4
79 Kültür & Sanat > Hukuk toplum yaşamı ile birlikte oluş- muştur. Bir iktidar ve ekonomik bir yaşantı- nın başlaması hukuk kurallarının yaratımını tetiklemiştir. Hukuk kurallarının yazı ile bir metin üzerinde ifade edilişi ise M.Ö. 4000 yılına kadar geriye gitmektedir. Mezapotamya ve Anadolu toprakları ilk hukuksal düzenlemelerin yapıldığı yerler olmuştur. Asur, Sümer ve Hitit uygarlıkları hukuksal düzenlemelerle siyasetini, ticare- tini ve toplumsal ilişkilerini düzenleyen bun- ları bir yasa metni haline getiren ve halkına ilan eden uygarlıklardır. Hukuksal düzenlemeler ilk başlarda tek ESKİÇAĞLARDA ANADOLU’DA HUKUK (HİTİT-ASUR-SÜMER) tek olayları sayıp yaptırımlarını belirleme (kazuistik yöntem) olarak doğmuştur. O dö- nemde soyut hukuk kuralları konması he- nüz becerilememiştir. “Eğer bir insan başkasının kölesine zarar verir ise …” ya da “ Eğer bir üzüm bağına bir başkasının hayvanı girerse…” gibi. “Eğer bir insan “ yada “eğer bir üzüm bağı” ile başla- yan serilerde, binlerce hukuk kuralı bulmak olanaklıdır. İlk yasayapıcı Ur-Nammu adlı Sümerli bir hukukçu-kraldır. Ur-Nammu kanunları bir başkasının asılsız yere suçlanması, kaçak köleler, yaralamalar ve bir başkasının tarla- H. Argun BOZKURT Avukat Hukuk Müzesi Müdürü

ESKİÇAĞLARDA ANADOLU’DA HUKUK · Nehir Tanrısı’na başvurma eski uygarlık-lardaki mahkemelerle başlamış, ortaçağ en-gizisyon mahkemelerine kadar başvurulan bir yol

  • Upload
    others

  • View
    8

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ESKİÇAĞLARDA ANADOLU’DA HUKUK · Nehir Tanrısı’na başvurma eski uygarlık-lardaki mahkemelerle başlamış, ortaçağ en-gizisyon mahkemelerine kadar başvurulan bir yol

Kültür & Sanat Kültür & Sanat 79Kültür & Sanat

>

Hukuk toplum yaşamı ile birlikte oluş-muştur. Bir iktidar ve ekonomik bir yaşantı-nın başlaması hukuk kurallarının yaratımını tetiklemiştir. Hukuk kurallarının yazı ile bir metin üzerinde ifade edilişi ise M.Ö. 4000 yılına kadar geriye gitmektedir.

Mezapotamya ve Anadolu toprakları ilk hukuksal düzenlemelerin yapıldığı yerler olmuştur. Asur, Sümer ve Hitit uygarlıkları hukuksal düzenlemelerle siyasetini, ticare-tini ve toplumsal ilişkilerini düzenleyen bun-ları bir yasa metni haline getiren ve halkına ilan eden uygarlıklardır.

Hukuksal düzenlemeler ilk başlarda tek

ESKİÇAĞLARDA ANADOLU’DA HUKUK(HİTİT-ASUR-SÜMER)

tek olayları sayıp yaptırımlarını belirleme (kazuistik yöntem) olarak doğmuştur. O dö-nemde soyut hukuk kuralları konması he-nüz becerilememiştir.

“Eğer bir insan başkasının kölesine zarar verir ise …” ya da “ Eğer bir üzüm bağına bir başkasının hayvanı girerse…” gibi. “Eğer bir insan “ yada “eğer bir üzüm bağı” ile başla-yan serilerde, binlerce hukuk kuralı bulmak olanaklıdır.

İlk yasayapıcı Ur-Nammu adlı Sümerli bir hukukçu-kraldır. Ur-Nammu kanunları bir başkasının asılsız yere suçlanması, kaçak köleler, yaralamalar ve bir başkasının tarla-

H. Argun BOZKURTAvukat Hukuk Müzesi Müdürü

Page 2: ESKİÇAĞLARDA ANADOLU’DA HUKUK · Nehir Tanrısı’na başvurma eski uygarlık-lardaki mahkemelerle başlamış, ortaçağ en-gizisyon mahkemelerine kadar başvurulan bir yol

> Kültür & Sanat80 Kültür & SanatKültür & Sanat

sına zarar verme gibi konuları düzenlemiştir.

M.Ö. 3000 yıllarında bu topraklarda yay-gın bir mahkeme örgütünün olduğu bilin-mektedir. Bu adli sistem içinde suçlayıcı, yargıç, yargıçlar heyeti, yazman ve savun-man niteliğinde kişilerin (avukat) katılımı ile yargılama yapılmaktadır.

“Eğer bir adam bir adamı büyücülük ya-pıyor diye suçlarsa, büyücü, Nehir Tanrısı’nın adaletine bırakılarak, nehre atılacak. Eğer Nehir Tanrısı onu temize çıkarır öldürmezse, suçu atan adam ona üç bin gümüş ödeyecek.”

İşte burada bir Sümer yasası ile ve bir yargılama yöntemiyle karşı karşıyayız.

Nehir Tanrısı’na başvurma eski uygarlık-lardaki mahkemelerle başlamış, ortaçağ en-gizisyon mahkemelerine kadar başvurulan bir yol olmuştur. Su deneyi (ordali) de denen bu uygulamaya göre, suçluluğuna tam kana-at getirilemeyen bir kişi azgın bir nehre atılır, bu kişi nehirden karşıya sağ olarak geçebilir-se suçsuz olduğuna karar verilirdi.

Anadolu’da nehre atılacak sanığın elleri bağlanmazken, Ortaçağ’da kurulan engizis-yon mahkemelerinde sanığın elleri bağlanır ve işkencelere rağmen cadı veya sapkın ol-duğuna dair ağzından itiraf alınamayan kişi bu şekilde azgın sulara atılırdı. Eğer sanık bu azgın nehirden kurtulursa o zaman onun bir cadı ya da dinen sapkın olduğuna karar verilir, (çünkü ruhunda şeytan vardır ve ona yardım etmiştir) ve bu kez engizisyon mah-kemesince yakılarak öldürülürdü.

Babil hükümdarı Hammurabi ise eski-çağ hukuk aleminden gelip de starlığı hiç azalmamış bir hukukçudur. Büyük hukukçu

Page 3: ESKİÇAĞLARDA ANADOLU’DA HUKUK · Nehir Tanrısı’na başvurma eski uygarlık-lardaki mahkemelerle başlamış, ortaçağ en-gizisyon mahkemelerine kadar başvurulan bir yol

Kültür & Sanat Kültür & Sanat 81Kültür & Sanat

>

Hammurabi Sümer yasalarını kendi toplu-muna uyarlayarak bir dizi kanunlar ortaya atmıştır.

Hammurabi bir stelinde halkına şöyle seslenir: “Hakkı yenilmiş ve şikayeti olan bir adam, adaletin kralı olan benim hey-kelim önüne gelsin. Yazılı stelimi okusun; kıymetli sözlerime kulak versin. Stelim ona davasını aydınlatsın; davasını anlasın; kalbi ferahlasın.”

Hititler tüm hukuk dallarına yaptıkları kat-kı yanı sıra uluslar arası hukuk metinleri de yaratan bir uygarlık olmuştur. Kil tabletlerle yapılan diplomatik yazışmalar bunların tab-letlerde antlaşmalara bağlanması yanı sıra savaşan iki ülke arasında yapılan ve dünya-nın ilk barış antlaşması Hititler tarafından Mısırla yapılmıştır. Kadeş Barış Antlaşması metni bugün İstanbul Arkeoloji Müzesinde bulunmaktadır.

Hukuk sadece yasalar, sözleşmeler, ant-

laşmalar demek değildir. Hukuk mühürler-de de yerini almıştır. Anadolu topraklarında kullanılan mühürler hem albenisi hem de içerikleri açısından birer hazine değerinde-dirler.

Kral mühürleri, tablet yazarken hukuk yaratan katiplerin mühürleri ticari, siyasi ve hukuksal hayatta yoğun bir şekilde kul-lanılmıştır. Anadolu’dan Avrupa’ya geçen bu alışkanlık, biz Türklerde olduğu kadar Japonya, Çin gibi uygarlıklarda da yakın za-manımıza kadar kullanılmıştır.

Bu hukuk uygarlıklarını yaratan ve günü-müze kalmasını sağlayan “biri alacaklıya, biri borçluya, biri kralımıza bir diğeri toprağa diyerek” arşivler yaratan hukukçu kimlikli katipler ve krallar iyi ki varmış. Onları öz-lemle anıyor ve sevgiyle kucaklıyoruz. Gü-zel, sımsıcak Anadolu topraklarında huzur içinde uyusunlar. 31.07.2008. Ankara.

Page 4: ESKİÇAĞLARDA ANADOLU’DA HUKUK · Nehir Tanrısı’na başvurma eski uygarlık-lardaki mahkemelerle başlamış, ortaçağ en-gizisyon mahkemelerine kadar başvurulan bir yol

> Kültür & Sanat82 Kültür & SanatKültür & Sanat

ŞAİR SORGUDA

Dizelerini özgür bırakacak kadar cesur şairler var mı?Peki, kelimelerinin altında kalıp acı çekecek kadar onurlu olanlar?

Şiirlerinin altına isimlerini yazmayacak kadar mağrur,Her yazdığını bir kutsal kitap gibi yüceltecek kadar kendini beğenmiş,Nokta koyamayacak kadar aciz,Ya da Üç nokta ile zamanda eriyen karakterlerle yetinen Şairler… Nedir “şair”, kimdir?Yaşayıp yutan mı hayatı Yazıp tutan mı hesabını mısralarının?

Hayır, hayır hiçbiri değil “şair”…Şair yaşayamayıp yazan, Hesap yapmayıp unutandır.Nokta koyup yeniden başlayan, Üç noktayı yarım bırakandır.

Bu yüzdendir aşka aşinalığı.Acıyla kardeşliği, dizeyle yoldaşlığı…Bu yüzdendir doğan güne yakılan türküler.Bu yüzdendir erdeme methiyeler, onursuzluğa yergiler.Ve bu yüzdendir “belki de”İçi kan ağlarken kahkahayla gülmeler.

Kahan Onur Arslan