20
HALK KONFERANSLARI Tahir ÖZAKKAŞ, M.D., Ph.D.

HALK KONFERANSLARI - psikoterapi.com · Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nün çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları,

  • Upload
    doannhi

  • View
    233

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: HALK KONFERANSLARI - psikoterapi.com · Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nün çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları,

HALK KONFERANSLARI

Tahir ÖZAKKAŞ, M.D., Ph.D.

Page 2: HALK KONFERANSLARI - psikoterapi.com · Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nün çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları,

ii

Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları: 12

Halk KonferanslarıKonferans deşifrelerini içerir.

Tahir ÖZAKKAŞ

ISBN 978-605-5548-67-4Copywright©Özak Yayınevi (Psikoterapi Enstitüsü)

Tüm hakları saklıdır. Yayıncının izni olmaksızın tümüyle veyakısmen yayınlanamaz, kısmen de olsa çoğaltılamaz ve elektronik

ortamlarda yayınlanamaz.

Birinci baskı: Nisan 2012

Editör: Tahir Özakkaşİçerik Editörü: İhsan Yamlı

Yayıma hazırlayan: Sevgi Çorabatur & Menekşe Arık

Baskı: İklim OfsetNişanca Mah. Arpacı Hayrettin Sok. No:21 Eyüp/İstanbul

Tel: 0212 577 77 45www.iklimmatbaa.com

PSİKOTERAPİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİM ARAŞTIRMA SAĞLIKORGANİZASYON VE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ.

Eğitim ve Kongre Merkezi: Fatih Sultan Mehmet Caddesi No285Darıca-İZMİT

Tel : 0262 653 6699 Fax : 0262 653 6698

Merkez: Bağdat Caddesi No: 540/8 Bostancı-İSTANBUL / TÜRKİYETel : 0216 464 3119 Fax : 0216 464 3102

www.psikoterapi.com - www.psikoterapi.org - www.hipnoz.com

Page 3: HALK KONFERANSLARI - psikoterapi.com · Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nün çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları,

iii

SUNUŞ

Psikoterapi Enstitüsü olarak, öncelikle ruh sağlığı profesyonelleri-nin ya da ruh sağlığı ile ilgilenen kişilerin ihtiyaç duyacağı teorikbilgileri ve pratik/uygulamaya yönelik deneyimleri paylaşan özgünve çeviri yayınlar ile literatüre katkıda bulunmayı hedefliyoruz.Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nünçalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları, ulusla-rarası konferanslar ve dünya literatüründen seçkileri içermektedir.

Bu kitapta, 2005 yılından bu yana İstanbul Büyükşehir Belediye-si’nin düzenlediği Kültür Günleri’nde yaptığım sunumların, ko-nuşmaların ve tartışmaların metinlerini bulabilirsiniz. Konferansla-ra katılmış olan meslektaşlarıma bilgilerini tazelemek, katılama-mış olan meslektaşlarıma ise yararlanmak isteyecekleri bir kay-nak sunmak isterim.

Konuya ilgi duyan okuyucuların yanı sıra klinisyenler, psikotera-pistler ve araştırmacılar için başvuru kitabı niteliği taşıyan bu ya-yını sizlerle buluşturmaktan kıvanç duyarız.

Tahir ÖZAKKAŞ

Psikoterapi Enstitüsü Başkanı

Page 4: HALK KONFERANSLARI - psikoterapi.com · Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nün çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları,
Page 5: HALK KONFERANSLARI - psikoterapi.com · Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nün çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları,

v

İ Ç İ N D E K İ L E R

KONFERANS IPSİKOTERAPİ NEDİR? ............................................................ 1

KONFERANS IIPSİKİYATRİ VE KÜLTÜR.......................................................39

KONFERANS IIIKİMLİK VE KİŞİLİK OLUŞUMU............................................ 61

KONFERANS IVKİŞİLİK OLUŞUMU............................................................... 101

KONFERANS VERGENLİK............................................................................. 147

KONFERANS VISINIR KİŞİLİK ....................................................................... 194

KONFERANS VIINARSİSİSTİK KİŞİLİK .......................................................... 233

KONFERANS VIIIMÜKEMMELCİ KİŞİLİK....................................................... 257

KONFERANS IXKENDİNİ HEDER EDEN KİŞİLİK VEPASİF-AGRESİF KİŞİLİK ......................................................297

KONFERANS XVAROLUŞÇULUK.................................................................329

KONFERANS XIHİPNOZ VE HİPNOTERAPİ................................................359

KONFERANS XIISOSYAL MÜHENDİSLİK......................................................392

Page 6: HALK KONFERANSLARI - psikoterapi.com · Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nün çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları,
Page 7: HALK KONFERANSLARI - psikoterapi.com · Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nün çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları,

Konferans I

PSİKOTERAPİ NEDİR?

Programdır. Peki bu programı yürütürken dayanakları nedir?Efsaneler mi? Mitler mi? Yoksa bir takım bilimsel gerçekliğinüstüne oturmuş yapılar mıdır? Bir ayağıyla psikoterapinin butarafını konuşurken diğer ayağıyla psikoterapi dünyada yüzyıldır, bizde de yirmi yıldır fark edilen ve kullanılan bir yön-temdir. Ama insanların problemleri insanlık tarihi kadareskidir. İnsanlık tarihi kadar eski olan bu problemlerin dü-zeltilmesiyle ilgili mücadelede muhtemelen insanlık tarihikadar eski olacaktır.

Bu bağlamda hep merak etmişimdir; biz modern toplummodern psikiyatri ve psikolojiyi öğrenmeden önce mesala,bir Osmanlı da bu tip hastalar için ne yapılıyordu veya birSelçuklu döneminde ne yapılıyordu veya eski Türklerde neyapılıyordu. Bununla ilgili bir takım araştırmalar yaptım.İşte aynı problemler o dönemde de var ve o dönmede deinsanlara bir şekilde yardım ediliyordu. Bu yardımın niteliğive içeriğiyle bugünkü yardımın içeriği ve niteliğini karşılaş-tırmak, birleştirmek ve belki bizim kendi ideolojimizi ileLatin kültürünün mitolojisini de bu mana da karşılaştırmakmümkün olabilir. Psikoterapi nedir? Psikoterapi insanınruhsal hayatındaki bir takım çelişkileri, çatışmaları, açmaz-

Page 8: HALK KONFERANSLARI - psikoterapi.com · Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nün çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları,

2 HALK KONFERANSLARI

ları, sıkıntıları ve bunaltıları ilaç dışında konuşma tekniği vegörüşme tekniği ile çözme sürecine veya prosedürüne verdi-ğimiz bir isimdir. Bir konunun bilim olabilmesi için onundenenebilmesi, sınanabilmesi, değişik ortam, zaman ve me-kânlar da aynı sonuca ulaşabilmesi yani determinal bir se-bep- sonuç ilişkisinin bulunması gereklidir.

Bu bağlamda insanın davranışları, düşünceleri, duygularıincelendiğinde bunların oluşum süreçleri ile ilgili araştırma-lar yapılmıştır. İnsana baktığımızda insanı üç anakomponent, üç ana parçada değerlendirmek mümkündür.Bir insanın davranışları vardır, bir takım hareketler yapar,bunları dışarıdan gözlemleyebilirsiniz; yüzündeki ifade, jestve mimiklerini görebilirsiniz, bunlar davranışlarımızdır.Davranışın gerisinde elle tutamadığımız, gözle göremediği-miz düşünceler vardır. Düşünceler insanın ikinci boyutudur.Düşüncelerinde daha gerisinde düşüncelerimizi üreten duy-gularımız vardır. Üç ana yapı. Psikiyatri ve psikoloji davranı-şa bakıp bir takım davranışların bozuk olduğunu düşünüp,bunları hastalık olarak nitelendirir ve davranış bozukluğuhastalıkları adı altında bunları tedavi etmeye çalışır. Eğerarkada, düşünce süreçlerinde bir bozukluk varsa düşüncele-rimizi düzletici yöntemler; duygulanımda bozukluk varsa,duygulanımdan kastımız mizaçtır, huydur. Yani çok mutlu-luk halinden çok depresif bir hale üzüntü ve kasvetli bir halegeçen bir spektrum içerisinde yer ve lokasyondur. Bu daduygulanımımızdır. Davranışlarımız reel hayatla uyumluysatepkilerimiz yaşadığımız süreçle uyumluysa normaldir. Bumanada öfkelenebilirsiniz, kızabilirsiniz, koşabilirsiniz, vu-rabilirsiniz. Bu etki- tepki içersinde bir süreç söz konusu ise

Page 9: HALK KONFERANSLARI - psikoterapi.com · Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nün çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları,

Psikoterapi Nedir 3

bunda problem yok diyoruz. Keza düşüncelerimizde aynışekilde reel bir zemine ve mantıksal bir zemine dayanıyorsabu da normaldir. Duygulanmamızda aynı şekilde bir yakı-nımızı kaybettiğimizde kasvet içine düşmemiz, üzüntü içinedüşmemiz, depresyon duygularıyla yaşamamız gayet doğal-dır. Buna Yas reaksiyonu diyoruz. Eğer birey olması gerekensüreç içinde bunu yaşayamıyorsa orada bir problem var de-mek ki üzülmesi gereken yerde üzülemiyorsa, sevinmesi ge-reken yerde sevinemiyorsa bir problem var diyoruz.

İşte bu bağlamda soru kısmını açacağım.Daha sonra biz bizegelen hastalarımızın şikâyetlerini dinliyoruz. Kapıdan içerigirdiği andan itibaren davranışları, üzerindeki kıyafet, saçsakal durumu, hanımsa makyajı, kendisine verdiği ehemmi-yet ve önem durumu, yürüyüşü, bakışları her şey bizim içinmalzeme olarak bu işe başlıyoruz. Normal ve anormali bumanada ayırt etmeye çalışıyoruz. Şizofren bir hastamızıngirişiyle, normal tedirgin bir hastamızın girişi, sosyal fobikbir hastamızın girişi, obsesif kompulsif bir hastamızın kapı-dan girişi daha tanışmadan çok net bir şekilde kendisini gös-terir. Ve siz onunla karşı karşıya kalırsınız. Bu davranışlarıy-la gözlemlediğiniz yapıyı sormaya başlarsınız düşüncesi na-sıl işliyor? Önce yer, zaman ve mekân oryantasyonuna ba-karsınız, kim olduğunu, nerede olduğunu biliyor mu? Ko-nuşmaları detaylandırdığınız zaman konuşmaların içeriği,sürekliliği, bağlantıları var mı, yok mu? Düşünecelerine ba-karsınız, mantıksal bir zincir içerisinde çalışıyorsa normaldersiniz. Duygulanımına bakarsınız, gereksiz yere, çok poli-foni manik dediğimiz hipomanik dediğimiz taşkınlık, se-vinç, coşku halinde mi? veyahut da dispoli dediğimiz dep-

Page 10: HALK KONFERANSLARI - psikoterapi.com · Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nün çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları,

4 HALK KONFERANSLARI

resyon dediğimiz duygularında bir kötülük veya aşağı doğruiniş mi var. İşte bunları dinledikten sonra genel bir kanaatevarıyoruz. Bu arkadaşımızın beyin biyokimyasında ve gene-tik materyalinde birtakım bozukluklar düşünüyor-sak,birtakım teşhisler koymuşsak ancak ilaçla ve cerrahi yol-larla müdahale edeceğimizi biliyoruz ve ilaç tedavisine alı-yoruz. Bu arkadaşımıza hardware de bir bozukluk var ve buhardware’ı düzeltici elimizdeki mevcut ilaçlar veya yöntem-lerle ancak organik bir müdahale söz konusu diyoruz. Buolayı ve kullanması gereken ilaçları anlatıyoruz Bazı hastala-rımız bu ilaçları belli bir süre, bazıları ise bir şeker hasta-sı,bir tansiyon hastası gibi bir ömür boyu kullanmalıdır.İkinci olarak; gelen arkadaşımızı dinledikten sonra hardwa-rede, organik yapıda, beyin biyokimyasında ciddi bir bozuk-luk olmadığını görürsek software bakıyoruz. Yani olaylarabakış tarzı, eğitimi. eğitim derken, kişisel gelişim süreçleriniinceliyoruz. Bireyin gelişim aşamalarında veya kişilik olu-şum süreçlerinde, olaylara bakış tarzında ve yaşantılarındasoftware yani eğitimle birlikte dışarıdan alınan bilgiyiişlemleme sürecinde bir hata varsa, bu arkadaşımıza iki şeyöneriyoruz; ya bu sıkıntıları problemleri bastırmak için sizeilaç tedavisi vereceğiz, bu geçici bir çözümdür. Benim birey-sel kanaatim bunu aldığınız müddetçe rahatlayacaksınız.

Mesela; sosyal fobik bir arkadaşım çeşitli ortamlara girdi-ğinde bakışların üzerine odaklandığını hissettiğinde bir hatayapacağı, yanlış davranacağı korkusuyla büyük bir sıkıntı vebunaltı hissediyor, olay mahallinden kaçıyordu. Zorunlu ola-rak girmek zorunda ise büyük bir sıkıntı ve bunaltıya katla-nıyordu. İşte bu bunaltı ve sıkıntıyı hissetmesin ve kaçınma

Page 11: HALK KONFERANSLARI - psikoterapi.com · Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nün çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları,

Psikoterapi Nedir 5

davranışı sergilemesin diye biz buna bir takım ilaçlar veriyo-ruz. Bu ilaçları kullandığı süre içerisinde de problemleri ol-muyor. Aynı arkadaşa ikinci bir öneri daha yapıyoruz; sizebir psikoterapi verebiliriz. Psikoterapi; ilaç olmadan seninruhsal hayatındaki bir takım kaygılarını, sıkıntılarını ve bu-naltılarını düzeltecek bir yaklaşım tarzıdır. Psikoterapi ne-dir? doktor bey diyor. Psikoterapi; olayları karşılıklı olarakkonuşarak, olayların arkasındaki yapıları anlamak, idrak et-mek, iç görüşünü kazanmak ve yeni stratejiler uygulamaküzere getirilmiş olan programlardır. Ve buradapsikoterapinin ne olduğunu anlatmaya başlıyorum ve ben şuan bunu sizlere anlatmaya çalışacağım. İnsanların davranış-larını, sıkıntılarını incelediğinizde bir takım şikâyetleri var.Yalnız kalamıyorum, gece korkuyorum, köpekten korkuyo-rum. Büyük mekânlara, süpermarketlere gidemiyorum, ka-labalık yerlerde bulunamıyorum. Toplantılara iştirak edemi-yorum, insanların önüne çıkıp konuşma yapamıyorum. Biretkinliği başlatamıyorum. Cinsel olarak bir takım duygula-rımda sıkıntılar var, arzu ve isteğimi kaybettim, ereksiyonproblemim var, erken boşalma problemim var, vajinismusproblemim var, yeme problemim var, yiyorum, kusuyorumveya yiyemiyorum gibi. Birçok alanda yüzlerce sıkıntıylaönümüze geliyorlar. Biraz önce bahsettiğim, bu bir hardwa-re yani organik bir bozukluk değil ise bir psikoterapik prog-ram öneriyorum. Bu psikoterapi programını hasta kabulederse bunu anlatmaya başlıyoruz. Diyoruz ki hekimlerinbir kısmı veya araştırmacıların bir kısmı insanların şikâyetle-rini incelemişler ve bakmışlar ki insanlar bütün hareketleri-ni ve davranışlarını koşullu şartlanma dediğimiz reflekslerle

Page 12: HALK KONFERANSLARI - psikoterapi.com · Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nün çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları,

6 HALK KONFERANSLARI

meydana getiriyorlar. Bir bebeğin yetiştirilme sürecinde bizona bunu modelleme ile öğretiyoruz. Eğer bu koşullu ref-leksler ve koşullu şartlandırmalarda çocukluk hayatında,ergenlikte veya bugünkü hayatımızda olumsuz bir şeylereşartlanmışsak o bize korku ve hastalık olarak dönmektedir.Nedir? Mesela; ilkokul birinci, ikinci, üçüncü, beşinci sınıftaveya ortaokulda hanım kızımız veya delikanlı tahtaya kalkı-yor, hoca tarafından bir soru soruluyor. Soru basit bir soruama kızımız veya oğlumuz bu soruyu bilmiyor, çok utanıyor,utanmasıyla kalmıyor öğretmeni ona arkadaşlarının arasın-da aşağılıyor. Hatta bu hanım kızımızın veya delikanlımızınsınıf içerisinde beğenisini kazanmaya çalıştığı karşı cinstenhayali, fantezi aşkı da var. Onun karşısında rezil oluyor vearkadaşlarıyla hep beraber kahkahayla ona gülüyorlar. İşte ogün felaket. Demek ki birilerinin önüne geçtiğinde veya sı-nav ortamına girdiğinde hep felaket gelecek, herkes benimlealay edecek. İşte bu davranışsal öğrenme ve modelleme yön-temi ile bir sosyal fobinin, bir yüz kızarmasının, bir sıkıntı-nın kaynağıdır.

Tabiii bu anlattığım hikâye birçok kez benim karşıma gelmişve bu arkadaşlarımız çok çalışkan, üretken, zeki, başarılıolmalarına rağmen müthiş hayatı bir cenderede geçen, bu-naltı ve sıkıntı içinde geçen arkadaşlar olmuştur. Olaya bak-tığımızda ne kadar basit ama her seferinde böyle, bir toplu-luk karşısına çıktığında veya bir sınavla karşı karşıya kaldı-ğında öğrenilmiş olan o model aynı şekilde tekrarlıyor. İştearaştırmacıların bir grubu demiş ki; insanların bütün bu sı-kıntılılarının ve problemlerinin kaynağında hatalı modelleriöğrenmesi ve şartlanma söz konusudur. Çocuğun ayağını

Page 13: HALK KONFERANSLARI - psikoterapi.com · Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nün çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları,

Psikoterapi Nedir 7

veya hepimizin ayağını köpek ısırdığında, korunmasız birdönmede bütün köpeklerden korkma ve tedirgin olmamızdoğal bir olaydır. İşte bu abartılı bir şekilde acaba… Köpekçıkacak mı? çıkmayacak mı? şeklinde hayatımızı kısıtlamanoktasına geliyorsa fobi haline dönüşmüştür. Altına baktı-ğımızda şartlanma söz konusudur. İşte davranışçı terapistlerdediğimiz araştırmacılar diyor ki; biz bu insanları tedaviedeceğiz. Bunların bize getirmiş oldukların problemlerinkaynağında davranışçı öğrenme modelleri ve teknikleri var-dır. Bir insan hatalı bir şeyi öğrenebiliyor ve ona şartlanabi-liyorsa aynı insanı hatasız olan, pozitif olan bazı şeylere şart-landırmak da mümkündür. İşte bu davranışçı tedavi teknik-leri ve stratejileri dediğimiz yüzleştirme, duyarsızlaştırma,aşamalı olarak maruz bırakma gibi bir takım tedavi teknikve stratejilerinin bu hastalarımızın problemlerini geçirdiğinigörüyoruz. İşte bir köpek veya yılan korkusu olan ve hayatıbu nedenle sıkıntıya giren bir arkadaşa köpeğin resimlerinebaktırarak başlayan desentizizasyon duyarsızlaştırmaçalışmaları ile bağlı bir köpek, yan odaki bir köpek, bağlıolmayan küçük bir köpek, fino köpek, benim kucağımdakiköpek diye hiyerarşik bir şekilde o korkulu sistemi değiştir-diğimizde bir müddet sonra o köpeği seven, kucağına alan, okorkuları bertaraf edebilen bir kimliği kazandırmak söz ko-nusu olabilmektedir.

Keza aynı şekilde; cinsel hayatlarında korkuyla, bir takımmitlerle öğretilmiş, zihninde farklı tasarımları olan hanımla-rın veya beylerin tedavisinde de hiyerarşik bir şekilde, eşle-riyle ilişkilerinde o korkuları giderici aşamalı bir tedavi se-çeneği uyguluyoruz. Bu tip hastalarımıza davranışçı tedavi

Page 14: HALK KONFERANSLARI - psikoterapi.com · Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nün çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları,

8 HALK KONFERANSLARI

teknik ve stratejilerini uyguladığımızda bunların rahatsızlık-larının hiçbir ilaca gerek kalmadan geçtiğini görmekteyiz.Aksi takdirde bir ömür boyu ilaç vererek o korkulu ortam-lardaki sıkıntıları, bunaltıları ortadan kaldırmak durumundakalacağız. Bu hastalarımız teşekkür ediyorlar, kendileriniçok iyi hissediyorlar ve hayatlarına devam ediyorlar. Fakatbir kısım hastalarımızı da benzer şikâyetlerle geldikleri hal-de aynı teknikleri uygulamamıza rağmen tedavi edemiyoruz.O zaman ikinci sistem ortaya çıkmaktadır. Araştırmacılarefendim diyor lütfen insanları hayvanlarla karıştırmayalım.Pavlov, köpekler üzerinde çalışma yapmış, bütün köpekleritoplamış ve aralarına yemeği koymuş, her yemek yediğindezil sesi ile koşullu şartlandırma yapmış, yemek yemediğihalde zile bastığında köpeklerin salyaların aktığını görmüşyani sanki yemek yendi zannetmişler. Ama bunu insanlarauygulayamazsınız. İnsanları bir lokantaya toplayıp her ye-mek yerken onlara bir zil sesi verin, bir müddet sonra yemekgelmeden zil sesi verdiğinizde insanların bir kısmının salya-ları akabilir. Bir kısmı bizimle dalga mı geçiyorsunuz bizburada köpek miyiz diye tepki koyabilir. Bir kısmı böyle birdeneye kahkahalarla gülebilir. Bir kısmı öfkelenip masalarıtekmeleyebilir. Köpekler aynı tepkiyi verdiği halde insanlarniçin aynı tepkiyi vermiyorlar? İşte burada kognitif terapist-ler dediğimiz bilişsel terapistler çıkıyor. Efendim, insanınhayvandan farkı; insan olaylar hakkında düşünür, yargılar vezihninde bir sonuca ulaşır. Siz zihnindeki o düşünsel süreç-lere giremediğiniz, olaylar hakkındaki yorumlarını dinleme-diğiniz müddetçe o insanı davranış teknikleriyle tedavi et-meniz mümkün değildir, derler. Bakarız, cidden doğru söy-

Page 15: HALK KONFERANSLARI - psikoterapi.com · Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nün çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları,

Psikoterapi Nedir 9

lüyorlar. Bu tedavi olmayan arkadaşlara baktığımızda bunla-rın zihninde olaylarla ilintili olarak hatalı düşünce kalıpları-nın olduğunu görüyoruz. İşte bir arkadaşımız, bir grubunönünde konuşmak durumunda kaldığında herkesin kendi-siyle alay edeceğine dair bir kaygısı, gerçek olmayan bir kay-gısı vardır. Onun arkasında alay edebilirler, senin dediğingibi ama alay edilme kendisinin değersiz ve önemsiz oldu-ğuna dair bir kanı teşkil edip, kendisini kötü hissedeceğinedair bir düşünsel süreç vardır. Bu kendi yargısıyla bu şekildebir negatif sonuca ulaşıyor. Başka bir arkadaşımız ise benkonuşurum arkadaşım, her yerde derdimi anlatırım, yalanyanlış anlatırım, hatalı söyleyebilirim ama kim ne düşünürsedüşünsün benim umurumda değil diye bir düşünce kalıbınasahiptir. İki tane yan yana oturan insandan bir tanesi bu ko-nuşmayı sürdüremezken, diğeri rahatlıkla sürdürebilmekte-dir.. İşte bu tip düşüncel süreçlerdeki hatalı sistemleri olanarkadaşlar ancak bilişsel terapilerle tedavi olabilmektedir.

Bu manada baktığımızda, insanın nasıl düşündüğü ile ilgiliyapılan araştırmalarda insanın şemalar ve şablonlarla dü-şündüğü ortaya çıkmıştır. Kişinin kendilik yapısına ve dün-yaya bakış tarzına göre otomatik çalışan şemalar, şablonlarvardır. Kişi bunların farkında değildir. İşte biz, bu şemalarıfark ettirerek, onların yerine düzgün şemaları koymaya çalı-şıyoruz. Burada da bilişsel terapi teknikleri ile her insanınproblemini didikleyerek onun arkasındaki şematik kalıplarıyakalamaya çalışıyoruz. Bu şematik kalıpları yakalayıp, has-tanın kendisine fark ettirdikten sonra hatalı şemalar yerinedoğru şemaların inşası ile ilgili bir tedavi süreci işler. Hasta-larımızın bazılarını bilişsel tedavi sürecine aldığımızda biliş-

Page 16: HALK KONFERANSLARI - psikoterapi.com · Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nün çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları,

10 HALK KONFERANSLARI

sel terapi tekniklerini bunlara uyguladığımızda hastalarımı-zın iyileştiğini görüyoruz ve bizden çok mutlu bir şekildeayrılıyorlar. Kafamda yıllarıdır çektiğim acı ve ızdırap saye-nizde bitti doktor bey, teşekkür ederim, deyip gidiyorlar.Ama hala bir grup hasta bu tedavi tekniklerini uygulamamı-za rağmen iyileşmiyor. Yok diyor hiçbir değişiklik olmadı.Aman tanrım ne yapacağız? O zaman dünyadaki araştırma-cılardan üçüncü grup karşımıza çıkıyor ve bunlar dinamikterapistlerdir. Dinamik terapistler, insanın ruhsal gelişiminibebeklikten bugüne evrimleşe evrimleşe, basamak basamak,değişe değişe geldiğini ve bu tür davranışlarımızın ve duygu-larımızın temelinde de geçmiş dönemin özeti, ilk beş yaş veergenlik dönemindeki yaşantıların çok etkin olduğunu tespitetmişlerdir. Oradaki duygusal travmaların, duygusal yara-lanmaların, anne çocuk arasındaki ilişki modellerinde baba-çocuk- anne arasındaki ilişki modellerinde hatalı örgütlen-me ortaya çıkmışsa bunun bilişsel ve davranışsal tedavi tek-nikleri ile tedavi edilemeyeceğini, ancak bu süreçlerin hangievresinde bir tıkanıklık, hatalı öğrenme modeli ortaya çık-mışsa o evreye gidilerek çözülebileceğini iddia etmektedir-ler. Bu ne demektir? Buna basit bir örnek vereyim: Anne ileçocuk arasındaki ilişkide bağlanma ve ayrışma süreci dedi-ğimiz bir süreç yaşanır. Bağlanma, çocuğun ilk altı - sekizayında seven ve kuşatan bir anneye çocuğun rahatlıkla bağ-lanabilmesi, annenin de onu ruhsal olarak içine sığdıracakşekilde benimseyebilmesi duygusudur. Bu benimseme duy-gusu şöyle bir süreç yaşatır; daha sonraki hayatımızda her-hangi birisiyle karşılaştığımızda, herhangi bir ortama girdi-ğimizde hiçbir ön düşünce olmadan, rahatlıkla iletişim ku-

Page 17: HALK KONFERANSLARI - psikoterapi.com · Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nün çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları,

Psikoterapi Nedir 11

rup birisine bağlanabilir yani birisiyle iletişimi direkt olarakuygulayabiliriz. Bunun kaynağı da anne ile çocuk arasında obağlanma sürecindeki sağlıklı bir zeminden gelmektedir.

Altıncı- yedinci aydan sonra özellikle iki buçuk yaşına kadardevam eden süreçte aşamalı bir şekilde anneden ayrışmadönemi vardır. Anneden uzaklaşıp geri gelme işte bu ayrış-ma süreçlerinde her birimizin genetik materyalimize uygunşekilde, o döneme girdiğimizde aktifleşen sistemi anne veyaanne yerine olan bakıcı destekler, bizim daha uzağa gitme-mizi birey ve özerk bir yapı haline gelmemizi onaylarsa, ço-cuk ve bebek tedirgin olmadan rahatlıkla ayrılıp, yalnız ba-şına hayatı sürdürecek potansiyel elde edebilirler. Bugünküizdüşümleri ne oluyor otuzlu, kırklı, ellili yaşlarımıza geldi-ğimizde doktor bey eşimden ayrılırken, işe giderken bir sı-kıntı çöküyor içime. Şehrimden ayrılacağım, bir türlü ayrı-lamıyorum. Sanki bir şeyleri burada bırakıyormuşum gibihissediyorum. Biraz uzaklaşıyorum bazen inanın ki arabayladönüp geri geldiğim oluyor. Derken ta anne ile çocuk ara-sındaki ayrışma sürecindeki tedirginlik hissinin bugünküyansımalarını görüyoruz.

İşte bu şekilde sağlıklı ayrılma ve sağlıklı birleşmenin yanın-da ikircikli ayrışma ve birleşme, şüpheli birleşme ve şüpheliayrışma. Bunun çok çeşitli varyasyonlarını görmek müm-kün. Ne demektir? Anne şizofren, anne depresyon veya karı-koca o kadar kavgalı ki birbirleriyle bir çocuk yapmışlar, ne-reden çıktı bu çocuk, Allahın belası şeklinde bir duyguyahaiz bu çocuğun anneye sağlıklı bir şekilde bağlanmasımümkün olmuyor. Bu çocuk hep annedeki negatif hisleri,

Page 18: HALK KONFERANSLARI - psikoterapi.com · Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nün çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları,

12 HALK KONFERANSLARI

reddedilme hislerini hissettiği için daha sonraki hayatındada insanlar tarafından hep reddedileceği kaygısıyla insanlarayaklaşır. Bu mimik jest ve duygularla yaklaştığı için insan-lardan sıcak elektrik alamazlar, hep o arkadaşımızı dışlarlarve kendini gerçekleştiren kehanet gibi hep dışladığını veyasevilmediğine inanan bir sistem hâkim olur. Bundan dolayı,insan ilişkileri bozulur, sosyal yapıda adaptasyon zorluklarıyaşar ve bu nedenle bize gelir, sanki sosyal fobik gibidir.Ama incelediğimizde bunun arkasında anne ve çocuk ara-sında bu döneme özgü problemin bugünkü yansımaları ol-duğunu görürüz.

Bunu davranışçı terapilerle, bilişsel terapilerle aşamazsınız.Bunu uzun ve sürekli hekim hasta ilişkisinde, hastanın yavaşyavaş hekiminin benimsemesi, hekiminde onu içtenlikle ka-bul etmesi, onun ihtiyaçlarına eş duyum göstermesi, onusarmalayabilmesi. Nedir? onun üzüntüsünü hissedebilmesi,sevincini hissedebilmesi ve onu yargılamadan birey olarakbenimsemesi sürecinde o insanın anneyle yaşayamadığıduygu hekim vasıtasıyla yaşanıyor ve o bireyin master kalıbıdeğişiyor. Bu bazen bir yıl, bazen iki yıl, bazen beş yıl sürü-yor. Bu tabii çok detaylı bir süreçtir. Sistem atomize oldu,sanki moleküllere inildiği bir tedavi. Burada çocukluk dö-neminde yarım kalmış sistemin aktifleşmesiyle ilintili biryapıyı görüyoruz. Burada terapi teknikleri tamamen farklı-dır. Aktarım dediğimiz, duyguların hekime aktarılması, he-kimin de ona karşı aktarım hissetmesidir.

Nedir aktarım? Hasta bir müddet sonra hekimi doktor ola-rak görmenin ötesinde bir anne gibi hisseder, bir baba gibi

Page 19: HALK KONFERANSLARI - psikoterapi.com · Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nün çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları,

Psikoterapi Nedir 13

hisseder, bir ağabey gibi hisseder, bir kardeş gibi hisseder.Bu hissediş cinsellikle ilgili bir hissediş değildir. Siz erkekolabilirsiniz ama hasta sizi anne gibi şefkatle kucaklayan biryapı gibi hisseder, rüyalarında sizi o şekilde tanımlar ve gö-rür veya baba gibi hisseder. Veya tam tersi geçmiş dönemdeöfkeli bir anne, geçmiş dönemde öfkeli bir baba. Ona hepkızan aşağılayan ve dışlayan bir sistem bağlamında görür vebu dönemde negatif aktarımdan bahsedilir. Orada da insan-lara hep bu duygularını yükler, yeni insanlara negatif özel-likler yükler ve insanlarda ona negatif davranırlar. İşte he-kim burada yine o negatif aktarım yani kendisini kötü birhekim, yalancı bir hekim, açgözlü bir hekim, duygularınıanlamayan bir hekim suçlamaları karşısında sakin kalarak,bunun kendi hayatının yansımaları olduğunu anlatan birsistem içerisinde içgörü kazandırmaya doğru çalışır. İştebunun özüne de dinamik psikoterapi diyoruz.

Dinamik psikoterapi birçok ekollerden oluşmaktadır. Kendi-lik psikolojisi, nesne ilişkileri psikolojisi, klasik psikanalizgibi birçok yöntemler içermekte, çok geniş bir spektrumalyapısı var. Hastanın problemine hangisi uygunsa o bağlam-da psikoterapik süreci işletiyoruz.

Bunun dışında varoluşçu bir psikoterapi tekniği var. Bu dahaçok bireyin daha derinlerde yatan, hayatın anlamı nedir, an-lam arayışına ve anlam boşluğuna düştüğünde bir bunaltı vekriz hissetmesi, ölüm karşısındaki çaresizliğini araştırması,geleceğin belirsizliği ile ilgili ürküntüyü çözümleme gayret-leri, hayatta yalnızlık duygusunu derinden hissedip, bu yal-nızlığa tahammül edememesi ve bulunduğu konumdaki so-

Page 20: HALK KONFERANSLARI - psikoterapi.com · Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nün çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları,

14 HALK KONFERANSLARI

rumluluğunun kendisine ait değil de başkalarına ait olduğu-na dair suçlamalarla kendisini rahatlatmaya çalışması amabir türlü rahatlayamaması şeklindeki bu yapılarla ilgili anaeksenlerde bir takım problemler var. Bu problemler nede-niyle çeşitli semptomlar ve belirtilerle gelen ve şikâyetlerinidile getiren bu tip hastalarımıza da varoluşçu psikoterapiteknikleri uygulamaya çalışıyoruz.

Şimdi tabii elimizde böyle çalışmaları yapılmış, bilimselaraştırmaları yapılmış belli hastalık gruplarında, belli tek-niklerle belirli sonuçlar elde ettiğimiz çalışmalara psikotera-pi diyoruz.

Peki, bu psikoterapi bizim eski kültürümüze baktığımızdaOsmanlı ve Selçuklu döneminde insanlar yine aynı problem-ler, aynı kişilik yapıları, aynı sıkıntılarla muzdariptiler vebunlara çözüm yolu arıyorlardı. Bu çözümleri nerede bulu-yorlardı, nasıl buluyorlardı veya bu konuyu inceleyen bilimdalı neydi? Bunu incelediğimizde, “hulk” arapça terimi“huy,mizaç” dediğimiz köken var. Kişilerin huy ve mizaçlarıdavranış şekilleri hulk kelimesi ile izah ediliyordu. Bilimselolarak bu yapıyı inceleyen veyahutda bununla ilgili kısmınabakan alanda ahlak kelimesiyle değerlendiriyordu.

Ahlak, kelimesine baktığımızda bugünkü anlamından farklıbir anlam içerdiğini görüyoruz. Ahlak kelimesi psikolojininkarşılığı olarak kullanılmıştır. Ahlak kelimesinin özünde ah-lakla ilgili yazılmış olan eserlere baktığımızda, bunların entemel eseri Nasreddin Tusi’nin Ahlak-ı Nasıri diye isimlendi-rilen bir eseridir. Osmanlıdan daha önceki dönemlerde ya-zılmış ahlak kitapları hep Nasreddin Tusi’nin kitabına atıf