35
AKilGILIK BAGlaMıNDA IKi AYDıNlaNMA GElENEGl: FRANSIZAYDıNlaNMASı VIRSUS iSKOÇ AYDıNlaNMASı FıUhOumıo Gazi Üniversitesi Çorum iktisadi ve Idari Bilimler Faküıtesi Araştırma Görevlisi •• Özet Aydınlanma homojen bir yapıya sahip değildir; müşterek çıkış noktalan ve karşılıklı etkileşimlerine rağmen, birbirinden farklı çeşitli düşünce geleneklerini içermektedir. Değişik açılardan çeşitli farklılıklara sahip olan Fransız ve İskoç Aydınlanması, temsil edici nitelikleri itibariyle bu aynmın en çok açığa çıktığı iki Aydınlanma geleneğini oluşturmaktadır. Bu çalışma, çok çeşitli açılardan karşılaştınlmalan mümkün olan bu iki Aydınlanma geleneğini, akıl ve akılcılık anlayışlan bakımından ele almaktadır. Fransız Aydınlanması'nın akılcılığı, David Hume, Adam Smith ve Adam Ferguson gibi İskoç Aydınlanması düşünürlerinin ellerinde sert eleştirilere maruz kalmaktadır. Farklı akıl anlayışlan, iki Aydınlanma geleneğinin sosyal ve siyasal t~ori açısından da farklı sonuçlara ulaşmasına yol açmaktadır. Bir diğer ifadeyle, bilgi kuramı ve moral felsefede aklın konumu ve niteliği, sosyal ve siyasal alandaki farklı varsayımlarla bütünleşmektedir. Anahtar Kelimeler: Aydınlanma, akıl, akılcılık, Fransız Aydınlanması, İskoç Aydınlanması, akıl eleştirisi. Two Enlightenment Traditions in Terms of Rationalism: French Enlightenment Versus Scottish Enlightenment Abstract The Enlightenment is not a homogeneous construction; it contains various traditions of thought which are different from each other in spite of their common starting points and reciprocal interactions. French and Scottish Enlightenments which have a great many differences in point of views that diselose this distinction in respect to their representative peculiarities. This artiele investigates these two Enlightenment traditions that can be compared by focusing on their conception of reason and rationalism. Rationalism of the French Enlightenment is exposed to fierce critique by Scottish Enlightenment thinkers as David Hume, Adam Smith and Adam Ferguson. Their different understandings of reason cause different conclusions with respect to social and political theories of two Enlightenment traditions. hı other words, the place and the quality of reason in epistemology and moral philosophy corresponds with different assumptions in social and political spheres. Keywords: Enlightenment, reason, rationalism, French Enlightenment, Scottish Enlightenment, critique of reason.

Fransız Aydınlanması Ve Iskoç Aydınlanması

Embed Size (px)

DESCRIPTION

aydınlanmanın diylektiği

Citation preview

  • AKilGILIK BAGlaMNDA IKi AYDNlaNMA GElENEGl:FRANSIZAYDNlaNMAS VIRSUS iSKO AYDNlaNMAS

    FUhOumoGazi niversitesi

    orum iktisadi ve Idari Bilimler FaktesiAratrma Grevlisi

    zetAydnlanma homojen bir yapya sahip deildir; mterek k noktalan ve karlkl etkileimlerine

    ramen, birbirinden farkl eitli dnce geleneklerini iermektedir. Deiik alardan eitli farkllklarasahip olan Fransz ve sko Aydnlanmas, temsil edici nitelikleri itibariyle bu aynmn en ok aa kt ikiAydnlanma geleneini oluturmaktadr. Bu alma, ok eitli alardan karlatnlmalan mmkn olan buiki Aydnlanma geleneini, akl ve aklclk anlaylan bakmndan ele almaktadr. Fransz Aydnlanmas'nnaklcl, David Hume, Adam Smith ve Adam Ferguson gibi sko Aydnlanmas dnrlerinin ellerindesert eletirilere maruz kalmaktadr. Farkl akl anlaylan, iki Aydnlanma geleneinin sosyal ve siyasal t~oriasndan da farkl sonulara ulamasna yol amaktadr. Bir dier ifadeyle, bilgi kuram ve moral felsefedeakln konumu ve nitelii, sosyal ve siyasal alandaki farkl varsaymlarla btnlemektedir.

    Anahtar Kelimeler: Aydnlanma, akl, aklclk, Fransz Aydnlanmas, sko Aydnlanmas, akleletirisi.

    Two Enlightenment Traditions in Terms of Rationalism: FrenchEnlightenment Versus Scottish Enlightenment

    AbstractThe Enlightenment is not a homogeneous construction; it contains various traditions of thought

    which are different from each other in spite of their common starting points and reciprocal interactions.French and Scottish Enlightenments which have a great many differences in point of views that diselose thisdistinction in respect to their representative peculiarities. This artiele investigates these two Enlightenmenttraditions that can be compared by focusing on their conception of reason and rationalism. Rationalism of theFrench Enlightenment is exposed to fierce critique by Scottish Enlightenment thinkers as David Hume, AdamSmith and Adam Ferguson. Their different understandings of reason cause different conclusions with respectto social and political theories of two Enlightenment traditions. h other words, the place and the quality ofreason in epistemology and moral philosophy corresponds with different assumptions in social and politicalspheres.

    Keywords: Enlightenment, reason, rationalism, French Enlightenment, Scottish Enlightenment,critique of reason.

  • ua Ankara niversitesi SBF Dergisi. 61-1

    Aklclk Balamnda ki Aydnlanma Gelenei:Fransz Aydnlanmas Versus sko Aydnlanmas

    GiRIModem dnem ve onu takip ettii ileri srlen postmodern dnemde,

    genel bir ifadeyle 'Aydnlanma'nn ortaya koyduu dnce ve fikirler, beerideneyimin btn alanlar iin hala gncelliini korumaktadr. Bu adanAydnlanma, gnmzde gerek popler sylernde gerekse akademik alanda okfazla atfta bulunulan, aktel siyasal fikirleri ve konumlanlar belirleyen deerykl bir kavram ve nemli bir dnce geleneini oluturmaktadr.

    zellikle 20. yzyln balarndan itibaren Aydnlanma'nn felsefesini,dnya grn, tarihsel dnemini, dnrlerini ok eitli alardan ele alangeni bir literatr ve bu balamda farkl yorum tarzlar olumutur (CEVizci,2002: 1-21).1 Aydnlanma iindeki farkl dnce geleneklerini ve bunlarn herbiri zerine yaplm birbirinden farkl bak alarna sahip deerlendirmeleriieren bu geni literatr,2 lkemizde ou zaman homojen bir AYDINLANMAyorumu yaplmasn engellememitir. Ancak Aydnlanma'y, tm toplumlar iinayn ekilde yaanm bir sre olarak alglamamak gerekir. Aydnlanma a

    1 Aydnlanma'ya ilikin olarak, bu farkl bak alarn ve yorum eitliliini Cevizci(2002:1) yle ifade eder: "Aydnlanmay bir ideoloji olarak m, yoksa bir sre veyabirtakm dnsel veya pratik sreler btn olarak m grmek gerekir? Onuyaanan bir deneyim diye mi, yoksa bir entelektel projeler listesi olarak myorumlamak doru olur? Aydnlanmay modernitenin altyapsn meydana getiren birfikirler bei, modernliin kaynan oluturan bir problemler ve tartmalar dizisiolarak m yoksa esas, Fransz Devrimi'yle balayan totalitaryen hareketlerin altyapsolarak m okumak gerekir? Aydnlanmay olumlu bir biimde bir kazanm olarak m,yoksa olumsuz bir biimde ve kt bir efsane ya da musibetler kayna olarak mdeerlendirmeliyiz? Aydnlanma konusunda btn bu alternatiflerin her birine uygunden bir yorumlar eitlilii sz konusudur."

    2 Bu literatrde yer alan nemli almalarn eletirel bir analizi iin bkz. (GRAY,2004: 178-191).

  • Fatih Duman e Aklclk Balamnda Iki Aydnlanma Gelenei: e 119

    dnrleri birbirinden ok farkl argmanlar savunmular ve bu durumAydnlanma dncesinde farkl damarlarn olumasna yol amtr. Bu bala-mda genel anlamda ele alndnda baz mterek k noktalar bulunmakla.birlikte, temsil edici zelliklerini en ak ekilde 'Fransz Aydnlanmas'ndabulan 'Kta Avrupas Aydnlanmas' ve 'sko Aydnlanmas'nn birbirindenfarkl argmanlara ve ynelimlere sahip olduu sylenebilir (DAVIES, 2005:5-10).3

    Bu almada, ok farkl alardan karlatrlmalar mmkn olan bu ikiAydnlanma gelenei aklclk (rasyonalizm) balamnda ele alnacaktr.almann temel amac, Kta Avrupas ya da Fransz Aydnlanmas'nn akladayal zmlemesiyle, sko Aydnlanmas'nn aklc olmayan zmleme-lerinin farklln ve bu iki farkl yaklamn eitli alanlardaki sonularngstermeye almaktr. nk, Kta Avrupas ve sko Aydnlanmas'ndakiakVclk anlay, bu iki gelenein sosyal ve siyasal teoriye ilikin farklargmanlarnn da temelini oluturmaktadr. Epistemoloji ve moral felsefedekabullenilen temel varsaymlar doalolarak sosyal ve siyasal teorininerevesini de ekillendirmektedir. Balangta belirtmek gerekirse, teoride vepratikte kkl farkllklara yol aan bu iki Aydnlanma geleneinin ayrl,soyutlama dzeyi yksek bir ifadeyle Fransa'daki rasyonalist dnya grnnhakimiyetine karlk sko Aydnlanmas'ndaki empirist dnya grnnyaygnlna dayandrlabilir.4

    3 Davies (2005: 5)'in ifadesiyle "Kta Avrupas Aydnlanmas ile sko Aydnlanmasarasnda bir ayrm yapilmaldr. Bu iki Aydnlanma eitli bakmardan birbirlerindenok farkldr. Kta Avrupas Aydnlanmas, sko Aydnlanmas'ndan, skoAydnlanmas filozoflarnn kendiliinden ve planlanmam olan zerindekivurgusuna karlk, mcerret akln gcne daha byk bir gven duymasyla ve beeriilikilerde dizayn ve kast zerindeki vurgulamasyla ayrlmaktadr. Mamafih, bublnme corafi bir blnmeden ziyade fikirler arasndaki bir blnmeydi, bazFransz ve Alman filozoflar skolarn fikirlerine benzer fikirler serdetmekteydi."

    4 Hayek (2005: 46-47), bu iki gelenein ayrmn yle ifade etmektedir: "ki geleneiayrt etmek iin, bunlarn onsekizinci yzylda arz ettikleri nispeten saf formlarnabakmak lazm. 'Britanya gelenei' diye adlandrdmz ey, David Hume, AdamSmith ve Adam Ferguson tarafndan nclk edilen, yine ngiliz adalar JosiahTucker, Edmund Burke ve William Paley tarafndan desteklenen ve geni ldecommon law hukuk dairesinde temellerini bulan bir gelenee mracaat eden bir grupsko ahlak felsefecisi tarafndan ortaya konulmutu. Bunlarn karsnda derin birekilde Kartezyen rasyonalizmden mlhem Fransz Aydnlanmas vard:Ansiklopedistler ve Rousseau, Fizyokratlar ve Condorcet bunlarn en mehurtemsilcileriydi. Tabii mezkur ayrm ulusal snrlarla tam rtmyor. Montesquieu,daha sonra Benjamin Constant ve dahas Alexis de Tocqueville, muhtemelen

  • 120 e Ankara niversitesi SBF Dergisi e 61-1

    Belirtilmesi gereken bir dier nemli nokta da, bu iki Aydnlanmageleneine ilikin adlandrma problemidir. Bizim tercih ettiimiz 'sko Aydn-lanmas' ibaresinin ieriini oluturan dnr ve dnceler, farkl alma-larda deiik ekilde adlandrlabilmektedir. rnein Hayek, alntladnzsatrlarda 'Britanya gelenei' ifadesini kullanr; bu konuya ilikin yakndnemde yaymlanm bir almann sahibi olan Gertrude Himmelfarb (2004:3 vd.) ise 'Britanya Aydnlanmas' demeyi tercih eder. Ancak sonuta, KtaAvrupas ile ilikili olarak yaplan ayrmn temelinde yer alan dnr vednceler deimemektedir.5 Ayrca, Hayek'in de belirttii gibi, kullandmzulusal aidiyet bildiren sfatlara ramen mezkur ayrm ulusal snrlarlartmemektedir. Bu nedenle iki Aydnlanma geleneinin farklln belirliteorik ncllere, bak alarna, kavram setlerine ballk dzlemindeanlamlandrmak gerekir.

    Aydnlanma ve Akl/c iikGenel bir ifadeyle 'Aydnlanma'* dendiinde, modernitenin en nemli

    ura olarak 18. yzylda yaanan, sonular itibariyle gnmze dek etkiliolan ve gelenekselolarak 1688 ngiliz Devrimiyle balad ve 1789 FranszDevrimiyle doruk noktasna ulat kabul edilen dnem ve bu dnemde Batdnyasndaki bilimsel ve felsefi gelimeler, sosyal ve politik sreler bir btn(idea ve sre) olarak kastedilmektedir (GDEM, 1997: 13-16; CEvzci,2002: 9; BUHR vd., 2003: 7-9; GOYARD-FABRE, 2003: 126-138). Akl baatalmas ve tm toplumsal ilikiler ve kurumlar aklc esaslar zerine oturtmayhedeflernesi nedeniyle Aydnlanma a'nn bir dier ad Akl a'dr.Aydnlanma dncesinin kendi iindeki evrimini (GDEM, 1997: 21-22),6

    'Fransz' geleneinden ziyade bizim 'Britanya' gelenei diye adlandrdmza dahayakndrlar. Ayrca Godwin, Priestley, Price ve Paine (Jefforson gibi Fransa'dabulunmasndan sonra) tamamen o gelenee bal Fransz devrimi hayram kuasaymazsak, Britanya Thomas Hobbes ile en azndan rasyonalist geleneinkurucularndan birini ortaya karmtr... Mezkur farkllk dorudan doruya,ngiltere'deki esas itibariyle ampirist mahiyetteki dnya grnn ve Fransa'dakirasyonalist yaklamn hakimiyetine dayandrlabilir."

    5 Adlandrma sorununa ilikin tartmalar iin bkz. (HIMMELFARB, 2004: 9-22).* ng. Enlightenment, Alm. Aufklarung, Fr. Eelaircissement ya da le sieele deslumieres, tal. Illuminismo, sp. Iluminismo/llustracion.

    6 Bir btn olarak Hampson'un kitab, bu evrimin ok gzel bir anlatsm sunmaktadr.Bkz. (HAMPSON, 1991).

  • Fatih Duman e Aklclk Balamnda Iki Aydnlanma Gelenei: e 121

    farkl lkelerdeki farkl dnce geleneklerini (GRAY, 2004: 178-191)7 ve herbir filozofun, bilim adamnn ya da dnrn Aydnlanma iindeki yerini sakltutmak kaydyla, bu adlandrmadan hareketle Aydnlanma'nn en nemlibirletirici ve merkezi kavramnn 'akl' olduu sylenebilir.8

    Aydnlanma dncesi, gelenek ve dinde somutlaan mit, nyarg vehurafeye kar, tarihsel ve toplumsalolarak belirlenmi bir kavram olmaktanok btn zneler iin geerli evrensel bir kategori olan akln gcnsavunmutur.9 Bu bak as, bireysel ve toplumsal yaam anlamlandrmadave dzenlernede inan, vahiy, duygu, nyarg, igd vb. gibi kategoriler yerineilk ve temel bilgi kayna olarak akl ve akln dzenini n plana kartr. Bunagre, soyut bir biimde akl yrtme yoluyla varolanlar hakknda kesin vereddedilemez yantlara ulalabilir. Bilginin kayna geni anlamyla akldr;bilim de temelde akl yoluyla oluturulmu olan tmdengelimsel bir sistemdir;doruluun tek lt ise mantksal tutarllktr. Bu nedenle her konuyauygulanabilecek mantksal yani rasyonel bir yntem vardr ve bu yntem bize

    7 Aydnlanma'nn lkeler baznda (ngiliz, Fransz, Alman, sko, Amerikan, spanyolAydnlanmas eklinde) tad karakteristik zellikler, geirdii deiim vednmler, belli bal filozoflar vb. gibi konular iin bkz. (BUHR vd., 2003: 9-57;idDEM, 1997: 35-94).

    8 Aydnlanma'da bir dnm noktas olarak kabul edilen Kant (1984: 213)'n'Aydnlanma Nedir?' sorusunacevab, akln bu merkezi konumunu, insannzgrlemesindeki nemini vurgulayarak ortaya koymaktadr: "Aydnlanma, insannkendi suu ile dm olduu bir ergn olmama durumundan kurtulmasdr. Bu erginolmay durumu ise, insann kendi akln bir bakasnn klavuzluuna bavurmaksznkullanamaydr. te bu ergin olmaya insan kendi suu ile dmtr; bununnedenini de akln kendisinde deil, fakat akln bakasnn klavuzluu ve yardmolmakszn kullanmak kararlln ve yrekliliini gsteremeyen insanda aramaldr.Sapere aude! Akln kendin kullanmak cesaretini gster! Sz imdi Aydnlanma'nnparolas olmaktadr". nsanlar iin apriori olarak iyi addedilen btn elerikapsayan bir 'akl', 'akln dzeni', 'akln zerkfii' ya da 'akln ilerleyiininkanlmazlna iman' anlaynn Aydnlanma dncesindeki mterekliikonusunda bkz. (IGDEM, 1997: 14,19-20; CEvzci, 2002: 5; CASSIRER, 1951:5).

    9 nanca yer amak iin akla snr ektiini belirtse de, akln kamusal ve zelkullanmn ayrarak Aydnlanm akln talepleriyle, sivil/siyasal dzeningerekliliklerini uzlatrmaya alsa da, Kant iin insann tm haklarnn kayna veinsan insan (zne) yapan temel/sonul ilke evrensel bir kategori olarak akldr. Apriori bir temelolarak saf akl, zellikle Kant'n dev etiinde aa kmaktadr:"Kant'n ahlak felsefesi, insanlarn rasyonel ve zgr birer varlk olduklar tezindenyola karak tm insanlarn uymas gereken ahlak ilkelerini empirik tecrbelerdenbamsz olarak saf akldan karmay ama edinir." Bkz. (YALIN, 2004: 157).

  • 122 e Ankara niversitesi SBF Dergisi e 61.1

    doru aklamalar salayacak tek bilgilenme yoludur (CEVizci, 2000: 30-31,99-100).

    Akln gcne olan. inan, aklc esaslara dayal bilimsel dnceningelimesiyle bireyi snrlayan gelenek, din ve otoritenin eletirilmesini vetoplumsal yapnn akln gsterdii ynde dntrlmesini gndemegetirmitir. nk Aydnlanma dnrleri akln dzenini gerekletirmeyi,kendi akln kendi bana kullanabilme cesareti gstererek 'rasyonelotonamzne' haline gelen bireyin karlanna ve zgrlne uygun ekilde,toplumun/toplumsal dzenin yeniden ina edilmesi/organize edilmesi olarakalglamlardr. Buradaki model tm insanlk iin nerilen kozmopolit birmodeldir. nk herkes ayn akla sahip olduundan, ayn rasyonelliisergilediinden sonuta herkes ayn doru sonulara ulamak durumundadr.Evrensel bir kategori olarak akln gcne ynelik bu inan Condorcet,Helvetius ve Voltaire gibi Fransz Aydnlanmas dnrlerini, yurttalar olanMontesquieu'nun dncelerine kar kmaya yneltmitir. nk onlar,Montesquieu'nun sosyolojik yaklamnda, tarihsel ve toplumsal koullardanbamsz olarak evrensel ilkeleri vaaz eden akl anlaynn dlandndnrler. rnein Condorcet, "doru bir nernenin tm insanlar iin doruolmas gibi iyi bir yasann da tm insanlar iin iyi olmas gerektiini"syleyerek akln birletirici ve evrensel apriori konumuna vurgu yapmaktadr(HIMMELFARB,2004: 152).

    Aydnlanma'y Avrupa'nn farkl lkelerinde deiik biimlerde, ortakdnceleri ve tavrlar bulunmayan dnrlerce oluturulmu bir entelektelatlm olarak kabul ederseko yukardaki akl anlaynn, kimi zaman daha

    10 Aydnlanma dnrlerinin birok alandaki farkllklarna ramen, Aydnlanma'ykendi iinde tutarl/insicaml (coherent) bir 'sre' ve 'idea' olarak ele alanyaklama kart bir alma iin bkz. (BAYKAN, 2000). Felsefeci BaykanAydnlanmay, zellikle bilgi kuram asndan eitli dnrler erevesindeincelemekte ve Aydnlanma ad verilen ortak zelliklere sahip bir dncebulunmadn, bunun sonradanoluturulmu bir kurgu olduunu ileri srmektedir.Aydnlanma filozoflarnn aralarndaki farkllklar/ztlklar ve her bir filozofunkendi iindeki elikilerini ele alan Baykan (A.g.e., : 275), almasn u genelyargyla bitirir: " 'Aydnlanma' denilenin ise tamamen efsane olduunu; gerektebyle bir olayn vuku bulmadn, bunun Aydnlanma'ya inanan entelektellerinzihninde sadece bir illzyon olduunu delillendirdim." Ancak Aydnlanmadnrleri kendi aralarnda teknik anlamda ok farkl dncelere sahip de olsalar,'akl', 'bilim', 'ilerleme', 'doa' vb. gibi kavramlarlaoluturulan sylemin eletirelilevi (kritik) noktasnda bir ortaklklar bulunduu sylenebilir. Bkz. (iGDEM,1997: 14). Peter Gay, bu ortakl yle ifade eder: "18. yzylda birok filozof,ancak bir Aydnlanma vard... filozoflar grltl bir koro tekil ediyorlard, evet

  • Fath Duman e Aklchk Balamnda Iki Aydnlanma Gelenei: e 123

    genel bir dzeye tanarak bir tr 'AYDNLANMA' yorumu olarak sunulanKta Avrupas ya da Fransz Aydnlanmas'na atfedildiini syleyebiliriz. Bunagre akln dzeniyle doann dzeni arasnda bir denklik vardr. Aklkullanarak varolan toplumsal dzenin rasyonel eletirisi yaplabilir vegrnenlerin tesindeki doal gereklie ulalabilir. Bu ekilde insana vetoplumsal ilikilere dair doal yasalara ulaarak, toplumsal kurumlarn burasyonel yasalara gre yeniden ina edilmesiyle, insanlar tarihselolarak malulolduklar btn sorunlardan kurtulabilir (iDEM, 1997: 35-38). Dolaysylayaplmas gereken, ilke olarak btn insanlarn kullanabilecei bir yeti olan aklkullanarak varolan btn toplumsal kurumlarn eletirilmesidir. Diderot'nunszleriyle, "her eyin incelenilmesi... istisnas olmakszn ve herhangi bir artabalanmakszn her eyin eletirilmesi" talebi, Aydnlanma'nn mevcutdncelere ve kurumlara kar aklc temelde merulatrlan bir yaklamdanhareketle eletirel bakn ifade etmektedir (A.g.e., 38).

    Yukardaki giri niteliinde aklamalardan sonra 'akl (reason)' ve'aklsallklussallklrasyonalite (rationality)' kavramlar temelinde, Aydnlanmadncesinin temel varsaymlarnn oluum srecini ve ksaca, bu varsaymlarntoplumsal ve siyasal uzantlarn/sonularn ele almaya geebiliriz.

    Aydnlanma Aklnn TemelleriAydnlanma'nn akl anlay, insan trnn evriminde nemli bir kopu

    noktas olarak grld gibi, buna kart ekilde eski dnemden devralnanmirasn seklerletirilmesinden baka bir orijinallik tamayan tepkici birdnce olarak da grlebilmektedir. II Bu ekildeki tek yan l yorumlar yerine,Aydnlanma'nn rasyonalite anlaynn nceki dnemlerle hem kopu hem desreklilik ilikisi iinde olduu sylenebilir (HAMPSON, 1991).12 Buna gre'modemite'13 ad verilen srecin ana uraklar ayn zamanda Aydnlanma

    aralarnda baz uyumsuz sesler vard ama esas olan, tesadfiere baluyumsuzluklar deil, genel uyumlaryd." (a.g.e., 21).

    il Aydnlanma'nn orijinallii, es philosophes'un nitelii ve zellikle 17. yzyldncesiyle ilikisi balamnda ciddi tartmalar vardr. Bu konudaki farkl tezlerve gnmze kadar yaanan deiimler iin bkz. (TOULMIN, 2002).

    12 Bu sreklilik ve kopu noktalarnn tarihsel temele oturtulmu bir analizini sunanHampson konuyu, birbirini takip eden ayr dnem olarak incelemektedir: OnSekizinci Yzyln Dnsel Ardalan, 1715-1740, 1740-1789.

    13 'Modernite' kavram, anlam erevesi, farkl yorumlar vb. konular iin ToulIDin(2002: 13-68)'in kitabnn zellikle birinci blmne ('Modernite ProblemiNedir?') baklabilir.

  • 124 e Ankara niversitesi SBF Dergisi e 61-1

    rasyonalitesinin de n tarihini olu'turmaktadr. Modernitenin temelleri AntikYunan dncesine kadar gtrIse de, bu konudaki literatrn mterekyorumu, balangc Rnesans ile yapmaktr. Rnesanstan 18. yzyln sonunakadar olan srete, bilimsel ve f~lsefi teorilerin oluumunda inancn yerineakln, dini bilgi karsnda rasyonel bilginin, dnce ve davranlarngeleneksel biimleri yerine rasy?nel biimlerinin nem kazand grlr.Ayrca ayn srecin unsurlar olar* birey ve bireysel haklar dncesi, bireyselzgrlk, zerklik ve moral otonomi anlay gelimitir.14 Bu bak asndaAydnlanma dncesi, Rnesans'ta temelleri atlan modern bilincin

    iseklerleme srecinin doruk noktas olarak grlmektedir. 15

    i

    Bu srete ncelikle belirt,ilmesi gereken, uzun vadede en etkili olangelime Kopernik, Galileo ve NeFton16 tarafndan gelitirilmi olan 'modernbilim (bilimsel devrim)'in olumasdrP Kopernik'in 1543'te ilk kez dile

    i

    14 Bu yz yllk sre Avrupl'da ekonomik, toplumsal, kltrel, siyasal veentelektel alanlarda byk e kkl deiimlerin yaand bir dnemikapsamaktadr: Ticaret ve sanayiinin gelimesi; feodal retim tarz ve toplumsalrgtlenmesinin yeni rgtlenm~ formlarna doru evrilmesi; retim biimindekideiimlere paralelolarak snfsM yapnn ve snf ilikilerinin deimesi; siyasiiktidarda merkezileme; kent nflsunda art ve kentlemenin gelimesi; ortaandinsel meruiyet anlaynn yerini modern sekler meruiyet kuramlarnabrakmas; ortaan dini, hiyetarik, Tanr merkezli dnya grnn yerinemodern dnemin sekler, zgrrk, insan merkezli dnya grnn gemesi;dini dncedeki dnya merkezli kozmolojinin yklp yerini Kopernik, Galileo veNewton gibi bilim adamlarnn kdtklaryla oluturulan, evreni ya da doay insan ve

    iTanrnn dnda bir varlk al~n olarak sunan modern kozmolojinin almas.Ayrntlar iin bkz. (HAMPSON,;1991).

    15 Moderniteye ilikin literatrn Rnesans'n deerine ynelik anlatsna eletirel biryaklam iin bkz. (FRANKLIN,2005: 11-25). .

    16 "Aydnlanma'nn btn nde gdlen isimleri din, felsefe ve politika konusundakitavrlar ne olursa olsun, kendilerini Newton'a borlu hissediyorlard. .. Bununnedeni akt, nk Newton ene rastlanmaz bir frsat sunmaktayd: Bir taraftamekanik, aklanabilir bir evrep; dier tarafta yaratc ama sk sk kendisinemracaat edilmesi gerekmeyen bir Tanr." (iDEM, 1997: 61-62). Newton'unnemi, nl ingiliz air Alexander Pope'un (1688-1744) vecizelemi dizelerindeyle ifade edilir: "Doa ve d~ann yasalar karanlkta gizliydiJTanrl 'Newtonolsun' dedi ve her ey aydnlandil" (HAMPSON, 1991: 32).

    17 "Ortaadan modern zamanlara geite en belirleyici unsur modern bilimin douu,bilimsel yntemin kaydettii 'gelime olmutur... Buna gre, insanlar doaldnyann, Tanr'nn mdahalesi'nden bamsz olan olgularn, yardm grmeden. aratrabilirler; onlarn aratrmalarnn sonularn vahye dayal dinle de,kurumlam otoriteyle de badatrmalar gerekmez." (CEVizci, 2001: 4-5).

    i

  • Fatih Duman e Aklclk Balamnda Iki Aydnlanma Gelenei; e 125

    getirdii ve Galileo'nun yaklak olarak bir yzyl sonra gelitirdii yeniastronomik tezin* nemi, gerekte neyin neyin etrafnda dndn gstermesideil, insanla doa arasndaki ilikiye dair oluturduu bak asdr. Yunan veMusevi-Hristiyan kozmolojisinin temellerini sarsan bu gelime, doay/evreniinsan tarafndan gzlemlenip analiz edilmek suretiyle, denetim altna alnacakolan cansz madde alan olarak grmektedir.

    Newton fizii ile birlikte ise doa/evren belirli kanunlara gre ileyen birtr 'makine' olarak alglanmtr. Buna gre tamamyla maddeden oluandoada, maddenin zaman ve mekandaki hareketleri her yerde ayn olan vematematikselolarak ifade edilebilen evrensel yasalarca belirlenmektedir. insanakl, dikkatli gzlemlerden yola karak ve vard sonular daha fazla gzlemve deneyle dorulayarak dnyann doal yasalarnn ileyiini kefettike,doann gizemini zmek mmkn olacaktr. 8 Daha nceleri ereksel neden,Tanr'nn iradesi ya da Tanr tarafndan verilmi ama ya da ilev gibiaklamalarla ve belli bir gizem ve aknk snrlar iinde dnlen doalfenomenler, artk belirli matematiksel kurallar ve neden-sonu ilikisierevesinde aklanabilecek mekanik ilikiler olarak dnlmektedir(HAMPSON, 1991: 21, 31-32; CEvizci, 2001: 7-8; iDEM, 1997: 60-62).19

    Rnesans dneminde, zellikle 16. yzylda, hmanist ve phecidnrlerin oluturduu akl anlay ve 17. yzylda Descartes vetakipilerinin oluturduu Kartezyen akl anlay 18. yzyl Aydnlanmadnrlerinin rasyonalite dncesinin ve akln gcne duyduklan gvenintemellerini oluturmutur. D Bu dnrler ortaan 'Weltanschauung (dnya

    * Gnein dnya etrafnda dndn syleyenjeosantrik sisteme kart olan, dnyanngnein evresinde dndn gsteren helyosantrik sistem.

    18 "Doa, artk, deiik olgularn bir toplam, gizemli etkilerin bir karm,sorgulanamaz bir Tanr'nn anlalmaz sembolleriyle kapl bir kanavie deil,anlalabilir glerden olumu bir sistemdi. Tanr bir matematikiydi, hesaplar herne kadar ender bir karmaklkla sonsuza dek gidiyorsa da, bu hesaplar insan akliin anlalmaz deildi." (HAMPSON, 1991: 32).

    19 'Bilimsel devrim'in yukardaki betimlemesi ile bir tr anakronizme dmernek iinunlar da belirtmemiz gerekir: "On yedinci yzylda kozmolojiyle uraanlarnhepsi ya da hemen hemen hepsi dindar kiilerdi, bulularnn Tanr'y ycelttiine,Tanr'nn yaratt evrenin gizli kalm grkemini ortaya kardna itenlikleinanyorlard." Ancak gelitirdikleri mekanik evren tasarm, nce Hobbes'un dahasonra ise Fransz Aydnlanmas dnrlerinin ellerinde materyalizmle birleecektir(HAMPSON, 1991: 21-22).

    20 Geni anlamda modernitenin, dar anlamda Aydnlanma rasyonalitesinin temellerikonusundaki tartmalar iin bkz. (TOULMIN, 2002). Toulmin, zellikle 16. yzylhmanist ve pheci dnrlerinin savunduu rasyonalite anlaynn nemine

  • 126 e Ankara niversitesi SBF Dergisi e 61-1

    gr)'nn zerinde ykseldii temel ilke ve inanlann altn oyarak,Aydnlanma'ya giden yoldaki yap talann demilerdir. Bu srete oluanseklerleme ile, br dnya ve lmden sonraki yaama ynelik ilgi yerini, budnya ve bu dnyadaki yaarria ynelmeye brakmtr. Olumakta olan'kendinde bir ama olarak bi~ey' dncesi, savunucularn Rnesans'n

    i

    hmanistleri arasndan bulmutur. Buna gre birey cemaat, aile veya toplumsaltabakalann nceden verili hiyerarik ve deimez kalplarnn dnda, tmtoplumsal balarndan soyutlanadk deerlendirilebilir, kendi eylemiyle kendinigerekletiren, kendi tarihini ke~di yaptklanyla oluturan bir varlk olarakgrlmtr. Ayrca Rnesans dnrlerinin, 'zamann ak' ile 'insann(bireysel) iradesi' arasnda kurduklan balant Aydnlanma'nn akln dzenini

    i - - .kurma abasnn temelini atmqr (AGAOGULLARI / KOKER, 1991: 155-159).2

    Kartezyen Rasyonalizm ve Les PhilDsDphesi

    Modern felsefenin kurucu~u olarak kabul edilen Descartes'n dnmeyntemi ve oluturduu rasyonalite anlay, genelolarak modernite ve zelolarak Aydnlanma dncesi asndan ok byk nem tamaktadr. 17.yzyla damgasn vuran rasypnalist akmn en nemli temsilcisi olanDescartes'a gre akl, "bizi (insanlan) stn klan ve hayvanlardan ayrdeden"(DESeARTES, 1994: 8) 'Tanr ~ergisi bir yeti"dir (A.g.e., 29). Descartes "iyi

    vurgu yapmaktadr. Buna g~e, Erasmus'tan Montaigne'ye kadar Rnesanshmanistleri, dnemlerinin ny;rglar ve otoriter geleneklerine kar mcadeleederek, bir akla uygunluk (reasortableness) ve dini tolerans kltr oluturmulardr.pheci bir bak asyla ortaan varsaymlarn sorgulayan hmanistler,Aydnlanma dnrleri kadar tadikal olmasa da lml (modest) bir rasyonaliteanlayn savunmulardr. Tourhin, modern dncenin kurucu iki temel direi ve'rasyonalitenin balca rnei' darak Newton ve Descartes' ne karan standartyaklama eletiriler getirmekte ive Rnesans hmanistlerinde bulduu rasyonaliteanlayn gnmzdeki tartmalar asndan alternatif bir zm yolu olaraknermektedir. i

    21 "Zaman (gemi-bugn-gelecek) bir kez insann (bireyin) kendi eylemiyleoluturduu bir sre haline geldikten sonra, Rnesans' izleyen dnemlerdekigelimeler ok arpcdr ... bu ,dnce, 18. yzylda 'insan akl'nn srekli birbiimde ileriye doru gittii anlayna ve dolaysyla bu geliimin nndeki 'akld' engellerin kaldrlarak, 'aJ,

  • Fatih Duman e Aklelk Balamnda Iki Aydnlanma Gelenei: e 121

    hkm verme ve doruyu yanltan ayrma gc" olarak tanmlad aklnevrensellii ve gc konusunda tam bir iyimserlik tar. Buna gre akl, btninsanlarda doalolarak eit ekilde bulunan, evrensel bir yetidir. Sorun,insanlarn onu uygun ekilde kullanamamalardr.22 Bir dier deyile,uygun/doru metot olmakszn akl kendi bana faydaszdr. Bu balamda,geree ulamak iin gerekli olan doru metodun kullanlmas ile Kartezyenrasyonalite anlay zdelemektedir. Matematiksel akl yrtmeden yola kanDescartes' a gre insan aklnn iki temel gc vardr: Akl, kendisi iin apakve tartlmaz olan kesin dorular, ilkeleri, dnceleri hibir kukuduymakszn, dolaymsz olarak bilebilme gcne sahiptir (entelektel sezgi);ikinci olarak bu kesin dorulardan, dncenin devaml ve kesilmeyen hareketiile, henz bilmedii dier dorular da kesin olarak tretebilir ve pheiermeyen bilgisini arttrabilir (tmdengelirn). Akl bu iki gcn, drt temelyntemsel kurala (apaklk, analiz, sentez ve saymalkontrol kural)23 uygunolarak kullanmaldr.

    Akln doru metotla almas sayesinde gvenilir, ak seik .ve kesinbilgiyi elde eder ve miras aldmz, bizi yanltan kavram setleri ve

    22 Descartes ak (la raison) ve saduyu (le bons sens) kavramlarn e anlamlkuIlanmaktadr. "Saduyu dnyada en iyi paylatrlm eydir, nk her insankendi paynn o kadar iyi olduunu sanr ki, baka her eyde en g memnun olanlarbile, kendilerinde bulunan saduyudan fazlasn arzu etmezler. Herkesin birdenbunda aldanm olmasna ihtimal verilemez: fakat bu, daha ok, zeIlikle saduyuya da akl denilen iyi hkm vermek ve doruyu yanltan ayrmak gcnn btninsanlarda yaradltan eit olduunu gsterir; bylece, kanlarmzn baka bakaolmas bazlarmzn tekilerden daha akIl olmasndan deil, sadecednceIerimizi ayr ayr yoIlardan gtrmemizden ve ayn eyleri gz nndebulundurmamamzdan ileri gelir. nk, salam zihinli olmak yetmez, aslolan onuiyi kuIlanmaktr" (DESCARTES, 1994: 7-8).

    23 "Birincisi, doruluunu apak olarak bilmediim hibir eyi doru olarak kabuletmemek: yani aceleyle yargya varmaktan ve nyarglara saplanmaktan dikkatlekanmak ve vardm yarglarda, ancak kendisinden phe edilemeyecek derecedeak ve seik olarak kavradm eylere yer vermekti. kincisi, inceleyeceimglkleri daha iyi zmlernek iin her birini, mmkn olduu ve gerektii kadarblmlere ayrmaktl. ncs, en basit ve anlalmas en kolay eylerdenbalayarak, tpk bir merdivenden basamak basamak kar gibi, en bileik eylerinbilgisine yava yava ykselrnek iin- hatta doalolarak, birbirleri ardncasralanmayan eyler arasnda bile bir sra bulunduunu varsayarak- dncelerimibir sraya gre yrtmekti. Sonuncusu ise, hibir eyi atlamadmdan emin olmakiin, her yanda eksiksiz saymlar ve genel kontroIler yapmakt" (DESCARTES,1994: 21-22). Emest GeIlner (1992: 5-6), Kartezyen metodun bu kuraIlar ileburjuva giriimcinin ruhu arasndaki paralelIie dikkat ekmektedir.

  • 128 e Ankara niversitesi SBF Dergisi e 61-1

    dncelerin etkisinden kurtuluruz. Descartes felsefi sistemini kurarken malumolduu zere 'yntemsel phecilik' yoluyla, zihnin i tamamyla boaltmaya,sahip olduu tm inanlar, imdiye kadar bilgi diye kabul edilen her eyisilmeye ve bylelikle zerine ke~in bir bilgi sisteminin ina edilecei temel,tartlmaz doruyu akl yoluyla bulmaya alr (DESeARTES, 1994: 32-40;

    i WEBER, 1998: 214 vd.; CEVIZCI, 2001: 66-76). nk insanlarn uymaytercih ettii gelenek ve greneler, nyarglar ve gemiin rnekleri, aklkullanmay engelleyen, "akln sesini dinlemeye bizi daha az elverili" hale

    igetiren unsurlardr (DESCARTpS, 1994: 14-15). Epistemolojik dzeydednrsek, bireyin doru bilgiye ulamas iin, iinde bulunduu kltr vegelenein etkilerinden syrlarak dnmesi gereklidir. Bir dier deyile, kiininkendi 'bireysel epistemik oton~mluu' iindeki akl yrtme sreci, ddnyadan izole edilmi, tarihsel kbullanmlndan soyutlanm durumdadr.24

    Bu srecin Descartes' ulatrd1a.k seik ve kesin olan temel ilke malumdur:Cogito, ergo sum (A.g.e., 32 vd). Insann varln dnce ile aklayan bunerne, ontolojik dzeyde 'z*'nin d dnyadan radikal ayrln (zne-nesne, zihin-madde, ruh-beden dikotomisi ya da dalizmi), epistemolojikdzeyde ise kesinlii ve ak ~eiklii nedeniyle, akln kendisinin rettiibilginin stnln ve merulU:unu ifade eder. Akl yrtme sreci kltr,gelenek, cemaat vb. gibi bireyi aan oluumlara referans la deil, tm bunlardansoyutlanm bireyin tecrbe ett~i, akla dayal yntemsel srece referanslaaklanr. Akl kendisine dsal Cillandan,verili olandan ya da otoriteden deildorudan doruya kendine iselolan zgrlkten hareket eder. Sonutakonumuz asndan nemli olan nokta, Descartes'n bu argmanlarnn genelolarak modern dncenin ve Aydnlanma'nn temelini oluturacak olan'rasyonel otonom zne'yi vaaz etmesidir.25

    i

    24 Bu rasyonel atanami, belirli bir toplumda yaayan belirli bir somut kiininotonamisi deil, soyut bir atanamidir. Horkheimer (1972: 210-211) bunu, burjuvadncesinin temel bir zellii olarak grmektedir.

    25 Bunun yannda, Tanr'nn DesCutes'n sisteminde nemli bir yer igal ettiini deunutmamak gerekir. Ak seikl ve kesin bir bilgiyle kavranlan Tanr'nn varl,Kartezyen rasyonalizmin kalbin(je yer alr. Descartes iin mkemmel varlk olarakTanr, d dnyann gerekliinin garantr olduu gibi, ayn zamanda tm kesingereklerin de kaynadr (DESCARTES, 1994: 32 vd.). Aneak Deseartes'inmodern dnyada gelimekte olah bilim ile dini uzlatrma abas, alanlar ayrsa dabilimin egemenliine iaret eder.: "O [Deseartes] gereklii ikiye blerken, bilim ileteoloji ya da dinden her ikisini de bir ekilde korumu, ama dinin yerini oldukasallantl hale getirirken, akl ve bilimi her eyin nihai yargc yapp, btnyle

    i tartlmaz ve salam bir zemine oturtmutur" (CEVIZCI, 2001: 55).

  • Fatih Duman e Aklclk Balamnda Iki Aydnlanma Gelenei: e 129

    Deseartes'n sisteminde, her ne kadar varl, mkemmel varlk olanTanr'nn varl ile kesinlik kazanm olsa da, maddi dsal dnyann bilgisiinsann akla dayal yntemsel aratrmasnn rn haline gelmitir.Matematiksel akl yrtmeyi temel kabul eden Kartezyen programda doannbilgisi bir tr 'matematikselletirme'dir. Deseartes, duyusal zelliklerin,matematiksel akl yrtmenin kesin olarak nieelikselletirilebilen zelliklerilehine, sistematik olarak elenmesini nermektedir. " 'Qualia'nn (niteliin),'quanta' (nicelik) lehine bir kenara braklmas program -duyusal niteliklerebavuran aklamalardan kanan ve kesin niceliksel ve matematikselbetimlerneye arlk veren aratrma program-, modern bilimin ayrt edicizelliklerinden biri olarak kalmtr" (COTTINGHAM, 2003: 52;HORICHEIMER, 1972: 208). Ayrca Descartes'n bu yntemi olgu (fact)dnyas ile deer (value) dnyasn da birbirinden ayrn ve bu olgu/deerdikotomisi, pozitivist bilim kavraynn temel talarndan birisini oluturmutur(HORKHEIMER, 1972: 208).

    Descartes teorik argmanlarndan, dnemindeki pratik koullara ynelikradikal sonular karmaz. (zellikle fizik ve tp alanndaki) Bilimselgelimelerin, sonuta modern yaamn koullarnda nemli dnmlergerekletireceini hissetse de, maddi koullarn dntrlmesiyle dorudanilgilenmez. Bilimsel yntemini tm bilgi alanlarna uygulayarak evrensel birbilim oluturma amac olsa da, akln gcn sosyalilikiler alanna uygulamadaisteksizdir. Davranlarnda kararsz kalmamak ve mutlu yaayabilmek iinkendisine bir ka dsturluk 'geici bir ahlak' kodu oluturur: "Birincisi,Tanr'nn ocukluumdan beri iinde yetimeme ltuf ve inayet buyurduu dinesalarnca bal kalarak, lkemin yasa ve adetlerine boyun emek, ... kincidsturum, ... en pheli grleri bile, bir defa benimsemeye karar verdiktensonra, pek gvenilir ve amaz grlermi gibi, daima deimezcesine takipetmek, ... nc dsturum, her zaman talihten ok kendimi yenmeye vednyann dzeninden ok kendi isteklerimi deitirmeye.... almakt"(DESCARTES, 1994: 25-27).26 Bunu tersine evirip, rasyonel otonom zneninakln gcn arkasna alarak, kendi dndaki gereklii (doa/toplum)dntrmeyi amalamas, devrimci ve radikal ieriini Aydnlanmadncesinde kazanacaktr. Ancak, toplumsal ve siyasal alan iin radikalsonular karmam da olsa, znenin sadece kendi akl yrtme prosedrleriyleynetilmesi iin, kendisine dsal btn otoritelerden bamszlamas

    26 Toulmin (2002: 83 vd.)'e gre Descartes'n pratik ilikilerdeki pragmatik vemuhafazakar tutumu, kendi dnemindeki olaylarn (otuz yl savalar, LV.Henry'ninldrlmesi, pheci meydan okuma vb.) rahatsz edici sonularna gsterdii birtepkiyi yanstmaktadr.

  • 130 e Ankara niversitesi SBF Dergisi e 61-1

    gerektiini sisteminin merkezine ~erletiren Descartes olmutur. 17. yzyldanitibaren Kartezyen program takip!eden rasyonalistlerin teorik alanda 'bilimselrasyonalite'ye olan ballklar, l8i yzylda Aydnlanma dnrlerince sosyalve siyasal ilikiler alanna doru geniletilecektir.

    Bu noktada Kartezyen ras~onalizm ve Aydnlanma dnrleri ilikisihakknda literatrde farkl yor~mlann bulunduunu belirtmemiz gerekir.Aydnlanma dnrleri 17. yuzyln rasyonalistleri gibi, btn zneler,kltrler ve dnemler iin ayn olan akln evrenselliine inanrlar. Descartes'nfelsefesinin ve metodolojisinin A~dnlanma'nn rasyonalite anlaynn temelinioluturduunu ileri sren Schou~s'un almasndaki temel tez, Aydnlanmadnrlerinin Descartes'tan aldklan miras gelitirdikleri ynndedir (1989:4). Buna gre Aydnlanma'nn karakteristik zelliklerini ifade eden zgrlk(freedom), hakimiyet (mastery) v~ ilerleme (progress) kavramlar, Descartes'nsavunduu 'rasyonel otonom tYzne' idealinde ierilmektedir. Aydnlanmadnrleri Descartes'n felsefeinin metafizik ynn reddetmiler ancakrasyonel otonomi anlayn mantksal sonularna gtrerek savunmulardr.

    iKartezyen metodun, bilimsel dncede devrimci bir ynelimi balattn ifadeeden Schouls (1989: 20-67)'unl vurgular u noktalarda toplanr: Radikalepistemolojik bireyciliin gelenek ve nyargnn balarndan zgrlemeyi

    isalamas; akln bireyin epistemilk otonomisinde temellenmesi; bu yaklamngeleneksel Hristiyan dnya gdrndeki 'insan' alglayn ykmas; her

    ,

    eyden phe eden akln zgtl; doa, insan ve toplumun yasalarnkefederek bunlar zerinde hakimiyeti mmkn klacak olan bilimin, rasyoneldnme ynteminin evrensel ~ygulanmasnn sonucu olarak dnlmesi.Schouls'a gre, Aydnlanma dnrleri bu argmanlarda dorudan doruyaDescartes'tan etkilenmilerdir.2? i

    Dier bir yoruma gre ise; Aydnlanma dnrleri ve Descartes ilikisibaz alardan negatif bir ilikiyi yanstr. Buna gre Schouls'un yorumu,Aydnlanma dnrlerinin Desdartes'a ynelik eletirilerini ihmal etmekte veakl anlaylarnn farklln gz ard etmektedir.28 Her ne kadar, yukarda

    ,

    27 Sehouls (1989: 6)'un yorumu, Descartes'n Aydnlanma dnrlerinin atasolmasnn tesinde, tam anlamyla bir Aydnlanma dnr olduu ynndedir.Kartezyen rasyonalizmin Fransz Aydnlanmas dnrleri zerindeki etkileri iin~~. (WEBER, 1998: 222 vd.) i ..

    28 rnein Voltaire, Descartes'a ,ynelik eletirilerini yle dile getirir: "zellikleDeseartes, nee sanki kukulumu gibi yaptktan sonra, anlamad eylerdenylesine byk bir kesinlikle sz ediyor ki .... Eer vcut hakknda beni bu kadaryanluysa, ruh hakknda bana syledii her eyden de kuku duymalym"(HAMPSN, 1991: 74). i

  • Fatih Duman e Aklclk Balamnda Iki Aydnlanma Gelenei: e 131

    belirttiimiz gibi, rasyonel znenin otonomisini felsefesinin merkezineyerletiren Descartes da olsa, bu tamamyla soyut ve ahistorik bir dzlemde yeralmakta ve Aydnlanma dnrlerinin ona, sosyal ve siyasal alanda yklediiilevleri tamamaktadr. Descartes'n dncesi beeri mutluluu salamadabilimin ve akln stnln vurgulasa da, Aydnlanma dnrlerinin aklaykledikleri eletirellii iermemektedir. Descartes gelenek, hurafe, cehalet venyargnn doruya ulamaya engelolduunu belirtirken, bunlann yaratteitsiz ve adaletsiz sosyal koullarla dorudan ilgilenmez. Onun aray sosyalzgrlk ya da eitlik deil kesinliktir; onun dman kilise ya da feodal sistemdeil pheciliin yaratt krizdir. Bu yoruma gre Aydnlanma dnrleri,metodolojik adan Descartes'tan ok Bacon, Locke ve Newton'danetkilenmilerdir.29 Peter Gay (1964: 270)'in ifadesiyle ''philosophes, 17. yzylfilozoflannn rasyonalizmiyle 'metafizik' diyerek alayetmilerdir". 17. yzylrasyonalizmiyle Aydnlanma dnrlerinin akl anlaynn farkn vurgulayanEmst Cassirer (1951: 13)'in ifadesiyle "O [akl], artk tm deneyimden ncegelen, eylerin mutlak zn aa kartan 'doutan fikirler' toplam deildir.imdi akl, bir mirastan [heritage] ok bir edinim [acquisition] olarak grlr.O, ierisinde gerein, baslm para gibi depoland zihnin hazinesi deildir;gerein belirlenmesi ve kefedilmesinde yol gsteren orijinal zihinsel birgtr ... Btn 18. yzyl, akl bu anlamda anlamtr."

    Aydnlanma'nn Eletirel Kurucu AklBu temeller zerinde ykselen Aydnlanma dnrleri gelenek,

    kurumsallam din, nyarg ve hurafe kart 'modern' ve 'bilimsel'addettikleri sylemlerinin merkezi temas olan akla, eletiri (kritik) ileviniyklemilerdir. Bu eletirel tutumun sonulan dnrlere gre farkl olabilsede, eletirelliin kendisi dnrlerin ortak noktasdr. Ancak, Aydnlanma'nn

    29 Bu, zellikle Fransz Aydnlanmas dnrlerinde ifadesini bulur (CEVizci, 2002:98-189). Ancak, Kartezyen sistemin akl evrensel bir eletiri yetisi yaparak, insanntm nyarg ve yanl dncelerden zgrlemesinin nn aan pheci ynnbenimseyen dnrlerin, bu adan Descartes'n nemini teslim ettiklerini deunutmamak gerekir. rnein Condorcet (1990: 3 vd.)'ye gre, insanln ilerlemetablosunda en son dnemden bir nceki olan ve kendisinin de iil1de bulunduudokuzuncu evre, Descartes'n rasyonalist felsefesiyle balayp Fransz ihtilaliyleveya Fransa Cumhuriyeti'nin kuruluuyla doruk noktasna ulaan dnemdir.D' Alembert'e gre ise akln dnyay aydnlatmasn salayan, "fikir ve eserleriyle,felsefede yaptklar devrimle, insanlk tarihini 'gerek yrngesine sokmu' bubyk adamlardan ikisi Bacon ve Descartes'tr" (CEVizci, 2002: 145).

  • 132 e Ankara niversitesi SBF Dergisi e 61-1

    akla dayal sylemi,3o btn A~dnlanma dnrlerinin teknik anlamyla'rasyonalist/aklc' olduklar eklinde anlalmamaldr.3 Teknik ve snrlanlamyla aklclk, tm insan bHgisinin sonul olarak duyusal deneyimdenktn ileri sren deneyeilik (empirieism) ya da duyumculua(sensationalism) kart olarak; bilginin edinilmesinde duyular yerine aklnoynad role vurgu yapan, duyukrdan bamsz olarak akln apriori bilgiye

    iulaabileceini savunan dnce. akmn ifade eder. Oysa Aydnlanma'nnbirok dnr teknik anlamyla :aklc deildir;32 epistemolojik dzeyde dahaok duyumculuu benimsemi dnrlerdir (HAMPSON, 1991: 33; BUHRvd., 2003: 12).33Ancak farkl ekillerde ortaya koymu olsalar da "her biri bu

    iya da u tarzda akl kavramna qayanr ya da dnp dolap akl kavramnagelirler" (BUHR vd., 2003: 80)}4 Bu nedenle, bu teknik ve snrl anlamiindeki aklclk/deneycilik ikiliini zellikle Aydnlanma dnrleriasndan kesin snrlar iinde dUnmememiz gerekir.35 nk bu dnrler,,

    i30 "Bu felsefe, tm almalarnda, akl koulsuz hareket noktas olarak alr" (BUHR

    vd., 2003: 81). " ...bu entelektel' hareket, her eyden nce mutlak bir aklclkla,insan davrannn yegane rehberinin, gelenek ya da din deil de, kendisidndabaka hibir kaynaktan yardm grmeyen aklolduuna beslenen inanla karakterizeol~r" (CEVizci, 2002: 9). i

    31 "Onceleri, zellikle on yedinci ve on sekizinci yzyllarda, 'Aklclk' terimigenellikle kilise ve din kart pir bak asna sahip serbest dnrler iinkullanlmaktayd" (COITINGHAM, 2003: 10).

    32 "On sekizinci yzylda, Avrupa'da, Aydnlanma a'nn dnrleri genellikle'Aklc' olarak betimlenmi1erdi1; bununla sylenilmek istenen, bu dnrlerinfelsefeyi bo inanlar ve dogmalar zincirinden kurtarmak iin akln veuslamlamann kullanmna balanm olmalardr; ancak terimin bu genel kullanmkolaylkla yanlgya yol aabili1r, nk Aydnlanma a'nda yalnzca bazfilozoflar teknik anlamda 'Aklc' filozoflar olarak nitelendirilebilirler"(COITINGHAM, 2003: 14).

    33 Locke'un duyumcu bilgi kuram, ]8. yzyl zerinde genel bir etkiye sahip olmutur.Felsefeci Cevizci (2002: 17)'ninl ifadesiyle "Aydnlanma'nn resmi epistemolojikretisi, en azndan Aufklarung'a :yada Kant'a kadar empirizm"dir.

    34 dnsz duyumcu ve empirist Diderofnun szleriyle: "Merhamet Hristiyanlar iinne ise, akl da filozoflar iin odur. Merhamet Hristiyann eylemini belirler, akl isefilozofun" (HIMMELFARB, 2004: 152).

    35 Cottingham (2003: 18, 14-19)'a gbre bu, sadece Aydnlanma dnrleri iin deil,genel olarak byle kabul edilmelidir: " 'Aklclk'la 'Deneycilik'in birbirlerindenkesin snrlarla ayrlm iki alan olarak gr1memesi gerekir. ki alan arasnda birokbakmdan rten unsurlar bulma olana vardr, yle ki, bir filozof bir bakmdanaklclk paradigmasna uymakla birlikte, dncesindeki baka unsurlar belirgin birekilde deneyci gre uygun d~bilir." Ayrca bkz. (BUHR vd., 2003: 81-82).

    i

  • Fatih Duman e Aklclk Balamnda Iki Aydnlanma Gelenei: e 133

    17. yzyl rasyonalizmine ynelik empirist eletirilerden (ncelikle Locke) vedoa bilimlerinin metotlarndan etkilenmi de olsalar, akln tamamyladeneyime indirgenmesini de reddederler. Sistemlerinde, aktif bir g olarakakl, duyumsal verilerin basit toplamn aan, gelenein ve vahyin otoritesindenbamsz olan yerini korumaktadr (HIMMELFARB, 2004: 151 vd.). Aslndaakln her eyden bamsz olan zerk gc ve deneyci yntemin btnlemesi,en yetkin ifadesini Kant'ta bulacak olan bir eit sentezi ifade etmektedir.36Buna gre zerkliini kazanm olan akl, gzlem ve deneyin desteiyle ddnyay (doa ve toplum) doru ekilde anlayabilir, aklayabilir ve ulatdorular ynnde dntrebilir.

    Yukarda ifade ettiimiz gibi, genelolarak epistemolojide Locke'unduyumcu bilgi kuramn takip eden Aydnlanma dnrleri, felsefisistemlerinde akl ve akln gcne de merkezi bir yer vermektedirler. 37Locke,insann fikirlerinin oluumunu denetleyen gleri neredeyse yerekimikanununa benzer bir biimde ortaya koymaya alm;38 'doutan veriliidealar' dncesine kar karak, insan zihninin douta bir bo levha (tabularasa), 'zerinde hibir yaznn olmad beyaz bir sayfa' gibi olduunu savunanbir bilgi kuram gelitirmitir. Buna gre tm bilgiler deneyimden (experience)kaynaklanmaktadr. Locke iin deneyim, dsal dnyaya ilikin veriler olanduyumlar ve isel duyumlar olan idrakildnm (reflection) kapsamak-tadr.39 Dolaysyla douta tabula rasa olan zihnin ierii d dnyadan alnanduyumlar ve bunlarn ilenmesi yoluyla olumaktadr. Bu nedenle insann veaklnn kendi doasnda bir olumsuzluu yoktur. nsan, doutan gnahkar ya

    36 Kant'n dncesinde, bilginin oluumunda hem deneyimin hem de akln katksnnkanlmazl vurgulanarak, rasyonalist felsefe ile empirist felsefenin bir sentezigereklemektedir. Kant, bilgiyi tek kaynaa indirgeme abalarna kar karak,hem empiristlerin rasyonalistlere ynelik eletirilerini hem de empirizmineletirisini ieren bir epistemoloji gelitirmitir.Bkz. (CEVZC, 2000: 534-535).

    37 Locke'un kendisi de bilgi kuramnda empirist, sosyal ve siyasal kuramndarasyonalisttir. Bkz. (YAYLA, 2002: 35,5 I).

    38 "Newton, nasl ne yapaca bei olmayan ve ounlukla habis doal glerin yerineaklc bir doa kanunu koyduysa, Locke da insan zihninin ileyiinin bilimselkanunlarn bulmu gibi grnyordu. Bu ileyi sayesinde, daha mutlu ve dahaaklc bir toplum yaratmak olana ortaya kyordu" (HAMPSON, 1991: 33).

    39 'Tm bilgiler sonunda deneyimden tremitir; Locke iin deneyim, esas olarakduyuma dayanr -yani zihnin, bizi kuatan dnya hakknda be duyu organ yoluylasahip olduu dolaysz farkndala. Locke, duyumdan gelen idelerin yannda,'dnm' idelerinin olduunu, yani zihnin kendi ilemleriyle ilgili olarakdndnde ve duyusal izlenimleri karlatrrken ve dzenlerken ortaya kanidelerin de olduunu sylemektedir." Bkz. (COTTINGHAM,2003: 84-85).

  • 134 e Ankara niversitesi SBF Dergisi e 61-1

    da kt bir doaya sahip deildir. i nsann akl d davranlar ocukluktanitibaren edindii yanl fikirlerden kaynaklanmaktadr (HAMPSON, 1991: 33).Bu dnceler Fransz Aydnlanmas dnrlerinin (d'Holbach, Helvetius,Condillac vb.) ellerinde ontolojiki dzeyde materyalizmle birletirilecek veradikal bir ierikle toplumsal ve s,yasal tezlerde kullanlacaktr.4o Buna greinsann akln kullanamamas, aklB kendisindeki bir eksiklikten deil, tabularasa'nn ieriinin gelenek, nyarg, hurafe, din, otorite vb. tarafndan

    ikt/olumsuz doldurulmu olmasndan kaynaklanmaktadr. Eer bu duruma yolaan toplumsal koullar ve kurumlar deitirilirse, tabula rasa'nn ierii dedeiecektir. Dolaysyla bu ekillde akln hakim olduu rasyonel koullaroluturularak insan da, tarihsel sre de maruz kaldklar olumsuzluklardan

    i

    kurtarlarak deitirilebilir.41

    Aydnlanma'nn akla dayal eletirel tutumu, her ey zerine dnme veher eyi eletirme hakkn ileri sryor ve uygulamaya alyordu. Geri akl,geleneksel anlayta, insann dnhe faaliyetinin bir yetisi ve salt insana zgolarak Tanrsal akln bir parasyd. Ancak bu anlay zne olarak insan,Tanrsal akla tabi klarak edilgenl~tiriyordu. Aydnlanma ise etken, zerk vedeitirid bir akl anlay gelitirdi: "Akl varolann eletirilmesini salayanara, doaya egemen olma, topluma biim verme yetisi vb. olarak anlalmaya

    ibaland. Akl, insanlara, kendilerini devralnan eski, khnelemi ideolojidenkurtulma olana veren, doay dgemenlik altna almay ve eski toplumsaldzeni (feodal dzeni) deitirmeyi salayan gt. Bu da, insann kendikendisine sahip kmas; mevcut her otoriteden ve olgulara dayanan (pozitif)

    . i40 Bu balamda Ingiliz felsefesinin Fransz Aydnlanmas dnrleri zerindeki

    etkisini ele alan Macit Gkberk (2003: 311), iki aydnlanma geleneinin farknvurgular: "Daha ok sakin bir fuilimsel aratrma havas iinde gelien ngilizAydnlanma felsefesine karlk" Fransz Aydnlanma felsefesi imdiye kadarkianlay ve grleri kyasya ykbak isteyen bir sava felsefesidir: Kkrtcdr,inkarcdr; grecei ite kendisine byk gveni olduu iin de dogmatiktir."

    41 ster rasyonalist ister empirist i temelden hareket edilsin nemli olan nokta,Aydnlanma'nn d dnyaya (doga/toplum) bak ve mevcut durum karsndakieletirel konumudur: "Locke'un Fransz materyalizmindeki (Helvetius ve d'Holbach

    i

    araclyla) yorumu ... insan zihnini btnyle dsal dnyaya brakrken, Locke'unsaldrd 'doutan verili idealar'i dncesi ise dsal dnyay btnyle parantezealmaktayd. Bu iki tavrn da bir nydeni vard: Aydnlanma, fiili olarak hkm srenolumsuzluklar, insan tabiatnn kusursuzluuna olan inancna ramen, aklama

    idurumundayd ve aklamann yneldii yer, insan ve insan zihninin, anlaynndnda tabula rasa'nn 'kt' dldumlmasn salayan bir yer olmalyd. Bu yerRousseau'da toplumun kendisiydi; genel Aydnlanma portresi iinse din, gelenek veotorite lemesine dayanan skolask dnya gryd." Bkz. (GDEM, 1997: 63).

    i

  • Fatih Duman e Aklclk Balamnda Iki Aydnlanma Gelenei: e 135

    er eyden bamsz olarak davranmas yani tamamen zerk hareket ederek aklyardmyla ynetmesi demekti" (BUHR, vd., 2003: 83). Engels'in, FranszAydnlanmas balamndaki szleriyle: "Din, doa gr, toplum, devletdzeni, her eyacmasz, kyasya bir eletiriden geiriliyordu. Her ey varlnya akln yarg sandalyesi nnde hakl karmak ya da varlndan vazgernekzorundayd. Dnen akl, biricik l olarak her eye uyguland ... O zamanakadarki tm toplum ve devlet biimleri ve gemiten artakalan tm dnceler,akld ilan edilerek terkedildi. Dnya o zamana kadar kendini yalnzcanyarglarla ynettirrniti; gemiteki her ey, artk ancak acnmaya vekmsenmeye laykt" (A.g.e., 80).42

    Aydnlanma dnrlerine gre felsefenin grevi, 17. yzyldaki gibikendi kendine yeterli, kapal metafizik sistemler ina etmek deil, dierbilimlerle ibirlii iinde doal ve sosyal fenomenleri incelemek veeletirmektir. Bunu yapmasndaki amac saf teorik bir aba deil, hayatn vetoplumun kendisini ekillendirmede eletirel bir g olarak ilev grmektir.Dnce artk sadece verili olan temsil etmeyecek, ayn zamanda rasyonelolan gerekletirmenin de arac olacaktr. Eletirel bir g olarak felsefe ve aklkavram, 17. yzyldaki bilimsel devrimle doa bilimlerinde yaanangelimenin Aydnlanma dnrleri zerindeki etkisinin bir sonucu olarakgrlebilir.43 Kepler, Galileo ve Newton'un katklaryla oluturulan doann!dnyann bilimsel aklamasnn benzerini, bireysel (insan) ve toplumsal(toplum) alanda oluturma amacnda olan Aydnlanma dnrlerinin abas,doa bilimlerindeki baarlar sosyal ve politik alana yaymaktr. Newton'un,maddi dnyann doasn ve ileyiini birka temel yasa ile aklamasna benzerekilde, akl ve bilimin gcyle sosyal dnyann temel yasalar da aa

    42 Engels, akln bu gcnn koullanmlna ve snrlarna da vurgu yapmaktadr:"akln krall burjuvazinin idealize edilmi krallndan daha fazla hibir eydeildir" (CEVizc, 2002; 4).

    43 "Din ve metafizik Aydnlanma'nn ba dmanlarysa, bilim de en bykkahramanlardr... Bilim 'doa ve toplum kitabn okuyan ilevsel bir ara olarakakl', bilimsel bir dnya gr de, din ve hurafelerden arndrlm rasyonel birbak asn cisimletirir... Bilime bu gzle bakan Aydnlanma dnrlerininnemli bir ksm bilimle fiilen ilgilenen, ya belli bir bilim Craeden ya da genelolarak bilim zerine yazan kimselerdi. La Mettrie hekim, d' Alembert ve Condorcetmatematikiydi. Montesquieu ve Diderat bilim zerine yazan dnrler, Kantmodern bilimi temellendirmeye kalkan bir filozoftu. Voltaire ise Descartes'n gkteorisiyle Newton'un gk teorisini karlatracak ve hayatn adeta dnemin engelimi bilgisini meydana getiren deneysel felsefeyle Newton fiziini kendilkesine ve dnyaya tantmaya adayacak kadar byk bir bilimsel birikime sahipti"(CEvizc, 2002: 12).

  • 136 e Ankara niversitesi SBF Dergisi e 61-1

    kartlabilir. Buna gre akl, dO~ bilimlerinde olduu gibi, sosyal dnyannyasalarn kavrayabilir ve onu, insann ihtiyalarna uygun olarak buyruualtna alabilir.44 Bu noktada Aynlanma'nn en nemli karakteristik zelliinin'akln dzeni'ni kurma arzusu old6unu syleyebiliriz. Bu arzunun temelleriBacon'n, modern dnemde eskinn ideali olan 'vita contemplativa'nn artkyerini 'vita activa'ya brakmas gerektii dncesine kadar gider. Bununanlam antikite ve ortaan doal ve varlk zerine saf tefekkr anlaynnbraklp, bireyin kendi dndaki koullara hkmetmesini, egemen olmasnamalayan modern idealin benimsenmesidir. Bu ideali pratie geirme arzusu,farkl eilimlerine ramen Aydnl~nma'daki birletirici unsurlardan birisidir.45Bunun sosyal alandaki sonucu, aikln gcne dayanarak mevcut gelenekseldeer ve kurumlarn eletirilmesi ve bunlardan insann doasna ve ihtiyalarna

    iters olan ya da insann potansiyelini gerekletirmesini engelleyen unsurlarn

    i

    deitirilmesi zorunluluudur. Bykce Aydnlanma dnrlerinin sylemindeakl, en geni anlamyla mevcut olanlara ynelik amansz eletirilerin meruiyetkayna ve arac olmutur. i

    Akln gcne olan katks; inan, Aydnlanma dncesinde, bunubtnleyen bir 'ilerleme' anlayn da dourmutur. Bir dier ifadeyle,Aydnlanma'nn akl kavram opdmist bir ilerleme doktrini ve yeni bir tarihfelsefesi ile sk skya ilikilidir. Buna gre, dsal bir iradenin deil dorudandoruya insann fziksel ve sosyal i doasnn sonucu olarak alglanan ilerlemesreci, insanlk tarihinde akln geliiminin ve bilim yoluyla hakimiyetinikurmasnn tarihidir. Modernleme srecinin meruluunu ifade eden ilerleme

    idoktrini, pozitif bilgiyi reten/edinen akl/aklc lama ynndeki bu sreci,mutlu ve arzulanan bir ynelimin :ifadesi olarak grmektedir.46 Bu balamda,

    44 "Aydnlanma dnrleri, srannl doann fethinden sonra, insann veya insaniolann fethine geldiini dnr Ve insan bilimlerini veya sosyal bilimleri doabilimlerinin yeterli i ve baars ispatlanm yntemiyle sfrdan ina etmeyekalkrlar ... La Mettrie gibi ... Helv~etiusgibi..." (CEvZci, 2002: 13).

    45 Peter Gay (1964: 128)'in ifadesiyle, Aydnlanma felsefesinin en aina olunan yn,"yzyl boyunca 'philosophes'un yazlarna yaylan, insann iktidarn (gcn)evresine uygulama (tatbik etme) idrtsdr." "Doaya nfuz etme (hakim olma)klie bir szden fazlasn ifade eder: philosophes onunla tam olarak neyikastettiklerini biliyorlard. Bacon'dan, (her ne kadar daha az da olsa) ksmenDescartes'ten, zellikle kendi zamanlarnn ihtiyalar ve olanaklarndanrenmilerdi." i

    46 "Fransz Aydnlanmas'nn ve devrimci ardllarnn felsefelerinin tm de usu nesnelbir tarihsel g olarak koyuyoflard ki, bir kez despotizmin zincirlerindenkurtulduu zaman, dnyay bir ilerleme ve mutluluk alan yapacakt" (MARCUSE,1989: 6).

  • Fatih Duman e Aklelk Balamnda Iki Aydnlanma Gelenei: e 131

    Aydnlanma dnrleri iinde dnceleri en ok ele alnan filozofCondorcet'dir.47 Condorcet'nin bu konudaki almas, daha sonra Weber'lezdeleecek olan, modernliin rasyonelleme sreci olarak grlmesinindnsel temellerinden birisi olarak grlebilir. Condorcet'ye gre,mkemmelleebilirliinin (perfectibility) nnde herhangi bir snr bulunmayaninsan, akln nndeki engelleri yok ederek yetkin hale gelebilir.48 Tarihselgeliim de, insann bilgisinin artyla akln hakimiyetine doru giden, gemieilikin dokuz byk dnem ve gelecek iin bir dnem olmak zere, on aamalgeri dndrlemez bir ilerleme srecini iermektedir.49 Akln nyargya karsavayla bilgideki arta gre yaplan bu dnemselletirmede nemli olan,farkl aamalarn zelliklerinden ok, tm aamalarn kesintisiz tarihsel birzincirin paralar olarak ya da akln engellenemez yrynn aamalarolarak grlmesidir. Btn ilerleme sreci akln nyarg, gelenek, otorite vb.gibi engellere ramen kazand g ve iktidar ve gelinen noktadaki devrimcikonumunu gstermektedir.5o Fransz Devrimi ile birlikte, Condorcet'ningelecee ynelik olarak cokuyla anlatt onuncu dnem balamtr. Budnemde hakim g haline gelen akl, hem doay hem de toplumuynetecektirikontrol altna alacaktr. Akln gc, insann mkemmelleebilirliinedeniyle zgrlk ve eitlik asndan snrsz bir gelime yaratacaktr.

    47 Philosophes'un sonuncusu ve Fransz Devrimi'ne aktif olarak katlan tek filozofolan Condorcet'nin, Temmuz 1793 'te hakknda kan tutuklama karar nedeniylegiyotin tehdidi altnda gizlendii dnemde yazd "nsan Zekasnn lerlemelerizerinde Tarihi Bir Tablo Tasla" balkl eseri, daha sonra FranszAydnlanmas'nn temel metinlerinden birisi olarak kabul edilmitir. Cevizci (2002:182-183), eserin nemini yle ifade eder: "Aydnlanmay, fakat zellikle deFransz Aydnlanmasn karakterize eden btn unsur ve yaklamlar kendisinde birekilde ihtiva eden bu eser, Condorcet'nin insan soyunun tam bir yetkinlie dorusrekli bir ilerleme iinde bulunduu inancn ifade ederken, insanlk tarihini szkonusu ilerleme inancna uygun olarak, rneklerine zellikle ondokuzuncu yzyldarastlayacamz bir tarzda, dnemletirir. Eserin bu zellikleriyle, sadece liberalizmzerinde deil... sosyal bilimlerin douu ve ekillenii zerinde de kayda deer biretki yapt, hemen herkes tarafndan kabul edilen bir husustur."

    48 Condorcet (1990: Cilt i, 5rnin ifadesiyle almas, "muhakerne (reasoning) ile,olgularla insan glerinin mkemmellemesinde hibir snr olamayacangsterecektir. nsann mkemmellemesi gerekten snrszdr. Bu olgunlaabil-medeki ilerlemelerin, bundan byle de kendilerini durdurmak isteyen her trlkuvvetten bamsz olarak, tabiatn bizi iine att yeryuvarlann devamndanbaka snrlar yoktur."

    49 Dnemlerin zellikleri iin bkz. (a.g.e., Cilt I, 16-157; Cilt 11,3-105).50 "Her ey bize gsteriyor ki, insan zekasnn byk devrimlerinden birinin zamanna

    ulam bulunuyoruz" (a.g.e., Cilt i, IS).

  • 138 e Ankara niversitesi SBF Dergisi e 61-1

    Sonuta "artk yeryznde gnein, akllarndanbaka efendi tanmayan hrinsanlar, yalnz onlar aydnlataoa gn gelecektir" (CONDORCET, 1990:74).51 1_

    Condorcet akl kavramn, doa bilimleri ve sosyal bilimler iin ortakekilde alglamaktadr. Doa bilimlerinde akl, doann dzenliliindenhareketle yasalar kefetmekte ve doaya hakim olmaktadr. Akl, ayn ekildeinsan ve topluma ilikin yasalar tla kefedebilir ve onlara da hakim olabilir:"Tabiat bilimlerinde biricik inanma temeli, evren olaylarn dzenleyen, bilinen,bilinmeyen genel kanunlarn zorunlu, sabit olduu fikridir; byle olunca,tabiatn dier alanlarnda olduu gibi, insann zeka, ahlak yetilerinin gelimesiyolunda da bu ilke, neden ayn derecede doru olmasn?" (A.g.e., Cilt II, 66-

    i67).52 Buna gre bilimsel gelime "sosyal davran alann yeni batan ekillen-dirmeye imkan salayacak kadar, byk bir gce sahip olduu" (CEVizci,2002: 180) iin, insann ahlaki milikemmellemesini de salayacaktr. Bilimsel

    iolarak organize edilmi eitim-retim sreciyle insanlar, sosyal-siyasal ili-kiler alannda da akla dayal davranmay renebilirler. Locke ve Condillac'nduyumcu psikolojisinden hareketle insan doasnn dntrlebilirliine olaninan, bilimsel gelimenin insanl ahlaki yetkinlie de gtrecei anlayndourmaktadr. Bir dier deyile bilimsel/aklc gelime ile ahlaki ilerlemearasnda zorunlu bir iliki vardr. Bireylerin sosyal ilikiler alanndaki ahlakizaaflarnn temelinde aklc avranlar deil, akl kart unsurlarbulunmaktadr. Bu nedenle akl~ bilgi retim srecinde olduu gibi pratik!ahlaki ilikiler alannda da, miras Alnan dini inanlara, nyarglara, geleneklereya da felsefi dncelere ihtiyac iyoktur. Sadece akln gcne dayanan bilim,genel bir ifadeyle insann mu~luluuJrefah iin yeterlidir. Zaten beerimutsuzluu ve sorunlar douran nedenler, akl snrlayan ona engelolan

    i

    unsurlardr. Sonuta bu unsurlardan bamsz hareket edebilen hatta onlar yokederek snrlayc etkilerini gideren akl, sosyal ve politik alanda dahakimiyetini kuracaktr. Sonulolarak Condorcet'nin, tarihsel ilerlemedncesi ile btnlemi hem eletirel ve ykc, hem de kurucu ya da yenibatan ina edici akl anlaynn Kta Avrupas ya da Fransz Aydnlanmas'nnkarakteristik zelliini temsil etti~ini syleyebiliriz.

    i

    51 Condorcet'nin, insan aklnn zirvesine ulat onuncu dneme ilikin cokulu veoptimist aklamalar iin bkz. (AJg.e., Cilt II, 66-105).

    52 "CondorceL. sosyal kurumlarn riatematiksel analizini ne karan yaklamyla,sosyal sanat ya da bilimlerin doI1;abilimlerinin yntemiyle ina edilmesi gerektiianlaynn en nemli temsilcisi olmak bakmndan nem tar" (CEVizci, 2002:180). i

    !

  • Fatih Duman - Aklclk Balamnda Iki Aydnlanma Gelenei: _ 139

    Isko Aydnlanmas ve Ak Eletirisi'sko Aydnlanmas' terimi, kendi aralarndaki farkllklar sakl kalmak

    kaydyla epistemolojide, moral felsefede, sosyal ve siyasal kuramda belirliteorik amalar ve varsaymlar paylaan sko kkenli dnrlerins3oluturduu ve Aydnlanma dncesinde nemli bir damar oluturan dncegeleneini ifade etmektedir. S4 Konumuz asndan nemli olan nokta, skodnrlerin bireysel ve toplumsal zmlemelerinde aklnlakkln gc veyetkinliine deil duygu, tecrbe, gelenek, alkanlk vb. gibi akl dndakiunsurlara vurgu yapmalardr. Temel amalar, bireyden hareket ederek zihninieriini oluturan dnce ve inanlarn ve insandaki moral/ahlaki deeryarglarnn bilimsel bir aklamasn sunmak55 ve buradan hareketle insanlararas etkileimin sosyolojikS6 ve tarihsel teorisini oluturmaktr. Bir dierdeyile, sko dnrler temelde iki ana eksen zerinde dnce retmilerdir:Birincisi insandaki zihni srecin, bilgi edinme ve karar verme/yargda bulunmasrecinin empirik temellerden hareketle incelenmesi (epistemoloji ve moralfelsefe), ikincisi ise gelitirdikleri insan doas anlay ile ok yakndan ilikiliolan toplum ve tarih anlay (sosyal teori ve tarih). u an iin bizim zerindeduracamz, birinci eksende yer alan dnceleridir. Bu dncelerin elealnmas sonuta, sko Aydnlanmas'nn akl anlaynn temel niteliklerini veKta Avrupas Aydnlanmas' ndan farklarn aa karacaktr.

    Bilgi kuram asndan, Locke'un sistematize ettii duyumcu psikolojiyedayanan empirist yaklam, sko Aydnlanmas dnrleri iin de temelbalang noktasn oluturmaktadr. Ancak bu temel zerinde ykselen bilgikuram ve moral felsefe Kta Avrupas Aydnlanma dncesinden farklsonulara ulamaktadr. Bu farkllk, temelde akla duyulan gvene ve aklngcne ynelik eletiriler etrafnda ekillenmektedir. Bunun ilk rneiniLocke'un rencisi olan nc Shaftesbury kontu Anthony Ashley Cooper

    53 David Hume (1711-1776), Adam Smith (1723-1790), Adam Ferguson (1723-1816),Thomas Reid (1710-1796), Francis Hutcheson (1694-1746), John Millar (1735-1801), Dugald Stewart (1753-1828), William Robertson (1745-1814) vb.

    54 sko Aydnlanmas'nn tarihsel ve toplumsal koullar; ounluu akademisyenolan sko dnrlerin temel dnceleri ve Aydnlanma iindeki konumlarnailikin genel bilgiler iin bkz. (BROADIE, 1997: 3-31).

    55 David Hume (1997: 41), "bilimlerin bakentine ya da zeine, insan doasnnkendisine" ynelerek "insan doasnn ilkelerini aklamay" amalayan ve buzelliiyle "teki bilimler iin biricik salam temelolan" bu bilimi "insan bilimi(science of man)" olarak adlandrr.

    56 Ahmet idem (1997: 72)'in ifadesiyle, "sko Aydnlanmas dnrlerinin toplumve siyaset teorileri, sosyolojinin gerek n-tarihini oluturmaktadiL"

  • 140 e Ankara niversitesi SBF Dergisi e 61.1

    (1671-1713)'n, hocasmn bir ~k yolu gsteremediini dnd etikkonusunda savunduu 'ftri ahla:ki duyu (innate moral sense)' retisindebulabiliriz. Buna gre insanlarda, fiziksel objeleri alglayan duyu yetilerinebenzer ekilde, moral yarglar ol~turmaya yarayan, rasyonelolmayan ftri biryeti bulunmaktadr (CEVzc,' 2002: 23-31; BADEMR, 2005: 32;MACINTYRE, 2001: 184). Moral felsefeye ilikin olarak, insan doasnda yeralan 'ftri bir yeti (inn.er faculty)i dncesinin, kendi ilerindeki farkllklararamen, genelolarak Isko Aydnlanmas dnrlerinde ok etkili olduunusyleyebiliriz. Ortak insan doann rasyonelolmayan ileyii, temelde bu'fitri yeti' anlaynn gelitirilmesi (ftri duygular, ortak duyular, hissedilervs.) zerine kurulacaktr.57! .

    Hocas Shaftesbury'nin d4ncelerini gelitiren ve ou zaman skoAydnlanmas' nn balangcna ~erletirilen Francis Hutcheson (1694-1746),Hobbes ve Mandeville'in btn beeri eylemleri 'etik egoizm' erevesindedeerlendiren argmanlarna kar, eletirilerinde, doal bir yeti olarak grd'ahlaki duyu'ya dayanmaktadfr. Buna gre insanlar kendilerine biravantaj/fayda salamamasna ramen baz davranlar ve eylemleri onaylarlarve bundan memnuniyet hissederler. rade ve akl bu srete roloynarnamaktadr. nk akl s~dece iki insan arasnda belli bir ilikininbulunup bulunmadna iaret eder, ancak ahlaki onaylama ya daonaylamamamn temel kurallanm bize salayamaz. Bunun iin akl dndabaka bir yetiye, 'ahlaki duyu'ya' ihtiya vardr. Hutcheson'un evrenselolarak

    ibtn insanlarda varolduunu: syledii 'ahlaki duyu' yaklam, ahlakikonsenss rasyonelolmayan igdsel bir temele oturtmaktadr (CEVzc,2002: 31-35; BADEMR, 2005[: 36-37). Ayrca bu yaklamn arka planndayer alan 'btn insanlarn paylat evrensel bir insan doas'na olan inancnda, sko dnrlerin temelortak noktalarndan birisini oluturduunubelirtmek gerekir. Ancak, bu evrensel insan doasnn ilkeleri ve ileyii

    irasyonelolmayan temellerden hareketle aklanmaktadr.

    57 "Shaftesbury'yi takip eden filozoflar kua, kendi aralarnda ahlaki duyunun gerekdoas ve ilevi konusunda farkllasalar da, onun retilerine bir ekilde hakverirler. Ancak onlarn hepsi, afulakiduyunun (ya da ona benzer bir eyin), zenginya da fakir, eitimli ya dal eitimsiz, aydnlanm ya da aydnlanmamfarketmeksizin insann doal, zorunlu ve evrensel bir vasflnitelii olduundahemfikirdirler. Onlar, ayn zamanda, ahlaki duyunun akl ve kara (interest) uygun,ancak onlardan bamsz vb onlara ncel (prior) olduunu dnrler"(HIMMELFARB, 2004: 33). Bu balarndaki geliim/deiim srecinin dnrlerbaznda ayrntl olarak incelenmesiiin bkz. (a.g.e., 27 vd.)

    i

  • Fatih Duman e Aklchk Balamnda iki Aydnlanma Gelenei: e 141

    sko dnrlerinin en nemlilerinden birisi olan David Hume58,rasyonalizme ynelik eletirilerinde Hutcheson' dan etkilenmi de olsa ondandaha farkl sonulara ulamaktadr.59 Hutcheson, empirist yntemi, Tanrvergisi 'ahlaki duyu' kavramn temellendirmek iin kullanrken, Hume aynyntemi kullanarak farkl sonulara ular. Hume empirizmi, sadece bilgininkaynan deil snrlarn da aklamak iin kullanarak btn mantksalsonularyla birlikte savunmaktadr.6o Buna gre btn zihin ierikleri, btndnceler duyu izlenimlerinden trernektedir ve hibir konuda apriori aklyrtlemez. nsan deneyimini aan konularda yaplan speklasyonlarnanlamdan yoksun olduunu ve 'olgudan deerin hibir ekilde tretilemeyece-ini' gsteren Hume dsal dnyann varl, benlik ya da ruh, nedensellik, tz,zihin, Tanr gibi temel kategorileri de empirik bir perspektiften yorumlamayaalr (CEVzci, 2002: 46-47).61 Bu kategorilerin her biriyle ilgili aklama-larnda, akln gszln ve kesinlik kayna olamayacan ortaya kar-maktadr. rnein akl, maddenin varoluunu ispatlama konusunda gszdr,maddenin srekli ve bamsz varoluunu hibir ekilde kantlayamaz.Hume'un yorumuna gre, cismin ya da fiziki nesnelerin srekli ve bamszvaroluuna beslenen inancn kayna ne akl ne de duyulardr sadeceimgelemdir/muhayyiledir (imagination). Ayn ekilde bilimi mmkn klan,doann dzenlilii inancnn temelinde yer alan 'nedensellik' ve 'trnevarm'yaklamlarnn da aklc bir ekilde savunulamayacan ileri sren Hume,bunun, dnyann dzenlilii ya da rasyonalitesinde deil sadece insannimgeleminde temellenebileceini sylemektedir. Buna gre, bize zorunlu ilikigibi grnen olgular (nedensellik) aslnda zorunlu ilikiler deil sadece bizimedindiimiz izlenimlerdir ve bunlar dnya ile ilgili nesnel bir olgu deil, insandoasyla ilgili psikolojik bir olgudur.62 Ksacas kendileriyle ilgili hibir

    58 "sko Aydnlanmas'nn btn ndegelen yeleri belli konularda Hume'u izleyenya da kar kan isimlerden olumaktadr" (DEM, 1997: 70).

    59 "Hurne, Hutcheson'un birok fikrini benimserken, felsefesindeki teolojikdayanaklardan tamamen uzak durmutur. O, insan doasnn Tanr tarafndandzenlendii fikrini deil, insan doasnda doutan gelen bir yapnn bulunduu vebu yapnn ahlaki kararlar alma yeteneinin bulunduunu ileri srmtr"(BADEMR, 2005: 37).

    60 Bu nedenle Locke'a gre daha tutarldr; bilgi teorisiyle toplum teorisi arasnda,Locke'da rastladmz trden bir kopukluk yoktur (YAYLA, 2002: 57).

    61 Ayrntlar iin bkz. (HUME,1997).62 "Hume' a gre bu izlenirni, aklla deil, deneyimle elde ederiz. Hume, tecrbe ve

    mahedenin desteinden yoksun akln yetersizliini gstermek amacylabirbirinden ilgin rnekler verir. Ayn olgular tekrar tekrar grerek, yani tecrbeyoluyla olgular arasndaki nedensellik izlenimini ediniriz ... Dolaysyla, hayatmza

  • 142 e Ankara niversitesi S8F Dergisi e 61-1

    iizlenimin olmamas anlamnda ehpirik bir kkeni bulunmayan ve tamamyladeneyim ve alkanln insani imgelemdeki etkisi olan bu gibi kavramlar, aklhibir ekilde kantlayanaz.63

    Hume, bilgi kuramndald anti-rasyonalizmini ahlak teorisinde desrdrmektedir. Buna gre, deeJ yarglarnn oluturulmasnda akln herhangibir gc yoktur; bunlar arzu ~e tutkulardan (pas sion) kaynaklanmaktadr.Hume'a gre, bu konudaki genel gr "tutkunun krl, deikenlii vealdatcl zerinde" (HOME,! 1997: 364) direterek, insanlarn yarg veeylemlerinin belirlenmesinde akla stnlk tanmaktadr.64 Hume ise "Us(un)

    iyalnz bana hibir zaman herhangi bir eylem retemeyecei ya da istendouramayaca iin, ayn yetinib istenci nlemeye ya da herhangi bir tutku yada duygu ile ncelii tartmaya yetenekli olmadn" (A.g.e., 365)

    isavunmaktadr. Ahlak rasyonelletirme ynndeki btn giriimlere iddetlekar kan Hume'a gre, "us Itutkularn klesidir ve yalnzca yle olmasgerekir, ve hibir zaman onlara ?izmet etmekten ve boyun emekten baka birgrev ileri sremez (A.g.e.,' 365)"65 Akl, tutkular, arad nesnenin mevcutolup olmad ya da onu araman~ en ekonomik ve etkili aracnn ne olabileceikonusunda bilgilendirebilir; anc\lk tutkular arasnda hkm ve karar veremez,

    irehberlik eden, olgular arasndaki ilikilerle ilgili beklentilerimize vcut veren akldegil, alkanlktr" (YAYLAi 2002: 59). Hume (1997: 550)'un ifadesiyle"Gelecegin gemi ile bagdaabiir oldugunu kabul etmeye yalnzca ALKANLKyoluyla belirleniriz ... yaamn Rlavuzu olan us degil ama alkanlktr." Hume'unher bir konu baglamnda, akla Ynelikeletirilerinin ayrntlar iin bkz. (CEVZCi,2002: 41-84).

    63 Hume'un zmlemelerinde genelolarak duyular, akl ve imgelem zerinde durulur.Bu lden akln rol ok slnrldr; asl alarak duyular ve imgelemin gcvurgulanr. Hume'un bilgi kuratm (Kitap ) ve ahlak teorisinin (Kitap III) ayrntlariin bkz. (HUME, 1997). i

    64 Hume kar ktg, akla ncelik veren yaklam yle ifade eder: "Felsefede vegiderek gndelik yaamda bile hibir ey tutku ve usun kavgasndan sz etmekten,usa ncelik vermekten ve linsanarn ancak kendilerini onun buyruklarnauydurduklar lde erdemli oiduklarn ileri srmekten daha olagan degildir. Herussal yaratk, derler, eylemlerini usu yoluyla dzenleme ykmllg altndadr; veeger herhangi bir baka gdl ya da ilke davrannn ynetimine kar duracakolursa, btnyle boyunduruk altna alnncaya ya da en azndan o stn ilke ile bir

    iuyum iine getirilinceye dek ona kar kmas gerekir" (A.g.e., 363-364).

    65 Akln bu gszlg kars~da, 'alkanlk' ve 'imgelem'in tutkular zerindekietkileri ok fazladr: "ama hibir eyin tutkularmz hem arttrmak hem deazaltmak, hazz acya ve acylhazza evirmek iin alkanlk ve yinelemeden dahabyk bir etkisi yoktur." i (A.g.e., 370-371). " ...tutkular ...imgelemin tmdegiikliklerinde ona ayak uydururlar" (A.g.e., 372).

    ii

  • Fatih Duman e Aklclk Balamnda Iki Aydnlanma Gelenei: e 143

    onlar eletiremez ya da yarglayamaz. Btn hedefi, eylemlerimize rehberliketmek olan ahlaki/moral yarglarn/kurallarn kayna akl deildir. nk akl,bizi asla eyleme sevk edemez. Dolaysyla aWaki kurallar aklsal kavraytatemellenemez (A.g.e., 397-413).

    Hume'a gre ahlaki kural, yarg ya da eylemin temeli, insan doasndabulunan 'haz-ac' ilkesine dayanr. Buna gre ahlaki iyi hoa gittii,memnuniyet yaratt iin iyidir; ahlaki kt de ac verdii ya damemnuniyetsizlik yaratt iin ktdr.66 Ancak bu yaklam bireyciliktentoplumsalla, duygucu ve doalc bir ahlak anlayndan yararc bir ahlakanlayna doru geildiinde klasik faydaclktan ayrlmaktadr. Hazarn veaclarn ifadesi olan erdem, sosyal boyut kazandnda 'dorudan tutkular'nyanna 'dolayl tutkular' ve onlarn temelinde yer alan duygular ve en nemliside 'duygudalk (sympathy)' ilkesi gelmektedir.67 Hume, Smith ve Burke'dekiortak kavramlardan birisi olan 'duygudalk', bireyin dier insanlarla kurduuilikilerden ald izlenimlere, davranndan doan etkilere ve sosyal bir varlkolmasna vurgu yapar: nsan baka bir kimsenin ac ektiini dndnde,bunun insan zerinde brakt izlenirnden dolay onda da ac hissi oluur; tersiekilde bakasnn mutluluunu dnmek insan zerinde olumlu etki yapar.Dolaysyla insan, aWaki karar ve eylemlerinde buna gre hareket eder. Hume,insan doasndaki en nemli ahlaki drtlerden birisi olarak kabul ettii'yardmseverlik' eilimini de duygudala dayanarak aklamaktadr. Ksacas,Hume'un ahlak teorisi 'fayda' ve 'duygudalk' kavramlar temelinde, etikegoizmin genellemelerine iddetle kar kan ve duygulara, alkanla vurguyapan bir erevede ekillenmitir (MACINTYRE, 2001: 192-199).68 Aynekilde Hume' a gre 'adalet (justice)' kurallar da insan aklnn doal rnlerideildir, "dil ve paraya benzer ekilde dier allagelmi eyler gibi zamaniinde (tedricen) ortaya kar ve yava bir gidiatla ve srekli onu ihlal etmenin

    66 "Erdemin znn kendisi... haz retecek ve erdemsizliinki ac verecektir." "Onu(erdemsizlii) hibir zaman bulamazsnz, ta ki derin-dncenizi kendi yreinizeevirip sizde bu eyleme kar doan bir onaylarnama hissi buluncaya dek. Buradabir grglolgu vardr; ama bu duygunun nesnesidir, usun deiL.Kendinizde yatar,nesnede deil" (A.g.e., 273, 408).

    67 "Bizi eyleme geiren tutkular ne olursa olsun -kendini beenmilik, hrs,agzllk, merak, ya da ksn(ehvet)-, tmnn ruhu ya da diriItici ilkesiduygudalktr" (A.g.e., 325). Ayrca bkz. (CEVizci, 2002: 81-84).

    68 "Dnr (Hume], moral kurallarn ne insan tabiatnda ikin ne de akln bilinlirn olduunu gsterir. Kurallarn ilahi kaynakl olduu da sylenemez. Onlar,basite, insanolunun pratik deneyiminin rndr ve kurallar zamann ak iindeancak insanoluna faydal olduklar grlrse varlklarn koruyabilir" (YAYLA,2002: 61-62).

  • 144 e Ankara niversitesi SBF Dergisi e 61.1

    rahatszln tecrbe etmekle gkazanr" (BADEMR, 2005: 43).69 Bir dierdeyile, bu kuraUar insan aklnn bilinli bir tasarm ya da nceden planlanarakyaratlm eserleri deildir. KudUarn temelinde tarihsel srete saladklarfayda ve halen fayda salamha devam ediyor olmalar bulunmaktadr(YAYLA, 2002: 62-65).

    Dier sko dnrler gibi insann hareket ve davranlarnda roloynayan ve kkenlerini insan dasnda bulan itici gleri sistematik ekildeaklamay deneyen Adam Smit~'in dncesinde de 'fayda' ve 'duygudalk'temel kategorilerdir. Baz alardan Hume'dan farkl dnse de7o, ahlak veadalet teorisinin temelinde yer alan 'duygudalk' zerindeki vurguyu paylar.Ona gre de insanlar, tahayyli (imaginative) olarak kendilerini dierlerininyerine koyup onlarn duygularnil hissederek ahlaki yargda bulunur. nsanlarmotive eden 'karlkl duygud~lk hazar' ahlaki yargnn temelinde yeralmaktadr. "Btn ahlaki yarglar, belirli eylemlerin tahayyli deerlendiril-

    imesinin rn olan 'hemen ortaya kan duygu ve hissedi' trlerine dayanr"(CAMPBELL, 1997: 529).71 Bunoktada yine geleneksel tepkilerin, alkanlk-larn ok nemli rol vardr.72 i Smith'in teorisinde de, akln ahlak kurallarkonusundaki gszl vurgvlanmaktadr: Doru ve yanla ilikin ilkkavraylarmzn akldan kayn~klandn zannetmek tamamyla sama veanlalmazdr. Bununla birlikte, genel kurallarn temelinde olan btn diertecrbelerimiz de akln konus~ deildir. Tm bunlar duygu ve hissediinkonusudur. Akl, herhangi bir 1esneyiduygu ve hissediten bamsz olarakkendi bana, ho ya da naho hJle getiremez. Ancak bu durum, akl reddetmekya da hibir etkisi olmadn hvunmak anlamna gelmez. Kastedilen, aklnahlak ve adalet kurallarnn temelini oluturamayacadr (O'NEll...L, 1999: 34).

    i

    69 Hume'a gre "kurallar, yasJar, inanlar rasyonel olamazlar... (tm bunlar)alkanlklara, gelenek ve greneklere dayanr" (SUNAR, 1979: 76).

    70 "Smith, fayda sorununda Hume'la hemfikir deildir: bir insann davrann moralolarak takdir ettiimizde, onu birincil bakmdan, faydal diye deil, yakk alr vedoru dzgn diye takdir edbriz" (MACINTYRE, 2001: 200). Ayrca, ahlakiyarglarn oluumunda etkili lolan duygudaln kkeni ve ilevi konusundaSmith'in Hume'dan ayrld nqktalar iin bkz. (BADEMR, 2005: 40-42).

    71 Campbell (1997: 528-534)'in rlakalesi Smith'in 'Theory of Moral Sentiment'dekidncelerini zl ekilde ele almakta ve bunlar 'Wealth of Nations'dakilerlebirletirerek sosyal ve politik teori asndan sonularn tartmaktadr.

    72 "Smith'in teorisi, Hutcheson'a Ive hatta Hume'unkine gre ok daha uzlamc vegelenekseldir... Smith'e gre alkanlklar, dolayl deil de dorudan bir etkiyesahiptir. Alkanlklar, bir gzl:emcinin nasl tepki vereceini belirlemesini salar"(BADEMR, 2005: 41).

  • Fatih Duman e Aklclk Balamnda Iki Aydnlanma Gelenei: e 145

    Bunun yerine duygular, tutkular, alkanlklar, gelenekler vurgulanarakEagleton'n ifadesiyle 'yrein yasas' ne kartlr (EAGLETON, 2003: 51).

    sko Aydnlanmas'nn Hume'a tepki olarak gelien bir dier nemlidnce ekol, Glasgow niversitesi'ndeki ahlak felsefesi krssnde Smith'inyerine geen Thomas Reid'in gelitirdii ve daha sonra Dugald Stewart veJames Beattie'nin poplarize ettii 'Cornmon Sense (saduyu-ortak duyu)'ekoldr. Reid'e gre duyumlar 'doal iaretler (natural signs)'dir. Bireyler buiaretleri yanl yorumlayabilir ve alglamalar yanl olabilir. Ancak onlarnbundan bamsz olarak, btn insanlar tarafndan paylalan kendi zerkgereklikleri vardr. Hume'un empirik temeli olmad iin reddettiikavramlar, Reid'e gre insann doal yapsnn bir parasdr ve akln btnbulgular bunlara dayanmaktadr. Bir dier deyile, insann doas tamamylaplak ve edilgen bir yapda deildir; kendinden apak olan moral yarglarvardr.?3 nsan kendi yapsnda bulunan 'doal yarglama yetisi' ile doruyuyanltan, iyiyi ktden ayrabilir.?4 nsann bu ekilde farkna vard 'orijinalve doal yarglar' insanln ortak duyusunu/saduyusunu oluturur. Herkestebulunan saduyunun temel dorular ahlakn, bilimin ve dinin temelinioluturmaktadr. Saduyu ekol de, akla kar duyguyu ve i duyuyu nekarmaktadr (O'NEILL, 1999: 36-40).

    Genelolarak ele alrsak, baz noktalarda birbirinden farkllklar tayanteorileri savunsalar da Hutcheson, Hume, Smith ve dier sko dnrlerdeakln zayfl ve gszlne ynelik inan konusunda temel bir ortaklkbulunmaktadr.75 Burada nemli olan nokta, sko dnrlerin akl verasyonalizme ynelik eletirilerinin, sadece bilgi ve ahlak kuram asndandeiL, bunlarn zerinde ykselen sosyal ve politik kuram asndan da nemli

    73 Reid'e gre, "Locke'un asl yanld nokta, ruhu bir 'tabula rasa' (bo bir levha),zerine hibir ey yazlmam bir kat saymas, onda balangta hibir eyinbulunmadn kabul etmesidir. Onun iin Reid, her eyden nce armpsikolojisiyle savar" (GKBERK, 2003: 310).

    74 "Reid btn dncesini bu ana dnce zerine kurar: nsan ruhunda asli (original)olan yarglar vardr -bir ahlak duygusunun, bir estetik zevkin olduu gibi. Bununlada Reid, Locke'un 'tabula rasa'sn kaldrm, bunun yerine ruhta batan beribulunan asli bir yarg yetisini koymutur. Ona gre bu yeti olmadan gvenilir birbilgi teorisi kurulamaz, nk 'doru'yu 'yanl'tan ayrt eden bir yetidir -nasl ki'iyi'yi 'kt'den ayran da ahlak duygusudur" (A.g.e., 311).

    75 Akln zayflna ve bireysel ve toplumsal dzeyde oynad roln snrllnaynelik vurgunun, sko Aydnlanmas 'nn temel tanmlayc niteliklerinden birisiolduuna ilikin gr, bu konudaki literatrn ittifakla kabul ettiine ilikinolarak bkz. (O'NEILL, 1999: 24-60).

  • 146 e Ankara niversitesi SBF Dergisi e 61-1

    sonulannn olmasdr. Ksaca s~lemekgerekirse, bu dnceler, rasyonalisttemelde oluturulan sosyal ve politk kurgulann meruiyetini yok etmektedir.76

    nk sko Aydnlanmas'nn akl anlay gelenek, alkanlk, tarihselsrete kendiliinden oluan kurallar, beeri duygular, beeri imgelem vb gibiunsurlarn ne kt bir erev6de ifade edilmektedir. Dolaysyla bu aklanlay zerinde ykselen sosya~ teori de, bu argmanlara uygun olacaktr.Ayr bir almann konusu olacakkadar geni bir konu olduu iin ksaca ifadeetmek gerekirse, sko dnrlerin sosyal ilikiler alanna ilikin varsaymlartemelde doal hukuk yaklam, ~oa hali/durumu (natural state) ve toplumsalszleme kurgularnn eletirisi zerine kuruludur. Buna gre, insanlar hibirzaman toplum d bir doa halil iinde yaamamtr; eer bir doal durumaranyorsa bu, insanlar iin mevcjut toplumsallktr. nk, sko dnrleregre, doa hali ve toplumsal szleme gibi rasyonalist kurgularn empiriktemeli yoktur ve bu nosyonlar, i insan doasnn yanl kavranmas zerinekuruludur. Beeri hayatn doal durumu mevcut sosyallik olduundan, politikmeruiyeti kurmak iin bunun dtnda soyut kurgular aramak hem temelsiz hemde faydaszdr. Bu nedenle 'dogal haklar' gibi nosyonlann, kavramsal venormatif olarak sosyal varoluumuzdan ayr dnlmemesi ve bu sosyalbalam iinde anlalmas gerekir. zellikle Adam Ferguson ve Hume'unmetinlerinde en ak ifadesini i bulan bu dnceler, genelolarak skoAydnlanmas'nn yaklamn temsil etmektedir (O'NEILL, 1999: 40-44).

    i

    Ksacas, sko dnrlerde sosyal ve politik alana ilikin varsaymlarni

    temelinde de akl ya da akln dorular deil, gelenek, alkanlk, fayda, duygu,imgelem vb. gibi unsurlar bulupmaktadr. Dolaysyla nasl ahlak ve adaletkurallarnn temelinde akl ve akln tasarm yoksa, sosyal ve politikkurallarn/kurumlann temelindel de yoktur. Ayrca akl bunlarn temeline

    76 rnein Hume iin, idem (lQ97: 68-69)'in deerlendirmesi yledir: "Bir btnolarak Hume felsefesi, Kta Avrupas Aydnlanmas'nn kat rasyonalistyaklamna, ampirist bir karlk olma zelliini korumaktadr. Bylelikle rasyonelbir temellendirmeyle ina edilen tabii hukuk teorisi ve toplumsal szlemeanlayna da kar kmaktadJ ki bylece, Hume hem felsefe hem etik hem depolitik olarak gerekten Aydnhmma'nn krln temsil etmektedir." lkay Sunar(1979: 74-75)'n ifadesiyle "Bume bu ekilde empirizmi mantksal sonularnaulatrd zaman btn rasyon~list toplum teorilerini temelden ykm oluyordu."

    iBuna gre "Aydnlanma devri dnrlerinin belirli baz ncllerden yola karakkurduklar rasyonel ahlak da,1 olandan (insan doas) olmas gereken siyasalsistemleri karan toplumsal ~zleme teorileri de tek bilgi kayna yaantya(deneye) dayanmadklar iin i birer yanlsamadan ibarettir. .. toplumsal yaamHume'a gre, temelde alkanlklara, gelenek ve greneklere dayanmaktadr."

    i

  • Fath Duman e Aklclk Balamnda Iki Aydnlanma Gelenei: e 141

    yerletirmeye alan kurgusal ina abalar da temelsiz ve aldatcdr. Budncelerinden hareketle sko Aydnlanmas dnrlerinin, Kta AvrupasAydnlanmas dnrlerine kyasla mevcut kurumsal yap ve sosyal ilikilerleuzlam iinde olduklarn syleyebiliriz (A.g.e., 43).

    Bu noktada bir parantez aarak, sko dnrlerin evrensel bir insandoasndan hareketle, mevcut (existing) ahlak kurallarnn ya da adaletkurallarnn kkenini ve ..ilevini aklamaya altklarnn altn zellikleizmek gerekir.77 Bir dier deyile, sko ahlak filozoflar ahlaki yarglarnkkenini ve ilevini tanmlarken ayn zamanda bunlarn bir tr savunusunu dayapmaktadrlar. Aklamalarnda betimleyici olanla normatif olan iiebulunmaktadr. Yoksa bir btn olarak 'ahlak dili (moral language)'nineletirisini yapmazlar (O'NBilL, 1999: 31-32). rnein, Hume'un kyasyaeletirdii, ahlaki yarglarda 'dr'l ifadelerden 'meliJmal'l ifadelere gei,aslnda kendisinde de bulunmaktadr. Bu sebeple, aslnda "Hume'un kendisi debir eit tabii hukuk teorisi gelitirmitir. nk, teorisini insan davrannn azveya ok srekli baz eleri zerine oturtmutur. Hume, bu tek biimliliksayesinde ngrc (predictive) bir siyaset biliminin mmkn olduunufarzeder" (YAYLA, 2002: 71). Bu durumun, sosyal ve politik teori asndannemli sonular olacaktr.78

    Benzer bir yorum, Smith iin de geerli grlebilir. Smith, hocasHutcheson'un savunduu 'Tanr vergisi ahlaki duyu' nosyonunu grntereddetmesine ramen son kertede ona benzer bir sonuca ulamaktadr. yle ki,Smith iin 'ftri doal duygular', ortak duygudalk tepkileri iin zorunlu olann koullardr. Bu tr doal duygular/tepkiler olmakszn, Smith'in tanmlad

    77 "O [Hume], sahip olduumuz moral kurallara neden sahip olduumuzun, nedenundan ziyade bunu erdemli diye yargladmzn bir aklamasna geiverir"(MACINTYRE, 2001: 197).

    78 MacIntyre (2001: 198-199)'ye gre, " Hemen her konuda Hume bir moralmuhafazakardr. Hume'un din hakkndaki pheci grleri, onu intihar yasanasaldrmaya gtrd, fakat o genelolarak moral status quo'nun szcsdr ... Hume,ekseriyetle alenen, herhangi bir eletiri urana deil de, sahip olduumuz kurallaraneden sahip olduumuzu aklamaya angaje olur." lkay Sunar (1979: 76)'nifadesiyle: "te Hume'un muhafazakar fayda teorisinin z: Kurulu dzen faydalolduu iin vardr. Faydal olanla varolan arasnda bir kartlk deil btnlk szkonusudur: Faydal olan varolan, varolan ise faydal olandr. imdi ada ilevsel(functionalist) sosyoloji ve antropolojinin nereden kaynaklandn grebiliyoruz:Herhangi bir toplumda gzlediimiz iliki ve kurumlar ilevselolduklar iinvardrlar, varolduklar iin de ilevseldirIer. Bylece, Hume fayda ilkesini toplumsaldzeni yarglayacak ve yeniden dzenleyebilecek bir lt olmaktan karm,toplumsal dzeni olduu gibi koruyacak bir ilke durumuna getirmitir."

  • 11'1 e Ankara niversitesi SBF Dergisi e 61-1

    anlamyla 'duygudalk' gerekle~mez. Zaman iinde belirli eylemleri onamaya da onamama konusunda olun;u olan sosyal konsenss temsil eden buahlaki duygular, son kertede bireylerin doal duygularndan kaynaklanrlar.Ksacas, Smith, hocas Hutchesoi'un 'aWaki duyu' sunu 'duygudalk' lehine

    ireddeder ancak bunu Humecu bir fayda anlayna dayandrmaz (CAMPBELL,1997: 528-530); 'doal' olana (derhalortaya kan duygu ve hissedie), sradaninsann ahlaki fenomen karsndaki doal 'normal' tepkisine dayandnr. Tabiri

    icaizse, kapdan kovduunubacadan ieri alr. Peki Smith'e gre, normal ahlakiduygularn neler olduunu nasl bileceiz? Cevap: mevcut toplumda hakim olanahlaki kodlara bakarak (O'NEnLL, 1999: 35-36). Bu dnceler sonuta,Campbell (1997: 532 vd.)'in ifadeiyle 'Smith'in sosyolojik muhafazakarl'nayol amaktadr. Campbell, Smith'in 'Burke bilge devlet adam portresi'ninarkasnda da, bu anlayn bulunduunu belirtmektedir. Smith'in 'Burke bilgedevlet adam 'nn davran biirlu yledir: "Akl ve ikna ile insanlarn

    ikklemi nyarglarn zaptedemedii zaman, onlar hizaya getirmek iin zorabavurmayacaktr ....kamusal dzenlemelerini, yapabildii kadar iyi ekildeinsanlarn kemiklemi nyarglai ve alkanlklarna uyduracaktr; insanlarnkabul etmektenlboyun emekten holanmadklar dzenlemelerdenkaynaklanan huzursuzluklar, yapabildii kadar iyi ekilde dzeltecektir"

    i(A.g.e.,533).

    SONUKsaca ifade etmek gerekinie, Kta Avrupas Aydnlanmas'nn 'ykc ve

    tekrar ina edici' silah olan akl, i sko Aydnlanmas dnrlerinin ellerindesrekli olarak ne kadar snrl. ve gsz olduuna ilikin argmanlarlakarlar. Bu noktada Peter Gh (1964: 270)'in ifadesini hatrlatabiliriz:Aydnlanma ayn zamanda "...akl (reason) a deil, aklcla (rationalism)kar isyan ayd." Kta Avrup~s'nn aklclna kar gerekleen isyannbayraktarln yapan sko dtlnrlere gre, bireysel dzeyde olduu gibi,sosyal dzenin tekaml ve ileyi1inde, sosyal kurumlarn ve sosyal ilikilere

    idair kurallarn olumasnda akln gc snrldr. Bu nedenle, iindeyaadmz kompleks oluumlat (kurallar, kurumlar vb.) bast bir ekildeakldan ya da akln bilinli tasarmndan karlamaz. Bunlar, tarihsel sretenesiller boyunca evrimleerek gbrekleen saysz bireysel eylemin kastsz(unintended), bilinli ekilde planlanmam, tasarlanmam sonulardr; beeri

  • Fatih Duman e Aklclk Balamnda Iki Aydnlanma Gelenei: e 149

    znenin eylemlerinin sonucudur ancak bilinli ya da tasarml rnlerideildir.79

    sko dnrlerin gelitirdikleri 'kendiliinden oluan sosyal dzen(spontaneously genemted social order)'nosyonu, temelde kurucu akln inasya da tasarm olmayan, tarihsel srete evrimsel bir ekilde meydana gelenkural ve kurumlara dayanan bir dzen anlayn ifade etmektedir. Akl yerinealkanla, gelenee, adetlere, kendiliindenlie (spontaneousness) vurguyapan bu yaklam, sko dnrler asndan ahlak ve adalet kurallarnn,toplumsal ve politik kurumlarn oluumu ve ileyii, ekonominin ileyii, dilingeliimi, hukuk sisteminin ve ynetimlerin oluumu vb. gibi birok farklalanda geerlidir.8o

    sko anti-rasyonalist dnrlerin ifade ettii bu dnceler, evrimci birsosyal teori ve tarih anlaynn da temellerini oluturmu ve buna uygun birsiyasal teoriyi aa karmtr. Bu yaklam, Fransa' da olann tersinetoplumsal ve siyasal alann radikal dntrlebilirlii anlayna ynelik birreddiyeyi ifade eder. Buna gre, akl hem byle bir gce sahip deildir hem deakla dayal byle bir giriimin sonucu kanlmaz olarak hsran olacaktr.nk byle bir teebbs, Smithi anlamda 'doal zgrlk sistemi'nin ileyimantna ve genel bir ifadeyle toplumsaVsiyasal kural ve kurumlarn oluummantna terstir. Ksaca belirtmek gerekirse, akln teorideki yerine ve onayklenen ilevlere gre, sosyal ve siyasal karmlar farkllamaktadr.

    79 En ak ekilde Ferguson'un ifade ettii ve en ok da Smith'in 'grnmez el'nosyonuna ilikin olarak hatrlanan bu yaklam, temelde 'tasarlanmam/planlanmam sonular'a ynelik vurgu ve 'amal rasyonalite'nin eletirisinedayanmaktadr (O'NBILL, 1999: 44).

    80 Adam Ferguson'un nl ifadesiyle: "ok sayda insann her bir adm ve hareketi,aydnlanm alar (enlightened ages) diye adlandrlan dnemde bile, geleceeynelik ayn dzeyde bir krlkle gerekleir; ve uluslar, gerekten insan eylemininsonucu olan, fakat insan tasarmnn (design) uygulanmas olmayan kurumlartesadfen bulurlar" (A.g.e., 44).

  • 150. Ankara niversitesi SBF Dergisi. 61-1

    ii

    ~aynaka .. i .AGAOGUlLARI, Mehmet Ali / KOKER, levent (1991), Tanr Devletnden Kral-Devlete (Ankara:

    imge Kitabevi Yaynlan).

    BADEMIR, Hasan Ycel (2005), "Isko Aydnlanmas Etii: Hutcheson, Hume ve Smith," LiberalDnce (Say: 37, K): 27-44.

    BAYKAN, Fehmi (2000), Aydnlanma zerine Bir Derkenar (istanbul: Kakns Yaynlan).

    BROADIE, Alexander (1997), "Introduction: 'What was the Scottish Enlightenment?," The ScottishEnlightenment: An Anthology (Edinburgh: Canongate): 3-31.

    iBUHR, M.lSCHROEDER, W.lBARCK, K. (2003), Aydnlanma Felsefesi (Istanbul: Yeni Hayat

    Ktphanesi) (der. ve ev.: Ve~el Atayman).

    CAMPBEll, T.D. (1997), "Adam Smith and Natural liberty," Political Studies (Cilt: XXV, No: 4,December): 528-534. '

    iCASSIRER,Ernst (1951), The Philosophy of Enlightenment (Princeton: Princeton University Press).

    CEVIzci, Ahmet (2000), Paradigma Felsefe Szl (Istanbul: Paradigma Yaynlan).

    CEVizci, Ahmet (2001), Onyedinci Yzyl FJlsefesi Tarihi (Bursa: Asa Kitabevi).

    CEVIzcI, Ahmet (2002), Aydnlanma FelsefJsi, Felsefe Tarihi Citt: 4, (Bursa: Ezgi Kitabevi).

    CONDORCET (1990), Insan Zekasnn Ilerlerleleri zerinde Tarihi Bir Tablo Tasla (Istanbul: MilliEitim Bakanl Yaynlan, Citt I-II) (ev: Ouz Peltek).

    COTTINGHAM, John (2003), Aklclk (istanbul: Doruk Yaynlan) (ev: Blent Gzkan).

    IGOEM, Ahmet (1997), Aydnlanma DncleSi (Istanbul: iletiim Yaynlan).

    OAVIES, Stephen ,(2005), "Aydnl~~ma," Li~eral D~nce (Say: 37, K), (ev: A.Yayla): 5-10.

    DESCARTES,Rene (1994), Metot Uzerine Konuma (Istanbul: Sosyal Yaynlar) (ev: K. Sahir Sel).

    EAGlETON, Terry (2003), Estetiin Ideolojisi (Ankara: Ooruk Yaynlan) (ev: Blent Gzkan,Hakk Hnler vd.). !

    FEBVRE, lucien (1995), Rnesans Insan i (Ankara: Imge Kitabevi Yaynlan) (ev: Mehmet AliKlbay).

    FRANKLIN, James (2005), "Rnesans Efsanesi," Liberal Dnce (Say: 37, K) (ev: A.Yayla): 11-25. i

    GAY, Peter (1964), The Party of Humanity: Essays on the French Enlightenment (New York:Alfred A. Knopf). i

    GEllNER, Ernst (1992), Reason and Cu/ture: The Historic Role of Rationality and Rationalism(Oxford: Basit Blackwell Publisher).

    GOYARO-FABRE, Simon (2003), "Aydnlannia," RAYNAUD, Philippe / RIAlS Stephane (ed.), SiyasetFelsefesi Szl (Istanbul: iletiim Yaynlan) (ev: . Yerguz vd.): 126-138.

    GKBERK, Macit (2003), Felsefe Tarihi (Istanbul: Remzi Kitabevi, 14. bask).

    GRAY, Christopher M. (2004), "Enlighten~ents and Counter-Enlightenments," Orbis (Cilt: 48, No:1), Winter: 178-191. i

    HAMPSON, Norman (1991), Aydnlanma a (istanbul: Hrriyet Vakf Yaynlan) (ev: Jale Parla).

    HAYEK, Friedrich A.