka da esas olarak buna göre flekil-lenmektedir.

Abdullah Gül, bölgede yapt›¤›konuflmalardan birinde flöyle diyor:“Devletin bütün imkanlar› hizmeti-nizde... Yeter ki kardefllik duygular›içinde birbirimizi kucaklayal›m.”

Burjuva bas›n da çok sevdi busözleri. Gül’ün Güneydo¤u’da ver-di¤i mesaj›n özeti böyleymifl.

“Devletin bütün imkanlar›”n›nhalk›n hizmetinde olmad›¤› bir ya-na, Gül, bunu kkooflfluulllluu olarak sunu-yor görüldü¤ü gibi. Çünkü o flove-nist, Kürt halk›n› “ikinci s›n›f” gö-ren zihniyet yön veriyor diline.

Yani Kürt halk›, “ben Kürt’üm”diyerek “kardefllik duygular›”n›bozmazsa, “Kürtçe e¤itim”, “kendikaderimizi tayin hakk›” diyerek, dü-zenin huzur ve istikrar›n› bozmazsa,o zaman devletin bütün imkanlar›onlar›n hizmetinde olacak; ama de-¤ilse, “kardeflli¤e” ayk›r› davran›r-larsa, o zaman ““ddeevvlleett bbüüttüünn iimm--kkaannllaarr››yyllaa””,, yani tank›yla topuyla,özel timleriyle, korucular›yla halk›ntepesinde olacak. Ve zaten esas ola-rak, ony›llard›r olan da budur.

BBuu mmaanneevvrraallaarrllaa KKüürrtt ssoorruunnuu ççöözzüülleemmeezz,, KKüürrtt hhaallkk››nn››nn mmüüccaaddeelleessii bbiittiirriilleemmeezz!!

Düzen partilerinin bu konudakisözlerinin, vaatlerinin, aç›klamala-r›n›n hiçbir k›ymeti yoktur. En bafl-ta bu böyle kavranmal›d›r.

Tüm sözler, demagojiler Kürthalk›n› bir flekilde düzene yedekle-me amaçl›d›r.

Oligarflinin politikac›lar›n›n istis-mar amaçl› sözlerine büyük de¤erlerbiçenler, bugüne kadar defalarca ya-n›ld›lar. Hâlâ bu yan›lg›lardan dersç›karmam›fl olmak ise, çok daha bü-yük ve vahim bir yanl›flt›r. Burjuvapolitikac›s›n›n dilinin kemi¤i hiçyoktur. Onun için “yalan” diye, “dü-rüstlük” diye kavramlar da yoktur.

‹flte, A¤ustos 2005’te ayd›nlarlagörüflüp “onlar› heyecanland›ran”mesajlar veren Baflbakan Erdo¤an,birkaç gün sonra ç›kt›¤› Diyarbak›rgezisinde de flu sözleri söylemiflti.

“Geçmiflte yap›lan hatalar› yoksaymak büyük devletlere yak›flmaz.(...) ‹lla ad koyal›m diyorsan›z KKüürrttssoorruunnuu bu milletin bir parças›n›nde¤il, hepsinin sorunudur. Benim desorunumdur...”

Ayd›nlardan Kürt milliyetçili¤i-ne kadar genifl bir kesim büyük an-lamlar yükledi bu aç›klamaya. ‹s-lamc› bas›n “AKP’nin Kürtler’i ku-caklamas›”na alk›fl tuttu.

Fakat ayn› Erdo¤an, ssaaddeeccee iikkiiaayy ssoonnrraa ekim ay›nda Siirt’te yapt›-¤› konuflmada Kürt sorunu sözünübir yana b›rak›p “Ülkemde birçoksorun vard›r. Bu sorunlar içindeDo¤u sorunu vard›r, Güneydo¤u so-runu vard›r.... Bu sorunlar bizimbirli¤imizi, dirli¤imizi tehdit ederhale getirilmemelidir” diyor ve“Kürt sorunu de¤il sorunlu Kürt-ler” oldu¤unu ima ediyordu.

Biz Kürt realitesini kabul ediyo-

26 KÜRT SORUNU 16 EEylül 22007

Gündem Kapat›ld›Gündem Gazetesi, "örgüt propa-

gandas› yapt›¤›” iddias›yla 30 günsüreyle kapat›ld›.

Daha önce de hakk›nda 3 kez ka-patma karar› verilen Gündem Gaze-tesi’nin tekrar kapat›lmas› talebi, ‹s-tanbul Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›ncayap›ld›. Dayanak malum, “TerörleMücadele Kanunu uyar›nca” ...

‹stanbul 12. A¤›r Ceza Mahkeme-si de talebi “uygun” görerek savc›l›-

¤›n iste¤i do¤rultu-sunda Gündem Ga-zetesi’ne 30 gün sü-reyle yay›n durdur-ma cezas› verdi.

Abdullah Gül, “Güneydo¤u sefe-rine” ç›k›yor; halka “flefkat” gösteri-yor, ama o halk›n gazetelerinden biri,ayn› günlerde iktidar-yarg› elbirli¤iy-le kapat›l›yor. fiefkat ve kapatma; öz-gürlük vaatleri ve yasaklar; seferber-lik ve fetih; bu tablo AKP’nin Kürtpolitikas›n› özetliyor.

Page 27: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

Say›: 122

ruz deyip, katliamlar sürecini baflla-tan baflbakanlar biliyoruz. Biz Bafl-bakan iken “AB’nin yolu Diyarba-k›r’dan geçer” dedikten sonra, kol-tuktan indi¤i gün, komflu ülkeleresavafl aç›lmas›n› önererek, "PKK'yadestek veren, silah sa¤layan komfluülkelere bunu savafl sebebi sayaca-¤›m›z› bildirmeliyiz" diyen burjuvapolitikac›lar tan›yoruz. Bu manev-ralarla Kürt sorununun çözülmeye-ce¤i aç›kt›r. Ve zaten onlar›n daböyle bir derdi yoktur. Onlar esasolarak bu mücadeleyi bir flekildetasfiye etme peflindedirler. Ama bu-nu da yapamayacaklard›r, bugünekadar yapamad›klar› gibi.

Burada daha önemli olan flu ki,bu sözler söylendi¤inde bu politi-kac›lara “çözüm gücü” olarak ba-k›lmas›, asl›nda onlar çözmek isti-yor ama Genelkurmay engelliyorteorilerinin tekrar tekrar ›s›t›l›p pi-yasaya sürülmesidir. Özal, MesutY›lmaz, Tayyip Erdo¤an, birçokpolitikac› için yap›ld› bu tespitler.Fakat bu tespitleri bizzat o burjuvapolitikac›lar›n kendisi tekzip etti.

Bunlardan ders ç›karmayan-lar, AAbbdduullllaahh GGüüll ve onun nezdindehem AKP’nin hem yan›na al›p birlik-te gezdikleri Genelkurmay’›n Kürtsorunundaki politikalar›n› teflhir et-mek yerine, hâlâ ““bbaarr››flfl iiççiinn ggeellmmeellii””gibi, AKP’den ve Abdullah Gül’den–dolay›s›yla düzenden beklentilericanl› tutan, tazeleyen– söylem ve po-litikalar gelifltirilmektedir.

Kürt halk›n›n “sa¤”dan aldat›l-mas›na da, “sol”dan aldat›lmas›nave oyalanmas›na da karfl› durmal›-y›z. Kürt halk›n›n bu manevralaraflu veya bu flekilde ortak edilmesinekarfl› durmal›y›z. Oligarflinin hertürden ve renkten politikac›s›n›nkarfl›s›na bu manevralarla Kürt so-rununu çözemezsiniz de, bitiremez-siniz derdiye ç›kmal›y›z. Kürt hal-k›n›n taleplerini icazetçi bir yöntemve politikayla de¤il, mücadeleniniçinde istemeliyiz. Onlar›n flefkatle-rini de, halk›n mücadelesini tasfiyeetmeyi, Kürt halk›n› düzene yedek-lemeyi amaçlayan “aç›l›m”lar›n› daelimizin tersiyle itmeliyiz.

Önce birtak›m insanlara, asl›nda

olmad›klar› kimlikler, üstlenemeye-

cekleri roller, s›fatlar atfedilirse, son-

ra hayal k›r›kl›¤› veya flaflk›nl›k yaflan-

mas› kaç›n›lmazd›r... Ve ne yaz›k ki,

solda bu tür hayal k›r›kl›klar› ve flafl-

k›nl›klar s›kça yaflanmaktad›r. Birta-

k›m kimlikler, roller yüklenenler, ba-

zen bir ayd›n, bazen bir burjuva poli-

tikac›, bazen bir parti olabiliyor.

Marksist-Leni-

nistler’in y›llard›r

tekrar edegeldikleri

bir gerçektir: KKiiflfl ii--

lleerriinn vvee ppaarrttiilleerriinn

nniitteellii¤¤iinnii kkeennddiillee--

rrii iiççiinn nnee ddeeddiikkllee--

rrii ddee¤¤iill,, nnee yyaapp--

tt ››kkllaarr›› bbeell iirr lleerr......

Ama hayat›n içinden ç›kar›lm›fl bu

basit ilke, solda s›k s›k unutuluyor. Pe-

ki neden unutuluyor? Düzen içine ka-

bul edilme kayg›lar›, icazetçi hesaplar,

bu basit ilkeyi unutturuyor onlara.

CCeemm BBooyynneerr diyor, çözecek.

TTuu rrgguutt ÖÖzzaall diyor federasyonu

gündeme getirecek... Uzak örnek-

lerden ikisi bunlar. Yak›n örneklere

gelelim.

ÖÖDDPP’’llii lleerr,, bakm›fls›n›z, AAKKPP’’yyii

AB politikas›nda desteklemeliyiz di-

yor. AKP’yi ddeemmookkrraatt ilan edi-

yor....DTP’ye bak›yorsunuz; Gene-

kurmay AKP aras›nda oldu¤unu

varsayd›¤› abart›l› çeliflkiler üzerin-

den AKP’yi destekliyor, üzerine git-

miyor. Ayd›nlara bak›yorsunuz, Tay-

yip flahs›nda ““cceessaarreettllii ppoolliittiikkaa--

cc››”” görüyorlar.

Sonra ikisi de bak›yor ki, asl›nda

kendi zeminlerini oymaktalar.

BBaasskk››nn OOrraann adl› ayd›n, millet-

vekili aday› oluyor. Ezber bozacak,

meclisin alt›n› üstüne getirecek diye,

belki onun kendisinin bile akl›ndan

geçmeyecek teoriler yap›l›yor...

Sonra Oran konufltukça, hiç de bu

öngörülerin adam› olmad›¤› ad›m

ad›m ortaya ç›k›yor.. Kal›yor geriye

bir hayal k›r›kl›¤› daha...

UUffuukk UUrraass etraf›nda sosyalist

solun birli¤i teorileri yap›l›yor, ama

aradan birkaç hafta geçmi-

yor, bak›yorlar ki, Uras bur-

juva politikaya angaje ol-

mufl... AAhhmmeett ‹‹nnsseell adl› bir

ayd›ndan bir “teorisyen” ya-

ratmaya kalk›yorlar. Ama bir bak›-

yorlar ki, asl›nda söyledikleri s›radan

AB’cilerin söylediklerinden farkl› de-

¤il.

Velhas›l, köflemizi örneklerle dol-

durmayal›m, örnekler çok. Mesele

fludur. Burjuva politikac›s›n›n tek bir

kelimesinden “heyecana kap›lan”,

bir vaatle “umutlu” hale gelen, burju-

va siyasetin bel-

kemiksizli¤i için-

de hiçbir anlam›

olmayan söz ve

davran›fllardan

çeflitli mesajlar

ç›karan yakla-

fl›mlarla, kuflku-

suz istikrarl› bir

çizgide durula-

maz. Her mesajda, her vaatte, her

demagojik sözde bir yere savruluna-

cak, o mesajlar›n, sözlerin, vaatlerin

sahipleri hakk›nda yanl›fl de¤erlendir-

meler yap›lacakt›r.

Mesela, sadece “Güneydo¤u ge-

zileri” aç›s›ndan ele alal›m. Bir gezi-

de söyleyecekleri üç befl sözle Kürt

halk›n› aldatacaklar›n› düflünmeleri

bile bir afla¤›lama de¤il midir? O hal-

de ayd›n›n görevi, halk› bu tür aldat-

macalara karfl› uyarmak olmal›yken,

ayd›n kitlelerden önce aldanmaya

haz›r bir tablo sergiliyor. Halk›n alda-

t›lmas›na bizzat arac› oluyor.

Tüm ilerici, sol, demokrat güçler,

görmelidir ki, iktidarlar›n, burjuva

politikac›lar›n oyunlar›na ortak ol-

mak, en az›ndan prim vermek, as-

l›nda ilerici güçlerin kendilerini zay›f-

latan, kendilerinin siyaset yapt›¤› ze-

mini boflaltan bir rol oynuyor.

Bu meydanlarda da gösteriyor

kendini, seçimlerde de. Ama bunlar-

dan da daha önemli olan, bu politi-

kalar›n as›l sonucu, halk›n mücadele-

ye inanç ve güveninin yokedilmesi-

dir. Sorunlar›n düzen içinde, düzen

politikac›lar›yla çözülebilece¤i bek-

lentilerinin güçlendirilmesidir. Müca-

deleye böyle bir zarar verme hakk›n›

kimse kendinde görmemeli. Kendini

de, halk› da böyle aldanmalardan

uzak tutmal›.

Siyasette

‹LKE

Yak›flt›r›lanS›fatlar veGerçekler

27‹LKE

Page 28: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

Sevgili okurlar›m›z, merha-ba. Savafl ve bar›fl konulu sohbe-timizin ikinci bölümüne devamediyoruz.

Sohbetimizin önceki bölü-münün sonunda sordu¤umuz so-ruyu k›saca hat›rlatarak devamedelim: “Savafl bar›fl konusunuele al›rken, konunun eksik kav-ranmamas› için mutlaka de¤inil-mesi gereken noktalardan biri deilelebet savafllarkaç›n›lmaz m›?‹nsanl›k daha nezamana kadarsavafllarda öl-meye devamedecek?...” diyesormufltuk. Evet,savafllara kimnas›l son verebi-lir? Bugünküsohbetimizin ge-nelinde bu soruyu da cevaplam›flolal›m.

MMaazzlluumm:: Savafllar kaç›n›lmazm›, daha ne zamana kadar sürecekgibi sorular›n ne yaz›k ki kolay vek›sa vadeli bir cevab› yok. Savaflla-r›n ortadan kalkmas› sosyalizminzaferine ba¤l›, flöyle diyor Lenin:

"Sosyalizmin tek bir ülkede zafe-ri, bir ç›rp›da genellikle bütün sa-vafllar› ortadan kald›rmaz (...) An-cak, biz, tek bir ülkede de¤il, bütündünyadaki burjuvaziyi devirir, ye-ner ve onlar› mülksüzlefltirirsek sa-vafllar olanaks›z duruma gelir. (...)"(Sosyalizm ve Savafl, sayfa: 61-62)

Savafllar›n varl›¤› gibi, yok ol-mas› da belli tarihsel, nesnel koflul-larla belirlenir. Lenin, yine ayn› ki-tab›n bir baflka yerinde, “silahs›z-lanma”y› savunanlara da cevap ve-rerek, proletaryan›n ne zaman “si-lahs›zlanmadan” yana olaca¤›n› or-taya koyuyor:

"Proletaryaya karfl› silahlanm›flbir burjuvazi, modern kapitalisttoplumun en büyük, temel ve bellibafll› gerçe¤idir. ‹flte bu gerçek kar-fl›s›nda, devrimci, sosyal-demokrat-lar› (Marksist-Leninistleri-bn), si-lahs›zlanmay› istemeye özendirmek!

Bu, s›n›f savafl›m› görüflünü büsbü-tün b›rakmak, devrim düflüncesiniyads›mak demektir. Bizim slogan›-m›z, burjuvaziyi yenmek, onlar›mülksüzlefltirmek ve silahs›zland›r-mak için proletaryay› donatmak ol-mal›d›r. ”

Evet, buradaki formülasyon çokönemli ve net: Burjuvaziyi silahs›z-land›rmak için biz silahlanmal›y›z.Veya flöyle de diyebiliriz: Emperya-list savafllara karfl› durabilmek içinemperyalizme karfl› savaflmal›y›z..Devam edeyim Lenin’den yapt›¤›-m›z al›nt›ya:

“Devrimci s›n›f için tek olanakl›taktik budur; bu taktik, kapitalistmilitarizmin bütünüyle nneessnneell ggeelliiflfl--mmeessiinniinn mant›ksal sonucu ve gere-

¤idir. Ancak burju-

vaziyi silahs›zland›rd›ktan son-ra, proletarya, kendi dünya öl-çüsündeki görevine ihanet etme-den bütün silahlar› hurdal›¤aatar. Proletarya, kuflku yok ki,bunu yapacakt›r, ama ancak bukoflul yerine getirildikten sonra,kesinkes önce de¤il." (Agk. syf:63-64)

ÖÖzzlleemm:: Asl›nda, nesnel, öznelsavafllar›n ortadan kalkmas›n›n ko-

flullar›n› çokgüzel formü-le etmifl. fiusonuç ç›k›-yor: Savaflla-r›n durmas›bir bütün ola-rak bbuurrjjuuvvaa--zziinniinn mmüüllkk--ssüüzzlleeflfl tt ii rr ii ll --mmeessii vvee ssii--llaahhss››zzllaanndd››--

rr››llmmaass››yyllaa mümkün olabilir.

Bu anlamda söyleyebiliriz ki,devrim mücadelesi, proletaryan›nburjuvaziye karfl› yürüttü¤ü s›n›fmücadelesi objektif olarak bar›fliçin mücadeleyi de içermektedir. Buanlamda emperyalizme ve oligarfli-ye karfl› savafl›rken, elbette “bar›fl”için, nihai bir bar›fl için de mücade-le etmifl oluyoruz. Veya tersindenflöyle de söyleyebiliriz: Bugün “ba-r›fl” politikalar›n› savunanlar, “hertürlü fliddete”, “her türlü silaha”karfl› olman›n propagandas›n› ya-panlar, asl›nda savafllar›n ömrünüuzat›yor, fliddetin as›l sahiplerininfliddet uygulamak konusunda önle-rini aç›yorlar. Yani savafla, fliddete,silaha karfl› diye yürüttükleri müca-dele tam tersi bir sonuç yarat›yor.

MMaazzlluumm:: Bu, bugün de böyle,dün de böyleydi. 1. Emperyalist Sa-vafl karfl›s›nda bar›fl ve silahs›zlan-ma savunuculu¤u da ayn› sonuçlarayol aç›yordu ve bu nedenle de Le-nin, as›l bar›fl savunucular›n›n onlarde¤il, halk› ayaklanmaya ça¤›ranlaroldu¤unu söylüyordu:

"As›l demokratik bar›fl için çal›-flanlar, pasifizmin, genel, anlams›z,yuvarlak ve yapmac›k isteklerini yi-

28 TEOR‹ 16 EEylül 22007

Konu: Savafl ve Bar›fl-2-

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Savafllara son vermenin tekyolu: Burjuvazinin

mülksüzlefltirilmesi vesilahs›zland›r›lmas›d›r

Formülasyonçok önemli venet: Burjuvazi-yi silahs›zlan-

d›rmak için biz silahlan-mal›y›z. Veya flöyle de di-yebiliriz: Emperyalist sa-vafllara karfl› durabilmekiçin emperyalizme karfl›savaflmal›y›z.

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Page 29: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

neleyip duranlar de¤il, bugünkü sa-vafl›n ve tezgahlanmak istenen bar›-fl›n emperyalist niteli¤ini sergile-yenler ve halk› cani hükümetlerekarfl› ayaklanmaya çal›flanlard›r."(Agk, Syf:76)

KKeemmaall:: ‹kiniz de çok aç›k for-mülasyonlarla özetlediniz devrimci-lerin bu konudaki tutumunu. Bunuhalklar›n savafl içindeki konumunuele alarak tamamlayabiliriz.

Sohbetimizin ilk bölümünde dede¤indi¤imiz gibi, burjuvazi halkla-r› üüccrreettllii kkööllee olarak sömürmesininyan›nda tüm uluslararas› ve iç sa-vafllarda da ““ssaavvaaflfl kköölleessii”” olarakkullanmaktad›r. Ama bunun çözü-mü de, yani emekçilerin bu flekildekullan›lmas›n›n önüne geçmeninyolu da “tüm savafllara hay›r” de-mekten geçmiyor. Bu, emekçilerdeolsa olsa çarp›k bir bilinç oluflturur.Ve onun burjuvaziye karfl›, emper-yalizme karfl› savafl›n› da geriletenbir rol oynar.

Savafl kölesi olarak kullan›lanhalk›, s›n›f bilinciyle donatmak veörgütlemek yap›lmas› gereken tekfleydir. Ancak böyle bir bilinçlen-meyle emekçiler “burjuvazi için”savafl›r olmaktan ç›kar›l›p bbuurrjjuuvvaa--zziiyyee kkaarrflfl›› ssaavvaaflfl››rr konuma getirile-bilirler.

Emekçileri emperyalizmin ç›-karlar› için yap›lan savafllar›n “as-keri” olmamaya ça¤›r›rken, bunu“savafl karfl›tl›¤›”yla de¤il, “silah”karfl›tl›¤›yla de¤il, tam tersine, em-peryalizme karfl› savaflmak ve em-peryalizme karfl› silahlanmak anla-y›fl›yla yapmak durumunday›z.

Çünkü, tarihsel olarak gerçekfludur ki, gerici, yay›lmac› savafllar›durdurman›n tek yolu emperyaliz-me ve iflbirlikçilerine karfl› ulusal ves›n›fsal savafl› örgütlemektir.

Emperyalizme karfl› savafl yeri-ne, "bar›fl"› temel stratejik politikahaline getirmek, ezilen halklar›nmeflru mücadelesini yok saymaklaözdefltir. Devrimci savafl›n veMarksizm-Leninizm’in reddidir.

Silahlanma ve fliddet hakk›n›, te-

kelini devlette görüp, halklar›n si-lahtan, fliddetten uzak durmas›n›nteorisini yapmak, gerici, haks›z sa-vafllar› hakl› ve meflru görmektir.Ne yaz›k ki, ülkemizdeki bar›fl, uz-laflma, ateflkes politikalar›n›n içeri-¤inde de bu vard›r.

Emperyalizme veya iflbirlikçiyönetimlere karfl› sürdürülen silahl›savafllar sürecinde çeflitli koflullardaateflkesler ve bar›fl anlaflmalar› gün-deme gelebilir. Bunlar›n do¤ru dev-rimci taktik olarak de¤erlendirile-bilmesinin tek ölçüsü, ba¤›ms›zl›kve demokrasi hedefine hizmet edi-yor olmas›d›r. Ulusal ve sosyal kur-tulufl hedefinden uzaklaflt›ran bar›flpolitikalar› statükocu ve gericidir.Bu hedeflerden vazgeçme pahas›nayap›lacak "bar›fl"lar, sonuçta o sa-vaflta yenilgiyi kabullenmek, bir fle-kilde teslim olmak demektir. Bizimkarfl› ç›kt›¤›m›z “bar›fl”lar iflte poli-tik anlamda böyle bir muhtevayasahip olan bar›fllard›r.

MMaazzlluumm:: Bar›fl politikas›n›sürdürmek, bir anlamda karfl› taraf-ta da bu politikay› sürdürmeninmaddi koflullar›n› oluflturacak birgücün varl›¤›n› gerektirir. Fakat ül-kemizde böyle bir güç olmad›¤›için, genelde subjektif zorlamalarlaböyle bir güç yarat›lmaya, var gös-terilmeye çal›fl›lm›flt›r.

TÜS‹AD’›n, Özal’›n veya baflkabaz› düzen partilerinin “asl›nda...”bar›fltan yana oldu¤u teorileri de bu

zorlaman›n ürünü olarak gündemegelmifltir. Ordunun ilericili¤ini kefl-fetmek veya orduda “Do¤an Avc›-o¤lu çizgisinin hakim olmaya baflla-d›¤›" teorileri, bar›fl, uzlaflma politi-kalar›n› hakl› ç›karmak için ileri sü-rülmüfl bofl tespitlerdi.

Emperyalizmin ve oligarflininçeflitli etkenler sonucunda veya dü-pedüz “manevra ve demagoji!”amac›yla gelifltirdi¤i politikalar dagenel olarak do¤ru de¤erlendirile-memifl, onlardan sürecin “bar›fl”,“çözüm” yönünde geliflti¤i gibi so-nuçlar ç›kar›lm›flt›. Mesela, ABüyeli¤i meselesinin yine gündeminön s›ralar›nda oldu¤u bir dönemdeHADEP Genel Baflkan›’n›n yapt›¤›flu aç›klama bu yan›lg›y› karakteris-tik olarak yans›tmaktad›r: “Hiçkimsenin, yanl›fl bir kararla, ülke-nin iç bbaarr››flfl›› ssaa¤¤llaammaa yyoolluunnddaa kkaatteettttii¤¤ii aflamay› sekteye u¤ratmaya,Avrupa ile iliflkileri darbelemeye,siyasi ve ekonomik istikrar› bozma-ya hakk› yoktur.” (11 Ocak 2000Cumhuriyet)

Türkiye Cumhuriyeti’nin “bar›-fl› sa¤lama yolunda katetti¤i” her-hangi bir aflama m› var? Yoktur an-cak yukar›da da belirtti¤imiz gibi,emperyalizm ve oligarfli sald›r›rkensürdürülen, ba¤›ms›zl›k, demokrasi,sosyalizm hedeflerinden vazgeçile-rek savunulan “bar›fl” politikas›, ka-ç›n›lmaz olarak bu tip subjektif zor-lamalarla devam ettirilebilmektedirancak.

Yine yukar›da aktard›¤›m›z söz-ler içinde “bar›fl” savunuculu¤ununbir baflka boyutu görülebilir. Al›nt›-da dikkat edilirse, “kimsenin siyasive ekonomik istikrar› bozmaya hak-k› yoktur” denilerek, düzenin istik-rar› savunulmaktad›r. Tüm refor-mistler ayn› çizgiyi izlerler bu nok-tada. Devrimciler, düzenin, genelolarak emperyalist sistemin istikra-r›n› de¤il, tam tersine krizinin derin-lefltirilmesini savunurlar. Fakat “ba-r›fl” savunucular› tam tersini savun-mufltur hep. Bu da “bar›fl” politika-s›n›n sistem içi niteli¤ini ve sadecedüzeni güçlendirmeye yarad›¤›n›gösteren bir baflka önemli olgudur.

Say›: 122 29TEOR‹

Bugün ‘bar›fl’politikalar›n›savunanlar,‘her türlü

fliddete’, ‘her türlü silaha’karfl› olman›n propagan-das›n› yapanlar, asl›ndasavafllar›n ömrünü uzat›-yor, fliddetin as›l sahiple-rinin fliddet uygulamakkonusunda önlerini aç›-yorlar. Yani savafla, flidde-te, silaha karfl› diye yürüt-tükleri mücadele tam tersibir sonuç yarat›yor.

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Page 30: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

ÖÖzzlleemm:: Bunun devam› da var.Bu kesimler, savaflta ölmeyi “boflubofluna”, öldürmeyi de "kirli" bir iflolarak görürler. Savafla böyle bak-mak, burjuva hümanizmiyle düflün-mektir. Ve burada ilginç olan, burju-vazi, kendisi halklara karfl› asla gös-termedi¤i “burjuva hümanizmini”,ayd›nlara, onlar arac›l›¤›yla solaempoze etmeye çal›fl›yor. Burjuvahümanizmi, ikiyüzlülü¤ü, aldat›c›yanlar› bir yana, sonuçta burjuvazi-nin ç›karlar›n›n ifadesidir. Çünkü ohümanizm, s›n›fsal ç›karlar›n tehli-keye girdi¤i noktada yok say›lan,rafa kald›r›lan bir hümanizmdir.

“Bar›fl”› “stratejik” bir politikave bir ideolojik tutum haline getire-rek savunanlar›n böyle zorlama,çarp›tma söylemleri çoktur. Dünya-n›n “ça¤dafll›¤a, modernli¤e, ak›l-c›l›¤a” do¤ru gitti¤ini söylerler me-sela... Zoru, fliddeti de bu anlamda“ça¤d›fl›” ilan ederler. Ama mesela,rakamlar farkl› fleyler de söylüyor.18. yüzy›lda çat›flma ve savafllardaölenlerin say›s› belki on milyonaulaflm›yor; 19. yüzy›ldaki savafllar-da ölenlerin toplam› da birkaç onmilyonu geçmiyor; ama 20. yüzy›l-da art›k tek bir savaflta ölenler on-milyonlarla ifade ediliyor. Sadece 2.Emperyalistler Aras› Paylafl›m Sa-vafl›’n› düflünün. 40 milyonu aflk›nölü... Yani görülen odur ki, teknolo-jinin geliflimi, insanl›¤› daha çokkan dökülen bir evreye getirmifltir.Niye çünkü, bu teknoloji büyük öl-çüde emperyalistlerin elindedir vehalklara karfl› ac›mas›zca kullan›l-maktad›r. Peki 2211.. yyüüzzyy››llddaa kaç yüzmilyon insan ölecek?.. E¤er halklaremperyalizmi altedemezse, rakam-lardaki büyümenin devam edece¤iaç›kt›r... 21. yüzy›l, emperyalizminneredeyse yar›m as›rd›r fazla bafl-vurmad›¤› aç›k iflgallerle bafllad›;daha yüzy›l›n bafl›nda "emperya-lizm de¤iflti", "emperyalizm eskiemperyalizm de¤il art›k" söylemleritarihin çöplü¤üne at›ld›. Halklaremperyalizmin vahfli ve kanl› sald›-r›lar›na karfl› uzun ve kanl› savafllarvermeye haz›rlanmak zorunda.

MMaazzlluumm:: Madem ölümlerinbilançosundan söz edildi, yeri gel-miflken fluna da de¤inelim. “Bar›fl”talebi ölümlerin bilançosu a¤›rlafl-t›kça artan bir taleptir. Keza, birçokülkeye bak›ld›¤›nda da bar›fl politi-kalar›n›n savunulmas›, bir yerde ör-gütlerin veya halklar›n “savafl yor-gunlu¤u” üzerine oturmaktad›r. Fa-kat bunlar yine de emperyalizmleuzlaflma ve teslimiyet anlam›na ge-len, ba¤›ms›zl›k, demokrasi ve sos-yalizmden vazgeçifl anlam›na gelenbir “bar›fl”› savunman›n hakl› ge-rekçeleri olamaz. 1. EmperyalistSavafl döneminde de “bar›fl” politi-kas›, ayn› zeminde gündeme geliyorve bak›n o zaman Lenin bunu nas›lde¤erlendiriyor:

“Y›¤›nlar›n için için kaynayanöfkesi, toplumun ezilmifl ve bilinçsizkatmanlar›n›n iyi (‘demokratik’) birbar›fl için duydu¤u belli-belirsiz öz-lem, 'alt s›n›flar' aras›nda hoflnut-suzlu¤un bafllamas› -bütün bunlarbirer gerçek. ... Savafl da tarihtekiöteki bunal›mlar gibi, baz› kimsele-ri sersemletir ve y›kar, ama baz›la-r›n›n da gözlerini açar ve bunlar›çeliklefltirir... Bar›fl yap›lmas›, bü-tün bu s›k›nt›lara ve bütün bu çelifl-kilerin büyümesine son vermek flöy-le dursun, birçok bak›mdan bu s›-k›nt›lar›n yoksul halk y›¤›nlar› tara-f›ndan daha fliddetli ve çabuk du-yulmas›na yol açar." (Agk, syf:104)

Koflullar, dönemler, siyasi parti-ler farkl› da olsa, olay›n özü büyükölçüde benzedi¤i için söylenecekler

de benziyor. Evet, bir “bar›fl” ilk an-da ölümleri durduracakm›fl gibi gö-rünür. Oysa, teslimiyet ve hedefler-den vazgeçifl anlam›na gelen bir ba-r›fl, halklar›n ac›lar›n› daha da art›r-maktan, daha da uzun bir zamanayaymaktan baflka bir sonuç vermez.

KKeemmaall:: Savafl›n “sersemletici,y›k›c›” etkisi kadar, kitlelerin gözle-rini açan, onlar› çeliklefltiren etkile-rinden de sözediliyor burada. Birbaflka deyiflle, gerçekler, bir savaflortam›nda a盤a ç›k›yor ve bilinç-lenme süreci bu savafla ba¤l› olarakgelifliyor.

Siyasi literatürde eskiden dahas›k kullan›lan bir deyim vard›: Pasi-fizm. “Mutlak bar›fl” savunucular›-n›n, “her türlü fliddete, her türlü si-lahlanmaya” karfl› olanlar›n siyasiolarak tan›m› budur asl›nda. Onlarpasifistlerdir. Ve Lenin onlar› de¤er-lendirirken savafl›n “olumlu” yan›naiflaret ediyor tekrar: “Pasifizm, bar›-fl› soyut bir biçimde savunma, iflçi s›-n›f›n› aldatman›n yollar›ndan biri-dir. Kapitalizmde, özellikle emperya-list dönemde, savafllar kaç›n›lmaz-d›r, öte yandan sosyal demokratlardevrimci savafllar›n olumlu niteli¤i-ni görmezlikten gelemezler.” (Em-peryalist Savafl Üzerine, syf. 78)

Nedir savafl›n “olumlu” yan›?Kitlelerin gerçekleri görmesini sa¤-lamas›, sarsmas› ve benzeri bir ya-na, esas olarak insanl›¤› emperya-lizmden, kapitalizmden kurtaracakoland›r savafl. Ve onlardan kurtula-bilmenin de baflka bir yolu yoktur.

ÖÖzzlleemm:: “Bar›fl” politikalar› bi-lindi¤i gibi, özellikle ‘90’l› y›llardadaha yayg›n bir biçimde gündemegeldi. Onlarca y›ld›r silahl› mücade-le veren ve önemli bir gerilla gücü-ne ulaflm›fl hareketler bu çizgiyesavruldu. Kimisi askeri olarak tak-tik yenilgiler ald›klar› süreçlerde si-lahl› mücadelede ›srar edemeyip"bar›flt›¤›" için eridiler. Kimileri isetam tersine, askeri olarak, kitlesellikolarak en geliflkin olduklar› dönem-lerde oligarflilerle bar›fl masas›naoturarak kendilerini yok ettiler. Ve-ya ayn› anlay›flla Nikaragua'da ol-

30 TEOR‹ 16 EEylül 22007

“Bar›fl”› “stra-tejik” bir poli-tika olarak sa-vunanlar›n zor-

lama, çarp›tma söylemle-ri çoktur. Dünyan›n “ça¤-dafll›¤a, modernli¤e, ak›l-c›l›¤a” do¤ru gitti¤inisöylerler mesela... Zoru,fliddeti de bu anlamda“ça¤d›fl›” ilan ederler.Ama mesela, flu rakamla-ra ne denilecek?....

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Page 31: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

du¤u gibi, silahla iktidar› al›p, se-çimle burjuvaziye iade edenler deoldu... Hepsinin ortak sonucu, “ba-r›fl” politikalar›, hemen her yerde buhareketleri gerileten, eriten sonuçlarverdi. Düzen içinde k›smen bir güçolabilenler ise, siyasal hedeflerin-den büyük ölçüde gerileyerek siya-seten kendilerini erittiler. Dolay›-s›yla sohbetimizin bafl›nda teorikolarak ortaya konuldu¤u gibi, “ba-r›fl” halklar›, demokrasiyi ve bizzatbar›fl›n kendisini de¤il, sadece sö-mürücü egemen s›n›flar›n düzeninigüçlendiren sonuçlar yaratm›flt›rpratikte de.

Emperyalistlerle ve oligarflikdiktatörlüklerle bar›fl, ba¤›ms›z, de-mokratik sosyalist bir ülke umudu-nu yoketmektir. Böyle oldu¤u için-dir ki, bu tarz “bar›fl” anlaflmalar›-n›n gündeme geldi¤i her yerde, an-laflmalar imzaland›¤›nda baz› “se-vinç gösterileri” yap›lsa da esas ola-rak halklar umutsuzlaflm›fl ve mo-ralsizleflmifllerdir. Sonuçta da örgüt-lülükleri da¤›t›lan, umutlar› yokedi-len, moral olarak çöken halklar, da-ha fazla yoksullu¤a, açl›¤a itildiler.Öldürülmeye de devam edildiler üs-telik. Belki bu kez kurflunla, bom-bayla de¤ildi, ama açl›kla, sefaletle,sa¤l›k hizmetlerinden yoksunluklakatledildiler. Ki “bar›fl” imzalayanoligarflik diktatörlükler, kurflun,bomba kullanmaktan da geri dur-mad›lar.

Öyleyse flunu söyleyebiliriz ki,“bar›fl” anlaflmalar›n›n yap›ld›¤› oülkelerde de "bar›fl" sa¤lanamam›fl-t›r. Savafllar sona ermemifltir. Çünküyukar›da de¤inildi¤i gibi, burjuvazisilahl› oldu¤u sürece, burjuvazininsömürüsü sürdü¤ü müddetçe, savaflda devam edecek.

MMaazzlluumm:: O zaman flu aç›kgerçekleri bir kez daha özetleyerektoparlayal›m konumuzu.

Emperyalizm ça¤›yla birliktedevleflen ve ülke yönetimine ege-men olan emperyalist tekeller dün-yadaki di¤er ülkelerin pazarlar›na elatm›fllard›r. Bize bir S›rp gencininAvusturya-Macaristan veliaht›n› öl-

dürmesi sonucu ç›kt›¤› ö¤retilen 1.Emperyalist Paylafl›m Savafl›’n›nç›k›fl sebebi de, halklara Hitler’inihtiraslar›n›n sonucuymufl gibi aç›k-lanan 2. Emperyalist Paylafl›m Sa-vafl› da, emperyalistler aras› pazarkavgas›d›r. Emperyalist devletler,dünyay› paylaflma sorununu ekono-minin kendi kurallar› ve diplomasiyoluyla çözemeyince, devreye sa-vafllar girmifltir. Baflka bir deyiflle,onmilyonlarca insan, emperyalisttekellerin pazar ve kârlar› u¤runakurban . edilmifltir. Mesele Hitler-ler’in h›rs› de¤il, Alman, Amerikan,‹ngiliz, Frans›z... tekellerinin doy-mak bilmez kâr h›rs›d›r.

Emperyalistler o günden sonrabirbirleriyle askeri bir savafla gir-mediler. Ama dünyan›n dört bir ya-n›nda savafllar ç›karmaya devam et-tiler. Ama buna ra¤men “bar›fl” kav-ram› üzerine öyle bir kargafla ç›kar-d›lar, kavram› öyle pervas›zca çar-p›tt›lar ki, “bar›fl› sa¤lamak ad›na”iflgaller gerçeklefltiriyorlar. Emper-yalist ittifak›n iflgal güçlerine, “Ba-r›fl Gücü” üniformas› giydirildi.

““BBüüttüünn ssaavvaaflflllaarr kkööttüüddüürr”” der-ken esas olarak mahkum edilmek,meflrulu¤u yok edilmek istenen ulu-sal ve s›n›fsal kurtulufl mücadelele-ridir. Burjuva ideolojisinin empozeetti¤i “her türlü fliddete hay›r, hertürlü savafla hay›r” söylemleri, atiziyle it izini, sapla saman› birbirinekar›flt›rmaktan baflka bir anlama

gelmiyor. Ve bu söylemin sahipleribu anlamda yaratt›klar› bilinç bula-n›kl›¤›yla da burjuvaziye hizmet et-mifl oluyorlar. Emperyalistlerinhaks›z savafllar›yla, sömürülenemekçilerin, ezilen halklar›n em-peryalizme ve iflbirlikçilerine karfl›verdi¤i hakl› savafllar ayn› kefeyekonulamaz. Bunlar› ayn› kefeye ko-yan, b›rak›n Marksist-Leninist ol-may›, sosyalist olmay›, bir demok-rat bile olamaz. Bir ayd›n olamaz.

Burjuvazinin savafl ve fliddet ko-nusunda ideolojik olarak bu kadaryo¤un ve sald›rgan bir kampanyayürütmesi, konunun önemini degösterir. Burjuvazi iyi biliyor ki,ezilen halklar›n ve onlar›n öncüleri-nin en önemli silahlar›ndan biri““hhaakkll››ll››kk vvee mmeeflflrruulluukk bbiilliinnccii””dir.Bu silah› kaybeden halklar, savafla-maz. Savafl›n meflrulu¤una inanma-yan bir halk, savafl›n zorluklar›na,ac›lar›na katlanamaz, kurtulufl içinfedakarl›klarda bulunamaz. Keza,hakl›l›k ve meflrulu¤u konusundainançs›zlaflm›fl bir hareket, halk› ör-gütleyip aya¤a kald›ramaz.

Hem devrimciyim diyeceksiniz,hem sosyalistim diyeceksiniz, hemde savafllara, fliddete hay›r diyecek-siniz. Bu mümkün de¤ildir. Bu bi-limsel olmad›¤› gibi, siyasi olaraktutars›zd›r. Mao’nun dedi¤i gibi;"devrim yapmak, ziyafet vermeye,yaz› yazmaya, resim yapmaya, yada nak›fl ifllemeye benzemez; o ka-dar zarif, sakin ve yumuflak, o kadar›l›ml›, uysal, kibar, ölçülü ve ali ce-nap olamaz. Devrim bir ayaklan-mad›r, bir s›n›f›n baflka bir s›n›f› de-virdi¤i bir flfliiddddeett hhaarreekkeettiiddiirr..."(Mao, Seçme Eserler, cilt 1, say-fa:38)

Evet, devrim bir fliddet hareketi-dir. Devrimciyseniz, sosyalistseniz,devrimi istiyorsan›z, bu fliddeti sa-vunacaks›n›z.

Ve elbette bu fliddet, kaç›n›lmazolarak insanlar›n ölümünü içerecek-tir. Çünkü, "" ssaavvaaflfl kkaann ddöökküülleenn bbiirrssiiyyaasseettttiirr””. Ölmek ve öldürmek, hersavafl›n yasas›d›r. “ ‹nsanlar ölme-sin” demek sömürücü s›n›flar son-suza dek yaflas›n, sömürü, zulüm

Say›: 122 31TEOR‹

Hem devrimci-yim diyeceksi-niz, hem sos-yalistim diye-

ceksiniz, hem de savaflla-ra, fliddete hay›r diyecek-siniz. Bu mümkün de¤il-dir. Bu bilimsel olmad›¤›gibi, siyasi olarak tutar-s›zd›r. Evet, devrim birfliddet hareketidir. Dev-rimciyseniz, sosyalistse-niz, devrimi istiyorsan›z,bu fliddeti savunacaks›-n›z.

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Page 32: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

düzenleri sonsuza dek sürsün de-mektir. Kans›z, bedelsiz bir savafl›istemek toplumlar›n tarihi geliflimi-ni inkar etmek, s›n›flar savafl›n›nyasalar›n› bilmemektir. Ve elbetteasl›nda sözkonusu olan bilmemek-ten de çok, bilmezlikten gelmek, buanlamda devrimi istememektir.

ÖÖzzlleemm:: Savafla soyut olarak, osavafl›n s›n›fsal niteli¤ini belirtme-den iiyyii veya kkööttüü demek bir fley ifa-de etmez. Savafllara iliflkin hepsi iiyyiiveya hepsi kkööttüü fleklinde bir genel-leme de yap›lamaz, böyle bir genel-leme bilimsel de¤ildir.

Keza bar›fl için de ayn› fley söz-konusu asl›nda. Sevr Anlaflmas› da,Lozan Anlaflmas› da “bar›fl” anlafl-malar›yd›. Birincisi, Osmanl› top-raklar›n› emperyalistlerin iflgal et-mesine imkan sa¤layan bir “ba-r›fl”t›. ‹kincisi ise, emperyalistlerinTürkiye’nin ba¤›ms›zl›¤›n› tan›makzorunda kald›klar› bir “bar›fl”t›. Do-lay›s›yla nas›l ki tüm savafllar içinbir genelleme yaparak iyi veya kötüdiyemezsek, ayn› fley bar›fllar için

de geçerlidir. Bar›fl vard›r teslimiyet-tir, bar›fl vard›r, halklar›n zaferinintescil edilmesidir... Hemen tüm sa-vafllar›n sonunda ortaya ç›kan bar›fl-lar, asl›nda bir taraf›n iradesini, ötekitarafa kabul ettirmesinin ifadesi ol-mufllard›r. Birinci türden bar›fllarakökten karfl›y›z. ‹kinci türden bar›fl-lar ise s›n›flar mücadelesi içinde ola-bilir. Fakat bu da, askeri anlamda birsavafl›n sona ermesiyle s›n›rl› bir ba-r›flt›r. Yani taktiktir, de¤ilse, sömürü-cü ve sömürülen s›n›flar aras›nda s›-n›fsal bir bar›fl demek de¤ildir. Böy-le bir bar›fl olmayacakt›r da yeryü-zünde. Savafl, sömürücü s›n›flar›nkesin tasfiyesine kadar sürecektir.

Emperyalizm dünya halklar›nakarfl› korkunç derecede silahlanm›fl.‹flbirlikçi iktidarlar derseniz, hemenhepsi “iç savafla” göre, yani kendihalklar›na karfl› örgütlenmifl ve si-lahlanm›fllar. Peki ezilen, sömürü-len kitleler, böyle bir düflmana karfl›nas›l, hangi yoldan ve hangi araçlar-la mücadele edecekler? Sadece“propaganda”yla m›?.. Biny›ll›k sö-

mürü düzeninden “bar›flç›l” yön-temlerin zorlamas› sonucu vazgeçermi egemenler? Öyleyse ezilenler ik-tidar› nas›l alacak? Parlamentodaparmak kald›rarak m›?...

Karfl›-devrimin fliddetine karfl›devrimin fliddeti iflte bu yüzden ta-rihsel, siyasal bir zorunluluktur. Bu-rada keyfi bir fliddet tercihi sözko-nusu de¤ildir. “Düflman›n dayatt›¤›karfl›-devrimci savafla ne ile cevapverelim? Silahlar›n d›fl›nda, dev-rimci iç savafl›n d›fl›nda bir cevapvar m›?" (Savafl ve Biz, syf: 3) Ta-rih, henüz baflka bir cevap ortayakoymam›flt›r.

KKeemmaall:: Özlem son noktay›koymufl oldu asl›nda. Tarih henüzbaflka bir cevap ortaya ç›karmad›¤›-na göre, savafllar devam edecek.Halklar›n kurtuluflu için de, insanl›-¤›n savafllar› topyekûn yoketmesiiçin de baflka bir yol yok.

Savafl ve bar›fl konulu sohbeti-mizi burada noktal›yoruz. Sonrakisay›m›zda buluflmak üzere flimdilikhoflçakal›n.

32 TEOR‹ 16 EEylül 22007

Bize param›z kadar sa¤l›k, para-m›z kadar e¤itim, param›z kadarbar›nma, param›z kadar söz hakk›-n› reva gören ve rânt› insani ihti-yaçlara ye¤leyen zihniyet ifl bafl›n-da! AKP düzeni öyle bir düzen ki,bir avuç engellinin imkanlar›n› gas-betmekten çekinmiyor.

Alt› Nokta Körler Derne¤i üye-leri, 1960’tan bu yana ‹stanbulEmirgan’da kendilerine belediye

taraf›ndan verilmifl bir yerde e¤itimgörüyorlard›. Türkiye’deki mevcutiki rehabilitasyon merkezinden bi-rini bugün ‹stanbul Büyükflehir Be-lediyesi engellilerin elinden almakistiyor. 33 y›ld›r yetiflkin görme en-gellilere e¤itim veren Rehabilitas-yon Merkezi'ni, “arsam› iflgal edi-yorsunuz” diyerek kap› önüne koy-mak istiyor.

30 May›s'tan bu yana birçok ey-lem yapan görme engelliler beledi-ye tahliye dayatmas›ndan vazgeçe-ne kadar mücadele etmeye kararl›olduklar›n› söylüyorlar.

Okuluma Dokunma Platformuüyesi 100 kifli, 8 A¤ustos günü Ga-latasaray Lisesi önünden TaksimMeydan›’na yürüyerek “OkulumaDokunma” dediler. Eylemde aç›lanpankartta “E¤itim, Sa¤l›k, Bar›nmaHakk›ma Dokunma” slogan›na yer

verildi. Tafl›nan dövizlerde “OkulKamunun Kamu Da Biziz, RantH›rs›yla Kör Olanlar Kamu Yarar›-na Kör Bakarlar” sloganlar› yaz›-l›yd›. ‹stanbul Alt› Nokta KörlerDerne¤i Baflkan› Murat Demirokve Konfederasyon Baflkan› Turan‹flli taraf›ndan yap›lan aç›klamalar-da büyükflehir belediyesinin okul-dan ellerini çekmesi istendi.

Okuluma Dokunma Platfor-mu’nda pek çok ayd›n ve demokra-tik kitle örgütü yeral›yor.

Görme engelliler eylemde da-¤›tt›klar› bildiride “sesimizin dahagür ç›kmas› için sizin sesinize deihtiyac›m›z var” diyerek herkesimücadelelerini desteklemeye ça¤›r-d›lar. Platform sözcüleri, 11 Eylülgünü Saraçhane’de Büyükflehir Be-lediyesi yetkilileriyle yapt›klar› gö-rüflmede, okullar›n›n kapanmamas›için toplad›klar› imzalar› teslimederek, belediyeden sürenin uzat›l-mas›n› talep ettiler.

“Okul Kamunun Kamu Da Biziz”

Page 33: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

Küçük-burjuva-zinin demokrasinormlar›, kendi s›-n›fsal özelli¤i gibi,

mu¤lak ve kaypakt›r. Burjuva de-mokrasisiyle sosyalist demokrasiaras›nda eklektik bir demokrasi an-lay›fl› savunur. Fakat özünde savun-du¤u burjuva demokrasisidir. Sos-yalist demokrasiyle burjuva demok-rasisi aras›nda tercihi hep burjuvademokrasisinden yanad›r. Çünkü o,sosyalist demokraside salt “prole-tarya diktatörlü¤ünü” görürken,burjuva demokrasisinde de sadeceözgürlükleri görür.

Hem sosyalizmi savunuyor gibigözükmek ve asl›nda hem de burju-va demokrasisini savunabilmek içinde “özgürlükçü sosyalizm” gibikavramlar gelifltirmifllerdir. Özgür-lükçü sosyalizm, asl›nda burjuvademokrasisine uydurulmufl –ne ka-dar uydurulabilirse elbette– bir sos-yalizmdir.

‹flte anlatt›¤›m›z bu olgular›n so-nucudur ki, Avrupa’n›n sosyalistkökenli “sosyal-demokratlar” da,bizim gibi ülkelerdeki sosyalist s›-fatl› küçük-burjuvazi de, burjuvazi-nin politikalar›na çok kolay angajeolabilmektedirler.

Fakat tüm bu teorik gerçeklerera¤men, Bay Ufuk Uras’›n burjuvapolitikas›na bu kadar kolay ve bukadar h›zl› angaje olabilmesi yinede flafl›rt›c›d›r. Teorik olarak bumümkün olsa da, sosyalist oldu¤u-nu iddia eden bir partinin GenelBaflkanl›¤›’n› yapan, “sosyalist sol”ad›na seçimlere giren birinin bu sü-reci daha yavafl yaflamas› beklenir-di.

Bafll›kta ifade edilen bir mizahde¤il ne yaz›k ki!

Ufuk Uras, önce asl›nda bir za-ferle ilgisi olmayan “seçim zafe-ri”nin sarhofllu¤unu yaflad›. As›l oydeste¤ini Kürt milliyetçi hareketin-den ald›¤›n› unutup kendisinin veBask›n Oran’›n ba¤›ms›z adayl›¤›çerçevesinde “çok yeni tür bir birlik

olufltu¤u, yeni dinamiklerin ortayaç›kt›¤›” gibi yukar›dan tespitler ya-parak, tüm solu birlefltirmek gibi id-dial› sözler sarfetti.

Seçim zaferi sarhofllu¤unun ar-d›ndan TBMM’de de k›sa süredebafl› döndü anlafl›lan; burjuva med-yan›n gösterdi¤i ilgiden tutun cum-hurbaflkan› aday›n›n aya¤›na kadargelmesi, ona neyi, kimi temsilenorada bulundu¤unu unutturdu bel-ki... Her ne olduysa oldu ve sonuçtaUras kendi “ezberlerini” flafl›rd›...De¤ilse, bu sayfada aktard›¤›m›zsözler, sosyalist oldu¤unu iddiaeden bir partinin genel baflkan›n›nedece¤i sözler mi?

Bak›n flu demece: ““Cumhurbafl-kan›, devleti temsil ediyor. Efli üze-rinden cumhurbaflkanl›¤› tart›flmas›yapmamak gerekiyor. Türkiye nor-malleflme sürecine gidiyor... ” (8Eylül 2007, Milliyet)

Cumhurbaflkan›’n› savunmakUras’a m› kald›? Mecliste yüz-lerce AKP’li Gül’ün avukatl›¤›n›yap›yor zaten. Onun bu sözlerisöylemesine ne gerek var? Onungündeme tafl›yaca¤› en önemlikonu bu mu?

Uras’›n gazetelere yans›yanhemen tüm demeçleri, Uras’›nburjuva siyasetin kulvarlar›ndadolaflt›¤›na iflaret ediyor. F›rsatbulup emekçilerin sorunlar›n› nezaman, nas›l dile getirecek bilin-mez, fakat bilinen flu ki, Uras’›n

sorunlara bak›fl aç›s›, burjuvazinineylem ve söyleminin s›n›rlar› içinegirmektedir giderek.

fifiuu ssöözzee bbaakk››nn:: ““Devlet memurusiyaset yapamaz.”

Y›llarca siyaset yapabilmeninmücadelesini veren kamu emekçile-rine ve KESK’lilere de siyaseti ya-saklad›¤›n›n fark›nda bile de¤ilUras, bafl› o kadar dönmüfl... 657zincirini k›rmak için ne büyük be-deller ödedi bu ülkede memurlar!

Öte yandan; demokrasi her kesi-min içinde yerald›¤› bir süreçtir. As-ker de konuflur, memur da... Askerinsiyasetin d›fl›nda olmas›, burjuvademokrasisinin aldatmacalar›ndanbiridir. Sosyalist demokrasi de as-kerler ve subaylar da -elbette halkordusunun askerlerinden ve subay-lar›ndan sözediyoruz- kendi örgüt-lenmeleriyle siyasetin içinde ola-

caklard›r. Tersi, demokrasiyiburjuva demokrasisinin veya oli-garflilerin demokrasicilik oyunu-nun ölçüleriyle düflünmektir. ‹fltebu noktada en baflta ortaya koy-du¤unuz noktaya geliyoruz. BayUfuk Uras da, küçük-burjuva birpolitikac› olarak, düzenin bir ye-rine gelir gelmez, “sosyalist de-mokrasiye” dair beyninde az bu-çuk olan düflünceleri de h›zla ter-kedip burjuva demokrasisine “il-tihak” etmifltir. ‹flte bu nokta ür-kütücüdür. Ve iflte bu yüzden“tanr› bizi Uraslar’›n iktidar›n-dan korusun” diyoruz. Daha

Say›: 122 33SOL

Tanr› bizi Uraslar’›n iktidar›ndan korusun!Dikkat: Afla¤›daki ssözler, SOSYAL‹ST ooldu¤unu iiddiaeden bbir mmilletvekiline aaittir:

““AAsskkeerrii bbüürrookkrraassii,, ssoonnuuçç iittiibbaa--rr››yyllaa ddeevvlleett mmeemmuurrllaarr››dd››rr..

DDeevvlleett mmeemmuurruu ssiiyyaasseett yyaappaa--mmaazz.. DDeevvlleett mmeemmuurruu ssiiyyaasseetteettaabbii oollmmaall››dd››rr.. DDeevvlleett mmeemmuurr--llaarr››,, ddeevvlleett mmeemmuurruu oollaarraakk iiflflii--

nnii yyaappaaccaakk.. SSiiyyaasseett ddüünnyyaass››ddaa kkeennddii iiflfliinnii yyaappaaccaakk..””

DDiikkkkaatt:: BBuu ssöözzlleerr ddee TTBBMMMM’’yyeeeezzbbeerr bboozzmmaa iiddddiiaass››yyllaa ggiiddeennbbiirr mmiilllleettvveekkiilliinnee aaiittttiirr::

““TTüürrkkiiyyee nnoorrmmaalllleeflflmmee ssüürreeccii--nnee ggiiddiiyyoorr...... SSiiyyaasseett ggiiddeerreekk

ssiivviilllleeflfliiyyoorr...... SSiivviill bbiirr aannaayyaassaa--nn››nn ggeerrççeekklleeflflmmeessiiyyllee vveessaayyeettrreejjiimmiinnddeenn ddeemmookkrraattiikk rreejjiimmeeddoo¤¤rruu hh››zzllaa eevvrriilleebbiilleecceekk...... BBiirrssüürree ssoonnrraa bbuu ttüürr ggeellggiittlleerr,, yyee--rriinnii ddeemmookkrraassiinniinn kkuurruummssaall--

llaaflflmmaass››nnaa bb››rraakkaaccaakk......””

Page 34: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

meclise ad›m›n› att›¤›n›n ertesindememurlara siyaseti yasaklayan, oli-garflinin Cumhurbaflkan›’n›n avu-katl›¤›na soyunan, Çankaya’da teb-rik kuyru¤una girip Gül’ü “içtenlik-le” kutlayan bir anlay›fl, yar›n ger-çekten iktidar olursa, kimbilir dahane yasaklar koyacak, halka nas›l te-peden bakacak!

Demek Bay Uras’a göre politikapp rrooffeessyyoonneelllleerriinn iiflflii, bay mebuslarpolitika yaps›n, ötekiler kar›flma-s›n... Öyle mi? Fakat bu görüflü ta-n›yoruz biz. Bu, bbuurrjjuuvvaazziinniinn eezz--bbeerriiddiirr..

Uras, burjuva siyasete o kadartabi olmufl ki, ne dedi¤inin fark›ndade¤il. Siyaseti sadece milletvekille-rinin, profesyonel burjuva politika-c›lar›n yapmas›, Cuntac› KKeennaannEEvvrreenn’in de idealindeki siyaset tar-z›yd›... Kald› ki, sosyalistler bu ül-kede kullan›lan ““ssiiyyaasseett ddüünnyyaass››””kavram›n›n burjuvazinin, siyasetibir avuç “profesyonel” politikac›n›nifli olarak dar bir alana s›k›flt›r›p top-lumu apolitiklefltirmeye çal›flan po-litikas›n›n ürünü olan bir kavram ol-du¤unu da bilirler.

Uras’›n burjuva politikas›ylaaras›na koydu¤u mesafenin simgesiolarak ““kkrraavvaatt””aa ald›¤› tutumunyüzeyselli¤i ortaya ç›km›flt›r. Belkide baflka noktalardan mesafe koy-

mak yerine, böyle bir konuda “far-k›n›” koymak daha “sak›ncas›z”gelmifltir Uras’a.

Öyle ya, Avrupa’n›n birçok ülke-sinde ve AB kurumlar›nda da art›kYYeeflfliilllleerr’i tekellerin politikac›lar›n-dan ay›rdeden tek fley, giyim ku-flamlar›, oturup kalkmalar›d›r. Amatüm “ayk›r›l›k”lar› da orada sona er-mektedir. Tekelci burjuvazinin, em-peryal politikalar› sözkonusu oldu-¤unda son derece “uuyyuumm”ludurlar.

Ufuk Uras ve meclisteki di¤erilerici, demokrat milletvekilleri,böyle bir uyumun parças› olmama-l›d›rlar. Çünkü böyle bir uyum, enbaflta kendilerinin seçilmesi içinemek sarfedenlere, onlara oy veren-lere ve ilerici, sosyalist olarak tafl›-d›klar› s›fatlara ihanettir.

Oligarflinin meclisinde solun ba-k›fl aç›s› ve emekçilerin ç›karlar› aç›-s›ndan muhalefet etmesi gereken birvekil, h›zla AKP’nin politikalar›nayedeklenip, onun söylemini benim-seyip ““ssiivviill aannaayyaassaa””dan sözediyor.

Hani nerede “sivil” bir anayasa?Ortada “sivil” diye nitelendirilebile-cek hiçbir fley yoktur diye, anayasade¤iflikli¤i aldatmacas›n› teflhir ede-cek yerde, oyuna angaje oluyor.AKP’nin “sivil” siyaseti temsil etti-¤i, AKP’nin yapaca¤› anayasan›n“sivil anayasa” oldu¤u, bunlar bü-

yük aldatmacalard›r.

Ufuk Uras, elbette bunlar› göre-meyecek kadar birikimsiz ve tecrü-besiz de¤ildir. Ancak kendini düze-ne kabul ettirme kayg›s›, düzen ta-raf›ndan ““oollgguunn,, aakk››llll››,, ssaa¤¤dduuyyuulluu””bir solcu olarak kabul edilme arzu-su, bilgisinin de, partisinin politika-lar›n›n da önüne geçmekte ve onuAKP a¤z›yla “sivil anayasa”dan sö-zettirmektedir. Ayn› nedenle, Çan-kaya üzerinden sürdürülen oligarfliiçi bir kavgada sol bak›fl aç›s›yla okavgan›n d›fl›na ç›kmak yerine,Cumhurbaflkan› Gül’den yana tu-tum tak›nmaktad›r.

Kendini oligarfliye olgun bir po-litikac› olarak kabul ettirerek elinene geçecek Uras’›n? BunlarlaCHP’nin yerini alaca¤›n›, “sosyaldemokrat” alandaki “lider bofllu¤u-nu” dolduraca¤›n› düflünüyorsa, buham hayaldir... Oligarflinin sözcüle-ri, Uras gibileri “ne kadar ak›ll› sol-cu” diye övebilirler, ama daha faz-las› için, düzene sadakat›n› kan›tla-mak üzere çok daha fazlas›n› bek-lerler... Bay Uras, parlamentodahangi yoldan yürüyecek; kendinioligarfliye kan›tlama yolundan m›,yoksa, oligarfli taraf›ndan meclistebir “ç›ban” olarak de¤erlendirilmepahas›na solun ve halk›n sözcüsüolma yolundan m›?

34 SOL 16 EEylül 22007

Yazar Orhan Pamuk, Londra’da ‹ngiliz edebiyat se-verlerle bulufltu¤u bir toplant›da, gençli¤inde solcu ol-du¤unu söylüyor. Ve öyle bir söylüyor ki, adeta ““mmeecc--bbuurriiyyeetttteenn”” bir solculuk bu. Hani ‘80 öncesi flu veya buölçüde politika içinde yeral›p da sonra apolitikleflenlerin“o zamanlar ya solcu olmak zorundayd›n, ya sa¤c›” de-dikleri gibi anlat›yor dönemi: “70'li y›llarda... toplumsa¤ ve sol diye ikiye ayr›lm›flt›. Sol görüfllüler modernistve Avrupa'dan ilham al›yordu; sa¤ görüfllüler ise afl›r›milliyetçilik ile dini esas alanlar›n bir kar›fl›m›yd›.”

Yani o da solcu ama, zoraki...

Üstelik görülece¤i gibi, solu da yanl›fl tarif ediyor.‘70’li y›llar›n solu, ilham›n› Avrupa’dan de¤il, sosyalistsistemden al›yordu. Avrupa’dan ilham alan az say›da ay-d›n var idiyse de onlar, o sol içinde say›lm›yorlard›.

Ermeni ve Kürt meselesinde kurdu-¤u bir cümleye dair “Türkiye’de bunuilk defa ben dile getiriyorum” derken,onlar› iflkenceler, hapislikler pahas›nadile getirenleri yok sayan düflünce ya-p›s›, 1980 öncesinde de kendi d›fl›ndakisolu yok say›yor anlafl›lan. Ama o tari-hi biz yazd›k, Orhan Pamuklar de¤il.

Bu da bir yana, flimdi ne oldu¤u, kendisini nas›l ta-n›mlad›¤› kuflkusuz daha önemli. fiimdi nerede yeral›-yor: Sa¤da m›, solda m›? ““HHiiççbbiirrii”” diyemez elbette.Çünkü her ayd›n›n bilece¤i gibi, “hiçbiri” diye bir poli-tik konum yok; hele dünya çap›nda bir yazar için... Biryazar olarak ne için yaz›yor romanlar›n›, hangi kimlikle;sa¤c› olarak m›, solcu olarak m›?.. ““YYaa AABB,, yyaa bbaarrbbaarr--ll››kk”” derken mesela, sa¤c› m›d›r, solcu mu? Kuflku yok kibunu bilmek, Türkiye halk›n›n hakk›d›r. BBiittaarraaff kal›pbbeerrttaarraaff olmay› hiçbir ayd›n›m›za yak›flt›rmay›z da, on-lar ad›na böyle bir sonu istemeyiz de. Çünkü böyle birtarafs›zl›ktan ancak oligarfli memnun olur.

Orhan Pamuk: ‘‘GGeennççllii¤¤iimmddee SSoollccuuyydduumm’’... PPeki fifiimdi?

Page 35: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

Kara ve Hava Kuvvetleri’nin or-tak çal›flmas›yla, Türkiye-Irak s›n›-r›na 473 kilometrelik bir duvar inflaedilecekmifl. Kürt halk›n›n mücade-lesini engelleme amac›yla, gerek‹ran ve gerekse de Türkiye egemengüçlerinin Kuzey Irak’a yönelik sondönemlerde artan sald›r›lar› vebombalamalar›n›n devam›nda bukez de s›n›r›n duvarla örülmesi gün-deme getirilmifltir. ‹ran da, Irak ileolan s›n›r›n›n Hac›umran bölgesin-de 4 kilometrelik bir duvar örmeplan›n› yürürlü¤e koymufl durumda.

Tel örgülerle, tafllarla, elektronikgözlerle, termal kameralarla bir hal-k›n etraf› duvarlarla çevriliyor.

Fakat asl›nda, Kürt halk›n›n mü-cadelesine karfl› örülen bu duvarlar,günümüz dünyas›nda bir istisnaoluflturmuyor. Emperyalizm ve ifl-birlikçilerinin ördükleri duvarlardünyan›n dört bir yan›na yayg›nlafl-makta ve esas olarak halklar› bellico¤rafyalar içinde tecrit etmeyi, on-lar› hem fiziken hem siyasal olarakdünya halklar›ndan koparmay›amaçlamaktad›r. Duvarlar, emper-yalizmin tecrit politikas›n›n halklarnezdinde nas›l bir alenilik ve perva-s›zl›k içinde sürdürüldü¤ünün enaç›k göstergesidirler.

EEmmppeerryyaalliizzmmiinn NNaakkaarraatt››;; ““DDeemmiirrppeerrddee””

“Demirperde ülkeleri”; emper-yalizmin sosyalizme karfl› y›llarcakulland›¤› sald›r›lar›n demagojiksöylemlerinden biri de buydu. Sos-yalist ülkelerin kendilerini dünya-n›n di¤er k›s›mlar›ndan ay›rmakiçin sosyalist sistemin etraf›na çek-tikleri “varsay›lan” hayali bir per-deydi bu. Hayali perdenin hayal ol-mayan gerçek parças› ise, Berlin

Duvar› idi. Bu duvar, demokratikAlmanya’n›n emperyalist sald›rgan-l›ktan korunmak, emperyalist Al-manya ile iç içe geçmifl s›n›rlar› ne-deniyle kendi varl›¤›n› sürdürebil-mek amac›yla alm›fl oldu¤u bir ön-lemdi. Sosyalist Do¤u Almanya,1961 y›l›nda emperyalist Bat› Al-manya ile olan s›n›r›na 46 km.uzunlu¤unda bir duvar örmüfltü. Buduvar, iflte o günden itibaren, em-peryalistlerin sosyalizme yöneliksald›r›lar›nda kullan›lan önemli birmalzeme oldu. Sosyalizmin özgür-lükleri nas›l engelledi¤i, halk›n öz-gürlü¤e kavuflmak için nas›l bir en-geli aflmak zorunda kald›¤›, insanla-r›n ak›n ak›n bu duvar› aflarak öz-gürlü¤e, bat›ya kofltuklar› yalanlar›birbiri pefli s›ra s›ralan›yordu. Du-varlar› y›karak özgürlük getirmek-ten dem vurdular sürekli. Öyle kiemperyalizmin bu konuda yapt›¤›yaygara kendisine sol diyen belli birkesimi de etkisi alt›na alm›flt› vebunlar da emperyalist güçler gibi“duvarlar›n y›k›lmas›” söyleminibenimsemifllerdi. Nitekim, BerlinDuvar›’n›n y›k›ld›¤›, karfl› devrimrüzgarlar›n›n dünyay› sard›¤› gün-lerde, bunlar da emperyalist koroyakat›l›p, duvarlar›n y›k›ld›¤›, özgür-lüklerin ve demokrasinin her yanayay›laca¤› bir dünyan›n geldi¤indensöz etmeye bafllad›lar. Zafer demok-rasinindi! Adeta özgürlük sarhofluolmufltu genifl bir kesim. Duvar›ny›k›l›fl›, tüm dünyay› ““gglloobbaall vvee öözz--ggüürr”” bir köy haline getirecekti.. Ha-yal buydu ve ancak bu hayalin siya-si, sosyal, ekonomik, askeri hiçbirgerçekli¤i yoktu.

Ve... halklar›n etraf›na duvarlarörülmesi dönemi iflte as›l flimdi bafl-l›yordu. “Tek kutuplu dünya”, tümdünyan›n emperyalist kuflatma alt›-na al›nabilmesi anlam›na geliyordu.

AAnnccaakk ggeerrççee¤¤ee uuyyaannmmaakk iiççiinnffaazzllaa zzaammaann ggeerreekkmmeeddii..

Berlin Duvar›’n›n ve sosyalistülkelerin s›n›rlar›n› emperyalistlerekapatan tüm duvarlar›n y›k›lmas›n-dan sonra, dünyaya bir “serbestlik”geldi gelmesine. Ancak gelen bu ye-ni sistem halklar için de¤ildi. Y›k›-lan duvarlar emperyalist sermaye-nin, s›n›rs›z ve engelsiz olarak dün-yan›n dört bir yan›na serbestçe giripsömürü ve talan› gerçeklefltirme öz-gürlü¤ünü getirmiflti. Y›k›lan du-varlar sayesinde demokratik Al-manya’dan SSCB’yi oluflturan ül-kelere kadar eski sosyalist ülkeler,yeni pazar alanlar› olarak emperya-listler taraf›ndan k›sa sürede yutul-mufl, sosyalist ülke halklar› dizgin-siz bir sömürüye tabi tutulmayabafllam›flt›r. Berlin Duvar›’n›n y›k›l-mas›ndan k›sa süre sonra “keflke oduvar y›k›lmasayd›” diyordu, açl›k-la, yoksullukla, iflsizlikle tan›flanDo¤u Almanya halk›.

HHaallkkllaarr››nn EEmmppeerryyaalliizzmmee DDiirreenniiflfliinnee KKaarrflfl›› ÖÖrrüülleenn YYeennii DDuuvvaarrllaarr!!

Bu dönemde emperyalizm öyle-si vahfli bir sald›rganl›k içine girdiki, “düflman, fler ekseni, tehdit un-suru, terörizmi destekleyen... ülke-ler” denilerek onlarca ülke hedeftahtas›na konuldu. Sald›r›n›n bir ya-n› bu aç›k sald›r›lar iken, bir di¤eryandan da birbirini k›rmayan, birbi-rine düflman edilmeyen halk b›rak-mamacas›na bir sald›rganl›kt› bu.Ony›llarca kardeflçe yaflayabilmiflhalklar, mezhepler, bir anda birbiri-ne düflman kesiliyor, birbiriyle sa-vafl›yor, aralar›na korkunç mesafe-ler koyan bir vahflet sergiliyorlard›.Ve emperyalizm ad›na düne kadarözgürlüklerden, duvarlar›n y›k›lma-s›ndan sözedenler halklar›n bu fle-

Say›: 122 35DUVAR

DUVARLAR ÖRÜLÜYOR HALKLARIN ETRAFINA

Amaç, Halklar› Fiziki ve

Siyasi OlarakTecrit

Etmektir

Page 36: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

kilde birbirini k›rmas›n›n önünü da-ha da fazla aç›yor, ülkeleri iflgaledip emperyalist tahakkümü her ye-re yaymaya çal›fl›yorlard›.

Halklar aras›na böylesine örülen“kin” duvarlar› da bir yerden sonrayetmedi emperyalistlere, egemenle-re. Ve bu kez gerçek duvarlar örme-ye bafllad›lar. Halklar›n açl›¤a, sö-mürüye, zulme ve iflgale karfl› dire-nifllerini engelleyebilmek için tafl-lardan, tel örgülerden, kumlardanörülmüfl ve onlarca, yüzlerce kilo-metre uzayan fiziki duvarlara bafl-vurdular. Halklar›n direnifllerini veisyanlar›n› bast›ramam›fl olman›n,çaresizli¤in bir sonucu olarak, halk-lar için bir dünyay›, düzeni de¤il,halklara karfl› olan bir dünyay›, birdüzeni halka karfl› korumak içinbaflvurdular duvar örme yöntemine.

‹srail’in Filistin halk›na karfl› ör-dü¤ü duvar bunlar›n belki de en bi-lineni. Filistin halk›n› bir kez dahaikiye, üçe, befle bölüp parçalayan,Filistin halk›n›n bir parça topra¤›n›daha iflgal edip ‹srail s›n›rlar›na ka-tan bu duvar›, bar›fl ve demokrasiad›na duvarlara karfl› oldu¤unu söy-leyenler sseessssiizzccee iizzlleemmeekkllee yetindi-ler. ‹srail siyonizmi, bu duvar saye-sinde Filistin halk›n›n direniflini, fe-da savaflç›lar›n›n geçiflini engelleye-bilece¤ini hesapl›yordu. Ancak hiçde öyle olmad›. Halklar›n yarat›c›l›-¤› ve direnifli karfl›s›nda hiçbir duva-r›n ve de gücün hükmü yoktu. Filis-tin halk› kazd›¤› tünellerle, bitmeztükenmez yarat›c›l›klar›yla duvarla-r› afl›p geçmesini bildi her zaman.

ABD de, göçmen geçifllerini en-gellemek için, Meksika ile olan s›-n›r›nda 11220000 kkmmlliikk bbiirr dduuvvaarr inflaetti. Duvar bariyerler, tel örgüler,güvenlik kameralar› ile de donat›lanbir duvar oldu.

Yine Suudi Arabistan, Irak ileolan s›n›r›na duvar örme karar› ala-rak emperyalizme uflakl›k edenköhne rejimini bu sayede korumayaçal›flmaktad›r.

ABD, Irak’ta halk›n direnifli kar-fl›s›nda çaresiz kald›kça yeni yön-temler gelifltirmek, halklar› birbiri-ne k›rd›rma, birbirinden yal›tmak

için birçok araç ve yöntem kullan-maktan çekinmedi bugüne kadar.Kimi zaman katliamlar gerçeklefltir-di, kimi zaman provokasyon eylem-leri yapt›. Ama hiçbiri direnifle kar-fl› bir çözüm olmad›. Son bir çareolarak fiiiler’le Sünniler’i birbirin-den ay›racak duvarlar infla etti. Bafl-ta Ba¤dat olmak üzere, Irak’›n çe-flitli bölgelerinde duvarlar yükseli-yor bugün. Ancak bu da direnifli bi-tiremedi. Bitirmesi de mümkün de-¤ildi. Halklar›n hakl› direniflinin du-varlarla engellenemeyece¤i bir kezdaha böylece ispatlanm›fl oldu.

Burada elbette önemli olan,birçok ülkede, emperyalistlerin veiflbirlikçilerini akl›na ilk gelen ön-lemlerden birinin “duvar” olmas›d›r.Y›llarca demirperde demagojisi ya-panlar, flimdi dünyan›n bir anlamdaemperyalizm karfl›s›ndaki “dengesi”demek olan sosyalist sistemin y›k›l›-fl›yla, “sosyalizmin rekabetinden”,bask› unsuru olmas›ndan kurtulmuflolman›n rahatl›¤›yla, zindanc› politi-kalar›n›, tüm dünya halklar›na karfl›sergilemekten çekinmiyorlar. Buemperyalist düflünce yap›s›, siyasalolarak kendini en somut tteeccrriitt poli-tikas›nda ifade ediyor.

KKüürrtt ssoorruunnuu ““dduuvvaarr””››nn dd››flfl››nnddaa ddee¤¤iill;; iiççiinnddeeddiirr

Bugün ise Kürt halk›n›n müca-delesine karfl› ‹ran ve Türkiye oli-garflisi taraf›ndan duvarlar örülme-ye çal›fl›lmaktad›r. Bunca duvar›ndünyan›n dört bir yan›na örülmesi-nin tek nedeninin halklar›n fiili di-reniflleri olmad›¤›, ayn› zamandabu duvarlarla halklar aras›ndaki bir-li¤in önlenmeye çal›fl›ld›¤› daha bira盤a ç›kmaktad›r.

Ony›llard›r ülkemizde oligarfli,“d›fl mihraklar”, “d›fl destek” de-magojisine sar›l›p durmufltur. Dev-rimci mücadeleyi, Kürt halk›n›n di-reniflini hep bu flekilde tan›mlamayaçal›flm›fl, ülke içini adeta güllük gü-listanl›k gösterip, “fler oda¤›n›n”d›fltan oldu¤unu yaymaya çal›flm›fl-t›r. Bugün örülen duvar da biraz budemagojiye hizmet edecektir. Bu-

güne kadar Irak s›n›r›ndan geçiflleriengelleme ad›na birçok yöntem vearaç hizmete sokulmufl, s›n›r ötesioperasyonlar yap›lm›fl, tampon böl-geler oluflturulmufl ve s›n›r geçiflleriengellenmeye çal›fl›lm›flt›r. Ancakher seferinde bu çal›flmalar esas so-runun üüllkkeenniinn iiççiinnddee oolldduu¤¤uu,, d›fla-r›da yap›lacak bir operasyonun, s›-n›r geçifllerini engellemenin, tam-pon bölge oluflturman›n hiçbir ifleyaramayaca¤› tart›flmalar›n› da be-raberinde getirmektedir. Çünkü me-sele, s›n›rdan geçen gerillalar de¤il,mesele bu ülkenin içinde bir Kürtsorununun oldu¤u gerçe¤idir.

Bu sorun çözülmeden ne s›n›rgeçifllerini engellemenin, ne de s›-n›rlara duvarlar örmenin bir çare ol-mad›¤›n› egemenler de çok iyi bil-mektedirler. O zaman bu duvarlar›ngerçek amac› da ortaya ç›kmakta-d›r: Duvarlar esas olarak hhaallkkllaarr››nnbbeeyyiinnlleerriinnee öörrüüllmmeeyyee ççaall››flfl››llaann du-varlar›n fiili yans›mas›ndan baflkabir fley de¤ildir. Halklar›n birli¤ini,beraberli¤ini engellemenin, halklar›bu tür fiili duvar engelleri sayesindebirbirinden her yönüyle uzaklaflt›r-man›n yolu yap›lmaya çal›fl›lmakta-d›r. Halklar› hem birbirine düflmank›larak hem de fiiliyatta ve esas ola-rak da beyinlerde aralar›na duvarlarörerek yal›t›p, önünü düzlemek iste-mektedir egemenler. Ve çaresizlikiçindeki egemenlerin bugün duvar-larla aflmaya çal›flt›klar› gerçektekendi korkular›d›r. Halklar›n dire-nifllerinin kendi saltanatlar›na sonverece¤i korkusudur. Bu korku bu-gün duvarlar ördürmeye götürüyor,yar›n bunun da yetmedi¤i yerdekimbilir daha ne tür engeller bulma-ya çal›flacaklar.

Ancak, egemenlerin ne halkla-r›n direnifllerini engellemek için nede kendilerini güvenceye almakiçin ördü¤ü duvarlar ve di¤er tümyöntemler hiçbir ifle yaramayacak-t›r. Hem örülen fiili duvarlar vehem de halklar›n kafalar›nda örül-meye çal›fl›lan duvarlar er veya geçmutlaka y›k›lmaya mahkumdur.Halklar›n direnifli bu engelleri birbir aflacakt›r.

36 DUVAR 16 EEylül 22007

Page 37: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

BBC Dünya Servisi’nin 22ülkede yapt›rd›¤› bir anket,ABD emperyalizminin ve ifl-birlikçilerinin y›llard›r Irak ifl-gali konusunda sürdürdükleritüm demagojik çabalara ra¤-men, iflgali meflrulaflt›rmay›baflaramad›klar›n› gösteriyor.

BBC’nin araflt›rma sonuç-lar›na göre, ““ddüünnyyaa kkaammuuooyyuu--nnuunn yyüüzzddee 6677’’ssii”” iflgalci ABDordusunun en k›sa süredeIrak’› terk etmesi gerekti¤inidüflünüyor.

Özellikle müslüman halk-lar›n yo¤un oldu¤u ülkelerdeABD’ye yönelik tepki dahaboyutluyken, ABD’de bile,ABD’nin Irak’tan çekilmesigerekti¤ini söyleyenlerin oran›

yyüüzzddee 6611’’ii bu-luyor. Ameri-kan halk›n›nbüyük bölümüde iflgale ortak

olmay› reddediyor art›k.

‹flgalin birici dereceden or-taklar›n›n ülkesinde de durumpek farkl› de¤il. ABD’nin Irakiflgalindeki bafl müttefiki ‹n-giltere’de kat›l›mc›lar›n yüzde65’i, di¤er iflgal ortaklar› Gü-ney Kore ve Avustralya’da iseyüzde 63’ü, Amerikan askerle-rinin bir y›l içinde Irak’tan çe-kilmesini istiyor.

Ankete göre Türkiye, “ifl-galin bitmesini en güçlü bi-çimde talep eden” ülkelerinbafl›nda geliyor. Ülkemizdeankete kat›lanlar›n yyüüzzddee7799’’uu,, “Amerikan askerleriIrak’tan bir y›l içinde çekilme-li” görüflünü belirtiyor.

Say›: 122 37DÜNYA

Filistin'de Hamas'›n denetimindekiGazze fieridi'nde cuma namaz› k›lmakisteyen binlerce El Fetihli, Hamasl› gü-venlik güçlerince sopalarla a¤›r flekildedövüldü. En az 7755 kkiiflfliinniinn yaraland›¤›sald›r›da çok say›da El Fetih üyesi vetaraftar› da gözalt›na al›nd›.

Hamas güvenlik güçleri, sald›r›ylayetinmeyip, gözalt›na ald›¤› El Fetihli-ler’e “bir daha eylemlere kat›lmaya-ca¤›na” dair ka¤›t imzalama flart› geti-riyor. Üstüne üstlük, Hamas, yoksul,iflsiz Filistinliler’e, e¤er bu imzalar›nauymazlarsa 5 bin dolar para cezas› ke-siyor...

Gazze’de “iktidar” olan Hamas,Gazze’yi ele geçirdi¤inden beri, Ara-fat’›n evini ya¤malamaktan ayn› ‹srailyöntemiyle El Fetih binalar›n› bomba-larla yerle bir etmeye, dü¤ün bask›nla-r›ndan sokak ortas›nda estirdi¤i vahfle-te kadar trajik ve bir o kadar da düflün-dürücü bir tablo sergiliyor. Son sald›r›-s›, islamc› bir iktidar›n niteli¤inin gö-rülmesi aç›s›ndan yeni bir aflama oldu.

‹ran’da da hapishaneden ç›kanlara

“bir daha hiçbir fley yapmayaca¤›na”dair taahhütname imzalat›yordu. Hamasda ‹ran’dan ö¤rendi¤ini yap›yor. Sopa-larla estirdi¤i terör ise ne yaz›kki ‹sra-il’in dünyan›n dört bir yan›nda iflbirlik-çi iktidarlar›n uygulad›¤› yöntemlerden

hiç farkl› de¤il. Fakat hak ve özgürlükdiye bir anlay›fl› yok islamc›l›¤›n. Buyüzden muhalefetin “m”sine bile ta-hammülsüzlük içinde. Bu yüzden, iflgalalt›nda bir ülke, kuflat›lm›fl bir halk ol-duklar›n› bile unutarak Filistin halk›nakarfl› bir zulüm politikas›n› yürürlü¤ekoymufl durumda.

GGaazzzzee''ddee ggeenneell ggrreevvHamas'›n sald›r›lar›n›n ard›ndan Fi-

listin Kurtulufl Örgütü'nün genel grevça¤r›s› yapmas› üzerine, 9 Eylül’de Ha-mas sald›r›s›n› protesto etmek için Gaz-ze fieridi'nde genel greve gidildi. Grevboyunca ö¤retmenler ve ö¤rencilerokullara gitmedi, avukatlar, doktorlariflbafl› yapmad›, çok say›da esnaf dadükkan›n› açmad›. Hamas’›n grevi en-gelleme giriflimleri baflar›ya ulaflamad›.

‹‹ssrraaiill’’ee rrookkeettllii ssaalldd››rr››Filistinli direniflçiler Siyonist ‹sra-

il’in sald›r›lar›na roketlerle misilleme-de bulundular. 10 Eylül günü gerçek-lefltirilen eylemde, iki roket 1948’deiflgal edilmifl topraklarda yer alan As-kalan fiehri’nin yak›n›ndaki Zikkimadl› askerî karargâha düflerken, 69 ‹s-rail askeri yaraland›. Yaralananlar›nsay›s› aç›s›ndan bu 2000 y›l›ndan beribir eylemde ‹srail’in u¤rad›¤› en a¤›rdarbe oldu.

Eylemi, ‹slami Cihat Hareketi veHalk Direnifl Hareketi’nin ortaklaflagerçeklefltirdi¤i aç›kland›.

HHaammaass GGaazzzzee’’ddee yyiinnee ssaalldd››rrdd››;;‘‘‹‹ssrraaiill ssooppaallaarr››’’ aarrtt››kk HHaammaass’’››nn eelliinnddee......

DDüünnyyaa HHaallkkllaarr››nn››nnOOrrttaakk TTaalleebbii ““‹‹flflggaallee SSoonn””!!

SSiiddnneeyy’’ddee BBuusshh vvee

IIrraakk ‹‹flflggaallii PPrrootteessttoo EEddiillddii

Avus t r a lya ' n ›nSidney kentinde, As-ya Pasifik Ekonomik‹flbirli¤i (AFPEC) li-derler zirvesi topla-n›rken, zidney ayn›anda gösterilere sah-ne oldu.

8 Eylül’de binler-ce kifli Bush'u ve Irak iflgalini protesto etti.Protesto eylemi, Sidney'deki belediye binas›n-dan bafllayarak, “s›k› güvenlik önlemleri” al-t›nda 21 bölge liderinin toplanaca¤› SidneyOpera Evi'nden birkaç blok ötedeki HydePark'ta son buldu. Emperyalist ve iflbirlikçiliderler için yine ola¤anüstü önlemleral›nm›flt›. Halktan korku art›k süreklileflti.Parktaki gösteride de Bush, Avustralya Baflba-kan› George Howard ve di¤er iflbirlikçiler pro-testo edildi.

Page 38: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

38 YURTDIfiI 16 EEylül 22007

Avusturya genelindegöçmenlere yönelik çal›fl-malar sürdüren AAvvuussttuurryyaaAAnnaaddoolluu FFeeddeerraassyyoonnuu(AFA) yyoozzllaaflflmmaayyaa kkaarrflfl››bir kampanya bafllatt›.

Kampanya çal›flmalar›-n›n bafllad›¤› ilk yer Grazfiehri’ydi. Özellikle göç-men gençler aras›ndauyuflturucu al›flkanl›¤›n›nyüksek oldu¤u bu flehirde,bir hafta önce de 26 yafl›n-daki bir genç uyuflturucukomas›ndan yaflam›n› kay-betmiflti. Burada AFA üye-lerinden oluflan 12 kiflilik

grup tara-f›ndan, 7E y l ü l ’ d eakflam sa-a t ler indekahve ko-nuflmalar› yap›ld›. YineTürkiyelilerin yo¤un ola-rak bulundu¤u Griesplatzcivar›nda kahvehanelerdeyap›lan konuflmalardayozlaflmaya karfl› yürütü-len kampanyaya kat›l›mça¤r›s›nda bulunuldu.

Bu faaliyetler s›ras›ndaYürüyüfl okurlar› da dergi-lerinin tan›t›m›n› yapt›lar.

Berlin’de faaliyetleriniyürüten IKAD, 17 Eylül Pa--

zartesi günü saat 15.00’teCDU Kreuzberg parti bina--

s› önünde Anadolu Federas--

yonu Temsilcili¤i’yle bir--

likte göç yasas›na karfl› or--

tak bir bas›n aç›klamas› dü--

zenleyece¤ini duyurdu.

IKAD, Kreuzberg ve ci--

var›nda ç›kard›klar› daveti--

ye, afifl ve el ilanlar›yla bir--

likte, göçmenleri göç yasa--

s›na karfl› etkinliklerine ça--

¤›rmaya devam ettiklerinibelirtti.

DDeerrnneekk

AAçç››ll››flfl EEttkkiinnllii¤¤ii::

-16 Eylül Pazar Saat14.00’te / Lausitzer Str 35Kreuzberg

GGööçç YYaassaass››nnaa KKaarrflfl››

MMiittiinngg::

17 Eylül Pazartesi Saat15.00’te / CDU Parti binas›önü, Wallstr. 14 A 10179Berlin

VViiyyaannaa''ddaaKKüübbaall›› 55''lleerree DDeesstteekk EEyylleemmiiABD'de 9 y›ld›r hukuksuz

olarak tutsak edilen 5 Kübal›yurtsever için uluslararas› dü-zeyde düzenlenen eylem hafta-s› çerçevesinde, bir gösteri de

Avusturya'da gerçekleflti.

Viyana Üniversitesi’nin önünde toplanan kitleyap›lan konuflmalardan sonra AABBDD BBüüyyüükkeellççiillii--¤¤ii’’nnee do¤ru yürüyüfle geçti. Eyleme Avusturyal›-Kübal› Toplulu¤u (ÖKG), "Küba'l› 5'lere Özgür-lük" Komitesi, CDR Avusturya "Antonio Maceo"(Devrimi Savunma Komiteleri)'nin yan›s›ra, Avus-turyal› komünist ve anti-emperyalist gruplar›n dadestek verdi¤i görüldü. ÖKG'nin açt›¤› pankart›nyan›s›ra Uluslararas› Tecritle Mücadele Platformu(UTMP) da "Küba'ya Yönelik ABD ve AB Ambar-gosuna Hay›r - 5 Kübal› Yurtsevere Özgürlük" ya-z›l› pankart› tafl›d›. Türkiyeli devrimcilerden birgrup HÖC'lü de eyleme k›z›l bayraklarla kat›ld›.

Eylemde as›l teröristin ABD oldu¤una vurguyap›l›rken, 9 y›ld›r tutsak bulunan Kübal›lar’›n ser-best b›rak›lmas› talep edildi. ABD Büyükelçili¤iönündeki eylem, ABD ve Bush aleyhine sloganlar-la sona erdi.

Anadolu Federasyonu’nun YYeennii GGööçç YYaassaass››nnaaHHaayy››rr Kampanyas› çerçevesinde afifl bildiri gibi faali-

yetler devam ediyor.

5 Eylül’de Almanya’n›nKöln fiehri’nde afiflleme yap›ld›.Yeni Göç Yasas› ile, baflta ailebirleflimi konusu olmak üzere,ömrünü Almanya’da ter dökerekgeçirmifl birinci kuflak göçmen-lerin haklar›n›n gasbedildi¤i,hakk›n› aramak isteyen yabanc›-lar›n kkrriimmiinnaalliizzee edildi¤i ko-nuflmalarda halka duyuruldu.

Hamburg’un Altona Semti’nden sonra Sterns-chanze semtinde de stant açan AAnnaaddoolluu--DDeerr,, da¤›tt›-¤› bildirilerle göçmenlere Yeni Göç Yasas›’n›n ›rkç›yönlerini anlatt›. Almanlar’›n da ilgisinin oldu¤u ey-lemde mücadele ça¤r›s› tekrarland›. Ayr›ca Sterns-chanze Semti’nde afifller as›ld›.

fiili’de, 11 Eylül 1973’teyap›lan faflist cuntan›n y›l-dönümünde yap›lan göste-rilerde binlerce kifli polisleçat›flt›.

Baflkent Santiago’da 11Eylül günü yap›lan gösteri-lerde CIA destekli cuntaprotesto edildi.

Göstericilere tazyikli suve göz yaflart›c› bomba ilemüdahale eden polis karfl›-s›nda 5 bin kifli direndi. ‹flçi

mahallelerindeyap›lan göste-rilerde de yol-

lara barikatlar kuruldu.Gösterilerde 147 kifli gözal-t›na al›nd›.

fiili’de 11 Eylül 1973’tehalk›n seçti¤i sosyalistDevlet Baflkan› SalvadorAllende iktidar›na yönelikCIA destekli bir darbe ya-p›lm›fl, Allende silah eldedirenerek flehit düflerken,yönetimi eline geçiren cun-ta onbinlerce insan› katlet-miflti.

‹KAD’danÇa¤r›

Yeni GGöç YYasas›na HHay›rKampanyas› SSürüyor

AAFFAA’’ddaann KKaammppaannyyaa

fiili’de CCuntay› PProtesto

Page 39: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

Tarihe kimi destans›direnifliyle ad›n› yazd›r-d›, kimi ise devletin kat-liamlar›na, vahfletine ta-n›kl›k ederek direniflmahallesi olarak ad›n›duyurdu. Buras› Gazi,buras› Armutlu ve buras›Gülsuyu.... Buras› ege-menlerin y›k›m ekipleri-ni y›¤arak insanlar›n ev-lerini bafllar›na y›kmakistedi¤i 3 ayr› mekan.Ama birbirinden ayr› buüç gecekondu mahalle-sinin en belirgin ortak özelli¤i dire-niflle kurulmufl olmalar›d›r. 8-9 Ey-lül tarihlerinde bu mahallelerde ya-p›lan geleneksel flenliklerdeki cofl-ku, kardeflçe kurulan uzun halaylarve marfllarda havada s›ms›k› duranyumruklar da benzer özellikleridir.

Gecekondu halk› yapt›¤› flenlik-lerde birli¤in güç oldu¤unu hayk›r›rgibiydi.

ONB‹NLERCE GAZ‹L‹fiENL‹KTE BULUfiARAKB‹RL‹⁄‹NE SAH‹P ÇIKTI...

3. Geleneksel 75. Y›l MahallesiGazi Halk fienli¤i’nde onbinlercekifli biraraya gelerek coflku dolu birflenlik yaflad›lar. 9 A¤ustos günüGazi Baraj’›n girifli gün boyu insanseliyle dolup taflt›.

Onbinlerce yürek hep bir a¤›zdantürkülerini seslendirdi, omuz omuzadurup halay çekti. Geranimo’nun su-nuculu¤unu yapt›¤› flenlikte sanatç›-lar sahne alarak Gazi halk›na seslen-di. S›ras›yla Ali Ekber Duygulu,Grup S›lam, Medet Karahan, Ali R›-za Binbo¤a, Köylü, Nurettin Bay, Ya-¤›z, Zeynel, Nurettin Rençber, Te l l iK›l›ç, Nurettin Güleç, Kel Hüseyin,Ercan Papur, Ali Sultan, Gani Rüzgarfiavata, Cengiz Özkan, Hasan Y › l-maz, Sad›k Gürbüz, fievin, Ye n i n u rAda, Mehmet Özcan, Yaflar Kurt, Er-

dal Bayrako¤lu, Ali Özel sahne ala-rak dayan›flma mesajlar›n› verdiler.Ayn› zamanda sunucu olan Ya s e m i nGöksu flenli¤e kat›lanlara be¤enilensesiyle türküler seslendirdi.

S›ra Grup Yorum’a geldi¤indecoflku doru¤a ulaflt›. Türküler s›ks›k “Kurtulufl Kavgada Zafer Cep-hede, Mahir Hüseyin Ulafl Kurtulu-fla Kadar Savafl” sloganlar›yla kesil-di. Bir konuflma yapan Grup YorumÜyesi ‹nan Alt›n Gazi Mahalle-si’nin ad›n›n flenliklerle, flölenlerlean›lmad›¤›n› direnifllerle an›ld›¤›n›vurgulayarak bu yönüyle Grup Yo-rum’un her zaman mahalle halk›n›nyan›nda oldu¤una dikkat çekti. Ar-d›ndan direnifl mahallesinde direnifltürküleri seslendirildi. Grup Yorumdinletisinin bitmesinin ard›ndansahneden inecekleri s›rada yo¤untezahurat sonras› tekrar sahneyeç›kt› ve uzun halaylar oluflturuldu.Grup Yorum’un ard›ndan sahnealan Ferhat Turç’ta büyük be¤eniy-le dinlendi. Akflam geç saatlere ka-dar süren flenlik beraberlik ve daya-n›flma mesajlar›yla son buldu.

ARMUTLU: “ADALET VEÖZGÜRLÜK MÜCADELEM‹ZDEVAM EDECEK”

Armutlu demek direniflle yara-t›lan tarih demektir. Armutlu demeközgürlük ve adalet mücadelesinde

bedel ödeyen halk de-mektir. Armutlu’da ya-p›lan flenlikler, festival-ler hep bu duygularlayap›l›r, kat›lan sanatç›-lar bu ruhla söyler tür-külerini.

8-9 Eylül tarihlerin-de KüçükarmutluPSAKD Sar›yer fiube-si’nde gerçeklefltirilenGeleneksel A r m u t l uGüz fienli¤i'nin dördün-cüsü saat 16.00’da Ada-let ve Özgürlük paneliy-

le bafllad›. Panele konuflmac› olarakölüm orucuna yatm›fl olan HHBavukatlar›ndan Behiç Aflc›, Gazete-ci Ayfle Düzkan, PSAKD GençlikKomisyonu’ndan Gülay Gül ve Ye-liz Y›lmaz kat›ld›. ‹lk söz alan Gü-lay Gül panelin konusunu anlat›r-ken, Ayfle Düzkan Türkiye’de yafla-nan adaletsizliklere vurgu yaparak,adalet ve özgürlü¤ün önemine veinsan yaflam›ndaki yerine de¤indik-ten sonra sözü bu u¤urda bedel öde-yen Av. Behiç Aflc›’ya verdi. Aflc›konuflmas›nda “adalet güçlünün ç›-kar›na göre belirlenir. Örne¤in, y›-k›mlar… bizlere göre bar›nma birhakt›r. Devlet bunu vermekle mü-k e l l e f t i r. Ayn› zamanda bar›nmahakk›n› savunmak meflruluktur.Ama evlerimizi y›kmak istiyorlar.Kim y›k›yor, patronlar›n, zenginle-rin ç›karlar› için devlet y›k›yor. Pe-ki bu adalet midir? Hay›r ama onlarbunu adil görüyorlar” diyerek özet-ledi.

Cemevinin girifl kap›s›na as›lan“Baflkan›m›z Muammer fiimflekÜyelerimiz Turan Özen, ‹lhan ‹fleri,Dursun Özen, Hasan Öztürk, Meh-met Akdemir’e Özgürlük Adalet veÖzgürlük Mücadelemiz DevamEdecek PSAKD Sar›yer fiubesi”pankart›, sonra Armutlu tarihindenkareler sunan Dünden Bugüne Ar-mutlu resim panosu ile “Armutlu’daY›k›m Var” bafll›kl› resim panosuetkinlikteki yerini ald›. Mahir Ça-

Say›: 122 39fiENL‹KLER

Armutlu’da, Gazi’de fienlik... Gülsuyunda Festival...B‹RL‹⁄‹M‹Z‹ MÜCADELEM‹Z‹ GÜÇLEND‹REL‹M

Page 40: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

yan, Deniz Gezmifl ve ‹brahim Kay-pakkaya’n›n resimlerinin yan›ndaArmutlu flehitleri de yerini alarakgelenleri selamlad›.

9 Eylül’de saat 14.00’te bafllayanetkinli¤i sunan Devrim Turan “Bi-zim gecekondular›m›z› y›k›p yerineaskeri üs yapmak isteyenler de var,lüks villalar, lüks siteler yapmak is-teyenler de. Onlar bu isteklerini kar-fl›lamak için çeflitli oyunlar serg i l i-yorlar ony›llard›r. Ony›llard›r biz detek göz kondular›m›z› korumak içinö rg ü t l e n i y o r, direniyoruz. Direnece-¤iz de. Bu topraklar bizim. Buradaoturmak bizim en do¤al hakk›m›z.Bu hakk›m›z› sonuna kadar koruya-ca¤›z” dedikten sonra sahneye ilkolarak Niran Ünsal’› davet eti. S›ra-s›yla Duygu Koçak, Erdal Bayra-ko¤lu, Mercan Erzincan ve Y › r t › kUçurtma adalet ve özgürlük isteyenArmutlu halk› için türkülerini söyle-d i l e r. Karadeniz’in asi çocu¤u ola-rak tan›nan Kaz›m Koyuncu ve ge-çen y›l Armutlu güz flenli¤ine kat›la-rak desteklerini sunan Bar›fl A k a r-su’nun an›ld›¤› flenlikte Tokat A l-mus Semah Ekibi de semah gösteri-si yapt›. Hemen hemen her festivalekat›larak desteklerini sunan Nuret-tin Güleç’in yan›s›ra Nilüfer Sar›taflSevcan Orhon ve Mifla’n›n türküle-rini seslendirmelerinin ard›ndan daGrup Simurg elemanlar›ndan Ay n u rDiz’in Sabahattin Ali’den canlan-d›rd›¤› oyunla Sabahattin Ali de ölü-münün y›ldönümünde an›ld›. Sine-vizyondan 1989 y›l›ndan bu yanaArmutlu tarihinin direnen yan› gös-terildi. Ekrana yans›yan her kareödenen bedelin belgesi gibiydi. Enson Muammer fiimflek Neden Hüc-rede diye soran görüntü yo¤un alk›flal›rken Armutlular baflkanlar›n› sa-h i p l e n d i l e r. “Bar›nma Hakk›m›z En-

gellenemez, Armutluda Y›k›m Va r,Yozlaflmaya Hay›r” dövizlerinin ta-fl›nd›¤› ve “Hakl›y›z Kazanaca¤›z”Armutlu halk› imzal› pankart›n as›l-d›¤› etkinlikte Armutlular bu sorun-lara karfl› tav›rlar›n› bir kez dahag ö s t e r d i l e r.

Armutlu 4. Güz fienli¤inin sonkonu¤u Grup Yorum, alk›fllar ve ›s-l›klar eflli¤inde sahneye ç›kt›. A r-mutlu'da polis iflgali s›ras›nda pan-zerin alt›nda ezilen 7 yafl›ndaki Sev-can için türkü yapan, direnifllerde,barikat bafllar›nda gecekondu halk›-n›n yan›nda olan Grup Yorum türkü-leriyle Armutlu halk›n› selamlad›.Birliktelikleri, beraberlikleri büyüt-menin önemine vurgu yapan GrupYorum 'Hakl›y›z Kazanaca¤›z' mar-fl›n› tüm kitleyle birlikte seslendirdi.

Türkülerin birlikte söylendi¤i,coflkulu halaylar›n birlikte çekildi¤iflenlikte, Armutlular direnifl türkü-lerini Yorum’la söyleyerek adaletve özgürlük taleplerini hayk›rd›lar.fienlik alan›na gelip gidenlerle yak-lafl›k 1000 kiflinin kat›ld›¤› etkinlik23.30’da coflkulu bir flekilde sonaerdi.

GÜLSUYU HALKIYOZLAfiMAYA, YIKIMLARAVE YOKSULLU⁄A KARfiITEK YÜREK

Gülsuyu halk› da “Yo z l a fl m a y a ,y›k›mlara, yoksullu¤a karfl› mahal-lemize sahip ç›k›yoruz!” fliar›yla dü-zenledi¤i flenlikte biraraya geldi. ‹lkkez düzenlenen ve 3 gün süren flen-lik 7 Eylül günü Gülensu Son Du-r a k ’tan Nurettin Sözen Park›’na dü-zenlenen yürüyüfle bafllad›. “Y›k›m-lara Geçit Vermeyece¤iz, Yo z l a fl m a-ya Karfl› Gücümüz Birli¤imizdir”sloganlar›yla yürüyüfl yapan 150 ki-fli parkta sayg› duruflunda bulunaraktüm devrim flehitlerini and›. Y › k › m-lar›n konu al›nd›¤› sinevizyon gös-terimi s›k s›k “Y›k›mlara Geçit Ve r-meyece¤iz” slogan›yla kesildi. A ç ›-l›fl konuflmas›n›n ard›ndan Ti y a t r oS i m u rg tek kiflilik bir oyun serg i l e d i .Daha sonra Gülensu MahallesiMuhtar› Sabri fieker bir konuflma

yaparak destek verdi. Grup Diyar,Domane Dersim, Grup F›rt›na sahnealarak türkülerini seslendirirken, so-kak tiyatrocusu Fatih Kolçak “Ma-sallar Diyar› ‹mparatorlu¤u” isimlibir kukla oyununu serg i l e d i.

fienli¤in 2. günü “Y›k›mlar veBar›nma Hakk›” konulu panel ger-çekleflti. Orman Mühendisi MehmetGöçebe, Mimar Sinan Üniversitesifiehir Planlay›c›s› Beflime fien, CelalBefliktepe ve Sosyolog fiükrü A s l a npanele kat›larak y›k›mlara karfl› al›n-mas› gereken tav›r ve halk›n bar›n-ma haklar›na de¤indiler. Babil HalkSahnesi’nin sergiledi¤i oyun be¤enitoplarken K›smet Y›ld›z Kürtçe tür-küleriyle, Birol Topalo¤lu Lazca tür-küleriyle halklar›n kardeflli¤ine ör-nekler sunarken, Grup Munzur daalk›fllar eflli¤inde yerini ald›. Söyle-di¤i kavga türküleriyle halk›n müca-delesinin her zaman yan›nda olanGrup Yorum alk›fllar, sloganlar eflli-¤inde türkülerini seslendirdi.

“Yozlaflmaya Karfl› Çözüm Yol-lar›” panelinde sözalan Temel Hak-lar Federasyonu Baflkan› AsumanAkça, DHP’li Y›lmaz Kes yozlafl-may› ve mücadele yöntemlerini an-lat›rken, örgütlenme ça¤r›s›nda bu-lundular. ‹dil Kültür Merkezi Tiyat-ro Atölyesi’nin k›sa bir oyunun ser-gilemesinin ard›ndan Grup Çinko,Grup Toroslara Yolculuk, GülnazO¤uz, Soner Soyer, Hasan Sa¤lamtürküleriyle Gülsuyu halk›n›n ya-n›nda oldular.

Her zaman direnifllerle an›lan vekucaklar› her zaman devrimcilereaç›k olan mahalleler birli¤in, sahip-lenmenin ve paylafl›m›n güzel ör-neklerini gösterdiler.

40 fiENL‹KLER 16 Eylül 2007

Page 41: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

Y›llard›r yoksullarla,tekellerin iktidar› aras›ndabir savafl sürüyor. ‹ktidarhalk›n iktidar› olmad›¤›n-dan halk›n ç›karlar›n› de-¤il, kazanaca¤› rant›n sa-vafl›n› verirken, yoksullarbafl›n› sokacak ev için, ba-r›nma haklar› için savaflv e r i y o r .A d › n a““ KK ee nn tt ss ee llDD öö nn üü flfl üü mmPP rr oo jj ee ss ii ””denilen vesermayeyeyeni rantalanlar› aç-may› hedefleyen bu proje kapsa-m›nda y›k›lmak istenen Mimar Si-nan ve fiifa mahallelerinde 12 Eylülgünü yeni bir çat›flma yafland›.

‹stanbul Tuzla Mimar Sinan Ma-hallesi’nde geçen hafta direniflle ge-ri püskürtülen y›k›m ekipleri, 12Eylül günü sabah›n erken saatlerin-de yeniden y›k›m sald›r›s›na geçti.Çevik kuvvet eflli¤inde belediye y›-k›m ekipleri saat 08.30’da mahalle-yi kuflatmaya bafllad›. Mimar SinanMahallesi'nden ‹çmeler'e kadar olanyolu trafi¤e kapat›p y›¤›nak yaparakmahalle halk› ile dayan›flmay› kes-mek isteyen polis mahallede terörestirdi. Ancak di¤er gecekondulu-lar›n deste¤ini engelleyemedi. Y›-k›m sald›r›s›n› duyan devrimciler,di¤er gecekondu mahalleleri, Mi-mar Sinan ve fiifa mahallelerineak›n etti.

Polisin halk›n üzerine gaz bom-bas› ve kurflunla sald›rd›¤› çat›flma-larda TOK‹ konutlar›n›n önündekikavflakta kurulan barikatta KeremÖztürk isimli gecekondulu a¤›r ya-raland›. Polisin att›¤› gaz bombas›-n›n kalbinin üzerine isabet etmesinedeniyle a¤›r yaralanan KeremÖztürk Kartal Devlet Hastanesi'nekald›r›l›rken bu haberin yay›lmas›

üzerine halk TOK‹evlerini atefle verdi.

Ö¤le saatlerindeçevik kuvvet ma-

hallenin içerisine panzerlerle y›¤›-nak yaparken halk Emiro¤lu Cadde-si üzerine barikat kurarak bekleme-ye bafllad›. Halk›n da¤›lmamas›üzerine panzerleri insanlar›n üzerle-rine do¤ru süren çevik kuvvet ekip-leri, barikat› aflmay› baflaramad›.Polisin yo¤un gaz bombas› ve silah-lar›n kullan›ld›¤› sald›r›s›na ra¤mengün boyu aralar›nda HÖC’ün de ol-du¤u devrimciler öncülü¤ünde bari-kat kurarak direnen halk y›k›ma birkez daha izin vermedi. Tapular› ol-mas›na ra¤men imar izni olmad›¤›gerekçesiyle Mimar Sinan ve fiifamahallelerinde 1000’e yak›n eviy›kmak isteyen binlerce polis eflli-¤indeki y›k›m ekipleri, “Yar›n fiifaMahallesi'ndeki evleri y›kaca¤›z”tehditleri savurarak direnifl karfl›s›n-da geri çekilmek zorunda kald›. Po-lis bölgeden tümüyle çekilmezkenhalk da barikatlar›n ard›nda bekle-yifline devam ediyor.

Çat›flman›n gün boyu sürdü¤üMimar Sinan Mahallesi’nde çok sa-y›da yaral›n›n hastaneye kald›r›lmas›üzerine Kartal Devlet Hastanesi deablukaya al›nd›. 50’i aflk›n kifliningözalt›na al›nd›¤› sald›r›da polisinazg›n sald›r›s› da gün boyu sürdü.Gecekondu halk› bir kez daha direni-

fliyle y›k›m sald›r›s›na bari-kat oldu, evlerini ve hakk›-n› koruyarak sald›r›y› flim-dilik geri püskürttü.

Evlerini korumak iste-dikleri için sald›r›yau¤rayan, gözalt›na al›nanMimar Sinan ve fiifamahalleleri sakinlerinden58 kifli ertesi gün savc›l›¤aç›kar›ld›. Yafllar› 18’denküçük olanlar serbestb›rak›l›rken savc›l›¤aç›kan 38 kifliden 8’i

tutuklanarak Kartal Hapishanesi’negönderildi.

Y›k›m sald›r›s›n›n duyulmas›n›nard›ndan y›k›m›n oldu¤u gün ordabulunan aralar›nda HÖC’ün deoldu¤u kurumlar yürüyüfl yaparaky›k›ma geçit vermeyeceklerini dilegetirdi.

Temel Haklar Federasyonu da13 Eylül’de saat 13.00’te MimarSinan Mahallesi’nde bir aç›klamayapt›. Özgür Türk taraf›ndanyap›lan aç›klamada “GücümüzBirli¤imizdir” denilerek evleriy›kt›rmama kararl›l›¤› dile getirildi.

Say›: 122 41YIKIM

GECEKONDU HHALKI YYIKIM SSALDIRISINI D‹REN‹fi‹YLE GGER‹ PPÜSKÜRTTÜ...

Tuzla'daki yy›k›ma Ankara'dan pp rotesto

Baflkentin Dikmen bölgesinde birgrup gecekondu halk›, ‹stanbul Tuz--la'daki y›k›m› protesto etmek için ay--n› gün bir yürüyüfl düzenledi.

Yukar› Dikmen Vadisi'nde yafla--yan yaklafl›k 200 kifli, Oran'da bulu--nan eski milletvekili lojmanlar›önünde toplanarak, burada sloganlaratarak pankart açt›. Bas›n aç›klama--s›n›n yap›lmas›ndan sonra ise, TuranGünefl Bulvar› üzerinde yürüyüfl dü--zenledi. Bulvar› bir süre trafi¤e ka--patmak isteyen halk› polis ekipleriengellemeye çal›fl›rken, eylem birsüre sonra bitirildi.

Page 42: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

42 EMEK 16 EEylül 22007

Son günlerde artan ifl cinayetle-rine karfl› tepkiler sürüyor. Son ola-rak Eskiflehir’de bulunan bir krommadeninde meydana gelen göçüktebir iflçi ölürken, Bal›kesir’de biriflçi ifl makinesinin çarp›flmas› ne-deni ile Bursa’da ise elektirik çarp-mas› sonucu yaflamlar›n› yitirdiler.

Eskiflehir’in Mihall›çc›k ‹lçesi-nin Kavak Köyü’nde bulunan birkrom madeninde çal›flan 38 yafl›n-daki R›dvan Balkan oca¤›n 330

metre alt›n-da çal›fl›r-ken, madenparças›n›n

üzerine devrilmesi sonucu havas›zkalarak hayat›n› kaybetti.

Bal›kesir’de ise A¤›r SanayiBölgesi, Eski Kepsut Caddesi'ndebulunan bir fabrikada ifl makinesi-nin çapmas› sonucu 53 yafl›ndakiSeyid Mehmet Öz isimli iflçi yafla-m›n› yitirdi. Fabrika görevlileri ta-raf›ndan Bal›kesir Devlet Hastane-sine kald›r›lan Öz kurtar›lamad›.

31 yafl›ndaki inflaat iflçisi MurtazaTanr›verdi Karacabey'in Orhaniye

Köyü’nde elektrik dire¤ine t›rmand›.Orta gerilim hatt›na temas eden Tan-r›verdi hayat›n› kaybetti.

Daha önce de sayfalar›m›zdayer verdi¤imiz Tuzla Tersanesi’ndede 12 günde 5 iflçi sorumsuzlu¤unve iflverenin tedbirsizli¤inin sonu-cu hayat›n› kaybetmiflti.

Hemen her gün bir iflçi sakatkal›yor, ölüyor. Patronlar dahafazla kâr h›rs›yla hiçbir önlemalmazken iktidar da sadece patron-lara kazand›rmay› düflünüyor.Onlar hiçbir tedbir almazkenbizim cesetlerimiz ç›kmaya devamediyor.

ÜÇ ‹fiÇ‹ DDAHATEDB‹RS‹ZL‹KTEN ÖLDÜ

Türkiye Haber-‹fl Sendika-s›, Türk Telekom’da yürütülentoplu ifl sözleflmesi görüflme-lerinde anlaflmaya var›lama-mas› nedeniyle 17 Eylül’e ka-dar grev karar› alacak. Öteyandan Türkiye Haber-‹fl Sen-dikas› Baflkanlar Kurulu top-lant›s›nda toplu ifl sözleflmesimüzakerelerinin masa bafl›ndasonuçland›r›lamamas› duru-munda Baflkanlar Kurulu tara-f›ndan belirlenen günde grevkarar› al›narak iflyerlerindeilan edilmesine karar› verildi.

Türkiye Haber-‹fl Sendi-kas› Genel Baflkan› Ali Ak-can, baflkanlar kurulu toplan-t›s›n›n aç›l›fl›nda yapt›¤› ko-nuflmada, May›s ay›nda bafl-layan görüflmelerin uyuflmaz-l›kla sonuçland›¤›n›, resmiarabulucu sürecinden de so-

nuç al›-n a m a -d › ¤ › n ›d i l egetirdi.

‹flverenin 112 gün olan ik-ramiyeleri 60 güne düflürmekistedi¤ini, kendilerinin ise busürenin 120 güne ç›kar›lmas›-n› talep ettiklerini anlatanAkcan “Bu ifli grevin çözece-¤ine inan›yorum. Bunu söy-lerken grev borazanc›l›¤› dayapm›yoruz. Grev son silah›-m›z. Bizi grev silah›m›z› kul-lanmaya zorluyorlar. Sal› gü-nünden sonra 6 gün içindegrev karar› almazsak yetki-miz düflecek. ‹stemeye iste-meye grev karar› almak zo-runday›z. Ama bizi buna zor-larlarsa dü¤üne, bayrama gi-der gibi greve gideriz” dedi.

RRIIDDVVAANN BBUUDDAAKK,, TTEEKKSSTT‹‹LL--‹‹fifi’’‹‹NN GGEENNEELL BBAAfifiKKAANNIISSEEÇÇ‹‹LLDD‹‹

DİSK’li iişçiler, ddenenmiş BBudaklar’danmedet uummamalı: DİSK Tekstil’de RıdvanBudak yeniden başkanlığa seçildi. DİSK Ge-nel Başkanlığı’na da adaymış; işçiler için,DİSK için önceki başkanlığında ne yaptı ki?DİSK Başkanlığı’nı basamak yapıp seçildiğiTBMM’de milletvekili olarak ne yaptı?..

D‹SK’e ba¤l› Tekstil ‹flçileri Sendikas›(Tekstil-‹fl)’n›n 8-9 Eylül tarihlerinde yap›lan11. Genel Kurulu’nda D‹SK Eski Genel Bafl-kan› R›dvan Budak Tekstil-‹fl Genel Baflkan-l›¤›’na getirildi.

Merter’deki Green Park Hotel’de yap›langenel kurulda D‹SK Genel Baflkanl›¤›’n› dayürütmekte olan Süleyman Çelebi’ye yönelikelefltiri ve tepkiler dikkat çekti.

Genel Baflkan Çelebi ise elefltirilere verdi-¤i cevapta 4 y›ll›k dönem içinde yap›lan yan-l›fllar›n sorumlulu¤unu kabul etti¤ini belirtti.

Tekstil-‹fl 11. Ola¤an Genel Kurulu’nun 2.gününde delegeler oy kullanarak yeni yöneti-mi seçti. 259 delegeden 246’s›n›n oylamayakat›ld›¤› ve 24 oyun geçersiz say›ld›¤› genelkurulda, R›dvan Budak 216 oyla Genel Bafl-kan seçilirken, di¤er aday Orhan Ünver 6 oyald›. Oylama sonucu Recep Türky›lmaz Ge-nel Sekreter, Muzaffer Subafl› Genel BaflkanVekili, Kaz›m Do¤an ve Muammer Özer deyönetim kuruluna seçildi.

Denizli Baflkarc›’da TOK‹taraf›ndan yapt›r›lan toplu ko-nutlar›n inflaat›nda çal›flan iflçi-ler, 11 Eylül günü çal›flt›klar› fir-madan yaklafl›k bin YTL alacak-lar›n›n verilmedi¤ini belirterekmalzemeleri yakt›lar. ‹flçilerin

bununü z e r i -ne in-

flaat flirketine ait 10 bin YTL de-¤erinde ›s› yal›t›m›nda kullan›-lan strafor malzemesini yakt›k-lar› belirtildi. Jandarma taraf›n-dan gözalt›na al›nan 4 iflçi ifa-deleri al›nd›ktan sonra serbestb›rak›ld›.

HHAABBEERR ‹‹fifi GGRREEVV AAfifiAAMMAASSIINNDDAA

‹‹fifiÇÇ‹‹LLEERR MMAALLZZEEMMEELLEERR‹‹ YYAAKKTTII

Page 43: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

Say›: 122 43GENÇL‹K

Bu söz yeni e¤itim-ö¤retim y›l›-n›n bafllamas›yla Emniyet Müdür-lü¤ü’nün okul önlerinde da¤›tma-ya bafllad›¤› dosya fleklindeki bro-flürün giriflinde yaz›yor. ‹lk bak›fltamasum, hatta flirin gözüktü¤ü bilesöylenebilir. Oysa esas niyet bro-flürün devam›nda ortaya ç›k›yor.Broflür güya uyuflturucu ve terörekarfl› uyar› amaçl› da¤›t›lm›fl amaamaç belli: Ö¤rencilerin hak aramaeylemlerini terörize etmek vedevrimci-demokrat ö¤rencileri ‘te-rörist’ gibi göstermek.

Ülkemiz tarihinde üniversitegençli¤inin yeri hep farkl› olmufl-tur. Hep haks›zl›¤›n karfl›s›nda, ezi-lenin yan›nda saf tutmufltur. Yerigelmifl evi y›k›lmak istenen gece-konduluyla omuz omuza diren-mifl, yeri gelmifl bir iflçi grevindeen ön safta yer alm›fl, yeri gelmifltoprak iflgalinde köylülerin omuzbafl›nda olmufltur. Vatanseverdirgençlik. 6. Filo’ya karfl› ba¤›ms›zl›kfliar›n› hayk›r›rken oldu¤u gibi. Fa-flizme karfl› mücadelede de yineen ön saftayd› gençlik. Ve tabiikendi sorunlar›yla ilgili olarak da,mücadelesinin boyutlar› zamanzaman de¤iflse de, her zaman du-yarl› olmufltur gençlik.

Egemenlerin ifline gelmeyen degençli¤in bu konumuydu. Oysagençlik sorgulamamal›yd›, düflün-memeliydi, hele muhalif hiç olma-mal›yd›. Sömürülerinin bekas› içingerekli olan bencil, bireyci dejene-re olmufl, apolitik bir gençlik mo-deliydi. Bunun içinse e¤itim siste-mini apolitik bir nesil yaratmaüzerine programlad›. Zora, bask›yabaflvurdu. Üniversitelilerin kurdu-¤u ö¤renci derneklerini yasaklad›,engelledi. ‹flkencelere, tutuklama-lara baflvurdu. Psikolojik savafltaktiklerini devreye soktu. Genç-

leri yozlaflt›rmak, bireycilefltirmekiçin medyay› kulland›. Dizileri, ma-gazin programlar›n› kullanarakyoz iliflkileri, yoz bir yaflam tarz›n›

empoze etti. Okullarauyuflturucu ve fuhuflu sok-tu.

Tüm bu politikalara ra¤-men egemenler muhalifgençli¤i yoketmeyi baflara-mad›. Çünkü ne kadar geri-lerse gerilesin, ülkemiz ö¤-renci gençli¤inin mücadele-

sinin dinamikleri hep var oldu. Dü-zeyi ne olursa olsun devrimcigençlik okullarda akademik-de-mokratik mücadelenin sürdürücü-sü oldu. Bundan dolay› bugün ege-men s›n›flar›n birincil hedeflerin-den biri devrimci gençliktir. Zorla,bask›yla bitiremedi¤i devrimcigençli¤i karalayarak, di¤er ö¤ren-cilerden tecrit etmek istiyor. ‹fltetam bu noktada karfl›m›za sözünüetti¤imiz bu broflürler ç›k›yor.

Broflürü inceledi¤imizde karfl›-m›za yasal derneklerin faaliyetle-rinin terörize edilmesi ç›k›yor me-sela. Üniversite ö¤rencilerinin so-runlar›na çözüm bulmaya çal›fl-mak terörizm gibi gösteriliyor. Yada dernek faaliyeti olarak yap›lantiyatro, sinema gibi kültürel etkin-likler ‘teröristlerin hain emellerinigerçeklefltirmek için yapt›klar›faaliyetler’ olarak gösteriliyor po-lis taraf›ndan. Böylece ö¤rencilerve veliler de derneklerden kuflkuduyacak, terörizm paranoyas›ylaö¤renciler en ufak bir hak aramaeyleminden dahi -sözgelimi bir ye-mekhane zamm› protestosu- uzakduracaklar. Böylece gençli¤in hiç-bir politik yan› kalmayacak. Bu dahükümetiyle, askeriyle, polisiyle,yarg›s›yla, meclisiyle tüm oligarfli-nin esas istedi¤idir.

Broflürde dikkat çeken baflkabir yan ise, uyuflturucuya de¤ini-len bölümdür. Bilindi¤i gibi ülke-mizde nerede bir uyuflturucu çete-si çökertilse, çetenin içinde polisde ç›kar mutlaka. Ayn› gerçeklikfuhufl, doland›r›c›l›k gibi çeteleriçin de geçerlidir. Ve asl›nda okulönlerine uyuflturucuyu getiren de,sat›lmas›na göz yuman da, satan-lardan rüflvet alan da ayn› polisteflkilat›d›r. Ayn› okula devrimci,

ilerici kimli¤iyle bilinen ö¤rencilergirememekte ama esrarkefller çokrahat girip parti yapabilmektedir.

Yine bugünlerde Emniyet Mü-dürlü¤ü’nün yay›nlad›¤› ve bas›n›n‘polisiye tedbirler’ bafll›¤›yla verdi-¤i genelge, bu ba¤lamda ele al›nd›-¤›nda ayn› amaç karfl›m›za ç›k›yor.Genelge okullarda fliddeti önle-mek gerekçesiyle “polislerin okulönlerinde beklemesi, ailelerle sü-rekli iletiflim halinde olunmas› vepolisin flüpheli gördü¤ü herkesekimlik kontrolü yapmas›n›” içeri-yor. Ama biraz irdelendi¤inde ge-rekçelerin hiç de o kadar masumolmad›¤› aç›kça görülüyor. Yanimakyaj›n› temizledi¤imizde orta-ya yine ayn› politika ç›k›yor. Me-sele, demokratik ö¤renci hareketi-ni denetim alt›na almak, devrimciö¤rencileri sindirmektir.

Öte yandan fliddeti önlemek-ten bahsediliyor genelgede. Her-kes bilir ki; okullarda fliddetin yay-g›nlaflmas›, düzenin ekonomik,kültürel politikalar›n›n sonucudur.Birgünde ortaya ç›kmam›flt›r.Gençlerin özendi¤i Polat Alemdar-lar onlar›n çocuklar› ve eserleridir.Özcesi sorunu yaratan kendileri;iflte bu yüzden çözüm olamazlar,olmazlar. Sadece bu tarz genelge-lerle, broflürlerle halk› aldatmaya,oyalamaya çal›fl›p, ayn› zamandahalk›, kendi mücadelesinden uzaktutmak isterler. Ama egemenlerinhesap etmedi¤i nokta, gençli¤inileri yanlar›n›n ne kadar törpülen-se de asla yokolmayaca¤›.

Ve bu ülkenin devrimci gençli¤iolarak bizlerin; her vatansever gi-bi, her devrimci gibi, gençli¤e vetüm halka yönelik olan her sald›r›-n›n karfl›s›na tereddütsüzceç›kaca¤›m›z gerçe¤idir.

Evet, insanlar güzel fleylere la-y›kt›r ve insanlar›m›za o güzellik-leri verecek olan biziz. Bu düzenininsanlar›m›za ac›, gözyafl›, açl›k veyoksulluktan baflka bir fleyi lay›kgördü¤ü yok. Oysa biz kuraca¤›-m›z o güzel gelecekte insanlar›m›-za lay›k oldu¤u eflit, özgür, kardefl-çe yaflam› verece¤iz.

Gençlik Federasyonu

“‹nsanlar güzelfleylere lay›kt›r”

Page 44: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

44 Ö⁄RENMEK 16 EEylül 22007

‹nsan›n kendi geliflimini ve ör-gütün geliflimini engelleyen çeflitlidavran›fllar, özellikler vard›r. “Herfleyi ben bilirim” tavr› da iflte buözelliklerden biridir.

“Her fleyi ben bilirim” tavr›, biranlamda insan›n kendi önüne ördü-¤ü barikatt›r. Çünkü her fleyi bilen,daha do¤rusu bildi¤ini sanan kifli,kendini o noktada ö¤renmeye ka-patm›flt›r.

Fakat iflin gerçe¤i fludur ki, hheerrflfleeyyii bbiilleenn,, asl›nda hhiiççbbiirr flfleeyy bbiillmmii--yyoorrdduurr!!

Her fleyi bildi¤ini iddia eden ö¤-renemez. Çünkü onun hem ö¤rene-ce¤i bir fley yoktur, hem de ona bir-fley ö¤retebilecek biri olamaz.

Öte yandan, her fleyi bilirimci,kendini ö¤renmeye kapatt›¤› gibi,baflkas›na da ö¤retemez. Her fleyibiliyorum diyen, e¤itemez, çünkü oe¤itimin içinde, yoldafl›n›n veya kit-lenin karfl›s›nda da ö¤retmek kayg›-s›nda de¤il, sadece kendini tatminpeflindedir.

Bilen insan e¤iticidir. Bilen in-san, bildi¤ini ö¤retmekle yükümlü-dür. Bilen insan mütevazidir. Her-kesten ö¤renecek fleyler oldu¤unainan›r.

*

Çok bilmifl, karfl›s›ndakinin an-latt›klar›nda illa ki bir eksik arar.Güya bilmiyormufl gibi sorular so-rarak, karfl›s›ndakinin eksi¤ini a盤aç›karmaya çal›fl›r. O asl›nda her fle-yi biliyordur da, sorular›n› karfl›s›n-dakini “s›namak” için sorar. Bunu“çakt›rmadan” yapt›¤›n› düflünür,oysa yapt›¤›n›n s›r›tt›¤›n›n fark›nabile varmaz. Her fleyi bilir ama orta-daki olgular› göremez. Çok bilmifl-lik, asl›nda insana burnunun ucunubile göstermez desek yeridir.

Kendine toz kondurmayan, elefl-tiriye tahammülsüz, her fleyi "ben

bilirim" havas›ndaki kiflilik, geçmi-fle ve gelece¤e dönük, kapsaml› birmuhasebe yapamaz; özünde bu ha-liyle kendini yeterli görür. Eksik vehatalar, ona göre ya “nesneldir” yada “baflkalar›na” aittir. Kendisi hepdo¤rudur, kendisi hep her fleyi bi-lendir.

*

Gerçekte bir insan her fleyi bili-yor olabilir mi?

Devrimciler, do¤al olarak birçokkonu hakk›nda bilgi sahibidirler. S›-radan insanlardan farkl› olarak ilgive bilgi alanlar› genifltir. Bu olmas›gerekendir. Olmas› gereken bir bafl-ka fley, devrimcinin halk› bilinçlen-dirme görevidir. Bildiklerini halkave yoldafllar›na anlatacak, aktara-cak, yayacakt›r.

Fakat çok fley bilmekle, her fleyibilmek birbirinden farkl› fleylerdir.

Çok fley bilmek mümkündür,ama her fleyi bilmek mümkün de¤il-

dir. Gerekli de de¤ildir. Bir insanherfleyi bilemez ve bilmesi de ge-rekmez.

Devrim mücadelesinin kendisi-ne kazand›rd›¤› “çok yönlülü¤ü”,“birikimi”, art›k ben her fleyi biliyo-rum noktas›na tafl›mak, olmas› ge-rekenin ötesinde bir savrulufltur.

Çok klasik bir deyifltir ama çokda yerindedir; her devrimci hheemmöö¤¤rreennccii,, hheemm öö¤¤rreettmmeennddiirr.. Ö¤ren-ci olunmadan ö¤retmen olunmas›dünyan›n hiçbir yerinde görülme-mifltir. Ben ö¤rencili¤imi bitirdim,her fleyi biliyorum, art›k sadece ö¤-retirim yaklafl›m› da bilimin ve e¤i-timin do¤as›na terstir. Ö¤rencilik veö¤retmenlik bir devrimci için ha-yat boyu bbiirrlliikkttee sürer. Birlikte sür-mesi gerekir.

Yine klasik bir deyifltir; devrim-ci kitlelerden ö¤renir, kitlelere ö¤re-tir... “Her fleyi bilen” bu diyalekti-¤in d›fl›na düfler. Onun ö¤renme-ö¤-retme süreci kesintiye u¤rar. Ö¤ren-me ve ö¤retme süreçlerinin nas›l içiçe ve birbirini pekifltiren, üreten,gelifltiren süreçler oldu¤u kavran-mad›¤›nda veya art›k ö¤renmeye ih-tiyac›n›n olmad›¤› düflünülmeyebaflland›¤›nda geliflim durur. Ö¤-renme ve ö¤retme, birbirinin ol-mazsa olmaz›d›r. Fakat ö¤renme,kimileri için ister okuma-araflt›rmaanlam›nda olsun, ister halktan, ha-yattan, yoldafllar›ndan ö¤renme an-lam›nda olsun, pek ccaazziipp gelmiyor.

*

Her fleyi bilirimciler, e¤itim ça-l›flmas› gibi iflleri de “s›k›c›” ifllerolarak görürler. Genel olarak bafl-lanm›fl hiçbir program› bitirmeme-leri karakteristik özellikleridir. E¤i-tim çal›flmalar›na bile haz›rl›ks›zgelirler. Konu hakk›nda biraz da bil-gileri varsa "cepten yer", böylecetembelli¤i gizleme flans›n› bulurlar.Veya, çal›flmaya haz›rlan›rken flöylebir gözatmay› yeterli görürler. "Da-ha fazla neler katabilirim, ben bukonuda yeni neler ö¤renebilirim"diye düflünmez pek.

*

Devrimcinin her fleyden ve her-

Her fieyi Bilen, Ö¤renemez, Ö¤retemez!

““......hheerrhhaannggii bbiirr bbeelliirrssiizzlliikk,,kkaaffaa kkaarr››flfl››kkll››¤¤›› kk››ssaa ssüürreeddee ggii--ddeerriillmmeezzssee...... oorrttaayyaa çç››kkaann,, çç››kk--mmaass›› mmuuhhtteemmeell hheerr ttüürrllüü oolluumm--ssuuzzlluukkttaa...... ‘‘nneessnneelllliikk’’ ddiiyyeerreekkoolluummssuuzzlluukkllaarr tteeoorriilleeflflttiirriillmmeeyyeebbaaflflllaann››rr.. ‹‹rraaddiilliikk,, pprrooggrraammll›› ççaa--ll››flflmmaa,, kkoolleekkttiifflliikk vvee bbuunnaa bbaa¤¤ll››oollaarraakk bbiirr ddiizzii iillkkee vvee ddee¤¤eerr ggeerr--ççeekk aannllaammllaarr››nn›› yyiittiirreerreekk,, iiççlleerriibbooflflaalltt››llmm››flfl,, ssooyyuutt ssöözzccüükklleerr hhaa--lliinnee ggeelliirrlleerr.. GGeerreekkççeecciilliikk...... aallaannvvee bbööllggeelleerrddeekkii ssoorruummlluu yyaapp››llaa--rr››nn,, hhaattttaa ggiiddeerreekk tteekk tteekk bbiirreeyyllee--rriinn kkeennddiilleerriinnii ddaayyaattmmaallaarr››nn››,,bbeenn bbiilliirriimmcciillii¤¤iinnii,, ddiissiipplliinnee ggeell--mmeemmeeyyii ggüünnddeemmee ggeettiirreerreekk,, öörr--ggüüttee aannaarrflfliizzaann bbiirr yyaapp›› öözzeellllii¤¤iikkaazzaanndd››rr››rr vvee iiflfllleemmeezz hhaallee ggeettii--rriirr..””

((KKoonnggrree RRaappoorruu’’nnddaann))

Page 45: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

kesten ö¤renmek gibi bir sorumlu-lu¤u vard›r. Devrimci bilgi karfl›s›n-da aç›kt›r. Yenilikler, geliflme ve de-¤iflmeler karfl›s›nda aç›kt›r. Bilme-di¤i fleylerle karfl›lafl›r, flafl›r›r, flafl›r-may› araflt›rma ve ö¤renme takipeder.

Fakat benim bilmedi¤im bir fleyyok diye düflünen flafl›rmaz. fiafl›r-mad›¤› için herhangi bir fleyi sorma,araflt›rma gere¤i de duymaz. Dola-y›s›yla varolan bilgilerine bir gramdahi eklemez. Hep varolanla yetinir.

Asl›nda orada art›k, ““cceepptteenn””yeniyordur. Bir süre sonra cepteki-ler de kaç›n›lmaz olarak tükenecek,daha do¤rusu de¤iflen ve geliflen ha-yat karfl›s›nda yetersiz kalacakt›r.

Bu kez ceptekilerin tükendi¤iniveya yetersizli¤ini, yani asl›nda bil-medi¤ini gizlemek için çok çeflitliçarp›kl›klar› bar›nd›ran yöntemlergelifltirilecektir. Elbette bunlar›nherbiri de devrimcili¤i olumsuz birnoktaya sürükleyecektir.

Güncel siyasi geliflmeleri, d›fl›-m›zdaki solu incelememe, dünyan›nçeflitli ülkelerinde geliflen mücade-leleri önemsememe, en basitindenokumama, bir süre sonra kifliyi geri-letmeye bafllayacakt›r. ‹lk baflta va-rolan bilgi ve birikimle bu tarz bireksiklik k›smen perdelenebilir, amabu bir yere kadar sürer. Her fleyi bi-len, bir noktadan sonra sürecin geri-sinde kalmaya bafllar. Yenilenmek,okumak, sürecin gerisinde kalma-mak, bilmenin ön kofluludur. Kim-se, böyle bir dinamizm gösterme-den bilemez.

*

Ö¤renmeden ö¤retmeye kalk-mak, en yal›n haliyle çok bilmifllik,yani baflka deyiflle ukalal›kt›r. Kar-fl›s›ndakine ve çevresine de¤er ver-memektir. Anlamadan, dinlemeden,kendinden baflka herkesi hiçe saya-rak ö¤retmekte ›srar etmek, "ben"indayat›lmas›n›n baflka bir biçimidir.Böyle bir bencillik, do¤al olarakkitleyle iliflkilerdeyse kitleyi, yol-dafllar›yla iliflkilerdeyse yoldafllar›n›kendisinden uzaklaflt›racakt›r.

"Benim bildi¤im do¤ru” dayat-

mas›, ö¤renme ve ö¤retme iliflkisinibafltan sakatlayan bir yaklafl›md›r.Karfl›s›ndaki yanl›fl bir fleyi savunu-yorsa dahi "ikna etmek" temel al›n-mak durumundad›r. Ama ikna yeri-ne “her fleyi bilirim” havas›nda,kendi düflündü¤ünün kesin do¤ruoldu¤unu bbiirr öönnyyaarrgg›› haline getir-mifl olarak tart›fl›ld›¤›nda, o tart›fl-madan bir sonuç ç›kmaz. Çünkü“her fleyi bilirim” tavr›, her türlütart›flmay› t›kayan bir tav›rd›r.

*

Her fleyi bilirim diye düflünen,bir noktadan itibaren kaç›n›lmazolarak kendine misyonlar biçmeyede bafllar. Kendini dayatma, “benbilirimcili¤in” kaç›n›lmaz bir baflkasonucudur. “Hangi görünümde ge-lirse gelsin, yarat›c› ve özverili ol-mama, tembellik, bilmedi¤i haldebiliyor görünme, giderek "buras›benim, ben bilirim" fleklindeki mül-kiyet anlay›fl› s›r›tmaya bafllar.”

Her fleyi bilme ruh hali içinde,bildiklerini pekifltirmeme, hayat›nve prati¤in süzgeçlerinden geçirme-me, bir noktadan itibaren kiflisel bu-nal›mlar›n, istikrars›zl›klar›n, inançsars›lmalar›n›n da kayna¤› olabilir.Her somut durumda mutlaka olacakdiye bir kural yok ama, bu yaklafl›mtarz›, neticede kariyerizme, özerklike¤ilimlerine, statükoculu¤a aç›k ka-p› demektir. Her devrimci örgüt,devrimci örgütün her üyesi, örgütiçinde ve kendi bünyesinde bunlarla

savaflmak zorundad›r. Bunlarla sa-vaflmamak, as›l savafl› kaybetmeyehizmet eder.

*

Bizim her fleyi bilmememiz birsorun de¤ildir. Hergün karfl›m›zabilmedi¤imiz ama ö¤renece¤imizonlarca fley ç›kar. Kimden neyi, na-s›l ö¤renece¤iz, ö¤rendiklerimizinas›l paylaflaca¤›z, bunlar› nas›l ö¤-retece¤iz? Bu sorulara verdi¤imizcevaplar, asl›nda az çok kendimizitarif etmektir. Verdi¤imiz cevaplar-la, ö¤renmekten ve ö¤retmekten,baflka bir anlamda da ddeevvrriimmcciilliikk--tteenn ne anlad›¤›m›z› ortaya koymufloluruz.

Bilmedi¤i fleyleri biliyormufl gi-bi yap›p övünmek, karfl›s›ndakininbir fleyler göstermesine, anlatmas›-na izin vermemek, müdahalelerekapal› olmak, bunlardan rahats›z vehuzursuz olmak, b›rak›n devrimcili-¤i, asl›nda s›radan iliflkiler içindebile, onaylanmayacak, benimsen-meyecek tav›r ve yaklafl›mlard›r.

"En bilge kifli bilmedi¤ini bilenkiflidir" sözü hiç kuflkusuz boflunasöylenmifl bir söz de¤ildir.

Devrimci en baflta alçakgönüllü-dür, mütevaz›d›r. Bunun d›fl›ndakibir yaklafl›m da, oturdu¤u yerdenahkam kesmek, hariçten gazel oku-mak, bofl gevezelik vard›r. Bu tarziçinde söylenen sözler, yerli yerineoturmaz, amac›na da ulaflmaz.

*

Kuflku yok ki, sözünü etti¤imizbu davran›fl tarzlar› terkedilemez,bu eksiklik afl›lamaz, bu özellik de-¤ifltirilemez de de¤ildir. Kifli, herfleyden önce, "ben he rfleyi biliyo-rum" yaklafl›m›yla kendi geliflimi-nin önüne ördü¤ü duvar› y›kmakzorundad›r. O duvar› y›kmak içinönce mütevaz› olmay› bilmeli, herdevrimci gibi, ö¤renecek daha çokfleyimiz oldu¤unu görmeliyiz. Benbilirimcilik yerine mütevaz›l›¤›,kendine alt› bofl güvenin yerine hal-ka, devrime, örgüte ve sosyalizmegüveni, ben yerine kolektifi koya-bildi¤imiz ölçüde bu eksiklikler ge-ride kalacakt›r.

Say›: 122 45Ö⁄RENMEK

“Kariyerizm, kküçük-burjuva eeksiklikleri ddevrimcihareketin ggeliflmesini eengelle-yen öönemli oolumsuzluklard›r.Buna eek oolarak, ""bbeenn eesskkii--yyiimm,, bbeenn bbiilliirriimm,, ddaammaarr››mm››kkeesssseenniizz MMaarrkkssiizzmm aakkaarr......""gibi bböbürlenmelerle ddevrimcisaflarda aayr›cal›kl› yyer ara-mak dda aayn› flflekilde yyanl›fl,p roleter devrimci olmayanyaklafl›m bbiçimleridir.”

Niyazi Ayd›n

(“Devrimci Harekette Dene-tim Sorunu” bafll›kl› yaz›s›ndan)

Page 46: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

9 Eylül, ‹zmir’in kurtulufl günübilindi¤i gibi... Her sene törenlerinbir parças› olarak iflgalcilere ““iillkkkkuurrflfluunnuu”” s›kan Hasan Tahsin An›t›önünde de bir tören yap›l›r. Her se-ne o an›t›n önünde bir riyakarl›ktekrarlan›r...

An›tta, emperyalist iflgale karfl›kurflun s›kanlar; an›t›n karfl›s›ndaise, emperyalist sermaye ülkemizegelsin diye göbek atanlar yeral›r. Vebu konumlan›fl içinde söylenen herhamasi söz, bir ikiyüzlülük belgesi-ne dönüflür. Hasan Tahsin kim? Kar-fl›s›na geçip tören yapanlar kim?..Bu sorular›n cevab› bilinince, ora-daki riyakarl›k da anlafl›l›r olur.

HHHasan Tahsin, genellikle gazete-

ci kimli¤iyle bilinir; ancak siyasalfaaliyetleri birçok dönemde daha önplandad›r.

Di¤er ad› OOssmmaann NNeevvrreess olanHasan Tahsin, 1888'de Selanik'tedo¤du. Selanik Fevziye Lisesi'ni,sonras›nda Paris'te Hukuk Fakülte-si'ni bitirdi. Türkiye'ye döndüktensonra, 1908'de ‹‹ttttiihhaatt vvee TTeerraakkkkiiCCeemmiiyyeettii'ne kat›ld› ve bu örgütünmilitan bir eleman› oldu. Cemiyetiçinde ve sonra TTeeflflkkiillaatt--›› MMaahhssuu--ssaa’da çeflitli görevler üstlendi. 1.Emperyalist Paylafl›m Savafl› s›ra-s›nda, 1914 y›l›nda Romanya'n›nBaflkenti Bükrefl'te iki ‹ngiliz diplo-mat›na karfl› gerçeklefltirilen bir sui-kast eylemi sonras›nda tutukland›.Bu eylemden dolay› hakk›nda 10 y›lhapis istemiyle dava aç›ld›. 1 y›ll›kbir tutsakl›ktan sonra özgürlü¤ünekavufltu. Bu y›llarda ssoossyyaalliisstt gö-rüflleri benimsemeye bafllad› (Baz›kaynaklara göre, onun o aflamadakisosyalist görüflleri, k›smen de anar-flizmden etkilenmifl görüfllerdi). He-nüz netleflmifl bir formasyonu yoktuama, yönelimini belirlemiflti art›k.

HHHasan Tahsin daha sonra ‹zmir'e

yerleflerek Hukuk-uBefler ismiyle bir gaze-te ç›karmaya bafllad›.Tarih, 1918-1919 y›lla-r› aras›d›r. Yani iflgalin

arifesi...

Emperyalizmin Anadolu’yu ifl-gal etmesi ihtimali karfl›s›nda HasanTahsin ve baflka ayd›nlar, ortak birtutum alarak ""RReeddddii ‹‹llhhaakk"" bildiri-sini yay›nlad›lar.

15 May›s 1919'da Yunanl›lar de-niz yoluyla gelip ‹zmir'de karayaç›kt›lar. Yunan birli¤i Kordon bo-yunda yürüyerek Konak Meyda-n›’na kadar geldi.

Hasan Tahsin, iflgalci Yunan as-kerlerini gördü¤ü ilk anda, Keme-ralt› Geçidi’nin bafl›nda silah›n› çe-kip kurflunu s›kt›. Tek bafl›na giriflti-¤i bu eylemde Yunan Efsun Alay›bayraktar›n› öldürdü. Daha sonraç›kan çat›flmada Hasan Tahsin, Yu-nan askerlerinin açt›¤› ateflle vurul-du.

Asl›nda kimilerinin bugünkü öl-çülerine göre bakarsan›z bu tav›rdafliddet var, silah var; üstelik eylem““bbiirreeyysseell tteerröörr”” eylemidir... Ve üs-telik, Hasan Tahsin’in o eylemdensa¤ kurtulmas› ihtimali de pekyoktur ve bu yan›yla da bir ““iinn--ttiihhaarr eeyylleemmii”” gibidir iillkk kkuurrflfluunneylemi. Bütün bu “k›stas”larlabak›ld›¤›nda, en baflta ayd›nla-r›n, reformist solculu¤un, burju-vazinin o eylemi mahkum etme-si, hatta fliddetle “kk››nnaammaass››” la-z›m! Ama bunu da yapacak ka-dar tutarl› ve cüretli olamazlar.

Çünkü o eylem, tarih taraf›ndanyerine oturtulmufltur. O eyleme kar-fl› ç›kmakla emperyalizme karfl›Kurtulufl Savafl›’na karfl› ç›kmakaras›nda fazla bir fark yoktur. Egehalk›n›n Yunan iflgaline karfl› savaflakat›lmas›nda itici bir güç olmufltur.

Tarihte her direniflin ilk k›v›lc›-m›n› çakan birileri mutlaka olmufl-tur. 1919'un 15 May›s’›nda k›v›lc›molmak, kendini feda etmekti.

Hasan Tahsin iflte o günün fedasavaflç›s›yd›, k›v›lc›m› çakand›.Meslek onuruna sahip bir gazeteci,halk›na, vatan›na karfl› sorumlulu-

¤unun bilincinde olan bir ayd›n,halk›n›n kurtuluflu için her dönemsiyasi faaliyetler içinde bulunan birmilitand› Hasan Tahsin.

Bir gazeteci olarak yaln›zca ifl-galin haberlerini yapmakla, köflesi-ne çekilip yaflan›lan tarihi yazmaklayetinebilirdi. Ama o zaman HasanTahsin ne bir ayd›n, ne bir yurtseverolabilirdi.

HHGerçek flu ki, Hasan Tahsin’i

anarken, mutlaka o günün iflbirlik-çilerini, iflgal karfl›s›nda teslim olanyöneticileri de llaanneettlleemmeekk gereki-

yor. Çünkü onlar lanetlenmedi¤in-de, Hasan Tahsin’in eyleminin anla-m› kavranamaz. Onlar lanetlenme-di¤inde an›t›n karfl›s›nda duracakyüzü olmaz insan olan insan›n.

Yunan askerleri Hasan Tahsin’iöldürdükten sonra, onun eyleminibahane ederek, ‹zmir’in çeflitli ma-hallelerine yay›larak bir katliamgerçeklefltirdiler. ‹ki gün süren sal-d›r› ve ya¤mada yaklafl›k 2 bin ‹z-mirli’yi katlettiler.

Hasan Tahsin'in ilk kurflunu, kat-ledilmesi ve onu izleyen ‹zmir'dekikatliam üzerine, bütün Anadolu 'yuiflgale karfl› güçlü bir öfke dalgas›

46 TAR‹H 16 EEylül 22007

Haf›zaGerçekler unu tulmas›n diye

HHaassaann TTaahhssiinn AAnn››tt›› öönnüünnddee rriiyyaa!!

Page 47: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

sard›. Denizli, Ilg›n, Karaman, Ala-flehir, Ni¤de, Ezine, Antalya, Erzu-rum, Yalvaç, Ayd›n, Konya, Burdur,Mu¤la, Bal›kesir, Keçiborlu gibi yö-relerde gösteriler yap›lmaya bafllan-d›. ‹flgalin dördüncü gününde 23May›s 1919 günü, SultanahmetMeydan›’nda 200 bin kiflinin kat›l-d›¤› dev bir gösteri yap›ld›. KurtuluflSavafl›’n›n fitili atefllenmiflti art›k.

‹hanet ve kahramanl›k içiçeydi ogünlerde. ‹flgalci emperyalizmin as-kerleri, Hasan Tahsin’i öldürdüktensonra ‹zmir’e sald›r›rken, ‹zmir’ingüvenli¤inden sorumlu komutanlar-dan biri olan Ali Nadir bütün aske-rini k›fllaya toplam›fl bekliyordu.Yunan askeri gelerek k›fllay› atefletuttu. Biraz sonra, k›flladan beyazteslim bayraklar› ç›kar›ld›. BafltaAli Nadir ve askerleri, elleri havadaKordon boyunda yürütülerek bir ge-minin ambar›na at›ld›lar.

Yolda Türk subaylara ""ZZiittoo VVee--nniizzeellooss"" ((YYaaflflaass››nn VVeenniizzeellooss)) diyeba¤›rt›yorlard›. Ve ne yaz›k ki ba¤›-r›yordu subaylar›n ço¤u da. Ba¤›r-mad›¤› için, Kurmay Albay Süley-man Fethi Bey, dipçik ve süngüyleöldürüldü.... Tarih böyle yaz›l›yor-du iflte. Tarih, Kordon boyunda ""ZZii--ttoo VVeenniizzeellooss"" diye ba¤›ran teslimi-yetle de¤il, Hasan Tahsinler’in s›k-t›¤› kurflunlarla, direnen SüleymanFethi Bey’lerle yaz›l›yordu.

HH‹flgalin hemen öncesinde de ta-

rih, Osmanl› yönetimindeki teslimi-yet ve ihanete tan›kl›k ediyordu.

Yunanl›lar’la iflbirli¤i içindeolan ‹ngiliz ve Frans›z filolar› ko-mutanlar›, 14 May›s 1919 Çarflam-ba günü, ‹zmir’de Vali Kona¤›’nagiderek Vali ‹zzet Bey’e iflgali bil-dirdiler. Vali Kona¤›’n›n önündetoplanan ‹zmirli gençler, Vali Kona-¤›’ndan ç›kan ‹ngiliz temsilcilerine“Ülkemizin peflkefl çekilmesini ka-bul edemeyiz. Biz ölebiliriz, amabaflkalar› da beraber ölecektir.” di-ye ba¤›r›rlarken, Vali ve flürekas›gençleri yat›flt›rmaya çal›flmaklameflguldü.

Bu arada belirtelim ki “Yunan

düflmanl›¤›’ndan ony›llard›r medetumanlar›n gizledi¤i gibi, ‹zmir’iYunanl›lar tek bafl›na iflgal etmifl dede¤ildi. Yunan ordusuna mensup 12bin asker, ‹ngiltere, Fransa, ABD ve‹talyan gemilerinin koruyuculu¤un-da ‹zmir’e ç›km›flt›. Yunan ç›karmabirliklerinin içinde de, ‹ngiliz, Fran-s›z, ‹talyan ve Amerikan birlikleride vard› zaten.

‹flgalciler, iki gün önce bildirim-de bulunduklar› Vali ‹zzet Bey vememurlar›n› da, Kordon boyunda““ZZiittoo VVeenniizzeellooss!!”” diye yürümeyezorlarlar. Vali ve memurlar›n›n ço¤uda söyleneni yap›p, iflgalcinin buy-ruklar›n› yerine getirirler.

Gerçek fludur ki, Hasan TahsinAn›t› önünde her sene resmi tören-ler yapan mülki erkan, iflte Vali ‹z-zet Bey gibi teslimiyetçilerin deva-m›d›rlar. Asl›nda onlar›n anmas› ge-reken Hasan Tahsin de¤il, Vali ‹zzetBey gibi Kordon’da ""ZZiittoo VVeenniizzee--llooss"" diye ba¤›ranlard›r. Yar›n biraç›k emperyalist iflgalde ço¤u ayn›tavr› sergileyeceklerdir. Çünkü, be-yinleriyle, yürekleriyle iflbirlikçidir-ler zaten. Emperyalistlere direnme-yi ak›llar›ndan bile geçirmezler, tekbildikleri halka zulümdür... ‹flte buyüzden ‹zmir’in kurtulufluna dairde, Hasan Tahsin’in eylemine dairde a¤›zlar›ndan ç›kan kelimelerinbir tekini bile içten söyleyemezler.

O yüzdendir ki, Hasan TahsinAn›t› önünde yap›lan yüzlerce töre-nin konuflma metinlerini taray›n;onun sosyalistli¤ine dair de muhte-meldir tek kelime bile bulamaya-caks›n›z. Keza, Hasan Tahsin, Bol-flevikler’e yak›nl›¤› nedeniyle ÇÇeerr--kkeess EEtthheemm’e de sempatiyle bak-maktad›r. 8 Mart 1919 günkü Hu-kuk-u Befler’de Çerkes Ethem’i sa-vunan bir makale yay›nlam›flt›r.Bundan da sözetmeyi sevmez bu-günkü düzenin temsilcileri.

HHBiz 9 Eylüller’de Hasan Tahsin

An›t› karfl›s›ndaki riyakarlar›, kendiriyakarl›klar›yla baflbafla b›rak›p,ayd›nlar›m›z›, vatanseverlerimiziHasan Tahsin'in yolundan yürüme-ye ça¤›rarak bitirelim sözümüzü.

Say›: 122 47TAR‹H

K›sa TTarih1166 EEyyllüüll -- 2222 EEyyllüüll

1166 EEyyllüüll 11997766DGM’lere karfl› D‹SK öncülü-¤ünde ‘genel yas’ eylemi yap›ld›.

1166 EEyyllüüll 11999977‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü'nekarfl› lavl› sald›r› düzenlendi.

1166 EEyyllüüll 11999977Trabzon'a sürgün edilen GaziDavas› Trabzon A¤›r Ceza Mah-kemesi’nde bafllad›.

17 EEyyllüüll 119961Adnan Menderes idam edildi.

1177 EEyyllüüll 11999922‹stanbul’un dört bir yan›ndangecekondulular, Anakent Beledi-yesi önünde gecekondu y›k›mla-r›n› protesto ettiler.

1199 EEyyllüüll 11999944 ABD Haiti’yi iflgal etti.

2200 EEyyllüüll 11998877 12 Eylül sonras› ilk iflçi mitingi‹stanbul'da Deri-‹fl Sendikas› ta-raf›ndan gerçeklefltirildi.

2200 EEyyllüüll 11999922 Musa Anter katledildi.

2200 EEyyllüüll 11999955128 bin iflçi, toplu ifl sözleflmele-rinden dolay› ifl b›rakt›.

2200 EEyyllüüll 1997Okmeydan› Halk Meclisi, batak-hanelere karfl› kampanya bafllatt›.

2211 EEyyllüüll 11994477 Kozlu’da grizu patlamasında 48iflçi öldü.

2222 EEyyllüüll 11997766 -- PPrrooffiilloo pat-ronunun 18 iflçiyi iflten atmas›üzerine iflçiler fabrikay› iflgalederek direnifle geçti. Polisin di-renifle sald›r›s›nda Yakup Keseradl› iflçi katledildi.

Page 48: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

48 DE⁄‹NMELER 16 EEylül 22007

HHiillvvaann’’ddaa 77 kk››zz...... 7 k›z sulama göletinde bo¤uldu; 6 yafl›nda-

ki Esra düfltü önce gölete. Sonra onu kurtar-mak için iki kardefl, sonra onlar› kurtarmakiçin di¤er kardefller ve amca k›zlar›... Belkie¤itimsizlik, belki cahillik diyeceksiniz, pekiöyle olsun. Ama birbiri ard›ndan suya atlayano yüreklerdeki bbeenncciillllii¤¤iinn,, bbiirreeyycciillii¤¤iinn bbuullaaflfl--mmaadd››¤¤›› safl›¤› da düflünün... Birbirini kurtar-mak için canlar›n› feda eden o kültürü düflü-nün. Ve bir de insanlar›n bireycilefltirildi¤i,kendinden baflkas›n› düflünmedi¤i kültürleri...

Ahmet ‹nsel, 11 Eylül günküBirgün’de yay›nlanan röporta-j›nda siyasi geçmifline dair birsoruyu flöyle cevapl›yor:

“Ö¤renciyken Fransa'dayd›mve orada ö¤renci sendikalar›-na üye oldum. Türkiyeli Ö¤-renciler Derne¤i'nde aktifolarak bulundum. Hatta der-nek baflkanl›¤› ve yönetim ku-rulu üyelikleri yapt›m. Daha sonraÖ¤retim Elemanlar› Sendikalar›'ndaçal›flt›m. Türkiye'de Birikim Dergi-si'nde hep yer ald›m. Aktif parti üye-li¤im ÖDP'yle bafllad›. Fakat sonraistifa ettim...”

Ne siyasi geçmifli varm›fl, ne çilelerçekmifl. Özellikle Fransa’da çokçekmifl olmal›.

ÖDP’de yeralm›fl. Ama sanmay›n kibir sosyalist olarak! ÖDP’de de ABavukat› olarak yeralm›fl. AB’cili¤itam kabul görmeyince de ÖDP’denistifas›n› vermifl.

Bu konuda da diyor ki, “art›k

ÖDP'nin belkemi¤inioluflturan çevrenin ABkonusunda çok fazlahamle yapmayaca¤›-na... kanaat getirdim veistifa ettim.”

Ne kadar ilginç de¤ilmi; böyle biri, AB’nin em-peryalist görülmesine biletahammülsüz biri, “sosya-

list sol” ad›na teo-risyenli¤e soyunu-yor veya soyundu-ruluyor ve bu dabir kesimde kabulgörüyor. Sol ad›nahayret vericidir.

Bugün de ABajanl›¤›na devamediyor anlafl›ld›¤›kadar›yla. Ba¤›m-

s›z adayl›k, solun yeni dinamiklerüzerinde örgütlenmesi ve benzerisöylemler de hep “AB projesi” çer-çevesindeki düflünceler. Zaten bey-ninden de baflka bir düflünce geçmi-yor.

Biraz daha “ak›ll›” olsa, AB yo-lunda daha etkili görevler üstlenipdaha büyük roller oynayabilir. Mese-la biraz güven verse, Baflbakan Da-n›flman› olsa... de¤il mi?

Nas›l ki Bask›n Hoca, Baflbakan-l›k taraf›ndan oluflturulan bir kurulabizzat Baflbakanl›k taraf›ndan seçil-miflti, neden Ahmet ‹nsel de seçilme-sin?

değin elerm

UUççuurrttmmaallaarr rrüüzzggaarr ggüüccüüiillee ddee¤¤iill,, ooggüüccee kkaarrflfl››kkooyydduukkllaarr››iiççiinn yyüükksseelliirr--lleerr..

W. CChurchill

AAKKPP SSaannssüürrüü

RTÜK, Kanaltürk’ün AnaHaber Bülteni’nin yay›nlan-mas›n› 6 gün süreyle durdur-du. Gerekçe; AKP ile ilgili haberleri, kamuoyunuyönlendirebilecek yorumlarla aktarmas›, tekyönlü taraf tutan yay›nlar yapmas›...”Peki böyle yapmayan m› var?AKP’yi övüyorsan›z, kamuoyunu yönlendire-cek yay›n yapabilirsiniz...

Ne siyasi geçmifli varm›fl, ne çileli yollardan geçmifl!

10 bbin kkiflilik ddev ccamiTatvan’a 10 bin kiflilik bir cami yap›lm›fl...

Öyle ki Kocatepe, Sultanahmet, Selimiye, Sü-leymaniye’den sonra Türkiye’deki en büyükcamilerden biri.. Eh, Tatvanl›lar’›n en büyüksorunu çözülmüfl, iflsiz, aç, yoksul Tatvanl›larcamiye...

E¤itim BBir-Sen’in UUcuzKahramanl›¤› E¤itim Bir-Sen Genel Baflkan› Ahmet Gündo¤du,“Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi’nin zorunluolmas› halinin anayasadan ç›kar›lmas› halinde,eylem yapmaktan çekinmeyeceklerini” aç›klam›fl. E¤itim emekçilerinin haklar› gasbedilirken,anayasaya faflist yasalar doldurulurken sesiniç›karmayan bir sendika, Din Kültürü Dersi içinmilitanl›k tasl›yor. Biliyor ki zaten AKP’nin öylebir niyeti yoktur, biliyor ki, eylem de yapsa,AKP’nin kendisine bir fley yapaca¤› yoktur, ozaman ucuz kahramanl›k f›rsat›n› kaç›rmamaklaz›m!O kadar cesursan›z, memurlar›n haklar› içineylem yapsan›z ya...

S E Z E R V EGÜLAbdullah Gül de Sezergibi yapt›; az oy alanaday› rektör seçti; pekine olacak flimdi? Se-zer’i ayn› uygulamadandolay› elefltirenlerGül’e ne diyecek?

Page 49: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

Say›: 122 49DE⁄‹NMELER

BAM TELİ çizgiler

....Hakkari Yüksekova’da may›n patlamas› sonu-cu ölen Üste¤men Ça¤lar Cambaz’›n babas› bak›n ne

diyor:

““BBiirr oo¤¤lluumm ddaahhaa oollssaa aasskkeerree ggöönnddeerrmmeemm......””

Ve baba Hayrettin Cambaz soruyor:

““fifieehhiittlliikk ssaaddeeccee yyookkssuullllaarr››nn kkaaddeerrii mmii??””

Generallerin, evlad›n› kaybetmifl bir baban›n bubasit ve ç›plak sorusuna bir cevab› var m› acaba?

Generallerden CCevapBekleniyor

Van’da AbdullahGül’ü yola serilen 23 bingülle karfl›lam›fllar.

‹sraf haram de¤il miy-di? 23 bin gül kaç paraediyor acaba? Onlar›n pa-ras› nereden karfl›land›.

Güllerin, Baflkale Be-lediye Baflkan› Ejder Ya-¤›zer taraf›ndan al›nd›¤›

belirtiliyor.

Ejder Ya¤›zer’in salta-nat dönemine yarafl›r bu“karfl›lama” ile, y›l›nya¤c›s›, yalakas› ödülünüalaca¤› kesin. Ama acabaBaflkale’de tek ekme¤emuhtaç kaç yoksul var?Onlardan da m› utanmad›Ya¤›zer?

Y›l›n Ya¤c›l›¤› ‹flte bbir do¤a kkatliam›…Dersim’de son günlerde yaflananlar›n özeti: Operas-

yonlar, katliamlar, orman yang›nlar›... Aç›kça o bölgedeyaflayan halk tedirgin edilmeye, sindirilmeye çal›fl›l›yor.

Temmuz ay›n›n sonlar›nda Kinzir ormanlar› ve Çi-çekli Köyü bölgesi yanmaya bafllam›flt›. Bugünlerde or-man yang›nlar›na bir yenisi daha eklendi. Alibo¤az›Tornoti ve Amotka Karakolu etraf›ndaki ormanlar heli-kopterlerle bombalan›p atefle verildi. Pülümür’e ba¤l›K›rm›z›köprü beldesinde bulunan H›z›r Tepesi’nde (Tü-me X›z›r) 10 A¤ustos günü ç›kar›lan yang›nlar›n ise ha-la sürdü¤ü ö¤renildi.

Birçok köyde orman yang›nlardan kaynakl› köylülerdavarlar›n› otlatam›yor, ayn› zamanda da afl›r› ses vedumandan kaynakl› birçok insan zarar görüyor. Köylü-ler “insanlar›m›z› öldürdükleri yetmedikleri gibi flimdi-de ormanlar›m›z› yak›yorlar, bu gün ormanlar›m›z yak›-l›p tarand›¤› gibi yar›n da evlerimiz yak›l›r ve taran›r”diyerek öfkelerini dile getiriyorlar.

Do¤a katliamlar›ndan bahsedenler için iflte iki ayd›rsüren orman yang›nlar›; gerçekten do¤a ve insan düfl-man› kim?

GGeelleeccee¤¤iimmiizzddee ssuussuuzz vvee kkaarraannll››kk ggüünnlleerr;;EMO uyard›: Sonbahardan itibaren Türkiye

elektriksiz kalabilir!

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odas› (EMO)’nundüzenledi¤i Marmara Enerji Forumu yap›ld›. Enerjininözel sektörün kâr inisiyatifine b›rak›lmas›ndan nükleersantrallar›n olumsuz etkilerine, hükümetin yanl›fl enerjipolitikalar›ndan küresel ›s›nmaya kadar çok say›da ko--nu tart›fl›ld›. Aç›l›flta konuflan EMO ‹stanbul fiube Bafl--kan› Erol Celepsoy, AKP hükümetinin gerekli yat›r›m--lar› yapmayarak Türkiye'yi karanl›k riskiyle karfl› karfl›--ya b›rakt›¤›n›, önümüzdeki günlerde elektrik fiyatlar›nayüksek oranda zam yap›lmas›n›n beklendi¤ini söyledi.

Kurakl›k ve s›cak hava koflullar› ile aç›klanmaya ça--l›fl›lan elektrik üretimindeki s›k›nt›n›n, enerji alan›n›n ta--mamen serbest piyasaya b›rak›lmas›ndan kaynakland›¤›--n› vurgulayan Celepsoy, "kamuya yat›r›m yapmas› ya--saklan›rken bir kamu hizmeti olarak elektri¤in güvenli,sürekli ve ucuz sa¤lanmas› amaçlar› yok say›l›yor. 4628say›l› Elektrik Piyasas› Yasas›'n›n ç›kar›lmas›n›n ard›n--dan kamuda yat›r›mlar dururken, özel sektör aradan ge--çen 5 y›ll›k sürede gerekli yat›r›mlar› yapmad›" dedi.

Okan Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. TolgaYarman da Türkiye'deki nükleer enerji yönetiminin cid-diyetsizli¤ine vurgu yaparak, "Türkiye'nin enerji yet--mezli¤i de¤il enerji yönetimi yetmezli¤i sorunu var" di--ye konufltu.

Page 50: EMPERYAL‹ZME VE TEKELLERE H‹ZMET EDEN ADALET …yuruyus.biz/pdf/pdf/122.pdfE¤itim hakt›r! Paral› e¤itim gaspt›r! De¤inmeler 448 Ne siyasi geçmifli varm›fl Yitirdiklerimiz

50 ÖYKÜ 16 EEylül 22007

Evet evet, kavgan›n en uçlar›n-dayd›k seninle, art›k rüzgar›n kanat-lar›na ihtiyaç duymuyorduk; kendi-mize kanat yapm›flt›k düfllerimizden.Seninle yolculu¤umuz bafllam›flt› birkez. Kanatlanacak ve günefle yükse-lecek bir hayaldi bizimkisi. Bazenöyle sözler vard›r ki söylenmemifltirdaha; söylenmemifl sözlerdi bizim-kisi. Ve o sözler söylendi¤inde gülsular› akacakt›r da¤lar›m›z›n etekle-rinden kan yerine. Ve o sözler içineyleme geçmifltik memleketimizinsokaklar›n›n en çok sustu¤u zaman.

Fakat son kez seninle büyüdü¤ü-müz mahalleye gitmeye karar ver-mifltik ve gittik. Cadde ve kald›r›m-lar›nda kan›m›z›n kurumad›¤› ma-hallemize do¤ru yürüyorduk, çocuk-lar kadar flendik seninle...

Do¤du¤umuz, büyüdü¤ümüz,polis kurflunlar›yla evcilik oynad›¤›-m›z mahallemize gitmifltik. Her biryeri an›lar›m›zla doluydu, Kiremitligecekondu evleriyle resim tuvalleri-ne benziyordu halk›m›z›n sevecenbak›fllar›.

Mahalleyi eskiden oldu¤u gibikolaçan edip annenlere u¤rad›k.Annen çok güzel yemekler yapar-d› hep. Ve sanki ellerinin mahare-ti yoksullu¤a meydan okuyordu.Ama o gün haz›rl›ks›z yakalan-m›fl, bizim gelece¤imizden haber-sizdi. Bunun için çayla idare et-mifltik, o bile bize bir ziyafet ol-mufltu, özlemifltik anam›z›n çay›-n›.

Annemiz bizi hem sevgi bah-çelerinde a¤›rlarken, hem de fenahalde f›rça at›yordu. Anneydi o,ö¤üt veriyordu. Bir yandan da dü-zene kin kusuyordu. Kin kusmas›bize güç veriyor, daha da yürek-lendiriyordu. Yani söz uygunsa,kavgan›n namlusuna haz›r birmermi gibi sürüyordu anam›z›nsözleri bizi.

Sonra seninle çocuklu¤umu-zun geçti¤i tepeye gittik. ‹lk kez o

akflam o tepedeseninle y›ld›zlarabakmay› keflfet-tik. Bu ilk kezhissetti¤imiz bir

duyguydu sanki. Biliyoruz, biz ma-teryalistiz ama olsun, ne olurdu ki,y›ld›zlarla dilek tutuyorduk. Dile¤i-miz özgür olsun diyeydi ülkemiz.Yoksulluk, haks›zl›k, adaletsizlik ol-mas›n diyorduk ki, biliyorduk esasolan dilemek de¤il, o dile¤i gerçekk›labilmek için savaflmakt›. Ve bizbunun için savafl›yorduk, aln›m›zda-ki yaradan boflalsa da kan›m›z, de-¤iflmeyecek gerçek buydu.

Bir de o tepede y›ld›zlara bakar-ken bir flark›n›n sözleri doland› dili-mize. Tekrarlay›p duruyorduk. Sankive fakat bizden sonrakiler de devametsin diye orada b›rakt›k flark›n›nsözlerini. O sözlerin içinde ihtilalvard›, ihtilaldi düflümüz, düflümüzkanatlar›m›zd›. Ve iflte belimizdekiondörtlüler bunun için sab›rs›zcaparmaklar›m›z›n komutunu bekler-ken ve biz h›zl› ad›mlarla çocuklu¤u-muzun geçti¤i tepeyi terk ediyorduk.Belki de bir daha dönemeyecektik.Ama bizleri omuzlar›nda tafl›yanlar,son kez türküler söyleyecek, halaylarçekebilecekti o tepede. O günler hem

ensemizdeki ter kadar bize yak›n veo y›ld›zlar kadar uzakt›...

Tepeyi y›ld›zlarla bafl bafla b›ra-k›p flehrin göbe¤ine do¤ru yola ç›k-m›flt›k. Bir kez olsun arkam›za bak-m›yorduk. Bütün an›lar›m›z› duvar-lara afifl gibi yap›flt›rarak ç›km›flt›kdo¤up büyüdü¤ümüz mahalleden.

Ne kadar çok hayallerimiz vard›.Hatta mutlulu¤un resmini bile yapa-ca¤›z demifltik. Mavi boncuklar gibitakaca¤›z mutlulu¤u çocuklar›m›z›nhayat›na demifltik. Güzel fleyler isti-yorduk, sevgili fleyler.

Ve iflte biz hayallerimizi birbiri-mize anlat›rken, flehrin ›fl›ks›z sokak-lar›ndan kurflun sesleri geliyordu.fiehrin yoksullar›n›n üstüne ya¤murçiseliyordu ve uzaktaki pazarc› ara-balar›nda “u¤urlama” flark›s› duyulu-yordu en son. “Uykusunda bir kuflölür ecelsiz” derken birbirimizi kay-betmifltik sanki. ‹kimizin ortas›ndamay›n patlam›flt›, sen ayr› yere, benayr› yere savrulmufltuk. Oysa ikimiztek vücuttuk, koparmak mümkün de-¤ildi bizi birbirimizden... Lakin flim-di bir elman›n iki yar›s› misali, ayr›düflmüfltük. Tutsakt› flimdi bir yar›-

m›z. Bir yar›m›z flehrin en yük-sek tepelerinde y›ld›zlara dahaçok bak›yordu.

Seninle anlaflmam›z vard›;en yüksek tepelere ç›k›p türküsöyleyecek ve y›ld›zlara bak›phayallerimizin gerçekleflmesiiçin silah çatacakt›k. Evet senflimdi hücrenin penceresindenbak›yorsun yaratt›¤›m›z ve ya-rat›lacak güzelliklere. Ve seningözlerin hepimizin gözleri olu-yor ve türkünün söyledi¤i gibi,o gözlerinde çizgilenecek sev-dam›z›n yar›n›, al›n yaz›s›...

Ve flimdi sana illegal mek-tuplar yaz›yorum en yüksek te-pelerden. Yan›mda ayaklar› ya-l›n ayak, gözlerinin aynas›ndaseni gördü¤üm bir çocuk umut-la bak›yor gözlerimin içine. Veonun mahzun bak›fllar›n› selamniyetine yolluyorum mektu-bumda...

ggüüzzeell flfleeyylleerr iissttiiyyoorrdduukk...ve hhala iistiyoruz!