50
www.yuruyus.com [email protected] Say›: 132 I IS SS SN N 1 13 30 00 05 5 - - 7 79 94 44 4 www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv dahil) [email protected] Telekom Bask›lara Karfl› Direniyor Anayasa Tart›flmalar› Sürüyor Ortak Düflman Amerika’d›r! Amerika Halklar›n Sorunlar›n› Çözmez; Ç›karlar› ‹çin ‹flgal ve ‹mha Eder! Oligarfli halklar›n hiçbir sorununu çözemedi, çözemez! K Kü ür rt t s so or ru un nu un nu un n ç çö öz zü üm mü ü, , h ha al lk kl la ar rn n b bi ir rl li ik kt te e ö ör rg gü üt tl le en nm me es si i, , b bi ir rl li ik kt te e m mü üc ca ad de el le es si i, , b bi ir rl li ik kt te e i ik kt ti id da ar rn nd da an n g ge eç çe er r! ! ÇÖZÜMSÜZLÜK DÜZEN‹ Partiler Kapatt›lar Dilleri Yasaklad›lar Asimilasyon Uygulad›lar ‹nfazlar, Katliamlar, Failli Meçhuller Yapt›lar S›n›rötesi Operasyonlar Gerçeklefltirdiler; Çözemediler; Sorun büyüyerek devam ediyor!

(kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · [email protected]›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

www.yuruyus.com [email protected]›: 132IISSSSNN 1133000055 -- 77994444

www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 132

25 Kas›m 2007

Fiyat›: 1 YTL

(kdv dahil)

[email protected]

Telekom Bask›lara Karfl›Direniyor

�AnayasaTart›flmalar›Sürüyor

Ortak Düflman Amerika’d›r!

Amerika Halklar›nSorunlar›n›

Çözmez; Ç›karlar› ‹çin

‹flgal ve ‹mha Eder!

Oligarfli halklar›n hiçbir sorununu çözemedi, çözemez!

KKüürrtt ssoorruunnuunnuunn ççöözzüümmüü,, hhaallkkllaarr››nn bbiirrlliikkttee öörrggüüttlleennmmeessii,, bbiirrlliikkttee mmüüccaaddeelleessii,,

bbiirrlliikkttee iikkttiiddaarr››nnddaann ggeeççeerr!!

ÇÖZÜMSÜZLÜK DÜZEN‹

� Partiler Kapatt›lar� Dilleri Yasaklad›lar

� Asimilasyon Uygulad›lar� ‹nfazlar, Katliamlar, Failli

Meçhuller Yapt›lar� S›n›rötesi Operasyonlar

Gerçeklefltirdiler;

Çözemediler;Sorun büyüyerek

devam ediyor!

Page 2: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm Mücadelesinde

Yitirdiklerimiz30 KKas›m-6 AAral›k

Gülseren BBeyazÜlkenin her yan›nda kamuemekçileri içinde sendikal fa-aliyetlerin yeni yeni bafllad›¤›bir dönemde, Elaz›¤'dakisa¤l›k emekçileri içinde göz-le görülür bir hareketlilikbafllam›flt›. Bu canlanman›nen önünde olanlardan biriy-di. Ruh ve Sinir Hastal›klar›Hastanesi'nde hemflireydi,

ama devlet hastanesinden SSK'ya, oradan sa¤l›kocaklar›na kadar her tarafa kofluyor, en küçük bir za-man›n› bile bofl geçirmiyordu.

Canl› ve fedakar kiflili¤ine cesaretini de eklemifl vesa¤l›k emekçilerinin örgütlenmesine dört elle sar›l-m›flt›. Onu ne polisin tehditleri durdurabildi, ne deona zaman zaman çok ac› veren rahats›zl›¤›. Kafas›nakoydu¤u fleyi mutlaka yapan inatç› bir özelli¤i vard›.

Bir genel operasyon s›ras›nda (1992 Nisan) bu kezGülseren gözalt›na al›nanlara sahip ç›kmak için canlabaflla çal›fland›. Çeflitli yerlere giriflimde bulunmaktan,gözalt›ndakilerin ailelerini ve avukatlar› seferber etme-ye kadar her tarafa kofltururken, bir taraftan da açl›kgrevini örgütleyenlerdendi. Coflkulu kiflili¤i kadar, ar-kadafllar›n› sahiplenme bilinci de güçlüydü. Onun zor-luk, engel tan›mayan bu enerjisi birçok kifliye örnek ol-du, etkiledi.

O Dersimli’ydi. Kürt k›z›yd›. Da¤lardan gelen direniflsesleri ona hiç yabanc› de¤ildi. Konuflmalar›nda, sohbet-lerinde hep gerilla olurdu. O gerilla oldu¤unda, onu ta-n›yanlar hiç flafl›rmad›.

Onurlu ve örnek an›s›n› mücadelemizde yaflataca¤›z.

Tarih yazanlar›nKaleminden

"Vietnam ÇÇocuk FFestivali GGünü"ndeAmerikan bbombard›man uuçaklar›

oyuncak aatt›lar çocuklara. BBu ffestivalgününden kk›sa bbir süre öönce

bombalad›klar› vve ççok ssay›da ççocuköldürdükleri kköylere dde aatt›lar bu

oyuncaklardan.

Çocuk ffestivalindeoyuncak aat›lacak,bomba yyerineoyuncak.

Pazarlama uuzmanlar› nne ddediler:Çok bbüyük oolacak eetkisi bbunun,çok bbüyük oolacak, hhiç kkuflku yok.

Bütün ddünya

duygulanacak bbundan,soluk aalacak bbütündünya, ggenifl bbir soluk.

Ama uuçaklar oyuncakatsayd›lar on bbefl ggünönce, flflimdi ddebombalar›n›,

benim iiki ççocu¤um ddanezaketiniz ssayesindeson iiki hhaftalar›nda bbirfleyler bulacaklard›oynayacak.

ER‹CH FFR‹EDÇev. AA. KKadir - SSelâhatt›n YY›ld›r›m

BBOOMMBBAA YYEERR‹‹NNEE OOYYUUNNCCAAKKBBOOMMBBAA YYEERR‹‹NNEE OOYYUUNNCCAAKK

6 Aral›k 1994’de Dersim Hozat ‹lçesi’ne ba¤l›Çaytafl› Köyü’nde bofl bir evde iken oligarflinin as-keri güçleri taraf›ndan kuflat›ld›lar. Kemal Askerikomutas›ndaki gerillalar kald›klar› yere umudunbayra¤›n› as›p sloganlar›yla, marfllar›yla direndiler.Çat›flma sonucu 9 gerilla flehit düfltü.

Kemal ASKER‹, 1956’da Tarsus’ta do¤du. 1975y›l›nda DEV-GENÇ saflar›nda mücadeleye kat›ld›. 11y›l tutsak kald›. 1993 yaz›nda Do¤u, Güneydo¤uAnadolu siyasi sorumlulu¤una atand›. Parti KuruluflKongresi’ne kat›ld›. Kongrenin ard›ndan Dersim’deKomutanl›k Üyesi olarak göreve bafllad›.

Ahmet GÜDER, 1969 Elaz›¤ do¤umlu. F›ratÜniversitesi T›p Fakültesi’nde okurken devrimciler-le tan›flt›. ‘92 Ocak ay›nda gerillaya kat›ld›.

Nihat KAYA, Dersim Hozat do¤umlu. Devrimci-lerle 1987’de F›rat Üniversitesi Edebiyat Fakülte-si’nde ö¤renciyken tan›flt›. Bir süre demokratikalanda görev yapt›ktan sonra, 1992 y›l›nda geril-laya kat›ld›.

M. Ali ÖZTÜRK, 1965, Dersim Mazgirt’e ba¤l›Canik Köyü do¤umluydu. Elaz›¤ Atatürk Lisesi’ndeö¤renciyken mücadelede yerald›. ‘93 y›l› ortas›ndagerillaya kat›ld›.

Erkan AKÇALI, 1972 Elaz›¤ do¤umluydu. Müca-deleyle 1990’da EHADKAD’a gitmeye bafllad›¤›ndatan›flt›. ‘93’te gerillaya kat›ld›.

Hüsniye AYDIN, 1968 Dersim do¤umludur. Si-vas Sa¤l›k Meslek Lisesi’nde okudu. Sa¤l›k emekçilerinin sendikal mücadelesinde yerald›. 1993 A¤ustos’unda gerillaya kat›ld›.

Gülseren BEYAZ, 1972 Dersim do¤umluydu. Sivas Sa¤l›k Meslek Lisesi’nden ‘88’de mezun oldu. Sa¤l›k-Sen Elaz›¤ fiube Bafl-kanl›¤› yapt›. Mücadelenin çeflitli alanlar›nda görev ald›.

fienay SONAR, 1974 Dersim Mazgirt do¤umluydu. Devrimcilerle Dersim Cumhuriyet Lisesi’nde ö¤renciyken tan›flt›. Gerilla-ya ‘93 A¤ustos ay›nda kat›ld›.

Mikail GÜVEN, 1973 Do¤anflehir do¤umluydu. Devrimci Hareketle ‘91 Temmuz’unda tan›flt›. Gerillaya kat›ld›¤› ‘93 Mart’›nakadar Mücadele gazetesi muhabirli¤i yapt›.

fienay SSONAR (Fatma)

Gülseren BBEYAZ(Sat›)

Mehmet AAli ÖÖZTÜRK(Ayhan)

Erkan AAKÇALI(Özgür)

Mikail GGÜVEN(Mazlum)

Hüsniye AAYDIN(Sabo)

Kemal AASKER‹(Ekrem)

29 Kas›m akflam› Ege’de Gölgeli Da¤lar› eteklerinde Balk›ca Köyü’nde kufla-t›ld›lar. 20 saat boyunca hiç susmayan sloganlar›yla, marfllar›yla, silahlar›ylaBalk›ca destan›n› yazd›lar. Onlar› teslim alamayan oligarflinin askeri güçleri,30 Kas›m 1998 günü, onlar›n direndi¤i köy evini havan toplar›yla, roket-lerle yak›p y›karak yak›lm›fl cesetlerini teslim alabildi.

Erhan YILMAZ, 1976 Diyarbak›r Bismil do¤umludur. Lise y›llar›nda devrimcidüflünceleri benimsedi. H›zla geliflti. Gençlik çal›flmalar› yan›s›ra Bal›kesir, Ban-d›rma, Susurluk sorumluluklar›n› üstlendi. fiehit düfltü¤ünde birli¤inin komuta-n›yd›.

Mehmet YILDIRIM, 1964 Kars Ka¤›zman ‹lçesi Oluklu Köyü do¤umluydu.‹lkokuldan sonra ö¤renimine devam edemedi. Sömürüyü, adaletsizli¤i en çarp›c› biçimlerde yaflad›. 1993'te devrimcilerle tan›fl-t›. 1995'te Karadeniz K›r Birli¤i’ne kat›ld›. fiehit düfltü¤ünde birli¤inde komutan yard›mc›s›yd›.

Erhan YYILMAZ(Kenan)

Mehmet YYILDIRIM(Necati)

Feridun Yücel BATU, Eylül 1969 Mufl do¤umlu, aslen Antalya-Finikeli’dir.1990’da, Uluda¤ Üniversitesi E¤itim Fakültesi’nde ö¤renciyken mücadeleyekat›ld›. 1994’te okuldan at›ld›. Mücadelesini farkl› alanlarda sürdürdü.

1994 Eylül’ünde tutukland›. 19-22 Aral›k katliam›nda Ümraniye’deydi. Yol-dafllar›yla birlikte direndi. Ard›ndan Kand›ra F Tipi’ne sevkedildi. 2001’de tah-liye oldu, ancak k›sa süre sonra tekrar tutukland› ve K›r›klar F Tipi’ne konuldu.

Aral›k 2001’de örgütüyle iliflkisi kesilmifl olmas›na ra¤men, tecrite karfl›ölüm orucuna bafllayarak 1 Aral›k 2002’de flehit düfltü.

Feridun YYücel BBATU

Zeliha ERTÜRK, 1978 ‹stanbul do¤umlu, aslen Sivas-Zaral›’d›r.Yoksul bir ailenin çocu¤uydu. Devrimcileri ve faflizmi 17 yafl›ndaykenGazi ayaklanmas›nda tan›d›. 1996 Ölüm Orucu döneminde gözalt›ndaiflkencelerden geçirilip tutukland›. Eskiflehir Hücre Tipi Hapishanesi’negötürüldü. 2000’de yeniden F Tipleri gündeme geldi¤inde o da en ön-de olmaya gönüllüydü. Kartal Hapishanesi’nde 5. Ölüm Orucu Ekibi direniflçisi olarak 3 Hazi-ran’da ölüm orucuna bafllad›, 6 ay boyunca açl›¤a, zulme karfl› dire-niflin bayra¤›n› tafl›yarak 30 Kas›m 2002’de ölümsüzleflti.

Zeliha EERTÜRK

Bir öyküNe bafl› belline de sonuKim bilir daha kaç y›ld›zdo¤acak gecelere

Kim bilir daha kaç beden harlayacak alevleriNe kimin kalaca¤›Ne kimin gidece¤i belli de¤il... Bu öykü ölümsüzlü¤ün, Bu öykü karanfillerin öyküsü...

ZZeelliihhaa EErrttüürrkk 2255 fifiuubbaatt 22000011,, KKaarrttaall

Tarih yazanlar

Ahmet GGÜDER(Turgut)

Nihat KKAYA(Haydar)

Page 3: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

Dostunu, düflman›n› bilmeyenesaretten kurtulamaz! 44

Ortak düflman Amerikan emperyalizmidir 66

Amerika’yla kurtulmak! 1100

Telekom direniflinde ikinci ay 1122

EEmmeekk:: Tekst ‹plik iflçilerine icra! 1166

Bu süreçte 11 anayasa tasla¤› ç›kt›... 1177

Anayasa röportajlar› 1188

Tecrit, iflkence, infazlar sürüyorAdalet Bakan› bilmezden geliyor 2222

Baflka bir avukatl›k deneyimi 2233

Sald›r›ya maruz kalm›flken san›k yap›lanlaranlat›yor: ‘Biz ölü torbalar›yla’ 2244

Bir mezar tafl› daha adliyede 2255

Bedreddinler’den Balk›ca’yaSevda ayn› sevda kavga ayn› kavga 3300

Katilleri de¤il, katledileni araflt›ran savc› 3322

YYuurrttdd››flfl››:: Burjuva demokrasisinin hukukufaflizmin hukukundan farkl› m›? 3333

Objektiflik 3355

‘Tek millet, tek dil’ ‹flte sorun bu! 3388

Do¤ançay-Der üzerine yeni bask› ve .... 4400

GGeennççlliikk:: Sürekli de¤iflen s›nav sistemlerive de¤iflmeyen e¤itim... 4422

Polisin görevi faflistleri korumak!... 4433

Evrensel yazar›n›n kabusu 4444

Ne Ferhatlar Susar Ne Yürüyüfl Durur 5500

‹Ç‹NDEK‹LER Ça¤r› / ‹lan

Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü:

Halit Güdeno¤lu

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20/ 2 Beyo¤lu/ ‹STANBUL

Telefon-Faks: 0212 251 94 35

Ofset Haz›rl›k: Ozan Yay›nc›l›k

Adres: Merkez Mah. Abidei HürriyetCad. Atlas Apt. No: 155-157 Kat: 5/14 fiiflli/ ‹STANBUL

Tel: 0212 241 26 41

Faks: 0212 241 11 16

Yurtd›fl› Büro: Vak›f EFSANEPieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/NEDERLAND

‹nternet Adresi: www.yuruyus.comMail Adresi: [email protected]

ISSN: 1305-7944

Hesap No: 1051 - 1637885 SevtapTürkmen / Türkiye ‹fl Bankas› fiiflli fib.

Bask›: Ezgi Matbaac›l›k-Sanayi Cad.Altay Sokak No:10 Çobançeflme/Yenibosna / ‹ST. Tel: 0 212 452 23 02Da¤›t›m: Merkez Da¤›t›m PazarlamaSan. ve Tic. A.fi. Tel: 0 212 354 37 67

Haftalık Süreli Yerel YayınFiyatı: 1 YTL

Avrupa: 4 EuroAlmanya: 4 EuroFransa: 4 Euro‹sviçre: 6 Frank

Hollanda: 4 Euro‹ngiltere: £ 2.5Belçika: 4 EuroAvusturya: 4 Euro

HHaayyaatt››nn ‹‹ççiinnddeekkii TTeeoorrii 2266Uluslar›n Kendi Kaderini Tayin Hakk› -2-

SSiiyyaasseettttee ‹‹LLKKEE 1155Halk›n yoksullu¤u ve burjuva bas›n›n

HHaaff››zzaa 4466TBMM’nin savafl tezkereleri

SSoorruunnllaarr // ÇÇöözzüümmlleerr 3399DTP’yi kapatmak

DDee¤¤iinnmmeelleerr 4488Dinleme özürlüler

YYiittiirrddiikklleerriimmiizz 5511

11 NNiissaann OOppeerraassyyoonnuu DDaavvaass››TTaarriihh:: 2288 KKaass››mm ÇÇaarrflflaammbbaa SSaaaatt:: 1111::0000 YYeerr:: ‹‹ssttaannbbuull 1122.. AACCMM

Mühendisik, Mimarl›k vePlanlamada

++ ‹‹VVMMEE Dergisi’nin Kentsel Dönüflüm veYetkin Mühendislik Özel Say›s› ÇÇIIKKTTII

wwwwww..iivvmmeeddeerrggiissii..ccoomm

TTrraakkyyaa KKüüllttüürr MMeerrkkeezziiKKaass››mm AAyy›› EEttkkiinnlliikklleerrii

� 30 Kas›m Pazar

Saat: 20.00

FFiillmm GGöösstteerriimmii::

Black

ÇÇOOCCUUKKLLAARR ‹‹ÇÇ‹‹NN!! fifiaakkiirrppaaflflaa TTeemmeell HHaakkllaarr vveeÖÖzzggüürrllüükklleerr DDeerrnnee¤¤ii’nde

Her Cumartesi Film Gösterimi Saat 11.00

Gençlik

Gelecektir

Dergisinin

14. Say›s›

Ç›kt›

Page 4: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

1990’lar›n bafllar›ndanitibaren emperyalizmin

dünyadaki rolü ve niteli¤iüzerine muazzam bir çar-p›tma kampanyas› yürü-tüldü. Solda, vatanseverçeflitli güçler aras›nda, genifl halkkitleleri nezdinde bu konuda mu¤-lakl›klar, çarp›k anlay›fllar olufltu.Bu çarp›kl›¤›n üzerine günümüzdeart›k hiçbir ülkenin ba¤›ms›z ola-mayaca¤› gibi düflünceler infla edil-di. Emperyalizme iliflkin düflünceleriçinde en tehlikeli olan›, emperya-lizmin art›k de¤iflti¤i, o döneme ka-dar cuntalar›n mimar›, faflist dikta-törlüklerin bafl destekçisi, gerici re-jimlerin hamisi olarak bilinen em-peryalizmin art›k di¤er ülkelere“insan haklar› ve demokrasi teme-linde müdahale etti¤i” idi. Bu teori-nin kabul ettirilmesi, halklar›, oto-matikman emperyalist müdahalelerkarfl›s›nda tav›rs›z b›rakmak anla-m›na geliyordu. Bu düflünce, dün-yan›n birçok bölgesini emperyalizmiçin istedi¤i gibi at oynatabilece¤ibir alan haline getirece¤i için entehlikelisiydi.

Emperyalizm geçen y›llar içinde“de¤iflmedi¤ini” birçok vesiley-

le gösterdi fakat, o süreçte yarat›l-m›fl olan ve solun çeflitli kesimleritaraf›ndan da sürdürülen emperya-lizme iliflkin mu¤lakl›klar, çarp›k-l›klar, halklar›n anti-emperyalistduygular›n› ve anti-emperyalist mü-cadeleyi zay›flatan olgulardanbiridir hala. ‹flte bu yüzden, b›k-madan emperyalizmi anlatmayadevam ediyoruz. ‹flte bu yüz-den, dünya üzerinde neredeysekan dökmedi¤i, halklara gözya-fl› döktürmedi¤i tek bir metre-kare yer kalmam›fl olan ABDgibi bir emperyalisti anlat›yo-ruz.

ABD’nin düflman oldu¤unuanlatmak, halk›m›za dostu-

nu düflman›n› göstermek, kurtu-lufl yolunu iflaret etmektir. DDooss--ttuunnuu,, ddüüflflmmaann››nn›› ttaann››yyaammaa--yyaann hhaallkkllaarr,, eessaarreetttteenn kkuurrttuu--llaammaazzllaarr!! ABD’ye müttefik yada Ortado¤u’yu demokratiklefl-

tirecek güç olarak bakanlar, flunubilmelidirler ki; ABD’nin yar›m as-r› aflan müdahalesi sürecinde Orta-do¤u’daki tek bir ülkeye, tek birhalka bar›fl, demokrasi, huzur, refahgetirdi¤inin örne¤i yoktur. Ama,tersine örnekler çoktur. Yürüyüfl’ünbu say›s›nda ABD’nin Ortado-¤u’daki kanl› tarihinin bir özetinibulacaks›n›z. Bu tarihin bize söyle-di¤i tek bir fley var: Bölgenin tümilerici, vatansever, devrimci, sosya-list güçleri, ““AABBDD,, OOrrttaaddoo¤¤uu’’ddaanneelliinnii ççeekk!!”” politikas›nda birleflebil-melidirler. Halktan yana hiçbir güç,hiçbir gerekçeyle ABD’yle iflbirli¤iyapamaz; ona karfl› tav›rs›zl›¤› poli-tikalaflt›ramaz. Ne “ulusalc›” geçi-nenlerin yapt›¤› gibi, ABD, PKK’yekarfl› operasyon izni verirse “strate-jik müttefik” olarak görülebilir, neKürt milliyetçilerinin yapt›¤› gibi,“bizi koruyor, bize dokunmuyor”diye di¤er halklara yapt›klar› gör-mezden gelinebilir. Her tutars›zl›k,emperyalizme aç›k cephe almayanher hesap ve politika, ABD’ye güçverir. ABD, halklar›n düflman›d›r.

Bu tart›flmas›zd›r. Halktan yanaolanlar›n yeri, AABBDD’’nniinn kkaarrflfl››ss››nnddaaolmakt›r. Halklar›n ulusal ve s›n›f-sal kurtuluflu da buradan geçer.

Ülkemiz 1945’lerden bu yana,iflbirlikçilerin yönetimindedir.

Gelmifl geçmifl tüm iktidarlar, buyüzden, hemen her dönem ekono-mide, askeri planda ABD’ye -k›s-men de Avrupa emperyalizmine gü-venmifl, politikalar›n› onlar›n dikteettirdi¤i çerçevelerde belirlemifller-dir. Bu neredeyse yar›m as›r böylesürmüfltür. Emperyalizmin ülkedekitek müttefiki oligarflik kesimler ol-mufltur. Ancak sözünü etti¤imiz ta-rihsel dönemde –1990’larda– “mu-halif” güçler aras›ndan da emperya-lizme müttefik güçler ç›km›fl, baz›muhalif kesimler de “müttefik” gör-meseler de emperyalizme karfl› ç›k-mayan bir tutum benimsemifllerdir.‹flbirlikçilik, iflte bu süreçte her za-man oldu¤undan daha fazla makulve meflru görülür olmufltur.

Biz, bu süreci tersine çevirece-¤iz. Bafl›ndan bu yana emper-

yalizmle her türlü uzlaflmay› redde-den politik tutumumuz, er geçdo¤rulu¤u kan›tlanacak olantek politikad›r. Bundan eminiz.Kitleler, ulusalc›, vatansever,anti-emperyalist duygu ve dü-flünceleri flu ya da bu ölçüde ta-fl›yan tüm kesimler, er geç em-peryalizme iliflkin tek gerçe¤indevrimciler taraf›ndan dile geti-rilenler oldu¤unu göreceklerdir.En baflta görülmesi gereken isefludur: EEmmppeerryyaalliizzmmee ddaayyaannaa--rraakk,, eemmppeerryyaalliizzmmllee iiflflbbiirrllii¤¤iiyyaapp››llaarraakk hhiiççbbiirr hhaallkk kkuurrttaarr››--llaammaazz.. Baflka halklar› katlet-mek, imha etmek, ülkeleri iflgaletmek üzerinde hiçbir halk›ngelece¤i infla edilemez.

4 GÜNDEM 25 KKas›m 22007

Dostunu, Düflman›n› Bilmeyen Esaretten

Kurtulamaz!

En baflta görülmesi gereken fludur: Emperyalizme

dayanarak, emperyalizmle iflbirli¤i yap›larak hiçbir halkkurtar›lamaz. Baflka halklar›

katletmek, imha etmek, ülkeleri iflgal etmek

üzerinde hiçbir halk›ngelece¤i infla edilemez.

Page 5: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

Irak’›n iflgaliyle birlikte, yan›bafl›-m›zda çok boyutlu ve bir o kadar

da vahim bir iflbirlikçilik örne¤inetan›k olduk. Barzani-Talabani çizgi-sinde somutlaflan bu iflbirlikçilik,emperyalizme dünyan›n her yerindebenzer güçleri aratacak, yaratt›rma-ya teflvik edecek kadar cazipti em-peryalistler aç›s›ndan. Çeflitli güçlerbu iflbirlikçili¤e “hakl›” gerekçeleryaratmaya çal›flt›lar. Ama dünyadaböyle bir iflbirlikçili¤i meflrulaflt›ra-cak tek bir teori, tek bir gerekçeyoktur. PKK, s›n›r ötesi operasyonayeflil ›fl›k yakt›klar› için bugün Bar-zani ve Talabani’nin politikala-r›n› elefltirmeye bafllam›flt›r. Fa-kat PKK, Barzani’nin ABD’yleiflbirli¤ini hiç elefltirmemifl, ter-sine “do¤al” görmüfltür. Bu ifl-birlikçi çizginin, bu ve benzerisonuçlar› do¤urmas› kaç›n›l-mazd›. ABD flemsiyesinde biriktidar kuranlar, bu iktidar› ko-rumak için ABD’nin her dedi¤i-ni yapmak durumundad›rlar.

Gelinen bu noktadan bafltaülkemizdeki Kürt milliyet-

çi hareketi, Barzani-Talabaniçizgisini Uluslar›n Kendi Kade-rini Tayin Hakk› diye meflrulafl-t›rmaya çal›flanlar olmak üzere,herkes dersler ç›karmal›d›r.‹kinci olarak görülmesi gerekende fludur: EEmmppeerryyaalliizzmmiinn ççeemmbbee--rriinnddeenn çç››kkaammaayyaannllaarr,, ddoo¤¤rruu ppoollii--ttiikkaallaarr ggeelliiflflttiirreemmeezzlleerr.. Onlar›ntavr›n›, emperyalizm belirler. Em-peryalizm onlar› kendi düzeni içinetamamen ya da k›smen kabul etti¤isürece emperyalizmle bir sorunlar›olmaz. Bu noktada “bizim ABD’yebir karfl›tl›¤›m›z yoktur” denilebilirpekala. Ama sorun tam da burada-d›r. Halktan yana olan herkesin, ile-rici, demokrat, yurtsever gibi s›fat-lar tafl›yan herkesin, her örgütünAABBDD’’yyee vvee ttüümm eemmppeerryyaalliissttlleerrlleessoorruunnuu vvaarrdd››rr vvee oollmmaall››dd››rr.. Tümemperyalistlerle çeliflkisi ve savafl›vard›r ve olmal›d›r.

Bak›n iflbirlikçilik nas›l çarp›k-l›klar ortaya ç›kar›yor: Bugün

s›n›r ötesi operasyon çerçevesindeTürkiye’nin Kuzey Irak’› iflgal et-

mesinden sözediliyor. Ama KuzeyIrak’›n zzaatteenn iiflflggaall aalltt››nnddaa bir yeroldu¤u unutuluyor adeta. Asl›ndaunutulmuyor, Irak’› “ba¤›ms›z” ka-bul eden bir bak›fl aç›s› var burada.Dolay›s›yla, peflmergelerin hakl›olarak TSK’n›n sald›r›lar›na karfl›haz›rland›¤› görülürken, ayn› pefl-mergelerin ABD emperyalizmininiflgali karfl›s›nda tav›rs›z oldu¤ugerçe¤i gündeme bile gelmiyor.Oligarflinin iflgaline karfl› ç›karken,Amerikan emperyalizminin oradakivarl›¤›n› meflru görüyor. Hay›r, hiç-bir meflrulu¤u yoktur. Ne oligarfli-

nin, ne Amerika’n›n Kuzey Irak’tabulunmas›n›n meflrulu¤u yoktur.Bunu meflru gören tüm anlay›fllar,bizim tart›flt›¤›m›z anlay›fllard›r. Biranlay›fl ki, emperyalizmi onayl›yor,emperyalizmin ülkeleri sömürgelefl-tirmesini onayl›yor, iflgalleri ve kat-liamlar› onayl›yor; k›sacas› kendidar ulusal-grupsal ç›karlar› için bafl-ka halklara bask›ya izin veriyor; bu-nu reddediyor ve mahkum ediyo-ruz. Böyle bir demokratl›k m› olur?Böyle bir politikay› savunan hare-ketlerde “ilerici” bir yan bulunabilirmi? Böyle bir ilericilik tan›m› ola-bilir mi?.. Bizim bildi¤imiz “di¤erhalklar› katlet” diyen bir demokrat-l›k ve ilericilik tan›m› yoktur. Ola-maz da diyoruz. Bu politikalar› bizeilericilik, demokratl›k diye savun-maya kalk›flanlar› da siyasal riya-karl›kla suçluyoruz.

Kürt milliyetçi bas›nda bugünflöyle yaz›labiliyor: “Kürt-

ler’in ABD-Türkiye plan›na yatma-s› korkunç bir fleydir ve Kürtler’in,Kürt halk›n›n intihar›d›r. Kürt tarihibunun trajik örnekleriyle doludur.”Do¤rudur ve bizim bafl›ndan berisöyledi¤imiz bunlard›r. Ama “Kürt-ler’in ABD-Türkiye plan›na yatma-s›”n› korkunç bir fley olarak de¤er-lendirenler, ne yaz›k ki, ayn› Kürt-ler’in Irak’ta Amerikan-‹ngiliz pla-n›na yatmas›na ayn› flekilde karfl›ç›kmad›lar. ABD-Türkiye plan›,Amerikan-‹ngiliz plan›ndan daha

m› kötü, daha m› iyi? Halklar,ilerici, yurtsever örgütler, bun-lar aras›nda tercihler yapmayamahkum mu?.. Böyle tercihleryap›lmaya baflland›¤› anda, ba-¤›ms›zl›k, demokrasi, ilericilik,emperyalizm, bütün kavramla-r›n anlam› bozulmaya, gerçek-ler çarp›t›lmaya, politikalarsapmaya bafllar.

Emperyalizme ba¤›ml›, s›rt›-n› emperyalizme yaslam›fl,

karfl›l›¤›nda onun çizdi¤i s›n›r-lara hapsolmufl herhangi bir“devletleflme” oluflumu, ba¤›m-s›z olsa ne olur, olmasa ne olur?Burada sözü edilen ba¤›ms›zl›ken fazla ve en iyi ihtimalle, ye-ni-sömürgecili¤in göstermelik

ba¤›ms›zl›¤›d›r. Ki, bunu ne ba¤›m-s›zl›k, ne Uluslar›n Kendi KaderiniTayin Hakk› olarak, ne demokratik-leflme olarak kabul etmek mümkünde¤ildir.

Biz tekrar söylüyoruz ki, emper-yalizmden kurtuluflu içerme-

yen, ba¤›ms›zl›¤›n savunulmad›¤›bir durumda, ulusal sorunun çözü-münden de, demokrasinin kazan›l-mas›ndan da sözedilemez. Demok-rasiyi savundu¤unu söyleyenler,AAvvrruuppaacc››,, AAmmeerriikkaanncc›› olamazlar.Ba¤›ms›zl›¤› ve demokrasiyi savun-mak, bunun d›fl›nda, emperyalizmekarfl› bir cephe içinde konum belir-lemektir. Emperyalist müdahalelerimeflru görmeyip reddetmektir.Halklar›n kurtuluflunu istemek, em-peryalist sömürü ve tahakkümünher biçimine, Amerikan imparator-lu¤una karfl› ç›kmakt›r.

Say›: 132 5GÜNDEM

Ne oligarflinin, ne ABD’ninKuzey Irak’ta bulunmas›n›n

meflrulu¤u yoktur. Bunu meflrugören tüm anlay›fllar, bizimtart›flt›¤›m›z anlay›fllard›r.

“Di¤er halklar› katlet” diyen birdemokratl›k ve ilericilik tan›m›

yoktur. Bu politikalar› bizeilericilik, demokratl›k diye sa-

vunmaya kalk›flanlar› da siyasalriyakarl›kla suçluyoruz.

Page 6: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

6 ORTAK DÜfiMAN 25 KKas›m 22007

ABD emperyalizminin Ortado-¤u’ya el atmas› ilk olarak 5 Ocak1957'de Amerikan Baflkan› Eisen-hower’in ünlü doktrinini aç›klama-s›yla birlikte oldu.

Eisenhower’in doktrinine göreAmerikan emperyalizmi, Frans›z ve‹ngilizler’in giderek egemenlikleri-nin zay›flad›¤› Ortado¤u’da ege-menli¤ini kuracakt›. EisenhowerDoktrini, geliflen halk hareketlerikarfl›s›nda zay›f düflen iflbirlikçilerikurtarmak ve yeni-sömürgelerin sö-mürü alanlar›ndan ç›kmas›n› engel-lemek için “dolayl› sald›r›” tan›m›gelifltiriyordu.

Doktrinin di¤er önemli yan› ise,Amerika’n›n bu doktrinini hayatageçirirken, dayanaca¤› iki temel ül-keden birisinin ‹srail di¤erinin Tür-kiye olmas›yd›. Yani, BOP’ta oldu-¤u gibi Amerika’n›n Ortado¤u içinilk projesinde de bu iki ülkenin ta-fleronluk-jandarmal›k rolü önemliolacakt›.

Ortado¤u’da çeflitli ikili özel an-laflmalarla, askeri üs ve karakolnoktalar›n›n artt›r›lmas›, daha sonraCENTO ad›n› alacak olan Ba¤datPakt›’n›n kurulmas› bu politikan›nürünüdür. Ki, bu pakt ve anlaflmalarABD’nin Ortado¤u egemenli¤indedayand›¤› iflbirlikçi güçleri flekillen-dirmifltir.

Ortado¤u’nun emperyalistler ta-raf›ndan sömürgelefltirilmesi Os-manl›’n›n y›k›lmas› sürecine daya-n›r. Osmanl› y›k›lmaya bafllad›kçaegemenli¤i alt›ndaki topraklar dagiderek emperyalist ülkelerin ege-menli¤i alt›na girmeye bafllar.

Ortado¤u’nun ilk emperyalistefendileri 1. Paylafl›m Savafl›’n›ngalipleri Frans›z ve ‹ngilizler idi.Bu süreçte çeflitli anlaflmalar imza-land›. Frans›zlar Ortado¤u’da yafla-yan ve müslüman olmayan az›nl›k-lar›n koruyucusu olma s›fat›n› eldeederek Ortado¤u’daki varl›¤›n› an-laflmalarla kabul ettirmifl oldu. Suri-ye ve Lübnan üzerinde egemenlikkurdu. Lübnanl› iflbirlikçileri arac›-l›¤›yla Ortado¤u’ya sermaye ihrac›-na bafllad›lar.

‹ngilizler M›s›r’da egemenlikiliflkisi gelifltirmenin yan›nda, Orta-do¤u halklar›na karfl› kullanmakiçin, Filistin topraklar›nda ‹sraildevletinin kurulmas›n› sa¤lad›.

Fakat, emperyalizmin Ortado-¤u’ya yerleflmesi, Ortado¤u’daArap milliyetçisi anti-emperyalisthareketlerin de geliflmesine nedenolur. Örne¤in, M›s›r’da Nasr önder-li¤indeki hareket ‹ngiliz iflbirlikçile-rinin iktidar›na son verir. Suriye,Irak, Libya gibi ülkelerde de emper-yalizme karfl› iktidarlar kurulur.

Bu süreç ‹ngiliz ve Frans›zlar›nOrtado¤u’daki güçlerini büyükoranda yitirdikleri dönem olur. Ki,Eisenhower Doktrini de, Frans›z ve‹ngilizler’in egemenli¤inin zay›fla-d›¤› Ortado¤u topraklar›nda, 2. Pay-lafl›m Savafl›’n›n galibi ülke olarakegemenlik kurma plan› üzerine fle-killenir. 1956 y›l›nda Frans›z ve ‹n-giliz emperyalistlerinin Süveyfl Ka-nal› iflgalinin baflar›s›zl›kla sonuç-lanmas› ve çekilmek zorunda kal-malar›, ayn› zamanda, bölgedekiegemenliklerini ABD emperyaliz-

mine devretmeyi de kabullenmele-ri anlam›na gelmifltir.

Ortado¤u’da ba¤›ms›zl›kmücadelelerine karfl› savafl-t›, iflbirlikçi iktidarlarkurmak ve pekifltirmekiçin darbeler örgütledi

ABD emperyalizminin Ortado-¤u’da ilk sald›r› hedefi, LLüübb--nnaann’’ddaakkii emperyalizmin iflbirlikçi-si Falanjistler’in iktidar›na karfl› sa-vaflan güçler oldu.

ABD deniz piyadelerini Lüb-nan'a ç›kard› ve ayn› zamanda ‹ngi-lizler de K›br›s üzerinden paraflüt-çülerini Ürdün'e indirdi. Emperya-lizm Ortado¤u'da -niteli¤i ne olursaolsun- anti-emperyalist bir geliflme-ye tahammülünün olmad›¤›n›, bunubast›rmak için her yönteme baflvur-may› meflru gördü¤ünü, gerekti¤in-de tüm uluslararas› yasa ve kuralla-r› da hiçe sayarak aç›kça sald›r›yayönelece¤ini gösterdi. (1958'deABD'nin Lübnan'a asker indirme-sinde ‹ncirlik Üssü kullan›ld›.)

‹‹rraann’’ddaa MMuussaadddd››kk iikkttiiddaarr››,‹ran'›n ulusal ç›karlar›n› ön plandatutan milliyetçi bir politika güderekemperyalist tekellerin elindeki pet-rolü millilefltirince, CCIIAA patentli birdarbe ile iktidardan alafla¤› edilerekyerine tekrar fiah iktidara getirildi.

Bir millilefltirme olay› da ‹ran-dan sonra 11995566''ddaa MM››ss››rr''ddaa yaflan-d›. Emperyalizmin denetimindekiSüveyfl Kanal›, anti-emperyalist ra-dikal tav›rlar alan NASR yöneti-mince 1956'da millilefltirildi. Bununkarfl›l›¤› önce ‹ngiliz ve Frans›z em-peryalistlerinin bölgedeki emperya-lizmin vurucu gücü ‹srail'i de kulla-narak iflgal giriflimi oldu.

Fakat SSCB’nin de müdahalesiile baflar›s›z bu giriflimin ard›ndan,M›s›r’da iktidar de¤iflikli¤ini bu se-fer do¤rudan Amerika darbe girifli-minde bulunarak NNiissaann 11995577''ddee de-nedi fakat bu giriflim de baflar›s›zoldu.

1962’de CIA arac›l›¤›yla Ameri-ka, IIrraakk’’ttaa BBAAAASS Partisi’nin darbe

Akan her

damla kanda,

her damlagözyafl›ndaABD ve

iflbirlikçilerinin eli vard›r

Ortak düflman Amerikan emperyalizmidir

ÇÜNKÜ;

Page 7: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

ile iktidara gelmesine destek verdi.Darbede 10 bin muhalif öldürüldü.

TTüürrkkiiyyee’’ddee 1122 MMaarrtt 11997711’’ddeevvee 1122 EEyyllüüll 11998800’’ddee,, ABD emper-yalizmi, iflbirlikçisi tekellerin ikti-darlar›n› güçlendirmek, devrimci,anti-emperyalist mücadeleyi terörlegeriletmek için peflpefle iki darbeyapt›rd›.

12 Mart 1971'de Süleyman DE-M‹REL hükümetini devirerek yöne-timi ele geçiren iflbirlikçi tekelciburjuvazinin denetimindeki ordu,bizzat ABD emperyalizminin direk-tifiyle, Türkiye halk›na karfl› savaflaçt›. Devrimciler, yurtseverler, ay-d›nlar ve emekçiler katledildi, ifl-kenceden geçirdi, hapishaneleredolduruldu. Demokratik örgütlerkapat›ld› veya çal›flamaz hale geti-rildi.

Türkiye’de silahl› devrim güçle-ri, THKP-C, THKO, TKP(ML) ha-reketlerinin önderleri katledildi.

12 Mart’›, 12 Eylül 1980 FaflistCuntas› izledi. Yine ABD iflbirlikçi-si oligarflik iktidar, krizler ve dev-rimci mücadelenin yükselmesi ne-deniyle parlamento arac›l›¤›yla yö-netmekte zorlan›r duruma gelmifl,emperyalizm ve iflbirlikçi tekellerinekonomik, sosyal programlar›n› ha-yata geçirmek için askeri faflist re-jim ihtiyac› ortaya ç›km›flt›. Yine,iflbirlikçi ordu arac›l›¤›yla yönetimeel konuldu.

Devrimcilere, demokratlara, an-ti-emperyalist güçlere yönelik bü-yük bir teröre yönelindi, ülkede aç›kfaflizm kurumlaflt›r›ld›. Aç›k fafliz-min kurumlar›, 12 Eylül 1980’denitibaren Türkiye’de yönetimin ayr›l-

maz parças› oldu.

‹flbirlikçi paktlar kurdu31 Ocak 1955'te Türkiye’nin

ABD iflbirlikçisi iktidar›n›n Baflba-

kan› Adnan Menderes Ba¤dat'a gi-derek Amerikan-‹ngiliz yanl›s› IrakHükümeti Baflbakan› Nuri Said ilebir pakt anlaflmas› imzalad›. PaktBBaa¤¤ddaatt PPaakktt›› olarak tarihe geçti.Pakt›n amac› baflta M›s›r, Suriye,Filistin olmak üzere, anti-emperya-list, Amerikan emperyalizmine kar-fl› güçlerin, hareketlerin gelifliminiengellemek, bu ülkelerde ve genelolarak Ortado¤u’da Amerikan em-peryalizminin ç›karlar› çerçevesin-de iktidarlar kurulmas›na çal›flmak,bunun için gerekti¤inde askeri güçkullanmakt›.

Ba¤dat Pakt›’na 4 Nisan 1955'te‹ngiltere, 23 Eylül 1955'te Pakistanve 3 Kas›m 1955'te ‹ran kat›ld›.

Fakat 14 Temmuz 1958’deIrak’ta “Genç Subaylar” darbesi ileAmerikan iflbirlikçisi Baflbakan Nu-ri Said ve Kral Faysal öldürüldü.Irak böylece Ba¤dat Pakt›’n›n d›fl›-na ç›kt› ve Ba¤dat Pakt› parçaland›,geriye kalan üç iflbirlikçi ülke Pa-kistan, ‹ran ve Türkiye CCEENNTTOO''yuoluflturdu. Sonras›nda 1979 y›l›ndafiah iktidar›n›n devrildi¤i ‹ran dev-rimiyle birlikte CENTO pratik ola-rak da¤›ld› fakat feshedilmedi.

TTeemmmmuuzz 11995577''ddee ‹‹ssrraaiill BBaaflflbbaa--kkaann›› Bengorion gizlice Ankara'yagelerek MMeennddeerreess hhüükküümmeettii ileSuriye ve Araplar’a karfl› iflbirli¤inigelifltirme karar› ald›lar. 1995 y›l›nakadar daha çok gizli yürütülen Tür-kiye ‹srail iliflkileri 11999955 y›l›ndanitibaren daha aleni ve Ortado¤u'daABD'nin ç›karlar› do¤rultusundakullan›lan daha aktif bir iliflki halinegeldi.

Dünyan›n her yan›nda iflbirlikçi-si devletlere, ihtiyaçlar› çerçevesin-de kullanmak ve iç dayan›flmalar›n›sa¤lamak için paktlar kurduranABD emperyalizminin Ortado-¤u’daki iflbirlikçisi devletlere kur-durdu¤u di¤er bir, halklara karfl› sa-vafl pakt›n›n ad› CCCCRRPPEE ((KKöörrffeezzÜÜllkkeelleerrii ‹‹flflbbiirrllii¤¤ii KKoonnsseeyyii)) dir.CCRPE ise 1981 y›l›nda ‹ran d›fl›n-daki körfez ülkelerine kurdurulmuflbir paktt›r.

Bir baflka ABD operasyonu, M›-s›r ve ‹srail’in, Washington yak›nla-

r›ndaki CCaammpp DDaavviidd’’te birarayagetirilerek, Filistin direniflini birlik-te bast›rmak için iflbirli¤i anlaflmas›yaparlar. Anlaflmaya göre Gazzebölgesinde M›s›r'a, Bat› fieria böl-gesinde de Ürdün'e ""mmuuhhttaarriiyyeettvveerriilleecceekk"", bölgede M›s›r ve Ür-dün’e ba¤l› s›n›rl› bir özerkli¤i olanyönetim kurularak Filistin direniflibitirilecektir.

Bu anlaflma, Filistin halk›n›ngünlerce süren gösterileriyle karfl›-lan›r ve M›s›r’la ‹srail aras›nda kimiiliflkilerin gelifltirilmesi ile s›n›rl›kal›r, Filistin direniflini tasfiye çer-çevesinde prati¤e getirilemez.

Bölgede kullanaca¤› askerigüçler oluflturdusilahlanmay› körükledi

ABD emperyalizmi Ortado¤u'dakendi politikalar›n› uygulataca¤›,ç›karlar›n› koruyacak bölgesel aske-ri güçler oluflturmufltur.

‹srail ve Türkiye bu güçlerin ba-fl›nda gelenlerdir. Her iki ülkenin deordusu, hem ABD’nin silah pazar›olmufl, hem de, bölgede ABD ç›kar-lar› için kullan›lm›flt›r.

ABD emperyalizminin deste¤iile ‹srail Ortado¤u'da önemli bir as-keri güce ulaflm›fl, askeri donan›maç›s›ndan bölge ülkeleriyle k›yasla-namayacak bir duruma gelmifltir.

Yine, ‹srail ABD’nin denetimin-de silah üreten, ihraç eden ülke ha-line getirildi. Baflta Latin Amerika,Afrika ve Asya olmak üzere dünya-n›n birçok ülkesine silah satmakta-d›r. ‹srail Ortado¤u'da silahlanmayar›fl›nda da önemli iflleve sahiptir.Sahip oldu¤u silahl› güç, Arap ülke-lerinin ço¤unun ‹srail sald›rganl›¤›-na karfl› silahlanmas›nda önemli biretkendir.

Kuveyt'in, Körfez Savafl› sonras›silahlanma harcamalar› da çarp›c›-d›r. Kuveyt, ABD baflta olmak üze-re birçok emperyalist ülkeyle sa-vunma iflbirli¤i anlaflmas› imzalad›,ordusunu büyüterek geliflmifl silah-larla donatt›. ABD'nin bölgedeki as-keri güçlerinden biri durumuna gel-

Say›: 132 7ORTAK DÜfiMAN

Page 8: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

8 ORTAK DÜfiMAN 25 KKas›m 22007

di. Ayn› fley Umman, Ürdün, Katar,Bahreyn, BAE gibi ülkeler için degeçerlidir.

Ortado¤u’ya en fazla silah satanemperyalist ülke de ABD emperya-lizmidir. Gerek silah sat›fllar›ndankar elde etmek, gerekse de bölgedekendisine ba¤›ml› askeri güçleroluflturmak için Ortado¤u’yu silahdeposuna çevirmifl, silahlanma yar›-fl› bafllatm›fl ve körüklemifltir.

Ülkeler aras›nda gerginlikler, ça-t›flmalar, savafllar ç›karm›fl, silah ta-lebini art›rm›flt›r.

Ortado¤u silah pazar›n›n; 1973-78 aras› dönemde yüzde 51'i, 1979-83 aras› dönemde yüzde 62'siABD’nin elindedir.

ABD baflta olmak üzere emper-yalist politikalar›n etkisiyle, Orta-do¤u'da askeri harcamalar 4 milyardolardan 1983'te 68 milyar dolara,“körfez krizi”nin hemen ard›ndan1992'de 150 milyar dolara ç›km›flt›r.

Ortado¤u'da h›zla silahlanan ül-kelerden biri de Suudi Arabistan'd›r.Bu ülkenin silahland›r›lmas›nda daABD emperyalizminin rolü belirle-yicidir.

Ortado¤u’yu üslerle donatt›,bu üsler iflgallerdekatliamlarda kullan›ld›Amerika’n›n Ortado¤u’ya yerlefl-mesi, askeri, ekonomik, siyasi heralanda olmufltur. Türkiye, ‹srail gibijandarmalar›n›n yan›nda, do¤rudankendi askeri güçlerini yerlefltirdi¤iüslerle de Ortado¤u’yu donatm›flt›r.

Bu üslerin bir k›sm› Türkiye’de-ki Adana-‹ncirlik, Malatya-Erhaç,Diyarbak›r-Pirinçlik, Yalova-Kara-mürsel, Mufl, Batman gibi askeri üs-lerdir. Bunun d›fl›nda, Ortado¤u’dabirçok askeri üssü mevcuttur vebunlar›n say›s›n› her geçen gün art-t›rmaktad›r.

Yak›n zaman için Afganistan’›nve Irak’›n iflgalinde bu üsler ve ifl-birlikçi ülkelerin limanlar›na yanafl-t›r›lan savafl gemileri yo¤un olarakkullan›lm›flt›r. Salt Irak’›n iflgalinde,Türkiye ‹ncirlik Üssü’nden binlerce

kez Irak’› bombalamak için uçakla-r›n havaland›¤›, Türkiye’nin en yet-kili a¤›zlar›ndan aç›klanm›flt›r.

Ayn› flekilde, Ortado¤u’da he-men hemen üs kurmad›¤› ülke b›-rakmam›flt›r denilebilir.

Afganistan, Pakistan, Suudi Ara-bistan, Yemen baflta olmak üzere di-¤er ‹ran d›fl›ndaki körfez ülkeleriaskeri üslerinin bulundu¤u kimi ül-kelerdir.

Üsler ve paktlar ülkelerin iflgal edilmesinde, halklar›nüzerine bombalar ya¤d›r›l-mas›nda kullan›ld›

ABD emperyalizmi ve iflbirlikçi-lerinin Ortado¤u’da egemenlik kur-ma politikalar›n›n en temel parçala-r›ndan biri, Filistin direniflinin tes-lim al›nmas› olmufltur.

Bu nedenle denilebilir ki, birçoksald›r›lar›nda temel hedeflerden bi-risi Filistin olmufl, Filistin’e sald›r›ve Filistin direnifli çerçevesinde Or-tado¤u halklar› emperyalizmin ya-n›nda ya da karfl›s›nda saflaflm›flt›r.

Elbette Filistin’in yan›nda di¤erbirçok Ortado¤u ülkesi de emperya-list sald›rganl›¤›n hedefi olmufltur.

ABD emperyalizminin deneti-minde, Filistin halk›na yönelik ger-çeklefltirilen KKaarraa EEyyllüüll KKaattllii--aamm››’’nnddaa onbinin üzerinde Filistinlikatledildi.

11997700 EEyyllüüll’’üünnddee iflbirlikçi Ür-dün iktidar› Ürdün'de mültecikamplar›na ve Filistinli gerilla güç-lerine sald›rd›, fakat karfl›laflt›¤› di-renifl karfl›s›nda zor duruma düflenÜrdün’e destek iflbirlikçisi oldu¤uAmerikan emperyalizminden geldi.

Amerika’n›n, ‹srail üzerindenÜrdün’e ulaflt›rd›¤› son model silah-larla mülteci kamplar› günlercebombaland›. Katliamda onbininüzerinde Filistinli öldürüldü. Bukatliam tarihe ""KKaarraa EEyyllüüll KKaattlliiaa--mm››"" olarak kaydedildi.

11996677 yy››ll››,, 66 GGüünn SSaavvaaflflllaarr›› ola-rak an›lan 5-10 Haziran tarihleriaras›ndaki çat›flmalarda, Eski Ku-düs, Sina, Gazze fieridi, Ürdün Ir-

ma¤›’n›n bat›s›nda kalan ve Bat› fie-ria ad› verilen Ürdün topraklar›, ‹s-rail-Suriye s›n›r›ndaki Golan Tepe-leri ‹‹ssrraaiill ttaarraaff››nnddaann iiflflggaall eeddiillddii.

11998822 yy››ll››nnddaa,, Filistin KurtuluflÖrgütü kamplar›n›n bulundu¤u Gü-ney Lübnan ‹srail taraf›ndan bom-baland› ve iflgal bafllat›ld›. 2000 Fi-listinli katledildi.

11998866 yy››ll››nnddaa LLiibbyyaa, emperya-lizme karfl› direndi¤i için ABDuçaklar› taraf›ndan havadan bomba-lanarak katliam yap›ld›.

11999911’’ddee AAmmeerriikkaa IIrraakk’’›› bboomm--bbaallaadd››,, 42 gün süren savaflta 100bin Irakl› katledildi. Amerika’n›nIrak’a sald›r›s› bombalamalar›n de-vam›nda ambargo biçiminde sürdü,ambargo nedeniyle yar›m milyonuçocuk olmak üzere 1.5 milyon Irak-l› yaflam›n› yitirdi.

Ambargo nedeniyle, Irak'›n sa¤-l›k harcamalar›na ay›rd›¤› kaynak1987-1995 y›llar› aras›nda %95 kü-çülmüfltür. Y›ll›k ilaç al›m›na ayr›-lan para 360 milyon dolardan 33milyon dolara düflmüfltür. 1998Mart ay›nda 5 yafl›n alt›nda 5.255çocuk yaflam›n› yitirmifltir. Ayn› ay50 yafl›n›n üzerinde olan 2.175 kifliyaflam›n› yitirmifltir.

1166 AArraall››kk 11999988’de IIrraakk halk›n›nüzerine ABD emperyalizmi taraf›n-dan yüzlerce füze ya¤d›r›ld›.

Bölge petrol zengini oldu¤u halde halklar yoksulluk içinde

Ortado¤u ülkeleri petrol, do¤al-gaz üretimi aç›s›ndan en zengin böl-gede olmas›na ra¤men, halklar›yoksulluk içinde yaflamaktad›r.

1999 y›l› rakamlar›yla Japon-ya'n›n petrol ihtiyac›n›n yüzde75'ini, Avrupa'n›n yüzde 50'sini,ABD'nin de yüzde 20'sini Ortado-

Page 9: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

¤u'dan karfl›lamas› Ortado¤u’nunpetrol zenginli¤ini göstermeye ye-terlidir.

‹ran, Irak, Suriye, Suudi Arabis-tan, Bahreyn, M›s›r, Kuveyt, Libya,Umman, Katar, Birleflik Arap Emir-likleri petrol, do¤al gaz yan›ndabirçok yeralt› madeni ç›kar›lan ül-kelerdir.

Fakat bu zenginlik Ortado¤uhalklar›n›n yaflamlar›na yans›ma-m›flt›r. Bunun sorumlusu ABD em-peryalizmi ve iktidara getirdi¤i ifl-birlikçileridir. ABD, Ortado¤u’nunbu zenginli¤ini ele geçirmek içinkatliamlardan, iflgallere, iflbirlikçi-lefltirmeden, halklar› birbirlerinedüflman edip çat›flt›rmaya her yön-temi kullanm›flt›r. Ortado¤u halklar›bu zenginlik içinde açl›k, yoksullukve ölümle karfl› karfl›ya b›rak›l›rken,Amerikan tekelleri kasalar›n› dol-durmufltur.

Örne¤in, ABD’nin Irak’a uygu-lad›¤› ambargo nedeniyle 1.5 mil-yon Irakl› yaflam›n› yitirdi¤inde,dönemin AABBDD DD››flfliiflfllleerrii BBaakkaann››MMaaddeelleeiinnee AAllbbrriigghhtt’’››nn ““IIrraakk''ttaayyaarr››mm mmiillyyoonn ççooccuu¤¤uunn ööllddüü¤¤üünnüüdduuyydduukk.. BBuu HHiirrooflfliimmaa''ddaa öölleennlleerr--ddeenn ddaahhaa ççookk ççooccuukk ddeemmeekkttiirr.. BBuubbeeddeellii ööddeemmeeyyee ddee¤¤eerr mmiiyyddii”” soru-suna cevab›, ABD emperyalizmininkarakterini ortaya koymas› aç›s›n-dan çarp›c›d›r: ““ZZoorr bbiirr kkaarraarr.. BBuubbeeddeellii ööddeemmeeyyee ddee¤¤ddii¤¤iinnii ddüüflflüünnüü--yyoorruuzz”” demifltir. Emperyalizmin sö-mürü ve ülkelerin zenginliklerine elkoyma h›rs›, de¤il yar›m milyon ço-cu¤u, tüm dünyan›n halklar›n› göz-den ç›karacak büyüklüktedir.

ABD emperyalizmi YeflilKuflak projesi çerçevesindebölgedeki gerici kesimleridestekledi

Bugün ABD emperyalizmi ken-disine Ortado¤u’daki gerici islamc›iktidarlara karfl›, bu ülkelere de-mokrasi getirme görüntüsü vermeyeçal›flmaktad›r. Fakat bu güçler1970-1980’li y›llarda ABD emper-yalizminin sosyalist Sovyetler Birli-¤i’ni kuflatma politikas› çerçevesin-

de kulland›¤›, destekledi¤i güçler-dir. Örne¤in, bugünün Taliban’› za-man›nda, ABD emperyalizmi tara-f›ndan SSCB’ye karfl› desteklen-miflti. O zaman Amerikan ç›karlar›için en büyük tehdit “komünizm”olarak kabul edilmekteydi. Ki do¤-ruydu, sosyalizm ve komünizm em-peryalist sömürü düzeninin alterna-tifi olarak gerçek tehditti.

O süreçte bu nedenle islamc›l›k,sosyalizmin geliflimine, Ortado¤uülkelerinde emperyalizme karfl› mü-cadelenin geliflimine karfl› kullan›-lacak güç olarak görülüyordu. ABDemperyalizmi o zaman halklar›n ge-rici, dinci iktidarlar›n bask›s› alt›n-da olmas›yla ilgilenmiyordu, tersinehalklar›n bu iktidarlar taraf›ndanbask› alt›na al›nmas›n›, sosyalizmdüflünceleriyle, ilerici devrimci dü-flüncelerle tan›flmalar›n›n önündeengel olarak görüyor ve destekli-yordu.

ABD emperyalizminin o süreçte-ki bu projesinin ad› Yeflil Kuflak pro-jesiydi, ki Yeflil Kuflak denilmesininnedeni, sosyalist SSCB’yi güneydenislamc› ülkeler taraf›ndan kuflatmaprojesi olmas› nedeniyle idi.

“Yeflil Kuflak”tan BOP’aABD emperyalizminin o dönem-

ki ç›karlar› sosyalizme karfl› gericidini, iktidarlar› ve güçleri destekle-meyi gerektirirken, bugün ise is-lamc› diktatörlüklere karfl› savafltansözetmektedir.

Elbette, ABD emperyalizmi bu-gün de dini iktidarlar›, diktatörlüklesuçlarken, halklar› özgürlefltirmek-ten sözederken, gerçekte halklarakarfl› hissettikleri sadece düflmanl›kduygular›d›r.

Ki, bu durum ABD, ‹ngiliz vedi¤er emperyalist ülkelerin 2002 y›-l›nda Afganistan’› iflgal operasyonubafllatmas› ve 2003 y›l›nda Irak’› ifl-gal operasyonu bafllatmas›ndan gü-nümüze milyonu bulacak say›da Af-gan ve Irakl›’n›n katledilmesi, mil-yonlar›n ülkelerinden göçetmek zo-runda b›rak›lmas›, iflgalci güçlerinhalka yönelik iflkenceleri, demokra-

si ile emperyalizmin ancak demago-jik bir iliflkisi oldu¤unu göstermeyefazlas›yla yeterli olmufltur.

ABD emperyalizminin Afganis-tan ve Irak’›n iflgaline tafl›d›¤› süreç,asl›nda ““yyeennii ddüünnyyaa ddüüzzeennii”” flek-linde ifadelendirilen dünya egemen-li¤ini kurma politikas›yla, 1990’la-r›n bafl›na dayanmaktad›r. Bu politi-kan›n hayat bulma zeminini 1990’l›y›llarda art›k sosyalist ülkelerin birsistem olarak emperyalizmin ege-menli¤i önünde engel olmaktan ç›k-mas› olufltururken, projenin amac›ABD emperyalizminin dünyadakendini tek güç olarak kabul ettirmehedefi yan›nda, Ortado¤u’nun zen-gin yeralt› kaynaklar›na elkoyma veOrtado¤u pazar›n› ele geçirerek ge-lecekteki krizlerine çözüm üretmehesab› da vard›.

Yeni Dünya Düzeni’nin Ortado-¤u’daki ismi BOP oldu. BOP (Ge-niflletilmifl Ortado¤u ve Kuzey Afri-ka Projesi) baflta ABD olmak üzereemperyalizmin Ortado¤u’da ege-menlik kurma projesiydi.

11 Eylül 2001’de ABD’nin ‹kizKuleleri’nin kaç›r›lan uçaklarla vu-rulmas›, ABD emperyalizminin ha-rekete geçmesi için zemin yaratm›fl-t›. Bu ortamda ABD emperyalizmidünyan›n ilerici, devrimci, sosyalistülkelerini ve örgütlerini, emperya-lizme teslim olmayan islami örgütve ülkeleri “terörist ülke ve örgüt-ler” olarak ilan ederek, terör dema-gojisi alt›nda iflgallerini meflrulaflt›r-maya çal›flt›. Fakat elbette, emper-yalizmin iflgalinin gerçek amaçlar›biliniyor olmakla birlikte, k›sa süre-de terör söyleminin bir demagoji ol-du¤u as›l olan›n iflgaller yoluylapetrol ve di¤er zenginliklere elkoy-ma oldu¤u, Ortado¤u’da ABD ege-menli¤i çerçevesinde iktidarlar›n,ülkelerin s›n›rlar›n›n yeniden fleki-lendirilmek istendi¤i itiraf edilir ha-le geldi.

Bugün art›k ABD’nin Ortado-¤u’daki yüzü halklar için s›r de¤il-dir, ABD emperyalizminin halklaradüflman yüzü herkes taraf›ndan gö-rülmekte bilinmektedir.

Say›: 132 9ORTAK DÜfiMAN

Page 10: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

Ortado¤u, sapla saman›n, at iziy-le it izinin s›k s›k birbirine kar›flt›¤›bir co¤rafyad›r. Fakat bu kar›fl›kl›k,a¤›rl›kl› olarak burjuva propaganda-n›n yaratt›¤› ve daha çok da geri b›-rakt›r›lm›fl kitleler nezdinde bir ka-r›fl›kl›kt›r. De¤ilse, s›n›fsal anlamdakimin ne oldu¤u, ne yapt›¤› o kadarbelirsiz de¤ildir. As›l kar›fl›kl›k,sapla saman›n as›l kar›flmas›, flu sony›llar içinde yaflanmaktad›r.

Her fley tepe taklak oluyor Orta-do¤u’da. Yüzy›ll›k bir hhaayydduutt,, Or-tado¤u’da kkuurrttaarr››cc›› olarak dolafl›-yor. Dünyan›n onlarca ülkesindedemokrasiyi yokeden bir kanl› em-peryalist, Ortado¤u’da ““ddeemmookkrraa--ttiikklleeflflmmeeyyii ssaa¤¤llaayyaann”” bir kovboyolarak boy gösteriyor.

Ya bizim emperyalizme iliflkinbildiklerimiz yanl›fl, ya da Ortado¤usiyaset sahnesinde yeralan ABD’yeiliflkin iddialar...

‹ddia o ki; ABD, Ortado¤u ülke-lerini demokratiklefltirme amac›ylamüdahale etti. ‹ddia o ki, ““SSaaddddaammddiikkttaattöörrllüü¤¤üü”” ABD müdahalesiyley›k›l›p yerine “demoratik Irak” ku-ruldu. ‹ddia o ki, ABD iflgaliyleBa¤dat zalimden kurtuldu, Musul,Kerkük özgürleflti, halklara vurulanprangalar aç›ld›...

E¤er bu iddialar do¤ruysa;

O zaman halklar emperyalizme

ça¤r› yaps›n ““ggeell bbiizzii kkuurrttaarr”” diye.

Ne gerek var bunca mücadelele-re? Ne gerek var bunca zahmetlere,bunca büyük bedeller ödemeye?Örgütlere, eylemlere ne gerek var?Ça¤›r›n ABD’yi olsun bitsin.

Kurtulufl ise kurtulufl, demokra-si ise demokrasi, uluslar›n kaderinitayin hakk› ise, uluslar›n kaderinitayin hakk›, özgürlük ise özgür-lük... ‹stedi¤inizi veriyor ABD. Birtek “ba¤›ms›zl›¤›” vermez, ki o ka-dar kusur kad› k›z›nda da olur. Ar-t›k kurtar›c›n›z›n onu vermemesinide hofl göreceksiniz.

*

YYeennii bbiirr ‘‘ssttrraatteejjii’’ mmii?? YYeennii bbiirr‘‘ssoollccuulluukk’’ ttüürrüü mmüü??

Gel bizi kurtar.

Evet, bunun d›fl›nda stratejilere,taktiklere, politikalara gerek yok.SSttrraatteejjii ddee ttaakkttiikk ddee bbuu:: EEyy AABBDDggeell bbiizzii kkuurrttaarr..

Barzani, Talabani böyle yap›yor.Kosova’da UÇK böyle yap›yor. Do-¤u Timor’da böyle yap›ld›.

ABD de geliyor, bölüyor, parça-l›yor, buyrun iflte kurtuldunuz diyor.

Emperyalist politika bu kadarkaba sergileniyor. ‹flbirlikçiler, ifl-birlikçiliklerini bu kadar kaba ger-çeklefltiriyorlar. Her fley bu kadar“kör parma¤›m gözüne” iken, halaABD müdahalesi üzerine demokra-tikleflme gerçekleflebilece¤i, halaABD müdahalesiyle UKKTH’ningerçekleflebilece¤i öne sürülüyor.‹flgalci ABD tanklar›n›n gölgesinde““MMuussuull öözzggüürrlleeflflttii””,, ““ddeemmookkrraattiikkIIrraakk kkuurruulldduu”” masallar› anlat›labi-liyor.

“S›n›flar mücadelesinin alfabe-si” yokediliyor Ortado¤u’da. Em-peryalizm nedir? Özellikleri neler-dir? ‹flbirlikçilik ne demektir? Kimniye iflbirli¤i yapar, ç›kar› nedir,emperyalizmin ç›kar› nedir?

Bunlar tersyüz edilmifltir. Veyabilmezden gelinmektedir. Ameri-ka’da okumufl, AKP olarak, iflbirli¤i

garantisiyle güven verip iktidar ol-mufl biri olan Abdullah Gül’ün BOPkonusunda “ABD Ortado¤u’yu de-mokratiklefltirmek amac›nda” de-mesi anlafl›l›r. Fakat biz, bu iddiay›ABD’den önce, Kürt milliyetçilerin-den ve baz› sol güçlerden duyduk.

Ama asl›nda kendilerini bile “ik-na” edemedikleri anlafl›l›yor.

Bak›n, daha birkaç y›l önceABD’nin “Musul’u özgürlefltirdi¤i”manfleti atanlar, ABD sopas›yla oli-garfliyi “demokratikleflmeye” iknaetmeye çal›flanlar, bugün, ABD’ninBOP süreci çerçevesinde, Kürtler’ikullanmaya çal›flt›¤›n›, Kürtler’ineemmppeerryyaalliisstt ppoolliittiikkaann››nn vvuurruuccuu vveeyyaayy››llmmaacc›› siyasetinin temel bir gücüolarak, eski konumunu yitiren ‹‹ssrraaiillyyeerriinnee yyeennii bbiirr ‹‹ssrraaiill haline getiril-mesini amaçlad›¤›n› yaz›yorlar.

ABD’nin politikalar›n›n emper-yalist oldu¤u, vurucu ve yay›lmac›bir siyaset izledi¤i, dün de ortaday-d›. Ama baz›lar› ›srarla görmek iste-miyordu bunu.

Tam tersine flöyle diyorlard› me-sela: “ABD, sadece Irak'ta de¤il,Suriye ve ‹ran'da da rejimi de¤ifltir-mek istiyor. Peki hem Suriye'de, hemde ‹ran'da -en az›ndan belirli bir sü-re- bbiirrlliikkttee ççaall››flflaabbiilleeccee¤¤ii güç kim-dir? BBiizziizz..” (Cemil Bay›k, YenidenÖzgür Gündem, 20 A¤ustos 2003)

‹flte teoriyi, “s›n›flar mücadelesi-nin alfabesi”ni tepe taklak eden biryaklafl›m daha; bir yurtsever, bir ile-rici, bir sosyalist bu sözleri söyleye-bilir mi?

Bir yurtsever, ABD’nin bölgedeyapmak istediklerine karfl› ç›km›yo-ruz der mi?

IIrraakk’’ttaa ddeennddii bbuunnllaarr.. ÜÜllkkeemmiizz--ddee ddeennddii.. Ama burada bizim as›ldikkat çekmek istedi¤imiz, bunlarsöylendi¤inde, bu sözler, politika-lar, “sol” içinde meflru görüldü.

Barzani’nin, Talabani’nin oyna-d›¤› role talip olmak, meflru görül-menin ötesinde, uluslar›n kendi ka-

10 ORTAK DÜfiMAN 25 KKas›m 22007

Akan her

damla kanda,

her damlagözyafl›nda

ABD ve iflbirlikçilerinin eli vard›r

Amerika’yla Kurtulmak!

Page 11: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

derini tayin hakk› imifl gibi de-¤erlendirildi.

Bir güç kalk›p diyor ki,

EEyy eemmppeerryyaalliizzmm,, ggeell bbeenniimmkkaaddeerriimmii ttaayyiinn eett!!

Emperyalist kalk›p uçak ge-mileriyle, tanklar›yla, toplar›ylageliyor. Baflka baz› halklar› yak›p,y›k›p katlediyor ve sonra kendisiniça¤›rana dönüp diyor ki, “hadi art›kulus olarak özgürsün!”

Ülkemizdeki “sosyalist” de bu-nun üzerine kalk›p diyor ki, bu birhalk›n kendi kaderini tayin etmesi-dir, kimse buna söz diyemez.

Söz bitiyor burada.

Daha do¤rusu, Marksist-Leni-nist literatür aç›s›ndan bitiyor söz.Çünkü buradan itibaren art›k, bupolitikalar›, Marksizm-Leninizmiçinde tart›flmak, de¤erlendirmekimkan› kalk›yor ortadan.

*

‹‹flflbbiirrlliikkççiillii¤¤iinn vvee eemmppeerryyaalliizz--mmiinn öözzüü;; hat›rlanaca¤› gibi, ABDönderli¤inde NATO ordusu, 1999’daYugoslavya'y› 78 gün boyunca "Ko-sova'daki S›rp katliam›n› durdur-mak" gerekçesiyle bombalad›.

Ard›ndan hemen emperyalist ifl-gal bafllad› bölgede. Emperyalistleroluflturduklar› KFOR adl› güçle Ko-sova'ya yerlefltiler. Ad› KKoossoovvaaKKuurrttuulluuflfl OOrrdduussuu, k›saca UUÇÇKKolan iflbirlikçi bir örgüt, emperya-listleri sokaklara döktü¤ü Arnavut-lar’a alk›fllat›yordu.

‹flgalciler bir Kosova’da bir Ku-zey Irak’taki alk›fllarla karfl›land›lar.Birinde UÇK vard›, ötekinde KDPve KYB.

UÇK, Arnavut milliyetçisi birörgüttü. ABD taraf›ndan desteklen-mifl ve silahland›r›lm›flt›. UÇK mi-lislerinin birço¤unun üniformalar›n-da “ulusal” bayraklar›n›n yan›ndagörülen Amerikan bayra¤› her fleyianlat›yordu. Kuzey Irak’taki “Kür-distan” bayra¤›yla ABD bayra¤›n›nyanyana dalgalanmas›n›n, Ameri-kan generalleriyle Kürt milliyetçi li-derlerin kol kola verdikleri pozlar›nher fleyi anlatt›¤› gibi.

Do¤u Timor’da çat›flmalar tümfliddetiyle sürüyordu. Zaman›nABD D›fliflleri Bakan› MadeleineAlbright, “ya Endonezya durumukendi kontrol etsin, ya uluslararas›müdahaleye onay versin” diye restçekti. BM flemsiyesi alt›nda iflgalgücü haz›rd› zaten. Sonuçta ABD“katliam› önlemek”, “adada istik-rar› sa¤lamak için” müdahale ede-ce¤ini aç›klad›.

Ama müdahalenin meflruiyetiiçin baz› manevralara ihtiyaç vard›.

Bu rroollüü de, Do¤u Timor Ba¤›m-s›zl›k Cephesi (Fretilin) Lideri Xa-nana Gusmao üstlendi. Gusmao,“Birleflmifl Milletler öncülü¤ündeaskeri birliklerin bölgeye gönderil-mesini” isteyen bir aç›klama yapt›.

Gusmao, emperyalizmin müda-halesinde görüyordu çözümü. Yuka-r›daki daveti yaparken, emperyaliz-mi müdahaleye ikna etmek için,flunlar› da eklemeyi ihmal etmiyor-du. “Asya-Pasifik bölgesi için Do¤uTimor'un sanayi yat›r›mlar› ve malimerkez olabilece¤ini... Panama'n›nsa¤lad›¤› kolayl›klar› sa¤lamay›düflündüklerini...” söylüyordu Gus-mao. Bu sözler de her fleyi anlat›yorde¤il mi?

Sözlerin anlatt›¤› aç›kt›r: ““GGeellbbiizzii kkuurrttaarr!!””

Kurtarman›n karfl›l›¤›nda ise, za-ten “kurtar›lan” ülkenin yeralt›, ye-rüstü tüm zenginliklerine el koyma,

onlar› talan etme hakk› do¤mak-tad›r. Ki eemmppeerryyaalliisstt mmüüddaahhaa--lleecciillii¤¤iinn öözzüünnddee varolan budur.

Kürt milliyetçili¤i, ABD,Türkiye oligarflisi ve iflbirlikçiKDP, YNK iflbirli¤iyle kendile-rine yönelen kuflatma karfl›s›nda,

sanki gerçeklerin yeni fark›na var›-yorlar.

“ABD bu planla, BOP temelindebölgeye ‘demokrasi’ elbisesi giydir-meyi, Ortado¤u’ya kendi emperya-list hegemonyas› do¤rultusunda ye-niden biçim kazand›rmay› hedefli-yor. Projesine ayk›r› davranan. ken-disiyle çeliflip çat›flan, askeri ve po-litik gücüne teslim olmayan ülkeleri,anti-emperyalist, sosyalist ve halkç›hareketleri tasfiye etmeyi esas al›-yor” diyorlar mesela. Ama ayn› ha-reket ““BBiizz AABBDD’’nniinn bbööllggeeddeekkii ppllaann--llaarr››nnaa bbiirr flfleeyy ddeemmiiyyoorruuzz”” demiyormuydu? Bu politikan›n tart›flmas›yap›lmadan, bu politika mahkumedilmeden, yukar›daki sat›rlar› yaz-man›n ne anlam› olabilir? Onlar nekadar kal›c› düflünceler olabilir?

TTaallaabbaannii vvee BBaarrzzaannii,, PKK’yekarfl› s›n›rl› bir “operasyon”a evetdediklerini aç›klad›lar. Bunda flafl›-lacak veya beklenmedik hiçbir fleyyoktur. ‹flbirlikçiler için kendi halk-lar› de¤il, ABD’nin politikas› belir-leyicidir... AAmmeerriikkaa’’yyllaa kkuurrttuullaann--llaarr,, ABD’nin kurtar›c› iradesine bo-yun e¤mek zorundad›r. Bu kadar.

Barzani’nin gözünden bak›ld›¤›n-da, mevcut “Kürt devletleflmesi”nitehlikeye atan her fley, Kürt ulusunaihanettir. Çünkü o kendini “kurtul-mufl” saymaktad›r. Ve Kuzey Irak’›kurtulmufl sayan herkes, KuzeyIrak’ta Kürt halk›n›n kendi kaderinitayin hakk›n› kulland›¤›n› savunanherkes, e¤er kendisiyle tutarl› olacak-sa, bu siyasetler aras›nda Barza-ni’nin, Talabani’nin “ulusun iradesi”anlam›na gelen politikas›na r›za gös-termeli, hatta onu desteklemelidir.

Evet, Amerika’yla kurtulmak, ifl-te böyle bir fleydir. Amerika’ylakurtulmak, insanlar›, örgütleri vehalklar›, iflte böyle açmazlarla, tu-tars›zl›klarla, ihanetlerle ve iflaslar-la karfl› karfl›ya getirir.

Say›: 132 11ORTAK DÜfiMAN

Ne ggörüyorsunuz bbu ttabloda?Bir kurtulufl mmu?Yoksa uuluslar›n kkendi kkade-rini ttayin hhakk›n›n ggerçek-leflti¤i aan mm›d›r foto¤raf›ngösterdi¤i?Bir zafer mi yyoksa?Kimin, kkime kkarfl› zzaferi?Kimin, kkimden kkurtuluflu?Kim, nne, nnas›l?..

Page 12: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

12 TELEKOM GREV‹ 25 KKas›m 22007

Grevlerinin 35. gününde Tele-kom iflçilerini ziyaret ettik.Taleplerini; yaflad›klar› bask› vesald›r›lar›; greve iliflkin duygu vedüflüncelerini; grevdeki bir günle-rinin nas›l geçti¤ini; DKÖ’lerden,ilericilerden beklentilerini onlar›na¤z›ndan dinledik.

YYuussuuff KKeeflfl..

4433 yyaaflfl››nnddaa..EEvvllii,, iikkii ççooccuu¤¤uuvvaarr.. YYaakkllaaflfl››kk 1155yy››llddaann bbeerrii TTeellee--kkoomm ‹‹ll MMüüddüürr--llüü¤¤üü’’nnddee ggöörreevvyyaappmmaakkttaa..

Talep-l e r i m i z iflöyle s›ra-layab i l i -riz. Burdaörgütlü biryap› var.Biz Türki-ye Haber‹fl Sendikas› üyesiyiz. Genelde top-lu görüflme masas›na gidilirken bur-da çal›flanlar›n, iflçilerin görüflleri,önerileri al›narak bir temsilciler ku-rulu oluflturuluyor ve bu kurul vas›-tas›yla taleplerimiz yukar›ya iletili-yor. Ve o flekilde iflverenle pazarl›kyap›l›yor. Birinci dereceden taleple-rimiz örgütlü yap›n›n devam etmesi.

‹kinciolan talebimiz ise ayn› ifl dal›ndaayn› yerde çal›flan arkadafllar›m›z›neflit ifle eflit ücret talebi. Bu sa¤lan-m›yor. Eme¤imiz sömürülüyor. Bizbuna karfl›y›z. Eflit ifle eflit ücret isti-yoruz. Hakk›m›z›, eme¤imizin kar-fl›l›¤›n› istiyoruz.

fiimdi 2580 kifli 16 Ekim’dekigrev karar›n›n uygulanmaya baflla-

Telekom iflçilerinin direnifli ikin-ci ay›na girdi. Bir yanda iflvereni,valisi, polisi, savc›s›, medyas›yladirenifli k›rmaya çal›flan, emekçidüflman› cephe. Di¤er yanda dev-rimciler, DKÖ’lerle emekçiler cep-hesi. Bunlar›n ortas›nda hiç kuflku-suz as›l belirleyici olan Telekom ifl-çileri, onlar›n kararl›l›klar›, unuttu-rulmaya çal›fl›lan grev haklar›na sa-hip ç›kmalar›d›r.

Sald›r›larla ilgili Telekom iflçile-ri geçti¤imiz hafta Telekom ‹stanbul‹l Müdürü Mehmet Beytur, ‹stanbulValisi Muammer Güler ve TelekomAvc›lar Müdürü Müjdat Demirke-sen hakk›nda grev k›r›c›l›¤› yapt›k-lar› gerekçesiyle suç duyurusundabulunurken gözalt›ndakiarkadafllar›na sahip ç›kt›lar.

TTeelleekkoomm’’aa ddeesstteekk yyüürrüüyyüüflflüü

17 Kas›m günü TÜMT‹S, Harb-‹fl, Tez Koop-‹fl, Deri-‹fl, Belediye-‹fl, Yol-‹fl 4 No'lu flubeleri ile KESK,Tekstil-Sen, Haber-Sen, ESP, Al›n-

teri, BDSP, ‹flçi Gazetesi’nin kat›l-d›¤› eylemde Mecidiyeköy'de topla-nan kitle Gayrettepe yolunu trafi¤ekapatarak Telekom Müdürlü¤ü’nedo¤ru yürüyüfle geçti. Sloganlarlayürüyen kitle Telekom önüne geldi-¤inde alk›fllarla karfl›land›. Telekomönünde yap›lan konuflmalardaTelekom iflçilerinin grevine destekverildi¤i belirtilirken Sanatç› ‹lkayAkkaya da söyledi¤i türkülerledeste¤ini gösterdi.

TTeelleekkoomm iiflflççiilleerriiyylleeddaayyaann››flflmmaa zziiyyaarreettlleerrii

Gençlik Federasyonu üyeleri 16Kas›m günü Gayrettepe Telekom ‹lMüdürlü¤ü’nde grevde bulunaniflçileri ziyaret ederek dayan›flmada

bulundular.

22 Kas›m günü bir destek deEmekli-Sen’den geldi. Sendikalar›-n›n kapat›lmak istenmesini AKP’yesiyah çelenk b›rakarak protestoeden yaklafl›k 50 Emekli-Sen üyesiburadan da Telekom iflçilerine des-tek ziyareti gerçeklefltirdiler.

DDiirreenniiflflee eenntteerrnnaassyyoonnaalliissttddeesstteekk

Türkiye Haber-‹fl Sendikas›'n›nda üyesi oldu¤u Union Network In-ternational (UNI) temsilcileri, sen-dikal örgütlülükleri tehdit edildi¤iiçin 35 gündür grevde olan Türk Te-lekom iflçilerine destek ziyaretindebulundu. Gayrettepe müdürlük bi-nas› önünde biraraya gelen ‹ngilte-re, Filistin, Hindistan, ‹spanya, Tay-land ve Brezilya'dan sendika temsil-cileri, yapt›klar› ortak bas›n aç›kla-mas›nda, "Direniflinizle gurur duyu-yoruz" dediler.

TELEKOM D‹REN‹fi‹NDE ‹K‹NC‹ AY

GREVDEK‹ TELEKOM ‹fiÇ‹LER‹ KONUfiUYOR

Page 13: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

mas›ndan itibaren çok yüksek birkat›l›mla grevimiz bafllad›. Kat›l›mçok yo¤un ve çok yüksek flu anda.‹flçiler moral motivasyon olarak hergeçen gün daha yukar› tafl›yorlarmorallerini. Grevde moral buluyor-lar. Dayan›flmay› yafl›yoruz burda,birlikteli¤i yafl›yoruz. Paylaflmay›daha bir özümseyerek yollar›m›zadevam ediyoruz.

...

Türkiye’deki emek örgütlülükle-rinin, DKÖ’lerin, üniversitelerin ya-ni bu ülkede çal›flan iflçilerin, köylü-lerin herkesin bu greve sahip ç›kma-s›n› bekliyoruz. Çünkü karfl›m›zdaçok büyük bir güç var. Sermaye,Türkiye’deki ortaklar› bütün güçleri-ni birlefltirerek emek hareketlerinesald›r›yorlar, haklar›n› arayanlarasald›r›yorlar. Bunun geri püskürtül-mesi demokratik sendikal haklar›nelde edilmesi ve önünün aç›lmas›için veriyoruz bu mücadeleyi. Bununiçin de sahiplenmek gerekir.

...

1980’den sonra büyük çapl›grevler olmad›. 1980’den 2007 ka-dar sermaye güçleri grevlerin olma-yaca¤›n›, grevin modas›n›n geçti¤i-ni iflte emek örgütlerinin ortadankalkaca¤›n› söylüyorlard›. Karfl›la-r›nda ummad›klar› bir anda bu grevç›kt›. Yok sayd›lar önce, her fley yo-lundaym›fl gibi gösterdiler. Amagrevin bu kadar gün sürmesi üzeri-ne sald›rmaya bafllad›lar. Bu sald›r›-lar hukuka ve uluslararas› sözlefl-melere ayk›r›. Hem de kendi koy-duklar› 4875 say›l› yasaya uyma-d›klar›n›n kan›t›.

...‹flçiler kendi cephelerinden bak›-

yorlar olaylara. Çünkü iflçi hayat›birebir yaflayand›r. Sabahleyin ço-cu¤uyla, efliyle, annesiyle, babas›y-la sürekli bir iletiflim halinde. Zo-runlu maddi ihtiyaçlar›n›n yan›s›rakültürel ihtiyaçlar› da var, sosyal ih-tiyaçlar› var iflçilerin, insanlar›n.Ancak kim bunlar› karfl›labiliyorki.Doymaya çal›fl›yorlar insanlar. Di-¤er tüm haklar›ndan vazgeçmifl ek-mek derdindeler. Bu yüzden greveç›karken bu bilinçle ç›k›yorlar. Gre-

vin ya da eylemin onun için bir si-lah oldu¤unu biliyor genelde iflçiler.Yani baflka çaresi kalm›yor ki zaten.Gözlemledi¤im kadar›yla biz bugreve ç›karken iflçi arkadafllar›m›nhepsi bunun bilincindeydiler. Yanigrevin yaflanacak oldu¤unu biliyor-lard› ama baz›lar› hiç yaflamad›¤›için daha da heyecanl›yd›, tam ola-rak nas›l olaca¤›n› flekillendiremi-yordu ama grevin gereklili¤ine deinan›yordu. fiimdi herkes yaflayarakö¤reniyor. Grev çad›rlar› çal›flanlariçin bir okul yani ö¤renilecek biryer. Hiç bilmeyen de grevde. Dahaönce birçok eyleme kat›lan da grev-de. Buras› insanlar›n ekme¤ini pay-laflt›¤› bir yer olarak ortaya ç›kt›.Ö¤retiyor yani ve insanlar mutluburda. Bu çok rahat görülüyor.

***

HHaayyddaarr ......

‹‹ll TTeelleekkoommMM üü dd üü rr ll üü ¤¤ üüTTeemmssiillcciissii.. 4444yyaaflfl››nnddaa.. 55 yy››lldd››rrTTeelleekkoomm’’ddaa ççaa--ll››flfl››yyoorr.. EEvvllii,, iikkiiççooccuu¤¤uu vvaarr..

Bu süreçte yer almaktan mutlu-yum. Burda olmaktan mutluyum.Ben daha önce de grevlerde, eylem-lerde yer ald›m. Ama buras› bu grevfarkl›.

Çok uzun y›llardan beri grevsözcü¤ünün unutturulmaya yüz tut-tu¤u bir dönemde biz burda grevihayata geçirdik. Bu grevin beklenti-leri kiflisel beklentilerden ç›km›fl,grevin kazan›mlar› sadece küçük birkesimle s›n›rl› de¤ildir. Genel ola-rak mücadeleyi etkileyecektir. YaniTürkiye iflçi s›n›f›n›n kazan›mlar›olacakt›r. Burda yaflayaca¤›m›z biryenilgi de tüm s›n›f›n bir yenilgisiolacakt›r. fiimdi savafl naralar›n›nat›ld›¤› bir süreçte, insanlar›n katle-dilmek istendi¤i bir süreçte sald›r›-lar›n artt›¤› bir süreçte biz bu ülke-nin dört bir yan›nda grev çad›rlar›açt›k. Her fleyin yozlu¤un yobazl›-¤›n dizboyu oldu¤u bir süreçte bur-da at›lan sloganlarla yaflan›lan ger-çekliklerle buna bir flekilde karfl› ç›-k›l›yorsa bu bir filizdir, bir fidand›r.Buna iyi bak›lmas› laz›m. Bununbüyütülmesi laz›m.

...

Bizim nöbetçi çizelgemiz var.Üç ayr› noktada grev gözcülerimizvar. Bu grev gözcülerimiz dönü-flümlü olarak 24 saat nöbet tutuyor-lar. Bunun d›fl›nda temsilci arkadafl-lar›m›z da gece gündüz burdalar.Ben sabah erkenden 07.30’da burdaoluyorum her gün. Kahvalt›m› bur-da arkadafllarla hep birlikte yap›yo-ruz. Ve grevde olanlar bu sofray›paylaflmay› seviyor. Ailemle yapm›-yorum kahvalt›m›. Çocuklar›mlayapm›yorum. Herkes de öyle burda.Bu sofray› paylaflmak gerekti¤ineinan›yoruz. Bu bizi daha çok bizeba¤l›yor. Birlikte hareket etmeyiö¤reniyoruz hep birlikte. Ö¤le ye-meklerimizde burda yeniliyor. Zi-yaretçilerimiz de geliyor tabi. Bizihiç yaln›z b›rakm›yorlar. Bunlarlailgilenmeye çal›fl›yoruz. Gelen in-sanlara taleplerimizi anlat›yor, grevianlat›yoruz. Herkes anlatabildi¤ikadar. Dili döndü¤ü kadar. Bir deetkinlik programlar›m›z var. Siyasipartileri, kitle örgütlerini, siyasidergileri, duyarl› insanlar› dolafl›yo-ruz. Hakl› taleplerimizi anlat›yoruz.Sesimizi duyurmaya çal›fl›yoruz.Çünkü parantez içinde flunu da söy-lemek istiyorum. Biz bu grevi bu-lundu¤u noktadan bir ad›m ileriye

Say›: 132 13TELEKOM GREV‹

1980’den2007’ye kadar

sermaye güçlerigrevlerin olmayaca¤›n›,

grevin modas›n›ngeçti¤ini iflte

emek örgütlerininortadan kalkaca¤›n›

söylüyorlard›.Karfl›lar›nda

ummad›klar› bir andabu grev ç›kt›.

Page 14: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

14 TELEKOM GREV‹ 25 KKas›m 22007

s›çratmak zorunday›z. Günboyugrevdeyiz bu duygu her ad›m›m›zdaoluyor zaten. Burda insanlar birbiri-ne sahip ç›kmay› ö¤reniyor.

...

Yabanc› sermaye ve ülkemizde-ki iflbirli¤inin fark›nday›z. Burdakiinsanlar daha çok bunun fark›na va-r›yorlar. Bize sald›rabileceklerinigreve bafllarken de tahmin ediyor-duk. Bu ülkede her ne kadar AB’yeuyum yasalar› ismi alt›nda hak vetalepler verildi¤i gibi gösterilse deasl›nda hiçbir sorunumuzun çözül-medi¤ini biliyoruz. Yeni haz›rlanananayasada da bar›nma, e¤itim, sa¤-l›k gibi insan› insan yapan anayasalhaklar da anayasadan ç›kar›lm›fl du-rumda. ‹flçilerimiz art›k bunu burdatart›fl›yor. Bu ciddi bir fley. Buolumlu bir fley. Bu sald›r›lar›n olma-s› bizim için sürpriz de¤il. Bu iflçi-leri olumsuz etkilemiyor. Çünkü ifl-çiler bunu biliyor. Biz hakl› bir yer-deyiz. Ve karfl› s›n›ftakiler bize sal-d›r›yorlarsa o zaman biz durdu¤u-muz nokta hakl› bir noktad›r.

***

FFeevvzzii GGüürr..

4411 yyaaflfl››nnddaa..TTookkaattll››.. EEvvllii,, iikkiiççooccuu¤¤uu vvaarr.. 3344sseenneeddiirr ‹‹ssttaann--bbuull’’ddaa vvee 2200yy››lldd››rr TTüürrkk TTee--

lleekkoomm’’ddaa ççaall››flflmmaakkttaa..

Greve iliflkin duygular›n›, nelerhissetti¤ini flöyle anlat›yor:

20 y›ld›r grev olgusuyla hiç kar-fl›laflmam›flt›k. Bu duyguyu 35 gün-dür yafl›yoruz. Biz bu grevde kendi-mizi b›rakt›k çocu¤umuza çolu¤u-muza bir gelecek verebilmek içinbulunuyoruz.

Biz sesimizi duyurmaya çal›flt›k,görüflmeye çal›flt›k sorunumuzu an-latmaya çal›flt›k, çözülmeyince degreve gittik yani bu kadar basit. Ak-flama kadar buraday›m.

Ben çok mutlu hissediyorumkendimi gelirken. Gururlu bir flekil-

de geliyorum. Y›lmayaca¤›m›z› bili-yorum. Bizi bütün iflçiler takip edi-yor bunu biliyoruz. Çünkü di¤er iflçi-ler için de toplu sözleflmeler olacaktoplu görüflmeler olacak. Ben biliyo-rum ki bu yolda iyi sonuç al›rsak on-lara da moral olaca¤›z. Biz grevdenönce haz›rland›k. Her zaman haz›r-l›kl› hissettik kendimizi. Grev karar›-n› da sevinçle karfl›lad›k zaten. Busevinci her geliflimde buran›n hava-s›n› soluyunca yafl›yorum.

***

BBeeggüümm KKaayyaa

5500 yyaaflfl››nnddaa..‹‹ ss tt aa nn bb uu ll ’’ dd aaddoo¤¤mmuuflfl.. ‹‹kkii kk››zz››vvaarr.. 2288 sseenneeddiirrTTüürrkk TTeellee--kkoomm’’ddaa ççaall››flfl››--yyoorr..

Bir iflçi neden greve ç›kar?Sorumuza karfl›l›k flunlar› söylüyorbize:

Biz sendikal haklar›m›z› istiyo-ruz. Sa¤l›kl› bir flekilde çal›flmayadevam ediyoruz. Grevi haz›rlayankoflullar tabiiki ülkemizde mevcut.Tüm ekonomik koflullar› da bir ke-nara koyarak biz sendikal haklar›-m›z› geri almaya çal›fl›yoruz. Bizbunca sene diflimizle t›rna¤›m›zlakaz›yarak Telekom’u bu hale getir-dik. Her türlü s›k›nt›y› çektik. Emekharcad›k. Ama yaflam koflullar› dazorlaflt› birço¤umuz için, haklar›-m›z elimizden al›n›yor. Buna da se-yirci kalmad›k.

***

SSaaaaddeett KKaayyaa..

TTookkaatt TTuu rr--hhaallll››.. ‹‹ssttaannbbuull--ddaa ddoo¤¤mmuuflfl.. 3388yyaaflfl››nnddaa.. AAiilleessii‘‘6622 yy››ll››nnddaa ‹‹ss--ttaannbbuull’’aa ggeellmmiiflfl..

BBaabbaass›› ‹‹ssttaannbbuull’’aa ggeellddii¤¤iinnddee HHii--ssaarrüüssttüü’’nnddee bbiirr ggeecceekkoonndduulluukk yyeerraallmm››flfl ööllüürrkkeenn ddee ööyyllee ööllmmüüflfl.. BBiirrggeecceekkoonndduuddaa..

Biz hep çok çal›flt›k az kazand›k.Yani eme¤imize göre az kazand›k.Biz son ana kadar grev olmayacakbeklentisine de girdik, çözülür diyede düflündük. Ben 16 y›ld›r Tele-kom’da vardiyal› çal›fl›yorum. ‹flegelir gibi greve geliyorum. Akflam-da nöbetçi olmad›¤›m günler hariçya da o gün program›m›z yoksa sa-at 18.00’de eve gidip çocuklar›mlailgileniyorum.

...

Sabah hep birlikte kahvalt› yap›psohbetler ediyoruz. Bizim yapt›¤›-m›z ifli yapan var m› diye süreklikontrol ediyoruz. O konuda tetikteduruyoruz. Slogan atarak, halay çe-kerek, sohbetler ederek birbirimizidaha da tan›yarak zaman›m›z geçi-yor. Burda öyle iliflkiler kuruldukikesinlikle kolay kolay y›k›lmayacakiliflkiler. Çünkü kenetlendik, birimi-ze sald›r› olursa, müdahale olursahepimize yap›lm›fl gibi gelir can›m›zdaha da yanar. Çünkü biz birlikte birhak mücadelesi veriyoruz burda. Buda bizi ba¤l›yor. Birlikte olunca ken-dinizi güçlü hissediyorsunuz.

Ben en kötü örgütlülü¤ün bilehiç örgütlü olmamaktan daha iyi ol-du¤una inanan bir insan›m.

Kesinlikle bizim bu mücadeledehakl› oldu¤umuzu düflünüyoruz. Veson olarak da diyoruz ki Hakl›y›zKazanaca¤›z.

“Bunca senediflimizle, t›rna¤›m›zlakaz›yarak Telekom’ubu hale getirdik.Her türlü s›k›nt›y›çektik.

Emek harcad›k.Ama yaflam koflullar›da zorlaflt› bir ço¤u-muz için, haklar›m›zelimizden al›n›yor.

Buna daseyirci kalmad›k”

Page 15: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

Say›: 132 15‹LKE

Burjuvazi, kitleleri ikna etmek,

kendi politikalar› çerçevesinde

yönlendirmek, harekete geçirmek

istedi¤i her konuda, halk›m›z›n

yoksullu¤unu kendisine malzeme

yapar.

Ayakkab›s›z, burnunu çeken,

selpak satan çocuklar onlar›n haber

malzemeleridir. Yoksul çocuklara

zenginlerin yapt›¤› hay›rlar›n, yok-

sul bir çocu¤un bulunup okutulma-

s›n›n, yoksul bir evin falanca ihtiya-

c›n›n, falanca gazete, TV ya da bir

zengin taraf›ndan karfl›lanmas›n›n

reklam malzemesi olarak kullan›ld›-

¤›n›n örneklerine s›k s›k tan›k olu-

ruz. Ki, zaten zenginlerin yoksulla-

ra hay›rda bulunmalar› için her

zaman yanlar›nda bir bas›n or-

dusu bulunmak durumundad›r.

Fakat gelin görün ki, yoksul-

lar› kendi reklamlar›na malzeme

olarak kullanan bu kesimlerin,

örne¤in Telekom iflçilerinin ve-

ya daha öncesinden Hava-‹fl ifl-

çilerinin grevlerinde tav›rlar› iflçile-

re karfl› düflmanca olmufltur.

Dikkat edilirse, her bir burjuva

bas›n ve TV kendisine, grevlere

karfl› mücadele etmeyi özel bir gö-

rev olarak benimsedi. Grevin nas›l

halka ve ülkenin ç›karlar›na zarar

verdi¤ine uzun uzun yer verdiler.

Greve giden iflçilerin, sendikalar›n

sabotajlarla halk›n haberleflme

hakk›n› engelledi¤inden sözettiler.

Tüm enerjileriyle iflçilerin grevleri

yenilgiyle bitirmeleri için u¤raflt›lar.

Örne¤in, bunlar› yazanlar, dö-

nüp “Neden bu iflçilerin haklar›verilmiyor, bu insanlar›n daemeklerinin karfl›l›¤›n› alarak, in-sanca yaflamaya haklar› yokmu?” diye sormad›lar.

Örne¤in, ayn› yoksulluk haber-

lerini, iflçilerin greve gitme nedeni-

ni anlatmak için yapmad›lar. Grev-

ler, direnifller sözkonusu oldu¤un-

da, yani yoksulluk kullan›lacak mal-

zeme olmaktan ç›k›p da yoksullu¤a

son verme mücadelesine dönüfltü-

¤ünde gerçek yüzleriyle ç›karlar or-

taya ve bafllarlar sald›rmaya.

Oysa, madem yoksullu¤a karfl›-

d›rlar, halk›n açl›¤›na yoksullu¤una

üzülüyordurlar, iflçilerin, memurla-

r›n, köylülerin yoksullu¤a karfl› mü-

cadelelerinde, daha insanca yafla-

yabilecek ücret taleplerinde neden

yanlar›nda de¤il de karfl›lar›nda

olurlar?

Burada sözkonusu bas›n›n ger-

çekte kimin yan›nda oldu¤u a盤a

ç›kar. Onlar, halk›n yoksullu¤unu

bitirmek için de¤il, tersine halk›n

yoksullu¤u üzerinden saltanatlar›n›

sürdüren zenginlerin ç›karlar› için

çal›fl›rlar. Bilirler ki, ancak halk

yoksullaflt›kça patronlar›n›n cepleri

daha fazla dolacakt›r.

Burada, ikiyüzlülükleri ç›kar or-

taya. Onlar halk›n gerçekte hak al-

ma mücadelesinde, daha iyi koflul-

larda yaflamak için mücadelesinde,

kendi ceplerine att›klar› emek sö-

mürüsü ürünü paralar›n azalaca¤›n›

düflünürler. Ki, gerçe¤i de budur

zaten.

Bu nedenledir ki, halk›n yoksul-

lu¤u onlar için kullan›lacak malze-

me olmal›d›r, fakat halk kesinlikle

direnifllerle, örgütlenerek hak alma

mücadelesi yürütmemelidir.

‹flçiler memurlar greve gitme-

meli, sendikalara üye olmamal›,

mümkünse sendikalar hiç olmama-

l› veya olacaksa patronlar›n iflbirlik-

çisi sendikalar olmal›d›r.

Emekçiler yar› aç, yar› tok yafla-

mal›, çocuklar›n› giydirememeli,

okutamamal›, doyuramamal›, has-

taland›¤›nda ya sakatl›¤a ya ölüme

terketmek zorunda kalmal›d›r.

Ö¤renciler, bilimsel demokratik

halk için üniversite, paras›z e¤itim

talepleriyle mücadele etmemelidir.

Oligarflinin ç›kar›na hizmet eden

üniversiteler ne kadar uzun ömürlü

olurlarsa oligarflinin ömrü de o ka-

dar uzun olacakt›r çünkü.

Sokaklarda mendil,

ciklet satan, dilenen ço-

cuklar›n haberlerini ya-

parak, yoksulluk istisma-

r›yla reyting yaparlar fa-

kat, ayn› çocuklar›n ge-

cekondular› bafllar›na y›-

k›ld›¤›nda, sevinç 盤l›klar› atarlar,

kendilerine bir parça daha rant ye-

ri aç›ld›¤›n› düflünerek.

Örne¤in, biz bu bas›n› çat›flma-

larda ölen askerlerin ailelerinin

yoksullu¤unu uzun uzun anlat›rken

izledik. Do¤ruydu da, ölen askerle-

rin aileleri yoksulluk içindeydi ve

evlerine gelen cenazelerle birlikte

çaresizlikleri daha da artm›flt›.

Fakat, ölen askerlerin aileleri-

nin yoksullu¤unu bile flovenizmi

büyütmek için malzeme haline

getiren burjuva bas›n›n, direnen

iflçilerin çocuklar›n›n da askere

gitti¤ini, gecekondusu y›k›lan in-

sanlar›n içinde de çocuklar› as-

kerde ölmüfl, yaralanm›fl kifliler

oldu¤unu hat›rlad›klar›na tan›k

olmad›k.

Burjuvazi halk›n yoksullu¤un-

dan yanad›r. Onlar öyle istedi¤i

için, ülkemizin sokaklar›nda çocuk-

lar mendil satmaktad›rlar, onlar öy-

le istedikleri için askerde ölenlerin

aileleri yoksuldurlar, açt›rlar, onlar

öyle istedikleri için iflçiler emekleri-

nin karfl›l›¤›n› almadan çal›flmak

zorunda kalmaktad›rlar. Onlar öyle

istedikleri için köylüler ürünlerini

tarlalarda b›rakmak zorunda kal-

makta, tarlalar›n› ekmek için ma-

zot, gübre alacak paray› bulama-

maktad›rlar.

Demek ki, burjuva bas›n›n hal-

k›n yoksullu¤u ile ilgili haber yapar-

ken bir tutarl›l›¤› yoktur, onlar›n

yoksullukla ilgilenmeleri ancak ç›-

karlar›n›n gere¤idir. Yani iliklerine

kadar sömürüp yoksul b›rakt›klar›hhaallkk››nn,, yyookkssuull lluu¤¤uunnuu ddaa ssöö--

mmüürrüü mmaallzzeemmeessii oollaarraakk kkuull llaa--

nnaabbiilleecceekk ahlaktad›rlar.

Onlar, ne yoksullar›n ac›lar›n›

düflünürler, ne yoksullar›n durumu-

na üzülürler, onlar sadece sömür-

meyi ve daha fazla sömürmeyi dü-

flünürler. Sömürü düzenlerinin son-

suza kadar sürmesi için de iflçilerin

grevlerine, halk›n her konudaki

hak alma mücadelesine sald›r›rlar.

Siyasette

‹LKE

Halk›n yoksullu¤uve burjuva bas›n›n

ikiyüzlülü¤ü

Page 16: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

16 EMEK 25 KKas›m 22007

Son zamanlarda yap›lanzamlara tepkiler art›yor. Halk›nç›kar›n› gözetmeyen AKP,zamlar›yla sömürüsünü art›r›r-ken Tüm Bel-Sen üyeleri, 21Kas›m günü yapt›klar› eylemlezamlar›n geri çekilmesini iste-diler.

‹stanbul Büyükflehir Beledi-yesi önünde “Emekliyiz Hakl›-y›z Kazanaca¤›z” pankart› aça-rak biraraya gelen Tüm Bel-Sen üyeleri AKP iktidar›n›nyapt›¤› zam furyas›na ‹stanbulBüyükflehir Belediye (‹BB)Baflkanl›¤›’n›n suya en az %83,ulafl›ma %50 zamla kat›ld›¤›n›

söyleyerek büyükflehir beledi-yesini protesto ettiler.

Tüm Bel-Sen 4 No'lu fiubeBaflkan› Halim Gürbüz eylem-de yapt›¤› aç›klamada, AKPhükümetinin halk› sefalete sü-rükleyecek zamlar yapt›¤›n› di-le getirerek “ABD, AB veIMF'nin istekleri do¤rultusun-da hareket eden hükümet, hal-k›n anayasa ile güvence alt›naal›nm›fl temel ihtiyaçlar›na sal-d›rarak suç iflliyor. Türkiye ge-nelinde yaflanan zam furyas› ile‹stanbul'da yaflayan biz emek-çiler yeterince nasibimizi al-m›flken ‹BB'nin suya ve toplutafl›ma araçlar›na yapt›¤› zam-larla daha da yoksullu¤a itil-mekteyiz” diye konufltu.

"Emekçiyiz Hakl›y›z Kaza-naca¤›z, Topbafl ‹stifa, ZamlarGeri Al›ns›n" sloganlar›n›n at›l-d›¤› aç›klama zamlar›n geri al›n-mas›; emekçi halka kaliteli, te-miz, içilebilir su; kaliteli, güven-li, ucuz toplu tafl›ma hizmeti ve-rilmesi talepleriyle sona erdi.

TÜM BEL-SEN: ‘‘SU, ‹ETT ZAMLARIGER‹ ALINSIN”

Sa¤l›kalan›nda--ki tafle--ronlaflmau y g u l a --mas› 17K a s › mgünü Sa¤--l›k Ba--k a n l › ¤ ›ö n ü n d epro tes toe d i l d i .

Dev Sa¤l›k-‹fl’in ça¤r›s› ileTTB ve SES’in kat›l›m›yla ül--kenin dört bir yan›ndan, ‹stan--bul, Kocaeli, Mersin, Antalya,Bursa, Adana’dan, Ankara’yagelen sa¤l›k emekçileri saat12.00’de Kurtulufl Park›’nda

toplanarak“‹nsan ‹haleile Çal›flt›r›--lamaz Sa¤--l›kta Tafleron

Olmaz, Tek ve Eflit Statü Gü--venceli ‹fl ‹stiyoruz” pankartla--r›yla Sa¤l›k Bakanl›¤›’na yürü--düler.

Polis ablukas› alt›nda ger--çekleflen yürüyüflün ard›ndanSa¤l›k Bakanl›¤› önündeyap›lan konuflmalarda tafleron-laflt›rma sald›r›s›yla örgütlenmehakk›n›n yok edilmek istenmesiprotesto edilip emekçilerin herkoflulda örgütlenmelerine sahipç›kacaklar› vurguland›.

Eyleme kat›lan 350 kifli “Ta--fleronu Sa¤l›kta Süpürece¤iz,Tafleron Sa¤l›¤a Zararl›d›r, Ya--flas›n Sendikal Mücadelemiz”sloganlar›yla kararl›l›¤›n› dilegetirdi.

Tekst ‹plik ‹flçilerine‹cra!

Edirne’nin en eski fabrikalar›ndan Tekst ‹p--lik fabrikas› iflçileri 16 Kas›m günü yapt›klar›bir aç›klamayla, ücretsiz izne ç›kar›lmalar›n›nard›ndan bir de avukatl›k ücreti nedeniyle icratehdidiyle karfl› karfl›ya olduklar›n› aç›klad›lar.

Edirne PTT önünde yap›lan aç›klamada iflçi--ler, 2006 Temmuz’unda 350 iflçinin ücretsiz izi--ne ç›kar›lmak istendi¤ini, sendikan›n da kabuletti¤i bu duruma karfl› Edirne Barosu’’na kay›tl›avukatlar arac›l›¤›yla dava açt›klar›n› belirttiler.Yarg›tay’da k›demle ilgili talepleri onaylananama ihbarla ilgili talepleri reddedilen iflçilere,dava k›smen sonuçland›¤› için herbirine avu--katl›k ücreti olarak 660000 YYTTLL iiccrraa geldi. Tekstiplik ‹flçileri, baroya, sendikaya seslenerek busoruna çözüm bulunmas›n› istediler.

���

“Krefl Hakk›m›zGasbedilemez!”

‹zmir’de de Sosyal Güvenlik Kurumu’naba¤l› tek kurum olan Narl›dere Krefli gittikçeküçültülmekte, çal›flanlar›n krefl ihtiyac› gör--mezden gelinerek kapat›lmaya çal›fl›lmaktad›r.

Krefl konusunda yaflanan bu soruna dikkat çe-ken BES ‹zmir fiubesi, 16 Kas›m günü devredi-len Emekli Sand›¤› Bölge Müdürlü¤ü önündeNarl›dere Krefli’nin kapat›lmaya çal›fl›lmas›n›protesto etti. BES ‹zmir fiubesi Baflkan› MusaSever’in bir aç›klama yaparak krefl hakk›n›nanayasal bir hak oldu¤unu vurgulad›. Eylem“Krefl Hakk›m›z Söke Söke Al›r›z, Narl›dereKrefli Kapat›lamaz” sloganlar›yla sona erdi.

���

Ankara BES: "Rantiyeyede¤il, emekçiye bütçe"

Büro Emekçileri Sendikas› (BES) Ankara 2No'lu fiube, TBMM'de Plan ve Bütçe Komisyo--nu taraf›ndan görüflülen 2008 bütçesinde yera--lan vergi sistemine iliflkin bir aç›klama yapt›.Sakarya Caddesi SKK ‹fl Han› önünde 16 Ka--s›m günü biraraya gelen BES üyeleri, “SefaleteTeslim Olmayaca¤›z, Talan Bütçesine Hay›r"sloganlar› atarak özellefltirmenin 1.5 milyon ki--fliyi iflsiz b›rakt›¤›n› söylediler.

BES Ankara 2 No’lu fiube Baflkan› CemalY›ld›r›m 2008 bütçesine yap›lan zamlar› vevergileri meflru görmediklerini dile getirdi.

Sa¤l›k Çal›flanlar› Bakanl›k Önündeydi

Page 17: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

17-18 Kas›m tarihlerindeAnadolu’nun birçok yerindesöylefliler düzenlenerek HalkAnayasas› Tasla¤› tart›fl›ld›.

Adana, Ad›yaman, Antal-ya, Trabzon, Trakya, Bur-sa’da yap›lan söyleflilerdehalk kendi sorunlar›n› tart›-fl›rken çözümün halk›n kendiörgütlülü¤üyle sa¤lanaca¤›dile getirildi.

ADANA: fiakirpafla veSeyhan- Der’de HalkToplant›lar›

“Emperyalizmin ve OligarflininDe¤il Halk›n Anayasas›n› Yapal›m”kampanyas› çerçevesinde düzenle-nen halk toplant›lar› devam ediyor.17 Kas›m’da Adana’da fiakirpaflaTemel Haklar taraf›ndan düzenlenentoplant›ya konuflmac› olarak kat›lanAdana Temel Haklar Baflkan› fiem-settin Kalkan AKP’nin ç›kartaca¤›anayasan›n halk›n ihtiyaçlar›na ce-vap veremeyece¤ini dile getirdi.Toplant›da HÖC’ün haz›rlad›¤› ana-yasa tasla¤›ndan maddeler tart›fl›l›r-ken Adana Gençlik Derne¤i müzikgrubu da bir dinleti verdi.

18 Kas›m günü de Adana’n›nNarl›ca Mahallesi’nde bulunan Sey-han Sosyal Kültür ve Sanat Derne-¤i’nde gerçeklefltirilen toplant›yakat›lan Adana Temel Haklar Baflka-n› Kalkan “halka sunulmayan, tart›-fl›lmayan, halk›n bilgisinin olmad›¤›bir anayasa ne kadar halka aittir” di-ye sorarken Seyhan-Der çal›flanla-r›ndan Hasan Kutlu ise mahallele-rinde yozlaflmaya karfl› bafllatt›klar›kampanyayla ilgili bilgi verdi.

ADIYAMAN: Anayasa Paneli

HÖC’ün düzenledi¤i kampanya-ya Ad›yaman’dan da ses geldi. Ad›-yaman HÖC taraf›ndan 19 Kas›mgünü “Ba¤›ms›z Demokratik Bir

Ülke ‹çin Halk›n Anayasas›n› Yapa-l›m” paneli düzenlendi. Panele ko-nuflmac› olarak Ovac›k SES Baflka-n› ‹lyas Geçgin, Malatya HÖCTemsilcisi Mehmet Ali Kaya veAd›yaman HÖC Temsilcisi SametAltunalev kat›ld›.

‹lk sözü alan ‹lyas Geçgin HalkAnayasas› Tasla¤›’nda sorunlar›nçözümüne iliflkin maddelerin oldu-¤unu söylerken Malatya HÖC Tem-silcili¤i ad›na kat›lan M. Ali Kayada; AKP anayasas›n›n “sivil” ad› al-t›nda meflrulaflt›r›lmaya ve gerçekyüzünün gizlenmeye çal›fl›ld›¤›n›dile getirdi. Ad›yaman HÖC Tem-silcisi Samet Altunalev ise haklar›-m›z› kazanmak için örgütlülü¤ünönemine vurgu yapt›.

ANTALYA: Finike- AnayasaSöyleflisi Polis Taraf›ndanBas›ld›

‘Halk›n anayasas›n› birlikte ya-pal›m' diyen Antalya HÖC Temsilci-li¤i 17 Kas›m’da E¤itim-Sen FinikeTemsilcili¤i’nde bir söylefli gerçek-lefltirdi. Söylefliye Antalya HÖCTemsilcili¤i ad›na Züleyha Kurt veE¤itim-Sen Antalya fiubesi YönetimKurulu Üyesi Akman fiimflek kat›l-d›. Söyleflide anayasa tart›flmalar›n›nnereden, nas›l bafllad›¤› ve AKP’nin

nas›l bir anayasa yapmakistedi¤i anlat›ld›.

Halk›n kendi anayasa-s›n› tart›flt›¤› söylefliye ta-hammül edemeyen FinikeEmniyet Müdürü ve em-rindeki 20-30 polis, sen-dika binas›na gelerekHalk Anayasas› Tasla-¤›’n›n toplatmas› oldu¤u-nu ve Finike Sulh CezaMahkemesi’nden aramaizni ald›klar›n› söyleyereksöylefli devam ederkenarama yapmaya bafllad›lar.

E¤itim-Sen, polisin buhukuksuzlu¤unun ve key-fili¤inin demokrasimücadelesine yönelik birsald›r› oldu¤unu belirtereksald›r›y› teflhir etti.

BABAESK‹: TKM’de “Kim ‹çinNas›l Bir Anayasa” Paneli

Trakya Kültür Merkezi de kas›may› program› dahilinde “Kim ‹çin,Nas›l Bir Anayasa?” konulu bir pa-nel gerçeklefltirdi.

18 Kas›m’da saat 13.30’da bafl-layan panele konuflmac› olarakÇHD avukatlar›ndan Taylan Tanay,K›rklareli E¤itim-Sen fiube Baflkan›Cahit Aras ve TKM ad›na HasanVeli Ok kat›ld›. 70 kiflinin kat›ld›¤›panelde bir anayasan›n halk›n ç›kar-lar›n› gözetmesi gerekti¤i dile geti-rildi.

BURSA: “Anayasa Halk›n‹htiyaçlar›na CevapVermelidir”

Bursa’da 18 Kas›m günü BursaTemel Haklar ad›na Teoman K›l›ç,KESK Bursa fiubeler PlatformuDönem Sözcüsü Dr. Çetin Erdolu,SDP Bursa ‹l Baflkan› MustafaKumral, ÖDP ad›na Ferruh Y›lmaz,Halk›n Hukuk Bürosu ad›na Bark›nTimtik’in kat›l›m›yla bir panelgerçeklefltirildi. Nilüfer Yerel Gün-dem 21 Salonu’nda saat 14.00’debafllayan panelde “AKP’nin anaya-sas›na karfl› ortak bir tav›r gerçek-lefltirilmelidir” denildi. 3 saat sürenpanele 75 kifli kat›ld›.

Say›: 132 17HALK ANAYASASI

Bu süreçte 11 anayasa tasla¤› ç›kt›, bir tek HÖC’ün tasla¤› yasakland›. Fakat...ADANA’DAN TRAKYA’YA ANTALYA’DAN ADIYAMAN’AANAYASA TARTIfiMALARI SÜRÜYOR

Adana

Antalya Babaeski

Bursa

Page 18: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

Röportajlar›m›zda sordu¤umuz sorular standartt›r;

okunuflu kolaylaflt›rmak için röportajlar›n içinde k›sal-

tarak kulland›¤›m›z ssoorruullaarr››nn ttaamm mmeettnnii afla¤›dad›r:

11 )) Bir anayasa sizce neleri içermeli ve bir anayasa

nas›l yap›lmal›?

22 )) Mevcut anayasa veya AKP'nin gündeme getir-

di¤i anayasa, halk›n haklar›n› güvenceye al›yor, talep-

lerini karfl›l›yor mu? AKP bu anayasa de¤iflikli¤iyle ne-

yi amaçl›yor?

33 )) AKP'nin gündeme getirdi¤i anayasan›n "ideolo-

jisiz" oldu¤u iddias›na ne diyorsunuz? Keza, anayasa-

n›n genellikle "demokratik, özgürlükçü" olmas›ndan

söz ediliyor, ama ba¤›ms›zl›k meselesi tali planda b›ra-

k›l›yor, siz anayasada ba¤›ms›zl›k konusunun yer al-

mas› hakk›nda ne düflünüyorsunuz?

44 )) ‹lerici, demokrat güçlerin anayasa tart›flmas› sü-

recine daha güçlü bir flekilde müdahale edebilmesi

için neler yap›labilir? Örne¤in nas›l, hangi temelde

biraraya gelinebilir? Haklar ve Özgürlükler Cephe-

si'nin sundu¤u Halk Anayasas› Tasla¤›, "Ba¤›ms›zl›¤›,

demokrasiyi ve uluslar›n haklar›n› ve tüm halk›n

özgürlü¤ünü esas alan bir anayasa" olarak tan›mla-

n›yor. Bu temel tan›m, anayasa konusunda birlikteli-

¤in zemini olabilir mi?

55 )) Ülkemizde bugüne kadar ki tüm anayasalar ma-

lum, sömürücü egemen s›n›flar taraf›ndan yap›ld›. Kü-

çük burjuva diktatörlü¤ü için, oligarfli için anayasalar

yap›ld›. Halk için bir anayasam›z olmad›. Sizce böyle

bir anayasam›z›n olabilmesi için ne yapmal›? Bunun

yolu nereden geçiyor?

NAYASA RÖPORTAJLARIAKim ‹çin, Nas›l Bir Anayasa?

BBuu SSaayy››ddaa::Burak BBak›r (Ö¤retim Görevlisi, ‹zmir)Coflkun Molla (Edirne Barosu Baflkan›)Mehmet EElbistanl› (Doktor, Samsun)

18 RÖPORTAJ 25 KKas›m 22007

1)Bir anayasasizce neleri

içermeli ve nas›l yap›lmal›?

Anayasay› bir tür toplumsal söz-leflme olarak görmek mümkün. Buanlam›yla bak›nca anayasan›n içeri-¤ini belirleyen koflullar› mevcut top-lumsal dinamiklerin içinde aramakgerekiyor. Anayasan›n neleri içerdi-¤inden çok onun toplum taraf›ndanpratikte nas›l alg›land›¤› ve kullan›l-d›¤› önemli.

Türk ve Kürt uluslar›n›n karfl›l›k-l› artan flovenist ve gerici e¤ilimleritersine çevirmenin, demokrasi kültü-rünü toplum içinde oluflturman›npratikleri yarat›lmadan, anayasan›niçeri¤i ve haz›rlanma yöntemi üzeri-ne tart›flmaya girmek bofluna bir u¤-rafl haline gelecektir.

22))AKP bu anayasa de¤iflikli-¤iyle neyi amaçl›yor?

Günümüzde toplumsal kesimler okadar da¤›n›k durumdaki, en temelhak ve özgürlükler noktas›nda dahibiraraya gelemiyor. Bu yöndeki ta-

leplerini yükseltemiyor. Demokra-tikleflme yönündeki ad›mlar sadeceAvrupa Birli¤i sürecinin getirdi¤izorunluluklardan at›l›yor, yoksa ge-nifl toplumsal kesimlerin taleplerido¤rultusunda de¤il. Bunun da enönemli nedeni, uluslararas› sermaye-nin yat›r›m yapmak için kendisinedaha güvenli bölgeler aramas›. Mev-cut anayasa tart›flmalar› sadece AKPanayasas› gibi alg›lanmamal›, aksineoligarfli içi çat›flman›n ve mevcut kü-resel kapitalist yap›lanman›n kendiiçindeki çat›flmalar›n bir parças›.

33))AKP'nin anayasas›n›n ‘ide-olojisiz’ oldu¤u iddias›na ve

anayasada ba¤›ms›zl›k konusununyer almamas›na ne diyorsunuz?

‹deolojisizlik kavram›n›n en bü-yük ideoloji oldu¤u gerçe¤ini ortayakoymak gerekir. Buradaki ideoloji-sizlik farkl› bir gelecek tasavvurununolmamas› anlam›nda kavran›lmal›.

Günümüzdeki dünya kapitalistsistemi düflünülecek olursa, ba¤›m-s›z görünen Küba, ‹ran gibi örnekler

bile flüphelidir. Uluslararas› ambar-golar, sürekli artan savafl 盤›rtkan-l›klar› karfl›s›nda ba¤›ms›zl›k alanla-r› bu ülkelerde de gittikçe daralmak-tad›r. Bu sebeple tam ba¤›ms›z birTürkiye, tam ba¤›ms›z bir Irak, Yu-nanistan ya da di¤erlerinden ayr› dü-flünülemez. Günümüz koflullar›ndaanti-emperyalist mücadele ulus-dev-let s›n›rlar› içerisinde verilemez, tümdünya yüzeyinde verilir.

4))‹lerici, demokrat güçleranayasa tart›flmas› sürecine

birlikte nas›l müdahale edebilir, HalkAnayasas› Tasla¤›, birlikteli¤in zemi-ni olabilir mi?

Türkiye’de ilerici, demokrat güç-ler olarak adland›r›lan kesimler‘90’lar›n ortalar›ndan beri savunmahalinde kalm›fl durumdalar. ‹kincisisözkonusu kesimlerin birlikteliklerigeçmiflte hep sorunlu oldu, bu mev-cut t›kan›kl›¤›n yolaçt›¤› bir sorunöncelikle. Ancak bunun da ötesindeas›l sorun birliktelikten çok öncülüksorunudur, ki bu söz ile de¤il ancakeylem ile sa¤lan›labilir.

BBuurraakk BBaakk››rr ((DDookkuuzz EEyyllüüll ÜÜnniivv..GGüüzzeell SSaannaattllaarr FFaakk.. ÖÖ¤¤rr.. GGöörreevvlliissii))::“bir halk cephesini infla etmenin yollar› bulunmal›”

Page 19: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

Say›: 132 19RÖPORTAJ

As›l sorun yeni toplumu, yeni in-san› yaratma mücadelesidir ki, buyar›n›n de¤il bugünün sorunudur.Lenin’in de belirtmifl oldu¤u gibi ikitoplumsal kesim ön plandad›r. Birin-cisi ücretli emek kesimleri; ikinciside ücretli eme¤in en genifl taban›n›yoksul ve yoksun kesimler olufltur-du¤undan kendi içinden ç›karama-yaca¤› “burjuva” ayd›nlar›n etik birseçimi olan sosyalist bilinç. Bu ikikesimi biraraya getirip kendi içindedönüfltürecek, iradi müdahaleyi gös-terecek bir örgütlenmenin yarat›lma-s› ve bunun öncü mücadelesinin ger-çeklefltirilmesi gerekir.

HÖC’ün haz›rlam›fl oldu¤u ana-yasa tasla¤›n›n bir zemin haline ge-lebilmesi için, birincisi buna yönelikeylemliliklerin kurulmas›, di¤eryandan da ciddi bir biçimde tart›fl›l-mas› gerekmektedir. 1997 y›l›ndahaz›rlanan bu tasla¤›n hala tart›fl›l-mam›fl olmas›n›n sebeplerini ise ön-celikle HÖC samimiyetle ortayakoymal›, özellikle fikir üretiminin

merkezi olan üniversitelerde nedenkonuflulmad›¤›n›n nedenlerini bu-lup, bunlar› ortadan kald›racak pra-tikleri sergilemelidir. Ancak bu tar-t›flmay› yaratabilirse, sahiplenilebilirbir taslak haline gelir ve sokakta dasesini bulmaya bafllar. Di¤er yandangelecek bir toplum projesinin sorun-lar›n› bugünden çözme yönünde at›-lan bir giriflim olarak son dereceönemlidir.

55))Halk için bir anayasam›z›nolabilmesi için ne yapmal›?

Halk›n genifl bir kesimi bugüngünlük ç›karlar› do¤rultusunda hare-ket ediyor. Ancak bunu k›rma, uzunvadeli ç›karlar›n›n bu sistemde olma-d›¤›n› gösterme, bu pragmatist davra-n›fllar›n›n gittikçe onu mevcut siste-min iyice kölesi durumuna getirdi¤igerçe¤ini ortaya ç›kartacak prati¤igerçeklefltirmek gerekiyor. Bununiçin de sadece yoksul, iflsiz, gecekon-duda yaflayan kesimleri de¤il, amakentlerin merkezlerinde yaflayan da-ha genifl kesimleri de, sadece özellik-le Kürtler’i ve alevileri de¤il, amaonlar kadar bu sömürü çark›n›n için-de olan Türkler’i ve sünni kesimleride içine alabilecek bir halk cephesiniinfla etmenin yollar› bulunmal›.

Geçmiflin ya da günümüzün de-¤erleri ile de¤il, gelece¤in, enternas-yonalizmin, demokrasinin ve sosya-lizmin de¤erleri ile hareket etmeliyiz.

AAss››ll ssoorruunn yyeennii

ttoopplluummuu,, yyeennii

iinnssaann›› yyaarraattmmaa

mmüüccaaddeelleessiiddiirr kkii,,

bbuu yyaarr››nn››nn ddee¤¤iill

bbuuggüünnüünn

ssoorruunnuudduurr..

Anayasa üzerine yap›lan bir söy-lefli de Trabzon ÖDP’de düzenlendi.Haklar ve Özgürlükler Cephesi tara-f›ndan 18 Kas›m günü düzenlenensöyleflide konuflmac› olarak Ça¤daflHukukçular Derne¤i Genel SekreteriAvukat Selçuk Koza¤açl›, Özgür Ka-radeniz’in Sesi Gazetesi köfle yazar-lar› Enbiya K›rali ve Cenk Yormaz,‹nsan Haklar› Derne¤i Yönetim Ku-rulu Üyesi Mehmet Güven bulundu.Söyleflinin sunumu HÖC SözcüsüZeynep Erdu¤rul taraf›ndan yap›l›r-ken Av. Selçuk Koza¤açl› anayasatart›flmalar›n› halk cephesinden de-¤erlendirmek için topland›klar›n› di-le getirdi.

Koza¤açl›, “Bugün burada anaya-sa tart›flmalar›n› halk cephesindende¤erlendirmek için topland›k. Bili-yorsunuz bu konuda da tabiri caizsea¤z› olan konufluyor. Ülkemizde herkonuda a¤z› olan konufluyor. Birilerikonufluyor biz ceremesini çekiyoruz,birileri konufluyor baflkalar› onlar›n

konufltuklar›n›n bedelini ödüyor. Bu-gün söyledi¤i sözün bedelini ödeyen-ler konuflacak” dedi.

Marks’›n ‘yasalar toplumu infla et-mez, toplumun geldi¤i düzeyi göste-rir’ diyen Koza¤açl›’n›n ard›ndan sö-zü ‹HD’den Mehmet Güven ald›. Gü-ven anayasalar›n din, mezhep, ›rk ay-r›m› gözetmemesi gerekti¤ini belirtti;ancak AKP anayasas› dahil ülkemizanayasalar›n›n hakim dinin, ›rk›n,mezhebin anayasalar› oldu¤unu be-lirtti. Ard›ndan Özgür Karadeniz’inSesi Gazetesi Köfle Yazar› Enbiya K›-rali ülkemizin yönetiminde ba¤›ms›z-l›ktan yana güçlerin zamanla tasfiyeedildi¤ini dile getirirken HÖC Temsil-cisi de Trabzon’da HÖC olarak yürüt-tükleri ‘Emperyalizmin ve OligarflininDe¤il Halk›n Anayasas›n› Yapal›m”kampanyas› çerçevesinde yaflad›klar›-n› anlatt›. Kampanya afifllemeleri ne-deniyle yaflanan gözalt›lar›, Halk Ana-yasas› Tasla¤›’n›n yasakland›¤›n› ha-t›rlatan HÖC Temsilcisi bu söylefliyi

haz›rlarken de Trabzon’da hep yafla-d›klar› gibi yer bulma sorunu yaflad›k-lar›n› hat›rlatt›. “Nihayet KESK Loka-li’nde bu söylefliyi yapmak istedikama lokali KESK yöneticileri açmad›.Anlayaca¤›n›z okeye, geyi¤e ve ka¤›toyunlar›na aç›k olan KESK Lokalipolitik tart›flmalara kapal› tutuluyor”sözleriyle elefltirisini dile getirdi. Öz-gür Karadeniz’in Sesi Gazetesi KöfleYazar› Cenk Yormaz ise halk meclis-lerini anlatt›.

60 kiflinin bulundu¤u söyleflideTELEKOM iflçisinden mühendise,avukattan garsona, köylüden ö¤ren-ciye, memurdan emekliye de¤iflikkesimlerden kat›l›m vard›.

HHaallkk››nn CCeepphheessiinnddeenn AAnnaayyaassaa TTaarrtt››flflmmaass››

TTrraabbzzoonn

Page 20: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

20 RÖPORTAJ 25 KKas›m 22007

1)Bir anayasasizce neleri

içermeli ve nas›l yap›lmal›?

CCooflflkkuunn MMoollllaa:: Anayasa toplu-mun uzlaflma metnidir. Toplumlar›nuzlaflmas›n›n bir sembolü haline ge-lir. Toplumun tüm kesimlerinin hak-lar›n› ve sorumluluklar›n› düzenle-melidir.

Bu nedenle hukuki niteli¤i olanmetinlere bütün toplum kesimlerininuymas› gerekir. Anayasa ça¤dafl hu-kuk devletlerinde hukukçular taraf›n-dan haz›rlan›r. Bir hukukçu olarakanayasalar›n özel metinler oldu¤unudüflünüyorum. ‘24 ve ‘61’den sonraanayasa o günün koflullar›na göre de-¤il bask› gruplar›n›n ç›karlar› do¤rul-tusunda düzenlenmifltir. Yeni anayasaileri (en az yüzy›l) toplumlar›n uzla-fl›m› ve demokrasiyi öngörmelidir.Bu konuda dünyada insanlar›n sosyalkültürel haklar› olarak bireyin mutlu-lu¤u merkezindedir anayasalar.

Edirne Barolar Birli¤i ve TBBolarak henüz AKP hükümeti yokkenbiz 2001’de bir anayasa önerisi sun-duk. Anayasan›n yetersizli¤indendolay› ortaya ç›kt› ve son olarakTTB ve anayasa hukukçular› taraf›n-dan düzenlenip 4 Kas›m 2007’de ka-muoyuna aç›kland›. Önceki tarihler-de TÜS‹AD ve HÖC de böyle birtaslak oluflturdu.

22))AKP bu anayasa de¤iflikli-¤iyle neyi amaçl›yor?

MMoollllaa:: AKP’nin anayasa de¤i-flikli¤i konusunda çok samimi olma-d›¤›n› düflünüyorum. Gerçek ihtiyaç-lar› ortaya koyan bir anayasa olufltu-rulmaya çal›fl›lm›yor. Bu konudakitavr› ciddi de¤erlendirmeler öngör-müyor. Kendi iktidar›n› güçlendir-mek için gündeme getirdi¤i bir çabaolarak yorumluyorum. Tamamengöstermelik ve ne amaçlad›¤› belir-sizdir.

33))AKP'nin anayasas›n›n ‘ide-olojisiz’ oldu¤u iddias›na ve

anayasada ba¤›ms›zl›k konusununyer almamas›na ne diyorsunuz?

MMoollllaa:: AKP’nin anayasa konu-sundaki tutumuyla ilgili aç›klamayapmamas›n› yyaannll››flfl ve Özbudunanayasas›nda yeralan “anayasa ide-olojisiz olmal›” ve “ renksiz olmal›”aç›klamalar›n› ddaayyaannaakkss››zz, bunlar›söyleyenlerin de bu konuda bilinçsizoldu¤unu düflünüyorum. Çünkü birülkenin anayasas› o ülkenin insanhaklar› konusunda tavr›n›n, dünyapolitikas›n›n temelidir. Bir bak›madevlet, kurumlar ve insanlar aras›ndave üye oldu¤umuz uluslararas› kuru-lufllar karfl›s›nda duruflunu belirleranayasas›yla. Bunu ideolojisiz ola-rak nitelemek yanl›flt›r. TC’nin teme-linde yatan ba¤›ms›zl›kt›r. Bu ülkebunun üzerine kurulmufltur. Bizi ye-ni yüzy›la tafl›yacak anayasa eeggee--mmeennlliikk,, bbaa¤¤››mmss››zzll››kk vvee öözzggüürrllüükkkonular› üzerine kurulmal›d›r.

44)‹lerici, demokrat güçleranayasa tart›flmas› sürecine

birlikte nas›l müdahale edebilir, HalkAnayasas› Tasla¤›, birlikteli¤in zemi-ni olabilir mi?

MMoollllaa:: Tabii ki bu ülkedeki yenianayasa bütün toplum kesimlerininkat›laca¤›, görüfl ve düflünceleriniortaya koyabilece¤i bir anayasa ol-mal›d›r. Bu bir kültür sorunudur, ih-tiyaçt›r. TC’nin gelece¤ini belirleye-cek bir anayasa haz›rlanmas›nda;STK’lar›n fikirlerinin al›nmas› zo-runlu oldu¤u gibi her kesim ve va-tandafl›n katk›lar› sa¤lanmal›d›r. An-cak, anayasa metinleri hukuki belge-lerdir. Bu nedenle hukukçular veanayasa konusunda uzman, bilgilikiflilerce haz›rlanmal›d›r. Bu taleple-ri en güzel ifade edebilecek olanlaronlard›r. TBB olarak haz›rlam›fl ol-du¤umuz anayasa son derece nitelik-li, kapsaml› ve toplumun ihtiyaçlar›-n› karfl›layabilecek düzeydedir. TBBolarak ve flahs›m ad›na art›k anayasaönerisi yap›lmas› yerine mevcutTBB tasla¤›n›n kamuoyuna sunul-mas›n›n ve tart›fl›lmas›n›n gereklili-

¤ine inan›yoruz. 9-13 Ocak 2002 y›-l›nda Uluslararas› Anayasa HukukuKurultay›’nda böyle bir düflüncevurguland›. Ve dünyadaki geliflmele-re paralel olarak son derece kapsam-l› ve Türkiye’yi gelece¤e tafl›yacakbu öneri yap›ld›.

TÜS‹AD’›n haz›rlad›¤› taslakkesinlikle tarafl› ve yetersizdir. Ge-nifl toplum kesimlerini kapsayacakyeterlilikte de¤ildir. Kendi ç›karlar›-n› temsil etmektedir. Anayasalar ha-z›rlan›rken; genifl kapsaml› ve uzlafl-t›r›c› olmas› ön planda olmal›d›r.

HÖC’ün Halk Anayasa Tasla¤›da di¤er bir kesimi kapsayacak hak-lard›r. Emekçi taraftar› bir sunum.Bu anlamda yetersiz, bütün kesimle-ri kapsamayan, toplum uzlaflmas›n›tam yans›tmayan ve gözard› eden birtaslakt›r.

5))Halk için bir anayasam›z›nolabilmesi için ne yapmal›?

MMoollllaa:: Anayasalar tabii ki halkiçin olmal›d›r. Bütün kesimlerin hak-lar›n› güvence alt›na almal›d›r. Halktan›m› çok genifl bir kavramd›r. Bu ne-denle halk› içeren unsurlar› da kapsa-mal›d›r.

66))Ayr›ca eklemek istedi¤inizbir fley var m›?

MMoollllaa:: Yeni anayasa gündemdeise; bu anayasa bir uzlafl› üzerindeflekillenmelidir. ‹nsan haklar›na da-yanan, devlet ve yurttafllar›n ortakvarl›¤› vurgulanan bir anayasa olma-l›d›r. Egemenli¤in kay›ts›z, flarts›zhalk›n oldu¤una ve ba¤›ms›zl›¤›m›zada vurgu yap›lmal›d›r. Ana ilke ola-rak da bu anayasa insan onuruna say-g› çerçevesinde ortaya ç›kmal›d›r.Hukuk devletinin tam anlam›yla uy-gulanmas›n› sa¤layacak düzenleme-ler içermelidir. Bütün geliflme ve ye-ni anayasadaki olumsuzluklara ra¤-men; ülkemiz için en iyi anayasa me-tinlerinin ç›kaca¤›n› ümit ediyorum.Bunun da sivil toplum kurulufllar› vehalkla olaca¤›na inan›yorum.

AAvv.. CCooflflkkuunn MMoollllaa ((EEddiirrnnee BBaarroossuu BBaaflflkkaann››))‘Anayasa egemenlik, ba¤›ms›zl›k ve özgürlük üzerine kurulmal›’

Page 21: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

Say›: 132 21RÖPORTAJ

1)Bir anayasasizce neleri

içermeli ve nas›l yap›lmal›?

PP rrooff.. MMeehhmmeett EEllbbiissttaannll››:: Bugündevletin laiklik anlay›fl› olmas› gere-ken laiklik anlay›fl›ndan çok farkl›-d›r. Halk›n yaflam›ndaki laiklikleanayasadaki laiklik kavram› tama-men birbiriyle çelifliyor. Türkiye’de-ki bütün düflünen, ayd›n, ilerici in-sanlar›n laikli¤e bak›fl aç›s› bilimselgerçekli¤e dayanmal›d›r. Emekçile-rin, iflçilerin, küçük esnaf›n bütünemekçi s›n›f ve katmanlar›n› dikkatealan bir anayasa bu kesimlerin ihti-yaçlar›n› karfl›layacak biçimde di-zayn edilmeli. Bunun için de – hal-k›n özgür anlay›fl›n›n ortaya ç›kmas›için – halk›n düflüncelerine baflvurul-mal›, görüflleri al›nmal›d›r. ‹llerdekimeclisler ifllevli k›l›narak halk›n na-s›l bir anayasa istedi¤i TBMM’ye ta-fl›nmal›d›r. Ülkemiz de¤iflik etnik ya-p›lardan oluflmaktad›r. Eflitlik ve öz-gürlük temelinde birarada yaflarlarsa,bugün çeliflki olarak var olan veönemli s›k›nt›lar do¤uran farkl›l›klariç içe, birarada yaflayarak yaflam› vetoplumu mutlu bir düzeye getirir.

22))AKP bu anayasa de¤iflikli-¤iyle neyi amaçl›yor?

EEllbbiissttaannll››:: AKP, anayasa de¤i-flikli¤ine bundan befl sene önce git-mek istiyordu. Ama o günkü konu-mu itibariyle anayasay› de¤ifltirmek-ten neredeyse imtina etmiflti görüflü-me göre. Bugün gelinen noktadahem halk›n büyük bir deste¤i varkendisine, hem uluslararas› sermayegüçlerinin deste¤i var. Tabii AKP ta-ban olarak Siyasal ‹slam’› benimse-mifl, Siyasal ‹slam’› devlete yans›t-maya çal›flan ve bu yönde propagan-da ve siyaset yapan bir parti oldu¤uiçin; anayasaya daha çok Siyasi ‹s-lam motiflerini yerlefltirmek, enaz›ndan kendileri için bugün anaya-sada s›k›c› olan maddelerden kurtul-mak ve kendi ideolojik yap›lanmala-r›n› sistemin içine yerlefltirmek için

anayasa de¤iflikli¤ine gidiyor.

33))AKP'nin anayasas›n›n ‘ide-olojisiz’ oldu¤u iddias›na ve

anayasada ba¤›ms›zl›k konusununyer almamas›na ne diyorsunuz?

EEllbbiissttaannll››:: AKP anayasas›n›nideolojisiz oldu¤u düflüncesine kat›l-m›yorum. Dünyadaki bütün devletle-rin bir ideolojisi vard›r. ‹deolojisiztoplum da, s›n›f da olmaz. E¤er yok-tur diyorsa, bence takiyye yap›yor.Siyasal ‹slam onun ideolojisidir.

Ba¤›ms›zl›k, bu dönemde çok azkiflinin baflvurdu¤u bir kelime olu-yor. Bu bana göre flundan kaynakla-n›yor; dünya genelinde, globalleflmegibi bir kapitalist sald›r›n›n alt›ndaba¤›ms›zl›k ideolojisini yok ederek,kendi ideolojileri ile bütün ülkelerisömürü çark›na ba¤lamakt›r. Ba¤›m-s›zl›k sömürünün durdurulmas›n›nilk aflamas›d›r bana göre. E¤er birhalk ba¤›ms›zl›kta ›srar ediyorsa, sö-mürüye karfl› ›srar ediyor demektir.Sömürüyü durdurmak için ba¤›ms›z-l›k, bana göre, en ilkeli taleptir.AKP’nin böyle bir fleye girmemesinormaldir. Çünkü uluslararas› ser-mayeyle bütünleflmifl bir partidir.

4))‹lerici, demokrat güçleranayasa tart›flmas› sürecine

birlikte nas›l müdahale edebilir, HalkAnayasas› Tasla¤›, birlikteli¤in zemi-ni olabilir mi?

EEllbbiissttaannll››:: Türkiye’deki tüm de-mokratik kesimlerin, sivil toplum ör-gütlerinin, partilerin önce birer ana-yasa tasla¤›n› haz›rlamas› gerekir.Devletin buradaki fonksiyonu al›p ilbaz›nda seçimler yapmas›, il anayasameclisi oluflturmas› gerekir. Bunudevlet yapmazsa, demokratik kuru-lufllar yapabilir. Yani dernekler, solpartiler, sendikalar, bunlar›n hepsibiraraya gelerek halk içinde tan›nan– bilinen kanaat önderleri ve iflçi –emekçi kesimi, bunlardan temsilcilerseçilerek bunlardan bir komisyon

oluflturulabilir ve tart›fl›l›r bütünyönleriyle. Bunun toplumun müm-künse bütün kesimlerine götürülüptart›fl›lmas› gerekir.

55))Halk için bir anayasam›z›nolabilmesi için ne yapmal›?

EEllbbiissttaannll››:: Halk için bir anayasa,söyledi¤im gibi, sol partiler buradadaha çok inisiyatif almal› diye düflü-nüyorum. Çünkü sol partiler emekçihalk›m›z›n esas temsilcileridir. Solpartilerin kendi aralar›nda böyle biranayasa sürecini bafllatmalar› gere-kir. Ve anayasa sürecini halk›n altkesimlerine kadar götürmesi gerekir.Mahalle baz›nda belki tart›flma ya-ratmalar› gerekir. Bu böyle yap›l›rsatabii bir bask› unsuru olarak ortayaç›kar. Ve halk›n deste¤iyle de baz›fleylerin olabilece¤ini düflünüyorum.Mesela sizin derne¤inizin, “HalkAnayasas›” fleklinde bast›rm›fl oldu-¤u broflürde de, benim düflünceleri-me yak›n çok önemli benzerliklervar. Ben okudum onu. Bu bir taslak,gelifltirilebilir. Onu sizler baflkagruplara, baflka partilere götürebilir-siniz. Onlarla bir tart›flma zemini ya-ratabilirsiniz diye düflünüyorum.

66)Ayr›ca eklemek istedi¤inizbir fley var m›?

EEllbbiissttaannll››:: Ben flimdi anayasan›nbugünkü haliyle çok olumlu de¤ifle-ce¤ini sanm›yorum. Ama, umut edi-yorum ki anayasa, bütün toplumu-muzun isteklerini karfl›layabilir. La-iklik ilkesini de gerçek yönüyle ka-bul etmifl bir anayasa, yani laikli¤iben tan›mlad›m; bilimsel ve düflünceözgürlü¤ü demektir. Ben böyle alg›-l›yorum ve bütün dinlere de eflit me-safede olan bir ilkedir. Bu ilkeyi, buflekliyle anayasaya geçirmifl bir ana-yasa temin edebilmek, kabul edebil-mek, sadece bugün için de¤il, yanibugün belki bunlar› yapamayabiliriz.Ama gelecekte halk›n anayasas›n›kurabilmek için, bu u¤urda gayret et-mek gerekir diyorum.

PPrrooff.. MMeehhmmeett EEllbbiissttaannll›› ((DDookkttoorr,, SSaammssuunn))

“Halk Anayasas›’yla bir tart›flma zemini yaratabilirsiniz”

Page 22: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

22 TECR‹T 25 KKas›m 22007

Cezaevleri ‹zleme Kurullar› ka-nun teklifinin TBMM’de görüflül-mesi s›ras›nda, hapishaneler ve ifl-kence konusunda bir kez daha ikti-dar›n inkar politikas›na tan›k olun-du. Görüflmeler s›ras›nda Adalet Ba-kan› Mehmet Ali fiahin hapishanele-re iliflkin pembe tablolar çizerek, ifl-kencelerin, bask›lar›n art›k eesskkiiTTüürrkkiiyyee’’ddee kkaalldd››¤¤››nn›› iddia etti. fia-hin, bununla da yetinmeyip, bu suç-lamalar› yapanlar› suçluyordu. Bu-nun üzerine DTP Milletvekili Ak›nBirdal söz alarak hapishanelerde vekarakollarda sürmekte olan iflkenceolaylar›ndan baz› örnekler verdi.

‹nkar› mümkün olmayan buolaylar karfl›s›nda ise, Adalet Baka-n› yine bildik oyunla, “bunlar› ih-bar olarak kabul etti¤ini” söyleyipgeçifltirmeyi tercih etti.

Fakat Meclis’te bu konuflma-lar gerçekleflirken bir yandan dahapishanelerde iflkenceler, tecritsürüyordu.

Ne karakollardaki, ne hapis-hanelerdeki ölümler, s›r de¤il.Mehmet Ali fiahin tüm bunlardanhabersiz gibi, sanki ilk defa duyu-yormufl gibi “ihbar kabul etti¤i-ni” söylüyor. Oysa ülkemizde,tutsak yak›nlar›n›n hapishaneler-deki iflkence olaylar› için eylemyapmad›¤› zaman yok gibidir vedaha 2 Kas›m’da tutsak yak›nlar›ve kitle örgütleri TBMM kap›s›nadayanm›fl, hapishanelerde yafla-nan tecriti, bask›lar›, iflkencelerianlatm›fllar ve çözülece¤ine dairsöz alm›fllard›.

Say›s›z iflkence olay›n›n ya-fland›¤› bir ülkenin Adalet Baka-n›’n›n iflkenceden haberi yoksa,infazlar›n, katliamlar›n s›radan-laflt›r›ld›¤› bir ülkede Adalet Ba-kan›’n›n bunlardan haberi yoksa,bu ülkede iflkencenin, infazlar›nbitmesini kim nas›l bekleyebilir?

Adalet Bakan›’n›nDikkatine; tut-saklar anlat›yor;

“hücrelertalan edildi,eflyalar›m›-za, ilaçlar›-

m›za el konuldu”KKaanndd››rraa 11 NNoo''lluu FF TTiippii HHaappiiss--

hhaanneessii''nnddeenn TTaanneerr KKoorrkkmmaazz''››nn 2277EEkkiimm 22000077 ttaarriihhllii mmeekkttuubbuunnddaann;;

"Geçti¤imiz hafta içinde, 23Ekim tarihinde bir genel arama ya-p›ld› burada. Ancak 'arama' deselerde, araman›n d›fl›nda her fleyi yapt›-lar. Bütün hücreler talan edildi, efl-yalar›m›za ve ilaçlar›m›za el konul-du, kimi hücrelerde daha da ileri gi-dilerek fiziki sald›r›/iflkenceye dö-

nüfltürüldü...

Arama s›ras›nda ikincimüdürle yaflad›¤›m›z bir di-yalog ise fazla söze gerek b›-rakm›yordu. Müdür: ‘Yukar›-da beflyüz tane kitap var. Bu

kadar kitap olmaz’ deyince ‘Kendiparam›zla ald›¤›m›z kitaplar. Bu ko-nuda herhangi bir k›s›tlama yok’ di-ye karfl›l›k verdim. Müdürün tarih-sel(!) cevab› ise flöyle oldu: ‘Mahke-meden toplatma karar› ç›kartt›r›phepsini alal›m. Bunu mu istiyorsu-nuz?’ Eskiden olsa ç›kar›r havalan-d›rman›n ortas›nda yakarlard›...AKP'nin demokrat müdürünün herifli hukuka uygun! Ne de olsa mah-kemeler bir dediklerini iki etmiyor;o nedenle böyle rahat toplatma kara-r› ç›kartmaktan bahsedebiliyorlar."

YYiinnee KKaanndd››rraa FF TTiippii’’nnddeennGGöökkhhaann GGüünnddüüzz''üünn 3300 EEkkiimm 22000077ttaarriihhllii mmeekkttuubbuunnddaann::

"Buralarda yeni bir geliflmeyok... 22 Ocak genelgesinin gerek-lerini yerine getirmemekteki ›srarla-r› sürüyor...

Geçti¤imiz hafta genel aramadaUfuk, Ezgin ve Edip arkadafllar›m›-z›n kald›¤› hücrede tam F Tipilik birel koyma yaflan›yor. Bu defa sak›n-cal› bulunup hücre d›fl›na ç›kart›lanfley bir peygamber devesi... Her y›lyaz boyunca bu böcekler havalan-d›rmalar›m›za konuk olurlar. Biz deayak alt›nda ezilmesinler diye bazenUfuklar’›n yapt›¤› gibi süt kutusun-dan küçük bir 'konukevi' yapar›z...Ve fakat son olarak bu durum hapis-hane idaresi, d›fl güvenli¤i ve yetki-li kurullar› taraf›ndan ‘F Tipi yüksekgüvenlik konsepti’ne ayk›r› bulun-du... Peygamber devesini al›p götür-müfller. Art›k Ufuklar’›n hücresi da-ha güvenli!..

...Son genel aramada hayli de¤i-flik bir havalar› vard›. S›n›r ötesi ha-valar› malum... Dedektör aramas›n›kabul etmedi¤imiz için de yine so-ruflturma aç›ld›. Yani disiplin ceza-lar› zincirine birer halka daha ekle-yecekler. Alt› ay sonraki, hatta birsene sonraki cezalar›m›z dahi bel-li...”

tecrit, iflkence, infazlar sürüyorAdalet Bakan› bilmezden geliyor

“sistematik iflkenceoldu¤unu söylemekMeclis’e sayg›s›zl›kt›r”Adalet Bakan› M. Ali fiahin

Adalet Bakan›’n›n Dikkatine;

Adalet Bakanl›¤›’n›n 45/1 No’luGenelgesi 10 ay geçmesinera¤men halen uygulanm›yor

Nijerya uyruklu Festus Okey, 20A¤ustos 2007’de Beyo¤lu

Emniyet Müdürlü¤ü’nde katledildi

Ferhat Gerçek, 7 Ekim 2007’depolis taraf›ndan s›rt›ndan vuruldu

Mehmet Güçlü, Edirne F TipiHapishanesi’nde tecrite

dayanamayarak intihar etti ve öldü

Adalet Bakan› bunlar yaflan›rken tekbir aç›klama yapmad›, görmezdengeldi. fiimdi de bilmezden geliyor.

Page 23: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

Ankara Barosu Baflkanl›¤› tara-f›ndan, 15 Kas›m’da Ankara BarosuE¤itim Merkezi’nde ““BBaaflflkkaa BBiirrAAvvuukkaattll››kk DDeenneeyyiimmii”” isimli, AAvv.. BBee--hhiiçç AAflflcc››’n›n ölüm orucu direniflinikonu alan bir söylefli düzenlendi.

Av. Behiç Aflc› direnifliyle, ada-let kavram›n›n bir parças› olmas›gerekirken, maddi iliflkilere s›k›flt›-r›lan avukatl›k mesle¤ine onurlu biranlam kazand›rd›. Kuflkusuz, bu an-lam›n kazand›r›lmas› kadar sahiple-nilmesi, örnek al›nmas› da önemli-dir. Söylefli; Av. Behiç Aflc›’n›n di-reniflinin, hakl› bir mücadelede tut-sak edilmifl olan müvekkilleri sa-vunman›n bir örne¤i olarak gösteril-mesi yan›yla de¤erliydi.

Behiç Aflc›’n›n direniflinin bafl-lang›c›nda ““BBiirr aavvuukkaatt ööllüümm oorruuccuuyyaappaarr mm››??”” sorusu sorulurken, bu-gün art›k hukukçular içinde ““aavvuu--kkaattll››¤¤››nn ssaalltt mmaahhkkeemmee ssaalloonnllaarr››nnaahhaappsseeddiilleemmeeyyeeccee¤¤ii”” düflüncesioluflmufltur. Bu söylefli bunun dagöstergesi oldu.

Söylefliye konuflmac› olarak Av.Behiç Aflc› kat›ld›. Ankara Baro

Baflkan› Ahsen Coflar; Av. BehiçAflc› ve ölüm orucu direniflini anlat-t›¤› aç›l›fl konuflmas›ndan sonra kür-süye Behiç Aflc›’y› davet etti.

Büyük alk›fllar eflli¤inde konufl-mas›na bafllayan Aflc›, avukatlar›nayd›n misyonunu hat›rlatarak halk›niçinde olarak, halk›n avukatl›¤›n›yapt›¤›na, avukatl›¤› ticari bir mes-lek olarak görmedi¤ine de¤indi. Afl-c› konuflmas›na flöyle devam etti;““BBeenn bbiirr ööllüümm oorruuccuu eeyylleemmii yyaapp--tt››mm...... ((bbuu)) iinnttiihhaarr ddee¤¤iillddiirr.. ‹‹nnttiihhaarr››ggeelleeccee¤¤ee ddaaiirr uummuuttllaarr›› oollmmaayyaannllaarrtteerrcciihh eeddeerr.. OOyyssaa ööllüümm oorruuccuuuummuuttttaann,, iinnssaann sseevvggiissiinnddeenn kkaayy--nnaakkll››dd››rr..

MMeessllee¤¤iimmii ddaavvaa ddoossyyaallaarr›› vveemmaahhkkeemmee ssaalloonnllaarr›› iillee ss››nn››rrllaammaa--dd››mm.. HHaayyaatt››nn hheerr aallaann››nnaa yyaayydd››mm..BBuu eeyylleemmee ggiirreerrkkeenn ddee mmeessllee¤¤iimmii--zzee,, hhuukkuukkççuullaarraa,, ssiizzlleerree ggüüvveenniiyyoorr--dduumm.. SSiizzlleerrllee bbiirrlliikktteeyyddiimm.. BBuu ssiizziinnggüüccüünnüüzzddüürr.. GGeelleeccee¤¤ee ddee bbuu ggüü--vveennllee bbaakk››yyoorruumm..”” dedi.

Büyük Direnifl’in tecrit sald›r›s›-na karfl› verilen bir mücadele oldu-¤unu ve 7 y›ll›k süreçte yaflananac›lara s›rt›n› dönemedi¤ini söyle-dikten sonra tercihinin nedenini,““YYaa bbeenn hheerr flfleeyyii yyaapptt››mm bbeennddeenn bbuukkaaddaarr ddiiyyeecceekkttiimm yyaa ddaa ööllüümm oorruuccuu

yyaappaarraakk eeyylleemmii bbüüyyüütteecceekkttiimm..””sözleriyle ifade etti.

Tecritin bir insanl›k suçu oldu-¤unu, tecrite karfl› mücadelenin de-vam etti¤ini dile getirdi¤i konuflma-s›na Aflc› ““BBüüyyüükk bbiirr ggüüccüümmüüzz vvaarr..BBuu ggeenneellggeeyyii uuyygguullaattaaccaa¤¤››zz.. BBiizzhhuukkuukkççuuyyuuzz.. BBuuggüünnee,, yyaarr››nnaa ddaaiirrssoorruummlluuyyuuzz.. BBiizz bbuu üüllkkeeddee aavvuukkaatt--llaarr››nn nneelleerr yyaappaabbiilleeccee¤¤iinnii ggöösstteerr--ddiikk.. SSuurriiyyee’’ddeenn bbiirr hhuukkuukk öö¤¤rreennccii--ssiinnddeenn mmaaiill aalldd››mm.. ÇÇookk gguurruurrllaann--dd››mm.. ‘‘BBeenn ssiizzii öörrnneekk aall››yyoorruumm,, ssii--zziinn ggiibbii oollmmaakk iissttiiyyoorruumm’’ nnee kkaaddaarrgguurruurr vveerriiccii.. DDüünnyyaayyaa aavvuukkaattll››¤¤››nnnnaass››ll yyaapp››llaaccaa¤¤››nn›› ggöösstteerrddiikk hheeppbbiirrlliikkttee.. AAvvuukkaattllaarr››nn nneelleerr yyaappaabbii--lleeccee¤¤iinnii ggöösstteerrddiikk”” sözleriyle sonverdi.

Konuflman›n ard›ndan Av. BehiçAflc› onuruna verilen kokteyle ge-çildi. Avukatl›k mesle¤ine y›llar›n›veren avukatlardan stajerlere, heryafl kesiminden 100 kiflinin dinledi-¤i söyleflide Aflc› ‘‘ bbaaflflkkaa bbiirr aavvuu--kkaattll››kk’’tan sözederken asl›nda yafla-m›yla, sözleriyle devrimci avukatl›-¤› anlat›yordu. Kapitalizmin her fle-yi kar h›rs›yla yapt›¤› ve yapt›rmayaçal›flt›¤› kültüre alternatif halk›navukatl›¤›n›n, devrimci avukatl›¤›nönemine vurgu yap›yordu.

Say›: 132 23HABER

Baflka bir avukatl›k deneyimi

nAdana’n›n Narl›ca Ma-hallesi’ndeki SeyhanSosyal Kültür ve SanatDerne¤i ve Narl›ca halk›

taraf›ndan mahallede yap›lan baz is-tasyonuna karfl› toplanan imzalar 14Kas›m ‘da Adana Valili¤i’ne verildi.

Narl›ca Mahallesi Muhtar›, Seyhan-Der çal›flan› ve mahalle halk›ndanbir heyet vali yard›mc›s› ile görü-flerek toplad›klar› imzalar› teslimettiler.

Narl›ca Mahallesi sakinleri sonuçalamazlarsa “mücadelelerine de-vam edeceklerini” belirtti.

n Baz istasyonlar›na karfl› bir ey-

lem de AntakyaHarbiye’de gerçek-lefltirildi. Harbiye

halk› mahallelerindeki baz istas-yonunun kald›r›lmas› için kendiaralar›nda ald›klar› karar gere¤iaç›klamalar, yürüyüfller yap›yor.

Bu amaçla 18 Kas›m’da ‘Mahalle-mizde Baz ‹stasyonu ‹stemiyoruz’pankart› alt›nda Harbiye Belediye-si’ne do¤ru yürüyüfl yapt›lar. Yolutek tarafl› trafi¤e kapatarak yürü-yen Harbiye halk›, belediyenin bazistasyonu karfl›s›ndaki tutumunusloganlarla protesto ederek biraç›klama yapt›lar.

Eylem, baz istasyonu kalkana kadareylemlerin sürece¤i belirtilerekbitirildi.

Çocuklar ‹çin Gösteriler

n Trakya Kültür Merkezi 17Kas›m’da çocuklar için Pal-yaço Gösterisi düzenledi.Çocuk ve aileleri gösteriyi il-giyle izleyerek e¤lendi. Ço-cuklar palyaçolarla birlikteunutulmaya yüz tutmufl bir-çok yar›flma ve oyun oyna-d›lar.

n fiakirpafla Temel Haklar veÖzgürlükler Derne¤i’nde de,mahalledeki çocuklara yö-nelik çizgi film gösterimlerisürüyor. Bu hafta üçüncüsüdüzenlenen gösterime deçocuklar ilgiyle kat›ld›.

Baz istasyonlar›na karfl› eylemler

Page 24: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

24 HABER 25 KKas›m 22007

Ümraniye katliam davalar›ndan,tutsaklar›n yarg›land›¤› davaya 15Kas›m’da Üsküdar 1. ACM’de de-vam edildi. Hat›rlanacakt›r, devlet19 Aral›k 2000 tarihinde 22 hapis-hanede katliam yapm›fl, arkas›ndantutsaklara dava açm›flt›.

Katliama karfl› direndikleri, tes-lim olmad›klar› için cezaland›r›l-mak istenen tutsaklara ""aaddaamm ööll--ddüürrmmee,, aaddaamm yyaarraallaammaa,, iissyyaann,, kkaa--mmuu mmaall››nnaa zzaarraarr vveerrmmee"" iddias›ylaaç›lan davan›n duruflmas›na, tutuk-suz san›klardan Cemalettin Kara-da¤, Özcan Çolak, Serhat Sönmez›-fl›k, Muharrem Bal, ‹brahim Öztürk,Binnaz Demirtafl, Bülent Özdemir,Yunus Bolukoç, Ar›kan Ç›nar, Me-lek Tukur ve Mehmet Ali Dolaflankat›ld›.

Ailelerin ve izlemek isteyenlerinal›nmad›¤› duruflmada Bülent Öz-demir yaflan›lan vahfleti anlatt›¤›ifadesinde, katliam›n bafl›ndan so-nuna atefl edildi¤ini belirterek, Er-can Polat, Alp Ata Akçayöz, Ahmet‹bili’nin askerler taraf›ndan kurflun-lanarak, Umut Gedik’in ise gazlabo¤ularak katledildi¤ini anlatt›.Özdemir, kendisinin de katliamda

yaraland›¤›n› anlatarak; planl› birkatliam yap›ld›¤›n› “Beni öldü diyemorga att›lar. Operasyonda ‘‘bbiizz ööllüüttoorrbbaallaarr››yyllaa ggeellddiikk’’ diye ba¤›r›yor-lard›” diyerek vurgulad›.

Yunus Bolukoç ifadesinde katli-am sald›r›s›nda aya¤›ndan ve kolun-dan yaraland›¤›n› dile getirirkenMelek Tukur da, “R›za Poyraz akci-¤er bölgesinden kaburgalar›n›n üsttaraf›ndan vurulmufltu. Kanamas›n›durdurdum ölümcül bir pozisyonuyoktu” diyerek R›za Poyraz’›n ope-rasyondan sonra katledildi¤ine ta-n›kl›¤›n› anlatt›.

Son olarak söz alan Av. Oya As-lan iddialar›n as›ls›zl›¤›na de¤ine-rek beraat talebinde bulundu¤u sa-vunmas›nda, cezaevinde görevliolan müdür ve savc›lar›n, katliamdayer al›p katliama iliflkin bir kitapyazan emekli Binbafl› Zeki Bin-göl’ün, o dönemde ölüm oruçlar›nailiflkin arabulucu heyetin tan›k ola-rak dinlenmesi, olay yeri inceleme-si ve operasyona iliflkin CD kay›tla-r›n›n izlenmesi ve bir kopyas›n›navukatlara verilmesini talep etti.Mahkeme heyeti arabulucu heyetinsan›klar›n savunmalar›n›n al›nma-s›ndan sonra dinlenmesine, hakla-r›nda daha önce yakalama emri dü-zenlenen san›klar›n yakalama emir-lerinin infaz›n›n beklenmesine karar

vererek duruflmay› 20 Mart 2008 ta-rihine erteledi.

“Adil bir yarg›lama yap›lm›yor”TAYAD’l›lar da, ““1199--2222 AArraall››kk

KKaattlliiaammcc››llaarr›› YYaarrgg››llaannss››nn”” pankar-t› açarak mahkeme önünde yapt›k-lar› aç›klamada; ““eevvllaattllaarr››mm››zz›› ddiirriiddiirrii yyaakk››pp kkuurrflfluunnllaadd››llaarr.. AArrtt››kk ttüümmddüünnyyaa ttaann››kktt››rr.. HHaayyaattaa ddöönnüüflfl ddee--ddiikklleerrii bbuu ooppeerraassyyoonnuu ddüüzzeennlleeyyeenn--lleerr ssuuççlluudduurrllaarr”” diyerek, yarg›la-man›n adil olmad›¤›n› anlatt›lar.

Aç›klama “19-22 Aral›k Katli-amc›lar› Yarg›lans›n, Adalet ‹stiyo-ruz” sloganlar›yla bitirildi.

Katliamc›lar›n KKomutan›n›n Dinlenmesi TTalebi RReddedildi

Ümraniye katliam›nda, katliamakat›lanlar hakk›nda aç›lan davayaise 16 Kas›m’da Üsküdar 2. A¤›rCeza Mahkemesi'nde devam edildi.Tutsaklar›n avukatlar›ndan Oya As-lan, Güçlü Sevimli ve san›k avukat-lar›ndan Av. Tar›k Kale ile müflte-kilerden Ar›kan Ç›nar, MahmutGürlevük duruflmaya kat›ld›lar.

Av. Güçlü Sevimli’nin, Jandar-ma Genel Komutan› Osman Öz-bek’in dinlenilmesine iliflkin talebi-nin reddine karar veren mahkemeheyeti davay› 03.03.2008 tarihineerteledi.

Sald›r›ya Maruz Kalm›flken San›k Yap›lanlar Anlat›yor:

‘Biz ölü torbalar›yla geldik’ ÜmraniyeKatliam›Davas›

Seyit R›za'n›n mezar› nerede?

Devlet 70 y›l önce idam etti¤iSeyit R›zalar’›n mezar yerinihalen gizliyor.

Berlin’de biraraya gelen Av-rupa Dersim Dernekleri Federas-yonu da, devletten 14/15 Kas›m1937'de, Elaz›¤ Bu¤day Meyda-n›'nda idam edilen Seyit R›za, Usenê Seydi,F›nd›q A¤a, Hesen A¤a, Res›k Usen, AliA¤a, Hesenê ‹vraimê Q›z'›n mezarlar›n›n ye-rini aç›klamas›n› istedi.

Malatya PSAKD KongresiMalatya’da 3 ayd›r çal›flmalar›n› yü-

rüten PSAKD, 1. Ola¤an Kongresi’nidernek binas›nda 18 Kas›m’da yapt›.

Kongrede, semah ekibi gösteri yapt›ve 2 ayd›r ba¤lama kursuna gelen ö¤-rencilerin oluflturdu¤u saz ekibi bir din-leti verdi.

Kongrenin aç›l›fl konuflmas›n› yapanfiube Baflkan› Abbas U¤urlu, alevi toplumunun bayra¤›n›n tafl›-y›c›s› olduklar›n›, alevileri yok sayan gerici ba¤naz düflünceyekarfl› inat ve kararl›l›kla yürüdüklerine vurgu yapt›. 150 kiflininkat›ld›¤› kongrede Abbas U¤urlu yeniden flube baflkan› seçildi.

Page 25: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

Samsun Vezirköprü Sulh CezaMahkemesi, ilçede bulunan ölümorucu flehitlerinden Fatma HülyaTümgan’›n mezar tafl›n›n ““SSuuçç ddeellii--llii oolldduu¤¤uunnddaann ssöökküüllmmeessiinnee”” kararverdi.

Oligarflinin savafl› devrimin vesosyalizmin de¤erlerini de hedefalan bir savaflt›r. fiehitlerimizin ya-ratt›¤› de¤erler oligarflinin düzeniiçin tehdittir. Bu nedenle de bu de-¤erlerin mezarlar›nda ifade edilme-sinden de, flehitlerimizin sahiplenil-mesinden de rahats›zd›rlar.

Rahats›zl›klar›n› flehitlerimizinmezarlar›n› sökerek, mezarlar› yap-t›rd›klar› gerekçesiyle insanlar›m›z›tutuklayarak, mezarlar›m›z›n üze-rinde yaz›lan yaz›lar için davalaraçarak gösteriyorlar.

Geçen ay Bart›n’da, Büyük Di-renifl flehitlerinden U¤ur Bülbül’ünmezar›n› yapt›rd›klar› gerekçesiyleGünay Özarslan ve Gazel Güzel’itutuklayan düzen, flimdi de ÖlümOrucu fiehidi Tümgan’›n mezar ta-fl›n› söktürerek el koydu.

Mezar›n, Fatma Hülya’n›n a¤a-beyi Metin Koca ve iki HÖC’lü ta-raf›ndan yapt›r›ld›¤›n› belirten mah-keme; “Mezar›n üzerinde DHKP/Cörgütünün sloganlar› olan ‘‘KKaahhrraa--mmaannllaarr ÖÖllmmeezz HHaallkk YYeenniillmmeezz’’ iba-relerinin... ve Fatma Hülya’n›n res-minin bulundu¤u, bu ibarelerin 6-7metre uzaktan görülebildi¤i ve bunedenle de bunun ‘An›t Mezar’oldu-¤u, bu flekilde de suçu ve suçluyu öv-me suçunun ifllendi¤i…” gerekçesiile mezar tafl›n›n sökülerek el konul-mas›na karar verdi.

Mahkeme, mezar tafl›n› söktür-mekte öyle aceleciydi ki, FatmaHülya Tümgan’›n ailesi mezar tafl›söküldükten sonra karardan haber-dar edildi.

Böylesi bir hukuk anlay›fl› kabuledilemez. HHB avukatlar›, mezar-

tafl›na bu flekilde el konulmas›n›nmevcut yasalarda da bir karfl›l›¤› ol-mad›¤›n› belirtiyorlar. Ortada birsuç varsa, mahkemesi olur, savun-malar al›n›r ve karar verilir. Hay›rmahkeme, yarg›lamadan önce me-zar tafl›n› söktürüyor.

Mahkeme, ““KKaahhrraammaannllaarr ÖÖll--mmeezz HHaallkk YYeenniillmmeezz”” slogan›n›nDHKP-C’nin slogan› oldu¤unu id-dia ederek, buradan mezar›n yap›-m›yla “örgüt ba¤lant›s›” kurmayaçal›fl›yor. Örgütlerin yasalarla belir-lenmifl sloganlar› yoktur. Sloganla-r›n içeri¤inde bir suç unsuru yoksa,bu slogan falan örgüt taraf›ndan dakullan›l›yor denilerek suç üretme-nin hukuki bir temeli de yoktur.

Kuflkusuz, tüm bunlar de¤erleri-mize, flehitlerimizin mezarlar›na ya-p›lan sald›r›ya geçirilen yasal k›l›f-t›r. Düzen, de¤erlerimize sald›r›s›n›kimi zaman flehitlerimizin mezartafllar›n› gizli gizli k›rarak, kimi za-man mezarlar›n yap›lmas›n› engel-lemeye çal›flarak, cenaze törenleri-mize, anmalar›m›za sald›rarak ger-çeklefltirdi. fiimdi de mezar tafllar›-m›z› yerinden söküyor.

Fakat gerçek mahkemenin ge-rekçelerinde de kendini gösteriyor.Mezar tafl›ndaki ““KKaahhrraammaannllaarr ÖÖll--mmeezz HHaallkk YYeenniillmmeezz”” yaz›s›n›n 6-7metre uzaktan görülebiliyor olmas›,faflizmin ve onun mahkemelerinintahammülsüzlü¤ünün ortaya ç›kma-s› için yetiyor.

fiehitlerimizin mezarlar›, halka,devrimci mücadelenin de¤erlerinive direnme gücü tafl›yor. Halk›n,etkilenmesinden, gerçekleri görme-sinde bunun da vesile olmas›ndankorkuyorlar. Devrimcilerin müca-delesini tarihten, belleklerden vemezarl›klardan silmeye çal›fl›yorlar,fakat savc›lar›n, hakimlerin beynimezar tafllar›m›z› sökmekle bunubaflaramayacaklar›n› alg›lamayayetmiyor.

Say›: 132 25HABER

Bir mezar tafl›daha adliyede

Enver Gökçean›ld›

““TTüürrkkiiyyeemm,, SSeenniinn eemmeekkççiinn oollaayydd››mm,, flfleenn oollaass›› ttüürrkküüssüü,, ddoosstt kkookkuussuu,, ddoosstt sseellaamm›› TTüürrkkiiyyee””

19 Kas›m 1981’de aram›zdanayr›lan flairimiz Enver Gökçeiçin, Çi¤li Pir Sultan Abdal KültürDerne¤i taraf›ndan bir anma top-lant›s› düzenlendi.

Anmada Enver Gökçe an›s›nabir konuflma yapan Bar›fl Do¤an,güzel bir yaflam› kurman›n dev-rimden geçti¤ini söyleyerek, En-ver Gökçe’nin bu ideale yak›fl›rbir flekilde yaflad›¤›n› anlatt›. Do-¤an konuflmas›nda; ““NNaazz››mmllaarr,,HHaassaann HHüüsseeyyiinnlleerr vvee EEnnvveerr GGöökk--ççee ggiibbii ddee¤¤eerrlleerriimmiizzii,, ttaarriihhee nnoottddüüflfleenn ddeevvrriimmccii ssaannaattçç››llaarr››mm››zz››aannmmaakk vvee ttaann››mmaakk bbooyynnuummuuzzuunnbboorrccuudduurr.. EEnnvveerr GGöökkççee nneezzddiinnddeeyyiittiirrddii¤¤iimmiizz ttüümm ddeevvrriimmccii ssaannaattçç››--llaarr››mm››zz›› ssaayygg››yyllaa aann››yyoorruuzz”” dedi.

Anma töreninde Gökçe’nin fli-irleri okunurken, Yaren TürkülerMüzik Grubu da türküleriyle an-maya kat›ld›.

Mezarlara kin duyan gericilik

Sivas Mad›mak Oteli’nde ya-k›larak katledilen 33 ayd›n›m›z›nan›s›na yapt›r›lan Ankara Karfl›-yaka Mezarl›¤›’ndaki an›t mezar,12 Kas›m gecesi, pirinç levhalar›sökülerek ttaahhrriipp edildi.

An›t mezara yap›lan sald›r›y›k›namak ve suç duyurusunda bu-lunmak üzere flehit aileleri, PirSultan Abdal Derne¤i ve HÖC’ün-de bulundu¤u devrimci-demokratkurumlar, 15 Kas›m’da AnkaraAdliyesi önünde biraraya geldiler.

PSAKD Genel Baflkan› Kaz›mGenç burada yapt›¤› aç›klamada,““flfleehhiittlleerriimmiizzee vvee aann››ttllaarr››nnaa ssaayygg››iinnssaannii bbiirr ddee¤¤eerrddiirr.. BBuunnllaarr iinn--ssaannll››kkttaann nnaassiipp aallmmaamm››flfltt››rr”” der-ken, aç›klaman›n ard›ndan ailelersuç duyurusunda bulundular.

Page 26: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

Yürüyüfl okurlar›na merhabadiyoruz öncelikle!

Sohbetimizin bu bölümündeUKKTH’ye ba¤l› olarak ayr›lmahakk›n›n kullan›l›p kullan›lma-mas› ve nas›l kullan›laca¤› üze-rinde duracak, örneklerle hangipolitikalar›n UKKTH içinde de-¤erlendirilebilece¤ine bakaca-¤›z. Uluslar›n Kendi Kaderini TayinHakk›’n› yani k›saca UKKTH’yi ta-n›mlarken bu hakk›n siyasi ba¤›m-s›zl›¤›, ayr›lma hakk›n› daiçerdi¤ini özel olarak belirt-mifltik. Çünkü bu haklar›içermiyorsa, o gerçek anlam-da UKKTH olmaz. Peki ay-r›lma hakk› ne demektir, pra-tikte ne anlama gelir? fiimdibunu somutlayal›m.

MMaazzlluumm:: UKKTH ko-nusunda en önemli tart›flmakonular›ndan biri, bu hakk›n nnaass››llkkuullllaann››llaaccaa¤¤›› konusundad›r. Soru-nun bu yan›, milliyetçi bak›fl aç›s›y-la Marksist-Leninist bak›fl aç›s›n› vedi¤er oportünist yaklafl›mlar› ay›r-deden yanlardan biridir.

UKKTH, ayr›lma zorunlulu¤uveya mutlak ayr›lma anlam›na m›gelir? UKKTH, hiçbir koflula ba¤l›olmaks›z›n, ulusun kendi kaderinitayin etmesidir; bu hakk›n içindeba¤›ms›z devletini kurmas› da tar-t›flmas›z olarak vard›r. Ama, ulusunbu hakka sahip olmas›, ayr›lman›nzorunlulu¤u, ayr›lman›n mutlakl›¤›demek de de¤ildir.

Nitekim Halk Anayasas› Tasla-¤›’nda sorunun ortaya konuluflunuhat›rlayal›m: “Demokratik HalkCumhuriyeti uluslar›n tek tek ba-¤›ms›z devletlerini kurmalar›ndanziyade, ayr›lma hakk› sakl› kalmaküzere tek bir devlet çat›s› alt›ndabirleflmelerinden yanad›r. Halklar›nortak mal› olan do¤al servetleripaylaflmak, eemmppeerryyaalliizzmmiinn kkaarrflfl››--ss››nnddaa ekonomik, siyasal, askeri bbiirr--lleeflflmmiiflfl bbiirr ggüüçç olmak, her iki halk›nda ç›kar›nad›r. ”

Burada Lenin’in yapt›¤› klasikbenzetmeyi hat›rlatay›m. Lenin bubenzetmesinde UKKTH’nin içerdi-

¤i ayr›lma hakk›n›, evliliklerdekiboflanma hakk›na benzetir. BBooflflaann--mmaa hhaakkkk››n›n olmas›, nas›l ki boflan-man›n zorunlulu¤u, boflanman›nmutlaka gerçekleflmesi anlam›nagelmiyorsa, tam tersine evlilikleringönüllü birliktelik temelinde yürü-mesinin zemini oluyorsa,UKTTH’de de böyledir. Ayr›lmahakk›, gönüllü, eflit, iradi birli¤in dezemini ve güvencesi olur.

Ayr›lma hakk›n›n varl›¤›, çeflitliuluslardan emekçilerin birbirlerinekarfl› güven duymas›n› sa¤lar ve buanlamda da ortak devlet için uygunbir zemin yarat›r. Ancak halklar›nözgür iradesiyle gerçekleflen bir bir-lik, burjuva milliyetçi önyarg›lardanar›nm›fl, bütün uluslar›n emekçileri-nin kardeflçe yaflayacaklar› bir birlikolur. Bu anlamda, UKKTH’niniçerdi¤i ayr›lma hakk›n›, ""bbiirrlleeflfl--mmeekk iiççiinn aayyrr››llmmaa"" olarak de¤erlen-dirmek de mümkündür. Uluslar›nzorla birarada tutulmas›n›n karfl›t›,uluslar›n ayr›lmas› de¤il, halk›nkendi devrimci iktidar› alt›nda gö-nüllü birlikteli¤idir.

Marksist-Leninistler, soruna so-yut anlamda bir hak çerçevesiylede¤il, halklar›n ç›karlar› ve toplum-sal mücadelenin o somut koflullar-daki biçimlenifli aç›s›ndan bakt›kla-

r› için koflullara göre, ayr›lma dasavunulabilir, tek devlet çat›s›da. Bunu belirleyen esas olarakiktidar›n niteli¤idir. Mesela,Çarl›k Rusyas› koflullar›nda ay-r›lmay› savunan, bu yönde pro-paganda yapan Bolflevikler, Çar-l›k devrilip, “halklar hapishane-si”nin duvarlar› y›k›ld›ktan, ül-kede devrimci bir iktidar kurul-duktan sonra, aayyrr››llmmaayy›› de¤il,bbiirrlliikkttee,, Sovyet Devleti çat›s›

alt›nda birlikte olmay› savun-mufllard›r. Ayr›lma hakk› yinetart›flma konusu yap›lmam›flve reddedilmemifltir; devrimciiktidar da bu hakk› tan›m›flt›r.Fakat Bolflevikler tek devletolma yönünde çal›flm›fllard›r.

Ayr›lma hakk›n›, mutlakayr›lma olarak anlayanlar,burjuva, küçük-burjuva uulluu--ssaallcc›› ddaarr ggöörrüüflflllüüllüükk içinde

düflünenlerdir.

Biz, uluslar›n birarada olmas›na,ortak devletler kurmas›na de¤il,uluslar›n zorla birarada tutulmas›nakarfl›y›z. Bu anlamda söylersek,

UKKTH, ayn› zamanda uulluussllaa--rr››nn ggüüvveennee,, ttaamm eeflfliittllii¤¤ee ddaayyaannaannggöönnüüllllüü bbiirrllii¤¤iinniinn nneessnneell tteemmeelliinniinnoolluuflflttuurruullmmaass››dd››rr.. Özgürce olmayanbir birliktelik, halklar›n özgür irade-sine dayanmayan bir ortak devlet,halklar›n gerçek birli¤inin önündeengeldir. Bu anlamda uluslar›n bir-likte yaflamas›n› savunurken, hhaallkkllaa--rr››nn ttaamm eeflfliittllii¤¤iinnee dayanan gönüllübirliktelikleri zemininde savunuyo-ruz bunu. Bu, UKKTH’n›n nas›l ger-çekleflece¤i noktas›nda belirleyiciönemde bir ayr›md›r.

ÖÖzzlleemm:: Burada, hhaallkkllaarr››nn ttaammeeflfliittllii¤¤ii aç›s›ndan tek, ortak devletinsahip olmas› gereken kurallar›, an-lay›fl› da k›saca belirtelim.

Halk›n devrimci iktidar›yla yö-netilen tek bir devlet içinde birarayagelen uluslar ve ulusal az›nl›klar,iktidar› ve yönetimini birlikte pay-lafl›rlar. Halk Cumhuriyeti’ni olufl-turan uluslar ve ulusal az›nl›klar,ekonomik, politik, askeri, sosyal,kültürel her alanda ve her düzeyde

26 TEOR‹ 25 KKas›m 22007

Konu: Uluslar›n KendiKaderini Tayin Hakk› -2-

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Birleflmek ‹çinAyr›lma Hakk›n›

Savunuyoruz

Page 27: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

yyöönneettiimmii ppaayyllaaflflmmaall››dd››rrllaarr.. HHiiççbbiirruulluuss bbuu aaçç››ddaann öönncceelliikkllii yyaa ddaaiikkiinncciill ddee¤¤iillddiirr.. Burada en önemlinokta fludur: Hiçbir ulus veya ulusalaz›nl›k aç›s›ndan sadece bir k›s›mhaklar›n tan›nm›fl olmas› yeterli de-¤ildir; dedi¤imiz gibi, tam hak eflit-li¤i olmal›d›r. ‹kincisi, bir ulusunhaklar›n› kullanmas›n›n baflka birulusun karar ve inisiyatifine b›rak›l-mas› da sözkonusu olamaz böyle birdevlette. Zaten böyle bir fley olursa,orada ulusal eflitsizlik sona ermemifldemektir, halklar›n birli¤i güvencealt›nda de¤ildir.

KKeemmaall:: Bunlar, tek devrimcidevlet içinde birlikte olman›n ko-flullar›. Ayr›lma konusunun tam an-lafl›lmas› aç›s›ndan flunu da ekleye-lim. Ayr›lma hakk›n› tan›makla, onubelirli bir somut durumda savunupsavunmamak da ayn› fleyler de¤il-dir. Herhangi bir ayr›l›¤›n aç›kçakarfl›-devrimci bir rol oynayaca¤›,emperyalizmi güçlendirip ezilenlerizay›flataca¤› koflullarda, halklar da,Marksist-Leninistler de o ayr›lmahakk›n›n kullan›lmas›na karfl› ç›k-mal›d›rlar. Belirtti¤imiz bu koflullar(yani karfl›-devrimci bir rol oyna-mas›, emperyalizmi güçlendirmesi,ezilenleri zay›flatmas›) sözkonu-suysa, ayr›lmaya karfl› propagandayapmak, UKKTH'nin ihlali anlam›-na gelmez. Bu durumda izlenecekpolitika, hat›rlarsan›z sohbetimizinilk bölümünde Lenin’den bir al›nt›yapm›flt›k. Özetle Lenin’in “parçabütünle çeliflti¤inde parça kesilipat›l›r” anlay›fl›na uygun olarak fle-killendirilmek durumundad›r.

MMaazzlluumm:: Yaln›z ben buradabir yanl›fl anlamaya mahal verme-mek için flunu da eklemekte yarargörüyorum.

Marksist-Leninistler, ayr›lmayasadece “karfl›-devrimci bir rol oy-nayaca¤›” durumlarda de¤il, ide-olojik ve politik olarak, yani genelanlay›fllar›n›n gere¤i olarak da kar-fl›d›rlar. Marksist-Leninistler, halk-lar›n özgür iradesinin, karfl›l›kl› gü-ven ve eflitli¤in üzerinde yükselecekbbüüyyüükk ddeevvlleettlleerrddeenn yanad›r. Peki

ne için bundan yanay›z? Hem dö-nemsel anlamda, emperyalizm kar-fl›s›nda ekonomik-siyasi-askeri-sos-yal olarak daha güçlü olmak aç›s›n-dan, hem de proletaryan›n bayra-¤›nda, ““BBüüttüünn ÜÜllkkeelleerriinn ‹‹flflççiilleerriiBBiirrlleeflfliinniizz”” yaz›l› oldu¤u için bun-dan yanay›z.

Evet, bu son vurgulad›¤›m›znoktadan da anlafl›laca¤› üzere,UUKKKKTTHH ile pp rroolleettaarryyaa eenntteerrnnaass--yyoonnaalliizzmmii aras›nda do¤rudan birba¤ vard›r. UKKTH u¤runa verilenmücadele, ayn› zamanda proletaryaenternasyonalizminin gerçekleflme-si için mücadeledir. Niye böyledir,çünkü, proletarya enternasyonaliz-minin maddi anlamda gerçekleflme-si, uluslar›n kaderlerini serbestçe ta-yin etmesinden geçer.

UKKTH'n›, mutlak olarak ayr›l-ma biçiminde kavrayanlar, elbetteproletarya enternasyonalizminingerçekleflmesiyle UKKTH aras›ndabu ba¤› kuramazlar. Ama devrimci-lerin bak›fl aç›s› fludur; komünizmeilerleyen süreç, toplumlar›n tarihievrimi aç›s›ndan enternasyonaliz-min gerçekleflti¤i bir seyir izleyece-¤ine göre, devrimciler, halklar›n öz-gürleflti¤i, devrimci-sosyalist bir ik-tidar›n kuruldu¤u, ulusal bask›n›nkökünün kaz›nd›¤› koflullarda, tümuluslar›n proleterlerinin büyük birdevlet içinde yoldaflça, kardeflçebirleflmesini hedefleyeceklerdir.Proletarya enternasyonalizminingerçekleflmesi, burjuvazinin ördü¤üulusal çitlerin bilinçte ve pratikte,

her düzeyde y›k›lmas›, böyle bir he-defin gerçeklefltirilmesini flart ko-flar. Bu büyük proleter devletin fle-killenifli, o tarihsel toplumsal koflul-lara göre farkl› biçimler alabilir, bubiçimleri bugünden öngörebilmekgerekli de, mümkün de de¤il. Fakatönemli olan, ayn› devlet çat›s› için-de yer alan uluslar›n proletaryas›n›nbüyük bir devlet içinde birleflmesi-nin, tarihsel geliflime uygun birad›m olaca¤›d›r.

Bilindi¤i gibi ulus, kapitalizm veburjuvaziyle birlikte ortaya ç›kantarihsel bir kavramd›r ve belli tarih-sel koflullarda da yok olacakt›r. Bü-yük proleter devletler, iflte insanl›¤›bölen ulusal, s›n›fsal ayr›mlar› orta-dan kald›rarak bbuu yyookkoolluuflfluunn kkoo--flfluullllaarr››nn›› haz›rlarlar. Bu anlamdabüyük merkezi proleter devletler,ddüünnyyaa ssoossyyaalliisstt uulluussuunnuunn yarat›l-mas› do¤rultusunda at›lm›fl devrim-ci ad›mlard›r ayn› zamanda. Buuzun vadeli hedef bir yana, bbüüyyüükkmmeerrkkeezzii pprroolleetteerr ddeevvlleettlleerr, “ikti-saden geri kalm›fl ulus emekçileri-nin iktisadi, siyasi ve kültürel ola-rak gelifltirilmesi, uluslar›n gerçekeflitli¤inin gerçekleflmesi için” degereklidir.

ÖÖzzlleemm:: Benim buradan anlad›-¤›m, tek devleti -elbette burada hal-k›n devrimci iktidar› alt›ndaki birdevletten sözediyorum- savunma-n›n bizim aç›m›zdan iki nedeni var;birincisi emperyalizme karfl› dahagüçlü olmak, ikincisi ideolojik ola-rak da tüm dünya halklar›n› birlefl-tirme amac›, k›sacas› komünizmeulaflacak, dünya sosyalist ulusunuyaratacak bir proletarya enternasyo-nalizmi anlay›fl›... Peki, bir de çoks›k duydu¤umuz, “ezilen ulus dev-rimcilerinin birli¤i ezen ulus dev-rimcilerinin ayr›l›¤› savunmas›”anlay›fl›n› açsak; bu anlay›fl nedir,ne kadar yerindedir?

KKeemmaall:: Evet, iyi oldu, gerçek-ten çok s›k sözedilir ve biraz dayanl›fl anlamda sözedilir. Bu anlay›-fl› Lenin ortaya koymufltur. Polonyasorununa iliflkin olarak, ezen ulusMarksistleri’nin ayr›lmaktan yana,

Say›: 132 27TEOR‹

Biz, uluslar›nbirarada ol-mas›na, or-tak devletler

kurmas›na de¤il, ulusla-r›n zorla birarada tutul-mas›na karfl›y›z...

Uluslar›n zorla biraradatutulmas›n›n karfl›t›,uluslar›n ayr›lmas› de-¤il, halk›n kendi devrim-ci iktidar› alt›nda gönül-lü birlikteli¤idir.

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Page 28: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

ezilen ulus Marksistleri’nin ise bir-likten yana ajitasyon yapmalar›n›önermifltir. Fakat iflte tam buradabiz, Leninizm’in bir do¤ma de¤il,eylem klavuzu oldu¤u sözünü hat›r-lamal›y›z.

UKKTH’nin farkl› tarihsel-top-lumsal koflullarda farkl› flekillendi-¤ini kavramay›p onu mekanik bi-çimde ele alanlar, Lenin'in bu görü-flünü de mutlaklaflt›rm›fllard›r. Oysa,Polonya örne¤ini “ilkelefltirmek”,hem genel anlamda Leninizm’inözüne ayk›r›d›r, hem de ulusal soru-nun niteli¤ine. Oysa ayn› Lenin,mesela baflka bir ayr›l›k sorununda(‹sveç sorununda) ezilen ulus Mark-sistleri’nin, yani ‹sveç Marksistle-ri’nin ayr›lma yönünde oy kullan-malar›n› do¤ru gördü¤ünü belirtir. Ohalde, tekrar söylemifl olaca¤›z amazarar› yok; Marksist-Leninistler so-mut koflullara göre, pp rroolleettaarryyaann››nnyyaarraarr››nnaa oollaann politikay› savunmal›-d›rlar. Bu politika, ezilen ulus dev-rimcileri için hheerr kkooflfluullddaa bbiirrlliikk yö-nünde çal›flmak, propaganda yap-mak olmayaca¤› gibi, ezen ulus dev-rimcileri için de, hheerr kkooflfluullddaa aayyrr››ll--mmaayy›› savunmak anlam›na gelmez.

Ezilen ulus devrimcilerinin bbiirr--lliikk,, ezen ulus devrimcilerinin de aayy--rr››llmmaa hhaakkkk›› yönünde propagandayapmalar›, ezen ve ezilen uluslararas›nda asgari bir güven yaratmakbak›m›ndan olumlu bir ifllev görür,bu aç›dan önemlidir. Ancak, birinci-si, bu mutlaklaflt›r›lamaz. ‹kincisi,bu, çok uluslu bir ülkede, çok ulus-lu devrimci örgütlenmelere uyarla-namaz. Hem ezen ulusun, hem ezi-len ulusun devrimcilerini içinde ba-r›nd›ran Marksist-Leninist bir örgü-tün bu konudaki tavr› için, yukar›-daki formül uygulanamaz.

Mesela, ülkemizdeki reformistle-rin, oportünistlerin bir k›sm› kendile-rini ve kendileriyle birlikte baflkala-r›n› da “Türk solu”, “Kürt solu” diyetasnif ettikleri için, tüm örgütlerinyukar›daki formüle, yani –ezilenulus devrimcileri bbiirrllii¤¤ii,, ezen ulusdevrimcileri aayyrr››ll››¤¤›› ssaavvuunnuurr–– uy-durmaya çal›fl›yorlar. Peki bu örgüt,sadece ezen ulusun veya sadece ezi-

len ulusun örgütü de¤ilse ne olacak?

‹flte buna uygun bir flablonlar›olmad›¤› için, buna cevaplar› dayok. Olgular› bütünden kopararak,s›n›flar mücadelesinin ve emekçi s›-n›flar›n ç›karlar› d›fl›nda ele almak,bizi yanl›fl politikalara götürür. Ulu-sal haklar ve ulusal kurtulufl içinmücadele de sonuçta emperyalizm-le halklar aras›ndaki mücadeleninbir parças›ysa, ona hangi aç›danbakmam›z gerekti¤ini Lenin’in flusözlerinde de bulabiliriz:

“Ulusal kültür ad›na ... bütünuluslar›n burjuvazisi, gerici i¤rençtertiplere giriflmifl bulunmaktad›r-lar. E¤er konuyu Marksist olarak,yani s›n›f savafl›m› aç›s›ndan eleal›rsak; sloganlar›, ‘genel ilkeler’lede¤il, anlams›z beyanlarla, parlaksözlerle de¤il, ss››nn››ffllaarr››nn ssiiyyaassaall çç››--kkaarrllaarr›› ile karfl›laflt›rarak ele al›r-sak...” (Lenin, Uluslar›n Kaderleri-ni Tayin Hakk›, syf. 20 )

‹sterseniz Kuzey Irak’taki gelifl-melerin UKKTH çerçevesinde de-¤erlendirilip de¤erlendirilemeyece-¤ini ele alal›m bu noktada.

MMaazzlluumm:: Evet, Kuzey Irak’ta-ki Kürtler, ABD’nin Irak’a yönelikkuflatmay› bafllatt›¤› 1991’denIrak’›n iflgaline kadar az çok“özerk” bir konumda oldular.Irak’›n iflgaliyle birlikte de “devlet-leflme” yolunda belli bir mesafe ka-tettiler.

Kimileri, bu geliflmeninUKKTH kapsam›nda görülmesi vebu anlamda da desteklenmesi ge-rekti¤ine ikna etmeye çal›fl›yorlarbizi. Bunu savunanlar, sadece ülke-mizdeki Kürt milliyetçileri de¤il.Tersine, bunu savunanlar aras›ndakendilerini sosyalist, komünist ola-rak adland›ran güçler var. Hatta,Barzani-Talabani iflbirlikçili¤ininUKKTH kapsam›nda görülmesi ge-rekti¤inin teorisini en çok da bunlaryap›yor.

SDP’lilerden iki örnek verelim.

Metin Ayçiçek flöyle diyordu:“Güneyli Kürtler eellbbeettttee kkeennddii kkaa--ddeerrlleerriinnii ttaayyiinnddee kkeennddiilleerriinnccee dav-ranacaklard›; öyle davrand›lar.”

‹kinci örnek olarak ‹rfan Cure,iflin teorisini yapmakta bir ad›m da-ha ileri gidiyor:

“UKKTH'n›n Kürtler taraf›ndannas›l kullan›laca¤›, bizzat Kürt-ler’in kendi bilece¤i bir ifltir. ...Egemen ulusa mensup bir sosyalist,ezilen ve sömürge alt›nda tutulanKürt ulusunun kuraca¤› devletin ka-rakterini tart›flma konusu yapmak-s›z›n onlar›n bu hakk›n› savunur.

Denebilir ki, bu devlet gerek böl-gesel gerekse dünya çap›ndaki dev-rimci-demokrat mücadeleye katk›sa¤lamaz; hatta yak›n gelecekte ba-fla bela bile olabilir. Böyle bir olas›-l›k var olsa bile, bir Türk sosyalistiasla UKKTH savunmaktan vazge-çemez.”

‹flbirlikçili¤i “UKKTH” olarakgösterme teorisyenleri aras›ndaEMEP’liler de var: “Kuflkusuz hiçkimse Irak’ta Kürtler’in kkeennddii kkaa--ddeerrlleerriinnii kkeennddii bbiillddiikklleerriinnccee ttaayyiinneettmmee haklar›na tek bir laf edemez.”(Mustafa Yalç›ner)

Barzani, Talabani önderli¤indegeliflen politikan›n bir ulusun “ken-di kaderini tayin etme hakk›n›n kul-lan›lmas›” oldu¤unda netler(!) anla-fl›lan. Sanki bu onlara göre hiç tart›-fl›lmaz bir fley gibi! Bakal›m.

Cure burada bir çarp›tma yap›-yor. Mesele, “gelecekte gericilefl-mesi” meselesi de¤il, sözü edilenoluflum, daha bafl›ndan itibaren öy-

28 TEOR‹ 25 KKas›m 22007

Marksist-Leni-nistler somutkoflullara gö-re, pprroolleettaarryyaa--

nn››nn yyaarraarr››nnaa oollaann politi-kay› savunmal›d›rlar. Bupolitika, ezilen ulus dev-rimcileri için hheerr kkooflfluullddaabbiirrlliikk yönünde çal›flmak,propaganda yapmak ol-mayaca¤› gibi, ezen ulusdevrimcileri için de, hheerrkkooflfluullddaa aayyrr››llmmaayy›› savun-mak anlam›na gelmez.

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Page 29: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

le. ‹kinci çarp›tmas› ise flu; diyor ki,bu devlet bafla bela bile olsa, “Türksosyalisti asla UKKTH savunmak-tan vazgeçemez.” Vazgeçmiyor kizaten. SDP’lilerin, Kürt milliyetçi-lerinin görmesi gereken flu; Barza-ni-Talabani iflbirlikçi devletini elefl-tirmek, UKKTH’yi savunmaktanvazgeçmek de¤ildir zaten.

Emek Bar›fl Demokrasi Blo-ku’nun öteki bilefleni EMEP de aayy--nn›› nnookkttaaddaann kat›l›yor SDP’lilere:

“Kuflkusuz hiç kimse Irak’taKürtler’in kkeennddii kkaaddeerrlleerriinnii kkeennddiibbiillddiikklleerriinnccee ttaayyiinn eettmmee haklar›natek bir laf edemez.” (Mustafa Yalç›-ner, 29 Nisan 2003, Yeniden ÖzgürGündem)

ÖÖzzlleemm:: fiimdi UKKTH’yi ta-n›mlarken ne demifltik; bir ulusunhiçbir k›s›tlamaya tabi olmaks›z›n,hiçbir bask› alt›nda bulunmaks›z›nkendi kaderini tayin etmesi... Bu pa-ralelde de devletini kurma, ayr›lmahakk›na sahip olmas› diye somutla-m›flt›k.

fiimdi, Kuzey Irak’taki Kürt hal-k›n›n hiçbir k›s›tlamaya tabi olma-d›¤›n› iddia etmek mümkün mü?Daha do¤rusu ben flöyle sorman›ndaha uygun olaca¤›n› düflünüyo-rum: Akl› bafl›nda, gözü gören kim,Kuzey Irak’taki Kürtler’in, onlar›nörgütlenmelerinin “hiçbir k›s›tlama-ya tabi olmad›¤›n›”, hiçbir bask› al-t›nda olmad›¤›n› iddia edebilir?..

Hiç kimse!

Niye, çünkü zaten Kuzey IrakAmerikan iflgali alt›nda. Çünkü Ku-zey Irak’taki Kürtler’in, Kürt milli-yetçi hareketlerinin, att›klar› herad›m, ABD’nin iznine tabi. Ayr›lmahakk›, yine ülkeyi iflgal edenleriniznine göre mümkün olur ya da ol-maz. Nerede ulusun kendi kaderinitayin etmesi... Aç›kça görülüyor ki,Kuzey Irak Kürtleri’nin kaderini ta-yin eden baflkalar›d›r.

Birincisi, sadece bu nedenle bile,Kuzey Irak’taki geliflmeler UKKTHkapsam›nda görülemez. Bu anlam-da da bir de bunun teorisini yapma-ya kalk›flanlar›n bunu nas›l, hangimant›kla yapt›klar›n› anlamakta

zorlan›yorum gerçekten.

MMaazzlluumm:: Elbette bu durumunteorisini yapanlar›n hareket noktas›-n›n Marksizm-Leninizm olmad›¤›aç›k. ‹rfan Cure yukar›daki aktard›-¤›m bölümün devam›nda flöylediyor mesela; “Olabilir, flimdi gü-nün modas› oldu¤u için bbaazz›› KKüürrtt--lleerr ddee AAmmeerriikkaann sseevveerr olabilirler.Ama onlara karfl› ideolojik-siyasimücadele, eeggeemmeenn uulluussaa mensup vekendisini sosyalist olarak niteleyeninsanlar›n ifli olamaz.” fiimdi birMarksist-Leninist böyle der mi, so-runa Marksizm-Leninizm’in pence-resinden bakan biri, UKKTH’y›böyle yorumlayabilir mi?

Kürt milliyetçili¤inin ABD’yleiflbirli¤ini savunmas› bir yere kadaranlafl›l›rd›r, fakat kendine komünist,sosyalist diyenlerinki elbette dahavahim bir sorunu göstermektedir.Pragmatizm, grup ç›karlar›, öylebask›nd›r ki, Marksist-Leninist teori-yi bile harcamaktan çekinmiyorlar.Ve üstelik “kraldan daha kralc›”l›kdeyimi vard›r ya, o konuma da düflü-yorlar. Çünkü, Kürt milliyetçili¤i za-ten UKKTH’n›n art›k geçerli olma-d›¤›n› aç›klam›flt› çok önceleri.

Öcalan, daha ‹mral› sürecininbafllang›c›nda flunu savunmufltu:“PKK ... uulluussllaarrıınn kkaaddeerrlleerriinnii ttaa--yyiinn hhaakkkkıı iillkkeessiinniinn aarrttııkk ggeeççeerrlliillii--¤¤iinnii yyiittiirrddii¤¤iinnii,, bilimsel teknik de-¤iflmenin aslında 17. yüzyıldan berigeliflmenin ürünü olan uulluussaall--ddeevv--

lleett aannllaayyııflflıınnıı ççöözzddüü¤¤üünnüü,, aynısınırlar dahilinde demokrasiyi ge-lifltirerek, sınırlara hiç dokunmadangelifltirilecek bir çözümün dahagerçekçi oldu¤unu görmeliydi.Kısaca, ‘70’ler programını bırakıpyeni bir programa ulaflmalıydı.”

Öcalan’›n bu tespitine karfl› neSDP’lilerin, ne EMEP’lilerin “hay›rUKKTH ilkesi geçerlili¤ini sürdü-rüyor” diye itiraz ettiklerini, bunuKürt milliyetçi hareketle ittifak çiz-gisi aç›s›ndan ideolojik bir tart›flmakonusu yapt›klar›n› duymad›k, gör-medik. Öcalan’›n bu teorisi, gör-mezden gelindi. (Emperyalizmi,burjuva demokrasisini meflrulaflt›-ran, öven, sosyalizmi mahkum edenöteki teorileri gibi.) Ne zaman ki,Barzani-Talabani çizgisini “meflru-laflt›rma” ihtiyac› do¤du, o zamanUKKTH yeniden hat›rland›.

KKeemmaall:: Ezen ulus milliyetçili-¤inin pratikte karfl›m›za ç›kma biçi-mi flovenizmdir. Ki bunu sohbetimi-zin önümüzdeki hafta devam edece-¤imiz bölümünde ele alaca¤›z. Ezenulus milliyetçili¤i, son tahlilde ken-di burjuvazisinin baflka uluslar› ez-me siyasetini savunur. Burada ise,ezilen ulus milliyetçili¤inin emper-yalizmle iflbirli¤i yapm›fl bir flekildekarfl›m›za ç›kt›¤›na tan›k oluyoruz.Bu, nisbeten yeni bir olgudur. Tart›-fl›lmal›, tan›mlanmal›d›r; ama flu ke-sindir, ezilen ulus milliyetçili¤ininemperyalizmle iflbirli¤inin ad›,UKKTH de¤ildir. Ezen ulus milli-yetçili¤i, baflka uluslar›n ezilmesineyeflil ›fl›k yakarken, bu iflbirlikçi ezi-len ulus milliyetçili¤i de baflkahalklar›n katledilmesine yeflil ›fl›kyak›yor. O halde bu politikan›n ad-land›r›lmas›, de¤erlendirilmesi,UKKTH d›fl›nda olmak zorundad›r.

Sevgili okurlar›m›z, haftayaezen ulus ve ezilen ulus milliyetçili-¤inin özelliklerini, çok uluslu bir ül-kede UKKTH’ye bak›fl aç›s›n› veUKKTH ›fl›¤›nda örgütlenme mese-lesini ele alaca¤›z. Haftaya görüfl-mek üzere hoflçakal›n.

Say›: 132 29TEOR‹

Akl› bafl›nda,gözü görenkim, KuzeyIrak’taki Kürt-

ler’in, onlar›n örgütlenme-lerinin “hiçbir k›s›tlama-ya tabi olmad›¤›n›”, hiç-bir bask› alt›nda olmad›-¤›n› iddia edebilir?.. Nere-de ulusun kendi kaderinitayin etmesi... Aç›kça gö-rülüyor ki, Kuzey IrakKürtler’inin kaderini tayineden baflkalar›d›r.

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Page 30: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

30 BALKICA 25 KKas›m 22007

Bak flu da¤lara, Al› al / Moru mor, Saf saf / Omuz omuza, Dünya elvan elvand›r.

Güzeldir Ege; bir yan› derya de-niz ak köpük, bir yan› duman bürü-müfl, bulutlara sar›nm›fl da¤ yamaç-lar›. Bereketlidir; h›rç›n sular›n y›-kad›¤› topraklarda incirin ball›s›,üzümün tatl›s›, pamu¤un ak›, tütü-nün has› yetiflir.

Ve kurald›r; güzele kem gözlebakan, meyveli a¤ac› tafllayan çokolur hep. Önce tanr›lar göz koyduEge'ye de. Sonra Spartal› Köle Tüc-carlar›, sonra a¤alar, paflalar, beyler.

Nice sultanlar ak›na ç›kt› fethet-mek için bu topraklar›, nice hüküm-darlar kofltu ard›ndan. Bereketi,gördü¤ü zulmün nedeni oldu.

Sadece üretileni ya¤malamakyetmedi egemenlere. Her fleyi isti-yorlard›. Güzel olan, de¤erli olan nevarsa onlar›n olmal›yd›. Bazen yok-sul bir evin güzel k›z›n› çekip ald›-lar gönül e¤lendirmek için, bazentek öküzünü. Asker laz›m oldu,o¤ullar, erkekler kopar›l›p al›nd› ataocaklar›ndan. Dönüp dönmeyecek-leri, nerede yaflay›p, nerede ölecek-leri belirsizdi. Mal da, can da, na-mus da, evlat da, zulmün dört yanadal budak salm›fl pençelerinin ara-s›ndayd›. Zaptiyesi, öflürcüsü, tah-sildar› çalard› kap›lar›n›. "Ya can›n›,ya da can›n karfl›l›¤›nda gözümüzüdoyuracak neyin varsa onu!"... Zu-lüm ejderhayd›. S›kt›kça s›kard›kollar›n›. Yakar kavururdu nefesi.Ya cehennem olurdu flu güzelimtopraklar, ya da isyan yata¤›.

Zulüm isyan› yaratt›. Yüzy›llar-ca isyan› büyüttü koynunda Ege.Rum’u, Yahudi’si, Türkmen’i, Av-flar’›, Tahtac›’s› bafl› s›k›flt›kça da¤-

lara çevirdi yüzünü. Ad› san› unu-tulmufl binlerce isyanc› yaratt›. Taatanr›lar›n oca¤›ndan atefli çalanPP rroommeettee'yle bafllad› gelenek. Aris-tikonos'tan Bedreddin'e, Bedred-din'den Atçal›'ya ayn› hasretin pe-flinde koflup durdular. "Yarin yana-¤›ndan gayr› her fleyde hakça, or-takça bir yaflam kuracaklard›." Dal-lar› yerleri süpüren a¤açlar›n mey-velerini birlikte toplayacaklar, pa-mu¤u, tütünü, zeytini birlikte hasatedeceklerdi. Aç aç›k kalmayacakt›Ege’nin da¤lar›nda ve ovalar›nda.

Gece gündüz çal›flmaktan, top-ra¤› sürmekten, demiri ifllemekten,pamu¤u dokumaktan bir flikayetiyoktu onlar›n. Çal›flmaktan, ekme-¤ini tafltan ç›karmaktan baflka yolbilmezlerdi zaten. Ama ne o¤ullar›-n› çekip als›nd› zulüm ellerinden,ne topraklar›n›. Canlar› da mallar›da kendilerine ba¤›fllans›nd›. Na-muslar›na el uzat›lmas›n, r›zklar›kesilmesindi... Özlemleri bu kadaryal›n, bu kadar basitti.

Lakin özlemlerini gerçeklefltir-mek zordu. Gözlerini karartt›lar -kibaflka çare yoktu. Zaten kendilerineait görmedikleri hayatlar›n› ve bafl-lar›n› gözden ç›kard›lar -ki ç›kar-madan kavga meydan›na girilmez-di. Çoluk çocuk, yafll›, kad›n, erkek,sakat ayakland›lar... Spartaküs'tentam 70 y›l önce önlerine Aristiko-nos düflmüfltü. ‹zlediler onu. Yenil-seler de ayaklanm›fllard› ya. Sparta-küs'ün öncülü¤ünde savaflt›lar efen-dilerle. Ve Spartaküs'ten yüzlercey›l sonra Bedreddin, Börklüce, Tor-lak Kemal; sevda ayn› sevda, hasretayn› hasretti. Zulüm bitecek, zorba-l›k sona erecekti. Ve onlar bal›k a¤-lar›n›n bafl›nda p›r›l p›r›l sulara ba-karak kutlayacaklard› sömürüdenkurtulufllar›n›... Olmad›! Yenildileryine. Neden yenildiklerini anlama-

d›lar belki tam olarak. Ah etmedilergiden yi¤itlerin ard›ndan. Ortaklaflabir yaflam›n mayas›yd› belki giden-ler... Umutlar bir dahaki sefere ka-dar yüreklerin en derin mahzenleri-ne kald›r›ld›. Yerlerini yurtlar›n› ter-kedip kaçt›lar bazen, bazen birömür boyu suskun yaflad›lar.

Ama her fleye ra¤men umut hepvard› ve yanlar›ndayd›. Yoksullar›npay›na umut düflmüfltü yeryüzünde-ki paylafl›mda. Zorluklara, ac›lara,kah›rlara onunla dayand›lar hep.Umut bazen bir hayal, bazen bir ef-saneydi. Torlaklar’dan, Abdal-lar’dan yüzy›llar sonra, efe oldu ef-sanelerin ad›....

Bafllar› doruklara de¤en, heybe-tinden korkulur bir efsaneydi onlar;bir gürledi mi yer gök inlerdi sesin-den. Mazlumun duas›n› alan, yok-sulun hakk›n› arayan, zalimden he-sap sorand›. Dürüst, namuslu, onur-lu, mert, sözünün eri. Güçsüzünkarfl›s›nda s›rçaya benzer yüre¤i.Ama eline bir de a¤adan, beyden,zaptiyeden biri düfltü mü kaya gibisert, ac›mas›z. Fakirin, fukaran›nbabas›, zenginin korkulu rüyas›. Bi-le¤i, yüre¤i güçlü demekti efe.

Devlet ise eflkiya dedi da¤lar›mesken tutanlara. fiaki, z›nd›k, ka-fir, daha nice isimler takt›lar. Nerdegörülseler katli vacipti. Nerede bu-lunsalar boyunlar› vurulayd›.

Haklar›nda ferman da ç›kar›lm›flolsa, efeler, yolunu da¤lara çevir-mifl halk kahramanlar›ndan baflkas›de¤ildi. Ya topraklar›na el koymufl-tu haddini bilmez mültezimlerdenbiri, ya anas›na, kar›s›na, k›z›na yangözle bakm›flt› a¤an›n adamlar›n-dan biri. Ya da babas›n›n, atas›n›nkan›n› dökmüfl, can›na göz koy-mufltu eflraftan, eflraf›n soytar›lar›n-dan biri. Haks›zl›k bela olunca ba-fla, ya sineye çekersin ya da al›r ba-

Bedreddinlerden Balk›ca’yaBedreddinlerden Balk›ca’ya

Sevda ayn› sevda Kavga ayn› kavgaSevda ayn› sevda Kavga ayn› kavga

Page 31: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

fl›n› vurursun da¤lara. Efeler ya danam› di¤er eflkiyalar, haks›zl›¤› si-neye çekemeyecek kadar onurlu,zalime meydan okuyacak kadar cü-retliydiler. Ya bu dünya dar gelirdikendilerine, ya da dar ederlerdi za-lime. Efe demek adalet demekti. Nezaman bir konak yansa, ne zamanbir bey çiftli¤i bas›lsa, ne zamanzaptiyelerin yollar› kesilse, yoksulköylü bilirdi ki bu kendilerinin inti-kam›d›r ayn› zamanda. Yürekleriso¤ur, için için sevinirlerdi. O yüz-den kap›lar›n› efelere ard›na kadaraçar, evlerini yatak, umutlar›n› is-yanlar›na kat›k ederlerdi.

Efeler bu da¤lar›n sahipleriydi.Da¤lar efelerin yata¤›. Taa ‹lkça¤-lar’dan bu yana haks›zl›¤a u¤ray›pasi olanlar›n yurdu, bar›na¤›yd›da¤lar. E¤er isyan damar› hiç kuru-mad›ysa, bu da¤lar ardlar›nda kalegibi yükseldi¤i içindi. Her da¤›n birbekçisi vard› ve da¤lar›n bekçileride elbette efelerdi. O yüzden "efeyata¤›"denirdi da¤lara.

Efeli¤in kurallar› vard›. Efe yi¤itolacakt› bir kere. Yoksulu kollaya-cak, yoksulu ezenden hesap sora-cakt›. Efe baba gibi olacak, düfleninelinden tutacak, köyüne, obas›nasahip ç›kacakt›. Efe dedi¤in mertolacakt›, s›rt›n› yaslad›¤› da¤lar gi-bi. Yüce gönüllü ve merhametli ola-cakt› mazluma karfl›. Ama kallefliaffetmeyecek, kahpeli¤i hofl görme-yecekti. ‹hanete karfl› tafl kesilecek-ti yüre¤i. Eli a¤›r olacak, vurdu¤uyerden ses getirecekti. fiurda bir ka-saba bast› m› taa ‹stanbul'da salta-nat koltu¤unda oturan sars›lacakt›.Kad›s›, kaymakam›, valisi, zaptiye-si yollara dökülecek de elinden birfley gelmeyecekti. Ak›ll› olacakt› vede kurnaz. Efe efe gibi davrand› m›ard›ndan da yürürlerdi. Çünküumutlar›yd› efe. Hasretleri, özlem-leri, mutluluklar›yd›.

Ölümsüzdü efeler. Sonsuzluktangelip sonsuzlu¤a kar›fl›rlard›. Pro-mete’den bu yana hiçbir halk kahra-man›n› öldürememiflti halk düfl-manlar›. Dara¤ac›na ast›klar› Bed-reddin s›r oldu gece vakti. Dedi kiköylüler "" hhaakkiikkaatt ööllmmeezz,, oo yyeenniiddeenn

ddoo¤¤aarr ggöönnüülllleerrddee""! Hangi da¤›n te-pesinde zaptiyeler taraf›ndan k›st›-r›lsa Çak›rcal›, bir baflka da¤dan ha-ber geldi; "" aass››ll ÇÇaakk››rrccaall›› bbuurrddaa""diye. Zaptiye, Demirci Efe’yi ku-flatmada vurduk derken gülümsedidinleyenler; "iflte flu belden geçti bi-raz evvel".

“Onlar›n sureti de¤iflir yaln›zca,ama kendileri ölmez. Bir vakit içingörünmez olurlar sadece, sonrakendileri gibi saf, temiz olanlaragörünürler her yerde." Derler ki ne-rede zulmün karfl›s›nda dikilen biryi¤it varsa, nerde bir zalimin defte-ri dürülmüflse oradad›r efeler. Yö-rük Ali, Gökçen Efe, Demirci Efe,Atçal›, Postlu Memed... Onlar ya-ratt›klar› de¤erlerle ölümsüzdür.Bütün umutlar›n k›r›l›p, bütün sün-gülerin düfltü¤ü yerde, bir da¤ ba-fl›ndan bir duman yükselir; Ho-naz'da, Beflparmak'da, Ayd›n Da¤-lar›’nda, Gölgeli'de...

Topraklar› yedi düvelin istilas›-na u¤rad›¤›nda da¤lar efeler ve k›-zanlar›yla doldu. Bu toprak, bu va-tan onlar›nd›. Vatan namustu. Na-mus elden gittikten gayr› ne gere-kirdi onlara. Da¤lar›n ve yollar›n enkuytu köflelerinde pusuya yatt›lar.Topuna, tank›na karfl› kovalad›larardlar›ndan denize kadar. Düflma-n›n hakk›ndan gelmifllerdi. Lakin...yine da¤lar›n yolu gözükecekti birsüre sonra onlara. Osmanl› paflalar›-n›n, kad›lar›n, a¤alar›n yerlerini boflb›rakmam›flt› zalimler. Bu kez u¤ru-na kan ak›tt›klar›, seve seve can fe-da ettikleri vatanda kurulan ve ad›-na "cumhuriyet" denilen sistemink›l›c› sallan›yordu tepelerinde. K›-l›çlar›n› k›nlar›na sokup birer birers›rra kadem bast›lar. Geride namlar›ve türküleri yadigar kald›. Bulutla-r›n ard›nda sessizli¤e gömüldü silahçat›lan, zeybek dönülen da¤ doruk-lar›.

Ama adalet özlemiyle yanan,umudunu, gelece¤e inanc›n› kay-betmemifl bütün yoksullar, da¤lar›ndoruklar›nda hala yanan efe ateflle-rini görmeye devam ettiler. Da¤larayollar› düflen yoksul köylüler, hey-betli çam ormanlar›n›n derinlikle-

rinde rastlaflt›lar onlarla.. Efelerinayak izlerini görüp flafl›rd›lar. Bu iz-ler, da¤lar›n vefas› gibiydi sanki.Da¤lar sahiplerini beklemeye de-vam ettiler. Efeler hem bu da¤lar›n,hem insanlar›n kurtulufluydu. Açl›konlarla doyacak, susuzluk onlarladinecekti. Hesap onlarla sorulacak-t›. Yeryüzünden zulmün ayak izlerisilinene kadar efeler hep yaflayacak,bafl› doruklar›n› duman bürümüflda¤lar gibi hep dik duracakt›.

‹flte aradan çok uzun zaman geç-miflti belki ama da¤lar›n efelerehasreti diniyordu iflte.

"Y›l ‘92. Kurtulufl Savafl›’ndan,Çak›rcal›'lardan beri ilk kez biz ç›k-m›fl›z Ege da¤lar›na. Ege güzeldir,görkemlidir. Yi¤ittir... Hadi bu ta-raftan arkadafllar..." Kendinde de-¤ildi Berdan, say›kl›yordu. fiimdiölüm orucundayd›, kendinde olma-y›fl› bundand›. Ama birkaç y›l evvelEge da¤lar›ndayd› o.

Da¤lar›n yamaçlar›nda dolafl›yorBerdan Efe. Kumalar, Kar›ncal›,Murat, Sand›kl›, Emir, Gölgeli...Ardarda an›lar›n› s›ral›yor. Ama bir-kaç y›l önce an› de¤ildi bunlar. Efe-lerin miraslar›n› s›rt çantalar›na sar-m›fl, türküleriyle kavgalar›yla da¤-lardayd›lar iflte.

Sonra tutsak düfltüler onlar da.Ama yine bofl kalmayacakt› Kuma-lar, Kar›ncal›, Murat, Sand›kl›,Emir, Gölgeli... Erhan Y›lmaz birlikelemanlar›n› teker teker al›p götür-dü da¤a. Küçüktü birlik. Ama da¤-larda efelerin ayak izlerinin yan›ba-fl›ndan yürüyeceklerdi iflte. Efeler,k›zanlar ço¤alacakt› gün geçtikçe.

Balk›ca’da kuflat›ld›klar›nda sonkurflunlar›na kadar çat›flt› efeler.Sonra düflman onlar› öldürdü¤ünüaç›klad›: Kimbilir? Belki karfl› ya-kalarda bir baflka da¤›n doruklar›n-da onlar flimdi, belki flu yamac› t›r-manmakta olan onlar veya onlar›nyoldafllar›... fiu dorukta yanan ateflefelerin, Erhanlar’›n atefli de¤il mi,zalimden çal›n›p halka verilen atefl-ler Ege da¤lar›nda öbek öbek yan›-yor iflte hala. Bu atefli onlar yakt›,büyütmek ve hiç söndürmemek sö-zümüzdür.

Say›: 132 31BALKICA

Page 32: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

32 HABER 25 KKas›m 22007

Savc›lar›n görevi bir suça karfl›,suçu araflt›rarak iddianame ve dosyahaz›rlamakt›r de¤il mi? Fakat hay›r,her zaman böyle olmaz.

Kimi suçlar vard›r ki, bunlara ya-salar suç dese de devlet bu suçlar›niflleteni, yönlendireni veya en az›n-dan onaylayan› durumundaysa, sav-c›lar›n iddianamelerine ve dosyala-r›na da bu durum genellikle yans›r.

Bunun bir örne¤i, geçti¤imiz Ni-san ay›nda Malatya’da Zirve Yay›-nevi’nde, misyonerlik faaliyeti yü-rüttükleri gerekçesiyle bo¤azlar› ke-silerek katledilen 3 kiflinin katilleriiçin haz›rlanan dava dosyas› oldu.

Bu katliama iliflkin Malatya Bafl-savc›l›¤›’n›n haz›rlad›¤› dosyada,katliamdan daha fazla, yarg›lamaylado¤rudan ilgisi olmad›¤› halde yay›-nevinin faaliyetlerine ayr›nt›lar›ylayer verildi¤i görüldü. Savc›l›¤›n ha-z›rlad›¤› dosya ile, mahkeme heyeti-ne“katliamda yüksek tahrik unsuruvar” dedirtme iste¤i göze bat›yor.

Dava dosyas›nda, Zirve Yay›ne-vi’nin faaliyetlerinin yan›nda, öldü-

rülen yay›nevi çal›flanlar› NecatiAyd›n, Tilmann Geske ve U¤urYüksel’in görüfltü¤ü kiflilerin isim,telefon ve adresleri, haz›rlad›klar›raporlar, görüflmelerin içeri¤ine ilifl-kin tutulan notlar ve belgeler detay-lar›yla yer ald›. Ayr›ca Zirve Yay›-nevi’nde bas›lan H›ristiyanl›¤›n an-lat›ld›¤› kitaplar›n içeri¤i de dosya-da kendisine yer buldu.

Oysa, tersine Zirve Yay›nevi ça-l›flanlar›n›n kkaattiilllleerriinniinn iilliiflflkkiilleerrii--nniinn aarraaflfltt››rr››llmmaass›› gerekmez miydi?Kimler bu katilleri azmettirdi? Kat-liam›n yap›lmas›na göz mü yumul-du? Katillerin herhangi gerici, ›rkç›bir örgütle veya devlet kurumlar›yla

ba¤lant›s›n e d i r ?D e v l e t i n

olaydaki rolü nedir?.. Katliamdakisoru iflaretleri bunlard›r, bunlar›nayd›nlat›lmas› gerekir. Oysa, iddi-anamenin haz›rlan›fl mant›¤›, savc›-l›¤›n suçu örtbas etmeyi, katilleriaklamay›, mümkün oldu¤unca en azcezayla kurtarmay› kendisine görevedindi¤ini göstermektedir.

Katledilenlerin avukatlar› ve ai-leleri, dosyadaki bu bilgilerle yenisuçlar›n ifllenmesine kap› araland›-¤›n› söylüyorlard›. Do¤rudur. Böylesavc›lar›n görev yapt›¤› bir ülkede,yarg›n›n farkl› milliyetlerden, din-lerden olanlara karfl› bu kadar aleniadaletsizlik ve düflmanl›k içinde ol-du¤u bir ülkede, benzeri katliamla-r›n sürmesi flafl›rt›c› olmaz.

Dosyadan anlafl›lan odur ki, yar-g› da, misyonerlik çal›flmalar›na enaz cinayeti iflleyenler kadar düflman-d›r. Yarg›n›n bu düflmanl›¤›, “Türkve sünni” düzenin farkl› olana düfl-manl›¤›n›n bir yans›mas›d›r sadece.Bu düflmanl›k içinde, 6-7 Eylüller,Hrant Dinkler’in, misyonerlerin kat-ledilmesi a盤a ç›kart›l›r m›, suçlularcezaland›r›l›r m›?

katilleri de¤il, katledileni araflt›ran savc›

Korgeneral bunu yapmazKorgeneral Altay Tokat, Yeni Aktüel

Dergisi’ne yapt›¤› aç›klamalarda, ““mmeemmuurrllaarr,,hhaakkiimmlleerr ...... hhiizzaayyaa ggeellssiinn ddiiyyee iikkii yyeerree bboommbbaaaatttt››rrdd››mm..”” diyerek suçlar›n› anlatm›flt›. “‹tirafetmiflti” demiyoruz, çünkü Korgeneral zaten

bunlar› anlat›rken, bir suç ifllemifl gibi de¤il, kahramanl›kolarak, do¤al bir görevi yerine getirir edas›yla anlatm›flt›.

Genelkurmay Askeri Baflsavc›l›¤› ise, bu sözler üze-rine, ""TTüürrkk SSiillaahhll›› KKuuvvvveettlleerrii''nnddeekkii kkoommuuttaannllaarraa oollaannggüüvveenn dduuyygguussuunnuu zzeeddeelleemmeekk"" ve ""aasskkeerrlliikk ddöönneemmiinn--ddeekkii iiflfllleerree aaiitt aaçç››kkllaammaa yyaappmmaakk"" suçlamas›yla 6 y›lakadar hapis istemiyle dava açm›flt›. Görüldü¤ü gibiyap›lanlar de¤il, yap›lanlar›n anlat›lmas› suç olarakgörülmüfltü.

Suçlar›n› anlatmaktan dolay› yarg›lanan KorgeneralAltay Tokat, mahkeme taraf›ndan, “Korgeneralli¤ekadar yükselmifl kiflinin bunlar› yapaca¤› düflünüle-mez” gerekçesiyle beraat ettirildi. ‹ddia makam› olansavc›n›n görüflü de bu flekilde imifl.

Suçu de¤il, suçun anlat›lmas›n› yarg›layan düzeninadaletinin, generalinin hakim ve savc›lar› bomba ataraktehdit etti¤ine hükmetmesi beklenemezdi zaten.

Emekli generallere konuflma yasa¤›Milli Savunma Bakanl›¤›, Türk Silahl› Kuv-

vetleri ‹ç Hizmet Yönetmeli¤i’nde, emekli su-bay ve generallerin bas›na yapt›klar› aç›klama-lar› s›n›rlamay› amaçlayan bir düzenleme yapt›.

Yönetmelikteki de¤ifliklikle, emekli subayve generallerin devlet taraf›ndan bir görev ve-rilmeden, geçmiflteki görevlerine iliflkin aç›klama yap-malar› durumunda, askeri tesislere, orduevlerine giriflle-rinin yasaklanmas›n› düzenleniyor.

Emekli subay ve generallerin, kiflisel h›rstan, emek-li olduktan sonra konuflma rahatl›¤› edindi¤inden,“kahramanl›k” an›lar› anlatma hevesinden veya baflkanedenlerle zaman zaman kendilerinin ve devletin suç-lar›n› da anlatt›klar› oluyordu. Anlafl›lan yeni düzenle-me ile devlet flimdi de generallerine karfl› kendisini ko-rumaya alm›fl durumda.

Bakal›m bu genelgeler generalleri durdurmaya yete-cek mi, yoksa onlar›n yapt›klar›n› anlatma, abartarakkahramanl›k tefrikalar› yay›nlama hastal›klar› daha m›a¤›r basacak? Anlatmal›lar, anlatmal›lar ki, halk bu dü-zende suçlar›n nas›l ve kimler taraf›ndan ifllendi¤inigörmeli.

Page 33: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

Anvers Temyiz Mahkemesi’ndegörülen DHKP-C Davas›’nda, san›kavukatlar› 12 Kas›m’dan 15 Ka-s›m’a kadar devam eden savunma-lar›n› bitirdiler. 20 Kas›m’da sonoturumu da tamamlanan davan›nkarar› 20 Aral›k’ta aç›klanacak.

Burjuva demokrasisinin hukukuile faflizmin hukukunun her ikisi detekellerin düzenlerini korumak için-dir, birbirinden farkl› yöntemlerleayn› ç›karlara hizmet ederler.

Kimi durumlarda ise aralar›nda-ki yöntem farkl›l›¤› da ortadan kalk-maktad›r. Örne¤in s›k› yönetimmahkemelerinin, DGM’lerin dev-rimcileri suçlarken gösterdi¤i per-vas›zl›k kimilerinin yere gö¤e s›¤d›-ramad›¤› Avrupa hukukunda dafarkl› de¤il. ‹flte, DHKP-C Davas›bunun çarp›c› bir örne¤i olmufltur.

Davan›n savc›s› Delmulle’niniddianamesi, DHKP-C hakk›ndayalan, uydurma iddialarla doluyduve avukatlar savc›n›n yalanlar›n›kan›tlar›yla göstererek, gerçeklerianlatt›lar.

‹flte, savc›n›n DHKP-C’ye yöne-lik operasyonlarda el konulan bel-gelere dayanarak üretti¤i yalanlar›ve gerçekler:

Savc› iddia ediyor; “DHKP-C örgütten ayr›lanlar› yak›yor”Gerçek; yakarak öldüren devlet

24 Eylül 1994 tarihinde, Der-sim’in Boydafl Köyü yak›nlar›ndadevletin kontrgerillas› taraf›ndankaç›r›lan Hasan Çiçek isimli köylü,devrimcilere yard›m etti¤i gerekçe-siyle iflkence yap›ld›ktan sonra bira¤aca ba¤lanarak yak›lm›flt›.

Savc› Hasan Çiçek’in yanm›flbedeninin resmini bulmufl, elindebaflka herhangi bir belge olmad›¤›ve olay› bilmedi¤i, resmin kime aitoldu¤unu bilmedi¤i halde, resminDHKP-C’nin yakt›¤› bir kifliye ait

oldu¤undan emin, bunu dosyayadelil olarak koyuyor ve DHKP-C’nin nas›l cani bir örgüt oldu¤unukan›tlamaya çal›fl›yor.

Gerçe¤i avukatlar ortaya koyu-yorlar. Avukat Jan Fermon foto¤raf-taki cesetin 57 yafl›ndaki Hasan Çi-çek’e ait oldu¤unu aç›klad›ktansonra, nas›l katledildi¤ini anlatarak,cesedin Hasan Çiçek’in efli taraf›n-dan elbise parçalar›ndan tan›nd›¤›n›söyledi. Avukat Jan Fermon, ayr›caHasan Çiçek’in o¤lu Ali R›za Çi-çek’in de 27 Eylül 2007 tarihindeözel timler taraf›ndan vurularak a¤›ryaraland›¤›n› ve tutukland›¤›n› an-latt›ktan sonra, Hasan Çiçek’in1937-1938 Dersim katliamlar›ndaçocuk yafltayken ailesinin cesetleri-nin alt›nda tesadüfen yaflad›¤›n›,Dersim’deki birçok aile gibi, Çiçekailesinin de nesilden nesile devletterörünün hedefi oldu¤unu anlatt›.

Savc› iddia ediyor; “DHKP-C’liler kulak kesiyor”Gerçek; kula¤› kesen devlet

Yine savc›, elinde baflka bir re-simle DHKP-C’yi kulak kesmeklesuçluyor. Oysa, kulak kesmek dev-rimcilerin hiçbir zaman yöntemi ol-mad›, tersine oligarflinin ordusununsavafl yöntemidir gerillalar›n kula-¤›n› kesmek, kafalar›n› kesmek vebunlarla resim çektirmek.

Savc›n›n mahkemede DHKP-C’yi suçlamak için kulland›¤› re-

simlerden birisi de böyle birresim.

Avukat Fermon bu ger-çe¤i flöyle aç›klad› mahke-mede:

“Foto¤raftaki kulak ke-sen kiflinin bir asker, bir onba-fl› oldu¤u rütbesinden çok netanlafl›l›yor. Yapt›¤›m araflt›r-malara göre bu onbafl›n›n ismiMurat Aldemir. Bu flah›sDHKP-C’li de¤il, DHKP-Ctaraf›ndan ölümle cezaland›r›-lan kulak koleksiyoncusu birpsikopatt›r. MHP üyesi MuratAldemir, 1991-1992 y›llar›n-da askerlik yaparken halka ve

gerillalara karfl› insanl›k suçlar› iflle-miflti. 1995 y›l›nda cezaland›r›lma-dan önce evinde yap›lan aramalardada ele geçen resimlerle Murat Alde-mir’in bu suçlar› tespit edilmifl...”

Savc› iddia ediyor; “12 Mart ve12 Eylül cuntalar›n›n sorumlusuDHKP-C’dir”Gerçek; Cuntalar›n sorumlular›emperyalizm ve oligarflidir

Demokrasinin befli¤i (!) AB’ninmerkezi Belçika’n›n savc›s› Del-mulle’un, DHKP-C’yi yarg›lay›pcezaland›rma iste¤iyle öylesine gö-zü dönmüfl durumda ki, cuntalar›nsorumlulu¤unu da bir ç›rp›daDHKP-C’nin üzerine at›yor.““MMaarrkkssiisstt--LLeenniinniisstt ddüüflflüünncceessii bbuuöörrggüüttüü flfliiddddeettllii kk››ll››yyoorr”” dediktensonra, Türkiye’deki 1971-1980 dar-belerinin ““DDHHKKPP--CC’’nniinn flfliiddddeettiinn--ddeenn kkoorruunnmmaakk iiççiinn”” gerçeklefltiril-di¤ini ifade ediyor.

Oturmufl masan›n bafl›na gerçek-leri araflt›rma sorumlulu¤u, hukukauygunluk ihtiyac› duymadan bir id-dianame haz›rl›yor, cuntac›lar› akl›-yor, devrimcileri suçluyor. Neye da-yanarak yap›yor bunu? Herhangibir dayanak aram›yor, t›pk› cuntala-r›n hukukçular› gibi, t›pk› DGM’le-rin hukukçular› gibi...

fiimdi bu Avrupa’n›n hukukununfaflizmin hukukunu aratt›¤›n› söyle-mek abart› say›labilir mi?

Say›: 132 33DÜNYA

burjuva demokrasisinin hukukufaflizmin hukukundan farkl› m›?

Page 34: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

34 DÜNYA 25 KKas›m 22007

ABD, Vietnam’da KatletmeyeDevam Ediyor! Vietnam'da ABDiflgalinden kalma bir top mermisininpatlamas› sonucu 6 çocuk hayat›n›kaybetti, 1'i çocuk 2 kifli yaraland›.

Olay, bir Vietnaml›’n›n çocuklarizlerken top mermisini açarak bo-flaltmaya çal›flmas› üzerine, BinhPhuoc Kenti’ne ba¤l› Tan Loi Kö-yü’nde meydana geldi. Patlayantop mermisi yafllar› 5 ile 18 olanaras›nda, 5’i erkek, 1’i k›z 6 çocu-¤un hayat›n› ald›. Yetkililer, yaral›Vietnaml›’n›n da durumunun a¤›roldu¤unu aç›klad›lar.

Vietnam iflgali sonras› ABD'ninb›rakt›¤› patlay›c›lar nedeniyle1975 y›l›ndan bu yana 38 bindenfazla kifli hayat›n› kaybetti.

ABD Ordusunda Firar Yüzde80 Artt›: ABD’nin Irak iflgali s›ks›k Vietnam’a benzetilmifltir. Viet-nam ve Irak direniflinin benzeme-yen çok yan› vard›r, fakat benzeyenyan› iflgalciye yaflatt›¤› kabustur.

‹flgalci ABD ordusunun düfltü¤üdurumu anlatan örneklerden biriside iflgal ordusunda yaflanan firarlar-daki art›flt›r. Firar oran›n›n1980'den bu yana en yüksek sevi-yeye ulaflt›¤›, 2003'teki Irak iflga-linden bu yana ise yüzde 80 artt›¤›aç›kland›.

Ordu istatistikleri, geçen y›lagöre 2007 y›l›nda firarlar›n yüzde42 artt›¤›n›, her 1000 askerden9’unun firar etti¤ini gösteriyor.

ABD’den Irak’ta Kullan›lmakÜzere Yeni Silah: ABD silah te-kelleri halklara karfl› savafl içinüretmeye devam ediyor. Yeni üreti-mi, kitle gösterilerini engellemekamac›yla, 750 metreden kitleninüzerine radyo dalgalar› gönderenve afl›r› s›cakl›k vererek yanmahissi yaratan ADS isimli çanak an-ten benzeri silah.

Silah›n Irak’ta kullan›lmas›planlan›yor ve Irak’a gönderilmesiiçin kongrenin onaylamas› bekleni-yor.

emperyalist ABD’nin ola¤an suçlar›ndan

FFrraannssaa

Direnifl büyüyor

Fransa’da ““üünniivveerrssiitteelleerriinnöözzeelllleeflflttiirriillmmeessii”” ““ssoossyyaall hhaakkllaa--rr››nn ggaassbbeeddiillmmeessiinnee”” iliflkin yasatasar›lar›na karfl› ö¤rencilerin ifl-galler ve gösterilerle bafllatt›kla-r›, demiryolu iflçilerinin grevegiderek kat›ld›¤› direnifller kamuemekçilerinin de kat›l›m›yla bü-yüdü.

Bir haftad›r süren grevler, 20Kas›m tarihinde, tüm Fransa’dabüyük ölçüde hayat› durdurdu.Yap›lan resmi aç›klamalara gö-re, 55..22 mmiillyyoonn sendikal› kamuemekçisinin yyüüzzddee 3300''uu eylem-lerde yerald›.

Grevlere, posta çal›flanlar›,ö¤retmenler, havayolu çal›flanla-r›, vergi memurlar›, sa¤l›kç›larkat›ld›lar. Greve öncülük edensendikalar›n ça¤r›s›yla iflçiler,memurlar, ö¤renciler 20 Ka-s›m’da ülke genelinde sokaklar-da eylemler yapt›lar.

Grevler sonucunda, ulafl›mbüyük ölçüde dururken, hastane-lerde servisler yavafllat›ld›, baz›

okullar tatil edildi, birçok bölgedebayilere gazete ulaflmad›. Nükleersantrallerde üretim durdu, hava-yollar›, demiryollar› çal›flmad›,e¤itim büyük oranda durdu.

Fransa Ekonomi Bakan›,grevlerin günlük maliyetinin300-400 milyon euro oldu¤unuaç›klad›. Devlet yetkilileri tara-f›ndan grevlerin uzamas› duru-munda ülke ekonomisinin ciddioranda etkilenece¤i aç›klamalar›yap›ld›.

Grevin hemen öncesinde, 15Kas›m’da 6666 üünniivveerrssiitteeddee boy-kot yap›l›rken, 16 Kas›m günü4444 üünniivveerrssiitteeddee eylemler de-vam etti. Frans›z polisi iflgaleson vermek için birçok üniversi-teye bask›n düzenledi, ö¤renci-lerle polis aras›nda çat›flmalarç›kt›.

YYuunnaanniissttaann

Politeknik Direnifli an›ld›Yunanistan’da bu senede 17 Kas›m’da;

1974 y›l›nda cuntaya karfl› Atina PoliteknikÜniversitesi’nde gerçeklefltirilen ve 36 kifli-nin katledilmesiyle sonuçlanan direniflinan›s›na çeflitli etkinlikler yap›ld›. Atina’dagerçeklefltirilen ve 15-17 Kas›m günleri ara-s›nda üç gün süren etkinliklere, standlar› veYunanca-‹ngilizce pankartlar›yla HaklarÖzgürlükler Cephesi de kat›ld›.

Etkinlik boyunca HÖC taraf›ndan yay›n-lanan ““NNee TTeezzkkeerree,, NNee AABBDD SSoorruunnllaarr›› ÇÇöö--zzeemmeezz!!”” bafll›kl› aç›klaman›n Yunanca çevi-risi da¤›t›ld›. Etkinliklerin son günü 17 Ka-s›m’da geleneksel olarak yap›lan anti-em-peryalist yürüyüfl ABD Büyükelçili¤i’ninönünde yap›lan protesto gösterileriyle sonaerdi. Yo¤un ya¤mur alt›nda bafllayan yürü-yüfle yaklafl›k 15 bin kifli kat›ld›.

AAllmmaannyyaa

IKAD'da gençlikle birgünBerlin’de faaliyetlerini sürdüren Irkç›l›-

¤a Karfl› Mücadele Derne¤i 18 Kas›m’dadernek lokalinde ““IIKKAADD’’ddaa GGeennççlliikkllee BBiirr--ggüünn”” etkinli¤i yapt›. Etkinlikte, yap›lan ko-nuflmalardan sonra “Hacivat ve KaragözNeden Öldürüldü” filmi izlendi.

Page 35: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

Objektivizm, s›n›flar mücadele-sinde devrimi zay›flatan, burjuvazi-yi güçlendiren anlay›fllardan biridir.Objektivizm, olaylar karfl›s›nda s›-n›fsal, militan de¤il, liberal bir ba-k›fl aç›s›n› gelifltirerek, bizi, kendiiçimizdeki yanl›fllara, sapmalarakarfl› zay›flat›r. Ancak zarar› sadecebununla da s›n›rl› kalmaz; burjuva-ziye karfl› tavr›m›z› da zay›flat›r.

Objektif düflünmek, objektivistolmak ne demektir, önce bunu orta-ya koyal›m.

Objektif düflünmek veya objektifbakmak, san›ld›¤› veya ilk anda an-lafl›ld›¤› gibi, gerçe¤i teslim etmekde¤ildir. Objektivizm konusundagenel olarak böyle bir yan›lg› sözkonusudur. Yani di¤er küçük-burju-va zaaflar gibi, çok tahrip edici, za-rar verici görülmez. Oysa bir dev-rimci aç›s›ndan da, örgütlenme aç›-s›ndan da ideolojik anlamda en tah-rip edici yaklafl›mlardan biridir. Ob-jektif düflünmek, kendini bir ““ttaa--rraaff”” olmaktan ç›kararak düflünmek-tir. Dolay›s›yla, taraflar aras›nda ol-mayan, olmas› da mümkün olma-yan bir ““ddeennggee”” içinde olaylarabakmakt›r.

Objektif düflünmek, hakl›ya vehaks›za, do¤ruya ve yanl›fla, ezeneve ezilene, sömürene ve sömürüle-ne “ayn› ölçüleri” uygulamak, dahado¤ru bir deyiflle uygulamaya kalk-makt›r. Ortada “objektif” olan birfley yoktur. Ama bir ssaappmmaa vard›r.

Hay›r, biz sömürene, ezene, so-yana, zulmedene ayn› ölçülerle, ay-n› de¤er yarg›lar›yla bakamay›z.

Bu sapma, ideolojik bir sapma-d›r. Bir devrimci, ss››nn››ffssaall bak›fl aç›-s›na sahip olmak durumundad›r.Onun hayat›n›n her an›na, her dü-flüncesine ve en önemlisi düflünüfltarz›na damgas›n› vurmas› gerekende budur.

Bir insan, eylemde s›n›fsal, onund›fl›ndaki yaflam›nda farkl› olamaz.Onun düflünce tarz›, temelde nas›l-sa, her olaya o tarz› uygulayacakt›r.

Objektivizm, flimdilerde kendineyeni bir kavram bulmufl durumda:Empati yapmal›y›z deniyor.

Empati, yani kendini karfl›s›nda-kinin yerine koymak.

Peki biz kendimizi kimin yerinekoyaca¤›z? Mesela burjuvazinin!Biz kendimizi düflman›n yerine ko-yup düflünemeyiz. Böyle bir zorun-lulu¤umuz da yok, böyle bir gerek-lilik de. Kendimizi bir iflçinin yeri-ne koyabiliriz, gecekondulu yoksulbir gencin veya sosyal güvencedenyoksun b›rak›lm›fl bir yafll›n›n yeri-ne koyabiliriz. Ama bir burjuvan›nyerine koymay›z. Koymam›z da ge-rekmez. Biz kendimizi, s›n›flar mü-cadelesini sapt›ran, devrimcili¤in,sosyalizmin içini boflaltanlar›n yeri-ne de koymay›z, onlarla direnenleride ayn› kategoride, ayn› tart› içindede¤erlendirmeyiz.

Herkes, tarih ve toplum içinde,s›n›f kavgas› içinde, gerçek yerineoturtulmal›d›r. Kafam›zda, onlar› fluveya bu nedenle ““eeflfliittlleeyyeenn”” heryaklafl›m, objektivizmdir ve o dü-flünce tarz›ndan hep yanl›fl sonuçlarç›kar.

Bu anlay›fl elefltirildi¤inde “em-pati yapman›n ne zarar› var?” sa-vunmas› gelifltiriliyor. Evet çok za-rar› var. Kimin ad›na düflünüyoruz?Kimin ad›na ““mmaakkuull”” olma kayg›s›duyuyoruz?

Objektivistli¤in bir biçimi ola-rak, “anlamak, anlay›fl göstermeklaz›m” denir ço¤u zaman.

Elbette anlamal›y›z, ama aannllaayy››flflggöösstteerrmmeekk daha farkl›d›r. Elbetteinsanlar›n neyi, niçin yapt›¤›n› anla-mal›y›z ama bu onlar›n yapt›¤›naanlay›fl göstermeliyiz, hofl görmeli-yiz anlam›na gelmez.

“Anlamal›y›z, anlay›fl gösterme-liyiz” söylemi, kendi içimizdekiyanl›fllardan bafllay›p, mesela bir ifl-

kenceci polise iliflkin “anlamaklaz›m, ekmek paras› için baflka im-kan bulamam›fl”a kadar uzan›r.

Elbette herkesin kendince ne-denleri vard›r bu hayatta. Elbettebir iflkencecinin de onu oraya sü-rükleyen nedenleri vard›r. Elbette

bir iflkenceci de ““ddüüzzeenniinn bbiirr kkuurr--bbaann››””d›r. Ama bu iflkencecileri hoflgörmeyi, onlara anlay›fl göstermeyigetiremez. Objektivist, bir tekelciburjuvaya bile “masumlaflt›r›c›” ha-fifletici” nedenler bulur. Objekti-vizm iflte buraya savurur sonuçta.

O zaman düflman›n da ç›karlar›-n› savunmaya bafllar›z. Nitekim,“empati yapmak”, “çifte standartakarfl› olmak” ad›na halk ve burjuva-zi aras›nda “objektif” olanlar, kaç›-n›lmaz olarak burjuvazinin cephesi-ne savrulmufllard›r. Mesela, ülke-mizde kendini “insan haklar› savu-nucusu” olarak adland›ran kesimle-rin durumu bu savrulufla tipik birörnektir. ‹HD’de somutlaflan ancakonlarla s›n›rl› kalmay›p solun çeflit-li kesimlerince de paylafl›lan bu an-lay›fl, "biz tarafs›z›z", "çifte stan-darda karfl›y›z", “insan haklar›naobjektif ölçülerle bakar›z” düflünce-leriyle iflkencecileri, hainleri savun-maya, burjuvaziyle “empati” yap-maya kadar gittiler.

Mesela, her ortak eylemde karfl›-m›za, sanki polis terörünün nedenibuymufl gibi, “eylemlerde gerginlikyaratmayal›m” diye ç›kanlar, buobjektivist bak›flla savrulmufltur buanlay›fla. Kendini polisin yerinekoymakta, kendi meflrulu¤una inan-c› zay›flad›¤› ölçüde de giderek po-lisin gerekçelerine hak verir konu-ma düflmektedir. Objektivistli¤innas›l burjuvazi cephesine kaymayaaç›k kap› b›rakt›¤› bu örneklerdeçok daha somut görünmektedir.

OObbjjeekkttiivviizzmm aaddaalleettllii oollmmaakk ddee¤¤iillddiirr

Objektivizm, kendini “adaletliolma” biçiminde savunur ço¤unluk-la. Karfl›s›ndakinin de hakk›n› tan›-may› öngörür. Adaletli oldu¤unukan›tlayacak! Hay›r bu adaletli ol-

Say›: 132 35OBJEKT‹FL‹K

OObbjjeekkttiifflliikk

Page 36: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

mak de¤ildir. Tam tersine bir ada-letsizliktir. Ezenle ezilen, sömüren-le sömürülen aras›ndaki tarafs›zl›k,ne kadar gerçek anlamda bir taraf-s›zl›ksa, buradaki adalet de ancaköyle bir adalettir.

Burjuva hukuk, herkes yasalarönünde eflittir der; öyle midir?Kimler eflittir yani, soyan ve soyu-lan, sömüren ve sömürülen, ezenve ezilen, efendi ve uflak?.. O haldekim burada burjuva hukukun bireflitlik, bir adalet anlam›na geldi¤inisöyleyebilir... Objektiflik de iflteböyledir. Onun adaletli olmas› sözkonusu de¤ildir.

Objektivizm, solda 12 Eylül’ütakiben geliflen dejenerasyonda veçürümede oldukça önemli bir roloynam›flt›r. Örgüt fobisi, birey kül-türü, bencillik pompalan›rken, dev-rimci de¤er ve gelenekleri tahrif et-menin en önemli araçlar›ndan biriolarak objektivizm güçlendirilmifl-tir. Objektivizm, bireycilikle, dev-rim düzen aras›nda kesin tercihtebulunmam›fl olmakla ço¤u zamanyanyana, içiçe bulunan bir özelliktirzaten.

Bireycilik ve tercih yapamamadurumu, kifliyi s›k s›k fark›nda ol-

sun veya olmas›n, tarafs›zl›k konu-muna sürükler. Biz taraf›z. S›n›fsalbakmak, taraf olmakt›r zaten. Bizimdergimiz, bizim örgütlenmelerimiz,eylemlerimiz, her fleyimiz taraft›r.fiimdi objektif olma ad›na, meseladergilerimizde burjuvazinin de gö-rüfllerini yans›tmal›y›z diye düflünü-lebilir mi? Zaten düflünceleri yaymakonusunda mutlak bir eflitsizlikiçindeki bir toplumda, bunu düflün-mek objektif davranmak olmad›¤›gibi, “objektiflik” ad›na, sömürücü,faflist, gerici, burjuva düflünceninyay›lmas› da kabul edilemez... Yok-sa edilebilir mi? Objektivist olmay›olumlu bir özellik olarak görenler,kendine bu soruyu sormal›.

Ülkemizde bu çarp›k anlay›fl›nsonucunda mesela düflünce özgürlü-

¤ü konusunda ucube anlay›fllar ge-liflmifltir. Objektiflik ad›na “burju-vazinin de düflünce özgürlü¤ünü sa-vunuyoruz” demek, o saflarda gayetnormal gözükebiliyor ve bu düflün-celer, solun çeflitli kesimleri üzerin-de de etkili olabiliyor. Objektivizm,empati, iflte bak›n daha nerelerekadar uzan›yor..

Siyasi, ideolojik bir hatt›m›zvard›r. S›n›f mücadelesine iliflkinhiçbir konuda bu anlamda tarafs›zkalmay›z, tarafs›z olamay›z. Heralanda, gerici, uzlaflmac›, teslimi-yetçi olana karfl›, devrimci, militan,direniflci olandan yana tav›r koya-r›z. Oradaki gericili¤i, uzlaflmac›l›-¤›, teslimiyetçili¤i, DE⁄‹fiT‹R-MEK ‹Ç‹N anlamaya çal›fl›r›z, amaasla onlara anlay›fl göstermeyiz.

Biz burjuvaziye ait olana anlay›flgöstermeyiz. Düzene ait olan hiçbirfleye anlay›fl göstermeyiz. Bizi bukonuda kaba ve kat› bulabilirler.Ama flu bizim için aç›k ki, devrimve sosyalizmde iddial› olmak, böylebir anlay›fl göstermemeyi gerektirir.Aksi takdirde s›n›flar mücadelesi-nin ac›mas›zl›¤› ortas›nda yersiz birhoflgörü ve objektivizm bata¤›ndabo¤ulmak tehlikesi karfl›s›nda bulu-

36 OBJEKT‹FL‹K 25 KKas›m 22007

Objektivizm iidealizmdir, metafiziktir, bburjuvacad›r

Objektifli¤in san›ld›¤›, düflünüldü¤ü kadar “masum”ve “normal” olmad›¤›n›n daha iyi anlafl›lmas› için k›sa-ca kökeninden de söz etmekte yarar var. Objektivizm,kökü idealizmin ünlü düflünürlerinden KKaanntt’a kadaruzanan bir kavramd›r. ‹nsan iradesinin d›fl›nda bir olgu-yu tesbit etme anlam›nda Kant’›n ortaya koydu¤u nes-nelcilik, giderek mmeettaaffiizziikk ve ggeerriiccii bir muhteva kazan-m›flt›r. Nesnelci düflünce, aannttii--bbiilliimmsseell bbiirr ttaarraaffss››zzll››¤¤aadönüflmüfl ve burjuva felsefesi de onu bu haliyle al›pkullanm›flt›r. Günümüzde nesnelcilik yani objektivizm,bbuurrjjuuvvaa ffeellsseeffeessiinniinn ssiiyyaassaall aammaaççllaarrllaa yyaarraarrllaannmmaayyaaççaall››flfltt››¤¤›› bir anlay›flt›r.

Burjuva felsefesinin objektivizmi, “d›fl gerçekli¤i hiç-bir s›n›fsal de¤erlendirmeye baflvurmaks›z›n oldu¤u gibiele almay›” önerir. ‹dealizmin bir parças› olan objektivistanlay›fla göre, bilim yans›z olmal›; toplumsal de¤iflmelers›n›fsal aç›dan de¤erlendirilmemelidir, devlet s›n›flarüs-tüdür, ona herhangi bir s›n›f yan›ndan bak›lmamal›d›r, fi-

zik, kimya ve tüm bilimler kendi alan›nda kalmal›d›r. Objektivizmin felsefi karfl›l›¤› iflte budur. Yanl›fllara,

karfl›-devrimci tav›r, kifli, de¤er ve kurumlara karfl›objektif davranan, davrand›¤›n› düflünen devrimciler,yukar›daki tan›ma bir kez daha bakmal›d›rlar. Yapt›klar›iflte budur. Düflünce tarzlar›n›n anlam› budur. Bu anlam-da objektivizm, diyalekti¤e, devrimcili¤e, s›n›f bak›flaç›s›na de¤il, metafizi¤e, idealizme, burjuva bak›fl aç›s›-na uygundur.

Burjuva ideologlar›n›n ileri sürdükleri objektivizm,hayatta karfl›l›¤› olmayan bir olgudur. O zaten objekti-vist de de¤ildir; burjuvazi kendi d›fl›ndaki kesimleri ta-rafs›zlaflt›rabilmek için bu düflünceyi yaymaya çal›fl›r.Burjuva ideolojisi, objektiflik maskesi alt›nda koyu birsubjektivizm içindedir. Tarihin, toplumun nesnel yasala-r›n› yok say›p, her fleyi kendi ç›karlar›na uydurmaya ça-l›flmaktan daha subjektif bir tav›r olabilir mi?.. Fakats›n›fsal ç›karlar›, burjuvaziyi objektivizmi yaymayayöneltiyor.

Objektivizm, nesnel gerçe¤i ya tümüyle yads›yan yada çarp›tan ve tekyanl› yarg›lara götüren subjektivizmgibi anti-bilimsel ve idealist bir tutumdur.

Her alanda, ggerici,uzlaflmac›, tteslimiyetçi

olana kkarfl›, ddevrimci, militan, ddireniflci oolandan

yana ttav›r koyar›z. OOradakigericili¤i, uuzlaflmac›l›¤›,

teslimiyetçili¤i, DE⁄‹fiT‹RMEK ‹‹Ç‹N

anlamaya ççal›fl›r›z, aama aaslaonlara aanlay›fl ggöstermeyiz.

Page 37: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

ruz kendimizi.

YYaannll››flflllaa ddoo¤¤rruu aarraass››nnddaa ““oobbjjeekkttiiff”” oolluunnmmaazz

Objektivizm, sol devrimci safla-ra, daha çok sosyalizmden düzene il-tihak eden küçük-burjuva ayd›nlar-dan, reformistlerden yay›lm›flt›r.“Objektif olmak” kavram›n› en s›kkullananlar›n bafl›nda bu kesimleryeral›rlar. Burjuva bas›n›n köfle yaz›-lar›nda da s›k rastlars›n›z “objektifolma” iddias›na. Kimse tarafs›z de-¤ildir. Kimse, bu anlamda objektivistde¤ildir. Sadece öyle görünenler ve-ya öyle görünmek isteyenler vard›r.Bu, bazen hümanizm maskesiyle,bazen çifte standartç› olmama mas-kesiyle saklan›r. Fakat bu maskeyikald›rd›¤›m›zda görece¤imiz fludurki, herkes bir flekilde taraft›r. En ta-rafs›z görünülen anda, asl›nda bir ta-raftan yana tav›r konulmaktad›r.

fiu veya bu olay karfl›s›nda “ob-jektif” olma ad›na, “empati” yapmaad›na tarafs›z kal›nd›¤› noktada,

bilin ki orada bir tarafgirlik vard›r.Ve ne yaz›k ki bu, yanl›fltan yana,geri olandan yana taraf olmakt›r.Yanl›fla tav›r koymayarak, tepkigöstermeyerek isteyelim ya da iste-meyelim, asl›nda o yanl›fla ortak ol-mufl, en az›ndan yanl›fla prim vere-rek onlar›n süreklileflmesine zeminhaz›rlam›fl oluruz.

Kesinlikle yanl›fl anlafl›lmamas›gereken fludur; e¤er ortada bir yan-l›fll›k varsa, halka, devrime, sosya-lizme zarar veren bir fley varsa, bizonu sadece “anlamakla” yetineme-yiz; biz do¤ru olan› göstermek, e¤it-mek, de¤ifltirmek zorunday›z. Söz-konusu yanl›fl›, zarar verici unsuru,–bu bir söz, bir davran›fl, bir düflün-ce, kültürel bir olgu olabilir– reddet-meliyiz. Karfl› devrim karfl›s›nda ob-jektif olmak, anlamak gibi bir so-rumlulu¤umuz hiç yoktur. E¤er kiyanl›fl, devrim saflar›nda ise, onuanlamaya çal›flmal›, ama yukar›dadedi¤imiz gibi, hoflgörmek, anlay›fl-la karfl›lamak için de¤il, o yanl›fl›e¤iterek yoketmek için anlamal›y›z.

Küçük-burjuva ayd›nlar s›n›fsal

konum olarak da proletarya ile bur-juvazi aras›ndad›rlar. Düflünceleri,ideolojileri, politik tutumlar› bu iki-si aras›nda gider gelir. Bu anlamdaobjektivistlik, onlar›n ruh haline vekültürüne bir anlamda uygundur.Ama devrimci saflar içinde objekti-vizm kabul edilemez. Devrimci ter-cihin içinde bir yere oturtulamazobjektivizm.

ÖÖllççüülleerriimmiizz kkööflfleellii,, ççiizzggiilleerrii--mmiizz kkaall››nn oollmmaakk durumundad›r.E¤er toplum ezen ve ezilen s›n›flarolarak ayr›lm›flsa, e¤er bu s›n›flarbirbiriyle aç›k veya örtülü bir savafliçindeyse, herkes istesin veya iste-mesin, bu savafl›n bir cephesindeyer al›r. Her tav›r, her düflünce, hersöz, bu cephelerden birindedir.

Bu noktada ben hem bu taraf›npenceresinden, hem o taraf›n pence-resinden bakaca¤›m denilebilir mi?Zaten bu mümkün de de¤ildir.Bizim bak›fl aç›m›z, burjuva hukuknormlar›yla, burjuva felsefeninönermeleriyle de¤il, s›n›fsal temel-de flekillenmelidir.

Say›: 132 37OBJEKT‹FL‹K

20 Kas›m tarihinde, kimi burjuvaTV ve gazetelerde, devrimcileri dü-zen içinde bolca rastlanan çetelerleba¤lant› içinde göstermeyi amaçlayanbir haber yap›ld›.

Bunun üzerine, Devrimci Halk Kur-tulufl Cephesi 22 Kas›m 2007 tarih ve 370

No’lu aç›klama ile psikolojik savafl haberini ya-lanlad›. Aç›klamada; “20 Kas›m günü, kontrgeril-lan›n hizmetinde yay›n yapan baz› televizyon ka-nal› ve gazetelerde örgütümüze yönelik karalamaamaçl› bir haber yay›nlanm›flt›r. ‘‘KKaannsseerr iillaacc›› ssaa--ttaann ççeetteenniinn kkuullllaanndd››¤¤›› ssiillaahhllaarr DDHHKKPP--CC bbaa¤¤llaann--tt››ll›› çç››kktt››’’ diye verilen haber, halk›n kanser gibi birderdini bile istismar eden alçaklarla örgütümüzüiliflkilendirmeyi amaçlayan bir psikolojik savaflhaberidir.” diye vurgulan›rken, sonuç olarak da“Ne çetede yakaland›¤› belirtilen silahlarla, ne dehaberlerde ad› geçen kiflilerle örgütümüzün uzak-tan yak›ndan hiçbir ilgisi yoktur.

Habere sonradan kat›lan örgütümüze iliflkinbu tür iddialar, oligarflinin devrimcileri karala-mak için söyledi¤i yalanlardan biridir. Halk›m›z›nbilgisine sunar›z” denildi.

Faflizme Karfl› Mücadele Meflrudur

Belçika DHKP-C Davas›'nda'yeniden' yarg›lanma süreci ta-mamland›. 20 Kas›m günü sonaeren davada, karar›n 20 Aral›ktarihinde verilece¤i belirtildi.

DHKP-C Davas› san›klar›n›navukatlar›ndan Jan Fermon, yapt›¤› savunmada ””BBuu ddaavvaa--nn››nn kkaarraarr››,, zzuullmmee kkaarrflfl›› ddiirreenneennlleerree ddeesstteekk vveerrmmeenniinn üüllkkee--mmiizzddee mmüümmkküünn oolluupp oollmmaadd››¤¤››nn›› bbeelliirrlleeyyeecceekkttiirr”” diye konu-flurken, Avukat Alexander ise mahkeme heyetine flunu sordu:“Kendi ülkelerinde silahl› mücadele yürüten Çeçenler’in,UÇK’n›n y›llardan beri ülkemizde enformasyon bürolar› bu-lunuyor... Ülkemizde bu örgütlerin faaliyetleri hiçbir zamanyasaklanmam›flt›r. Bu örgütlerin DHKP-C’den tek farkl›l›¤›acaba NNAATTOO yyaannll››ss›› oollmmaallaarr›› m›d›r?”

Davaya kat›lan yaklafl›k 50 kifli duruflman›n ard›ndan, An-vers Temyiz Mahkemesi önünde toplanarak Flamanca olarak“Faflizme Karfl› Direniflimiz Meflrudur” pankart› açt›lar.

Burada bir konuflma yapan Musa Aflo¤lu; “Bu mahkemeDHKC’nin ve Türkiye halklar›n›n meflru mücadelesini yar-g›lamaya kalk›flmaktad›r” diyerek, mücadelelerinin meflru-lu¤una hiçbir gücün gölge düflüremeyece¤ini belirtti.

‘Bir psikolojik savafl haberi daha’

Page 38: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

38 KÜRT SORUNU 25 KKas›m 22007

Düflünün, herhangi bir ülkeninaskeri, Ankara’da ““tteekk bbaayyrraakk,, tteekkddeevvlleett,, tteekk mmiilllleett,, tteekk ddiill”” diye yü-rüyüfl yaparak, Türkler’e dilini, mil-letini yasakl›yor... Sonra baz› bilimadamlar› ortaya ç›k›p, asl›nda Türkyoktur, Türkler, kayalarda yürürkenayaklar›ndan “tak, tuk” diye ses ç›-kard›klar› için Türk ad› ç›km›fl orta-ya diyorlar... Çocuklar›n›za Türkçeisimler veremiyorsunuz yasaklarsonucunda...

Böyle fley olmaz, böyle saçmal›kolmaz de¤il mi? Fakat, bu saçmal›kony›llard›r Kürt halk›na yap›l›yor.

Geçti¤imiz günlerde bu saçma-l›k Diyarbak›r’›n göbe¤inde bir kezdaha sergilendi. Mustafa Kemal’in15 Kas›m 1937’de Diyarbak›r’a gi-diflinin y›ldönümünde yap›lan kut-lamalarda flehrin merkezinde asker-ler tek s›ra ""TTeekk bbaayyrraakk,, tteekk ddeevvlleett,,tteekk mmiilllleett,, tteekk ddiill'''' sloganlar›yla yü-rütüldü. Ard›ndan ayn› yürüyüfl, ay-n› sloganlarla Elaz›¤’da tekrarland›.

Kürt’e diyor ki, sen Kürt de¤il-sin, karda yürürken ayakkab›n›n ç›-kard›¤› “Kart-Kurt” seslerinden do-lay› sana Kürt demifller, sen asl›ndaTürk’sün. Bu söylediklerimi kabuledeceksin, yoksa...

Yoksa ne olaca¤›n› göstermekiçin, gözda¤› için de, Diyarbak›r’›n,Elaz›¤’›n meydanlar›nda asker yürü-tülüyor. Oligarfli buran›n egemenibenim diyor. Bu akla ziyan Kürt ta-n›m›n› kabul ettirmek için ony›llar-d›r zulmediliyor Kürt halk›na. Kürt-çe konuflmayacaks›n, Kürt kimli¤iniinkar edeceksin, asimilasyona tes-lim olacaks›n diye dayat›l›yor!

‘‘TTeekk ddiill,, tteekk mmiilllleett’’ ddaayyaattmmaa--ss›› 8844 yy››llll››kk ççöözzüümmssüüzzllüükkttüürr

Oligarfli, askerlere att›rd›¤› slo-ganlarla bugüne kadar Kürt sorunu-nu çözümsüz b›rakan, halka a¤›r be-deller ödeten asimilasyon politika-

s›nda ›srar edece¤ini göstermektedir.

““TTeekk mmiilllleett tteekk ddiill”” dayatmas›flovenist politikan›n sürdü¤ünün iti-raf›d›r. Bunun d›fl›ndaki söylemle-rin demagojik oldu¤unun kan›t›d›r.Oligarfli, ülkede demokrasi oldu¤u-nu, Kürt’ün milletvekili, hatta gene-ral bile(!) olabildi¤ini, her hakk›n›ntan›nd›¤›n›, herhangi bir bask› alt›n-da olmad›¤›n›, dilini özgürce kul-land›¤›n›, kültürünü yaflatt›¤›n› söy-lerken yalanc›d›r. Bugüne kadarmücadeleyle elde edilen, oligarflininkabul etmek zorunda kald›¤› kimikazan›mlar d›fl›nda, oligarflinin,Kürt sorununun çözümü ad›na hal-ka verdi¤i herhangi bir fley yoktur.

Evet, Kürt sorunu için bugünekadar birçok de¤iflik formül tart›fl›l-m›flt›r, fakat tüm bu tart›flmalar›n biranlam› yoktur, oligarflinin 84 y›ld›rbelirleyici politikas› daima asimi-lasyon olmufltur ve bu devam et-mektedir.

Kürt kimli¤inin inkar› dayatma-s›n›n oldu¤u bir zeminde, televiz-yonlarda, bas›nda “Kürt sorunu na-s›l çözülür” tart›flmalar› yap›lmas›anlams›zd›r. E¤er bas›n Kürt soru-nunun ne oldu¤unu, nas›l çözülece-¤ini tart›flacaksa öncelikle Kürt hal-k›n›n kimli¤ini inkar eden, dilini ya-saklayan ›rkç›, faflist politikay› tar-t›flmak zorundad›r. Bu politikan›netkisizlefltirilemedi¤i yerde tüm tar-t›flmalar aldatmacad›r.

Oligarfli, bu yürüyüfllerle göste-riyor ki, koflullar›n zorlamas›ylaKürt halk›n›n kimi taleplerini kabuletmek zorunda kalsa bile, bu hakla-r› geri gasbetmek için f›rsat kolla-maktad›r.

Dergimizin 130. say›s›nda, Fik-ret Bila’yla röportaj yapan general-lerin Kürt sorununa iliflkin itiraflar›-n› de¤erlendirirken, ““DDaahhaa öönneemmllii--ssii,, bbuuggüünn ddee aayynn›› ppoolliittiikkaallaarr hhaayyaa--ttaa ggeeççiirriillmmeekktteeddiirr”” demifltik. Tablo

tam da budur, oligarfli bir yandan,geçmiflte yapt›klar› için hata diyor,fakat ayn› zamanda bu politikay›sürdürüyor. Aç›k ki, bilinçli ve iradibir politik tercih sözkonusu.

Kürt sorununu tart›flan herkes,e¤er Kürt halk›na boyun e¤dirme-nin d›fl›nda bir çözümü tart›fl›yorsa,““tteekk mmiilllleett,, tteekk ddiill”” dayatmas›n› tar-t›flmak durumundad›rlar. Bu dayat-maya karfl› ç›k›lmadan çözüm tar-t›flmalar› bir anlam ifade etmez.

KKüürrtt’’üü TTüürrkklleeflflttiirrmmeekk ppoolliittiikkaass››,, ddöökküülleenn kkaannllaarr››nnddaa ssoorruummlluussuudduurr

Bu yürüyüfl, oligarflinin ““KKüürrtthhaallkk››nnaa kkaarrflfl›› ddee¤¤iill,, tteerröörree kkaarrflfl›› ssaa--vvaaflfltt››¤¤››”” söyleminin de demagojidenibaret oldu¤unun itiraf› oldu. Diyar-bak›r’da yürütülen askerlerin att›k-lar› sloganlar›n hedefi, ne salt silah-l› hareket, hatta ne de DTP’dir.Do¤rudan hedef Kürt halk›n›n bütü-nüdür. Kürt halk›n›n mücadelesiasimilasyon dayatmas›n› bofla ç›-karm›flt›r. Oligarflinin hesab› da bumücadeleyi etkisizlefltirerek, asimi-lasyon dayatmas›n› sürdürmektir.

Bu yan›yla halka gözda¤› için as-ker yürütülmesi, Yaflar Büyükan›t’›n““OO aacc››llaarr›› hhaayyaall bbiillee eeddeemmeeyyeecceekkllee--rrii yyoo¤¤uunnlluukkttaa yyaaflflaattaaccaa¤¤››zz”” sözün-deki politikan›n devam›d›r. Bu poli-tika Dersim katliamlar›n›, köy yak-malar›, köy boflaltmalar›, kitle katli-amlar›n› yaratan politikad›r.

Tarihten günümüze, Kürt halk›-na yönelik defalarca katliam düzen-lendi. Milyonlarca Kürt yerlerindengöç ettirildi, iflkencelerden geçirildi,hapishanelere at›ld›. Ekonomik ola-rak yoksullaflt›r›ld›, evsiz, okulsuz,hastanesiz b›rak›ld›. Dilini gelifltir-mesi, kültürünü gelifltirmesi, kendikaderini tayin hakk› engellendi.Bunlar yap›l›rken, ülkemizde tümmilliyetlerden halk›m›z bunun be-delini ödedi. Bugün asker cenazele-ri üzerinden flovenizmi körükleme-ye çal›flanlar, tüm yaflanan bu ac›la-

‘tek millet, tek dil’ ‹fiTE SORUN BU!

Page 39: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

Say›: 132 39KÜRT SORUNU

r›n da sorumlulu¤unu tafl›yanlard›r.

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilkSa¤l›k Bakanlar›’ndan Dr. R›zaNur, “Kürtler hakk›ndaki ilmi(!)araflt›rmalar›ndan sonra flöyle yaz›-yordu: “Bugün Kürt denilen buadamlar›n ço¤unun Türk oldu¤unuçoktan bilirim. Yaln›z oonnllaarraa bbuunnuubbiillddiirrmmeekk,, öö¤¤rreettmmeekk llaazz››mmdd››rr......””

Bunu ö¤retmek için, ta 1930’lar-da GGüünneeflfl DDiill TTeeoorriissii gelifltirildi.Bu teorinin “teori!” olmakla ilgisiyoktu, ama ›rkç› bir tez oldu¤u dakuflkusuzdu. Bu teoriye göre herkesTürk ya da Türk kökenliydi. Bu da-yatmac›l›¤a paralel, ""KKüürrtt YYookkTTüürrkk VVaarr"",, ""NNee MMuuttlluu TTüürrkküümm DDii--yyeennee"",, ""TTüürrkküümm,, DDoo¤¤rruuyyuumm,, ÇÇaa--ll››flflkkaann››mm"",, ““VVaattaannddaaflfl TTüürrkkççee KKoo--

nnuuflfl!!”” ve benzeri sloganlar, kam-panyalar birbirini izledi.

Sonuç? Tam bir açmaz, tam birçeliflki, tam bir tutars›zl›k. BBiirr yyaann--ddaann “Kürt realitesini tan›yoruz” di-ye aç›klama yap›yor, bbiirr yyaannddaannKürtçe yay›n yasas› ç›kar›yor, bbiirryyaannddaann ddaa Diyarbak›r’da “tek mil-let, tek dil” diye yürüyüfl yap›yorlar.

Kim neden Kürt’e Türk oldu¤u-nu kabul ettirmek ister? Tek dil, tekmillet dayatmas›, Türk halk›n›n ç›-kar›na da de¤ildir. Türk halk›n›n ç›-karlar› her iki halk›n birlikte, karfl›-l›kl› haklar›na sayg›l›, eflit koflullar-da yaflamas›ndad›r. Oligarfli, halkla-r›n özgür iradeleriyle eflitlik içindebirlikte yaflamalar›n›, kendi ç›karla-r› için tehlike olarak alg›lamaktad›r.

Bu yan›yla asimilasyon politika-s›, oligarflinin bu topraklardaki tümulus ve ulusal az›nl›klar üzerindeegemenli¤ini koruma kayg›s›n›n or-taya ç›kard›¤› bir politikad›r denile-bilir. Türk halk›m›z, oligarflininKürt halk›n›n dilini, kimli¤ini ya-saklamas›na karfl› ç›kmal›d›r. Oli-garflinin ç›karlar›n›n, flovenist poli-tikalar›n›n “kitle taban›” olmay›reddetmeli, birlikte yaflam›n zemi-nini yaratmak için Kürt halk›n›nhaklar›n›n tan›nmas›n› istemelidir.

Oligarflinin Kürt halk›na karfl› sa-vafl›, halk›n savafl› de¤ildir. Halk›nsavafl› oligarflinin ve emperyalizminkarfl›s›nda Kürt, Türk, Laz, Çerkes,Arap, tüm milliyetlerden halklar›nbirlikte yürütece¤i savaflt›r.

fiovenist sald›r› kampan-yas›na, “s›n›rötesi operas-yon” seferberli¤ine “yarg›”cephesinden kat›lan Yarg›tayCumhuriyet Baflsavc›l›¤›,DTP hakk›nda kapatma da-vas› açt›.

Anayasa Mahkemesi’neyap›lan baflvuruda, DTP’ninkapat›lmas› için tam 141 ge-rekçe s›ralam›fl baflsavc›.Oysa biz, DTP’nin kapat›lma-mas› için tek bir soru sora-ca¤›z baflsavc›ya ve DTP’ninkapat›lmas›n› savunan her-kese: BBuuggüünnee kkaaddaarr kkaappaatttt››--nn››zz,, nneeyyii hhaalllleettiinniizz??

DTP’nin kapat›lmas› için141 gerekçeyi biraraya getir-mek için çok u¤raflm›fl olmal›baflsavc›.

Oysa, kapat›lmamas› için,tek bir gerekçe yeterlidir; ogerekçe, tüm milliyetlerdenhalklar›n örgütlenme hakk›-na sahip olmas› gerekti¤idir.O gerekçe, Kürt halk›n›n tümdi¤er halklar gibi, ulusalkimli¤iyle yaflama hakk›nasahip oldu¤u gerçe¤idir.

Oligarfli, Kürt sorununun

gündemde olmas›ndan rahat-s›z. Sorunu gündeminden ç›-karmak istiyor. Ama bununiçin seçti¤i yol, ezmek, sin-dirmek, yok etmekten ibaret!

Okullar olmasayd› maarifine güzel yönetirdim diyenE¤itim Bakan› gibi, oligarflide Kürtler olmasa ne güzel

yönetirdim diye düflünmüflve yok etmeye çal›flm›flKürt’ü. Ama yok edememifl.

Kürtler, yok olmaya, yaniasimilasyona boyun e¤se,“Türk”leflmeye r›za gösterse,oligarfli aç›s›ndan sorun çö-zülmüfl, dolay›s›yla gündem-den ç›kart›lm›fl olacak. Bu ol-may›nca, oligarfli ony›llard›rbaflvurdu¤u yöntemlere bafl-vuruyor. Yine s›n›r ötesi ope-rasyon, yine parti kapatma!

S›n›r ötesi operasyonlar›nsay›s›, kendi aç›klamalar›na

göre, 24!.. Parti kapatmalar›da yeni de¤il. Kürt ulusal ha-reketi, önce 1990'da Halk›nEmek Partisi'ni ((HHEEPP)) kur-du. HEP’e kapatma davas›aç›l›nca yerine Özgürlük veDemokrasi Partisi (ÖZDEP)kuruldu. HEP ve ÖZDEP1993'te Anayasa Mahkemesitaraf›ndan kapat›ld›. s›radaDemokrasi Partisi (DEP) var-d›. DEP de 1994'te kapat›ld›.Halk›n Demokrasi Partisi(HADEP) ç›kt› siyaset sahne-sine. HADEP kapat›ld›, De-mokratik Halk Partisi (DE-HAP) yerini ald›. DEHAP’›nkapat›lmas› için dava aç›l›n-ca da Demokratik ToplumPartisi (DTP) kuruldu.

Bu k›sa tarihte, oligarflininaçmaz› çok nettir. Bu tarih,oligarflinin kapatarak neyihalletti¤inin de cevab›d›r.

DTP’nin kapat›lmas› konu-sunda do¤ru ve sa¤l›kl› düflü-nebilmek için öncelikle her-kesin kabul etmesi gerekeniki gerçek var: BBiirr:: Kürt hal-k› bir gerçektir. 84 y›ld›r yokedemediniz, bundan sonrahiç yok edemeyeceksiniz. ‹‹kkii::Kürt halk› da di¤er uluslargibi kendi ulusal kimli¤iyleve haklar›yla yaflayacak; bunu engelleyemeyeceksiniz.

DDTTPP’’yyiiKKaappaattmmaakk??!!

Sorunlar // ÇÇözümler

Page 40: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

40 ‹ZM‹R/BASKILAR 25 KKas›m 22007

‹zmir Emniyet Müdürlü¤ü, birsüredir ‹zmir’de bulunan demokra-tik kitle örgütleri üzerinde bask› kur-mak ve derneklerin, kitle örgütleri-nin çal›flmalar›n› engellemek içinkomplolar kurmaya devam ediyor.

Geçti¤imiz günlerde GençlikDerne¤i üyeleri ‹leri K›z›laltun veBurak Demirci de benzer bir komp-loya maruz kalm›fl ve ‘bombac›’ ol-duklar› gerekçesiyle gözalt›na al›-n›p tutuklanm›fllard›. 16 Kas›m gü-nü ise Emekli Sand›¤›’nda yaflananpatlama sonras› ‹zmir Gençlik Der-ne¤i Baflkan› Ümit Çobano¤lu gö-zalt›na al›narak polis ve burjuva ba-s›n taraf›ndan ‘bombac›’ ilan edildi.

Komplocu ‹zmir polisi 16 Kas›mve devam›nda 17 Kas›m günlerindekurumlara ve evlere bu amaçla bas-k›nlar yapt›, “kimyasal madde ar›-yoruz” ad› alt›nda arama yap›landernek ve evler talan edildi. Yine buarama ve bask›nlarda Serkan OnurY›lmaz ve Arif Pelit isimli TemelHaklar üyeleri gözalt›na al›nd›lar.Serkan Onur Y›lmaz ve Arif Pelitertesi gün ç›kar›ld›klar› mahkemedeserbest b›rak›l›rken Ümit Çobano¤-lu ise tutuklanarak K›r›klar F TipiHapishanesi’ne gönderildi.

Ege Temel Haklar ve Özgürlük-ler Derne¤i, 16 ve 17 Kas›m tarihle-rinde gerçekleflen bu sald›r›lar› pro-testo etmek ve gözalt›na al›nanlar›nserbest b›rak›lmas› için, 17 Kas›m

günü Ke-meralt› gi-riflinde birbas›n aç›k-lamas› yap-t›.

S a a t17.00’de ,

“Ne ‹stiyoruz Adalet, Gözalt›larDerhal Serbest B›rak›ls›n, Komplo-lar› Bofla Ç›karaca¤›z” sloganlar› ilebafllayan eylemde bas›n aç›klamas›-n› okuyan Ege Temel Haklar ve Öz-gürlükler Derne¤i Baflkan› NurhanY›lmaz, aç›klamada 16 Kas›m günüEmekli Sand›¤› binas›n›n tuvaletin-de bir patlama yafland›¤›n› ve buolay bahane edilerek ‹zmir GençlikDerne¤i Baflkan› Ümit Çobano¤-lu’nun gözalt›na al›nd›¤›n› ve ayn›gün akflam saatlerinde Ümit Çoba-no¤lu’nun evine bask›n düzenlendi-¤ini belirtti.

Bask›lar›n bununla s›n›rl› kalma-d›¤›n› söyleyen Y›lmaz ayn› günakflam saatlerinde Ege TemelHaklar Derne¤i’nin polis taraf›ndankap›lar› k›r›larak bas›ld›¤›n› belirte-rek “Avukatlar›m›z›n yolda oldu¤u-nu söylememize ra¤men, bu hakk›-m›z özellikle engellenmifl, içeri gi-rilmesi ile birlikte telefon kablolar›-m›z kopar›larak haberleflmemizinönüne geçilmeye çal›fl›lm›flt›r. Sa-dece ‘kimyasal madde aramak için’arama karar›n› sonradan avukat›ngelmesi ile birlikte göstermelerinera¤men, bütün dernek binam›z talanedilerek aranm›flt›r. Duvarda as›l›resimlerin arkas›ndan, panolar›naras›na kadar, ya da bize gelen özelmektuplar›n sat›r aralar›nda dalgageçercesine ‘kimyasal madde ara-mas›’ yap›lm›flt›r. Yine ayn› saatler-de Çamdibi’nde, Çimentepe’de veYamanlar’da iki ev olmak üzere,toplam befl ev bas›lm›fl, arad›klar›n›bulamay›nca toplatmas› olmayankitap ve dergilere, ‘toplatma olmaflüphesi ile’ ve tek kitap olmalar›nara¤men el konulmufltur. Bu bask›n-lar s›ras›nda Arif Pelit ve SerkanOnur Y›lmaz evlerden gözalt›naal›nm›flt›r” dedi. Y›lmaz aç›klamayaflu sözlerle son verdi; “ Evet, biz desoruyoruz, yalan ve komplolar dü-

zenlemekten baflka ifli yok mu ‹zmirpolisinin? Bas›n›n as›l ifli bu yalanve komplolar›n mimar› olmak m›-d›r? Bas›n ahlak› gibi kavramlar,‘adalet’ bu ülkede gerçekten ne za-man yer bulacakt›r!

Ayn› bas›n Ümit Çobano¤lu h›r-s›zl›ktan sab›kal› diye yalan haberyaparken, kendi halk›na, dünyahalklar›na olan sevgisini neden yaz-maz. Evet Ümit, Lübnan’a askergönderilmesi için ç›kar›lmak iste-nen tezkereye karfl› yap›lan bir ey-lemde gözalt›na al›nm›fl, tutuklan-m›flt›r. Amerikan emperyalizminekarfl›, Lübnan halk›n›n katledilme-sine karfl›, sevdiklerimiz Lübnan’daöldürülmesin dedi¤i için tutuklan-m›flt›r. Komplocu bas›n bunu nedenyazm›yor. Amac› habercilik midir,hak ve özgürlük mücadelesine sal-d›rmak, polisin yalan›na ortak ol-mak m›d›r?

Komplolarla gasbedilmek iste-nen hak ve özgürlüklerimize sahipç›kmal›y›z. Bu ülke bizim yalana,talana, yolsuzlu¤a izin vermeye-lim.”

‹‹zzmmiirr PPoolliissiinniinn YYeennii SSöözzccüüssüü YYeennii AAss››rr GGaazzeetteessii!!

‹zmir HÖC Temsilcili¤i taraf›n-dan 20 Kas›m günü yap›lan eylemlede ‹zmir Gençlik Derne¤i Baflkan›Ümit Çobano¤lu’nun tutuklanmas›protesto edilerek polisin komplosu-nu senaryolaflt›r›p manfletlere tafl›-yan Yeni As›r Gazetesi ve burjuvabas›n teflhir edildi.

“Ümit Çobano¤lu Komplo ileTutukland›! Adalet ‹stiyoruz HÖC”pankart›n›n aç›ld›¤› bas›n aç›klama-s› saat 17.00’de “Adalet ‹stiyoruz”sloganlar› ile bafllad›. Yaflanan

Mücadelemiz Komplolarla Engellenmek ‹steniyor!

‹Z‹N VERMEYECE⁄‹Z!

Page 41: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

sald›r›larda gözalt›na al›n›p serbestb›rak›lan Serkan Onur Y›lmaz’›nokudu¤u aç›klamada ÜmitÇobano¤lu ile ilgili bas›nda ç›kanahlaks›z haberlere de¤inilerek “Buyalan haberleri yazan, kimin gazetesioldu¤unun art›k çok net anlafl›ld›¤›Yeni As›r Gazetesi, arkadafllar›m›z›nserbest b›rak›ld›¤›n› da yazacak m›?Yazmaz. Bol miktarda patlay›c› mad-de diye adland›rd›¤› fleylerin “boflçakmak” oldu¤unu yazacak m›? Yada örgütsel doküman denilen fleylerintoplatmas› olmad›¤› halde polis tara-f›ndan al›nan kitap ve dergi oldu¤uve bunlar›n avukatlar taraf›ndan he-men geri al›nd›¤›n› da yazacak m›!Yazmaz. Çünkü burjuva medyan›nifli, iktidar›n ve polisin yalanlar› ileflovenist k›flk›rtmalar› yazarak, halk›galeyana getirmek, demokratik ku-rum ve bu kurum çal›flanlar›n›, üyele-rini hedef haline getirmektir.

Komplolar›n›z ve yalanlar›n›zlabir ülkenin gelece¤i için verilen mü-cadelenin engellenece¤ini san›yorsa-n›z yan›l›yorsunuz. Biz bu toprakla-r›n halk›y›z, Pir Sultanlar’dan, fieyhBedrettinler’den besleniyoruz. Do¤-ruyu ve hakl›y› savunup, adalet içinmücadele ediyoruz. Ya siz kimsiniz,kimden icazet al›p, e¤itilip, besleni-yorsunuz” denildi.

Say›: 132 41HABER

...Komplolarda hedef her zaman buülkede açl›¤›n, yoksullu¤un, iflkencele-rin son bulmas›n› isteyen, ülkemizin ba-¤›ms›zl›¤› için mücadele eden dernek,kurum ve kifliler yani devrimciler ol-mufltur. Ama on y›llard›r da komplolar›bir sonuç bulamam›fl, komplolarla birsonuç elde edememifllerdir. Her komp-loda amaçlad›klar› demokratik muhale-feti susturmay› hiç baflaramad›lar. Aksi-ne her komplo sonucunda daha güçlü birkarfl› koyuflla karfl›laflt›lar.

...Biz her komplo sonucunda oldu¤u gi-bi yine mücadelemizden, ba¤›ms›zl›ktalebimizden, sosyalizm özlemimizdenvazgeçmeyece¤iz. Kaç defa daha de-nerlerse denesinler bizi hakl› mücadele-mizden vazgeçiremeyecekler.

‹‹ZZMM‹‹RR GGEENNÇÇLL‹‹KK DDEERRNNEE⁄⁄‹‹

Do¤ançay-Der Üzerinde Bask› ve Komplolar!

Do¤ançay Yard›mlaflma ve Dayan›flma Derne¤i’nin üyeleri üzerin-de polisin bask› ve komplolar› devam ediyor. Polis, özellikle derneküyelerini istifaya zorlama, yalan ve iftira gibi yöntemlerle Do¤ançay-Der’in faaliyetlerini engelleme çal›flmalar›n› sürdürüyor.

Do¤ançay-Der üyeleri de bütün bu bask›lara karfl›n mücadeleye de-vam edeceklerini ve polisin komplolar›n› teflhir etmeye devam edecek-lerini 15 Kas›m günü Saat 13.00’de dernek önünde yapt›klar› bas›n top-lant›s› ile duyurdular. Bas›n toplant›s›nda aç›klamay› polis taraf›ndandernekten istifa etmeye zorlanan dernek üyesi Cemil Güncü ile dernekçal›flan› Yurdagül Gümüfl yapt›. Cemil Güncü polisin dernek üyeleriüzerinde bask› kurmaya çal›flt›¤›n› belirterek kendisinin de polisin butip tehditlerine maruz kald›¤›n› belirtti. Dernekten istifa etmesi karfl›l›-¤›nda polisin kendisine ifl bulma, para teklifinde bulundu¤unu belirtenGüncü birçok üyenin bu flekilde polis taraf›ndan rahats›z edildi¤ini be-lirtti. Dernek çal›flan› Yurdagül Gümüfl de kontra faaliyetlerle çal›flma-lar›n›n engellenemeyece¤ini, devrimci de¤erlere ve kültüre sahip ç›ka-rak temel hak ve özgürlükler için mücadeleye devam edeceklerini be-lirtti.

Erol Zavar ‹çin Kampanya

Kanser hastas› olmas› nedeniyle sa¤l›k durumu hapishanede kalma-s›na uygun olmad›¤› halde, 8 y›ld›r ›srarla tahliye edilmeyen ve tedavi-si yap›lmayan Erol Zavar’›n serbest b›rak›lmas› için imza kampanya-s› bafllat›ld›. Kampanya, Zavar’›n ailesi, ayd›nlar ve demokratik kitleörgütü temsilcileri taraf›ndan oluflturulan ““EErrooll ZZaavvaarr’’aa YYaaflflaammaa HHaakk--kk›› KKoooorrddiinnaassyyoonnuu”” taraf›ndan bafllat›ld›. Komisyon 21 Kas›m’da daAnkara Mimarlar Odas›’nda bir etkinlik düzenledi. Erol Zavar’›neflinin konuflma yapt›¤› etkinli¤e Ahmet Telli, Metin Bakkalc›, TemelDemirer ve Mehmet Özer’de fliirleri ve konuflmalar›yla kat›ld›.

21 Kas›m’da ayr›ca ‹HD Ankara fiubesi Yüksel Caddesi’nde ErolZavar ve hapishanelerde tutulan di¤er hasta tutsaklar için bir bas›naç›klamas› yapt›.

Erol Zavar halen Sincan 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde tutuluyor.

YÜRÜYÜfi Her Koflulda Halka Ulaflacak

18 Kas›m’da Yürüyüfl Dergisi ‹zmir- Narl›dere ‹nönü Mahalle-si’ndeydi.

‹nönü Mahallesi halk›, Yürüyüfl okurlar›n› s›cak karfl›lad›lar. Mahal-leden yafll› bir teyzenin “okumam- yazmam yok ama yine derginizdenbir tane alay›m, evimde olsun” demesi, yine mahalle halk›ndan Yürü-yüfl okurlar›n› evlerine davet eden, ›srarla yiyeceklerini paylaflmak is-teyenlerin olmas› bu s›cakl›¤›n ifadesiydi. Sa¤anak ya¤›fl olmas›na ra¤-men 38 derginin halka ulaflt›r›ld›¤› dergi sat›fl› 17.30’da sona erdi.

Page 42: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

42 GENÇL‹K 25 KKas›m 22007

‹nsan yaflam› boyunca, fark›n-da olsun ya da olmas›n, pek çok s›-navdan geçer. Yaflam›n yeflil a¤a-c›nda kuruyup düflen yapraklar ol-mamak için insanlar›n her yafltave her konuda ö¤renerek kendisi-ni gelifltirmesi ve yenilenmesi ge-rekir. Hayat›m›zda karfl›m›za ç›kans›navlar›n kimi, hayat›m›za yönverecek de¤ifliklikler getirir, kimi-leri ise, insanlar›n hayata küsmesi-ne neden olacak kadar büyükolumsuzluklara yolaçabilir. Ülke-mizin e¤itim sistemi, “s›nav”lar ba-k›m›ndan çok zengindir ancak, ay-n› zamanda tam bir kargafla orta-m›d›r.

E¤itim sistemine k›saca bir gözatt›¤›m›zda, sistemin bafltan afla¤›bir merkezi s›navlar a¤›’ndanolufltu¤unu görürüz. ‹lkö¤retimson s›n›ftan bafllayan maraton, li-se son s›n›fta ÖSS ile bitmiyor. ÖSSsonucunda üniversiteye girmeyehak kazanan ö¤renciyi daha sonralisansüstü e¤itim s›nav›, kamupersoneli için seçme s›nav›, kamupersoneli için dil s›nav› gibi baflkabaflka s›navlar bekliyor.

OKS ile bafllay›p ÖSS’yle sürenmaraton, gençli¤i, birbiriyle k›yas›-ya rekabet eden, rakiplerinin ara-s›ndan s›yr›l›p ipi en önde gö¤üsle-yebilmek için her fleyi yapan, bü-tün hayat›n› ve beklentileriniÖSS’ye endeksleyen yar›fl atlar›naçevirmifltir. Bencilli¤i, bireycili¤ibesleyen bu sistem, yan›ndaki ar-kadafl›n›n baflar›s›zl›¤›na sevinecekduruma düflürmüfltür ö¤renciyi.

Bu “s›nav”lardan geçemedi¤iiçin psikolojileri bozulan, bunal›-ma girip intihar› seçen veya kendi-ni tüm hayattan soyutlay›p, ders-hane-okul-ev üçgenine hapsedenonlarca örnek karfl›m›zdad›r. Böy-lece, apolitik, bencil, kendindenbaflkas›n› düflünmeyen, ülke vedünya sorunlar›na duyarl›l›¤›n› yi-

tirmifl bir gençlik yarat›l›yor.

ÖSS s›nav sisteminde 1980’denbu yana birçok de¤ifliklikler yap›l-d›. Yönetenler, bu de¤ifliklikleri

“ b a k › ngençleri-mizi nekadar dü-fl ü n ü y o -ruz” imaj›

için kulland›. Hepsinde daha iyi,daha demokratik bir sistem getir-dikleri propagandas› yapt›lar. An-cak o günden bu yana görülen fluki; bu de¤iflikliklerle sorunlar›n çö-zülmesi bir yana sistem, daha dakarmafl›klaflt›r›lm›fl, gençli¤e dahafazla zarar verici hale gelmifltir.

Geçti¤imiz günlerde yine ÖSSile ilgili de¤iflikliklerin yap›laca¤›,fluan tasar› aflamas›nda oldu¤uaç›kland›. Tasar›ya göre ÖSS s›nav›kald›r›lacak. Ancak 9., 10., 11., 12.s›n›flar›n bitiminde ö¤renciler ayr›bir s›nava tabi tutulacak. Ve budört s›nav›n sonuçlar›n›n ortala-mas› al›narak ÖSS puan› hesapla-nacak. Bu puan do¤rultusunda daö¤renciler üniversitelere yerleflti-rilecek. Ayn› flekilde ilkö¤retimdede benzer bir model uygulanacak.

Sorun, s›nav sisteminde üç beflde¤ifliklik yapma sorunu de¤ildir.Üzerinde tart›fl›lacak bir konu var-sa o da e¤itim sisteminin özüdür.

O kadar çok de¤ifliklikler yap›l›-yor ki ço¤u e¤itimciler bile yürür-lükte olan sistemin ayr›nt›lar›n› bi-lememektedirler. Daha geçen se-ne yap›lan de¤iflikli¤in ayr›nt›lar›yeni yeni ö¤renilirken, yeni bir de-¤ifliklik gündeme geldi. Peki, geç-miflten bu yana yap›lan de¤ifliklik-lerle neler de¤iflti? ÖSS mi kolay-laflt›r›ld›? ÖSS adaylar› dershaneyegitmek zorunlulu¤undan m› kur-tuldu? Liselerde e¤itim ezberci ol-maktan m› ç›kar›ld›? Ö¤rencilerkendi s›ra arkadafllar›yla yar›fl at›gibi yar›flt›r›lmaktan kurtulabildimi? Bu düzenlemeler yap›l›rken,ö¤renciler ne kadar düflünüldü?

Tüm bu sorular›n cevab›, biliyo-ruz ki, “hay›r” olacakt›r. E¤itimsisteminin, ö¤rencileri hayata ha-z›r, dünyay› tan›y›p yorumlayabi-len, üreten bireyler olarak yetifltir-mek gibi bir kayg›s› yoktur. Ö¤-

renci gençlikten beklenen sadecesisteme uyumlu olmas›d›r. Bu de-¤iflikliklerin oda¤›nda, halk›m›z›nve ö¤renci gençli¤in ihtiyaçlar›, ta-lepleri de¤il, egemenlerin düzenle-rini sa¤lamlaflt›rma kayg›lar› var-d›r. Bu nedenledir ki tüm bu de¤i-fliklikler gençli¤in sorunlar›n›na¤›rlaflt›r›lmas›ndan baflka bir so-nuç yaratm›yor.

Gençlik, y›llard›r sürekli bir s›-nav psikolojisi içerisinde, hayat›n›s›navlara göre yönlendiren, bu ne-denle hiçbir zaman kesin kararlarveremeyen, önünü göremeyen biryaflama mahkum edilmifltir. Hergeçen gün etraf›m›zdaki insanlarave kendimize daha da yabanc›lafl›-yoruz. Yaflad›klar›m›z› neden-so-nuç iliflkisi içerisinde kavrayama-d›¤›m›z ve çözümler üretemedi¤i-mizde ise, ya tamamen içimize ka-pan›yor, düzenin önümüze koydu-¤u f›rsatlar›(!) de¤erlendirme azmiile baflka kimseyi ve hiçbir fleyigörmez oluyoruz ya da –intihar,yozlaflma- veya senelerimizi ala-cak bir yok oluflun içine giriyoruz.Bunun d›fl›ndaki baflka bir seçene-¤imiz ise, bize dayat›lan› kabul et-meyip, karfl› koymakt›r.

E¤itim, geçmiflten bugüne edi-nilen bilgilerin nesilden nesile ak-tar›lmas›n› ve aktar›lan bu bilgilerdo¤rultusunda yeni bilgilerin üre-tilebilmesini sa¤lamaktad›r. Bunedenle de e¤itim, tek tek bireyle-rin ya da yaln›zca gençli¤in de¤il,tüm toplumun gelece¤ini belirle-yen yaflamsal faaliyetlerden biri-dir. Egemen s›n›flar bu durumunfark›nda oldu¤u için e¤itim siste-mindeki hiçbir düzenlemede hal-k›n ve ö¤renci gençli¤in ihtiyaçla-r›n›, beklentilerini hesaba katm›-yor. Egemen s›n›flar, bunu yapar-ken kuflkusuz kendi s›n›fsal ç›kar-lar› do¤rultusunda davran›yorlar;bizim yapmam›z gereken ise karfl›karfl›ya oldu¤umuz bu soruna kar-fl›, bizi yutan bir girdap haline dö-nüflmeden, tüm olanaklar›m›zlamücadele etmek olmal›d›r. Hakl›l›-¤›m›z ve öz gücümüze güvenerekoluflturdu¤umuz örgütlülüklerimizise mücadelemizde bizi güçlendi-recek silahlar›m›zd›r.

Gençlik Federasyonu

SÜREKL‹ DE⁄‹fiEN SINAV S‹STEMLER‹

VE DE⁄‹fiMEYEN E⁄‹T‹M S‹STEM‹

Page 43: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

Daha önceki y›llarda, ö¤rencilere komik gerekçelerleaç›lan soruflturmalarla s›k s›k an›lm›flt› Mu¤la Üniversitesi.Geçen y›l okul kapal›yken ya da okuldan mezun olmufl ö¤-rencilere dahi uygulanan soruflturma terörü s›ras›nda,200’e yak›n devrimci demokrat ö¤renciye soruflturma aç›l-m›flt›. Neredeyse her ö¤renciye ortalama 3 soruflturma dü-flüyor. Soruflturma gerekçeleri ise, “Bayrak ve Döviz Tafl›-mak, Slogan Atmak, Tiyatro Oyunu Oynamak, Halay Çek-mek, Duruflma Sonras›nda Adliyeden S›n›rs›zl›k Meydan›’naGelerek Bas›n Aç›klamas› Yapmak ‹çin Yürümek vs.”

Son süreçtegelifltirilen pro-vokasyon ve flo-venist sald›r›larMu¤la’da day a fl a n d › .G e ç t i ¤ i m i zgünlerde ÜlküOca¤› Baflka-n›’n›n da arala-r›nda bulundu-¤u bir grup fa-flist taraf›ndan

Kürt ö¤renciler dövülüp tehdit edildiler. Devrimci-de-mokrat ö¤renciler de bu sald›r› ve tehditleri karfl›l›ks›z b›-rakmayarak sald›r›lar› örgütleyenlerden Ülkü Oca¤› Bafl-kan› olan fienol isimli faflisti döverek cezaland›rd›lar. Fa-flistin dövülmesi, olaylar›n bafl›ndan beri faflistlerin genç-li¤e sald›r›s›na ‘seyirci’ olan Mu¤la polisini harekete ge-çirmeye yetti. Anlafl›lan o ki Ülkü Oca¤› Baflkan› olan birfaflistin dövülmesi polisin çok zoruna gitmiflti!

17 Kas›m günü, Mu¤la Güvenlik fiube ve çevik kuvvetpolisleri taraf›ndan, daha çok devrimci-demokrat ö¤renci-lerin gitti¤i bir kafe olan K›rm›z› Kafe’nin etraf› sar›larakonlarca ö¤renci gözalt›na al›nd›. Gözalt›yla da yetinmey-en polis kafeyi de da¤›tt›. Bu pervas›z, azg›n sald›r› yet-memifl olacak ki ayn› gün ve sonras›nda ö¤renci evlerinede bask›nlar düzenlendi. Yap›lan bu sald›r›lar sonucu ara-lar›nda Mu¤la Gençlik Derne¤i Giriflimi’nden Halil Gürel,Metin Karatafl, Hüseyin Gürsel isimli ö¤rencilerin de ol-du¤u toplam 42 ö¤renci gözalt›na al›nd›.

Ö¤renciler 19 Kas›m günü mahkemeye ç›kar›ld›. 31 ki-fli savc›l›ktan b›rak›l›rken, polise mukavemetsuçlamas›yla tutuklanmas› istenen aralar›nda Mu¤laGençlik Derne¤i Giriflimi’nden Halil Gürel ve Metin Ka-ratafl’›n da oldu¤u 9 ö¤renci de hakimlikten serbest b›ra-k›ld›.

“Hakl› MücadelemizBask›larla Bitirilemez”

Mahkeme sonras›nda, yaflanan sald›r›da ald›¤› darp so-nucu kafas› k›r›lan Mu¤la Gençlik Derne¤i Giriflimi tem-silcisi Halil Gürel, sald›r›larla verdikleri mücadelenin en-gellenmeye çal›fl›ld›¤›n› söyleyerek yarat›lmaya çal›fl›lanbask› terörünün fark›nda olduklar›n› ve hakl› mücadeleleri-nin bu gibi bask›larla bitirilemeyece¤ini belirtti. Ülkücüfaflistlerin Kürt ö¤rencilere ‘siz teröristsiniz’ diyereksald›r›p tehdit etti¤ini ve bask› alt›na almaya çal›flt›¤›n› söy-leyen Gürel sonras›nda yaflanan olaylar› da flöyle anlatt›:

“17 Kas›m Cumartesi günü Güvenlik fiube amirleri,çevik kuvvet polislerini K›rm›z› Kafe’de oturan ö¤rencile-rin üzerine salarak kifli gözetmeksizin önüne geleni gözal-t›na ald›lar. Ö¤rencilerin gözalt›na al›n›fl› s›ras›nda cop,kaba dayak, küfür, tehdit, yerde sürükleme gibi iflkencele-re baflvuruldu. Ayr›ca ö¤rencileri doldurduklar› ekip oto-sunun içine biber gaz› s›karak camlar› ve kap›lar›n› kapat-t›lar. Ö¤rencileri gözalt›na ald›klar› ekip otosu içindekikoltuklara da oturtmayarak ara koridorda istifleyip üst üs-te att›lar.

Sald›r›, küfür, hakaret alt›nda Mu¤la Emniyet Müdürlü-¤ü Terörle Mücadele fiubesi’ne getirdiler. Burada ö¤renci-leri yüzleri duvara dönük, bafllar› önüne e¤ik olmaya zor-lay›p buna karfl› ç›kan ve ‘onursuzluktur’ diyen ö¤rencile-re de cop ve kaba dayakla sald›r›p, yere yat›r›p üzerlerineçulland›lar.

Amirlerden bir polis, bir ö¤renciyi de ‘cop’ ile bo¤ma-ya çal›flm›flt›r. Erkek ö¤rencilere ‘copla tecavüz’ tehdidin-de bulunan polisler, kendi aralar›nda konuflmamalar›n› da-yat›p, buna karfl› ç›kan ö¤rencilere de sald›rm›flt›r.”

Say›: 132 43GENÇL‹K

Ankara Üniversitesi'nde Anmaya Engel

Sanatç› Ahmet Kaya'n›n 7. ölüm y›ldönümü nede-niyle, yurtsever ve demokrat ö¤renciler taraf›ndan An-kara Üniversitesi Cebeci Kampüsü'nde yap›lmak iste-nen anma etkinli¤i Dekan Gönül Akçamete taraf›ndanengellenmek istendi. Ö¤renciler anma etkinli¤ini iptaletmeyince dekan bu kez de okula polis ça¤›rd›. Okulunana kap›lar›n› tutan polis bas›n mensuplar›n› içerialmazken, ö¤rencilere de gözda¤› verdi.

Gazi Üniversitesi'nde faflistler yine ifl bafl›nda!

‹‹BF Araflt›rma Görevlisi Servet Akyol 16 Kas›m günü,doktora ö¤rencisi s›fat›yla kat›l›p kazand›¤› Sosyal BilimlerEnstitüsü Ö¤renci Temsilcili¤i seçiminden sonra bir grup fa-flistin sald›r›s›na u¤rad›. Sosyal Bilimler Enstitüsü önündegerçekleflen sald›r›da Servet Akyol’a sopalarla sald›r›p b›çakda çeken faflistler, çevrede toplanan kalabal›¤› görüncekaçt›lar.

POL‹S‹N GGÖREV‹ SS‹V‹L- FFAfi‹STLER‹ KKORUMAK,Ö⁄RENC‹ GGENÇL‹⁄E SSALDIRMAK!

Page 44: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

44 SOL 25 KKas›m 22007

Evrensel Yazar› Kamil Tekin Sü-rek, 16 Kas›m’daki köflesinde dev-rimcilere sald›ran bir yaz› yay›nlad›.Yaz›n›n bafll›¤› “Panik”ti; fakat bizyaz›n›n tamam›nda bir pani¤e de¤il,KKAABBUUSS’a tan›k olduk.

Kabus, sadece Kamil Tekin Sü-rek’in de¤il, hemen tüm oportüniz-min onlarca y›l geriye uzanan bir ka-busuydu asl›nda.

Kabusun ad›, Marksist- Leninist-ler’di. Kabusun ad›, devrimci hare-ketti. Onlar bu kabusa ya “goflist”,ya “devrimci demokrasi” ya da “kü-çük-burjuva devrimcileri” derler.

Döneme göre, “goflist”, “devrim-ci demokrasi”, “küçük-burjuva” di-ye küçümsemeye, bu kavramlar›narkas›na gizlenip “mahkum” etmeyeçal›flt›klar›, hayat›n her alan›ndadevrimci tav›rlar›yla damgas›n› vu-ran proleter devrimcilerden baflkas›de¤ildir.

Ülkemizde adeta bir gelenektir;siyasi arenaya ç›kan hemen heroportünist, revizyonist grup, ilk iflolarak bir “THKP-C elefltirisi” ya-par. Çünkü, sapmalar›, düzeniçilik-leri, flablonculuklar› Marksizm-Le-ninizm diye yutturman›n önündekiengeldir Cephe çizgisi. O çizgi, buülkede, hangi siyasi hareketten olur-sa olsun, tüm devrimcilere “biz niyeonlar gibi yapm›yoruz” diye sordur-tan bir prati¤in sahibidir. Bu yüzdentüm oportünist, revizyonist gruplar,bu sorulara muhatap olman›n önünekesmek için, “devrimci demokrasi”diye devrimci çizgiyi elefltirme yön-temine baflvururlar.

Kamil Tekin Sürek ne zaman ya-p›yor bu elefltiriyi? EMEP oportü-nizminin “kuyrukçu” çizgisinin birkez daha tüm aç›kl›¤›yla ortaya ç›k-t›¤› bir süreçte yap›yor. “En iyi sa-vunma sald›r›d›r” düflüncesiyle, sal-d›r›yor devrimcilere.

*

Hem de nas›l bir sald›r›? Y›llard›riçinde saklad›¤› bir “sevinci” aç›kederek sald›r›yor, diyor ki Sürek:

“Küçük burjuva ‘devrimci’ ör-gütler de siyaset sahnesinde eski

rollerini yitiriyor art›k. Belki bir sü-re daha tamamen yok olmayacaklar,ama yirmi sene önceki güçlerine deart›k bir daha kavuflamayacaklar gi-bi görünüyor. Bu durum, iflçi s›n›f›ve emekçi halk›n demokrasi müca-delesi için hay›rl› olacakt›r.”

20 y›l önceki güçlerinde de¤iller!20 y›l önceki güçlerinde de¤iller! 20 y›l önceki güçlerinde de¤iller!Çok “hay›rl›” buluyor bunu Te-

kin Sürek. Çok seviniyor.

Bir süre sonra yok olacaklar di-yor Tekin Sürek.

Yok olacaklar!Yok olacaklar!Yok olacaklar!Bu nefret, bu öfke, bu tahammül-

süzlük neden?

Bu öfke, bu nefret, oligarfli karfl›-s›nda olsa, s›n›flar mücadelesi aç›-s›ndan çok “hay›rl›” sonuçlar ç›kar.Ama hay›r; nefretini, tahammülsüz-lü¤ünü devrimcilere yöneltmifl. Tümsolun, oturup, neden kitleleri müca-deleye kanalize edemiyoruz, nedenoligarflinin, emperyalizmin planlar›-n› bozacak güçte de¤iliz diye tart›fl-mas› gereken bir zamanda, o dev-rimcilerin 20 y›l önceki güçlerindeolmamas›yla, bir süre sonra yok ol-mas›yla meflgul!

Devrim iddias›n› kaybetmifl birbeyin var karfl›m›zda. Ve bu beyninhükmetti¤i yürek de, devrimci cofl-kuyu, devrimci kültürü, ruhu kay-betmifl. Böyle olmasa, yukar›dakisat›rlar› yazmak mümkün olur mu?

*Bizim yokolmam›z›n neresi, iflçi

s›n›f› ve emekçi halk›n demokrasimücadelesi için hay›rl› olacak Ka-mil Tekin Sürek?!.. ‹flçileri örgütle-mene, halk›n demokrasi mücadelesi-ni gelifltirmene devrimciler mi engeloluyor?!.. ‹flte iflçi s›n›f›, iflte halk,örgütsüz, sahipsiz, buyur ne istiyor-san yap. Küçük-burjuvazi mi eliniba¤l›yor?!.. Onlarca y›ld›r niye iflçis›n›f›n› örgütlemiyorsun? Ona da m›küçük-burjuva devrimcileri engeloldu?!

Nerde hani onlarca y›ld›r yapt›k-lar›n›z? Ne var ülkemiz s›n›flar mü-cadelesi tarihinde sizden?

Bu ülkeyi, ülkemizin solunu bil-meyen de Kamil Tekin Sürek’i oku-du¤unda san›r ki, küçük-burjuvalargüç kaybetmifl, Evrensel ise milyon-lar› yürütüyor! Tabii Türkiye’nindört bir yan›, EMEP’in meflhur bari-kat savafllar›ndan geçilmiyor!!!

Seçimler d›fl›nda ne yapar bu ar-kadafllar? Neyle u¤rafl›rlar? Evren-sel yazar› anlatsa da herkes bilse.Anlatsa da küçük burjuva devrimci-leri de onlardan feyz alsa!

Stratejik baflar›s›zl›klar›n›, kendiçizgisini kaybetmifl, baflka çizgilereyedeklenmifl duruma düflmelerini,devrimcilere sald›rarak gizliyorlar.Baflka bir anlam› yok Sürek’in yaz-d›klar›n›n.

*

fiovenist sald›r›lar karfl›s›nda ya-p›lacaklarla ilgili sürdürülen tart›fl-malarda, “Kürtleri d›fllayan ittifakça¤r›lar› yap›ld›¤›n›” iddia ediyorSürek. Anlafl›lan çok sab›rs›z, niyey-se acelesi var ki, tart›flmalar›n so-nuçlanmas›n› bile beklememifl. Bubir yana, Sürek tart›flmalara iliflkindo¤ru da söylemiyor.

Ama baflka bir do¤ru var, o da flu;biz birilerinin “dayan›flma örgütü”de¤iliz. Bizim Türkiye devrimi id-diam›z var. Kimli¤imizi kaybetme-den, iddiam›zdan vazgeçmeden bir-lik yapar›z. Ama EMEP’in bunu an-lamas› mümkün de¤ildir. ÇünküEMEP’in son döneminde Kürt milli-yetçi hareketin d›fl›nda, onlara anga-je olmadan geçen tek bir dönemi,Kürt milliyetçi hareketin flemsiyesialt›nda olmayan bir ‘ittifak›’ yoktur.

Siz kimli¤inizi, iddian›z› kaybet-miflsiniz Kamil Tekin Sürek. Tart›fl-malara iliflkin kavrayamad›¤›n›znokta buras›.

*

Bu ülkede ony›llard›r kan gölüiçinde mücadeleyi sürdüren devrim-cileri, “Yükselen milliyetçilik ve flo-venizm karfl›s›nda” pani¤e kap›l-makla elefltirmek ise, aymazl›k veutanmazl›ktan baflka türlü adland›r›-lamaz. Yüzlerce infaz› sen mi yafla-

Evrensel Yazar›n›n Kabusu

Page 45: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

d›n Tekin Sürek? Kaybetmeleri,meydanlardaki polis terörünü, linçsald›r›lar›n› sen mi yaflad›n? Bizbunlar› yaflarken o zamanlar neleryazm›fls›n›z, oku da hat›rla. Okur-ken utan›rs›n.

*

Kamil Tekin Sürek’e flunu dasoraca¤›z elbet; Barzaniler, Talaba-niler’le veya bu iflbirlikçili¤i meflrugörenlerle ittifak yapmak, “EyAmerika, öteki halklar› katledebilir-sin” demek de¤il midir? Ve fakat,bu komünistlik midir? Emekten ya-nal›k m›d›r?.. Evet, durum ortada;biz, Amerikan iflbirlikçili¤ini sa-vunmay›z. Siz, Amerikan iflbirlikçi-li¤ini savunacak noktaya gelmiflsi-niz.

Kürt sorununun çözümünün ne-reden nas›l geçti¤ini Marksist-Leni-nistler bilir. Kürt milliyetçi hareke-tin yöneticilerinin her y›l tekrarlad›-¤› “bu sene çözüm y›l› olacak!” sö-zünü tekrarlamak, bir politika sahibiolmak de¤ildir. Seçimden öteye git-meyen ittifaklar› “halklar›n kardefl-li¤inin sa¤lanmas›” olarak de¤erlen-dirmenin de öngörülü bir politikaolmad›¤›n› defalarca yaflay›p gördü-nüz, ders ç›karmasan›z da!.. Dolay›-s›yla bu konuda sola ders verebile-cekler içinde siz, en sonda gelirsi-niz.

Ama biz illa ki onlara tabi olaca-¤›z derseniz, diyecek bir fley yok.Sen ABD iflbirlikçili¤ini savunma-ya, iflbirlikçili¤i uluslar›n kaderinitayin hakk› diye teorilefltirmeye de-vam et Kamil Tekin Sürek. Hiçbirdevrimci, ABD’den çözüm bekle-mez. Hiçbir komünist, Barzani çiz-gisini hofl göremez. Barzaniler’i hoflgöreni de hofl göremez... Ama di-yorsan›z ki, biz bu çizgide devamedece¤iz. Tercih sizin.

Elbette o zaman devrimcilerinyok olmas›na bu kadar sevinmenizde normal. Çünkü, devrimciler var-ken, Barzaniler’i hofl gören bu çiz-giyi, komünistlik diye yaz›p çizme-niz zor. Ve ne yaz›k ki(!), son olaraksana kötü bir haber verelim KamilTekin Sürek; o zorlu¤u hep yaflaya-caks›n. 37 y›ld›r tüm oportünistlerinve revizyonistlerin yaflad›¤› gibi...

Say›: 132 45SOL

“Sorunun geldi¤i noktadaki kar-mafl›kl›k dikkate al›nd›¤›nda, bu duru-mun ilk sorumlusu kimdir sorusunusormak, tavuk mu yumurtadan yumur-ta m› tavuktan ç›kt› sorusunu sormak-la eflanlaml›d›r.” (Radikal2, 21 Ekim2007)

Bu sat›rlar›n yazar› ““PPrrooff..”” s›fat›tafl›yor. “Tavuk mu yumurtadan yu-murta m› tavuktan...” diye tart›flt›¤›sorun ise, KKüürrtt ssoorruunnuu.. Yani, siyasal,sosyolojik, kültürel, ulusal boyutlar›olan, her aç›dan ele al›nabilir ama ke-sinlikle “tavuk mu yumurtadan yu-murta m› tavuktan...” diye tart›fl›labi-lecek bir sorun de¤il.

Kürt sorununun nas›l ortaya ç›kt›-¤›, nas›l geliflti¤i, hangi aflamalardangeçti¤i, tarihte tüm ayr›nt›lar›yla ka-y›tl›d›r. Sosyolojik, siyasal geçmifli bukadar aç›k olan bir sorunun iillkk ssoo--rruummlluussuunnuu tespit etmek zor de¤ildir.Hele bir ayd›n için hiç zor de¤ildir.Ayd›n, bu aç›k gerçe¤i ortaya koymakyerine onu tavuk, yumurta meselesiy-le mu¤laklaflt›r›yorsa, orada gerçe¤iifade edecek cesaret yoksunlu¤u ve el-bette baflka hesaplar vard›r. Soldan sa-¤a savrulmalarda hep benzeri hesaplarve nedenler sözkonusudur zaten.

Ö¤retim üyesi s›fat› tafl›yan birbaflkas› -Bask›n Oran- da aayynn›› ggaazzee--tteeddee,, ayn› günlerde Kürt sorunununkayna¤›n› bak›n nas›l tahlil ediyor:

“PKK'y› K. Irak bar›nd›rd›, amaK. Irak do¤urmad›. PKK belas›n› bafl-ka bir bela üretti: 12 Eylül cuntas›n›nDiyarbak›r 2 no'lu Askerî Cezaevi'nde"vatan› kurtarmak için" tutuklu maka-t›na cop sokanlar, kubur yalatanlar,fare yutturanlar, hayalara köpek sal-d›rtanlar, ceza yerine ‹stiklal Mar-fl›'n›n bütün k›talar›n› ezberletip ba¤›-ra ba¤›ra söylettirenler do¤urdu.Türkçe bilmiyor diye yafll› analar› tu-tuklu o¤luyla görüfltürmeyenler do-¤urdu.”

Ayd›n›n, demokratl›¤›n “D”sindennasibini alan birinin “PKK belas›” di-ye sözetmeyece¤i bir yana, Bask›nOran, PKK’nin 12 Eylül öncesi de ol-du¤unu bilmiyor mu acaba ki, onu sa-dece 12 Eylül’ün yaratt›¤› üzerinden

teori yap›yor?

Demek her fley Diyarbak›r Hapis-hanesi’ndeki uygulamalar yüzündenoldu? Peki 80 y›ll›k ilhaktan, imha-dan, inkardan, asimilasyondan niyesözetmiyor Bask›n Oran? Bilmedi¤in-den mi, baflka nedenlerden mi?

Anl› flanl› iki ö¤retim üyesinin, ikiayd›n›n Kürt sorununun kayna¤›n›teflhiste bu kadar geri, bu kadar cahil-ce ve s›¤ bir “tahlil” yapmalar› garipde¤il mi..

Bask›n Oran, yaz›s›nda gündem-deki “s›n›r ötesi” tart›flmalar›na iliflkinolarak da bak›n ne yaz›yor: “Türkçe-si, K. Irak'a bir ‘hava operasyonu’ya-p›lmas›ndan yanay›m. Bunun ne fay-das› olacak derseniz... sokaklar›n içibiraz so¤uyacak. Yoksa ülke içindekendi Kürtlerimize sald›ranlar arta-cak. ‹ç savafl ç›kacak.” (Radikal2,28 Ekim 2007)

Güya ironi yap›yor. “Kendi Kürt-lerimizi” korumak için, s›n›r d›fl›nda-ki Kürtler katledilebilir diyor. Oran’›nyaz›s›n›n bafll›¤› da flöyle zaten:““ZZoommbbiilleerr ddoollaappttaann çç››kkaarrkkeenn......””“Zombi”ler, Ermeni sorunu, ‹slamsorunu, Kürt sorunu imifl. Demokrat,sosyalist bir ö¤retim üyesinin üslubu-na bak›n.

Kürt sorununun nereden kaynak-land›¤› konusunda Ahmet ‹nsel de,Bask›n Oran da sistemi suçlamaktan“tavuk mu yumurtadan, yumurta m›tavuktan” diyerek gerçe¤i dile getir-mekten kaç›yorlar... “Zombi” üslu-buyla halk›n sorunlar›na karfl› gayri-ciddi bir yaklafl›m içindeler... ‹kisi dehalk›n meflru mücadelesine “terör” di-yerek sald›r›yorlar... Biri, daha öncebu mücadelenin meflrulu¤unu savun-du¤unu, di¤eri, daha birkaç ay önce“terör” dedi¤i o mücadeleyi yürüten-lerin deste¤iyle TBMM’ye girmeyeçal›flt›¤›n› bile unutuyor... Eee, biriGalatasaray Üniversitesi Rektörlü¤übeklentisi içinde; öteki günü gelinceparlamenter olacak... ihtiyatl› davran-malar›nda yarar var... Bunlar m› sol-cu? Kim bunlara solcu diyor, kimbunlar›n “ak›llar›”yla hareket ediyor...bunlara teorisyen muamelesi yap›yor..

‹ki pprofesörün ccehaletiBu kadar cehalet, ancak okumakla mümkün!

Page 46: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

TBMM’de eller havaya kalkar;hükümetin meclise sundu¤u “tezke-re” onaylan›r. Aç›kça veya gizli ka-p›lar ard›nda hükümetten tezkereyiç›karmas›n› isteyen de ço¤u zamanemperyalistlerdir.

TBMM’de karar al›nd›¤›nda birkurye, h›zla karar›n bir nüshas›n›Genelkurmay’a götürür. Genelkur-may emri derhal, tezkereyi fiilen uy-gulayacak olan askeri birliklere ile-tir. Ve Anadolu’nun yoksul çocukla-r›, Kore’ye, Somali’ye, Afganistan’ayollan›r... Kimi can›n› b›rak›r orada,kimi kolunu baca¤›n› b›rak›p dönerve emperyalizm ad›na savaflm›fl ola-rak hepsinin oonnuurruu yaralan›r.

HH

Irak’a askeri birlik gönderilebil-mesine iliflkin bir tezkere ç›kart›ld›geçti¤imiz hafta TBMM’de. 17Ekim’de Kuzey Irak’a s›n›r ötesioperasyonu karara ba¤lamak içinyap›lan toplant›da, bu tezkerenin““mmiillllii çç››kkaarrllaarr››mm››zz”” aç›s›ndan çokgerekli oldu¤u iddia edildi. 550077eevveett,, 19 hay›r oyu ile tüm düzenpartileri, “milli ç›karlar” iddias›n›inan›l›r bulduklar›n› gösterdiler.Önceki tezkerelerin hepsinde de ay-n› gerekçe savunulmufltu.

TBMM kürsüsüne ç›kan burjuvapolitikac›lar, Kuzey Irak’a s›n›r öte-si operasyon tezkeresini savunur-ken, sanki oraya asker gönderilirse,“bir daha asker cenazeleri kald›r›l-mayacak”m›fl gibi bir hava yaratt›-lar. Öncekilerde de öyle yapt›lar;misal; Kore’ye asker gönderirsekülkemizin nas›l “uygar, ça¤dafldünya içinde yeralaca¤›n›”, misal,Somali’ye, Afganistan’a TSK bir-liklerinin gitmesinin “Türkiye’ninbüyük ülke olmas›n›n gere¤i” oldu-¤unu savundular.

Evet, ülkemiz tarihinde; askerle-ri, s›n›r d›fl›na göndermek veya bafl-ka ülkelerin askerlerinin bizim ülke-mizin s›n›rlar› içine girmesine izin

vermek için, tam 1177kkeezz tezkere ç›kart›ld›.

HH

Yak›n tarihimizüzerine yap›lan bir araflt›rma bizegösteriyor ki, Türkiye Cumhuriyetihükümetleri, “yurtdıflına asker gön-

dermek veya yabancı as-kerlerin Türkiye’de ko-nufllanması için” 17 kezTBMM’den tezkere ç›-kard›lar. 17 Ekim’dekitezkere, 18’incisi oldu.

Herkesin bir biçimdehat›rlayaca¤› gibi, “Tez-kereler” tarihi Kore’yeasker göndermekle bafl-lam›flt›r. Meclis, ilk olarak,Amerikan emperyalizmininiste¤i ve NATO’ya girmehesaplar›yla, Kore’ye askergönderilmesi için tezkereç›kartt›. Ülkemiz ve halk›-m›z aç›s›ndan kara bir lekeolan bu karar›n al›nd›¤›gün, takvimler, 66 AArraallııkk11995500’yi gösteriyordu.

Kore’ye Türk bayraklar›yla süs-lenmifl limanlardan u¤urland› asker-ler (Bkz. büyük resim). Oysa, Tür-kiye’nin ulusal ç›karlar›yla ilgilihiçbir fley yoktu dünyan›n ötekiucuna gidifllerinde. Gidifllerinin tekamac›, emperyalizmin hizmetinde,halklar›n sosyalizme yönelmesiniengellemek içindi. Kore Demokra-tik Halk Cumhuriyeti halk›na silahdo¤rultmufl Türkiye askeri (Bkz.küçük resim), asl›nda o silah› ABDad›na tuttu¤unun fark›nda de¤ildibelki. Ama onlar›, oraya gönderenMMeennddeerreesslleerr, Kore’ye asker gön-derilmesini alk›fllayan TBMM’dekiDDPP’li, CCHHPP’li milletvekilleri, yenipalazlanan tekelciler, fark›ndayd›larbunun... Kore’de resmi rakamlaragöre 721 Türk askeri öldü, kimi esirdüfltü, kimi kayboldu. Çarp›c› olan,Kore ve ABD’den sonra o savafltaen çok kayb› veren Türkiye Cumhu-riyeti ordusuydu. Ne için? ABD is-

tedi¤i için, Menderesler’in emper-yalizme sadakatini kan›tlay›p, NA-TO’ya girmek için.

TBMM’de KKııbbrrııss için de üç keztezkere ç›kar›ld›. Birincisi 16 Mart1964’te, ikincisi 17 Kasım 1967’deç›kar›lan tezkereler, prati¤e dönüfl-medi. Fakat 20 Temmuz 1974’te ka-

bul edilen ve “Kıbrıs’a Türk SilahlıKuvvetleri’nin gönderilmesine izinveren” tezkereyi, K›br›s’› iflgal hare-kat› izledi. Oligarfli bu iflgale “Bar›flharekat›” ad›n› verdi. Lakin, K›br›s,o günden önce olmad›¤› gibi, o gün-den bu yana da bar›fl› göremedi. Buaskeri müdahalenin ABD’ye karfl›gibi görünmesi onun iflgalci niteli¤i-ni gölgelemiflti o süreçte. Fakat ge-çen zaman gösterdi ki, gerek Yuna-nistan, gerek Türkiye oligarflisininaday› politik ve askeri müdahaleleri,ba¤›ms›z, birleflik demokratik birK›br›s’›n kurulmas›n›n, K›br›s’takiRum ve Türk halk›n›n iradesininönündeki as›l engellerdir.

HH

Hükümetlerin TBMM’yi “tezke-re” için toplant›ya ça¤›rd›¤› bir bafl-ka dönem de 1991 “Körfez Krizi”dönemiydi. Fakat bu kez, s›n›r d›fl›-na asker göndermek için de¤il, ss››--

46 TAR‹H 25 KKas›m 22007

Haf›zaGerçekler unu tulmas›n diye

TBMM’nin Savafl Tezkerelerihangisinin

üzerinde ulusal

ç›karlaryaz›yor?

Page 47: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

nn››rrllaarr››mm››zz iiççiinnee eemmppeerryyaalliisstt üüllkkeeaasskkeerrlleerriinniinn ggiirrmmeessiinnee iizziinn vveerrmmeekkiçin toplanm›flt› TBMM.

Amerikan emperyalizmi, Irak’akarfl› sürdürdü¤ü askeri harekatta kul-lanmak üzere, ülkemizde askeri birgüç yerlefltirmek istiyordu. ABD isterde, Türkiye Cumhuriyeti Meclisi vehükümetleri hay›r der miydi? Nite-kim, 1122 AA¤¤uussttooss 11999900’da TBMM’denç›kar›lan tezkereyle, iflbafl›ndaki hü-kümete “baflka ülkelerin askerlerininTürkiye s›n›rlar› içine girmesine izinverme yetkisi” tan›nd›. Ülkemizdey›llarca tart›fl›lacak olan ÇÇeekkiiçç GGüüççde iflte bu tezkereye dayanarak top-raklar›m›za yerleflti.

‹lginçti, düzen partileri muhale-fetteyken Çekiç Güç’e karfl› ç›k›yor,iktidara gelince, Çekiç Güç’ün süresi-ni uzat›yordu. Bu kural hiç de¤iflmedi.Çekiç Güç’e verilen izin süresi tekrartekrar 5-6 ayl›¤›na uzat›ld› ve sonuçta10 y›l boyunca, topraklar›m›zda em-peryalistler yerleflti.

TBMM, 5 Eylül 1990 ve 17 Ocak1991’de ç›kard›¤› tezkerelerle de em-peryalistlere benzer iki izin daha verdi.

HH

1980 12 Eylül Darbesi’nin neden-lerinden biri de, Türkiye oligarflisini,Türk Silahl› Kuvvetleri’ni, emperya-lizmin hizmetinde daha etkin flekildekullan›labilir hale getirmekti. ‹flte buamaç büyük ölçüde has›l olmufltu.TSK’n›n emperyalizmin iste¤i do¤-rultusunda 1990’l› y›llar boyunca üst-lendi¤i görevler, bu amac›n gerçeklefl-ti¤ini gösteriyor.

8 Aralık 1992’de TBMM’den ikitezkere ç›kt›. Bu tezkerelere göre, hü-kümet, SSoommaallii ve BBoossnnaa--HHeerrsseekk’easkeri birlik gönderebilecekti. Nite-kim, askeri birlikler, tezkereyi takibenhemen gönderildi. Giden askeri bir-likler, Somali ve Bosna Hersek’te ta-mamen emperyalist generallerin emrialt›nda ve emperyalist politikalar do¤-rultusunda görevler üstlendiler. Bur-juva medya, bu görevlerin as›l niteli-¤ini gizlemek için, sanki Türkiye or-dusu oralara sa¤l›k yard›m› yapmak,ekmek f›r›nlar› infla etmek için gitmiflgibi haberler yapt›lar. Sa¤l›k, ekmek

yard›m› için nniiyyee KK››zz››llaayy’’››nn ddee¤¤iill deTSK’n›n gönderildi¤i ise, cevaplan-mayan bir soru olarak kald›.

HH

1997 ve ‘98’de de TBMM’den çe-flitli ülkelere asker göndermek için ka-rarlar ç›kar›ld›. 20 fiubat 1997’de Fi-listin’in El Halil fiehri’ne, 10 Nisan1997’de AArrnnaavvuuttlluukk’a, 23 Temmuz1998’de tekrar AArrnnaavvuuttlluukk’a, 8 Ekim1998’de de KKoossoovvaa’ya asker gönder-mek için tezkereler ç›kar›ld›. (Bu ara-da belirtelim ki, tezkereler d›fl›nda da,gerek NATO anlaflmas› çerçevesinde,gerekse de çeflitli ikili anlaflmalar çer-çevesinde baflka ülkelere asker gönde-rilmifl veya ülkemize di¤er ülkelerinaskerleri sokulmufltur.)

11 Eylül sonras› Amerikan emper-yalizminin aç›k iflgallere baflvurma-s›yla, ABD’nin iflbirlikçi ordulara ih-tiyac› daha da fazlalaflt›. Bu do¤rultu-da ilk baflvurdu¤u ülkelerden biri deelbette Türkiye idi. Bölgesel neden-lerle gerek Irak’›n, gerek Afganis-tan’›n iflgaline do¤rudan kat›lamayanoligarfli ve ordusu, sonras›nda iiflflggaalloorrttaa¤¤›› oldu.

TBMM, ABD ve NATO’nun iste¤iüzerine, 10 Ekim 2001’de AAffggaanniiss--ttaann’a asker gönderme tezkeresi ç›kar-d›. TSK’ya ba¤l› birlikler, o günden buyana Afganistan’da eemmppeerryyaalliisstt iiflflggaa--lliinn ssüürrddüürrüüccüüssüü olarak bulunuyorlar.

ABD’nin Irak’ı iflgali sürecinde deAKP iktidar› üç kez meclisten izin is-tedi. O zaman pek dikkat çekmese de,66 fifiuubbaatt 22000033’te TBMM’den “ABD’li teknik ve askeri personelin 3 ay sü-reyle Türkiye’de bulunmasına izin ve-ren” bir tezkere çıktı.

“1 Mart tezkeresi”, TBMM’dereddedilirken, AKP kendini ABD’yeaffettirmek için, hemen yirmi günsonra, TBMM’den bir tezkere ç›kartt›.20 Mart’ta ç›kart›lan bu tezkere;“Türk askerinin Kuzey Irak’a gönde-rilmesine ve yabancı silahlı kuvvetle-re -yani ABD’ye- mensup hava unsur-larının Türk hava sahasını kullanma-larına 6 ay süreyle izin veriyor.”

‹fl bu tezkereler, oligarflinin iflbir-likçilik tarihinin belgeleri olarak tari-he geçtiler.

Say›: 132 47TAR‹H

K›sa TTarih2255 KKaass››mm -- 11 AArraall››kk

25 Kas›mKad›na Yönelik fiiddete Karfl› Ulusla-raras› Mücadele ve Dayan›flma Günü

25 Kas›m 1925fiapka Kanunu ç›kt›.

25 Kas›m 1979 Abdi ‹pekçi'nin katili Mehmet Ali A¤cahapishaneden kaç›r›ld›.

25 Kas›m 2000 Açl›k grevinde 805, ölüm orucunda57 kiflinin oldu¤u aç›kland›.

27 Kas›m 1923Tosya, Osmanc›k, Erbaa, Vezirköprü,Ladik ve Havza'daki depremde 5 binkifli öldü, 40 bin bina y›k›ld›.

27 Kas›m 1970‹stanbul Kültür Saray› (bugünküAKM) yak›ld›.

29 Kas›m 1944Arnavutluk’un faflizme karfl› zaferi.

29 Kas›m 1945Yugoslavya Halk Cumhuriyeti kuruldu.

30 Kas›m 1990Zonguldak maden iflçileri greve ç›kt›.

Kas›m 1995Cephe, 24 Aral›k 1995 seçimleriniboykot ederek “Oy Verme Hesap Sor”adl› bir kampanya gerçeklefltirdi.

Kas›m - Aral›k 1991 Demokratik Lise ‹çin Mücadele Komi-teleri “Liselerde faflist bask›lara ve ge-rici e¤itime, Amerikanc› kredi sistemi-ne hay›r” kampanyas› düzenledi.

1 Aral›k 1989Faflist teröre karfl› ‹st. ÜniversitesiBas›n Yay›n Yüksekokulu iflgal edildi.

Page 48: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

48 DE⁄‹NMELER 25 KKas›m 22007

Dinleme özürlüler20 Kas›m tarihli Cumhuri-

yet Gazetesi’nde, Baflbakanl›kÖzürlüler Dairesi'nce ‹stan-bul’da düzenlenen 3. Özürlü-ler fiuras›'ndaözürlüler dinlen-medi, protokol ko-nuflmalar›nda fede-rasyon ve konfede-rasyon yetkilileri-ne söz verilmemesitepki çekti fleklin-de bir haber ç›kt›.

Durum haberetam yans›t›lamam›fl. Oysa,mikrofonu görür görmez kür-

süye koflarak,konuflma s›-ras›n› bir tür-lü ad›na fiuradüzenledikle-ri özürlülereb›rakmayan-

lar da kendi çaplar›nda özürlüolarak tan›mlanmay› haket-mektedirler. Nitekim sözkonu-su kifliler halk›n sorunlar›n›dinleme özürlüdürler.

Öyle ya, ne ge-rek var, özürlüle-rin kendileri içindüzenlenen fluradakonuflmalar ›na ,konuflma sadeceburjuva politikac›-s›n›n halk› kand›r-ma, aldatma, yalanpropaganda yapma

arac› olarak kullan›lmal›d›rde¤il mi?

DDeevvrriimmcciillii¤¤iinn

ssttaattiikk,, mmeekkaanniikk

bbiirr iiflfl,, ggeenneell

aannllaamm››yyllaa bbiirr

mmeesslleekk ddee¤¤iill,,

bbiirr ccooflflkkuu,, bbiirr

yyuurrttsseevveerrll iikk

dduuyygguussuu oolldduu¤¤uu,,

çç››kkmmaayyaaccaakk

bbiiççiimmddee kkaaffaamm››zzaa

kkaazz››nnmmaall››..

MMaahhiirr ÇÇaayyaann

değin elerm

ÖZÜRLÜ SSÖZLER

Varofl......

Ülkemizin de¤erlerinikendi yak›nlar›na, yandafllar›na ve aslan pay›n› dakökeni kuflkulu yabanc› sermayeye peflkefl çeken biriktidar›n "gayri ulusal" oldu¤u kadar iflçi ve emekçikarfl›t› yüzü, gün geçtikçe daha aç›k seçik ortayaç›kmaktad›r. ...

Telekom grevi sadece Türkiye Haber-‹fl üyesiiflçilerin de¤il, sadece iflçi s›n›f›n›n de¤il, sadeceemekçilerin de de¤il, bütün yurtseverlerin s›navalan›d›r... (Ataol Behramo¤lu, 17 Kas›m 2007,Cumhuriyet)

BAM TELİ çizgiler

Doğruya ddoğru

‹flbirlikçiler koalisyonuCumhurbaflkan› Abdullah Gül, Pakistan’›n darbe ile

iktidarda kalmaya çal›flan Cumhurbaflkan› Pervez Mü-flerref’i arayarak ““tteerröörr vvee aaflfl››rr››ll››kkllaa”” mücadelesindedestek vermek için yan›p tutufltu¤unu bildirmifl.

Birisi Türkiye’nin güya darbelere karfl› Cumhurbafl-kan›, di¤eri Pakistan’›n darbe ile iktidar›n› korumayaçal›flan Cumhurbaflkan› fakat her ikisinin ortak noktas›Amerika’n›n iflbirlikçisi olmas›.

‹flbirlikçinin iflbirlikçili¤i, bir di¤er iflbirlikçinin zorgününde belli olurmufl! Bizim iflbirlikçiler görüldü¤üüzere has iflbirlikçidir...

SSaayy››nn ‹‹flflbbiirrlliikkççiilleerr,, SSaayy››nn KKaattiilllleerr,,SSaayy››nn YYaallaakkaallaarr......

TBMM’yi yöneten Meral Akflener, 20 Kas›m gün-kü oturumlarda tutturmufl, elefltirseniz de mutlaka okiflinin isminin bafl›na say›n s›fat›n› koyacaks›n›z.

Biçimselli¤e bak›n;Siz diyelim ki o politikac›y›, katliamc›l›kla, ülke-

mizi emperyalizme peflkefl çekmekle, ABDuflakl›¤›yla, IMF yalakal›¤›yla elefltireceksiniz, amailla ki bafl›na say›n koyacaks›n›z...

IMF yalakas› say›n bakan... Halk›n kan›n› dökenkatliamc› say›n bilmem kim... Burjuva politikas›ylaçok uyumlu bir hitap flekli gerçekten.

Page 49: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

Say›: 132 49DE⁄‹NMELER

tteerröörriissttlleerr kkaaddaarr bbaaşşıınnıızzaa

ttaaşş ddüüşşssüünn!!....

TOK‹ Baflkan› Erdo¤an Bayraktar: “Kentsel dönüflü-mü teröristler istemiyor.”

Küresel ›s›nmaya, uzaydaki y›ld›z patlamalar›na vehatta kara deliklere ve bir de kufl gribine de teröristler ne-den oluyor demecini hala sab›rs›zl›kla bekliyoruz..

Tayyip’in dostlar›‹srail’in Haaretz Gazetesi Tayyip

Erdo¤an’› ““ddüünnyyaann››nn eenn iiyyii lliiddeerrii””ilan etti. NATO eski komutanlar›ndanWesley Clark, Financial Times’ta yaz-d›¤› makalede, Tayyip Erdo¤an’›n iz-ledi¤i politikalarla her zaman karl› ç›-kaca¤›n› söyledi. Atasözümüz ne der,

““bbaannaa ddoossttuunnuu ssööyyllee ssaannaa kkiimm oolldduu¤¤uunnuu ssööyylleeyyeeyyiimm!!””

Güçlü vvuruşBurjuva bas›ndan: “Almanya’da grev ekonomiyi

vurdu” “Grev ulafl›m› olumsuz etkiledi” “Toplu tafl›magrevi Paris’i kar›flt›rd›” “Fransa’ya 400 milyon Euro’lukgrev darbesi” “Grevin maliyeti cep yak›yor”

Eeee, grev dedi¤in de böyle oluyor zaten. Ne kadar çok vurursa... ne kadar olumsuz etkilerse, o

kadar güçlü, iyi bir grev demektir. Burjuvazi y›llard›r halka vura vura cebini doldururken

keyfiniz yerinde, fakat ifl iflçinin, emekçinin vurmas›nagelince bafll›yorsunuz s›zlanmaya...

‹‹ppiinnii kkooppaarraann kkaattiilllleerrTaha Akyol 22 Kas›m tarihli yaz›s›nda;

DTP’liden biriyle önceki hafta da ben telefonlagörüflmüfltüm. “Rahat konuflam›yoruz” demiflti.Devletten çekindikleri için de¤il; devleti ba¤layankanunlar var. Çekindikleri husus... PKK’nin azg›n‘mahalle bask›s›’d›r” demifl.

Hakl› tabi Taha Akyol, devlet kanunlarla ba¤l›oldu¤undan ondan korkmaya ne gerek var, gerçi kanun-lar›n boyunlar›ndan ba¤lad›¤› itleri zaman zaman iplerinikopar›p 1000 operasyonlar gibi fiemdinliler gibi fleyleryap›yorlar fakat bunlar münferit ne de olsa!!!

TEHL‹KE YYOKMUfi!Çevre ve Orman Bakan› Veysel Ero¤lu: “Nükleer

enerji sorun yaratmaz.”Ulaflt›rma Bakan› Binali Y›ld›r›m: “Baz istasyon-

lar›n›n bir tehlikesi yok!”Tehlike yok diyor bakanlar, yani diyorlar ki siz m›fl›l

m›fl›l uyumaya devam edin...

Bangladefl’te ka-s›rga oldu, resmi ra-kamlara göre 33110000 ki-fli öldü, k›z›lhaç ö-lümlerin say›s›n›n 1100bbiinn’’ii bulabilece¤iniaç›klad›.

Ölü say›s› 1800’ü aflt›¤›nda hala TV’lerde k›sa ha-berdi, gazetelerin manfletlerinde ise yer yoktu Bangla-defl’e... Oysa ayn› felaket Avrupa’da olsayd›, televiz-yonlar canl› yay›nlar yapmaz m›yd›.. Mesele, co¤rafiolarak yak›nl›k uzakl›k meselesi de de¤il; ayn› çaptakibir felaket ABD’de olsayd›, yine o felaketi sanki evimi-zin içindeymiflcesine izleyece¤imiz aç›kt›.

K›sacas› Bangladefl’te kas›rgada binlerce insan öldü,fakat dünyada bu gündem olmad›. Oysa hani art›k ileti-flimin önünde engel yoktu, bilgilerin s›n›rs›z akt›¤› birdünyada yafl›yorduk. Bangladefl’teki kas›rga ABD’deolsa bu söylenenler do¤ruydu, dünyan›n her yerindeherkesin haberi olurdu. Fakat, Bangladefl’te ölen binler-ce insan›n haber de¤eri olmad›, burjuva bas›n çok kü-çük haberlerle geçifltirdi, TV’ler çok s›n›rl› yer ay›rd›lar.

Demek ki, dünyada s›n›rs›z haberleflme olana¤› yok-tur, gerçekte insanlar yaflananlardan üç befl tane ulusla-raras› bas›n yay›n tekelinin verdi¤i kadar haberdar ola-bilmektedirler.

Demek ki, binlerce ölümün bile haber de¤erinin ol-mas› için Bangladefl gibi sömürülmüfl, yoksul b›rak›l-m›fl bir ülkede de¤il de, örne¤in emperyalist bir ülkedeolmak gerekiyormufl.

‹flte, emperyalizmin denetimindeki bir dünyan›n ger-çe¤idir karfl›m›zdaki. Emperyalizmin denetimindekidünyada halklar›n ölümlerinin kas›rgalarda da, emper-yalizmin bombalar› alt›nda da, açl›ktan da olsa bir de¤e-ri yoktur. Emperyalizmin egemenli¤inden bu yana yafla-d›¤›m›z dünya gerçe¤i bundan baflka bir fley de¤ildir.

Evet, teknolojinin geliflti¤i do¤rudur, yaflam›n bir ony›l öncesine göre bile çok rahatlad›¤› da do¤rudur, fakatbunlar dünyan›n yoksul ülkeleri ve halklar› için geçerlide¤ildir, bunlar dünyan›n zenginleri için geçerlidir.Yoksullar›n halen de¤erleri binlerce ölürken bile haberolamayacak kadard›r.

say›lmayan ölüler

Bangladefl’te kkas›rga; 3100 öölü

Avusturya’da Film GösterimiAvusturya Anadolu Federasyonu Gençlik Kollar› 18

Aral›k’ta film gösterimi yapt›. Anadolu FederasyonuGençlik Kollar› Baflkan› gündeme iliflkin bir konuflmayapt›ktan sonra sinevizyon gösterimi ve “AAyyaakkllaannmmaa””adl› film izlendi.

Page 50: (kdv dahil) DÜZEN‹yuruyus.biz/pdf/pdf/132.pdf · 2007. 11. 24. · info@yuruyus.comSay›:132 ISSN 13005 -- 77944 Haftal›k Dergi / Say›: 132 25 Kas›m 2007 Fiyat›: 1 YTL

50 FERHAT 25 KKas›m 22007

Ferhat Gerçek’in polis taraf›n-dan kurflunlanmas›, bizim dergi da-¤›t›m hakk›m›z› kullanmak içinödedi¤imiz bedeldir.

Bu, Türkiye gerçe¤idir. Bu ger-çekte, en demokratik haklar›m›z›,yasalarda yasaklanmayan haklar›-m›z› bile ancak bedeller ödeyerekkullanabildi¤imiz gerçe¤idir.

Türkiye’de sözkonusu olan dev-rimciler, düzene karfl› mücadeleeden demokratik güçler oldu¤unda,yasalar, haklar ve özgürlükler ge-çerli de¤ildir. Bunun içindir ki, y›l-lard›r, faflizm koflullar›nda hak veözgürlüklerden sözedeceksek ancakbunun için bedel ödenip ödenmedi-¤iyle birlikte sözedebilir.

Örne¤in, bugün dergimiz ç›k›yorve halk›m›za ulaflabiliyorsa, bu hiç-bir flekilde, düzenin yasalar› izinverdi¤i için olmam›flt›r. Tersine, dü-zenin yasalar›ndaki hak ve özgür-lükler, halktan yana güçler için ge-çerli de¤ildir. Halktan yana güçlerinkullanabildi¤i haklar bedel ödeye-rek kazand›¤› haklard›r. Bu haklaryasalarda ifadesini bulmufltur veyabulmam›flt›r, fakat fluras› kesindirki, bedel ödendi¤i için vard›r o hak-lar veya bedel ödemeyi göze alanbir mücadele ile sahiplenilmedi¤iiçin yoktur.

Bu yan›yla düflündü¤ümüzde,dergimizi ç›karabilmek, halk›m›zaulaflt›rabilmek için flehitler verdi-¤imiz, tutsakl›klar yaflad›¤›m›z,bask›nlara u¤rad›¤›m›z, iflkence-lerden geçti¤imiz, bilgisayarlar›m›-za el konuldu¤u ve bunlar› yenidenkurdu¤umuz görülür.

Bu durum bugün demokratik,ilerici güçlerin kullanabildi¤i tümhaklar için de geçerlidir. Sendika-lar varsa bunlar ödenen bedellerinürünüdür, fakat sendikalar ifllev-sizlefltirilmiflse, bir grev dahi ör-gütleyemez hale getirilmiflse, san-ki grev yapmak sendikalar›n yasal

haklar›, do¤al bir direnifl biçi-mi de¤il de bir suçmufl gibi al-g›lanabilir duruma gelmiflse, bununnedeni de kazan›lm›fl bu haklar› ko-rumak ve gelifltirmek için bedelödemekten kaç›n›ld›¤› içindir.

Gösteri ve yürüyüfl hakk›m›zvard›r, fakat hepimiz biliriz ki, buhakk›m›z oligarflinin polisi, jandar-mas› taraf›ndan kullan›lmaz halegetirilmek istenir. Çeflitli alanlar ile-rici, devrimci-demokrat güçlere ka-pat›lmaya çal›fl›l›r, fiili yasaklar uy-gulan›r. Bedel ödenerek bir müca-dele yürütüldü¤ünde, gerçek anla-m›yla miting, gösteri, yürüyüfl hak-lar›m›z› kullanabiliriz, fakat tersinebedel ödemekten kaçmaya bafllad›-¤›m›z zamanbu haklar›-m›z› dak u l l a n a -maz halegeliriz.

Ki-mile-r i ,

bedel ödemeyi veya bedel öde-mekten kaç›nmay› devrimci,demokrat güçlerin kendi tercih-leri sanm›fllard›r. Oysa pratikteböyle bir tercih yoktur. Bu nok-tadaki tercihin anlam› mücade-le etmek, hak ve özgürlükleri-mizi savunmak veya savunma-mak noktas›ndaki tercihtir.

Ferhatlar’›m›z bugüne kadarbu bedellerden kaçmad›klar› için-

dir ki, Yürüyüfl’ümüz gecekondula-r›n sokaklar›nda, fabrikalarda halk›-m›zla buluflabilmektedir. Ve bulufl-maya devam edecektir.

ADALET ‹ST‹YORUZ!Ferhat Gerçek’in Yürüyüfl Dergi-

si’nin toplu sat›fl›n› yaparken Yenibos-na’da polis taraf›ndan vurularak sakatkalmas›n›n ard›ndan Temel HaklarFederasyonu üyeleri ‹stanbul’un bir-çok mahallesinde yapt›klar› eylemler-le “Polisin Adam Öldürme Özgürlü¤ümü Var?” diye sormaya devam ediyor.

18 Kas›m saat 14.00’te Ça¤layanSon Durak’ta eylem yapan federasyonüyeleri ““PPoolliiss FFeerrhhaatt GGeerrççeekk’’ii SS››rrtt››nn--ddaann VVuurrdduu FFeerrhhaatt’’›› VVuurraann PPoolliiss DDeerr--hhaall TTuuttuukkllaannmmaall››dd››rr PPoolliissiinn ‹‹nnssaannÖÖllddüürrmmee ÖÖzzggüürrllüü¤¤üü mmüü VVaarr??”” pan-kart› açt›lar. 20 kiflinin kat›ld›¤› ey-lemde konuflan Engin Çoban ““TTüümm iill--ggiillii rreessmmii kkuurruummllaarr hhiiççbbiirr flfleeyy oollmmaa--mm››flfl ggiibbii ddaavvrraannmmaa vvee ssuuççuunn üüzzeerriinniiöörrttmmee,, ppoolliissii aakkllaammaa ççaabbaass›› iiççiinnddee””diye konufltu. Sald›r›n›n tüm sorumlu-lar› yarg›lanana kadar adalet talebininhayk›r›laca¤›n›n vurguland›¤› aç›kla-ma ““AAddaalleett ‹‹ssttiiyyoorruuzz,, FFeerrhhaatt’’›› VVuurraannPPoolliisslleerr YYaarrgg››llaannss››nn”” sloganlar›ylabirlikte dergi sat›fl› yap›larak devametti. 1 saat süren dergi sat›fl›nda 17adet dergi sat›l›rken Yürüyüfl’ün susturulamayaca¤› dile getirildi.

NNee FFeerrhhaattllaarr SSuussaarrNNee YYüürrüüyyüüflfl DDuurruurr