53
İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ Yer : Mithat Paşa İlk Öğretim Okulu Tarih : 20.01.2014 Saat 10:45 Sunum : Serpil İLERİGİDEN

İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

  • Upload
    laszlo

  • View
    107

  • Download
    1

Embed Size (px)

DESCRIPTION

İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ. Yer: Mithat Paşa İlk Öğretim Okulu Tarih: 20.01.2014 Saat 10:45 Sunum: Serpil İLERİGİDEN. DEĞERLER EĞİTİMİ. - PowerPoint PPT Presentation

Citation preview

Page 1: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Yer : Mithat Paşa İlk Öğretim Okulu

Tarih : 20.01.2014 Saat 10:45

Sunum : Serpil İLERİGİDEN

Page 2: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

DEĞERLER EĞİTİMİ

Değerlerin öneminin arttığı şu günlerde, yok olmaya başlamış olan değerlerimizi korumak ve çocuklarımıza bu değerleri kazandırabilmek amacıyla Mithat Paşa İlk okulu olarak bizlerde üzerimize düşen görevi yerine getirmeyi seçtik ve bu doğrultuda çalışmalar başlattık.

Page 3: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Öğrencilerin Eğitiminde

En Önemli Sorunumuz

“DEĞER EĞİTİMİ” DİR

Page 4: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

NEDEN DEĞERLER EĞİTİMİ ?

Araştırmalar düşünceli, saygılı, güvenilir, adil, sorumlu, kısacası iyi insanların yaşamda daha başarılı olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, etik değerlerin eğitimi, okullarda en az matematik ve Türkçe eğitimi kadar önemli ve gereklidir.

Page 5: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Etik değerleri önemsemeyen ve bu değerlere uymayan çocukların yetişkin olduklarında iş, aile ve sosyal yaşamlarının iyi gitmediği araştırmalar sonucunda ortaya çıkmıştır.

“Etik değerlerin eğitimiyaşam boyu gereken

bir eğitimdir”

Page 6: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

HZ. MUHAMMED VE DEĞERLER EĞİTİMİ

Hz. Peygamber, ashab arasında değerlerin yaygınlaşması için azami gayret göstermiştir. O, değerleri sadece bir nutuk veya söylem konusu etmemiş, aksine onları kendi hayatının bütün safhalarında bizzat yaşayarak ve uygulayarak

tezahür ettirmiştir. O, ortaya koyduğu değerlere samimi bir şekilde bağlanmış, onlara inanmış ve

onları hayatında yaşamıştır. Bu konuda hiçbir zaman samimiyetsiz, menfaatperest ve çıkarcı bir tutum/tavır içerisinde olmamıştır. Zira O, azimle insanları İslam’a ve İslamî değerlere çağırırken

kendisine yapılan çıkar dolu teklifleri hiç düşünmeden elinin tersiyle itebilmiştir

Page 7: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Hz. Peygamber, ashabının Kur’an’a uygun önceki bazı değerlerini tamamen reddetmemiştir. Onun

"Ey Sâib! Câhiliye çağında yaptığın değerli davranışlara Müslüman olduktan sonra da devam et; misafiri ağırla; yetime ikram et ve komşuna iyi davran” “İnsanların câhiliye devrinde hayırlı olanları, İslâm devrinde de hayırlıdır”

gibi hadisleri, bu anlayışa örnek olarak gösterilebilir.

Page 8: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Hz. Peygamber olumsuz değer yargılarını tespit ettiği anda hemen müdahale etmiştir. Nitekim o, Ebû Zerr’in annesi dolayısıyla bir kişiyi azarladığını öğrenince;

“Onu annesinden dolayı mı ayıplıyorsun? Demek ki sen kendisinde hâlâ câhiliye

ahlâkı kalmış bir kimsesin"

demiştir.

Page 9: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

O, sadece bu değerleri tebliğ ve tavsiye etmemiş bizzat kendi hayatında yaşayarak insanlara örnek olmuştur.

Değerleri şahsında toplayan ve onları yaşayarak ashabına gösteren Hz. Peygamber, özellikle ahlakî değerlere vurgu yapmıştır.

O, değerler eğitimini sağlarken kişisel farklılıkları, muhatabının durumunu, yer ve zamanı dikkate almıştır.

Erdemli davranışları, samimi bir şekilde insanları incitmeden, mahcup etmeden dile getirmiştir.

O, değerler eğitiminde sert ve katı olmamış, kaba davranışları düzeltirken bile nezaketi elden bırakmamıştır.

Yine O, değerler eğitiminde aceleci olmamıştır Bir taraftan olumsuz değerleri toplumdan ayıklarken

öte taraftan olumlu değerleri yerleştirmeye çalışmıştır.

Page 10: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Müslümanların değerler bağlamında başvuracakları kaynaklar, Hz.

Peygamber’in ifadesine göre, bizzat Kur’an ve kendisinin sünnetidir.

Müslümanlar hangi asırda yaşarlarsa yaşasınlar, hangi devirde bulunursa bulunsunlar değerlerini oluştururken

bu iki kaynağa dayanmak zorundadırlar.

Biz de Saygı konusunu bu iki eşsiz kaynağa dayanarak anlatmak istiyoruz

Page 11: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Saygı insanın taşıması gereken temel özelliklerden birisidir. Saygı insanın kendi

kişiliği ile başkalarının kişiliğinin arasındaki sınırı bilip o sınırı aşmaması, kendi aleyhine

dahi olsa başkasının hakkına, hukukuna özen göstermesidir. “İslam da saygı kişinin

kendinden önce başkalarını, çevresini düşünmesiyle ilişkilendirilir. İslam’a baktığımızda Saygı’nın bir çok yönden ele alındığını görüyoruz.

Page 12: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

İnsan haklarına duyulması gereken saygı(Kul hakkına saygı)

Büyükle

rine S

aygı

Aile

ye S

aygı

Öğretmenlere Saygı

iletişimde SaygıFarklılıklara Saygı

Page 13: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

1- İNSAN HAKLARINA DUYULMASI GEREKEN SAYGI(KUL HAKKINA SAYGI)

Kul hakkı, bir toplumda yaşayan insanların sahip olduğu haklardır. Yaşama,

sağlık,eğitim, özel yaşamın gizliliği vb haklara her insan sahiptir.İnsanlar

birbirlerinin bu haklarına saygılı olmak, söz ve davranışlarıyla onlara zarar vermemek

zorundadır. İslam’da Kul hakkı çok önemlidir çünkü Allah ile olan

ilişkilerimizde yaptığımız hataları Allah dilerse affeder ancak kul hakkını Allah affetmez ancak hakkına girdiğimiz kişi

dilerse bağışlar.

Page 14: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Hz. Muhammed bir hadisinde kul hakkı ile ilgili bizi şöyle uyarmıştır:Birisinin hakkını alan kimse ölmeden önce onunla helalleşsin. Paranın, malın geçmeyeceği kıyamet gününe üzerinde kul hakkı bulunarak gitmesin yine Hz. Muhammed şöyle buyuruyor:Benim ümmetim içinden müflis (iflas edip herşeyini kaybetmiş) kişi şudur: Ahirette Allahın huzuruna namaz, oruç, zekat gibi ibadetlerini yerine getirmiş olarak gelmekle birlikte bu kişi öyle (günahlarla da) gelir ki kimine sövüp saymış, kiminin kanını dökmüş, kiminin malını yemiş, kimine iftira etmiştir. İşte bu durumda onun ibadetlerinden elde ettiği sevaplardan alınıp hakkını ihlal ettiği kimselere dağıtılır. Eğer sevapları bu hakları ödemeye yetmezse hak sahiplerinin günahlarından alınıp hak yiyenin günahlarına eklenir. Böylece (sevapları elinden gitmiş, günahları daha da artmış bir kişi olarak) cehenneme atılır. Müslim Birr59

Page 15: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Rivayet edildiğine göre, Hz. Ömer gece Medine’de durumu kontrol için gezerken evlerin birinden şarkı söyleyen bir erkek sesi işitmiş, bunun üzerine evin duvarından atlayıp içeri girmişti. Evin içinde şarkı söyleyen erkeğin yanında bir de kadın ve şarap vardı. Hz. Ömer adama bakarak şöyle dedi:

-“Ey Allah düşmanı! Sen günah işleyeceksin de Allah senin durumunu gizleyecek mi sandın?

Bunun üzerine adam dedi ki:

-“Acele etme ey müminlerin emiri! Ben yalnız bir günah işledim. Sen ise üç hususta Allah’a karşı geldin. Allah, “tecessüs yapmayın (başkalarının gizli ayıp hallerini araştırmayın)”buyururken sen tecessüs yaptın; Allah, “Evlere kapılarından girin” buyurduğu halde sen duvardan atladın; Allah, “Kendi eviniz dışındaki evlere izin almadın ve sahiplerine selam vermeden girmeyin”buyurmuşken sen izinsiz girdin”. Bunun üzerine adamı haklı bulan Hz. Ömer şöyle dedi:

-“Seni affedersem sen de beni affeder misin?”. Böylece birbirlerini affetmişlerdi.

Page 16: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Hz. Muhammed;Kötü kokan gömleğini elindeki asa ile karnına dürterek çıkarmasını istediği Sevâd'ın bu dürtmeye kısas istemesini derhal karnını açarak ashabına küçücük meselelerde bile örnek oluyor, hak sahibine hakkını teslim ediyordu. Vefatına yakın insanları toplayarak,"İşte sırtım! Sırtına vurduğum kısas yapsın. Malını aldığım işte malım, içinden hakkını alsın. hakaret

etmiş isem işte şerefim intikamını alsın. Kimse benden bir itiraz gelecek diye de çekinmesin.”

Diyerek kul hakkına olan saygıyı öncelikle kendi yaşantısında gösteriyordu.

Page 17: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

2. BÜYÜKLERİNE SAYGI

Büyüklerimiz, yılların birikimi ile birçok bilgi ve tecrübeye sahiptirler.

Onların öğütlerine önem verip, bilgilerine saygı göstermeliyiz.

Dinî bayramlarda ziyaretlerine gidip, onların hayır dualarını almalıyız.

Hasta olduklarında ziyaret etmeli geçmiş olsun dileklerimizi iletmeliyiz.

Otobüs, tren, vapur gibi toplu ulaşım araçlarında onlara yer vermeli, cadde geçişlerinde onlara yardımcı olmalıyız.

Page 18: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Çocukluk ve gençlik yıllarında kimse Hz. Muhammed’den saygısız bir davranış görmedi. Dedesini, amcalarını ve akrabalarını sever, onlara saygıda kusur etmezdi.

Sevgi ve saygısını davranışlarıyla gösterirdi.

Page 19: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Peygamberimiz yalnız akrabadan olan büyüklere değil, yaşça büyük olanlara, yaşından dolayı saygı göstermeyi emretmiştir. Bir keresinde Peygamberimizi görmeye yaşlı bir adam gelmişti. Orada bulunan topluluk, yaşlı adama yer vermede gecikti. Bunun üzerine Peygamberimiz şöyle buyurdu:

“Küçüklerimize merhamet etmeyen ve büyüklerimize saygı göstermeyen bizden

değildir.”

Yaşları küçük olanlar, zamanla büyüyecek ve toplumun büyükleri olacaklardır. Yarın büyük olduğu için saygı görmek isteyenler, bugünden büyüklerine saygı göstermelidirler. Peygamberimiz şöyle buyurur:

“Bir genç, yaşından dolayı bir ihtiyara saygı gösterirse Yüce Allah o gence, yaşlandığı zaman saygı gösterecek kimseleri mutlaka var eder.”

Page 20: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

3. AİLEYE SAYGI

Hz. Muhammed ailesine karşı her zaman saygılı davranmıştır. Güzel söz ve

davranışlarıyla onlara hep mutluluk vermiştir.Hiçbir zaman kırıcı olmamıştır.

Page 21: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Peygamberimize yıllarca hizmet eden Enes bin Malik şöyle demiştir:

"Ben Peygamberimiz kadar ailesine ve çocuklarına merhametli olan başka hiç

kimse görmedim.“

Peygamberimiz aile halkından hiç kimseyi dövmez, azarlamaz, kötü söz söylemezdi. Onlarla sohbet eder, zaman zaman şakalaşırdı. Peygamberimizin aile halkı da onu küçük düşürecek davranışlarda bulunmaz, iyilikseverlik, hoşgörü, yardımlaşma konularında çevresindekilere örnek olurlardı.

Page 22: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Anne baba ve büyüklerimiz bizim varlığımızın sebebidir. Onlar bizim en kıymetli varlıklarımızdır. Bizi dünyaya getiren, besleyip büyüten anne ve babamızdır. Anne ve babamızın, üzerimizde sayılamayacak kadar çok hakları vardır. Dinimizde Allah‟a kulluktan sonra en önemli görevlerin başında anne ve babaya saygı göstermek ve onlara iyilik etmek gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de İsra Suresinin 23. ve 24. ayetlerinde Allah şöyle demektedir:

"Rabbiniz sadece kendisine kulluk etmenizi, anne ve babanıza iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine

öf! bile deme. Onları azarlama. İkisine de güzel söz söyle. Onları esirgeyerek alçak gönüllülükle üzerine kanat ger

ve Rabbim! küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara öyle rahmet et

diyerek dua et."

Page 23: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Allah Resûlü anne hakkına çok büyük önem vermiştir. Nitekim, “İnsanlardan en çok ilgilenmem gereken kimdir diye soran kimseye, “Annendir” diye cevap vermiş ve bunu üç kere tekrarlamıştır. Dördüncüde ise “Babandır” demiştir.

Peygamber Efendimiz (s.a.s.), ayrıca cihada çıkmak için izin istemeye gelen sahabeye “Annenin yanından ayrılma, çünkü Cennet onun ayakları altındadır” buyurarak anneleri taltif etmiştir.

Page 24: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Hz. Peygamber çok küçük yaşta kaybettiği annesini

hiç unutmamış, onun yokluğunu her zaman yüreğinde hissetmişti. Hz. Peygamber Hudeybiye Umresi’nde Mekke’ye giderken Ebvâ’ya uğrayıp annesinin kabrini ziyaret etti. Ziyaret esnasında kabri eliyle düzeltti; annesinin üzerine olan ilgi ve şefkatini hatırlayarak kabrin yanında ağladı. Allah Resûlünün ağladığını gören Müslümanlar da ağladılar. Bu sırada, niçin ağladığını soranlara, Hz. Peygamber;

“Annemin bana olan şefkat ve merhametini hatırladım da ağladım” cevabını verdi.

Page 25: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Allah Resûlü sütannesi Halime Hatun’a karşı

da çok saygı ve hürmet göstermiş, her

fırsatta iyilik ve ikramda bulunmuştur. Halime

Hatun bir gün, Peygamber Efendimizin

huzuruna gelmişti. Hz. Peygamber hemen

ayağa kalktı: “Anneciğim! Anneciğim!”

diye hürmet gösterdi, hırkasını sererek

oturttu. Halime Hatun, yine bir gün Mekke’ye

geldiğinde Hz. Peygambere büyük bir kıtlık

geçirmekte olduklarını söylemişti. Bunun

üzerine Hz. Peygamber Halime Hatun’a kırk

koyun ile binip gitmek ve yüklerini taşımak

için bir deve vermişti.

Page 26: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Sevgili Peygamberimiz de bir sözünde şöyle buyurmaktadır.

"Ana ve babanıza iyilik edin ve ihsanda bulunun ki çocuklarınız da size itaat etsin ve

saygı göstersin."

Peygamberimiz anne babaya iyilik etmeyi sevap kazandıran en hayırlı işlerden biri saymıştır. Peygamberimiz şöyle buyurur:

“Üç dua kabul edilir: haksızlığa uğramış mazlumun duası, misafirin duası ve babanın

çocuklarına duası.”

Page 27: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Aile içindeki diğer büyüklere de saygılı davranmamız gerekir. Ağabeyimiz, ablamız en yakın büyüklerimizdir. Amca, dayı, hala, teyze anneanne dede ve diğer akrabalarımız saygı göstermemiz gereken kimselerdir.

Peygamberimiz, kendisi doğmadan vefat ettiği için babasını hiç görmemişti. O, yetişmesinde büyük emeği olan dedesi Abdülmuttalip’i, amcası Ebu Talip’i her zaman hayırla anardı. O, amcaları Hz. Hamza ve Hz. Abbas’a daima saygı gösterirdi. Süt kardeşi Abdullah gelince de ayağa kalkmış ve onu kendi elbisesinin üzerine oturtmuştur. Yine Hevazin esirleri arasında getirilen süt kardeşi Şeyma’ya da ikramda bulunmuş, onunla ilgilenmiş ve kavmine dönerken değişik hediyeler vererek uğurlamıştır.

Page 28: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Cenabı Allah Kuran’da sadece davranışlarımızda değil dualarımızda da anne ve babalarımızı unutmamamız gerektiğini söyler.

“Ey Rabbimiz! İnsanların hesaba çekileceği kıyamet gününde beni,

annemi, babamı ve bütün müminleri bağışla.”

Page 29: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

4. ÖĞRETMENLERE SAYGI

“Ümmetimin alimlerine tazim ve hürmet ediniz.

Zira onlar yeryüzünün yıldızlarıdır.”

Page 30: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Az uyuyan, çok okuyan, her öğün tek çeşit yemek yiyen, ağaçtan tabak kullanan, dünyevi lezzetlerden hoşlanmayan Yavuz Sultan Selim, veli ve alim insanların yanına girdiği zaman büyük bir saygı ve edep gösterirdi.

Devrin alimlerinden Şam’da yetişen Muhammed Bedahşi Hz.’ni Ziyaretinde hiç konuşmamış, sadece dinlemiş sonrada huzurdan öylece ayrılmış.

Beraberinde bulunan devlet ricali bir padişah olan Yavuz’un haline şaşırmış: “Sultanım! Sadece dinlediniz bir kelam bile etmediniz.” diye sormuşlar.

Yavuz: “Büyük evliyaullahın meclisinde, onlar konuşurken, başkasının konuşması, -velev ki cihan padişahı da olsa- uygun düşmez. Biz sultan da olsak böyle manevi sultanların himmetine muhtacız”. Demiştir.

Page 31: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

ATİMİN ÇAMURUYavuz Sultan Selim han devrin meşhur alimlerinden kemal paşa zade ile mısır seferi dönüşünde yan yana at üstünde sohbet ederek gidiyorlardı.

Birden Kemal Paşa zadenin atı ürktü ve atının ayağından fırlayan çamurlar Yavuz’un kaftanını çamura boyadı. Kemal paşa üzüldü, rengi atıp benzi sarardı. Celalli padişahın kızacağını zannetti.

Nedimeler padişahın kaftanını temizlemeye kalkışınca “bırakın, temizlemeyin” dedi ve

alime dönerek mütebessim bir çehre ile

“Ulemanın atının ayağından sıçrayıp bizi boyayan çamur, bizim için şereftir, mübarektir. Bu çamurlu kaftanı ben ölünce sandukamın üzerine kapatın” buyurmuştur.

Page 32: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Kanuni Sultan Süleyman, Süleymaniye Camiinin temel atma töreninde devrin büyük alimi Şeyhülislam Eub’s Suud Efendiyi ileri sürerek

“O bu işe benden daha layıktır” diyerek temel taşını ona koydurmuştur.

Caminin yapımı bitince anahtarı padişaha teslime gelen Mimar Sinan’a

“Bu camii şerifi sen yaptın kapıları ibadete açmakta senin hakkındır.”demiştir.

Page 33: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

29 Mayıs 1453 sabahı son hücum emri ile birlikte İstanbul Osmanlı'ya teslim olmuştu. Fatih, hocası

Akşemsettin Hazretleri ile birlikte, coşkulu bir törenle İstanbul'a giriyordu. Bizans halkı ve kadınlar yollara dökülmüş, genç Fatih'i selamlıyor, üzerine çiçekler atarak onu tebrik ediyorlardı. Hatta Fatih İstanbul'a girerken, yer yer Bizans halkı öndeki "Akşemsettin"i

padişah zannediyor, Akşemsettin "hükümdar arkada" işaretini yapınca, Fatih de edep, terbiye ve inceliği ile,

şöyle karşılık veriyordu:

"Evet, hükümdar benim, lâkin o da benim Hocam'dır!"

Page 34: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Fatih Sultan Mehmet, bir gün veziri Mahmut Paşa'yı yanına alarak hocası Akşemseddin'i ziyarete gitmişti. Akşemseddin,

Padişah içeri girdiği halde ayağa kalkmamıştı.Bir süre geçtikten sonra Akşemseddin, Fatih'in huzuruna gitti.

Padişahın yanında Mahmut paşa'da bulunuyordu. Fatih hemen ayağa kalkarak hocasına yer gösterdi. İki olayı kıyaslayan

Mahmut Paşa dayanamayıp sordu:

Hünkârım, hocanız geldiğinde siz ayağa kalktınız. Hâlbuki siz onun yanına gittiğinizde o ayağa kalkmaz. Sebebi ne

ola?

Fatih şöyle cevap verdi:

- Hocam Akşemseddin'e saygı göstermemek elimde değil. O yanıma geldiğinde gayri ihtiyari bir heyecan

kaplar ve farkında olmadan kendimi ayakta bulurum. O ise, ilmin izzetini korumak için bana ayağa kalkmaz,

buyurdu.

Page 35: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Peygamberimizin arkadaşlarından Ebû Hureyre (r.a.), hemen hemen peygamberimizden hiç ayrılmayan bir sahabi idi. O, peygamberimizle bulunduğu sürece, ilim öğrenir, peygamberimizin sözlerine dikkat ederek onları ezberlerdi. Bu sahabi, bir gün Medine'de sokağa çıktı. Halk sokakta dolaşıyordu. Onlara şöyle seslendi:

-Peygamberimizin mirası bölüşülüyor, siz ise burada vakit geçiriyorsunuz, gidip o mirastan payınızı alsanız ya? Deyince, halk:

-Nerede bölüşülüyor? Diye sorarlar. Ebû Hureyre (r.a.):

-Mescidde bölüşülüyor, diye cevap verir. Halk koşarak mescide gider, sonra geri dönerler. Ebû Hureyre (r.a.) onların geri geldiklerini görünce, sorar:

-Ne oldu? Onlar cevap verir:

-Biz mescide gittik, ama sizin söylediğiniz gibi orada taksim edilen herhangi bir şey görmedik, derler. Ebû Hureyre tekrar sorar:

- Siz mescidde hiç kimse görmediniz mi? Der. Onlar:

- Evet, bazı kimseler gördük, bir kısmı namaz kılıyor, bir kısmı Kur'an okuyor, bir kısmı da helâl ve haram gibi konuları tartışıyordu, derler. Bunun üzerine Ebû Hureyre radıyallahu anh:

-Yazıklar olsun size, işte o, peygamberin mirasıdır, der.(15)

Evet, alim yaşadığı sürece çevresini aydınlatarak, bu tavrı ile Allah'ın rızasını kazanacağı gibi, yetiştirdiği öğrenciler ve bıraktığı yazılı eserlerle öldükten sonra da amel defterinin kapanmamasını

sağlar.

Page 36: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

5. İLETİŞİMDE SAYGİ

Hz. Muhammed (s.a.v.) bir peygamber olarak Allah’ın insana verdiği değerin elbette farkındaydı. Bu yüzden hiçbir insanı küçümsemezdi. Bu sebeple konuşan kişinin sözünü asla kesmez, kendisi birine hitap ettiği zaman doğrudan ona yönelir, onun yüzüne bakarak konuşurdu.

Page 37: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Hz. Muhammed (s.a.v);

Yürürken sahabilerinin gerisinde yürürdü. Rasûlullah Aleyhisselâm lüzumsuz yere

konuşmazdı. Söze başlarken de sözü bitirirken de Allah’ın

ismini anardı. Çarşı ve pazarlarda bağırıp çağırmaz,

kötülüğü kötülükle karşılamazdı. Kızdığı zaman kızgınlıktan hemen vazgeçer

ve kızgınlığını belli etmezdi. Kendi şahsı için asla kızmaz ve öç almazdı

Page 38: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Hz. Âişe diyor ki: Bir gün Allah Rasûlü odama girdi, kıbleye döndü ve ellerini açarak şöyle dua etti: “Allahım! Ben bir beşerim, şayet kullarından birini üzüp incitmişsem, beni bu yüzden cezalandırma.”

Peygamberimize yakınlığıyla bilinen Enes b. Mâlik anlatıyor: “Allah Rasûlüne on yıl hizmet ettim, bana hiç öf demedi. Yaptığım bir şey için “bunu niye yaptın?” yapmadığım bir şey için de “bunu niye yapmadın?” demedi.” Çünkü O, yine Enes b. Mâlik’in ifadesiyle, insanların en güzel ahlaklısı idi.

Page 39: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Peygamberimiz,

Toplumda hasta olanları ziyaret eder, onların şifa bulması için Allah’a dua ederdi.

Komşularına eziyet etmez, onlara her konuda yardımcı olurdu.

Kendisi için istediğini başkaları için de isterdi.

Kendisi için uzaklardan gelenleri ağırlar, onlara yakınlık gösterirdi.

Page 40: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Söylenenleri dikkatle dinler, muhatabı ayrılmadıkça yüzünü ondan çevirmezdi. Enes b. Mâlik Peygamberimiz’in bu özelliğini şöyle ifade eder:

“Hz. Peygamber biriyle karşılaşıp konuşmaya başlayınca o zat yüzünü

çevirmedikçe o kimseden yüzünü çevirmezdi. Biri ile karşılaşıp da elini

tutunca, adam elini bırakmadıkça, elini çekmezdi. Ashabı ile otururken ayaklarını

asla uzatmazdı.”

Page 41: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Peygamberimiz (sas), ashabının dertleriyle ilgilenir,

onlardan yakın ilgisini esirgemezdi. Resûlullah, yardım

ederken bile muhatabını rencide edecek, üzecek ve

minnet altında bırakacak en küçük bir tavırda

bulunmamıştır.

Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Kim bir müslümanın

dünyadaki sıkıntılarından birini giderirse, Allah da onun

kıyamet günü sıkıntılarından birini giderir. Kim darda

kalmış birine kolaylık gösterirse, Allah da ona dünya ve

ahirette kolaylık gösterir. Kim bir müslümanın kusurunu

gizlerse, Allah da onun dünya ve ahiretteki kusurlarını

örter. Kul, din kardeşine yardımcı olduğu müddetçe Allah

da ona yardımcı olmaya devam eder.”

Page 42: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Peygamber Efendimiz sürekli güleryüzlü idi. O, hiç kahkaha atıp gülmemişti. Abdullah b. Hâris:

“Resûlullah’tan daha çok tebessüm eden O’nun kadar güleç yüzlü hiçbir kimseyi görmedim.”

diyerek bu hususu anlatır. Cerir b. Abdullah da şöyle demiştir:

“Resûlullah (s.a.v.) müslüman olduğum günden beri beni yanına girmekten men etmedi. Beni görüp yüzüme karşı tebessüm etmediği de olmadı.”

“Kardeşinin yüzüne gülümsemenden ötürü sana sadaka sevabı verilir.”

“İyiliğin hiçbir çeşidini sakın küçümseme. Hatta kardeşini güler yüzle karşılaman bile olsa.”

Mübarek sözleri de Efendimiz’e aittir.

Page 43: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

İnsanlara ilgi göstermenin, onlara önem ve değer vermenin en

kolay fakat en etkili yolu selam vermektir.

“Allah katında en makbul insan, karşılaşmada selama önce

davranandır.” buyurarak konuşmaya selamla başlamayı tavsiye

eden Peygamberimiz karşılaştığı insanlara selam verirdi.

Çocuklara ve kadınlara da selam vermiştir. “Selam, Allah’ın

isimlerinden biridir. Onu yeryüzüne koymuştur. O halde onu

aranızda yayınız.” buyurarak selamın önemine dikkat çekmiş ve

“İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de

olgun mümin olamazsınız. Size yaptığınızda birbirinizi

seveceğiniz bir şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yayınız.”

diyerek de selamlaşmanın toplum içerisindeki fertleri birbiriyle

kaynaştırıp, birbirlerine karşı merhamet, şefkat ve sevgi

duygularını geliştireceğine işaret etmiştir.

Page 44: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Peygamberimiz hasta ziyaretine önem verirdi. Sahabe-i Kiram’ın büyük küçük hepsiyle ilgilenir, durumlarını sorar ve hasta olanları ziyaret ederdi. Hasta ziyaretinde kadın, erkek ve çocuk ayrımı yapmazdı.

Hz. Peygamber (s.a.v.) hastalandığı zaman torunu Ümame’yi ziyaret etmiş ve gözlerinden yaşlar akmıştı. Ağlamasını yadırgayan bir sahabîye de, “Bu bir rahmettir ki, Allah onu kullarından dilediğinin kalbine koyar. Allah ancak kullarından merhametli olan kimselere merhamet eder” diye cevap vermiştir.

Ümmetine de hasta ziyaretlerinde moral vermeyi tavsiye etmiştir.

Page 45: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Peygamberimiz hediyeleşme üzerinde ısrarla durmuştur.

Hediyeleşmenin sevgiyi artırdığına dikkat çeken

Peygamberimiz (sav) hem hediye alır hem de karşılığında

bir şeyler hediye ederdi. Hediyeleşmenin insanları nasıl

birbirine yaklaştırıp sevdirdiğini anlatmak için de:

“Hediyeleşiniz; zira hediye, kalbdeki kin ve nefreti yok

eder” buyurmuştur. Verilen hediyenin küçük

görülmemesini ve kabul edilmesini istemiştir.

Peygamberimiz hediyeye mutlaka karşılık verilmesini

tavsiye etmiştir: “Kime bir hediye gelirse, karşılıkta

bulunsun. Verecek bir şeyi olmazsa senâda bulunsun. Kim

senâda bulunursa teşekkür etmiş olur. Kim de (senâ

etmez) ketmederse nankörlük etmiş olur”

Page 46: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

6. FARKLILIKLARA SAYGI

Hz. Muhammed insanlara değer verirdi. O, insanların ırkına, rengine, cinsiyetine makam ve mevkisine, zenginlik ve fakirliğine bakmaksızın

onlara insan oldukları için değer verirdi. “İnsanlar Âdem’in oğullarıdır. Âdem’i de Allah

topraktan yaratmıştır.” diyerek temelde insanlar arasında bir farkın olmadığını vurgulamıştır. Hz.

Peygamber, herkese eşit davranır, sevgi ve saygıyla yaklaşırdı. Farklı görüşte olanların düşüncelerini dinler, insanların sorunlarını

önemser, sevinç ve üzüntülerini paylaşarak herkese değer verdiğini gösterirdi.

Page 47: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Ebu Zer ile Bilal bir konuda anlaşamamış ve Ebu Zer, Bilal’a:“–Kara kadının oğlu sen de.” demişti. Bilal onun bu sözünden alınmış ve durumu Hz. Muhammed’e (s.a.v.) bildirmişti. Peygamberimiz Ebu Zer’i çağırarak ona: “–Sende cahiliye adetlerinden biri mi var?” diyerek onun yaptığı bu davranışı onaylamamıştı. Ebu Zer söylediğine bin pişman olmuş, hemen yüzünü yere yapıştırıp:“–Allah’a yemin ederim ki Bilal ya hakkını helal edinceye ya da yüzüme basıp geçinceye kadar buradan kalkmayacağım” demiştir. Olay daha sonra tatlıya bağlanıp kapanmıştır.

Page 48: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Hz. Muhammed, insanları ayrım yapmaksızın sever ve onlara değer verirdi. Bu konu ile ilgili şu örnek dikkat çekicidir. Mekke’de müşriklerin zengin ve ileri gelenleri Hz. Muhammed’e gelerek, "Biz senin yanına geldiğimizde, fakir ve zavallı insanları huzurundan kov. Biz o insanlarla bir arada olmaktan hoşlanmamaktayız. Çünkü biz, büyük ve zengin kimseleriz." dediler. O, bu durumu kabul etmeyince, tekliflerini biraz daha hafifletip "Hiç olmazsa biz senin yanına geldiğimizde, fakir ve zavallı kimseler kalkıp gitseler." dediler. Bunun üzerine şu ayet indi: "Sabah akşam, Rablerinin rızasını dileyerek ona yalvaranları kovma. Onların hesabından sana bir sorumluluk yoktur, senin hesabından da onlara bir sorumluluk yoktur ki onları kovarak zulmedenlerden olma." (Enam 52)

Page 49: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Fakir-zengin, efendi -köle, büyük-küçük, zenci- beyaz, kadın-erkek, onun gözünde herkes eşitti. Mescidinebi’yi süpüren zenci bir kadın vardı. Hz. Peygamber, bir ara göremeyince ashabına o kadını sordu.Arkadaşları öldüğünü haber verince, peygamberimiz, "Bana haber vermeniz gerekmez miydi?" diye sitemde bulundu. Ashab, olayı çok fazla önemsememişti. Peygamberimiz hemen "Bana kabrini gösterin" dedi. Gidip, kabri yanında namaz kılıp o kadın için dua etti. (Buhari 23 Cenaiz 66) Bu insanın yoksul, siyah ve hiç kimsenin tanımadığı birisi oluşu, onun için önemli değildi. Herkese aynı sevgiyi ve saygıyı gösterip, değer verirdi.

Page 50: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Değerler eğitiminin bir parçası olan saygı eğitiminde

kur’an ve sünnete dayalı bir metod takip etmemiz

gerekecektir. Mü’minler için Hz. Peygamber, değerler

konusunda güzel bir örnektir. “Şüphesiz Allah'ı ve âhiret

gününü arzulayan ve Allah'ı çokça zikredenler için,

Allah’ın Resulünde pek güzel bir örnek vardır” ayetinden

anlaşıldığına göre, Hz. Peygamberi göz ardı ederek

değerleri yaşamaya kalkışmak doğru bir yaklaşım

değildir. Diğer taraftan değerler konusunda Hz.

Peygamber’in örnek alınması, Kur’anî değerlerin de

yaşanılması anlamına gelmektedir. Zira Hz. Aişe kendisine

yöneltilen bir soruya cevap verirken, Hz. Peygamber’in

ahlakının Kur’an ahlakı olduğunu söylemiştir.

Page 51: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

Elbette değerleri ikame etmek sabır, azim ve

meşakkat ister. Bu durum tıpkı güzel ve tatlı meyveler

elde etmek için özen gösterilmesi gereken bir ağaç

gibidir. Ağacın güzel yetişmesi isteniyorsa, toprağının

karıştırılması, sulanması ve ağacın büyümesine engel

teşkil edecek diken ve çalılıkların sökülmesi gerekir.

Hatta bu bakımlar, hem özenle hem de sürekli

yapılmalıdır. Bizler de çocuklarımızın olumlu değer

yargılarını geliştirmeye, olumsuz değer yargılarını ise

bir bahçıvan gibi azimle, bıkmadan usanmadan

düzeltmeye çalışmalıyız.

Page 52: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ
Page 53: İSLAM’DA SAYGI EĞİTİMİ

TEŞEKKÜR EDERİM