33
Savunma Bilimleri Dergisi The Journal of Defense Sciences Mayıs/May 2015, Cilt/Volume 14, Sayı/Issue 1, 5-37. ISSN (Basılı) : 1303-6831 ISSN (Online): 2148-1776 Makalenin geliş tarihi: 09.03.2015 Kabul tarihi: 30.04.2015 Irak Şam İslam Devleti (IŞİD): Gücü ve Geleceği Şemsettin ERDOĞAN 1 Ergün DELİGÖZ 2 Öz Irak ve Suriye’nin içerisinde bulunduğu mevcut durum, bu bölgede radikal dinî örgütlerin ortaya çıkmasını ve varlığını devam ettirmesini kolaylaştırmaktadır. Bu örgütlerden biri olan IŞİD, sahip olduğu gücü ve gerçekleştirdiği kanlı eylemleri ile hem bölgesel hem de küresel düzeyde bir tehdit kaynağı haline gelmiştir. IŞİD’in küresel bir tehdit olarak belirmesi sonucu, örgütle mücadele maksadıyla ABD öncülüğünde bir koalisyon oluşturulmuştur. Bu koalisyon tarafından, IŞİD’in Suriye ve Irak’ta “zayıflatılması ve sonunda yok edilmesine” dayalı bir mücadele yöntemi benimsenmiş ve uygulanmaya başlanmıştır. Ancak, IŞİD’le etkili bir mücadele için eğitimli ve donanımlı yerel birliklere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu birliklerin eğitimi ve dolayısıyla örgütle mücadele uzun zaman almaktadır. Ayrıca, sadece askerî tedbirler şiddeti tırmandırmakta, nihai çözüm için altta yatan politik sorunların giderilmesi gerekmektedir. Suriye ve Irak’ta yaşanan gelişmeler ise IŞİD’in ortadan kaldırılmasına yönelik politik çözüm ve istikrar için oldukça uzun bir süreye ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Anahtar Kelimeler: IŞİD, DEAŞ, İslam Devleti, Suriye, Irak, Radikal Terör Örgütleri. The Power and Future of Islamic State in Iraq and Syria (ISIS) Abstract The current situation in which Iraq and Syria involved fosters the emergence and existence of radical religious organizations in this region. ISIS, one of those organizations, has become a source of threat through its bloody attacks and power in global and regional scale. Due to ISIS’s existence as a threat, a US-led coalition force was established. By this coalition force, an action plan based on the purpose to “weaken ISIS and 1 Yazışma Adresi: Kara Harp Okulu, Savunma Bilimleri Enstitüsü, Bakanlıklar, Ankara, [email protected]. 2 Kara Harp Okulu, Savunma Bilimleri Enstitüsü, Bakanlıklar, Ankara, [email protected].

Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

Savunma Bilimleri Dergisi

The Journal of Defense Sciences Mayıs/May 2015, Cilt/Volume 14, Sayı/Issue 1, 5-37.

ISSN (Basılı) : 1303-6831 ISSN (Online): 2148-1776

Makalenin geliş tarihi: 09.03.2015 Kabul tarihi: 30.04.2015

Irak Şam İslam Devleti (IŞİD): Gücü ve Geleceği

Şemsettin ERDOĞAN1 Ergün DELİGÖZ

2

Öz

Irak ve Suriye’nin içerisinde bulunduğu mevcut durum, bu bölgede radikal

dinî örgütlerin ortaya çıkmasını ve varlığını devam ettirmesini

kolaylaştırmaktadır. Bu örgütlerden biri olan IŞİD, sahip olduğu gücü ve

gerçekleştirdiği kanlı eylemleri ile hem bölgesel hem de küresel düzeyde bir

tehdit kaynağı haline gelmiştir. IŞİD’in küresel bir tehdit olarak belirmesi

sonucu, örgütle mücadele maksadıyla ABD öncülüğünde bir koalisyon

oluşturulmuştur. Bu koalisyon tarafından, IŞİD’in Suriye ve Irak’ta

“zayıflatılması ve sonunda yok edilmesine” dayalı bir mücadele yöntemi

benimsenmiş ve uygulanmaya başlanmıştır. Ancak, IŞİD’le etkili bir

mücadele için eğitimli ve donanımlı yerel birliklere ihtiyaç duyulmaktadır.

Bu birliklerin eğitimi ve dolayısıyla örgütle mücadele uzun zaman

almaktadır. Ayrıca, sadece askerî tedbirler şiddeti tırmandırmakta, nihai

çözüm için altta yatan politik sorunların giderilmesi gerekmektedir. Suriye

ve Irak’ta yaşanan gelişmeler ise IŞİD’in ortadan kaldırılmasına yönelik

politik çözüm ve istikrar için oldukça uzun bir süreye ihtiyaç duyulduğunu

göstermektedir.

Anahtar Kelimeler: IŞİD, DEAŞ, İslam Devleti, Suriye, Irak, Radikal Terör

Örgütleri.

The Power and Future of Islamic State in Iraq and Syria

(ISIS)

Abstract

The current situation in which Iraq and Syria involved fosters the

emergence and existence of radical religious organizations in this region.

ISIS, one of those organizations, has become a source of threat through its

bloody attacks and power in global and regional scale. Due to ISIS’s

existence as a threat, a US-led coalition force was established. By this

coalition force, an action plan based on the purpose to “weaken ISIS and

1Yazışma Adresi: Kara Harp Okulu, Savunma Bilimleri Enstitüsü, Bakanlıklar,

Ankara, [email protected]. 2

Kara Harp Okulu, Savunma Bilimleri Enstitüsü, Bakanlıklar, Ankara,

[email protected].

Page 2: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

6 | Erdoğan ve Deligöz

finally exterminate” was adopted and implemented. But it is needed to

obtain regional and well trained and equipped troops to fight against this

organization. It requires long time to train some kind of troops and

naturally to fight against ISIS. Besides, military interventions triggers the

violence political implementations are required to get to the root of the

problem. The current status in Iraq and Syria demonstrates that it is needed

long time to implement political solutions and stability which will

exterminate ISIS at the end.

Keywords: ISIS, Deash, Islamic State, Syria, Iraq, Radical Terrorist

Organizations.

Giriş

Gerçekleştirdiği kanlı eylemlerle, Irak ve Suriye’de ele geçirdiği

topraklarla adını özellikle 2014 yılı içerisinde sıkça duyuran Irak Şam İslam

Devleti (IŞİD)1, ilk olarak 1999 yılında Ebu Musab el-Zerkavi tarafından

Afganistan’da, Tevhid ve Cihad Örgütü olarak kurulmuş (Clarion Project,

2014), 2001 yılında Irak Kuzeyi’ne gelmiş (Laub ve Masters, 2014) ve ABD

güçlerine karşı savaşmıştır (Acun, 2014). Örgüt, 2004 yılında El-Kaide ile

bağlantılı hale gelerek Irak El-Kaidesi ismini almıştır (Zelin, 2014). 12

Haziran 2006’da Zerkavi’nin ölmesi sonucu, liderliğe el-Muhacir getirilmiş

(Kaplan, 2006), Ekim 2006’da ise Irak İslam Devleti kurularak liderliğe Ebu

Ömer el-Bağdadi getirilmiştir (The National Counterterrorism Center,

2014). 2007 yılından itibaren, ABD’nin etkisi ile gücünü kaybetmeye

başlamıştır (Gürler ve Özdemir, 2014). 2010 yılında el-Mısri ve el-

Bağdadi’nin öldürülmesi nedeniyle, lider Ebu Bekir el-Bağdadi olmuştur

(Clarion Project, 2014). IŞİD, 2011 yılında ABD’nin Irak’tan çekilmesinden

sonra tekrar güçlenmeye başlamıştır (Gürler ve Özdemir, 2014). El-Bağdadi

8 Nisan 2013’te Irak ve Şam İslam Devleti’nin kurulduğunu ilan etmiş

(Duman, 2013), fakat bu karar El-Kaide tarafından tanınmamış ve

sonucunda El-Kaide ile bağlantısı kopmuştur. 29 Haziran 2014’te ise

halifeliği ve İslam Devletinin kurulduğunu ilan etmiştir (Clarion Project,

2014).

BM Güvenlik Konseyi nezdinde faaliyet gösteren “El-Kaide

Yaptırım Komitesi” tarafından yayımlanan terör örgütü listesine2 18 Ekim

2004 tarihinde Irak El-Kaidesi başlığı ile dâhil edilmiş, örgütün diğer

isimlerine bu başlık altında yer verilmiştir (UN Al-Qaida Sanctions List,

2014).

IŞİD’in gerçekleştirdiği eylemler bölge istikrarını ciddi yönde

etkilemiştir ve etkilemeye devam etmektedir. Ele geçirdiği bölgelerde

acımasız bir tavır sergileyen örgüt kendi mezhepsel ideolojisini

Page 3: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 7

benimsemeyenleri (başta Şiiler olmak üzere) kadın çocuk ayırt etmeden

insanlık dışı muamelelere maruz bırakmaktadır. Nitekim BM Raporlarına

göre 2014’ün ilk sekiz ayında IŞİD’in gerçekleştirdiği eylemler neticesinde

Irak’ta 8,493’ü ölüm olmak üzere en az 24,015 sivil zayiatın gerçekleştiği

belirtilmektedir (OHCHR/UNAMI, 2014). Bu can pazarından kaçmaya

çalışan üç milyonu aşkın Suriyeli (30 Ekim 2014 itibarıyla) ve 1,8 milyon

civarında (19 Eylül 2014 itibarıyla) Iraklı ise mülteci durumuna düşmüştür

(UN Report, 2014).

IŞİD varlığı ve eylemleri ile sadece bölgesel düzeyde değil küresel

düzeyde de bir tehdit kaynağıdır. Öncelikle örgüt bünyesinde savaşan ve

dünya genelinde 80’i aşkın devletten gelen radikalleşmiş yabancı

savaşçıların varlığı başlı başına bir tehdittir. Bu yabancı savaşçıların, en

azından bir bölümünün, kendi ülkelerine dönmeleri, buralarda terör eylemi

planlamaları, icra etmeleri ya da başkalarını bu doğrultuda eğitmeleri ve

radikalleştirmeleri beklenmektedir (UN Report, 2014). Nitekim bir yılı

aşkın bir süre ile IŞİD bünyesinde Suriye’de savaştığı ve Avrupa’ya

döndüğü iddia edilen Fransa vatandaşı Mehdi Nemmouche’nin, 24 Mayıs

2014’te Belçika’da dört Yahudi’yi öldürmesi olayı (BBC, 2014a) bu

durumu özetler niteliktedir. Ayrıca örgüt bünyesindeki yabancı savaşçılar,

sıradaki hedeflerinin “Orta Asya” olduğunu duyurmakta, bu da tehdidin

sınırlarını “Batı” dünyasının dışına taşımaktadır. Kuzey Afrika’da Güney ve

Güneydoğu Asya’da örgüte bağlılıklarını ilan eden grupların varlığı ise (UN

Report, 2014) IŞİD tehdidinin sınırlarını daha da genişletmektedir.

Bu çalışmada bölgesel ve küresel düzeyde bir tehdit kaynağı olarak

beliren IŞİD’in, gelişimini ve güçlenmesini kolaylaştıran Irak’taki politik

gelişmeler, yapılanması, ideolojisi ve sahip olduğu çeşitli güç unsurları

(silah ve insan gücü, mali güç, propaganda ve iletişim gücü) hakkında

tespitlerde bulunulacak, IŞİD’le mücadeleye yönelik yürütülen ve

yürütülmesi planlanan faaliyetler incelenecek ve örgütün geleceği ile ilgili

değerlendirmelere yer verilecektir.

IŞİD ile ilgili her gün yeni gelişmelerin yaşandığı bir dönemde

hazırlanan bu çalışma, 15 Şubat 2015 tarihi itibariyle sonlandırılmıştır.

Değerlendirmeler, bu tarihe kadar geçen süreçte gerçekleşen gelişmeler ve

bu gelişmelere ilişkin açık kaynak verileri ışığında yapılmıştır.

IŞİD’in Gelişimini ve Güçlenmesini Kolaylaştıran Irak’taki Politik

Gelişmeler

IŞİD öncelikle bölgedeki politik istikrarsızlığı gerek militan desteği,

gerekse ele geçirdiği topraklarda halk desteği kazanmak için istismar

etmektedir. IŞİD’in bu politik yaklaşımı ise yeni bir olgu değildir ve

Page 4: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

8 | Erdoğan ve Deligöz

kökenleri Irak El-Kaidesi lideri Zerkavi’ye uzanmaktadır. Nitekim kurmayı

planladığı İslam Devleti için Zerkavi, öncelikle 2003’te Irak’ı işgal eden

ABD’ye karşı cihadi bir mücadele başlatmıştır. Bu mücadelesinde başarıya

ulaşmak ve bir devlet kurmak için de mezhepsel çatışmayı körüklemeyi ve

kargaşa ortamı yaratmayı amaçlamıştır (Lister, 2014a).

Zerkavi’nin Irak’taki bu mezhepsel çatışmayı körüklemeyi başardığı

söylenebilir. Ancak IŞİD döneminde de süren bu mezhepsel çatışma ve

radikalleşme sürecinde, 2003 sonrası ABD’nin Irak’ta kurduğu “Geçici

Koalisyon Otoritesi”nin (GKO) izlediği politikaların da ciddi olumsuz

katkıları olmuştur. GKO’nin “en üst dört rütbeye sahip Irak ordusu

askerlerinin hiçbir devlet işinde çalıştırılmayacağına dair 1’nolu kararı”

bunlardan birisidir. Yaklaşık 30 bin civarında profesyonel askeri kapsayan

bu kararı tüm Irak Ordusunun, özel kuvvet birliklerinin ve istihbarat

servisinin terhis edilmesini öngören ikinci karar izlemiştir. Tüm bu kararlar

neticesinde kırgın, hoşnutsuz, işsiz yaklaşık 300.000 asker potansiyel birer

militan konumuna düşmüştür (Gause, 2010). Nitekim aşağıda IŞİD’in askerî

durumunda da belirtileceği gibi bugün örgütün askerî anlamda kuvvetli

olmasının en önemli nedenlerinden birisi bünyesindeki bu eski profesyonel

Irak askerleridir.

ABD’nin, IŞİD’e karşı Sünni aşiretlerin desteğini alarak Sahva

Konseyleri kurması ve bunları desteklemesi sonucu, örgüt büyük güç

kaybetmiştir (Gause, 2010). Ancak ABD’nin Irak’tan çekilmesi ile durum

tersine dönmüş, Şii Irak Hükümetinin lideri Maliki, Sünni’lere ve Sahva

Konseyine desteğini çekmiştir (Lister, 2014a). Ayrıca, Maliki yönetimi,

Sünni politik rakipleri üzerine baskı ve sindirme siyaseti izlemiş, mezhepsel

mücadeleyi siyasi iktidarını güçlendirmek için kullanmıştır (CFR, 2014).

Maliki yönetimi esnasında, IŞİD’in önceki yapısı olan Irak El-

Kaidesi, Samarra kentindeki 12 Şii imamdan ikisinin mezarının türbesinin

bulunduğu Askeriye Camiine 2006 yılında kanlı bir saldırı düzenlemiştir.

Bu saldırının ardından Şii Mukteda el-Sadr’a bağlı Mehdi Ordusu sivil

Sünni Araplara karşı etnik temizlik içeren geniş çaplı saldırılar

düzenlemiştir. Saldırılar neticesinde iki milyonu aşkın sivil, mülteci

durumuna düşmüş, 26.540 sivil hayatını kaybetmiştir (Gause, 2010). Ancak

2008 yılında Maliki’nin düzenlediği harekât neticesinde Sadr’a bağlı

birlikler sindirilmiş, bu da Sünnilerin Maliki’ye karşı takındıkları sert

tutumun bir nebze yumuşamasına neden olmuştur (US Congress Report,

2014).

Ne var ki Maliki ve ekibinin Sünnilere karşı ayrımcı tutumu devam

etmiştir. 2010 seçimlerinde 6.500 kişilik aday listesinde yer alan

Sünnilerden 499’unun adaylığı Baas bağlantısı vb. nedenlerle “Adalet ve

Page 5: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 9

Hesap Sorulabilirlik Komisyonu” tarafından iptal edilmiştir. Komisyon

ABD yönetimi döneminde kurulan Baassızlaştırma Komisyonunun devamı

niteliğindedir ve başında Şii’ler bulunmaktadır. Yine de seçimlere katılan

Irak’lı Arap Sünniler diğer seçimlere nazaran daha fazla sandalye elde

etmişler ve ilk kez hükümet kurma şansını yakalamışlardır. Ancak Sünnilere

bu şans tanınmamıştır (US Congress Report, 2014).

Sosyal yaşamda ise durum yine benzer özellikler sergilemiştir.

Haksız tutuklanmalar, soruşturulmadan terörist damgası vurulan Sünni’lerin

sayısındaki artış ve genelde Maliki’nin Sünni karşıtı politikası protestolara

konu olmuştur. Özellikle yargısal reformlar yapılmasının istendiği sivil

gösterilere Maliki yönetiminin tepkisi sert olmuştur. Anbar’da kurulan bir

protesto kampı Maliki yönetimi tarafından hükümeti devirmeye çalışan ve

Sünni bir otonom hükümeti amaçlayan bir girişim olarak değerlendirilmiştir.

Bir Irak askerinin öldürülmesinden sonra Haviya kentindeki bir protesto

kampına Irak ordusunca düzenlenen saldırıda (Nisan 2013) tamamı sivil 51

kişi hayatını kaybetmiştir (Time, 2014).

Bu süreçte Sünni parlementer Alvani’nin tutuklanması, kardeşinin ve

bazı korumalarının öldürülmesi Alvani’nin aşiretinin yaşadığı Anbar

eyaletinde kitlesel protestolara neden olmuştur (US Congress Report, 2014).

Tepki olarak Anbar’ın merkezi olan Ramadi kentindeki protesto kampının

Irak Ordusunca ortadan kaldırılmaya çalışılması (Aralık 2013) buradaki ve

Felluce’deki halkın ayaklanmasına neden olmuştur (CFR, 2014). Durumdan

istifade eden IŞİD ayaklanan halk ile birlikte hareket ederek Irak Ordusunun

bu kentlerden çıkarılmasını sağlamış ve bölgeyi kendi kontrolü altına

almıştır (US Congress Report, 2014).

Eş zamanlı olarak Suriye’de kaos ortamının tırmanması, meydana

gelen güç boşluğu, devam eden mezhepsel çatışmalar ve bu kapsamda

Suriye’de örgütün ideolojisine yakın cihadi militanların sayısındaki artıştan

istifade eden IŞİD, kontrol altına aldığı alanları genişletmiş ve nihayetinde

bir devlet ilan etmiştir. Peki örgüt, böyle bir “devleti” idare edebilmek için

nasıl yapılanmıştır?

IŞİD’in Yapısı

BM Güvenlik Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren “Analitik

Destek ve Yaptırım Gözlem Timi”nin IŞİD raporuna göre3 örgüt temelde üç

ana gruptan oluşmaktadır. Bunlardan ilki çekirdek yönetim kadrosudur. Bu

kadro baskın bir şekilde Iraklılardan oluşmaktadır ve 2010 yılından beri Ebu

Bekir el-Bağdadi tarafından yönetilmektedir. İkinci ana grup Bağdadi’ye

biat etmiş olan ve yine çoğunlukla Iraklılardan kısmen de Suriyelilerden

oluşan gruptur. Bu grup, askerî ve idari işlerde görev almaktadır. Üçüncü

Page 6: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

10 | Erdoğan ve Deligöz

ana grup ise 80’in üzerinde ülkeden gelen yabancı terörist savaşçılardır ve

silahlı gücünün önemli bir kısmını oluşturmaktadır (UN Report, 2014).

Teşkilatı

Örgüt basit bir terörist grubun ötesinde hareket etmektedir. Sahip

olduğu kaynakları ve sözde ilan ettiği devleti idare etmek için IŞİD sıkı

kontrol edilen bürokratik bir teşkilata sahiptir (Lister, 2014a). Bu kapsamda

ele geçirilen ya da mücadele edilen topraklar (örneğin Bağdat) “vilayet”

yapılanması içerisine sokulmaktadır. BM Raporuna göre IŞİD yönetimine

bağlı sekiz “vilayet” bulunmaktadır. Kontrol altındaki bu “vilayet”ler,

yerinden yönetim anlayışı çerçevesinde atanan “vali”ler tarafından idare

edilmektedir (UN Report, 2014). IŞİD’in basında yer alan teşkilat şeması

Şekil-1’de görülmektedir.

Şekil 1. Örgütün Teşkilat Şeması (BBC, 2014b)

IŞİD ilan ettiği İslam devletinde yerel halkın desteğini kazanmayı

amaçlamaktadır ve böyle bir devletin idare edilmesine ve idamesine yönelik

teşkilatlanmıştır. Öncelikle şeriat yaşamın her alanında tatbik edilmekte,

halkın şeriat kurallarına uygun davranması sağlanmaktadır. Bu maksatla

“Hisbah” isimli ahlak polisi tarafından, ticaretten, alkole, uyuşturucudan

kadınların kılık kıyafetlerine kadar birçok konuda denetimler yapılmakta,

suçlular ağır bir şekilde cezalandırılmaktadır. Davalar sulh mahkemeleri ve

şeriat mahkemelerince dinî usullere göre görülmekte cezalar da yine şeriat

hükümlerine göre yerine getirilmektedir (Vice News, 2014a).4

Page 7: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 11

Gündelik yaşamı kolaylaştıran ücretsiz hastane hizmeti sağlanması,

fakirlere ücretsiz ekmek ve yemek dağıtılması, ücretsiz toplu ulaşım, dinî

eğitim veren okulların açılması vb. birçok faaliyet ile IŞİD bir ulus devletin

sağladığı hizmetleri kontrol altındaki topraklarda vermeye çalışmaktadır.

(Lister, 2014a).

Lideri

IŞİD’in mevcut lideri Ebu Bekir el-Bağdadi’dir. Bazılarınca “Yeni

Usame Bin Ladin” olarak tanımlanan Bağdadi hakkında bilgiler sınırlıdır.

Yönettiği çatışmalarda kendisine bağlı grup liderlerine emirler verirken bile

maskesini çıkarmadığı ve bunun için kendisine “gizli şeyh” denildiği iddia

edilmektedir (The Guardian, 2014a). Başına 10 Milyon ABD Doları ödül

konulan IŞİD liderinin Bağdat’ın yaklaşık 125 km kuzeyinde yer alan

Samarra şehrinde 1971 yılında doğduğu bilinmektedir (Rewards, 2014).

Amerikan Dış İşleri’ne ve BM “El-Kaide Yaptırım Komitesi”ne göre

Bağdadi’nin diğer isimleri arasında “Ali-el-Bedri-el-Samarri”, “Dr.

İbrahim”, “Awwad İbrahim” ile takma ismi olan “Abu Du’a” yer almaktadır

(UN Al-Qaida Sanctions List, 2014).

Dindar bir aileden gelen Bağdadi’nin aile bağı Samarra şehrindeki

Abbas aşiretinin Bedri koluna mensuptur. Bu noktada IŞİD, Bedri soyunun

dolayısıyla Bağdadi’nin soyunun Kureyş aşiretine ve oradan da Hz.

Muhammed’e dayandığını iddia etmektedir. Bu durum cihat grupları için

önemlidir çünkü bu gruplar için emir olmanın ön şartlarından birisi Kureyş

soyundan gelmektir (Timeturk, 2014).

Yönetim Kadrosu

IŞİD’in yönetim kadrosunda bulunanların kim oldukları konusunda

değişik tespitler mevcuttur. The Wall Street Journal Türkiye’nin bir

haberine göre Bağdadi’den sonraki isim Ebu Ali El-Anbari takma adlı eski

Irak ordusu yetkililerinden birisidir. Anbari’nin büyük oranda örgütün

Suriye’de operasyonlarını idare ettiği, şeriat bilgisinin nispeten düşük

olduğu bu yüzden de örgütün siyasi temsilcilik rolünü üstlendiği iddia

edilmektedir. Yine aynı habere göre Saddam Hüseyin’in generallerinden

birisi olan Ebu Müslim El-Türkmani kod adlı Fadıl Ahmed Abdullah El-

Hiyali, Bağdadi’ye yakın isimlerden birisi olarak zikredilmektedir. ABD

askerlerinin Irak’a girmesinin ardından Irak ordusundan çıkarılan Hiyali’nin

Amerikalılara karşı savaşmak için Sünni Müslüman isyancılar arasına

katıldığı belirtilmektedir (The Wall Street Journal, 2014). Hâlihazırda

IŞİD’in Iraktaki operasyonlarından sorumlu olduğu belirtilen Hiyali, Anberi

ile birlikte örgüt lider yardımcılığı konumundadır (UN Report, 2014).

Page 8: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

12 | Erdoğan ve Deligöz

IŞİD’in en üst yönetim kadrosunda değişik alanlardan sorumlu

“bakanlar”ın yer aldığı bir “kabine” bulunmaktadır. Bu “kabine”de yer alan

bazı isimler ve görevleri aşağıdaki tablodadır (Tablo-1) .

Iraklı güvenlik uzmanı ve IŞİD’den ele geçen belgeleri incelemiş

olan Hişam El-Haşimi’ye göre örgüt lideri Bağdadi’nin başarısının ve

gücünün kaynağında kendisine sadık bu yetenekli yönetim kadrosu

bulunmaktadır (The Telegraph, 2014). Yönetim kadrosunun çoğunluğu ise

Iraklı ve eski Baas Partisi mensubu subaylardır (Lister, 2014b).

Tablo 1. IŞİD’in Yönetiminden Sorumlu Bazı “Kabine” Üyeleri (The Telegraph, 2014;

Lister, 2014b)

Adı Kod Adı Görevi

Şevket Hazem el-Ferhat Ebu Abdul Kadr Genel idare “bakanı”

Nasser el-Din Allah Ebu

Süleyman Ebu Süleyman Savaş “bakanı”

Abdul Vahid Kutnayer

Ahmed Ebu Ali, Genel güvenlikten sorumlu “bakan”

Muafak Mustafa

Muhammed el-Karmuş Ebu Salah Ekonomi “bakanı”

Muhammed Hamid el-

Duleymi Ebu Hacer El-Esefi

Genel koordinasyondan sorumlu

“bakan”

Abdullah Ahmed el-

Meşedani Ebu Hassem

Yabancı savaşçıların nakli,

ağırlanması, intihar bombacıların

nakli ve patlayıcı madde

tedarikinden sorumlu “bakan”

Auf Abdal Rahman el-Arifi Ebu Saci Sosyal hizmetler” bakanı”

Farez Riyad el-Naimi Ebu-Şima Silah “bakanı”

Hayri Ebed Mahmud el-

Taey Ebu Kifah

Geliştirilmiş patlayıcı maddelerden

ve buna yönelik operasyonlardan

sorumlu “bakan”

Abdulrahman el-Afari Ebu-Suca Şehit ve yakınları ile ilgili

faaliyetlerden sorumludur

Beşer İsmail el-Hamdani Ebu-Muhammed Tutuklulardan ve

gözaltındakilerden sorumlu “bakan”

Page 9: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 13

Örgütün İdeolojisi ve Hedefleri

İdeolojisi

IŞİD ideolojik alt yapısını, El-Kaide ve Taliban gibi, Selefilik

mezhebinden oluşturmaktadır (Clarion Project, 2014). Okur, Selefilik ile

Suudi Vehhabilik arasında organik bir bağ olduğunu ve bir benzetmeye

gidilecek olursa Vehhabiliğin 1.0. sürümünün Arabistan Vehhabiliği

olacağı, 2.0. sürümünün Mısırdaki Selefi hareketin olacağı, 3.0. sürümünün

El-Kaide örgütü olduğunu ve son sürümünün ise IŞİD örgütü olacağı

şeklinde benzetme yapılabileceğini belirtmiştir (Gözel, 2014).

Selefi düşünce, zamanın bir kesitine bağlı kalarak bunu tüm

zamanları kapsayacak şekilde algılar. Özellikle Peygamber döneminde

olmayıp daha sonra karşılaşılan her durum kötü sünnet/gelenek olarak

algılanır. Bu düşünce tarzının amacı, Peygamber, Sahabe ve Tabiin

dönemindeki saflığa dönmek olup özgüven duygusu ile değil aksine, yenilgi

psikolojisi ile ortaya çıkabilen bir durumdur. İslam dünyasında dinî bir

ideolojiye dönüşmüş ve politik yönü ağır basan, yenilgiye açık olmayan

literalist bir yapıya bürünmüştür (Yılmaz, 2014).

Selefi düşünce, dinde meydana gelen sonraki gelişmeleri reddeder ve

bunları İslam dışı olarak değerlendirir. Kendi İslami görüşlerinden sapanlar,

farklı düşünce tarzına sahip olanlar kâfir olarak nitelendirilir ve bunun

cezası ölümdür (Clarion Project, 2014).

Hedefleri

IŞİD, İslami Hilafeti kurmak gibi politik bir amaca sahip dinî örgüt

olarak (Lewis, 2014), Irak ve Levant bölgesinde sivil istikrarsızlığı

sağlayarak ve çatışma ortamı yaratarak, şeriat kanunları ile yönetilen İslam

devletini kurmayı amaçlamaktadır (Laub ve Masters, 2014).

Bu amacı gerçekleştirebilmek için kısa, orta ve uzun dönem

hedeflere sahiptir. Kısa vadede kontrol ettiği bölgelerde varlığını

sağlamlaştırmayı ve Suriye ve Irak’ta yeni bölgeler ele geçirmeyi

amaçlamaktadır. Amacına ulaşmak için uyguladığı en temel taktik Sünniler

ve Şiiler arasında çatışma ortamı yaratarak, Şii sivilleri nerede ve ne zaman

olursa olsun katletmektir. Şiilere karşı uygulanan bu şiddet ile Sünnilerin

IŞİD’e desteklerini sağlamaya çalışmaktadır (Clarion Project, 2014).

Orta vadede Irak ve Suriye’deki varlığını sağlamlaştırmayı ve

genişlemeyi, uzun vadede ise komşu Sünni devletlere genişlemeyi

amaçlamaktadır. IŞİD destekçileri tarafından sosyal medyada yayımlanan

Page 10: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

14 | Erdoğan ve Deligöz

bir resme göre, IŞİD’in gelecek hedefleri arasında Ürdün ve Suudi

Arabistan yer almaktadır (Clarion Project, 2014).

IŞİD tarafından İngilizce olarak yayınlanan “Dabiq” dergisi, örgütün

stratejisini politik ve dinî otoriteyi elde etmeden önce silahlı güç vasıtasıyla

fiziki kontrolü sağlamak olarak açıklamaktadır. “Dabiq” ismi, bir hadise

göre Suriye’de, Müslümanlar ve Roma İmparatorluğu arasında, mahşerden

önce olacak olan savaşın gerçekleşeceği yerin isminden gelmektedir (Lewis,

2014).

Örgütün Gücü

Örgüt, varlığını devam ettirmesine olanak sağlayabilecek ve

belirlediği hedefler uğrunda ilerlemesine yardımcı olabilecek çeşitli güç

unsurlarına sahiptir. Örgütün sahip olduğu güç unsurları, insan, silah,

propaganda ve iletişim ile ekonomik güç başlıkları altında toparlanabilir.

İnsan Gücü

Örgütün insan gücü hakkında kesin rakamlar vermek neredeyse

imkânsız görülmektedir. Bunun yanında farklı kaynaklar, farklı rakamlar

belirtmektedir. CNN ve BBC’nin yaptığı haberde, Amerikan yetkililerine

göre IŞID’in Irak ve Suriye’de 20.000 ile 31.500 arasında savaşçısı

bulunduğu (BBC, 2014c; CNN News, 2014a) belirtilmektedir. Ancak Söz

konusu sayının ne kadarının doğrudan IŞİD liderine bağlı olduğu, gerek

ideolojik nedenlerle gerekse çıkarların örtüşmesi gerekçesiyle IŞİD ile

ittifak içinde bulunan savaşanların miktarının ne olduğu ya da zorla örgütte

bulunanların varlığı yapılan tahminlerin aralığını genişletmektedir (UN

Report, 2014).

Örgütün insan gücü ile ilgili yapılan başka bir açıklamada, Haşimi

IŞİD’in liderine yemin sadakati ile bağlı 25 bin civarında örgüt mensubu,

teknik konularda, güvenlik ve askerî konularda yetişmiş orta ve üst düzey

1.000 civarında komutanı bulunduğunu ifade etmektedir. Örgüt

mensuplarının belirli bir bölgede çalıştıklarını ve herkesin bir görevi

olduğunu vurgulayan Haşimi örgüt mensuplarının yaptıkları işin derecesine

göre 300 ile 2.000 dolar arasında aylık maaş aldıklarını belirtmektedir (The

Telegraph, 2014).

CIA yetkilileri, dünyanın dört bir yanından 2.000’i Batılı

devletlerden olmak üzere 15.000’den fazla yabancı savaşanın Suriye’ye

intikal ettiği, ancak bunların ne kadarının IŞİD’e ne kadarının Suriye

rejimine muhalif gruplara katıldığının belirgin olmadığını ifade etmektedir.

Iraklı bir parlamenterin değerlendirmesine göre ise IŞİD bünyesindeki

Page 11: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 15

yabancı savaşan oranı % 30 civarında bulunmaktadır (CNN News, 2014a).

Bu sayılara ulaşılmasında ise Haziran 2014’te Musul’un ele geçirilmesi (UN

Report, 2014), Haziran 2014’te halifeliğin ilan edilmesi ve etkili bir

istihbarat çalışmasının büyük katkısı bulunmaktadır. Nitekim Musul ele

geçirilmeden önce militan sayısının 3.000 civarında olduğu tahmin

edilmektedir (UN Report, 2014).

Tüm bunlara ilave örgüte katılmayıp, özellikle İslam coğrafyasında

IŞİD’e bağlılıklarını ya da desteklerini bildiren değişik büyüklükte radikal

gruplar da bulunmaktadır. Bunların bir kısmı doğrudan bulundukları

coğrafyada örgüt adına eylemlerde bulunurken bir kısmı ise örgütü değişik

konularda desteklemektedirler. Bu grupların yer aldığı ülkelerden bazıları;

Libya, Tunus, Cezayir, Nijerya, Pakistan, Filipinler ve Endonezya olarak

sıralanabilir. Suudi Arabistan ve Lübnan’da ise IŞİD’in iş birliği içinde

olduğu yerel destekçiler mevcuttur. Ürdün’deki radikal gruplar ise daha

ziyade El-Kaide’yi ve El-Nusra’yı desteklemektedir (Lister, 2014a).

Silah Gücü

İnsan gücünde olduğu gibi IŞID’in sahip olduğu konvansiyonel silah

miktarı konusunda da doğrulanmış bilgiler mevcut değildir. BM Güvenlik

Konseyi için hazırlanan bir rapora göre IŞİD, Irak ve Suriye’deki savaşı altı

ay ile iki yıl arasında daha sürdürebilecek hafif silah, mühimmat ve araca

sahip bulunmaktadır (UN Report, 2014).

Örgütün sahip olduğu silahlar arasında, tanklar (tahminen 30 adet T-

55, 5-10 adet T-72), çekili toplar (yaklaşık 20 km menzilli), BM-21 çok

namlulu roketatar sistemleri, omuzdan atılan hava savunma füzeleri (SA-7

ve Stinger), anti-tank silahları (HJ-8 ve Spigot), zırhlı personel taşıyıcılar ve

diğer hafif silahlar (M-16 vb.) yer almaktadır (The Telegraph, 2014).

Örgütün belirtilen bu silah ve cephaneyi teminde kullandığı en

büyük kaynağı, Irak ve kısmen de Suriye ordusundan ele geçirilenler

oluşturmaktadır. Diğer yandan Irak ve Suriye ordusundan ele geçirilen silah

ve cephane olmasa bile, bölgedeki istikrarsız yapının uygun ortamı yarattığı

silah kaçakçılığı, örgütün bu anlamdaki ihtiyaçlarını karşılayacak boyuttadır

(UN Report, 2014).

Ayrıca, Irak’ın BM temsilcisine dayandırılan bir bilgiye göre ise

IŞİD’in Musul’daki bir araştırma laboratuvarından 40 kg civarında düşük

seviyeli uranyum ele geçirdiği ancak bu hammaddenin nükleer bir silaha

dönüştürülme ihtimalinin çok düşük olduğu belirtilmektedir (The Telegraph,

2014).

Page 12: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

16 | Erdoğan ve Deligöz

Propaganda ve İletişim Gücü

Örgütün komuta heyeti daha önce de arz edildiği gibi çoğunlukla

Saddam Rejiminin tecrübeli komutanlarından oluşmaktadır. Bu da örgüte

ciddi bir avantaj kazandırmaktadır.

IŞİD’in kentlerde hücre yapılanması şeklinde faaliyet gösteren

militanları vasıtası ile sivillere yönelik gerçekleştirdiği eylemlerin amacı

mezhepsel çatışmayı canlı tutmak ve örgütün “Sünnilerin tek ve gerçek

koruyucusu olduğu” izlenimini vermektir. Diğer eylem türü ise daha askerî

hedeflere yöneliktir. Karşı tarafın moral gücünü ve diğer askerî

kabiliyetlerini zayıflatmayı, onlar üzerinde korku yaratmayı ve elde

bulundurduğu topraklardaki gücünü sağlamlaştırmayı amaçlayan bu tür

eylemler daha organize edilmiş bir yapıdadır. Örneğin önce üst düzey

komutanlar ve sivil makamlardaki yetkililer düzenlenen bireysel suikastlarla

öldürülmekte, bu şekilde korku salınmakta, karşı tarafın komuta gücü

zayıflatılmaktadır. Daha sonra alt düzeyde devriye ve kontrol noktalarına

bombalı araç ve intihar saldırıları düzenlenmekte ve nihai olarak baskın

tarzında birden fazla istikamette koordine edilmiş yaya ve motorlu

saldırılarla hedef ele geçirilmektedir (Lister, 2014a).

IŞİD teknolojik uygulamaları ve interneti aktif olarak

kullanmaktadır. IŞİD’in eleman sayısını artırmasında, özellikle yabancı

savaşçıların örgüte katılmasında, sosyal medyanın ve internetin büyük rolü

olduğu değerlendirilmektedir (UN Report, 2014).

Bu kapsamda IŞİD, propagandasını Mayıs 2014 tarihinde kurduğu

“El-Hayat Medya Merkezi” vasıtasıyla yürütmeye başlamıştır. Bu

kapsamda oluşturulan internet sitesinde çeşitli videolar ve dergiler

yayımlanmaktadır. İlk video 19 Haziran 2014 tarihinde yayımlanmıştır.

Özellikle batı kökenli yabancı savaşçıların cihat çağrılarına yer verilen

videolar yüksek kalitede ve birden fazla dilde yayımlanmaktadır. Yine

“Dabiq” isimli İngilizce dergi ile örgüt faaliyetlerinin propagandasının

yapıldığı “Insight into the Islamic State” isimli raporlar vasıtasıyla IŞİD

internet aracılığıyla geniş kitlelere ulaşmaktadır (Vice News, 2014b). Ayrıca

örgüt kendi akıllı telefon uygulamalarını bile kullanmakta, kişisel bilgiler ve

koordine edilmiş grup faaliyetleri bu program vasıtasıyla paylaşılmaktadır

(Lister, 2014a).

Askerî iletişim anlamında ise örgütün Irak ordusundan ele geçirdiği

ABD menşeli telsizlere sahip olduğu (The Washington Post, 2014a) ancak

örgütün operasyonel anlamdaki iletişiminde kurye hizmetini kullandığı ve

bu sayede gizliliği muhafaza ettiği öne sürülmektedir (The Daily Dot,

2014).

Page 13: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 17

Ekonomik Gücü

IŞİD, dünyanın en iyi finanse edilen terör örgütüdür. Bir

değerlendirmeye göre 2,4 milyar doları aşkın bir servete sahiptir (The

Guardian, 2014b). Bu ekonomik gücün belli başlı kaynakları ise petrol,

haraç, fidye, her türlü kaçakçılık ve bağışlardır. Bu kaynaklar içerisinde ise

petrol üretimi ve kaçakçılığı IŞİD’in en büyük finans kaynağını

oluşturmaktadır. Gerek Irak gerekse Suriye topraklarında ele geçirilen petrol

rafinerileri işletilmekte ve buradan çıkarılan petrol kaçakçılık vasıtasıyla

gelire dönüştürülmektedir. Son zamanlardaki ABD’nin hava saldırıları

sonucu rafinelerin zarar görmesi nedeniyle, buradan elde ettiği gelirde

azalma olmasına rağmen günlük ortalama 250.000 ile 1,5 milyon dolar

arasında gelir elde ettiği değerlendirilmektedir (UN Report, 2014).

Bir diğer kaynak ise haraçtır. Bir değerlendirmeye göre haraç

gelirinin toplam gelire oranı yaklaşık % 8-% 10 arasındadır (UN Report,

2014). Adam kaçırma ve fidyeden örgütün 2014 yılının başından beri en az

20 milyon dolar tutarında gelir elde ettiği tahmin edilmektedir (US

Department of Treasury, 2014).

Bunların yanında, örgüt kontrolündeki bölgelerdeki Müslüman

olmayanlar cizye ödemektedir. Bunun şeriatın bir gereği olduğunu söyleyen

bir IŞİD yetkilisi, gayri-müslimlerle 23 Ocak 2014 tarihinde bir anlaşma

yaptıklarını, bu anlaşmanın el-Bağdadi tarafından da onaylandığını ve

“vergi” ödemeyi kabul eden Hıristiyanlara zarar vermediklerini beyan

etmektedir (Vice News, 2014a).

Antik eser kaçakçılığı da IŞİD’e küçümsenmeyecek miktarda gelir

getirmektedir. Örgütün ele geçirdiği el-Nabuk kentindeki 8000 yıllık tarihî

eserlerin satışından 36 milyon dolar kazandığı tespit edilmiştir (The

Guardian, 2014b). Bir diğer gelir kaynağı olarak örgüt özellikle Körfez

ülkelerinden bireysel bağış toplamaktadır (The Telegraph, 2014). Bağışlar

hem güvenilir şahısların ülkeleri gezerek toplamasıyla hem de sosyal medya

vasıtasıyla toplanmaktadır (UN Report, 2014).

Kadın ve çocuk kaçakçılığı ile seks köleliği ise IŞİD’in gelir elde

etme konusunda sınır tanımazlığının bir göstergesidir. BM İnsan Hakları

Yüksek Komiserliği Ofisi (OHCHR) ve BM Irak Yardım Misyonu

(UNAMI) tarafından müşterek olarak hazırlanan “Irak’taki Çatışmalarda

Sivillerin Korunmasına Dair Rapor” bu acı durumu ortaya koymaktadır.

Raporda, Şii, Yezidi ve Hıristiyan kadın ve çocukların inançlarını

değiştirmeye zorlandıkları, aksi takdirde savaş ganimeti sayılıp seks

ticaretine ve alım satıma konu oldukları ve hatta bu kadın ticaretinin

Page 14: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

18 | Erdoğan ve Deligöz

Musul’un el-Kuds bölgesinde açılan bir satış ofisinde açık artırma ile

gerçekleştirildiği ifade edilmektedir (OHCHR/UNAMI, 2014).

Örgütle Mücadele

IŞİD yukarıda belirtilen güçlü kaynakları, etkin teşkilatlanması ve

izlediği askerî taktikler sonucu beklenmedik bir şekilde Irak ve Suriye’de

toprak ele geçirmiş ve sözde “İslam Devleti”ni ilan etmiştir. IŞİD’in bu ani

yükselişi kapsamında ABD Başkanı, IŞİD’in gücünü hafife aldıklarını Irak

ordusunun ise savaşma yeteneğini abarttıklarını ifade etmektedir. Örgütle

mücadelede nihai çözümün zaman alacağını ve uzun vadede politik yollarla

sağlanabileceğini vurgulayan ABD Başkanı (CBS News, 2014), bu aşamaya

geçilebilmesi için ise örgütü zayıflatma ve yok etmeye yönelik dört boyutlu

bir planın tatbik edileceğini duyurmuştur (Al Jazeera Türk, 2014a).

Askerî Alanda

ABD Başkanı tarafından belirtilen plan kapsamında; Irak güçleri

karada harekât düzenlerken sistematik hava operasyonlarının icra edilmesi,

sahada mücadele eden Irak ve Kürt güçleri ile Suriyeli ılımlı muhaliflere

askerî yardımın artırılması (eğitim, istihbarat ve ekipman), örgütün

ekonomik ve insan kaynaklarının kurutulması ve son olarak insani

yardımlara devam edilmesi öngörülmektedir (Al Jazeera Türk, 2014a).

Bu doğrultuda ABD eğitim, danışmanlık ve üslerin güvenliği için

toplam 3.100 kişiyi Irak’a sevk etmiştir. ABD’nin buradaki hedefinin

oluşturulacak eğitim merkezleri vasıtası ile dokuzu Irak, üçü Kürt Peşmerge

olmak üzere 11 Tugay’ı ve 5.000 civarında aşiret mensubunu eğitmek ve

donatmak olduğu ifade edilmektedir (Reuters, 2014a). IŞİD’le mücadele

koalisyonuna mensup devletlerden de 700 civarında eğitimcinin de Irak’a

sevk edilmesi öngörülmektedir. ABD Kongresinin 02 Aralık 2014 tarihli

çıkardığı yasa ile de ABD Savunma Bakanlığına, 31 Aralık 2016’ya kadar

Irak ve müttefiklerini IŞİD tehdidinden korumak ve Irak topraklarını

güvenli hale getirmek maksadıyla, Irak Hükümeti ile ilişkili bulunan, Kürt

ve diğer aşiretler dâhil olmak üzere askerî ve güvenlik güçlerini eğitme

yetkisi verilmiştir (Armedservices, 2014). Son olarak Obama yönetimi

Kongre’den ABD muharip güçlerinin IŞİD’e karşı mücadelede özel

operasyon yürütmesine imkân tanıyan üç yıllık yetki talebinde bulunmuştur

(Anadolu Ajansı, 2015).

ABD Suriye’deki yerel birliklerin eğitimini ise daha uzun vadeli ve

daha dar kapsamlı olarak ele almaktadır. Bunda halen sürmekte olan iç

savaş en büyük etkendir. ABD yılda yaklaşık 5.000 Suriyeli ılımlı muhalifin

silahlandırılmasını ve eğitimini planlamaktadır. Bu eğitimin ise Suudi

Page 15: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 19

Arabistan’da gerçekleştirilmesi müteakiben yerel birliklerin Suriye’ye sevk

edilmesi öngörülmektedir (The Washington Post, 2014b).

Bu arada yerel güçlerin ve Irak Ordusunun ABD ve müttefikleri

tarafından silahlandırılması başlı başına bir hassasiyet taşımaktadır. O da

verilen silahların daha önce olduğu gibi yine IŞİD’in eline geçmesi

ihtimalidir (Lister, 2014a). Bunu engellemek için Suriye’de

silahlandırılan/silahlandırılacak gruplara yönelik etkin bir kontrol

mekanizması tesis edilmesi şu aşamada pek mümkün görünmemektedir. Bu

da kaos içerisindeki bir bölgeye gönderilen/gönderilecek silahların

hassasiyetini artırmaktadır.

Bu tür çekinceler nedeniyle planın başarı ihtimali hakkında değişik

değerlendirmeler yapılsa da Amerika’nın ve IŞİD karşıtı koalisyonun5 bu

doğrultuda hareket ettikleri söylenilebilir. İlk olarak IŞİD’e ait askerî

nitelikli hedefler (silah ve personel mevzileri, ağır silahlar, barınaklar,

komuta kontrol merkezleri vb.) ile petrol kuyuları, mobil petrol rafinerileri,

barajlar gibi ekonomik değeri yüksek hedeflere sistematik bir şekilde hava

taarruzu düzenlenmektedir. Irak’taki IŞİD hedeflerine düzenlenen hava

saldırılarını ABD, Avustralya, Belçika, Kanada, Danimarka, Fransa,

Hollanda, İngiltere düzenlerken, Suriye’deki saldırılara ABD, Birleşik Arap

Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Ürdün katılmaktadır. 08 Ağustos - 01 Aralık

2014 tarihleri arasında Irak ve Suriye’deki IŞİD hedeflerine toplam 2.468

hava saldırısı düzenlenmiştir (US Department of Defence, 2014).

Hava saldırıları ile birlikte sahada da Irak Ordusu, Kürt gruplar ve

yerel aşiretler tarafından IŞİD’e yönelik operasyonlar sürdürülmektedir. Bu

kapsamda Musul’un IŞİD kontrolüne geçmesinin ardından Irak’ta

çoğunluğu Şii savaşçılardan ve aşiretlerden oluşan “Halk Seferberlik Birliği

(Popular Mobilization Units)” oluşturulmuştur. Bu yerel birlikler, Kürt

peşmergeler ve Irak ordusunca düzenlenen operasyonlar neticesinde Hadita

ve Musul barajları ile Beyci, Zümer ve Curf el-Sakr gibi kentlerde IŞİD

kontrolünü kaybetmiştir. Özellikle Bağdat ve Musul arasındaki ana ulaşım

hattı üzerinde yer alan, petrol açısından zengin Beyji kentinin kaybedilmiş

olması örgütü zor duruma sokmuştur (CNN News, 2014b).

IŞİD’e karşı bugüne kadar yürütülen askerî operasyonlar neticesinde

IŞİD liderlerinin yüzde 50’sinin etkisiz hale getirildiği (Haber Türk, 2015a),

6.000’den fazla IŞİD militanının öldürüldüğü (Dünya Bülteni, 2015a)

beyan edilmektedir. Örgüte ait 58 tank, 184 adet Humvee aracı, 26 adet

zırhlı personel taşıyıcı vb. 3.222 hedefin hava saldırıları neticesinde imha

edildiğine dair 07 Ocak 2015 tarihli ABD resmi açıklaması (Reuters, 2015),

örgüte dair basına yansıyan zayiat ve kayıplardır.

Page 16: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

20 | Erdoğan ve Deligöz

Son olarak, Ocak 2015 sonunda IŞİD’in Kobani’den çıkartılması ve

kontrolün PKK/PYD ve Peşmerge güçlerine geçmesi (Haber Türk, 2015b)

ve IŞİD’in Diyala’da elinde tuttuğu son yerleşim yerlerindeki kontrolünü 29

Ocak 2015 itibarıyla kaybetmesi (Al Jazeera Türk, 2015) örgüt üzerindeki

gerilimi artırmıştır.

IŞİD’in verdiği kayıplar örgüt içinde ve kontrol altında tuttuğu

bölgelerde huzursuzluk yaratmaya ve örgüte karşı içeriden

hareketlenmelerin başlamasına neden olmaktadır (Dünya Bülteni, 2015b).

Irak başkan yardımcısına dayandırılan bir haberde Musul halkı arasında

örgüte karşı mücadelenin başladığı, küçük hücrelerin oluşturulduğu ve bu

hücreler tarafından bu güne kadar IŞİD militanlarına yönelik 300’e yakın

saldırı düzenlendiği (NBC News, 2015) ifade edilmektedir.

Verdirilen tüm bu kayıpların IŞİD üzerinde bir baskı ve gerilim

yarattığı ve 2014 yılı ortasında sahip olduğu momentumunu kaybettiği ve

zayıflama sürecine girdiği söylenilebilir. Ancak bu uzun bir süreçtir. ABD

yetkilileri de bu konuda temkinli açıklamalar yapmakta ve IŞİD’in

Kobani’den temizlenmesini, “yıllar sürecek bir mücadelenin ilk safhası”

olarak tanımlamaktadırlar (CNN News, 2015).

Öncelikle örgütün kontrol altında tuttuğu topraklarda büyük bir

değişim yoktur. ABD yetkilerinin 24 Ocak 2015’te yaptığı açıklamada

IŞİD’in Irak’ta 55 bin km kare alanı kontrol altında tuttuğu, bu güne kadar

yürütülen mücadele neticesinde örgütün sadece 700 km kare toprak

kaybettiği belirtilmiştir (Haber Türk, 2015c). Suriye’nin ise kıraç alanlar

dâhil yüzde 30’u hâlâ IŞİD tarafından kontrol edilmektedir (CNN, 2015b).

Doğrudan IŞİD ile ilgili olmamakla beraber Suriye ve Irak’taki

yabancı savaşçı sayısına dair tahminler Kasım 2014’te 15.000 civarında

iken Şubat 2015 tahminleri 20.000 civarındadır. Yabancı savaşçı sayısındaki

bu artışta en büyük payın ise IŞİD ve El-Nusra’ya ait olduğu yapılan

değerlendirmeler arasındadır (ICSR, 2015).

Örgüt başarısızlığa uğradığı, zayiat verdiği ve toprak kaybettiği

durumlara şiddetle tepki göstermekte, misilleme yapmakta, onlarca can

almaktadır. Örneğin, Tikrit’in kuzeyindeki El-Şarkat kentinde düzenlenen

hava saldırısında IŞİD karargâhı vurulmuş, dört IŞİD militanı ölmüştür.

Örgüt bunun hemen akabinde aynı bölgede 40 sivili kaçırarak (Iraqi News,

2015) bölge halkına gözdağı vermekte, gücünü ispatlamaya çalışmakta ve

kendisine karşı yürütülen mücadeleye destek vermemeleri konusunda baskı

kurmaktadır. Buna benzer şekilde hemen her gün onlarca sivil ve asker

örgüt tarafından kaçırılmakta, infaz edilmekte ya da düzenlenen bombalı

saldırılar neticesinde can vermektedir. Nitekim Ocak 2015 ayı Irak’ta en

Page 17: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 21

kanlı aylarından birisi olarak tarihe geçmiş bu ayda toplam 1.345 kişi

hayatını kaybetmiştir (UN Iraq, 2015).

Politik Alanda

Bölgedeki politik durum incelendiğinde Irak’taki ortam Suriye’ye

göre tercih edilir bir halde ise de kalıcı çözümün hâlâ uzak olduğu

değerlendirilmektedir. Irak’taki politik çözümün bir parçası olarak 30 Nisan

2014’te parlamento seçimleri yapılmış, izlediği Şii yanlısı politikalarla

IŞİD’in güçlenmesini kolaylaştırdığı öne sürülen Maliki yeni dönemde

başbakanlık görevini Haydar el-İbadi'ye devretmiştir. İbadi yönetimindeki

kabinede 17 bakanlık Şiilere, yedi bakanlık Sünnilere, dört bakanlık

Kürtlere verilirken azınlıklara da bir koltuk verilmiştir. Yeni kabine 08

Eylül 2014 tarihinde güvenoyu alarak göreve başlamıştır (Trt Haber, 2014).

Amerika ve İngiltere yönetiminin açıkça desteklediği İbadi

yönetiminin ise başarı şansı tartışmalıdır. Şahin’e göre kabinede yer alan

Sünniler, Irakta’ki tüm Sünni grupları temsil etmemekte ve Arap Sünniler

hâlâ cezalandırıldıklarını düşünmektedir. IŞİD’le silahlı mücadelenin de

çoğunlukla Şii ve Kürtler tarafından yürütülüyor olması da mezhepsel

ayrışmanın kapanmasından ziyade derinleşmesini kolaylaştırmaktadır (Al

Jazeera Türk, 2014b).

Nitekim Kabinede Bedr Tugayı/Organizasyonu üyesi bir İçişleri

Bakanının yer alması Sünni Arapların güvensizlik duygusunu artırmaktadır.

Söz konusu Şii grup, 2005-2007 yılları arasında Irak’ta yaşanan iç

çatışmalarda binlerce Sünni’nin ölümünden sorumlu gösterilmektedir (MEI,

2014). Bir Sünni Irak milletvekili olan ve evine düzenlenen bir baskına

silahla karşılık verdiği için tutuklanan Ahmed el-Elvani’nin Kasım 2014

içerisinde ölüm cezasına çarptırılması da bölgedeki mezhepsel gerginliği

sürekli canlı tutan durumlara örnek verilebilir (Daily Mail, 2014).

Suriye’deki politik durum ise çok daha karışıktır. ABD yönetimi

artık Esad rejiminin meşruiyetini yitirdiğini her fırsatta dile getirmekte,

mevcut yönetim devam ettiği sürece IŞİD ile mücadelenin başarısız

olacağını belirtmektedir. Biraz önce değinildiği gibi ılımlı muhalefetin

güçlendirilmesi bir yöntem olarak sunulmaktadır (Reuters, 2014b). Ancak

ılımlı muhalefetin başarı ihtimali tartışmalıdır. Öncelikle ABD

önderliğindeki hava saldırılarında yaşanan sivil kayıplar nedeniyle 15’ten

fazla muhalif grup saldırıları ve müdahaleyi kınamıştır (Lister, 2014a).

Sadece kınamakla kalmayıp Özgür Suriye Ordusundan ayrılarak bireysel

olarak IŞİD’e katılan ya da IŞİD ile ateşkes ilan eden gruplar olmuştur

(Dünya Bülteni, 2014b).

Page 18: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

22 | Erdoğan ve Deligöz

Diğer yandan, Suriye rejimine bağlı Deir Ezzor’u kuşatan IŞİD

güçlerine, ABD liderliğinde düzenlenen hava saldırıları neticesinde kentin

kuşatmadan kurtulması Özgür Suriye Ordusunu zor duruma sokmuştur.

Aksine, Halep bölgesinde ılımlı muhalifler ile IŞİD arasında gerçekleşen

çatışmalar esnasında IŞİD hedeflerine hava saldırısı düzenlenmemesi ise

ılımlı muhalefeti hayal kırıklığına uğratmaktadır (MEI, 2014). Bu durumda

olan ılımlı muhalif grupların karşısında ise El-Nusra gibi IŞİD’le aynı

ideolojiye sahip bir terör örgütü, İran ve Rusya tarafından desteklenen Esad

Rejimi (MEI, 2014) ile Körfez Devletlerince desteklenen ve IŞİD ile ittifak

yapma ihtimalleri her zaman bulunan İslam Cephesi gibi Selefi gruplar yer

almaktadır (Lister, 2014a). Dolayısıyla ılımlı muhalefetin, mevcut gücü ile

yakın gelecekte, hem radikal görüşe sahip silahlı grupların hem de Suriye

rejiminin üstesinden gelmesi pek olanaklı görünmemektedir.

Suriye’deki askerî durumun kilitlenmesi, tarafların birbirine galip

gelememesi, bu uzayan silahlı çatışma ortamında her geçen gün sivil can

kayıplarının artması ve ortamın IŞİD terör örgütünün işine yaraması

ABD’nin Esad politikasını yeniden gözden geçirmesine neden olmuştur.

Yukarıda da belirtildiği gibi Esad’ın meşruiyetini yitirdiğini her fırsatta dile

getiren ABD yönetimi bu söylemini tamamıyla terk etmemekle birlikte IŞİD

tehdidini önceliğe almıştır. BM Suriye temsilcisi Staffan de Mistura’nın

“Esad’ın da çözümün bir parçası olduğu” (Hürriyet, 2015) yönündeki

beyanları ve Mistura’nın koordinatörlüğünde Moskava’da Ocak 2015

sonunda muhaliflerle Esad rejimi temsilcileri arasında yapılan görüşmelere

ABD’nin verdiği destek bu politika değişiminin birer göstergesidir (NY

Times, 2015). Esad rejiminin önümüzdeki süreçte devam etmesi ve

Suriye’nin de toprak bütünlüğünün korunması öngörülürken eş zamanlı

ÖSO’nun da eğitimine yönelik adımlar atılması ve Mart 2015’te eğitimlerin

Türkiye’de başlayacağının duyurulması (Haber Türk, 2015d) Suriye’nin

politik açıdan geleceğini daha karmaşık hale sokmaktadır. Yaşanan bu

gelişmeler uzun vadede Suriye toprak bütünlüğünün korunduğu ancak

Sünnilerin ve Kürtlerin bir takım özerkliklere sahip olduğu federatif bir

yapının oluşması ihtimalini artırmaktadır.

Sonuç ve Değerlendirme

Başlangıçta da değinildiği gibi IŞİD bugün ortaya çıkmış bir örgüt

değildir. Kökenlerini 1980’lerdeki Sovyet-Afgan mücadelesine kadar

götürebileceğimiz örgüt nihayetinde El-Kaide’den evrilmiş bir terör

örgütüdür. Ancak Selefilik gibi İslamın en dar ve yanlış bir yorumu ile

hareket eden örgüt El-Kaide’den farklı olarak toprak elde etmeyi ve devlet

Page 19: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 23

oluşumunu kendisine hedef olarak belirlemiş ve yalnızca Batı ile değil

özellikle Şii mezhebi ile savaşmayı kendisine ilke edinmiştir.

ABD’nin Sünni aşiretlerle birlikte oluşturduğu Sahva Konseylerinin

mücadelesi sonucu bitme noktasına gelen örgüt 2009 yılından itibaren

ABD’nin Irak’tan çekilmeye başlaması ile yeniden güç kazanmaya

başlamıştır. Irak’ta ABD sonrası iktidara gelen Maliki yönetiminin;

Sünnilere güvenmemesi, Sahva Konseyleri bünyesindeki yerel aşiretleri

yeterince desteklememesi, Şii silahlı gruplarca sivil Sünnilere yönelik kanlı

eylemlere göz yumması, Baassızlaştırma politikaları kapsamında Sünni

politikacıların siyasal yaşama eşit koşullarda katılımlarını önlemesi,

Sünnilerin potansiyel birer terörist olarak görülerek haksız yere

tutuklanmaları, bu tutuklanmaları protesto eden sivil Sünnilerin Irak

Ordusunca öldürülmesi gibi olaylar Sünnileri hükümet karşıtı silahlı

eylemlere yöneltmiştir. IŞİD, Irak’taki bu mezhepsel çatışma neticesinde

oluşan otorite boşluğunu lehine çevirerek Sünni kentlerde kontrolü ele

geçirmiş, Suriye’deki sivil savaşın yarattığı kaos ortamını da

değerlendirerek her anlamda gücünü artırmıştır.

Sahip olduğu gücü, bu gücü ile gerçekleştirdiği eylemleri ve

nihayetinde ilan ettiği İslam devleti ile örgüt, bölgesel ve küresel güvenliği

tehdit eden bir konuma gelmiştir. Bu tehdidi yaratan IŞİD’i önce

zayıflatmaya müteakibinde ise yok etmeye yönelik ABD liderliğinde

oluşturulan koalisyon tarafından çok yönlü mücadeleye başlanmıştır.

Örgütle mücadele bölümünde de değinildiği gibi örgüt, faaliyetlerini terör

eylemleri ağırlıklı olarak sürdürmektedir ve bugüne kadar sınırlı oranda

toprak kaybetmiştir. Dolayısıyla, bu çalışmadaki verilerin de ışığında, IŞİD

ile mücadelenin uzun bir süreç alacağı, kısa ve orta vadede IŞİD’in

etkinliğinin devam edeceği değerlendirilmektedir.

Örgüte yönelik girişilen mücadelede, Irak ordusunun ve diğer yerel

grupların eğitilmesi ve silahlandırılması hassas ve uzun soluklu bir süreci

gerektirmektedir. Bu süreç Irak için daha öngörülebilir bir durumda iken

özellikle Suriye’de durum daha belirsizdir. Suriye’de yaşanan iç savaş sona

erip istikrarlı ve güçlü bir yönetim tesis edilinceye kadar IŞİD’e karşı

yürütülen mücadelenin başarı şansının çok yüksek olmadığı, böyle bir

yönetimin tesis edilmesinin de zaman alacağı değerlendirilmektedir.

Irak’ta yeni İbadi yönetimi Sünnilere karşı daha kapsayıcı bir

politika izlemektedir. Yine de Şii tabandan gelen baskı nedeniyle hâlâ Sünni

aşiret ve grupların silahlandırılması konusunda güvensiz bir tavır

takınmaktadır. Benzer güvensizlik Sünniler açısından da geçerlidir.

Sünniler, Maliki yönetiminde yaşadıkları acıları tekrar yaşamak

istememekte, yeni hükümetten olumlu yeni uygulamalar görmeyi

Page 20: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

24 | Erdoğan ve Deligöz

beklemektedirler. Öncelikle Sünnilerin çoğunluğunun, Sünni aşiretlerden

müteşekkil, Irak yönetimince parasal ve silah olarak desteklenen yeni bir

ordu ile kendi bölgelerinin kendilerince savunulması, çatışmalarda yaşanan

yıkım sonrası şehirlerinin yeniden inşası, genel af ile Sünni mahkûmların

serbest bırakılması gibi talepleri bulunmaktadır (Dünya Bülten, 2014c). Bu

talepler konusunda Şii ve Sünniler arasında bir anlayış birliğine varılması

için yine uzun bir sürece ihtiyaç duyulacağı değerlendirilmektedir.

Uzun bir sürecin sonunda IŞİD ile mücadeleden sonuç alınmasının

ve örgütün zayıflatılmasının ise yine bölgede istikrar için yeterli olmayacağı

değerlendirilmektedir. IŞİD’in askerî olarak zayıflatılması politik

çözümlerle desteklenmez ve oluşacak güç boşluğu meşru bir devlet otoritesi

tarafından doldurulmaz ise bölgedeki diğer radikal unsurların güç

kazanması ihtimal dahilindedir.

IŞİD’in zayıflamasının bir olası sonucu örgütün marjinalleşerek

gerek Irak ve Suriye’de gerekse Batılı ülkelerde tekrar kendi varlığını

hissettirmeye ve güç toplamaya yönelik ses getirici terör eylemlerine

teşebbüs etmesi olacaktır. Ayrıca internet ve medya üzerinden bu örgütlerin

propagandaları neticesinde kendiliğinden radikalleşen militanlar tarafından,

hiçbir yerden talimat almadan, ülkelerinde bireysel terör eylemleri

gerçekleştirebileceklerdir. Tüm bu eylemlerin hedefinde Türkiye’nin de

olması muhtemeldir.

Diğer yandan IŞİD yayınladığı Dabiq dergisinde, mücadele için

Suriye ve Irak’ın seçilmesinde zayıf ulus devlet yapısı ve kaos ortamının en

büyük etken olduğunu açıkça ifade etmektedir. Söz konusu dergide,

alınacak ilave tedbirlerle (kaos yaratmaya yönelik) cihat anlayışını

destekleyecek birçok bölgeden bahsedilmektedir. Bunlar; Yemen, Mali,

Somali, Sina Yarımadası, Libya, Çeçenistan, Nijerya vb. yerlerdir (Dabiq,

2014). Diğer bir değişle radikal terör nerede boşluk, çatışma ve istikrarsız

yapı varsa burayı kendisine yuva haline getirebilmektedir.

Nitekim Mısır’da Ensar Beyt El-Makdis örgütü “IŞİD Sina Vilayeti”

adıyla; Libya’da Şabab el-İslam örgütüne bağlı gruplar IŞİD “Fizan

Vilayeti, Trablus Vilayeti ve Barka (Sirenayka) Vilayeti” olarak; Kuzey

Afrika El-Kaidesinden ayrılan Hilafet Ordusu isimli örgüt IŞİD “Libya

Vilayeti” olarak örgüte bağlandıklarını bildirmişler ve örgüt adına çeşitli

eylemlerde bulunmuşlardır. Bunların dışında Yemen’de, Suudi

Arabistan’da, Afganistan ve Pakistan’da örgüte bağlılıklarını bildiren

gruplar mevcuttur (BBC News, 2015).

Politik istikrarsızlıkları ve güç boşluklarını fırsat bilen bu örgüt ve

grupların birçoğu başlangıçta El-Kaide adına faaliyetlerini yürütmüş,

Page 21: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 25

müteakiben IŞİD’e bağlanmıştır. Bu durum eski El-Kaide lideri Usame Bin-

Ladin’in; “insanlar zayıf atı ve güçlü atı gördüklerinde güçlü attan

hoşlanırlar” (NPR, 2001) benzetmesini andırmaktadır. IŞİD, Irak ve

Suriye’de gerçekleştirdiği kanlı eylemleri, batılı rehine infazları ve etkili

propagandası ile kendisini “güçlü at” konumuna yerleştirmeye çalışmakta,

bunun da sonuçlarını almaktadır. Dolayısıyla uzun vadeli çözümün bir

parçası olarak radikal örgütlerin yeşerdiği yukarıda sayılan ülkelerde de

askerî, politik ve ekonomik tedbirlerin alınmasının elzem olduğu

değerlendirilmektedir.

Sonuç olarak IŞİD’in sahip olduğu ekonomik güç ve bu gücün

çeşitliliği, kuvvetli teşkilatlanması, silah gücü ve radikal ideolojisinin yerel

ve küresel düzeyde yabancı savaşçıları kendisine çekmeye devam etmesi

örgütle mücadelenin kısa süre içerisinde sonuçlanmasını güçleştirmektedir.

Havadan yürütülen saldırılar ve karadan gerçekleştirilen operasyonlar

neticesinde kısmi başarılar elde edilse de eğitimli ve donanımlı birliklere

duyulan ihtiyaç daha uzun bir süreci zorunlu kılmaktadır. Kısa vadede

IŞİD’in askerî anlamda uğradığı başarısızlıkların örgüt üzerinde bir baskı ve

gerilim yaratmaktadır. Bunun karşılığı olarak örgütün müteakip dönemde

terör eylemlerini tırmandıracağı, korku ve şiddet politikasını

şiddetlendireceği değerlendirilmektedir. Örgütle mücadelede nihai sonuca

bölgedeki politik istikrarın sağlanması ile ulaşılabileceği

değerlendirildiğinde ise ihtiyaç duyulan süre daha da uzamaktadır. Uzun

soluklu bir mücadelenin sonunda IŞİD zayıflatılsa bile, tamamen yok

olmayacağı, küçülerek marjinalleşeceği, fiilen kontrol altında bulunan

bölgeleri kaybetse bile düzenleyeceği terör eylemleri ile bölgedeki varlığını

uzun süre devam ettireceği, sahip olduğu bu ideolojisi zayıflatılmadığı

sürece yaşanacak gelişmelere bağlı olarak ağırlık merkezini, istikrarsız

başka coğrafyalara taşıyabileceği değerlendirilmektedir.

Son Not

1. Örgütün adlandırılması konusunda özellikle batılı kaynaklarda değişik

kullanımlar mevcuttur. Örgütün isminde “Şam” ibaresinin değişik yorumlarına

dayanan ilk farklı kullanım Arapça, Şam’ın Suriye genelini ifade ettiğinden

hareketle “Islamic State in Iraq and Syria (ISIS)” şeklindedir. Özellikle ABD ise

“Şam” ın Suriye’den daha geniş toprakları ifade ettiği değerlendirmesiyle örgütü

“Islamic State in Iraq and Levant (ISIL)” şeklinde adlandırmaktadır. Levant ise

batılı bir adlandırma türü olup bugünkü Suriye, Lübnan, İsrail, Filistin ve Ürdün

topraklarına karşılık gelmektedir. Diğer yandan örgüt 29 Haziran 2014 tarihinden

itibaren ismindeki “Irak ve Şam” ibarelerini atarak sözde hilafeti ilan ettiği

gerekçesi ile kendini “İslam Devleti (Islamic State)” olarak adlandırmaya

başlamıştır. Bu ibare ve kısaltmaya da batılı kaynaklarda sıkça rastlanmaktadır.

Ancak özellikle Fransa (09 Eylül 2014’ten itibaren) sonrasında ise Türkiye (31

Page 22: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

26 | Erdoğan ve Deligöz

Ekim 2014’ten itibaren) örgütün bir terör örgütü olduğunu, İslamla ve Devletle

bağdaştırılamayacağını ifade ederek örgütün Arapça isminin “ad Davla al-İslamiya

fil-‘Irak ve eş-Şam” kısaltması olan “Daesh”/”DEAŞ” terimini kullanmaktadır (UN

Report, 2014; Gürsel, 2014). Bu çalışmada, ülkemizde daha yaygın kullanıldığı

için IŞİD ismi tercih edilmiştir.

2. “El-Kaide Yaptırım Komitesi” 1267 (1999) ve 1989 (2011) sayılı Güvenlik

Konseyi kararları uyarınca oluşturulmuş olan bir komitedir. Komite El Kaide

bağlantılı kişi ve gruplara yönelik yaptırım listesini güncellemekte yaptırımların

uygulanmasını takip etmektedir. Yaptırımlar El-Kaide ile bağlantılı kişi ya da

grupların mal varlılarının dondurulması, seyahat yasağı ve silah ambargosundan

oluşmaktadır (UN Al-Qaida Sanctions Committee, 2014).

3. “Analitik Destek ve Yaptırım Gözlem Timi” BM Güvenlik Konseyinin 2083

(2012) sayılı kararı ile “El-Kaide Yaptırım Komitesi” faaliyetlerine yönelik

gözlem, analiz ve tavsiye mekanizmasını işletmek maksadıyla oluşturulmuştur. BM

Güvenlik Konseyi 2170 (2014) sayılı kararı ile Gözlem Timine IŞİD ve El-Nusra

Cephesi’ne yönelik bir rapor hazırlama görevi vermiştir. Gözlem Timi bu

doğrultuda hazırladığı raporu 14 Kasım 2014 tarihi itibariyle tamamlamıştır (UN

Report, 2014).

4. Vice News muhabiri Medyan Dairieh tarafından Ağustos 2014’te çekilen IŞİD

belgeselinde yer alan görüntülerden derlenmiştir. Belgesel Haber Türk internet

sitesi tarafından Türkçe alt yazı ilave edilmiş olarak tekrar yayımlanmıştır (Haber

Türk, 2014).

5. IŞİD karşıtı koalisyonda 60 ülke bulunmaktadır (Dünya Bülteni, 2014a).

Koalisyon ülkelerinin kimler olduğu ve IŞİD’le mücadeleye hangi oranda destek

verdikleri konusunda basına yansıyan bilgilerde farklılıklar mevcuttur.

Kaynakça

ACUN, C. (2014). Neo el-Kaide: Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD). Seta

Perspektif, 53,1-6.

Al Jazeera Türk. (2014a). Obama IŞİD’le mücadele stratejisini açıkladı. 11

Eylül 2014. 11 Aralık 2014 tarihinde

http://www.aljazeera.com.tr/haber/obama-isidle-mucadele-

stratejisini-acikladi adresinden alınmıştır.

Al Jazeera Türk. (2014b). Yeni hükümet Irak’a istikrar getirecek mi?. 18

Eylül 2014. 05 Şubat 2015 tarihinde

http://www.aljazeera.com.tr/gorus/yeni-hukumet-iraka-istikrar-

getirecek-mi adresinden alınmıştır.

Al Jazeera Türk. (2015). Diyala Irak ordusunun elinde. 26 Ocak 2015. 05

Şubat 2015 tarihinde http://www.aljazeera.com.tr/haber/diyala-irak-

ordusunun-elinde adresinden alınmıştır.

Page 23: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 27

Anadolu Ajansı. (2015). Obama kongre'den IŞİD’e karşı yetki istedi. 11

Şubat 2015. 12 Şubat 2015 tarihinde

http://www.aa.com.tr/tr/haberler/464082--obama-kongreden-iside-

karsi-yetki-istedi adresinden alınmıştır.

Armedservices. (2014). 6 Aralık 2014 tarihinde

http://armedservices.house.gov/index.cfm/files/

serve?File_id=926D63B6-5E50-49FC-99EF-A59B98825265

adresinden alınmıştır.

BBC. (2014a). Brussels Jewish museum killings: Suspect 'Admitted attack'.

01 Haziran 2014. 15 Kasım 2014 tarihinde

http://www.bbc.com/news/world-europe-27654505 adresinden

alınmıştır.

BBC. (2014b). UK paying experts to build Islamic State war crimes case. 03

Eylül 2014. 30 Kasım 2014 tarihinde

http://www.bbc.com/news/world-middle-east-29052475 adresinden

alınmıştır.

BBC. (2014c). Islamic state fighter estimate triples - CIA. 12 Eylül 2014. 10

Ocak 2015 tarihinde http://www.bbc.com/news/world-middle-east-

29169914 adresinden alınmıştır.

BBC News. (2015). Islamic State builds on al-Qaeda lands. 30 Ocak 2015.

10 Şubat 2015 tarihinde http://www.bbc.com/news/world-31064300

adresinden alınmıştır.

CBS News. (2014). Obama: U.S. Underestimated rise of ISIS in Iraq and

Syria. 28 Eylül 2014. 21 Aralık 2014 tarihinde

http://www.cbsnews.com/news/obama-u-s-underestimated-rise-of-

isis-in-iraq-and-syria/ adresinden alınmıştır.

CFR. (2014). Islamic State Iraq Syria. 08 Ağustos 2014. 10 Ocak 2015

tarihinde http://www.cfr.org/iraq/islamic-state-iraq-syria/p14811

adresinden alınmıştır.

Clarion Project. (2014). The Islamic State. November 2014. 28 Kasım 2014

tarihinde http://www.clarionproject.org/sites/default/files/islamic-

state-isis-isil-factsheet-1.pdf adresinden alınmıştır.

CNN News. (2014a). How foreign fighters are swelling ISIS ranks in

startling numbers. 14 Eylül 2014. 27 Kasım 2014 tarihinde

http://edition.cnn.com/2014/09/12/world/meast/isis-

numbers/index.html?iref=allsearch adresinden alınmıştır.

Page 24: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

28 | Erdoğan ve Deligöz

CNN News. (2014b). Has ISIS peaked? Terror group suffers setbacks in

Iraq. 14 Kasım 2014. 02 Aralık 2014 tarihinde

http://edition.cnn.com/2014/11/14/world/meast/isis-setbacks-iraq-

lister/ adresinden alınmıştır.

CNN News. (2015). For ISIS, tough times as it seeks to regroup. 26 Ocak

2015. 05 Şubat 2015 tarihinde

http://edition.cnn.com/2015/01/28/opinion/lister-bad-month-for-isis/

adresinden alınmıştır.

Dabiq. (2014). The return of Khilifah. 10 Şubat 2015 tarihinde

https://ia902500.us.archive.org/24/items/dbq01_desktop_en/dbq01_d

esktop_en.pdf adresinden alınmıştır.

Daily Mail. (2014). Iraq sentences Sunni ex-MP to death for murder. 23

Kasım 2014. 07 Şubat 2015 tarihinde

http://www.dailymail.co.uk/wires/afp/article-2846089/Iraq-court-

sentences-Sunni-ex-MP-death-murder.html adresinden alınmıştır.

DUMAN, B. (2013). Irak İslam Devleti ve El-Nusra Cephesi birleşiyor

mu?. Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi, 12 Nisan 2013. 25

Kasım 2014 tarihinde

http://www.orsam.org.tr/tr/yazigoster.aspx?ID=4407 adresinden

alınmıştır.

Dünya Bülteni. (2014a). IŞİD karşıtı koalisyon NATO’da toplandı. 03

Aralık 2014. 05 Ocak 2015 tarihinde

http://www.dunyabulteni.net/haberler/316060/isid-karsiti-koalisyon-

natoda-toplandi adresinden alınmıştır.

Dünya Bülteni. (2014b). ABD saldırıları muhalifleri IŞİD'e yaklaştırıyor. 24

Kasım 2014. 05 Şubat 2015 tarihinde

http://www.dunyabulteni.net/haberler/315258/abd-saldirilari-

muhalifleri-iside-yaklastiriyor adresinden alınmıştır.

Dünya Bülteni. (2014c). Iraklı Sünnilerden IŞİD'le mücadele şartları. 19

Aralık 2014. 10 Şubat 2015 tarihinde

http://www.dunyabulteni.net/haber/317427/irakli-sunnilerden-isidle-

mucadele-sartlari adresinden alınmıştır.

Dünya Bülteni. (2015a). Altı binden fazla IŞİD'li öldürülmüş. 23 Ocak

2015. 26 Ocak 2015 tarihinde

http://www.dunyabulteni.net/haber/320366/alti-binden-fazla-isidli-

oldurulmus adresinden alınmıştır.

Dünya Bülteni. (2015b). IŞİD içinde yine 'tekfir' çatlağı”. 20 Ocak 2015. 05

Şubat 2015 tarihinde

Page 25: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 29

http://www.dunyabulteni.net/haber/320034/isid-icinde-yine-tekfir-

catlagi adresinden alınmıştır.

GAUSE, F. G. (2010). The international relations of the Persian Gulf. New

York: Cambridge University Press.

GÖZEL, A. (2014). Vehhabilik, El Kaide ve IŞİD. 28 Kasım 2014 tarihinde

http://www.ankarastrateji. org/haber/vehhabilik-el-kaide-ve-isid-

1317/ adresinden alınmıştır.

GÜRLER, R. T. ve ÖZDEMİR, Ö. B. (2014). El Kaide'den Post-Kaide'ye

dönüşüm: IŞİD. Türkiye Ortadoğu Çalışmaları Dergisi, (1)1, 113 -

155.

GÜRSEL, K. (2014). ‘DEAŞ’ yanlışının anlam ve önemi. 06 Kasım 2014.

15 Aralık 2014 tarihinde http://www.milliyet.com.tr/-deas-

yanlisinin-anlam-ve-nemi/dunya/ydetay/1965616/default.htm

adresinden alınmıştır.

Haber Türk. (2014). Tüm çıplaklığıyla IŞİD gerçeği. 25 Aralık 2014

tarihinde http://video.haberturk.com/haber/video/tum-ciplakligiyla-

isid-gercegi/124445 adresinden alınmıştır.

Haber Türk. (2015a). IŞİD komutanlarının yüzde 50’si öldürüldü. 23 Ocak

2015. 25 Ocak 2015 tarihinde

http://www.haberturk.com/dunya/haber/1034027-isid-

komutanlarinin-yuzde-50si-olduruldu adresinden alınmıştır.

Haber Türk. (2015b). ABD ve Işid'den Kobani açıklaması. 01 Şubat 2015.

05 Şubat 2015 tarihinde

http://www.haberturk.com/dunya/haber/1037571-abd-ve-isidden-

kobani-aciklamasi adresinden alınmıştır.

Haber Türk. (2015c). Koca bir ülke gibiler!. 24 Ocak 2015. 05 Şubat 2015

tarihinde http://www.haberturk.com/dunya/haber/ 1034499-koca-bir-

ulke-gibiler adresinden alınmıştır.

Haber Türk. (2015d). Eğit-donat imzaya k

Page 26: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 31

NY Times. (2015). Kerry supports Syrian peace talks in Russia. 14 Ocak

2015. 15 Şubat 2015 tarihinde

http://www.nytimes.com/2015/01/15/world/middleeast /kerry-backs-

syrian-peace-talks-in-russia.html?_r=1 adresinden alınmıştır.

OHCHR/UNAMI. (2014). Report on the protection of civilians in armed

conflict in Iraq: 6 July – 10 September 2014. 15 Aralık 2014

tarihinde

http://www.ohchr.org/Documents/Countries/IQ/UNAMI_OHCHR_P

OC_Report_FINAL_6July_10September2014.pdf adresinden

alınmıştır.

Reuters. (2014a). Obama to send 1,500 more troops to Iraq as campaign

expands. 07 Kasım 2014. 20 Aralık 2014 tarihinde

http://www.reuters.com/article/2014/11/08/us-mideast-crisis-usa-

iraqidUSKBN0IR22I2014 1108 adresinden ulaşılmıştır.

Reuters. (2014b). Obama seeks review of Syria strategy, sees assad removal

as necessary. 12 Kasım 2014. 07 Şubat 2015 tarihinde

http://www.reuters.com/article/2014/11/13/us-mideast-crisis-obama-

syria-idUSKCN0IX03T20141113 adresinden alınmıştır.

Reuters. (2015). U.S.-led air strikes have hit 3,222 Islamic state targets:

Pentagon. 07 Ocak 2015, 12 Ocak 2015 tarihinde

http://www.reuters.com/article/2015/01/07/us-mideast-crisis-strikes-

damage-idUSKBN0KG1ZM20150107 adresinden alınmıştır.

Rewards for Justice. (2014). Wanted, Abu Du'a. Departmen of state. 13

Aralık 2014 tarihinde http://www.reward

sforjustice.net/english/abu_dua.html# adresinden alınmıştır.

The Daily Dot. (2014). How ISIS militants in Iraq evade U.S. surveillance.

13 Haziran 2014. 12 Aralık 2014 tarihinde

<http://www.dailydot.com/politics/isis-millitants-iraq-us-

surveillance-spying/ adresinden alınmıştır.

The Guardian. (2014a). Abu Bakr al-Baghdadi: The Isis chief with the

ambition to overtake al-Qaida. 12 Haziran 2014. 20 Kasım 2014

tarihinde http://www.theguardian.com/world/2014/jun/12/baghdadi-

abu-bakr-iraq-isis-mosul-jihad adresinden alınmıştır.

The Guardian. (2014b) How an arrest in Iraq revealed Isis's $2bn jihadist

network. 15 Haziran 2014. 12 Aralık 2014 tarihinde

<http://www.theguardian.com/world/2014/jun/15/iraq-isis-arrest-

jihadists-wealth-power adresinden alınmıştır.

Page 27: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

32 | Erdoğan ve Deligöz

The National Counterterrorism Center. (2014). Al-Qa‘ida in Iraq (AQI). 25

Kasım 2014 tarihinde http://www.nctc.gov/site/groups/aqi.html

adresinden alınmıştır.

The Telegraph. (2014). How Isil is funded, trained and operating in Iraq and

Syria. 23 Ağustos 2014. 11 Aralık 2014 tarihinde

http://www.telegraph.co.uk/news/worldnews/middleeast/iraq/110529

19/How-Isil-is-funded-trained-and-operating-in-Iraq-and-Syria.html

adresinden alınmıştır.

The Wall Street Journal. (2014). IŞİD'in zalim başarısının sırrı. 3 Eylül

2014. 26 Kasım 2014 tarihinde http://www.wsj.com.tr/articles

/SB10001424052970203966604580131 510414438900 adresinden

alınmıştır.

The Washington Post. (2014a). Advanced radios captured by Iraqi

insurgents could spell trouble. 16 Haziran 2014. 11 Aralık 2014

tarihinde

http://www.washingtonpost.com/news/checkpoint/wp/2014/06/16/ad

vanced-radios-captured-by-iraqi-insurgents-could-spell-trouble/

adresinden alınmıştır.

The Washington Post. (2014b). Syrians to be trained to defend territory, not

take ground from jihadists, Officials Say. 22 Ekim 2014. 11 Aralık

2014 tarihinde http://www.washingtonpost.com/world/national-

security/syrians-to-be-trained-to-defend-territory-not-take-ground-

from-jihadists-officials-say/2014/10/22/8ca13cf2-5a17-11e4-bd61-

346aee66ba29_story.html ?hpid=z1 adresinden alınmıştır.

Time. (2014). Why Iraq’s most violent province is a war zone again. 04

Ocak 2014. 10 Ocak 2015 tarihinde

http://world.time.com/2014/01/04/why-iraqs-most-violent-province-

is-a-war-zone-again/ adresinden alınmıştır.

Timeturk. (2014). Dünden bugüne Irak Şam İslam Devleti (IŞİD). 12

Haziran 2014. 23 Kasım 2014 tarihinde http://www.timeturk.com/tr

/2014/06/11/dunden-bugune-irak-sam-islam-devleti-isid.html

adresinden alınmıştır.

TRT Haber. (2014). Irak'ta yeni hükümet güvenoyu aldı. 05 Şubat 2015

tarihinde http://www.trthaber.com/haber/dunya/irakta-yeni-hukumet-

guvenoyu-aldi-143466.html adresinden alınmıştır.

UNAMI/OHCHR. (2014). Report on the protection of civilians in armed

conflict in Iraq: 6 July – 10 September 2014. 15 Şubat 2015 tarihinde

http://www.ohchr.org/Documents/Countries/IQ/

Page 28: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 33

UNAMI_OHCHR_POC_Report_FINAL_6July_10September2014.p

df adresinden alınmıştır.

UN Al-Qaida Sanctions Committee. (2014). The security council committee

pursuant to resolutions 1267 (1999) and 1989 (2011) concerning Al-

Qaida and associated individuals and entities. 12 Aralık 2014

tarihinde http://www.un.org/sc/committees/1267/information.shtml

adresinden alınmıştır.

UN Al-Qaida Sanctions List. (2014). List of individuals, entities and other

groups. 30 Kasım 2014 tarihinde http://www.un.org/sc/committees/

1267/1267.htm adresinden alınmıştır.

UN Iraq. (2015). UN casualty figures for January 2015. 01 Şubat 2015. 05

Şubat 2015 tarihinde

http://www.uniraq.org/index.php?option=com_k2&view=item&id=3

245:un-casualty-figures-for-january-2015&Itemid=633&lang=en

adresinden alınmıştır.

UN Report. (2014). The Islamic State in Iraq and the levant and the Al-

Nusrah Front for the people of the levant: Report and

recommendations submitted pursuant to resolution 2170. 12 Aralık

2014 tarihinde

http://www.un.org/en/ga/search/view_doc.asp?symbol=S/2014/815>

adresinden alınmıştır.

US Congress Report. (2014). 11 Ocak 2015 tarihinde

http://www.fas.org/sgp/crs/mideast/RS21968.pdf adresinden

alınmıştır.

US Department of Defence. (2014). Airstrikes in Iraq and Syria. 01 Aralık

2014. 02 Aralık 2014 tarihinde

http://www.defense.gov/home/features/

2014/0814_iraq/Airstrikes6.html adresinden alınmıştır.

US Department of Treasury. (2014). 23 Ekim 2014. 12 Aralık 2014

tarihinde http://www.treasury.gov/press-center/press-

releases/Pages/jl2672.aspx adresinden alınmıştır.

Vice News. (2014a). The Islamic State (full length) documentary video. 26

Aralık 2014. 5 Ocak 2015 tarihinde https://news.vice.com/video/the-

islamic-state-full-length adresinden alınmıştır.

Vice News. (2014b). ISIS has a really slick and sophisticated media

department. 12 Haziran 2014. 5 Aralık 2014 tarihinde

<https://news.vice.com/article/isis-has-a-really-slick-and-

sophisticated-media-department adresinden alınmıştır.

Page 29: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

34 | Erdoğan ve Deligöz

YILMAZ, M. S. (2014). İslami düşünce tarihinde bir anlama biçimi olarak

Selefilik üzerine bir deneme. İnsan ve Toplum Bilimleri

Araştırmaları Dergisi, 3(3), 532-553.

ZELIN, A. Y. (2014). The war between ISIS and al-Qaeda for supremacy of

the global jihadist movement. The Washington Institute for Near

East Policy, 20, 28 Kasım 2014 tarihinde

http://www.washingtoninstitute.org/

uploads/Documents/pubs/ResearchNote_20_Zelin.pdf adresinden

alınmıştır.

Page 30: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 35

Extended Summary

The Power and Future of Islamic State in Iraq and Syria

(ISIS)

Introduction

Initially founded by Abu Musab al-Zarkawi and called Jamaat al-

Tahwid wa-i-Jihad, ISIS participated in Iraq in 2001 and fought against

USA forces. The group was affiliated with Al-Qaeda and called Al-Qaeda in

Iraq in 2004. After American forces withdrew from Iraq in 2011, the group

began to become stronger. Baghdadi has declared the establishment of the

ISIS and expanding its region into Syria on 8 April 2013. But this

declaration was not accepted by Al-Qaeda. Because of the disagreement

about territory, leadership etc., ISIS was repudiated by Al-Qaeda and the

two groups split permanently. ISIS declared itself a caliphate and the

establishment of the Islamic State on 29 June 2014. Because of its presence

and terrorist attacks, ISIS poses a major threat to both regional and global

scale. Therefore, fighting against ISIS is being made by US-led international

coalition and tribal militias. Military measures with precautions of resolving

the underlying causes of the sectarian conflict will increase the probability

of success in this struggle. However, ensuring lasting peace in this region

will take a long time.

The Political Developments in Iraq Fostering ISIS

ISIS exploits political instability in order to obtain both public

support and new militants. It aims to instigate the denominational conflicts

and to create chaos climate and finally to form a government. The

implementations triggering denominational conflicts enabled ISIS to reach

the public support which is needed. Applications of the Iraqi Interim

Governments created by US, Maliki administration’s discriminatory

approach to Sunni originated citizens, and Maliki Administration’s violent

response to civilian protesters demanding judicial reforms are examples of

these implementations.

ISIS's Structure

ISIS includes three main groups. The first one is the core leadership.

It consists of dominantly Iraqi and being headed since 2010 by Al-

Baghdadi. The second group consists of generally Iraqi and some Syrians

and have pledged loyalty to Al-Baghdadi. It has military or administrative

Page 31: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

36 | Erdoğan ve Deligöz

duties. The last one consists of foreign terrorist fighters coming from over

80 countries all over the world. These form the major part of the ISIS's

armed forces. Three groups are administrated by a bureaucratic organization

and ISIS is organized as a state in its region.

The current leader of ISIS is Al- Baghdadi. He has a cabinet which

includes various deputies responsible for different areas. The Cabinet

consists of mainly Iraqi officers who are members of former Baath Party.

Ideology and Goals

ISIS has a Salafist-jihadist ideology like Al-Qaeda and the Taliban's.

This ideology has a belief that proclaims everybody except them as heretic.

Salafists refuse the additions in Islam and assume them un-Islamic. Muslims

who depart from their strictly defined explication of Islam are proclaimed as

takfir and penalized with death.

ISIS is a terrorist organization which has a political goal to establish

an Islamic caliphate. Creating and maintaining the conflict and civilian

instability within Iraq and Levant region, ISIS aims to advance into

neighboring Sunni countries and establish an Islamic State being

administered by Sharia rules.

Counter ISIS

The struggle against ISIS is led by the US in global and regional

scale. It was mentioned by the US president that final solution would take

long time and stability would be provided by using political methods in a

long time frame. It is announced that Four-Dimension (4-D) plan would be

executed to reach this aim. Within the scope of this plan, it is envisaged to

perform air attacks while land operations executed by Iraqi forces, to

increase military aids (training, intelligence, equipment) to Iraqi, Kurdish

forces and Syrian moderate opponents. Moreover this 4-D aims to eradicate

financial and militant resources of ISIS and finally to go on performing

humanitarian aids.

Conclusion

It makes it difficult to exterminate ISIS in the short run because of its

diversified financial power, robust structure, its armament and mesmerizing

radical ideology which attracts foreign fighters in a global and regional

scale. Some partial achievements were gained through air attacks and land

operations. But, it requires trained and well equipped troops to obtain

desired success. It is needed a long period of time for some kind of progress.

Page 32: Irak am İslam Devleti (IİD): Gücü ve Geleceği

Savunma Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 14 (1), 5-37. | 37

The failure in military scale of ISIS creates a pressure and tension within the

organization. In return, it is evaluated that the organization will increase the

intensity of terror attacks and the fear and violence climate. When

considered the sole remedy is political stability in the region to last ISIS, the

required time frame seems to be much longer. Even ISIS is weakened

through a long run campaign, it is evaluated that it will never exterminated,

but will diminish and be marginalized. Even it lost controlled areas it will

try to be effective by organizing terror attacks to remain as a stakeholder in

the region for a long time. Moreover, it is predicted that ISIS has the

capacity and ability to spread some other regions based on developments in

this region, unless its current radical ideology is weakened.