Upload
others
View
9
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
T.C.
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
KENTSEL SAÇAKLANMANIN KENT ÖRÜNTÜSÜ ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN FRAKTAL GEOMETRİ İLE TESPİTİ; ISPARTA ÖRNEĞİ
Neşe AYDIN
Danışman Doç. Dr. Erkan POLAT
YÜKSEK LİSANS TEZİ ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA ANABİLİM DALI
ISPARTA - 2016
© 2016 [Neşe AYDIN]
TAAHHÜTNAME Bu tezin akademik ve etik kurallara uygun olarak yazıldığını ve kullanılan tüm literatür bilgilerinin referans gösterilerek tezde yer aldığını beyan ederim.
Neşe AYDIN
i
İÇİNDEKİLER
Sayfa
ÖZET ....................................................................................................................................... iii
ABSTRACT ............................................................................................................................. v
TEŞEKKÜR ........................................................................................................................... vii
ŞEKİLLER DİZİNİ .............................................................................................................. viii
ÇİZELGELER DİZİNİ ............................................................................................................ x
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ .......................................................................... xi
1. GİRİŞ ................................................................................................................................. 1
2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE ............................................................................................... 5
2.1. Kent ve Kentleşme ................................................................................................... 5
2.2. Yörekent ve Yörekentleşme ................................................................................. 14
2.2.1. İlk Modern Yörekentler ................................................................................. 16
2.3. Kentsel Büyüme ...................................................................................................... 19
2.4. Kentsel Yayılma ve Kentsel Saçaklanma ........................................................... 20
3. KENTSEL SAÇAKLANMA ........................................................................................... 23
3.1.Kentsel Saçaklanmanın Özellikleri ...................................................................... 27
3.2. Kentsel Saçaklanmanın Nedenleri ...................................................................... 29
3.3. Kentsel Saçaklanmanın Sonuçları ...................................................................... 30
3.4. Kentsel Saçaklanma Üzerine Yapılmış Olan Çalışmalar ................................ 31
3.5. Kentsel Saçaklanma Modelleri ............................................................................ 33
3.5.1. Von Thunen Modeli ........................................................................................ 33
3.5.2. Eş Merkezli Bölgeleme Teorisi ..................................................................... 34
3.5.3. Merkezi Alan Teorisi ...................................................................................... 35
3.5.4. Sektör Teorisi .................................................................................................. 36
3.5.5. Yapay Sinir Ağları (YSA) Teorisi .................................................................. 37
3.5.6. Çok Ajanlı Sistemler (ÇAS) Teorisi .............................................................. 38
3.5.7. Hücresel Otomat Teorisi ............................................................................... 38
ii
3.5.8. Doğrusal Olmayan Karmaşık Sistemler (Fraktal Geometri) ve Kaos
Teorisi ................................................................................................................. 40
3.6. Planlama Çalışmalarının Kentsel Saçaklanmaya Olan Etkisi ........................ 42
4. KENTSEL SAÇAKLANMANIN KENT ÖRÜNTÜSÜ ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN
ISPARTA ÖRNEĞİNDE İNCELENMESİ .................................................................... 47
4.1. Isparta Kenti Genel Özellikleri ............................................................................. 47
4.2. Geçmişten Günümüze Isparta Kenti İçin Yapılmış Olan Planlama
Çalışmaları ................................................................................................................. 52
4.2.1. Prof. Ölsner İmar Planlama Çalışmaları (1938-1945) ........................... 53
4.2.2. Yüksek Mimar Kemal Ahmet Aru’nun İmar Planlama Çalışmaları
(1945-1967) ...................................................................................................... 54
4.2.3. Yüksek Mimar Fahri Yetman’ın İmar Planlama Çalışmaları (1967-
1976)................................................................................................................... 58
4.2.4. Yüksek Mimar Behçet Baykut’un İmar Planlama Çalışmaları (1976-
1985)................................................................................................................... 59
4.2.5. Şehir Plancısı Remzi Sönmez ve Dampo Tarafından Yapılan Planlama
Çalışmaları (1985-2005) ................................................................................ 62
4.2.6. Şehir Plancısı Nuri ÖZMEN’in Özgünkent İmar İnş. Tic. Ltd. Şti. Adına
Yaptığı İmar Planlama Çalışmaları (2005-…) ............................................ 81
4.2.7. Jeo – Tek & Utta Şehir Planlama Bürosu Tarafından Yapılan 1/100.000
Ölçekli Konya-Isparta Planlama Çalışmaları (2006-2014) ..................... 88
4.2.8. Şehir Plancısı Semra Kutluay ve Ekibi Tarafından Yapılan 1/100.000
Ölçekli Antalya-Burdur-Isparta Planlama Çalışması (2014-…) ............. 89
4.3. Isparta Kenti İçin Yapılan Planlama Çalışmalarının Kent Örüntüsü
Üzerindeki Etkisi ...................................................................................................... 92
4.4. Isparta Kenti Lekesel Saçılmasının Fraktal Geometri İle Ölçümü ............... 99
5. SONUÇ ............................................................................................................................ 105
KAYNAKLAR..................................................................................................................... 113
EKLER ................................................................................................................................. 121
EK A. Haritalar .............................................................................................................. 122
EK B. Yazılar .................................................................................................................. 126
iii
ÖZET
Yüksek Lisans Tezi
KENTSEL SAÇAKLANMANIN KENT ÖRÜNTÜSÜ ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN
FRAKTAL GEOMETRİ İLE TESPİTİ; ISPARTA ÖRNEĞİ
Neşe AYDIN
Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
Şehir ve Bölge Planlama Anabilim Dalı
Danışman: Doç. Dr. Erkan POLAT
Sanayi Devriminden sonra yaygınlaşan sanayi aktivitelerinin ve teknolojik altyapının gelişimi tüm kentlerde değişimlere ve dönüşümlere yol açmış, çok yönlü ve katmanlı yeni bir alan kullanımı tipinin oluşmasına neden olmuştur. Günümüzde artık neredeyse her kentte kamuya ait veya özel, bireysel kullanıma veya aile kullanımına uygun, dinlenme veya çalışma için, ödüllendirmek veya cezalandırmak için, saklamak veya göstermek için, üretim veya tüketim için, bireysel veya kurumsal amaçlar için, barış veya savaş için tasarlanmış mekânlar ve yapılar bulunmaktadır. Farklılaşan bu alan kullanımı tipleriyle her mekânsal birim kentin farklı noktalarında yer seçmeye başlamış ve meydana gelen büyüme tipleri de değişmeye ve farklılık göstermeye başlamıştır. Bu alan kullanım biçimlerinin bazıları kent içerisindeyken, bazıları da giderek kentten kopuk alanlarda yer seçmeye başlamış ve böylelikle yörekentler meydana gelmeye başlamıştır. Bununla birlikte kentler giderek genişlemeye, yayılmaya, büyümeye başlamış ve gelişimini kentin çeperlerinde bulunan kırsal alanlara doğru devam ettirmiştir. Bu durum, beraberinde birbirinden kopuk, korunan ya da korunması gerekli alanların amaçsızca kullanıldığı veya kullanılamadığı, kentle arasında kullanılmayan alanların bulunduğu (urban-rural fringe), merkezden uzak, sürekliliği ve bir kimliği olmayan yeni bir takım örüntü biçimleri ortaya çıkarmıştır. İşte, kentte gözlemlenen bu büyüme şekli uluslararası yazında ‘urban sprawl’ olarak adlandırılmaktadır. Bu kavram dilimizde hem “kentsel saçaklanma” hem de “kentsel yayılma” olarak kullanılmaktadır. Bu tezde “kentsel saçaklanma” kavramı kullanılmış ve bunun nedeni tez kapsamında ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır.
Günümüzde, kentlerin kent sınırlarına/kenarlarına/çeperlerine doğru ve/veya kent çeperlerinin dışına doğru yayılması ya da saçaklanması gitgide artmaya ve önüne geçilmez bir durum haline gelmeye başlamıştır. Bu tez çalışmasında kentlerin değişen bu yeni büyüme biçimi ve bu büyüme biçiminin zaman içerisinde kentin mekânsal örüntüsüne olan etkisi ‘Isparta’ örneğinde incelenmiştir.
iv
Bu çalışmanın kapsamında kentsel saçaklanmanın kent örüntüsü üzerindeki etkisi iki aşamada ele alınmıştır. İlk aşamada Isparta örnekleminde, Isparta kentinin mekânsal örüntüsünü belirleyen planlama çalışmaları tarihsel süreçte ele alınarak kent örüntüsü üzerindeki etkileri incelenmiştir. İkinci aşamada ise Isparta kenti yerleşik alan örüntüsünün büyüklük, doluluk-boşluk değişimi analiz edilmiş 2003 yılından 2015 yılına kadar 2’şer yıl arayla alınan uydu görüntüleri “Fractalyse” programına uygun hale getirilerek “Fraktal Geometri” yöntemiyle ölçülmüştür.
Bu çalışmada özetle; kentlerin büyüme dinamiklerinin hızla değiştiği, kentte bulunan farklı mekânsal kullanım tiplerinin kentin dışında veya çeperinde yer seçerek yeni büyüme şekli olan “kentsel saçaklanma” yı oluşturduğu, bu saçaklanmanın yıllar bazında kentin örüntüsünü nasıl etkilediği ‘Isparta’ örneği üzerinden 2 ayrı veri seti kullanılarak ele alınmıştır. Anahtar Kelimeler: kentleşme, kentsel saçaklanma, yörekent, yörekentleşme, fraktal geometri 2016, 139 sayfa
v
ABSTRACT
M.Sc. Thesis
DETECTION OF THE EFFECTS OF URBAN SPRAWL ON URBAN PATTERN
WITH FRACTAL GEOMETRY; THE SAMPLE OF ISPARTA Neşe AYDIN
Süleyman Demirel University
Graduate School of Applied and Natural Sciences Department of City and Regional Planing
Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Erkan POLAT
After the industrial revolution, industrial activities and technological power had been increased. This increment had been caused many changes and transformations in all cities. Today there also exist, in almost all cities, public and private buildings, buildings for assemblies or for single individuals, for rest and industry, for music and silence, for honoring or punishing, for hiding or displaying, for production or consumption, for commercial and industrial purposes, for defense and for war. With the differences in landuse every spatial unit has been choosed its specific space in different places in city. And that’s why growth type of cities has been changed and it started to show differencies. Some of these space usages choose city center, some of them choose distant spaces from city centers (fringe areas). Because of this choice suburbans had been occured. Gradually cities began to spread, expand, grow and become closer to the rural areas on the sprawl of the cities. This situation reveals urban-rural fringe areas which of them are disconnected, far from the city center and without continuity and identitiy. Here this situation observed in city is called ‘urban sprawl’ in the international literature. It has been translated and used in Turkish literature as two term. One from them is “kentsel saçaklnma” and the other one is “kentsel yayılma”. In this thesis we use “kentsel saçaklanma” in return of “urban sprawl” and the reasons of using this term are gived in this thesis descriptively. Today sprawling of cities to city’s borders/edges/peripheries has been increased. And this seems to be a unstoppable and continuous situation. In this study we research this new style of cities growth and this style’s impact on cities pattern. The aim of study is to reveal how urban sprawl occured and what kind of changes it caused and how it changes city by the time in the sample of “Isparta”. In the scope of this thesis we use two way to examine urban sprawl effects on urban pattern. One of them is to investigate all planing actions from the past to the future. By dint of this way we will observe how changed city’s pattern by the time. The second way is to use fractal geometry to observe city’s pattern. We use satellite images from 2003, 2005, 2007, 2009, 2011, 2013 and 2015 then we
vi
streamline them for the program called “Fractalyse” and we measure changes of urban pattern with fractal geometry. In conclusion, in this study we handle with cities changable growth styles and how this growth style change cities pattern gradually. Keywords: urbanization, urban sprawl, suburb, suburbanization, fractal geometry 2016, 139 pages
vii
TEŞEKKÜR
Bu araştırma boyunca beni yönlendiren, karşılaştığım zorlukları aşmamda yardımcı olan değerli hocam Doç. Dr. Erkan Polat’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Tezin düzenleme aşamasında sıkılmadan tezi tekrar tekrar okuyup düzenlemem için yardımcı olan kıymetli hocam Yrd. Doç. Dr. Pervin Şenol’a ve Araştırma Görevlisi arkadaşım Feyza Sezgin Demirkıran’a en içten teşekkürlerimi sunmayı borç bilirim. Her zaman ve her koşulda desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen, uzun ve yorucu çalışma zamanlarımda hep yanımda olan annem Selma Aydın ve babam Mehmet Salih Aydın’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. İhtiyacım olan her zaman yardımlarını esirgemeyen kardeşlerim Nilüfer Aydın, Münevver Aydın, Ferzan Aydın, Fatma Aydın ve Fedad Aydın’a teşekkür ederim. Tez çalışmam boyunca desteklerini eksik etmeyip kaynak sağlamam konusunda her zaman yardımcı olan Sayın Bölüm Başkanımız Prof. Dr. M. Ilgar Kırzıoğlu’na da teşekkürü bir borç bilirim. Tezimin gerçekleşmesinde ÖYP06472-YL-15 numaralı proje ile maddi destek sağlayan ÖYP’ye teşekkür ederim. Tez çalışmalarımın yoğun olduğu dönemlerde her türlü anlayışı gösteren Süleyman Demirel Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama ve Mimarlık Bölümü hocalarıma ve araştırma görevlisi arkadaşlarıma teşekkür ederim.
Neşe Aydın
ISPARTA, 2016
viii
ŞEKİLLER DİZİNİ
Sayfa
Şekil 2.1. 1950-2050 Dünya Genelinde Kır-Kent Nüfusu Değişimi ……………….10
Şekil 2.2.Türkiye Genelinde Kır-Kent Nüfusunun Yıllara Göre Değişimi ............... 11
Şekil 2.3. 1920’de Dünya Genelinde Nüfusu 500.000-2.500.000 Arasında Olan ve
Nüfusu 2.500.000 Üzerinde Olan Kentler ...................................................... 12
Şekil 2.4. 1960’ta Dünya Genelinde Nüfusu 500.000-2.500.000 Arasında Olan ve
Nüfusu 2.500.000 Üzerinde Olan Kentler ..................................................... 12
Şekil 2.5. 2014’te Dünya Genelinde Nüfus Büyüklüklerine Göre Kentler .............. 13
Şekil 2.6. 2030’da Dünya Genelinde Tahmin Edilen Nüfus Büyüklüklerine Göre
Kentler ......................................................................................................................... 13
Şekil 2.7. Yörekentsiz Kent, Yörekentli Kent, Kentsiz Yörekent ve Kent içinde
Kent .............................................................................................................................. 15
Şekil 3.1.Kentsel alan, Kırsal Alan ve Kentsel Saçak İlişkisi ........................................ 24
Şekil 3.2. Kent-kır Bölgelemeleri ve Bu Bölgelemelerin İlişkileri ............................. 26
Şekil 3.3. Von Thunen Modeli ................................................................................................. 34
Şekil 3.4. Eş Merkezli Bölgeleme Teorisi ............................................................................ 35
Şekil 3.5. Merkezi Alan Teorisi ............................................................................................... 36
Şekil 3.6. Sektör Teorisi. ............................................................................................................ 37
Şekil 3.7. Hayat Oyunu ............................................................................................................... 39
Şekil 3.8.Kentsel Büyümeden Kentsel Saçaklanmaya Çıkan Yol. .............................. 43
Şekil 4.1. Isparta İlinin Türkiye İçindeki Yeri ................................................................... 48
Şekil 4.2. Prof. Ölsner ve Kemal Ahmet Aru'nun Hazırladığı İmar Planı ................ 54
Şekil 4.3. Prof. Ölsner ve Kemal Ahmet Aru'nun Hazırladığı İmar Planına Göre
Yerleşik Alanlar ........................................................................................................ 56
Şekil 4.4. 1976 Onama Tarihli 1/25.000 Ölçekli Isparta Merkez Planı .................. 60
Şekil 4.5. Gelişme Etapları. ....................................................................................................... 62
Şekil 4.6. Isparta Kenti Eğim Durumu ................................................................................. 63
Şekil 4.7. Isparta Kenti Bitki Örtüsü ..................................................................................... 64
Şekil 4.8. Isparta Kenti Sosyal Topoğrafya Haritası ....................................................... 65
Şekil 4.9. Isparta Kenti 1986 Arazi Kullanım Durumu .................................................. 65
Şekil 4.10. Isparta Kenti Nüfus Yoğunluğu ........................................................................ 66
Şekil 4.11. Isparta kenti Dampo tarafından yapılan planın 1.2. ve 3. etapları ..... 68
Şekil 4.12. Isparta kenti Dampo tarafından yapılan planın 4. ve 5. etapları ......... 72
Şekil 4.13. Gölcük Yolu Güneyi Gecekondu Önleme Bölgesi Nazım İmar Planı . 75
Şekil 4.14. Isparta Kenti İçin Yapılmış Olan ve 1987 yılında Geçerli Olan Tüm
Onanlı Planlar ve Yapım Tarihleri ..................................................................... 77
Şekil 4.15. Isparta Kenti İçin Yapılmış Olan ve 1987 yılında Geçerli Olan Tüm
Onanlı Planlar ve Öngördükleri Nüfuslar ....................................................... 78
Şekil 4.16. Isparta Kentinin Güncel İmar Planı ve Mahalleleri ................................... 87
Şekil 4.17.Konya-Isparta Çevre Düzeni Planında Isparta Kent Merkezi ................ 89
ix
Şekil 4.18. Antalya-Burdur-Isparta Çevre Düzeni Planında Isparta Kent Merkezi
...................................................................................................................................... 91
Şekil 4.19. Geçmişten Günümüze Yapılmış Olan Planlama Çalışmalarının Isparta
Kenti İçin Öngördükleri Yerleşim Lekeleri ................................................. 93
Şekil 4.20. Planlama Dönemlerine Göre Mevcut ve Öneri Nüfuslar ......................... 97
Şekil 4.21. Planlama Dönemlerine Göre Mevcut ve Öneri Alanlar ........................... 97
Şekil 4.22. Planlama Dönemlerine Göre Mevcut ve Öneri Nüfus Yoğunlukları ... 98
Şekil 4.23. 2003 Isparta Kenti Yerleşik Alanının Fractalyse Programında
Görünümü .............................................................................................................100
Şekil 4.24. Fractalyse Yazılımında Bulunan Ölçüm Seçenekleri ..............................101
Şekil 4.25. Isparta Kentinin 2003-2005-2007 Yılları Kent Makroformu .............102
Şekil 4.26. Isparta Kentinin 2009-2011 Yılları Kent Makroformu ........................102
Şekil 4.27. Isparta Kentinin 2013-2015 Yılları Kent Makroformu .........................103
Şekil 4.28. Isparta Kent Makroformunun Yıllara Göre Fraktal Değeri ..................104
Şekil 5.1.Geçmişten Günümüze Yapılmış Olan Planlama Çalışmalarının Isparta
Kenti İçin Öngördükleri Yerleşim Lekeleri ...............................................107
Şekil 5.2. Isparta kenti 2015 Yerleşik Alanının Farktal Görünümü İle Antalya-
Burdur- Isparta Çevre Düzeni Planında Yer Alan Isparta Kenti
Yerleşik Alan Lekesinin Çakıştırılması .......................................................108
Şekil A.1. Isparta Kentinin 2003 Yıllı Kent Makroformu ...........................................122
Şekil A.2.Isparta Kentinin 2005 Yıllı Kent Makroformu ............................................122
Şekil A.3.Isparta Kentinin 2007 Yıllı Kent Makroformu ............................................123
Şekil A.4.Isparta Kentinin 2009 Yıllı Kent Makroformu ............................................123
Şekil A.5.Isparta Kentinin 2011 Yıllı Kent Makroformu ............................................124
Şekil A.6.Isparta Kentinin 2013 Yıllı Kent Makroformu ............................................124
Şekil A.7.Isparta Kentinin 2015 Yıllı Kent Makroformu ............................................125
x
ÇİZELGELER DİZİNİ
Sayfa Çizelge 4.1. Isparta İli nüfus verileri .................................................................................... 49
Çizelge 4.2. Isparta İli Otomobil Sahipliği ve Bin Kişi Başına Otomobil Sayısı
Değerleri ................................................................................................................... 50
Çizelge 4.3. Isparta’nın Çevre İl Merkezleri ve Büyük Kentlerle Olan Karayolu
Uzaklıkları ................................................................................................................ 51
Çizelge 4.4. Isparta’nın Çevre İlçeleri İle Olan Karayolu Uzaklıklar ........................ 51
Çizelge 4.5. Kemal Ahmet Aru Planında nüfus, alan ve yoğunluklar ....................... 57
Çizelge 4.6. Fahri Yetman Planında nüfus, alan ve yoğunluklar ................................ 58
Çizelge 4.7. Behçet Baykut Planında nüfus, alan ve yoğunluklar .............................. 61
Çizelge 4.8. Dampo Tarafından Hazırlanan İmar Planı 1. Etap Alan Kullanımları
...................................................................................................................................... 67
Çizelge 4.9. Dampo Tarafından Hazırlanan İmar Planı 2. Etap Alan Kullanımları
...................................................................................................................................... 70
Çizelge 4.10. Dampo Tarafından Hazırlanan İmar Planı 3. Etap Alan Kullanımları
...................................................................................................................................... 71
Çizelge 4.11. Dampo Tarafından Hazırlanan İmar Planı 4. Etap Alan Kullanımları
...................................................................................................................................... 71
Çizelge 4.12. Dampo Tarafından Hazırlanan İmar Planı 5. Etap Eğirdir Yolu
Sanayi Alanı Alan Kullanımları ........................................................................ 73
Çizelge 4.13. Dampo Tarafından Hazırlanan İmar Planı 5. Etap Afyon Yolu, Çünür
Batısı, Konut ve Çalışma Alanları Alan Kullanımları ............................... 73
Çizelge 4.14. Dampo Tarafından Hazırlanan İmar Planı 5. Etap Gölcük Yolu
Tarımsal Karakterli Konut Alanı Alan Kullanımları ................................ 73
Çizelge 4.15. Dampo Tarafından Hazırlanan İmar Planı 5. Etap Gölcük Yol Güneyi
Gelişme Konut Alanları Alan Kullanımları .................................................. 74
Çizelge 4.16. Dampo Tarafından Hazırlanan İmar Planı 5. Etap Hızırbey
Mahallesi Gelişme Konut Alanı Alan Kullanımları ................................... 74
Çizelge 4.17. Remzi Sönmez Planında nüfus, alan ve yoğunluklar ........................... 80
Çizelge 4.18. Isparta Kentinin Güncel Alan Kullanım Verileri .................................... 85
Çizelge 4.19. Nuri Özmen Planında nüfus, alan ve yoğunluklar ................................ 87
Çizelge 4.20. Semra Kutluay Planında nüfus, alan ve yoğunluklar ........................... 92
Çizelge 4.21. Isparta kenti için yapılmış olan planların nüfus ve yerleşik alan
kararları .................................................................................................................... 96
Çizelge 4.22. Isparta Kent Makroformunun Yıllara Göre Fraktal Değeri ............. 103
Çizelge 5.1. Isparta kenti için yapılmış olan planların nüfus ve yerleşik alan
kararları .................................................................................................................. 109
xi
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ
Akt. Aktaran ÇAS Çok Ajanlı Sistemler Ha Hektar HO Hücresel Otomat KAKS Kat Alanı Kat Sayısı KDKÇA Konut Dışı Kentsel Çalışma Alanı TAKS Taban Alanı Kat Sayısı TKK Tarımsal Nitelikli Konut YSA Yapay Sinir Ağları vb. ve benzeri vd. Ve diğerleri
xii
1
1. GİRİŞ
Sanayi Devriminden sonra kırsal alanlarda bulunan insanların, başka bir deyişle
tarım alanında çalışan insanların kente yönelmesiyle yaşanan nüfus hareketleri
kentlerin toplumsal ve ekonomik yapısını belki de tümden değiştirmiştir.
Kentleşme Devrimi olarak adlandırılan bu dönemde (Polat, 2006) kent
merkezlerine aşırı nüfus yığılmaları yaşanmış ve kent hem nüfus olarak hem de
mekân olarak hızla büyümeye başlamıştır. Mekânsal büyümede daha fazla
gözlenen bu değişim ve dönüşüm, farklı sosyo-kültürel yapıya ve gelişmişlik
düzeylerine sahip ülkelerde farklı biçimlerde yansıma bulmuştur; fakat
kentlerin artık yerleşim sınırlarını zorlayarak ve/veya bunları aşarak
iletişimdeki teknolojik gelişmelerle desteklenen, arada kullanılmayan alanların
bulunduğu, merkezden uzak ve sürekliliği olmayan, kesintili bir biçimde
büyümesi ve çok geniş alanlara yayılarak gelişmesi hemen hemen tüm kentlerde
meydana gelen ortak sonuçlar olmuştur.
Uluslararası yazında kullanılan “urban sprawl” terimi kentlerin yerleşim
sınırlarını zorlayarak ve/veya bunları aşarak iletişimdeki teknolojik
gelişmelerle desteklenen, arada kullanılmayan alanların bulunduğu, merkezden
uzak ve sürekliliği olmayan, kesintili bir biçimde büyümesi ve çok geniş alanlara
yayılarak gelişmesi durumunun karşılığı olarak kullanılmaktadır. Fakat bu terim
Türkçe yazınına iki ayrı terim olarak çevrilmiştir. Bunlardan biri “kentsel
yayılma” diğeri ise “kentsel saçaklanma” dır. Bu tez kapsamında bu terimlerden
“kentsel saçaklanma” kullanılmış ve bunun nedeni “kentsel yayılma ve kentsel
saçaklanma” başlığı altında ele alınmıştır.
Ulaşım altyapısı ve teknoloji geliştikçe, kent, giderek sıçramaya ve
saçaklanmaya devam etmektedir ve ileride de edecek görünmektedir. Bu
saçaklanma arttıkça kentler daha da büyümekte ve kent örüntüsü yıllar geçtikçe
giderek değişmektedir. Bu süreçte kentin civarında yörekentler
oluş(turul)makta, kent çeperlerindeki kırsal alanlar kente dâhil edilmektedir.
Bunun sonucunda ise, diğer ülkelerle birlikte ülkemizde de arazi kullanımında
yanlış uygulamalar ortaya konulmaktadır. Kentin saçaklanma etkisindeki bu
2
türden yerleşimlerde de bir dönüşüm yaşanmakta ve bu dönüşüm süreciyle
birlikte birbirinden farklı nitelikte yeni tür yerleşimler oluşmaya başlamaktadır.
Bu yerleşimler yarı kırsal, yarı kentsel ve kentsel nitelikli olmak üzere heterojen
bir yapı oluşturmakta ve zamanla kentle bütünleşerek kentin bir parçası haline
gelmektedir. Kentin saçaklanma etkisindeki bu yerleşimlerin sahip oldukları
kırsal niteliklerini yitirmesi, köy niteliğindeki yerleşimlerin de kent etkisiyle
büyüyerek “zoraki mahalleler” niteliğini kazanması, bu yerleşimlerin
geçirdikleri ekonomik, sosyal, politik, idari ve mekânsal dönüşümü ortaya
koymaktadır. Ancak yaşanan dönüşümle kırsal karakterini yitiren, buna karşın
mevcut yapısıyla da kentsel olarak tanımlanamayan bazı “hibrit/melez sorunlu
alanlar” ortaya çıkmaktadır (Yenigül, 2009).
Kentsel saçaklanma, kentsel planlama jargonunda kullanılan birçok kelime gibi
tanımı ve özellikleri üzerinde uzlaşılamayan terimlerden biridir. Genel anlamda
düşük yoğunluklu, yayılan veya sıçrayan, arazi kullanımında ayrışma özellikli
bir mekânsal gelişimi tanımlamakta olan kentsel saçaklanmanın bir kent formu
olup olmaması yönünde yapılan tartışmaların odağında farklı iki görüş
bulunmaktadır. Bunlardan birincisi kentsel saçaklanmanın kentin bir fiziksel
formu olduğunu savunan yaklaşımdır. Bu yaklaşıma göre kentsel saçaklanma
kentten bağımsız bir form oluşturmakta ve kentsel saçakların kentle ve kent
kimliği ile alakalı hiçbir şey yansıtmamakta, kent yerleşik alanından tamamen
bağımsız bir form olduğu düşünülmektedir. Bir diğer görüş ise kentsel
saçaklanmanın bir kent formu olmadığını ve kentsel saçaklanmanın kentsel
büyümenin bir aşaması olduğunu savunan yaklaşımdır. Bu yaklaşıma göre de
kentin kompakt bir yapıya ulaşmadan önceki dağınık ve boşluklu halinin kentsel
saçaklanma olarak adlandırıldığı, zamanla bunun kentin bir parçası haline
geleceği ve kent kimliğinin bu formla beraber yeni anlamlar kazanacağı
düşünülmektedir.
Bu tez çalışması kapsamında örneklem alanı olarak Isparta kenti seçilmiş,
Isparta kent örüntüsünde yaşanan değişimler incelenmiş ve Isparta kentinde
yaşanan saçaklanmanın yukarıdaki görüşlerden hangisiyle uyum sağladığı, kent
makroformunun geçmişten günümüze nasıl değiştiği gözlemlenmiştir.
Saçaklanma konusunun bu tez kapsamında büyük ölçekli bir kentte değil de
3
Isparta gibi orta ölçekli bir kentte ele alınmasının sebebi; saçaklanma sürecinin
mekânsal büyüklüğe olan etkisinin orta ölçekli kentlerde nasıl değişiklikler
meydana getirdiğini ve kent örüntüsünün zamanla bu süreci nasıl yaşadığını
gösterebilmektir.
Çalışmanın ana hattını “saçaklanarak genişleyen kentlerde kır ve kent dokusunu
bir arada bulunduran örüntünün yıllar itibariyle analiz edilmesi ve
değerlendirilmesi” oluşturmaktadır.
Çalışmanın amacı, yayılma ve saçaklanmanın kent örüntüsü üzerindeki
doğrudan etkisinin incelenmesidir. Bu örüntünün analiz edilebilmesi ve
değerlendirilebilmesi amacıyla iki ayrı veri seti kullanılmıştır. Bunlar “Fraktal
Geometri” ve “geçmişten günümüze Isparta kenti için yapılan planlar
kapsamında öngörülen kent örüntülerinin incelenmesi” yöntemleridir.
Bu kapsamda tezin problemine yönelik çalışmanın kavramsal ve kuramsal
bölümünü kapsamlı literatür araştırmaları oluşturmakta; burada ilgili
kavramlar ve kuramlar yer almaktadır. Kent, kentleşme, yörekent,
yörekentleşme, kentsel büyüme, kentsel yayılma, kentsel saçaklanma vb. ilgili
kavramların anlaşılmasına yönelik kitap, makale, tez ve diğer ilgili kaynaklar
incelenmiştir. Tezde uygulanacak modelin belirlenebilmesi amacıyla kentsel
saçaklanma ile ilgili geçmişten günümüze oluşturulan modeller incelenmiştir.
Literatür araştırmasının çıkarımları sonucunda kent etkisindeki yerleşimlerin
dönüşüm süreci ve bu süreç boyunca kent örüntüsünde meydana gelen
dönüşümü ortaya koyan analizler ve analizlerde kullanılan değişkenler
belirlenmiştir. Bu analizler iki aşamada ele alınmıştır. Birincisi Cumhuriyet
döneminden bu yana Isparta kentinde yapılmış olan planlama çalışmalarının
incelenmesi, ikincisi ise Google Earth veri tabanı kullanılarak geçmişten
günümüze elde edilen uydu görüntülerinin uygun hale getirilerek “Fraktal
Geometri” yoluyla saçılmanın ölçülmesidir.
4
5
2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE
Kentsel saçaklanma, kent için yapılan planların kentsel saçaklanmaya etkisi ve
kentsel saçaklanmanın fraktal geometri ile ölçümü üzerinde yoğunlaşan bu tez
kapsamında ilk aşamada kentsel saçaklanma sorunsalının kavranabilmesi
açısından bu sorunsalın kökeni olan kent ve kentleşme kavramları
açıklanmıştır. Yörekent ve yörekentleşme de kentsel saçaklanma sorunsalını
anlamamız için açıklanması gereken ikinci adımı oluşturmaktadır. Üçüncü
olarak kentsel büyüme kavramına yer verilmiştir. Bu kavrama yer verilmesinin
nedeni kentsel büyümenin, kentsel gelişmenin anlamlarını kavrayarak kentsel
saçaklanma kavramının nasıl ortaya çıktığı ve temelinde kentsel büyüme
bulunan bu sorunsalın nasıl oluştuğuna açıklık getirmektir. Son olarak yapılmış
olan kapsamlı literatür araştırmaları sonucu ortaya çıkan kentsel yayılma ve
kentsel saçaklanma kavramlarına bu bölümde yer verilmiştir. Bu bilgilerin
ışığında tezin modelleme kısmının anlaşılabilmesi açısından kentsel yayılma ve
saçaklanma modellerine yer verilmiş ve tez kapsamında kullanılan Fraktal
Geometri yöntemi ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır.
2.1. Kent ve Kentleşme
Keleş’e (2012) göre kentlerin kuruluşu uygarlığın doğuşuna dayanmaktadır.
Pirenne’ye (1994) göre ise 9. yüzyılda Avrupa’da halkın geçimini ticaretle
sağlayabildiği bir kent henüz yoktur. Sadece yönetim merkezi olarak kullanılan
kale-kentler vardır. Dolayısıyla Keleş kentlerin kuruluşunu uygarlıkların
doğuşuna dayandırırken Pirenne bu dönemlerde “kent” kavramının gerektirdiği
özellikleri taşıyan kentler olmadığını savunmaktadır (Esendemir, 2015).
Her iki açıdan da bakıldığında kentin kökenlerinin oldukça geriye dayandığı
anlaşılabilmektedir. Bunun sebebi genellikle insanın toplumsal bir varlık
olduğuna bağlanmakta ve insanların karşılaştıkları ve tek başlarına
çözemedikleri güçlük, sorun ve imkânsızlıklar karşısında toplum içinde ilişkiler
geliştirerek çözümlenmeye ve ortadan kaldırılmaya çalıştıkları, dolayısıyla da
6
bu durumun insanları bir arada toplanmaya ve onları bir “kent” ortamı
oluşturmaya ittiği düşünülmektedir.
Kente pek çok açıdan yaklaşılabilir: psikanalizin kavramlarıyla, cetvel ve
pergelle, roman ve şiirdeki yeriyle, nostalji ile ilerleme ve düzen çifti ile sınıf
mücadelesinden hareketle vb. (Bumin, 1998). Dolayısıyla kent tarihten
coğrafyaya, sosyolojiden mimariye, ekonomiden planlamaya birçok disiplin
dalının kesiştiği bir noktadadır.
İlk ortaya atılan kent kavramı tanımlamaları kent ve köy ayrılığını belirleme
konusuna eğilmiş ve buradan çıkarılan sonuçlarla kenti tanımlanmaya
çalışmıştır. Örneğin Durkheim insan topluluklarını “basit cemiyetler ve
“karmaşık cemiyetler” olarak ikiye ayırmakta ve basit cemiyetlerde “mekanik
dayanışma” karmaşık cemiyetlerde ise “organik dayanışma” olduğunu
savunmaktadır. Bu ayırım göz önüne alındığında basit cemiyetler “köyü”
karmaşık cemiyetler “kenti” oluşturmaktadır. Mekanik dayanışma temelli basit
cemiyetler, kendi kendilerine yeten ve bireyler arasında iş bölümü ve
uzmanlaşmanın yok denecek kadar az olduğu cemiyetlerdir. Bu cemiyetlerde
dayanışma bireylerin düşünce ve inanç sistemlerinin homojenliğinden
kaynaklanmaktadır. Toplumsal bütünlük ise aynı adet ve gelenek; aynı dini
inanç ve ahlaki değerlerle sağlanmaktadır. Organik dayanışma temelli karmaşık
cemiyetler artan nüfus yoğunluğu ile birlikte gittikçe karmaşıklaşan
cemiyetlerdir. Bu tip cemiyetlerdeki karmaşıklaşma zorunlu olarak iş bölümü ve
uzmanlaşmaya yol açmaktadır. Toplumsal ilişkiler geniş ölçüde sözleşmeler
yoluyla sağlanırken toplumsal düzen de cemiyetin birey üzerindeki baskısıyla
sağlanmaktadır. Dolayısıyla kent bu bakış açısıyla, “birbirleriyle karşılıklı
etkileşim içinde bulunan ve birbirlerine sıkı işlevsel ilişkilerle bağlı
uzmanlaşmış parçalardan meydana gelen yerleşme merkezi bütünlükleri”
olarak tanımlanabilir (Ertürk, 1997; Keleş,1998)
Ana Britannica (1988) kent tanımını “nüfusu belli bir büyüklüğü ve yoğunluğu
aşan, ekonomisi tarım dışı etkinliklerde yoğunlaşan ve kendi nüfusundan başka,
etki alanı içinde yaşayanlara da hizmet sağlayan yerleşmelere verilen ad” olarak
7
vermektedir. Bunun dışında, kent tanımı değişik yönlerden yapılabilmektedir
fakat üzerinde kesin anlaşılmış bir tanım olduğu söylenemez. Çünkü farklı ilgi
alanlarına, farklı bilim dallarına ve farklı ülkelere göre bu tanımlar çeşitlilikler
göstermektedir. Yine de değişik bakış açılarından şu ana kadar yapılmış
tanımlardan bir kaç tanesine aşağıda yer verilmektedir.
Yönetim birimi olarak kent, belli bir yönetsel örgütün sınırları içinde (belediye
gibi) kalan alandır. Bu sınırların dışında kalan yerler köy olarak
tanımlanmaktadır. Bu tanımda yönetsel sınır ölçütü esas alınmaktadır. Buradaki
eksiklik küçük-büyük belediyeler arasında bir fark gözetilmemesidir. Yönetsel
yapı içinde, bütün ilçe ve il merkezleri nüfus büyüklüğüne bakılmaksızın kent
kabul edilmektedir.
Kent tanımı yapılırken nüfus büyüklüğü de bir ölçüt kabul edilerek tanım
yapılabilmektedir. Belli bir nüfusun üstündeki yerlere kent, bu nüfusun altında
kalan yerlere köy denmektedir. Türkiye’de 18 Mart 1924’te kabul edilen ve 7
Nisan 1924’te Resmi Gazetede yayınlanan köy yasasına göre nüfusu 2000 den
küçük yerler köy, 2000-20.000 yerler kasaba, nüfusu 20.000’den fazla olan
yerler de kent olarak tanımlanmaktadır. Ülkeler arasında kent tanımı yapılırken
nüfus büyüklüğü için bir sınırlama bulunmamaktadır. Örneğin; bir yerleşimin
kent kabul edilebilmesi için nüfus büyüklükleri, Yunanistan ve Hollanda’da
20.000, Kanada ve İsviçre’de 10.000, Amerika’da 2.500, Avusturya’da 5.000
vb.dir (Topal, 2004).
Kent aynı zamanda insan gereksinmelerinin karşılanmasına ve insana en iyi
yaşam koşullarının sağlanmasına yönelik işlevsel bir bütün olan toplumsal bir
sistemdir. Kentte sosyal anlamda mesafeler en aza inerken, ilişki yoğunlukları
en üst düzeye ulaşmaktadır ve kent kurumsal bir yapı kazanmaktadır.
Ekonomik ölçütlere göre kent, mal ve hizmetlerin üretimi, dağıtımı, tüketimi
sürecinde toplumun sürekli değişen gereksinmelerini karşılamak için ortaya
çıkan bir ekonomik mekanizmadır. Kentin ekonomik ölçütlere göre tanımı kır-
kent arasındaki işlevsel farklılığa da dayandırılmaktadır. Köyün geçimini
8
tarımsal aktivitelerden sağlayan bir topluluk olduğu kentin ise ekonomik
temelinin ticaret ve sanayi gibi tarım dışı faaliyetler olduğu öne sürülmektedir.
Genel olarak özetlenirse mekânlar o yerlerin niteliklerine göre kent ya da köy
olarak adlandırılmaktadır. Bir yerleşim yerine kent niteliğini kazandıran
özellikler arasında o yerleşim yerinin nüfusunun büyüklüğü kadar, o nüfusun
yapısı, toplumsal ve ekonomik özellikleri de vardır. Köyü kentten ayırt etmeye
yarayan önemli etmenler arasında özellikle nüfusun ne kadarının hangi
ekonomik sektörlerde çalışmakta olduğu ve toplumsal yaşamdaki tavır ve
davranışlarının niteliği de yer almaktadır. Kentsel nitelikleri ağır basan yerleşim
yerlerine kentsel alan, kırsal nitelikleri ağır basan yerleşim yerlerineyse köy ya
da kırsal alan denilmektedir.
Kent ile köy arasındaki ayrım özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin
kentlerinde giderek geçerliliğini yitirmektedir. Çünkü hızlı kentleşme, yapılaşma
ve kentsel gelişmenin kırsal alanlara doğru yayılması sonucunda, kentin nerede
son bulduğunu, köyün nerede başladığını saptamak bir hayli zordur. Bu nedenle
de, belli bir yerleşim yerinin kent ya da köy olarak adlandırılmasındansa, kent-
köy sürekliliği içinde kente ya da köye daha yakın nitelendirilmesi daha uygun
görülebilir. Bu nedenle toplumbilimciler ve kent bilimciler bir kent-köy
sürekliliğinden kimi zaman söz etmeyi, durağan kavramlar olan kent ve köy
kavramlarını kullanmaya yeğlemektedirler (Keleş, 2012)
Kentleşmeye gelindiğinde kentleşme ile ilgili çeşitli meslek gruplarının pek çok
tanımlarının bulunmakta olduğu görülmektedir. Her bir tanımın bakış açısı
farklıdır. Oysa kentleşme, bütün bu bakış açılarını bünyesinde bulunduran bir
gelişmedir ve kısıtlı bakış açıları ile yapılan her tanımlama beraberinde
eksiklikleri de bulundurmaktır. Fakat bu tanımların ortak olduğu bir yön
bulunmaktadır, bu da kentleşmenin tek bir göstergeye ya da kritere bağlı
olmadığı ve mekânsal boyutlarının yanı sıra toplumsal boyutunun da
bulunduğudur.
9
Keleş (1998), kentleşmeyi sanayileşmeye ve ekonomik gelişmeye koşut olarak
kent sayısının artması ve kentlerin büyümesi sonucunu doğuran, toplum
yapısında artan oranda örgütleşmeye, uzmanlaşmaya ve insanlar arası
ilişkilerde kentlere özgü değişikliklere yol açan bir nüfus birikimi süreci olarak
tanımlamaktadır. Bu tanımda da görüldüğü gibi kentleşmeyi sadece demografik
yönüyle açıklamak yeterli değildir. Ekonomik ve toplumsal açıdan da konuyu ele
almak gerekmektedir. Yapılan diğer kentleşme tanımları incelenmiş ve aşağıda
ilgili tanımlara yer verilmiştir.
Kentleşme dar anlamda kentlerde yaşayan nüfusun artmasını ifade etmektedir
(Erkan, 2002). Çeşitli nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere yönelen göç
sonucunda, bir taraftan mevcut kentlerin nüfus ve alan itibarıyla büyümesi,
diğer taraftan da jeopolitik konumu uygun olan köy, kasaba, vb. yerleşim
birimlerinin giderek büyümesi sonunda kente dönüşüp, mevcut kent sayısının
artması olarak da ifade edilebilmektedir (Nadaloğlu vd., 1996). Kırsal
kesimlerden kentlere göçün temel nedenlerinden biri endüstri devrimi ve
sanayileşmedir.
Sanayi kentleri, tarımda makineleşme, tarımsal yapının çözülmesi, kırsal
nüfusunun kente göç etmeye hazır hale gelmesine ortam hazırlamıştır. Tarım
dışı üretimin çoğalması; kent sayısı ve nüfusunun artması sonucunu
doğurmuştur. Böylece sanayi devrimi sonrasında kentleşme, sanayileşmenin bir
yan ürünü olarak meydana gelmiştir. Kentleşme, teknolojideki gelişmelerin,
tarımsal ve tarımsal olmayan üretim biçimi ve ilişkilerinde değişmelerin bir
sonucudur. Yani tarımdaki ve sanayideki gelişmelerin ortaya çıkardığı bir
sonuçtur. Kentleşme; üretimin, ticaretin ve hizmetlerin hızla büyümesini
sağlayan, özellikle sanayileşmenin etkisiyle nüfusun şehirlerde birikmesine ve
şehir sayısının artmasına neden olan, aynı zamanda da buralarda yaşayanları
ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi davranışlar açısından etkileyen bir
değişimdir (Küyük, 2011).
10
Söz konusu açıklamaların ışığında kırsal nüfusun kente göç hareketleri dünya
genelinde incelenmiştir ve 1950-2050 yılları arasındaki kent-kır nüfusunun
durumuna aşağıda yer verilmiştir.
Şekil 2.1. 1950-2050 Dünya Genelinde Kır-Kent Nüfusu Değişimi (UN, 2015)
Tablodan da görüldüğü gibi 1950’den 2000’li yıllara kadar kırsal nüfus kentsel
nüfustan fazlayken sonralarında kırsal nüfus azalmaya kentsel nüfussa hızla
artmaya başlamıştır. Kent nüfusu geçmişten günümüze sürekli artış gösterirken
kır nüfusu 90’lı yıllardan sora bir duraklama yaşamış ve 2000’ li yıllarda azalma
göstermiştir.
Aynı şekilde Türkiye kır-kent nüfusu açısından incelendiğinde aşağıdaki Şekil
2.2.’de görüldüğü gibi 1980 li yıllara kadar kırsal nüfusun fazla olduğu
gözlemlenmektedir. 1980’li yıllardan sonra ise kırsal nüfus azalmaya ve kırsal
nüfus azaldıkça da kentsel nüfusun artmaya başladığı görülmektedir. Dünya
genelinde yapılan analizin Türkiye’de yapılan analizden farklı sonuçlar
vermesinin, kentsel nüfus ve kırsal nüfus çakışma noktalarının farklı yıllarda
oluşunun sebebi bütün dünya ülkelerinde sanayi devriminin farklı zamanlarda
yaşanmasından kaynaklanmaktadır.
11
Şekil 2.2.Türkiye Genelinde Kır-Kent Nüfusunun Yıllara Göre Değişimi (TÜİK, 2015)
1923 yılı ile geniş çaplı bir kentleşme süreci yaşamaya başlayan Türkiye
kentlerin merkezden kontrollü sanayi ile birlikte büyümesini sağlarken
kentlerin yeni kimliklilerinin ve değerlerinin oluşmasına neden olmuştur.
Özelikle bu dönemde ön plana çıkan idari merkez olarak Ankara, sanayi kenti
olarak Eskişehir, Bursa, Zonguldak vb. kentler kimliklerini kısa dönemde
değiştirmiştir. Ancak 1950 sonrasında kırdan kente göç ile gelen büyük
kitlelerin kentlerde yer alması ile oluşan kır kültürü, mevcut kent kimliğini
oluşturan yaşam tarzını ve mekân kullanımını değişime uğratmıştır. Bu aşırı
nüfus artışı mevcut kentleri bir anda mekânsal olarak hazırlıksız yakalamış ve
oluşan talepleri karşılayamaz duruma düşürmüştür. Bu durum kentlerde ciddi
boyutlarda konut sorunu yaşanmasına yol açmıştır. Bu süreç hızlanarak
kentleşme sürecindeki kentlerde kültürel yapının değişimine ve bunun mekâna
yansımasına neden olmuştur. Bu değişim kentlerin oldukça disiplinsiz gelişim
göstermesine neden olduğu gibi sağlıksız kent gelişmesi sürecini de beraberinde
getirmiştir (Ulu ve Karakoç, 2004).
Dünya çapında kentleşme kavramıyla ilgili yapılan bir diğer analizde 1920’den
günümüze ve tahmin edilen öngörülerle geleceğe kadar, var olmuş olan, var olan
0
10000000
20000000
30000000
40000000
50000000
60000000
70000000
80000000
1920 1940 1960 1980 2000 2020
Türkiye Genelinde Kır-Kent Nüfusunun Yıllara Göre Değişimi
İl ve ilçe merkezleri Province and district centers
Belde ve köylerTowns and villages
12
ve var olacak olan büyük kentler incelenmiş ve bu kentlerin artışının dünya
yüzeyi üzerinde oluşturduğu desen 4 şekille ortaya konulmuştur.
Şekil 2.3. 1920’de Dünya Genelinde Nüfusu 500.000-2.500.000 Arasında Olan ve Nüfusu 2.500.000 Üzerinde Olan Kentler (UN, 1969)
Şekil 2.4. 1960’ta Dünya Genelinde Nüfusu 500.000-2.500.000 Arasında Olan ve Nüfusu 2.500.000 Üzerinde Olan Kentler (UN, 1969)
13
Şekil 2.5. 2014’te Dünya Genelinde Nüfus Büyüklüklerine Göre Kentler (URL-1)
Şekil 2.6. 2030’da Dünya Genelinde Tahmin Edilen Nüfus Büyüklüklerine Göre Kentler (URL-1)
Yukarıdaki şekillerden de anlaşıldığı gibi kentsel nüfus (kentleşme) her geçen
yıl büyük bir hızla artmaktadır. 1920’de nüfusu 500.000 ve 2.500.000 arasında
olan kentler daha az görülürken 1960’ta bu miktar artmış 2014’te ise nüfusu
10.000.000’ nun üzerinde olan kentler dünya genelinde görülmeye başlanmıştır.
2030’da yapılan nüfus projeksiyonları sonucu kentlerin, kent nüfusunun,
kentleşmenin ciddi oranda arttığı görülebilmektedir.
14
Kentleşmenin biçimsel boyutunu nüfus hareketliliği oluşturmaktadır.
Demografik dönüşümle kitlelerin kırsal kesim dışında bir yerleşim biriminde
öbekleşmesi kentleşmenin sadece bir ayağını oluşturur. Biçimsel kentleşme tek
başına yeterli değildir. Kentleşme, üç farklı dönüşümü içermektedir. Demografik
açıdan kentleşme, özellikle kırdan kente yaşanan göçlerle beslenen nüfus
yoğunluğunu ifade eder. Sosyal açıdan kentleşme, farklılaşma, uzmanlaşma,
örgütlenme sürecini kapsayan bir dönüşümü ve davranış biçimini içermektedir.
Ekonomik açıdan kentleşme, tarım dışı faaliyetlerin (sanayi ve hizmetler
sektöründe) yoğunlaşmasıdır. Kentleşmenin tam olarak gerçekleşmesi sosyo-
kültürel ve ekonomik dönüşümle mümkündür. Kentleşmeden söz etmek için bu
üç unsurun bir arada asgari düzeyde gerçekleşmiş olması gerekir. Bu
koşullardan birinin (veya ikisinin) gerçekleşmiş olup, diğerlerinin
gerçekleşmemesi durumunda, tam ve doğru anlamıyla bir kentleşmeden
bahsetmek söz konusu değildir (Özer, 1998).
2.2. Yörekent ve Yörekentleşme
Yabancı yazında “suburb” ve “suburbanization” olarak geçen kavramlar dilimize
“yörekent” ve “yörekentleşme” olarak geçmiştir. “Suburb” kavramının kökenini
‘altında’ anlamına gelen “sub” ve ‘kent’ anlamına gelen “urb” oluşturur. ‘Altında’
anlamına gelen “sub” kelimesinin kullanılma nedeni; Roma’da yaşayan zengin ve
önemli insanların kentin tepelerinde yaşarken alt kısımlarda kalan mekânlarda
daha az zenginliği, politik gücü barındıran insanların yaşamasıdır. Yörekent ilk
kez 1380 yılı civarlarında İngiliz filozof Wycliffe tarafından “subarbis” olarak
kullanılmıştır. Türkçe’de çoğunlukla yörekent kelimesi yerine kullanılan
“banliyö” yasaklı anlamına gelen ‘ban’ ve yer anlamına gelen ‘lieue’
kelimelerinden türemiş ve kentin dışında kalan dışlanma mekânlarının
kavramsal karşılığını oluşturmuştur (Polat, 2012).
Yörekentler genellikle bir merkez kentin dışında yer alan ama sosyal, ekonomik,
mekânsal ve yönetimsel açıdan kentin etki alanında bulunan yerleşmelerdir.
Yörekentleşme ise bu alanlara olan yayılma sürecini ve metropoliten
yerleşmelerin yeniden mekânsal örgütlenmesini betimler. Yörekentleşme
15
kentsel gelişmenin ve kentleşme dinamiklerinin kentin dışına doğru olmasıdır
ve yakın çevresindeki ya da periferindeki köyleri ya da yerleşme alanlarını içine
çekmesidir (Polat, 2012).
Şekil 2.7. Yörekentsiz Kent, Yörekentli Kent, Kentsiz Yörekent ve Kent içinde
Kent (Krier, 2008)
Yörekentleşme (suburbanization) ve kentsel saçaklanma (urban sprawl)
genellikle yabancı yazında birbirine karıştırılmakta ve birbirleri yerine
kullanılmaktadır. Yörekentler ne kadar kentsel saçaklanmayı tetikleyici bir
unsur olsa da birbirlerinin tam karşılığını oluşturmamaktadırlar. Yörekentler
genellikle yerleşim merkezlerinden uzak ve tamamen birbirinin aynı bina
formlarından oluşan yerleşim bölgelerini ifade etmek için kullanılan bir
kavramdır. Kentsel saçaklanma ise kentin dışına saçaklanma sürecini belirtir.
Yörekentleşme kentleşmenin bir formuyken kentsel saçaklanma kentsel
16
büyümedeki bir bozukluğu ifade eder. Yörekent daha kolay ve açık bir şekilde
ifade edilip anlaşılabilirken kentsel saçaklanma tanımsız ve anlaşılması güçtür.
Kentsel saçaklanma yörekentleşmeden farklı olarak negatif bir anlam içermekte
ve kent gelişiminde ters giden bir şey olduğu izlenimi vermektedir. Kentsel
saçaklanma kent sınırlarının limitsiz bir şekilde aşılması ve kendisiyle beraber
çeşitli problemleri de getiren bir kentsel büyüme çeşididir. Kısacası kentsel
saçaklanma yörekentleşmeyi hem içinde barındırır hem de yörekentleşmeden
çok daha fazlasıdır (Yaşar, 2010).
2.2.1. İlk Modern Yörekentler
Endüstri devriminin kent merkezinde yarattığı olumsuz koşullar yörekentleri
oluşturan önemli etkenlerden biridir. Ulaşım teknolojisindeki gelişmeler ve
kolaylıklara paralel olarak yörekentleşmeler de zaman içinde evrim geçirmiş,
çeşitlenmiştir. Ulaşım teknolojisindeki gelişmelere bağlı oluşan yörekentler 3
başlık altında incelenebilir.
Tren yolu yörekentleri:
19.yy. sonları ve 20. yy. başlarında tren yolu, kentlerin gelişimini belirleyen
önemli bir unsurdur. İlk yörekentler de tren yolu boyunca yer almıştır.
Böylelikle insanların yaşadıkları yer ve çalıştıkları yer birbirinden ayrılmıştır.
Ancak ilk yörekentler sadece üst gelir grubu için üretilmiş ve toplumsal
ayrışmaya neden olmuştur. Daha sonraki dönemlerde inşaat ve ulaşım
sektöründeki gelişmelerle beraber daha çok insan yörekentlerde yaşamaya
başlamıştır. Tren, ilk yörekentleri ortaya çıkarmakla beraber tren güzergâhında
lineer ve ızgara deseni bir yapılaşmaya sebep olmuştur. Tren istasyonları
çevresindeki yörekentlerde, yürüme mesafesindeki kentlerin özelliklerine
benzer biçimde yerleşme düzeni görülmektedir. Bu dönemde kentler artık 20
veya 30 km uzaklıkta alanlara yayılma olanağı bulmuştur (Albury, 2000’den akt.
Akseki, 2011).
17
Tramvay yörekentleri:
1880’lerde elektrik teknolojisindeki gelişmelere bağlı olarak üretilen ilk
tramvay sistemi 1888 yılında Virginia’da (ABD) kurulmuştur. Tren yolu, küme
şeklinde yerleşme biçimine sebep olurken, tramvay daha sık istasyon olanağı
sayesinde daha uzun ve lineer gelişmeye neden olmuştur. Tramvay
güzergâhının sağında ve solunda, yürüme mesafesinde kentsel yerleşmeler
konumlanmıştır. Tramvay, kentlerde ilk desantralizasyonu başlatmasına
rağmen fonksiyonların birbirine yakın konumlandığı, konutlarda birkaç ailenin
birlikte yaşadığı ve yürüme mesafesinin hala gözetildiği bir yerleşme biçimi
görülmektedir. Bu sebeple tramvay yörekentleri, ne tam kentsel yapılaşmaya ne
de tam anlamıyla yörekent tarzı yapılaşmaya örnek gösterilebilir. Şerit
biçiminde gelişmenin yanında tramvay güzergâhının yanındaki bantların
genişliği yürüme mesafesiyle sınırlı kalmıştır. Tramvay güzergâhı, eski kentlerin
yürüme mesafesinin neredeyse 3 katı uzaklıklara ulaşan, geniş bir kentsel bölge
oluşturmuştur. Sonuç olarak tramvay yörekentleri, kenti hem fiziksel olarak
hem de sosyal olarak ikiye ayırmıştır (Gillham ve MacLean, 2002’den akt.
Akseki, 2011).
Otomobil yörekentleri:
20. yy. ’da otomobilin günlük hayatta kullanılmaya başlanması, kentsel
gelişmeyi biçimlendiren en önemli unsurlardan biri olmuştur. Toplu ulaşımın
yaygınlaşmasıyla, tren veya tramvay güzergâhının sınırlamasından kurtulan
yayılma, her yöne mümkün hale gelmiştir. Aynı zamanda otomobil, düşük
yoğunluklu konut alanlarının doğuşuna ve kentsel fonksiyonların birbirinden
ayrılmasına (desantralizasyon) sebep olmuştur.
Dolayısıyla otomobil yörekentleri, tren yolu ve tramvay banliyölerinin
gösterdikleri sınırlı genişleme deseninden oldukça farklı bir yerleşme deseni
ortaya çıkarmıştır. Otomobilin icadından beri kişisel otomobil sahipliliğinde tüm
dünyada sürekli artan bir durum söz konusudur. Artan otomobil sahipliliği
kentsel yayılmanın da sınır tanımamasına neden olmaktadır. Otomobilin kent
18
sistemine dâhil olmasıyla birlikte ulaşım planlamasında bir hiyerarşi söz konusu
olmuştur. Ana arterler yoğun trafik için planlanırken, daralan ara yollar
konutlara ulaşımı sağlamaktadır. Diğer yandan otomobil yörekentlerinin konut
alanları yoğunluğu, tramvay yörekentlerinin ortaya çıkardığı konut alanları
yoğunluğundan daha düşüktür (Gillham ve MacLean, 2002’den aktaran Akseki,
2011).
Türkiye tarihi açısından incelendiğinde ise;
Osmanlı İmparatorluğu’nda 19. yy’ın ikinci yarısından sonra ulaşımdaki
gelişmelerle beraber, yaya olarak kurulan kent içi ulaşımın yerini, araba ya da
tramvay, vapur banliyö treni gibi toplu taşıma araçlarıyla yapılan ulaşım
almıştır. Bu dönemde yeni ekonomik ilişkilerin ve yeni örgütlenme biçiminin
sonucunda toplumsal tabakalaşmanın değiştiği ve yeni toplumsal sınıfların
oluştuğu görülmektedir. Dolayısıyla kent içi ulaşımdaki gelişmeler, kent
nüfusunun artışı, yeni toplumsal tabakalaşma biçiminin oluşması sonucu
kentlerin çevreye yayılması ve yörekentleşme sürecinin yaşandığı
görülmektedir (Tekeli, 1998).
İkinci Dünya Savaşı sonrasında, tarımda makineleşmeyle birlikte, Türkiye’de
çok hızlı bir kentleşme süreci başlamıştır. Bu dönem öncesinde sadece
Ankara’da yaşanan yılda % 6 düzeyindeki nüfus artış hızı, artık Türkiye’nin tüm
kentlerinde birden yaşanmaya başlanmıştır. Bu dönüşüm spontane olarak
bulunan çözümlerle gerçekleştiği için kentler ikili yapıda (modern-gecekondu)
gelişme eğilimi göstermişlerdir. Türkiye’de kentler 1970’li yılların ortalarına
kadar yağ lekesi biçiminde büyümüştür. 1970’li yılların ikinci yarısından sonra
kentte yapı sunum biçimleri sermayelerin bir araya getirilerek büyük yapı
birimlerinin sunulmasına olanak vermiştir ve toplu konut sunum biçimleri ile
kampus biçiminde kamu hizmet binaları gelişmiştir. Tüm bu gelişmeler
sonucunda, kentlerin tek tek yapılar eklenmesiyle oluşan büyüme biçiminden,
kente büyük parçalar eklenmesiyle oluşan büyüme biçimine geçilmiştir (Tekeli,
1998).
19
2.3. Kentsel Büyüme
Genellikle kentsel büyüme ile kentsel saçaklanma kavramları birbirine benzer
olarak görünür fakat bu kavramlar arasında belirli farklılıklar bulunmaktadır.
Bu nedenle, saçaklanmayı ayrıntılı olarak açıklamadan önce kentsel büyümeyi
tanımlamak gereklidir. Kent, kentleşme başlığında tanımlandığı gibi, kentler,
içerisinde barındırdığı pek çok dinamikle birlikte tanımlanmaktadır. Kentsel
büyümenin tanımlanabilmesi için ortaya konan görüşler de, doğal olarak kentin
bu dinamiklerine dayanmaktadır.
Kentsel büyümenin tanımı için kullanılan temel ölçütlerinden birisi, nüfustur.
Kent nüfusunun devamlı artması ile kentin diğer kentler içerisindeki kademesi
artarken, nüfus ve nüfus yoğunluğunun getirdiği hizmetler ise, çevredeki diğer
birçok kenti, büyüyen kentin etki alanına sokacaktır. Buna göre, kentin büyüme
nedeni, kentte yaşanan nüfus artışıyla beraber, kentin hizmet sunmuş olduğu ve
hizmet verdiği hinterlandının genişlemesidir.
Kentsel büyümenin tanımlanmasındaki ölçütlerden diğeri ise ekonomidir. Kent
ekonomisinin merkezinde yer alan yığılma kuramına göre, bir kentin
hizmetlerin sunulmasını ekonomik kılması, bu hizmeti sunanları kente
çekmektedir. Nüfusa bağlı kuramlarda olduğu gibi, ekonomik büyüme
kuramlarında da süreklilik yer almaktadır. Kentte sunulan hizmetler bir çekim
unsuru olmakta ve kentlerde yığılmalar ortaya çıkmaktadır (URL-2).
Kentsel büyümedeki bir diğer tanımlama kaynaklara bağlı yapılabilmektedir. Bu
da kentin yer seçimi ve bu yer seçimine bağlı büyümedir. Buna göre kentler, yer
seçimlerine ve seçtikleri yerlerdeki kaynaklara bağlı olarak büyüme
göstermektedir. Örneğin, bir doğal kaynağın varlığı, sonrasında bunun
işlenmesi, ekonomik katkısı vb. süreçler kentin büyümesini şekillendirmektedir
(Dağlı, 2007).
Bu noktaya kadar yapılan tanımlamalarda ortaya çıkan nokta, ‘kentsel büyüme’
kavramının sadece fiziksel olarak mekânda büyümeyi içermediği, beraberinde
20
pek çok etkeni barındırdığı ve kentin bütününü kapsadığıdır. İşte bu noktada da
‘kentsel büyüme’ ile ‘kentsel saçaklanma’ kavramları birbirinden ayrışmaktadır.
Kentsel büyüme, kent bütününü kapsayan (merkez + saçaklanma alanı), fiziki
değişimle birlikte diğer etkenleri de içerisine alan bir kavramken, kentsel
saçaklanma daha çok kentin çeperlerinde yaşanan değişimi anlatmaktadır.
Diğer bir anlatımla, kentsel büyüme, kentsel saçaklanmayı da içerisine alan daha
üst ölçekli bir kavramdır (URL-2).
2.4. Kentsel Yayılma ve Kentsel Saçaklanma
Uluslararası yazında “urban sprawl” olarak tanımlanan kavram dilimize hem
“kentsel yayılma” hem de “ kentsel saçaklanma” olarak çevrilmiştir. Kimi yazar
“yayılma” terimini kimi yazar “saçaklanma” terimini kullanmış ve bu terimlerin
uluslararası yazındaki “urban sprawl” terimini daha net karşıladığını
düşünmüştür. Fakat her iki kavramında uluslararası yazındaki çevirisi aynıdır
ve her iki kavramında karşılığı “urban sprawl” yargısıdır.
Keleş (2001), Kent bilim Terimleri Sözlüğünde “urban sprawl” terimini “kentsel
boşalma” ve “düzensiz gelişme”, “expansion” terimini “yayılma”, “urban
expansion” terimini de “ kent genişlemesi” olarak tanımlamıştır. Keleş (2001)
bu terimleri aşağıdaki gibi tanımlamıştır:
Urban Sprawl=Kentsel Boşalma: Kentin aşırı ölçüde kalabalıklaşması, toprak
değerlerinin yükselmesi ve işlevlerini, gereği gibi yerine getirememesi sonucunda,
kentteki insanların ve işleyim kuruluşlarının özel taşıtların ve toplu taşıma
araçlarının varlığından da yararlanarak yörekentlere göçmeleri süreci.
Urban Sprawl=Düzensiz Gelişme: Yerleşim yerlerinin, genellikle bir tasara uygun
olmayan, toplum yararına aykırı, bireycil eğitim ve etkinlikler doğrultusunda
gelişmesi.
21
Expansion=Yayılma: Bir kentin nüfusunun ve ekonomik etkinliklerinin bir ya da
birkaç özekte yoğunlaşmayıp, kentin her yanına ve çevresine doğru yerleşme
eğilimi göstermesi.
Urban Expansion=Kent Genişlemesi: Bir kentin, eskiden çizilmiş sınırları içine
sığmayarak, yeni ve daha geniş sınırlara gereksinme duyulacak biçimde yaygın bir
yerleşme yapısı kazanması, alanca büyümesi.
Melih Ersoy’un Kentsel Planlama Ansiklopedik Sözlükte (2012) derlediği
kavramlar incelendiğinde ise “urban sprawl” kavramına karşılık olarak “kentsel
saçaklanma” kavramının kullanıldığı görülmüş ve tezde de “kentsel saçaklanma”
terimi kullanılmıştır.
22
23
3. KENTSEL SAÇAKLANMA
1956 yılında Amerika’da Ulaştırma Bakanlığı, yaşam biçiminde bir değişim
önermiş ve fabrikaları, ticarethaneleri, dolayısıyla insanları mekânsal olarak
dağıtma/yayma yolunda karar almıştır. Bu karardan kısa bir zaman sonra
sosyolog ve yazar William H. Whyte yaşanan süreçle ilgili rahatsızlığını dile
getirmiş ve kentlerin hızla kırsal alanlara doğru genişlediğini belirtmiştir.
Whyte, 1958 yılında yayınladığı bu çalışma için ‘Urban Sprawl’ başlığını
kullanmıştır. Çalışma kapsamında, Whyte yeni oluşturulan mekânların ne kent
ne de kır özelliği gösterebildiğini ve kent çevresindeki yeşil alanları yok ettiğini
belirtmiş ve metropollerin göstereceği yayılma sonucu bazı kentlerin
birleşebileceği uyarısında bulunmuştur. Yarım asır sonra ‘sprawl’ literatürde
yer almaya başlamış ve genel anlamda ‘düzensiz olarak gelişmek ve yayılmak’
anlamında kullanılmıştır (Frumkin ve ark., 2004’den aktaran Akseki, 2011).
Her ne kadar kentsel saçaklanmanın tarihinin 20. yy’a dayanan yeni bir
fenomen olduğu savunulsa da Bruegmann (2005) “ Sprawl, A Compact History”
kitabında saçaklanmanın tarihinin kentin tarihi kadar eski olduğunu
savunmaktadır. Bruegmann’a göre kentlerin oluşumundan günümüze kadar
düşük yoğunluklu plansız gelişen yerler çoğu kentin çevresini sarmaktadır.
Bruegmann bu tezini 14. yy’da yazılan bir Çin şarkısında yörekentten
bahsedildiğini ve Antik Roma kentlerinde kentin dışında villa yaşamının
olduğunu söyleyerek savunur (Akseki, 2011).
Kentsel saçaklanmanın (urban sprawl) çok yönlü olması kentsel saçaklanma
olgusunun tanımlanmasını ve yerleşmeler üzerinde yarattığı etkilerin
açıklanabilmesini zorlaştırmaktadır. En genel ortak payda saçaklanmanın kent
merkezinden kopuk kentsel çeperde ve kırsal alanlara doğru hızlı bir büyüme
biçimi olduğudur. Kent merkezinden kopuş çok boyutlu bir dizi faktörün
tetiklediği bir süreçtir. Bu süreçte kent merkezlerindeki kalabalıklaşma, açık
alanların azlığı, artan suç oranları, güvenlik, hava kirliliği, artan emlak fiyatları
vb. kentsel saçaklanmaya yol açar. Kent çeperindeki arazilerin görece kentsel
arsalardan ucuz olması, karayollarına yapılan yatırımların artması, üretim
24
alanlarının merkezi alanlardan çıkması, internet gibi iletişim olanaklarının
yaygınlaşması, artan otomobil sahipliği ve yüksek hızlı otoyolların erişilebilirlik
düzeyini kent çeperi için arttırması vb. saçaklanmayı kolaylaştırıcı etkenlerdir
(Tamer, 2012).
Kentsel saçaklanmanın kentin bir fiziksel formu olduğunu savunanların
bulunmasıyla birlikte saçaklanmanın bir kent formu olmadığını ve kentsel
büyümenin bir aşaması olduğunu savunanlar da bulunmaktadır. Bu görüşü
savunanlar kentin kompakt bir forma ulaşmadan önceki dağınık ve boşluklu
halinin kentsel saçaklanma olarak adlandırıldığını ve bunun kentsel büyümenin
bir aşaması olduğunu savunmaktadırlar (Tamer, 2012).
Şekil 3.1.Kentsel alan, Kırsal Alan ve Kentsel Saçak İlişkisi (Aydın, 2016)
Bu tez çalışmasının inceleme alanı olan Isparta kenti göz önüne alındığında
Isparta kentinde yaşanan saçaklanma sürecinin bir kent formu olmasından çok
Isparta’nın kentsel büyümesinin bir ön aşaması olduğu görülmektedir. Bu
konuya ilerleyen başlıklarda daha çok yer verilecektir.
Kentsel saçaklanma kavramı Şehir ve Bölge Planlama mesleki yazınında farklı
tanımlamalarla ele alınmaktadır. Bu tanımlamalardan birkaçına aşağıda yer
verilmiştir.
Altaban (1985) tarafından, saçaklanma alanı tanımı yerine kent kıyısı kavramı
kullanılmış ve bu alanların, kent ile kır sınırları arasında ve dolayısıyla kentin
dış kenarlarında yer alan, kentsel kullanışların sıçramaları ve saçaklanmaları ile
25
oluşan ve kentin uzantılarını barındıran sorunlu alanlar olduğu belirtilmiştir. Bu
alanlar, kentin yakın dış çevresinde, kentten kıra geçiş alanlarında izlenen
dağınık yerleşimleri ve yapı gruplarını kapsar. Genelde düzensiz bir yerleşim
deseni gösteren bu alanlar niteliksel farklılıklar gösterir. Bu farklılıkların nedeni
ise, ya saçaklanma alanının ait olduğu yerleşim merkezinin yapısal-ekonomik ve
sosyal özelliklerinin etkisiyle zaman içinde değişim göstermesi, ya da yerleşim
merkezinin bütünlüğü, yüklendiği işlevler ve bölgesi içindeki kademelenme
ilişkilerinin saçaklanma alanı üzerindeki etkileridir (Sezgin, 2010).
Ruşen Keleş (1998), Kentbilim Terimleri Sözlüğünde “urban sprawl” kavramına
“kentsel boşalma” olarak karşılık getirmiş ve kentsel boşalmayı “kentlerin aşırı
ölçüde kalabalıklaşması, toprak değerlerinin yükselmesi ve işlevlerini, gereği
gibi yerine getirememesi sonucunda, kentteki insanların ve işleyim
kuruluşlarının özel taşıtların ve toplu taşıma araçlarının varlığından da
yararlanarak yörekentlere göçmeleri süreci” olarak tanımlamıştır.
Doğru (2002), kentsel saçaklanmayı etki – tepki sürecinin bir sonucu olarak
tanımlamış ve saçaklanma alanının çekici ve itici güçlerin karşılıklı etkileşimiyle
oluştuğunu savunmuştur. Çekici güçler merkez kentin sosyal – ekonomik ve
diğer imkânlarla yarattığı çekim gücü, itici güçler ise konut ve diğer kullanımlar
için kent merkezi dışında sunulan ucuz arazi varlığıdır. Buna göre, saçaklanma
alanının sınırını, kent dışında kent kaynaklı faktörlerin etkisiyle oluşan dinamik
bir olgu olarak kabul etmiştir.
Squires (2002)’ye göre kentsel saçaklanma düşük yoğunluklu, otomobil
bağımlısı, içinde yaşamayanları dışlayan kent ve kır arasında kalan saçak
alanlarında gelişen bir kent formudur. Kentsel saçaklanma ilerleyen aşamalarda
kentin kendisine doğru gelişmesini sağlayıp kentin kendi sınırlarını aşmasını ve
sınırları olmayan şehirler oluşmasını tetikler.
26
Şekil 3.2. Kent-kır Bölgelemeleri ve Bu Bölgelemelerin İlişkileri (Aydın,2016)
Kıray (1982)’ye göre; saçaklanma alanı, eski bir yerleşme çekirdeği etrafında,
kent hukuku dışında kentleşme sürecinin yaşandığı bölgedir. Bu bölge, eski bir
köy yerleşmesinden bugünkü konumuna, farklı biçimlerde ve farklı süreçlerle
ulaşmıştır. Bu bölgede formel (imarlı) yerleşmeler olduğu gibi, gecekondu
olarak adlandırılabilecek ticari olmayan işgal, ticari amaçlı işgal, siyasi örgütlü
işgal ve köy hukukuna dayalı satışlar ile oluşan yerleşmeler de bulunur.
Ocakçı (1996)’ya göre; saçaklanma alanları, merkez ve alt şehirden nüfusu
çeken, gelişmenin, büyümenin en fazla izlendiği alanlar olup, kırsal ve kentsel
çeper olarak ikiye ayrılabilir. Yapı ve nüfus yoğunluğu, merkez kentle kurulan
ilişkiler, ulaşım dokusu gibi ölçütlerle belirlenebilecek bu ayrım, çeperin kente
ya da kıra dönük yapısını ortaya koyar.
Farklı süreçlerin etkisindeki kentsel saçaklanma, ülkelerin ve kentlerin
niteliklerine göre farklı formlarda da ortaya çıkmakta, yukarıda tanımlananların
dışında özellikle gelişmekte olan ülkelerin hızlı büyüyen metropollerinde, düşük
yoğunluğun aksine neredeyse merkez kentle aynı yoğunlukta ve mekânda
süreklilik gösteren nitelikler de taşıyabilmektedir. Bu tür yerleşmeler de
uluslararası yazında “ boomburb” (Polat, 2012) olarak nitelendirilmektedir.
27
Chin (2002), kentsel saçaklanma konusunda kesin ve üzerinde anlaşılmış bir
tanım olmadığını sadece kentsel saçaklanmanın kent ve kır arasında bulunan
saçak alanlarında (rural-urban fringe) gerçekleştiği konusunda bir fikir birliği
olduğu görüşündedir. Fakat kentsel saçaklanmanın bazı belli özelliklerinde,
sebeplerinde ve etkilerinde ortak bir payda bulunduğunu da savunmaktadır.
Kentsel saçaklanmanın belli başlı özelliklerine, sebep ve sonuçlarına alt
başlıklarda değinilmektedir.
3.1.Kentsel Saçaklanmanın Özellikleri
Doğal ya da politik kararlara bağlı olarak kentin kırsal alana doğru ilerlemesi
olarak kısaca tanımlanabilecek olan kentsel saçaklanmanın gösterdiği bazı
temel özellikler bulunmaktadır. Bunlar (Morris,2005);
Düşük yoğunluklu ve dağınık gelişme,
Konut dışındaki ticari alan, sosyo-kültürel vb. alanların eksikliği,
Otomobil bağımlılığı,
Yetersiz toplu taşıma
Verimli tarım arazilerinin ve yaban hayatı yaşam alanlarının azalması
Nüfus artış hızının gerektirdiği alandan daha fazla alan tüketilmesi,
Yaya mekânlarının ve meydanların olmaması ya da az olması sonucu sosyal
ilişkilerin azalması olarak sıralanabilir.
Kentsel saçaklanmanın belli başlı yaşam alanı olarak özellikleri kentsel
saçaklarda yaşamanın kent merkezinde yaşamaktan daha ucuz ve sakin olduğu
izlenimi verir, fakat kentsel saçaklarda yaşamak aynı zamanda kent merkezinin
getirdiği yararların hepsinden uzak kalma anlamı taşır. Kentsel saçaklarda
yaşamak ve kent merkezinde yaşamanın iyi ve kötü yönleri karşılaştırıldığında
karşımıza aşağıdaki gibi bir tablo çıkmaktadır.
28
Kentsel saçaklarda yaşamanın iyi tarafları;
Genellikle doğa ile iç içe olunur.
Size özel alanınız daha fazladır ve ev ortamınız sessizdir.
Çok yakın komşular bulunmaz ve evlerin genellikle geniş bir bahçesi
bulunur.
Caddelerinde genellikle bisiklet sürülebilir, çünkü caddelerinde trafik
yoğunluğu olmaz.
Kent merkezinde yaşamanın iyi tarafları;
İhtiyaç duyduğunuz her şey genellikle yürüme mesafesinde olur.
Alışveriş ve boş zaman aktiviteleri için birçok seçenek vardır.
İş yeriyle olan mesafe genellikle azdır.
Sosyalleşme ortamları daha fazladır.
Çeşitli kültürlerden ve farklı ülkelerden komşunuz olma ihtimali
yüksektir.
Kentsel saçaklarda yaşamanın kötü tarafları;
Kent merkezine çok uzaktır ve herhangi bir ihtiyaç durumunda gidilecek
yere otomobil ile gitmek zorunludur.
İş yerine genellikle çok uzaktır.
En az bir otomobil sahipliğini gerektirir.
Toplu taşıma ya çok azdır ya da yoktur.
Sosyalleşme ortamları ve yaya olarak yürünebilecek ana arterler ve
meydanlar yoktur.
Boş zamanların değerlendirilebilecek herhangi bir aktivite seçeneği
bulunmamaktadır.
Kent merkezinde yaşamanın kötü tarafları;
Genellikle çok kalabalık ve gürültülü olur. Özellikle trafiğin yoğun olduğu
saatlerde.
Genellikle kiralar kentsel saçaklara göre daha pahalıdır.
Suç oranı daha fazladır.
Gürültü ve hava kirliliği çok fazladır.
29
3.2. Kentsel Saçaklanmanın Nedenleri
Genellikle kentsel saçaklanma temel anlamda iki nedene dayandırılmaktadır.
Bunlar teknolojik gelişmeler (özellikle otomobilin ve internetin icadı) ve
planlama süreci ve politik kararlardır. Bu konuyu biraz daha açınca kentsel
saçaklanmanın birçok nedeni olduğu görülür. Örneğin; kent merkezinde yer
alan konutların merkez fonksiyonlarına dönüşmesiyle birlikte üst gelir
grubunun konut alanlarını çeperlere taşıması, merkezdeki hava kirliliği, suç
oranı, gürültü oranındaki artış ve açık alan yetersizliği, kent merkezinde arsa
arzının sınırlı ve fiyatının çok yüksek olması, konut teknolojisi ve toplu konut
sektöründeki gelişmeler, nüfus artışı ve daha büyük konuta olan talepte artış,
talebin desentralizasyonu ile birlikte ticari aktivitelerin desentralizasyonu,
tarımsal gelirin, toprağın kentsel kullanıma dönüşümü sonucunda elde edilecek
gelire karşı düşük olması, tarımsal toprağın daha sonraki tarihte daha yüksek
fiyatla satılmak üzere satın alınması ve elde tutulması (arsa spekülasyonu),
sınırlandırıcı ve etkin, planlama-bölgeleme ve vergilendirme politikalarının
oluşturulamaması vb. (Karataş, 2007).
Avrupa Çevre Ajansı tarafından 2006 yılında hazırlanan raporda (Urban Sprawl
In Europe: The Ignored Challenge), kentsel saçaklanmanın temel nedenleri şöyle
sıralanmıştır:
- Makro-ekonomik nedenler: Ekonomik büyüme, küreselleşme
- Mikro-ekonomik nedenler: Yaşam standardında yükselme, arazi fiyatları ve
ucuz tarım arazileri varlığı
- Demografik nedenler: Nüfus artışı, hane halkı sayısındaki artış
- Konut tercihleri: Kişi başına daha fazla alan, konut beğenisi
- Kent merkezi sorunları: Hava kalitesinde kötüleşme, gürültü, güvensiz çevre,
sosyal problemler, kentsel sosyal donatı eksikliği
- Ulaşım: Özel araç sahipliliğindeki artış, toplu taşımın yetersizliği
-Düzenleyici çerçeve: Güçsüz arazi kullanım planlaması, mevcut planların
uygulamasındaki yetersizlik, yatay ve düşey koordinasyon ve işbirliğinin
eksikliği (Tamer, 2009’dan akt. Sezgin, 2010).
30
Yukarıda yer verilen kentsel saçaklanma nedenlerinden ziyade kentsel büyüme,
tüketici talebi ve yöneticilerin planlara sadık kalması veya saçaklanmaya yol
açacak planlar yapması gibi kentsel saçaklanma nedenleri de bulunmaktadır.
Kentsel büyüme kenti sürekli daha fazla dışa doğru itekler ve kentin gitgide
saçak alanlarına itilmesine sebebiyet verir. Tüketici olarak kent saçaklarında
yaşamak ise çoğu kişinin talebi olabilir. Dolayısıyla bu da kentsel saçaklanma
nedenlerinden biri olarak sayılabilir. Yöneticilerin yapılan planlara bağlı
kalmayıp ya da yapılan planlarda saçaklanmayı tetikleyecek gelişme alanları
sunması da aynı zamanda kentsel saçaklanma nedenlerinden birisidir.
3.3. Kentsel Saçaklanmanın Sonuçları
Kentsel saçaklanma bölgeleri kentlerin en hızlı değişen ve dönüşen bölgeleridir.
Kentsel saçaklanma şeklinde gelişen kentsel formun bu hızlı değişim ve
dönüşümünden kaynaklı çeşitli sonuçları vardır. Bunlar (Brunner, 2010; Sezgin,
2010);
Olumsuz çevresel etkiler, azalan su ve hava kalitesi
Artan trafik sıkışıklığı
Artan enerji kullanımı
Kentin belli olan karakteristiğinin yok olması
Yeni gelişen saçaklanma alanlarına hizmet götürmek için yapılacak olan
kamu masraflarının artması
Yakın çevredeki kırsal yerleşmeler ve tarım alanlarının niteliklerinin
değişmesi
Kırsal alanlarda kentsel kullanımların yer seçmeye başlaması
Tarım topraklarında çalışıp topraklarını kaybedenlerin gitgide kentte iş
bulup tutunmaya çalışması
Topluluk bilincinin azalması
Her bir kişi başına kullanılan arazinin artması
Hareket azlığından kaynaklı obezite ve stresin artması
Kentsel saçaklarda trafik sıkışıklığı yaşanmamakla beraber saçakları
kente bağlayan ana arterlerde trafik sıkışıklığı yaşanması
31
Kentin çeperinde bulunan doğal kaynakların gitgide yok edilmesi
Kişi başına düşen otomobil sayısının artması
Kırsal ve kentsel kültürün birbirine karıştığı bir kültür erozyonu
yaşanması
Kentsel saçaklardaki arsa fiyatlarında artış yaşanması şeklinde
sıralanabilir.
3.4. Kentsel Saçaklanma Üzerine Yapılmış Olan Çalışmalar
Dünyada ve Türkiye’de kentsel saçaklanma ile ilgili birçok tez birçok makale
yayınlanmış bu konuda birçok çalışma ele alınmıştır. Bu konunun sadece
Türkiye ayağı ele alınıp Yüksek Öğretim Kurumu’nun Tez veritabanı
incelendiğinde konu ile ilgili 16 doktora 72 yüksek lisans tezi olmak üzere
toplamda 88 tez bulunmaktadır.
Bu bölümde, tez kapsamında incelenen çalışmaların bir kısmı ana hatlarıyla
açıklanmaya çalışılmıştır. Söz konusu çalışmalar ve genel itibariyle konuları
aşağıdaki gibidir;
Durmaz, B. ve Erçetin, C. “Dirençlilik Konsepti Altında Ankarada’ki Kentsel
saçaklanmanın Ekolojik Boyutunun İncelenmesi” isimli makale kapsamında
Ankara’da makroformun saçaklanmasıyla beraber kentin tarım arazilerine
doğru kaymış olduğu, gidilecek mesafenin artmasından kaynaklı araç
kullanımının arttığı, bu durumun hem hava kirliliğine hem de küresel ısınmaya
yol açtığı ve saçaklanmanın su havzalarının üzerinde yapılaşmaya yol açtığı vb.
incelenmiş olup “kentsel saçaklanmanın” ekolojik boyutu ve sonuçlarının
Ankara’nın dirençliliğini nasıl etkilediği üzerinde durulmuştur.
Yenigül, S. B. “Metropoliten Kent Etkisindeki Yerleşimlerin Dönüşüm Sürecinin
Çözümlenmesi: Ankara Örneği” isimli doktora tezi kapsamında Ankara’nın
kentsel gelişme alanı olarak belirlediği saçaklanma etkisindeki yerleşim
yerlerine etkisini incelemiş bu yerleşimlerin yönetsel, demografik, ekonomik,
32
sosyal ve mekânsal yapıdaki değişim, yerleşimlerde sunulan kentsel hizmetler
ve yerleşimlerin kentle ilişkileri, bu yerleşimlerin nasıl (kırsal/yarı
kırsal/kentsel) özelliklere sahip oldukları ve saçaklanmadan nasıl etkilendikleri
ele alınmıştır.
Sezgin, D., “Kentsel Saçaklanmanın Verimli Tarım Topraklarının Amaç Dışı
Kullanımına Etkisi: Ankara Örneği” isimli yüksek lisans tezi kapsamında,
toprağın üretilemez – yenilenemez bir doğal kaynak olduğu vurgulanarak,
kentlerde fiziksel büyümeye bağlı olarak ortaya çıkan kentsel saçaklanmanın
toprak üzerindeki etkileri, Ankara metropoliten alanı özelinde ortaya
konulmuştur.
Özcan, H., “İstanbul’da Kentsel Yayılmanın Yapay Sinir Ağları İle Öngörüleri”
isimli yüksek lisans tezi kapsamında kentsel yayılma olgusu hakkında
öngörülerde bulunabilmek için coğrafi bilgi sistemleri desteğinde yapay zekânın
bir uzantısı olan yapay sinir ağları modellemesi İstanbul özelinde kullanılmış ve
2008 yılında yapılan bu tez çalışmasında 2015 yılı için tahmini yerleşim
sonuçları elde edilmiştir.
Yaşar, C.G., “Politics of Urban Sprawl: The Case Of Ankara” isimli yüksek lisans
tezi kapsamında bir kentsel büyüme bozukluğu olarak kentsel saçılmanın,
kapitalist kentin büyümesinin doğal ve kaçınılmaz bir sonucu olarak değil,
politik olarak yönlendirilen bir olgu olduğu üzerinde durulmuş ve buradan
hareketle, çoklukla coğrafi olarak sorunsallaştırılan kentsel saçılma olgusu, bu
çalışma kapsamında kentsel politikalara referansla Ankara örneğinde ele
alınmıştır.
Brunner, A., “The Effects Of Urban Sprawl On Daily Life” isimli yüksek lisans tezi
kapsamında Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşanan kentsel saçaklanmanın
günlük yaşam üzerindeki, araba kullanımının artışı, dolayısıyla meydana gelen
trafik sıkışıklığı, hava kirliliği ve bu hava kirliliğinin beraberinde getirdiği sağlık
sorunları vb. etkileri ele alınmıştır.
33
Kentsel saçaklanma ile ilgili bu bölümde yer verilemeyecek kadar çok çalışma
bulunmaktadır. Bu tez çalışması bu çalışmalardan farklı olarak “kentsel
saçaklanma”nın sosyolojik, toplumsal, ekonomik, ekolojik, politik özellikleri
veya değişimleri değil kentin mekânsal örüntüsünün büyüklük ve plan
kararlarının bu büyüklük üzerindeki etkileri ve ayrıca kent örüntüsündeki
doluluk-boşluk oranının fraktal geometri ile ölçümü ele almıştır.
3.5. Kentsel Saçaklanma Modelleri
Kentsel saçaklanmayı/yayılmayı ölçebilmek, belirleyebilmek ve
tanımlayabilmek için pek çok kuram ve model tanımlanmıştır. Bu bölümde
saçaklanmayı tanımlamaya çalışan bu modellere değinilmektedir.
3.5.1. Von Thunen Modeli
Von Thunen 19. yüzyılda taşıma harcamalarının üretimde bir engel teşkil
ettiğini düşünerek Pazar kentinden uzaklaştıkça hangi ürünlerin yetiştirilmesi
gerektiğini saptamaya çalışmıştır. Thunen ele alınan bölgenin dünyanın kalan
kısmından izole olduğunu, bölgede büyük bir pazarın bulunduğunu, alanın düz,
geniş ve aynı verimlilikte topraklarla çevrili olduğunu varsayarak, tarımsal
faaliyetlerin şehirden dışarıya doğru açılan eşmerkezli halkalar halinde olacağı
sonucuna varmıştır. Daha sonra bu varsayımlar yumuşatılıp gerçeğe
uyarlanmaya çalışılmıştır (Şekil 3.3.).
34
Şekil 3.3. Von Thunen Modeli (URL-3'den uyarlanmıştır)
3.5.2. Eş Merkezli Bölgeleme Teorisi
E. W. Burgess tarafından 1926 yılında önerilen Eş Merkezli Bölgeleme
Teorisi’nde kent mekânı beş bölgeden oluşmaktadır. Merkezden dışa doğru iç
içe geçmiş dairelerden oluşan bu modele göre; kent merkezinde yer alan birinci
bölge, merkezi iş alanlarıdır. Bitişiğinde sanayi alanları ile yoksul insanların
yaşadığı varoşların iç içe bulunduğu çok kullanımlı geçiş bölgeleri
olarak adlandırılan ikinci bölge yer almaktadır. İşçilerin yaşadığı yerler
üçüncü bölgede, orta gelir sınıfının yaşadığı yerler ise dördüncü bölgede yer
almaktadır. Dairenin en dışında ise üst gelir sınıfının yaşadığı beşinci bölge
bulunmaktadır (Candau, 2002’den akt. Ayazlı, 2011; Bal,2011).
35
Şekil 3.4. Eş Merkezli Bölgeleme Teorisi (Candau, 2002’den akt. Ayazlı, 2011’den uyarlanmıştır)
3.5.3. Merkezi Alan Teorisi
1933 yılında coğrafyacı Christaller tarafından tasarlanan Merkezi Alan Teorisi
modelinde, yerleşim yerleri üçgen ve altıgen gibi geometrik şekillerle
tanımlanmaktadır. Merkez, kendisinden eşit uzaklıkta bulunan küçük ilçelerin
sayısına göre belirlenmektedir (Ayazlı, 2011; Dicken ve Lloyd,1972).
36
Şekil 3.5. Merkezi Alan Teorisi(Candau, 2002’den akt. Ayazlı, 2011’den uyarlanmıştır)
3.5.4. Sektör Teorisi
1939 yılında Hoyt, Burgess’in Eş Merkezli Bölgeleme Teorisi’ni geliştirmeye
çalışmış ve kentsel arazi kullanımı için Sektör Teorisi’ni önermiştir. Bu modelde
farklı sosyoekonomik gruplar için ikamet eğilimleri araştırılmıştır. Modele göre
yüksek kalitedeki yerleşim tercihleri kent merkezinden dışa doğru
genişlemektedir (Candau, 2002’den akt. Ayazlı, 2011; Bal,2011).
37
Şekil 3.6. Sektör Teorisi(Candau, 2002’den akt. Ayazlı, 2011).
3.5.5. Yapay Sinir Ağları (YSA) Teorisi
20. yy’ın ikinci yarısından itibaren kendi kendine öğrenen sistemler üzerine
çalışmalar yapılmış ve bu kavram “yapay zekâ” olarak nitelendirilmiştir. Yapay
zekâ çalışmalarının bir sonucu olan YSA, insan sinir sistemi yapısı örnek
alınarak oluşturulmuştur (Ayazlı,2011).
YSA’nın temel prensibi, mevcut örneklerden yararlanarak olayları öğrenme ve
yeni durumlara karşı uygun yanıtlar üretmektir. İnsan beyni örnek alınarak
geliştirilen bu yöntemde, öğrenme, yapay sinir hücreleriyle
gerçekleştirilmektedir. Bir yapay sinir hücresi kendine gelen girişleri toplayan
ve sadece girişlerin toplamı iç eşik değerini aştığında çıkış üreten bir işlem
elemanıdır. Yapay sinir hücrelerinin girişlerindeki işaretler alınmakta ve ağırlık
vektörleri ile çarpılarak toplanmaktadır. Eğer toplanan işaret gücü eşik
fonksiyonunu geçiyorsa bir çıkış işareti üretilmektedir (Arı, 2009’dan akt.
Ayazlı, 2011).
YSA modelleme tekniği ulaşım planlama, ulaşım ve arazi kullanım etkileşimleri,
arazi kullanım sınıflandırılması, arazi kullanım dönüşümleri ve kentsel büyüme
gibi kentsel sorunların çözümünde kullanılmaktadır. Kentle ilgili çalışmalarda
YSA, genellikle doku analizinde kullanılmaktadır (Cheng, 2003’ten akt. Ayazlı,
2011).
38
3.5.6. Çok Ajanlı Sistemler (ÇAS) Teorisi
Çok ajanlı sistem analiz etme aracıdır. Bu yüzden net bir tanımı
bulunmamaktadır. Özellikleri farklı disiplinlerde değişiklikler göstermektedir.
Bu yüzden ortak bazı kesişim noktalarından hareket edilerek tanımlama
yapılabilmektedir. ÇAS’de ajanların genel davranış özellikleri özerklik, iletişim
becerisi, hareketlilik, algılama, etkileme ve heterojenliktir. Birden çok ajandan
oluşan ve belli bir mekân içerisinde çalışabilen dağınık uygulamalar ÇAS olarak
nitelendirilmektedir. Bu uygulamaların özerkliği, bulunduğu mekâna bağımlıdır.
Birden fazla mekânda etkin olabilecek şekilde etkileşimli ise mekâna bağımlı
kalmayarak başka ajan sistemleriyle de iletişim kurabilir (Başlık,2008’den akt.
Ayazlı, 2011).
Planlama çalışmalarında, ajan temelli modellemenin ana dayanağı, ajanların
belirli bir arazi içerisinde kendilerine ayrılmış bölgede etkin olmalarıdır. Ajan
ile arazi arasındaki etki ve etkileşimler, belirli bir süre içerisinde
tanımlanabilmektedir. Bu model Hammam vd. Tarafından düzensiz vektör
ajanları oluşturularak Von Thunen teorisine uygulanmıştır. Söz konusu
çalışmada 4 farklı ajan kullanılmıştır. Bunlar; kent ajanı (city agent), ekonomik
yapıyı çözümleyen analiz ajanı (analysis agent), çiftçi ajan (farmer agent) ve
dünya ajanı (world agent)tır (Hammam vd. 2004’ten akt. Ayazlı, 2011).
3.5.7. Hücresel Otomat Teorisi
Otomat kavramı, 1930’lu yıllarda bilgisayarların temel çalışma ilkelerini ortaya
koyan Alan M. Turing adına atfedilen, Evrensel Turing Makinesi (Kuramsal bir
hesaplama makinesidir. Bilgisayarın atası olarak kabul edilir.) ile ortaya
çıkmıştır. Daha sonrasında John von Neumann ve Stanislaw Ulam HO’yı
keşfetmiştir. 1970 yılında John Horton Conway “Hayat Oyunu (Game of Life)”
adını verdiği ve en çok bilinen HO’yı geliştirmiştir (Başlık, 2008’den akt. Ayazlı,
2011).
39
Hayat oyununun evreni, sonsuz ve iki boyutlu dik açılı ızgaraların oluşturduğu
ölü veya diri hücrelerdir. Her hücre yatay, dikey veya çapraz olmak üzere
bitişik olan sekiz komşusuyla doğrudan etkileşim içindedir. Model içindeki bir
hücre, komşu olduğu bu sekiz hücreden bilgi
alarak durumunu belirlemektedir. Herhangi bir hücre için, her zaman
adımında aşağıdaki değişikliklerden biri gerçekleşmektedir (Benenson ve
Torrens, 2004’ten akt. Ayazlı, 2011):
Bir canlı hücrenin, iki ya da üç canlı komşusu varsa değişmeden
bir sonraki nesle kalır (Şekil 3.7.a ve 3.7.e).
Bir canlı hücrenin, üçten daha fazla canlı komşusu varsa "kalabalıklaşma
nedeniyle" ölür (Şekil 3.7.b ve 3.7.d).
Bir canlı hücrenin, ikiden daha az canlı komşusu varsa "yalnızlık
nedeniyle" ölür (Şekil 3.7.f ve 3.7.g).
Bir ölü hücrenin tam olarak üç canlı komşusu varsa canlanır (Şekil 3.7.c)
Şekil 3.7. Hayat Oyunu (Benenson ve Torrens, 2004'ten akt. Ayazlı, 2011)
HO, bir durumun hücrelere bölünmesi ve her bir hücrenin kendisine komşu olan
hücrelerin durumuna göre gelecekteki durumunun kestirilmesine olanak
sağlayan bir işletim sistemidir. Kentsel modellerde HO, iki boyutlu olarak
tasarlanmaktadır. Her bir hücrenin durumu, orman alanı, tarım arazisi, yerleşim
vb. arazi kullanımı fonksiyonlarını gösterir. Hücreler arasında bilgi takas
edilebilir veya komşulara doğru yayılabilir ve bu anlamda HO bilginin mekâna
yayılmasını destekleyebilir (Ayazlı, 2011).
40
3.5.8. Doğrusal Olmayan Karmaşık Sistemler (Fraktal Geometri) ve Kaos Teorisi
Kaos teorisinin en belirgin anlamı, kestirilemeyen uzun vadeli davranışların
deterministik dinamik sistemlerin içinde başlangıç durumlarına hassas bağlılık
nedeniyle ortaya çıkmasıdır (Cheng, 2003’ten akt. Ayazlı, 2011). Kaos teorisi
varlıkların ve yasaların basit, tahmin edilebilir bir kümesinden karmaşık ve
kestirilemeyen bir sonuç çıkabileceğini savunur. Başlangıç durumlarına hassas
bağlılık kavramı, herhangi bir olayın gelişimi ve sonucunun, o olayın
başlangıçtaki koşullarına çok hassas olarak bağlı olmasını ifade eder. Başka bir
deyişle başlangıç durumunda meydana gelen ufak bir değişiklik uzun vadede
çok büyük bir etki yaratabilmektedir. Başlangıç durumuna böyle hassas bir
bağlılık genellikle Meteorolog Edward Lorenz’in ortaya attığı “kelebek etkisi”
olarak bilinmektedir. Lorenz kelebek etkisini şöyle tanımlamaktadır;
“Brezilya’da bir kelebeğin kanat çırpması, Teksas’ ta bir kasırganın kopmasına
neden olabilir” (Koç, 2004’ten akt. Ayazlı, 2011).
Matematikçi Mandelbrot kaos görünümünün geometrisini keşfetmiştir. Bu
geometrinin temel bileşeni fraktallardır (Ayazlı, 2011). Fraktallar ölçeğe bağlı
olarak değişik forma sahip olabilen düzensiz geometrik şekillerdir. “Fraktal”
parçalanmış ya da kırılmış anlamına gelen Latincede “frakctus” kelimesinden
türetilmiştir (Erdoğan ve Çubukçu, 2012). Fraktal geometri doğanın düzensiz ve
parçalı, kırıklı ve kesikli şekillerini betimlemek ve hesaplamak için kullanılan bir
kavramdır.
Fraktaller, tüm ölçeklerde kendi içinde tekrar eden dokular–örüntüler
sergileyen, yeni ve geleneksel geometrik kurgulardan tamamen farklı geometrik
kurgulardır. Fraktal geometri, sahil şeritlerinden, dağlara, yapraklardan, hava
durumu değişikliklerine, bulutların oluşumundan, müzikal armonilere kadar
her konuda rastlanabilir ve her türlü nesneyi matematiksel olarak
tanımlayabilirler (Bovill, 1996’den akt. Ediz ve Gürsakal, 2010).
41
Kent her ne kadar Öklid Geometrisi kullanılarak planlansa da; karmaşık
yapısından dolayı morfolojisi fraktal geometri ile daha kolay
açıklanabilmektedir. Ölçüt olarak fraktal boyut, Hausdorff ve Besimovich
tarafından tanımlanan, bir fraktalın mekânı ne oranda doldurduğunu ölçen
sayısal bir yöntem, istatistiksel bir büyüklüktür. Fraktal boyut 1 ile 2 arasında
değişen tam sayı olmayan bir büyüklüktür (Ball,2004’ten akt. Erdoğan ve
Çubukçu,2012).
Fraktal boyut, özünde, kutu sayısı, kutu boyutu ve fraktal boyut arasındaki
ilişkiyi ifade etmektedir.
K =A.
Burada;
K: Kutu sayısı,
ε: Grid boyutu (veya ölçek)
Df: Fraktal boyut değerleridir.
Temel amaç bu ölçekleme ilişkisinin hesaplanması olsa da fraktal boyutun
hesaplanması ile ilgili birçok farklı yöntem bulunmaktadır. Hausdorff kendine
benzerlik (self similarity dimension), kutu sayma (box counting) boyutları,
topolojik boyut, fraktal boyut, öklityen boyut, pergel boyutu (divider veya ruler
dimension), tek yönlü boyut, Lyapunov boyutu, bilgi boyutu (information
dimension), genleşme boyutu (dilation dimension), mekânsal korelâsyon
boyutu gibi yöntemler kullanılmaktadır (Frankhauser, 1998a; Frankhauser,
1998b; Peitgen vd., 2004’den akt. Kaya, Bölen, 2011). Bu yöntemler içinde
kendine benzerlik boyutu, pergel boyutu ve kutu sayma boyutu Mandelbrot’un
fraktal boyutunun özelleşmiş halleridir ve bu üç yöntem arasında kutu sayma
yöntemi en çok kullanılan yöntemdir (Peitgen vd., 2004’den akt. Kaya, Bölen,
2011). Bu yöntemde kentsel doku farklı boyutlardaki gridlerle çakıştırılmakta
ve farklı grid boyutlarında dokunun ölçülen elemanı (yapı adaları veya yollar)
ve çakışan grid sayısı ile kutu boyutunun logaritmaları arasındaki oran
kullanılmaktadır (Kaya ve Bölen, 2011).
42
Tez kapsamında kutu sayım yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntem ile
gerçekleştirilen fraktal değerin hesaplanması ile ortaya çıkan sayısal değerler,
“fraktal boyut” olarak tanımlanan değerlerdir. Fraktal boyut 1 ile 2 arasında
değişiklik gösterebilir. Fraktal boyutun değerinin 2’ye yakın çıkması, kent içinde
kullanılmayan alanların kent yerleşik alan lekesi içindeki oranının az olduğunu
göstermektedir. Fraktal boyut değerinin 1’e yakın çıkması durumunda da, bu
kent içerisindeki kullanılmayan alanların kent yerleşik alan lekesine oranının
fazla olduğu anlamına gelmektedir.
3.6. Planlama Çalışmalarının Kentsel Saçaklanmaya Olan Etkisi
Geniş kapsamlı planlama çalışmalarının yaygın olarak kabul gördüğü
dönemlerden günümüze kadar kentsel planlama çalışmaları Şehir ve Bölge
Planlama disiplini içerisinde demografik verileri temel alarak nüfus
projeksiyonları, işgücü verilerini temel alarak işgücü projeksiyonları temel
alınarak gerçekleştirilmektedir. Kentsel büyüme biçimi (formu), büyümenin
boyutu (planlama dilinde hektar cinsinden alansal büyüklük) belirlenirken tüm
nüfusun gelecekte ne olacağı, kentsel gereksinimlerinin neler olduğu göz
önünde bulundurularak hesaplanır. Ancak günümüzde yapılan planlarda
önerilen gelişme alanlarının genellikle öngörülen nüfus gereksiniminin çok daha
ötesinde olduğu görülmektedir. Bu da kentsel saçaklanmaya sebebiyet verir ve
düşük yoğunluklu arada yer yer boşlukların bulunduğu bir kent örüntüsü
çıkarır karşımıza. Kentsel büyümenin doğru hesaplanması kentsel arsa, arazi ve
konut politikaları ve fiyatlarının değişimi üzerinde etkilidir.
Bu durumun tersine öngörülen nüfusun ihtiyacından daha az gelişme alanı
önerilmesi durumunda da kent merkezindeki kira ve konut fiyatlarının gitgide
artması tekrar kentsel saçaklanmayla sonuçlanır. Şekil 3.8.’de bu durum daha
ayrıntılı bir şekilde anlatılmaya çalışılmıştır (Yaşar, 2010).
43
Şekil 3.8. Kentsel Büyümeden Kentsel Saçaklanmaya Çıkan Yol (Yaşar, 2010).
44
Yukarıdaki şekilde kentsel büyüme çıkış noktası kabul edilip, kent için yapılan
planlar referans verilerek ulaşılacak sonuçlar anlatılmaya çalışılmıştır. Söz
konusu tabloda mavi işaretli oklar olması planlanan ve olması istenen kentsel
büyümeye çıkarken kırmızı oklar kentsel saçaklanmaya çıkmaktadır.
Tablodan da anlaşılabileceği gibi kentsel büyümede sorun yaratıp kentsel
saçaklanmaya yol açabilecek bazı adımların olumlu sonuçlandığı ve yolunun
olması planlanan kentsel büyümeye çıktığı görülmektedir. Bu durum nasıl
oluştuğunu açıklamak gerekirse örneğin; özel mülkiyetin bulunmadığı kurgusal
bir toplulukta kent sadece kısmi planlara bağlı kalarak kent alanının tamamını
ele almadan da tutarlı bir büyüme gösterip bizi olması istenen kentsel büyüme
sonucuna ulaştırabilir (Yaşar, 2010).
Aynı şekilde olumsuz bir durumun bizi olumlu bir sonuca götürmesi gibi olumlu
bir durum da bizi olumsuz bir sonuca götürebilmektedir. Örneğin; üst ölçekli
planları yapılmış ve tahmin edilen nüfusu ve bu nüfusa yetecek oranda önerilen
yeterli gelişme alanları olsa bile, bu alanlardaki fiyat artışı ve halkın yeni çıkar
yollar istemesiyle bu problemin tekrar kısmi planlarla ele alınması kentsel
saçaklanmayla sonuçlanabilir. Ya da bu fiyat artışı tamamen plansız bir
gelişmeye ve yine dolayısıyla kentsel saçaklanmaya yol açabilir (Yaşar, 2010).
Genel olarak yukarıda gösterilmiş tablo özetlenecek olursa üst ölçek planı
yapılmış olan kentlerde;
1. Aşırı gelişme alanı önerilip kademeli bir şekilde bu plan gerçekleştirilir
ve aşama aşama bu kademelere ve plana bağlı ilerlenirse olması istenen
ve planlanan kentsel büyüme ve kent dokusu elde edilir.
2. Aşırı gelişme alanı önerilip bu gelişme alanlarının kademeli bir şekilde
kullanımının yapılmadığı durumlarda kentsel gelişme kentsel
saçaklanmayla sonuçlanır.
3. Aşırı gelişme alanı önerilip bu gelişme alanları dışında tekrar kısmi
planlar yapılmaya çalışılırsa bu durum kentsel saçaklanmayla sonuçlanır.
45
4. Aşırı gelişme alanı önerilip bu gelişme alanlarının kullanımıyla ilgili plan
yapılmaması ya da bu gelişim alanlarına bağlı kalınmaması durumu
kentsel saçaklanmayla sonuçlanır.
5. İhtiyaç duyulan oranda gelişme alanı önerilip bu gelişme alanlarına bağlı
tutarlı bir gelişme-büyüme yaşanması durumu olması planlanan kent
formu ve kentsel büyümeyle sonuçlanır.
6. İhtiyaç duyulan oranda gelişme alanı önerilip bu gelişme alanlarına bağlı
kalmayıp tekrar kısmi planlar yapılması durumu kentsel saçaklanmayla
sonuçlanır.
7. İhtiyaç duyulan oranda gelişme alanı önerilip bu alandan bağımsız
plansız bir şekilde yerleşilmesi durumu kentsel saçaklanmayla
sonuçlanır.
8. Yetersiz gelişme alanı önerilip daha sonra bu yetersizliğin kısmi planlarla
çözülmeye çalışılması durumu kentsel saçaklanmayla sonuçlanır.
9. Yetersiz gelişme alanı önerilip plansız bir gelişme yaşanması durumu
kentsel saçaklanmayla sonuçlanır.
Üst ölçek planı yapılmamış olan kentlerde;
1. Kısmi planlar yapılıp bu planlara bağlı bir şekilde tutarlı bir büyüme
durumu olması planlanan kent formu ve kentsel büyümeyle sonuçlanır.
2. Kısmi planlar yapılıp bu planlara bağlı kalmadan tekrar kentsel gelişme
durumunun yeni planlarla çözülmeye çalışılması durumu kentsel
saçaklanmayla sonuçlanır.
3. Kısmi planlar yapılıp bu planlar yetersiz kalırsa bu durum plansız bir
büyüme ve kentsel saçaklanmayla sonuçlanır.
4. Kısmi planlar yapılıp bu kısmi planlara bağlı kalmadan tekrar kısmi
planlar yapılırsa bu durum yine kentsel saçaklanmayla sonuçlanır.
5. Herhangi bir plan yapılmadan plansız bir şekilde, üst otoritenin yetkisi
çerçevesinde tutarlı bir büyüme olması planlanan kentsel büyüme ve
kent formuyla sonuçlanır.
6. Herhangi bir plan yapılmadan plansız bir şekilde gerçekleşen gelişme
kentsel saçaklanmayla sonuçlanır.
46
47
4. KENTSEL SAÇAKLANMANIN KENT ÖRÜNTÜSÜ ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN
ISPARTA ÖRNEĞİNDE İNCELENMESİ
Tez kapsamında, ‘kentsel saçaklanma’ teması çerçevesinde çalışma alanı olarak
Isparta kenti seçilmiş ve bu bölümde Isparta kentinin geçmişten günümüze
geçirdiği saçaklanma evrelerinin kent örüntüsü üzerinde yaptığı değişiklikler
incelenmiştir.
Bu çalışmanın kapsamında kentsel saçaklanmanın kent örüntüsü üzerindeki
etkisi iki aşamada ele alınmıştır.
İlk aşamada Isparta örnekleminde, Isparta kentinin mekânsal örüntüsünü
belirleyen planlama çalışmaları (plan kararları, nüfus, alan, yoğunluk ve büyüme
desenleri) Cumhuriyet Döneminden itibaren tarihsel süreçte ele alınarak kent
örüntüsü üzerindeki etkileri incelenmiştir.
İkinci aşamada ise Isparta kenti yerleşik alan örüntüsünün büyüklük, doluluk-
boşluk değişimi analiz edilmiş 2003 yılından 2015 yılına kadar 2’şer yıl arayla
alınan uydu görüntüleri “Fractalyse” programına uygun hale getirilerek “Fraktal
Geometri” yöntemiyle ölçülmüştür.
4.1. Isparta Kenti Genel Özellikleri
Isparta ili Akdeniz bölgesinin batı bölümünün iç kesiminde yer alır. Göller
Bölgesi’nin merkezi konumundadır. Isparta ili doğuda Konya, batıda Burdur,
kuzeyde Afyon, güneyde ise Antalya illeri ile komşudur (URL-4).
48
Şekil 4.1. Isparta İlinin Türkiye İçindeki Yeri (URL-5’ten uyarlanmıştır)
Merkez ilçenin rakımı 1050 metredir. Isparta iline bağlı ilçeler; Merkez, Aksu,
Atabey, Eğirdir, Gelendost, Gönen, Keçiborlu, Senirkent, Sütçüler, Şarkîkaraağaç,
Uluborlu, Yalvaç ve Yenişarbademli’dir. Isparta ilinde merkez ilçe ile birlikte 22
belediye, 13 ilçe ve 203 köy bulunmaktadır. İlin toplam nüfusu 421.766 olup,
nüfusun %71,19’u ilçe merkezlerinde, %28,81’i ise köy ve beldelerde
yaşamaktadır (TÜİK, 2016).
Isparta il geneli nüfus verileri saçaklanma başlığı altında incelenecek olursa;
2007’den 2015’e il ve ilçe merkezlerinde yaşayan nüfus 274.204’ten 300.255’e
çıkmış; belde ve köylerde yaşayan nüfus 145.641’den 121.511’e düşmüştür.
Dolayısıyla il ve ilçe merkezlerinde yaşayan nüfusun toplam nüfus içindeki oranı
artarken (2007=65,31; 2015=71,19), belde ve köylerde yaşayan nüfusun toplam
nüfus içindeki oranı azalmıştır (2007=34,69; 2015=28,81). Elde edilen bu
veriler ışığında kentsel nüfusun gitgide arttığı kırsal nüfusun ise gitgide azaldığı
görülebilmektedir. Bu durum ise kentsel alanlarda saçaklanmaya kırsal
alanlarda ise büzüşmeye sebebiyet vermektedir.
49
Çizelge 4.1. Isparta İli nüfus verileri (TÜİK,2016)
YIL
BÖLGE
ADI
Toplam
nüfus
İl ve ilçe
merkezleri
nüfusu
Belde ve
köyler
nüfusu
İl ve ilçe
merkezleri
nüfusunun
toplam
nüfus
içindeki
oranı (%)
Belde ve
köyler
nüfusunun
toplam
nüfus
içindeki
oranı (%)
2007 Isparta 419845 274204 145641 65,31 34,69
2008 Isparta 407463 264855 142608 65 35
2009 Isparta 420796 280154 140642 66,58 33,42
2010 Isparta 448298 311064 137234 69,39 30,61
2011 Isparta 411245 277327 133918 67,44 32,56
2012 Isparta 416663 283459 133204 68,03 31,97
2013 Isparta 417774 289203 128571 69,22 30,78
2014 Isparta 418780 294030 124750 70,21 29,79
2015 Isparta 421766 300255 121511 71,19 28,81
Saçaklanma konusu bağlamında Isparta İli genelinde incelenen bir diğer konu
ise otomobil sahipliğidir. Isparta İli kapsamında otomobil sahipliği verileri
incelenmiş olup 2006’dan 2015’e otomobil sahipliği ve bin kişi başına düşen
otomobil sayısı değerleri Çizelge 4.2.’de verilmiştir.
Çizelge incelendiğinde 2006’da 1000 kişi başına düşen otomobil sayısı 103 iken
2015’te bu sayı 168’e çıkmaktadır. “3.3. Kentsel Saçaklanmanın Sonuçları”
başlığı altında yer verilen kişi başına düşen otomobil sayısının artması
maddesinin Isparta İli içinde gözlemlenebildiği görülmektedir.
50
Çizelge 4.2. Isparta İli Otomobil Sahipliği ve Bin Kişi Başına Otomobil Sayısı Değerleri (TÜİK, 2016)
YIL Otomobil Bin kişi başına otomobil sayısı
2006 40118
2007 43288 103
2008 46339 114
2009 49258 117
2010 52315 117
2011 55841 136
2012 59158 142
2013 63206 151
2014 66823 160
2015 71062 168
Isparta ili iklim yapısına bakılacak olursa, Akdeniz ılıman iklimi ile İç Anadolu
karasal iklimi arasındaki geçiş bölgesinde yer almaktadır. İl genelinde daha çok
karasal iklim hüküm sürmektedir (URL-4).
Isparta ili Türkiye toplam arazisinin % 0.61’ine, Türkiye toplam işlenen tarım
alanlarının ise %0.63’üne sahiptir. İlin Türkiye bitkisel, hayvansal ve toplam
tarımsal üretim değerleri içindeki payları sırasıyla %1.45, %0.58 ve %1.12’dir
(TÜİK, 2016).
Isparta ilinin ulaşım durumuna bakıldığında; İç Anadolu’yu Akdeniz Bölgesine
bağlayan bir yerleşim merkezi konumundadır. Isparta, Antalya’yı Orta Anadolu
ve Ege’ye bağlayan alternatif karayollarından birisi üzerinde yer almaktadır,
diğeri Burdur’dan geçmektedir. Isparta’nın karayolu bağlantıları Antalya, Afyon
ve Konya yönüne giden 3 yolla sağlanmaktadır (URL-4).
51
Çizelge 4.3. Isparta’nın Çevre İl Merkezleri ve Büyük Kentlerle Olan Karayolu Uzaklıkları (URL-6)
Isparta - Antalya 124 km
Isparta - Burdur 50 km
Isparta - Konya 266 km
Isparta - Afyon 165 km
Isparta - Denizli 168 km
Isparta - İzmir 382 km
Isparta - Ankara 422 km
Isparta - İstanbul 602 km
Çizelge 4.4. Isparta’nın Çevre İlçeleri İle Olan Karayolu Uzaklıkları (URL-6)
Isparta - Atabey 21 km
Isparta - Aksu 60 km
Isparta - Eğirdir 34 km
Isparta - Gelendost 79 km
Isparta - Gönen 23 km
Isparta - Keçiborlu 39 km
Isparta - Senirkent 76 km
Isparta – Sütçüler 100 km
Isparta - Şarkîkaraağaç 119 km
Isparta - Yalvaç 105 km
Isparta – Yenişarbademli 169 km
Isparta - Uluborlu 65 km
Isparta - Davraz 28 km
İzmir –Aydın demiryolunun bir uzantısı olan Isparta demiryolu Cumhuriyet
öncesinde bir İngiliz firması tarafından yapılmıştır. Bu yıllarda demiryolu
Keçiborlu’dan geçtikten sonra Eğirdir’de son bulmaktaydı. 1936 yılında bu hat
üzerinde Bozönü’nden ayrılan 14 km’lik bir tek hatla Isparta il merkezinde
ülkenin demiryolu ağına bağlanmıştır. Isparta ili hudutları içindeki demiryolu
hattının uzunluğu 88.7 km’dir.
52
1992 yılında hizmete giren Isparta Süleyman Demirel Havaalanı, kent
merkezine 36 km uzaklıkta olup haftanın belli günlerinde İstanbul bağlantılı
uçak seferleri yapılmaktadır.
Isparta’nın tarihsel sürecine baktığımızda, yerleşim tarihi, yazılı tarih öncesi bir
dönem olan Üst Paleolitik Dönem ile başlamaktadır. Yörenin yazılı tarihi ise
Hititler’le başlamaktadır. Bugün il sınırları içinde kalan toprakların ve
yerleşmelerin o dönemdeki adları kesin olarak bilinmiyorsa da, yörenin Arzava
Bölgesi sınırları içinde kaldığı kabul edilmektedir. Isparta adının kaynağına
ilişkin bilgiler MÖ VIII. yy’a değin uzanmaktadır. Bu yüzyılda, Karadeniz’in
kuzeyindeki İskitler’ce güneye sürülerek Batı Anadolu’ya dek ilerleyen Sabardai
ve Kimmer topluluklarının bir bölümü, bugün Isparta İli’nin bulunduğu yörelere
yerleşmiş ve bu topraklara kendi adlarını vermiştir. Nitekim XIV. yy Arap
kaynaklarında, örneğin İbn-i Batuta’ nın yapıtında, bugün Isparta İli’nin
bulunduğu yöre Saparta olarak anılmakta, Isparta adının da bu sözcükten
geldiği sanılmaktadır (URL-4).
4.2. Geçmişten Günümüze Isparta Kenti İçin Yapılmış Olan Planlama
Çalışmaları
Bu bölümde Isparta kenti için yapılmış olan imar planlama çalışmaları
incelenmiş her bir planın kent mekânını etkileyen plan kararları ele alınmış,
incelenmiş ve sonuç olarak bu imar planlarının geçmişten günümüze kent
örüntüsünde meydana getirdiği değişiklikler ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Isparta merkez ilçe olarak eski ve tarihi bir kenttir. İç Anadolu, Ege ve Akdeniz
Bölgelerini birbirlerine bağlayan bir konumda yer alan Isparta kentinin
planlama çalışmaları Cumhuriyet Döneminden itibaren başlamıştır. İlk imar
planı 1938 yılında Prof. Ölsner tarafından yapılmıştır. 1945 yılında ise Kemal
Ahmet Aru yönetiminde bir ekip tarafından söz konusu planın 1/2000, 1/1000
ve 1/500 ölçekli uygulama imar planları yapılmıştır. Öncelikle Prof. Ölsner’in
yapmış olduğu planlama çalışması daha sonra günümüze doğru yapılan
planlama çalışmaları alt başlıklar şeklinde aşağıdaki gibi ele alınmıştır.
53
4.2.1. Prof. Ölsner İmar Planlama Çalışmaları (1938-1945)
Yüksek Mimar Kemal Ahmet Aru’nun ve Prof Ölsner’in yaptığı planlama
çalışmalarına dair veriler genel anlamda Isparta’nın tarihi dergisi ÜN’ün 10.
Cildinde bulunan “Prof Ölsner ve Doçent Yüksek Mimar Kemal Ahmet Aru’nun
hazırladığı Isparta Şehri İmar Planı Raporu” yazıdan ve ÜN dergisinin 9.
Cildinde bulunan Yüksek Mühendis Tevfik Çakmakçı’nın “Isparta’nın İmar Planı”
isimli yazısından derlenmiştir (Söz konusu yazılara EK-B’ de yer verilmiştir).
1938-1943 yılları arasında Prof. Ölsner’e Isparta kentinin 1/ 5000 ölçekli nazım
imar planı hazırlatılmıştır. Ölsner kenti işlevsel bölgeleme anlayışına uygun
olarak planlama çalışmalarını gerçekleştirmiştir.
Planda ticari aktivitenin yürütüldüğü, dini ve kamusal yapıların bulunduğu
kentin merkez bölgesi ile eğimli bir arazide yer alan Türk, Rum ve Ermenilerin
yaşadığı, Belönü Çayı’nın kuzey kesimini oluşturan ve Aksu Caddesi, Belönü
Çayı, Fabrika Caddesi ve Kaymakkapı Meydanı’yla sınırlanan mevcut yerleşim
alanı muhafaza edilmiştir. Kentin yeni gelişme sahası ise, döneminin kent
planlama anlayışıyla örtüşecek şekilde demiryoluna doğru kaydırılmıştır
(Kayalı, 2005).
Ölsner Planı’nda iki güçlü aksa önem verilmiştir. Bunlardan birincisi ve en
önemlisi kent merkezini yeni demiryoluna bağlayan kuzeydoğu aksı, diğeri de
sanayi kuruluşları ile otogarın yer aldığı şimdiki İstanbul Yolu olarak
tanımlanabilecek kuzeybatı aksıdır. En vurgulu kentsel aks olması öngörülen
kuzeydoğu aksına (İstasyon Caddesi’ne) paralel olarak açılan ana yollar ve
bunları dik olarak kesen ara yollar arasındaki kentsel adalar, merkezdeki
organik yapının aksine oldukça rasyonel bir düzenlemeye sahiptir. Izgara
sistemli bu parsel düzeni, aslında yeni oluşturulacak konut alanları hesaba
katılarak tasarlanmıştır (Kayalı, 2005).
Isparta’nın ilk imar planında Yenice, Dere, Emre, Sülübey, Hisar ve Gülcü
Mahalleleri imar sınırı dışında bırakılmıştır. Prof. Ölsner, Isparta’nın mevcut
54
mahallerinden altısını imar dışında bırakmak suretiyle imar alanını çok dar
tutmuştur. Hâlbuki özellikle 1950 yılından sonra başlayan ve giderek hızını
arttıran kentleşme hareketleri, kent nüfusunun hızla artmasına yol açmış ve
kent içinde belediye hizmetlerine kavuşmuş arsalar olmasına rağmen yapım
faaliyetlerinin, imar sınırının dışında yoğunlaşması önlenememiştir
(Dampo,1987).
4.2.2. Yüksek Mimar Kemal Ahmet Aru’nun İmar Planlama Çalışmaları (1945-1967)
Kemal Ahmet Aru yönetiminde bir ekip tarafından 1945 yılında Prof. Ölsner’in
hazırladığı planın 1/ 2000, 1/1000 ve 1/500 ölçekli uygulama imar planları
hazırlanmıştır.
Şekil 4.2. Prof. Ölsner ve Kemal Ahmet Aru'nun Hazırladığı İmar Planı (ÜN,9.cilt)
55
Söz konusu imar planının planlama esasları şöyle özetlenebilir (ÜN,9.cilt):
1. Davraz Dağı, yol şebekesi için görkemli bir fon teşkil ettiğinden yeni yollar
imkânlar ölçüsünde bu dağlara yöneltilmelidir.
2. Çevre yolları üzerinde dinlenme yerleri düşünülmeli, Isparta Çayı kenar
yolları bir an önce gerçekleştirilerek ağaçlandırılmalıdır.
3. İstasyon Alanı, bir arkadla Yük İstasyonu’ndan ayrılmalı, alanın
ışıklandırılmasına ve İstasyon Parkı’na özen gösterilmelidir.
4. Hükümet meydanındaki parkı çevreleyen duvarlar kaldırılmalı, cezaevinin
yerine bir sinema ve yanına bir otel yapılması düşünülmelidir.
5. Gülyağı fabrikası önünde bulunan üçgen alana şehir işaret taşları, oturma
bankları ve bir çeşme yerleştirilmeli; şehir büyüklerinin adları yazılı sütunlar
dikilmelidir.
6. Yeni tabakhane alanı, yeşillik ve ağaçlarla donatılarak dinlenme yeri olarak
düzenlenmelidir.
7. Küçük sanayi, şehrin güneybatısında, Isparta Çayının iki yakasında; büyük
sanayi güneydoğuda, yük istasyonunun altında, Antalya ile bağlantılı olarak
kurulmalıdır. İşçi mahalleleri için de bu kısımda uygun yerler bulunmaktadır.
8. Daha önce yeri yönünden isabetsiz olarak gerçekleştirilen spor alanının
İstasyon Caddesi’ne göre konumu uygun olmadığından, bu alan yetiştirilecek
ağaçlarla perdelenmelidir.
9. Mimar Sinan Bedesteni, balık pazarı ve kasap dükkânları olarak
düzenlenmelidir.
10. Şehrin kanalizasyon sorunu hızla çözümlenmelidir.
Söz konusu imar planı ile ilgili elde edilen verilere doğrultusunda yapılaşma ile
ilgili Prof. Ölsner’in planı ile örtüşen bir şekilde gelişme alanları İstasyon
Caddesi civarlarında önerilmiş, tren istasyonunun Antalya’ya bağlanması
durumu da düşünülerek bu mekânların yeni bir merkez teşkil edeceği
öngörülmüştür. Aynı zamanda sanayi ile ilgili yer seçimi kararları belirlenmiştir.
Yüksek Mimar Kemal Ahmet Aru yönetiminde yapılan bu planda yine Yenice,
Dere, Emre, Sülübey, Hisar ve Gülcü Mahalleleri imar sınırı dışında
bıraktığından dolayı 1950’lerden itibaren başlayan ve giderek artan kentleşme
56
hareketleri nedeniyle nüfusun hızla artması konut yapım faaliyetlerinin, imar
sınırının dışında yoğunlaşması önlenememiştir (Dampo, 1987).
Bu imar planlama çalışmalarında şehrin imar hudutları; güneyde Dereboyu,
kuzeydoğuda ise demiryolu hattı olarak tanımlanmıştır. Söz konusu imar
planına göre; şehrin doğu-batı istikametindeki genişliği 6 km iken ve kuzey-
güney istikametindeki genişliği ise 2 kilometreyi aşmamaktadır.
Şekil 4.3. Prof. Ölsner ve Kemal Ahmet Aru'nun Hazırladığı İmar Planına Göre Yerleşik Alanlar (ÜN,9.cilt)
Daha sonra Kemal Ahmet Aru’dan, İmar ve İskân Bakanlığı, Planlama İmar
Genel Müdürlüğü tarafından mevcut imar planını revize etmesi istenmiştir.
Revize edilerek hazırlanmış olan planı 13.03. 1960’da onanmıştır. 50.000 nüfus
hedeflenerek yapılmıştır. Planlanan alan 290 Ha. kadardır. Nüfus yoğunluğu 170
kişi / ha. olarak önerilmiştir.
57
Bu imar planının önerdiği başlıca önemli kararlar, kuzeyde küçük sanayi sitesi
alanı önerilmesi, ticaret alanının kuzey ve batı yönünde geliştirilmesi, kuzey,
batı ve doğu yönünde yeni konut alanları önerilmesidir (Kırzıoğlu, 2008).
Kentsel saçaklanma açısından yapılan söz konusu planlama çalışması
incelendiğinde aşağıdaki çizelge ortaya çıkmaktadır.
Çizelge 4.5. Kemal Ahmet Aru Planında nüfus, alan ve yoğunluklar (Dampo, 1986; Tüik, 2016)
PLAN MEVCUT NÜFUS (kişi)
ÖNERİ NÜFUS (kişi) TOPLAM
NÜFUS
MEVCUT ALAN (ha)
MEVCUT YOĞUNLUK (kişi/ha)
ÖNERİ ALAN (ha)
TOPLAM ALAN (ha)
ÖNERİ YOĞUNLUK (kişi/ha)
Kemal Ahmet Aru Planı 1945-1967
24567 25433 50000 ~218 112,69 76 294 170
Çizelge incelendiğinde Kemal Ahmet Aru’nun kentte kompakt bir yapılaşma
şekli benimsediği ve yoğunluğu arttırarak mevcut konut ihtiyacını gidermeye
çalıştığı gözlemlenmektedir. Planlama döneminde 112,69 kişi/ha olan mevcut
yoğunluk önerilen nüfus ve yerleşim alanına göre 170 kişi/ha’a çıkmıştır.
1960 imar planının önerdiği nüfus hedefine 1965 yılında yaklaşılmış ve
yerleşme plan dışında yayılmıştır. Özellikle Bahçelievler, Yayla, Karaağaç, Gülcü
mahallelerine yayılma görülmüş ve yeni plan gereği ortaya çıkmıştır (Kırzıoğlu,
2008). Dolayısıyla bu da Isparta’da bulunan belediye otoritesinin planlamanın
ilk zamanlarından beri kentte kentsel saçaklanma yaşanmasını istemediğini ve
planlı bir şekilde kentsel büyümenin yaşanmasına çaba harcadığını
göstermektedir.
58
4.2.3. Yüksek Mimar Fahri Yetman’ın İmar Planlama Çalışmaları (1967-1976)
Isparta’nın bir sonraki imar planı çalışmaları Mimar Fahri Yetman tarafından
revize imar planı çalışmaları olarak 1967 yılında hazırlanmış olup, 22. 10. 1968
de onanmıştır. Planlama alanı yaklaşık 2000 Ha. olarak alınmıştır.
Bu imar planının önerdiği başlıca önemli kararlar olarak: Kentin kuzeyinde
küçük sanayi sitesi önerilmesi, merkezi ticaret alanının kuzey ve batı yönünde
geliştirilmesi, kuzey, batı ve doğu yönünde yeni konut alanlarının önerilmesi
şeklindedir (Dampo,1988).
1985 yılı nüfusunun 103.000 kişi olacağını kabul eden söz konusu planda kentin
gelişme hızının artması ve bazı yeni uygulama kararları yeni sorunlar ortaya
çıkarmıştır. Kentteki hızlı nüfus artışı sonucu konut alanlarının plan dışına
yayılışı, sanayi ile büyük alan gerekliliğini doğurmuş ve kentin imar planı kısa
sürede yeniden ele alınmıştır (Dampo,1988).
Yüksek Mimar Fahri Yetman’ın yaptığı planlama çalışması kentsel saçaklanma
açısından incelendiğinde aşağıdaki çizelge ortaya çıkmaktadır.
Çizelge 4.6. Fahri Yetman Planında nüfus, alan ve yoğunluklar (Dampo, 1986; Tüik, 2016)
PLAN MEVCUT NÜFUS (kişi)
ÖNERİ NÜFUS (kişi) TOPLAM
NÜFUS
MEVCUT ALAN (ha)
MEVCUT YOĞUNLUK (kişi/ha)
ÖNERİ ALAN (ha)
TOPLAMALAN (ha)
ÖNERİ YOĞUNLUK (kişi/ha)
Fahri Yetman Planı 1967-1976
76166 26834 103000 560 136 1440 2000 51,5
Çizelgeye göre Yüksek Mimar Fahri Yetman 560 ha olan mevcut yerleşik alanı
2000 ha’a çıkararak Kemal Ahmet Aru’nun aksine saçaklanmayı desteklemiş ve
136 kişi/ha olan mevcut yoğunluk planlanan plan döneminde 51,5 kişi/ha’a
düşmüştür.
59
4.2.4. Yüksek Mimar Behçet Baykut’un İmar Planlama Çalışmaları (1976-1985)
Isparta kent merkezinin daha sonraki imar planlama çalışmaları Mimar Behçet
Baykut tarafından yapılmış olup, hazırlanan planlar 1976 tarihinde onanmıştır.
Planlama alanı 3000 Ha. civarında alınmıştır.
Mimar Behçet Baykut tarafından yapılan imar planı iki etapta geliştirilmiştir:
1.etabı oluşturan ve kentin merkez kısmını kapsayan imar planı 1976 yılında
onanarak yürürlüğe girmiştir. Bu planda, eski imar planı sınırı dışında ortaya
çıkan yapılaşmalar bir disiplin altına alınarak, yeni gereksinmeler de göz
önünde tutularak mevcut plan dokusu ile bütünleştirilmiştir. 1990 yılı
hedeflenerek 119.500 nüfusa göre hazırlanan imar planı 1334 Ha’lık alanı
kapsamaktadır.
2. Etabı oluşturan ve 1979 yılında onanarak yürürlüğe giren ilave imar planına
konu olan alanlar, kentin kuzey kısımlarının devamı olan Çünür yerleşmesini
içeren 8 km’lik bir mesafeyi kapsamakta ve kent planını bütünleyici bir nitelik
taşımaktadır. Organize sanayi, küçük sanayi, meslek okulları ve yükseköğretim
alanları ile konut gelişme alanlarını da içeren söz konusu ilave imar planı alanı,
431.7 Ha. lık fidanlık hariç 787 Ha. olup, 25.200 nüfusa göre planlanmıştır. 370
Ha.lık bir alan ise organize sanayi bölgesi olarak planlanmış ve onanmıştır.
Kentin plan hedef yılına esas olan nüfusun dağılımı yanında, yakın çevrenin
arazi kullanış kararlarının belirlenmesi ile kentsel fonksiyonların dağılımı amacı
ile 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Nazım İmar Planı yapılmıştır.
60
Şekil 4.4. 1976 Onama Tarihli 1/25.000 Ölçekli Isparta Merkez Planı (Dampo,1987)
Çevre Düzeni Nazım İmar Planı güneyde Gölcük Gölü ve dağlık alanları, doğuda
Yazısöğüt köyü ve Eğirdir yolunu, kuzeyde Göltaş Çimento Fabrikasını, batıda
Kayı ve Yakaören köylerini kapsamaktadır.
61
Yürürlükteki nazım ve uygulama planları dışında, güneydoğuda Antalya yolu
güneyinde konut gelişme alanı, batıda Gölcük yolu güneyinde konut gelişme
alanı, Gölcük yoluna bağlanan çevre yolu kuzeyinde konut gelişme alanı,
Deregüme yerleşmesi ile Kayı köyü arasında kentsel spor tesisleri ve eğitim
sitesi alanı önerilmiştir.
1976 onanlı imar içinde elverişli büyüklükte arsa bulma zorluğu, üye sayısı
yüksek kooperatifleri plan dışında mevzi imar planları ile yapılaşmaya
zorlamıştır. Çevre Düzeni Nazım İmar Planında konut gelişme alanı olarak
önerilen ve kent merkezinin batısında yer alan 7500 kişilik Yedişehitler
Bölgesine ait 1/1000 ölçekli uygulama imar planı 1980 yılında, 3600 kişilik ucuz
konut kooperatifine ait 1/1000 ölçekli uygulama imar planı 1981 yılında,
üniversite alanının güney batısında yer alan 3700 kişilik BAĞ-KUR Konut
Kooperatifine ait 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ise 1982 yılında mevzi
imar planları olarak onanmıştır (Dampo, 1988).
Kentin merkez kısmını kapsayan 1976 onanlı planın uygulanmakta olmasına
karşın, 1979 yılında onanan kuzeydeki ilave alanda uygulama oranı oldukça
düşüktür. Bunun nedeni de büyük ölçüde bu kısımda önerilen kullanışlar için
talebin az olmasıdır (Kırzıoğlu, 2008).
Söz konusu Behçet Baykut’un planlama çalışmaları kentsel saçılma açısından
değerlendirildiğinde aşağıdaki çizelge ortaya çıkmaktadır.
Çizelge 4.7. Behçet Baykut Planında nüfus, alan ve yoğunluklar (Dampo, 1986; Tüik, 2016)
PLAN MEVCUT NÜFUS (kişi)
ÖNERİ NÜFUS (kişi) TOPLAM
NÜFUS
MEVCUT ALAN (ha)
MEVCUT YOĞUNLUK (kişi/ha)
ÖNERİ ALAN (ha)
TOPLAM ALAN (ha)
ÖNERİ YOĞUNLUK (kişi/ha)
Behçet Baykut Planı 1976-1985
86043 58657 144700 2546 33,7 454 3000 48,23
62
Çizelge incelendiğinde Yüksek Mimar Behçet Baykut’un yine saçılarak gelişmeyi
benimsediği görülebilmektedir. Behçet Baykut planında 86.043 kişi olan mevcut
nüfusu 144.700’e, 2546 ha olan mevcut alanı 3000 ha’a, 33,7 kişi/ha olan
mevcut yoğunluğu 48,23 kişi/ha’a çıkarmıştır.
4.2.5. Şehir Plancısı Remzi Sönmez ve Dampo Tarafından Yapılan Planlama Çalışmaları (1985-2005)
Şehir plancısı Remzi Sönmez ve DAMPO Ltd. Şti tarafından 1985- 1990 yılları
arasında geniş çaplı kent analitik etüt çalışmaları ve bu çalışmaların üzerine
gerçekleştirilen kentin imar planlamaları 10. 07. 1990 tarihinde onanmıştır.
Söz konusu plan 5 etap halinde ele alınmış olup her etapta ayrı bir bölge ele
alınarak Isparta kenti için en geniş çaplı plan yapılmıştır. Planlamaya geçmeden
önce ayrıntılı analiz çalışmaları yapılmış ve alan hakkında çeşitli veriler elde
edilmiştir. Söz konusu verilere aşağıda yer verilmektedir.
Şekil 4.5. Gelişme Etapları (Dampo, 1986).
63
Şekil 4.4.’da gösterilen gelişme etapları analizi Isparta’nın 1955-1986’ya kadar
olan gelişimini göstermektedir. Bu çalışma sayesinde Isparta’nın 1955-1986
yılları arasında hangi yönlere geliştiği görülebilmektedir.
Şekil 4.6. Isparta Kenti Eğim Durumu (Dampo, 1986)
Isparta kenti için yapılan eğim durumu analizine bakıldığında ise Isparta
kentinin çoğu çeperinin %20 üzeri eğimle çevrili olduğu, kent merkezinin
eğiminin % 0-5 arası olduğu görülmektedir. Dolayısıyla Isparta kenti çevresinin
genel olarak doğal eşiklerle çevrili olduğu ve gelişme alanının kısıtlı olduğu söz
konusu haritadan anlaşılabilmektedir.
Bu durum genellikle Isparta kentinde saçaklanma yaşanmasını engelleyen
etmenlerden birisidir.
64
Şekil 4.7. Isparta Kenti Bitki Örtüsü (Dampo,1986)
Kentin bitki örtüsü incelendiğinde kentin yerleşik alanının bugüne nazaran
1986’da oldukça az olduğu ve kentte büyük oranda tarla tarımı alalarının
çoğunlukta olduğu görülmekte, bağ-bahçe tarımının ise kentin batı kıyılarında
çoğaldığı göze çarpmaktadır.
Günümüz Isparta’sı için söz konusu tablonun yaklaşık tamamının yerleşik alan
olarak geliştiği, tarım alanlarının sadece merkezden Çünür’e giden yolda var
oldukları fakat işlevsiz ve gelişme alanı olarak konuta açıldıkları görülmektedir.
65
Şekil 4.8. Isparta Kenti Sosyal Topoğrafya Haritası (Dampo, 1986)
Isparta kentinin sosyal topoğrafya haritası incelendiğinde kent merkezinde her
tür gelir grubundan insanın yaşadığı görülmektedir. Çeperde genellikle alt gelir
grubundan insanların barındığı gözlemlenmektedir.
Şekil 4.9. Isparta Kenti 1986 Arazi Kullanım Durumu (Dampo, 1986)
66
Isparta kenti 1986 arazi kullanım durumu incelendiğinde günümüz alan
kullanımı ile tutarlı bir alan kullanımı olduğu göze çarpmaktadır.
Şekil 4.10. Isparta Kenti Nüfus Yoğunluğu (Dampo, 1986)
Isparta kenti 1986 nüfus yoğunlukları haritası incelendiğinde aralıkların 100-
150, 150-200 ve 200-300 kişi/ha alındığı görülmektedir. Genelde kentlerde
görülen merkezin daha yoğun ve çeperlerin az yoğun olma durumu Isparta
kentinde pek görülmemektedir. Bu biraz da kenti doğal eşiklerin
sınırlamasından kaynaklanmaktadır.
Bu analizler doğrultusunda yapılan İmar Planının 1. Etabı Isparta kentinin
güney – doğusundaki 558 hektarlık alanı kapsamaktadır. Söz konusu planın
plan raporunda 1. Etap planlama alanı, seçilme nedenleri, kriterleri ve plan
kararlarına aşağıda yer verilmiştir.
Planlama alanı batıda yürürlükteki imar planına, (kısmen planlı alanları da
kapsamaktadır ) doğuda, Minas’ın Çayı ve Sav Belediye sınırlarına, güneyde
topoğrafik eşiklere, kuzeyde Antalya yolu ve tarımsal eşiklere dayanmaktadır.
67
Planlama alanı 1980 yılında onanan 1/25.000 Ölçekli Isparta Çevre Düzeni
Planında konut gelişme alanı olarak düzenlenmiştir.
Alanın güney- batısında yer alan 43 hektarlık kısım Belediye’ce ucuz konut alanı
olarak saptanmıştır. Planlama alanında imar planı dışında hisseli parselasyon
yolu ile konut gelişmesi görülmektedir. Belediyesince gerek ucuz konut alanının
uygulamaya açılması, gerekse plan dışı gelişmenin plan disiplini içine alınması
amacı ile öncelikle planlanması istenmiştir. Bu nedenlerle, Isparta Kenti İlave ve
Revizyon imar planı işinde bu kesim 1. Etap olarak tanımlanmış ve 1/5000
Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planları öncelikle
hazırlanmıştır.
Söz konusu planda verilen plan kararlarına göre belirlenen arazi kullanım
çizelgesi aşağıdaki gibidir.
Çizelge 4.8. Dampo Tarafından Hazırlanan İmar Planı 1. Etap Alan Kullanımları (Dampo, 1988)
MEVCUT ALAN
(ha) ÖNERİ ALAN
(ha)
TOPLAM PLANLAMA ALANI
(ha) %
KONUT 17.09 238.81 255.9 45.15 TİCARET, ÇARŞI - 0.6 0.6 0.1
PAZARLAMA - 1.4 1.4 0.25 TABAKHANELER - 5 5 -
HALI YIKAMA - 1.3 1.3 -
RESMİ KURUMLAR - 16 16 -
BELEDİYE HİZMET ALANI 8.25 4 12.25 -
İLKOKUL 0.3 6.7 7 1.24
ORTAOKUL - 3 3 0.53 LİSE - 1.2 1.2 0.21
MESLEK LİSESİ - 1.5 1.5 0.26 PARK - 2.8 2.8 0.5
DİNİ TESİS 0.13 1 1.13 0.2 SAĞLIK TESİSİ - 0.45 0.45 0.08
KREŞ, ANAOKULU - 0.27 0.27 0.05 FUAR - 21 21 -
YEŞİL ALAN - 45.34 45.34 8
SPOR VE OYUN ALANI - 9.07 9.07 1.6 YOL VE OTOPARK 31.5 65.2 96.7 17.06
AĞAÇLANDIRILACAK - 12.22 12.22 - DİĞER (KANALLAR,
AKARSULAR) - 64.87 64.87 -
TOPLAM 57.27 501.73 558 100
68
2. Etapta, 1976 yılında onanan merkez kısmı imar planının 1022 hektarlık
bölümünün revizyon imar planı düzenlenmiştir.
Söz konusu planın plan raporunda 2. Etap planlama alan tanımı ve plan
kararlarına aşağıda yer verilmiştir.
Şekil 4.11. Isparta kenti Dampo tarafından yapılan planın 1.2. ve 3. etapları (Dampo,1988)
2. Etap imar planı iki bölgeden oluşmaktadır;
1.bölge Belönü Çayının kuzeyi, Afyon yolunun batısında kalan ve Eğirdir yolu
çevresini kapsayan toplam 770 hektar alanın revizyon (Kıraçlar (Anadolu),
Sanayi, Davraz, İstiklal, Kepeci, Karaağaç ve Sermet mahalleleri).
2. bölge Belönü çayının güneyindeki alanları kapsayan toplam 252 hektar alanın
revizyonu, (Halifesultan, Gülcü, Hisar, Sülübey, Emre ve Keçeci mahallesinin bir
bölümü ).
2. Etap planlama alanı 1976’da onanan merkez kısmın bir bölümünü
kapsamaktadır. 1976 planında bu alanda 57.568 nüfus planlanmış, revizyon
planı ile bu nüfusa 10.928 ilave yapılarak toplam 68.496 nüfus planlanmıştır.
Mevcut imar planının içerdiği nüfusun kentsel sosyal ve teknik donatım
alanlarının kendi içinde çözümlendiği varsayılmakta ve bu alanlarda küçülme ve
azalma önerilmemektedir. İlave nüfus için nüfusun yerleşeceği bölge de göz
önüne alınarak ilave sosyal donatım alanları planlanmaktadır.
69
İmar Planı Revizyonunun Nedenleri ve Çözümleri (Dampo,1988):
-İmar planında kat arttırılması, yol kaydırılması kullanış değişikliği ile ilgili
olarak kişi ve kuruluşların başvuruları bulunmaktadır. Bu başvurular
incelenerek olumlu görülenler için değişiklikler yapılmıştır.
-İmar planı ile uygulama arasında görülen kayma ve benzeri farklılıkların
düzeltmeleri yapılmıştır.
-1976 imar planının onanmasından sonra yapılmış tüm plan değişiklikleri
revizyon plana işlenmiştir.
-İmar planında önerilen kat yüksekliklerinde yola göre ya da bölgelemeye göre
kat önerilmiştir. Ancak bunlarda bazı eksiklik ve çelişkiler bulunmaktadır. Bu
tür çelişkiler giderilmiştir.
-Gelişme alanlarında, yapı yoğunluğu ile (TAKS/ KAKS) birlikte düzenlenen
konut bölgelerinde yapılan parsel büyüklükleri öneri TAKS/KAKS ‘a göre küçük
kalmakta ekonomik olarak elverişli konut büyüklüğü elde edilememektedir. Bu
tür bölgelerde yapı yoğunluklarında değişiklik yoluna gidilmiştir.
-İmar planında depolama alanı olarak planlanan bölgede hiçbir depolama tesisi
yapılmamış, ancak bu bölgede bazı imalathane ve sanayiler yapılmıştır. Bu
alandaki talepler göz önüne alınarak alanın bir bölümü konut bir bölümü de
konut dışı kentsel çalışma alanı olarak düzenlenmiştir.
-Demiryolunun doğusunda planlanan 2. Küçük Sanayi Sitesi alanının imar
planında ada düzenlemesi yapılmıştı. Ancak bu alanda arazi, alan küçük sanayi
kooperatiflerinin, gerek mülkiyet sınırları, gerekse yer alacak iş yerleri türlerine
göre uygun büyüklükte parsel üretmelerine imkân sağlayacak esneklikte plan
kararı getirilmiş, öneri imar adaları kaldırılmıştır.
-Emre Mahallesinin güney kesiminde, kentin içme ve kullanma suyu için arıtma
tesisleri yeri saptanmıştır. Arıtma tesisleri nedeniyle bu alanda yeni bir
düzenleme yapılmaktadır.
-Gülcü Mahallesinin güneyinde, Belediyece bir mahrukatçılar sitesi planlanması
istenmektedir.
-Emre, Gülcü, Keçeci, Doğancı ve Dere Mahallelerinin güneyindeki bölge kısmen
bağlık kısmen ağaçlık olan doğal dokusu itibariyle kentin yeşil alan ihtiyacına
cevap verebilecek nitelikte bir alandır. Bu alanın bir kısmı ( Öküzbattı mevkii )
Belediyece mesire alanı olarak onanmıştır. Bu bölgenin doğal bitki örtüsünün
70
sürdürülmesi, geliştirilmesi ve kentlilerin yeşil alan ihtiyacının önemli ölçüde
karşılanması için bu alanda park ve mesire alanı düzenlenmiştir.
Söz konusu planda verilen plan kararlarına göre belirlenen arazi kullanım
çizelgesi aşağıdaki gibidir.
Çizelge 4.9. Dampo Tarafından Hazırlanan İmar Planı 2. Etap Alan Kullanımları (Dampo, 1988)
KULLANIŞ TÜRÜ ALAN (ha) % KONUT ALANLARI 283.8 27.86
TİCARET, PAZARLAMA 7.2 0.7 TOPTAN TİCARET, HAL 11.7 1.14 OTO TERMİNAL, GARAJ 10.4 1.01
SANAYİ ALANLARI 46 4.5 KÜÇÜK SANAYİ SİTELERİ 130 12.7
KONUT DIŞI KENTSEL ÇALIŞMA 32.2 3.25 RESMİ KURUMLAR 78.5 7.68 SAĞLIK TESİSLERİ 2.6 0.25 EĞİTİM TESİSLERİ 24 2.34
SOSYAL KÜLTÜREL TESİSLER 3 0.29 SPOR TESİSLERİ 8.6 0.84
ASKERİ ALANLAR 5.6 0.54 DEMİRYOLU TESİSLERİ 9.5 0.92
TEKNİK ALTYAPI 7.3 0.71 AĞAÇLANDIRILACAK ALANLAR 7.2 0.7
YOL VE OTOPARKLAR 197.2 19.39 YEŞİL ALAN 155.2 15.18
TOPLAM 1022 100
İmar Planının 3. Etabı Isparta kent merkezinde yer alan Kaymakkapı Meydanını
Gölcüğe bağlayan yolun kuzeyi ile Afyon yolu ve kuzeydeki çevre yolu
arasındaki Bahçelievler, Yedişehitler, Gülistan, Pirimehmet, Bağlar, Yayla ve
Kutlubey mahallelerini kapsamaktadır. Toplam 280 hektarlık alan için planlama
çalışmaları yürütülmüştür.
Söz konusu planda verilen plan kararlarına göre belirlenen arazi kullanım
çizelgesi aşağıdaki gibidir.
71
Çizelge 4.10. Dampo Tarafından Hazırlanan İmar Planı 3. Etap Alan Kullanımları (Dampo, 1988)
KULLANIŞ TÜRÜ ALAN (HA) YÜZDE (%)
KONUT ALANLARI 138,8 49,57
TİCARET, PAZARLAMA 28,5 10,18
RESMİ KURUMLAR 1,7 0,6
SAĞLIK TESİSLERİ 0,26 0,09
EĞİTİM KURUMLARI 5,47 1,95
DİNİ TESİSLER 1,57 0,56
SOSYAL-KÜLTÜREL TESİSLER 1,33 0,48
SPOR TESİSLERİ - -
TEKNİK ALTYAPI 0,20 0,07
YOL VE OTOPARKLAR 97,34 34,76
YEŞİL ALANLAR 5,38 2,08
TOPLAM 280,0 100,0
İmar Planının 4. Etabı Otogar Kuzeyini, Deregüme Köyünü ve Afyon Karayolu
arasını kapsamaktadır. Toplam 356,5 hektarlık alan için planlama çalışmaları
yürütülmüştür. Hisseli parselasyonlar ve plansız gelişmelerin yoğun olduğu bu
bölgede planda verilen plan kararlarına göre belirlenen arazi kullanım çizelgesi
aşağıdaki gibidir.
Çizelge 4.11. Dampo Tarafından Hazırlanan İmar Planı 4. Etap Alan Kullanımları (Dampo, 1988)
KULLANIŞ TÜRÜ ALAN (HA) YÜZDE (%)
KONUT ALANI 195,00 54,70
EĞİTİM TESİSLERİ 8,06 2,25
SAĞLIK TESİSLERİ 0,83 0,23
SOSYO-KÜLTÜREL TESİS 2,10 0,58
DİNİ TESİS 0,25 0,07
RESMİ-İDARİ TESİS 1,80 0,50
AKTİF YEŞİL ALAN 31,50 8,60
TİCARET 0,50 0,14
KDKÇA 18,60 5,22
AFYON DEVLET KARAYOLU 5,50 1,54
1.DERECE KENTİÇİ YOLLAR 32,40 9,1
DİĞER YOL VE OTOPARKLAR 59,96 17,07
TOPLAM 356,5 100,0
72
Şekil 4.12. Isparta kenti Dampo tarafından yapılan planın 4. ve 5. etapları (Dampo,1988)
İmar Planının 5. Etabında ele alınan 1/1000 ölçekli imar planları aşağıdaki
bölgeleri kapsamaktadır;
A) Eğirdir Yolu Sanayi Gelişme Alanı
B) Afyon Yolu, Çünür Batısı Konut ve Çalışma Alanları (191,5 ha)
C) Gölcük Yolu Tarımsal Karakterli Konut Alanı (48 ha)
D) Gölcük Yolu Ucuz Konut Alanı (100ha)
E) Gölcük Yolu Güneyi Konut Gelişme Alanları ve Asri Mezarlık Çevresi (130
ha)
F) Hızırbey Mahallesi Konut Gelişme Alanı (50 ha)
G) Dere, Yenice, Doğancı Mah. Revizyonu (142 ha)
H) Hızırbey Mahallesi Revizyonu (90 ha)
İ) Eski Sit Bölgesi (İskender, Gazi, Çelebiler, Kurtuluş, Turan, Keçeci
Mahalleleri) Revizyonu (90 ha)
Planlama alanı toplamda 1200 ha’dır. Söz konusu bölgelerde planda verilen plan
kararlarına göre belirlenen arazi kullanım çizelgeleri aşağıdaki gibidir.
73
Çizelge 4.12. Dampo Tarafından Hazırlanan İmar Planı 5. Etap Eğirdir Yolu Sanayi Alanı Alan Kullanımları (Dampo, 1988)
KULLANIM TÜRÜ ALAN (HA) YÜZDE (%)
SANAYİ 217,0 59,9
AKTİF YEŞİL ALAN 17,5 5,0
BELEDİYE HİZMET
ALANI
14,2 3,9
TİCARET ALANI 0,4 0,1
SOSYO-KÜLTÜREL
TESİSLER
0,4 0,1
YOLLAR, OTOPARKLAR 110,5 31,0
TOPLAM 360,0 100,0
Çizelge 4.13. Dampo Tarafından Hazırlanan İmar Planı 5. Etap Afyon Yolu, Çünür Batısı, Konut ve Çalışma Alanları Alan Kullanımları (Dampo, 1988)
KULLANIM TÜRÜ ALAN (HA)
KONUT GELİŞME ALANI 51
KDKÇA 48
RESMİ KURUM ALANI 16,5
SPORTİF TESİSLER VE PARK 34
DEVLET KARAYOLU 24
TOPLAM 191,5
Çizelge 4.14. Dampo Tarafından Hazırlanan İmar Planı 5. Etap Gölcük Yolu Tarımsal Karakterli Konut Alanı Alan Kullanımları (Dampo, 1988)
KULLANIM TÜRÜ ALAN(HA) YÜZDE (%) TKK 32,8 68,00 YEŞİL ALANLAR 4,5 9,4 İLKOKUL 0,66 1,4 SOSYO-KÜLTÜREL TESİS 0,19 0,4 KDKÇA 0,9 1,9 YOLLAR 9 18,75 TOPLAM 48 100,00
74
Çizelge 4.15. Dampo Tarafından Hazırlanan İmar Planı 5. Etap Gölcük Yol Güneyi Gelişme Konut Alanları Alan Kullanımları (Dampo, 1988)
KULLANIM TÜRÜ ALAN (HA) YÜZDE (%) KONUT ALANLARI 32,4 51,0 İLKOKUL ALANI 1,2 1,0 ORTAOKUL 0,9 1,0 SAĞLIK OCAĞI 0,42 0,65 SAS-KÜL TESİS 0,22 0,34 RESMİ KURUM 0,27 0,42 CAMİ 0,17 0,26 YEŞİL ALANLAR 5,20 8,1 YOLLAR VE OTOPARKLAR 23,32 37,00 TOPLAM 64,00 100,00
Çizelge 4.16. Dampo Tarafından Hazırlanan İmar Planı 5. Etap Hızırbey Mahallesi Gelişme Konut Alanı Alan Kullanımları (Dampo, 1988)
KULLANIM TÜRÜ ALAN (HA) YÜZDE (%) KONUT ALANLARI 27,35 55,00 İLKOKUL 0,44 0,90 SOS-KÜL TESİS 0,16 0,32 TİCARET ALANI 0,26 0,52 YEŞİL ALANLAR 7,25 15,0 YOLLAR,OTOPARK 14,42 28,26 TOPLAM 50,00 100,00
Alan kullanım tabloları verilmeyen Gölcük Yolu Tarımsal Karakterli Konut Alanı,
Dere, Yenice, Doğancı Mahalleleri Revizyonu, Hızırbey Mahallesi Revizyonu ve
Eski Sit Bölgesi (İskender, Gazi, Çelebiler, Kurtuluş, Turan, Keçeci Mahalleleri)
Revizyonu plan bölgelerinde önceki planın yapılaşma ve kulanım kararları
korunmuş olduğu vurgulanmış ve bu konuda herhangi bir bilgi verilmemiştir.
Söz konusu alan kullanımları ve plan raporu incelendiğinde ise özellikle plansız
yapılaşmalara son vermek amacıyla çeşitli çalışmaların yürütüldüğü, alan ve
nüfus hesaplarının yapılarak bu hesaplara bağlı gelişme konut ve gelişme
hizmet alanları önerildiği görülmektedir.
Isparta kenti için 1938-1990 arası yapılan imar planı çalışmalarına bakıldığında
genellikle kentin plansız yayılmasına izin verilmeden, plansız yayılma tespit
edildiği zaman bu durumun planlamaya dökülüp, ucuz konut alanları veya toplu
konut alanları ile çözülmeye çalıştığı görülmektedir.
75
Ayrıca Gölcük yolu Güneyi Gecekondu Önleme Bölgesi imar planlaması yine
Dampo tarafından gerçekleştirilmiştir. Söz konusu plan paftası şekilde
görüldüğü gibidir. Böyle bir çalışmaya gidilmesinin nedeni plan raporunda; “Bu
bölgede yaklaşık 3000 konutun yasal yükümlülüklerini yerine getirmeksizin
yapıldığı tespit edilmesi” olarak açıklanmıştır. Belediyece planlı ve altyapılı arsa
ve konut üretiminin sağlanması, imarsız ve düzensiz yapılaşmanın
önlenmesinin hedeflenmiş olduğu vurgulanmıştır. Çalışmada toplam 224 ha’lık
alan Gecekondu Önleme Bölgesi ilan edilmiş ve planlama çalışmaları bu
bölgelerde yürütülmüştür.
Söz konusu gecekondu önleme bölgesi çalışması belediyenin düzensiz
yapılaşma ve kentsel saçaklanmayı önlemek istediğini gözler önüne
sermektedir.
Şekil 4.13. Gölcük Yolu Güneyi Gecekondu Önleme Bölgesi Nazım İmar Planı (Kırzıoğlu, 2008)
Bu arada DAMPO Ltd. Şti. tarafından “1/25.000 Ölçekli Isparta Çevre Düzeni
Nazım İmar Planı” da 1987 yılında hazırlanmış olup Belediye’since 09. 11. 1987
tarihinde onanmıştır.
Yapılan ve 1987’de onanan 1/25.000 Ölçekli Isparta Çevre Düzeni Nazım İmar
Planı revizyon çalışmaları sırasında, tüm onanlı planlar, mevcut eğilimler ve
gelişme potansiyelleri değerlendirilmiş ve plana geçirilmiştir. Şekil 4.25. ve Şekil
76
4.26.’da tüm onanlı planlar, plan tarihleri ve bu planlar doğrultusunda
öngörülen nüfuslar görülmektedir.
Söz konusu planların öngördükleri nüfuslar toplandığında Isparta kenti için
toplamda 299.800 kişi öngörüldüğü Isparta kentinin 2015 nüfusunun ise
214.096 olduğu gözlemlenmektedir.
Yapılan bu planların genelinin hedef yılı olarak 2005 yılını aldığı
düşünüldüğünde Isparta kenti nüfusunun öngörülenden çok daha az olduğu ve
bu da Isparta kentinin nüfus açısından doygunluğuna eriştiğini ve hatta yavaş
yavaş gerileme yaşadığını göstermektedir.
77
Şekil 4.14. Isparta Kenti İçin Yapılmış Olan ve 1987 yılında Geçerli Olan Tüm Onanlı Planlar ve Yapım Tarihleri (Dampo, 1987)
78
Şekil 4.15. Isparta Kenti İçin Yapılmış Olan ve 1987 yılında Geçerli Olan Tüm Onanlı Planlar ve Öngördükleri Nüfuslar (Dampo,1987)
79
Isparta kenti için yapılan 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında Aşağıdaki
Hükümler Geçmektedir (Dampo,1987).
-Konut alanları açısından bakıldığında, merkez kısmı, onanlı imar planları
doğrultusunda aynen korunmuştur.
-Antalya yolu güneyinde kalan ve 93 kişi/ha. brüt yoğunlukla 52.100 kişinin
yerleşeceği 558 hektarlık alanın tümü yerleşime açılmıştır. Halıkent toplu konut
alanı da bu kısmın içinde yer almaktadır.
-Merkezin batısında, onanlı merkez imar planı alanına bitişik yaklaşık 30
hektarlık bir alan, 150 kişi/ha. brüt yoğunlukla yerleşime açılmıştır
-Gölcük yolu güneyinde kalan 435 hektarlık gelişmeye açılabilir alanın 150
hektarlık kısmı, bu plan çalışmaları sırasında 150 kişi/ha. brüt yoğunlukla
gelişme alanı olarak planlanmıştır. Mevzi imar planı onanmış bulunan 3600
kişilik Ucuz konut Kooperatifi de bu alan içinde yer almaktadır.
-Deregüme yerleşik alanı ile Gölcük ve Afyon yolları arasında kalan 450
hektarlık alanın hemen hemen tümü 150 kişi/ha. ve 200 kişi/ha. brüt
yoğunlukla yerleşime açılmıştır.
-Kuzeyde, Afyon yolu üzerinde yer alan ve halen inşası devam etmekte olan
Akdeniz Üniversitesi Isparta Mühendislik Fakültesi kampüsü ile mevzi imar
planı onanmış olan 3700 kişilik Bağkur Yapı Kooperatifi alanını da içine alan ve
25.200 kişi için planlanmış olan Çünür yerleşmesi imar planına ek olarak,
yaklaşık 44 hektarlık bir alan 150 kişi/ha. brüt yoğunlukla yerleşime açılmıştır.
-Afyon yolunun solunda kalan, kent merkezinden Üniversite kampus alanının
güneyindeki öneri konut alanına kadar olan 130.5 hektarlık alan, mevcut
eğilimler ve yapılaşmalar da dikkate alınarak konut dışı kentsel çalışma alanları
olarak planlanmıştır.
-Çünür yerleşmesi kuzeyinde yer alan yaklaşık 370 hektarlık Organize Sanayi
Bölgesi ve Üniversite kampus alanı bu planlama çalışmasında aynen
korunmuştur. Demiryolunun ve Küçük Sanatlar Sitesinin batısında kalan 48
hektar civarında bir alan ise Meslek Okulları olarak ayrılmıştır.
-Demiryolu ile Eğirdir yolu arasında kalan yaklaşık 294 hektarlık bir alan
Kentsel Sanayi Alanı olarak önerilmiştir. Bu alanda halen 3 fabrika mevcut olup,
80
bu durum talepler değerlendirildiğinde bu alanın kentsel sanayi alanı olarak
planlanması uygun bulunmuştur.
-Bu sanayi alanının hemen güneyinde, mevcut 2. Küçük Sanatlar Alanına her
geçen gün artan talepleri karşılamak üzere, küçük sanatlar alanına bitişik 16.5
hektarlık rezerv alan planlanmıştır. Böylelikle kentteki mevcut 1. ve 2. Küçük
Sanatlar Alanı ile birlikte toplam 150 hektar alan bu amaç için ayrılmış
bulunmaktadır.
-Eğirdir yolu güneyinde kalan mevcut askeri alan ise büyütülmüş ve toplam 360
hektarlık bir alan bu kullanım için ayrılmıştır.
-Plan bütünü içinde kalan toplam 148.5 hektarlık alan ise büyük alan gerektiren
kamu kuruluşları için (TEK, DSİ, Cezaevi vb. ) ayrılmıştır.
-Plan alanı içinde kalan toplam 472 hektar civarında alan kentsel yeşil alan
olarak planlanmıştır. Yaklaşık 20 hektarlık fuar alanı ile kentin güneyinde, kent
merkezi ile bütünleşen ve mevcut orman dokusunu korumak amacı ile kentsel
yeşil alan olarak düzenlenen yaklaşık 120 hektarlık alan da bu toplam 472
hektarlık alan içinde yer almaktadır.
-Planlama alanı içinde yerleşecek olan 300.000 civarındaki nüfus için gerekli
olan sosyal donatı alanları (eğitim, sağlık, kültür vb. tesisler) içinde konut
alanları içinde toplam 167.5 hektarlık alan ayrılmıştır.
-Tüm bu arazi kullanım türleri ve alan ölçümleri uygulama imar planları
arasında çok daha detaylı olarak ele alınmakta ve değerlendirilmektedir.
Remzi Sönmez ve Dampo tarafından yapılan plan kentsel saçaklanma açısından
incelendiğinde aşağıdaki çizelge elde edilmiştir.
Çizelge 4.17. Remzi Sönmez Planında nüfus, alan ve yoğunluklar (Dampo, 1986; Tüik, 2016)
PLAN MEVCUT NÜFUS (kişi)
ÖNERİ NÜFUS (kişi) TOPLAM
NÜFUS
MEVCUT ALAN (ha)
MEVCUT YOĞUNLUK (kişi/ha)
ÖNERİ ALAN (ha)
TOPLAM ALAN (ha)
ÖNERİ YOĞUNLUK (kişi/ha)
Remzi Sönmez Planı 1985-2005
127898 100598 228496 2552,7 50,1 863.8 3416,5 66,88
81
Elde edilen çizelge doğrultusunda Remzi Sönmez’in yaptığı planlama çalışmaları
incelendiğinde yerleşik alanda ve de nüfusta yine arttırmaya gidildiği
gözlemlenmiş olup yoğunluğun 50,1’den 66,88’ e çıktığı görülmektedir.
4.2.6. Şehir Plancısı Nuri ÖZMEN’in Özgünkent İmar İnş. Tic. Ltd. Şti. Adına Yaptığı İmar Planlama Çalışmaları (2005-…)
Şehir Plancısı Nuri Özmen’in kent revizyon imar planlaması çalışmaları 2005
yılında başlamış olup 2 etaptan oluşmaktadır:
1. Etapta, 1300 Ha alan revize edilmiş olup, yapılan planlama çalışmaları 09. 06.
2006 da onaylanmıştır. 2. Etapta, 3500 Ha. alan üzerinde yapılan planlama
çalışmaları 12. 07. 2007 de tamamlanılarak 12. 07. 2007 de onaylanmıştır.
Çalışmalardaki Sosyo-Ekonomik veriler önceki planlama çalışmalarının verileri
baz alınarak değerlendirme yapılmıştır. Söz konusu planın plan raporunda yer
alan planla ilgili açıklamalara aşağıda yer verilmiştir.
Isparta kent bütününün 2025 yılı nüfusunun belirlenmesine yönelik nüfus
projeksiyon yöntemleri içinde en yüksek değer 294.890 kişi ile Üssel Yöntemle,
en düşük değer 182.689 kişi ile Logaritmik Yöntemle belirlenmiştir. Bu
yöntemlerin ortalaması 242.276 kişi olarak belirlenmiştir. Yapılan planlama
çalışmasında bu nüfusun ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde kentsel sosyal
donatı alanlarının ayrılmasına özen gösterilmiştir.
Planlama Kararları (Özgünkent, 2006):
-Planlama alanı; batıda Dere Mahallesinin güney kısmı, Hastane Caddesi ve
İstasyon Caddesi hattının güneyi ve doğuda Göçmen Konutlarından başlayarak
Davraz Mahallesinin güney kısmı olmak üzere Isparta Kent bütününün
güneyinde kalan yaklaşık 1320 hektarlık bir alanı kapsamaktadır.
-Planlama alanının büyük bir kısmı yerleşik alan olup, belediyenin zaman
içerisinde ihtiyaç duyulan ve planın işlerlik kazanmasına yönelik yaptığı ve
yaptırdığı çok sayıda tadilat bulunmaktadır. Bunlardan planlama temel
82
kriterlerine uygunluk gösteren ve plan bütünlüğünü bozucu nitelik taşımayan
plan değişikliklerinin büyük çoğunluğu revizyon plana işlenmiştir.
-Ana planlama kararları oluşturulurken kentsel alanda günlük yaşamda ve
gelecekte yaşam kalitesini iyileştirici düzenlemeler yapılmıştır. Bu
düzenlemeler planlama ana kriterlerini oluşturan, mekânsal (fiziki) alanda
yapılan düzenlemeler şeklinde olup müdahale bölgeleri üç ana bölge şeklinde
düşünülmüştür.
1. Kentsel dönüşüm bölgeleri, ulaşım şeması ve yapılaşma koşullarının büyük
ölçüde değiştiği, kentin yenileme bölgeleri,
2. Kısmi müdahale gerektiren, özellikle ulaşım şemasının iyileştirilmesine
yönelik müdahalelerin yapıldığı alanlar,
3. Planlı Bölgeler, fazlaca müdahale gerektirmeyen ve mevcut onanlı imar
planının büyük ölçüde aynen alındığı bölgeler.
Kentsel Dönüşüm Bölgeleri; Kent içinde yenilenme sürecine girmiş ve ekonomik
ömrünü tamamlamakta olan binalardan oluşan, kentin yatayda çok yoğun fakat
dikeyde fazla yoğun olmayan köhnemiş bölgelerini kapsamaktadır. Bu alanlarda
binaların çoğunluğu niteliksiz, yıpranmış ve yenilenme sürecine girmiştir.
Sokaklar dar, ana ulaşım yolları belirsiz olup, ulaşımda sıkıntılar yaşanmaktadır.
Yatay yoğunluk fazla olup, kentin bu bölgelerde nefes alacağı açık, yeşil ve boş
alanlar bulunmamaktadır.
Bu bölgelerin ulaşım yolları iyileştirilmeye çalışılmış, ana ulaşım yolları
belirginleştirilerek, dış sınırlarını ana ulaşım arterlerinin belirlediği komşuluk
üniteleri oluşturulmuştur. Bu komşuluk üniteleri içerisinde oluşturulan adaların
ada bazında uygulama yapmaya müsait büyüklükte geniş adalar şeklinde
düzenlenmesine özen gösterilmiştir.
Kısmi Dönüşüm Bölgeleri; Bu bölgeler birincisinden farklı olarak içinde
ekonomik ömrünü tamamlayan binalar olduğu gibi, kullanışlı yapıların da
bulunduğu ve kısmi yenileme bölgeleridir. Bu bölgelerde de yapılaşma
83
koşullarının dışında özellikle ulaşım şemasına işlerlik kazandıracak şekilde
düzenlemeler yapılmıştır.
Planlı Bölgeler; Bu bölgeler genellikle planlı bölgeler olup, daha önceki planlama
dönemi boyunca yapılaşmamış, ya da az yapılaşmış bölgelerdir.
Müdahale bölgeleri aşağıdaki ana başlıklar altında ele alınmıştır:
-Konut Alanları
-Çalışma Alanları
-Sosyal Donatı Alanları
-Ulaşım
-Alan Kullanım Kararları
Konut alanlarında özellikle meskûn yapıda olup, eskimiş köhnemiş alanlar
kentsel dönüşüm, yenileme alanları olarak düşünülmüş olup bu alanlarda
radikal kararlar alınmıştır. Bu alanlarda sağlıklı yapılaşmaya olanak sağlayan
geniş uygulama adaları oluşturulmaya çalışılmış ve yollar uygulamayı sıkıntıya
sokmayacak ölçüde mümkün olduğunca genişletilmiştir.
Planlama öncesi kentin ana ulaşım arterleri yeterli olmayıp özellikle toplu
taşınım yapıldığı ana ulaşım arterleri kentin gelecekteki nüfusuna da hizmet
verebilecek ölçüde genişletilmiştir. Böylece kentin ana ulaşım aksları daha
belirgin hale getirilmiş olup, yol hiyerarşisi oluşturulmaya çalışılmıştır.
Kentin gelecekteki nüfusuna hizmet verecek şekilde çalışma alanları ve sosyal
donatı alanları ayrılmış olup, bu alanlarda kişi başına kullanım alanları kentsel
alan kullanım standartlarını karşılayacak düzeydedir.
Şehir Plancısı Nuri Özmen’in 2 etapta yapmış olduğu revizyon imar planlaması
çalışmaları ile ortaya konulan imar planlama alanı toplam olarak 4900 Ha.
civarındaki alan büyüklüğünün hemen hemen % 50 sinde yapılaşmalar
tamamlanmış durumdadır. Bazı aralarda boşluklar bulunmaktadır.
84
I. Etap revizyon imar planlaması 1300 Ha. alanı kapsamakta olup, öncelikle
İstasyon Caddesi, Isparta Oteli güneyi, Davraz, Gülevler, Vatan, Ayazmana,
Halıkent, Halife Sultan, Gazi kemal, Sermet, Karaağaç, Kepeci, Çelebiler, Dere,
Doğancı, Yenice, Turan, Emre, Sülübey, Keçeci mahallelerinde kat arttırılmış ve
ada bütünlemesi, site yapılaşmaları için ada toplulaştırılması yapıldı. 2025-2030
yılları için 25 yıllık düzenlenen revizyon imar planlamaları ile 110 bin kişilik
yerleşim öngörülmektedir (Özgünkent, 2006).
II. Etap revizyon imar planlaması çalışmalarında 4100 Ha. civarında bir alanda
çalışmalar yapılmakta olup, kentin kuzey ve batı yönleri yerleşimleri
güncelleştirilmiştir.
85
Söz konusu planın alan kullanım tablosu aşağıdaki gibidir.
Çizelge 4.18. Isparta Kentinin Güncel Alan Kullanım Verileri (Isparta Belediyesi, 2016)
KULLANIMLAR ALAN (HA) ORAN (%) ALAN (M2) M2/KİŞİ MESKÛN KONUT ALANI
1120.72 23.04 11207198.43 44.83
ÖNERİ KONUT ALANI
311.08 6.40 3110794.30 12.44
İLKÖĞRETİM 51.77 1.06 517657.37 2.07 ORTAÖĞRETİM 31.87 0.66 318733.99 1.27 MESLEK LİSESİ 46.28 0.95 462811.91 1.85 ÜNİVERSİTE ALANI 370.46 7.62 3704636.65 14.82 KREŞ 0.85 0.02 8530.36 0.03 TİCARET 77.50 1.59 774988.16 3.10 TOPTAN TİCARET 2.46 0.05 24616.34 0.10 TURİZM ALANI 0.40 0.01 4043.82 0.02 RESMİ KURUM ALANI
130.82 2.69 1308244.27 5.23
BELEDİYE HİZMET ALANI
38.72 0.80 387179.89 1.55
DDY ALANI 6.86 0.14 68562.73 0.27 YURT ALANI 0.17 0.00 1678.91 0.01 SOSYAL TESİS 28.97 0.60 289693.81 1.16 KÜLTÜREL TESİS 2.20 0.05 22019.93 0.09 SAĞLIK TESİSİ 29.61 0.61 296144.66 1.18 PAZAR ALANI 6.06 0.12 60602.52 0.24 HAYVAN PAZARI 1.75 0.04 17514.02 0.07 SPOR ALANI 22.08 0.45 220819.54 0.88 PARK 462.20 9.50 4621958.71 18.49 ASKERİ ALAN 9.78 0.20 97844.84 0.39 DİNİ TESİS 18.01 0.37 180050.18 0.72 DERE 28.64 0.59 286424.41 1.15 KÜÇÜK SANAYİ 136.57 2.81 1365686.00 5.46 SANAYİ ALANI 310.85 6.39 3108532.65 12.43 DEPOLAMA ALANI 1.50 0.03 15026.27 0.06 KAMYON GARAJI 1.60 0.03 15955.76 0.06 KDKÇA 114.92 2.36 1149216.84 4.60 AĞAÇLANDIRILACAK ALAN
98.45 2.02 984451.39 3.94
FUAR ALANI 65.60 1.35 655987.41 2.62 TEKNO-KENT ALANI 12.05 0.25 120464.63 0.48 TARIMSAL KAR. KONUT ALANI
49.32 1.01 493228.85 1.97
TNKA 4.74 0.10 47428.45 0.19 AKARYAKIT İSTASYONU
11.23 0.23 112321.49 0.45
OTOGAR 17.89 0.37 178854.56 0.72 KAPALI OTOPARK ALANI
0.15 0.00 1527.53 0.01
ARITMA TESİSİ 4.54 0.09 45366.13 0.18 SU DEPOSU 0.15 0.00 1451.23 0.01 TEKNİK ALTYAPI 1.02 0.02 10152.34 0.04 TRAFO ALANI 1.07 0.02 10737.29 0.04 YOLLAR 1232.50 25.34 12325029.98 49.30 TOPLAM 4863.42 100.00 44204168.55 194.54
86
Mücavir alan gelişim yerleri olarak Kayı, Deregümü, Yakaören, Yazısöğüt,
Senirce yerleşim alanları öngörülmüştür. Daha sonraki revizyon imar
planlaması çalışmalarında bu alanların da kent imar planı ile bütünleştirilmesi
Belediye tarafından istenmiş ve plan kapsamında bu alanlar içinde imar planları
yapılmıştır.
Yeni sanayi alanları olarak Sav mevkiinde Deri Organize sanayi ( 50 Ha.)
alanında 200 adet sanayi birimi yerleşimi, ayrıca yeni bir Organize Sanayi
Bölgesinin ise Gümüşgün yöresinde bulunan mevcut Organize Sanayi Bölgesi
yakınında yer aldırılması ilerisi için planlanmıştır.
Söz konusu plan raporunda ayrıca, son 7-8 yılda Başbakanlık TOKİ tarafından
Çünür semtinde 4 Ha. alan üzerinde 1. etapta 168 adet, 2. etapta 240 adet konut
üretildiği daha sonraları Aliköy mevkiinde 50 Ha. alan üzerinde 1. etapta 732
adet, 2. etapta 168 adet konut üretimi planlandığı vurgulanmıştır. Mevcut
Antalya Çevre Yolunun zamanla kentin gelişmesi ile kent içi yol olarak
değerlendirileceği, yakın bir gelecekte bu cadde üzerinde seyir halindeki yoğun
trafik için yeni bir çevre yolunun kent, yerleşim alanlarını dışından
geçirilmesinin zorunluluk arz edeceği ve bu amaçla, henüz kesin olmamakla
birlikte; kentin güney doğusundan Sav kavşağından Aliköy yolu, Eğirdir yolu,
yeni TOKİ konutları yakınından Çünür semti arkasından İstanbul yoluna
bağlantının ileriki 25 yıl için programlandığı söylenmiştir.
Isparta kentinin 2016’da halen yürürlükte olan imar planına bakıldığında
1980’lerde yapılmış olan planlardan çok büyük farklarla ayrılmadığı
görülmektedir. Bunun sebebi Isparta kentinin genel olarak planlı bir şekilde
ilerlemeye ve büyümeye çalışmasına bağlanabilir.
87
Şekil 4.16. Isparta Kentinin Güncel İmar Planı ve Mahalleleri (Isparta Belediyesi,2016)
Nuri Özmen’in yaptığı planlama çalışmaları nüfus, yerleşik alan ve de
yoğunluklar açısından incelendiğinde aşağıdaki çizelge ortaya çıkmaktadır.
Çizelge 4.19. Nuri Özmen Planında nüfus, alan ve yoğunluklar (Özgünkent,2005)
PLAN MEVCUT NÜFUS (kişi)
ÖNERİ NÜFUS (kişi)
TOPLAM NÜFUS (kişi)
MEVCUT ALAN (ha)
MEVCUT YOĞUNLUK (kişi/ha)
ÖNERİ ALAN (ha)
TOPLAM ALAN (ha)
ÖNERİ YOĞUNLUK (kişi/ha)
Nuri Özmen Planı 2005-…
201537 40739 242276 3526 57,16 1337.42 4863,42 49,82
88
Çizelge incelendiğinde 2016’da hala yürürlükte olan Nuri Özmen planında da
alan daha fazla arttırılmış yoğunluk düşmüş ve dolayısıyla kentsel saçılmaya yol
açılmıştır. Nuri Özmen planında mevcut olan 201.537 kişi nüfusu, 242.276’ya;
mevcut 3526 ha olan alanı 4863,42 ha’a çıkarmıştır. Dolayısıyla 57,16 kişi/ha
olan mevcut yoğunluk 49,82 kişi/ha’a düşmüştür.
4.2.7. Jeo – Tek & Utta Şehir Planlama Bürosu Tarafından Yapılan 1/100.000 Ölçekli Konya-Isparta Planlama Çalışmaları (2006-2014)
Konya –Isparta Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Jeo –
Tek & Utta Şehir Planlama Bürosu İş Ortaklığı tarafından Temmuz 2006 da
hazırlanmış ve Çevre ve Orman Bakanlığınca 19. 07. 2007 tarihinde onanmıştır.
01. 08. 2007 tarihinde İl Çevre ve Orman Müdürlüğü toplantı salonunda 30
(otuz) gün süre ile askıya çıkarılmıştır ( URL-7).
Söz konusu planda Isparta kenti için yapılmış olan imar planının uygun olduğu,
yeterli gelişme alanlarının bulunduğu ve planın olduğu gibi çevre düzeni
planında yer aldığı vurgulanmıştır.
Nüfus kabulü olarak da geçerli imar planının nüfus kabulü 242.276 iken Konya-
Isparta Çevre Düzeni planında 2025 yılı için nüfus kabulü 280.000 ile 300.000
olarak alınmıştır. Bu nüfusun sadece 220.000 ile 230.000 arasının kentsel nüfus
gerisinin kırsal nüfus olacağı belirtilmiştir.
89
Şekil 4.17.Konya-Isparta Çevre Düzeni Planında Isparta Kent Merkezi (URL-8)
Söz konusu planda tutarsızlıklar olduğundan ve kalkınma ajansı
bölgelemelerinin baz alınmasının daha doğru olacağı düşünüldüğünden çevre
düzeni planı Antalya-Burdur-Isparta Çevre Düzeni Planı olarak bir daha ele
alınmıştır.
4.2.8. Şehir Plancısı Semra Kutluay ve Ekibi Tarafından Yapılan 1/100.000 Ölçekli Antalya-Burdur-Isparta Planlama Çalışması (2014-…)
Antalya-Burdur-Isparta Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı,
644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 7.maddesi uyarınca 15.04.2014
tarihinde onaylanmış daha sonra 15.04.2014 tarihinde onaylanmış olan
“Antalya-Burdur-Isparta Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni
Planı”, askı sürecindeki itirazların değerlendirilmesi sonrasında 23.03.2015
tarihinde Bakanlık Makamınca onaylanmış ve son olarak 644 sayılı Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname’nin 7.maddesi uyarınca 23.03.2015 tarihinde onaylanmış olan
"Antalya-Burdur-Isparta Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni
90
Planı"na ilişkin askı sürecinde iletilen itirazlar değerlendirilerek 27.08.2015
tarihinde Bakanlık Makamınca onaylanmıştır (URL-8).
Söz konusu plan 2016’da hala yürürlükte olup plan raporunda;
“Isparta merkez ilçede kırsal nüfusun düşme eğilimine karşılık, kentsel nüfusun
artması ve her 3 projeksiyon yönteminin oldukça yakın değerler vermiş olması,
kentsel ve kırsal nüfus için ortalama değerlerin gerçekçi olduğunu düşündürmektedir.
Öte yandan kentleşmenin ve doğal artış hızının azalma eğilimi göstermesi de bu
düşünceyi güçlendirmektedir. Bu nedenlerle Isparta merkez ilce için toplam nüfusun
2025 yılında en az 280.000 en çok 311.000 kişi olabileceği kabul edilmiştir. Kentsel
nüfusun da projeksiyon değerlerinin altında kalacağı ve 220.000 - 230.000 kişi
olabileceği ön görülmüştür.” denilmektedir. Paragrafın başında kırsal nüfusun düşme
eğiliminde olduğunun söylenmesine rağmen kırsal nüfusta 2025 yılına kadar yaklaşık
60.000 kişilik bir artış olacağı öngörülmüştür.
Daha önce yapılmış olan Konya-Isparta Çevre Düzeni Planı ile karşılaştırıldığı
zaman öneri nüfus değerlerinin değişmediği fakat öneri gelişme alanlarının Antalya-
Burdur- Isparta planında ciddi oranda arttırıldığı görülmektedir.
91
Şekil 4.18. Antalya-Burdur-Isparta Çevre Düzeni Planında Isparta Kent Merkezi (URL-8)
Söz konusu planın da verilerinde çeşitli tutarsızlıklar bulunup planın mekâna
yönelik kararları incelendiğinde Isparta kent merkezinin Savköy’e bitiştirilmiş
olduğu, kent merkezinden Çünür’e kadar yolun her iki tarafının kentsel
gelişmeye açılmış olduğu ve küçük sanayi alanından sonra herhangi bir geçiş
bölgesi önerilmeden Akkent Toki alanını da içine alacak şekilde gelime alanları
önerildiği görülmektedir. Nüfus, yerleşik alan ve yoğunluklar bağlamında söz
konusu plan incelendiğindeyse aşağıdaki çizelge oluşturulabilmektedir.
92
Çizelge 4.20. Semra Kutluay Planında nüfus, alan ve yoğunluklar (URL-8)
PLAN MEVCUT NÜFUS (kişi)
ÖNERİ NÜFUS (kişi)
TOPLAM NÜFUS (kişi)
MEVCUT ALAN (ha)
MEVCUT YOĞUNLUK (kişi/ha)
ÖNERİ ALAN (ha)
TOPLAM ALAN (ha)
ÖNERİ YOĞUNLUK (kişi/ha)
Semra Kutluay Planı 2014-…
228730 71270 ~300000 3709 61,67 2258 5967 50,28
Semra Kutluay 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı söz konusu çizelgeye göre
incelendiğinde hem nüfusta hem de yerleşik alanda artış önerilmiş ve
yoğunlukta düşüş yaşandığı gözlemlenmiştir.
Tezin hazırlandığı dönemde Semra Kutluay ve ekibi tarafından Isparta il bütünü
için 1/25.000 ölçekli plan yapım çalışmalarına başlanmıştır. Tezin bitim
aşamasında söz konusu plan henüz yürürlüğe girmediğinden dolayı bu plan tez
kapsamına alınmamıştır.
4.3. Isparta Kenti İçin Yapılan Planlama Çalışmalarının Kent Örüntüsü
Üzerindeki Etkisi
1938 yılından itibaren günümüze kadar Isparta kenti için yapılmış olan
planlama çalışmaları incelenmiş ve bu çalışmalardan elde edilen veriler
doğrultusunda aşağıdaki şekil elde edilmiştir. Söz konusu şekilde başlangıç
noktası olarak Isparta kentinin 1938 yılında yapılmış olan planına göre yerleşik
alan lekesi belirlenmiştir. Daha sonra Dampo planlarından elde edilen
geçmişten günümüze Isparta kent yerleşik alanı görüntüleri kullanılmıştır. Son
olarak 2015 yılında onaylanan çevre düzeni planının Isparta kenti için
öngördüğü yerleşik alan lekesi kullanılmıştır.
93
Şekil 4.19. Geçmişten Günümüze Yapılmış Olan Planlama Çalışmalarının Isparta Kenti İçin Öngördükleri Yerleşim Lekeleri (Aydın,2016)
Genel olarak incelenen planlar özelinde Isparta kentinin büyüme ve yayılma
eğilimlerine baktığımızda; öncelikle 1955 yılına kadar olan nüfus 24.567 kişidir.
Ancak, özellikle 1950 yıllarından sonra başlayan ve giderek artan kentleşme
hareketleri, kent nüfusunun hızla artmasına yol açmış ve kent içinde belediye
hizmetlerine kavuşmuş arsalar olmasına rağmen yapım faaliyetlerinin, imar
sınırının dışında yoğunlaşması önlenememiştir.
Daha sonra İmar ve İskân Bakanlığı’nca yapılıp, 1960 yılında onanan imar planı,
50000 nüfus hedeflenerek yapılmıştır. O dönemde kentin nüfusu 35981 kişidir.
Planlanan alan 290 hektardır ve yoğunluk 170 kişi/ha olarak önerilmiştir.
Planın önerdiği başlıca kararlar ise; küçük sanayi sitesi alanı ve ticaret alanının
kuzey batı yönünde gelişmesi ayrıca kuzey batı ve doğu yönünde yeni konut
alanlarının önerilmesidir. 1960 imar planının önerdiği nüfus hedefine 1965
94
yılında yaklaşmıştır. 1965 yılında kentin nüfusu 42901’e ulaşmıştır. Yerleşme
plan dışına da yayılmıştır ve yeni plan gereği ortaya çıkmıştır.
Daha sonra 1968 yapılan planlama çalışmaları revize imar planı olarak
hazırlanmış ve planlama alanı 2000 ha olarak belirlenmiştir. Bu planın önerdiği
başlıca kararlar; kentin kuzeyinde küçük sanayi sitesi, merkezi ve ticaret
alanının kuzey ve batı yönünde geliştirilmesi, kuzey, batı ve doğu yönünde yeni
konut alanlarının önerilmesi şeklindedir. 1985 yılı nüfusunun 103.000 kişi
olacağı kabul edilerek planda kentin gelişme hızının artması ve büyük alan
gerekliliğini doğurmuş ve kentin imar planı kısa sürede yeniden ele alınmıştır.
Daha sonraki imar planlama çalışmaları 1976 yılında onanmıştır. Planlama alanı
3000 ha’dır. Bu plan 1990 yılını hedef alarak nüfusun 119.500 civarında
olacağını öngörmüştür. Planın sadece kent merkezini ele alması kısa sürede
imar planı çalışmalarının yeniden ele alınmasını gerektirmiştir.
1985-1990 yılları arasında geniş çaplı kent analitik etüt çalışmaları ve bu
çalışmaların üzerine gerçekleştirilen kentin imar planlamaları Şehir Plancısı
Remzi Sönmez ve Dampo tarafından yapılıp 1990 tarihinde onanmıştır. Çalışılan
planlama alanı toplamda 5.000 ha’dır. 1/25000 ölçekli çevre düzeni nazım imar
planı da 1987 tarihinde onanmıştır.
1980’li yıllarda, plansız gelişmeler yoğun olarak Deregüme köyü ile onanlı plan
arasındaki bölgede ve Karakavak bölgesinde yer almıştır. Bu alanlardan
Karakavak Bölgesinin planları yapılmış ve 1986’da onanmıştır.
1985-1990 yılları arasında yapılan planlama çalışmaları değerlendirildiğinde
genel olarak plansız yapılaşmaya son verilmeye çalışıldığı ve Isparta kenti için
daha kompakt bir gelişme sağlanmaya çalışıldığı görülmektedir.
Bu dönemde, konut gelişmesinde gecekondu önleme bölgelerinin ve toplu konut
alanlarının payı oldukça fazladır. Gülistan, Davraz, Kıraçlar mahalleleri bu yolla
95
gelişen konut bölgeleridir. Halıkent toplu konut alanı da 1985 yılında
tasarlanmış ve yapımı başlamıştır.
Gölcük yolu güneyindeki 780 konutluk Ucuz Mesken Yapı Kooperatifi ile
kuzeydeki Kayı Köyü bitişiğindeki 885 konutluk Bağ-Kur Yapı Kooperatifi kent
yerleşik alanından kopuk olarak gelişen konut alanları olarak 1987 yılında öne
çıkan yapılaşmalardır.
Aynı dönemde, Antalya yolu güneyindeki Eblahlar Bölgesi’nde 700, kuzeyde
Deregüme Bölgesi’nde 1500 olmak üzere 2200 konut, plan dışında hisseli
parselasyon yolu ile yapılmıştır.
2005 yılında Özgünkent İmar tarafından yapılan imar planı incelendiğinde;
Gelişme alanları, Çünür Mahallesi, Antalya Yolu üzeri ve meskun yerleşimin
doğusu ve batısı olarak belirlenmiştir. Genel olarak Isparta kentinin gelişim
yönünü etkileyen en önemli etken doğal eşiklerdir.
2015 yılında yapılan Çevre Düzeni Planının Isparta kenti için öngördüğü
yerleşim lekesi incelendiğinde Isparta kentinin ihtiyaç duyduğundan daha fazla
gelişme alanı önerildiği, kentsel-kırsal nüfus önerilerinde bir tutarsızlık olduğu,
Isparta kenti yerleşim lekesinin Savköy, Deregümü ve Akkent TOKİ ile
birleştirildiği görülmektedir.
Tüm yapılan planlar; yapıldıkları dönemdeki nüfuslar ve mevcut yerleşim
lekeleri, önerdikleri nüfuslar ve öneri yerleşim lekeleri incelendiğinde aşağıdaki
çizelge oluşmaktadır.
96
Çizelge 4.21. Isparta kenti için yapılmış olan planların nüfus ve yerleşik alan kararları (Dampo, 1986; Tüik; Kırzıoğlu, 2008; Plan Raporları)
PLAN MEVCUT NÜFUS (kişi)
ÖNERİ NÜFUS (kişi)
TOPLAM NÜFUS (kişi)
MEVCUT ALAN (ha)
MEVCUT YOĞUNLUK (kişi/ha)
ÖNERİ ALAN (ha)
TOPLAM ALAN (ha)
ÖNERİ YOĞUNLUK (kişi/ha)
Kemal Ahmet Aru Planı 1945-1967
24567 25433 50000 ~218 112,69 76 294 170
Fahri Yetman Planı 1967-1976
76166 26834 103000 560 136 1440 2000 51,5
Behçet Baykut Planı 1976-1985
86043 58657 144700 2546 33,7 454 3000 48,23
Remzi Sönmez Planı 1985-2005
127898 100598 228496 2552,7 50,1 863.8 3416,5 66,88
Nuri Özmen Planı 2005-…
201537 40739 242276 3526 57,16 1337.42 4863,42 49,82
Semra Kutluay Planı 2014-…
228730 71270 ~300000 3709 61,67 2258 5967 50,28
97
Şekil 4.20. Planlama Dönemlerine Göre Mevcut ve Öneri Nüfuslar
Şekil 4.21. Planlama Dönemlerine Göre Mevcut ve Öneri Alanlar
0
50000
100000
150000
200000
250000
300000
350000
Kemal AhmetAru Planı
1945-1967
Fahri YetmanPlanı 1967-
1976
BehçetBaykut Planı1976-1985
RemziSönmez Planı
1985-2005
Nuri Özmen Planı 2005-…
Semra Kutluay Planı
2014-…
NÜFUS (kişi) ÖNERİ NÜFUS (kişi)
0
1000
2000
3000
4000
5000
6000
7000
Kemal AhmetAru Planı
1945-1967
Fahri YetmanPlanı 1967-
1976
Behçet BaykutPlanı 1976-
1985
RemziSönmez Planı
1985-2005
Nuri Özmen Planı 2005-…
Semra Kutluay Planı
2014-…
MEVCUT ALAN (ha) ÖNERİ ALAN (ha)
98
Şekil 4.22. Planlama Dönemlerine Göre Mevcut ve Öneri Nüfus Yoğunlukları
Çizelge ve şekillerden de anlaşılabildiği gibi 1945’ten 2014’e kadar hızlı bir artış
gösteren nüfusun yanı sıra aynı paralellikte hızlı bir alansal büyüme olduğu
görülmektedir. Yoğunluklar incelendiğinde ise nüfusta ve alanda yaşanan artışın
görülmediği gözlemlenmiş olup, mevcut yoğunluğun en fazla olduğu dönemin
1967-1976 yılları arası olduğu görülmektedir. Daha sonra ise yoğunluğun bir
anda düşüp günümüze kadar az bir artış göstererek geldiği gözlemlenmiştir.
Planlama dönemleri teker teker incelenip yorumlanacak olursa;
1. Kemal Ahmet Aru planlama döneminde mevcut yoğunluk yaklaşık
112,69 kişi/ha iken Kemal Ahmet Aru kompakt bir yapılaşma şekli
benimsemiş ve yoğunluğu yaptığı planda 170 kişi/ha’a çıkarmıştır.
2. Fahri Yetman ise yerleşik alanı 560 ha’dan 2000 ha’a çıkararak kentin
boyuna değil enine genişlemesine yönelik bir plan yapmıştır. Fahri
Yetman bu planla birlikte 136 kişi/ha olan yoğunluğu 51,5 kişi/ha’a
düşürmüştür.
3. Behçet Baykut’un planlama çalışmalarına bakıldığında 1985 yılı için
yaklaşık 144.700 kişi nüfus önermiş olduğu ve mevcut yerleşik alanı
2546 ha’dan 3000 ha’a çıkardığı görülmektedir. Bu alan artışına rağmen
Behçet Baykut’un planında öneri yoğunluğun mevcut yoğunluktan daha
0
20
40
60
80
100
120
140
160
180
Kemal AhmetAru Planı
1945-1967
Fahri YetmanPlanı 1967-
1976
Behçet BaykutPlanı 1976-
1985
Remzi SönmezPlanı 1985-
2005
Nuri Özmen Planı 2005-…
Semra Kutluay Planı 2014-…
MEVCUT YOĞUNLUK (kişi/ha) ÖNERİ YOĞUNLUK (kişi/ha)
99
fazla olduğu görülmektedir. Bunun sebebinin ise önerilen nüfus artışı
olduğu gözlemlenmektedir.
4. Remzi Sönmez’in yaptığı planlama çalışmaları incelendiğinde yerleşik
alanda ve de nüfusta yine arttırmaya gidildiği gözlemlenmiş olup
yoğunluğun 50,1’den 66,88’ e çıktığı görülmektedir.
5. 2016’da hala yürürlükte olan Nuri Özmen planında da alan daha fazla
arttırılmış yoğunluk düşmüş ve dolayısıyla kentsel saçılmaya yol
açılmıştır.
6. Son olarak Semra Kutluay 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda da
hem nüfusta hem de yerleşik alanda artış önerilmiş ve yoğunlukta düşüş
yaşandığı gözlemlenmiştir.
Genel olarak bakıldığında ise Isparta’nın hem nüfus açısından hem de yerleşik
alan açısından artış gösterdiği, yoğunluğun ise 1985’lere kadar düşüp daha
sonra az da olsa yükselme gösterdiği gözlemlenmektedir.
4.4. Isparta Kenti Lekesel Saçılmasının Fraktal Geometri İle Ölçümü
Bu bölümde tarihi süreçte değişim gösteren Isparta kent merkezi dokusundaki
lekesel saçılmalar fraktal geometri bazında ele alınmıştır.
Çalışma sürecinde kutu sayım yöntemi ile gerçekleştirilen fraktal değerin
hesaplanması ile ortaya çıkan sayısal değerler, “fraktal boyut” olarak
tanımlanan değerlerdir. Fraktal değer ise çevremizdeki her objede var olan ve
yapının detay zenginliğini anlamamızda yardımcı olarak faydalanacağımız
değerlerdir. Söz konusu değer, 1 ile 2 arasında değişiklik gösterebilir. Eğer
sonuçta elde edilen değer 2’ye yaklaşıyorsa detay zenginliği açısından doku
oldukça zengin sayılır. Ancak değer 1 civarında ise o doku hakkında daha
detaysız ve sade kavramlarını kullanmamız mümkündür (Ediz, Gürsakal, 2010).
Fraktal değer bu tez çalışması kapsamında kutu sayım yöntemi ile elde
edilmiştir. Söz konusu yöntem el ile hesaplanabileceği gibi, günümüzde
kullanılan çeşitli yazılımlar aracılığı ile de hesaplanabilmektedir. Bu çalışmada
100
da Fractalyse yazılımının kullanılması tercih edilmiştir. Fractalyse yazılımına
uygun hale getirilen Isparta kenti görselleri yazılıma yüklenmiş ve yazılımın
verdiği değerler incelenerek yorumlanmıştır.
Şekil 4.23. 2003 Isparta Kenti Yerleşik Alanının Fractalyse Programında Görünümü (Aydın, 2016)
Bu yazılım kapsamında kutu sayım yöntemi dışında da ölçüm teknikleri
bulunmaktadır; korelâsyon ve dilatasyon gibi. Fractalyse yazılımına görseli
yükledikten sonra ölçüm yöntemi seçilebilmektedir.
101
Şekil 4.24. Fractalyse Yazılımında Bulunan Ölçüm Seçenekleri
Fractalyse yazılımını tanıtmak amacıyla fractalyse.org isimli bir web sayfası
bulunmaktadır. Bu sayfada yer alan bilgilere göre Avrupa ve Amerika’da bu
program kullanılarak hazırlanmış ve yayımlanmış 23 adet makale
bulunmaktadır. Söz konusu makalelere EK B kısmında yer verilmiştir.
Kullanılan yazılım ile elde edilen fraktal değerler, Isparta’nın 2003’ten 2015’e
kadar iki yıl arayla ele alınan uydu görüntüleri yardımıyla bu süreçte kentte
yaşanan değişimi göstermektedir.
102
Temel olarak yedi ayrı dönemde ele alınan Isparta kent makroformunun
saçılma durumu şekil 4.21., 4.22. ve 4.23. de görülebilmektedir (Söz konusu
şekillerin ayrıntılı görünümlerine EK-A’da yer verilmiştir). Isparta kentinin kent
örüntüsü şekillerden de anlaşılabileceği gibi fraktal leke olarak
değerlendirilmiştir. Fraktal lekeler “Google Earth” ortamından alınarak
Photoshop yazılımı ile elde edilmişlerdir. Daha sonraki aşamada ise elde edilen
lekelerin “Fractalyse” adlı yazılım vasıtasıyla fraktal değerleri hesaplanmıştır.
Şekil 4.25. Isparta Kentinin 2003-2005-2007 Yılları Kent Makroformu (Aydın, 2016)
Şekil 4.26. Isparta Kentinin 2009-2011 Yılları Kent Makroformu (Aydın, 2016)
103
Şekil 4.27. Isparta Kentinin 2013-2015 Yılları Kent Makroformu (Aydın, 2016)
Yıl ve fraktal değer açısından söz konusu şekiller incelendiğinde Isparta kent
makroformunun doluluk oranının her geçen yıl arttığı gözlemlenmektedir.
Isparta kent örüntüsünde bulunan boşlukların her yıl biraz daha dolduğu ve
gitgide kent örüntüsünün genişlediği ve büyüdüğü görülmektedir.
Çizelge 4.22. Isparta Kent Makroformunun Yıllara Göre Fraktal Değeri (Aydın,2016)
YIL FRAKTAL DEĞER
2003 1,363
2005 1,377
2007 1,392
2009 1,394
2011 1,406
2013 1,411
2015 1,425
104
Şekil 4.28. Isparta Kent Makroformunun Yıllara Göre Fraktal Değeri (Aydın,2016)
Kentsel saçaklanmanın kentin bir fiziksel formu olduğunu savunanların yanında
saçaklanmanın bir kent formu olmadığını ve kentsel büyümenin bir aşaması
olduğunu savunanların da bulunduğu daha önce kentsel saçaklanma başlığı
altında söylenmiştir. Bu görüşü savunanların kentin kompakt bir forma
ulaşmadan önceki dağınık ve boşluklu halini kentsel saçaklanma olarak
adlandırıldığı ve bunun kentsel büyümenin bir aşaması olduğunu savunmakta
oldukları vurgulanmıştır.
Isparta kenti için de düşünüldüğünde yaşanan saçılmanın kentin büyümesinin
bir ön aşaması olduğu ve kentin kompakt bir forma doğru gitgide daha çok
yaklaştığı yapılan bu fraktal analiz sonucu görülmüştür.
1,330
1,340
1,350
1,360
1,370
1,380
1,390
1,400
1,410
1,420
1,430
2003 2005 2007 2009 2011 2013 2015
FRAKTAL DEĞER
105
5. SONUÇ
Günümüzde “urban sprawl” kavramı pek çok makale veya çalışmada karşımıza
çıkmakta ve bu konu üzerine birçok çalışma yapılmaktadır. Yüksek Öğretim
Kurumunun tez veritabanı incelendiğinde bu konu ile ilgili toplamda 88 olmak
üzere 16 doktora ve 72 yüksek lisans tezinin bulunduğu görülmüştür. Bu
kavram konusunda pek çok tartışma bulunmakta ve kavramın –tıpkı kent
kavramı gibi- tam olarak bir karşılığı bulunmamakta, tanımı yapılamamaktadır.
Yapılan tanımlar genellikle bu kavramın üzerinde ortak anlaşılan noktalar
doğrultusunda yapılmaktadır.
Tez kapsamında öncelikle “urban sprawl” kavramının ne olduğu, Türkçe
yazınında “urban sprawl” teriminin karşılığı olarak ne kullanıldığı
araştırılmıştır. Söz konusu terim için Türkçe yazınında hem “kentsel
saçaklanma” hem de “kentsel yayılma” terimlerinin kullanıldığı görülmüş bu
kavramlarla ilgili araştırmalar yapılmış ve bu çalışma kapsamında “urban
sprawl” kavramının karşılığı olarak “kentsel saçaklanma” kavramının
kullanımının daha uygun olacağı kabul edilerek tez kapsamında bu kavram
kullanılmıştır. “Kentsel saçaklanma” kavramının anlaşılabilmesi amacıyla kent
ve kentleşme, yörekent ve yörekentleşme, kentsel büyüme, kentsel saçaklanma
kavramları ele alınmıştır.
Ayrıca dünyada ve Türkiye’de “kentsel saçaklanma” üzerine yapılmış olan
birçok araştırma bu tez kapsamında incelenmiş ve incelenmiş olan tüm bu
çalışmalardan bağımsız olarak bu tez çalışması “kentsel saçaklanma”nın
sosyolojik, toplumsal, ekonomik, ekolojik özelliklerine veya değişimleri değil
kentin mekânsal örüntüsünün büyüklük, plan kararlarının bu büyüklük
üzerindeki etkileri ve ayrıca kent örüntüsündeki doluluk-boşluk oranının fraktal
geometri ile ölçümü ele alınmıştır. Büyümenin boyutu, kent örüntüsündeki
doluluk-boşluk oranları Fraktal Geometri ile ölçülmüş ve yapılan planlama
çalışmalarının kentsel saçaklanma konusu göz önünde bulundurularak
değerlendirilmiş ve elde edilen sonuçlar irdelenip bu çalışmanın nihai sonucu
elde edilmiştir.
106
Kentsel saçaklanmanın kent örüntüsü üzerindeki etkisi bu tez çalışması
kapsamında büyüklük, doluluk-boşluk, büyüme deseni, nüfus, yoğunluk ve plan
kararlarında verilen mekânsal büyüme desenlerinin tarihsel süreç içerisindeki
değişimi gibi değişkenlerle ölçülmüştür. Nüfus, yoğunluk ve plan kararlarında
verilen mekânsal büyüme desenlerinin tarihsel süreç içerisindeki değişim
Isparta için 2016 senesine kadar yapılmış olan planlama çalışmaları incelenerek
tez kapsamında ele alınmıştır. Büyüklük, doluluk-boşluk ve büyüme deseni ise
Isparta kenti 2003, 2005, 2007, 2009, 2011, 2013, 2015 yıllarında mevcut kent
örüntüsü Google Earth veritabanından elde edilen görseller kullanılarak fraktal
geometri yöntemi yardımıyla ölçülmüştür.
Saçaklanma konusunun bu tez kapsamında büyük ölçekli bir kentte değil de
Isparta gibi orta ölçekli bir kentte ele alınmasının sebebi; saçaklanma sürecinin
mekânsal büyüklüğe olan etkisinin orta ölçekli kentlerde nasıl değişiklikler
meydana getirdiğini ve kent örüntüsünün zamanla bu süreci nasıl yaşadığını
gösterebilmektir.
Isparta kentinde yaşanan kentsel saçaklanmanın ilk ölçütü geçmişten günümüze
Isparta kenti için hazırlanan planlar olarak belirlenmiştir. Bu bölümde öncelikle
planlama çalışmalarının kentsel saçaklanmaya olan etkisi açıklanmaya çalışılmış
daha sonra da 1938 yılından itibaren 2015 yılına kadar Isparta kentinin
geçirdiği tüm planlar incelenmiş ve bu planların kent örüntüsü üzerine verilen
plan kararları irdelenmiştir.
Sonuç olarak karşımıza aşağıdaki Şekil 5.1. ortaya çıkmıştır. Aşağıdaki şekilde
Isparta kenti için ilk yapılan Prof. Ölsner planından 2015 yılında onanan Antalya
Burdur Isparta Çevre Düzeni Planına kent için önerilmiş olan kent
makroformları görülmektedir.
107
Şekil 5.1. Geçmişten Günümüze Yapılmış Olan Planlama Çalışmalarının Isparta Kenti İçin Öngördükleri Yerleşim Lekeleri (Aydın, 2016)
Planlar saçaklanma bağlamında incelendiğinde Isparta kenti otoritelerinin genel
anlamda saçaklanmaya müsaade etmedikleri, herhangi bir saçaklanma
(gecekondulaşma veya plansız yapılaşma) görüldüğü zaman hemen planlama
çalışmalarını başlattığı ve bu sorunu çözmeye yönelik harekete geçtiği (ucuz
konut ve/veya toplu konut projeleri) gözlemlenmiştir. Dolayısıyla Isparta
kentinin daha çok kompakt bir şekilde geliştirilmeye çalışıldığı görülmüştür.
108
Şekil 5.2. Isparta kenti 2015 Yerleşik Alanının Fraktal Görünümü İle Antalya- Burdur- Isparta Çevre Düzeni Planında Yer Alan Isparta Kenti Yerleşik Alan Lekesinin Çakıştırılması (Aydın, 2016)
Antalya- Burdur- Isparta İlleri için yapılmış olan 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni
Planında yer alan (olması planlanan) Isparta kenti yerleşik alan lekesi ile 2015
yılı Isparta kenti yerleşik alanının fraktal lekesi çakıştırıldığında karşımıza
yukarıdaki şekil çıkmaktadır. Söz konusu şekil incelendiğinde Davraz
Mahallesinde şu an mevcutta bulunan yerleşim lekelerinin Çevre Düzeni
Planında iptal edildiği ve o kısma yerleşme verilmediği görülmektedir. Davraz
mahallesinde bulunan yerleşmeler 2003’ten 2015’e incelendiğinde Yazısöğüt
Köyü’ne doğru ilerlendiği ve gitgide Isparta kentinin Yazısöğüt Köyü ile
birleştiği görülmektedir. Çevre düzeni planında ise Yazısöğüt Köyü korunmuş,
Isparta kenti ve Yazısöğüt arasına yerleşme önerilmemiş ve Isparta kenti ile
Yazısöğüt Köyü’nün birleşmesi engellenmiştir. Öte yandan Isparta kenti ile
Savköy ve Deregümü köyleri Çevre Düzeni Planı kapsamında birleştirilmiştir.
Ayrıca Akkent-TOKİ’nin bulunduğu bölge ve ilerisi, Isparta merkez ile Çünür
arası ÇDP kapsamında yerleşime açılmıştır. Söz konusu plan kapsamında “4.2.8.”
109
başlığı altında da bahsedildiği gibi mevcut alanın yaklaşık %60’ı kadar öneri
yerleşim alanı öngörülmüştür. Bu durum ise kentsel saçaklanma için altyapı
oluşturmaktadır.
Yapılan planlar ve bu plan dönemlerinde mevcut ve öneri nüfus, alan, yoğunluk
değerleri incelendiğinde ise 1945’ten 2014’e kadar hızlı bir artış gösteren
nüfusun yanı sıra aynı paralellikte hızlı bir alansal büyüme olduğu
görülmektedir. Yoğunluklar incelendiğinde ise nüfusta ve alanda yaşanan artışın
görülmediği gözlemlenmiş olup, mevcut yoğunluğun en fazla olduğu dönemin
1967-1976 yılları arası olduğu görülmektedir. Daha sonra ise yoğunluğun bir
anda düşüp günümüze kadar az bir artış göstererek geldiği gözlemlenmiştir.
Çizelge 5.1. Isparta kenti için yapılmış olan planların nüfus ve yerleşik alan kararları (Dampo, 1986; Tüik; Kırzıoğlu, 2008; Plan Raporları)
PLAN MEVCUT NÜFUS (kişi)
ÖNERİ NÜFUS (kişi) TOPLAM
NÜFUS
MEVCUT ALAN (ha)
MEVCUT YOĞUNLUK (kişi/ha)
ÖNERİ ALAN (ha)
TOPLAM ALAN (ha)
ÖNERİ YOĞUNLUK (kişi/ha)
Kemal Ahmet Aru Planı 1945-1967
24567 25433 50000 ~218 112,69 76 294 170
Fahri Yetman Planı 1967-1976
76166 26834 103000 560 136 1440 2000 51,5
Behçet Baykut Planı 1976-1985
86043 58657 144700 2546 33,7 454 3000 48,23
Remzi Sönmez Planı 1985-2005
127898 10059
8 228496 2552,7 50,1 863.8 3416,5 66,88
Nuri Özmen Planı 2005-…
201537 40739 242276 3526 57,16 1337.4
2 4863,42 49,82
Semra Kutluay Planı 2014-…
228730 71270 ~300000 3709 61,67 2258 5967 50,28
Kemal Ahmet Aru planlama döneminde mevcut yoğunluk yaklaşık 112,69
kişi/ha iken Kemal Ahmet Aru kompakt bir yapılaşma şekli benimsemiş ve
yoğunluğu yaptığı planda 170 kişi/ha’a çıkarmıştır. Fahri Yetman ise yerleşik
alanı 560 ha’dan 2000 ha’a çıkararak kentin boyuna değil enine genişlemesine
yönelik bir plan yapmıştır. Fahri Yetman bu planla birlikte 136 kişi/ha olan
yoğunluğu 51,5 kişi/ha’a düşürmüştür. Behçet Baykut’un planlama
110
çalışmalarına bakıldığında 1985 yılı için yaklaşık 144.700 kişi nüfus önermiş
olduğu ve mevcut yerleşik alanı 2546 ha’dan 3000 ha’a çıkardığı görülmektedir.
Bu alan artışına rağmen Behçet Baykut’un planında öneri yoğunluğun mevcut
yoğunluktan daha fazla olduğu görülmektedir. Bunun sebebinin ise önerilen
nüfus artışı olduğu gözlemlenmektedir. Remzi Sönmez’in yaptığı planlama
çalışmaları incelendiğinde yerleşik alanda ve de nüfusta yine arttırmaya
gidildiği gözlemlenmiş olup yoğunluğun 50,1’den 66,88’e çıktığı görülmektedir.
2016’da hala yürürlükte olan Nuri Özmen planında da alan daha fazla arttırılmış
yoğunluk düşmüş ve dolayısıyla kentsel saçılmaya yol açılmıştır. Son olarak
Semra Kutluay 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda da hem nüfusta hem
de yerleşik alanda artış önerilmiş ve yoğunlukta düşüş yaşandığı
gözlemlenmiştir.
Isparta kentinde yaşanan kentsel saçaklanmanın ikinci ölçütü ise Fraktal
Geometri yöntemi kullanılarak Isparta kent örüntüsü içerisindeki doluluk-
boşluk oranının incelenmesidir.
Kentsel saçaklanma modellerinden Fraktal Geometri yöntemi seçilmeden önce
geçmişten günümüze saçaklanma modelleri değerlendirilerek bu modellerden
Fraktal Geometrinin kullanılmasına karar verilmiştir.
Fraktallar ölçeğe bağlı olarak değişik forma sahip olabilen düzensiz geometrik
şekillerdir. “Fraktal” parçalanmış ya da kırılmış anlamına gelen Latincede
“frakctus” kelimesinden türetilmiştir (Erdoğan ve Çubukçu, 2012). Fraktal
geometri doğanın düzensiz ve parçalı, kırıklı ve kesikli şekillerini betimlemek ve
hesaplamak için kullanılan bir kavramdır.
Fraktal geometride fraktal boyutu hesaplamak için birçok yöntem
bulunmaktadır. Tez çalışması kapsamında kutu sayma yönteminden
yararlanılmıştır.
Tez kapsamında kullanılan kutu sayım yöntemi ile gerçekleştirilen fraktal
değerin hesaplanması ile ortaya çıkan sayısal değerler “fraktal boyut” olarak
111
tanımlanan değerlerdir. Fraktal boyut 1 ile 2 arasında değişiklik gösterebilir.
Fraktal boyutun değerinin 2’ye yakın çıkması kent içinde kullanılmayan
alanların kent yerleşik alan lekesi içindeki oranının az olduğunu
göstermektedir. Fraktal boyut değerinin 1’e yakın çıkması durumunda da, bu
kent içerisindeki kullanılmayan alanların kent yerleşik alan lekesine oranının
fazla olduğu anlamına gelmektedir.
Fraktal geometri yönteminin uygulanabilmesi için öncelikle Google Earth veri
tabanından 2003-2005-2007-2009-2011-2013 ve 2015 tarihli görüntüler
alınmış ve Photoshop ortamında Fractalyse uygulamasına uygun hale
getirilmiştir. Hazırlanmış olan çizimler ve bu program aracılığıyla elde edilen
veriler aşağıdaki şekilde görülmektedir (Bu şekillere EK-A bölümünde de yer
verilmiştir).
Şekil 5.2. Isparta Kentinin 2003-2005-2007-2009-2011-2013-2015 Yılları Kent Makroformu (Aydın, 2016)
Kullanılan bu programa göre Isparta Kent örüntüsünün fraktal değerleri;
2003 yılında: 1,363
2005 yılında: 1,377
2007 yılında: 1,392
2009 yılında: 1,394
2011 yılında: 1,406
2013 yılında: 1,411
2015 yılında: 1,425’dir.
112
Bu program aracılığıyla elde edilen değerler git gide 2’ye yaklaşmakta ve
dolayısıyla bu da Isparta kent örüntüsünün gitgide dolmakta olduğunu kent
makroformunda bulunan boş alanların gittikçe azaldığını göstermiştir. Bu da
Isparta kentinin geçmişten günümüze saçak alanlarında bulunan saçılmaları
kapattığını ve kompakt bir forma doğru ilerlediğini göstermiştir.
Isparta kent örüntüsünde –özellikle Çünür, Deregümü, Savköy- taraflarında
gözlemlenen yer yer boş alanların bulunduğu yapılaşmaların zamanla dolduğu
fraktal geometri yöntemiyle gözlemlenmiş ve incelenen planlama çalışmaları
kapsamında zamanla dolmaya devam edeceği, kentin gitgide daha kompakt bir
yapı formuna ulaşacağı düşünülmektedir.
Kentsel saçaklanmanın tanımını yaparken bu kavramın bir kent formu olduğunu
kabul eden kesimlerin de, bu kavramın bir kent formu olmadığını ve kentsel
büyümenin bir aşaması olduğunu savunan kesimlerin de bulunduğundan söz
edilmiştir. Kentsel saçaklanmanın kentsel büyümenin bir formu olduğunu
düşünen bu kesim kentin kompakt bir forma ulaşmadan önceki dağınık ve
boşluklu halinin kentsel saçaklanma olduğunu savunmaktadırlar.
Isparta kenti makroformuna geçmişten günümüze yaşadığı gelişmeleri
açısından bakıldığında Isparta kenti için bu durumun sağlandığı
gözlemlenmiştir.
113
KAYNAKLAR
Akroyd, H.D., (2003) “Agriculture and Rural Development Planing”, Ashgate Publishing Limited, Hampshire, England.
Akseki, H., (2011), ‘‘Kentsel Yayılmanın Tarım Arazileri üzerindeki etkisi, Konya kenti örneği’’, Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Konya.
Altaban, Ö., (1998), “Cumhuriyet’in kent planlama politikaları ve Ankara deneyimi, 75 Yılda Değişen Kent ve Mimarlık”, Tarih vakfı yayınları, İstanbul.
Altaban, Ö., (1985), “Kentsel Gelişmenin Kırsal Alandaki Etkileri Üzerine Görüşler”, Sanayi Yerseçimi, Turizm Yerleşmeleri ve Tarım Topraklarının Ülkesel Arazi Kullanımı İçinde Değerlendirilmesi Kolokyumu, Türkiye 8. Dünya Şehircilik Günü, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayını, Kemal Matbaası, Adana.
Anonim, (2009), Isparta Belediyesi, 2009-2013 Strateji Planlama Raporu.
Aydemir, Ş., (1989), “Gelişme Odakları-Göç Hareketleri İlişkisi: Bölgesel Kalkınma Politikalarında Göç”, II.Ulusal Bölge Bilimi Kongresi, İTÜ, İstanbul.
Aydın, N., (2016), “Kentsel Saçaklanmanın Kent Örüntüsü Üzerindeki Etkisi; Isparta Örneği”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Isparta.
Bal, H., (2011), “Kent Sosyolojisi”, Fakülte Kitabevi, Isparta.
Başaran, F., (2006), “Transformation Of American Dream From Suburbia To New Urbanism”, Master Thesis, Istanbul Technical University, Institute of Science and Technology, Istanbul.
Beauregard, R.A., (2006), “When America Became Suburban”, University of Minnesota Press, London.
Brown, H., (2010), “Cities, Towns, and Suburbs” Post Carbon Institute, California, USA.
Brunner, A., (2010), ““The Effects Of Urban Sprawl On Daily Life”, Yüksek Lisans Tezi, South Carolina State University, Orangeburg.
Bumin, K., (1998), “Demokrasi Arayışında Kent”, İz Yayıncılık, İstanbul.
Clapson, M. (2003), “Suburban Century, Social Change and Urban Growth in England and the United States”, Berg, New York.
Çalışkan, O., (2004), “Sürdürülebilir Kent Formu: Derişik Kent”, Planlama Dergisi, TMMOB Şehir Plancıları Odası Yayını, Ankara, 3 : 33-47.
Chiras, D., Wann, D., (2005), “Superbia”, New Society Publishers, Canada.
Curry, N., (2005), “Countryside Recreation, Access and Land Use Planning”, E & FN Spon, an imprint of Chapman & Hall, London.
114
Chin, N., (2002) “Unearthing The Roots of Urban Sprawl: A Critical Analysis of Form, Function and Methodology”, Centre for Advanced Spatial Analysis, University, London.
Çetin, S., Haştemoğlu, H., (2007), “Cumhuriyetin Isparta’daki Simgesi: İstasyon Caddesi”, Mimarlık Dergisi, Sayı 338, TMMOB Mimarlar Odası Yayını, Kasım- Aralık, Ankara.
Dağlı, M., (2007), “Planlamada Risk ve Fırsatların Düzenlenmesi Bağlamında Mevzi Plan Pratikleri”, Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İzmir.
Dampo Ltd. Şti., (1986), “Isparta İlave ve Revizyon İmar Planı Araştırması”, Ankara.
Dampo Ltd. Şti., (1987), “Isparta Çevre Düzeni Nazım Planı Planlama Raporu”, Ankara.
Dampo Ltd. Şti., (1988), “Isparta 1/1000 Ölçekli Uygulama Planları Planlama Raporları”, Ankara.
Demirgil, S., (2007), Mazideki Isparta-I, Dizgi Baskı, Isparta.
Doğru, A., B., (2002), “İstanbul Kent Çeperinde Saçaklanma Ve Sürdürülebilirlik: Eyüp Kent Çeperi Örneği”, Yüksek Lisans Tezi, Mimar Sinan [Güzel Sanatlar] Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Durmaz, B. ve Erçetin, C., (2012), “Dirençlilik Konsepti Altında Ankarada’ki Kentsel saçaklanmanın Ekolojik Boyutunun İncelenmesi” KBAM, ODTÜ, Ankara.
Ediz, Ö., Gürsakal, N., (2010), “Bursa Çarşı Makroformundaki Saçılmanın Fraktal Boyut İle Belirlenmesi”, Uludağ Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi, Cilt 15, Sayı 2, Bursa.
Erbaş, M.K., (1989), “Kentleşme Ve Sanayileşme Sürecinde Verimli Kırsal Arazilerin Tarım Dışı Amaçlı Kullanımlar İçin Tüketilmesi Ve Bursa Örneği”, Yüksek Lisans Tezi, Mimar Sinan [Güzel Sanatlar] Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Erdoğan, G., Çubukçu K.M., (2012), “Bursa Metropoliten Alanının Mekansal Verimliliğinin Fraktal Boyut İle Ölçülmesi: 5216 Büyükşehir Belediye Yasası Öncesi ve Sonrası”, 3. Kentsel ve Bölgesel Araştırmalar Sempozyumu, ODTÜ, Ankara.
Erkan, R., (2002), “Kentleşme ve Sosyal Değişme”, Bilim adamı Yayınları, Ankara.
Ersoy, M., (2012), “Kentsel Planlama Ansiklopedik Sözlük”, Ninova Yayınları, İstanbul.
Esendemir, Ş., (2015), “ Kentin Kökeni, Muhafazakar ve Modernist Halleri” Şehir ve Medeniyet Dergisi, Sayı 9, Sayfa:32-37.
Ertürk, H., (1997), “Kent Ekonomisi”, Ekin Kitabevi, Bursa.
115
Ferranti, D., Perry, G. E., Foster W., Lederman, D., Valdes, A., (2005), “Beyond The City, The Rural Contribution to development”, The World Bank, Washington, D.C.
Fishman, R., (2005), “Beyond Sprawl”, University of Minnesota, London.
Flint, A., (2006), “The Battle over Sprawl and the Future of America”, The Johns Hopkins University Press, Baltimore.
Forsyth, A., (2005), “Constructing Suburbs, Competing Voices in a Debate Over Urban Growth”, Gordon and Breach Publishers, Amsterdam.
Gilg, A.W., (1996), “Countryside Planning”, Routledge, New York.
Günay, E., (2007), “Interaction Of Urban Fringe And Transportation System: Istanbul Case”, İzmir Institute of Technology, Master Thesis, İzmir.
Habitat IIa, (1996), World Resources: The Urban Environment, Oxford University Press, New York.
Habitat b, (1996), İstanbul City Summit: Programme, Urbanisme, Mai/June-No:288.Isparta Valiliği ve İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, 2009, ‘’Isparta Çevre Durum Raporu’’, Isparta Çevre Orman Müdürlüğü, Isparta.
Harvey, D., (2005), “The New Urbanism and teh Communitarian Trap: On Social Problems And the False Hope of Design”, University of Minnesota, London.
Hayden, D., (2008), “ The Suburban City” Haas, T., (Ed.), “New Urbanism And Beyond İçinde (86-89)”, Rizzoli İnternational Publication, 2008, China.
Isparta (Merkez), (2006), Kısmi Revizyon İmar Planı İzah Raporu, Özgünkent İmar İnş. Tic. Ltd. Şti., Ankara.
Karataş, N., (2007), “İzmir’de Şehirsel Saçaklanma Eğilimlerinin Torbalı Ayrancılar’da Arazi Sahipliliği El Değişim Süreçlerine Etkileri”, Planlama Dergisi, TMMOB ŞPO Yayını, Ankara, 2 : 12-16.
Kartal, K., (1992), Türkiye’de Kentleşme, Adım Yayıncılık, Ankara.
Karlenzig, W., (2010), “The Death of Sprawl”, Post Carbon Institute, California.
Kaya, H.S., Bölen, F., (2011), “Kentsel Dokudaki Değişimin Fraktal Geometri Yöntemiyle İncelenmesi”, İTÜ, Mimarlık, Planlama, Tasarım Dergisi, Cilt:10, Sayı:1, 39-50, İstanbul.
Kayalı, B., (2005), ‘‘Isparta Kent Merkezinde Bulunan Sivil Mimarlık Örneklerinin Günümüzdeki Durumları, Koruma Sorunları ve Değerlendirme Önerileri’’, Yüksek Lisans Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi, Isparta.
Keleş, R., (1972), “100 Soruda Türkiye’de Şehirleşme, Konut ve Gecekondu”, Gerçek Yayınevi, İstanbul.
Keleş, R., (1976), “Kent Bilim İlkeleri”, Sevinç Matbaası, Ankara.
116
Keleş, R., (1998), “Kentleşme Politikası”, İmge Kitabevi, Ankara.
Keleş, R., (2001), “Kentbilim Terimleri Sözlüğü”, İmge Kitabevi, Ankara.
Keleş, R., (2006), “Kentleşme Politikası” İmge Kitabevi, 9. Baskı Ankara.
Keleş, R., (2012), “Kent”, Ersoy, M., (Ed.), “Kentsel Planlama Ansiklopedik Sözlük İçinde (183-185)”, Ninova Yayıncılık, 528s., İstanbul.
Kıray, M., (1982), “Az Gelişmiş Ülkelerde Metropolitenleşme Süreçleri”, Türkiye’nin Toplumsal Yapısı, Remzi Kitabevi, İstanbul.
Kırzıoğlu, I., (2008), ‘‘Isparta Kenti İmar Planlama Çalışmalarında Sorun Oluşturabilecek Konuların Araştırılması’’, Süleyman Demirel Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Yönetim Birimi, Proje No:769, Isparta.
Kiefer, M.J., (2005), “Suburbia and Its Discontents: Notes From the Sprawl Debate”, University of Minnesota, London.
Krier, L., (2008), “ Settlements Of The Future” Haas, T., (Ed.), “New Urbanism And Beyond İçinde (52-57)”, Rizzoli İnternational Publication, 2008, China.
Krieger, A., (2005), “The Costs and Benefits of Sprawl”, University of Minnesota, London.
Küyük, N., (2011), “Yerel Yönetimlerin Kürt Kökenli Grupların Büyükşehirlere Göç Sonrası Entegrasyon Sorunlarına Yaklaşımı” Atılım Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Lloyd, P.E., Dicken, P., (1972), “Location in Space: A Theoretical Approach To Economic Geography”, University of Manchester, Harper&Row Publishers, New York, Evanston, San Francisco, London.
Lukez, P., (2007), “Suburban Transformations”, Princeton Architectural Press, New York.
Mamunlu H., (2001), “ Kırsal Alanlar/Köy Yerleşmeleri ve Planlama İlişkisinde İstanbul İl Bütünü Örneği”, Yüksek Lisans Tezi, Mimar Sinan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Morris, D.E., (2005), “Its a Sprawl World After All”, New Society Publishres, Canada.
Nadaloğlu, H., ve diğerleri, (1996), “Mahalli İdarelerin Yeniden Yapılandırılması” , TOBB, İstanbul.
Nicoladies, B.M., Wiese, A., (2006), “The Suburb Reader”, Routledge, New York.
Oban R., (2000), “İzmir Anakent İlçelerine Bağlı Kır Yerleşmelerinin Kır-Kent Bütünleşmesindeki Konumları ve Yapısal Analizi’ Yüksek Lisan Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimler Enstitüsü, İzmir.
OECD, (2006), “The New Rural Paradigm: Policies and Governance”, Organisation For Economic Co-Operation And Development Publishing.
117
Özcan, H., (2008), “İstanbul’da Kentsel Yayılmanın Yapay Sinir Ağları İle Öngörüleri”, Yüksek Lisans Tezi, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Özçevik, Ö., (1999), “Metropoliten Kent Çeperindeki Yerleşimlerde Yapısal Dinamikler İstanbul Metropoliten Kent Çeperi Örneği”, Doktora Tezi, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Özdemir, S., (1993), “Metropoliten Kent Çeperlerinde Mülkiyet Örüntüsü Değişim Süreci”, Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İzmir.
Özdirek, S., (2011) “Changing Relationship Between Urban And Rural: The Observed Features Of New Rurality In Rural Areas”, Master Thesis, Middle East Technical University, Ankara.
Özer, A., (1998) “Güneydoğu’da Kentleş(me)me Dramı”, Görüş Dergisi, Sayı 34, İstanbul.
Özer, İ., (2004), “Kentleşme, Kentlileşme ve Kentsel Değişme” Ekin Kitabevi, Ankara.
Özgünkent İmar İnş. Tic. Ltd. Şti., (2006), “Isparta (Merkez) Kısmi Revizyon İmar Planı İzah Raporu”, Isparta.
Phelps, N.A., Parsons, N., Ballas, D., Dowling, A., (2006), “Post-Suburban Europe Planning and Politics at the Margins of Europe’s Capital Cities”, AntonyRowe Ltd, Chippenhamand Eastbourne, Britain.
Polat, E., (2006), “Kentsel Coğrafya” SDÜ Basımevi, Isparta.
Polat, E., Gül, H., Dulupçu, M.A., Sallan Gül, S., Peker, Z., (2011) Kentsel Kırsal Bütünlüklü Bir Stratejik Mekansal Planlama Modeli; Eğirdir Örneği, Isparta
Polat, E., (2012), “Yörekent ve Yörekentleşme”, Ersoy, M., (Ed.), “Kentsel Planlama Ansiklopedik Sözlük İçinde (514-518)”, Ninova Yayıncılık, 528s., İstanbul.
Prasad, B.K., (2003), “Rural Development: Concept, Approachand Strategy”, Sarup&Sons, New Delhi.
Russell, J.S., (2005), “Privatized Lives: On The Embattled ‘Burbs”, University of Minnesota, London.
Saunders, W.S., (2005) “Will sprawl Produce Its Own Demise?”, University of Minnesota, London.
Sezgin, D., (2010), ‘‘Kentsel Saçaklanmanın Verimli tarım topraklarının amaç dışı kullanımına Etkisi: Ankara örneği’’, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Sönmez, M.R., (1990), “Isparta Gölcük Yolu Güneyi Gecekondu Önleme Bölgesi Araştırma ve Planlama Raporu”, Ankara.
118
Squires, G.D., (2002) “Urban Sprawl Causes, Consequenses and Policy Responses”, The Urban Instıtute Press, Washington D.C.
Tamer, N.G., (2009), “ Avrupa’da Bir Mekansal Gelişme Sorunu Olarak Görülen Kentsel Saçaklanma Olgusu ve Türkiye Kentlerindeki İzdüşümü”, TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yayını, Ankara.
Tamer, N.G., (2012), “Kentsel Saçaklanma”, Ersoy, M., (Ed.), “Kentsel Planlama Ansiklopedik Sözlük İçinde (250-253)”, Ninova Yayıncılık, 528s., İstanbul.
Tekeli, İ., (1998), Türkiye’de Cumhuriyet döneminde kentsel gelişme ve kent planlaması, 75 Yılda Değişen Kent ve Mimarlık, Tarih vakfı Yayınları, İstanbul.
TÜİK, 2015-2016, http://www.tuik.gov.tr
Topal, A.K., (2004), “Kavramsal Olarak Kent Nedir ve Türk,ye’de Kent Neresidir?”, DEÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:6, Sayı:1, İzmir.
Ulu, A., Karakoç, İ., (2004), “ Kentsel Değişimin Kent Kimliğine Etkisi” Planlama Dergisi, Sayı:3, Ankara.
United Nation, (1969), “Growth of the World’s Urban and Rural Population 1920-2000 ”,Department of Economic and Social Affairs, New York, Population Studies No:44.
United Nation, (2015) “World Urbanization Prospects: The 2014 Revision”,Department of Economic and Social Affairs, New York, Population Division.
United Nation, (2004) “World Urbanization Prospects: The 2003 Revision”,United Nation, New York, 9-12.
URL-1, http://esa.un.org/unpd/wup/Maps/CityDistribution/CityPopulation/CityPop.aspx Erişim Tarihi: 15.10.2015
URL-2, http://www.spo.org.tr/genel (Erişim Tarihi: 08.07.2016)
URL-3, https://people.hofstra.edu/geotrans/eng/ch6en/conc6en/vonthunen.html Erişim Tarihi: 05.07.2016
URL-4, http://www.isparta.gov.tr Erişim Tarihi: 05.07.2016
URL-5, http://m.yerbilgisi.com/etiket/iller-haritasi-resmi/ Erişim Tarihi: 05.07.2016
URL-6, http://www.kgm.gov.tr/ Erişim Tarihi: 05.07.2016
URL-7, http.www.ispartacevreorman.gov.tr. Erişim Tarihi: 08.06.2012
URL-8, http://www.csb.gov.tr/gm/mpgm/index.php?Sayfa=sayfaicerik&IcId=783 (Erişim Tarihi: 15.04.2013-08.07.2016)
119
URL-9, http://fractalyse.org/ Erişim Tarihi: 05.07.2016
Velibeyoğlu, H., (2004), “Development Trends Of Single Family Housing Estates in İzmir Metropolitan Fringe Area”, Izmir Instıtute Of Technology, Izmir.
Wassmer, R.W., (2002), “An Economic Perpective On Urban Sprawl: With an Application to the American West and a Test of the Efficacy of Urban Growth Boundaries”, Public Policy and Administration California State University, Sacramento.
Yaşar, C.G., (2010), “Politics Of Urban Sprawl: The Case Of Ankara”, Master Thesis, Middle East Technical University, Ankara.
Yazar, K.H., (2006), “Sürdürülebilir Kentsel Gelişme Çerçevesinde Orta Ölçekli Kentlere Dönük Kent Planlama Yöntem Önerisi”, Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Yenigül, S.B., Çamur, K.C., (2009), “Metropoliten Kentlerde Bir Büyüme Biçimi Olarak Kentsel Saçaklanma”, Ulusal Kalkınma ve Yerel Yönetimler, 4. Ulusal Yerel Yönetimler Sempozyumu Bildirileri, “Türkiye Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü Yayını”, Ankara.
Yorulmaz, O., (2013), “Metropoliten Kentsel Büyümenin Çeperdeki Kentsel-Kırsalla Etkileşimi; Antalya Örneği” , Yüksek Lisans Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Isparta.
120
121
EKLER
EK A. Haritalar EK B. Yazılar
122
EK A. Haritalar
Şekil A.1. Isparta Kentinin 2003 Yıllı Kent Makroformu (Aydın, 2016)
Şekil A.2.Isparta Kentinin 2005 Yıllı Kent Makroformu (Aydın, 2016)
123
Şekil A.3.Isparta Kentinin 2007 Yıllı Kent Makroformu (Aydın, 2016)
Şekil A.4.Isparta Kentinin 2009 Yıllı Kent Makroformu (Aydın, 2016)
124
Şekil A.5.Isparta Kentinin 2011 Yıllı Kent Makroformu (Aydın, 2016)
Şekil A.6.Isparta Kentinin 2013 Yıllı Kent Makroformu (Aydın, 2016)
125
Şekil A.7.Isparta Kentinin 2015 Yıllı Kent Makroformu (Aydın, 2016)
126
EK B. Yazılar
EK-B.1. Ün Dergisi 9. Cildi Yüksek Mühendis Tevfik Çakmakçı’ nın Isparta İmar
Planları İle İlgili Görüşleri
127
128
129
130
EK-B.2. Ün Dergisi 10. Cildi Yüksek Mühendis Tevfik Çakmakçı’ nın Isparta İmar Planları İle İlgili Görüşleri
131
132
133
134
135
136
137
138
EK-B.3. Fractalyse Programı Kullanılarak Yazılmış ve Basılmış Olan Makaleler
( URL-9)
139
ÖZGEÇMİŞ
Adı Soyadı : Neşe AYDIN Doğum Yeri ve Yılı : Nusaybin, 1990 Medeni Hali : Bekar Yabancı Dili : İngilizce E-posta : [email protected] Eğitim Durumu Lise : Nusaybin YDA Lisesi, 2008 Lisans : SDÜ, Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Mesleki Deneyim Yıldızhan Planlama 2012-2013 İmpo İmar ve Planlama 2013-2014 Artı Gayrimekul Değerleme Şti. 2014-2015 SDÜ Mimarlık Fakültesi 2015-…….. (halen) Yayınları Aydın, N., Polat, E., 2016. Urban Sprawl’s Effects On Urban Pattern. World
Multidisciplinary Civil Engineering – Architecture – Urban Planning Symposium (WMCAUS), 13-17 June 2016, Prag, Çek Cumhuriyeti, 408-409.
Aydın, N., Polat, E., 2016. Planning Studies For Isparta (Turkey) Until now.
World Multidisciplinary Civil Engineering – Architecture – Urban Planning Symposium (WMCAUS), 13-17 June 2016, Prag, Çek Cumhuriyeti, 419-420.