Upload
hakhuong
View
221
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Metin BEYAZPİRİNÇ
KEYPEZ-NİŞANIT-DOMUZDERE-KİTİZ (AFŞİN-KAHRAMANMARAŞ)
DOLAYININ JEOLOJİSİ
JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANA BİLİM DALI
ADANA, 2005
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
KEYPEZ-NİŞANIT-DOMUZDERE-KİTİZ (AFŞİN-KAHRAMANMARAŞ)
DOLAYININ JEOLOJİSİ
Metin BEYAZPİRİNÇ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANA BİLİM DALI
Bu tez …/…/... tarihinde aşağıdaki jüri üyeleri tarafından Oybirliği/Oyçokluğu ile
kabul edilmiştir.
İmza İmza İmza
Prof.Dr.Cavit DEMİRKOL Prof.Dr.U.Can ÜNLÜGENÇ Yrd.Doç.Dr.Alican KOP
DANIŞMAN ÜYE ÜYE
Bu tez Enstitümüz Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalında hazırlanmıştır.
Kod No: Prof.Dr. Aziz ERTUNÇ
Enstitü Müdürü
Bu çalışma Çukurova Üniversitesi Araştırma Projeleri Birimi tarafından
desteklenmiştir.
Proje No: MMF2005YL10 Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirilerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı 5846 sayılı Fikir ve sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.
I
ÖZ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
KEYPEZ-NİŞANIT-DOMUZDERE-KİTİZ (AFŞİN-KAHRAMANMARAŞ)
DOLAYININ JEOLOJİSİ
Metin BEYAZPİRİNÇ
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
Danışman: Prof. Dr. Cavit DEMİRKOL
Yıl: 2006 Sayfa: 79
Jüri: Prof. Dr. Cavit DEMİRKOL
Prof. Dr. Ulvi Can ÜNLÜGENÇ
Yrd. Doç. Dr. Alican KOP
İnceleme alanı; Afşin İlçesi (Kahramanmaraş) yakın batısında, Keypez-Nişanıt-
Domuzdere-Kitiz köyleri arasında kalan alanı kapsamaktadır. İnceleme alanında allokton ve
otokton konumlu kaya türü toplulukları yer almaktadır. Allokton birimler; Geç Maastrihtiyen
öncesinde bölgeye nap şeklinde yerleşmiş olan Göksun ofiyoliti, Binboğa metamorfitleri ve
Esence granitoyidleridir. Otokton birimler ise; Maastrihtiyen-(?) Paleosen yaşlı Harami
formasyonu, Geç Paleosen-Geç Eosen yaşlı Seske formasyonu, (?) Geç Miyosen-Pliyosen
yaşlı Ahmetçik formasyonu ile Kuvaterner örtü birimleridir. Tüm bu kaya türü toplulukları
ayrıntılı şekilde çalışılarak jeolojik özellikleri ortaya konmuş; Seske formasyonu ile
Yoncayolu formasyonu üye düzeyinde ayırt edilmiş ve inceleme alanının 1/25.000 ölçekli
ayrıntılı jeolojik haritası yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Allokton, Otokton, Göksun ofiyoliti, Binboğa metamorfitleri, Seske
formasyonu.
II
ABSTRACT
MSc. THESIS
GEOLOGY OF KEYPEZ-NİŞANIT-DOMUZDERE-KİTİZ AREA
(AFŞİN-KAHRAMANMARAŞ)
Metin BEYAZPİRİNÇ
DEPARTMENT OF GEOLOGY
INSTITUTE OF NATURAL AND APPLİED SCIENCES
UNIVERSITY OF ÇUKUROVA
Supervisor: Prof. Dr. Cavit DEMİRKOL
Year: 2006 Pages: 79
Jury: Prof. Dr. Cavit DEMİRKOL
Prof. Dr. Ulvi Can ÜNLÜGENÇ
Assist Prof. Dr. Alican KOP
The investigated area is located to the near west of Afşin town (Kahramanmaraş), in
the area among Keypez-Nişanıt-Domuzdere-Kitiz villages. In the investigated area,
allochthonous and autochthonous rock type assemblages are cropped out. The allochthonous
units are Göksun ophiolite, Binboğa metamorphics and Esence granitoides which emplaced
in the region during pre-late Maastrichtian as nappes. The autochthonous units are
Maastrichtian-Paleocene age Harami formation, Late Paleocene-Late Eocene age Seske
formation, (?) Late Miocene-Pliocene age Ahmetçik formation and Quaternary cover units.
İn this study, geological properties of these all rock type assemblages were studied in detail;
the Seske and Yoncayolu formations were subdivided into members and detailed geological
map of investigated area has been prepared with the scale of 1/25.000.
Key words: Allocthonous units, Autocthonous units, Göksun ophiolite, Binboğa
metamorphics, Seske formation
III
TEŞEKKÜR
Bu çalışmanın hazırlama, uygulama ve yazım aşamasında büyük katkıları
olan, bilimsel katkı ve eleştirileri ile tezime yön veren danışman hocam, Çukurova
Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim
üyesi Prof. Dr. Cavit DEMİRKOL’a, değerli katkılarından ötürü Çukurova
Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Jeoloji Bölümü öğretim üyeleri Prof.
Dr. Ulvi Can ÜNLÜGENÇ ve Doç Dr. Osman PARLAK’a, Kahramanmaraş Sütçü
İmam Üniversitesi Müh Fak. Jeoloji Müh. Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr.
Alican KOP’a, tezin her aşamasındaki katkılarından ötürü Doğu Toroslar’ın
Jeodinamik Evrimi Projesi (Güney Kesimi) nin proje başkanı Dr. Yavuz BEDİ’ye,
Dr. Halil YUSUFOĞLU ile proje ekibinden Jeo. Yük. Müh. Doğan USTA, Jeo. Müh
Mustafa Kemal ÖZKAN, Jeo. Yük. Müh. Hasan YILDIZ ile tüm proje ekibine,
petrografik tanımlamaları yapan Jeo. Yük. Müh. Nurhan DEMİRSU ile Jeo. Yük.
Müh. Özgül AFŞİN’e, paleontolojik tayinleri yapan Dr. Şükrü ACAR, Dr. Erkan
EKMEKÇİ, Jeo. Yük. Müh. Birkan ALAN, Jeo Yük. Müh. Özdeyiş ÇAKIRSOY ve
Jeo. Yük. Müh. D. Gülnur SAYDAM’a teşekkür ederim.
IV
İÇİNDEKİLER SAYFA
ÖZ.…………………………………………………………………………………….I
ABSTRACT………………………………………………………………………….II
TEŞEKKÜR…………………………………………………………………………III
İÇİNDEKİLER...……………………………………………………………………IV
ŞEKİLLER DİZİNİ…………………………………………………………………VI
1.GİRİŞ……………………………………………………….....................................1
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR………………………………………………………....4
3. MATERYAL VE METOD………………………………………………………...8
3.1. Arazi Öncesi Büro Çalışmaları………………………………………………..8
3.2. Arazi Çalışmaları……………………………………………………………...8
3.3. Değerlendirme ve Tez Yazım Çalışmaları…………………………………….8
4.BÖLGESEL JEODİNAMİK EVRİM……………………………………………....9
5.ARAŞTIRMA BULGULARI……………………………………………………..11
5.1. Stratigrafi……………………………………………………………………...11
5.1.1. Allokton Birimler…………………………………………………………...13
5.1.1.1. Göksun Ofiyoliti (Mzg)…………………………………………………. .13
5.1.1.2. Binboğa Metamorfitleri…………………………………………………. .27
5.1.1.2.(1). Yoncayolu Formasyonu (Pzy)…………………………………….. ..28
5.1.1.2.(1).(a). Şist Üyesi (Pzyş)…………………………………………….....31
5.1.1.2.(1).(b). Mermer Üyesi (Pzym)…………………………………………36
5.1.1.2.(2). Kayaköy Dolomiti (TrJKk)……………………………………….....39
5.1.1.2.(3). Karaböğürtlen Formasyonu (Kka)…………………………………..42
5.1.1.3. Esence Granitoyidleri (Ke)………………………………………………..49
5.1.2. Otokton Birimler…………………………………………………………….54
5.1.2.1. Harami Formasyonu (Kh)…………………………………………………54
5.1.2.2. Seske Formasyonu (Ts)…………………………………………………...56
5.1.2.2.(1). Göllüpınar Yayla Üyesi (Tsg)……………………………………….57
5.1.2.2.(2). Köroğlu Tepe Üyesi (Tsk)……………………………………….......59
5.1.2.3. Ahmetçik Formasyonu (Tah)………………………………………….......64
V
5.1.2.4. Kuvaterner Çökelleri……………………………………………………..67
5.1.2.4.(1). Alüvyon (Qal)……………………………………………………...67
5.1.2.4.(2). Yamaç Molozu (Qym)……………………………………….. …...67
5.2. Yapısal Jeolojisi………………………………………………………………67
5.2.1. Kıvrımlar………………………………………………………………….68
5.2.2. Faylar………………………………………………………………...........69
5.2.3. Uyumsuzluklar……………………………………………………………70
6.SONUÇLAR VE ÖNERİLER…………………………………………….............71
KAYNAKLAR………………………………………………………………. …….73
ÖZGEÇMİŞ…………………………………………………………………………79
EK
VI
ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA
Şekil 1.1. İnceleme alanının yer bulduru haritası…………………………………….2
Şekil l.2. Doğu Toroslar’daki tektono-stratigrafi birimlerinin inceleme alanı ve
çevresindeki yayılımı………………………………………………………3
Şekil 5.1. İnceleme alanının genelleştirilmiş stratigrafi kesiti………………………12
Şekil 5.2. Göksun ofiyolitinin genelleştirilmiş stratigrafi kesiti…………………….14
Şekil 5.3. Tabakalı (bantlı) gabronun arazi görünümü……………………………...15
Şekil 5.4. Olivin gabronun tek nikol ve çift nikoldeki ince kesit görünümü
(04 E 717A)………………………………………………………………16
Şekil 5.5. Troktolitin tek nikol ve çift nikoldeki ince kesit görünümü
(04 E 717 D)……………………………………………………………...17
Şekil 5.6. Yazıköy kuzeyinde yer alan izotrop gabroların enine kesiti ile skeç
kesiti………………………………………………………………...........19
Şekil 5.7. Çok iri boyutlarda kristallenmiş, faneritik dokulu gabrolardan
görünüm………………………………………………………………….19
Şekil 5.8. Holokristalen tanesel dokulu gabronun tek nikol ve çift nikoldeki
ince kesit görünümü (04 E 738 A)……………………………………….20
Şekil 5.9. Mikrogabronun tek nikol ve çift nikoldeki ince kesit görünümü
(04 E 740)………………………………………………………………...21
Şekil 5.10. Yazıköy-Deveboynu arasında yüzeyleyen gabroların enine kesiti
ile skeç kesiti……………………………………………………………22
Şekil 5.11. Metameladiyoritin tek nikol ve çift nikoldeki ince kesit görünümü
(04 E 743 C)……………………………………………………………..23
Şekil 5.12. İzotrop gabroları kesen granit porfirlerin tek nikol ve çift nikoldeki
ince kesit görünümü (04 E 746 A)………………………………………24
Şekil 5.13. Levha dayklar ile bunları kesen izole diyabaz daykları ve tümünü
kesen aplitlerden görünüm (Tülüce Tepe)……………………………...26
Şekil 5.14. Göksun ofiyolitine ait izotrop gabrolar ile Binboğa metamorfitlerine
ait mermerlerin tektonik dokanağı………………………………………27
Şekil 5.15. Binboğa metamorfitlerinin genelleştirilmiş stratigrafi kesiti…………...29
VII
Şekil 5.16. Yoncayolu formasyonu ölçülü stratigrafi kesiti (Yazıköy- Keypez
arası)…………………………………………………………………….30
Şekil 5.17. Gnaysın tek nikol ve çift nikoldeki ince kesit görünümü
(04 E 711İ)……………………………………………………………….34
Şekil 5.18. Kuvars şistin tek nikol ve çift nikoldeki ince kesit görünümü
(04 E 711D)……………………………………………………………...35
Şekil 5.19. Aktinolit şistin tek nikol ve çift nikoldeki ince kesit görünümü
(04 E 711A)…………………………………………………………….37
Şekil 5.20. Yoncayolu formasyonu şist üyesi ile mermer üyesi arasındaki
uyumlu ve geçişli dokanak……………………………………………...38
Şekil 5.21. Kayaköy dolomitinin Karaböğürtlen formasyonu ile olan tektonik
dokanağı ve Karaböğürtlen formasyonu içerisindeki Kayaköy
dolomitine ait tektonik dilimlerden görünüm (Ulaşali Tepe)…………...40
Şekil 5.22. Karaböğürtlen formasyonu ve içerisindeki mermer dilimlerinden
görünüm…………………………………………………………………43
Şekil 5.23. Karaböğürtlen formasyonu (Kka) Eshab-ı Kehf kesiti………………….44
Şekil 5.24. Kloritoyid-serizit-klorit fillitin tek nikol ve çift nikoldeki ince kesit
görünümü (04 E 710J1)…………………………………….....................46
Şekil 5.25. Kuvars-serizit-klorit fillitin tek nikol ve çift nikoldeki ince kesit
görünümü (04 E 710E)…………………………………………………..47
Şekil 5.26. Karaböğürtlen formasyunu Mortaş Köyü kesiti………………………...48
Şekil 5.27. Esence granitoyidlerine genel bir bakış (Tülüce Tepe’den kuzeye
bakış)………………………………………............................................50
Şekil 5.28. Tonalitin tek nikol ve çift nikoldeki ince kesit görünümü
(04 E 779A)……………………………………………………………...51
Şekil 5.29. Esence granitoyidleri içerisindeki bazik anklavlar……………………...53
Şekil 5.30. Esence granitoyidlerini kesen diyabaz daykları………………………...53
Şekil 5.31. Harami formasyonuna ait Körpınartepe ölçülü stratigrafi kesiti………..56
Şekil 5.32. Seske formasyonunun ölçülü stratigrafi kesiti………………………….58
Şekil 5.33. Seske formasyonundan genel görünüm (Köroğlu Sırtı, Aygırmağara
Tepe, Oruçkar Tepe)…………………………………….........................61
VIII
Şekil 5.34. Seske formasyonu ile Kayaköy dolomitinin ilişkisi (Tepesidelik
Tepe’ye batıdan bakış)…………………………………………………..61
Şekil 5.35. Seske formasyonu (Ts), Karaböğürtlen formasyonu (Kka) ve
üzerlerinde tektonik dokanakla yer alan Yoncayolu formasyonundan
(Pzy) görünüm (Karaardıç Tepe’ye kuzeyden bakış)…………………...62
Şekil 5.36. Ahmetçik formasyonu Evciköy kesiti…………………………………..66
EKLER
Ek I. İnceleme alanının 1/25.000 ölçekli jeoloji haritası
Ek II. İnceleme alanının yapısal jeoloji haritası
1
1. GİRİŞ
Çalışma alanı, Doğu Toroslar’da yer alan Kahramanmaraş iline bağlı Afşin
ilçesi yakın batısında, Keypez, Nişanıt, Domuzdere ve Kitiz köyleri arasında kalan
alanı kapsamaktadır (Şekil 1.1).
İnceleme alanına Göksun-Afşin karayolu kullanılarak arazi taşıtları ile ulaşım
sağlanabilmektedir. Bu çalışmada, Doğu Toroslar’ın jeodinamik evrimine katkıda
bulunabilmek amacıyla allokton ve otokton kaya birimlerinin iyi yüzeylendiği
Elbistan L37c1 paftası inceleme alanı olarak seçilmiştir. İnceleme alanı ve
çevresinde birbirlerinden çok farklı özellikler sunan ve farklı ortam koşullarında
oluşan allokton ve otokton konumlu kaya türü toplulukları yer almaktadır (Şekil 1.2).
Allokton kaya birimleri, bölgeye nap şeklinde yerleşmiş olan Göksun
ofiyoliti ve Binboğa metamorfitleri ile bunları kesen Esence granitoyidleridir.
Göksun Nehri boyunca yüzeyleyen Göksun ofiyoliti alttan üste doğru; düzenli bir
seri sunan tektonitler, ultramafik kümülatlar, levha dayk karmaşığı ile derin deniz
sedimanlarından oluşmaktadır. İnceleme alanında ise mafik kümülatlar (tabakalı
gabro, izotrop gabro) ve levha dayk karmaşığı ile temsil edilmektedir. Göksun
ofiyoliti, olasılı Kampaniyen yaşlı Esence granitoyidleri tarafından kesilmektedir.
(?) Geç Devoniyen-Geç Kretase yaşlı, yeşilşist fasiyesinde metamorfizma
geçiren ve başlıca rekristalize kireçtaşı, şist, kalkşist, mermer litofasiyeslerinden
oluşan Binboğa metamorfitleri, günümüzdeki ikincil yapısal konumuna göre Göksun
ofiyoliti üzerinde tektonik dokanakla yer almaktadır.
Göksun ofiyoliti ve Binboğa metamorfitleri, granitoyid magmatizmasına
bağlı olarak gelişmiş asidik ve en son aşamada bazik dayklar tarafından
kesilmektedir.
Maastrihtiyen-(?) Paleosen yaşlı Harami formasyonu, Geç Paleosen-Geç
Eosen yaşlı Seske formasyonu ve (?) Geç Miyosen-Pliyosen yaşlı Ahmetçik
formasyonu ve Kuvaterner çökelleri bölgede otokton konumlu kaya toplulukları
olup, daha yaşlı birimleri açısal uyumsuzlukla örtmektedirler.
1. GİRİŞ Metin BEYAZPİRİNÇ
2
Şekil 1.1. İnceleme alanının yer bulduru haritası
1. GİRİŞ Metin BEYAZPİRİNÇ
3
Çalışma alanında ofiyolitlerin Geç Kretase’de yerleşimi ile başlayan
sıkışmalı tektonik rejim, Geç Miyosen’e kadar devam etmiş; Geç Miyosen’den
itibaren bölgesel ölçekte doğrultu atımlı fay sistemi etkin olmaya başlamıştır. Bu
doğrultu atımlı fay sistemine bağlı olarak Afşin-Elbistan Neojen havzaları ile aktif
tektonik rejim gelişmiş olup, güncel olarak devam etmektedir. Bölgedeki ana yapılar
genel olarak KD-GB yönünde gelişmiştir.
Yüksek lisans tezi olarak hazırlanan bu çalışmada, öncelikle inceleme
alanının 1/25.000 ölçekli detay jeoloji haritasının yapılması amaçlanmıştır. Elde
edilen arazi ve laboratuvar verileri ile yapılan değerlendirmeler sonucunda inceleme
alanının stratigrafisi, yapısal konumu ve litofasiyes özellikleri belirlenmeye
çalışılmıştır.
Şekil 1.2. Doğu Toroslar’daki tektono-stratigrafi birimlerinin inceleme alanı ve çevresindeki yayılımı (Bedi ve ark., 2005)
1. GİRİŞ Metin BEYAZPİRİNÇ
4
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Çalışma alanında yapılmış olan önemli çalışmalar ve bunların sonuçları
aşağıda sunulmuştur.
Blumenthal (1944); Kayseri ile Malatya arasında Devoniyen ve Permo-
Karbonifer’e ait kireçtaşları ile Tersiyer’e ait birimleri ayırtlamıştır.
Hatay (1966); Göksun İlçesinin kuzeybatısındaki metamorfitleri, Saimbeyli-
Mağara bölgesindeki formasyonlarla deneştirmiştir. Bunlarla olan benzerliklerinden
dolayı Devoniyen yaşını vermiştir. Göksun’un kuzeybatısındaki metamorfitleri
Permo-Karbonifer’e dahil etmiştir.
Ketin (1966); Toroslar’daki ilk dağ oluşum hareketlerinin Kimmericiyen’de
başladığını ve Toroslar’ın Miyosen’den itibaren tümüyle kara haline dönüştüğünü,
Kambriyen’den Miyosen’e kadar denizel ortam ürünü sedimanların çökeldiğini
belirtmiştir.
Polat (1970); Çalışma alanının batısında, bakır sahası jeolojik ön etüdü
yapmış ve bölgede bir magma diferansiyasyonu olduğunu ve buna bağlı olarak granit
sokulumlarının ve cevherli kuvars damarlarının oluştuğunu ifade etmiştir.
Karul (1971); Afşin-Yeniyapan-Kitiz civarındaki çalışmasında, Kretase yaşlı
gabro intrüzyonunu takiben yine aynı magmanın ikinci intrüzyonu olduğunu ve bu
intrüzifleri kesen granodiyorit intrüzyonunun muhtemelen Eosen başında oluştuğunu
ileri sürmüştür.
Staesche (1970, 1972); Karbonifer ve Permiyen yaşlı metamorfik birimlerle
granit ve diyabaz gibi magmatik birimleri tanımlamıştır. Ayrıca Eosen yaşlı
çakıltaşları ile Nummulitli kireçtaşlarını ve Alt Miyosen dönemine ait denizel
çökellerin varlığını tespit etmiştir.
Akkoca ve Bahçeci (1972); Berit Dağı yöresindeki çalışmasında yörenin en
eski birimini Devoniyen yaşlı kristalen şist ve kalkerlerin oluşturduğunu ve bunlar
üzerinde uyumlu olarak Permo-Karbonifer ve Mesozoyik yaşlı kireçtaşlarının yer
aldığını belirtmiştir. Metamorfitleri kesen ultrabazitlerin Jura-Alt Kretase yaşlı
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Metin BEYAZPİRİNÇ
5
olduğunu; granit intrüzyonunun ise Geç Kretase sonu-Eosen başı arasında
gerçekleştiğini kabul etmiştir.
Gökalp (1972); çalışma alanının doğu kesiminde yer alan Cela Köyü
dolayındaki çalışmasında Paleozoyik, Mesozoyik ve Paleosen çökellerini
ayırtlamıştır. Tüm bu birimleri kesen ultrabazitlerin Kampaniyen yaşında olduğunu
belirtmiştir.
Özgül (1976); Toroslar’ı kuşak bazında inceleyerek tektonik birliklere
ayırmış ve bölgenin jeolojik evriminin anlaşılmasında büyük katkı sağlamıştır. Farklı
havza koşullarında çökelmiş farklı çökel topluluklarını Geyikdağı birliği, Bolkardağı
birliği, Aladağ birliği, Alanya birliği ve Antalya birliği şeklinde ayırtlayarak
tanımlamıştır. Bu birliklerin yapısal konumu, kaya türü topluluğu, stratigrafik ve
metamorfik özellikleri bakımından birbirlerinden ayrıldıklarını, çok uzun mesafeler
boyunca devam ettiklerini belirtmiştir.
Gözübol ve Gürpınar (1980); Kahramanmaraş’ın kuzeyini kapsayan
çalışmada bölgede yer alan birimlerinin sedimantolojisini ve bölgenin tektonik
evrimini ayrıntılı olarak incelemişlerdir. Malatya metamorfitleri için Permiyen yaşını
kabul etmişlerdir.
Yazgan (1981); Elazığ-Malatya arasını kapsayan çalışmasında, Maden
karmaşığı ile Yüksekova karmaşığının özelliklerini incelemiş; bu birimleri oluşturan
kayaçların genç ve kalın olmayan bir kıta kenarı üzerine yerleşen etkin kıta kenarı
ürünleri olduğunu benimsemiştir.
Metin, S. (1982); Tufanbeyli-Sarız-Göksun ve Saimbeyli arasındaki alanı
kapsayan çalışmasında; Doğu Toros otoktonu, Kireçlikyayla karmaşığı, Göksun
metamorfitleri ve Tersiyer örtü kayalarını ayırt etmiştir. Daha önce Özgül ve
diğerleri tarafından tanımlanmış olan Geyikdağı birliğini Doğu Toros otoktonu
olarak ele almış ve farklı olarak Maastrihtiyen-Paleosen yaşı verdikleri Güzelimköy
formasyonunu ayırt etmiştir. Göksun metamorfitleri içerisinde ayırt ettiği şist ve
mermerler için herhangi bir yaş önermemiştir.
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Metin BEYAZPİRİNÇ
6
Tarhan (1982, 1984, 1985, 1986); Kampaniyen öncesi bölgeye yerleşmiş olan
Çardak birliği ile Erken-Orta Eosen aralığında bölgeye yerleşmiş olan İğde birliği
olmak üzere iki birlik ayırt etmiştir. Çardak birliğinin, sırasıyla Göksun metaofiyoliti,
Kabaktepe metamorfitleri ve asit intrüzyonlardan oluştuğunu; İğde birliğinin ise
Çağılhan metamorfitleri ve Andırın grubu kayaçlardan oluştuğunu belirtmiştir.
Ofiyolitlerin Geç Portlandiyen-Erken Berriyasiyen’de oluştuğunu ve amfibolit
fasiyesinde bir metamorfizma geçirdiğini benimsemiştir. Ofiyolitler ile üzerlerinde
nap örtüsü şeklinde yer alan metamorfitlerin (Kabaktepe metamorfitleri) Koniasiyen-
Santoniyen yaşlı asit intrüzyonlar tarafından kesildiğini belirtmiştir.
Perinçek ve Kozlu (1984); Afşin-Elbistan-Doğanşehir arasında kalan alanda
yapmış oldukları çalışmada, allokton ve otokton birimleri ayırtlamışlar; bunların
stratigrafisini ve birbirleriyle olan ilişkilerini incelemişlerdir. Havzada yer alan genç
karasal birimleri ise Pliyosen ve Pliyo-Kuvaterner birimleri olarak tanımlamışlardır.
Önalan (1986); Kahramanmaraş Tersiyer istifinin sedimenter özelliklerini ve
çökelme ortamlarını ele aldığı çalışmada, Arap ve Toros platformlarının
Maastrihtiyen öncesinde bazı noktalarda çarpıştıklarını ve daha öncesinde dalma-
batma bölgesinde oluşmuş olan Karadut ve Koçali karmaşıklarının Arap Platformu
üzerine itildiğini savunmuştur.
Baydar (1989); Berit-Kandil Dağları (Kahramanmaraş) ve civarında yapmış
olduğu çalışmada, bölgede yer alan ofiyolitlerin Prekambriyen yaşta olduğunu ve
amfibolit fasiyesinde metamorfizma geçirdiğini, bölgedeki metamorfizmanın
Kambriyen ve Orta Triyas öncesinde gerçekleştiğini, Lütesiyen sonrası bindirmeler
nedeni ile de amfibolit ve yeşilşist fasiyeslerinde dinamo metamorfizmanın
geliştiğini savunmuştur.
Yılmaz ve ark. (1992, 1993) tarafından yapılmış olan çalışma sonucunda;
Keban-Malatya birimi, Göksun ofiyolitleri ile ofiyolitleri kesen Esence
granitoyidleri, Gürün göreli otoktonuna ait Jura-Kretase yaşlı karbonatlar (JKy),
Mesozoyik yaşlı allokton birimler (Mzb, Mza), Kemaliye formasyonu (Kke), Dağlıca
karmaşığı (Kd) ile örtü kayaları ayırt edilmiştir. Gürün göreli otoktonuna ait
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Metin BEYAZPİRİNÇ
7
Yüceyurt formasyonu (JKy) ile örtü kayaları dışındaki birimler allokton kaya türü
toplulukları olarak ele alınmıştır.
Parlak ve ark. (2004); Göksun ofiyolitini konu aldıkları çalışmada; ofiyolitik
serinin ultramafik-mafik kümülatlar, izotrop gabro, levha dayk karmaşığı,
plajiyogranit, volkanik kayaçlar ve volkano sedimenter birimlerden oluştuğunu
belirtmişlerdir. Göksun ofiyoliti içerisindeki volkanik kayaçların bazalt-riyolit arası
değişen bileşimde olduğunu, magmatik kayaçların subalkali toleyitik seri olarak
türediğini ifade etmişlerdir. Yapmış oldukları kimyasal analizler neticesinde, Göksun
ofiyolitinin Geç Kretase döneminde güneydeki Arap Platformu ve kuzeydeki
Malatya Keban Platformu arasında Neotetis’in güney kolundaki olgun
suprasubduction tektonik ortam evresinde oluştuğunu ifade etmişlerdir.
Bedi ve ark. (2004, 2005); Göksun-Sarız-Elbistan civarında yapmış oldukları
çalışmada; Binboğa metamorfitleri, Göksun ofiyoliti, Köseyahya napı, Gülbahar
napı, Domuzdağı napı, Kırmızıkandil formasyonu ile bunları üzerinde açısal
uyumsuzlukla yer alan fliş örtüsünü (Kemaliye formasyonu) ve Harami formasyonu
ile Tersiyer örtü birimlerini ayırt etmişlerdir. Binboğa metamorfitlerini alttan üste
doğru (?) Geç Devoniyen-Karbonifer yaşlı Yoncayolu formasyonu, Geç Permiyen
yaşlı Çayderesi formasyonu ile üzerinde uyumsuzlukla yer alan ve tabanda
metaboksitle başlayan Erken Triyas yaşlı Alıçlı formasyonu, Orta (?)-Geç Triyas-
Kretase yaşlı Kayaköy dolomiti, Jura-Kretase yaşlı Ula mermerleri ile en üstte
uyumsuzlukla yer alan ve metafliş özelliği gösteren Karaböğürtlen formasyonu
şeklinde ayırtlamışlardır.
.
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Metin BEYAZPİRİNÇ
8
3. MATERYAL VE METOD
Bu çalışma, arazi öncesi büro çalışmaları, arazi çalışmaları ile değerlendirme
ve tez yazım çalışmaları olmak üzere başlıca üç aşamada gerçekleştirilmiştir.
3.1. Arazi Öncesi Büro Çalışmaları
Bu aşamada, çalışma alanı ile ilgili olarak daha önce yapılmış olan
araştırmalar incelenerek literatür taraması, ayrıca hava fotoğrafları ve uydu
görüntülerinden yararlanılarak arazi ile ilgili ön çalışmalar yapılmıştır.
3.2. Arazi Çalışmaları
Bu incelemenin en önemli bölümünü oluşturan arazi çalışmaları ile arazide
gözlenebilen tüm verilerin toplanmasına çalışılmış ve bölgenin 1/25.000 ölçekli
ayrıntılı jeoloji haritası yapılmıştır. Yapılan arazi çalışmaları sırasında gözlenen tüm
kaya birimlerinden laboratuvarda incelenmek üzere paleontolojik ve petrografik
nokta ve seri örnek alımları gerçekleştirilmiştir. Kaya birimlerinde gelişen yapılar
üzerinde ölçümler yapılmış, ayırtlanan birimlerin birbirleri ile olan ilişkilerini,
toplam kalınlıklarını ve ayrıntılı özelliklerini belirleyebilmek amacıyla ölçülü kesitler
alınmıştır.
3.3. Değerlendirme ve Tez Yazım Çalışmaları
Arazi öncesinde, arazide ve laboratuvarda yapılan çalışmalar sonucunda elde
edilen tüm veriler değerlendirildikten sonra, bölgenin stratigrafik ve yapısal
konumunu ortaya koyan harita, kesit, tablolar ile araziden alınacak görüntüler
yardımıyla çalışma alanının ayrıntılı jeolojisini içeren bir master tezi hazırlanmıştır.
3. MATERYAL VE METOD Metin BEYAZPİRİNÇ
9
4. BÖLGESEL JEODİNAMİK EVRİM
İnceleme alanı, Alpin dağ oluşum süreci ile oluşmaya başlayan Toros
kuşağının doğu kesiminde (Doğu Toroslar’da) yer almaktadır.
Doğu Toroslar’daki levha hareketleri ve buna bağlı olarak okyanusal kabuğun
oluşmaya başlaması muhtemelen Geç Jura-Erken Kretase’de (Titoniyen-
Berriyasiyen) meydana gelmiştir (Tarhan, 1982). Bölgede mevcut olan ofiyolitlerin
Neotetis’in güney koluna ait olabileceği (Şengör ve Yılmaz, 1981) bir bölümünün ise
İç Toros Okyanusu ürünü olabileceği savunulmuştur. Torid-Anatolid platformu ile
Bitlis-Pütürge masifleri arasında kalan alanda (Şengör ve Yılmaz, 1981) riftleşme
sonucu açılmaya başlayan okyanusal kabuk Geç Kretase’ye kadar oluşmaya devam
etmiş, Geç Kretase başlangıcında (Senomaniyen-Türoniyen) okyanusal kabukta
sıkışmalar başlamıştır (Yazgan, 1981, 1983; Bingöl, 1984).
Bu sıkışmalar sonucunda okyanusal kabuk kuzeye doğru Torid-Anatolid
platformu altına dalmaya başlamıştır. Bu dalma-batma olayları ile gelişen büyük
çaplı nap hareketleri kabuk kalınlaşmasına neden olmuştur.
Bölgede yer alan ve Kampaniyen sonu-Geç Maastrihtiyen başı arası yaşta
olduğu düşünülen Esence granitoyidlerinin kabuk kalınlaşması sonucu oluştuğu
kabul edilmiştir (Tarhan, 1982). Esence granitoyidleri, ofiyolitlerle metamorfitleri
aynı anda kesmektedir. Çarpışma sonrası oluşan en eski çökel birim Maastrihtiyen-
(?) Paleosen yaşlı Harami formasyonudur. Buna göre bölgedeki metamorfizmanın ve
Esence granitoyidlerini oluşturan olayların (kabuk kalınlaşması) Geç Maastrihtiyen
öncesinde gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
Bölgenin jeodinamik evrimi içerisinde gelişen olaylar ve bunların ürünü olan
yapısal ve stratigrafik unsurlar; Maastrihtiyen öncesi evre, Maastrihtiyen-Paleosen
evresi, Eosen-Oligosen evresi ve Miyosen-Günümüz evresi olmak üzere dört evrede
ele alınmıştır (Yılmaz ve ark., 1992). Maastrihtiyen öncesi evrede; biri Gürün göreli
otoktonunun kuzeyinde, diğeri güneyinde olmak üzere iki ayrı havzanın var olduğu
söylenebilir. Gürün göreli otoktonunun kuzeyindeki ve güneyindeki ofiyolitler aynı
zamanda ikincil konumlarına gelmiş olsalar bile Gürün göreli otoktonunu
aşamamışlardır. Pınarbaşı ofiyolitlerinin kuzeyden güneye doğru, Göksun
4. BÖLGESEL JEODİNAMİK EVRİM Metin BEYAZPİRİNÇ
10
ofiyolitlerinin güneyden kuzeye doğru hareket ederek ikinci konumlarına eriştiği ve
buna bağlı olarak Maastrihtiyen öncesi yaşta olan bindirmelerin, önemli metamorfik
ve magmatik olayların bu evrede oluştuğu kabul edilmektedir. Maastrihtiyen-
Paleosen evresinde; Maastrihtiyen öncesi evrede tektonik birlikler ikincil
konumlarına erişirken oluşan yük nedeniyle Gürün göreli otoktonu deformasyona
uğramıştır. Geç Maastrihtiyen’de kısa bir yükselme evresi ve buna bağlı olarak
aşınma meydana gelmiş, buralardan kopan parçalarla genel olarak sığ denizel bir
ortamın ürünü olan kaya türleri oluşmuştur. Eosen-Oligosen evresinde; Eosen yaşlı
kayalar daha önce oluşmuş tüm birimlerin üzerine açısal uyumsuzlukla çökelmiş ve
sığ denizel ortam ürünü sedimanların yanı sıra kıta içi havzada gelişebilecek özellikte
volkanitler ile volkano-tortullar oluşmuştur. Eosen sonunda ve daha sonrasında
bindirmeler gelişmiştir. Eosen sonu gelişen bindirmeler daha önce oluşan
bindirmelerin de yapısını ve konumunu bozarak, ofiyolit naplarının ilksel geliş
yönlerinin tespitini güçleştirmiştir. Miyosen-Günümüz evresinde; Miyosen-
Günümüz yaşlı kayalar daha önce oluşmuş tüm birimlerin üzerine açısal
uyumsuzlukla gelmiş ve sığ denizel ortamın yanı sıra karasal ortamın ürünü olan
birimler de çökelmiştir. Ayrıca plato türü bazaltlar da çökelime eşlik etmiştir.
Miyosen yaşlı birimlerde bindirmeler geliştiği, bu dönemde de sıkışmaların ve buna
bağlı olarak kabuk kalınlaşmasının Geç Miyosen’e kadar devam ettiği kabul
edilmektedir (Yılmaz ve ark., 1992). Ayrıca Miyosen-Günümüz birimlerinin sol
yönlü doğrultu atımlı faylarla sınırlandığı ve bu fayların bir bölümünün (Sürgü fayı
gibi) aktif olduğu bilinmektedir (Yılmaz ve ark., 1992).
Birimlerin özellikleri, konumları ve yapısal unsurları göz önüne alındığında
bölgede (Doğu Toroslar’ın batı kesimi) en azından Maastrihtiyen’den itibaren kıta içi
havzaların geliştiği ve bölgenin Orta-Geç Miyosen’den itibaren tümüyle kara halinde
olduğu kabul edilmektedir (Yılmaz ve ark., 1992).
4. BÖLGESEL JEODİNAMİK EVRİM Metin BEYAZPİRİNÇ
11
5. ARAŞTIRMA BULGULARI
5.1. Stratigrafi
İnceleme alanında allokton ve otokton konumlu kaya türü toplulukları yer
almaktadır (Şekil 5.1).
Allokton kaya türü toplulukları bölgeye nap şeklinde yerleşmiş olan Binboğa
metamorfitleri ve Göksun ofiyoliti ile bunları kesen Esence granitoyidleridir.
Otokton birimler ise daha yaşlı birimler üzerine açısal uyumsuzlukla çökelmiş
olan Harami formasyonu, Seske formasyonu, Ahmetçik formasyonu ile Kuvaterner
çökelleri şeklinde ayırtlanarak haritalanmıştır.
Birimler anlatılırken; birimin tanımı ve adı, tip ve başvuru kesit yerleri, kaya
türü özellikleri, yayılım ve değişimi, dokanak ilişkileri, fosil kapsamı ve yaşı ile
ortamsal yorumlarına değinilerek tanıtılmaya çalışılacaktır.
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
12
Şekil 5.1. İnceleme alanının genelleştirilmiş stratigrafi kesiti
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
13
5.1.1. Allokton Birimler
5.1.1.1. Göksun Ofiyoliti ( Mzg )
Göksun civarında yüzeyleyen ofiyolitler; Blumenthal (1944), Hatay (1966),
Polat (1970), Karul (1971), Gökalp (1972), Akkoca ve Bahçeci (1972) ve Atasever
(1978) tarafından ayırtlanmaksızın haritalanmıştır.
Göksun metaofiyoliti (Tarhan, 1982, 1984), Yüksekova karmaşığı, Berit
grubu (Perinçek, 1979 a, b; Perinçek ve Kozlu, 1984), Guleman grubu (Erdoğan,
1975), Elazığ karmaşığı (Hempton ve Savcı, 1982), İspendere-Kömürhan ofiyolitleri
(Yazgan, 1984), Berit metaofiyoliti (Yıldırım, 1989; Yiğitbaş, 1989), Göksun
ofiyolitleri (Yılmaz ve ark., 1992), Göksun ofiyoliti (Parlak ve ark., 2004; Bedi ve
ark., 2004, 2005) gibi adlar kullanılmıştır. Baydar (1989) ise farklı olarak, yöredeki
ofiyolitlerin Prekambriyen yaşta olabileceğini ileri sürerek Kızıldağ birliği içinde
irdelemiştir.
Bu çalışmada, ofiyolitlerin yüzeylediği coğrafik alanı en uygun şekilde
tanımladığı düşünülerek Göksun ofiyoliti adlaması benimsenmiş ve kullanılmıştır.
Göksun ofiyoliti; inceleme alanının güney kesimlerinde, Yazıköy (B7),
Tülüce Tepe (E11), Kötüre (F5) ve Ördekköy (H5) civarlarında geniş yüzlekler, tip
ve başvuru niteliğinde kesitler sunmaktadır .
Göksun ofiyoliti alttan üste doğru düzenli bir seri sunmaktadır (Şekil 5.2).
İnceleme alanı içerisinde kalan alanda Göksun ofiyolit serisine ait kümülatlar
yüzeylenmektedir. Bunlar, alttan üste doğru; tabakalı (laminalı) gabro, izotrop
(masif) gabro, levha dayk karmaşığı şeklindedir. Ofiyolitik serinin tabanını oluşturan
ultramafik tektonitlerle en üst kesimini oluşturan derin deniz sedimanları inceleme
alanının dışında bulunan Berit Dağı doğusunda ve Sarız, Kanlıkavak, Çağşak
civarında yüzeylenmektedir.
Domuzdere Mahallesi (A11)’nin güney kesimlerinde tabakalı (katmanlı)
gabro yer almaktadır (Şekil 5.3). Tabakalı gabronun ayrışma yüzeyi gri, yeşil, kahve
renkli, taze yüzeyi yeşil, siyahımsı renkli olup, orta-iri kristalli, faneritik dokulu,
kırık ve çatlaklıdır.
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
14
Şekil 5.2. Göksun ofiyolitinin genelleştirilmiş stratigrafi kesiti (Bedi ve ark., 2005)
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
15
Tabakalı gabrolar, mineral farklılaşmasından kaynaklanan bantlı bir yapı
sunmakta, mafik ve felsik mineraller bantlar şeklinde ardalanmaktadır.
Şekil 5.3. Tabakalı (bantlı) gabronun arazi görünümü (Domuzdere Köyü güneyi
KD’ya bakış)
Petrografik incelemeleri sonucunda olivin gabro, troktolit türü kayaçlar tespit
edilmiştir. Olivin gabro, holokristalen tanesel dokulu olup, plajiyoklaz, piroksen ve
olivin minerallerinden oluşmaktadır (Şekil 5.4). Yer yer ofitik doku da izlenmektedir.
Plajiyoklazlar genelde labrador, piroksenler ise klionopiroksen (ojit) şeklindedir.
Olivinler elek dokulu olup, yoğun olarak serpantinleşmişlerdir. Troktolit,
holokristalen tanesel dokulu olup, plajiyoklaz ve olivin minerallerinden oluşmaktadır
(Şekil 5.5). Plajiyoklazlar genellikle labrador bileşimindedir. Olivinler
serpantinleşmişlerdir. Plajiyoklazlarla olan dokanaklarında yer yer ışınsal doku
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
16
gelişmiş, yer yer de reaksiyon kuşağı (korona kuşağı) oluşmuştur. Ayrıca çatlaklar
boyunca yarı opak mineraller de izlenmektedir.
Şekil 5.4. Olivin gabronun tek nikol (üstteki resim) ve çift nikoldeki (alttaki resim)
ince kesit görünümü (04 E 717A) Pyx: piroksen, Ol:olivin, Pl:plajiyoklaz
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
17
Şekil 5.5. Troktolitin tek nikol (üstteki resim) ve çift nikoldeki (alttaki resim) ince kesit görünümü (04 E 717D) Pl: plajiyoklaz, Ol: olivin
Yazıköy (B7), Kötüre (F5), Toparmut Tepe (C11) ve Küçükyanardıç Tepe
(E6), civarlarında izotrop gabro yer almaktadır. İzotrop gabro genelde yeşil, koyu
yeşil, siyahımsı renklerde olup, orta-iri kristallidir. 7-8 cm’e kadar ulaşan boylarda
plajiyoklaz, piroksen kristal büyümelerine (mega kristallerine) de rastlanmaktadır.
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ 5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ 5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
18
Ayrıca yer yer çok ufak kristalli gabrolar (mikrogabro) izlenmektedir. Kırık ve
çatlaklı olup, alterasyon yaygın olarak gözlenmektedir.
Yazıköy (B7)’ün kuzeyinde yapılan kesitte gabro, mikrogabro, lökogabro,
gibi kaya türleri tespit edilmiştir. Gabrolarla gabroları kesen diyabaz daykları, kılcal
(yaklaşık 1 mm) ve sekonder kuvars damarları tarafından kesilmektedir (Şekil 5.6).
Gabrolar, yeşil-koyu yeşil renkli olup, bol piroksen, yer yer bol K-feldispat
(ortoklaz), bol plajiyoklaz ile az oranda kuvarstan oluşmaktadır. Kristal büyümeleri
sonucu çok iri kristallenmiş olan piroksenler engellemeli doku göstermektedir.
Piroksenlerde serpantinleşme gözlenmektedir. Pegmatoyidik doku tipik olup, genelde
gabroyik doku izlenmektedir. Kırıklı ve bol eklemli olan gabrolar çok iri boyutlarda
faneritik-pegmatoyidik doku sunmaktadır (Şekil 5.7). Yer yer kenar kısımlarından
itibaren epidotlaşmıştır. 0.5 cm ile 4 m arası değişen kalınlıklardaki diyabaz daykları
tarafından kesilen gabrolarda bu kesilme düzlemleri boyunca yoğun epidotlaşmalar
gözlenmektedir. Mafik bileşenler ile K-feldispat (ortoklaz) bolca bulunmaktadır ki
bu da kayacın bileşimini gabrodan diyorite doğru uzaklaştırmaktadır. Üste doğru
daha ince, faneritik dokulu, bol mafik mineral, kuvars ve daha az K-feldispat içeren,
tipik gabroyik dokulu bir seviyeye geçiş göstermektedir. Bu seviyelerde yer alan
gabrolar, holokristalen tanesel dokulu olup, plajiyoklaz ve piroksen minerallerinden
oluşmaktadır (Şekil 5.8). Plajiyoklazlar labrador piroksenler ise klinopiroksen
türündedir. Yer yer dış kenarları boyunca reaksiyon kuşağı gelişmiş, kısmen
uralitleşmişlerdir. Yer yer de tamamen bozunarak aktinolit, tremolit lifleri ile opak
minerallerden oluşan pseudomorflar gelişmiştir. Ayrıca eksolusyon lamelleri de
izlenmiştir. Mikrogabro, hornblend ve plajiyoklaz minerallerinden oluşmaktadır.
Farklı olarak amfibol minerallari izlenmiş olup, amfiboller ikincil olarak (piroksen
dönüşümü şeklinde) gelişmiştir (Şekil 5.9). Lökogabrolarda yer yer aktinolit
kapanımları ile uralitleşmeler, gabrolarda ise çatlaklar boyunca silis ve klorit
dolguları ile piroksenlerin dış kısımları boyunca uralitleşmeler gelişmiştir.
Yazıköy (B7) ile Deveboynu (D9) arasında yapılan kesitte metagabro,
metameladiyorit, gabro gibi kaya türleri tespit edilmiştir (Şekil 5.10). Gabroları
kesen granit porfirlerle bunları kesen diyabazik dayklar ve en son aşamada gelişen
kuvars damarları izlenmektedir.
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
19
Şekil 5.6. Yazıköy kuzeyinde yer alan izotrop gabroların enine kesiti ile skeç kesiti
Şekil 5.7. Çok iri boyutlarda kristallenmiş, faneritik dokulu gabrolardan görünüm (Yazıköy kuzeyi, GB’ya bakış)
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
20
Şekil 5.8. Holokristalen tanesel dokulu gabronun tek nikol (üstteki resim) ve çift
nikoldeki (alttaki resim) ince kesit görünümü (04 E738A). Pyx: piroksen, Pl: plajiyoklaz
Metagabrolarda ölü (mortar) doku, yer yer de kataklastik doku gelişmiştir.
Holokristalen doku kalıntı olarak mevcut olup, plajiyoklaz ve piroksen mineralleri
izlenmektedir. Piroksenler dış kısımlarından itibaren yoğun şekilde uralitleşmiş; lifsi
ve yapraksı şekilde tremolit, aktinolit dönüşümleri meydana gelmiştir.
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
21
Şekil 5.9. Mikrogabronun tek nikol (üstteki resim) ve çift nikoldeki (alttaki resim) ince kesit görünümü (04 E 740) Pyx: piroksen, Pl: plajiyoklaz, Hbl:hornblend
Metameladiyoritlerde ölü (mortar) doku gelişmiş olup, plajiyoklaz
porfiroklastları ve amfibol (tremolit-aktinolit) mineralleri ile ezik zonlar ve
plajiyoklazlarda ikiz kaymaları izlenmektedir (Şekil 5.11). Mafik oranı fazla
olduğundan ‘mela’ tanımlaması yapılmıştır. Granit porfirler, holokristalen porfirik
dokulu olup, kuvars, plajiyoklaz, ortoklaz ile biyotit ve yer yer muskovit
minerallerinden oluşmaktadır (Şekil 5.12).
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
22
Şekil 5.10. Yazıköy-Deveboynu arasında yüzeyleyen gabroların enine kesiti ile skeç Kesiti
Gabrolarda yer yer pegmatoyidik doku gelişmiş olup, boyutları 7 cm’e kadar
ulaşan plajiyoklaz ve piroksen mega kristalleri izlenmektedir. Aynı magma odasında
dönemsel magma kristallenmesi sonucunda, kendisinden sonra gelen magmanın
öncekini ergitememesi sebebiyle mineral kusması şeklinde veya kristallenme
sürecinin uzun olması (sonraki mağmanın geliş süresinin çok uzun olması) ile kristal
irileşmeleri gerçekleşmiş olabilir. Gabroların granitlerle olan dokanağında (70-80
metrelik bir zonda) yoğun şekilde amfibolitleşmelerle, granitik bileşimli apofizler
gözlenmekte; ayrıca asidikten bazik magmaya doğru bir geçiş izlenimi sunmaktadır.
Granitik apofizlerle bazik dayklar yoğun bir şekilde gözlenmektedir. Gerek
granitlerle olan bu dokanaklarda, gerekse de büyük tektonik zonlarda metamorfizma
gelişmiş ve gabrolar genellikle amfibolite dönüşmüştür. Gabrolarla granitlerin
dokanağından alınan örneklerin petrografik incelenmesi sonucunda; amfibolit,
diyorit porfir, granit aplit ve kalk silikatik kayaçlar tespit edilmiştir.
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
23
Şekil 5.11. Metameladiyoritin tek nikol (üstteki resim) ve çift nikoldeki (alttaki resim) ince kesit görünümü (04 E 743C) Pl: plajiyoklaz, Act-Tr: aktinolit- tremolit
Amfibolitler ince kristalli olup, yönlenme sunmaktadırlar. Ana bileşenler,
amfibol, plajiyoklaz ve kuvars olup, kuvars ve plajiyoklazlar yer yer azalmaktadır.
Amfibolitlerdeki amfibol mineralleri genelde çubuksu şekilde yönlenmiş olan
tremolit ve aktinolittir. Bir kısmı ise piroksenlerden itibaren kısmen ve/veya
tamamen uralitleşerek oluşan amfibollerdir. Aksesuar olarak bolca opak mineral ve
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ 5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ 5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
24
sfen izlenmektedir. Kısmen klorit ve epidotlaşmalar, plajiyoklazlarda killeşmeler
gelişmiştir. Diyorit porfirlerde porfirik doku izlenmektedir. Plajiyoklazlar,
fenokristaller (iri kristaller) şeklinde olup, kısmen serizitleşmiş ve killeşmişlerdir.
Mafik bileşen olarak amfibol ile çok az miktarda biyotit mevcuttur.
Şekil 5.12. İzotrop gabroları kesen granit porfirlerin tek nikol (üstteki resim) ve çift nikoldeki (alttaki resim) ince kesit görünümü (04 E 746A) Pl: plajiyoklaz, Or: ortoklaz, Qtz: kuvars
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
25
Granit aplitler, ksenomorf (özşekilsiz) tanesel dokulu olup, kuvars,
plajiyoklaz ve daha az oranda alkali feldispattan oluşmaktadırlar. Feldispatlar kısmen
ve/veya tamamen killeşmişlerdir. Çok az miktarda kısmen kloritleşmiş biyotit
izlenmektedir. Granit aplitleri damar şeklinde kesen, bileşen olarak aynı fakat
amfibolce daha zengin ve çok daha ince dokulu olan granit aplitler de mevcuttur.
Kalk silikatik kayaçlar ince kristalli olup, yer yer koyu, yer yer de açık renkli
bileşenlerce zenginleşmişlerdir. Plajiyoklaz, kuvars, piroksen mineralleri mevcut
olup, ana bileşen bakımından farklılıklar sunmaktadırlar. Bazen plajiyoklaz, bazen
kuvars, bazen de piroksen ana bileşen olmaktadır. Piroksenler, kalsiyumca zengin
olan diyopsit türündedir. Piroksenlerin bir kısmı uralitleşerek amfibole
dönüşmüşlerdir. Plajiyoklazlar kısmen serizitleşmiş ve killeşmişlerdir. Yer yer granat
ve aksesuar olarakta bol sfen ve opak mineraller izlenmektedir. Granatlar çok küçük
kristaller şeklindedir.
İnceleme alanı içerisinde kalan alanda Göksun ofiyolitinin en üst kesimini
levha dayk karmaşığı oluşturmaktadır. Ördekköy (H5) civarında ve güney
kesimlerinde yer alan Ördek Tepe (H6), Büyükyanardıç Tepe (F6), Boz Tepe (F7),
Söğüt Tepe (F7) ile Kitiz Köyü (H9) güneyinde yer alan Tülüce Tepe (E11), Havla
Tepe (F10), Bakla Tepe (G10) ve Dede Tepe (G11)’de levha dayk karmaşığına ait
yüzeylemeler gözlenmektedir.
Genellikle; grimsi yeşil, kahvemsi yeşil, siyahımsı yeşil renklerde gözlenen
levha dayklar, kalınlıkları 1-5 cm arasında değişen izole dayklar ve en son aşamada
gelişen aplitik dayklar tarafından kesilmektedir (Şekil 5.13). Petrografik incelemeler
sonucunda, diyabaz ile bunları kesen diyorit porfir ve piroksenit daykları tespit
edilmiştir. Diyabazlar ince, yer yer orta kristalli olup, ofitik doku sunmaktadır. Ana
bileşenleri plajiyoklaz ve piroksen olup, piroksenler büyük oranda uralitleşerek
amfibole dönüşmüştür. Az miktarda sfen (titanit) ve opak mineraller de
izlenmektedir. Diyabazları damar şeklinde kesen, porfirik dokulu diyoritlerde
fenokristaller halinde plajiyoklaz ve amfibol izlenmektedir. Piroksenitler koyu yeşil
renkli olup, ana minerali piroksendir. Piroksenler kısmen veya tamamen uralitleşerek
amfibole dönüşmüştür.
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
26
Şekil 5.13. Levha dayklar ile bunları kesen izole diyabaz daykları ve tümünü kesen aplitlerden görünüm (Tülüce Tepe) Ld: levha dayk, İdd: izole diyabaz daykı, Apl: aplit Birim, çalışma alanında Binboğa metamorfitleri ve Harami formasyonu ile
dokanak halindedir. Yazıköy (B7) kuzeyinden Göncü Mahallesi (D5), Kötüre Köyü
(F5) boyunca uzanan yaklaşık Doğu-Batı gidişli bir hat şeklinde Binboğa
metamorfitleri tarafından tektonik olarak üzerlenmiştir (Şekil 5.14).
Ördekköy kuzeyinde yer alan Kayapınar Tepe (H3) civarında ise Geç Kretase
yaşlı Harami formasyonu tarafından açısal uyumsuzlukla örtülmektedir.
İnceleme alanında ofiyolitlerin üzerine gelen en eski birim, Maastrihtiyen-(?)
Paleosen yaşlı Harami formasyonu olup, okyanusal kabuk oluşumunun Harami
formasyonunun çökeliminden önce tamamlanmış olması gerekmektedir.
Bölgede daha önce yapılmış olan çalışmalarda Alt Kretase’nin üst düzeyleri
(olasılı Apsiyen) yaşı (Yılmaz ve ark., 1992) ile Üst Jura-Alt Kretase (Üst
Portlandiyen-Alt Berriyasiyen) yaşı (Tarhan, 1982) tespit edilmiştir. Önceki
çalışmalarda ofiyolitik serinin üst kesimlerini oluşturan derin deniz sedimanlarından
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
27
elde edilmiş bu yaş verileri de gözetilerek, Göksun ofiyolitinin olasılıkla Jura-Alt
Kretase yaş aralığında oluştuğu düşünülebilir.
Şekil 5.14. Göksun ofiyolitine ait izotrop gabrolar (Mzg3) ile Binboğa metamorfitlerine ait mermerlerin (Pzym) tektonik dokanağı (Ördekköy kuzeyi-Kayapınar Tepe)
5.1.1.2. Binboğa Metamorfitleri
İnceleme alanında geniş bir yayılım sunan nap konumlu metamorfik
birimlere; Keban metamorfitleri (Perinçek, 1979 a, b), Kabaktepe ve Cağılhan
metamorfitleri (Tarhan, 1982, 1984), Keban ve Malatya napları (Yazgan, 1983),
Malatya metamorfitleri (Perinçek ve Kozlu, 1984; Yıldırım, 1989; Yiğitbaş, 1989),
Engizek birliği (Baydar, 1989), Keban-Malatya birimi (Yılmaz ve ark., 1992),
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
28
Binboğa metamorfitleri (Bedi ve ark., 2004, 2005) gibi adlamalar kullanılmış olup,
bu çalışmada Binboğa metamorfitleri adlaması benimsenmiş ve kullanılmıştır.
Olasılı Geç Devoniyen(?)–Erken Kretase yaş aralığında çökelen ve düşük
dereceli yeşilşist fasiyesinde metamorfizma geçiren, başlıca mermer ara katkılı şist,
kalkşist, rekristalize kireçtaşı, kuvarsit ardalanmasından oluşan Binboğa
metamorfitleri, Göksun ofiyolitleri üzerinde tektonik dokanakla yer almaktadır.
Binboğa metamorfitleri, alttan üste doğru; (?) Geç Devoniyen-Karbonifer
yaşlı Yoncayolu formasyonu, Geç Permiyen yaşlı Çayderesi formasyonu, Erken
Triyas yaşlı Alıçlı formasyonu, Triyas-Jura-Kretase yaşlı Kayaköy dolomiti ve
Kayaköy dolomiti ile yanal ve düşey yönde geçişli olan Ula mermerleri ile Geç
Kretase yaşlı Karaböğürtlen formasyonu (Bedi ve ark., 2004, 2005) şeklinde
ayırtlanmıştır (Şekil 5.15).
İnceleme alanı içerisinde Binboğa metamorfitlerine ait Yoncayolu
formasyonu (Pzy), Kayaköy dolomiti (TrJKk) ile Karaböğürtlen formasyonu (Kka)
ayırt edilmiştir.
5.1.1.2.(1). Yoncayolu Formasyonu (Pzy)
Binboğa metamorfitlerinin tabanını oluşturan Yoncayolu formasyonu ilk kez
Özgül ve ark. (1981) tarafından adlandırılmıştır. Ayrıca, Koçcağız şistleri (Metin ve
ark.,1986), Kabaktepe metamorfitleri (Tarhan, 1982), Nergile formasyonu (Yıldırım,
1989; Yiğitbaş, 1989), Engizek birliği (Baydar, 1989) ile deneştirilebilir.
Birim için verilmiş olan tip kesit yeri Tunceli ili kuzeyinde bulunan
Yoncayolu Köyü’dür (Özgül ve ark., 1981). İnceleme alanında ise Keypez (A4),
Ağcaşar (B4), Kötüre köyü (F5) dolaylarında başvuru niteliğinde kesitler
sunmaktadır.
Yoncayolu formasyonu, mermer, rekristalize kireçtaşı, şist, kuvarsit, kalkşist,
ardalanmasından oluşmaktadır. Birim içerisindeki mermer, rekristalize kireçtaşı
düzeyleri mermer üyesi (Pzym) olarak; mermer, rekristalize kireçtaşı ara tabakaları
içeren şist, kalkşist, düzeyleri ise şist üyesi (Pzyş) şeklinde ayırtlanarak
haritalanmıştır (Şekil 5.16).
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
29
Şekil 5.15. Binboğa metamorfitlerinin genelleştirilmiş stratigrafi kesiti (Bedi ve ark.,2005)
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
30
Şekil 5.16. Yoncayolu formasyonu ölçülü stratigrafi kesiti (Yazıköy-Keypez arası)
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
31
5.1.1.2.(1).(a). Şist Üyesi (Pzyş)
Binboğa metamorfitlerinin en alt düzeyini oluşturan ve inceleme alanı
içerisinde tabanı gözlenemeyen Yoncayolu formasyonu şist üyesi; genel olarak
mermer-rekristalize kireçtaşı ara düzeyleri içeren şist, kalkşist litofasiyeslerinden
oluşmaktadır. Oldukça kıvrımlı bir yapı sunan birim, bazik ve asidik sokulumlar
tarafından kesilmekte ve bunlarla birlikte kıvrımlanmış olarak izlenmektedir.
Yazıköy (B7) ile Keypez Köyü (A4) arasında yapılan kolon kesitte alttan üste
doğru; granat kalkşist, mika-klorit kalkşist, biyotit şist, amfibol şist, granat-mikaşist,
metagranit porfir, kalk silikatik şist, amfibolit, gnays, klorit-aktinolit şist, epidot-
muskovit şist, amfibol gnays, kuvars şist, kalkşist, mika-kuvars şist, aktinolit şist gibi
kaya türleri ile 5-10 cm’den birkaç metreye kadar değişen kalınlıklarda rekristalize
kireçtaşı, mermer ara düzeyleri ve bitümlü seviyeler yer almaktadır.
Granat kalkşist; sarı, sarımsı gri renkli, ince-orta yapraklanmalıdır.
Granolepidoporfiroblastik dokulu olup, kalsit, mika, amfibol, kuvars ve granat
minerallerinden oluşmaktadır. Biyotitler lepidoblastik dokulu, kahve renkli ve yaygın
olarak izlenmektedir. Hornblendler ise daha az miktarda, yeşil renkli ve yönlenmeye
uyumlu taneler şeklindedir. Granatlar porfiroblastlar şeklinde ve bol kapanımlı
(kuvars, muskovit, kalsit kapanımları) olarak izlenmektedir. Granat ve
hornblendlerin varlığı metamorfizma derecesinin amfibolite yakın olduğunu
(yeşilşist fasiyesi gröna zonu) göstermektedir.
Mika-klorit kalkşist; sarı, yeşilimsi renkli, orta-kalın yapraklanmalıdır.
Granolepidoblastik dokulu olup, kalsit, muskovit, klorit, kuvars kristallerinden
oluşmaktadır. Kalsitler granoblastik dokulu, basınç ikizlenmeli tanelerin oluşturduğu
kalın seviyeler ve mercekler şeklindedir. Muskovitler lepidoblastik dokulu, çok iyi
yönlenmiş tanelerin oluşturduğu bantlar şeklinde izlenmektedir. Kloritler
lepidoblastik dokulu olup, mikalı seviyelerle ardalanmalı olarak izlenmektedir. Az
miktarda turmalin kristallerine de rastlanmaktadır.
Biyotit şist; kahve, parlak yeşilimsi renkli, ince yapraklanmalı olup, yoğun
şekilde alterasyon gözlenmektedir. Lepidogranoporfiroblastik dokulu olup, mika
(biyotit, az miktarda muskovit), kuvars ve feldispat kristallerinden oluşmaktadır.
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
32
Biyotitler lepidoblastik dokulu, kuvars ve az miktardaki plajiyoklaz ise granoblastik
dokuludur. Plajiyoklazlar porfiroblast şeklinde de izlenmektedir.
Amfibol şist; yeşil, grimsi yeşil renkli, ince-orta yapraklanmalıdır.
Granonematoblastik dokulu olup, plajiyoklaz, tremolit, kuvars, piroksen, sfen ve
opak minerallerden oluşmaktadır. Plajiyoklazlar kuvarslarla bir araya gelerek
granoblastik dokulu seviyeleri oluşturmuşlardır. Tremolitler nematoblastik
dokuludur. Piroksenler nematoblastik seviyeler içerisinde saçınımlı olarak
bulunmaktadır. Muhtemelen bazik kökenli bir kayacın yeşilşist fasiyesinde
metamorfizması ile oluşmuştur.
Granat-mika şist; kahve, siyahımsı renkli, orta yer yer ince yapraklanmalıdır.
Granonematolepidoblastik dokulu olup, kuvars, plajiyoklaz, granat, muskovit,
biyotit, klorit, turmalin ve opak minerallerden oluşmakta; ayrıca yönlü doku da
izlenmektedir. Kuvarslar plajiyoklazlarla birlikte granoblastik dokulu seviyeleri
oluşturmaktadır. Granatlar yönlenmeye paralel mercekler oluşturmakta,
çatlaklarından ve orta kısımlarından itibaren kloritleşme ve demir hidroksit
boyamaları izlenmektedir. Muskovitler yapraksı şekilli olup, plajiyoklaz ve
kuvarsların arasında yelpaze şeklinde izlenmektedir. Biyotitler levhamsı şekilli olup,
genellikle kenarlarından itibaren kloritleşmişlerdir.
Metagranit porfir; sarımsı beyaz renkli olup, yan kayacı kesmiş şekilde
gözlenmektedir. Mortar dokulu olup, kuvars, plajiyoklaz ve ortoklaz porfiroklastları
ile bu minerallerin ufalanmasından oluşmuş hamurdan ibarettir. Ortoklazlar kenarları
boyunca öğütülmüş ve kuvars mineralleri tarafından çevrelenmişlerdir. Tamamen ya
da dilinimlerinden itibaren killeşmişlerdir. Plajiyoklazlarda dilinimlerinden itibaren
serizitleşmeler izlenmektedir. Hamur tamamen bu minerallerin ufalanmasından
oluşmuştur. Ayrıca yer yer saçılmış şekilde opak mineraller ile porfiroklastların
çatlakları boyunca gelişmiş, yelpaze şekilli muskovit mineralleri de izlenmektedir.
Kalk silikatik şist; kırmızımsı kahve, yeşilimsi gri renkli, hidrotermal
solusyonlarca yıkanmış olarak gözlenmektedir. Nematogranolepidoblastik dokulu
olup, klorit, epidot, plajiyoklaz, kuvars, sfen ve opak minerallerden oluşmaktadır.
Ayrıca yönlü doku da gelişmiştir. Kloritler lifler şeklinde bir araya gelerek
lepidoblastik dokulu ince seviyeler oluşturmuştur. Epidotlar yönlenmeye paralel
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
33
dizilim göstermektedir. Plajiyoklazlar albit türünde, yönlenmeye paralel olarak
uzamış ve yer yer de killeşmişlerdir. Kuvarslar plajiyoklazlarla birlikte granoblastik
dokulu seviyeleri oluşturmaktadır.
Amfibolit; parlak gri, yeşilimsi gri renkli, ince-orta yapraklanmalı olarak
gözlenmektedir. Nematogranoblastik dokulu olup, tremolit, aktinolit, feldispat ve az
kalsit kristallerinden oluşmaktadır. Amfiboller nematoblastik dokulu, çok iyi
yönlenmiş lifsi kristaller şeklinde ve tremolit, aktinolit türündedir. Plajiyoklazlar
granoblastik dokulu olup, ince bant ve mercekler şeklindedir. Basınç etkisiyle
amfibollerde kink-bantları gelişmiştir. Bazik kökenli bir kayacın yeşilşist fasiyesinde
metamorfizması sonucu oluşmuştur.
Gnays; yeşilimsi kahve, grimsi renkli olup, ince-orta yapraklanmalıdır. Yönlü
doku sunmakta ve yer yer göz şeklinde kuvars ve plajiyoklaz porfiroblastları
içermektedir. Plajiyoklaz, kuvars, ortoklaz, piroksen, epidot ve granat mineralleri
izlenmektedir (Şekil 5.17). Plajiyoklaz ve ortoklazlarda yer yer killeşme ve
serizitleşme alterasyonları mevcuttur. Kuvarslar, uzamış yönlü dokulu, granatlar ise
porfiroblastlar şeklinde yer almaktadır. Mafik mineraller bazı düzeylerde bantlar
şeklinde zenginleşmiştir.
Klorit-aktinolit şist; yeşil renkli, ince-orta yapraklanmalı ve
granolepidonematoblastik dokulu olup, aktinolit (tremolit), klorit, kuvars, plajiyoklaz
ve az miktarda granat minerallerinden oluşmaktadır. Tremolitler nematoblastik,
kloritler lepidoblastik, kuvarslar ise granoblastik dokulu seviyeleri oluşturmaktadır.
Plajiyoklaz, özşekilsiz olup, albit-oligoklaz türündedir. Yer yer killeşmiş ve
serizitleşmiştir. Granat, porfiroblastlar şeklinde izlenmektedir.
Epidot-muskovit şist; yeşil, kahve renkli olup, yoğun şekilde alterasyon
gözlenmektedir. Granonematolepidoblastik dokulu olup, kuvars, plajiyoklaz, klorit,
epidot, muskovit, sfen ve opak minerallerden oluşmaktadır. Tali mineral olarak
turmalin ve zirkon bulunmaktadır. Ayrıca yönlü doku da izlenmektedir. Kuvarslar
yönlenmeye paralel olarak uzamışlardır.
Amfibol gnays; yeşil, kahve renkli, ince-orta yapraklanmalı ve
granonematoblastik dokulu olup, hornblend, plajiyoklaz ve kuvars minerallerinden
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
34
Şekil 5.17. Gnaysın tek nikol (üstteki resim) ve çift nikoldeki (alttaki resim) ince kesit görünümü (04 E 711İ) Pyx: piroksen, Pl: plajiyoklaz, Grt: granat. oluşmaktadır. Plajiyoklaz, oligoklaz ve andezin türündedir. Genellikle killeşmiş ve
serizitleşmiştir. Ayrıca, kümeler halinde sfen izlenmektedir.
Kuvars şist; yeşil, kahve renkli, ince-orta yapraklanmalı ve
lepidogranoporfiroblastik dokulu olup, kuvars, muskovit, serizit, biyotit, plajiyoklaz
ve turmalin minerallerinden oluşmaktadır (Şekil 5.18). Mika mineralleri
lepidoblastik dokulu olup açık renkli minerallerle kabaca bantlaşmışlardır. Kuvarslar
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
35
Şekil 5.18. Kuvars şistin tek nikol (üstteki resim) ve çift nikoldeki (alttaki resim) ince kesit görünümü (04 E 711D). Qtz: kuvars
ve plajiyoklazlar granoblastik (grift) dokulu seviyeleri oluşturmaktadır. Kuvarslar yer
yer porfiroblast şeklinde de izlenmektedir.
Kalkşist; sarı, sarımsı gri renkli, ince-orta yapraklanmalı olup bant ve
budinler şeklinde kuvars gözlenmektedir. Granolepidoblastik dokulu olup, kalsit ve
az miktarda kuvars, epidot ve sfen minerallerinden oluşmaktadır. Kalsitler
granoblastik dokulu ve çok iyi yönlenmelidir. Ayrıca farklı seviyelerden alınmış olan
kalkşist örneklerinde biyotit, muskovit, plajiyoklaz, az miktarda piroksen, turmalin
ve opak minerallere de rastlanmaktadır.
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
36
Mika-kuvars şist; gri, yeşilimsi renkli, ince-orta yapraklanmalı ve
lepidogranoblastik dokulu olup, kuvars, klorit, biyotit, muskovit ve plajiyoklaz
minerallerinden oluşmaktadır. Kuvars ve plajiyoklazlar granoblastik dokulu, klorit,
muskovit ve biyotitler ise lepidoblastik dokulu seviyeleri oluşturmaktadır. Kloritler
genelde biyotitlerden dönüşüm şeklindedir.
Aktinolit şist; yeşil, kahve renklerde gözlenmektedir. Granonematoblastik
dokulu olup, aktinolit (tremolit, aktinolit), hornblend, plajiyoklaz, kuvars ve az
miktarda epidot minerallerinden oluşmaktadır (Şekil 5.19). Plajiyoklazlar oligoklaz-
andezin türünde olup, kuvarslarla birlikte granoblastik dokulu seviyeleri
oluşturmakta; hornblend ve aktinolitler ise nematoblastik dokulu seviyeleri
oluşturmaktadır.
5.1.1.2.(1).(b). Mermer Üyesi (Pzym)
Ofiyolitler ile Binboğa metamorfitlerinin tektonik dokanağı boyunca,
yaklaşık D-B doğrultusunda yüzeylenmeler sunan birim, mermer ve rekristalize
kireçtaşlarından oluşmaktadır. Mermerlerin ayrışma yüzeyi gri, krem, taze kırık
yüzeyi gri, krem, beyaz yer yer siyahımsı renkli olup, orta-kalın tabakalanmalı, kırık
ve çatlaklı, kalsit damarlı ve yer yer bitümlüdürler. Mermerler, yer yer şistler
içerisinde mercek şeklinde de yer almaktadırlar. Yer yer şistlerle olan dokanaklarında
küçük çaplı oynamalar mevcutsa da uyumlu ve geçişli olarak şistlerin üzerinde yer
aldığı söylenebilir (Şekil 5.20).
Yoncayolu formasyonu, bazik bileşimli dayk ve siller ile en son aşamada
gelişen kuvars porfirler tarafından kesilmektedir. Bazik kökenli bu kayaçlar
metamorfizma geçirmiş ve çoğunlukla amfibolite dönüşmüşlerdir. Amfibolitler
granonematoblastik dokulu olup, hornblend, plajioklaz, kuvars ve az oranda sfen
minerallerinden oluşmaktadırlar.
Çalışma alanının yakın batısında bulunan Yeniyapan Köyü civarında ise
asidik siller, siyenit, monzonit vb. granitoyid türü intrüsif kayaçların Yoncayolu
formasyonunu kestiği ve tüm bu kayaçların ise en son evrede gelişen bazik dayklar
tarafından kesildiği gözlenmiştir (Bedi ve ark., 2005).
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
37
Şekil 5.19. Aktinolit şistin tek nikol (üstteki resim) ve çift nikoldeki (alttaki resim) ince kesit görünümü (04 E 711A) Act: aktinolit, Pl: plajiyoklaz, Hbl:hornblend, Qtz: kuvars
İnceleme alanının kuzey kesimlerinde, Keypez (A4), Ağcaşar (B4), Gözpınar
(E3) ve Kötüre (F5) köylerini de kapsayan geniş bir alanda Yoncayolu formasyonuna
ait şist ve mermerler yüzeylenmektedir. Birim, kendi içerisinde büyük ve küçük
boyutlarda kıvrımlanmış olup, genel gidiş yönleri yaklaşık KD-GB, genel eğim
yönleri ise yaklaşık KB ve GD’yadır.
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
38
Şekil 5.20. Yoncayolu formasyonu şist üyesi ile mermer üyesi arasındaki uyumlu ve geçişli dokanak (Yazıköy kuzeyi, D’ya bakış)
Eosen sonrası yatay hareketlerle bugünkü ikincil konumunu kazanmış olan
Yoncayolu formasyonunun tabanında tektonik dokanakla Göksun ofiyolitleri yer
almaktadır. Bu metamorfik kayalar, güneyde Göksun ofiyolitleri ile sınırlanmaktadır.
Daha güneyde, Yazıköy’ün 1 km kadar KD kesiminde ise gabroların üzerinde
Yoncayolu formasyonu mermerlerine ait küçük boyutlarda iki adet klip
bulunmaktadır.
İnceleme alanında Yoncayolu formasyonun üzerinde açısal uyumsuzlukla
Geç Paleosen-Geç Eosen yaşlı Seske formasyonu ile Pliyo-Kuvaterner yaşlı örtü
birimleri yer almaktadır.
Eshab-ı Kehf Mahallesi güneyi, Karaayı Tepe (H1) civarında ise Yoncayolu
formasyonu, Seske formasyonu ve Geç Kretase yaşlı Karaböğürtlen formasyonu
üzerinde bindirmeli dokanakla yer almaktadır.
Yoncayolu formasyonunun mermer üyesinden ve rekristalize kireçtaşı
düzeylerinden alınan ince kesit ve konodont örneklerinden herhangi bir yaş bulgusu
elde edilememiştir. Paleontolojik olarak herhangi bir yaş bulgusu elde edilememiş
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
39
olmasına rağmen mermer ve şistlerin bitümlü seviyeler içermesi, Toroslar’daki
benzer Üst Devoniyen-Karbonifer fasiyesleri ile korele edilebilmesi gibi veriler ve
önceki çalışmalarda (Tarhan, 1986; Yiğitbaş, 1989; Yıldırım, 1989; Yılmaz ve ark.,
1992; Bedi ve ark., 2004, 2005) elde edilmiş olan veriler de göz önüne alınarak (?)
Geç Devoniyen-Karbonifer yaşta olabileceği benimsenmiştir.
Yoncayolu formasyonunun alt kesimlerinin kireçtaşı ara düzeyleri kapsayan
kumtaşı, silttaşı, kiltaşı, killi kireçtaşı, bitümlü kireçtaşı ile bunları kesen asidik ve
bazik bileşenli kayaçların, üst kesimlerinin ise tümüyle karbonat bileşenli olan
kayaçların düşük dereceli metamorfizma sonucu oluştuğu; başlangıçta derin denizel
ve yamaç, sonrasında ise sığ denizel ortam koşullarının hakim olduğu bir havzada
çökeldiği söylenebilir.
5.1.1.2.(2). Kayaköy Dolomiti (TrJKk)
İlk kez, Özgül ve ark. (1981), tarafından Munzurlar dolayında Kaletepe
formasyonu olarak adlandırılmış olan birim, Yılmaz ve ark. (1992), tarafından da
ayna adla tanıtılmıştır. Metin ve ark. (1986, 1987), Keklikoluk kireçtaşı, Baydar
(1989), Kapıkaya formasyonu, Yiğitbaş (1989) ve Yıldırım (1989), Engizek
formasyonu gibi adlar kullanmışlardır.
Bu çalışmada Şenel ve ark. (1994) tarafından Kayaköy dolomiti olarak
adlandırılmış olan ve Bedi ve ark. (2004, 2005) tarafından da aynı adla tanıtılan
birim için Kayaköy dolomiti adlaması benimsenmiş ve kullanılmıştır.
Kayaköy dolomiti, inceleme alanının K-KB kesimlerinde, Gökboyun Tepe
(C1), Ulaşali Tepe (B1) ve Tepesidelik Tepe (D2) civarında yüzeylenmektedir.
Ayrıca Geç Kretase yaşlı Karaböğürtlen formasyonu içerisinde tektonik dilimler
şeklinde de izlenmektedir (Şekil 5. 21).
Rekristalize kireçtaşı, dolomit ve üst kesimlerine doğru çört içeren birim,
genel olarak rekristalize olmuş platform türü karbonatlarla temsil edilmektedir.
Rekristalize kireçtaşı; genel olarak gri, açık gri renkli, orta-kalın
tabakalanmalı, küçük-orta, yer yer iri kristalli, kırıklı ve çatlaklıdır. Kırık ve çatlak
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
40
düzlemleri boyunca hidrotermal solüsyonlar ve bunlara bağlı olarak gelişen küçük
boyutlu cevherleşmeler izlenmektedir.
Şekil 5.21. Kayaköy dolomitinin (Trjkk) Karaböğürtlen formasyonu (Kka) ile olan tektonik dokanağı ve Karaböğürtlen formasyonu içerisindeki Kayaköy
dolomitine ait tektonik dilimlerden görünüm (Ulaşali Tepe, GD’ya bakış) Dolomit; gri, siyah renkli, orta-kalın tabakalanmalı, küçük-orta kristalli,
eklemli ve çatlaklıdır. Rekristalize kireçtaşları içerisinde 1-5 m arasında değişen
kalınlıklarda ara düzeyler halinde bulunmaktadır.
Üst kesimlere doğru 4-5 m kalınlıkta intraformasyonal çakıltaşı seviyesi yer
almaktadır. Çakıllar sarımsı renkte, küçük-orta tane boylarında, yarı yuvarlak-köşeli
olup, tamamen birimin kendisinden beslenmiştir.
Kayaköy dolomitinin en üst kesimleri çörtlü olup, çörtler genellikle yumru ve
sıvamalar şeklinde izlenmektedir.
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
41
Tepesidelik Tepe (D2), Gökboyun Tepe (C1), Ulaşali Tepe (B1) civarında
geniş yüzeylenmeler sunan birimin alt ve orta kesimleri neritik karbonatlarla temsil
edilirken, üst kesimlerine doğru çörtlü düzeylerin arttığı gözlenmektedir.
Özgül ve ark. (1981) ve Baydar (1989), Kaletepe formasyonunun Erken
Triyas yaşlı Alıçlı formasyonu ile uyumlu olduğunu ileri sürmüşlerdir. Aynı görüş
Yılmaz ve ark. (1992) tarafından da kabul edilmiştir. Yiğitbaş (1989) ve Yıldırım
(1989) ise Engizek Dağı dolayında yapmış oldukları çalışmalar sonucunda bu
birimler arasında çakıltaşı düzeylerinin var olduğunu ve ilişkinin uyumsuz olduğunu
ileri sürmüşlerdir.
İnceleme alanında Binboğa metamorfitlerinin Alt Triyas bölümüne (Alıçlı
formasyonu) ait herhangi bir yüzeylenme görülmemektedir. İnceleme alanı dışında,
Nergisli Dağ civarında yapılmış olan arazi gözlemleri ile elde edilmiş olan
paleontoloji verileri sonucunda Kayaköy dolomitlerinin (?) Orta-Geç Triyas
bölümleri saptanmış (Bedi ve ark., 2004, 2005) ancak Erken Triyas’a ait herhangi bir
mostra gözlenmemiştir. Bununla birlikte Erken Triyas yaşlı Alıçlı formasyonu ile
(?)Orta-Geç Triyas-Jura-Kretase yaşlı Kayaköy dolomiti arasındaki ilişkinin
uyumsuz olması gerektiği düşünülmektedir. İnceleme alanında Erken Triyas yaşlı
kaya birimleri gözlenmemesine rağmen çalışma alanının yakın batısında yer alan
Kömürsuyu’nda, çamurtaşı, kalkşist, mermer ardalanmasından oluşan Erken Triyas
yaşlı Alıçlı formasyonu gözlenmektedir.
Kayaköy dolomitleri, inceleme alanı içerisinde kalan alanda Geç Kretase
metaflişi (Karaböğürtlen formasyonu) ve Geç Paleosen-Geç Eosen yaşlı Seske
formasyonu ile dokanak halinde olup, ilişkiler tümüyle tektoniktir. Kayaköy
dolomitleri, Seske formasyonu ve Karaböğürtlen formasyonu üzerinde bindirmeli
dokanakla yer almakta; yer yer Karaböğürtlen formasyonu tarafından
üzerlenmektedir.
Kayaköy dolomitlerinin farklı düzeylerinden alınmış olan örneklerde yaş
verebilecek herhangi bir fosil bulgusuna rastlanmamıştır.
Daha önce yapılmış olan çalışmalarda Kayaköy dolomitinin, Jura-Erken
Kretase yaşta olduğu ve olasılıkla Geç Kretase’ye kadar çıkabileceği (Yılmaz ve ark.,
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
42
1992), (?) Orta-Geç Triyas bölümlerinin de bulunduğu (Bedi ve ark., 2005) fosil
bulguları ile tespit edilmiştir.
Birim, tümüyle platform türü karbonatlardan oluşmaktadır. Orta (?)-Geç
Triyas’tan itibaren fazla çalkantılı olmayan sığ denizel ortam koşulları egemen
olmuş, Geç Kretase döneminde ortam derinleşerek fliş (Karaböğürtlen formasyonu)
çökelmiştir.
5.1.1.2.(3). Karaböğürtlen Formasyonu (Kka)
İlk kez Philippson (1915), tarafından Batı Toroslar’da adlandırılmış olan
birim, Graciansky’nin (1968, 1972) Çamova formasyonu; Erakman ve ark. (1982),
Alakaya formasyonu; Şenel ve ark. (1989, 1994), Sofular formasyonu ile
Harmankaya formasyonuna karşılık gelmektedir. Birim için, Bedi ve ark. (2004,
2005) tarafından Doğu Toroslar’da yapılmış olan çalışmalarda Karaböğürtlen
formasyonu adlaması kullanılmış olup, bu çalışmada da Karaböğürtlen formasyonu
adının kullanılması uygun görülmüştür.
Karaböğürtlen formasyonu, Eshab-ı Kehf Mahallesi (G1)’nin 250 m kadar
batısında, Karaardıç Sırtı (A1) ile Nişanıt Köyü (F1) civarında tip ve başvuru
niteliğinde kesitler sunmaktadır.
Karaböğürtlen formasyonu, başlıca metasilttaşı, kalkşist, şist, rekristalize
kireçtaşı ile mermer litofasiyeslerinden oluşmaktadır. Ayrıca içerisinde Jura-Kretase
ve Karbonifer’e ait blok ve tektonik dilimlere de rastlanmaktadır (Şekil 5.22).
Eshab-ı Kehf (G1) ile Nişanıt Köyü (F1) arasında yapılmış olan olan kesitte
(Şekil 5.23) alttan üste doğru; mika kalkşist, metasilttaşı, kalkşist, klorit şist,
kloritoyid-serizit- klorit şist, epidot-klorit şist, kuvars-serizit-klorit fillit ve kalk
silikatik şist gibi kaya türlerine rastlanmıştır.
Mika kalkşist; sarımsı kahve renkli, orta yapraklanmalı olup, killi düzeyler
içermektedir. Granolepidoporfiroblastik dokulu olup, kalsit, mika (biyotit, muskovit),
kuvars ve optik minerallerden oluşmaktadır. Biyotitlerde çatlaklardan itibaren
kloritleşmeler izlenmektedir. Muhtemelen pelitik seviyeler içeren karbonat kökenli
bir kayaç özelliğindedir.
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
43
Şekil 5.22. Karaböğürtlen formasyonu ve içerisindeki mermer dilimlerinden görünüm (Ulaşali Tepe). Kka: Karaböğürtlen formasyonu, TrJKka:
Kayaköy dolomiti
Metasilttaşı; yeşil renkli, ince yapraklanmalı olup, yoğun alterasyon
izlenmektedir. Granolepidoblastik dokulu olup, serizit, klorit ve kuvars mineralleri
içermektedir. Bazı seviyelerinde dissemine (saçılmış) halde bol opak mineraller ile
demir oksit boyamaları izlenmektedir. Lepidoblastik dokulu serizit ve klorit
mineralleri ile daha ince bant ve mercekler halinde izlenen granoblastik dokulu
kuvarslar arasında ardalanma mevcuttur.
Kalkşist; sarımsı, kahve, yeşilimsi renkli, ince-orta yapraklanmalı olup, kalsit,
kuvars, biyotit ile bazı düzeylerinde biyotit yerine muskovit yer yer plajiyoklaz ve az
miktarda epidot ile serizit izlenmektedir. Şisti doku belirgin olarak izlenmekte,
çatlaklar boyunca da demir oksit boyamaları yer almaktadır.
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ 5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
44
Şekil 5.23. Karaböğürtlen formasyonu (Kka) Eshab-ı Kehf kesiti
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
45
Klorit şist; yeşilimsi renkli, ince-orta yapraklanmalı olup, kuvars tane ve
yığışımları gözlenmektedir. Granoblastik dokulu olup, klorit, kuvars ve karbonat
minerallerinden oluşmaktadır. Kloritler lepidoblastik, kuvarslar ise granoblastik doku
sunmaktadır.
Kloritoyid-serizit-klorit şist; kurşuni, yeşil renkli ve pirit saçınımlıdır.
Granolepidoporfiroblastik dokulu olup, klorit, serizit, kuvars ve kloritoyid
minerallerinden oluşmaktadır (Şekil 5.24). Kloritoyidler porfiroblast şeklinde yer
almaktadır. Klorit ve serizitler lepidoblastik, kuvarslar ise granoblastik doku
sunmaktadır.
Epidot-klorit şist; yeşil, koyu yeşil renkli, ince-orta yapraklanmalıdır.
Granoblastik dokulu olup, klorit, epidot, kuvars ve plajiyoklaz minerallerinden
oluşmaktadır. Kloritler lepidoblastik, kuvarslar granoblastik dokuludurlar.
Kuvars-serizit-klorit fillit; sarımsı, grimsi mavi renkli, ince-orta
yapraklanmalıdır. Granolepidoblastik dokulu olup, serizit, klorit, grafit, biyotit ve
epidot minerallerinden oluşmaktadır (Şekil 5.25). Serizit, biyotit ve klorit mineralleri
lepidoblastik, kuvarslar granoblastik dokuludur.
Kalk silikatik şist; grimsi yeşil, yeşilimsi renklerde, ince-orta
yapraklanmalıdır. Yönlü doku belirgin olup, kalsit, kuvars, klorit, plajiyoklaz ve
epidot minerallerinden oluşmaktadır.
Eshab-ı Kehf kesiti boyunca alınan örnekler genellikle kırıntılı ve/veya pelitik
seviyeler içeren karbonatlı kayaçların düşük dereceli (yeşilşist fasiyesi)
metamorfizması ile oluştuğu belirlenmiştir.
Çalışma alanı dışında, Mortaş Köyü civarında Karaböğürtlen formasyonu,
Jura-Kretase yaşlı Kayaköy dolomitleri üzerine uyumsuzlukla gelmektedir (Şekil
5.26). Tabanda metakonglomera ile başlayıp üste doğru metasilttaşı, metakumtaşı
ardalanması, mermer, çörtlü mermer, kuvars şist ardalanması, mermer mercekleri,
kuvars şist, kuvars şist ara seviyeli metakonglomera, bloklu kuvars şist, çört bantlı
metasilttaşı, metakumtaşı ve çört bantlı beyaz mermerlerle temsil edilmektedir.
Karaböğürtlen formasyonu içerisinde yer alan bloklar, genelde Kayaköy dolomitine
ait irili ufaklı parçalardan oluşmaktadır (Bedi ve ark., 2005).
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
46
Şekil 5.24. Kloritoyid-serizit klorit şistin tek nikol (üstteki resim) ve çift nikoldeki (alttaki resim) ince kesit görünümü (04 E 710J1) Cld: kloritoyid,
Chl:klorit, Qtz: kuvars Birim, bu özellikleri ile bloklu bir metafliş niteliği taşımaktadır.
Metakonglomeralarda bazik kökenli çakıllar da izlenmektedir (Bedi ve ark., 2005).
Karaböğürtlen formasyonuna ait rekristalize kireçtaşı düzeylerinden alınmış
olan örneklerde yaş verebilecek herhangi bir fosil bulgusuna rastlanmamıştır.
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
47
Şekil 5.25. Kuvars-serizit-klorit fillitin tek nikol (üstteki resim) ve çift nikoldeki (alttaki resim) ince kesit görünümü (04 E 710E) Qtz: kuvars, Chl: klorit, Bt: biyotit Ancak stratigrafik konumu ve önceki çalışmalar da göz önüne alınarak
Karaböğürtlen formasyonuna Geç Kretase yaşı verilmiştir.
Jura-Kretase yaşlı Kayaköy dolomitleri üzerine uyumsuzlukla gelmesi, bloklu
fliş karakteri taşıması ve bazik kökenli çakılların varlığı gibi veriler göz önüne
alındığında, Karaböğürtlen formasyonunun Geç Kretase yaşlı bloklu bir flişin düşük
dereceli (yeşilşist fasiyesi) metamorfizması ile oluştuğu söylenebilir.
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
48
Şekil 5.26. Karaböğürtlen formasyunu Mortaş Köyü kesiti (Bedi ve ark., 2005)
Yer yer amfibolit, gnays, amfibol gnays gibi amfibolit fasiyesine işaret eden
kaya türleri mevcut olsa da farklı bileşendeki kayaçların aynı metamorfizma
koşullarında farklı davranışlar gösterebileceği; ayrıca arazi gözlemleri ve yapılmış
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ 5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
49
olan petrografik analiz sonuçları gibi veriler de göz önüne alınınca Binboğa
metamorfitlerinin düşük dereceli yeşilşist fasiyesinde metamorfizma geçirdiği
söylenebilir.
Geç Kretase’ye kadar olan dönemde genel olarak sığ denizel ortam
koşullarını temsil eden çökellerin (Yoncayolu formasyonu, Kayaköy dolomiti), Geç
Kretase ile birlikte büyük çaplı kırılmaların ve buna bağlı olarak ani derinleşmelerin
meydana geldiği ve bunun sonucunda ise bloklu flişin (Karaböğürtlen formasyonu)
çökeldiği söylenebilir. Ardından bölgede gelişen nap hareketleri ile birlikte büyük
çaplı gömülmelerin meydana geldiği ve Binboğa metamorfitlerini oluşturan
kayaçların bu gömülme sonucunda yeşilşist fasiyesinde metamorfizma geçirdiği
kabul edilebilir. Büyük çaplı nap hareketlerinin Geç Maastrihtiyen öncesinde
tamamlanmış ve Binboğa metamorfitlerinin bölgeye yerleşmiş olması gerekmektedir.
5.1.1.3. Esence Granitoyidleri (Ke)
Yüksekova karmaşığı (Perinçek, 1979 a, b), Baskil magmatizması (Yazgan,
1981, 1983; Asutay ve ark., 1986), Elazığ magmatik karmaşığı (Hempton ve Savcı
1982), Afşin mağmatizması (Tarhan, 1982), Kamışdere graniti (Yıldırım, 1989;
Yiğitbaş, 1989) kapsamında ele aldıkları granitoyidler, Yılmaz ve ark. (1992),
tarafından Esence granitoyidleri olarak adlandırılmış ve tanımlanmıştır.
Bölgede bulunan ve büyük bir bölümü inceleme alanı içerisinde kalan
granitoyidleri coğrafik konum anlamında doğru bir şekilde tanımladığı ve
magmatiklerin oluşum evrimi yorumlarında farklılıklar olabileceği (Yılmaz ve ark,
1992) göz önüne alınarak bu çalışmada Esence granitoyidleri adlaması benimsenmiş
ve kullanılmıştır.
Esence granitoyidleri, inceleme alanı içerisinde, Göksun Çayı boyunca
Deveboynu (D9), Domuzdere Mahallesi (A11), Yukarı Kargabükü (E9), Aşağı
Kargabükü (G9) ile Kitiz Köyü (H9) civarlarında başvuru niteliğinde olabilecek
kesitler sunmaktadır (Şekil 5.27).
Esence granitoyidleri başlıca, granodiyorit, granit, tonalit, monzonit ve siyenit
ile bunların geçişlerini temsil eden kaya türlerinden oluşmaktadır.
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
50
Şekil 5.27. Esence granitoyidlerinin inceleme alanındaki genel görünümü (Tülüce Tepe’den kuzeye bakış) Ke: Esence granitoyidleri, Mzg3: izotrop gabro,
Mzg4: levha dayk karmaşığı, Tah: Ahmetçik formasyonu
Granodiyorit; sarımsı gri, pembemsi beyaz renklerde olup, yoğun şekilde
altere olmuştur. Holokristalen, yer yer de porfirik doku sunmaktadır. Kuvars,
plajiyoklaz ve alkali feldispat (ortoklaz) minerallerinden oluşmakta; killeşme ve
serizitleşmeler yaygın olarak izlenmektedir.
Granitin ayrışma yüzey renkleri pembemsi sarı, kahvemsi beyaz, kırık yüzey
renkleri pembe, siyah benekli beyaz olup, yoğun şekilde altere olmuştur. Granit
holokristalen tanesel dokulu, lökokrat (açık renkli bileşence zengin) ve oldukça iri
kristalli olup, aynı bileşene sahip ancak orta-ince kristalli holokristalen dokuda ve
lökokrat bileşenlerden oluşan damarlar tarafından kesilmektedir. Ana kayacı temsil
eden asıl kısım kuvars, alkali feldispat, plajiyoklaztan oluşmaktadır. Alkali feldispat
(ortoklaz) ve plajiyoklaz miktarları yaklaşık olarak eşittir. Büyük oranda altere
olmuş, killeşmiş ve serizitleşmiştir. Kısmen de olsa mika (biyotit, muskovit) ile
kloritleşmeler (muhtemelen biyotitten) izlenmektedir. Ana kayacı kesen damarlar
orta-ince kristalli olup, ana kayaçla aynı bileşendedir. Mineralojik bileşimi kuvars,
alkali feldispat, plajiyoklaz şeklindedir. Ancak ana kayaca oranla kuvars miktarı
daha fazladır. Mikrogranit olarak adlandırılabilir.
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ 5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
51
Tonalitin ayrışma yüzey renkleri pembemsi sarı, kırık yüzey renkleri
genellikle gri olup, masif ve oldukça dayanımlıdır. Genellikle hipidiyomorf porfirik
doku sunmaktadır. Kuvars, plajiyoklaz, amfibol, biyotit, hornblend, sfen ve opak
minerallerden oluşmaktadır (Şekil 5.28). Plajiyoklazlar yarı özşekilli ve genellikle
polisentetik ikizlenmelidir. Yer yer sosuritleşme ve karbonatlaşmalar izlenmektedir.
Şekil 5.28. Tonalitin tek nikol (üstteki resim) ve çift nikoldeki (alttaki resim) ince kesit görünümü (04 E 779A) Qtz: kuvars, Pl: plajiyoklaz, Bt: biyotit, Hbl: hornblend
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
52
Amfiboller yer yer kenarlarından itibaren kloritleşmiş ve biyotitleşmiştir.
Hornblendler açık yeşilden koyu yeşile değişen renklerde olup, yer yer
dilinimlerinden itibaren biyotitleşmişlerdir. Tali mineral olarak titanit izlenmektedir.
Titanitler genellikle amfiboller içerisinde kapanım şeklinde ve saçılmış olarak
izlenmektedir. Ayrıca mikrotonalit, tonalit porfir gibi kaya türleri de yer almaktadır.
Binboğa metamorfitlerini kesen monzonit, siyenit gibi kaya türlerine de
rastlanmaktadır.
Esence granitoyidleri, Göksun Çayı boyunca, Domuzdere (A11) ile Kitiz
köyü (H9) arasında kesiksiz olarak yüzeylenmektedir.
Esence granitoyidleri, inceleme alanında Göksun ofiyolit serisine ait tabakalı
(bantlı) gabro, izotrop (masif) gabro ve levha dayk karmaşığı ile ilksel dokanak
halinde olup, tüm bu birimleri intrüzif olarak kesmekte; yer yer bu birimlere ait
parçaları anklav şeklinde içine almaktadır (Şekil 5.29). Esence granitoyidleri, en son
aşamada gelişen bazik dayklar tarafından da kesilmektedir (Şekil 5.30). Deveboynu
Köyü (D9)’nün yaklaşık 700 m kuzey batısında (Güredin Dere boyunca) izotrop
gabrolarla olan dokanakta Esence granitoyidine ait apofizleri ve kesme dokanağını
net olarak izlemek mümkündür. Ayrıca, bu dayk ve sillerin Yazıköy (B7) ile Keypez
köyü (A4) arasında Binboğa metamorfitlerini kestiği de tespit edilmiştir.
Esence granitoyidleri ile benzer özellikler sunan Baskil mağmatiklerinden
Koniasiyen-Santoniyen yaşı (K/Ar yöntemi ile) elde edilmiş ve yay magmatizması
ürünü olduğu savunulmuştur (Yazgan, 1984). Tarhan (1986) ise inceleme alanında
yer alan granitoyidleri Afşin magmatizması kapsamında ele almış ve kıta-kıta
çarpışması sonucu oluştuğunu savunmuştur.
Esence granitoyidlerinin inceleme alanında Göksun ofiyoliti ile Binboğa
metamorfitlerini kestiği tespit edilmiştir. Buna göre Esence granitoyidlerinin,
Göksun ofiyoliti ile Binboğa metamorfitlerini bir araya getiren nap hareketleri
sonrasında oluşmuş olması gerekmektedir. Büyük çaplı nap hareketlerinin
Maastrihtiyen öncesinde tamamlanmış olması gerektiği ve Maastrihtiyen-(?)
Paleosen yaşlı Harami formasyonunun granitoyidler tarafından kesilmediği gibi
veriler göz önüne alınırsa; Esence granitoyidlerinin Maastrihtiyen öncesi yaşta
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
53
(muhtemelen Kampaniyen) olduğu ve kabuk kalınlaşmasına bağlı olarak oluştuğu
söylenebilir.
Şekil 5.29. Esence granitoyidleri içerisindeki bazik anklavlar Gr: granit, Ank: anklav
Şekil 5.30. Esence granitoyidlerini kesen diyabaz daykları. Ke: Esence granitoyidleri, Dd: diyabaz daykı.
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
54
5.1.2. Otokton Birimler
5.1.2.1. Harami Formasyonu (Kh)
Çalışma sahasında çok sınırlı bir alanda yüzlekleri gözlenen ve tümüyle
ofiyolitlerden türemiş konglomera ile rudistli kireçtaşlarından oluşan birim, ilk kez,
Erdoğan (1975) tarafından Harami formasyonu olarak adlandırılmış ve
tanımlanmıştır. Perinçek (1979 a, b); Naz (1979); Yazgan (1983); Bingöl (1984);
Asutay ve ark. (1986); Yılmaz ve ark. (1992) tarafından yapılmış olan çalışmalarda
da aynı adlama kullanılmıştır. Aynı birim, Tarhan (1986) tarafından Erçene
formasyonu olarak adlandırılmıştır.
Bu çalışmada Harami formasyonu adlaması benimsenmiş ve kullanılmıştır.
Harami formasyonu için verilmiş olan tip yeri Gölbaşı ilçesi (Adıyaman)
kuzeyinde yer alan Harami Köyü dolayındadır (Erdoğan, 1975). İnceleme alanında
ise Ördekköy (H5) kuzeyi, Kayapınar Tepe (H3) civarında çok küçük bir
yüzeylenmesi gözlenmektedir.
İnceleme alanı çevresinde Harami formasyonuna ait yüzeylemelerin en iyi
gözlendiği ve birim için başvuru niteliğinde olabilecek en iyi yer, Afşin yakın
güneyinde yer alan Körpınartepe civarıdır (Bedi ve ark., 2005).
Erdoğan (1975) tarafından kırıntılılar ve üste doğru kireçtaşı kaya türleri ile
tanımlanan Harami formasyonu, sonraki yıllarda yapılan çalışmalarda kendi
içerisinde ayırt edilerek, daha detaylı tanımlanmıştır.
Tarhan (1986), Harami formasyonunu Erçene formasyonu olarak adlandırmış
ve birimi Erçene üyesi ve Fındık üyesi olmak üzere iki üyeye ayırmıştır. Çalışmacı,
Taban konglomerası ile başlayıp üste doğru kalkarenit, çakıltaşı, kumtaşı ve marn
ardalanması ile devam eden Erçene üyesi ile volkano-tortul çökellerin (spilit,
piroklastik, aglomera ve bordo çamurtaşı) yer aldığı Fındık üyesinin birbirleriyle
yanal ve düşey yönde geçişli olduğunu öne sürmüştür.
Yılmaz ve ark. (1992) ise, Harami formasyonunun çakıltaşı, kumtaşı, şeyl ve
kırıntılı kumtaşı, kireçtaşından oluşan alt düzeylerini Erçene üyesi, ağırlıklı olarak
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
55
neritik karbonatlardan oluşan üst düzeylerini de Sarıkaya üyesi olarak ayırt
etmişlerdir.
Bedi ve ark. (2005), Afşin güneyinde yer alan Körpınartepe’de yapmış
oldukları ölçülü stratigrafik kesitte (Şekil 5.31); Harami formasyonunun mermer,
çört, volkanik çakıllı konglomera ve mikrokonglomeradan oluşan alt kesimlerini
Erçene üyesi (Khe) şeklinde; marn, kumtaşı, killi-kırıntılı kireçtaşı,
mikrokonglomera, kiltaşı, kireçtaşı, rekristalize kireçtaşı, killi mikrit ile rekristalize
kireçtaşı blokları ve çört nodüllü kireçtaşı içeren üst kesimlerini ise Sarıkaya üyesi
(Khs) şeklinde ayırt etmişlerdir.
İnceleme alanında Harami formasyonuna ait çakıltaşı ve kireçtaşı
yüzeylenmektedir. Çakıltaşı; genelde yeşil, kahvemsi renklerde, tabakalanmasız
olup, tümüyle ofiyolitik kayaçlardan türemiştir. Çakıllar küçük-orta boyutlu (birkaç
mm’den 2-3 cm’e kadar değişen tane boylarında), köşeli-az yuvarlak, gevşek
tutturulmuş, iyi boylanmalı ve matriks desteklidir. 1.5-2 m civarında kalınlık
sunmaktadır.
Çakıltaşlarının üzerinde uyumlu olarak yer alan neritik kireçtaşlarının
ayrışma yüzeyi gri, taze kırık yüzeyi ise krem renkli olup, tabakalanma
izlenmemektedir. Eklemli-çatlaklı, yer yer oolitik ve rudist kavkı parçalı olan bu
düzey 2-2.5 m civarında kalınlık sunmaktadır.
Ördekköy kuzeyinde bulunan Kayapınar Tepe (H3) civarında, çok sınırlı bir
alanda yüzeyleyen birim, toplam 4-4.5 m kadar kalınlık sunmaktadır.
Harami formasyonu, inceleme alanında Göksun ofiyoliti ile ilişkili olup,
Göksun ofiyolitine ait gabroların üzerini uyumsuzlukla örtmektedir. Üzerinde ise
Geç (?) Miyosen-Pliyosen yaşlı Ahmetçik formasyonu ile alüvyon örtü birimleri
uyumsuzlukla yer almaktadır.
Çalışma alanının dışında, Afşin yakın güneyinde yer alan Körpınartepe’de,
Binboğa metamorfitleri ile tektonik, Göksun ofiyoliti ile uyumsuz ilişkili olarak
izlenmektedir (Bedi ve ark., 2005).
Harami formasyonunun üst kesimlerini oluşturan neritik kireçtaşlarından
derlenen örneklerden; Siderolites sp., Rudist kavkı, makro kavkı parçaları tespit
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
56
edilmiştir. Fosil kapsamı ve önceki çalışmalar göz önüne alınarak (Erdoğan, 1975;
Bedi ve ark., 2005) Maastrihtiyen-(?) Paleosen yaşı verilmiştir.
Şekil 5.31. Harami formasyonuna ait Körpınartepe ölçülü stratigrafi kesiti (Bedi ve ark. 2005)
Litolojik özellikleri ve kapsadığı fauna topluluğu dikkate alındığında Harami
formasyonunun başlangıçta hareketli, yüksek enerjili olan ve daha sonra giderek
enerjisi azalan sığ denizel ortam koşullarında çökeldiği söylenebilir.
5.1.2.2. Seske Formasyonu (Ts)
Çakıltaşı, kumtaşı ve üste doğru neritik kireçtaşı ile temsil edilen birim, ilk
kez, Erdoğan (1975) tarafından Gölbaşı (Adıyaman) dolayında yer alan Seske köyü
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
57
civarında adlandırılmış ve tanımlanmıştır. Ayrıca, Perinçek (1979 a, b); Naz (1979);
Yazgan (1983); Yazgan ve ark. (1983); Bingöl (1984); Asutay ve ark (1986); Yılmaz
ve ark. (1992) tarafından Malatya-Elazığ dolayında yapılmış olan çalışmalarda da
aynı adlama benimsenmiş ve kullanılmıştır.
Daha önce yapılmış olan adlandırmaya bağlı kalmak ve stratigrafik adlama
birlikteliğini sağlamak amacıyla formasyon adı, Seske formasyonu olarak aynen
kabul edilmiş ve kullanılmıştır. Bu çalışma sonucunda Seske formasyonu iki üyeye
ayırt edilmiştir. Fliş karakterli kırıntılılardan oluşan alt kesimleri Göllüpınar Yayla
üyesi (Tsg), neritik karbonatlardan oluşan üst kesimleri ise Köroğlu Tepe üyesi (Tsk)
şeklinde ayırt edilerek haritalanmıştır (Şekil 5.32).
Seske formasyonu; Köroğlu Tepe (A3), Köroğlu Sırtı (A3), Aygırmağara
Tepe (B3), Oruçkar Tepe (C2), Tepesidelik Tepe (D2) ile Topalhüseyin Tepe (F1)
civarında tip ve başvuru niteliğinde kesitler sunmaktadır.
Seske formasyonunun konglomera ve kumtaşından oluşan alt kesimleri
Göllüpınar Yayla üyesi (Tsg), kireçtaşından oluşan üst kesimleri ise Köroğlu Tepe
üyesi (Tsk) şeklinde ayırt edilmiştir (Şekil 5.32).
5.1.2.2.1. Göllüpınar Yayla Üyesi (Tsg)
Göllüpınar Yayla üyesi, Seske formasyonunun tabanını oluşturmaktadır. Birim, genel
olarak kırmızı renkli, tabakalanmasız, polijenik çakıllı olup, çoğunlukla
metamorfitlere ait şist, mermer, çört ve kuvars çakıllarından oluşmaktadır. Çakıllar
küçük-orta boyutlu (birkaç mm’den 3-5 cm’e kadar değişen tane boylarında), köşeli-
yarı köşeli, sıkı pekişmiş, kötü boylanmalı ve hamur desteklidir. Hamuru kum,
çimentosu karbonattan oluşmaktadır. Yapılan petrografik incelemelerinde; karbonat
çimentosu içerisinde kireçtaşı, kuvarsit çakılları, iri kum-kum tane boyutundaki
muskovit, kuvars, biyotit ve opak mineral taneleri ile tali mineral olarak rutil
belirlenmiştir. Kireçtaşı, mikro-mezokristalen kalsitten oluşan rekristalize kireçtaşı
ile sparitik kireçtaşı parçalarından oluşmaktadır. Bağlayıcı çimento mikrokristalen
kalsitten oluşmaktadır. Kılcal çatlaklar opak mineraller tarafından doldurulmuştur.
Kayaca kırmızı rengini veren demir hidroksit boyamalarıdır.
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
58
Şekil 5.32. Seske formasyonunun ölçülü stratigrafi kesiti (Tepesidelik Tepe)
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
59
Birim, Köroğlu Tepe (A3) kuzeyinde, Karaardıç Dere civarında ise gri,
sarımsı renkli, tabakalanmasız, küçükten blok boyutuna kadar değişen tane
boylarında, kötü boylanmalı, gevşek tutturulmuş, karbonat çimentolu, kum matriksli,
şist, mermer, dolomitik kireçtaşı, rekristalize kireçtaşı çakıllarından oluşan bir seviye
ile temsil edilmektedir. Çakılların tane boyları üste doğru küçülmekte ve kumtaşına
geçmektedir. Kumtaşları gri, sarımsı renkli, ince-orta tabakalanmalı olup; çakıltaşları
ile ardalanmalı olarak izlenmektedir. Birim, Asutay ve arkadaşlarının (1986)
tanımladıkları Kuşçular konglomera üyesi ile kısmen de olsa deneştirilebilir.
5.1.2.2.2. Köroğlu Tepe Üyesi ( Tsk )
Seske formasyonunun üst kesimlerini oluşturan Köroğlu Tepe üyesinde
başlıca; mikritik kireçtaşı, kumlu kireçtaşı, rekristalize kireçtaşı, biyosparit, oolitik
kireçtaşı, fosilli kireçtaşı gibi kaya türleri yer almaktadır.
Mikritik kireçtaşı; ayrışma yüzeyi sarı, gri, taze kırık yüzeyi krem, kiremit,
pembemsi renklerde, orta-kalın, yer yer çok kalın ve düzenli tabakalanmalı, yer yer
ipliksi kalsit damarlı olup, çakıl içermektedir. Çakıllar, genellikle çok küçük tane
boylarında, çört, volkanit ve limonitleşmiş piritten oluşmaktadır. Yer yer budinimsi
görünümlü ve kumlu olup, Assilina ve Miliolidae içermektedir.
Kumlu kireçtaşı; ayrışma yüzeyi gri, açık gri yer yer sarı, krem, taze kırık
yüzeyi sarımsı, krem, açık gri, açık kahve, pembemsi renklerde, orta-kalın, yer yer
ince tabakalanmalı olup, Miliolidae ve Assilina içermektedir.
Rekristalize kireçtaşı; ayrışma yüzeyi gri, taze kırık yüzeyi gri, beyaz
renklerde, orta-kalın tabakalanmalı olup yaklaşık 11 m kalınlıkta ara düzey şeklinde
yer almaktadır.
Biyosparit; ayrışma yüzeyi açık gri, yer yer sarı, taze kırık yüzeyi gri, krem,
açık kahve, sarı renklerde, masif, çok kalın-kalın tabakalanmalı, kırık ve çatlaklıdır.
Yer yer kalsit damarlı olup, bol fosil içermektedir.
Oolitik kireçtaşı; ayrışma yüzeyi açık gri, sarı, taze kırık yüzeyi beyaz, krem,
sarı renklerde, masif, çok kalın-kalın tabakalanmalı, yer yer kalsit damarlıdır.
Nummulites, Miliolidae, Alveolina ve az oranda Assilina içermektedir.
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ 5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
60
Fosilli kireçtaşı; istifin üst kesimlerinde yer alan fosilli kireçtaşının ayrışma
yüzeyi gri, sarımsı gri, taze kırık yüzeyi krem, sarı renklerde, masif, çok kalın
tabakalanmalı, kalsit damarlı, erime boşluklu, kırıklı ve çatlaklıdır. Yer yer kum ve
çok küçük çakıl boyutunda taneler kapsamaktadır. Bol miktarda Alveolina,
Nummulites, Miliolidae içermekte; 2-3 cm’e kadar varabilen boyutlarda Alveolina
ve Nummulites türlerine rastlanmaktadır.
Tüm bu kaya türleri birbirine geçişli ve çoğunlukla ardalanmalıdır. Yer yer
yanal fasiyes değişimleri izlenmektedir. İstif genellikle fosilli olup, kum ve çok
küçük boyutta çakıl kapsamaktadır.
Köroğlu Tepe (A3) ile Nişanıt köyü (F1) arasında, yaklaşık D-B
doğrultusunda uzanan Seske formasyonu yanal yönlerde litolojik farklılıklar
göstermektedir. Karaardıç Dere, Ulaşali Tepe (B1) civarında yer alan Göllüpınar
Yayla üyesi, konglomera ve kumtaşından oluşmaktadır. Merceksi şekilde doğuya
doğru incelmekte; Nişanıt köyü civarında ise kalınlığı 3-5 m’e kadar düşmektedir.
Karaardıç Dere ve Ulaşali Tepe (B1) dışında kalan başka hiçbir alanda kumtaşı
izlenmemektedir.
Köroğlu Tepe üyesi, Tepesidelik Tepe (D2) civarında en kalın
yüzeylenmesini sunmaktadır. Bu civarda yer alan kireçtaşı, hemen her seviyesinde
fosil ve kırıntı içermektedir. Köroğlu Sırtı boyunca uzanan kireçtaşının fosil ve
kırıntı içeriği ile kalınlıklarında yanal yönde azalma gözlenmektedir.
Birim, Ağcaşar köyü (B4) kuzeyi, Köroğlu Tepe (A3), Aygırmağara Tepe
(B3), Oruçkar Tepe (C2) civarında Binboğa metamorfitlerine ait (?) Geç Devoniyen-
Karbonifer yaşlı Yoncayolu formasyonu üzerinde açısal uyumsuzlukla yer
almaktadır (Şekil 5.33). Köroğlu Tepe (A3)’nin kuzey yamacında ise aşınma
sonucunda altta yer alan Triyas-Jura-Kretase yaşlı Kayaköy dolomiti ile olan ilksel
ilişkisi açısal uyumsuz olarak izlenmektedir.
Ulaşali Tepe (B1) ve Tepesidelik Tepe (D2) civarında Binboğa
metamorfitlerine ait Üst Kretase yaşlı Karaböğürtlen formasyonu ile Kayaköy
dolomiti, Seske formasyonu üzerinde bindirmeli dokanakla yer almaktadır (Şekil
5.34).
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
61
Şekil 5.33. Seske formasyonundan genel görünüm (Köroğlu Sırtı, AygırmağaraTepe, Oruçkar Tepe’ye G’den bakış) Tsk: Seske formasyonu Köroğlu Tepe üyesi, Pzyş:Yoncayolu formasyonu şist üyesi
Şekil 5.34. Seske formasyonu (Ts) ile Kayaköy dolomitinin ilişkisi (Tepesidelik Tepe’ye B’dan bakış)
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
62
Seske formasyonu, Eshab-ı Kehf güneyi, Karaayı Tepe (H1)’de bulunan çok
küçük bir alanda Geç Kretase yaşlı Karaböğürtlen formasyonu üzerinde açısal
uyumsuzlukla yer almakta, (?) Geç Devoniyen-Karbonifer yaşlı Yoncayolu
formasyonu tarafından tektonik dokanakla üzerlenmektedir (Şekil 5.35).
Şekil 5.35. Seske formasyonu Köroğlu Tepe üyesi (Tsk), Karaböğürtlen formasyonu (Kka) ve üzerlerinde tektonik dokanakla yer alan Yoncayolu
formasyonundan (Pzy) görünüm (Karaayı Tepe’ye kuzeyden bakış)
Seske formasyonun tabanında yer alan çakıltaşlarında herhangi bir fosil
bulgusuna rastlanmamıştır. Ancak stratigrafik konumu gözününe alındığında
Tanesiyen yaşlı olduğu kabul edilebilir. Çakıltaşlarının üzerindeki seviyelerden
alınmış olan örneklerden aşağıda belirtilen fosiller ve yaş bulguları elde edilmiştir.
Lockhartia cf. diversa SMOUT, Kathina major SMOUT, Kathina cf. selveri
SMOUT, Kathina sp., Globotextularia sp., Planorbulina sp., Alveolina
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
63
(Glomalveolina) sp., Asterigerina sp. Chrisalidina sp. Soriella bitlisica SİREL,
Miscellania sp., Alveolina (Glomalveolina) primaeva (REICHEL), Valvulina sp.,
Vania anatolica SİREL ve GÜNDÜZ, Binkhorsti REUSS, Dicthoplax biserialis
DİETRİCH, Alveolina (Alveolina) gr. Pasticililata SCHWAGER, Alveolina
(Alveolina) tumida HOTTİNGER, Opertorbitolites sp., Alveolina (Alveolina)
cf.elipsoidalis SCHWAGER fosilleri ile Tanesiyen yaşı tespit edilmiştir.
Alveolina (Alveolina) pisiformis (HOTTİNGER), Smoutina cf. subsphaerica
SİREL, Alveolina (Alveolina) avellana (HOTTİNGER), Alveolina (Alveolina)
dolioliformis SCHWAGER, Opertorbitolites sp., Opertorbitolites minimus
HENSON (spp.), Binkhorsti REUSS, Alveolina (Glomalveolina) cf. karsica SİREL,
Alveolina (Alveolina) cf. regularis HOTTİNGER, Alveolina (Glomalveolina)
lepidula (SCHWAGER), Alveolina (Alveolina) cf. minervensis HOTTİNGER,
Alveolina (Alveolina) elipsoidalis SCHWAGER, Alveolina (Alveolina) sp.
Nummulites spp., Alveolina (Alveolina) cf. subpyrenaica LEYMERIE, Alveolina
(Glomalveolina) cf. minitula REICHEL, Opertorbitolites cf. transitaurus
HOTTİNGER, Alveolina (Alveolina) erki ACAR, Distichoplax biserialis
(DİETRİCH), Discocyclina sp., Asterocyclina sp. Asterigerina sp., Sphaerogypsina
sp., Nummulites gr. Leupoldi SCHAUB, Rotalia spp., Gypsina sp., Globigerapsis sp.,
Alveolina (Glomalveolina) cf. dachelensis (SCHWAGER), Alveolina (Alveolina) gr.
varians HOTTİNGER fosilleri ile İlerdiyen-Küiziyen yaşı tespit edilmiştir.
Chapmanina sp., Peneroplis sp., Spirolina sp., Bilokulina sp., Halkyardia
minima LİEBUS, Rhabdorites sp., Opertorbitolites sp., Spirolina spp., Malatyna sp.
(M. cf. drobneae SİREL ve ACAR), Eoannularia eosenica COLE & BERMUDEZ,
Fabiania cassis (OPENHEIM), Gyroidinella magna Y.LE CALVEZ, Planorbulina
sp., Schlosserina sp., Pfenderina sp., Rotalia sp., Chapmanina gassinensis
(SİLVESTRİ) fosilleri ile Bartoniyen yaşı elde edilmiştir.
Nummulites cf. striatus (BRUGUIERE), Fabiana sp., Asteigerina sp.,
Gypsina spp., Schlosserina sp., Halkyardia sp., Fabiania cassis (OPENHEIM),
Nummulites cf. striatus (BRUGUIERE), Opertorbitolites sp., Nummulites cf.
Fabianii (PREVER), Pfenderina sp, Planorbulina sp., Asterigerina rotula
KAUFMANN, Haddonia sp., Planorbulina brönnimani BİGNOT ve DECROUEZ,
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
64
Nummulites cf. garnieri DE LA HARPE, Halkyardia minima LİEBUS, Eoannularia
eosenica COLE & BERMUDEZ, Dicocyclina sp. fosilleri ile Priyaboniyen yaşı
tespit edilmiştir.
Seske formasyonunun tabanında bulunan ve karasal ortam özellikleri sunan
çakıltaşları, Hakyemez ve Örçen (1982) ile Asutay ve ark. (1986) tarafından alüvyon
yelpazesi olarak yorumlanmıştır. Alüvyon yelpazelerinin tektonik etkilerle oluştuğu
bilinmektedir. İnceleme alanında Seske formasyonunun çökeldiği havzayı oluşturan
normal fayların izlerine rastlanmıştır. Ayrıca, çakılların kötü boylanmış, genellikle
köşeli ve kaba taneli olması, tabakalanmanın belirgin olmaması gibi veriler de göz
önüne alınarak, Seske formasyonunun çakıltaşı düzeylerinin alüvyon yelpazesi
özelliği taşıdığı kabul edilebilir. Çakıltaşları ile temsil edilen ve Göllüpınar Yayla
üyesinin çökelimine olanak sağlayan yüksek enerjili sığ ortam, zamanla daha sakin
olan ve çakıllı-kumlu-killi karbonatların çökeldiği bir ortama dönüşmüştür. Bunun
sonucu olarak da Köroğlu Tepe üyesi çökelmiştir. İçerdiği fauna toplulukları,
litolojik özellikleri, oolitik seviyelerin varlığı, intraklastlı oluşu gibi veriler göz
önüne alındığında; havzanın tektonik etkilerle geliştiği, genelde iklimin sıcak, suyun
çalkantılı olduğu ve sığ ortam koşullarının hüküm sürdüğü söylenebilir.
5.1.2.3. Ahmetçik Formasyonu (Tah)
(?) Geç Miyosen-Pliyosen yaşlı akarsu ve göl çökellerinden oluşan ve
çakıltaşı, kumtaşı gölsel kireçtaşı, marn ile yer yer andezitik piroklastiklerle temsil
edilen birim ilk kez, Baydar (1989), tarafından adlandırılmıştır. Bu çalışmada da
benzer litolojiler için aynı adlama benimsenmiş ve kullanılmıştır.
İnceleme alanında Ahmetçik formasyonuna ait en iyi mostralar, Kötüre köyü
(F5) civarında ve Gözpınar köyü (E3) kuzey kesimlerinde gözlenmektedir.
Ahmetçik formasyonu, akarsu ve gölsel çökellerden oluşmaktadır. Akarsu ve
göl çökelleri birbirleri ile yanal ve düşey yönde geçişlidir.
Ahmetçik formasyonu, inceleme alanında genel olarak çakıltaşı ile temsil
edilmektedir. Çakıltaşı; gri, krem-beyaz renkli, orta-kalın tabakalanmalı, yer yer
masif görünümlüdür. Polijenik elemanlı olan ve kendisinden daha yaşlı tüm
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
65
birimlerden çakıl alan birim içerisinde genel olarak metamorfik kökenli çakıllara
(mermer, şist, rekristalize kireçtaşı gibi), ofiyolitik seriye ait çakıllara ve daha fazla
miktarda olan Eosen çakıllarına rastlanmaktadır. Çakıllar, orta boylanmalı, az köşeli,
yuvarlak ve sıkı tutturulmuş olup, çok küçükten çok iriye kadar değişen tane
boylarındadır. Matriks kum, çimento ise karbonattan oluşmaktadır. Yusufoğlu ve ark.
(2005) tarafından Afşin-Elbistan civarında yapılan çalışmada; Ahmetçik formasyonu,
alt birim ve üst birim şeklinde ayırtlanarak incelenmiştir. Linyit ara düzeyleri içeren
bol gastropodalı gidya (silt, kum), kumtaşı, kumtaşı ve çakılcıklı silttaşı, kiltaşı ile
bunların ardalanmasından oluşan alt düzeyler, alt birim olarak; çakıltaşı, yer yer
çapraz tabakalanmalı kaba taneli kumtaşı, çakıllı kumtaşı ile kaliş oluşuklu
çamurtaşı-silttaşından oluşan üst düzeyler ise üst birim olarak ayırt edilmiştir. Afşin-
Elbistan havzasında işletilmekte olan linyitler, Ahmetçik formasyonunun alt
biriminden çıkarılmaktadır (Şekil 5.36).
Birimin kalınlığı yaklaşık 300 metredir (Yılmaz ve ark., 1992). İnceleme
alanında ise 25-30 m civarında kalınlık sunmaktadır. İnceleme alanı ve çevresinde,
Afşin-Elbistan havzasını da içine alan geniş bir alanda yayılım göstermektedir.
Ahmetçik formasyonu, Kötüre köyü (F5) civarında Yoncayolu formasyonuna
ait şist ve mermerler ile Göksun ofiyolitine ait izotrop gabroların üzerinde açısal
uyumsuzlukla yer almaktadır. Üzerinde ise Kuvaterner yaşlı yamaç molozu ve
alüvyon çökelleri uyumsuzlukla gelmektedir.
Stratigrafik konumu ve önceki çalışmalarda elde edilmiş olan veriler göz
önüne alınarak (?) Geç Miyosen-Pliyosen yaşlı olduğu kabul edilebilir.
Başlangıçta akarsu, daha sonrasında gölsel ortam koşularında oluşan birim
(Yılmaz ve ark., 1992), inceleme alanında tümüyle akarsu çökelleri ile temsil
edilmektedir.
Ahmetçik formasyonu, Gürün formasyonu (Kurtman 1963, 1978; Aziz ve
ark., 1979), Pliyosen yaşlı karasal kırıntılılar (Perinçek ve Kozlu, 1984) ve
Karamağara formasyonu (Pehlivan ve ark., 1991) gibi birimlerle deneştirilebilir.
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ 5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
66
Şekil 5.36. Ahmetçik formasyonu Evciköy kesiti (Yusufoğlu ve ark., 2005).
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
67
5.1.2.4. Kuvaterner Çökelleri
Akarsular boyunca ve yamaçlarda gözlenen Kuvaterner çökelleri, alüvyon ve
yamaç molozu şeklinde ayırtlanarak haritalanmıştır.
5.1.2.4.(1). Alüvyon (Qal)
İnceleme alanında alüvyonlara ilişkin yüzlekler, Gökçayır Dere, Kötüre Dere,
Göksun Çayı boyunca ve akarsu çökelleri şeklinde izlenmektedir. Zayıf tutturulmuş,
tutturulmamış çakıl, kum, kil ve siltten oluşmaktadır.
5.1.2.4.(2). Yamaç Molozu (Qym)
İnceleme alanında, Köroğlu Sırtı (A3), Tepesidelik Tepe (D2), Kamalaklı
Tepe (F10) gibi eğimi fazla olan yamaçlarda ve eteklerinde geniş yayılım sunan,
zayıf tutturulmuş, yer yer tutturulmamış, bloktan çok küçük tane boyuna kadar
değişen, köşeli ve tane destekli çakıl depolanmalarından oluşan yamaç molozu
çökelleri gözlenmektedir.
5.2. Yapısal Jeolojisi
İnceleme alanı, bölgesel jeodinamik evrim süresince meydana gelmiş olan
olayların ve tektonik hareketlerin izlerini taşımaktadır. Geç Jura-Erken Kretase
döneminde okyanusal kabuk ve bunun sonucunda Göksun ofiyoliti oluşmuştur
(Tarhan, 1982). Geç Kretase’de gelişmeye başlayan büyük boyutlu yatay hareketler,
Göksun ofiyoliti ile Binboğa metamorfitlerinin nap şeklinde yerleşmelerine neden
olmuştur. Bu yerleşim esnasında oluşan kırılmalar ve ani derinleşmelerle birlikte
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
68
Harami formasyonu çökelmiştir. Eosen sonrası hareketler, önceki dönemlere ait
ilksel dokanaklar ile yapısal izlerin büyük oranda kaybolmasına neden olmuş; Eosen
sonrası sıkışma hareketlerinin yapısal unsurları ise net bir şekilde korunmuştur.
İnceleme alanında mevcut olan bindirmelerin büyük bölümü Eosen sonrası sıkışma
hareketleri sonucunda oluşmuştur. Geç Miyosen’le birlikte düşey hareketler etkili
olmaya başlamış, oluşan havzalarda Ahmetçik formasyonu çökelmiştir. İnceleme
alanında tektonizma etkisiyle gelişen yapısal öğeler; kıvrım, fay ve uyumsuzluklar
şeklinde ele alınmıştır (Ek. II).
5.2.1. Kıvrımlar
İnceleme alanında KB-GD yönlü sıkışmalara bağlı olarak KD-GB yönlü
kıvrımlar meydana gelmiştir. Çalışma alanı kuzey kesiminde bulunan Tepesidelik
Tepe (D2)’de Triyas-Kretase yaşlı Kayaköy dolomiti, Geç Paleosen-Geç Eosen yaşlı
Seske formasyonu üzerine bindirmiştir. Bu bindirmeye bağlı olarak Seske
formasyonu içerisinde yatık kıvrım, antiklinal ve senklinaller gelişmiştir. Yatık
kıvrım KD-GB uzanımlı olup yaklaşık 1 km’e varan uzunluktadır. Antiklinal ve
senklinaller ise devrik kıvrımlar olup, KD-GB uzanımlı ve 500 m kadar uzunlukta
izlenebilmektedir. Bu bindirme hattının batıya devamında Gökboyun Tepe (C1)’nin
KB yamacında, KD-GB uzanımlı ve 1 km kadar uzunlukta GB’ya dalımlı devrik bir
kıvrım gelişmiştir. Köroğlu Sırtı ile Oruçkar Tepe (C2) arasında Seske formasyonu
Göllüpınar Yayla üyesi ile Köroğlu Tepe üyesi arasında KD-GB uzanımlı ve
yaklaşık 4 km uzunlukta devrik bir kıvrım gelişmiştir. Keypez (A4)-Aşağıidemlik
mahallesi (C4) arasında KD-GB uzanımlı, 4.1-4.5 km uzunlukta devrik bir kıvrım ve
bu ana kıvrım kanatlarında irili ufaklı ikincil kıvrımlar ile kink-bantları
izlenmektedir.
İnceleme alanında gerek Yoncayolu formasyonu, gerekse de Karaböğürtlen
formasyonu oldukça kıvrımlı bir yapı sunmakta, bu iki birim içerisinde irili ufaklı
birçok kıvrım gözlenmektedir.
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
69
5.2.2. Faylar
Mazılı Tepe (A5) ile Kayapınar Tepe (H3) arasında, Göksun ofiyoliti ile
Binboğa metamorfitlerini sınırlayan KD-GB uzanımlı büyük bir bindirme fayı yer
almaktadır. Daha önceki çalışmalarda Kötüre-Yeniyapan sürüklenimi olarak
adlandırılmış olan (Yılmaz ve ark., 1992) bu bindirme fayı çalışma alanı içerisinde
çok uzun mesafelerde izlenebilmektedir. Bu fay zonu boyunca Binboğa
metamorfitleri, Göksun ofiyoliti üzerine bindirmiştir. Ulaşali Tepe (B1)-Tepesidelik
Tepe (D2) boyunca uzanan ve Binboğa metamorfitleri ile Seske formasyonunu
sınırlayan 4.5-5.1 km uzunluktaki fay boyunca Binboğa metamorfitleri Seske
formasyonu üzerine bindirmiştir. İnceleme alanının KB kesimlerinde yer alan
Kayaköy dolomiti ile Karaböğürtlen formasyonu arasındaki dokanaklar tümüyle
bindirme fayları şeklindedir. Yer yer Kayaköy dolomiti, yer yer de Karaböğürtlen
formasyonu üstte yer almaktadır. Ayrıca Karaböğürtlen formasyonu içerisinde
Kayaköy dolomitine ait tektonik dilimlere de rastlanmaktadır. Eshab-ı Kehf
Mahallesi (G1)’nin güney doğusunda bulunan Karaayı Tepe (H1)’de Yoncayolu
formasyonu mermer üyesi, hem Karaböğürtlen formasyonu, hem de Seske
formasyonu üzerinde tektonik olarak yer almaktadır.
Aygırmağara Tepe (B3) ile Mazılı Tepe (A5) doğu yamacı arasında 3.5-4.1
km uzunlukta, Kötüre Köyü (F5)-Ufacıklar Tepe (G2) arasında 3.7-4.2 km
uzunlukta, Domuzdere Mahallesi (A11)-Polatyolu Sırtı (D7) arasında 5.5-5.7 km
uzunlukta ve Gelin Sırtı (G4) ile Kelhasan Tepe (H2) arasında 3.5-3.7 km uzunlukta
sol yönlü doğrultu atımlı faylar gelişmiştir. KD-GB sol yönlü doğrultu atımlı faylar,
yer yer bindirme fay hatlarını da kesmektedir.
İnceleme alanında genellikle D-B doğrultulu ve eğim atımları G’ye olan
normal faylar gelişmiştir. Ufacıklar Tepe (G2) güney yamacında 1.1-1.2 km
uzunlukta olan ve Yoncayolu formasyonu şist üyesi ile mermer üyesini sınırlayan,
Karayı Tepe (H1) ve Topalhüseyin Tepe (F1) arasında Yoncayolu formasyonu ile
Seske formasyonunu sınırlayan 1.5-2.0 km uzunluklarda iki adet normal fay
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
70
gelişmiştir. Ayrıca, inceleme alanının KB kesimlerinde değişik uzunluklarda normal
faylar gözlenmektedir.
5.2.3. Uyumsuzluklar
İnceleme alanında yüzeyleyen birimler arasında değişik düzeylerde dört adet
uyumsuzluk düzlemi gözlenmiştir. Kayapınar Tepe (H3)’nin 250 m GD’sunda
gözlenen ve çalışma alanındaki en yaşlı metamorfik olmayan çökel birim
niteliğindeki Harami formasyonu, Göksun ofitoliti üzerinde uyumsuzlukla yer
almaktadır. Köroğlu Tepe (A3) ile Oruçkar Tepe (C2) arasında ve Topalhüseyin
Tepe (F1)’nin 1 km doğusunda Seske formasyonunun Yoncayolu formasyonu
üzerinde açısal uyumsuzlukla yer aldığı izlenmektedir. (?) Geç Miyosen-Pliyosen
yaşlı Ahmetçik formasyonu, Yoncayolu formasyonu ve Göksun ofiyoliti ile dokanak
halinde olup, bu birimlerin üzerinde açısal uyumsuzlukla yer almaktadır. Kötüre
Dere ve Göksun Çayı boyunca izlenen Kuvaterner çökelleri, daha yaşlı olan tüm
birimleri açısal uyumsuzlukla örtmektedir.
5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ 5. ARAŞTIRMA BULGULARI Metin BEYAZPİRİNÇ
71
6. SONUÇLAR VE ÖNERİLER
İnceleme alanında yüzeyleyen kaya türü toplulukları ayrıntılı olarak
çalışılmış, ölçülü stratigrafi kesitleri yapılarak, litofasiyes özellikleri,
stratigrafileri, birbirleriyle olan ilişkileri ile petrografik ve paleontolojik
tanımlamaları yapılmıştır.
Yapılan araştırmalar sonucunda, inceleme alanında allokton ve otokton
konumlu kaya türü toplulukları ayırt edilmiştir. Allokton ve otokton kaya
kütleleri adlandırılarak, formasyon ve üye (Seske formasyonu ile Yoncayolu
formasyonu) düzeyinde ayırtlamalar yapılmıştır.
Değişik çalışmacılar tarafından Paleosen-Orta Eosen yaşı verilmiş olan Seske
formasyonu için yeni yaş bulguları elde edilmiş ve Geç Paleosen-Geç Eosen
yaşlı olduğu tespit edilmiştir. Ancak incelenen alanda Orta Eosen (Lütesiyen)
gözlenmemiştir.
Göksun ofiyoliti düzenli bir seri sunmakta, inceleme alanında, tabakalı
(bantlı) gabro, izotrop (masif) gabro ve levha dayk karmaşığı ile temsil
edilmektedir.
Göksun ofiyolitinde makaslama zonları boyunca ve granitoyid sokulumuna
bağlı (Esence granitoyidleri) olarak dinamik ve kontakt metamorfizma
izlerine rastlanmış, ancak ofiyolitlerin genel anlamda metamorfik olmadığı,
bölgesel metamorfizmaya uğramadığı sonucuna varılmıştır.
Binboğa metamorfitlerinin düşük dereceli (yeşilşist fasiyesi) metamorfizma
geçirdiği belirlenmiştir. Yer yer amfibolit fasiyesine işaret eden
litofasiyeslere rastlanmış, ancak bunların bileşimsel farklılıklardan (genellikle
bazik kökenli olduğu) kaynaklandığı sonucuna varılmıştır.
Binboğa metamorfitlerinde yer alan şist ve kalkşistlerin granatlı düzeylerinde
yapılması gereken kimyasal analizler bu çalışmada yapılamamıştır.
6. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Metin BEYAZPİRİNÇ
72
Göksun ofiyoliti ve Binboğa metamorfitleri Maastrihtiyen öncesi (olasılı
Kampaniyen) yaşlı Esence granitoyidleri tarafından kesilmektedir.
İnceleme alanında yer alan en yaşlı metamorfik olmayan çökel birim,
Maastrihtiyen-(?) Paleosen yaşlı Harami formasyonudur. Büyük çaplı nap
hareketlerinin Maastrihtiyen öncesinde tamamlanmış olması gerekmektedir.
Eosen sonrası bindirmeler tespit edilmiş ve yatay hareketlerin Eosen
sonrasında da devam ettiği sonucuna varılmıştır.
İnceleme alanının 1/25.000 ölçekli ayrıntılı jeolojik haritası yapılarak
bölgenin yapısal konumu ortaya çıkarılmıştır.
6. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Metin BEYAZPİRİNÇ
73
KAYNAKLAR
AKKOCA, A. B. ve BAHÇECİ A., 1972. Berit Dağı ve Yöresindeki Demir
Prospeksiyonun Jeolojik Raporu. MTA Derleme Rapor No: 5001, Ankara
(yayınlanmamış).
ASUTAY, H. J., TURAN, M., POYRAZ, N., ORHAN, H., TARI, E. ve YAZGAN,
E., 1986. Doğu Toroslar Keban-Baskil (Elazığ) Dolaylarının Jeolojisi. MTA
Derleme Rapor No: 8007, Ankara (yayınlanmamış).
ATASEVER, İ., 1978 b. K.Maraş, Elbistan-Çardak-Mendekli-Havcılar Demir
Zuhurları Raporu. MTA Derleme Rapor No: 6337, Ankara (yayınlanmamış).
AZİZ, A., MEŞHUR, M. ve SERDAR, H. S., 1979. Sarız-Pınarbaşı-Kaynak
Dolayının Jeolojisi ve Hidrokarbon Olanakları. TPAO Rapor No: 1357, Ankara
(yayınlanmamış).
BAYDAR.O., 1989. Berit-Kandil Dağları (Kahramanmaraş) ve Civarının Jeolojisi.
İ.Ü. Doktora Tezi, 248 s., İstanbul (yayınlanmamış).
BEDİ, Y., ŞENEL, M., USTA, D., ÖZKAN, M. K. ve BEYAZPİRİNÇ, M., 2004.
Binboğa Dağları’nın Jeolojik Özellikleri ve Bunların Batı-Orta Toroslar’daki
benzer birimlerle deneştirilmesi. 57. TJK Bildiri Özleri, 271 s., Ankara.
BEDİ, Y., USTA, D., ÖZKAN, M. K., BEYAZPİRİNÇ, M., YILDIZ, H. ve
YUSUFOĞLU, H., 2005. Doğu Toroslar’da (Göksun-Sarız-Elbistan) Allokton
İstiflerin Tektono Stratigrafik Özellikleri. 58. TJK Bildiri Özleri, 262 s.,
Ankara.
BİNGÖL, A. F., 1984. Elazığ-Pertek-Kovancılar (Doğu Toroslar) Yöresinin
Jeolojisi. Toros Jeolojisi Uluslararası Simpozyumu, Tebliğler, Ankara.
BLUMENTHAL, M. M., 1944. Kayseri ile Malatya Arasındaki Toros Bölümünün
Permo-Karbonifer arazisi. MTA Dergisi, 1/3: 105-133, Ankara.
ERDOĞAN, T., 1975. IV. Bölge Gölbaşı Civarının Jeolojisi TPAO Rapor No: 917,
Ankara (yayınlanmamış).
74
ERAKMAN, B., MEŞHUR, M., GÜL, M.A., AKLAN, H., ÖZTAŞ, Y. ve
AKPINAR, M., 1982. Fethiye-Köyceğiz-Tefenni-Elmalı-Kalkan Alanının
Jeolojisi. Türkiye 6. Petrol Kongresi Tebliğleri, Nisan 1982, 19-59 s., Ankara
GÖKALP, E.,1972. Elbistan-Cela İçmeleri Jeoloji, Hidrojeoloji Etüdü Raporu. MTA
Derleme Rapor No: 5827, Ankara (yayınlanmamış).
GRACİANSKY, P.C., 1968. Teke Yarımadası (Likya) Toroslar’ının Üst Üste
Gelmiş Ünitelerinin Stratigrafisi ve Dinaro Toroslar’daki Yeri. MTA Dergisi,
71, 73-92, Ankara.
GRACİANSKY, P.C., 1972. Recherces Geologiques Dans le Taurous Lycien
Occidental, These Univ. Paris, Sud (Orsay), 731 p.
GÖKALP, E., 1972. Ebistan-Cela İçmeleri Jeoloji, Hidrojeoloji Etüdü Raporu. MTA
Derleme Rapor No:5827, Ankara (yayınlanmamış).
GÖZÜBOL, A. M. ve GÜRPINAR. O., 1980. Kahramanmaraş Kuzeyinin Jeolojisi
ve Tektonik Evrimi. Türkiye 5. Petrol Kongresi Jeoloji-Jeofizik Bildirileri, s.
21-29, Ankara.
HAKYEMEZ, Y. ve ÖRÇEN, S., 1982. Medik-Ebreme dolayındaki (Malatya KB’sı)
Senozoyik yaşlı çökel kayaların stratigrafisi ve sedimantolojisi. MTA Jeoloji
Dairesi Rapor No: 186, Ankara.
HATAY, N., 1966. Kahramanmaraş-Göksun-Elbistan Bölgesi Diasporit
Prospeksiyonu Raporu. MTA Derleme Rapor No: 3852, Ankara
(yayınlanmamış).
HEMPTON, M. R. ve SAVCI, G., 1982. Elazığ Volkanik Karmaşığının Petrolojik ve
Yapısal Özellikleri. TJK Bülteni, 25: 143-150 s.
KARUL, B., 1971. Afşin-Yeniyapan-Kitiz Bölgesi’nin Cu-Pb-Zn Aramaları İle İlgili
Jeoloji Raporu. MTA Derleme Rapor No : 4889, Ankara (yayınlanmamış).
KETİN, İ., 1966. Güneydoğu Anadolulu’nun Kambriyen Teşekkülleri ve Bunların
Doğu İran Kambriyeni İle Mukayesesi. MTA Dergisi, 66, Ankara.
75
KURTMAN. F., 1963. Gürün Bölgesinde Elbistan K38 b1 ve K38 b4 Paftalarının
Petrol Etüdü. MTA Derleme Rapor No: 4044, Ankara (yayınlanmamış).
KURTMAN. F., 1978. Gürün Bölgesinin Jeolojisi ve Tektonik Özellikleri. MTA
Dergisi, 91: 1-12 s., Ankara.
METİN, S., 1982. Doğu Toroslar Derebaş (Develi), Armutalan ve Gedikli
(Saimbeyli) Köyleri Arasının Jeolojisi. İ.Ü. Doktora Tezi, İstanbul
(yayınlanmamış).
METİN, S., AYHAN, A. ve PAPAK, İ., 1986. 1/100.000 Ölçekli Açınsama Nitelikli
Türkiye Jeoloji Haritaları Serisi, Elbistan İ22 paftası. MTA yayınları, 15 s.,
Ankara.
METİN, S., AYHAN, A. ve PAPAK, İ., 1987. Doğu Toroslar’ın Batı Kesiminin
Jeolojisi (GGD Türkiye). MTA Dergisi, 107: 1-2, Ankara.
NAZ, H., 1979. Elazığ-Palu Dolayının Jeolojisi. TPAO Arşivi, Rapor No: 1360
Ankara (yayınlanmamış).
ÖNALAN, M., 1986. Kahramanmaraş Tersiyer Kenar Havzasının Jeolojik Evrimi.
Türkiye Jeoloji Kurumu Bülteni, 31/2: 1-9, Ankara.
ÖZGÜL, N., 1976. Toroslar’ın Bazı Temel Jeoloji Özellikleri. Türkiye Jeoloji
Kurumu Bülteni, 19/1: 65-78, Ankara.
ÖZGÜL, N., METİN, S., GÖĞER, E., BİNGÖL, İ., ŞENOL, M. ve UYSAL, Ş.,
1981. Munzurlar’ın Temel Jeoloji Özellikleri. MTA Derleme Rapor No: 6995,
Ankara (yayınlanmamış).
PARLAK, O., HÖCK, V., KOZLU, H. and DELALOYE, M., 2004. Oceanic Crust
Generation in an İsland Arc Tectonic Setting, SE Anatolian Orogenic Belt
(Turkey). Geological Magazine, 141: 583-603.
PEHLİVAN, Ş., BARKUT, M. Y., BİLGİNER, E., KURT, Z., SÜTÇÜ, Y. F., CAN,
B., BİLGİ, C., ÖRÇEN, S., SÜER, T. ve KARABIYIKOĞLU, M., 1991.
Elbistan-Nurhak Dolayının Jeolojisi. MTA Derleme Rapor No: 9423, Ankara
(yayınlanmamış).
76
PERİNÇEK, D., 1979 a. Geological İnvestigation of The Çelikhan-Sincik Koçali
Area (Adıyaman Province). İst. Üni. Fen Fak. Mecmuası, Seri B 44: 127-147,
İstanbul.
PERİNÇEK, D., 1979 b. İnterrelations of the Arabian and Anatolian Plates. Guide
Book For Excursion ‘B’ First Geological Congress On Middle East, the
Geological Society of Turkey, 17 p., Ankara.
PERİNÇEK, D. ve KOZLU, H., 1984. Stratigraphic and Structural Relations of the
Units in the Afşin-Elbistan-Doğanşehir Region (Eastern Taurus). In Tekeli, O.,
and Göncüoğlu, M.C. (Eds), Geology of Taurus Belt, 181-198, Ankara-Turkey.
PHİLLİPSON, 1915. Reisen Und Forschungen İm Westlichen Kleinasien. Pett, Mitt.,
H., 167.
POLAT, M. N., 1970. Kahramanmaraş ili Göksun ilçesi Bakır Sahasının Jeolojik Ön
Etüdü. MTA Derleme Rapor No: 4581, Ankara (yayınlanmamış).
STAESCHE, U., 1970. Maraş-Elbistan-Karamağara Neojen Havzası Hakkında
Rapor. MTA Derleme Rapor No: 6383, Ankara (yayınlanmamış).
STAESCHE, U., 1972. Die Geologie Des Neogen Beckens Von/Elbistan Turkei und
Seiner Umrandung. Geologische Jb., B4: 3-52.
ŞENEL, M., SELÇUK, H., BİLGİN, Z. R., ŞEN, M.A., KARAMAN, T., DİNÇER,
M. A., DURUKAN, E., ABRAŞ, A., ÖRÇEN, S. ve BİLGİ, C., 1989. Çameli
(Denizli)- Yeşilova (Burdur)-Elmalı (Antalya) ve Dolayının Jeolojisi. MTA
Rapor No: 9429, Ankara (yayınlanmamış).
ŞENEL, M., AKDENİZ, N., ÖZDEMİR, T., KADINKIZ, G., METİN, Y., ÖCAL,
H., SERDAROĞLU, M.. ve ÖRÇEN, S., 1994. Fethiye (Muğla)-Kalkan
(Antalya) ve Kuzeyinin Jeolojisi. MTA Rapor No: 9761, 121s., Ankara
(yayınlanmamış).
ŞENGÖR, A. M. C. ve YILMAZ, Y., 1981. Tethyan Evolution of Turkey: A plate
Tectonic Approach. Tectonophysics, 75: 181-241.
77
TARHAN, N., 1982. Göksun-Afşin-Elbistan Dolayının Jeolojisi. MTA Derleme
Rapor No :7296, 63 s., Ankara.
TARHAN, N., 1984. Göksun-Afşin-Elbistan Dolayının Jeolojisi. Jeoloji
Mühendisliği, 19: 3-9, Ankara.
TARHAN, N., 1985. Elbistan Enstimatik Ada Yayı Çökel Bulguları ve Yaşı. Jeoloji
Mühendisliği, 23: 3-8, Ankara.
TARHAN, N., 1986. Doğu Toroslar’da Neotetis’in Kapanımına İlişkin Granitoyid
Magmalarının Evrimi ve Kökeni: MTA Dergisi, 107: 95-110, Ankara.
YAZGAN, E., 1981. Doğu Toroslar’da Etkin Bir Paleo-Kıta Etüdü. Yerbilimleri
Dergisi, 7: 83-104, Ankara.
YAZGAN, E., 1983. A Geotraverse Between the Arabian Platform and the Munzur
Nappes, İnternational Symposium on the Geology of the Taurus Belt, Guide
Book For Excursion V, 17 p., Ankara.
YAZGAN, E., 1984. Geodynamic Evolution of the Eastern Taurus Region. In Tekeli,
O. and Göncüğlu, M. C. Eds. Geology of the Taurus Belt, 199-208, Ankara.
YILDIRIM, M., 1989. K.Maraş Kuzeyindeki (Engizek-Nurhak Dağları) Tektonik
Birliklerin Jeolojik, Petrografik İncelemesi. İ.Ü. Doktora Tezi, İstanbul
(yayınlanmamış).
YILMAZ, A., BEDİ, Y., UYSAL, Ş. ve AYDIN, N., 1992. Doğu Toroslar’da
Uzunyayla ile Berit Dağı Arasının Jeolojik Yapısı. MTA Derleme Rapor No:
9453, Ankara.
YILMAZ, A., BEDİ, Y., UYSAL, Ş. ve AYDIN, N., 1993. Doğu Toroslar’da
Uzunyayla ile Beritdağı Arasının Jeolojik Yapısı. TPJD Bülteni, 5/1: 69-87,
Ankara.
YİĞİTBAŞ, E., 1989. Engizek Dağı (K.Maraş) Dolayındaki Tektonik Birliklerin
Petrolojik İncelenmesi. İ.Ü. Doktora Tezi, 347 s., İstanbul.
78
YUSUFOĞLU, H., BEDİ, Y., USTA, D., ÖZKAN, M. K., BEYAZPİRİNÇ, M. ve
YILDIZ, H., 2005. Afşin-Elbistan Neojen Havzasının Tektonik evrimi. Doğu
Toroslar, Türkiye. 58. TJK Bildiri Özleri, Ankara.
79
ÖZGEÇMİŞ
02.02.1970 tarihinde Şanlıurfa iline bağlı Siverek ilçesinde dünyaya geldim.
İlk ve orta öğrenimimi Siverek ve Hilvan ilçelerinde 1986 yılında tamamladım. Aynı
yıl İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümünde
lisans öğrenimine başladım. 1991 yılında üniversiteden Jeoloji Mühendisi olarak
mezun oldum. 1993-1995 yılları arasında askerlik görevimi yaptım. Halen, Maden
Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü Jeoloji Etütleri Dairesi Başkanlığı’nda Jeoloji
Mühendisi olarak çalışmaktayım. 2001 yılından beri Doğu Toroslar’da yürütülen
projelerde arazi jeologu olarak görevimi sürdürmekteyim. Evli ve bir çocuk
babasıyım.