65
ANKARA ÜNİVERSİTESİ EGİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YAŞAMBOYU ÖĞRENME ve YETİŞKİN EĞİTİMİ ANABİLİM DALI ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI INFORMAL ÖĞRENME KAYNAK TÜRLERİNİN VE DEMOGRAFİK DEĞİŞKENLERE GÖRE FARKLILAŞMASININ SAPTANMASI YÜKSEK LİSANS TEZİ Deniz TEKİNALP Ankara Mayıs 2012

ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

1

ANKARA ÜNİVERSİTESİ EGİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

YAŞAMBOYU ÖĞRENME ve YETİŞKİN EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI INFORMAL ÖĞRENME KAYNAK TÜRLERİNİN

VE DEMOGRAFİK DEĞİŞKENLERE GÖRE FARKLILAŞMASININ SAPTANMASI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Deniz TEKİNALP

Ankara Mayıs 2012

Page 2: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

2

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

EGİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

YAŞAMBOYU ÖĞRENME ve YETİŞKİN EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI INFORMAL ÖĞRENME KAYNAK TÜRLERİNİN

VE DEMOGRAFİK DEĞİŞKENLERE GÖRE FARKLILAŞMASININ SAPTANMASI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Deniz TEKİNALP

Tez Danışmanı Prof. Dr. Rıfat MİSER

Ankara Mayıs 2012

Page 3: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

3

Page 4: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

i

ÖZET

ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI INFORMAL

ÖĞRENME KAYNAK TÜRLERİNİN VE DEMOGRAFİK DEĞİŞKENLERE GÖRE

FARKLILAŞMASININ SAPTANMASI

TEKİNALP, A. Deniz

Yüksek Lisans, Yaşam Boyu Öğrenme ve Yetişkin Eğitimi Anabilim Dalı

Tez Danışmanı: Prof. Dr. Rıfat MISER

Ergen çocuk yetiştirmede, anne ve babaların kullandığı informal

öğrenme kaynak türlerinin ve bunların demografik değişkenlere göre

farklılaşıp farklılaşmadığının saptanmasını amaçlayan bu araştırma nitel

araştırma modeli niteliğindedir. Araştırmanın çalışma grubunu, çocuğu ergen

olan 25 anne ve baba oluşturmuştur. Bu araştırmada amaçlı örnekleme

yöntemlerinden kartopu veya zincir örnekleme; verilerin toplanmasında

görüşme yöntemi kullanılmıştır. Görüşmeler önceden hazırlanmış bir form

çerçevesinde yapılmıştır. Verilerin analizinde betimsel analiz ile

frekanslardan ve ki-kare testinden yararlanılmıştır. Bu araştırmadan elde

edilen bulgular, anne ve babaların, ergen çocuk yetiştirmede deneyimi olan

insanlara yöneldiklerini göstermiştir. Anne ve danışmanlar en çok tercih

edilen informal öğrenme kaynaklarındandır. Televizyon, kitap ve internet de

informal öğrenme kaynaklarındandır. Anne ve babaların informal

öğrenmelerinin cinsiyet ve eğitim durumuna göre değişmediği belirlenmiştir.

Page 5: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

ii

ABSTRACT

THE DETERMINATION OF THE TYPES OF INFORMAL LEARNING

SOURCES USED BY PARENTS IN THE ADOLESCENT CHILDREARING

AND THEIR DIFFERENTATION ACCORDING TO DEMOGHRAPIC

VARIABLES

TEKİNALP, A. Deniz

Master Degree in the Department of Lifelong Learning and Adult Education

Supervisor:Prof. Dr. Rıfat MİSER

This study that aims at to determine the types of informal learning

sources used by parents in the adolescent childrearing and their

differentation according to demographic variables is a qualitative research.

The study group of the research is composed of 25 parents with adolescent

children. Of being the purposeful sampling methods, the snowbal and chain

samplings are used in the research; and face-to-face interview is used as

data gathering method. The interviews have been carried out under the

guidance of preconditioned interview form. The statistical frequencies and

chi-square test with qualitative analysis is used for the data analysis. The

findings obtained by this research indicate that the parents consult

experienced people for adolescent childreaering. Mothers and consultants

are the most preferred sources of informal learning. Moreover, television,

books and internet are also the sources of informal learning. It is designated

that the informal learning of parents does not vary with the gender and the

educational background.

Page 6: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

iii

İÇİNDEKİLER

Sayfa

ÖZET .............................................................................................................i

ABSTRACT ..................................................................................................ii

İÇİNDEKİLER .............................................................................................. iii

ÇİZELGELER LİSTESİ .................................................................................v

BÖLÜM 1

GİRİŞ .................................................................................................................................... 1

Problem ................................................................................................... 1

Amaç ....................................................................................................... 7

Önem....................................................................................................... 7

Sınırlılıklar ............................................................................................... 8

Tanımlar .................................................................................................. 8

BÖLÜM 2

KAVRAMSAL ÇERÇEVE .............................................................................. 9

Ergen-Ana-Baba İlişkileri ......................................................................... 9

Ana-Baba Eğitimi ................................................................................... 11

Disiplin ve Ana-Babalık Tuzakları .......................................................... 13

BÖLÜM 3

Araştırma Modeli ................................................................................... 24

Araştırma Grubu .................................................................................... 24

Veriler ve Toplanması ........................................................................... 25

Veri Analizi ............................................................................................ 26

BÖLÜM 4

BULGULAR ve YORUM ...............................................................................................27

Ergenlerin ve Ana-Babalarının Demografik Özelliklerine İlişkin

Bulgular .................................................................................................. 27

Page 7: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

iv

Ergen Çocuk Yetiştirmede Karşılaşılan Güçlüklere İlişkin Bulgular ........ 31

Ergen Çocuk Yetiştirmede Kullanılan Informal Öğrenme

Kaynaklarına İlişkin Bulgular................................................................... 40

BÖLÜM 5

SONUÇ VE ÖNERİLER ................................................................................................46

Sonuçlar ................................................................................................. 46

Öneriler ................................................................................................... 47

KAYNAKÇA ......................................................................................... 48

EKLER ........................................................................................................ 49

Ek-1: Ana-Babaların Informal Öğrenme Kaynakları

(Görüşme Formu)..................................................................... 50

Page 8: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

v

ÇİZELGELER LİSTESİ

Sayfa

Çizelge 1. Görüşülen Ana – Babaların Cinsiyetlerine Göre

Dağılımı .................................................................................. 27

Çizelge 2. Görüşülen Ana – Babaların Yaşlarına Göre Dağılımları ......... 27

Çizelge 3. Görüşülen Ana – Babaların Eğitim Durumlarına Göre

Dağılımı .................................................................................. 28

Çizelge 4. Görüşülen Ana – Babaların Ergen Çocuk Sayısına

Göre Dağılımı .......................................................................... 28

Çizelge 5. Görüşülen Ana – Babaların Ergen Çocuklarının

Yaşlarına Göre Dağılımı ......................................................... 29

Çizelge 6. Görüşülen Ana – Babaların Ergen Çocuklarının

Öğrenim Düzeylerine Göre Dağılımı ....................................... 29

Çizelge 7. Görüşülen Ana – Babaların Ergen Çocuklarının Gittiği

Kurslara Göre Dağılımı ........................................................... 30

Çizelge 8. Görüşülen Ana – Babaların Ergen Çocuklarının Gittiği

Kursların Süresine Göre Dağılımı ........................................... 31

Çizelge 9. Ergen Ana-Babalarının Çocuklarını Yetiştirmede

Karşılaştıkları Güçlüklere İlişkin Bulgular ................................ 31

Çizelge 10. Görüşülen Ana – Babaların Sorunların Çözümünde

Kendilerini Çaresiz Hissedip Hissetmediklerinin

Dağılımı .................................................................................. 40

Çizelge 11. Ergen Çocuk Yetiştirmede Kullanılan Öğrenme

Kaynaklarına İlişkin Bulgular ................................................... 41

Çizelge 12. Görüşülen Ana – Babaların İnformal Öğrenme

Kaynaklarından Yeni Bilgiler Öğrenip Öğrenmemesine

Göre Dağılımı .......................................................................... 42

Page 9: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

vi

Çizelge13. Ana-Babaların Kullandıkları Informal Öğrenme

Kaynaklarından Yararlanmalarının Eğitim Düzeyine

GöreDağılımı........................................................................... 43

Çizelge 14. Ana-Babaların Kullandıkları Informal Öğrenme

Kaynaklarından Yararlanmalarının Cinsiyete Göre

Dağılımı .................................................................................. 44

Page 10: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

1

BÖLÜM 1

GİRİŞ

Bu bölümde araştırmanın problemi, amacı, önemi ile sınırlılıkları ve

ilgili kavramların tanımları açıklanmıştır.

Problem

Türkiye’de yetişkin eğitimi; halk eğitimi ve yaygın eğitim kavramlarının

eş anlamlısı olarak kullanılmaktadır. Yetişkin eğitimi, örgün eğitim sistemi

dışında kalan, asıl işi okula gitmek olmayan ve belirli yaşı geçmiş olanlara

verilen eğitim olarak tanımlanabilir. Yurttaşlık eğitimi, yaşlılara yönelik eğitim,

hizmet içi eğitim ve diğerleri yetişkin eğitimi çalışmalarının bileşenlerini

oluşturur. Bu bileşenlerden biri de ana-baba eğitimidir. Ana-baba eğitimi,

beden ve ruh sağlığına sahip çocuklar yetiştirmesi için ailelerin öğrenme

gereksinimlerini karşılamakla ilgilenir.

Ana-baba eğitiminden başka, sorun alanıyla ilgili terminolojiye ana-

baba yetkinleştirmesi (parentempowerment), aile eğitimi, aile yaşamı eğitimi

(family life education) de dahildir. Ana-baba eğitimi ABD’de 1880’li yıllarda,

Fransa’da 1929’da kurulan ana-baba okullarıyla başlamış, son dönemde

giderek ana-baba eğitimi veren çok sayıda kurum oluşturulmuştur. Türkiye’de

ilk çabalar 1960’lı yılların başlarına rastlasa da asıl uygulama 1989 yılında

başlatılmıştır (Aydoğmuş ve diğerleri, 2001, 8).

Ana-baba eğitimi; tarihsel ortamı, her toplumun gelişmişlik düzeyini ve

özel koşullarını dikkate almak durumundadır. Dolayısıyla tüm toplumlar için

ve her zaman geçerli olabilecek bir eğitim programı tasarlayıp-uygulamak

uygun değildir. Sadece tüm toplumlar veya bir toplumun tamamı için değil,

farklı sosyal kategorilerin özel sorunlarını ve önceliklerini de dikkate alan

eğitim programları oluşturmak gerekir. Ana-baba eğitim programları; genel ve

özel nitelik taşıyabilir. Genel nitelik taşıyan programlar özetle şu sorun

alanlarını kapsar(Adams, 2006):

Page 11: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

2

Çocuğun Biyolojik-Fizikî Gelişmesiyle İlgili Sorunlar. Ana-babalara

çocuğun biyolojik-fizikî gelişmesi için gerekli olan bilgilerin kazandırılması

yaşamsal öneme sahiptir. Bu da çocuğun vücuduna dair bilgilenmeyi

gerektirir. Ebeveynlerin vücudu tanımaları ve organların işleyişi ile ilgili olarak

bilgilendirilmeleri gerekir. Ana-babalar, normal ve dengeli bir fizikî gelişmenin

nasıl olması gerektiği konusunda bilgilendirilmelidir.

Hijyen ve Bakım. Hijyen ve bakım için, ana-babanın çocuğun vücudu

hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Örneğin, çocuğun beslenmesi

konusunda hangi besinlerin ne kadar verilmesi gerektiğinin bilinmesi

önemlidir. Başta ABD olmak üzere bazı ülkelerde çocuklar ve ergenlerde

obezitenin yaygınlığı, bu konudaki bilgi eksikliğinin sonucudur. “Azgelişmiş”

denilen bazı ülkelerde (Afrika, Asya ve Latin Amerika’nın bazı bölgelerinde)

ise milyonlarca çocuk açlıktan ölmektedir. Eğitim sayesinde bir dizi hastalık

önlenebilir. Örneğin, temiz su sorunu yaşayan yerde çocuğa suyun

kaynatılarak içirilmesi, bazı hastalıklara yakalanmayı önleyebilir.

Duygusal ve Cinsel Gelişme. Duygusal gelişme, çocuğun mutluluğu

bakımından kritik bir öneme sahiptir. Dengeli bir kişiliğin oluşması için

duygusal ve zihinsel gelişme önemli bir yer tutar. Duygusal yaşamın

zenginliği veya fakirliği, genişliği veya darlığı, verilen eğitimle, ana-babanın

(ebeveyn çevresinin) bu alandaki donanımı ve eğitici kapasitesiyle doğrudan

ilgilidir. Bu tür sorunların kaynağında genellikle çocukla ana-baba arasındaki

iletişim yetersizliğinin yattığı bilinen bir gerçektir. Ana-babalar çocuklarının

okul başarısını önemseyip duygusal boyutu dikkate almadıklarında, çocuğa

büyük bir kötülük yapmaktadırlar. Aşırı sahiplenici (possessive) olmak da

aşırı koruyuculuk da çocuğun sağlıklı duygusal-zihinsel gelişmesi

bakımından sorunlar yaratır ve bu tür aşırılıklar çocuktaki macera, keşif,

yaratıcılık yeteneğini köreltir ve kendini dünyanın merkezi sayan bir kişiliğin

çıkmasına neden olabilir. Ayrıca, ana-babaları çocuğun cinsel gelişimi

hakkında bilgilendirme, ana-baba eğitim programlarının vazgeçilmez

bileşenleri arasında olmalıdır.

Çocuğu Sanata, Spora ve Oyuna Yönlendirme. Sanatın ve bir

bütün olarak estetik etkinliğin insan yaşamı ve insan mutluluğu için

Page 12: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

3

vazgeçilmez bir yeri olması gerekir. Sanatın her biçimi, insanı toplumu,

dünyayı anlamanın yolunu açar ve bu niteliğinden ötürü de insan mutluluğu

için hayati öneme sahiptir. Resim yapan, beste yapan, bir müzik aleti çalan,

şarkı söyleyen, dans eden kişi, yaşamdan daha çok tat alır ve hayatının bir

anlam taşıdığını düşünür. Ana-babaların çocuklarını estetik-entelektüel alana

yönlendirebilmeleri, ancak o amaç için eğitilmeleri ile mümkündür. Ana-baba

eğitim programlarının bu soruna özel bir önem vermeleri gerekir.

Çocuğun sağlıklı gelişmesinde oyun ve spor da önemlidir. Çocuğun

gerçeklikle bağ kurması oyun yolu ile olur. Ana-babalar, çocuğun

gelişmesinde oyun ve sporun önemini kavramaları için bilgilendirilmeli ve

eğitilmelidir.

Zihinsel-Entelektüel Gelişme. Bir çocuğun zihinsel-entelektüel

gelişme düzeyi, ana-babanın ve aile çevresinin entelektüel düzeyinin bir

türevidir. Okul eğitiminde bir maden işçisinin, bir tarım işçisinin çocuğu, bir

profesörün, bir avukatın çocuğuna göre büyük bir dezavantaja sahiptir. Her

iki gruptan gelen çocukların IQ’ları eşit olsa bile, okuyan, entelektüel bir

tartışma ortamında doğup-büyüyen çocuk arasında önemli bir fark olması

doğaldır.

Aile Planlaması. Ana-baba eğitim programlarının kapsaması gereken

bir alan da aile planlamasıdır. Son otuz-kırk yılda aile planlamasının önemi

daha fazla anlaşılmaktadır. Aile planlaması, ana-babaların sahip olmak

istedikleri çocuk sayısını kendilerinin belirleyebilmesine dayanır. Aileler,

çocuk sayısını sınırlamak ve kısırlığı aşmak için çaba harcamaktadırlar.

Bütün bunlar bilgilenmek, bilinçlenmek, bu amaç için eğitilmekle mümkün

olabilir. Ana-baba eğitim programlarını hazırlarken ailenin gelir düzeyini ,

eğitim durumunu , işi, konut koşulları gibi ekonomik, sosyal, kültürel

özelliklerini dikkate almak gerekir.

Özel nitelik taşıyan programlar ise; ergenlik, çocuklarda davranış

bozuklukları, çocukla iletişim kurma, vb. gibi daha spesifik sorun alanlarını

kapsar. Bu sorun alanlarında da ana-baba eğitim programları

yürütülmektedir.

Page 13: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

4

Bir çocuğun biyolojik (beden-fizik) ve moral (zihinsel-entelektüel)

olarak sağlıklı yetişmesinin yolu aileden geçer. Ana-baba eğitimi iki şeyi

gözetmelidir: Birincisi, muhtemel hataları önlemek; ikincisi de olumlu tavır ve

davranışları içselleştirerek çocuğa yansıtmak. Çocuğun sağlıklı gelişmesi ve

insani potansiyelinin gerçekleşmesi, büyüdüğü, yetiştiği ortama bağlıdır.

Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre:

Doğumundan itibaren çocuk, etrafını saran fizik ve sosyal çevreye uyum savaşını verirken, bu çabasında en büyük desteği anne ve babasından alır. Çocuk, kendini ifade edebilmeyi, kendi kendini yöneten (otonom) bir birey olabilmeyi ailesinden öğrenir. Başarılı ana-babalar çocuğun ihtiyaçlarını sezen, onlara uygun yanıtlar veren, aşırı hoşgörülü veya katı olmayıp, çocuğa karşı esnek bir yaklaşım içinde olan, karşı çıkmadan önce her zaman çocuğun isteklerini dinleyen ana-babalardır.

Özellikle anne-baba, çocuğun kişiliğinin oluşmasında temel rolü olan

özdeşim modelleridir. Çocuk bu özdeşim modellerini kendine örnek alır ve

adeta onların yaşam biçimlerini taklit yoluyla öğrenir. Eğer çocuk anne ve

babayı model olarak alıyorsa, modelin amaca uygun bir performans

sergilemesi, gerçekten “ideal” bir model olmasa da, en azından kendinden

bekleneni verebilir durumda olması gerekir. Elbette mükemmel ebeveyn

olmak sadece bir dilek olabilir.

Günden güne büyüyen, varlığını ve benliğini hissettiren, kişiliği

olgunlaşan bir çocuk karşısında nasıl davranılacağını bilmek önemlidir. Ana-

baba tutumlarından kaynaklanan olumsuzluklar; fizikî, sosyal, kültürel, psiko-

pedagojik sorunları büyütmektedir. Dolayısıyla çocuk eğitiminin iki unsuru

olan ana-baba ve eğitici cephesinde durum kötüleşmektedir. ABD’de yapılan

bir araştırmaya göre, ana-babaların üçte biri, öğretmenlerin bir önceki kuşağa

göre işlerini daha kötü yaptıklarını söylemektedir. Bundan daha önemli olan,

araştırma anketini cevaplayan anne-babaların %55’i bizzat kendi anne-

babalık performanslarının anne ve babalarınınkinden daha kötü olduğunu

ifade etmiş olmalarıdır. Ankete cevap verenlerin %61’i de sorunsuz ailelerden

gelen çocukların daha başarılı olduğu görüşünü taşımaktadırlar (Kagan,

1995).

Page 14: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

5

Aile içinde çocukları daha iyi yetiştirebilmek için farklı yaklaşımlar

önerilmektedir. Bu yaklaşımlar şunlardır(Öğülmüş, 2004, 58-64):

HaimGinot ve Olumlu Çocuk Yetiştirme, Thomas Gordon ve Etkili Anababalık Eğitimi, Myrna B. Shure ve “Ben Sorun Çözebilirim” (BSÇ). HaimGinot’a göre ana babalara, çocuğun yanlış davranışlarının değil, doğru davranışlarının vurgulanmasının gerektiğini açıklamak gerekmektedir. Çocuğa, neleri yapmaması gerektiğini söyleyerek vurgulamak yerine, ana babaların çocuğa neleri yapması gerektiğini söyleyerek olumlu şeyleri vurgulamaları önerilmektedir. Gordon’a göre, ana babaların yaptıkları en önemli yanlış, çocuğun sorunlarını üstlenerek, bu sorunları çocuk adına çözmektir. Çocuğun kendi çözümünü bulması en etkili yoldur. Etkin dinleme, çocuğun sorunlarını anlatıp bu sorunlarına yine kendisinin çözüm bulması için onu cesaretlendirir. Shure’a göre, sorun çözme sürecinde duygulara önem veren BSÇ modeli, çocuğu yaptığı bir davranıştan dolayı karşısındaki kişinin ne hissediyor olabileceğini düşünmeye özendirir. Bu programla çocuklara başkalarıyla sorunları nasıl çözebileceklerini öğretilmektedir.

Bu sorun alanları ile başarı ile başa çıkılabilmesi için ana-babaların

rollerini iyi oynamaları gerekir. Çocukla dengeli bir ilişki kurmak oldukça

belirleyicidir. Ana-babanın kılavuzluğu, yol göstericiliği gerekir. Bu da

kılavuzluk edenin “yolu iyi bilmesini” gerektirir. Çocuğun yapması gereken

şeylerin sınırını çizecek olan, otoriteyi kullanmak durumunda olan

ebeveynlerdir. Çocuklar, neleri yapması gerektiğini öğrenerek

içselleştirebilirler. Otorite yokluğunda çocuk önemsenmediğini, terk edildiğini

düşünebilir. Ebeveynler tarafından kullanılan otoritenin en önemli bileşeni

iletişimdir. Eğer ana-babalar yorgunluk, işlerinin olması gibi nedenlerle

çocukları ile ilgilenemiyorlarsa bunu açık olarak belirtmeleri gerekir. Belli

sınırlar içinde çocuğa hareket alanı bırakmak risk almasına izin vermek

pedagojik bir gerekliliktir. Çocuğun denemesine ve hata yapmasına izin

verilmelidir.

Bugün, ailelerin, daha önceki kuşaklardan çok farklı sorunları

bulunmaktadır. Uyuşturucu bağımlılığı, şiddet, intihar gibi ruhsal hastalıklar

önemli sorunlardır. Özellikle ergenlik döneminde ana-baba sorumlulukları

artmaktadır. Çünkü ergenlik dönemi, çocukların kimlik karışıklığı yaşadığı bir

dönemdir (Aydoğmuş ve diğerleri, 2001, 92-93).

Bu dönemde, her ileti gençte olumlu ya da olumsuz iz bırakır, davranış değişikliği yapar. İletişim yaptığı kaynak ve kişilerin özelliğine göre, giyinmesini, oturmasını, yürümesini, çalışmasını, amaçlarını, inançlarını, dünya görüşünü, düşüncelerini etkileyen iletiler alır .

Page 15: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

6

Bu yüzden ana-babaların kapasitesini aşan durumlar ortaya

çıkmaktadır. Yetiştikleri ortamın en önemlisi olan aile çevresini olabildiğince

sağlıklı ve işlevsel hale getirmek gerekir. Bu da ana-baba eğitimi ile olur.

Ana-baba eğitiminin amacı, ebeveynleri çocuk eğitimi konusunda

yetkinleştirmek olarak tanımlanabilir.

Son yıllarda, ana-baba kapasitesini geliştirme çalışmaları giderek

artmakla birlikte, bu rolleri öğrenmenin asıl kaynağı informal öğrenmedir.

İnformal öğrenme, evde, işyerinde ve günlük ilişki ortamlarında gerçekleşir. Informal öğrenme, formal eğitim kurumlarının dışında kalan, günlük-pratik yaşamın sorunlarına cevap vermek için uygulanmaktadır. İnformal öğrenme, önceden oluşturulmuş bir müfredata dayanmadığı gibi, profesyonel olarak da örgütlenmemektedir (Schugurensky, 2000).

Livingstone(1995, 51)’a göre ise:

Informal öğrenme, formal ve non-formal eğitim kurumları dışında kalan tüm öğrenmeleri kapsamaktadır. İnformal öğrenmelerin birçoğu tek başına ya da grup içinde gerçekleşmekte ve beşikten mezara kadar sürmektedir. Öğrenenler, kitap, gazete, televizyon, internet, müzeler, arkadaşlar, akrabalar gibi birçok kaynağı öğrenmelerinde kullanır.

Bu informal öğrenme kaynaklarını anne ve babalar çocuk yetiştirirken,

rollerini öğrenmek için de kullanmaktadırlar. Büyükbaba, büyükanne, teyze,

komşu, gazete, dergi bu kaynakların önemli bileşenlerini oluşturmaktadır.

Böylece kötü örneklerin iyi örnekler tarafından ödünlenmesi, anne ve babanın

zaaflarının ve hatalı davranışlarının törpülenmesi ihtimali yüksektir. Anne ve

babalar bir informal öğrenme olan “danışma” yolu ile aile büyüklerine

danışarak çocuk yetiştirmede gerekli olan rolleri öğrenmektedirler. Bununla

birlikte, anne ve babanın çocukluk yıllarındaki kendi anne ve babasıyla olan

deneyimleri, şimdiki tutumlarında önemli olabilmektedir.

İnformal öğrenmeler, çocuk yetiştirmenin her döneminde olduğu gibi,

ergenlik dönemi sorunları ile başa çıkmada da etkili olmakta ve önemli bir rol

oynamaktadır.

Ergen çocuk yetiştirmede, anne ve babaların kullandığı informal

öğrenme kaynak türlerinin ne olduğunun ve demografik değişkenlere göre

farklılaşmasının saptanması bu araştırmanın problemini oluşturmaktadır.

Page 16: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

7

Amaç

Bu araştırmanın genel amacı, ergen çocuk yetiştirmede, anne ve

babaların kullandığı informal öğrenme kaynak türlerinin ve bunların

demografik değişkenlere göre farklılaşmasının saptanmasıdır.

Bu genel amaç doğrultusunda şu sorulara yanıt aranılacaktır:

1. Ana-babaların ve çocuklarının demografik özellikleri nelerdir?

2.Ana-babalar ergen çocuk yetiştirmede ne tür güçlüklerle

karşılaşmaktadırlar?

3. Ergen çocuk yetiştirmede, hangi informal öğrenme kaynakları ne

sıklıkta kullanılmaktadır?

a. Deneyimi olanlara yönelme (danışarak öğrenme)

b. Radyo, televizyon, gazete, dergi, kitap

c. İnternet

4. Ana-babaların ergen çocuk yetiştirmede kullandıkları informal

öğrenme kaynakları, eğitim ve cinsiyet durumuna göre değişmekte midir?

Önem

Ana-babaların birer uzman olmasalar da, asgari düzeyde pedagojik

yeterliliğe sahip olmaları gerekir ki, bu da ana-baba eğitimini önemli kılıyor.

Çağımız toplumlarında ana-baba eğitimi sadece sorun çözen değil, sorun

önleyici niteliği nedeniyle de büyük öneme sahiptir. Asıl yapılması gereken

sorunun ortaya çıkmasını önlemektir. Bu yüzden ana-babaların rollerini

yerine getirmesinin temeli olan informal öğrenme biçiminin anlaşılması

önemli bir işleve sahiptir.

Page 17: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

8

Bu araştırmanın ilgili literatüre ve uygulamaya katkı sağlaması

umulmaktadır.

Sınırlılıklar

Araştırma, çalışma grubu ile sınırlıdır.

Tanımlar

Ergen Çocuk: 14-19 yaşları arasında bulunan çocuklardır.

Yetişkin Eğitimi: Yetişkin eğitimi bu araştırmada yetişkinlere yönelik

eğitim olarak anlaşılmaktadır.

Ana-baba Eğitimi: Beden ve ruh sağlığına sahip çocuklar yetiştirmesi

için aileleri eğitmektir.

Informal Öğrenme: Bilinen, yerleşik eğitim kurumlarının (okul,

üniversite) dışında, evde, işyerinde, günlük ilişki ortamlarında gerçekleşen

öğrenmedir.

Ergenlik Dönemi: Ergenlik, çocuklukla yetişkinlik arasında kalan

çocuğun yaşamında biyolojik, sosyal ve psikolojik değişimlerin olduğu 14-19

yaş dönemidir.

Page 18: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

9

BÖLÜM 2

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Bu bölümde ergen-anababa ilişkileri, disiplin ve ana-baba eğitimi

kavramları ele alınmıştır.

Ergen-Ana-Baba İlişkileri

Ergenlik, çocuklukla yetişkinlik arasında kalan bir ‘ara dönemdir’.

Ergenlik evresi, insanda sosyal, duygusal, kişisel ve zihinsel değişme ve

gelişmelerin olduğu özel bir evredir(Kulaksızoğlu, 2007, 32-34).

Ergenliğin 10 yaş dolaylarından başladığı ve 20’lerin başlarında sona

erdiği söylenebilir(Steinberg, 1985, 153). Bu yaşlar arasındaki ergen, anne

babası ve çevresindeki yetişkinler tarafından ne tam yetişkin ne de çocuk

olarak algılanmakta ve anne-baba ile yetişkinler, ergenlerin neleri

yapabilecekleri ve neleri yapamayacakları konusunda birbirinden farklı fikir ve

yaklaşımlar ileri sürmektedirler. ‘Pek çok araştırmacı ergenlik dönemini

fırtınalı, dengesiz, değişken, çatışmalı ve stresli bir dönem olarak kabul

etmektedir’ (Harroks, 1965’den aktaran:Ulusoy, 2005, 368). Hemen bütün

toplumlarda ergenlik çağı fırtınalı geçen bir dönem olarak gösterilmektedir.

Steinberg (1985)’de ergenlik döneminin çocuk-anababa ilişkileri

bakımından önemli olduğunu belirtir:

Aile ilişkilerinin büyük ölçüde değişime uğradığı dönemlerden biri ergenliktir. Yapılan bir çalışmaya göre, anababaların yaklaşık üçte ikisi ergenliği anababalığın en zor dönemi olarak tanımlamışlardır. Ergenlik süresince anababaların ruh sağlığını etkileyen etkenler üzerinde yapılan çalışmalar önemlidir;çünkü araştırmalar duygusal sorunlar (depresyon, kaygı, kendinden kuşkulanma vb. )yaşayan anababaların, anababalık rollerinde de verimsiz olduklarını göstermiştir.

Page 19: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

10

Birçok araştırmacı ergenlikte aile ilişkilerinin ergenler ve anababaları

arasındaki çatışmada artma ve yakınlıkta azalma şeklinde değişime

uğradığını göstermiştir.

Kulaksızoğlu, ergenlik döneminde görülen değişmelerin ve sorunların

şunlar olduğunu belirtmektedir (2007, 129-131):

Ergendeki büyümenin çabuk olması değişen bedenle duyguların, davranışların ve tutumların da değişmesini gerektirmektedir. Değişimin hızı yüksektir ve ergen buna uyum sağlamakta güçlük çeker. Dengesiz ve kararsız olma, zaman zaman yalnız kalma isteği ile huzursuzluk duygusu ve iç sıkıntısı ergende görülebilir. Gerçekleşmeyecek isteklerin peşinde koşabilirler. Otoriteye karşı olma, söz dinlememe, eleştirme, hata bulma gencin tutumlarındandır. Gelişmekte olan bedenine ve duygusal değişimlerine ayak uyduramaz, ’kimlik karmaşası’na düşebilir. Anne-babanın ve yetişkinin güvenini kazanmaya, kendisine güvenilen bir insan olmaya ihtiyaç duyar.

Ergenlerdeki sorunlar ve çatışmalar birbirinden çok farklı nedenlere bağlı olarak ortaya çıkmakla beraber, bunları ergenlik sırasında meydana gelen bedensel, duygusal, sosyal ve kişisel gelişmelerin gençte yarattığı farklılaşmaya bağlı olarak açıklamak mümkündür.

Madde bağımlılığı depresyon, intihar, suç ve suçluluk gibi sorunlar

endişe verici sayıdaki ergeni etkilemektedir. Araştırmalar hem şiddet içeren

suçların hem mala yönelik suçların ergenlik öncesi ile ergenlik dönemi

arasında artış gösterdiğini göstermektedir. Sigara, alkol, uyuşturucu

maddeler ve benzerleri gibi keyif verici olan ve alışkanlık veya bağımlılık

yaratan maddelerle ilk karşılaşma genellikle çocukluğun sonlarında ve

ergenlikte olmaktadır. Bağımlıların bazıları çok muhtemelen aşırı koruyucu

ana-baba tutumları nedeniyle gerginlik ve baskı doğuran uyaran ve

durumlarla yüzleştirilmemiş gençler olarak yetiştirilmişlerdir. Kendisine

yetişkin gibi davranılan ergenler daha çok ergenler yetişkin davranışları

göstermektedirler (Steinberg, 2007, 482-499).

Ailenin ergen üzerindeki aşırı baskıcı ve otoriter tutumu ve ilgisiz ve

tutarsız tutumu olumsuz etkiler bırakır. Özellikle anne ve babanın ilgisiz ve

tutarsız tutumu ergenin ev dışında olumsuz çevrelerin etkisinde kalmasına

yol açabilir. Aile, ergenin ilişkide olduğu arkadaşlarının ne tür alışkanlıkları

olduğunu, onların hangi çevrelerden geldiklerini gözleyerek, çocuğunu

karşılaşabileceği muhtemel kötü durumlarla nasıl baş edebileceği konusunda

donanımlı hale getirmelidir.

Page 20: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

11

Ebeveyn-ergen ilişkisi, çatışma seviyesi bağlamında karakterize

olabilir. Bazı çatışmalar aile etkileşimi içinde normaldir, ancak yüksek boyutta

yaşanan çatışmalar, aile içinde stres yaşandığı zaman artabilir. Ergenin

‘gelişen otonomi’ talebi veya duygusu, ailede yaşanan çatışmanın kaynağı

olabilir (aktaran:Ulusoy ve diğerleri, 2005, 371).

Çuhadıroğlu (2006, 6), ana-baba-ergen çatışması ile ilgili şunları

söylemektedir:

Anne baba çocuk çatışmasının en yoğun yaşandığı dönem ergenlik dönemidir. Çünkü çocuklar kendi kimliklerini kazanma çabasındadırlar ve kimlik kazanma aşamaları içinde önemli bir adım o zamana kadar anne-babalarıyla olan bağımlılıklarını biraz kopartmaya çalışmaktır.

Ana-Baba Eğitimi

Ana-babaların çocuklarıyla sağlıklı iletişim kurmalarının ve

çocuklarının büyüme çağında etkin rol oynayabilmelerinin önkoşulu, bu

amaca uygun bir yetkinliğe ve yetişkinliğe sahip olmalarıdır. Başka türlü ifade

edilirse, bu amaçla eğitilmeleri gerekir. Ana-babaların, çocukların ve özellikle

de ergenlerin bazı istenmeyen davranışlarını etkisizleştirmeleri, değilse

törpülemeleri söz konusu olduğunda, aşırılıklardan sakınması beklenir. Aksi

halde ‘çocuğun iyiliği’ için yapıldığı söylenenin tam tersi tepkilere ve

sonuçlara neden olma riski bulunabilir. Aşırı disiplin de, aşırı tolerans da

çocuğun gelişmesi için uygun değildir. Dolayısıyla bu ikisi arasında uygun bir

dengenin oluşturulması gerekir. Anne ve babalar genellikle çocuğa yönelik

sınırlamaları ve yasakları ‘onun iyiliği için’ yaptıklarını söylerler, yaptıklarını

bu tür gerekçelere dayandırırlar. Aşırıya vardırılmış, ölçüsüz bir disiplinin

çocuk tarafından farklı algılanma ihtimali çok yüksektir. Bir başka önemli

sorun da çocuğun gelişme sürecinde anne ve babanın rolleri arasında uygun

bir tamamlayıcılığın gerçekleşmemesidir. Elbette her ikisinin rolleri farklı

olacaktır ama tavırlarda, davranışlarda ve verilen mesajlarda bir paralellik

olmalıdır.

Page 21: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

12

Günümüzde bir kültürel değişim süreci yaşanmaktadır ve bu hızlı

değişiklikler, ana ve babaları yeni sorunlarla karşı karşıyı getirmektedir. Ana-

babaların çocuk eğitimine ve disipline dair geleneksel yaklaşımları da hızlı bir

değişim sürecine girmiş bulunmaktadır. Kaldı ki, disiplin yöntemlerinin bir

kuşaktan diğerine değişmesi olağan bir şeydir. Belli bir eşik aşıldığında,

kuşaktan kuşağa aktarılan disiplin metodları da değişmek durumundadır

(familymanagement, 2010).

Nitekim Türkiye’de yapılan ‘çocuğun değeri’ araştırması, otuz yıllık

dönemde çocuğa bakış tarzları ve çocuk yetiştirme yaklaşımlarındaki farkları

ortaya koymaktadır. Çocuk isteme nedenleri 1975 ve 2003’de annelere

sorulduğunda, çocuğun psikolojik değerinin önemli oranda artmış olduğu,

buna karşılık çocuğun yararcı değerinin ise azalmış olduğu görülmüştür. Söz

konusu araştırma, çocuk yetiştirmede önemli bir sentezin de ortaya çıktığını

göstermektedir. İki dönem arasında, geleneksel aile yapısındaki denetim

biçimleri önemli olmaya devam etmekle birlikte, özerklik alanının genişlediği

görülmektedir. Psikolojik planda bağlılık varlığını sürdürmeye devam etse de,

maddi planda nesiller arasında bir bağımsızlığın ortaya çıktığı

anlaşılmaktadır. Artık yeni anlayışta çocuğun özerkliği bir tehdit olarak

algılanmamaktadır (Kağıtçıbaşı, 2008, 28-32):

Son zamanlarda özellikle denetim ve sevginin ikisi de bir arada olabileceğini öne süren yaklaşımlar vardır. Birçok araştırmada, özellikle Amerika’da zencilerle yapılan araştırmalar ve Avrupa’da göçmenlerle yapılan araştırmalar, ana-babanın çocuğa gösterdiği güçlü denetimin aslında çocukta ileride psikolojik problemlere yol açtığını göstermektedir. Orta sınıf beyaz Amerikalılarla yapılan araştırmalar, ana-babanın kullandığı güçlü kontrolün çocukların sosyo-duygusal gelişmesinde olumsuz etkilere yol açtığını göstermektedir. Bu bulgularda, aslında denetimin nasıl çocuk tarafından yorumlandığı ve çevrede de diğer ailelerin nasıl davrandığı, bir yerde o ana-baba denetiminin çocuğa nasıl etki ettiğinde de belirleyici bir rol oynamaktadır

Ana-baba eğitimi, anne ve babaların çocuklarına karşı olumlu tutum ve

davranışlar geliştirmelerine yardımcı olmak, anne ve babalara çocukları ile

nasıl sağlıklı iletişim kurabileceklerini anlatmak, çocuğun gelişim özelliklerini

öğretmekle ilgilidir. Öğretmenler, yöneticiler ve ergenlik dönemi

profesyonelleri ana-babalık bilgileri ve yardımları için ulaşılabilir kaynaklardır.

Onlar, ana-baba eğitim programlarını planlarlar. Bu programları planlarken

ana-babaların ilgi alanları ve tutumları göz önünde bulundurulmalıdır(A. L.

Page 22: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

13

Jacobson ve J. A. Engelbrecht, 2000, 140). Başarılı programlar, anne ve

babaların ihtiyaçlarına göre yapılandırılır ve bu programlar ana-baba

özellikleri, program materyalleri ve sonuçları arasındaki bağlantıyı zorunlu

kılarlar. Her anne ve baba farklılıklar gösterir. Örneğin daha genç, reşit

olmayan ve ekonomik durumu düşük seviyedeki anneler daha endişelidir.

Buna karşın, üniversite eğitimli annelerin çocuk eğitimi konusunda

bilgilenmek istedikleri görülmektedir(Gowen, Christy ve Sparling, 1993;

Sparling ve Lowman, 1983).

Başarılı ana-baba eğitimi programlarının sadece süre gibi, programın

niteliklerini değil;işsizlik, yalnız ebeveyn statüsü, düşük sosyo-ekonomik

statü, depresyon gibi katılımcıların bazı engellerini de dikkate alması gerekir

(Valente, 1999). Örneğin öğle tatillerinde ana-babalık eğitimlerine katılan

ana-babalar içinde, eğitim programlarına katılmalarını destekleyen

firmalarda çalışanların %15, %4 ve %26 oranlarında eğitimi bırakırken,

desteklemeyen firma çalışanlarının bu oranları %75, %79 ve %65 olduğu

görülmüştür(Felner at al. , 1994)ki bu sonuç, engellerin eğitime katılımda

önemli bir etmen olduğunu göstermektedir.

Disiplin ve Ana-Babalık Tuzakları

Disiplin, aile içinde düzenli ve dürüst yaşamanın kurallarını çocuğa

öğretmek olarak tanımlanabilir. Disiplin yoluyla anne-baba ve çocuk

arasındaki iletişim sağlanabilir (Başaran, 2011, 57-59).

Çocuk yetiştirme tutumlarıyla ilgili olarak Sümer (2008, 48-50)şunları

belirtmektedir:

Batı’da ana-baba tutum ve davranışları ile ilgili çalışmalarda, Amerika’da 1940’larda ve 50’lerde, özellikle Symonds ve Baldwin’in çalışmalarında, ebeveynlerin çocuk yetiştirme tutumları olarak ifade edilen sosyalizasyon çalışmaları, günümüzde de kullanılan duyarlı/duyarsız, demokratik/otokratik anne-baba olarak sınıflandırılmaya başlanmıştır. Fakat, en çok ilgi çeken ve Türkiye’de çok kullanılan Baumrind’in öne sürdüğü kuramda iki temel boyut vardır. Bunlardan biri ‘disiplin’ diğeri ise ‘özerklik veya yetkinlik sağlama’dır. Yani, toplum çocuğu denetlemek ister. Ebeveynlerin böyle temel bir sosyalleşme hedefi vardır, toplum aile üzerinden çocuğu disipline etmek

Page 23: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

14

ister. Çocuğun da özerklik ve yetkinlik talebi vardır. Bu ikisinin nasıl dengeleneceği çocuk yetiştirme tutumlarını belirlemektedir.

Batı’daki araştırmaların en iyi olarak öngördüğü model, demokratik ya

da otoriter yetkeci açıklayıcı ana-baba tutumudur. Demokratik tutum, özerklik,

yüksek standartlar, yapıcı denetim ve karşılıklı açık iletişimi kapsamaktadır.

Bu tutum, ‘optimal model’ olarak sunulan modele benzemektedir, Darling ve

Steinberg’in meşhur tarama makalesinde ana-babalık için ‘içinde çocuğun

büyütüldüğü duygusal iklimdir’ denmektedir. Tutumlar öngörülen hedeflere

hangi araçlarla ulaşılacağını;anne babaların bizzat uyguladığı davranışları,

uygulamaları, pratikleri gösterir.

‘Aşırı koruyucu tutum’ benimseyen, ’aşırı sahiplenici’ annelerin

çocuklarına özerklik bırakmadıkları biliniyor iken, çocuklarının bireyselleşme

yeteneklerini zayıflatmaları kaçınılmazdır. Anne ve babaların çocuğun aile

dışı ortamlarda karşılaşabileceği muhtemel olasılıkları abartılı bir şekilde

aktarmaları, özerk davranışlar geliştirmeyi zorlaştırmaktadır. Ergen çocuğun

abartılı ‘evcilleştirilmesi’, onun kendini ifade etmesini engelleyerek, kişilik

gelişmesi, özellikle de özgüven duygusunu zayıflatmaktadır. Çelişkili görünse

de bu tür ana-baba tutumlarının özellikle de eğitimli burjuva ailelerde yaygın

olduğu söylenebilir. Bu ailelerde çocuğu dış dünya’dan olabildiğince

soyutlama eğilimi çok güçlüdür. Aslında daha önce hatırlatıldığı gibi,

’çocuğun iyiliği’, ’mutluluğu’ için benimsenen tutum ve davranışlar, beklenenin

tam tersi sonuçlar ortaya çıkarabilmektedir (Kulaksızoğlu, 2007, 121).

İnsanlar artık giderek tarımsal alanlardan uzaklaşmaktadır. Tarım da

giderek daha çok makineleşmektedir. Kent yaşamı hakim yaşama biçimi

haline gelmektedir. Geniş aile hızla yok olmakta ve onun yerini ana-baba ve

çocuklardan oluşan ‘çekirdek aile’ almaktadır. Bu durum, çocuğun

büyüme/gelişme alanını değiştirmektedir. Tarım toplumuna özgü değer,

davranış ve tutumların yerini, kentsel yaşamın gerektirdiği yenileri almaktadır.

Geniş ailenin zengin ilişkiler ortamı yok olurken, çoğu zaman apartman

dairesine sıkışmış, anne ve baba dışındaki sosyal çevreyle sınırlı ilişki içinde

olan çocuklar, bazı bakımlardan (örneğin bireysel maddi özerklik)daha

avantajlı durumda olsa da, insani ilişkiler bakımından yetersiz bir ortamda

büyümektedirler. Elbette itaate dayalı eğitimin yerini giderek özerkliğe vurgu

Page 24: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

15

yapan eğitimin alması önemlidir ama bir başına yeterli değildir (Kağıtçıbaşı,

2008, 27-39).

Çocuk yetiştirmenin en önemli kısmını çocuğun kabul edilebilir biçimde

davranmasına yardım etmek oluşturur. Buna terbiye ya da disiplin

denilmektedir. Disiplin, yaşa göre değişim göstermektedir. Çocuk

yetiştirmenin tek bir yolu olmamakla birlikte, çocuk ve ergen psikologları şu

noktaları önermektedir (familymanagement, 2010) :

Çocuklar genellikle anne ve babalarını memnun etmek ister. Akıllı

anne ve babalar disiplin eğitimi verirken, çocuklarının bu memnun etme

arzularını kullanabilirler

Anne ve babalar, kendilerini memnun eden davranışları sevinçle

onaylarsa, bu tutum iyi davranışları pekiştirir.

Ana-babanın, çocuk ya da ergenin yaramazlıklarını ve kötü

davranışlarını törpülemesi bir anlam ifade etmelidir ve anne babalar çok fazla

disiplinli olmamalıdır; yoksa, çocuk onların sevgi ve iyi niyetlerini

hissetmeyebilir.

Günümüzde, kültürler ve ana-babalık stilleri değişmektedir, heraile

çocuklarından farklı davranışlar sergilemelerini beklemektedir. Ailelerin

disiplin metodları kuşaktan kuşağa aktarılmaktadır. Özellikle ergen anne ve

babası olmak kolay değildir. Ergenlik, etkileyici fiziksel ve sosyal

değişikliklerin meydana geldiği bir dönemdir. Bu dönem, anne-babalar ve

aileler için bir dizi güçlüğü de beraberinde getirir. Bu güçlükler bir çeşit

ergenin anne ve babasına karşı hazırladığı tuzaklar olabilir.

Ana babalık tuzağı, çocukları etkilemenin bir yolu değildir. Bir sorun

karşısında aynı yanlış tavır sürdürülmeye devam edilirse sorunun çözümü

daha da zorlaşacaktır. Tuzağa düşmeden önce onu fark etmek oldukça

zordur. ‘Geri dönün, yanlış yol’diyerek anne ve babalara uyarıda bulunan

işaretler bulunmamaktadır. Birçok kişi, nasıl anne ve baba olunacağını

deneme/yanılma yolu ile öğrenmektedir.

Page 25: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

16

Tuzaklar zamanla gelişmektedir. Birçok durumda, ana-babaların

tuzağa düşme nedenleri bellidir. Örneğin, çocuklarının en iyi olmalarını

istediklerinden dolayı aşırı eleştiri tuzağına düşebilmektedirler. Ergen

çocuklarını eleştirdikleri zaman, onların değişeceklerini ummaktadırlar. Bu

yapılan, kısa vadede etkili olabilmektedir. Örneğin, ergenin bağırıp çağırma,

ilk uygulandığında istenilen sonucu verebilmektedir. Fakat, zaman geçtikçe,

ergen buna alışacak ve kısa bir süre sonra etkisini yitirecektir. Bu tuzaklara

çok sık karşılaşılmaktadır. Tüm aileler zaman zaman ve sıkça da bu

tuzaklara düşmektedir. Eğer anne-baba ve çocuk arasındaki etkileşim

çoğunlukla pozitif ise, herhangi bir tuzak uzun süre etkili olmayacaktır. Diğer

taraftan, eğer tuzaklar bu etkileşimde süreklilik gösterirse, bir süre sonra

olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Eleştiri Tuzağı. Eleştiri tuzağı, bir kusur bulma tuzağıdır. Anne ve

babalar, çocuklarının zayıflıklarıya da hatalarına odaklandıkları zaman bu

tuzağa düşmektedirler. Herhangi bir ilişkide yüksek seviyede eleştiri

yaralayıcı olabilmekte;sürekli eleştiren bir kişiyi sevebilmek zor olmaktadır.

Ergenler, kendilerini sık eleştirirler ve dışarıdan gelen eleştiriler kendileri

hakkındaki olumsuz fikirleri destekler niteliktedir. Bu yüzden, kendilerine olan

saygıları tahrip olabilir. Sıkeleştiride bulunmak, ebeveyn/çocuk ilişkisini uzun

vadede zedeleyebilmektedir.

Eğer bu tuzağa düşülürse, beklentilerin gerçekçi olup olmadığının

düşünülmesi gerekir. Ergenin herhangi bir yanlış yapmayacağını ummak

doğru değildir.

Anne ve babalar çocuklarına negatif dönüt verebilir. Gerçekten,

hoşlanılmasa dadönüt almanın önemli olduğu anlar vardır. Yapıcı bir dönüt,

problemin nasıl çözülmesi gerektiği hakkında fikir verebilir. Eleştirilerin

sayısını azaltmak ve sadece gerçekten önemli olan konularda yapıcı dönüt

vermek ergenle anne ve baba arasında güçlü bir ilişki kurulmasını sağlar.

Şiddet Tuzağı. Aile üyeleri söylenme, bağırıp çağırma, huysuzlanma,

tehdit etme ya da vurma gibi negatif davranışlar sergilediği zaman, aileler

şiddet tuzağına düşmektedir. Örneğin, bir ergen annesinden bir çift ayakkabı

Page 26: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

17

almasını istemektedir. İlk önce, annesi bu isteği reddeder. Bunun üzerine

çocuk sesini yükseltmeye başlar ve isteğinde ısrar eder. Annesi ise bu

davranışa üzülerek ayakkabıları almayı kabul eder. Bu olayda farkında

olmadan önemli bir öğrenme gerçekleşmiştir. Ergen, sesini yükselttiği zaman,

istediği her şeye sahip olabileceğini; anne ise kızının isteklerini

gerçekleştirerek negatif davranışlarını söndürmeyi öğrenmiştir. İleride ergen

istediği bir şey yerine getirilmediği zaman şiddete başvurarak bunu elde

edebileceğini öğrenmiştir. Şiddet tuzağı anne veya babaya da uyarlanabilir.

Örneğin, bir baba oğlundan bulaşıkları yıkamasını istemektedir. Fakat, ergen

çocuk televizyon izlemekte ve bu isteği göz ardı etmektedir. Baba ise sesini

yükselterek ve tehdit ederek oğluna bu işi yaptırır. Böylece, oğlu babasına

sesini yükseltmenin ve tehdit etmenin işe yaradığını öğretir.

Tartışma, huysuzlanma, sızlanma gibi negatif davranışlarla başa

çıkmak kolay değildir. Bazen, olumsuz davranış sergileyen gencin isteğini

gerçekleştirmek kolay olmayabilir. Kısa vadede ise söylenme, bağırıp

çağırma ya da tehdit etme, genç ile işbirliği içinde olmak için etkili bir yol

olarak görülebilir. Fakat, uzun vadede şiddet tuzağı, ana-babalardan ve

çocuklarından daha fazla negatif davranışı temin etmektedir. Bu şiddet

tuzağını ortadan kaldırmak için ana-babaların çocuklarının talep ettikleri her

şeyi gerçekleştirmemeleri ve bunu kabul edilebilir davranışlarla belli etmeyi

öğrenmeleri gerekmektedir.

‘Ben Öyle İstiyorum’ Tuzağı.Anne ve babalar, tümüyle otoritelerine

dayalı sorgusuz itaat talep ettiklerinde bu tuzağa düşerler. Ergenler,

kendilerinden istenenin arkasında yatan neden ile de ilgilenirler. Nedenleri

ortaya çıkarma becerileri gelişmekte olan bir birey için ‘ben öyle istiyorum’

yöntemi pek fazla bir değer taşımamaktadır. Akla yatkın kurallar koymak

önemlidir ve başkalarına şiddet uygulama kabul edilemez bir durumdur.

Ergenlerden derhal ya da hiç sorgusuz itaat beklemek ergenin bağımsızlık

duygusu geliştirmesini engelleyebilir. Böyle bir durum karşısında ergen

isyankar ve olumsuz davranarak aile içinde huzursuzluğa neden olur.

‘Gözden Uzak Olma’ Tuzağı. Bu tuzak, anne ve babaların ergen

çocuklarına uyguladığı denetimin miktarının azaltılmasıdır. Ergenlerin izini

Page 27: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

18

kaybetmek kolay olabilir, çünkü onlar evden ve anne/babalarından uzakta

fazla zaman geçirmeye başlarlar. Az miktarda hatta hiç gözetim sağlamama

gençler ve aileleri için problem yaratabilir. Örneğin, anne ve babaları

tarafından gözetim altında olmayan ergenler, anti-sosyal yaşıtları tarafından

etkilenirler. Ergenlerin anne babalarından yüksek seviyede ilgiye ihtiyaçları

vardır. Denetimin en iyi yolu budur.

Bu bir düşünce tuzağıdır. Anne ve babaların, ergen çocuklarının

istenmeyen davranışlarını, onları üzmek için yaptıklarını düşünmeleri bu

tuzağadüştüklerini gösterir. Ergenlerin bu şekilde davranmalarının pek çok

sebebi bulunmaktadır ve de çoğunlukla bunu isteyerek yapmamaktadırlar.

‘Bunu beni üzmek için yapıyor. ’ diye düşünmek yararsızdır ve bu düşünce

anne/babanın gereksiz yere kızgın ve üzgün olmasını sağlar. Bu durum,

problemleri akla yatkın ve sakin olarak çözmeyi zorlaştıracaktır.

‘Kişiliğe Yönelik Olma’ Tuzağı. Ergenler, zamanla

anne/babalarından farklı ilgi alanları bulmaya, farklı düşüncelere sahip

olmaya ve artık onları mükemmel olarak görmemeye başlayabilirler.

Anne/babalar ve ergenler kendilerini, daha önce hiç önemli görünmeyen

konularda tartışırken bulabilirler. Anne ve babalar da bu değişiklikleri,

çocuklarının artık onları sevmedikleri şeklinde algılayıp;bunları çocuğun

büyüme aşamasının bir kısmı olarak düşünmek yerine, kişiliklerine yönelik bir

saldırı olarak alabilirler. Eğer ana-babalar, ergenin gelişen bağımsız ve

bireysel olma çabalarının bağımsız bir yetişkin olma amacıyla olduğunu

anlarlarsa, daha az reddedilmiş veya endişeli olurlar. Eğer, anne/babalar ve

ergen çocukları iyi ilişki kurarlarsa asla evi de terk etmeyeceklerdir.

Ayrıca, ana-babalar ergen çocuklarının davranışları hakkında

kendilerini suçlu hissederlerse de bu tuzağa düşebilirler. Okul, medya ve

arkadaşlar gibi birçok çevresel etmenin olduğu unutulmamalıdır.

Aşırı Koruma Tuzağı. Aşırı koruma tuzağı, anne ve babanın ergen

çocuklarını tüm negatif deneyimlerden korumaya çalışmasıdır. Çocuklarını

korumaya çabalarken onların davranışlarını kısıtlarlar veya daha fazla

Page 28: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

19

bağımsız ve sorumlu olmalarını engellerler. Ayrıca ergenleri tüm başarısızlık,

kayıp ve hayal kırıklılıklarından korumaya çalışırlar.

Çocuğun okuldaki diğer öğrenciler tarafından kötü davranışlara maruz

kalması gibi durumlarda yetişkin müdahalesi ve koruması kesinlikle

gereklidir. Fakat, ergenlerin de dikkat isteyen durumlarla başa çıkabilmeye

ihtiyaçları vardır. Eğer anne/babalar sürekli olarak ergen çocuklarını bu tip

durumlardan kurtarırlarsa, istemeden de olsa her zaman onları kurtaracak biri

olacağı mesajını iletebilirler.

Fedakarlık Tuzağı. Fedakarlık tuzağı, ana-babaların çocuklarının

ihtiyaçlarına odaklanarak kendilerini feda etmeleridir. Anne ve babalar da

insandır. Herkes gibi onların da dinlenmeye, arkadaşlarıyla vakit geçirmeye,

hobileriyle ilgilenmeye ihtiyaçları vardır.

İnformal Öğrenme

Ana-babaların çocuk yetiştirirken kullandıkları bilgi, beceri ve

tutumların çoğu informal olarak öğrenilmiş gözükmektedir. Dolayısıyla ergen

çocuk ile ana-baba arasındaki sorunları çözmede informal öğrenmenin yararı

olabilir.

Informal öğrenme, formal ve non-formal eğitim kurumları dışında

kalan, önceden oluşturulmuş bir müfredata dayanmayan, profesyonel olarak

örgütlenmeyen ve günlük-pratik yaşamın sorunlarına cevap vermek için

uygulanan öğrenmeleri kapsamaktadır. Informal öğrenmelerin birçoğu ayrı

ayrı ya da grup ortamında;işyeri, aile, dini kurumlar, toplum gibi herhangi bir

yerde;beşikten mezara herhangi bir yaşta gerçekleşebilir. Öğrenenler kitap,

gazete, televizyon, internet, müze, okul, üniversite, arkadaş, akraba, deneyim

gibi çeşitli kaynaklardan yararlanabilirler (Schugurensky, 2000, 1).

Örneğin, beslenme bozukluğu olmayan çocukların beslenme

bozukluğu olan çocuklardan nasıl farklı olduğunun denendiği bir araştırmada,

genel olarak çok fakir bir dağ köyünde bütün aileler aynı derecede yoksullar

Page 29: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

20

fakat bazı çocuklar sağlıklı gelişiyorlar bazıları ise beslenme bozukluğu

gösteriyorlar. Ailelerin gelir düzeylerinde, ekonomik faaliyetlerinde hiçbir

farklılık bulunmamaktadır. Tek fark, annelerin radyo dinleme miktarıdır.

Anneleri daha çok radyo dinleyen çocuklar, radyo dinlemeyenlere göre daha

iyi gelişiyorlar. Çünkü, radyodan beslenmeyle ilgili bilgi edinebilir,

spesifikbilgi edinebilir ya da genel olarak dünyaya bakışı gelişebilir yani

dışarıdan uyarılar alır (Kağıtçıbaşı, 2009, 36).

Sparling ve Lowman tarafından 1983 yılında Kuzey Teksas’ta yapılan

çalışmada, ana-babalık bilgilerinin kaynakları ortaya çıkarılmak istenildi. Bu

çalışmada ana-babalara sorulan ‘Bir ana-baba olarak size kim veya ne

yardım ediyor?’ sorusuna aile, kitaplar, arkadaşlar ve kilise yararlı ya da çok

yararlıolarak seçildi. Ana-babalara sorulan ‘En iyi nasıl öğrenmek istersiniz?’

sorusuna arkadaşlarla veya aileyle konuşmak, kitap ve makale okumak

yararlı veya çok yararlı olarak seçildi. Bir eğitsel toplantıya katılmak, başka

bir ana-baba izlemek ve televizyon seyretmek daha seyrek olarak seçildi.

Jacobson ve Engelbrecht, 2000).

Informal öğrenme, anne ve babaların çocukların toplumca onaylanan

davranışlar geliştirmeleri için nasıl sosyalleştirdikleri ile de ilgilenir. Çocukları

büyüdüğü zaman anne babalık şemsiyesi altında topluma karşı pozitif

tutumlar geliştirmelerine yardımcı olur (Collins, Harris ve Susman, 1995’den

aktaran: Thomas, 2002, 2). Çocuklar, doğumdan itibaren anneleri ya da diğer

bakıcılarla beraber informal olarak öğrenmeye başlarlar. Bu öğrenmelerin bir

kısmını duygularla nasıl başa çıkılması gerektiği, aile içinde ve sosyal

ilişkilerde kişilerle nasıl etkileşim içinde olmak gerektiği ve de kültürel değer

ve tutumların kazanılması gibi toplumca onaylanan davranışları öğrenme

oluşturur. Bunlar başlı başına çok büyük miktarda bilgi birikimi gerektirir

(Cole, 1992;Super ve Harkness, 1997’den aktaran: Thomas, 2002, 2). Ailenin

genişliği ne olursa olsun, üyeleri kim olursa olsun, ailenin çocuğun

hayatında ve öğrenmesindeki gücü tartışılmaz (Maccoby, 1992’den aktaran:

Seefeldt ve Denton, 1997, 81). Aile çocuğun en başta öğretmeni kabul

edilmektedir. Çocuğun doğmasından hatta daha da önce aile üyeleri,

çocukların hayatlarını şekillendiren bakım ve eğitimi sağlarlar. Trevarthen’in

Page 30: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

21

(1995) ’in belirttiği gibi çocuklar öğretildiği için öğrenir. Fakat, günümüzde

kabul gören görüş ise erken çocukluk dönemindeki zihinsel öğrenme anne ya

da baba veya diğer yetişkinlerle etkileşimin sonucu oluştuğudur. Bu

öğrenmeler, günlük sohbetler ve aktiviteler aracılığıyla gerçekleşen sosyo-

kültürel öğrenmeden farklı değildir (Gauvain, 1995, 2000;Thomas, 1994’den

aktaran:Thomas, 2002, 2).

Cullen (1999)’a göre, araştırma yoluyla informal öğrenmeye ulaşma

oldukça çaba ve sebat gerektirir. Doğası gereği bulunması güç ve

irdelenmesi ve ölçülmesi için hazır olarak elde edilebilir değildir. Henze

(1992)ise informal öğrenmenin doğal ortamlarda saptanmasının güçlüğü

üzerine yorum yaparak sonuç olarak nadiren belgelendiğini ve çalışıldığını

belirtmektedir. Informal bir yöntem izleyen anne ve babalar bu özelliği göz

önünde bulundurabilirler (Thomas, 2002, 7).

Arkadaşlar, aile hayatı, boş zaman aktiviteleri ve medya, günlük

hayata dair öğrenme çevreleri sunarak gencin çeşitli bilgi, yetenek ve

beceriler kazanmasına fırsat verir (Aittola, 2000, 3). Akran grupları, boş

zaman aktiviteleri, drama çalışmaları ve aile durumları öğrenme ve kişisel

gelişim için önemli durumlar yaratır. Aile yapılarındaki değişimlere rağmen,

ailenin önemi kaybolmamıştır. Ivar Förnes (1996, 46-52’den aktaran:Aittola,

2000, 6) ’nin belirttiği gibi, akranlar ve aile kişilerin iletişim kurmasını, takım

halinde çalışmalarını ve bakış açılarını değiştirmeyi öğretirler. Buna ek olarak

aile bir arada olma, sevgi ve adama duygusu aşılayarak;nasıl başkalarıyla

birlikte yaşandığı, sorunların nasıl çözüldüğünü, ev ödevinin nasıl

paylaşıldığını ve günlük hayat-dünya kurmayı öğretebilir.

Eğitimcilerin ve sosyal bilimcilerin kabul ettiği gibi öğrenme çok yönlü

ve etkileşen bir çevrede meydana gelir. Aile ve toplumdaki informal öğrenme

çevresi arasında bağlantı bulunmaktadır. Değerlerin ve geleneklerin aktarımı

ailenin en önemli görevidir. Aile, sorumluluk alma, diğerlerini gözetme, sosyal

ve esnek olma, yakın ilişkilerin farkına varma ve farklılıkların tölare edildiği bir

ortamdır. Yakın aile ilişkileri kişisel gelişim ve öğrenmeye neden olan anlamlı

deneyimler sağlayabilir. . Merriam ve Yang (1996, 77-79’dan aktaran: Aittola,

2000, 6)’nın önemsediği gibi, kişilerin bakış açılarından birçok heyecan verici

Page 31: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

22

değişiklikler, evlenme, anne-baba olma, hasta olma gibi başlıca hayattaki

değişimlerle ilgilidir. Örneğin evlilik ve anne-babalık kişilerin kontrol ve

üstünlük deneyimleri ile ilgilidir (Aittola, 2000, 6). Her anne ve baba farklı

mesajlar gönderirken, kendilerinin ve kültürün niteliklerini yeni doğan

çocuklarına aşılarlar. Anne-babalar bunu uygularken kendilerinin ve toplumun

beklentilerini karşılamaları için çocuklarını öğretmeye ve şekillendirmeye

başlarlar. Pozitif ya da değil, bu etkileşimler çocukların dünyadaki rollerinin

ne olduğu hakkında sağduyu geliştirmelerine fırsat verir. Aile üyeleri

arasındaki ilişkiler, anne ve babalar için informal öğrenme durumları

oluşturur. Özellikle özel günler ve bayramlar bunun için önemli bir fırsattır.

Aile üyeleri arasındaki günlük etkileşimler de öğrenme için iyi bir zemin

oluşturur. Örneğin, anneannesinin yemek hazırladığını izleyen bir çocuk

yardım edip edemeyeceğini sorarak, masanın nasıl kurulduğunu öğrenmek

ister ve anneanne torununa bu konuda bilgi verir. Aile üyeleri arasındaki

etkileşim ile toplum içinde yaşamanın geleneksel yönleri öğrenilir. Kişilerin bir

arada yaşayabilmelerini olanaklı kılan ortak değerler öğrenilir. Günümüzün

hızla ilerleyen dünyasında, aileler için gelenek ve görenekleri korumak

oldukça önemlidir. Ailelerin bu zor ve kompleks olan çocuk yetiştirmede

desteğe ihtiyaçları vardır. Aile büyükleri eski hikayeler anlatırken çocuklara

da roller vererek hikayeye katarlar ve toplumun gelenek göreneklerini,

kutlamalarını öğretirler. Anne babalar da bu olayı gözlemleyerek öğrenme

sağlanır. Ailenin tarihi, bayramları ve doğum günlerini kutlama şekilleri,

günlük aktivitelerin hepsi kültürel bağlamda değer biçilen aktiviteler çocukları

içerir. Çocuklar, ailenin gelenek ve göreneklerine katılırken, kültür aşılanmış

olmakta ve çocuklar kültürel/sosyal değerleri öğrenmekte ve

kazanmaktadırlar(Rogoff, 1995’den aktaran: Seefeldt ve Denton. 1997, 85).

Bruner (1990’dan aktaran: Seefeldt ve Denton, 1997, 85) ’in görüşüne göre

aile, kültürün, geçmişin ve şimdinin temsilcisi ise, geleceğin de temsilcisidir.

Çocuklar aile üyeleriyle birlikte, değerli birer insan olduklarını öğrenebilirler.

Ancak o zaman güvenli bir şekilde belirsiz olan gelecekleri ile yüzleşebilirler.

Antropolog Ashley Montague (1975)’ün görüşüne göre, dünyanın en önemli

işi diğer bir insana kanatlarını ve köklerini vermektir. Bu ‘kökler’ ve ‘kanatlar’

sözü çocuklarını birçok anlamlı etkinlikler yoluyla büyüten ve eğiten

Page 32: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

23

ailelerden gelmektedir. Informal öğrenmede yetişkinlerin bire bir ilişkileri ‘bu

kökleri’ ve ‘kanatları’ eğitmek için çocuklara sunulan kişisel bir ele almadır

(White, 1979’dan aktaran: Mc Donald ve Nicosia, 1997, 73).

Eğitim sistemi açısından ailenin birkaç fonksiyonundan biri olan

sosyalleştirme çocuğu dolaysız olarak etkileyen bir süreçtir. Özellikle kültür

aktarma yönünden sosyalleştirmenin önemi büyüktür. Çocuğun kişiliğinin

gelişmesi ailede başlar. Toplumsal normlar orada öğrenilir (Elkin, 47’den

aktaran:Tezcan, 129). İlk beş yılda aile, bilinçli veya bilinçsiz bir şeyler

öğretebilir. Informal öğrenme türlerinden biri olan sosyalleşme (gizli

öğrenme), günlük hayatta gerçekleşen değerlerin, tutumların, davranışların

içselleştirilmesidir. Bunların edinilmesi için, bir niyetin olmadığı gibi, herhangi

bir şey öğrenildiğinin farkında bile olunmayabilir. Örneğin, küçük bir çocuk

ana dilini konuşmayı öğrenirken ya da yemek yeme alışkanlıklarını edinirken

taklit etme önemli bir role sahiptir ve çocuk bunu farkında olmadan

kazanabilir.

Sosyalleşme yoluyla öğrenme içten ve/veya dıştan olabilen ve

farkında olunmadan süregelen bir süreç olmasına rağmen, geçmişe ilişkin bir

bilme süreciyle öğrenmenin farkına varılabilir. Örneğin, farklı bir sosyal çevre

ile karşı karşıya kalındığında, kişi, sosyalizasyon sonucu oluşan önyargıları

olduğunun farkına varabilir. Aynı şekilde, bazı kişiler geçmişe ilişkin

öğrenmeleri ile ilgili bir sohbete dahil olana kadar herhangi bir şey

öğrendiklerinin farkında olmayabilirler.

Sosyalleşme yoluyla kasıtlı olmadan gerçekleşen öğrenme

deneyiminin farkına varma, öğrenmenin hemen sonrasında veya yıllar sonra

gerçekleşebilir (Schugurensky, 2000, 4-5).

Page 33: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

24

BÖLÜM 3

YÖNTEM

Bu bölümde araştırmanın modeli, araştırma grubu, veriler ve

toplanması, verilerin analizine yer verilmiştir.

Araştırma Modeli

Bu araştırma, informal öğrenmelerin ana-babaların ergen çocuk

yetiştirmedeki rolünü saptamaya çalışan bir nitel araştırma olarak

tasarlanmıştır.

Nitel araştırma, gözlem, görüşme ve doküman analizi gibi nitel veri

toplama yöntemlerinin kullanıldığı, algıların ve olayların doğal ortamda

gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konmasına yönelik nitel bir sürecin

izlendiği araştırma olarak tanımlanabilir. Nitel araştırmaların en çok gözlenen

7 özelliği vardır:1. Doğal ortama duyarlık, 2. araştırmacının katılımcı rolü, 3.

bütüncül yaklaşım, 4. algıların ortaya konması, 5. araştırma deseninde

esneklik, 6. tümevarımcı analiz ve 7. nitel veri (Yıldırım, Şimşek, 2008, 39-

41).

Araştırma Grubu

Araştırma grubunu çocuğu ergen olan 25 anne ve babalar

oluşturmuştur. Anne ve babaların altısı öğretmen olarak görev yapmaktadır.

Diğer anne ve babalar ise Ankara’daki değişik kurumlarda görev

yapmaktadırlar ve bir kısmı ise ev hanımıdır.

Page 34: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

25

Bu araştırmada amaçlı örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Amaçlı

örnekleme zengin bilgiye sahip olduğu düşünülen durumların derinlemesine

çalışılmasına olanak vermektedir. Bu anlamda, amaçlı örnekleme yöntemleri

pek çok durumda, olgu ve olayların keşfedilmesinde ve açıklanmasında

yararlı olur.

Bu araştırmada amaçlı örnekleme yöntemlerinden kartopu veya zincir

örnekleme kullanılmıştır. Bu yaklaşım araştırmacının problemine ilişkin olarak

zengin bilgi kaynağı olabilecek birey veya durumların saptanmasında

özellikle etkilidir (Yıldırım ve Şimşek, 2008, 107-111). Araştırmanın amacı

doğrultusunda çeşitli cinsiyetlerde ve eğitim düzeylerindeki anne ve babalarla

görüşüldü.

Veriler ve Toplanması

Bu araştırmanın verilerinin toplanmasında görüşme yöntemi

kullanılmıştır. Nitel yöntemlerden en sık kullanılanı görüşmedir. Görüşme,

insanların bakış açılarını, deneyimlerini, duygularını ve algılarını ortaya

koymada kullanılan, oldukça güçlü bir yöntemdir. Görüşmede kullanılan

temel yöntem sözlü iletişimdir (Bogdan ve Biklen, 1992’den aktaran Yıldırım

ve Şimşek, 2008, 40-41).

Bu araştırmada standartlaştırılmış açık uçlu görüşme yaklaşımı

kullanılmıştır. Görüşmede dikkatli yazılmış ve belli bir sıraya konmuş bir dizi

soru sorulmuştur. Görüşme Formu hazırlanmıştır. Görüşme formu veri

toplama amacıyla kullanılmadan önce birkaç kere anne ve baba üzerinde

denenmiş ve görüşülen bireylerin sorulan sorulara olan tepkilerine ve

yanıtlarına göre görüşme formuna son hali verilmiştir.

Veri toplama sürecinde, araştırmanın etik kurallara uygun olmasını

sağlamak için görüşme sürecinde katılımcıların isimlerinin ve

söyleyeceklerinin gizli tutulacağı kendilerine ifade edilmiştir.

Page 35: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

26

Veri Analizi

Bu araştırmada betimsel veri analizi uygulanmıştır. Toplanan verilerin

orijinal formuna mümkün olduğu kadar sadık kalarak ve gerektiğinde

araştırmaya katılan bireylerin söylediklerinden doğrudan alıntı yaparak

betimsel bir yaklaşımla veriler sunulmuştur. Elde edilen veriler, önce

sistematik ve açık bir biçimde betimlenmiştir. Daha sonra yapılan bu

betimlemeler açıklanmış ve yorumlanmıştır, neden-sonuç ilişkileri irdelenmiş

ve birtakım sonuçlara ulaşılmıştır .

Görüşme sorularından ve içerik çözümlemelerinden elde edilen

sayısal veriler ise frekans, yüzde ve ki-kare testi ile değerlendirilmiştir.

Araştırmada, ilgili kategorinin hangi sıklıkla tekrar edildiği not edilmiştir.

Görüşme verisinin tümü kodlanmış ve yüzdeleri hesaplanmıştır. Her tema ve

kategori belirli yüzdelerle ifade edilmiştir.

Page 36: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

27

BÖLÜM 4

BULGULAR ve YORUM

Ergenlerin ve Ana-Babalarının Demografik Özelliklerine İlişkin

Bulgular

Görüşmeye katılan anne ve babaların cinsiyetlerinin dağılımı Çizelge

1’de gösterilmektedir.

Çizelge 1. Görüşülen Ana – Babaların Cinsiyetlerine Göre Dağılımı(n:25)

Cinsiyet Sayı %

Kadın 22 88. 0

Erkek 3 12. 0

Toplam 25 100. 0

Görüldüğü üzere, görüşülen ebeveynlerin büyük çoğunluğu kadındır.

Görüşmeye katılan anne ve babaların yaşlarının dağılımı Çizelge 2’de

gösterilmektedir.

Çizelge 2. Görüşülen Ana – Babaların Yaşlarına Göre Dağılımları(n:25)

Yaş Sayı %

40-50 14 56. 0

30-40 11 44. 0

Toplam 25 100. 0

Page 37: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

28

Görüldüğü üzere görüşmeye katılan ana – babaların yarıya yakını

otuzlu yaşlarda, yarıdan biraz fazlası ise kırklı yaşlardadır.

Görüşmeye katılan anne ve babaların eğitim durumlarına göre

dağılımı Çizelge 3’te gösterilmektedir.

Çizelge 3. Görüşülen Ana – Babaların Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı

(n:25)

Eğitim Durumu Sayı %

İlkokul 6 24. 0

Ortaokul 1 4. 0

Lise 7 28. 0

Yüksekokul 4 16. 0

Üniversite 6 24. 0

Lisansüstü 1 4. 0

Toplam 25 100. 0

Görüldüğü üzere hemen her eğitim düzeyinden ana – baba ile

görüşülmüştür. Ancak yarıdan fazlası yüksekokul – üniversite mezunlarından

oluşmaktadır.

Görüşmeye katılan anne ve babaların ergen çocuklarının sayısının

dağılımı Çizelge 4’te gösterilmektedir.

Çizelge 4. Görüşülen Ana – Babaların Ergen Çocuk Sayısına Göre

Dağılımı(n:25)

Ergen Çocuk Sayısı Sayı %

1 20 80. 0

2 5 20. 0

Toplam 25 100. 0

Çizelge 4’te görüldüğü üzere görüşmeye katılan ana-babaların %80’i

bir ergen çocuğa sahip iken, %20’sinin 2 ergen çocuğu bulunmaktadır.

Page 38: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

29

Görüşmeye katılan ana – babaların ergen çocuklarının yaşlarına göre

dağılımı, Çizelge 5’te gösterilmektedir.

Çizelge 5. Görüşülen Ana – Babaların Ergen Çocuklarının Yaşlarına Göre

Dağılımı(n:25)

Yaş Ergen ÇocukSayı %

14 yaş-16 yaş 13 44. 8

17 yaş-19 yaş 11 37. 9

18 yaş 8 27. 6

19 yaş 3 10. 3

16 yaş 2 6. 9

Toplam 37* 127. 5

* Anne ve babaların 1’den fazla ergen çocuğu olduğu için toplam, çalışılan grubun büyüklüğü olan 25’den fazladır.

Görüldüğü üzere görüşülen ana – babaların ergen çocuklarının yaşları

14 – 19 arasında değişmektedir. Ancak yarıdan fazlası 14 – 16 yaşlarındaki

ergenlerdir.

Görüşmeye katılan ana – babaların öğrenim düzeylerine göre dağılımı

Çizelge 6’da gösterilmektedir.

Çizelge 6. Görüşülen Ana – Babaların Ergen Çocuklarının Öğrenim

Düzeylerine Göre Dağılımı(n:25)

Eğitim Durumu Ergen Çocuk Sayı %

Lise 15 60. 0

Yüksekokul-Üniversite 5 20. 0

İlköğretim Okulu 5 20. 0

Toplam 25 100. 0

Görüldüğü üzere ergen çocukların 1/5’i ilköğretim okulu, 1/5’i

yüksekokul-üniversiteye, yarısı lise öğrenimine devam etmektedir.

Page 39: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

30

Ergen çocukların gittiği kursların dağılımı Çizelge 7’de

gösterilmektedir.

Çizelge 7. Görüşülen Ana – Babaların Ergen Çocuklarının Gittiği Kurslara

Göre Dağılımı(n:25)

Kurslar Sayı %

Spor 7 27. 0

Üniv. Hazırlık 6 23.1

Yabancı Dil 5 19.3

Okul Kursları 4 15.4

Resim 1 3.8

Müzik 1 3.8

Ehliyet Kursu 1 3.8

Kuran Kursu 1 3.8

Toplam 26* 100.0

* Ergen çocukların gittiği kurslar birden fazla olduğu için toplam, çalışılan grubun büyüklüğü olan 25’den fazladır.

Görüldüğü üzere ergen çocukların 5’inin hiçbir kursa devam etmediği

20’sinin ise kursa devam ettiği öğrenilmiştir. Ergen çocukların büyük

çoğunluğu okul dışındaki kurslara devam etmektedir. Ergen çocukların gittiği

sanat kurslarının sayısı çok azdır, fakat yabancı dil, üniversite hazırlık ve

spor kurslarının her birine devam edenlerin oranı yaklaşık 1/5’dir.

Görüşülen ana – babaların ergen çocuklarının gittiği kursların

süresinin dağılımı Çizelge 8’de gösterilmektedir.

Page 40: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

31

Çizelge 8. Görüşülen Ana – Babaların Ergen Çocuklarının Gittiği Kursların

Süresine Göre Dağılımı(n:25)

Kurs Süresi Sayı %

2 Yıl ve Üzeri 11 44. 0

1 Yıl 4 16. 0

1 Yıldan Az 4 16. 0

Toplam 19 76. 0

*Çocuklar birden fazla kursa gitmektedir.

Görüldüğü üzere ergen çocukların yarıya yakını 2 yıl ve üzeri süredir

kurslara katılmaktadır. Ergen çocukların 1/6’sı ise kurslara 1 yıl ve 1 yıldan az

sürede katılmaktadır.

Ergen Çocuk Yetiştirmede Karşılaşılan Güçlüklere İlişkin Bulgular

Ana-babaların ergen çocuklarını yetiştirmede karşılaştıkları güçlükleri

öğrenmek için şu soru yöneltilmiştir: Ergen çocuğunuzun sizi rahatsız eden,

çözüm bulmakta zorlandığınız davranışları var mıdır?Varsa nelerdir?Bu

soruya verilen yanıtlara göre ergen çocukların güç davranışlarının dağılımı

Çizelge 9’da gösterilmektedir.

Çizelge 9. Ana-Babalarının Ergen Çocuklarını Yetiştirmede Karşılaştıkları

Güçlüklere İlişkin Bulgular(n:25)

Davranışlar Sayı %

Karar Değiştirme 19 76. 0

Eleştirme 18 72. 0

Odaya Kapanma 12 48. 0

Arkadaş Seçimi 8 32. 0

Giyim Tercihleri 7 28. 0

Saç Şekli 7 28. 0

Eve Geç Gelme 4 16. 0

* Bir kişi birden fazla cevap verdiği için toplam cevap sayısı çalışılan grubun büyüklüğü olan 25’den fazladır.

Page 41: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

32

Görüldüğü üzere görüşmeye katılan ana – babalar, genel olarak

ergenlerde görülen güç davranışların pek çoğunun çocuklarında da olduğunu

belirtmişlerdir. Ana – babaların ergen çocuklarında bulunduğunu belirttikleri

en yaygın güç davranışın “karar değiştirme” olduğu, bunu “eleştirme” ve

“odaya kapanmanın” izlediği görülmektedir.

Ergendeki büyümenin çabuk olması; değişen bedenle duyguların,

davranışların ve tutumların da değişmesini gerektirmektedir. Değişimin hızı

yüksektir ve ergen buna uyum sağlamakta güçlük çeker, kararsız olma

ergende görülebilir (Kulaksızoğlu, 2007, 129-131).

Ana – babalar ergen çocuklarının sık sık karar değiştirme hallerini şu

sözlerle anlatmışlardır:

“Çocuğum çok zor karar veriyor. ”(1 nolu görüşmeci)

“Çocuğum bundan sonra daha düzenli ders çalışacağını söylüyor, fakat sonra kararından vazgeçiyor. Bilgisayarı daha az kullanacağını belirtiyor, sonra bu kararından vazgeçiyor. ” (2 nolu görüşmeci)

“Çocuğum önce okumak istediğini söylüyordu, sonra ise Lise 2’den okulu terk etti. ” (4 nolu görüşmeci)

“Çocuğumun ders çalışma saatleri her gün değişiyor, ayrıca bazen gideceği yere gitmekten aniden vazgeçiyor. ” (5 nolu görüşmeci)

“Çocuğum çok çabuk demoralize oluyor, bu yüzden kararları değişebiliyor. ” (8 nolu görüşmeci)

“Çocuğumun söz verdiği konudan vazgeçmesi söz konusudur. ” (11 nolu görüşmeci)

“Çocuğum çok hercai(kararsız), örneğin üniversite okuyacağını söylüyor, sonra da üniversite okumayacağını söylüyor. ” (12 nolu görüşmeci)

“Çocuğum bazı konularda sık karar değiştiriyor, örneğin bir yere gidip gitmemekte kararsız davranmaktadır. ” (13 nolu görüşmeci)

“Çocuğum kararlarından çabuk vazgeçiyor, babaya ve bana danışıp bazı konularda kararlarını değiştiriyor. ” (15 nolu görüşmeci)

“Çocuğum her konuda karar değiştiriyor, meslek seçiminde de kararsızlık gösteriyor. ” (17 nolu görüşmeci)

“Çocuğum meslek seçimi konusunda karar değiştiriyor. ” (19 nolu görüşmeci)

Page 42: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

33

“Çocuğum kıyafet seçimi, gidilecek yer konusunda karasızlık gösteriyor. ” (21 nolu görüşmeci)

“Çocuğum hiçbir şeye karar veremiyor. ” (24 nolu görüşmeci)

“Çocuğum üniversite tercihinde önce hukuk, öğretmenlik veya psikoloji bölümünü istedi, şimdi ise farklı bir bölümde okuyor. ” (25 nolu görüşmeci)

Görüldüğü gibi veliler, ergen çocuklarının karar değiştirme sorunundan

oldukça rahatsızlardır. Ancak, ergenlerin bu sorunu ait oldukları yaş

grubunun ortak bir özelliği durumundadır. Anne ve babalar çocuklarının bu

karar değiştirme davranışlarına anlayış göstermelidir. Fakat gerekli gördükleri

durumlarda müdahalede bulunmalıdır.

Ana – babaların çocuklarında bulunduğunu belirttikleri en yaygın güç

davranışlardan birini de “eleştirme” oluşturmaktadır. Anne ve babaların

çocuklarının eleştirisiyle ilgili sorunları vardır. Anne babaların bu konudaki

şikayetlerinin 6 kategoride olduğu saptanmıştır. Birinci kategori giyimle ilgili

eleştiride bulunmadır. Ana-babalar, ergen çocuklarının giyimle ilgili eleştiri

konusunu şu sözlerle anlatmışlardır:

“Çocuğum sürekli beni ve babasını eleştiriyor. Giyim konusunda çocuksu giyindiğimi söylüyor. ” (3 nolu görüşmeci)

“Çocuğum sen kendine bakmıyorsun” diyerek beni eleştiriyor, babasına da “geri kafalısın. ” demektedir (11 nolu görüşmeci).

“Çocuğum benim çok bakımlı olmamı istiyor ve beni genç olduğumdan dolayı çok kıskanıyor. ” (12 nolu görüşmeci)

“Çocuğum kıyafetime karışarak “çok genç gibi giyiniyorsun” eleştirisinde bulunuyor. ” (20 nolu görüşmeci)

“Çocuğum babasının giyimine çok karışıyor ve eleştiriyor. ” (22 nolu görüşmeci)

“Çocuğum benim ve babasının giyimlerini eleştirip bizi bu konuda yönlendirmeye çalışıyor. ” (25 nolu görüşmeci)

Ana – babaların çocukların eleştiriciliği konusundaki şikayetlerinin

ikinci kategorisinin izin alma konusunda olduğu görülmektedir. Bu konudaki

şikayetlerini ana – babalar şu sözlerle anlatmışlardır:

“Çocuğum arkadaşının evinde ders çalışmak için izin istedi, izin vermeyince “niye izin vermiyorsun, arkadaşlarımın annesi izin veriyor” diyerek beni eleştirdi” (14 nolu görüşmeci).

Page 43: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

34

“Çocuğum “niye sinemaya izin vermiyorsunuz?” diyerek bizi eleştiriyor. ” (5 nolu görüşmeci)

Ana-babaların çocukların eleştiriciliği konusundaki şikayetlerinin

üçüncü kategorisinin ise tepki verme konusunda olduğu görülmektedir. Bu

konudaki şikayetlerini ana – babalar şu sözlerle anlatmışlardır:

“Çocuğum ona çok karıştığım için “karışma” diyerek beni eleştirmektedir. ” (23 nolu görüşmeci)

“Çocuğum özellikle babasını “beni beğenmiyorsun, benim düşüncelerimi onaylamıyorsun; öğretmenlerim beni takdir ediyor, sen etmiyorsun”diyerek eleştiriyor. ” (18 nolu görüşmeci)

Ana ve babaların çocukların eleştiriciliği konusundaki

şikayetlerinindördüncü kategorisinin ise diğer anne ve babaları karşılaştırma

konusunda olduğu görülmektedir. Bu konuyu ana – babalar şu sözlerle

anlatmışlardır:

“Çocuğum babasını maddi yönden arkadaşlarının babasıyla karşılaştırıyor ve sonra da” keşke benim anne – babam olmasaydınız” diyerek bizi eleştiriyor. ” (4 nolu görüşmeci)

“Çocuğum arkadaşlarının anne babasıyla beni ve babasını karşılaştırıyor. “ (5 nolu görüşmeci)

Anne ve babaların çocuklarının eleştiriciliği konusundaki

şikayetlerininbeşinci kategorisinin ise diksiyon hataları konusunda olduğu

görülmektedir. . Bu konuyu ana – babalar şu sözlerle anlatmışlardır:

“ Çocuğum ben konuşurken en ufak bir diksiyon hatasını bile buluyor. “ (3 nolu görüşmeci)

“ Çocuğum beni kullandığım cümleler konusunda eleştiriyor. ” (9 nolu görüşmeci)

Anne ve babaların çocuklarının eleştiriciliğikonusundaki şikayetlerinin

altıncı kategorisini ise teknoloji konusu oluşturmaktadır. Bu konuyu ana –

babalar şu sözlerle anlatmışlardır:

“Çocuğum, benim ve babasının özellikle teknolojiye ilgi duymamamızı çağdışı bir davranış olarak görüp bizi eleştirmektedir. ” (17 nolu görüşmeci)

Görüldüğü üzere eleştiri, ergen çocukların gösterdikleri güç

davranışlar arasında üst sıralarda yerini almaktadır. Bu eleştirilerin

çoğunlukla anne ve babaların canlarını sıktığı anlaşılmaktadır. Ancak,

Page 44: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

35

ergenlerin bazı eleştirileri yapıcı ve anne babalara yol gösterici olabildiği de

unutulmamalıdır. Eleştirme, hata bulma gencin tutumlarındandır. Genç

ergenlik dönemine girdiği zaman, kendi ailesi dışında farklı ailelerden gelen

çocuklarla karşılaşır. Böylece çocuk başka ailelerin değerlerini,

davranışlarını, doğrularının, yanlışlarını da öğrenir ve yavaş yavaş anne

babalarıyla ilgili sorular belirmeye başlar ve ‘Benim annem böyle yapıyor ama

arkadaşımınki yapmıyor, galiba onlar her zaman en doğru şeyi yapmıyorlar’

gibi eleştirel bir sorgulama içine girer (Çuhadıroğlu, 2006, 6).

Ergen çocuk sahibi ana-babaların çocuklarını yetiştirirken

karşılaştıkları güç davranışları arasında “Odaya Kapanma” 2/1 oranıyla

üçüncü sırada yer almaktadır.

Ergenlik döneminde zaman zaman yalnız kalma isteği görülebilir

(Kulaksızoğlu, 2007:129). Bu dönemde gizlilik önemlidir, odasına kapanır ve

oraya girilmesini istemez, odaonun kimliğinin bir parçasıdır ve çoğu zaman

anneler ve nadiren babalar buraya tacizde bulunarak önemli bir hata

yaparlar. Ergen öfkelendiği zaman ya pasif olarak ya da aktif olarak tepki

verebilir (Altınay, 2000).

Ana – babalar çocuklarının “odaya kapanma” sorununu şu sözlerle

anlatmışlardır:

“Çocuğum sürekli odasına kapanıyor ve iletişimi zayıf. ” (4 nolu görüşmeci)

“Çocuğum sevmediği, anlaşamadığı misafirler geldiğinde ve özellikle internet kullanırken odasını kilitliyor. Ayrıca, benimle tartıştığı zaman ve kendini yorgun hissettiğinde odasına kapanıyor. ” (5 nolu görüşmeci)

“Misafir geldiğinde, çocuğum odasında oturuyor. ” (10 ve 11 nolu görüşmeciler)

“Çocuğum odasında bilgisayar başından hiç ayrılmıyor. ” (13 nolu görüşmeci)

“Çocuğum internet bağımlılığı yüzünden odasından çıkmıyor. ” (17 nolu görüşmeci)

“Çocuğum odasından sadece yemek için çıkıyor, odasında ders çalışıp, müzik dinliyor, internet kullanıyor. ” (19 nolu görüşmeci)

“Çocuğum odasına kapanıp bilgisayar oynuyor. ” (21 nolu görüşmeci)

Page 45: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

36

“Çocuğum kalabalığı pek sevmediği için, özellikle misafir geldiğinde odasına kapanıyor. ” (22 nolu görüşmeci)

“Çocuğum odasına kapanıp kimseyi odasına almıyor ve bilgisayar başında oturuyor. ” (23 nolu görüşmeci)

“Misafir geldiğinde çocuğum bunu hiç önemsemeyip, odasında oturuyor. ” (24 nolu görüşmeci)

“Çocuğum odasına kapanıp saatlerce çıkmıyor, babasının alkol problemi olduğundan bu benim ve onun için avantajdır. ” (25 nolu görüşmeci)

Görüldüğü gibi ergen çocuklar odasına kapanıp, uzun süre orada

kalmayı tercih etmektedirler. Bunun çeşitli nedenleri olabilir. Bilgisayarla

ilgilenmek ve yanız kalmaya ihtiyaç duymak. Bunlar, nedenler arasındadır.

Ancak odaya kapanma bir ergenlik dönemi özelliğidir.

Ergen çocuk sahibi anne-babalarının çocuklarını yetiştirirken

karşılaştıkları güç davranışları arasında1/3 oranıyla arkadaş seçimi yer

almaktadır.

Ergenlik döneminin en belirgin özelliklerinden biri kişilerarası ilişkilerin

öneminin artmasıdır. Ergenler arasındaki arkadaşlık ilişkileri sadece teke tek

ilişkiler şeklinde değil, aynı zamanda bir veya birden fazla gruplar

özdeşleşme de göze çarpar.

Ana-baba genellikle gencin arkadaşlarıyla iyi ilişkiler kurma ve onlarla

özdeşleşme ihtiyacına olumsuz bir tepki gösterir. Ergenin, arkadaş grubuna

uyarak kendi bireyselliğini arkadaş grubunun hedefleri uğruna ikinci plana

atacağından endişelenir. Bu nedenle ergenin, arkadaşlarıyla ilişkisini her

fırsatta engelleme yoluna gidilir. Bunun sonucu olarak da ergenle ana-

babasının arası açılmış olabilir (Oskay, 1985, 142).

Ergenlik dönemine girdikleri zaman genç biraz etrafa açılır, arkadaş

gruplarına girmeye başlar. Anne baba tepki olarak aşırı bir kontrol çabasına

girer. “Hayır o arkadaşını beğenmiyorum, sen asla onunla arkadaş olma,

sana yakışan şu arkadaştır” gibi baskılara ergenlerin tepkisi artar ve böylece

kısır bir döngüye girilir. Yoğun bir çatışma ortamı olur (Çuhadıroğlu, 2000, 7).

Page 46: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

37

Görüşülen ebeveynlerin çocuklarının arkadaş seçimi ile ilgili sorunları

olduğu görülmektedir. Ana – babaların bu konudakişikayetleri 3 farklı

kategoride incelenebilir. Birinci kategori çocuğun uygun arkadaşlarının

olmamasıdır. Ana – babalar, ergen çocuklarının uygun arkadaşları olmama

hallerini şu sözlerle anlatmışlardır:

“Bazen çocuğumun arkadaşlarının davranışlarındaki yanlışları gördüğünde uyardım, fakat bu yanlışları kendi görmeyince inanmadı, zamanla doğru olduğunu gördü. ” (2 nolu görüşmeci)

“Çocuğum hep kötü arkadaşları seçti. ” (4 nolu görüşmeci)

“Çocuğumun benim istemediğim arkadaşları var, bu beni rahatsız ediyor. ” (5 nolu görüşmeci)

“Çocuğum, arkadaşlarıyla ilgili yorumlarımı beğenmiyor, “ o sizin değil, benim arkadaşım “ diyerek karışmamı asla istemiyor. ” (7 nolu görüşmeci)

“Çocuğum çok iyi niyetli olduğundan sağlıklı bir arkadaş seçimi bulunmuyor. ” (11 nolu görüşmeci)

“Çocuğumun arkadaş seçimi özenli değil, onun için kırgınlıkları fazla olmaktadır. ” (17 nolu görüşmeci)

Anne ve babaların çocuklarının arkadaş seçimleriyle ilgili

şikayetlerinde ikinci kategoriyi hiç ya da çok az arkadaşı olması

oluşturmaktadır.

Anne – babalar ergen çocuklarının bu durumunu şu sözlerle

anlatmışlardır:

“Çocuğumun fazla arkadaşı yok. ” (19 nolu görüşmeci)

“Çocuğumun arkadaşı çok az, bundan dolayı okulu bıraktı, okula dışarıdan devam etti ve çok içine kapanık bir çocuk. ” (24 nolu görüşmeci)

Ana – babaların çocuklarının arkadaş seçimleriyle ilgili şikayetlerinde

üçüncü kategoriyi çocuklarının herkesle arkadaş olması oluşturmaktadır. Ana

– babalar çocuklarının bu durumunu şu sözlerle anlatmışlardır:

“ Çocuğum çok sosyal bir çocuk, facebook, dershane, spordan, girdiği her ortamdan arkadaşı bulunmaktadır. ” (3 nolu görüşmeci)

“Çocuğumun arkadaşlarını pek tanımıyorum, çünkü onları internetten tanıtıyor. ” (24 nolu görüşmeci)

Page 47: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

38

Görüldüğü gibi, velilerin çocuklarının arkadaş seçimi ile ilgili sorunları

bulunmaktadır. Ergen, sosyalleşmek için arkadaşlara ihtiyaç duymaktadır.

Arkadaşlarıyla birlikte spor, sinema gibi aktivitelerle katılmaktan hoşlanır. Ev

ortamından yavaş yavaş uzaklaşmaya başlar. Bu durum, anne ve babaları

endişelendirebilir. Ancak, anne ve babalar bunu anlayışla karşılamalıdır.

Ergen çocuk sahibi anne ve babalarının çocuklarını yetiştirirken

karşılaştıkları güç davranışları arasında giyim ve saç şekli tercihleri 4 /

1oranında yer almaktadır. Ergen, elbise seçimi, saç şeklinin belirlenmesi gibi

konularda aşamalı olarak anne ve baba kontrölünden bağımsızlığını

kazanmalıdır. Bu konularda gence tanınacak özgürlük ailenin ekonomik

durumuna göre değişebilir. Genç, aile bütçesi ve kendisine ayrılabilecek para

miktarı hakkında bilgi sahibi olmalıdır.

Ergenin giyim kuşam ve saç şekli gibi konulardaki aşırı merak ve

kaprislerine karşı anne ve baba anlayışlı olmalıdır. Genç, alışılmışın dışındaki

giyim ve saç şekli tercihlerinin, sosyal bakımdan kabul edilmeyecek bir şekle

dönüştürmedikçe, bu davranışların geçici bir heves olduğunu ve zamanla

kaybolacağını düşünerek sabırlı olmalıdır (Oskay, 1984, 164).

Ana – babalar, ergen çocuklarının giyim kuşam ve saç şekli

konularındaki şikayetlerini şu sözlerle anlatmışlardır:

“Çocuğumun saçı kıvırcık olduğundan düzleştirmek için uğraşmaktadır. ” (1 nolu görüşmeci)

“Çocuğum, saçının rengini değiştirmek istedi, ben ve babası bunun daha sonraki zamanlarda olabileceğini, şimdi çok erken olduğunu söyledik. ” (2 nolu görüşmeci)

“Çocuğum gri ve siyah renkleri tercih ediyor, marka merakı var. ” (3 nolu görüşmeci)

“Çocuğum giyimine çok düşkün, bir giydiğini bir daha giymiyor, modayı çok yakından takip ediyor, makyaj yapmayı seviyor, makyajsız dışarı çıkmıyor, evde bile makyaj yapıyor. ” (4 nolu görüşmeci)

“Çocuğum giyimine karışılmasını asla istemiyor, alışverişte kararları kendisi veriyor. ” (7 nolu görüşmeci)

“Çocuğum bazen kısa etek giymek istiyor, buna izin veriyoruz. Saçını düzleştirmek için oldukça uğraşıyor. ” (11 nolu görüşmeci)

Page 48: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

39

“Çocuğum erkek olmasına rağmen kıyafetine önem gösteriyor, modayı yakından takip ediyor, kolye, küpe takıyor, uzun saçı seviyor. ” (12 nolu görüşmeci)

“Çocuğum henüz saçının şekline karar veremiyor, buna cesareti yok. ” (14 nolu görüşmeci)

“Çocuğum bazen beni dinlemeyip, kendi tercihlerini uyguluyor, alışverişi kendi tercihlerine göre yapmak istiyor. ” (15 nolu görüşmeci)

“Çocuğum giyiminde özensiz, saçını da ya çok uzatıyor ya da sıfır numara kestiriyor. ” (17 nolu görüşmeci)

“Çocuğum kendisini dinlemiyor, isteğine göre giyiniyor. ” (19 nolu görüşmeci)

“Kızımın bazı kıyafetlerini beğenmesem de fazla müdahale etmiyorum, sabahları saçıyla çok uğraştığı için okula geç kalıyor. ” (20 nolu görüşmeci)

“Erkek çocuğum uzunsaçı seviyor, tırnağını uzatıyor. ” (21 nolu görüşmeci)

Görüldüğü gibi, ergenler giyim ve saç tercihlerine karışılmasından pek

hoşlanmamaktadırlar. Çünkü bağımsızlıklarına bunun bir müdahale olduğunu

düşünebilirler. Eğer tercihlerinde bir hata varsa, bunun zamanla yok olacağı

bilinmelidir.

Ergen çocuk sahibi anne ve babalarının çocuklarını yetiştirirken

karşılaştıkları güç davranışlarında son sırayı 1 / 6 oranıyla “eve geç gelme”

oluşturmaktadır. Anne ve baba, ergenin evden uzakta iken nerede olduğunu,

ne yaptığını, zamanını kimlerle geçirdiğini, ne zaman döneceğini bilmelidir.

Bir geziden veya partiden eve dönüş saati ergenle anne ve babası arasında

yapılan genel bir anlaşmaya göre, ergenin diğer etkinlik ve çalışmalarına

uygun olarak ayarlanabilir. Bu hususta beklenmeyen herhangi bir değişiklik

imkanı varsa, eve bildirilmeli, anne ve baba ile konu tartışılmalıdır (Oskay,

1985, 163).

Ergenler, evdeki kuralları zorlarlar. Anne baba “Beşte evde olmanı

bekliyoruz” der. Ergen beş buçukta eve gelir. Yani “Sınırları ne kadar

esnetebilirim? Bunların sözünü ne kadar değiştirebilirim?” diye uğraşır

gençler (Çuhadıroğlu, 2006, 6).

Ana – babalar bu konudaki şikayetlerini şu sözlerle anlatmışlardır:

Page 49: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

40

“Çocuğum evden kaçtı, 3 – 4 gün eve gelmedi, sonra bulundu. ” (4 nolu görüşmeci)

“Bazen çocuğumun arkadaşlarının ısrarıyla eve geç geldiği durumlar oluyor. ” (5 nolu görüşmeci)

“Çocuğum arada sırada eve geç saatte geliyor, gecikme nedenini de açıklamıyor. ” (17 nolu görüşmeci)

“Çocuğum bazen izin verilen saati aşıyor. ” (18 nolu görüşmeci)

Araştırmada verileri, eve geç gelmenin özellikle 16-19 yaş aralığında

meydana geldiğini göstermektedir. Daha küçük yaşlarda bu özellik az

orandadır. Eve geç gelme davranışının yaş ile ilgili olduğu söylenebilir. Yaş

arttıkça eve geç gelme davranışının arttığı gözlenmektedir.

Anne ve babaların ergen çocuklarının güç davranışlarının çözümünde

kendilerini çaresiz hissedip hissetmediklerinin dağılımı Çizelge 10’da

gösterilmektedir.

Çizelge 10. Görüşülen Ana – Babaların Sorunların Çözümünde Kendilerini

Çaresiz Hissedip Hissetmediklerinin Dağılımı(n:25)

Çaresiz Hissetme Sayı %

Evet 22 88. 0

Hayır 3 12. 0

Toplam 25 100. 0

Görüldüğü üzere, ana – babaların tamamına yakını bu dönemde

oldukça zorlanmaktadır. Veliler, ne yapacaklarını bilemediklerini

söylemektedirler.

Ergen Çocuk Yetiştirmede Kullanılan Informal Öğrenme

Kaynaklarına İlişkin Bulgular

Anne-babaların çocuklarını yetiştirmede kullandıkları informal öğrenme

kaynaklarını öğrenmek için onlara şu soru yöneltilmiştir: Sorunlarla baş

etmede kendinizi çaresiz hissettiğinizde kimlere danışıyorsunuz?Hangi

Page 50: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

41

kaynaklardan bilgi almaya çalışıyorsunuz?Bu soruya verilen yanıtlara göre

ergen ana-babalarının çocuk yetiştirmede kullanılan öğrenme kaynaklarına

ilişkin bulgular Çizelge 11’de gösterilmektedir.

Çizelge 11. Ergen Çocuk Yetiştirmede Kullanılan Öğrenme Kaynaklarına

İlişkin Bulgular(n:25)

Öğrenme Kaynakları Sayı Yüzde

Anne 7 28. 0

Öğretmen 3 12. 0

Televizyon 6 24. 0

İnternet 6 24. 0

Kitap 8 32. 0

Danışman 7 28. 0

* Bir kişi birden fazla cevap verdiği için toplam, grubun büyüklüğü olan 25’den fazladır.

Görüldüğü üzere, ergen çocuk yetiştirmede ana-babalar çeşitli

öğrenme kaynaklarını kullanmaktadırlar.

Danışarak Öğrenme. Danışarak öğrenme, informal öğrenmenin

önemli bir kaynağıdır. Bu araştırmada, anne ve babalar ergen çocuklarını

yetiştirirken anne, danışman ve öğretmenlere danışmakta, deneyimlerinden

yararlanmak istemektedirler. Anne ve danışman 1/3 oranıyla yoğun tercih

edilen olup, öğretmene danışma 1/8 oranıyla daha seyrek tercih edilmiştir.

Basılı ve Görsel Araçlardan Öğrenme. Ana-babalar, gazete, radyo

ve kitapları informal öğrenmelerinde kullanmaktadırlar. Ana-babaların

yaklaşık 1/3’ünün kitaptan, yaklaşık1/4’ünün televizyondan bir öğrenme

kaynağı olarak yararlandıkları görülmektedir. Bir başka araştırmada da kitap

önemli bir öğrenme kaynağı olarak öne çıkmaktadır. Ancakdaha eğitimli

anne-babalar kitaptan daha fazla yararlanmaktadırlar. Eğitim durumu yüksek

olan anne ve babalar 4/5 oranıyla çoğunlukta olup, iki ergen çocuğu olanlar

Page 51: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

42

1/5 oranındadır (Sparling ve Lowman, 1983;Gowen, Christy ve Sparling,

1993).

İnternetten Öğrenme. İnternet, önemli bir informal öğrenme

kaynağıdır. Anne ve babaların yaklaşık 1/4’ü internetten yararlanırlar.

Anne babaların informal öğrenme kaynaklarından yeni bilgiler öğrenip

öğrenmediklerinin dağılımı Çizelge 12’de gösterilmektedir.

Çizelge 12. Görüşülen Ana – Babaların İnformal Öğrenme Kaynaklarından

Yeni Bilgiler Öğrenip Öğrenmemesine Göre Dağılımı(n:25)

Öğrenme Sayı %

Evet 19 76. 0

Hayır 4 16. 0

Toplam 23* 100. 0

* 2 kişi cevap vermediği için toplam, grubun büyüklüğü olan 25’den azdır.

Görüldüğü üzere, informal öğrenme kaynaklarından yeni bilgiler

öğrenmenin 2 / 3 gibi bir oranla büyük oranda gerçekleştiği söylenebilir.

Velilerin ana-babalık bilgi kaynaklarından öğrendikleri yeni bilgiler iki farklı

kategoriye ayrılabilir. Birinci kategori çocuklarını takip etmek olabilir.

Velilerin ana – babalık bilgi kaynaklarından öğrendikleri yeni bilgiler iki farklı kategoriye ayrılabilir. . Birinci kategori çocuklarını takip etmek olabilir.

Ana – babalar, ergen çocuklarının takip edilmesi gerektiği halini şu

sözlerle anlatmışlardır:

“Çabalarımdan yeni şeyler öğrendim, örneğin rehber öğretmenlerin çalışmak için ders programı hazırlamasını söylediler, çocuğun haberi olmadan internetten arkadaşlarını takip etmesini söylediler. Çocuk psikolojisi kitaplarının da büyük yardımı oldu. ” (1 nolu görüşmeci)

“Çocukları iyi dinleyip, onları sevdiğimizi, anladığımızı, güvendiğimizi hissettirmemiz gerekli, sorunlar karşısında sakin olunmalı, çocukların güvenini sarsmadan takip edilmesi gerekiyor. ” (8 nolu görüşmeci)

Page 52: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

43

İkinci kategori, anne – babaların informal öğrenme kaynaklarından

öğrendikleri farklı bilgiler olabilir. Ana-babalar, ergen çocuklarının informal

öğrenme kaynaklarından öğrendikleri farklı bilgileri şu sözlerle anlatmışlardır:

“Her zaman yeniliğe, farklı yaklaşımları öğrenmek, hayata katmak istiyorum. ” (3 nolu görüşmeci)

“Ergenlik çağındaki çocukların kendi kararlarını verebilmesi, sorumluluk alması gerekir. ” (6 nolu görüşmeci)

“Çocuklara nasıl davranılması gerektiğini öğrendim. ” (9 nolu görüşmeci)

“Çabalarım sonucunda kendimi çok yeniledim. ” (10 nolu görüşmeci)

“Çocukla sorun çözmek için konuşulması gerekir. ” (16 nolu görüşmeci)

“Çabalarım sonucu çocuğumun aksiliklerine karşı nasıl davranılması gerektiğini öğrendim. ” (17 nolu görüşmeci)

“Çocuğuma nasıl davranılması gerektiğini öğrenerek iyi bir anne olmaya çalışıyorum. ” (18 nolu görüşmeci)

“Çocuğuma seçenek sunmayı öğrendim, ayrıca empati kurmayı da öğrendim. ” (21 nolu görüşmeci)

“Davranışlarımı yeni nesile göre adapte etmeyi öğrendim. ” (22 nolu görüşmeci)

“Çocukla oturup konuşmanınfaydası olduğunu, ve sabırlı olmayı öğrendim. ” (25 nolu görüşmeci)

Görüşülen ana-babaların kullandıkları informal öğrenme

kaynaklarından yaralanmalarının eğitim düzeyine göre dağılımı çizelge 13’de

gösterilmektedir.

Page 53: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

44

Çizelge 13. Ana-Babaların Kullandıkları Informal Öğrenme Kaynaklarından

Yararlanmalarının Eğitim Düzeyine Göre Dağılımı(n:25)

Eğitim Düzeyi

İnformal Öğrenme

Kaynakları

İlköğretim Lise Yüksekokul/

Üniversite

Toplam

Ebeveyn

Öğretmen/Rehber Öğretmen

4 6 6 16

Televizyon

İnternet

Kitap

2 7 9 18

Toplam 6 13 15 34

sd = 2 x2 = 2. 28p>0. 0

*Her ana-baba birden fazla informal öğrenme kaynağından yararlanmaktadır.

Görüldüğü üzere, ebeveynlerin çocuk yetiştirmede kullandıkları

informal öğrenme kaynakları eğitim düzeyine göre farklılaşmamaktadır.

Görüşülen ana-babaların kullandıkları informal öğrenme

kaynaklarından yararlanmalarının cinsiyete göre dağılımı çizelge 14’te

gösterilmektedir.

Çizelge 14. Ana-Babaların Kullandıkları Informal Öğrenme Kaynaklarından

Yararlanmalarının Cinsiyete Göre Dağılımı(n:25)

Cinsiyet

İnformal Öğrenme

Kaynakları

Erkek Kadın Toplam

Ebeveyn

Öğretmen/Rehber

Öğretmen

1 14 15

Televizyon

İnternet

Kitap

2 15 17

Toplam 3 29 32

sd = 1 x2 = 0, 24 p>0. 0

Page 54: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

45

Görüldüğü üzere, ebeveynlerin çocuk yetiştirmede kullandıkları

informal öğrenme kaynakları cinsiyete göre farklılık göstermemektedir.

Page 55: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

46

BÖLÜM 5

SONUÇ VE ÖNERİLER

Bu bölümde, araştırma bulgularına dayalı sonuçlar ve bu sonuçlara

ilişkin geliştirilen öneriler yer almaktadır.

Sonuçlar

Görüşmeye katılan anne ve babaların büyük çoğunluğu kadındır.

Görüşmeye katılan ana-babaların yarıya yakını otuzlu yaşlarda,

yarıdan biraz fazlası ise kırklı yaşlardadır.

Ana-babaların yarıdan fazlası yüksekokul-üniversite mezunlarından

oluşmaktadır.

Görüşmeye katılan ana-babaların büyük çoğunluğunun bir ergen

çocuğu bulunmaktadır.

Görüşülen ana-babaların ergen çocuklarının yaşları 14-19 arasında

değişmektedir. Ancak yarıdan fazlası 14-16 yaşlarındaki ergenlerdir.

Ergen çocukların yarısı lise öğrenimine devam etmektedir, geri kalanı

ilköğretim ve üniversite öğrencileridir.

Ergen çocukların büyük çoğunluğu okul dışındaki kurslara devam

etmektedir. Bu kursların büyük çoğunluğuyabancı dil, üniversiteye hazırlık ve

spor kurslarıdır.

Ergen çocukların yarıya yakını bu kurslara 2 yıl ve üzeri süredir

katılmaktadır.

Page 56: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

47

Ana-babaları ergen çocuklarında bulunduğunu belirttikleri en yaygın

güç davranışın karar değiştirme olduğu, bunu eleştirme ve odaya

kapanmanın izlediği görülmektedir.

Ana-babaların tamamına yakını ergenlik döneminde oldukça

zorlanmaktadır.

Anne ve babalar, ergen çocuk yetiştirmede deneyimi olanlara

yönelmektedirler. Anne ve danışmanlar en çok tercih edilen informal

öğrenme kaynaklarındandır.

Televizyon, kitap ve internet de yaygın informal öğrenme

kaynaklarındandır.

Toplantı, seminer ve kursgibi formal öğrenme yollarına katılım yok

denilecek kadar azdır.

Informal öğrenme kaynaklarından yeni bilgiler öğrenmenin büyük

oranda gerçekleştiği anlaşılmaktadır.

Ana-babaların informal öğrenmelerinin cinsiyete, eğitim durumuna

göre değişmediği belirlenmiştir.

Öneriler

Öğretmenler ve rehber öğretmenlerinçocuk yetiştirmede rehberlik

etmeleri için olanaklar sağlanmalıdır.

Anne ve babaların daha fazla informal öğrenme kaynağına ulaşması

sağlanmalıdır.

Benzer çalışmalar diğer ana-babalar üzerinde de yapılmalıdır.

Page 57: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

48

KAYNAKÇA

Adams, Mike. (2006). “PhysicalEducation is KeytoImproving a Child’s

Confidence, Brainpowerand Long-term Health”. , naturalnews.

com/019837. html. (12. 09. 2009)

Aittola, Tapio(1999)’Possibilities of Informal Learnıng Inside and Outsidethe

School’. www. erill. uni-bremen. de/lios/sections/s2-aittola. html. (4.

04. 2010)

Altınay, Deniz. (2000). ’Ergenlik Dönemi Çatışmaları ve Çözümleri’.

file:///Users /FB /Desktop /Deniz-ergen-baba/ Ergenlik. (4. 04. 2010)

Aydoğmuş K. , Batlaş A. , Davaslıgil Ü. , Güngörmüş O. , Konuk E. ,

Korkmazlar Ü. , Köknel Ö. , NavaroL. , Oktay A. , Razon N. , Yavuzer

H. (2001). Ana Baba Okulu. (9. Basım). İstanbul: Remzi Kitabevi.

Başaran, İbrahim Ethem. (2011). Ana- Babanın Eğitimi El Kitabı. Remzi

Kitabevi: İstanbul.

B. Mc Donald, Robert&Nicosia, R. Tim(1997). ’Learning in Your Backyard’. In

B. Hatcherand S. Beck(Eds. ), Learning Opportunities Beyond the

School(p. 73). Georgia, ChildhoodEducation International.

Bert S. C, Farris J. R&Borkowski J. G. (2008). ’Parent Training:

Implementation Strategiesfor Adventures in Parenting’. Springer

Science+BusinessMedia.

Çuhadıroğlu, Füsun. (2000). ’Anne, Baba-ÇocukÇatışması’. 1-7. //

Vers/FB/Desktop/ANNE. WEBARCHİVE. (8. 05. 2010)

Duman, Ahmet. (2007). Yetişkinler Eğitimi. (2. Basım). Ankara: Ütopya

Yayınevi.

Familymanagement, (2010), www. familymanagement. com/english/facts. (4.

05. 2010)

Page 58: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

49

Jacobson, Lee Arminta&EngelbrechtJo. (2000). ’Parenting Education

Needsand Preferences of Parents of YoungChildren’.

EarlyChildhood EducationJournal, Vol. 28, No. 2.

Kagan, Sharon L. (1995). “The Changing Face of Parenting Education”. Eric

Digest, EricClearinghouse on Elemantaryand Early Childhood

Education Urbana IL, eric. ed.gov. EricWebportal. (8. 12. 2009)

Kağıtçıbaşı, Çiğdem. (2008). ’Ana-Baba Eğitimi’. M. Artar(Yay. ). Türkiye’de

Çocuk Yetiştirme: Yaklaşımlar, Yöntemler, Sorunlar, Çözümler-6.

Ulusal Çocuk Kültürü Kongresi. Ankara:A. Ü. Çocuk Kültürü

Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayınları, ss. 27-44’deki makale.

Kulaksızoğlu, Adnan. (2007) (9. Basım). Ergenlik Psikolojisi. Remzi

Kitabevi:İstanbul.

Oskay, Gülter(1985). ’Arkadaşlık İlişkilerinden Kaynaklanan Ana-Baba Ergen

Çatışması’. Ankara:H. Ü. Ed. Fak. Derg. Cilt3, Sayı2.

Öğülmüş, Selahiddin. (2004). BenSorun Çözebilirim. (2. Basım).

Ankara:Babil Yayıncılık.

Schugurensky, Daniel. (2000). “The Forms of Informal Learning: Towards a

Conceptualization of theField”. , www. oise. utoronto. ca/depts

/sese/csew/nall/res/ 19forms of informal. htm. (18. 02. 2010)

Seefeldt, Carol&Denton, Kristin(1997). ’TheFamily As a Resourcefor

Learning’. In B. Hatcherand S. Beck(Eds. ), Learning Opportunities

Beyond the School(p. 85). Georgia, Childhood Education

International.

Steinberg, Laurence. (2007). Ergenlik. (Çev. F. Çok, H. Ercan, M. Artar, E.

Uçar, S. A. Sevim, M. Bağlı, A. Aypay, T. Şener, R. Parmaksız, C.

Satman, T. Yiğit ve E. G. Kapçı)Ankara, İmge Yayınları. (Eserin

Orijinali 1985’de yayımlandı).

Page 59: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

50

Sümer, Nebi. (2008). ’Çocuk Yetiştirme Tutumları’. M. Artar(Yay. ).

Türkiye’de Çocuk Yetiştirme: Yaklaşımlar, Yöntemler, Sorunlar,

Çözümler-6. Ulusal Çocuk Kültürü Kongresi. Ankara:A. Ü. Çocuk

Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayınları, ss. 47-58’deki

makale.

Tezcan, Mahmut. (1977). ’Çocuk Eğitiminde Ailenin Rolüne Sosyolojik Bir

Bakış’. Aile ve Eğitim. 129.

Thomas, A. (2002). ’Informallearning, home education and home schooling’,

theencyclopadia of informaleducation, www. infed.

org/biblio/homeeducation. htm. (10. 04. 2010)

“WhatResearch Says AboutInvolvement in Children’s Education-in Relationto

Academic Achievement. ”(2002). , www. Michigan. gov/documents/

Final-Parent –Involvement –Fact - Sheet-147-7. pdf. (10. 12. 2009)

www. uni. edu/freeburg/publications/noralannnndintellect. pdf. (26. 12. 2009)

Page 60: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

51

EKLER

EK 1. Ana-Babaların Informal Öğrenme Kaynakları (Görüşme Formu)

Ankara Üniversitesi

Eğitim Bilimleri Enstitüsü

YaşamBoyuÖğrenme ve Yetişkin

Eğitimi AnaBilim Dalı

Halk Eğitimi Yüksek Lisans Programı

Konu: Ana - Babaların Informal Öğrenme Kaynakları

Araştırmacı

Deniz TEKİNALP

Page 61: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

52

1) Cinsiyetiniz E() K()

2) Kaç yaşındasınız? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

3)En son hangi okulu bitirdiniz?. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

4) Çocuklarınız kaç yaşındadır?

1. Çocuk 2. Çocuk 3. Çocuk

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

5) Ergen çocuğunuz okula gidiyor mu?

1. Çocuk () 2. Çocuk () 3. Çocuk ()

6) Hangi okula gidiyor?

İlköğretim Okulu () Lise () Yüksekokul-Üniversite ()

7) Ergenlik çağındaki çocuğunuzun gittiği kurslar var mı? Varsa hangileridir? birden

fazla işaretlenebilir)

Hayır ()

Evet ()

Resim () Müzik () Yabancı Dil() Spor ()

Hobi/El Sanatları () Başka (). . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. .

8) Ne kadar zamandan beri bu kurslara gidiyor?

Bir yıldan az Yaklaşık bir yıl 2 yıl ve üzeri

. . . . . . . . . . . . . . () () ()

. . . . . . . . . . . . . . () () ()

Page 62: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

53

9) Ergen çocuğunuzun sizi rahatsız eden, çözüm bulmakta zorlandığınız davranışları

var mıdır? Varsa nelerdir?

() Odasına kapanıp saatlerce çıkmaması

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

() Giyim, kuşam tercihleri

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

() Saçının uzunluğu, kısalığı, rengi

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

() Sık sık ana-babasını eleştirmesi.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Page 63: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

54

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

() Sık sık karar değiştirmesi.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

() Arkadaş seçimi

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

() Eve geç saatlerde gelmesi.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Page 64: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

55

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

() Diğer

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

10) Bu sorunla baş etmede kendinizi çaresiz hissettiğiniz zamanlar oluyor mu?

Evet() Hayır ()

11) Bu durumda kimlere danışıyorsunuz? Hangi kaynaklardan bilgi almaya

çalışıyorsunuz?

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

12) Bu çabalardanişinize yarayan yeni şeyler öğrendiniz mi?

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Page 65: ERGEN ÇOCUK YETİŞTİRMEDE ANA BABALARIN KULLANDIĞI …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24762/deniz_tekinalp_tez.pdf · Aydoğmuş ve diğerleri(2001, 115-130)’ne göre: Doğumundan

56

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

13) Başka söylemek istediğiniz bir şey var mı?

……………………………………………………………………………………….

…………………………………………………………………………………………

…………………………………………………………………………………………