28
Günah C. J. Sansom Çeviri Kübra Tekneci

GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

Günah

C. J. Sansom

ÇeviriKübra Tekneci

Page 2: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

4

Page 3: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

5

Yazarlar grubundan;Jan, Luke, Mary, Mike B, Mike H, Roz, Williamve özellikle de ilhamımız olan Tony’ye. Potamız.

Ve Caroline’e

Page 4: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

1. Kütüphane

2. Muhasebe Ofisi

3. 1. kat: Yemekhane

Zemin kat: Mutfak

4. 1 kat: Yatakhane

Zemin kat: Toplantı Odası

5. Revir

6. Hamam

7. Tuvalet

8. Ahır

9. Birahane

10. Demirci

11. Duvarcı

12. Kiler

13. Çamaşırhane

14. Bekçi Kulübesi

15. Revir Bahçesi

Akarsu

Akarsu

MANASTIR KİLİSESİ

LON

DR

ASC

AR

NSE

A

SEBZE BAHÇESİ

Page 5: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

St. DONATUS MANASTIRISCARNSEA’NİN HÂKİMİ

Bataklık

TepeHarabeleri

Bataklık

BataklıkN

ehirBaşrahip’in

Odası

Keşişlerin Mezarlığı

Güvercinlik

Bostan

Akarsu

SEBZE BAHÇESİ

Balık Havuzu

SCARNSEA BÖLGESİ

SCARNSEA

Güney Downs

Yol

Bataklık BölgesiKanal Manş Tüneli

Nehir

Page 6: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

8

Page 7: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

9

Scarnsea’nin Hakimi St. Donatus Manastırı’nın Kıdemli Çalışanları

Sussex, 1537

BAŞRAHİP FABIANManastırın başrahibi, keşişler tarafından ömür boyu hizmet

etmek için seçildi.

PEDER EDWIGMuhasebeci. Manastırın maddi işlerinden sorumlu.

PEDER GABRIELZangoç ve kilise korosu şefi; kilisenin bakımı, dekorasyonu

ve müziğinden sorumlu.

PEDER GUYRevirci. Keşişlerin sağlığından sorumlu. İlaç verme yetkisi-

ne sahip.

PEDER HUGHKâhya. Manastırın idaresiyle ilgili işlerden sorumlu.

PEDER JUDEManastırın faturalarının ve keşişlere

ve hizmetkârlara maaşlarının ödenmesindenve sadaka dağıtımından sorumlu.

BAŞRAHİP YARDIMCISI MORTIMUSBaşrahip Yardımcısı, Başrahip Fabian’dan sonra

en kıdemli kişi; keşişlerin disiplininden ve refahından sorumlu.

Ayrıca keşiş adaylarını eğitmekle görevli.

Page 8: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

10

Page 9: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

11

Birinci Bölüm

Çağrı geldiğinde Lord Cromwell’in ofisiyle ilgili bir iş için Surrey’deydim. Kapanan bir manastırın toprakları Lord Cromwell’in desteğine ihtiyaç duyduğu Parlamento’nun bir üyesine verilmiş ve ağaçlık arazinin tapusu kaybolmuştu. İz-lerini sürmek pek zor olmamıştı ve sonrasında birkaç gün ailesiyle kalmamı teklif eden parlamenterin davetini kabul etmiştim. Londra’ya ve işimin başına dönmeden önce son yaprakların düşüşünü izleyerek bu kısa tatilin tadını çıkarı-yordum. Sör Stephen’ın hoş bir yapıya sahip güzel bir tuğla evi vardı ve onun için evi çizmeyi teklif etmiştim ama binici geldiğinde ilk taslağı bitirebilmiştim.

Gece vakti Whitehall’dan yola çıkan genç adam şafakta eve varmıştı. Lord Cromwell’in özel ulaklarından biri olduğunu fark ettim ve içimde kötü bir hisle zarfın üzerindeki baş vekil mührünü kırdım. Sekreter Grey’dendi ve Lord Cromwell’in beni derhal Westminster’da görmek istediği yazıyordu.

Bir zamanlar patronumla buluşma ve onunla konuşma, onu şimdilerde oturduğu güç koltuğunda otururken görme fikri beni heyecanlandırırdı ama son bir sene içinde bıkkınlı-ğa kapılmaya başlamıştım; politika ve kanunlardan, entrikalar ve birbirine dolaşan sonsuz yöntemlerinden yorulmuştum.

Page 10: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

12

Ve Lord Cromwell’in isminin her yerde Kral’dan bile çok korku uyandırması beni rahatsız ediyordu. Lord Cromwell’in yaklaştığı dedikodusunun bile Londra’da dilenci çetelerinin ortadan kaybolmalarına yeterli olduğu söyleniyordu. Biz genç reformcuların birbirimizin evlerinde geç saatlere kadar süren akşam yemeklerinde tartıştığımız ve yaratmayı arzula-dığımız dünya bu değildi. Bir zamanlar Erasmus’un inancın ve yardımseverliğin insanlar arasındaki dini farklılıklara son vereceği görüşüne inanıyorduk ama 1537’nin kış aylarının başında giderek artan idamlar ve keşişlerin topraklarına yapı-lan açgözlü saldırılar isyan çıkardı.

Sonbaharda çok az yağmur yağmıştı ve yollar hâlâ iyi du-rumdaydı, sakatlığım atı hızlı süremeyeceğim anlamına gel-se de Southwark’a vardığımda hâlâ öğlendi. Taşrada bir ay kaldıktan sonra sadık atım Chancery’ye olduğu gibi koku ve gürültü beni de rahatsız etti. Londra Köprüsü’ne yaklaşırken vatan hainliği sebebiyle idam edilenlerin uzun sırıklara ge-çirilen, martıların etrafında daire çizip gagaladığı kafalarının bulunduğu kemere bakmamak için bakışlarımı kaçırdım. Hep zor beğenen biri olmuştum ve bağlı haldeki ayıya kö-pekle saldırıldığını görmekten hoşlanmıyordum.

Büyük köprü her zamanki gibi insanlarla doluydu, birço-ğu iki hafta önce doğum sırasında ölen Kraliçe Jane’in yasını tutan karalara bürünmüş satıcılardı. Birbirlerine çok yakın inşa edilen ve her an nehre devrileceklermiş gibi duran bi-naların giriş katlarındaki dükkânlardan satıcılar müşteri çek-meyi umarak bağırıyorlardı. Üst katlarda kadınlar, batıdan yaklaşan yağmur bulutları gökyüzünü kararttığı için çama-şırlarını topluyordu. Dedikoduları ve birbirlerine seslenişleri bana büyük bir ağaçtaki kargaları anımsattı.

İçimi çekip kendi kendime yapmam gereken işlerim oldu-ğunu hatırlattım. Otuz beş yaşında, yasal uygulamada başarılı

Page 11: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

13

ve yeni ve güzel bir ev sahibi olmamda Lord Cromwell’in katkısı büyüktü. Ve onun için çalışmak, Tanrı’nın gözünde değerli olan Reform için çalışmak demekti, o zamanlar buna hâlâ inanıyordum. O halde bu önemli olmalıydı, çünkü yap-mamı istediği işlerin haberini genellikle Grey aracılığıyla alır-dım, baş sekreteri ve piskopos vekilini iki senedir görmemiş-tim. Dizginleri sallayıp Chancery’yi gezginlerin, tüccarların, yankesicilerin ve müstakbel saray mensuplarının arasından Londra’nın keşmekeşine doğru yönlendirdim.

*Ludgate Tepesi’nden aşağı inerken elma ve armutlar-

la dolu bir büfe gördüm ve acıktığımdan birkaç tane almak için atımdan indim. Chancery’ye bir elma yedirirken bir ara sokaktaki meyhanenin önünde duran yaklaşık otuz kişinin heyecanla birbirlerine fısıldadıklarını fark ettim. Bunun yeni tercüme edilen İncil’i yarım yamalak anlayan ve peygamber-liğini ilan eden yeni bir delinin işi olup olmadığını merak et-tim. Eğer öyleyse polis memurlarına dikkat etse iyi olacaktı.

Kalabalığın kenarında diğerlerine kıyasla daha düzgün gi-yimli bir ya da iki adam vardı ve manastırlara baskı kurmak suretiyle krallık gelirlerinin artırılması amacıyla kurulan ku-rumun avukatı William Pepper ve yırtılmış gösterişli kolsuz bir ceket giyen genç bir adam olduklarını gördüm. Merakla, sidik dolu lağım kanalından kaçınarak Chancery’yi yassı taş-ların üzerinde onlara doğru yönlendirdim. Yanına vardığım-da Pepper bana döndü.

“Shardlake! Avluda aceleyle gezinmeni görmeyi özlemiş-tim. Nerelerdeydin?” Pepper arkadaşına döndü. “Jonathan Mintling’i takdim etmeme izin ver, Inns’den yeni atandı, Artış Kurumu’nun yeni bir üyesi. Jonathan, sana İngiltere mahkemelerinin en zeki kamburu Üstat Matthew Shardla-ke’i takdim ediyorum.”

Page 12: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

14

Pepper’ın durumum hakkında yaptığı çirkin yoruma al-dırmayıp genç adamı selamladım. Onu baroda alt etmemin üzerinden pek fazla zaman geçmemişti ve avukatların dili her zaman intikam almaya hazır olurdu.

“Burada ne oluyor?” diye sordum.Pepper güldü. “İçeride bir kadın var. Denilene göre Hint

Adaları’ndan gelen ve bir İngiliz kadar akıcı konuştuğu söy-lenen bir kuşa sahipmiş. Onu dışarı çıkaracak.”

Sokak meyhaneye doğru eğimliydi, o nedenle boyum kısa olmasına rağmen görüş açım iyiydi. Yağlı bir elbisesi olan şiş-man, yaşlı bir kadın kapının önünde belirdi, elinde üç baca-ğın üzerine yerleştirilmiş demir bir direk tutuyordu. O ana dek gördüğüm en tuhaf kuş orta parçanın üstünde dengede duruyordu. En büyük kargalardan bile büyüktü, ürkütücü bir kanca şeklinde kısa bir gagası ve sokağın kirli grisine karşı neredeyse göz kamaştırıcı sayılabilecek kadar parlak kırmızı ve altın rengi tüyleri vardı. Kalabalık biraz daha yaklaştı.

“Geri çekilin,” diye bağırdı yaşlı kadın tiz bir sesle. “Tabit-ha’yı getirdim ama etrafında itişip kakışırsanız konuşmaz.”

“Haydi konuşsun bakalım!” diye bağırdı kalabalığın ara-sından biri.

“Bu zahmetin karşılığında para isterim!” diye bağırdı tiz bir sesle. “Hepiniz ayaklarının dibine birer çeyreklik atarsa-nız, Tabitha konuşacak!”

“Bunun nasıl bir oyun olduğunu merak ediyorum,” dedi alayla Pepper, ama yine de direğin dibine bozuk paralar atan kalabalığa katıldı. Yaşlı kadın bozuklukları çamurun içinden toplayıp kuşa döndü. “Tabitha,” dedi, “‘Tanrı Kral Harry’yi korusun! Zavallı Kraliçe Jane için bir dua edin,’ de.”

Hayvan ona aldırmıyormuş gibi pullu ayaklarının üzerin-de kıpırdanıp donuk gözlerle kalabalığı süzdü. Sonra kadı-nınkine çok benzeyen bir sesle bağırdı, ‘Tanrı Kral Harry’yi

Page 13: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

15

korusun! Zavallı Kraliçe Jane için bir dua edin!’ Ön tarafta duranlar istemsizce bir adım geri çekildiler ve insanlar haç çıkarırken kollar telaşla havada uçuştu. Pepper ıslık çaldı.

“Buna ne diyeceksin, Shardlake?”“Bilmiyorum. Bir hile olmalı.”“Tekrar,” dedi cesur olanlardan biri. “Daha fazla konuş-

sun!”“Tabitha! ‘Papa’ya ölüm! Roma’nın Piskoposu’na ölüm!’

de.”“Papa’ya ölüm! Roma’nın Piskoposu’na ölüm! Tanrı Kral

Harry’yi korusun!” Hayvan kanatlarını açınca insanlar kor-kuyla nefeslerini tuttular. Kanatlarının yarısının acımasızca kesilmiş olduğunu gördüm, bir daha asla uçamayacaktı. Kuş kanca burnunu göğsüne sokup tüylerini temizlemeye başla-dı.

“Daha fazlasını duymak istiyorsanız,” dedi yaşlı kadın, “yarın St. Paul’un basamaklarına gelin. Tanıdığınız herkese Hint Adaları’ndan gelen konuşan kuş Tabitha’nın saat on iki-de orada olacağını söyleyin. Ağaçlarda bu kuşların yüzlerce-sinin koloni halinde yaşadığı Peru topraklarından getirildi!” Bunun üzerine daha önce gözünden kaçırdığı birkaç çey-rekliği almak için duraksayan yaşlı kadın tüneği alıp içeride gözden kaybolurken kuş dengesini korumak için kırık kanat-larını çılgınca çırptı.

Kalabalık heyecanla homurdanarak dağıldı. Pepper ve ar-kadaşı yanımda, Chancery’yi yola geri götürdüm.

Pepper’ın her zamanki küstahlığı hafiflemişti. “İspanyol-ların fethettiği şu Peru hakkında birçok ilginç şey duydum. Her zaman Batı Hint Adaları hakkında anlatılan hikâyelerin yarısına inanmamak gerektiğini düşünmüşümdür ama az önceki bu şey… Kutsal Meryem adına!”

“Bir hile,” dedim. “Kuşun gözlerini görmedin mi? Zeki

Page 14: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

16

bakmıyordu. Peki ya konuşmayı bırakıp tüylerini didikleme-sine ne demeli?”

“Ama konuştu, bayım,” dedi Mintling. “Onu duyduk.”“Herkes anlamadan konuşabilir. Ya kuş tıpkı sahibinin

çağrısına gelen bir köpek gibi yaşlı kadının söylediklerini tek-rarlayarak ona karşılık veriyorsa? Alakargaların böyle şeyler yaptıklarını duymuştum.”

Yolun başına varınca durduk. Pepper sırıttı.“Kilisedeki insanların rahiplerin Latince saçmalıklarını

anlamadan karşılık verdikleri doğru.”Omuzlarımı silktim. Latince ayinler hakkındaki bu tür

düşünceler henüz uygun değildi ve dini bir tartışmaya çekil-meyecektim.

Eğilerek selam verdim. “Korkarım gitmeliyim. Lord Cromwell’le Westminster’da bir randevum var.”

Chancery’ye binip alaycı bir gülümsemeyle kalabalığın arasına dalarken çocuk etkilenmiş görünüyordu ve Pepper da etkilendiğini belli etmemeye çalışıyordu. Avukatlar Tanrı’nın yeryüzüne yerleştirdiği en büyük dedikoduculardı ve Pep-per’ın mahkemelerde baş sekreterle özel olarak görüşece-ğimi konuşmasının işime hiçbir zararı olmazdı. Ancak key-fim uzun sürmedi, Fleet Caddesi’nden geçerken tozlu yola tombul damlalar düşmeye başladı ve Temple Bar’ın altından geçtiğimde tüm şiddetiyle yağan yağmur sert rüzgârla yüzü-me çarpıyordu. Paltomun başlığını kafama geçirip fırtınada ilerlerken onu sıkıca tuttum.

*Westminster Sarayı’na vardığımda yağmur iyice şiddetlen-

mişti ve ince dalgalar halinde üzerime vuruyordu. Yanımdan geçen birkaç atlı benim gibi paltolarının içine gömülmüşler-di ve yağmurun bizi ne kadar ıslattığına dikkat çekerek birbi-rimize bağrıyorduk.

Page 15: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

17

Kral birkaç sene önce Whitehall’daki ihtişamlı yeni sara-yına yerleşmek için Westminster’ı terk etmişti ve burası şim-dilerde mahkemelere ev sahipliği yapıyordu. Pepper’ın Artış Kurumu yeni bir ilaveydi, önceki sene ortadan kalkan küçük ibadethanelerin varlıklarıyla ilgilenmek için kurulmuştu. Lord Cromwell ve ona eşlik eden yeni yetme memurlarının ofisleri de oradaydı, o nedenle kalabalık bir saraydı.

Avlu genellikle parşömenlerine işaret ederek birbirleri-ne danışan siyahlara bürünmüş avukatlar ve gözlerden uzak köşelerde tartışan ya da entrika çeviren devlet memurlarıy-la dolu olurdu. Fakat bugünkü yağmur hepsini içeriye ka-çırmıştı ve avlu neredeyse boştu. Sadece sırılsıklam olmuş birkaç yetersiz giyimli bakımsız adam Artış Kurumu’nun kapısının önünde toplanmıştı: Kapanan ibadethanelerden gelen eski keşişler olmalıydılar, Yasa’nın onlara söz verdiği boş arazileri almak için yalvarmaya gelmişlerdi. Görevli me-mur –belki de Üstat Mintling’di– başka bir yerde olmalıydı. Gururlu bir ifadesi olan yaşlı adamlardan biri hâlâ manastır giysileri içindeydi ve cüppesinden yağmur damlaları damlı-yordu. Lord Cromwell’in ofisinde bu kılıkta olmak pek işine yaramayacaktı.

Eski keşişlerin genellikle sinsi bir havası olurdu ama bu grup iki büyük yük arabasından taşıdıkları malzemeleri du-varın dibine yığarken gözlerine ve ağızlarına giren su damla-larına küfreden taşıyıcılara korku dolu ifadelerle bakıyordu. İlk bakışta memurların şömineleri için odun getirdiklerini sandım ama Chancery’yi durdurunca cam kapaklı kutular, ahşap ve alçı heykeller ve oymalı ve süslü kocaman ahşap haç-lar taşıdıklarını gördüm. Bunlar Reform’a inanan hepimizin içlerinde ibadet edilmesine son vermek istediğimiz kapanan manastırlardan kalan parçalar ve eserler olmalıydı. Şerefle durdukları yerlerden alınıp yağmurun altında istiflenmişler

Page 16: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

18

ve en sonunda güçleri ellerinden alınmıştı. Hissettiğim hafif suçluluk duygusunu bastırdım ve küçük keşiş grubuna cid-diyetle selam verdikten sonra Chancery’yi iç kemere doğru yönlendirdim.

*Ahırda seyisin verdiği havluyla kendimi elimden geldi-

ğince kuruladım ve saraya girdim. Lord Cromwell’in mek-tubunu muhafıza gösterdim ve beni umuma açık bir alandan iç koridorlardan oluşan labirent gibi bir yere aldı, bu sırada parlatılmış mızrağını elinden hiç düşürmedi.

Beni önünde iki muhafızın nöbet tuttuğu geniş bir kapı-dan geçirdi ve kendimi mumların aydınlattığı uzun, dar bir salonda buldum. Bir zamanlar ziyafet salonuydu ama şimdi bir uçtan diğerine karalara bürünmüş kâtiplerin mektup yı-ğınlarını incelediği masalarla doluydu. Yıllarca mürekkeple haşır neşir olmaktan parmakları kararmış kısa boylu, tombul bir adam olan baş kâtip telaşla yanıma geldi.

“Üstat Shardlake? Erken geldiniz.” Beni nasıl tanıdığını merak ettim ve sonra ona kambur bir adamı beklemesinin söylendiğini tahmin ettim.

“Hava iyiydi, kısa bir süre öncesine kadar.” Sırılsıklam ço-raplarıma baktım.

“Piskopos vekili sizi gelir gelmez içeri almamı söyledi.”Salonda kâğıtları hışırdatan kâtiplerin arasından beni geçi-

rirken yarattığımız rüzgâr mumları titretti. Efendimin ördü-ğü kontrol ağının ne kadar geniş olduğunu fark ettim. Kilise müdürlerinin ve yerel hakimlerin her birinin hoşnutsuzluk ya da vatan hainliği dedikodularını iletmekle yükümlü kendi muhbir ağları vardı; her söylenti titizlikle inceleniyordu ve her geçen sene cezalar daha da artıyordu. Dini değişikliklere karşı bir isyan çıkmıştı zaten; başka bir isyan krallığı devire-bilirdi.

Page 17: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

19

Kâtip salonun ucundaki büyük kapının önünde durdu. Beni de durdurduktan sonra kapıyı çalıp içeri girdi ve eğile-rek selam verdi.

“Üstat Shardlake, lordum.”

*Giriş salonunun aksine Lord Cromwell’in odası kasvet-

liydi, karanlık öğleden sonrayı masanın yanındaki birkaç mum aydınlatıyordu. Kıdemli devlet erkanlarından çoğu du-varlarını en güzel goblenlerle süslerken, onun duvarları yer-den tavana kadar yüzlerce çekmecesi olan dolaplarla doluy-du. Her yerde üzerleri raporlar ve listelerle kaplı masalar ve sandıklar vardı. Geniş şöminede büyük bir kütük yanıyordu.

Önce onu göremedim. Sonra odanın öteki tarafındaki bir masanın yanında duran tıknaz siluetini seçebildim. Dü-şünceli bir şekilde kaşlarını çatarak elinde tuttuğu kutunun içeriğini inceliyordu, geniş ve ince dudaklarını ince ve uzun çenesine doğru bükmüştü. Bu şekildeyken çenesini her an açılabilecek ve tek hamlede insanı bir bütün olarak yutabi-lecek büyük bir tuzağa benziyordu. Rahatlıkta yüz ifadesini değiştirip bana tatlılıkla gülümsedi ve hoş geldin dercesine elini kaldırdı. Elimden geldiğince eğilerek selam verdim ama uzun yolculuktan sonra her yanım tutulduğu için suratımı buruşturdum.

“Matthew, buraya gel.” Tok ve sert sesi içtendi. “Croy-don’da iyi iş çıkardın; Kara Çiftlik meselesinin çözülmesine sevindim.”

“Teşekkür ederim, lordum.” Yaklaşırken kürk kenarlı cüppesinin altındaki gömleğin siyah olduğunu fark ettim. Bakışlarımı yakaladı.

“Kraliçenin öldüğünü duydun, değil mi?”“Evet, lordum. Çok üzgünüm.” Anne Boleyn’in idamın-

Page 18: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

20

dan sonra Lord Cromwell’in servetini Jane Seymour’un ai-lesine bağladığını biliyordum.

Homurdandı. “Kral perişan halde.”Masaya baktım. Farklı boyutlarda kutuların yığılmış ol-

duğunu görünce şaşırdım. Hepsi altın ya da gümüştü ve çoğu mücevherlerle süslüydü. Eski bir lekeli camdan kadife altlıkların üzerinde yatan kumaş ve kemik parçalarını göre-biliyordum. Elindeki kutuya baktım ve içinde bir çocuğun kafatasının olduğunu gördüm. Kutuyu iki eliyle havaya kal-dırıp salladı, böylece içindeki kopup düşen dişler tıkırdadı. Piskopos vekili suratsızca gülümsedi.

“Bunlar ilgini çekecek. Kalıntılar özellikle dikkatime su-nuldu.” Kutuyu masaya bırakıp önündeki Latince yazıya işa-ret etti. “Şuraya bak.”

“Barbara sanctissima,” diye okudum. Kafatasına baktım. Birkaç saç teli hâlâ duruyordu.

“St. Barbara’nın kafatası,” dedi Cromwell avucunu kutu-nun üstüne koyarak. “Roma döneminde pagan babası tarafın-dan öldürülen genç bir bâkireydi. Leeds’in Cluniac Manas-tırı’ndan. Çok kutsal bir yadigar.” Eğilip opallere benzeyen taşlarla süslü gümüş bir kutu aldı. “Ve bu da Lancashire’daki Boxgrove Manastırı’ndan St. Barbara’nın kafatası.” Sert bir kahkaha attı. “Hint adalarında çift başlı ejderhalar olduğunu söylüyorlar. Bizim de çift başlı azizelerimiz var.”

“İsa aşkına.” Kafataslarına baktım. “Acaba bunlar kimlere aitti?”

Bir kahkaha daha attı ve işitilebilir bir şekilde koluma vur-du. “İşte benim Matthew’um, her zaman her şeyin arkasında bir cevap arayan. Şu anda ihtiyacım olan şey de bu, irdeleyen aklın. York’taki Artış Kurumu’ndan adamım altın kutunun eski Roma tasarımı olduğunu söylüyor. Ama tıpkı diğerleri gibi o da kulenin ocağında eritilecek ve kafatasları da çöpe gidecek. İnsanlar kemiklere tapmamalı.”

Page 19: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

21

“Ne çoklar.” Pencereden dışarı baktım, adamlar yük ara-balarını boşaltırken hâlâ şiddetli bir şekilde yağan yağmur avluyu süpürüyordu. Lord Cromwell odada ilerleyip dışarı baktı. Artık asiller sınıfı üyesi olduğu için kırmızı giymeye hak kazandığını düşünüyordum ama hâlâ benim gibi siyah cüppe giyiyor ve hukuki meseleler ve yazı işleriyle ilgilenen memurlar gibi düz siyah kep takıyordu. Fakat kepi ipekli ka-difeydi, cüppesi kunduz kürküyle astarlanmıştı. Uzun kah-verengi saçlarına ak düşmeye başladığını fark ettim.

“İçeri alınmaları gerekiyor,” dedi. “Kuru olmalılar. Bir da-haki sefere papacı bir vatan haini yakmam gerektiğinde o tah-taları kullanacağım.” Dönüp bana suratsızca gülümsedi. “O zaman insanlar kâfirlerin resimlerini yakıt olarak kullanma-nın Tanrı’nın ateşi söndürmesini sağlaması bir yana onlara daha az çığlık attırmadığını görecekler.” İfadesi tekrar değişip ağırbaşlı bir havaya büründü. “Şimdi gel ve otur. İşimiz var.” Masasının başına geçip bana sertçe karşısındaki sandalyeye oturmamı işaret etti. Sırtıma saplanan sancı yüzünden sura-tımı buruşturdum.

“Yorgun görünüyorsun, Matthew.” Kocaman kahverengi gözleriyle dikkatle bana baktı. Yüzü gibi gözlerindeki ifade de sürekli değişiyordu ve şimdi soğuk bakıyordu.

“Biraz. Uzun bir yolculuktu.” Masasına baktım. Evrak-larla kaplıydı ve bazılarında mum ışığında parlayan kraliyet mührü vardı. Küçük altın kutulardan birkaçı kâğıt ağırlığı olarak kullanılıyor gibiydi.

“O korunun tapu belgelerini bularak iyi bir iş çıkardın,” dedi. “Onlar olmadan mesele Chancery’de yıllarca çözüle-mezdi.”

“Manastırın eski muhasebecisindeydiler. Manastır kapa-nınca onları yanında götürmüş. Anlaşılan köylüler korunun umumi arazi olduğunu iddia etmek istemişler. Sör Richard

Page 20: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

22

yerel bir rakip olduğundan şüpheleniyordu ama belgeler en son onda olduğu için muhasebeciden başladım.”

“Güzel. Mantıklı bir davranış.”“Rektör olduğu köy kilisesine kadar izini sürdüm. Beni

fazla uğraştırmadan itiraf etti ve onları teslim etti.”“Hiç şüphesiz, köylüler eski keşişe para vermiş olmalılar.

Bu yanlıştan onu mu sorumlu tuttun?”“Para almamış. Sanırım toprakları çok fakir olduğu için

sadece köylülere yardım etmek istemiş. Ortalığı daha fazla karıştırmamanın en iyisi olacağını düşündüm.”

Lord Cromwell’in yüz ifadesi sertleşti ve sandalyesinde arkasına yaslandı. “O bir suç işledi, Matthew. Diğerlerine örnek teşkil etmesi için onu sorumlu tutmalıydın. Uma-rım yumuşamıyorsundur. Bu zamanlarda hizmetimde sert adamların olmasına ihtiyacım var, Matthew.” Yüzü aniden on sene önce ilk kez tanıştığımızda gördüğüm gibi öfkeyle doldu. “Mutluluklarının tamamlanması için Tanrı’nın sözü-nü bekleyen bir ulus dolusu masum vahşinin yaşadığı Tho-mas Moore’un Ütopya’sında değiliz. Bu çökmüş bir kilise-nin yolsuzluğunda pişen vahşi bir krallık.”

“Biliyorum.”“Papa yanlıları Hıristiyan İmparatorluğu’nu kurmamıza

engel olmak için ellerinden geleni yapacaklardır, bu yüzden Tanrı’nın yardımıyla onları alt etmek için ben de elimden ge-leni yapacağım.”

“Yanlış bir yorumda bulunduysam özür dilerim.”“Bazıları yumuşak davrandığını söylüyor, Matthew,” dedi

kısık bir sesle. “Yeterince ateşli olmadığını, ilahi gayretinin ve hatta sadakatinin de eksik olduğunu söylüyorlar.”

Lord Cromwell’in bakışlarınızı yere indirmek zorunday-mış hissedene kadar, gözlerini kırpmadan sabit bir şekilde size bakabilmek gibi bir yeteneği vardı. Kafanızı kaldırdığınızda o

Page 21: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

23

sert kahverengi gözlerin hâlâ içinize işlediğini görürdünüz. Kalbimin gümbür gümbür attığını hissettim. Şüphelerimi ve yorgunluğumu gizlemek istemiştim, bundan kimseye söz etmediğime emindim.

“Lordum, papalığa hâlâ eskiden olduğum kadar karşıyım.” Böyle söylerken daha önce sadakatleri konusunda sorguya çekilirken karşısında ona bu cevabı verenleri düşünmeden edemedim. İçimi bir korku sardı ve fark etmemesini umarak sakinleşmek için derin nefes aldım. Bir süre sonra yavaşça kafasını salladı.

“Senin için bir görevim var, yeteneklerine uygun bir gö-rev. Reform’un geleceği buna bağlı olabilir.”

Öne doğru eğilip küçük bir kutu aldı ve havaya kaldırdı. İçinde, detaylı bir şekilde oyulmuş gümüş tabakanın ortasın-da kırmızı toz bulunan cam bir şişe yatıyordu.

“Bu,” dedi Lord Cromwell kısık bir sesle, “Paganlar ta-rafından diri diri derisi yüzülen St. Pantaleon’un kanı. De-von’dan. Aziz gününde kanın sıvılaştığı söyleniyor. Her sene yüzlerce insan bu mucizeyi görmeye gelir, elleri ve dizlerinin üzerinde emekler ve bu ayrıcalık için para öderler. Ama bak.” Kutuyu çevirdi. “Arka tarafındaki küçük deliği görüyor mu-sun? Bunun asılı olduğu duvarda başka bir delik daha vardı, keşişlerden biri küçük şişenin içine pipet yardımıyla renkli su damlaları üflüyordu. Ve mucizevi bir şekilde kutsal kan, ya da daha doğrusu kavrulmuş ombra boyası sıvılaşıyordu.”

Öne doğru eğilip parmağımla deliğin etrafına dokundum. “Bu tür hileler işitmiştim.”

“Manastır sistemi bundan ibaret. Hile, putperestlik, aç-gözlülük ve Roma’nın piskoposuna gizli bir bağlılık.” Ka-lıntıyı elinde ters çevirince küçük kırmızı pullar aktı. “Ma-nastırlar krallığın kalbindeki bir yaradır ve bu yara oradan sökülecek.”

Page 22: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

24

“Başlangıç yapıldı. Küçük manastırlar kapatıldı.”“Şimdilik sadece yüzeyi kazıdık. Ama bu bize biraz para

kazandırdı, asıl zenginliğin yattığı büyük manastırları ele ge-çirmek için Kral’ın iştahını kabartmaya yetecek kadar. On-lardan iki yüz tane var, ülke servetinin altıda birini barındı-rıyorlar.”

“Gerçekten de bu kadar çok mu?”Kafasını salladı. “Evet. Ama yirmi bin isyancının Don’da

kamp kurup manastırlarını geri istediği geçen kış çıkan is-yandan sonra dikkatli bir şekilde ilerlemeliyim. Kral artık üzerlerinde güç kullanıldığı için teslim olanları görmek is-temiyor ve bu konuda haklı. İhtiyacım olan şey, Matthew, gönüllü bir şekilde teslim olmaları.”

“Ama herhalde bunu asla…”Alaycı bir şekilde gülümsedi. “Bir domuzu öldürmenin

birçok yolu vardır. Şimdi beni dikkatle dinle, bu bilgi çok gizli.” Bana doğru eğilip kısık bir sesle dikkatle konuşmaya başladı.

“İki sene önce manastırları denetlettiğimde onlara zarar verebilecek her şeyi not aldıklarından emin oldum.” Duvar-ları kaplayan çekmecelere başıyla işaret etti. “Her şey orada, oğlancılık, zina, vatana ihanet içeren vaazlar. Değerli eşyalar el altından satılıyor. Ve manastırlardaki muhbirlerimin sayısı giderek artıyor.” Keyifsizce gülümsedi. “Tyburn’de bir dü-zine başrahibi idam ettirebilirdim ama uygun zamanı kolla-dım, baskıyı korudum, uymaları gereken yeni, katı uyarılar yayınladım. Benden korkmalarını sağladım.” Tekrar gülüm-sedi, sonra birden kalıntıyı havaya atıp yakaladı ve kâğıtları-nın üzerine koydu.

“Baskı uygulayacağım bir düzine manastır seçmeme izin vermesi için Kral’ı ikna ettim. Son iki hafta içinde, seçtiğim adamları başrahiplere gönüllü bir şekilde teslim olmaları için

Page 23: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

25

seçenekler sunmaya gönderdim, herkese aylık bağlanacak ve başrahiplere yüklü miktarda ödeme yapılacaktı ya da idam edileceklerdi. Vatana ihanet içeren vaazlar sebebiyle Lewis; başrahip yardımcısının üyeleri hakkında bilgi gönderdiği Titchfield ve Peterborough. Birkaçını kendi rızalarıyla tes-lim olmaya ikna edince diğerleri neler döndüğünü anlayacak ve sessizce gideceklerdi. Görüşmeleri yakından izliyordum ve her şey yolunda gidiyordu. Düne kadar.” Masasından bir mektup aldı. “Scarnsea Manastırı’nı hiç duymuş muydun?”

“Hayır, lordum.”“Duyman için bir sebep yoktu. Benedict manastırların-

dan biri, Kent-Sussex sınırındaki Manş Tüneli’nin ucundaki eski bir iskelenin yanında yer alıyor. Kötü bir geçmişi var, içimizden biri olan yerel Sulh Hakimi’ne göre Başrahip top-rakları ucuza satıyor. Robin Singleton’ı geçen hafta nasıl bir karışıklık çıkarabileceğini görmesi için oraya yolladım.”

“Singleton’ı tanıyorum,” dedim. “Mahkemede ona karşı savunma yaptım. Güçlü bir adam.” Duraksadım. “Ama yine de, çok iyi bir avukat olmayabilir.”

“Hayır, ihtiyacım olan şey gücüydü. Çok fazla sağlam ka-nıt yoktu ve gözlerini korkutarak neler yapabileceğini gör-mek istedim. Ona yardımcı olması için yanına Lawrence Go-odhaps adında eski bir Cambridge reformcusu olan Katolik kilisesi avukatı verdim.” Kâğıtlarını karıştırıp bana bir mek-tup uzattı. “Bu dün sabah Goodhaps’ten geldi.”

Mektup hesap defterinden kopartılmış bir parça kâğıda kargacık burgacık bir yazıyla yazılmıştı.

Lordum,Aceleyle yazıyorum ve kimseye güvenmeye cesaret edemediğim

için bu mektubu kasabada yaşayan bir çocukla gönderiyorum. Üstat

Page 24: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

26

Singleton manastırın ortasında korkunç bir şekilde öldürüldü. Bu sabah mutfaktaki kan gölünün ortasında kafası kesilmiş bir halde bulundu. Bunu Lord Hazretleri’nin büyük bir düşmanı yapmış ol-malı ama buradaki herkes inkar ediyor. Kilisenin kutsallığı bozuldu ve Tövbekar Hırsız’ın* Büyük Kalıntısı kanlı tırnaklarıyla birlikte kayboldu. Yargıç Copynger’a haber verdim ve başrahibe sessiz kal-ması için yalvardık. Bu olayın kasabanın dışında duyulmasının do-ğurabileceği sonuçlardan korkuyoruz.

Lütfen yardım gönderin ve bana ne yapmam gerektiğini söyleyin, lordum.

Lawrence Goodhaps

“Komisyon üyelerinden biri mi öldürüldü?”“Öyle görünüyor. Yaşlı adam çok korkmuş.”“Ama bunu yapan bir keşişse, bu manastırın sonunu getir-

meyi garantilemekten başka bir işe yaramaz.”Cromwell kafasını salladı. “Biliyorum. Bu bir manyak,

bizden korktuğundan daha çok nefret eden inzivaya çekilmiş delinin teki. Fakat olası sonuçlarını görebiliyor musun? Bu manastırların emsal teşkil etmeleri için haklarından feragat etmelerini istiyorum. İngiliz kanunları ve İngiliz yöntemleri emsaller üzerine kuruludur.”

“Ve bu da farklı bir tür emsal.”“Kesinlikle. Kral’ın otoritesi –kelimenin tam anlamıyla–

zarar gördü. Yaşlı Goodhaps bu olayın duyulmamasını sağla-yarak doğru şeyi yaptı. Olanlar kasabanın dışına sızarsa, ülke-deki bütün ibadethanelerdeki fanatiklere ve delilere vereceği fikirleri bir düşün.”

“Kral’ın haberi var mı?”

*Tövbekâr Hırsız: Luka İncili’ne göre İsa’nın yanında çarmıha ge-rilen ve krallığında onu da hatırlamasını söyleyen hırsız.

Page 25: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

27

Bana yine dik dik baktı. “Ona söylersem büyük bir patla-ma olur. Muhtemelen askerler gönderip başrahibi kilisenin kulesine astırır. Ve bu stratejimin sonu olur. Bu meseleyi bir an önce gizlice çözmeliyim.”

Bunun nereye gittiğini görebiliyordum. Sırtım ağrıdığı için sandalyemde kıpırdadım.

“Hemen oraya gitmeni istiyorum, Matthew. Sana pisko-pos vekili olarak yetkim altındaki bir görevli memur olarak tam yetki veriyorum. Her türlü emri verebilecek yetkin ve her yere erişimin olacak.”

“Bu daha tecrübeli bir memur için uygun bir görev olmaz mı, lordum? Daha önce keşişlerle resmi bir ilişkide bulun-madım.”

“Onlar tarafından eğitildin. Nasıl olduklarını bilirsin. Gö-revli memurlarım heybetli adamlardır ama kurnazlıklarıyla tanınmazlar ve bu mesele hassas bir yaklaşım gerektiriyor. Yargıç Copynger’a güvenebilirsin. Onunla hiç tanışmadım ama yazıştık, güçlü bir reformcu. Fakat kasabadaki hiç kimse hiçbir şey bilmeyecek. Neyse ki Singleton’ın ailesi yoktu, o nedenle akrabalar tarafından bunaltılmayacağız.”

Derin bir nefes aldım. “Bu manastır hakkında ne biliyo-ruz?”

Büyük bir kitap açtı. İki sene önceki manastır ziyaretle-rinin raporlarının bulunduğu ve uygun kısımlarının Parla-mento’da okunduğu Comperta’nın bir kopyası olduğunu an-ladım.

“Normandiya kökenli büyük bir yapı, geniş toprakları ve güzel binaları var. Sadece otuz keşiş ve en az altmış hiz-metkâr yaşıyor, iyi idare ediyorlar, tipik Benediktin tarikatı üyeleri. Ziyaretçiye göre, kilise şaşırtıcı bir biçimde süslü, aziz heykelleri ve İsa’yla birlikte çarmıha gerilmiş Tövbekar Hırsız’ın kalıntısı olduğu söylenen bir eser bulunuyor, daha

Page 26: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

28

doğrusu, bulunuyordu. Tahtaya, çarmıhının bir kısmına çivi-lenmiş bir el olduğu söyleniyor. Anlaşılan insanlar onu gör-mek için uzun mesafeler kat ediyormuş; sakatları iyileştirdiği söyleniyor.” İnsanların sakatlardan söz edildiğinde yaptıkları gibi istemsizce kambur sırtıma baktı.

“Goodhaps’in bahsettiği kalıntı bu olmalı.”“Evet. Ziyaretçim Scarnsea’de bir oğlancı yuvası buldu,

o pis it deliklerinde sık rastlanan bir şey. Asıl suçlu olan eski başrahip yardımcısı görevinden alındı. Yeni Kanun’da oğ-lancılık ölümle cezalandırılabiliyor, bu iyi bir baskı noktası. Singleton’ın Copynger’ın mektubunda bahsettiği arsa satış-larını incelemesi dışında bu konuda da işlerin ne durumda olduğunu görmesini istiyordum.”

Bir süre düşündüm. “Çarkların içinde çarklar. Çok karı-şık.”

Lord Cromwell kafasını salladı. “Öyle. Bu yüzden zeki bir adama ihtiyacım var. Comperta’nın ilgili kısımlarıyla bir-likte yetkini evine yolladım. Yarın erkenden yola çıkmanı is-tiyorum. O mektup üç günlük ve oraya varman da üç gün sürebilir. Yılın bu zamanı The Weald tam bir bataklığa dö-nüşüyor.”

“Bugüne kadar sonbahar oldukça kuruydu. İki gün içinde yağışlar durabilir.”

“Güzel. Yanına hizmetkâr alma, Mark Poer dışında kim-seye bir şey söyleme. Hâlâ senin evinde mi kalıyor?”

“Evet. Yokluğumda işlerimi hallediyor.”“Sana eşlik etmesini istiyorum. Keskin bir zekası oldu-

ğunu duydum ve yanında bir çift güçlü kolun olması işine yarayabilir.”

“Ama lordum, bu tehlikeli olabilir. Ve dürüst olmam ge-rekirse Mark’ın güçlü bir dini görüşü yok, neyin tehlikede olduğunu anlamayacaktır.”

Page 27: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

29

“Sadık olduğu ve sözünü dinlediği sürece anlamasına ge-rek yok. Ve o skandaldan sonra genç Üstat Poer’in mahke-melerde çalışmaya geri dönmesine yardımı dokunabilir.”

“Mark aptallık yaptı. Rütbesindeki birinin bir şövalyenin kızıyla birlikte olmaması gerektiğini bilmesi gerekirdi.” İçimi çektim. “Ama o genç.”

Lord Cromwell homurdandı. “Kral yaptığı şeyi öğrensey-di, onu kırbaçlatırdı. Ve ona iş bulan sen olduğun için min-netinin karşılığı bu olmamalıydı.”

“Bu bir aile mecburiyetiydi, lordum ve önemliydi.”“Bu görevde kendini ispatlarsa, Rich’den onu– katiplik

pozisyonuna geri dönmesine izin vermesini isteyebilirim. Senin rican üzerine bulduğum pozisyon hani,” diye imalı bir şekilde ekledi.

“Teşekkür ederim, lordum.”“Şimdi Hampton Court’a gideceğim, Kral’ı işlerin başına

dönmesi için ikna etmeye çalışmalıyım. Matthew, kimsenin hiçbir şey işitmediğinden emin ol, manastırdan gönderilen mektupları sansürle.”

Kalkıp masasının etrafını dolaştı ve ayağa kalktığım sıra-da kolunu omuzlarımın etrafına koydu. Bu bilindik bir iyilik işaretiydi.

“Suçluyu bir an önce bul ama dikkat çekmemeye bak.” Gülümsedi, sonra uzanıp bana küçük altın rengi bir kutu verdi. İçinde başka bir küçük şişe duruyordu, yuvarlak camın içinde açık renk yoğun bir damla vardı. “Bu arada, bunun hakkında ne düşünüyorsun? Belki nasıl yapıldığını keşfede-bilirsin. Ben çözemedim.”

“Nedir?”“Dört yüz senedir Bilston Manastırı’nda duruyor. Bakire

Meryem’in sütü olduğu söyleniyor.”Tiksintiyle homurdandım. Cromwell güldü.

Page 28: GünahœNAH.pdf · 1. Kütüphane 2. Muhasebe Ofisi 3. 1. kat: Yemekhane Zemin kat: Mutfak 4. 1 kat: Yatakhane Zemin kat: Toplantı Odası 5. Revir 6. Hamam 7. Tuvalet 8

30

“Beni asıl şaşırtan Bakire Meryem’den süt almayı nasıl akıl ettikleri. Ama bak, sıvı kalması için kısa bir süre önce değiştirilmiş olmalı, diğer şişede olduğu gibi bunun da ar-kasında bir delik olduğunu görmeyi umuyordum ama sanki içine mühürlenmiş gibi. Ne düşünüyorsun? Bunu kullana-bilirsin.” Bana bir mücevherci büyüteci verdi ve kutuyu in-celedim, küçük bir delik aradım ama hiçbir şey göremedim. Gizli bir menteşe bulabilmek için kurcalayıp durdum ama en sonunda kafamı iki yana salladım.

“Anlayamadım. Tamamen mühürlenmiş görünüyor.”“Çok yazık. Bunu Kral’a göstermek istiyordum, hoşu-

na giderdi.” Beni kapıya kadar geçirip kapıyı açtı, kolu hâlâ omuzlarımdaydı, böylece katipler beni kayırdığını görebi-lecekti. Fakat odadan çıkarken gözüm iki sırıtan kafatasına ilişti, mum ışığı eski zamanlardan kalma göz çukurlarında oynuyordu. Efendimin kolu hâlâ omuzlarımda olduğu için ürpertimi gizlemek zorunda kaldım.