Fazlur-Rahman-�SLAM.pdf

Embed Size (px)

Citation preview

  • Prof. Dr. Fazlur RAHMAN

    SLMGENLETLM

    NC BASKI

    selckY A Y IN L A R I

  • ngilizce aslndan evrilen bu eserin ilk basks on yl nce yaplmt. Seluk Yaynlarnn yerinde bir hizmette bulunduu, mevcudu kalmayan kitabn ilim evrelerince aranr olmasyla ve niversitelerimizin ilgili birimlerinde srekli mehaz gsterilmesiyle anlalmaktadr.

    ki bask arasnda dnyamzdan ayrlan mellifin, eseri ilk nerettii tarihle lmne kadarki devrede oluan fikr gelimelerini vukufla inceleyerek nemli bir metin hlinde bu baskya eklemekle, esasen ilk gndenberi emeklerini esirgemeyen ok deerli mtefekkir, Prof. Dr. Mehmed Aydnn himmeti byktr.

    Son on ylda slm lemi, hepimizi yese dren elm hdiseler yaamtr. Ne var ki, inanm Trk aydnnn nemli bir kesiminde mahede ettiimiz tahlil enginlii ve tekmlc dnce zenginlii, mitvar olmamz iin yeterli sebeptir. Hi phesiz aslolan, slm mellifinin de savunduu gibi, slmn g kaynana, yni Kurna ynelmek ve bu Son Dn in saf ve temiz fikriyatyla, amza ters dmeden ve kimseleri de taklide yeltenmeden, 21 inci asra rh yorgunluklarla giren milletimizi ve beeriyeti gerekli aydnla kavuturmaktr.

    Bu nc basknn nsznde, eserin birinci basksnda yeralmayan baz cmleler hakknda aklamalar yaplmtr.

    GENEL DAITIM: BOAZ YAYINLARI A..Kzm smail Grkan Caddesi No: 12/25 Caalolu / stanbul

    Tel: 526 09 77 P.K. 1397 Sirkeci / stanbul

  • Prof. Dr. Fazlur RAHMAN SLM

  • Seluk Yaynlanzmir Caddesi, 46/A AnkaraTel 425 21 81 - 425 09 32

    Birinci Baka 1981 (5.000 Adet) kinci Bask: 1992 (2.500Adet) nc Basku 1993 (2.500 Adet)

    BaskvKent Basmevi/stanbul Tel: 528 08 15 - 527 99 22

    ISBN-975-95466-3-9

  • Prof. Dr. Fazlur RAHMAN

    SLM

    evirenler

    Prof. Dr. Mehmet DA Prof. Dr. Mehmet AYDIN

    SEL U K YAYIN LAR I

  • indekiler

    nc Baskya nsz........................ ............ *kinci Baskya nsz........................................ IIIevirenlerin nsz...... .................................. VIFazlur Rahman ve slm Modemizmi ............... WTrke Baskya nsz....................................... XXXXIVnsz.............. ........ ...................................... XXXXVIIGiri.............................................................. 11. Hz, Muhammed............................................ 1 42. Kur'n......................................................... 4 13. Hads'in Douu ve Gelimesi..................... 5 94. slm Hukukunun Yaps............................... 9 55. Kelm ve Akidenin Gelimesi......................... 1196. eri'at.................. ....................................... 1407. Felsefe Hareketi............................................ 1648. Tasavvuf: Nazariye ve Uygulama.................... 1 7 89. SlTekilt...... .......................................... 20910. Frkalarla lgili Gelimeler.......................... 23311. Eitim....................................................... 25212. Modemizm-ncesi Islahat Hareketleri......... 26813. Modem Gelimeler........... .......................... 29 514. Miras ve Muhtemel Gelimeler.................... 327Sonsz................................. ........................... 355Bibliyografya............ ............................... ........ 370ndeks...,.................................. ...................... 377

  • nc Baskya nsz

    slmm Trke evirisinin ikinci basksnn ok ksa bir sre iinde tkenmesi, eserde ortaya konan cidd tefekkre duyulan ilginin bir iareti olmas bakmndan, sevindirici bir hdisedir. Bu basknn nemli baz eletirilere konu olmas da ayrca dikkat ekicidir. Szkonusu eletirilerin bir ksm, birinci baskda yeralmayp da ikinci baskda yeralan birka cmle ile ilgiliydi. Durumun aklk kazanmas iin bu tasarruFun hikyesini ksaca anlatmakta yarar grmekteyiz.

    Eserin ilk Trke basksnn yaynlanmasna 12 Eyll 1980 hdisesini takip eden gnlerde karar verildi. Eserin son ksmlarnda yeralan Trkiye ile ilgili baz cmlelerin o gnn artlarnda birtakm skntlara sebep olabilecei tahmin edilmekteydi. Bu durumu gzden geirmek zere mtercimler, nir Sayn Muammer ahin, deerli hukuku Sayn Muzaffer zda ve Prof. Dr. E. Ruhi Flal biraraya gelerek bir fikir alveriinde bulundular. Sonunda birka cmlenin yanl anlalabilecei, dolaysiyle skntya sebep olabilecei dnld. Herhangi bir karara varmadan nce mesele, eserin mellifi Prof. Dr. Fazlur Rahmana iletildi. Mellifin gr u merkezde idi: Trkiye hakkmdaki birka cmle, kitabn yazlndaki ana gaye ile dorudan doruya ilgili deildir. Szkonusu cmlelerin eserde yeralmamas kitabn deerinden birey alp gtrmez. Ben Trkiye hakknda fazla malumat olan biri deilim. O cmleleri yazlmam farzediniz ve eserin evirisini onlarsz yaynlaynz.

    Bu yazlmam farzediniz ifadesi, karlan cmleler ile ilgili herhangi bir dikkat ekme iaretini de (nszde veya

  • II

    dipnotlarda) gereksiz kld. Dolaysiyle eser, o birka cmle karlarak yaynland. Buna ramen gerek mtercimler, gerek nir bir znty daima ilerinde tadlar ve yeri geldike bu durumu aka dile getirmekten de geri durmadlar. Islm'n evirisinin tekrar baslma imkn dounca, hem yazlmam farzedilen cmleler, hem de eserin ngilizce ikinci basksna eklenen son sz Trkeye evrilerek yeni baskya dahil edildi. Durum, hatsyla, sevabyla bundan ibarettir.

    evirenler

  • kinci Baskya nsz

    Deerli ilim ve fikri adam Fazlur Rahman'm artk "klasikleen" slm adl eserinin Trke evirisinin yayn hayatna girmesinin stnden on yl geti. Bu arada, 26 Temmuz 1988 tarihinde Fazlur Rahman, geride birok kymetli eser brakarak Hakk'n rahmetine kavutu. Vefat tarihinden bugne kadar mellifimizin hayat ve eserleri hakknda ciddi yazlar yazld, aratrmalar yapld. Bu faaliyetlerin nmzdeki yllarda da artarak devam edecei tahmin edilmektedir.

    slam'n ngilizce ikinci basks 1979 ylnda ikago niversitesi yaynlar arasnda kt. Eserin ilk bask tarihi olan 1966 ile 1979 yllar arasnda geen onbe yllk dnemde slm dnyasnda baz nemli hadiseler ortaya kt. Fazlur Rahman, slam'n son basksna ekledii bir "Sonsz" (Epi- logue) de bu hadiselere temas ederek onlarn ksa bir deerlendirmesini yapyor. Bu arada slam'n zellikle son blmlerinde ele alnan baz siyas konular hakknda yeni grler ne sryor. Bunlar yaparken yeri geldike slam'n ilgili blmlerine atflarda bulunuyor. Szkonusu gr ve atflan yararl bulduumuz iin "Sonszn Trkeye evrilmesini ve slamn yeni basksnn sonuna eklenmesini yararl grdk.

    Fazlur Rahman, slam'dan sonra kaleme ald eserlerinin ounda bu eserin ana konular hakknda yazmaya devam etti. Sz gelii, 1982de yaynlad slam and Modemity (Chicago, University Press) adl nemli eserinde Jslam'da da merkezi bir nem arzeden "adalk" konusu ok daha ayrntl

  • IV

    olarak ve zellikle slam eitim tarihi dikkate alnarak yeniden ele alnd. Kur'an ve Hadisin anlalmas, Modemizm, ih- yaclk, "temelcilik" (fundemantalism) v.b. konular, Fazlur Rahman'n ksa makalelerinde de ok sk ele alman konular oldu. Fakat grebildiimiz kadaryla bu yazlarn hibirinde slam'n ana grlerinin herhangi birinden vazgeildiine dair bir ifade yer almamaktadr. Bunun bir anlam da udur: slam, gerek mellifinin, gerek mtercimlerinin nazarnda ilk gnk tazeliini ve ekiciliini korumaktadr.

    Burada bir hususa daha temas etmek gerekiyor. slamn Trke evirisi gn na kt srada Trkiye'de Fazlur Rahman' tanyan ve bilen ok az kimse vard. Tanyanlarn bir kesimi de onu allagelmi kalplar iine oturtamadklar iin fikren ve hissen rahatszlk duymaktaydlar. Szgelii, Fazlur Rahman, hem geleneksel-tarih slm anlaylarn hem de, ayn gle, slm nazar- dikkate almayan bir batllamay ve adalamay eletiriyordu. Hatta uzun bir tarihe sahip olan selefiyeci ve ihyac hareketler kadar, kendisinin de iinde yer ald slam modernizmi de szkonusu eletiriden nasibini alyordu. Bazlarna gre, Fazlur Rahman, "msterik" az ile konumakta ve slm temelinden sarsmaktayd"; bir ksmna gre ise o, "yirminci yzyln sonunda problem-

    - lere, hl slm zmler aramaktayd".Sevinerek syleyelim ki, Trk aydn bugn Fazlur Rah-

    man' daha iyi tanmaktadr. Buna Fazlur Rahman'n dostlar kadar Trk rencilerinin de katks byk olmutur. Bugn slamn yannda Majr Themes of the Quran * (Chicago, 1982) ve slam and Modemity ** (Chicago, 1982) gibi iki nemli eserin daha Trke evrisi yaplmtr. Bu eserlere mtercimlerin yazm olduklar nszlerde Fazlur Rahman'n eserleri hakknda kymetli bilgiler verilmitir. Ayrca slm Aratrmalar*** dergisi. Ekim 1990 saysn tamamen Fazlur Rahman'a ayrd. Bu dergide Fazlur Rahman'n dostlar ve rencileri onun hayat hikyesi ve grleri baklanda, baka trl elde

    * Ana konularyla Kuran, ev. A.Akgen, Fccr Yaynlan, Ankara, 1987.** slam ve adalk, cv. A.Akgen, II.Krbaolu, Fecr Yaymlar, Ankara,

    1990.*** Ankara da TEK,DAV tarafndan kanlaaktadr.

  • Vedilmesi mmkn olmayan, deerli bilgiler vermektedirler.te slam'n Trke ikinci basksnn eserin mellifine

    Trkiye'de duyulan ilginin olduka artt bir dnemde gn na kmas memnuniyet vericidir. Kanaatimiz odur ki, Fazlur Rahmanm fikirleri nmzdeki yllarda da zerinde en ok durulan ve tartlan konular arasnda yer alacaktr.

    evirenler

  • evirenlerin nsz

    Prof. Dr.Fazlur Rahmanm Londra'da 1966'da ngilizce olarak yaynlanm olan "slm" adl eserinin Trke evirisini Trk okuyucusunun hizmetine sunmu bulunuyoruz. Ksaca belirtmek gerekirse, bu eser, bir mslman ilim adamnn ilm metodlarla slama yaklamn yanstmakta, Batl yazarlarn ounlukla slm hakknda yazarken dtkleri hatlar ortadan kaldrmaya almakta ve ou konularda aydnlatc, yn verici ve okuyucuyu slmm meseleleriyle kar karya getirici bir nitelik gstermektedir.

    Dr. Rahman, 1919 ylnda Kuzeybat Pakistanda domu, 1942 ylnda Pencap niversitesi'ni bitirmitir. Doktora almasn Oxford niversitesi'nde 1950da tamamladktan sonra, nce ngilterede Durham niversitesi'nde, daha smra da Montreal'da Mc-Gill niversitesi'nde retim yesi olarak almtr. O, "slm' yazd srada Pakistan slm Aratrmalar Enstits'nn mdr ve Pakistan Devleti slm deolojisi Danma Kurulu yesi idi. Hlen A.B.D. Chicago niversitesi'nde retim yesi olarak almaktadr.

    Dr.Rahman'n Pakistanda grevli bulunduu srada slm hakknda yazm olduu eitli makaleler, evirisini verdiimiz bu eserin byk lde ana malzemesini oluturmaktadr. Bu nedenle biz burada, okuyucuyu aydnlatmak gayesiyle bu makelelerin zetlerini vermenin uygun olaca kanaatini tayoruz.

    Yazar, bu makalelerin bir blmn, onlara bakalarn

  • VII

    da eklemek suretiyle, 'Tarihte slm Metodolojisi" (Jslamic Methodology in Htstory, Karai 1965) adl eserinde biraraya toplamtr. Dr. Rahman, bu eserde Snnet, ctihd, ve tema kavramlar zerinde durarak, bu kavramlarn ilk devirlerdeki durumuyla teekkl devri sonras durumunu ele almakta; arada kkl bir ayrlk bulunduuna dikkati ekmektedir, tik devirlerde Snnet'in muhtevasn nce ictihd sonra icma belirledii ve dolaysiyle ilk mslmanlarm nnde geni bir fikr faaliyet sahas bulunduu halde, fi'den sonraki devirlerde durum tersine evrilerek icma-ictihd ynnde gelimi ve bu, mslmanlarm fikr faaliyet sahasn kstlamtr. Dr. Rahman, bu sebeple, sosyal deime fikrinden hareket ederek, ilk snnet anlayna dnme gereini duymaktadr.

    Dr. Rahman, "tslmm Ekonomik tikeleri (Economic Principles of slam, Islamic Studies dergisi iinde, c. VIII, no. 1 Mart 1969) adl makalesinde nce, slm Dni'nin genel gayesinden sz ederek, daha sonra ele alaca dncelere temel tekil edecek esas ortaya koyuyor. Ona gre slm Dni'nin gayesi, "kiinin fiil geliimi ve ahsiyetini gstermesi iin kendisine azam imknlar salayan artlarn hazrlanmasdr". Bugn iin toplumu bir denetim ve ynetime tbi tutmakszn bu gayenin gerekletirilmesi imknszdr.

    nsan srf bir ekonomik varlk olmamakla birlikte, ekonomik unsur onun dier fonksiyonlarnn gelitirilmesi iin fizik bir yakt devi grr. Bir toplumun fertlerinin veya btn olarak toplumun salkl gelimesi iin, ekonomik adlet ve buna dayanan sosyal adlet gereklidir.

    te bu sebeple Kur'n, hayatm ekonomik ve madd ynne byk nem verir. Ancak ekonomik dzenin, slma gre, dima daha st deerlerce ynetilmesi ve denetlenmesi gerekir. Bu st deerler dn- ahlk deerlerdir. Nitekim hell olann kazanlmas ekonomik hayatn ahlk ilkesi olarak ortaya konmutur. Ekonomik deerler, sadece daha yksek gayelere ulamada birer vastadr.

    slma gre, insanlar farkl kaabiliyetlere sahip olsalar da, bu kaabiliyetleri lsnde aba gstererek kazanlarn salamalar gerekir. Tek-tek fertlere den grev bu olmakla

  • VIII

    birlikte, devletin her yurttaa yiyecek, giyecek, oturacak yer, salk hizmetleri ve savunma gibi temel ihtiyalarm gidermesi iin gerekli imknlar hazrlamas gerekir. Yazar, daha sonra, emek ve alma kavram zerinde durmakta ve bu kavramlar slm adan deerlendirmektedir. Sadece madd deil, fikr ve ahlk gibi manev gayretleri de emek kavram iinde mtala edilmektedir. Kurn konuyla ilgili olarak "kesb, ceza, ve ecr" kelimelerini kullanr. Bylece salkl bir toplumun temeli olan emek ve emein karl ilkesi slm- Dni'nce ortaya konmutur. Ancak zellikle sonraki asrlarda bu ilke ihll edilmi, bunun sonucu olarak da toplum dzeni bozulmutur. Dzeni yeniden kurmak iin yukardaki ilkeye yeniden dnmek gerekir. Dr. Rahman, bu vesile ile, Islmn doktriner sosyalizmle de, kapitalizmle de ilgisi olmadm belirtmekte, slm toplumunun iinde bulunduu sefil durumdan kurtarlmas iin ferd teebbse de, devletin endstriyi ynetmesine de kar olmad zerinde durmaktadr. Ancak sosyal adletin gerekletirilmesi iin bugn de endstriye devlet mdahalesi gereklidir. Nitekim slm Dni'nin ferd kazantan topluma da pay ayrmas bu sebepledir.

    Bugn iin slm lkelerinde kapital ve emein topyekn harekete geirilmesi arttr. slm Dni byle bir eye kar deildir. Kiinin fikr ve ahlk melekelere tam olarak sahip olmas iin topluma yol gstermek ve onu denetlemek gereklidir. Ancak devletin bu rehberlik grevi geici olmaldr. Kii, fikr ve ahlk bakmdan tam yeterlik kazannca, devletin gdml siyaseti terkedilebilir. Yazar, toplumun ancak bu yolla doktriner sosyalizm ve kapitalizmin kmazlarndan kurtulaca kanaatindedir.

    Dr. Rahmanm "Rib ve Faiz" (Rib and Interest, Islamic Studies, c. III, no.: 1, Mart 1964) adl makalesine gelince; burada Kurn yetlerine dayanlarak "Ribmn farkl anlamlan zerinde durulmaktadr. Yazar, Rm, Al-i mrn ve Bakara surelerinde Ribnin yasaklanmasyla ilgili yetlere dayanarak u sonulara vanyor: 1) slm ncesi devre ait olan rib, borcun ertelenmesine karlk, anaparann ar faiz almak suretiyle kat kat artrlmasn salayan bir sistemdi. 2) Bu nedenle Kurn rlb'y dil bir ticar al-veri olmad iin red

  • IX

    detti. 3) Kur'n ticar kazanca izin verirken, ihtikra kar i- birli ruhunu tevik etti.

    Ad geen makalenin "Rib ve Hadsler" blmnde ise, yazar, hadslerde ribya kar taknlan menfi tutum zerinde durmakta ve hadsler arasndaki farkl ifadelere dikkati ekerek, burada da, Kurnda olduu gibi, rib'nn borcun ertelenmesine karlk kapitalin birka kat artrlmasyla elde edilen ar kazan anlamna geldiini tesbit etmektedir. Ona gre slmm gayesi, faizin tmyle kaldrlmasna yneliktir, fakat bylesine ideal bir sistem, ancak slmn ngrd ibirlii ve sosyal yardmlama rhunun hkim olduu bir refah toplumunda uygulanabilir.

    Fazlur Rahman, "slmda Ferdin Durumu" (The Status of the Individual in slm, Islamic Studies, c. V, no.: 4, Aralk 1966) adl makalesinde ise, 'slm Dni'nin kiiden ok toplumu gzettii' ve 'toplum zerinde durduu' eklindeki yaygn kanaate kar, ferdin slm Dini'ndeki durumunu incelemektedir.

    Yazarmza gre, slm Dni'nde topluma ve toplumsal varla nem verildii doru olmakla birlikte, bundan karlan "slm Dni'nin kiiden ok toplumu gzettii veya amalad" sonucu doru deildir. slm Dni'nde her eyden nce kii, Tanr katnda sorumlu olan bir varlktr. Tanr, sorumluluu sadece ona yklemi; nsan da bu sorumluluu yklenen tek varlk olmutur. Sorumluluun ifs ahlk bir anlam da olan "ibdet" kavramyla aklanr, insann Tanr'ya kar bu tutumunu aklayan Kur'n ve hadislerdeki yaygn kelime "takv"dr. Takv, ne kadar drst hareket edersek edelim, bu fiil durumu fikr ve ahlk dinamizm eklinde ifde ediyor. Onca, takvda grlen bu dinamizm, hkmlerin akn bir kaynann bulunduuna iret eder ki, bu kaynak Allah'tr. Kiinin bu hkmlerle ilgili kurallar kendi nefsinde bulup ortaya karmas, onlara uymaya almas gerekir. Ancak o, ayn zamanda toplum iin konulmu kurallar tesbit etmekte hat yapabilir. O zaman onun, insan trnn ortak hikmetine bel balamas gerekir. Buna ramen takv yknn ve sorumluluun tek taycs "kii dir.

  • XBununla birlikte slm Dni, insanlarn toplum olarak mterek hareket etmeleri zerinde durur; sadece toplumun ve devletin tekiltlanmasn istemekle kalmaz; dorudan doruya mslmanlara farz olan dn vecibelerin bile toplumsal bir havas bulunmaktadr. zellikle ilk inen srelerde toplumsal yn o derecede kuvvetli bir ekilde ilenmitir ki, insan tslmn srf sosyal bir hareket olarak doduu hatsna kolaylkla debilir. Yine Kur'nda eitlik fikri ve toplumsal sorumluluk birbirine bal olarak ilenmitir. Bu durumdan ferdin istekleri ile toplum messeseler! arasndaki gerginlik domutur. slm devletinin sratle genilemesi ile idari bir takm ihtiyalar slm hukukunun tedvinini gerekli klmtr. Zamanla bu hukuk, hayatn slm Dni'ne gre dzenlenmesini salayan bir kalp ortaya koymutur. Bylece ulem ve fukahnn gayretleri tek ynl olarak hep toplumsal taraf vurgulamak istikmetinde olmutur. Bu harekete tepki olarak slm'da ferde ve onun dn hayatna nem veren 'Tasavvuf cereyan" domutur. Bu cereyan 12. yzyldan sonra kitlelerin dni olarak kuvvet kazanm, 'ahlk hilik' ekline brnerek bozuluncaya kadar, eitli ekillerde devam etmitir.

    Sfliin gl saldrlar karsnda ulem giderek zayflam ve nihayet yeni reformcu hareketler domutur. Bu reformcu hareketler arasnda zellikle h Velyullah ed-Dih- lev (1702-1762)'nin nderlik yapt hareket, bozulmu dengenin kurulmas iin byk gayret sarfetmitir.

    inde bulunduumuz yzylda, slm lkelerinin smrgecilikten kurtulurken verdikleri sava, uurlu ya da yan- uurlu olarak yine Islmn toplumsal ynnn n plna kmasn ve hkim olmasn salamtr. Ancak yazarmza gre bu da geici bir devredir; belli bir gelime salannca fert, lyk olduu yeri alacak ve Kur'n'daki 'fert ve toplum dengesi' yeniden kurulacaktr.

    Dr.Rahman, "Kur'n'da Allah, Alem ve nsan Kavram" (The Quranic Concept of God, the Universe and Man, Islamic Studies, v. IV, no.:l, Mart 1967) makalesinde de u ana noktalara dikkati ekmektedir, Kur'ndaki btn fadeler, belli bir dzeni salama gayesine yneliktir. Kur'n'da Allah kelimesi

  • XI

    nin getii alt binden fazla yet vardr. Ancak btn bu yerlerde asl konu, Kur'n'm ilgi merkezi olan 'insan n kendisidir.

    Kurn'a gre lem bir kozmos, bir dzendir; tekml e- den, dinamik bir dzendir; bo bir oyun olmayp, ciddye alnmaldr. Alemin kanunlar, Allah'n davran (snnetullah)' mn bir blmn tekil eder ve lemi, O nun maksatl faaliyetinin, zerinde cereyan ettii bir sahne hline koyar, insann hedefi; lemi, kendi rh yapsnn kanunlarn ve tarihin akn incelemek, bylece elde edilen bilgiyi iyiliin hizmetine vermektir. "bdet adini alan insann bu maksatl faaliyeti, yaratlnn gayesini tekil eder. Bu nedenle insana e- ref-i mahlkt (yaratlmlarn en stn) nvn verilir.

    Dr. Rahman'n bunlardan baka, Pakistan'da slm dn dncesi ve bu dncenin karlat meseleler zerinde kan pekok makalesi; slm felsefesiyle ilgili olarak Avicen- nas Psychology bal altnda bn Sn'mn "Necat" adl eserinin "lm en-Nefs" blmnn geni notlarla birlikte evirisini ihtiv eden ve Oxford niversitesi tarafndan yaynlanan eseri; gene bn Sn'mn "if"snm "lm en-Nefs blmnn neri; The Philosophy of Molla Sadra adl eseri ve bn Sn' nn varlk ve zat ayrmna yeni bir bak as getiren ve Me- dieval and Renaissarce Studies dergisinde kan "Essence and Existence in Avicenna adl makalesi bulunmaktadr. Ayrca yazarn Majr Themes o f The ur'an adl eseri 1980 yl iinde yaynlanm olacaktr.

    Burada Trke tercmesini sunduumuz esere gelince, o, yazarnn da nsz'de ifade ettii gibi, slm hakknda sadece bilgi vermeyi deil, ayn zamanda onu eitli alardan yorumlamay gaye edinmektedir. Gene ayn nsz'de belirtildii gibi, eser, hem mslman olan, hem de mslman olmayan okuyucular dikkate alnarak hazrlanmtr.

    nce eserin yorumlayc zellii zerinde ksaca duralm. Unutulmamas gerekir ki, ondrt asr boyunca eitli corafya paralar zerinde ve kltr ortamlarnda kendisini ifade imknlar bulmu, kabl ettirmi ve milyonlarca insan iin bir hayat tarz olmu slm' anlamak, anlatmak ve hele

  • XII

    yorumlamak kolay bir i olmasa gerek. Bilindii gibi, her yorumda, yorumlanan kadar yorumlayan da -hem de btn aclan, mitleri, baarlar ve baarszlklar ile birlikte- szkonusu olmaktadr. Yorum, bir anlamda, bir fikrin, yorumlaycnn zel dnyasndan geerek, yeni bir ifadeye kavumas' eklinde tarif edilebilir. Bu durumu en iyi Dr. Rahman'n bu eserinde grmekteyiz. zellikle eserin son blmlerinde slmm sadece imdileri ve gelecei hakknda deil, yazann ahsnda mslman aydnlarn dertleri, problemleri ve kmazlar hakknda da dnceye dalmaktayz. Dr. Rahman ve onun gibi dnenler iin slm sadece zerinde dnlen ve konuulan bir konu deil, bir varolu meselesidir. Szkonusu bu mesele, Hint-Pakistan alt-ktasmda domu bym bir kii iin daha baka boyutlar iinde ortaya kmaktadr. Pakistan'n ayn bir devlet olarak varolmasn salayan ve ona kendi z kimliini kazandran 'slm Dni' olmutur.

    Bu hususun dikkatten uzak tutulmamas, elimizdeki eserin anlalmasn kolaylatran bir unsur olabilir. Mesel, Dr. Rahman, messeselemi ve yan bamsz bir hviyet kazanm Tasavvuf hareketlerden yaknmakta, hatt onlardan ounun slma zararl olduunu sylemektedir. phesiz s- panya'dan Uzak Dou'ya kadar uzanan geni topraklar zerindeki slm lkelerinde varlna tank olduumuz Tasavvuf cereyanlann hepsini bir kefeye koymak mmkn deildir. Salkl bir dn hayat temsil eden cereyanlara rastladmz gibi, geni halk kitlerinin inanlarn smrerek slm olmayan bir hayat anlayn srdren 'szde dn' cereyanlara da rastlamaktayz. Hatt bir tek lkenin tarihinde bile Tasavvuf! hareketler arasndaki farkl inan ve davranlar grmek mmkndr. Mesel, zerinde yaadmz topraklarn insanlarnn ayn inan ve kltr deerleri etrafnda birlemesinde slmn rhan ideallerine bal Tasavvuf Ehli'nin sammi gayretlerinin roln kimse inkr edemez. Ne var ki, Osmanl mparatorluu'nun zellikle son yllarna doru "tarikat" ad altnda nelerin olup bittiini, inan adna ne gibi inanszlklarn sergilendiini de grmezlikten gelemeyiz. Bu durum, slmm da, onlarla hibir ilgisi bulunmayan, sayca

  • XIII

    az olmakla birlikte gene de belli lde etkinliklerini srdren gerek tarikat ehlinin de zararna olmutur. inde yaadmz yzyln balarnda Hint-Pakistan alt ktasnda yaamakta olan tarikatlarn ounun durumu daha i ac deildi. Hatta Dr.Rahman'a baklrsa ok daha kt idi. Bugn bile szkonusu blgeyi yakndan tanyanlar bu konuda i rahatlatc bir tablo sunmakta glk ekeceklerdir. te btn bu noktalarn altnda ele alnd takdirde, yazarn Tasavvufla ilgili tenkitlerini 'daha soukkanllkla deerlendirmenin mmkn olaca kanaatindeyiz.

    Dr. Rahman'n Kur'n ve Hadisle ilgili yorumlar da allagelmi olanlardan farkl grnmektedir. Onun sadece bu eserinde deil, baka yazlarnda da Kur'n ve Hads karsnda taknd tavn ana izgileriyle u ekilde zetlemek mmkndr: Kurn, dn ve ahlk ilkelere dayal bir dnya grn savunmakta ve bu grn yaand bir toplumun varlk alanna kmasn gaye edinmektedir, bunu gerekletirmek iin de dn ve ahlk ilkelerin yansra bir dizi hukk hkmlere yer vermektedir. Aslnda Kur'n, herkesin almterine gre kazan salad, ikinin, kumann, ribnm bulunmad, tevhid inancnn bir gerei olarak rk ve renk ayrmnn yaplmad, inanl ve ahlkl bir toplum dzeni ngrmektedir. Mesel, Kur'n, "vak'a kesinkes belirlendii takdirde, hrszn elinin kesileceinden" sz etmektedir. te Dr. Rahman burada u nemli soruyu soruyor: "Acaba el kesme, hrszln nlenmesi iin yegne tedbir midir, yoksa bu hkmn gtt gayeyi gerekletirmek iin baka tedbirler de dnlebilir mi? Baka bir deyile, el kesme cezasn belli bir toplumsal yapnn artlan iinde ngrlen bir tedbir eklinde dnr, burada lafzn deil de gdlen amacn ezel geerliini ne srer ve bu anlay iinde yasama faaliyetine koyulursak, slmm dna km saylr myz?" Dr. Rahman'a gre, bu sorunun cevab "hayr"dr. Ayn soru hadisler iin de sz konusudur. yle ki, hadsleri hukk metinler gibi mi ele alacaz, yoksa slm'n dnya grn gsteren birer "ibre veya "indeks" gibi mi dneceiz. Burada da Dr. Rahman'n, ikinci gr benimsemeye yatkn olduunu grmekteyiz.

  • XIV

    unu hemen belirtelim ki, Dr. Rahman bu grlerin hemen benimsenmesini deil, onlar zerinde cidd dnlmesini arzu etmektedir.Onca nemli olan, mslmanlann bu problemi btn plaklyla grmeye ve onu geerli bir zme kavuturmaya almalardr. "Bu gl grmeyen ya da grmek istemeyen ve onun stne itenlik ve cesaretle gidemeyen birok mslman aydnn, eitli lkelerdeki ihy hareketleri baarsz olmutur" diyor Dr. Rahman.

    Kitabn son blm de hararetli tartmalara sebep olacak nitelikte grlmektedir. Denebilir ki, yorum unsurunun en ar bast blmler de bunlardr. Eserinin ilk blmlerinde yazara yol gsteren ve yardmc olan eitli kaynaklar bulunmasna ramen. O, bu son blmlerde daha ok kendi mahedelerine ve deerlendirmelerine dayanmaktadr. Son yetmi-seksen ylda slm dnyasnda yer alan toplumsal ve siyasal alkantlar, Batnm slm dnyas zerindeki emellerini, fikr, dn ve ekonomik grlerin oluturduu karmak rgnn durmak-dinlenmek bilmeyen deikenliini ve daha binlerce problemleri dikkate alrsak, szkonusu dnemle ilgili aklama ve yorumlamalarn herkesi tatmin etme gibi bir iddia ile ortaya kamayacan hemen anlanz. Bu bakmdan, yazarn Vehhbliin douu ve gelimesine dair fikirlerinden tutunuz da, Trkiye'de meydana gelen deiiklikleri deerlendirmesine kadar herey, farkl alardan ele alnp deerlendirilebilecek konular arasndadr.

    Elimizdeki eserin Trkeye evrilmesinde gdlen maksat, Trk okuyucuna slm dnyasnn problemlerini mrnn krk yln slmn incelenmesine ve aratrlmasna harcam bir aydnn kaleminden anlatmaya almaktr. Eserin, okuyucuyu bu problemlerin uuruna ulatrd lde yararl olaca kanaatindeyiz.

    24.12.1980evirenler

  • FAZLUR RAHMAN VE SLAM MODERNZM*

    1. Giri

    Bir asn aan bir gemie ve eitli dillerde kaleme alnm zengin bir literatre sahip olmasna ramen, "slam mo- demizmi" sz, hl ok kere yanl anlalan, kukuyla baklan ve yadrganan bir tabirdir. Bu, zellikle, din muhafazakrln ar bast slm lkeleri iin daha ok geerli olan bir tesbittir. Szkonusu olumsuz durumun "modernlik", "asrlik", "reform" vs. gibi kelimelerin slm dnyasnda dourduu armlarla ilgili olduundan phe yoktur. Konu, "dinde reform" yahut "dinde yenileme" olunca, durum ok daha karmak bir grnm kazanmaktadr. slm lkelerinde ok geliigzel bir ekilde, bilgisiz ve sorumsuzca kullanlan bu ve benzeri tabirler, geni dindar kitlelerde derin bir an- tipati uyandrmtr. Bu yzden, "din dnce alannda mo- dernizm" tabiri bile, dinin nemli bir ksmnn inkrn ya

    * Fazlur Rahman dcnincc akla gelen ilk ey, "slam Modemizmi"dir. evrisini sunduumuz Islm kitabnn da en belirgin zellii, ele ald konulara modernist bir adan yaklamasdr. Fazlur Rahman, slam' nerettikten sonra da "modernizn" konusu zerinde nemle durdu. Prof.Dr.Mehmet Aydn, zellikle slam'dan sonra kaleme alnm yazlar inceleyerek "Fazlur Rahman ve slam Moderniz rai konusunu bir btnlk iinde ele ald ve bunu slm Aratrmalar dergisinin "I'azlur Rahman zel Say- snda yaynlad. Gerek slm'n, gerek genelde Fazl-ur Rahman'n teki yazlarnn daha rahat anlalmasna yardmc olaca dncesiyle bu'azy burada tekrar neretmeyi uygun grdk. Neir msaadesini verdik- erinden dolay Islami Aratrmalar dergisi yneticilerine teekkr ederiz.

    Muammer AHN (Nir)

  • XVI

    hut onun kendi zyle ilgisini kaybedecek bir lde deitirilmesini hatra getirmektedir. Bir de modernizmin her et* dinin Batyla ve slam topluluklarnn, szmona, batllam kesimiyle olan balantsn dikkate alrsak, meselenin bilgi sosyolojisi asndan nasl bir mahiyete brndn grmek pek zor olmasa gerektir.

    Bu yaznn balnda kullanlan "slm modemizmi" sz, samimiyet ve ciddiyetle ortaya konan ve nazar yan daha n planda olan bir hareketi dile getirmekledir. Aklamalarmz daha rahat yapabilmek iin "slm modemizmi ne deildir?" sorusuna cevap vermeye almamz, belki daha iyi olacaktr. slm modemizmi, herhangi bir mslman aydnn ortaya koyduu veya koymak istedii bir dnce veya davrann d deildir. Bir ok slm lkesinde hemen hemen her alanda birok yenilikler gerekletirilmektedir. Bunlar yapanlarn mslman olmas, yaptklarnn slm modemizm erevesi iinde yer alaca anlamna gelmez.

    slm modemizmi, dinin bir ksmn atp geri kalann zamann artlarna uydurmak da deildir. Szgelii, Kuran'n itikad ve ahlk ilkelerini esas alp teki hkmlerini bir yana brakan bir dnce, "slm" sfatn alma hakkn o anda yitirir.

    slm modemizmi, Batdan alnan bir sistemi, yahut baz, sistemlerin (ilm, felsef vs.) baz yanlarn alarak onu veya onlar Islmla, yahut slm'n baz ynleriyle birletirmeye alan faaliyetin ad deildir. Baka bir deyile, slm modemizminin teki "eklektik tutumlardan ayrld nemli noktalar vardr.

    Yine, slm modemizmini sradan bir "ihy" hareketi olarak grmek, yahut onu Bat karsnda oluan bir tepki faaliyeti olarak deerlendirmek de kesinlikle yanl olur. Ayn lde bir yanllk da onu Batcln bir uzants, szcs ve temsilcisi gibi ele almaktr.

    Pekl! "Nedir slm modemizmi?1' Kanaatimizce, bu sorunun cevab konusunda hibir mslman aydnm yardm

  • XVII

    Fazlur Rahman'm sunaca yardm kadar hazr ve doyurucu deildir. Bu deerli ilim ve fikir adamnn adyla "ada slm modemizmi" arasnda adeta bir zdelik vardr. Bu konu, Fazlur Rahman iin, sadece akademik bir mesele deil, msl- mann hayat meselesidir. Aadaki satrlarda ksaca belirtilecei gibi, Fazlur Rahman, slm modemizmi konusunda cidd yazlar kaleme almakla kalmam, szkonusu modemiz- min uygulama alan bulmasn salamak iin baz resm grevler de stlenmitir. Bunlar yaparken zaman zaman ac ve skntlara katlanm, hatta hayatn tehlikeye soktuu anlar olmutur.

    Hi kimse, bugn, mslmanm fikr ve amel hayatnda ciddi problemlerin olduunu inkr edemez. Bu problemlerin zmnde dinin bir katks olacak mdr, olmayacak mdr? Byle bir soru karsnda baz mslman aydnlar susmaktadr. Fazlur Rahman'n 1 "bilip de susann" aydn saylp saylmayaca konusunda pheleri vardr. Bu susan snf, slm dnyasnda geni bir kitleyi oluturmaktadr. Aslnda onlar, problemler karsnda "kaytsz" deiller; ama burada sayamayacamz kadar ok ve eitli sebeplerden dolay susmay det haline getirmilerdir.

    Yukardaki soru karsnda taknlan bir baka tavr da, diyor Fazlur Rahman, resm iki-yzllk diye adlandrabileceimiz bir tavrdr ki, bu, hem slm', hem de slmla ilgili olmayan kiileri, zm vs.'yi "idare etmeye" almaktadr. Yahut ayn tutum, bazan hem modem ihtiyalarn giderilmesi iin alnmas gereken tedbirleri, hem de o tedbirleri reddeden geni muhafazakr kitleleri memnun etme isteini bir emsiye altnda toplamaya gayret etmektedir.

    Baz aydnlara gre ise, problemlerin zm iin art olan yeni dnce ve uygulamalar gelenek aracl ile temin etme cihetine gitmeliyiz. Bu gr, hem olumlu hem de olumsuz yanlar olan bir grtr. leride modemizm-gelenek ilikisini ele aldmz zaman ona tekrar dneceiz.

    1. Bu aklamalar in bkz. Fazlur Rahman, "Islamic Modernisin", Midce East Stud, 1. 1970. s. 329 vd.

  • XVIII

    Geride iki yaklam kalyor. Bunlardan ilki, tedrici bir semecilii savunan yaklamdr. Buna gre, modemizmi her alanda ve hemen balatmak doru olmaz. kincisi ise. imdi tarif ve tasvir etmeye alacamz "slam modemizmi"nin zm eklidir.

    ok basite indirgeyecek olursak, slm modemizminin merkez tezi udur: Temel kaynaklan olan Kurn ve Snnet'e dayandmld, bu kaynaklar ve onlann nda oluan top- yekn tarih miras, ilm ve rasyonel bir szgeten geirilerek anlald ve yorumland takdirde slm, tarih-itima gelime srecinin ortaya kard deime hadisesinin dourduu problemleri zmeye, o srecin altnda ezilmeye deil ona yn vermeye kdir bir inan sistemidir. te "mslman mo- demist"diye adlandnlan kii bu tezle iki ynl bir iliki iindedir: Oriun ilmen ve mantken geerli olduunu kantlamak ve ulalan zmleri mslmann amel hayatnn her safhasna intikal ettirmek. lk iliki, fikr modernizmin, kincisi ise, sosyal modernizmin alan ve kapsamna iaret ediyor. Sosyal modemizm alannda nemli bir mesafenin alnd sylenemez. Pratik meselelerinin zmnde mslmanlann slmda* ne lde yararlanabildikleri meydandadr. Fakat fikr modemizm alannda gzle grlr bir ilerleme olmutur. imdi Fazlur Rahman'n yazlarnn nda bu ilerlemenin dnne ve bugnne bir gz atalm.

    2. Modemizm -ncesi hya Hareketleri:

    Aa yukan asr nce slm dnyas, kendi i bnyesinde baz eylerin yerli yerinde olmadn iyiden iyiye anlamaya balad. te bu duyu, zellikle onsekizinci yzyldan itibaren bir takm ihya kprdamlarmn ortaya kmasna yol at. Aslnda "ihya faaliyeti"nin t Gazli'ye kadar geri giden bir gemii vard.

    hya edilmesi istenen neydi? Elbette ki "saf haliyle slm". Bundan u anlalyordu: Tarihin ak iinde s'm'a, kendi bnyesine uymayan, baz inam ve uygulamalar kat-

  • XIX

    m ve bu durum, mslmam nancnn z ve saf yapsndan uzaklatrmtr. Yaplmas gereken ey, bnyeyi yabanc unsurlardan arndrmak suretiyle hy etmektir.

    te bn Teymlyyenin faaliyetleri ile n plana kan ve slm tarihinde kendisini duyuran hareketin asl gayesi buydu. Bu nl aksiyon adam, Fazlur Rahman'n belirttii gibi, 2 bata tasavvuf olmak zere btn fikr messeselere cidd e- letiriler yneltti. Brakalm felsefeyi, E'ar kelam dahi onun hcumundan kendisini kurtaramad. O, Kur'n ve Sn- net'e dayanarak slam' anlamay ve uygulamay ngryordu. Bu ynyle o, "tarih slm'n tesine gitme faaliyetinin ncln yapyordu. Amel hayatta tima deerlerin yeniden hkim klnmasn istiyordu. Bunun iin de baz yeni messeselere ihtiya olduunu sylyordu.

    Btn bunlar, farkl renk ve arlklarda slm moder- nizminin programnda da yer ald. Bu bakmdan, bu ilk devir ihya hareketi ile slm mdemizmi arasnda organik balarn varolduu, inkr mmkn olmayan tarih bir gerektir. Dolaysiyle, bu kinciyi Bat tesirinin bir rn gibi grmek, ileride daha ayrntl bir ekilde gsterilecei gibi, byk bir hatadr.

    bn Teymiyyenin gelitirdii slh ve ihya hareketine benzer bir hareketi Hindistanda eyh Ahmed Sirhlnd balatt. Birincinin tasavvufa ynelttii eletiri (bir messese olarak tasavvufu reddetmemesine ramen) ve kincinin ise tasavvufu kendi iinde slh etmeye almas olduka etkili oldu. Daha sonra slm dnyasnn iki ayr blgesinde gelime gsteren modemizm bu ihya hareketlerinden ok ey rendi.

    I

    Fazlur Rahmana gre, ilk devir ihya hareketlerinin nemli baz zayflklar vard. yle ki, a) ihyaclk programnn "saf slm'a dn tezi olduka naivdi. Dorusu, slm dnyasnda grlen her din hareketin ana gayesi buydu. Eer dnten maksad asr- saadetin uygulamalarn aynen gn

    2. Fazlur Rahman, "Revival and Reform in slam", The Cambridge History o f slam, cds. P.M.Holt, A.K.. Lampton ve B.xwis, C.U.P., 1970, s. 637.

  • XX

    mze tamak ise, bunun, sosyolojik adan, imknsz olduu ortadadr. Mslman moderniste gre bir dnem ancak "ilham kayna", "itici gc temin eden bir zemin vs. olabilirdi. Mesel, ihyaclar, snnet ile "kitaplarda yer alan hadis" arasnda bir ayrm yapmadklar iin "snnete dnmek" ile "hadis kitaplarnda yer alan snnete" dnmeyi katsediyorlard. Fazlur Rahman'n kanaati udur: 3 Hadis literatrnde ortaya kt haliyle snnetin tamam, Hz. Peygamberin snneti deildir. Snnet konusunda, siyer literatr, umum! kanaatin aksine, hadis klliyatndan daha gvenilir durumdadr. Sz- konusu klliyatn "snnef'i, nemli lde, ilk nesillerin gr ve anlaylarnn sonucu olarak olumutur. Bu durumda, "Snnet'e dnmek", ihyacmm perspektifinden baklacak olursa, Hz. Peygamber'e deil, nemli bir yere kadar, ilk nesillere : yani tarih bir dneme- dnmek demek olur.

    Modemizm-ncesi ihyaclk, cidd bir dnce ksrl iindedir. hyaclann ou, bata bn Teymiyye olmak zere, entellektelizmin ve rasyonalizmin her eidine prensip olarak karydlar. Onlarn bu tutumu, slm dnyasnn nemli bir kesiminde ok basit bir eitim-retim programnn kabul grmesine sebep oldu. Bu programda bilime pek yer yoktu. Felsef dnce zaten bir "fikir sapkl" idi. tikad konularda kelm dnce bile ho karlanmamalyd. hyaclk, bu yolla hem kendisini bir ksrla mahkm etti, hem de tesirleri hal srp giden bir eitim anlaynn balatcs oldu. 4

    lk dnem ihyacl, slm'n itikad (tevhid) vehesiyle ictima adalet vehesini yeniden bir araya getirmeye almakla problemlerin zmnde nemli bir adm atmt. Ne yazk ki bu anlayn salt bir faaliyeti programla hayata intikali mmkn olamazd. Bunun imkn iin gcn Kuran'dan alan bir tefekkre ihtiya vard. Oysa ihyaclar, maalesef, byle bir umull gre (vizyona) sahip deillerdi.

    3. Ayn eser, 637.4. Fazlur Rahman, "Roots of Islamic Neo-Fundamentalism, Change a n i the

    Mslim VVbrtd, eds. Philip H. Stoddard ve bakalar, Syracus U.P., 1981, s. 32 vd.

  • XXI

    3. Klasik (slm) Modemizm

    lk ihyaclk, kkleri ve dallar slm dnyasnn iinde olan bir hareketti. Halbuki, onu takip eden "klasik moder- nizm" in dikkate almak zorunda olduu yepyeni bir fenomen vard: Hristiyan Bat. slm-Bat karlamasnn bir fikr bir de itimai (siyas, asker, ktisad vs.) yn vard. Birinde olup bitenler dierini dorudan doruya etkilemekteydi.

    Fazlur Rahman, Bat'dan etkilenmenin iki ynne iaret eder, bunlardan ilki, fikr ve ictima bir varlk olarak bizzat Bat'nn kendisi; yani Bat'da fikrin, bilim ve teknolojinin gelimesi. Batdan slm dnyasna ynelen hibir eletiri olmasayd bile, mslman aydn Ziya Paanm diliyle u tesbiti yapmaktan kurtulamazd:

    Diyar- kfr gezdim beldeler, kaneler grdm,Dolatrn mlk- slam btn viraneler grdm.

    Etkilenmenin ikinci yn ise, daha dorudan ve daha acmasz idi. Bat sadece Islm dnyasn topla tfekle igal etmiyordu. Onun inancn, zihniyetini, manev deerlerini, imkn ve kabiliyetlerini de sorguluyor ve eletiriyordu, burada nl Fa- ransz dnr ve bilim adam E.Renann slm'a ynelttii hcumlar ve Namk Kemal'in bunlara cevap olarak hazrlad Renan Mdafaanmestni hatrlamamz yeterli olacaktr. Eer Bat'nn felsefesi, bilimi, teknolojisi, hatta slma ynelik teorik hcumlar, slm dnyasnn gl olduu, Hristiyan Bat'nn bu dnyay, Akifin deyimiyle, "tek dii kalm canavar" halet-i ruhiyesiyle yok etmeye yeltenmedii bir zamana rastlasayd, slm-Bat mnasebeti elbette ok farkl biimde kurulabilirdi.

    slm dnyasnn bir silkinmeye, bir dirilie acilen ihtiyac vard. Ve slm olmadan her hangi bir diriliten sz etmek de mmkn deildi. te bu dnm noktasnda karmza klasik modemizm kyor. Fazlur Rahman, bir ok yazsnda bu modernizmin baarlarn ve baarszlklarn tekrar tek

  • XXII

    rar dile getirir. 5

    Klasik modemizmin, bilindii gibi, biri Ortadou'da, - teki de Hindistan'da olmak zere iki byk kolu vardr. zellikle Msr, Suriye ve Trkiye'de etkili olan Ortadou kanadnn nl temsilcileri Cemaleddin Afgan ve Muhammed Ab- duh idi. Afgan, Fazlur Rahman'a gre, ne byk bir lim, ne de byk bir mtefekkir idi. Buna ramen onun itimai ve siyas fikirleri, bu uyana zemin hazrlad. Muhammed Abduh ise, klasik usulle yetimi bir lim idi. Bu ynyle o, Hindistan kanadnn byk temsilcisi Seyyid Ahmed Han'dan olduka farklyd. Yaklamlar arasnda nemli ayrlklar olmasna ramen her ikisinin benzer sonulara ulamas dikkat ekicidir. Szgelii, biri Mutezilenin akl anlayna canllk kazandrmaya alrken br (Ahmed Han) slm filozoflarnn rasyonalizmini ihya etmek istiyordu. Ahmed Han mucizeyi inkr ederek tabiat kanunlarnn zorunluluunu msl- manlara kabul ettirmeye alrken, teki de mucizeyi messese olarak kabul etmekle birlikte u veya bu mucizenin inkrm bir iman meselesi olmaktan kanyordu. Ahmed Han bilim alannn iyice genilemesi iin din alann bir eit deiz- me gidecek kadar daraltyor, Abduh ise din alan ile bilim alann birbirine mdahale etmeyecek ekilde ayryordu. Her i- kisine gre de Bat'daki ilim ve hikmet hemen anlnmalyd, nk onlar zaten bizim mirasmzd. Bundan ekinmeye gerek yoktu, nk slm, ilim ve hikmet renmeyi art kouyordu. slm'n, ayn zamanda, Bat'dan gelen her tenkide cevap verebilecek ve kendisini savunabilecek gc vard. Namk Kemal Renan Mdafaanamestnde bunu btn leme iln etmekteydi.

    Klasik modemizmin etkileri olduka yaygn oldu. Hindistanda Seyyid Emir Ali'nin slm'n Ruhu adl eseri moder- nizm izgisi ile savunmaclk izgisini birlikte muhafaza etti.

    5. Burada zet halinde verilen bilgiler iin bkz. Fazlur Rahman slam, 13. Blm: Fazlur Rahman, slam and Modemity, Chicago ve London. 1982, 2. Blm; "Revival and Reform in slam", s. 642 vd. Roots oflslamic Neo-Fun- damentalism", s. 27-8 ve lslamlc Modernisn, s. 142-3.

  • XXIII

    Muhammed kbal, slmda Din Tefekkrn Yeniden Kurulmas balm tayan eseri ile {bir dizi konferanslar) fikr modernizmin acillik ve ciddiyetini gzler nne serdi.

    Abduh'dan sonra klasik modernizm orijinal izgisini maalesef kaybetti. Ortadouda gr n plana kt: Selefi- yecilik (Reid Rza ve onu takip edenler). Muhafazakrlk (Fe- rid Vecdi ve onun gibi dnenler) ve laik-Batclk (Th Hseyin ve onun gibi dnenler). Biraz sonra syleyeceimiz gibi, ada modernizm, bu dncelerin her biriyle hesaplamak zorunda kalmtr.

    Klasik modernizmin Ortadou kanadyla ilgili en geni almay Hamilton Gibb, 6 Hindistan kanadyla ilgili almay da W.C. Smith 7 yapmtr. Bu her iki aratrmacnn Fazlur Rahman zerinde etkili olduunu burada hatrlatmak isteriz. Gibb, 1945 ylna kadar uzanan modemist dneme u eletirileri yneltmitir: Modemistler, ilk olarak, baarnn sosyal tekml ile halk kitlesinin derin psikolojisi arasnda kurulmas gerekli bir dengeye bal olduu gereini anlayamamlardr. kinci olark, onlar bilimsel yaklamn en belirgin zellii olan tarih tenkid metodunu ihmal etmiler, bu metodu slm malzemeye tatbik eden arkiyatlara da pheyle bakmlardr. Metod yokluu, onlar kendi tarihlerinin baarlarn abartmaya gtrd gibi, Bat tarihini anlamaktan da mahrum brakmtr. nc olarak, onlar Baty bir btnlk iinde grp deerlendirememilerdir. Mesel, Bat rasyonalizminden pek az etkilendikleri halde, milliyetilikle alakal olmas ynnden Bat romantizminin etkisi altnda kalmlardr. 8 Benzer eletirileri W. C. Smith'in ad geen eserinde de bulmaktayz. Biraz sonra zerinde duracamz gibi, Fazlur Rahman, bu eletirilerde gerek paynn olduunu kabul etmekte ve klasik modemizmde grlen metod eksikliinin daha sonraki gelimelerle ne kadar yakndan ilgili olduunu gzler nne koymaktadr. Ayrca o, sz konusu ek

    6. Modem Trends in slam, Chicago, 1946.7. Modem slam in India, London, 1946.8. Gibb, a.g.e., s. 111 vd. Kr. W.M. Watt, Islamic Flndamentcdism and Moder-

    ny, London, 1988, s. 64-5.

  • XXIV

    siklii gidermek iin youn bir fikr faaliyete koyulmu ve slm modemizminin ciddi bir seviye kazanmasna yardmc olmutur.

    4. Yeni-hyaclk

    Fazlur Rahman, 1930lardan .sonra gittike glenen ve baz slm lkelerinde ayn zamanda siyas bir g haline gelen hareketleri, bazan "(klasik) modemizm-sonras ihya hareketleri", bazan "yeni-ihya hareketleri" yahut "yeni-temelcilik (NeO'fundamentalism) kelimeleriyle anlatmaktadr. 9 Aslnda, bu tabirlerden hibirinin "efradn cmi ayarn mni" bir tarifi yaplmamaktadr. Hatta bu terimlerin bir ksmnn slm lkelerinde konuulan dillerde karlklar dahi yoktur. Szgelii, temelcilik, esasclk vs. anlamlarna (yaklak olarak) gelen "fundamentalism"i ele alalm. Bu kelime ile Hanbellik, bn Teymiyye hareketi, hvan- Mslimn ve Ce- mat- slm hareketleri, hatta gnmz slm dnyasmda ortaya kan muhafazakr nitelikteki her din hareket anlatlmak istenmektedir. Oysa bu hareketler arasnda nemli farkllklar vardr. ngilizcede "fundamentalist" kelimesiyle Incilin zahirine sk skya bal olan, genellikle yeni dnce ve yorumlara kapal olan tutum ve davranlar anlatlmaktadr. "Fundamentalsm" Hristiyan dnyada hibir zaman geni kitlelere ulaabilen bir hareket olamam ve kk bir "ltizal"grubu olmaktan ileri gidememitir. Oysa ayn terimle adlandrlmak istenen slm hareketlerin byk bir ksm itihada aktr; modem bilgileri-semeci bir tarzda da olsa- kabule hazrdr. Kanaatimce, Fazlur Rahman da dahil olmak zere birok yazar, bu akmlann hamleci yann yeterince grp takdir edememitir. Onlardan ounun "temele geri dnmek" istedikleri dorudur. Fakat bu dn, C.Geertz'in hakl olarak iaret ettii gibi, "daha ileriye atlayabilmek iindir. 10 Bu bakmdan, "fundamentalist" diye adlandrlan birok mslman dnrn baz yazarlar tarafndan "reformcu" diye

    9. Bkz. slam and Modemity, s. 141-2.10. C.Geertz, slam Observed, Yale U.P., 1968, s. 69.

  • XXV

    nitelendirilmesine amamak gerekir. Szgelii, W.M. Watta gre, Seyyid Kutup bir "reformisf'tir. 11 Bilhassa Msr'da gelien ihyac harekete zaman zaman "yeni-selefiyecilik" dendiini de biliyoruz. Fazlur Rahman "selefi hareket" tabirini yazlarnda pek fazla kullanmaz. Bildiim kadaryla o, bu tabiri Reid Rzanm gelitirdii hareket iin bir ka kez kullanmtr. i2

    Yeni-ihyaclk, ilk dnem ihyaclma gre ok daha zengin bir, programa sahiptir. Bu, onun modernizm-sonras bir hareket olmasndan kaynaklanr. Bu hareketin en nemli zellii eitli fikirlere ok eitli cephelerde sava am olmasdr. O, sadece batclk karsnda deil, slm moderniz- mi ve hatta slm gelenekilik karsnda da cidd bir mcadeleye koyulmutur. Yeni-ihyacla gre, gelenekten ve batclktan bamsz kalnmadka hlis bir mslman kafann yetimesi mmkn deildir. 13

    Fazlur Rahman, yeni-ihyaclm msbet yanlarn yle deerlendirmektedir: a) Bu hareketler, islm dnyasnda sosyal, siyasal ve iktisad meselelerin mslmanlar tarafndan ciddiye alnmasna, halklk ve demokrasinin gelimesine, neticede de hrriyet alannn genilemesine imkn hazrlamtr. 14 Bu faaliyetlerin bir ksmnn nde gelen baz ihyac- larn hayatlarna mal olduu unutulmamaldr, b) Klasik modemizmin ar yanlarnn trplenmesine ve baz zayflklarnn gedirilmesine, dolayl yolla da olsa yardmc olmutur, c) slm dnyasnda hayatn inan boyutunu bir tarafa itmeye alan "l-dni" tutum ve davranlarn hi deilse ok fazla dal-budak salmasna mni olmutur, d) Modem eitimin, his- s seviyede de olsa, slm bir renk kazanmasna katkda bulunmutur. 15 e) Gelenekiliin gcn nemli lde zayflatm, zellikle gen nesillerin dine yaklamalarn salamakta

    11. Islamlc Findamentallsm and Modernity, London, 1982, s. 73. Kr. Ade Shi- tu Agbetola, 'The Equality of Man and Women in slam : Sayyid Qulb s Views Examined" slamic Studies, 28, 1989, s. 131-139.12. Bkz. Fazlur Rahman, "The Impact of Modcrmly on slam", Jscmic Studies V.N.2, 1964, s. 116.13. slam and Modemlty, s. 136, Kr. "Revial and Reform in slam", s. 641.14. "islamic Neo-Fundamentalism", s. 32 vd.15. slam and Modernity, s. 137.

  • XXVI

    olumlu hizmetler sunmutur.

    Btn bu olumlu yanlarna ramen, yeni-ihyaclk, Fazlur Rahmana gre, Islm dnyasnn problemlerini zen bir hareket olmamtr; tabiat gerei olamaz da. Yeni-ihyaclk, ilk dnem ihyaclmdan farkl olarak, ayaklar slm gelenek iinde olan bir hareket deildir. nde gelen yeni-ihyac- lardan hibiri, klasik slm! tahsilden gememitir. lerinde, mesel Muhammed Abduh gibi bir tek lim-mtefekkir yoktur. Hareketin banda bulunanlarn ou, hukuk, mhendislik, iktisad vs. alanlarnda yetimi samimi kiilerdi. Bunlarla da hakiki bir slm ihya hareketinin gelimesi her halde dnlemezdi. Onlar, ne slm, ne de Baty anlamamz konusunda derli toplu bir yaklam gelitirebildiler. Szgelii, Bat karsnda daima tutarsz ve clz kaldlar. Batdan aldklar yarm-yamalak bilgilerle Kur'an'm hayat (insan, cemiyet, tabiat vs.) grn telif etmeye kalktlar. Dnceden bahsettiler, ama entellektelizmin ve rasyonalizmin karsnda olmay da ihmal etmediler. Geri onlar, amel hayattan kopmu entellektelizmi bir eit "fikir alkolizmi" saymakta haklydlar. Fakat byle bir tesbitte bulunmak ayr, ok cidd bir fikir abas olmadan amel hayatn dzene girebileceine inanmak ise daha ayr bir eydi. 16 Btn bu zelliklerinden dolay, ihvan- Mslimn ve Cemaat-i slm gibi te- melci ve ihyac hareketler, zde deil, sadece espride ihyac o- labildiler,nk daha derinlere gitmeye gleri zaten yetmezdi.

    5. ada slam Modemizmi ve Problemleri

    aJ Yeni Bir Yaklaima Doru

    Aslnda, snrlar iyice izilerek temsilcileri aka belirlenebilen bir "ada Islm m.odemizmi,'nden bahsetmek kolay grnmemektedir. Modemist dncenin temsilcileri benzer problemler ve zmlerden szetmelerine ramen, bir

    16. Aymeser, s. 137; "Roots of Islamlc Neo-FandamentalisnT, s. 137; "Revtval and Reform in slam", s. 65 L.

  • XXVII

    "ekol" oluturmu saylmazlar. Birok yazara gre, ada din modernizmin en veld ve tutarl szcs Fazlur Rahman'dr. Bizim kanaatimiz de bu merkezdedir. Bu yaznn dipnotlarnda verilen kaynaklara bir gz atmak, byle bir tesbitin isabetli olduunu anlamak iin yeterlidir.

    Fazlur Rahmana gre, Kurann itima-ahlk nizam, tarihin seyri iinde hibir zaman tam ve tatmin edici lde gereklememitir. Bunun, burada zikredilmesi mmkn olmayan, eitli tarih sebepleri vardr. Bu bakmdan, belli bir dneme geri dnme hasreti iinde yanp tutumakla veya "geleneimizi koruyalm, her ey dzelir" demekle Kur'an dnya grnn gnmz artlan iinde gereklemesini hayal edemeyiz.

    Kur'an' ve Kuran'm Islmm tam olarak hayatn iinde grebilmek iin evvela onlann ne olduunu anlamak gerekir. Bu da yeni bir yaklamn varln art koar. Fakat burada, diyor Fazlur Rahman, kendimizi bir ksr dng iinde bulmaktayz. yle ki, slm dnyas fikr bir teceddd baarmak zorundadr. Bu olmadka yaplan hibir ey kalc olmaz. Dnce alannda bir yeniden kuruluun olabilmesi iin de modem eitim kurumlanna ihtiya vardr. Bunlann olabilmesi ise fikr yenilenmenin gereklerine gre yetimi insan gcne ihtiya gsterir. 17 Bu fasid emberin krlmas ne maziye dnmekte olur ne de Batdan baz eylerin almak suretiyle oluturulacak olan mekanik bir eklektisizme sanlmakla mmkn olur. Daha nce iaret edildii gibi, modemistin grevi, ada bir teoriyi slmla kaynatrmaya almak olamaz. Aslolan, modem dncenin varolmasn salayan pos- tulatlan hazrlamaktr. Ancak byle bir hazrlktan sonra mslmanm dnce alkanlnda kkl bir deime olabilir. Fazlur Rahman, bu son nokta zerinde srarla durmaktadr. Nedir bu yeni dncenin zellikleri? Onda otoriteye kr krne balanma yoktur. O, pheye, tenkiti tutuma, tashihe, akla, riski gze almaya ak olup deneyi n planda tutar. 18

    17. "Revtval and Reform in slam, s. 643.18. Ayru eser, s. 651,

  • XXVIII

    Bu dnce, z itibariyle, tahlilci ve tmevarma, olup sentetik bir yapya -yahut yasalara- ulamay dener. O, bu zelliklerini sadece tabiat sahasna deil, insan ve tarih sahasna da tamak zorundadr. Dorusu, onu hibir yerde durdurmamz mmkn deildir. Baka trl dnmek, akld, bir anlaya tekrar dnmek anlamna gelir. Szgelii, "tarih tenkitilik yntemi"ni ele alalm. Daha nce sylenildii gibi. Batl yazarlar, mslman modemistlerin bu yntemi hie saydklarn sylyorlard. Fazlur Rahman bu yaknmalarnda onlann hakl olduklarna inanr. Batllar, tarih tenkid metdunu evvela kendi tarihi malzemelerine tatbik ettiler. Geleneksel Hristiyanlk bundan epeyce zarar grd, ama zamanla toparland. Msterikler, ayn metodu, belki ok iyi bir ekilde olmasa da, slm malzemeye uyguladlar. Bu insanlardan bir ksmnn taraf tutmas, ilm beceriksizlii, bizzat metodu kullanma anlaynn kt niyete dayandn asla gstermez. Mslmamn bu yntemin kullanlmasndan rahatsz olmas, onun tarih slm normatif bir l iinde grmesinden kaynaklanmaktadr. Fazlur Rahman'a gre, bu metod, sadece slm tarihine, yahut snnetin olumasna deil, bizzat Kur'an'a dahi tatbik edilebilir; edilmelidir. Ne vak ki, byle bir gr, brakalm, muhafazakr aydnlar, modernist olduunu syleyen birok kimse dahi kabule yanaamamaktadr. Fakat mslman aydn, er veya ge, bu noktaya gelmek ve her eit kar kmalara ramen bu yolda mesafe almak zorundadr. Aksi takdirde slm, bir takm ibadet ve trenlerin pekitirdii bir duygu birliinden fazla bir ey ifade edemeyecek duruma gelebilir. 19

    Bu yeni yaklamn daha iyi anlalabilmesi iin Fazlur Rahman ok eitli "rnek-durumlar" gsterir. Biz, burada bunlardan sadece birini hatrlatalm. Batl yazarlarn Kur'- anm ok kadnla evlenme konusundaki tutumunu eitli alardan eletirdiklerini biliyoruz. Birok mslman aydn, zellikle ilk modemistlerin pek ou, bu eletirilerden rahatsz olmakta ve Kuran savunmaya koyulmaktadr. Onlara g

    19. Fazlur Rahman, 'The Impact of Modernity on slam", s. 121, 122 ve 127.

  • XXIX

    re, ok kadnla evlenme mslmanlann Kur'an' yice anlayamamalarndan dolay srp gelmitir. Konuyla ilgili ayetler birlikte dikkate alnrsa, Kur'an'm monogamiyi ngrd grlr. Fazlur Rahman bu tavrn doru olmadna inanr. Ona gre. Kur'an, kadnn durumunun dzelmesi iin ok nemli admlar atmtr. Fakat Kur'an'm poligamiye izin verdii de apak ortadadr. Bu gln iinden kmann yolu, Kur'an'- n ngrd ahlk ideal ile yedinci asr Arap toplumunun iinde bulunduu tarihi-sosyal gereklik arasndaki balanty grmemizle olur. Bu meselede, asrlarn kkletirdii bir kurum, hukuk adan sklp atlmam ve ahlk idealde (tabir caizse) ksm bir taviz verilmitir. Ayn ey, klelik ve benzeri birok mesele ile ilgili olarak da geerlidir. 20 Birok kimseye gre. Kutsal olanm, ilmi dnce veya baka bir ey adna, kutsal olmayan bir tarzda ele alnmas ok tehlikeli sonular dourarak slam' teki dinlerin iinde bulunduklar duruma drebilir. Byle bir endienin ne lde hakl olduunu grebilmek iin Fazlur Rahman'm Kur'an'a bakna biraz daha yakndan gz atalm.

    b. Kur'an ve slam Modemizmi

    slm dncenin yeniden inas abasnda Kur'an'm merkez bir yer tuttuu, Fazlur Rahman'm da iaret ettii gibi, birok kimseye garip grnebilir. Bunun sebebi, Kur'an' teki kutsal kitaplarla ayn dzeyde mtala etmektir. Oysa byle bir tutum doru deildir; nk bugn elde bulunan hibir kutsal kitap, Allah'n dorudan "Kelam" deildir. Yani onlar. Kur' an'm kendisi iin ne srd anlamda Tanr kelm olduklarn iddia etmemektedir. Kur'an ayetlerinin slm'n ilk gelime safhasnda byk bir titizle muhafaza edilmesi, toplanmas, oaltlmasnn ve asrlar boyu tek kelimesine dahi dokunulmadan bugne kadar getirilmesinin temelinde bu inan yatmaktadr. Yine, teki dinlerde kutsal kitaplar Kur'an'm oynad role benzer bir rol oynamaktadr, ama ayn rol deil.

    20. Ayn eser, s. 121-2. Kr. Revival and Reform in slam s. 652 vd.

  • XXX

    Bu sylediklerimiz sadece mslmanlarn gr deil, tarafsz her ilim adamnn da grdr.

    Madem ki durum bu merkezdedir, yleyse burada akla yle bir soru gelebilir: Yzyllardr binlerce mstesna zihnin anlad ve yorumlad bir metni yeniden anlama ve yorumlama niin hayat bir mesele olmaktadr? Fazlur Rahman'a gre, hibir kutsal metin anlama ve yorumlama szgecinden gemeden hayata tatbik edilemez ve hibir yorum ve anlama da mutlak olamaz. Modem bilgi ve tefekkr bize aka gstermektedir ki, anlama ve yorumlama belli bir psiko-sosyal ereve iinde olup bitmektedir. Bu ereve ise, asla statik deildir. Kald ki Fazlur Rahman, tarihin seyri iinde mslman- larn hayatlarnn her noktada ve son tahlilde Kuran'a dayand grn de kabul etmemektedir. Onun srarla zerinde durduu temel gr udur: Mslman lim ve dnrler, "Kur'an'n kkl bir birlik oluturduu ve temel izgeleri aka grlen bir dnya gr sunduu gereini" her zaman gz- nnde bulunduramamlardr. Baz ilim ve fikir sahalarnda bunun bedeli ok ar denmitir. Buna en gzel rnek, Er kelmdr. Allah'n kudretini n planda tutmak gayesiyle insanda kudret ve iradeyi grmemenin, ilh buyruk ve yasaklardaki gayeyi dikkate almamann, sebep-sonu ilikisini inkr etmenin ve neticede bir eit atomculuu iman esas haline getirmenin, Kur'an'm birlik ve btnlk arzeden dnya gryle badar yan olmasa gerektir. Kur'an birlik ve btnl grememe, mutezil kanatta da baka problemlerin domasna (Allah'n sfatlarnn inkr, ilh kudretin snrlanmas vs. gibi konularda) sebep olmutur. 21

    slm filozoflar ve mutasavvflarnn oluturduklar fikr saha, Kelm'mkine nazaran, bir btnlk oluturmaktayd. Fakat felasife'nin grd btnlk, diyor Fazlur Rahman, Kur'an'dan karlan bir btnlk deil, Kur'an'a giydirilen bir btnlktr: nk onlarn zihn yaplar yeterince "slm", yahut "Kur'an" deildi.' Szgelii, filozoflarmz Kur' anda ifadesini bulan ahlk duygu ve tecrbenin canlln

    21. slam and Modemity, s. 1 vd. ve s. 152.

  • XXXI

    takdir edemediler ve sandlar ki bir ahlk ilkesi ile bir meta- matik nermesi arasmda-en azmdan kognitif adan -fark yoktur. Din- ahlak tecrbenin elbette kognitif bir yan vardr, fakat yine de o, teki btn tecrbelerden kkl bir farkllk arzeder. Sradan bilgi faaliyetimizde sadece baz bilgiler (malumat) elde ederiz; oysa din-ahlk tecrbede anlam, deer, gaye, otorite ve cillik vardr. slm filozoflarnn uluh- yet anlay da "tamamiyle Yunan felsefesinin" anlayyd. Tanr burada yaratan ve yn veren bir varlk deil, lemi aklayan bir ilke durumdayd. 22 Onlann eserlerini gzden geirdiimiz zaman ahlka ne kadar az dikkat harcadklarn hemen grrz. Batl baz yazarlara gre bunun sebebi, filozoflarn ahlk buyruk ve yasaklar eriata brakmalaryd. Bu grte doruluk pay olmakla beraber, Fazlur Rahman'a gre, mesele o kadar basit deildir. Filozoflar ulatklar metafizik zirveye yle bir akla balanmlard ki, aaya inip ahlk konularyla megul olmaya zaman bulamadlar. Oysa onlar, bizzat eriatn ndayanaklann dikkate alan cidd ve objektif bir almaya koyulabilselerdi, hem daha farkl bir felsefe ortaya koyar, hem de Snnliin zenginlik kazanmasn salarlard. Byle bir durum olmad iin Snnlik tek yanl olarak felsefeye hcum etti ve sonunda bizzat kendi kendini fikr ksrla ve manev yoksullua mahkm etti. Halbuki serbest fikr faaliyet, Kur'an dindarlk grnn bir parasn oluturmaktadr. Burada "serbest kelimesiyle "snrszlk" kasde- dilmemektedir; nk hlis bir dnce ancak belli bir snr iinde mmkn olur. Byle bir fikir Kelm yoluyla deil Felsefe yoluyla oluup dal budak salabilirdi. 23

    Fazlur Rahman'n Kur'n ve tasavvuf ilikisi konusunda syledikleri Kur'an-felsefe ilikisi hakknda sylediklerine nazaran daha da serttir. Tpk filozoflar gibi mutasavvuflarm da pek ou Kuran btnl gremediler. Tasavvuf derin ''duygu"dan, zel "marifetten bahsetti; ama objektif bilginin ikinci plana itilmesine de yardmc oldu; mahede ile nazar akl arasna uurumlar soktu ve neticede de hkim olduu top

    22. "The Post-formative Developments in slam, II, Islatnic Studies, II, 1963, s.301.

    23. Ayn eser, s. 303.

  • XXXII

    raklarda yksek seviyede bir fikir yapsnn olumasna imkn vermedi. Panteizmin nihilist tesirlerine ise burada temas etmeye hi gerek yotur. 24

    Acaba slm hukuku, Fazlur Rahman'm szn ettii de- rn btnl koruyabildi mi? Aslna baklrsa bu konuda o da pek baarl olamad. Fakat hukuk, daha ziyade amel sahay ilgilendirdii iin orada btnln yokluu ilk bakta dikkati ekmeyebilir. Ayrca, kabul etmek gerekir ki, hukukular, filozof ve kelmclara nazaran daha pratik ve gereki idiler. Baz yeni hususlar mevcut slm yapyla kaynatrmada muvaffak olmalarnn sebeplerinden biri de onlarn bu zelliiydi. 25 Fakat yine de geni bir adan bakldnda, slm hukuk yaps, genelde, Kuran ve Snnetle balantl ise de, Kur'an'm itimi-ahlk deerlerini tam anlamyla aa karan fikr ve sistematik bir zemine dayanmamaktadr. 26

    Hal-i hazr duruma gelince, Kur'anm blk prk anlalmas ve yorumlanmas faaliyetine, maalesef, devam edilmektedir. Bu durumdan nasl kurtulacaz? Bu soruya doyurucu bir cevap bulabilmek iin Fazlur Rahman nemli bir mesai harcamtr. Yukarda iaret edildii gibi bu konu onun iin akademik bir konu deil, koca bir slm dnyasnn hayat- memat meselesidir. "slm'n hayata getirilmesi gerekmektedir." islm sfatm almaya lyk her hareketin ana hedefi bu- dur. Ama hangi slm'? "Babamn bana rettii tarihi slm m?" diye soruyor Fazlur Rahman. Elbette hayr. Bugnk meselelerimize cevap verecek slm, "Kur'an ve Snnet'in slm'dr". Tarihin bize retecei hi bir ey yok mudur? Bu sorunun cevabn "slm modemizmi ve gelenek" konusunu ele aldmzda vermee alacaz.

    Fazlur Rahman, yukarda iaret edildii gibi, Kur'an'm anlalmas ve yorumlanmas konusunda kkleri ve birok yapc unsurlar slm gelenekte olan "yeni" bir yaklam, yahut yntem ne srmektedir. O, bize kendi manevi meselelei-

    24. 'The Post-formative Deveioptents in slam, ], Islamic Studies,I,1962, s. 2125. Kr. slam and Mademity, s. 3.26. Ayn eser, 29.

  • XXXIII

    ni bu yeni yolla halletilni sylemektedir. "Benim inancmn btn dokusu", diyor Fazlur Rahman, "Kur'an'm rettiklerine dayanmaktadr". O, dosta sohbetlerinde sk sk "ben Kurn mslmanym" derdi. Peygamberin hayatn ve Kuran tetkik etmek, slm'n mn ve gayesini anlamak hususunda bana yeni ufuklar kazandrd ve bal bulunduum gelenei yeniden gzden geirme imknna da bu vesile ile kavumu oldum". 27 Bu ifadeden de anlalaca zere, Kur'an' doru drst anlamann iki nemli fikr sonucu vardr: slm-fikr yapy yeniden kurmak ve tarihin seyri iinde alp gelen din gelenein slmliini belirleme konusunda bir kritere sahip olmak. Aslnda bu, birbirine sk skya bal iki. fikr ameliyedir.

    Fazlur Rahman, bata slm ve adalk olmak zere birok yazsnda, "sistemli yorumlama metodu" eklinde adlandrd yaklam hakknda nemli eyler sylemektedir. Ona gre Kur'anm yeniden yorumlanmasn salayacak me- tod iki nemli basamaktan olumak durumundadr: (a) zm bekleyen bir meseleyi, bir durumu btn imknlar kullanarak anlamaya almak. Baka bir deyile, onun mahiyetinin ne olduunu, hangi oluturucu unsurlardan meydana geldiini tesbit ve tayin etmeye gayret etmek. Burada iki nokta nem ar- zetmektedir: Bilgi ve fikr drstl de yanma alan cesaret. Bilgi elde etme hususunda sosyal bilimlerden geni lde yararlanlabilir (Bu bilim dallarnn slm dnyasndaki perian halini imdilik bir yana brakyoruz). Belirleme ii bitinr ce, problemi btn ynleriyle gslemek zorundayz. Savunmac bir ruh hali iine kendimizi mahkm ederek meseleleri rtmenin, yahut parlak klieler retmenin hi yaran yoktur. Hele bir tarafa slm, teki tarafa da modem hayatn glklerini koymak ve tabir yerinde ise "resm bir iki yzllk" taknmak, en byk zaran dourur, (b) Durumu Kur'an'n nda grmeye ve deerlendirmeye almak. Kur'n, benzer durum ve durumlar hakknda ne diyor, nasl zmler ngryor? Belirtilmesi gerekir ki, Kuranm sunduu zmler, ge

    27. The Courage of Conuictior, ed. Philippe L.Berman, Santa Barbara, 1985, s. 115.

  • XXXIV

    nellikle, mnferit vak'alarla lgilidir. Yani, ok kere sanldnn aksine, Kur'n sosyal hayatla lgili olarak genel ilkeler deil zel zmler vazetmektedir. Onun mukabelede bulunduu durumlar ve getirdii zmleri grmek ve neticede Kur an'dan genel ilkeler karabilmek iin szkonusu durumlarn tarih ve sosyal artlarn bilmek ve anlamak gerekir. Bu, vazgeilmez bir arttr. Kaynaklar, zellikle de esbab- nuzl ile lgili literatr, siyer kitaplar vs. sistemli ve her zaman tutarl bilgiler vermiyorsa da bize yardmc olabilecek miktar ve keyfiyettedir. te yukarda szn ettiimiz tarih tenkid metodu ncelikle bu 'slm malzeme"ye tatbik edilmelidir. zel olan genelletirilirken Kur'an'm dnya grnn tamam dikkate alnmak zorundadr. Aksi takdirde tarihte ok uygulanan birebirlik zm ekli (bir ayetl-veya hadisi-alp belli bir problemi zme ekli) niha tahlilde sistemsiz bir yapnn domasna sebep olur; olmutur da. Pek tabi daha nceki tefsirlerden geni lde yararlanlabilir; fakat bu, Kur'an'm nzil olduu yllarn bize sunduu malzemeye (Kur'an'm bizzat ele ald konulara) nazaran ikinci derecede nem arzeder.

    imdi meseleyi Kur'an'a gtrdkten sonra tekrar geri dnmek ve zm getirmek istediimiz problemi bu zaviyeden ele almak icabeder. Eer bir zm bulanabilmise, bunun ad slm zm olacaktr. Bulunamamsa iki ihtimal vardr; Ya problemin tesbit ve tayininde, ya da Kur'an'm anlalmas ve yorumlanmasnda hata edilmitir. Bu takdirde konuyu daha fazla bilgi, daha derin ve sistemli bir dnmeyle tekrar ele almak iin aba sarfetmek gerekir. 28

    Fazlur Rahman, tslam ve adalk'm Giri ksmnda kendi yorumlama anlayn iki modern yorumlama teorisinin yardmyla aklamaya alr. 29 Bunlardan ilki gnmzde en iyi E. Bettinin temsil ettii "objektiflik okuludur. Buna gre, u anda nmzde bulunan bir ifadeyi anlayabilmek ve yorumlayabilmek iin szkonusu ifadenin sahibine, yani onun zihin dnyasna geri gitmek gerekir. Bu yaplnca o

    28. slam and Modemlty, s. 4 vd. F. Rahmann bu grlerinin gzel bir zeti iin bkz. W.M.Watt, islamic Fundamentalsm and Modemity, s. 68 vd.

    29. Ayn eser, s. 8 vd.

  • XXXV

    fade tek bana urada duran bir ifade olarak deil, ait olduu zihnin topyekn yaps iinde, yani o zihni oluturan teki yapc unsurlarla birlikte ele alnm ve muhtemelen anlalm olur.

    kinci teori ise gnmzde en ak ifadesini Georg Gada- mer'in 30 yazlarnda bulan "fenomenolojik doktrindir ki, buna gre, her eit anlama tecrbesi, tecrbe sahibinin daha nce artlanm olduu gereini dikkate almamz gerekli klar. Anlayan ve yorumlayan bir kii olarak beni belirleyen ey, Gadamer'e gre, "effektif tarih"tir. Benim varlk dnyama giren her ey, inceleme konusu olan eyin tarih etkisi ile birlikte ele alnmadka bilimsel olmayan bir yola sapmak kanlmaz olur. Biz kendi artlanmlmzm uuruna varsak dahi onu bir yana itmeyi baaramayz. O halde bir eyin "objektif olarak anlalmas diye bir ey szkonusu deildir.

    Fazlur Rahman kendi yorum anlay ile Gadamerinki- ni karlatrarak yle der: Eer Gadamer hakl ise, benim Kur'an'm anlalmas ile ilgili olarak ne srdm "ifte hareketlilik" anlay (u andan Kur'an'a gitmek ve Kur'andan tekrar u ana gelmek suretiyle problemi zmek) mnsz olur. Gadamer, insann kendi uur dnyasn farketmesini, kapal hayat emberi iinde, nemsiz bir kvlcm gibi gryor. Oysa byle bir uur, basit bir kvlcmdan ok daha fazla nem arzeder. Hz. Muhammedin tarihe mdahelesini bir yana brakalm, bir Gazlnin, bir Ear'nin slmn "effektif tari- hi"ni ne lde etkilediini biliyoruz. Maziye uurlu ekilde mdahelede bulunma, diyor Fazlur Rahman, birbirinden ayrdedilebilen iki hususu ihtave eder: incelemeye konu olan mazi"nin objektiflik iinde belirlenmesi -ki Gadamer bunun mmkn olduuna inanmyor- eer yeterli bilgi ve veri varsa pekl yaplabilir. teki husus ise, bizzat mukabelenin kendisidir ki, o, kanlmaz olarak deerlerle balantl olduu gibi, mukabelede bulunann "effektif tarihini de ihtiva eden mevcut durumuyla yakndan balantldr. Bu durum elbette mukabelede bulunan mukabele tarzn belirler; fakat bunu bir

    30. Bkz. H.G. Gadamer, Truth and Method , New York, 1975.

  • XXXVI

    nbelirleme olarak grmemek gerekir.

    Fazlur Rahman'n burada zerinde durduu ayrm, onun yine metodla ilgili olarak ne srd bir baka ayrmla olduka yakndan ilgili grnmektedir. 31 O, vahyin bir "bilgi ile ilgili" (kognitif) yannn, bir de duygusal, estetik vs. yannn bulunduunu syler ve yle devam eder: Vahyin niha gayesi, phe yok ki, iman denen ve baka hibir eye indirgenemeyen zihin halini dourmaktr. yle bir hal ki kiiyi smsk yakalar ve ondan hayat taleplerde bulunur. Bu husus, Kur'n vahyinde aka grlmektedir. Benim Kur'an'm anlalmas konusunda ne srdm metod, temelde kognitif yanla ilgili olan ve vahyin mesajn anlamay hedef alan bir metoddur. Kognitif yan szkonusu olduunda mslman olmayan aratrmaclarn da ortaya koyabilecekleri bir katk vardr. Nitekim ciddi batl limlerden slm hakknda ok ey rendii- mizi inkr edemeyiz. Onlann tarih slm hakknda yaptklar aratrmalar, elbetteki "normatif slm"a bir katk sayamayz. Fakat onlann normatif Islm'la ilgili yaratc dnce ve yorumlar hzlandrd da tarih bir gerektir. Kognitif aba kiiyi imana gtrebilir: yahut iman kognitif anlaya derinlik kazandrabilir. Fakat bu, ikisi arasnda bir ayrmn yaplamayaca anlamna gelmez. Kur'n vahyinin mesajm anlamann ve ona gre yaamann mminlere has olduunu sylemeye dahi gerek yoktur.

    zetlenecek olursa, Fazlur Rahman'n "kkleri Islm fikir tarihinde bulunan yeni metodu", niha noktada, kaynan Kur'n ve Snnetten alan itima-ahlk ilkeler ile onlarla uyum iinde olan baka ilkelerin yer ald bir yap ile ilgilidir. Kur'n ve Snnetin anlalmas, Hz. Peygamberin yaad dnemin sosyo-kltrel yapsn anlamayla dorudan doruya alakal olan bir meseledir. Aynca, vahyin metafizik boyutu ile itima-ahlk boyutunun birlikte mtala edilmesi gerekir. Szgelii, Kuranm ulhiyyet, ibadet ve sosyal adlet anlay sk skya birbirine baldr. Bu iieligin Islm

    31. slam and Mademity, s. 4, Kr. F. Rahman, 'The Challenge of Modem Ideas and Soclal Values to Mslim Societies", intem.atton.ai Islamic Collogium Papers, Lahore, 1960, s. 94 vd.

  • XXXVII

    tarihinde ve gnmzde yeterince dikkate alndn sylememiz, maalesef, mmkn deildir. Kur an vahyinin anlalmasn zorlatran en nemli sebeplerden biri, bir yandan onun metafizik boyutunun -hatta zaman zaman ibadet ve ahlk boyutlarnn- zellikle "btmclar" tarafndan samalk derecesine varacak lszlk iinde yorumlanmas, te yandan da ruhtan uzak bir lafzclm geni snn kitlelere hkim olmasdr. 32

    Fazlur Rahman'a gre, burada "yeterli bir metod"dan bahsetmek herkesin kabul edecei tek bir tefsir ortaya koymann aresini aratrmak anlamna gelmez. Bu, zaten ne mmkndr, ne de arzu edilen bir eydir. nemli olan, Kur'anm birlik ve btnlk arzeden yapsna ters den, onu zorlayan anlay ve yorumlar nlemektir.

    6. slm Modemizminin Zayf Yanlan

    Fazlur Rahmann slm modernizmine ynelttii eletiriler, duruma gre, ok farkl zellikler rzetmektedir. Modemizmin slm tarihine "erefli bir sayfa eklediini" 33 syleyen o, yeri geldiinde ayn akmn "aklszlklar"ndan da aka bahsetmektedir. 34 Her eyden nce u hususun bilinmesinde yarar vardr: Mslman modemistin samimiyetinden, onun slm'n temel kaynaklarna dayanarak slm gayelere hizmet etme niyet ve abas iinde bulunduundan kimsenin phe etmeye hakk yoktur. Fakat samimi olmak, baarl olmann, ne yazk ki, teminat deildir. Baarszlklarn baz sebeplerini u ekilde sralayabiliriz:

    a) Modemistlerin ou, "yeni yaklam" konusunda nemli hizmetler ifa etmekle birlikte, her zaman yeterli lde cesur ve tutarl davranamadlar. Szgelii, semecilii eletirdiler, fakat kendileri de semecilikten pek kurtulamadlar. Modem tefekkr ve bilgiden gerei kadar yararlanamadlar.

    32. slam and Modemity, s. 143 vd.33. "Roots of islamic Neo-Fundamentalism, s. 27.34. "The Impact of Modemity on slam", s. 125; Kr. "islamic Modernism", s.

    331.

  • XXXVIII

    slm dnyasnn dinden pek holanmayan "aydnlan" Bat daki din aleyhtarlnn neredeyse tamamn slm dnyasna tadlar. Freud, Feuerbach, Marx ve daha birok tannm melliflerin eserleri mslman genler tarafndan okunurken onlara verilen ciddi cevaplardan habersiz kalnd. Yeni yetien nesiller iki cereyan arasnda kaldlar: Kurumlam din ve onun karsnda taknlan menfi tavr. slm modemizmi, salam temellere dayal baz metafizik dnceleri, felsef te- izmi, ada teleolojik akmlar, psikolojism ve sosyolojism gibi indirgemeci cerayanlan konu edinen ve eletiren yayn1 lan kendi zemininde kullanabilseydi, yolunu amakta daha gl olabilirdi.

    Modernizmin gelitirdii gler, bir asrdan fazla bir zamandan beri slm dnyasnda, u veya bu derecede, var olmasna ramen, henz bir "slam entellektelizmi" oluamad. Bu olmadan da slmn sistematik ve messir bir terminoloji ile ifadesi mmkn olmad. Fazlur Rahman'a gre, bunun iki nemli sebebi vard: slm dnyasnn siyas ve iktisad mahkmiyeti ve eitim alannda grlen karmakanklk. 35

    b) slm modemizmi, slm gelenekili ile ilikilerini bir trl dzene sokamad. En byk darbeyi de ondan yedi. "Normatif slm" (Kur'an ve Snnetin slm) ile "tarihi slm" arasnda bir aynm yapan her ilim adamnn ba, gelenekilikten yana skntya girmitir; nk geleneki, mo- demistin eletirdii tarih slm'n kendisini normatif mahiyette grr. Onun din anlaynda, mesel, Ear kelm - hatta bu mezhebin atomculuu- bir mtefekkirin gr deil, bir iman esasdr. Geleneki, tarihe yansyandan baka bir slm bilmez. O, o tarih iinde yaar ve o tarih iin konuur. Bu tutum gelenekiyi adeta kr etmitir. Akl d bir grnm sergileyen "otoriteye balanma" alkanlnn da temelinde yanl bir gelenek anlay yatar. Kelm'da, fkhta, (hele) tasavvufta kr krne otoriteye teslimiyet, naivliin, irrasyo- nalizmin ve Kur'an'm ruhuna uymayan birok olumsuz tutumun doup gelimesine sebep olmutur. Teslimiyet, yeni otori

    35. "The Impact of Modernity on slam", s. 118-9.

  • XXXIX

    teleri.bu kinciler de yeni- teslimiyeti anlaylar dourup beslemitir. Yani, tam bir fsid daire olumutur.

    Genel olarak zannedildiinin aksine, Fazlur Rahman geleneklerin karsnda yer alan bir dnr deildir. O, byk lde slm geleneinin yetitirdii bir insandr. Yaratc dnce, Fazlur Rahman'a gre, bolukta varolmaz. Hele slm gelenei, uzun sren durgunluuna ramen, ok zengin olup slm kiilie derinlik ve zenginlik kazandracak yapdadr. 36 Fakat bu zenginlikten yararlanlabilmesi iin szkonusu yapnn tarih tenkid metodundan gemesi gerekir. Bu gelenein ncelikle ilm metodundan gemesi gerekir. Bu gelenein ncelikle ilm usullerle aratrlmas ve varlan sonularn eitifh kurumlanna sratle aktarlmas icabeder. Mesel, Peygam- berin "model insan" olarak alnmas, slm kiiliin vazgeilmez artdr. Fakat gelenek yle bir peygamber kiilii izmitir ki, bu kiilik tarih olmaktan ok efsanevdir. Bir efsanenin ise "usvetun hasenetun" (33, Ahzab, 21) olmasn beklem eyiz . 37

    Fazlur Rahman'a gre, slm dnyas, gelenek konusunda ok kat davrand iin onu eletirmeye ynelen her tutuma pheyle bakmtr. Hem kendi iinden kp hem de bu gelenei eletirmeye kalkan olunca, onu "hin", "batc", "batnn szcs", "yerli arkiyat" vs. saym ve slm modemis- tini de Islm' batnn terminolojisi iinde anlatan kt niyetli biri olarak grp deerlendirmitir. 38 Byle bir sulama ve onu destekleyen geni ve gl muhafazakr psikoloji, dini sosyal hayatta bir tarafa iten batcnn deil, mslman mo- demitin ok yerde elini kolunu balamtr.

    c) Mslman modernist, ngrd zm eklinin "l- din zmler"den esasta farkl olduunu duyuramad iin ok kere yalnz kalm ve deimelere yn veren bir fonksiyon icra edememitir. Fazlur Rahman'a gre, bir yandan ulemann

    36. "Roots of Islatnic Neo-FundamentaJism" s. 33.37. Bkz. "The lmpact of Modemity on slam" s. 122.38. Fazlur Rahman, "Some Islamic Issues tn the Ayub Khans Era". Es s ay s on

    fslanCc Clviiizatfon, ed. D.P. Little, Leiden, 1976, s. 305.

  • xxxx

    yumuama ve aydnlanma bilmez kat muhafazakrl, te yandan mslman modemistin "aklszlklar slm hesaba katmayan zm ekillerinin dal-budak salmasna sebep olmutur. Geleneksel ulema eriatn deimezlii zerinde srar etmektedir. Onlarn bu tutumunu baz batl yazarlarn dolayl bir yolla da olsa desteklemesi dikkat ekici grnmektedir. Bu sonunculara gre, klasik slm hukukunun dnda yer alan her zm ekli, ad ne olursa olsun, slm deildir. 39 Bu, tamamen hatal bir dncedir. slm modemistinin yapmak zorunda oluduu ilk ey, diyor Fazlur Rahman, slm hukukuna, eriata, deiiklik getirmektir. nk slm zm, sadece Kurn ve Snnet'ten karlabilecek ilkelere dayanan zmden ibaret olamaz. Bu ilkelere ters dmeyen, onlarn belirledii dnya grn bozmayan zm ekilleri "gayr- slm" grlerek bir tarafa itilemez. Aslnda eriat dediimiz messese, belli bir yere kadar, haric kurum ve kurulularn yardmyla olumutur. Daha nce iaret edildii gibi, slm hukukularnn pratik ve gereki olular, byk bir siste- min-yzlerce alt-sistemleriyle-deie deie olumasna imkn hazrlamtr. "Deime ilkesi"ni kabul ettiimiz takdirde, ona gelii gzel bir snr izemeyiz. Onun snr, Fazlur Rahmana gre, manev ve ahlk hayatmzn temelini oluturan Kuran ilkeler ve tima hedeflerdir. Baka bir deyile, deime ilkesinin gerei, Kuranm zel hukuk hkmlerine uzanacak lde serbest tutulmak zorundadr. 40 Bu izgi zerinde dnmek ve hareket etmek, daha nce iaret edildii gibi, Kuranm ebedliini inkr etmek anlamna gelmez, nk zel bir sosyal hdise ile ilgili zel bir zmn ekli (mns, ruhu deil) ezeli-ebed olamaz. 41

    slm-olmayan zm ekillerinin slm dnyasnn her tarafnda yaygn olduunu kabul etmek durumundayz. Baz lkeler bunu aka itiraf etmekte, bu konuda sessiz kalmay siyasetlerine uygun bulmakta, bazlar da ayn eyleri "slm" etiketi altnda yapmaktadr. 42 slm modernizmi ha

    39. "islamic Modemisin", s. 332.40. Ayneser, s. 331.41. Ayn eser, s. 332.42. The Impact of Modernity on slam", s. 119-120.

  • XXXXI

    kiki bir alternatif oluncaya kadar bu durum devam edip gidecektir. slm orta snfnda bugne kadar ortaya kan deimeler, bunun byle olduuna iaret etmektedir. Geleneksel ulema, bir yandan modem bilim ve teknolojinin her trl imknna ak olacak, hem de orta snfa geleneksel slm' hayat tarz olarak sunacak. Bunun sonunun iyi gelmeyeceini grmek o kadar zor olmasa gerektir. Dorusu, slm zm arayanlarla, hayat din olmadan dzenlemeye alanlar arasndaki karlamada, ulemann klasik tavn hemen hemen daima kincilerin iine yaramtr. 43

    slm modemizmi, slm dnyasndaki din-siyaspt ilikisi yznden de baz skntlar gslemek zorunda kalmtr; nk bu iliki .daima salksz bir grnm arzetmitir. Din, ok kere, slm'la hi ilgisi olmayan siyas maksatlar iin kullanlmak istenmitir. Fazlur Rahmana gre, "slm da din-siyaset ayrm yoktur" slogann dillerinden drmeyenler (din partiler), slm deerlerin siyaset yoluyla gerekletirilmesini deil, geleneksel slmn kendi siyas geleceklerini garanti etmesini arzu etmektedirler. Bu da din konusunda duyulan ktmserlie g katmaktadr. 44 Bu ktmserlik, beer hayat din boyutundan mahrum etmek isteyen, deerlerin mteal kaynan, kutsalln ve evrenselliini inkr eden grlerle -onlara ne ad verilirse verilsin- birleince insan, bata yabanclama olmak zere, eitli psiko-sosyolo- jik maraz hallere srkleyebilir. Kur'anm n grd ahl- k-ictima toplumun varolmas asndan bakldnda, dn hayatn dna itmee alan bir grn Ortaan dejenere olmu sufilii ile Hristiyan teolojisinden pek fark yoktur. Fakat bugn birincisi ok daha tehlikeli bir mahiyet arzet- mektedir. 45 Bu, onun "modernlik", "adalk", hatta zaman zaman "bilimsellik" adna yol almaya almasndan ileri gelmektedir.

    slm dnyasnda birok aydn pratik baz arelere ba

    43. slam and Modemlty, s. 15 ve 140.44. Ayn eser, s. 15.45. Burada slam and Modernity'nin 4. Blmnde (s. 130 vd.) y r alan grle

    re dayanmaktadr.

  • XXXXII

    vurarak bu gidii durdurmaya, en azndan yavalatmaya, almaktadr. Fazlur Rahman, bu yolla baarl olunacana ve sonunda Kur'anm itima-ahlk toplum dzeninin kkleeceine inanmyor, bunun olabilmesi iin evvela kkleri eitimde olan bir sosyo-kltrel programn uygulanmasnn art olduunu sylyor. Bu, bizi, son yllarda hakknda ok konuulan,buna ramen bir trl aydnlk kazanamayan bir konuya "bilginin slmlatrlmas meselesine getirmektedir. 46 Ne demek "bilginin slmlatrlmas? Akla gelen ilk ey udur: Batda gelien modem laik eitimi benimsemek ve onu slmlatrmak; yani bir takm temel slm! kavramlar yapya yerletirmek. Fazlur Rahman'a gre, bu yaklamn iki ana hedefi vardr: rencilerin karakterlerinin slm deerlere gre ekil kazanmasn salamak; kincisi, eitim-retim alanlarn gzden geirerek muhteva ve istikamet ynnden gerekli deimelerin slm adan gereklemesi imknn hazrlamak. Aslnda, bu iki gaye birbirine baldr. Karakterin olumas daha ziyade eitimin ilk basamaklarnda olmaktadr. Fakat eitimin son basamaklarnda slm oriyan- tasyondan hibir iz yoksa, daha nce elde edilenlerin yitirilmesi, ok sk grld zere, kanlmaz olur. 47 'Yksek renim alanlarnn slm deerlerle renklendirilmesi" aklk kazanmay gerektiren bir ifadedir. Bugn bilim dallarnn (ok geni olarak) tabiat bilimleri ve sosyal bilimler eklinde iki ana gruba ayrld gereinden yola kacak olursak, u sylenebilir: Fizik bilimlerinin muhtevasna mdahale edilemez; fakat onlarn genel oriyantasyonu deer erevesinde mtala edilebilir. Bilim adam, almalarnn insanla ne getireceini sorumluluk iinde dnmesi gerekir. Daha da nemlisi, bilimsel bilginin u sorulara cevap vermemizi kolaylatrmak zere bir birlik oluturmas ve lem hakknda genel bir gr oluturma istikametinde yol almas gerekir: Alemin bir anlam var mdr? O, daha yksek bir iradeye ve gayeye iaret etmekte midir? Yoksa, "lem, maddenin sonsuzca ve anlamszca kouup durmasndan m ibarettir"? Bunlar,

    46. Aymeser, s. 131.47. Ayn eser, s. 132.

  • XXXXII

    nazar mahiyette olmakla birlikte pratik hususlar da tazammum eden sorulardr.

    Beer ilimlerin deerlerle yakn ilikisi gzler nndedir. Bu, onlann sbjektif olduu anlamna gelmez. "Objektif1 mahiyette olan deerlere gre istikamet kazanmann, kendi bana, sbjektif olmakla bir ilgisi yoktur. 48

    Fazlur Rahman'a gre, eitli bilgi dallarnn slmla- tmlmas gayesi, Kur'an'a dayal bir metafizik oluturulmadka gerekleme imkn bulamaz. slm dnyasnda "slm ve Eitim", "slam ve Ekonomi", "slam ve Psikoloji" gibi balklar tayan kitaplarn saysnn az olmadm biliyoruz. Bunlar bir takm makul grlere yer vermekle birlikte, esas itibariyle savunmac bir ruh halini yanstan eserlerdir. Bu eserler, sayca ne kadar ok olursa olsunlar, slm ihya hareketlerine ancak ok dolayl yolla katkda bulunabilirler.

    Sonu: Yukardaki satrlar, Fazlur Rahman'm yarm asrdr zerinde durduu ve sistemli bir grnm kazandrmaya alt slm dnyasnn her alan ve seviyedeki aydnlar, Fazlur Rahman gibi dnrlerin ciddiyet ve samimiyetle devam ettirdikleri dnce izgisiyle, bir yandan klie imal ederek savunmac psikolojiyi rahatlatan sath grleri, te yandan da "dinde reform" ve benzeri ifadelerin arkasna saklanarak dnce maskaralklar sergileyen anlaylar birbirinden kesin bir ekilde ayrmak zorundadr. slm modemizmi, oluma sreci iinde olan bir harekettir. Deerlendirmelerimizi, eletirilerimizi bu gerei gz nne tutarak yapmak durumundayz.

    Biz, bu denemede Fazlur Rahman'm grlerini zet halinde sunmaya altk. Bu safhada bizim iin nemli olan, bu deerli lim ve mtefekkirin zengin dnce dnyasna giden yolun almasna yardmc olmaktr.

    48. Aym eser, s. 133.

  • Trke Baskya nsz

    Bu kitap ilkin on yl kadar nce ngilizce olarak yaynland. Onun zellikle Batda, ilgili yksek renim kurumla- nnda, iyi bir rabet grd anlalmaktadr. Bir Mslman alim tarafndan kendi trnde sunulan son ifadesi olarak eserin bu kuramlardaki itibar kalc olmutur.

    Ancak, asl (ngilizce) basknn nsz'nde de ifade edildii gibi, bu kitap ayn zamanda Mslman okuyucular iin yazlmtr. Bunun sebebi, Islmm geen on drt yzyl srasnda taycs durumunda bulunan insanlar olarak gsterdikleri icraati gelecekteki gelimeler asndan daha iyi deerlendirebilmeleridir. Kukusuz tesir derecesini tahmin etmek gse de, bu kitap slm dnyasnda birok kimse tarafndan okunmu ve 1968 ylnda temelde siyas adan gdml bir tartmann konusu olduu ve bundan zarar grd Pakistan dmda, takdir edilmitir. Bununla birlikte bu kitap sadece Trkiye'de "slm dnyasnda konuulan dillerden birine evrilmi bulunmaktadr. Bu sebeple bu szleri Trke Basknn nsz' olarak yazmaktan byk honutluk duymaktaym.

    Burada eserin ngilizce olarak yaynlanmasndan bu yana ortaya kan baz gelimelere ksaca gz atmak yerinde olur. Mslman lkelerden birou birbirieriyle yaknlamak iin gayret gstermektedirler: Biri 1969'da Fas'ta teki 1974'te Pakistan'da olmak zere iki "slm Zirvesi toplanm ve Cidde'de byk lde Suudi Arabistandan mal destek gren bir slm Sekreteryas kurulmutur. Belli Aralklarla Mslman dileri bakanlan arasnda toplantlar dzenlenmekte-

  • xxxxv

    dir; bir slam Bankas kurulmu ve bir Mslman Haber Ajans kurma giriimleri sz konusudur. Yan resmi seviyede Suudi Arabistan'n himaye ettii yaklak 159 slami rgt iine alan Dnya slam Birlii (Rbtat el-Alem el-slfim) Batda cami ina etmekten, slamm Kara Afrika'da yaylmasn mali ynden desteklemee kadar eitli slami konularda yardmc olmaktadr. Batda, zellikle Mslmanlarn saysnn bugn Rusya dahil 25 milyon olduunun sylendii ve bylece slamm ikinci din olarak Yahudiliin yerine getii Avrupa'da, Mslmanlara ait yeni tekilatlar ortaya km ve baz slami bayramlar Londra'da kutlanr olmutur. Petrol reten Ortadou lkelerinin kazand yeni ekonomik g, hi phesiz, bu yeni tabloda son derece nemli bir etken ve Araplarn, (zellikle Ekim 1973'te srail'e kar savata Msr'n) gsterdii icraat ise nemli bir belirtidir.

    Fakat bu son derecede ak kaynama, ya fazla gayret sarfetmeden kazanlan bir siyasi ekonomik gcn, ya da az- ok yzeysel bir propagandann tezahrdr. On yl nce bu e- serin son paragrafnda "muhtemel bir slam Rnesansmdan" szederken, hereyden nce slam'n ahlk ve fikr bir "yeniden canlanmasndan" szediyordum. Acaba byle bir ey olmakta mdr? nk bylesine salam bir temel olmakszn, korkarm, mevcut faaliyet ne kadar ok etkileyici olursa olsun, uzun vadede etkisiz ve anlamsz kalmaya mahkmdur. "Bu durumda Kur'an'm ve Hz. Peygamberin mcadelesinin hedefleri ve bu hedeflerin kendi sosyal gemii ve kendi balamnda gerekletirmeyi gaye edindii deerleri yeterince gzden geirmeden; mahiyet ve gereklerini dikkatle inceledikten sonra bu hedef ve deerlerin mevcut duruma sistemli bir uygulamasn yapmadan, bu ahlaki ve fikri yeniden canlanma gerekleemez."

    Bu, phesiz, dikkatle ilenmi ve azimle yerine getirilmi bir eitim metodolojisinin, zellikle Kuran ve Hz. Pey- gamber'in mcadelesini inceleme usulnn ortaya konmasn gerektirir. Byle bir ey baarlnca ve baarld lde, mevcut durum hakkmdaki grmz ve zellikle Bat kltrn

  • XXXXVI

    deerlendirmemizi de etkileyecektir. Bugn bu trl bir gayret, tatmin edici denebilecek bir anlamda, slam dnyasnn hibir yerinde grlmemektedir.

    Gerekten de bu adan yakn gemie ait en byk trajedi; kanlmaz olarak eski eitim sisteminin gerileyip bozulmas, mevcut durum hakknda hemen hemen hibir doru bilgiye sahip olmayan, slam hakknda ise, bunun da gerisinde bir bilgiye sahip olan bir Mslman tipinin domas olmutur. Bu Mslman tipi, artk rahatsz edecek kadar eskimi baz kalplam ibareleri, brakn slmm temellerinin sistemli ve yaratc bir ekilde kavranmasn, yararl bir derin grllkle slm incelemenin yerine koyan sahte bir dnr tipidir.

    "Mslman lkelerinin ounda, iyi dzenlenmi bir slam eitim rgt bile mevcut deildir. Sadece Trkiye, 1949'dan beri insana gerekten umut veren bir slam eitim erevesi veya rgt meydana getirmeyi baarmtr. Ayrca Trklerin, Bat kltr hakknda olduka yakn, sistemli ve uzun tecrbesi bulunmas ve bugn bir bakma slam "yeniden kefetmece olmas dolaysyla bu lkede slam Rnesans- nn zengin ve anlaml olacam mit etmek asndan nemli sebep bulunmaktadr. nk gelecei ilgilendiren kkl meselelerle saklamba oyunu oynamayp, bu meseleleri hakkyla karlamak iin lzumlu cesarete sahip olmak, Trklerin ulusal karakterinde yerlemi bir unsurdur. Muhammed Ikbl'in de mit ettii gibi, Trkiye'nin bir kez daha yeni ve semereli bir-slam Rnesansmn ncs olduunu ispatlamas pekl mmkndr."

    Chicago, 14 Haziran 1977 Fazlur Rahman

  • nsz

    Bu kitap okuyucuya, Islamn yaklak olarak ondrt yzyllk varl boyunca genel bir geliimini vermee almaktadr. Dolaysyla o, hereyden nce "bilgi verme" gayesini gtmektedir. Fakat eser, Islamn geliimi ile ilgili grnte birbirinden ayr olaylar, ya da ynler hakkmdaki aklamalar geliigzel bir biimde ardarda sralamaktan ziyade, imkan nispetinde tutarl ve anlaml bir anlatm sunmak niyetinde olduu iindir ki, mecburi olarak "yorumlayc" bir hususiyet kazand ve sadece bilgi verici olarak kalmad. Nitekim yorumlayc karakterinden dolay, okuyucunun bir lde, slam hakknda ngilizce yazlm genel mahiyetteki kitaplarn bir ksmndan daha nce haberdar olmasn da ngrmektedir.

    Hatrda tutulmas gereken ikinci bir nokta da, kitabn temelde aklayc ve dolaysyla mecburen objektif (nesnel) olmaa almakla birlikte, baz ksmlarda sadece tarihi anlamda deil, Islami anlamda da yorumlayc olmasdr. Bu, zellikle Hz.Muhammed ve Kurn hakkmdaki ilk iki blm ve son blm iin dorudur. Grmzce bir dini ve zellikle kendi inancm sadece 'aklamak ve bu arada da bu inanc meydana getiren i dnyann iddetinden okuyucuya bir eyler nakledememek imkanszdr. Bundan dolay bu kitap, hem Batl hem de Mslman okuyucular iin yazlmtr. "Mslmanlarn kendi dini tarihine, zellikle sann onlarn elle-

  • XXXXVIII

    rinde ne ekle girdiine daha objektif bir adan bakmay; mslman olmayanlarn ise, tslamn bir Mslmana ieriden ne gibi etkilerde bulunduu hakknda bir eyler anlamay renmesi gereklidir."

    Bana deerli telkin ve tenkitleriyle yardmc olan Karai ve McGilldeki pekok meslekta ve arkadalarma teekkr bor bilirim. zellikle Karai slam Aratrmalar Enstit- snden A.S.Bazmeeye, provalar okuyarak baz dzeltmeler nerdii iin, mteekkirim.

    Karai- 2 Aralk 1965 Fazlur Rahman

  • Giri

    Prof.H.A.R.Gibb, Muhammedarism adl deerli eserinin enson 1961 basksnda, "Mslmanlarn btn dnya nfusunun takriben 1/7'sini, yani 300 milyonunu (imdi takriben 400 milyon olsa gerektir) tekil ettiini" ileri srmektedir. Buna karlk Dnya Mslmanlar Kongresi'nin 1962'de Badattaki beinci toplantsnda aklanan rakamlar kesinlikle 600 milyonun zerinde 650 milyon civarnda olduu merkezindedir. Aka itiraf etmek gerekir ki, btn bu rakamlar, tm Mslman nfusu iine alan istatistiklerin yokluu, zellikle in'deki Mslman saysnn bir esrar gmleine brnm olmas ve slam dnyasnn dier birka d blgeleri hakkmdaki bilgimizin de eksiklii dolaysyla tahminlerden ibarettir. Bu Giri'in sonunda geni hatlanyla Mslman nfusunun dalm gsteren rakamlar vereceiz. Bu rakamlar yle gsteriyor ki, dnyadaki mslman nfusu, herhalde, 500 milyondan daha az deildir.

    Bununla birlikte dnyamzda yaayan Mslmanlarn gerek says sorunu, yaklak olarak ondrt yzyllk bir zaman aral srasnda dnya slam cemaatinin geliimi gz- nne alnrsa, belki de ikinci dereceden bir nemi haizdir. Daha da nemlisi, slam toplumunun i bnyesinin hususiyetini aydnlatan bu geliimin mahiyetidir. te bu soruya burada mteakip blmlerde slamn dini tarihinin ayrntl bir aklamasna girimeden nce, cevap vermee alacaz. Daha Hz. Peygamberin lmnden nce slam balca husu-

  • 2 1 S L A M

    siyetini gelitirmi, yani bir devlet rgtnn destekledii trl kurumlar aracl ile akidenin ahlaki ve ruhi niteliini ifade eden bir M'minLer mmeti tesis etmiti. Ancak slam mmeti, bu arada tamamyle kendi btnl iinde devlet rgtnden ve hatta kurumlardan daha temelli bir ey olarak kald. slam toplumunun (mmetinin) temeli, kendi durumunu bilinli olarak lahi rade'nin veya "Allah'n insana ilettii Emr'in", baka bir deyile eri'atin (bkz.IV.Blm) ilk hamili (taycs) kabul etmesidir; bu emanet, devlet ve ortak kurumlar aracl ile yerine getirilmek istenir. eri'at slam toplumunun anayasas olmutur.

    Bu temel anayasadr ki, Arabistan dndaki slam Fetihlerine kendi zel hususiyetini vermitir. Bu zel hususiyetiyle slam fetihleri hem Araplarn slamdan nce denemi olduklar haksz kabile genilemelerinden, hem de yzyllar sonra Orta Asya Moollarmn ykc fetihlerinden ayrlmaktadr. Daha nce de iaret ettiimiz zere, slamn d lkelere doru genilemesinde ortaya kan bu gl ve boyun emez nitelii, aslnda, bu genilemeyi belirli bir ahlaki dzeyde tutan daha stn bir ahlaki dzene sk bir inanla birlikte, Hz. Peygamberin kendisi tarafndan miras braklmt. Bu, bir yzyl iinde batda Endls (spanya)'ten balayarak, Orta Asya ilerinden douda nds nehrine kadar olan geni bir toprak parasnn Mslmanlarn ynetimine gemesini salayan ve daha sonra bu hakimiyetin iyice pekitirilmesiyle son bulan hayret verici sratteki fetihler dizisi srasnda, sla- mm Arabistan dnda yaylmasna da yardmc oldu.

    Arkas kesilmeyen karlkl savalarla tkenmi, ruhi ve ahlaki durgunluk dolaysyla ierinden kemirilmi olan muazzam Bisans ve ran mparatorluklarnn i zayflnn, Mslmanlarn bu hayret verici ilerleyiini hzlandrd hakknda hemen hemen hi phe yoktur. Bununla birlikte bu badndrc genileme olay sadece bu etkenle aklanamaz. Dolaysyla slami hareketin taze ve canl niteliine de gereken nem verilmelidir. Bu genilemenin gerek karakteri etrafnda tartmaya kar byk bir isteksizlik belirmi ve so

  • GR 3

    runlar slamm eletiricileri tarafndan, ve kabul edilmelidir ki, modern Mslmanlarn t