57
T.C. SA Ğ LIK BAKANLI Ğ I Dr. Lütfi K ı rdar Kartal E ğ itim ve Ara ş t ı rma Hastanesi Aile Hekimli ğ i Aile hekimli ğ i koordinatör: Doç. Dr. ORHAN ÜNAL SIK TEKRARLAYAN ENFEKSİYONLA BAŞVURAN 1-6 YAŞ GRUBU ÇOCUKLARDA İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ Tez Danışmanı: Uz. Dr. GÜLAY ÇİLER ERDAĞ (Uzmanlık Tezi) Dr. HAKAN SARIKAYA İSTANBUL– 2008

İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI

Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Aile Hekimliği

Aile hekimliği koordinatör: Doç. Dr. ORHAN ÜNAL

SIK TEKRARLAYAN ENFEKSİYONLA BAŞVURAN 1-6 YAŞ GRUBU ÇOCUKLARDA

İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ

Tez Danışmanı: Uz. Dr. GÜLAY ÇİLER ERDAĞ

(Uzmanlık Tezi)

Dr. HAKAN SARIKAYA

İSTANBUL– 2008

Page 2: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

ÖNSÖZ

Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz

başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e şükranlarımı sunuyorum. Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ ndeki ihtisas sürem içinde,

bilgi ve becerilerimin gelişmesinde emeği geçen değerli hocalarım, en başta Aile Hekimligi

Koordinatörü ve1. Kadın ve Doğum Hastalıkları Şefi Doç. Dr. Orhan Ünal, 2. Çocuk Sağlığı

ve Hastalıkları Şefi Doç. Dr. Gülnur Tokuç’a, 1.Çocuk Klinik Şef Vekili Uzm. Dr. Yasemin

Akın’a, 2. Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Şefi Doç. Dr. Cem Turan’a, 2.Genel Cerrahi

Kliniği Şef Vekili Op. Dr. Nejdet Bildik’e 1. İç Hastalıkları Klinik Şefi Dr. Ali Yayla’ya,

Erenköy Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği Şefi Doc. Dr. Mustafa Bilici ve

tezimin hazırlanmasında yardımlarını esirgemeyen 1. Çocuk Kliniği başasistanı Uz. Dr. Gülay

Çiler Erdağ’a en içten şükranlarımı sunarım. Çocuk Hastalıkları rotasyonum boyunca

bilgilerinden ve teçrübelerinden yararlandığım ve tezin planlanması aşamasında katkılarını

esirgemiyen Prof. Dr. Ayça VİTRİNEL teşekkürlerimi sunarım.

Aile hekimligi koordinatör yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Sargın, Doç. Dr. Ekrem

Orbay, Uz. Dr. M. Reşat Dabak, Uz. Dr. İsmet Tamer’e içten şükranlarımı sunarım.

Rotasyon yaptığım kliniklerdeki tüm şef yardımcılarına, başasistanlara ve

uzmanlarıma; asistanlık süremin acı tatlı günlerini birlikte paylaştığım tüm asistan

arkadaşlarıma teşekkür ederim.

Beni hayatımın her anında destekleyen ve sevgisini bana hissettiren eşim Sabiha,

annem, babam, kızım Şevval, oğlum Ali Eren’e minnetlerimi iletmeyi bir borç bilirim.

Dr. Hakan Sarıkaya

Page 3: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

İÇİNDEKİLER

KISALTMALAR…………………………………………………………………………………………..1

GİRİŞ VE AMAÇ………………………………………………………………………………………….2

GENEL BİLGİLER………………………………………………………………………………………...4

T ve B hücre yetmezliği………………………………………………………………………………….10-11

İmmünoglobinler…………………………………………………………………………………………..11

Primer bağışıklık yetmezliği………………………………………………………………………………....15

IgA ve Iga reseptörü………………………………………………………………………………….............18

IgA eksikliği; tanımı ,prevalansı

İmmünpatogenezi………………………………………………………………………………………….19

IgA eksikliği nde genetik…………………………………………………………………………………………………….20

IgA eksikliğinde enfeksiyon……………………………………………………………………………………...………….22

IgA eksikliği nde otoimmünite…………………………………………………………………………………............................22

IgA eksikliği nde allerji……………………………………………………………………………………...23

IgA eksikliği nde maliginite……………………………………………………………………………...…………………...24

IgA eksikliği nde tedavi………………………………………………………………………...…….…..24-25

Sekonder bağışıklık yetmezliği…………………………………………………………………………...28-29

MATERYAL VE METOD……………………………………………………………………………….30

BULGULAR………………………………………………………………………………………….31-40

TARTIŞMA..………………………………………………………………………………………….41-43

ÖZET ……. …………………………………………… ……………………………………………….44

KAYNAKLAR……………………………………………………………………………………….46-53

Page 4: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

1

KISALTMALAR

IFN : İnterferon

IL : İnterlokin

GMCSF : Granulosit monosit koloni stimule edici faktor

TNF : Tümör nekroz faktörü

NK : Dogal üldürücü hücre

FcaRI : IgA reseptorü

MHC : Major histokompabilite

DM : Diabetes Mellitus

JRA : Juvenil Romatoid Artrit

SLE : Sistemik Lupus eritemetozis

RAD : Reaktif Havayolu Hastahgi

Ig E : Immünglobulin E

Ig A : Immünglobulin A

Ig G : Immünglobulin G

Ig M : Immünglobulin M

CVID : Değişken immun yetersizlik

PWM : Pokeweed mitojen

Ig M + B : Yuzeyinde Ig M tasiyan B hucreleri

Page 5: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

2

GİRİŞ ve AMAÇ Çocukluk yaş grubunda yineleyen enfeksiyonlar ve özellikle akut solunum yolu

enfeksiyonları önemli mortalite ve morbidite nedenidir. Her yıl tüm dünyada yaklaşık 4 milyon

çocuk alt solunum yolu enfeksiyonları nedeniyle kaybedilmektedir. Beş yaş altı çocuk

ölümlerinin %28'inden alt solunum yolu enfeksiyonlarının sorumlu olduğu

bildirilmektedir. Gelişmiş olan ülkelerde, antibiyotik reçetelerinin %75'i solunum yolu

enfeksiyonlarnın tedavisinde verilmektedir. Yineleyen enfeksiyonlar ayrıca okuldan kayba ve

anne baba iş kaybına neden olarak, sosyal sorunlara da yol açabilmektedir. Çocukluk yaş

grubunda yineleyen enfeksiyonların varlığında; özellikle bu enfeksiyonlar beklenenden ağır

seyrediyor; antibiyotik tedavileri ile tam düzelme olmuyor; uzamış antibiyotik tedavilerine

gereksinim gösteriyor ve kronikleşiyor ise immun sistem fonksiyonlarının değerlendirilmesi

önem kazanmaktadır.

Primer immün yetmezlik hastalıkları, primer ya da doğumsal immün yetmezlik

bozuklukları sonucunda gelişen kronik ve/ veya yineleyen bakteriyel, fungal, protozoal ve

viral enfeksiyonlarla seyreden hastalıklar grubudur (1). Gelişmiş ülkelerde toplumda olası

görülme oranı 1/10.000 ile 1/100.000 arasında değişmektedir (2, 3, 4, 5). Akraba evliliğinin

sık görüldüğü ülkemizde tam insidansı bilinmemekle birlikte, özellikle otozomal resesif geçiş

gösterenlerin daha sık görülmesi beklenmektedir. Doğumsal hastalıklar genellikle erken

çocukluk döneminde başlayıp, morbidite ve mortaliteye yol açmaktadır. Bu nedenle erken tanı

yaşam kurtarıcı olabileceği gibi, uzun erimde yaşam kalitesinin artırılmasını, genetik danışma

ya da prenatal tanıyı olanaklı kılmaktadır. Primer immün yetmezlik hastalıklarının ayırıcı

tanıda daha sıklıkla düşünülmesi ve immünolojik değerlendirmenin öncelikli yapılması, bu

hastaların erken dönemde tanı almasını sağlamaktadır (110). Moleküler genetik'teki

teknolojik gelişmeler klinisyenlere primer immün yetersizlik tanısı koydurma kolaylığı

sağlamıştır. Primer immün yetersizlik tanısını hızlandıran teknolojik labratuvarların

yaygınlasması, hekimlerin immun yetersizlik konusunda daha iyi eğitilmeleri, hastaların tanı

oranını artırarak, toplumda en sık rastlanan Izole IgA eksikliklerine dikkati çekmiştir.

Bruton 'un 1952 'de Doğumsal Agammaglobulinemili hastayı tanımlamasından bu yana

2000 'e yakın primer immün yetersizlik olgusu bildirilmiştir( 1, 2, 3, 4). Antikor eksikliğine

bağlı sendromların, primer immün yetersizliklerin %50'sini oluşturduğu bilinmektedir

(2,13,14). Serumda IgA, Grabar ve Williams tarafindan 1953 yılında belirlenmiş, daha sonra

tükrük, anne sütü gibi salgılarda varlığı saptanmış (5, 6, 7) ve izole IgA eksikliğine ait

klinik bulgular 1974'de Heremans tarafindan tanımlanmıştır (8). İki tip IgA eksikliği vardir:

Page 6: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

3

serum IgG ve IgM düzeyi normal olan bireylerde serum IgA düzeyi 5 mg/dl'den düşük ise

'Komplet Form'da IgA eksikliği, serum değeri IgA 5 mg/dl'den yüksek fakat yaşa özgü

ortalama değerin 2 standard deviasyon altında ise 'Parsiyel IgA eksikliği' olarak tarif

edilmektedir (15, 16, 17 18). Olguların %50’ sini parsiyel IgA eksikligi olusturmakta ve

bunların da yarısı 'geçici klinik form' olarak kabul edilmektedir ( 19,20).

IgA eksikliğine özgü bir hastalık tablosu bulunmamaktadır. IgA eksikligi olan

çoçukların %90’nın asemptomatik olduğu bilinmektedir; başka hastalıklar nedeniyle

taranırken tesadüfen belirtildiği: Yineleyen tonsillit, sinuzit ve otit gibi üst solunum yolu

enfeksiyonları, en sık yakınmalardır. Bu çalışmada, tekrarlayan sinopulmoner enfeksiyonu

olan 1-6 yaş grubu çocuklarda, tekrarlayan enfeksiyonların IgA eksikliği ile ilişkisinin

araştırılması amaçlanmıştır.

Page 7: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

4

GENEL BİLGİLER

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ

Bağışıklık sistemi, devamlı birbiri ile etkileşim içinde olan özgül veya özgül olmayan

kontrol ve dengelerden oluşan, en önemli işlevi "kendinden olan" kavramını geliştiren ve

“kendinden olmayan” kavramını etkisiz kılan bir ağ sistemidır.

Özgül olmayan bağışıklık, karşılaşılabilen tüm antijenlere benzer tepki verir. En

önemli hücre bileşeni fagositik sistem olup bu sistemin işlevi, invaze mikroorganizmaların

yutulması ve sindirilmesidir. Tüm vücutta bulunan makrofajlar, alveolar makrofajlar

(akciğerlerde), Kupffer hücreleri (KC sinozoidlerinde), sinovyal hücreler (eklem

aralıklarında), perivasküler mikroglia hücreleri (beyinde) olacak şekilde stratejik olarak organ

veya dokuların kan ile ilişkili oldukları bölgeler veya boşluklarda yerleşmişlerdir. Fagositik

hücrelerin hücresel bileşiğini oluşturduğu bu doğal bağıkşıklık sisteminin eriyik

komponentini, kompleman proteinleri sağlar. Akut faz reaktanları ve sitokininler doğal

bağışıklıklığın diğer eriyik bileşenleridir (21).

Özgül bağışıklık tıpkı doğuştan var olan bağışıklık gibi hücresel ve eriyik

bileşenlerinden oluşur. Ancak özgül bağışıklık sistemi öğrenme, uyum sağlama ve bellek

özellikleri özgül olmayan bağışıklıktan çok farklı bir yapıdadır. Özgül bağışıklığın hücresel

bileşenlerinin çeşitli görevler için özelleşmiş lenfositler ve immünoglobulinler oluşturur (22).

Lenfositler, timustan kaynaklananlar (T hücreleri), kemik iliğinden kaynaklananlar (B

hücreleri) ve doğal öldürücüler (NK hücreleri) içeren bir gruptur. Bu hücreler öğrenme, uyum

ve bellek yetenekleriyle antijen genlerinin (Ag) kombinasyonu ile görevlerini yaparlar (23).

B hücreleri üzerindeki Ag reseptörlerinin işlevleri yüzey immünoglobülinleri (sIg) ile

olur. B hücresi kendine özgü olmayan bir antijen ile bağlanınca, o antijene özgü olan Ig

yapısında antikorları (Ab) üretir.

T hücrelerinde sIg bulunmaz; ancak T hücrelerinde antijenleri tanımaya yarayan T

hücre reseptörleri (TCR) bulunur. Bunlar rekombinasyona elverişlidirler. TCR, sIg’lerden

farklı olarak hücre yüzeyinde serbest değil, CD3 molekülü ile ilişkilidir. TCR-D3 kompleksi

TCR’nin çeşitli antijenlere göre rekombinasyonu ve CD3’ün lenfosit membranından

aktivasyon sinyalinin iletimini sağlayan bir yapıdadır. Lenfositler farklılaşma kümeleri (CD)

olarak adlandırılan yüzey işaretleri ile alt gruplar gösterir. 78 adet CD tanımlanmıştır (24).

Tablo I’ de insan CD4 ve CD8 lenfosit alt grupları gösterilmiştir.

Page 8: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

5

TabloI: insan CD4 ve CD8 lenfosit alt grupları (4).

B hücreler direkt antijene yanıt verebilir. T hücreleri ise nadiren bunu yaparken, daha

çok Ag-MHC’ ye yanıt verir. Antijen önce MHC ile T hücrelerin tanıyacağı yapıya

kavuşturulur.

T hücreleri ve monositler yanıtlarını sitokininler aracılığı ile sağlarlar. Sitokininler;

özgül antijen, özgül olmayan bir antijen ya da özgül olmayan bir eriyik (endotoksin gibi)

uyarısına yanıt olarak monosit ve lenfositlerden sağlanan, Ig yapıda olmayan, iltihabi ve

bağışıklık yanıtının büyüklüğünü düzenleyen polipeptidlerdir (27). Tablo II’ de sitokininler

gösterilmiştir.

Page 9: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

6

Tablo II:Sitokinler (7).

Page 10: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

7

Page 11: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

8

Page 12: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

9

Hücre dışı mikroorganizmaları elimine etme stratejisi opsonizasyon

(mikroorganizmaların antikor ve/veya kompleman ürünleriyle kaplanması) ile kolaylaştırılmış

fagositoz yoluna yöneliktir. Antikorlar B hücreleri tarafından yapılır, B hücreleri T

hücrelerinden yardım görür ya da baskılanır. Ek olarak fagositik hücreler, bazıları T hücreleri

Page 13: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

10

tarafından yapılan kemotaktik faktörlerle desteklenir (28). Fagositleri infekte eden bazı hücre

içi mikroorganizmaların elimine edilme stratejisi, konak hücrelerin aktive olmasıyla ve bu

organizmanın özgül olmayan bir yolla öldürülebilmesinden ibarettir.

T LENFOSİTLER

T hücreleri timusta olgunlaşır, işlevsel özellik kazanır. Timus pozitif seçicilik ile MHC

Ag’ lerini tanıyan T hücre klonlarının çoğalmasını, olgunlaşmasını sağlarken, negatif seçicilik

ile T hücrelerinin kendi vücut hücrelerini yok eden otoreaktif klonlarını yok eder ve

çoğalmalarını önler. Böylece vücuda zarar verecek klonlar ortadan kalkarken diğer klonlar

çoğalır (29).

Fetal evrede kemik iliğinde üreyen hücreler T- kök hücrelerine göçer. T- kök timusta

CD7’yi sunacak yetenekte gelir ve çoğu anlaşılamamış yollarda çeşitli CD türlerini kazanma-

kaybetme dönemlerini geçirir ve perifere sunulur. Olgun T Hücresi Altgrupları T Yardımcı

Hücresi (Th): Timusta CD4 + karakter alan T hücreleri genellikle Th hücreleri olarak

adlandırılırlar ve salgıladıkları sitokininler ve yanıtlarına göre Th1 ve Th2 olarak iki gruba

ayrılırlar. Her ikiside B hücresinin çoğalmasını ve poliklinal Ig salgılamasına yardımcı

olurlar. Th2 sadece IgE sekresyonunda yardımcıdır. Th1, geç tip aşırı duyarlılık ve MHC ile

sınırlı sitotoksik T lenfoasitleri indüklemeye yardımcı olabilir. Th1, IL-2, TNF- beta ve IFN-

alfa salgılar; Th2 ise IL4, IL5, IL6 salgılar; her iki alt grupta IL-3, GM-CSF, TNF-alfa salgılar

(30).

T Baskılayıcı/Sitotoksik Hücre Altgrupları (Ts/Tc): CD8 ile daha ilişkili alt gruptur.

CD8 Tc/T8 hücreleri antijeni sınıf 1 MCH ile tanır.

Sitotoksik T lenfositler (CTL) sadece, yabancı MHC ürününü eksprese eden hücrelere

karşı veya virüs infeksiyonları ya da kimyasal haptenlerle modifiye olmuş otolog hücrelere

karşı özgül duyarlamadan sonra oluşturulan öldürücü hücrelerdir. Bütünlüğü tam olan

hücreler, CTL oluşması için etkili uyarıcılardır, eriyik antijenler etkisizdirler.

Doğal öldürücü (NK) hücreler, CTL’den farklı olarak öldürme işlevlerini yapabilmek

için duyarlılaşma gerektirmez, yani; MHC ile sınırlı olmayan hücrelerdir. NK hücreler normal

periferik kan lenfositlerinin %2-10 kadarını oluştururlar.

NK hücrelerine ek olarak, diğer bir alt grup T hücresi de TCR-alfa beta’dır. T

hücrelerinin yaklaşık %95’i TCR-alfabeta zincirine sahiptir. T hücrelerinin %30’unda CD8,

%60’ında CD4 vardır. Sağlıklı bir kişide CD4/CD8 oranı 2:1 gibidir. CD4 Th hücreler

antijeni sadece 2 MCH ile birlikte tanıyabilir (31).

Page 14: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

11

B LENFOSİTLER

Dolaşan lenfosit nüfusunun %10-20 kadarını oluşturan B hücreler, Ig oluşturan plazma

hücrelerine gelişir. B hücreleri kemik iliği kaynaklı kök hücrelerinden pro-B hücresi pre-B

hücresi devresi ile devam eden ve olgun B hücresi (sIgM ve sIgD’ye sahip) ile sonuçlanan bir

gelişim evresi izler (32).

Periferik dokulardaki B hücreleri sınırlı sayıda Ag’lere yanıt vermeye şartlanmıştır. İlk

Ag-B hücresi etkileşimi "birincil bağışıklık yanıtı" olarak bilinir ve B hücreleri bu Ag’ e yanıt

vererek farklılaşma ve klonal proliferasyona uğrar. B hücrelerinin bir kısmı "bellek

hücrelerine" dönüşürken, diğerleri Ab sentezleyen "plazma hücresine" farklılaşır. Birincil

bağışıklık yanıtının başlıca özellikleri;

1-Ab’ler oluşmadan önce latent bir dönem olması,

2- Sadece az miktarda Ab üretimi,

3-Başlangıçta IgM daha sonra IgG, IgA ya da IgE oluşumudur. Birincil bağışıklık

evresinde pekçok bellek hücresi oluşur (33).

İkincil bağışık yanıt ise Ag ile sonraki karşılaşmada olur. Başlıca özelliği, B

hücrelerinin hızla çoğalması, hızla olgun plazma hücrelerine farklılaşması ve Ag ile etkileşen

çoğu IgG olan Ab üretimidir.

Ab, Ag ile bağlanabilen ve özgül bağışıklık yanıtı oluşturan bir maddedir. Ab

molekülleri, yüksek molekül ağırlıklı moleküllerin geniş yüzeyinde bulunan antijenik

birleşme bölgelerini tanır. Böylece en az bir epitonun (antijenik birleşme bölgesi) varlığı bir

molekülü antijen yapar. Eğer bağışıklı sistemi antijenik belirleyicileri yabancı olarak tanıma

yetisine sahip ve maddenin molekül ağırlığı yeterince büyükse bu maddeler immünolojik

özelliktedir. Hapten ise Ab ile özgül olarak reaksiyona girebilen molekül ağırlığı antijenden

daha düşük olan maddelerdir, fakat genellikle protein olan başka taşıyıcı bir moleküle

bağlanmadıkça antikor oluşumunu uyaramazlar (34).

İMMÜNOGLOBULÜNLER

B hücrelerinin ürünleri olan immünoglobulinler belirgin şekilde heterojen, neredeyse

sınırsız antijen bağlama kapasiteli moleküllerdir. Her molekül ikişer ağır ve ikişer hafif zincir

olmak üzere dört polipeptit zincirinden oluşmuştur.

Page 15: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

12

Ağır zincirlerden her biri yaklaşık olarak 50.000 Dalton ve hafif zincirlerden her biri

yaklaşık olarak 23.000 Dalton molekül ağırlığındadır. Zincirler disülfit bağlarıyla birleşir ve

Y konfigürasyonunda kalır. Y şekilli Ig molekülü değişken (V) ve sabit (C) bölgelerine

sahiptir. C bölgesi için her Ig sınıfı için ayırıcı olan, nispeten sabit aminoasit dizilimine

sahiptir (35). Ig, antijen bağlayan Fab ve kristalize olabilen Fc parçalarından oluşur. Fab hafif

zincir ve bir parça ağır zincirlerden oluşur ve Ig’nin V bölgesini içerir. Fc ise C bölgesinin

çoğuna sahiptir ve bu bölge kompleman aktivasyonundan sorumludur.

IgG, IgM, IgA, IgD, IgE’ de sırası ile mü, gama, alfa, delta, epsilon ağır zincirleri

bulunur. İnsandaki bu beş Ig sınıfında kappa ve lambda olmak üzere sadece iki tip hafif zincir

bulunur. Böylece on farklı tip Ig molekülü oluşabilir. IgG, IgD, IgE sadece monomerik yapıda

bulunur. IgM pentamerik ya da monomerik bulunabilir. IgA monomer, dimer ve trimer

şekilde bulunabilir. Salgısal komponent (SC) epitel hücrelerinde üretilir ve Ig sentezinden

sonra Ig molekülüne eklenir (36). Tablo 3’ de immunoglobulinlerin özellikleri gösterilmiştir.

Tablo III: İmmünglobulin özellikleri (17).

Page 16: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

13

IgG

Kanda bulunan antikor moleküllerinin %70-80 kadarını oluşturur. Plasentadan geçebilen tek

antikordur.

IgG’nin Görevleri:

1-Klasik yoldan kompleman fiksasyonu sağlar.

2-Antibakteriyel lizisi sağlayabilir.

3-Antiviral, antitoksik aktiviteye sahiptir.

4-Etkili bir opsonindir. İşlev için komplemana ihtiyacı yoktur.

Vücutta günde yaklaşık olarak 35mg/kg IgG yapılır. Yüksek IgG düzeylerinde

katabolizma yüksek, düşük düzeylerde ise düşüktür. Fc reseptörleri IgG için makrofajlarda,

nötrofillerde, trombosit ve lenfositlerde vardır. IgG2 Fc reseptörleri trombosit ve

lenfositlerde; IgG3 Fc reseptörleri makrofajlarda, nötrofillerde, trombosit ve lenfositlerde;

IgG4 Fc reseptörleri trombosit ve lenfositlerde bulunur (38).

IgM:

Normal serum reseptörlerinin % 10 kadarını oluşturur. Sentezi IgG ve IgA’ ya oranla

daha azdır. Pentamer şeklinde bulunur. Yarı ömrü 5 gündür.

IgM’nin Görevleri:

1-Komplemanı klasik yolla fikse ederler.

2-Mukoza yüzeylerinde koruyucu görev yapar.

3-IgM plasentadan geçmez.

IgD:

Yapısı monomerdir. Özellikle fetus ve yenidoğanB lenfositlerinin yüzeyinde IgM ile

birlikte en fazla bulunan immunoglobulinlerdir. Yarı ömrü 3 gündür. Hızla katabolize

olurlar. Komplemanı alterne yolla aktive edebilirler.

IgE:

Serum immunoglobulinlerinin %0.004’ünü oluşturur. Yalnızca monomerik yapıda

bulunur. Yarı ömrü 2 gündür. Bazofiller üzerinde Fc reseptörleri bulunur (38).

IgE’nin Görevleri:

1-Allerjik reaksiyonlarda görev alır.

2- Solunum ve sindirim mukozlarının dış yüzeyinde bulunur.

3-Komplemanı alterne yolla aktive eder.

Page 17: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

14

KOMPLEMAN SİSTEMİ

On sekiz’den fazla proteinin bir sistem içerisinde çeşitli biyolojik olaylara neden

olduğu kompleman sisteminin proteinlerinin çoğu serumda, inaktif şekilde bulunan

enzimlerdir. Kompleman proteinleri serum proteinlerinin %10 kadarını oluşturur (39).

Kompleman sistemi inaktivasyon yoluna göre, klasik ve alternatif olmak üzere 2’ye

ayrılır. Her iki yoldada amaç; C3’ü parçalamaktır. Son ortak yol membran atak kompleksidir

(MAC). Kompleman sisteminin tam aktivasyonu, iltihabi reaksiyonda aktif olan kemotaktik

faktörler gibi çeşitli eriyebilir mediyatörleri saklamak ve hedef hücresinin erimesi ve ölmesini

sağlamaktır.

Klasik yol Ag-Ab kompleksleri ile aktive olur. Klasik yol komponentleri C ve bir

numara ile kodlanır (C1, C2, C3). Alternatif yol komponentleri ise harflerle kodlanır ( B, P ve

D). İmmünolojik aktivasyon, komplemanın ilk komponenti olan C1’in IgG ve IgM molekülü

üzerindeki Fc bölümündeki bağlanma bölgesine bağlanmasıyla başlar.

Klasik yolda işlev gören komponentler; C1q, C1r, C1s, C2, C3, C4, C5, C6, C7, C8,

C9 dur (40 ). Bir kez Ig C1’ e bağlanınca akitve olur ve oluşan C1s (C1 esteraz) C4’ü aktive

eder.

Alternatif yol C1, C4 ya da C2 içermez. Alternatif yol komponentleri; Proberdin,

Faktör A, Faktör B, Faktör D, Faktör E’ dir. Alterne yolu aktive edenler, kompleks

polisakkaritler, lipopolisakkaritler, IgA, IgG4 içeren immün kompleksler ile mantarların,

eritrositlerin, lenfositlerin hücre yüzeylerinde bulunan bazı bileşiklerdir. Sistemin çalışması

için antikora ihtiyacı yoktur. Her iki yol sonucunda C3, C3a ve C3b’ye parçalanır.

Kompleman Aktiviteleri (40).

1) Hücre erimesi

2) Kompleman reseptör aktiviteleri

3) Opsonizasyon

4) Anafilotoksin aktivitesi

5) Kemotaksi

6) Nötrofil ve monosit aktivitele

7) Bağışık kompleksin temizlenmesi

8) Damar geçirgenliğinin artışı

9) Düz kas kasılmas

10) Tümör Hücrelerinin Parçalanması

11) Bazofil ve Mast Hücrelerinin Histamin Salgılaması

12) Silier Diskenezi

Page 18: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

15

BAĞIŞIKLIK YETMEZLİĞİ HASTALIKLARI

PRİMER BAĞIŞIKLIK YETMEZLİKLERİ

Bağışıklık sistemi, şu ana kadar anlattığımız gibi, kendinden olanı yaşatma, kendinden

olmayanı ise bertaraf etmek gibi basit bir temelde çalışan; çok sayıda elemanın karışık bir

yapı içinde çalıştığı bir bütündür. Bu bütünün herhangi bir aşamasındaki bir aksaklık,

bağışklık yetmezliği hastalıkları olarak karşımıza çıkar (41). Genel bir tanımlama yapmak

gerekirse; aralıklı, olağan dışı mikroorganizmalarla oluşan, ağır ve dirençli enfeksiyonların

geliştiği kişilerde bağışıklık yetmezliği düşünülür. Bağışıklık yetmezliği primer veya

sekonder olabilir.

Page 19: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

16

Tablo IV: primer bağışıklık yetersizliği (41).

Page 20: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

17

B HÜCRE YETERSİZLİKLERİ

Ig’lerin azalmasından tamamen yok olmasına kadar çeşitli hastalıklar vardır. Yaşa

uygun Ig düzeylerine göre tanı konulur Eğer Ig düzeyleri düşükse, B hücre sayısı, yüzey

membran Ig’leri, floresanlı, anti- immünoglobülin antiserumları veya B hücresine özgü

monoklonal antikorlar kullanılarak saptanır. Normalde periferik kan lenfositlerinin %4-10

kadarında yüzey membran Ig bulunur. Tablo V’de yaşa uygun Ig düzeyleri verilmiştir (42).

Tablo V: Yaşa göre uygun immünglobulin düzeyleri (42).

X’e Bağlı Agamaglobülinemi /Bruton Hastalığı:

Erkek çocuklarda görülen IgG<200 mg/dl diğer immünoglobülinlerin azlığı ya da

yokluğu, sağlam hücresel bağışıklık ve enfeksıyonların anneden gelen antikorların tükendiği

6. aydan sonra başlaması ile kendini belli eden panhipoamaglobülinemidir. İlk kez Bruton

tarafından bir erkek çocukta tanımlanmıştır (43). Pre B hücrelerin bu çocuklarda var olduğu,

ama gelişim bozukluğu sonucu Ig üretemedikleri bilinmektedir. Hastalık tekrarlayan otitis

media, bronşit, pnömoni, dermatit, menenjit, artrit, malabsorbsiyon ile kendini belli eder. En

Page 21: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

18

sık Streptococcus Pneumonıa ve Hemophilus İnfluenza etkendir. Tekrarlayan infeksiyonlara

karşı çocukta lenfodenopati ve splenomegalinin olmayışı, önemlidir. Barsak veya lenf biopsisi

tanı koymayı sağlar. Barsakta lamina propia’da plazma hücreleri izlemez. Periferik kanda B

hücresi yok, T hücresi normal veya artmıştır. Hastalık uzamış fizyolojik hipoamaglobülinemi

ile karşılanabilir.

Tedavide ömür boyu Ig uygulanır. IVIG 300-400 mg/kg/ay veya 0.2 –0.4 ng/doz/ay

verilir. Her infeksiyonda yeterli antibiyotik verilmelidir. Tüm bunlara rağmen birçok hastada

kronik AC hastalığı, sinüzit gelişir. Lösemi ve lenfoma gibi tümörlere eğilim artmıştır (44)

Süt Çocuğunun Geçici Hipogamaglobülinemisi:

3-6 aylarda başlayan, her iki cinstede görülebilen, kendi kendini sınırlayan bir antikor

yetmezliğidir.

IgA

Mukozal ortamda işlevini yerine getirmesiyle diğer immünoglobülinlerden ayrılır. IgA

yapımı, mukozadaki antijenlerin dolaşan plazmositleri uyarmasıyla başlar (13, 14, 19, 46, 47,

48). Bursal sisteme eşdeğer B lenfositleri prolifere olup olgunlaşır. Olgunlaşmanın sonunda

plazmosit gelişerek, IgA ve polipeptit yapısındaki J zincirini yapar; bunlar beraberce ‘Salgısal

komponentin’ bulunduğu epitel hücresine girer. İki IgA monomeri J zinciri ile birbirine

bağlanır ve bu dimerik yapının etrafı, antikoru enzimatik etkilerden koruyan ‘Salgısal

komponent’ tarafından sarılır. (IgA’ nın mukozal yüzeylere taşınmasını sağlayan ve IgA’ nın

proteolitik sindirimine karşı olan direncini artıran, salgısal komponentle karşılıklı olarak

etkileşme yeteneği en önemli özelliklerden birisidir).

Organizmanın savunmasında IgA’nın işlevleri şu şekildedir:

1-Mikroorganizmların pilileri ile mukozaya adezyonunu önler.

2-Antijen aglütinasyonuna yol açar.

3-İmmün kompleksleri dolaşımdan uzaklaştırır.

4-Hücre içi virüslerin nötralizasyonunu sağlar.

5-Toksinleri nötralıze eder.

6-Salgısal IgA’ nın antijen ile bağlanması enflamasyona yol açmaz, yani non-

enflamatuvar bir antikordur.

Page 22: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

19

IgA’nın yapısında 13 aminoasit hinge bölgesi var ise IgA1; yok ise IgA2 olarak

tanımlanmaktadır. Bu bölge O- bağımlı glikolizasyon bölgesi taşımaktadır. Bakteriyel

proteazların hedef bağlanma bölegesidir. IgA2’de 13 aminasit hinge bölgesi bulunmaz.

Proteolizise dirençli 2 N-bağımlı karbonhidrat zinciri taşır. IgA2 asialoglikoprotein

aracılığıyla hepatosit üzerindeki reseptörler ile daha çabuk temizlenmektedir.

IgA Reseptörü; Fc AlfaRI (CD89):

Fcalfa RI; nötrofil, monosit, makrofaj ve eozinofil gibi myeloid seri hücrelerin

yüzeyinde bulunur. IgA; reseptörün hücre dışı ilk büklümüne bağlanır. Kompleks IgA’a sıkı,

monomerik IgA’ya geçici bağlanır (49). İmmünoglobülin reseptör gen ailesinden bir

transmembran reseptörüdür.

IgA Eksikliklerinin Nedenleri

IgA ile ilgili yapılan çalışmalarda birden fazla ve farklı derecelerde B, T veya her iki

hücre tipine özgü anormallikler nedeniyle olduğunu göstermektedir.

İzole IgA eksikliği immmünopatogenezini anlamak için hücre karışım çalışmaları

önemli bulgular sağlamasına rağmen bu çalışmaların bazı eksikliklerinden söz etmek gerekir.

Öncelikle, IgA eksikliği olan hastaların B hücrelerinin bu sistemde (normal allojenik T

hücreleri bulunsa bile) IgA üretememeleri kesin kez intrinsik B hücre defektini

göstermemektedir. B hücrelerinin erken kritik gelişim evrelerinde uygun T hücre uyarısı

almamaları olasıdır (mukozal lenfoid dokuda matürasyonun ilk aşamalarında olabilir). İn vitro

PWM stimulasyonu ile bu hücreler IgA salgılayan plazma hücrelerine dönüşemeyebilirler.

İkinci olarak, T hücrelerinin IgA yapımına supresyonu “primer mi yoksa sekonder mi?

” sorusuna yanıt vermek gerekir. Bruton tipi agammmaglobülinemisi olan hastalarda ve

bursektomize tavuklarda yapılan çalışmalar, T hücresinin antikor üretimini baskılanmasının

sekonder bir olay olduğunu göstermektedir. Son olarak, hücre karışım çalışmaları allojenik

hücre karışımları ve tek bitki lektin (PWM) den oluşmaktadır. Bu in vitro stimulasyon

tekniğinin B hücre dönüşümünü başlatan gerçek antijenik uyarı ile ilgisi açık değildir.

Anneden fetusa geçen Anti- IgA antikorlarının bazı IgA eksikliği olgularında

patojenik rolü olabileceği düşünülmüştür. IgA eksikliği hastalarının %20-40’ ında IgA’ya

karşı dolaşan IgG tipinde antikorları vardır (60). Bu antikorlar gestasyon döneminde

plasentayı geçebilirler, IgA eksikliği olan annelerin bebeklerinin kordon kanında

gösterilebilirler (61). IgA eksikliğinin ailesel olduğu Durumlarda, anne - çocuk kalıtımını

baba – çocuk kalıtımından daha sık olduğu gözlenmiştir. Bu bulgular ve normal B

hücrelerinden IgA sentezinin Anti- IgA antikorları tarafından baskılanması, bazı koşullarda

Page 23: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

20

maternal Anti- IgA antikorlarının plasentaya geçerek fetal IgA+B hücre dönüşümünü

baskılayıp IgA eksikliğine yol açtıklarını göstermektedir. Buna karşın, Anti- IgA

antikorlarının hastalık patogenesinde çok az rol oynadığını gösteren verilerde bulunmaktadır.

Annelerinden transplasental olarak Anti-IgA antikorları aldıkları ispatlanan 2 çocuğun birinin

sağlıklı olduğu halde, diğerinde IgA eksikliği bildirilmiştir (62).

Özetle, IgA eksikliğinin bir çok nedeni olabilir. Bunlar arasında intrinsik B hücre

defekti, supressör veya helper T hücre defekti ve Anti-IgA antikorlarını sayabiliriz. Supressor

T hücre işlevindeki bozukluk ve Anti-IgA antikorları primerden değil, sekonder bir

fenomendir. Gerçekte IgA+B hücrelerinin dönüşümü için gereken anahtar lenfokinlerin

üretiminden, birincil olarak T hücre defekti sorumludur. Bu son varsayım çeşitli zeminlerde

destek bulmuştur. IgA eksikliği olan hastaların B hücreleri yüzeylerinde IgM ve IgA taşır,

sınıf dönüşümünün tamamlanmasından hemen önce B hücreleri blok olursa bu hastalar böyle

B hücrelerine sahip olurlar. İkincil olarak, sınıf dönüşümündeki defekt, aynı genomda ve arka

arkaya bulunan IgG ve IgA alt gruplarına ait genlerin sekansını bir şekilde etkilediğini

göstererek, IgG2 ve IgG4 eksiklikleri ile IgA eksiklikleri arasındaki ilişkiyi açıklamaktır (63,

64). Üçüncü ve son olarak, IgA eksikliği ve değişken (Common Variable, CVID) immün

yetersizlik arasında ilişki olduğu yönünde klinik ve genetik bulgular vardır. Her iki hastalığın

bazı MHC genleri ile ilişkili olduğu ve IgA eksikliğinin panhipogammaglobülinemiye

ilerlediği bilinmektedir. CVID’e ilişkin çalışmalarda, bu hastalığın sıklıkla T hücre lenfokin

üretimindeki defektlerle birlikte olduğunun gösterilmesi ortak patogenez ilişkisini

düşünmektedir (65).

IgA Eksikliğinde Genetik Faktörler

IgA eksikliğinin ilk tanımlandığından beri kısmen genetik bir hastalık olduğu

bilinmektedir. IgA eksikliğinin, IgA eksikliği olan kan donörlerinin birinci derece

akrabalarında % 7.5 olduğu yani normal kan donörlerinin akrabalarından 38 kat fazla olması

kanıt olarak gösterilmektedir (66). Buna ek olarak üyelerinde IgA eksikliği ve /veya tiroidit,

diabetes mellitus, pernisyoz anemide gluten sensitif enteropati gibi çeşitli otoimmün hastalık

olan pekçok aile bildirilmiştir. Bu aileler, IgA eksikliğinin sadece genetik kanıtı değil aynı

zamanda belli otoimmün hastalıklar ile genetik birlikteliğinin de göstergesidir. IgA

eksikliğinde genetik anormallik olasılığı, dikkatleri ağır zinciri kodlayan kromozom 14

üzerindeki yapısal defektlere toplamıştır. Ancak, IgA eksikliği olan hastaların B hücrelerinin

yüzeyinde IgA taşımaları ve serumda ölçülebilir düzeyde IgA bulunması bu varsayımı

Page 24: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

21

geçersiz kılmıştır. Ayrıca IgA eksikliği olan hastaların ağır zincir analizleri sonucunda

delesyon olmadığını belirlemiştir.

Çeşitli genetik bulgular ve araştırmalara dayanarak IgA eksikliğinden sorumlu genin

bir MHC supratipi ile bağlantılı olduğu ve supratipteki yerinin MHC sınıf III, veya

kompleman genine en yakın olduğunu ortaya çıkarmıştır.

IgA eksikliği hem dominant, hem resesif kalıtımsal geçiş göstermektedir. IgA eksikliği

ile MHC supratiplerinin ilişkisinin tanınması üzerine yapılan yeni analizler, hastalığın resesif

kalıtım şekline dair güçlü bir kanıt oluşturmaktadır. Ancak, MHC ile ilişkili hastalık genini

baskın olabilmesi için değişken penetrans ve/veya başka bir kolaylaştırıcı çevresel faktöre

ihtiyacı vardır. Diğer kromozomlardaki genlerin (özellikle kromozom 18) IgA düzeyini

etkilediğine dair kanıtlar, IgA düzeyinin muhtemelen geniş alana yayılmış birçok gen

tarafından düzenlendiğini düşündürmektedir.

IgA Eksikliğinde Çevresel Faktörler - Geçici IgA Eksikliği

Geçici IgA eksikliğinden (spontan remisyona giren IgA eksikliğinde), son 20 yılda

birçok kere bahsedilmiştir. Plebani ve arkadaşları, parsiyel IgA eksikliği olan hastalarda, yani

5 mg/dl’den fazla IgA düzeyi olup yaşa göre ortalamalarının 2 SD altında IgA düzeyi olan

bazı hastalarda normal düzeye çıktığını gözlemlemişlerdir (20). Bu araştırmacıların sunduğu

IgA eksikliği hastalarının ½’si parsiyel IgA eksikliği idi ve bu hastalar izlendiğinde , ½’sinin

IgA düzeyleri normale dönmüştür. Buna karşın komplet IgA eksikliği olan hastaların hiçbiri

aynı zaman zarfında normale dönememiştir. Geçici IgA eksikliği olan hastalar komplet IgA

eksikliği olan hastalarından farklı olma eğilimindedirler. Komplet IgA eksikliğindeki

ölçülemeyen değerlerin tersine geçici eksiklikte, sekretuar IgA düzeyleri ölçülebilir. Ancak,

bazı yazarlar normale dönen komplet IgA eksikliği olguları veya parsiyel IgA eksikliği olarak

başlayıp komplet eksikliğe ilerleyen hastalar bildirmişlerdir. Bu yüzden komplet ve parsiyel

IgA eksiklikleri arasında açık ve kesin bir fark yoktur, IgA düzeyi bu konuda gösterge

olamaz.

Komplet IgA eksikliğinden ziyade parsiyel IgA eksikliğinden çevresel faktörler

sorumludur. Bazı vakalarda IgA eksikliğine IgM, IgE ve IgG konsantrasyonlarındaki hafif ve

orta düşüşler eşlik edebilir. İlaca bağlı IgA eksikliği, tekrarlayan enfeksiyonlar sözkonusu

olduğunda ilaç tedavisinin kesilmesini gerektirir. Splenektomi (rüpture dalak) veya kemik

iliği transpalntasyonu (lösemi tedavisi için yapılan) gibi lenfoid sistemi etkileyen tıbbi

Page 25: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

22

işlemler IgA eksikliğine sebep olabilir. Bu bulgular, IgA eksikliğinin immün sisteme zarar

verebilen birçok nedenden herhangi birine bağlı olduğunu göstermektedir.

İlaç alımı veya herhangi bir başka çevresel faktör tarafından oluşturulan geçici IgA

eksikliğinin patofizyolojik mekanizması, henüz tam olarak aydınlatılamamıştır.

IgA Eksikliğinde Enfeksiyonlar

Solunum sistemi başta olmak üzere gastrointestinal kanal ve diğer bölgeleri de

etkileyen enfeksiyonlar IgA eksikliğinin başlıca nedenleri arasındadır. Pnömoni, bronşektazi

ve menejit gibi organ tutulumu gösteren enfeksiyonlar sadece komplet IgA eksikliğinde

ÜSYE ve GİS enfeksiyonları hem komplet hem de parsiyel IgA eksikliğinde ortaya

çıkabilmektedir.

IgA eksikliğinde görülen ÜSYE ve GİS enfeksiyonları, değişken immün yetersizlikli

hastaların enfeksiyonlarına çok benzer. Genel olarak etkenler, ağır T hücresi bozukluklarında

bulunan fırsatçı patojenler değil virülan ekstraselülar patojenlerdir. IgA eksikliği ayrıca ince

bağırsak florasında hafif kalitatif ve kantitatif değişikliklere sebep olarak kronik diyare

oluşturmalarıyla da CVID’ a benzerlik gösterirler. IgA eksikliği; GİS epitel komponentlerine

karşı gelişen antikorlarla “ otoimmün “ villus atrofisinine yol açabilen hastalık ile ilişkilidir.

IgA eksikliğinde tekrarlayan enfeksiyonların oluşmasını açıklayan pekçok çalışmalar

mümkündür. Bunlardan bir tanesi de total serum IgA ve IgG seviyelerinin normal olmasına

rağmen bazı IgA eksikliği olan hastalarda invivo immünizasyona IgG ve IgM cevabının

düşük olmasıdır. Diğer bir açıklama ise tek başına IgA eksikliğinin tekrarlayan

enfeksiyonlarda yeterli bir neden olduğudur.

IgA Eksikliğinde Otoantikorlar ve Otoimmünite

IgA eksikliğinin diğer klinik olarak önemli özelliği ise bu hastaların uygun olamayan

immün cevapları oluşturmalarıdır. Bireyin çeşitli intrasellüler ve ekstrasellüler kendi

komponentlerine ve gıda protenilerine karşı otoantikor üretmesiyle kendisini gösterir. Bunu

yanında bazı durumlarda bariz bir otoimmün hastalık (Sjögen sendromu, pernisiyöz anemi,

hemolitik anemi ) olarak da kendini gösterir (20, 51). IgA eksikliğinin bu hastalıkların

patojenitesinde etiyolojik bir faktör olduğu kabul edilebilir. Cassidy ve arkadaşları RA ve

SLE'li hasta grubunda küçük de olsa, belli bir oranda IgA eksikliği olduğunu bildirmişlerdir

Page 26: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

23

(70). Bundan yola çıkarak, IgA eksikliğinin bu hastalıkların patojenitesinde etiyolojik bir

faktör olduğu kabul edilir.

IgA Eksikliğinde Alerji

Birçok araştırmacı, atopinin (allerjik rinit, astım) IgA eksikliğinde yüksek sıklığına

dikkati çekerek, hastaların 1/3 ile 1/2 'sinde atopik hastalığın bulunduğunu belirtmişlerdir (71,

72). Buna ek olarak, allerjisi olan hastalarda daha sık olarak düşük IgA seviyeli kişilere

rastlanmakta ve IgA eksikliği tesadüfen belirlenmiş kan bankası donörlerindeki allerji sıklığı

normal kişilere göre yüksek ( %20'ye karşılık %10 ) bulunmuştur (73, 74). Diğer tarftan IgA

eksikliğinin mutlak allerjiye yol açtığı yargısına varılmamalıdır. Çünkü, bazı hastalarda IgA

eksikliğinden de allerjiden koruyacak bazı kompansatuvar mekanizmalar mevcuttur.

IgA eksikliğinde artmış allerji sıklığını araştırmak için geliştirilmiş patofizyolojik

mekanizma, otoimmünite sıklığının açıklamasındaki mekanizmaya benzer. Sağlam bir IgA

cevabı olmadığı zaman genel çevresel antijenlerin (ve allerjenlerin) sistemik immün sisteme

ulaşmalarını sınırlandırmada başarısız kalmakta ve böylece kişi allerjiye sebep olacak IgE

yanıtını vermektedir.

Bu bilgiyi destekleyecek veriler oldukça sınırlıdır ve daha önce de belirtilen IgA

eksikliği ile gıda antijenlerine karşı verilen uygun olmayan cevabı kapsamaktadır. IgA

eksikliği ve allerji ilişkisini açıklayacak bir diğer olası açıklama ise; IgA antikorlarının

normalde medyatör salınımını baskıladığı ve böylece Plotts-Mills'in allerjik hastalarda,

allerjenlere karşı IgA ( ve IgG ) antikorlarının üretiminin, allerjik olmayanlarla aynı olduğunu

gösteren çalışmasıyla çürütülmüştür. Yukarıdaki kavramların bazılarının bir uzantısı olarak,

Soothill ve arkadaşları erken çocukluktaki 1 yaşından küçük geçici IgA eksikliğinin bazı

allerjiye yatkın çocuklarda allerjenlere karşı sensitizasyona neden olabileceği teorisini ortaya

koymuşlardır (75, 76 ).

IgE seviyeleri genel olarak IgA eksikliği ve allerjisi olan kişilerde yüksektir fakat IgA

eksikliği olmayan allerjik hastaların IgE değerlerine göre düşüktür (77, 78). Ek olarak,

nörolojik ve immünolojik hastalığın (Ataksi- telanjiektazi) eşlik ettiği IgA eksikliklerinde IgE

seviyeleri azalmıştır. Bu bize IgA ve IgE sentezlerinin belli bir oranda koordineli olarak

düzenlendiğini düşündürebilir. İlginç olarak, IgA ve IgE eksikliğinde beraber görüldüğü

hastalarda IgA'sı düşük ve IgE’si normal olan hastalara nazaran daha az solunum yolu

enfeksiyonu geçirirler. Belki de bazı patojenler enfeksiyona eğilimi arttıracak dengesiz izotip

cevabını uyararak bu durumu oluştururlar.

Page 27: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

24

IgA Eksikliği Ve Malignite

Malignite ve bazı immün yetersizlikler arasındaki birliktelik çok iyi gösterilmiş fakat

pek iyi anlaşılamamıştır. Bu tip bir birlikteliğin IgA eksikliğinde de olabileceğini

düşündüren; IgA eksikliğinde malignitlerin oluştuğu vaka raporları ve immün yetersizlik

kanser kayıtlarında kayıtlı olan 13 malignite vakası bildiriliştir (79). Cunnigham ve

arkadaşları, bu soruna kanserle ilgilenen bir hastanedeki IgA eksikliği insidansını ölçerek

değişik bir yönden yaklaşmışlardır (80). Bu çalışmalarda kanser yüzünden hastanede yatan

hastaların 1/273'ünde IgA değerleri 10mg/dl’nin altında seyretmiştir. Sonuç olarak kanserli

hastalarda IgA eksikliği diğer gruplarla karşılaştırıldığında artmıştır. Diğer çalışmalarda

olduğu gibi bu çalışmada da neoplazilerin 2/3'ünü retiküloendotelial ve gastrointestinal

tümörler oluşturmaktadır. Bu durum bu anatomik bölgelerin risk altında olduğunu

düşündürmüştür.

Sonuç olarak, tüm bu veriler IgA eksikliğinde malignite riskinin genel populasyona

oranla 2 kat daha fazla olduğunu göstermektedir. Bu sonucu doğrulamak ve kuvvetlendirmek

için, IgA’ sı eksik ve normal hasta popülasyonunun karşılaştırılmasıyla yapılan prospektif

çalışmalara daha çok sayıda ihtiyaç vardır.

IgA Eksikliğinin Tedavisi

Yakın zamana kadar bilim adamları IgA eksiklik tedavisi için eksikliğin altında yatan

nedenlerinden biri olan immün yetersizliklerden çok, hastalığın bulgularını tedavi etmeye

odaklanmıştı (tekrarlayan enfeksiyonlar). İmmünoglobulin preparatlarının, mukozal yüzeylere

efektif olarak taşıyamayan monomerik IgA’ lardan yapılmış olması nedeniyle,

immünoglobulin replasman tedavisine uygun olmayacağı düşünülüyordu (81). Son yıllarda

IgA eksikliğine IgG eksikliğininde eşlik ettiği ve bunun da hastalarda enfeksiyona eğilimi

arttırdığı bilinmektedir. Bu gözlem, immünoglobulin replasman tedavisinin, IgG altgrup

eksikliğinde gelişen IgA eksikliği olan hastaların tedavisinde, potansiyel uygun olabileceği

görüşünü doğurmuştur. Olası problemler anlaşıldıktan sonra kontrol altında uygulanmak

koşuluyla (82).

IgA eksikliğindeki immünoglobulin replasman tedavisindeki komplikasyonlar ilk kez

Stroker (83) ve Vyas (84) tarafından keşfedildi. IgA eksikliği olan kişiler, anaflaktik

reaksiyonlara neden olabilecek Anti - IgA antikorları üretebilmekteydi. Gerçekte, IgA eksikliği

Page 28: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

25

olan hastaların en az 1/3' ünde ve kombine IgA ve IgG subklas eksikliği ve / veya ciddi IgA

eksikliği olan hastaların daha da büyük kısmında çok iyi tanımlanmaktadır (85). Bu

durumlarda bulunan IgA antikorları her iki IgA subklasına veya IgA1 ve IgA 2 subklas

determinantlarına uygun olabilirler. Özellikle hamile IgA eksikliği olan kadınlarda IgA2

spesifik olanın prevalansı azdır (83). Çoğunlukla Anti-IgA antikorları IgG tipinde olsada IgM

IgD ve IgE tipinde sıklıkla Anti- IgA 'lar bulunur (85 ), herhangi bir hastada Anti- IgA 'ların

kaynağı belli olmasa da, bu antikorların ekzojen immünoglobulinlerine hamilelik veya

transfüzyon esnasında maruz kalınması neticesinde oluştuğu açıktır. Ayrıca, besinlerde

bulunan hayvan kaynaklı IgA’lara karşı çapraz duyarlanma neticesinde Anti - IgA antikorları

oluşabilir. Anaflaktik reaksiyonlarda Anti - IgA 'nın olası rolü en açık şekilde CVID

hastalarında görülür. Bu hastalarda, IgA eksikliği olan hastalarla ortak olarak, yüksek (%20)

Anti - IgA antikor düzeyleri sıktır (85, 86).

Bu hasta grubunda görülen reaksiyonların büyük çoğunluğunun, Anti - IgA antikor

nedeni ile olmadığı ve hastaların Anti - IgA titresinden bağımsız olarak bu reaksiyonlardan

zarar görebileceği ihtimalide kuvvetlenmiştir. IgA eksikliğinde Anti - IgA antikorları yapma

kapasitesi daha yüksek ve gerçekte hastaların daha yüksek oranda (%30) Anti - IgA antikorları

olduğu gösterilmiştir (85).

Buna rağmen, IgA eksikliğinde IgE Anti - IgA'dan dolayı anaflaktik reaksiyon rapor

edilmemiş ve sorun, gerçek olmaktan çok potansiyel olarak kalmıştır. Herhangi bir vakada,

immünoglobulin replasman tedavisi IgA eksikliği olan hastalarda büyük dikkatle ve düşük

içerikli (1 mmg/dl) immünoglobulin kullanılarak verilmesi gerektiği açıktır. İlaveten, önlem

olarak Anti-IgA monitorize edilmesi, sürekli bir artış durumunda tedavi kesilmelidir.

İmmünoglobulin replasman tedavisi, sık tekrarlayan alt solunum yolu enfeksiyonu olan ve

eşlik eden IgG subklas eksiklikli ve/veya verilen antijenlere immün yanıtlı düşük IgA

yetersizlikli hastalarla sınırlı tutulmalıdır.

IgA eksiklikli hastalara, ayrıca kan transfüzyonlarında anaflaktik reaksiyonlar

gösterilebilir (19, 20, 84). Bu tip reaksiyonlar nadir ve genellikle Anti - IgA antikorlarının

varlığıyla birliktedir. IgA eksikliği olan bütün hastalara kan ürünleri ve plazma infüzyonu çok

az ml olsa bile ciddi transfüzyon reaksiyonları olabileceği uyarısı yapılmalıdır. IgA eksikliği

olan hastlara herhangi bir kan ürünü verilmeden önce Anti - IgA antikoru bakılmalıdır. Eğer

antikor tespit edilirse kan ürünlerinin inflüzyon öncesi serum fizyolojik ile yıkanması gerekir.

Eğer Anti - IgA titreleri bilnimiyorsa yalnızca yıkanmış kan ürünleri kullanılmalıdır.

Page 29: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

26

Hiperimmünoglobulinemi E (Job Sendromu) : Kemotaksi bozukluğu ile birlikte

kronik dermatit, egzema, tekrarlayan stafilakok apseleriyle seyreder. Serun IgE düzeyi 2000

IU/ML’ nin altındadır. Thücrelerinin IgE sentezini baskılamak için yeteri kadar gamma

interferon yapamadığı saptanmıştır (86).

IgG Altsınıflarının Selektif Yetersizliği: Normalde serum IgG ' sinin %70 'i IgG1 ,

%20 'si IgG2 , %6 ' sı IgG3 ve %4 'ü IgG4’lerden oluşur. Protein antijenlere karşı antikor yanıtı

IgG1 ve IgG3 karbonhidrat antijenlerine karşı olan antikorları ise IgG2 alt grubundadır. IgG2

eksikliğinde polisakkarit kapsülü olan bakterilerle ( pnömokok, meningokok, H.influenza)

infeksiyonlar oluşur. IgG1 ve IgG3 eksikliğinde ağır bakteriyel infeksiyonlar varsa IVIG

tedavisi yapılamlıdır (87)

T HÜCRE YETERSİZLİĞİ

Total T hücresi (CD3) sayısının <500 hücre/ml olması T hücresi bağışıklık yetmezliği

olasılığını ; <200 hücre/ml olması ise belirgin T hücre yetmezliği olduğunu gösterir. CD4/CD8

yardımcı baskılayıcı hücre oranı >1.0 olmalıdır. Bu oranın ters dönmesi de T hücre bağışıklık

yetmezliğini gösterir. T hücre sayısı ve alt gruplarını inceleyen testlerin yanısıra yenidoğanın

PA/AC grafisinde timik gölgenin olmaması, gecikmiş aşırı duyarlılık testleri de T hücre

hastalığı tanısında önemlidir.

DiGeorge ( Konjenital Timus Aplazisi ) : Klinik olarak hipokalsemik tetani,

doğumsal kalp hastalığı, karakteristik yüz ve infeksiyonlara duyarlılığın artması; patolojik

olarak timus ve paratiroid bezlerinin hipoplazisi veya olmaması; ve immünolojik olarak kısmi

ya da T hücre bağışıklık yetmezliği fakat normal ya da normale yakın B hücre bağışıklığı ile

karakterize bir doğumsal bağışıklık yetmezliğidir (88). Etkilenen bebeklerde düşük kulak,

yüzün orta hattında yarıklar, küçük çene, hipertelorizm ve kısa filtrum görülür. Tetaninin

başlaması yaşamın ilk 24-48 saati içinde olmaktadır. Her iki cins eşit olarak etkilenmektedir.

Tedavide kemik iliği nakli başarılıdır. Gerçek prognozu, kalp hastalığının ağırlığı belirler.

DiGeorge Sendrom’lu yenidoğanda, fetal timus nakli ile T hücre yetersizliği kalıcı olarak

düzelir (88).

Kronik Mukokutanöz Kandidiyazis: Mukoz membranların, saçlı derinin ve tırnağın

kalıcı kandida infeksiyonları ile kendini belli eden bir hücresel bağışıklık yetmezliğidir ve

sıklıkla hipotiroidizm olmak üzere bir endokrinopati ile beraberdir. Başlangıç kalıcı

Page 30: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

27

pamukçuğun varlığı ile bebeklik döneminde olabilir ya da erişkin döneme kadar gecikebilir.

Hastalık kadınlarda biraz daha sıktır (89). Hastalığın ağırlığı tek tırnağın tutulmasından yaygın

muköz membranlar, deri ve tırnak tutulumu, yüz ve saçlı deride granüler lezyonların

belirmesine kadar değişebilir (89). Tedavide lokal ya da sistemik antifungal ilaçlar kullanılır.

IVIG ve gen tedavisi yapılabilir.

KOMBİNE HÜCRE YETMEZLİĞİ

Aynı kök hücrelere dayanan B ve T hücrelerinin her ikisinin yetersizliğine bağlı

durumlardır.

Ağır Kombine İmmün Yetmezliği: Hem B hem T hücresi sistemlerinde, doğumsal

ve genellikle kalıtsal yetmezlik, lenfoid aplazi ve timik displazi ile kendini belli eden bir grup

bozukluktur. Hastların çoğunda pamukçuk, diyare ve pnömoni şeklinde infeksiyonların

başlangıcı erken (3 ay içinde) dönemdedir ve tedavi edilmezse 2 yaşından önce ilerleyen

öldürücü bir gidiş vardır. Çoğu hastada B hücreleri ve immünoglobulinlerde belirgin bir

yetmezlik vardır. Çoğu karakteristik olarak lenfopeni, T hücresi sayısında azalma veya

olmama, mitojenlere zayıf çoğalma yanıtı, kutanöz anerji, timik gölgenin olmaması ve

azalmış lenfoid doku vardır (90).

Olguları % 50 ' sinde X' e bağlı veya otozomal resesif geçiş tespit edilmiştir. Otozomal

resesif geçiş gösteren hastaların yarısında, adenozin ve deoksiadenozin’ i inozin ve

deoksiinozin'e çeviren pürin yolunda bir enzim olan adenozin deaminaz (ADA) yetmezliği

vardır. Tedavide immünoglobulin ve antibiyotikler gereklidir, ancak asıl tedavi, kemik iliği

naklidir. ADA yetmezliği, olan hastalar polietilen glikol ile konjuge sığrı ADA 'sı kullanılarak

başarı ile tedavi edilmiştir.

Hem nörolojik belirtiler hem de bağışıklık yetmezliği belirtileri başlangıçta

değişkendir. Ataksi genellikle çocuk yürümeye başladığı zaman gelişir, fakat 4 yaşına kadar

gecikebilir. İlerlemesi ağır yetersizliğe yol açar. Konuşma geveleme halini alır, koreatetoid

hareketler ve oftalmopleji meydana gelir; kas güçsüzlüğü kas atrofisine gider. Telenjiektaziler

1-6 yaş civarında meydan çıkar. Bağışıklık yetmezliği sonucu tekrarlayan sinopulmoner

infeksiyonlar, tekrarlayan, pnomonilere, bronşiektaziye ve kronik obstruktif ve restriktif

akciğer hastalığına yol açar (90).

Wiskott-Aldrich Sendromu: Egzema, trombositopeni ve tekrarlayan infeksiyonlarla

kendini belli eden erkek bebeklerin X ' e bağlı resesif bir bozukluğudur. İlk belirtileri sıklıkla

Page 31: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

28

hemorajidir (genellikle kanlı diare). Bunu, tekrarlayan solunum sistemi infeksiyonlarının

gelişmesi izler. On yaşını aşmış olanlarda malignite gelişimi (özellikle lenfoma ve akut

lenfoblastik lösem) sıktır.

Polisakkarit antijenlere kötü antikor cevabı, kutanöz anerji, kısmi T hücresi bağışıklık

yetmezliği, IgE ve IgA' nın yükselmiş düzeyleri, düşük düzeyde IgM, IgG' nin

hiperkatabolizması fakat normal IgG düzeyleri karakteristik bağışıklık bozuklukları

arasındadır. B ve T hücresi işlevlerindeki kombine yetmezlik nedeni ile piyojen bakteriler,

virüsler, mantarlar ve P. carini ile infeksiyonlar meydana gelir. Tedavide splenektomi, sürekli

antibiyotikler, IVIG ve kemik iliği nakli kullanılır (93).

FAGOSİTİK BOZUKLUKLAR

Kronik Granülomatöz Hastalık: Deri, akciğer ve lenf bezlerinin yaygın

granülomatöz lezyonları, hipergammaglobulinemi, anemi, lökositoz ve bazı bakteri ve

mantarların öldürülmesinde defekt ile kendini belli eden lökositlerin bakterisidal işlevleriyle

ilgili bir bozukluktur. X ' e bağlı resesif bir kalıtıma bağlı olarak hastaların çoğu erkektir(94).

Klinik olarak süpüratif lenfadenit, hepatosplenomegali, pnömoni ve kronik enfeksiyonun

hematolojik bulguları vardır. Ayrıca kalıcı rinit, dermatit, diyare, perianal abse, stomatit

osteomyelit, beyin absesi ve gecikmiş büyüme görülebilir (95).

SEKONDER İMMÜN YETMEZLİKLER

Daha önce normal olan kişide, bir hastalık sonucu bağışıklık sisteminin bozulması

durumu, sekonder bağışıklık yetmezliği olarak tanımlanır ve altında yatan nedenin

düzeltilmesi ile bağışıklık sistemi düzeltilebilir (94). Sekonder bağışıklık yetmezliği tablosu

primer nedenlere oranla belirgin sıklıkta görülür. Temelde uzamış her hastalık sonucu

oluşabilen sekonder bağışıklık yetmezliklerine neden olan bazı durumlar Tablo VI’ da

belirtilmiştir.

Page 32: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

29

Tablo VI Sekonder immün Yetmezlikleri(94).

Page 33: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

30

MATERYAL VE METOD

Bu çalışma prospektif olarak planlanmış; 2006- 2008 tarihleri arasında Kartal Eğitim

ve Araştırma Hastanesi Çocuk Polikliniklerine, sık tekrarlayan enfeksiyon nedeniyle getirilen,

1-6 yaş arasındaki 409 çocuk çalışma grubunu oluşturmuştur. Çalışmaya dahil edilme koşulu

olarak, yılda en az 7 veya daha fazla tonsillo-farenjit geçirilmesi; geçen son 2 yıl içerisinde her

yılda en az 5 enfeksiyon geçirilmesi veya geçen 3 yıl içerisinde her yıl başına en az 3 veya

daha fazla enfeksiyon geçirilmesi (Paradise kriterleri), (108) gözetilmiştir. Bilinen kronik

ve/veya oto immün hastağı olan; astımı olan, antikonvulsif ilaç kullanan ve 6 yaşından büyük

olan hastalar calışma dışı bırakılmıştır.

Tüm olguların Ig (IgA, IgM, IgG, IgE), hemogram, üre, kreatin, AST, ALT, CRP değerlerine

bakıldı. Hastaların IgA, IgM, IgG, immünoloji labratuvarında (Simens İmmulite 2000 cihazı)

immunoturbidimetrik, IgE ise kemilüminesons immünometrik yöntemi ile ölçülmüştür.

Hemogram (Sysmex XT 200 İ cihazı) lazer flowstrometrik, kolorometrik, DC shead metodu ile

ölçüm yapılmıştır. Biyokimya (Roche Mizachi Modular cihazı) fotometrik, kolorometrik,

enzimatik kolorometrik, CRP (B II Simens cihazı) nefolometrik metodu ile değerlendirilmiştir.

IgA IgM, IgG, IgE eksikiği; serum immünglobulin düzeyinin yaşa göre geomatrik

ortalamasının serum 2 standart deviasyon altında olması olarak tanımlanmıştır. Hong ve

Amman tanımına göre, IgG ve IgM değerleri normal ve yüksek ancak serum IgA düzeyleri 5

mg/dl veya 0.5g/L’ nın altında olan hastalar ‘Selektif IgA eksikliği’ ve IgA düzeyleri 5 mg

/dl’den fazla, fakat yaşa göre ortalama düzeyin 2 derivasyon altında hastalar ise ‘Parsiyel IgA

eksikliği’ olarak tanımlanmıştır.

Bu çalışmada istatistiksel analizler NCSS 2007 paket programı ile yapılmıştır. Verilerin

değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiksel metotların (ortalama,standart sapma) yanı sıra

gruplar arası karşılaştırmalarda tek yönlü varyans analizi; alt grup karşılaştırmalar. rı Tukey

çoklu karşılaştırma testi; ikili grupların karşılaştırmasında bağımsız testi, nitel verilerin

karşılaştırmalarında ki-kare testi kullanılmıştır. Sonuçlar, anlamlılık p<0,05 düzeyinde,%95 lik

güven aralığında değerlendirilmiştir.

Page 34: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

31

BULGULAR 2006- 2008 tarihleri arasında Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1. Çocuk

Polikliniklerine başvuran, sık tekrarlayan enfeksiyonu olduğu belirlenen; 255 (%62,3)’i erkek,

154 (%37,65)’ si kız olmak üzere toplam 409 hasta çalışmaya alınmıştır (Grafik 1).

Hastaların yaşları 1 yaş ve 6 yaş arasında değişmekte olup, yaş ortalaması 4,2±1,94 yıl olarak

saptanmıştır. Kız çocukların yaş ortalaması 4,26±1,95 erkek çocukların yaş ortalaması ise

4,17±1,93 bulunmuştur. Kız ve erkek çocukların yaş ortalamaları arasında istatistiksel

farklılık gözlenmemiştir (p=0,646) (Tablo VII).

Cinsiyet Dağılımı

Erkek; 255; 62,35%

Kız; 154; 37,65%

Grafik 1: Hastaların Cinsiyet Dağılım Grafiği

Tabl o VII: Kız ve erkek çocukların yaş ortalaması karşılaştırması

Erkek n:255 Kız n:154 t p

Yaş 4,17±1,93 4,26±1,95 -0,46 0,646

Tüm hastalar hemoglobin, lökosit, trombosit, CRP, açlık kan şekeri (AKŞ), üre,

kreatinin, ALT, AST sonuçları açısından değerlendirilmiş ve elde elden bulgular Tablo VIII’

de özetlenmiştir. Yapılan değerlendirme sonucunda kız ve erkek çocukların hemoglobin

(p=0,399), lökosit (p=0,154), trombosit (p=0,137), CRP(p=0,125), AKŞ (p=0,854), üre

(p=0,055), kreatinin (p=0,811), ALT (p=0,855), AST( p=0,644) ortalamaları arasında

Page 35: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

32

istatistiksel farklılık gözlenmemiştir. Tablo VIII: .Kız ve erkek çocukların biyokimyasal

değer karşılaştırmaları

Erkek n:255 Kız n:154 t p

Genel

Ortalama

Lökosit.(K/mm3) 9970,33±8368,99 13010,34±32241,23 -1,43 0,154 11115±20870,78

Hemoglobin.(g/dl ) 11,31±1,59 11,43±0,92 -0,85 0,399 11,35±1,38

Trombosit.(K/mm3) 351888,63±114048,27 334740,26±110583,3 1,49 0,137 345430±112927

CRP.(mg/L) 6,91±14,15 9,86±24,72 -1,54 0,125 8,02±18,86

Açlık Kan Şekeri.(mg86,31±8,28 86,15±8,42 0,18 0,854 86,25±8,33

Üre.( mg/dL) 22,29±5,32 21,32±4,33 1,92 0,055 21,93±4,99

Kreatinin .mg/ dL.() 0,3±0,09 0,3±0,10 -0,24 0,811 0,3±0,09

ALT.(IU/L) 18,18±7,92 18,6±10,48 -0,46 0,644 18,34±8,96

AST.()IU/L) 28,82±7,44 28,99±11,09 -0,18 0,855 28,88±8,98

Tüm hastaların IgG, IgM, IgA ve IgE sonuçları değerlendirilmiş ve elde elden bulgular

Tablo IX’da gösterilmiştir. Hastaların IgG ortalaması 938,92±313,18mg/dL,(Min:1-

Mak:2759mg/dL); IgM ortalaması 117,17±70,92mg/dL (Min:1- Mak:1200 mg/dL); IgA

ortalaması 100,24±108,53mg/dL (Min:0,1-Mak:1863 mg/dL) ve IgE ortalaması da

184,14±345,05 mg/dL (Min:0,1- Mak:2500 mg/dL) olarak bulunmuştur.

Tabl o IX: Tüm hastalara ait değişkenlerin Ortalama, Standart sapma ve Min-Max değerleri

N Min.( mg/dL) Max. mg/dL Ort±SS.(.mg/dL)

IgG 409 1 2759 938,92±313,18

IgM 409 1 1200 117,17±70,92

IgA 409 0,1 1863 100,24±108,53

IgE 409 0,1 2500 184,14±345,05

Kız ve erkek çocukların IgG ortalamaları (p=0,371), IgA ortalamaları (p=0,962) ve

IgE ortalamaları(p=0,843), arasında istatistiksel farklılık gözlenmemiştir. Ancak kız çocukların IgM ortalamaları, erkek çocuklardan istatiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p=0,008), (Tablo X ve Grafik 2).

Page 36: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

33

Tablo X: Kız ve erkek olguların İmmünglobulin değer karşılaştırmaları

Erkek olgular (n) :255 Kız olgular (n):154 t p

IgG 928,14±320,92 956,77±300,08 -0,90 0,371

IgM 109,91±40,26 129,18±102,41 -2,68 0,008

IgA 100,04±68,68 100,57±153,55 -0,05 0,962

IgE 181,51±336,09 188,49±360,46 -0,20 0,843

0100200300400500600700800900

1000

IgG IgM IgA IgE

Erkek Kız

Grafik 2: Kız ve erkek çocukların IgG IgM, IgA, IgE ortalamaları ortalamalar

Olgular her yaş için 1 yaş, 2 yaş, 3 yaş, 4 yaş, 5 yaş ve 6 yaş olmak üzere ayrı gruplara

bölünmüş ve yaş gruplarına göre IgG, IgM, IgA, IgE alt ve üst sınırlaryla, ortalama değerleri

incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar TABLO X’ da özetlenmiştir. Yine her yaş grubu için

persantil dağılım değerleri elde edilmiştir. Bu değerler Tablo XI’ de gösterilmiştir.

Page 37: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

34

Tabl o XI: Yaş gruplarına göre IgG, IgM, IgA, IgE ortalama, standart sapma ve %95

güven aralığı değerleri

N Ort±SS.( mg/dL)

%95 GA

Alt Sınır

%95 GA

Üst Sınır

IgG

1Yaş 56 706,89±379,54 605,25 808,53

2Yaş 58 798,69±185,37 749,95 847,43

3 Yaş 39 845,44±176,24 788,31 902,57

4 Yaş 34 840,18±153,56 786,60 893,75

5 Yaş 38 992,5±257,64 907,82 1077,18

6 Yaş 184 1080,73±305,53 1036,29 1125,17

IgM

1Yaş 56 107,82±63,11 90,92 124,72

2Yaş 58 108,16±41,4 97,27 119,04

3 Yaş 39 126,28±180,18 67,87 184,69

4 Yaş 34 119,91±43,76 104,64 135,18

5 Yaş 38 124,34±43,82 109,94 138,74

6 Yaş 184 118,93±43,83 112,56 125,31

IgA

1Yaş 56 54,42±43,86 42,67 66,16

2Yaş 58 54,83±39,96 44,32 65,33

3 Yaş 39 73,16±30,03 63,42 82,89

4 Yaş 34 79,59±30,8 68,84 90,34

5 Yaş 38 116,48±55,55 98,22 134,74

6 Yaş 184 134,71±146,36 113,42 155,99

IgE

1Yaş 56 45,98±76,19 25,58 66,39

2Yaş 58 132,25±348,72 40,56 223,94

3 Yaş 39 210,31±324,66 105,06 315,55

4 Yaş 34 226,35±483,04 57,81 394,89

5 Yaş 38 165,88±216,19 94,82 236,94

6 Yaş 184 232,96±377,85 178,00 287,92

Page 38: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

35

Tablo XII: Yaş gruplarına göre IgG, IgM, IgA, IgE persantil dağılımları

Percentiles

5 10 25 50 75 90 95

IgG

1Yaş 133,65 340,6 482 646,5 856,75 1313,5 1474

2Yaş 473,6 555,9 662 799,5 901,75 1066,6 1117,8

3 Yaş 524 646 709 825 952 1067 1110

4 Yaş 562,5 599,5 709 869 951,5 1043 1069,75

5 Yaş 461,45 641 790,75 1020 1169,25 1316,4 1572

6 Yaş 657,75 726 884,25 1050 1227,5 1421,5 1584,5

IgM

1Yaş 41,55 51,4 65,75 97,5 127,5 175,5 229

2Yaş 43,7 59,8 83,75 101 130 155,5 204,3

3 Yaş 49 60 71 88 127 169 185

4 Yaş 65,25 70,5 88,25 110 143 188 210,25

5 Yaş 57,85 75,9 100 117 137 189,5 235,75

6 Yaş 47,75 62,5 90 117 144,75 178 198

IgA

1Yaş 10,85 14,7 21,25 38,5 69,5 129,5 158

2Yaş 19,155 24,9 30 49,5 63,5 80,4 120,35

3 Yaş 23 35 54 74 91 120 127

4 Yaş 14,75 34 63,5 79,5 97,25 110,5 139

5 Yaş 46,615 50,9 79,75 103 156 197 235,05

6 Yaş 15,25 44,5 82,25 119,5 157,75 232 266

IgE

1Yaş 2 2 6,25 20 43 135 259,75

2Yaş 3,95 7,7 26,25 45 90,75 229 639,05

3 Yaş 4 9 36 82 233 634 1108

4 Yaş 4 9,5 22,25 71,5 159,75 658 1663

5 Yaş 4,766 19,6 36 97 196,25 387,5 635,45

6 Yaş 6 11,5 37,5 90 233 691 988

Page 39: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

36

Yaş gruplarına göre immün globulin değeri ortalamaları incelendiğinde, tüm yaş

gruplarının (1, 2, 3, 4, 5 ve 6 yaş grupları), IgM ortalamaları arasında istatistiksel olarak

anlamlı farklılık gözlenmezken (p=0,686); IgG ortalamaları (p=0,0001), IgA ortalamaları

(p=0,0001) ve IgE ortalamaları (p=0,011) arasında istatiksiksel olarak anlamlı farklılık

saptanmıştır. Yaş arttıkça IgG, IgA ve IgE ortalamalarının anlamlı şekilde arttığı tespit

edilmiştir (Tablo XIII).

Tablo XIII: Yaş gruplarına göre IgG, IgM, IgA, IgE ortalamaları

IgG IgM IgA IgE

1Yaş 706,89±379,54 107,82±63,11 54,42±43,86 45,98±76,19

2Yaş 798,69±185,37 108,16±41,40 54,83±39,96 132,25±348,72

3 Yaş 845,44±176,24 126,28±180,18 73,16±30,03 210,31±324,66

4 Yaş 840,18±153,56 119,91±43,76 79,59±30,80 226,35±483,04

5 Yaş 992,5±257,64 124,34±43,82 116,48±55,55 165,88±216,19

6 Yaş 1080,73±305,53 118,93±43,83 134,71±146,36 232,96±377,85

F 22,19 0,62 9,55 3,04

p 0,0001 0,686 0,0001 0,011

Çalısmaya dahil edilen olgular arasında toplam 11 cocukta IgA eksikliği tespit

edilmiştir. Sık tekrarlayan sinopulmoner enfeksiyonlar sebebiyle başvuran hastalar arasındaki

IgA eksikliği sıklığı %2.7 olarak bulunmuştur. IgA eksikliği saptanan 11 olgunun 5’inin kız

(%45,5), 6’sının erkek (%54,5) ve yaş ortalamalarının da 4,45±2,02 yıl olduğu görülmüştür.

IgA eksikliği tespit edilen hastaların yaş, cinsiyet ve immünglobulin düzeyleri Tablo XIV’de

özetlenmiştir.

Olgular yas gruplarına göre gözden geçirildiğinde; 1 yaşında 1 (% 9.10), 2 yaşında 2

(%18.20), 3 yaşında 1 (% 9.10), 5 yaşında 1(%9.10), 6 yaşında 6 (%54,5) olgunun saptandığı;

6 yaş grubunda belirgin bir yüksekliğin olduğu tespit edilmiştir (Grafik 4).

Page 40: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

37

TABLO XIV: Selektif IgA eksikliği saptanan olguların yaş, cinsiyet ve immünglobulin

düzeyleri

cinsiyet

Yaş E:1 K:2 IgG IgM IgA IgE 6 2 2008 156 3 276 6 2 1504 171 1,8 2 5 1 451 77 1,3 0,32 6 1 1597 96 0,1 1,2 2 1 965 89 3,1 8 6 2 1354 139 0,4 3 6 2 1599 191 1,7 128 1 1 1 1 0,4 0,1 6 1 1356 143 2,1 813 3 1 709 79 1,1 4 2 2 802 89 2,9 16

9,10%

18,20%

9,10% 9,10%

54,50%

0%

10%

20%

30%

40%

50%

60%

1Yaş 2Yaş 3 Yaş 5 Yaş 6 Yaş

<5 IgA

Grafik 4: Selektif IgA <5 mg/ dL saptanan olguların yaşlara göre yüzde oranları

Page 41: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

38

IgA düzeyi 5 mg/dL’ den düşük olan (IgA <5 (mg/dL)(izole IgA eksikliği) olgularla,

IgA düzeyi 5’den büyük olan (IgA >5 mg/dL) olguların yaş ortalamaları ve cinsiyet arasında

istatistiksel farklılık gözlenmemiştir (p=0,663). (Grafik 5 ve Tablo XV)

01020304050607080

<5 IgA >5 IgA

Erkek Kız

Grafik 5: IgA <5 mg/dl IgA n:11, I gA >5 mg/dl n:398 IgA eksikliği saptanan ve saptanmayan

olguların cinsiyet dağılımı

Tabl o XV: IgA gruplarının yaş ve cinsiyet dağılımları

IgA<5 mg/dl (n:11) IgA>5 mg/dl (n:398) p

Yaş 4,45±2,02 4,2±1,94 t:0,44 0,663

Cinsiyet

Erkek 6 (%54,5) 249 (%62,6)

χ²:0,29 0,588 Kız 5 (%45,5) 149 (%37,4)

Selektif IgA eksikliği saptanan olgularla saptanmayan olguların, diğer immunglobulin

düzeyleri karşılaştırıldığında, IgM (p=0,803) ve IgE (p=0,494) ortalamaları arasında istatistiksel olarak

anlamlı farklılık gözlenmemiştir. Ancak, İzole IgA eksikliği saptanmayan grubun IgG ortalamaları, İzole

IgA eksikliği saptanan olgulardan istatistksel olarak anlamlı derecede düşük bulunmuştur (p=0,049).

Tablo XVI: Selektif IgA eksiliği saptanan ve saptanmayan olguların diğer immünglobulin ortalamalarının

karşılaştırması

Page 42: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

39

IgA<5 mg/dl n:11 IgA>5 mg/dl n:398 T p

IgG 1122,36±591,37 933,85±301,71 1,98 0,049

IgM 111,91±54,13 117,31±71,37 -0,25 0,803

IgE 113,78±247,28 186,08±347,38 -0,69 0,494

Ek olarak, izole IgA eksikliği saptanan olgularla, saptanmayan olguların lökosit,

hemoglobin, CRP, ALT, AST değerleri karşılaştırılmış; gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı

farklılık gözlenmemiştir (sırasıyla: p=0,816, p=0,520, p=0,984, p=0,188, p=0,61).

TABLO XVII: İzole IgA eksikliği saptanan ve saptanmayan olguların kan değerlerinin

karşılaştırılması

IgA < 5mg/dl n:11 IgA >5 mg/dl n:398 t p

Lökosit 12560,91±4477,58 11075,02±21144,61 0,23 0,816

Hemoglobin 11,09±0,94 11,36±1,39 -0,64 0,52

Trombosit 326727,3±93238,50 345948,7±113476,20 -0,56 0,578

CRP 7,91±5,92 8,03±19,10 -0,02 0,984

Açlık Kan Şekeri 81,73±7,14 86,37±8,33 -1,83 0,068

Üre 24,91±3,96 23,84±4,99 1,02 0,144

Kreatinin 0,28±0,05 0,30±0,09 -0,76 0,451

ALT 17,00±7,06 18,38±9,01 -0,50 0,616

AST 25,36±5,37 28,98±9,04 -1,32 0,188

Ayrıca IgG değerleri ile IgM, IgA ve IgE değerleri arasında (p=0,0001); IgM

değerleri ile IgG, IgA değerleri arasında(p=0,002, p=0,0001); IgA değerleri ile IgG, IgM

değerleri arasında (p=0,002, p=0,0001); IgE değerleri ile IgG değerleri arasında(p=0,003);

IgE değerleri ile yaş değerleri arasında(p=0,001) pozitif yönde istatistiksel olarak anlamlı

korelasyon gözlenmiştir.

Page 43: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

40

Tablo XVIII: immünglubilinlerin grupları arasındaki değerlerinin istatiksel karşılaştırması

IgG IgM IgA IgE

IgG

r 0,247 0,338 0,148

p 0,0001 0,0001 0,003

IgM

r 0,247 0,156 0,041

p 0,0001 0,002 0,409

IgA

r 0,338 0,156 0,064

p 0,0001 0,002 0,194

IgE

r 0,148 0,041 0,064

p 0,003 0,409 0,194

Yaş

r 0,457 0,057 0,318 0,167

p 0,0001 0,252 0,0001 0,001

Page 44: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

41

TARTIŞMA

Primer immün yetmezlikler içinde, en sık rastlanan humoral immün yetmezlik, IgA

eksikliğidir. Hastalık prevalansı 1/223 ile 1/1000 arasında değişmektedir. Bu hastalar

asemptomatik olabildiği gibi, sık tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonları ile de karşmıza

gelebilir. Çocukluk yaş grubunda yineleyen enfeksiyonlann varlığında, özellikle bu

enfeksiyonlar beklenenden ağır seyrediyor; antibiyotik tedavileri ile tarn düzelme olmuyor;

uzamış antibiyotik tedavilerine gereksinim gösteriyor ve kronikleşiyor ise immun sistem

fonksiyonlarının değerlendirilmesi önem kazanmaktadır. IgA, mukozal immünite için çok

önemli bir elamandır. Bazı araştırmalara göre, IgA eksikliği olan hastaların %3’ünde, salgısal

IgA’nın normal miktarlarda yapılmakta olduğu belirlenmiştir. Selim ve stabil bir hastalık olarak

bilinen ve yıllarca ‘selektif IgA eksikliği’ olarak kullanılan tanımlama, son yıllarda yineleyen

otit ve pnömoni hastalıkları ile hastaneye yatırılan ve kötü seyreden olguların saptanması

nedeniyle, sadece ‘IgA eksikliği’ olarak kullanılmaya başlanmıştır (19). IgA eksikliği tanımını

yaparken en sık kullanılan kriterler, Hong ve Aman’ın kriterleridir (50). IgG ve IgM

değerlerinin normal ve/veya yüksek, ancak serum IgA düzeylerinin 5 mg/dl veya 0.5 g/L’ nin

altında olması ‘izole IgA eksikliği; IgA düzeylerinin 5mg/dl’den fazla fakat yaşa göre ortalama

düzeyin 2 derivasyon altında olması ise ‘parsiyel IgA eksikliği’ olarak tanımlanmıştır (50) .

Sağlıklı kan dönürlerinde, IgA eksikliği sıklığı sırasıyla, İspanya’da en yüksek: 1/163,

Amerika’da biraz daha düşük 1/328, Çin’de 1/2600, Japonya’da da en düşük (1/18.500) olacak

şekilde etnik farklılıklar göstermektedir.(19, 98, 99, 100, 111). Ülkemizde sağlıklı bireyler

arasında yapılmış böyle genel bir tarama çalışması bulunmamaktadır. Ancak Ertekin V. ve

arkadaşları, Erzurum’da sağlıklı okul çocukları arasında rastgele seçtikleri 96 çocukta IgA

düzeylerini incelemişler ve IgAeksiliği olan olgu saptamadıklarını bildirmişlerdir (113).

Konuyla ilgili literatür gözden geçirildiğinde, sık tekrarlayan enfeksiyonu tespit edilen,

astım ya da immünoloji polikliniklerinden takipli hastalar üzerinde yapılan çalışmaların daha

çok olduğu görülmüştür. Litzman J. ve arkadaşları, Cekoslavakya’da yaptıkları bir çalışmada,

5310 sağlıklı kan donöründe IgA eksikliği prevalansını % 0.24 oranında bulurken, sık

tekrarlayan enfeksiyonu saptanan hastalarda bu sonucun %1.5 gibi bir değere yükseldiğini

saptamışlardır(101). Munoz -Lopez F. ve arkadaşları immün-alerjik servisde 2650 çocuğun

serum örneklerini incelendikten sonra 24 selektif IgA eksikilği olgusu saptadıklarını;

Page 45: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

42

dolaysıyla IgA eksikliği prevalansını %0.905 oranında hesapladıklarını bildirmişlerdir. Sahni S,

Woodford G, ve Chandra R, Kanada’da yaptıkları çalışmalarında, pediatrik immünoloji

polikliniğinden takipli çocuklar arasında, bir yıl içinde sık tekrarlayan enfeksiyon tanısıyla

izlenen 140 hastanın 21’inde selektif IgA eksikliği saptadıklarını; yani selektif IgA eksikliği

sıklığını %15 gibi son derece yüksek bir oranda bulduklarını bildirmişlerdir (112).

Ülkemizden yapılan çalışmalara baktığımızda, Güneşer ve arkadaşları, yineleyen

solunum yolu enfeksiyonu olan çocukların % 6.5’i gibi yüksek bir kısmında, IgA eksikliği

saptamışlardır(103). Camcıoğlu Y’nin tez çalışmasında, 5 yıl içersinde immünoloji

polikliniğinden, tekrarlayan enfeksiyonlar nedeniyle takip edilen olgular arasındaki IgA

eksikliği sıklığı %1.4 olarak tespit edilmiştir (108). Bizim çalışmamızda da bu oran,

Camcıoğlu’nun çalışmasına yakın şekilde %2.7 olarak saptanmıştır.

Burgio ve arkadaşları IgA eksikliği saptadıkları 50 çocuğun %70’nin serum IgA

düzeyinin 2.5 IU/ml’ den düşük, yani; %30’unun parsiyel IgA eksikliği (serum IgA yaşa göre

10. persentilin altında) olduğunu bildirilmiştir(97) Bucley, Dees ve arkadaşları ise izole IgA

eksikliği sınırı olarak serum IgA düzeyinin10 mg/ dl ve altında olmasını tanımlamışlardır (53).

Selektif IgA eksikliğinin, erkek cinsiyette ve B Rh – kan gruplu kadınlarda daha sık

görüldüğüne dair bilgiler bulunmaktadır (14). Benzer şekilde bizim çalışmamızda da olguların

% 62,3’ü gibi daha yüksek bir kısmını erkek cinsiyet oluşturmaktaydı.

Morell ve ark. yaptıkları çalışmalarında, IgA eksikliği tespit ettikleri hastalarının

%85’inin yineleyen enfeksiyonlar ve özellikle de solunum yolu enfeksiyonları nedeniyle

kendilerine başvurduğunu belirtmişlerdir. Tezcan ve ark. da benzer şekilde, IgA eksikliği tespit

ettikleri hastalarının %60’ının, hafif ile ağır arasında değişen alt ve üst solumun yolu

enfeksiyonları nedeniyle kliniklerine başvurduklarının saptandığını bildirmişlerdir (104).

Bizim çalışmamızda ise çalışma grubumuzun tamamı sık tekrarlayan üst ve alt solunum yolu

enfeksiyonları nedeniyle polikliniklerimize başvuran hastalardan oluşmuştu.

IgA eksikliği olan bazı kişilerde tekrarlayan enfeksiyonlar görülürken bazılarında

görülmemesi, pek çok araştırmacı için çalışma konusu olmuştur. İlk olarak Oxelius (63) ve

daha sonra başkaları, çeşitli çalışmalarda, bu durumu, IgA eksikliğine eşlik eden Ig G2, Ig G4

veya daha nadir olarak Ig G3 ve/veya IgGl eksikliği ile açıklamaya çalışmışlardır. Bu

Page 46: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

43

çalışmalarda, IgA eksikliginde, eşlik eden IgG alt grup eksikligi insidansi %20-35 dolaylarında

bulunmuştur ( 63, 68,106). Ülkemizden yapılan çalışmalarda, Tezcan ve arkadaşları, 11 IgA

eksikligi olgusunun 2'sinde Ig G2-G4, l' inde IgG2 ve 2' sinde de Ig G4 eksikligi

saptadıklarını bildirmişlerdir (107). Yıldız ve arkadaşlarının çalışmasında da 2 olguda IgG2, 3

olguda IgG3 , 5 olguda IgG4, 2 olguda IgG2-G4, l olguda IgG3-G4 eksikliği birlikte olmak üzere,

olgularının %38'inde IgG alt grup eksikliği saptanmış ve bu oran literatür verileri ile uyumlu

olarak değerlendirilmiştir (108). Bizim çalışmamızda, IgG subgrupları çalışılamamış ancak

çalışılabilen diğer İmmünglobulin düzeylerine bakılarak sadece 1 (% 9) olgumuzda eşlik eden

immün yetmzlik hastalığı görülmüştür.

Tüm bu tartışmalara rağmen, IgA eksikliğinin, tekrarlayan enfeksiyonlarda tek başına

bir neden olabileceği ancak tekrarlayan enfeksiyonların sıklığında esas belirleyicinin,

patojenik materyale maruz kalma sıklığı olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle hijyeni

kötü olan toplumlarda klinik olarak tekrarlayan enfeksiyonların görülme sıklığının, gelişmiş

toplumlara göre daha fazla olduğu tesbiti yapılmıştır. Birçok araştırmacı, atopinin (allerjik

rinit, astim) IgA eksikliğinde yüksek sıklığına dikkati çekerek, hastaların 1/3 ila 1/2'si gibi

önemli bir kısmında topik hastalığın bulunduğunu belirtmişlerdir(72,73). IgA eksikliğinde kişi,

çevresel antijenlerin ve alerjenlerin, sistemik irnmün sisteme ulaşmalarını sınırlandıramamakta

ve böylece allerjiye sebep olacak IgE yanıtı vermektedir. Genel olarak IgA eksikliği ve allerjisi

olan kişilerde, IgE seviyeleri yüksek olarak saptanmaktadır (79) . Bizim çalışmamızda, IgA

eksikliği tespit edilen grupta sadece 1 (%9) olguda IgE düzeyi yüksek bulunmuştur. Bu düşük

oranın, başlangıçta hasta seçerken, astım ve atopi tanılı hastaların çalışma grubuna dağil

edilmemesine bağlı olabileceği düşünülmüştür.

IgA eksikliğinde mukozal antijenler fazla miktarda emilir ve antijnlerin dolaşımdaki

düzeyi hızla artar. Mukozal antijenler, immün denetim için gerekli olan mukozal lenfoid

dokuları uyaramadan, doğrudan doğurya sistemik lenfoid dokuları uyarmaktadır. Böylece, self

antijenlerle çapraz reaksiyona girebilecek antijenlere karşı uygun olmayan immun yanıt

gelişebilmekte ve otoimmün hastalıklara da IgA eksikliğinde daha sık rastlanabileceği

düşünülektedir. Ancak bu görüşü desteklemeyen çalışmalar da mevcuttur. Kütükçüler N. ve

arkadaşları, Ege Tıp Fak.’de yürüttükleri çalışmalarında 2-6 yaş arası IgA ve IgG-subgrup

eksikliği saptadıkları 70 çocuk arasında atopi sıklığını %24 olarak saptadıklarını ancak hiç

otoimmün hastalık geliştiren olgularının bulunmadığını, bildirmişlerdir (114 ). Bizim

çalışmamızda da otoimmün hastalık geliştiren olgu saptanmamıştır.

Page 47: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

44

Sonuç olarak baktığımızda, çalışmamızda, tekrarlayan enfeksiyon şikayeti ile başvuran

olgulardan seçilen 409 kişilik çalışma grubunda IgA eksikliği sıklığı %2.7 olarak tespit

edilmiştir. Bu duruma eşlik eden ek immün yetmezliği olan olgu sayısının sadece 1 (% 9 )

olduğu saptanmıştır. Yani IgA düşüklüğü saptanan olguların % 9’ nin selektif IgA yetmezliği

idi. Buradan yola çıkarak, IgA eksikligindeki tekrarlayan enfeksiyonların tek açıklamasının IgA

eksikliğiyle beraber olan IgG alt grup eksikliği olmayacağı; tek başına IgA eksikliğinin,

tekrarlayan enfeksiyonlarda yeterli bir neden olabileceği düşünüldü. Ayrıca, polikliniklere sık

hastalanma şikayeti ile getirilen çocuklara yaklaşımda, IgA eksikliğinin unutulmaması

gerektiği vurgulanmak istendi.

Page 48: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

45

ÖZET Hastanemizin 1.Çocuk Polikliniklerine, 2006 -2008 yılları arasında, sık tekrarlayan

sinopulmoner enfeksiyonlarla başvuran 1-6 yaş grubu çocuklarda, IgA eksikliği oranının

saptanması amaçlandı. Bu amaçla, daha önce tanı almış bilinen kronik ve/veya oto immün

hastağı olan; astımı olan, antikonvulsif ilaç kullanan ve 6 yaşından büyük olan hastalar hariç

tutulmak üzere, Paradise kriterlerine göre sık tekrarlayan enfeksiyonları saptanmış 409 çocuk

çalışmaya dahil edildi. Tüm olguların hemogram, CRP, glikoz, üre, kretinin, ALT, AST,

IgA, IgM, IgE, IgG tetkikleri yapıldı. Selektif IgA eksikliği, (Hong ve Amman tanımına

göre), IgG ve IgM değerlerinin normal ya da yüksekken; serum IgA düzeyinin 5 mg/dl veya

05g/l’nın altında bulunması olarak tanımlandı. Sık tekrarlayan sinopulmoner enfeksiyonlarla

başvuran 1-6 yaş grubu çocuklarda, IgA eksikliği oranı, %2.7 olarak saptandı. Çalışma

grubunun yaş ortalaması 4,2±1,94 idi. Erkek çocuk sayısı 255 (%62,3) kız çocuk sayısı

157(%37,7) olarak bulundu. Kız çocukların yaş ortalaması 4,26±1,95 erkek çocukların yaş

ortalaması ise 4,17±1,93 olarak saptandı. Çalışmaya dahil edilen 409 sık tekrarlayan

sinopulmoner enfeksiyonlu çocuk arasında 11 (%2.6) çocukta selektif IgA eksikliği tespit

edildi. Selektif IgAeksikliği saptanan olguların 5’i kız (%45,5), 6’sı erkek (%54,5) idi. Yaş

ortalaması 4,45±2,02, bulundu Yas gruplarına göre 5 gruba ayrıldı. Olgular 1 yaş arasında 1

(%9,10), 2 yaş 2 (%18,20), 3 yaşında 1 (%9,10) 5 yaşında 1 (%9,10), 6 yaşında ise 6 (%54,5)

olgu olduğu görüldü. Olguların aile öykülerinde benzer hastalık öyküsü olmaması ve

olguların çoğunun erkek cinsiyette olması dikkat çekici bulundu. Ayrıca, polikliniklere sık

hastalanma şikayeti ile getirilen olgulara yaklaşırken, selektif IgA eksikliğinin önemi

üzerinde duruldu.

Page 49: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

46

KAYNAKLAR

1- Conley me, Stiehm ER: Immunodeficiency Disorders: GENERAL Consideration İn

Stiehm ER ( ed ). Immunologıc Dısorders in infant and children. 4th edition. WB Saunders

Company, Pennsylvania, 201- 252 , 1996

2- Ochs HD, Winkelstein J: Disorders of the B- cell system İn Stiehm ER ( ed ) ).

Immunologıc Dısorders in infant and children. 4th edition. WB Saunders Company,

Pennsylvania, 296-338, 1996.

3- Genfald EW. Hayvard AR: Immunodeficiency. In Hay WW, Grroıthus JR, Hayvard AR,

Levin MJ ( eds ) Cuurent Pediatric Diagnosis Ane Treatment. 13th ed. Appleton Lange, 804-

817, 1997.

4- Buckley HR. Primary B- cell diseases. İn Behrman RE, Kliegman R, Artvin AM ( eds ) .

Nelson Textbook of Pediatrics. Wb Saunders, Philadelphia. 567- 570, 1996.

5- Grabar P, Wiliams CA. Methode permettant d’ etude conjugee des proprietes

electrophoretique et immunochemiques d’un milange de protein: application au serum sanguin.

Biochem Biophys Acta 10: 193-194, 1993.

6- Gugler E, Von Muralt G. Über immnuelectrophoretische untersucungen an

Fraunmilchproteinen, Schweiz Med Wochenschr 89 : 925-929, 1999.

7- Chodirker WB, Tomasi TB, Gammaglobulins; quantative relationship in human serum and

nonvascular fluids. Science 142 ; 1080-1081, 1993.

8- Heremans JF. mmunoglobulin A.In Sela M, ed. The Antigens , Vol. II. London,

Academic Press , 365-522, 1994.

9- Kline MW, Sherarer WT: İnfections of the compromised host. In Feigin RD, Cherry JD

(eds ). Textbook of Pediatric Infections Diseases, 4th Edition , Philadelphia, WB Saunders ,

941-953 , 1998.

10- Hughes W. İnfections in the compromised host. İn Behrman RE, Kliegman R, Artvin

AM (eds ). Nelson Textbook of Pediatrics. Wb Saunders, Philadelphia. 733-744, 1996.

11- Amman AJ, Stıehm ER: Antibody(B- cell) immunodeficiency disorders. İn Stites DP,

Terr Al, Parslow TG ( eds ). M edical Immunology 9th edition. Appleton Lange, 332-344,

1996.

Page 50: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

47

12- Hanson IC. Congenital Immunodeficiencies. In Patrcik CC (ed ) Clinical Managemet of

İnfections in İmmunocompromised infants and children, Lippincott Williams & Wilkins,

Philadelphia , 95-110 , 2001.

13- Mills J: Mechanisms of İmmunity of İnfection in Stites DP, Terr Al, Parslow TG( ed )

.Medical Immunology 9th edition. Appleton- Lnage, 679-683, 1996.

14- Cunningham –Rundles C. Disoreders of the IgA System. İn Stiehm ER (ed ). Immunologic

Disorders in infant and children 4th edition. WB Saunders Company, Pennsylvania, 296-338,

1996.

15- Conley ME, Nortarangelo LD, Etzioni A; Diagnostic criteria for Immunodeficiencies. Clin

İmmunol 93; 190-197 , 1999.

16- Fasth A; Primary immunodeficiency disorders in Sweden; cases among children, 1974-

1979. Clin İmmunol 2;86-92 ,1982.

17- Rosen FS, Wedgwood RJ, Eibl M , GriscelliC, Seligman M et al. Primary

İmmunodficiency diseases. Report of a WHO scientist group. Clin Exp Immunol 1995;

(Supl1 ) 1-24.

18- Schafeer FM , Monteiro RC, Volanakis JE, Cooper MD. Selective IgA deficiency.

Immunodefic Rev 1991; 3:15-44.

19- Strober W, Sneller MC; IgA deficiency. Ann A llergy 1991; 66; 5; 363-376.

20- Plebani A, Ugazio AG, Monafo V, Burgio GR; Clinical heterogeneity and reversibly of

selective immunoglobulın A deficiency in 80 children. Lancet; 829-4.1986.

21- Johnston RB. Recuurent bacterial infeection in children. N Engel J Med 310:1237,

1984

22- Lopez M Fleisher T deShazo RD: use and interpretaion of diognostic immunologgic

labotory test. JAMA 268:2970,1996

23- Shonnon DC, Jhonson G, Rosen FS, et al: CelLular reactiviy to Candia Albicans antigen.

N Engl J Med 275: 690, 1996

24- Wheeler JG, Steiner D: Evaluation of hamural responsivensivensin children Pediatr Infect

Dis J 11:304ç 1991

25- Buckley RH: Breakthrounghs in the understanding and therrapy of

primaryİmmunodeficiency. Pediatr Clin North Am 41:665, 1994

26- Burke F, Naylor MS, Davies B, et al: The cytokine wall chart. Immunol Today

14:165,1993

27- Comans-Bittier WM, de Groot R, van den Beemd R, et al: Immunophenotyping f blood

Iymaphocytes in childhood. .J Pediatr 130:388,1997

Page 51: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

48

28- Haynes Bf, Dennig SM: Lymohopoises. Molecular Basis of Blood Disases 2

ed.Philadelphia, WB Saunfers, 1991, pp 425-462

29- Neolle RJ, Roy M, Shepherd DM; et al: A 39-kDa protein on activate hepler T cells binds

CD- 40 and transduces the signal for cognate activation of B cells Proc Natl Acad Sci USA

89:6550, 1992

30- Puck JM: Moleculer and genetic basis of X-Linked immunudeficiency disorders J Clin

Immonol 14:81, 1994

31- Schlossman SF, Boumsell L, Gilks W, et al: Leucocyte Typing V: White Cell

Diferentiation antigens Oxfort, Oxfort University Pres, 1995

32- WHO Scientific Group: Primary immunodeficiency disaseas: Report of a WHO Scientific

Group. Clin Exp Immonol 99:1, 1997

33- Robert Berkov: The Merck manual. Sixteenth.279,1992

34- Ambrisono DM, Black CM, et al: Immunoglobulin G subclass values in healthy black and

white children J Pedat 119:875,1991

35- Whiteside TL: Cytokine measurements and interpretation of cytokine assays in human

disease. J Clin Exp Immonol 14:327, 1994

36- Hannet I, Erkeller –Yüksel F, Lydyard P, Deneys V, DeBruyere M: Develomental and

maturational changes in human bıood lymphocyte subpopulations. Immonol 13: 215, 1992

37- Berger M, Frank MM: The serum complement system. In: Stiehm ER: Immunlogic

disorders in Infants and children 4. ed. Philadelphina,WB Saunders, 1996,p 113

38- Carroll MC, Fischer MB: Complement and the immune response. Curr Opin tmmunol

9:64, 1997.

39- Jonhston RB Jr: The complement system in host defense and inflammation: The cutting

edges of double edged sword. Pediatr Infect Dis J 12:933, 1993

40- Whaley K, Schwaeble W: Complement and complement deficiencies. Semin Liver Dis

17: 297, 1997.

41- Vetrie D, Vorechovsky I, Sideras P, et al: The gene involved in X-linked

agammaglobulinemia is a member of the src family of protein-tyro sine kinases. Nature

361:226, 1993.

42- Tsukada S, Saffran DC, Rawlings DJ, et al: Deficient expression of a b cell Cytoplasmic

trosine kinase in human X-linked agammaglobulinemia ce 72:279,1993

43- PuckJM:MoleculerandgeneticbasisofX-linkedimmunodeficiency disorders. J Clin

Immunol 14:81, 1994.

Page 52: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

49

44- Sayos J, Wu C, Morra M, et al: The X-linked lympnoproliferative -disease gene product

SAP regulates signals induced through the co-reseptor SLAM. Nature 395:462, 1998.

45- Joller PW, Buehler AK, Hitzig Wh. Transitory and persistyent IgA deficiency:

reevaluation of 19 pediatric patients once found to be IgA deficient. J Clin LabImmunol 6:97-

101, 1981.

46- Cunningham- Rundles C. Physiology of IgA ans IgA deficiency. J. Clin. Immunol. Sept.

2000

47- Jersild C, Staub-Nielsen L, Svegaard A. HLA and IgA deficiency in blood donors.

Tissue Antigens 21:80,1983

48- Johns P, Felix-Davies DD, Hawkins CF. Machintosh P, Shadford MF, Stanworth DR,

Thompson RA, Williamson N. IgA deficiency in patients with rheumatiod arthritis with D-

penicillamine or gold (abstract). Ann Rheum Dis. 37:289,1998

49- Van Egmond M, Damen CA, Van Spriel AB, Vidarsson G, Van Garderen E, and Van de

Winkel JGJ. IgA and the IgA Fc receptor. Trends in Immunology 22;4;205-213.2001

50- Hong R, Ammann A,; Disorders of the IgA system, in Immunodeficiency disorders of

infants and children.:Stiehm ER(ed). 4th edition .WB Saunders Company, Pennsylvania, 329-

342; 1989

51- Ammann AJ, Hong R; Selective IgA deficiency: Presentation of 30 Cases and Review of

the Literature. Medicine :50:223;1991

52- Kanok JM, Steinberg P, Cassidy JT, Petty RE, Bayne NK. Serum IgE levels in patients

with selective IgA deficiency. Ann Allergy 41:220-228, 1978

53- Buckley RH. Clinical and immunologic features of selective IgA deficiency. Brith Defects

1975;11:134-41.

54- Mestecky J, McGhee Jr. Immunoglobulin A (Iga): molecular and cellularnteractions

involved in IgA biosynthesis and immune response. Adv.Immunol40:153-245, 1987

55- Delespesse G, Gauset PH, Cauchie CH, Govaerts A. Cellular aspects of selectiveIgA

deficiency. Clin Exp Immunol 1996; 24:273.

56- Hanson LA. Comperative analysis of human milk and blood plasma by means ofdiffusion

in gel methods. Experientia 15:473-474, 1999

57- Hanson LA. Comperative immunological studies f immunoglobulins of humanmilk and

serum. Ant Arch Allergy Appl Immunol 18:241-267, 1991

58- Conley MI, Cooper MD; Mature IgA B cells in IgA deficient patients. New Engl

JMed305;495;1991

Page 53: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

50

59- Atwater JS, Tomasi TB Jr; Supressor cells and IgA deficiency. Clin Immunol

lmmunopathol 9; 379; 1998

60- Hammarstrom L,n Persson MAA, Smith C IE.; Anti-lgA in selective IgAdeficiency in

vitro effects and lgG subclass pattern of human IgA. Scand J Immunol18;509-513;1983

61- Petty RE, Sherry DD, Johanson J; Anti-lgA bodies in pregnancy. New Engl j

Med,313;1620;1985

62- WeemaesC, Van Muster P, Bakkeren J. Immunologic studies in two children of amother

with IgA deficiency and anti IgA antibody. Clin Immunol Immunopathol23;145;1082

63- Oxelius VA, Laurell AB, Lindquist B et al; IgG subclasses in selective IgAdeficiency.

New Engl J Med 304; 1476; 1991

64- Mellander L, Bjorkander J, Carlson B, Hanson LA. Secrotory antibodies in IgAdeficient

and immunosupressed individuals. J Clin Immunol 6;284;1986

65- Sneller MC, Strober W. Abnormalities of lymphokine gene expression in patientswith

common variable immunodeficiency. J Immunol 1990.

66- Koistinen J. Selective IgA deficiency in blood donors. Vox Sang 29:192-202,1975

67- Selective IgA deficiency and autoimmunity Ant Arch Allergy Immunol.

1992;99(l):16-27 Review

68- Cunningham-Rundles C, Oxelius V-A, Good RA. lgG2 and IgG3 subclass deficiency in

the United States. Birth Defects 1983; 19:173

69- De Graeff PA. The TH, van Munster PJ, et al. The primary immune response in patietnts

with selective IgA deficiency. Clin Exp Immunol 1983;54:778

70- Cassidy JT, Petty RE, Sulivan DB. Abnormalities in the distrubition of serum

immunoglobulin concentration in juvenile rheumatoid arthritis. Clin. invest 1973;52:1931

71- Buckley RH, Dees SC. Correlation of milk precitipins with IgA deficiency. N Engl J med.

1999;281:465

72- Plebani A, Monafo V, Ugazio AG, et. Al. Comparison of the frequency of atopic diseases

in children with severe and partial IgA deficiency. Ant Arch Allergy Appl Immunol

1997;82:485

73- Kaufman HS, Hobbs JR. Immoglobulin deficiencies in an atopic population. Lancet

1990:1061

74- Koskinen Slong-term follow- up of health in blood donors with primary selective IgA

deficiency. J Clin Immunol ,1996; 16 ( 3 ): 165-70.

75- Stokes CT, Soothill JF, Turner MW. Immune exlusion is a function of IgA. Nture

1995;225:745.

Page 54: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

51

76- Matthew DJ, Taylor B, Norman AP, Turner MW, Soothill . Prevention of eczema.

Lancet 1997;321.

77- Goshen E, Livne A, Krupp M, Hammerström L, Dighiero G, Slors H, Shoenfeld Y. A

ntinuclear and related autoantivbodies in sera of healthy subjects with IgA deficiency. J A

utoimmun 1999;2,51-60.

78- Polmar SH, Waldmann TA, Terry WD. The relationship of IgA and IgE deficiency. Birth

Defects Orig Artşc Ser. 1995;11 ( 1 ) : 147-50.

79- Kersey JH, Shapiro RS, Filipovich AH. Relationship of ımmunodeficiency to lymphoid

malignanacy. Pediatr Infect Dis J ( suppl ) 7:10-12:1998.

80- Cunnigham –Rundles C, Braindeis WE Safai B, O’Reilly R, Day NK, Good RA.

Selective IgA deficiency and cieculating immnue complexes containing bovine proteins in a

child with chronic graft vs. hot disease. Am J Med 67:883-889, 1999.

81- Strober W, Blease RM , Waldman TA. The origin of salivary IgA J lab Clin Med.

1990;75;856.

82- Hanson LA, Bjorkander J, Carlson B, Roberton D, Söderström T. The heterogenetiy of

IgA deficiency. J Clin Immunol 1998;8: 159-161.

83- Strober W, Wochner RD, Barlow MH, Mcfarlin DE, Waldman TA. Immunoglobulın

metabolism in ataxia talangiectasia. Jclin invest 1968;47:1905-1915.

84- Vyas GN, Perkins HA, Fudenberg HH. Anaphloctoid transfusion reactions associated

with Anti-IgA Lancet 1998;2;312.

85- Björkander J, Hammarström L, Smıth CL, Buckley RH, Cunnigham –Rundles C,

Hanson LA. Immunoglobulin prophlaxis in patients with antibody deficiency syndromes and

Anti-IgA antibodies. .J Clin Immunol 1997;7:8.

86- Buckley RH: breakthroughs in the understanding and therapy of primary

ımmunodeficiency. Pediatr Clin North Am 41:665,1994

87- Buckley RH, Schiff RI: The use of Immunoglobulin Immunodeficiency disease N Engl

Med 325.665,1994

88- Dircoll DA Budarf ML Emanuel BS: A genetic etiolog for DiGeorge Syndrome:

Consistent deletions and microdeletionns of 22q11. Am J Genet 50.924,1992

89- Arnaize-Villena A, Timon M, et al: brief report: Immunodeficiency caused by mutations

in the gene encoding the CD3 subinit of T Lymphocyte. N Engel Med 327:529,1992

90- Elder ME, Lin D, Clever J, et al: Human severe combinede: Immunodeficiency due to

defect in ZAP-70, T cell trosine kinase. Science 264:,199,1996

Page 55: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

52

91- Buckley RH, Schiff RI, Schiff SE, et al: Human severe combined

immunodeficiency (SCID): Genetic and functional diversity in 108 infants. JPediatr 130:378,

1997

92- Gilad S, Ctaessa L, Khosravi R, et al: Genotype-phenotype relationship in ataxia

telangiectasiaand variants. Am J Hum Genet 62:551, 1998.

93- Fischer A, Malissen B: Natural and engineered disorders of lymphocyte development.

Science 280 : 237, 1998.

94- Johnston RB Jr: Function and cell biology of neutrophils and mononuclear phagocytes in

the newborn infant. Vaccine 16:1363, 1998.Borish L, Rosenwasser LJ: Update on cytokines. J

95- Allergy Clin Immunol 97:719, 1996

96- Behrman: Secondary immunodeficiency. Nelson textbook of pediatrics.^* ed.

13:588,2000.

97- Burgio GR, Duse M, Monafo V, Ascione A, Nespoli L.Selective IgA deficiency: clinical

and immunological evaluation of 50 pediatric patients. Eur J Pediatr 1980 Mar;133(2):101-6

98- Sandier SG, Trimble J, Mallory DM.Coexistent IgG2 and IgA deficiencies in blood

donors. Transfusion Mar; 36(3):256-8,1996

99- Kanoh T, Mizumoto T, Yasuda N, Koya M, Ohno Y, Uchind H, Yoshimura K,

Ohkubo Y, Yamaguchi H. Selective IgA deficiency in Japanese blood donors:

Frequency and statistical analysis. Vox Sang 50:81-86,1996

100- Koskinen S.Long-term follow-up of health in blood donors with primary selective

IgA deficiency. J Clin Immunol May; 16(3): 165-70,1996

101- Litzman J, Sevcikova I, Stikarovska, Pikulova, Lokaj J; IgA deficiency in Czech

healty individuals and selected patient groups. Int Arch Allergy Immunol 2000

102- Munoz-Lopez F, Ballesta Martinez F, Martin Mateos MA. Selective IgAdeficiency.

Immunologic and cytogenetic studies. Allergol Immunopathol 1997 Nov-Dec:5

103- Guneser S, Antmen Bi Altintas D, Yilmaz M. The frequency of IgG subclass deficiency

in children with recurrent respiratory infections. Turk J Pediatr; 38(2):161-168,1996

104- Morell A, Muehlheim E, Schaad U et al. Susceptibility to infections in children with

selective IgA and IgA-IgG subclass deficiency. Eur J Pediatr 1996; 145:199

105- Colm J, O'loughlin MB, MRCP, Jason Taylor BS, Umaprasanna S, Karnam MD, Robert I

Goldberg MD. Duedenal nodular lymphoid hyperplasia caiused by giardiasis infection in a

patient with selective IgA deficiency. Am J Gastr 2002; 97,:210-211

Page 56: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

53

106- Don M, Roberton MD, Colgan T, Ferrante A, Jones C, Mermelstein N, Sennhauser F. IgG

sublass concentration in absolute partial and transient IgA deficiency in -childhood. Pediatr

Infect Dis J s41-45; 1990

107- Tezcan I, Ersoy F, Sanal O. IgG subclasses in syptomatic IgA deficiency. Turk J Pediatr

34:1-4; 1992

108- Camcıoğlu Y semtomatik IgA eksikiği 2000

109- Zenone T, souquet PJ, Cunningham_Rundles C, Bernard JP Hondgkin’s disase Associated

with IgA and IgG subclass deficiency. j intern Med 1996 Aug: 240(2):9, 10

110- Emin Ünüvar.Çocuk Enf Derg 2007; 1: Özel Sayı 1; 43-5) Paradise JL, Bluestone CD,

Colborn DK, et al step dergisi • cilt 12 • sayı 7 • 253, 2003 •

111- Chan Yuk-tat, Eric*, Lau Yu-Lung Primary Immunodeficiency - Clinical Suspicion

And Laboratory Investigations Hong Kong Practitioner 17 (1) January 12-16,1995.

112- Sahni, M.D,, G. Woodford, M.D. and R.K. Chandra, M.D. : Selective IgA deficiency

Indian J Pediat 49 : 371-375, 1982

113- V. Ertekin, M.A. Selimo¨lu, F. KardaÍ and F. Akçaycreening of healthy school children

aged 6–17 years old forimmunoglobulin A deficiency in eastern Turkey uropean Journal of

Clinical Investigation 34(10), 716, 2004

114- Esen Demir, Remziye Tanaç, Mahmut Çoker, yineleyen üst solunum yolu enf. IgA

eksiklği, Türkiye Klinikleri J Pediatr13:238-241, 2004

Page 57: İMMÜNGLOBULİN A EKSİKLİĞİ - · PDF fileÖNSÖZ Bize huzurlu, modern ve demokratik bir çalışma ortamı sunduğu için hastanemiz başhekimi Prof. Dr. Yusuf ÖZERTÜRK’ e

54