İnanç-Kültür ilişkisi ve Türk Kültürü - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01949/2005_21/2005_21_OZDENHO.pdf · Gökalp, Türkçülüğün Esasları, s. 25, 96; Kaplan, Mehmet,

Embed Size (px)

Citation preview

  • : Dini Aratnnala; Cilt: 7, s. 2, ss. 117-34.

    nan-Kltr ilikisi ve Trk Kltr Asndan Deerlendirilmesi*

    H. mer ZDEN ABSTRACT

    117

    There is connection between religions belief and culture. Religion is effective in to be formed and deveZaping of culture in same time alsa culture is effective understanding and to give meaning to religion.

    If between culture and religion is harmony, the n this two subject can be together. KEYWORDS: Culture, Religion, Turkish Culture, Belie}; Culture and Religion.

    Kltr

    Dier varlklar gibi tabiatn ayrlmaz bir paras olan insan, alglann de-erlendirip karlatrma, analiz ve sentezler yoluyla soyutlamalar yapmas, eitli kategoriler kullanarak tek tek kelimelerden kavrarnlara ulamasyla dier canllardan farkldr. nsan, en nemli ayrm olan dnme zelliiyle zihinsel faaliyetlerde bulunur, Platon'un ifadesiyle "toplum dzeni''1 iin-de yaayarak Aristo'nun deyimiyle "siyasal canl"2 haline gelir ve dolaysyla da hem kendi cinsinden varlklarla, hem kendinden farkl varlklarla, hem de dorudan doruya doayla iletiim kurabilir, btn bunlar sonucunda da 'kl-trel varlk' haline gelir. O halde insan, dnceden yola karak kltr mey-dana getirebilen bir varlktr. yleyse kltrel varlk olmak ne demektir?

    nsan trnn yakn cinsi olan hayvanla; her eyi igdsel olarak yap-tklar iin insandan baka canllarn, igdsel olarak rettiklerini kltr erevesi iinde deerlendiremeyiz. Bunlar kltr olmad gibi, insann doal olarak yapmak zorunda olduu davranlaryla, irade d! hareketlerinin so-nularn da kltr kapsam ierisine alamayz. nsann uyumas, uyanmas, ocuk sahibi olmas gibi doal durumlar, kltr kapsami ierisinde deerlen-

    * Bu makale, .Ekim ve 3 .Ekim 2004'de Artvin'in Ardanu ve avat ilelerinde sunduum "Dini nan ve Kltr" isimli konferans ile 3 Nisan 2004 tarihinde Diyanet leri Bakanl Erzurum Mehmet Nuri Ylmaz (Dadakent) Eitin Merkezi'nde sunduum "Kltrel Mira-sn Yorumlanmas ve Deerlendirilmesinde Dinin Yeri" isimli konferanslarn gelitirilmi eklidir.

    ** Do. Dr., Atatrk niversitesi laliyat Fakltesi, Felsefe Tarihi Anabilin Dal. Platon, Devlet, eviren: Sebahattin Eybolu-M. Ali Cimcoz, Bankas Yaynlar, stanbul,

    999, 369 b,c. 2 Aristoteles, Politika, eviren: Mete Tunay, Remzi Kitabevi, 5. Bask, stanbul, 2000, s. 9.

  • llS DN ARATIRMALAR

    dirilemez. Yani kltr, "biyolojik kahtm yoluyla elde edilmez, renilir."3 O halde, insann sadece duygu, dnce, akl, zevk, tecrbe vb. ile elde ettii, kendi istei ile ortaya koyduu bilinli yapp etmeler, davranlar, faaliyetler ve bunlann sonucunda elde edilen rnler iin kltr terimini kullanabili-riz. Baka trl ifade edecek olursak killt; insann doutan getirdii bir zellik olmayp, yaadklarndan, rendiklerinden ve tecrbelerinden elde ettii bil-gi birikiminin hayata aktanlmas demektir. Canllar arasnda bunu ancak, in-san baarabilmektedir. Bu bakmdan yalnzca insan, 'kltrel varlk'tr.

    nsan kltrel varlk yapan, sadece duygu ve dnceleri erevesindeki bilinli hareketleri de deildir; bunlarn yannda, deer alanlan oluturmasdr. Bu deer alanlarn oluturan da yine insann kendisidir. Buradaki de-er, insann akln, duygu ve dncelerini, inancn, zevkini, hayallerini ve bilgisini kullanarak ortaya koyduu yapp-etmeleri ve eylemlerinden elde ettii tm maddi ve manevi rnler ve bunlara ykledii anlamlan tamaktadr. Demek ki insan, Aristo'nun da belirttii gibi ellerini kullanarak rettii maddi veya manevi deerlerle bir kltr varl olmaktadr.4

    Bu aklamalar dikkate alndnda kltrn, insann btn bir hayatn, kendisi ve evresiyle ilgili olan her eyi kapsad grlmektedir. nsan ha-yatnn her safhas ile ilgili bir kavram olduundan dolay da tek bir tanmndan sz etmek mmkn olmad gibi, kapsayc bir tanmn vermek de ko-lay grnmemektedir. Bu tanmlama zorluu, kltrn, birok bilim dalnn ilgi alanna girmesine bal olabilecei gibi, ereve bir kavram olmasndan da kaynaklanabilir. ereve kavramlarn ii zor doldurulduu iin subjektif nitelikli olmaktan da uzak deildirler. Bu bakrndan her kltr tarifi, hem eksiktir, hem de herkesin kabul edebilecei, genel-geer nitelikli deildir.

    Bu zorluklanna ramen, kltrle ilgilenen her bilim adam, konuya ken-di bak asndan bir tanm yapmaktan da sakrmam ve dncelerini bu tanm dorultusunda gelitirmitir. Dolaysyla kltrn, deiik bilim dal-arna gre yaplm birok tanm bulunmaktadr.5 Burada Haviland'n, "uy-gulandklan takdirde yelerinin uygun ve kabul edilebilir sayd eylemler yelpazesinde yer alabilen davranlar retebilen kurallar ve standartlar k-mesidir''6 eklindeki kltr tanmyla, Mmtaz Turhan'n kltr, konumuz asndan belirleyici nitelikte olduunu syleyebileceimiz, bir toplumun sahip olduu maddi ve manevi degerierden meydana gelen ve toplumda var olan her tr bilgi, ilgiler, alkanlklar, deer lleri, genel tutum, gr ve zilriyet ile her tr davran biimini iine alan bir btn7 tarzndaki deerlendirmesine yer vermek yeterli olacaktr.

    3 Haviland, Wlliam A, Kltrel Antropoloji, eviren: Hsamettin na-Seda ifti, Kakns Yaynlan, stanbul, 2002, s. 71.

    4 Birand, Kamran, lk a Felsefesi Tarihi, Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Yaynlan, Ankara, 1987, s. 83.

    s Tanunlar iin bkz. Turhan, Mmtaz, Kltr Deimeleri, Marmara niversitesi lahiyat Fa-kltesi Vakf Yaynlan, stanbul, 1987, s. 36-38.

    6 Haviland, Kltrel Antropoloji, s. 64. 7 Turhan, Kltr Deimeleri, s. 48.

  • H. MER ZDEN 119

    Buraya kadarki ifadeleri dikkate aldmz zaman kltrn "hayat ya-anmaya deer yapan ey''8 olduu grlmektedir. Erol Gngr'n de be-lirttii gibi "kltr, bir inanlru:; his ve heyecanlar bi.i.tndr."9 Bu bakmdan kltr, yaanan hayatla i iedir; hayatn her alanyla ilgilidir ve en nemlisi kltr, insana hazr olarak sunulmam, aksine insan tarafndan oluturul.;nutur. Kltr, insana hazr verilmi bir olgu deildir. Fakat insan, tabiat da dahil olmak zere kendisine verilen her eye kendi duygu ve dncelerini katnak ve onlar ilemekle kltr meydana getirir. Bu da insann tek bana yapabilecei bir i deildir. nsan, toplumsal bir varlk olduu iin klt-r, toplum ierisinde bulmaktayz. O halde kltr, btnl iinde baklrsa toplumun belli bir kesimi tarafindan deil, o toplumun tamam tarafndan oluturulmaktadr. Baka trl ifade edecek olursak "kltr, paylalan ide-aller, deerler ve davran standartlardr; bireyin eylemlerini gruplar iin anlalr klan ortak belirleyicidir."10 Byle olduu iin de kltr, toplumu ve bireyi olgunlatran onlara kiilik kazandran bir olgudur.11 Toplum ieri-sinde yaayan fertler, tabiat yaanr hale getiren deerleri retnekte ve by-lece hayat anlamlandrmaktadr. te bu anlamlandrlm ve yaanabilir hale gelmi hayatn deerlerinin hepsine birden killtr ad verilmektedir.

    yleyse burada u soruyu sormak gerekiyor: Acaba hayat anlaml hale getiren bu deerler nelerdir? Ziya Gkalp'in ''hars (kltr), yalnz bir mille-tin dini, ahlaki, hukuki, muakalevi, bedil, iktisadi ve fenni hayatlarnn ahenk-dar bir mecmuasdr''12 tarzndaki kltr tanmna baktmzda, kltr ie-risinde ele alnan ve hayat anlaml hale getiren deerlerin, din, ahlak, hu-kuk, dnce, estetik, dil, ekonomi ve teknikten meydana geldii grlmek-tedir. Bu alanlar ve Necati ner'in kltre ilikin "insann varolanlar hakknda, hangi yolla olursa olsun edindii bilgiler ve bu bilgilere dayanlarak or-taya koyduu eser ve davranlar''13 btn olduu tespiti dikkate alndnda, kltrn ayn zamanda bir bilgi birikimi olduu da rahatlkla anlalmaktadr. Yne kltr oluturan unsurlara bakldnda, bu unsurlarn mil-letierin oluumunda nasl etkili olabilecei ve milletierin hangi noktalarda birbirlerinden ayrlabilecei de grlebilmektedir. Buna gre bir toplulua millet diyebilmek iin yukarda belirttiklerimizin yannda szl ve yazl ede-biyat, rf, adet, gelenek, grenek ve musikl gibi deerlerin de o topluluk tarafndan kendine zg bir tarzda ilenmesine ihtiya vardr.14 Bu alanlar-

    8 Eliot, Thomas Steams, Kltr zerine Dncele; eviren: Sevim Kantarcolu, Ankara, 987, s. 9.

    9 Gngr, Erol, Kltr Deinesi ve Milliyetilik, tken Yaynlar, S. Bask, stanbul, 989, s. s.

    o Haviland, Kltrel Antropoloji, s. 6S. ll Bkz. Haviland, age, s. 63 vd. 2 Gkalp, Ziya, Trkln Esaslar, M.E.B. Yaynlar, Yayma Hazrlayan: Mehmet Kaplan,

    stanbul, 976, s. 25. 3 ner, Necati, "Kltr", Felsefe Dnyas Dergisi, Trk Felsefe Dernei Yayn, Say: 2, Ankara,

    99, s. 2. 4 Bu deerler iin bkz. Gkalp, Trkln Esaslar, s. 25, 96; Kaplan, Mehmet, Trk Mille-

  • 120 DN ARATIRMALAR

    da gelitirilen davran, eser ve uygulamala:, o topluluu millet haline geti-ren ve kltrde esas olan bilgi birikiminin yansmalardr. Kltr, sz edilen alanlarla birebir ilikili olup, insanlarn bir araya gelerek oluturduklar or-tak duygu, dunce, davram ve tutumlardan meydana gelmekte ve bu da milletleri birbirinden ayran vasflar olarak karmza kmaktadr.

    Kltr, nesilden nesile aktarlarak gelen, dolaysyla da kolaylkla meyda-na getirilemeyen bir sre, bir miras olduu iindir ki dnyaya gelen her ocuk, hangi kltrde douyorsa, doal olarak o kltrn deerlerini renerek bymeye balamakta ve o kltr yava yava zmsemektedir. Bu hususla ilgili olarak Hz. Muhammet (S) de "her doan ocuk inanmaya msait olarak yaratlmtr. Anne ve babas onu sonradan Hristiyan, Musevi veya Mslman yapar''15 demektedir. Bu, u demektir: nsan, sadece inanma ye-teneini doutan getirir; fakat ocuk, hangi kltr ortamnda meydana ge-lirse o kltrn mensubu olur. Davramlarm, ahlaki yapsm, dnme akt-larm, inanlarm, icatlarm, sanat eserlerini ve duygularm hep soluklad kltre gre ekillendirir. Bunu yaparken hi zorlanmaz; nk insan neyi grr, neyi duyarsa onu uygular ve kendine gre bir kiilik oluturur. nsanlarn farkl kiiliklerde bulunmalar gibi milletler de birbirlerinden, sahip olduklar kltrel zelliklerle ayrlmaktadr. te bu yzden kltr, milletin kiilii olarak kabul edilebilir. Bu kiilik, tarih ve toplumsal gelime sreci ierisinde, elde bulunan maddi ve manevi deerlerin ounlukla doal yol-larla ilenmesiyle ve bunlarn sonraki nesillere aktanlmasyla yava yava olumaktadr. Ancak kltr etkileimleri ve deiimleri de inkar olunamaya-cana gre kltrlerin oluumunda yapaylklar da grlebilir.

    Her toplum, kendi yapsna uygun kltrel zellikler gelitirir. Kendine gre bir sanat, kendine ait bir dil, kendine gre ahlak, felsefe, hukuk ve din benimser. Kukusuz bunla:, her toplumda bulunan, genel esaslar itibariyle evrensel boyutlu olan unsurlardr. Ancak bunlarn her toplumdaki yansmalar farkl farkldr ve kendine zgdr. Milletleri birbirinden ayran nokta da, bu zg kltrdr. Buna milli kltr de diyebiliriz.

    Din Bir topluluu millet yapaJ.1 ve onu dierlerinden ayran birok asli kltr

    unsurlarndan biri de dindir. Kltr gibi dinin de birok tanm bulunmakla birlikte16 dinin yle bir tammn yapabilmemiz mmkndr:

    Din, var olmamasnn dnlmesinden eliki doan doast varln tm evreni idare ettiini bildirerek ona mutlak olarak inannay ve itaat et-meyi t;mreden, insanlarn kendi akl, istek ve arzularyla iyi olan eylere y-nelmeleriri isteyen, bu inanlar ve iyi eyler dorultusunda davranlar ge-

    tinin Kltrel Deerleri, Kltr ve Turizm Bakanl Yaynlan, Ankara, 1987s. 9 vd.; Kaplan, Mehmet, Kltr ve Dil, Dergah Yaynlan, 7. Bask, stanbul, 1992, s. lO vd.

    s Mslim, Sahih, ar Yaynlan, stanbul, 1992, Kitabu'l-Kade; hadis no: 25. 16 Diin deiik tanmlan iin bkz: Kk, Abdurrahman-Tme; Gnay, Dinler Tarihi, Ocak

    Yaynlan, II. Bask, Ankara, 1997, s. 6-8.

  • H. MER ZDEN 121

    l~tinneyi neren, btn bunlarn yaplmas sonucunda da insanlara mutlu-luk vadeden bir kurallar ve kurumlar sistemidir.

    Din, insan iin vardr; ancak kayna insan deil, Yce Varlk'tr. Dinin kaynann tabiat gleri ve insann belli bir takm kayglar olarak gsteril-dii ilkel dinlerde de, kayna bizzat Yaratc olan ilahi yani yksek dinlerde de mutlaka bir Yce Varlk bulunmaktadr. Her iki durumda da insanst varlk sz konusu olduu iin, dinde asl olan inanmadr.

    Din, inanmann yanna ibadetler de koyarak insanlara sorumluluk ykle-mekte, bu sorumluluun yani inand deerler dorultusunda ya~amas kar~lnda da insanlara dnyada ve ahirette mutlu olacaklarn vaat et-mektedir. stelik ahiretteki mutluluun sonsuzluundan, hi bitmeyeceinden sz etmektedir.

    Din, tek ba~na bir insana deil, toplulua gnde~ olan bir olgudur. Her ferdin, bireysel abalarn tesinde toplumsal faydalan gzetebilecek duygular edinmesinde dininde byk rol briunmaktadr. Din, topluluun millet halini almasnda, milli niteliklerin belirlenmesinde yapc ve tayin edi-ci grevler stle~tir. Bu konuda Yahya Kemal, "milletlerin tekevvnnde ba~Ica amil, dindir''17 ifadesiyle hem dier kltrel unsurlar arasnda dinin, ortak deer olu~turmada ne kadar etkili olduuna nemli bir vurguda bu-lunmakta, hem de dinin kltrn geli~mesindeki katksna i~aret etmekte-dir. nk dinin birle~tiricilik vasf bulunmaktadr. Bu nokta da dikkate alnarak, "din, fertleri mukaddes duygu ve itiyatlarla birle~tirerek hem nillli vicdan meydana getiren bir amil, hem de cemiyetin ykselmesi ve tekaml iin gerekli olan bir. messesedir''18 tarznda bir tanm yaplm:jtr.

    Bu anlay~a gre din de iinde bulunduumuz dnyann anlamlandrlmas abasndan ibarettir. nk insan, yalnzca maddi deerlerle deil, ayn zamanda manevi dnyasyla anlamn bulur. Varlklar arasnda inanan tek varlk, insandr. Bu inancna gre kltrel deerler olu~turan yegane varlk da insandr.

    Kltr-Din lgisi

    Bir taraftan dini anlay~ biimimiz dnyay anlarrJandrmamza yardmc olurken, bir yandan da dnyay alglay~mz, dini anlamamz ve din anlay~mz ~ekillendirmektedir. nk "insann anlam dnyas ile kltr arasnda vazgeilmez trden bir ili~ki vardr. Bir taraftan insann anlam dnyas, byk apta kltr tarafndan ~ekillendirilirken br taraftan da insan, kltr dei~tinne kapasitesine sahiptir. Dolaysyla insann anlam dnyasn ~ekillendiren ve insani yaratcln bir rn olan kltr alan, yeniden ~ekillendirilmeye de ak bir alandr."19 Ba~ka ifadeyle dini arla~mz kill-trn geli~mesinde ve dnyay anlamlandrmamzda etkili olurken, kltr

    17 Yahya Kemal, Mektuplar Makalele; stanbul Fetih Gerniyeti Yahya Kemal Enstits Yaynlar, 2.Bask, stanbul, 1990, s. 125.

    18 Akseki, A Hamdi, slam Dini, Diyanet leri Bakanl Yaynlar, 27. Basla, Ankara, 1976, s. 8. 19 Kl, Recep, "Yahya Kemal'de Din-Kltr likisi", 4.Kasm.1998'de Trk Ocaklan Genel

  • 122 DN ARATIRMALAR

    de dini yorumlandrrnamzda ve onu, yaadmz hayata aktararak yaanabilir hale getirmemizde nemli katklar salamaktadr.

    Kltrn gelitirilmesinde dine, dinin anlarnlandrlp yaanabilir hale getirilmesinde de kltre nemli grevler dtne gre, dini kltrden, kltr de dinden soyutlamak pek mmkn grnmemektedir. Aradaki tek fark, kltrn duygu dnyasna dayal olarak insanlar tarafndan oluturulmas, dinin ise Tarr tarafndan gnderilmi olmasdr. Dolaysyla kltr, insann kendisine verilmi olan dnyay, duygularn, inanlarn kullanarak anlarnlandrrnas, ekillendirmesi ve kendine uygun hale getirmesinden iba-rettir. O halde kltr ile din arasnda nasl bir ilgi kurulabilir?

    Kltr ile dinin birbirini etkilemede hangisinin dierinden daha baskn olduu konusunda tam bir fikir oirlii bulunmamaktadr. Kimileri kltr st deer olarak aniayp din de dhil olmak zere tm deerleri kltrn alt yaps olarak grrken, kimileri de dinin kltr oluturduunu kabul et-mektedir.

    Kltrn dinden doduu yolundaki dnce, insanln hibir dneminde dinden uzak olmad20 yolundaki dnceyi de desteklemektedir. Bilindii zere ilahi dinlerde ve doal olarak slam inancnda ilk insan olarak kabul edilen Adem'in, ayn zamanda ilk peygamber olduuna inanlmaktadr. Bu anlaya gre din, insanla beraber var olan bir- olgudur. Nitekim bir Fransz filozofu olan H. Bergson, "Gemite olduu gibi bugn de ilimsiz, sanatsz, felsefesiz cemiyet vardr. Fakat dinsiz bir cemiyet asla ... "21 demektedir. An-cak unu da hemen ilave etmek gerekir ki din bir toplumu nasl ayakta tutu-yorsa, bilim, teknik, sanat, felsefe ... ksacas bunlarn iinde bulunduu kl-tr bulunmadan da bir toplulua millet denilemez. Sanat, felsefe ve bilim-den destek almayan bir dinin, topluma verebilecei ok fazla bir ey olmasa gerektir. Bu kurumlarn desteini alan bir din ancak medeniyet olumasna yn verebilir. Nitekim slam dininin bilim, sanat ve felsefeye verdii nem, Orta a'da byk bir slam Medeniyeri'nin ortaya knasma zemin hazrlamtr. Ayn dnemde Hristiyanlk dinine inanan Batllar, medeni olmayan karanlk bir dnem geirmilerdir. Bat dnyas, yeniden yaplanma dnemi olan Rnesans'la birlikte inanlarn bilim, sanat ve felsefeyle glendirmiler ve ilerlemeye de balamlardr. Bilim, sanat ve felsefeden uzaklaan dini anlaylarn ise, kurulmu ve gelimi medeniyetleri bile gerilemitir. Bunun ak rnei de 16. yy' dan itibaren slam medeniyerindeki duraklama ve geri-lemedir. Buna gre herhangi bir dine veya inanca sahip olmayan toplum bulunmayaca gibi sanat, bilimi ve felsefesi bulunmayan toplurnlar da faz-la yaayamaz, kerler. Nitekim bu konuda M. Kemal Atatrk de "bir milleti

    Merkezi t;rafndan Ankara'da yaplan "lmnn 40. Yl Mnasebetiyle Trk Kimlii ve Yahya Kemal Sempozyumu"nda sunulan bildiri metni, Bildiri metinlerini yayna hazrlayan: Ycel Hacalolu, Trk Yurdu Yaynlar, Ankara, 1999, s. 88.

    20 Sarkolu, Ekrem, Balangtan Gnmze Dinler Tarihi, stanbul, 1983, s. 13. 21 Bergson, Ahlak le Dinin ki Kayna, eviren: Mehmet Karasan, MEB. Yaynlar, stanbul,

    1967, s 123.

  • H. MER ZDEN 123

    yaatmak iin bir takm temeller lazmdr ... bu temelierin en mhimlerin-den biri sanattr. Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa, tam bir ha-yata sahip olmaz ... Sanatsz kalan bir milletin hayat damarlarndan biri kop-mu olur''22 ifadesiyle sanatn; "Dnyada her ey iin, maddiyat iin, mane-viyat iin, hayat iin, muvaffakiyet iin en hakiki yol gsterici ilimdir, fen-d.ir''23 derken de bilimin nemine dikkat ekmektedir. Felsefe de bilimin adeta ncsdr. Dolaysyla da bunlar olmakszn toplumlar varlklarn devam ettirseler bile kendi ayaklar, kendi deerleri zerinde duramaz, ba-msz olamazlar.

    Yahudilik, Hristiyanlk ve slamiyet gibi dinler, Tanr tarafndan gnde-rilmi, kayna ilahi olan dirlerdir. Dier dinlerin kayna da aslnda ayndr. Ancak onlar ya dorudan doruya ilahi kaynak tarafndan gnderil-meniler, ilahi dinler taklit edilerek oluturulrulardr;24 veya kaynaktan uzaklald iin Tanr tarafndan gnderildii unutulmu ve bir takm benzer inanlar hatrlannaya allarak yeni bir din ve ibadet anlay ge-li tirilmeye allmtr. Bu dinlerden bir ksmnda Tann kavramna yer olmad iin (Konfyanizm, Budizm gibi) bunlara da "Tarrsz dinler" ad verilebilir.25

    Dinde asl olan inanma ve balanma olduura ve bu inannann iinde umutlar, beklentiler bulunduuna gre inan, insann her trl yapp-etmesini etkiler. Dolaysyla insann baanlarnda da, baarszlklarnda da inan-cn nemli bir pay vardr. te dinin kltrle olan ilikisi de bu noktada ortaya kar. Her toplum, inand din dorultusunda kltrel deerler re-tir. Zira din, kimi aratrmaclara gre felsefeden de, ahlaktan da dolaysyla kltrden de eskidir. Hatta dinin bunlann hepsine kaynaklk ettiini syle-yenler de vardr. Bu anlamda bir kltr aratrmacs olan Thomas Steams Eliot, olduka iddial bir ifadeyle "kltr, aslnda herhangi bir toplumun di-ninin vcut bulmu eklidir''26 demektedir. Hatta Eliot, bir milletin mensu-bu olduu dinin ortadan kalkmas durumunda, o milletin sahip olduu kill-trn de ortadan kalkacan kabul etmektedir.

    Buna gre dirle kltr arasnda son derece yakn bir iliki bulurmaktadr. Bundan dolay dinde meydana gelebilecek her deiiklik, mutlaka kl-trde de kendini gsterir. Eliot, bu anlay savunurken, Avrupa kltrnn, kklerini tamamen Hristiyanlktan aldn kabul ettiinden dolay, szgeli-i Hristiyanln ortadan kalkt varsaylacak olsa, Avrupa kltrnn de ortadan kalkacan iddia etmektedir _?

    22 Evsile, Mehmet, Atatrk'n Sylevve Demelerinin Konular indeksi, AtatrkAratrma Mer-kezi, Anka; 1999, s. 99.

    23 Kocatr k, Utkan, Atatrk'n Fikir ve Dnceleri, Atatrk Aratrma Merkezi, Ankara, 1999, s.l40.

    24 Korlaeli, Murtaza, "Din-Kltr ilikisi", Felsefe Dnyas, Say. 8, Ankara, 1993, s. 37. 25 Elrnal, Osman, "Baz Tanrsz Dinler rneklernesiyle Etik Yaptrm zerine", Atatrk ni-

    versitesi Sosyal Biliniler Enstits Dergisi, Erzurum, 2004, c. 3, say. 1, s. 181-191. 26 Eliot, T. S. Kltr zerine Dncele; s. 20. 27 Eliot, age, s. 135-136.

  • 124 DN ARATIRMALAR

    yleyse buradan ~u sonuca ula~mak mmkndr: Her millet, kendisine uygun bir din semi~tir; Avrupallar kendi milli yaplanna uygun olan Hristiyanl benimsediideri iin Avrupa kltr Hristiyanlkla orantl olduu gibi, slamiyet'i seen milletierin kltrleri de slam dini ile dorudan balantldr. Dolaysyla bizim kltrmz olan Trk kltr de, semi~ oldu-umuz slam dini ile bir btnlk olu~turmaktadr. Konunun bundan sonraki ksmn Trk kltr asndan ele alacamzdan dolay, ncelikle ksaca eski Trk dininden (Geleneksel Trk Dini) sz ederek, bu din ile slamiyet arasndaki benzerllldere deinmek ve sonra da kltr-din etkile~iminden yine Trk kltrn esas alarak Trklk ve slamiyet arasndaki organik badan rnekler vermeye al~acaz.

    Trklerin slamiyet'i kabul etmeden nceki dinine bakld zaman, dier birok milletin inancnda grlen ok tanrllk ve putperestlik anla~larnn bulunmad grlmektedir. Trkler, slamiyet'i kabul etmeden nce de "Gk Tanr" adn verdikleri tek tanrya inanyorlard. Bu tanr, her ~eyi yaratan, tm canllara rizkiarn veren, en kk varlklarn bile yak~larn ~iten, her ~eyi grendir. Ancak bu tek tanr anlay~, milli boyutludur. Bilge Kaan, ''yukanda Trk Tanrs, Trk mukaddes yeri, suyu yle tanzim e~. Trk milleti yok olmasn diye, millet olsun diye babam ltiri~ Kaan', annem lbilge Hatun'u gn tepesinden tutup yukar kald~ olacak ... "28 ifadesiyle bu milli tanr anlay~n vurgulamakta gibidir. Bu tek olan tannnn yce sfatlar da vardr. O, hayat yani kadimdir, ncesizdir; ogan yani g ve kudret sahibidir; her ~eyin sahibidir; hayat veren, yaratan, ldren, yardm eden, cezalandran, insanlara bilgi verendir. Tabiat da Tanr tarafndan verilmi~ kutsal bir hediyedir. Yer-su inariiar erevesinde da, su, aa, rmak gibi tabiat varlklann ve temizleyici olarak ate~i kutsal sa~tr. Kadere ina-nlm~, kurban kesil~tir. Yne eski Trklerde ruh ve ahiret inanc da bulun-maktadr. len bir insan iin "utu", "umaa vard" terimleri kullanlarak lenin cennete gittii kastedilm~tir. Ahirette ikinci bir hayatn bulunduu, iyiliin de ktln de kar~lksz kalmayaca kabul edilmi~tir. lenler iin "yu" trenleri yapln~, l iin "l a~" denilen yemekler verilmitir. Tm bu trenler ve ibadetler de Tanr'dan haber aldklarn iddia eden ve "kam" ad verilen din adamlarnca ynetil~tir. Eski Trkler, ahlaki bakmdan da olduka ileri seviyede olup, zde, szde, ~te doruluk arann~tr. Hrszlk, zina, adam ldrme, yalan yere yemin etme gibi eylemler, yz kzartc sular olarak kabul edilmi ve sulular cezalandrlntr.29

    Bunlardan da anlalyor ki Trklerin eski dini inanlar, slamiyet'in pek ok iiancyla rtmektedir. Trklerin, slarniyet'i kabul etmeden nce ya-adklan Orta Asya havalisi, eitli din ve kltrerle kuatlml vaziyetteydi. Bundan dolay Trklerin, Budizm, Zerdtlk, Maniheizm, Yahudilik, Hristiyanlk gibi dilerle temaslar olmutur. Hatta bu dinlerin din adamlannn

    28 Ergin, Muharrem, OrhunAbideleri, Boazii Yaynlan, 6. Basla, stanbul, 1978, Bilge Kaan Abidesi, Kuzey Dou cephesi, s. 21-22.

    29 Bkz. Tmer-Kk, Dinler Tarihi, s. 80-85.

  • H. MER ZDEN 125

    I. Gktrk Devleti zamannda Trk Beyleri ve hakanlanndan topluca bu din-Iere girmeleri talebinde bulunduklar, fakat geleneksel Trk dininden vaz-geilmedii de bilinmektedir. Baz Trk boylarnn ok az bir ksnu bu dinle-' re girmi~se de asl kalabalk kitle, sahip olduklar kltr ve inan sistemine yakn bulmadklar ve bu dinlerden hi biri onlann ya~a~ tarzanna uygun olmad iin, bu teklifiere hi scak bakmam~tr. IL Gktrk Devleti zama-nnda da Buda ve Tao tapna yaplmas teklifi gndeme ge~, ancak Trk-lerin tek tanr inancnda olan bir millet olduu ve kltrel adan Taoizm ile Budizm'in Trk milletine uygun dinler olmad ve bu teklifin Trkleri Bu-distle~tirmeye ynelik sinsi bir plan olduu gerekesiyle bu te~ebbse engel olunmu~tur.30 Oysa Trkler, milli zelliklerine uygun bulduklar ve kendi milli dinlerinden daha stn grdkleri slamiyet'i uzun bir inceleme ve ile-ti~im sonucunda rahatlkla benimsemi~lerdir.31

    30 Gnay, nver-Gng; Harun, Balangtan Gnmze Trklerin Dini Tarihi, Ocak Yaynlan, stanbul, 1997, s. 116-117.

    31 Bilindii zere slamiyet, Hz. Peygamber tarafndan deiik tebli yntemleriyle anlatlmtr. phesiz bunlarn en etkilisi, slamiyet'i sevdirme yntemiydi. Drt halife dneminde devlet haline gelen Arap slam toplumu, daha sonra Emeviierle birlikte saltanat ynetimine dnt. Ernevii er yeni karlatklan milletiere sert davranmlar ve slamiyet' i sevdireme-mile; slamiyet'i kabul etmeyenleri kle, kabul eden dier milletierin mensuplarn da azatl kle olarak kabul ederek hakaret etmiler; takip ettikleri bu siyasetten dolay slamiyet'in tannmas ve yaylmas durmutur. Erneviierin en dindan ve en adili olan halife mer b. Abdlaziz, snnet olmay slam'n gerei olarak gren Horasan valisi Cerral'a gnderdi-i mektupta "Ailal, Hz. Muhanmed'i dine davet iin gnderdi; snnet etmek iin deil" diyerek bu politikalan beenmediini ifade etmitir. Hatta Erneviierden baz Trk devletle-rine giden ilk slam'a davet teklifleri de snnet olmak mecburiyetinden dolay reddedilmitir. (Turan, Osman, Trk Cilian Hakimiyeti Mefkt1resi Tarihi, N aklar Yaynevi, kinci Bas-k, stanbuL 1978, s. 214, 218.)

    Emevilerin bu yanl siyasetine ramen Trkler arasnda mnferit olarak slamiyet'i kabul edenler de vard ve bunlardan biri de iyi bir asker ve komutan olan Eba Mslim Horasani idi. Eba Mslim, Erneviiere kar mcadele veren Abbasilerle ibirlii yaparak Erneviieri iktidardan uzaklatnp iktidara Abbasilerin gemesini salad. O srada basklann arttran in' e kar Abbasilerle ibirlii yapan Karluk Trk devleti, Abbasi!erle in arasnda 751 ylnda yaplan Talas meydan savan Abbasilerin kazanmasn salayarak Abbasi-lerle olan dostluklarrn pekitirdiler.

    Badat' idare merkezi yapan Abbas! halifesi, bu iki olaydan dolay, ordusunun asl gcn Trklerden oluturmu ve ordusunun kumandasn da Trklere brakmt. Abbas! ordusundaki Trk askerlerinin says o kadar oalmt ki artk Badat yetmez olmu ve kendi annesi de bir Trk prensesi olan halife Mutasrn, srf Trklerin gnln kazanmak, onlan honut etmek, allak ve karakterlerinin bozulmasn nlemek iin Trkler adna Sa-merra kentini ina ettirmi ve bakentini de Samerra'ya tanut. Abbasile; Erneviierin aksi bir politika gderek Trklere hogriil davranm, deer vermiler ve Kur'an'daki "Dinde zorlama yoktur'' (Bakara, 256) ayetinin gereini uygularnlardr.

    Btn bunlar Trklerin kalplerini iyice slamiyet' e sndrm, kendi milli zellikleri ile slamiyet'in zelliklerini mukayese inkaru vermitir. Maverannehir dndaki Trkler de slamiyet'i yakndan tanmaya balan, Ouzlar ve Karluklar arasnda slamiyet yaylm ve nilayet 960 (h. 344) ylnda 200.000 adrlk ok byk bir Karluk Trk topluluu, Satuk Bura Han nderliinde slamiyet'i kabul etmi ve Karalanllar devletini kurmulardr. Dala solra da hemen hemen btn Trk milleti Mslman olmutur. (Gnay-Gng; Balangtan Gnmze Trklerin Dini Tarihi, s. 175-218.)

  • 126 DN ARATIRMALAR

    Trklerin, slamiyet' i zorla ve baskyla deil, yaklak asr uzun sren incelemelerden sonra kendi istek ve arzularyla X. yy'da kabul edilerinde, kltr-din ililikisi kendisini aka gstermekte olup byle bir kabullenme, Geleneksel Trk Dini'nin tarihi roln doldurduu, bu yzden evrensel nite-likli dinlerle ilgi kurarak eski dinlerini terk etme aamasna geldiklerini gs-terdii gibi,32 ayn zamanda bir kltr deiliimi olarak da deerlendirilebilir. Kltr deimelerinin meydana gelebilmesi iin deiliimden sz edilen toplumun ya corafi evresinin veya toplumsal yapsnn deiliine uramas gerelanektedir. 3 3

    Trlder, Orta Asya' dan Bat'ya doru g ederken, bir corafi evre deitirmil~rdir. Corafi deiliimin slamiyet'in kabul edil!jindeki etkisi inkar olu-namaz. Trk toplum yaps da aile kurumu gibi ok salam bir temel zerine kurulduu ve bu, her dnemde korunduu iin toplumumuzun ana doku-sunda bir yapsal deiiklik kendisini derinden hissettirmemi ve slamiyet bu dokuya uygun grlerek benimsenmitir. Bu yava deiimde daha bir-ok sebep sralanabilirse de en nemli etken, slamiyet'le Trk milletinin milli karakterinin birbirine uygun yapda olmalan olsa gerektir.34

    slamiyet, Trkler tarafndan kabul edilirken, bir kltrel adaptasyon srecinden geilmitir. Yenidinin dili olanArapa ve g srasnda toprakla-nnda bir mddet kalnan ran'n dili olan Farsa'nn Trkler zerinde etkisi olmutur. Ancak daha ziyade resnl yazmalar, edebi ve dini metinlerde rastla-nan bu etki, halk arasnda fazla grlmemi, Trk halk Trke'ye sahip kt iin, z kltrn kaybedip farkl bir millet hviyetine brnmemitir. nk kltrn devam ettirilmesinde en nemli etken, dilin korunmasdr.

    Trklerin byk ounluu, slamiyet'i yle bir kabulle benimsemilerdir ki kendilerini adeta balangtan beri Mslman olarak grmlerdir. Sanki Hz Peygamber bu dini ilk defa Trklere tebli etni gibidir. Yahya Kemal, skp'te geen bir hatrasnda buna dikkati ekmektedir. skp'n Murat Hdavendigar tarafndan fethedilip buraya Trklerin yerletirilmesinden sonra II. Murat'n silah arkadalarndan Paa Yiit, kk yata esir den bir

    32 Gnay-Gng; age, s.167-168. 33 Turhan, Kltr Deimeleri, s. 216. 34 phesiz bu kabulde en bata gelen amil, slamiyet'in kendi cazibesidir. slamiyet'in insa-

    na, onun eitim ve retimine deer vermesi, kadn-erkek eitliinden sz etmesi, sevgi temeline kurulu bir inan yaps sunmas, kin ve nefretten uzak durulmasnn tlemesi,. baka dinlerden olanlara da sayg duyulmas gereinden bahsetmesi vs. gibi hususlar Trk-lerin slamiyet'e girilerinde etkili olmutur.

    Trkler, slam'dan nce de sonra da Tann kelimesini kullanmlardr. Sleyman ele-bi, Mevlit'te bunu ok rahat kullanr.

    "Var iken Ol, yo idi ins melek Ar u fer ay u gn hem nh felek

    Bfri ne hacet klarz szi ok Birdr Ol kim andan artuk Tann yok."

    Sun'ile bunlan Ol var eyledi Birliine cmle ikril.r eyledi

    Kahraman, Ahmet, Sleyman elebi ve Mevlid, Toker Yaynlan, stanbul, 1972, s. 65. Trklerin slarniyet'i kabul edilerinde etkili olan dier sebepler iin bkz: Turan, age, s.

    225-233.

    T

  • H. MER ZDEN 127 .

    Hersek prensinievlat edinerek onu bir Trk ve Mslman olarak yetitirmi, ona shak adn vermi ve btn mallarn da ona brakmtr. O da skp'te bir cami yaptrm ve ad da shak Bey Camii olmutur. Mtareke yllarnda Elodzovi isimli bir Srp bilim adam, shak Bey'in aslen bir Srp prensi oldu-unu yazmtr. skp erafndan Salih Bey isimli biri bu adama kzm ve Yalya Kemal skp' e gittiinde ona "onlar, slav olamaz; onlar, kl1beladan beri Mslmandlar" diyerek bu adam ikayette bulunmutur.35 Gerekten de Trk milletinin slamiyet'e bak as, tam da Yahya Kemal'in bu hatrasnda anlatt gibidir.

    Milletimizin, Orta Asya'dan Bat'ya doru g srasnda, Trk milletinin mizacna ve yapsna uygun olduunu tespit ettii slamiyet'i kabul ederek ran Borasan'n gei kprs gibi kullanp Anadolu'ya yerieirken Trk di-lini, mevcut rf ve adetlerini, eskiden beri devam ertirdikleri kltrlerini koruduklan; buna karlk Karadeniz'in kuzeyinden g ederek 900'l yllarda Avrupa'ya ulaan Peenek, Uz, Kuman, Bulgar ve daha nce Avrupa Hun mparatorluu'nu kuran Hunlu Trklerin ise, Hristiyanl kabul edip Trk-e'yi de terk ettikleri iin Trk milliyerinden ve kltrnden koptuklan bi-linmektedir.36 "Hristiyanla ve zellikle de Ortodokslua intisap eden Trk boylar, birka istisnanri dnda, genellikle sadece Hristiyanlamakla kal-madlar; ayn zamanda onlar, Trklklerinden de uzaklaarak Slavlatlar. Bu durumun en eski ve tipik bir rneini Bulgarlar tekil etmektedir."37

    Bununla birlikte Hristiyanl seen Peenek, Uz, Kuman gibi Trk boy-larna mensup olanlardan bazlar, Bizansllar tarafndan nce Anadolu'ya yerletirilmi, bunlardan bir blm -tpk Abbasllerin yapt gibi- savalk yetenekleri tespit edilerek Bizans ordusuna alnm ve Malazgirt Meydan Muharebesi'nde Bizans ordusundaki bu Trk, fakat Mslman olmayan bir-likler, Trk tarafna geerek Bizans ordusuna kar savamlar ve Seluklu ordusunun galibiyerinde etkili olmulardr. Hatta Anadolu'ya yerletirilen Hristiyanlatrlm Trklerden bir ksm, daha sonra Mslman da olmulardr.38 Bunlar arasndan Mslman olmayanlarla, slamiyet'i semeyen dier Trk boylar, belirttiimiz gibi o gnden bugne artk baka millet hviyerindedirler. Bunun en nemli nedeni olarak, slarniyet'i kabul eden Trklerin, Trk dilini terk etmemelerini, oysa Hristiyanlk veya dier dinleri tercih eden Trklerin dinle beraber dillerini de deitirdiklerini syleyebili-riz. Kltrn asl taycs dil olduu iin milli zelliklerin korunmasn da dil salamal

  • 128 DN ARATIRMALAR

    Trklkten uzaklamak karulrnaz olabilirdi. Nitekim Anadolu Seluklu Dev-leti dneminde Trke'den uzaklama eiliminin artmas zerine tehlikeyi sezen Karamanolu Mehmet Bey, herkese bilinen fermann yaynlayarak Trke'yi koruma altna alm ve kltrel bir erozyonun nre gemitir.

    Demek ki din ve kltr arasnda ciddi bir etkileim vardr. Bununla birlik-te kltr-din ilikisinde iki hata gze arpmaktadr: Bunlardan biri kltrn, din olmakszn da yaylabilecei ve gelitirilebilecei fikri; dieri de elinin devam ve muhafazasnn, kltrr muhafazasna ve devamna muhta ol-madn savunan gr.39 Din ve kltr arasndaki ilgiyi kavrayabilmek iin ncelikle bu iki yanl anlaytan kurtulmak gerekir. "Kltr, bir btr ola-rak toplumun mahsuldr. Bir baka ifadeyle toplumu toplum yapan eydir."40 Din de toplumun yaay ve ina,m tarzyla balantldr. Din, var ol-duu srece, kendi seviyesinde hayata gzle grlen bir anlam kazandrr. T. S. Eliot bu hususta "din; kltre, muhta olduu ereveyi temin eder ve btn insanl bunalm ve mitsizlikten kurtarr''41 demektedir. Bu bakmdan kltr, ne dinin ayndr, ne de dinden ayrdr. Kltr ve din, birbirini destekleyen kurumlardr. Dinden kltrel unsurlar karmak, dini katlatrr, oraklatrr. Sz gelii mevlit, din deildir, ama dinin kltrel boyutunu temsil eden bir rnotiftir, bir formdur. Kltr, duygulardan hareketle oluturulduuna gre, rnevlit de Sleyman elebi'nin youn bir duygu s aanayla Peygamber sevgisini anlatt, dini duygulara hitap eden edebi bir sanat rndr. Dolaysyla da dinin ritel boyutuyla bir ilgisi olmayp, peygam-ber inancnn sevgi boyutunun ifadesinden ibarettir. Bu bakmdan "dinin anc kaynanda bulunmayan, insan sz olan edebi bir eserin dinle ilgisi yoktur; sonradan oluturulmutur; yleyse mevlit okunmamaldr!" gibi bir alql yrtme veya karm yapma, yzlerce yldr kandil gecelerinde okunan ve dinlerren ok nemli bir kltr birikiminin yok edilmesinden baka bir ie yaramaz. Aslnda byle yanl bir yargya gtren anlay, din d baz un-surlarn din gibi gster'lmesinden kaynaklarmaktadr. Kltrel motif ve uy-gulamalara din dernek ayrdr, onlan dini trenlerde veya uygulamalarda kullanmak ayrdr. Elbette dinde olmayan hususlara din demek yanltr; zellikle hurafeleri din gibi gstermek byk hatadr. rk hurafeler, dine sadece zarar verir. Bir trbeye gidip de kurban kesmek, geceleri trnak kes-menin grah olduunu soylemek gibi. Ama bu hurafelerden uzaklaalm derken yeni hurafeler getirmek de yanltr. rnein, dinimizi modern okul-larda renmek yerine, kendisini otorite olarak gren kiilerden renmeyi ve o kiilerin dediklerini din gibi kabul etmeyi tavsiye etmek, en byk hura-fedir. Buna gre kltr-din etkileiminde dikkat edilmesi gereken en nemli husus, kltrr din gibi alglarmamasn salamaktr. Kltr din gibi gste-rilmeye allrsa pek ok problem doar. Neyin din olduu, neyin kltr olduu bilinmez ve din, saf bir din haline getirilmeye allrken, kltrel

    39 Elicit, Kltr zerine Dncele; s, 22. 40 Eliot, age, s. 31. 41 Eliot, age, s. 27.

  • H. MER ZDEN 129

    unsurlar dinden ayklanmaya allrsa da din, duygudan yoksun kalr; dal-lan ve yapraklan kesilen bir aacn kuruyup yok olduu gibi din de yle oraklar.

    Her eyi dinle deerlendirme anlay, ourlukla dinin yasaklayc taraf dikkate alnarak uygulanacak olursa, dinin hogr anlay giderek zayflamaya balar ve dinin rahatlatc taraf yerini giderek zorlayc dar kalplara brakabilir. Byle bir anlay, insanda doal olarak bulunan resim, mzik vb. sanatsal faaliyederin yasak olduu sonucuna gtrebUecei gibi, bu alanlar-da kendisine yasak getirilen kiilerin dinden uzaklama srecini hzlandrab ilir. Hatta bu yasaklamalar, binlerce ylda oluturduumuz ve bizi kendine zg bir millet haline getiren deerlerimizden de uzaklamanuza neden olur. O takdirde sz gelii mzik yasaktr anlayyla, sadece Trk sanat ve Trk halk mzii deil, ayn zamanda dini mzik olarak nitelediimiz ilahiler, nefesler, semahlar da ortadan kaldrlm olur.

    Yzyllarca resim yasa yznden ecdadmzn simalarn tanmaktan mahrum kalmz; gemi zamanda ehirlerimiz nasld bilmiyoruz. Gemiten gnmze evlerimiz, camilerimiz aktarlmam olsayd, bugn onlarn resimleri bulunmad iin nasl bir mimarimiz olduunu bile bilemeyecek-tik. Fatih Sultan Mehmet, Beliini'ye resmini yaptrmasayd veya Avrupal res-samlar tarihi ahsiyederimizin resimlerini yapmasalard bugn hi birinin simasn zihnimizde bile canlandramayacaktk; dinde yoktur diye bilim ve teknolojinin hayat kolaylatran gelimelerinden yararlanamayacaktk; Orta a'n karanlklarnda yzmeye devam edecektik. Oysa bizim dinimiz klt-rel, unsurlara, bilimsel gelimelere, teknolojinin getirdiklerine kar kmamakta, aksine tevik etmektedir. Eliot'a gre, "kltr, dinin zn, din de kltrn getirdiklerini kabullenmek mecburiyetindedi."42 Nitekim slam dini, Arap toplumunun benimsedii baz kltrel kurum ve davranlan ay-nen benimsemitir. Hatta slam Hukuku'nda rfve adeder, hkm karmada bavurulan kaynaklar olarak gsterilmektedir.

    Gerek Kuran'da gerekse hadislerde mziin yasak olduuna ilikin bir emir yoktur. Hatta Peygamberimiz, dnlerde alg aJmak istemeyenleri uyararak evliliklerin ancak mzikle duyurularak helal olanla haram olann aynlabileceini belirtmitir. Helal olan evliliin, haram olan zinadan en iyi ayrlma yolu, meru evliliklerde her toplumlin kendi kltrne gre elenmesidir. Resim sadece slamiyet'in ilk yllarnda yasaklanm olup bunun sebebi de putperest bir toplumda tekrar ayn alkanln olumasna sebebi-yet vermesinin engellenmesine dayanmaktadr. Bu kayg ortadan kalktktan sonra yasak da kendiliinden ortadan kalkmtr. Bugn hi kimse resim ve heykele tapnmayacak kadar ileri bir bilgi seviyesine ulam durumdadr. Nitekim Peygamberimiz, nceleri ayn kayglarla kabir ziyaretini engelleme-sine ramen, bu kayglar ortadan kalktktan sonra kabirierin ziyaret edilme-si gerektiini ifade etnitir. nk insan atasn, dedesini, anasn anmak zorundadr. Bu, insan olmann gereidir. 42 Eliot, age, s.25.

  • 130 DN ARATIR..lVIALAR

    Dier taraftan din de kltr etkilemekte ve kltrde de bir takm dini motifler kendini gstermektedir. Ama bu motifler yine milletin yaay tarzna gre olumaktadr. Dinin kltr etkileyen en nemli unsurlardan birini oluturmas ve kltrn de toplumu, bir kalabalk olmaktan karp, sosyal bir olgu haline getirmesi gereinden hareket eden byk airimiz Yahya Kemal'in kltrn oluumunda dinin rol ile ilgili bir szne ylkanda yer vermitik.

    Buna gre din, kltrn gelimesini tamamlamasnda nemli katklar salamaktadr. H. Bergson'un bu konudaki grne daha nce deinmitik. Cumhuriyetimizin kurucusu byk nderimiz Mustafa Kemal Atatrk de "din lzumlu bir messesedir. Dinsiz milletierin devamna imkan yoktur. Yalnz uras var ki din, Allah ile kul arasndaki ballktr''43 ifadeleriyle buna iaret etnektedir. Dier taraftandinin devamll da kltrn korun-masna baldr. Bu bakmdan Trk kltr ve slam dini en gzel rnek olarak gsterilebilir. slam dini ve Trk kltr o derece birbirine baldr ki biri olmadan dieri dnlememektedir. Nasl gemite Avrupa'da Trkm diyenlere Mslman, Mslmanm diyenede kesinlikle Trk olduu gzy-le baklmsa, bugn de ayndr.

    Kltrn, duyguya dayal olduunu dikkate alrsak, onun maddi deil, manevi olduunu syleyebiliriz. Ancak bu manevi olgu, uygulamalar halin-de maddi formlara brnr. Mesela dini inanlar, ibadet etne veya ibadet yeri vb. eklinde kendini gsterir. Bu d grnlerin arkasndaki duygulan bilmeyen bir kimse, slam dinini dikkate alacak olursak, namaz klan birini grnce beden eitimi yaptn dnebilir.44 Oysa inanma duygusu g-venme ve dayanma eklinde ibadetler olarak da yansmaktadr. yleyse dinin bizzat kendisi manevi kltr olarak belirtilebilirken, dinin insan ze-rindeki belirti veya yansmalarnn, maddi kltr zerinde de etkisi bulun-duunu ifade etnek gerekir. Sz gelii onun yansmalarndan biri olan cami, bir ynyle manevi, bir ynyle de maddi kltr olarale kabul edilmelidir.

    Din ve kltr arasndaki ilgiden sz ederken bir hususa daha iaret et-mek gerekir. Kltrn bir birletirici bir de aync zellii bulunmaktadr. Birletirici zellii, ayn deerleri paylamaktan geer. Ayn dine inanmak, ayn vatan paylamak, ayn l)ayraa sevgi ve sayg gstermek vs. kltrdeki birletiricililctir. Kltrn aync zelliini nce farkl dini zellilcler gste-ren toplumlarda gryoruz; ngiliz kltr ile Trk kltr arasndaki fark gibi. Ama ayn dine inanan toplumlar arasnda da aync veya farkl kltrel yaplar bulunmaktadr. Ayn dine inandklar iin, kltrleri de ayn olan hibir farkl millet gsterilemez. Her toplumun kltr kendine zgdr. Sz gelii cami, slam kltrnn ortak bir mimari eseridir. Ama Arap klt-rndeki cami mimarisi ile Trk kltrndeki cami mimarisi birbirinden ok farkldr. Bu da daha nce belirttiimiz milli kltr veya zg kltr diye nitelendirebileceimiz milli farkllklardan kaynaklanmaktadr. Ayn dine

    43 Kocatrk, Atatrk'n Fikir ve Dnceleri, s. 228. 44 Gng; Kltr Deijmesi ve Milliyetilik, s. 15.

  • H. MER ZDEN 131

    inannakla birlikte Trk kltr ile Arap veya ran kltr asla birbirinin ayns deildir. te burada sunulacak rneklerde, Trk milletinin, slam inancnda bulunan dier millederden nasl ayr bir millet haline geldii grlecektir.

    Trk Kltr ve slam inanc rneiyle Kltr-Din 1ildsi slam inancn seen milletimizin diline Arapa'dan pek ok kelime gir-

    mitir. Bunlarn banda da Allah kelimesi gelir. Allah kelimesiri gnlk ha-yatmzda oka kullanriz; evden ayrlrken "Allah'a smarladk", ocuu olana "Allah balasn" deriz. Her iki ifadede de Allah kelimesi deyirnletirilerek Trkeletirilmitir. slamiyet Trkler tarafndan kabul edildikten son-ra, yaratc varlk anlamnda Allah kelimesi daha sk kullanlmakla birlikte, eski Trke'deki Tanr kelimesi de kullanlmaya devam etmi, hatta baz durumlarda Allah kelimesi yerine Tanr kelimesi tercih edilmitir. Gnlk hayatta eve habersiz gelen misafir iin "Tanr misafiri" d enilir. Yn e Trke'-mize geen kelimelerden biri Peygamberimizin ismidir. Ama ona olan saygdan dolay Trk ocuklarna onun ismi verilirken Muharnmet yerine, Trk-eletirilmi hali olan Mehmet ad verilir. Buradan hareketle Trk askeriniri en belirgin ve bilinen genel ad Mehmetik'tir. Ayn anlamlan baka bir Mslman milletin kltrnde bulmak mmkn deildir. Tm bunlar dinin, kltrn bir baka esi ve taycs olan dil zerindeki etkileridir ve biz bu kavrarnlara kendi milli yapmza uygun anlamlandrmalar vermiizdir.

    slam diriinin Trk kltrndeki ilevine edebiyatmda oka rastlanr. slamiyet kabul edildikten sonra fevkalade gzel iirler, mersiyeler, naadar, mevlider, hikmet dolu szler sylenmitir. Bunun ilk ve en gzel rneklerini AhmetYesevi, Mevlana ve Yunus Enre gibi abide ahsiyederimizde grmek-teyiz.

    Mevlana, kendisine ait olduu kesin olmamakla birlikte, onun engin ho-grs ve sevgi anlayna uygun olduu tartmasz olan

    "Gel, gene gel, ne olursan ol gene gel Kafir, Zerdti, putperest olsanda gel Bizim dergahmz umutsuzluk dergah deildir. Yz defa tvbeni bozmu olsan da gel."45

    msralarnda, Trk insannn gnlnn geniliini, slam diriinin insana ba-k anlayyla birletirerek en gzel ekilde yanstmaktadr.

    Yunus Enre, Allah ve peygamber akn en gzel ekilde Trk kltrne aktaran dnr-airlerimizden biridir:

    "Ikun ald benden beni Bana seni gerek seni Ben yanaram dni gni Bana seni gerek seni."46

    45 Demirci, Mehmet, Mevlana'dan Dnceler; Akademi Kitabevi, zmi:; 1997, s. 20. 46 Yunus Emre Divan, Hazrlayan: Faruk Kadri Timurta, Kltr ve Turizm Bakanl, Ankara,

    1986, s.209; rlerin sadeletiriimi hali iin bkz: Gkdemir, Sevgi- Gkdemi:; Ayvaz, Yunus

  • 132 DN ARATIRMAL.\R

    "Canum kurban olsun serrn yoluna Ad gzel kend gzel Muhammed. Gel ~efaat eyle kemter kuluna Ad gzel kend gzel Muhanmed"47

    Hz. Muhanmed'i en gzel anlatan naat, Sleyman elebi tarafndan ya-z.lmtr. O, Mevlid'te:

    "Amine Hatun Muhammed anesi K'ol sadefden oldu ol dr dfuesi"48

    demekte ve peygamberin Trk milletinin gnlndeki yerini, onu nasl sevdi-ini ve hatta onu nasl bir Trk gibi grdn ifade etmektedir.

    Trk rf ve adetlerinde de slam inanc:ni. yansmalarn grmek mm-kndr. Hibir slam lkesinde Trkiye'nizdeki kadar vakf, yoksullara a~ datan imarethane yoktur.

    Dinin duygusal bir boyutu da vardr. Duygular bazen kelimelere aktarlamaz ama ezgilerle ok gzel ifade edilebilir. Trk musikisinde bulunan ilahi formu, dini inancn mzie yansmasdr, dini duygularn ezgilerle ifade edil-mesinden ba~ka bir ~ey deildir. Trk mzii ilahi formu, ba~ka milletierin dini mziine asla benzememektedir. Bu konuda d~nce reten Yahya Ke-mal'e gre Trk dini musikisinde, musikisindeki vicdan azab ve sululuk hissi yoktur. Trk dini musikisinde peygamberini armha germi~ bir din olmann glgesi de yoktur. Aksine, "slamiyet' e yeni lkeler salam~, stanbul'u alm~, bu mjdelenmi~ ~ehri ulu mabetlerle ycel~, minarelerle ss-lemi~, velhasl imanna sadk kalm~ bir milletin ~evki ve vicdan huzuru var-dr."49

    Mimaride cami, han, kervansaray, ~adrvan, hamam, medrese, kmbet, trbe gibi yaplarda dini inancn izlerini rahatlkla grebiliriz. Hibir Msl-man milletin mimari eserleri birbirinin ayns deildir. Hatta yaprun kabaca grntsnden bile o eserin hangi millete ait olduu rahatlkla anla~labilir; herhangi bir minareye bakldnda onun yapsal grnts, o eserin hangi milletin eseri olduunu anlamaya yeterlidir. Trk cami mimarisindeki ince minare, milletimizin ince ruhiuluunu yanstan bir mimari unsurdur.

    Ancak, hemen ifade etmek gerekir ki, kltrmzn de din zerinde et-kileri vardr. ~te bizi dier Mslman milletlerden ayran hususlardan biri de budur. Her millet, kendi kltrel yapsn, inand dineve onun uygula-malarna yanstr. Mezheplerin dou~unda bu kltrel elerin byk pay vardr. Her Mslman millet, kendi kltrel bnyesine uygun bir mezhebe girmi~ veya kendine uygun bir mezhep olu~turmu~tur. Dolaysyla dindeki

    Emre Gldeste, Kltr Bakanl Yaynlan, Ankara, 1990. Kitapta sayfa numaralan belirtil-medii iin sayfa numaras verilemedi.

    47 Yunus Emre Divaru, s. 238; Gkdemi; Sevgi-Ayvaz, age. 48 Kahraman, Ahmet, Sleyman elebi ve Mevlid, s. 77. 49 Banarl, Yahya Kemal Yaarken, stanbul Fetih Gerniyeti Yahya Kemal Enstits Yayn, stan

    bul, 1983, 2. Bask, s. 69.

  • H. MER ZDEN 133

    milliliin en nemli gstergelerinden biri mezheplerdir. Bu anlaytan yola kacak olursak iiliin ran'n adeta milli mezhebi niteliinde olduu d~nlebilecei gibi, Hanefiliin de Trklerin milli mezhebi olduu sylenebi-lir. Yahya Kemal de bunu byle kabul etmektedir.50 Mezhepler arasndaki farkllklar, milli niteliklere gre ~ekillendirilmi~tir. Her millet kendine ait 'Zelliklerini mezhebi yoluyla bals bulunduu dine aktarmaktadr. Byle-ce yaplan ibadetlerde bile kltrlere gre farkllklar gze arpmaktadr. Bir Trk'n okuduu Kuran'la, bir Hintlinin veya Msrl bir Aral'n okuduu Kuran'da ses tonu, vurgu, makam hep farkldr. ~te bu ve benzeri hususlar, milliyetin din zerindeki etkileridir.

    Buna gre, Trk milleti asndan bakldnda, biz farknda olmasak da slami olan btn unsurlarn, kendi kltrrozde bize zg ifadelerle anla-tld sylenebilir. Artk Hz. Muhammed'in annesi Amine, Arnine Hatun ola-rak sanki Bursa'da veya Erzurum'da ye~mi~ bir Trk kadn gibidir.51 Artk ocuuna Mehmet- ismini veren Trk insanna gre Hz. Muhammed, sanki sadece Trklere gnde~, Trkler arasnda doup bym~ gibidir. S-leyman elebi'nin yazd mevlidi ba~ka hibir millet yazamaz. nk o, bize aittir. Ba~ka milleder de kendine gre mevlirler yazm~lardr. Hepsi, kendi kltrnde deerlidir.

    Trk milleti, Hz. Peygamberi o kadar benimsemi~tir ki adeta onunla ayn mahallede, ayn evde oturuyor gibidir. Yahya Kemal bunu skpl bir vilizin azndan ok gzel aktarr. skpl viliz, insanlara, bor almann ve vaktin-de demenin dini adan bir sakncas olmadn anlatrken, Hz. Ali'nin Hz. Muhammed'den nasl bor istediini kendine zg bir ifadeyle ~yle anlat-maktadr: "A be Muhammed var mi sende alti kuri~."52 Vaiz bunu o kadar samimi anlatmaktadr ki sanki Hz. Peygamber, bir skpldr.

    Trk insan, Hz. Ali'nin cenklerinin sanki Trk vatan olan Anadolu'da geen mcadeleler ve bu cenkleri yapann da bir Trk insan olduunu var-saymaktadr.

    Verilen rneklerde de grld gibi kltr ile din arasnda, gemi~ten gelen, yadsnamaz bir etkilenme vardr. Bu iki olgu, bugn ve gelecekte de birbirini etkilerneye devam edecektir. Hem kl~ hem de din, iinde ya~admz dnyay anlarnlandrmamza yardmc olmaktadr. Ancak kltr ile dini ayn ~eyler olarak grmek yanl~tr. Din, kltr etkileyen unsurlarn en nemlilerinden biridir, ama kltrn btn deildir. Eer bu iki olgunun birbiriyle ayn gibi grlme yanl~lna d~lrse, her problemi dinle z-me yanlgsna d~lebilir. Nitekim Orta a'da Avrupa bu yanlgya d~m~ ve hastalklarn tedavisi iin hastanelere ba~vurmak yerine, kiliseye mraca-at e~lerdir. Bunun bilgiyle yakndan balants bulurmaktadr. Fakat sa-

    50 nve; Sheyl, Yahya Kemal'in Dnyas, ehir Yaynlan, stanbul, 2000, s. 28; zden H. me; Estetik ve Tarih Felsefesi Asndan Yahya Kemal, Kltiir Bakanl Yaynlan, Ankara, 2001, s.168.

    51 nve; Yahya Kemal'in Dnyas, s. 79-80. 52 Tanpnar, Yahya Kemal, Dergal Yaynlan, 2.Bask, stanbul, 1982, s. 33.

  • 134 DN ARATIRMALAR

    de ce bilmek yeterli deildir; bilgiyi hayatn her alanna uygulayabilmek nem-lidir. Yaadmz a, bilim ve teknoloji a olmasna ramen lkemizde de hastalnn ifasn hastanede aramak yerine, farkl yerlerde arayanlara, hastalnn iyilemesi iin dini yollar deneyeniere rastlanmaktadr. Oysa din, pozitifbir tedavi arac ve yntemi deildir. Din, Tanr ile insan arasndaki bir inanma ve gnl badr; bir yaama biimidir. Eer din, hastalklar tedavi etseydi, Hz. Peygamber hastalklarn tedavisi iin tabibe gitI1ek yerine dua etmeyi veya hastann zerine okutnay tavsiye ederdi. Peygamber; ifa bul-mak iin hekime gitmeyi tavsiye ettiinden dolay dnyann ilk donanml hastanelerini kuranlar, Mslman Trklerdir. Koruyucu alan ilk defa icat edip kullananlar, ecdadmzdr. Kuran elbette ki ruhlara ifadr. Ama pey-gamberimiz her zaman tedbiri elden brakmariay nennitir. Tedbiri aldktan sonra takdiri Allah'a brakmak ifadesi bundan dolaydr. Hastalandktan sonra hastane yerine ifa iin okutnay tercih edenler, Allah'n takdirine de kar ktklarnn farknda deillerdir.

    Din de dahil olmak zere btn kltrel elerin asl gayesi, ayn vatan paylaanlar arasnda milli birlik ve beraberliin salanmas, aynlklarn or-tadan kaldrlmasdr. Dier taraftan Trk kltrnn temelinde de sevgi ve sayg vardr. Edebi rnlerimizde bunlar grdmz gibi, ataszlerimizde de bunlar rahatlkla grebilmek mmkndr.53 ok eitli ynlerden oldu-u gibi sevgi bakmndan da slam dini ile Trk kltr tam bir uyum salamaktadr.

    Trk kltr, uzun gemiiyle, AhmetYesev!'nin, Mevlfua'nn, Hac Bek-ta- Veli'nin, Yunus'un kucaklayc sevgi ve hogr anlaylaryla huzur ve barn adeta sirngesidir. Sevgi ve saygya dayal kltr birlii, nilli birlik ve beraberliin devamnda ve 'ulus devlet' olmada en nemli olgudur. Atatrk-'n de dedii gibi "Trkiye Cumhuriyeti'nin temeli kltrdr." Bu bakmdan Trk klt:rlin btn ynleriyle tanyp, el birliiylekorumamz gerekmek-tedir. Bunun yannda, dinimizi doru olara!< renip retmemiz de hem kltrel birliin korunmas, hem dedinin yarl amalar dorultusunda kul-lanlmamas, bir baka ifadeyle dinin siyasete alet edilmemesi bakmndan nemlidir. Bunun salanmas iin de dinin, yetkili yasal kurumlar ierisinde retilmesi g~rekmektedir. Din eitimi ve retiminde srekli vurgulannfas gereken asl nokta, dinin, Tanr ile insan arasndaki gnl ba, insanlar arasnda da nefreti ortadan kaldran ve sevgi tohumlar eken bir kurum ol-duudur. Sevgi ve saygnn nde olmas demek, insanlarn birbirine daha anlayl davranmas demektir. Bunun yaygnlatrlmas, tarihin derinlikle-rinde dnyann her tarafnda grlen din adna yaplan savalarn yerini, inanca ve insana saygya brakmas demektir. Daha gzel ve yaanacak bir dnyann tesisi iin bu duygulara herkesin ihtiyac bulunduu gzden uzak tutulmamaldr.

    53 Trk ataszlerinde insan ve ona verilen nem, bunun temelinde insan sevgisinin bulun-duu konusunda geni bilgi iin bkz. zden, H. me; "Trk Ataszlerinde nsan", Atatrk niversitesi ilahiyat Fakltesi Dergisi, Erzurum, 2001, Say:15, s. 75-105.