15
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ Gelişim psikolojisinde temel kavramlar Gelişimi etkileyen faktörler Halime YILDIZ Ayşegül AKKUŞ Şeyma ŞENGÜL Elanur TAŞYÜREK Eda YAVUZ Nesibe TOKÖZ Fatma Büşra TABAK 201 0 12.03.2010 Bende BÜYÜYÜP ablalarım gibi Grup 107’ ye katılmak istiyorum.

GELİŞİM PSİKOLOJİSİ  · Web viewKökleri Herakles, Aristoteles ve Dekart ile temsil edilen zengin psikoloji geleceğine kadar uzanır. Gelişim psikolojisi 1950-1960’lar

  • Upload
    others

  • View
    9

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: GELİŞİM PSİKOLOJİSİ  · Web viewKökleri Herakles, Aristoteles ve Dekart ile temsil edilen zengin psikoloji geleceğine kadar uzanır. Gelişim psikolojisi 1950-1960’lar

GELİŞİM PSİKOLOJİSİGelişim psikolojisinde temel kavramlarGelişimi etkileyen faktörler

Halime

YILDIZ

Ayşegül

AKKUŞ

Şeyma

ŞENGÜL

Elanur

TAŞYÜREK

Eda YAVUZ

Nesibe

TOKÖZ

Fatma Büşra

TABAK

2010

12.03.2010

Bende BÜYÜYÜP ablalarım gibi Grup 107’ ye katılmak istiyorum.

Page 2: GELİŞİM PSİKOLOJİSİ  · Web viewKökleri Herakles, Aristoteles ve Dekart ile temsil edilen zengin psikoloji geleceğine kadar uzanır. Gelişim psikolojisi 1950-1960’lar

GELİŞİM PSİKOLOJİSİNDE TEMEL KAVRAMLAR

Psikolojinin temel araştırma ve uygulama alanlarından biri olan gelişim psikolojisi, insanın döllenmesinden ölümüne kadar geçen süre içindeki değişimlerini inceler. Kısaca tanımlarsak insanlarda yaşla birlikte ortaya çıkan ilerleyici psikolojik değişiklikleri inceleyen bilim dalıdır.

Gelişim psikolojisi bireylerin yaşamı boyunca geçirdiği değişimlerin betimlenmesi ve açıklanmasıyla aynı zamanda bireyler arasındaki değişim, benzerlik ve farklılıklarla uğraşır.

Görevleri;

Betimler, yani bireylerin yaşam boyunca geçirdiği değişimlerin neler olduğunu ortaya koyar ve normlar belirler.

Açıklar, yani değişimlerin nedenlerini bulmaya çalışır.

Tahmin eder, değişiklikleri yorumlamaya çalışır.

Tarihçesi; gelişim psikolojisi önceleri çocuk psikolojisi olarak çalışmış zamanla yetişkinlik ve yaşlılık dönemlerini de içerecek biçimde genişleyerek gelişim psikolojisi adını almıştır. Kökleri Herakles, Aristoteles ve Dekart ile temsil edilen zengin psikoloji geleceğine kadar uzanır. Gelişim psikolojisi 1950-1960’lar da çalışılmaya başlanmıştır. Gelişim psikolojisinde gelişim döllenme ile başlar ve ölüm ile son bulur. Gelişim yaşam boyu süren bir süreçtir.

Page 3: GELİŞİM PSİKOLOJİSİ  · Web viewKökleri Herakles, Aristoteles ve Dekart ile temsil edilen zengin psikoloji geleceğine kadar uzanır. Gelişim psikolojisi 1950-1960’lar

GELİŞİMLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

Değişim/Değişme: Değişim kavramı farlılaşmayı ifade eder. Bir durumdan diğer bir duruma geçmek bir değişimdir. Örneğin; Ahmet yüzme bilmezken şimdi biliyor olması bir değişimdir. Değişim olumlu da olur olumsuzda olur. Değişme kavramı ise bir süreç olan değişimin sonunda gelinen noktadır. Örneğin; Ahmet’in yüzüyor olması.

Gelişim/gelişme: İnsanın beden yapısı, duygusal sosyal ve zihinsel özellikler bakımından düzenli bir biçimde büyümesi, değişmesi ve istenilen görevleri yapabilecek bir duruma gelmesidir. Gelişim

değişikliklerin hem niteliğini hem niceliğini kapsar. Nicel ya da nitel bu değişimler genellikle artarak ilerleyen ve birikimli bir yapıya sahiptir. Gelişim tek sayısal ölçümlerle açıklanamayan birçok yapı ve işlevi bütünleştiren karmaşık bir olgudur. Örneğin; Bir çocuğun bisiklet sürebilmesi için bacak kaslarının uzaması

(büyüme), ayak kaslarının pedalları çevirebilecek düzeye gelmesi (olgunlaşma), göz, el, ayak iş birliği için belli bir öğrenme yaşantısından geçmesi gerekir.

Büyüme: Organizmanın fiziksel gelişiminde ki sayısal artışlar büyüme olarak tanımlanır. Büyüme; bedenin boy ve ağırlık yönünden artışı, organların belli bir düzeye gelinceye kadar geçirdikleri biçim, hacim, ağırlıkla ilgili değişmelerdir. Bedenin hem iç hem dış

Page 4: GELİŞİM PSİKOLOJİSİ  · Web viewKökleri Herakles, Aristoteles ve Dekart ile temsil edilen zengin psikoloji geleceğine kadar uzanır. Gelişim psikolojisi 1950-1960’lar

organlarında meydana gelir. Mesela beyin büyür, belli bir olgunluk düzeyine ulaşır ve çocuk bilişsel olarak da gelişir. Gelişim düzeyine göre beceri kazanır. Örneğin; doğduğunda 3kg olan çocuğun ilk altı ayda 6kg, bir yaşında 9kg olmasıdır.

Olgunlaşma: Şahsın genetik olarak doğuştan ve zamanı geldiğinde kendiliğinden meydana biyolojik değişikliklerdir. Kişinin kalıtsal olarak sahip olduğu gizli gücü yavaş yavaş artarak çıkarması ve biyolojik olarak bir işi yapabilecek düzeye gelmesidir. Olgunlaşma biyolojik bir süreçtir.

Olgunlaşma ve öğrenme sıkı sıkıya bir birine bağlıdır. Olgunlaşma öğrenme için bir an koşuldur. Örneğin; çocuğun yürüyebilmesi için bacak, ayak kasalarının, ayakkabılarının

bağların bağlayabilmesi, makası düzgün kullanabilmesi, kalemi yazı yazmaya uygun tutabilmesi için ince el kaslarının

olgunlaşması gerekir.

Öğrenme: Öğrenme, insanın olgunlaşma sürecinde çevresiyle etkileşerek deneyim kazanmasıdır. Davranışta nispeten kalıcı

Page 5: GELİŞİM PSİKOLOJİSİ  · Web viewKökleri Herakles, Aristoteles ve Dekart ile temsil edilen zengin psikoloji geleceğine kadar uzanır. Gelişim psikolojisi 1950-1960’lar

değişikliğin olması demektir. Olgunlaşma olmadan davranış ortaya çıkamaz. Ayrıca öğrenme genel olarak, yaşantı yoluyla kazanılan kalıcı davranış değişiklikleri olarak tanımlanmaktadır. Ancak davranış değişikliğinin sadece olumlu yönde değil olumsuz yönde de oluşabilir. Öte yandan öğrenmenin, bireyin sadece biyo-fizyolojik güdülerine dayalı bir süreç

olmadığı, aynı zamanda onun sosyal ve kültürel koşul ve beklentileri nedeniyle de öğrenme gereksinimi içinde bulunduğu açıktır. Yani, öğrenme davranışı anlamada temel bir etkendir. Örneğin; çocuğun çevresine bakarak yemeğini çatal bıçakla yemesi. İki aylık çocuğun çevre şartları ne olursa olsun yürüyemez olması. Çocuğun, ablasını gözlemleyerek ayakkabılarını bağlamayı öğrenmesi de buna bir örnektir.

Hazır bulunuşluk: İnsanın belli bir gelişim görevini olgunlaşma ve öğrenme yoluyla yapabilecek düzeye gelmesidir. Bireyin sahip olduğu özelliklerin tümü olarak tanımlamak mümkün olacaktır. Bir etkinliği yapmaya, bilişsel, duyuşsal, sosyal ve psikomotor açıdan hazır alma halidir. Öğretmenlik mesleği açısından bakıldığında bu kavram çok önemli bir yere sahiptir. Hangi davranışın kazandırılması amaçlanırsa amaçlansın öğrencilerin, o davranışı öğrenmek için gerekli hazır bulunuşluk düzeyine ulaşmış olması gerekir. Öğrencilerin

Page 6: GELİŞİM PSİKOLOJİSİ  · Web viewKökleri Herakles, Aristoteles ve Dekart ile temsil edilen zengin psikoloji geleceğine kadar uzanır. Gelişim psikolojisi 1950-1960’lar

düzeyi hem öğretim hedeflerini hem de öğretimin niteliğini ve süresini belirleyecek temel unsurlardan birisidir. Örneğin; çocuğun bir müzik aleti çalabilmesi için çocuğun olgunlaşma ile birlikte, ön bilgiye istekliliğe ve ön çalışmaya gereksinim vardır.

Kritik dönem: Bireyin çeşitli gelişim dönemlerinde öğrenmeye ya da gelişmeye en çok eğilimli, istekli ve çevre uyaranlarına en açık olduğu dönemi ifade eden bir kavramdır. “Ağaç yaşken eğilir.” Atasözümüz bu ilkeyi daha iyi açıklar. Örneğin; çocuğun özerk kişilik gelişimi için 2 ile 3 yaş; girişken kişilik gelişimi için 4 ile 6 yaş kritik dönemdir. 6 ile 7 yaşındaki bir çocuğun okuma yazmayı öğrenme hızıyla 13 ile 14 yaşında ki bir çocuğun öğrenme hızları farklıdır.

GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

KALITIM

Kalıtım anne ve babadan gelen iki farklı gen grubu ya da genetik ana yapıya dayanmaktadır. Başka bir deyişle anne ile baba özelliklerinin çocuğa biyolojik aktarımına ilişkin bulgulara dayanmaktadır. Genetik biliminin temel analiz ünitesi gendir. Bu genler canlılığın ve sağlıklı yaşamın sürdürülebilmesi için gerekli olan çeşitli kimyasal maddelerin üretimi ile ilgili önemli bilgileri taşıyan aktif moleküllerdir.

Bir insanda ki gen sayısı 10 milyara kadar ulaşabilir. Bu büyük gen sayısına anne ve babanın katkı yapmasıyla, bireyin genetik yapısı çok farklı biçimlerde ortaya çıkabilir.

Page 7: GELİŞİM PSİKOLOJİSİ  · Web viewKökleri Herakles, Aristoteles ve Dekart ile temsil edilen zengin psikoloji geleceğine kadar uzanır. Gelişim psikolojisi 1950-1960’lar

Zigot, yaşamın ilk temel formu ve organizmanın çekirdeğidir. Zigot, anne ve babaya ait 23’er kromozomdan oluşmaktadır. Normal bir insanda ki kromozom sayısı 46’dır. Yeni doğacak bireye anne ve babadan gelen 23’er kromozom bireydeki kromozom sayısını 46’ya tamamlamaktadır. Gerçekte insanın oluşumu, rastlantılar içindeki milyonlarca kombinasyona bağlıdır. Bu kadar çok kombinasyonun olması o kadar çok farklı özellikte olma ihtimali yüksektir. Bu durum sadece tek zigotta ikiz çocuk olma durumunda değişmektedir. Yine bu ikizlerde bazı farklılıklar göstermektedirler. Anne ve babaya ait genetik ana yapıların, kalıtımı nasıl yönlendirdiği uzun zamandan beri araştırma konusudur. Yaşamın özü olan genler DNA adı verilen

aminoasitlerden oluşmaktadır. Bu organizmanın tüm gelişim evrelerine ve diğer genlerin oluşum süreçlerine yön verir.

Anneden gelen kromozom mutlaka X’dir. Eğer anneden gelen kromozom X ve babadan

gelen kromozom da X ise o zaman çocuk kız olur. Fakat anneden gelen kromozom X ve babadan gelen kromozom da Y olursa o zaman çocuk erkek olur.

Cinsiyet dışındaki özelliklerin aktarılmasında ise baskın (dominant), genç ve çekinik (recesive) gen kavramlarından söz etmek gerekir. Örneğin; mavi göz, renk körlüğü, düz saç, saç dökülmesi, doğuştan sağırlık çekinik özelliklerdir. Kahverengi gözler; koyu, kumral, kıvırcık ve normal saç, yüksek tansiyon; A, AB, B kan grupları ise baskın özelliklerdir. Çekinik özelliklerin ortaya çıkması, benzer

Page 8: GELİŞİM PSİKOLOJİSİ  · Web viewKökleri Herakles, Aristoteles ve Dekart ile temsil edilen zengin psikoloji geleceğine kadar uzanır. Gelişim psikolojisi 1950-1960’lar

genlerin her iki cinsiyette de bulunmasına bağlıyken, baskın özelliklerin anne ya da babada bulunması yeterlidir. Zekâ, bedensel büyüklük, boy uzunluğu gibi özelliklerin yanı sıra kaygı, heyecan gibi birçok psikolojik Treytin de kalıtsal etmenlere bağlı olduğu düşünülmektedir. Öte yandan kalıtsal özelliklerin sağlıklı bir biçimde organizmaya aktarılması, uygun çevre koşullarının bulunmasına bağlıdır.

ÇEVRE

Genetik olarak getirilmeyen başka bir deyişle soya çekim ya da kalıtımın dışında kalan her şey çevresel faktörlerin içinde düşünülür. Organizma, ilk canlı formu olan zigot aşamasından başlayarak her zaman bir çevre içinde yer alır. Buna göre çevre, doğum öncesi, doğum süreci ve doğum sonrası olarak üç ana kategoride incelenebilir.

Doğum Öncesi Çevresel Faktörler

Beslenme İlaç kullanımı Alkol kullanımı Sigara kullanımı Uyuşturucu kullanımı Hastalıklar Kan uyuşmazlığı Annenin duygusal durumu Çevre kirliliği

Doğum Sırası Faktörler

Doğum travmaları Postmature doğum Premature doğum

Page 9: GELİŞİM PSİKOLOJİSİ  · Web viewKökleri Herakles, Aristoteles ve Dekart ile temsil edilen zengin psikoloji geleceğine kadar uzanır. Gelişim psikolojisi 1950-1960’lar

Doğum Sonrası Faktörler

Ekonomik düzey Beslenme İlk yaşantılar Anne ile baba tutumları Çocukların doğuş sırası Parçalanmış aileler Hastalık ve kazalar İletişim araçları Akran çevresi

ZAMAN

Kalıtım ve çevreden sonra gelişimi etkileyen üçüncü faktör ise zamandır. Tüm gelişimsel sürecin zaman içinde gerçekleştiği dikkate alındığında, gelişim için aşağıda ki formülü önerilebilir.

Gelişim=Kalıtım Çevre Zaman

Gelişim bu üç etkenin etkileşim ürünüdür.

Page 10: GELİŞİM PSİKOLOJİSİ  · Web viewKökleri Herakles, Aristoteles ve Dekart ile temsil edilen zengin psikoloji geleceğine kadar uzanır. Gelişim psikolojisi 1950-1960’lar

Kaynakça

Prof. Dr. İbrahim Yıldırım (2010). Eğitim Psikolojisi. Ankara: Anı Yayıncılık

Prof. Dr. Ayhan Aydın (2009). Eğitim psikolojisi. Ankara: Pagem Akademi

Yaşar Özbay, Serdar Erkan (2009). Eğitim psikolojisi. Ankara: Pagem Akademi

Prof. Dr. Ayten Ulusoy (2008). Eğitim psikolojisi. Ankara: Anı Yayıncılık

Page 11: GELİŞİM PSİKOLOJİSİ  · Web viewKökleri Herakles, Aristoteles ve Dekart ile temsil edilen zengin psikoloji geleceğine kadar uzanır. Gelişim psikolojisi 1950-1960’lar

OTİZM

Otizm, hayat boyu sürecek, bir kişinin iletişim yeteneğini ve diğer insanlarla olan ilişkilerini etkileyen, zamanla gelişen bir özürdür. Otistik olan çocuk ve yetişkinler, başkalarıyla anlamlı bir şekilde ilişki kurmakta zorluk çekerler. Arkadaş edinme ve aynı zamanda başkalarının duygularını anlayabilme yetileri genelde kısıtlıdır. Otistik kişilerin çoğunlukla, ek olarak öğrenme zorlukları da vardır ama otistik olan herkes dünyaya bir anlam vermekte zorlanır.

OTİZM’İN ÖZELLİKLERİ

Otistik kişilerin, genelde zorlandıkları üç ana alan vardır; bunlar üçlü bozukluklar olarak bilinir.

Toplumsal kaynaşma (toplumsal ilişkilerde zorluk çekme, örneğin, diğer kişilere uzak ve vurdumduymaz görünmek).

Toplumsal iletişim (sözlü ve sözsüz iletişimde zorluklar, örneğin, genelde kullanılan mimiklerin, hareketlerin veya ses tonunun anlamını kavrayamama).

Hayal gücü (kişiler arası oyun ve hayal gücünün gelişmesi konusunda zorluklar, örneğin, belki de, sürekli yapılmaktan öğrenilmiş ve kopyalanmış, sınırlı hayal gücü gerektiren aktivitelerin olması gibi).

BUĞRA ÇANKIR

Konuşmada ve sosyal iletişimde güçlük çeken Hataylı 15 yaşındaki otistik Buğra Çankır, piyano yeteneği ile herkesi etkiliyor. Otistik çocuk Buğra Çankır, dünyada sadece, Mozart ve J.S.Bach'ın da aralarında bulunduğu doğadaki tüm sesleri nota diline deşifre edebilme yeteneğine sahip olan 664 kişiden biri olarak gösteriliyor.

Bu arada, 2004 yılında California Üniversitesi'nin hazırladığı Abdolute Pitch testini bu güne kadar dünya genelinde geçebilen 664 kişiden birisi ve en yüksek puan ve en küçük yaş olarak belgelendi.

İngiliz Kraliyet Ailesi Müzik Okullarının müfredatını dışarıdan, piyano öğretmeni Hilal Önal'dan aldığı özel derslerle takip ederek sürdürüyor

Tartışma Konusu

Page 12: GELİŞİM PSİKOLOJİSİ  · Web viewKökleri Herakles, Aristoteles ve Dekart ile temsil edilen zengin psikoloji geleceğine kadar uzanır. Gelişim psikolojisi 1950-1960’lar

Sayın Ceyhun hocamız ve değerli arkadaşlar yukarıdaki bilgilere dayanarak sizce otistik Buğra Çankır’ın bu durumu ÖĞRENME Mİ, OLGUNLAŞMA MI yoksa HİÇBİRİ MİDİR?