Upload
ratana
View
91
Download
4
Embed Size (px)
DESCRIPTION
ERİTROSİTLER LÖKOSİTLER. Prof. Dr. Yıldız Dinçer. Kan, kemik iliği ile birlikte vücutta homeostazın sağlanmasında önemli bir katkıda bulunan organ sistemini oluşturur. Homeostaz: Vücut iç ortamının normal bileşiminde sürdürülmesi - PowerPoint PPT Presentation
Citation preview
ERİTROSİTLERLÖKOSİTLER
Prof. Dr. Yıldız Dinçer
• Kan, kemik iliği ile birlikte vücutta homeostazın sağlanmasında önemli bir katkıda bulunan organ sistemini oluşturur.
• Homeostaz: Vücut iç ortamının normal bileşiminde sürdürülmesi
• Kan, su, proteinler, çeşitli besinsel bileşenler ve özel hücrelerden oluşan sıvı bir doku olarak kabul edilebilir
Kan hücreleri:
• Alyuvarlar (eritrositler) - Oksijen taşır, tamponlama yaparlar
• Akyuvarlar (lökositler) – İmmun savunmada görev alırlar
• Trombositler – Kan pıhtılaşmasında görev alırlar
• Kan hücreleri kemik iliğinde yer alan pluripotent (multipotent) kök hücrelerin bölünüp çoğalması ve farklılaşması ile oluşur
Hematopoez
• Fetal hayatın ortalarından itibaren ve postnatal dönemde aktif hematopoez organı kemik iliğidir. T lenfositlerin sentezi ise timustadır
• İnsanlarda postnatal yaşamda eritrositler, granülositler, monositler ve trombositler sadece kemik iliğinde yapılırlar
• Lenfositler ise kemik iliği ile birlikte timus bezinde yapılırlar
• Tüm hücre hatları vücudun yaşamı boyunca kendi kendisini yenileyen hücreler olan hematopoietik kök hücrelerinden inerler
• Hematopoietik kök hücreleri kemik iliğinin stromasında bulunur
• Pluripotent kök hücreleri iki major öncü hücre grubunu oluştururlar
• 1. Lenfoid kök hücresi (lenfoid seri; T ve • B lenfositler)• 2. Myeloid kök hücresi (myeloid seri; • eritrositler, trombositler, monositler, • granülositler)
• Uygun sinyallerin varlığında hematopoietik kök hücreleri çoğalır, farklılaşır ve kanı oluşturan herhangi bir hücre tipine olgunlaşır.
• Pluripotent kök hücrelerinden önce ‘committed progenitor’ hücre oluşur
• Committed progenitor hücreler in vitroda çözünür bir faktöre yanıt olarak koloni oluşturabilen hücrelerdir (CFU-M monosit; CFU-G nötrofil; CFU-E0 Eozinofil; CFU-E eritrosit……)
• Kemik iliğinde gelişmekte olan öncül hücreler ilik stroma hücreleri ile birlikte gelişirler
• İlik stroma hücreleri: fibroblastlar, endotel hücreleri, adipositler, makrofajlar
• Stroma hücreleri bir hücre dışı yatak oluşturur ve hematopoietik gelişimi düzenleyen biyomoleküller salgılarlar
Hematopoetik büyüme faktörleri
• Hematopoezin kontrolüne katkıda bulunan çözünür veya membrana bağlı biyokimyasal faktörlere hematopoetik büyüme faktörleri veya interlökinler adı verilir
• Bunlar fonksiyonel olarak farklı fakat yapıları korunmuş asidik glikoproteinlerdir
• Hematopoetik büyüme faktörleri:• 1) Eritropoietin (EPO)• 2) Trombopoietin• 3) Granülosit-monosit koloni stimüle edici faktör
(GM-CSF)• 4)Granülosit koloni stimüle edici faktör (G-CSF) • 5) Monosit-makrofaj koloni stimüle edici faktör
(M-CSF) • 6) Kit Ligand• 7) İnterlökinler• 8) Sitoadhezyon molekülleri
• Eritropoietin (EPO): Öncü hücrelerin proliferasyonunu, ve eritroid öncüllerin farklılaşmasını uyararak eritrosit sayısını arttıran, eritrosit oluşumunda primer düzenleyicidir. Megakaryositler üzerinde de zayıf etkisi vardır.
• Salınımı hipoksi ile uyarılır• Trombopoietin : Trombosit oluşumunda
primer düzenleyicidir. EPO ile ortak yapıdadır ve aynı kök hücreler üzerinde etkili olabilir.
Embriyonik ve fetal hematopoez
• Prenatal yaşamın ilk ayının başlangıcında embriyonik kesenin mezenşiminde embriyonun dışında ilk kan hücreleri kan adacıkları şeklinde meydana gelir
• Hücreler başlıca büyük ve megaloblastik ilkel eritroblastlardır
• Damar içinde oluşurlar, çekirdekleri vardır
• Gebeliğin 6. haftasında hematopoez kc’de başlar
• Kc fetal hayatın ilk ve orta döneminde ana hematopoez organıdır
• Tanımlanabilir eritroblast haline geldiklerinde ekstravasküler olarak kc’de çekirdeklerini kaybetmiş olurlar
• Bu aşamada az miktarda granülopoez ve megakaryositler de mevcuttur
• Fetal hayatın ortasında dalak ve daha az oranda olmak üzere lenf nodülleri hematopoezde rol oynar. Fakat major üretim kc tarafından gerçekleştirilir
• Fetal yaşamın ikinci yarısında kan hücrelerinin yapımında kemik iliği gittikçe daha önemli rol alır, kc’in rolü azalır
• Doğumdan kısa bir süre sonra kc’de hematopoez durur, kemik iliği kan hücresi üreten tek yer olur
• B lenfositler hem kemik iliği hem de segonder lenfoid organlarda, T lenfositler Kİ, timus ve segonder lenfoid organlarda yapılır
• Doğumda KI boşluğunun tümü aktif hematopoez yapan kırmızı ilik ile doludur
• Büyüme ile birlikte KI boşluğu artar, kalan boşluğu yağ hücreleri doldurur (sarı ilik)
• Çocuklukta sadece düzgün kemikler (kafatası, vertebra, toraks, omuz ve pelvis) ve uzun kemiklerin proksimal kısımları (femur) kan hücrelerinin oluştuğu esas yerdir
ERİTROPOEZ
• Normoblastik olgunlaşma (bazofilik normoblast, polikromatofilik normoblast, ortokromatofilik normoblast)
• Retikülosit• Eritrosit
• Dolaşımdaki eritrositler ve kemik iliğindeki eritrosit öncülleri hep birlikte eritron olarak adlandırılırlar. Eritron, O2 ve CO2 transportundan ve kan pH’ının düzenlenmesinden sorumlu bir organ gibi değerlendirilebilir.
• Eritroid seride ilk oluşan hücre pronormoblasttır
• En büyük çaplı eritroid öncül hücredir
• Çekirdek hücrenin %80 kadarını oluşturur
• Pronormoblast 72 saat içinde 4 mitoz geçirerek farklı morfolojilere sahip 4 tip normoblast oluşturur. Eritrosit içindeki Hb’nin %80 kadarı bu aşamada sentezlenir
Normoblastik olgunlaşma
• Normoblastik olgunlaşmanın başında sitozolde RNA çoktur. Son mitozdan sonra ortokromatik normoblast oluştuğunda çekirdek küçülür, yoğunlaşır, poliribozom, RNA azalır. Sitoplazmada Hb artar
• Sitoplazmik kontraksiyonlarla çekirdek ve sitoplazmanın bir kısmı ortokromatik normoblasttan ejeksiyonla uzaklaştırılır ve hücre artık retikülosittir.
• DNA yok, RNA sentezi durur, az miktarda RNA vardır, protein sentezi birkaç gün daha devam eder
• Bir pronormoblasttan 4 mitoz bölünme ile 16 retikülosit oluşur
• Retikülositler dolaşıma geçmeden önce Kİ stromasında birkaç gün kalır bu esnada hücrede organeller gitgide küçülerek hücre dışına atılır
• Eritroid öncüllerin proliferasyon ve olgunlaşması sırasında plazmadaki transferrinden normoblastik seri hücrelere demir transfer edilir
• Retikülositlerde Hb ve protein sentezi hücre RNA ve mitokondrisini tamamen kaybedene kadar devam eder
• Kemik iliğindeki retikülosit sayısı çekirdek içeren öncü hücre sayısına eşittir
• Retikülositler yavaşça Hb sentezleyerek, dolaşımda 1 gün kalırlar. Kalan organeller uzaklaştırılır ve eritrosit oluşur
• Eritrositler dolaşımda 120 gün kalırlar
• Yaşlanan eritrositlerde bazı enzim aktiviteleri azalır ve sonunda RES fagositik hücreleri tarafından parçalanırlar
Eritrosit yapımının düzenlenmesi
• Kandaki konsantrasyonları 3.5-5.5 milyon/mm3
• Kandaki eritrosit sayısı gerektiğinde eritrosit yapım hızı değiştirilerek düzenlenir
• Dokulara oksijen transportu bozulduğunda eritropoietin sentezi artar, eritrosit yapım hızı artar (anemi, hipoksi, yüksek rakım, kardiyak ve pulmoner bozukluklar)
• Hipertansiyon ve artmış oksijen basıncında eritrosit yapım hızı azalır
• ERİTROSİT YAPISI
Hücresel yapı ve kompozisyon
• İnsan eritrositi çapı 6-9 µm olan bikonkav disk şeklindedir
• Hücre membranının kalınlığı 6 nm’dir ve %49 protein, %44 lipid ve %7 karbonhidrat içerir
• Major katyonlar: K+, Na+, Ca2+, Mg2+
• Major anyonlar: Cl-, HCO3-, Hb ve
inorganik fosfat
• Eritrositler ortamın osmotik basıncına bağlı olarak şişer veya büzüşürler
• Hipotonik bir çözeltide eritrositler sıvı çekerek şişer ve hücre membranının parçalanmasıyla hemoliz olurlar. Hücre içeriği ortama yayılır. Geriye kalan membran parçaları ve onlara bağlı proteinler ghost adını alır
• Hücre içinin kompozisyonu enerji gerektiren mekanizmalarla sağlanır
• Eritrosit membranında ATP bağımlı iki adet pompa yer alır:
• Na+-K+ ATPaz (Hücre içinde Na+ve K+ konsantrasyonlarının belirli bir düzeyde olmasını sağlar)
• Ca2+ ATPaz (Hücre içi Ca2+
konsantrasyonunun 1 µM’dan düşük olmasını sağlar
• Eritrositler yaşlandıkça bu iyon pompalarının aktiviteleri azalır
• Hücre içinde Ca ve Na konsantrasyonları artarken, K konsantrasyonu azalır
• İyon konsantrasyonlarındaki bu tersine değişim hücre içindeki sitoskelaton yapısının bozulmasına neden olur. Sonuçta hücre esnekliğini kaybederek rijitleşir ve hücre normal yapısal özelliğini kaybeder ve yıkımı hızlanır
Eritrosit membranı
• Eritrosit membranları da diğer hücre membranlarında olduğu gibi çift tabaka lipid yapısı içerirler
• Eritrosit membranının lipid bileşimi:• %60 fosfogliseridler (sfingomiyelin, fosfaditil
kolin, fosfaditiletanolamin, fosfaditilserin; bunların büyük çoğunluğu dış yüzeye doğrudur)
• %5-10 glikolipid ve %25 kolesterol (iç yüzeyde)• Ve az miktarda ester kolesterol, serbest yağ
asidi, sülfatidler, triaçilgliseroller
Eritrosit membran proteinleri
• Integral proteinler: Membranı boydan boya katederler. Hidrofob etkileşimler aracılığı ile membrana bağlanırlar. Deterjanlarla muamele edildiğinde serbestleşirler
• -Band 3 (Anyon değişim proteini):Zıt yönlü Cl-HCO3
transportunu sağlar• -Glikoforin: Siyalik asitce zengindir, hücreye antijenik özellik
kazandırır
• Ekstrinsik proteinler: Integral membran proteinlerine hidrojen bağları ve elektrostatik etkileşimlerle non-kovalan bağlıdırlar. Asit veya alkali iyon şiddetinde membrandan serbetleşirler. Lipid çift tabakanın sitoplazmik yüzeyinde membrana non kovalan bağlı olan sitoskelaton yapısı ekstrinsik proteinlerden oluşmuştur
Sitoskelaton yapısı
• Mikrodolaşım sırasında eritrositler çok dar kapillerlerden geçmek zorundadır. Bu noktalardan geçerken eritrositler kolayca ve geri dönüşümlü olarak deformasyona uğrarlar
• Deformasyon özelliği membranın akışkan ve esnek olmasından kaynaklanır. Membranın bu özellikleri aynı zamanda gaz alışverişini kolaylaştıran bikonkav şeklin de korunmasını sağlar
• Membran akışkanlığını belirleyen membran lipidleridir
• Eritrositlerin bikonbav şekli ve deformabilite özelliğini sağlayan iç membrana non-kovalan bağlı olan sitoskelaton yapısıdır
• Sitoskelaton yapısı ekstrinsik proteinlerden oluşmaktadır
• Ghost proteinleri SDS-jel elektroforezi ile tek tek tanımlanmıştır. Her bir band bir ghost proteinine ait polipeptid zincirinin bir alt birimini göstermektedir
Sitoskelaton proteinleri
• Spektrin
• Ankrin
• Aktin
• Protein 4.1
• Minör proteinler (protein 4.9, addusin, tropomiyozin)
ERİTROSİT METABOLİZMASI
• Olgunlaşmamış eritrosit öncülleri metabolik olarak oldukça aktiftir.
• Eritrosit olgunlaştığında organeller kaybolduğundan metabolik faaliyetler büyük oranda sona erer
• Ancak tüm canlı hücreler gibi eritrositlerin de canlılık ve fonksiyonlarını sürdürebilmek için enerjiye ihtiyaçları vardır. Bu enerji ihtiyacı diğer hücrelere göre oldukça düşüktür
Eritrositlerde işleyen metabolik yollar
• Glikoliz (%90)
• Pentozfosfat yolu (%10)
• Glikolitik yolda üretilen ATP ile hücrenin enerji ihtiyacı karşılanır
• Pentozfosfat yolu ile hücrenin indirgeme fonksiyonu için gerekli NADPH sağlanır
• Glikolizle üretilen enerji nerelerde kullanılır?
• a) Membranda yer alan iyon pompalarının (Na+-K+ ATPaz, Ca2+ ATPaz) çalışması
• b) Membran proteinlerinin fosforilasyonu, hücre içi proteinler ve Hb’nin tiol gruplarının oksidasyondan korunması, hücre membranının bütünlüğünün ve sitoskelaton fonksiyonunun korunması
• c) Glikolizin başlangıç reaksiyonları için kullanılır
• Eğer hücre içinde yeterli miktarda ATP ve NADPH yoksa;
• A) Hb yapısında yer alan Fe2+, Fe3+ formuna dönüşür ve oksijen bağlayamaz
• B) Hücre içinde Na+ ve Ca2+ konsantrasyonları artar, K+ konsantrasyonu azalır
• C) Hücre bikonkav şeklini kaybeder, küresel bir şekil alır ve hızla dolaşımdan uzaklaştırılır
• D) Hücre oksidatif strese maruz kalır
• Eritrositler, özellikle akciğerde oksijen bağlanması sırasında yüksek basınçta oksijene maruz kalırlar ve oksidatif stres oluşur
• Hemoglobin yapısında yer alan demir de bir radikal kaynağıdır
• Bu nedenle eritrositler antioksidan moleküllerce zengin hücrelerdir
• Eritrositlerde antioksidan savunma glutatyon (GSH), glutatyon peroksidaz, katalaz ve SOD tarafından gerçekleştirilir
Eritrositlerde enerji üretimi
• Eritrositlerin tek enerji kaynağı glukozdur• Glukoz eritrositlere kolaylaştırılmış
difüzyonla girer. Eritrositlere glukoz girişi insülinden bağımsızdır
• Glukoz eritrosite spesifik glukoz permeaz yoluyla kolaylaştırılmış difüzyon ile girer. Glukoz permeaz bir integral membran proteinidir
• Eritrositlerde glukozun büyük bir kısmı anaerobik glikolizle laktata dönüşürken, birazı pentoz fosfat yolunda kullanılır
• Glikoliz yolunda üretilen 2 ATP, Na+-K+ ATPaz ve Ca2+ ATPaz tarafından kullanılır
• Eritrosit içinde Hb’nin her gün %0.5 kadarı otooksidasyonla metHb’ne dönüşmekte ve bir bu kadarı da inhale edilen çevresel toksik maddeler tarafından oluşturulmaktadır
• Hb(Fe2+) + O2 metHb(Fe3+) + O2-
• Gliseraldehid 3-fosfat dehidrogenaz basamağında üretilen NADH metHb’ni Hb’ne indirgemekte kullanılır
ERİTROSİTLERDE NADPH ÜRETİMİ VE KULLANIMI
• Pentoz fosfat yolunda üretilen NADPH hücre içinde GSH’ın uygun konsantrasyonlarda kalmasını sağlar
• GSH antioksidan özelliği sayesinde hücre içinde ve membranda bulunan proteinlerin tiol gruplarının indirgenmiş formda kalmalarını sağlar
• GSH + P-S-S-R PSH + G-S-S-R
• Oksitlenmiş glutatyon (G-S-S-R) NADPH bağımlı bir flavoprotein olan glutatyon redüktaz tarafından indirgenir
• G-S-S-G +NADPH +H+ 2GSH +NADP+
2,3 difosfogliserat• 2,3 difosfogliserat Hb’nin oksijene
afinitesini düzenleyen bir moleküldür• Eritrositlerde glikoliz yolu 2,3
difosfogliserat için öncü molekül sağlamaktadır. Ara basamakta oluşan 1,3 difosfogliserat, difosfogliseromutaz ile 2,3 difosfogliserata dönüşmektedir
• difosfogliseromutaz
• 1,3 difosfogliserat 2,3 difosfogliserat
• 2,3 difosfogliserat, difosfogliserat fosfataz tarafından 3 fosfogliserata hidroliz olur
• difosfogliserat fosfataz
• 2,3 difosfogliserat 3 fosfogliserat +Pi
• 2,3 difosfogliseratın sentezi ve yıkımı kan pH’ına oldukça duyarlıdır
• Eritrositlerde glikolizin 2,3 difosfogliserat üzerinden ilerlemesi ile ATP üreten bir basamak by-pass edilmiş olur ve glikoliz minimum enerji üretimi ile devam eder
Eritrostlerde sorbitol yolu
• Aldoz redüktaz Sorbitol dehidrogenaz
• Glukoz Sorbitol Fruktoz
• Sorbitol kolay difüzlenemeyen, su tutucu bir şeker alkolüdür
• Kan glukozu normal sınırlar içinde ise bu yol önem taşımaz
• Hiperglisemide, glukozun insülinden bağımsız olarak girdiği dokularda sorbitol birikir
• Eritrositlerde sorbitol birikimi eritrositin şişmesine neden olur, hemoliz artar
• Diğer dokularda sorbitol birikimi diyabetik komplikasyonlar için bir göstergedir