54
Mahallelerimizi AKP’nin Uyuşturucu Çetelerine Terketmeyeceğiz! UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN HESAP SORDUK SORACAĞIZ! AKP’nin Yargısı Diyor ki, Uyuşturucu Satmak Serbest! Satanlarla Mücadele Etmek Suç! Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini Serbest Bıraktı! AKP’nin Polisi Beyazıt’ta, Vatan İşkence Merkezinin Önünde, Gülsuyu’nda, Antalya, İzmir, Malatya, Kocaeli ve Dersim’de Dev-Genç ve Halk Cephesi’ne Kimyasal Gazlarla Saldırdı! Bütün Ülkede 19 Aralık Gibi DİRENİYORUZ! Bütün Ülkeyi “Hayata DönüşOperasyonuna Çeviren AKP Devrimcileri Teslim Alamayacak! www.yuruyus.com [email protected] [email protected] Haftalık Dergi / Sayı: 341 2 Aralık 2012 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) www.yuruyus.com

Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

  • Upload
    others

  • View
    15

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Mahallelerimizi AKP’nin Uyuşturucu Çetelerine Terketmeyeceğiz!

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN HESAP SORDUK SORACAĞIZ!

AKP’nin Yargısı Diyor ki, Uyuşturucu Satmak Serbest!Satanlarla Mücadele Etmek Suç!

Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi TutuklayıpUyuşturucu Çetelerini Serbest Bıraktı!

AKP’nin Polisi Beyazıt’ta, Vatan İşkence Merkezinin Önünde, Gülsuyu’nda, Antalya, İzmir, Malatya, Kocaeli ve Dersim’de Dev-Genç ve Halk Cephesi’ne Kimyasal Gazlarla Saldırdı!

Bütün Ülkede 19 Aralık Gibi DİRENİYORUZ!

Bütün Ülkeyi “Hayata Dönüş” Operasyonuna Çeviren AKP

Devrimcileri Teslim Alamayacak!

www.yuruyus.com

[email protected]

info

@yu

ruyu

s.c

om

Haftalık Dergi / Sayı: 3412 Aralık 2012

Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

ww

w.y

uru

yu

s.c

om

Page 2: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Sahibi ve Sorumlu YazıişleriMüdürü: Mustafa DOĞRUAdres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu / İSTANBUL

Ofset Hazırlık: Ozan Yayıncılık

Adres: Gülbahar Mah. Cemal SahirSok. Kral Apt. 7/1 B Blok No: 17Daire: 6 Mecidiyeköy / İSTANBULTel: (0-212) 216 41 78

Faks: (0-212) 216 41 79

Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE

Pieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/Nederland

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi Matbaacılık-SanayiCad. Altay Sok. No: 10Çobançeşme / Yenibosna / İST.Tel: (0-212) 452 23 02

Dağıtım: Turkuvaz DağıtımPazarlama San. ve Tic. A.Ş.Tel: (0-216) 585 90 00

Avrupa: 4 EuroAlmanya: 4 EuroFransa: 4 Euroİsviçre: 6 Frank

Hollanda: 4 Euroİngiltere: £ 3Belçika: 4 EuroAvusturya: 4 Euro

www.yuruyus.com

Haftalık Süreli Yerel YayınSiyasi Dergi Fiyatı: 1 TL

Tel: (0-212) 251 94 35

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

Sorunlar bir bakışta anlaşılmaz.

Dünyanın doğal ermişleri yoktur.

Devrimciler falcı değildir...

Çözüm nedir?

Sorunun çözümünün "zor" olduğunu düşünenler,

ne istediğini bilmeyen,

esasında bu konuda netleşmemiş insanlardır.

Koşullara asla teslim olmayacaksın!

Her sorunun mutlaka bir çözümü vardır.

Denetim ve irade...

Çözmek için zorunludur...

MUCİZE YOKTUR!

HER ŞEY EMEK VE EĞİTİMDİR...

KURAL: HİÇBİR ŞEY YOKTAN VAROLMAZ.

VARKENDE YOK OLMAZ...

O ZAMAN

ELİMİZDEKİNE,

ÖNÜMÜZDEKİNE,

KAFAMIZDAKİNE

BAKACAĞIZ...

[email protected]

KONSER!

KONSER!Grup YORUM

Grup ABDAL

Hüs eyin TURAN

Ni yazi KOYUNCU

Ey üp Haklar DerneğiM üzi k Topluluğu

Ko ro , Sinev izyo n, Tiy atro

SANATÇIL

AR

KONUŞM

ACILAR Hey Tekst il

BEDAŞRoseteks

Darkmen İşç ileri Cansel Malatyalı

16 ARALIK 2012ARALIK 2012

Saat: 14:00PAZARPAZAR16Bağcılar Olimpik Spor SalonuBağcılar Olimpik Spor Salonu

İletişim Tel: 0530 777 68 79İletişim Tel: 0530 777 68 79

Page 3: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

İİ ç i n d e k i l e r38 Devrimci İşçi Hareketi: İş

güvencemize sahipçıkmak örgütlenmektengeçer

40 Amerikan uşağı AKP, butopraklar NATO’nun değilbizim!

41 Burjuvaziye değil halkahizmet edelim

43 Tecrite karşı mücadelesürüyor! Devrimcitutsaklar yalnız değildir!

44 PKK Tutsaklarının direnişi“dünyada ve insanlıktarihinde bir ilk”miş!

45 Sanatçıyız Biz: Halkındeğerlerini ya yaşatırsın yakirletirsin!

46 Grup Yorum: Şarkılarımızıtutuklayamaz, sesimizisusturamazsınız!

47 Emek Haberler...

50 Avrupa’da Yürüyüş...

51 Avrupa’daki Biz: Birleşelimsavaşalım kazanalım!

52 Yitirdiklerimiz...54 Devrimci Alevi Komitesi:

Matem orucunu, Aleviler’iyozlaştırmak içinkullanamazsınız!

55 Öğretmenimiz...

6 Mahallelerimizi AKP’nin uyuşturucuçetelerine terk etmeyeceğiz!

10 Bütün ülkede 19 Aralık gibidireniyoruz!

12 Gençlikten Haberler: Çadıreylemleri ideolojik gücümüzünsomut direnişleridir

16 AKP’nin zulmü arttıkça halkın

öfkesi büyüyor!

18 Haklıyız Kazanacağız: Halk

yoksullaşırken AKP'liler nasıl

zenginleşiyor?

20 TAYAD: Tek tip elbise giymedik

giymeyeceğiz!

25 Özgür Tutsaklardan: Ağır

Ceza Mahkemesi

Başkanlığı’na26 Sağlıklı ve Güvenli Bir

Yaşam: AKP için fantezi

olan halkın iktidarındagörevdir

27 Hayatın Öğretikleri:Selma’nın elleri

28 Devrimci Okul: Fedakarlık,

sıra neferi olmaktır

30 Halk Düşmanı AKP:Cinnetlerin, tecavüzlerinsorumlusu AKP’dir.Umut devrim, çözümmücadeledir

31 Savaşan Kelimeler: Uzman

görüşü

32 Evren’i AKP’nin

mahkemeleriyargılayamaz

34 Engin Hoş, seni mezarından

çıkartıp yüzünüzetüküreceğiz, cesedinikurşuna dizeceğiz!

35 Faşist Gün Sazak, Devrimci

Sol tarafındancezalandırılmıştır!

36 Halk düşmanı Korkut Eken

seni hiçbir koruma ordusukoruyamaz!

21 Gençlik Federasyonu: Israr vekararlılığımızla tüm saldırılarıboşa çıkartacağız!

22 Liseliyiz Biz: Eğitime ayrılan değil,ayrılmayan bütçe

24 Gençliğin Gündeminden:Kaldırılacak dersanelere düzeninyeni alternatifi “sanal dersaneler”

24 Hücrelerden: Rıdvan Akbaşserbest bırakılsın!

Ülkemizde Gençlik

4 Birken bin olmalıyızbinken milyonlar olmalıyız!

Mahallelerimizde Çeteler Barınamayacak

Parasız Eğitim Hakkımız İçinBirleşelim, Örgütlenelim, Kazanalım!

Birçok Dev-Genç’li “Parasız EğitimSınavsız Gelecek” istedikleri için, 1 Mayıs veGrup Yorum konserine katıldıkları içintutuklular,

Binlerce öğrenci Parası olmadığı içinokuyamıyor ya da okulunu bırakmak zorundakalıyor,

4+4+4 eğitim sistemiyle öğrenciler gençyaşta dejenere edilmeye ve sisteme kanalizeedilmeye çalışılıyor.

Ve daha onlarca sorunla boğuşuyorülkemizin gençliği, bize çektirilen bütünsorunların kaynağına karşı, AKP’ye karşıbirleşmek ve yok etmek için Parasız EğitimKurultayı’nda buluşalım!..

Page 4: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Her şey, ama her şey çok küçükhedeflerle başlar.

En basit, en temel hedef, birkeniki olmaktır!

Peki birken iki nasıl olunacaktır?Elbette bunun da sihirli bir for-

mülü yok. Bir anda birken tak diyeiki olamayız. Ama anahtarı var...Hem de nasıl bir anahtar!

Birken iki olunacak bir anahtar... Birken bin olacak bir anahtar. Bu anahtar aslında bilmediğimiz,

yeni keşfedeceğimiz bir şey değil.Bu anahtar sevmek, anlamak ve ha-rekete geçmektir!

HALKINI SEVECEKSİN!VATANINI SEVCEKSİN!ÖĞRENECEKSİN!VE SAVAŞACAKSIN!BU SEVGİ OLMAZSA OLMAZ. SEVMEK İÇİN ANLAYACAK-

SIN! ANLAMAK İÇİN ÖĞRENE-CEKSİN. ÖĞRENMEK İÇİN SA-VAŞACAKSIN. BAŞKA TÜRLÜBİRKEN İKİ OLAMAYIZ.

Devrimin asli unsuru insandır.Devrim kitlelerin eseri olacaktır.İnsan çok önemlidir. İnsan çok de-ğerlidir. İnsan varsa, örgüt vardır.HALK VARSA, devrim vardır.

Tabii bunun tam tersi de; İnsanyoksa örgüt yoktur; insan yoksadevrim yoktur; insan yoksa emekyoktur... HALK YOKSA DEV-RİMDE YOKTUR.

Yani kısacası HALK yoksadevrim de, zafer de hayalden öteyegeçmez.

Bunu ilk önce kafamıza yaza-cağız. Kafamıza yazmak yetmez;kafamıza kazıyacağız.

Politikalar, partiler, kurumlar,kararlar İNSANLAR İÇİN, YİNEİNSANLAR TARAFINDAN ha-yata geçirilirler.

Her insan, ama her insan çokdeğerlidir. Az yetenekli, çok yete-

nekli, kavrayışı zor veya zeki, köylüveya şehirli, kadın, erkek, liseli, üni-versiteli. YANİ HALK. HER ÇEŞİTHALK.

İNSAN VE HALK.HALK VE KADROLAR NASIL

ETLE TIRNAK GİBİDİRLER? İnsan:Devrimin temel unsuru insan; dar

anlamı ile kadrolar, geniş anlamı ileHALK, KİTLELER.

Ve biz biliyoruz ve inanıyoruzki; devrim kitlelerin eseridir. Kitleçalışması yapmak için kadrolar temelunsurdur. Kadrolar ancak kitle ça-lışması yapıldığı zaman ortaya çıkar.

Kitle kimdir?En yakın çevremizdir. Taraftar-

larımızdır, sempatizanlarımızdır, iliş-kimizdir.

Bunların her biri hem kitledir,hem kitle çalışması yapacak insan-lardır. Bunlar içinde biz kadro çalış-ması yaparken; yani kadro yetişti-rirken, bu insanları da değerlendiririz.

En sıradan insanımız dahi pekalabirileri ile ilgilenebilir. Bir evle ilgi-lenebilir. Bir tek kişi ile ilgilenebilir.KENDİSİ GİBİ BİRİSİ İLE İLGİ-

LENEBİLİR. Bir insanla ilgilenmesiile onu sınırlandırabiliriz. Kendisigibi birisini daha bulmalı ve ilgilen-melidir.

Bir dergi kendisi mi alıyor, ikidergi veririz ve ikinci bir kişiye oku-tur.

Veya iki evle ilgilenir. Durumunagöre bir şeyler yapar.

Böylece yüzlerce ev, kontrolümüzaltında olur. İlişkimiz içinde olur.

Şu anlayış yanlıştır; "Çalışmayapmak için illa da 24 saatini vereninsan gerekiyor". Hayır, bu olmazsaolmaz değildir. Elbette bunlar ola-caktır. Bir kişinin bu şekilde olmasıyeterlidir. Sonrası, varolan insanlarıdeğerlendirebiliyor muyuz? Sıradanbir kadın, sıradan bir ilişki, bir işsiz,herkes hatta bir çocuk kendi çerçe-vesinde ilişki yaratır. Kitle çalışmasıbunun üzerine kurulur. Eğitim bunlarüzerine sürer. İnsanlar bir yandaneğitilir, bir yandan eğitirler. Beş,on, on beş katlanarak devam eder veçoğalırız.

Halk ve emek; Her ikisi de bizimdir. Bizim yanı

başımızdadır o insanlar. İlki bizizdir.Biz emek verirsek, biz inanırsakhalkı da inandırırız. Her ilişkimizinmutlaka bir akrabası, bir komşusuvardır.

Her ilişkimize, bir ev, bir dergi,sadece bu hedefi verirsek; "birkenbeş, beşken on" oluruz. Milyonlarıörgütlemenin başka yolu yoktur.

Emek de, insan da devrimiçindir.

Ama işe her arkadaşımız ken-disinden başlamalıdır. "BİRKENİKİ OLMAK" HEDEFİ İLE BAŞ-LAMALIDIR. Büyük başarılar, kü-çük hedeflerle mümkündür.

Halkı örgütlemenin, halkı dev-rime katmanın başka yolu yoktur.

Suda balık, toprakta karınca,

BİRKEN İKİ OLMAK İÇİN, HEPİMİZ ÖNCE KENDİMİZDEN BAŞLAMALIYIZ

VE BİRKEN BİN OLMALIYIZBİNKEN MİLYONLAR OLMALIYIZ! İS

TİYORUZ

YAPACAĞIZ

“Çalışma yapmak için illa da24 saatini veren insan

gerekmiyor.” Var olan insanlarıdeğerlendirebiliyor muyuz?

Sıradan bir kadın, sıradan birilişki, bir işsiz, herkes hatta birçocuk kendi çerçevesinde ilişkiyaratır. Kitle çalışması bunun

üzerine kurulur. Eğitim bunlarüzerine sürer. İnsanlar biryandan eğitilir, bir yandan

eğitirler. Beş, on, onbeşkatlanarak devam eder ve

çoğalırız.

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN44

Yürüyüş

2 Aralık2012

Sayı: 341

Page 5: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

İstanbul-Gazi22 Kasım günü Gazi Mahallesi’nde Yürüyüş dergisinin

toplu dağıtımı yapıldı. Fevzi Çakmak Caddesi üzerindedergi okurları tarafından yapılan dağıtıma halkın ilgisiyoğundu. Yaklaşık iki saat süren dergi dağıtımında 150dergi halka ulaştırıldı. Her Perşembe yapılan dergi dağı-tımları ile açık dağıtımda dergilerini alan onlarca abonebulunmaktadır.

İstanbul-Gülsuyu21 Kasım’da Yürüyüş okurları Gülsuyu Mahallesi’nde

Yürüyüş dergisinin 339. sayısının tanıtımını ve dağıtımınıyaptılar. Dergi okurları yaptıkları konuşmada, “Uyuştu-rucuya, yozlaşmaya fuhşa karşı mücadele ettiği için göz-altına alınan devrimciler serbest bırakılsın, mahallemizdeuyuşturucuya, fuhşa ve kumara izin vermeyeceğiz vebaskılarla, gözaltılarla bizleri yıldıramazsınız” dediler.

Dergi tanıtımı sırasında “Mahir Hüseyin Ulaş KurtuluşaKadar Savaş”, “Kurtuluş Kavgada Zafer Cephede”, “Çe-teler Halka Hesap Verecek”, “Baskılar Gözaltılar BizleriYıldıramaz” ve “Kahrolsun Faşizm Yaşasın Mücadelemiz”sloganları atıldı; “Haklıyız Kazanacağız” ve “Gündoğdu”marşları söylendi. Dergi tanıtımında 50 dergi halka ulaş-tırıldı.

HatayHalk Cepheliler, 20-23 Kasım 2012 tarihlerinde Se-

rinyol, Samandağ, deniz yolu, Harbiye, Antakya, Turunçluve Tomruksu beldelerinde toplu dergi dağıtımı yaptı.

Dergi dağıtımında, AKP’nin halkı baskı ile yönettiğinin

son göstergesi ev hapsi ve elektronik kelepçe uygulamalarıteşhir edilerek, Grup Yorum’un bu uygulamayı tanımadığıve direnen halkın müziğini yapmaya devam edeceğivurgulandı. Serinyol’da 100, Harbiye’de 46, Samandağdeniz yolunda 50, Turunçlu’da 50, Tomruksuyu’da da64 dergi halkımıza ulaştırıldı.

İzmir23 Kasım günü Narlıdere Mahallesi’nde 20 Yürüyüş

dergisi halka ulaştırıldı. 25 Kasım günü de BademlerKöyü’ne ve Güzeltepe Mahallesi’ne giden Yürüyüşokurları gün boyu süren dergi tanıtımı çalışmalarınınsonunda 110 adet Yürüyüş dergisini halka ulaştırdılar.

AdanaAkkapı’da Halk Cepheliler Yürüyüş dergisinin 339.

sayısının dağıtımını yaptılar. 26 Kasım’da yapılan dağı-tımlarda 46, 27 Kasım günü ise 17 adet Yürüyüş dergisihalka ulaştı.

Her iki günde ya-pılan dergi dağıtımla-rının yanı sıra HalkCepheliler, 27 Kasımgünü Akkapı’da yapa-cakları “EmperyalistSaldırganlığa Karşı Su-riye Halkının Yanın-dayız” başlıklı eylemeçağrı bildirilerini da-ğıttılar.

Bağımsızlık, Demokrasi ve Sosyalizmİçin Yürüyüş Dergisi Okuyalım!

havada kuş kadar çok olan onlardır.Hem korkak, hem cesur olanlar daonlardır.

İşte bu gerçekle; "birken iki ol-mak" için halkı örgütlemeliyiz. Halkınileri yanlarını, halkın yarattığı gele-nekleri görmeliyiz.

Unutmamalıyız en iyilerimizdenolan şehitlerimiz bu halkın içindençıktılar.

Bizi de, örgütü de yine bu halkvar etti. Bu yüzden önce halkın ileri,olumlu yanlarını göreceğiz.

Görmezsek ne olur? Görmezseksevmeyiz, gerekli emeği vermeyiz...Burnumuz kaf dağında gezer, en kü-çük bir ihtiyaçta bile kendimiz dışındakimseyi etrafımızda bulamayız. Böyleolamaz, devrimciysek buna hakkımızyok.

Devrimciysek, yarın da devrimci

kalmak istiyorsak örgütlenmek birzorunluluktur. Örgütlenmek de soyut,havada bir kavram değildir.

Ajitatif cümleler kurmaya, ede-biyat yapmaya gerek yok. Örgütlen-mek demek en öz, en somut haliyle;BİRKEN İKİ OLMAKTIR.

İşte birken iki olabiliyor musun?O zaman örgütleniyorsun, örgüt-

lüyorsun demektir. O zaman düşmanın saldırısını

boşa çıkartıyorsun demektir. O zaman düşman seni alsa bile,

ikinci bir sen varsın demektir. İşte o zaman yürüyüşümüz daha

az duraklayarak devam eder yürü-yüşüne.

İşte o zaman hapislik, şehitlik ge-leneklerimizi büyütmek, zaferi ya-kınlaştırmak dışında bize bir zararveremez.

İşte o zaman cepten yememiş olu-ruz.

Dayı'nın da dediği gibi "kaç kişiyiörgütledin" sorusuna cevabımız olur.Yine Dayı’nın dediği gibi "ceptenyememek" için BİRKEN İKİ OLU-RUZ!

BİRKEN İKİ OLMAK İÇİN SE-VECEK, ANLAYACAK VE HA-REKETE GEÇECEKSİN

HALKINI SEVECEKSİNVATANINI SEVECEKSİNÖĞRENECEKSİNVE SAVAŞACAKSINBU SEVGİ OLMAZSA OLMAZ. SEVMEK İÇİN ANLAYACAK-

SIN.ANLAMAK İÇİN ÖĞRENE-

CEKSİN. ÖĞRENMEK İÇİN SA-VAŞACAKSIN.

HESAP SORDUK SORACAĞIZ! 55

2 Aralık2012

Yürüyüş

Sayı: 341

İzmir

Page 6: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

İstanbul Gülsuyu Mahallesi’ndegözaltına alınan 13 Halk Cepheli’den6’sı tutuklandı.

İŞTE 6 DEVRİMCİNİN SUÇLARI: 1- Gülsuyu Mahallesi’nde

uyuşturucu satan kişilereRAHAT VERMEMEK,

2- Uyuşturucu satıcılarınıBASKI ALTINDATUTMAK,

3- Uyuşturucu satıcılarınınYÜZÜNE TÜKÜRMEK,

4- Uyuşturucu satıcılarınıDARP ETMEK,

5- Uyuşturucu poşetiniYAKMAK.

Sen misin uyuşturucu satıcılarının

elinden uyuşturucuyu alıp ateşe ve-ren?

Sen misin uyuşturucu satıcılarınarahat vermeyen?

Sen misin uyuşturucu satıcılarınıbaskı altında tutan?

Sen misin uyuşturucu satıcılarınınyüzlerine tüküren?

Sen misin uyuşturucu satıcılarınıdarp eden?

Sen misin AKP’nin yozlaşma po-litikalarının, uyuşturucu pazarınıntekerine çomak sokan?

19 Kasım, sabaha karşı AKP’ninpolisi harekete geçti. Gülsuyu Ma-hallesi yüzlerce çevik polis tarafındanzırhlı araçlarla, panzerlerle kuşatıldı.Mahallenin giriş çıkışları kapatıldı.Kuşatmaya havadan helikopterlerledestek verildi. Kar maskeli özel ha-rekat timleri koçbaşlarıyla, yoksulhalkın evlerinin kapılarını kırarak,

evleri basıp ortalığı talan ettiler. 13devrimciyi gözaltına aldılar.

Gözaltına alınan 13 devrimciAKP’nin mahkemeleri tarafından tu-tuklandı.

Mahkemenin 6 devrimciyi tutuk-lamak için elindeki tek delil, 13 dev-rimciyle aynı günlerde gözaltına alı-nan uyuşturucu çetelerinin yanda ak-tardığımız ifadeleridir.

AKP’nin mahkemesi bu çetelerinbu ifadeleri üzerine 6 devrimciyi tu-tukladı!

Diyor ki, AKP’nin mahkemeleri;uyuşturucu satmak serbest, uyuştu-rucuya karşı mücadele etmek suçtur.

AKP'nin polisi burjuva basındaHalk Cepheliler’in gözaltına alın-masını “Narko-teröristlere operas-yon: 34 gözaltı" diye haber yaptırdı.Haberlerde, “İstanbul polisinin Nar-kotik Suçlarla Mücadele Şube Mü-

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN6

Yürüyüş

2 Aralık2012

Sayı: 341

İstanbul

Terk EtmeyeceğizTerk Etmeyeceğiz

Page 7: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

dürlüğü ekiplerinin 1 yıl önce baş-lattığı çalışmada "Maykıl" lakaplıMikail Ö.'nün Fatih ve Maltepe'deuyuştucu sattığı, DHKP-C militan-larının Maltepe Gülsuyu ve Gülen-su'da Mikail Ö.'nün liderliğindekisuç örgütü yerine uyuşturucu satmakistediği ve Mikail Ö'ye baskı yaptıklarınedeniyle” operasyonun yapıldığısöylendi.

AKP kendi suçlarını devrimcilerinüzerine atarak devrimcileri karala-maya çalışıyor. Devrimcilerin ma-hallelerimizde AKP’nin uyuştucu,fuhuş, yozlaştırma saldıralarına karşımücadelesini devrimcilere iftira atarakengellemeye çalışıyor.

Yalancı AKP!Sahtekar AKP!

MAHALLELERİMİZDE FUH-ŞU, UYUŞTURUCUYU, AHLAK-SIZLIĞI, HIRSIZLIĞI, YOZLAŞ-MAYI BİZZAT ÖRGÜTLEYENAKP’DİR!..

BÜTÜN GÜLSUYU-GÜLENSUHALKI TANIKTIR!

DEVRİMCİLER UYUŞTURU-CU ÇETELERİNİ YAKALAYIP EL-LERİNDEKİ UYUŞTURUCUYAEL KOYUP MEYDANDA YAK-MIŞTIR!

UYUŞTURUCU ÇETELERİNİBÜTÜN HALKIN GÖZLERİÖNÜNDE CEZALANDIRMIŞTIR.

HALK CEPHESİ AKP’NİN BUPOLİTİKALARINA ENGEL OL-DUĞU İÇİN, BU OPERASYONUYAPMIŞ VE 6 DEVRİMCİYİ TU-TUKLATMIŞTIR!

Bizim bu söylediklerimizin hepsiniuyuşturucu çeteleri de itiraf etmiş-lerdir. Bizzat mahkeme ifadelerinde

yukarıda aktardığımız gibi uyuşturcuçeteleri, Halk Cepheliler’in kendile-rine mahallede uyuşturucu sattırma-dığını, ellerindeki uyuşturucuya elkoyduğunu, kendilerine baskı uygu-ladıklarını ifade etmişlerdir.

AKP’nin mahkemeleri uyuşturucuçetelerinin bu itiraflarını Halk Cep-heliler’i tutuklamak için delil olarakkullanmış ve 6 devrimciyi tutukla-mıştır.

Peki 6 devrimciyi tutuklayanAKP’nin mahkemeleri uyuşturucuçetelerini ne yaptı?

SERBEST BIRAKTI!Mahkemenin bu karar, uyuşturu-

cuyu mahallelerimizde kimlerin sat-tırtığını apaçık ortaya koymaktadır.

Evet, mahallelerimizde uyuştu-rucuyu sattıran bizzat AKP iktidarı-dır!

AKP iktidarı uyuşturucu ile hal-kımızı uyuşturmak istiyor.

Halk Cepheliler buna engel olduğuiçin yaptı AKP’nin polisi bu operas-yonu. AKP’nin mahkemeleri bununiçin tutukladı 6 devrimciyi!

Boşuna heveslenmeyin uyuşturucuçeteleri ve onların koruyucuları!

Mahallelerimizi size terk etme-yeceğiz. Halkımızı zehirlemenize,yozlaştırmanıza izin vermeyeceğiz!

Uyuşturucu çetelerinden hesapsormaya devam edeceğiz!

Baskılar, Gözaltılar,Tutuklamalarla HalkıBitiremezsiniz!

İstanbul’da, 19 Kasım günü Gül-suyu Gülensu Haklar Derneği’ne vebazı devrimcilerin evlerine polis ta-rafından baskın düzenlenmişti. Dev-rimcilerin “suç”ları ise mahallelerinde

uyuşturucu satılmasına karşı gelmek!Öyleki bundan dolayı çetelerle karşıkarşıya gelmiş, bir devrimci çetelertarafından vurulmuştu. Bütün bunlararağmen çetelere, uyuşturucuya karşımücadelelerinden vazgeçmeyen dev-rimcilerin dernekleri ve evleri polistarafından basıldı. Polis yine halkve çeteler karşı karşıya gelince, kimintarafında olduğunu göstermiş oldubu baskınla.

Gözaltına alınan devrimciler 22Kasım günü Çağlayan’da bulunanİstanbul Adliyesi’ne, savcılığa çıka-rıldılar. Savcılık ifadelerinin ardındandört kişi serbest bırakılarak, geri ka-lanlar tutuklanma talebiyle mahke-meye sevk edildi. Halk Cepheliler,gözaltı sürecince Vatan Emniyet Mü-dürlüğü önünde oldukları gibi, du-ruşmada da Adliye önünde bekleyerekarkadaşlarını sahiplendiler. Buradayapılan eylemde, “Yıkımlara, Yoz-laşmaya, Çeteleşmeye Karşı Müca-delemiz Bitirilemez! Keyfi Polis Te-rörüne Son!” pankartı açıldı. “BaskılarBizi Yıldıramaz”, “Komploları BoşaÇıkaracağız” sloganları atılan ey-lemde TAYAD adına Mehmet Güvelbir açıklama yaptı. Polisin saldırısınınnedeninin, devrimcilerin uyuşturu-cuya, yozlaşmaya karşı mücadele et-meleri olduğunu söyleyen Güvel,AKP’nin de mahallelere çeteleri yer-leştirmeye çalışırken engelleri ortadankaldırmaya çalıştığını vurguladı.

Polisin devrimcilere yönelik sal-dırısına her zamanki gibi mahkemelerde katıldı. Mahkemeye sevk edilen7 kişiden 6’sı tutuklanarak hapisha-neye gönderildi. Tutuklananların isim-leri şöyle: Serhat Yurtsever, BarışGürbey, Hasan Gürbey, Yener Danacı,

HESAP SORDUK SORACAĞIZ! 7

2 Aralık2012

Yürüyüş

Sayı: 341

Antalya İzmir

Page 8: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Mesut Yavuz, Yusuf Aydındağ.Antalya’da gözaltına alınan 13

kişi ise 23 Kasım günü mahkemeyeçıkartıldı. Antalya Adliyesi’nde gö-rülen dava, 24 Kasım sabahına kadardevam etti. Mahkeme kararı gereğince7 kişi tutuklanırken, geri kalan 6 kişi“yurtdışı yasağı ve denetimli ser-bestlik” ile serbest bırakıldı. Tutuk-lanan 7 kişinin isimleri şöyle: Yur-dagül Gümüş, Gülçin Bulut, GüneyGüzelkaya, İsmail Hakverdi, MehmetSinan Mitil, Muhammet Demir veMert Koca.

Polisin devrimcilere yönelik dü-zenleği komplolar, Halk Cephelilertarafından protesto edildi. Antalya,İzmir, Kocaeli, Malatya ve İstanbul’dayapılan ev ve dernek baskınlarınakarşı eylemler yapıldı.

İstanbul21 Kasım’da Gülsuyu-Gülensu

Haklar Derneği önünde toplananHalk Cepheliler kortej oluşturarakyürüyüş yaptılar. Yürüyüş sırasındayapılan konuşmalarda “Mahallemizdeuyuşturucuya, kumara, yozlaşmayave faşist çetelere izin vermeyeceğiz!Uyuşturucuya, yozlaşmaya, kumarafuhşa karşı mücadele ettiğimiz içinAKP’nin işkenceci katil polisleri der-neklerimizi, evlerimizi ve iş yerleri-mizi basarak arkadaşlarımızı gözaltınaaldı. Bizler gözaltına alınan arka-daşlarımızı sahiplenmek için bura-dayız “Baskılar gözaltılar bizi yıldı-ramaz!” denildi.

Gülsuyu-Gülsuyu Heykel Mey-danı’nda yapılan açıklamada, “Genç-lerimizi, çocuklarımızı uyuşturucuya

alıştırıp yozlaşmış bir gençlik yetiş-tirme, fuhşu, kumarı yaygınlaştırmapolis direktifi ile bu uyuşturucu satı-cıları ve çeteler eliyle yürütülmektedir.Mahallelerimizi AKP'nin işkencecipolislerine, çeteleşmeye, yıkım rant-çılarına bırakmayacağız!” denildi.

Eylem sırasında “Haklıyız Kaza-nacağız” ve “Gündoğdu” marşlarısöylendi.

Eylemde “Çeteler Halka HesapVerecek”, “Gözaltılar, Baskılar BiziYıldıramaz”, “İşkence Yapmak Şe-refsizliktir” sloganları atıldı. Eyleme45 kişi katıldı.

Halk Cepheliler, 27 Kasım günüyaşanan bu saldırı, baskın ve tutuk-lamaları İstanbul Mecidiyeköy’debulunan AKP İlçe Binası önündeyaptıkları eylemle protesto ettiler.

Eylemde “Polis Çeteleri KoruyorDevrimcileri Tutukluyor! Yozlaşma-ya, Çeteleşmeye Karşı MücadeleEden Devrimciler Serbest Bırakılsın!”pankartını açan Halk Cepheliler,“Yozlaşmaya, Çeteleşmeye İzin Ver-meyeceğiz!”, “Çeteler Halka HesapVerecek!” sloganlarını attılar. HalkCephesi adına yapılan açıklamada;AKP’nin polisinin çetelerle işbirliğiyaparak devrimcilere saldırdığı, çe-telerin yalanlarıyla devrimcileri göz-altına alıp tutukladığı ifade edilerek,tutuklamaların, baskınların asıl ama-cının Gülsuyu’da uyuşturucuya, fuhşa,kumara, devletin yozlaştırma politi-kalarına karşı verdikleri mücadeleyiengellemek olduğu vurgulandı.

Açıklama son olarak; pisliği asılyaratanın AKP olduğu ifade edilerek;yozlaşmaya, AKP zulmüne karşı mü-

cadeleyi büyütmeye çağrısı yapılarakbitirildi. Eyleme 45 kişi katıldı.

Adana22 Kasım günü İnönü Parkı’nda

bir gelen Halk Cepheliler, 19 Kasımtarihinde Gülsuyu-Gülensu HaklarDerneği, Antalya, İzmir ve Kocaeli’deyapılan ev ve dernek baskınlarıylailgili eylem yaptılar. “Baskılar BiziYıldıramaz” pankartının açıldığı ey-lemde açıklama yapan Tahsin Sağ-altıcı, işçiler, öğrenciler, memurlarve halkın tüm kesimleri üzerindebaskının artarak devam ettiğini vur-guladı. Polislerin yasal olan derneğive evleri basıp, 12 kişiyi gözaltınaaldığını söyleyen Sağaltıcı, “HalkCepheliler olarak, bizleri bitireme-yeceğinizi tekrarlıyoruz” dedi.

Eylemde “Baskılar, Baskınlar BiziYıldıramaz”, “Kahrolsun Faşizm Ya-şasın Mücadelemiz”, “Halkız HaklıyızKazanacağız” sloganları haykırıldı.Eyleme Mücadele Birliği ve DHFde destek verdi.

İzmirİzmir Halk Cephesi, baskınları

protesto etmek için, 22 Kasım günüeylem yaptı. Kemeraltı girişindeki İşBankası önünde yapılan eyleme 25kişi katıldı. DHF ve Partizan’ın dadestek verdiği eylemde “Dernekleri-mizi ve Düşüncelerimizi SavunacağızBaskılar Bizi Yıldıramaz” pankartıaçıldı.Yapılan açıklamada AKP’ninyönetememe krizinden, en ufak hakarama taleplerinde bile halka nasıldüşmanca saldırdığından, Dev-Genç’lilere yapılan saldırılardan ve

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN8

Yürüyüş

2 Aralık2012

Sayı: 341

Adana Ankara

Page 9: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Gülsuyu'da yapılan dernek baskınla-rından bahsedildi. Eylem, Gündoğdumarşının söylenmesiyle sona erdi.

BalıkesirHalk Cepheliler, 25 Kasım günü

Balıkesir'de Zağnos Dershanesi önündeeylem yaptılar. eylemde baskı, gözaltıve tutuklamaların Halk Cepheliler’iyıldıramayacağı ifade edildi. AKP'ninve işbirlikçilerinin devrimcileri haklımücadelelerinden vazgeçiremeyecek-leri bir kez daha haykırıldı.

Sloganlarla bitirilen eyleme DHFde destek verdi. Eylem sonunda em-niyet amiri olduğunu düşünülen birkişi Halk Cepheliler’den basın met-nini istedi, ancak Halk Cephelilerbu kişinin halk düşmanı polis oldu-ğunu öğrenince vermeyeceklerinisöylediler. Polisin: “Tamam sadecesorduk” demesi üzerine ileride yığınakhalinde bekleyen halk düşmanlarındanbiri “Boşver nasılsa gelecekler” diyetehdit etti.

Bursa24 Kasım günü Halk Cepheliler

Bursa’nın Fomara Meydanı’ndaAKP’nin halka ve devrimcilere sal-dırılarını teşhir ettiler. Halkın yoğun

ilgisinin olduğu eyleme 20 kişi katıldı.“Baskılar Bizi Yıldıramaz”, “AKPZulmüne Karşı İşçi Memur GençlikTüm Halk Birleşeceğiz MilyonlarıÖrgütleyeceğiz” pankartlarının açıl-dığı eylemde yapılan açıklamada,“Halk Cepheliler olarak bizleri biti-remeyeceğinizi tekrarlıyoruz. Bizleritüketemezsiniz. Sizin zulmünüz vesömürünüz artarak sürüyor. İşte buzulüm ve sömürü devam ettikçe biz-den korkmaya devam edin. Çünkümilyonları örgütlemeye devam ede-ceğiz ve bağımsız, demokratik, sos-yalist bir Türkiye’yi kuracağız. Sizne baskınlar ne katliamlar yaparsanızyapın” denildi.

AntalyaHalk Cepheliler, 20 Kasım günü

Antalya’da AKP’nin işkenceci polisitarafından Halk Cepheliler yönelikyapılan ev ve dernek baskınlarınıprotesto ettiler. Eylemde, AKP'ninyalancı, ahlaksız polisi ile burjuvabasının yine işbirliği yaptığı anlatıldı.“Korkut Eken'e suikast hazırlığı”başlığıyla burjuva basına servis edilenhaberlerle devrimcilere komplo ku-rulduğu ifade edilerek, yapılan bas-kınların hukuksuzluğu anlatıldı. Kor-

kut Eken gibi kontrgerilla elemanıişkencecilerin suçlu olduğunun, el-bette halkın adaletine hesap verece-ğinin anlatıldığı eylem, “Dernekleriyasadışı, devrimcileri ise suikast timigibi gösteren komplocu zihniyet,AKP'nin halk düşmanlığıdır” deni-lerek sona erdi.

21 kişinin katıldığı eylemde“Komploları Boşa Çıkartacağız”,“Kahrolsun Faşizm Yaşasın Müca-delemiz”, “Halkız Haklıyız Kazana-cağız” sloganları atıldı. Eylem yerinegeç gelen sivil polislerin ise açıkla-manın ardından pankartı toplayanHalk Cepheliler’i iki kamera ve birfotoğraf makinası ile çekmeye ça-lışmasının ardından, komplocu polisinişkenceciliği yüzlerine vurularak, ey-lem yerinden kovuldular.

BoluBolu Gençlik Derneği Girişimi,

baskınlarla ilgili olarak yazılı biraçıklama yaptı. 26 Kasım tarihli açık-lamada, "Biz halkız! Mahallelerimizi,kültürümüzü, umudumuzu canlarıpahasına savunan, koruyan, yaşatandevrim şehitlerimizin mirasıyla tari-himizi Köroğlu'nca sahiplenmeyedevam edeceğiz!" denildi.

Suriye Halkı Yalnız DeğildirYaklaşık iki yıldır emperyalizmin saldırılarına ve

medyada estirilen yalan propagandasına direnen Suriye’yeHalk Cepheliler Adana-Akkapı’dan destek eylemi yaptı-lar.

27 Kasım günü yapılan eylemde “Emperyalist Saldır-ganlığa Karşı Suriye Halkının Yanındayız” pankartıaçıldı. Pankart açılır açılmaz adeta taarruza geçen sivilpolisler eylemin yapıldığı yeri bahane ederek eylemiengellemeye çalıştılar. Halkın da tartışmaya girmesiylepolis geri çekildi.

Basına ve orada bulunan halka açıklama yapanTahsin Sağaltıcı bundan dokuz yıl önce Amerika DışişleriBakanı Condoleezza Rice’ın 22 Ortadoğu ülkesinin ha-ritalarını ve yönetimlerini değiştireceklerini söylediğinibelirtti. Suriye’ye yapılan saldırıların bu politikanındevamı olduğunu belirten Sağaltıcı Amerika’nın busaldırılarını işbirlikçileri aracılığıyla gerçekleştirdiğinisöyledi.

Eylem “Suriye Halkı Yalnız Değildir", "KahrolsunABD İşbirlikçi AKP", "Halkız Haklıyız Kazanacağız","Direnen Suriye Kazanacak” sloganlarıyla sona erdi.

HESAP SORDUK SORACAĞIZ! 9

2 Aralık2012

Yürüyüş

Sayı: 341

Balıkesir İstanbul

Page 10: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

AKP kendi düzeni için tehlikeligördüğü herkese saldırmaktadır. Hak-kını arayan işçi, memur, gecekonduhalkı, devrimciler, demokratlar yanihalkın tümü AKP nin saldırısının he-defidir. AKP saldırılarıyla, keyfi tu-tuklama ve gözaltılarla tüm halkı kor-kutup sindirmek istiyor. Böylecebaskılardan, bedellerden korkan halkhakkını aramayacak, AKP’nin eviniyıkmasına, çocuklarının uyuşturucutacirlerinin tuzağına düşmesine, genç-lerin fuhuş ve yozlaşma batağında bo-ğulmasına ses çıkarmayan halklarıyaratmaya çalışıyor. Onlar böylesinsi hesaplar yapsınlar ama onlarınbu hesabını boşa çıkaran onurlu, dikbaşlı bir halkı var bu ülkenin. İşteAKP iktidarının bilmediği hesapedemediği budur. Onlar sanıyorlar ki,gözaltı tutuklama terörü, gaz bom-baları, kimyasal gazlar ile korkudağları yaratıp kendi işbirlikçilikle-rini ve zalim yüzlerini gizleyecekler.Bunun için günlerdir Halk Cepheli-ler’e saldırıp gözaltına alıyor, tutuk-luyor. Geçtiğimiz hafta tam bir terörestirdi AKP’nin polisi.

“Tutsak Dev-Genç’liler SerbestBırakılsın” talebiyle İstanbul Üni-versitesi önünde çadır açan Dev-Genç’lilere bir hafta boyunca saldırdı.

Çadırlarını vermemek için direnenDev-Genç’lilere bir hafta içinde 10defa saldırıp 16 kişiyi gözaltına aldı.Bununlada yetinmeyen polis Dev-Genç’lilerin üzerine bileşiminde neolduğu bilinmeyen kimyasal gazlarsıkıp, coplarla saldırdı.

AKP bu saldırısı ve sıktığı gaz-larla 19-22 Aralık 2000 hapishanelerkatliamında yaptıklarını yeniden yap-mayı amaçlamaktadır. Ancak şu birgerçektir ki, 19-22 Aralık’ta nasıl tut-sakları kimyasal gazlarıyla, kurşun-larıyla teslim alamadıysa dışardakiHalk Cepheliler’i, Dev-Genç’lileri deteslim alamayacaktır, alamamıştır.

Beyazıt’ta çadırlarını ne pahası-na olursa olsun kuran Dev-Genç’li-ler bunu bir kez daha göstermiştirAKP iktidarına. Polis Dev-Genç’li-lere “size Sibel Yalçın Parkı dışın-da çadır açtırmayacağım” diyerekesip gürlemiş ama onların bu sözle-ri 43 yıllık direnme geleneğine sahipDev-Genç’liler üzerinde hiç bir etkiyaratmamıştır.

Çünkü; Dev-Genç demek; DİRENMEK

DEMEKTİR. Dev-Genç demek; SALDIRI-

LARA BOYUN EĞMEMEKTİR. Dev-Genç demek; DÜŞMANI

SÖYLEDİĞİNE PİŞMAN ETMEKDEMEKTİR.

Dev-Genç demek; GELENEK-LERE YENİ HALKALAR EKLE-MEKTİR.

İşte Dev-Genç’liler bu sorumlu-luk bilinciyle “çadır açmak, çadırı ko-rumak direnmektir” diyerek tümgüçleri ile direndiler. Tek kişi de ol-salar çadırlarını korudular. Onuniçin diyoruz ki; çadır açmak diren-mektir ve AKP’nin polisi bizim ça-dır açmamıza asla engel olamaz.Onların “açtırmayacağız” sözleriniher zaman direnişlerimizle boşa çı-kardık çıkaracağız.

AKP polisinin saldırıları sadeceDev-Genç’lilerle de sınırlı değildir.Devam edelim onların saldırılarınıyazmaya;

19 Kasım günü Gülsuyu-Gülen-su Haklar Derneği’ne ve mahalledekidevrimcilerin evlerine polis tarafın-dan baskınlar yapıldı. 13 kişi gözal-tına alındı, gözaltına alınanlardan 6kişi tutuklandı. Derneğimiz ve evle-rimiz helikopterler, akrep ve çevikkuvvet polisleri tarafından abluka al-tına alınıp talan edildi. Mahallemiz-de tam bir terör havası yaratılmayaçalışıldı.

Tüm bunların nedeni ise AKP po-

Bütün Ülkede 19 Aralık Gibi DİRENİYORUZ!

Bütün Ülkeyi “Hayata Dönüş” Operasyonu’na Çeviren AKP

Devrimcileri Teslim Alamayacak!

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN10

Yürüyüş

2 Aralık2012

Sayı: 341

Page 11: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

lisinin çetelerle işbirliği içinde olması,yozlaşmayı ve çeteleri emekçi ma-hallelerimizde yaymaya çalışmakistemesidir. Polis fuhuş yapanı uyuş-turucu satanı koruyup kolluyor. Dev-rimciler ise mahallemizde çete uyuş-turucu fuhuş istemiyoruz diyerekmücadele ediyorlar.

Yani AKP iktidarının yasaları-na göre uyuşturucu satmak, çetekurmak suç değil; çetelere karşımücadele etmek büyük suç!

AKP polisi devrimcilerin HalkCepheliler’in olduğu hiçbir yerdeemeline ulaşamayacaktır. Tek kişidahi kalsak bulunduğumuz yerlerdeçetelere ve yozlaşmanın her türünekarşı mücadele etmekten geri dur-mayacağız.

Çünkü biz, Mahirler’in Dayı-lar’ın yoldaşlarıyız.

Çünkü biz, 43 yıllık onurlu birgeleneğin sahibiyiz,

Çünkü biz, halkını, vatanını canıpahasına sevenleriz. Bu uğurda hertürlü bedeli göze alanlarız.

Çünkü biz, geleceği onurlu biryaşam üzerine kurma iddiasındaolanlarız.

AKP polisi saldırıya doymamak-tadır. Antalya’da, Malatya’da, Der-sim’de, Kocaeli ve İzmir’de 20 Ka-sım günü, sabah 04.00’da başlayandernek ve ev baskınları yapmış, 13 ki-şiyi gözaltına alarak bunlardan 7 ki-

şiyi tutuklatmıştır. Yine uydurmagerekçelerle devrimcileri tutukmak-tan medet ummaktadır AKP.

Yazımızın başında da belirttiğimizgibi; AKP’nin saldırısı tüm halkadır.Hakkını arayan tüm emekçileredir.Onlar patronların, tekellerin iktida-rıdır. AKP; karşısında tüm emekçilersussun istiyor ama susturmayı başa-ramıyor!

İşte Roseteks işçileri susmadılar.Direndiler ve haklarını aldılar.

İşte Hey Tekstil işçileri; Darkmenişçileri, BEDAŞ işçileri direniyorlarve kazanacaklar.

Polisin gazları, copları, tehditle-ri korkutmuyor. Patronların kapısınınönünde direniyorlar günlerdir. Poli-sin gazı, tazyikli suyu, copu korkut-muyor Hey Tekstil işçilerini de.

Bu bilinçle direniyoruz. DİRE-NECEĞİZ!

Patronların kapılarının önünde,okullarımızda, mahallelerimizde, iş-kencehanelerde, hapishanelerde, Va-tan emniyetinin önünde. DİRENE-CEĞİZ!

Kimyasal gazlara, kurşunlara,bombalara, coplara, tazyikli suları-nıza, elektronik kelepçelerinize, evhapislerinize karşı DİRENECE-ĞİZ!

Sizin gücünüz emekçileri teslimalmaya yetmeyecek asla.

Nasıl ki; 19-22 Aralık 2000 ha-

pishaneler katliamında diri diri yak-sanızda teslim alamadıysanız, F Tipihücrelerinizle direnişimizi bitireme-diyseniz yine teslim alamayacaksınız.

Tüm ülkeyi F Tipi hapishaneyeçevirseniz de, tüm Türkiye’yi kim-yasal gazlarla boğsanızda, ateşleraltında yaksanızda size boyun eğentek bir Cepheli bulamayacaksı-nız.

Siz elinizden geleni yapın Ame-rikan uşakları. Karşınıza hep diren-işlerimizle çıkacağız.

19-22 Aralık’ta direndiğimiz gibidireneceğiz. Diri diri yansakda, kim-yasal gazlar altında boğulmaya çalı-şılsak da DİRENECEĞİZ!

Siz tüm ülkede yeni “Hayata Dö-nüş Operasyonu” yaratmaya çalı-şırsanız bizde bunun karşısına di-renişlerimizle çıkacağız. Bu toprak-ları yangın yerine çeviririz de yine birmilim geri adım atmayız saldırıları-nız karşıssında.

Her alanda her koşulda DİRE-NECEĞİZ;

Çünkü DİRENMEK BİR CEP-HE GELENEĞİDİR.

Çünkü direnmek onurlu ol-maktır.

Çünkü direnmek geleceğine sa-hip çıkmaktır.

DİRENECEK VE KAZANA-CAĞIZ.

Dev-Genç’lilere Yapılan Gazlıİşkencenin Sorumlusu AKP’dir

CHP Denizli milletvekili İlhan Cihaner, 16-17 Kasımtarihlerinde İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsüönünde, tutuklu arkadaşlarının serbest bırakılması için ey-lem yapan Dev-Genç'lilere yapılan gazlı işkence ile ilgiliolarak 25 Kasım günü TBMM Başkanlığı'na soru öner-gesi verdi.

Dev-Genç'lilere karşı kullanılan gazı tarif eden Cihaner,"Günlerce deride kalan, birinci derecede yanma hissi ya-ratan, güneş altında deride kabarıklık ve kızarıklık yaratan,baygınlık, nefes darlığı ve uyuşukluk gibi sonuçlar do-ğuran bir gaz olduğu, bu gaza maruz kalanlar tarafındanifade edilmektedir" diyerek, sorularını sıraladı:

"1-) Bu müdahale sırasında kullanılan biber gazınıntürü nedir ve içeriği hangi maddelerden oluşmaktadır?

2-) Bahsi geçen eylemde sıkılan gazın etkileri göz önü-ne alındığında; kullanılan bu gaz daha önceki eylemler-

de kullanılan gazlardan farklı bir gaz türü müdür? İnsansağlığı üzerinde etkileri bilinmekte midir?

3-) Eylemcilerin şikayetlerinden yola çıkarak kulla-nılan bu gazın kişiler üzerindeki etkisinin diğer biber gazıetkilerinden farklı olmasını nasıl açıklıyorsunuz?

3-) Kullanılan bu gaz farklı bir gaz türü ise bahsi ge-çen eylemde kişiler üzerindeki etkisi denenmek için mikullanılmıştır? Bundan sonra toplumsal müdahalelerdebu gaz mı kullanılacaktır?

4-) Kullanılan bu biber gazı vücutta kalıcı hasarlaraneden olmakta mıdır?

5-) Gaza maruz kalanların üzerlerinde kalıcı etkiler ya-ratması halinde devletin yasal sorumluluğu var mıdır? Var-sa daha önce kalıcı hasara maruz kalanlar hakkında ba-kanlığınız tarafından herhangi bir girişimde bulunulmuşmudur?

6-) İddiaların tespiti için Mobese görüntülerinin alın-ması, öğrencilerin muayenesi gibi etkin bir soruşturmayapacak mısınız?"

HESAP SORDUK SORACAĞIZ! 11

2 Aralık2012

Yürüyüş

Sayı: 341

Page 12: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

İzmir: Ege Üniversitesi’nde “Tut-sak Dev-Genç’liler Serbest Bırakılsın”talebiyle eylem yapan Dev-Genç’li-ler 26 Kasım günü saat 12.00'de Ya-bancı Diller Yüksekokulu önündetoplanarak ”Tutsak Dev-Genç'lilerSerbest Bırakılsın”, “Devrimci Tut-saklar Onurumuzdur”, “ÖğrenciyizHaklıyız Kazanacağız”, “Parasız Eği-tim İstemek Suç Değildir”, “YaşasınDev-Genç, Yaşasın Dev-Genç'liler”sloganlarıyla yürüyüşe geçtiler. Yü-rüyüş güzergahı boyunca işkencecipolis sürüsü yol boyu kamera kaydıyaptı. Çarşı önüne gelen Dev-Genç'li-ler burada basın açıklamasını oku-yarak havuz önündeki alana çadırla-rını kurdular.

Eylemde yapılan açıklamada şöy-le denildi: “Bu halkın onurlu evlatlarıolan onlarca Dev-Genç’li Grup Yorumkonserine katıldığı, füze kalkanına ha-yır dediği, 1 Mayıs’a katıldığı, para-sız eğitim istediği için F Tipi işken-cehanelerde tutsak. İşte AKP faşizmibudur. Onlarcamızı değil, yüzlerce-mizi de tutsak etseniz Dev-Genç’i bi-tiremezsiniz. Çünkü biz halkız, bu hal-kın evlatlarıyız. Bizi kendi toprakla-rımızda köle bir halk haline getirmekisteyen emperyalizm her zaman kar-şısında ‘Amerika Defol Bu Vatan

Bizim’ diyen Dev-Genç’lileri bulacak.Üniversitelerimizi faşist, gerici eğitimkamplarına dönüştürmenize izin ver-meyeceğiz.”

Açıklama, “Biz bir kişi dahi olsaüniversitesinde faşist sürüsünün kar-şısına dikilen Hamiyet’in yoldaşları-yız. Katil polis üniversitelerimizdendefolup gidene kadar aynı iradeylekarşınıza dikileceğiz. Tutsak Dev-Genç’liler onurumuzdur, onurumuzasahip çıkacağız ve tüm tutsak Dev-Genç’lileri zulmün elinden çekip ala-cağız. Bizler, ‘Tutsak Dev-Genç’lilereÖzgürlük!’ şiarıyla AKP faşizminekarşı direnişimizde sizleri de tutsak-larımızı sahiplenmeye çağırıyoruz.AKP faşizmine karşı Dev-Genç saf-larında birleşelim, direnelim, kaza-nalım!” denilerek bitirildi.

İşkenceci polis ve onun maşasıÖGB 13.30'da çadıra saldırarak Ce-mali Ulu, Sibel Karahan, Binali Çe-lik ve Cavit Yılmaz'ı işkenceyle göz-altına aldı. Diğer 3 gözaltı 18.00 ci-varı serbest bırakılırken; Cemali Ulu18 yaşından küçük olduğu için ÇocukŞube'ye götürüldü. Vücudunda çoksayıda darp izi olan Cemali Ulu Ço-cuk Şube'den serbest bırakıldı.

Dev-Genç'liler ilk saldırı sonrasıhemen direniş alanına giderek, “Tut-

sak Dev-Genç'lilere Özgürlük - 5Günlük Açlık Grevindeyiz” yazılıdövizlerle oturma eylemine başladılar.Bu sırada basın ile bazı devrimci-de-mokrat kurumlar alana gelerek destekoldular. Dev-Genç'liler yüksek seslekonuşmalarla, yaptıkları çağrılarla,halaylar ve marşlarla eylemlerine de-vam ederek, çadırlarını tekrar kura-caklarını duyurdular. Saat 16.00'da ça-dırlarını tekrar kurdular. Çadırın ku-rulmasının ardından bir Grup Dev-Genç'li Öğrenci Çarşısı, 1 No'lu Ye-mekhane, Edebiyat Fakültesi ve Ha-zırlık çevresinde yüksek sesli konuş-malar ve “Baskılar Bizi Yıldıramaz”,“Gözaltılar Serbest Bırakılsın”, “Ya-şasın Dev-Genç, Yaşasın Dev-Genç'li-ler” sloganlarıyla öğrencilere çadırıntekrar kurulduğunu ve katil polisin tümsaldırılarına rağmen kurulmaya devamedeceğini anlattılar.

Saat 16.30'da ikinci kez çadırınaçılmasının ardından işkenceci polisve ÖGB tekrar saldırdı. Özgür Gö-nenç, Gülhan Sağaltıcı ve Gökhan ...isimli üç Dev-Genç'li bu saldırıda gö-zaltına alındı. Üç Dev-Genç'li saat20.00'de Bornova Merkez Karako-lu'ndan serbest bırakıldı. Saldırının ar-dından Dev-Genç'liler direniş alanı-na “Baskılar Bizi Yıldıramaz - Tutsak

Çadır Eylemleri İdeolojik Gücümüzün Somut Direnişleridir“Cepheliler Teslim Olmaz” Sözlerini Yaratan İrademizdir!

Kimse Bir Cephelinin İradesini Teslim Alamaz!

AKP’nin Polisi Beyazıt’ta, Vatan İşkence Merkezinin Önünde, Gülsuyu’da, Antalya, İzmir, Malatya, Kocaeli ve Dersim’de Dev-Genç ve Halk Cephesi’ne Kimyasal Gazlarla Saldırdı!

İst-Beyazıt

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN112

Yürüyüş

2 Aralık2012

Sayı: 341

Page 13: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Dev-Genç'lilere Özgürlük” yazılı birpankart asarak saat 18.00'de üçüncükez çadırlarını açtılar. Çadırın açıl-masının ardından katil polis bir kezdaha saldırdı ve Mustafa Özüsağlam,Cavit Yılmaz, Hüseyin Gökoğlu,Uğur Kınık, Ulaş Arslan adlı 5 Dev-Genç'liyi gözaltına aldı. Dev-Genç'li-ler Ege Üniversitesi'nde ertesi gün ça-dırlarını tekrar açana kadar oturma ey-lemlerine devam ettiler.

Polis-ÖGB işbirliğindeki saldırı-ların ardından Dev-Genç’liler 27 Ka-sım günü saat 12.00’de yapılacakeylemin ardından çadırlarını açacak-larını duyurdular ve bu saate kadarHavuz önündeki direniş alanında

oturma eylemine devam ettiler. Dev-Genç’liler sabahın erken sa-

atlerinde öğlen yapılacak eyleminduyurusu için çalışmalara başladılar.Asılan ozalitlerle, toplu bildiri dağı-tımı ve sesli konuşmalarla öğrencilereçağrı yaptılar. Devrimci-demokrat-ile-rici öğrenciler de Edebiyat Fakültesiönünde toplanarak yürüyüş yapıp ar-dından havuz önündeki eyleme des-tek vereceklerini duyurdular.

Eylemde, çadır direnişleri ve ya-şadıkları saldırıları anlatan Dev-Genç’liler, tüm devrimci-demokrat-ilerici öğrencileri çadırlarını sahip-lenmeye çağırdılar.

Eylemin ardından Dev-Genç’liler

çadırlarını tekrar kurdular ve halay-larla, marşlarla direnişe devam ettiler.Gece devriye atan polis ve ÖGBaraçlarının her geçişinde “Katil PolisÜniversiteden Defol”, “Polis-ÖGBTerörüne Son” sloganı atıldı.

Ankara; 26 Kasım günü saat14.30‘da Dev-Genç’liler Ankara Kı-zılay’da bulunan Kızılay AVM önün-deki direklere kendilerini zincirleyip“Parasız Eğitim İstemek Suç Değil-dir. Tutsak Dev-Genç’liler Serbest Bı-rakılsın!” yazılı pankartı açtılar. Bu-rada yaklaşık 10 dakika boyunca aji-tasyon ve sloganlarla vatanı sevme-nin ustası, bu ülkenin en onurlu da-

“Tutsak Dev-Genç’lilere Özgürlük Kampanyası” da-hilinde İstanbul Beyazıt Meydanı’nda yapılan çadıraçma eylemine AKP’nin işkenceci polisleri defalarca sal-dırmıştı. Her saldırı karşısında direnişini büyüten Dev-Genç’lileri gören katiller, dirençlerini kırmak için çeşit-li gazlara başvurdu. Kullanılan bu gazların niteliği nor-mal biber gazlarından farklıydı.

AKP’nin işkenceci polisleri 16 Kasım günü kimya-sal gazlarla saldırdı. Gaza maruz kalan Dev-Genç’lilerinvücutlarının tamamına yakın yerinde yanıklar oluşmasısonucu hastaneye kaldırılmışlardı. Yaşanan bu saldırıy-la ilgili olarak, kimyasal gazı kullanan AKP’nin katil pol-isleri hakkında 21 Kasım günü Çağlayan Adliyesi önün-de yapılan eylem sonrasında suç duyurusunda bulunul-du. Kullanılan bu gazın cinsi sorularak, hakkında bilgi deistendi. Eyleme 45 kişi katıldı.

Polisin gazlı saldırısı Beyazıt Meydanı’yla sınırlı kal-madı. Gülsuyu Mahallesi’ne yapılan saldırıyla gözaltınaalınan devrimcileri sahiplenmek için Vatan Cadde-si’ndeki Emniyet Müdürlüğü önünde oturma eylemi ya-pan Halk Cepheliler’e de aynı kimyasal gazla saldırı dü-zenlendi. Gaz nedeniyle rahatsızlananlar oldu.

Halkın Hukuk Bürosu (HHB), yaşanan saldırıyla il-gili 22 Kasım günü yazılı bir açıklama yaptı. “Polis Kim-yasal Silah Kullanmaktan Vazgeçmiyor” başlıklı açık-lamada, “İstanbul polisi işkenceyi yasallaştırmış ve ku-

rumsallaştırmıştır. Bunu en açıkşekilde kimyasal gaz kullanı-mında görüyoruz. Belli ki İçişleri

Bakanlığı bu gazlardan çokça ürettirmiş ve bundan son-ra da kullanmaya kararlı görünüyor. Bu gazın neden kul-lanıldığını hiçbir hukukçu, bürokrat anlatamaz. Bunu an-cak işkenceciler savunabilir” denildi.

Açıklamada ayrıca, gazdan etkilenenlerin anlatımla-rına yer verildi:

“Deniz KABAK; Portakal gazının arkasından temiz-leme jeli kıvamında bir gaz attılar, gözaltına alındığımızdada çok gaz attılar ama en son attıkları gaz başkaydı. Göz-altına alınmadan sonra bizi uzun süre polis otobüsündetuttular ve buraya yoğun gaz attıklarında bayılacak du-ruma geldik. Atılan gaz derinin kabardığı hissi veriyor-du.

Deniz ŞAH; Nefes darlığım var, yoğun bir şekilde gazattıkları için baygınlık geçirdim. Atılan gaz nedeniyle yü-zümüz, gözümüz ateş gibi oluyor.

Figen ŞEN; Atılan gazlar çok fazlaydı, en son attık-ları gaz nedeniyle gözlerim kör oldu sandım. Gaz atıl-dığından bu yana 30 saat geçmesine rağmen yanıyorum,saçlarıma dokunduğumda ellerim yanıyor.

Fehmi ORAL; Atılan gaz derimde aşırı yanma ve ka-barma hissi yaratıyor, vücudum balon gibi şişti. Nefes dar-lığı yaratıyor, göz refleksini öldürüyor, bir kez gözünü-zü kapattınız mı bir daha açamıyorsunuz. İki gündür et-kisindeyim.”

Kimyasal Gazlarınız Bizleri Yıldıramayacak!

Ankara Bursa İzmir

HESAP SORDUK SORACAĞIZ! 113

2 Aralık2012

Yürüyüş

Sayı: 341

Page 14: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

marı olan Dev-Genç’lilerin parasızeğitim istedikleri, füze kalkanınahayır dedikleri yani vatanlarını sev-dikleri için tutuklandıklarını ve ay-lardır tecritte oldukları halka anlatıldı.Eylem 10 dakika sonra AKP’ninkomplocu polislerinin Dev-Genç’li-leri işkenceyle gözaltına almasıylasona erdi. Gözaltına alınan Dev-Genç’liler güvenlik şubeye götürül-dü. Güvenlik şubede 3 saat işkencegören Dev-Genç’liler Adli Tıp'a gö-türüldükten sonra serbest bırakıldılar.

***Dev-Genç’liler KimyasalGazlara Direnirken, AnkaraSokaklarını Sloganlarlaİnletirken; Ankara PolisiAilelere Telefon EdipYalan Söylüyor!

Aylardır Dev-Genç'lilerin aileleriniarayarak yalanlar anlatan Ankara po-lisi, şimdi de daha önce Ankara Genç-lik Derneği'ne gelip-giden İlker Ka-pusuzoğlu'nun ismini kullanarak,Dev-Genç'lilerin ailelerini arıyor.

3 Kasım'da Ankara'da yapılan“YÖK'e, Suriye'de İşgale, Gerici Fa-şist Eğitime Hayır” eylemi öncesi vesonrasında Ülkücan Kaplan, MerveŞeref, Gözde Kocamaz, İlker Kapu-suzoğlu, Serenay Yenier, ZeynepCansu Tatar ve Barış Dilekçi'nin ai-lelerini arayan Ankara polisi, “Ço-cuğunuz şu an elinde molotofla poli-se saldırıya hazırlanıyor. Uzun süre-dir çocuğunuzu takip ediyoruz. Tu-tuklamak için fırsat kolluyorduk, bueylem ile elimize bu fırsat geçti.Eğer gelip almazsanız tutuklayaca-ğız!” diyerek yalan söyledi.

Polis, 17-18 Kasım tarihlerinde de,Ankara Gençlik Derneği'ne gelip gi-den Merve Şeref'in Nevşehir'de ya-şayan ailesini aradı. AKP'nin yalan-cı polisi, “Kızınız hakkında bu seferbiz anlatmayacağız, bir arkadaşı an-

latacak size” diyerek, isminin dahaönce Gençlik Derneği'ne gelen İlkerKapusuzoğlu olduğunu söyleyen bi-risine telefonu vererek, aileye yalansöylemeye devam etti. Telefonda is-mininin İlker Kapusuzoğlu olduğunusöyleyen kişi, “Ben de Ankara Genç-lik Derneği'ne gidip geliyordum, ora-sı örgütün yeri...” demiştir.

3 Kasım'da Ankara'da YÖK'e Su-riye'de İşgale Gerici Faşist EğitimeHayır eyleminde İlker Kapusuzoğ-lu'nun ailesini arayan Ankara polisiyalanlarına şimdi de İlker Kapusu-zoğlu'nun ismini karıştırmaktadır.

Ankara Gençlik Derneği, 25 Ka-sım günü, polisin bu yalanlarıyla il-gili olarak yazılı bir açıklama yaptı.Açıklamada, “Ailelerimizi, kendisi-nin kandıramadığı yerde daha önce-den derneklerimize gelip giden ar-kadaşlarımızın isimlerini, kendileri-ni kullanacak kadar acizleşen halkdüşmanı AKP'nin polisleri şunu bil-melidirler ki; yalanlarıyla asla aile-lerimizi kandıramayacaktır. Dahaönce aynı okullarda okuduğumuz ar-kadaşlarımız üzerinden kurduğu kom-plolarla bizleri bu haklı ve onurlu mü-cadelemizden bizleri vazgeçireme-yeceklerdir” denildi.

***Vatansever Dev-Genç'lilerGülşah ve MeralBu Halkın Onurudur

İstanbul; 3 Aralık 2011 tarihinde

‘Füze Kalkanı Değil, Demo-kratik Lise İstiyoruz!’ kampan-yasını anlatmak ve 1 hafta bo-yunca çadır açmak isteyenDev-Genç'lilere saldıranAKP’nin işkenceci, katil polis-lerini protesto etmek için Ko-caeli’nde bir avukatlık büro-sundan pankart açan GülşahIşıklı ve Meral Dönmez 11 ay-dır hukuksuz bir şekilde tut-

saklar. Dev-Genç'liler, arkadaşlarınısahiplenmek ve bu hukuksuzluğuteşhir etmek için zincirleme ve pan-kart açma eylemi yaptılar.

İstanbul, Mecidiyeköy Metrobüsköprüsünde "Parasız Eğitim İstedik-leri İçin Tutuklanan Gülşah ve MeralSerbest Bırakılsın" yazan GençlikFederasyonu imzalı pankartı açtılar.Kendini köprünün demirlerine zin-cirleyen Dev-Genç'liler 20 dakikaboyunca sloganlarla, sesli konuşma-larla parasız eğitim istedikleri için tu-tuklanan Dev-Genç'lilerin yaşadığıhukuksuzluğu anlattılar. 14.30’dapankartı açan Berk Ercan ve DilanPoyraz 14.50’de polisler tarafındangözaltına alındılar.

İstiklal Caddesi’ndeki Simit Sa-rayı’ndan da kendini balkonun de-mirlerine zincirleyen Dev-Genç'li-ler, "Gülşah ve Meral Serbest Bıra-kılsın" yazan Gençlik Federasyonuimzalı pankartı açtılar. Açılan pankartahalk büyük bir ilgiyle destek verdi.14.30’da açılan pankart 15 dakika dur-du. Ardından pankartı açan MahirMete Kul ve Eylem Kayaoğlu polis-ler tarafından gözaltına alındı.

Gülşah ve Meral’in parasız eğitimtalebine saldıran Amerikan uşağıAKP’nin işkenceci polisi ile bugün ar-kadaşlarını ve onların taleplerini sa-hiplenen Dev-Genç'lilere saldıran,onları gözaltına alan polis aynı dü-zenin uşaklığını yapıyor. Gözaltınaalınanların başına gelen her şeyden

İzmir

İst-Mecidiyeköy

İst-Beyazıt

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN114

Yürüyüş

2 Aralık2012

Sayı: 341

Page 15: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

AKP’nin katil polisi sorumludur.Bursa ; 26 Kasım günü Bursa Ulu-dağ Üniversitesi Mediko Sosyal Mer-kezi önünde Dev-Genç’liler Gülşah veMeral’i sahiplenmek için eylem yap-tılar. Eylemde “Öğrenciyiz HaklıyızKazanacağız", "Gülşah ve Meral Ser-best Bırakılsın", "Parasız Eğitim Sı-navsız Gelecek İstiyoruz Alacağız","Yaşasın Dev-Genç", "Yaşasın Dev-Genç’liler", "Gerici Faşist EğitimeHayır” sloganları atılarak, “ParasızEğitim İstemek Suç Değildir Gülşahve Meral Serbest Bırakılsın” pankartıaçıldı.

Pankartın yanı sıra resimli ve"Gülşah ve Meral Serbest Bırakılsın"yazılı dövizler taşındı. Eylem önce-si polis yoğun bir şekilde gezerek öğ-

rencileri uzaklaştırdı. Açıklama sıra-sında da kalabalık bir şekilde bekle-yerek öğrencilerin katılımı ve ilgisi-ni engellemeye çalıştı. 6 kişinin ka-tıldığı eylem sloganlarla sona erdi.

AKP’nin Ahlaksız PolisleriDevrimcileri Korkutamaz

Tekirdağ Gençlik Komitesi,AKP’nin halk düşmanı polisleriniteşhir etmeye devam ediyor. TekirdağGençlik Komitesi’nin geçtiğimiz haf-ta yaptığı yazılı açıklamadan sonra 15Kasım günü, Siyasi Şube’de görevliolan 2 polis, Hüseyin Süngü’nün ça-lıştığı iş yerine giderek tehdit ve ta-cizlerine devam etti. Komite, o gün işyerinde bulunmayan arkadaşlarının,iş yeri sahibine ve oradaki çalışanla-

ra “Bu adama dikkat edin tekin biri-si değil, teröristlerin eylemlerine ka-tılıyor” denilerek iş yerinde tecritedilmek istenmesiyle ilgili olarak 22Kasım’da yazılı bir açıklama yaptı.

Açıklamada, “Halk düşmanı Te-kirdağ polisi tehditlerinden vazgeç.Her hafta içinizden birini teşhir ede-ceğimizi açıkladık. Artık gözünüzkapalı uyuyamayacaksınız” denilerek,Süngü’nün iş yerine giden polislerdenbirisi teşhir edildi. Yunus Bingölisimli polis hakkında şu bilgiler ve-rildi: “Tekirdağ Emniyet Müdürlü-ğü’nde Terörle Mücadele Şubesi’ndegörevli. Üniversite içine girip çıkanıçarşı içinde ve lise önlerinde sivilaraçla dolaşan bir halk düşmanı.”

Adana; İnönü Parkı’nda her pazartesi günü bir ara-ya gelen Halk Cepheliler, 8 Mayıs’ta yapılan ev ve der-nek baskınlarında tutuklanan arkadaşlarını sahiplenme-ye devam ettiler. 18 Kasım’da yapılan eylemde “Baskı-lar, Gözaltılar, Tutuklamalar Bizi Yıldıramaz” pankartı-nın açılmasının ardından, emperyalistlerin dünya halk-larına saldırıları ve AKP iktidarının işbirlikçiliğini anla-tan bir açıklama yapıldı.

Halka karşı pervasızca sürdürülen bu saldırılara kar-şı halkın biriken öfkesine de değinen Hasan Farsak, “Fi-listin halkı haklı mücadelesi için yıllardır direniyor, Su-riye halkı vatanını korumak için emperyalizme geçit ver-miyor. Ülkemizde işçiler direnerek kazanıyor, öğrenci-ler baskılara boyun eğmiyor, sabrımız sonsuz değil. Hal-kımız adalet istiyor. Açlığa, yoksulluğa, işsizliğe, yoz-laşmaya karşı mücadelemize devam ediyoruz. Arkadaş-larımızın tutuklanma sebebi halka karşı saldırılara geçitvermemeleridir” dedi.

Açıklamanın ardından 10 dakikalık oturma eyleminegeçildi. “Halkız Haklıyız Kazanacağız”, “KahrolsunFaşizm Yaşasın Mücadelemiz” , “Devrimci Tutsaklar Onu-rumuzdur” sloganlarının atıldığı eylem 13 Aralık’ta gö-rülecek olan mahkemeye çağrı ile sonlandırıldı.

Hatay; Halk Cephesi, tutuklanan arkadaşlarının ser-best bırakılması için her cumartesi olduğu gibi bu haftada 24 Kasım günü oturma eylemi yaptı. Eylemde yapı-lan açıklamada “Arkadaşlarımızı AKP’nin zulmüne rağ-men sahiplenecek, zulmün zindanlarından çekip alaca-ğız. AKP’nin zulmüne karşı birleşip direnirsek kazanı-rız” denildi.

Eylem, “Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur!”, “Suri-

ye Halkız Yalnız Değildir!”, “Güzin Tolga, Selda Özçe-lik, Yılmaz Viraner Serbest Bırakılsın!”, “Halkız Haklı-yız Kazanacağız!” sloganlarıyla sona erdi.

Trakya; “Bir Araya Gelmeden Sonuç Alamayız”Trakya Halk Komitesi, Ergene belgeseli gösterimini

sürdürüyor. Uzunköprü'den başlayan Uzun Ankara yü-rüyüşünün ilk durağıydı Yeniköy. Bu kez belgesel Yeni-köy halkına izletildi ve birlikte değerlendirmesi yapıldı.

Halk Komitesi gönüllüleri; Ergene kirliliğini ve bu kir-liliğin yarattığı sorunları en iyi bilenin sorunları yaşayanbölge halkı olduğunu, buraya gelişlerinin bilinen bu so-runların, çözüm yollarının bulunması için olduğunuköylülere anlattılar.

Söz alan köylüler komite üyelerine gelişlerinden do-layı memnunluk duyduklarını, kendilerinin de yıllarönce imza kampanyası düzenlediklerini 29000 imzatoplayıp meclise verdiklerini, fakat değişen bir şeyin ol-madığını söylediler.

Komite gönüllüleri komiteleşmenin yalnızca Ergeneiçin değil her türlü sorunumuzun çözümü için olması ge-r e k t i ğ i n iköy lü le reanlattılar.

Belgeselgös te r imiköyün ikiayrı mahal-lesinde kah-velerde ya-pıldı.

AKP’nin Keyfi Tutuklama Terörüne Karşı TutsaklarımızıYalnız Bırakmayacak, Sahipleneceğiz

HESAP SORDUK SORACAĞIZ! 115

2 Aralık2012

Yürüyüş

Sayı: 341

Adana

Page 16: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

İstanbul-1 Mayıs MahallesiHalk Cephesi’nin Milyonları Ör-

gütleyeceğiz kampanyası İstanbul 1Mayıs Mahallesi’nde 24 Kasım günüyapılan tencere-tava eylemiyle devametti. Anadolu Haklar ve ÖzgürlüklerDerneği önünde başlanan eylemdetencere tava sesleriyle kızıl flamalarlave Milyonları Örgütleyeceğiz önlük-leriyle 3001. Cadde üzerinde yürü-nerek halk AKP zulmüne karşı bir-leşmeye, direnmeye ve kazanmayaçağrıldı. Mahallenin alt taraflarındakisokaklara kadar devam eden yürü-yüşte, AKP’nin zamlarla halkı kölegibi yaşamaya mahkum ettiği anla-tıldı. Yürüyüş dernek binası önünde“Köle Değil Halkız Haklıyız Kaza-nacağız” sloganıyla sona erdi.

İstanbul-BağcılarAKP'nin zulmü her geçen gün

artıyor. Onların zulmü arttıkça halkında öfkesi büyüyor. Halk Cephelilerhalkın öfkesi olup meydanlara çıkı-yorlar. Bu çerçevede Bağcılar’da herCumartesi saat 20.00’de yapılan ten-cere-tava eylemlerine 24 Kasım günüde devam edildi. 15 kişinin katıldığıeylemde AKP zulmüne, işsizliğe,yoksulluğa karşı örgütlenme çağrısıyapıldı.

Halk Cepheliler, Milyonları Ör-gütleyeceğiz şiarını evden eve ku-laktan kulağa yaymaya devam edi-yorlar. 20 Kasım günü İstanbul Bağ-cılar’da yapılan ev ziyaretlerinde zi-yarete gidilen aile ile düzenin halkınkültürünü yozlaştırma politikası ileilgili sohbetler edildi.

İstanbul-Çayan MahallesiHalk Cepheliler, Çayan Mahal-

lesi’nde 24 Kasım günü, AKP zul-müne, yıkımlara, zamlara karşı ten-cere tava eylemi yaptılar. Yapılaneylemde yoksul halkın sesini yıkım-lara, yozlaşmaya, zamlara ve AKPzulmüne karşı yükseltmesi, mücadeleetmesi çağrısı yapıldı.

İstanbul-Gazi Mahallesi24 Kasım günü İstanbul Gazi Ma-

hallesi’nde; her hafta olduğu gibi HalkCepheliler, AKP zulmünü durdurmakiçin sokaktaydı. Halkın yoğun ilgiylekarşıladığı eylemde, ateşler yakılıphalaylar çekildi. 40 kişinin katıldığıeylem Gazi Mahallesi’nin girişindegerçekleşti. Eylemde AKP’nin halklarüzerinde yaptığı baskı ve zulüm me-gafonla anlatıldı. Halkın pencerele-rinden tencere tava çalarak, ışık ka-patarak destek verdiği eylem, gelecekhaftanın çağrısı yapılarak sonlandırıl-dı.

Halk Cepheliler, Gazi MahallesiPerşembe Pazarı’nda kampanya bil-dirilerini dağıttılar. 450 bildiri halkaulaştırılarak, her Cumartesi saat20.00’de yapılan tencere tava ey-lemlerine çağrı yapıldı.

Gazi Mahallesi’nde 27 Kasımgünü Milyonları Örgütleyeceğiz veDevrimci İşçi Hareketi’nin 16 Ara-lık’taki konser afişleri yapıldı. AyrıcaMilyonları Örgütleyeceğiz kuşlama-ları yapıldı.

İstanbul-Gülsuyu24 Kasım tarihinde Gülsuyu-Gü-

lensu Mahallesi’nde tencere tava ey-lemi yapıldı. Gülensu son durakta baş-layan eylem Maltepe Esenkent sondurakta bitirildi. Eylemde halka AKPzulmü karşısında birlik olup direnmeçağrısı yapıldı. Halka kentsel dönüşümprojesinin rant ve yağma projesi olduğuanlatıldı. Ayrıca mahalledeki çetelerlemücadele eden devrimcilere yapılansaldırılar, gözaltılar ve tutuklamalaranlatıldı. 17 kişinin katıldığı eylemsloganlarla ve marşlarla sonlandırıl-dı.

AnkaraHalk Cepheliler, 21 Kasım günü

OSTİM metro çıkışında “MilyonlarıÖrgütleyeceğiz” bildirilerini dağıttılar.Geçen hafta da yapılan bildiri dağı-tımının ardından bu haftada gerçek-leşen bildiri dağıtımında halk Cep-heliler'i geçen haftadan tanıyarak“kolay gelsin” diyenler oldu. HalkCepheliler her hafta geleceklerinisöylediler. Halka ulaştırılan 100 bil-dirinin ardından çalışma sona erdi.

25 Kasım günü Halk Cepheliler,Ankara’da “Kaynamayan Boş Ten-cerelerimizi Alıp AKP Zulmüne Di-renelim” çağrısıyla eylem yaptılar.Eylemde yapılan açıklamada AKP'ninmahallelerimizi nasıl yozlaştırdığıve bu yozlaşmayla mücadele edenCepheliler'in baskınlarla, işkencelerlenasıl gözaltına alındığı ve tutuklandığıanlatıldı.

Açıklamanın ardından yapılan yü-rüyüşte “Zam Zulüm İşkence İşteAKP”, “AKP Zulmünü Yeneceğiz”,“Kahrolsun Faşizm Yaşasın Müca-

AKP’nin Zulmü Arttıkça Halkın Öfkesi Büyüyor!

Halk Cepheliler Milyonları Örgütlenmeye Çağırıyor!

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN116

Yürüyüş

2 Aralık2012

Sayı: 341

İzmirİst-Gazi

Page 17: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

delemiz”, “Halkız Haklıyız Kazana-cağız” sloganları atıldı. Eylem ma-hallenin polis ablukasına alınmasınarağmen halkın evlerinden ve iş yer-lerinden Halk Cepheliler’i selamla-masıyla sona erdi.

İzmir-Yamanlar MahallesiHalk Cepheliler, 24 Kasım günü

İzmir’in Yamanlar Mahallesi’nde"AKP Zulmünü Yeneceğiz" başlıklıbildirileri dağıttı. Yapılan mahalleçalışmasında toplam 350 bildiri halkaulaştırıldı. Bildiri dağıtırken halklayapılan sohbetlerde insanlara AKP'ninzulmü ve halka karşı yapılan saldırılaranlatıldı. İstanbul, Antalya, İzmirKocaeli, Malatya ve Gaziantep'te ya-pılan ev ve dernek baskınları anlatı-larak, AKP'nin faşist ve işkenceciyüzü halka teşhir edildi.

Mahalledeki insanların da ilgisininbüyük olduğu çalışmada halk; “Budevlet bizim değil zenginlerin devleti,biz kış aylarında sobaya atacak çalıçırpı ararken her gün yeni zamlaryapılıyor, bizim nasıl geçindiğimizidüşünen yok” diyerek sorunlarını veöfkelerini Halk Cepheliler ile paylaştı.

Tüm sorunlarımızdan kurtulmanıntek yolunun devrim de olduğu, bununiçin de işçi, köylü, memur, öğrenci,tüm halkın birlik olup örgütlü mü-cadele etmesi gerektiği, hiçbir gücünörgütlü bir halkı yenemeyeceği halkaanlatıldı.

İzmir-DoğançayHalk Cepheliler, 24 Kasım günü

İzmir Doğançay’da tencere-tava ey-lemi yaptılar. Eylemde dernek ve evbaskınlarından bahsedilerek,“AKP’nin faşist, katil polisleri hergeçen gün daha azgınca saldırarakhalkı sindireceğini sanıyor ama ya-nılıyor; onlar saldırdıkça biz dahaçok örgütleneceğiz, işçi, köylü, me-mur, öğrenci bütün halk birlik olupAKP'nin zulmünü yeneceğiz” denildi.

BursaHalk Cepheliler, 18 Kasım günü

Teleferik Mahallesi’nde tencere-tavaeyleminin ikincisini gerçekleştirdi.Sahne önünde toplanarak ateşler ya-kıldı, halaylar çekildi. Çevrede top-lanan insanlara AKP’nin zulmünekarşı nasıl direnilmesi ve örgütlenil-

mesi gerektiği anlatıldı. Pankart açıl-dıktan sonra yürüyüş başladı. Mahallehalkı balkonlara ve pencerelere çı-karak eyleme destek verirken; ten-cere-tavasını alıp eyleme katılanlaroldu. 12 kişinin katıldığı eylem tekrarsahne önünde ateş başında çekilenhalaylar ve atılan sloganlarla sonaerdi.

15 Kasım günü 3 Dev-Genç’liBursa Ertuğrulgazi Mahallesi’ndegözaltına alınmıştı. Dev-Genç’lilerbaskılara, keyfi gözaltılara karşı kam-panyalarını sürdürüyor.

21 Kasım günü Ortabağlar’dakampanya dahilinde 30 adet afiş asıl-dı. 24 Kasım günü Teleferik’te kam-panya dahilinde 100 adet afiş halkınyoğun ilgisi ve desteği eşliğindeasıldı.

Halk Cepheliler, 25 Kasım günüde Bursa’nın Teleferik AkçağlayanMahallesi’nde tencere-tava eylem-lerine devam ettiler. Halk Cephelilereylemde kamera çekimi yapmayaçalışan işkenceci polislere müdahaleederek katilleri mahalleden kovdular.Eylemde ateş yakılıp marşlar söyle-nerek, halaylar çekildi.

Gemlik polisinin savcılığa bu-lunduğu suç duyurusu ve savcınında zeytin üreticilerinin yürüyüşünekatılan üreticilere başlattığı soruş-turma yapılan basın açıklaması ileGemlik halkına teşhir edildi.

25 Kasım günü Gemlik iskelemeydanında toplanan zeytin üreticilerive komisyon çalışanları yaptıklarıaçıklamada “Bu suç duyurusununzeytin üreten bizlerin örgütlenmemizeaçık bir saldırıdır. On yıllardır ilkdefa Gemlik’te yapılan zeytin yürü-yüşünden neden korkup telaşlanı-

yorsunuz? Adana, Akhisar ve diğerbölgelerden getirip sanki Gemlikteüretilen zeytin gibi satan, hem üretenzeytin üreticisi olan bizleri hem detüketen halkımızı aldatan tefeci vetüccara karşı soruşturma açmak hiçaklınıza geldi mi? Uluslararası gıdatekelleri ve onların işbirlikçisi AKPtarafından kanunlaştırılıp hayatımızasokulan 2B talan yasalarına karşıdurmak suç mudur? Yıllarca Marmarabirliğin tüccar kafalı yöneticileri ara-cılığıyla yönetenlerin arpalığına dönenbu döngünün sonsuza kadar sürece-

ğini mi sanıyorsunuz?” denildi.17 kişinin katıldığı eylemde “Bas-

kılar Bizi Yıldıramaz", "ZeytinciyizHaklıyız Kazanacağız", "KöylüyüzHaklıyız Kazanacağız", "Zam Zulümİşkence İşte AKP", "IMF Defol BuVatan Bizim", "Amerika Defol BuVatan Bizim” sloganlarını atan zeytinüreticileri “buradan zeytinimizin yaniemeğimizin üzerinden tepinenleresesleniyoruz ayağınızı denk alın, biznamusumuza, zeytinimize, gelece-ğimize sahip çıkmasını biliriz. Bizhayallerimizi büyütmeye sizse kor-kularınızı büyütmeye devam ede-ceksiniz” diyerek açıklamayı son-landırdılar.

Soframızdaki Zeytine, EkmeğimizeGöz Koyanlardan Hesap Soracağız!

HESAP SORDUK SORACAĞIZ! 117

2 Aralık2012

Yürüyüş

Sayı: 341

İst-GaziAnkaraBursa

Page 18: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

AKP'liler ve yakınları nasıl zen-ginleşti?İETT'de bir otobüs şoförü olan

Recep Tayyip Erdoğan nasıl villasahibi, şirket sahibi oldu? Bir oğluarmatör, diğeri Dünya Bankası'ndaçalışıyor... Maliye eski bakanı KemalUnakıtan'ın oğlu mısırla ilgili yapılanyasal düzenlemeyle zenginleştirildi.Unakıtan'ın kendisi ise keza zen-ginleşip sağlık sebebiyle kenaraçekildi... Abdullah Gül'ün oğlu he-nüz reşit bir yaşta değilken şirketortağıydı... AKP'liler zenginleşiyor...AKP’liler ve çevresindekiler zen-ginleşirken halk yoksullaştıkça yok-sullaşıyor.

Peki nasıl zengin oluyorlar? Halka giderken dini-imanı kul-

lanan, Allah'a Peygambere sığınanbu imansızlar halkın sırtından zen-gin oluyorlar. Sülük gibi yapışmışlardamarlarımıza çektikçe çekiyorlar.

AKP'lilerin nasıl zenginleştiğininbir örneğini TOKİ eliyle yapılanyolsuzluklarda görüyoruz. İşleyişi,zenginleşmenin nasıl gerçekleştiğinigörüyoruz:

Halkın cebinden tam olarak 773milyon TL'yi çaldılar. 773 milyonTL'yi gasp eden aslında bizzat dev-let, devlet’in işletmesindeki TOKİve AKP'li tayfa.

TOKİ, direk Başbakan Erdo-ğan'a bağlı bir kurum. İnşaat iha-leleri düzenliyor, kendisi bina ya-pıyor ve satıyor. Devlete bağlı ol-duğu için de bir takım kolaylıklar-dan yararlandırılıyor.

TOKİ eliyle verilen 7 projedeyolsuzluk yapıldığı açığa çıktı.Yolsuzluk kelimesi aslında yapı-lanları anlatmakta yetersiz, anlamını

düşürüyor. Yapılan ayanbeyan halkın malını çal-maktır, gasptır.

7 projede arazi fiyat-ları olması gereken fiyatın altındagösterilmiş. Yani şirketler Devletarazisini satın alırken düşük fiyattanalmışlar. Ve bunu TOKİ'nin onayıylayapmışlar. Sonra bu şirketler, 7 pro-jede yaptıkları harcamayı şişirerek,bu paraları devletten almışlar.

Ödenmeyen elektrik faturalarınıunutmayan, hepsini borcu olmayanhalka ödeten devlet, nasıl oluyorsa

kendisine 773 milyon TL kazıkatan özel şirketleri görmüyor...Böyle bir şey mümkün mü?

AKP, yasal boşlukları, iktidarıtek elde toplamasının avantajını kul-lanarak halkın malını kendi eşinedostuna tanıdığına ucuza satmanın,onları zenginleştirmenin yolunu böy-le bulmuştur. Sonra yapılan usul-süzlükler açığa çıkınca da, birkaççalışanı dava edip, sorumluluğu on-ların üzerine atmaya çalışıyorlar.

7 projede halkın cebinden 773milyon TL çalınması sessiz sedasız

bir şekilde geçiştirilmeye ça-lışılıyor. Ve üstelik gasp bu-nunla da sınırlı kalmıyor.

TOKİ'den önemli ihaleleralan KC Grup isimli bir şir-ket halkın 106 milyon TL'sinigasp ediyor. Bu gasp da öylebir yasaya uyduruluyor ki:KC Grup isimli şirkete pro-jeler kat karşılığı, arsa karşı-lığı olarak veriliyor. Yani şir-ket devlet arazisine bina ya-pacak, araziye para ödeme-yecek ama karşılığında bi-nadan daire verecek, ya daarsa devletin kalacak amaüzerindeki binada kullanımhakkı, sahiplik hakkı olma-yacak. Devlet bu binalardahisse sahibi olacak. AmaTOKİ, bu arsaların tapu dev-retme yetkisini hukuka aykırıbir şekilde KC Grup’a vermiş.

KC Grup da konut ve ar-saları kendi kurdukları 2 şir-ketin üzerine geçirmiş. Yaniarsaları iç etmişler. Sonrabankadan kredi alabilmekiçin bu konut ve arsaları te-minat olarak göstermişler.Aldıkları krediyi geri ödeye-meyince banka bu arsa vekonutlara el koymuş.

Halk Yoksullaşırken AKP'lilerNasıl Zenginleşiyor?

Bu Değirmenin Suyu NeredenGeliyor? Suyun Başını Kim Tutuyor?

EVİMİZİ YIKANIN VİLLASINI YIKARIZ

Evimizi yıkacakmış godamanBilmez ki bizim eller çok yaman

Yıkta bir gör o zamanYıkılacak villan olacaktır o zaman

Ne tankın ne topun eder faydaDefalarca geldin gördün bre zorba

Ne gökdelenler, ne zırhlarFayda etmez bu halka.

Sen bir vampirsin emersinÇocuklarımızı mezara gömersin

Hep bana rabbena dersinNice ocaklar söndürensin

Berbatiyim vur heleKahpe faşizm dur hele

Evimizi yıkanın villasını yıkarızTürkülerle marşları söyle hele

Gel hele gel heleGül hele gül hele

Halkım yolunu gözlerÇuhadar olup vur hele

Haydee, Kasım 2012, sayı 7,Kandıra 2 Nolu F Tipi Hapishanesi

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN118

Yürüyüş

2 Aralık2012

Sayı: 341

Page 19: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Sonuç?Şirket banka kredisini alarak,

devlet arsasına yaptığı konutları ya-parak zengin olmuş. Halkın 106milyon TL'si çalınmış.

Yapılan soygunlar daha fazladırda bunlar açığa çıkanlar. Bir diğeraçığa çıkan soygun ise Sembol İn-şaat'ın sahibi Fettah Tamince'ninzengin edilmesi.

Sütlüce Kongre Merkezi ile ilgiliHarbiye Kongre Merkezi'nin yapımıiçin ihale açılıyor. Açık ihale yapıl-ması gerekirken kapalı ihale yapılı-yor. İhalenin ilki 307 milyon TL'yeFettah Tamince'ye veriliyor. 9 aydabitmesi planlanan iş için Taminceyüzde 20 iş artışını göstererek yüzde25'lik fiyat artışı yapıyor. HarbiyeKongre Merkezi'nin çevresinin ışık-landırılması için pazarlık usulüylebir ihale daha yapıldı. 28 milyonTL ödendi bunun için. Yine kongremerkezi için bir mobilya mağaza-sından 4 milyon liralık mobilya alın-dı.

Kongre merkezi bitince, bu mer-kezin işletilmesi için de ayrı birihale açıldı. Ve bu ihaleye 3 şirketkatıldı. Sonradan açığa çıkıyor ki,bu 3 şirket de Fettah Tamince'yeait. Yani Tamince, devlet eliyle zen-ginleştiriliyor. Halktan çalınan paralar

AKP'lilerin cebine giriyor. Yasalaronların, hukuk onların, kendi işlerinegeldiği gibi kullanıyorlar.

Ve bu soygunların başındaki isim,TOKİ'nin eski başkanı olan ErdoğanBayraktar, şimdi Çevre ve ŞehircilikBakanı... Kentsel Dönüşüm ile Tür-kiye genelinde 7 milyon binanın yı-kılması ve tekellere peşkeş çekilmesiplanının başındaki isim yani.

Bayraktar, açığa çıkan bu soy-gunla ilgili olarak diyor ki; "Oradayapılan bir olayı, yapılan yanlışıben buldum. Kendimin de suçu varsaüzüntümü de ifade ettim. Yani oyanlışı bulan, soruşturmasını yapan,mahkemeye veren Erdoğan Bayrak-tar’dır. Biz şu an yanlışı göreme-menin ızdırabı içindeyiz. Onu pay-laştık. Kaldı ki; olan biteni ortayaçıkaran, bulan da biziz. Biz, 40 kat-rilyonluk bir proje yaptık. Bu vatan,bu ülke bizim. Bu durum, bir terbi-yesizin yoldan giderken size mermiatması gibi bir şey. Bir yanlış ya-pılmış, onu biz bulmuşuz. Yanlış içinüzülmüşüz, onu telafi etmişiz."

Soygunu halktan gizliyorlar. Mü-fettişler inceliyor, olay açığa çıkar-tılıyor, güye yargıya gönderiliyorama halka bir şey anlatılmıyor. Biz-den aldıkları vergilerle yapıyorlarher projelerini, yolu, köprüyü, bi-

nayı... Ve çalınan bu paralar dabizim emeğimizdir... Ama bize bilgiverilmiyor. Çünkü soygunun başın-dakiler iktidardadır, AKP'dir.

Bayraktar, ızdırap içinde oldu-ğunu söylüyor. Yalan!

Bu vatan, bu ülke bizim diyor.Yalan!

AKP, Türkiye'ye emperyalist ül-kelere satışta bugüne kadarki en iş-birlikçi hükümet olmuştur. Halkıyoksullaştırmada birinci olmuşlardır.

Bu soyguncular, şimdi de evle-rimize göz diktiler. İstanbul'un enmerkezi yerinde bulunan gecekondumahallelerini yıkarak, Tamince gibi,KC Grup gibi, kendi adamlarının,kendilerinin ceplerini dolduracaklar.Nasıl mı yapacaklar, işte yukarıdakiprojelerde olduğu gibi yapacaklar.AKP'nin yalanlarına inanmayalım,haklarımıza sahip çıkalım. Bu vatanasıl bizimdir, gözümüz gibi koru-yalım...

Sonuç olarak;1- AKP, soygun düzeninin ba-

şındadır, baş soyguncudur!2- Kentsel Dönüşüm AKP'lilerin

zenginleştirilmesi operasyonudur.3- Halka düşen görev, soygun-

cuların düzenine başeğmemektir..

Dersim’de her hafta yapılan film gösterimleri buhafta da Dersim merkez, Hozat ve Ovacık’ta yapıldı.Ovacık’ta iki hafta önce belediye düğün salonundayapılan film gösterimine polis gelip zorla içeriye girmeyeçalıştı. Devrimciler buna izin vermeyince AKP’nin iş-kenceci polisleri “Madem biz giremiyoruz, size de yap-tırmayacağız” dediler. Her perşembe düğün salonundayapılacak film gösterimi, polisin kaymakamı devreyesokmasıyla düğün salonunda film gösterimi iptal edildi.Polisin devreye soktuğu kaymakam, “ya polisler degelip izler, ya da gösteremezsiniz” diyerek yasakladı.Her perşembe Ovacık’ta film gösterimi yapan OvacıkHalk Komitesi, polisin bu baskılarına rağmen film gös-terimi için alternatif yerler bularak filmlerimizi göster-meye devam etti.

Dersim Halk Cephesi, keyfi engellemeyle ilgiliolarak "Ne polis- Kaymakam işbirliğiyle yapılan en-

gellemeler, ne de polisin esnaflara gidip insanlarımızınismini sorarak korkutmaya-gözdağı vermeye çalışmasıfayda etmeyecek. Düzenin kahvehane kültürünün kar-şısına alternatif kültürel faaliyetler koyacağız ve halkımızıörgütlenmeye devam edeceğiz.

Ve polis Dersim halkıyla değil film izlemek, aynımasada bile oturamayacaktır. Çünkü Dersim halkı,polisi ve onların temsil ettiği sistemi çok iyi tanıyor.Bizlerde her bulunduğumuz yerde polisin bu 'şirinliğini'teşhir edeceğiz, katil ve işkenceci olduklarını herkeseanlatacağız" açıklamasında bulundu.

Filmler Ovacık’ta her perşembe, Hozat’ta her cu-martesi, Dersim Merkez’de ise her pazar gösterilecek.Bu hafta merkezde 10 kişinin katılımıyla Güler Zerebelgeseli, Hozat’ta ise 11 kişinin katılımıyla YılmazGüney’in Arkadaş filmi izlendi.

HESAP SORDUK SORACAĞIZ! 19

2 Aralık2012

Yürüyüş

Sayı: 341

Dersim Hozat ve Ovacık’ta Filim Gösterimleri Yapıldı

Page 20: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Tecrit emperyalizmin, tüm ezilen,direnen halkları teslim alma aracıdır.Tek tip elbise dayatması da tecrit poli-tikasının bir parçasıdır. Emperyalistlerilk önce kendi ülkelerinde haklar veözgürlükler mücadelesi veren dev-rimcileri teslim almak için tecrit poli-tikasını ürettiler. Sonra ülkemiz gibigeri bıraktırılan, işbirlikçi faşist ülke-lere ihraç ettiler. Tek tip elbise dayat-masının amacı tutsakları kendineitaat eden bireyler haline getir-mektir. Ülkemizde de daha önce 12Eylül Askeri Faşist cunta dönemindedevrimci tutsaklara tek tip elbisedayatması yapılmıştı. 1984 yılında,devrimci tutsakların dört yoldaşları-nı ölüm orucu direnişinde yitirmesisonucunda devlet tek tip elbise dayat-masından vazgeçmişti. Alman emper-yalizmi ile ülkemizdeki faşist yöne-timin amaçları, Emperyalizme vefaşizme karşı direnen devrimcileri-ile-ricileri düşüncelerinden vazgeçir-mektir.

Alman emperyalizmi şimdi dedevrimci tutsaklardan Şadi Özbolat'atek tip elbise giymesini dayatarakdüşüncelerinden vazgeçirmeye veteslim almaya çalışıyor. Şadi Özbo-lat Türkiye hapishanelerinde 10 yılyatmış ve faşizmin her türlü saldırı-sına direnmiş bir devrimcidir.Almanya hapishanelerinde yıllardır enağır tecrit koşullarında tutuluyor.Ailesi de dahil görüşçülerine kısıtla-ma getirilmiş durumda. Kitapları vemektupları aylarca verilmemiş bunakarşı açlık grevi yaparak kazanmıştıhaklarını. Şimdi de tek tip elbisedayatmasına karşı direniyor, bu sal-dırıyı da püskürtecektir. Şadi Özbo-lat'ın bütün elbiselerine (iç çamaşır-ları dahil) el konularak, bu onursuz-luk kabul ettirilmeye çalışılıyor.Evlatlarımıza yapılan bu onursuzlu-ğu kabul etmeyeceğiz.

Hapishanelerde gün geldi tek tipelbise giymeyi dayattılar. Gün geldiasker gibi sayım vermeyi. En son F

Tipi hapishanelerle tek veüç kişilik hücrelerde tec-rit işkencesiyle teslimalma politikaları sürü-yor. Hapishanelerdekievlatlarımızın hastalık-larını bile ıslah etme (biatetme) aracı olarak kulla-nıyorlar. Türkü söylediği,slogan attığı için evlatla-rımıza verilen disiplincezaları ve infaz yakma-lar tecriti koyulaştırmakiçindir.

Tüm bunların yapılmasının birnedeni var tabi ki. Emperyalistler veişbirlikçileri bu sömürü düzeninidaha rahat sürdürebilmek için önün-de engel olarak gördükleri evlatları-mızı yok etmeye çalışıyorlar. Çünküdünya halklarının çoğu açlık ve yok-sulluk içinde. Adaletsiz bir gelir dağı-lımı var. Halkın isyan etmesini engel-lemek için her türlü zulüm aracını kul-lanıyor emperyalistler. Kimi zamansokakta infaz ediyorlar. Şimdi dedemokratik eylemlere kimyasal silah-larla saldırıyorlar. Olmazsa gözaltı vetutuklamalarla sindirmeye çalışıyor-lar. Çünkü biliyorlar ki 21. yüzyılayaklanmalar yüzyılı olacak. Halklarilelebet bu saldırılara karşı sessizkalmayacak. Bu kadar azgınca sal-dırmalarının en büyük nedeni budur.

Bu yüzden Şadi Özbolat gibi dire-nen, halk için mücadele eden dev-rimciler onların korkulu rüyası olma-ya devam ediyorlar. Bu yüzden hal-kın öncüleri olan devrimci tutsakla-ra saldırmaktadırlar. Korkmakta hak-lılar çünkü önünde sonunda haklıolanlar, yani direnenler kazanacak.İşte azgınca, kendi hukuk kurallarınabile uymadan saldırmalarının nedenibudur.

Ama unutulmasın ki yapılan tümbu saldırılar bizleri bu haklı dava-mızdan vazgeçiremez. Bizler bağım-sız ve demokratik bir Türkiye müca-delesi veren evlatlarımıza sahip çık-

tık. Sahip çıkmaya devam edeceğiz.Bizler, her zaman direnen devrimcitutsakların yanındayız. Şadi Özbolat'ıntalebi kabul edilerek tek tip elbisedayatmasından vazgeçilene kadarmücadelemizi sürdüreceğiz!

Alman emperyalizmi de şunu iyibilsin ki ne yaparsa yapsın Türkiyelidevrimcileri teslim alamaz!Evlatlarımızı Türkiye faşizmi teslimalamadı, Alman emperyalizmi deteslim alamayacak! Tecrite karşı yap-tığımız direniş ve ödediğimiz bedel-ler bunun en yakın örneğidir. Tam 122kez öldük ama asla teslim olmadık!

Tüm halkımıza, devrimci-demok-ratik kurumlara çağrımızdır: ŞadiÖzbolat'a yapılan bu saldırılara kar-şı hepimiz tepki gösterelim. Çünkü busaldırı demokratik haklarını savu-nan, haklar ve özgürlükler mücadelesiveren herkesedir. Bu saldırı emper-yalizme karşı bağımsızlığı, faşizmekarşı demokrasiyi savunan tüm hal-ka ve demokratik kurumlaradır. Bizlerezilen, sömürülen milyonlarca insanbirleşerek birlikte mücadele etmektenbaşka çaremiz yoktur. Bizler herkoşulda direneceğiz! Emperyalizmeve faşizme boyun eğmeyeceğiz!

Şadi Özbolat YalnızDeğildir!

Devrimci TutsaklarOnurumuzdur!

EMPERYALİZMİN VE FAŞİZMİN TESLİM ALMA POLİTİKALARINA

BOYUN EĞMEYECEĞİZ!

Tek Tip Elbise Giymedik Giymeyeceğiz! TAYAD’lı Aileler

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN20

Yürüyüş

2 Aralık2012

Sayı: 341

Page 21: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Ülkemizde Gençlik

Faşist AKP örgütlü halktan kork-tuğu için çadırlara saldırıyor.

İşçi, emekçi, memur, öğrenci de-meden gördüğü her çadıra saldıran iş-kenceci polisler acizliğini tüm halkagösterdi. Saldırdıkları sıradan birçadır değil, halkın zulme başkaldırı-sıdır, örgütlenmesidir. İşte bu yüzdenDev-Genç’lilerin çadır direnişi yal-nızca Beyazıt Meydanı’nda kalma-yacak. İstanbul’da, İzmir ve Anka-ra’da açtığımız çadırlarla direnişimizide polisin çadır korkusunu da büyü-teceğiz.

AKP faşizmi her gün daha da per-vasızlaşıyor. İşkenceci katil polisle-ri öncelikle hak arayanlara, ardındanda sessiz kalan herkese saldırıyor.

Son günlerde özellikle haklarıiçin mücadele eden tekstil işçilerine,Gülsuyu’ndan gözaltına alınan dev-rimcileri sahiplenen ya da tutuklu ar-kadaşlarının özgürlüğü için mücadeleeden Dev-Genç’lilere, yani hak ara-yan ve tehdit olarak gördüklerine sal-dırıyor. Özellikle “çadır” ve “oturmaeylemi’ üzerinde yoğunlaşan bu sal-dırılar gençliğin ve ezilen milyonlarcainsanın örgütlenmesine ve zulmekarşı gelmesine duyulan korkunungöstergesidir.

Dev-Genç’lilerin çadır direnişineyapılan saldırılar da gençliğin ör-gütlenmesine duyulan korkudan baş-ka bir şey değil. Kendi haklarınıbilmeyen, yalnızca moda ve kariyerpeşindeki bir gençliği sömürmek nekadar da kolay olurdu. AKP onları tekdüşündüğü kendi istediği gibi bir gen-çliği doyasıya sömürmekten başka birşey değil. Dev-Genç’liler ise AKP on-ları tehdit olarak gördüğü için bu ka-dar saldırıya uğruyor. Umutsuz genç-lere umut olan, onlara direnme vemücadele etme gücü veren Dev-Genç’lilerdir. Oligarşinin korkusuise sınavlarla ve kariyer hesaplarıy-la uğraşmak yerine örgütlenen birgençliğin olması. Son haftalarda ya-

pılan tüm saldırılar örgüt-lenmeye ve sahiplenmeyekarşı katil polislerin veAKP’nin korkusudur.

“Her koyun kendi baca-ğından asılır’ sözünü boşa çı-karan bir direniştir yapılanve yapılacak olanlar. HerDev-Genç’li tutsak arkada-şı için mücadele ediyor, sal-dırıları boşa çıkarıyor. 7günde 10 kez saldıran ka-til ve hırsız polisler çadır-larla verilen irade savaşı-nın karşısında şaşkınlık içinde.Çadır korkuları o kadar büyüdü ki,gün geldi daha çadır açılmadan, ça-dır çantasını gördüğü için saldırdı ka-til polisler. Gözaltıyla ya da çadırla-rı çalarak Dev-Genç’lileri durdura-madılar. Sivil faşistleri gece yarısıüzerimize sürdü yine eylemimizi bi-tiremedi. En sonunda bütün hıncıy-la kimyasal gaz sıkarak saldırdı Dev-Genç’lilerin üzerine.

İşte AKP’nin acizliği; örgütlügençlikten, halkının geleceği içinkendini ortaya koyan gençlikten duy-duğu korkuyla saldırıyor. Ama ken-di anayasasında dahi yazan hakları-mıza saldıran faşist AKP’nin saldı-rıları eylemimizi ve sahiplenmemi-zi engelleyemedi. Yeni çadırlarlayeni direnişlerle tutsaklarımızın sesiolmaya devam edeceğiz. Beyazıt’tabaşlattığımız çadır eylemleri hem İs-tanbul’da hem de Anadolu’da büyü-yerek devam edecek. İstanbul’daBoğaziçi Üniversitesi’nde Anado-lu’da ise İzmir ve Ankara’da de-vam edecek.

Hiçbir baskı Dev-Genç’lileri ta-leplerinden vazgeçiremedi bugünekadar. Şimdi de tutuklu arkadaşları-mızı sahiplenmemizi engelleyemezAKP’nin faşist saldırıları. Çünküonlar yoksul halk çocuklarının parasızeğitim almasını istedikleri, her türlüşaibenin döndüğü sınavları kabul

etmedikleri için bedel ödüyorlar.Her geçen gün onların ömründen ça-lınıyor, halkın yüreğine ise korku to-humlarını ekmek için kullanılıyor.Ama Dev-Genç’lileri ne tutsaklık, nede faşist saldırılar bu taleplerindenvazgeçirebilir. Halkı için mücadeleeden Dev-Genç’liler zindanlarda di-renirken bizlere düşen daha çok in-sana ulaşıp onların haklı taleplerinitüm gençliğe duyurmaktır. TutsakDev-Genç’lileri onların haklı talep-lerini sahiplenmektir. Onların haklıtaheplerinin mücadelesini vermektir.

AKP’nin polislerinin açtığımız ça-dırlara bu denli pervasız saldırmasıbu sahiplenmeyi önlemek içindir.Gençliğin haklı taleplerinin kitlele-re ulaşmasını engellemek içindir.

Çadır direnişleri örgütlenmenin vefaşizme karşı gelmenin bir aracıdır.Saldırılar da bunun için bu kadar yo-ğun olarak yaşanıyor. Bizler Beya-zıt’ta olduğu gibi her yerde tutsak-larımızın sesi olmaya ve çoğalarak iş-kencecilerin korkularını büyütmeyedevam edeceğiz. Gençlerin kurtulu-şu bireysellikte ve rekabetçi yozilişkilerle sağlanamaz. Tek çare mü-cadele etmek ve direnmektir. Arka-daşlarını sahiplenmek ve saldırıları,baskıyı yenmektir. Bu yüzden tümgençliği Dev-Genç saflarında mü-cadeleye çekmeli ve çadırlarımızlaher öğrenciye ulaşmak için çaba sarfetmeliyiz.

ISRAR VE KARARLILIĞIMIZLA TÜM SALDIRILARI BOŞA ÇIKARACAĞIZ!

Gençlik Federasyonu’ndan

HESAP SORDUK SORACAĞIZ! 21

2 Aralık2012

Yürüyüş

Sayı: 341

Page 22: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

2011- 2012 eğitim - öğretim yılındadevletin eğitime ayırdığı bütçe gelirinyüzde üçüydü.

Devlet, eğitime ayırdığı bu kadar azmiktar parayla hem üniversitelerin, hemliselerin, hem de ilkokulların ihtiyaçla-rını doğal olarak karşılayamıyor. Çünkü,istenen de bu ölçüdedir. Hiçbir zaman ül-kemizde eğitim parasız olmamamıştır vebugün getirilen hiçbir uygulama da buyönde değildir. Tersine, getirilen uygu-lamalar eğitimi daha paralı hale getir-mektedir. Ülkemizde bu yüzden paralıeğitim vardır. Okulun ihtiyaçlarını, per-sonellerin maaşlarını devletin karşılamasıgerekirken, her nedense, bu paralar ço-ğunlukla halkın cebinden çıkmaktadır.Ancak okullardaki idareler, aidat, eğiti-me katkı payı adı altında bu paraları zor-la alıyor. İşte bu sorun bütün öğrencile-rin en büyük sorunlarından biridir. Tekbir alternatifi vardır. Oda hakkımızolan parasız eğitim! Tek bir yolumuzvardır oda mücadele etmek. Parasızeğitim istedikleri için Berna ve Ferhat 8.5yıl hapis cezası almışlardı. Halkı soyanve iliğine kadar sömüren devlet, çaldığıparaların halkın öğrenmesinden o kadarkorkmuş ki, onları teşhireden Dev-Genç'lilere 8.5 yılhapis cezası verdi.

Maliye Bakanı MehmetŞimşek, "2013 bütçesindeen fazla payı Milli Eğitim Ba-kanlığı'na ayırdık, yeni yıldaeğitime ayrılan bütçe 68,1milyar liraya çıktı. Bu, çokciddi bir rakam, 6 katlık birartış olacak ama ülkemizinbuna ihtiyacı var. 17 milyonilk ve ortaöğretimde öğren-cimiz var. Üniversitedeki öğ-rencilerimizle açıköğretimde dahil 20 milyon civarın-da" dedi.

Maliye bakanı her ne ka-dar eğitime ayrılan bütçe 68,1milyar olduğunu söylese debizim için değişen bir şeyyoktur. Çünkü ayrılan bu

para, eğitim için ayrılan para değil, per-sonel gideri, bina yapımı vb. harcananparalardır. AKP bu paraların önemli birkısmını çevresindeki müteahhitlerepeşkeş çekmektedir. Liselerde yine ai-dat paraları, kayıt paraları ödüyoruz.Üniversitelerde 2. öğretimde yine harçparaları ödüyoruz.

Paralı eğitim sistemiyle 20 milyonöğrenci sömürülüyor. Her ne kadar ya-lan söylerseniz söyleyin, öğrencilerin"ihtiyacı" sizlerin yalanlarınızla gide-rilmeyecek. Tek alternatif eğitim sis-teminin değişmesidir. Tek alternatif pa-rasız eğitimdir. Onu da siz vermeye-ceksiniz, biz söke söke alacağız.

Ayrıca Maliye Bakanı Şimşek,toplanan vergilerin önemli bir kısmı-nın eğitime harcandığını söylüyor.Oysa paraların eğitime harcanmadığıortada. Devlet eğitime hiçbir harcamayapmıyor. Okullarda devletin yapma-sı gereken en sıradan eğitim harca-maları dahi “yardım, şu, bu parası” di-yerek yine öğrencilerden alınmaktadır.

Bu nedenle alternatifimiz yalnıcaparasız eğitim değildir. Bu kokuşmuşdüzenin tamamıyla ortadan kalkma-

sıdır. Kapitalizme karşısosyalizmi kurmamız-dır.

Üniversiteliler, liseli-ler: Eğitim bizim en meş-ru hakkımızdır. Hakları-mızın elimizden alınma-sına izin vermeyelim. Pa-rasız eğitim, parasız sağ-lık hakkımızdır. Paralıeğitime ancak mücadeleedersek son verebiliriz.Hepinizi, parasız eğitimhakkımız ve tüm hakla-rımız için mücadeleyeçağırıyoruz. Liseli Dev-Genç saflarında örgütle-nelim, mücadele edelim,kazanalım!

Liseliyiz HaklıyızKazanacağız!

Eğitime Ayrılan Değil Ayrılmayan Bütçe

Bu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen, katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz de varız!

Liseliyiz Biz

Tutuklu Dev-Genç'liler ve Adresleri;1- Hatice Kalkan (Sincan Kadın Kapalı Hapishanesi)

2- Hakan Karabey (Tekirdağ 1 No'lu F Tipi Hapishanesi)

3- Ayberk Demirdöğen (Tekirdağ 1 No'lu F TipiHapishanesi)

4- Eser Morsümbül (Tekirdağ 2 No'lu F Tipi Hapishanesi)

5- Doğan Taştan (Tekirdağ 2 No'lu F Tipi Hapishanesi)

6- İlkay İşler (Tekirdağ 2 No'lu F Tipi Hapishanesi)

7- Metin Bulut (Sincan 1 No'lu F Tipi Hapishanesi)

8- Candaş Kat (Kırıkkale Hacılar F Tipi Hapishanesi)

9- Rıdvan Akbaş (Sincan 1 No'lu F Tipi Hapishanesi)

10- Cemray Baş (Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi)

11-Melis Ciddioğlu (Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi)

12-Gürkan Türkoğlu (Kandıra 1 No'lu F TipiHapishanesi)

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN22

Yürüyüş

2 Aralık2012

Sayı: 341

Page 23: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Liseliyiz Biz

AKP iktidarı gerek gerici-faşist eğitimiyle, gerekse yoz-laştırma saldırılarıyla, biz gençliği teslim almaya çalışı-yor. Bütün eğitim kurumlarında kendi sistemini oturtmayaçalışan AKP iktidarı, bu amacına ulaşmak için düşünenve üreten gençliği pasifize etmeye çalışmaktadır. Düze-nin bizlere dayatmış olduğu gibi; düşünmeyin, üretmeyin,sorgulamayın diyor AKP... Bu amacına ulaşmak için degençliğe yönelik dizginsiz saldırılarını arttırarak sürdürüyor.

Şu anda birçok Dev-Genç'li "Parasız Eğitim SınavsızGelecek" istedikleri için, 1 Mayıs ve Grup Yorum konserinekatıldıkları için tutsaklar.

12 Dev-Genç'li oligarşinin F Tipi Hapishanelerinde Tut-sak. Binlerce öğrenci parası olmadığı için okuyamıyor yada okulunu bırakmak zorunda kalıyor.

4+4+4 eğitim sistemiyle öğrenciler, genç yaşta deje-nere edilmeye ve sisteme kanalize edilmeye çalışılıyor.

Tabi ki, ülkemiz gençliğinin karşılaştığı sorunlar bun-larla sınırlı değildir. Gençlik olarak karşımıza çıkan dahabir çok sorun vardır. Ancak şunu biliyoruz ki; sorunlarınçokluğu kadar üretebileceğimiz çözümler de çoktur. Hiç-birimiz yaşadığımız sorunlar karşısında çaresiz değiliz.Çare; tarihimiz ve mücadelemizdir!

Tarihimiz ve mücadelemiz; her koşulda örgütlenme-yi ve sorunlar karşısında çözüm bulmayı öğretiyor bizlere...Dev-Genç'liler olarak öyle bir tarihe sahibiz ki, her andaörgütlenmeyi hedefleyen, bir kez olsun geri adım atma-yan ve her zaman geleceği örgütleyen bir tarihtir bize bı-rakılan.

İşçi, Köylü, Öğrenci ve Tüm Millliyetlerden Gençle-rimiz! 43 yıl boyunca nice bedeller ödeyerek yarattığımız

geleneklerimiz ve değerlerimizle ilerliyoruz. Şimdikigörevimiz; geleneklerimizi daha da büyütmek ve üzerle-rine yenilerini eklemektir. Bunun da çözümü birlikte ol-maktan, birlikte düşünüp birlikte kafa yormaktan geçiyor.Çünkü; biliyoruz ki, yaşadığımız sorunlar farklı olsa daçözüm yollarımız aynıdır. Çözüm; biz olarak düşünerekbirlikte kararlar almaktan geçiyor. Düzenin hiçbir ortamdasöz hakkı tanımadığı, haklarımız için mücadele ettiğimizdeişkence gördüğümüz, tutuklandığımız böyle bir süreçte ör-gütlenmekten başka yolumuz yoktur.

“Nasıl Örgütleneceğiz?” sorusunun cevabı ise bizde-dir. Gençliğin sorunlarını beraber ele alarak, bu sorunla-ra çözüm yolları arayarak ve bu sürecimize katabileceğimizgençliğin en fazlasını katarak örgütleneceğiz.

Elbette, sadece Türkiye gençliği değil, dünya gençli-ği ile beraber sürecimizi öreceğiz. “Parasız Eğitim, SınavsızGelecek” için vereceğimiz mücadelede dünya gençliği deolacaktır. Bundan dolayı; Türkiye ve dünya gençliğini biraraya getirmek, herkesin söz hakkının olacağı ortam sağ-lamak ve geleceğimize dair çözümler üretmek için Tür-kiye'nin çeşitli illerinden gençliğin ve dünya gençliğininkatılımıyla, 29-30 Aralık tarihlerinde Parasız Eğitim Ku-rultayı'mızı gerçekleştiriyoruz.

Tüm gençlerimizi kurultayımızda birleşmeye çağırı-yoruz. Birleşelim, direnelim ve AKP zulmünü yenelim.

Piyalepaşa Mah. Piyalepaşa Cad. No:118/2

Okmeydanı/İstanbul

Tel: 0212 297 97 33 Cep: 0534 084 16 33

Birlikte Düşünmek, Birlikte Çözüm Bulmak İçin;PARASIZ EĞİTİM

KURULTAYI'NDA BULUŞALIM!

PARASIZ EĞİTİM GENÇLİK KURULTAYINA ÇAĞRI;

HESAP SORDUK SORACAĞIZ! 223

2 Aralık2012

Yürüyüş

Sayı: 341

Liseli Dev-Genç’liler 28 Kasımgünü İstanbul Sarıyer’de Behçet Ke-mal Çağlar Lisesi önünde yaptıkla-rı eylemle idare tarafından öğrenci-lere uygulanan; baskı, tehdit, disip-lin cezaları ve polis-idare işbirliğini

teşhir ettiler. Eylemde “Behçet Kemal

Çağlar Lisesi’ndeki İdare-Po-lis İşbirliğine Son!” pankartıaçıldı. “Liseliyiz Haklıyız Ka-zanacağız!”, “Polis İdare İş-

birliğine Son!” sloganlarını atanDev-Genç’liler yaptıkları açıklama-da, Liseli Dev-Genç’lilerin okulda-ki kantin fiyatlarının pahalılığınakarşı örgütlediği dayanışma yemek-lerine katılan öğrencilerin, okul mü-

dürü tarafından okuldan atılmaklatehdit edildiği ifade edildi. Müdürünbununla da yetinmeyerek, öğrenci-lerin dayanışmasıyla getirdiği yiye-cekleri de yerlere atararak, dağıttığıbelirtildi. Açıklamanın devamında,devamlı polisle işbirliği içerisinde ha-reket eden okul idaresinin, öğrenci-lerin ailelerini arayarak, öğrencileridisiplin cezalarıyla, okuldan atma teh-ditleriyle, haklarını aramalarını en-gellemeye çalıştığı söylendi.

Yaptıklarınız Yanınıza Kalmayacak!

Page 24: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Milli Eğitim Bakanlı-ğı (MEB) öğrenciler üs-

tünde yine yeni hesaplar peşinde. MEB çoğunluğu yatı-lı okullarda okuyan 50 bin öğrenciyi internet üzerindenYGS ve LYS'ye hazırlayacağı sanal dershane uygulama-sını getiriyor. Günden güne öğrenciler arasıdaki paylaşı-mı, dostluğu, dayanışmayı yok etmeye yönelik eğitim sis-temi dayatılıyor. Dayatılan eğitim sistemi ile öğrencilerbencilleştiriliyor, yanındakinden bihaber yaşamayı öğre-tiyor. Şimdi de sanal dershaneler ile öğrenciler tamamenbirbirinden bağımsız. Onları sanal dünyada yaşamaya bi-raz daha iten bir eğitim sistemi öne sürülüyor.

Öğrenciler henüz gelişme, sosyalleşme ve etrafındaolup biteni anlayacağı çağında iken YGS-LYS gibi sınavlarlaetrafta olan bitenden habersiz, sadece düzenin eğitim siste-mi ile yetişen bir gençlik hedefleniyor. Bunun için de geri-ci faşist bir eğitim sistemi ile sanal dershane gibi uygulamalargetirilerek planlanan hedefler destekleniyor. Ancak bu plan-ların sahibi AKP ve planlarının uygulatıcıları şunu hesaba kat-mıyor. Bu ülke gençliği içinde Dev-Genç’lileri ve Dev-Gençgeleneklerini barındırıyor. Dev-Genç’liler hiç bir zaman halkkültüründen uzaklaşmamıştır ve dayanışma, birlikte hareketetme geleneğini sürdürmüştür. Dev-Genç’liler gençlik üze-rinden dönen bu oyunların karşısında bir cephe kurmuştur.

Yapılan bu uygulamada öğrenciler elektronik söz is-

teyebilecekleri sisteme, cep telefonundan da bağlanabi-leceği söyleniyor. Sözde öğrencilere de söz vererek on-ların da sorularına, sorunlarına cevap veriliyor; çözüm ara-nıyormuş gibi gösteriliyor. Gençliğin hiçbir sorununa, so-rusuna kapitalist sistemin savunucuları, uygulayıcıları çö-züm bulamaz. Yapılanlar halk çocukları üzerinden oynanantüm oyunlarda olduğu gibi asıl amacın üstünü kapatmakiçin uydurulmuş kılıflardır.

Oysa ki her eve bilgisayar yerleştirilmesinin, her köşebaşına internet kafelerin açılmasının, gençlerin ilgisini çe-kecek türlü bilgisayar oyunlarının çıkarılmasının, genç-leri gerçek dünyadan soyutlayacak siteler tasarlanarak bun-ların öne sürülmesinin tek bir amacı vardır. Gençliğin di-namikliği, bitmeyen enerjisinin sanal alemlerde yokedilmesidir. Gençliğin bu yönlerinin meraklı, soran, sor-gulayan yönleriyle birleşerek yanlış buldukları durumla-ra müdahale etmek istemeyecekleri onların en büyük kor-kularıdır. Bu korkuları onları daha saldırgan bir hale ge-tirsede Dev-Genç, gençliğin dinamizminin öncüsü olmuşve hiçbir saldırıyı cevapsız bırakmamıştır. Tutuklamala-rı, baskıları Dev-Genç’lilerin gençliğin öncüsü olmamisyonununa engel olamamıştır. Şanlı Dev-Genç tarihi-nin de gösterdiği gibi zulmün, baskının, zorbalığın oldu-ğu her yerde Dev-Genç bunlara karşı savaşın öncüsü ola-caktır.

Ülkemizde Gençlik

GençliğinGündeminden

Merhaba arkadaşlar;Sincan 1 Nolu F Tipi hücrele-

rinden selamlarımı iletiyorum. Be-nim adım Rıdvan AKBAŞ. 24 ya-şındayım. Ankara Üniversitesi Dilve Tarih Coğrafya Fakültesi,Halkbilim Bölümü öğrencisiyim.Ülkemiz hapishanelerinde tutsakolan 700' ü aşkın öğrenciden biriyim.

Bundan tam 6 ay önce bir kom-plo sonucu 4 arkadaşımla birliktetutuklandım. Üzerime atılan suçlaragelince; 1 Mayıs'a, Tam BağımsızTürkiye ON’ların Türküsü adlıGrup Yorum konserine katıl-mak, Kızıldere'de Mahir Çayanve yoldaşlarını katlettikleri evinönünde anmaktı. On binlerce in-sanımızın katıldığı yasal ve de-mokratik eylemlere katılmaktı. Pa-rasız ve bilimsel eğitim istemek, bu-nun için kampanya yürütmekti.

Devrimci, demokrat, muhalif birinsan olmak bu ülkede tutsaklıklarınyeterli bir sebebi değil mi zaten!

Kendimi bildim bileli, ülkemi-zin emperyalizme bağımlı olması,halkımızın yoksul, aç ve işsiz ol-masına karşı her zaman tepkiliydim.Bu tepkilerimi çeşitli biçimlerdedile getiriyordum. Yıllar geçtikçedünyayı, hayatı daha iyi anlayınca,tüm sorunlarımızın kaynağında budüzenin olduğunu, gerçek onur vehaysiyetin bağımsızlık ve demok-rasi mücadelesiyle kazanılacağınıöğrendim. Örgütlü olunca, kararlıolunca bu mücadelemizin dahaçok büyüyeceğini gördüm. Müca-delemi Gençlik Federasyonu veonun bir parçası olan Ankara Genç-lik Derneği'nde yürüttüm.

Vatansever ve devrimci olmam,parasız ve bilimsel eğitim müca-delesi vermem nedeniyle dahaönce, okulumda peşpeşe, onlarca

soruşturma geçir-dim. Aylarca oku-luma gitmem,

derslerime girmem engellendi. Eği-tim hakkım gaspedildi. 3 yıldırdevam ettiğim Dilbilim Bölümü'nübırakmak zorunda kaldım. Yenidenkazandığım Halkbilim Bölümü'nde,ilk senemde tutuklandım.

Ama bildiğim bir şey var. O dabu ülkede demokrasinin bir yalanolduğudur. Hapishanelerin durumu,günün 24 saati süren tecrit işken-cesi, keyfi uygulamalar, hak gasp-ları, engellemeler bu yalanı apaçıkgösteriyor.

Sizlerin de sahiplenmesi ile bu-nun daha çok farkına varıyorum.Mücadelenize, tüm halkımızın,gençliğin mücadelesine en yakın za-manında, bir omuz da biz verelimdileğimle. Başlatmış olduğunuzkampanyanızda her zaman yanı-nızdayım. Çalışmalarınızda kolay-lıklar diliyorum. Görüşmek üzere...

Rıdvan Akbaş

Tutsak Dev-Genç’liler Anlatıyor:Rıdvan Akbaş Serbest Bırakılsın!

Kaldırılacak Dershanelere Düzenin Yeni Alternatifi; “Sanal Dershaneler”

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN24

Page 25: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Bugün, 19 Kasım.Bugün, 20 Ekim 2000 tarihinde

başlattığımız Büyük Direnişimiz için-deki açlık grevi eylemini 19 Kasım2000'de Ölüm Orucu'na çevirişi-mizin yıldönümüdür.

O gün 19 Kasım 2000'de ÖlümOrucu eylemini dost, düşman herke-se şöyle ilan etmiştik:

"...Hiçbir saldırı, bu ideolojiksağlamlıktan kaynaklanan inancı-mızın, geleneklerimizin, halk ve va-tan sevgimizin doruklarına ulaşamaz.

İşte bu nedenle, bugünün dünya-sında, emperyalizm ve işbirlikçilerininkarşısında çoğu kez tek başımıza kal-sak da, yine BİZ varız. Kimileri iha-net edebilir, teslim olabilir. Ama biz ye-rimizi daima koruyacak, devrim vesosyalizm şiarlarını iktidara taşıya-cağız.

Söylediklerimizin arkasında canbedeli durduğumuzu, herkes bir kezdaha görecektir..."

Bu sözlerimizin gerçekliğine her-kes tanık olmuştur.

19 Kasım 2000'de ifade ettiğimizbu sözlerin ardından, bir ay sonra 19Aralık 2000 tarihinde bulunduğumuzher hapishanede saldırıya uğradık,katledildik, diri diri yakıldık. Ama sö-zümüzden dönmedik. Ne söylediysekyaptık, yaptıklarımızı savunduk.

Bizler söylediğini yapan, yaptığı-nı savunan Kızıldere geleneğinin in-sanlarıyız.

Biz devrimciyiz.Yönünü düzene çevirenlerden de-

ğiliz. Her ne yapıyorsak devrim içinyapıyoruz.

Devrim, emperyalizme karşı ba-ğımsızlık demektir.

Devrim, faşizme karşı demokrasidemektir.

Devrim, kapitalizme karşı sos-yalizm demektir.

Devrim, Anadolu denilen şucennet vatanda zulümsüz ve sö-mürüsüz bir hayat demektir.Ve biz devrimciyiz.Böyle olduğumuz içindir ki, Ahmet

İbililer, 19 Kasım 2000 tarihindeÖlüm Orucu'na başlarken şöyle de-mişlerdi:

"... Bir kefen giymek gerekirse eğer,bu asla düşmanın bize biçtiği kefenlerolmayacaktır. Devrim eğer canları-mıza ihtiyaç duyuyorsa; kızıl bantlar-la, kızıl bayraklarla süslenecek kefen-leri giymekte tereddütümüz olmaya-caktır."

Devrimcilik, işte bu kararlılığasahip olmak demektir. Ki bu yanıyla,19 Aralık tarihi sadece bir katliamı de-ğil ama katliam saldırısına rağmenvazgeçilmeyen kararlılığın, ezdiril-meyen onurun ve savunulan umudundirenişini ifade eder bizim için.

Devrim için savaşmayanlar, bukararlılığa da sahip olamazlar.

19 Aralık katliam saldırısı ve de-vamında tecrit-teslimiyet dayatması-na karşı, 122 şehidimiz ve yüzlerce ga-zimizle geleceğimizi savunduk. Ve ka-zandık!

"Ya düzen içine yönelip akıllı sol-cu olursunuz ya da yok olursunuz." di-yen halk düşmanlarına karşı, direne di-rene devrime yürümenin destanınıtarihe kanımızla yazdık.

Emperyalizm ve oligarşinin tesli-miyet dayatmasına karşı, can bedeli di-renmenin mümkünlüğünü gösterdik.

Biz kazandık!Zafer, emperyalizm ve oligarşiye

direnmektir.Zafer, halk düşmanlarıyla uzlaş-

mamaktır.Zafer, devrimden vazgeçmemektir.Zafer, devrim ve sosyalizm yürü-

yüşünü sürdürmektir.Biz, devrimciyiz...Devrim yürüyüşümüzü durdura-

bilmek için 19 Aralık katliamında

yoldaşlarımızı diri diri yaktılar.Şimdi şehitlerimiz geri dönüyorlar.İbrahim Çuhadar yoldaşımızın

feda eylemine hazırlandığı fotoğraf-lara iyi bakın. Tam arkasında 19 Ara-lık katliamında diri diri yakılan Sey-han Doğan'ın kömüre dönmüş bede-ninin resmi vardır. Ki 19 Aralık'ta diridiri yakılan yoldaşlarımızın kömüredönmüş bedenleri bizim vicdanımız,hıncımız ve yegane silahımızdır.

Emperyalizm ve oligarşi, İbrahimÇuhadar'lardan korkuyor.

Halk düşmanları İbrahim Çuha-darlar'ı 19 Aralık'ta katlederek teslimalmak istedi. Alamadılar. Tecrit-tes-limiyet dayatarak boyun eğdirmeyeçalıştılar. Başaramadılar.

Bakın, ne diyor İbrahim Çuhadar:"...19 Aralık 2000'de hiçbirimiz

teslim olmadık, direndik..."...Düşmanın ateş çemberinden

geçtik. F Tiplerinde kendimi dahafazla yetiştirdiğim bir süreç oldu.Bir yıl tek kişilik hücrelerde kaldım,kendimi hiç yalnız hissetmedim.Ki, en başta şehitlerimiz ve BüyükDirenişimizin gücü vardı."

İşte zafer budur!Ve bugün, halk saflarındaki hiç

kimse halk düşmanları karşısında ken-disini yalnız ve çaresiz hissetmesin. Biraraya geldikçe, örgütlendikçe insan ak-lına ve onuruna aykırı hale gelen bu çü-rümüş kapitalist düzeni değiştirebile-cek gücümüz vardır. Bizim büyük id-diamız işte budur: Milyonları Örgüt-leyeceğiz! Halkımızı Örgütleyeceğiz!

19 Aralık katliamında yok edilmekistenen de işte bu iddia ve inancımızdı.Başaramadılar. Biz kazandık. Devrimkazandı. Halkımız kazandı.

Bu zaferi halkımıza kazandıran şe-hitlerimize selam olsun!..

Şehitlerimizin hesabını sormakiçin Seyhan Doğan'ın hıncını kuşa-nanlara selam olsun!

19 Kasım 20122 Nolu F Tipi Hapishane Kocaeli

AĞIR CEZA MAHKEMESİBAŞKANLIĞI'NA

ÜSKÜDAR-İSTANBUL

Özgür TutsaklardanÖzgür Tutsaklardan

HESAP SORDUK SORACAĞIZ! 25

2 Aralık2012

Yürüyüş

Sayı: 341

Page 26: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Başlığa çıkarttığımız cümleAKP'nin Sağlık Bakanı Recep Akdağ'aait. Şöyle diyor Akdağ: "Türkiyegenel olarak hemşire sıkıntısı çekiyor.Yoğun bakımlara bile hemşire bula-madığımız bir ülkede, her apartmanahemşire olayı büyük bir fantezi olur.Arkadaşlarımız bu konuyu SosyalGüvenlik Kurumu ile görüştü. Şuanda böyle bir mevzuat yok. İkincibir mevzuat hazırlanacaksa bile bununbir pratiğinin olmayacağını söyleye-bilirim." (HaberTürk Gazetesi,22.11.2012)

Akdağ'ın sözlerinden halk düş-manlığı okunmaktadır. Ancak bir halkdüşmanı; halkın yararına bir kararalınsa bile pratikte uygulanmayacağınıaçık açık söyler. Ancak bir halk düş-manı her apartmana bir hemşire dü-şüncesinin "fantezi" olacağını söyler.

Her apartmana bir hemşire dü-şüncesi halk düşmanı iktidarların yö-netiminde mümkün değildir evet...Fantezi bile olamaz. Çünkü hayal et-mek için bile halkın çıkarını, halkınsağlığını düşünen bir yönetim gerekir.

Sosyalistler için bunlar bir hayal,fantezi değildir oysa. Halkın ihtiyaçlarısöz konusu olduğunda bütün hayallerhızla gerçeğe dönüştürülür. Yoktanvar edebilme gücü ancak ve ancaksosyalistlerdedir.

Küba'dan bir örnek vermek isti-yoruz:

“1928 yılında, yani devrim önce-sinde Küba'da bir tane Halk SağlığıOkulu vardır. Bu okul hekim, hemşireve hijyen uzmanları yetiştirmiştir.Ancak devrim öncesindeki 30 yıldaverdiği toplam mezun sayısı 100'dürve bunların tümü devrim sonrasındaülkeyi terk etmiştir. Devrim sonrasındaise ilk üç yıl içinde, çeşitli

kurslarla, 600'den fazlahalk sağlığı profesyoneli yetiştirilmiş,izleyen beş yılda ise 1000 kişi biryıllık bir kursla eğitilmiştir.

Halk düşmanlarının 30 yılda yap-tığını, sosyalistler 5 yılda 33 katınaçıkardı.

Küba'da hemşire sayısı 1958 yılında2 bin 500 idi. 1967'de 4 bin 373 oldu.1959-68 yılları arasında 7 bin 660yardımcı hemşire yetiştirildi.

2002 yılında hemşire sayısı 76bin 13’tür. Yani 144 hastaya 1 hem-şire düşmektedir. Ve hemşirelerin%17'si üniversite mezunudur.

Küba'da görev, hemşirelerin sayı-sının yükseltilmesiyle tamamlanma-mıştır. Hemşireler, halk sağlığının birerneferi olmuşlardır. Sağlığa halkın ka-tılımının sağlanmasında hemşirelerönemli görevler almışlardır. "Hemşireleryerel düzeydeki Halkın Sağlığı Ko-misyonları’nda, sağlık ekibinin diğerüyeleri ve toplum temsilcileriyle birlikteçalıştılar. Hemşirelerin kitle örgütleriylebirlikte yaptıkları çalışmalardaki so-rumlulukları kazaların önlenmesi, bes-lenme, cinsellik, doğum öncesi bakımve temizlik konularında sağlık eğitimivermekti. Hemşirelere bu konulardagerekli bilgi ve becerinin kazandırılmasıiçin, hemşirelik eğitiminin içine halksağlığı, epidemiyoloji, biyoistatistikgibi konular ve saha pratiği eklendi."(Küba'da Sağlık, İlker Belek)

İsteyince yapılmayacak iş yoktur.İşsiz milyonlarca insan var. Okul bi-tirip de iş bulamayan milyonlarcagenç var. Öte yandan hemşire açığıvar. Eğer halk için bir sağlık sistemiistense, düzenlenecek kurslarla hızlayeni hemşireler eğitilebilir. AncakAKP halkı değil kendini, tekelleri,zenginleri düşünür. Bu yüzden halk

için hiçbir harcama yapmazlar.

Hemşireler ağır nöbet sistemi için-de, düşük maaşla, emek sömürüsünetabi tutularak, meslek hakları olmadançalışırlar.

Oysa ihtiyaçlar halkımıza ebelikgibi bir örgütlenmeyi dayatmıştır,halkımız geliştirmiştir. Dağ köyle-rinden, yolu olmayan köylerden has-tanelere götürülemeyen kadınlar do-ğumlarını köydeki bir ebenin yardı-mıyla yapmıştır. Ebe görevini baş-kasına devretmiştir, öğretmiştir. Çünkübir ihtiyaç vardır.

Hemşireler hala bir ihtiyaçtır, amaiktidardakiler halkı düşünmediği içinhemşire sayısını nasıl artırırım, halkınyararına bir düzeni nasıl kurarım diyedüşünmemektedir.

Küba'da her 15-20 aile hekimi,kendileriyle çalışan hemşirelerle bir-likte bir çalışma grubu oluşturur. Bugrubun eğitimi süreklidir. Ülkemizdeise hemşireler doktorlar kadar itibargörmezler.

Küba’da Sağlık kitabından biralıntı daha yapmak istiyoruz:

“Küba'da sağlık bakım sistemitıbbi bakım hizmeti sunan kurumlarağı bakımından altı basamaktan oluş-maktadır:

1- Bütün nüfusa hizmet veren,uzmanlaşmış ulusal dördüncü basa-mak hastaneler ve sağlık enstitüleri.

2- Eyalet düzeyinde her bir milyonkişiye üçüncü basamak hizmeti verenuzman hastaneler.

3- Her 250 bin kişiye ikinci basa-mak hizmet veren belediye hastaneleri

4- Alan düzeyinde her 25-30 binkişiye hizmet veren birinci basamak(belediye) poliklinikleri.

5- Her 4-5 bin kişiye destekleyici

“HER APARTMANA HEMŞİRE BİR FANTEZİ”AKP İÇİN FANTEZİ OLAN

HALKIN İKTİDARINDAGÖREVDİR!

Sağlıklı veGüveli Bir

YaşamHakkımızdır

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN226

Yürüyüş

2 Aralık2012

Sayı: 341

Page 27: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

birincil bakım hizmeti sunan sağlıkekipleri.

6- 120 aileye ya da yaklaşık 500kişiye komşuluk ortamı içinde hizmetveren ve bir aile hekimi, bir hemşireve sıklıkla da bir sosyal çalışmacıdanoluşan aile hekimliği birimleri (minipoliklinikler).

Bu basamaklar arasında sevk sis-temi işler. Buna karşılık ters yönde

işleyen bir de konsültasyon hizmetivardır.”

İsteyince yapılmayacak hiçbir şeyyoktur. Ama istemek için halkı dü-şünmek gerekir. Oysa AKP, sağlıktadönüşüm ile hastaneleri birer şirkethaline getirmeyi planlıyor, hatta bunabaşladı da…

Halk sağlığı önleyici ve koruyucusağlık hizmeti ile sağlanabilir ve

bunu yapabilecek olanlar sadece halkiçin kurulan, halk iktidarlarıdır.

Sonuç olarak,

1- AKP için fantezi olan devrim-ciler için zorunluluktur, görevdir.

2- Hemşireler, sağlıkçılar mevcutsağlık sistemi içinde halka hizmetveremeyeceklerini görmeli ve gereklikoşulları yaratma mücadelesine ka-tılmalıdır.

Elini başına dayamış, ma-sanın başında oturuyordu. Elinde resimler vardı.Onlara bakıyor, baktıkça hayallere dalıyordu.Çok zayıflamıştı artık, ama dinç görünüyordu.

Yanına uzun boylu, dalgalı saçlı yoldaşıgeldi, oturdu. Birlikte resimlere baktılar. Selma,başına dayadığı elini bir resmin üzerinde do-laştırarak “Dağları görüyor musun ne güzel gö-rünüyor. İnsan güvenle sırtını dayar, güç alıronlardan değil mi…” dedi. Bir başka resimdekoyunlar yaylada otlanıyordu. Arkada da yine dağ-lar… İnce, uzun parmakları her resmin dağlarındageziniyordu. Malatya dağlarında, yaylalarında geçirdiğiçocukluğu geldi aklına. “Çobanlık yaptım küçüklüğümde,iyi bilirim oranın dağlarını, rüzgarını, suyunu… Suyununtadına doyamazsın, dağları mesken olmuştur nice yiği-de… Sarar sarmalar seni. Rüzgarı özgürlüğün habercisidir”diye anlatırken yoldaşı onun gözlerine bakıyordu. Dediğiher söze inandığı, her sözü hissettiği belliydi.

Resimler bitince yavaşça kalktı yerinden. Ranzasınagidiyordu, dinlenme saati gelmişti. O sandalyesindenkalkınca, yoldaşı hemen sandalyesini çekip rahat hareketetmesini sağlamaya çalışmıştı. Yoldaşının amacını anladı,gülümsedi. Yoldaşının koluna girdi yavaş yavaş hücresineçıkarken demir kapı gürültü çıkaran sesiyle açıldı. 2gardiyan gelmişti, bir şeyler söylemişlerdi. Ama Selma’nınkapının açıldığını duyar duymaz hemen yoldaşınınkolunu bıraktı. Hızlı hızlı tek başına merdivenleriçıkmaya başladı. Gardiyan “Nasılsın Selma” diye sordu.Selma “iyiyim” dedi. Ve yanındaki yoldaşıyla şakalaşarakmerdivenleri çıkmaya devam etti. Ölüm Orucu’nun iler-leyen günleriydi. Halkı için, yoldaşları için, inancı içinölüme yatmıştı Selma. Direnişiyle düşmanın bile say-gınlığını kazanıyordu. Hayretle bakıyorlardı gardiyanlarona. Coşkusuna, umuduna, inancına… Etkileniyorlardı.

Selma uzandı yatağına… Biraz dinlendikten sonrauyandı, refakatçisini çağırdı. Refakatçisi uyuyordu.Başka bir yoldaşı “Ne oldu Selma, bir şey mi diyecektin?”diye sordu. Refakatçisinin uyandırılmasını istedi. Ama

refakatçisinin uykusu ağırdı, tembelyanları da vardı. Uyanmamıştı. Ya-nında duran yoldaşı bana söyle, de-diyse de söylemedi. Refakatçisine

seslendi sakin sakin… Kalkmayınca kısaboylu, esmer olan bir başka yoldaşı kızarak

refakatçisine seslendi: “Hemen kalk”dedi, kızgın bir ses tonuyla. Refakatçisikalktı. Selma “Günaydın, hasta mısın?”diye sordu. “Kusura bakma uyandırdıkseni” diyerek devam etti. Sesi yoldaş-çaydı, sıcaktı. Sonra ondan içecek birşeyler istedi. Refakatçisi mahcup olmuş

bir şekilde Selma’ya istediğini getirmeyegitti. Selma o gidince kızan arkadaşına

döndü ve “Kızmak, bağırmak kötü bir öğ-retme yöntemidir. Kızmamalısın, başka bir yöntem

denemelisin, bence” dedi. “Görevi varken niye yatıyorki” diye cevap veren ses öfkeliydi. “Niyetinde, amacındasorun yok, yöntemine demiştim” sözleriyle açıkladı,Selma amacını. Refakatçisi gelince sohbeti bitirdi ve“ooo ne güzel kokuyor, şimdiden ellerine sağlık” diyerekaldı içeceğini ve içmeye başladı. İçeceğini yudumlarkenrefakatçisi olan yoldaşıyla sohbet ediyordu. Gözleriparlıyordu yoldaşına bakarken, yüzünde bir tebessümdolaşıyordu.

Refakatçisinin eksik yanları vardı. Selma onunla il-gilenmek, bir şeyler katabilmek için uğraşıyordu. Amasadece onunla değil. Her gün bir yoldaşının refakatçisiolmasını istiyordu. Çünkü böylece hem herkesle tek tekilgilenecek, sohbet edecek, hem de son günlerini onlarladolu dolu geçirecekti.

Ölümüne direniyordu. Ama o, her şeyden önce biryoldaşı ve refakatçisi yoldaşlığın ne olduğunu onda çoksomut görüyordu. Selma’daki birçok ayrıntı yoldaşlığınözelliklerini yansıtıyordu.

Ölümüne sevmek başka nasıl somutlanır… Refakatçi-sinde kimsenin yaratamadığı etkiyi yaratıyordu. Eli hepyoldaşlarının omuzlarındaydı. Yıllar sonra bile bu ele tu-tunuyor yoldaşları… Selma, yoldaşlarımıza her zamanemek harcamamız gerektiğini, düşman karşısında dimdikolmayı, iradeli olmayı gösterdi. Yoldaşlığı gösterdi.

Hayatın Öğrettikleri SELMA’NIN ELİ

HESAP SORDUK SORACAĞIZ! 227

2 Aralık2012

Yürüyüş

Sayı: 341

Page 28: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Sevgili Devrimci Okul okurlarımerhaba. Bu haftaki konumuz, feda-karlık.

Nedir Fedakarlık?Yeni sürecimiz halk düşmanla-

rından hesap sorma, halkın adaletiolma, milyonları örgütleme sürecidir.Bu süreç daha çok fedakarlık, dahaçok emek istiyor. Bu süreçte yemede,dinlenmede en sonuncu; işleri yap-mada, yeni sorumluluklar, görevler al-mada en birinci olmak; yeri gelincecanını tereddütsüz vermek gerekiyor.Bu süreç geleceğimizi kurma süreci-dir ve gelecek çok büyük fedakarlık-larla kurulacak.

Bir savaşta belirleyici olan sa-vaşçıların, kadroların niteliğidir. Da-vasının doğruluğuna inanan, meşru-luğuna inanan, halk ve vatanı içinölüm dahil bütün fedakarlıkları gözealan, zafere kilitlenmiş, bu zaferinkendi adımlarıyla geleceğine inananBİR İNSANDAN DAHA GÜÇLÜbir SİLAH YOKTUR.

Fedakarlığın bir sınırı yok. İbrahimÇuhadar yazdığı mektubunda şöylediyor: "Umudu büyütmenin, geleceğiörgütlemenin bir sıra neferi, birfeda savaşçısı olacağım."

Fedakarlık sıra neferi olmaktır veErdal Dalgıç, Hasan Selim Gönen, İb-rahim Çuhadar yoldaşlarımız yeni sü-recin sıra neferleri olarak bize yol gös-termektedirler.

Fedakarlık, KendiniHer Şeyiyle HalkınKurtuluşuna Adamaktır

Yeni sömürge Türkiye gerçeğiniher gün görüyor, yaşıyoruz. Adalet-sizlik, açlık, yoksulluk, yozlaşma,sömürü, zulüm artarak sürüyor. Oli-garşi, "Hak hukuk yok, verdiklerim-le yetinin" diyor. Çürümüş düzenini

sömürü ve zulümle sür-dürmek istiyor. Biz, es-kimiş düzenin yerineyeni bir düzenin, devri-min ihtiyaç olduğunubiliyoruz, devrimci halkiktidarını kuracağımıza

inanıyoruz. Bizim fedakarlığımız bil-gimizle, inancımızla başlar.

Gülnihal Yılmaz, günlüğünde fe-dakarlığı şöyle tanımlar: "Geçmişi vebugünü anlamanın gücü ile geleceğişekillendirme isteği hayatımızın an-lamını ifade eden şey değil mi? Bizhayattan halkımızın hakettiği ne var-sa, hepsini söküp kopartmayı bekli-yoruz... Hayatımızın anlamı ve yaşamsevgimiz, mücadelemizin kendisinebağlı olduğu için, yaşamlarımızı seveseve feda edebiliyoruz işte. Yaşamabağlılığımız ne kadar büyükse, fedaruhumuz da o kadar büyük oluyor.Ölüm anında dahi güçlü bir sosyalizminancı, ülke ve halk sevgisi taşıyan-lar, koşullar ne olursa olsun yenil-mezler. ‘Canım Feda’ diyen Ahmet

İbili vatana duyduğu sevgisini özet-lemektedir bu iki kelimeyle. Biz de ya-şamın her saniyesini severek, halk içinyaşayan bedenimizi ve halk için çar-pan yüreğimizi, saygımızı, sevgimizisonuna kadar koruyarak her şeyimi-zi halkın hizmetine sunuyoruz..."

Hayat denilen kavgada fedakarlı-ğımız farklı biçimler alabilir. Günlerceuykusuz kalabiliriz, aç kalabiliriz,saatlerce hiç dinlenmeden yürüyebi-liriz... Önemli olan bunları nedenyaptığını bilmek, seve seve en zor ko-şullara katlanmaktır. Gerektiğindeen değerli olanı, canımızı vermektir.

Kendini kalıba dökmek sürecin ih-tiyaçlarına, hayatın önümüze çıkart-tığı yeni görevlere göre kendimizi ye-niden şekillendirmemizdir. Fazlalık-ları atacak, eksikleri tamamlayacak veeskiye göre daha sağlam olacağız.

Fedakarlık halkın sorunlarına, ih-tiyaçlarına cevap olmaktır. Kendini herşeyiyle halkın kurtluşuna adamaktır.Fedakarlıklarımızın ürünü, milyonla-rın örgütlenmesidir, devrimdir. Yenisürecin sıra neferi olmak, kim oldu-ğumuzu, amacımızı tam olarak kav-ramakla olacaktır. Devrimi, devrim-ciliği kavrayıp, öğrendikçe fedakarlı-ğımızın boyutları da artacaktır.

Fedakarlık HiçbirEngel, Hiçbir StatüTanımamaktır

Bizi biz yapan değerlerimiz var-dır. Bunlar;

- Devrim inancıdır,

- Halk ve vatan sevgisidir,

- Düşmana duyduğumuz kindir,

- Şehitlerimize olan bağlılığımızdır.

Bunlar, fedakarlığımızı büyüten,geliştiren değerlerdir.

Kendimizi tanıdıkça, kendimizivar eden değerlerin gücünü, önemi-ni kavradıkça, devrim ve devrimcili-ğin bizim için nasıl yakıcı bir ihtiyaçolduğunu görürüz.

İbrahim Çuhadar yoldaşımız yaz-dığı mektubunda "Zaferi görüyo-rum, devrimi görüyorum. Halkımıngelecek güzel günlerini görüyorum.Yapacağım feda eyleminin anlamıbudur benim için" diyordu. Devrimi,halkın geleceğini böyle somut görenbakışa sahip olabilmek için İbrahimÇuhadar yoldaşımız nice engeli, so-runu, zaafı yenmiştir. Devrime inan-çla, halka ve vatana duyulan sevgiy-le, düşmana duyulan kinle, şehitlerebağlılıkla engelleri aşmış ve aştıkçadeğerleri büyütmüştür.

Halk kültür ve değerlerimiz, şe-hitlerimiz, tarihimiz, dünya halkları-nın deneyimi ve ML ideolojimiz bi-zim köşe taşlarımız olacak.

Hatalar, sorunlar, engeller, zaaflar,çeşitli statükolar dünyaya, ülkemize,kendimize, yoldaşlarımıza bakışı-mızda birer perdedir, gerçeği bütü-nüyle görmemizi engeller. Fedakar-lık bu perdelerin atılmasıdır. "Bir ca-nım var halkıma ve vatanıma feda ol-sun" diyen irade, feda ruhu bu per-

Ders: Fedakarlık

FEDAKARLIKSIRA NEFERİOLMAKTIR

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN228

Yürüyüş

2 Aralık2012

Sayı: 341

Page 29: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

delerin atılmasıyla yaratılır. Ve bu fedaruhu, hayat denilen kavganın heranında yaşanır, yaşatılır. Yaptığımıziş, faaliyet ne olursa olsun, işimize herşeyimizi katarak yapmalıyız. Değil-se feda ruhu ölür, sıradanlaşma baş-lar. Hatalar, zaaflar, sorunlar tekrar-lanır. "Ne de olsa ben bu işi biliyorumçok yaptım" diyerek alışkanlıkla me-kanikçe iş yapmak fedakarlık değil-dir. Çünkü orada, her şeyimizle işe yo-ğunlaşmamışız, o işte devrime canvermemişizdir. Sonuç olarak, işi yap-mış olmak için yapmakla hiçbir sonuçalamayız. Statükolar, engeller deböyle oluşur. "Şunu ne de olsa bili-yorum...", "Şu işi benim yapmama negerek var, ne de olsa yapanlar var" vebenzeri düşüncelere yabancı değiliz.Bu tür düşünceler çürümüş düzeninbizdeki halidir. Fedakarlık eskimişolan düzene, düzen yanlarımıza kar-şı amansız bir savaş vermektir. Dev-rimci düşüncemizi, heyecanımızı,bilgimizi, deneyimlerimizi, her şeyi-mizi kavganın her anında her işindeseferber ettikçe devrimi, geleceğigörürüz. Eskimiş yanlarımızı, zaaf-larımızı statükolarımızı koparıp at-tıkça yeni insanın ve sosyalizminkendi ellerimizde yaratıldığını görür,bunun coşkusunu yaşarız.

Fedakarlığımız,Halkın FedakarlığınıYaratacaktır.

Halkımız fedakardır. Günlük ya-

şamında nice fedakarlıklar yapar. Selolur, hiç tanımadığı insanlar sel su-larındadır, onları kurtarmak için suyaatlar. Komşusunun evinde yangın çı-kar, alevlerin içine girer komşusunukurtarır. Yıkım ekipleri mahallede birkaç evi yıkmaya gelmiştir, bütünmahalle barikat kurar. Halk fedakar-dır, çünkü aynı sorunların, dertleriniçinde, aynı safta olduğunu bilir, bir-birine sahip çıkarlar. Yaşamını dahaiyi sürdürmek, zorlukları altetmek is-teğiyle fedakarlıklar yapar.

Halk, günlük yaşamdan öte gele-cek için devrim için gücünü birleş-tirdiğinde, örgütlendiğinde fedakar-lığının önünde hiçbir güç duramaz.

Devrime inanan, bunun için ör-gütlenen bir halk, her şeyini fedaeder. 1920'de, Anadolu'da halk, iş-galcinin yenileceğine inandığındabaşta canını almak üzere her şeyinifeda etmiş, güçlü görünen emperya-lizmi kovmuştur. 1917'de Çarlık Rus-yası’nda devrimin zorunluluğunukavrayan halk, devrimin ordusunukurmuş elindeki avucundaki her şe-yini feda etmiş, devrim yapmıştır.Toplumlar tarihi halkların fedakar-lıklarıyla yazılmıştır.

Emperyalizm ve işbirlikçileri butarihin bilinmesini, halkların feda-karlığının boyutunun öğrenilmesini is-temez. "Tarih bitti, sosyalizm öldü"demeleri bundandır. İbrahim Çuhadaryoldaşımızın feda eyleminden sonradüşman "Örgüt, hayattan beklentisikalmamış, sabıkalı veya kanser has-

tası olan militanlarını seçiyor" diye-rek karalama yapmaya çalışmıştır.Çünkü İbrahim Çuhadar, fedakarolan halkın daha büyük fedakarlıklaryapabileceğinin temsilcisidir. İbrahimÇuhadar, bu halkın içindendir, halk-tandır ve halka dayatılan zulme, ada-letsizliğe karşı "Canım feda" demiş-tir. Onurlu ve özgür bir hayatı, dev-rimi can bedeli savunarak halkınkahramanı olmuştur.

Ait olduğumuz, içinde yaşadığı-mız ve kurtuluşu için her şeyimizi ver-diğimiz halka yol gösteriyoruz. Hal-kın kurtuluşu için yaptığımız her fe-dakarlık, halkın fedakarlığının önünüaçacaktır. Tarih böyle yazılmıştır.Yeri gelmiş Spartaküs, yeri gelmişBedreddin olunmuş, yeri gelmiş Ma-hir olunmuştur. Halklar, önderlerin-de, kahramanlarında kendi gücünü,geleceğini, kurtuluşlarını gördüklerianda her şeylerini feda ederek dev-rimler, isyanlar yapmış, tarih yaz-mışlardır.

Bugün, İbrahimlerle yaptığımız fe-dakarlık, kavganın her alanında herşeyimizi koyarak yaptığımız feda-karlık halkın fedakarlığını yarata-cak, açığa çıkaracaktır.

Sevgili Devrimci Okul okuyucu-ları, İbrahimler halkın içinde çoğa-lacaktır, sıra neferi geleceği can be-deli yaratacaktır diyerek bu haftakikonumuzu da burada sonlandırıyoruz.Haftaya yeni bir konuda buluşmaküzere hoşçakalın.

TAYAD’lı Aileler, gözaltında kaybedilerek katledilenAyhan Efeoğlu’nun mezarının bulunması için her Cumaolduğu gibi, 23 Kasım günü de eylemlerine devam etti-ler. Taksim Tramvay Durağı’nda toplanan TAYAD’lı Ai-leler “Ayhan Efeoğlunu’nun Mezarı Nerede? CevapAlıncaya Kadar Susmayacağız” yazılı pankartı açtılar. Ta-şınan dövizlerin üzerinde “Kaybeden Devlettir! Hesap So-racağız!” ve “Ayhan Çarkın Ayhan Efeoğlu’nun Cesedi-ni Nereye Gömdü?” yazıyordu.

Sloganların atıldığı eylemde konuşan Naime Kara,“AKP iktidarı kaybedilen evlatlarımız için bir çaba sar-fetmiyorsa, kendi ellerimizle kazılar yaparak, Ayhan Efe-

oğlu’nun mezarını bulaca-ğız” dedi. Kara, Aralık ayıbaşında, kontrgerilla AyhanÇarkın’ın söylediği yerlerde

kazı çalışması başlatacaklarını duyurdu.

TAYAD’lı Aileler Ayhan Efeoğlu’nun MezarınıBulmak İçin Kazı Yapacak

HESAP SORDUK SORACAĞIZ! 229

2 Aralık2012

Yürüyüş

Sayı: 341

Page 30: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Aşağ ıdaokuyacağınız

hemen hergün duyduğumuz, duy-mak zorunda olduğumuz ya da yanı-başımızda yaşanan olaylardan birkaçörnektir. Hiç kimseye uzak değildir ya-şananlar.

* 5 yıl önce boşandığı eşi Aslı Yıl-dırım ile karşılaştı. Karabulut ile Yıl-dırım konuşmaya başladı. Konuşmanıntartışmaya dönüşmesiyle kavga çıktı.Karabulut motosikleti üzerinde bulu-nan tüfeği alarak eski eşinin başına birel ateş etti. Talihsiz kadın olay yerin-de feci şekilde can verdi.

* Sivas'ta 1 aylık evli işsiz AdemTambay eşi Meltem Tambay ile sabahsaatlerinde para meselesinden tartıştı.Adem Tambay, evinde bulunan ruh-satsız tabanca ile eşine ateş etti, ar-dından da silahı kendi başına dayayıpateşledi.

* Erzurum Tortum'da Nuray Akpı-nar'a tecavüz ettikten sonra bıçaklayıpboğarak öldüren sanıklar korkunç ci-nayeti mahkemede anlattı: Ben Nu-ray'ın ağzını tuttum. S.K bıçağı sapla-dı. Sonra o tuttu, ben vurdum. İple boğ-duk ve gömdük.

Örnekler çoğaltılabilir, bunlarınçok büyük çoğunluğu ne gazetelerde netelevizyonlarda haber bile olmaz. Bizbu satırları okurken yeni bir aile faciasıyeni bir cinnet geçiren insan hikayesidinleyeceğiz, okuyacağız ya da tanıkolacağız.

Yoksulluk, işsizlik, çaresizlik, yal-nızlık, yozlaşma... Tüm bunları yara-tan düzendir. Kendinden başkasını dü-şünme, başkalarının sorunlarına karşıkulaklarını kapa, gözlerini yum diyenbu düzendir.

İnsanlar durup dururken cinnet ge-çirmez. Durup dururken çoluğunu ço-cuğunu, karısını, kendini öldürmez. İn-sanları bu denli çaresiz, bu denli çö-zümsüz, umutsuz bırakan bu düzendir.

AKP iktidarında son 10 yılda 28bin kişi intihar etmiş. Bir kişinin in-tihara kalkışması umudunun tükeniphiçbir çare üretemediği noktadır. Bu

düzen insanları bu hale getiriyor. “Cinnet” denilerek ya da “kadın

cinayetleri” denilerek olaylar maga-zinleştirilip bu düzenin ürettiği sos-yal, kültürel sorunların üzeri örtülü-yor.

İntiharlar, cinnet olayları, kadın ci-nayatleri vb. hepsi birer sonuçtur. So-runun kendisi değildir.

İnsanların çözümsüz, çaresiz, umut-suz kaldığı bu düzende intiharlar, cin-net olayları kaçınılmazdır.

İki hafta önce İstanbul Bağcılar’daEngin Sargık adında bir babanın ken-di ailesinden 7 kişiyi öldürüp sonra in-tihar etmesi hemen burjuva basında“canilik” olarak değerlendirildi. Birçokgerekçe sayıldı. Oysa komşuları hak-kında kötü tek bir söz söylemiyordu.

Avukat ve iş arkadaşlarının anla-tımlarına göre Sargık'a cinnet geçirtenneden hiç de yabancısı olmadığımızbir sorundur.

Ayda 850 lira maaşla çalışan En-gin Sargık, olaydan 3 gün önce 5 ar-kadaşıyla birlikte işten çıkartıldı. Üs-telik patronları işten atarken bırakıntazminat vermeyi, çalıştıkları süreninmaaşını ve fazla çalışma mesailerinibile ödemedi. İşten atılan 6 kişi davaaçmak için avukat tutmak istediler. İş-çilerin alacaklarını almak için dava aç-maya 750 lira gerekiyordu. İşsiz En-gin Sargık'ın cebinde sadece 5 lirasıvardı. Parayı diğer arkadaşları den-kleştirdi ve dava açmak için başvuruyapılabildi. Engin Sargık aynı gece evegeldiğinde bu olay yaşandı.”

İşte bir babanın cinnet nedeni. Ne-den bu düzenin 8 nüfuslu Engin Sar-gık’ı aç bırakmasıdır. Engin Sargık’ındurumunda binlerce insanımız var.

***Ahlaksızlığın, yozluğun fuhşun bu

kadar arttığı bir ülkede “namus” için iş-lenen cinayetler kaçınılmazdır.

Bakın Zonguldak Cumhuriyet Sa-vacısı Veli San, cinsel dokunulmaz-lığa karşı işlenen suçlarda son 10 yıl-da yüzde 400 artış olduğunu söylü-yor. (Cumhuriyet, 9 Kasım 2012)

Açlığın, yozlaşmanın, ahlaksızlı-ğın bu denli arttığı ve adaletin de ol-madığı bir ülkede “orman kanunu”işler. Bu kanun “gücü gücü yetene”kanunudur.

Boşanmalara halkımız “yuvanınyıkılması” der. Son bir yıl içindeboşanma oranların yüzde 44 artmış.AKP aileye çok önem veren parti gö-rünümü vermeye çalışıyır. Bunlarınbirinci sorumlusu AKP iktidarıdır.

Yozlaşma; özünde iyi nitelikleri-ni bir takım dış etkenlerle yitirmek,bozulmak, özünden uzaklaşmak,manevi anlamda değerlerini yitir-mektir. Elbette bu tanıma daha da ek-lenebilir. Ama meselenin özü yoz-laşmanın tanımındadır zaten.

Her alanda yozlaşmanın sürdü-ğüne tanık oluyoruz. Yozlaşma ken-dine yabancılaşma, çevresine yaban-cılaşmanın her türden kuşatmasınınboyutlarını göstermektedir. Dikkatederseniz bu haberlerin veriliş şeklibile artık magazinleştirilmiştir. Dra-matikleştirilmekte, sorunun ana kay-nağının ne olduğu anlatılmamakta, an-latılmadığı gibi çarpıtılmaktadır.

AKP yozlaşmaya ve çürümeyekarşı mücadele eden devrimcileri“terörist” diyerek tutuklayıp yozlaş-manın önünü açmaktadır. Böyle birsorunu, bırakın çözmeyi, gündeminebile alamıyor. Çözüm diye sunduğuyöntemler ise ayakları havada kalanyöntemlerdir. Bu sorunlar ertelene-mez, görmezden gelinemez sorun-lardır.

AKP tekelleri güçlendirip zen-ginleştirdikçe halk yoksullaşmaktadır.Yoksullaşan halk, tek dayanağı olankendi ailesini bir süre sonra yük ola-rak görmektedir. Ya da boşanmalara,aile içi geçimsizliklere sebep olmak-tadır. Yıkılan yuvalar, ortada kalan ço-cuklar... işte insanların cinnet geçir-mesi de böylesi anlarda yaşanıyor.

Burjuva basına medyaya bakar-sanız her gün okuduğumuz, izlediği-miz, tanık olduğumuz haberlerde so-rumlu yoktur. Nedenler yoktur. Ci-

Tecavüzler, intiharlar, cinnetler AKP’nin yozlaştırma politikalarının, halkı aç, yoksul, umutsuz, çaresiz

bırakmasının sonucudur!UMUT DEVRİM ÇÖZÜM MÜCADELEDİR!Düşmanı

Halk

AKP

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN30

Yürüyüş

2 Aralık2012

Sayı: 341

Page 31: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

nayet işleyen gözü dönmüş canilervardır.

Oysa bunların sorumlusu, bu suç-ları üreten, insaları bu duruma düşü-ren düzendir. Bu düzen ise bugün içinAKP iktidarıdır.

Sonuç olarak; 1- Tecavüzlerin, yozlaşmanın, in-

tiharların, cinnetlerin, kadın cinayet-lerinin, trafik kazalarının, yıkılan yu-vaların sorumlusu bu düzendir. YaniAKP’dir.

2- AKP’nin aileden, değerlerdenbahsetmesi sahtedir. Açlığın, yok-sulluğun, işsizliğin olduğu yerde halkörgütsüz ise yozlaşma başlar. AKPbizzat yozlaşmayı körükleyen birpartidir. Yoksul gecekondu mahal-lelerinde yozlaşmaya, uyuşturucu-ya, fuhşa karşı mücadele eden HalkCepheliler’e sabaha karşı helikop-terlerle operasyon yapıp tutuklayanAKP’nin yargısı, uyuşturucu çetele-rini serbest bırakmaktadır.

3- AKP, yarattığı tüm toplumsal,sosyal olayları dinle kontrol altına al-maya çalışıyor. Bu AKP’nin çaresiz-liğidir. Kapitalist sisteme karşı çık-madan sistemin yarattığı hiçbir sorunudinle çözemezsiniz.

4- Çözüm bu düzenin yıkılması-dır. Çünkü sorunların kaynağı olan budüzen yıkılmadan bu düzen içinde so-runları çözemezsiniz. Halk Cepheli-ler, çürümüş bu düzeni yıkmak içinmücadele ediyorlar.

Yazılı ve görsel medya, düzenin devamı için gerek-li olan ideolojik propaganda ve psikolojik yönlendirmegörevinin büyük çoğunluğunu üstlenmiş durumdadır.

Temel amaç gerçekleri ters yüz ederek egemen-lerin çıkarlarına uygun fikir ve değerlendirmelerihalkın çıkarınaymış gibi sunmaktır.

İşte bu amaca daha rahat ulaşmak için burjuvamedyada hemen her konuda "uzman" sıfatlı bir takımkişiler boy gösterir. Bir olay sonrası veya bir habereilişkin "uzman görüşü alıyoruz" denerek objektif birgörüş açıklayacakmış havası yaratılır, yalanlara dahainandırıcı bir hal kazandırma çabasına girilir. Bukişiler uzman oldukları konuda sorulara cevap verir,görüş açıklar, harita üzerinden değerlendirmeler yapar,analiz yapar ve böylece kitleleri "aydınlatırlar."

Özellikle televizyonlar, haber kanallarında dakika-larca süre ayrılır bu "uzmanlara." İstisnasız hepsi, oekranlarda kendilerine o süreyi ayıran patronlarına birnevi minnet ederler.

Patronların çıkarı neyse; onlar halk neyi-nasıl bil-sin, neyi-nasıl düşünsün ve değerlendirsin istiyorlarsatek kelime şaşmadan onu söylerler.

Örneğin bir devrimci şiddet eylemi sonrası "teröruzmanı" çıkar karşımıza. Adaletsizliği, zulmü, baskıyıhiç sorgulatmadan eylemi mahkum etmeye, terör dema-gojisi yapmaya çalışır, hedef gösterir, kışkırtır. Çoğuemekli asker olan bu "uzman", askerken halkın üzerinebomba attıkları gibi, emekli olunca da televizyon ekran-larından halkın beynini yalanlarla bombalamaya devameder. Böylece katliamları, tutuklamaları, genel olarakzulüm düzenini meşrulaştırmaya çalışırlar. Başka birkonuda bir "strateji uzmanı" çıkar, Suriye'ye savaş ilanetmekten, Suriye'yi işgal etmekten bahseder. "Ekonomiuzmanı" çıkar, sömürü politikalarını savunur. Her günüst üste yapılan zamların zorunlu olduğuna; özelleştir-

melerin, rant ve yağma politikalarının ne kadar gerekliolduğuna inandırmaya çalışır.

Doğal afetlerin ve trafik kazalarının katliama dönüş-mesinden polis terörüne, işsizlikten adaletsizliğe, sağlıkpolitikalarına, eğitimdeki düzenlemelere, bağımlılık iliş-kilerine... Bunlar gibi pekçok konuda, güncel saldırıdüzenlemelerinde düzeni aklama, çelişkiyi yumuşatmamisyonunu bu "uzmanlar" üstlenirler.

Kimi doğrudan kontrgerilla elemanıdır, kimi akade-misyendir, sözde bilim insanıdır, "düşünce kuruluşu"çalışanıdır, danışmandır, asker, polis, doktor, avukattırvb... Her ne meslekten olursa olsun kesin olan şudur ki;düzenin seçip parlattığı, düzen diliyle konuşan, düzenisavunup meşrulaştıran ve her şeyiyle düzenin hizmet-inde olan insanlardır bu "uzmanlar."

Genelde emperyalizmle doğrudan bağlantı halinde-dirler. Emperyalizmin halkları tahakküm altında tut-masını sağlayan işbirlikçi konumundadırlar. Bir ajan, birkontrgerilla elemanı gibi doğrudan yeni-sömürge ülke-lerden devşirilip yetiştirilirler ya da sonradan satın alınır-lar. Her ülkede özel yöntemlerle ön plana çıkarılıp par-latılarak bir bilir kişi pozisyonuna sokulurlar.

"Uzman görüşü" diye inanmamızı istedikleri burjuva-zinin ve emperyalizmin görüşüdür. Savundukları tümfikirler en nihayetinde açlığın, yoksulluğun, katliamların,zulmün devam etmesi içindir. Yani her an karşımızaçıkarılan bu "uzmanlar" halkın safında değil burjuvazininsafındadırlar ve söylediği her sözle, savunduğu her fikir-le çanağını yaladıkları efendilerinin çıkarını savunurlar.

Halkın çıkarına olan "uzman görüşü" olaraksunulan her düşünceye, her değerlendirmeye veöneriye kendi sınıfımızın bakış açısıyla bakabilmelihalka da bu bakış açısını kazandırabilmeliyiz.

Burjuvazi, "uzman görüşü" diye sunduğu düşünce-lerin tamamına inanılmadığının farkındadır. Bu neden-le asıl olarak propagandasının sürekliliğine güvenirve böyle sonuç almaya çalışır.

Düşmanımızdan daha ısrarcı olmalıyız. Halkınbeynini teslim almaya yönelen her saldırıya cevapvermeyi ve halka gerçekleri göstermenin yollarınıöğrenmeliyiz.

SavaşanKelimeler

UZMAN GÖRÜŞÜ

HESAP SORDUK SORACAĞIZ! 31

2 Aralık2012

Yürüyüş

Sayı: 341

Page 32: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Bir süredir bazı dönekler MHP'lifaşistlerle birlikte bir kısım siyasetlerde darbecilerin yargılanması adınaAKP'nin tezgahladığı bir demokra-sicilik oyununun parçası haline gelmişdurumdalar... 12 Eylül faşist cunta-sının şeflerinin yargılanacağı düşün-cesi bu kesimlerde büyük bir heyecanyarattı. Darbecileri yargılama adınafaşistlerle aynı safta bulunduklarınıbile göremediler. Faşistlerle yer kav-gaları, pankart kavgaları bu tezgahınen heyecan verici kavgaları olsa ge-rekti bu kesimler için.

Son yapılan mahkemelerde fa-şistlerin bunların yerine pankart as-maları karşısında canla başla uğraşıpyeri faşistlerden geri almışlar vebunu da büyük bir başarı gibi haberyapmışlar.

Bu, darbecilerin yargılama mah-kemesini kendileri için siyaset arenasıolarak gören ve bununla siyaset yap-tığını sananlara en son cunta şefleriKenan Evren ve Tahsin Şahinkayaen büyük dersi vermiş olmalılar. On-ların verdiği dersi bizim solcularımızalmış mıdır bilmiyoruz ama cuntacılaryaşanan yargılamanın nasıl bir mas-karalık olduğu aslında tüm çıplaklı-ğıyla gözler önüne serdiler.

Yargılama maskaralığı başladı-ğından bu yana adliye önünde sal-landırılan bir pankartta şunlar yazıyor:"Paşa Paşa Yargılanacaksınız"...Ne kadar hayranlık verici bir buluşdeğil mi? Gören de oligarşinin mah-kemelerinin cunta generallerini ger-çekten yargılayacağını ve büyükcezalara çarptıracağını sanır. Oysaöyle bir şey yoktur ve olamaz.

Ergenekon vb. davalar ile birlikteAKP demokrasi atağında şaha kalkarve “akıllı solcular”ın da, kendi de-yimleriyle "ezberini bozarken" dar-becilerin yargılanması gibi bir beklentide bu kesimler için elbette boş bir

beklenti olmamaktadır. Kimisi budavanın duruşmaları sırasında hal-kın yargısından bahsetse de gerçektedavayı oligarşinin mahkemelerinehavale ettiğini ve buraya ilişkinbir beklenti yarattığını herhaldedüşünmemektedir bile... Ya da hemnalına hem mıhına misali hem oli-garşinin mahkemelerini bir çözümkapısı olarak görmekle birlikteyarın ne olur ne olmaz diyerek hal-kın yargısını söylemeyi de ihmal et-meme kurnazlığına başvurmaktadır.

Sonuç olarak ne olursa olsun ya-şanan bir maskaralıktır ve bunu cun-tacılar çok açık olarak ortaya koy-dular.

Öncelikle mahkemeyi ciddiye al-madıklarını mahkeme salonuna gel-meyerek gösterdiler. Dahası sineviz-yon ile mahkemeye katıldılar amapijamaları çekip yataklarına ya-tarak ve yataklarında keyif çatarakadeta oraya katılan herkesle alay et-tiler. İstedikleri sorulara cevap ver-diler, istediklerine cevap vermedilerve daha da ileri gidip mimikleriylealay ettiler...

Cuntacıların söyledikleri ise oduruşmalara katılan birçokları içingerçek anlamda öğretici olmalıdır.Çünkü cuntacılar bile kendi yaptık-larını hala daha savunacak kadarkendine güvenli ve kendi meşruluk-larına inanç içindedirler. Çünkü ya-şanan bir sınıf savaşıydı ve onlar dakendi hizmet ettikleri sınıfın çıkarınıdüşünerek hareket etmiş ve yapılmasıgerekeni yapmışlardı. Ki bunu daçok açık bir şekilde savunarak bugünolsa yine yapacaklarını söylemişlerdir.

İlginç olan durum ise cuntacılarınbu pervasızlığının kimi solcuları şa-şırtmış olmasıdır. Kimi solcular isemahkeme salonunda cuntacılara vic-dan sorgulaması yapma maskaralığınasoyunmuşlardır. Kimden neyin vic-

danını, ne adına bekliyorsun? Sankikazara bir suç işlemiş biri var karşı-larında. Halka karşı, planlı programlıve üzerinde uzun süre düşünülmüşve aynı şekilde hayata geçirilip uzunsüre de devam ettirilmiş bir suç sözkonusudur. Yani taammüden işlenmişbir suç vardır ve suçu işleyenlerbunun idrakınde olmayanlar değil,tersine bunu çok iyi bilen ve bilerekyapanlardır. Ve işledikleri suçu suçolmaktan çıkaracak her türlü yasaldüzenlemeyi de yapmış kişilerdir...Ve hala daha onların oluşturduğuanayasa yürürlüktedir... Bu noktadaneyin vicdani sorgulaması yapılmak-tadır, doğrusu akla ziyan bir mantık...

Gerek Evren ve gerekse de Şa-hinkaya yaptıkları faşist darbeyi, kur-dukları faşist cuntayı çok açık olaraksavunurken aynı zamanda da yargı-lamayı yapan mahkemenin nasıl birmaskaralık içinde olduğunu da ortayakoymaktadırlar. Şöyle demektedirlersavunmalarında:

Kenan Evren; “Biz, ihtilal yaptık,ihtilale teşebbüs etmedik. Herkesinihtilal ile ihtilale teşebbüsün aynışey olmadığını bilmesi gerekir. İhtilalyapmayı suç sayan bir kanun yok.TSK iktidar olmanın meraklısı de-ğildir. İhtilallerin sebebi siyasilerinbeceriksizliğidir. Demokrasinin iş-lediği yerde ihtilal olmaz. Ülke ogünkü olaylara layık değildi. Bugünolsa yine aynı şeyi yapardık. Pişman

Cunta Şefi Evren ve Şahinkaya Mahkemede “Pişman Değilim, Aynı Koşullar Olsa Yine Yapardım” Diyor!

Tutarlı bir halk düşmanı! Evren’i AKP’nin mahkemeleri yargılayamaz! Hesabı Halkın Adaletine Verecekler!

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN332

Yürüyüş

2 Aralık2012

Sayı: 341

Kenan Evren Tahsin Şahinkaya

Page 33: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

değilim. Bundan sonra beni tarihyargılar. Görevim mahkemeye yar-dımcı olmak, sanık değilim. Sorularayanıt vermeyeceğim. Biz kurucu ik-tidarız, yargılama yetkiniz yok. 12Eylül komuta zinciri içinde yapıldı.Yapılış nedeni Türk milletine bildiriyleaçıklandı” diyordu.

Şahinkaya da hemen hemen aynışeyleri söylüyor mahkemeye:

“Anayasa ile kurulmuş Milli Gü-venlik Konseyi üyesiyim. Konseyinher kararı anayasa çerçevesinde ve-rildi. Milli Güvenlik Konseyi kurucuiktidardır. Kurucu iktidarların tasar-rufları suç unsuru olamaz. Mahke-menin bizi yargılama yetkisi yoktur.12 Eylül müdahalesi Türk ve dünyatarihinde yerini almış büyük bir olay-dır. Tarihi olayları ancak tarih yar-gılar. Bu çerçevede hiçbir soruyayanıt vermeyeceğim.”

İşte paşa paşa yargılanan paşalarınsöyledikleri bundan ibarettir ve ondansonra kendilerine yargılayamayaca-ğını ilan ettikleri mahkemeyi dikkatealmamaya başlamış ve hiçbir soruyada cevap vermemişlerdir.

Yani paşalar mahkemeyi kaale

almıyor ama zaten mahkemenin deonları yargılama gibi bir derdi yoktur.

Avukatların işkencelere ilişkinsorularını mahkeme kabul etmiyor.Paşalar sadece darbeden yargılanı-yorlarmış. Bunun dışında soru so-rulmazmış. İşte mahkemenin oynadığımizansen ve solun birçok kesimininortak olduğu maskaralık böyle birmaskaralıktır. 12 Eylül faşist cuntasısadece ve sadece anayasayı ihlal,yani darbe yapmaktan dolayı yargı-lanacak. Ve bu da zaten mevcut ana-yasayı yaratan bir iktidar olmalarınedeniyle düşecektir. Ya da bir başkaoyun tezgahlanarak kapatılacaktır.

Ancak 12 Eylül faşist cuntasınınişkenceleri, katliamları, ülkeyi em-peryalistlere ve tekellere peşkeş çekenkararları, halka zulmeden uygula-maları, sömürüyü katmerleştiren yasaldüzenlemelerinin hiçbiri yargılana-mayacak.

Ve böyle olduğu halde duruşmayıbüyük bir istekle ve hevesle takipeden solcular arasında kimler yokki: Devrimci 78’liler Federasyonu,BDP, EMEP, ESP gibi partiler veİHD gibi dernekler.

Sonuç olarak 12 Eylül’ün faşistgeneralleri savunmalarında gerçekleriolduğu gibi ifade etmişlerdir. Mevcutmahkemelerin kendilerini yargılamayetkisi yoktur. Sizi biz yarattık biziyargılayamazsınız diyorlar.

Bu yanıyla da akıllı solcular dahilherkese ders vermektedirler. Yaptıkve savunuyoruz.

Sınıf mücadelesinde hasmın daolsa kendi sınıfının çıkarlarını cesa-retle savunanlar karşısında sınıf uzlaşıtavrı sergileyen ve burjuvazinin icazetsınırları dışına çıkmayanlar utanma-lıdır.

Evet generaller oligarşinin mah-kemelerinde yaptıklarını savunma“cesaretini” gösteriyorlar. Ama butarihi onlar değil biz, yani halklaryazacaktır. Halkın Adaleti karşısındaaynı cesareti göstereceklerini hiç san-mıyoruz. Öyle olsaydı yıllardır lağımfareleri gibi saklana saklana yaşa-mazlardı. Cuntacıların halkın nez-dinde hükümleri çoktan verilmiştir.Bu hükmün infazını da sadece halkınadaleti gerçekleştirebilir. Evrenlerdenhesabı halk soracak.

Elazığ 24 Kasım günü Elazığ Haklar Derneği’nde ilk film gösterimi

yapıldı. Yılmaz Güney’in ‘Vurguncular’ filmini gösteren ElazığHaklar Derneği, “Yoz, kapitalist düzende halkı sömüren tekelciburjuvazinin halkımıza dayattığı filmlere alternatif olarak kendiseçtiğimiz filmleri izleyeceğiz. Çünkü günümüz koşullarındamedyada yer alan diziler, filmler halkımızın Anadolu halk kültürünüçürütmek, yok etmek amaçlı yapılan bir saldırıdır” vurgusunuyaptı. Film gösterimleri, her cumartesi ve pazar günleri devamedecek.

TekirdağTekirdağ Halk Komitesi başlatmış olduğu haftalık film göste-

rimlerinin ikincisini gerçekleştirdi. 22 Kasım günü KephalosKafe’de burjuvazinin çarpık, yoz yaşantısını konualan Yılmaz Güney’in “Arkadaş” filminin gösterimiyapıldı. 12 kişinin katıldığı film gösteriminin ardındanfilmle ilgili sohbet edildi. Sohbette burjuvazi vehalkın yaşam biçimi arasındaki farka, yozlaşmanıngünümüzde geldiği noktaya ve yozlaşmaya karşımücadele edilmesinin gerekliliğine değinildi.

Düzenin Halkımızı Yozlaştırmasına İzinVermeyeceğiz Kendi Seçtiklerimizi İzleyeceğiz! Dev-Genç’liler 23 Kasım günü Ege Üni-

versitesi Öğrenci Çarşısı’nda 26-30 Kasım ta-rihlerinde açaçakları “Tutsak Dev-Genç'lilereÖzgürlük!” çadırının ve 26 Kasım’daki eyleminduyurusunu yaptılar. Gün boyunca masadaGrup Yorum şarkıları çalındı, Yürüyüş ve Tavırdergisi öğrencilere ulaştırıldı.

Masada 300 tane “26 Kasım’da Açlık GreviÇadırı Kuruyoruz!” bildirisi öğrencilere dağıtıldı.Aynı zamanda 80 tane afiş ve ozalit Ege Üni-versitesi içerisine ve Bornova Metro'ya asıldı.

HESAP SORDUK SORACAĞIZ! 333

2 Aralık2012

Yürüyüş

Sayı: 341

Tutsak Dev-Genç’liler Serbest Bırakılsın!

arşiv

Page 34: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

19-22 Aralık 2000 Hapishanelerkatliamının sorumlularından döne-min İstanbul Bölge Jandarma Ko-mutanı Engin Hoş bir süredir kansertedavisi gördüğü Gülhane AskeriTıp Akademisi'nde (GATA) 15 Ka-sım'da öldü.

Korkaklar! Tarla sıçanları gibikorka korka yaşayacaksınız.

Cenazelerinizi dahi rahat rahatgömemeyeceksiniz. Cenazeye ka-tılanlar yüzlerini gizleyecek, kim-liklerini saklayacak.

Engin Hoş'un 1. Ordu Komutan-lığı’nda düzenlenen cenaze töreninekorkularından basını dahi almadılar.

Engin Hoş gibi katillerin cena-zelerine katılanları da affetmeyeceğiz.Çünkü onlar da en az Engin Hoşkadar halk düşmanlarıdır.

İşte Katil Engin Hoş'un cenazesinekatılan bazı katiller: İstanbul BölgeJandarma Komutanı Tüm GeneralArif Çetin, İstanbul Bölge AdliyeMahkemesi Cumhuriyet Savcısı Ay-kut Cengiz Engin.

Evet oligarşinin hakimleri savcılarıda katliamın ortağıdır. Engin Hoş19 Aralık katliamının İstanbul ayağınıyöneten komutan olmasına rağmenve 16 tutuklu İstanbul'da katledilmişolmasına rağmen, katil hakkındadava bile açılmadı. İşte davanın nedenaçılmadığı ortadadır. Aykut CengizEngin gibi savcılar dava açılmasınıengellemişlerdir. Katilleri korumuş-lardır. Engin Hoş'un suç ortaklarındanemekli askerlerden Aydoğan Baba-oğlu da cenazeye katılanların arasındavardı.

Mezarınızda RahatYatırmayacağız! ÖlünüzüÇıkartıp YüzünüzeTüküreceğiz!

Katil Engin Hoş'un cenazesi Sa-karya'nın Akyazı ilçe mezarlığına

gömüldü.

Halkımız Engin Hoş gibikatillere "mezarından su çık-sın, toprağın altında rahat ya-tamasın" diyerek ölseler dearkasından öfkesini kinini ifa-de etmiştir.

Biz senin gibi katilleredaha beterini yapacağız.

Evet, ölsenizde, toprağagömülsenizde affetmeyceğiz.Mezarınızdan ölünüzü çıkartıpyüzünüze tüküreceğiz. Lane-timizden kurtulamayacaksınız.Ölünü kurşuna dizeceğiz.

Korkak, katil, alçak EnginHoş, Bayrampaşa'da 6 kadınıdiri diri yakma emrini verendir.

6 kadın diri diri yanarken kah-kahalar atandır.

Layık olduğu gibi halkın ada-letiyle değil, kanserden öldü EnginHoş. Bayrampaşa ve Ümraniyehapishanelerinde toplam 16 dev-rimciyi katletti.

Katliam saldırısını önlemek içinfeda eylemi yapanların bile üzerinekurşun yağdırdı.

6 Kadını KimyasalGazlarla Diri DiriYaktılar

Bakın, Seyhan Doğan'ın kömür-leşmiş cesetine bakın.

Kurtulamayacaksın alçak katil!

Beton mezarın içine de girsen kur-tulamayacaksın. Ölünü çıkartıp kur-şuna dizeceğiz seni.

Dört duvar arasında, parmaklıklariçinde kahkahalar atarak 6 kadınıdiri diri yakarken pek “cesur”dunuz.

Ama gerçekte tarla sıçanı kadarkorkaksınız.

Katil Engin Hoş, katliamdan sonraölene kadar tam bir lağım faresi gibiyaşadı. Hesap sorulacağı korkusuylaadeta lağımlarda yaşadı. İki kez ada-letimizden kıl payı kurtuldu. Kendiniaffettirmek için devreye olmadıkadamlar soktu. Çerkezler’den, Gür-cüler’den örgüt içinde kendini affet-tirecek torpil aradı. Avusturya’ya ka-dar adam gönderip af dilendi.

Engin Hoş; seni affetmedik,affetmeyeceğiz. Ölüm senin içinkurtuluş olmayacak.

19 Aralık Katliamının Komutanlarından Engin Hoş Eceliyle Öldü! Halkın Adaletinden Kurtulduğunu Düşünenler Sevinmeyin!

Mezarından Çıkartıp Yüzüne Tüküreceğiz!

Ölünüzü Kurşuna Dizeceğiz!

Korkak, katil, alçak EnginHoş, Bayrampaşa'da 6 kadınıdiri diri yakma emrini verendir.

6 kadın diri diri yanarken kahka-halar atandır.

Layık olduğu gibi halkın adaletiyledeğil, kanserden öldü Engin Hoş. Bay-rampaşa ve Ümraniye hapishanele-rinde toplam 16 devrimciyi katletti.Kurtulamayacaksın alçak katil. Betonmezarın içine de girsen kurtulama-yacaksın. Ölünü çıkartıp yüzüne tü-küreceğiz! Kurşuna dizeceğiz senin.

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN34

Yürüyüş

2 Aralık2012

Sayı: 341

Seyhan Doğan

Page 35: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

22 Ka-sım'da 12Eylül Faşist

Cuntasının şefi Kenan Evren'in AKPiktidarı tarafından "yargılanma oyunu"devam etti. Cunta şeflerinden KenanEvren ve Tahsin Şahinkaya sağlık du-rumları nedeniyle mahkemeye getiril-meyerek hastane odasından mahkemeyeyapılan görüntülü yayın ile "yargılanmaoyunu" sürdürüldü. Müdahil avukatlarınsorularına cevap vermeyen Evren veŞahinkaya tutarlı birer halk düşmanıolarak 12 Eylül'ü savundular...

Mahkemede müdahil avukatlar Ev-ren'e "Darbe öncesi hayatını kaybedenGün Sazak'ın korumasının çekilmesikonusunda bilginiz var mı? Bu ko-nuda soruşturma yapmamanızın se-bebi nedir diye sordular."

Evren'in bu soruya da cevap ver-memesi üzerine mahkeme heyeti birsonraki duruşmaya kadar MİT Müs-teşarlığı’na yazı gönderilerek eski ba-kan Gün Sazak'ın 27 Mayıs 1980'deöldürülmesiyle ilgili herhangi bir bilgibulunup bulunmadığı sorulacak.

Evrenler’in yargılanma oyunuböyle sürüyor işte.

Evren’e, Gün Sazak ile ilgili busoruyu ancak bir kara cahil sorabilir.

Faşist Gün Sazak’ın neden öldü-rüldüğü ve kimler tarafından öldü-rüldüğü bilinmeyen bir olay değil.

Bu soruyu soranlar sorunun ce-vabını bilmediklerinden mi soruyorlardersiniz? Hiç sanmıyoruz. Bu konuylailgili defalarca açıklama yaptık. AmaGün Sazak gibi bir faşist katilin dev-rimciler tarafından cezalandırılmasınıkonduramayan aklı evvellerin komploteorileri bitmiyor.

Soruya bakın: Gün Sazak’ın ko-ruması çekilmişmiş!

AP (Adalet Partisi) ve MHP’nin(Milliyetçi Hareket Partisi) koalisyonkurduğu 2. MC (Milliyetçi Cephe)hükümetinde kim MHP’li faşist Ma-liye ve Gümrük Bakanı Gün Sazak’ınkorumalarını alabilir. Faşist devletintüm olanakları onların elinde... Teo-riye bakın, “korumaları alındı, onun

için öldürüldü” öyle mi? Gün Sazak’ın öldürülmesi konu-

sunda soruşturma yapılmaması ne-denmiş?

Soruyu duyan, gerçekleri bilmeyenbirisi de diyecek ki; “Vay be... devletinbir bakanı öldürülüyor, soruşturmadahi açılmıyor? Bu nasıl iştir...?”

Eyy... kara cahiller! Eyy... AKP’ninsoytarıları: Gün Sazak’ın öldürülme-sine ilişkin soruşturmanın açılmadığınınereden uyduruyorsunuz?

Faşist Gün Sazak’ın cezalandı-rılmasından dolayı kaç tane devrim-ciye idam cezası verildi bilmiyormusunuz?

Gün Sazak’ın cezalandırılmasıylailgili devrimcilerin yaptığı açıklamasizi tatmin etmiyor mu?

Gün Sazak gibi faşist katillerinölümsüz oluğunu mu düşünüyordu-nuz? Halka hesap vermeyeceğini misanıyordunuz?

Boşuna MİT’e sorarak zamankaybetmeyin. Farklı bir bilgi eldeedemezsiniz.

Hatırlatmak amacıyla ve bilme-yenler öğrensin diye 27 Mayıs1980'de Ankara’da faşist şef GunSazak’ın cezalandırılmasıyla ilgiliDevrimci Sol’un bildirisini kısaltaraktekrar yayınlıyoruz:

“Toprak Ağası, Sermayedar,Toprak Ağası, Kaçakçı, Faşist Şef,Gün Sazak Cezalandırıldı

Yıllardır Turkiye devrimcilerineve emekçi halklarına kan kusturan,dizilerce katliamları tertipleyip, bin-lerce yurtseveri zindanlara sokup,işkencelerden geçiren bu faşist duze-nin yetkililerinden faşist şef Gun Sa-zak cezalandırıldı.

Faşist şef Gun Sazak’ı niçinölume mahkum ettik?

Halkımız;(...) Faşist şef Gun Sazak’ın ha-

reketimiz tarafından cezalandırılma-sıyla faşist AP ve MHP devlet guven-lik guçleriyle nasıl saldırdıklarınıgözlerinizle gördunuz, yaşadınız.

Faşizmin bu saldırıları karşısındabir dizi sol grup oligarşi ile ağız

birliği etmişçesine karşı saldırıyageçti, bu eylem ‘halka karşı saldırıyıgetirmiştir’ diye.

Şunu sormak gerekir; Kahraman-maraş’ta yuzun uzerinde insanı fa-şistler katlederken, devrimciler sal-dırdığı için miydi acaba? Aksine fa-şistler planlı olarak hazırlıklarını ta-mamlamış ve kendilerine en uygunbuldukları ortamda halkın katliamınıgerçekleştirmiştir. Ve Gun Sazak ey-lemi faşistlerin planlı katliamlarınıbozmuştur. (...)

Soracaksınız...Faşist şef Gun Sazak’ın cezalan-

dırılması Turkiye emekçi halklarınane kazandırmıştır diye... (...)

Gun Sazak’la beraber tum işken-ceci ve faşistler korkuya kapıldılar.

- Demirel hukumetinin, guçludevleti ve faşist polisinin moralguçluluğu alt ust oldu.

- Katliam ve işkenceler somutolarak halka gösterildi.

- Tum demokratlar ve aydınlarve halkımız faşizmden çektiğininhıncı olarak bir ‘oh’ çekti.

Faşizme karşı gerçekten savaşmakisteyenlerle, istemeyenler bir kezdaha kanıtlanmıştır.

- Halkımız faşizmin saldırılarıkarşısında korunmak, can guvenliğinisağlamak için silahlanmak zorundakalmıştır.- CHP’li yurtseverler, CHP gericiyönetimini sıkıştırmaya başlamıştır.- Ecevit’in anti-faşist maskesi birkez daha duşmuştur.- Faşist Demirel, MHP’nin saldırılarıkarşısında savunamaz duruma gel-miştir.- Faşizme karşı nötr olanlar faşistlerekarşı duyarlı olmaya başlamıştır.- Tum işkenceci ve faşistlere iyi birders olmuş ve her an ölum korkusuylayaşamak telaşına girmişlerdir.”

Sonuç olarak Gün Sazak halkakarşı uygulanan faşist terörün, onlarcakatliamın bizzat örgütleyicisi ve so-rumlularındandır. Halkın Adaletinehesap veren ölümü binlerce kez haketmiş bir faşisttir.

Faşist Gün Sazak’ın Cezalandırılmasını MİT’e Soracaklarmış!

Bilmeyenlere Tekrar Açıklıyoruz; Halk Düşmanı Faşist Gün Sazak Devrimci Sol

Tarafından Cezalandırılmıştır!

HESAP SORDUK SORACAĞIZ! 335

2 Aralık2012

Yürüyüş

Sayı: 341

Gün Sazak

Page 36: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Geçtiğimiz hafta (22 Kasım) An-talya, Malatya, Dersim, Kocaeli veİzmir’de Halk Cepheliler’e yönelikAKP’nin polisi gözaltı terörü estirdi.Toplam 13 Halk Cepheli’yi gözaltınaaldı.

AKP’nin polisleri gözaltı terörünümeşrulaştırmak ve mahkeme heyetinietkileyip Halk Cepheliler’i tutuklat-mak için yalan haberler üretip burjuvabasına servis etti.

Burjuva basında çıkan haber şöyle;"Antalya Emniyeti'nin DHKP-C'yeyönelik operasyonunda 13 kişi göz-altına alındı. Şüphelilerin Susurlukdavası sanıklarından Korkut Eken'esuikast hazırlığı yaptığı öne sürüldü"

Kim öne sürüyor? AKP’nin polisi.Peki neye dayanarak öne sürüyor?Hiçbir delil yok.

Ancak polis iddiasının inandırıcıolması için DHKP-C’nin hedefi olanhalk düşmanı kontracı bir katili hedefdiye öne sürüyor.

Korkut Eken gibi halk düşmanınınDHKP-C’nin hedefi olabileceğiniherkes bilir. Ki, DHKP-C bunu de-falarca kez ilan etmiştir.

Burjuva basında çıkan bu haberlerüzerine katil Korkut Eken de cevapvermiş. Şöyle diyor: "Devlet göreviyapan ve yıllarca terörle mücadeleeden, ömrünü vatan hainleri ile mü-cadeleye adayanlar emekli oluncaböyle tehditlerle karşılaşacaklarınıbilirler. Benim bu tehditlerden çe-kincem yok. Devletin istihbarat bi-rimleri zaten sürekli ikaz ediyor.Güçlü bir koruma ekibim var. Suikastdüzenleyecek olanlar 'sert kayaya’çarpacaklarını bilmeliler" demiş.

'Sert kayaya’ da bakın. Kontrge-rillacı, halk düşmanı katil Eken nekadar da cesaretli, ne kadar da yü-rekli... Koruma ordusu olmadan ya-şayamıyor.

Siz ancak o koruma ordusu diye

peşinizden ayırmadığınız kö-peklerinizle yaşayabilirsiniz. Pe-şinizde koruma ordunuz olmadantuvalete dahi gidemezsiniz.

Biz sizin ne kadar “sertkaya” olduğunuzu çok iyi bili-yoruz. Siz ancak savunmasızinsanları katletmesini bilirsiniz.

Evet yıllarca devlet göreviyaptınız. Devletiniz için dev-rimcileri katlettiniz. İşkece yap-tınız, gözaltına alıp işkencelerdekatledip kaybettiniz. Sizin dev-let göreviniz buydu. Katletmek,işkence yapmak, kaybetmek.

Mehmet Ağar’ın “1000 Ope-rasyonu”nun tetikçilerisiniz.Devlet adına 1000 Operasyon-ları yapansınız.

Suçlarınızı çok iyi biliyor-sunuz. Halka ve devrimcilerekarşı işlediğiniz suçlar asla af-fedilmeyecek.

Hadi oradan Amerikan kö-pekleri. Devrimciler mi “vatanhaini” siz mi vatanseversiniz?

Söyle bakalım kontrgerillaeğitimini nereden aldın? Kimeğitti? CIA’nın çocukları sizmi vatanseversiniz?

Halka ve devrimcilere karşıişlediğiniz tüm suçlarınızın he-sabını vereceksiniz.

Aynı şefiniz Hiram Abasgibi. O da kendini senin gibi“sert kaya” sanıyordu. Hattaonun için senin amirin Mehmet Ey-mür Türkiye’nin en iyi silah kulla-nanlarından birisiydi diyor. ŞefinizHiram Abas’tan daha iyi olduğunumu iddia ediyorsun?

Hatırlatalım; amirin Mehmet Ey-mür üstadınız Hiram Abas’ın mefta-sını şöyle anlatıyor:

“***Ağzında piposuyla evden çıktı.Meslekte geçen yılların getirdiği

bir alışkanlığı daha vardı; evden çı-karken, siyah küçük gözleriyle dik-katlice etrafına bakar, ortalığı kolaçanederdi. (Sadece meslek alışkanlığımı acaba? Yoksa halkın adaletindenkorkusu mu?bn.)

Yine öyle yaptı. Sokakta kuşkulubir durum görünmüyordu...

(...)Aslında doğrudan Bağdat Cad-

desi'ne çıkabilirdi. Ama güvenlik ge-rekçesiyle gelip gittiği yolları sürekli

Kontrgerillacı Katil Korkut Eken “Güçlü koruma ekibim var.Suikast düzenlemeyi düşünenler sert kayaya çarparlar” demiş

Korkut Eken Kimdir?

1978’de kontgerillamerkezi Özel HarpDairesi’nin kuruluşundaaktif rol alan Eken, ÖzelHarekat Timlerini eğitti,örgutledi. 1982’de polisözel timlerinin kuruluşuile görevlendirildi ve son-raki yıllarda binlerce in-faza imza atacak bu tim-leri yetiştirdi. Doğu’da kulak, kafa kesenölum mangalarını eğitip, onlarla birliktebölgede halka karşı savaştı.

Butun katiller gibi, ABD’de eğitim gör-du. 1987’de TSK’dan emekli olarak MİTDaire başkan yardımcısı oldu. Burada daSusurluk’un, halka karşı savaşın içindeyer aldı. Abdullah Çatlılar’ı, Yeşiller’i,mafyacı ve itirafçıları bu savaşta kullananEken 1993’de Ağar’ın isteğiyle yenidenÖzel Harekat Timlerini yapılandırdı. Köyyakmaların, tecavuzlerin, infazların,katliamların, koruculaştırmanın aktif olarakiçinde yer alan Eken’i, emekli generaller“her şeyi bilgimiz dahilinde yaptı” diyereksavunmuştu.

Eken, siyasi kararı devletin zirvesindealınan Susurluk’un infazlarının, kaybetmeve katliamlarının aktif yurutucusu, tescillibir halk duşmanıdır. Ve cezasını henuzçekmiş değildir.

Halk Düşmanı, Kontrgerillacı Katil KORKUT EKEN

Seni Hiçbir Koruma Ordusu Koruyamaz! TekGözünüz Açık Uyumasını Öğreneceksiniz!

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN336

Yürüyüş

2 Aralık2012

Sayı: 341

Page 37: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

olarak değiştiriyordu... O sabah Ce-mil Topuzlu Caddesi'ni Bağdat Cad-desi'ne bağlayan Mahur Sokak'tangeçmeye karar verdi.

(...)İki üç aydır huzursuzdu. Takip

edildiğinden şüpheleniyordu. Eşineve çocuklarına hiçbir şey söyleme-mişti. Zaten "bu tür konuları" onlarlakonuşmazdı.

Bir gün Ankara'ya gittiğinde yıl-larca birlikte çalıştığı MİT'ten yakınbir arkadaşına konuyu açmış; "teş-kilatın" kendini izlettirdiğini tahminettiğini söylemişti.

Arkadaşının isteğine uyup İstan-bul'a geldiğinde, şüphelendiği ikiotomobilin plakasını MİT İstanbulBölge Daire Başkanlığına bildirmişti.(...)

Son yıllarda MİT’te çalışanların,eski personelin bu tür isteklerini"paranoya belirtileri" olarak de-ğerlendirmeleri, teşkilat içinde"moda" haline gelmişti.

Mahur Sokak'a saptı...Bağdat Caddesi'ne çıkan tüm ara

sokaklara, "otomobiller hız yapmasın"diye kasisler konulmuştu.

Bağdat Caddesi'ne 25-30 metre

kala böyle bir tümseğe geldi. Vitesküçültüp otomobilini yavaşlattı.

Ve ne olduysa o an oldu...Otomobilin arka sol camına yak-

laşan genç ve uzun boylu bir kişi,elindeki 7,65 çapındaki susturucu ta-kılmış tabancasıyla dört el ateş etti.

Boynuna isabet eden ilk kurşundaölümcül darbeyi almıştı.

Ne şaşırtıcı rastlantıydı ki, 19 yılönce İstanbul'da girdiği silahlı çatış-mada da ilk kurşunu yine boğazınayemiş, ancak ölmemişti.

İkinci kurşun çenesini parçalayıpçıkmıştı. Niyeti kesinlikle öldürmekolan saldırgan, olayın heyecanındanson iki kurşunu isabet ettirememişti...Kurşunlar aracın sağ ön kapı ve solarka kapı camlarını parçalamıştı...

Başı sağ omzuna düştü, tanınma-mak için taktığı güneş gözlüğü hâlâgözündeydi. Piposu ise sol bacağınınyanına, koltuğun üzerine yuvarlan-mıştı...

Yanından hiç ayırmadığı taban-casının emniyeti açıktı. Şarjöründe9 mermi bulunan silahına dokunmafırsatı bile bulamamıştı.

Silahlara karşı inanılmaz bir ilgiduyardı. Çeşitli çapta silahları vardı.

Onlarla poligonlara gidip atış ta-limleri yaptığında, sanki yaşamınınen büyük mutluluğunu duyardı. Öyledurduğu yerden nişan alıp ateş etmeyisevmezdi. Hareketli hedeflere ateşetmeyi severdi. Hedef hareketli olacako da belindeki silahı çekip hedefivuracaktı. Yakınları, açık arazide ta-lim yaparken hızla kaçan kertenke-lelere ateş ettiğini ve hiç ıska geç-mediğini anlatırlardı. Bu hobisi onuTürkiye'nin en iyi silah kullananbirkaç kişisinden biri yapmıştı...

'Teşkilat"taki yakın arkadaşlarınahep 5-6 kişiyle girişeceği bir silahlıçatışma sonucu ölmek istediğini söy-lerdi. Yatakta ölmek onun kâbusuydu.İstediği gibi olmuştu, ancak taban-casına davranamamış, gafil avlan-mıştı...

Saldırganlar iki kişiydi. Gençolanı silah kullanmıştı. Diğeri 35-40 yaşlarında, kısa boylu ve saçlarıdöküktü, elinde Bond tipi bir çantavardı.

Silah seslerinin hemen ardındansoğukkanlılıkla otomobile yaklaşıpiçeri bakmıştı. Direksiyon başındakikişinin öldüğünden emin olmak isti-yordu.

İkinci kişi genç saldırgana başıyla"ölmüş" anlamında işaret ettikten son-ra, ikisi iki ayrı yöne, biri caminin ol-duğu sokağa, öteki 18 Mart Sokağı'nadoğru koşarak uzaklaştılar... (...)

"Büroya daha yeni gelmiştim. Saat10.30 sularındaydı. Çocuklar telefonubağladı. Büyük bir gazetenin istihbaratşefi olan arkadaşım kötü haberi verdi.Şoke oldum, dondum kaldım. Ne ya-pacağımı bilemedim. Kısa bir sessiz-likten sonra 'Öldü mü ?' diye sordum.'Maalesef, diye yanıt verdi. Bir müddetöylece kaldım... (Soner Yalçın, BayPipo)

***“Sert Kaya” Korkut Eken; Ey-

mür’ün anlattığı o anları sen de çokiyi hatırlarsın. İşte kendini “ölümsüz”sanan bir halk düşmanı Halkın Ada-letine böyle hesap verdi. Ne tetikçilikyaptığın devletin ne de koruma ordunseni koruyamayacak. Halkın Adaletinehesap verirken Hiram Abas’tan hiçfarkın olmayacak.

Türkiye ve OrtadoğuHalklarının DüşmanıBir Savaş SuçlusuHiram Abas

12 Mart ve 12 Eylül'de halkımızaaçılan savaşın kurmaylarından ve yü-rütücülerinden biri olduğu;

- Kontrgerilla şefi olarak birçokkaranlık cinayetin ve katliamın ter-tipçisi olduğu;

- Bir işkence, cinayet ve komplo

örgütü olan MİT'in yöneti-cisi sıfatıyla onlarca dev-rimcinin katledilmesi, bin-lercesinin işkence görmesive zindanlara atılmasındansorumlu olduğu;

- Kürt ulusal hareketiniyoketmek için çeşitli dev-letlerle işbirliği halinde sal-dırı ve komplo planları yap-tığı ve uyguladığı;

- CIA ve Mossad'la iş-birliği yaparak Filistin hal-kına karşı komplolar tez-

gahladığı;

- Terör, takip, tehdit ve cinayetlerlekorku yayarak halkı sindirmeyi amaç-layan politikanın uygulayıcısı olduğuiçin;

ÖRGÜTÜMÜZ TARAFINDANÖLÜME MAHKUM EDİLEREK

CEZALANDIRILMIŞTIR

(...)

26 Eylül 1990 DEVRİMCİ SOL

Silahlı Devrimci Birlikler

HESAP SORDUK SORACAĞIZ! 337

2 Aralık2012

Yürüyüş

Sayı: 341

Page 38: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

3-4 Kasım tarihlerinde Ankara'datoplanan KESK Danışma Meclisitoplantısının sonuçları bir rapor hali-ne getirildi. İktidarın kamu emekçi-lerinin iş güvencesini kaldırmayahazırlandığı bir dönemde DanışmaMeclisi'ndeki tartışmaların odağındaiş güvencesine yönelik saldırılar ve işgüvencesini korumak için verilecekmücadele yoktu. Raporun içeriği detoplantıya paralel olarak siyasal süreçdeğerlendirmeleriyle, bir somutlukiçermeyen görev tespitleriyle dolu.

Raporda “İş Güvencemize GözDikilmesi Grev Nedenidir!” arabaşlığı altında “iş güvencemizinortadan kaldırılmasını hedefleyensaldırı bıçağın kemiğe dayandığı sonnoktadır. Kamu hizmetlerinin piya-salaştırılarak tasfiye edilmesine karşıverilen mücadeleyi etkisiz hale getir-meyi hedefleyen bu saldırıya sessizkalmamız beklenemez. İş güvencemiziortadan kaldırmayı hedefleyen bugirişimin önüne geçmek için ola-naklarımız seferber edilecek, grevdahil tüm mücadele araçlarımızkullanılacaktır” deniyor. Ancak işgüvencesini öne çıkaran çalışmalaraağırlık verilmesi söyleminin altısomut bir programla desteklenmi-yor. Örneğin saldırılara sessiz kal-mayıp ne yapacaktır KESK, olanak-larını nasıl seferber edecek, bu sal-dırıların önünü nasıl kesecektir?Daha doğru bir soruyla saldırıyasaları meclise gelmeden öncebir şey yapmayı düşünmektemidir?

KESK daha neyi beklemekte-dir?

Danışma Meclisinin toplandığıgünlerde KESK’deki reformist anla-yışlar Kürt milliyetçi hareketingündemine yedeklenerek yapıla-cak işlerin, sendikal mücadeleninönüne açlık grevlerini koymuşlar-dı. Açlık grevleri adeta KESK’in işyapmamasının gerekçesi oldu. Açlıkgrevlerinin bitirilmesinin ardından

deyim yerindeyse KESK gün-demsiz kaldı.

“İş Güvencemize Göz DikilmesiGrev Nedenidir!” diyen KESK haleniş güvencesini temel alan bir müca-deleyi önüne koymamıştır.

KESK'teki Tartışmalar Mücadeleyi Büyütmeye Hizmet Etmelidir

KESK MYK’sı, Danışma Meclisitoplantısı öncesi il gezileri yaptı,yapısal sorunlarını çözmek üyeleriningörüş ve önerilerini dinledi. 1 Kasımtarihli Evrensel gazetesinde "KESKTARTIŞIYOR" başlıklı bir yazı yeraldı. Yazıda özetle il gezilerindeyaşanan tartışmalar üzerindenKESK’in neden kitleden koptuğutartışılıyor. 6 maddede ifade edilen tar-tışma konuları, örneğin dört örgüt-le sınırlı kalan eylemler, KESK'inbirinci görevinin yaşadığımız sal-dırılar ve iş güvencemizin korun-ması için mücadele olmaması, işyer-leriyle bağın kalmaması... bizimyıllardır KESK'te eleştirdiğimiz konu-lardır. Sorun örneğin eylemlerin dörtörgütle sınırlı kalması da değildir.KESK kendi kitlesini ne kadar kata-bilmektedir eylemlere. KESK'in kamuemekçileriyle, iş yerleriyle bağı kop-muş, ilişkiler bürokratik bir hale

bürünmüştür. Politik darlığın yanısıra kolaycılık da hakim hale gelmişyüz yüze birebir örgütlenme terkedilmiştir. Eylemlerin örgütlenişimesaj çekmeye sıkıştırılmıştır. Tabaninisiyatifi diye diye tabandan kopul-muştur. Zaten tartışmanın özü deKESK’in neden tabandan koptuğudur.Neden büyüyemiyoruz, neden sonuçalamıyoruz diyorlar.

KESK Neden Bu Hale Geldi?Her şeyden önce nedenler sır

değildir, temel neden KESK'e hakimolan reformist politikalardır. Şimdineden bu hale geldik demeden önceKürt milliyetçilerinin "Kürt sorunu"ve reformistlerin "kadın sorunu"dışında kamu emekçilerinin temelsorunları konusunda neden bir gün-dem oluşturmadıkları, duyarsız kal-dıkları ve KESK'in gündemini bukonulara sıkıştırdıklarını açıklamalarıgerekiyor.

KESK’te yapılan iki politika var.Biri Kürt milliyetçilerinin gündemineyse onun KESK’e taşınması, ikin-cisi de reformizmin feminist kadınpolitikası. Bu politikalarla KESKkitlelere gidemez. Bu politikalarlaKESK her şeyden önce politik ola-rak memur kitlesinden kopmuştur.Bu durumun doğal sonucu olarakKürt sorunu sadece Kürt milliyetçi-

lerinin, kadın sorunu da sadecefeministlerin sorunu haline gelir,diğer memurların umurunda olmaz.

KESK sözde kitleden kopuşunaçözüm arıyor ama kitleyle bağ kura-cak somut hiçbir programı yok.Somut saldırılar karşısında yaptığıhiçbir şey yok. KESK memurlarıngündeminden, mücadeleden tama-men kopmuş durumda ve bu duru-mu aşmak için de hiçbir şey yap-mıyor. Memurların iş güvencesigasp edilecek, kamu emekçileritaşeron işçisine dönüştürülecek…KESK’in ve KESK’e bağlı diğersendikaların programına bakıyoruzhiçbir şey yok. Eğitim-Sen Genel

KEC Kampanyasının Aralık Ayı Programı

Aralık ayı boyunca örgütlü olunan herilde ve birimlerde iş güvencesine yöneliksaldırıları anlatan, kamu emekçileri kitle-sini bilgilendiren işyeri toplantıları, panel-ler düzenlenecek...

8 Aralık’ta illerde “Grev Hakkımızve İş Güvencemiz İçin Mücadele Edelim”sloganıyla basın açıklamaları yapılacak…

Yaygın bildiri dağıtımı, sokak afiş-leriyle, imza kampanyalarıyla özelliklekamu emekçilerine saldırılarının ve busaldırılara karşı örgütlenmenin, mücadeleetmenin önemi anlatılacak…

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN38

Yürüyüş

2 Aralık2012

Sayı: 341

İş Güvencemize Sahip Çıkmak

Örgütlenmekten Geçer

Page 39: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Merkezi’nin şubelere gönderdiği Kasım-Ocak MücadeleProgramı’nın da gösterdiği gibi sendikaların gündemin-de iş güvencesine yönelik saldırılar yoktur. AKP’nin 4+4+4eğitim sistemiyle eğitimi gericileştirmesine, yönelikmücadelesi ise öğretmenlerin bir gün “sivil itaatsizlikyaparak okula eşofmanlarıyla gitmesine” indirgenmiştir.Mücadelenin sulandırılmasından başka bir anlam taşımayanbu tür eylemlerle veya “toplu görüşme eylemi” ile ne eği-tim alanında ne de tüm kamu emekçilerini ilgilendiren işgüvencesinin gaspında saldırıları geriletmek mümkündeğildir.

Danışma meclisinde ve öncesinde yapılan tartışmalarve çözüm önerileri de suya yazılan yazıya dönüştürülm-üştür. Danışma meclisinde gündeme getirilen önerilerin,tartışmaların rapora yansımamasını bir kenara bırakmışolsak bile büyük, iddialı tespitler yerine somut program-ların eksikliği ortadadır.

KESK ve diğer sendikalar tartışmaları mücadeleprogramına dönüştürmeyerek, kamu emekçilerine git-meyerek, onların sorunlarından yola çıkan bir pratiği örgüt-lemeyerek mücadelenin önünde adeta engel olmaktadır-lar. Bakırköy Adliyesi’nde güvencesizleştirmeye yönelikgeçtiğimiz haftalarda BES İstanbul 1 No’lu Şubenin örgüt-lediği eylem bu konuya tersten bir örnektir. Eylem için ayla-ra yayılan bir çalışma olmamasına yani sınırlı bir çalış-maya, sendikalı memurlar içinde adliye çalışanlarının bugü-ne kadarki mücadeleden, eylemden uzak pratiklerine rağ-men eyleme beklentilerinin çok üstünde bir katılımolmuştur. Her zaman sendikacılar kitlenin duyarsızlığın-dan yakınmaktadır. Bu doğru değildir. Birincisi, kitle kendisorunları karşısında duyarsız değildir. İkincisi, gerekkendi sorunları, gerekse genel saldırılara karşı yeteri kadartepkisini gösterememesinin sorumluları da yine kitledenkopan sendikalardır.

Bu örnek de bize göstermektedir ki, sorunlarımızınçözümü, mevcut haklarımızı korumanın, yeni haklarelde etmenin yolu kamu emekçilerine gitmek, tabandakimücadele isteğine ön ayak olmaktır.

KESK Yapmıyorsa Biz Yapacağız17-18 Kasım tarihlerinde Ankara’da Kamu Emekçileri

Cephesi Meclisi toplandı. Meclisin temel gündemi AKPiktidarının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nudeğiştirerek iş güvencesini ortadan kaldırmaya hazırlan-masıydı. Bugün itibariyle iş güvencesine yönelik saldırıbaşta KESK’in ve kamu emekçilerinin sorunu olmakla bir-likte tüm emekçilerin sorunudur. Ve elbette böylesi kap-samlı, kamu emekçileri için hayati bir saldırının karşısı-na işçisi, memuru, gecekondulusuyla yani bütün bir halkolarak dikilmeli, mücadeleyi örgütlemeliyiz. KESK“yasa meclise geldiğinde” demeden bugünden grevhakkını da içeren iş güvencesine dönük kapsamlı bir kam-panya örgütlemelidir. Ancak bu genel doğrudan yola çıka-rak bütün solun birlikte hareket etmesini beklemek,KESK bir şey yapmıyor, yine yasa meclise geldiğinde dost-lar alışverişte görsün misali bir iki açıklama veya grevörgütleyecekler diye biz elimiz kolumuz bağlı bekleye-meyiz ve kamu emekçilerinin geleceğinin üç beş eylem-le geçiştirilmesine izin veremeyiz.

KESK’teki reformist anlayışlar, söylemleri ne olursaolsun kendiliğinden harekete geçmeyecektir. Birdenbiresonuç alıcı bir mücadele programı ortaya çıkmayacaktır.Böylesi kapsamlı bir saldırı varken KEC’liler olaraksorumluluk bize düşmektedir. KESK’i de eylemlerimizle,ısrar ve kararlılığımızla biz harekete geçireceğiz.

KEC Meclisi’nde aldığımız kararlar doğrultusun-da imza kampanyasıyla, bildirilerimiz ve afişlerimiz-le, işyeri toplantılarıyla yoğun bir kitle çalışması yap-malıyız. Seminerler, paneller düzenlemeliyiz. İcazetçideğil gündemi belirleyen militan eylemler yapmalıyız.

Günü kurtarmaya dönük protestoyu aşmayan eylem-lere böyle bir alternatif oluşturabilir ve saldırıları gerile-tebiliriz. İhtiyaç duyduğumuz istek de kararlılık da kamuemekçilerinde mevcuttur. KEC’liler olarak önce biz hare-kete geçeceğiz. 2.5 milyon kamu emekçisini AKP ikti-darının saldırıları karşısında mücadeleye sevk etme göre-vi önümüzdedir.

23 Kasım günü Cepheliler, İstanbul Okmeydanı'da, uyuş-turucu satıcılarını mekanında barındıran ve onlarla işbirli-ği yapan bir kahvehane sahibinin kahvehanesini molotofla

yakarak hesap sordular.Daha önce devrimci-lerin yürüyüşüne ara-balarıyla saldıran uyuş-turucu çeteleri, bu kah-vehaneden istihbaratalıp saldırıya geçmişti.Defalarca uyarılankahvehane uyarılara

rağmen kapatılmayınca, hal-kın adaleti görev başına geçti.

Eylem öncesi halka hita-ben yapılan konuşmalarda; “Bu

kahvehane uyuşturucu sattığı ve satımına göz yumduğu için,defalarca uyarılmış, ancak uyarılara rağmen kahvehane sahi-bi burayı kapatmadığı için, örgütümüz tarafından yakılarakcezalandırılmıştır!" denildi.

Cepheliler ayrıca, Okmeydanı'nda uyuşturucuya, fuhşave kumara izin vermeyeceklerini tekrar vurguladılar.Kahvehane sahibi ve kahvehanenin torbacıları da olay sıra-sında, içerideki gizli bölmede uyuşturucu içtikleri içinyaralandılar. Ambulansa bindirildikleri sırada, halk torba-cıları yuhaladı ve Cepheliler’in arkasından alkışlarla destekverdi. Kahvehanenin tamamen tahrip olmasından sonraeylem, iradi olarak bitirildi.

HESAP SORDUK SORACAĞIZ! 39

2 Aralık2012

Yürüyüş

Sayı: 341

Devrimcilere Yapılan Saldırıyı Unutmadık!Çetelerden Hesap Soracağız!

Page 40: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

NATO’ya bağlı bir ekip ülkemizdepatriot füzelerini yerleştirecek yerbelirlemek için keşif yapıyor.

AKP bir taraftan Gazze-İsrail me-selesinde yine halkı kandırmak içinefelenirken, diğer taraftan İsrail’i ko-ruyacak olan Amerika’nın isteği doğ-rultusunda topraklarımıza Patriot fü-zeleri yerleştirilmesi için kapalı kapılararkasında anlaşmalar yapıyor.

İşbirlikçi, Yalancı ErdoğanAlman televizyon kanalları Tüki-

ye’nin, Suriye sınırına yerleştirilmeküzere NATO ile Patriot füzeleri ko-nusunda anlaştığı yönünde haberlaryaptı. Alman televizyonlarının bu ha-beri üzerine AKP’nin Dışişleri sözcüsühenüz resmi talebin olmadığı ancakgörüşmelerin sürdüğünü söyledi.

Aynı gün Almanya’ya giden Baş-bakan Erdoğan gazetecilerin sorularıüzerine ise bunu yalanlayarak“NATO’dan sınıra füze talebimiz ol-madı. İddialar asılsızdır” dedi. Ga-zetecilerin bu açıklamanın Dışişlerisözcüsü tarafından yapıldığını söy-

leyince gazetecileri “paylar” bir us-lupla “kimmiş bu sözcü. Benim ha-berim yok. Savunma Sanayi İcraKomisyonu Başkanı benim. Benimhaberim yok. Milli Savunma Baka-nın haberi yok, Dışişleri Bakanınınhaberi yok. Sağır duymaz uydururcinsinden haber yapılıyor” dedi.AKP yalakası gazetecilerin bununüzerine yeni sorular sorması müm-kün değil elbette. Ancak yalanlarda saklanacak gibi değil.

Amerika açıkça dayatıyordu pat-riotların yerleştirilmesi için. Erdoğanişbirlikçiliklerini ve bu Patriotlarınkimin için yerleştirileceğini halktangizlemek için her türlü yalan ve da-lavereye başvuruyor.

Daha sonra NATO’dan bir açık-lama geldi: “Türkiye’nin sınırlarınıkoruması için talebi olursa patriotvereceğiz” dedi. NATO’nun bu açık-laması Erdoğan için Patriotları enkısa zamanda talep etmesi için birtalimattı.

Füzelerin NATO adı altında Ame-rikan dayatması olduğu ortaya çıkınca

Erdoğan bu sefer NATO şemsi-yesi arkasına sığınarak uşaklık-larını gizlemeye çalıştı. İki gün önce ihtiyacımız

yoktur almayacağız dediği pat-riotlar için şimdi “savunmaamaçlı ihtiyacımız var” di-yerek Erdoğan da çark etti.Sonra Türkiye resmen talepetti.

Bu sefer Patriotların kaçtane olacağı, nerelere yerleşti-rileceği, yerleştirilecek yerlerikimin tespit edeceği, yetkininkimde olacağı tartışma konusuoldu.

AKP sözcüsü Hüseyin Çelik,“uzman insanlar gelecek ama‘bunun tetiği kimde olacak?’diye sorarsanız tetiği bizde ola-cak” dedi. Yeni Patriotlar Tür-kiye’nin talebi üzerine alınıyorsaher şeyde karar merciinin Tür-

kiye olması gerekirdi. Fakat gerçekleröyle olmayınca yalan söylemek de, işikitabına uydurmak da bir hayli zoroluyur.

Tetiğin sizin elinizde olmasınında hiçbir önemi yoktur. Sonuçta em-peryalizmin çıkarları için ancak te-tikçilik yaparsınız. Ancak gerçek Hü-seyin Çelik’in söylediği gibi de de-ğildir. TSK’nın o füzeleri kullanacakyetişmiş elemanı dahi yoktur.

NTV’de bir programa katılan Ra-dikal gazetesi Ankara temsilcisi DenizZeyrek de “tetik bizde olacak dendiama durum gerçekten öyle değil. Bubir NATO operasyonu. NATO Ko-mutanlığı’nın yükümlülüğünde ola-cak dolayısıyla Patriot kullanmaközel bir deneyim ve eğitim gerektiri-yor. Türkiye’de bunu almış bir ekip,tetiğin yerini bilen bir subay yok”dedi.

Patriotlarda tetik olmadığı üze-rinden burjuva medyada alaycı de-ğerlendirmeler olunca AKP sözcüsüHüseyin Çelik’in “tetik” açıklaması“yetki ve idare NATO ve Türk SilahlıKuvetleri’nde” diye düzeltildi.

Milli Savunma Bakanı tartışılankonulara “yetki kimde olacak, kaçparaya mal olacak, nereye konuşla-nacak önümüzdeki hafta NATO kon-seyinde karar verilecek” diyerek ce-vap verdi.

D-8 liderler zirvesine için Pakistan’agiden Erdoğan gazetecilere “Patriot-ların tamamen savunma amaçlı ol-duğu”nu söylüyor ve “bizim toprak-

İsrail’in Gazze’ye yö-nelik bombalı saldırısınaABD’li oyuncu RobertDe Niro’dan tepki geldi.Aktör, “Bütün suç, İsrailgibi bir ülkeyi desteklediğiiçin Amerika’nın” dedi.

ABD’li oyuncu Ro-bert De Niro’dan İsrail’inGazze’ye yönelik saldı-rısını değerlendirmesiniisteyen Fox Haber mu-habirinin sorusuna cevapveren 69 yaşındaki DeNiro, “Yaptıklarındandolayı neden İsrail’i yada İsrailliler’i suçluyo-

ruz ki?” dedi. Bu cevapkarşısında muhabir şaş-kınlık geçirdi. Çünkü Ro-bert De Niro’nun Filis-tin’e sempatisini biliyor-du. Durumu fark edenoyuncu, konuşmasını şuörnekle sürdürdü: “Ku-duz bir köpek tarafındanısırıldığınız zaman kimisuçlarsınız? Köpeği mi,sahibini mi? Kuşkusuzsahibini. Bu yüzden bü-tün suç Amerika’nın.İsrail gibi bir ülkeyi des-teklediği için.”

Kuduz bir köpek tarafındanısırıldığınız zaman kimi suçlarsınız?

Köpeği mi, sahibini mi?

Amerikan uşağı Erdoğan “bizim topraklarımız aynı zamanda NATO'nun datopraklarıdır” diyor!

NATO yetkilileri topraklarımızda Patriotlar için yer arıyor!

Amerikan Uşağı AKP, Bu Topraklar NATO’nun Değil Bizim!

Babanızın Çiftliği Gibi Kullanamayacaksınız!

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN440

Yürüyüş

2 Aralık2012

Sayı: 341

Page 41: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

larımız aynı zamanda 4. maddeye göre NATO'nunda topraklarıdır” diyerek yerleştirilecek füzeler içinmeclisten de izin almaya gerek yok diyor. İşbirlikçilik alenileştikçe gerçekler Erdoğan’ın

dilinden de itiraf ediliyor. Emperyalistlerin ülkemizde asker, silah bulun-

durması için göstermelik de olsa meclisten izinalma gereği dahi duymuyorlar.

Patriotlar Kimin İhtiyacı? Kimi Kime Karşı Savunacaksınız?

Türkiye’nin Patriotlara ihtiyacı olduğundandeğil, NATO Türkiye’ye “talep et” diye dayattığıiçin Patriotlar talep edildi.

AKP tam bir kukla. Emperyalistler dayatıyorve yaptırıyor. Bunu da “Türkiye’nin sınırlarını ko-ruma” yalanıyla yaptırıyorlar. Ülkemizdeki Amerikanüsleri bir değil iki değil, Malatya Kürecik’te füzeradar sistemi kuruldu, Adana İncirlik’te Amerikanüssü kuruldu. Konya’da ve daha ülkemizin dört biryanı Amerikan ve NATO üsleriyle, tesisleriyle dol-duruldu.

Patriotlar da Türkiye’nin değil Amerika’nın Or-tadoğu’daki çıkarlarını korumak içindir. AmerikaOrtadoğu’da emperyalist politikalırının önünde engeloluşturan devletleri istediği işgal edecek, işbirlikçileriaracılığıyla yönetimlerini değiştirecek, halkları kat-ledecek ama kimse buna karşı çıkamayacak. Kimsedirenmeyecek. Kendisi istediği gibi ülkeleri bom-balayacak, yakacak, yıkacak ama ona karşı kimseroket atamayacak, kendi izin vermediği hava sahasındauçak dahi uçuramayacak. Yani direnen ülkelerin,halkların üzerine “itlerini salıp”, halkların direnişiniengellemek için “taşları bağlayacak.”

Emperyalistler Patriotları ülkemize yerleştirerekOrtadoğu’da daha uzun vadeli ve daha kapsamlısaldırıların hazırlıklarını yapıyor. Bu patriotlar sadeceSuriye’ye karşı yerleştirilen silahlar değil. Emper-yalistler Ortadoğu’da bütün halklara karşı ülkelere,halklara karşı gözdağı vermek için yerleştiriyor.

Halkımız!Amerikan uşağı Erdoğan artık açıkça bu top-

raklar aynı zamanda NATO’nundur, istedikleriniyapmaya hakları vardır diyerek topraklarımızı ta-mamen emperyalistlerin kullanımına açmıştır.

Topraklarımıza yerleştirilecek olan patriotlarbütün bölge halkları için tehdittir. Aynı zamandaülkemizi doğrudan hedef haline getirmektedir.

Ülkemizin bu şekilde emperyalistlerin sonsuzkullanımına açılmasına izin vermeyelim. Amerikanuşağı Erdoğan’ın söylediği gibi bu topraklarNATO’nun değil bizimdir.

Topraklarımızı babalarının çiftliği gibi kul-lanmalarına izin vermeyelim.

Devrimci MücadeledeMühendis Mimarların Safında

BuluşalımBurjuvaziye Değil,

Halka Hizmet EdelimDevrimci Mücadelede Mühendis Mimarlar’ın halkın mü-

hendisleri Barış Önal ve İlhan Kaya için “Komployla Tutukla-nanlar Serbest Bırakılsın, İlhan Kaya ve Barış Önal’a Özgürlük”adıyla yaptığı kampanya dahilinde gerçekleştirdiği Grup Yorumkonseri 24 Kasım’da Ankara Yenimahalle Belediyesi NazımHikmet Kültür Salonu’nda gerçekleştirildi.

Ankara’da günler öncesinden başlayan konser çalışmalarıKızılay’da, Sakarya Caddesi ve Yüksel Caddesi’nde, ODTÜ,Hacettepe, Ankara Üniversitesi’nde, Hüseyingazi, Tuzluçayır,Seyranbağları, Ege Mahallesi, Yenimahalle, Batıkent’te veşehrin birçok yerinde son güne kadar devam etti. Konsere2000’in üzerinde kişi katıldı. Çorum, Eskişehir, Nevşehir,İstanbul, Kütahya, Konya, Antalya gibi birçok şehirden dekatılım oldu.

Konser hazırlıkları salonda sabahtan itibaren başladı. Fuayealanında Devrimci Mücadelede Mühendis Mimarlar’ın dergisiolan Artı İvme dergisinin, İdilcan Kültür Merkezi'nin veTAYAD'ın tanıtım masaları açıldı. Sahne arkasına “MühendisizMimarız Haklıyız Kazanacağız” yazan Devrimci MücadeledeMühendis Mimarlar imzalı büyük bir pankart asıldı. Salonunyan taraflarında komplo ile tutuklanan 6 devrimci Umut Şener,Hasan Karapınar, Emel Keleş, Semiha Eyilik, Bayram Dalyan,Hakan Yılmaz’ın resimlerinin olduğu ve “Komployla Tutukla-nanlar Serbest Bırakılsın!” yazan pankart asılıyken, diğertarafında ise İlhan Kaya ve Barış Önal’ın resimlerinin olduğu,altında “Halkın Mühendisleri Serbest Bırakılsın!” yazan pankartasılıydı. Tek tip giyinmiş görevlilerin de son hazırlıkları ta-mamladıktan sonra yerlerini almalarıyla konser için kapılaraçıldı ve dinleyiciler içeri alınmaya başlandı.

Konser saatinin gelmesiyle programa Devrimci MücadeledeMühendis Mimarlar’ın konuşması ile başlandı. Nazım Hikmet’in“Yürümek” şiiriyle başlayan konuşmaya, halkın mühendisleri

HESAP SORDUK SORACAĞIZ! 441

2 Aralık2012

Yürüyüş

Sayı: 341

Page 42: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Barış Önal ve İlhan Kaya adınaherkesi selamlayarak devam edil-di. Konuşmada AKP’nin hak ara-yan herkesi iktidar olduğu sonon yılda terörist ilan ettiğinden,her güne tutuklama, gözaltı, kat-ledilme haberleriyle başlandığın-dan, son olarak Antalya, İstanbul,Kocaeli, İzmir, Aydın, Malatya veyine komplolarla yapılan gözaltı vetutuklama teröründen bahsedildi.Aynı şekilde yakın zamanda Dev-Genç’lilerin tutuklu arkadaşları içinaçtıkları çadırlara ne olduğu belir-lenemeyen kimyasal gazlarla saldı-rarak müdahale edildiği belirtildi.

Hapishanelerin öğrencilerle doluolduğu, İlhan Kaya’nın ODTÜ İnşaatMühendisliği öğrencisi, Barış Önal’ınise ODTÜ mezunu bir mühendis ol-duğu ve ikisinin de aylardır Sincan1 No’lu F Tipi Hapishanesi'nde tu-tulduğu belirtildi. AKP’nin herkeseolduğu gibi mühendislere yöneliksaldırıları kapsamında da mühendis,mimar ve şehir plancıları örgütlügücü olan TMMOB’ye de çıkardığıKHK’lar ile saldırdığından bahsedildive devrimci mühendisler olarak tümmühendis ve mimarlar TMMOB’yisahiplenmek üzere mücadele saflarınaçağırıldı.

Aynı şekilde yurdun dört bir ya-nında süren işçi direnişlerinden,İMO’daki işini almak için direnipzafer kazanan Cansel Malatyalı’dan,işlerine zafer kazanarak geri dönenRoseteks işçilerinden bahsedildi veşu an direnişlerini sürdürmekte olanHey Tekstil, BEDAŞ, Kiğılı, Dark-

men işçilerinin de kazanacağı belir-tildi.

Son olarak da dünyanın dört biryanında emperyalistlerin halklarıkatlettiği, Suriye’ye işbirlikçiler ara-cılığıyla saldırıldığı, AKP’yi de buamaçla görevlendirdiğine değinildi.Kürt halkının üzerindeki baskılardan,Aleviler üzerindeki asimilasyon po-litikalarından bahsedildi. AKP’ninbu saldırılarına ancak milyonları ör-gütleyerek direnilebileceği, halkınyanında olunması gerektiği, halkınyanında Tülin Aydın, Hasan Balıkçı,İsmet Erdoğanlar’ın yolu izlenerekolunabileceği, Barış gibi İlhan gibimücadele ederek bu yolda ilerlene-bileceği söylendi.

Devrimci mühendislerin konuş-malarından sonra İlhan ve Barış’ınmektubu kürsüden okunarak prog-rama devam edildi.

Yıllardır devam eden baskılarınbir örneği olarak, solistlerine evhapsi cezası verildiği belirtildiktensonra “Grup YORUM Susturula-maz”, “Türküler Susmaz HalaylarSürer” denilerek sahne Grup Yorum’abırakıldı.

Grup Yorum konsere büyük bircoşkuyla başladı. Konser boyuncasevilen birçok şarkısını dinleyicilerle

birlikte hep bir ağızdan söylediler. Konserin ikinci yarısına baş-

larken Sincan 1 No’lu F TipiHapishanesi'ndeki özgür tutsak-lardan gelen mektup okundu veCansel Malatyalı sahneye kısabir konuşma yapmak üzere davetedildi. Cansel Malatyalı konuş-

masında İlhan ve Barış’ın tutuklanmagerekçeleri arasında kendi direnişinedestek vermek olduğunu da belirtti.Kendisinin işini geri alabilmek için8 ay çadır açıp gece gündüz diren-diğini, 36 gün açlık grevi yaptığınıve sonunda zaferi kazandığını belirtti.Ancak direnenlerin kazanabileceğinivurguladı, tarihin bunun örnekleriile dolu olduğunu söyledi. Direnenişçileri ve tüm özgür tutsakları se-lamladığı konuşmasını şair KemalÖzer’in dizeleriyle bitirdi.

Cansel Malatyalı’nın konuşması-nın ardından konser Grup Yorum’unşarkılarıyla devam etti. “Haklıyız Ka-zanacağız” marşıyla konser bitirildi.

Son sözü alan devrimci mühen-disler Barış, İlhan ve komplo ile tu-tuklanan tüm devrimciler için yapılankampanya dahilindeki bu konserekatılımından dolayı herkese teşekküretti. Devrimci Mücadelede MühendisMimarlar olarak tüm saldırılara karşıancak örgütlü bir güç ile mücadeleedilebileceği ve bu mücadelede mü-hendis mimarların yerinin halkınyanı olduğu belirtildi. Tüm mühendisve mimarlar Devrimci MücadeledeMühendis Mimarlar’ın saflarındaolmaya çağırılarak konser sonlan-dırıldı.

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN442

Yürüyüş

2 Aralık2012

Sayı: 341

Page 43: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Tecrite Karşı Mücadele Platformu,yaptıkları eylemlerle devrimci tut-saklar üzerinde uygulanan tecrit po-litikalarını ve keyfilikleri teşhir et-meye devam ediyor. Tutsakların ya-şadıkları hak gaspları yapılan ey-lemlerle anlatılıyor.

İstanbulTecrite Karşı Mücadele Platformu

(TKMP), Kasım ayı hak ihlalleri ra-porunu açıklamak için 24 Kasım günüGalatasaray Meydanı’ndaydı. TKMPbileşenleri, “Tecrite Son!”, “Devrim-ci Tutsaklar Yalnız Değildir!”, “Dev-rimci Tutsaklar Onurumuzdur!” slo-ganlarıyla eylemi başlattılar.

Eylemde bir açıklama yapanTKMP sözcüsü, hak ihlallerinin Ka-sım ayı içerisinde de devam ettiğini,bu işkencelerin amacının devrimci tut-sakları teslim almak olduğunu belirtti.

“Bu kapsamda tutsaklara dönükiçeride gerçekleşen saldırılarda, çokkapsamlı bir toplumsal saldırınınparçasıdır.” diyerek sözlerine devameden sözcü, bu ay itibariyle hapisha-nelerde soyarak arama, infaz yakma,sohbet-görüş-mektup ve yayın ya-saklarıyla artırılan tecrit saldırısınınözünde tüm halkı teslim alma politi-kasının devrimci tutsaklar üzerinde-ki yansıması olduğundan bahsetti.

İnfaz yakma politikasının da bu sü-reçte hız kazandığını söyleyen sözcü,“Tutsaklara hapishane idarelerininverdiği keyfi cezalarla, tahliye tarih-leri gelse bile ‘İyi halli değilsin’ de-nilerek infazları yakılıyor. İnfaz yak-malarla, devrimci-yurtsever tutsaklar,aldıkları cezanın üstüne fazladan ay-larca hapiste kalmak zorunda kalı-yorlar.” dedi. Devrimci-yurtsever tut-

sakların tecrit işkencesiyle teslimalınamayacağını vurgulayan TKMPsözcüsü, “Tecrite Karşı MücadelePlatformu olarak içeride direnen dev-rimci tutsakların yalnız olmadığını birkez daha ilan ediyoruz...” diyerekaçıklama bitirildi.

100 kişinin katıldığı eylem, slo-ganlarla bitirilirken, 17 Aralık günüsaat 12.00’de AKP İstanbul İl Baş-kanlığı binası önünde yapılacak ey-leme çağrı da yapıldı.

İzmirTKMP bileşenleri, 23 Kasım günü,

tecrit işkencesine ve uygulanan hakihlallerine karşı bu işkencelerin mer-kezlerinden olan Kırıklar 1 No'lu FTipi Hapishanesi önüne giderek bireylem gerçekleştirdi.

Eylemde okunan basın metnindeşu hak ihlalleri sıralandı:

* Kırıklar F Tipi Hapishanesi’ndetutsakların sohbet hakkı fiili olarak en-gelleniyor. Arama, denetim, tatbikat,görüş gibi bahanelerle sohbet hakla-rı keyfi olarak engelleniyor. Bu şekildetutsakların aylık 36 saat olan sohbethakkı Ekim ayında Kırıklar F Tipi Ha-pishane idaresinin keyfi uygulamala-rıyla 16 saate indirilmiş oldu.

* Kürt halkının haklı ve meşru ta-lepleri için açlık grevinde olan tut-sakların ise açlık grevinde olduklarısüre boyunca sohbet hakları 45/1 sa-yılı genelgeye dayandırılarak tama-men gasp edildi.

* Sohbet alanına çekilen tesisatlakamera takma hazırlığı yapılmakta ol-duğu anlaşılmaktadır. Hücre tipi ha-pishanede bulunan tutsakların birbi-riyle sohbet etmesinin ne gibi bir sa-

kıncası görülmüştür ki bu tarz bir ta-cize başvuruluyor?

* Kırıklar F Tipi Hapishanesi’ndetutsakların mektup ve görüş hakları dakeyfi gerekçelerle engelleniyor. Tut-sakların bir insanla dahi görüşmesi en-gellenmeye çalışılıyor ve tecrit poli-tikasının esas amacı da açığa çıkmışoluyor. Dışarıdan gelen dergi, kitapgibi materyaller fotokopi oldukları ge-rekçesiyle verilmiyor.

* Tutsakların-yazılı çizili üretim-lerini fotokopiyle çoğaltmasına izinverilmiyor.

* Tutsakların doktora ulaşma hak-kı kısıtlanıyor. Hapishanede verilen ye-mekler tansiyon, şeker hastası tutsaklariçin sağlıksız; sular ise pas ve çamuriçindedir. Yani en temel hakları olansağlık hakları da gasp ediliyor.

* Toplatması olmayan kitaplarKırıklar Hapishane idaresinin keyfi-yetiyle yasaklanıp tutsaklara veril-miyor. Son olarak "Tecriti YenenlerAnlatıyor" isimli kitap "Kurumungüvenliğini tehdit edeceği" gerekçe-siyle tutsaklara verilmedi. Soruyoruz:Yapımında trilyonlar harcadığınızYüksek Güvenlikli F Tipi hapisha-nelerinizin güvenliğini bir kitap nasıltehlikeye atıyor?”

21 kişinin katıldığı eylem, "Tecritişkencesini uygulayanları bir kez dahauyarıyoruz: Devrimci tutsaklar yalnızdeğildir! Tutsakların en temel insanihaklarını engelleyemezsiniz! Tutsak-ları halktan ve yoldaşlarından tecritedemeyeceksiniz!" denilerek bitirildi.

İzmir Tecrite Karşı Mücadele Plat-formu'nun tecrit kalkana kadar mü-cadelenin süreceğini vurgulamasıylaeylem bitirild

TECRİTE KARŞI MÜCADELE SÜRÜYOR!DEVRİMCİ TUTSAKLAR YALNIZ DEĞİLDİR!

Taksim İzmir

HESAP SORDUK SORACAĞIZ! 443

2 Aralık2012

Yürüyüş

Sayı: 341

Page 44: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Yeni Özgür Politika gazetesinde, 17Kasım 2012 günü, Rojda Amanos’un“12 Eylül cuntasına karşı pek çok açlıkgrevi ve ölüm orucuna katılan PKK’lieski tutsaklardan” diye tanıttığı TaylanPir ile yaptığı “Tutsakların eylemi dün-yada bir ilk” başlıklı röportaj yayınlandı.

Hemen her satırında üstencilik, ben-merkezcilik gibi Kürt milliyetçi hareketininkarakteristik özellikleri kokan bu röpor-tajda “Dünyada ve insanlık tarihinde birilk” diye kastedilen eylem PKK tutsak-larının 68. günde Öcalan’ın çağrısıylabitirilen süresiz, dönüşümsüz açlık grevidir.

Taylan Pir bu röportajda; “Tutsaklarıntalepleri Türkiye’nin özgür, eşit ve de-mokratik geleceğini gerçekleştirmeyedönük taleplerdir. Yani Türkiye’de ya-şayan herkesin ihtiyacı olan bu hedeflereulaşabilmek için tutsaklar kendi canlarınıortaya koymuşlardır. Bu, dünyada birilktir. Özverililiğin, fedakarlığın böylesinisadece Türkiye değil insanlık bugünekadar hiç görmedi” diyerek dünya veinsanlık tarihi ölçeğinde kıyaslar ve tes-pitler yapıyor.

Milliyetçilik gözlerini öylesine köretmiş ki ayakları yerden kesilmiş uçu-yorlar. Ne Türkiye’de ne de dünyadakendilerinden başka kimseyi görmüyorlar.

Bırakın dünyadan örnekleri aramayı,yanıbaşınıza baksanız görürsünüz. İn-sanlık tarihine kadar gidiyor... Gidiyorama bu gidiş öyle araştırmaya, incele-meye dayalı bir gidiş değil, dilin kemiğiyok sallıyor.

O kadar uzağa gitmeye hiç gerekyok. Anadolu topraklarında; 1982’de,1984’te, 1996’da, 2000’de olmak üzereçok defa direniş destanları yaratıldı.Daha yakın tarihte, yanı başınızda düş-manın katliam, işkence, zorla müdahalesaldırılarına rağmen 7 yıl bitirilemeyenve 122 şehidin verildiği dünyanın enuzun süreli direnişi yaşandı. Bunu gör-meyecek kadar kör, bilmeyecek kadarcahil, dünyadan habersiz olamazsınız.Ama nasıl olmuşsa başarmışsınız.

Elbette bunun nedenleri var. Çünküsiz yanıbaşınızda bunlar yaşanırken hem

kör, hem sağır hem de dilsizdiniz. 19-22 Aralık’ta, 20 hapishanede, 28

devrimci tutsak katledilirken siz seyret-tiniz. Bunlar da yetmedi, devrimcileronar onar ölürken, oligarşiye karşı uz-laşma çabalarınızdaki samimiyetinizi(!)göstermek için direnişe düşmanca sal-dırdınız. Şimdi kalkmış yüzünüz kızar-madan “Tutsakların eylemi dünyadabir ilk” diyorsunuz. Neden ilkmiş? Çün-kü PKK tutsakları “Türkiye’nin özgür,eşit ve demokratik geleceği” için hayat-larını ortaya koymuşlar. Evet bir “ilk”lik-ten söz edilecekse mücadeleyi tasfiyeiçin yapılan ilk açlık grevi denilebilir.

Peki, faşizminin hapishanelerindekidirenişlerde şehit düşen devrimci tutsaklarrahat hapishane koşulları için mi öldüler?Onların özverileri, fedakarlıkları kendileriiçin miydi? Biraz dürüst olun… Ahlaklıve adaletli olun. Bırakın insanlık tarihindeilk olma iddialarını bir yana bugün adınıbile doğru dürüst koyama-dığınız açlık grevi direnişigeniş çevrelerden destekaldıysa şehitlerin yarattığıdeğerler sayesindedir. Di-renişin yarattığı duyarlılıksayesindedir. 12 Eylül’denbu yana emperyalizm veoligarşi uyguladığı işkenceve katliam politikalarınarağmen devrimcileri teslimalamadı. Öldüler ama tes-lim olmadılar. Bağımsızve demokratik ülke inanç-larından vazgeçmediler. Sı-nıflar mücadelesi tarihineteslimiyeti yazmamak içindirendiler. Halka örnek veönder oldular. Direnmek,Türkiye halklarının hiçbirkoşulda teslim alınamaya-cağını göstermek, insanlıkve siyasal onuru korumakdemekti. Bunun için di-rendiler.

İşte siz bunu anlaya-mıyorsunuz. Siz devrim-cilerin direnişini sizin uz-

laşma çizginizi deşifre ettikleri için, yan-lışlarınızı gösterdiği için yok sayıyorsunuz.Faşizmin hapishanelerde tabutluklara, tektip elbise uygulamasına, itirafçılaştırmave bağımsızlaştırmaya, işkence ve tecritekarşı ölüm oruçlarında, feda eylemlerinde,çatışmalarda özgür ve bağımsız bir ülkeiçin canlarını veren yüzlerce devrimciyesaygısızlıktır bu.

Milliyetçilik işte böyle savuruyor.Değerleri böyle çiğnettiriyor. Kendinidünyanın merkezine koyup, dünyanınkendi etrafında döndüğünü sanıyor fakatdünyadan haberi yok.

Siz görmezden gelseniz de 1984Ölüm Orucu, 1 Ağustos Genelgesi dire-nişi, 21 Eylül 1995 Buca, 4 Ocak 1996Ümraniye, 1996 Ölüm Orucu, 26 Eylül1999 Ulucanlar direnişi, 2000 ÖlümOrucu ve 19-22 Aralık direnişi bağımsızve demokratik bir ülke için kanla yazılantarihinin destanlarıdır.

PKK Tutsaklarının Direnişi “Dünyada ve insanlık tarihinde bir ilk”miş!

Bu Ne Körlük Bu Ne Cahillik!Yanıbaşınızda 7 Yılda 122 Şehit Verilen

Dünyanın En Uzun Direnişi Yaşandı!

PKK 1991’de yaptığı Zindan Konferansı’nda ken-dilerinin “esir” statüsünde olduğunu söyleyerek hapis-hanelerde direnmeyi düşmana provokasyona zeminhazırlamak olarak değerlendirmişlerdir. Bu anlayışlarınınsonucu olarak da düşmanın onca saldırıları karşısındadirenmedikleri gibi, yanıbaşlarında süren devrimci tuts-akların direnişlerine de destek vermemişlerdir.

Çeşitli dönemlerde yaptıkaları Açlık Grevi eylemleriise tam bir tutarsızlık örnekleridir. İşte bunlara bir kaçörnek:

1- 1996’da hapishanelerdeki tüm devrimci tutsaklar68 gün süren ve 12 şehidin verildiği ölüm orucu yaptığıdönemde PKK tutsakları da Süresiz Açlık Grevi’nebaşlamıştır. Ölüm oruçlarının en kritik anlarında PKKtutsakları 50. günlerde AG’yi bırakarak düşmanı güç-lendirmiştir.

2- 19 Aralık katliamından hemen önce düşmankatliam hazırlıkları yaparken Bayrampaşa Hapishane-si’ndeki PKK tutsakları bir açıklamayla AG’yi bitirdiklerini duyurmuştur. Hikmet Sami Türk bu açıklamayıdevrimci tutsakların ölüm orucu direnişine halk desteğinikesmek için “Bir grup tutuklu AG’yi bitirdi” diye tele-vizyonlardan canlı yayında okumuştur.

3- 15 Şubat 2012’de PKK tutsakları yine 12 Eylül2012’deki benzer taleplerle Açlık Grevine başlamış veÖcalan’ın çağrısıyla 52. günde hiç bir talep kabul edil-meden bitirilmiştir.

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN444

Yürüyüş

2 Aralık2012

Sayı: 341

Page 45: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Sabah açın televizyon kanalınıkadın programları adı altında halkındeğerlerini, kültürünü kirleten birçok program bulursunuz. Bu prog-ramlarda sözde spor yaptırılır, göbekattırılır, yemek yaptırılır, magazinhaberleri verilir. Her şeyi bulmakmümkündür.

Açtığında halk her şeyi öğrensindeğil mi? Kadınlarımızı geliştiriyorlarya! Her kesime yönelik, her cinstensunucu, her cinsten magazin bulur-sunuz.

Bir kanalında olur olmaz herşeye kahkahalar atan, yanında dinadına bir hoca alıyor. Kahkahalaratarım her şeye ama hocayı da getirirkonuştururum diyor. Kendi ahlaksızkonuşmalarını bir de ona teyit etti-riyor. Oradan geç başka bir kanalaSeda Sayan'ı bulursunuz. Bu ahlak-sızlıkların başına çekenlerden birisi.

Şimdi bunlara Sevcan Orhan'daeklendi. Alişan ile bir sabah programıyapıyorlar. Tek eksik buydu, şimditamamlandı. Halkın değerlerini daharahat kirletebilecekleri bir isim bul-muşlar. Halk türküsü dinleyen hal-kımız, gelin size göre de bir ismimizvar diyorlar. Bakın bir halk sanatçısıhem türkü söyleyebilir, hem gengmanstyle oynayabilir, hem magazin su-nabilir, hem şarlatanlık yapabilir de-niliyor.

Halka, bakın siz de böyle olabi-lirsiniz diyorlar. Siz de kirlenebilir-siniz, siz de değerlerinizi paraya sa-tabilirsiniz, siz de birbirinize el kolhareketleri yapabilirsiniz mesajı ve-riyorlar. Böyle bir programı yapanbir kişi halkın sanatçısı olamaz. Hal-kın değerlerini yaşatamaz, ancakkirletebilir.

Özellikle Sevcan Orhan gibi hal-kın değer verdiği bir sanatçı böylebir program sunarak halkın yozlaş-masında çok etkili olacaktır. Çokdaha fazla sorumluluk sahibi olurlar.Suçludurlar aynı zamanda. Çünkübu tür programların ne anlama gel-diğini çok iyi bilirler. Magazinin neanlama geldiğini de çok iyi bilirler.

Pespaye burjuva kültürünü meş-rulaştırmayın!

Reklam filmlerinde oynayan ti-yatrocular para için yaptıklarını söy-lüyorlar ve bunun, yaptıklarını meş-rulaştıracağını düşünüyorlar. Birbanka reklamında oynayarak halkıaldatan durumuna düşüyorlar.

Sabahları bu pespaye programısunmanın da hiç bir meşruluğu ola-maz.

Gülmek de halkın hakkı diyorlar.Neye güleceğiz biz, nasıl eğlenece-ğiz? Bizim halkımızın mizahı da,türküleri de anlamlıdır. Mizahın için-de dahi bir düşündürme amacı taşır.

Neye güleceğiz biz, ne için eğ-leneceğiz? Yoksulluğumuza mı, iş-sizliğimize mi, sokak ortasında poliskurşunu ile öldürülmemize mi? Amayok, boşver sen bunları, tenceredekaynatacak bir şeyin olmayabilirama bizim pespaye programımızıizle ve unut her şeyi diyorlar.

Ağlama, göbek at. Düşünme, dü-zeni sorgulama. Sen bir avuç şarla-tanın hayatını düşün, onlara özendiyorlar.

Diz boyu ahlaksızlık, yalan, ada-letsizlik yaşanırken siz göbek atın,ağzınıza geldiği gibi konuşun di-yorlar.

Bu tür programlar sahtedir. Bizegerçek olmayan bir dünyayı sunmayaçalışıyorlar. Aynı zamanda yalancıve ahlaksızdırlar.

Herkes sanatçı olamaz. Sanatçınınnasıl yaşadığı ve düşündüğüdür onusanatçı yapan. Böylesi değerlerimizesaldıran bir programda sunuculukyapan halkın sanatçısı olamaz. Dü-zenin halkı yozlaştırmasının bir par-çası olmayın. Halkın sanatçısı ge-rekirse aç kalır ama bu düzenin çir-kefliğine, değerlerimizi kirletmesinealet olmaz. Sevcan Orhan ve onungibi halkın sanatçısıyım diyerek butür programlarda yer alanlar, halkındeğerlerine uzaklaşmayın. Yozlaş-manın bir parçası olmayın. Halkındeğerlerini kirletmeyin, bunun birparçası olmayın. Yüzyıllardır yara-tılmış değerleri kirletmeyin. Bunuyapmaya devam ettiğiniz müddetçeahlakınızı ve değerlerinizi kirletmişolursunuz.

Sahip çıkın o değerlere. Kazan-mak çok zordur bu değerleri amakaybetmek bir günde olur. İşte Sev-can Orhan ve onun gibi bu düzeninçirkefliğine ortak olanlar bir gündebu değerleri kirletebiliyorlar. Yönü-nüzü halkın değerlerine dönün! Çü-rütmeyin halkın değerlerini. Ruhlarınıbeyinlerini yemeyin halkımızın!

HALKIN DEĞERLERİNİ YA YAŞATIRSINYA KİRLETİRSİN! ORTA YOLU YOKTUR!

HESAP SORDUK SORACAĞIZ! 45

2 Aralık2012

Yürüyüş

Sayı: 341

Page 46: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Grup Yorum üyeleri, 3 haftadırİdil Kültür Merkezi önünde gerçek-leştirdikleri eylem ve konserlerin buhafta sonuncusunu düzenleyerek,Grup Yorum'un hapsedilemeyeceğinibir kez daha dinleyicileriyle birliktehaykırdı.

25 Kasım günü yapılan eyleme,sanatçı dostları Yaşar Kurt ve PınarAydınlar ile avukatlar da destek verdi.Grup Yorum elemanları, söyledikleritürküleri hafta sonu komployla gö-zaltına alınan ve tutuklanan Grup Yo-rum korosu öğrencisi Güney Güzelkaraiçin de söylediklerini ifade ettiler.

Grup Yorum, 26 Kasım günü Çağ-layan’da bulunan İstanbul Adliyesi'ndegörülecek duruşmalarına katılım çağ-rısında bulundu. Ardından söz alanAv. Behiç Aşçı, AKP iktidarının tümbaskı ve sindirme yöntemlerine karşıhalkın direneceğini ve sonunda kaza-nanın yine halk olacağını ifade etti.Söz alan sanatçı Yaşar Kurt ise GrupYorum elemanlarının bu baskılar kar-şısında hiçbir zaman yılmadığını, şimdide yıldırılamayacağını ifade etti ve“Ruhum” isimli şarkısını Grup Yorumdinleyicileriyle beraber söyledi. Eylem,Grup Yorum'un söylediği coşkulu tür-küler ve halaylarla devam etti. Yaklaşıkbir saat süren eylemin ardından GrupYorum’un mahkeme duyurusuyla ey-lem bitirildi.

Grup YorumTecrit Edilemez!

Grup Yorum elemanları ve İdil

Kültür Merkezi çalışanlarının çalış-malarını yürüttüğü İdil Kültür Merkezi,10 Mayıs 2011 tarihinde gece yarısıterör havası verilerek basılmış vealbüm çalışmalarını gerçekleştirenGrup Yorum üyeleriyle İdil KültürMerkezi çalışanları gözaltına alınmıştı.

26 Kasım’da bu operasyon sonucuaçılan davanın ilk duruşması görüldü.Bu davada Grup Yorum’a toplamda110 yıl hapis cezası isteniyordu. Haf-talardır süren “Grup Yorum Hapse-dilemez!’ eylemlerinde, Yorum din-leyicileri ve aydın-sanatçılar, mah-kemenin görüleceği gün herkesi GrupYorum dinlemeye ve 26 Kasım’ı“Grup Yorum Günü” ilan etmeyeçağırmışlardı. Mahkeme günü Çağ-layan’da bulunan İstanbul Adliyesiönünde gerçekleştirilen eyleme GrupYorum dinleyicileri, Efkan Şeşen,Pınar Aydınlar, Kibar Aslan, KutupYıldızı, Ercan Aydın, Taner Özdemir,İbrahim Karaca, Nur Sürer, Meclisİnsan Hakları İnceleme Komisyonuüyesi Mahmut Tanal katıldı.

Grup Yorum’un 110 yılla yargı-landığı mahkeme öncesinde gerçek-leştirilen eylemde, Yorum üyeleri asılyargılananın bu halkın türkülerinin ol-duğunu, Grup Yorum'un baskılarlasusturulamayacağını ifade etti. Ardındansöz alan aydın sanatçılardan şair İbrahimKaraca esprili bir üslupla “Kulağınakurşun döküle’den, elektronik kelepçetakıla’ya geçmiştir, sisteme hayırlı ol-sun” diyerek adalet mekanizmasınınhukuk dışılığını ifade etti.

Ardından sanatçı Pınar Aydınlarmahkeme önlerinde de Grup Yorum’ubırakmadıklarını ve daima sahiple-neceklerini ifade etti. Açıklamayakatılarak destek veren sanatçılardanNur Sürer ise Grup Yorum’un yanındaolduklarını söyledi.

Eylemin ardından mahkemeyegeçildi. Grup Yorum’un tutuklu bu-lunan üyesi Seçkin Aydoğan’ın dayargılandığı mahkemede Grup Yorumüyeleri savunmalarında devrimci sa-natçılığın tarihsel haklılığı üzerine3 sayfalık bir metin okuyarak, buülkede devrimci sanatı sahiplenmeninsuç değil, aksine onur olduğunu, ka-tıldıkları yasal basın açıklamalarınınanayasal bir hak olduğunu ve bununiddianamede suç olarak değerlendi-rilmesinin hukuka aykırı olduğunubelirttiler. Türkülerin yasaklanmayaçalışıldığı ve yargılandığı 26 Kasımgünü mahkeme önünde Grup Yorumdinleyicileri halaylarla, marşlarlaGrup Yorum’un susturulamayacağınıhaykırdılar. Mahkeme 2 Nisan 2013tarihine ertelendi.

Grup Yorum Biziz!İstanbul Gazi Mahallesi’nde Grup

Yorum’a destek için yazılamalar ya-pıldı. Grup Yorum’a uygulanmak is-tenen ev hapsi protesto edilerek, ma-halle duvarlarına “Grup Yorum Hap-sedilemez!”, “Halk Cephesi”, “Halk-tan Yana Sanat Susturulamaz!”, “GrupYorum” yazıldı.

ŞARKILARIMIZI TUTUKLAYAMAZ, SESİMİZİ SUSTURAMAZSINIZGRUP YORUM HALKIN SESİ OLMAYA DEVAM EDECEK!

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN446

Yürüyüş

2 Aralık2012

Sayı: 341

Page 47: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Direnişteki işçilerin İstanbul Tak-sim’de ortaklaştırdığı eylem her cu-martesi günü devam ediyor. İşçilerkararlılıkla zafere doğru yürüyorlar.Cansel Malatyalı gibi, Roseteks iş-çileri gibi direnerek kazanacaklarınainandılar. Artık hepsi patronların,iktidarın, polisin gerçek yüzünü gör-düler. Çıkan yasaların işçileri değil,patronları koruduğunun farkındalar.Ve haklarını kazandıracak olanın ya-salar değil, direniş olacağının bilin-cindeler. Bu bilinçle “Zafer DirenenEmekçinin Olacak!” sloganını dahagür haykırıyorlar.

25 Kasım günü işçiler yine Tak-sim Tramvay Durağı’nda bir arayageldiler. “İşimizi Emeğimizi Hakla-rımızı İstiyoruz Alacağız, HaklıyızKazanacağız” pankartını açılan ey-lemde, “Zafer Direnen EmekçininOlacak”, “Direne Direne Kazanaca-ğız” sloganlarıyla yürüyüşe baş-landı. Kiğılı mağazası önündengeçerken Kiğılı’nın işçi düşmanlı-ğı anlatılarak, “Kiğılı İşçisi YalnızDeğildir!” sloganı atıldı.

Galatasaray Lisesi önünde ya-pılan konuşmada, Samsun’da işçicinayetinde katledilen beş işçiye de-ğinildi. AKP iktidarı boyunca hergün ortalama üç işçinin katledildi-ği ifade edilerek; “İşçi katliamla-rının hesabını AKP’den işçiler so-racak” denildi.

Direnen işçiler adına hazırlananaçıklamayı, Hey Tekstil işçisi Hacı

Ömer Yazıcı okudu. AKP iktidarınınçıkarttığı yasalarla, başta sendikahakkı olmak üzere işçi sınıfının ör-gütlenme hakkını, iş güvenliği hak-kını yok ettiğini belirten Yazıcı, yüz-yıllık kazanılmış hakların birer birerellerinden alındığını ve kendilerineköleliğin dayatıldığını söyledi.

Yazıcı devamında çözümün nemahkeme salonlarında, ne kanunmaddelerinde, ne de bakanlar kuru-lu kararlarında olduğunu söyleyerek,“Yaşananlar bize çözümün ancaksokakta, kendine ve sınıfına güveni-lerek bulunacağını öğretiyor” dedi.

Eylemde Devrimci Alevi Komi-tesi de destek amacıyla yerini aldı.Yazıcının ardından bir konuşma ya-pan Pir Sultan Abdal Kültür Derne-ği (PSAKD) yöneticisi Ali Çiftçi,“Yolumuz ve anlayışımız gereğiemeğin ve emekçilerin yanındayız”

dedi. Çitçi, dünyayı yaşanılır hale ge-tirenin emekçiler olduğunu ve so-nunda emeğin kazanacağını vurgu-ladı.

Eylemde Tanyeri Şiir Topluluğuişçiler için yazılmış şiirleri okudu. İş-çilerden oluşan koronun söylediğimarşların ardından eylem sona erdi.

Hey Tekstil İşçileriDirenmeden kazanamayacakla-

rını gören Hey Tekstil işçileri, di-renişlerini bir adım daha ilerletmeyekarar vererek, patronları Aynur Bek-taş’ın yönetiminde olduğu TOBBönüne taşıdılar. Burada çadır kurmakistediklerinde polisin saldırısına uğ-rayan, gözaltına alınan işçiler bütünbu saldırılara rağmen geri adım at-madılar. Hafta içi her gün Levent’tebir araya gelerek TOBB önüne yü-rüyüş düzenliyorlar.

26 Kasım günü işçiler yine İs-tanbul Levent’te bulunan KanyonAlışveriş Merkezi önünden TOBBönüne yürüyüş düzenlediler. Fakatkarşılarında her zamanki gibi polisibuldular. 20 işçiye karşı Levent’in heryeri polisler tarafından tutulmuş,TOBB’a giden caddeye barikat ku-rulmuştu. Kanyon önünden “İşçiyizHaklıyız Kazanacağız!”, “Zafer Di-renen Emekçinin Olacak!”, “Hakkı-mızı Aynur Bektaş’a Yedirmeyiz!”sloganlarıyla yürüyüşe geçtiler. Ön-leri yine polis barikatıyla kesilen iş-çiler “İşçiye Değil Patronlara Bari-

EMEK

Çözüm Mahkeme Salonlarında Değil, Eylemde, Direniştedir!

İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız!

İşçi Direnişlerini BüyütelimBirleşelim, Direnelim,Kazanalım!

Devrimci İşçi Hareketi, direnen işçilerinmücadelesini büyütmek, direnişleri bir-leştirerek zaferlere çevirmek için yürüttüğüçalışmalar kapsamında, 16 Aralık günü,Bağcılar Olimpik Spor Salonu’unda ya-pacağı konserin çalışmalarına başladı. 25Kasım günü saat 12:00 ile 16:00 saatleriarasında, TÜYAP Kitap Fuarı’nda stantlarıdolaşarak afişler astılar. Çalışmada 500 bil-diri dağıtıldı.

HESAP SORDUK SORACAĞIZ! 47

2 Aralık2012

Yürüyüş

Sayı: 341

Page 48: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

kat!”, “İşçiye Değil Hırsızlara Bari-kat!” sloganlarıyla barikatın kaldırıl-masını istediler.

Barikatın önünde oturarak ey-lemlerine devam eden işçiler, “Polisde, AKP’nin çıkardığı yasalar daönümüze çıksa biz hakkımızı alaca-ğız! Yasalara takılmıyoruz, direnerekkazanacağız!” dediler.İşçiler adına Zeki Gördeğir bir

açıklama yaparak, haklı olanın ken-dileri olduğunu, kazananın da yinekendileri olacağını ifade etti. Gördeğirkendilerine polis tarafından yapılanbiber gazlı, tazyikli sulu saldırınınhalk düşmanlarını korumak için ya-pıldığını söyledi.

Marşlar, şiirler ve sloganlarla birsaat oturmanın ardından, işçiler, tek-rar Kanyon AVM önüne yürüdüler veburada eylemlerini sonlandırdılar.

27 Kasım günü de işçiler yine Le-vent’te bulunan Kanyon AlışverişMerkezi önünde toplanarak eylem-lerine başladılar. “Zafer DirenenEmekçinin Olacak!”, “Direne Dire-ne Direnişle Zafere!” sloganlarıylapolis barikatına kadar yürüdüler. Bu-rada da polise “İşçiye Değil Hırsız-lara Barikat!”, “İşçiye Değil Pat-ronlara Barikat!” sloganlarıyla cevapverdiler.

Barikatın önünde oturarak sür-dürülen eylemde işçiler adına ZekiGördegir bir açıklama yaptı. Diren-işlerinin üç yüzlü günlere yaklaştığınısöyleyen Gördeğir, sadaka isteme-diklerini, haklarını istediklerini vur-guladı. Uğradıkları saldırıları anlatanGördegir, “Buradayız. Bu baskılarbizi yıldıramaz” dedi. Eylem yenidenKanyon önüne yürüyüş yapılmasınınardından sona erdi.

28 Kasım günü de Levent KanyonAVM önünde toplanan Hey Tekstil iş-çileri, “Zafer Direnen Emekçin Ola-cak” sloganları atarak TOBB önünedoğru yürüyüşe geçtiler. İşçilerin

önü yine AKP’nin polisi tarafındankurulan barikat ile kapatıldı. Bir sürebarikatın zorlanmasının ardından ha-zırlanan açıklama okundu.

Açıklamayı işçilerden Zeki Gör-degir okudu. Gördegir, “Gücümüzhaklılığımızdadır” dedi. Haklarınıgasp eden Aynur Bektaş ve onu ko-ruyan TOBB yönetiminin suçlu ol-duğunu belirttikten sonra, bu suçlu-ları mahkemeler ve siyasi partiler ko-ruduğunu ifade etti. Açıklamanın de-vamında, “Bizler gasp edilen hakla-rımızı istiyoruz. Çalınan alın terimi-zi, geleceğimizi istiyoruz” denildi.

Darkmen İşçileriHaklarını istedikleri için patron-

larının saldırı ve hakaretlerine uğra-yıp, işten atılan Darkmen işçileriher hafta cumartesi günü fabrikaönünde yaptıkları eylemlerine devamettiler. 24 Kasım günü İstanbul Gün-gören’deki eylemlerine işçiler Gün-gören Stadı önünden başladılar. Bu-radan sloganlarıyla Darkmen fabri-kası önüne gelen işçiler fabrika önün-de, “Darkmen Ailesi Sizden Kork-muyoruz!” sloganını attılar. Darkailesinin haklarını istedikleri içinkendileri hakkında suç duyurusundabulunduklarını söyleyen işçiler, “Bizhakkımızı almak için bedeli ne olur-sa ödeyeceğiz!” dediler.İşçiler adına bir açıklama yapan

Bahar Bozan, 17 Aralık’ta mahke-meleri olduğunu belirtti ve “Biz da-vayı mahkemeye çıkmadan kazan-dık!” dedi. Bozan, Nazım Hikmet’in“Sen yanmazsan, ben yanmazsam,biz yanmazsak nasıl çıkar karanlık-lar aydınlığa” dizelerini anımsatarak,hep beraber oldukları takdirde kim-senin kendilerini sömüremeyeceğini,sırtlarından para kazanamayacağını

söyledi.“Zafer Direnen Emekçinin Ola-

cak!”, “Darkmen’e Boyun Eğme-yeceğiz!” sloganlarını atan işçiler,

Çav Bella marşını söylediler. İşçilerbir süre sloganlarıyla burada bekle-dikten sonra, eyleme başladıklarıGüngören Stadı önüne yürüdüler veburada eylemlerini sonlandırdılar.

25 Kasım günü de Avcılar Evlen-dirme Dairesi’nde bir araya gelen iş-çiler, pankartları ve dövizleriyle Dark-men Apartmanı önüne kadar yürüdü-ler. Burada mahalle halkına yönelik birkonuşma yaparak, halkı rahatsız et-tikleri için üzgün olduklarını amahaklarını alabilmek için burada eylemyapmaya mecbur olduklarını söyle-diler. İşçiler Dark ailesinin kendiemeklerini sömürdüklerini ve hakla-rını geri almak için direndiklerinisöyleyerek, “Direne Direne Kazana-cağız!” sloganlarını attılar.

“Mehmet Dark, Mustafa Dark,Sibğettullah Dark Bizi Yıldıramaz!”,“Baskılar Bizi Yıldıramaz!”, “İşçiyizHaklıyız Kazanacağız!” sloganlarıatılan eylemde, işçiler adına Şafak İl-gen bir açıklama yaptı. İşçiler olarakhep ezilen, sömürülen olduklarını,bunun karşısında patronların işçilerehakaret ettiği, haklarını aradıklarındaşiddet uyguladığını söyleyen İlgen, ik-tidarın sürekli patronları koruduğunusöyledi. Patronların bu cesaretle sal-dırdığını belirterek, işçilerin örgüt-lenmedikçe ezileceğini vurguladı.

Direnişteki Hey Tekstil işçilerininde destek verdiği eylemde, hep bir-likte Çav Bella marşı söylendi. Ey-lem yeniden Avcılar EvlendirmeDairesi önüne yüründükten sonraeylem sona erdi.

Roseteks İşçileriRoseteks işçileri, 8 Mart 2012’de

iki aylık maaşlarını ve kıdem tazmi-natlarını alamadan “iflas ettik” diyen

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN448

Yürüyüş

2 Aralık2012

Sayı: 341

Page 49: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

23 Kasım tarihinde, Büro Emekçileri Sendikasıİstanbul 1 No’lu Şube tarafından Küçükçekmece Adliyesiönünde, adliye çalışanlarının sorun ve taleplerini dile ge-tirmek amacıyla bir eylem gerçekleştirildi. Yönetim Ku-rulu adına basın açıklamasını okuyan Serap Karataştan,kamu emekçilerinin kazanılmış haklarına saldırıların de-vam ettiği, en son çıkarılan 666 sayılı Kanun Hükmün-de Kararnameyle fazla mesai ücretlerinin ödenip öden-memesinin bakanlığın talebi ve bakanlar kurulununtakdirine bırakıldığını, diğer yandan adliyelerdeki işyükünün her geçen gün artması nedeniyle yargı emekçi-lerinin çoğu zaman mesai bitiminde ve hafta sonlarındaçalışmak zorunda kaldığını, fazla mesai kaldırılsa dahiyargı emekçilerinin iş yoğunluğu nedeniyle fazla mesaiyapmaya zorlanacağını ifade etti.

Büro Emekçileri Sen-dikası’nın Adalet Bakanlığıbünyesinde yetkili olduğudönemde Kurum İdare Ku-rulu toplantıları sonucu ad-liye çalışanlarına yönelikservis sorunun çözümü içinsağlanan katkı paylarının2013 yılından itibaren

kaldırılacağının belirtildiğiaçıklamada, ücretsiz ulaşım

hakkının tüm çalışanlara koşulsuz sağlanması, ücret ada-letsizliğine son verilerek, her türlü ek ödeme ve fazla me-sai ücretlerinin maaşlara yansıtılması talep edildi.

AKP’nin Açlık ve Yoksulluk Bütçesine Hayır!

28 Kasım günü İstanbul’da, Sirkeci Garı’ndan topl-anan Büro Emekçileri Sendikası İstanbul şubelerine bağlımaliye çalışanları, yolu trafiğe kapatıp İstanbul Vergi Dai-resi Başkanlığı’na sloganlar eşliğinde yürüdüler. Eyle-me yaklaşık 500 kamu emekçisi katıldı. Vergi Dairesi Baş-kanlığı önüne sığmayan kitle valiliğin önündeki caddeyitrafiğe kapatarak bir açıklama yaptı. Eyleme KESK İstan-bul şubeleri destek verdi.

Belediye yasasına ilişkin kısa bir açıklamadan son-ra Büro Emekçileri Sendikası İstanbul şubeleri 2013Bütçesinin geri çekilmesini isteyen ve maliye çalışan-larının kendi taleplerini içeren basın açıklaması yaptı. Açı-klamada esnek ve güvencesiz çalışmaya, ücret adalet-sizliğine, performans uygulamalarına emeklilik haklarınıngasbına yönelik tepkiler dile getirildi.

Eylemde, “Savaşa Değil Emekçiye Bütçe, ÜcretteAdalet İstiyoruz, Güvencesiz Çalışmaya Hayır” sloganlarıatıldı.

patronları tarafından işten atılmıştı.İşçilerin haklarını almak için başlat-tıkları direniş 17. haftasında zaferlesonuçlandı. Roseteks patronları 17haftadır direnen 37 işçinin gasp etti-ği tüm haklarını vermeyi kabul etti.Devrimci İşçi Hareketi ile kazanılanbu zafer, 25 Kasım günü lokma da-ğıtılarak İdil Kültür Merkezi’ndekutlandı. “Birlikte Direndik BirlikteKazandık, Devrimci İşçi Hareketi”yazılı pankartın altında, dağıtılanlokmalar yenilip, hep bir ağızdan tür-küler söylendi.

Devrimci İşçi Hareketi adına ko-nuşan Taylan Tanay, haklarımızı eldeetmenin yolunun direnmek olduğu-na vurgu yaparak, Hey Tekstil, BE-DAŞ, Darkmen ve bütün işçilerin ka-zanacağını ifade etti. Daha sonra

sözü 17 haftadır direnen Roseteks iş-çileri aldı. Roseteks işçileri, 17 haf-ta boyunca nasıl direndiklerini, di-renişin öğrettiklerini paylaştılar. Ro-seteks işçilerini, Dev-Genç’liler,Devrimci Mücadelede Emekliler,Hey Tekstil işçileri, BEDAŞ işçilerive Darkmen işçileri de yalnız bırak-mayarak, zaferi kutladıklarını ifadeettiler.

Grup Yorum korosu Roseteks iş-çilerinin zaferini seslendirdikleri şar-kılarla kutladılar. 55 kişinin katıldı-ğı kutlama zafer halayının çekilme-siyle sona erdi.

Kırklareli Şekerteks İşçileri Kırklareli’de, 3 aylık alacakları

ve kıdem tazminatları ödenmeden iş-lerine son verilen işçiler, her hafta sonu

pazar günü saat 15.00’da oturma ey-lemleri ile seslerini duyurmaya vepatron Mustafa Şeker’in hırsızlığınıhaykırmaya devam ediyorlar.

25 Kasım günü işçi Şeyda Ba-kar’ın yaptığı açıklamada; “48 gün-dür direniyoruz. Bizden çaldığınemeğimizdir, ekmek paramızdır, evkiramızdır ve yaşamamızdır. Hak-larımızı alıncaya kadar direnişimizdevam edecektir” denildi. Oturma es-nasında “İşçiyiz Haklıyız Kazana-cağız”, "Direne Direne Kazanaca-ğız”, “İşçi Uyuma Emeğine SahipÇık” sloganları atıldı. Polislerin gö-rüntü almasına müdahale edildi veuzaklaştırıldı. Eyleme Trakya Genel-İş temsilcileri, Trakya Kültür Mer-kezi ve Kırklareli Halk Komitesi des-tek verdi.

Kazanılmış Haklarımıza, İş Güvencemize Sahip Çıkıyoruz

HESAP SORDUK SORACAĞIZ! 49

2 Aralık2012

Yürüyüş

Sayı: 341

Page 50: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

Hollanda’nın Den Haag şehrinde 20 Kasım günü İsrail Askeri Orkestrası kon-ser verdi. “İsrail Askeri Orkestrası üyeleri sıradan müzisyenler değil, Siyonistİsrail Ordusu’nun bir parçasıdır” sloganı altında birleşen halk, Gazze'ye yönelikyapılan saldırıları protesto etti.

Eylemde İngilizce, Hollandaca ve Arapça “Filistin’e Özgürlük, Bebek ka-tili İsrail” ve “İntifada” sloganları atıldı. 130 kişinin katıldığı eyleme Halk Cep-hesi de destek verdi.

Almanya'nın Dortmund şeh-rinde 23 Kasım günü AnadoluFederasyonu üyeleri tarafından“Öldürülen dokuz insanımızınsorumlusu Alman Devleti'dir.Amaçları bizi korkutmak veasimile etmektir” başlıklı bildi-rilerin dağıtımı yapıldı. Yaklaşık250 bildiri halka ulaştırıldı.

Şadi Özbolat, Almanya'nın Bochumkentindeki hapishanede Tek Tip Elbisedayatmasıyla karşı karşıya kaldığında,tavrını tereddütsüz direniş geleneğindenyana belirledi. Almanya'nın Torgau Ha-pishanesi'ndeki Tommy Tank isimli birtutsak, Şadi Özbolat'ın direnişinden ha-berdar olduktan sonra, kendisi de TTE'yekarşı tavır aldı ve bu direniş kısa süre-de sonuç aldı. Her direniş bu kadar kısasürede sonuç almayabilir; ama buradaasıl olan, bir direnişin nasıl başka di-renişlerin ilham kaynağı olduğudur.

Tommy Tank bir mektup yazarak, 30-31 Ekim 2012 tarihinde Junge Welt'deyayınlanan bir haberin kendisine ilhamkaynağı olduğunu söyledi. HaberdeŞadi Özbolat'ın, tıpkı 1984 yılında Tür-kiye'deki tutsaklar gibi, siyasi bir tutsakolarak TTE giymeyi asla kabul edeme-yeceğini yazdığını söyleyen Tank,“TTE'ye karşı başarılı bir direniş başa-rılı bir protesto gerçekleştirdim. Tama-men soyundum, TTE giymeyi katiyenkabul etmedim. Direnişimi TTE'ninonur kırıcı olduğunu ve tek amacınınbeni aşağılamak olduğunu söyleyerek

açıkladım. Bir gün sonra sabahları çı-karılan havalandırmaya çıkmak istedi-ğimi ama asla TTE giymeyeceğimi be-yan ettim.

Aslında biraz şaşırtıcı... aradan 10 da-kika bile geçmeden bana hapishane yö-netimi kendi giysilerimi giymeme izinverdi. Başka tutsakların da yönetime ‘bumuameleye’ karşı koymalarını temenniediyorum” dedi.

Şadi Özbolat Direnerek veDirenişinde DesteklenerekKazanacak!

Yunanistan'ın Atina şehrinde HalkCepheliler 23 Kasım günü, Almanya'daBochum Hapishanesi'nde tek tip elbisedayatmasına karşı direnen Şadi Özbo-lat’a destek için Atina’daki Alman Kon-solosluğu’nun önünde protesto eylemigerçekleştirdiler.

Halk Cepheliler eyleme başlamadanönce, konsolosluk önündeki özel gü-venlik ve polisler eylemi engellemeyeçalıştılar. Halk Cepheliler polisin key-fiyetine direnerek, eylemlerini olması ge-

reken gibi gerçekleştirdiler.“Şadi Özbolat’a Özgürlük” önlük-

lerini giyerek ve “Şadi Özbolat’a Öz-gürlük-Tek Tip Giymedik Giymeyece-ğiz” yazılı pankart açan Cepheliler, ba-sın açıklamalarını yaptılar. Eylemde;“Tek Tip Elbise Giymedik Giymeyece-ğiz, Sadi Özbolat’a Özgürlük” slogan-ları atıldı.

Tutsaklarımıza Her YerdeEylemlerle Destek Verelim

Halk Cepheliler 24 Kasım günü,Fransa’nın Nancy şehrinde MaginotPlace Meydanı’nda Almanya'da tutuk-lu bulunan Şadi Özbolat’a destek amaç-lı eylem yaptılar.

Fransızca ve Türkçe açıklamanınyapıldığı eylemde, “Onursuzluğa, ada-letsizliğe, işkenceye boyun eğmeyece-ğiz tek tip elbise giymedik giymeyece-ğiz! Türkiye Faşizmi Tek Tip Elbise Giy-diremedi Alman Emperyalizmi de Giy-diremeyecek!” denildi. 13 kişinin ka-tıldığı eylem, “İnsanlık Onuru İşkence-yi Yenecek", "Devrimci Tutsaklar Onu-rumuzdur” sloganları ile sona erdi.

Fransa'nın başkenti Paris’te bulunan EiffelKulesi önünde 26 Kasım günü bir araya gelenGrup Yorum dinleyicileri, türküleriyle, halaylarıve sloganlarıyla Grup Yorum'a destek verdi.

Yorum dinleyicileri, Grup Yorum'un ken-dileri için ne ifade ettiğini dile getirdiler. Ey-lemlerini “Türküler Susmaz Halaylar Sü-rer", "Yorum'a Özgürlük” sloganlarıyla son-landırırken; gün boyu evlerde, iş yerlerinde Yo-rum türküleri söylenmesi çağrısında bulu-nuldu.

17 Kasım günü Dortmund'un Huckar-de semtinde Nazilere karşı bir eylem ger-çekleştirildi. Alman Devleti'nin himayesiyleyayılmaya çalışan Naziler, Huckarde'de debir bina kiralayarak buraya yerleşmek is-tiyorlar. Nazilerin, 2013'ün başında kira-ladıkları binaya taşınacakları öğrenildi.Huckarde halkı ise, gerçekleştirdikleri ey-lemle Nazileri semtlerinde istemediklerinihaykırdılar. Çeşitli demokratik, ilerici çev-relerin katılımıyla yapılan eyleme, önce-sinde yaygın bir duyuru yapılmamasına kar-şın 120 kişi katılırken, Anadolu Federas-yonu üyeleri de eylemde yer aldılar.

Eylemde, “Dortmund'da Nazilere YerYok!” yazılı dövizler taşınırken, eyleme ka-tılan Huckardeliler ve Anadolu Federasyonuüyeleri, bu eylemi Neo Naziler'e verilen bi-nanın geri alınmasına, Nazileri semtlerin-den kovana kadar sürdürmek gerektiğini vurguladılar.

Filistin Halkının Katili İsrail Askerleri Nazileri YaşadığımızYerlerde Barındırmayacağız

Irkçılığa KarşıMücadelede

Süreklilik

Hepimiz Birer Grup YorumÜyesiyiz

Özgür Tutsak Şadi Özpolat'ın DirenişindenYeni Direnişler Doğuyor

Torgau Hapishanesi'nde TTE'ye Karşı Direniş

Av ru pa’da

UYUŞTURUCU ÇETELERİNDEN50

Page 51: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

“Tüm dünyanın işçi-leri birleşin!” 1848 yı-lında yayınlanan Komü-nist Manifesto bu söz-lerle bitiyor. Dünyanınbütün işçileri, emekçile-ri, halkları bir birleşebil-se, örgütlenebilse, bir çokhak gaspı püskürtülebilir,en temel haklar ve öz-gürlükler bu kadar yüz-süzce ve korkusuzca gaspedilemezdi.

Son aylarda "Avru-pa'da bir kriz var" diye feryat figaneden AB, daha doğrusu AB'nin zen-gin ve önde gelen ülkeleri, önce Yu-nanistan üzerine baskı oluşturmayabaşladı. Yunanlar çok tembeldi, Yu-nanistan iflas etmek üzere idi, çabukama derhal borçlarını geri ödemele-ri gerekiyordu. İyice baskı kurulduYunanistan üzerine. Yıllarca, hatta onyıllarca Almanya'nın, Fransa'nın aklıneredeydi, görmüyorlar mıydı Yuna-nistan'da, İspanya'da olup bitenleri?Bilmiyorlar mıydı Yunanistan'ın nekadar yüklü bir borcu olduğunu? Bi-liyorlardı tabii ama kazın ayağı fark-lı. Asıl niyetleri ve asıl amaçlarını Av-rupa Komisyonu, Avrupa MerkezBankası ve IMF üçlüsünün oluştur-duğu Troika sonunda açığa vurdu,baklayı ağzından çıkardı. "Yunanis-tan kendisine borç verilmesi ve AB'ninAvro bölgesinden çıkartılmaması içinkapsamlı reform programı uygula-malı."

Troika'nın reform dediği nedir,Yunanistan'a dayatılan nedir? Bu çokkapsamlı programda öne çıkan bazımaddelere bakalım:

- Emeklilik maaşları düşürüle-cek,

- Emeklilik yaşı 65'ten 67'ye yük-seltilecek,

- Sağlık alanında kısıtlamalar ya-pılacak,

- Toplu sözleşmeler ve kıdem taz-minatı devre dışı bırakılabilinecek,

- Eğitim bütçesinde kısıtlamalar,çocuk parasında kesinti, devlet me-murların maaşlarında kesintiler ya-pılacak.

Yoksa Alman, Fransız vb. zenginülkelerin halkın sırtından çıkarmış bupara. Nedense 2007 yılında girdikle-ri dünya finans krizinde, bankalarınve şirketlerin iflasını durdurmak sözkonusuyken, AB kendi halklarınakarşı böyle bir çaba göstermedi. Ke-senin ağzını açtı.

Emperyalizm böylece kendi çı-karları ve politikalarını uygulatıyorYunan halkına. Yunanistan’dan son-ra İspanya, Portekiz ve İtalya'da krizderinleşti. Bütün ülkeler için kapsamlıkısıtlamalar söz konusu. Artık bıçakiyice kemiğe dayandıktan sonra, Av-rupa Sendika Birliği 14 Kasım gü-nünü "eylem ve dayanışma" günü ilanetti. Yunanistan, İspanya, İtalya, Por-tekiz ve Belçika'da toplu taşıma va-sıtaları çalışmadı, hayat felç edildi. Birgünlük bir eylem elbette ki çok ye-tersiz ve cılızdır. Yaptırım gücü yok-tur. AB'yi kuşkusuz uyarma etkisi ta-şısa da, onları uyguladığı politika-lardan vazgeçirmeyecektir. Ama genede olumluluktur. Halkların en büyüksorunu örgütsüzlük. Birlik beraberlikiçinde olamamak.

14 Kasım'da yapılan genel grev,Marx'ın da işaret ettiği gibi, bütünhalklar birleşse, ne kadar güçlü ola-bileceklerini çok net gösteriyor. An-cak işçilerin birleşmemesi, birlik veberaberlik olmaması için kapitalizmelinden geleni yapıyor. 1848'den buyana yaşanan bunca deney ve tecrü-belerden ders çıkartarak engelliyorbunu.

Sovyetler Birliği'nin yıkılmasındansonra, işçi mücadelelerini ve sendikalhakların gasp edilmesinin en etkiliyöntemi "taşeronluk" sistemi olmuş-

tur. Taşeron firmadaçalışan işçilerin hakla-rı çok kısıtlıdır. Her anişten çıkartılabilir, sü-reli iş kontratı verilir,hiçbir sendikal hakkınıtalep edemez; grevlere,yürüyüşlere katılıp,kendi hakkını aramayıaklının ucundan bilegeçiremez. Çünkü ta-şeron sistemi ona tümhak alma, birlik ve be-raberlik içinde hareket

etme kapılarını kapatmıştır. Taşeronsistemi tam bir modern köleliktir.Diğer yandan halkları birbirine kır-dırarak, düşmanlaştırarak, ırkçılığıyayarak, birlik ve beraberlik oluş-masının önüne geçiliyor. Avrupa'nınbir çok ülkelerinde, Almanya gibi çokzengin ülkelerinde bile 5 Euro saat üc-retiyle çalışıyor insanlar. Ki bununlaevini, barkını, çoluğunu çocuğunu ge-çindirebilmesi için, günde en az 10-12 saat çalışması veya bir ek iş bul-ması gerekiyor. "Modern kölelerin"böylesi düşük bir maaşı kabul etme-mesi durumunda, patronlar rakipleriniişe alıyorlar. O zaman mesela Po-lonya, Bulgaristan vb gibi ülkelerdengelen ve bu maaşa razı olan insanla-rı çalıştırıyorlar; olmadı Afrika ülke-lerinden gelenleri çalıştırıyorlar.

Bizler, daha Türkiye'liler olarakbile kendi içimizde örgütlü olamıyo-ruz, Kürt'tü, Türk'tü, dinciydi, Ale-vi’ydi derken bölüp parçalıyorlarbizi. Bir de Bulgarla mı, Polonyalıy-la mı, Afrikalıyla mı ortak hareketedeceğiz? Zaten bunun önüne geçmekiçin düzen sürekli düşmanlık pom-palıyor. Biz sevmeyiz, Polonyalı’yı,Rus'u, Bulgar'ı, Afrikalı’yı, Faslı’yı...hepsi yabancıdır bize. Tersi de fark-lı değil. Onlar da Türkiyeliler’i sev-mez. Karşımıza çıkan manzara içleracısıdır. Sömürü ve talan her zaman-kinden fazladır, örgütlenme ve bir-leşme ihtiyacı her zamankindenönemlidir. Ama gelin görün ki, her za-mankinden de zordur. Düzen çok iyidersler çıkarmış, sömürü düzeninibüyük ustalıkla sürdürüyor. Bunun çı-kış yolu 164 yıldır hiç değişmedi:"Tüm dünyanın işçileri, birleşin!"

AVRUPA’dakiBİZ

Avrupa’da Krizi BahaneEden Tekeller, Çözümüİşçi Haklarını Gasp

Etmekte ve İşçiÇıkartmakta Arıyor!

BİRLEŞELİM, SAVAŞALIM, KAZANALIM!

HESAP SORDUK SORACAĞIZ! 5 1

2 Aralık2012

Yürüyüş

Sayı: 341

Page 52: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

İDM MA Yıl dız’da an ti-fa şist mü ca de le deüze ri ne dü şen her tür lü gö re vi ye ri ne ge tir di.Ge ce bö lü mün de fa şist le rin sal dı rı sı so nu cubı çak lan dı. An ka ra do ğum luy du.

1978 yılında Konya Çumra'da doğdu.Ekonomik nedenlerle iki yıldır Belçika'da va-tanından ayrı yaşamaktaydı. Rotterdam'daölüm orucuna destek için yapılan açlık grevisırasında 9 Aralık 2000 tarihinde, faşistlerin sal-dırısı sonucunda katledildi. Grev çadırına yö-nelik faşist çetelerin saldırısına karşı göğüs gö-ğüse çatıştı ve şehit düştü.

Meh met’in ya -şa mı, mü ca de le si -nin ve inan dı ğı de -ğer le rin bir par ça -sıy dı. Onur lu ya -şa mı nı onur lu birson la nok ta la dı.Unut ma ya ca ğız.

Sam sun’da an ti-fa şist mü ca de le nin ön dege len le rin den bi riy di. Oku ma ya git ti ği An -tep’ten da ha dön dü ğü gün ya zı la ma ya çık tı.Ya zı la ma sı ra sın da fa şist ler ta ra fın dan vu rul -du. 1959 do ğum luy du.

1979Ara-lık'ındaişkence-de katle-dildi.

YitirdiklerimizBağımsızlık Demokrasi Sosyalizm Mücadelesinde

8 Aralık - 14 Aralık

Onun adı Kevser Mırzak’tı. Ankara’da Kurtuluş Mahalle-si’ndeki bir evde katlettiler onu. Ama teslim alamadılar. Katli-amcıların kurşunlarına ve bombalarına sloganlarıyla ve silahıylacevap verdi. Bir halk kurtuluş savaşçısını fiziki olarak kaybe-derken, onun mirasıyla güçlendik.

Yoldaşlar! Bir savaşçımızı kaybettik; fakat eminiz ki, artıkonu tüm yönleriyle tanıyacak olan kadrolarımız, taraftarlarımız,onun yerini dolduracaklardır.

Halkımız! Yiğit ve fedakar bir evladını kaybettin ama ba-ğımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinde bayraktar-larımızdan biri oldu o da. Onların yolundan yürüdüğümüz sü-rece, hiçbiri ölmüş sayılmaz.

KEVSERLER NİÇİN VAR?... ÇÜNKÜ ÜLKEMİZ, EMPER-YALİZME BAĞIMLI VE FAŞİZMLE YÖNETİLİYOR.

Bağımsızlık ve demokrasiyi kazanmak için, emperyalizmeve faşizme karşı savaşmak zorundayız; Kevserler işte bununiçin var, işte bunun için silahlanıyorlar.

Türkiye halkı, 10 Aralık sabah saatlerinde, oligarşinin hal-ka ve devrimcilere karşı sürdürdüğü infaz, katliam anlayışındahiçbir değişiklik olmadığına tanık oldu. Ülkemizi yöneten oli-garşinin ve devletin niteliğini görmeyenler veya görmek iste-meyenler, 1990’ların ilk yarısındaki infazlarla kıyaslayıp, “Tür-kiye’nin artık o dönemleri geride bıraktığını” ileri sürüyorlardı.10 Aralık’ta sıkılan kurşunlar, bu tezlerin iflasının da ilanıdır. As-

lında bu tezler, yıllardır halkımızı bağımsızlık ve demokrasi mü-cadelesinden alıkoymak, düzen partilerine bağlamak için ilerisürülen ve de defalarca iflas etmiş tezlerdir.

Ülkemiz emperyalizme teslim edilmiştir. Emperyalist tekel-lerin ve işbirlikçilerinin sömürü ve talanını rahatça sürdürebil-mek için de vatanseverlerin, devrimcilerin kanı dökülüyor.

Demokratikleşme masallarının üzerinde kan gölleri var yine.Bu kan, polisin sıradan insanları katlederek döktüğü kandır.

Bu kan, polisin devrimci bir yayın organını sattığı için sokak or-tasında vurup felç ettiği Ferhat Gerçek’in kanıdır. Bu, yoldaşımızKevser Mırzak’ın tek başına kuşatıldığı evde “ölü ele geçirilmiş”bedeninden dökülen kandır. Ne AB’ye uyum yasaları, ne “de-mokratikleşme” adına gerçekleştirilen tüm diğer manevralar, ül-kemizin sokaklarında akan kanı değiştirmemiştir.

Kevserler neden silaha sarılıyorlar, Devrimci Halk KurtuluşCephesi neden silahlı mücadele anlayışında ısrar ediyor? Ce-vabı işte bu tablodadır.

(...)9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi son sınıfındayken, okulunu

terkedip kendini halkının kurtuluş mücadelesine adadı. Böylebir fedakarlığı, düzenden böyle bir kopuşu, yalnız devrimcileryapabilir. Halkın doktoru olarak, halkının tüm yaralarına mer-hem olmak için yeni bir meslek seçti kendine. Doktorluk, onundevrimciliği tercih etmesinde önemli bir nedendir zaten. Bunukendi özgeçmişinde şöyle ifade eder: “Stajyer doktor olarak ça-lışır-okurken tanık olduğum sınıfsal uçurumdur ki bu düzenindeğişmesi gerektiğini düşündürüyordu.”

Bir şeyler yapmak gerektiğine inanarak İzmir Tabip Odasıinsan hakları komisyonunda çalışmaya başlamıştı. Ama kısasürede burada yapabildikleriyle yetinemeyeceğini gördü. Hal-kın her yarasına merhem olmanın, devrim yapmak demek ol-duğu netti artık onun için. Tereddütsüz düzenle bağlarını koparıpdevrim yoluna atıldı.

“Örgütümüzün kararı ile tedavi olsam da ölümorucundaki hedefe kilitlenmiş kararlılığımla her türlüfeda eylemine hazırım. Partimizin kararıyla büyükdireniş destanımızda zaferi hızlandıracak tüm fedaeylemlerinin gönüllüsüyüm.”

Kevser MIRZAK

KEVSER MIRZAK, AB-ABDEMPERYALİZMİNE TESLİM OLUNMADIĞININ

GÖSTERGESİDİR”

Fa şist le rin kur du ğu bir pu su da kat le dil di. İs -tan bul Li se li DEV-GENÇ için dey di. 1960 do -ğum luy du. Di ki li taş, Ye ni ma hal le ve Maç kaMes lek Li se si’n de an ti fa şist mü ca de le nin enön saf la rın dan ta nı dığı mız yi ğit ör nek ar ka da -şı mız.

1956 yılında Dersim Hozat'ta doğdu. Dev-rimci hareketin Kürdistan'daki militan önderkadrolarındandı. 1974-75'lerden itibaren Ela-zığ ve Dersim'de Dev-Genç'in örgütlenmesin-de, faaliyetlerinde yönetici olarak görev ya-par. 1978 ortalarında Elazığ’da görevlendiril-di. Bölgede kurulan Faşist Teröre Karşı Si-

lahlı Mücadele Ekipleri'nden birinin sorumlu-suydu. 12 Aralık 1978'de, Elazığ’da faşistlere karşı gerçek-leştirilen bir eylem sonrası polisle girdiği silahlı çatışmada şe-hit düştü.

Anıları Mirasımız Abdulkadir ADANUR

Nurettin GÜLER

Cafer DERELİ

Ömer DEMİR

Hüseyin ULU

Cahit ŞENYÜZ Mehmet MART

Page 53: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

4 Temmuz 1969, Ankara Polatlı do-ğumlu olan Kevser, 1986’da 9 Eylül Üni-versitesi Tıp Fakültesi’ni kazanarak İzmir’egitti. Örgütlü ilişkisi 1990’da başladı. İz-mir’de gençlik örgütlenmesi içinde ve mi-lislerde yer aldı, çeşitli görevler üstlendi.1991’de 5 ay tutuklu kaldı. İkinci kez tekrar

tutuklandı ve direnişlerle geçecek uzun tut-saklığı başladı. ‘95 Eylül’ünde Buca’da kat-

liam saldırısı karşısında direnenlerden biriydi. 19 Aralıkkatliamını ve yoldaşlarının feda eylemini Uşak Hapishane-si’nde yaşadı. 2001 Eylül’ünde 7. Ölüm Orucu ekiplerindekızıl bantını taktı. 2002 Mart’ında tahliye oldu ve mücade-lesini ondan sonra da tereddütsüz sürdürdü. Kevser, mü-cadele yaşamı boyunca hiçbir koşulda kendini koruma an-layışında olmadı, her zaman önce örgütü, halkının ve dev-rimin çıkarları geldi. 10 Aralık 2007’de Ankara’da kuşatıl-dığı evi, faşizme karşı bir direniş üssüne çevirerek ölüm-süzleşti.

20 Temmuz tarihinde polisin açtığı ateş sonucu Hasan Se-lim Gönen katledilmiş, Sultan Işıklı ise yaralı olarak tutsakdüşmüştü. Bakırköy Hapishanesi'nde tutuklu bulunan SultanIşıklı’nın tedavisi polis tarafından engelleniyor.

Sultan hastaneye her sevk edildiğinde, görevleri olmadı-ğı halde siyasi şube polisleri de gitmektedir. Normalde tutukluya da hükümlünün hastaneye sevk işlemini, hapishanenin dışgüvenliğinden sorumlu jandarma görevlileri yaparken; bir-kaç polis de birlikte gitmekte ve polisler Sultan’ın muaye-nesinden önce, doktor ve hastane idaresi ile görüşmektedir.

Derhal ameliyat olması gereken Sultan'a hastaneler, po-lisin doktorla yaptığı görüşme sonrasında, ameliyatı kendi-lerinin gerçekleştiremeyeceklerini söylüyor. İlk olarak Samatya Devlet Hastanesi'nde tedavisine baş-

lanan Sultan, sonra Bahçelievler'deki Fizik Tedavi Hastane-si'nde muayene edildi. İleri tetkikler için Çapa’daki İstanbulTıp Fakültesi Hastanesi'ne götürüldü. Bu tetkikler sonrası ame-liyatına karar verildi. Ancak Çapa mahkum koğuşu olmadı-ğı gerekçesiyle Sultan’ı Haseki Devlet Hastanesi’ne, Hase-ki yeterli teknik donanım ve ekipman olmadığı gerekçesiy-le Şişli Etfal’e, Şişli Etfal yine aynı gerekçelerle Haydarpa-şa Numune Hastanesi’ne sevk etti. İstanbul Üniversitesi Cer-rahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi onarım nedeniyle, Okmey-danı Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Şişli Etfal Eğitim veAraştırma Hastanesi teknik imkana sahip olmadıkları ge-rekçesiyle ameliyatı yapmayı reddettiler. Şu an Sultan Işık-lı'yı tedavi edecek hastane bulunmamaktadır.

Halkın Hukuk Bürosu (HHB), polisin yönlendirmesi so-nucu hastanelerin bu tavır içerisinde olduklarını belirterek,29 Kasım'da yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, "Hapis-hane idaresi ve polisler! Suçlarınıza yeni suçlar ekleyerek dev-rimcileri katletmekten, sakat bırakmaktan vazgeçin. Polisinyönlendirmesi altında kalan doktorlar, hastane yönetimleri!Meslek etik kurallarınıza ihanet ettiğiniz gibi aynı zamandasuç işliyorsunuz. Bundan vazgeçin ve siyasi polis karşısın-da dik durun. Mesleğinizi insanları sakat bırakmak için kul-lanmayın. Müvekkilimizin sakat kalmasının, yaşamının teh-likeye girmesinin sorumlusu başta AKP’nin Adalet Bakan-lığı ve İçişleri Ba-kanlığı olmak üze-re müvekkilimizinameliyatını çeşitlibahanelerle yap-mayan, tedavisiniengelleyen hasta-neler, hekimler ileBakırköy Hapis-hanesi İdaresi ola-caktır" denildi.

AFGANLI ÇOCUK

Ey Afgan’lı güzel çocuk..!Sürmeli kardeşimöpmek isterdimo sürmeli gözlerindenOyuncaklar vermek isterdim elineOynamak isterdim birlikteen güzel oyunlarıGöç yollarındasın şimdiSürmeli kardeşimBir tek peçeli anan var yanındaSavaşta mı abin, baban?Unutma...Sana bu acıları yaşatanKatletti benim de onlarca canımıSakat bıraktı çok daha fazlasınıAç açıkta bıraktı depremdebinlerce kardeşimiSunamıyorum ya sana sıcak bir yuvaSıcak bir tabak aşVe kucak dolusu oyuncaklarUmudu uzatıyorum sanaEriyen bedenimle büyüyenHalkımızın Umudunutut ucundan..!Bil ki, öfken öfkemdirUmudumuz UmudunUnutma sürmeli kardeşimKardeştir halklarVe ortaktır düşmanlarıO düşman kiÜzerimize bombalar yağdıranKöylerimizi, kentlerimizi yakanyıkan...

23 Ekim 2001Uşak Hapishanesi

Kevser Mırzak

Kevser MIRZAK

SULTAN IŞIKLI'YI SAKATBIRAKMALARINA İZİN

VERMEYECEĞİZ!

Page 54: Gülsuyu’nda 6 Devrimciyi Tutuklayıp Uyuşturucu Çetelerini ...yuruyus-info.org/pdf/pdf/341.pdf · marşları söylendi. Dergi tan ıtımında 50 dergi halka ula ş-tırıldı

İmam Hüseyin'in ve yoldaşlarının,Yezid orduları tarafından Kerbela çö-lünde susuz bırakılarak katledilme-lerinin matemini tutmak için her yılMuharrem ayında 12 gün MatemOrucu tutulur. Bu günler boyuncadüğün, eğlence yapılmaz, su içilmez,et yemeği yenmez. Cemevlerinde ya-pılan Muharrem sohbetlerinde İmamHüseyin'in direnişi anlatılır ve günü-müzde zulmedenlere karşı aynı inançlamücadele edilmesi vurgulanır. Mu-harrem ayı boyunca yapılan bu oruçaçma ve sohbetlerde gösterişten uzak,matem havasında davranılır.

Muharrem ayı sebebiyle TBMM'debulunan lokantada yer alan yemek-lerde düzenlemeye gidilmiş. CHP İs-tanbul milletvekili Sabahat Akkiraz’ınbaşvurusu sonucu menüde bulunan27 yemek, Muharrem Orucu’na uygunhazırlanacakmış. Ayrıca Meclis otu-rumları da oruç açma saatlerine uygunolarak düzenlenecekmiş. Yine SabahatAkkiraz, 22 Kasım tarihinde meclislokantasında ‘iftar yemeği’ düzen-leyeceğini duyurdu. Bu ‘iftar yeme-ği’ne de Meclis Başkanı Cemil Çi-çek’ten Başbakan Erdoğan’a, MHPGenel Başkanı Devlet Bahçeli’yekadar Alevi düşmanlarını da davetetmiş.

Aleviler, oruçlarını Sünniler gibitutmazlar. Aleviler’in orucu, MatemOrucu’dur ve gösterişten, reklamdanuzaktır. Aleviler’in orucunda ‘iftar,sahur’ gibi kavramlar yoktur. Oruçaçımı kavramı vardır. Aleviler’inMatem Orucu ile Sünniler’in oru-cunu aynılaştırmak, Aleviler’i dü-zen içine yedeklemek, Alevi inanç-

larını yozlaştırmak, asimile politi-kalarına hizmet etmektir. MatemOrucu, Kerbela’da Yezid orduları ta-rafından katledilen İmam Hüseyin veyoldaşları için tutulan oruçtur. AncakSabahat Akkiraz, bu matem günlerindetutulan oruç açımı için verdiği yemeğe,yüzyıllar boyunca Aleviler’i katle-denlere sahip çıkanları ve yeni katli-amlara zemin hazırlayanları davetediyor. Tıpkı tecavüzcüsü ile evlen-dirilmek istenen kadınlar gibi Alevi-ler’i de, katilleri ile barıştırmak istiyor.

Daha geçtiğimiz hafta PSAKDErzincan Şubesi’nin Matem Orucuiçin açtığı çadıra faşistler saldırdıve çadırda bulunan pankartlar veflamaları yaktılar. Bunu yapanlarıda zemin hazırlayanları da yemeğeçağırmak, en basitinden Aleviler’ehakarettir.

Basında yer alan bir başka haberdeise Aile ve Sosyal Politikalar BakanıFatma Şahin’in, Adıyaman’da Aleviiş adamı Hasan Doğan’ın verdiği‘Muharrem Orucu iftarı’na katıldığıyazıyor. Bu yemekte de AKP’li mil-letvekillerinden Vali’ye, Müftü’yekadar Alevi düşmanları bir araya gel-miş. Bakan Şahin, burada yaptığı ko-nuşmada yine o bildik "aynı gemi-deyiz" edebiyatına sarıldı. Hayır, bizaynı gemide değiliz. Zalimlerle, zul-medenler aynı gemide olamaz. Ker-bela'da İmam Hüseyin'i ve inanmışları

katleden Yezid'in zulmünü günümüzdesürdürenler sizlersiniz. Pir Sultan Ab-dal'ı, Şeyh Bedreddin'i darağacındaasan sizlersiniz, Hallac-ı Mansur'un,Nesimi'nin derisini yüzen sizlersiniz.Bu nedenle hiçbir zaman aynı gemideolamayız. O gemiyi siz içindeykenbatıracak olanlar biziz. Korkun bizden.Korkun yüzyıllardır zulmettiğinizcanlardan. Hz. Ali'nin yüzyıllar ön-cesinden seslendiği gibi "mazlumunöç alma günü, zalimin zulmettiğigünden korkunç olacaktır."

Bir başka örnek ise Dersim’deyaşandı. Dersim Emniyet Müdürlüğü,ilde görevli polislerin Alevi kültürünüyakından tanımaları ve gelenekleriöğrenmeleri amacıyla Muharrem ayıboyunca cemevine gitmeleri ve de-deler ile sohbet etmeleri için çalışmabaşlattılar ve cemevinde iftar yemeğiverdiler.

Sonuç olarak;

1- Matem orucu ile Ramazan oru-cunu aynılaştırmak, Aleviler’i yoz-laştırmaktır ve Alevi halkımızın inanç-larını egemenlerin kullanması içinhizmetine sunmaktır.

2- Aleviler’i katledenlerle aynımasaya oturmak Aleviler’e ihanettir.Aleviliğin mazlumdan yana zaliminkarşısında olan özünü yozlaştırmaktır.

3- Alevi halkımız, inançlarımızınegemenler tarafından kullanılmasınaizin vermeyelim.

Matem Orucunu, Aleviler’i Yozlaştırmak İçin Kullanamazsınız!

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonutoplantısı sonunda milletvekillerininsorularını yanıtlayan İçişleri Bakanıİdris Naim Şahin; ‘tüm MüslümanlarınMuharrem ayını tebrik ediyorum’dedi. Muharrem orucu Matem Oru-cudur. Tebrik etmek, ancak İdris NaimŞahin gibi Alevi düşmanı bir kafayayakışırdı. Beyinlerinin içi Alevi düş-manlığı ile dolu olunca, dillerine yan-sıyan sözler de böyle çarpık oluyor.

Bakan Şahin devam ediyor ve Ker-

bela şehitleri için ya-pılan anmalar hakkın-da; ‘… o olayı birilerigürültü çıkararak telin

eder, birileri de sessizce ve gürültüçıkarmadan asırlarca ortaya koymuş-tur’ dedi. Bakan Şahin’e göre Kerbelaşehitlerini anmak gürültü çıkarmaktır.Bakan Şahin’in rahatsızlığı, Yezid’inzulmüne karşı İmam Hüseyin’in di-renişinin hala halklara örnek olmasıdır.Ve bu direnişi halkların kendilerineörnek olarak almalarından korkmak-tadır. Bu nedenle Kerbela şehitlerininözüne uygun olarak anılmalarındanrahatsız olmaktadırlar.

Muharrem Ayını ‘Tebrik Eden’ Bakan Şahin’den İnciler!

Devrimci Alevi Komitesi Olarak Diyoruz ki

554

Yürüyüş

2 Aralık2012

Sayı: 341