56

fenamizah no: 13 / march 2013

Embed Size (px)

DESCRIPTION

International Humor Magazine

Citation preview

Page 1: fenamizah no: 13 / march 2013
Page 2: fenamizah no: 13 / march 2013
Page 3: fenamizah no: 13 / march 2013

A) ADNAN TAÇ (Turkey), AHMET ERKANLI (Turkey), AHMET ÖZTÜRKLEVENT (Turkey), AHMET TANJU MUSUL (Turkey), AHMET ÜMİT AKKOCA (Turkey), ALEXANDER DUBOVSKY (Ukrain), ALİDİVANDARİ (Iran), ANATOLIY STANKULOV (Bulgaria), ANDREA PECCHIA (Italy), ARSEN GEVORGYAN (Armenia), ARTURO ROSAS (Mexico), ASUMAN KÜÇÜKKANTARCILAR (Turkey), ATİLLAYAKŞİ (Turkey), AYTEN KÖSE (Turkey), AZİZ YAVUZDOĞAN (Turkey). B) BAHADIR UÇAN (Turkey), BIRA DANTAS (Brasil), BİROL ÇÜN (Turkey), BÜLENT OKUTAN (Turkey), B.V. PANDURANGARAO (India) C) CAN&ALİ (USA), CEM KOÇ (Turkey), CZESLAW PRZEZAK (Poland). D) DAMIR NOVAK (Croatia), DAN ROSANDICH (USA), DARKO DRLJEVIC (Montenegro). E) EDUARDO CALDARI(Brasil), EKREM BORAZAN (Turkey), EL TOTO (Argentina), EMRAH ARIKAN (Turkey), ERCAN BAYSAL (Turkey), ERDOĞAN BAŞOL (Turkey), ERGÜL AKTAŞ (Turkey), ERHAN TIĞLI (Turkey), EVGENYKRAN (Russia), EVZEN DAVID (Czech Rebuplic). F) FARUK KARAÇAY (Turkey), FRANCISCO PUNAL (Spain). G) GÜLAY GARİP KOÇERDİN (Turkey), GÜLGÜN ÇAKO (Turkey), GÜLŞAH ETEKER(Turkey). H) HAKAN ÇELİK (Turkey), HASAN ÇAĞAN (Turkey), HASAN EFE (Turkey), HENRYK CEBULA (Poland), HULE HANUSIC (Austria). I-İ) IGOR SMIRNOV (Russia), İBRAHİM ERSARAÇ (Turkey),İSMET LOKMAN (Turkey), ISTVAN KELEMEN (Hungary), IVAILO TSVETKOV (Bulgaria), İBRAHİM TAPA (Turkey), İSMAİL KERA (Czech Republic). J) JIRI SRNA (Czech Republic), JORDAN POP-ILIEV(Macedonia), JULI SANCHIS AGUADO (Spain). K) KEZİBAN ÖZKOL (Turkey). L) LEONARDO MASSIMINO (Argentina). M) MAKHMUD ESHONQULOV (Uzbekistan), MARINA GORELOVA (Belarus),MARK LYNCH (Australia), MEHMET SAİM BİLGE (Turkey), MEHMET TEVLİM (Turkey), MERAL SIMER (Turkey), METİN PEKER (Turkey), MILENKO KOSANOVIC (Serbia), MUAMMER KOTBAŞ (Turkey),MUHİTTİN KÖROĞLU (Turkey), MUSTAFA YILDIZ (Turkey). N) NIVALDO PEREIRA DE SOUZA (Brasil). O) OLEKSY KUSTOVSKY (Ukrain), OSMAN YAVUZ İNAL (Turkey), OZAN SOYDAN (Turkey). P) PJKERIO (France), R) RAMAZAN ÖZÇELİK (Turkey), RAŞİT YAKALI (Turkey), RAUL FERNANDO ZULETA (Colombia), RAQUEL ORZUJ (Uruguay), REFİK TİNİŞ (Turkey), RESAD SULTANOVIC (Bosnia&Herzegovina), RONALDO CARTOON (Brasil). S-Ş) SABAHUDIN HADZIALIC (Bosnia&Herzegovina), SHAHRAM REZAI (Iran), SEÇKİN TEMUR (Turkey), SEVDAKAR ÇELİK (Turkey), SEZER ODABAŞIOĞLU (Turkey), STANISLAW KOSCIESZA (Poland), SZCZEPAN SADURSKI (Poland), ŞEVKET YALAZ (Turkey). T) TURAL HASANLI (Azerbaijan), TONGUÇ YAŞAR (Turkey), TOSO BORKOVIC (Serbia). V) VAHİD KERMANI (Iran), VALERY ALEXANDROV (Bulgaria), VEDAT KEMER (Turkey), VICTOR CRUDU (Moldova). W)WESAM KHALIL (Egypt), WILLEM RASING (Netherland). Y) YURDAGÜN GÖKER (Turkey).Z) ZORAN GROZDANOVSKI (Macedonia).

teşekkürler.. / thanks to...

Page 4: fenamizah no: 13 / march 2013

4

imtiyaz sahibi / yay›n ve görsel yönetmeni:aziz yavuzdoğanyayın kurulu: Erdoğan Başol, Osman Yavuz İnal, Ekrem Borazan, hukuk danışmanı: Av. Cem Koç

ayl›k e-dergi

mountly e-humor magazine

international humor magazine

iletiflim/contact:[email protected]

No: 13 • mart-march 2013

bu sayıda / inside this issue

www.fenamizah.com

A) AHMET ERKANLI (Turkey), AHMET ÖZTÜRKLEVENT(Turkey), AHMET ÜMİT AKKOCA (Turkey), ALEXANDERDUBOVSKY (Ukrain), ALİ DİVANDARİ (Iran), ANATOLIYSTANKULOV (Bulgaria), ANDREA PECCHIA (Italy), ARSENGEVORGYAN (Armenia), ARTURO ROSAS (Mexico), AZİZYAVUZDOĞAN (Turkey).B) BAHADIR UÇAN (Turkey), BÜLENT OKUTAN (Turkey), B.V.PANDURANGA RAO (India)C) CAN&ALİ (USA), CEM KOÇ (Turkey), CHAKIB ALAMI(Morocco), CZESLAW PRZEZAK (Poland).D) DAMIR NOVAK (Croatia), DAN ROSANDICH (USA),DARKO DRLJEVIC (Montenegro).E) EDUARDO CALDARI (Brasil), EKREM BORAZAN (Turkey),EL TOTO (Argentina), EMRAH ARIKAN (Turkey), ERDOĞANBAŞOL (Turkey), ERHAN TIĞLI (Turkey), EVGENY KRAN(Russia), EVZEN DAVID (Czech Rebuplic).F) FRANCISCO PUNAL (Spain).G) GÜLAY GARİP KOÇERDİN (Turkey), GÜLGÜN ÇAKO(Turkey), GÜLŞAH ETEKER (Turkey).H) HAKAN ÇELİK (Turkey), HASAN ÇAĞAN (Turkey),HASAN EFE (Turkey), HENRYK CEBULA (Poland), HULEHANUSIC (Austria).I-İ) IGOR SMIRNOV (Russia), ISTVAN KELEMEN (Hungary),IVAILO TSVETKOV (Bulgaria), İBRAHİM TAPA (Turkey),İSMAİL KERA (Czech Republic).J) JIRI SRNA (Czech Republic), JORDAN POP-ILIEV(Macedonia), JULI SANCHIS AGUADO (Spain).K) KEZİBAN ÖZKOL (Turkey).M) MAKHMUD ESHONQULOV (Uzbekistan), MARINAGORELOVA (Belarus), MARK LYNCH (Australia), MEHMETSAİM BİLGE (Turkey), MILAN ALASEVIC (Slovenia), MILENKOKOSANOVIC (Serbia), MUAMMER KOTBAŞ (Turkey),MUHİTTİN KÖROĞLU (Turkey).N) NIVALDO PEREIRA DE SOUZA (Brasil).O) OLEKSY KUSTOVSKY (Ukrain), OSMAN YAVUZ İNAL(Turkey), OZAN SOYDAN (Turkey).R) RAMAZAN ÖZÇELİK (Turkey), RAŞİT YAKALI (Turkey),RAUL FERNANDO ZULETA (Colombia), RAQUEL ORZUJ(Uruguay), RESAD SULTANOVIC (Bosnia&Herzegovina).S-Ş) SABAHUDIN HADZIALIC (Bosnia&Herzegovina)SEÇKİN TEMUR (Turkey), SEZER ODABAŞIOĞLU (Turkey),STANISLAW KOSCIESZA (Poland), SZCZEPAN SADURSKI(Poland).T) TURAL HASANLI (Azerbaijan), TOSO BORKOVIC (Serbia).V) VAHİD KERMANI (Iran), VALERY ALEXANDROV(Bulgaria), VEDAT KEMER (Turkey), VICTOR CRUDU(Moldova).W)WESAM KHALIL (Egypt), WILLEM RASING (Netherland).Y) YURDAGÜN GÖKER (Turkey).Z) ZORAN GROZDANOVSKI (Macedonia).

merhaba....bir yılı geride bıraktık.Fenamizah Mart sayısıyla, ikinci yaşına adımatmış bulunuyor.

Ticari bir amaç gütmeden, karikatürcü dostlarımızın da destekleri ve gönüllü katılımıyla,13. sayımızla karşınızdayız. Fenamizah, her birsayısıyla, hem tüm dünya çizerleri arasında birgönül ve iletişim bağı kurmasını sağlıyor, hem deyeni kuşaklara, karikatürün evrensel bir diliolduğunu da gösteriyor.Yeni sayımız, dört sayfa daha fazlasıyla, yanii 56sayfa olarak sizlerle buluşuyor. Geçen ay duyurduğu-

muz gibi, bu sayımızlabirikte, karikatürümüzünrenkli simalarından, değerliağabeyimiz Raşit Yakalı’nın 1975’te çıkardığı “Çağdaş Mizah” der-gisinin ilk sayı tıpkı basımını armağan ediyoruz. Raşit Yakalı ileyapılan bir söyleşiyi de bu sayıda bulacaksınız. Geçmişte yayımlananmizah dergilerinden bu tür tıpkı basım ekleri vermeyi sürdüreceğiz.Ayrıca denk geldi, yine aynı yıllarda İspanya’da yayımlanan veFranco faşizminee direnen ünlü mizah dergisi Hermano Lobo ileilgili de Francisco Punal Suarez’in kaleme aldığı bir yazı var.

Yayına gireceğimiz günlerde, acı bir haber daha aldık; Değerlikarikatürcü dostumuz, dergimizin yayın kurulu üyesi veKarikatürcüler Derneği Eskişehir temsilcisi Ekrem Borazan, annesiNefize hanımı ebediyete uğurladı. Merhumeye Tanrı’dan rahmet,dostuumuza da sabır ve başsağlığı diliyoruz...Saygılarımızla...

FENAMİZAH’ın aylık olağan yayını dışında; zamanzaman özel yayınları da olacaktır. Bu bağlamda ilkolarak geride bıraktığımız ilk 10 sayı için bir “yıllık”hazırlamayı düşündük... İlgi çekeceğini ve özel birkoleksiyon olarak kabul göreceğini umduğumuz bu ilkalbümde, FENAMİZAH e-dergisi’nin 2012 yılındaki(Mart-Aralık) sayıları içerisinden seçkiler yer alıyor...

it Yakalı’nın 1975’te çıkardığit Yakalı’nın 1975’te çıkardıit Yakalı’nın 1975’te çıkardığı “Çağı “Çağ ğdağdağı “Çait Yakalı’nın 1975’te çıkardıit Yakalı’nın 1975’te çıkardı ğğğ dadait Yakalı’nın 1975’te çıkardıit Yakalı’nın 1975’te çıkardıit Yakalı’nın 1975’te çıkardıit Yakalı’nın 1975’te çıkardı ı “Çaı “Çaı “Çaı “Çaı “Çaı “Çait Yakalı’nın 1975’te çıkardıit Yakalı’nın 1975’te çıkardıit Yakalı’nın 1975’te çıkardı ı “Çaı “Çaı “Çağı “Çağı “Çağı “Çağit Yakalı’nın 1975’te çıkardıit Yakalı’nın 1975’te çıkardıit Yakalı’nın 1975’te çıkardıit Yakalı’nın 1975’te çıkardıit Yakalı’nın 1975’te çıkardıit Yakalı’nın 1975’te çıkardığğit Yakalı’nın 1975’te çıkardıit Yakalı’nın 1975’te çıkardıit Yakalı’nın 1975’te çıkardıit Yakalı’nın 1975’te çıkardıit Yakalı’nın 1975’te çıkardıit Yakalı’nın 1975’te çıkardıit Yakalı’nın 1975’te çıkardıit Yakalı’nın 1975’te çıkardıit Yakalı’nın 1975’te çıkardıit Yakalı’nın 1975’te çıkardı

FENAMzaman özel yayınları da olacaktır. Bu baolarak geride bıraktıhazırlamayı dükoleksiyon olarak kabul görecealbümde, (Mart-Aralık) sayıları içerisinden seçkiler yer alıyor...albümde,

FENAMzaman özel yayınları da olacaktır. Bu baolarak geride bıraktıhazırlamayı dükoleksiyon olarak kabul görecekoleksiyon olarak kabul görecekoleksiyon olarak kabul görecealbümde, albümde, (Mart-Aralık) sayıları içerisinden seçkiler yer alıyor...

FENAMİZAH e-dergi’den Özel Albüm:

pdf dosyasını web sitemizden indirebilirsiniz:www.fenamizah.com

YILLIK-2012

aziz yavuzdoğan

Bu sayı Özel Ek...

ÇAĞDAŞMİZAHKarikatür ustalarımızdan RaşitYakalı’nın 1975 yılında çıkardığımizah dergisinin ilk sayı tıpkı basımıpdf dosyasını web sitemizden ücretsizindirebilirsiniz...www.fenamizah.com

Ekrem Borazan

Page 5: fenamizah no: 13 / march 2013

5

A C T U A L I T Y

düşünün! neye güldüğünüz hakkında bir fikriniz olsun...AKTÜALİTE

KEMERALTI • vedat kemer

• . . . On senede on binlercegelişme oldu insan yaşamında...Her şeyin akıllısını yaptılar...Akıllı telefon... Akıllı tava... Akıllıaraba... Akıllı bina... Akıllıklozet... Akıllı kart... Akıllıbanka... Akıllı yatak...Fırının akıllısı çıktı mesela; tavukkoy, kızarınca “çevir” diyesesleniyor hanıma... Yani biraz

daha akıl verseler, tavuğa“Geçmiş olsun birader, nasıldüştün?” diyecek...Balık yerine içine hıyar koysan,itiraz ediyor... Tanıyor çünkü fırın... Sen?..Akıllanmadın...~ Bekir Coşkun, CumhuriyetGazetesi (24.02.2013)

Bekir Coşkun’dan...

Kadın, renktir...female, is color....

Papa Benedikt'in özgür iradesi... / Free volition, to 16th. Pope Benedict...

ARTU

RO

ROSAS- M

exico

ARTU

RO

ROSAS- M

exico

©Akşam Gazetesi, 2012

“8 Mart Dünya EmekçiKadınlar Günü...”International Women’s Day...

Page 6: fenamizah no: 13 / march 2013

6

UYDUDAN NAKLEN • hakan çelik

A C T U A L I T Y

düşünün! neye güldüğünüz hakkında bir fikriniz olsun...AKTÜALİTE

©Cumhuriyet Gazetesi, 2012

Kadına şiddet her gün...violence to women. always!

İsteyenin bir yüzü kara.. veren zenci!

AZİZ YAVUZDOĞAN - Turkey

Danıştay Başkanıdiyor ki...• “Şu memlekete baktığımzaman, affınıza sığınıyorum, işte polis,emniyet teşkilatımız savcıolmuş, bilirkişi de hâkimolmuş, mübaşir de yazıişleri müdürü olmuş,ondan sonra ‘adalet’ diyebağırıyoruz. Yok ya. Böylebir şey olmaz. Mümkünatıyok.”

~ Hüseyin Karakullukçu

Yüzde 51’in biri heralde...• BDP milletvekili Sabahat Tuncel, Tayyip

Erdoğan’ın tek dostu Barzani, demiş...

Page 7: fenamizah no: 13 / march 2013

7

SUÇLUSeviyorum diye memleketiHâkimler suçlu buldu…

Ceza buKatlanacağım artık…

Bir ömür boyu…Sevmeye devam…

KANLI TERÖR/KARABASANKaranlık çöktü ülkemizeGöz gözü görmüyor…

Bu işte bir yanlışlık var.KARABASAN’lar memnun…

KÖRKURŞUNBarış için Uçtu güvercin…

Yazık ki yazıkGökyüzünde vuruldu…

Hâkimler, savcılarToplandı hemen…

Suçu;KÖRKURŞUN’ da buldular.

YAMAYamalar, eskisi kadarSık görülmez olduGiysilerde…Ekonomi düzeldi mi ne?

İleri demokrasi motoruTıkır tıkır işlerken ülkemdeHukuk, adalet, eşitlikDeğil amaYamalarYüreklere işlendi…

KAHPE FELEKEskiler kabahati hep Felekten bilirdi…

Bu yüzdenAlışkanlık oldu…

Suçlunun suçuDefterden silindi…

Yedek golcü gibi FelekYedek suçlu seçildi…

Atmalı taşı, gerekirse de yarmalı başı.

osman yavuz inal

haşlamalartaşlamalar

SPOR ÇİZGİSİ raşit yakalı

CHAKIB ALAMI - MoroccoOSMAN YAVUZ İNAL - Turkey

Arayış...• Boz Türkler,Beyaz Türkler,Mavi yakalıTürkler, KaraTürkler,şimdi de Zenci Türkler....yola devam,bulacağız,mutlaka; yeşilTürkler, turuncuTürkler, kızılTürkler (yok,onlar yasak!)...

Page 8: fenamizah no: 13 / march 2013

8

Benicio kapakları..."Sex & Crime: The BookCover...• Brezilyalı ünlü illüstratör JoseLuiz Benicio’nun yeni kitabı yayımlandı. Kitapta, sanatçınınçalışmalarından çeşitli örneklervar...- - - - - -• Art of Benicio ", 60 pagescheias das mais Sensuaisincríveis and pin-ups, feitas bygeniais mais um two artists doBrasil, or great illustrator JoséLuiz Benicio. No publisher hasgiven blog do livro um pre-view: http://tinyurl.com/beniciopreview

N E W S

send it to us your event and exhibition news... • [email protected]

HABERLER

MaxMinus dergisinin yeni sayısı çıktı...New issue of MaxMinus magazine.. No 48

Uluslararası kadın karikatürcüler sergisi, İstanbul’da...International Women’s Cartoonists Exhibition in Istanbul

• Sabahudin Hadzialic’in yayın yönetmenliğinde Bosna Hersek’te üç ayda biryayımlanan Mizah Dergisi MaxMinus’un 48.sayısı çıktı. Bu sayı kapağında, derginin yayınkurulunda yer alan, Türkiye temsilcisi AzizYavuzdoğan’ın bir karikatürü var...- - - - - -• The MaxMinus humor magazine new issuepublished in Bosnia-Herzegovina. Editor of themagazine, is Sabahudin Hadzialic. The editorialboard of the magazine, the representative ofTurkey, Aziz Yavuzdoğan and cartoon of thecover of the magazine belonged to Him.

Jose Luiz Benicio

Page 9: fenamizah no: 13 / march 2013

9

En güzel bölüm...Sunucu-Sevgili seyirciler, bu akşamkien güzel bölümleri gelecek programlarımızdan Muhteşem Yüzyılile başlıyoruz yayınımıza. Geçen haftabakalım en güzel bölümü neymişOsmanlının…---Sunucu-Şimdi de O ses Türkiye’ninen güzel bölümlerine bakalım…---Sunucu-Evet, şimdi ekranlarımızaKaradayı’nın en güzel bölümleri geliyor…---Sunucu- Şimdi…

İzleyici- Kardeşim, madem en güzelbölümleri bunlar, ne diye uzunuzadıya program çekip te insanlarınvaktini alıyorsunuz? Yahu, senaryoyazarlarına mı, yönetmene mi, oyun-cuya mı yoksa izleyiciye mi küfürediyorsunuz anlamıyorum ki…

Ali Ayşe’yi seviyor...Anne- Allahım, iki tane istemiyorum, vallahi bir tane kocaistiyorum. Herkese çifter çifter verdin,bana yok.Gözünü seveyim çokistemiyorum, bir tane koca…Baba- Bu hain evlatlar ben deoldukça ben zor evlenirim.Hainleeer.Ne yaparsanız yapın evleniceeeem.Kız- Bak kocacım, bu seferkini hallet,ne istersen iste benden. Ay babamevlenirse ne ev kalır ne ocak ayol.Damat- Tamam karıcım, o işbende…Erkek evlat- Keserim ulan hepinizi.Kim evleniyormuş bakiiim. Önce şuevleri bi satayım. Konuşucaz sizinle.Ayşe- Öf anne ya, tutturdun bievlenicem diye, yaşın kaç başın kaç.Öfff ya, kimse düşünmüyor bu kız daevlenmek ister mi diye? Neredebenim beyaz atlı prensim?Ali-Ah be baba, ben seninkötülüğünü ister miyim? Aksine benistiyorum ki sen bir an önce evlen desıra bana gelsin. Hihihihii. Nerdebenim prensesim len?Komşu kızı- Ah Ali, ah! Aşkınlabitirdin beni. Çok şey mi istiyorum?Sadece seninle evlenmek istiyorum…Seyirci- Bu ne len, bütün oyuncukadrosu azmış. Evlenin de görünebenizi...

gülay garip koçerdinTV nağme

DUYGUSAL BALIK • aziz yavuzdoğan

GELİNCİK DÜŞLEMESİ • gülşah eteker

FENAMEN • aziz yavuzdoğan

ÜSTAT ve EVLAT • aziz yavuzdoğan

Page 10: fenamizah no: 13 / march 2013

10

IGOR SMIRNOV- Russia

AHMET ERKANLI- Turkey

Page 11: fenamizah no: 13 / march 2013

erhan tığlıgül-düşün

11

TAKIM ÇEŞİTLERİ..A Takımı: Bir numaradır. Başlar bu takımdabulunur. İstediği numarayı yapar, kimse karışamaz. Karışanın alnı karışlanır, haddibildirilir ve anasından doğduğuna pişmanedilir. Bu takımdakiler bir zamanlar ayakolduklarını unuturlar, eski ayaktaşlarının ağızlarına bir parmak bal çalıp onları uyuturlar,çeşitli vaatlerle avuturlar. Hep baş olacaklarınısanırlar...

AYAK Takımı: Her zaman, her yerdeayakaltında kalmaya mahkûmdurlar. Akılsızbaşın cezasını ayak takımı çeker ve de cezayıhak eder. Çünkü onları başına geçiren kendisidir. Başlar yer, ayak takımı bakar amakıyamet kopmaz! Kıyamet ayak takımı hakkınıaramaya kalkarsa, yürüyüş yaparsa kopar. Kalekaleye bakar, kaleden kanlar akar; A takımıvarken ayak takımını kim takar? Ayağını sıcaktut, başını serin; düşün derin derin!

DAYAK Takımı: Bu takımın elemanları emirkuludurlar ama vur deyince öldür anlarlar;eşeği dövemedikleri için semerini döverler,şeflerinden övgü beklerler, sırtları sıvazlanıncadağları bile devirirler. Amirlerine, müdürlerineolan kızgınlıklarını, öfkelerini hakkını aramakiçin yürüyüş yapan memurlardan, işçilerdençıkarırlar. İster öğretmen olsun, ister polis, şiddete başvuran herkes bu takımın doğal üyesidir. Kimi zaman da ana babalar bu takımaüye olup dayağı, şiddeti terbiye etme aracıolarak görürler. Bu takıma göre dayak cennetten çıkmadır, büyükler her zaman haklıdır. Bu takımdan birisiyle karşılaşınca, nederse desin, sakın itiraz etmeyin. Haklı olsanızbile tokadı yer, okkanın altına girersin.

SPOR Takımı: Voleybol, basketbol gibisportif takımlar da vardır ama başrol hep futboltakımlarındadır. Bu takımın oyuncuları aldıklarıparaya bakarlar, taraftarlar ise tuttukları takımiçin kendilerini paralarlar... Adam, Fenerbahçesemtine, Beşiktaş ilçesine hiç gitmemiştir amaorada oturanlardan daha çok Fenerbahçeli,Beşiktaşlıdır. Tuttuğu takım için kavga eder,dövüşür. Sıcakta terler, soğukta üşür ama genede takımının maçına gitmek için can atar.Çocuğuna süt almaz, parasını tuttuğu takımayatırır...

Sofra takımı, takım elbise, alet takımı gibi dahabaşka takımlar da vardır ama ne kadar işeyararsa yarasın, hiçbiri yukarıdaki takımlarınyerini tutamaz!

Takıma gel takıma! Seç beğen al birini.Takımsız kalma. Sakın ha!

COMIC • Stanislaw Kosciesza

VAY HAYVAN • aziz yavuzdoğan

Page 12: fenamizah no: 13 / march 2013

12

AHMET ÖZTÜRKLEVENT - Turkey

MUHİTTİN KÖROĞLU - Turkey

Page 13: fenamizah no: 13 / march 2013

13

Page 14: fenamizah no: 13 / march 2013

14

Page 15: fenamizah no: 13 / march 2013

15

Bu kez kararlıydım. Her ne pahasınaolursa olsun, bugün pilav üstü nohutyemeyecektim. Bir yıldır, ay başlarında

domates çorbası içmekten ve pilav üstü nohut yemekten gınagelmişti. Kaç zamandır, aklıma pilav üstünohut geldikçe mideme kramplar girer olmuş-tu. Eh, bu ay başında da kendime dört başımamur bir yemek ziyafeti veremezsem yuholsundu bana artık.Bakkal, kasap, manav ve kira giderleritoplamını usumdan atar atmaz, ani bir hareketle lokantaya girdim.Lokanta, tertemiz ve sıcacıktı. Dışarıda, iliklerime dek üşümüştüm. Yüzüme çarpansıcaklıkla bir an rahatladım ve sersemledim.Öylece, kapı ağzında kalakaldım.Ardımdan, lokantaya giren üç müşteridenbirinin omuz darbesiyle kendime geldim.Biraz kızdım, biraz utandım. Bana çarpanyüzüme baktı; ama, bir özür bile dilemedi.Sonra arkadaşlarının peşinden yürüdü.Arkadaşlarıyla birlikte bir masaya oturdu.. Buarada, ben de sağ köşedeki masalardan birineoturdum.Masama oturur oturmaz, garson gelip hemenservise başlayacak sanıyordum; ama,yanılmışım. Ne gelen, ne de giden oldu.Beklemeye başladım. Keşke, daha önceki aybaşlarında gittiğim lokantaya gitseydim... Bukadar çok beklemezdim. Oranın garsonları,daha ben kapıdayken karşılarlar, masamı gösterirler, hatta, çorbamı ve pilav üstünohudumu çoktan getirmiş olurlardı.Beklemekten sıkıldım ve birden keyfim kaçtı.Sıkıntıyla çevremi incelemeye başladım. Pekfazla çatal, kaşık sesleri gelmiyordu; ama, benden başka herkes yemeklerini yiyordu. Bir ben bekletiliyordum ya da bana öyle geliyordu. Az önce bana çarpan ve arkadaşlarıda, iştahla iskenderlerini yiyorlardı. Birdenimrendim ve karar verdim. Ben de, kendimebir iskender ziyafeti çekecektim. Hem de birbuçuk iskender yiyecektim.Fakat, geciken ilgiden midir nedir, midemhem kazınmaya hem de ağrımaya başladı.Midemi ovuşturmaya başladım. Bu arada, birden ilçedeki yankesicilerin varlığı usumadüştü. Hep anlatırlardı. Buranın cepçileri şıkgiyimli ve kibar olurlarmış. Az önce adamınbiri bana omuz vurmuştu. Sakın? Kuşkuylabana çarpan adama baktım. Adam, durmaksızın iskenderini atıştırıyordu. Telaşlacüzdanıma el attım. Cebimdeydi. Çıkardım.Masa altında gizlice aylığımı saydım. Tümparam tamamdı. Rahatladım ve derin bir nefes

aldım. Kendimden de utandım.Yine garsonubeklemeyi ve çevreme göz gezdirmeyisürdürdüm.Karşı masalardan birinde, şişman bir bey,oburluk derecesindeki iştahıyla haşlanmış tavukyiyordu. İlgimi çekti. Az önce, bu şişman beyigörmemiştim. Ben midemle ve cüzdanımlailgilenirken mi gelmişti ne. Allahım, o ne iştah,o ne yiyişti öyle. Sanki, kıtlıktan çıkmış gibiydi.Gözümü alamıyordum. Çatalı, bıçağı bir yanaatmış, on parmağıyla yiyordu. Çenesi deyağlanmıştı. Bir an, kendisini izlediğiminfarkına vardı, sanırım. O da bana göz ucuylaşöyle bir baktı; ama, umursamadı. Tavuğunbudunu yakalayıp iki lokmada sıyırdı. Farkındaolmadan yutkunmuşum. Utandım kendimden. Kapanmak üzere olan iştahımyeniden açılmıştı. Midem gurulduyordu ve heryanıma ateş basmıştı. Şişman beyin iştahı,kararımı etkilemişti. O anda, ben de haşlanmıştavuk yemeye karar verdim.Garson da, nerede kalmıştı böyle?Sinirlenmeye başlamıştım artık. Tamseslenecektim ki, dibimde bitiverdi:“Kusura bakma, hocam... Beklettik,”diyerek özür diledi.Benim de, o anda hoşgörürlüğüm ve kibarlığım tuttu:

“Önemli değil, önemli değil,” dedim.Yemeklerini bir papağan gibi ezberden saymaya başladı:“Mercimek, domates, işkembe, taze fasulye,kıymalı yumurta, biber dolma,” derken susturdum:“Gerek yok, gerek yok,” dedim. “Sen, banabir bütün haşlanmış tavuk getir.”Şaşırdı. Yüzüme baktı:“Ama, sen tavuk yiyemezsin hocam,”deyince telaşlandım.Hevesim kursağımda kalıyor sandım:“Neden? Kalmadı mı? Yok mu yoksa,”dedim.Gözüm, yine şişman beye kaydı. Tavuğunuçoktan bitirmiş, koca koca lokmaları, tavuksuyuna batırıp batırıp yutuyordu.“Var, var hocam da... Sen yiyemezsin.”Zayıflığım suçlanıyor sandım. Sinirlendim:“Yerim, yerim... Sen, benim zayıf olduğuma bakma. Ben, bu halimle tavukda yerim, kuzu da.”“Maşallah... Hiç göstermiyorsun ama,hocam.”İlk kez, zayıf olduğuma üzüldüm: “ Keşke,biraz toplu olsaydım... Garson bile halimeacıdı, bak,” diye düşündüm. Sonra:“Aslında buldum mu, çok yerim ben,”diyerek kendimi savundum, hiç gereği yokken.Hizmette geciktiği yetmezmiş gibi bir demüşterilere ne yiyemeyeceğini söyleyen bu garson, canımı iyice sıkmıştı artık:“Müşterilerin ne yiyip ne yemeyeceğine senmi kara verirsin hep böyle,” diyerek çıkıştım.

K I S A Ö Y K Ü

sezer odabaşıoğlu

SEN TAVUK YİYEMEZSİN...

EKREM BORAZAN - Turkey

• devamı sonraki sayfada..

Page 16: fenamizah no: 13 / march 2013

Çekindi:“Yoo, hocam... Estağfurullah, estafurullahda,” dedi.“Eee, öyleyse,” dedim, sesimi yükselterek.“Tamam hocam, tamam... Size bir yarımtavuk,” deyince çılgına döndüm, bu kez.“Bende yarım insan hali mi var? Çabuk,bana bir bütün tavuk getir,” diyerekçıkıştım.Garson, çıkışmama şaşırdı ve birden telaşlandı:“Tamam hocam, tamam. Siz bilirsiniz,”diyerek sıvıştı.Şunun şurasında, ağız tadıyla bir tavuk yiyelim,demiştik... Onu da bir garson parçası burnumdan getirmişti. Sinirden titriyordum.Böylelerini nasıl garson yaparlardı, bilmem.Hem saygısız, hem de pişkindi. Olur şeydeğildi. Benim tavuk yiyip yiyemeyeceğiminereden bilebilirdi? “Başıma medyum mu kesildin, ukala şey?Ben, öyle bir tavuk yerim ki, ne derisini nede gerisini bırakırım. Sen, ne bilirsin... Silersüpürürüm evelallah. Zayıfsam zayıfım,n’olmuş yani. Zayıfların tavuk yiyemeyeceğihakkında ayet mi var? Nasıl tavuk yenirmiş,sen getir de gör, bak. Ulan, ben istesemtavuk yeme yarışına bile girerim. Zayıfsamzayıfım... Kim, ne der? Benim zayıflığımyememekten değil ki... Elimde değil, yakıyorum işte. Ne yapayım? Sen, hele birtavuğu getir. Bak, gör o zaman... Ne yapıyorum ben, o tavuğu.”Sinirimi hoplatan garson, yine yanıma gelmeyecesaret edememiş olacaktı ki, kısa boylu birgarson getirdi, haşlanmış tavuğumu. Servisyaptıktan sonra:“Afiyet olsun hocam,” dedi kibarca ve uzaklaştı.Ardından:“Teşekkür ederim,” dedim.Sonunda, haşlanmış tavuğumla baş başakalmıştım. Çevreme bakındım. Lokantadabenden başka kimse kalmamıştı. Haşlanmıştavuğumu rahat rahat yiyebilirdim, artık.Kavgaya girer gibi saldırdım, tavuğa: “Ben,tavuk yiyemezmişim ha! Ben, tavuk yiyemezmişim ha! Seyret, bak...Nasıl tavukyenirmiş. Gör... Gör de, insanlar hakkındaönyargılı olma bir daha. Zayıfımdır ama,iştahım yerindedir evvel Allah. Ben, buiştahla değil bir tavuk, bir kuzuyu biledeviririm. Sen, ne sandın beni?”Hırsla ve çabuk çabuk beyaz et parçalarınıkoca koca lokmalar halinde mideme indirmeyebaşladım. Sinir garson, göz ucuyla beni izliyordu. Bu, çok hoşuma gitmişti. Garsonadersini veriyorum düşüncesiyle şımardım. Kısasürede, tavuğun ne derisini ne de gerisinibırakmadım. Sadece, suyu kalmıştı. Suyunubırakır mıydım hiç. Bırakmadım. Az önceimrendiğim bey gibi tavuk suyunu da hallettim. Bir bütün tavuktan geriye sadecekemikleri kalmıştı. Zafer kazanmış bir kumandan gibi onurlandım. Tavuğun üstüne,tatlı iyi giderdi. Kısa boylu garsona işaret ettim.

Bu garson, çok saygılıydı:“Buyur, hocam,” dedi saygıyla.“Bir kalburüstü,” diyerek tatlımı istedim.Garson:“Hemen hocam,” diyerek gitti.Tatlımı getirdi ve çekildi. Kalburüstünü dörtçatal darbesiyle hallettim. Buz gibi bir bardaksuyu da ardından gönderdim. Ziyafettamamdı. Onurlandım. Sigaramı da dışarıdaiçecektim. Yavaş yavaş toparlandım. Kapıağzındaki kasiyere yaklaştım. Yediklerimi bilenkasiyer, benden öyle bir hesap istedi ki, titredim. Renkten renge girdim. Dahası,oracıkta düşüp bayılacağım sandım. Altı üstü,

bir tavuk, bir kalburüstü yemiştim. Bu, nekabarık hesaptı böyle!Sinir garsona, şöyle göz ucuyla bir baktım.Kollarını göğsünde kavuşturmuş: “Ben, sana,sen tavuk yiyemezsin hocam, demiştim.Ama, sen beni dinlemedin. Oh olsun,sana,” der gibi bakıyordu.Bozguna uğramış gibiydim.Yıkılmışlıkla garsonla göz göze gelmekten çekindim.Umarsız hesabı ödedim ve kaçarcasına lokantadan çıktım.Bir daha kendime ziyafet çekmek mi? Tövbelerolsun. Ben tavuk değil, tavuk beni yemişti,sanki.

16

OLEKSY KUSTOVSKY - Ukrain

Page 17: fenamizah no: 13 / march 2013

17

osman yavuz inal OYİ

TURKISH• Politikacının söylediği yalanların içinde, bazen mucizevi bir şekilde doğrular da vardır.

• Sosyal demokratlar ve Nazi-şovenistleriBosna’da madalyonun iki yüzü gibi.Hükümet ise yazı-tura hesabı yapar.

• Tellaller (Broker) dünyayı birinci eldensatan pazarlama ajanlarıdır.

• Geçmiş ve gelecek aynı mesafe içindedir.

• Özgürlük; ne düşündüğümü söyleyebiliyorsam vardır. Hatta,düşünemediğim zaman da... ---

BOSNIAN• Cudo je koliko samo politicari lazu.Toliko da i istinu ponekad kazu.

• Socijaldemokrati i Naci-schovinisti uBosni i Hercegovini su dva lica iste kovan-ice. Vlast zavisi od toga na koju stranu Ce... kovanica pasti.

• Telali su prvi marketinsnki agenti.Dobro i lose su na istovjetan način pro-davali svijetu.

• Proslost je u buducnosti nasoj. Sadasnjostimi!

• Sloboda je kada mogu rece sta mislim. Ikada ne mislim.---

ENGLISH• It is a miracle how much politician lies.Lies so much that sometimes tells the truth.

• Social democrats and Nazi-chauvinistsin Bosnia and Herzegovina are the twofaces of the same coin. Government justdepends on which side...the coin will falldown.

• Tellals are the first marketing agents.God or bad have sold in the same way to theworld.

• The past is within our future. I swear inthe present!

• Freedom is when I can say what I think.Even when I do not think

sabahudin hadzialicaphorisms

Page 18: fenamizah no: 13 / march 2013

18

Page 19: fenamizah no: 13 / march 2013

19

Hayattan soğutanespriler..Babasının Kızı # @beyzaozdim-susadin mi ? -ibrahimovic#HayattanSoğutanEspriler

ozlem bicer # @cengellli_igNee#HayattanSoğutanEsprilerKadinin biriŞOKA girmis kocasi da BİM'e :)

Tanem Kenber # @KirmiziiKedi#HayattanSoğutanEsprilerödeme noktasına gittim "ö" dedim.

JAMİRYO :) # @gyb_1961#HayattanSoğutanEsprilergitmekkolaysa dönmek fantadır

Ferda Candemir # @frd_cndmr#HayattanSoğutanEsprilerAnkara nedenhep soğuktur? Sıfır altı da ondan..hahahaha

Emine Ulus # @EmineUlus2#HayattanSoğutanEsprilerGeçen KursaGidecektim, Kurmadı, Gidemedim

MB. # @MerveBbircan#HayattanSoğutanEsprilerKeser dönersap döner, gün gelir tavuk döner.Unfollowyapmayın beeeeeeeeee.

burak bozkaya # @BurakBozkya#HayattanSoğutanEsprilerAmcam evibeyaza boyattı, dayım cem yılmaza ..

fulya eryılmaz # @fulya_erylmazgeçen gün bir taksi çevirdim, haladönüyo!#HayattanSoğutanEspriler

emrah gök # @emrahgk7#HayattanSoğutanEsprilerburası boşmuyok arçelik:)

hakanoksuz92 # @hakanoksuz92#HayattanSoğutanEsprilerAnnem unueledi, finale çıktı.

Vildan Karatas # @vildaan_#HayattanSoğutanEsprilerİlahi Azrailsen adamı öldürürsün !!!!!

emine bozkus # @eminebozkusYangin dolabini acmislar yang buna cokkizmis#HayattanSoğutanEspriler:D

Aslı Akyüz # @asliakyuzAslı yok fotokopisi var#HayattanSoğutanEspriler

hasan çağan

twittergündemi

Page 20: fenamizah no: 13 / march 2013

Benliği yıkılmış bir kadın, hayli geçkin, hayli yaşlı ağlamaklı…

Galiba bir şarkı sözüydü bunlar ama gerçekten de o kadın öyle biriydi.Gözlerinin altında mor halkalar oluşmuştu. Beyaz ve oyalı başörtüsünü tamtepede toplamıştı,kırpık saçları arasında kırlaşmış zülüfleri kaşının üzerindeduruyordu. Bulaşıkları yıkarken ara sıra mırıldanıyor belli belirsiz yakınıyordu.Kapalı terliklerinin içine giydiği yün çorabı dizlerine kadar çekmişti. Elindekisüngerin sabunlarını sık sık sıcak su olan tencereye daldırıp üşüyen parmaklarını ısıtıyor, kurumuş yağ lekelerini tırnakları ile kazımaya çalışıyordu. Kendi kendine konuşmaları hüzünlü bir şarkı kıvamındaydı ya daduygu dolu bir dörtlük. Mutfak kapısı ile oturdukları odanın arası açıktı, kapısökülmüştü. Geçenlerde kapı bir komşusu ona sebebini sorunca, “Sende öyleyap buna Amerikan mutfak diyorlar mutfağın ısısı ve nemi odalarayayılıyor kışın üç beş derece fark ediyor”demişti ya bazen de konuşulanlar içeri kadargittiğinden olumsuz bir hava yaratıyordu...İşte şimdi kapıda iri kıyım kocası belirmişhesap soruyordu. “Bir şey mi buyurdungüvercinim televizyon açıktı pek duyamadım” kadın arkasını bile dönmedi,“Yok haddime mi düşmüş ne buyurabilirimki estağfurullah.” Adam üstüne gitmeyedevam etti, “Hadi,hadi senin içinden geçenleri ben bilirim hem de adım gibi sanadünya karılar gününde bulaşık makinesi alıcam kurtulacan soğukta, bunları yıkamaktan.” Kadın omuz silkerek karşılıkverdi, “Sen o gün bana dokunma, ben onubulaşık makinesi sayarım, çamaşır makinesi sayarım velhasıl bilcümle lükstensayarım.” Adam bu söze çok gülmüştü,“Nankör kadın bir haftadır elimi sürdümmü sana Allah-ü Teala hazretleri taş ederadamı.” Kadın arkasını döndü veönlüğünün bağını çözmeye çalıştı. “O Allah senin cezanı vermedi ki kurtulayım.Kaç gündür elini bir şeyedeğmedin ki zaten.Çatı akıyor,muslukbozuk,üstelikte galorifer böcükleri ferelerevde cirit atıyo.” Adam kahkahalarına bir yenisini ekledi, “Ne olmuş atıyorsabaşbakanın da evinden böcük çıkıyor ama senin kadar yaygarayaomıyo...” Kadının yüzünde hafiften bir alay vardı, “Onun böcüklerigaliteli böcüktür o goskocaman payi- taht ın adamı...” Sert konuşmalaryerini mizahi bir atışmaya bırakmıştı. İri kıyım adam kadına bir elense çekti ve“Böcüklere çare bulunmadıysa bu benim değil ülkenin sorunudur. Hemöyle sorun yapma bu neye delalettir bilir misin? Yakında galoriferli eveçıkcaz ya hani toki moki böcüler şimdiden deplasmana hazırlık antremanı yapıyorlar.” Kadın elenseden bir boyun hareketi ile kurtulmuştu,“Sen bugün ya gazete okumuşsun, ya kahvede birinden icazet almışın yada kafana kiremit filan düşmüş, baksana kadınlar günü dahil her bişiden haberdar olmuşsun. Allah bilir bu pariyot füzeleri ne poka yarar onuda biliyosundur.” Adam biraz ciddileşmişti kadının bu soruları karşısında,“Aferiiin senin de olup bitenlerden bilgili olman beni çok duygulandırdı.Söyle bakalım güvercinim Dünya Kadın Günü var da Dünya Adamgünü neden yok?” Kadın tekrar söze girdi, “Şu paşaları maşaları içeriatacaklarına seni atsalar ne olurdu sanki, memleket az bi mikroptan temizlenirdi. Birkaç yıl dinlenirdik.” “Bak ben seni bu yüzden haşlıyorum. Salak güvercinim. Benim gibileri içeri atsalar zararlarınaolur. Boşuna içerde beslerler, oy kaybederler. Aydınları içeri alırlarsa kimseaydınlanamaz. Kimsenin hiçbir şeyden haberi olmaz. Paşaları içeri alırlarsa ülke güç olarak sahipsiz kalır. Dış mihrakların da isteği bu değilmidir ? Hep birlikte bizim mutfaktaki böcükler gibi at oynatırlar.Yutulması kolay bir lokma oluruz.” Kadın mutfaktan çıkmıştı. Allaha

yakarır gibi ellerini açtı, “HeyTanrım duy bu kulun sesini şuher şeyi bilen adamı da atsınlariçeri de akıllansın.” İri kıyımadam parmağını kadının gözünesokar gibi hiddet şovu yaptı. “Hiçkadınları içeri tıkıyorlar mı. Hayır, neden? Zira onlar zararsızdır.Döversin, Kocam değil mi döver de sever de der. Hakim karşısınaçıkarsınız, devletin hakimi bile; kadının sırtından sopayı, karnındansıpayı eksik etmeyeceksin der. Sanki Allah’ın size emri gibi dört kadınolmayı kabullenirsiniz. İnsanlık onuru görmezsiniz. Hangi partiye oyvereceğinize bile efendiniz karar verir. Daha sayayım mı ? işte onun içinDünya Kadınlar Günü var. Evde oturup izdivaç programı

izleyeceğinize, silkinin ve kendinize gelin.Siz ikinci vatandaş değilsiniz. Bunlarısorgulayın bunların hesabını sorun.” Adamböyle bir nutuk atabileceğini düşünmüyorduama haklı gururunu yaşıyordu. “Erkeğe karşıonurlu olalım, baş kaldıralım diyoruzdayak yiyoruz. Recebe değil şabana oyvericez diyoruz dayak yiyoruz. Gece oluncaveriyoruz niye cilve yapmadın diye, başımağrıyor olmaz diyoruz yine dayak yiyoruz.Yok mu bunların orta yolu be adam!”Kocası gitmekten vazgeçip geri döndü, “Var tabii ki direneceksiniz, erkekle eşitolduğunuzu savunacaksınız. Yollarda posurposur cigara içmekle bunu vurgulayamassınız. Bak sana bir fıkraanlatayım da kadınlığından taviz verme.Efendiiiim ormanın birinde bir aslanlabir öküz yaşarmış. Fıkra bu ya günlerdenbir gün öküz dertlenmiş, ‘aslan kardeşbugün başım biraz kalaba, paralar bendengel seninle acık demlenelim’ demiş. Aslankabul etmiş, beraberce Zebra Bar’a gitmişlerve kafaları çekmişler. Saat hayli ilerleyince,aslan müsaade istemiş. Öküz ona ‘efendimsiz ormanın kralısınız kimden

korkuyorsunuz biraz daha çekelim vakit erken’ demiş. Aslan öküzünboynuzuna yalandan bir pençe atmış ve ‘Bana bak öküz demiş, seni evdebir inek bekliyor olabilr amma beni evde dişi bir aslan bekliyor!’ Bu fıkrabu kıssadan hisse hepinize benden ders olsun. Hepiniz birer aslan olun inekdeğil, o zaman ülkenin de kadının da kaderi değişir. Bana göre sizleranahtarsınız kadın ve köle olmaktan öte...” Karısı bu olanlara ihtimal vermiyordu ama hepsi doğruydu, “Lan adamım sen uçmuşsun ve feministgominist biri olmuşsun, sana bunları kim anlattıysa. Dedesine rahmet bu8 Mart oldu sana 12 mart Muhtırası. Bir darbe de bizler mi yapsak?”Adam ellerini oğuşturmaya başlamıştı. “Hadee oldu işte zokayı yuttun valla.Seni darbe sempatizanı seni, seni gidi 27 Mayıs, 12 Mart, 28 şubat, 12Eylülcü seni! Şimdi gidiyorum bizim partinin savcısına, hakimine, seniihbar edecem. Götürsünler merkeze, öptürsünler herkeze...” Bu kez kadınayaklanmıştı, “Hadi bakalım el mi yaman bey mi yaman, korkmuyorumbe adam neyim kalmış ki onurumdan gayrı gitmezsen hatırım kalır..”

Orta yaşlı iri kıyım koca rahatlamıştı yüzünde zafer kazanmış onca yıllık karısına bir şeyler vermiş olmasının derin hazları vardı, “Sana helal olsun behatun. İşte özlenen kadın budur. Bana gerçekten bugün kahvede emeklihocamız anlatmıştı bunları, tam isabet, tam isabet her şey onun dediğigibi oldu...” Gülüştüler, sarıldılar birbirlerine. Adam tek kaşını kaldırıp sordu.Benliğine geri dönmüştü “PEKİİİİ O ZAMAN. AKŞAMA VERİCENDİ Mİ ?”

( 8 Mart Kadınlar Günü Anısına.)

20

Y A Z A R & Ç İ Z E R

bülent okutan

PEKİYİ AKŞAMA VERİCEN Mİ?

• BÜ

LENT

OKU

TAN

Page 21: fenamizah no: 13 / march 2013

21

SEÇKİN TEMUR - Turkey

SZCZEPAN SADURSKI - Poland

Page 22: fenamizah no: 13 / march 2013

22

JORDAN POP-ILIEV- Macedonia

RAUL FERNANDO

ZULETA - Colombia

Page 23: fenamizah no: 13 / march 2013

23

Page 24: fenamizah no: 13 / march 2013

24

Page 25: fenamizah no: 13 / march 2013

25

Page 26: fenamizah no: 13 / march 2013

26

N O S T A L G I A : H e r m a n o L o b o

por Francisco Punal Suarez

Spanish satirical magazine BROTHER WOLF (1972 - 1976)

Si hay una revista de humorgráfico y literario que

demostró su valentía, audacia,inteligencia y talento, en las

postrimerías de la dictadura deFrancisco Franco, que sufría España,

fue “Hermano Lobo”, fundada el 11 de mayo de1972 por Chumy Chumez, y que vio la luz hastael 6 de junio de 1976. En ese tiempo, salieron a lacalle 213 números, no sin sufrir la presión de lacensura del régimen, e incluso secuestro de la edición 153 (según la querella del fiscal, “pormenosprecio a la justicia”),expedientes y multasimpuestas por los represoresde la época, que pretendíantapar el sol con un dedo.“Hermano Lobo” teníacomo precedente a “LaCodorniz”, la decana de laprensa humorística, publicada en Españadesde 1941 a 1978, yfundada por MiguelMihura, y que tambiénse enfrentó a la censurafranquista y sufrió multasy suspensiones.Recorrer las páginas de“Hermano Lobo” es disfrutar de la mejorimaginación y chispacreativa de dibujantescomo Jaume Perich,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Forges, Quino, Manuel Summers, OPS (ElRoto), entre otros, y escritores de la talla deFrancisco Umbral, Manuel Vicent, Emilio de laCruz, y Manuel Vázquez Montalbán.Por suerte para los investigadores y amantes del

humor gráfico y literario, todos losejemplares de “Hermano Lobo”

han sido digitalizados yestán en Internet, gracias a la Universidad deSalamanca, la editorial Pléyades y el editor JoséÁngel Ezcurra.Las portadas y caricaturas de“Hermano Lobo”, a pesar de haber sido editadas

hace ya treinta y tantos años, adquieren unarabiosa actualidad, y podían ser vueltas a publicar,con motivo de la crisis sistémica en la que estásumergida la sociedad española hoy en día.El humor y la sátira demuestran, de esta manera,su amplia mirada crítica y su capacidad imperecedera para penetrar, como un afilado bisturí, en los problemas sociales, políticos yeconómicos, de un país.

Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,

humor gráfico y literario, todos losejemplares de “Hermano Lobo”

han sido digitalizados yDodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,Dodot, Gila, Ramón, Ferrero, Chumy Chumez,

humor gráfico y humor gráfico y humor gráfico y literario, todos losliterario, todos losliterario, todos losejemplares de ejemplares de ejemplares de ejemplares de “Hermano Lobo”“Hermano Lobo”“Hermano Lobo”“Hermano Lobo”“Hermano Lobo”“Hermano Lobo”

han sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados yhan sido digitalizados y

- Kendinden utanmalısın! Ben, senin yaşındayken yaşlı birini istismaretmedim! • Quino’nun bir karikatürü. (1975)

- Şunun yüzüne bir bakın. Ne kadar da masum görünüyor. Fakat çoksoğuk. Öyleyse ısıtalım onu. Ateş! • Summers’in bir karikatürü. (1972)

Page 27: fenamizah no: 13 / march 2013

27

• If there is a journal of literary humor and showed his bravery, courage,intelligence and talent, in the aftermath of the dictatorship of FranciscoFranco, Spain suffering was "Brother Wolf", founded on May 11, 1972 byChumy Chúmez , which was released to the June 6, 1976. The covers and cartoons of "Brother Wolf", despite having been edited agothirties, acquire a highly topical, and could be re-published, because of thesystemic crisis that is immersed in the Spanish society today day.

Franco’nun faşizminedirenen bir dergi:Hermano Lobo• İspanya'da Francisco Franco'nun diktatörlüğüne karşıduran, edebi bir mizah dergisi olan Hermano Lobo (KardeşKurt), mizah tarihine önemli bir imza atmıştır. Asıl adı JoseMaria Gonzalez Castillo olan ünlü İspanyol çizer ChummyChumez'in 1972'de çıkardığı Hermano Lobo dergisi, dönemin baskıcı rejimine en ateşli muhalefet görevini yapmıştı. Bir çok kapatma ve para cezalarına rağmen, sokaklarda elden, gizlice halka ulaştırıldı. Jaume Perich, Dodot, Gila, Ramon, Ferrero, Chumy Chúmez,Forges, Quino, Manuel Summers, OPS (Broken) gibi dönemintanınmış ve usta çizerlerinin karikatürleri, Franco faşizminekarşı duruşuyla, dünya mizah tarihinde önemli bir yer edinmiş oldu. Yayın hayatı boyunca 153 sayı yayımlanmışolması da, halkın dergiyi ne kadar benimseyip, sahiplenmesini gösteriyor olsa gerek...İspanyol gazeteci dostumuz Francisco Punal Suarez’in,FENAMİZAH okurları için kaleme aldığı, Hermano Lobo ile

ilgili makalesini vedergide o dönem yayınlanankarikatürlerdenseçmeleri, sayfalarımızdasizlerle paylaşıyoruz...

- Çok açım! / - Bana duygu sömürüsü yapma şimdi. Sindirim sistemimi politize ediyorsun! • Chumez’in bir karikatürü. (1975)

- Demokratımve Marquez’leaynı haklarasahip olduğumuzainanıyorum!• El Perich’inbir karikatürü.(1972)

- Ben, politikacıların,apolitik nesline aitim!..• El Perich’inbir karikatürü.(1972)

• OPS’un bir karikatürü.(1973)

• Ferrero’nun bir karikatürü.

(1974)

Page 28: fenamizah no: 13 / march 2013

Ocak ayının soğuk bir salı günüydü.Erdoğan (Başol) abinin,Sultanhamam’daki tarihi dükkanında

buluştuk, dergiyi konuşmak için. Yanımda;derginin tıpkı basım örneğinden dijital baskıyaptırıp götürdüm. Raşit ağabey ile Erdoğanağabeyin, dergiyi ellerine aldıklarında, gözlerindeki o çocuksu sevinci, yaşadıkladı o günlerin heyecanını görmek, beni çok duygulandırdı.

Söke’de öğretmenlik yaptığı yıllarda (1963)Bilge Sanat isimli bir dergi çıkarmış Raşitağabey. Yıllar sonra; geldiği İstanbul’da,Pardon dergisinde sayfa sekreteri olarakçalışırken de, bir mizah dergisi yayımlamayakarar veriyor. O yıllarda piyasada kendi deyimiyle hep yazılı dergiler varmış. Yazısızkarikatürlerden oluşan ve yine kendi deyimiyle, “gülen düşünce”yi yansıtan farklıbir dergi olsun istemiş. Bütün imkanlarını zorlamış bu ereği için. O yıllarda ErdoğanBaşol da büyük destek ve katkıda bulunmuş.

“Bu düşüncemi açtığımda beni gaza getirdi” diyor, Erdoğan Başol için. “Bana,elindeki bütün dergi arşivini açtı,karikatürle ilgili ne varsa paylaştı. Benimleaynı heyecanı duyması, işimi kolaylaştırdı,beni iyice heveslendirdi...”Ve Raşit Yakalı, Fındıkzade’de oturduğuevinde, Semih Balcıoğlu’nun kendisinearmağan ettiği çalışma masasında, derginin ilksayısını hazırlamaya başlamış. O dönemin, bilinen teknik imkanları (ya da imkansızlıkları) ile, Emriye Yakalı’nınimtiyaz sahipliğinde “Çağdaş Mizah”doğmuş. Yıl: 1975. Mayıs ayı...

Kendisine, dergi için Erdoğan abi dışında kimlerden destek gördüğünü, o döneminustalarından ilgi görüp görmediğini sorduğumda, bu tür durumlarda yüzündebeliren her zamanki utangaçlığı ve mahcubiyetiyle yanıtlamaya çalıştı. “Ustalardediğimiz ağabeylerimizden pek ilgi görmedim. Beni amatör olarak görüyorlardı. Yanlarına yaklaşıp, konusunubile edemedim. Bir gün, dergiyi matbaadanalıp, hamalın sırtında tabaka kağıtlar,mücellite gidiyordum. Cağaloğlu’nda,Hürriyet Gazetesi’nin önünde Nehar (Tüblek)ağabeye rastladım. Yanında eşi İhsan hanımda vardı. Büyük bir heyecanla, seslendim vedergiden söz ettim. Umursamaz bir tavırla‘iyi, iyi’ gibi bir şeyler söyledi. Ben bu aradahamalı durdurup, süratle, sırtındaki tabakakağıtlardan alıp, orada aceleyle katladım.Dergiyi bir görsün istiyordum. Fakat bir debaktım ki; Nehar ağabey eşiyle birlikte çoktan gözden kaybolmuştu. Bunu hatırladıkça üzülürüm.”

Tabi o günlerde, tüm olumsuzluklara karşın,

28

A N I M S A T M A L A R : Ç a ğ d a ş M i z a h D e r g i s i

by aziz yavuzdoğan

UYUR İDİK, UYARDILAR.. DİRİYE SAYDILAR BİZİ...

“Bu dü“Bu dü“Bu dü

Yaklaşık 150 yıllık bir geçmişe dayandığı söylenen Türk mizah yayıncılığının bilinen ilk

dönem dergisi olarak da “Diyojen” olduğukabul edilir.

II. Abdülhamit’in İstibdat dönemi, İkinciMeşrutiyet dönemi, Kurtuluş Savaşı dönemi,

Cumhuriyet dönemi, 1950’ler, 1970’ler ve sonrası derken, geriye dönüp bakıldığında

yüzlerce mizah dergisinin izi görülür.Bu konuda araştırma yapanların, her nedense

listeye dahil etmedikleri iki dergiden de bizsöz etmek istiyoruz. Bunlardan bir tanesi“Çağdaş Mizah”, diğeri ise “Çuval”...Her ikisinin de yayıncısı, çok yakından

tanıdığımız bir isim; Raşit Yakalı...

“Çağdaş Mizah”ın ilk sayı tıpkı basımını,biraz da bu amaçla, balık hafızalara

anımsatmak için, bu sayı Fenamizah’la birliktearmağan ediyoruz.. Raşit ağabey, Türk mizah

tarihine armağan ettiği ilk dergisi “ÇağdaşMizah”ın, tıpkı kendi kişiliği gibi mütevazı

öyküsünü anlattı.

• Raşit ağabey ile Erdoğan ağabeyin, dergiyi ellerine aldıklarında, gözlerindeki o çocuksu sevinci,

yaşadıkladı o günlerin heyecanı görülmeye değerdi... Söyleşi içinbuluştuğumuzda, ayrıca geçmiş yıllara dair çok şey konuştuk.

~pir sultan abdal

Page 29: fenamizah no: 13 / march 2013

kendisini destekleyen, Erdoğan Bozok,Necmi Rıza Ayça ile içinde yer aldığı, 12 karikatürcüden oluşan “BirleşikKarikatürcüler Grubu” olarak, İsmailBiret, Orhan İslimyeli, Orhan Enez, OrhanDoğu, Prof. Yalçın Tüzün, Salim Tuncergibi çizgileriyle katkı veren isimleri de unutmuyor. 9 sayı çıkabilen derginin kapaklarını çoğunlukla Necmi Rıza Ayçaçizmiş. Derginin aynı zamanda montajını dayapan Raşit ağabey, bir sayıda yaptığı renklendirme dikkatsizliği yüzünden, NecmiRıza’nın kapak karikatürünün hatalı çıkmasınasebep olmuş da; Necmi Rıza usta, o gündensonra Raşit ağabeye kızmış, küsmüş ve birdaha dergiye çizmemiş...

Türkiye’de mizah dergiciliği dendiğinde, bukonuda yapılan araştırmalar arasında, gerçekleştirilen söyleşilerde, anlı-şanlı (!) sunumlarda çıkardığı dergilerin neden yer almadığı konusuna gelince; Raşik Yakalıepey üzüntü duyduğunu belirtiyor ve duygularını şöyle ifade ediyor: “Ben görevimiyaptım. Arkadaşlarla birlikte bir dönem iyiişler ürettik. Belki de gereği kadarkendimizi duyuramadık. Ya da geereğikadar araştırma yapamamışlardır ki; gözden kaçmışız, dergiden sayılmamışız.‘Çağdaş Mizah’ ve ‘Çuval,’ MilliKütüphaneler’in, Devlet DerlemeMüdürlükleri’nin kayıtlarına girmişdergilerdir. Yani sayan, saymıştır.Bilmeyenler, gidip oralardan araştırıp bilgiedinebilirler...”

Bu iki dergi serüveni esnasında, ilginç bir olaygelişiyor ve Hürriyet Gazetesi’nin o dönemGenel Yayın Yönetmeni olan Çetin Emeç,karikatürcü Bülent Düzgit aracılığıyla Raşitağabeyi çağırtıyor ve “Raşit, güzel işler yapıyorsun, seni takip ediyorum, bizimleçalışır mısın?” diye iş teklif ediyor. O sıraçalıştığı Dünya Gazetesi’ndeki geliri ve konumu, tekli edilenden daha iyi olduğu için,gidememiş Hürriyet’e. Fakat 1980 yılında,yeniden teklif alınca bu kez hemen herkarikatürcü tarafından bilinen “Çarşaf

Karikatür Okulu” serüveni başlamış.Burada da bir dip not düşmek istiyor Raşitağabey, “Nedense Çarşaf KarikatürOkulu’nu, Semih Balcıoğlu kurdu diyebilinir. Oysa o yıllarda Semih ağabey,Türkiye dışındaydı. Sonraki yıllardadöndüğünde, bir ara Çarşaf KarikatürOkulu’nu yönetmiştir. Ama kurucusubenim.” Çarşaf Karikatür Okulu’ndan söz açılınca RaşitYakalı, bir konuya daha sitemle değinmedenedemiyor. “Bakıyorum, sağda solda okuyorum, gözüme ilişiyor ki; Çarşafkarikatür Okulu’nda yetiştirdiğimizbazı arkadaşlarımız, sanki hiçbizlerle birlikte olmamışlargibi davranıyorlar. Hiç bahsetmiyorlar. HattaGırgır dergisinden yetiştiklerini söyleyenler bile var.Üzülüyorum tabi...”- - -

“Çağdaş Mizah”ın ilksayısını, Fenamizahokurlarına tıpkıbasımını sunmak için,arşivini açan, izinveren ve bu söyleşivasıtasıyla dergininkısaca öyküsünüanlatan ustamıza,teşekkür ediyor,sevgi vesaygılarımızısunuyoruz...

Erdoğan Başol:• “Çağdaş Mizah”dergi fikrini bana açtığında, aynı heyecanı ben de yaşadım. Raşit’in bu heyecanına katılmamak mümkün değildi. Elimden gelen desteği,katkıyı memnuniyetle verdim. Sonraki dergilerde de birlikte, karikatür adına emek verdik, çaba gösterdik.”

Raşit Yakalı • Hayatını karikatüre adamış bir insan. Bıkmadan, usanmadan, ilkgünkü heyecanıyla, hala çizen, karikatürün içinde olan, bütün etkinlikleri ve sergileriizleyen, elinde kamerasıyla fotoğraflar çekip, videoya kaydederek yayınlayan, kendideyimiyle gazetecilik-habercilik yapan ustamızdır, o... “Çarşaf Karikatür Okulu” heyecanını günümüzde, karikatür okulu blog sayfasında da sürdüren Raşit Yakalı, çocuklarla ve gençlerle, karikatür eğitimi için hem internetten hem de birebir çalıştaylarlailetişimde bulunarak, sevgi ve saygıyı fazlasıyla hak ediyor...

FOTO

ĞRA

FLAR:

AZİZ YA

VUZD

OĞAN

Page 30: fenamizah no: 13 / march 2013

30

R Ö P O R T A J / I N T E R V İ E W : 8

by aziz yavuzdoğan

VALERY ALEXANDROV Bulgarian cartoonist

What does a cartoon mean foryou? What do you think about

cartoon?The Cartoon like "fly in amber" - frozenpicture of a moment in life or the cartoonist like “fly in jar”- nocoment.

Does your country appreciateyour cartoons? Do you feel satisfied with the interest towards your cartoons?In Bulgaria like my cartoons. Ihave more than 250 exhibitionson this year 5.

Do you prefer to draw yourcartoons in private or do youdraw anywhere?To Exhibit them anywhere andwithout charge - in Parliament,in Gabrovo House of Humouretc.

Have you experienced any trou-ble because of your cartoons?What happened?Small things - nothing special, even inpolitical cartoons.

What humoristic similarities and differences are there between your countryand other countries?I were a dictatorship / military, political orreligious / authors develop in self-censorship,while circumventing they express the "lan-guage of Aesop's fables." This makes theseschools the best in the world. Glad Turkeyand Bulgaria are among the ten best schoolsin the world cartoon.

Do you think cartoons help to bond thecultural differences among countries?Date! But slowly. Necessary a is to eliminateilliteracy, which easily allows malice and division to reach and communicate humor.

Do you think a cartoonist must contributeto world peace with his/her art?Compulsory ! Like in gymnastics and figureskating - a compulsory and voluntary program.

What do you think about the internationalcartoon contests? Please indicate your reasons.I like them. Play over 100 per year. Rarely winawards because they exude enough time.

Something like the words of Pierre deCoubertin "... it is important to participate."and ideas.

If you had to draw yourself from anothercartoonist’s point of view, what humorous

details would you add to the cartoon?Less PC and more freehand with a freebrush and paint, but no time.

Please write your thoughts and comments about FENAMİZAHmagazine in few words.Fenamizah magazine design is verybalanced product edition for seriouslaughter or funny magazine for serious. It is beautiful and createspleasure for the observer, in a wordcollectors item. Congratulated forwhich the You, Aziz Yavuzdoğan andyour friends !!!

Karikatür sizce nedir?Kısaca bir

tanımlama yapabilir misiniz?Amber içerisinde bir sinek gibidir karikatür.

Karikatürcü de, yaşamın içerisinde donmuşbir resim ya da “kavanozdaki sinek” gibidir.Başka da yorum yok!

Karikatürleriniz yaşadığınız ülkedegereken ilgiyi buluyor mu? Mutlumusunuz?Bulgaristan’da karikatürlerim beğeniliyor.Bugüne kadar 250’den fazla sergi açtım. Buyıl ise 5 sergim oldu.

Karikatür çizerken yalnız kalmayı mı tercih edersiniz? Karikatürlerimi her yerde sergiliyorum zaten,herhangi bir karşılık beklemeden. GabrovoMizah Müzesi’nde filan...

Karikatür çizdiğiniz için başınızın belaya

born 12.09.1953, first newspapers publication 1973, Technical University 1979, work: cartoon,caricature,animation filmetc. Member of Union BG Artists, secretary FECO-BG, with more 200 self exhibitions, Inter/national Awards – cartoons& animation films, Jury, Goodwill Ambassador for Bulgaria ofPDH / Party Dobry Humour – Poland. Main Artist of all Folk “Bean Fest” Raduil / Sofia region, organizer ICC “Mussel & Fish” BULGARIA.

Valery Alexandrov 1953 doğumlu Bulgarkarikatürist. İlk çalışmaları 1973’te yayımlandı.1979 Teknik Üniversite mezunu. UlusalBulgaristan Sanatçılar Birliği ve FECO-BG üyesi.200’den fazla kişisel sergi açtı. Ulusal ve ulus-lararası ödülleri var. Karikatür yarışmalarındajüri üyelikleri yaptı. “Party Dobry Humour”Polonya iyi niyet elçisi.

who is it? kimdir?

Page 31: fenamizah no: 13 / march 2013

girdiği oldu mu? Böyle bir poblemyaşadıysanız lütfen kısaca anlatın.Küçük şeyler yaşandı, politik karikatürlerimnedeniyle. Çok özel şeyler değil.

Ülkenizdeki mizah anlayışı ile dünyadakimizah anlayışı arasında ne gibi evrensel benzerlikler var? İfade özgürlüğü sorunu (askeri, siyasi, dinimeseleler) sanırım her yerde farklı biçimde deolsa aynı. Karikatür biraz da Ezop’un fabl diligibidir ve Bulgaristan ile Türkiye bu konudaen iyiler arasındadır.

Sizce karikatürün uluslararası kültür farklılıklarını birleştirici bir gücü varmıdır?Bu tarihi bir gerçekliktir. İnsanlar arasındaki,kültür arasındaki bazı kin ve ayrımcılığı,cehaleti ortadan kaldırmak kolay olmasa dayavaş yavaş iletişim kurulacaktır.

Karikatürcünün çizgileriyle, dünya barışına ve tüm dünya haklarınınkardeşliğine katkı sağladığına ya da böylebir amacı olması gerektiğine inanıyormusunuz?Zorunlu ve gönüllü bir görevdir bu.Jimnastik yapmak ve artistik patinaj gibi birşeydir.

Uluslararası karikatür yarışmaları hakkında olumlu ya da olumsuz görüşleriniz nelerdir?Yarışmaları seviyorum. Sanıyorum yıldayüzlerce yarışma var. Ödül kazanmak için terdökmek gerekiyor. Fakat, Pierre deCoubertin’in dediği gibi aslında önemli olankatılmak ve fikirlerini paylaşmaktır.

Eğer bir başka karikatürcü gözüyle çizmeniz gerekirse, kendinizi hangi komikyanlarınızla ifade ederdiniz?Bilgisayar tekniğini çok az kullanarak, gerçekbir fırça ve boyama ile her zaman daha özgürbir çizim.

FENAMIZAH hakkında bir kaç cümleyledüşünceleriniz?Fenamizah’ın dergi tasarımı çok iyi ve çokdengeli. Ciddi bir çalışma. Eğlenceli vedüşündürücü karikatürler. İzleyenler açısından zevk yaratıyor. Aziz Yavuzdoğan’ıve arkadaşlarını kutluyorum...

31

VALERY ALEXANDROV - Bulgaria

Page 32: fenamizah no: 13 / march 2013

What does a cartoon mean foryou? What do you think about

cartoon?Drawing is my life passion.

Does your country appreciate your car-toons? Do you feel satisfied with the interest towards your cartoons?Interest of car-toonist in

Poland is very low.

Do you prefer to draw your cartoons inprivate or do you draw anywhere?I like to draw at home.

Have you experienced any trouble becauseof your cartoons? What happened?I’ve never had any problems, because of mycartoons.

What humoristic similarities and differences are there between your countryand other countries?I think that humor and satire know no bor-ders.

Do you think cartoons help to bond thecultural differences among countries?Yes, I think so.

Do you think a cartoonist must contributeto world peace with his/her art?He should but cant be forced the artist

What do you think about the internationalcartoon contests? Please indicate your reasons.

This is a wonderful thing, this is theessence of satire.

If you had to draw yourself fromanother cartoonist’s point of view,what humorous details would youadd to the cartoon?Trend in drawing satire sometimes

make my upset cartoons becomes more likepictures and graphics, in my opinion it’swrong direction.

Please write your thoughts and comments about FENAMİZAH magazinein few words.All over the world we can see lack of satiricalwritings as well in Poland. Fenamizah is verygood. I’m glad that it was created.

Karikatür sizce nedir? Kısaca bir tanımlama yapabilir misiniz?

Karikatür benim için bir tutkudur.

32

R Ö P O R T A J / I N T E R V İ E W : 9

by aziz yavuzdoğan

CZESLAW PRZEZAK Polish cartoonist

Born in Wrocław (09.04.1952). Press debut: year 1986 „ Karuzela „ & „ Eulenspiegel „Cooperation : of about 15 magazines such as Gazeta Wrocławska SkrzydlataPolska, Karuzela, Tygodnik Solidarność.Exhibitions : I attended in many national exhibitions as though prestigious“Satyrykon” in Legnica and many others foreign exhibitions in Bulgaria, Belgium,Czech Republic, England, Turkey, Romania, Russia, Iran, Syria, France and USA. Awards & distinctions: Kaktus 89 - distinction, Janowo 89 - I prize, Bełchatów 89- distinction, Włocławek 99 - distinction, Satyrykon 2010 - award of Director ofThe Warsaw Museum of Caricature, 30th International Nasreddin Hodja CartoonCoontest 2010 - Special Prize of Turkish Radio Television Company, ManufakturaSatyry - Zyrardów 2011 - award of Żyrardów President’s.Hobby : besides cartoon I cultivate oil and pastel painting, my second great pas-sion is aviation - fighters from World War I and gliding, the third – melee weapon,polish sabers, and another - mountains. Other : my works are signed with the sign Solo exhibitions : A large exhibition - ear 1994 Wrocław in „Gallery in the attic”which was organized by mrs. Krystyna Strużyna –Kunecka / artist sculptor /.

1952 Wroclaw (Polonya) doğumlu. İlk çalışmaları 1986'da "Karuzela" ve"Eulenspiegel" gazetelerindeyayımlandı. Bir çok dergide çizdi.Bulgaristan, Belçika, ÇekCumhuriyeti, İngiltere, Türkiye,Romanya, Rusya, İran, Suriye,Fransa ve ABD'de ki bir çok uluslararası yarışma ve sergilerekatıldı, bir çok ödül kazandı.Karikatürün yanısıra yağlı boyave pastel resim çalışmaları dayapan sanatçı bu konuda dabazı sergilere katıldı.

who is it? kimdir?

Page 33: fenamizah no: 13 / march 2013

33

Karikatürleriniz yaşadığınız ülkedegereken ilgiyi buluyor mu? Mutlumusunuz?Ülkemde karikatüre ve karikatürcüye ilgioldukça düşük seviyededir.

Karikatür çizerken yalnız kalmayı mı tercih edersiniz? Evimde çizmeyi seviyorum.

Karikatür çizdiğiniz için başınızın belayagirdiği oldu mu? Böyle bir poblemyaşadıysanız lütfen kısaca anlatın.Herhangi bir sorun yaşamadım.

Ülkenizdeki mizah anlayışı ile dünyadakimizah anlayışı arasında ne gibi evrensel benzerlikler var? Mizahın, hicvin bir sınırı olmadığınıdüşünüyorum.

Sizce karikatürün uluslararası kültür farklılıklarını birleştirici bir gücü varmıdır?Evet. Aynı fikirdeyim.

Karikatürcünün çizgileriyle, dünya barışına ve tüm dünya haklarınınkardeşliğine katkı sağladığına ya da böylebir amacı olması gerektiğine inanıyormusunuz?Evet öyle olmalı. Ancak bu konuda tercihlerede saygı duyulmalı.

Uluslararası karikatür yarışmaları hakkında olumlu ya da olumsuz görüşleriniz nelerdir?Bu harika bir şey. Yarışmalar mizahın özüdür.

Eğer bir başka karikatürcü gözüyle çizmeniz gerekirse, kendinizi hangi komikyanlarınızla ifade ederdiniz?Karikatür bartı yapmaktır. Bazı portre çizim-lerde genel eğilim grafik çizimler olarakgörülüyor. Bence bu yanlış.

FENAMIZAH hakkında bir kaç cümleyledüşünceleriniz?Polonya da dahil tüm dünyada bir mizah der-giciliği eksikliği görülüyor. Fenamizah çok iyi.Onun yayımlanmış olması bizler açısındansevindirici.

N E X T :

Juli Sanchis AguadoSpanish Cartoonist

IvailoTsvetkov

BulgarianCartoonist

CZESLAW PRZEZAK - Poland

Page 34: fenamizah no: 13 / march 2013

34

WESAM KHALIL - Egypt

MAKHMUD ESHONQULOV - Uzbekistan

Page 35: fenamizah no: 13 / march 2013

DAMIR

NOVAK- C

roatia

35

HULE

HANUSIC

- Aus

tria

JIRI SRNA - Czech Republic

Page 36: fenamizah no: 13 / march 2013

36

ALI DIVANDARI - Iran

JULI SANCHIS AGUADO - Spain

Page 37: fenamizah no: 13 / march 2013

37

EL TOTO - Argentina

IVAILO TSVETKOV- Bulgaria

Page 38: fenamizah no: 13 / march 2013

38

EVZEN DAVID - Czech Republic

MILENKO KOSANOVIC - Serbia

Page 39: fenamizah no: 13 / march 2013

39

HENRYK CEBULA - Poland

EVGENY KRAN - Russia

EMRAH ARIKAN - Turkey

CEM KOÇ - Turkey

Page 40: fenamizah no: 13 / march 2013

40

ISTVAN KELEMEN - Hungary

ANATOLIY STANKULOV - Bulgaria DARKO DRLJEVIC - Montenegro

Page 41: fenamizah no: 13 / march 2013

41

W O R D L E S S T H I N G S

aziz yavuzdoganYAZISIZ ŞEYLER

RAQUEL ORZUJ - Uruguay MILAN

ALA

SEV

IC- S

lovenia

ISMAIL

KER

A- C

zech

Rep

ublic

Page 42: fenamizah no: 13 / march 2013

42

P O E T I C

AYMA gülgün çako

“Konuşmak için hissetmenin, anlamak için dinlemenin gerekliolduğu yerde ancak, dost, diyebildiğin bulunur...”

“ İçini dökmekten vazgeçmeyengüneşti ancak...”

“Eldekinin yetmediğine ayaklar yetişir bazen…”

Page 43: fenamizah no: 13 / march 2013

43

ARTURO ROSAS - Mexico

MARINA GORELOVA - Belarus

BV PANDURANGA

RAO- Ind

ia

ZORAN GROZDANOVSKI - Macedonia

Page 44: fenamizah no: 13 / march 2013

44

Page 45: fenamizah no: 13 / march 2013

AHMET ÜMİT AKKOCA - Turkey

45

P O R T R A I T S

PORTRELER

Juri KosobukinWILLEM RASING - Netherland

Juri KosobukinARTURO ROSAS - Mexico

ANDREA PECCHIA - Italy

Page 46: fenamizah no: 13 / march 2013

46

TOSO BORKOVİC - Serbia HASAN EFE - Turkey

VICTOR CRUDU - Moldova

Page 47: fenamizah no: 13 / march 2013

47

Türkücü Türüt’ün, “Lamba Kafa”sı...Rize’de sahne aldığı programda espri yapmaya çalışan İsmail Türüt’ün “LambaKafa” şeklinde seslendiği kişi başsavcı çıktı.Yargıtay’a kadar giderek özür dileyentürkücü, özrü kabahatinden büyük olduğuiçin kendini affettiremedi. Türüt’ün “Bizimoralarda saygın kişilere lamba kafa denir”açıklaması hemşehrisi olduğunu bilmediğibaşsavcıyı daha da kızdırdı. MemleketiRize’de özel bir gecede sahne alan İsmailTürüt, protokol masasını horon tepmeyedavet etti. Tanıdığı isimleri “Sayın valim,sayın milletvekilim” şeklinde saygılı bir üslupla sahneye çağıran Türüt, aynı masadaoturan başsavcıyı tanıyamadı ve kelliğine gönderme yaparak “Uy, lamba kafa sen de

gel” dedi. Ankara ziyaretinde Yargıtay’agiderek “Lamba kafa” dediği savcıdan özürdilemek istedi ama işleri daha da karıştırdı.Başsavcı, eğilip bükülerek “Efendim, sizbenim sözlerimi anlamadınız. Bizim memlekette önde gelen saygın isimlere‘lamba kafa’ denir” diyen Türüt’ü “Ben de Hopa’lıyım. Kimi kandırıyorsun? Özrün kabahatindenbüyük. Asabımı bozmadan çık git”sözleriyle odasından kovdu. (20.04.2005,haberturk.com)•

Canlı yayında tüpçü...Trabzon'da yerel Akça Televizyonu'nda haftada bir yayınlanan ‘‘Müzik Ziyafeti”programını hazırlayan mahalli sanatçı İsaİlhan, geçen haftaki programında Temelfıkralarını aratmayan bir sürprizle karşılaştı.Her programında olduğu gibi izleyici isteklerialmaya başlayan İlhan, canlı telefon bağlantıları yapmaya başladı. Bir kaç telefondan sonra bir bağlantı daha yapan vetürkü isteği almayı bekleyen İlhan, ‘‘İsa abi,ben sizin mahalledeki tüpçü Rıfat.İstediğin tüpü eve götürdük fakat patron,‘veresiye olmaz, parasını alın' dedi. Şimdidükkándayız. Televizyonda seni görüncebunu söylemek için aradım’’ sözleriniduyunca şoke oldu. Neye uğradığını şaşıranİsa İlhan programa beş dakika reklam arasıverdi. (11.03.2004, hurriyetim.com)

MARK LYNCH - Australia

garip ama gerçek olaylar...ŞAKA GİBİ

TURAL HASANLI - Azerbaijan

Page 48: fenamizah no: 13 / march 2013

48

Mart ayında yitirdiğimiz Türk karikatürünün ustalarından Aydın Aliustaoğlu, Mim Uykusuz,

Necmi Rıza Ayça, Nehar Tüblek, Turhan Selçuk,Bülent Düzgit, Hüseyin Mumcu, Burhan Solukçu veMustafa Eremektar’ı sevgi ve saygıyla anıyoruz...

1930 Kırşehir doğumlu Semiramis Aydınlık, 50'li yılların ilk Türk bayan çizerlerindendir.Aydınlık'ın karikatür ve çevirileri Türkiye'de Dolmuş, Taş, Akbaba, Karikatür adlı mizah dergilerinde yayınlandı. 1963'te Almanya’ya yerleşti. Yaşamının son günlerine kadarBerlin'de yayınlanan Zitty adlı dergide çalışmalarını yayınladı. 28 Mart 2008 tarihindeBerlin’de vefat etti. Aydınlık'ın Cenazesi 2 Nisan 2008 Çarşamba günü İstanbul’datoprağa verildi...

Semiramis Aydınlık’ın, Bild’de yayınlanan bir karikatürü. (Ocak, 2003)

GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ...

Yandaki fotoğrafta Semiramis Aydınlık, kendi kuşağı

karikatürcü arkadaşlarıyla...Soldan sağa, Tonguç Yaşar,

Yalçın Çetin, Semiramis Aydınlık,Ferit Öngören, Orhan Enez,

Yurdagün Göker, Nehar Tüblek,(fotoğraf: Yurdagün Göker’inArşivinden,15 Mayıs 1958)

Page 49: fenamizah no: 13 / march 2013

49

ALE

XANDER

DUBOVSKY- U

krain

MUAMMER KOTBAŞ - TurkeyOZAN SOYDAN - Tukey

Page 50: fenamizah no: 13 / march 2013

UÇAN KAÇAN bahadır uçan

50

RAMAZAN ÖZÇELİK- Turkey

Page 51: fenamizah no: 13 / march 2013

51

S I M I L A R C A R T O O N S

BENZER KARİKATÜRLER

Page 52: fenamizah no: 13 / march 2013

52

CAN & ALİ - USA

Page 53: fenamizah no: 13 / march 2013

53

mehmet saim bilge ÜVENDİRE

keziban özkol ÇORAP SÖKÜĞÜ

Page 54: fenamizah no: 13 / march 2013

54

C O N T E S T S

YARIŞMALAR

VAHID KERMANI- Iran

EDUARDO CALDARI - Brasil

Page 55: fenamizah no: 13 / march 2013

55

A M A T E U R S

[email protected]

FENATİKLERkarikatürlerinizi,mizah yaz›lar›n›z›ve di€er çal›flmalar›n›z›[email protected]önderebilirsiniz...

• MELEK DURMUŞ (Turkey)

• AN KE YU (China)

• JIA RUI JUN (China)

• AYTÜL DÖNMEZ (Turkey)

• HARUN TEKDAL (Turkey)

Page 56: fenamizah no: 13 / march 2013