51
KASIM 2 006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTL GERÇEÐÝ ANLAYANLARA NE MUTLU Özveriyle daðý yerinden oynatmak mümkün müdür? BiLGi VE DÜÞÜNCENÝN BEDENE TESÝRÝ

KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

  • Upload
    others

  • View
    1

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTL

GERÇEÐÝ ANLAYANLARA NE MUTLUÖzveriyle daðý yerinden oynatmak mümkün müdür?

BiLGi VE DÜÞÜNCENÝN BEDENE TESÝRÝ

Page 2: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

ÝÇÝNDEKÝLER

Aylýk Kültürel ve Siyasi Dergi

Sevgi Yayýnlarý Tic.Ltd.Þti. adýnaSahibi ve Genel Yayýn Müdürü:

Dr. Refet Kayserilioðlu

Yazý Ýþleri Müdürü:Güngör Özyiðit

Yay›n Kurulu:Güngör ÖzyiðitNelda Bayraktar

Özenç KayserilioðluHale Ürkmezgil

Haberleþme Sorumlusu veOkur/Abone Ýliþkileri:

Kazým Erdemoðlu0212 252 85 85

Faks: 02122491828

Yönetim Yeri:Oba Sok. Silla Ap. No: 7/1

Cihangir/Ýstanbul

Yazýþma Adresi:Sevgi Dünyasý P.K. 471 Beyo€lu

Cihangir/Ýstanbul

Baský:Ýnkýlap Kitabevi San. Tic. A.Þ.

100. Yýl Matbaacýlar Sitesi 4.Cad.No: 38 Baðcýlar/Ýstanbul

Fiyatý: 3.5 YTLYýllýk Abone: 40 YTL

Yurt Dýþý: 50 YTL

Bilgi ve düþüncenin bedene tesiri ........ 4Dr. Refet Kayserilioðlu

Gerçeði anlayanlara ne mutlu (II) ........ 9Ahmet Kayserilioðlu

Son bir kez ......................................... 21John Edwards

Çocuklarýn geçmiþ yaþamlarý ............ 26Carol Bowman

Layýk olduðunuz yaþamý seçin ........... 32Funda Ceyhan

Basýn aynasýndan yansýyanlar ........... 40Güngör Özyiðit

Özveriyle daðý yerinden oynatmak ..... 45Özenç Kayserilioðlu

Cilt: 38 Sayý: 455 Kasým 2006

Page 3: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

3 SEVGÝ DÜNYASI

SEVGÝLÝ DOSTLAR Doðru ile yanlýþ arasýnda, sýnýrla-

rýný kesin bir þekilde ayýracak kalýnçizgiler, bir bakýþta fark edileceksetler yoktur. Birinden diðerine gi-dip gelmek, geçivermek, kayývermekkendiliðindenmiþ gibi kolayca olu-verir. Bu durumu göz önüne alarakher düþünce ve davranýþýmýzý, ata-caðýmýz her adýmý, vereceðimiz ka-rarlarý önceden büyük bir dikkatletetkik etmeyi, iyice hesaplamayýunutmamalý, hep hatýrlamalýyýz. Bu esneklik ve belirsizlik ayný za-

manda niyeti iyi olmayan, ayartýcý,ayrýlýkçý ve çýkarcý amaçlarla bizeyaklaþmak isteyenlerin çok iþine ge-lir ve kolaylýk oluþturur. Çoðu za-man onlarýn dilinin daha kuvvetli,sözlerinin daha inandýrýcý olabilece-ði ihtimalini göz önüne alýrsak, iyive doðru insanlarýn dikkatli olmaz-larsa, yanlýþa sürüklenebilecekleri-ni, istismar edileceklerini tahminedebiliriz. Bu dikkati gösterirken her þeyden

þüphelenmek, herkese düþman gö-züyle bakmaya baþlamak gibi birbaþka yanlýþa düþmemek gerekir.Dikkatli olmaya çalýþýrken her yolRoma’ya çýkar hesabý, tüm geliþme-lerin, belli bir komplonun parçalarýolduðunu düþünenlerin çalkantýlý

denizine kayývermek de hayýr getir-mez. Korku, kuþku, endiþe ve sürekliolumsuz, tuzaklarla dolu senaryolarüretmek, bizi sevgiden, barýþtan, ge-lecek güzel günler ve zamanlar içinümit dolu olmaktan uzaklaþtýrýr. Öy-le ise, kiþiler, kurumlar, tröstler, dev-letler hangisi olursa olsun, bize ya-kýn veya uzak, içeride ya da dýþarý-da fark etmez, bize bir takým fayda-lar saðlayýp saðlamadýklarýna dafazla kanmadan, bunlarýn yaptýlarýiþlerin ve tuttuklarý yollarýn sonuç-larýna bakacaðýz. Sonuçlar, belli birzümreyi, belli sýnýflarý ayýrmadan,insanlar arasýnda farklar koyma-dan, tüm insanlar için daha yararlý,daha dostça, birliðe götürücü nokta-larý mý gösteriyor yoksa bir tarafýyükseltirken ötekilerin üzerine ba-sýp, onlarý yok etmeyi gerektiriyor,bunlarý arayacaðýz. Bu güzel ülke,bu güzel dünya bizimdir, hepimizin-dir. Ve insanlýðýn geliþmesi, yüksel-mesi için fikirlerin nerelerde yeþere-ceði, fidanlarýn nerelerde yetiþeceðihiç belli olmaz. Kuþku ve korku has-talýðýna uðramadan, dikkatli ve ted-birli yaþamak en güzelidir. Çünkübizler hepimiz, tüm insanlýk ailesi-nin fertleriyiz. En derin sevgilerimizle

Page 4: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

Özden ile Erdem’in diyaloglarýn-dan oluþan dizimizin bubölümünde ana tema, bilgi vedüþüncenin bedene olan etkileri.Özden bilginin doðrudan bir etkiolmadýðýnýn, daha çok etkilerarasýndaki iliþki olduðunun altýnýçiziyor

Dr. Refet Kayserilioðlu

BÝLGÝ VE DÜÞÜNCENÝNBEDENE TESÝRÝ

ÖZDEN ERDEM ÝLE KONUÞUYOR

Page 5: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

Erdem- Geçen konuþ-mamýzda bilgiyi duyuorganlarýmýza çarpan birtesir diye tarif etmiþtiniz.Bu duruma göre tesir ne-dir?

Özden- Bilgi doðrudantesirdir, diyemeyiz. Te-sirler arasýndaki münase-bettir. Daha doðrusu bi-zim bu münasebetlerhakkýnda bir görüþe vekanaate sahip olmamýz-dýr. Yani tesirlerin bilgiolabilmesi için idrakedilmesi ve eski bilgiler-le karþýlaþtýrýlmasý lâzým-dýr. Tesir ise çeþitli ince-likte (sübtilitede) vibras-yonlar (yani titreþimler)topluluðudur. Tabiatýylaböyle bir tesiri teþkileden titreþimler arasýndaþuurlu ve maksatlý birdüzen vardýr. Bu düzenegöre de tesir belli birmanâ taþýr.Erdem- Yani tesir, çeþit-li titreþimlerin belli bir

düzende bir araya topla-narak bize etki yapmasýdemek oluyor. Bilgi deçeþitli tesirler arasýndakimünasebetlere vakýf ol-mak demektir.

Bilgi tesirlerin iliþkisinden doðar

Özden- Evet. Geçen ko-nuþmamýzda söylediði-miz gibi düþünce, bir ta-kým bilgilerin bir arayagetirilerek bir neticeyebaðlanmasýdýr. Bu duru-ma göre bilgi tesirlerinmünasebetinden, düþün-ce de bilgilerin münase-betinden doðmaktadýr.Yani böylece düþünceninözünde bir tesir vardýr.

Erdem- Siz burada dü-þünce bir tesir gibi etkiyapar mý demek istiyor-sunuz?

Özden- Evet, bir tesirolarak etki yapar. Düþün-

ce ruhun ve beynin faali-yetinin mahsulüdür. Birucu dünya maddeleri, ya-ni þuur içinde, diðer ucudünya maddelerinin öte-sindeki üstün tesir kade-meleri içinde, yani þuuraltýnda bulunan geniþspektrumlu(1) bir faali-yet halidir. Geniþ spekt-rumlu faaliyet hali de-mek, çeþitli karakterdekitesirlerin birbirine baðlýolarak hareket etmeleridemektir. Bu geniþspektrumlu faaliyetin, buçeþitli hareketliliðin el-bette etrafa göndereceðiçeþitli titreþimleri ola-caktýr. Dikkat buyrulsun,düþünce içerisinde birtek cins titreþim deðil,derece derece sübtilleþenve yükselen çok kademe-li bir tesir kombinezonuvardýr.

Erdem- Bu izahatýnýzenteresan. Yalnýz iyiceanlamam için biraz aç-

5 SEVGÝ DÜNYASI

Bilgi doðrudan tesirdir, diyemeyiz. Tesirler arasýndaki münasebettir. Daha doð-rusu bizim bu münasebetler hakkýnda bir görüþe ve kanaate sahip olmamýzdýr. Yani tesirlerin bilgi olabilmesi için idrak edilmesi ve eski bilgilerlekarþýlaþtýrýlmasý lâzýmdýr. Tesir ise çeþitli incelikte vibrasyonlar topluluðudur.Tabiatýyla böyle bir tesiri teþkil eden titreþimler arasýnda þuurlu ve maksatlý birdüzen vardýr. Bu düzene göre de tesir belli bir manâ taþýr.

Page 6: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

manýzý rica edeceðim.

Düþünce spektrumu

Özden- Size þöyle birmisal vererek bu fikirlericanlandýrmaya çalýþaca-ðým: On tane oku aynýanda atabilen büyük biryay düþününüz. Bu yayatakýlan oklar aþaðýdanyukarý doðru çýktýkça in-celsin, sivrileþsin, fakatdaha delici ve daha sü-ratli bir karakter kazan-sýn. Yani aþaðý indikçeoklar daha kalýn, dahaküt ve daha az süratlioluyorlar. O takdirde ok-larýn takýldýðý yayýn ipide aþaðýdan yukarý git-tikçe incelmeli ve yuka-rýda daha büyük bir elâs-tikiyet (esneklik) kazana-cak tarzda olmalýdýr.Böyle hususi bir yay ilebu oklarýn hepsini birdenayný anda attýðýmýzý ta-savvur ediniz. Ýþte o za-man size anlatmak iste-diðim düþünce spekturu-munu zihninizde canlan-dýrmýþ olursunuz. Yaniburada her bir ok bir dü-þünce tesirine tekâbüleder.

Erdem- Sözlerinizi an-ladým. Siz düþünceyi yal-

nýz þuurdaki bir faaliyetolarak deðil, ayný zaman-da þuuraltýnýn çeþitli ka-demelerinde bulunan,kombine bir faaliyet ola-rak tarif ediyorsunuz. Bufaaliyet beynin içinde miolmaktadýr ve bununruhla münasebeti nasýl-dýr?

Özden- Güzel bir husu-su sordunuz. Bedenle ru-hun münasebeti, dahaönceki konuþmalarýmýz-da da söylediðimiz gibiperispiri denilen incemaddelerle olur. Perispirimaddeleri dünya madde-si deðildir. Yani beyniniçinde deðildir. Ve bizimþuuraltýmýz beyinden pe-rispirinin derinliklerinekadar uzanýr. Ruh ise bü-tün bu kademeleri, yanihem beyni, hem perispi-riyi ayný anda çalýþtýran,sevk ve idare eden birmüessir kudret tarzýnda-dýr.

Erdem- O halde düþün-ceyi siz muhtelif kalýn-lýkta oklar olarak göste-rirken perispiri maddesi-ni de nazarý itibara aldý-nýz. Yani perispiri mad-desi de düþünceye iþtiraketmektedir.

SEVGÝ DÜNYASI 6

On tane oku ayný andaatabilen büyük bir yay

düþününüz. Bu yayatakýlan oklar aþaðýdanyukarý doðru çýktýkça

incelsin, sivrileþsin,fakat daha delici ve

daha süratli bir karak-ter kazansýn. Yani aþaðý

indikçe oklar dahakalýn, daha küt ve daha

az süratli oluyorlar. Otakdirde oklarýn

takýldýðý yayýn ipi deaþaðýdan yukarý gittikçe

incelmeli ve yukarýdadaha büyük bir

elâstikiyet kazanacaktarzda olmalýdýr. Böyle

hususi bir yay ile buoklarýn hepsini birden

ayný anda attýðýmýzýtasavvur ediniz. Ýþte o

zaman düþünce spektu-rumunu zihninizde

canlandýrmýþ olursunuz. Yani buradaher bir ok bir düþünce

tesirine tekâbül eder.

Page 7: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

7 SEVGÝ DÜNYASI

Düþünce esnasýndaçeþitli tesirler çýkar

Özden- Evet düþünceesnasýnda çeþitli kade-melerden çeþitli tesirlerçýkar ve her tesir kendisempatize olduðu (uyuþ-tuðu) ekrana çarpar. Bu-na göre düþünce esnasýn-da çýkan tesirler doðru-dan kendi bedenimize te-sir ederken bir taraftanda hem dünyadaki insan-lara, hem de bedensizvarlýklara doðru tesirlergider. Ve her varlýk ken-disiyle uyuþan tesiri alýr.

Erdem- O halde baþkainsanlarýn ve bedensizvarlýklarýn bizim düþün-celerimizi almasý butarzda mý oluyor?

Özden- Evet. Bedeni-mize uyan tesirler deempatize olduðu organtarafýndan ayný tarzdaalýnýyor.

Erdem- O halde düþün-celerimizle organlarýmý-zýn iþleyiþi arasýnda sýkýmünasebet vardýr.

Özden- Elbette dostum.Ama siz bunu biliyorsu-nuz. Heyecanlandýðýnýz

zaman kalbiniz çarpmazmý? Üzüldüðünüz zamanmide ifrazatý azalarak iþ-tahýnýz kesilmez mi?

Erdem- Demek düþün-celeri, organlarý çekipçeviren, onlarý ya düzel-ten, ya da bozan madditesirler olarak kabul ede-ceðiz. Peki ama organla-rýmýzýn birçok faaliyetin-den bizim haberimizyok. Bunlarý iþleten baþ-ka tesirler mi?

Özden- Onlar da ruhtandüþünce ve tahayyül(imajinasyon) faaliyetiy-le devamlý olarak gönde-rilen tesirlerle iþler. Fa-kat bu tesirler perispiri-den ve beyin kanalýndangeçerlerken transformeolarak (transformatördeolduðu gibi tesirin karak-terinin deðiþtirilmesi) or-ganlarýmýza giderler.

Erdem- Peki düþünce-nin her türlü vasfýnýn be-den üzerine tesiri olabilmi? Yani üstün düþünce-lerin baþka, aþaðý düþün-celerin baþka tesirleri miolur?

Özden- Evet, üstün, di-ðerkâmca, fedakâr ve iyi

Düþünce esnasýndaçeþitli kademelerdençeþitli tesirler çýkar veher tesir kendisempatize olduðu(uyuþtuðu) ekranaçarpar. Buna göredüþünce esnasýndaçýkan tesirler doðrudan kendibedenimize tesirederken bir taraftan dahem dünyadaki insanlara, hem debedensiz varlýklaradoðru tesirler gider. Ve her varlýk kendisiyle uyuþan tesirialýr. Bedenimize uyantesirler de empatizeolduðu organtarafýndan ayný tarzdaalýnýyor.

Page 8: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

düþüncelerin organlarý-mýzý düzeltici, ahenginiartýrýcý, ömürlerini uzatý-cý tesirleri vardýr. Aksineaþaðý tertipte, nefsani,hodgâmca ve kötü dü-þüncelerimizin de bede-nimizin ve organlarýmý-zýn çalýþmalarýný bozan,ömürlerini kýsaltan tesir-leri vardýr. Bu tesirlerhormonlar vasýtasýyla ve-ya doðrudan olmaktadýr.Diðer taraftan konuþma-mýzýn baþýnda düþünce-nin bilgilerden meydanageldiðini söylemiþtik. Ohalde düþünceyi meyda-na getiren bilgiler ne ka-dar çok olursa düþünce-nin tesiri de o kadar ge-niþ ve üstün olacak de-mektir.

Erdem- Bilgili olmanýnbeden üzerine ne tesiriolabilir? Bunu pek anla-yamadým.

Özden- Dostum, siz bil-gili, okumuþ, bir adamýnyüzüne baksanýz onunokumuþluðunu anlaya-maz mýsýnýz?

Erdem- Evet, bu az çokanlaþýlýr.

Özden- Bunun anlaþýl-masý evvelâ onun yüzhatlarýnda hasýl olan birincelikten dolayýdýr.Yüzdeki bu deðiþikliðihasýl eden bilgidir. De-mek ki bilginin çokluðu-nun beden üzerine tesiriolmaktadýr.

Erdem- Bu duruma gö-re bilgili olanlarýn bede-ninin daha sýhhatli olma-sý lâzýmdýr.

Özden- Hayýr, bu þartdeðildir. Hattâ dikkat et-mezler ve menfi düþün-celere fazla yer verirlerse

onlarda organ bozukluk-larý daha çabuk olabilir.Çünkü düþüncelerini teþ-kil eden bilgilerin, yanitesirlerin miktarýnýn dahafazla olmasý dolayýsýyladüþünceleri daha mües-sirdir. Ama müspet dü-þüncelere yer verince on-larýn düzelmesi de çoksüratli olur.

Erdem- Bugün bencekaranlýk olan birçok hu-susu anlamýþ oldum. Te-þekkür ederim.

Özden- Kimsenin kim-seye teþekkür borcu yok-tur, dostum. Hepimiz bü-yük bilgilerin naklindesadece bir vasýtayýz.

(1) Spektrum: Tayf; beyaz ýþýðýbir menþurdan geçirince hasýlolan yedi renk ve bu renklerinyayýldýðý saha.

SEVGÝ DÜNYASI 8

Üstün ve iyi düþüncelerin organlarýmýzý düzeltici, ahengini artýrýcý, ömürleriniuzatýcý tesirleri vardýr. Aksine aþaðý tertipte, nefsani, hodgâmca ve kötüdüþüncelerimizin de bedenimizin ve organlarýmýzýn çalýþmalarýný bozan, ömürlerini kýsaltan tesirleri vardýr. Bu tesirler hormonlar vasýtasýyla veyadoðrudan olmaktadýr. Diðer taraftan düþüncenin bilgilerden meydana geldiði-ni söylemiþtik. O halde düþünceyi meydana getiren bilgiler ne kadar çokolursa düþüncenin tesiri de o kadar geniþ ve üstün olacak demektir.

Page 9: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

GERÇEÐÝ ANLAYANLARANE MUTLU (II)

Psikolog Ahmet Kayserilioðlu

Page 10: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

10

“YA ALÝ; VAKTÝN GELDÝ UÇ!..”araman’da çocukluðumuzdadilden dile anlatýlan, insaný hem

güldüren, hem acýndýran, hem de dü-þündüren gerçekten yaþanmýþ birolay; hâlâ gündemde ki, yakýnlardayerel gazetede tüm detaylarýyla yeni-den anlatýldý. Kýsaca þöyle:

Daðlýk ve verimsiz topraklarý olanköylerinden geçim kaygýsýyla Kara-man’a göçen ve orada diþleriyle, týr-naklarýyla didine didine saðlam biryer edinen üç erkek kardeþ; dinlerineçok baðlý olduklarý için, en küçükleri,dördüncü kardeþleri Ali Okur’u Ýstan-bul’a, medrese eðitimine gönderirler.Gerçekten, dað köyünden Ýstanbul’a,büyük bir azim, irade ve giriþimcilikörneði. Ali Okur, emekleri boþa çýkar-maz. Arapça’yý ve Farsça’yý da öðre-nerek medreseyi baþarýyla bitirir. Ar-týk ismi Ali Okur deðil, Hoca Ali’dir.Medresede gerçekten Hz. Muham-med’in getirdiði dini mi öðrenmiþtirHoca Ali, yoksa yüzyýllar boyuncanesilden nesile; eksik, gedik aktarýlaaktarýla insan yapýsý bir öðretiyi mitahsil etmiþtir, bunu birazdan görece-ðiz. Karaman’a dönen hocamýz, öð-rendiklerini, doðru diye belledikleriniköylerde ve þehirde çocuklara, bü-yüklere Kuran dersleri vererek hem-þehrileriyle paylaþýr, camilerde imam-lýk yapar. Bu arada kendisi için deboþ durmaz. Ermiþlerden olabilmek,Yaradan’ýna daha yaklaþabilmek içinbir tarikata girerek sabahlara kadar

süren zikir ve ibadetlere koyulur. Gö-nülleri arýtmak, sevgi basamaklarýndayükseltmek için ortaya konmuþ, Mev-lânalar, Yunuslar yetiþtirmiþ “Tasav-vuf”un; geçen yüzyýllar içinde, binbir tarikata bölünüp, aslýndan ve esa-sýndan saptýðýný, bir þekil ve merasimkalýbýna büründüðünü Hoca Ali, o de-virde nerden bilecek. Akýl ve mantýkbir yana, þeyhi bir yana. O artýk veri-len talimatlarýn santimi santimine uy-gulandýðý ve sonunda üstün insan ol-mayý; doðrulukta, iyilikte, çalýþmada,bilgide ve sevgide yükselmekten zi-yade; mucize ve keramet sahibi olma-yý hedefleyen bir öðretinin içinde ge-cesini gündüzüne katmaktadýr. Oncatahsiline raðmen onun baþýný belâyasokacak da tam tamýna bu kerametmeraký olmuþtur.

‘HAYTA OÐUL’UN ÞAKASIHoca Ali’nin ormancýlýk mesleðini

seçen ortanca oðlu, diðer kardeþleri-nin aksine, hayatý dolu dolu yaþamayýseven, þakacý ve þen mizacýndan dola-yý aile çevresinde “Hayta” diye anýlandeli dolu bir delikanlý. Babasýnýn sa-bahlara kadar süren ibadet ve zikirle-rinden mucize ve keramet dileklerin-den de alabildiðince rahatsýz.

Yine böyle, Hoca Ali’nin ibadet vezikirlerle geçen gecesinin sabahýnadoðru, babasýnýn dua ve abdest almaseslerinden uyanan “Hayta oðul” ba-basýna masum bir þaka yapmayý ora-cýkta planlar. Amacý sadece gülüp eð-lenmektir; sonucunun ne kadar dra-

K

SEVGÝ DÜNYASI

Page 11: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI11

matik olacaðýný aklýna bile getirmez.Her neyse, bizim “Hayta” zikirdekibabasýnýn haberi olmadan, gizliceodanýn içindeki yüklük bölümüne sü-zülerek þakasýný uygulamaya baþlar.Sesine gaipten gelen bir seda olmasýiçin uhrevî bir hava vererek seslenir:

- Ya Ali, ya kulum Ali, vaktin geldiuç!..

Hoca Ali, sesi duyunca önce irkilir,heyecanlanýr ve beklemeye baþlar.Tek defalýk hitaplarýn þeytanî diye de-ðerlendirildiðini, Allah’tan gelmesiiçin bunun, araya fasýlalar koyarak,üç defa tekrarlanmasý gerektiðini hay-ta oðul evvelce babasýndan iþittiðin-den, biraz bekler. Ve sesini daha dakalýnlaþtýrýp, boðuklaþtýrarak bir dahaseslenir:

- Ya Ali, Ya Kulum Ali, vaktin geldiuç!..

Ve böylece bu uhrevî çaðrýsýný üçetamamlar.

Hoca Ali’nin eli ayaðýna dolaþýr; sesüçlenmiþ, rahmanî olduðu kesinleþ-miþtir. Oh nihayet, bunca çabasý boþagitmemiþ, o da ermiþler katýna yük-

selmiþtir. Hiç vakit kaybetmeden;besmeleler, dualarla postunu da yaný-na alarak, sabahýn alacakaranlýðýndadama çýkar. Çok þükür ki burasý, çokkatlý olmayan bir evin toprak, düz da-mýdýr. Ucuna kadar gelip postunu se-rer, secdesini zikrini tamamlayýp,“Allah-u Ekber” deyip kendini boþlu-ða býrakýr.

Tabii ki, duyulan bir kanat sesi de-ðil, yere çakýlan Hoca Ali’nin gümle-yen bedeni; feryat ve figana dönüþenacýklý iniltileridir. Hayta oðul ve saba-hýn sessizliðinde yataklarýndan fýrla-yan aile üyeleri hoca efendinin imda-dýna koþarlar. Tedavisi epeyce bir za-man alýr.

CUMHURÝYET TÜRKÝYE’SÝNDEVE ÝSLÂM ÜLKELERÝNDE ÝLÂ-HÝYAT EÐÝTÝMÝ

Ali Hoca’nýn medrese eðitimi; Os-manlý’nýn yýkýlýþ döneminde, ÝslâmKültürü’nün ana kaynaklarýna ulaþ-manýn zor olduðu, özgür düþünce veeleþtiri ortamýnýn bulunmadýðý bir dö-neme rastladýðýndan, gülyüzlü pey-

Hoca Ali’nin ibadet ve zikirlerle geçen gecesinin sabahýna doðru, babasýnýndua ve abdest alma seslerinden uyanan “Hayta oðul” babasýna masum birþaka yapmayý oracýkta planlar. Amacý sadece gülüp eðlenmektir; sonucu-nun ne kadar dramatik olacaðýný aklýna bile getirmez. Her neyse, bizim“Hayta” zikirdeki babasýnýn haberi olmadan, gizlice odanýn içindeki yüklükbölümüne süzülerek þakasýný uygulamaya baþlar. Sesine gaipten gelen birseda olmasý için uhrevî bir hava vererek seslenir: - Ya Ali, ya kulum Ali,vaktin geldi uç! Hoca Ali, sesi duyunca önce irkilir ve beklemeye baþlar.

Page 12: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI 12

gamberlerin temel doðrularýný, dininözündeki saf güzelliði gözden kaçýr-malarýný anlayýþla karþýlayabiliriz. Nevar ki dinin mucize ve kerametlereindirgenmesinin, tarikat ritüelleri ara-sýnda kaybolup gitmesinin toplumaetkisi, Hoca Ali’nin birkaç kýrýk çýký-ðýnýn çok ötesinde, nice duraklama vegerilemelerle kendini gösterir. Gerçekbir Müslüman olan, Ýstiklâl Marþýmý-zýn þairi Mehmet Akif Ersoy, dininhurafelere bürünmesinden þöyle fer-yat eder:

Yazýk ki beyni örümcekli bir yýðýncahil

Nihayet dine oynayarak en reziloyunu

Getirdiler, ne yapýp ettiler bu haleonu

Hurafeler bürümüþ en temiz mena-ibini (kaynaðýný)

Ya bugün, köprülerin altýndan bun-ca sular akýp gitmiþken, Ýnternet ça-ðýnda her türlü bilgiye ulaþma imkânýelimize geçmiþken, demokratik zihni-yetin özgür düþünme ve eleþtiri orta-mýnda büyüyen Cumhuriyet Türki-ye’si gençlerini, üniversitede ÝlâhiyatFakültelerinde nasýl yetiþtiriyoruzacaba?!.. Bu hayatî soruyu 10 yýl ka-dar önce bir röportajýmda en yetkilikiþiye sormuþ ve uzun cevabýný aynenyayýnlamýþtým. Dinayet Ýþleri Baþkan-lýðý yapmýþ, tasavvuf ve Kuran yo-rumlarý kitaplarý dahil, sayýsýz dinselyayýna imza atmýþ, o dönemde Üni-

versitede Ýlâhiyat Fakültesinde bölümbaþkaný olan Profesör Dr. SüleymanAteþ’e yöneltmiþtim bu soruyu. Ay-nen aktarýyorum:

Ahmet Kayserilioðlu- Hocam, þim-di size tam içinde olduðunuz bir ko-nuda sormak istiyorum: Ülkemizdedinsel eðitim ne durumda? Bunu hemakýl, hem de gönül eðitimi olarak ce-vaplamanýzý diliyorum. ÖncelikleÝmam Hatip Liseleri ve Ýlâhiyat Fa-külteleri gibi meslek okullarýnda doð-ru ve yeterli eðitim yapýlýyor mu?Halkýmýzýn dinsel eðitimi yararlý biryönde mi ilerliyor? Diðer Ýslâm ülke-lerindeki eðitim için söyleyecekleri-niz? Dünyada Ýslâm’a doðru bir yö-neliþ ve öðrenme isteði görülüyormu?

Dr. Süleyman Ateþ- Çok önemli birsoru bu. Ýslâmiyet, temeli Kuran olanbir yüce mesajdýr. Tutucularýn durma-dan tekrarladýklarý gibi Cehennemidoldurma aracý deðildir. Bunun tamaksine olarak Ýslâm’ýn mesajýnda in-sanlarý sevmek ve onlarý kardeþ bil-mek emri yer alýr. Buna raðmen neyazýk ki, pek çok savaþýn kaynaðý dinoldu. Ýnsanlarýn bencillikleri, ýrkçýdavranýþlarý, ilâhi mesajýn özündekibirlik ve beraberliði aldý. Kuran, bü-tün peygamberlerin tek bir dininmensubu yani Müslüman olduðunusöyler. Ve hepimizi Ýbrahim’in “TekÝlâh’lý” dininde birleþmeye daveteder. Kitabýmýz bozulmamýþ olarakortada duruyor. Ama din uzmanlarýtutarsýz yorumlarýyla iþi berbat bir ha-

Page 13: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI13

le getirdiler. Ve esas acýnacak nokta,bugün ilâhiyatla ilgili meslek okulla-rýnda öðretilen din, iþte bu din uz-manlarýnýn berbat ettikleri dindir.Yaptýklarý açýklamalarýn çoðunun Ku-ran’ýn ortaya koyduðu dinle bir ilgisiyoktur. Onlarý, yetiþtikleri zaman vesaatler içinde deðerlendirerek, niçinbu þekilde yorumlar yaptýklarýný anla-yabilir, hattâ bunlarý doðal karþýlaya-biliriz. Ama bugün bizlerin, onlarý ta-bulaþtýrarak söylediklerini tartýþmasýzaynen kabul etmemizin hiçbir akýlcýyönü, baðýþlanacak tarafý yok. Nere-deyse onlarý peygamberler düzeyineyükseltiyoruz. Hattâ daha da üstüne.Çünkü peygamberler bile, vahiy dý-þýnda, kendilerini yanýlmaz diye tak-dim etmediler. Biz ise geçmiþ din yo-rumcularýný yanýlmaz diye tabulaþtý-rarak, onlarý peygamber üstü bir du-ruma yükseltiyor, neredeyse “Ýlâhiliksýfatý” veriyoruz. Bu ise Kuran’ýn ke-sinlikle yasakladýðý Allah’a eþ koþmagünahýnýn açýk deðil ama gizli bir iþ-lenmesine götürüyor bizleri. Hz. Mu-

hammed hurma aþýsý konusunda do-ðaya aykýrý bir tavsiyede bulunupürünün verimi düþünce, “Siz dünyayaait þeyleri benden daha iyi bilirsiniz”demiþ ve vahiy dýþýnda, insan olarakyanýlabileceðini dile getirmiþtir. Ohalde biz Astronomi bilgisi az olanÝmam-ý Âzam’ýn: “Dünya buz tutmuþsu üzerine döþenmiþtir.” Sözünü onuyanýlmaz sanýp ne hakla doðruymuþgibi aktarmaya çalýþýyoruz. Buna ben-zer pek çok þeyde yanýldýklarý halde,bizden 500 – 1000 sene önce yaþamýþatalarýmýzý “onlar bizden daha iyi bi-lir” diye yüceltmemiz büyük hatadýr.Türkiye’mizde Ýmam Hatip Okulla-rýnda ve Ýlâhiyat Fakültelerimizde öð-retilenler iþte bu din uzmanlarýnýn or-taya koyduklarý kalýplaþtýrýlmýþ din-dir. Kuran’ýn dini deðildir. Bu sebep-ten de birçoðu Kuran’a terstir, aykýrý-dýr. Bu okutulan eserlerin yeni baþtanele alýnmasý, Kuran ruhuyla aydýnlan-mýþ kiþilerce; akýl, mantýk ve biliminýþýðýnda yeniden yazýlmasý gerekir.Bu yapýlmazsa, bugünkü gibi, çok

Bugün, köprülerin altýndan bunca sular akýp gitmiþken, Ýnternet çaðýndaher türlü bilgiye ulaþma imkâný elimize geçmiþken, demokratik zihniyetinözgür düþünme ve eleþtiri ortamýnda büyüyen Cumhuriyet Türkiye’si genç-lerini, üniversitede Ýlâhiyat Fakültelerinde nasýl yetiþtiriyoruz acaba?!.. Buhayatî soruyu 10 yýl kadar önce bir röportajýmda en yetkili kiþiye sormuþ veuzun cevabýný aynen yayýnlamýþtým. Dinayet Ýþleri Baþkanlýðý yapmýþ, tasav-vuf ve Kuran yorumlarý kitaplarý dahil, sayýsýz dinsel yayýna imza atmýþ, odönemde Üniversitede Ýlâhiyat Fakültesinde bölüm baþkaný olan ProfesörDr. Süleyman Ateþ’e yöneltmiþtim bu soruyu.

Page 14: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI 14

hoþgörüsüz, çok tekelci ve geniþ dü-þünmekten çok uzak, þartlanmýþ birnesil yetiþtirmeye devam eder duru-ruz. Sorduðunuz soruda bir de “gönüleðitimi” hususu var. Eskiden muta-savvýflar (tasavvuf önderleri) bunuçok güzel yapýyorlardý. Cüneyd-iBaðdadi, Abdülkadir Geylâni, Süle-mî, Muhiddin-i Arabî, Konevi veMevlânalarýn temsil ettiði tasavvuf;olgunluða eriþmiþ yol göstericilerin(Mürþid-i Kâmil) eðitiminde insanlarýkin, haset, dedikodu, gýybet, düþman-lýk... gibi pek çok ilkel duygulardankurtarýyor, onlarý kendi nefisleriylesavaþan erler haline getiriyordu. Þim-di tasavvuf da bozuldu. Çoðu, tutucu,doðru düþünme kurallarýndan uzak,saldýrgan, dedikoducu bir tavra bü-ründü. Bir yerde baþ olmak, buyur-mak ateþiyle yanýyor niceleri. Sözüyine dini okullara getirmek istiyorum.Geçmiþi tabulaþtýrmak, doktorasýnýbile derme-çatma yapmýþ kiþilerleeðitimi sürdürmek yanlýþlarý içindekibu kurumlarýmýz, gönül eðitimi yö-nünden de çok geri durumda. Ben is-

tiyorum ki, kendini tamamen Allah’ýnemrine vermiþ, manen olgunlaþmýþhocalarýn yönetiminde öðrenciler ön-ce 2-3 sene gönül eðitiminden geçipsaygýyý, sevgiyi iyice kendilerine be-nimsetmeliler. Bundan sonra da Ku-ran ýþýðýyla aydýnlanmýþ din uzmanla-rýnýn eline verilmeliler. Þimdi bununtam tersi yapýlýyor. Hz. Muhammed“Âlemlere rahmet” idi, biz “Âlemleregazap” olduk. Öte yandan, dindenuzak, inançsýz hattâ din ile alay eden,dine düþmanlýk eden kiþilerin tutum-larýný da her gün yaþayýp duruyoruz.Devleti soyanlar, rüþvetle milyarlarýhaksýz olarak cüzdanýna aktaranlar bi-zim okumuþ aydýnlarýmýz deðil mi?..Kurtuluþumuz ruhanî eðitim görenler-le, pozitif eðitim görenlerin elele ol-masýndan geçiyor. Ýlimsiz din; dinsizilim olmamalý!..

Ýslâm’i eðitim Türkiye açýsýndanböyle. Diðer Ýslâm ülkelerinde de ma-alesef farklý deðil, aynýsý. Ben 7 yýlSuudi Arabistan’da Üniversitede tef-sir ve Kuran dersleri, 1 yýl da Ceza-yir’de Ýslâm Tasavvufu ve tefsir ver-

Düþünmeden, incelemeden, araþtýrmadan, kendilerine söylenenleri olduðugibi kabul etmek. Böyle tabulaþtýrýlmýþ, geleneksel hale getirilmiþ din ile nedoðru bir noktaya varýrýz, ne de bunu uzun müddet böyle sürdürebiliriz. Ak-lýmýzý baþýmýza toplamanýn zamaný geldi de geçiyor bile. Aydýn, dine karþýyobaz; öbürü, dininde yobaz!.. Bu gidiþe çare bulmalýyýz. Sadece Ýslâm ül-kelerinde deðil, en ileri Batý Ülkelerinde de din önderleri böyle kalýplaþmýþöðretilerle yetiþtirildiðinden, düþünen ve gerçekleri arayan akýl sahipleriniikna etmekten çok uzaklara düþtüler. En üst makamdaki Papa’nýn Hz. Mu-hammed için, bilgi ve anlayýþtan uzak, küçültücü sözleri bunun son örneði.

Page 15: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI15

dim. Oralardan istifade ederek yurdu-ma döndüm. Dolayýsýyla kulaktandolma deðil, bizzat kendi tecrübele-rimle konuþuyorum. Onlar da ayný ta-bular içindeler.

Talebelerimden hâlâ mektuplar alý-rým: “Hocam biz eski öðrendiklerimi-zi doðru bilgi sanýyorduk, siz bizi ay-dýnlattýnýz, gerçeði gösterdiniz” diyeteþekkürlerini bildirirler. Bizde de,onlarda da hocalarýn zihniyeti aynýolduðundan böyle yanlýþ eðitimler ve-riyor, Kuran ile günümüz arasýnda birperde oluyoruz. Cezayir’de öðrencileryýl sonu toplantýsýnda sahneye koy-duklarý bir eserde, Atatürk ve annesihakkýnda tarihe ve gerçeklere aykýrýöyle þeyler söylediler ki, dayanama-dým yarýsýnda çýkýp gittim. Zavallýgençler gerçeði ne bilsinler, kendileri-ne söylenenlerin hepsini doðru kabulediyor ve yaþlarýnýn heyecanýyla dakin ve gazapta doluyorlar. O iftira et-tikleri Hanýmefendinin, Atatürk’ünannesi Zübeyde Haným’ýn, baþý örtü-lü, namazýnda niyazýnda biri olduðu-nu, ölümünden evvel tüm taþýnmazmallarýný Kuran Kurslarýna vasiyet et-tiðini o zavallý gençler nereden bile-cekler?

Din eðitiminde de iþte bu tutum ge-çerli. Düþünmeden, incelemeden,araþtýrmadan, kendilerine söylenenleriolduðu gibi kabul etmek. Böyle tabu-laþtýrýlmýþ, geleneksel hale getirilmiþdin ile ne doðru bir noktaya varýrýz,ne de bunu uzun müddet böyle sürdü-rebiliriz. Aklýmýzý baþýmýza toplama-

nýn zamaný geldi de geçiyor bile. Ay-dýn, dine karþý yobaz; öbürü, dinindeyobaz!.. Bu gidiþe çare bulmalýyýz.

HANCI SARHOÞ, YOLCU SARHOÞ BÝZ NASIL AYIK KALABÝLÝRÝZ?

Sadece Ýslâm ülkelerinde deðil, enileri Batý Ülkelerinde de din önderleriböyle kalýplaþmýþ öðretilerle yetiþti-rildiðinden, düþünen ve gerçekleriarayan akýl sahiplerini ikna etmektençok uzaklara düþtüler. En üst makam-daki Papa’nýn Hz. Muhammed için,bilgi ve anlayýþtan uzak, küçültücüsözleri bunun son örneði. Ve yüzyýllarboyunca dünyanýn her tarafýndakisahte dindarlar, düþmanlýk, gaflet;türlü hüner ve çýkarla ortaya konmuþfesat ve kin sergileye geldiklerindenaydýn kafalarý, geniþ halk kitleleriniöðretilerden soðuttular. Þimdi modaolan inkârcý, materyalist bir hayat gö-rüþü. Ýyi de, sonuç da ortada: “Buna-lým Çaðý”

Sýkýntýnýn sebebini ve çýkýþ yolunuBizim Celselerimiz’de Rehber Varlýkne özlü dile getirmiþti:

* “Ve biliniz ki, insan sýkýntýdadýr.Ve biliniz ki þimdi gönüllerde yereden O’nun dileðinden baþkadýr da,ondandýr hep sýkýntý ve ondandýr hepböyle ayrý ayrý, bölük bölük toplan-mak. Ve iþte ondan yalan ortada. Veiþte ondan kavga her zaman var. Veiþte ondan düzen böyle bozuk. Böylegidecekse, böyle duracaksa her þeyyerinde, size ve kardeþlerinize ne ya-zýk!..”

Page 16: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI 16

YUKARIDAN UZANAN YENÝ YARDIM ELLERÝ

Geçmiþ bir yazýmda insanlýk mane-vî bilgilerden bu kadar uzaklaþmýþkengerçeði arayan kiþilere yukarýdanuzanan yeni yardým ellerinden uzuncasöz etmiþtim. Yeri gelmiþken hatýrlat-mamýz yararlý olacak:

Yaradan’ýn ilk insan Âdem’den beritüm peygamberlere gönderdiði Ýslâmdini Hz. Muhammed ile dinsel vahiydöneminin kapandýðýný biliyoruz. Öy-leyse insanlara Yüce Âlemden yapýla-cak yeni yardýmlarýn yeni bir Nebi,yeni bir din ve mezhep gönderilerekdeðil, bambaþka bir yöntemle olmasýgerektiði apaþikâr ortada.

Bu yeni el uzatma, insanlýðýn ulaþtý-ðý bilgi ve akýl seviyesine uygun ola-rak bilimsel yöntemlerle, sýnamaya,irdelemeye açýk, özgürlüklere saygýlý,katý kurallardan uzak, mantýðýn vesaðduyunun ýþýðýnda yapýlýrsa ancakbaþarý kazanabilir. Bu nedenle tekmerkezden gönderilen ve sadece bellibir gruba hitap eden öðretilerle yeti-nilmemeli; dünyanýn her tarafýndakiçok deðiþik toplumlara, onlarýn ihti-yacýna ve diline uygun bilgilerle çe-þitlendirilmeli, hepsi bir araya getiril-diðinde ayný sevgi ve ayný birlik özü-nün deðiþik versiyonlarý ortaya çýk-malýdýr. Böylece birbirinden tamamenhabersiz ayrý ayrý yerlerde bilgilendi-rilen ve gönül eðitiminden geçirilengruplar gün gelip bir araya gelince,deðiþik yöntemlerle de olsa ayný doð-

ruluk, iyilik, çalýþma, bilgi ve sevgibasamaklarýndan geçirilerek olgunlaþ-týklarýný ve çabucak eylem birliðinekavuþtuklarýný sevinçle göreceklerdir.

Aslýnda 150 yýldan beri parapsiko-lojik yöntemlerle insanlýk sürekli des-teklenip durmuþtur ve artan bir hýzladünyanýn her tarafýndaki birbirindenhabersiz gruplar derin bir aydýnlanmave gönül eðitimiyle rehber varlýklarcayetiþtirilip, geliþtirilmektedir. 19’ncuyüzyýlýn ortalarýnda iyice koyulaþanmateryalist hayat görüþüne bir alter-natif sunmak için fizik medyumlarýaracýlýyla, ruhun maddeye hakimiyeti,öte âlemin varlýðý ve onlarla haberleþ-menin mümkün olduðu kanýtlanmýþ,Nobel ödüllü Fizik-Kimya bilginleri-ni bile inandýran maddi deliller, ispat-lar ortaya konmuþtur. Ama bununlayetinilmemiþ, deðiþik Rehber Varlýk-lar aracýlýðýyla dünyanýn dört tarafýn-da, kaybolan o nurun yeniden ortayakonmasý için ilâhî bilgiler insanlarayeniden hatýrlatýlmýþtýr. Bugün de pa-rapsikolojik yöntemlerle binlerce yar-dým eli pek çok yerde “pembe atlaskumaþlar” dokuyup duruyor. Dokumatezgâhlarý bütün hýzýyla çalýþýrken“pembe atlas kumaþlarýn” yanýsýra“kara kara çuhalar” da dokunmuyormu acaba? Hiç kuþkusuz onlar da do-kunuyor. Düalite, ikilik, O’nun deðiþ-mez yasasý. Doðrunun yanýnda yalan;iyinin yanýnda kötü; uyarýcý, aydýnla-týcý bilginin yanýnda baþý sonuna uy-mayan, akla ve mantýða aykýrý abuksabuk bilgiler!.. Bundan kaçýnýlmaz.

Page 17: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI17

Çok þükür ki doðruyu eðriden ayýra-cak, geliþmiþ çok akýl var yeryüzün-de. Tek ki egolara esir olmadan, ben-lik çukurlarýna düþmeden; gerçeði,sadece gerçeði öðrenmek için sürekliiþlemeye azimli olsun. Bu gayretleyola çýkýnca “Pembe Atlas Kumaþ”la,“Kara Kaba Çuha”yý birbirinden ayýr-mak o kadar güç olmayacak!

RUH-TECRÜBE-AKIL-RUHBizim Celselerimiz’de, Rehber Var-

lýk’la buluþtuðumuz ilk yýlda insanla-rýn olgunlaþmalarý ve gerçeklere ulaþ-malarýnýn mekanizmasý üzerindeuzunca durulmuþtu. Anlamýþtýk ki,Ruh, akýl ve beden üçlüsüyle dünyahayatýný sürdürürken davranýþlarýmýzýyönlendiren, tecrübeleri baþlatan kýsa-casý olaylarý baþlatan irademiz, ruhu-muza ait bir özelliktir. Bedenimizidolduran ve madde ötesi özünden do-layý aletlerimizle farkýna varamadýðý-mýz ruhumuz, tüm geçmiþ yaþamlarý-mýzýn olgunluðunu ve eriþtiði temeldoðrularý içinde barýndýrýr. Eðer odoðrulara aykýrý ise, yerine göre enyakýnlarý dahil, dýþarýdan kimsenin

telkin ve baskýlarý kâr etmez, o yanlý-þý yaptýrmaya hiçbirinin gücü yetmez.Duygularýmýzýn ve bizim iç sesimizintemel kaynaðý olan ruhumuz, eðer öz-gürce karar alýp uygulama imkânlarý-na sahipse, dünya olaylarýný baþlatanve bedenini terkettikten sonra da akýl-la birlikte baþka ortamlarda yaþamýnýsürdüren bizim en etkin yönümüzdür.Ruhun iradesini þu veya bu yöndekullanýp, bedeni aracýlýðýyla bir eyle-mi, bir tecrübeyi, gerçekleþtirmesin-den sonra, sýra akýl cevherinin çalýþ-masýna gelir. Evdeki hesap, çarþýyauymuþ mudur, eylemimiz istediðimizsonucu mu, yoksa tam tersini mi bizegetirmiþtir. Kendimize ve çevremizeyarar veya zararý ne ölçüde olmuþtur;iþte bu ölçüp tartmalar, yerine görederin düþüncelere dalmalar akýl tera-zimizin yapýp ettikleridir. Aklýn, tec-rübenin ve bilginin ýþýðýnda düþünetaþýna ulaþtýðý sonuçlarý kendisindetutmayýp, gönlüne dönerek, yani içdünyasýna, duygu dünyasýna yönele-rek ruhuna benimsetmesi, daha doðrudürüst davranýþlar sergilemesi içinonu terbiye etmesi en büyük görevi-

Bizim Celselerimiz’de, Rehber Varlýk’la buluþtuðumuz ilk yýlda insanlarýnolgunlaþmalarý ve gerçeklere ulaþmalarýnýn üzerinde uzunca durulmuþtu.Anlamýþtýk ki, ruh, akýl ve beden üçlüsüyle dünya hayatýný sürdürürkendavranýþlarýmýzý yönlendiren, tecrübeleri baþlatan kýsacasý olaylarý baþlatanirademiz, ruhumuza ait bir özelliktir. Bedenimizi dolduran ve madde ötesiözünden dolayý aletlerimizle farkýna varamadýðýmýz ruhumuz, tüm geçmiþyaþamlarýmýzýn olgunluðunu ve eriþtiði temel doðrularý içinde barýndýrýr.

Page 18: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI 18

dir. Bu, her insanýn kendisiyle baþba-þa kaldýðýnda yapmasý gereken öylebir iç söyleþisi, yerine göre öyle biramansýz özeleþtirisidir ki; ruhun ter-biyesi, olgunlaþmasý ve daha yücegerçekleri benimsemesi için vazgeçe-meyeceðimiz çok önemli bir aþama-dýr.

Tecrübelerin ve bilgilerin ýþýðýndaçalýþan aklýmýzýn ruhumuzu terbiyeetmesi, onu kurallara ve koþullara da-ha uygun davranýþlara yönlendirme-siyle, yeni kararlara varýp, uygulayýp,olgunlaþma basamaklarýnda yukarýla-ra týrmanabiliyoruz. Kýsacasý Ruh-Tecrübe-Akýl-Ruh zincirinin, daireseldöngüsünün yeterli hýz ve ölçüde ça-lýþmasýdýr bizleri geliþtiren, yeni ger-çeklere ulaþtýran.

Ne var ki kolayca sýralayýverdiði-miz bu zincirin çalýþmasý otomatiðebaðlý deðildir. Kendimizden ve dýþý-mýzdaki toplumdan gelen engeller,yetersizlikler ve kýsýtlamalar sebebiy-le yavaþlayabilir, hattâ zaman zamantam anlamýyla donup durabilir bile.Mükemmel bir elektrik motorunu pri-ze takmamýþ veya baþlama düðmesi-ne basmamýþken kim çalýþtýrabilir ki?

ÝÇ VE DIÞ ENGELLERÝç ve dýþ engeller, daha ilk basa-

makta, tecrübe basamaðýnda karþýmý-za dikilir. Ruhumuz bir eyleme, birteþebbüse girmemiz gerektiðini, bun-da kendimize ve çevreye büyük ha-yýrlar olduðunu içimizden seslenebi-lir, hattâ baðýrabilir bile. Her eyleminelbet bir emek, çaba gerektirdiðini,yerine göre riskleri, egomuza yöneliksakýncalarý olabileceðini, keyfimizibozacaðýný biliyoruz. Eðer bu niyeti-miz, ruhumuzun bütün benliðiyle ya-pýlmasýný istediði, bizim öncedenyüzde yüz benimsediðimiz, inanç ha-line getirdiðimiz bir konuda ise, te-reddütsüz bu niyet gerçekleþtirilir. Nedoðabilecek riskler, ne rahatýmýzýnbozulmasý, ne de çevrenin tepkisi biziengelleyemez. Ama eðer böyle deðil-se, yani söz konusu eylemde tam birinanç halinde deðilsek, çeþitli bahane-ler, aklileþtirmeler eþliðinde tembelli-ðimize ve egomuza yenilip eylemsizkalabiliriz. Bu geri duruþumuzun, do-nup kalmamýzýn sonradan bize veçevremize neler kaybettirdiðini, çeþit-li akýl oyunlarýna baþvurmadan, taraf-sýz bir iç hesaplaþmasý ile tekrar ru-

Ruh-Tecrübe-Akýl-Ruh zincirinin, dairesel döngüsünün yeterli hýz ve ölçüdeçalýþmasýdýr bizleri geliþtiren, yeni gerçeklere ulaþtýran. Ne var ki kolayýn-dan sýralayýverdiðimiz bu zincirin çalýþmasý otomatiðe baðlanmýþ deðildir.Kendimizden ve dýþýmýzdaki toplumdan gelen engeller, yetersizlikler ve kýsýt-lamalar sebebiyle yavaþlayabilir, hattâ zaman zaman tam anlamýyla donupdurabilir bile. Her þeyiyle mükemmel bir elektrik motorunu prize takmamýþveya baþlama düðmesine basmamýþken kim çalýþtýrabilir ki?

Page 19: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI19

humuza gönderebilirsek, yani tecrübeve akýl basamaklarýný kullanabilirsekyine biz kazançlý çýkarýz. Sonraki de-neyimlerimizde, kendimizi zorlayarakda olsa içimizden gelen sesin arzula-dýðý davranýþa geçebiliriz. Belli birkonuda ruh-tecrübe-akýl-ruh zincirinisürekli çalýþtýrýr ve ruhumuzu tam ter-biye edebilirsek, bu bizim için kaybe-dilmeyecek gerçek bir kazanç olur.Huyumuz haline gelir. Örneðin “hak-sýzlýk yapmama, baþkasýnýn malýna,mülküne göz koymama” konusundakesin bir kanýya varmýþsak, hiçbirrüþvet teklifi bizi yolumuzdan çevire-mez. Gelecek hayatýmýzda “HacýHüsrev”de bile doðsak, ailenin yüzkarasý(!) gibi ortalarda dolaþýr, hiçbirhýrsýzlýk olayýnýn faili olamayýz.

Eylem ve tecrübe ancak özgürlükortamlarýnda gerçekleþebileceðinden,çevremizin ve toplumun kýsýtlamalarý,engellemeleri, yasaklarý hepimiz içingüncel bir sorundur. Ýnsanýn olgunlaþ-masýnda toplumun geliþmiþlik düze-yinin büyük etkisi de buradan kay-naklanmaktadýr.

Yapýlan tecrübeler ýþýðýnda aklýn ça-lýþma da otomatik iþleyen bir süreçasla deðildir. Akýl, tecrübe ve bilgi ileçalýþýr. Eðer toplum Yaradan’ýn deðiþ-meyen ahlâk kurallarýný benimsemiþ,yaþamýný ve çocuklarýnýn eðitimini buesaslara göre düzenlemiþse aklýn bubilgiler ýþýðýnda tecrübelerini doðrudeðerlendirip, ruhuna benimsetmesiçok daha kolay olur. Gerçeði aramave bulma hýzýmýzýn artmasý için Reh-

ber Varlýk, bir cümlede çok önemlibir anahtar vermiþti:

“Kararlar nizamlara, nizamlar bo-zulmayan esaslara baðlanmalýdýr.”

Benim de baþýndanberi asýl altýnýçizmek istediðim bugün Türkiye’miz-de ve dünyamýzda bu deðiþmeyen,bozulmayan ahlâk kurallarýnýn ne öð-retilmesi, ne de benimsetilmesindeciddi bir çabanýn sergilenmemiþ ol-masýdýr. Her gün medyada eþler ara-sýndaki aldatmalar, ihanetler gündemegelip duruyor; haklýydý, haksýzdý;doðruydu, yanlýþtý diye bol lâf ve mü-rekkep harcanýyor ama çok az kimseo deðiþmeyen ahlâk prensibi: “Sanayapýlmasýný istemediðini baþkasýnayapma” prensibinin ýþýðýnda olayayaklaþmýyor. Toplumumuzdaki vedünyadaki bu kýsýr döngünün tespitve teþhisi, nereden kaynaklandýðýnýnanlaþýlmasý bugün yaþamsal bir öne-me sahip. Ali Hoca’nýn acýklý serüve-nini ve Prof. Dr. Süleyman Ateþ’in iç-tenlikle dile getirdiði çarpýcý gerçek-leri bunun için sizlere aktardým. As-lýnda hepimiz neredeyse her gün buüzücü örneklerle içiçe yaþayýp dur-maktayýz. “Pembe Atlas Kumaþ”lar-dan yararlanmak bunun için çok ge-rekli.

KRYON NE DÝYORBir kaç aydýr Hz.Ýsa’nýn Daðdaki

Vaazý’nýn Kryon Rehber Varlýk tara-fýndan yapýlan güncel yorumlarý üze-rinde durmuþ, son sayýmýzda:

“Gerçeði arayanlara ne mutlu, onlar

Page 20: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI 20

bulacaklardýr”Vaazýn bu dördüncü bildirisinin

geçmiþteki ve günümüzdeki örnekle-rini sýralamýþtýk. Gerçeði aramak as-lýnda hepimizin dünyaya geliþ nede-nidir. Her kafadan bir sesin çýktýðý,“temel doðrularýn” bu karmaþa içindekaybolup gittiði günümüzde, gerçeðiarayýp bulmak da o denli zorlaþmýþtýr.Rehber Varlýklarýn bildirilerini yete-rince incelemek, kutsal metinlerdekideðiþmeyen ahlâk kurallarýyla arala-rýnda baðlar kurmak, zorluklarý aþma-mýzda bize önemli destekler saðlaya-caktýr. Kryon, bu dördüncü bildirininyorumunda “NÝYET ETMENÝN” bü-yük önemi üzerinde durmaktadýr:

“Sevgili varlýklar, biz size tekrartekrar NÝYET’den söz ettik. Gerçeðiarayanlar bu gece buradasýnýz, çünküsiz RUH’u öðrenmeye ve kendiniziöðrenmeye niyet ettiniz. Her nereyegiderseniz gidin, birlikte taþýdýðýnýzbu Tanrýsal parça kendisini bireyselolarak size göstermeye hazýrdýr. Sizbu gece Ruhun önünde otururken bile

bunu arayýþýnýzdan dolayý onurlandý-rýlýyorsunuz. Çünkü niyet, her þeydir.Onu gerçekten kasdetmedikçe bir þe-ye niyet etmeyin. Ve niyet ettiðinizdebu niyetinizi yüksek sesle ifade edinki insanlýðýnýz bu bildirimin zevkinialabilsin. Gerçeði arayanlara ne mut-lu. (Akaþa III / s:105)

Ünlü Ýngiliz yazarý BernardShaw’ýn son günlerde okuduðumölüm döþeðindeki þu sözleri; gerçeðiarayýp, o gerçek ýþýðýnda yaþamanýn,o gerçeði kendimizin ayrýlmaz birparçasý, huyumuz haline getirip: “ogerçek olmamýzýn” büyük önemini,çok içten, çok etkileyici bir dilekcümlesiyle ortaya koymuþ, yazýmýzýnadeta bir özeti olmuþtur:

“George Bernard Shaw’a ölüm dö-þeðinde: ‘Hayatýnýzý yeni baþtan yaþa-ma fýrsatýnýz olsaydý ne yapardýnýz?’diye sorulmuþ.Shaw biraz düþünmüþve sonra derin bir iç çekiþle:

“Olabileceðim, ama asla olmadýðýmkiþi olmak isterdim” demiþ.

“Sevgili varlýklar, biz size tekrar tekrar niyetden söz ettik. Gerçeði arayanlarbu gece buradasýnýz, çünkü siz ruhu öðrenmeye ve kendinizi öðrenmeye ni-yet ettiniz. Her nereye giderseniz gidin, birlikte taþýdýðýnýz bu Tanrýsal parçakendisini bireysel olarak size göstermeye hazýrdýr. Siz bu gece Ruhun önün-de otururken bile bunu arayýþýnýzdan dolayý onurlandýrýlýyorsunuz. Çünküniyet, her þeydir. Onu gerçekten kasdetmedikçe bir þeye niyet etmeyin. Ve ni-yet ettiðinizde bu niyetinizi yüksek sesle ifade edin ki insanlýðýnýz bu bildiri-min zevkini alabilsin. Gerçeði arayanlara ne mutlu.

Page 21: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

Psiþik Medyum, öte alemdeki sevdiklerimizle konuþuyor

SON BÝR KEZGeçen ay, medyumumuz John Edwards, trans okumalarýnakatýlan müþterilerinin beklentileri hakkýnda bizleri aydýnlat-maya çalýþmýþtý. Edwards’a göre müþteriler medyumdan çokþey bekliyorlardý. Öte aleme geçmiþ olanlarýn tek kaygýlarý isekendilerinin orada çok iyi olduklarýný bildirmek ve baþkaayrýntýlarla ilgilenmemekti. Yakýnlarýný kaybetmiþ olanlar herseferinde daha fazla bilgi beklediklerinde Edwards kendisininyalnýzca yemeði sunan bir garson olduðunu, görevinin aþçýlýkolmadýðýný, bu nedenle öte alemden bildirilenler her ne ise,yalnýzca onlarý iletmekle görevli olduðunu yineliyordu. Bu aykonumuza kaldýðýmýz yerden devam ediyoruz.

John Edwards / Çeviri: Arýn Ýnan

Page 22: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI 22

GELEN MESAJLAR-DAN HOÞNUT OLMAK

að duyusunu kulla-namayan birisini

düþündüðüm zaman,ak-lýma, aþýrý titizlik göste-ren birisi olduðu içinesas mesajý kaçýran birkadýn gelir. Bu kadýnbir kaç yýl önce yaptý-ðým grup okumalarýn-dan birini cehennemeçevirmiþti. Bu seans sý-rasýnda yaklaþýk kýrkbeþ dakika boyunca ya-þarken erkek olduðunutahmin ettiðim bir var-lýk beni odanýn bir ke-narýna doðru çekerekyangýn çýkan bir odadabulunduðumu hissettir-meye çalýþmýþtý. Ger-çekten de ýsýyý hisset-miþtim. Odanýn bu tara-fýnda oturan kiþilere hi-tap etmeye çalýþarak,yakýnlarýndan birini biryangýn sýrasýnda kaybe-dip-kaybetmediklerinisordum. Hiç kimse hiçbir þey söylemedi. Her-kes birbirinin yüzünebakýyordu. Derken ye-niden ayný hissi almayabaþladým ve sorumu yi-neledim. Yine hiç birþey olmadý. Öte alem-deki varlýk oldukça ka-

rarlýydý. Beni sürekliodanýn ayný yanýnaözellikle öndeki sýrayadoðru itiyordu. O sýradaoturanlara bu kez ýsrarlaayný soruyu sordum.Ama hiç kimse üzerinealýnmadý. Orada oturanbir kadýný hedef aldýðýnýhissederek, kadýna herhangi bir yakýnýný biryangýn sýrasýnda kaybe-dip kaybetmediðini sor-dum. Kadýn böyle birþey yaþamadýðýný söyle-di. Hal böyle oluncaben de konuyu askýyaalmaya karar verdim.Varlýktan, bir süreliðinekenara çekilerek, diðervarlýklara izin vermesinirica ettim.

Yangýn hissi yaþa-tan varlýk yine belir-iyor

Bu seans öðleden son-ra birde baþlamýþtý vearadan tam beþ saatgeçmiþti ki bana yangýnhissi yaþatan bu varlýkyeniden belirdi. Odadabir kaç kiþi kalmýþtý.Zaten, sayýyý azaltabil-mek için, kendileriyleilgili varlýklar geldiktensonra kiþilerin yavaþ ya-vaþ odayý terk etmeleri-

ni isterim. Geriye kalankiþilerin bir araya top-lanmasýný rica ettim.Yerini terk etmeyen tekbir kiþi kalmýþtý o da se-ansýn baþýnda soru yö-nelttiðim kadýndý. Kadý-na baktýðýmda oldukçayorgun ve üzgün görü-nüyordu. Bu kez gelenvarlýk, kesinlikle bu ha-nýma hitap ettiðini söy-ledi. Ona: “Bakýn haný-mefendi, bu varlýk banasizin kocanýz olduðunuve bir yangýn sýrasýndahayatýný kaybettiðinisöylüyor” dedim.

Kadýn: “Hayýr! Benimkocam hastanede öldü”dedi. Bunu söylediktensonra da hýçkýrýklaraboðuldu. Hem þaþýrmýþhem de yýlmýþ bir þekil-de geriye doðru dönerekkarþý istikamete doðruodanýn içinde yürümeyebaþladým. Sonra içim-den bir þey beni dürttü-ðü için yeniden kadýnayönelerek bu kez: “Ne-den hastaneye yatmýþ-tý?” diye sordum. Ka-dýn: “Duman zehirlen-mesi” dedi. Adam üçün-cü derece yanýktan has-taneye yatmýþtý. Bulun-duðu yerde yangýn çýk-

S

Page 23: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI23

mýþ ama o yangýn esna-sýnda deðil de getirildi-ði hastanede can ver-miþti.

Ýnsanlarýn sorgulayýcýolmalarýný isterim

Elbet ki bu, insanlarýnhiç bir þeyi soru sorma-dan kabul etmeleri ge-rektiði ya da durumlarýkendilerininkine uydur-malarý anlamýna gelme-melidir. Bu nedenle in-sanlardan, somut ger-çekler üzerinde ýsrarcýolmalarýný isterim. Asýlolan, onlarýn sinik biri-si olmamalarýdýr. Ger-çekten de sinik bir in-san olmakla, þüphecibir insan olmak arasýn-da farklar vardýr. Þüp-heci olmak, kanýtlaraulaþýncaya kadar sorgu-layýcý olmak anlamýnagelir. Halbuki sinik birinsan kanýtlar önüne ko-nulsa bile inanmak iste-mez. Ben de seansla-rýmda mutlaka þüpheciolurum. Kanýtlar benimiçin önem taþýrlar. Ör-neðin bana gelen birvarlýðý baba, dede ya dabüyük baba pozisyo-nunda net bir þekilde al-

gýlýyorsam gruba nelerhissettiðimi söylerim.Þayet müþterilerimdenbirisi: “Ama bu kiþi be-nim oðlum” derse bilehissettiklerimde yanýl-madýðýmý yinelerim.

Benim burada sizinlepaylaþmak istediðimkonu saðlýklý þüpheci-liktir. Bildiðiniz gibiAmerika Birleþik Dev-letlerinde Yeni Çað aký-mýnýn yaygýnlaþmasýylabirlikte herkes birermedyum kesilmeye baþ-lamýþtýr. Beþ dolar veripde el fallarýna baktýrma-yan, telefonla medyum-lara ulaþmayan nere-deyse kalmamýþtýr. El-bet ki amacým bu iþi ya-pan herkesi karalamakdeðildir. Gerçekten deinanýlmaz kabiliyetleresahip olan bir çok yete-nekli medyumlar davardýr aramýzda. Amayine de dikkatli bir tü-ketici olmanýzý rica edi-yorum sizden. Arabaný-zý alýrken ya da herhangi bir operasyon ge-çirmeden önce gösterdi-ðiniz özeni medyumlarýseçerken de göstermeni-zi istiyorum.

Sað duyusunu kul-lanamayan birisinidüþündüðümzaman,aklýma, aþýrýtitizlik gösteren birisiolduðu için esas mesajýkaçýran bir kadýn gelir.Bu kadýn bir kaç yýlönce yaptýðým grupokumalarýndan birinicehenneme çevirmiþti.Bu seans sýrasýndayaklaþýk kýrk beþ dakika boyuncayaþarken erkekolduðunu tahminettiðim bir varlýk beniodanýn bir kenarýnadoðru çekerek yangýnçýkan bir odada bulunduðumu hisset-tirmeye çalýþmýþtý.Gerçekten de ýsýyý hissetmiþtim. Odanýnbu tarafýnda oturankiþilere hitap etmeyeçalýþarak, yakýnlarýn-dan birini bir yangýnsýrasýnda kaybedip kaybetmediklerini sordum.

Page 24: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI 24

Sahtekarlarý gerçek-lerinden ayýrmak için

Sahtekarlarý gerçekle-rinden ayýrmanýn kolaybir yolu vardýr. Med-yumlar kesin, ayrýntýlýve birbirini tamamlayanbilgiler verebiliyorlarmý? Bunu denemenin eniyi yolu þüpheci olmak-tan geçer. Karþýnýza çý-kan medyumlarýn yap-týklarý iþin kolay oldu-ðunu zannetmelerineizin vermeyin. Þüpheci-lik karþýsýnda yalnýzcaiyi bir medyum iþ yaparçünkü þüphecilik müþte-rinin düþündüðünü gös-terir.. Her gerçek med-yum, anlattýklarý hak-kýnda kafa çalýþtýranmüþteri ister. Ýþte bun-dan dolayý düþünenmüþterileri sahtekarmedyumlar pek sev-mezler.

Bir keresinde ölmüþoðlundan epeyce sað-lam bilgi aldýðým birhaným müþterim olmuþ-tu. Ancak bu kadýn nesöylersem söyleyeyimpek ilgilenmiþe benze-miyordu. Bir süre sonra,bilmediðim bir þeyin ol-duðu kanýsýna vararak

ona neler olduðunu veniçin tepki göstermedi-ðini sordum. Meðersekadýn bir süre önce baþ-ka bir medyuma gitmiþve bu medyum kadýnaçocuðu hakkýnda çokkötü þeyler söylemiþ.Öyle ki çocuðu karanlýkve soðuk bir yerde yal-nýzlýk içindeymiþ ve sü-rekli olarak annesiniarýyormuþ. Bu medyu-mun anýnda sahtekar bi-risi olduðunu anladým.Verdiði zararý mutlakaortadan kaldýrmalýydým.Kadýna, öte alemde ba-his edilen bu çocuðungerçekten kendi çocuðuolup olmadýðýný ve öte-ki medyumun bu konu-da kesin bir kanýt veripvermediðini sordum.Kadýn: “Hayýr” dedi.Sonra ona son on beþdakika içinde gelen bil-gileri yineledim. Oðluhiç: “Anneciðim benburada çok ýstýrap çeki-yorum!” demiþ miydi?Hayýr. Peki “Çok kor-kuyorum!” demiþ miy-di? Hayýr. “Peki o haldeçocuðunuzun neden ka-ranlýk ve soðuk bir yer-de yapayalnýz durduðu-

Bir keresinde ölmüþoðlundan epeyce

saðlam bilgi aldýðýmbir haným müþterimolmuþtu. Ancak bukadýn ne söylersem

söyleyeyim pek ilgilen-miþe benzemiyordu.

Bir süre sonra,bilmediðim bir þeyin

olduðu kanýsýnavararak ona nelerolduðunu ve niçin

tepki göstermediðinisordum. Meðerse

kadýn bir süre öncebaþka bir

medyuma gitmiþ ve bumedyum kadýna

çocuðu hakkýnda çokkötü þeyler söylemiþ.

Öyle ki çocuðu karan-lýk ve soðuk bir yerde

yalnýzlýk içindeymiþ vesürekli olarak annesiniarýyormuþ. Bu medyu-mun anýnda sahtekar

birisi olduðunuanladým.

Page 25: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI25

nu düþünüyorsunuz?”diye sordum. Sonra daoðlunun iyi ve güzel biryerde olduðunu, kendi-sini iyi hissettiðini, an-nesini çok sevdiðinisöylediðini ve merak et-memesi gerektiðini an-lattým. Bunlarý ona ger-çek olduklarý için anla-týyordum. Beklentileredirenmenin ilk baþlardane kadar zor olduðunubilirim. Ben de bana ge-len müþterilerden farklýbiri deðilim. Benim debaþka medyumlara git-miþliðim vardýr. Bir ke-resinde annemden bilgialmak maksadýyla birmedyuma gitmiþtim.Annem yerine babamýnölmüþ akrabalarý geldi-ðinde epeyce hayal ký-rýklýðýna uðradýðýmýsöyleyebilirim. Amaben bunun medyumlabir alakasýnýn olmadýðý-ný biliyordum. Annembenim her zaman baba-mýn tarafýna sýkýca tu-tunmamý ve onlarý dahaçok sevmemi isterdi.Kendisi yerine babamýnakrabalarýný göndermeside iþin içinde olduðu-nun bir iþaretiydi aslýn-da.

Ben de bir beklentivarlýðýyým

Evet, ben de bir bek-lenti varlýðýyým. Bununen güzel örneði, annemvefat etmeden kýsa birsüre önce aramýzda ge-çen bir konuþmadýr. An-nemin odasýna girerekona: “Anne, þu öteki ta-raf hikayesini seninlebir konuþmak istiyo-rum” demiþtim. Bu ko-nu hakkýnda o gün an-nemle epeyce konuþ-muþtuk ama öteki alemegeçtikten sonra birbiri-mizle irtibat kurup kur-mayacaðýmýz üzerindepek durmamýþtýk. Belkide özellikle bunu ko-nuþmaktan kaçýnmýþtýk.Ona: “Aramýzda bir çe-þit sembol olmalý birbi-rimizle irtibat kurmakiçin. Böylece geleningerçekten sen olduðunubilebilirim” demiþtim.(Kitabýn baþýndaki be-yaz kuþ sembolündenfarklý bir þeyi kastetmiþ-tim) O gün bu sembol-leri birlikte belirlediði-mizi hatýrlýyorum.

(Gelecek ay: Konumuza kal-dýðýmýz yerden devam edece-ðiz..)

Ben de bir beklentivarlýðýyým. Bunun engüzel örneði, annemvefat etmeden kýsa birsüre önce aramýzdageçen bir konuþmadýr.Annemin odasýna girerek ona: “Anne, þuöteki taraf hikayesiniseninle bir konuþmakistiyorum” demiþtim.Bu konu hakkýnda ogün annemle epeycekonuþmuþtuk amaöteki aleme geçtiktensonra birbirimizle irtibat kurup kurmayacaðýmýzüzerinde pek durmamýþtýk. Belki deözellikle bunu konuþ-maktan kaçýnmýþtýk.

Page 26: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

Geçen ay, Carol Bowman’ýn önce Hindu ve Budist metinleri sonrada Batý Edebiyatýndaki mistik eðilimleri incelemesine tanýk olmuþ-tuk. Ölüm ötesi ve reenkarnasyon ile ilgili yýðýnla kitap okuyan vearaþtýrma yapan Bowman henüz tüm sorularýnýn cevaplarýný alamadýðýna inanýyordu. Eski metinlerde yazýlý olanlarýbir türlü bugünün þartlarýna uyduramýyordu. Yýlgýn bir durumday-dý çünkü bunlarý kullanarak hayatýna nasýl bir yön çizebileceðinihala bilemiyordu. Kendisine ait olan bir parça geçmiþ yaþamlarýndafarklý deneyimler yaþamýþsa eðer, bugünkü hayatýný nasýl etkileye-biliyordu? Þayet düþünce formlarý ve deneyimler yaþamlar deðiþsebile varoluyorsa, bunlar yeni hayatýna taþýndýklarýnda nasýldeðiþtirebiliyordu? Tam bu sýrada bir arkadaþýnýn yardýmýyla hip-noterapist Norman Inge ile tanýþan Bowman’ýn hayatýnda adetayeni bir sayfa açýlýr. Inge onun çektiði acýlarýn ve bitmek bilmeyensorularýnýn cevabý olacaktýr adeta. Geçmiþ hayatýna hipnoz yön-temiyle döndüðü taktirde bir çok þeyin aydýnlýða kavuþacaðýnainanan Bowman bu deneyimi yaþamaya karar verir ve hastayataðýnda ölümünü bekleyen o adamýn çocukluðuna yani geçmiþ yaþamýndaki çocukluðuna döner. Bu ay konumuza kaldýðýmýz yerden devam ediyoruz.

Carol Bowman’ýn, “Children’s Past Lives” kitabýndan çeviren: Nelda Bayraktar

Geçmiþ yaþam anýlarý çocuklarý nasýl etkiler?

ÇOCUKLARIN GEÇMÝÞ YAÞAMLARI

Page 27: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

27 SEVGÝ DÜNYASI

ihnimdeki imajgeliþmeye baþladý

ve ben kendimi on ya-þýndaki bir erkek çocu-ðu olarak görmeye baþ-ladým. Kemerli bir tava-ný ve uzun pencereleriolan bir odanýn içersin-deydim. Pencereden sü-zülen parlak güneþ ýþýn-larý odanýn tam ortasýn-da duran kuyruklu piya-nonun üzerine vuruyor-du. Yanýmda elini om-zuma koymuþ olan yaþlýbir adam duruyordu. Bukiþinin çok sevdiðim pi-yano hocam olduðunubiliyordum. Ona baktýk-ça ve ailemi ve müziðidüþündükçe içimi bir sý-caklýk kaplýyordu. Ha-yatým sevgi ve müziktenoluþmuþtu adeta. Çokmutluydum.

“Sonra neler oluyor?”diye sordu Norman.

“Ailem, müzik eðitimialabilmem için beni evi-mizden uzakta olan birokula göndermek isti-yor. Ben de gitmek isti-yorum çünkü bu benimiçin büyük bir onur.Sonra göðsümün sýkýþtý-ðýný hissediyorum. Göz-lerimden yaþlar boþaný-yor. Aileme ve piyano

hocama allahaýsmarla-dýk demek bana çok do-kunuyor.”

Norman benicesaretlendiriyor

Norman: “Þimdi dahaileri bir zamana doðruilerle” diye beni cesaret-lendirdi.

“Kendimi yirmili yaþ-larýmýn sonuna doðrugörüyorum. Çok iyi gi-yinmiþ insanlarýn dol-durduðu kare þeklindekibüyük bir salonda birpiyanonun baþýnda du-ruyorum. Oda sýcak venemli. Odanýn kokusu-nu bile duyabiliyorum.Beni hayranlýkla izleyenbir grup hanýmla piya-nonun baþýnda sohbetediyoruz. Hanýmlar ya-nýma yaklaþtýkça par-füm kokularýný bile ala-biliyorum. Kendi kul-landýðým pudranýn ko-kusu bile burnuma geli-yor.

“Bir baþka sahnedeher iki koluma girmiþolan güzel ve þýk giyim-li iki hanýmla halý kaplýbir merdivenden aþaðýyadoðru iniyorum. Haným-larýn giysileri oldukçarenkli ve þatafatlý duru-

yor. Merdivenin yukarý-ya doðru kývrýlan kavi-sinin tepesinden aþaðýyadoðru ihtiþamlý bir avizesarkýyor. Baktýðým heryerde seçkinlik ve ince-lik görüyorum. Neþelikalabalýðýn içine doðrugöðsümü gere gere iler-lerken, kendisine hay-ranlýkla bakýlan bir pi-yanist olmanýn onurunutaþýyorum.

Kendimi parçalan-mýþ hissediyorum

“Ancak sevincimi alt-tan alta kemiren öylesi-ne büyük bir özlem veüzüntü duygum var kiartýk dayanýlmaz bir halalmýþ durumda. Kendi-mi parçalara ayrýlmýþgibi hissediyorum. Ýn-sanlarýn bana hayranlýk-la bakmasý beni mutluediyor ama onlar benimgerçekte kim olduðumubilmiyorlar. Yetenekleri-min ötesindeki beni gö-remiyorlar. Onlar benigöremiyorlar. Geride bý-raktýðým ailemin sevgi-sini özlerken mideminboþluðunu hissedebili-yorum. Bir çok arkada-þým var. Onlar da yaptý-ðým müziði beðeniyor-

Z

Page 28: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI 28

lar. Yine de beni gönül-den sevecek birisine ih-tiyacým var.”

Tam bu sýrada divanýnüzerinde fetus pozisyo-nuna sokuyorum bede-nimi.

Sonra da nefes almak-ta zorlanan, sürekli ola-rak öksüren ve artýk ya-taðýnda ölümü bekleyeno adamýn sahnesine ka-yýyorum. “Yataðýmýnyanýnda duran o kadýnýnbenim kýzkardeþim ol-duðunu artýk biliyorum.Bana sevgiyle bakýyor.Adamýn ciðerlerindekiaðrýyý ve çektiði tüm sý-kýntýlarý aynen hissedi-yorum. Bu adam, benimtýpký geçen kýþ yataðým-da yatarken hissettikle-rimin aynýsýný hissedi-yor.”

Tam bu noktada fýrsatýyakaladýðýný düþünenNorman bana: “Hastalý-ðýnýn duygusal nedenle-ri neler olabilir? Ýhtiya-cýn olan nedir?” diyesordu. Hiç düþünmeden: “Baþkalarýnýn ihtima-mýný ve benimle ilgilen-melerini ancak böylesaðlayabilirim. Hayatýmartýk dengesini yitirdi”diye cevapladým. Bu so-

ruyu, adamýn bakýþ açý-sýndan cevaplamamaraðmen, söyledikleriminþimdiki hayatýmla ilgiligerçekleri yansýttýðýnýda hissedebiliyordum.

Norman da bunu göre-bilmiþti. Trans halim de-vam ederken, bana þim-diki hayatýmýn eskisin-den tümüyle farklý ol-duðu telkinini yaptý. Birmüzisyen olarak yaratý-cýlýðýný müzik kanalýylaortaya koyan bu adamýnesas ihtiyacý olan þeytam ve dengeli bir insanolmak ve insanlarla sev-gi dolu iliþkiler kurabil-mekti. Ne yazýk ki in-sanlar onun müzisyenkiþiliðinin ötesine geçipde onunla, onun istediðigibi bir iliþki kurmaktankaçýnmýþlardý. Hastalýðý,onun sevgiye ve ihtima-ma duyduðu özlemin birifadesiydi aslýnda.

Benim þimdiki haya-týmda ise sevgi dolu birailem, çocuklarým ve iyiarkadaþlarým vardý. Ýkitane küçük çocuðun an-nesi olduðum için za-manýmýn ve enerjiminçoðunu onlara ve eveharcamak zorunda kalý-yor bu nedenle de ken-

Trans halim devamederken, bana þimdikihayatýmýn eskisinden

farklý olduðu telkininiyaptý. Bir müzisyen ola-rak yaratýcýlýðýný müzikkanalýyla ortaya koyan

bu adamýn esas ihtiyacýolan þey tam ve dengelibir insan olmak ve in-

sanlarla sevgi dolu iliþ-kiler kurabilmekti. Neyazýk ki insanlar onun

müzisyen kiþiliðininötesine geçip de onun-

la, onun istediði gibibir iliþki kurmaktan

kaçýnmýþlardý. Hastalý-ðý, onun sevgiye ve ihti-

mama duyduðu özle-min bir ifadesiydi as-lýnda. Benim þimdiki

hayatýmda ise sevgi do-lu bir ailem, çocukla-

rým ve iyi arkadaþlarýmvardý. Ýki tane küçük

çocuðun annesi oldu-ðum için zamanýmýn veenerjimin çoðunu onla-ra ve eve harcamak zo-

runda kalýyor bu ne-denle kendimi boðul-

muþ gibi hissediyordum

Page 29: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

29 SEVGÝ DÜNYASI

dimi boðulmuþ gibi his-sediyordum. Aileminötesinde yaratýcýlýðýmýortaya koyabilecek hiçbir imkaným yoktu.Ýçimde duran kaþifi, sa-natçýyý ve öðretmenibesleyecek hiç bir orta-ma sahip deðildim.Önümde açýlan geçmiþhayatýmýn paradoksu sa-yesinde: dengeli ve bü-tünleþmiþ bir insan ola-bilmem için yaþamýmayaratýcýlýðý sokmam ge-rektiðini anladým.

Norman sonra beniadamýn ölüm anýna gö-türdü. Tam olarak öldü-ðünde kýzkardeþinin ya-taðýnýn baþýna oturduðu-nu görebiliyordum. Buolayý aynen bir gözlem-ci gibi seyrediyordumþimdi. Hasta ve enerjisiçekilmiþ bedenini terkeden ruhun ne denli ra-hatladýðýný görebiliyor-dum. Tam bu sýrada bende kendimi kuþ kadarhafiflemiþ hissettim.

Sonra da cenaze törenigeldi gözümün önüne.Ayný sahneyi hasta yata-ðýmda yatarken bir viz-yon þeklinde de gör-müþtüm. Adamýn ruhuaþaðýda toplanmýþ olan

kalabalýðýn üzerindeadeta yüzüyor, kendisiiçin aðlayan ve inleyeninsanlarý seyrediyordu.Geçmiþ hayatýmdakikýzkardeþim de aðlayan-lar arasýndaydý. Onuniçin üzüldüm. Artýk hiçacý çekmediðimi ve ba-na olan sevgisinden do-layý minnettar olduðu-mu ona söylemeyi çokistiyordum. Norman’ýntelkiniyle ona allahaýs-marladýk derken, sevgisiiçin teþekkür ettim.

YIKILAN HAYALLER VEKAYBOLAN YILLAR

Geçmiþ hayatýmdakiadamla ilgili imajlarkaybolmaya baþladý.Norman hiç duraksama-dan benim bir baþka ha-yata geçmem için telkinyaptý. Bunu der demezde önümde genç bir ký-zýn imajý belirdi. Kýzyaklaþýk olarak on birila on iki yaþýndaydý.Küçük bir topluluðunönünde piyano çalýyor-du. Mavi ve gri renkler-den oluþmuþ bir elbisegiymiþti. Bir piyano re-sitali veriyordu. Ailesionun gösterdiði perfor-

Norman sonra beniadamýn ölüm anýnagötürdü. Tam olaraköldüðündekýzkardeþinin yataðýnýnbaþýna oturduðunugörebiliyordum. Buolayý aynen bir gözlemci gibi seyrediyordum þimdi.Hasta ve enerjisi çek-ilmiþ bedenini terkeden ruhun ne denli rahatladýðýný görebiliyordum. Tambu sýrada ben de kendimi kuþ kadarhafiflemiþ hissettim. Sonra da cenaze törenigeldi gözümün önüne.Ayný sahneyi hastayataðýmda yatarken birvizyon þeklinde de gör-müþtüm.

Page 30: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI 30

manstan dolayý çokmutluydu. Tam bu sýra-da Norman’nýn: “Nelerdeneyimliyorsun?” so-rusunu duydum.

“Bu resital sayesindekonservatuara gidip git-meyeceðime karar veri-lecek. Ýyi çaldýðýmý bili-yorum. Benim için ko-lay. Sonunda gitmemekarar veriyorlar. Kon-servatuara gitmek be-nim için büyük bir onur.Ailemden uzak olaca-ðým ve onlarý çok özle-yeceðim.

“Annemi, babamý, kü-çük erkek kardeþimi birtren istasyonunda görü-yorum. Çevremdeki herþey koyu kahverengi vegri renkte. Babam banadoðru uzanýyor ve beniöpüyor. Annem aðlýyor.Kardeþim hiç bir þeyanlamadan bana baký-yor. Elimde kahverengibir valiz var.”

Norman: “Nereye gi-diyorsun?” diye sordu.

“Polanya’dan Viya-

na’ya gidiyorum”. Bucevabý verir vermeziçimde bir þeyler kýpýr-dadý. Sonra da kendimibir binanýn koridorlarýn-da yürürken gördüm.Tavanlar oldukça yük-sekti. Tepesinden am-puller sarkýyordu. Kapý-larýn üzerinde camlarvardý. “Ýþte burada mü-zik çalýþacaðým. Buradabir çok arkadaþlarýmvar. Çok mutluyum.Evim artýk burasý be-nim” dedim Norman’a.

Sonra da imajlar birsonraki sahneye kayar-ken, ruh halim de deðiþ-meye baþladý. Mutlulu-ðum yerini korkuya bý-raktý.

“Kendimi dar birapartman dairesinde gö-rüyorum. Yirmili yaþla-rýmýn ortasýndayým. Ýkitane küçük çocuk varyanýmda. Odanýn bir kö-þesinde kuyruklu bir pi-yano var. Kapý açýlýyorve içeriye kafasýna beretakmýþ genç bir adam

giriyor. Onun kocam ol-duðunu biliyorum. En-diþeli duruyor. Adeta“çok geç” diyor. Banasöyleyeceklerinin Muse-vi olmamla ilgili oldu-ðunu hissediyorum.Üniversitede hoca olankocam Alman polisleri-nin aleyhinde konuþ-muþ. Gözlerindeki kor-kudan baþýmýzýn beladaolduðunu hissediyorum.Neler olacaðýný görmekistemiyorum”

Norman: “Devam et,lütfen” dedi.

Bacaklarýmý bedenimedoðru çekerek ellerimledizlerimi tuttum, midembulanýyordu. “Ýki çocu-ðumu görüyorum. Ký-zým iki yaþýnda oðlumise altý yaþýnda. Parketaþlý bir yoldayým. Herikisinin de ellerini tutu-yorum. Sokak kalabalýk.Üzerimde kestane rengibir palto var. Tam arka-mýzda yüksekçe bir du-var var. Kocam yok.Nerede olduðunu bilmi-

“Annemi, babamý, küçük erkek kardeþimi bir tren istasyonunda görüyorum.Çevremdeki her þey koyu kahverengi ve gri renkte. Babam bana doðru uzanýyor ve beni öpüyor. Annem aðlýyor. Kardeþim hiç bir þey anlamadanbana bakýyor. Elimde kahverengi bir valiz var.”

Page 31: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

31 SEVGÝ DÜNYASI

yorum. Onu baþka biryere götürmüþler. Heryerde Alman askerlerivar. Kendim ve çocukla-rým için çok korkuyo-rum.”

Bunlarý söylerken að-lamaya baþladým. Derinbir üzüntü dalgasý heryanýmý kaplamýþ durum-da.

“Bir trenin yanýndaduruyorum. Askerler veköpekler var. Küçük ço-cuðumu kalçamýn üze-rinde, diðerini de ser-best kalan elimle sýký sý-ký tutuyorum. Her yerdebaðrýþmalar var. Ýnsan-lar sýralar halinde ilerli-yorlar ama nereye git-tiklerini bilmiyorlar”

Bu sýrada çok kötü birþeyin olacaðýný hissedenruhum iyice gerilmeyebaþladý. Ýnlemeye ve að-lamaya baþladým. Nor-man nazikçe: “Hadi de-vam et” dedi. Divanýnüzerinde hýçkýrýklarlaaðlamaya baþladým. Ar-týk konuþamýyordum.Norman’dan burnumusilmek için bir mendilrica ettim.

Epeyce bir aðladýktansonra Norman yenidendevam etmemi istedi.

Þimde bir toplamakampýndayým

“Þimdi bir toplamakampýndayým. Her yergri renkte. Hissiz bir va-ziyette dolaþýyorum. Ar-týk neler olduðunun bi-lincine bile sahip deði-lim. Çocuklarýma ve ko-cama neler olduðunu hiçbilmiyorum. Ailem yokartýk, müziðim de yok.Ruhum adeta cansýzlaþ-mýþ. Artýk yaþamak iste-miyorum. Sonra havadayüzdüðümü hissediyo-rum. Buz gibi soðuk birodanýn tepesinden aþaðý-ya doðru bakýyorum.Kendimi kývrýlmýþ birsürü bedenin arasýndagörüyorum. Beni gazodasýna koymuþlar”

Kaybolan yýllarSon imajlarý Nor-

man’a aktarýrken sonderece duygusuz ve his-siz gibiydim. Sonra buimajlar kayboldu. “Kay-bolan yýllar” diye fýsýl-dadým. Bir insanýn kay-bolan yýllarýydý gaz oda-sýnda son bulan haya-tým.

Gelecek Ay: Konumuza kaldý-ðýmýz yerden devam edeceðiz.

Bacaklarýmý bedenimedoðru çekerek ellerimledizlerimi tuttum,midem bulanýyordu.“Ýki çocuðumu görüyorum. Kýzým ikiyaþýnda oðlum ise altýyaþýnda. Parke taþlý biryoldayým. Her ikisininde ellerini tutuyorum.Sokak kalabalýk. Üzerimde kestane rengibir palto var. Tamarkamýzda yüksekçe birduvar var. Kocam yok.Nerede olduðunubilmiyorum. Onu baþkabir yere götürmüþler.Her yerde Almanaskerleri var. Kendimve çocuklarým için çokkorkuyorum.”

Page 32: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

KENDÝNÝZE LAYIKBULDUÐUNUZ YAÞAMITERCÝH EDÝN

Funda Ceyhan - Ýç MÝmar ve Feng Shui Uzmaný

Feng Shui, alt yapýsýnda hem bir yaþamsal felsefeyi, hem birgöksel döngüyü, hem de insan psiþesinin konfor anlayýþýnýbarýndýrýr. Kökleri Proto-Türkler’e kadar dayanan bir ortaklýk dönemi geçiren bu felsefe, yani Rüzgar ve Su’ yunhikayesi, yüzyýllarca rüzgar ile tohumu, su ile bereketi getiren, bir düzenin peþine düþmüþ.

Page 33: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

33 SEVGÝ DÜNYASI

evsimler, doðadayapacaklarýnýn

izlerini saklamadan iler-lerler. Bunu bilenler vebuna inananlar, yýllarcatahýl ambarlarýný doldu-rabilmenin imkanlý za-manlarýný, daha ne ka-dar þu ya da bu yýl kikadar verimli yýllar ge-çirebileceklerini öðren-menin yollarýný , gökseletkilere ve mevsimintoprak üzerinde býraktý-ðý izlere sordular. Kýtlýkmý olacaktý, yoksa has-talýktan ölümler mi ?.Devletin ya da klanýnbaþýna kim geçecekti ?.Hangi ürün daha çoksaðlýk ve refah getire-cek, daha sonraya sakla-nacak neler kalacaktý ?.Yýllarca, bu ya da bunabenzer pek çok yaþam-sal önem taþýyan konu-lar, doðanýn kendini ko-layca gösterdiði bu etki-ler ile sorgulandý. Vedoðrulandý !

Ancak bugünün tek-nolojik evrimi, insanýbilgisayar ve ara komut-lar üzerinde gezdirirken,duygularýn gerçekliði ve

hayatýn deneyimlenmeamacýndaki gizi bir ke-nara býraktýrarak, dik-kati baþka þeylere çek-miþ, kiþiyi kendi içselyükseliþi yerine, kýlýflarýile uðraþmaya itmiþtir.Ancak neleri feda ede-rek..?

Feng Shui, alt yapý-sýnda hem bir yaþamsalfelsefeyi, hem bir gök-sel döngüyü, hem de in-san psiþesinin konforanlayýþýný barýndýrýr.Kökleri Proto-Türkler 'e kadar dayanan bir or-taklýk dönemi geçirenbu felsefe, yani Rüzgarve Su’ yun hikayesi,yüzyýllarca rüzgar iletohumu, su ile bereketigetiren, bir düzenin pe-þine düþmü, ve bundahaklý çýkarak , kurduðuyerleþimlerde doymakhakkýný kazanmýþ insan-lýðýn, seçimlerini tarifetmektedir. Ve bugününþartlarýnda doðadanuzaklaþmýþlýða yardýmelini uzatmaktadýr.

FENG SHUÝ KÝMLÝÐÝ"Bedeniniz mabetiniz-

dir. Yüzlerce mil uzaðada gitseniz, Tanrýlar yi-ne evlerindedir." DengMing-Dao

Bir disiplinin, mimaribir kurallar bütünlüðü-nün , eðitimini almýþ veinsanlarýn minimum vemaksimumda nasýl biryerleþimi tercih etmelerigerektiði üzerine, uzunyýllar çalýþmýþ bir Ýç Mi-mar olarak , yaklaþýk 20yýllýk spritüel çalýþmala-rýmla da bildikleriminhepsini bir etmeye çalýþ-tým. Ýnsan olgusunun ,merkezinde kendisininbulunduðu bir daireniniçine, tüm aksi istika-metlere raðmen yeryü-zünde nasýl da ýsrar ileyerleþmeye çalýþtýðýnaþahit oldum. Bu süreçte,Feng Shui ' nin insanýntoplumsal statü ve kýlýf-larý içerisinde, doðanýnve evren’ in evreler’inin gücünü, insana aslaunutturmayacak bir dü-zenin koruyucu kimliðisýfatý taþýdýðýný da gör-düm. Yeryüzündeki tümiyileþtirme çabalarýnýn,bütünün iliþkiler zinciri-

Suyunu yudumlarken, onun geldiði kaynaðý anýmsa. Deng Ming-Dao

M

Page 34: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI 34

ni yakalamadan tam an-lamý ile gerçekleþeme-yeceði benim için nere-deyse kesindir. Bu yüz-den bu iliþkiler zincirinibilen ve iyileþtirme ça-basý içinde olan FengShui’ yi büyük bir saygýile uygulamaktayým.

Feng Shui, insan doðasýna sevgi besler

Feng Shui , insanýngerçek doðasýna sonsuzsaygý ve sevgi besler-

ken, eþyanýn doðasýnýn ,insanlýðýn arzularýndanbaðýmsýz bir hareket ka-biliyeti ve seçim hakkýolduðunu anlamasýný ar-zu eder. Hedefi ; insanve doða ile evren ara-sýndaki enerjisel iliþkile-rin gerçekliðini ispat et-mek deðildir. Ancak, ol-makta olana uyum sað-latmaya çalýþmak ve in-san egosunun getirdiði”olmaz ise olmazlarýn”üzerinde büyük bir dön-

Feng Shui , insanýngerçek doðasýna sonsuz

saygý ve sevgi besler-ken, eþyanýn doðasýnýn, insanlýðýn arzularýn-dan baðýmsýz bir hare-ket kabiliyeti ve seçimhakký olduðunu anla-masýný arzu eder. He-

defi ; insan ve doða ileevren arasýndaki ener-

jisel iliþkilerin gerçekli-ðini ispat etmek deðil-

dir. Ancak, olmaktaolana uyum saðlatma-

ya çalýþmak ve insanegosunun getirdiði ”ol-

maz ise olmazlarýn”üzerinde büyük bir

döngüsel etkinin, yara-týcý gücün, deðiþmez

bir þekilde var olduðu-nu anlatmaya çalýþ-

maktýr. Eþyalarýn þekil,renk, doku ve yerleri

ile ilgili tüm yönlendirmeler de,

bu bilgilerin ýþýðýndaþekillenmektedir.

Page 35: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

35 SEVGÝ DÜNYASI

güsel etkinin, yaratýcýgücün, deðiþmez bir þe-kilde var olduðunu an-latmaya çalýþmaktýr. Eþ-yalarýn þekil, renk, dokuve yerleri ile ilgili tümyönlendirmeler de, bubilgilerin ýþýðýnda þekil-lenmektedir. Feng Shuikonusunda hiç bir þeybilmeyenler, ya da ku-laktan dolma hatalý uya-rýþlar ile, bu iki kelime-nin ardýndaki gizemi an-lamaya çalýþanlar da,onun bir büyüsel çalýþ-ma olmadýðý konusundailk ve en önemli bilgiyide almýþ olmalýlardýr.Göksel düzen, Astrolo-jik ve mevsimsel etkiler,yaþamýmýzýn her anýnýözenle ve titizlikle bi-çimlendirmektedir. Bu-günün insaný, mevsimi-nin dýþýnda bir meyveyirahatça yiyebildiði için ,artýk meyvenin gerçekmevsimi unutur halegelmiþtir. Feng Shui,evleri, iþyerlerini, kul-landýðýmýz tüm eþyalarýve bizlerin çok deðerliyaþamlarýný , mevsimle-rin vaktinde vermiþ ol-masý gerekli bir ürünükabul eder ve kýymetleinceler. Bu yüzden her

hangi bir zamana ya dayere ait bir þey , yalnýz-ca bu nedenlerden dahisahip olduðu mevsiminenerjilerini yansýtýr. Oy-sa bizler, týpký yediði-miz meyve ve sebzelergibi, hayatýmýzýn enönemli anlarýný kendile-rine ait olmayan mev-simlerde yaþamaya ýsrarederek geçirmekteyiz.Gelelim titreþimlere.

TitreþimlerTitreþimlerin her tipi-

nin ne kadar kalýcý so-nuçlara yol açabildiðiniFeng Shui ‘ ye sormak-sýzýn dahi , çaðýn rahat-sýzlýklarýnýn kaynaklarý-na yöneldiðinizde , herseferinde benzer nitelik-li sebeplere ulaþtýðýnýzýgörerek öðrenebilirsiniz.Adýný anmaktan býktýðý-mýz Kanser hastalýðýný ,bir frekans tipi ile , birtitreþim ile tedavi etme-ye çalýþan bir dünyaüzerinde yaþarken, se-beplerinde kötü titre-þimleri öneri olarak gös-terenlere dukak büken-leri de bu noktada anla-mak mümkün deðildir .

Yaradýlýþýn parçacýkdüzeyine baktýðýnýzda,

Göksel düzen,Astrolojik ve mevsimseletkiler, yaþamýmýzýnher anýný özenle ve titizlikle biçim-lendirmektedir.Bugünün insaný,mevsiminin dýþýnda birmeyveyi rahatça yiyebildiði için , artýkmeyvenin gerçekmevsimi unutur halegelmiþtir. Feng Shui,evleri, iþyerlerini, kullandýðýmýz tümeþyalarý ve bizlerin çokdeðerli yaþamlarýný ,mevsimlerin vaktindevermiþ olmasý gereklibir ürünü kabul ederve kýymetle inceler. Bu yüzden her hangibir zamana ya da yereait bir þey , yalnýzca bunedenlerden dahi sahipolduðu mevsimin enerjilerini yansýtýr.

Page 36: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI 36

mikrodan makroya biraynýlýk hali görürsünüz.Ýçinde yaþam yoktur di-ye kabul ettiðiniz birobjenin aslýnda titreþim-leri nasýl da emip, sizegeri gönderebilecek ka-dar yaþamsal bir hafýza-ya neden olduðunu , birhatýranýzý deneyimleye-rek kolayca fark edebi-lirsiniz. Direnen tarafla-rýmýz Feng Shui’ de kul-lanýlan her hangi bir ob-jenin etkinliði ve bir ya-þamda dönüþtürücü roloynama yeterliliðini ka-bul etmeyebilir. Fakat ,kaybettiðiniz bir insanýneþyasýný avuçlarýnýzaverdiðimde direncinizhemen kýrýlacaktýr. Buher hangi bir þeyin gör-sel olarak yarattýðý hafý-zadan öte bir þeydir.Duygusal deneyim yüküçok olan herþey etrafabunun sinyallerini ko-layca yayar. Ve kendigibilik halini yaþatýr.Daha önceki çalýþmala-rýmda verdiðim bir ör-nekte olduðu gibi, eðerbu konu size dirençoluþturuyorsa, kendinizesorun üzerinde cinayetiþlenmiþ bir koltuðu evi-nizin en kýymetli ve en

çok kullanýlacak köþesi-ne neden koymazsýnýz?

Objeler ile ilgili konuhazýr açýlmýþken, FengShui uzmaný olarak çokkarþý çýktýðým bir konuvar ki; her hangi bir Çinyada Japon kaynaklý ob-jenin mutlak kullanýmý-na dair olan yönlendiril-melerdir. Bir obje 'ninFeng Shui’nin önerdiðiþekilde bir insan ya daolay üzerinde etkin ola-bilmesi için, ( ki herþe-ye raðmen bu da minöretkidir ) o kiþinin içseldoðasý ile baðlantýsý ol-masý gereklidir. Bir in-saný hiç bir zaman FengShui uygulamalarýnda,bireysel dünyasýný yara-týrken, onu ruhsal olarakyeterince doyurmayanya da bilincinde dahaönce hiç etkisi olmayanbir kültürün objelerinikullanmaya zorlayamaz-sýnýz.

Feng Shui, bir Çin iþidekorasyon kültürü hali-ne getirilmeye çalýþýlanve etkisinin Çin kaynak-lý objeler ile gerçekleþti-rilmesine baðlanarak ,gerçek muhteþem ama-cýný göstermekten alýko-nulan harika bir disip-

Feng Shui uzmanýolarak çok karþý çýk-

týðým bir konu var ki;her hangi bir Çin yada

Japon kaynaklý objeninmutlak

kullanýmýna dair olanyönlendirilmelerdir. Bir

obje 'nin FengShui’nin önerdiði þek-

ilde bir insan ya daolay üzerinde etkin ola-bilmesi için, (ki herþeye

raðmen bu da minöretkidir ) o kiþinin içsel

doðasý ile baðlantýsýolmasý gereklidir. Birinsaný hiç bir zaman

Feng Shui uygula-malarýnda, bireysel

dünyasýný yaratýrken,onu ruhsal olarak

yeterince doyurmayanya da bilincinde daha

önce hiç etkisi olmayanbir kültürün objelerini

kullanmaya zorlayamazsýnýz.

Page 37: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

37 SEVGÝ DÜNYASI

lindir. Þimdi gelelim,dünyanýn enerji alanlarý-na.

Geopatik stresBizlerin enerji alanlarý

ve hatlarý olduðu gibiayný þey dünyamýz için-de geçerlidir. Bu konu-da yýllardýr araþtýrmayapan bilim adamlarý,dünyanýn deðiþen ener-jilerinin yansýmalarýnakarþý mücadele vermek-

teler. Daha önce anlamveremedikleri pek çokkaybediþin, kaynaðýndageopatik stres'in yattýðý-ný fark ettiler. Kanser,Astým, Kalp problemle-ri, uzun zamanlý fizikselve mental rahatsýzlýklar,çocuklarda davranýþ bo-zukluklarý ya da allerji-ler gibi pek çok rahat-sýzlýklar, yalnýzca görü-nen þeylerden güç almý-yordu. Daha derinde ve

Dünyamýzýn da enerjialanlarý ve hatlarývardýr. Bu konudaaraþtýrma yapanlar,dünyanýn deðiþen enerjilerinin yansýma-larýna karþý mücadele vermekteler. Önce an-lam veremedikleri pekçok kaybediþin, kayna-ðýnda geopatik stres’inyattýðýný fark ettiler.

Page 38: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

38SEVGÝ DÜNYASI

bitmeyen bir kaynaðýkullanarak üzerinde ya-þayan sakinlerini hasta-landýrmaya devam edi-yordu.

Feng Shui'nin sahip olduðu yetenekler

Feng Shui'nin sahipolduðu derin yeteneklerde bu noktada devreyegirmektedir. Ve çokönemli bir gerçeðinaçýkça görünmesine ne-den olmaktadýr. Biz in-sanlar Egolarýmýzýn veille de olsun diyen arzu-larýmýzýn iþaret ettiðiyönlere giderek, çoðuzaman bu geopatik stre-sin kucaðýnda yaþayaca-ðýmýz seçimler yapmak-tayýz. Oysa ki; her hangibir þekilde yaþamsalfonksiyon gösterilebile-cek bir alanda, geopatikstrese baðlý çok önemlisaðlýk sorunlarý ile kar-þýlaþabilirsiniz. Kariye-rinizdeki düþüþe anlamveremezken, niye ailehayatýnýzýn bir türlü yo-luna girmediðini sorupdurabilirsiniz. Size yar-dýmcý seçtiðiniz kimse-ler, sekreterleriniz, te-mizlik elemanlarýnýzhatta pet hayvanýnýz bile

yaþamýnýzýn baþlýca so-runlarýndan birini oluþ-turuyor olabilir. Bununiçin yaþadýðýnýz mekan-daki enerji aktivasyon-larýnýn trafiðini öðren-melisiniz. Bir “Shar”enerji alaný, size tahminettiðinizden ve bildikle-rinizden çok daha fazlasorun getirebilir.

Yeryüzü, hem dikey,hem yatay olarak ortala-ma 5’ er m2 ‘ lik dört-genlere kadar indirgene-bilecek dev bir enerjikafesi ile çevrilidir.Magnetik alan teorileri,dünyanýn çeþitli yerle-rinde noktasal ölçümlerile desteklenerek hergün yeni bir þekle dö-nüþmektedir. Dr. Hart-mann’dan adýný alan, buhatlarýn kesiþim nokta-larý olan bölgelerde, ya-ni Hartmann düðümünoktalarýnda bulunmak,saðlýklý bir beden sahibiolmak, iyi ve kalýcý iliþ-kiler ile týrmanan bir ka-riyer hazýrlamak müm-kün deðildir. Ýþte FengShui , insanýn yaþamsalamaçlarýna direnç bul-mayacak þekillerde varolmasýný saðlamak için,çeþitli düzenlemeler

Feng Shui'nin sahipolduðu derin yeteneklerçok önemli bir gerçeðin

açýkça görünmesineneden olmaktadýr . Bizinsanlar Egolarýmýzýnve ille de olsun diyen

arzularýmýzýn iþaretettiði yönlere giderek,

çoðu zaman bugeopatik stresin

kucaðýnda yaþaya-caðýmýz seçimler yap-

maktayýz. Oysa ki; herhangi bir þekilde

yaþamsal fonksiyongösterilebilecek bir

alanda, geopatik stresebaðlý çok önemli saðlýksorunlarý ile karþýlaþa-

bilirsiniz.Kariyerinizdeki düþüþe

anlam veremezken,niye aile hayatýnýzýn birtürlü yoluna girmediði-ni sorup durabilirsiniz.

Page 39: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

39 SEVGÝ DÜNYASI

öneriyor. Kitaplarda vemedyada gördüðünüzbilinen detaylara baktý-ðýnýzda, çeþitli sayýlar,yönlere göre öneriler yada pek çok obje talebiile karþýlaþýrsýnýz. Oysaasýl amaç; göksel dön-günün Astrolojik olarakve enerjisel düzeyde si-ze getirecekleri ile dün-yanýn kendisinin ortayakoyduðu manyetik alan-lar arasýnda saðlýklý ya-þamlar kurabilmektir.Bu yüzden hedefi iyikavramak gereklidir.

Ruhsal bütünlüðübozmadan yaþamadevam edecek yerlerseçmek

Ayrýca çok önemli birkonu daha var ki; Ruh-sal bütünlüðü bozmadanuygun bir titreþim ileyaþama devam edecekyerler seçmek FengShui’nin iþidir. Bir þeyesahip olmak ve onu öle-ne dek ya da en azýndanuzun süre kimselere bý-rakmadan! var olmaþeklimiz, bir yerde ýsrar-la bulunmayý tercih et-mek demektir. Oysa de-ðiþim kaçýnýlmazdýr.Feng Shui bunu bilir ve

deðiþime ayakuydurabilme-nin yollarýnýinsana önerir.Tüm kitap yada yazýlý bilgi-lerde gördüðü-nüz yönler, sa-yýlar, renklerya da eþyalarideal yerleþim-ler oluþturmakiçin belirlenmiþ yöntem-lerdir. Her birini kiþiselolarak kendimize indir-gemeden önce, felsefe-sini kavramak zorunda-yýzdýr. Her an ve yerkendine özeldir. Her anyeni bir doðumdur. Birmekan dünya üzerindeþekillenmiþ ve doðmuþ-tur. Yerini asla deðiþtir-meyebilir. Pencerelerihep ayný yöne bakabilir.Ama Güneþ sistemiiçinde sürekli, hiç dur-madan ve bir daha aynýyere gelmemek üzereakýp gitmekteyiz. Ve heryeni mahal bize yeni sý-navlar getirmekte. FengShui yardýmý ile bununbilinciyle hareket edebi-lir ve yeryüzü yaþamýn-da deðiþime ayak uy-durma fýrsatýný kendimi-ze tanýyabiliriz. Üstelik,

doðru yerde ve doðruzamanda olmanýn þansý-ný kanatlarýmýzýn altýnaalýr, gücümüzü ve yük-seliþimizi sergilememi-zin avantajlarýný eldeedebiliriz.

Ýnsanlarýn içsel olarakkendilerine uygun olma-yan yerlerde yaþama ýs-rarýnýn sonuçlarý, FengShui’nin deðiþim gücüonlara dokunduðundadaha da belirgin olarakortaya koyar. Ýliþkilerdüzelir, kariyerler yük-seliþe geçer, evliliklerýþýldar, ruhsal titreþimdeðiþir, saðlýk geri gelirve mekanýnýzý sizin ilebirlikte yaþam çabanýzaortak edersiniz. Mekanile birlikte ve ondan güçalarak yaþamayý öðre-nirsiniz.

Page 40: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

ÇIKAR VE KÝN

Psikolog Güngör Özyiðit

BASIN AYNASINDAN YANSIYANLAR

Musevi dininin temel kitaplarýndan Talmud’un “Yaratýlýþ”bölümü, ilginç bir soruyla insanlarý, insanlýklarý konusundadüþünmeye çaðýrýr: “Her þeye kâdir olan Yüce Allah, niyegerçekleþtirebileceði halde, ayný anda birkaç Âdem yaratmamýþtýr?” Ve ardýndan bunu tamamlayan bir soru daha:“Bu teklik neyi simgelemektedir?”

Siyasallaþan din

Page 41: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

41 SEVGÝ DÜNYASI

usevi dininin te-mel kitaplarýn-dan Talmud’un

“Yaratýlýþ” bölümü, il-ginç bir soruyla insanla-rý, insanlýklarý konusun-da düþünmeye çaðýrýr:“Her þeye kâdir olanYüce Allah, niye ger-çekleþtirebileceði halde,ayný anda birkaç Âdemyaratmamýþtýr?” Ve ar-dýndan bunu tamamla-yan bir soru daha: “Buteklik neyi simgelemek-tedir?”

Bilge hahamlarýnýnyorumlarýna göre amaç,hiçbir beþerin kendi ata-sýnýn –yani kendi Âde-mi’nin- diðerlerindendaha üstün, daha güçlü,daha önemli olduðu gibiboþ iddialara kalkýþma-sýnýn önünü kesmek.Tüm insanlarýn tek veortak bir atadan geldiði-ni vurgulamak. Öyleceinsanlar arasýnda –kimolursa olsunlar- doðuþ-tan herhangi bir ayrýca-lýk ve üstünlük olmadý-ðýný belirtmek, insanýninsana farksýzlýðýnýn al-týný çizmektir.

Þimdi dinin bu evren-sel ilkesi ile, iki askerikaçýrýldý diye Lübnan’ýbombalayarak, çocuk-

yaþlý, kadýn hasta birçokmasum insanýn canýnakýyan Ýsrail Devleti’ninbu tutumu nasýl baðda-þabilir.

Ne yazýk ki, din siya-sallaþtýðýnda özündenuzaklaþýyor, çýkarla kir-leniyor ve kutsallýðýnýyitiriyor.

Ancak, halkýn içindensaðduyulu insanlar, yö-netimden hesap sorarak,barýþ için, küçük de olsabir umut ýþýðý yakýyor.

“Vatan” da çýkan “Ýs-railliler’den özür dileÝsrail!” baþlýklý bir ha-bere göre, saðcý politi-kasýyla tanýnan ve Ýsra-il’in en çok satan gaze-tesi olan Yeidoth Ahro-not, dün sýradýþý bir ya-zýya imza atarak ÝsrailYönetimi’nin Filistinli-ler’den, medyadan,halktan, ordudan vedevletin kurucularýndanözür dilemesi gerektiði-ni yazýyor:

FÝLÝSTÝNLÝ-LER’DEN: Barýþý red-dettiðimiz için... Lüb-nan Savaþý yüzündenbarýþ görüþmeleriniunuttuk. Gazze’nin ye-niden kaynamasýna se-bep olduk.

MEDYADAN: Hükü-

met savaþ boyunca“medya þöyle yaptý,böyle yaptý” diye yakýn-dý. Peki medya olma-saydý savaþtaki skandal-lar ortaya çýkabilecekmiydi?

HALKTAN: Ýsrail’inkuzeyinde yaþayan halk,sürekli roket saldýrýlarý-na kurban vermesineraðmen hükümet inatlaolaðanüstü hal ilan et-medi.

ORDUDAN: Yetersizhazýrlýk ve istihbarat ileaskerlerimizi intihar gö-revi için gönderdik.

KURUCULARIMIZ-DAN: Ýsrail’i kuranlarmezarlarýnda ters dönü-yor. Politik skandallariçinden çýkýlmaz bir halaldý.

Özür dilemek, yanlýþýgörmenin ve düzeltme-nin ilk adýmýdýr. Dileði-miz hükümetin de buözrü kabul etmesi veayný yanlýþlarý yinele-memesidir.

KONSEY KARARIAvrupa Konseyi’nin 2

Þubat 1993 tarihli 1202sayýlý tavsiye kararýnýn11. maddesi “Tek Tan-rý’lý üç dinin de dayan-dýðý ilkeler, diðer din

M

Page 42: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI

baðlýlarýna karþý saygýve hoþgörüyü içerir” di-yor ve devam ediyor: “Her insan, Tek Tanrý’nýneseri olmasý bakýmýn-dan, bu sýfatý ile, dinigörüþ ve inancý ne olur-sa olsun, saygý gösteril-mesi gereken ve diðerinsanlarla ayný haklarasahip olan kutsal birvarlýktýr.”

YOZLAÞAN DÝNÝnsanlarý barýþa, birli-

ðe ve esenliðe götürme-si gereken din, ne yazýkki onu kullananlar saye-sinde düþmanlýða ve ay-rýlýða neden olmuþtur.Yalnýz dinler arasýndakikavgalara deðil, aynýdin içindeki mezheplerarasýnda bile, kanlý sa-vaþlara yol açmýþtýr.Tüm insanlarýn tek ya-ratýcýsý olan Allah’ý,kendi tekellerinde sa-nan, gönüllere sevgi ye-rine kin tohumu eken,Yaratan’ýn birleþtirmekistediði insanlarý inadýnaayýrmaya çalýþan dargörüþlü dinidarlar, tarihboyunca en büyük zul-mü iþlemiþlerdir. Ýnsan-larý “bizler ve onlar” di-ye ikiye ayýran ve ken-

dilerinden olmayan her-kesi düþman ilan edenköktendinciler, bugünbile din adýna kine hiz-met etmektedirler.

BA BA BA BA BABU NASIL PAPA

Bu sözlerimizi doðru-larcasýna, Papa 16. Be-nedikt 14 Eylül’de din-akýl iliþkisini irdelediðikonuþmasýnda:

“Muhammed’in hangiyeniliði getirdiðini gös-terin bana. Vaaz ettiðidini kýlýç ile yayma tü-ründen kötü ve insanlýkdýþý þeylerden baþka birþey bulamazsýn” dedik-ten sonra, dini þiddet ileyaymanýn nedeni olarakda Ýslâm’ýn akýl-dýþý ol-duðunu ileri sürüyor.

Bunun üzerine 1,5milyarlýk Ýslâm âlemiayaða kalkýyor ve Pa-pa’dan özür dilemesiniistiyor. Papa “yanýlmaz”kabul edildiðinden özürdileyemiyor, üzgün ol-duðunu belirtmekle ye-tiniyor.

Papa’nýn geçmiþinebaktýðýmýzda, Papa bu-nu hep yapýyor. DahaKardinal iken “Ýslâm’lademokrasi baðdaþmaz”

diyor. Müslüman Türki-ye’nin Avrupa’da yeriolmadýðýný dile getiri-yor. Her fýrsatta Ýslâmile diyalogun çok zorolduðundan, ortak yönbulunmadýðýndan ve Ýs-lâm’ýn reforma kapalýoluþundan söz ediyor.Geçtiðimiz Þubat’ta, on-dan önceki Papa 11. Je-an Paul’ün oluþturduðudinler arasý diyalog ko-mitesini kapatarak Ýslâ-miyet Hýristiyanlýk iliþ-kisine de kapýyý kapatý-yor.

Papalýk, bir dinsel ku-rum olmanýn yanýnda,ayný zamanda bir devlet.Ve Papa, siyasal kimliðiile de, Baþkan Bush’unbaþlattýðý yeni Haçlý Se-feri’ne destek verdiðini,Ýslâm’a karþý giriþilenBüyük Ortadoðu Proje-si’nin yanýnda yer aldý-ðýný göstermiþ oluyor.

GEÇMÝÞÝ KANDÝLLÝPapa, bu “yeni rolü”

için tam biçilmiþ kaftan.Bir Alman olarak, baba-sý polis þefi olan otoriterbir ailede büyüyor. 14yaþýndayken Hitlergençliðine katýlýyor. Na-zi Ordusu’nda savaþý-

42

Page 43: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI

yor. ABD’lerce esir alý-nýyor. Piskoposken1968’de tüm dünyadakiöðrenci hareketlerininbaþlattýðý lâiklik akýmý-nýn dine zarar vereceði-ni düþünerek muhafaza-kâr oluyor. 1977’deKardinal olduðunda,Engizisyon Kuru-mu’nun devamý niteli-ðindeki Dinsel ÖðretilerKurulu’nun baþkanlýðý-na getiriliyor. Kendisinesert çýkýþlarý nedeniyle“Tanrý’nýn Rottweiler’ýadý takýlýyor.

Geçenlerde BBC’deyayýnlanan Panoramaadlý programa göre2001’de rahiplerin ço-cuk tacizleri ayyuka çý-kýnca, o zaman “Kardi-nal Ratzinger” olarakbilinen bugünkü Papa,tüm dünyadaki psiko-loglara çok gizli bir teb-lið gönderiyor. Ve þöylediyor:

“KÝLÝSENÝN çýkarla-rý, çocuklarýn güvenli-ðinden önce gelir. Pis-koposlar, iþlenen suçunkurbanýný, failini ve ta-nýklarýný bu konu hak-kýnda konuþmamayateþvik etmeli. Kurbanla-ra, iddialarýný tekrar et-

meleri durumunda afo-roz edilecekleri söylen-meli.”

Görüldüðü gibi Pa-pa’nýn geçmiþi yüzaðartýcý olmaktan uzak,hattâ yüz kýzartýcý. Budurumda þunlarý söyle-mek geliyor insanýn ak-lýna: Ba ba ba ba ba /Bu nasýl Papa!

Dinsel þiddet konu-sunda daha bir bilgilen-mesi için, çok entelektü-el Papa Hazretlerine Av-rupa’yý kana bulayandin ve mezhep savaþla-rýný, Haçlý Seferlerini veOrtaçaðýn karanlýk yü-zünü sergileyen engizis-yon zulmünü okumasýnýöneririz..

“Zaman” Gazete-si’nden Hilmi Yavuz,Papa’nýn “Hýristiyanlýk-ta Tanrý ile akýl arasýndaayrýlmaz bir bað vardýr”sözüne deðinerek, Al-man Felsefe ProfesörüVon Aster’i bilirkiþigösteriyor. Prof.Von As-ter “Felsefe Tarihi”derslerinde aynen þöylediyor: “Meselâ, Hýristi-yanlýktaki Allah’ýn in-san þekline girdiði vebir insan olarak ýstýrapçektiði dogmasý, akla

43

Ýnsanlarý barýþa, birliðeve esenliðe götürmesigereken din, ne yazýk kionu kullananlarsayesinde düþmanlýðave ayrýlýða nedenolmuþtur. Yalnýz dinlerarasýndaki kavgalaradeðil, ayný din içindekimezhepler arasýndabile, kanlý savaþlara yolaçmýþtýr. Tüm insanlarýn tek yaratýcýsýolan Allah’ý, kenditekellerinde sanan,gönüllere sevgi yerinekin tohumu eken,Yaratan’ýn birleþtirmekistediði insanlarý inadý-na ayýrmaya çalýþandar görüþlü dinidarlar,tarih boyunca en büyükzulmü iþlemiþlerdir.Ýnsanlarý “bizler veonlar” diye ikiye ayýranve kendilerindenolmayan herkesi düþ-man ilan eden köktendinciler, bugünbile din adýna kinehizmet etmektedirler.

Page 44: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI 44

külliyen aykýrý bir ta-savvur, bir paradokstur.

Ayrýca Ýsa’nýn Tanrý-laþtýrýlmasý da düpedüzþirktir; yani Tanrý’ya or-tak koþmadýr. Bir insanolan Papa’nýn “yanýl-maz” sayýlmasý da –bukadar çok yanýldýðý hal-de- yine Tanrýlýk tasla-mak olup, þirke girer.

Çinliler “Ýnsanýn yüzükartvizitidir” derler. Ya-ni insanýn içindeki an-lam yüzüne yansýr. Oyüzden her insan, yüzü-nün anlamdan sorumlu-dur.

“Cumhuriyet Gazete-si’ndeki köþesinde AtaulBehramoðlu, þair duyar-lýlýðýyla Papa’nýn yüzü-nü gözlemler. Ve þöyleder: “Din adamlýðýylapek baðdaþmayan, sertve ironik çizgili, fazlacadünyevi bir yüzdü bu...Papalýk giysilerini çýka-rýp normal bir kostümgiydirin, pekalâ günü-

müzün bir iþ adamý gö-rünümüne sahip olabi-lir...” Ve noktayý koyar:

“Hayýr, Katoliklerinen büyük ruhani lideri,o dinin peygamberine,Ýsa’ya yakýþmýyor!”

Çok entelektüel olanve on dil bildiði söyle-nen Papa, keþke bir tekdili, sevgi dilini bilsey-di, bu kendisi ve insan-lýk için çok daha hayýrlýolurdu.

TABLOLARGeçmiþte Dostoyevs-

ki, dinlerin insan elindenasýl yozlaþtýðýný göre-rek: “Dünyayý ancak sa-nat kurtarabilir” der. Vegünümüzde bir fotoðrafbuna tanýklýk eder:

Yer: Bir Hýristiyan Ki-lisesi, Aya Ýrini.

Sahnedeki Sanatçý:Keman virtüözü Yahudiasýllý Yehudi Menuhin.

Dinleyenler: Müslü-manlar!..

Bir kilisede bir muse-vi müzik yapýyor. VeMüslümanlar onu hay-ranlýkla dinliyor. Sana-týn sihirli soluðu insan-larý ortak güzelliklerdebuluþturup bir ediyor.

Þimdi de siyasallaþanÝslâm’ýn bugününden,içler acýsý bir tablo su-nalým:

Yer: Ýnsanlarýn ibadetiçin gittiði ÝsmailaðaCamii.

Caminin içi: Müslü-manlar ve onlara ibade-tini yaptýracak olanimam.

Olay: Ýki cinayet. Ce-maatten biri, imamý bý-çaklayarak öldürüyor.Cemaatin diðerleri, öl-düreni linç ediyor. Kut-sal mabet cinayet ma-halli oluyor.

Siyasallaþan dinin, in-san eliyle ne hale geti-rildiðine bir bakýn! Vebuyurun buradan ya-kýn!.

Geçmiþte Dostoyevski, dinlerin insan elinde nasýl yozlaþtýðýný görerek:“Dünyayý ancak sanat kurtarabilir” der. Ve günümüzde bir fotoðraf bunatanýklýk eder: Yer: Bir Hýristiyan Kilisesi, Aya Ýrini. Sahnedeki Sanatçý: Ke-man virtüözü Yahudi asýllý Yehudi Menuhin. Dinleyenler: Müslümanlar!..Bir kilisede bir musevi müzik yapýyor. Ve Müslümanlar onu hayranlýkladinliyor. Öylece sanatýn sihirli soluðu insanlarý ortak güzelliklerde buluþturup bir ediyor.

Page 45: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

Özenç Kayserilioðlu

ÖZVERÝYLE, DAÐIYERÝNDEN OYNATMAKMÜMKÜN MÜDÜR?

Page 46: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI 46

aberi ilk olarak,her türlü geliþme-

yi herkesten evvel duy-mak gibi bir özelliðiolan annemden aldým.“Orhan Pamuk Nobel’ialmýþ” dedi. Sözleri ön-ce kulaðýma tatlý bir rü-ya cümlesi gibi geldi.“Kim söyledi?” dedim,“Demin haberlerde alt-yazý olarak geçti” dedi.“Hadi caným olamazgerçek mi söylüyorsun”diye gülerek, çýðlýklarý-mý boðazýmda kýsmayaçalýþarak zýplamaya baþ-ladýðýmý hatýrlýyorum.Onun en sevdiðim yazarolduðunu bildiðindenannem sevincime güle-rek bakýyordu. Aradadurup “Hayýr olamaz,emin misin?” diye soru-yordum. Ýnanamýyor-dum bir türlü. Bu ne gü-zel bir haber, ne güzelbir müjdeydi böyle, biredebiyat sever ve birOrhan Pamuk severiçin… Nobel… birTürk’ün… ilk defa…hem de edebiyat dalýn-da… Bu bir rüya olma-lýydý… Benimle birliktesevinebileceðini, enazýndan sevindiðime se-vineceklerini bildiðim

arkadaþlarýmý ve karde-þimi aradým, konuþtuk.Ama dinmedi, heyecandalgasý kabarmýþtý birkez. Dümdüz ovalarda,pürüzsüz, berrak ve gü-rül gürül akan sevinç ýr-maðýnda yýkanmak ne-dir, bir hayli zamandýrunutmuþ gönlüm, yavaþyavaþ kanatlarýný açtý,ayaðýný yerden kesti.Sýrf bunun için bile,okurlarý ve sevenleri,böylesine bir coþkuyuyarattýðý için bile onateþekkür borçludurlarmutlaka.

Sonra gelsin tüm ha-berler, ertesi gün ve da-ha sonraki günlerde tümgazeteler… Ýnsan böyleönemli olaylar karþýsýn-da toplumla birlikte ne-fes alýp vermeye, nabzý-nýn onlarla birlikte attý-ðýný hissetmeye ihtiyaçduyuyor. Basýnda katýk-sýz sevinç duyan ve onuövgüyle taktir eden bir-kaç kalem, birkaç kiþivardý ve ayrýca “durunbakalým, hemen havayagirmeyelim, sevindirikolmayalým” gibi tem-kinli yaklaþýmlar olmak-la birlikte, genel birmemnuniyet havasý ha-

kimdi. Þimdiye kadaronun her adýmýnda birbit yeniði, kendine dö-nük bir çýkar, bir inceplan arandýðý göz önünealýndýðýnda, bunun þa-þýrtýcý olduðu bile söyle-nebilir. Ama hemen ar-dýndan, bu ödülün onaedebi yönünden çok,sarf ettiði sözlerden do-layý verildiðini söyleyensesler yükselmeye baþ-ladý. Herkes belli bir us-lup ve saygý çerçevesiiçinde ne düþünüyorsaifade edebilir, etmelidirelbette. Bunu teslim et-mekle beraber, Nobelödülünün bu kadar mýbasit, bu kadar mý eftenpüften nedenlerle veri-len bir ödül olduðunudüþünüyorlarmýþ diyeþaþýrmadan edemiyorinsan. Ödülün verildiðigünün Fransýz parla-mentosunun aldýðý ka-rarla ayný güne denkgelmesini kimisi þans-sýzlýk kimisi de belli birkumpasýn ortaya çýkma-sý gibi görüyordu. Aksi-ne bu ödülün o gün ve-rilmesi, o parlamentoda-ki kararýn ne kadar basitve gülünç olduðunun,kesinleþmeden önce

H

Page 47: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI47

Ödülün verildiði günün Fransýz parlamentosunun aldýðý kararla ayný günedenk gelmesini kimisi þanssýzlýk kimisi de belli bir kumpasýn ortaya çýkmasýgibi görüyordu. Aksine bu ödülün o gün verilmesi, o parlamentodaki kara-rýn ne kadar basit ve gülünç olduðunun, kesinleþmeden önce mutlaka deðiþ-tirileceðinin bir iþareti, göstergesi olduðunu kimse görmek istemiyordu.

mutlaka deðiþtirileceði-nin bir iþareti, gösterge-si olduðunu kimse gör-mek istemiyordu.

Öteden beri onu hiçsevmeyenlerin bir kýs-mý… Eserlerinin insanduygularý üzerindeki de-rin etkisine hiçbir za-man ulaþamayacaklarýnýbildiklerinden, onun et-kisine karþý kendilerinisavunmak için belki,onu küçümseme yolunagidenler… Yurt dýþýndaönde gelen yazarlar ara-sýnda tanýnmýþlýðýný,yurt içinde ve dýþýndabelli bir okur kitlesinesahip oluþunu ve tabii kisonuçta çok satmasýný(!)çekemeyenler… Bu ha-ber karþýsýnda adeta çýl-gýna döndüler, hasetle-rinden deli oldular. On-larýn bu çýrpýnýþlarýna“Ermeniler ve Kürtleriçin söylediði sözler yü-zünden Nobel’i aldý”görüþü bir can simidigibi kurtarýcý olsa da,

buna samimiyetle miinanýyorlardý acaba?Yoksa bunun sadecekendilerini kandýrmakiçin, duyduklarý düþ-manlýðý mazur göster-mek için derme çatmabir dayanak olduðunubile bile mi bunu söylü-yorlardý. Bazýlarý, artýkonu küçümsemenin ko-mikliðini ve faydasýzlý-ðýný kavradýklarýndan,bu sefer Nobel ödülü-nün hiçbir deðeri kal-madýðýný belirtiyorlardý.Ýnkar edilemeyecek bü-yük baþarýlarýn karþýsýn-daki çekememezlik duy-gusunun verdiði çaresiz-

lik ne kadar hazin nekadar acýklý olabiliyorbazen.

Neden baþkalarýnadeðil de ona

Kimileri de çoðu ya-þamayan -ve tabii yaþa-yan da- edebiyatçýlarýsayarak “Neden onlaradeðil de, ona” diye so-ruyorlardý. Neden onlaradeðil de ona, sorusunacevap bulabilmek içinönce onlarý, yani Türkedebiyatýnýn diðer yazarve þairlerini okuyup an-lamaya çalýþmak, sev-mek ya da sevmemek,sonra Orhan Pamuk’uokuyup anlamaya çalýþ-mak, sevmek ya da sev-memek gerekmez mi?Ayrýca Nobel edebiyatödülünü kazanmýþ diðeryazarlarý ve dünya ede-biyatý eserlerinin hiç ol-mazsa bir kýsmýný oku-yup onlar hakkýnda fikirsahibi olmak gerekmezmi? O zaman fark belki

Page 48: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI 48

kendiliðinden belirir.Yoksa neden onlara de-ðil de ona sözü, bir aile-nin iyi huyu, yetenekle-ri, güzelliði ve cazibesiile kardeþlerinin arasýn-dan hemen fark edildiði,sivrildiði için talipleriçok olan küçük kýzýnýbeðenip almak isteyen-lere “Hayýr, önce sýradaablalarý var, onlar evlen-meden küçük kýzýmýzýnevlenmesi doðru olmaz.Önce onlar, sonra küçükkýz” demek gibi bir þeyolur ki, sanat böyle ký-sýtlamalarla ilgilenmez.Özellikle Nobel ödülü,edebiyata bir yenilik ge-tirsin veya getirmesin,belli bir özelliðini, di-ðerlerinden farklý, ken-dine özgü ve belirginbir biçimde ortaya çýka-ran yazarlara verilmek-tedir. Bu özelliðini tümeserlerinde gösterebilenve edebi çizgisi geliþe-rek devam eden tutarlýyazarlara. Orhan Pa-muk’un eserleri ve ya-zarlýðý hakkýnda kitapyazmýþ olan akademis-yen ve öðretim görevlisiYýldýz Ecevit “OrhanPamuk gerçek bir kurgusanatçýsýdýr” derken, Pa-

muk’un ödül aldýðýnýStockholm’de açýklayanNobel Akademisi DaimiSekreteri Horace Eng-dahl, Medyatava’nýnkendisiyle yaptýðý söyle-þide yazar için þunlarýsöylemiþtir:

Soru- Dünyada bu ka-dar þahane yazar varkenAkademi’nin kalbini bu kezOrhan Pamuk kazandý. Bunasýl oldu?

Engdahl- Bunun enkolay açýklamasý þu.Çok þahane romanlaryazýyor. Bu bir edebiyatödülü baþka bir þey de-ðil. O, bu ödülü günü-müzde romanda yenicanlýlýk uyandýrdýðý içinaldý. Bu kadar basit.”

Soru- Pamuk, Marquezgibi öyküler Cervantes gibiroman kahramanlarý yarat-mak istediðini söylemiþti.Bunu baþarabildi mi sizce?

Engdahl- Bence ba-þardý. Her þeyden önceþunu söylemeliyim.Onun romanlarýndakikiþiler o denli belirginve canlý ki, romaný oku-duktan sonra onlarýunutmak mümkün ol-muyor.

Ýkincisi, kitaplarýnda

çift kiþiliklilik olgusuylaBatý dünyasýnda varolan roman karakterleri-nin dýþýna çýkabilme us-talýðýna sahip olduðunugörüyoruz. Ayrýca anlatýsürdüðü sýra, kendilerikendilerini anlatýrken yada baþkalarý anlatýrkenyeni, çok sayýda karak-terlerin daha ortaya çýk-týðýný görüyoruz.

Yani Pamuk'un ro-manlarýnda diyalektikbir iliþki var, anlatým ileroman karakterleri ara-sýnda. Bu, Batý romanla-rýnda yok. Karakterlerçok saðlam ve belirginduruyor. Bu bize çok il-ginç geliyor.

Soru- Onun güncel biryazar olduðu ama uzun so-luklu evrensel bir yazar ola-mayacaðý yolundaki görüþene diyorsunuz?

Engdahl- Katýlmýyo-rum. Onun yarattýðý ki-þiler, kimlik yaratma be-cerisi, Batý'da görmedi-ðimiz çift yönlü kiþilik-ler ve bunlarýn diyalek-tik anlatýmý ilgi uyandýr-mayý sürdürecektir.”

Edebiyat ve NobelAyrýca bir baþka husus

var ki, biraz ilgilenenler

Page 49: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI

Her þeyden önce Orhan Pamuk’un romanlarýndaki kiþiler o denli belirginve canlý ki, romaný okuduktan sonra onlarý unutmak mümkün olmuyor.Ýkincisi, kitaplarýnda çift kiþiliklilik olgusuyla Batý dünyasýnda var olan ro-man karakterlerinin dýþýna çýkabilme ustalýðýna sahip olduðunu görüyoruz.Ayrýca anlatý sürdüðü sýra, kendileri kendilerini anlatýrken ya da baþkalarýanlatýrken yeni, çok sayýda karakterlerin daha ortaya çýktýðýný görüyoruz.

iyi bilirler, Nobel edebi-yat ödülü edebi çizgile-rinin ve kiþiliklerininyanýnda, içinde bulun-duðu topluma, o toplu-mun tabularýna, ezberle-rine karþý, kendi görüþ-lerini çýkarabilen, kendidüþüncelerini ortaya ko-yabilen, düzene, rejimeve bir takým uygulama-lara muhalif durabilecekfikir ve etki gücüne sa-hip, protest ruhlu vetoplumu tedirgin etmek-ten çekinmeyen sanatçý-lara verilir. Objektif birpolitik bakýþ ve politikfikir de Nobel edebiyatödülü için bir tercih se-beplerinden biri olabilirbelki. Böyle olmayanlariyi yazar deðildirler di-yebilir miyiz? Her yaza-rýn kendisiyle, çevresiy-le, toplumla sorunlarývardýr mutlaka ve edebi-yat derdini anlatmanýnen güzel yollarýndan bi-ridir aslýnda. Ama bunu

yaparken dilini iyi kul-lansýn kullanmasýn, ger-çek bir söz ustasý olsunveya olmasýn, sadecekendi duygu ve düþün-celerini, sevgilerini, kýz-gýnlýklarýný, öfkesini dil-lendirmekten öteye gi-demeyen, bir de üstelikkurbaðlarý ürkütmektençekinen bir yazara buçapta ödüller verilmi-yor. Nitekim Orhan Pa-muk, kendi çizgisiniçekmesini iyi bilen tav-rýný, Edebiyat Komitesi-nin ödülün veriliþ ge-rekçesini -Yaþadýðý ken-tin melankolik ruhunuarayýþýnda Pamuk’un,kültürlerin çatýþmasý vebirleþmesinde yeni sem-boller bulduðu- deðer-lendirirken ortaya koy-muþtur ve kültürlerinçatýþmasý sözünün iyibir söz olmadýðýný, bunainanmadýðýný, kültürle-rin buluþmasýný kabulettiðini ve kendi ülkesi-

nin bunun güzel bir ör-neðini teþkil ettiðini be-lirtmiþtir.

Orhan Pamuk’un ede-bi yanýný anlatmak busatýrlarý aþar. Ancak onuseverek okuyanlarýn onahayranlýk duyduðunu veyücelttiðini söyleyebili-riz. Kimi akademik çev-relerde, bir cümleyemantýklý, anlamlý ve tu-tarlý bir þekilde en çokkelime yükleyebilen ya-zar olarak bilinir. Ünlübir müzisyen, müzikalanýnda kendisini onabenzeten bir gazeteciye“Orhan Pamuk müthiþbir þeydir, acayiptir.Ona benzenmez” demiþ-tir. Ünlü bir ressamýmý-za, yazar olsaydýnýzhangi kitabý yazmak is-terdiniz diye sordukla-rýnda “Kara Kitap’ýn ya-zarý olmak isterdim” di-ye cevap vermiþtir. Aynýressama baþucu kitabý-nýz hangisidir, diye so-

49

Page 50: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan

SEVGÝ DÜNYASI

rulduðunda “Kara Ki-tap” yanýtýný vermiþtir.Bunun dýþýnda çok satý-yor ama okunmuyor,okunsa da anlaþýlmýyordenen yazarý bu ülkede,kitap okuma alýþkanlýðýaz olmasýna raðmen, ay-rýca kimilerince edebi-yatýn ve hele romanokumanýn bir zamankaybý görülmesine rað-men okuyan, anlayan,gayet iyi algýlayan birokur kitlesi vardýr.

Ece Ayhan, edebiyat-çýlarýmýzdan bir orkestrameydana getirilecek ol-sa, kim hangi enstrumanolurdu diye bir seçkiyapmýþtý bir zaman.Ýsim vererek, hangi ya-zar ve þairi hangi müzikaleti gibi gördüðünü be-lirtmiþti. Bu hoþve isa-betli seçkide Orhan Pa-muk’u Panflüt olarakgörmüþtü Ece Ayhan.Hani þu yumuþacýk se-siyle en ince duygularý-mýza bile dokunabilen,orkestra içinde hemenfark edilen, güçlü çalýn-dýðýnda da kulaðý rahat-sýz etmeden etkili, hü-zünlü bir coþku veren,lirik, yalnýz, uzlaþmaz,nefesli enstrumana.

Ece Ayhan’ýn Panflütebenzettiði Orhan Pa-muk, ayný hayatý çocuksaflýðý ve neþesiyle kar-þýlayan Peter Pan gibi,aramýzda, düþünceleri-mizde hýzla, zekice vedeliþmence dolaþýrken,kendilerini ve her þeyiolduðundan daha önem-li ve ciddi görenlerin,aðýr görüneyim de mol-la desinler þeklinde ya-þayanlarýn, olaný biteni,gözler önünde olup du-raný –mýþ gibi görüpgöstereceðini zanneden-lerin takkelerini tekerteker devirmektedir. Buelbette huzursuz edicibir tutumdur. Ama hemülkemiz ve toplumumuzhem de bu toplumdançýkan ve bize ilk No-bel’i hediye eden yaza-rýmýz, gerilimlerin, ger-ginliklerin, duygusalkarmaþa ve kafa karýþýk-lýklarýnýn, kültür veinanç çeþitliliði altýndayüklenmenin ve bütünbunlarýn verdiði kaotikzenginliðin insanlarý de-ðil miyiz? Bu gerilim-lerden ve zenginlikler-den insanlýða ve kendi-mize daha çok güzellik-ler ve baþarýlar çýkarýp

hediye edebiliriz. Ancakbunlar uzun soluklu vebüyük bir disiplin ge-rektiren çalýþmalar so-nucu ortaya çýkabilirlerancak. Ayný roman sa-natýnda olduðu gibi. De-ðerli yazar ve eleþtir-menlerimizden FethiNaci’ye bir gün sormuþ-lardý “Büyük romancýolmak için ne yapmaklazým?” diye. O hafifçegülerek cevap vermiþti:“Büyük romancý olmakiçin büyük roman yaz-mak lazým”

Daðý yerindenoynatmaya çalýþmak

Orhan Pamuk bir ke-resinde yazý yazýþýný,koca bir daðý her günhafif hafif, biraz bir uç-tan, biraz bir baþka uç-tan fiskeleyerek, itekle-yerek yerinden oynat-mak, bir yere götürmekiçin çalýþmaya benzet-miþti. Kim bilir o yazýþ-ta ne fedakarlýklar, negözyaþlarý vardýr…Böyle özveriyle, büyükbir disiplinle, bitmez tü-kenmez enerjiyle büyükromanlar yazan yazarý-mýzý yürekten kutluyo-ruz.

50

Page 51: KASIM 2006 SAYI: 455 FiYAT: 3.5 YTLınları.com/arsiv/0611Dergi.pdf · SEVGÝ DÜNYASI 6 On tane oku ayný anda atabilen büyük bir yay düþününüz. Bu yaya takýlan oklar aþaðýdan