3
SULTAN KÜLLiYESi kuzeyinde üç tuvaJet ve bir lavabo mektep bir örtülüdür. Caddeye bakan cep- hesinde bir evi görülür. Avludaki yer cümle tam Mer- mer cephesinde ya- "h. 1215" tarihi ve lll. Selim'in akant bezeli dir . : istanbul Sebilleri, bul 1938, s. 47; Demiriz, Eyüp'te Türbeler, Ankara 1989, s. 77-79; Önkal, nedan Türbeleri, Ankara 1992, s. 246-251; a.mlf., "Eyüp ve Sultan Türbelerinin Ki- tabeleri Meselesi", Tari- hi, Kültürü ve Eyüpsultan Sempozyu- mu V: s . 122-125; Meh- met Nermi Haskan, Eyüp Tarihi, 1993, 265-268; ll, 27, 144, 157,216-217,220-221, 236; Affan Egemen, istanbul'un ve Se- billeri, 1993, s. 777-779; Ömer Faruk Su Güzeli: istanbul Sebilleri, 1995, s. 132-133; Süleyman Berk, "Eyüpsultan'- da Celi Sülüs Tarihi, Kültürü ve Eyüpsultan Sempozyumu V: ler, 2002, s. 109- ll O; H. Örcün "Eyüpsultan'da a.e., s. 72-75; a.mlf., Geç Dönem nin Eyüpsultan'dan Seçkin Örnekleri", a.e. VJJ: 2003 , s. 84-89; Fahrettin Mektebleri ve Eyüp'teki Mektebleri", a.e., VIII: 2004, s. 132-133; Kuban. Mimarisi, tanbu12007, s. 548-550; Behçet Ünsal, "istanbul Türbeleri Üzerinde Stil VD, sy. 16 ( 1982). s. 88; Hale Tokay. Sultan Külliyesi", DBist. A, VII, 127. li] SEVGi PARLAK L ( :;, ) Ebu Abciiiaziz Kutbüdd!n Veliyyullah Ahmed b. Abdirrahlm b. Veemidelin ed-Dihlevi (ö. ll 76/ 1762) alim ve _1 14 1114 (3 Mart 1703) tarihinde Delhi Muzaffemagar'da du. Soyu baba Hz. ömer'e, an- ne Musa ula- VII . (XIII.) Hin- distan'a bir aileye mensuptur. dair kaynaklarda yer alan bilgi- ler daha çok Entô.sü '1- 'ô.rifin eserin- deki otobiyografisine De- desi Veclhüddin ile Abdürrahim , Delhi olup her ikisi de e1-Fe- tô.va'1-Hindiyye'yi (el-Alemgiriyye) layan heyette yer Muham- med Pühlet'l'nin olan annesi Fahrün- nisa da dini ilimiere Veliyyul- 260 lah küçük ezberledi. renimini gördü. Hindis- tan'da kendisinden en çok istifade Muhammed Efdal es-SiyalkQ- t'l'dir. Henüz on dört iken seyrü sü!Okünü tamamlayarak bir olan intisap etti ve ölümün- den önce ondan hilafet ve- ( sonra onun Rah'lmiyye Medresesi'nde ders akutmaya On iki süren bu faaliyet netice- sinde çevresinde bir talebe halka- Veliyyullah on dört iken evlendi ve bu Muhammed dün- yaya geldi. üzerine Sey- yid Senaullah Pan'lpet'l'nin nikah- Hindistan'da dini fa- aliyetini kendisinden sonra sürdürecek olan Abdülaziz, Refiuddin, Abdülkadir ve Abdülgani ile Emetülaziz bu ha- 1143'te 731 ) hac va- zifesi ni ifa etmek Mek- ke ve Medine'de on dört ay Bu özeUikle hadisle ilgilendi, ilimierin bilgilerini art- talebe okuttu. Onun, Medine'deki EbQ Tahir Muham- med b. el-Kürdi'nin ilmi ve tasav- vufi önemli derecede etkilen- belirtir. Hindistan'a dönünce Rahi- miyye Medresesi'nde yeniden ders okut- maya daha çok hadis ve tefsir ilim- lerine verdi. zamanda artan medrese kafi gelmeyince Sultan Muhammed des- kendisine daha bir bina tah- sis edildi. Delhi Darülu!Qmu diye bulan medrese, Hindistan'daki üç (Delhi, Lek- nev, Haydarabad) tefsir ve hadise veren önemli birimini ve bir da- rülhadis vazifesi gördü (bk. DARÜLULÜM) . Veliyyullah 29 Muharrem 1176 (20 1762) tarihinde Delhi'de vefat et- ti ve Eski Delhi'deki Münhediyan defnedildi. Eserleri. Arapça ve Farsça bilen, ve!Qd bir müellif olan bu iki dil- de pek çok eseri Kesin tesbit edilemeyen eserlerinin önemlileri Tefsir. 1. Fet]]. u 'r-ra]J.mô.n fi tercemeti'1-Kur' ô.n. Farsça bir Kur'an tercümesidir. kay- naklarda eserin, Muhammed b. Abdullah b. Korkmas'a ait (ö. 882/1477) Fet]J.u'r-ra]J.mô.n fi tefsiri'1-Kur'ô.n Arapça '<:-;çunun, ll , 232- Farsça tercümesi kaydedil- mekteyse de (Hamldullah. s. yeni ça- eserin Dihlev'l'ye ait or- taya (Ahmad Khan, Y/ 1 s. 37-44) . müellifin ( eserin için bk. World Bibliography, s. 356-362) yeni de (me- sel.§ Karaçi Mevlana Muhammed Hayreddin Hind'l Hay- darabadi et- Tefsirü '1-Cemô.li a1e't-tenzili'l-celô.1i Türk- çe tercümesi dört cilt halinde (Bulak 1294; için bk. Muhammed Ham!dullah. s. 3 World Bibliography, s. 464-465). Z. Mu]faddime der Fenn-i Terceme-i Kur'ô.n (Mukaddime fi kava- nini 't-terceme). Kur'an mütercimlerinin dikkat etmesi gereken hususlara dair bir risaledir. Sevharevi eseri Ur- duca'ya (Burhan, XY/4 1945]. S. 232-248; /\V/ 5 S. 294-300) . 3. e/- Fevzii'J-kebfr* fi bas- ve tercümeleri bulunan Farsça muh- tasar bir eserdir (Delhi 296, mü- tercimlerce Arapça tercümeleri için bk. Feuzü'l-kebir, T. tre. Mehmed So- s. Brockelmann, ll, Ese- rin Arapça tercümelerinden biri Süleyman el-Hüseyni en-Nedvi (Beyrut e1-Fevzü'1-kebir'i Mehmet adla Türkçe'ye 1980) . 4. Fet]J.u'1-i)abir bimô.1ô. büdde min ?:lhi fi 'ilmi't-tefsir. e1-Fevzü'1-kebir'in tekmilesi kabul edilen risale özellikle Ab- dullah b. gar'lbü'l-Kur'an'la ilgili içerir (Leknev 1314). e1-Fevzü'I-kebir ile bas- (Kahire 1295; Delhi 296). S. fi rumuzi Kerim'deki pey- gamber dair tasawufi yorum- içeren bir eser olup Gulam Mustafa el- (Hayda- rabad 1966). Eseri J. M. S. Baljon, A Mysti- cal Interpretation of Prophetic Ta1es by an Indian Muslim: Shö.h Wali Allah's Ta'wil a1-Ahö.dith (Lei- den G. N. Jalbani Sind'l diline (Hay- darabad 1964) ve (Ta'wil al- Ahadith, Lahore tercüme Hadis. 1. e1-Erba'in. Müellifin Medine'- de EbQ Tahir Mu- hammed el-Meden'l'den Hz. Ali'ye senedli hadisi içer- mektedir Enver Muhammed!. Lek- nev 2. fi mü- (Delhi hadis bir (Delhi Ahmed ki Urduca tercümesiyle

fi - cdn.islamansiklopedisi.org.trdesi Veclhüddin ile babası Abdürrahim, Delhi ulemasından olup her ikisi de e1-Fe tô.va'1-Hindiyye'yi (el-Alemgiriyye) hazır layan heyette yer

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: fi - cdn.islamansiklopedisi.org.trdesi Veclhüddin ile babası Abdürrahim, Delhi ulemasından olup her ikisi de e1-Fe tô.va'1-Hindiyye'yi (el-Alemgiriyye) hazır layan heyette yer

ŞAH SULTAN KÜLLiYESi

kuzeyinde üç tuvaJet ve bir lavabo vardır. Ahşap tavanlı mektep kurşun kaplı kırma bir çatıyla örtülüdür. Caddeye bakan cep­hesinde bir kuş evi görülür. Avludaki yer cümle kapısının tam karşısındadır. Mer­mer çeşmenin cephesinde "maşallah" ya­zısı, "h. 1215" tarihi ve lll. Selim'in tuğrası vardır. Çeşme aynası akant yapraklarıyla bezeli dir.

BİBLİYOGRAFYA :

İzzet Kumbaracılar, istanbul Sebilleri, İstan­bul 1938, s. 47; Yıld ı z Demiriz, Eyüp'te Türbeler, Ankara 1989, s. 77-79; Hakkı Önkal, OsmanlıHa­nedan Türbeleri, Ankara 1992, s. 246-251; a.mlf., "Eyüp Mihrişah ve Şah Sultan Türbelerinin Ki­tabeleri ışığında Mihrişah Kadın Meselesi", Tari­hi, Kültürü ve Sanatıyla Eyüpsultan Sempozyu­mu V: Tebliğler, İstanbul2002, s . 122-125; Meh­met Nermi Haskan, Eyüp Tarihi, İstanbul 1993, ı, 265-268; ll, 27, 144, 157,216-217,220-221, 236; Affan Egemen, istanbul'un Çeşme ve Se­billeri, İstanbul 1993, s. 777-779; Ömer Faruk Şerifoğlu, Su Güzeli: istanbul Sebilleri, İstanbu l 1995, s. 132-133; Süleyman Berk, "Eyüpsultan'­da Celi Sülüs Kuşak Yazılar", Tarihi, Kültürü ve Sanatıyla Eyüpsultan Sempozyumu V: Tebliğ­ler, İstanbul 2002, s. 109-ll O; H. Örcün Barışta, "Eyüpsultan'da Kuşevleri", a.e., s. 72-75; a.mlf., "Osmanlı imparatorluğu Geç Dönem Ağaç İşleri­nin Eyüpsultan'dan Seçkin Örnekleri", a.e. VJJ: Tebliğler, İstanbul 2003, s. 84-89; Fahrettin Bozdağ, "Sıbyan Mektebleri ve Eyüp'teki Sıbyan Mektebleri", a.e., VIII: Tebliğler, İstanbul 2004, s. 132-133; Doğan Kuban. Osmanlı Mimarisi, İs­tanbu12007, s . 548-550; Behçet Ünsal, "istanbul Türbeleri Üzerinde Stil Araştırması", VD, sy. 16 ( 1982). s. 88; Hale Tokay. "Şah Sultan Külliyesi",

DBist.A, VII, 127. li] SEVGi PARLAK

L

ŞAH VELİYYULLAH ( 4iı1 :;, QL!ı )

Ebu Abciiiaziz Kutbüdd!n Şah Veliyyullah Ahmed b. Abdirrahlm

b. Veemidelin ed-Dihlevi el-Hırükı (ö. ll 76/ 1762)

Hindistanlı alim ve ıslahatçı. _1

14 Şewal 1114 (3 Mart 1703) tarihinde Delhi şehrine bağlı Muzaffemagar'da doğ­du. Soyu baba tarafından Hz. ömer'e, an­ne tarafından İmam Musa el-Kazım'a ula­şır. VII. (XIII.) yüzyılın sonlarına doğru Hin­distan'a yerleşmiş bir aileye mensuptur. Hayatına dair kaynaklarda yer alan bilgi­ler daha çok Entô.sü '1- 'ô.rifin adlı eserin­deki otobiyografisine dayanmaktadır. De­desi Veclhüddin ile babası Abdürrahim, Delhi ulemasından olup her ikisi de e1-Fe­tô.va'1-Hindiyye'yi (el-Alemgiriyye) hazır­layan heyette yer almıştı. Şeyh Muham­med Pühlet'l'nin kızı olan annesi Fahrün­nisa da dini ilimiere vakıftı. Şah Veliyyul-

260

lah küçük yaşta Kur'an'ı ezberledi. İlk öğ­renimini babasının yanında gördü. Hindis­tan'da kendisinden en çok istifade ettiği hacası Şeyh Muhammed Efdal es-SiyalkQ­t'l'dir. Henüz on dört yaşında iken seyrü sü!Okünü tamamlayarak bir Nakşibend'l şeyhi olan babasına intisap etti ve ölümün­den önce ondan hilafet aldı. Babasının ve­fatından ( I ı 3l/ı719) sonra onun kurduğu Rah'lmiyye Medresesi'nde ders akutmaya başladı. On iki yıl süren bu faaliyet netice­sinde çevresinde geniş bir talebe halka­sı oluştu. Şah Veliyyullah on dört yaşında iken dayısı Ubeydullah'ın kızıyla evlendi ve bu hanımından Muhammed adlı oğlu dün­yaya geldi. Hanımının vefatı üzerine Sey­yid Senaullah Pan'lpet'l'nin kızıyla nikah­landı. Hindistan'da başlattığı dini irşad fa­aliyetini kendisinden sonra sürdürecek olan oğulları Abdülaziz, Refiuddin, Abdülkadir ve Abdülgani ile Emetülaziz adlı kızı bu ha­nımından doğdu. 1143'te (ı 731 ) hac va­zifesi ni ifa etmek amacıyla gittiği Mek­ke ve Medine'de yaklaşık on dört ay kaldı. Bu sırada özeUikle hadisle ilgilendi, İslami ilimierin diğer dallarındaki bilgilerini art­tırdı, ayrıca talebe okuttu. Onun, hocaları arasında Medine'deki EbQ Tahir Muham­med b. İbrahim el-Kürdi'nin ilmi ve tasav­vufi hayatından önemli derecede etkilen­diğini belirtir. Hindistan'a dönünce Rahi­miyye Medresesi'nde yeniden ders okut­maya başladı, daha çok hadis ve tefsir ilim­lerine ağırlık verdi. Kısa zamanda sayıları artan öğrencilerine medrese binası kafi gelmeyince Sultan Muhammed Şah'ın des­teğiyle kendisine daha geniş bir bina tah­sis edildi. Sonraları Delhi Darülu!Qmu diye şöhret bulan medrese, Hindistan'daki üç değişikdinleğitim geleneğinin (Delhi , Lek­nev, Haydarabad) tefsir ve hadise ağırlık veren önemli birimini oluşturdu ve bir da­rülhadis vazifesi gördü (bk. DARÜLULÜM) .

Şah Veliyyullah 29 Muharrem 1176 (20 Ağustos 1762) tarihinde Delhi'de vefat et­ti ve Eski Delhi'deki Münhediyan Mezarlı­ğı'nda babasının yanına defnedildi.

Eserleri. Arapça ve Farsça bilen, ve!Qd bir müellif olan Şah Veliyyullah'ın bu iki dil­de yazıldığı pek çok eseri bulunmaktadır. Kesin sayısı tesbit edilemeyen eserlerinin önemlileri şöylece sıralanabilir: Tefsir. 1. Fet]]. u 'r-ra]J.mô.n fi tercemeti'1-Kur' ô.n. Farsça bir Kur'an tercümesidir. Bazı kay­naklarda eserin, Nasırüddin Muhammed b. Abdullah b. Korkmas'a ait (ö . 882/1477) Fet]J.u'r-ra]J.mô.n fi tefsiri'1-Kur'ô.n adlı Arapça kitabın (Keşfü '<:-;çunun, ll , ı 232-ı233) Farsça tercümesi olduğu kaydedil­mekteyse de (Hamldullah. s. ı3ı) yeni ça-

lışmalar eserin Dihlev'l'ye ait olduğunu or­taya koymuştur (Ahmad Khan, Y/ 1 ı ı982].

s. 37-44) . İlk baskısı müellifin hayatında gerçekleştirilen ( ıl56/ l743) eserin (diğer baskıları için bk. World Bibliography, s. 356-362) yeni neşirleri de yapılmıştır (me­sel.§ Karaçi ı98 3 ). Fet]J.u'r-ra]J.mô.n'ın

Mevlana Muhammed Hayreddin Hind'l Hay­darabadi tarafından et-Tefsirü '1-Cemô.li a1e't-tenzili'l-celô.1i adıyla yapılan Türk­çe tercümesi dört cilt halinde basılmıştır (Bulak 1294; tanıtımı için bk. Muhammed Ham!dullah. s. ı 3 ı ; World Bibliography, s. 464-465). Z. Mu]faddime der Fenn-i Terceme-i Kur'ô.n (Mukaddime fi kava­nini 't-terceme). Kur'an mütercimlerinin dikkat etmesi gereken hususlara dair bir risaledir. Hıfzurrahman Sevharevi eseri Ur­duca'ya çevirmiştir (Burhan, XY/4 ı 1945]. S. 232-248; /\V/5 ıı945]. S. 294-300) . 3. e/­Fevzii'J-kebfr* fi uşuli't-tefsir. Çeşitli bas­kıları ve tercümeleri bulunan Farsça muh­tasar bir eserdir (Delhi ı 296, değişik mü­tercimlerce yapılmış Arapça tercümeleri için bk. Feuzü'l-kebir, T. tre. Mehmed So­fuoğlu, s. ı ı8; Brockelmann, ll, 6ı4). Ese­rin Arapça tercümelerinden biri Süleyman el-Hüseyni en-Nedvi tarafından gerçekleş­tirilmiştir (Beyrut ı405/1984, ı407 / ı987) e1-Fevzü'1-kebir'i Mehmet Sofuoğlu aynı adla Türkçe'ye çevirmiştir (İstanbul 1980). 4. Fet]J.u'1-i)abir bimô.1ô. büdde min ]J.ıi­?:lhi fi 'ilmi't-tefsir. e1-Fevzü'1-kebir'in tekmilesi kabul edilen risale özellikle Ab­dullah b. Abbas'ın gar'lbü'l-Kur'an'la ilgili açıklamalarını içerir (Leknev 1314). Ayrıca e1-Fevzü'I-kebir ile yapılmış değişik bas­kıları bulunmaktadır (Kahire 1295; Delhi ı 296). S. Te 'vilü'1-e]J.ô.diş fi rumuzi ]fı­şaşi'I-enbiyô.'. Kur'an-ı Kerim'deki pey­gamber kıssalarına dair tasawufi yorum­ları içeren bir eser olup Gulam Mustafa el­Kasım! tarafından neşredilmiştir ( Hayda­rabad 1966). Eseri J. M. S. Baljon, A Mysti­cal Interpretation of Prophetic Ta1es by an Indian Muslim: Shö.h Wali Allah's Ta'wil a1-Ahö.dith adıyla İngilizce'ye (Lei­den ı973), G. N. Jalbani Sind'l diline (Hay­darabad 1964) ve İngilizce 'ye (Ta'wil al­Ahadith, Lahore ı973) tercüme etmiştir.

Hadis. 1. e1-Erba'in. Müellifin Medine'­de bulunduğu sırada hacası EbQ Tahir Mu­hammed el-Meden'l'den aldığı, Hz. Ali'ye ulaşan muttasıl senedli kırk hadisi içer­mektedir (nşr. Enver Muhammed!. Lek­nev 1 3 ı9) . 2. ed-Dürrü'ş-şemin fi mü­beşşirô.ti'n-nebiyyi'l-emin (Delhi ı890) .

Kırk hadis alanındaki diğer bir çalışması­dır (Delhi ı890). Ayrıca İkbal Ahmed FarCı­ki tarafından yapılan Urduca tercümesiyle

Page 2: fi - cdn.islamansiklopedisi.org.trdesi Veclhüddin ile babası Abdürrahim, Delhi ulemasından olup her ikisi de e1-Fe tô.va'1-Hindiyye'yi (el-Alemgiriyye) hazır layan heyette yer

birlikteyayımlanmıştır (Pakistan[?]. ı 368) 3. Şerlw teracimi ebvabi ŞaJ:ıiJ:ıi'l-Bu­

J].ari (Haydarabad ı 32 ı ; n şr Şe re fedd in

Osman, Haydarabad ı 402/ 1 982). 4. el-İr­şad ila mühimmati 'ilmi 'l-isnad. Dihle­vl'nin hac dönüşünde kaleme aldığı bir ri­saledir (Del hi I 889). Müellifin Risc'lle-i Ba­si ta fi'l-esanid adlı Farsça bir risalesinin bulunduğu da kaydedilmektedir. s. el-Mu­şaffa Şer]J.u'l-Muvatta'. imam Malik'in eseri için yazılmış Farsça bir şerhtir. Mü­ellif kitabın Yahya b. Yahya el-Leysl rivaye­tini esas alarak önce içerdiği hadisleri fıkıh kitaplarındaki tertibe göre sıralamış , ar­dından bunlarla ilgili ayetleri Farsça ter­cümeleriyle birlikte eklemiş, ayrıca bazı ga­rlb kelimeleri açıklamıştır (1 , Delhi , ts.; ll , Del hi ı 293/1 876 ). el-Muşafta'nın Urdu ca iki muhtasar tercümesi bulunmaktadır (Al-Rahim, V5 [I 963 ]; nşr. S Abdullah, Kal­küta ı 294) . 6. el-M üsevva ii e]J.Qdişi 'l­

M uvatta'. el-Muvatta'ın Arapça şerhi sa­yılabilecek bu çalışmada eserden faydala­nacak olanlara çeşitli kolaylıklar sağlan­mış, Maliki fıkhına aykırı olan bazı Hanefi ve Şafii görüşlerine de yer verilmiştir (Del­hi 1876; Beyrut 1403/1983).

Akaid ve Kelam. 1. el- 'Ajpdetü 'l-]J.ase­ne (Hüsnü'l-'akide) (Leknev I 962). S. See­cad Ali Asifabadl tarafından Urduca'ya çev­rilmiştir (Aliga rh , ts.). 2. Kurretü'l-'ay­neyn ii tafçlili'ş-ŞeyJ].ayn . Şia'nın Hz. Ebu Bekir ile Ömer'e yönelik itharniarına ce­vap veren Farsça bir eserdir (Del hi ı 320; Lahor ı 976) Ahmed Ali'nin yaptığı Urduca tercümesi altı cilthalinde neşredilmiştir (1 , IV, VI, Luknov l 296; ll , lll , V, Agra I 295 ). 3. el-M u]faddimetü's-seniyye fi 'l-intişar

li'l-fır]fati's-Sünniyye (Delhi , ts ). imam-ı Rabbant'nin bazı Şii alimlerinin aşırı görüş­lerine cevap mahiyetindeki (Risale der) Redd-i Revatız adlı eserinin Arapça ter­cümesi ve şerhi olup Şah Veliyyullah 'ın Me­dine'deki hacası Şeyh Ebu Tahir'in ricası

üzerine kaleme alınmıştır. 4. İzalet ü'l-l]a­ta' 'an l]ilateti'l-JJ.uleta' ( Birl ll ı 286/1869; Lah or ı 976). Siyasi otoritenin hilafetten saltanata dönüşmesi hakkında önemli bir eser kabul edilen bu Farsça risalenin biri Abdüşşekur Faruki (Leknev ı 329). diğeri Abdüşşekur Faruki, inşaallah Kandehlevi ve Hamidürrahman Kandehlevi (HI, Kara­çi, ts.) tarafından gerçekleştirilmiş Urdu­ca tercümeleri bulunmaktadır.

İslam Hukuku. 1. 'İ]fdü'l-cid ii af:ıka­mi'l-ictihad ve't-ta]flid (Delhi ı 344) . Ese­ri Sacidürrahman Sıddlki Kandehlevi Ur­duca'ya tercüme etmiş (Kara çi ı 379). ba­zı bölümlerini Muhammed Davud Rehber

ingilizce'ye çevirmiştir (MW, LV/4 [ı 955 1, s. 346-3 58) . Eserin Türkçe tercümesi Hay­reddin Karaman tarafından gerçekleşti­rilmiştir (İctihad, Takltd ve Tel{fk Üzerine Dört Risale adlı eser içinde, İ stanbul I 982, s. ı 5 ı -222 ). 2. el-İnşa! ii beyani sebe­bi 'l-il]tilaf beyne'l-fu]faha'i v e '1-m üc­tehidin (Del hi ı 308; nş r. Abdülfettah Eb O Gudde, Beyrut 1977; Beyrut , ts., l , 140-l 62, Hüccetullahi ' l-baliga içinde; Kahi ­re ı 978) . Risalenin çeşitli Urduca tercü­meleri bulunmaktadır (Hayret Dihlevl , Delhi , ts.; M. AbdüşşekOr FarOki , Lek­nev, ts .; Sadreddin Islahi, RampOr ı 952). Şükrü Özen eseri Türkçe'ye tercüme et­miştir (Mezhep/erin Doğuşu ve İctihad Tar­tışması baş lı klı eser içinde, İ stanbul I 987, S. 43- J] 5).

Tasavvuf ve İslam Felsefesi. 1. Jfücce­tullahi'l-biiliğa*. Dini hükümlerin hikmet­lerine dair olan eserin birçok baskısı (nş r.

M. ŞerlfSükke r, Beyrut 1412/1 992) ve Ur­duca, Türkçe, İngilizce tercümeleri yapıl­mıştır. 2. el-Büdurü'l-bı'lziga. Bir giriş ve üç bölümden meydana gelen tasawuf. hikmet-i teşri' , kelam ve İslam felsefesiy­le ilgili olan eser Hindistan'da Meclis-i ilmi tarafından yayımlanmıştır (ı 935) Eserin Şah Veliyyullah Akademisi tarafından ger­çekleştirilmiş bir baskısı daha bulunmakta­dır (Haydarabad ı 970). er-Ra]J.im dergisi editörünce yapılan kısmi Urduca tercüme­si bu dergide neşredilmiştir (ll l O [March 1 964 ]. s. I 7-30) 3. el-Kav lü'l-cem i l ii beyani sev a'i's-sebil. Hindistan'da çok sayıda mensubu bulunan Nakşibendiyye ,

Kadiriyye ve Çiştiyye'deki seyrü süluk actab ve erkanı hakkında olup (Kahire ı 290) çe­şitli Urduca tercümeleri vardır (Hürrem Ali, Bombay, ts; Ali Bahal Şeref Ali , Bom­bay, ts.; Muhammed SürQr, Lahor 1 946). 4. et-Tefhimatü 'l-ilahiyye. Tasawufve kelam alanında müellife yöneltilen sorula­ra verdiği cevaplardan oluşmaktadır (H in­d istan [?] ı 35 5/1 936; nş r. Gulam Mustafa e l- Kasım!, Haydarabad ı 387/ l 967) s. El­tatü 'l-]fuds ii leta'ifi'n-nefs (Delh i, ts.; Gujranvala 1964). Farsça olan eseri Hakim Muhammed Musa Urduca'ya (Lah or ı 975), G. N. Jalbani İngilizce'ye (The Sacred Know­ledge of the Higher Functions of the Mind, London ı 982) tercüme etmiştir. 6. Lem e­]J.at. Mutasawifenin varlık felsefesine da­irdir ( n ş r. Gulam Mustafa el -Kasım!, Hay­darabad, ts. [Şah Veliyyullah Akademisi]) . İngilizce çevirisi G. N. Jalbani tarafından gerçekleştirilmiştir (Haydarabad ı 970 ). 7. es-Seta'at (Haydarabad ı 964 ). Dihlevi'nin mutasawıflara ait kozmoloji görüşlerini özetiediği bu eserini de G. N. Jalbani ingi-

SAH VELiYYULLAH

lizce'ye tercüme etmiş (Haydarabad ı 970) , G. N. Jalbani'nin bu iki çevirisi, D. B. Fry tarafından Sufism and the Islamic Tradi ­tion: Lamahat and Sataat of Shah Wali­ullah adıyla yeniden yayımlanmıştır (Lon­don 1980) B. el-Hem e' at (Haydarabad ı 964). Allah' a ulaşmanın yollarını anlatan Farsça bir eser olup Muhammed SürGr ta­rafından yapılmış Urduca tercümesi yanın­da (Lahor ı 946). Urduca bir tercemesi da­ha bulunmaktadı r ( Taşavvuf ki Hakikat aur uska Felsefe-i TarTI], Deoband 1 969). 9. el-ljayrü'l-keşir ev l]aza'inü'l-]J.ikme (n ş r. Ahmed Ferld ei-Mezldl, Beyrut 2008) .

Biyografi, Vasiyetname. 1. Enfasü '1-'ari­l in . Dihlevi'nin aile büyükleri ve hocalarıy­la ilgili eseridir. "ei-Cüz,ü'l-latif fi terceme­ti'l-cabdi'z-za<if" adlı bölümü müellifin oto­biyografisini içermektedir (Delhi 1897 , ı 335) Seyyid Muhammed FarGki el-Ka­diri tarafından Urduca'ya tercüme edilen eseri (La hor 1974; Deoband, ts) Hidayet Hüseyin İngilizce 'ye çevirmiştir ("The Per­sian Autobiography of Shah Waliullah al­Rahim al -Dihlavi ", Journal of Asiatic So­ciety ofBengal, XN [ 19 1 2J, s. 162- l 75). 2. Şah Veliyy ullah ke Si yasi MektUbı'l t

(Shah Wali Allah 's Political Letters). Mü­ellifin HalikAhmed Nizami tarafından bir araya getirilen mektuplarıdır (Aiigarh ı 95 ı ,

Urduca tercümesiyle birlikte Farsça me­tin; Del hi 1 969) . 3. el-Ma]faletü 'l-vaçi'iy ­ye fi'n-naşi]J.a ve'l-vaşıyye. Şah Veliyyul­lah'ın islam hukukunun çeşitli konuları ve ekolleri. tasavvufla ilgili düşünceleri ve Hint­İslam toplumunun kültürel durumu hak­kındaki tesbitlerini içeren sekiz risaleden ibaret vasiyetname niteliğinde Farsça bir eserdir. Dihlevi'nin görüş ve düşünceleri­ni topluma benimsetmek için özellikle bu kitaba şerhler yazılmıştır. Şarihler arasın­

da öğrencisi Kadı Seni'luilah Panipetl. Nev­vab Sadık Hasan Han ve Urdu şairi Saadet Yar Han Rengin sayılabilir (Hafeez Malik, "Shah Wali Allah's Last Testamet: al -Ma­qala al-Wadiyya fı al-Nasıha wa al-Wasiy­ya", MW, LXIII/2 [I 9731. s. 105- 1 18). 4. Ri­sale-i Danişmendi. Eğitim ve öğretim metotlarından bahseden bu eseri (Delhi ı 32 ı ) M. İkram Nedvi "UşGiü'd-dirase ve't­ta<lim" başlığıyla Arapça'ya tercüme etmiş ( Baf:ışü ' l-İs lamr, XXV!l/4 [Leknev 14031), eserin Urduca tercümesi er-Ra]J.im der­gisinde yayımlanmıştır (11 /4 [ı 964J, s. 5-ı ı ). Şah Veliyyullah'ın ayrıca es-Sırru 'l­

m ektUm ii esbı'lbi tedvini 'l- 'ulUm (Del­hi 132 ı ; Urduca tercümesi EbG ihya imam Han ta rafından yapılmıştır [A l-Rahim, 11/ 2 [ 19641 , s. 5- ı ı ı) ve Divan-ı Şah Veliyyul­lah ( İ s hak b. Muhammed İrfa n ta rafından

26~

Page 3: fi - cdn.islamansiklopedisi.org.trdesi Veclhüddin ile babası Abdürrahim, Delhi ulemasından olup her ikisi de e1-Fe tô.va'1-Hindiyye'yi (el-Alemgiriyye) hazır layan heyette yer

ŞAH VELiYYU LLAH

toplanan şiirler Leknev'de Nedvetü'l-ule­ma Kütüphanesi'nde bulunmaktadır) adlı eserleri vardır.

Literatür: Ali Muhammed Fakir, Ifa­yô.t-ı Ifüccetü'l-İslô.m (Delhi I 962); Ab­dul QayyGm Mazaharl. Shah Wali-Allah Muhaddith Dihlavi (Kanpür 1967); İsmail Godharaw'i, Wali Allah (Lahor ı 968); Mah­mud Fazle, A Study of Life and Works of Shah Wali Allah (Haydarabad 1972); Muhammed Rahlm Baksh, }fayô.t-ı Veli (Lahor 1972); A. D. Muztar, Shah Wali Allah: A S aint - Scholar of Muslim ln­dia ( Islamabad I 979); S. A. A. Rizvi, Shah Wali-Allah and his Times: A Study of Eighteenth Century Islam, Politics and Society in India (Canberra-Austra lia 1980); G. N. Jalbani, Life of Shiih Waliul­liih (Del hi ı 98 ı); Ebü'l-Hasan Ali en-N ed­vi, el-İmô.m ed-Dihlevi (Küveyt 1405/ I 985 [ Ricalü '1-flkr ve' d-da' ve fl'l-İslam se­risinin N. cildi olarak yayımlanan eser Yu­suf Karaca tarafından İslam Önderleri Ta­rihi Şah Veliyyullah Dehleui 5 adıyla ter­cüme edilmiştir, istanbul 19921); A. J. Ha­lepota. The Practical Theology and Et­hics ot Shah Waliullah of Delhi (dok­tora tezi, 1949, Oxford Üniversitesi); Abd ei-Hamid Abd el-Aal, Gad, The Universe and Man in Islamic Thought: Caniribu­tion of Shiih Waliullö.h of Delhi (1703-1762) (doktora tezi, 197 I -72, London SOAS); M. ı. Al-Qeisi, Same Religious and Political Aspects of Thought of Shah Wali Alliih of Delhi 1703-1762 (doktora tezi , 1977, Manchester Üniversi­tesi); Marcia K. Hermansen, Shö.h Wali Allö.h's Theory of Religion (doktora te­zi, 1982, Chicago Üniversitesi); A. J. Ha­lepota, Philosophy of Shiih Wali Ullö.h (Lahor, ts); G. N. Jalbani, Teachings of Shö.h Wali Ullah (Lahor 1973); J. M. S. BaUdon, Religion and Thought of Shah Wali Allah Dihlawi 1703-1762 (Leiden 1986). Şah Veliyyullah'ın Urduca ve İngi­lizce pek çok makalesiyle ilgili olarak ya­yımlanmış bibliyografik çalışmalar bulun­maktadır (mesela bk. Kabir Ahmad Khan, "A Select Bibliography of Writings by and about Shah Wali-Allah Dihlavı in English and Urdu", MWBR, VII/1 [1986). s. 56-65; M. K. Herman sen, "The Current State of Shah Wali Allah Studies", HI, Xl/3 [1988]. s. I 7-30)

BİBLİYOGRAFYA :

Şah Veliyyullah ed-Dihlevi, el-Fevzü 'l-kebir fi uşü­li't-te{sir (tre. Selman el-Hüseynl en-Nedvl). Bey­rut 1407/1987, s. 7-14; a.e. (tre. Mehmed Sofuoğ­lu). İstanbul 1980, s. 118; a.mlf .. fjüccetullahi'l­baliga (nşr. M. Şerif Sükker). Beyrut 1990, s. 5-18; Keşfü'?-?Unün, ll, 1232-1233; Brockelmann,

262

GAL Suppl., ll, 614-615; Abdülhay el-Hasenı. N üz­h e tü 'l-i]avatır, Vl, 398-415; Muhammed Hami­dullah, Kur'an-ı Kerim Tarihi ve Türkçe Tefsirler Bibliyoğra{yası (tre. Macit Yaşaroğlu). İstanbul 1965, s. 131; İctihad, Taklid ve Telfik Üzerine Dört Risale (haz. Hayreddin Karaman), İstanbul 1971, s. 139-149; A. D. Muztar, Shah WaliAllah: A Saint-Scholar of Muslim lndia, Islamabad I979; Fazlurrahman. İslam (tre. Mehmet Dağ- Mehmet Aydın). Ankara 1981, s. 187, 253 vd.; a.mlf., İs­lam ve Çağdaşlık (tre. Alpaslan Açıkgenç- M. Hayri Kırbaşoğlu) , Ankara 1990, s. 121, 125; Ab­dülhayel-KeWinJ, Fihrisü'l-fehiiris, ll , I119-1121 ; Ebü'l-Hasan Ali en-Nedvi, el-İmam ed-Dihlevi, Kü­veyt 1405/I985; World Bibliography o{Transla­tions of Meanings of the Holy Qur'an (haz. İ s­met Binark- Halit Eren) , İstanbul 1406/1986, s. 356-362, 464-465; Mezhep/erin Doğuşu ve içti­had Tartışması (haz. Şükrü Özen). İstanbul 1987, s. 11-42; G. N. Celbanı. Şah Veliyyullah'ın Ha­yatı (tre. Hasan Nureddin). İstanbul 2002; Abdül­müteal es-Saidi, el-Müceddidün fi'l-İslam, Kahi­re, ts. (Mektebetü'l-adab). s. 442-444; Aziz Ah­mad. "Political and Religious Ideas of Shah Wa­li-Ullah of Delhi", MW, Lll/1 (I 962). s. 22-30; Ah­mad Khan, "A Unique Manuscript ofFath al-Rah­man by Shah wali Allah", HI, V/I (1982). s. 37-44; Kabir Ahmad Khan. "A Select Bibliography of Writings by and About Shah Wali-Allah Dihlavl in English and Urdu", MWBR, VII/I ( 1986), s. 56-65; M. K. Hermansen, "The Current State of Shah Wali Allah Studies", HI, Xl/3 (1988), s. I7-30; Mu­hammad al-Faruque, "Some Aspects of Muslim Revivalist Movements in India During the I8th Century: The Activities of Shah Wali-Allah", !C, LXlll/3 (I 989). s. 19-4I; Abdul Azim Islahi , "Shah Wali Allah's Concept of Irtifaqat (Stages of So­cio-Eeonomic Development)", Journal of Objec­tive Studies, 11/1, Aligarh 1990, s. 46-63; Ars­had Islam, "Shah Wali Allah Dehlav!: Some As­pects of His Life and Works (I 703-1 762)", JPHS, Lll/3 (2004). s . 81-110; Özgür Kavak. "Zor Za­manda Alim Olmak: Şah Veliyyullah Dihlevl'nin Kendi Kaleminden Hayatı", Divan: ilmi Araştır­malar, sy. 17, İstanbul 2004, s. 117-145; A. S. Bazmee Ansari. "al-Dihlawı, Shah Wali Allah", Ef2 (İng.). ll, 254-255. (il

1W!J MEHMET ERDOGAN

Düşüncesi. A) Din ve Hikmet. 1. Kur'an ve Hadis. Şah Veliyyullah dini bilginin ön­celikle Kur'an'dan öğrenilmesini, dolayı­sıyla toplumun her kesiminin doğrudan Kur'an'la irtibat kurup kendi seviyesine gö­re ondan yararlanmasını sağlamak ama­cıyla büyük gayret göstermiştir. Yaşadığı toplumda belagat ve edebi ilimler bilin­meden Kur'an'ı anlamanın zorluğuna ka­naat getirilerek sadece okunmasının ye­terli görülmesi Şah Veliyyullah'ı meal çalış­malarına yöneltmiştir. Kur'an'ı o dönem­de Hindistan'da eğitim dili olan Farsça'ya tercüme etmesi yörenin alimleri tarafın­dan bid'at ve sapıklıkla itharn edilmesine yol açmışsa da o bu yöndeki çalışmalarını sürdürmüştür. ilim ehlinin ömürlerini yar­dımcı bilgileri öğrenmek ve hacimli tef­sirleri okumakla geçirip Kur'an'ın özünü

kavramaya vakit bulamamaları ona göre dini hayatın gelişmesinin önündeki engel­lerin başında yer almaktadır. Bundan do­layı kendisi tefsir yazmamış, klasik bir tef­sir usulü yerine Kur'an'ın daha iyi anlaşıl­masına dair ilkeleri ortaya koymak mak­sadıyla el-Fevzü'l-kebir'i kaleme almış­tır. Öncelikle ihtilatları asgariye indirecek ve ortak kabulleri öne çıkaracak prensip­ler üzerinde duran Şah Veliyyullah, gerek­li gereksiz her konuya temas eden tefsir kaynaklarından kaçınmayı tavsiye eder. Tefsir yazanların çoğunun kendi ilim dal­larındaki teorik problemlere yoğunlaştık­ları ve önemsiz ayrıntılara daldıkları için Kur'an'ın ana meselelerinden uzaklaştık­larını ileri sürer. Şah Veliyyullah, medrese ilimlerine vakıf olmasına rağmen kendini daha çok Kur'an'ın vasıtasız talebesi ola­rak görür (el-Feuzü'l-kebfr, s. I 7, 104- 106). Kur'an'daki nesih konusuna değinen Şah Veliyyullah, ilk zamanlarda farklı muhte­vadaki birçok ayetin hükmen mensuh kap­samına alındığını, halbuki müteahhir dö­nemdeki alimierin ayetler arasında anlam ilişkileri kurup mensuh kabul edilen ayet sayısını azalttıklarını, EbQ Bekir İbnü'l-Ara­bl ve SüyQtl'nin bunları yirmi bire indir­diklerini ifade eder ve kendisi sadece beş ayetin mensuh sayılabileceğini söyler. Nü­zül sebebi diye zikredilen hususlar, ayet­lerin söz konusu olaylara dayanmasını de­ğil benzeri olayların aynı anlam kapsamına girdiğini ortaya koyar. Ayrıca bazı ayetlerin hangi sebeple indirildiği ayetlerden anlaşı­lır. Dolayısıyla Kur'an'ı anlamak için nüzQl sebeplerini bilmek şart değildir. Kur'an'­daki müteşabihlerin ilim ehli tarafından anlaşılabileceğini belirten Şah Veliyyullah müteşabihlere dair ayeti (Al-i imran 3/7) bu şekilde anlamak gerektiğini kaydeder (a.g.e., s. 53-67, 82-84) .

Şah Veliyyullah hadis ilmine de büyük önem vermiş, hadisi bütün ilimierin esa­sı ve dini bilgilerin dayanağı kabul etmiş, bu sebeple Hindistan coğrafyasında mu­haddis lakabıyla şöhret bulmuştur. Tale­belerine Arapça'yı öğrendikten sonra ha­dis tahsiline imam Malik'in el-Muvatta'ı­nı Yahya b. Yahya ei-Leysl ei-Masmüdl'nin rivayetinden okumakla başlamalarını tav­siye etmiştir. Kütüb-i Sitte'den üstün ka­bul ettiği ve bütün hadis metinlerinin kay­nağı saydığı el-Muvatta'a el-Muşaffô.

adıyla Farsça ve el-Müsevvô. ismiyle Arap­ça birer şerh yazmıştır. Fıkıh alanındaki ih­tilaflarda hadisle amel etmenin gerektiği­ni söyleyen Şah Veliyyullah, benimsedikle­ri mezhebin dışında kalan mezhepleri dış­layan kimseleri hadislerle susturmuştur.