82
GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

  • Upload
    others

  • View
    9

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA

Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞAnadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü

Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222

181

Page 2: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

182

Page 3: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

GİRİŞ

Değerli konuklar ve meslektaşlarım hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyo-rum. Öncelikle bu toplantıyı düzenleyerek böylesi önemli bir konuda bizleribir araya getiren İktisadi Kalkınma Vakfı ve Yüreğir Belediye’sinin değerliyöneticilerine teşekkür etmek isterim. Ayrıca TÜİK Adana Bölge MüdürlüğüBaşkanlığına ve başkanlıkta çalışan uzman arkadaşlara da huzurunuzdaşükranlarımı sunuyorum. Kendileri Adana ili özelindeki göç verilerine kısabir süre içinde ulaşmamı sağlayarak bugün yapacağım sunuma önemli birkatkı sağlamışlardır.

Biraz sonra sizlerle paylaşacağım sunumun temel amacı, göç, yoksullukve sosyal politika olguları arasındaki ilişkiyi sosyolojik bir bakış açısıyla in-celemek ve Adana ili özelinde göç olgusunu yoksulluk ve sosyal politikabağlamında değerlendirmektir. Sunum sırasında sırasıyla şöyle bir yol izle-yeceğim.İlk bölümde, göç, yoksulluk ve sosyal politika kavramlarının tanımıve içeriği, göç ve yoksulluk arasındaki ilişki, yoksulluk ve sosyal politika ara-sındaki ilişki ele alınacaktır. İkinci bölümde, Türkiye’nin göç ve yoksulluk de-neyimi değerlendirilecektir. Türkiye’nin göç deneyimi 1950-1980 ve 1980sonrası olmak üzere iki dönem içinde karşılaştırmalı olarak ortaya konula-caktır. Sunumun üçüncü bölümü bugünkü toplantının özel olarak incelediğiAdana ilinin göç deneyimini içermektedir. Adana ili göç deneyiminin analiziTÜİK verileriyle sınırlıdır. Son olarak, sonuç ve değerlendirme kısmıyla su-numun tamamlanması planlanmıştır.

1. KAVRAMLARIN TANIMI VE İÇERİĞİ

Bu bölümde sırasıyla göç, yoksulluk ve sosyal politika kavramlarının ta-nımı ve ardından göç ve yoksulluk, yoksulluk ve sosyal politika arasındakiilişkiye yönelik değerlendirme yapılacaktır. Biz sosyal bilimciler için kavram-ların tanımı, bu kavramları nasıl açıkladığımız, onlardan ne anladığımız ol-dukça önemlidir; çünkü üzerine düşündüğümüz meselenin değerlendirilme-si kavramların hem tanımlanma biçimine hem de teorik olarak onların nasıl

183

Page 4: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

açıklandığına bağlı olarak değişebilmektedir. Bugünkü sunumun konusuolan göç, yoksulluk ve sosyal politika kavramları üzerinde ortak anlaşmayavarılmış bir tanım yoktur ve bu kavramların hepsi farklı teorik açıklamalarakonu olmuştur.

1.1. Göç Olgusu

Çağlayan (2011) “Göç Kavramı ve Kuramları” adlı yazısında ortaya koy-duğu gibi, sosyolojik olarak göç sadece modern toplumlara özgü bir konuolmanın ötesinde insanlığın yeryüzündeki varlığıyla ortaya çıkan bir olgu-dur. Yani göçün tarihini insanlığın tarihiyle başlatmak mümkündür. En basitifade ile göç, “belirli bir hedef doğrultusunda ya da belirli bir hedef olmaksı-zın herhangi bir yere yönelen coğrafi insan hareketleri” olarak tanımlanmak-tadır (Çağlayan, 2011: 85). Çağlayan (2001: 87-88) bu yazısında birbirindenfarkı göç tanımlarını da şöyle özetlemektedir:

Orhan Hançerlioğlu tarafından Toplum Bilim Sözlüğünde Göç, “Bir yer-den başka bir yere gitme” (Hançerlioğlu, 1986:158) olarak tanımlamaktadır.

Ozankaya ise Toplum Bilim Terimleri Sözlüğü’nde, göç ve göç çeşitlerinişöyle tanımlamaktadır: “Göç: Bireylerin ya da toplumsal kümelerin yerleş-mek üzere bir yerden başka bir yere gitmeleri. Dışa göç: Bir ülkedeki kimibireylerin ya da toplumsal kümelerin başka bir ülkeye göç etmeleri. İçe göç:Bir ülkeye başka ülkelerden bireylerin ya da toplumsal kümelerin gelip yer-leşmesi. İç göç: Bir ülke sınırları içerisinde bireylerin ya da toplumsal küme-lerin bir yerden başka bir yere gidip yerleşmeleri” (Ozankaya, 1980).

Özkalp’e göre (1995:209) göç, “insanların bir coğrafik bölgeden diğer birbölgeye olan hareketliliğini ifade eden” bir olgudur.

Fichter’e göre göç, “En genel yorumuyla hareketlilik kişilerin zamanda,fizik mekânda veya sosyal yapılardaki her tür devinimine veya göçüne işa-ret eder” (Fichter, 1996:154). Fichter göçleri zorunlu ve zorla olmak üzereikiye ayırmaktadır.

Marshall’a göre, “Göç (az veya çok) bireylerin ya da grupların sembolikveya siyasal sınırların ötesine, yeni yerleşim alanlarına ve toplumlara doğ-ru kalıcı hareketini içerir. Sosyolojik göç araştırmaları çeşit çeşittir ve genel-de akrabalık, toplumsal ağlar ya da iktisadi gelişme gibi konulara yönelik in-celemeler gibi daha büyük problemlerin parçasını oluşturur” (Marshall,1999: 685).

184

Page 5: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

Yalçın’a göre ise, “Göç, ekonomik, siyasi, ekolojik veya bireysel neden-lerle, bir yerden başka bir yere yapılan ve kısa, orta veya uzun vadeli geri-ye dönüş veya sürekli, yerleşim hedefi güden coğrafik, toplumsal ve kültü-rel bir yer değiştirme hareketidir” (Yalçın, 2004, 13).

Bütün bu tanımların ortak noktası hareketi, yer değiştirmeyi merkeze al-malarıdır. Sosyolojik olarak göçe dair ortak ve kapsayıcı bir tanım geliştir-menin en önemli zorlukları arasında her bir göçün, her bir göç dalgasınınher bir göç olgusunun kendine özgü nedenlerinin olması, her birinin içeriği-nin, her birinin gerçekleşme biçiminin ve yaşanma şeklinin birbirinden fark-lı olması yer almaktadır. Dolayısıyla Adana ili özelinde göçü ele alırken buyaklaşımı bir kenarda tutmamız gerekmektedir. Bundan dolayı da Adana iliözelindeki göçün kendi tarihselliği, şartları ve bütünlüğü içerisinde ele alın-ması burada yaşanan özgünlüğü anlamamız açısından da önemli olacaktır.

Akılda tutulması gereken diğer önemli noktalardan biri de “göçün bir an-lık bir sosyal olgu değil bir süreç olduğudur” (Çağlayan, 2011). Tam da bunoktaya Adana’nın göç deneyimini örnek olarak verebiliriz. Adana 2010-2011 yılları arasında göç alamayan bir il olarak gözükmektedir. Yani net göçhızı eksilerdedir. Böylesine makro düzeydeki bir istatistiki veriyi okumak gö-çü anlık ve statik bir olgu olarak ele almak anlamına gelmektedir. Oysa gö-çü anlık bir sosyal olgu olarak değil de, bir süreç olarak ele almak Adana iliözelindeki göç olgusunu çok boyutlu bir olgu olarak görmemizi ve analiz et-memizi sağlayacaktır. Ki bu sunumda Adana’daki göçü çok boyutlu ve sü-reç içinde, Türkiye’nin ekonomik, siyasi ve kültürel sorunlarıyla ilişkili olarakoluşan ve süreç içinde kendine özgü sonuçlarıyla var olan bir olgu olarakgörüyorum.

Sonuç olarak göç, birden çok faktörle ortaya çıkabilen, süreç içinde nite-liği değişebilen ve etkilediği ve etkilendiği yapı ve aktörleri itibariyle her za-man biricikliğini ve özgünlüğünü koruyan bir olgudur. Daha da önemlisi, nü-fus ve coğrafi temelli bir hareketlilik olarak tanımlanmasına rağmen, sosyo-lojik olarak da göçolgusu sınıfsal, etnik, ırksal, dinsel ve toplumsal cinsiyettemelli bir içeriğe sahiptir. Örneğin, sadece belli bir etnik kökene ait insan-lar göç ediyor olabilir. İnsanlar sadece dini inançlarından dolayı yerlerindenediliyor olabilir. Kadınlar erkeklere göre göçten daha çok etkileniyor olabilir.Adana ili özelinde göç olgusunun da işte bu sosyolojik temelde ele alınma-sı, eşitsizlik yaratan sonuçlarının ortadan kaldırılmasına yönelik uygulana-cak sosyal politikalar açısından önemlidir.

185

Page 6: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

1.2. Yoksulluk Kavramı

Yoksulluk kavramı da tıpkı göç kavramı gibi tartışmalı bir kavramdır veyoksulluğun tanımı konusunda ortak bir fikir birliği yoktur. Yoksulluk tartış-malarının merkezinde yer alan temel soru: “Yoksul kimdir?” ve/veya “Kimleryoksuldur” sorusudur. Kimlerin yoksul olduğu ise yoksulluktan ne anlaşıldı-ğına, diğer bir deyişle yoksulluğun nasıl tanımlandığına bağlıdır. Yani “Yok-sulluk nasıl tanımlanmaktadır?”. Yoksulluğun miktarı ve oranının belirlen-mesi ise, yoksulluğun ölçülmesiyle ilgilidir. Yoksulluğun ölçülmesi ise yok-sulluk kavramını nasıl tanımladığımıza bağlıdır. Yani tanımını yaptığımızyoksulluk kavramının operasyonel hale (ölçülebilir) getirilmesidir. Yoksullukmiktarı ve/veya yoksulluk oranlarının belirlenmesi yoksullukla mücadeleaçısından önemlidir. Yoksullukla mücadele ise yoksulluğun nedenleri-nin/kaynaklarının belirlenmesiyle de ilgilidir. Ortaya koyduğumuz bu sorula-rın cevapları tartışmalı olmasına rağmen bizler teorik olarak “Yoksul kim-dir?” ve/veya “Kimler yoksuldur” sorusuna cevap verebiliriz. Sosyolojik ola-rak, yoksul olma durumunu iki kategori altında ele alabiliriz. Birinci yoksul-luk kategorisinde,emek gücünü kullanabilme potansiyelinden yoksun olan-lar yani çocuklar, engelliler, yaşlılar, hastalar yer almaktadır. İkinci yoksullukkategorisinde, emek gücünü kullanabilme potansiyeline sahip olan, işsizler,düşük gelirliler ve ev kadınları yer almaktadır. Yoksulluk literatüründe yok-sulluk kavramının genel tanımları ise şöyle yapılmaktadır:

Mutlak yoksulluk: Bireyin ya da hanenin gıda, barınma ve giysi gibi te-mel biyolojik ihtiyaçlarını karşılayabilecek gelir ve tüketimden mahrum kal-masıdır. Mutlak yoksulluk tanımı, asgari geçim ihtiyaçları üzerinden bir de-ğerlendirme yaptığı için geçimlik yoksulluk olarak da ifade edilmektedir.Mutlak yoksulluk ölçümleri genellikle yoksulluğu maddi yoksunlukla sınır-landırır. Yoksulluk hesaplanırken belirlenen temel ihtiyaçların ortalama piya-sa değeri bulunur ve tespit edilen miktar yoksulluk sınırını oluşturur. Bu tes-pit edilen yoksulluk sınırının altında gelire sahip olanlar ise mutlak yoksulolarak değerlendirilmektedir (Haralambos ve Holborn, 1995: 125). Örneğinkişi başına günde 1 veya 2 dolarlık harcama Dünya Bankası’nın uluslarara-sı ölçekte mutlak yoksulluk oranını hesaplamak için kullandığı bir ölçektir(Güneş, 2009a).

Göreli yoksulluk:Bireyin, ailenin ya da toplumsal gurupların içinde bulun-dukları toplumda yeterli beslenebilmesi, en azından alışılmış ve ortak kabul

186

Page 7: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

edilmiş sosyal ve kültürel faaliyetleri yerine getirebilmesi ve içinde bulundu-ğu toplumun ortalama yaşam standardını sürdürebilmek için gerekli kay-naktan yoksun olmasıdır. Göreli yoksulluk tanımı içinde temel fiziksel ihti-yaçların yanında toplumsal ihtiyaçlar da dikkate alınır. Ayrıca, mutlak yok-sulluk tanımından faklı olarak içinde bulunulan toplumun ortalama yaşamstandardı dikkate alınır (Haralambos ve Holborn, 1995:125). Gelişmiş ülke-lerde yaygın olarak kullanılan göreli yoksulluğun hesaplanmasında ise ülkeiçindeki ortalama gelirin belli bir oran altında kalan miktar ölçek olarak alın-maktadır. Göreli yoksul olanlar içinde bulundukları toplumun ortalama geli-rinin altında bir gelir ile yaşayan nüfusu kapsamaktadır (Güneş, 2009).

İnsani yoksulluk: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafın-dan gelişmekte olan ülkelerdeki yoksulluğun anlaşılması için kullanılan birkavramdır. Yoksulluk, toplumun sunduğu hak ve olanaklara ulaşabilme ek-sikliği olarak tanımlanmaktadır (İnsel, 2001: 70). Örneğin eğitim temel birhaktır ve parasal olarak ölçülmesi zordur. UNDP tarafından beş insani yok-sulluk göstergesi geliştirilmiştir. Bu göstergeler şunlardır: 40 yaşından önceölme riski taşıyan insan oranı, okuryazar olmayan yetişkinlerin oranı, sağlıkhizmetlerine ulaşamayanların oranı, temiz ve güvenli içme suyuna erişeme-yenlerin oranı, 5 yaş altı çocukların yetersiz beslenme oranı (UNDP, 1997).

Toplumsal dışlanma:İnsanların içinde bulundukları toplumun ekonomik,toplumsal, siyasal ve kültürel süreçlerinden dışlanması, diğer bir ifadeyletoplumla olan bağlarının kopması olarak tanımlanmaktadır (Bhalla ve La-peyre, 1999). Toplumsal dışlanma bakışı, yoksulluğu statik ve durağan birbiçimde sadece maddi yoksunluk olarak tanımlayan yaklaşımları eleştir-mektedir. Bundan dolayı, toplumsal dışlanma kavramı toplumda daha genişbir çerçevede yaşanan yoksunlukları dikkate almaktadır. Basitçe tek başınagelir yetersizliği yoksulluğu ve yoksulları anlatmaz. Örneğin bireyin içindebulunduğu topluma katılabilmesi için gerekli hak ve olanaklardan mahrumolması gelir yetersizliği ile açıklanamaz.

1.3. Sosyal Politika Kavramı

Sosyal politika kavramı da, tıpkı göç ve yoksulluk kavramlarıgibi; tartış-malıdır ve net bir tanımı yoktur. Politika kelimesi istenmeyen bir durumu de-ğiştirmeye yönelik belirli bir hedefe ulaşmak için izlenen yolu ifade etmekte-dir. Politikanın varlığı; istenmeyen durumun tespitini, bunu değiştirmeyi he-deflemeyi,bu hedefe ulaşmak için de sistematik olarak belirlenmiş bir planın

187

Page 8: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

olmasını içermektedir. Sosyal politikayı genel olarak, modern toplumda eko-nomik ve toplumsal yapının toplumsal kesimler üzerindeki yarattığı olum-suzlukları ve eşitsizlikleri ortadan kaldırmaya yönelik sistematik bir uygula-ma olarak tanımlayabiliriz. Sosyal politika günümüzde daha çok; sosyal gü-venlik sistemleri, sosyal sigortacılık kavramı, sosyal yardımlar sosyal hiz-met uygulamaları çerçevesinde ele alınmaktadır (Sunal, 2011). Sosyal poli-tika, çalışma hayatını, çalışma ilişkileriyle ilgili düzenlemeleri, emeklilik vesağlık politikalarını ve sosyal yardımları içeren bir alan olarak da görülmek-tedir (Buğra, 2008). Dar anlamıyla sosyal politika sanayi devrimiyle birlikteortaya çıkan işçi sınıfının sorunlarını çözmeye yönelik, özellikle de 19. yüz-yılın ikinci yarısındaki düzenleme ve uygulamaları (çalışma hayatıyla ilgilidüzenlemeler) içermektedir. Geniş anlamıyla sosyal politika İkinci DünyaSavaşı Sonrası, sanayi devriminin ortaya çıkardığı işçi sınıfının dışındaki;toplumun diğer dezavantajlı kesimlerinin de ekonomik ve sosyal yaşamları-nı güvence altına alacak uygulamaları içermektedir ve refah devleti kavra-mıyla çoğu kez beraber kullanılmaktadır

1.4. Göç ve Yoksulluk Arasındaki İlişki

Yoksulluk ve göç arasındaki ilişki çok boyutlu ve karmaşık ilişkileri içer-mektedir. Göç ve kentsel yoksulluk arasındaki ilişkiyi anlamaya yönelik ge-nel olarak iki temel tez ortaya atılmıştır. Birinci teze göre, göç kentsel yok-sulluğa neden olmaktadır. İkinci tez ise, yoksulluk olgusunun yoksulların ha-reket alanını sınırlamasından dolayı göçe engel olduğunu savunmaktadır(Şenses, 1999). Daha ayrıntılı ele aldığımızda birinci teze göre, kırsal alan-larda gelirin azlığı ve iş olanaklarının yetersizliği insanları yoksullaştırmaktabu durumda yoksulların kentlere göç etmesine neden olmaktadır. Yani yok-sulluk göçü hızlandırmaktadır. Ancak kente göç eden kesimlerde sıralaya-cağımız nedenlerden dolayı yoksullaşmaktadır. Kentsel alanlarda istihdamartışlarının göç hızının altında kalması kentsel yoksulluğu artırıcı yönde et-kilemektedir. Diğer bir deyişle, ekonominin örgütlü sektörlerindeki iş olanak-larının yetersizliği kentlerde enformelleşme süreçlerini hızlandırmaktadır.Kente göç eden kesim ekonominin örgütlü kesiminde düzenli gelir getirenişlerde çalışabilme olanaklarından yoksun kalmaktadır. Göç eden insanlarya ekonominin enformelleşen süreçlerinde, düzensiz, geçici ve düzensiz iş-lerinde düşük gelirli işlerde çalışmakta ya da işsiz kalarak yoksullaşmakta-dır. Birinci tezin aksine, ikinci teze göre, yoksulluk göç maliyetlerinin karşı-lamasını zorlaştırdığı için göçe engel olmaktadır (2009b).

188

Page 9: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

1.5. Yoksulluk ve Sosyal Politika Arasındaki İlişki

Yoksulluk ve sosyal politika arasındaki ilişki tarihsel bir ilişkidir. Yoksullu-ğun tarihini, yoksullara karşı ve yoksullar için geliştirilen politikaların tarihin-den başlatabiliriz. 16. yy. da Avrupa’nın tarihinde de hızla artan nüfus ve ta-rımdaki gelişmeler kırsal alandaki nüfusun kente göç etmesine neden ol-muştur. Bu yıllarda, kentsel nüfusun artmasıyla, sokaklarda başıboş dola-şan, dilencilik yapan insanların sayısı da çoğalmıştır. Bu yıllarda yoksulluğayönelik ilk uygulamalardan biri, 1530 yılında bir kanun ile İngiltere’de yaşlıve engelli yoksullara dilenme belgesinin verilmesidir. Daha sonraları ise,yaşlı ve engellilere evlerinde yapabilecekleri işler verilmiş fakat bu işleri ka-bul etmeyenler koşulları çok kötü olan ıslah evlerine yollanmıştır. Yoksulluk-la ilgili en önemli kanun İngiltere’de I. Elizabeth döneminde çıkarılan 1601Yoksullar Yasasıdır. 1601 Yasası ile mahalli yöneticilere yoksulların sorun-ları ile ilgili sorumluluklar yüklenmiştir. Yerel yöneticiler, çalışamayacak du-rumda olanlarayardım etmek için yerel düzeyde vergi toplarken, çalışabile-cek durumda olan yoksullar için iş temin etmekle sorumluydular. O dönem-de yoksullara yönelik çıkarılan başka bir kanunla, idari birim tarafından des-teklenen yoksulların elbiselerinin üzerine yoksul olduklarını ifade eden “P”işareti1 takmaları istenmiştir. Bu anlamda geçmişte çıkarılan bütün bu ka-nunlar ile yoksulların topluma zarar verme potansiyeli olan tehlikeli bir ke-sim olarak görüldüğü ve aslında yoksulluğun değil yoksulların kontrol alın-da tutulmaya çalışıldığı söylenebilir (Lambert, 2009).19. yy. da ‘çalışan/işçi’ve ‘yoksul’ kavramları birbirinden ayrı olarak kullanılmaktadır. Yani, çalışan-dan/işçiden yoksul olarak söz edilmez. 19.yy da sosyal politika hem yoksul-luk yardımlarını hem de diğer sosyal politikaları (özellikle de çalışanlarınhaklarını gözeten) içermektedir. 20. yy da sosyal politika çalışma temelli birhak ve vatandaşlık temelli hak ayrımına dayanmaktadır. 1942 ve 1944 yıl-larında, Beveridge’in biri “Sosyal Sigorta ve İlgili Hizmetler”, diğeri “Özgürbir Toplumda Tam İstihdam” konularını kapsayan iki rapor sosyal politikayıçalışma durumundan değil vatandaşlık konumundan kaynaklanan haklartemelinde ele almaktadır.II. Dünya Savaşı sonrasında iseözellikle RefahDevleti yaklaşımı çerçevesinde değerlendirebileceğimiz sosyal politika yak-laşımı;sivil, siyasi ve sosyal hakların bütününü içeren vatandaşlık hakkı te-melinde ele alınmaktadır (Buğra, 2008).

189

1 İngilizcede Poverty yoksulluk anlamına gelmektedir. Yoksulların etiketlendiği Pharfi Poverty kelimesinin ilk harfidir.

Page 10: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

2. TÜRKİYE’DE GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA

Türkiye en yoğun iç göç deneyimini 1950 sonrası yaşamıştır. Bu yıllarTürkiye’nin kentleşme hızının yüksek olduğu dönemdir. Sanayileşme giri-şimlerinin artması, Marshall yardımları kapsamında ülkeye giren traktör sa-yısındaki artış, tarımsal üretimde verimliliğin yükselmesine neden olurkendiğer yandan da tarımsal üretimde belli bir iş gücünün açığa çıkmasını dasağlamıştır. Kısacası, tarımsal yapılardaki değişimler ve sanayileşme giri-şimleri iç göçü hızlandırmıştır. 1950 sonrası, daha iyi bir yaşam için kentegöçen ilk kuşak göçmenler iki temel sorunla karşılaşmışlardır. Bunlardan bi-rincisi, barınmak için gerekli konut ihtiyacının karşılanması, diğeri geçiminsağlanabilmesi için ihtiyaç duyulan işin bulunmasıdır. Göçmenler konut so-rularını devlet arazisi üzerine tapusuz ve kaçak yollarla inşa ettikleri gece-kondutipi konutlarla çözmüşlerdir. İkinci sorun, göçmenlerin ekonominin sa-nayi ve hizmet sektöründe örgütlü ve güvenceli işlerde çalışmasıyla çözül-meye çalışılmıştır. Ancakbu alanlar sınırlı kapasiteye sahip olunca, bu sek-törlerde iş bulamayan göçmenler enformel sektörlerde çalışmak zorundakalmışlardır. Aile, akraba, komşuluk, hemşerilik gibi geleneksel ilişki ağlarıgöç sürecinde, özellikle göç kararının verilmesi, göç edilecek kentin ve yer-leşilecek mahallenin belirlenmesinde; etkili olmuştur. Göçmenler kente göçettikten sonrada, konut sorunun çözülmesi ve iş bulma gibi konularda daya-nışma ve destek ağlarını kullanmışlardır. Ayrıca bu ilişki ağları, göçmenlerikentin yabancılaştırıcı etkilerinden kültürel olarak da korumuştur. Sonuçolarak, geleneksel ilişki ağları Türkiye’nin göç sürecinde; göç edilecek ken-tin ve mahallenin belirlenmesinde, konut ve iş sorununun çözülmesinde, ya-bancılaşmaya ve yoksullaşmaya karşı destek, yardımlaşma ve dayanışma-cı yönleriyle önemli bir güce sahip olmuştur (Güneş, 2011). Bu yıllarda yok-sulluk makro düzeyde ekonomik bir büyüme sorunu olarak görüldüğü içinyoksulluğa karşı özel bir sosyal politika uygulamalarına rastlamıyoruz. An-cak geleneksel dayanışma ağları yoksullukla mücadelede geleneksel refahrejim sisteminin önemli bir parçası olmuştur.

1980 sonrası gerçekleşen nüfus hareketliliğinin nedenlerinden biri zo-runlu göç olurken, kırdan kente olan göçün yanı sıra kentler arası göç baş-lamıştır. 1950’li yıllarda yaşanan kırın itici ve kentin çekici faktörleri etrafın-da oluşan kitlesel göç, özellikle 1990’lu yıllardan sonra nitelik değiştirmiştir(Güneş, 2009c). Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinden kent-

190

Page 11: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

lere doğru zorunlu göç dalgası başlamıştır. Bu yeni göç dalgası 1950 son-rası gerçekleşen göç gibi zincirleme bir göç değildir. Yeni göçmenler tüm ai-le üyeleriyle birlikte aynı zamanda göç ettikleri için, “zincirleme göçün sağ-ladığı esnek ve aşamalı uyum olanaklarından yoksundur” (Erder, 1996:296). “Yeni yoksulluk”, toplumsal dışlanma riski taşıyan, kenarda kalan,özellikle ekonomik ilişkiler bakımından toplumla bütünleşmesi gittikçe zorla-şan toplumsal tabakayı ifade etmektedir. Türkiye’nin büyük kentlerinin ge-cekondu ve çöküntü mahallerinde yapılan bir alan araştırmasında, toplum-sal dışlanma şöyle tanımlanmaktadır: “Kişilerin, -yoksulluk, temel eğitim/be-cerilerinden mahrumiyet ya da ayrımcılık dolayısıyla- toplumun dışına itil-meleri ve toplumsal hayata dilediklerince katılımlarının engellenmesi süre-cine karşılık gelmektedir. Bu durum bu kesimin bir yandan emek piyasaları-na ulaşımında zorluklar yaşamasını getirirken, diğer yandan da toplumsalve çevresel ağlar ve etkinlikler kurmasında engeller kurmaktadır. Bu kesi-min elindeki güç oldukça sınırlı olup, karar alma süreçlerine katılımı sınırlıgerçekleşmektedir, dolayısıyla da bu kesim genelde güçsüz ve günlük ya-şamını etkileyecek kontrolü elinde tutmaktan aciz hisseder” (Adaman veKeyder, 2008: 6).

1990 sonrası Türkiye’de göç ve yoksulluk birbiriyle kesişen olgular hali-ne gelmiştir. Kentlerde yaşamını yardıma bağlı sürdüren kesimlerin yakla-şık %70’i 1990 sonrası kente gelen göçmenlerden oluşmaktadır (Gü-neş,1999b). Yeni gelişen kapitalizm ve küreselleşmenin etkisiyle yeni göç-menlerin formelsektörde güvenceli ve düzenli iş bulma olanakları gittikçezayıflamaktadır. İşsizlik, düzensiz, geçici ve düşük ücretle çalışma artmışbu da yoksullaşmayı artırmıştır. Kentin yeni göçmen yoksullarının konutaulaşmada 1950’li yılların göçmenleri kadar şanslı olmadığını söyleyebiliriz.Gecekondu edinme fırsatları ortadan kalktığı gibi göçmenler kentin çeperin-de, sağlıksız, altyapısı kötü mahallere yerleşmiş ve konut ihtiyaçlarını kira-cı olarak çözmüşlerdir. 1950’li yıllardaki göçmenlerle karşılaştırıldığında,kentin yeni göçmen yoksulların kırla olan toplumsal ve ekonomik bağlarınında zayıfladığını söyleyebiliriz. Göç ettikleri bölgeler zaten çok fakirdir veekonomik destek araçları da ortadan kalkmaktadır. Göçmenlerin, aile, akra-ba ve hemşeriliğe dayanan dayanışma ağlarına ortak olmaları zorlaştığı içinyoksullukla mücadeledebu geleneksel ilişki ağlarının (Ayşe Buğra tarafın-dan “Geleneksel Refah Rejim Sistemi” olarak da adlandırılan) önemi de za-yıflamaktadır (Güneş, 1999c). Özellikle bu süreçten kadınların ve çocukla-

191

Page 12: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

rın daha çok etkilendiğini söyleyebiliriz. Yapılan bazı araştırmalar (Güneş,1910) kadınların yoksullukla mücadelede bir araç haline geldiğini ve bununda kadınların toplumsal konumunu ve eşitsizliklerini daha da derinleştirdiği-ni ortaya koymaktadır. Yoksul olmak, göçmen olmak ve kadın olmak iç içegeçen olgulara dönüşmüştür. 1990 sonrası göçmenler arsında yardımabağlı yaşayan hanelerin oranının yüksek olduğunu belirtmiştik. Bu yardımabaşvuranların çoğunluğunu kadınlar oluşturmaktadır. Çünkü yardım almakerkek için “onur” meselesidir. Son olarak, kentin yeni göçmen yoksullarımevcut toplumsal yapının ve toplumsal ilişkilerin de dışında kalmaktadırlar.1980 sonrası göçle gelen hanelerin yoksulluğunu hafifletmeye yönelik uy-gulanan sosyal politikalar arasında sosyal yardımlar halen ilk sırada yer al-maktadır. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarından2 yardım alanla-rın oranı gittikçe artmaktadır.

3. ADANA İLİNDE İSTATİSTİKLERLE GÖÇ OLGUSU

Bu bölümde Adana ili özelinde göç olgusunun genel özellikleri TÜİK ve-rilerine dayanarak analiz edilecektir. Veriler Adrese Dayalı Kayıt Sistemi Ve-ri Tabanından elde edilmiştir.

Tablo 1’de görüldüğü gibi 2007-2008 yılları arasında 2.025.319 kişi olanAdana’nın nüfusu 2010-2011 yılları arasında 2.108.808 kişiye ulaşmıştır.Aynı yıllar arasında Türkiye’nin 71.517.100 olan nüfusu, 2010-2011 yıllarıarasında 74.724.262 kişiye ulaşmıştır.

192

2 1986 yılında 3294 sayılı yasa ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı TeşvikFonu kurulmuştur. Bu fonun kuruluş amacı yoksulluk içinde ve muhtaç durumdabulunan vatandaşlara yardım etmek, sosyal adaleti pekiştirici önlemler alarakgelir dağılımının iyileştirilmesine katkı sağlamak, sosyal yardımlaşma vedayanışmayı teşvik etmektir. 9 Aralık 2004 tarihinde 5263 Sayılı Kanun ileSosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü olarak yapılandırılmıştır.Şu anda Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü olarak Aile ve Sosyal PolitikalarBakanlığı’na bağlıdır. Genel Müdürlük sosyal yardım faaliyetlerini 937 SosyalYardımlaşma ve dayanışma Vakfı aracılığı ile yürütmektedir.

Page 13: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

Grafik 1: Adana ili nüfus göstergeleri

Grafik1’de görüldüğü gibi, Adana’da nüfusun büyük çoğunluğu il ve ilçemerkezlerinde yaşamaktadır.2007, 2008, 2009, 2010 ve 2011yıllarında il veilçe merkezlerinde yaşayanların sayısı sırasıyla 1.611.262, 1.763.351,1.805.145, 1.836.432 ve 1.864.591’tir. Adana’da il ve ilçe merkezlerinde ya-şayanların sayısı her geçen yıl artmaktadır. 2007, 2008, 2009, 2010 ve2011 yıllarındabelde ve köylerde yaşayanların sayısı sırasıyla 395.388,262.968, 257.081, 248.793 ve 244.214’tür. İl ve ilçe merkezlerinin tersine,Adana’da belde ve köylerde yaşayanların sayısı gittikçe azalmaktadır. Ada-na nüfusu demografik olarak gittikçe şehirleşmektedir.

Grafik 2: Adana ili yıllara göre göç göstergeleri

193

Page 14: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) Veri Tabanına dayanarak,2007-2008, 2008-2009, 2009-2010 ve 2010-2011 yılları arasında sırasıyla45.493, 53.685, 53.096 ve 50.623 kişinin Adana’ya göç ettiğini söyleyebili-riz. Grafik 2’de görüleceği üzere son üç yıl içinde Adana’ya göç edenlerinsayısının azalmıştır. ADNKS veri tabanına dayanarak 2007-2008, 2008-2009, 2009-2010 ve 2010-2011 yılları arasında sırasıyla 58.316, 54.104,57.402 ve 62.402 kişi de Adana’dan başka illere göç etmiştir. Adana’danbaşka illere göç edelerin sayısı gittikçe artmaktadır.

Grafik 3: Adana ili yıllara göre net göç hızı

Adana’nın yıllara göre net göç hızını incelediğimizde ise değerlerin ek-si olduğunu söyleyebiliriz. Diğer bir ifadeyle, 2007-2008, 2008-2009, 2009-2010 ve 2010-2011 yılları arasında sırasıyla net göç hızı, -6.31, -0.21, -2.06 ve -5.62’tir. Grafik 2 ve Grafik 3’teki veriler Adana İlinin göç alan değilgöç veren bir il olduğunu söylemektedir. Ancak sunumun göç kavramınıniçeriği üzeri hakkında bilgi verildiği bölümde de ifade edildiği gibi, göç an-lık statik bir sosyal olgu olarak değiltersine süreç içinde oluşan bir toplum-sal olgudur. Dolayısıyla Adana ilinde yaşayanların nüfusa kayıtlı olduklarıyerler incelendiğinde göçün etnik temelli bir sosyolojik olgu olduğu ortayaçıkmaktadır.

194

Page 15: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

Aşağıda sırasıyla 2011 yılı ADNKS veri tabanına dayanarak,

• Adana’ya nereden göç edildiği ve Adana’dan nereye göç edildiği,

• Adana’ya göç edenlerin veAdana’dan göç edenlerin yaşa göre dağı-lımı,

• Adana’da yaşayanların nüfusa kayıtlı olduğu ile göre dağlımı

• İlçelerde yaşayanların nüfusa kayıtlı olduğu ile göre dağılımı verile-cektir.

Tablo 2’de Adana ilinin göç aldığı ve verdiği iller sıralanmıştır. Sıralama1000 kişi ve üstü ile sınırlı tutulmuştur. Şüphesiz Adana tabloda olmayan di-ğer illere de göç verip göç almaktadır. Adana’ya göç veren iller arasındaMersin, İstanbul, Mardin, Şanlıurfa, Osmaniye ilk sıralarda yer almaktadır.İstanbul ikinci sırada yer almaktadır ancak bunu İstanbul’un nüfusuna oran-ladığımızda ikinci sırada yer almasının çok da fazla önemi yoktur.

Adana’nın göç verdiği iller arasında İstanbul, Mersin, Ankara, Şanlıurfa,

195

Page 16: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

Antalya, Hatay, Osmaniye ve Gaziantep ilk sıralarda yer almaktadır. Ada-na’ya göç edenlerin ve Adana’dan göç edenlerin yaş ortalaması incelendi-ğinde ise genç nüfusun hareket halinde olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin,Adana’ya göç edenlerin % 44’ü 20-34 yaş dilimi arasında yer almaktadır.Adana’dan başka illere göç edenlerin % 30’u ise 20-29 yaş dilimi arasındayer almaktadır. Bu genç nüfusun eğitim düzeyleri hakkında herhangi bir ve-riye rastlanmamıştır.

Tablo 3’te görüldüğü gibi Adana’ya yerleşenlerin göç edenlerin çoğu Do-ğu ve Güneydoğu kökenli vatandaşlarımızdır. Adana ilinde nüfusa kayıtlıolanları dışarıda bırakırsak Adana’da yaşayanların çoğunun Şanlıurfa, Mar-din, Osmaniye, Diyarbakır, Mersin, Adıyaman, Siirt ve Elazığ kökenli oldu-ğu görülmektedir. Adana’da göç olgusu etnik nitelik taşımaktadır. Zorunlugöç dalgasının Adana ilini de etkilediğini söylemek mümkündür. Göçün di-ğer sosyolojik özelliklerinin (sınıfsal, toplumsal cinsiyet, yoksulluk vb. boyu-tu gibi) ayrıntılı bir şekilde ortaya konulacağı ve analiz edileceği sosyolojikalan araştırmalarının yapılması gerekmektedir.

196

Page 17: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

Adana’nın ilçelerinde Adana nüfusuna kayıtlı olan kişiler sayıca dahafazladır. Diğer bir değişle, ilçelerde yaşayanları nüfusa kayıtlı oldukları ille-re göre sıraladığımızda ilk sırada Adana yer almaktadır. Göçü anlamak is-tediğimiz için Adana sıralamanın dışında bırakılmış Adana’dan sonra gelenil Tablo 4’de ilk sıraya yerleştirilmiştir. Yani Aladağ ilçesinde (Adana hariç)Osmaniye nüfusuna kayıtlı kişilerin sayısı daha fazladır. Adana’nın ilçelerin-de (Adana’dan sonra) daha çok Şanlıurfalıların yaşadığını söyleyebiliriz.Şanlıurfalılar daha çok Ceyhan, İmamoğlu, Karataş, Yumurtalık ve Yüreğirilçelerine yerleşmişlerdir. Şanlıurfalıları Osmaniyeliler izlemektedir (Bkz.Tablo 4).

4. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Sonuç olarak göç, yoksulluk ve sosyal politika tartışmalı kavramlardır.Bu sunumda göç anlık ve statik bir olgu olarak değil tersine, süreç içindeoluşan dinamik bir toplumsal olgudur. Bu sunumda, göç ve yoksulluk ara-sındaki kuramsal ilişki insanların yoksullaşmasının göçe neden olduğu tezi-ne dayanmaktadır. Sosyal politikanın tarihini yoksulluğun tarihiyle başlat-mak mümkündür. Sosyal politika geniş anlamıyla ele alınmakta toplumsal

197

Page 18: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

ve ekonomik süreçlerin toplumda yarattığı eşitsizlikleri ortadan kaldırmayayönelik bir uygulama olarak değerlendirilmektedir. 1990’lu yıllardan sonranitelik değiştirmiştir. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindenkentlere doğru zorunlu göç dalgası başlamıştır. 1990 sonrası Türkiye’degöç ve yoksulluk birbiriyle kesişen olgular haline gelmiştir. Kentlerde yaşa-mını yardıma bağlı sürdüren kesimlerin yaklaşık %70’i 1990 sonrası kentegelen göçmenlerden oluşmaktadır Kentin yeni göçmenleriningecekonduedinme fırsatları ortadan kalktığı gibi göçmenler kentin çeperinde, sağlıksız,altyapısı kötü mahallere yerleşmiş ve konut ihtiyaçlarını kiracı olarak çöz-müşlerdir. Eski göçmenlerle karşılaştırıldığında, yeni göçmenlerin kırla olantoplumsal ve ekonomik bağları zayıflamıştır. Yoksullukla mücadelede bu ge-leneksel ilişki ağlarının önemi de zayıflamaktadır. Yoksullukla mücadeledebu dönemin en önemli sosyal politika ayağı yardımlar olmuştur. Sosyal Yar-dımlaşma ve Dayanışma Vakıflarından yardım alanların oranı gittikçe art-maktadır. Yardımlar sosyal politikanın sadece bir ayağıdır ve vatandaşlık te-melinde tanımlanan bir sosyal politika anlayışının tartışılması ve buna bağ-lı kurumsal yapılanma süreçlerinin başlaması göç ve yoksulluğun yarattığıeşitsizlikleri ortadan kaldırmak için önemlidir.

KAYNAKÇA

Adaman, F. ve Keyder, Ç. (2006) Türkiye’de Büyük Kentlerin Gecekondu ve

Çöküntü Mahallerinde Yaşanan Yoksulluk ve Sosyal Dışlanma.

ec.europa.eu/employment_social/social_inclusion/docs/2006/study_turkey_tr.pdf

Bhalla, A.S. ve Lapeyre, F. (1999) Povertyand Social Exclusion in a Global

World, New York, Macmillian Press.

Buğra, A. (2008) Kapitalizm, Yoksulluk ve Türkiye’de Sosyal Politika.

İletişim, İstanbul.

Çağlayan, S. (2011) “Göç Kavramı ve Kuramları”, Fatime Güneş (Ed.) Kent

Sosyolojisi, Anadolu Üniversitesi AÖF Yayınları, Eskişehir.

Erder, S. (1995) “Yeni Kentliler ve Kentin Yeni Yoksulları” Toplum ve Bilim 16,Bahar: 106-119.

Erder, S. (1996) İstanbul’a Bir Kent Kondu: Ümraniye. İstanbul: İletişimYayıncılık.

Güneş, F. (2009a) “Yoksullara Yönelik Sosyal Hizmet Uygulamaları”, ZühtüAltan, Sosyal Hizmet Uygulamaları, Anadolu Üniversitesi AÖF Yayınları,Eskişehir.

Güneş, F. (2009b). “Kentsel Yoksulluk, Dışlanma (mı), Göç ve İstihdam:Eskişehir’de Belediyeden Yardım Alan Haneler”, Sosyal ve Ekonomik

198

Page 19: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

Araştırmalar Dergisi, T.C. Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari BilimlerFakültesi, 9 (18), 449-470.

Güneş, F. (2009c). “Kentleşme ve Yoksulluk”, Zerrin Sungur (Ed.). Türkiye’nin

Toplumsal Yapısı, Anadolu Üniversitesi AÖF Yayınları, Eskişehir.

Güneş, F. 2010. “StrategiesForCopingWithPoverty, “Poverty of Resources”andWoman’sLabour”, folklore/literature, 64 (4), 33-64.

Güneş, F. 2011. “Kentleşme”, Nadir Suğur (Ed.), İnsan ve Toplum, AnadoluÜniversitesi AÖF Yayınları, Eskişehir.

Haralambos, M. ve Holborn, M. (1995) Sociology: Themesand Perspectives,London, Harper Collins Publishers.

İnsel, A. (2001). “İki Yoksulluk Tanımı ve Bir Öneri” Toplum ve Bilim No: 89, Yaz:64-72.

Lambert, T. (2009) A BriefHistory of Poverty.

www.localhistories.org/povhist.html - 20k (Erişim tarihi:03.03.2009)

Sunal, O. (2011) “Sosyal Politika: Sosyal Adalet Açıcından Kuramsal BirDeğerlendirme”, Ankara Üniversitesi, SBF Dergisi, Cilt 66, No. 3, 2011, s. 283-305.

Şenses, F. (1999). Küreselleşmenin Öteki Yüzü: Yoksulluk, İletişim Yayınları,İstanbul.

UNDP (1997) Human Development Report 1997: Human Development to

Eradicate Poverty Oxford University Press.

199

Page 20: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

200

Page 21: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

201

Page 22: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

202

Page 23: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

203

Page 24: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

204

Page 25: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

205

Page 26: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

206

Page 27: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

207

Page 28: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

208

Page 29: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

209

Page 30: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

210

Page 31: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

211

Page 32: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

212

Page 33: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

213

Page 34: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

214

Page 35: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

215

Page 36: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

216

Page 37: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

217

Page 38: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

218

Page 39: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

PANEL -2

İç Göçün Yönetimi

Başkan : Prof. Dr. Adem ŞAHİNTOBB Ekonomi ve Teknoloji ÜniversitesiÖğretim Üyesi

Katılımcılar : Gökhan GÜDERKalkınma Bakanlığı İstihdam ve Çalışma Hayatı Dairesi Başkanı

: Ömer BOZOĞLUAile ve Soysal Politikalar Bakanlığı Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürü

: Prof. Dr. Yusuf GÜRÇINARÇukurova Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı

: Mahmut ÇELİKCANYüreğir Belediye Başkanı

219

Page 40: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

220

Page 41: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

BAŞKAN: PROF. DR. ADEM ŞAHİN

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi

Çok değerli konuklar, bugünkü oldukça yoğun programın hemen hemenher safhasında çok önemli bilgilerle, ana başlığımızın içeriğini, ellerindengeldiğince değerli konuşmacılarımız doldurmaya gayret ettiler. Tabi ki buson oturum bizim açımızdan belki sonuç nedir? Diye bir soru sorulacak ol-sa onun cevabının somutlaştığı onun cevabının daha bir müşahede geldiğioturum olacak. Çünkü sizlerde biliyorsunuz şimdiki konuşacağımız konu "İçGöçün Yönetimi" , böyle bir gerçekle karşı karşıyayız. Bunun olumlu veyaolumsuz sonuçlarını dile getirdik, sebeplerine dair kanaatimiz var. Ama so-nuç itibariyle de bununla yaşamak zorundayız. Bu yaşamak zorunda oluşu-muzu da bir anlamda yönetmek durumundayız. Eğer zaten sorun diye ta-nımlıyorsanız, sorunu çözeceksiniz, çözmekte zaten bir anlamda bunu yö-netmek anlamına geliyor.

Bu oturumda çok değerli ev sahibimiz var Yüreğir Belediye Başkanlığı-mız, bu toplantının belki yapılış sebebi bize ev sahipliği yapan gerek vakfı-mızın gerek değerli koordinatörümüzün aldığı cesaretle bu mevzunun üstü-ne gitmesine sebep olan ve bir örnek mahalli girişimci ile bu işi sahiplenenve bu çözülmesi gereken bir meseledir demeye çalışan başkanımızla bera-beriz. Yine bu oturumumuzda kamu bürokrasisi hükümet teşkilatı içerisindeyeni oluşturduğumuz, daha önce bir takım başka kurum ve kuruluşların eliy-le yapmaya çalıştığımız bütün işleri bir araya topladığımız Aile ve SosyalPolitikalar Bakanlığımızın çok değerli temsilcisi var. Sonuçta bugünkü soru-numuzun makro politikalarını ve buna ilişkin çözümleri bir anlamda sosyalpolitikalarını hükümet tahtında oluşturacak olan birimimizin yöneticisi olanbir arkadaş bizimle ve yine bizim hep Devlet Planlama Teşkilatı demeyealıştığımız ama sonradan Kalkınma Bakanlığı'na, onlarda ne kadar alıştı bi-lemiyorum, Kalkınma Bakanlığından çok değerli arkadaşımız bizimle bera-

221

Page 42: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

ber ve yine Çukurova Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı hoca-mız bizimle beraber. Ben şu anlamda bunu takdim etmek istedim. Konununolabildiğince tarafları bir aradayız. Yani Kalkınma Bakanlığı ayağı Aile veSosyal Politikalar Bakanlığı ayağı, yerel yönetim ve bu sorunu tanımlayanideal mahalli otorite ve akademik olarak bu işe bakacak olan tarafların hep-si bir aradayız. O bakımdan ben bu oturumun özetini çıkartmak anlamındave kalıcı sonuçları ortaya koymak anlamında çok önemli sonuçlara eleştiriolacağını düşünüyorum. Dilerim güzel bir gün olur, güzel bir kapanış olur. İlksözü ben Sayın Gökhan Güder beyefendiye bırakmak istiyorum. Buyurunuzefendim.

222

Page 43: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

Gökhan GÜDER

Kalkınma Bakanlığı, Daire Başkanı

Türkiye’de İç Göç Kalkınma İlişkisi veKalkınma Bakanlığının İç Göçle İlgili Faaliyetleri

Kalkınma İç Göç İlişkisi

Kalkınma ile İç Göç arasında karşılıklı bir ilişkinin olduğu söylenebilir.Belirli bir bölge veya sektörde ortaya çıkan gelişme diğer bölge ve sektör-lerden işgücünü kendisine çekebilmektedir. Bölgeler arası gelişmişlik farkla-rı, teknolojik gelişmenin tarımda ortaya çıkardığı işgücü fazlası, kamu yatı-rımlarının belirli bölge ve kentlerde yoğunlaşması gibi hususlar bölgeler vesektörler arası işgücü hareketliliğini ortaya çıkarabilmektedir.

Esasen işgücü hareketliliği veya göç ekonominin geneli için olumlu kar-şılanan bir olgu olabilmektedir. İşgücü hareketleri ekonomideki üretim fak-törlerinin daha ektin bir şekilde kullanılmasına yol açmakta ve ekonominingenelinin etkinliğini ve verimliliğini artırabilmektedir.

Göçün göç edilen yerde emek maliyetinin düşürülmesi, yeni işler ve ye-ni fikirleri ortaya çıkması ve ölçek ekonomisine ulaşılması gibi olumlu etki-leri olabilmektedir. Yine göç göçün kaynaklandığı yerde gizli işsizliği azalta-bilmekte, geri dönüş durumlarında göç edilen yerde elde edilen bilgi ve tek-nolojinin transfer edilmesini sağlayabilmektedir. Göç edenlerin tasarruf eği-limlerinin toplumun geneline göre daha yüksek olması nedeniyle göç eden-lerin gelirlerinin belirli bir kısmını geldikleri yerlere aktarmaları o bölgelerinekonomik gelişmesi için de olumlu etkiler oluşturabilmektedir.

Göçün üzerinde pek fazla durulmayan bir başka olumlu etkisi de bölge-

223

Page 44: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

ler arasında ekonomik ve sosyal etkileşimi güçlendirmesi, bölgeler arasısosyal bağları ve sosyal sermayeyi güçlendirmesidir.

Göçün bir takım olumsuz etkilerinden de bahsetmek mümkündür. Göçedilen yerde artan nüfusa bağlı olarak kamu yatırım ihtiyacının artması vebunun gerekli ölçüde sağlanamaması ve yerleşik olanlarla göçle gelenlerarasında bir takım uyum problemlerinin ortaya çıkması bunlardandır. Göçleberaber göçün kaynaklandığı yerde göç eden kitlenin niteliklerine bağlı ola-rak üretken nüfus kaybı, beyin göçü ve ölçek ekonomisinin altına düşülme-si gibi sorunlarla karşılaşılabilmektedir.

Türkiye’de İç Göçün Gelişimi

Ülkemizde 1965-2000 döneminde yılda yaklaşık 2,7 ila 4,8 milyon kişi-nin iller arasında göç ettiği bilinmektedir. 2000 yılı nüfus sayımlarına göre1995-2000 döneminde nüfusun yaklaşık yüzde 7,9’u iller arasında göç et-miştir. Göçlerin yarıdan fazlası (yüzde 57,8) şehirden şehre göçlerden olu-şurken, köyden şehre göçler yüzde 17,5, şehirden köylere göçler yüzde20,1 düzeyinde gerçekleşmiştir. Burada dikkati çeken husus köyden şehregöç olduğu kadar şehirden köye de göçlerin olmasıdır.

Malumları olduğu üzere ülkemizde göçlerin akım yönü doğudan batıyadoğrudur. Batı illerinin aldığı göç hızı yüksek, verdiği göç hızı düşük olur-ken; doğudaki illerin genel olarak verdiği göç hızı yüksek, aldığı göç hızı isedüşük olmaktadır. İstanbul ve Ege tüm bölgeler için bir cazibe merkezi du-rumundadır. Ancak İstanbul’a gelen göçler en çok Karadeniz Bölgesindengelirken, Egeye göçler en çok Güneydoğu Anadolu Bölgesinden gelmekte-dir. Akdeniz Bölgesi için ilginç olan hem çok göç alması hem de çok göç ver-mesidir. Akdeniz Bölgesi Güneydoğu Anadolu’dan göç alırken, İstanbul’açok fazla göç vermektedir.

Plan ve Programlarda Göç

Göç olgusu Kalkınma Planlarında da önemli ölçüde ele alınmıştır. 2001-2005 yıllarını kapsayan 8. Kalkınma planı göçü yönlendirilmesi gereken birolgu olarak değerlendirmiş ve göçle mücadele için bölgesel politikaları öneçıkarmıştır. Plan, bölgeler arası göçü bir sorun olarak nitelendirmiş, göç eği-limlerinin istikrarlı bir dinamiğe kavuşturulmasını ve bu çerçevede bölgeplanlama çalışmalarına devam edilmesini öngörmüştür. Ayrıca plan göçünfonksiyonel bölge merkezlerine yönlendirilmesini öngörmektedir. 2007-2013

224

Page 45: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

yıllarını kapsayan 9. Kalkınma planı ise göçün yönlendirmekten çok göçedenlerin kentlerde ortaya çıkardığı uyum problemlerinin aşılmasını ön pla-na çıkartmıştır. Bu çerçevede planda kente göç eden vasıfsız ve yoksul in-sanların aktif istihdam politikalarına yönlendirilmesi, yoğun göç ve çarpıkkentleşme sonucu ortaya çıkan sosyo-kültürel uyum sorunlarını azaltıcı ön-lemlerin alınması ve kentlerde sosyal uyuma yönelik çalışmaların yürütül-mesi öngörülmüştür.

Göçle İlgili Proje ve Faaliyetler

Planlarda öngörülen tedbirlerin çeşitli proje ve uygulamalarla belirli ölçü-de de olsa hayata geçirildiği söylenebilir. Araştırma projeleri olarak 2012 yı-lı Yatırım Programında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından yürü-tülecek olan Türkiye Göç Araştırması ile İçişleri Bakanlığı tarafından yürütü-lecek olan Türkiye İltica ve Göç Araştırması dikkatleri çekmektedir.

Son dönemde uygulamaya konulan ve kırsal alanların ekonomik ve sos-yal alt yapılarının güçlendirilmesini öngören proje ve faaliyetler de göçlebağlantılı olarak ele alınabilir. Bunlardan 2005 yılından bu yana uygulananKÖY-DES, 2006 yılından bu yana uygulanan Kırsal Kalkınma YatırımlarınıDestekleme Programı öne çıkmaktadır.

Göçle ilgili bir diğer önemli faaliyet alanı bölgesel gelişme uygulamaları-dır. Bu çerçevede 2008 yılından bu tarafa Kalkınma Bakanlığı öncülüğündeöne çıkan uygulamalar GAP Eylem Planı, Kalkınma Ajansları Uygulamasıve Cazibe Merkezleri Programıdır. GAP projesinin büyük ölçüde tamamlan-masını öngören GAP Eylem Planı ile GAP yatırımlarının kamu yatırımlarıiçindeki payı yüzde 7’den yaklaşık yüzde 14’e yükseltilmiştir. GAP EylemPlanı ile 2012 yılına kadar ekonomik, sosyal, alt yapı ve kurumsal kapasitealanlarında 73 eylem ve 300’ün üzerinde projenin gerçekleştirilmesi öngö-rülmüştür. Yerel dinamiklerin açığa çıkartılması amacıyla yönetişim mantı-ğıyla uygulamaya konulan Kalkınma Ajansları bugün 26 bölgede yaklaşıkbin kişilik bir kadroyla hizmet vermektedir. Ajanslar aracılığıyla bugüne ka-dar 2.850 projeye 560 milyon TL kaynak kullandırılmıştır. Diyarbakır’da pi-lot olarak başlatılan Cazibe Merkezleri Programı ile göçün ekonomik geliş-me potansiyeli olan 12 ile yönlendirilmesi öngörülmektedir. Program kapsa-mında 2011 yılında 79 milyon TL kaynak kullanılmıştır.

Göçle oldukça bağlantılı bir başka önemli uygulama ise valilikler aracılı-

225

Page 46: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

ğıyla kalkınma Bakanlığı tarafından yürütülen Sosyal Destek Programıdır(SODES). 2008 yılında GAP illerinde göç, yoksulluk ve işsizlik gibi sorunla-ra kısa sürede karşılık vermek üzere insan odaklı bir yaklaşımla geliştirilenSODES’in hedef kitlesinde göç etmişler, yoksul çocuklar, gençler ve kadın-lar yer almaktadır. SODES’le kamu kuruluşları, yerel yönetimler ve STK’lartarafından gençlik, toplum merkezleri, ücretsiz etüt uygulamaları, üniversi-te-SBS hazırlık kursları, küçük çaplı sosyal, kültürel ve sportif merkezler,öğrenci gezileri, mesleki eğitim faaliyetleri, mikro kredi uygulamaları, staj gi-bi alanlarda hazırlanan projelere hibe desteği sağlanmaktadır. 2011 yılı iti-barıyla SODES’in kapsamı Adana ve Mersin illerini de kapsayacak şekilde30 ile çıkartılmıştır. Bugüne kadar SODES’le yaklaşık 500 milyon TL tutarın-da toplam 4.173 projeye destek sağlanmıştır. 2012 yılı için SODES’in büt-çesi 250 milyon TL’ye yükseltilmiştir. SODES ile Adana ilinde 2011 yılında3,9 milyon TL tutarında 39 projenin finansmanı sağlanmıştır. Bu projelerin17’si STK’lar tarafından yürütülmektedir. Projelerden başlıcaları; Göç Kültü-rünün Şehre Uyumu, Bir Kapı Araladık, Ben de İş İstiyorum, Umut Evi, SO-DES’le Açılan Umut Kapısı, Benim de Bir Mesleğim Oldu, Yeni Ufuklar Eği-tim ve Kültür Merkezi, Seyhan’da Kazanılan Çocuklar gibi projelerdir.

SUNUCU

Gökhan Bey’e çok teşekkür ediyoruz. Aile ve Soysal Politikalar Bakanlı-ğı, Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürümüz Sayın Ömer BOZOĞLUbey’e sözü bırakıyorum.

226

Page 47: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

Ömer BOZOĞLU

Aile ve Soysal Politikalar BakanlığıAile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürü

Türkiye’de İç Göçün Sosyoekonomik Sonuçları

ve Adana Özelinde Değerlendirmesi

Göç konusu, bu coğrafyada yaşayanların bugün tanıştığı bir konu değil-dir. Tarihsel olarak da Anadolu’da yaşayanların geçmişinde göç önemli biryer tutmaktadır. Türkiye nüfusu açısından bakıldığında, günümüzde nüfu-sun yaklaşık %60’nın bir şekilde bulunduğu, doğduğu şehirden/kentten birbaşka şehre/kente göç ettiği görülmektedir. O zaman üzerinde durulmasıgereken nokta, göçün bir sorun olarak görülmesi değil; göçle birlikte ortayaçıkan problemleri/sorunların üstesinden gelinmesi ve insanların ihtiyacınanasıl cevap verilmesidir. Çünkü göçle beraber, şehirlerimizin pek çoğundagöç edenlerden oluşan semtler sorunu, çarpık kentleşme, eğitim, sağlık, is-tihdam, parçalanmış aileler sorunu ortaya çıkmaktadır.Şehirde yaşayanla-rın, şehri yönetenler ile ülkeyi yönetenlerin bu hareketliliği göz önünde bu-lundurarak, yapması gerekenleri zamanında yaparak, ortaya çıkabileceksorunları aza indirmek mümkün olabilecektir.

227

Page 48: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

Adana özelinde, verilere bakıldığında 1990’lara kadar göç alan bir il ol-duğu görülmektedir. 1990’lardan sonra ise, göç veren bir şehir konumunageldiği görülmektedir.

Demografik yapıya bakıldığında, kentli nüfusun yüksek olduğu görül-mektedir, çünkü nüfusun %88’i şehir merkezinde yaşamaktadır. 2008, 2009ve 2010 rakamları bu doğrultudadır. İl ve ilçe merkezindeki nüfus artışı Tür-kiye ortalamasının altında iken, belde ve köyler için de bu durumun tam ter-si olduğu görülmektedir. Nüfus yoğunluğu olarak kilometre kareye düşen ki-şi sayısı, Türkiye ortalamasının üzerindedir. Doğurganlık hızı, Türkiye orta-lamasına yakındır. Ortalama hane büyüklüğü Türkiye’de 4,5, Adana ortala-ması 4.67’dir.

Şehir nüfusunun toplam nüfus içindeki oranı yüksektir ve Türkiye’de 8. ilkonumundadır. Net göç hızı negatiftir, yani göç vermektedir. Kişi başına dü-şen gayri safi katma değer ise Türkiye ortalamasının üstündedir.

228

Page 49: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

Sağlık göstergelerine bakıldığında, yatakta tedavi veren kuruluş sayısı24, yine yatakta tedavi veren kuruluş kapasitesi 6098, aile hekimi sayısı591’dır. Bebek ölüm oranı binde 44 ile Türkiye ortalamasından binde bir pu-an fazladır. 10 bin kişiye düşen hekim sayısı, diş hekimi ve eczacı sayısıTürkiye ortalamasına yakın veya eşittir, hastane yatağı sayısı ise nispetenyüksektir.

Ekonomik göstergelere bakıldığında, tarım kolunda çalışan ortalama nü-fus, Türkiye ortalamasının üzerindedir. Tarım ağırlıklı bir nüfus yoğunluğu,coğrafya olarak da bu kaçınılmaz bir sonuçtur. Ücretli çalışan kadınlarıntoplam istihdamı ise, Türkiye ortalamasının altında görülmektedir.

Yeşil kart sahiplik oranı, Türkiye ortalamasının üzerindedir. Bu da üzerin-de durulması gereken bir hususu oluşturmaktadır. Çünkü GSS ile birlikte burakamlar farklı bir noktada tekrar değerlendirilecek ama toplamda 260 bineyakın yeşil karta sahip vatandaşımız bulunmaktadır.

229

Page 50: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

Suç oranları açısından, 2008 ile 2009 yılları karşılaştırıldığında, tüm yaşgrupları için suç oranında bir azalma olduğu görülmektedir.

Türkiye iç göç olgusu veya sorunu yaşamaktadır. Hareketliliğin doğudan

230

Page 51: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

batıya ve kuzeyden yine batıya olduğu görülmektedir. Bunda ekonomik kal-kınmışlığın, ülkenin coğrafi yapısının ve diğer sosyal olayların önemi bulun-maktadır.

Bölgelere göre göç oranlarına bakıldığında, Güneydoğu, Ortadoğu Ana-dolu, Kuzeydoğu Anadolu ve Batı Karadeniz’in en çok göç veren bölgelerolduğu görülmektedir. Göç alan bölgelerinse yine batı bölgeleri olduğu gö-rülmektedir.

Göç veren bölgelerin sorunlarına bakıldığında; bu bölgelerde geçici aileparçalanmalarının sıkça yaşanan bir sorun olduğu bilinmektedir. Evin erke-ği il dışında aileden uzak çalışmakta, çocuklarıyla baş başa kalan kadınla-rın onların kontrolünü tam anlamıyla sağlayamaması eşinden ekonomikdesteği çoğu zaman alamaması sorunu bulunmaktadır. Gidilen yerde işleriyi giderse, haneye de olumlu yansıması olmaktadır. Bir müddet sonra daerkeğin çalıştığı şehre çoluk - çocuk göç etmesi gerçekleşmektedir. Önceevin erkeği bir şekilde bu hareketliliğe başlamaktadır. Yaz ayları mevsimlikçalışma ile başlayıp daha sonra da kalıcı bir göçe dönüşebilmektedir. Geçi-ci mevsimlik işçiler için Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinden yaklaşık6 milyon kişinin tarım işçisi olarak hareket ettiği ifade edilmektedir. Bu ra-kam, çok ciddi bir rakamdır.

231

Page 52: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

Tarım işçilerinin okul çağındaki çocuklarının okula devam edememesi,sağlık sorunları bulunmaktadır. Adana bu sorunları bilfiil yaşayan kentlerdenbiridir. Bu konuda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının öncülüğündeMilli Eğitim Bakanlığı ile yürütülen projelerle mevsimlik tarım işçilerinin okulçağındaki çocuklarının okula gönderilmesiyle, bu sorunu en aza indirmeyeyönelik çalışmalar hızla devam etmektedir.

İnsanımızı doğup büyüdüğü yerde doyabileceği ve mutlu olabileceği birortamın sunulması göçü önleme adına büyük önem taşımaktadır. Yoğungöç veren bölgelerin tespitiyle, göç haritaları mevcuttur. Geri dönüş politika-larına hız verilmesi, bir devlet politikası olarak yani köyüne dönecek olan,kendi şehrine dönecek olanlara teşvikle sağlanabilir.

İstanbul’un 2011 yılı nüfus artışı 400 bindir. Yani bu Türkiye’deki pek çokAnadolu ilinin toplam nüfusundan yüksek bir nüfus artışı demektir. Bazı şe-hirlerde göç beraberinde sadece ekonomik bir sorun olarak gelmemekte,aynı zamanda ciddi anlamda sosyal sorunları da beraberinde getirmektedir.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını yaptığı çalışmalar çerçevesinde,Adana özelinde 17 yatılı ve gündüzlü kuruluş bulunmaktadır. Huzurevi, ço-cuk evleri ve gündüzlü kuruluşlar gibi hizmet birimleri ile hizmetler verilmek-tedir.

Adana özelinde sokakta çalıştırılan çocuk sayısı 2010 yılında 807 iken,2011’de 344’tür. Sokakta çalıştırılan çocuk sayısının azalması olumlu birgelişmedir; fakat diğer rakamlara bakıldığında olumsuz giden bir durum ya-şanmaktadır. Zira adli işlem gören çocuk sayısı açısından; mağdur çocuksayısı 2010 yılında 1.336 iken, 2011’de 1.616’ya; suça sürüklenen çocuksayısı ise 2010 yılında 3645 iken, 2011’de 4.012’ye yükselmiştir.

1986 yılından bu yana sosyal yardımlar çerçevesinde, valilikler ve kay-makamlıkların yönetiminde sosyal yardımlaşma ve dayanışma aracılığıyladaha çok maddi yardım boyutuyla hanelerin hayata tutunmasına yönelik bir

232

Page 53: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

politikalar devam etmektedir. Yeni dönemde bu politikayı sadece sosyal yar-dım boyutuyla kalmayıp sosyal hizmetlerle birleştirerek destek vermek yada aileden birisinin hayatını güçlendirerek ailenin nesiller boyu yoksulluğu-nun dönüştürülmesinin imkan ve zeminini oluşturmak amaçlanmaktadır. Ai-le Sosyal Destek Programı (ASDEP) olarak adlandırılan bu programda AS-DEP çalışanın ulaştığı hanede tespit ettiği sorunu bütüncül olarak ele alma-sı planlanmaktadır.

Yoksul bir aile için, yoksulluğu giderildiğinde eğer ailenin sorunu çözüle-cekse mesele bulunmamaktadır. Ancak, ailede okula gitmeyen, eğitim al-ması gereken bir çocuk varsa ve eğitime gitmiyorsa, bununla ilgili çalışma-lar yapmak veya ailede bir hasta, yaşlı varsa bunun çözümünü gerçekleş-tirmek gerekmektedir.

Adana SHM Yapılanması

Adana özelinde nüfus ve mesafe uzaklıkları da göz önünde bulundura-rak 7 yeni sosyal hizmet merkezinin, 2023 yılı hedefi içinde faaliyete geçiril-mesi planlanmaktadır. Merkezlerin hızla faaliyete geçmesini sağlamak daönemli hedeflerdendir.

Sosyal hizmet merkezlerinde, ihtiyaç sahiplerinin tespit edilerek, sosyalhizmet müdahaleleri ve takibini gerçekleştirilmesi, çocuk, genç, kadın, er-kek, özürlü ve yaşlı bireylere koruyucu - önleyici, destekleyici, geliştirici hiz-metlerle rehberlik ve danışmanlık hizmetlerinin bir arada ve en kolay ulaşı-labilir biçimde ve gerektiğinde de diğer kamu ve kuruluşları, yerel yönetim-ler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve gönüllülerle işbirliği içinde sunul-masından ve hizmetlerin koordinasyonundan sorumlu gündüzlü kuruluşlarolarak hizmet verilmesi planlanmaktadır. Ayrıca sadece kamunun sunduğuhizmetleri değil, yerelde sunulan hizmetleri de bir havuzda birleştirerek ge-rekli koordinasyonun sağlanması hedeflenmektedir.

Bu merkezlerin işleyişine bakıldığında; aile sosyal destek çalışanındangelen bilgi ve verilere göre alanda mesleki çalışmalar yapmak, eğer ailedepsikolojik sorunlu bir birey varsa bununla ilgili sosyal hizmet merkezindekipsikologla aileye gerekli psiko-sosyal desteği sağlamak, bu merkezde busorun çözülemiyorsa en yakın sağlık kuruluşu ile irtibata geçerek, bireyin busağlık kuruluşu ile buluşması arasındaki koordinasyon sürecini yönetmek,bir veri tabanı üzerinden de bu hane bilgilerinin izlenerek sonucunu da gör-

233

Page 54: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

mek, sosyal hizmet merkezi sorumluluk bölgesine ait risk haritasını çıkar-mak, alan taraması sonuçlarına göre sunulacak sosyal hizmet modelini be-lirlemek ve yine sosyal hizmet verilen birey ve ailelere ilişkin sosyal incele-me ve izleme değerlendirmeleri yapmak, Bakanlığa ait yatılı hizmet verenkuruluşlarının yatılı hizmet kısmına kadar olan süreci bu merkezden yönet-mek şeklinde özetlenebilecek bir işleyiş planlanmaktadır.

Özellikle şu nokta çok önemlidir ki Türkiye’de bazı kurum ve kuruluşlarınvermiş olduğu hizmetlerin isimleri söylendiği zaman zihinlerde bir hizmetmodeli şekillenmektedir. Okul dendiği zaman, nasıl bir fiziki mekanı var venasıl, bir hizmet sunulur bunlar bilinmektedir. Sağlıkla ilgili veya diğer kuru-luşlarla ilgili benzer durum söz konusudur. Ama gündüzlü sosyal hizmet ve-ren kuruluşlar olarak bakıldığında bunların hem çok yaygın olmadıkları hemde içeriklerinin de çok bilinir olmadıkları görülmektedir. Bundan sonra, top-lum merkezi, aile danışma merkezi ve çocuk gençlik merkezi gibi farklı isim-ler altında hizmet yürüten merkezlerin tek bir isim altında birleştirilerek, me-kan, insan kaynağı ve hizmet standardının oluşturulması önemli hedefler-dendir. Bununla birey ve ailelerin ihtiyaç duyduğunda sosyal hizmetlerle il-gili bir konuda nereye başvurabileceğinin belli olduğu, daha kolay ulaşabi-leceği ve daha kolay zihninde şekillendirebileceği bir hizmet modeli hayatageçirilecektir.

2009 yılında gerçekleştirilen Türkiye’de Ailelerin Eğitim İhtiyaçları Araş-tırmasının sonuçları bu çalışma için bazı veriler sağlamaktadır. Buna göre;

• Ailelerin yaklaşık %70’i herhangi bir desteğe veya eğitime ihtiyaçduymadığını belirtmektedir. Dolayısıyla, ASDE çalışanı için önceliklihedef kitle Türkiye’deki ailelerin yaklaşık %30’udur.

• 2 milyon 751 bin kişi ülkemizde gıda ve gıda dışı yoksulluk sınırı al-tında yaşamaktadır. Bu da yaklaşık olarak 2 milyon 713 bin haneyeyani Türkiye’deki hanelerin %16’sına tekabül etmektedir.

• ASDEP’in birincil hedef kitlesini Türkiye’deki hanelerin en az %16’sı(2.713.000) en çok da %30’u (5.400.000) oluşturmaktadır.

• Öncelikli hedef kitleye tarama, yönlendirme ve izleme hizmetleri, ge-ri kalan hanelere ise ağırlıklı olarak tarama ve yönlendirme hizmetle-ri sunulacaktır.

234

Page 55: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

Kurgulanmış olan sosyal hizmet modeli, kısaca değerlendirildiğinde;özürlü ve yaşlılar, şehit yakınları, gaziler, toplum hizmetleri, aile danışma,şiddeti önleme ve çocuk hizmetlerinin tek elden ve bir komisyon marifetiyleve sahadan gelen bilgilerin yönetildiği bir sistemi öngörülmektedir. Sorum-luluk bölgesindeki aile ve toplum hizmetleri ile kadınlara, çocuklara ve genç-lere, özürlü ve yaşlılara, şehit yakını ve gazilere yönelik olarak;

• ASD çalışanından gelen bilgi ve verilere göre alanda mesleki çalış-malar yapmak.

• Sosyal hizmet merkezi sorumluluk bölgesine ait risk haritasına ilişkinilgili verileri toplamak ve risk haritasını oluşturmak.

• Alan taraması sonuçlarına göre sunulacak sosyal hizmet modelinibelirlemek ve belirlenen sosyal hizmet modelini uygulamaya almakiçin işlemleri tamamlamak.

• Sosyal hizmet verilen birey ve ailelere ilişkin sosyal inceleme, izlemeve değerlendirme yapmak.

235

Page 56: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

• Gündüzlü hizmet veren kuruluşların hizmetlerini tek çatı altında yü-rütmek.

• Yatılı hizmet veren kuruluşların yatılı hizmet kısmına kadar olan iş-lemleri yürütmek.

• Yatılı kuruluşların ihtiyaç duyduğu mesleki faaliyetleri yerine getir-mek.

• Resmi ve özel sosyal hizmet kuruluşlarının açılış işlemlerini ve dene-timini yapmak.

amaçlanmaktadır.

Burada sahadan gelen alan tarama sonuçlarının işlenmesinde aşağıda-ki gibi bir süreç öngörülmektedir.

Başvuru, ihbar veya hane taramasıyla başlayan süreç, sonrasında ince-leme, sosyal hizmet merkezinin gerekli yönlendirmeleri ve bilgilendirmeyiyaptıktan sonra takibinin da yapıldığı bir hizmet modeli kurgulanmıştır. Yanisahadan saha görevlisinin aldığı bilginin merkezde işlendiği ve daha sonrada kamu kurum ve kuruluşları arasında gerekli koordinasyonu sağlayan birsistem öngörülmektedir. Birimlerin ve vatandaşın ihtiyaç duyduğu, merkez-den ve yerelden üretilen hizmetlere daha hızlı ulaşabilmesini sağlayan birsüreci de beraberinde getiren bir hizmet modelidir.

236

Page 57: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

Özetlemek gerekirse; sosyal yardım alanında yapılan çalışmaların, sos-yal hizmetlerle birleştirilerek, daha hızlı, daha etkin ve hane tabanlı bir hiz-met modelini hayata geçirerek aile ve bireylerin ihtiyaç duyduğu, kamununsunduğu hizmetlerden en etkin bir şekilde faydalandırılması hedeflenmek-tedir. Bununla ilgili olarak da Türkiye genelinde, çok sayıda sosyal hizmetmerkezinin faaliyete geçmesi öngörülmektedir. Bu çalışma nihayete ulaştı-ğında göçle gelen sosyal sorunlara da daha hızlı ve etkin çözüm bulmanınmümkün olabileceği ortadadır. Ayrıca sadece Adana özelinde değil, diğerşehirlerde de benzer sosyal sorunlara çözüm için bu modelin önemli katkısağlaması söz konusu olacaktır.

237

Page 58: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

238

Page 59: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

Prof. Dr. Ing. Yusuf GÜRÇINARÇukurova Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı

İç Göç ve Yoksulluğun Adana’nın Kentleşmesinde

Yarattığı Sorunlar, Çözüm ve Yönetim Önerileri

Giriş

Adana 1940’lı yılların ortalarından itibaren sağlık, eğitim, ticaret, alışve-riş, eğlence, ulaşım olanaklarının gelişmesi, tarım, inşaat ve sanayi alanla-rında artan oranlarda işgücüne ihtiyaç oluşmasına paralel kırsal kesimdeyüksek doğum oranı ve tarımın mekanizasyonu ile iş alanları daralan nüfusiçin önemli çekim merkezlerinden biri olmuştur.

1980’lerin ortalarından itibaren ülkemizde yaşanan terör olayları netice-sinde can güvenliği kapsamında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerin-den batıya doğru bir iç göç hareketi başlamış ve Çukurova bölgesi bu göç-ten de en çok etkilenen bölge olmuştur.

Göç toplumu sosyal, kültürel, ekonomik, politik alanlarda derinden etki-lemekte, kentin gelişiminde ve şekillenmesinde etkin olmaktadır.

Bu bildiride Göç ve kentleşme ile ilgili saptanan sorunlar ve sorunlarailişkin çözüm önerileri ve yönetim modeli tartışılmıştır.

Kentin genel durumu

Adana ili nüfusu yıllar itibariyle artış eğilimi göstermektedir. İlk Nüfus sa-yımı olan 1927 de nüfusu 72.652 iken 28.7 kat artarak 2010 yılında2.085.225’e çıkmıştır. 1927 yılında Şehir nüfusunun toplam nüfus içerisindeki oranı %36 iken, bu oran 2000 yılında %76’ya çıkmıştır.

239

Page 60: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

2000 yılında Adana nüfusunun % 71,1’i bu ilde doğan %28,9’u ise baş-ka illerde (sırası ile Urfa, Mardin, Osmaniye, Diyarbakır ve diğer) doğan ki-şilerden oluşmaktadır. İklimsel yapısı ve yaşam şartları uygun olan Adana’yıtercih eden kimselerin göç sebeplerinde;

• Terör ve can güvenliği gibi zorunlu göç nedenleri,

• İşsizlik, geçim sıkıntısı gibi ekonomik nedenler,

• Deprem, doğal afetler gibi fiziksel nedenler,

• Aileler arası kan davaları, töre, etnik ve hemşericilik dayanışması,hane halkından birine olan bağımlılık, evlilik, daha iyi yaşam ortamıisteği vb.. sosyal ve kültürel nedenler,

• Eğitim, sağlık, tayin ve atamalar vb. nedenler ön plana çıkmaktadır.

Adana’nın ekonomik yapısı sektörel bazda değerlendirildiğinde beşönemli sektörün ortaya çıktığı görülmektedir. Bu sektörler; tarım, sanayi, ti-caret, ulaştırma ve sağlıktır. Tarım sektöründe mekanizasyonun halen de-vam etmesi ve sanayi sektöründe son on yıl içinde farklı kapasitelerde 50’yeyakın fabrikanın kapanması, kamu yatırımlarının çok az olması, yatırımlaraverilen teşviklerin ülke ortalamasının çok altına düşmesi, sanayicilerin yenifabrika açmak yerine mevcudu yeni çevre yasalarına göre ve yeni teknoloji-ler ile modernize etme yoluna gitmeleri, yılda ortalama 50 bin civarında göç-le gelen vatandaşlarımızın her hangi bir meslek sahibi olmamaları işsizlikoranının hızla artmasına neden olmuş ve 2010 yılında % 19,1 ile ülkemizdeilk sıraya yerleşmiştir. İşsizlik paralelinde artan yoksulluk kentsel mekâna,sosyokültürel yapıya ve ekonomiye yansıyarak sorunlara neden olmaktadır.Bu sorunlardan önem arz edenleri aşağıda kısaca ele alınmıştır.

• DİE, 2000 sayımlarına göre il sınırları içerisinde toplam 469.189 ko-nutun bulunduğu 253.447 binanın yaklaşık yarısının imarsız ve gece-kondu olarak yapılmış olduğu tahmin edilmektedir. Kentin en verimlitarım arazileri üzerinde rastgele gelişmekte olan Gecekondu bölgele-rinin büyük bir bölümünde içme suyu, sokak drenajı, kanalizasyon veyol çok yetersizdir. Yerleşimlerin yakın çevrelerindeki yolların kapasi-teleri ihtiyacı karşılayamadığından ulaşım ve taşımacılık çok zor şart-larda yapılabilmektedir. Sonradan götürülebilen içme suyu, kanali-zasyon ve diğer kamu hizmetleri pahalıya mal olmaktadır. Kentselalanları ve donatıları inşa etmek, bakımını yapmak ve yönetmek için

240

Page 61: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

zaten çok az olan kaynaklar, bu masraflı hizmetler nedenleri ile yeter-siz kalmakta, çöküntü alanları oluşmaktadır.

• Gecekondu dâhil yeterli kiralık mekânın olmaması ve talebin sürekliartması sonucu kira fiyatlarında artış ve arsa spekülasyonu olmakta-dır.

• Çok değerli tarım toprakları üzerine kurulmuş ve günümüzde büyükbir bölümü organize sanayi bölgesine nakil edilmekte olan sanayi te-sislerinin ve bunları çevreleyen ve halen büyümekte olan plansız yer-leşim bölgelerinin etkisi ile de hava, su ve toprak kirliliği had safhayaulaşmakta, toprak niteliğini tamamen kayıp etmekte, çevre sorunlarıartmaktadır.

• Adana ‘ya göç hızla devam etmekte fakat kente gelen vasıfsız insansayısından daha çok kalifiye insan kenti terk etmektedir. Örneğin;Adana’ya 2010 yılında 53.096 kişi göç etmiş ve 57.402 kişi ise Ada-na’dan göç etmiştir, net göç hızı %0. -2.1 olmuştur.

• Okul, cami, sağlık merkezi gibi donatıların eksikliği sosyal ve kültürelsorunların artmasına neden olmaktadır. Eğitim seviyesi düşmekte,sağlık imkânları yetersiz kalmakta, sokak çocukları ve madde bağım-lısı çocukların sayısı dolayısı ile kap-kaç, hırsızlık, cinayet, gasp vefuhuş suç oranları artmaktadır. Suç örgütleri göç eden insanları dahakolay kandırabilmekte ve saflarına dâhil edebilmektedirler. Yaşları kü-çük sokak çocukları, terör ve organize suç örgütlerince kullanılmak-tadır. Emniyet kuvvetlerinin kadroları artan suçlu nüfusu ve suç çeşit-leri karşısında yetersiz kalmaktadır.

• Özellikle 1980 sonrası zorunlu göç ile gelenler Adana ile kaynaşma-makta, kent çevresinde göç ettikleri yörelerin sosyokültürel özellikle-rini taşıyan kendi içinde kapalı yaşam adaları oluşturmaktadırlar. Ya-pabildikleri işlerin süreksizliği ve güvensiz oluşu dolayısıyla en düşükgelir getirisi olması itibariyle giderek yoksullaşan kesimin kişiliğini, et-nik grubu, dini ve mezhebi şekillendirmektedir.

• Sanayileşme olmaksızın kentin özellikle vasıfsız göç kaynaklı nüfusubüyümekte, dengesiz kentleşmesine paralel işsizlik artışı kronikleş-mekte, kayıt dışı ekonomi hızla gelişmekte tablacılık ve işportacılıkgibi faaliyetler yaygınlaşmaktadır.

241

Page 62: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

• Gelir düzeylerinin arasındaki farkın artması psikolojik baskıya nedenolmaktadır. İş ya da ev bulamayan Göçmenler, sayılarının çokluğunu,kentteki kendi şartlarına uygun konut sayısının yetersizliğini veyakendi vasıfsızlıklarını düşünmemekte iş ya da ev bulamamasının ne-denini kendisinin başka mezhepten veya etnisiden olduğu gibi çeşitlifaraziyeler oluşturarak olumsuz düşünceler üretmektedir. Bu tür dü-şünce ve ön yargılarla kentten soyutlanmaya başlayan bireyler bu türolumsuzlukları kendi aralarında paylaştıkça bir “biz” ve “onlar” ayırı-mı yargısı oluşmaktadır.

Sorunların çözümü için alınan önlemler

Devletimizin bu konulardaki duyarlı ve planlı yaklaşımları sorunların çö-zümüne yönelik önemli mesafelerin alınmasını sağlamaktadır. 2002 yılın-dan bu yana yoksullukla mücadele çok boyutlu yaklaşımlarla ele alınmıştır.2007-2013 dönemini kapsayan 9. Kalkınma planındaki başlıklarından biri“Gelir dağılımının iyileştirilmesi, Sosyal İçerme ve Yoksullukla Mücadele”olarak belirlenmiştir. Bu başlık altında yoksulluk ve gelir dağılımında ki den-gesizliğin sürdürülebilir büyüme, istihdam, eğitim, sağlık ve çalışma hayatıpolitikaları ile kalıcı bir şekilde azaltılması ve toplumsal hayatın dışında ka-lan dezavantajlı kesimlerin hayat şartlarının iyileştirilmesi amaçlayan önce-likler yer almaktadır. Bu kapsamda kayıt dışı çalışan yoksulların sosyal gü-venlik kapsamına alınması, yoksul kesime yönelik hizmetlerin bu kesiminüretici duruma geçmesini sağlayıcı nitelikte olması yoksul kesime yönelikekonomik faaliyetlerin güçlendirilmesi öngörülmektedir.

2008 yılında başlatılan ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı tarafın-dan yürütülen Sosyal Destek Programının (SODES) 2011 yılında Adanailinde pilot olarak uygulanmasına karar verilmiştir. Bu çerçevede; Adana ilin-de dinamikleri harekete geçirerek yoksulluk, göç ve kentleşmeden kaynak-lanan sosyal sorunları gidermek, değişen sosyal yapının ortaya çıkardığı ih-tiyaçlara karşılık vermek, toplumsal dayanışma ve bütünleşmeyi güçlendir-mek, toplumun dezavantajlı kesimlerinin ekonomik ve sosyal hayata dahaaktif katılmalarını sağlamak amacıyla, istihdam, sosyal içerme ve kültür, sa-nat ve spor alanlarındaki projeleri destekleyen program bazlı yeni bir modeluygulaması başlatılmış ve bu program başarı ile sürdürülmektedir.

Kentsel yaşama uyum sağlama konusunda Belediyelerimizce toplum,kültür ve eğitim merkezleri açılmakta, özellikle eğitim ve beceri kazandırma-

242

Page 63: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

ya yönelik faaliyetlerin olumlu sonuçları üzerine merkez sayıları arttırılmak-tadır.

Kentsel sorunların çözümü çerçevesinde Toplu Konut İdaresi devreye gi-rerek Gecekondu ve kentsel dönüşüm gerektiren alanlarının bir bölümünde2003-2012 yılları arasında toplam 12.896 konutun tüm sosyal donatıları ileyapımını gerçekleştirmiştir. Adana Büyükşehir Belediyesi ise orta gelir guru-buna hitap eden 565’i villa olmak üzere toplam 862 konut üretmiştir.

Kentteki toplam 469.189 konutun yarısından fazlasının (gecekondu)imarsız ve niteliksiz yapılar olması ve bu bölgelerde yaşayan halkın yoksul-luk sınırı civarında olması nedenleri ile kamu kurumlarınca gerek yapılankonutların gerekse sağlanan maddi imkân ve desteklerin yoksul kesim nü-fusunun yaklaşık % 5’ini karşılayabilmektedir.

Mevcut kaynakları en uygun kullanabilmek ve ihtiyaç sahiplerinin sosyalkültürel, ekonomik ve barınma sorunlarını çözebilmek için muhatap olankimselerin katılımını içeren yapılanmalara gidilmesi gerekmektedir. Bu türyapılanmalara en uygun modellerden biri kent kooperatifçiliğidir.

Sorunların çözümü ve yönetimi için model önerisi:

Kent Kooperatifçiliği

Kar amacı gütmeyen, değişik teşvikler alan ve konu ile ilgili muhatapolan kimselerin tamamının katılımının sağlandığı kooperatifleşme ile kent-sel dönüşümden sosyal faaliyetlere kadar pek çok alanda hizmet yapmakve hedeflenen işlerin gerçekleştirilmesi için hizmet satın alarak istihdam ya-ratmak mümkün olacaktır. Örneğin:

• Afete karşı dirençsiz bulunan yapı stokunu ve Gecekondu bölgeleri-ni ıslah etmek için dönüşüm alanlarında yaşayanların bir araya gele-rek ilgili kesimlerle birlikte kentsel estetiği, kaliteyi, kültürel değerlerive çevresel duyarlılığı üst seviyeye çıkaracak nitelikte dönüşüm pro-jelerini hazırlamaları.

� Öncelikle kooperatiflerin, 1163 sayılı Kooperatifler kanunu gereğivergi, harç vb. muafiyetleri bulunmaktadır. Kooperatifler belirli ko-şulları yerine getirmeleri halinde kurumlar vergisinden, konut tes-liminde KDV’den muaftırlar. İnşaatlarda da KDV %18 değil %1oranında uygulanmaktadır. Ayrıca müteahhidin hedeflediği en az%15-20 karında kooperatife kalacağı düşünülürse kooperatifler

243

Page 64: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

müteahhitlere göre çok kaba hesapla, en az %45 oranında düşükmaliyetle dönüşümü gerçekleştirebileceklerdir. Bu da gerçektendar gelirli olanların konut, işyeri ve sağlıklı kentsel çevre edinme-lerinde çok önemli bir orandır.

� Kar amacı gütmeyen dar gelirlilerin dönüşüm alanlarında kuracak-ları kooperatifler kamu kaynaklarından ucuz kredi sağlayabilecek-lerdir.

Bu hususta örnek olarak başarı ile yürütülmekte olan, kooperatifleşmeorganizasyonlarının oluşumunda ve Mimari planlamalarının hazırlanmasın-da Çukurova Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Döner sermayesi üzerin-den büyük ölçüde katkı sağladığım ve Adananın ilk ve en büyük kentsel dö-nüşüm projeleri olan; 2880 konutluk “Halk Kent” ve 4328 konutluk “Öğret-men Kent” projelerini gösterebilirim.

Resim 1: Adana Belediye Evleri Resim 2: Dönüştürülen Adana Öğretmen Kent

• Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer Sosyal fonlardan sağlanankaynaklarla;

� Mahalle Kreşleri açılarak çocuklara ve dolaylı olarak annelere eği-tim verilmesi,

� Yaşlılar için huzur evleri kurulması ve işletilmesi,

� Özürlüler için iyileştirme merkezleri kurulması ve işletilmesi,

� Hasta bakıcılığı ve hemşirelik hizmetleri verilmesi,

� Kimsesizler için barınma imkânı sağlayacak mekânların tesis edil-mesi ve işletilmesi,

244

Page 65: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

� Şiddete uğrayan kadınlara hizmetler verilmesi,

� Kadınların el becerilerini değerlendirebilecek üretim ortamları ya-ratılması,

� Ürünlerin pazarlanabilmesi için organizasyonlar yapılması,

� Kentsel uyum sağlayabilmek için sanat gösterileri, spor aktivitele-ri, sergiler ve söyleşiler için organizasyonlar yapılması mümkünolacaktır.

Üretim ve hizmet alanlarında faaliyette bulunacak kooperatiflerin üyeleridolaylı olarak istihdam edilmiş ve düzenli bir gelire kavuşturulmuş olacak-lardır. Kooperatiflerin bir üst birlik kurularak buna bağlı olarak çalışmalarıolası hukuki veya finansal sorunların çözümünde ve pazarlama faaliyetle-rinde faydalı olacaktır. Bu hususta, Adana Kooperatifler Birliğinin, ADANA-KOOP’un önderliğinde kurulan, kendilerine AB projeleri hazırlayarak destekvermiş bulunduğum, yedi ayrı kadın kooperatifi “S.S. Akdeniz Kadın Kültürve İşletme Kooperatifleri Birliği” ismi altında birlik haline getirilerek Türki-ye’de ilk defa kadın kooperatifleri birliğinin oluşturulmasını ve bu kooperatif-lerin başarılı bir şekilde çalışmalarını sürdürmelerini örnek olarak verebili-rim.

Gündem 21 in kalkınma ve çevre arasında denge kurulmasını hedefle-yen “sürdürülebilir gelişme” kavramının yaşama geçirilmesine yönelik, küre-sel uzlaşma ve bu konuda takip edilen ülkesel politikaların en üst düzeyde-ki eylem planıdır. Gündem 21’in belirleyici özellikleri başında “toplumsal uz-laşma olmadan sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşılamaz” görüşü gel-mektedir. Önerilen Kooperatifleşmelerin doğrudan çalışma konusuna mu-hatap olacak fakat çok farklı yörelerden ve görüşlere sahip kimselerle yapı-lacak olması, toplumsal uzlaşmanın sağlanmasına, kentlilik bilincinin artma-sına, yoksulluğun azaltılmasına ve sosyal bütünleşmeye de önemli katkılarsağlayacaktır.

Sonuç ve öneriler

Göç hangi türde ve kapsamda olursa olsun kentte ekonomik, sosyal, kül-türel, ekolojik ve asayiş sorunlarının ortaya çıkmasına ve bu sorunlardanvar olanların daha da derinleşerek büyümesine yol açmaktadır. Bu nedenlemevcut kentsel sorunların çözümünün dönemsel olacağını, kentsel sorun-

245

Page 66: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

larla baş edilebilmesi ve kentsel mekânın değişiminin yönetilebilmesi içindönemsel özgün sorunlara cevap verebilecek esneklikte stratejilerin gelişti-rilmesi ve bunun için sürekli araştırma yapan merkezlerin kurulması gerek-mektedir.

Terör kaynaklı zorunlu göçün gelecek dönemlerde azalarak ortadan kal-kacağı, fakat göç sorununun bitmeyeceği, ekonomik, sosyal ve kültürel ne-denlerden kaynaklanan göçün devam edeceği ve önümüzdeki yıllarda ku-raklık ve deprem, deniz seviyesinin yükselmesi vb. çevre sorunlarından do-layı bu kez bu güne kadar Adana’ya çok az göç vermiş Van gibi bölgelerdendahi büyük oranda göçler olabileceği dikkate alınmalıdır.

Yoksulluk ve yoksunluk problemini çözebilmek için neler yapılabileceği-nin göç eden insanlarla birlikte planlanması ve onların umutlarını, beklenti-lerini dikkate alan çözümlerin birlikte geliştirilmesi yararlı olacaktır. Yoksul-luğu azaltma çabalarına kamu ve özel kesim ile birlikte sivil toplum kuruluş-larının da etkin bir şekilde katılımları sağlanması yararlı olmaktadır.

Göçmenler, en temel kentsel kamusal hizmetlerden yoksun, aile ve kıs-men hemşerilik dayanışması içinde, bir biçimde var olabildikleri gecekondu-larla barınma ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar. Kent hızla büyümekte kentli-leşme hızı, kentleşme hızına ayak uyduramamakta; plansızlık, kaçak yapı-laşma kentsel dokunun, tarihsel mirasın ve doğal çevrenin artan bir şekildebozulmasına neden olmaktadır. Deprem olgusu dikkate alınmadan inşaedilmiş yapıların, korunması gerekli doğal, tarihi ve kültürel varlıkların bu-lunduğu alanlarda ki kaçak yapılaşmaların, Gecekondu alanlarının ve altya-pı sorunlarının çözümünde ve ekonomik ve fiziksel çöküntüye uğramış böl-gelerin iyileştirilmesinde “kentsel dönüşüm projeleri” artan bir şekilde önemkazanmaktadır.

Kentsel dönüşümün başarılı ve sürdürülebilir olabilmesi ve kent ile bü-tünleşebilmesi için; gelecekte yaşayacak kimselerin planlama ve uygulamasürecine dâhil edilmesi, mahalle varlığının devam ettirilmesi ve yeşil alan,altyapı, eğitim ve sosyal donatı yaratmak yoluyla yaşanabilir ve kalitesi ar-tan çevreler sağlanması gereklidir.

Yoksulların bir araya gelerek kendi sorunlarını çözmede en etkin yöne-tim modeli Kent Kooperatifçiliği olacaktır.

Kooperatifin sosyal ve eğitim etkinlikleri, kentli kültürünün yaygınlaşma-

246

Page 67: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

sını, gençlerin, kadınların, yaşlıların sosyal ve ekonomik hayatta daha aktifolmalarını sağlayacaktır. Dar gelirlilerin tek başına yapamadığı çeşitli etkin-likler yanı sıra çeşitli kurslar ve eğitim programları kooperatif çatısı altındayapılabilecektir.

Kooperatiflerin demokratik yapısı, dar gelirlilerin ortak olması, yasalarauygun hareket etmesi, kayıtlı bir sistem oluşu, denetime tabi olması kentseldönüşüm projelerin de şeffaflığı ve adilliği sağlayacaktır. Dönüşümün kentgenelinde istihdam yaratması ve sosyal etkinlikleri, kentin sosyal ve ekono-mik kalkınmasına da katkıda bulunacaktır.

Kaynaklar

Acevit, F., Artun, E., Erginkaya, C., Adana Sürdürülebilir Eylem Planı, ve AdanaMevcut Durum Raporu, Adana, 2006

Anonymous, Bölgesel Göstergeler, TR62 Adana Mersin, 2010, Türkiye İstatistikKurumu, Ankara, 2011

Anonymous, Genel Nüfus Sayımı, 2000, T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Ens-titüsü, Ankara, 2001

Çopuroğlu, A., Kentsel Dönüşüm Projeleri Adana’daki Uygulamalar, s.147 ff,Planlama, 2006

Civil, V., Boz, T., İller için Gelecek Stratejileri, Adana Gelecek Stratejisi SonuçRaporu, Türk Ekonomi Bankası, Adana, 2007

Cafrı, R.; Adana İlinde Yoksulluğun Analizi, Sınırlı Bağımlı Değişkenli ModellerleBir İnceleme, Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bil. Enst., Eko-nometri Anabilim Dalı, Adana, 2009

Gürçınar, Yusuf; Housing Strategies of Adana City Towards to 21th Century, 24-29 Eylül 1995, INTA, International Urban Development Association, Viyana,Avusturya, 1995

Gürçınar, Y., “Ekonomik, Sosyal ve Yapılaşma Yönleri İle Adana Gecekonduları,Yavuzlar ve Sarıçam Örneği”. Çukurova Üniversitesi Araştırma Projesi, No:MMF.95E-10, Adana, 1997

Gürçınar, Y., Adana’nın Turizm Hizmetleri ve Turizm Sektörü Ekonomik Yapısı,Kitap ismi: Adana Sosyo Ekonomik Rapor, Yayınlayan: Adana Güç Birliği Vakfı,Adana, 1999, S. 281-309

Gürçınar, Y., Yıldız, B., Gecekonduların ve İmarsız Konutların Analizi, İskende-run Örneği, Yapı Dergisi, Nr. 215, İstanbul, 1999, Sayfa 80-85

Gürçınar, Yusuf; Kültürlerin Ortak Kentinde Yok Olan Geleneksel Mimari, UIA2005 İstanbul XXII. Dünya Mimarlık Kongresi Türkiye Kongreleri Adana Antakya,2005

247

Page 68: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

Gürçınar, Yusuf; TOKİ Mimarlığı, Adana’dan Örnekler, Anadolu’da Konut ve TO-Kİ Mimarlığı, Mimarlar Odası Antalya ve Konya Şubeleri, 09.08.2008, Konya,2008

Gürçınar, Yusuf; Kentsel Yoksulluk ve Mimari, Kentsel Yoksulluk ve Mimari Ulu-sal Paneli 24.04.2009, Mimarlar Odası Adana Şubesi, Adana Sanayi Odası Kon-ferans Salonu, Adana, 2009

Keleş, R., Göç Olgusuna İlişkin Gözlemler, Güney Mimarlık Dergisi, Sayı 4, S.14ff, Adana, 2011

Mersinligil, Ö. Kent Kültüründe Göç Faktörü Adana Örneği, Güney Mimarlık Der-gisi, Sayı 4, S.28 ff, Adana, 2011

Yılgın, A., Türkiye’de Yaşanan Göç Olgusu Bağlamında Adana İlinde GöçünSosyo - Ekonomik Yapıya Etkileri, Yarattığı Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Uz-manlık Tezi, T. C. İçişleri Bakanlığı, Strateji Geliştirme Başkanlığı, Adana, 2007

248

Page 69: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

Mahmut ÇELİKCAN

Yüreğir Belediye Başkanı

Yüreğir Belediyesinin İç Göçle Artan Sorunların Çözümü İçin

Yaptığı Uygulamalar ve Hedefleri

249

Page 70: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

Adana, özellikle 80’li yıllardan itibaren gerek işsizlik gerekse terör nede-niyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan başta olmak üzere Türkiye’nin hertarafından yoğun göç almıştır. Bölgenin coğrafik yapısı ve yaşam şartlarınınuygunluğu göçü arttıran önemli nedenlerden biridir. Yüreğir ise bu durum-dan Adana boyutunda en çok etkilenen ilçemiz olmuştur. Adana’ya göçlegelenlerin ilk yerleştiği yerin Yüreğir olduğu söylenebilir.

İlimizin beş merkez ilçesinden biri olan Yüreğir, Seyhan ve Ceyhan ne-hirlerinin ortasında, tabiri caizse Çukurova’nın merkezinde yer alır. SeyhanNehri’nin yanı başında kurulmuş olan Yüreğir İlçesi genelde düz ve ovalıkbir fiziki yapıya sahiptir. İlçeye bağlı köylerin ve bucak merkezlerinin yerle-şim alanı E-5 karayolunun kuzeyinde ve güneyinde kalmaktadır.

03.06.2008 tarih 5747 sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İl-çe Kurulması Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunagöre 29.03.2009 tarihiyle birlikte İlçemiz, Yüreğir ve Sarıçam olmak üzereiki merkez ilçeye ayrılmıştır. 8.000 ha alana sahip olan Yüreğir, bölünmeylebirlikte ve yeni katılımlarla 85.000 ha alana ulaşmıştır.

31 Aralık 2011 tarihi itibariyle ADNKS (Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Siste-mi) verilerine göre Adana merkez nüfusu 1.617.284’dür. Göçle gelen nüfusoranı ise %39 seviyesindedir. Aynı dönemde Yüreğir İlçesi merkez nüfusu421.692’dir. Ancak nüfusun %50,80’ini iç göçle değişik zamanlarda gelen

250

Page 71: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

vatandaşlarımız oluşturmaktadır. Bu durum dikkate alındığında Yüreğir’degöçün getirdiği sorunların çok daha ciddi boyutlarda olduğu ifade edilebilir.Bu yapının bir sonucu olarak da İlçemizde çok kültürlülük görülmektedir.

Yüreğir gerçekliğinin diğer bir çarpıcı ifadesi olarak 102.000 bağımsızkonutun %80’inin uygunsuz yapılardan oluşması göçün oluşturduğu tahri-batı ortaya koyan önemli bir tespittir. Ayrıca 1998 yılı Deprem Yönetmeliğin-den önce yapılan yapıları da göz önüne alırsak Yüreğir’deki yapıların %91’irisk altındadır.

2006 yılında gerçekleştirilen bir araştırmaya göre Türkiye’nin GSYİH’siiçindeki paya göre Adana merkez ilçeleri Türkiye genelindeki sıralamadaSeyhan İlçesi %1.63 pay ile 9. sırada iken Yüreğir İlçesi % 0.58 pay ile 39.sırada yer almaktadır.

İlçemizde okur-yazar oranı % 84 seviyesindedir. Özellikle kadın nüfusuneğitimsiz olması istihdam edilmelerini engellemektedir. Dolayısıyla kadınıntoplumsal yaşama katılamamasının sonuçları olarak aile yapısı ile ilgili çe-şitli sosyo-ekonomik sorunlar ortaya çıkmakta ve kadına şiddetin önü açıl-maktadır. Diğer bir sonuç olarak da çocuklar ve gençler madde bağımlılığıgibi olumsuz yönlendirmelere maruz kalmaktadır. Sosyal yapıdaki bu bo-zukluklar toplumda bilgi ve hoşgörü eksikliğine, yanlış yaklaşımlara, olum-suz tutumlara, çevre koşullarının yetersizliği ile birlikte tam bir kaosa dönüş-mekte, zaman zaman yerli yabancı ayrımının yapıldığı da görülmektedir.

251

Page 72: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

Tüm bunların sonucu olarak özellikle son yıllarda nitelikli göç verip nite-liksiz göç aldığımızı düşünürsek Yüreğir’de sosyal ve kültürel yaşam kalite-si her geçen gün düşmekte, suça meyilli toplumsal yaşam baskın hale gel-mekte ve entegrasyon sağlanamamaktadır.

Bu koşullar altında başta Yüreğir Belediyesi olmak üzere diğer kamu ku-rumlarına önemli görevler düşmektedir. Ancak Belediyemizin bütçesi yıllar-dır biriken ve çözüm bekleyen bu toplumsal sorunların önüne geçmeye yet-meyeceğinden tüm kurumların katılımı ile çözümler üretilmelidir. Adana Va-liliği koordinasyonunda merkezi idarenin de desteğini alarak Büyükşehir Be-lediyesi ve ilgili kurumlarla sonuca gidilebilir. Aksi halde sorunlar giderek bü-yümekte, Adana ve Çukurova Bölgesini zor koşullar beklemektedir.

Ancak Yüreğir Belediyesi bünyesinde tüm imkansızlıklara rağmenKENTGES (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Mü-dürlüğü Bütünleşik Kentsel Gelişim Stratejisi) Belediye Eylemleri 2010-2023 Eylem Planın’da öngörüldüğü gibi yeni ve nitelikli proje çalışmalarıbaşlatılmış ve önemli mesafeler kat edilmiştir. Yerleşmelerin mekan ve ya-şam kalitelerinin arttırılması ve sürdürülebilir kentsel gelişimin sağlanması-na yönelik olarak Yüreğir’de 8 ayrı mahalle kentsel dönüşüm kapsamınaalınmıştır. Kışla, Başak, Karacaoğlan, Serinevler, Akıncılar, Cumhuriyet veYavuzlar Mahallelerinde uygulanacak olan kentsel dönüşüm ile birlikte İlçe-mizin çehresi değişecektir. Çalışmalar hızlı bir şekilde gelişerek devam et-mekte ve bu yönüyle de tüm Adana’ya örnek olmaktadır. Kentsel dönüşümkavramını gündemde tutmak ve kenti bu duruma psikolojik olarak hazır ha-

252

Page 73: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

le getirmek noktasında Belediyemiz 17 Aralık 2009 tarihiyle birlikte öncü ro-lünü üstlenmiştir.

Kentsel dönüşüm ile Yüreğir’de bir taraftan düzensiz ve yıkık binalarınortadan kaldırılmasıyla gettolaşmanın önüne geçilecek, diğer taraftan dep-reme dayanıklı, güvenlikli, sağlıklı ve sosyal donatılarıyla yaşanılabilir kent-sel mekanlar oluşturmak mümkün olacaktır. İşsizlik ve beraberindeki prob-lemlerin çok yoğun olarak yaşandığı İlimizde inşaat sektörünün hareketegeçmesiyle yeni istihdam olanakları oluşacak, ekonomik canlılık sağlana-caktır.

İlçemiz sınırları içerisinde önemli bir diğer çalışma olarak kültürel ve sos-yal donatı ve hizmetlerin kent ve mahalle düzeyinde dağılımının dengeli veyeterli hale getirilmesi noktasında büyük adımlar atılmıştır. Mesleki eğitim-lerle birlikte kültürel eğitimlerin ve etkinliklerin yapılması adına modern, hertürlü ihtiyaca cevap verebilen 6 adet Kültür Evi yapılmış ve halkımızın hiz-metine sunulmuştur. Levent, 19 Mayıs, Kiremithane, Yamaçlı ve KöprülüMahallelerinde oluşturulan Kültür Evleri, konumları itibariyle merkez mahal-lelerine ve İlçe geneline hitap etmektedir. Böylelikle kültürel hizmetlerin eşitkoşullarda ve dengeli olarak vatandaşlara ulaşması sağlanmıştır. 2014 yılı-na kadar toplamda 10 adet Kültür Evinin hizmete sunulması planlanmakta-dır.

253

Page 74: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

Bu mekanlar kentlilik bilincini kazandırmakla birlikte aidiyet duygusunugeliştirmek için önemli fırsatlar sağlamaktadır. Halkın takdirini kazanan bumekanlara yoğun ilgi gösterilmektedir. Doğalgaz tesisatçılığı, iş makinesioperatörlüğü, aşçılık, kaynakçılık gibi direkt istihdama yönelik kurslar da da-hil olmak üzere 30 ayrı alanda mesleki eğitimler verilmektedir. İlimizde ilkkez bir Bilişim Akademisi Kültür Evleri bünyesinde oluşturulmuş, SODESkapsamında da birçok projeler İlçemize kazandırılmıştır. Bugüne kadar hu-kuk, sağlık, psikoloji, çocuk gelişimi, anne-baba eğitimi gibi çeşitli konular-

254

Page 75: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

da uzman katılımcılar eşliğinde birçok panel ve seminer düzenlenerek baş-ta kadınlar olmak üzere toplumun önemli bir kesimine ulaşılmıştır.

Yüreğir Belediyesi kent kimliğini korumak ve geliştirmek adına çokönemli adımlar atmıştır. Belediyemiz sınırlarında yer alan ve Çukurova Kül-tür Havzasının en önemli antik şehri olan Misis’i dünya kültürel mirasına ka-zandırmak için geniş kapsamlı bir proje başlatılmıştır. Kentimize ait tarihsel,doğal, kültürel doku ve öğeleri kent kimliğinin ayrılmaz bir parçası olduğuinancını taşıyoruz. Bu düşünceden yola çıkarak kapsamlı olarak yürüttüğü-müz “Ölümsüzlük Şehri Misis” Projesi ile uluslararası bir konferans ve ça-

255

Page 76: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

lıştay düzenlenmiş ve ulusal gündem oluşturulmuştur. Adana kamuoyunundesteklediği bu projeyle Belediyemiz Türkiye’nin model alacağı örnek birprojeyi gerçekleştirmeyi hedeflemektedir.

Sonuç olarak İlçemizde, göçten kaynaklı çok büyük sorunlar vardır. Be-lediyemizin var olan bütçesiyle bu sorunların altından kalkması oldukça zoradeta imkansızdır. Her şeye rağmen İlçenin gelişimi ve dönüşümü için cid-

256

Page 77: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

di gayretler gösterilmekte ve vizyon projeler hazırlanmaktadır. Son yıllardaYüreğir’e artan ilgi bu çabaların bir sonucudur. Yukarıda anlatıldığı üzerekamu kurumlarının güç birliği yaparak göç gerçeğini masaya yatırması veçözümler üretmesi gerekmektedir.

Yüreğir Belediyesi ve İktisadi Araştırmalar Vakfı’nın düzenlediği, Türki-ye’de İç Göçün Sosyo-Ekonomik Sonuçları ve Adana Özelinde Değerlendir-

257

Page 78: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

me Sempozyumunun İlimize ciddi katkılar sağladığı bir gerçektir. Önemli birkazanım olarak gördüğümüz Sempozyumun gerçekleştirildiği bugünde tümkatılımcılara ve emeği geçenlere teşekkür eder sevgi ve saygılarımı suna-rım.

258

Page 79: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

SORU-CEVAP

Soru 1: Göç rakamları nasıl tespit edilmektedir?

GÖKHAN GÜDER: Göç rakamların en son 2000 yılında yapılan nüfussayımları ile 2007 yılından bu tarafa kullanılan Adrese Dayalı Nüfus KayıtSisteminden elde edilmektedir. Ayrıca 2011 yılında Türkiye Nüfus ve SağlıkAraştırması gerçekleştirilmiş olup henüz sonuçları açıklanmamıştır. Nüfussayımları ile göç etme nedeni, göç edenlerin işgücü durumu gibi ayrıntılı bil-giler elde edilebilirken, ADNKS kayıtları ile bir yıl içinde ikamet yerini değiş-tirenlerin sayıları, yaşları ve eğitim düzeyleri hakkında bilgi sahibi olunabil-mektedir.

Soru 2: Göçleri ülkenin stratejik yönden önemli bölgelerine yönlen-

dirme gibi bir faaliyetiniz var mı?

GÖKHAN GÜDER: Göçler büyük ölçüde bireylerin ve ailelerin kendi ko-şullarına göre verdikleri bireysel kararlar olduğundan bunlar kamu tarafın-dan yönlendirilme imkanı sınırlı bulunmaktadır. Ancak Cazibe MerkeziProgramı gibi bir takım faaliyetlerle göçün yönelebileceği belirli merkezlerinekonomik, sosyal ve fiziki alt yapıları uygun hale getirilmeye çalışılmaktadır.

Soru 3 : Bir Göç Eylem Planı var mıdır?

GÖKHAN GÜDER: Böyle bir eylem planı bulunmamaktadır.

Soru 4 : STK’ları göç sorununun çözümüne katkı yönünde motive

etmek için 10-20 bin TL tutarında mikro hibe programları açılabilir

mi?

GÖKHAN GÜDER: SODES’le küçük çaplı projelere destek verilmekte-dir. Ancak 10-20 bin TL tutarındaki projelerin takibi zor olduğundan ve arzuedilen büyüklükte sonuç üretemediklerinden desteklenmemektedir.

259

Page 80: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

Soru 5: Adana’da göçün sebep olduğu işsizlik sorununun çözümü

için verilen destekler yeterli midir?

Adana ülkemizde işsizliğin en çok görüldüğü illerdendir. İşsizliğin azaltı-labilmesi için Adana ilinde özel sektörün yeni Teşvik Sisteminden de yarar-lanılarak yatırım imkanlarını çoğaltması, işgücünün İŞKUR tarafından yürü-tülen aktif işgücü programları aracılığıyla yeni alanlara kaydırılması gibi ila-ve tedbirlerin alınması gerekmektedir.

Soru 6: Sayın Ömer Bozoğlu’na sorum olacak. Saddam’ın Kuzey

Irak Hareketi sonucu ülkemize iltica eden kaç kişidir? Bunlardan

geri dönüş yapan kaç kişidir?

ÖMER BOZOĞLU: Bildiğiniz gibi bu göç sınırdan gelen mültecilerkamplarda barındırılıyorlar ve süreç tamamlandığı zamanda ülkelerine dö-nüyorlar. O zaman bildiğimiz 500’ün üzerinde bir göç hareketliliği oldu. Şu-an Suriye’den benzer bir hareketlilik söz konusu Kilis öncü pınar kapısındaşuan bir mülteci kampı ve birde Gaziantep İslahiye’de mülteci kampı vebunlarında topla barınabilecekleri insan sayısı da şuan 25 bine yakın bir ra-kamla planlanmış. Islahiye’de şuan 25 bin üzerinde yine Kilis’te de 10 bineyakın şuan kalan mülteciler var. Bunlar ülkelerindeki hayat normale döndü-ğü zaman tekrar ülkelerine dönecekler. Irak savaşı sonrasında ki hareketli-lik bu şekilde sonuçlandı bildiğim kadarıyla.

Soru 7: Göç veren ve alan ülkelerin sorunlarından bahsettiniz. Ba-

kanlığınızın göçle gelenlerle göç alan illerde yaptığı sorun, ihtiyaç

ve çözümler analizi sonucu nerede bulabiliriz?

Sorunlara çözüm için çalışan sivil toplum kuruluşlarına bakanlığı-

nızdan bütçe ayrıldı mı? Bu bütçeden yararlanma şartları nedir?

ÖMER BOZOĞLU: Bununla ilgili 2012 yılında gerçekleştireceğimiz Tür-kiye göç araştırmamız mevcut. 81 ili kapsıyor göçle ortaya çıkan illerdekisorunlar ve bu sorunlara dönük çözüm önerileri ne olmalı? üzerine kurulanbir araştırmamız bu yıl şuan ilgili proje çalışmalarını arkadaşlarımız yürütü-yor. Önümüzdeki günlerde süreç başlayacak ve sonuçlandığında da bunukamu oyu ile paylaşacağız. Yine Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlü-ğü daha önce Aile ve Sosyal Araştırmalar onun öncesinde de 1989’da ailearaştırma kurumu bugüne kadar ki yapmış olduğumuz tüm araştırmalar ai-le.gov.tr adresinden girdiniz zaman pdf formatın da web üzerinden de ulaş-

260

Page 81: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

manız mümkündür. Sivil toplum kuruluşlarına doğrudan Bakanlığımızın ak-tardığı bütçe yok ama biraz önce Gökhan bey ifade ettiği, Kalkınma Bakan-lığımızın SODES kapsamında kültür, sanat ve sosyal, spor gibi farklı alan-larda yine sivil toplum kuruluşlarının yine kamu kurum ve kuruluşlar, yerelyönetimlerin gerçekleştirmiş olduğu projeler bu kapsamda destekleniyor.

Soru 8:

ERTUĞRUL BOZKURT: Belediyeler, bölgelerinde yaşam kalitesini

artırmak için sosyal projelere destek vermekte ve yerine göre işlet-

mektedirler. Örneğin; çocuk yurdu, huzurevi, özürlü rehabilitasyo-

nu gibi bu tür projelere maddi veya manevi ne gibi teşvikte bulunu-

yorsunuz? Katkınız var mıdır? Teşekkürler.

ÖMER BOZOĞLU: Bakanlığımızın doğrudan bir kurumumuzun yapmışolduğu bir huzurevi ya da bir çocuk evine doğrudan bir inşaat desteği yö-nünde bir desteğimiz bulunmamakta, fakat buradan istihdam barındırılansakinlere yönelik yaşlılar için yine yoksul olan, evde bakım desteği veriyo-ruz. Yine özürlü insanlarımız için özel rehabilitasyon merkezleri var bakıldık-ları zaman yine kişi sayısı üzerinden bir ödememiz var ve önümüzdeki dö-nemde yaşlı, evde bakımı veya huzurevi bakımları ilgili de yapmış olduğu-muz desteklerin oranını artırarak şuan Bakanlığımıza bağlı kuruluşların hu-zurevi taleplerine yeterli sayıda cevap veremiyoruz. Fakat özel huzurevle-rinde de boş yatak sayıları var, kamu olarak kendi maliyetlerimizi şuan çı-karttık özelin maliyetlerini de biliyoruz. bir asgari ücret desteğimiz var yok-sul olan yaşlıların huzurevlerinde kalmasına yönelik. Bizim kuruluşlarımız-da kalan bir yaşlımızın bize ortalama maliyeti 2.500 TL ile 4.00 TL arasındadeğişmekte. Biz kendi harcamalarımızı özel sektörü destekleyerek bu hiz-metlerin daha hızlı bir şekilde yaygınlaştırılması yönünde bir düşüncemizvar. Yine çocukla ilgili de temel politikamız, çocuğun öncelikli olarak ailesi-nin yanında bakılması ve ailesi ile birlikte yaşamını sürdürmesi yönünde birpolitikamız var. Bizim yurtlarımıza yoksulluk nedeniyle verilmiş ya da ailesiyok deyip bu çocuğu bize vermişse biz aileye nakdi yardım yaparak bu ço-cukları kendi yanlarına almalarını sağlıyoruz ve bu yörede pek çok çocuğu-muz yurtlardan ayrı olarak ailelerine döndürülüyor. Bundan sonraki temelpolitikamızda, büyük yurtlar yaparak 4-5 kişilik odalarda çocuklarımızı ya dayaşlılarımızı buralarda barındırmak değil, temel önceliğimiz ailesinin yanı.Eğer olamıyorsa da koruyucu ailelere evlat edindirme buda olmuyorsa ço-

261

Page 82: GÖÇ, YOKSULLUK VE SOSYAL POLİTİKA - iav.org.tr · Yrd. Doç. Dr. Fatime GÜNEŞ Anadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK-BİLGEM-UEKAE/G222 181

262

cuk ve sevgi evleri olarak planladığımız 3-5 çocuğumuzun bir bakıcı annegözetiminde bakıldığı evler kiralanarak çocuklarımız normal hayattan kopa-rılmadan, yaşamlarını devam ettirecekleri ortamları hazırlayarak sağlıklı birgeleceği onlara sürme yönünde bir politikamız var. Teşekkür ederim.

BAŞKAN: PROF. DR. ADEM ŞAHİN

Herkes bildiği kadarıyla, çalıştığı kadarıyla, planladığı kadarıyla yaptığıhazırlığı sizlere aktarmaya çalıştı. Sebebi her ne olursa olsun insan hareke-tinin yani göçün durdurulması gibi bir ihtimal yok. Yani insanlar yaşadıkçaöyle veya böyle bir sebeple mutlaka olacak. Ama gönül arzu ediyor ki, in-sanların doğduğu yerde doyacağı bir sistemin mümkünse tedbirlerinin alın-ması, yok değil, başka bir yere gitmişse de buraya uyacağı bir sistemin ted-birlerinin alınması bu doymakla uymak arasında ve bir sanki ilişki gibi geli-yor bana tabi sosyal politikalar, sosyal devlet fonksiyonu ön plana çıkıncaher türlü sosyal politika bir maliyet demek. O sosyal politikaların maliyetinekatlanabilmek de o maliyete katlanabilecek bir finansman sisteminin, ki dev-letinde vergiden başka bir geliri olmadığına göre, o finansman siteminin biranlamda oluşması icap ediyor. Onu oluşturmanın yolu da olan o kadar çokverecek ki devlette olmayana verecek kadar bir havuz oluşturacak ve bunuda mümkünse adaletli bir el çağdaş araçları kullanmak suretiyle de yönlen-direcek. Yani esasında sosyal devlet dediğimiz o kavram da biz millet ola-rak yabancı olduğumuz bir şey değil. Bizim geçmişimizde, kültürümüzde,inancımızda, geleneklerimizde esasında bunlar mekanizmaları olan şeyler.Yani her ne kadar şimdi bir takım yeni isimlerle adlandırıyor olsak da bizimgeleneklerimizde bunlar var. Ne yapacağız? Mümkünse bunları hatırlayaca-ğız, hatırladıklarımızı ihya edeceğiz, yaşatacağız, sonra yaşattıklarımızdanmemnuniyet duyanlara memnuniyeti paylaşmış olmanın memnuniyeti de bi-ze yetecek. Öyle bir sistemi hep birlikte merkezi idare ile yerel yönetimleriy-le, vatandaşıyla kurarız. Çünkü vatandaşın desteklemediği hiç bir şeyi sizbaşka bir elle, başka bir mekanizmayla oluşturamazsınız. Onunda sürdürü-lebilirliği yoktur ve canlı kalması mümkün değildir. Vatandaş o desteği vere-cek. Ben kendi adıma, panele katılan arkadaşlarımız adına, değerli hocala-rımız ve başkanımız adına hepinize ve emeği geçen herkese çok çok teşek-kür ediyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.