ISO 2030 Stratejik Planı · 2019-12-16 · Genel Kurul’da değişimin dört dinamiği olan ekonomi, çevre, teknoloji ve toplum temaları altında tartışma otu-rumları gerçekleştirildi

Standard 682 Eylül 2019 Ekonomik ve Teknik Dergi ISSN:1300-8366

ISO 2019 Stratejisi

Ekonomik ve Ticari Belirsizlik

ISO 2030 Stratejik Planı

ekonomi teknoloji

çevre toplum

ISSN: 1300-8366 58 682 Eylül 2019

Sahibi:

Editör:

0312 416 66 63

0312 416 67 47

Reklam: 0312 416 67 47

Levent Temel

0312 229 18 81

Yerel Süreli

06.12.2019

TSE’ye

Prof. Dr. Adem ahin TSE Ba kanı

De erli Okuyucular,

Türk Standardları Enstitüsü (TSE) olarak 19 ‒ 20 Eylül 2019 tarihlerinde Gü-ney Afrika’nın Cape Town ehrinde katıldı ımız Uluslararası Standardizasyon Te kilatı (ISO) 42. Genel Kurulu’nda, önümüzdeki yıllarda uluslararası stan-dardizasyon alanında dört temel ba lı ın üzerinde hassasiyetle durulaca ını gördük. ISO 2030 Stratejik Planı’nın temelini olu turan ekonomi, teknoloji, toplum ve çevre ba lıklarında gerçekten önemli ve etkileyici sunumlar ya-pıldı.

ISO 2030 Stratejik Planı taslak metninde ekonomi, ticaret ve belirsizlik yönüy-le; teknoloji, dijital dönü ümün etkileriyle; toplum, de i im iste i ve davra-nı larla; çevre ba lı ı ise sürdürülebilirli in önemiyle ele alınıyor.

Hayatı daha kolay, daha güvenli ve daha iyi bir hale getirme vizyonuyla olu -turulan ISO 2030 Stratejik Planı, organizasyonun üyeleriyle birlikte uluslara-rası standartları geli tirerek küresel ticareti desteklemeyi, adil ve kapsayıcı ekonomik büyümeyi sa lamayı, öncü inovasyonlarla sa lı ı korumayı ve sürdürülebilir bir gelecek yaratmayı misyon ediniyor.

ISO 2030 Stratejik Planı’nın hedefleri 3 ba lık altında toplanıyor: ISO standart-larının yaygınla tırılarak her yerde kullanılır hale getirilmesi, standartları daha ula ılabilir ve kullanılabilir hale getirerek küresel ihtiyaçların kar ılanması, standartları geli tirme ve karar alma süreçlerinde tüm seslere kulak vererek te vik edici ve kapsayıcı bir sistemin olu turulması. Bu hedefler bizim Enstitü olarak uluslararası standardizasyon süreçlerindeki hedeflerimizle birebir ör-tü üyor. Zira yıllardır, özellikle sanayicilerimize uluslararası standardizasyon süreçlerine, ayna komite çalı malarına aktif bir ekilde katılma hususunda sesleniyoruz, sanayicilerimizi bu konu hakkında bilgilendiriyoruz ve te vik ediyoruz. Çünkü küresel pazardaki çetin rekabet ortamında kazanmanın, söz sahibi olabilmenin yolunun uluslararası standardizasyon ve ayna komite ça-lı malarına katılmaktan geçti ini biliyoruz. De i ime uymak de il, de i imi yapmak ve bunda söz sahibi olmak için sanayicilerimizi bu çalı malara katıl-maya ça ırıyorum.

standard eylül 20192

18

12

standard eylül 2019 3

Ekonomik ve Teknik DergiStandard

32

46

üzerindeki etkisi28

4254 Ekonomik ve Ticari Belirsizlik


TSE Başkanı Prof. Dr. Adem Şahin ve beraberindeki heyet, 19-20 Eylül 2019 tarihlerinde Güney Afrika’nın Cape Town şehrinde 42’ncisi ger-çekleştirilen ISO Genel Kurul Toplantısı’na katıldı.

Toplantı, ISO Başkanı John Walter’ın açılış konuşması ile başladı. Wal-ter’ın konuşmasının ardından ISO Genel Sekreteri Sergio Mujica ve Ge-nel Sekreter Yardımcısı Nicolas Fleury Merkez Sekretaryanın 2018 yılı raporunu sundu.

Mujica konuşmasında, bu seneki toplantının değişimin dört dinami-ği olan ekonomi, çevre, teknoloji ve toplum üzerinde odaklanacağını vurguladı. Mujica raporda, üyeler ile etkileşim içinde olmak, güçlü ku-ruluş için güçlü üyeler, paydaşlar ile ilişkilerin geliştirilmesi, partnerler ile bağların güçlendirilmesi, ISO standartlarının etkisinin ve anlamının

ISO 42. Genel Kurul ToplantısıGüney Afrika’da yapıldı

haberler

ISO'da Türkiye'yi temsil

eden TSE, yaklaşık 400

komite ve alt komitede

yer almaktadır


güçlendirilmesi, uluslararası standartların dağıtımının artırılması, yeni araştırma ve inovasyon biriminin çalış-maları, merkezi sekretaryanın performansının artırıl-ması, güçlü mali yapı, kuruluşun durumunun iyileştiril-mesi başlıkları altında yapılan çalışmaları anlattı. Ayrıca, 2016-2020 dönemi ISO Strateji Planı’nın uygulamaları hakkında bilgi verdi.

Genel Sekreter Yardımcısı Nicolas Fleury, 2018 yılı Genel Kurulu’ndan itibaren ISO üyeliklerindeki gelişmeler hak-kında Genel Kurulu bilgilendirdi.

2018 yılı içerisinde Bahamalar ve Bolivya’nın ISO’nun tam üyesi olduğunu, Kore ve Benin’in üyeliklerinin as-kıya alındığını, Togo’nun yazışma üyesi (correspondent member) olduğunu, Gine’nin yazışma üyeliğinin yürür-lükten kalktığını, Sao Tome ve Principe’nin yeni abone-lik üyesi (subscriber member) olduğunu vurguladı ve 1 Temmuz 2019 tarihi itibarıyla ISO’nun 163 üyesinin bu-lunduğunu belirtti.

Son olarak, ISO’nun uluslararası ve bölgesel kuruluşlarla iş birlikleri hakkında Genel Kurul üyeleri bilgilendirildi.

Genel Sekreterliğin raporunun ardından Politikadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Dr. Scott Steedman, Strate-ji ve Politika Komitesi’nin faaliyet raporunu sundu. Bu raporda özellikle, ISO’nun 2016-2020 Strateji Planının uygulamaları, ISO Bölgesel Angajman Stratejisi, Genel Sekreterliğin Mali Modeli, Risk Yönetim Politikası, Mer-kez Sekretarya tarafından sağlanan IT ile ilgili hizmetler görüşüldü ve ayrıca ISO’nun gelecekteki standart hazır-lama ortamını belirlemek için ISO Konseyi tarafından kurulan Bilgi Teknolojisi Stratejik Danışma Grubu’nun çalışmaları değerlendirildi.

Mali konularla ilgili olarak, Finanstan Sorumlu Başkan Yardımcısı Mitsuo Matsumoto, geçen Genel Kuruldan bu yana Finans Komitesi tarafından gerçekleştirilen fa-aliyetleri sundu. Mali İşlerden Sorumlu Yönetim Kuru-lu Üyesi Dominique Christin tarafından Genel Kurulun onayına sunulan 31 Aralık 2018’de sona eren ISO Merkez Sekretaryasının denetlenmiş mali bilançosu Genel Kurul tarafından ibra edildi.

Teknik konularla ilgili gelişmeleri, Teknik İşlerden So-rumlu Başkan Yardımcısı Sauw Kook Choy aktardı. 2018 yılının başarılı bir sene olduğu belirtti ve Eğilimleri ve Teknik Çalışma için Yeni Alanları Belirleme, Standart Geliştirme Ortamını İyileştirme (proje yönetimi, ulaşa-bilirlik, ISO Teknik Komitelerinin saygınlığını iyileştirme), Standart Geliştirmede İnovasyon (ISO gerçek standart-larının geliştirilme süreci, makina ile okunan standart-

lar), IEC ve ITU ile iş birliği; 2020 yılını ve ötesini planlama konu başlıklarını içeren bir sunum gerçekleştirdi.

ISO tarafından her yıl düzenlenen üstün performans, ye-nilikçi yaklaşımların kullanımı, etkili iletişim, gelişmekte olan ülkelerin katılımını teşvik ve proaktif proje yöneti-mi kriterlerinin temel alındığı Lawrence Eicher Liderlik Ödülü, bu yıl Sekretaryalığı Danimarka (DS) tarafından yürütülen ISO/TC 84 “Tıbbi Ürünlerin ve Kateterlerin Yö-netimi için Cihazlar” Teknik Komitesi’ne verildi.

Genel Kurul’da değişimin dört dinamiği olan ekonomi, çevre, teknoloji ve toplum temaları altında tartışma otu-rumları gerçekleştirildi. Ayrıca, 2030 ISO Stratejisinin Ge-liştirilmesi üzerine paralel oturumlar düzenlendi.

Genel Kurul programı çerçevesinde, 2020-2022 Dönemi için ISO Konsey üyelerinin seçimi yapıldı. Bu seçimlerde, Grup-1’de görev süreleri sona eren BSI (İngiltere), JISC (Japonya) ve SAC (Çin) otomatik olarak Konsey’e atan-dılar. Grup-2’den Güney Kore (KATS) ve Kanada (SCC) Konsey üyeliğine seçildiler. Grup-3’ten Birleşik Arap Emirlikleri (ESMA); Grup-4’ten Peru (INACAL) Konsey üyeliklerine seçildiler. Dr. Steedman, 2020-2021 dönemi için ISO’nun Politikadan Sorumlu Başkan Yardımcısı ola-rak yeniden atandı.

ISO Başkanı ile görüşme

TSE Başkanı Prof. Dr. Adem Şahin, Genel Kurul esnasında ISO Başkanı John Walter ile bir görüşme gerçekleştirdi. Şahin, 14 Ekim 2019 tarihinde Dünya Standardlar Günü vesilesiyle İstanbul’da yapılacak Standardizasyon Zir-vesi’ne ISO Başkanı’nın katılımı için davetini yineledi ve katılımlarından büyük bir onur duyacaklarını vurguladı. Walter, davet için çok teşekkür etti ve Zirve’ye mutlaka katılacağını belirtti.

TSE Başkanı Prof. Dr. Adem Şahin, Genel Kurul esnasında diğer ülkelerin milli standardizasyon kuruluşlarının yö-neticileri ile ikili görüşmeler gerçekleştirdi.

Cape Town’ da gerçekleştirilen 2019 yılı ISO Genel Ku-rul kapanışında, ev sahipliğini üstlenen Güney Afrika Standartlar Bürosu (SABS) Grup İşletme Yöneticisi Jodi Scholtz’ un konuşmasının ardından Genel Kurul, seçil-miş ISO Başkanı Eddy Njoroge ve ISO Başkanı John Wal-ter’ ın kapanış konuşmaları ile sona erdi.

43’üncü ISO Genel Kurul Toplantısı ise Eylül 2020’de Abu Dabi’de yapılacak.


haberler

Bu yıl Nobel Ekonomi Ödülü’ne, küresel yoksullukla mücadele alanında yaptıkları çalışmalar dolayısıyla Hint asıllı Amerikalı iktisatçı Abhijit Ba-nerjee, Fransız asıllı Amerikalı iktisatçı Esther Duflo ve Amerikalı iktisat-çı Michael Kremer layık görüldü. Nobel Ekonomi Ödülü’nün Banerjee, Duflo ve Kremer’e verilmesi, küresel yoksulluğun ortadan kaldırılmasına yönelik ekonomi politikaları ve modellerin yeniden şekillendirilmesini de tekrar gündeme getirdi. Söz konusu iktisatçıların çalışmaları küresel yoksulluğa karşı yürütülen mücadeleye katkı sunarken, deney tabanlı yaklaşımlarının da son yıllarda ekonomideki gelişmelerde bir dönüşüm sağlaması dikkati çekiyor.

Küresel yoksullukta‘küçük’ ve ‘yönetilebilir sorular’ dönemi


Nobel Ekonomi Ödülü’nün kazananları, küresel yok-sullukla mücadelede güvenilir sonuçlar elde etmek için en iyi yolları bulma konusunda yeni bir yaklaşım geliştirdi. Bu yaklaşım; yoksulluk gibi karışık sorunları daha ‘küçük’ ve ‘yönetilebilir’ şekilde bölerek çözmeyi kolaylaştırıyor.

Nobel Komitesi, ödül kazanan iktisatçıların çalışmala-rının başarısına örnek olarak, “5 milyondan fazla Hintli çocuğun okullarda etkili ders programlarından yarar-lanması ve birçok ülkede koruyucu sağlık hizmetleri için yüksek sübvansiyonların açıklanmasını” gösterdi.

Son 20 yıldır insanların yaşam standartları dünyanın hemen hemen her yerinde gözle görülür şekilde iyile-şirken, kişi başına düşen gelir 1995-2018’de en yoksul ülkelerde ikiye katlandı. Çocuk ölümleri 1995 yılına göre yarı yarıya azalırken, eğitimlerine devam eden çocukların oranı yüzde 56’dan yüzde 80’e yükseldi. Gelir, sağlık ve eğitimdeki ilerlemeye karşın dev so-runlar devam ediyor. Dünyada 700 milyondan fazla insan hala son derece düşük gelirle yaşamını sürdü-rüyor. Her yıl 5 milyon çocuk, tedavisi basit ve ucuz hastalıklardan dolayı ölüyor. Dünyadaki çocukların yarısı temel okuryazarlık ve sayısal beceriler edinme-den okulu terk etmek zorunda kalıyor.

Söz konusu sorunları gören Nobel Ekonomi Ödülü sahibi Banerjee, Duflo ve Kremer’in ilk çalışmaları da eğitim ile ilgili oldu. Üç iktisatçı, “Hangi müdahaleler eğitimin çıktısını en düşük maliyetle artırmaktadır? Düşük gelirli ülkelerde, ders kitapları kısıtlı ve çocuk-lar genellikle okula aç gidiyor. Daha fazla ders kitabı-na erişebilselerdi öğrencilerin başarısı düzelir miydi? Yoksa onlara ücretsiz yemek vermek daha etkili olur muydu?” sorularını yanıtlamak için araştırmalarının bir bölümünü ABD’deki üniversitelerden Kenya’ya taşıdı. İktisatçılar, Kenya’da sivil toplum kuruluşları ile ortaklaşa birkaç saha deneyi yaparak bu sorulara yanıt aradı.

Kenya’da saha araştırmasından çıkan sonuçlar; “müf-redat ve öğretimin öğrencilerin ihtiyaçlarına uygun olmadığı, öğretmenler arasında devamsızlık düzeyi-nin yüksek olduğu ve eğitim kurumlarının genellikle zayıf kaldığı” şeklinde oldu. “Öğretimi öğrencilerin ihtiyaçlarına uygun hale getiren reformların çok de-ğerli olduğu, okul yönetiminin iyileştirilmesi ve işini yapmayan öğretmenlerin hesap vermesinin” maliyet etkinliği olan önlemler olarak sıralandığı belirtildi.

Sağlık alanında ise fakir insanların koruyucu sağlık hizmetlerinin fiyatı konusunda son derece hassas olduğu ortaya çıkarılırken, “fakir ülkelerde hizmet kalitesinin düşük kalması, yoksul ailelerin koruyucu önlemlere neden bu kadar az yatırım yaptıklarının bir başka açıklaması” olarak gösterildi. Aşılardan sorum-lu sağlık merkezlerinde çalışanların işe gelmemesinin yüksek olduğu yerlerde, mobil aşı kliniklerinin bu sorunu çözüp çözemeyeceği araştırıldı. Bu kliniklere erişim için rastgele seçilen köylerde aşılama oranla-rı yüzde 6’dan yüzde 18’e çıktı. Bu oran, çocuklarını aşılayan ailelere hediye olarak bir torba mercimek verilmesi durumunda yüzde 39’a yükseldi. Seyyar kli-niğin yüksek maliyeti olmasına ve mercimeklerin ek maliyet oluşturmasına karşın aşılama başına toplam maliyet yarı yarıya indi.

Nobel Ekonomi Ödülü sahibi üç iktisatçının ortaya çı-kardığı sonuçların, kamu kurumları ve özel kuruluşla-rın çalışma şeklini değiştirerek dolaylı bir etkiye sahip olması dikkati çekti. Daha iyi kararlar almak için küre-sel yoksullukla mücadele eden örgütler, yeni önlem-leri değerlendirmeye alarak kullanmaya başladı. İkti-satçıların deneysel sonuçlarının, dünyadaki en fakir insanların yaşamlarını daha da iyileştirmek için büyük bir potansiyeli ortaya çıkarması da dikkati çekiyor.

Dünya Bankası satın alma gücü paritesine göre, dün-yada kişi başı günlük 1,90 dolardan daha az rakamla geçinenlerin oranı yüzde 10’a düşmesine karşın gün-lük 3,20 dolardan daha az rakamla geçinenlerin oranı yüzde 26,3 ve günlük 5,50 dolardan daha az rakamla geçinenlerin oranı da yüzde 46 olarak belirlendi. Bu da yoksulluğun halen dünyanın en önemli sorunlarından biri olarak varlığını sürdürdüğünü ortaya koyuyor.

Dünya Eşitsizlik Raporu’nun 2018 bulgularına göre, dünyadaki eşitsizlik bölgeden bölgeye ciddi farklılık-lar gösteriyor. 2016’da ülkenin en çok kazanan yüz-de 10’luk kesiminin (en üst yüzde 10’luk gelir dilimi) toplam ulusal gelirden aldığı pay Avrupa’da yüzde 37, Çin’de yüzde 41, Rusya’da yüzde 46, Kanada ve ABD’de yüzde 47, Sahraaltı Afrika, Brezilya ve Hindistan’da ise yüzde 55 düzeyinde bulunuyor. Orta Doğu’da ise en üst yüzde 10’luk kesimin, ulusal gelirin yüzde 61’ine sahip olması dikkati çekiyor. Öte yandan, küresel geli-rin en üst yüzde 1’lik dilimi, 1980’den bu yana küresel gelirdeki büyümeden en yoksul bireylerden oluşan yüzde 50’lik kesimin aldığının iki katını alırken, küre-sel orta sınıfın geliri de daraldı.


dosya

Kalite yönetim sistemini benimseyen ve tetkik sürecini başarıyla tamamlayan Ondokuz Mayıs Üni-versitesine (OMÜ), Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle Kalite Yönetim Sistemi Belgesi verildi.

Türk Standardları Enstitüsü (TSE) Başkanı Prof. Dr. Adem Şahin, törende yaptığı konuşmada, 1996 yılında Gümrük Birliği anlaşmasının imzalanmasıyla Avrupa Birliğince hazırlanan ve kabul edilen standartların otomatik olarak Türk standartları haline geldiğini belirterek, şunları kaydetti:

“Avrupa’nın bütün standartları bizim standardımızdır. Artık o standartların hazırlık mutfağı bizde değil. Ya o mutfaklarda, atölyelerde çalışmamız icap ediyor ya oradan aldığımızı revize etmemiz ya da olduğu gibi kabul etmemiz gerekiyor. Biz ‘standart’ deyince ne kadar Türk standardı haline gelmiş ve kabul edilmiş olsa da dünya standardı artık bizim için Türk standardıdır. Yani küreselleşme, glo-balleşme, dünya piyasalarına entegrasyon denilen sistem budur” ifadelerini kullandı.

OMÜ Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç de iyi ve güzel yapılan işin kaliteli olduğunu, kalitenin de başarıyı beraberinde getirdiğini anlattı.

Üniversite olarak bilimsel ve teknik çalışmaları önemsediklerini, kaliteli yapmaya özen gösterdikle-rini dile getiren Bilgiç, “İşimizi iyi yaparak imkân ve şartlarının oluşturulmasını önemsiyoruz. Üniver-sitemizde kaliteden bahsedildiğinde ne kadar çok alanın etkilendiğini fark etmekteyiz. Bir ülkenin gelişmesinde çok önemli rol üstlenmiş olan üniversitelerin asli görevlerini iyi yapıyor olmaları, o ülkenin gelişmesi için önem taşıyor” diye konuştu.

OMÜ’ye TSE Kalite Yönetim Sistemi Belgesi


Üniversite-sanayi iş birliğinde daha güçlü bir dönem başladı. Sanayide nitelikli insan kaynağını artırmak için geçen yıl hayata geçirilen Sanayi Doktora Programı’nın yeni çağrısı açıldı. Programa kabul edilen doktora öğrencilerine aylık 4 bin 500 TL burs verilecek. Bursiyerlerin doktora sonrası maaşları ise brüt asgari ücretin iki katından az yani bu yıl itibarıyla 5 bin 116 TL’nin altında olmayacak.

Yeni çağrıyı Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank duyurdu. Ülkelerin rekabet güçlerini artırmalarında üniversite-sanayi iş birliğinin önemli olduğunu ifade eden Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, “Bu programı, ‘Milli Teknoloji Hamlesi’ vizyonumuzun önemli bileşenlerinden biri olarak uyguluyoruz. 2023 hedeflerimiz doğrultusunda yetişmiş akademik kadroları sanayiye entegre etmek istiyoruz” dedi.

Varank, ülkelerin katma değeri ve rekabet gücünü artırmalarında üniversite-sanayi iş birliğinin hayati bir öneme sahip olduğunun altını çizerek, “Nitelikli insan kaynağı olmadan, ne yaparsak yapalım, hedeflerimizi gerçekleştirmek çok zor. Sahip olduğumuz genç ve dinamik nüfus, en büyük avantajımız. Bu avantajı en iyi şekilde kullanmak adına, beşeri sermayenin geliştirilmesi alanındaki politikalara özel önem veriyoruz. İşte Sanayi Doktora Programı da vizyonumuzun temel unsurlarından bir tanesi. Programla birlikte, bir taraftan sanayide ihtiyaç duyduğumuz doktora derecesine sahip insan kaynağını yetiştirirken, diğer taraftan iş gücü piyasalarıyla bağlantıyı kuruyoruz. Doktora öğrencilerimiz, eğitimleri boyunca teorik bilgiyi, pratik alanda uygulama şansına kavuşacaklar. Mezuniyet sonrasındaysa, sunduğumuz istihdam garantisi sayesinde, çalıştıkları alanda hiç ara vermeksizin katma değer üretme şansına sahip olacaklar” diye konuştu.

TÜBİTAK’ın 2244-Sanayi Doktora Programı 2019 yılı çağrısında kapsam genişletildi. Ar-Ge, tasarım merkezlerine sahip veya teknoparklardaki şirketlerin faydalanabildiği programda değişikliğe gidildi. Artık en az bir TÜBİTAK projesi sonuçlandırmış özel sektör kuruluşları da programdan faydalanabilecek. Doktora öğrencileri, üniversite ve sanayi ile birlikte seçilecek ve yine üniversite ile sanayinin birlikte karar vereceği projelerde araştırma yapacak.

Program ile doktora öğrencilerine 4 yıl boyunca aylık 4 bin 500 TL burs verilecek. Bu bursun yüzde 75’ini TÜBİTAK, yüzde 25’ini de özel sektör kuruluşları karşılayacak. Doktora öğrencileri, TÜBİTAK tarafından belirlenen akademik başarı kriterlerini yerine getirirlerse, doktora döneminde çalışmalarını 6 ay yurt dışında devam ettirme hakkı kazanacak.

Yeni çağrı ile birlikte istihdam desteği sürecinde bursiyerlere ödenecek ücret için bir taban belirlendi. Buna göre; sanayi kuruluşu tarafından istihdam döneminde bursiyerlere ödenecek aylık ücret, o yılın brüt asgari ücretinin 2 katından az olamayacak. TÜBİTAK, 3 yıl boyunca bu ücretin yüzde 60’a kadar olan kısmını karşılayacak.

2244-Sanayi Doktora Programı kapsamında 2019 yılı başvuruları 13 Aralık 2019 tarihine kadar yapılabilecek. Geçen sene ilk kez devreye giren program, üniversite ve sanayi kuruluşları tarafından yoğun ilgiyle karşılanmış, 517 doktora öğrencisinin yetiştirilmesi için karar alınmıştı.

Üniversite-sanayi iş birliği güçlenerek devam ediyor

Sanayi ve Teknoloji Bakanı

Mustafa Varank: "Ülkelerin

rekabet güçlerini

artırmalarında

üniversite-sanayi

iş birliği çok

önemlidir."


dosya

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının egzoz gazı emisyon ölçme cihazları, ısı sayaçla-rı, taksimetre ve tartı aletleri muayene yönetmeliklerinde değişiklik yapılmasına dair yönetmelikleri ile ölçü ve ölçü aletlerinin tip onay, tamir ve ayarını yapa-cak kişilere verilecek yetki belgesi hakkındaki yönetmelikleri Resmî Gazete’de yayımlandı.

Söz konusu yönetmelik değişiklikleri, bürokrasinin azaltılması, mevzuatın sa-deleştirilmesi ve dijital dönüşüm çalışmaları kapsamında gerçekleştirildi. Buna göre, yönetmelik değişiklikleri kapsamındaki ölçü aletlerine yönelik hizmetlerde başvuru sahibinden fiziki hiçbir belge talep edilmeyecek. Daha önce fiziki olarak istenen belgelerin beyan usulüyle alınarak vatandaşın hizmete ulaşma sürecin-de etkinliği artırılacak.

Öte yandan, Bakanlığın Su Dışındaki Sıvılar İçin Ölçme Sistemleri ile Bazı Ölçü ve Tartı Aletlerinin Muayene Yönetmeliği de Resmî Gazete’de yayımlandı.

Yönetmelikle, su dışındaki sıvıların miktarlarının sürekli ve dinamik ölçümü için ölçme sistemleri, sıkıştırılmış doğal gaz (CNG) ölçme sistemleri, akaryakıt hacim ölçek kapları, motorlu taşıt lastiklerinin hava basıncı ölçümünde kullanılan ci-hazlar, hassas kütle ölçüleri, 5 kilogramdan yukarı kütle ölçüleri, demir yolu yük ve sarnıçlı vagonları, maksimum kapasitesi 2 bin kilogramın üzerindeki otoma-tik olmayan tartı aletleri ile aks kantarlarının periyodik, stok ve ilk muayene iş-lemlerini yapmak üzere Türk Standardları Enstitüsü yetkilendirildi.

Ölçü aletleri muayenesinde dijital dönem


Türkiye’de, enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması, israfın önlenmesi ve çevrenin korun-masını sağlamak için asgari olarak binanın enerji ihtiyacı, enerji tüketim sınıflandırması, sera gazı salımı seviyesi, yalıtım özellikleri ve ısıtma/soğutma sistemlerinin verimiyle ilgili bilgileri içeren Enerji Kimlik Belgesi’ne (EKB) sahip bina sayısı 920 bine ulaştı.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkililerinden edinilen bilgiye göre, 2011’de uygulamaya alınan EKB, Bakanlığın geliştirdiği BEP-TR yazılımı üzerinden yetkili EKB uzmanları tarafından düzenleniyor. EKB, 2011’den itibaren yapı ruhsatı alan tüm binalara, EKB uzmanlık eğitimi almış, yetkilendirilmiş mühendis ve mimarlar tarafından veriliyor. Ülke genelinde 5 bin 100, EKB oluşturmaya yetkili fir-ma bulunuyor ve bu firmalarda 6 bin 400 yetkili uzman görev alıyor.

Mevcut veya yeni bina için EKB uzmanlığı almak isteyen firma ve kişiler, gerekli eğitimleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yetkilendirdiği kuruluşlardan alabiliyor. Ayrıca 1 Kasım 2017’den sonra düzenlenen EKB’ler, e-Devlet üzerinden de görülebiliyor.

Ekim 2019 itibarıyla EKB düzenlenmiş bina sayısı 920 bine ulaştı. Bu binaların 150 bini eski, 770 bini ise 2011 sonrası yapılan binalardan oluşuyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un talimatı doğrultusunda EKB uzmanları, belgelerin doğ-ruluğu konusunda denetimlerine ara vermeden devam ediyor.

En çok EKB’li bina İstanbul, Ankara ve İzmir’de

En çok EKB’li bina 165 bin 983 ile İstanbul’da, 87 bin 806 ile Ankara’da ve 71 bin 278 ile İzmir’de bulunuyor.

En çok EKB belgesine sahip diğer iller ise şöyle:

Bursa 40 bin 805, Antalya 38 bin 135, Kocaeli 35 bin 709, Muğla 31 bin 502, Konya 27 bin 182, Eskişehir 25 bin 487 ve Balıkesir 23 bin 968.

Bakanlık tarafından zorunlu hale getirilen EKB, ülke genelinde çevreci binaların sayısının artma-sını, sera gazı salınımının azaltılmasını sağladı. Bu kapsamda ülke genelinde 2011 yılından sonra inşa edilen 770 bin bina, sera gazı salınımını daha önceki yıllarda yapılan binalara oranla yüzde 60 azalttı.

EKB nedir?

5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu ve buna bağlı çıkartılan Binalarda Enerji Performansı Yö-netmeliği’ne göre EKB, binalarda enerjinin ve enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılma-sını, enerji israfının önlenmesini ve çevrenin korunmasını sağlamak için asgari olarak binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, sera gazı salımı seviyesi, yalıtım özellikleri ve ısıtma ve/veya soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bilgileri içeriyor.

Buzdolabı, çamaşır makinası gibi beyaz eşyalardaki ya da klimalardaki enerji performans sınıflan-dırmaları artık binalar için de geçerli kabul ediliyor. A sınıfı en verimli, G sınıfı en düşük verimli seviyeyi belirtiyor. Binalarda bu sınıflandırmayı gösteren belgeye ise Enerji Kimlik Belgesi denili-yor. Yeni yapılacak ya da inşa edilen binaların enerji kimlik belgesi sınıfının ise en düşük C olacak şekilde tasarlanıp inşa edilmesi gerekiyor. C sınıfından daha düşük seviyede olan binalara, kanu-nen iskân ruhsatı verilmiyor. Mevcut binalar için enerji kimlik belgesi asgari sınıflandırma seviyesi koşulu bulunmuyor.

Enerji kimlik belgeli bina sayısı 1 milyona yaklaştı

Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı olarak 1 Ekim’de göreve başlayan Kristalina Georgieva’nın ilk açıklaması, küresel ekono-minin artan ticaret ihtilafları nedeniyle “senkronize yavaşlama” ile karşı karşıya olduğunu belirtmek oldu. IMF’nin yeni Başkanı, “Ticaret ihtilaflarının küresel ekonomiye kümülatif etkisi 2020 yılında 700 milyar dolar tutarında azalma veya gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) yüzde 0,8’inin kaybedilmesi olabilir. Bu yakla-şık olarak İsviçre ekonomisinin büyüklüğü kadar" dedi. Geor-gieva, bu yıl dünya ekonomilerin yaklaşık yüzde 90’ında daha yavaş büyüme beklediklerini ifade ederek, küresel ekonominin artan ticaret ihtilafları nedeniyle “senkronize yavaşlama” ile kar-şı karşıya olduğunu söyledi. IMF ekim ayında yaptığı açıklama-da, 2019 yılı için küresel büyüme tahminlerini yüzde 3,2’den yüzde 3’e çektiğini açıkladı.

Peyman YükselEkonomist

IMF Başkanı

Kristalina Georgieva


ekonomi


Bu yılın haziran ayında, dünya sa-nayi üretim artışı yüzde 0,6’ya ge-rileyerek 2008 küresel finans krizi sonrası en düşük noktaya gelmişti. Bunun yanı sıra dünya ticaretin-deki büyümenin de yavaşladığı ve 2012-2017 büyüme ortalamasının gerisine düştüğü görülüyor. Dün-yada ABD, AB gibi önemli ülkelerin merkez bankalarının para ve ticaret politikalarındaki değişiklikler, be-lirsizlikler küresel yatırım iştahını azaltırken bu durum finansal piya-salardaki istikrara da olumsuz etki ediyor. Gelişmelere bakacak olur-sak küresel ekonomide geçtiğimiz yıllarda yaşanan bir durgunluğun benzerinin farklı etkenlerle yeni-den yaşandığını söyleyebiliriz.

Geçtiğimiz yıllarda, 2014-2016 ara-sında petrol fiyatları düşmüş ve bu da gelişen piyasaların canlılığını azaltmıştı. Geliri büyük oranda pet-rol ihracatına bağlı ülkelerin ekono-milerinde daralma görülmüş ve do-mino etkisi ile küresel ticarette de daralma olmuştu. Bu dönemde, bir zamanlar 116 dolar olan petrol varil fiyatları 26 dolara kadar düşmüş ve bu düşüşten en çok Venezüella ve Rusya ekonomisini etkilenmiş, ifla-sın eşiğine getirmişti.

İçinde bulunduğumuz dönemde, yeniden böyle bir durumun yaşa-nacağına dair sinyaller var. Global finans haber portalı FX Empire tem-muzda yaptığı bir araştırma ile pet-rolün ağustosta düşeceğini, eylül ve ekimdeki düzelmenin ardından kasım ve aralıkta 42 doların altına ineceğini tahmin etmişti. Petrolün geçtiğimiz aylardaki seyri araştırma-yı büyük oranda haklı çıkardı. Petrol fiyatları öngörüldüğü gibi 2019 so-nuna doğru 40 doların altına inerse, yine geçimini petrol ihracat gelirine bağlı olarak sağlayan ülkeler ve bu ekonomilerin merkez bankalarının etkilenmesi beklenen bir gelişme

olur. Bu ülkelerin başında Suudi Ara-bistan, Kuveyt, Brunei, Libya, Singa-pur ve Kongo Cumhuriyeti gibi pet-rol geliri GSYH’sinin yüzde 30’undan fazla olan ülkeler geliyor.

Petrol fiyatlarındaki düşüşte; ABD ve Çin arasındaki müzakerelerin uzama-sı ve iyimser beklentilerin azalması, ABD’nin ham petrol stoklarını öngö-rülenden çok artırması, Euro Bölge-si’nde özellikle Almanya ve Fransa başta olmak üzere imalat, üretim ve sanayi alanlarındaki daralmanın pet-rol talebini düşürdüğü için fiyatlara olumsuz yansıması ve tabii ki dün-yanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin’in ABD ile ticaret savaşı ve azalan iç talebin etkisiyle üçüncü çeyrekte yaklaşık 30 yılın en düşük büyüme hızını kaydetmesi etkili oluyor.

IMF, Çin ekonomisi için 2019 yılı büyüme tahminini ticaret savaşla-rı ve zayıf iç talep nedeniyle yüzde 6,2’den 6,1’e düşürmüştü. Ülkenin büyüme hızı üçüncü çeyrekte bek-lenenden daha büyük bir oranda azalarak yüzde 6’ya geriledi. Bu oran, Çin’de son 30 yılın en düşük büyüme hızı olarak değerlendirili-yor. Pekin, ekonomiyi vergi kesin-tileri, faiz indirimleri ve Çin Merkez

Bankasının finans sistemine girdi sağlaması ile desteklemeye çalışı-yor. Ancak şu ana kadar gösterilen çabaların azalan iç talebi canlandır-maya yetmediği görülüyor.

Benzer bir şekilde, Dünya Bankası da Rusya için 2019 yılı GSYH büyü-me tahminini yüzde 1,2’den yüzde 1 seviyesine indirdi. Rusya’da ekono-mik canlanmanın artması, yatırım ve tüketim harcamalarının daha fazla teşvik edilmesine, bunun da özellik-le petrol fiyatları ve dış konjonktürel gelişmelerin yanı sıra gelir artışına ve yapısal faktörlerdeki düzenleme-lere bağlı olduğu görülüyor.

Çin ile ticaret savaşında geçici ateş-kes hamlesi ABD Başkanı Donald Trump’tan geldi. Başkan Trump, 15 Ekim’de yürürlüğe girmesi planla-nan, Çin’den ithal edilen toplam 250 milyar dolarlık ürün kalemine getirilecek gümrük vergisi artışı-nın askıya aldığını duyurdu. Trump, anlaşma kapsamında Çin tarafının ABD’den yılda 40 ila 50 milyar do-larlık tarım ürünü ithal etmeyi, fikri mülkiyet haklarına koruma getir-meyi ve finansal hizmetler ile döviz kuru konusunda ödünler vermeyi kabul ettiğini ifade etti.

ekonomi

Türkiye Doğrudan Yatırımları Çekmeye Devam Ediyor


Petrol fiyatları öngörüldüğü gibi

2019 sonuna doğru 40 doların

altına inerse, yine geçimini

petrol ihracat gelirine bağlı

olarak sağlayan ülkeler ve bu

ekonomilerin merkez bankalarının

etkilenmesi beklenen bir gelişme

olur. Bu ülkelerin başında Suudi

Arabistan, Kuveyt, Brunei, Libya,

Singapur ve Kongo Cumhuriyeti

gibi petrol geliri GSYH’sinin yüzde

30’undan fazla olan ülkeler geliyor.


KPMG’nin “Sektörel Bakış 2019-Otomotiv” raporuna göre dünyada otomo-tiv sektöründe son 10 yılda üretimin Avrupa ve ABD’den Asya’ya kaydığını görüyoruz. 2007 krizi öncesinde otomotivdeki üretim payı yüzde 26,1 olan Amerika’nın payı 2017’ye gelindiğinde yüzde 21,2’ye, Avrupa’nınki ise yüz-de 31,2’den yüzde 22,28’e gerilemiş görünüyor. Asya’nın payının ise 10 yıllık dönemde yüzde 41,9’dan yüzde 55’e çıktığı gözlemleniyor.1 Asya şirketleri de Türkiye’de otomotiv ve savunma sanayi alanlarında iş birliği arayışında-lar. Teknopark İstanbul ve Asya Teknoparklar Birliği (ASPA) ortak organi-zasyonu ile 8 Ekim 2019 tarihinde “Asian Science Parks Istanbul Business Meeting” yapıldı. Otomotiv, yedek parça, medikal ve telekomünikasyon alanlarında çalışan 50’den fazla Güney Koreli firma yetkilisi ile 60’dan fazla Türk firma yetkilisini bir araya getiren etkinlikte şirket temsilcileri, Tekno-park İstanbul’da Ar-Ge çalışmaları yürüten pek çok yerli ve yabancı şirketle görüşmeler gerçekleştirdi. Bu nedenle, Asya’dan Türkiye’ye yatırım fırsatı yaratmak, istihdam ve büyümeye ivme kazandıracak önemli bir hamle ola-rak değerlendirilmelidir.

1 KPMG Otomotiv Sektörel Bakış 2019, https://assets.kpmg/content/dam/kpmg/tr/pdf/2019/04/sektorel-bakis-2019-otomotiv.pdf

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerinden derlenen bilgilere göre, Türkiye’ye ocak-ağustos döne-minde 4 milyar 282 milyon dolar doğ-rudan yabancı sermaye yatırımı yapıldı. Türkiye, ağustos sonu itibarıyla en fazla doğrudan yatırımı İngiltere, Katar, Azer-baycan, Hollanda ve Japonya’dan çekti. Doğrudan yatırımlar geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 11 yükseldi. Bu yılın ilk 8 aylık döneminde en fazla ya-tırım, 2 milyar 252 milyon dolarla Avru-pa’dan gelirken Türkiye, Asya’dan 1 mil-yar 693 milyon dolar, Amerika’dan 306 milyon dolar ve Afrika’dan 31 milyon dolarlık doğrudan yatırım çekti. Veriler, Asyalı yatırımcıların ağustos sonunda Türkiye’ye doğrudan yatırımlarının ge-çen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 91’lik artış kaydettiğini gösteriyor.

Dünyada otomotiv

sektöründe son 10

yılda üretimin Avrupa

ve ABD’den Asya’ya

kaydığını görülmektedir.


ekonomi

Ekim ayı Türkiye ekonomi verilerine ve

gelişmelere bakacak olursak:

Ekim ayında ihracat, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1,53 azalarak 16 milyar 336 milyon dolar, ithalat yüzde 10,79 artışla 18 milyar 179 milyon dolar oldu. En fazla ihracat, 1 milyar 490 milyon dolarla Alman-ya’ya yapıldı. Bu ülkeyi 982 milyon dolarla İngiltere ve 978 milyon do-larla Irak izledi. En fazla ithalat ise 1 milyar 817 milyon dolarla Rus-ya’dan gerçekleştirildi. Bu ülkeyi 1 milyar 764 milyon dolarla Çin ve 1 milyar 627 milyon dolarla Almanya takip etti.

düşüşe devam ediyor. Türkiye İs-tatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; Eylül ayında yıllık yüzde 9,26 olan enflasyon Ekim ayında yıllık yüzde 8,55 oldu. TÜFE’de 2019 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,00, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 10,59, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,55 ve on iki aylık ortalamalara göre yüz-de 16,81 artış gerçekleşti.

Hükümetten enflasyonun diren-cini kıracak yeni tedbirler geliyor. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Al-bayrak tarafından açıklanan 2020-2022 dönemine ilişkin Yeni Ekono-mi Planı (YEP) kapsamında, para ve maliye politikalarının eş güdümü ile mal ve hizmet piyasalarında re-kabet ve verimliliği artıracak yapı-sal dönüşüm adımları hayata geçi-rilecek. Böylece enflasyonun kalıcı olarak düşük tek haneli seviyelere indirilmesi hedeflenecek.

Türkiye, Dünya Bankası’nın hazırladığı İş Yapma Kolaylığı Endeksi’nde (Doing Business) geçen sene 60. sıradan 43. sıraya yükselerek en fazla reform yapan ülkeler arasında yer alırken, bu sene de 10 basamak ilerle-yerek 33. sıraya yükseldi, yeni bir rekor kırdı.

En fazla ihracat,1 milyar 490 milyondolarla Almanya’ya yapıldı

Türkiye,

İş Yapma

Kolaylığı

Endeksi’nde

bu sene 10

basamak

ilerleyerek 33.

sıraya yükseldi


Yılın son çeyreğine girdiğimiz bu dönemde yine petrol fiyatlarını, büyüme rakamlarını, yatırım fırsatlarını bölgesel ve küresel boyutla ele almaya devam edeceğiz.

Bu vesileyle değerli okurlarımızın ve Türk halkının, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını da kutlarım

Enflasyonda tek haneye dönüşün faiz indirimi ko-nusunda TCMB’nin elini rahatlattığı düşünülüyor. Geçtiğimiz aylarda faizi toplamda yüzde 7,5 düşü-ren TCMB, ekim ayı toplantısında yüzde 2,5’lik bir in-dirim daha yaptı. Böylece temmuz ayında yüzde 24 olan faiz oranı yüzde 19,75’e, 12 eylül’de ise yüzde 19,75’ten yüzde 16,50’ye inmiş oldu. Bu ayki yüzde 2,5’lik indirimle ise 3 ayda toplamda yüzde 10 indi-rime gidilerek faizlerin yüzde 14’e düşürülmesi sağ-landı.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derle-nen bilgilere göre, yılın 3 çeyreğinde dış satımını geçen yılın aynı dönemine göre en fazla artıran sektör savun-ma ve havacılık oldu. Savunma ve havacılık sektörünün ihracatı, yılın ilk 9 ayında 2018’in aynı dönemine göre yüzde 37,7 artarak 1,9 milyar dolar oldu. Savunma ve havacılık sanayisi ürünlerine en fazla talep, 595,2 mil-yon dolarlık dış satımın gerçekleştirildiği ABD’den geldi. Geçen yılın ocak-eylül döneminde 1 milyar 346 milyon 869 bin dolar olan sektör ihracatı, 1 milyar 855 milyon 274 bin dolara ulaştı. ABD’yi, 184 milyon 776 bin dolarla Almanya izledi. Almanya’ya ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9,7 arttı. Umman’a ger-çekleştirilen savunma ve havacılık sektörü ihracatı, bu dönemde, yüzde 35,8 artışla 184 milyon 776 bin dolar olarak gerçekleşti. Katar’a dış satım yüzde bin 336,6 ar-tışla 138 milyon 753 bin dolar ve Birleşik Arap Emirlikle-ri’ne yüzde bin 763,8 artışla 96 milyon 454 bin dolarlık ihracat gerçekleştirildi.

Rusya ve Türkiye arasında ticarette ulusal para birimlerinin kullanımını artırmak amacıyla anlaşma imzalandı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile Rusya Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı An-ton Siluanov arasında 4 Ekim’de imzalanan anlaş-mayla iki ülke arasındaki ticarette kademeli olarak ruble ve lira kullanımının artırılacağı kaydedildi.


dosya

ISO, Cenevre, İsviçre merkezli ISO Merkezi Sekreteryası (ISO/MS) tarafından koordi-ne edilen 160’tan fazla ulusal standart kuruluşundan (ülke başına bir üye) oluşan bir ağdır. Üyelerimiz aracılığıyla, bilgi paylaşımında bulunmak ve Uluslararası Standart-ları geliştirmek için uzmanları bir araya getiriyoruz.

Dünya kabul ettiğinde harika şeylerin olduğuna inanıyoruz.

Değişimin sürekli olduğu ve kurumların kıvrak davranarak değişime uyum sağla-ması, değişimi öngörmesi ve hatta değişime öncülük etmesi gereken bir dünyada faaliyet gösteriyoruz. Böyle bir ortamda gelişmek için kurumlar, nereye gitmek iste-diklerini ve ne elde etmek istediklerini net bir şekilde belirlemelidir. “ISO 2030 Stra-tejisi”, vizyonumuzu (neyi neden yaptığımızı), misyonumuzu (neyi nasıl yaptığımızı), hedeflerimizi (misyonumuzu ve vizyonumuzu gerçekleştirmek için ne yapmamız gerektiğini) ve önceliklerimizi (bunun gerçekleşmesi için kaynaklarımızı nereye yo-ğunlaştırmamız gerektiğini) ortaya koymaktadır. Bu öncelikler, dış çevremizdeki de-ğişikliklere cevap verecek şekilde düzenli olarak ayarlanacak şekilde tasarlanmıştır.

ISO 2030STRATEJİSİ TASLAĞI


Önceliklerimizi tanımlamak için faaliyet gösterdiğimiz bağlamı anlamak esas-tır. Bu, değişimi sağlayan dış faktörlerin (ekonomik, teknolojik, toplumsal ve çevresel) belirlenmesini ve bunların kurum üzerindeki etkilerinin anlaşılması-nı içerir. Sundukları riskler ve fırsatlar, geçerliliğimizi korumak için cesur adım-lar atmamızı gerektirecektir.

Uluslararası ticaret sisteminin evrimi ve küresel ekonomi üzerindeki et-kileri belirsizdir. Dünyanın en büyük ekonomilerinden bazılarında deği-şen siyasi paradigmalar, küreselleşmeye karşı, çok taraflılığın ve serbest ticaretin değerlerine meydan okuyan bir tepki olduğunu göstermekte-dir. Bu bağlam, kurumların uzun vadeli gelişimlerini tahmin etmelerini zorlaştırmaktadır, çünkü ürün ve hizmetleri için küresel pazarlara erişim etkilenebilir.


Dijital teknolojiler artık yaygın olarak kabul görmektedir ve yeni gelişmeler (ör-neğin otomasyon, yapay zekâ veya blok zinciri) kurumlar için verimlilik ve üret-kenliği artırmaya, rekabet avantajı yaratmaya ve yeniliği teşvik etmeye yardımcı olarak birçok fırsat sunmaktadır. Ancak, hangi teknolojilerin gerçek değere ve geçerliliğe sahip olduğunu ve nerelere yatırım yapılması gerektiğini analiz et-mek önemlidir.

Tüketiciler, ürün ve hizmetlerin ihtiyaçlarına göre uyarlanmasını giderek daha faz-la beklemektedir. Endişelerinin ve taleplerinin duyulmasını ve bunlara cevap ve-rilmesini umarak yüksek düzeyde şeffaflık ve iş birliğine alışkındırlar. Bu, kurumları daha kapsayıcı olmaya ve paydaşları karar alma süreçlerine daha iyi bir şekilde entegre etmeye itmektedir. Ayrıca, beklentilerini daha iyi bir şekilde tahmin ede-bilmek için müşteri geri bildirimlerini dinlemek de daha önemli hale gelmektedir.

İklim değişikliğini azaltamamak ve buna adapte olamamak ve sürdürülebilir kaynak yönetimi ile ilgili zorluklar, günümüz dünyasında başlıca risklerdir. Bu sorunlar ulusal sınırları aşmaktadır ve tek bir şirket, kişi veya devlet tarafından çözülemezler. Birçoğu, 2030 yılına kadar gerçekleştirilecek Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine (SKH’ler) dahil edilmiştir. Bu şekilde sürdü-rülebilirliğe odaklanılması, kurumların çalışma şeklini ve sundukları ürün ve hiz-metleri etkilemektedir.

İnsanların hayatlarını kolaylaştırmak, daha güvenli ve daha iyi hale getirmek

Üye ağımız sayesinde küresel ticareti desteklemek, kapsayıcı ve adil ekonomik büyümeyi sağlamak, inovasyonu geliştirmek, sağlığı korumak ve güvenliği artır-mak ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için uluslararası standartlar gelişti-riyoruz.

Hedefler, vizyonumuzu gerçekleştirmek için kullandığımız vasıtalardır ve çalış-malarımızın insanların hayatlarını daha kolay, daha güvenli ve daha iyi hale ge-tirmesini sağlamamıza yardımcı olacaktır. Etkimizi en üst düzeye çıkarmamıza ve standartlarımızın küresel ticareti desteklemesini kapsayıcı ve adil ekonomik büyümeyi yönlendirmesini inovasyonu geliştirmesini, sağlığı korumasına ve gü-venliği artırmasını sağlamamıza ve sürdürülebilir bir gelecek yaratmamıza yar-dımcı olacaklardır.

Vizyonumuzu gerçekleştirmemiz için standartlarımız yaygın olarak kullanılma-lıdır. Kilit oyuncuların standartlarımızın getirdiği faydaların farkında olmasını sağlamalıyız.


Vizyonumuzu gerçekleştirmemiz için, tüm ülkeler ve kullanıcılar için geçerli olan ve mevcut ve ge-lecekteki zorluklara cevap veren fikir birliğine dayalı standartlar geliştirmeliyiz. Standartlarımızın pazarda ihtiyaç duyulduğunda kolayca erişilebilir ve kullanılabilir olmasını sağlamamız gerekir.

Vizyonumuzu gerçekleştirmemiz için sistemimiz kapsayıcı olmalıdır. Hem standartların geliştiril-mesinde hem de bir kurum olarak kararlar alırken herkesi konuşmaya teşvik ettiğimizden ve herke-si dinlediğimizden emin olmalıyız.

Üç hedefimiz birbirine bağlıdır. Bu karşılıklı bağlılık nedeniyle, başarıyı ölçmek için aşağıdaki temel ölçüler birlikte değerlendirilecektir:

-de);

Altı önceliğin her birine, kurumun bu hedeflere ulaşmasına yardımcı olacak ek ölçüler eklenmiştir.

Hedeflerimize ulaşmak ve etkimizi en üst düzeye çıkarmak için, 2. bölümde vurgulanan değişimi sağlayan faktörler bağlamında, kaynaklarımızı aşağıdaki altı öncelik üzerinde yoğunlaştıracağız:

ÖNCELİKLER HEDEFLER

ISO standartlarının faydalarının gösterilmesi

ISO standartlarının pazara girme süresinin hızlandırılması

Uluslararası standardizasyon için gelecekteki fırsatların belirlenmesi

Kapasite geliştirmeyle ISO üyelerinin güçlendirilmesi

ISO sisteminde çeşitliliğin artırılması

Kullanıcıların ihtiyaçlarını aşmak için yenilikler yapılması


dosya

ISO standartlarının yaygın bir şekilde kullanılmasını teşvik etmek ve ilgili tüm uzmanları geliştirme sürecine çekmek için ISO, standartlarının kullanılmasının faydalarını açık-ça göstermelidir. ISO standartlarının değerini ve etkisini gösteren somut örnekler ve nicel veriler, güçlü bir mesaj oluşturmak ve ISO’nun alanında lider konumunu güç-lendirmek için önemlidir. ISO standartlarının nasıl ulus-lararası ticareti destekleyebileceği, ekonomik büyümeyi yönlendirebileceği, yenilikleri teşvik edebilceği, sürdürü-lebilir kalkınmayı destekleyebileceği ve sağlık ve güvenli-ği koruyabileceği konusunda araştırmalar yaparak ve veri toplayarak, halkın standartların olumlu etkilerini daha iyi anlamasını sağlayacağız ve insanları ISO’nun çalışmaları-nın değeri konusunda ikna edeceğiz.

-tırma ve vaka çalışmalarının toplanması ve birleştiril-mesi;

müşteri geri bildirimlerini almak için yenilikçi meka-nizmalar geliştirilmesi;

-tırmalar yapmak, bilgiler geliştirmek ve paylaşmak için akademi ve diğer kuruluşlarla ortaklıklar kurul-ması;

-def alarak uluslararası standartları ve faydalarını (araş-tırma ve verilerle desteklenen mesajlarla) aktif olarak tanıtmak için ISO ağının kullanılması.


Üyelerin (ve paydaşların) araştırma, bilgi paylaşımı ve ISO standartlarının faydalarının tanı-tımına katılımıyla ilgili olarak daha uzun vadeli etkilere yönelik ilerleme ölçüleri:

deposu olarak kullanılan çevrimiçi bir referans kütüphanesinin oluşturulması;

-rinin (ISO tarafından üretilen) üyeler tarafından alımında artış;

-ranslar) daha fazla katılımı.

Yeni teknolojiler, değişen müşteri beklentileri ve iklim değişikliği gibi küresel sorunları ele almak için çözümler geliştirme ihtiyacı, süreçlerini hızlandırması için ISO’ya baskı yapmak-tadır. ISO, standartlarının kalitesi ve süreçlerinin titizliği ile bilinir ve dünyanın ihtiyaç duy-duğu durumlarda, dünyanın ihtiyaçlarını karşılayan uluslararası standartları sağlayabilme-miz için bu güçlü temel üzerine geliştirme yapmalıdır.

-nın teşvik edilmesi;

-den faydalanılması;

-leri ve uzmanların desteklenmesi;

sahip olmalarını sağlamak amacıyla ISO üyelerinin desteklenmesi.

ISO standartlarını geliştirme süresini hızlandırmakla ilgili daha uzun vadeli etkilere yönelik ilerleme ölçüleri şunları içerir:

kısa geliştirme sürelerine sahip olup pazarda kullanılabilir hale gelmeleri daha kısa sü-rede gerçekleşir);

bir artış;

standartların yüzdesinde bir artış;

bir artış.


dosya

Kküresel ticareti destekleme, kapsayıcı ve adil ekonomik büyümeyi sağla-ma, inovasyonu geliştirme, sağlığı koruma, güvenliği artırma ve sürdürü-lebilir bir gelecek inşa etme misyonumuzu gerçekleştirmemiz için pazarın ihtiyaçlarını ve sorunlarını öngörmeli ve bugün ve gelecekte nerelerde etki yaratabileceğimizi analiz etmeliyiz. Üyeleri ve ortaklarıyla birlikte çalışan ISO, küresel trendleri ve zorlukları izleyecek, fırsat alanlarını belirlemek için bilgi ve öngörülerini paylaşacak ve kurumu gelişmekte olan sektörlerde bir lider olarak konumlandıracaktır.

-ratürün gözden geçirilmesi, öngörüde uzmanlığa sahip ortak kuruluşlarla çalışılması);

-nel ağlara katılınması veya bu tür ağların oluşturulması;

ISO’nun yeni ortaya çıkan trendlere ve standardizasyon fırsatlarına dair pro-aktif kavrayıcılığına ilişkin daha uzun vadeli etkilere yönelik ilerleme ölçüleri şunlardır:

-şımı ve tartışmalara üye katılımında bir artış;

MS tarafından üyelere sağlanan bilgi miktarında bir artış;

tekliflerin zamanında sunulması ve onaylanması.

ISO ancak üyeleri kadar güçlüdür. Uzmanların katılımından standartların faydalarının tanıtılmasına kadar ISO sisteminin her alanında, güçlü bir ulu-sal standartlar kuruluşu başarının anahtarıdır. Ağında yaşanan zengin dene-yimler ve başarıları temel alan ISO, güçlü yanların paylaşılmasını sağlamak için tüm üyelere kapasite geliştirme desteği sağlayacaktır. ISO üyelerinin büyük bir çoğunluğu, katılımda ve uluslararası standardizasyondan yararla-nırken belirli zorluklar yaşayan gelişmekte olan ülkelerde olduğundan ISO, bu üye grubuna yönelik olarak destek sağlayacaktır.


-rak katılmaları için becerilerini ve altyapılarını güçlendirmek amacıyla tüm üyelere kapasite geliştirme imkanları sağlanması;

-nik çözümler sağlanması;

-le ilişkili imkanlardan tam anlamıyla yararlanmalarına yardım edilmesi;

-nın teşvik edilmesi.

ISO sisteminde, gelişmekte olan ülke üyeleri başta olmak üzere üye katılı-mının niteliği ve niceliği ile ilgili daha uzun vadeli etkilere yönelik ilerleme ölçüleri şunlardır:

ve Liderlik Pozisyonları sayısında bir artış;

-da bir artış;

değerlendirmeleri.

Açıklık, şeffaflık ve kapsayıcılık, ISO sisteminin temel bileşenleridir ve ISO standartlarının küresel yaygınlığı, standartların değeri, cazibesi ve etkileri için temel öneme sahiptir. Standartlarımızın küresel ihtiyaçları karşıladığından emin olmak için herkesi dinlemeliyiz. Bu nedenle ISO standartlarının, tüm paydaşların, standart kullanıcılarının ve faydalanıcıların çeşitliliğini yansıtan gruplar tarafından geliştirilmesi gerekir. Ayrıca, ISO yönetişim organlarının tüm ISO üyelerinin çeşitliliğini yansıtmasını sağlamaya odaklanacağız.

-rarası standartların geliştirilmesine katılımı kolaylaştıran teknolojilerden faydalanılması;

edilmesi ve bildirilmesi;

-fından standartların geliştirilmesine katılımın aktif olarak teşvik edilmesi;

-tırmak için ortaklıkları arttırmak.


dosya

Daha geniş bir topluluğa kıyasla ISO sistemindeki kişilerin çeşitliliği ile ilgili olarak daha uzun vadeli etkilere yönelik ilerleme ölçüleri şunlardır:

artış;

Teknoloji, dünyanın iş yapma, iş birliği yapma ve içerik tüketme şeklini de-ğiştirmektedir. ISO, bir sistem olarak, yeni teknolojilerin temel faaliyetlerine ve ürünlerine getirebileceği değerin en üst düzeye çıkarılmasını sağlamalı-dır. ISO, teknolojik yenilikleri izleyerek, müşteri beklentilerini analiz ederek ve öngörerek ve içeriği biçimlendirme ve sunma biçimimizi dönüştürerek, ürünlerinin pazardaki en çekici ve uygun ürünler olmasını sağlayacaktır.

-deki trendlerin belirlenmesi;

-ran yenilikçi ürünler ve çözümler (yeni formatlar, erişim mekanizmaları, iş modelleri) geliştirmek ve uygulamak için ISO üyeleri, akademi ve ortak kuruluşlardan oluşan ağlar kurulması;

-teklenmesi.

ISO’nun yenilikçi standardizasyon ürünleri ve süreçleri için referans bir ku-rum olarak konumuyla ilgili olarak daha uzun vadeli etkilere yönelik ilerle-me ölçüleri şunlardır:

-yetlerinde artış;

-sında artış.

ISO ancak üyeleri kadar güçlüdür. Uzmanların katılımından standartların faydalarının tanıtılmasına kadar ISO sisteminin her alanında, güçlü bir ulusal standartlar kuruluşu başarının anahtarıdır.


Değişimi sağlayan

faktörler

ISO’nun vizyonu

(Neyi neden yapıyoruz)İnsanların hayatlarını kolaylaştırmak, daha güvenli ve daha iyi hale getirmek

ISO’nun misyonu

(Neyi nasıl yapıyoruz)

Üye ağımız sayesinde küresel ticareti desteklemek, kapsayıcı ve adil ekonomik büyümeyi sağlamak, inovasyonu geliştirmek, sağlığı korumak ve güvenliği artırmak ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için uluslararası standartlar geliştiriyoruz.

Hedefler

(Misyon ve vizyonumuzu gerçekleştirmek için neleri başarmamız gerekiyor)

Başarının temel

ölçüleri

içerisinde);

Öncelikler

(Hedeflerimizi gerçekleştirmek için kaynaklarımızı nerelere yoğunlaştırmamız gerektiği)

ISO stan-dartlarının faydalarının gösterilmesi

ISO standart-larının pazara girme süresi-nin hızlandı-rılması

Uluslararası standardi-zasyon için gelecekteki fırsatların belirlenmesi

Kapasite geliştirmeyle ISO üyeleri-nin güçlendi-rilmesi

ISO sistemin-de çeşitliliğin artırılması

Kullanıcıların ihtiyaçlarını aşmak için yenilikler yapılması


dosya

Burada karşınızda dururken Cape Town’da geçirdiğim bu inanılmaz hafta-dan son derece etkilenmiş ve ilham almış durumdayım.Gördüğümüz sıcak karşılama ve Güney Afrikalıların misafirperverliği karşı-sında etkilendiğimizi söylerken hepiniz adına konuştuğumu biliyorum.

Güney Afrika Standartlar Bürosuna ve çok iyi katılım alan ve büyük bir ba-şarıyla sonuçlanan bu Genel Kurula ev sahipliği yapmayı kabul ettiği için Büronun yönetimine içten şükranlarımı sunmak isterim.

Bu benim için harika bir hafta oldu. Sizinle tanışmak, fikirlerinizi dinlemek ve karşılaştığınız ortak ve farklı zorlukları öğrenmekten keyif aldım.

Enerji verici bir haftaydı ve gelecek yılın başından itibaren Başkan olarak gö-rev yapmaya başlayacağım için her zamankinden daha fazla heyecanlıyım. Umarım o zamana kadar pek çoğunuzla tanışacağım.

Bayanlar ve baylar,

Hem yerel hem de uluslararası platformlarda çalıştığım enerji, telekomü-nikasyon, doğa koruma, finansal piyasalar, bankacılık ve finans gibi çeşitli

42. ISO GENEL KURUL TOPLANTISI'NDA BAŞKAN SEÇİLEN EDDY NJOROGE’NİN KONUŞMASI

CAPE TOWN/GÜNEY AFRİKA20 EYLÜL 2019

ISO Başkanı Sayın John Walter;

ISO Genel Sekreteri Sayın Sergio Mujica;

Saygıdeğer konuklar,

Bayanlar ve baylar,

İyi akşamlar,

Bon jour,

Buenos Dias,

Sabah Alkhyr,

Dobroye Utro (dobreutra),

Molweni manene namenenekazi, (Xhosa dili)


alanlarda hem kamu hem de özel sektörde hizmet ver-diğim için şanslı olsam da üstleneceğim görev zahmetli bir iş.

Amacım erişimi sağlamak, standartların ve ISO sistemi-nin değeri için küresel bir elçi olarak hareket etmek ve Cenevre’den yürütülen koordinasyon, tanıtım ve savu-nuculuk çalışmalarını kolaylaştırmak olacaktır.

Bayanlar ve baylar,

Bu zorlu bir görev çünkü bu örgütün kurucu başkanı olan ve 1947’den 1949’a kadar görev yapmış ABD’li sa-nayici Howard Coonley, en uzun süre boyunca (1968’den 1986’ya) hizmet vermiş İsveçli Genel Sekreter Carl Olof “Olle” Sturén tarafından “ISO’nun en iyi başkanları” ola-rak nitelendirilen, sırasıyla 1971-1973 arasında ve 1974-1976 arasında görev yapmış ABD’den Frank LaQue ve İsveç’ten Ake Vrethem ve mevcut başkan Kanadalı John Walter gibi önemli liderlerin ardından geliyorum. Bu liderlerin vizyonları, emelleri ve eylemleri bu kuruma uzun süreli bir katkı yapmıştır. ISO’yu tüm dünyada tanı-nan bir Kuruluş haline getiren başarılarını geliştirmeye çalışacağım.

Mevcut Başkan John Walter, büyük bir kısmı standardi-zasyon arenasından olmak üzere uzun yıllara dayanan deneyimini getirmekle kalmayıp, aynı zamanda yarısı yaşındaki adamlardan daha büyük bir enerji katmakta-dır ve hepsinden önemlisi, standartların dünyamızı ge-liştirmesi için gerçek bir tutku hissetmektedir.

John ferasetli bir şekilde bu kurumu çok yükseklere çı-kardı. Görevi sırasında ISO önemli dönüm noktalarına ulaştı:

Onun yönetiminde ISO, en yüksek miktarda ulusla-rarası standart ve standart türü belgeyi uygulamaya koydu ve bu, ISO sisteminin gücünü ve hedeflerini yansıtmaktadır.

ISO 2016-2020 Stratejisinin temelini oluşturan ISO’nun altı stratejik yönünün uygulanışını yönetti.

Görev tesliminde de çok gayretli çalışıyor ve onun des-teği ve tavsiyeleri sayesinde önümdeki bu görev için ta-mamen hazır hale geldim.

ISO ile IEC arasında yakın iş birliği gibi çok kritik bir ko-nuda ISO Başkanının özel danışmanı olarak onunla bir-likte çalışacağım için mutluyum.

Önümüzdeki iki yıl boyunca, güçlü yönlerimizi geliştir-meye devam edeceğiz, ancak yeni bir yön de belirle-yeceğiz. Bildiğiniz gibi, dünya hızla gelişiyor ve sürekli

değişen dünyada gelişmelere ayak uydurmamız için, içinde çalıştığımız çevreyi anlamalıyız. Şimdi ve gelecek yıllarda gelişmelere ayak uydurmamızı sağlayacak deği-şimin dış etmenlerine göre önceliklerimizi belirlerken, sistemimizi güçlendiren programlarla devam edeceğiz.

Tüm paydaşlarımızın ihtiyacını ve beklentisini karşılaya-bilmemizi sağlayacak ISO 2030 stratejisi taslağına de-ğerli katkılarınızı bekliyoruz.

Bu amaçla, görev sürem boyunca aşağıdaki dört temel Gündeme odaklanmak istiyorum.

İlk gündemim şu olacak:

Ticaret dengesizliğini düzeltme araçları olarak uluslara-rası standartların kullanımını teşvik etmek.

Dün, Catherine Grant Makokera ticaret dengesizliği ve özellikle yükselişte olan dünya ticareti belirsizlikleri hak-kında harika bir sunum yaptı. Açılış törenindeki diğer tüm konuşmacılar da ticaretten de bahsettiler ve aynı temayla şu konulara değindiler:

Küresel ekonomi muazzam değişimler geçiriyor ve daha açık ve şeffaf bir çok taraflı ticaret sistemiyle bile, ortaya çıkmakta olan birtakım sorunlar küresel ticareti eskisin-den daha çok etkiliyor. İklim değişikliği, küresel değer zincirlerinin parçalara ayrılması, bilgi ve teknolojinin işletmeler üzerindeki etkisi, tarife dışı engellerde artış ve mikro, küçük ve orta ölçekli işletmelerin önem kazan-ması gibi meseleler önemli küresel etkilere yol açarak ticaret dengesini bozuyor.

Ülkeler arasında kapsayıcı ticareti sağlamaya yönelik küresel çabalara rağmen, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki ticaret dengesizliği artmaya devam etmektedir. Bazı gözlemciler, gelişmekte olan ülkelerin, oldukça rekabetçi ve fiyat hassasiyeti yüksek tarımsal ürünlere tamamen bağımlı oldukları bir ticaret sistemin-de olduklarını iddia ederken, mamul mallar ihracatının, ticaret gelirlerini büyük ölçüde artıracağına inanıyorlar.

Bu karışıma ek olarak, şeffaflık, açıklık ve ayrımcılık yap-mama ilkelerine dayalı evrensel olarak kabul gören ku-rallar veya normların tanıtımı, ticaret dengesizliğini dü-zeltmenin anahtarıdır.

ISO standartları tek başlarına küresel fikir birliğini temsil eder ve bunları kullanarak ticaretin önündeki teknik en-geller azaltılır, üretim maliyetleri düşürülür, ölçek eko-nomileri için fırsatlar sağlanır ve yerel şirketler küresel pazarlara erişir; böylece ticaret canlanır ve kapsayıcı bir büyüme sağlanır.


dosya

Bunu başarmak için:

Mümkün olduğunca uluslararası standartların teknik düzenlemeler için bir dayanak olarak kullanımı konu-sunda savunuculuk, tanıtım ve lobi faaliyetleri yürüt-meyi planlıyorum. Bu sadece ülkeler için düzenleyici kurumların yükünü azaltmayacak, aynı zamanda hem yerli hem de ithal malların karşılıklı olarak kabul edil-mesini sağlayacaktır.

Uyumlaştırılmış standartların ve politikaların uygu-lanması ve izlenmesi için güçlü kurumsal düzenleme-lerin oluşturulmasını aktif olarak teşvik edeceğim.

Ticari anlaşmazlıkların çözümünde kullanılan araçla-rın bir parçası olarak ISO standartlarının kullanılması-nı da özenle destekleyeceğim.

İkinci gündemim şu olacak:

ISO standartlarını endüstriyel büyümeye yönelik strate-jik bir araç olarak konumlandırmak.

Uluslararası Standartlar, ürettiğimiz neredeyse her şe-yin tasarımını, üretimini, çalıştırılmasını ve kullanımını yönetir. Tüm endüstriyel faaliyetlerde esastırlar. Kaliteli ürün ve hizmetlerin üretilmesini ve yaygınlaştırılmasını sağlarlar.

Kaliteli ürünlerin imalatının, ekonomik verimliliği arttırmanın etkili bir yolu olduğu ve böylece ulus-lararası standartları stratejik olarak hayati kıldığı bi-linmektedir.

Dolayısıyla şunu savunmaya çalışacağım:

Mevcut pazarın gereksinimlerini karşılayan standart-ların geliştirilmesi. Pazarın sürekli değişen gereksi-nimlerini karşılamak için standardizasyon, normal klasik ürün standardizasyonunun ötesine geçerek sistem ve proseslerin standardizasyonu olarak uygu-lanmalı ve böylelikle 4. Sanayi Devriminde önemli bir rol oynamalıdır.

Üçüncü gündemim, ISO’nun mevcut 2016-2020 strateji-sindeki bir temaya dayanıyor:

Her yerde ISO standartları.

Bildiğiniz gibi, standartlar günlük yaşamımızı çeşitli şe-killerde etkiler. Buna rağmen, standartlar genellikle göz-den kaçar; bir nevi yönetmelikler gibi görünmez güçler ve işlerin etkileşimli ve sorumlu bir şekilde yürümesini sağlayan şartnameler gibidir.

Uluslararası standartlar günlük hayatımızı yönetse de, bulundukları ortam çok dinamiktir. Küreselleşme, yeni

ortaya çıkan iş sektörleri, daha hızlı ürün geliştirme ve daha kısa ürün yaşam döngülerinin yanı sıra teknolojile-rin giderek daha fazla yakınsamasıyla uluslararası stan-dartlar artık birçok yeni ve daha zorlu sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır.

Özellikle gelişmekte olan ekonomilerdeki büyüme pi-yasaları, süreçlerin değiştirilmesini gerektiren yeni bek-lentiler yaratmaktadır. Küresel olarak, ticaret kesinlik ve yüksek kalite ile gelişir. Genel olarak kabul görmüş ve uygulanan uluslararası standartlar kalite, güvenlik ve uygunluk değerlendirmesi için en iyi uygulamaları ga-ranti eden buyurucu şartlar sağlar.

Bu gündemi gerçekleştirmemize olanak tanımak için şunları yapmayı amaçlıyorum:

Uluslararası standartların pazarlanmasını artırmak: Sürekli halkla ilişkiler çalışmaları ve diğer bilgi yay-ma tedbirleriyle uluslararası standartların faydalarına daha geniş kitlelerin dikkatinin çekilmesi. Standartlar olumlu bir nüans kazanmalı ve halk için daha çekici hale getirilmelidir.

Ticaret, hizmetler, yenilikler, araştırma ve geliştirme de dahil olmak üzere yaşamın her alanında ISO stan-dartlarının kullanımını teşvik etmek.

Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin (SKH’ler) ger-çekleştirilmesinde standartların kullanımını destekle-mek. Her SKH’nin gerçekleştirilmesine yardımcı ola-bilecek standartlarımız var. Sadece bunu uygulamaya koymak zorundayız.

ISO standartlarını yeni alanlara yerleştirerek, onla-rı yalnızca yapay zekâ ve blok zinciri teknolojisi gibi gelişen teknolojilerde değil, aynı zamanda hizmet sektöründe de mümkün olduğunca merkezi hale ge-tirmek.

Son gündemimde ise:

Uluslararası standartları gelişen ülkeler için küresel bir söz hakkı olarak kullanmayı amaçlıyorum.

Dünya ekonomisinin küreselleşmesiyle birlikte, geliş-mekte olan ülkelerin adil ve açık bir dünya ticareti isti-yorlarsa uluslararası standartların geliştirilmesine, uy-gulamaya konmasına ve uygulanmasına ciddi katkıda bulunmaları büyük önem taşımaktadır.

Gelişmekte olan ülkelerin uluslararası standart belirle-me sürecine aktif olarak katılmaması, küreselleşmiş bir ekonominin ve dünya ticaretindeki büyümenin tüm avantajlarından yararlanmalarını zorlaştırmaktadır.


Teknik uzmanlık, sağlam standartların geliştirilmesi ve gelişmekte olan ülkelerin katılımına olanak tanıyan sistemlerin geliştirilmesi alanlarında kaynak seferberliği yoluyla gelişmekte olan ülkelerin katılımını arttırmayı amaçlıyorum.

Bu dört gündemin temeli, yıllardır süren özveri ve kararlılık sayesinde bu örgütün büyük bir hızla büyümesini sağlayan siz üyeler olacaksınız. Bu gündemi gerçekleştirmenin tek yolu, geçmişe kıyasla daha fazla ka-rarlılık göstermektir. Hepinizi bu temeller üzerinde doğru bir şekilde pozisyon almaya davet ediyorum ve sizden bunu rica ediyorum.

Önümüzdeki iki yıl içinde yapmayı planladığımız şey, ISO’nun gele-cek yıllardaki rotasını belirleyecektir. Küresel bir topluluk olarak, her yerde ISO standartları gündemini güçlendirmek ve teşvik etmek için bir araya gelmeliyiz.

ISO sisteminde tutarlı bir mesaj yaymayı ve bu kurumun belkemiği olan üyelerimize kapıları açmak için elimden gelen her şeyi yapmayı taahhüt ediyorum.

Bayanlar ve baylar,

Sonuç olarak:

Çalışmaları ISO için hayati öneme sahip olan Genel Sekreterimiz Ser-gio ve ISO Genel Sekreterliğindeki ekibine desteğimi teyit ediyorum. Onlar sayesinde, küresel anlamda geçerliliğimizin kanıtı olan ISO standartlarına yönelik talepte büyük bir artış görüyoruz. ISO’ya artık her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.

Sözlerimi teşekkür ederek sonlandırmak istiyorum.

Yaptığımız şeylerde bize bunları yapma fırsatı ve gücü veren Tanrı’ya te-şekkür ediyorum. O, tüm ilhamımın kaynağıdır; tüm övgüler onundur.

Tüm üyeler, çoğunuzdan aldığım destek ve tavsiyeler paha biçilmezdi.

Kenya Hükümetine de verdiği tüm destek ve yardımları için teşek-kür etmek istiyorum. Ayrıca, Kenya Standartlar Bürosunun Başkanı, Yönetim Kurulu ve yönetiminin önemli rolünü de göz ardı edemem. Hepsine çok şey borçluyum ve oynadıkları öncü rolü için kendilerine minnettarım.

Ailem ve özellikle de hep yanımda olan ve pek çok toplantıya gitti-ğimde yokluğuma katlanan eşim.

İlginiz için teşekkür ederim; birlikte çalıştığımızda ve dünyayı ikna et-tiğimizde harika şeylerin olduğunu hiçbir zaman unutmayın.

Ve tüm zamanların en büyük liderlerinden biri olan Nelson Mande-la’nın dediği gibi, “İnsanlar kararlı olduklarında, her şeyin üstesinden gelebilirler.” Uluslararası standartları kullanarak, insanlığın şu anda karşılaştığı en büyük zorlukların üstesinden gelebiliriz.

Abu Dabi’deki bir sonraki Genel Kurulda görüşmek üzere.

Enkosi (Xhosa dilinde teşekkürler)


dosya

Mal ticaretinin miktar olarak %80’inden fazlası (değer olarak %70’i) deniz üzerinden (limandan limana) ger-çekleştirilmektedir: Limanlar küresel tedarik zincirleri ağında temel düğüm noktalarıdır.

Küreselleşme: Limanların ve diğer ulaştırma ağları ve düğüm noktalarının birbirleriyle bağlantısı/bağımlılı-ğı.

Malların %60’ı gelişen ülkelerin limanlarında yüklenir-ken %63’ü yine bu limanlarda boşaltılıyor (UNCTAD).

Küresel nakliye hareketleri

Çevresel sorunlar: Madalyonun iki yüzü

Ulaştırmanın çevre üzerindeki etkileri (örn. kirlen-me, CO2 emisyonları)

Ulaştırma üzerindeki çevresel etkiler (örn. iklim değişkenliği ve değişikliği)

Bu küresel sorunların etkili bir şekilde ve ayrıca Paris An-laşması ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi göz önünde bulundurularak ele alınması önemlidir.

2030 Gündemi (1 Ocak 2016’dan itibaren yürürlükte): ‘Bü-tün ve ayrılmaz, küresel nitelikli ve evrensel olarak geçerli’ olan 17 sürdürülebilir kalkınma hedefini (169 hedef) içe-ren bir eylem planı üzerinde uluslararası fikir birliği.

Sürdürülebilir ve esnek ulaştırma, çeşitli hedeflere ilişkin olarak ilerlemenin sağlanmasıyla ilgili olan ve farklı taraf-ların katılımını gerektiren meselelerle ilgilidir.

Örneğin:

SKH 13 İklim Değişikliği ve etkileriyle mücadele için aci-len eyleme geçilmesiSKH 9 Esnek altyapıların oluşturulması, kapsayıcı ve sürdürülebilir sanayileşmenin ve inovasyonun teşvik edilmesi SKH 14 Sürdürülebilir kalkınma için okyanusların, de-nizlerin ve deniz kaynaklarının korunması ve sürdürüle-bilir kullanımıSKH 15 2030’a kadar yoksulların ve savunmasız şart-larda yaşayanların dirençliliğinin sağlanması ve iklimle ilgili aşırı olaylara ve diğer ekonomik, sosyal ve çevresel şoklara ve afetlere maruz kalmalarının ve savunmasızlık-larının azaltılması

Küresel bir sorun ve “çağımızın belirleyici konularından biri” (BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, 2008)

Eyleme geçilmemesiyle ilişkili büyük potansiyel maliyetler:

ekono-mik risk, şiddetli hava olayları, İD’nin azaltılamaması ve uyum sağlanamaması ve doğal afetlerdir.

hava olayları) nedeniyle dünya genelinde sel hasar-ları 27 trilyon dolar/yıl (2100’deki küresel GSYİH’nin yaklaşık %2,8’i) olabilir (S. Jevrejeva ve ark., 2018 En-viron. Res. Lett)

Özellikle En Az Gelişmiş Ülkeler (EAGÜ’ler) ve Gelişen Küçük Ada Devletleri (GKAD’ler) için çok ciddi kalkınma tehdidi.

2008’den beri İDD konularının UNCTAD’nin ulaştırma çalışmalarına entegre edilmesi.

ULUSLARARASI

* Bu sunum 19-20 Eylül 2019 tarihlerinde Cape Town'da düzenlenen 42. ISO Genel Kurulu'nun Çevre Oturumu kapsamında yapılmıştır.


2009

İzleme

UNCTAD Çok Yıllık Uzman Toplantısı: “Deniz Taşımacılığı ve İklim Değişikliği Mücadelesi” UNCTAD çok disiplinli kitabı: “Deniz Taşımacılığı ve İklim Değişikliği SorunuUN-Earthscan (2012)

2010

İzleme

Ortak UNECE-UNCTAD Çalıştayı: “İklim değişikliğinin uluslararası ulaştırma ağları üzerindeki etkileri ve adaptasyon” İklim Değişikliğinin Uluslararası Ulaştırma Ağları Üzerindeki Etkileri ve Adaptasyona dair UNECE Uzmanlar Grubu (2011-2014); yetkisi 2015’te uzatılmıştır; 2012 Uluslararası Konferansı - GKAD oturumu dahil 2013 EG Raporu - İklim Değişikliğinin Uluslararası Ulaştırma Ağları Üzerindeki Etkileri ve Adaptasyon”

2011

İzleme

UNCTAD Özel Uzman Toplantısı: “İklim Değişikliğinin Etkileri ve Adaptasyon: Küresel Limanlar için Bir Sorun” İzleme

Becker ve ark., A note on climate change adaptation for seaports, Climatic Change, 2013

2014 UNCTAD Özel Uzman Toplantısı: “Gelişen Küçük Ada Devletlerinin (GKAD’ler) Ulaştırma ve Ticari Lojistik Sorunları Ele Alınması: Samoa Konferansı ve and Ötesi” UNCTAD Çok Yıllık Uzman Toplantısı: “Gelişen Küçük Ada Devletleri: Ulaştırma ve Ticari Lojistik Sorunları

2017 İklim Değişikliğinin Etkileri ve Adaptasyon konulu UNCTAD Liman Endüstrisi Anketi

2015-2017

İzleme

UNCTAD TA Projesi “İklim değişikliğinin Karayipler’de kıyı taşımacılığı altyapısı üzerindeki etkileri Gelişen Küçük Ada Devletlerinin uyum kapasitesinin artırılması SIDSport-ClimateAdapt.unctad.org Monioudi ve ark., Karayipler’deki GKAD’lerin kritik uluslararası ulaştırma varlıkları üzerindeki iklim değişikliği etkileri: Jamaika ve Saint Lucia örneği, Reg Environ Change 2018: 2211

2019 UNCTAD Özel Uzman Toplantısı: “Uluslararası Taşımacılıkta İklim Değişikliğine Adaptasyon: Geleceğe Hazırlanmak”

İklim Değişikliği tartışması:

Madalyonun iki yüzü: sebepler ve sonuçlar

Azaltma: İD’nin sebeplerine yönelik eylem (uzun vadeli)

Adaptasyon: İDD’nin etkileriyle başa çıkmaya yöne-lik eylem (kısa ve uzun vadeli);

-ye, süreye ve iklim senaryosuna göre önemli oranda değişiklik gösteren etkilerin anlaşılmasını gerektirir

Ulaştırmada:

-ğunda İD’nin azaltılmasına (yani sera gazı emisyon-larının azaltılmasına/kontrolüne) odaklanılmaktadır.

-tikaları/eylemleri geliştirilmesine pek odaklanılma-

maktadır ANCAK: Ulaştırma, (yalnızca) ‘suçlu’ değil, (aynı zamanda) bir kurbandır.

Uluslararası ulaştırma ve tedarik zinciri ağlarında ulaş-tırma altyapısı ve hizmetler üzerindeki doğrudan ve do-laylı etkiler

Deniz seviyesinin yükselmesi, sıcaklık, nem ve yağış de-ğişimleri, şiddetli fırtınalar ve seller ile diğer iklimsel fak-törler aşağıdaki bakımlardan tahmin edilmektedir:

operasyonları üzerindeki etki

– Hasar, bozulma ve gecikmeler ile yüksek ekono-mik/ticari kayıplara neden olma potansiyeli

deniz rotalarının açılması


dosya

Limanlar

Deniz seviyesinin 0,6-1,2 m yükselmesi nedeniyle ABD Körfez kıyısında sel riski

Deniz seviyesinin yaklaşık 1,2 m yükselmesi şunları kalıcı olarak sular altında bırakabilir:

Fırtına kaynaklı geçici seller de yıkıcı sonuçlar doğurabilir

2050’ye kadar boşaltma senaryosunda 136 büyük liman şehrinde tahmini varlık maruziyeti (28 trilyon USD).

Sele maruz kalan varlıklarında en yüksek artış olan 20 liman şehri (Lenton ve ark., 2009).


Uluslararası ulaştırma ve tedarik zinciri ağlarında ulaştır-ma altyapısı ve hizmetler üzerindeki doğrudan ve do-laylı etkiler.

Deniz seviyesinin yükselmesi, sıcaklık, nem ve yağış değişimleri, şiddetli fırtınalar ve seller ile diğer iklim-sel faktörler aşağıdaki bakımlardan tahmin edilmek-tedir:

operasyonları üzerindeki etki– Hasar, bozulma ve gecikmeler ile yüksek ekonomik/ticari kayıplara neden olma potansiyeli

-niz rotalarının açılması

Deniz seviyesi (ortalama ve uç)

(DSA)

değişimler

artan yıkıcılığı

Kıyı taşımacılığı altyapısında (açık deniz/nehir ağzı limanları, havalimanları, kara yolları, demir yolları ve köprüler) artan ve/veya afet sonucu meydana gelen deniz suyu girişi ve dalga rejimi değişikliklerinden kaynaklanan zararlar; daha yüksek altyapı inşaat/bakım maliyetleri; seyir kanallarında sedimantasyon ve tarama sorunları; sahil yolu/demir yolu bağlantıları için artan riskler; insanların yer değiştirmesi ve sigorta sorunları; operasyonel aksaklıklar ve ekonomik kayıplar

Yağış ve yağmursuz fırtınalar

yoğunluğu ve sıklığındaki değişiklikler (seller/kuraklıklar)

sıklığındaki değişiklikler

Liman, havalimanı ve kara yolu/demir yolu altyapısının sular altında kalması; kargo/ekipmanın hasar görmesi; iç sularda seyir kısıtlamaları; hayati düğüm noktası (örneğin, köprüler) hasarı; ulaşım talebindeki değişiklikler; liman seyri/yanaşma sorunları; havalimanlarında iptaller/gecikmeler; ulaştırma altyapısı ve tabelaların zarar görmesi; kara yolu/demir yolu engelleri; köprü kapanışları

Sıcaklık

zamansal değişkenlik

Altyapı/kargo hasarları; varlıkların ömründe potansiyel azalma; soğutma için daha yüksek enerji tüketimi; nehir ağzı limanlarını etkileyen iç seyir kısıtlamaları; kar/buz giderme maliyetlerinde azalma ve inşaat sezonunun uzaması; pistin uzatılması için daha düşük uçak yükü ihtiyacı; personel ve yolcular için sağlık risklerinin artması; ray bükülmesi/demir yolu çalışma hızı kısıtlamaları; uluslararası taşımacılık (yük ve yolcu) talebinde değişiklikler; altyapıda önemli hasarlar; limanlara kara yolu/demir yolu bağlantılarını etkikeyen kıyı erozyonu; daha uzun nakliye mevsimleri; yeni daha kısa nakliye rotaları/daha az yakıt maliyeti ancak daha yüksek destek hizmeti maliyetleri


dosya

-

-

-

Tahmin edilen sıcaklık (ve nem) artışları insanların vücut ısısı düzenleme sistemini etkileyecek ve ulaş-tırma için zor ortam koşulları yaratabilir:

direkt etkiler

-rizm, tarım)

Geçmişteki (1995-2005) ve orta dereceli (RCP4.5) ve 'olağan' emisyon senaryolarıdaki tahmini (2090-2100) ölümcül iklim koşullarının (sıcaklık ve nem artışı kaynaklı) coğrafi dağılımı (Mora ve ark., 2017, Nature Climate Change)

şoklara karşı çok savunmasız

oranda bağımlılık

(erişilebilirlik ve mali olarak karşılanabilirlik)

-ler’de taşımacılık maliyetleri, dünya ortalama-sından en az %30 daha yüksektir; bkz. Pinnock ve Ajagunna, 2012)

düşük uyum kapasitesi

-rı): dış ticaret, gıda, enerji, turizm (yolcu gemileri ve hava taşımacılığı) ve DRR için kritik hatlar

-detli olayların (fırtınalar) tehdidi altındadır

-nellikle bu ülkelerde önemli bir sektör olan “Gü-neş-Deniz-Kum turizmi”, iklim kaynaklı kumsal erozyonu/kıyıların sular altında kalması tehdidi altındadır.

2018): Dominika, Dominik Cumhuriyeti, Guade-loupe, Montserrat, Antigua ve Barbuda, Saint Kitts ve Nevis, Porto Riko, Turks ve Caicos Adala-rı, Virgin Adaları (UNECLAC 2018) ve ABD Körfez Kıyısında önemli etkiler

dolar (Maria) ve 50 milyar dolar (Irma) zarar (WMO, 2018). Dominika, GSYİH’nin %224’ü; BVI, GSYİH’nin yaklaşık %300’ü; St. Maarten: GS-YİH’nin %797’si (Adanın Fransız kısmı, GSYİH’nin %584’ü) (UNISDR CRED)

Caicos için tahmini zarar 5,4 milyar dolar


(a) Harvey: Houston şehir merkezinde otoyol su baskını (b) Harvey: Houston otoyolları; (c) Maria: Porto Riko’da köp-rü; (d) Irma: St Maarten Princess Juliana Uluslararası Havalimanının yıkılması (Eylül 2017).

Kaynak: UNECE (2019). Gayri resmi doküman WP.5/GE.3 (2019) No. 2. (Şek. 14)

Havalimanında su baskını

https://en.wikipedia.org/wiki/Hurricane_Dorianhttps://www.bbc.co.uk/news/world-latin-america-49561450

Yavaş 5 kategorisindeki Dorian Kasırgası Bahama takım adalarının bir kısmını harap etti: Çok sayıda can kaybı ve altyapı ve varlıklarda çok büyük hasar


dosya

(a) İlk kumsal maksimum genişlikle-rinin (KMG’ler) farklı yüzdelik dilimle-rine eşit mesafelerle çekilmesi (eroz-yon) öngörülen kumsalları gösteren, ESL100 kapsamında (2050 yılı ve RCP4.5) kumsal çekilme projeksiyon-larının 0. ve

(b) 90. yüzdelik dilimleri.

(c) RCP4.5 ve RCP8.5 kapsamında 21. yüzyılda ESL100’ün tahmin edilen za-mansal gelişimi.

(d) Mevcut (ilk) KMG’ler (siyah çubuk-lar) kumsal erozyon projeksiyonla-rının (mavi çubuklar (d) 10 ve (e) 90. yüzdelik dilimleri ile karşılaştırılmak-tadır; negatif değerler toplam kumsal erozyonunu göstermektedir. Ön hat kıyı gerisi varlıkların yoğunluğu da (kumsal yoğunluğunun yüzdesi ola-rak) gösterilmektedir.

(Asariotis, Handbook NR (baskıda))

başlangıç nihai

Saint Lucia: George Charles Uluslararası Havalimanı (GCIA) ve Castries Deniz Limanının (CSP) (a, b, c) ve Hewanorra Uluslararası Havalimanı (HIA) ve Vieux Fort Deniz Limanının (VFSP) (d, e, f ) sular altında kalması. Tahminler 1.5 °C SWL’de 2030’da 100 yıllık olay (ESL100), RCP4.5 (b, e)’de 2050’de 50 yıllık olay (ESL50) ve RCP8.5’de (c, f ) 2100’de 100 yıllık olay (ESL100) için verilmiştir. (Monioudi ve ark., 2018)


Aşağıdaki amaçlarla çevrimiçi bir anket yapılmıştır:

limanlar üzerindeki hava ve iklimle ilgili etkilerin daha iyi anlaşılması

verilerin varlığının, bilgi ihtiyaçlarının ve dirençlilik ve hazırlıklılık düzeylerinin belirlenmesi

Katılımcı liman örneklemi, birlikte küresel deniz ticaretinin %16’sından fazlasını gerçekleştirmektedir ve evreni temsil ettiği söylenebilir.

Ankete katılanların çoğunluğu, aşırı olaylar da dahil olmak üzere hava/iklim ile ilgili olaylardan etkilenmiştir;

Anket, etkili iklim riski değerlendirmesi/adaptasyonuna ilişkin sonuçlarla bir-likte her boyuttaki limanlar ve bölgeler için mevcut bilgilerdeki önemli eksik-likleri ortaya koymuştur.

Önemli mesajlar: Daha iyi verilere/bilgilere ihtiyaç var; İD hususlarının ana akımlaştırılması, altyapıları/operasyonları yükseltirken iklim dirençliliği ile uyumlu hale getirilmesi

(Karasal) taşımacılık ile ilgili diğer anketler de benzer sonuçlar vermiştir (UNECE, 2013; 2019).

(Kritik) ulaştırma altyapısı için gelişmiş iklim dirençliliği/adaptasyonu stratejik ekonomik öneme sahip bir meseledir ve birçok SKH’de ilerleme sağlanmasında kilit rol oynayacaktır.

Mevcut en iyi bilimsel verilere dayanan risk değerlendirmelerinin yanı sıra yenilikçi adaptasyon müdahaleleri (düzenleme, yönetim ve teknik önlemler) gerekecektir.

Yasal/düzenleyici yaklaşımlar uzun vadede önemli olacaktır; bazı örnekler:

AB: 2014/52/EU ÇED Direktifi (05/2017 tarihinden beri yürürlükte)

Kamu Kaynakları Kanununda (2016) değişiklik yapan Ocak 2017 tarihinden itibaren yürürlükte olan California Yasası

Barcelona Sözleşmesi ICZM Protokolü (2008)

Limanlar ve diğer temel ulaştırma altyapıları için iklime dayanıklılığın/adaptasyonun artırılması stratejik ekonomik öneme sahiptir.

Ne kadar hazırlıklıyız?


dosya

Standartlar, rehberler, kurumlara yönelik metodolojik araçlar da önemlidir.

ISO 14090 İklim değişikliğine adaptasyon – ilkeler, şartlar, kılavuz ilkeler (Haziran 2019)

İklim adaptasyonu hakkında ilk uluslararası standart

Bir sistem yaklaşımı benimseye tüm kurumları kap-sayan çerçeve, karar verme süreçlerine ve iklim deği-şikliği konularının planlama ve karar verme süreçle-rine dahil edilmesine yönelik olarak yapılandırılmış ve esnek bir yaklaşımı teşvik eder.

Risk değerlendirmesinin ve adaptasyon tedbirleri-nin (sert, yumuşak, ekosistem ve düşük maliyet) ko-laylaştırılmasında ileriye doğru önemli bir adım

Kırılganlık, etkiler ve risk değerlendirmesi de dahil olmak üzere hazırlıklılıkta ek standartlar

Yapıların güvenli (örneğin kıyı set bölgeleri, taşkın sa-halarına bir şey yapmama) yerlerde inşa edilmesi, er-ken planlama yapılması, uzun dönemde ve belirsizlik altında adaptasyon, bir sistem yaklaşımının benimsen-mesi, standardization/verilerin erişilebilirliği önemlidir.

Adaptasyon çalışmaları için risk değerlendirmelerinin, yerel karar verme süreçlerini kolaylaştırmak için yerel ölçekte olması gerekir; değerlendirmeler geleceğin ik-lim koşulları (örn. kıyı taşkın riski) altında risk tahminini kolaylaştırmak için olasılıksal olmalıdır.

Şunlar için teknik kapasite gereklidir:

(a) hatalı adaptasyondan, aşırı/yetersiz mühendislik-ten kaçınmak için adaptasyon seçeneklerinin seçilmesi (örn. çok kriterli analiz, maliyet-fayda analizi, karar ağa-cı kullanılarak)

(b) Standartların uygulanması ve bunların etkili ve amaca uygun olmasını sağlamak için yeni standartla-rın geliştirilmesi. Kapasite geliştirme, eğitim (ve finans), özellikle Gelişen Ülkeler için kritiktir.

Örnek: SIDSport-ClimateAdapt.unctad.org

Adaptasyon müdahaleleri, planları ve tasarımlarında geleceğin iklim koşulları dikkate alınmalıdır.

Kıyı taşımacılığı altyapısı için önemli oranda değişme-si öngörülen gelecekteki aşırı deniz seviyeleri tasarım standartları olarak büyük öneme sahiptir.


-rarası/bölgesel akademik uzmanlar) birlikte uygulanmıştır

-lendirmek için aktarılabilir bir metodoloji geliştirmek

deniz limanı/havalimanı makamları, bölgesel/uluslararası paydaşlar ve uzmanlar.

Önemli sonuçlar arasında, farklı iklim senaryolarında Jamaika ve Saint Lucia’nın kıyıdaki uluslararası havalimanla-rı ve deniz limanlarının su altında kalma riskinin potansiyel operasyonel aksaklıkların değerlendirilmesi ve bilim-sel hakem değerlendirmesiyle geçerlenmiş yenilikçi metodolojik yaklaşımlar yer almaktadır

Küresel OrtalamaGüney PasifikKuzey - Doğu AsyaGüney - Doğu AsyaAvustralyaKuzey Hint OkyanusuDoğu AfrikaBatı AfrikaAkdenizAvrupaDoğu G. AmerikaBatı G. AmerikaGoğu K. AmerikaMeksika KörfeziBatı K. Amerika

Coğrafi bölgeler boyunca mevcut gün 100 yıllık aşırı deniz seviyesi (ESL) olaylarının gelecekteki sıklığı. 2050 (a) ve 2100’de (b) RCP4.5 ve RCP8.5 kapsamında mevcut gün 100 yıllık ESL’nin tekrarlanma periyodu. Ku-tular medyanı, renkli parçalar %5 ve %95’lik dilimleri göstermektedir. Gösterilen değerler, bölgesel kıyı şeritleri boyunca ortalama değerlerdir (Vousdoukas ve ark., 2018, Nature Comm.).


dosya

ISO 2019 Strateji, kurumları, ekipleri, fikirleri ve kişileri, 'Neden?' sorusundan 'Nasıl?' sorusuna yönlendirir.

Strateji, geçmişe bakarak, içgörüyle ve öngörüyle rolü-müzü, sorumluluklarımızı, etkimizi ve değerimizi ortaya koymamıza yardımcı olur.

Strateji, bizi kararlarımız ve eylemlerimiz için gereken bilgiyi sağlayan keşfin, analizin, iç gözlemin, dış gözle-min ve tercihlerin kalbine götürür.

Strateji, kurumumuzun ölçüm, düzeltme, iyileştirme, geliştirme ve değerlendirme yapmak için geri döndüğü merkez haline gelir.

İnsanların yaşamlarını daha kolay, güvenli ve iyi hale ge-tirmek

-dartlar geliştirecek,

ISO standartlarının her yerde kullanılması

Vizyonumuzu gerçekleştirmemiz için ISO standartları yaygın olarak kullanılmalıdır.

Küresel ihtiyaçların karşılanması

Vizyonumuzu gerçekleştirmemiz için, ISO tüm ülkeler ve kullanıcılar için uygun olan ve mevcut ve gelecekte-

ki sorunlara yanıt veren fikir birliğine dayalı standartlar geliştirmelidir.

Herkese söz hakkı verilmesi

Vizyonumuzu gerçekleştirmemiz için, sistemimiz kapsa-yıcı olmalıdır.

* Bu sunum 19 - 20 Eylül 2019 tarihlerinde Cape Town'da düzenlenen 42. ISO Genel Kurulu'nda yapılmıştır.


Farklı deneyimlere, bağlamlara, liderlere, kültürlere, değerlere, dinamiklere ve emellere sahip 160 üye devlet, odaklanma, planlama ve öncelikler olma-dan değişkenlik ve belirsizliğin bizi bölüp fethedeceği bir ortam yaratabilir.

Bu hareketler karşısında Stratejinin rolü, kurumumuzda gereken verimlilik, üretkenlik, duyarlılık ve sürdürülebilirlik için bir ayna, çapa, kılavuz ve kata-lizör görevi görmektir.

ISO, bugün zıt uçlarda tamamen Tanımlayıcı ve Kural Koyucu olmaktan Ana-litik ve Yordayıcı olmaya geçme gücüne sahiptir ve bu, kurumun ve tüm üye kuruluşların duyarlı, kapsayıcı, katılımcı ve geçerli kalma kabiliyetini korur.

ve buna çoğunlukla değişim yönetiminin ve iletişim ilkeleri veya uygulamalarının eşlik etmemesi

sağlanması ve güçlendirilmesinin, irade, sponsorluk, kaynak ve kapasite eksikliği nedeniyle sınırlanması


dosya

gerçekleştirilmesine olanak tanır

stratejik verimlilikler yaratır

Engeller ve zorluklar, hedefimize ulaşma kararını değiştirmek zorunda değil!

Vizyon ve misyonunuzu gerçekleştirmeye çalışın

Hedef ve önceliklerinizin rehberliğinde ilerleyin

Fikir değiştirebilirsiniz

Verimlilik

Operasyonel Mükemmellik

0-6 AY 24-36 AY

12-24 AY6-12 AY

Yeni Temeller Rasyonel Denemeler


Bütünleştirme, iyileştirme ve tedbirler

Enformasyonun hakim olduğu bir dünyada, bilgi, amaç ve açıklık güç demektir.

Strateji bize bunu sağlar.

Ekonomi ve verimlilik peşinde koşmak yerine sizi içgörü, etkililik ve etki merkezlerine yönlendirir.

Aynı Noktaya Dönüş:

İnsanların yaşamlarını daha kolay, güvenli ve iyi hale getirmek

Teşekkürler

Performans, yönetişim, verimlilik ve kontrolün çelişen gerekliliklerini dengeleyin

Kurumunuzda Stratejinin üst düzey yöneticilerin yaptığı bir beyin egzersizinden kurumun tüm alanlarında so-mut bir değer merkezi ve ortağına dönüşümü bakımın-dan zihniyet değişimini yönetin ve savunun.

Değerin nasıl yaratıldığı, yeniden oluşturulduğu ve ko-runduğuna dair kullanıcı deneyimi ve müşteri deneyimi tarafındaki hikâyeyi sahiplenin. Tanımlama ve kural koy-ma, analiz ve çıkış yeterli değildir.

Kurumunuzda inovasyon ve eylemi devre dışı bırakmak yerine bunlara imkân tanıyan esnek ve kıvrak kontroller ve sistemler oluşturmak için hızla çalışın.

Önceliklerinizi bütünleştirin ve başarı faktörlerinizi de-ğerlendirin. Stratejinizin amacının hissedilebilmesi için kazançlarınızı yeni yaklaşımlara aktarın.

PERFORMANSStratejik Performans

Performans ve Verimlilik

VERİMLİLİKOperasyonel Performans

YÖNETİŞİMYönetişim

Düzenleme ve Kontrol

KONTROLUygunluk ve Kontrol

İş Fonksiyonları

Kurul | CEO

Stratejik Planlama

Finansman Stratejileri

Sermaye Harc.Bütçe Hazırlama ve Tahmin

Yönetim Raporlaması

Maliyet Optimizasyonu

BT

İnsan Kaynakları

Kurul RaporlamasıPaydaş İlişkileriDış Finansal Raporlama

Düzenleyici Kurum Raporlaması

Kontrol Optimizasyon


dosya

Dijital dönüşüm: İş dünyası, ekonomik kalkınma ve toplum üzerindeki etkisi*

* Bu sunum 19 - 20 Eylül 2019 tarihlerinde Cape Town'da düzenlenen 42. ISO Genel Kurulunun Teknoloji Oturumu'nda yapılmıştır.


İnternet

1990’larMobilite

2000Blok Zinciri

2018

Yıkıcı ÇözümlerArama Motorları

İnternet tarayıcıları

Mobil PlatformlarSosyal Medya Platformları

KriptografiKripto Para Birimleri

Blok Zinciri Yapay Zeka (AI)

Nesnelerin İnterneti (IoT) Robot Bilimi

Artırılmış Gerçeklik (AR) Makine Öğrenimi

Mantıksal Analiz

4. Devrim: Siber fiziksel sistemler

3. Devrim: Elektronik ve

BT sistemleri, otomasyon

2. Devrim: Seri üretim ve elektrik

1. Devrim: Makineleşme,

buhar ve su gücü

4.03.02.01.0


İşveren

GELENEKSEL BLOK ZİNCİRİYLE

İşverenİş Teklifi İş Teklifi

Üniversite kayıtları

Üniversite

Kimlik

... Verimsiz, Pahalı, Korumasız ... Kaynak, Değişmezlik, Kesinlik

Ortak Defter Akıllı Sözleşmeler Konsensus İzinler

KimlikTüm Taraflar Defterin

Aynı Kopyasına Sahiptir

Dijital İmzalı Şifrelenmiş İşlemler ve Defter

TakasMerkezi

1. Bir varlığın yolculuğunun takibi 2. Bir varlığın kanıtı ve aktarımı 3. Konuları belirlemek için işbirliği

Teslim hızı/öngörülebiliriği

Kağıt masrafını azaltan Dijital Süreçler

Nesne durumu için Nesnelerin İnterneti

Değişmezlik / Tek gerçek kaynağı

Konsensus / Akıllı sözleşmeler

Konsensus / Akıllı sözleşmeler

Ağ

Değişmezlik / Tek gerçek kaynağı

4. Bir varlığın yaşam döngüsü

boyunca işbirliğine dayalı olarak

geliştirilmesi

5. Bir varlığın kaynağından

izlenebilirliği ve kaynağı

6. Bir değer zincirine dair anlayışın

artırılması

Ağ

Tek gerçek kaynağı

Değişmezlik

İmalat bileşenleri

Makine ve ekipmanların bakımı

Tek gerçek kaynağı

Yeni bilgilerin toplanması

Risk değerlendirmesi

Ortak Yapı Taşları

API’lar AI / Mantıksal Analiz Kimlik Uygulamaya Koyma Güvenlik / Gizlilik


Endüstri Kullanım Durumları ve Müşteriler

Bankacılık Ticaret ve Tedarik

Zinciri Finansmanı

[DTC, UBS]

KYC/Kimlik

[Kanada bankaları,Deutsche Bank]

Ödeme/Dijital

Para Birimi

[MAS]

İpotekli

finansman

[Fannie, BNYM]

Risk Yönetimi

Finansal

Piyasalar

Ticaret Sonrası

[LSEG, CLS]

İşlem Görmeyen Men. Kıy.

Öz. Ser. Fonları dahil

[Northern Trust, BNPP]

Referans Veriler

[Kanada bankaları, Euroclear]

Sigorta Karmaşık Risk

Kapsamı

[B3i, AIG]

Risk Paylaşımı

[State Farm, Geico]

Grup Faydaları

[Metlife, Securian Financial]

Parametrik

Sigorta

Sağlık Kişi/Sahip Aracılı

Sağlık Verileri

Paylaşımı

[FDA, CVS]

Klinik Çalışma Yönetimi

[LabCorp/Covance, Pfizer]

Sonuç Odaklı

Sözleşmeler

[Amgen, ABC]

Devlet Tedarik Zinciri

Görünürlük

[Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı,

The Global Fund]

Sicil

(Dağıtılmış Kayıtlar)

[BK Vergi ve Gümrük Dairesi, Avustralya Vergi Dairesi]

Dolandırıcılık ve

Uygunluk

[BM Göç ve Sınır Yönetimi]

Tedarik Zinciri

(Çapraz Sektör)

İş Akışı

[Maersk]

Görünürlük

[Colgate]

Kaynak /

İzlenebilirlik

[Walmart, Boeing]

Ticaret ve Tedarik

Zinciri Finansmanı

[DTC, UBS]


dosya

Endüstri Kullanım Durumları ve Müşteriler

Tüketici Gıda Güvenliği ve

İzlenebilirlik

(Walmart)

Tedarik Zinciri

Görünürlük

(Tyson)

Ticari

Promosyonlar

(tbd)

Kaynak

(Sahteciliğe karşı)

Medya ve

Eğlence

Hak ve Lisans

Yönetimi

[LSEG, CLS]

Sadakat Programı

[Northern Trust, BNPP]

Dijital

Reklamcılık

Tedarik Zinciri

Hedef Kitle Fikirleri

ve Msmts

Telekom

Global Lojistik

Sadakat Programı Dolaşım

Dolandırıcılığı ve

Aşım

Mobil Numara

Taşınabilirliği

Mobil Ödemeler

(eSim)

Seyahat ve

Ulaştırma

Sahtecilik Önleme Dijital Ticaret

Yolları

Faturalandırma

ve Uzlaştırma

Varlık Yönetimi Ekip Eğitimi ve

Uzlaştırma

Elektronik Alım / Satım

(OEM)

Ürün İzleme Çatışma Materyalleri

Yönetimi

Tedarikçi

Belgelendirme

Çapraz Sektör Kaynak

(Dolandırıcılık / Sahtecilik Önleme)

Sadakat Programları Yönetimi

Güvenli Veri

Deposu

Kimlik

Hizmetleri

(Securekey – Kanada)

Faturalandırma ve

Uzlaştırma

Anlaşmazlıkların

Çözümü

(IGF)

Değişime Direnç

Veri Koruma Kanunu Afrika’nın Tek Bir Ekonomik Blok Olarak Birleştirilmesi kanunu

DüzenlemeZorlukları kanunu

Kapasite Geliştirme Kolaylaştırıcı Altyapı Kolaylaştırıcı Hukuki Çerçeveler


Geçmişe bakışNe oldu

TanımlayıcıMantıklı Analiz

DiagnostikMantıksal Analiz

İçe bakış Ne oldu

Ve neden

KestirimselMantıksal Analiz

Öngörü -Ne olacak

Ne zaman ve neden

NormatifMantıksal Analiz

Simülasyon Odaklı Analiz ve karar

verme

BilişselMantıksal Analiz

Kendi kendine öğrenme ve tamamen

otomatik girişim

Dünyanın en büyük ulaştırma şirketi... hiçbir araca sahip değil

Dünyanın en büyük medya şirketi... hiçbir içerik yaratmıyor

Dünyanın en değerli perakendecisi...hiç stoka sahip değil

Dünyanın en büyük konaklama sağlayıcısı... hiçbir gayrimenkule sahip değil

Dünyanın en büyük video konferansşirketi... Telekom altyapısına sahip değil

Kaynak: The Battle Is For The Customer Interface, Tom Goodwin, Havas Media


dosya

Özel Kuruluşlar

Polis/(DCI)

Node=Düğüm

Sertifika Yetkilisi/

Dijital Kimlik No (NRB)

Göç

Gelir YetkilisiDoğum Ölüm Kaydı

DağınıkHesap Defteri

AkıllıSözleşmeler

Varlık DevirKayıtları

Varlık Devirİçin Şartlar

Ne?

Tüketicilerin kimlik niteliklerinin kontrolünü kaybetmeden ve çaba harca-madan dijital hizmetlere katılımı için yeni deneyim

Nasıl?

Blok zinciri şunları mümkün kılar:

Merkezi bir veri tabanı veya kimlik sepetinin olmaması Merkezi arıza noktası olmaması “Üçlü Kör” veri paylaşımı – GİZLİLİK

Faydaları

Bir ekosisteme katılan kurumlar, müşteri memnuniyetinin artmasından, kim-lik hırsızlığı riskinin azalmasından ve kurumlara yeni gelir kaynaklarından fay-dalanırlar.

Üssel Teknolojilerin Olası Riskleri

İşsizlik– mevcut söylemin ötesine geçmeyi başaramazsak

Gizlilik ihlali: Yapay zekanın devlet gözetiminin yaygınlaşmasını ve diji-tal totaliterliği teşvik etme riski vardır

Etik Olmayan Yapay Zeka: Karar vermede insana özgü yanlılıkların ya-pay zeka ile azaltılması olasılığı olsa da yapay zeka algoritmalarıyla insan etkileşimlerinin yanlılığı yapay zeka kararlarına gömme olasılığı da vardır (örneğin eşitsizliğin sistematize edilmesi).

Silah olarak kullanım: Yapay zeka, üç ana alanda silah olarak kullanılma riski taşır: (i) Dijital; siber saldırılar; (ii) Fiziksel; yapay zeka ile çalışan dron-lar ve diğer fiziksel sistemler kullanılarak yapılacak saldırılar, (iii) Siyasi; istenen siyasi sonuçları elde etmek için halkı kandırma ve manipülasyon operasyonlarının yönetiminde yapay zeka kullanımı

Bazı Sorular

Dijital dönüşüm işletmeler için ne anlam ifade ediyor? Şirketler stratejik hedeflerini desteklemek için dijital teknolojileri nasıl kul-

lanırlar? Dijital dönüşümü gerçekleştirmeye çalışırken kurumlar hangi zorluklarla

karşılaşırlar ve riskler nelerdir? Bu neyi ve nasıl alıp sattığımızı nasıl değiştiriyor? Afrika’da dijital dönüşüm gerçeği nedir?


dosya

ISO 2018 Genel Kurulunda yapılan ticaret tartışmalarının geliştirilmesiArtan ticari belirsizlikKüresel değer zincirlerinde kaymalarÇok taraflı ticaret sisteminin karşılaştığı zorluklarBölgesel entegrasyon girişimleriVaka Çalışması: Afrika’nın yanıtıBu, standartlar için ne anlama geliyor?

Uluslararası standartlar, belirsiz ortamlarda ticaretle uğraşanlar için kesinlik sağlar.

Tarifeler ticaret bulmacasının küçük bir parçasıdır. Standartlar bir pazarın ka-patılmasına neden olabilir.

Ticarette teknik engellere karşı tedbirler en sık kullanılan Tarife Dışı Tedbirler-dendir - ticaretin değer olarak %65’i, tarife unsurlarının %35’i (UNCTAD 2017)

Küresel değer zincirleri yeniden konfigüre ediliyor. Bu, işlevsel bir KDZ’nin bu kadar önemli bir parçasını oluşturan standartlar için ne anlama geliyor?

Küresel ticaret sistemi çöküyor – tıpkı Titanik gibi DTÖ GMY Alan Wolff çok taraflı ticaret sisteminin kalıntılarından daha iyi bir şey yaratma fırsatı olduğunu ileri sürüyor.

Ancak bunun daha küçük ekonomiler ve gelişen ülkeler üzerindeki etkisi ne olacak?

Uluslararası standartlar, kurallara dayalı ÇTTS’nin kritik bir parçasıdır; çok ta-raflılık için ISO’nun desteğine ihtiyaç duyulmaktadır.

Catherine Grant Makokera

Uluslararası ticaret denince aklınıza hangi sözcükler geliyor?

* Bu sunum 19 - 20 Eylül 2019 tarihlerinde Cape Town'da düzenlenen 42. ISO Genel Kurulunda yapılmıştır.


Önemli derecede daha belirsiz zamanlar!

Geçen yıl ABD-Çin ticaret savaşının alevlenmesiyle WTUI önceki tepe değerlerinin on katına çıktı.

WTUI geçen yıl belirsizliğin NAFTA’dan ve ABD-Çin geri-liminden en çok etkilenen ülkelerde en yüksek olduğu-nu göstermiştir.

Kaynak: Dünya Belirsizlik Endeksi. Ahır, Bloom, Furceri (2018).

Not: Şekilde 2018Q2-2019Q2 dönemindeki ortalama endeks görül-mektedir. Daha koyu renkler daha yüksek ticaret belirsizliği anlamına gelir. NAFTA = Kuzey Amerika Serbest Anlaşması.

Kaynak: Dünya Belirsizlik Endeksi. Ahır, Bloom, Furceri (2018). ABD-Çin ticaret mü-zakerelerine ilişkin başlıca tarih verilerinin kaynağı Bown ve Kolb (2019).

Not: Mavi yazılar alınan gümrük vergi ted-birini gösterir, siyah yazılar Dünya Ticaret Belirsizliği Endeksinin açıklamalarını gös-terir. Daha yüksek sayı, daha yüksek ticaret belirsizliği anlamına gelir.

60 2000

20

25

5

0

Cenevre tarife müzakereleri

ABD, AB ve Japonya için ortalama gümrük tarifesi oranları, %

AnnecyTorquay

GenevaGeneva

WTO STARS

KennedyRound Tokyo

RoundUruguayRound

Küresel ticaret ortamı Eylül 2018’e kıyasla Eylül 2019’da daha mı belirsiz?


dosya

1. Büyük borsalardaki uzun süreli düşüşün küresel eko-nomiyi istikrarsızlaştırması

2. ABD’nin korumacı politikaları artırmasıyla küresel ti-caretin yavaşlaması

3. Güney Çin Denizinde çatışmalara yol açan sınır ihti-lafları

4. Küresel büyümenin %4’ün üzerine çıkması

5. Büyük siber saldırıların şirket ve hükümet faaliyetleri-ne zarar vermesi

6. Çin’in uzun ve düzensiz bir ekonomik gerileme ya-şaması

7. Kore yarımadasında yaşanan önemli askeri meydan okuma

8. Orta Doğu’daki vekalet çatışmalarının artması ve kü-resel enerji pazarlarına zarar vermesi

9. OPEC anlaşmasının bozulmasıyla petrol fiyatlarının önemli oranda düşmesi

10. Birçok ülkenin Euro Bölgesinden çekilmesi

Washington Konsensusu zayıflıyor. Normların ya-kınsamasına dair önceki varsayımlar, artık geçerli değil

Milliyetçilik ve agresif jeoekonomik gündemler

Çin’den Xi Jinping ülkenin bir asırlık utancını geride bırakması için Çin ulusunun canlandırılması çağrısın-da bulundu.

Başkan Trump ABD’yi yeniden büyük yapmaya çalı-şıyor.

Birleşik Krallık AB’den çıkış yeniden bir imparatorluk inşa etme hayalleri kuruyor.

Rusya çok kutupluluk parolasıyla uluslararası profilini oluşturmaya çalışıyor.

Küresel Ticaret Küresel Tedarik Zincirleri Teknoloji Savaşları Yatırım Korumacılığı

zayıflaması

ulusal ekonomilere

zincirlerinin zarar görmesi

ürünlerle dünyayı beslemesi

300-500 milyar dolaryatırım yapması

zincirlerinin yeniden tasarlanması

Çin

alınması - Çin’in teknolojikatılımının bir sembolüolarak görülüyor.

uygulamalarına desteğiniartırması

katı tedbirler

kaygılarının dile getirilmesi


Bunu destekleyenler, ticaretin ve sınır ötesi yatırımların artmasının şu anlamlara geldiğine inanıyorlar:

düşük fiyatlar

daha fazla iş

Karşı çıkanlar ise küreselleşmenin şunlara yol açacağından endişeleniyorlar:

şirketlerin kültürel emperyalizmi

Kurallar ve anlaşmalar Serbest ve ‘adil’ ticaret Tüm mevzu Çin Para birimleri ve ticaret Serbest ticaretin gerekçelendirilmesi ‘Hepimiz rakibiz, değil mi? O halde neden birbirimize iyi davranıyo-ruz?’

Modellerin çatışması: serbest piya-salar ve devlet kapitalizmi

DTÖ devlet kapitalizmine hizmet edebilir mi?

DTÖ’nün gelişimi ve BM’leşmesi

Kaynak: OECD, 2019.


dosya

Hizmet ticareti mal ticaretinden daha hızlı artıyor; bazı hizmet türlerinin ticareti 2-3 kat daha hızlı büyüyor 2007’den önceki artıştan sonra ticaretin yoğunluğu neredeyse tüm mal üreten küresel değer zincirlerinde azalıyor

Ulaştırma ve iletişim maliyetlerinde düşüş ve dünya genelinde mal-ların ve kısmen de olsa hizmetlerin dolaşımının serbestleşmesi, üretim süreçlerini sınırlar ötesinde bölümlere ayrılmasına yol açtı.

Sınır ötesi değer zincirlerinin gelişimi, dünya ekonomisinde büyük ya-pısal değişikliklere yol açtı.

Üretimin düşük maliyetli ülkelere kaydırılması ve dış kaynak kullanı-mı esasen gelişmiş ülkeler arasında, ancak aynı zamanda gelişmiş ve gelişen ekonomiler arasında da gerçekleşir.


Ekonomiler çökerken ticaretin kimin umrunda?

Köklü sorunlar, artan korumacılık...

Bu karmaşık müzakereler nasıl yönetilmeli?

ABD’nin tek taraflı eylemleri ve DTÖ’ye alınan Çin’in daha fazla düzenlemeye tabi tutulması gerekliliğini DTÖ üyelerinin öngörememesi Çin’de daha fazla reform bekliyordu Karar vermek için birlik olması gerekir – DTÖ kurallarının değiştirilmesini zorlaştırıyor Ulusal güvenlik istisnasının kapsamı Temyiz Organı krizi – ABD kabul etmeyeceği için yeni hakimler atanması konusunda fikir birliği sağlanamıyor. Gelişmekte olan ülkeler hangileridir ve bunlara nasıl yaklaşılması gerekiyor?

Kaynak: OECD, 2019.

DTÖ’nün geleceğini nasıl görüyorsunuz?


dosya

ABD Ne İstiyor? Çin Ne İstiyor?

Açığın azaltılması

Tarifelerde “karşılıklılık"

Gelişen ülke statüsü

Fikri mülkiyetin zorunlu transfer ve hırsızlıktan korunması

Çin’in devlet şirketlerinin neden olduğu ticari bozulmaların azaltılması

ABD ve müttefikleri için siber güvenlik: ithalat kontrolleri

Çin’in teknolojik rekabetinin azaltılması: ihracat kontrolleri

ABD’ye yapılan ihracatın korunması

Çin’in rekabet gücünün artırılması

Çin’in ekonomik sisteminin korunması

Çin’in siber saldırı imkanlarının artırılması

Çin’in teknolojik kapasitesinin geliştirilmesi

e Kaynak: Trachtman sunumu, Haziran 2019, SAIIA, Johannesburg.


Batı küreselleşme şüpheciliği

Birçok fikir babası var; özellikle imalat istihdamı düşüşte

Artan uzmanlaşma (mallar daralırken

hizmetler genişliyor; FMH)

Serbest ticarete (ve yatırımlara) orantısız olarak

karşı çıkma

Bazı gelişen ülkelerin küresel ticaret sistemine

karşı köklü şüpheciliği

Küreselleşmenin hızına ayak

uydurmaya çalışanlar ve/veya şartlarını

değiştirmek isteyenler

BRICS (muhtemelen Çin hariç)

Afrika ve Atlantik Latin Amerika’nın

büyük kısmı

Diğerlerinin iyimserliğiyle zıtlık

Sınır ötesi değer zincirleri aracılığıyla

entegrasyondan fayda sağlayanlar

Doğu Asya

Pasifik Latin Amerika’nın

kısımları

Aşağıdaki bölgelerin birinde veya daha fazlasında yüksek düzeyde

bölgesel ekonomik entegrasyona ilişkin beklentiler konusunda

iyimser misiniz?

Avrupa Latin Amerika

Afrika Asya

Hint Okyanusu Çevresi Asya-Pasifik

Kuzey Amerika

ABD ÇİN

Trump: “Ticaret savaşları iyidir ve kazanmak kolaydır”

Zarar gören çiftçiler, pazarların ve sübvansiyonların uzun vadeli kaybı

Yükselen girdi maliyetlerinden zarar gören üreticiler

Doğrudan zarar görmeye başlayan tüketiciler.

Xi: “Yine uzun bir yürüyüş için hazırlanın”

Peoples’ Daily: ”Sizi uyarmadığımızı söylemeyin”


dosya

AB en çok ticaret anlaşmasına sahiptir; AB’yi kuran an-laşma da dahil olmak üzere Türkiye, Tunus, Ukrayna gibi ülkelerle toplamda 42 anlaşması vardır.

ABD sadece 14 ticaret anlaşmasına taraftır – çoğunlukla Orta ve Latin Amerika ve Karayipler

İsviçre 31 anlaşmayla ikinci sıradadır – onu mNorveç ve İzlanda izlemektedir.

Afrika ve Orta Doğu en az sayıda ticaret anlaşmasına sahiptir.

Serb

est T

icar

et B

ölge

si S

TB

Güm

rük

Birli

ği -

Örn

. SAC

U

Ort

ak P

azar

Para

Birl

iği

Art

an Ente

grasyon ve Kurumsal Karmaşıklık


STB’ler aracılığıyla bölgesel pazarların genişletilmesi faydalıdır

Uygun durumlarda bölgesel kamu malları (şebeke hizmetleri) sağlamak için kapasitelerin birleştirilmesi

Bunun temel bir ticareti kolaylaştırma gündemi ile des-teklenmesi (gümrük, transit, vize, tarife dışı engeller)

Daha az müdahaleci ve daha az çaba gerektiren yak-laşımlar sunan diğer modellerin incelenmesi

Nüfuz eden zayıf kapasiteler sayesinde kurum ağır-lıklı entegrasyon biçimleri en aza indirilmelidir

Para birliğini ve kurum ağırlıklı ekonomik entegras-yonu savunanlar sabırlı olmalı ve AB’nin gelişimini izlemelidir

Afrika’nın ticaret sorunları denince aklınıza hangi sözcükler

geliyor?

En az gelişmiş ülkelerin yoğunluğu

Küçük, zayıf, kayıt dışı, geçime dayalı, mallara bağım-lı ekonomiler

Büyük arz açıkları

Küresel ekonomiye dengesiz entegrasyon

Bölgesel entegrasyon en iyi ihtimalle kısmi bir çö-zümdür; devletler önemlidir ancak çoğu bu iş için uygun değil

“Paris’ten Lagos’a bir araba nakletmek, Akra’dan La-gos’a nakletmekten daha pahalı.”

“Özellikle Afrikalı personelim için Afrika’da vize almak tam bir kabus.”

“Afrika ilginç bir pazar—ancak tamamen parçalara ay-rılmış durumda. Birçok ülke çok küçük. Yeterli çoğun-luğu nasıl toplayabilirim? Nereden başlamalıyım?”

“Tek bir Afrika yok, birçok farklı ve birbirinden ayrı pazar var.”

Kaynak: Boston Danışma Grubu Raporu – Pioneering One Af-rica (2018)


dosya

Afrika’nın uluslararası ticarete katılımını artırmak için en temel öncelik nedir?

Ulaştırma altyapısı Tarifeler

Standartlar da dahil olmak üzere tarife dışı tedbirler Finansman erişimi

Özel sektörün gelişmesi Sanayileşme

Afrika için ticaretin düşük seviyeleri – tahminler fark-lılık gösteriyor – en güncel tahminlere göre %16 ci-varında (Asya’da %60, Avrupa’da %70)

Kalkınma öncelikleri

Entegrasyon

Sanayileşme

Altyapı

Malların, sermayenin, insanların kıta içinde dolaşı-mının daha kolay olacağı potansiyel olarak yeni bir çağa giriş

AfCFTA – Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi

Tüm Afrika ekonomik entegrasyonu– Afrika içi ti-catretin 2022’ye kadar iki katına çıkarılması amaç-lanıyor

55 Afrika Birliği üye devletinin hepsini içeriyor

AfCFTA anlaşması müzakereleri 2016’da başladı – güçlü siyasi destek ile hızlı ilerliyor

Resmi olarak Temmuz 2019’da başlatıldı (yeniden)– 2020’de yürürlüğe girecek

Sekreterlik Gana’da olacak

Tarife kalemlerinin %90’ının serbestleştirilmesi – %7’si hassas (daha uzun uygulama süresi), %3’ü kapsam dışı

Hizmetler için pozitif liste yaklaşımı – Üyeler neleri serbestleştirebileceklerini belirtecekler

Yine de menşe kuralları gibi teknik detayların karar-laştırılması gerekiyor

Bu, iş dünyası için gerçekte ne anlama geliyor?

Anlaşma diğer bölgesel düzenlemerle nasıl ilgili olacak?

Nasıl finanse edilecek ve uygulanacak?

İlgili hedefler

Ticaretin Teknik Engelleri (TTE) ve Sağlık ve Bitki Sağ-lığı tedbirleri alanında işbirliğinin geliştirilmesi

Tarife dışı engellerin kademeli olarak kaldırılması

Anlaşmanın hükümleri DTÖ’nün TTE Anlaşmasıyla uyumludur

Ulusal düzeyde uygulama kritik olacaktır

Kalite altyapısına dair bölgesel işbirliği alanı

Standartların uyumlulaştırılması uzun vadeli hedef

AfCFTA’ya uygun ARSO programları, örn. Eco Mark Africa

Standartlar, AfCFTA’nın tam olarak faydalanılmasının sağlanmasına yardımcı olabilir

ÇEVRE YÖNETİM SİSTEMİ

TETKİK/ ADAY TETKİK GÖREVLİSİ

EĞİTİMİ VE SINAVI

TS EN ISO 14001ÇEVRE YÖNETİM SİSTEMİ

ALTOTEKS

Enerji kontrolü sizin elinizde olsun!

Documents

ISO 2030 Stratejik Planı · 2019-12-16 · Genel Kurul’da değişimin dört dinamiği olan ekonomi, çevre, teknoloji ve toplum temaları altında tartışma otu-rumları gerçekleştirildi