24
The Journal of Academic Social Science Studies International Journal of Social Science Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/JASSS2920 Number: 35 , p. 139-162, Summer I 2015 Yayın Süreci Yayın Geliş Tarihi Yayınlanma Tarihi 19.05.2015 15.07.2015 GANOS (IŞIKLAR) DAĞI VE YAKIN ÇEVRESİNDEKİ (TEKİRDAĞ) AKARSULARIN DRENAJ ÖZELLİKLERİ THE CHARACTERISTICS OF DRAINAGE OF RIVERS IN THE GANOS MOUNT AND ITS SURROUNDINGS (TEKIRDAG) Yrd. Doç. Dr. Emre ÖZŞAHİN Namık Kemal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Özet Bu çalışmanın amacı, Ganos (Işıklar) Dağı ve yakın çevresindeki drenaj sisteminin özelliklerinin ve tiplerinin açıklanmasıdır. Temel materyal olarak HGK (Harita Genel Komutanlığı) tarafından hazırlanan Türkiye Topoğrafya Haritalarının kullanıldığı çalışmada, CBS (Coğrafi Bilgi Sistemleri) tekniklerinden ve çeşitli kaynaklardan elde edilen verilerden yararlanılmıştır. Çalışmanın veri toplama ve kontrolü arazi çalışmalarıyla sağlanmıştır. Sonuçta hidrografik açıdan hem Marmara hem de Ege denizlerine dökülen akarsular tarafından drene edilen bu sahadaki akarsu ağının bugünkü karakterini esas olarak Üst Pleyistosen’de kazandığı ve günümüzdeki ana drenaj şebekesinin denge profiline ulaşmaya çalıştığı anlaşılmıştır. Topoğrafyadaki parçalanma derecesi veya akarsu yoğunluğunun tekdüze olmadığı bu alanda, bazı kesimlerde düşük, bazı kesimlerde ise yüksek akarsu yoğunluk değerleri tespit edilmiştir. Toplam akarsu uzunluğunun 1157 km olduğu bu sahada, km²’ye düşen drenaj yoğunluğunun ortalaması 2.54 km/km² olarak hesaplanmıştır. Sahadaki akarsu ağının oluşum ve gelişiminde jeoloji, topoğrafya, iklim ve bitki örtüsü belirleyici rolü oynamıştır. Böylece ilgili faktörler ve etkinlik derecelerine bağlı olarak dantritik, paralel, kancalı, radyal, kafesli ve sentripetal drenaj tipleri tanımlanmıştır. Ayrıca bu sahada etkili olan tektonik hareketler akarsularda ötelenmelere ve gençleşmelerin yaşanmasına sebep olmuştur. Bu çalışmanın sonuçları sahadaki jeomorfolojik ve hidrografik gelişim sürecinin açıklanmasında ve doğal ortamdaki diğer unsurların etkilerinin çözümlenmesinde kullanılabilir. Sonuç olarak, bu çalışma sayesinde Türkiye jeomorfoloji ve hidrografya literatürüne yeni bir kayıt işlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Tekirdağ, Ganos (Işıklar) Dağı, Drenaj, Drenaj özellikleri, Drenaj tipleri, CBS (Coğrafi Bilgi Sistemleri) Abstract The aim of the present study is to describe the characteristics and the types of the drainage system in and around the Ganos (Işıklar) Mount. In this study, Turkey’s Topographic Maps prepared by the General Command of Mapping were used as the main materials beside GIS (Geographic Information System) techniques and datas obtained from various resources. The research data were collected and checked through

GANOS (IŞIKLAR) DAĞI VE YAKIN ÇEVRESİNDEKİ …. Doç. Dr. Emre... · yanında sahada akarsu, kıyı, karst ve volkan topoğrafyalarına ait elemanter yerşekillerinin varlığı

Embed Size (px)

Citation preview

The Journal of Academic Social Science Studies

International Journal of Social Science

Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/JASSS2920

Number: 35 , p. 139-162, Summer I 2015

Yayın Süreci

Yayın Geliş Tarihi Yayınlanma Tarihi

19.05.2015 15.07.2015

GANOS (IŞIKLAR) DAĞI VE YAKIN ÇEVRESİNDEKİ

(TEKİRDAĞ) AKARSULARIN DRENAJ ÖZELLİKLERİ THE CHARACTERISTICS OF DRAINAGE OF RIVERS IN THE GANOS

MOUNT AND ITS SURROUNDINGS (TEKIRDAG)

Yrd. Doç. Dr. Emre ÖZŞAHİN

Namık Kemal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Özet

Bu çalışmanın amacı, Ganos (Işıklar) Dağı ve yakın çevresindeki drenaj

sisteminin özelliklerinin ve tiplerinin açıklanmasıdır. Temel materyal olarak HGK

(Harita Genel Komutanlığı) tarafından hazırlanan Türkiye Topoğrafya Haritalarının

kullanıldığı çalışmada, CBS (Coğrafi Bilgi Sistemleri) tekniklerinden ve çeşitli

kaynaklardan elde edilen verilerden yararlanılmıştır. Çalışmanın veri toplama ve

kontrolü arazi çalışmalarıyla sağlanmıştır. Sonuçta hidrografik açıdan hem Marmara

hem de Ege denizlerine dökülen akarsular tarafından drene edilen bu sahadaki akarsu

ağının bugünkü karakterini esas olarak Üst Pleyistosen’de kazandığı ve günümüzdeki

ana drenaj şebekesinin denge profiline ulaşmaya çalıştığı anlaşılmıştır. Topoğrafyadaki

parçalanma derecesi veya akarsu yoğunluğunun tekdüze olmadığı bu alanda, bazı

kesimlerde düşük, bazı kesimlerde ise yüksek akarsu yoğunluk değerleri tespit

edilmiştir. Toplam akarsu uzunluğunun 1157 km olduğu bu sahada, km²’ye düşen

drenaj yoğunluğunun ortalaması 2.54 km/km² olarak hesaplanmıştır. Sahadaki akarsu

ağının oluşum ve gelişiminde jeoloji, topoğrafya, iklim ve bitki örtüsü belirleyici rolü

oynamıştır. Böylece ilgili faktörler ve etkinlik derecelerine bağlı olarak dantritik, paralel,

kancalı, radyal, kafesli ve sentripetal drenaj tipleri tanımlanmıştır. Ayrıca bu sahada

etkili olan tektonik hareketler akarsularda ötelenmelere ve gençleşmelerin yaşanmasına

sebep olmuştur. Bu çalışmanın sonuçları sahadaki jeomorfolojik ve hidrografik gelişim

sürecinin açıklanmasında ve doğal ortamdaki diğer unsurların etkilerinin

çözümlenmesinde kullanılabilir. Sonuç olarak, bu çalışma sayesinde Türkiye

jeomorfoloji ve hidrografya literatürüne yeni bir kayıt işlenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Tekirdağ, Ganos (Işıklar) Dağı, Drenaj, Drenaj özellikleri,

Drenaj tipleri, CBS (Coğrafi Bilgi Sistemleri)

Abstract

The aim of the present study is to describe the characteristics and the types of

the drainage system in and around the Ganos (Işıklar) Mount. In this study, Turkey’s

Topographic Maps prepared by the General Command of Mapping were used as the

main materials beside GIS (Geographic Information System) techniques and datas

obtained from various resources. The research data were collected and checked through

140

Emre ÖZŞAHİN

field works. It was found out that the river system in the this area that was drained by

the rivers flowing into both the Marmara Sea and the Aegean Sea gained its

characteristics mainly from the Upper Pleistocene and that the main drainage system

was on the way to reaching the equilibrium profile. In the study area where the degree

of fragmentation in the topography or the density of the river was not uniform, it was

determined that the density of the river was low in some parts while it was high in

others. The average drainage density per km² in this area where the length of the river is

1157 km was found to be 2.54 km/km². Geology, topography, climate, and vegetation

played an important role in the composition and development of the river system in the

study area. Thus, dendritic, parallel, barbed, radial, lattice, and centripetal drainage

patterns were identified in line with the related factors and their degree of activity. Also,

the tectonic movements seen in the area was the reason for drainage displacements and

regeneration. The results of the present study can be used for explaining

geomorphologic and hydrographic development processes in the area and for analyzing

the effects of the other elements in the natural environment. Lastly, the present study

brought a new entry to geomorphology and hydrography literature in Turkey.

Key Words: Tekirdag, Ganos (Işıklar) Mount, Drainage, Characteristics of the

drainage, Types of the drainage, GIS (Geographic Information System)

1. GİRİŞ

Türkiye’nin flüviyal jeomorfoloji konusundaki duayenlerinden biri olan Sırrı Erinç;

“Akarsu şebekesi topoğrafyanın tomografisidir.” ifadesiyle (Erinç, 2012: 367) akarsu drenajının

topoğrafyanın açıklanmasındaki en önemli anahtar unsurlarından biri olduğunu açıkça beyan

etmiştir. Gerçekten de akarsu sistemleri, yeryüzünü şekillendiren en etkin dış kuvvetlerden

olmasının yanı sıra iklim ve taban seviyesi değişiklikleri ile tektonizma (kıvrımlanma, faylanma

vb.) gibi çevresel değişimlere çok bariz tepki verir (Doğan, 2012: 296). Bu nedenle akarsular,

ilgili tepkinin önemli kayıtlarını içeren öncelikli morfolojik sistemler olarak görülmektedir

(Özşahin ve Ekinci, 2014: 40; Avşin, 2014: 314).

Akarsu sisteminin karmaşık dinamiklerinin çözümlenmesinde ve topoğrafyanın

gelişiminin açıklanmasında akarsu drenaj ağının önemi büyüktür (Zernitz, 1932: 498). Zira

topoğrafya şekilleri ile drenaj tipleri arasında sıkı bir münasebet vardır (Erinç ve Bilgin, 1956:

124). Bu ilintili durum dağlık alanlarda bulunan drenaj havzalarında daha fazla ön planda olup,

söz konusu sahalardaki drenaj şebekesi, tektonik ve iklimsel tekâmül süreci hakkında önemli

kayıtlar ihtiva etmektedir (Bordal, 2014: 2). Bu kayıtların doğru bir şekilde okunabilmesi için

söz konusu mekânlardaki drenaj ağının özelliklerinin ve tiplerinin ayrıntılı bir şekilde ortaya

konulması gerekmektedir.

Nitekim dünyadaki eğilime oranla biraz daha yavaş kalsa bile, Türkiye’de de drenaj

sistemleri üzerine mühim çalışmalar bulunmaktadır. Bu çalışmalardan alanında ilk olarak,

Akyol (1947; 1948-1949) Türkiye’deki akarsu sistemleri ve rejimlerini etüt etmiş, Erinç ve Bilgin

(1956) Türkiye’deki drenaj tiplerini açıklamaya çalışmışlardır. Yine Turoğlu (1997) tarafından

İyidere havzası örneğinde yapılan benzer bir çalışmada ise akarsu ağı sayısal yaklaşımlarla

incelenmiştir. İlgili araştırma CBS tekniklerine dayalı bir şekilde gerçekleştirildiği için ulusal

coğrafya literatüründe önemli bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Daha sonraki süreçte farklı

araştırmacılar tarafından da benzer konularda yeni yayınlar literatüre kazandırılmıştır.

Bu çalışmada, Ganos (Işıklar) Dağı ve yakın çevresindeki drenaj özelliklerinin

açıklanması amaçlanmıştır. Çalışma amacı kapsamında; Ganos Dağı ve yakın çevresindeki

drenajın özellikleri, drenaj üzerinde etkili olan faktörler ve sahada hangi drenaj tiplerinin ortaya

çıktığı etüt edilmiştir. Böylece genel kapsamlı da olsa Türkiye jeomorfoloji ve hidrografya

Ganos (Işıklar) Dağı Ve Yakın Çevresindeki (Tekirdağ) Akarsuların Drenaj Özellikleri 141

literatürüne yeni bir çalışma kaydının işlenmesi bakımından önem taşıyan bu araştırmadan

elde edilen sonuçlar, ilgili konuda çalışacak bilim insanlarına da kaynak teşkil edebilecektir.

Türkiye’nin kuzeybatı kesimindeki Marmara Bölgesi’nde yer alan Ganos Dağı ve yakın

çevresi, doğudan Marmara Denizi, batıdan Koru Dağı ile sınırı oluşturan Gökbüet depresyonu,

güneyden Gölcük depresyonu gibi graben alanları ve kuzeyden de Ergene Havzası ile Marmara

Denizi’ne dökülen Ovadere’nin havzasıyla sınırlandırılmıştır (Şekil 1). Bu şekilde alanın

yüzölçümü 456 km²’dir (Şekil 1).

Şekil 1. Ganos Dağı ve yakın çevresinin lokasyon haritası

2. MATERYAL VE YÖNTEM

Yöntem olarak fiziki coğrafya ilkelerinin temel prensipleri eşliğinde gerçekleştirilen

hidrografik çalışmalarda yararlanılan klasik metottan faydalanılan bu çalışmada, temel

materyal olarak HGK (Harita Genel Komutanlığı) tarafından hazırlanan Türkiye Topoğrafya

Haritalarının 1/25.000 ölçekli BANDIRMA G18; a3, b3, b4, c1, d2, d3 numaralı paftaları

kullanılmıştır. İlgili paftalar CBS metodolojisiyle öncelikle raster, daha sonra ise vektör veri

formatına dönüştürülmüştür. Bu safhanın ardından sahanın SYM (Sayısal Yükseklik Modeli),

drenaj ağı, eğim ve bakı özellikleri ile diğer mekânsal veriler (yerleşim alanları, tepeler vs.)

oluşturulmuştur. Sahanın jeoloji ve bitki örtüsü özellikleri, çeşitli kaynaklardan elde edilen

veriler sayesinde çözümlenmiştir. Yağış özellikleri Tekirdağ Meteoroloji İstasyonunun yağış

rasat verilerinin çeşitli yükselti kademelerine (300 m ve 924 m) enterpole edilmesiyle

saptanmıştır. Ayrıca Ganos Dağı ve yakın çevresindeki akarsu yoğunluk değerleri, CBS ile

ilişkili bir yazılım olan Hawth’s Tools kullanılarak tespit edilmiştir. Bu bağlamda saha 1 km²

alanında karelere bölünmüş ve her bir kareye düşen akarsu uzunlukları hesaplanmıştır.

Çalışma, gerek tematik haritalarının hazırlanması gerekse ölçme işlemlerinin

gerçekleştirilmesi safhalarında CBS teknikleriyle entegre bir şekilde yürütülmüştür. Zira son

zamanlarda drenaj ağları hakkında yapılmış çalışmalar CBS tekniklerine dayalı bir şekilde

gerçekleştirilmektedir (Zhang ve Guilbert, 2012: 29). Nitekim CBS sayesinde drenaj şebekesi

daha net bir şekilde tanımlanmakta ve daha kantitatif (niceliksel) olarak açıklanmaktadır

(Turoğlu, 1997: 355; Strahler, 2013: 454). Bu kapsamda ArcGIS/ArcMap 10.3 paket programı

kullanılmıştır.

142

Emre ÖZŞAHİN

Çalışma çerçevesinde yapılan analizlerden sonra Ganos Dağı ve yakın çevresine yönelik

sistematik bir şekilde arazi çalışmaları düzenlenmiştir. Bu geziler esnasında sahada drenajla

alakalı gözlemler gerçekleştirilmiş, literatür bilgileri karşılaştırılmış ve fotoğraf çekimleri

yapılmıştır. Son aşamada ise farklı yöntemlerle elde edilen bütün bulgular büro çalışmaları

kapsamında metin ve şekillere aktarılmıştır, nihai aşamada ise araştırma soruları çerçevesinde

yorumlanmıştır.

3. BAŞLICA JEOLOJİK VE JEOMORFOLOJİK ÖZELLİKLER

Ergene Havzası’nın güneyinde yer alan Ganos Dağı ve yakın çevresinde jeolojik olarak

çeşitli yaş ve türde litolojik istifler yayılış göstermektedir. Bunlardan en yaşlısı Üst Kretase’ye

ait ofiyolitik melanj; en genci ise Kuvaterner alüvyonlarıdır (Şekil 2). Bunun dışında Ganos Dağı

ve yakın çevresinde yer alan diğer istifler ise yaşlıdan gence doğru şöyledir; Gaziköy

Formasyonu (Orta-Üst Eosen), Korudağ Formasyonu (Üst Eosen), Soğucak Formasyonu (Üst

Eosen), Keşan Formasyonu (Üst Eosen), Yenimuhacir Formasyonu (Üst Eosen), Gazhanedere

Üyesi (Orta Miyosen), Anafarta Üyesi (Üst Miyosen), Çamrakdere Üyesi (Üst Miyosen),

Bayraktepe Üyesi (Üst Miyosen) ve Karatepe Formasyonu (Orta-Üst Miyosen)’dur (Şentürk vd.,

1998: 1; Özşahin, 2015a: 366; Şekil 2).

Şekil 2. Ganos Dağı ve yakın çevresinin jeoloji haritası (Yaltırak, 1996; Şentürk vd., 1998; Okay

vd., 2008; Özşahin, 2015b’den faydalanılarak)

Ganos (Işıklar) Dağı Ve Yakın Çevresindeki (Tekirdağ) Akarsuların Drenaj Özellikleri 143

Tektonik olarak, Kuzey Anadolu Fay Zonunun batı uzantısında bulunan Ganos Fayının

etkisinde kalan bu sahadaki ana fay, Marmara Denizi’nden Gaziköy’de karaya çıkar ve

birbirine yarı paralel uzanan bir ile üç faydan oluşur. Bu faylar çoğunlukla doğrultu atımlı ve

bindirme karakterlidir (Yaltırak, 1996: 138). Bölgedeki bütün birimleri kesen bu fay, yaklaşık

K70°D ile K62°D doğrultusunda uzanmakta olup, karada toplam 46 km uzunluğa sahiptir

(Okay vd., 2008: 6). Fayın toplam atımı, 70-85 km olarak saptanmış ve son aktivitesinin

başlangıç yaşı ise 3.4-3.7 milyon yıl arasında olduğu öne sürülmüştür KAF ile eş yaşlı olduğu

düşünülen Ganos Fayı günümüzde de halen aktiftir (Çınar Yıldız vd., 2013: 17).

Ganos Dağı ve yakın çevresinde bulunan diğer başlıca kırıklar ise, KBF (Kumbağ

Bindirme Fayı), KCBF (Kocaçay Bindirme Fayı), IBF (Işıklar Bindirme Fayı), DBF (Dolucatepe

Bindirme Fayı), TBF (Tepeköy Bindirme Fayı), ÇF (Çengelli Fayı), AF (Araplı Fayı), KTF (Kuzey

Tepeköy Fayı), GTF (Güney Tepeköy Fayı), MF (Mürefte Fayı), DF (Dolapdere Fayı) ve UF

(Uçmakdere Fayı)’dir (Özşahin, 2015b: 402; Şekil 2).

Ganos Dağı ve yakın çevresinde ana yerşekillerinin tümü mevcuttur (Şekil 3). Bunun

yanında sahada akarsu, kıyı, karst ve volkan topoğrafyalarına ait elemanter yerşekillerinin

varlığı da bildirilmiştir (Özşahin, 2015a: 360). İnceleme sahası esas itibariyle flüvyal süreçlerin

farklı yapılar ve litolojiler üzerindeki aşındırma ve biriktirme faaliyetleri sonucunda

şekillenmiştir. Buna göre sahanın uzun jeomorfolojik gelişimi sırasında iklim şartlarında

yaşanan farklılıklara rağmen, Ganos Dağı ve yakın çevresi flüvyal morfojenetik bölge sınırları

içerisinde kalmaktadır (Erinç vd., 1985: 19).

Şekil 3. Ganos Dağı ve yakın çevresinin genelleştirilmiş jeomorfoloji haritası

144

Emre ÖZŞAHİN

4. DRENAJ SİSTEMİ ÜZERİNDE ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER

Herhangi bir sahadaki akarsu ağının oluşum ve gelişiminde çeşitli etmenler rol

oynamaktadır. Böylece etkili faktörler ve etkinlik derecelerine bağlı olarak çeşitli drenaj

modelleri belirmektedir. Ortaya çıkan bu drenaj şebekesi jeoloji, topoğrafya, iklim ve bitki

örtüsü tarafından kontrol edilir (Charlton, 2008: 4). Atalay (1986: 139) herhangi bir sahadaki

drenaj ağının, o sahanın iklim, bitki örtüsü, topoğrafya, litolojik ve yapısal özelliklerinin adeta

aynası olduğunu ileri sürmüştür. Ancak bu hususta en önemli roller jeoloji (litolojik ve

tektonik) ve topoğrafya özelliklerine aittir (Hoşgören, 2012: 108). Aşağıda drenaj üzerinde etkili

olan faktörler etki dereceleri nispetinde açıklanmıştır.

4. 1. Jeoloji

Akarsu ağlarının şekil kazanmasında etkili temel özelliklerin başında jeoloji

gelmektedir. İnceleme alanındaki drenaj ağının genel karakteri üzerinde jeolojinin etkisi litolojik

ve tektonik özellikler kapsamında kendini göstermektedir. Bu bağlamda litolojik özelliklerinin

drenaj ağına olan tesiri Atalay (1986: 48) tarafından bildirilen kayaçların erozyona dayanıklılık

indisleri çerçevesinde değerlendirilmiştir (Tablo 1). Söz konusu indis değerleri sahadaki litolojik

birimlerin muhteva ettiği içeriğe göre ayırt edilerek gruplandırılıp, haritalandırılmıştır (Tablo 1;

Şekil 4).

Tablo 1. Ganos Dağı ve yakın çevresindeki litolojik birimlerin erozyona dayanıklılık

indislerinin alansal dağılışları

Litolojik Birimler

Erozyona

Dayanıklılık

İndisi

Alan

km² %

Alüvyon

Çamrakdere Üyesi: Kiltaşı, miltaşı, kumtaşı, linyit

Gazhanedere Üyesi: Miltaşı, kumtaşı, kiltaşı, çakıltaşı

Yenimuhacir Formasyonu: Şeyl, siltaşı, kumtaşı

Korudağ Formasyonu: Çakıltaşı, kumtaşı, kiltaşı

0.3-0.4 269 59

Anafarta Üyesi: Kumtaşı, miltaşı, kiltaşı

Keşan Formasyonu: Kumtaşı, kiltaşı, çakıltaşı, volkanit

Gaziköy Formasyonu: Kumtaşı, silttaşı, silisifiye tüf

0.5-0.6 177 39

Bayraktepe Üyesi: Kireçtaşı, kumlu kireçtaşı, oolitik

kireçtaşı 0.6-0.7 2 0

Karatepe Formasyonu: Bazalt

Soğucak Formasyonu: Kireçtaşı

Yeniköy Karışığı: Serpantinit, fillit, mavişist, diyorit,

dolerit

0.8-0.9 8 2

Toplam 456 100

En geniş sahada (% 51) erozyona düşük derecede (0.3-0.4) direnç gösteren kayaçlar

yayılış gösterir (Tablo 1). Bu kayaçlar daha çok sahanın kuzey ve orta kesimlerinde

izlenmektedir (Şekil 4). İlgili durum sahadaki drenaj ağının genel olarak litolojik yapıya

işlemesini de beraberinde getirmiştir. Böylece drenaj yoğunluğu litolojinin aşınıma karşı direnci

nispetinde farklılık kazanmıştır. Bu nedenle kayaçların erozyona dayanıklılık indisi arttıkça

drenaj yoğunluğu azalmaktadır.

Ganos (Işıklar) Dağı Ve Yakın Çevresindeki (Tekirdağ) Akarsuların Drenaj Özellikleri 145

Şekil 4. Ganos Dağı ve yakın çevresindeki litolojik birimlerin erozyona dayanıklılık indislerinin

haritası

Arazinin yapısal özellikleri de drenaj ağının gelişmesini yönlendirmekte, böylece adeta

yapısal doğrultuları takip eden vadiler kurulmakta ve drenaj ağı yapısal doğrultulara önemli

ölçüde uyum sağlamaktadır (Atalay, 1986: 139). Bu sahadaki akarsu ağı da güncel şekline

Ganos Fay sisteminin etkisiyle yaşanan tektonik hareketler neticesinde kavuşmuştur. Bu

duruma dayanılarak akarsuların karakterinin genç olduğu yorumlanabilir. Atalay (1987: 80)

Türkiye’de tektonik havzalara ve fay zonlarına kurulan akarsuların genç karakterde olduğunu

kaydetmiştir. Ayrıca güncel vadi şebekesinin asli görünüşünün genel olarak tektonik

hareketlerin etkisi oranında kazanan bu sahada bahsi geçen faktörler kafesli ve kancalı drenaj

ağının ortaya çıkmasına da sebebiyet vermiştir.

4. 2. Jeomorfoloji

Akarsu ağının gelişmesinde etkili olan faktörlerden birisi de jeomorfolojik özelliklerdir.

Bu özelliklerin etkisine göre akarsu ağının topoğrafya üzerindeki kuruluşu ve gelişmesi devam

eder. Gerçekten de Erinç ve Bilgin (1956: 124-125) jeomorfolojik özelliklerle drenaj tipleri

arasında sıkı bir ilişkinin olduğunu belirtmişler ve bu ilişki çerçevesinde morfolojik gelişimin

146

Emre ÖZŞAHİN

açıklanabilmesi için her şeyden önce drenaj tiplerinin tespit edilip bunların hangi şartlar altında

teşekkül ettiklerinin belirlenmesi gerektiğini vurgulamışlardır.

Ganos Dağı ve yakın çevresinin jeomorfolojisinin bazı karakteristik özellikleri drenaj

şebekesinin tiplere ayrılmasında etkili bir rol oynamıştır. Bu bağlamda en belirgin etki yeryüzü

şekilleri vasıtasıyla gerçekleşmiştir. Nitekim sahadaki dağlık alandan çevreye doğru akarsuların

akması neticesinde radyal, plato yüzeylerinin hafif eğimli ve dalgalı bir röliyef özellikleri

göstermesi dantritik ve ova sahalarında akarsu eğimlerinin azalmasına veya akarsuların

epijenik bir mekanizmayla temele saplanmasına bağlı olarak menderesli drenaj tipleri

belirmiştir. Yine sahadaki eğim özelliklerine bağlı olarak paralel drenaj ağı da gelişmiştir.

Bilhassa Ganos Dağı ve yakın çevresinde Marmara Denizi’ne dökülen akarsular ilgili drenaj

tipinin çok klasik örneklerini yansıtmaktadır. Jeomorfolojik durumla alakalı drenajı etkileyen

bir diğer özellik ise bakıdır. Zaten sahanın jeomorfolojik gelişimi esnasında güneye doğru

çarpılması güneye bakan yamaç arazilerin daha geniş alan kaplamasını beraberinde getirmiştir

(Özşahin, 2015c: 34). Bu duruma bağlı olarak birçok akarsu kolunda kapma hadiseleri vuku

bulmuştur (Özşahin, 2015a: 386).

4. 3. İklim

İklim özellikleri, drenaj ağının yoğunluğu ve akımı üzerinde etkili temel etmenlerden

biridir. Genel olarak Yarınemli Marmara iklimin egemen olduğu Ganos Dağı ve yakın

çevresinde, iklimin drenaj tipine etkisi akımdan ziyade daha çok yoğunluğu nispetinde

değerlendirilmiştir. Buna göre drenaj yoğunluğu sahanın yüksek kesimlerine doğru

artmaktadır. Zira bu durum yüksek alanlarda kıyı sahasına nazaran daha nemli iklim

şartlarının görülmesinden kaynaklanmaktadır. Gerçekten de Dönmez (1990: 25) Ganos Dağı’nın

yüksek kesimlerinde yağışın 1000 mm’yi aştığından bahsetmiştir. Söz konusu vaziyet sahaya ait

iklimsel parametrelerden yağış dağılışıyla da doğrulanmaktadır (Tablo 2). Bu bağlamda Ganos

Dağı ve yakın çevresinde 300 m yükseltinin üzerindeki sahalarda vadi yoğunluğunun yüksek

olmasının temel nedenlerinden birisi de ilgili alanlarda yağışın artış göstermesiyle alakalı bir

hadisedir. Bu sahalarda yıllık ortalama toplam yağış miktarı 750 mm’nin üzerindedir (Tablo 2).

Tablo 2. Tekirdağ meteoroloji istasyonun verilerine göre Ganos Dağı ve yakın çevresinde

yükseltiye bağlı yağış değerlerinin dağılışı

Merkez

Yağış (mm)

Aylar Yıl.

Ort. O Ş M N M H T A E E K A

Tekirdağ

(4 m) 67.0 55.5 54.7 42.1 37.2 36.8 23.3 12.8 36.1 62.4 75.6 84.9 588.4

Ganos

Dağı

(300 m)

80.5 69.0 68.2 55.6 50.7 50.3 36.8 26.3 49.6 75.9 89.1 98.4 750.4

Ganos

Dağı

(924 m)

108.4 96.9 96.1 83.5 78.6 78.2 64.7 54.2 77.5 103.8 117.0 126.3 1085.2

Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 2015

4. 4. Bitki örtüsü

Drenaj ağı, bilhassa drenajın yoğunluğu üzerinde etkili olan bir diğer etmen de bitki

örtüsüdür. Gür ve sık bitki örtüsü ile kaplı olan alanlarda drenaj ağı zayıfken, bitki örtüsünün

seyrek olduğu alanlarda drenaj ağı daha kuvvetlidir (Atalay, 1986: 138). Ganos Dağı ve yakın

Ganos (Işıklar) Dağı Ve Yakın Çevresindeki (Tekirdağ) Akarsuların Drenaj Özellikleri 147

çevresinde benzer bir durumun mevcudiyeti söz konusu görüşü destekler mahiyettedir. Bu

sahada bitki örtüsünün yetersiz olduğu alanlarda drenaj yoğunluğu fazla iken, bitki örtüsünün

ve kapalılık derecesinin yoğun olduğu ormanlık alanlarda akarsu ağı daha zayıf bir karakter

gösterir. Buna mukabil Ganos Dağı ve yakın çevresinde bitki örtüsünden mahrum sahalarda

dantritik akarsu ağının daha yaygın bir şekilde bulunması da ilgili durumun neticesinde

gerçekleşmiş olmalıdır.

5. BULGULAR

Akarsular tarafından derin bir şekilde yarılmış ve akarsu vadilerinin bazı kesimlerde

sahanın temeline ulaşacak derecede gömülmüş olduğu haşin bir topoğrafyaya sahip olan dağlık

alanlardaki drenaj sisteminin açıklanması jeomorfolojik sürecin izahı bakımından oldukça

faydalıdır (Atalay, 1987: 79). Zira drenaj konusu üzerine yapılan araştırmaların havza

geometrisi, aşınım yüzeyi sistemlerinin morfometrisi, havza gelişim doğrultusu, drenajın

kuruluşu ve düzenlenmesi ile kapma ve yarılma derecesi gibi konuların açıklanmasında yararlı

olduğunun altını çizmiştir (Öztürk, 2008: 114). Bu bölümde öncelikle drenaj sisteminin

özellikleri incelenmiş, akabinde ise sahadaki drenaj tipleri ayırt edilmiştir.

5. 1. Drenaj Sisteminin Özellikleri

Hidrografik açıdan hem Marmara hem de Ege denizlerine dökülen akarsular tarafından

drene edilen Ganos Dağı ve yakın çevresinde Marmara Denizi akaçlama havzası 231 km², Ege

Denizi akaçlama havzası ise 225 km² yüzölçüme sahiptir (Şekil 5). Sahadaki akarsuların büyük

kısmı topoğrafya yüzeyinin eğimine uygun olarak akmakta olup, geniş anlamda konsekant

akarsulardır (Şekil 5).

Ganos Dağı ve yakın çevresindeki akarsu şebekesi özellikle tektonik etkinin

kontrolünde gelişmiştir. Ganos Fayı ve segmentlerinin etkisi altında kalan bu sahadaki

akarsuların büyük çoğunluğu kuzeydoğu-güneybatı yönlü dislokasyon hatlarına yerleşmiş bir

şekilde bulunur. Nitekim Erinç vd. (1985: 16) Trakya’daki akarsu şebekesinin genellikle yapısal

doğrultu ve hatlara uyduğunu bildirmişlerdir.

5. 1. 1. Akarsu Şebekesinin Kuruluşu ve Gelişmesi

Miyosen ortalarına kadar, Ganos Dağı ve yakın çevresinin büyük kısmı sedimantasyon

sahası durumundadır (Yaltırak, 1996: 152). Oligosen sonları-Miyosen başlarında bu sahada

geniş alanlı bir aşınım yüzeyi meydana gelmiştir. Sıcak denizel (nemli) karakterli bir iklimin

etkisi altında gelişen Alt-Orta Miyosen yaşlı bu aşınım yüzeyi, sahada 470 m’nin üzerindeki

yükselti seviyelerinde izlenmektedir (Şekil 3). Aynı zamanda ilgili aşınım yüzeyleri üzerinde

kısa boylu akarsuların egemen olduğu bir drenaj sisteminin de gelişmiş olduğu tahmin

edilmektedir (Atalay, 1987: 79). Söz konusu akarsuların Alt-Orta Miyosen yaşlı satıhları

aşındırmaları neticesinde ilgili yüzeylerle yaşıt depolar ise çevre alçak sahalarda birikmiştir.

Miyosen sonlarında Ganos Dağı ve yakın çevresinde yeni bir tektonik dönem

(Neotektonik Dönem) başlamıştır. Bu tektonik rejim değişikliği neticesinde Alt-Orta Miyosen

(DI) aşınım yüzeyleri akarsular tarafından parçalanmış ve ilgili yüzeylerin aleyhine gelişen

araziler meydana gelmiştir. Üst Miyosen (DII) aşınım yüzeylerine tekabül eden ilgili röliyef

parçaları, sahada 270-470 m yükselti basamakları arasında yayılış gösterir (Şekil 3). Yine bu

dönemde gerçekleşen morfotektonik gelişme sedimantasyonu hızlandırmış ve yüksek alanlarda

etkin bir aşınım süreci yaşanmıştır (Erol, 1989: 14). Aşınan bu malzemeler Ganos Dağı ve yakın

çevresinin daha çok kuzeyindeki Ergene havzasında birikmiştir.

Üst Miyosen-Pliyosen geçişi esnasında tektonik hareketlerin yeniden canlanması Üst

Miyosen akarsu sistemlerini ortadan kaldırırken, yeni bir drenaj sisteminin de kurulmasına

vesile olmuştur. Pliyosen’de kurulan ilgili sistem Miyosen’dekine nazaran günümüzdeki drenaj

148

Emre ÖZŞAHİN

şebekesine daha yakın bir karakter arz etmektedir. Ancak Pliyosen akarsu ağlarının önemli bir

kısmı daha sonraki süreçte meydana gelen tektonik hareketler yüzünden büyük değişikliklere

maruz kalmıştır (Ardos, 1993-1996: 2; 1996: 110). Drenajda meydana gelen değişiklikler Üst

Miyosen (DII) aşınım yüzeylerin zararına gelişen Pliyosen (DIII) aşınım yüzeyi sistemlerinin

ortaya çıkmasını da beraberinde getirmiştir. Bu yüzeye ait kalıntılar günümüzde 130-270 m

yükselti seviyelerinde tanımlanmaktadır (Şekil 3). Belirgin biçimde serin ve daha nemli iklim

şartlarının hüküm sürdüğü Pliyosen dönemde büyük ölçekli aşınım süreçleri gerçekleşmiş ve

döneme ait eş yaşlı malzemeler ise daha çukur kısımlara doldurulmuştur.

Şekil 5. Ganos Dağı ve yakın çevresinin drenaj haritası

Ganos Dağı ve yakın çevresindeki akarsu ağı, bugünkü karakterini esas olarak Üst

Pleyistosen’de kazanmıştır (Altın, 1992: 81). Bu zamandaki drenaj şebekesi, topoğrafyanın asli

eğim koşullarına bağlı ve alttaki kıvrımlı bünyenin yapısal hatlarını dik veya verevine kesen

boyuna konsekant özelliğe sahip paralel veya yarı paralel şekilde kurulmuş olmalıdır. Erinç vd.

(1985: 16) Trakya’daki akarsu şebekesinin kuruluşunun nispeten daha basit yapısal faktörlerin

eseri olan ilksel eğim şartlarında ortaya çıktığının altını çizmiştir. Yine bu zamandaki östatik

Ganos (Işıklar) Dağı Ve Yakın Çevresindeki (Tekirdağ) Akarsuların Drenaj Özellikleri 149

salınımlara bağlı olarak drenajın yapısı daha da belirginleşmiş ve iklimdeki değişimlere uygun

olarak geriye aşınım etkinlik kazanmıştır. Pleyistosen’deki tektonik aktivitenin etkisiyle de ana

drenaj ağı denge profiline yaklaşmaya başlamıştır. Bu süreç aktüel olarak günümüzde de

devam etmektedir (Sekin, 1993: 90).

Sonuç olarak Ganos Dağı ve yakın çevresindeki drenaj sisteminin jeomorfolojik oluşum

ve gelişim safhasında yapı ve litoloji denetimindeki tektonik hareketler neticesinde kurulduğu

anlaşılmaktadır. Akyol (1947: 18) Türkiye’nin bugünkü akarsu sistemlerinin ana çizgilerinin

jeolojik olarak yakın zamanın mahsulü olduğunu ve genel olarak akarsuların yapı ve litolojinin

etkileri altında meydana geldiğini ifade etmiştir. İnandık (1960: 54) Türkiye’deki akarsu

şebekesinin kuruluşunu yerel özellikler ile genel morfolojik tekâmüle ve iklim değişikliklerine

bağlamıştır. Atalay (1987: 80) Türkiye’de çok karmaşık bir drenaj sisteminin bulunduğunu,

bilhassa akarsu şebekesinin kuruluş ve gelişmesindeki ana etkenin tektonik hareketler, tali

etkenlerin ise yapı ve litoloji olduğunu beyan etmiştir. Altın (1992: 81) yöredeki akarsu

şebekesinin yapısal çizgiselliklerin etkisinde kaldığını ve Ege-Ergene-Marmara havzalarındaki

çökmelerin belirlediği yeni taban seviyeleri ile değişen iklim koşullarının kontrolünde

bulunduğunu ifade etmiş, ancak son etkinin Neotektonik dönemde gerçekleşen hareketlerle

ortaya çıktığını zikretmiştir.

5. 1. 2. Drenaj Yoğunluğu ve Sıklığı

Akarsu havzalarında drenaj yoğunluğunun saptanması drenaj sistemi ile ilgili önemli

ipuçları verir (Özşahin, 2008: 310). Drenaj yoğunluğu toplam kanal uzunluğunun (L) drenaj

alanına (S) bölünmesi (D = L / S) ile hesaplanmaktadır. Böylece birim alandaki akarsu uzunluğu

tespit edilebilir (Horton, 1945: 283). Akarsuların süreksiz kollarının 977 km, sürekli kollarının

180 km uzunluğunda olduğu ve buna göre toplam kanal uzunluğunun ise 1157 km olarak

belirlendiği sahanın drenaj alanı, 456 km²’dir. Bu değerler dikkate alındığında drenaj

yoğunluğu 2.54 km/km² olarak saptanmıştır. Diğer bir değişle Ganos Dağı ve yakın çevresinde

her bir kilometre kare 2.54 km uzunluğundaki akarsu kanallarıyla işgal edilmiştir.

Akarsu havzalarındaki drenaj sıklığı ise havza içindeki birim alandaki yatak sayısını

ifade eder. Bu bağlamda drenaj sıklığı (F), drenaj yoğunluğunun karesinin (D²) 0.694 sabit

katsayı ile çarpılmasıyla bulunur (Horton, 1945: 285). Ulaşılan değer akarsuların sahayı ne

derece sık bir drenaj ağı ile drene ettiğini göstermektedir (Turoğlu, 1997: 362; Cürebal, 2004: 21).

Ganos Dağı ve yakın çevresindeki drenaj sıklığı kilometre karede 4.48 km olarak tespit edilmiş

olup, bu değere istinaden sahadaki drenajın genişleme evresini karakterize etmekte olduğu

söylenebilir. Bundan önce Türkiye’nin farklı sahalarında hesaplanan değerler de benzer

sonuçları yansıtmaktadır. Özşahin (2008: 313) drenaj sıklığı değerinin artışının akarsu

genişlemesiyle doğru orantılı olduğunu ve ilgili değerin artmasının akarsuyun genişlediğinin

göstergesi olduğunu kaydetmiştir. Ayrıca bu bulgu sahadaki drenaj sıklığının çok olduğuna

işaret etmektedir. Bu durum muhtemelen sahanın doğal karakterinin bir sonucudur. Gerçekten

de İzbırak (1990: 129) dağlık alanların jeomorfolojik, jeolojik, iklim ve bitki örtüsü özelliklerinin

bir yansıması olarak akarsu sıklığının bu tür sahalarda daha fazla olduğunu belirtilmiştir.

5. 1. 3. Vadi Yoğunluğu

Ganos Dağı ve yakın çevresindeki vadi yoğunluğu sahanın her yerinde aynı değerde

değildir. Nitekim sahanın bazı kesimlerinde düşük vadi yoğunluğu değerleri görülürken, hatta

yer yer vadiden yoksunken, bazı kesimlerinde de bu sahalara oranla çok daha yüksek vadi

yoğunluğu değerleri mevcuttur (Şekil 6). Ancak bu alandaki akarsu ağının ön plana çıkan

özelliklerinin başında nispeten gelişmiş bir vadi şebekesinin varlığı gelmektedir. Sahada

bilhassa su erozyonuna dayanıklılık indisleri düşük olan kayaçların daha geniş alan kaplaması,

yamaç eğim değerlerinin yüksek ve orman alanlarının önemli oranda ortadan kaldırılmış

150

Emre ÖZŞAHİN

olması gibi sebepler yağışlarının büyük ölçüde yüzeysel akışa geçmesine yardım etmektedir. Bu

durum sahanın belirli kesimlerinde vadi yoğunluğunun artmasına yol açmıştır. Esasen Ekinci

(2011: 59) herhangi bir sahanın jeolojik yapısı, jeomorfolojik ve klimatolojik özellikleri, bitki

örtüsü kapalılık oranı, süre ve insan faktörüne bağlı olarak vadi yoğunluğunun mekânsal

değişim gösterdiğini ifade etmiştir.

Şekil 6. Ganos Dağı ve yakın çevresinin vadi yoğunluğu haritası

Ganos Dağı ve yakın çevresindeki vadi yoğunluğu bazı alanlarda km²’de 5.3 km’ye

yükselirken, bazılarında 0.039 km’ye kadar düşmektedir. Lakin yoğunluk değerleri genel olarak

2.01-3 km/km² arasında bulunur (Şekil 6). Toplam vadi uzunluğunun 1157.3 km olduğu bu

sahada km²’ye düşen vadi yoğunluğunun ortalaması ise 2.39 km’dir (Şekil 6).

5. 2. Drenaj Tipleri

Akarsular morfolojik gelişim evreleri ve süreçleri esnasında yapıya ve morfolojiye

uyarak onların özelliklerini yansıtırken, zamanla bir takım şekiller kazanarak çeşitli drenaj

tipleri oluşturmaktadır (Özdemir, 1996: 197). Ganos Dağı ve yakın çevresinde ilgili sebepten

dolayı dantritik, paralel, kancalı, radyal, kafesli ve sentripetal drenaj tipleri tespit edilmiştir.

Ayrıca bu sahada drenajı etkileyen asılı vadi, gömük menderesler veya kapma hadiseleriyle

Ganos (Işıklar) Dağı Ve Yakın Çevresindeki (Tekirdağ) Akarsuların Drenaj Özellikleri 151

temsil edilen gençleşmeler ile akarsu ötelenmeleri ve keskin dirseklerin bulunduğu da

anlaşılmıştır.

5. 2. 1. Dantritik Drenaj

Rastgele bir desen olarak ifade edilen dantritik drenaj ağı, herhangi bir jeolojik

kontrolün denetimi altında ortaya çıkmaz (Charlton, 2008: 4). Genellikle homojen yapılı

sahalarda rastlanan bu drenaj şebekesi (Hoşgören, 2012: 108), Türkiye ölçeğinde olduğu gibi

(Erinç ve Bilgin, 1956: 127) Ganos Dağı ve yakın çevresinde de en yaygın drenaj sistemini

meydana getirir. Bu sahada dantritik drenaj tipinin varlığında akarsu şebekesini meydana

getiren akarsuların, vadilerine gömülmeleri ve yeni oluşan akarsuların henüz yapıya uyacak

derecede gelişmemiş olmalarının etkisi rol oynamıştır. Ayrıca farklı direnç sahalarının etkisi

yüzünden de söz konusu drenaj şekline rastlanmaktadır. Kocadere kollarıyla birlikte bu

sahadaki dantritik drenajın en güzel örneklerinden birini oluşturur (Şekil 7).

Şekil 7. Kocadere ve kollarında izlenen dantritik drenaj ağına ait görünüm

5. 2. 2. Paralel Drenaj

Bu drenaj şekli, akarsuların birbirine paralel uzanan kollarının ortaya çıkardığı bir

drenaj tipidir. Ganos Dağı ve yakın çevresinde dantritik drenajdan sonra en yaygın olarak

görülen diğer drenaj tipi olan paralel drenaj, eğim ve yapı şartlarının etkisiyle ortaya çıkmıştır.

Erinç ve Bilgin (1956: 149) paralel drenajın akarsu kuruluşunun taze ve yamaç meyillerinin bir

tarafa doğru kuvvetli olduğu sahalarda belirdiğini kaydetmişlerdir. Charlton (2008: 4) paralel

drenaj şebekesinin güçlü bir eğim neticesinde meydana geldiğini bildirmiştir. Zeybek (2010:

152

Emre ÖZŞAHİN

108) ana akarsu vadilerine doğru eğimli yamaçlarda paralel drenajın geliştiğini ve bu durumun

söz konusu sahalarda akarsu ağının yeni oluştuğunu düşündürmekte olduğunu iddia etmiştir.

Hakikaten bir tarafı denize bakan bu sahada eğime bağlı olarak paralel drenaj şebekesi oldukça

sık bir şekilde seçilebilmektedir.

Diğer yandan Ganos Dağı ve yakın çevresinde faylı yapının hâkimiyeti altındaki

alanlarda da paralel drenaja ait çok güzel görünümler meydana gelmiştir. Erinç ve Bilgin (1956:

149) paralel drenajın görüldüğü bazı sahalarda faylı bir bünyenin mevcudiyetine dikkat

çekmişlerdir. Özdemir (1996: 198) paralel drenajın birbirine paralel fayların etkisiyle de

meydana gelebileceğine işaret etmiştir. Ganos Dağı ve yakın çevresinde söz konusu sebep

vasıtasıyla ortaya çıkan paralel drenajın en ideal örneklerine KBF etkisindeki akarsu kollarında

rastlanılmaktadır. Aslında bu sahada genellikle akarsular münferit olarak dantritik bir drenaj

karakteri göstergeler bile yan yana konuçlandıkları için ayrıca paralel drenaj tipi de oluşturur

(Şekil 8).

Şekil 8. Ganos Dağı ve yakın çevresindeki paralel drenaj ağına ait görünüm

Ayrıca ovalık sahaları kateden akarsulara ait kolların ana mecralarıyla doğrudan

birleşmeden belli süre beraber akmaları neticesinde paralel veya subparalel bir drenaj

görüntüsü ortaya çıkar. Yazoo tipi kavuşma olarak ifade edilen bu mecra tipi, Türkiye’de çok

yaygın olmayıp belli alanlarda görülmektedir (Erinç ve Bilgin, 1956: 156). Ganos Dağı ve yakın

çevresindeki Ergene Nehri’nin bir kolu olan Hayrabolu Deresi’nin Kocadere kolu üzerinde de

yazoo tipi kavuşma müşahede edilmiştir. Burada Kocadere’nin Domuzkaynak Deresi kolu, ova

Ganos (Işıklar) Dağı Ve Yakın Çevresindeki (Tekirdağ) Akarsuların Drenaj Özellikleri 153

sahasına ulaştığı noktadan itibaren belirli bir süre ana mecraya paralel aktıktan sonra onunla

birleşmektedir (Şekil 9).

Şekil 9. Ganos Dağı ve yakın çevresindeki yazoo tipi kavuşma görünüm

5. 2. 3. Kancalı Drenaj

Kancalı drenaj tipi sahadaki faylanmalara bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle fay

hatları ile bu tür drenaj şebekesinin dağılışı arasında paralel bir durum mevcuttur. Efe (1994:

226) fay hatlarının bulunduğu sahalarda kancalı drenaj yapısının hâkim olduğundan

bahsetmiştir. Zeybek (2010: 108) bu tür bir drenajın oluşmasında dislokasyon hatlarına

yerleşmiş bulunan ana akarsuların tabilerinin dirençsiz tabakalara bağlı olarak gelişmelerinin

rol oynamış olması ihtimali üzerinde durmuştur. Öztürk (2008: 148) kırık sistemlerinin drenaj

yönlenmesi ile kancalı drenaj gelişimini belirlediğini ileri sürmüştür. Ganos Dağı ve yakın

çevresinde bu drenajın en iyi örnekleri Ganos Fay Zonu çevresinde seçilmektedir. Nitekim

Sekin (1993: 91) Hoşköy Deresi’nde kancalı drenajın hâkim olduğunu dile getirmiştir. Bununla

birlikte Ganos Dağı’nın doğusunda bulunan Kirazdere, Dolapdere Fayı nedeniyle kancalı

drenaj ağına sahiptir (Şekil 10).

5. 2. 4. Radyal Drenaj

Radyal drenaj, çevresine göre daha yüksek olan sahalarda simetrik erozyon sonucu

gelişir (Charlton, 2008: 4). İnceleme sahasında dağlık alandan doğan ve eteklere doğru

birbirinden uzaklaşarak akan akarsular tarafından bu tür bir drenaj sistemi oluşturulur. Bunun

en güzel örneği Uçaktaşı ve Doluca tepelerinde gözlemlenir (Şekil 11). Aşınımdan arta kalan bu

154

Emre ÖZŞAHİN

kütlelerden kaynaklarını alan akarsular çevredeki alçak sahalara ulaşarak radyal bir akarsu

ağının oluşmasına neden olmuştur.

Şekil 10. Kirazlıdere görülen kancalı drenaj ağına ait görünüm

Şekil 11. Uçaktaşı (Radar) Tepe civarında akarsuların oluşturduğu radyal drenaj örneği

Ganos (Işıklar) Dağı Ve Yakın Çevresindeki (Tekirdağ) Akarsuların Drenaj Özellikleri 155

5. 2. 5. Kafesli Drenaj

Kafesli drenaj ağı, genellikle faylanmalara bağlı olarak var olan zayıf mukavemet

sahalarında teşekkül etmektedir. Charlton (2008: 4) bu tür drenajın çoğu kez yapısal faktörler

tarafından kontrol edildiğini ve bazen de bölgesel eğimle alakalı oluştuğunu zikretmiştir.

İnceleme alanındaki fay sistemlerinin yarattığı zayıf direnç zonlarında bu tür bir akarsu ağı

kurulmuştur. Erinç vd. (1985: 16) Ganos Dağı’ndaki eski topoğrafyalardan inen akarsu

kollarının havza dolgusunu yaran konsantrik bir kafesli drenaj karakteri gösterdiğini

vurgulamışlardır. Bununla birlikte bu sahadaki kafesli drenaj hem ortogonal hem de romboidal

kafesli drenaj şeklinde gelişmiş bir halde bulunur (Şekil 12). En güzel örneklerini Ganos Fayı,

KBF ve KCBF çevresinde görmek mümkündür.

Şekil 12. Kocadere ve Gölcük Deresi’nin kollarında seçilen kafesli drenaj örneği. Aynı zamanda

bu sahada depresyon tabanına (Gölcük Depresyonu) ulaşan akarsular sentripetal bir drenaj

deseni gösterirler.

5. 2. 6. Sentripetal Drenaj

Bu drenaj görüntüsü, çevredeki yüksek alanlardan doğan ve kendilerine taban seviyesi

gören alçak sahalara doğru akan akarsular tarafından oluşturulur (Hoşgören, 2012: 110).

Zeybek (2010: 106) dağlık sahalardan doğan akarsuların ova tabanına yönelmeleri neticesinde

ilgili drenajın oluştuğunu zikretmiştir. Bu bağlamda Ganos Dağı ve yakın çevresinde dağın

156

Emre ÖZŞAHİN

yüksek kesimlerinden kaynaklarını alıp, sahanın batısındaki depresyon tabanına ulaşan

akarsular hemen hemen sentripetal bir drenaj deseni çizmektedirler (Şekil 12).

5. 2. 7. Gençleşme Olayı Sonucunda Ortaya Çıkan Drenaj Tipleri

Akarsu şebekesinin Kuvaterner’de kurulduğu Ganos Dağı ve yakın çevresinde, yine bu

zamanda meydana gelen iklim değişimleri ve epirojenik hareketler sonucunda akarsularda

gençleşmeler yaşanmıştır. Ganos Dağı ve yakın çevresinde görülen asılı vadiler, gömük

menderesler ve kapma olayları bu durumun jeomorfolojik delillerindendir (Foto 1). Ayrıca

sahadaki genç tektonik etkinliğin göstergesi olan akarsu ötelenmeleri ve keskin dirsekler de

akarsu jeomorfolojisinin izahı bakımından önemlidir (Foto 1).

Foto 1. Ganos Dağı ve yakın çevresindeki akarsularda görülen gençleşme olayları ve

ötelenmeler (1-5: Asılı vadi; 2-4-8: Akarsularda ötelenmeler; 3-7: Asimetrik vadiler; 6: Faylanma

nedeniyle oluşmuş asılı vadiler ve akarsu ötelenmeleri)

Ganos (Işıklar) Dağı Ve Yakın Çevresindeki (Tekirdağ) Akarsuların Drenaj Özellikleri 157

Ganos Dağı ve yakın çevresinde gençleşme sonucu meydana gelmiş asılı vadiler

bulunmaktadır (Foto 1). Hoşgören (2011: 21) vadi tabanının yerden veya zeminden daha

yüksekte kalmasıyla ortaya çıkan asılı vadilerin faylanma olayı sonucunda meydana

gelebileceğini not etmiştir. Bu sahada da benzer nedenden dolayı özellikle Marmara Denizi

havzasında yüksek kıyıların hâkim olduğu sahalarda bu tür vadilerin mevcut olduğu tespit

edilmiştir. Erinç vd. (1985: 16) Ganos kütlesinin Marmara Denizi’ne bakan yamaçlarında, genç

faylarla kesilerek yüksekte kalmış asılı vadilerin bulunduğunu ileri sürmüşlerdir.

Ganos Dağı ve yakın çevresindeki gömük menderesler, Çay Deresi, Kocadere ve

Gölcük Deresi gibi akarsuların Pleyistosen’deki genç tektonik hareketler yüzünden ortaya çıkan

yeni taban seviyesine göre epijenik olarak temele kopya edilmesiyle meydana gelmişlerdir

(Foto 1; Şekil 13). Aşınım yüzeylerine gömüldükleri için gençleşmenin delili olarak yorumlanan

bu menderesler, drenajın desenini de kıvrımlı bir durum almasına müsaade etmişlerdir (Altın,

1992: 108).

Şekil 13. Çay Deresi’nde görülen menderesli drenaj deseni

Ganos Dağı ve yakın çevresinde tanımlanan kapma hadiselerinin en tanıtıcı özellikleri,

kapılan alanda belirgin bir kapma dirseğinin meydana gelmesi ve kapılan akarsu kolunun

kurumuş olmasıdır (Şekil 14). Ayrıca kapılan akarsuya ait olduğu düşünülen akarsu çakılları ve

eski alüvyonlara kuru vadi içerisinde rastlanılması, bu tür bir müsadere olayının işareti olarak

yorumlanmıştır (Özşahin, 2015a: 377). Ganos Dağı ve yakın çevresinde Gaziköy yakınlarından

denize dökülen Değirmendere’nin Karamehmetdere isimli kolu memba kesiminde Sakıbın

Deresi tarafından kapılmıştır (Altın, 1992: 50; Şekil 14). Benzer şekilde Yeniköy civarında

Köydere ile Ihlamurluk Deresi arasında bulunan kuru vadi, bir zamanlar Ihlamurluk Deresi’nin

Köydere istikametinde aktığının delilidir (Şekil 14).

Bir diğer kapma olayı da Yeniköy yerleşmesinin doğusundaki Kavakdere ile Azının

Deresi arasında yaşanmıştır (Şekil 14). Bu iki akarsu arasında yer alan kuru vadi, drenajın bir

zamanlar Kavakdere yönünde olduğuna işaret etmektedir. Kumbağ’ın güneybatısında bulunan

Çınarlıdere ile Kurukavak Deresi arasındaki mevcut kuru vadi, Çınarlıdere’nin keskin bir

kapma dirseği ile Kurukavak Deresi’ni kaptığının göstergesi olarak tabir edilmiştir (Özşahin,

2015a: 377). Yenice yerleşim alanının kuzeydoğusunda Değirmendere Pırnallık Deresi,

158

Emre ÖZŞAHİN

güneydoğusunda ise Kirazlıdere Dolapdere’nin Botandere kolu tarafından kapılmıştır (Altın,

1992: 79). Yörgüç yerleşim alanı civarındaki Gölcük Deresi’ne ait bir akarsu kolu ise Çay

Deresi’ne kapma neticesinde bağlanmıştır (Şekil 14).

Şekil 14. Ganos Dağı ve yakın çevresindeki akarsularda yaşanan kapmaların haritası

Ganos Dağı ve yakın çevresinde etkili olan tektonik hareketler akarsularda

ötelenmelere ve keskin dirseklerin oluşmasına da neden olmuştur. Özdemir ve İnceöz (2003: 89)

tektonik olayların drenaj sisteminde akarsu ötelenmeleri başta olmak üzere önemli

değişiklikleri beraberinde getirdiğini öne sürmüşlerdir. Özdemir (1996: 198) ise akarsu

ötelenmelerini yapının en bariz etkilerinden biri olarak değerlendirmiştir. Bu bağlamda

sahadaki fay hatlarına yerleşen akarsu vadilerindeki akarsular kimi alanlarda keskin dirsekler

yapmış, kimi alanlarda da belirli bir mesafe ötelenmişlerdir. Nitekim Ganos Fayı boyunca

yapılan mikrotopoğrafya çalışmaları sonucunda bazı akarsularda sağ yanal ötelenmenin varlığı

ispatlanmıştır (Çınar Yıldız 2013: 4). Yine Yaltırak (1996: 145) Mursallı ile Gaziköy arasında

bulunan genç vadilerin sağ yönlü bir hareketle batıya bükülmüş olduğunu kaydetmiştir. Bu

kapsamda en belirgin etki Ganos Fayı’nın Hoşköy ve Gölcük derelerinin, DF’nın ise Dolapdere

Ganos (Işıklar) Dağı Ve Yakın Çevresindeki (Tekirdağ) Akarsuların Drenaj Özellikleri 159

ve Kirazlıdere akarsuları üzerinde sebep olduğu ötelenmeler ve keskin dirsek oluşumlarıdır

(Şekil 15).

Şekil 15. Hoşköy Deresi’nin drenaj ağında görülen ötelenmeler ve keskin dirsek oluşumları (1a:

Havzayı etkileyen fay hatları haritası, 1b-1c-1d: Havzanın bazı kısımlarında görülen ötelenme

ve keskin dirsekler ile kancalı drenaj örnekleri)

6. SONUÇ

Hidrografik açıdan hem Marmara hem de Ege denizlerine dökülen akarsular tarafından

drene edilen Ganos Dağı ve yakın çevresi, Türkiye’de drenaj şebekesinin farklılık gösterdiği

mekânlardan birisidir. Bu sahadaki akarsu bilhassa tektonik etkenlerin kontrolünde gelişmiştir.

Ganos Fayı ve segmentlerinin denetimi altında kalan bu akarsuların büyük çoğunluğu

kuzeydoğu-güneybatı yönlü dislokasyon hatlarına yerleşmiş bir şekilde bulunurlar.

Ganos Dağı ve yakın çevresindeki akarsu ağı, bugünkü karakterini esas olarak Üst

Pleyistosen’de kazanmıştır. Günümüzde ana drenaj şebekesi denge profiline ulaşmaya

çalışmaktadır. Topoğrafyadaki vadi yoğunluğunun tekdüze olmadığı bu sahada, bazı

kesimlerde düşük bazı kesimlerde de yüksek vadi yoğunluğu değerleri tespit edilmiştir. Bu

bakımdan kimi sahalardaki vadi yoğunluğu bazı alanlarda km²’de 5.3 km’ye yükselirken,

bazılarında 0.039 km’ye kadar düşmektedir. Ancak yoğunluk değerleri genel olarak 2.01-3

km/km² arasında bulunur. Toplam vadi uzunluğunun 1157.3 km olduğu bu sahada, km²’ye

düşen vadi yoğunluğunun ortalaması ise 2.24 km’dir.

Ganos Dağı ve yakın çevresindeki akarsu ağının oluşum ve gelişiminde jeoloji,

topoğrafya, iklim ve bitki örtüsü belirleyici rolü oynamıştır. Böylece ilgili faktörler ve etkinlik

derecelerine bağlı olarak sahada dantritik, paralel, kancalı, radyal, kafesli ve sentripetal drenaj

tipleri tespit edilmiştir. Ayrıca bu alanda drenajı etkileyen asılı vadi, gömük menderesler veya

kapma hadiseleriyle temsil edilen gençleşmeler ile akarsu ötelenmeleri ve keskin dirseklerin

varlığı da saptanmıştır.

Flüvyal morfojenetik bölge sınırlarında kaldığı için akarsu etkinliğinin yoğun olarak

hissedildiği Ganos Dağı ve yakın çevresindeki drenaj ağı, hidrojeomorfolojik gelişim döngüsü

esnasında yaşanan olaylara çok güçlü bir tepki vermiştir. Bu durum sahadaki güncel drenaj

ağının ortaya çıkmasında belirleyici olmuştur. Konu hakkında farklı sahalarda benzer

araştırmaların yapılması yeryüzünü şekillendirici en etkili dış kuvvet olan akarsu sistemini

anlamamız ve ondan en yararlı bir şekilde istifade etmemiz için önemlidir. Bu çalışmanın

160

Emre ÖZŞAHİN

sonuçları sahadaki jeomorfolojik ve hidrografik gelişim süreçlerinin açıklanmasında ve doğal

ortamdaki diğer unsurların etkilerinin çözümlenmesinde kullanılabilir. Diğer yandan bu tarz

çalışmalar flüvyal kökenli çeşitli türden doğal afetlerin doğru bir şekilde değerlendirilmesi

bakımından da önem taşır. Sonuç olarak, bu çalışma sayesinde Türkiye jeomorfoloji ve

hidrografya literatürüne yeni bir kayıt işlenmiştir.

KAYNAKÇA

AKYOL, İ. H. (1947). “Türkiye’de Akarsu Sistemleri ve Rejimleri.” Türk Coğrafya Dergisi, S. IX-X:

1-55.

AKYOL, İ. H. (1948-1949). “Türkiye’de Akarsu Rejimleri.” Türk Coğrafya Dergisi, S. 11-12: 1-34.

ALTIN, B. N. (1992). Işıklar (Ganos) Dağı ve çevresinin neotektonik dönem jeomorfolojik-tektonik

gelişimi, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Coğrafya

Enstitüsü, İstanbul.

ARDOS, M. (1993-1996). “Türkiye’de Akarsu Şebekesinin Kuvaterner’deki Oluşum ve Gelişimi.”

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Dergisi, S. 4: 1-6.

ARDOS, M. (1996). Türkiye’de Kuvaterner Jeomorfolojisi. 2. Baskı, İstanbul: Çantay Kitabevi.

ATALAY, İ. (1986). Uygulamalı Hidrografya. İzmir: Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları

No: 38.

ATALAY, İ. (1987). Türkiye Jeomorfolojisine Giriş. İzmir: Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

Yayınları.

AVŞİN, N. (2014). “Göksu Nehri Vadisinin Flüvyal Jeomorfolojisi (Mut-Silifke Arası).”

Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, C. 7, S. 34: 314-334.

BORDAL, M. (2014). Drainage Reversals Due to Tectonic Uplift: An Investigation Through

Modeling. University Honors Theses Paper 95, USA: Portland State University.

CHARLTON, R. (2008). Fundamentals of Fluvial Geomorphology. USA & Canada: Routledge.

CÜREBAL, İ. (2004). “Madra Çayı Havzasının Hidrografik Özelliklerine Sayısal

Yaklaşım.” Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 11: 11-24.

ÇINAR YILDIZ, S., ÖZDEN, S., TUTKUN, S. Z., ATEŞ, Ö., ALTUNCU POYRAZ, S., KAPAN

YEŞİLYURT, S., KARACA, Ö. (2013). “Ganos Fayı Boyunca Geç Senozoyik Yaşlı Gerilme

Durumları, KB Türkiye.” Türkiye Jeoloji Bülteni, S. 56 (1): 1-21.

DOĞAN, U. (2012). Akarsu Süreçleri. Kazancı, N. ve Gürbüz, A. (Ed.), Kuvaterner Bilimi (s. 281-

306). Ankara: Ankara Üniversitesi Yayınları No: 350.

DÖNMEZ, Y. (1990). Trakya’nın Bitki Coğrafyası. Genişletilmiş İkinci Baskı, İstanbul: İstanbul

Üniversitesi Yayınları No: 3601, Coğrafya Enstitüsü Yayınları No: 51.

EFE, R. (1994). “Biga Yarımadasında Neotektoniğin Jeomorfolojik İzleri.” Türk Coğrafya Dergisi,

S. 29: 209-242.

EKİNCİ, D. (2011). Safranbolu ve Çevresinin Jeomorfoloji Özellikleri. II. Baskı, İstanbul: Titiz

Yayınevi.

ERİNÇ, S. (2012). Jeomorfoloji I. 7. Baskı, İstanbul: DER Yayınları.

ERİNÇ, S., BİLGİN, T. (1956). “Türkiye’de Drenaj Tipleri.” İstanbul Üniversitesi Coğrafya

Enstitüsü Dergisi, C. 4, S. 7: 124-156.

ERİNÇ, S., KURTER, A., EROSKAY, O., MATER, B. (1985). Batı Anadolu ve Trakya Uygulamalı

Jeomorfoloji Haritası 1/500.000. Ankara: TÜBİTAK TBAG Proje No. 593.

EROL, O. (1989). Türkiye Jeomorfolojisi, Türkiye’nin Jeomorfolojik Evrimi ve Bugünkü Genel

Jeomorfolojik Görünümü. İstanbul: Yayınlanmamış Ders Notu.

Ganos (Işıklar) Dağı Ve Yakın Çevresindeki (Tekirdağ) Akarsuların Drenaj Özellikleri 161

HORTON, R. E. (1945). “Erosional Development of Streams and their Drainage Basins;

Hydrophysical Approach to Quantitative Morphology.” Bulletin of the Geological Society

of America, V. 56: 275-370.

HOŞGÖREN, M. Y. (2011). Jeomorfoloji Terimleri Sözlüğü. İstanbul: Çantay Kitabevi.

HOŞGÖREN, M. Y. (2012). Hidrografya’nın Ana Çizgileri I. 7. Baskı, İstanbul: Çantay Kitabevi.

İNANDIK, H. (1960). Akarsular ve Göller. İstanbul: Baha Matbaası.

İZBIRAK, R. (1990). Sular Coğrafyası. Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları: 159.

METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (2015). Tekirdağ Meteoroloji İstasyonuna ait uzun yıllar

içinde gerçekleşen ortalama değerler (1954 - 2013). Ankara: Meteoroloji Genel

Müdürlüğü.

OKAY, A., OKAY, N., ÖZGÖRÜŞ, Z. (2008). Ganos Fay Zonu ve çevresinin Oligosen sonrası

tektonik evrimi: Trakya’da Paleotektonik dönemden Neotektonik döneme geçişin niteliği.

Ankara: TÜBİTAK Proje No: 104Y155.

ÖZDEMİR, M. A. (1996). “Doğu Anadolu Fay Zonunun Sincik (Adıyaman) İle Hazar Gölü

(Elazığ) Arasındaki Jeomorfolojik Özellikleri.” Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,

C. 8, S. 1: 191-216.

ÖZDEMİR, M. A., İNCEÖZ, M. (2003). “Doğu Anadolu Fay Zonu’nda (Karlıova-Türkoğlu

arasında) akarsu ötelenmelerinin tektonik verilerle karşılaştırılması.” Afyon Kocatepe

Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C. 5, S. 1: 89-114.

ÖZŞAHİN E. (2008). “Keçi Dere (Gönen Çayı’nın Bir Kolu) Havzasının Hidrografik Özelliklerine

Sayısal Yaklaşım.” Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C. 5, S.

10: 301-317.

ÖZŞAHİN E., EKİNCİ, D. (2014). “Gönen Çayı’nın mendereslenme morfolojisi ve

mendereslenmeyi etkileyen faktörler.” Türk Coğrafya Dergisi, S. 62: 39-51.

ÖZŞAHİN, E. (2015a). “Şarköy Deresi (Şarköy) - Bağlar Deresi (Marmara Ereğlisi) Arasındaki

Marmara Denizi Akaçlama Havzasının (Tekirdağ) Jeomorfolojik Özellikleri.” Akademik

Sosyal Araştırmalar Dergisi, Y. 3, S. 10: 360-393.

ÖZŞAHİN, E. (2015b). “Ganos Dağı ve Yakın Çevresinin Tektonik Jeomorfolojisi (Tekirdağ).”

Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, C. 8, S. 37: 398-418.

ÖZŞAHİN, E. (2015c). “Ganos (Işıklar) Dağının Ekojeomorfolojisi (Tekirdağ).” Researcher: Social

Science Studies, Y. 3, S. 4: 23-44.

ÖZTÜRK, B. (2008). “Biga Yarımadasında Asimetrik Havza Gelişimi ve Yapı İlişkisine Bir Örnek:

Yapıldak Dere Havzası.” Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı Dergisi, S. 6-7: 133-149.

SEKİN, S. (1993). Bolayır-Şarköy-Gaziköy Çevresinin Jeomorfolojik Etüdü, Yayınlanmamış

Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Coğrafya Enstitüsü, İstanbul.

STRAHLER, A. (2013). Introducing Physical Geography. Sixth Edition, USA: John Wiley & Sons,

Inc.

ŞENTÜRK, K., SÜMENGEN, M., TERLEMEZ, İ., KARAKÖSE, C. (1998). 1:100 000 ölçekli

Açınsama Nitelikli Türkiye Jeoloji Haritaları Bandırma-D4 Paftası. Ankara: Maden Tetkik

ve Arama Genel Müdürlüğü No: 64.

TUROĞLU, H. (1997). “İyidere Havzasının Hidrografik Özelliklerine Sayısal Yaklaşım.” Türk

Coğrafya Dergisi, S. 32: 349-355.

YALTIRAK, C. (1996). “Ganos Fay Sistemi’nin Tektonik Tarihi.” TPJD Bülteni, C. 8, S. 1: 137-156.

ZERNITZ, E. R. (1932). “Drainage Patterns and Their Significance.” The Journal of Geology, V. 40,

N. 6: 498-521.

ZEYBEK, H. İ. (2010). Turhal Ovası (Doğal Ortam Özellikleri). İstanbul: Çantay Yayınları.

162

Emre ÖZŞAHİN

ZHANG, L., GUILBERT, E. (2012). “A Study of Variables Characterizing Drainage Patterns in

River Networks”, International Archives of the Photogrammetry, Remote Sensing and

Spatial Information Sciences, V. XXXIX-B2: 29-34, XXII ISPRS Congress (25 August – 01

September 2012), Melbourne, Australia.