Upload
others
View
2
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
this cover and their final version of the extended essay to
is are not
is
a not
use
Examiner 1 Examiner 2 Examiner 3
A research 2 D 2
B introduction 2 2 D c D 4
D 4 4
E reasoned 4 4
F and evaluation 4 4 CJ G use of 4 [~ 4
H conclusion 2 2 D formal 4 D 4
J abstract 2 2 D K holistic 4 D 4
BiR ADAM YARA TMAK'TA CEMiYET VE SANATKAR
GiRi~
Necip Faztl Ktsakiirek, Bir Adam Y aratmak adh tiyatro yapttmda yazdtgt bir tiyatro
eseriyle giindeme oturan ve hayatt insanlar tarafmdan 90k merak edilen bir yazarm, Hiisrev'in,
eserini yazdtktan sonra b~mdan geyen olaylan konu ahyor. Necip Fazll'm 1937 yllmda
memurluk gorevine devam ederken Zonguldak'ta, bir maden ocagmda, yazd1g1 bu eserinde,
babas1 kendisini o heniiz 9ocukken bahvedeki bir incir agacma asmt;; olan me;;hur yazar
Hiisrev 'in "6liim Korkusu" adh eserinde kendi yaratt1g1 karakterin kaderine ortak olmasm1,
ayru dili konu~an fakat birbirlerinin neyi anlatttklanm anlayamayan insanlann ortaya
ytkardtgt bir diizensizlik halini anlatthyor. Necip Fazll Ktsakiirek Bir Adam Y aratmak adh bu
tiyatro eseriyle, bir sanatkann herkes tarafindan bilinmeyen hayatmt ve i9 diinyasm1
resmediyor. Eserin onsoziinde de belirttigi iizere "oziin ozU olarak; sanatkar, yani kemale
ermi~ insan"t anlatmay1 amaylayan Necip Fazll Ktsakiirek, gayesine ula~mak iyin bu eseri
kaleme almt~ttr. Ben de eserdeki cemiyeti ve sanata bakt~1 makalemde inceleyecegim.
1
BOLUMI
CEMiYET
Birey-cemiyet, kadm-erkek, irade-kader, olum-ya~am ve kul-Yaradan gibi kavramlann
arasmda ki mana ztthgmdan ve yah~malardan yararlamyor. Bir sanatkarm gozlinden cemiyet,
kadm, kader, ollim ve yaratlCl portreleri yiziyor.
Babasm1 dalm <_;:ocukken kaybeden Husrev annesi Ulviye, halasmm gen<; ve olduk<;a
glizel laz1 Selma ve birka9 yardimctstyla birlikte istanbul' da ya~amaktadtr. Bir yazar olan
Hiisrev bir kaza eseri annesini oldiirdUkten sonra t1pk1 babas1 gibi kendini bir incir agacma
asm1~ bir adam1 anlatan "01\im Korkusu" isminde bir piyes yazar. Husrev'in hikayesi de bu
piyesle b~lar. Herkesin Husrev'in bu piyeste kendi hayatmdan bir ~eyler oldugunu
dii~iinmesi basmm ve halkm Husrev'in hayatm1 siirekli ara~t1rarak yazd1g1 piyesle bir baglant1
kurma 9abas1 ve hakikaten de boyle bir baglantmm mevcutlugu Husrev'in muvazenesinin
bozulmasma sebep olmu~; bir sohbet strasmda yazdtgt piyesin gen;ek<;iligini gostermek i<;in
silaht annesine dogrultmul? bu Strada kazara ate~ alan silahtan ~akan kur~un ,halasmm laz1
Selma'ya isabet etmi~ ve Selma'nm ollimline sebep olmu~tur. Bu olaydan sonra Hiisrev zaten
bozuk olan muvazenesini tamamen yitirmi~, babasmm kendini ast1g1 incir agac1 onun i9in bir
fikr-i sabit halini almt~tlr. Bu fikr-i sabit O'nu buhrandan buhrana siiriiklemi~, hayatla olan
ili~igini kesmesine ve bir siire sonra aktl hastanesine yatmasma sebep olmu~tur.
Eserin ba~mda toplumun Husrev'in yazd1gm1 ya~amt~ olmas1 ongoriisu bir gazeteci
olan Turgut'un sozleriyle ifadesini bulmu~tur. Turgut Husrev'le yaptlgl bir roportaj Slrasmda
~oyle sormu~tur:
2
TURGUT - Derler ki, bazz sanatkdrlar eserlerindeki vak'alarz, 90k kere kendi
hayatlarmdan alzrlar. Hi9 olmazsa gordiikleri, tesadiif ettikleri hadiselerden 9zkarzrlar.
Benim en 90k merak ettigim nedir, biliyor musunuz? Acaba piyesinizin vak'aszyle hususf
hayatmzz arasmda bir yakmhk var mz? (Kzsakiirek, 14)
Bu sual Husrev'in buhrarurun, zihninde olu~an fikr-i sabitin ba~langtct niteligindedir
adeta. Turgut'un bu sorusundan sonra Htisrev ona bah~ede duran incir agactru gostenni~tir,
Turgut'un bu agact gordtikten sonra;
TURGUT - Ostadzm, istihzamzz anlamzyor degilim. Fakat bu incir agacz bence 90k
manalz. Bah9enizde boyle bir aga9 olmasaydz, piyesinizdeki kahraman herhalde kendisini bir
incir dalma asmayacaktz. Babasz daha evvelce aym agaca aszlmz~ olmayacaktz.
(Kzsakiirek, 15)
~eklinde ki sozleri Hlisrev'in eserinin en btiytik stmru if~a ediyor olmast baktmmdan
can ahc1 bir ehemmiyet ta~tmakta ve Husrev'in ruhunun derinliklerinde bir patlama etkisi
yaratmaktadtr.
Necip Faztl'a gore sanatkart, cemiyeti olu~turan diger insanlardan aytran en onemli
ozellik -ki Necip Fazil bu ozelligi sanat~1 fttratma has olarak degerlendirir- bitmek bilmeyen
fikri sancllar ve act ~ekmeye olan yatkmhkttr. Sanat~1, cemiyetin fertlerinin bilemeyecegi,
bilse bile anlamaya muktedir olamayacagt strlara maliktir. i~te Hlisrev de sanatkar olmasmdan
kaynaklan kendine ait bir strdan soz eder. Ona hayat veren ve karakter kazandtran, bu strdrr.
Bu oyle bir strdtr ki btittin varhgmt, blitlin i~ alemini etkisi altmda tutabilmektedir. Kendisine
derin acdar ~ektiren, onu kati bir yalruzhgm i~ine atan ve benliginde bir mtihtir gibi t~Idtgi
3
bu stm anlatmanm, aktannanm, ifade etmenin, payla§manm imkfuu yoktur. Bir ba§ma
katlanmak zorunda oldugu "i9indeki kiyametidir" o.'
Hiisrev: "Alemden gizli tek bir szrnm kaldz. kimdeki kzyamet! Kimse bir ~ey bilmiyor.
Bakma kzvram#arzma. Bakma agzzmm diki~lerinden szzan hzrzltzlara! Bakma beni 91ldzrzyor
sanmalarma! Bilmiyorlar. Soyleyemiyorum. istesem de soyleyemem. Soylesem de bir ~ey
anla~zlmaz. " (Kzsak:Urek, 70).
Kendi i9inden bir tiirlii Otekine dogru akmayan, a9Ilmayan bu 'kati sir', Hiisrev tipinin
tiim eylemlerini gerek9elendirerek eserin omurgasmi olu§turan biiyiik ac1ya da kaynakhk
eder. Necip Faztl, Hiisrev'in biiyiik actsma, bitmek bilmeyen fikir 9ilesine sebep olarak onda
mevcut olan sanatkar ruhu gosterir. O'na gore sanatkar sahip oldugu ozellikler baktmmdan
sokaktaki diger insanlardan farkltdtr. Ve sanatkar da bu farkm farkmdadtr.
Hiisrev: Zeynep! Ben ~ehirleri, sokaklarz, kahveleri dolduran seri malz insanlardan
degilim. Ke~ke onlardan olsaydzm. Onlar szhhatli, tabif, mukemmel mahlflklar. Benim en
lcizzm tarafim sakat. Ben Allah 'zn yalmz acz 9eksin, yalnzz kzvranszn diye yarattzgz bir aletim
galiba. Kciinatz dolduran her ~ey, her hcidise, her hareket, benim i9in bir i~kence vesilesi. Bir
turlU roliimu ve rahatzmz bulamzyorum. Tabif zevkleriyle yasayan hayvanlara bakzyorum da,
ne giizel, ne emniyetli bir vasztanzn oksuzu oldugumu anlzyorum. Ben, i9indeki hayvanz
urkutmu~, incitmi~ bir hastayzm. (Kzsakurek, 70)
Bu sozler sanat91mn kendini cemiyetin diger fertleriyle mukayese etmesi cihetiyle
onemlidir. Bu ktyasm sonunda Necip Faztl Hiisrev'in ki§iliginde sanat91yla toplum arasmdaki
farklan ortaya koymaktadtr. Hiisrev'in "sthhatli, tabii, miikemmel varhklar" olarak niteledigi
4
insanlardan en onemli farla fikir 9ilesidit. J3u noktada Necip Fazil'm, yazd1g1 karakterle olan
benzerligi dikkat 9ekmektedir. <;iinkil o da gen91iginden itibaren bir fikir buhrammn i9ine
dii:;;mii:;; ve oliinceye kadar da bu buhrandan kurtulamami:;;ttr. Necip Faz!l Ktsakiirek'in pek
90k eserinde i:;;ledigi fikir 9ilesi-sanatkar temas1, en giizel ifadelerinden birini 1939 ythnda,
Bir Adam Yaratmak 'tan iki yil sonra yazd1gt "<;ile" isimli :;;iirinde bulur. Bu :;;iirde 9ektigi
actyt :;;oyle tarif eder ~airier Sultam:
Akrep, nokta nokta ruhumu sokmu~,
Mevsimden mevsime girdim boylece.
Gordiim ki, ate:;;te, cimbtzda yokmu:;;,
Fikir 9ilesinden biiyiik i:;;kence.
Bu ~iirde Dstat Necip Fazil'm anlattigt 9ile, Hiisrev'in 9ektigi 9ileyle aym
mahiyettedir. ~iirin devammda sanatkara ait bir talam ozellikleri tasvir eden Klsakiirek, biitiin
actlanna kaynak olarak da kendinde mevcut olan sanatkar yaratili~I gormektedir. Necip Fazil
~oyle der:
Ben ki, toz kanath bir kelebegim,
Minicik govdeme yiiklii Kafdagt,
Bir zerrecigim ki, Ar~'a gebeyim,
Dev sancilarimm budur kaynagi!
Necip Fazll'm bu dize de tasvir ettigi ozellikler sanatkara ait olan ozelliklerdir. Necip
Faztl'm nokta-1 nazannda sanatkar; oz olarak bir kelebek kadar hassas olmasma ragmen,
omuzlannda 90k biiyiik sorumluluklar ta~1yan, goriiniir de etkisinin 90k hafif olmasma kar~m,
5
ktsmi olarak yaratma yetisine sahip dolaJistyla da son derece kudretli olan insandu. Ancak
Necip Fazll sanatkarm ~ektigi biitiin actlarda da bu kudreti bizzat m~ahede eder. Eser
boyunca Hiisrev'in ~ektigi act da onun ruhunda bir arada bulunan zaafve kudret <;;eli~kisinden
kaynaklaru!i. Bu durum Hiisrev'in agzmdan ~oyle kelimelere dokiili.ir;
Hiisrev: Bak, bu benim eserim! Olum korkusu. Nedir bu? Bir talam kelimeler, vilcutsuz
hayaller, aszlszz rivayetler ... (Orta yerde ve dimdik durur. Kitap elinde.) iyi bak! Bu da
onun eseri. Ben! Elimdeki kitapla, bir yangma benzeyen manzaramla, bu r;zrr;zplak
hakikatimle ben! (Kzsakilrek, 134)
Oyundaki temel karakterin boyle bir ruh haline sahip olmast ve hemen her ciimlede kendini
sarsan bir actdan, azaptan ve tstlraptan soz etmesi ve iistelik bunu yer yer kendi actsmt
yiicelten bir tarzda yapmast, neredeyse act <;;ekmenin bir imtiyaz, hem de yalmz ona ozgii bir
imtiyaz oldugu hissini uyandmr insanda.
Necip Fazil'a gore sanat<;;tyt toplumdaki diger insanlardan aytran bir diger ozellik ise
"dii~iinmek" eylemidir. Ktsaki.irek 1 dii~iinmek i~inin sanat<;;I i9in vazge<;;ilmez oldugunu
savunur. Oyle ki dii~iinmek sanat<;;tya act verse, hatta sanat<;;t dii~iinmek istemese bile bundan
kendisini alamaz. Hiisrev'in, evindeki ihtiyar u~ak Osman ile yapttgt konu~ma Necip Fazil'm
nazarmda bir sanatkarm "dii~iinmek" eyleminin ne derece vazge<;;ilmez oldugunu gozler
oniine serer.
Hiisrev: Herkesi dil~ilndurmege r;all~, dil~ilndu-remezsin. Beni dil~ilndurmemege r;alz~,
yine elinden bir ~ey gelmez! Ben ba~kalarmm du~ilnmemege mahkUm oldugu kadar
6
du~iinmege mahkUmum. Osman! Pencereleri a(fmak istiyorum. Ba~zmz soguk havaya uzatmak
ve kOpekler gibi haykzrarak halkz penceremin altma toplamak istiyorum. Du~unmek
istemiyorum diye bagzrmak, ulumak istiyorum. Osman du~unmek istemiyorum. Du~unmek
istemiyorum. (Kzsakurek, 112)
Hiisrev'e ait bu temel act, savunma mekanizmastru yok etmi~, Hiisrev adeta her tiirlii
etkiye a91k, yalm ve 91plak bir benlik haline gelmi~tir. Bir adam ki, i9inin cehenneminde
yamyor; herkesin malik oldugu en basit miidafaa silahlanru, maskelerini kaybetmi~
vaziyettedir. ~ektigi act ve stkmtllann, bir b19agm de~tigi yaradan bo~anan kan gibi dogal bir
~ey oldugunu dii~iiniir ve
Hiisrev: Osman, hi9 bz9agm de~tigi yerden kan akmaz olur mu? Benim de beynimden
kan akzyor. Ben du~unmuyorum, beynim kaymyor, gozlerimi yumunca goruyorum. Beynimin
etten yuvarlagz ustunde her du~unce bir dam/a siyah kan gibi yuvarlamyor. Ben istemiyorum
Osman! Fakat hi9 bz9agm de~tigiyerden kan akmaz olur mu? (Kzsakurek,JJO)
Diye_ sorar. Diger taraftan insan, iiretmek, kendi iradesini ve giiciinii eserinde
seyretmek isteyen bir varhkttr. Bununla kendinden kurtulup kendi kar~Isma ge9mek, kendisini
algtlamak ve kendi bilincine varmak ister. Ama bu ayni zamanda ilah! bir nitelik de ta~Ir.
~iinkii Allah'm yaratma eylemini de ayni ~ekilde a9tklayanlar vard1r. 0, evreni ve insam
yaratm1~, eserinde kendini ve kendi kudretini seyretmek istemi~tir. Bu iki tiir yaratimi kar~I
kar~tya getirmek ve sanatsal bir yaratlm i9indeki insam bir tiir sirk i9inde gormek, ku~kusuz
tartt~Ilacak bir konu degildir. insanin sanatsal yarattcthgt ile Allah'm yoktan var ediciligini
kar~tla~tirmaya kalki~mak, sonu9 vermeyecek bir 9aba i9ine girmektir. Bu iki eylem arasmda
ozce bir ba~kahk vardtr. Ote yandan Allah, kendi ozelliklerinden insanlara da vermi~tir.
7
Mutlak ve goreli arasmdaki bir ilgidir bu. Bu nedenle, eski bilginler ve filozoflar, insanin
yerytiztinde ula~abilecegi en ileri olgunluk (kemal) derecesinin ancak Allah'a benzemek
suretiyle olabilecegini soylemi~lerdir. "Bir Adam Y aratmak" bu konuda ~eli~kili bir gortinfun
sunuyor gibidir. Sanatsal yarattmi bir yandan "Allahhk taslamak", "yalanc1 ilahhk" gibi
deyi~lerle nitelendirirken, ote yandan bu ttir bir yaratlm i~inde bulunan ki~iyi, kemal
derecesinde gosterir. Hiisrev "Olfun Korkusu" isimli piyesinde b~rolii oynayan yakm
arkad~I Mansur ile bir konu~masmda bu durumu ~oyle anlatrr.
"Ben sanatz hayattan ba~ka bir ~ey sanzyordum. Hiirriyetlerin sonu. Aciz bahtzmm
ula~amadzgz bir yer. Orasz irademin bahr;esiydi. Orada oyuncaklarzyla oynayan bir r;ocuk
gibi ba~zbo~tum. Orada kulluktan r;zkzyo'r gibiydim. " "Bir adam yaratmaga kalkz~tzm. Bir
adam yaratmak. Bir adam yaratmak. .. Ona bir kafa, bir r;ift goz, bir burun, bir agzz
uydurmak. Ona gore bir beyin yapmak ve gogsiiniin ir;ine bir kalp takmak. Saat gibi i~lesin,
kamm viicudunda dondiiren bir kalp. Bir kalp, an!zyor musun? Giiya duyan ve aczlarma,
sevinr;lerine yatakllk eden yer de orasz. Bir kalp. Bitti mi? Biter mi? Bu adama bir de kader
r;izmek lazzm. Bu adam ya~ayacak, gezecek, tozacak, ba~mdan bir ~eyler ger;ecek. Bu adamm
meseta bir babasz olacak. 0 baba bir incir dalma a~zlmz~ bulunacak. Sonra da ... Eeee? Ben
Allah mzyzm?" (Ktsakiirek,l32)
Bir b~ka yerde de ~unu soyler:
"Ben ne yaptzm? Bir hududu zorladzm. Kendimin dz~ma r;zkmak isterken kendime rast
geldim. Meger kul oldugumu anlamak ir;in Allahlzk taslamallymz~zm. Meger naszl
yaratzldzgzmz anlamak ir;in bir adam yaratmaya kalkz~mallymz~zm. Ben ne yaptzm? En saglam
basamagz ayagzmdan kaydzrdzm. Korliigu zedeledim. Simdi goriinen ~eye naszl bakayzm?
8
jnsan kaderini bir riiya gibi uykuda bulur. Bu riiyayz uyanzk naszl seyredeyim? Allah 'la
kalababk arasmda kaldzm. Bo,#ukta naszl durayzm?" (Kzsakiirek, 70-71).
Oyun siiresince bu maraz! ruh ha.linin propagandasma maruz kalan ki~i, 'annmak'
(katharsis) bir yana, i9inde biriken kayg1, stkmtt ve bunahm ile iyice sarsilmt§ bir §ekilde terk
eder salonu. Ama Necip Faztl'm tarztdtr bu. Ger9ekten, onun pi~irdigi yemege ba§tan sona tat
veren bu ruh hillidir. Bu ruhtan 91kan bunahm, stkmtt ve karamsarhk biitiin eseri ba§tan sona
sarar. Ve bu karanhk ruh hali, 'biiyiik meselelere dolarup durur. Oyle dolantr ki, hangisinin
fikir, hangisinin fikr-i sabit, hangisinin bunahm, hangisinin dim duyarhhk oldugu belirsiz hale
gelir. Baudelaire, "Kurban da benim cellat da ben" der bir §iirinde. Hiisrev de, "Kimse bana
kendim kadar dU§man degil", "Ke§ke ben de kendimden gizlenebilsem" diyerek kurbaru ve
celladt kendi i9inde, kendi ki§iliginde birle§tirdigini ilan eder (Ktsakiirek,36, 129).
Ote yandan, "Ben de bir insanzm. Hi9 bir fevkaladeligim yok. Bir kadere baglzyzm. Bir
takzm zaaflarla doluyum. Belki herkesten daha zayif." (Ktsakiirek,23) dese de, ileri derecede
farklt oldugu bilincine sahiptir.
"Ben ~ehirleri, sokaklan, kahveleri dolduran seri mali insanlardan degilim. Ke~ke
onlardan olsaydzm. Onlar szhhatli, tabii, miikemmel mahluklar. Benim en lazzm tarafim sakat.
Ben Allah 'm yalnzz acz 9eksin, yalmz kzvransm diye yarattzgz bir ale tim galiba. "
Ben bilinci oylesine ileridir ki, bu ba§kahgm ate§le su gibi iki ztt maddenin arasmda
dahi olmadtgma inantr.
9
HUSREV -Bak ne demek bunlar! Seninle aramda oyle bir ba{kahk var ki, bu ba~kalzk
ate~le suyun arasznda yok Bu bir maya farktdzr. Bu kadar farklz iki ~ey uyu~amaz, anla~amaz.
Bir arada hi9bir ahenk kuramaz.
ZEYNEP- (l)rkek) Hiisrev! Nereye gidiyorsun?
HUSREV - Sen tam bir kadmsm. Cinsiyetinin kor hamlelerinden ba~ka bir ~ey
gormiiyorsun. Haklzsm. r.;unkii tabiatm 90cugusun. Bense ...
ZEYNEP - Evet, ya sen ...
HUSREV - En azgm bir hayvan biinyesinin i9ine oturtulmu~, oyle celldt bir ruh
ta~zyorum ki, biitiin insiyaklarzmz koreltiyor. Beni yiyor. Beni pa9avra haline getiriyor.
ZEYNEP - (jsyankdr) Anlamzyorum, anlamzyorum.
HUSREV - (Garip bir istihza dhengiyle) Bir dakika sabret! Birazdan hi9bir ~ey
anlamayacaksm. Bendeki bu ruh her ~eyin i9yiiziinii kurcalzyor, tzrmzklzyor. Gozii bagll hi9bir
istege izin vermiyor.
En sevdigi ~eylerden bir anda igreniyor. En dii~iiniilmeyecek yerde, birdenbire
dii~iinmege, hesap yapmaga kalkzyor. Kendisine gore, kanunlarz, 6l9iileri var. Miithi~ bir
9irkinlik korkusu ve giizellik kaygzsz i9inde 91rpmzyor. Aradzgmz bulamzyor. Bulduguna razz
olamzyor. Saadetlerin yiizde yiizii olan hayvanf saffetleri, bir sansarm pilici bogmasz gibi
bogu-veriyor .
. "Tabiatm yocugusun" der Zeynep'e. "Bense ... " ciimlenin gerisini getirmez. Belli ki,
'bedenini yitirmi~ tedirgin bir ruhum' demek ister. Bunun karuti bir onceki sayfadaki
"jr;indeki hayvam iirkiitmii~, incitmi~ bir hastayzm" soziinde gizlidir (Kzsakiirek, 7 4-7 5). Onun
her sozii kendi tstirabmm ve ba~kahgmm bir ifadesi olarak ortaya yikar. Bu tstlrabm ve
b~kahgm yanstmadtgt pek az diyalogu vardtr.
10
. "Ben, demek kimsey/e mii-$ferek olr;iisii kalmamz-$ bir zavallzyzm. Demek ben bu
topragm iistiinde ya-$amzyorum. Demek ki benim beynim, kimsede olmayan bir talam vehim
nebatlarz yefi-$firen bir vehim tarlasz" (s83).
incir agac1 hakkmda anlatllanlar, babastmn etkileyici oliimii, Hiisrev'in iizerinde derin etkiler
btrakmt~ttr. Belki de bu etkilerin sonucu olarak <Hiim dii~iincesi bir 'fikri sabit' halini almt~tlr
kafasmda. Psikiyatrideki tabiriyle bu takmti ivinde giderek derinle~mi~ ve tiim hayattm
temelinden sarsacak noktaya gelmi~tir. Bunun da etkisiyle, "varolu~un insani iirperten
olasthgt ve Oliim" konularmda canh sahneler 9izer ve giiniin birinde "C>liim Korkusu" diye bir
pi yes yazar. Biiyiik ba~anlar kazamr. Ama asll sorun bundan sonra b~lar. Y azd1g1 piyeste
kendini, kendi korkulanm ve kaygilanm anlatmi~tir. Boylece, ttpb riiya ivinde riiya gibi pi yes
i9inde piyes ba~lar. Yazd1g1 piyese kendini, kendi diinyasm1 aktarmi~tlr. Piyesteki kahramamn
babas1 da kendisini incir agacma asm1~t1r. Bu kahraman bir giin annesini tabancadan 91kan bir
kur~unla oldiiriir. Kaza oldugu i9in beraat eder. Piyesin burasmda ve edebiyatta en yetkin
ifadesini Dostoyevski'nin Raskolnikov tipinde bulan geleneksel tez olan asll cezanm insamn
vicdani tsttrabt oldugu yoniindeki fikir yinelenir: Kendi kendisine oyle bir ceza vermi~tir ki,
ondan kurtulu~ yoktur. Vicdan azabt giinden giine pen~j:esini beyninde derinle~tiriyor.
Birdenbire goziinde, o zamana kadar hiv dikkat etmedigi bir ~ey canlamyor. Babastmn
abbeti! ikide bir, babam kendisini bir incir dalma asmi~ti, diye soyleniyor. Muvazenesi
gittik9e bozuluyor. Artik annesinin actsi onda miicerret bir oliim korkusu halinde tecelliye
b~hyor. Oliim ... Sagt, solu, onii, arkast, her taraft oliim. Piyes ba~tan ba~a oliim korkusu ile
dolu.
11
Ald1g1 felsefe egitimini eserlerine ba~anyla yansttan Necip Fazll K1sakiirek, Bir
sanat~mm i~inde bulundugu ~aresiz ruh halini "olfun" ve "yok olu§" temas1 iizerinden i§liyor.
Hiisrev de bir fikr-i sabit halini almi§ olan babasmm kendini incir agacma asmas1, eserde ki
Olfun fikrinin de temelini olu§turuyor. Ba§tan sona bir Olfun korkusunu anlatan "Bir Adam
Yaratmak" adh eserde, eserin ba~kahramam olan Hiisrev'in yazd1g1 piyesin isminin "Olfun
Korkusu" olmas1 bu nazarla degerlendirildiginde onem arz etmektedir.
Bu gozler, baktzgz zaman goren, gordiigu §eyin hayalini ayna gibi it;ine aksettiren bu
gozler nerede? Onlar hirer fincan renkli suydu. Topraga dokiildii. Buhar olup bulutlara
kart§fl. Yiiziinii, ellerini, yiiziinii, ellerini, ayaklarmz bzrak biitiin terkibiyle, terkibinin tek ve
yegane manisiyle nerede bu adam? Eridi dagzldz, kurudu, ufalandz, silindi degil mi? Ya
erimek, dagzlmak, kurumak, ufalanmak, silinmek de ne demek? Her §ey erir, dagzlzr, kurur,
ufalanzr, silinir. Fakat bu adamm terkibinden t;zkan terkibinin mihrak noktasmdan fi§kzran
hayat alevleri, varlzk sevk ve kudreti, var olmak haz ve emniyeti naszl silinir? Bu haz ve
emniyet iradesi naszl olur da miskin eczamzzz birbirine lehimlemez? Le§imizi ensesinden
kavrayzp ayaga kaldzrmaz? Yoksa aszl giden, silinen o mu? Hayzr! 0 silinmiyor. Belki degil,
yiizde yiiz silinmiyor. 9atlarzm, yine inanamam. Silinemez. Fakat nereye gittigine, nerede
gezdigine, nasrl olduguna aklzmzz ermiyor. Osman! Aklzmzz yetmiyor. Onun it;in t;zldmyoruz.
Su resme bak! Bir takzm nebatlardan t;zkarzlmz§ boyalarzyla, mu§ambasz ve t;ert;evesi
kar§zmzzda. 0 bir §eyin kendisi degil, taklidi. 0 §eyin kendisi yok, taklidi var. Bu nasrl giine§
ki kendisi yok, dalgalarda aksi var? {SiikUt, miizik.) Yasamzyoruz. Resimlerimiz,
fotograflanmzz kadar yasamzyoruz. Mendilimiz, gomlegimiz, potinlerimiz kadar yasamzyoruz.
(Hzzla doniip masaszm gosterir.) Bir sigara kdgzdzm §U masaya koy, iistiine bir ta§ bzrak,
kapzlarz kapa ve git! Ut; yiiz sene sonra gel, yerinde bulursun. Belki sararml§, belki buru§mU§,
fakat yine o. Bir sigara kdgzdz kadar yasayamzyoruz. Kefenimizden evvel t;iiriiyoruz.
12
Duyuyorum! Kulak ver, sen de duyarsm! Toprak altmda, milyarlarca kurdun, rztzr rztzr dut
yapraklarzm yiyen milyarlarca ipek bocegi gibi, milyarlarca o!Uyii yedigini duyuyorum.
(9llgm) Oluler! Gozsiiz kulakszz kurtlarm irtigi k6piiklii §ampanya damlalarz! Tozun topragm
mezeleri! Korkunr bir saklambacm korkunr oyuncularz. Kurtarm beni ebedilikten! Oldiim sizf
araya araya. Kurtarm beni dii§iinmekten! (Kzsakiirek,Jl2)
Husrev burada kendi ac1sma mistik bir nitelik kazandmnaktan da geri kalmaz. Bir anda,
kendisi ve Allah arasmdaki ili~kiyi, hiv de kendisinden umulmayan bir tarzda 90k ileri
derecede dim bir terminoloji ile ifadeye koyulur. Bu durum eserin ozii ayismdan bir sorun
te~kil edebilir.
"Biz bu diinyada her §ey, en sefil nebattan tut, en uzak yzldzzdan tut, en kudretli
insana kadar biitiin mevcutlar, bilerek bilmeyerek Allah 'tan gelen cazibenin kaszrgasz
irindeyiz. Sonbaharda yapraklar naszl boranm rektigi istikamete rullamrsa, hepimiz, her §ey,
Allah'a dogru gidiyoruz." (Ktsakiirek,134).
Bir ba~ka yerde de ~unu soyler;
"Allah gayedir. Her varzlan §ey gaye olabilir mi? Yollar uzun, yollar sonsuz, yollar
arzk .. Bilerek bilmeyerek Allaha dogru yol almak vardzr, varmak yoktur. Varabildigimiz
hirbir §ey, hi9bir ufuk Allah degildir. Allah sonsuzluktur. Hir sonsuzlukla boy olf(ii§mek olur
mu? Hir adetler, milyonlar ve milyarlar sonsuzluklayarz§abilir mi?" (Ktsakiirek,l09, 133).
Husrev bu sozleriyle 9ektigi ac1ya giderek artan bir dozda dinsel bir nitelik
kazandirmaya vah~Ir. Hatta insan onun 9ektigi acilann sahip oldugu dim duygudan, yasad1g1
13
mistik tecrlibeden kaynaklandtgi hissine bile kap1labilir. Aslmda o da bu tllr bir anlam1 ima
edecek ifadeler sarf etmekten geri kalmaz:
"j~te yazdzgzm ya~ayan adam! Beni bu gilliim; kadere insan iradesi sokmadz. Tepemde
ba~ka bir irade var. Onu bir kanat golgesi gibi iizerimde duyuyorum." "Anlaym bu azabz! Bir
azap ki kul oldugum i9in 9ekiyorum. 9ekmemek i9in Allah olmak liizzm. jnsana gore degil bu;
yok bunu 9ekecek aza insanda! Yeti~ir! Gelsin artzk her ~ey yerli yerine! Verin bana artzk
diinyamz! Salzverin beni kalabalzklara!" (Kzsakiirek, 70, 71).
14
SONU<;
Oyunun ba~hca sorunu Hiisrev tipidir. 0, "Bir Adam Y aratma"nm tum giiyltiklerini iizerinde
ta~rr. Sanki bir kuyudan sesleniyor gibidir. D1~ diinyayt kendi iyindeki bulamk suda
kaybetmi~tir. Oyun, bu temel sorunu ile hayatm canh dokusunu tskalamt~tlr. Boyle bir tip
hayat1 ne kadar temsil edebilir, insan varolu~unu ne kadar yansttabilir? insanlardan onu
anlamalanm, onu sevmelerini ve onunla hemhai olmalartm nastl bekleyebiliriz? Onun
yangtmndan Slyrayacak bir ktvilctm, 'korltiklerinin zedelenmesine' ve varhk saraylarmm
tutu~masma neden olmaz mt?
Burada, yaztyt sonuylandtracak paragraf1 yazmadan once Bir Adam Y aratmak'm belki de en
muhte~em, en parlak ve eserin karamsar yiiziinii bir Olyiide yumu~atacak bir yoniinden soz
edebiliriz: 'V ar olma i~tiyakl' diyebilecegimiz bir duygu, hiylikten delice kayi~ ve var olmaya
duyulan stmrstz bir tutkudur bu. Hiisrev'in dilinde, oliimiin ve yok olmanm uyandtrdtgt
deh~et kar~tsmda, yok olmaktansa herhangi bir ~ey, sozgelimi 'ye~il strth bir kertenkele'
olmaya duyulan ozlem kendisini agtr bir ~ekilde hissettirir:
"Allah 'zm, ben yak alamam! Her ~ey alurum yak alamam. Par9a dagranabilirim.
Nakta nakta lekelere donebilirim. Tutun gibi kurutulabilir, ince ince klyzllr, bir 9ubuga
daldurulur, i9ilir, havaya savrulabilirim. Mademki bu kadar korkuyarum, yak alamam. (. . .)
Razzyzm bir taz par9asz alayzm. insanlar uzerime basarak ge9sin. Camm aczszn, duyayzm.
Cammzn aczdzgzm duyayzm. Razzyzm bir kertenkele alayzm. Kzzgzn yaz gilnlerinde bir bah9e
duvarzna tzrmanayzm. Tzrnaklarzmz tuglalara ge9ireyim. Ye~il ve zslak szrtzmz gilne~e vereyim.
Fakat gune~le szrtzm araszndaki opu~meyi duyayzm. Tuglalarzn incecik zerrelerini sayayzm.
Kavuklardaki boceklerin, bir baru i9inden bakar gibi bana baktzklarznz goreyim ve
15
dii~iineyim. Razzyzm bir nokta olayzm. Fakat o noktaya biitiin kainat, biitiin mevcudiyet
dolsun. Ben yok olamam. Aglarzm, tepinirim, t;atlanm, t;zldmrzm, oliiriim, fakat yok olamam"
(Kzsakiirek, 113).
Oliim korkusunun ve yok olma kaygtsmm ul~tigi bu ileri noktada varolu~un derin
akl~1 duyulur. V ar olma isteginin ve var olma degerinin bu iisttin ifadesi, eserin en gorkemli
noktastm olu~turur.
Passal, " Ben bir harabe degil, goren bir adam1m" der. "Bir Adam Yaratmak" tan yaztmn
b~ma koydugumuz epigrafi, benzer bir duyarhgt, hatta bir ruh akrabahgtm haber verir
gibidir. Oyunda Hiisrev'in kendi derdini anlatma giri~imlerinin ba~artstzhkla sonu<;landtgmi
goriiriiz. Bir tiirlii kendisini ifade edecek ciimleyi kuramaz. Oliimden soz eder, sabit fikirden
soz eder, bunahmdan soz eder, kiyametten soz eder. Belli ki, soyledigi hi<;bir soz, ashnda
soylemek istedigini kar~Ilamamaktadtr. Bu soz denemelerinden birinde, 'korliigu zedelemek'
ifadesi ge<;er. Galiba bu onun anlatmak istediginin tam ifadesidir. 'Korliigu zedelemek',
mutluluk iilkesinden go<;tin ve <;ollere dogru ilerleyi~in ilantdtr. Korliik zedelenmi~se, riiya da
bitmi~tir. Nietzsche, "Zerdii~t bir kez uyanmt~tir, simdi bu uyuyanlar arasmda ne yapacak?"
diye sorarken, aym ~eye, yani 'zedelenen korliige' i~aret eder. Casus, aym ruh iilkesinin
vatanda~I olarak aym dilden cevap verir onlara: "Zamanm cehennemi onun iilkesidir artik."
i~te "Bir Adam Yaratmak", zamanm cehennem oldugu iilkeden gelen bir esindir. Necip Faz1l
bu oyunu yazmakla t1pk1 ~iddetli bir yagmurdan sonra havamn sakinle~mesi gibi, kendi i<;inde
biiyiik bir dinginlik yasam1~t1r muhtemelen. Ama biz, okuyucular ve seyirciler, bu devasa
'azap ve cinnet binas1' kar~Ismda, onun bu dinginliginin bedelini gerilerek odiiyoruz.
16
KAYNAKLAR
1. Klsakiirek, Necip FaZJ.l. Bir Adam Yaratmak. istanbul: BUytik Dogu Yaymlan,
2008
17