586
Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Quran اﺣﻤﺪ ﺳﺪاد اوﺳﺘﻮن- ١٤٣٦ 2015

Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

Kur’an-ı Kerim Sözlüğü

Dictionary of the Holy Quran

احمد سداد اوستون - ١٤٣٦ 2015

Page 2: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

i

بسم اهللا لرمحن الرحيمTakdim

Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de geçen kelimelerin tamamına yakını Kur’an’da kullanıldıkları biçimleriyle yer almaktadır. Kelimelerin manaları hem köklerine hem de ayetlerde aldıkları anlamlara göre düzenlenmiştir. Sözlüğün özellikleri aşağıda açıklandığı gibidir: - Kelimeler, Kur’an-ı Kerim’de geçtiği şekliyle verilmiştir. - Kelimelerin son harflerinin harekeleri çoğu zaman dikkate alınmamıştır. - Sözlük, Arapça harf sırasında düzenlenmiştir. - Kitabın genel düzeni soldan sağa şeklindedir. - Bazı hallerde aynı kelimenin değişik yazılışları yan yana verilmiştir. - Açıklamaların anlamı şöyledir:

Đngilizce Anlam Türkçe Anlam Fiil Kalıbı Kök Harfler Kelime

He has mercy Merhamet eder 1 رحم محري

- Fiillerin mansub ve meczum halleri “yapması, etmesi” şeklinde ifade edilmiştir. Bu

kelimelerin anlamları başlarına gelen ( لن، لم، إن ال، أن، ) gibi harflerle tamamlanır. Mesela:

Yapmanız لوافعت Sizin yapmanız için لواانفعت

Yapmayacaksınız لوالنفعت Yapmadınız لوالمفعت Yapmayın لواالفعت Eğer yaparsanız نلوا افعت

Aranan kelimenin bulunamaması halinde aşağıdaki değişiklikleri yaparak yeniden arayın:

- Kelimenin başında yer alan bağlaçları ve benzeri harfleri (و، ف، ل) çıkarın, - Kelimenin sonunda bulunan zamirleri (ه، ها، هم، كم) çıkarın, - Kelimenin başında ve sonunda bulunun te’kid harflerini ( ل، ن) çıkarın.

Buna rağmen bulunmayan kelimeler olursa kelimenin ortasında veya sonunda geçen (ي ) veya ( ى) harflerinin yerine (ا ) elif harfi koyarak veya bunun tersini yaparak tekrar arayın. Gerekirse (ا ) elif ve (ء ) hemze harflerini birbiriyle değiştirerek arama yapın.

Kullanılan kısaltmalar:

Dş: Dişil (Müennes)

Çğ: Çoğul

Tesbit ettiğiniz hataları, eksiklikleri, fazlalıkları aşağıdaki posta adresine bildirin: [email protected]

Tevfik Allah’tandır.

Telif Hakkı © Copyright: Ahmet Sedat Üstün, 2011

Page 3: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

ii

بسم اهللا لرمحن الرحيمPreface

This dictionary covers almost all of the words used in Quran in the form they are used. Meanings of the words are arranged both according to their roots and the way they are used in Quran.

The features of this dictionary are as follows:

- Words are given in the form they are used in Quran. - The signs (declensions) of the last letters of the words are not usually taken into

consideration. - Words are listed in alphabetical order in Arabic. - In general, present tenses of the verbs are given together with their past tenses. - Singular nouns are given with their broken plurals. - In some cases, masculine and feminine forms of nouns are given together. - In some cases, different spellings of one word are given together. - Meanings of the columns are as follows:

English Meaning Turkish Meaning Verb From Root Letters Word

He has mercy Merhamet eder 1 رحم محري

- For verbs’ (منصوب) and (مجرور) forms, the meaning is given as “That he does, that you

do”. The meanings of such verbs are completed with letters such as ( لن، لم، إن ال، أن، ) in front of them. For example:

That you (pl) do لوافعت For you (pl) to do لواانفعت

You (pl) will not do لوالنفعت You (pl) did not do لوالمفعت Do not do (imp, pl) اللواتفع If you do نلواافعت

If the searched word is not found, make the following changes and search again:

- Delete the particles and similar letters (و، ف، ل) at the beginning of the word,

- Delete the pronouns (ه، ها، هم، كم) at the end of the word,

- Delete the emphasis letters at the beginning (ل) and at the end ( ن) of the word.

If it is still not found, replace the letters (ي) and (ى) with (ا) or vice versa and search again.

Abbreviations used in the dictionary:

Fm : Feminine Pl : Plural Imp : Imperative

Please send your comments and correction suggestions to: [email protected]

Success is from Allah.

© Copyright: Ahmet Sedat Üstün, 2011

Page 4: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

iii

Kaynaklar / Bibliography

1. A Dictionary of Modern Written Arabic, Hans Wehr

2. The Dictionary of the Holy Quran, Malik Gulam Farid

3. The Easy Dictionary of the Qur'an, Shaikh AbdulKarim Parekh

4. Explanatory Dictionary of the Holy Quran

5. www.openburhan.com

6. www.corpusquran.com

7. www.hasenat.com

Page 5: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

iv

Fiil Kalıpları / Verb Forms

قمي راملاض ارعاال املضرم رداملص مسل االفاع مسل اواملفع

Kalıp Geçmiş Zaman Geniş Zaman Emir Mastar Đsmi Fail Đsmi Mef'ul

Form Past Present Imperative Noun Active

Participle Passive

Participle

مفعول فاعل فعل افعل يفعل فعل 1 مفعول فاعل فعل افعل يفعل فعل 1 مفعول فاعل فعل افعل يفعل فعل 1 مفعول فاعل فعل افعل يفعل فعل 1 مفعول لفاع فعل افعل يفعل فعل 1 مفعول فاعل فعل افعل يفعل فعل 1 مفعل مفعل تفعيل/تفعلة فعل يفعل فعل 2 مفاعل مفاعل فعال/مفاعلة فاعل يفاعل فاعل 3 مفعل مفعل فعالا فعلا يفعل فعلا 4 متفعل متفعل تفعل تفعل يتفعل تفعل 5 متفاعل متفاعل تفاعل تفاعل يتفاعل تفاعل 6 - منفعل انفعال انفعل ينفعل انفعل 7 مفتعل مفتعل افتعال افتعل يفتعل افتعل 8 - مفعل افعالل افعل يفعل افعل 9

مستفعل مستفعل استفعال استفعل يستفعل استفعل 10 - - - - - افعال 11

Page 6: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

1

ا(Interrogative particle; question prefix)

- mi? mı? ا –ء أ Did you (pl) became sure Emin mi oldunuz 1 م أمننتء ام Do I take, accept? Edinir miyim 8 ذ أخذخءات Are lords? Rabler mi? ربب اببءار Do I prostrate? Secde eder miyim 1 سجد دجءاس Did you (pl) submit, become Muslim?

Teslim oldunuz mu, Müslüman oldunuz mu

ءاسلمتم سلم 4Did you (pl) get scared? Korktunuz mu 4 شفق مفقتءاش Do I become grateful? Şükreder miyim 1 شكر كرءاش Foreign? Yabancı mı ء عجميمجاع Did you acknowledge, accept?

Kabul ettiniz mi 4 قرر مترءاقر Do I give birth? Doğurur muyum 1 ولد دءال Was it thrown? Atıldı mı 4 لقي ىءالق Allah? Allah mı ءا أهللالله Is a deity? Bir ilah mı أله لهءا Are our gods? Đlahlarımız mı ااء ألهنتهل Did you become sure? Emin mi oldunuz 1 أمن متنءام You? Sen mi ءاتن You (pl)? Siz mi ءامتن Did you warn them Onları uyardın mı م نذرهتذرءان It was thrown, given Atıldı, verildi 4 لقي يءلق I inform you Size haber veririm 2 نبأ بنئكم ؤ- ئكمانب

Surely you Şüphesiz sen كنئ- كنا

Surely you (pl) Şüphesiz siz كمنئ - كمنا

Go, come, bring, give Git, gel, getir, ver 1 أيت ئتا

Page 7: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

2

To swear Yemin etti 8 لي أىلئتا- يايلت

To consult together Đstişare etti 8 أمر رمئتا - ايرمت

Consult together (imp, pl) Birbirinize emredin 8 وا أمررمئتا

Trustee Güvenilen 8 أمن نمتاؤ

Come to us, bring to us Bize gel, getir 1 ا أيتنئتا

Bring us (imp) Bize getir 1 ا بـ أيتنئتا

Come (imp, pl) Gelin 1 وا أيتائت

Bring (imp, pl) Getirin 1 وا بـ أيتائت

Come (imp, pl) to us Bize getirin 1 ا أيتونائت Come (imp, pl) to me Bana gelin 1 وني أيتائت

Come (imp, dual) Gelin, gidin (ikil) 1 ا أيتيئتا

Go to him (imp, dual) Ona gidin (ikil) 1 أيت اهيئتا Is it then? O zaman mı ذاذا -ائءا Permit (imp) Đzin ver 1 ئذن أذنا

Leaders Önderler, imamlar ة أمممائ

If it happens? Eğer olursa mı نائ Really? Gerçekten mi نائ

Are we really? Gerçekten biz mi انا -ائاءن Shall I inform you? Size haber vereyim mi 2 نبأ ئكمبناؤ Was it revealed, sent down? Đndirildi mi 4 زل نزلاءن Are you really? Gerçekten sen mi كنائ Are you (pl) really? Gerçekten siz mi كمنائ Come, bring (imp) Gel, getir 1 أيت اات

Order (imp, pl) each other, enjoin

Birbirinize emredin, danışın 8 أمر وااارمت

Come (imp) to us Bize gel 1 أيت ااانت

Bring (imp) to us Bize getir 1 أيت ا بـاانت

Page 8: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

3

Is it then? O zaman mı ذااا Is it a libel? Đftira mı فكا أفكفكا -ااائ Father Baba, ata أبو ا -اباب Grass, pasture Ot, mera ا أبباب Fathers, forefathers Babalar, atalar, cedler اءا أبوب

Your forefathers Ataların ا أبوكائب Your (pl) fathers, forefathers Atalarınız اءكم ا أبوكم ا - باؤكما - بائب Our fathers, forefathers Atalarımız ا ا أبواءنا ا - بناؤاا -بنائب Their fathers, forefathers Onların ataları ا أبو مهاؤا - ب ماءههما -بائب Their (fm, pl) fathers Babaları (dş) ا أبوابهنئ My forefathers Atalarım ا أبويابئ Swarms / flocks (birds) Sürüler halinde ابيل لأباب Goblets, jugs Đbrikler, sürahiler برق اريقاب Your (pl) father Babanız, atanız أبو اكماب To Allah? In Allah? Allah’a mı أهللا ابالله To make himself clear Açıkladı 4 ان بنياب- بنيي Our father Atamız, babamız ا أبواناب His father Onun babası أبو اهاب Their father Onların babası أبو ماهاب O my father! Babacığım أبو تاب

To be sad, to be grieved Üzüldü 8 بأس ئستبا- سئتبي

To invent, to originate Đcat etti, uydurdu, yarattı 8 بدع عدتبا- عدتبي

They invented it Onu uydurdular 8 ا بدعوهعدابت Cut off, one without posterity Soyu kesik بتر رتاب

Seek (imp) Ara, yol tut 8 غ بغىتبا

Seeking, desiring Arama, isteme 8 اء بغىغتاب

Page 9: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

4

Your seeking Đstemeniz 8 بغى كماؤغتاب Seek (imp, pl) Arayın 8 وا بغىغتبا

They sought, desired Aradılar, istediler 8 ا بغىوغتبوا - اغتاب

I seek Ararım 8 ي بغىغتاب

To seek, desire Aradı, istedi 8 ى بغىغتبي - اغتبي

You sought Aradın 8 بغى تيغتبا

He tested him Onu denedi 8 بغى الهتاب Test, try (imp, pl) Deneyin, imtihan edin 8 لوا بغىتبا

He was tested Đmtihan edildi 8 بغى لتابي

To test, to try Denedi, sınadı 8 لي بلىتبي -التبي

To pray Dua etti, niyaz etti 8 ل لهتبهل - اتبي

Seas Denizler ر حبرحاب

Always, ever, forever, eternal Ebediyen, sonsuza kadar ا أبدداب

To create, start, initiate, invent

Yarattı, başlattı 4 بدأ دااب - ئدبي To show, reveal Gösterdi, açığa vurdu 4 دي بدأي - ابدبي To change Değiştirdi 4 ل بدلدل -ابدبي That I change it (him) Benim değiştirmem 2 بدل لهداب

I absolve, acquit Temize çıkarırım 2 برأ ئراب I cure, heal Đyileştiririm 4 برأ رئاب

To heal Đyileştirdi 4 برأ ئابر - رئبي Righteous (pl) Đyiler ار ربرراب

Abraham (pbuh) Đbrahim (AS) يماهربا

That I give up Benim durmam, dinlenmem 1 برح حراب I cease / give up Dururum, dinlenirim 1 برح حراب

Leper Cüzzamlı برص صراب

To strengthen, make it firm, determine, settle

Güçlendirdi, belirledi, karar verdi

يبرم -ابرم برم 4

Page 10: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

5

They determined / settled Karar verdiler 4 وا برممراب Was given to destruction Mahrum edildi 4 سل بسلاب

Were given to destruction (pl) Mahrum edildiler 4 سلوا بسلاب To receive glad tidings Müjdelendi 4 بشر رشاب- رشبي Did you give me glad tidings? Bana müjde mi verdiniz 2 ونى بشرمترشاب Receive glad tidings (imp, pl) Müjdelenin 4 وا بشررشاب

Eyes Gözler بصر ارصا - ابارصاب

Your (pl) eyes Gözleriniz بصر كمارصكم -ابارصاب Our eyes Gözlerimiz ا بصرنارصاب Her eyes, their eyes Onun gözleri (dş) ا بصرصاابهر

Their eye-sights, eyes Onların gözleri بصر -ابصارهم- ابصارهم ابصارهم

Their (fm, pl) eye-sights, eyes Onların (dş) gözleri بصر نارهصاب See (imp) Gör بصر رصاب

To see, observe Gördü 4 بصر رصاب - رصبي

We saw Gördük 4 ا بصرنرصاب Observe them (imp) Onları gözet 4 بصر مهرصاب To invalidate, to make it vain, void

Boşa çıkardı, iptal etti 4 طل بعثل - ابطبي Did he send Gönderdi mi 1 ث بعثعاب I will be raised Diriltilirim 1 ث بعثعاب

Raise, send (imp) Kaldır, gönder 1 ث بعثعبا

Send, appoint (imp, pl) Gönderin 1 ثوا بعثعبا I seek, desire Ararım, isterim 1 ي بغيغاب

I seek for you Sizin için ararım 1 بغي يكمغاب To run away, flee Kaçtı 1 أبق قاب- ايبق To retain, leave unchanged Bıraktı, baki kıldı 4 قي بقيي -ابقبي

Page 11: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

6

More lasting Daha kalıcı, baki 4 قى بقياب

Morning, virgin Sabah, bakire كار بكربا -اكاراب

Mute, dumb Dilsiz بكم كماب

To make cry Ağlattı 4 كي بكيي - ابكبي Camel, cloud Deve, bulut بل أبلا

To give up hope Ümit kesti 4 بلس لساب- سلبي Swallow (fm, imp) Yut (dş) 1 ي بلعلعبا

That I reach Benim ulaşmam 1 لغ بلغاب I reach Ulaşırım, erişim 1 لغ بلغاب

Make reach Ulaştır 1 غ بلغلاب

I announce, give notice Tebliğ ederim, ulaştırırım 2 لغ بلغاب

To announce, give notice Tebliğ etti, bildirdi 4 لغ بلغغ -ابلبي I announced, gave notice Tebliğ ettim 4 بلغ تلغاب

I gave notice to you Size tebliğ ettim 4 بلغ كمتلغاب I give notice to you Size tebliğ ederim 4 بلغ كملغاب Announce (imp) it Onu ulaştır 4 بلغ هغلاب They announced, gave notice Tebliğ ettiler 4 وا بلغلغاب

To test, try Denedi, imtihan etti 4 لي بلىي -ابلبي Iblees, satan Đblis, şeytan يسلبا

Son Oğul بين نبا- نن -اباب

Son Oğul بين نباء -اناب

Wayfarers Yol oğlu, yolcu بيل بينالس ناب

Son of my mother Anamın oğlu بين ام ناب

Build (imp) for me Benim için bina et, inşa et 1 بين ن لبىا Son of Mary Meryem’in oğlu بين ميرم ناب

Sons Oğullar ا بيناؤناء -ابناء - ابناب

Page 12: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

7

Your (pl) sons Oğullarınız بين كماءكم - ابناؤناب - كمائناب Our sons Oğullarımız ا بيناءننا -ابنائناب Their sons Onların oğulları بين ماءهناب Their (fm, pl) sons Onların (dş) oğulları بين هنائناب Daughter Kız, kız evlat ة بيننبا- تنبا

My daughters (dual) Kızlarım (ikil) بين يتنبا

Your son Senin oğlun بين كنبا

His son Onun (er) oğlu بين هنبا

Her son Onun (dş) oğlu ا بينهنبا

Build (imp, pl) Đnşa edin 1 وا بىنناب

My son Oğlum نى بينبا Two sons (dual) Đki oğlu (ikil) بين ينبا

Father Baba و أبوا -اباب- ابي They rejected Reddettiler 1 أىب وااب

Doors, gates Kapılar بوب ابوا -ابابواب

Its (fm) gates Onu kapıları ا بوبابهوا - ابهابواب His parents Onun ana-babası, ebeveyni أبو اهواب

Your (fm) father Senin (dş) baban أبو وكاب Our father Babamız أبو اابون Their father Onların babası م أبووهاب Their (dual) father O ikisinin babası ا أبوموهاب Your parents Senin anan-baban, ebeveynin أبو كيواب Your (pl) parents

Sizin ana-babanız, ebeveyniniz

ابويكم أبو His parents Onun ana-babası, ebeveyni أبو هيواب Father, my father Baba, babam ابي أبو To reject, refuse Reddetti, kaçındı 1 ى أبواب - ىايب

Page 13: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

8

White Beyaz بيض ضياب

To become white Ağardı 9 بيض ضيبا - ضيبي

Became white (fm) Ağardı (dş) 9 بيض اتضيب

Your (pl) father Babanız أبو ابيكم

They rejected (fm, pl) Reddettiler (dş) 1 أىب نياب

I proclaim, make clear Beyan ederim 2 بأن نياب

Our father Babamız ا أبوابين His father Onun babası أبو ابيه

Their father Onların babası أبو ابيهم That which comes, will come Gelen, gelecek 1 ا أيتت

Give (imp) Ver 4 ا أيتت Come, give (imp) Gel, ver 1 ا أيتت He came Geldi 1 ا أيتات

He gave Verdi 4 اا أيتت

Do you (pl) come? Gelir misiniz 1 أيت ونااتت Do you take it (him)? Onu edinir misiniz 1 أخذ ااتهذونخ He came to you Sana geldi 1 أيت اكات He gave you Sana verdi 4 ا أيتاكت He came to you (pl) Size geldi 1 أيت اكمات He gave you (pl) Size verdi 4 ا أيتاكمت Do you enjoin, order? Emreder misiniz 1 أمر ونااترم He gave me Bana verdi 4 ا أيتانانيا - تا -تانيت He came to us Bize geldi 1 ا أيتانات He gave us Bize verdi 4 اا أيتانت He gave him Ona (er) verdi 4 ا أيتاهت He came to her Ona (dş) geldi 1 اا أيتاهت

Page 14: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

9

He gave her (it) Ona (dş) verdi 4 اا أيتاهت He came to them Onlara geldi 1 م أيتاهات He gave them Onlara verdi 4 ا أيتماهت He gave them (dual) O ikisine verdi 4 اا أيتماهت Following, complying with Tabi olmak, uymak 8 ا تبعباتع

I follow Tabi olurum 8 تبع بعات

Follow (imp) Tabi ol 8 تبع بعتا

To follow, comply with Takip etti, tabi oldu, uydu 8 تبع عبتا - بعتي

To follow Takip etti 4 تبع عبات - بؤتي You followed Tabi oldun 8 تبع تعبتا

I followed Tabi oldum 8 تبع تعبتا

You (pl) followed Tabi oldunuz 8 تبع متعبات You followed me Bana tabi oldun 8 نى تبعتعبات He followed them Onlara tabi oldu 8 تبع مهتعبات I follow you Sana tabi olurum 8 تبع كبعات

He followed you Sana tabi oldu 8 تبع كعبات He followed you (dual) Siz ikinize tabi oldu 8 ا تبعكمعبات He followed me Bana tabi oldu 8 ن تبععبتا

We made them follow Ardı ardına getirdik 4 ا تبعنعبات We followed Tabi olduk 8 تبع بااتنع We followed you (pl) Size tabi olduk 8 تبع اكمنعبات We followed them Onlara tabi olduk 8 م تبعاهنعبات He followed me Bana tabi oldu 8 نى تبععبات He followed him Onu takip etti 4 تبع هعبات Let me follow him Ben ona tabi olayım 8 تبع هبعات

Follow (imp) it (her) Ona uy 8 ا تبعهبعات

Page 15: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

10

He followed them Onları takip etti 4 تبع مهعبات They followed Takip ettiler 4 و تبععبات

They were followed Takip edildiler, peşlerine takıldı

اتبعوا تبع 4They followed Takip ettiler 4 وا تبعبعات They were followed Tabi olundular 8 وا تبعبعات

They followed Tabi oldular, takip ettiler 8 وا تبععبتا

Follow (imp, pl) Tabi olun, uyun, takip edin 8 وا تبعبعتا

They followed you Sana tabi oldular 8 عتب وكعبات Comply (imp) with me, follow me

Bana tabi olun 8 تبع ونبعتونى -ابعات

They followed him Ona tabi oldular 8 تبع وهعبات Comply (imp) with him, follow him

Ona tabi olun 8 تبع وهبعات They followed them Onları takip ettiler 8 م تبعوهعبات They followed them Onlara tabi oldular 8 م تبعوهعبات Do you (pl) build Bina eder misiniz 1 ون بىننبات She came O geldi (dş) 1 أيت تات

She gave O (dş) verdi 4 ا أيتتت

Do you take, accept Edinir misin 8 أخذ تذاتخ Do you take us, accept us Bizi edinir misin 8 ا أخذذنختات Do you get deserted Terk edilir misiniz 1 كون تركرتات She came to you Sana geldi (dş) 1 أيت كتات She came to you (pl) Size geldi (dş) 1 أيت كمتات She came to them Onlara geldi (dş) 1 أيت مهتات Do you dispute with me

Benime mücadele eder misiniz

اتجادلونني جدل 3Do you make Kılar mısın 1 ل جعلعجات Do you (pl) dispute with us Bizimle tartışır mısınız 3 ا حججنوناجحات Do you (pl) dispute with me Benimle tartışır mısınız 3 ي حججوناجحات

Page 16: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

11

Do you (pl) tell them Onlara söyler misiniz 2 م حدثهثوندحات Taking Edinmek 8 أخذ اذختا

Your (pl) taking Edinmeniz 8 أخذ كماذخات I take, accept Edinirim 8 ذ أخذخات That I take Benim edinmem 8 ذ أخذخات To take, adopt, seize, appoint Edindi, benimsedi 8 ذ أخذختذ - اختي

You took Aldınız 8 أخذ مذ تختا

She took O (dş) edindi 8 أخذ ذتخات You took Sen edindin 8 أخذ ذتخات I took Ben edindim 8 أخذ ذتخات You (pl) took Siz edindiniz 8 أخذ مذتخات You (pl) took him Onu edindiniz 8 أخذ وهمذتخات You (pl) took them Onları edindiniz 8 أخذ موهمذتخات Indeed I take Mutlaka alırım, edinirim 8 ذن أخذخات We took him (it) Onu edinirdik 8 أخذ اهذنخات We took them Onları edindik, tuttuk 8 أخذ ماهذنخات Take (imp) him Onu edin, tut 8 أخذ ذهخات He took it Onu aldı, tuttu 8 ا أخذذهخات They took Edindiler 8 ذوا أخذختا

Take, appoint (imp) Edinin 8 ذوا أخذختا

They appointed you Seni edindiler 8 أخذ ذوكخات Appoint (imp) me Beni edinin 8 ذونى أخذخات They appointed him Onu edindiler 8 أخذ ذوهخات Appoint (imp) him Onu (er) edinin 8 أخذ ذوهخات They appointed her Onu (dş) edindiler 8 ا أخذذوهخات They appointed them Onları edindiler 8 أخذ مذوهخات

Page 17: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

12

Take, appoint (imp, fm) Edin, tut (dş) 8 ى أخذذخات Do you (pl) fear them Onlardan korkar mısınız 1 م خشيهنوشخات Do you (pl) call them

Çağırır mısınız, dua eder misiniz

اتدعون دعو 1Do you leave, abandon Bırakır mısın 1 وذر ذرات Companions of equal age Yaşıt eşler ترب ابرا -اتابرات

Given favor, spoiled Nimet verildi, şımartıldı 4 ترف رفات To give favor Nimet verdi 4 ترف فرات - رفتي You (pl) were given favor Size nimet verildi 4 ترف مرفتات We had given luxuries, comforts

Nimet verdik 4 اا ترففنرت

We gave them favor Onlara nimet verdik 4 ترف ماهفنرات They were given favor Onlara nimet verildi 4 رفواا ترفت Leave, let go, quit (imp) Terk et 1 ترك كرات

Leave, let go, quit (imp, fm) Terk et (dş) 1 ترك كرات Do you like Đster misin 4 رود ريدات Do you (pl) like Đster misiniz 4 ون رودريدات Do you want to replace Değiştirmek ister misiniz 10 لون بدلدبتسات Became full

Derlendi, toplandı, dolunay oldu

يتسق - اتسق تسق 8

Do you endure Sabreder misiniz 1 ون صرببرصات Do you worship Kulluk eder misiniz 1 ون عبددبعات Do you get astonished Şaşıyor musun (dş) 1 جبع بنيجعات Do you (dual) threaten me

Beni tehdit mi ediyorsunuz (ikil)

اتعدانني وعد 1Do you (pl) know Bilir misiniz 1 ون علملمعات Do you (pl) teach Öğretir misiniz 2 ون علملمعات Fear (imp), guard, be careful Kork, sakın 8 ق وقيتا

The most fearing En takvalı قا وقيات

The most fearing of you En takvalınız وقي قاكمات

Page 18: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

13

Do you (pl) kill Öldürür müsünüz 1 لون قتلقتات To make perfect Mükemmel yaptı 4 تقن قنات - نقتي Fear (imp, pl), guard, be careful

Korunun, sakının 8 قوا وقيتا

That they may fear Sakınmaları 8 ا وقيقوات They feared Korundular, sakındılar 8 قوا وقيتا -اقوات

Do you (pl) say Der misiniz 1 قولون لوقات Fear (imp, pl) me Benden korkun, sakının 8 وقي قونتا

Fear (imp, pl) him Ondan sakının 8 وقي قوهات The most fearing En takvalı 8 قى وقيات

To fear, guard, be careful Korundu, sakındı, korudu 8 قى وقيتي - اقتي

You feared (fm, pl) Sakındınız (dş) 8 وقي نتقيتا

Fear (fm, pl) Korkun, sakının (dş) 8 وقي نيقتا

To recline Yaslandı 8 كا أوكأتئ -اكتي

That I read Benim okumam 1 ل تلىات

Read (imp) Oku 1 ل تلىات

I read Ben okurum 1 تلى لوات

Read (imp, pl) it (them) Onu okuyun 1 ا تلىلوهات So that I complete Benim tamamlamam 4 متم مات

To complete, finish, perfect Tamamladı 4 متم مات - متي

Do you (pl) help me Bana yardım mı edersiniz 4 ن مددوندمات Consult together (imp) Anlaşın 8 وا أمررمات Complete (imp) Tamamla 4 متم ممات You completed Tamamladın 4 متم تممات

I completed Tamamladım 4 متم تممات

We completed Tamamladık 4 ا متمنممات

We completed it Onu tamamladık 4 ا متماهنممات

Page 19: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

14

He completed her (it) Onu (dş) tamamladı 4 ا متمهمات He completed them (fm, pl) Onları (dş) tamamladı 4 متم نهمات Complete (imp, pl) Tamamlayın 4 وا متممات

Give (imp) us Bize ver 4 اا أيتنت

Come to us Bize gel 1 اا أيتنت Do you (pl) inform Haber verir misiniz 2 ئون نبأبنات Do you prohibit Bizi yasaklar mısın 1 ى اانهنات Do you find the right way Hidayete erer misin 8 ي هدىدتهات Do you destroy us Bizi helak eder misin 4 ا هلككنلهات Give (imp) them Onlara ver 4 ا أيتهمت

They came Geldiler 1 ا أيتوات

They are provided, are given Verildiler 4 ا أيتوات

They gave Verdiler 4 واا أيتت

Give (imp, pl) Verin 4 واا أيتت

Come (imp, pl) Gelin 1 واا أيتت

They gave Verdiler 4 وا ا أيتا ا -تواا -توت

They brought Getirdiler, yaptılar 1 ا بـ أيتوات

They were given Verildiler 4 و أيتبـ اات

Bring (imp, pl) Getirin 1 وا بـا أيتت

Did you (pl) advise each other Tavsiyeleştiniz mi 6 ا وصىواصوات I turn, repent Ben tevbe ederim 1 بوت وبات They came to you Sana geldiler 1 أيت كوات

I recline Dayanırım, yaslanırım 5 كا وكأوات

Bring (imp, pl) to us Bize getirin 1 اا أيتونت Give (imp, pl) me Bana verin 4 ونيا أيتت

Bring (imp, pl) to me Bana getirin 1 ونيا أيتت

Page 20: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

15

They came to him Ona geldiler 1 أيت وات ه

They gave him (it) Onu verdiler 4 ا أيتهوت

Give (imp, pl) them Onlara (er) verin 4 ا أيتموهت Give (imp, pl) them (fm, pl) Onlara (dş) verin 4 ا أيتنوهت

Give (imp) Ver 4 يا أيتت

To give Verdi 4 ى ا أيتي - تتؤي

To come Geldi 1 ى أيتات - يايت

He brought Getirdi 1 ى أيتبـ ات They (dual) came Geldiler (ikil) 1 ا أيتيات

Go (imp, dual) Gidin (ikil) 1 اا أيتيت

Go (imp, dual) to him Ona gidin (ikil) 1 ا أيتاهيت You came Sen geldin 1 أيت تيات

You gave Sen verdin 4 ا أيتتيت

I gave Ben verdim 4 ا أيتتيت

That which comes, will come Gelen, gelir, gelecek 1 ةا أيتيت I gave you Sana verdim 4 ا أيتكتيت I gave you (pl) Size verdim 4 ا أيتكمتيت You gave Verdiniz 4 ا أيتمتيت You (pl) gave them (fm, pl) Onlara (dş) verdiniz 4 ا أيتنوهمتيت You gave us Bize verdin 4 اا أيتنتيت You gave me Bana verdin 4 نيا أيتتيت You gave them (fm, pl) Onlara (dş) verdin 4 ا أيتنهتيت I give you (I will give you) Sana veririm (vereceğim) 4 ا أيتيكت I give you (pl) (I will give you) Size veririm (vereceğim) 4 ا أيتيكمت

They (fm, pl) came Geldiler (dş) 3 أيت نيات

They (fm, pl) give Verirler (dş) 4 ا أيتنيت

Page 21: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

16

We came Geldik 1 ا أيتنيات

We gave Verdik 4 اا أيتنيت

We came to you Sana geldik 1 أيت اكنيات We gave you Sana verdik 4 ا أيتاكنيت We gave you (pl) Size verdik 4 ا أيتاكمنيت We gave him Ona (er) verdik 4 ا أيتاهنيت We gave her Ona (dş) verdik 4 اا أيتاهنيت We gave them Onlara verdik 4 ا أيتماهنيت We gave them (dual) O ikisine verdik 4 اا أيتماهنيت Surely I come to them

Mutlaka onlara gelirim, sokulurum

تينهما أيت 1It is that which comes to him (it), it will come to it

Ona gelir, gelecek 1 ا أيتيهت

It is that which comes to them, it will come

Onlara gelir, gelecek 1 ا أيتيهمت To reward, give reward Mükafatlandırdı, ödül verdi 4 ثأب اثاب- يبثي He rewarded you (pl) Sizi mükafatlandırdı 4 ثأب كماثاب He rewarded them Onları mükafatlandırdı 4 ثأب مهاثاب Articles, household stuff Eşya, mal اثاثا أثث

Footsteps, traces, marks Eserler, izler اا -ثار ا أثرثار

To plough Tarla sürdü 4 أثر اثار- ريثي Vestige, remnant Kalıntı أثر ةاثار

Their signs, marks Onların eserleri, izleri ا أثر مهما - ثارثاره Their (dual) signs, marks O ikisinin eserleri, izleri اا أثرمثاره They ploughed Sürdüler, aktardılar 4 وا أثراثار

You (pl) became heavy, clung Ağırlaştınız, çakılıp kaldınız 8 ثقل ماثاقلت

Heavy punishment Ağır ceza اثاما أمث

To fix, tie, make fixed Sabitledi, bağladı 4 ثبت تاثب- ثبتي Hold firm (imp), persevere Sebat edin 1 وا ثبتتاثب

Page 22: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

17

To overcome, subdue Sindirdi, yendi 4 ثخن نث - اثخينخ You overcame Vurup sindirdiniz 4 ثخن منتاثخ

You overcame them Onları vurup sindirdiniz 4 ثخن موهمنتاثخ Trace, mark, work Eser, iz اثر أثر

To prefer, choose Seçti, tercih etti, üstün kıldı 4 ا أثر ثر- رثؤي He chose you, preferred you Seni üstün kıldı 4 ا أثركثر He raised dust Savurdu, toz çıkardı 4 ن ثوراثر

My trace, mark, work Benim izim, eserim اثري أثر Weights Ağırlıklar اثقاال -اثقال ثقل

Your weights Sizin ağırlıklarınız اث ثقلقالكم Her weights Onun (dş) ağırlıkları ا ثقلاثقاله

Their weights Onların ağırlıkları ثقل مهم - اثقالهاثقال She became heavy Ağırlaştı, ağır geldi (dş) 1 ثقل اثقلت Tamarisk Ilgın ağacı ثل ا أثل Sin Günah ث أمثا ا -مثما

Sinner Günahkar ا أمث ماا -ثمث

Later? Sonra mı مث ا ثم = اثم Bore fruits, came to fruition Meyve verdi 4 مثر راثم- رثمي Your sin Senin günahın أمث كثما His sin Onun günahı أمث هثما Their (dual) sin O ikisinin günahı ا أمثمهثما My sin Benim günahım ي أمثثما Sinners Günahkarlar ا أمثنيمث

Two Đki ا ثينثنا- اناثن

Two Đki ا ثينتثنن -اين -اثنيتاثن

Twelve On iki ةرشا عتثنا

Page 23: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

18

Two Đki ثين يتاثن- ياثن Sinner, wicked Çok günahkâr أمث يما - اثيماث Did you come to us Bize mi geldin, getirdin 1 ا أيجناجئت To bring, direct Getirdi, yöneltti 4 اء أيججيء -اجي He directed her Onu (dş) yöneltti 4 أيج اااجءه To reply, answer Cevap verdi 4 جأب اباج- جيبي Bitter water Acı su أجج اجا -اجاجاج

To protect, give shelter Korudu, sığındırdı 4 جأر اراج- جريي You (pl) replied Cevap verdiniz 4 جأب متباج

You (pl) were replied Size cevap verildi 4 جأب تاجبم

He chose Seçti 8 ا جأببتجا

He chose you (pl) Sizi seçti 8 جأب اكمبتجا He chose him Onu seçti 8 جأب اهبتجا To choose, invent, make up Seçti, derledi 8 بي جأبتجبي -اتجي

You chose Derledin, seçtin 8 جأب تيبتجا

You invented it Onu (dş) derledin 8 ا جأبهتيبتاج We chose Derledik, seçtik 8 ا جأبنيبتجا

We chose them Onları seçtik 8 جأب ماهنيبتجا To tear, uproot Söktü, çekti 8 ث جثثتجث - اتجي

Was uprooted (fm) Söküldü (dş) 8 ث جثثتاجت To commit Kötülük işledi 8 جرح حرتجا- رحتجي

They committed Kötülük işlediler 8 و جرححرتجاا To assemble, meet, to come together

Toplandı 8 مجع عمتجا - عمتجي

She (they) met, gathered (fm) Toplandı (dş) 8 مجع تعمتجا

They came together Toplandılar 8 وا مجععمتجا

To avoid, stay away Kaçındı 8 جنب بنتجا - نبتجي

Page 24: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

19

They avoided Kaçındılar 8 وا جنببنتجا

Avoid (imp, pl) Kaçının 8 وا جنبنبتجا

Avoid (imp, pl) him (it) Ondan kaçının 8 جنب اجوهنبت That I find Benim bulmam 1 وجد اجد I find Bulurum 1 وجد اجد

Graves, tombs Mezarlar اث جدثداج More fitted, more inclined Daha yatkın جدر رداج Indeed I find Mutlaka bulurum 1 ن وجداجد Reward, payment, fee, wage Karşılık, ücret, ödül, mükafat أجر رور - اجاج

To hire, pay wage for service, work for wage

Ücretle tuttu, ücretle çalıştı 1 أجر راج - ايرج My guilt, my crime Suçum ي جرمامراج

To commit sin Günah işledi 4 جرم مراج- رمجي We committed sin Suç işledik 4 ا جرمنمراج

They committed sin Suç işlediler 4 وا جرممراج

Give (imp) him (asylum) Ona aman ver 4 جأر هاجر

His reward Onun (er) ücreti, karşılığı أجر هراج- هراج Her reward Onun (dş) ücreti, karşılığı ا أجرهراج Their reward / remuneration Onların ücreti, karşılığı أجر مهرم -اجهراج My reward Benim ücretim, karşılığım أجر رياج

Did we whimper Sızlandık mı 1 ا جزعنزعاج Objects, bodies, forms, figures

Cisimler جسم امساج

Their bodies, forms, figures Onların cisimleri, kalıpları جسم مهامساج Did he do Yaptı mı 1 ل جعلعاج I do Yaparım, kılarım 1 ل جعلعاج

Let me do Yapayım 1 ل جعلعاج Do (imp), make, place, give Yap, kıl 1 ل جعلعجا

Page 25: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

20

Did you (pl) do Yaptınız mı 1 م جعللتعاج Did we do Yaptık mı 1 ا جعللنعاج Make (imp) us, give us Bizi kıl, bize ver 1 ا جعللنعاج Indeed I make you Mutlaka seni kılarım 1 جعل كلنعاج Make me (imp), give me Beni kıl, bana ver 1 لنى جعلعجا Make him (imp), give him Onu kıl, ona ver 1 جعل لهعاج Make (imp, pl), do, give Kılın, yapın, verin 1 لو جعلعجاا For this reason -dan dolayı, için ل أجلاج

Time, period Ecel, süre ل أجلال -اجاج

To fix or appoint a term Tayin etti, belirledi 1 ل -اجل أجلجؤي To appoint Ecel tayin etti, süre belirledi 2 ل أجلل -اججؤي Urge (imp), summon, arouse Sür, topla, saldır 4 ا جلب بلج

To collect, assault Saldırdı, sürdü, topladı 4 جلب لباج- بلجي You appointed Tayin ettin, belirledin 2 أجل لتاج It was appointed, deferred Tecil edildi, ertelendi (dş) 2 أجل لتاج

Flog (imp, pl), beat Değnek vurun 1 وا جلددلاج

Flog (imp, pl) them Onlara değnek vurun 1 جلد موهدلجا Our term, period, time Bizim ecelimiz, süremiz ا أجللناج His term Onun (er) eceli, süresi أجل هلاج- لهاج Her term Onun (dş) eceli, süresi ا أجللها - اجلهاج Their term Onların (er) eceli, süresi أجل ملهاج Their (fm, pl) term Onların (dş) eceli, süresi أجل نلهاج- نلهاج Two terms, periods Đki süre, iki ecel ن أجللياج To combine Birleştirdi 4 مجع عماج- عمجي They collected Topladılar 4 وا مجععماج

Collect (imp, pl), get together Toplayın, toplanın 4 وا مجععماج

Page 26: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

21

All, all of them Hepsi, tamamı ون مجععمني - اجعماج Keep (imp) me away Beni uzak tut 1 ني جنببناج

Embryos, hidden Ceninler, gizli olanlar ة جنناجن Incline (imp) Yanaş, meylet 1 جنح حنجا

Wings Kanatlar جنح ةنحاج

Proclaim (imp, pl), manifest, publish

Açığa vurun 1 وا جهررهجا

Rewards, fees Ücretler, karşılıklar, ödüller, mehirler

اجور أجر Your (pl) rewards, fees

Sizin ücretleriniz, karşılıklarınız

اجوركم أجر Their rewards, fees

Onların (er) ücretleri, karşılıkları

اجورهم أجر Their (fm) rewards, fees

Onların (dş) ücretleri, karşılıkları

اجورهن أجر I respond to Đcabet ederim, karşılık veririm 4 جأب اجيب

It was accepted, answered Đcabet olundu, kabul edildi 4 جأب تاجيب

Accept (imp, pl) answer Đcabet edin, uyun 4 وا جأباجيب

Events, stories Konuşmalar, haberler يث حدثاداح

To surround, contain, encompass

Kuşattı, çevreledi, kavradı 4 اط حأطيط - اححي She surrounded, encompassed

Kuşattı, çevreledi, kavradı (dş)

تاحاط حأط 4I like Ben severim 4 حبب باح

To love, like Sevdi 4 حبب باح - بحي

Dearer, liked more Daha sevimli, daha sevgili حبب باح- باح His loved ones Sevdikleri, sevgili kulları حبب هاؤباح

Priests, rabbis, scholars Rahipler ربح ارباح

Their priests Onların rahipleri حرب مهارباح You loved, liked Sen sevdin 4 حبب تبباح

I loved, liked Ben sevdim 4 حبب تبباح

To frustrate, make it go in vain

Boşa çıkardı, heder etti 4 ط حبطببط -اححي To burn, scorch Yaktı 8 حرق قرتحا- رقتحي

Page 27: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

22

She burnt Yaktı (dş) 8 حرق قترتاح To expect Ümit etti, bekledi 8 حسب بستحا- سبتحي

To bear, to carry Taşıdı, yüklendi 8 ل محلمتحل -امتحي

They assumed burden Yüklendiler 8 ل محلمتحواا To take under control, destroy Sürükledi, kontrol altına aldı 8 حنك كنتحا - نكتحي

Indeed I take under control Mutlaka sürüklerim 8 حنك نكنتاح One, single, only, anyone Bir, tek, bir kimse وحد دا - احداح Eleven On bir در احشع

One, anyone (fm) Bir, birisi (dş) ا وحددحا

One of the two (fm) Đkisinden biri (dş) ا وحدماهدحا One of them (fm) Onlardan biri (dş) وحد ناهدحا That I tell Benim söylemem 1 ث حدثداح

To make happen Meydana getirdi 4 ث ا حدثدث -حدحي One of you Sizden biri وحد كمدكم -احداح One of the two of you Đkinizden biri ا وحدكمداح One of us Bizden biri ا وحدنداح One of them Onlardan biri وحد مهدم -احهداح- مهداح One of the two of them O ikisinden biri ا وحدمهدا -احمهداح One, anyone (fm) Bir, birisi (dş) ى وحددحا

Beware (imp), be cautious Sakın, çekin 1 حذر ذرحا

Be cautious of them Onlardan sakın 1 حذر مهذرحا Beware (imp, pl), be cautious Sakının 1 حذر واذراح Be cautious (imp, pl) of him Ondan sakının 1 حذر وهذرحا Be cautious (imp, pl) of them Onlardan sakının 1 حذر موهذرحا Greediest En hırslı حرص صراح Clans, sects Hizipler, gruplar, topluluklar حزب ابزاح

Page 28: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

23

To feel, sense, perceive Hissetti 4 حسس ساح- سحي Kindness, goodness, favor Đhsan, iyilik ان حسنسحا - اانسحا

Did he assume Sandı mı 1 حسب سباح Be good (imp), make it well Đyilik yap 4 حسن سناح

Better, best Daha güzel, en güzel حسن نساح - نساح

To do well, be kind Đyilik etti, güzelleştirdi 4 حسن نساح - سنحي

You did good Đyilik yaptınız 4 حسن منتساح

The best of it (him) Onun en güzeli حسن هنساح

The best of it (her) Onun en güzeli ا حسننهساح They did good Đyilik ettiler 4 وا حسننساح

Do (imp, pl) good Đyilik edin 4 حسن وسنااح They perceived Hissettiler 4 و حسسسااح Assemble (imp, pl), gather together

Toplayın 1 وا حشررشاح

He counted it (him) Onu (er) saydı 4 ا حصىصاح

He counted, calculated, computed

Saydı 4 ا حصىصاح

He counted it (her) Onu (dş) saydı 4 ا حصىاهصاح He counted them Onları saydı 4 حصى ماهصاح To count, calculate, compute Saydı, hesapladı 4 صي حصىي -احصحي Was prevented, closed Engellendi, kapandı 4 حصر رصاح To prevent, close Engelledi, kapadı 4 حصر رصاح- رصحي You were prevented, held back

Engellendiniz 4 حصر مترصاح They were prevented Engellendiler 4 و حصررااحص Confine (imp, pl) them, close them

Onları engelleyin, hapsedin 1 حصر موهرصاح

They (fm, pl) got married Evlendiler (dş) 4 حصن نصاح

To protect Korudu 4 حصن نصاح - نصحي She protected her chastity Namusunu korudu (dş) 4 حصن تنصاح

Page 29: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

24

Count (imp, pl) Sayın (emir) 4 وا حصىصاح He counted Saydı 4 ى حصىصاح

We counted Saydık 4 ا حصىنيصاح

We counted it (him) Biz onu saydık 4 حصى اهنيصاح To bring, make ready, prepare

Getirdi, hazır etti 4 حضر رضاح- رضحي She prepared, brought Hazırladı, getirdi 4 حضر ترضاح

She was prepared, brought Hazırlandı, getirildi 4 حضر ترضاح

I encompassed Đhata ettim, kuşattım 4 حأط طتاح

We encompassed Đhata ettik, kuşattık 4 ا حأططناح

To press, insist Sıkıştırdı, zorladı 4 في حفيي -احفحي Protect (imp, pl), watch Gözetin, koruyun 1 فظو حفظحاا

Is it true, right Gerçek mi, hak mı حقق قاح More worthy, more deserving

Daha fazla hak eden, daha layık

احق -احق حقق

To prove, justify, establish Yerleştirdi, gerçekleştirdi 4 حقق قاح- قحي Ages, very long periods of time, eternity

Çağlar, devirler, çok uzun süreler

احقابا حقب Sand hills Kum tepeleri قاف حقفاح Judge (imp), decide Hüküm ver 1 كم حكماح

He who judges best En hikmetli, en iyi hükmeden حكم كماح

I judge Hükmederim 1 حكم كماح

To strengthen, fortify Sağlamlaştırdı, açıkladı 4 حكم كماح - مكحي Strengthened, explained (fm) Sağlamlaştırıldı, açıklandı 4 حكم تمكاح

Was allowed Helal kılındı 4 ل حللاح

To make lawful, permit, settle, solve

Helal kıldı, bekletti, yerleşti, çözdü

يحل - احل حلل 4

Confused dreams Karışık rüyalar الم حلماح

Their dreams Onların rüyaları, hayalleri م حلمهلاماح Made lawful, permitted (fm) Helal kılındı (dş) 4 حلل لتاح

Page 30: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

25

Remove (imp), untie Çöz 1 لل حللاح

We made lawful Helal kıldık 4 ا حللللناح

He settled us Bizi yerleştirdi 4 ا حلللناح

They settled Yerleştirdiler 4 لو حللااح

Burdens, loads Yükler ال محلماح

Ahmed, Prophet Muhammed's name

Ahmed محد دماح I bear the load, carry Ben yüklenirim, taşırım 1 ل محلماح

Load (imp), burden Yükle 1 ل محلمحا

I load you on, mount you Sizi yüklerim, bindiririm 1 محل لكمماح Black, color of dust Kara, toz rengi ى حويواح To give life, make live Diriltti, yaşattı, hayat verdi 4 ا حييييي - اححي

Alive, living (pl) Diri, canlı (çğ) 4 اء حييياء -احياء -احياح He gave you life, resurrected you

Sizi diriltti 4 حيي اكمياح He gave her life Onu (dş) diriltti 4 ا حيياهياح He gave them life Onları diriltti 4 حيي ماهياح Encompassed, surrounded Đstila edildi, kuşatıldı 4 يط حأطاح

I give life Diriltirim 4 يي حيياح

You gave us life Bizi yaşattın, dirilttin 4 ا حيينتيياح

We gave life Yaşattık, hayat verdik 4 ا حيينيياح

We gave him life Onu dirilttik, canlandırdık 4 حيي اهنيياح We gave her life Onu (dş) dirilttik, canlandırdık 4 ا حيياهنيياح Brother Erkek kardeş أخو ا -اخاخ -اخ I fear Korkarım 1 ا فوخاخف

I oppose you Size muhalefet ederim 3 خلف فكمالاخ

Our brother Erkek kardeşimiz ا أخواناخ

His brother Onun erkek kardeşi أخو اهاخ

Page 31: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

26

Their brother Onların erkek kardeşi أخو ماهاخ Your news, matters Haberleriniz خرب كمارباركم -اخباخ

Her (its) news Onun haberleri ا خربهارباخ To become humble Saygı duydu, boyun eğdi 4 خبت تباخ - بتخي They humbled themselves Gönülden boyun eğdiler 4 ا خبتوتباخ

Sister Kız kardeş أخو تاخ

To choose Seçti 8 أرخ ارتخا- ارتخي

To betray Đhanet etti 8 ان خأنتخان -اتخي

I chose Seçtim 8 خأر ترتخا

I chose you Seni seçtim 8 خأر كترتخا We chose Seçtik 8 ا خأرنرتخا

We chose them Onları seçtik 8 خأر ماهنرتاخ To choose a person specifically for oneself

Seçti, has kıldı 8 خصص صتخا - صتخي

To quarrel, dispute Tartıştı, çekişti 8 خصم مصتخا- مصتخي

They disputed, quarreled Tartıştılar 8 وا خصممصتاخ

Your sister Kız kardeşin أخو كتاخ Alternation, difference, contradiction

Art arda gelmesi, çelişki, ihtilaf

اختالفا -اختالف خلف 8Forgery, invention Uydurma 8 خلق لاقتخا

Mixed up Birbirine karıştı 8 لط خلطتخا

It was disputed Đhtilaf edildi, ayrılığa düşüldü 8 خلف فلتاخ

To dispute, be in contradiction

Đhtilaf etti, farklı oldu 8 خلف لفتخا - فلتخي

You (pl) disputed Đhtilaf ettiniz 8 خلف ملفتتخا They disputed Đhtilaf ettiler 8 لفو خلفتخاا His sister Onun (er) kız kardeşi أخو هتاخ Her sister Onun (dş) kız kardeşi ا أخوهتا -اخهتاخ Two sisters Đki kız kardeş ن أخويتاخ

Page 32: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

27

Secret lovers Gizli dostlar خدن انداخ Pit, ditch Hendek خدد ودداخ He was taken, grabbed Yakalandı 1 ذ أخذاخ

That which takes, catches, grabs

Tutan, yakalayan, tutar, yakalar

خذا أخذ 1

Grabbing Yakalama, yakalayış ذ أخذذا - اخذة - اخاخ

To punish, reprimand Ceza verdi 3 ذ ا أخذذ - خاخؤي To take, seize, grab Aldı, tuttu, yakaladı 1 ذ أخذاخ - ذايخ

She took, grabbed Tuttu, yakaladı (dş) 1 أخذ ذتاخ I took, grabbed Tuttum, yakaladım 1 أخذ ذتاخ It (she) grabbed you Sizi yakaladı 1 أخذ كمذتاخ You grabbed, took Yakaladınız, edindiniz 1 أخذ مذتاخ She grabbed him Onu (er) yakaladı 1 أخذ هذتاخ I grabbed her Onu (dş) yakaladım 1 ا أخذهذتاخ She grabbed them Onları yakaladı 1 أخذ مهذتاخ I grabbed them Onları yakaladım 1 أخذ مهذتاخ They (fm, pl) took, grabbed Tuttular, aldılar (dş) 1 ذن أخذاخ

We took, grabbed Yakaladık 1 ا ذأخذناخ

We grabbed him Onu yakaladık, aldık 1 أخذ اهذناخ We grabbed them Onları yakaladık, aldık 1 أخذ ماهذناخ He grabbed him Onu yakaladı 1 أخذ ذهاخ His grabbing Onu yakalaması 1 أخذ ذهاخ He grabbed them Onları yakaladı 1 أخذ مذهاخ Their grabbing Onların yakalanması 1 أخذ مهذاخ They were grabbed Yakalandılar 1 ذو أخذااخ Those who take, catch Yakalayanlar 1 ا أخذينذخ

That which takes it Onu alan, alacak 1 ا أخذيهذخ

Page 33: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

28

Other Diğer, başka ا أخررخ

Other (pl) Diğer, başka (çğ) أخر راخ - راخ

End, final, hereafter Son, ahiret ا أخر را - خرخ

Other Diğer ا أخر را - خ ررا -خخ To postpone Tehir etti, erteledi, süre verdi 2 أخر راخ - رخؤي Other (fm) Diğer (dş) ا أخرراخ Taking out, extracting, expelling

Çıkarma 4 خرج اج ارخ- اجرخا- اجرخا

Your removal Sizin çıkarılmanız 4 خرج اجكمرخا Their removal Onların çıkarılması 4 خرج مهاجرخا Your rear, those after you (pl) Sonrakileriniz, arkanız أخر اكمراخ Other two Diğer iki ا أخرانرخ

Those after them Sonrakileri أخر ماهراخ To destroy, demolish, ruin Harap etti, yıktı 4 خرب براخ- ربخي She (it) postponed Erteledi 2 أخر تراخ You postponed Erteledin 2 ا أخرترخ

Last, final, hereafter Ahiret, son ةا أخررخ

You postponed me Beni erteledin 2 ن أخرترني -اختراخ You postponed us Bizi erteledin 2 ا أخرنتراخ Take out (imp), remove Çıkar 4 خرج رجاخ That I am removed Benim çıkarılmam 4 خرج جراخ I am taken out Çıkarılırım 4 خرج جراخ

Come out (imp) Çık 4 خرج جراخ

He was taken out Çıkarıldı 4 خرج رجاخ

To remove, bring forth, drive out

Çıkardı, öne getirdi 4 خرج جراخ - رجخي

She took out Dışarı çıkardı 4 رجخ تجراخ She was taken out Çıkarıldı 4 خرج ترجاخ

Page 34: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

29

She took you out Seni çıkardı 4 خرج كتجراخ You were taken out Çıkarıldınız 4 خرج مترجاخ He took you out Seni çıkardı 4 خرج كجراخ He took you (pl) out Sizi çıkardı 4 خرج ركماخج We took out Çıkardık 4 ا خرجنجراخ Take (imp) us out Bizi çıkar 4 ا خرجنرجاخ We take them out Onları çıkardık 4 خرج ماهنجراخ Take (imp) me out Beni çıkar 4 نى خرجرجاخ He took me out Beni çıkardı 4 ني خرججراخ He took him out Onu çıkardı 4 خرج هجراخ He took the two of them out O ikisini çıkardı 4 ا خرجمهجراخ Go (imp, pl) out Çıkın 1 وا خرججراخ Take (imp, pl) out Çıkarın 4 و خرجرجااخ They were taken out Çıkarıldılar 4 و خرجرجااخ They took you out Sizi çıkardılar 4 خرج وكمجراخ Take (imp, pl) them out Onları çıkarın 4 خرج موهرجاخ Did you puncture it Onu deldin mi 1 ا خرقهقتراخ We postponed, delayed

Erteledik, geciktirdik, tehir ettik

اخرنا أخر 2

Postpone (imp) us, delay us Bizi ertele, geciktir 2 ا أخرنراخ

Our end, the last of us Sonumuz, sonuncumuz اا أخررنخ

His (its) end Onun sonu ا أخرهرخ

Others Diğerleri ونا أخررا - خرينخ

Other (fm) Diğer (dş) ى أخرراخ Last ones, those who came later

Sonrakiler, arkadan gelenler ا أخررينخ

To disgrace Rezil etti 4 ى خزيززي - اخخي You disgraced (someone) Rezil ettin 4 خزي تيزاخ

Page 35: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

30

You disgraced him Onu rezil ettin 4 خزي هتيزاخ Remain (imp, pl) rejected Sinin, kalın 1 وا خسءؤسخا

To decrease Azalttı 4 خسر رساخ- سرخي Biggest losers En çok ziyana uğrayanlar ون خسررساخ - رينساخ

Fear (imp, pl) Korkun 1 ا خشيوشخا

Fear (imp, pl) me Benden korkun 1 خشي نوشخني - اوشاخ

That you fear them Onlardan korkmanız 1 خشي مهوشخا

Green Yeşil ر خضرضاخ

To make a mistake, err Hata etti 4 طا خطأئ -اخطخي You made a mistake, erred Hata ettiniz 4 ط خطأمااخت

We made a mistake, erred Hata ettik 4 ط خطأاااخن Lower (imp) Đndir 1 خفض ضفخا

More secret Daha gizli فى خفياخ I keep it hidden Gizlerim 4 ي خفيفاخ

It was hidden Saklandı, gizlendi 4 خفي يفاخ

To hide, keep it secret Sakladı, gizledi 4 فى خفيي - اخفخي

You (pl) concealed, hid Gizlediniz 4 خفي متفياخ

I hide it Ben onu gizlerim 4 ا خفييهفاخ Friends Dostlar ال خللءاخ To make eternal Ebedi kıldı 4 خلد لداخ- دلخي It made him eternal Onu ebedi kıldı 4 خلد هلداخ

To make sincerely Đhlasla yaptı, has kıldı 4 خلص لصاخ- صلخي We purified Temizledik, halis kıldık 4 ا خلصنلصاخ

We made them purified Onları ihlaslı kıldık 4 خلص ماهنلصاخ They purified, were sincere Halis kıldılar 4 وا خلصلصاخ Put off, take off(imp) Çıkar 1 لعخ لعاخ

Page 36: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

31

To break (a promise) Sözünden döndü 4 خلف لفاخ- فلخي I broke my promise to you (pl) Size olan sözümden döndüm 4 خلف كملفتاخ You (pl) broke your promise Sözünüzden döndünüz 4 خلف ملفتاخ We broke our promise Sözümüzden döndük 4 ا خلفلفناخ Be my successor Benim yerime geç 1 لفني خلفاخ

They broke their promise Vaadlerinden döndüler 4 لفوا خلفاخ I create Ben yaratırım 1 خلق لقاخ

That I betray him Benim ona ihanet etmem 1 خأن هناخ

Brother Erkek kardeş و أخوا – اخي -اخاخ

Sisters Kız kardeşler ات أخوواخ

Your (pl) sisters Kız kardeşleriniz كم أخواتوكم -اخاتواخ Their (fm, pl) sisters Onların kız kardeşleri أخو هناتواخ Your (pl) maternal uncles Dayılarınız خأل كمالواخ

Brothers Erkek kardeşler ان أخووخا -اانوخا

Your (pl) brothers Sizin erkek kardeşleriniz أخو كمانخوكم- اانوخانكم-اوخا Our brothers Bizim erkek kardeşlerimiz ا أخواننوخا Their brothers Onların (er) erkek kardeşleri م أخوهانوخم -اهانوخا-انهموخا Their (fm) brothers Onların (dş) erkek kardeşleri أخو انهنوخا Brothers Erkek kardeşler ة أخووخا

Your brothers Senin erkek kardeşlerin أخو كتوخا His brothers Onun erkek kardeşleri أخو هتوخا My brothers Benim erkek kardeşlerim ي أخوتوخا Your brother Senin erkek kardeşin أخو وكاخ

His brother Onun erkek kardeşi أخو وهاخ Their brother Onların erkek kardeşi أخو موهاخ Your two brothers Đki kardeşiniz أخو كميواخ

Page 37: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

32

Brother, my brother Erkek kardeş, kardeşim ي أخواخ

Best ones, elected ones Hayırlılar ار خريياخ

Your brother Senin erkek kardeşin أخو يكاخ His brother Onun erkek kardeşi أخو يهاخ To make tired, incline towards its end

Yordu 1 ا أود د- ودؤي

Disastrous, abominable Felaketli ا أدددا

Paying, fulfilling Ödeme, eda etme اء أددياء - اداد To transact, manage, roll over Đcra etti 4 دأر اراد- يردي

To fall into dispute Atıştı, çekişti 6 درأ دا اا -اراردي

You fell into dispute Birbirinizle atıştınız 6 درأ ارداامت

To follow one another Art arda gelip toplandı 6 درك كاردا- كاردي

They followed one another Art arda gelip toplandılar 6 كو دركارااد Backs Arkalar دبر ارباد

Setting, retreat Batış دبر اربدا

Your (pl) backs Arkalarınız دبر اركمباد Their (fm) backs Onların arkaları ا دبرارهباد Their backs Onların (er) arkaları م دبرهارباد- مارهباد To retreat, turn back Geri döndü, geri çekildi 4 دبر رباد- بردي

To refute Reddetti 4 دحض ضحاد- ضحدي

To keep, preserve, store, put away

Sakladı, depoladı 8 دخر رخدا- رخدي

Make enter (imp), insert, admit

Girdir, sok 4 ل دخلخاد

Enter (imp) Gir 1 ل دخلخاد

He (it) was entered Sokuldu 4 ل دخلخاد

To make enter, admit, insert Girdirdi, soktu 4 ل دخلخل - ادخدي

Enter (imp, dual) Girin (ikil) 1 ال دخلخاد Indeed I will make enter Mutlaka sokarım 4 دخل لنخاد

Page 38: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

33

Make us enter Bizi sok 4 ا دخللنخاد We made him enter Onu soktuk 4 دخل اهلنخاد We made them enter Onları soktuk 4 دخل ماهلنخاد Indeed I make you (pl) enter Mutlaka sizi sokarım 4 دخل كملنخاد Indeed I make them enter Mutlaka onları sokarım 4 دخل مهلنخاد Make me enter (imp) Beni sok 4 لنى دخلخاد Make them enter (imp) Onları sok 4 دخل ملهخاد Make (imp, pl) them enter Sokun 4 لوا دخلخاد

Enter (imp, pl) Girin 1 لوا دخلخاد

They were made enter Sokuldular 4 لوا دخلخاد

Enter (imp, pl) into it (her) Ona girin 1 ا دخللوهخاد Enter (imp, fm) Gir (dş) 1 ي دخللخاد

That I know Benim bilmem 1 ر درياد

Avert (imp) Savın 1 وا درأؤردا

Conveyed, informed, let know Bildirdi 4 ا دريراد Informed you Sana bildirdi 4 دري اكراد Informed you (pl), made you know

Size bildirdi 4 اكم دريراد

To convey, inform, let know Bildirdi 4 ري دريري - اددي

To overtake, overcome, catch up, comprehend

Anladı, kavradı, yetişti, yakaladı

يدرك -ادرك كدر 1

He overtook him, he caught up

Ona yetişti, yakaladı 1 درك كهراد

I know Bilirim 1 ري درياد

Prophet Idris (pbuh) Đdris (AS) ريسدا

Call (imp), invite, pray Dua et, çağır 1 دعو عاد

To desire, ask, demand, cry out

Đstedi, iddia etti 8 عي دعودي -اعدي

Call (imp) them (fm) Onları (dş) çağırın 1 دعو نهعاد I call, invite, pray Ben dua ederim 1 و دعوعاد

Page 39: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

34

Call (imp, pl), invite, pray Dua edin, çağırın, davet edin 1 وا دعوعاد

Did you (pl) call them Onları çağırdınız mı 1 م دعووهمتوعاد I call you (pl) Ben sizi çağırırım 1 دعو وكمعاد Call upon (imp, pl) me, pray unto me

Bana dua edin 1 وني دعوعاد Call (imp, pl) him, pray unto him

Ona dua edin, onu çağırın 1 دعو وهعاد Call (imp, pl) them Onları çağırın 1 دعو موهعاد Adopted sons Evlatlıklar اء دعويعاد

Your adopted sons Evlatlıklarınız دعو اءكميعاد Their adopted sons Onların evlatlıkları دعو همائيعاد Repel (imp), defend Sav, savuştur, savun 1 ف دفعداع

Repel (imp, pl), defend Savunun 1 وا دفعفعدا

He remembered Hatırladı 8 ذكر كردا

I lead, show Göstereyim, delil olayım 1 ل دللاد

I lead you, show you Sana göstereyim 1 دلل لكاد I lead you (pl), show you Size göstereyim 1 دلل لكماد To deliver, present, lower Saldı, indirdi, sundu 4 لي دلوي -ادلدي

Adam Adem ا ما -دمد

To come near, be close; to lower, drop

Yaklaştı, alçaldı 1 ني دنوني -اددي

Closer, lower, less Daha yakın, daha alçak, az ى ا دنوند

To compromise, to hold in light esteem

Taviz verdi, yağcılık yaptı, küçümsedi

يدهن -ادهن دهن 4

Most grievous, bitter Daha müthiş ى دهيهاد

Return (imp), give back Teslim edin 2 وا أدياد

To pay back, restore, return Đade etti, geri verdi, teslim etti 2 ي أديي -اددؤي

Then (past) O zaman (geçmiş) ذا

Then (present and future) O zaman (şimdi ve gelecek) ذاا Then, in that case Öyleyse, o zaman ذاا

Page 40: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

35

To broadcast, propagate, spread

Yaydı 4 عذي اذاع- يعذي

They propagated / spread Yaydılar 4 و عذيااذاع To make taste Tattırdı 4 ذوق اذاق - يقذي

He made taste it (her) Onu tattırdı 4 ا ذوقاذاقه He made them taste Onlara tattırdı 4 ذوق ماذاقه Proclamation, announcement Bildiri ذانا أذن Ears Kulaklar ذانا -ذان ا أذن

Our ears Kulaklarımız اا أذنذانن Their ears Onların kulakları ا أذن ذانهم

Their torment Onların eziyeti أذي ماذاه

I slaughter Boğazlarım, keserim 1 ذبح حاذب

I slaughter you Seni boğazlarım 1 ذبح كحاذب Indeed I slaughter Mutlaka keserim 1 ذبح نحاذب

Indeed I slaughter him Onu boğazlarım 1 ذبح هنحاذب Chins, jaws Çeneler 4 ذوق اذقان We made (someone) taste Tattırdık 4 ا ذوقاذقن

We made you taste Sana tattırdık 4 ذوق اكاذقن We made him taste Ona tattırdık 4 ذوق اهاذقن I remember, invoke Zikrederim, anarım 1 ذكر اذكر

Remember (imp), call to mind, invoke

Zikret, an 1 ذكر اذكر

I will remember you Sizi anayım 1 ذكر كماذكر They (fm, pl) remember, invoke

Zikrederler, anarlar (dş) 1 ن ذكراذكر

Remember (imp) me, invoke me

Beni zikret, an 1 ني ذكراذكر

I will remember him Onu anayım 1 ذكر هاذكر Remember (imp, pl), call to mind, invoke

Zikredin, anın 1 ذكر وااذكر

Remember (imp, pl) me, invoke me

Beni zikredin, anın 1 وني ذكراذكر

Page 41: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

36

Remember (imp, pl) him, invoke him

Onu zikredin, anın 1 ذكر وهاذكر More humiliated, meaner En düşkün, alçak اذل ذلل

To humiliate Zelil etti, alçalttı 4 اذل ذلل- ليذ

Humble, humiliated Alçak gönüllü, aşağılanmış لة ذلللة -اذاذ

Like that? Şunun gibi mi كاذل Most humiliated ones En alçaklar ذلل اذلني

He proclaimed, announced, called

Bildirdi, ilan etti 2 اذن أذن

Proclaim (imp), announce, call

Bildir, ilan et 2 اذن أذن

Ear Kulak اذن أذن

Permitted Đzin verildi ن أذناذ

I give you permission Ben izin veririm 1 ذن ا أذن

Permit (imp), give permission Đzin ver 1 ذنا أذن

Permission Đzin ذن أذنا - ذنا

To permit, give permission Đzin verdi 1 ن أذنذن - اذؤي

To proclaim, announce, call Đlan etti, bildirdi 2 ذن - اذن أذنؤي

To proclaim, announce, call Đlan etti, bildirdi 4 ن - ذن ا أذنذؤي

We called, informed Bildirdik 4 ا أذناذن We called you, informed you Sana bildirdik 4 ا أذناكذن She listened Onu dinledi 1 أذن تناذ

You gave permission Đzin verdin 1 أذن تناذ

I called Bildirdim 4 ا أذنتذن

I called you, informed you (pl) Size bildirdim 4 ا أذنكمذنت His permission Onun izni أذن ذنها Be informed (imp, pl) Bilin 4 وا أذناذن

My permission Benim iznim ذنى أذنا His two ears Đki kulağı أذن هياذن

Page 42: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

37

Go (imp) Git 1 ذهب بذها

To remove, get rid of Giderdi 4 ذهب باذه - يبذه

Go (imp, dual) Đkiniz gidin 1 ا ذهببذها

You removed, exhausted Giderdiniz, tükettiniz 4 ذهب متباذه Go (imp, pl) Gidin 1 و ذهببااذه Torture (imp, pl), give them discomfort

Đncitin, eziyet edin 4 ذوا أذي

They gave discomfort, tormented

Eziyet ettiler 4 اا أذيذو

Give the two of them discomfort, punish (imp)

O ikisine eziyet edin 4 اا أذيمذوه Discomfort, illness, torment Eza, sıkıntı اذى أذي To disturb, give discomfort, torment

Zarar verdi, rahatsız etti 4 ي - ذى ا أذيذؤي

You gave discomfort, tormented

Eziyet ettiniz 4 ا أذيمتذي

You gave discomfort to us, tormented

Bize eziyet ettiniz 4 اا أذيونمتذي Raised couches / thrones Tahtlar, kerevetler أرك كائار

To bring home in evening Akşam eve getirdi 4 روح احار- ريحي

To desire, want, wish, decree Niyet etti, istedi, irade etti 4 رود ادار - ريدي

They (dual) wanted Đstediler (ikil) 4 ا رودادار

He wished me Beni irade etti, benim için istedi

ارادنى رود 4They wished Đstediler 4 وا رودادار

Our meanest ones, lowly ones

En rezillerimiz ا رذللناذار

Is it who desires, does he desire

Đsteyen mi, ister mi رغب باغار He showed you Sana gösterdi 4 رأي اكار

He showed you (pl) Size gösterdi 4 رأي اكمار

He showed them to you Sana onları gösterdi 4 رأي ماكهار He showed me Bana gösterdi 4 اني رأيار

He showed him Ona onu gösterdi 4 رأي اهار

To show Gösterdi 4 ري - اري رأيي

Page 43: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

38

Did you see, did you think Gördün mü, düşündün mü 1 رأي اارتي Did you see you, did you think of yourself

Seni gördün mü, kendini düşündün mü

يتكاار رأي 1Did you see yourselves (did you think)

Kendinizi gördünüz mü (düşündünüz mü)

ارايتكم رأي 1Did you see them , did you think of them

Onları gördün mü, onları düşündün mü

يتماار رأي 1Did you (pl) see Gördünüz mü 1 رأي متايار Lords, gods Rabler ربب اببا - اراببار

To make it increase Arttırdı 4 بي ربوبي - ارري

Physical desire Fiziki arzu أرب ةبرا

Four Dört ربع عبار - عبع -اربار

Four Dört ة ربععبة - ارعبار Forty Kırk ربع نيعبار

More numerous Daha çok, daha fazla ى ربوبار

To doubt Şüphe etti 8 ريب ابترا - ابتري

She doubted Şüphe etti 8 ريب تابترا

They doubted Şüphe ettiler 8 وا ريبابتار

You (pl) doubted Şüphe ettiniz 8 ريب متبترا

To turn back, return Geri döndü, dinden çıktı 8 ردد دترا - دتري

They (dual) turned back Geri döndüler (ikil) 8 ا ردددتار They turned back Döndüler, dinden çıktılar 8 وا ردددتار

To select, become contended Razı oldu 8 ضي ورضترى -اضتار

To rise Yükseldi 8 قي رقيرتي -اقتري

Watch(imp), wait Gözetle, bekle 8 رقب بقترا

To watch, wait Bekledi, gözetledi 8 رقب قبترا - بقتري

Watch (imp) them Onları gözetleyin 8 رقب مهبقترا Watch(imp, pl), wait Gözetleyin, bekleyin 8 وا رقببقترا

Its sides Onun kenarları ا رجوهائجار

Page 44: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

39

To postpone, defer Geri bıraktı 4 جي رجوجي -ارري

I turn back Dönerim 1 رجع جعار

Turn back (imp) return Dön, geri dön 1 رجع جعرا

To send back, take back Geri döndü, döndürdü 4 رجع عجار - جعري

Turn us back (imp) Bizi döndür 1 ا رجعنجعرا

Turn back (imp, pl) Dönün 1 وا رجعجعرا

Turn (imp, pl) me back Beni geri döndürün 1 رجع ونجعرا Turn back (imp, fm) Dön (dş) 1 ي رجعجعرا Feet Ayaklar ل رجلجار

Your feet Ayaklarınız رجل لكمجكم -ارلجار Their feet Ayakları رجل ملهجهم - ارلجار Their (fm, pl) feet Ayakları (dş) رجل هنلجار

Indeed I stone you Mutlaka seni taşlarım 1 رجم كنمجار

Make (imp) him wait Onu beklet 4 رجو جهار

Hope (imp, pl) Umun 1 وا رجوجار

Wombs Rahimler رحم امحار

Your wombs Rahimleriniz رحم اركمامح Their wombs Onların rahimleri رحم هنامحار Most merciful En merhametli رحم محار

Have mercy (imp) Merhamet et 1 رحم محرا

Have mercy (imp) on us Bize merhamet et 1 ا رحمنمحرا

Have mercy (imp) on the two of them

O ikisine merhamet et 1 ا رحممهمحرا

Ruined you Sizi mahvetti 4 ردي اكمدار

To ruin, destroy Mahvetti, helak etti 4 دي رديي - اردري

I wished, ordered Đstedim, irade ettim 4 رود تدار

You wished, wanted Đstediniz, irade ettiniz 4 رود ارمتد

Page 45: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

40

They (fm, pl) wished, wanted Đstediler (dş) 4 ن روددار

We wished, wanted Đstedik 4 ا رودندار

We wished him Onu istedik 4 رود اهندار The meanest, most lowly Daha, en düşük, alçak ذل رذلار The meanest, most lowly ones

En düşükler ذلون رذلار

Give (imp) sustenance Rızık ver 1 رزق قزار

Give (imp) us sustenance Bize rızık ver 1 ا رزققنزار Give (imp) them sustenance Onlara rızık ver 1 رزق مقهزار Give (imp, pl) them sustenance

Onları rızıklandırın 1 ا رزقمقوهزر To make it fixed Sabitleştirdi, sağlamlaştırdı 4 سا رسوي -ارسري

He made it (her) fixed Onu sabitleştirdi 4 ا رسواهسار

Send (imp) Gönder 4 ل رسلسار

He was sent Gönderildi 4 ل رسلسار

To send Gönderdi 4 ل رسلسل - ارسري

She (fm) sent O (dş) gönderdi 4 رسل لتسار You sent Gönderdin 4 رسل لتسار I was sent Gönderildim 4 رسل لتسار You (pl) were sent Gönderildiniz 4 رسل ملتسار We sent Gönderdik 4 ا رسللنسار We were sent Gönderildik 4 ا رسللنسار We sent you Seni gönderdik 4 رسل اكلنسار We sent him Onu gönderdik 4 رسل اهلنسار Send (imp) him Onu gönder 4 رسل لهسار I send him Onu gönderirim 4 رسل لهسار They were sent Gönderildiler 4 لوا رسلسار They sent Gönderdiler 4 لو رسلساار

Page 46: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

41

Send (imp) me Bana gönderin 4 رسل لونسار

Base, outpost, watch Üs, gözetleme ادا رصدصرا

Earth, world, land, home Yeryüzü, dünya, toprak, yer, yurt

ارضا -ارض أرض To please Razı etti 4 ض رضوي -ي ارضري

To suckle a child Emzirdi 4 رضع عضار- عضري

She suckled Emzirdi (dş) 4 رضع تعضار

They (fm, pl) suckled Emzirdiler (dş) 4 رضع نعضار

They (fm, pl) suckled you (pl) Sizi emzirdiler 4 رضع كمنعضار Suckle (imp, fm) him Onu emzir (dş) 4 رضع يهعضار

Your land Sizin yeriniz, yurdunuz أرض كمضار Our land Yerimiz, yurdumuz ا أرضنضار Their land Onların yeri, yurdu أرض مهضار My land Yerim, yurdum ى أرضضار Did you get contended Razı oldunuz mu 1 م رضويتضار Pasture (imp) Otlatın 1 ا رعىوعار

Turn, approach, beseech Yönel, yaklaş, yalvar رغب غبرا

Embark, mount (imp) Bin (emir) 1 ركب كبرا Embark, mount (imp, pl) Binin 1 وا ركبكبرا To overturn, revert back Ters çevirdi, baş aşağı etti 4 ركس كسار- سكري

Cast them back Onları baş aşağı etti م ركسهكسار

They were cast back Baş aşağı atıldılar 4 و ركسسكاار

Strike (imp), urge Çarp, vur 1 ركض كضار

Bow down (imp, pl) Rüku edin 1 وا ركعكعرا

Bow down (imp, fm) Rüku et (dş) 1 ي ركعكعرا

Iram, name of a nation Đrem مرا Show (imp) us Bize göster 4 ا رأيارن

Page 47: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

42

Show (imp) us Bana göster 4 ارني رأي

To scare, make fear, strike terror, terrify

Korkuttu 4 رهب بهار- بهري

Fear (imp) me Benden korkun 1 رهب ونبهرا

Is my family Benim ailem mi ي رهططهار To cover, oppress Güçlük çıkardı 4 رهق قهار - قهري

Show (imp, pl) us Bana gösterin 4 وني رأيار- ونيار

I see Görürüm 1 ى رأيار

To show Gösterdi 4 ى رأيري - اري

It was wished Đstendi 4 رود اريد I wish, want Đsterim 4 رود اريد

I show you Size gösteririm 4 رأي اريكم

We showed Gösterdik 4 ا رأينيار

We showed you Sana gösterdik 4 رأي اكنيار We showed them to you Sana onları gösterdik 4 رأي ماكهنيار We showed him Onu gösterdik 4 رأي اهنيار To incite Tahrik etti, oynattı 1 أزز از - ازي Incitement, confusion Oyun, tahrik ا أززاز

To cause to slip, deviate Kaydırdı, saptırdı, döndürdü 4 اغ زيغزيغ - ازي

To drive Yürüttü 4 جي زجوجي -اززي

To increase, exceed Arttı, çoğaldı 8 زيد اددزا- اددزي

They increased Arttılar 8 وا زيداددزا

He was repulsed, driven out Vazgeçirildi 8 زجر جردزا

To look down, despise Hor gördü 8 ري زريدزري -ادزي

Name of the father of Prophet Abraham

Azer, Hz Đbrahim’in babası ا رز

To strengthen, assist, help, sympathize

Kuvvetlendirdi 4 ا أزر رز - زرؤي

He strengthened him Onu kuvvetlendirdi 4 ا أزرهرز

Page 48: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

43

My back, strength Arkam, kuvvetim ري أزراز

To approach, arrive suddenly Yaklaştı, aniden geldi 1 أزف ازف- ايفز

She approached Yaklaştı (dş) 1 أزف ازفت

That which approaches Yaklaşan زفةا أزف

Cleaner Daha temiz كى زكواز

To make slip Kaydırdı, saptırdı 4 ل زللزل -ازي

Arrows Oklar الم زملاز To make approach Yaklaştırdı 4 زلف لفاز - فلزي

She was drawn near Yaklaştırıldı 4 زلف فتلاز

We made approach Yaklaştırdık 4 ا زلفلفناز

To make slip, fall Kaydırdı, düşürdü 4 زلق لقاز- قلزي

He made the two of them slip O ikisini kaydırdı 4 ا زللملهاز Companions, mates, wives, husbands

Eşler زوج اجوا -ازاجواز

Your wives Senin eşlerin زوج كاجواز - اجكواز Your (pl) wives Sizin eşleriniz زوج كماجواز -كماجواجكم- ازواز Our wives Bizim eşlerimiz ا زوجاجنواز His wives Onun eşleri زوج هاجواز- هاجواز- اجهواز Their wives Onların eşleri زوج مهاجواجهم- ازوم -ازهاجواز Their (fm, pl) husbands Onların (dş) eşleri زوج نهاجواز That I increase Benim arttırışım, arttırmam 1 زيد ازيد

Indeed I increase Mutlaka arttırırım 1 ن زيدازيد

Indeed I increase you (pl) Mutlaka sizi arttırırım 1 زيد كمنازيد She was adorned, beautified Süslendi 5 زين تنياز Indeed I adorn (it) Mutlaka süslerim 2 زين ننياز

I ask Sorarım, isterim 1 سئل لئاس Ask (imp) Sor 1 ئل سئلسا

Page 49: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

44

That I ask you Benim sana sormam, istemem

اسئلك سئل 1I ask you Sana sorarım 1 سئل ئلكاس That I ask you (pl) Benim size sorarım, istemem 1 ئلكم سئلاس Ask (imp) him Ona sor 1 سئل ئلهاس Ask (imp, pl) Sorun 1 ئلوا سئلسا

Ask (imp, pl) them Onlara sorun 1 سئل مئلوهاس Ask (imp, pl) them (fm, pl) Onlara (dş) sorun, isteyin 1 سئل نئلوهاس To do bad, evil, offend, insult, damage

Kötülük yaptı, zarar verdi 4 اء سوءسيء -اسي

They did evil Kötülük yaptılar 4 ا سوءاؤاس

You did evil Kötülük yaptınız 4 سوء ااسمت

Captives, prisoners Esirler ى أسراراس

Fables, tales, stories Masallar سطر رياطاس To wash down, swallow easily

Yuttu 4 اغ سوغسيغ -اسي

To make flow, pour out Akıttı, döktü 4 ال سيلسيل -اسي

To feed the cattle, send to pasture

Otlattı 4 سوم اماس- سيمي

Armlets, bracelets Bilezikler سور اوراس

Reasons, roads, relatives Sebep, yol, akraba سبب ابباس Tribes, descendants Torunlar, kabileler سبط اطباس To make it flow, complete Akıttı, tamamladı 4 غ سبغببغ - اسسي

To hire Kiraladı, ücretle çalıştırdı 10 أجر تساا رج- تسايجر

You hired Ücretle tuttun 10 أجر تسااترج

Hire (imp) him Onu ücretle tut 10 أجر تااسهجر To seek to delay, be late, be delayed

Geciktirdi 10 أخر تساا رخ- تسايرخ

To ask for permission Đzin istedi 10 أذن ستذن اا- تسنايذ

He asked for permission from you

Senden izin istedi 10 أذن تااسكذن They asked for permission from you

Senden izin istediler 10 أذن تسااوكذن

Page 50: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

45

To ask permission, beg pardon

Đzin istedi, af istedi 10 أنس ستاا سن- ستاينس

To explain clearly Açıkladı, açığa çıktı 10 ان بنيبتسا- بنيتسي

Exchange, replace Değiştirme 10 ال بدلدبتسا

To ask or wish to exchange, replace

Değiştirmek istedi 10 ل بدلدبتسل -ادبستي

Thick silk Kalın ipek أستربق قربتسا

To rejoice Sevindi 10 بشر رشبتسا- رشبتسي

Rejoice (imp, pl) Sevinin 10 وا بشررشبتسا To rush, race Yarıştı 10 سبق قبتسا - بقتسي

They (dual) raced Yarıştılar (ikil) 10 قا سبقبتسا

They raced, rushed Yarıştılar, koştular 10 قوا سبقبتسا Race (imp, pl) Yarışın 10 بقوا سبقتسا

To take cover, hide Örtündü 8 ستر رتتسا- رتتسي

To make exception Đstisna yaptı 10 ثني ثينتسثني -استي

To accept, respond, answer Kabul etti, cevap verdi 10 جوب ابجتسجيب - اتسي

They responded Cevap verdiler 10 و جوبابجتساا To seek protection or refuge Sığındı, yakına gelmek istedi 10 جور ارجتسا - جريتسي

He sought your protection Sana sığındı 10 جور كارجتاس So that I respond, accept Cevap vereyim, kabul edeyim 10 جوب جبتاس Respond (imp), accept Kabul et 10 جوب جبتسا

You responded Kabul ettiniz 10 جوب متبجتاس We responded Kabul ettik 10 ا جوبنبجتاس Was responded, accepted Cevap verildi, uyuldu 10 جوب جيبتاس

Respond (imp, pl), accept Cevap verin, uyun 10 وا جوبجيبتسا

To love, prefer Sevdi, tercih etti 10 حبب بحتسا- بحتسي They loved, preferred Sevmek istediler, tercih ettiler 10 و حبببحتساا

To become exhausted Yoruldu 10 حسر رسحتسا - سرحتسي

Page 51: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

46

To protect Korudu 10 فظ حفظحتسظ -افحتسي

They were entrusted Korumaları 10 ظو حفظفحتااس To earn a lawful right Hak sahibi oldu, hak etti 10 حقق قحتسا- قحتسي

They (dual) earned a right Hak ettiler (ikil) 10 قا حققحتسا

To overpower, overcome Hakim oldu, etkisi altına aldı 10 ذ حوذوحتسوذ - احتسي

Embarrassment, bashfulness Utanma 10 اء حيييحتاس To let live, be shy, embarrassed

Sağ bıraktı, utandı, çekindi 10 يي حييحتسيي - احتسي

Leave them alive (imp, pl) Sağ bırakın 10 وا حيييحتسا

To bring out, take out, extract Çıkardı 10 خرج جرختسا - رجختسي

He took her out Onu çıkardı 10 ا رجخهجرختسا To bluff, scorn, contempt Küçümsedi, küçük düşürdü 10 خفف فختسا - فختسي

To seek to hide, hide Gizlendi 10 في خفيختسي -افختسي

To seek to choose, choose Seçti 10 خلص لصختسا - صلختسي

I choose him Onu seçerim 10 خلص هصلختاس That I choose him Onu seçeyim 10 خلص هصلختاس To appoint as nominee, as caliph

Yerine bıraktı, halife etti 10 خلف لفختسا- فلختسي

To bring gradually, persuade, induce

Derece derece yaklaştırdı 10 درج سا جردت- رجدتسي

To give the child to a wet-nurse

Emzirtti 10 رضع عضرتسا- عضرتسي

To steal Çaldı 8 سرق قرتسا- رقتسي

To spread fear, terrify Korku saldı 10 رهب بهرتسا- بهرتسي

They terrified them Onlara korku saldılar 10 رهب موهبهرتاس Try to cause one to slip, fail Kaydırdı, saptırdı 10 ل زللزتسزل -اتسي

He made them slip Onları kaydırdı 10 زلل ملهزتاس To mock at, ridicule Alay etti 10 سخر رخستسا - رخستسي

To ask for water Su istedi 10 قا سقيستسقى -استاس He asked for water from him Ondan su istedi 10 سقي قاهستاس

Page 52: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

47

To ask for water Su istedi 10 قي سقيستسي -اقستسي

To call as witness, to cite Şahit tuttu 10 شهد دهشتسا- هدشتسي

Call (imp, pl) witness Şahit tutun 10 و شهدهدشتساا To cry for help Yardım için bağırdı 10 صرخ خرصتسا - رخصستي

To be weak, to be deemed weak

Zayıf oldu, zayıf görüldü 10 ضعف فعضتسا- فعضتسي

They were deemed weak Zayıf görüldüler 10 فوا ضعفعضتاس

They deemed me weak Beni zayıf gördüler 10 فوني ضعفعضتسا

To be able to Yapabildi 10 طوع طاعتسا - يعطتسي

They were able to Yapabildiler 10 وا طوعطاعتسا You were able to Yapabildin 10 طوع تطعتاس I was able to Yapabildim 10 طوع تطعتاس You (pl) were able to Yapabildiniz 10 طوع متطعتاس To ask for food Yiyecek istedi 10 طعم مطعتسا- مطعتسي

They (dual) asked for food Yiyecek istediler (ikil) 10 ا طعممطعتاس We were able to Yapabildik 10 ا طوعنطعتاس To seek refuge, to take refuge

Sığındı 10 اذ عوذعستيذ -اعتسي

To seek help Yardım istedi 10 ان عونعتسا- نيعتسي

To plea, to seek to remove Özür diledi, değişiklik istedi 10 عتب بتعتسا- بتعتسي

That they seek to hasten Acele istemeleri 10 عجل مالهجعتاس To seek to hasten, to be in a hurry

Acele etti 10 ل عجلجعتسجل -اعتسي

You (pl) sought to hasten Acele istediniz 10 م عجللتجعتسا Seek (imp) refuge Sığın 10 عوذ عتسذا

To save or safeguard oneself Kendini korudu, korundu 10 عصم مصعتسا- مصعتسي

To be chaste, modest, virtuous, pure

Đffetli oldu, iffet gösterdi 10 عفف فعتسا - فعتسي

To reach superiority, dominate

Üstün geldi 10 لي علوعتسي - العتسي

To settle Yerleştirdi 10 عمر رمعتسا- رمعتسي

Page 53: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

48

Made you to dwell Sizi yerleştirdi 10 عمر كمرمعتاس He asked for help Yardım istedi 10 عون نعتسا Ask for help (imp, pl) Yardım dileyin 10 وا عونينعتسا To cry for aid, ask for help Yardım istedi 10 اث غوثغتسيث -اغتسي

He asked him for help Ondan yardım istedi 10 غوث اثهغتسا To get covered up Büründü, örtündü 10 شي غشوغتسي -اشغتسي

They got covered up Büründüler 10 ا غشووشغتسا

Ask for forgiveness Đstiğfar, Bağışlanma dileme 10 غفر فارغتسا

I ask for forgiveness Bağışlanma dilerim 10 غفر رفغتاس Ask (imp) for forgiveness Bağışlanma dile 10 غفر رفغتسا To ask forgiveness Bağışlanma diledi 10 غفر فرغتسا - يرفغتس

You asked for forgiveness Bağışlanma diledin 10 غفر تفرغتسا

Did you ask for forgiveness Bağışlanma diledin mi 10 غفر تفرغتسء ا = تفرغتاس

Indeed I ask for forgiveness Mutlaka Bağışlanma dilerim 10 ن غفررفغتسا

Ask (imp) him for forgiveness Ondan Bağışlanma dile 10 غفر هرفغتسا Ask (imp, pl) for forgiveness Bağışlanma dileyin 10 وا غفررفغتسا

They asked for forgiveness Bağışlanma dilediler 10 و غفرفرغتساا

Ask (imp, pl) him for forgiveness

Ondan Bağışlanma dileyin 10 غفر وهرفغتاس Ask (imp) me for forgiveness Benden Bağışlanma dile 10 ري غفرفغتاس To become thick Kalınlaştı 10 لظ غلظغتسظ -الغتسي

To do without, be rich, disdain Kendini yeterli gördü, zengin oldu, kaçındı

يستغني - استغني غين 10

To ask for an judgment, ask, inquire

Fetva istedi 10 فتي فيتتسي - افتتسي

To ask for victory, ask for opening

Zafer istedi, açılış istedi 10 فتح حفتتسا- حفتتسي

They asked for victory, for opening

Zafer istediler, açılış istediler 10 و فتححفتتااس Ask (imp) them for judgment Onlara sor, fetva iste 10 فيت همفتتسا

To remove, expel, provoke, incite

Çıkardı, yerinden oynattı 10 فزز فزتاس- زفتسي

Page 54: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

49

Provoke (imp) Yerinden oynat 10 فزز فززتسا

To be straight Doğru oldu, doğru gitti 10 قوم قامتسا - يمقتسي

They became straight Doğru oldular, doğru gittiler 10 و قومقامتساا

To seek to advance, precede, come before

Önceden geldi, önden gönderdi

يستقدم -ستقدم ا قدم 10

To remain firm, stabilize Karar buldu, yerinde durdu 10 قرر قرتسا- رقتسي

To seek to divide, to draw lots Bölüştü, kura çekti 10 قسم مقستسا - قسمتسي

Be (imp) straight Dosdoğru ol 10 قوم مقتسا

Be (imp, dual) straight Dosdoğru olun (ikil) 10 ا قوميمقتسا

Be (imp, pl) straight Dosdoğru olun 10 وا قوميمقتسا

To submit, humble, resign Boyun eğdi 10 كان كنيتسا- نيكتسي

They submitted Boyun eğdiler 10 وا كنيكانتسا

Arrogance Büyüklenme 10 ارا كربكبتسا

To act arrogantly, to be haughty

Tekebbür etti, büyüklendi 10 كرب ركبتسا - كبرتسي

You became arrogant Büyüklendin 10 كرب تركبتاس You (pl) became arrogant Büyüklendiniz 10 كرب متركبتسا They became arrogant Büyüklendiler 10 و كربركبتساا To want to increase Çoğaldı, çokluk istedi 10 كثر كثرتسا- ركثتسي

I increased Çoğalttım 10 كثر تكثرتسا

You increased, you went too far

Çok ettiniz, çok uğraştınız 10 كثر تسماتكثر

To enjoy, utilize, make use of Faydalandı 10 متع عتمتسا - عتمتسي

You (pl) enjoyed Faydalandınız 10 م متعتعتمتسا

They enjoyed Faydalandılar 10 و متععتمتساا

Grasp (imp), hold fast Yapış, tut 10 مسك سكمتسا

To grasp, hold fast Yapıştı, tuttu 10 مسك كسمتسا - سكمتسي

Listen (imp) Dinle 10 مسع عمتسا

To listen Dinledi 10 مسع عمتسا - عمتسي

Page 55: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

50

They listened Dinlediler 10 و مسععمتسا

Listen (imp, pl) Dinleyin 10 وا مسععمتسا

They listened to him Onu dinlediler 10 مسع وهعمتاس To ask for news Haber sordu 10 ا نبأبنتسبئ -انتسي

To draw conclusion, deduce Sonuç çıkardı, tahlil etti 10 ط نبطبنتسبط -انتسي

To copy, reproduce, record Kaydetti 10 سخن خسنتسا - سخنتسي

To ask for help Yardım istedi 10 نصح رصنتسا- رصنتسي

He asked him for help Ondan yardım istedi 10 نصح هرصنتسا They asked you (pl) for help Sizden yardım istediler 10 نصح وكمرنصتسا To save, take it back, retrieve Kurtardı, geri aldı 10 قذ نقذنتسذ -اقنتسي

To seek to marry, desire to marry

Nikahladı 10 نكح كحنتسا- حكنتسي

To disdain Çekindi 10 نكف كفنتسا- فكنتسي

They disdained Çekindiler 10 نكف نكفتساوا They were mocked at Alay edildi 10 هزأ زئهتاس

Mock (imp, pl) Alay edin 10 زئو هزأهتساا To make fun of, ridicule, mock

Alay etti 10 ا هزأزهتسا- زئهتسي

She led astray Ayarttı, şaşırttı (dş) 10 هوي توهتسا

She led him astray Onu ayarttı 10 هوي توهتسا

To lead astray, entice, infatuate

Ayarttı, şaşırttı 10 ي هويوهتسوي - اهتسي

To become equal, turn to, rest, sit

Eşit oldu, durdu, oturdu 8 وي سويتسوي -اتسي

It (she) came to rest Durdu, oturdu (dş) 8 سوي توتاس

To take in full measure, exhaust

Tam ölçtü 10 في ويفوتسي - افوتسي

To kindle, desire to kindle Yaktı, tutuşturdu 10 وقد قدوتسا - دقوتسي

Turned (towards) Yöneldi 8 لى سويى اوتسا

You boarded, embarked Yerleştin, kuruldun 8 سوي تيوتسا

You (pl) sat Yerleştiniz 8 سوي متيوتاس

Page 56: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

51

To give up hope Ümit kesti 10 يأس ئسيتاس- سئيتسي

They gave up hope Ümit kestiler 10 وا يأسئسيتاس To become easy Kolaylaştı 10 يسر رسيتسا- تسيسري

To become certain, convinced

Emin oldu, yakin elde etti 10 يقن قنيتسا- نقيتسي

They (she) became convinced

Kanaat getirdi 10 يقن تقنيتسا

They (she) became convinced of it

Ona kanaat getirdi 10 ا يقنهتقنيتاس That I prostrate Benim secde etmem 1 سجد دجاس I prostrate Secde ederim 1 سجد دجاس

Prostrate (imp) Secde et 1 سجد دجاس

Prostrate (imp, pl) Secde edin 1 وا سجددجاس

Prostrate (imp, fm) Secde et (dş) 1 ي سجددجاس

Dawns, early mornings Seherler ار سحرحاس

Prophet Ishaq (Isaac), pbuh Đshak (AS) اقحسا

A magic? Sihir mi سحر رحاس To enrage, make angry Kızdırdı, öfkelendirdi 4 ط سخطخط -اسخسي

Travel by night (imp) Yürüt 4 ر سرياس

To take captive Esir aldı 1 أسر راس- ايرس

To confide, to appeal in private

Sakladı, gizledi 4 سرر راس - سري

Israel Đsrail يلائرسا

Secrets Sırlar سرر اررسا

Secretly Gizli gizli ارا سرررسا

Their secrets Onların sırları سرر مهاررسا Waste, squandering, extravagance

Đsraf 4 افا سرفرسا

Our waste, extravagance Đsrafımız 4 ا سرفافنرسا To travel by night Geceleyin yürüttü 4 ري سريري - اسسي

Let me set you (pl, fm) free Sizi serbest bırakayım 2 سرخ كنحراس

Page 57: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

52

I spoke secretly Gizledim, gizli söyledim 4 سرر ترراس Most rapid, swiftest En seri, en çabuk سرع عراس

To excess, transgress, waste Đsraf etti, aştı, aşırılık yaptı 4 سرف فراس - رفسي

They went to excess Aşırı gittiler 4 فوا سرفراس He hid it (her) Onu sakladı 4 ا سررهراس Their frames, joints Bağları, yapıları أسر مهراس

They hid Sakladılar, gizlediler 4 وا سررراس Hide (imp, pl) Saklayın, gizleyin 4 وا سررراس They hid him Onu sakladılar 4 سرر وهراس Captives Esirler ى أسرراس

He made someone travel Yürüttü, seyahat ettirdi 4 ى سريراس

Established, based Kuruldu, tesis edildi 2 أسس ساس To establish, found, set up, base

Kurdu, bina etti 2 أسس ساس- ساسي

They were able Güç yetirdiler 10 وا وعططاعسا

Run (imp, pl), work Koşun 1 ا سعيوعسا

To make one angry, to provoke

Kızdırdı, öfkelendirdi 4 ا أسف فس- فسؤي

Grieved Üzgün فا أسفاس Grief Üzüntü فا أسفاس

Journeys, books Seferler, kitaplar ا سفرفارفارا -اسس

Our journeys Seferlerimiz ا سفرفارناس To result in; shine, spread light

Parladı, sonuçlandı, ağardı, açtı

يسفر -أسفر سفر 4

Lowest Alçak, en alçak فل سفلاس Lowest ones En alçaklar سفل نيفلاس

They made us angry Bizi kızdırdılar 4 اا أسففونس

My grief Vah, yazık فى أسفاس

To give water to drink Suladı, su verdi 4 قي سقيي -اسقسي

Page 58: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

53

Cause (imp) to fall Düşür 4 ط سقطقاس

To cause (imp) to fall Düşürdü 4 قط سقطط -اسقسي

We gave water Suladık, su verdik 4 ا سقينقياس

We gave water to you Size su verdik 4 اكم سقينقياس We gave water to you with it Size onunla su verdik 4 سقي وهاكمنقياس We gave water to them Onlara su verdik 4 م سقياهنقياس Settle (imp) Yerleş 1 كنس كناس

To settle Yerleştirdi 4 سكن كناس- نكسي

We settled Yerleştirdik 4 ا سكنكناس

We settled him Onu yerleştirdik 4 سكن اهكناس I settled Yerleştirdim 4 سكن تكناس

Settle (imp, pl) Yerleşin 1 و سكنكنااس Settle (imp, pl) them (fm) Onları iskan edin, yerleştirin 4 سكن نوهنكاس

Islam, safety, peace, surrender

Đslam, emniyet, barış سلم المسا Your (pl) Islam, your becoming Muslims

Sizin Đslamınız, Müslümanlığınız

اسالمكم سلم Their Islam, their becoming Muslims

Onların Đslamı, Müslümanlığı سلم همالمسا Weapons, arms Silahlar سلح اتحلاس Your (pl) weapons, arms Silahlarınız سلح كمتحلاس Their weapons, arms Onların silahları سلح مهتحلاس To do in the past Geçmişte yaptı 4 سلف لفاس- فلسي

She did in the past Geçmişte yaptı 4 سلف لفتاس

Your (pl) did in the past Geçmişte yaptınız 4 سلف ملفتاس Enter, follow, tie Yolundan git, bindir, bağla 1 سلك لكاس

Enter (imp) him, tie him Onu bağlayın 1 سلك لكوهاس Follow (imp, fm), enter Yolundan git (dş) 1 ى سلكلكاس Surrender (imp) Teslim ol 4 سلم ملاس

Page 59: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

54

That I surrender Benim teslim olmam 4 سلم ملاس

To surrender, submit, become Muslim

Teslim oldu, Müslüman oldu 4 سلم لماس- لسيم They (dual) submitted Teslim oldular (ikil) 4 ا سلملماس I submitted Teslim oldum 4 سلم تلماس You (pl) submitted Teslim oldunuz 4 ا سلممتلمس We submitted Teslim olduk 4 ا سلمنلماس They submitted Teslim oldular 4 وا سلملماس Submit (imp, pl), surrender Teslim olun 4 وا سلمملاس We caused to flow Akıttık 4 ا سيللناس

Name Đsim, ad مسو مساء - اماس

Names Đsimler اء مسوماس

His names Onun isimleri مسو هائماس Their names Onların isimleri مسو ماسهمائ Prophet Ishmael (pbuh) Đsmail يلاعمسا

I hear Đşitirim 1 مسع عماس

Hear (imp) Đşit 1 مسع عماس To make someone hear Đşittirdi 4 مسع عماس- عمسي

He made them hear Onlara işittirdi 4 مسع مهعماس Hear (imp, pl) Đşitin 1 وا مسععمسا

Hear (imp, pl) me Beni işitin 1 مسع ونعمسا

To nourish, feed Besledi 4 مسن نماس- نمسي

His name Đsmi مسو هماس Corrupted Bozulan نا أسنس

Worst En kötüsü ا سوأواس

Markets Çarşılar اقا سوقوس

Example, pattern Numune, örnek ة أسوواس

Page 60: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

55

Black Siyah, kara سود دواس To become black Karardı 9 سود دوسا - دوسي

She became black Karardı (dş) 9 سود تدوسا

Bracelet Bilezik ة سوروراس

I grieve Üzülürüm, acırım 1 ىا أسوس

To be sad, to grieve Üzüldü 1 أسو ياس- سياي

Captive Esir ريا أسرى -اسراس

I wish, will Dilerim 1 اء شيأاش

To point to, indicate Đşaret etti 4 شور اراش- ريشي

She pointed to Đşaret etti 4 شور تاراش

Separately, in scattered groups

Ayrı ayrı, parça parça, bölükler halinde

اشتاتا شتت To become strong, intensify Şiddetlendi, kuvvetlendi 8 شدد دتشا - دتشي

Intensified, became violent Şiddetlendi 8 شدد تدتشا

He bought him Onu satın aldı 8 شري اهرتشا

To buy Satın aldı 8 ري شريتشري -اتشي

They bought Satın aldılar 8 ا شريورتشا -اورتاش

To flame, burn, become white Alev aldı, parladı, tutuştu (ağardı)

يشتعل -اشتعل شعل 8

To complain Şikayet etti 8 شكو شكي اي - تكتشي

To contain, include Đçerdi, içinde bulundurdu 8 ل مشلمتشل -امتشي

Contained Đçerdi 8 مشل لتمتاش To desire, have appetite for Đstedi, arzu etti, canı çekti 8 هي شهوتشهي -اتشي

Desired Đstedi, arzuladı 8 شهو اتهتش

Jealous, niggardly Kıskanç, cimri ة شحححاش

Power, maturity, strength Güç, rüşt شدد داش

Stronger, more violent Daha şiddetli, en şiddetli شدد داش- داش- داش

Very hard, difficult, stern Çok çetin, katı, sert شدد اءاشد

Page 61: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

56

Strengthen (imp) Kuvvetlendir 1 شدد دداش

Your (pl) strong age Güçlü çağınız شدد كمداش His strong age Güçlü çağı شدد هداش Their (dual) strong age O ikisinin güçlü çağı ا شددمهداش Insolent Küstah أشر راش Evil? Şer mi, kötülük mü شرر راش Evil ones Kötüler, şerliler ار شررراش

Conditions Şartlar اط شرطراش Its (her) conditions Onun şartları ا شرطاطهراش Morning Kuşluk, sabah اق شرقرشا

To make one drink Đçirdi 4 شرب براش- ربشي

They were made to drink Đçirildi 4 وا شربرباش

Drink (imp, pl) Đçin (emir) 1 وا شرببرشا

Drink (imp, fm) Đç (emir, dş) 1 بي شربرشا

Expand (imp) Genişlet 1 شرح حرشا

To shine Parladı, aydınlandı 4 شرق قراش - رقشي

It (she) shone Parladı, aydınlandı 4 شرق قتراش

That I associate partners Benim ortak koşmam 4 شرك ركاش

I associate partners Ortak koşarım 4 شرك ركاش That I associate partners Benim ortak koşmam 4 شرك ركاش To associate partners to Allah Ortak koştu 4 شرك كراش - ركشي

You associated partners Ortak koştun 4 شرك كتراش You (pl) associated partners Ortak koştunuz 4 شرك مكتراش You (pl) associated partners to me

Bana ortak koştunuz 4 شرك ونمكتراش We associated partners Ortak koştuk 4 ا شرككنراش Make him a partner Onu ortak kıl 4 شرك ركهاش

Page 62: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

57

They associated partners Ortak koştular 4 كوا شركراش To act unjustly, excessively Adaletsizlik yaptı 4 ط شططط - اششي

Hair, wool (pl) Kıl, yapağı ار شعرعاش

Their hair, wool (pl) Onların kılları, yapağıları ا شعرارهعاش To inform, make one realize Bildirdi, şuuruna vardırdı شعر رعاش- رعشي

To become afraid Korktu 4 شفق فقاش - قفشي

You (pl) became afraid Korktunuz 4 شفق فقتماش They (fm) became afraid Korktular (dş) 4 شفق فقناش

More difficult Daha zor, daha çetin شقق قاش

I make it hard Zorlaştırırım 1 شقق قاش More wretched, unfortunate En şaki, bedbaht, azgın قا وشققى -اشاش

Most unfortunate of them En azgınları ا وشققاهاش That I give thanks Benim şükretmem 1 شكر كراش I give thanks Şükrederim 1 شكر كراش

Thank (imp), be thankful, be grateful

Şükret 1 شكر كراش

Give (imp, pl) thanks Şükredin 1 وا شكركراش

I complain Şikayet ederim 1 كو شكواش

To shrink, repel, be disgusted Ürktü, burkuldu, sıkıldı 8 مشز ئزمشا - زئمشي

Startled, repelled Ürktü 8 مشز تازماش To rejoice Sevindi 4 مشت تماش- تمشي

Witnesses Şahitler شهد ادهاش

I bear witness Ben şehadet ederim 1 شهد دهاش

I call witness Ben şahit tutarım 4 شهد هداش

Bear witness Şahit ol 1 شهد دهشا

To call witness Şahit tuttu 4 شهد دهاش - هدشي

I called witness Ben şahit tuttum 4 شهد تدهاش

Page 63: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

58

I called them witness Onları şahit tuttum 4 شهد مهتدهاش He witnessed them Onlara şahit oldu 4 شهد مهدهاش Did they witness Şahit oldular mı 1 وا شهدهداش Call witness (imp, pl) Şahit tutun 4 وا شهدهداش

Bear witness (imp, pl) Şahit olun 1 شهد دهشاوا

Months Aylar شهر رهاش

Things, belongings, property Eşya, şeyler اء شيئياش Their belongings Onların eşyaları شيئ ماءهياش Groups, parties, sects Gruplar, hizipler اع شيعياش

Your (pl) groups, parties, sects

Sizin hizipleriniz شيع كماعياش Their groups, parties, sects Onların hizipleri هم شيعاعياش To hit, strike, happen, befall Đsabet etti, başına geldi 4 صوب اباص - يبصي

It struck Đsabet etti 4 صوب تاباص It struck you (pl) Size isabet etti 4 ا صوبكمتابص It struck him Ona isabet etti 4 صوب هتاباص It struck them Onlara isabet etti 4 صوب مهتاباص Their fingers Onların parmakları صبع مهابعاص It struck you Sana isabet etti 4 صوب كاباص It struck you (pl) Size isabet etti 4 صوب كماباص It struck him Ona isabet etti 4 صوب هاباص It struck her Ona (dş) isabet etti 4 ا صوبهاباص It struck them Onlara isabet etti 4 صوب مهاباص Evenings Akşamlar الا أصلص

I incline Meylederim 1 صبو باص Dawn, morning Tan, sabah اح صبحبصا

It struck you (pl) Đsabet ettiniz, başına getirdiniz

اصبتم صوب 4

Page 64: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

59

To become, to come to morning

Oldu, sabahladı 1 صبح حباص- بحصي

It became Oldu 1 صبح تحباص You (pl) became Oldunuz 1 صبح متحباص They became Oldular 1 وا صبححباص Be patient (imp), endure, tolerate

Sabret 1 صرب برصا

How tolerant they are Ne kadar sabırlılar صرب مهرباص Be patient (imp, pl), endure, tolerate

Sabredin 1 وا صرببرصا We strike Đsabet ettirdik, başına getirdik 4 ا صوبنباص

We strike them Onlara isabet ettirdik, başına getirdik

اصبناهم صوب 4People, fellows, companions Arkadaşlar, halk, topluluk صحب ابحاص Their people, fellows, companions

Onların arkadaşları صحب ابهمحاص To issue, release, take away, declare

Çıktı, aldı, serbest bıraktı 4 صدر رداص- ردصي

Declare (imp) Đlan et, beyan et 1 صدع عدصا

More correct, truer Daha doğru صدق قداص

I give alms, charity Sadaka veririm 5 صدق قداص

Did you tell the truth Doğru söyledin mi 1 صدق قتداص Heavy burden Ağır yük أصر رصا - ارصا To insist Israr etti 4 صرر راص - رصي

Avert (imp), turn away, repel Uzaklaştır, sav 1 صرف رفصا

Their burden Onların yükü أصر مهرصا

They persisted Israr ettiler 4 وا صررراص

My burden Benim yüküm ري أصرصا To hunt Avlandı 8 صيد طادصا- طادصي

Hunt (imp, pl) Avlanın 8 وا صيدطادصا

Be patient (imp) Sabırlı ol 8 صرب طبرصا

To be patient, endure, tolerate

Sabretti 8 صرب ا رطبص- طبرصي

Page 65: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

60

To cry for help Yardım için bağırdı 8 صرخ خطرصا - طرخصي

He chose Seçti 8 طفا صفوصا

He chose you (fm) Seni (dş) seçti 8 صفو طفاكاص He chose him Onu seçti 8 صفو طفاهاص To choose Seçti 8 طفي صفوصا- ييطفص

I chose Seçtim 8 صفو تطفياص

I chose you Seni seçtim 8 صفو كتطفياص We chose Seçtik 8 ا صفونطفياص We chose him Onu seçtik 8 صفو اهنطفياص

To get warm Isındı 8 طلي صليصي -اطلصي

To develop, make, create, choose

Yaptı, yarattı, geliştirdi, seçti 8 صنع عطنصا- طنعصي

I prepared, chose Yetiştirdim, seçtim 8 صنع تعطنصا

I chose you Seni yetiştirdim 8 صنع كتعطناص To raise, elevate, lift up Yükseltti 4 صعد دعاص- دعصي

Smaller Daha küçük صغر رغاص

Chains, fetters Zincirler صفد فاداص He chose you (pl) Sizi seçti 4 صفو فاكماص

To choose Seçti, tercih etti 4 في صفوي -اصفصي

Overlook (imp), pardon Hoş gör 1 صفح فحصا

Overlook (imp, pl), pardon Hoş görün 1 وا صفحفحصا Root Kök ل أصلاص Descendants, offsprings Sulbler, zürriyetler صلب الباص Your descendants, offsprings Soyunuz, zürriyetiniz صلب البكماص Is your prayer Namazın mı صلو كالتاص Correction, rectification, set in order

Islah, düzeltme 4 صلح الحصا - االحصا

Its correction Onun ıslahı 4 ا صلحهالحصا

Page 66: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

61

Indeed I hang you (pl) Mutlaka sizi asarım 2 صلب كمنلباص

Correct (imp), improve Islah et 4 صلح حلاص

To correct, repair, improve, reform

Đyileştirdi, ıslah etti, düzeltti 4 صلح لحاص - حلصي

They (dual) corrected Islah ettiler (ikil) 4 ا صلحلحاص We corrected Islah ettik 4 ا صلحنلحاص They corrected Islah ettiler 4 وا صلحلحاص Correct (imp, pl), improve Islah edin 4 وا صلححلاص Its root Onun kökü ا أصللهاص

Is your prayer Namazın mı صلو كلواتاص Burn (imp, pl) in it, enter it (fire)

O ateşe girin 1 ا صليهلوصا To burn, to put into fire Ateşe soktu, yaktı 4 لي صليي -اصلصي

Deaf Sağır صمم ماص To make deaf Sağır etti 4 صمم ماص - مصي

He made them deaf Onları sağır etti 4 صمم مهماص Idols, false gods Putlar صنم امنا -اصامناص Your (pl) false gods Putlarınız صنم كمامناص Do (imp), make Yap, inşa et 1 ع صنعنصا

Sounds, voices Sesler صوت اتواص

Your voices Sesleriniz صوت كماتواص Their voices Onların sesleri صوت مهاتواص Wools Yünler اف صوفواص Their wools Onların yünleri ا صوفهافواص Roots Kökler ول أصلاص

Its roots Kökleri ا أصلهولاص I strike Đsabet ettiririm 4 صوب يباص

Evening Akşam يال أصلاص

Page 67: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

62

To illuminate, light Aydınlattı 4 اء ضوأيء -اضضي

Lighted Aydınlattı 4 ضوأ اء تاض

To lose Zayi etti, kaybetti 4 ضيع اعاض- يعضي

They lost Zayi ettiler, kaybettiler 4 وا ضيعاعاض

To make one laugh Güldürdü 4 ضحك كحاض- كحضي

Strike (imp), beat, give example

Vur, misal ver 1 ضرب ربضا Strike (imp, pl), give example Vurun, misal verin 1 و ضربربااض Strike (imp, pl) him, give him example

Onu dövün, ona vurun, misal verin

اضربوه ضرب 1Strike (imp, pl) them (fm), give example

Onları (dş) dövün, misal verin 1 ضرب نوهرباض To plead humbly Tazarru etti, yalvardı 5 ضرع عرضا- عرضي

He was compelled Zorda kaldı, mecbur oldu 8 ضرر طرضا

To compel Zorladı 8 ضرر طراض- طرضي

You (pl) were compelled Zorda kaldınız, mecbur oldunuz

اضطررتم ضرر 8

I compel him Onu zorlarım 8 ضرر هطراض

Double, manifold Kat kat افا ضعفعاض Weaker Daha zayıf ضعف فعاض

Mixed Karışık اث ضغثغاض Hatred Kin ان ضغنغاض Your (pl) hatred Kininiz ضغن كمانغاض Their hatred Kinleri ضغن مهانغاض More misguided, worse in error

Daha sapık ل ضللاض

I go astray Saparım 1 لا ضللض

He led him astray, left him in error

Hatada bıraktı, saptırdı 4 ل ضللل - اضضي

They (dual) led us astray Bizi saptırdılar (ikil) 4 ال ضللااضن You (pl) led astray Saptırdınız 4 ضلل مللتاض

They (fm, pl) led astray Saptırdılar (dş) 4 ضلل للناض

Page 68: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

63

He led us astray Bizi saptırdı 4 ا ضلللناض Indeed I lead them astray Mutlaka onları saptırırım 4 ضلل مهلناض

He led me astray Beni saptırdı 4 لني ضللاض

He led him astray Onu saptırdı 4 ضلل لهاض He led them astray Onları saptırdı 4 ضلل ملهاض They led astray Saptırdılar 4 لوا ضللاض

They led us astray Bizi saptırdılar 4 ا ضلللوناض Thrust, draw, enter Koy, bastır, çek 1 ضمم مماض I lose Zayi ederim, kaybederim 4 ضيع يعاض

To obey Đtaat etti 4 طوع اطاع - يعطي

They obeyed Đtaat ettiler 4 و طوعاطاع

They obeyed us Bize itaat ettiler 4 ا طوعوناطاع They obeyed him Ona itaat ettiler 4 طوع وهاطاع To be able to do, afford Gücü yetti 4 طوق اطاق- يقطي

Sides, ends Taraflar, kenarlar, uçları طرف افاطر

Its sides, ends Onun etrafı, kenarları ا طرفهافاطر Throw (imp, pl) Atın 1 و طرححطرا

Throw (imp, pl) him Onu atın 1 طرح وهحاطر He obeyed Đtaat etti 4 طوع اطع

Feeding, giving food Doyurma, yiyecek verme 4 طعم امطعا

You (pl) obeyed Đtaat ettiniz 4 م طوعتاطع

You (pl) obeyed them Onlara itaat ettiniz 4 طوع موهمتاطع To feed, give food Doyurdu, besledi 4 طعم ماطع- مطعي

He fed him Onu doyurdu 4 طعم هماطع He fed them Onları doyurdu 4 م طعمهماطع Feed (imp, pl) Doyurun 4 وا طعمماطع

Page 69: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

64

They (fm, pl) obeyed Đtaat ettiler (dş) 4 طوع ناطع

Obey (imp, fm, pl) Đtaat edin (dş) 4 طوع نعاط

We obeyed Đtaat ettik 4 ا طوعناطع They (fm) obeyed you (pl) Size itaat ettiler (dş) 4 طوع كمناطع To make someone to transgress, seduce

Azdırdı 4 ي -اطغي طغيطغي

More rebellious Daha azgın ى طغياطغ

I made one transgress Azdırdım 4 طغي تياطغ

I made him transgress Onu azdırdım 4 طغي ياطغهت To extinguish Söndürdü 4 ئوا -اطفا طفأطفي

Children Çocuklar اطفال طفل

He extinguished it Onu söndürdü 4 ا طفأاطفاه That I rise, look Benim yükselmem, bakmam 8 طلع اطلع I rise, look Ulaşırım, bakarım 8 طلع عاطل

To tell, explain Anlattı, açıkladı 4 طلع اطلع- عطلي

To understand, perceive, rise Bilgi edindi, anladı, yükseldi 8 طلع طلعا- عطلي

You understood Muttali oldun, anladın 8 طلع تطلعا

To be content, comforted, calm

Huzur buldu, mutmain oldu 12 ان طمنطما- نئطمي

You (pl) became content Mutmain oldunuz, güven buldunuz

ننتمااطم طمن 12They became content Tatmin oldular 12 و طمنانااطم Destroy (imp), deface, obliterate

Sil süpür 1 طمس سطما

I hope Ümit ederim 1 طمع عاطم

Cleaner Daha temiz طهر راطه

Clean (imp, pl) yourselves well

Tam temizlenin 5 و طهررطهاا

In stages Tavırdan tavıra ا طوراراطو To ascribe evil omen, get bad omen

Uğursuz saydı 5 طري رطيا - رطيي

We were made to have bad omen

Uğursuzluğa uğradık 5 ا طرينرطيا

Page 70: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

65

Obey (imp, pl) Đtaat edin 4 وا طوعيعاط

Obey (imp, pl) me Bana itaat edin 4 طوع ونيعاط

To give victory Zafer verdi 4 ظفر اظفر- رظفي

He gave you victory Size zafer verdi 4 ظفر كماظفر Darker, more cruel Daha zalim, daha karanlık ظلم اظلم

To become dark, victimize, torture

Karardı, zulmetti 4 ظلم اظلم- مظلي

I think, believe Zannederim, inanırım 1 ظنن اظن

I think you Seni zannederim 1 اظ ظننكن I think him Onu zannederim 1 ظنن هاظن To show, reveal to make appear

Açtı, açıkladı, bildirdi, gösterdi 4 ظهر راظه- ظهري

He showed it (him) Onu gösterdi 4 ظهر هراظه To return, to give back Geri getirdi, geri verdi 4 ا عوداع د- يدعي

To give shelter Sığındırdı 4 اذ عوذيذ -اععي

To help Yardım etti 4 ان عوناع- نيعي

Helped him Ona yardım etti 4 عون هاناع

That I worship Benim tapmam 1 عبد دباع I worship Taparım, kulluk ederim 1 عبد دباع Worship (imp) Tap, ibadet et 1 عبد دباع

Worship (imp) me Bana tap 1 نى عبددباع Worship (imp) him Ona tap 1 عبد هدباع Worship (imp, pl) Tapın 1 وا عبددباع

Worship (imp, pl) me Bana ibadet edin 1 عبد وندبوني - اعدباع

Worship (imp, pl) him Ona ibadet edin 1 عبد وهدباع To draw a lesson Đbret aldı 8 عرب ربتإع- برتعي

Draw (imp, pl) a lesson Đbret alın 8 وا عرببرتعا

To prepare Hazırladı 4 عتد دتاع- دتعي

Page 71: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

66

To count Saydı 8 عدد دتعا- دتعي

To transgress, exceed Aşırı gitti 8 دي عدوتعي -ادتعي

She prepared Hazırladı 4 عتد تدتاع

We prepared Hazırladık 4 ا عتدندتاع

They transgressed, exceeded Haddi aştılar, saldırdılar 8 و عدودتعاا

Attack (imp, pl) Saldırın 8 عدو واعدات He transgressed, exceeded, attacked

Haddi aştı, saldırdı 8 ى عدودتعا

We transgressed Haddi aştık 8 ا عدونيدتعا

To make excuses, apologize Özür diledi, mazeret gösterdi 8 عذر ذرتاع- رذتعي

He seized you Seni çarptı 8 عرو اعاكرت To seize, possess Çarptı 8 ري عروتري -اعتعي

To confess Đtiraf etti 8 عرف فرتاع- رفتعي

We confessed Đtiraf ettik 8 ا عرففنرتعا

They confessed Đtiraf ettiler 8 فوا عرفرتعا I keep myself away Uzak dururum 8 زلا عزلتع

To separate oneself, keep away

Terk etti, ayrıldı, uzak durdu 8 ل عزلزتعزل - اتعي

I separated myself Terk ettim, uzak durdum 8 عزل لتزتعا

You (pl) separated yourselves from them

Onları terk ettiniz 8 عزل موهملتزتاع I separate myself from you Sizi terk ederim 8 عزل زلكمتاع He left them Onları terk etti 8 عزل ملهزتاع Keep (imp, pl) yourselves away, leave

Uzak durun, terk edin 8 زلو عزلتعاا

They left you Sizi terk ettiler, bıraktılar 8 عزل زتاعلوكم Leave (imp, pl) me Beni terk edin, bırakın 8 عزل زلونتاع To grab, hold fast Yapıştı, tuttu 8 عصم مصتعا - مصتعي

They grabbed Sarıldılar, yapıştılar 8 و عصممصتعاا

Grab (imp, pl) Sarılın, yapışın 8 و عصممصتااع

Page 72: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

67

Drag (imp, pl) Sürükleyin 1 لو عتلتعا

Drag (imp, pl) him Onu sürükleyin 1 عتل لوهتاع To make umrah, visit Kaaba Umre yaptı 8 عمر رمتاع- رمتعي

To make it known, make it found

Bildirdi, buldurdu 4 عثر ثراع- رثعي

We made (it) known Haberdar ettik 4 ا عثرنثراع

Tree trunks Kütükler عجز ازجاع

To please, delight, appeal Hoşa gitti, cezbetti 4 عجب بجاع- جبعي

She pleased you (pl) Sizin hoşunuza gitti (dş) 4 عجب كمتبجاع It (he) pleased you Senin hoşuna gitti 4 عجب كبجاع It (he) pleased you (pl) Sizin hoşunuza gitti 4 عجب كمبجاع To frustrate, escape Aciz bıraktı, kaçtı 4 عجز زجاع- جزعي

Did I become frustrated Aciz mi oldum 4 عجز تزجاع To hasten, cause to hasten Acele ettirdi 4 ل جلعججل -اععي

Did you hasten Acele mi ettiniz 4 م عجلجلتاع He made you hasten Seni acele ettirdi 4 عجل لكجاع

Stranger, foreign Yabancı عجم يمجا -اعيمجاع Strangers, foreigners Yabancılar عجم نيمجاع

It was prepared Hazırlandı 4 عدد داع To prepare Hazırladı 4 عدد داع- دعي

Enemies Düşmanlar اء عدوداء -اعداع

Your (pl) enemies Sizin düşmanlarınız عدو كمائداع It was prepared Hazırlandı 4 عدد تداع

I act justly, be fair Adalet ederim 1 ل عدلداع

Be just (imp, pl), fair Adil olun 1 لو عدلدااع

They prepared Hazırlık yaptılar 4 و عدددااع Prepare (imp, pl) Hazırlık yapın 4 و عدددااع

Page 73: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

68

I punish, chastise, torment Azap ederim 2 عذب ذباع

Indeed I torment him Mutlaka ona azap ederim 2 عذب هنذباع I torment him Ona azap ederim 2 عذب هذباع I torment them Onlara azap ederim 2 عذب مهذباع Bedouins Bedeviler عرب ابراع

Desertion Yüz çevirme اضا عرضرعا

Their desertion Onların yüz çevirmesi عرض مهاضرعا Araf Heights A’raf عرف افراع

Lame Topal ج عرجراع

Desert (imp), leave, turn away

Yüz çevir, vazgeç 4 عرض رضاع

To desert, leave, turn away Yüz çevirdi 4 عرض ضراع - رضعي

You (pl) turned away Yüz çevirdiniz 4 عرض متضراع They turned away Yüz çevirdiler, vazgeçtiler 4 وا عرضضراع

Desert (imp, pl), leave, turn away

Yüz çevirin, vazgeçin 4 و عرضرضااع

More honorable, more powerful

Daha aziz, daha kıymetli 4 عزز زاع

To give honor, make honorable

Şeref verdi, aziz kıldı 4 عزز زاع- زعي

More honorable, more powerful

Daha şerefli, daha güçlü عزز ةزة -اعزاع

Whirlwind Kasırga عصر ارصعا I press wine Sıkarım (şarap) 1 عصر رصاع

I rebel Đsyan ederim, karşı gelirim 1 ي عصيصاع

They are given Onlara verilir 4 طو عطوااع

To give Verdi 4 طي عطوي - اعطعي

We gave Verdik 4 ا عطونطياع We gave you Sana verdik 4 عطو اكنطياع I admonish you, give you counsel

Sana öğüt veririm 1 وعظ اعظك

I admonish you (pl), give you counsel

Size öğüt veririm 1 وعظ ظكماع

Page 74: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

69

Greater, greatest Daha büyük, en büyük عظم ظماع

To glorify, exalt, extol, dignify, honor

Yüceltti, büyüttü 4 عظم ظماع- مظعي

Forgive (imp) Affet 1 عفو فاع

Forgive (imp) us Bizi affet 1 ا عفونع فاع Forgive (imp, pl) Affedin 1 فو عفوااع

Heels Ökçeler قاب عقباع

Your heels Ökçeleriniz عقب قابكماع Our heels Ökçelerimiz ا عقبقابناع To punish Cezalandırdı, karşılık verdi 4 عقب قباع- بقعي

He punished them Onları cezalandırdı 4 عقب مهقباع Mountains Dağlar الم علماع That I know Benim bilmem 1 علم لماع I know Bilirim 1 علم لماع

He who knows better, knows best

Daha iyi bilen, en iyi bilen 1 علم لماع

Know (imp) Bil 1 علم لمعا

Know (imp, pl) Bilin 1 وا علملمعا

To declare, announce, make public

Đlan etti, açığa vurdu 4 علن لناع- نلعي

I declared Đlan ettim 4 علن لنتاع

You declared Açığa vurdunuz 4 علن اعملنت Superior ones Üstün olanlar (çğ) ن علولواع

Highest Daha yüksek, üstün لى علواع

Deeds, works, activities Đşler, ameller, faaliyetler ال عملماال - اعماع

Your deeds, works Đşleriniz الكم عملمالكم اعمك اعالمماع Our deeds, works Đşlerimiz ا عملالنماع Their deeds, works Onların işleri, amelleri م عملالهمم -اعالهمهم اعالماع Your (pl) paternal uncles Amcalarınız عمم كمامماع

Page 75: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

70

That I do, perform Benim yapmam 1 ل عملماع I do, perform Yaparım, işlerim 1 ل عملماع

Do (imp), perform Yap, işle 1 ل عملمعا Do (imp, pl), perform Yapın, işleyin 1 لوا عملمعا Blind Kör, âmâ ى عميماع

Grapes, grapevines Üzümler اب عنبنا -اعابناع Necks Boyunlar عنق ناقاع Their necks Onların boyunları م نقاقهناع- هماقناع To put someone into hardship Sıkıntıya soktu, zorladı 4 عنت تناع- نتعي

It put you into hardship Sizi sıkıntıya soktu 4 عنت كمتناع In his presence? Onun katında mı عند هنداع I make covenant And veririm, ahit veririm 1 عهد دهاع

That I make covenant Benim ahitleşmem 1 عهد دهاع I take refuge Sığınırım 1 وذ عوذاع I make defective

Kusurlu yaparım, ayıplı yaparım

اعيب عيب 1

I make it (her) defective Onu kusurlu yaparım 1 ا عيبهيباع They are returned Đade edilirler 4 وا عوديداع

I make one to take refuge Ismarlarım, sığındırırım 1 يذ عوذاع

I make her to take refuge in you

Onu sana sığındırırım 1 ا عوذيذهاع Eyes Gözler عني نين - اعياع

Your (pl) eyes Gözleriniz كم عنينياع- نكمياع Our eyes Gözlerimiz ا عنيننياع Their eyes Onların (er) gözleri م عنيهنيم - اعهنياع- نهمياع Their (fm) eyes Onların (dş) gözleri عني نهنياع Help (imp, pl) me Bana yardım edin 1 وني عونيناع

To backbite Gıybet etti 8 غيب ابغتا- ابتغي

Page 76: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

71

He took a handful Avuçladı 8 غرف فرغتا

To wash oneself Yıkandı 8 ل غسلسغتسل -اتغي

Leave (imp, pl), go Ayrılın, gidin 1 وا غدواغد

To stir up, incite desire, rouse, kindle

Kışkırttı, tahrik etti, karıştırdı 4 ري -اغري غروغي

To drown Suda boğdu 4 غرق قاغر- رقغي

We drowned (them) Boğduk 4 ا غرققناغر

We drowned him Onu boğduk 4 غرق اهقناغر We drowned them Onları boğduk 4 غرق ماهقناغر They were drowned Boğuldular 4 اغرقوا غرق

He stirred up Karıştırdı 4 ي غرواغر We stirred up Karıştırdık 4 ا غرونياغر

Wash (imp, pl), wash yourselves

Yıkanın, yıkayın 1 غسلو غسلاا To cover Örttü, sardı 4 ي -اغشي غشوشغي

It was covered Kaplandı, örtüldü 4 غشو تياغش

We covered Kapladık 4 ا غشونياغش

We covered them Onları kapattık, örttük 4 غشو ماهنياغش Lower (imp) Alçalt, indir 1 غضض ضاغض

To make dark Kararttı 4 غطش اغطش- شطغي

Forgive (imp), pardon Bağışla 1 غفر رغفا Forgive us Bizi bağışla 1 ا غفرلن راغف

To make someone neglectful Gaflete düşürdü 4 ل -اغفل غفلفغي

We made neglectful Gafil bıraktık, alıkoyduk 4 ا غفلاغفلن

Fetters, shackles, yokes Kelepçeler, halkalar, bukağılar

اغالال -اغالل غلل

Indeed I will be victorious Mutlaka galip gelirim, yenerim 1 غلب نباغل

Be thick (imp), hard, harsh Kalın ol, sert ol 1 اغلظ غلظ

To close eyes on something, disdain

Gözünü yumdu, tenezzül etmedi

يغمض - اغمض غمض 4

Page 77: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

72

He made rich, availed, saved Zengin kıldı, ihtiyaçsız kıldı 4 ا غيناغن

He made them rich Onları zengin kıldı 4 غين ماهاغن She availed (fm) Fayda verdi (dş) 4 غين تاغن

I avail, save Fayda veririm, savarım 4 اغني غين To make rich, avail, save

Zenginleştirdi, kurtardı, fayda verdi

يغني -اغنى غين 4

Rich ones, those free from want

Zenginler اء غيناء -اغنياغني To cause someone to go astray

Azdırdı 4 وي - غوي ا غويغي

You have sent me astray Beni azdırdın 4 ني غويتياغو

We made go astray Azdırdık 4 ا غوينياغو

We made you (pl) go astray Sizi azdırdık 4 غوي اكمنياغو We made them go astray Onları azdırdık 4 غوي ماهنياغو Indeed I make them go astray Mutlaka onları azdırırım 4 غوي مهناغوي

Different than? Başka mı غري راغي Ugh, fie (word of contempt) Öf أفف اف

Hearts, breasts, bosoms Kalpler, sineler ة فأددة -افئدافئ Their breasts, hearts Onların kalpleri فأد مهتدم - افئهتدافئ He gave as spoil of war Ganimet verdi 4 افاء فيأ Did you take Edindiniz mi 8 أخذ مذتختا ا ف = مذتخافات Did he choose you Sizi seçti mi 4 فاكم صفوافاص فاكماص ا ف = To pour, proceed, return Aktı, akın etti, döndü 4 فيض افاض- يضفي

Horizons Ufuklar ا أفقفاق To regain consciousness, awake

Ayıldı, kendine geldi 4 فوق افاق - يقفي

That which fabricates libel Yalancı, iftiracı أفك افاك

Did he become sure Emin mi oldu 1 أمن ا ف =نافامنام Did you (pl) become sure Emin mi oldunuz 1 أمن م= ا فنتافاممتنام Did they become sure Emin mi oldular 1 أمن وا= ا فنواافامنام

Page 78: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

73

If? Eğer? ن= ا فنافاا Shall I inform you (pl) Size haber vereyim mi 2 نبأ ئكم= ا فبئكم افانبان You? Sen mi ا ف =افانت انت You (pl)? Siz mi ا ف =مافانت مانت Vain, untrue? Bâtılı mı بطل ل= ا فاطل افبالباطب الب Our torment? Azabımızı mı عذب ا= ا فذابنا افبعذابنب ع Favors? Nimeti mi نعم ا ف =ةمافبنع ةمب نع This? Bunu mu هذأ ذا= ا فذا افبهب ه Do you (pl) believe Đnanır mısınız 4 منأ ون= ا فنمؤون افتنمؤت Do you (pl) come Gider misiniz 1 أيت اافتون= ا فت وناتت To give legal opinion, decree, ruling

Fetva verdi, hüküm verdi 4 ي -افتي فيتفتي

Do you (pl) take Onu edinir misiniz 8 أخذ ا ف =هذونختافت هذونختت Open (imp) Aç 1 فتح حفتا

She paid as ransom Feda etti, fidye verdi 8 فدي تدافت

They paid ransom, sacrificed Feda ettiler, fidye verdiler 8 ا فديودفتا

He paid ransom, sacrificed Feda etti, fidye verdi 8 ى فديدفتا

Libel, fabrication, slander Đftira, uydurma 8 اء فريرافت He fabricated it, invented it Onu uydurdu 8 فري اهرفتا

To fabricate, invent, slander, forge

Đftira etti, uydurdu 8 ى فريرفتري - افتي

I fabricated, forged Ben uydurdum 8 فري تيرافت

I fabricated it, forged it Onu ben uydurdum 8 ا فريهتيرفت We fabricated, forged Biz uydurduk 8 ا فرينيرافت Do you hope Ümit eder misiniz 1 طمع ون= ا فعطمون افتعطمت Do you worship Kulluk eder misiniz 1 عبد ون= ا فدبعون افتدبعت Do you doubt him Ondan şüphe mi edersiniz 3 مري ا ف =هونارمافت هونارمت Give (imp) us legal decree, opinion

Bize fetva ver, çözüm bildir 4 ا فيتنافت

Page 79: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

74

Do you destroy us Bizi helak eder misin 4 هلك ا= ا فكنلهافت كنلهت Give (imp, pl) me legal decree, opinion

Bana fetva verin 4 وني فيتافت

Did he assume Zannetti mi 1 حسب ا ف =سبافح سبح Did you (pl) assume Zannettiniz mi 1 حسب م= ا فتسبم افحتسبح The decree? Hükmü mü حكم ا ف =كمافح كمح Did you see Gördün mü 1 رأي =تءيافر ا ف تءير Did you (pl) see Gördünüz mü 1 رأي م= ا فتءيم افرتءير Pour down (imp) Boşalt, dök, yağdır 4 افرغ فرغ

That I pour down Boşaltayım, dökeyim 4 افرغ فرغ

To pour down, empty Döktü, yağdırdı, boşalttı 4 غ فرغفرغ -افري

Separate (imp) Ayır 1 فرق قافر

Magic? Sihir mi سحر رافسح Make (imp, pl) room Genişleyin 1 وا فسححفسا

To spoil, corrupt Đfsad etti, bozdu 4 فسد دافس - فسدي

They spoilt it Onu ifsad ettiler, bozdular 4 و فسدداافسه More eloquent Daha fasih, güzel konuşan فصح حافص

He poured, went rapidly Döküldü, hızla gitti 4 فيض افض

Sexual intercourse Cinsi temas 4 اى فضوافض

To go into each other Kaynaştı, karıştı, katıldı, geçti 4 ي - افضي فيضفضي

You (pl) went into Yayıldınız, daldınız 4 فيض متافض

Did it seem long (prolonged) Uzadı mı 1 طال طول افطال = ا ف Did you disobey Đsyan mı ettin 1 عصي تيصع ا ف = تيصافع Do (imp) Yap 1 ل فعلفعا

Do (imp, pl) Yapın 1 لوا فعلفعا

Did We get tired Yorulduk mu 1 ا عيييينا= افعيينع ا ف Different than? Başka mı غري ريافغ =ا ف رغي

Page 80: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

75

Horizon Ufuk ا - افق أفقفاق

He was turned away Çevrildi 1 أفك كاف

Libel, lie Yalan, uydurma, iftira أفك فكا - فكاا To forge, fabricate, invent, make turn away

Đftira etti, uydurdu, geri çevirdi 1 أفك افك - ايكف

Always? Her ne zaman mı اافكلم =ا ا فكلم Your (pl) libel Sizin iftiranız أفك مفكههم -افكا To set, disappear Battı, kayboldu, yok oldu 1 افل أفل - لايف

Is it not Değil mi افال = ال ا ف It (she) set, disappeared Battı 1 أفل افلت

To succeed, be successful, be saved

Başardı, kurtuldu 4 فلح افلح - حفلي

Did it not Olmadı mı افلم = ا ف لم Those which set, disappear Batanlar ا أفلنيلف

What Ne اا= افمم ا ف Who Kim نافم =نم ا ف From? -den mi = نافمنم ا ف

Branches Dallar فنن انافن

Do we make Kılar mıyız 1 ل = جعلعجافن ا فلنعج Do we strike Vurur muyuz 1 ضرب ربضافن ا ف =ربضن Are they Onlar mı مافه مه ا ف = Groups, crowds, multitudes Bölükler, gruplar اج فوجافو

In groups, crowds, multitudes Bölük bölük ا فوجاجافو Mouths Ağızlar فوه اه أفو

Your (pl) mouths Ağızlarınız فوه كماهافو Their mouths Onların ağızları فوه هماهافو That I succeed Benim başarmam 1 فوز افوز

I entrust, commit Ismarlarım, bırakırım 2 فوض ضافو

Page 81: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

76

Is there in it Đçinde mi, var mı يي = افا ف Pour (imp, pl), hasten Akın edin 4 و فيضيضااف

Performance Kılma, kılınma قام قوما To perform, to make stand Yaptı, kıldı, ayağa kaldırdı 4 قوم اقام - يمقي

Your settlement Đkametiniz, oturmanız قوم كمتقاما

He performed it Onu kıldı 4 قوم هاقام They performed, held upright Kıldılar, doğru tuttular 4 وا قوماقام

Words, sayings Sözler, laflar اقاويل قول

To bury, put in a tomb Gömdü, kabre koydu 4 قرب راقب- قبري

He buried him Onu kabre koydu 4 ا قربهرقب

Turn (imp) towards Yüzünü dön 4 اقبل قبل

To approach, draw near, turn towards

Yüzünü döndü, yöneldi 4 ل قبلقبل -اقبي

She turned towards Yüzünü döndü (dş) 4 لت قبلاقب

We turned towards Yöneldik 4 ا قبللناقب

They turned towards Yöneldiler 4 لوا قبلاقب

To take fire/light Ateş aldı 8 قبس سبقتا- بسقتي

Its time was appointed Vakti belirlendi 2 وقت تاقت

To fight, kill each other Savaştı, birbirini öldürdü 8 ل قتلتقتل -اتقتي

They fought, killed each other Savaştılar, birbirini öldürdüler 8 لوا قتلتقتا

To attempt, make an attempt Atıldı, aştı, kendini attı 8 قحم محقتا - محقتي

To follow, imitate, copy Uydu, taklit etti 8 دي قدوقتي -ادقتي

Follow him Ona uy 8 قدو اهدقت

Come (imp) near Yaklaş 8 قرب ربقتا

To draw near, come near, approach

Yaklaştı 8 قرب برقتا - ربقتي

It (she) approached Yaklaştı 8 قرب تبراقت To commit a sin, earn Günah işledi, kazandı 8 قرف فرقتا- رفقتي

Page 82: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

77

You (pl) earned Kazandınız 8 م قرففترقتا

You (pl) earned them Onları kazandınız 8 ا قرفوهمفتراقت That I kill Öldüreyim 1 ل قتلاقت

Did you kill Öldürdün mü 1 قتل لتاقت I kill you Seni öldürürüm 1 قتل لكاقت

Indeed I kill you Mutlaka seni öldürürüm 1 قتل كلناقت Kill (imp, pl) Öldürün 1 لو قتلااقت

Kill (imp, pl) him Onu öldürün 1 قتل لوهاقت Kill (imp, pl) them Onları öldürün 1 قتل ملوهاقت Feet Ayaklar قدم اماقد

Your (pl) feet Ayaklarınız دمق كماماقد Our feet Ayaklarımız ا قدمناما -اقدناماقد Former ones, old ones, ancient ones

Eskiler ون قدمماقد

Put (imp, fm) him, throw him Onu koy, bırak قذف يهفقذا

To confirm, affirm Đkrar etti, kabul etti 4 قرر اقر- رقي

Read (imp, pl) Okuyun 1 وا قرأؤقرا

Read (imp) Oku 1 قرأ قراا To make one read Okuttu 4 ا قرأاقر- قرئي

Closer Daha yakın قرب باقر- باقر

Most close ones of them Onların en yakınları قرب مهباقر Close relative Yakın akrabalar ون قربباقر - بنياقر

You have ratified Kabul ettiniz, ikrar ettiniz 4 قرر متراقر

We confirmed Kabul ettik, ikrar ettik 4 ا قررنراقر

To lend, advance a loan Ödünç verdi, borç verdi 4 قرض ضاقر- قرضي

You (pl) lent Borç verdiniz 4 قرض متضاقر

They lent Borç verdiler 4 وا قرضضاقر

Page 83: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

78

Lend (imp, pl) Borç verin 4 وا قرضاقرض

Is it close Yakın mı قرب اقريب More just, fairer Adil, daha adil ط قسطاقس To be just, act justly, deal fairly

Adil oldu 4 ط قسطقسط - اقسي

Be (imp, pl) just, fair Adaletli olun 4 اقسطوا قسط

I swear Yemin ederim, kasem ederim 4 قسم اقسم

To swear by, to take an oath Yemin etti 4 قسم ماقس- قسمي

You (pl) swore Yemin ettiniz 4 قسم ماقستم

They swore Yemin ettiler 4 وا قسمماقس

To shiver, tremble Ürperdi, titredi قشعر رعقشا- رعقشي

Be moderate (imp) Ölçülü ol 1 قصد دقصا

To give up, cease Bıraktı, son verdi 4 قصر راقص- رقصي

Tell (imp), relate Anlat 1 ص قصصاقص

Remotest, furthest Öbür ucu, uzak, en uzak ى قصواقص Decree (imp), decide Đcra et 1 قض قضيا

Decree (imp, pl), decide Hükmünüzü uygulayın 1 و قضيااقض

Sides, zones, regions, limits Uçlar, bucaklar, sınırlar اقطار قطر

Its boundaries, limits Onun sınırları ا قطراقطاره Indeed I cut Mutlaka keserim 2 قطع ناقطع

Cut (imp, pl) Kesin 1 و قطعقطعاا Indeed I sit Mutlaka otururum 1 ن قعدداقع

Sit (imp, pl) Oturun 1 و قعددااقع

Locks Kilitler اقفال قفل Its (their) locks Onun (onların) kilitleri ا قفلاقفاله That I say Benim demem 1 اقل قول Less Daha az اقل - اقل قلل

Page 84: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

79

To carry Taşıdı 4 ل - اقل قللقي

Pens Kalemler قلم اقالم Their pens Onların kalemleri قلم مهاقالم They carried Taşıdılar 4 قلل اقلت

To withhold, stop Tuttu, durdu 4 قلع اقلع- عقلي

Withhold (imp, fm) Tut 4 قلع ىعاقل

Establish, set, make stand Kıl, çevir, dosdoğru yap 4 قوم ماق

You established Kıldın 4 قوم تاقم

You (pl) established Kıldınız 4 قوم متاقم

They (fm, pl) established Kıldılar (dş) 4 قوم نماق

To satisfy, suffice Yetti, ikna etti 4 قني -اقني قيني

Be obedient (imp, fm) Gönülden bağlan 1 ي قنتتاقن

It sufficed Yetti 4 ى قيناقن Forces, strengths

Kuvvetler, kuvvet alacak şeyler

اقوات قوت

Her forces Onun kuvvetleri ا قوتهاتاقو That I say Benim demem 1 اقول قول I say Derim, söylerim 1 اقول قول

More correct, more upright Daha doğru, en doğru قوم ماقو- ماقو

Establish (imp, pl) Dosdoğru kılın, ayağa kaldırın 4 وا قوميماق

I become Olurum 1 كون اك

Great ones, leaders Büyükler, ileri gelenler كرب اكابر

I will almost do it Neredeyse yapacağım 1 كود اكاد

Devourers, eaters Çok yiyenler اكالون أكل

Did it become Oldu mu 1 اكان كون Greater, greatest Daha büyük, en büyük كرب راكب

To glorify, praise Yüceltti 4 كرب راكب- كبري

Page 85: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

80

They (fm) glorified him Onu büyüttüler, büyüklüğünü anladılar

اكبرنه كرب 4

To take by measure Ölçerek aldı 8 ال كيلكتال -اكتي

They took by measure Ölçtüler 8 الو كيلااكت

Write (imp) Yaz (emir) 1 كتب باكت

Write (imp)us Bizi yaz 1 ا كتبنباكت Write (imp, pl) it (him) Onu yazın 1 كتب وهباكت To have something written Yazdırdı 8 كتب بتكتا- بتكتي

He had them written Onları yazdırdı 1 ا كتبهبتكتا

To earn, gain Đktisap etti, kazandı 8 كسب بسكتا- سبكتي

She earned, gained Đktisap etti, kazandı 8 بكس تبسكتا They (fm, pl) earned, gained Đktisap ettiler, kazandılar (dş) 8 كسب نبسكتا They earned, gained Đktisap ettiler, kazandılar 8 و كسببسااكت Much, many, more, most Çok, daha çok, en çok كثر اكثر- اكثر

To increase, become more Çoğaldı, çoğalttı 4 كثر اكثر- ركثي

You lengthened, increased Çoğalttın, ileri gittin 4 كثر تاكثر

Most of you (pl) Çoğunuz كثر كماكثر- كماكثر

Most of them Onların çoğu م كثرهم -اكثرهم -اكثراكثره They lengthened, increased Çoğalttılar, ileri gittiler 4 وا كثراكثر

To be niggardly, miserly Cimrilik yaptı 4 ي -اكدي كديكدي

Did you (pl) deny Yalanladınız mı 2 م كذبتاكذب Honor, glory Đkram, cömertlik, yücelik ام كرمكرا

Compulsion, forcing Zorlama كره اهكرا Their (fm, pl) compulsion Onların (dş) zorlanması كره هناهكرا Most honorable

En cömert, en kerim, en şerefli

اكرم كرم

To honor, revere, glorify, give blessing

Đkram etti, şereflendirdi 4 كرم ماكر - يكرم

Your (pl) most honorable one En şerefliniz كرم كمماكر

Page 86: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

81

He honored me, gave me blessing

Bana ikram etti 4 ن كرمماكر

He honored him, gave him blessing

Ona ikram etti 4 كرم هماكر Honor (imp, fm), give blessing Değer ver, ikram et (dş) 4 ي كرماكرم

He was compelled Zorlandı 4 كره اكره

To compel, force Zorladı 4 كره هاكر- كرهي

You compelled Zorladın 4 كره تهاكر

You compelled us Bizi zorladın 4 ا كرهنتهاكر Clothe (imp, pl) them Onları giydirin 1 وكس موهاكس

Remove, get rid of Aç, kaldır, gider 1 كشف فكشا

Your infidels? Sizin kafirleriniz mi كم كفراكفار That I disbelieve Benim inkar etmem 1 كفر اكفر

I disbelieve, reject, show ingratitude

Nankörlük ederim, inkar ederim

اكفر كفر 1

Reject (imp), disbelieve Đnkar et, inanma 1 كفر اكفر

Did you disbelieve Đnkar mı ettin 1 كفر تاكفر Did you (pl) disbelieve Đnkar mı ettiniz 1 م كفرتاكفر Indeed I cover, forgive, wipe out

Mutlaka örterim 2 ن كفراكفر

How disbelieving Ne kadar inkarcı كفر هاكفر

Reject (imp, pl), disbelieve Đnkar edin 1 و كفرااكفر

To entrust, ward, leave Kefil etti, bıraktı 4 ل -اكفل كفلكفي

Leave it (her) to me Onu bana bırak 4 ا كفللنيهاكف

Fruits, food Yemiş اكل أكل

To eat Yedi 1 اكل أكل - كلاي

They (dual) ate Yediler (ikil) 1 اكال أكل Eating Yeme, yiyiş 1 اكال أكل

That I speak, talk Benim konuşmam 2 كلم اكلم I speak, talk Konuşurum 2 كلم اكلم

Page 87: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

82

He ate it Onu yedi 1 أكل اكله Its (his) fruits, crops Onun yenilmesi, yemişleri أكل اكله

Its (her) fruits, crops Onun yenilmesi, yemişleri ا أكلا -اكلهاكله Their eating Onların yenmesi أكل هماكل

They ate Yediler 1 ااكلو أكل

Those who eat Yiyenler لون ا أكلا -كينلك

Sheaths, clusters Tomurcuklar, kabuklar, salkımlar

اكمام كمم

Its sheaths, clusters Onun salkımları ا كممهاماكم To perfect, complete Tamamladı, mükemmel kıldı 4 ل كملل - اكمكمي

I perfected Kemale erdirdim 4 كمل لتاكم

Blind by birth Doğuştan kör كمه هاكم That I become Olurum, benim olmam 1 كون اكن

To conceal, keep secret, hide Sakladı, gizledi 4 كنن اكن - نكي

Shelters, covers Barınaklar, örtüler انا كنناكن

Shelters, covers Örtüler ة كننناك

You concealed, hid Sakladınız, içinizde tuttunuz 4 كنن منتاكن

Cups, goblets Kadehler, bardaklar كوب اباكو

That I become Benim olmam 1 اكون كون

Indeed I become Mutlaka olurum 1 كون نأكون

I plot, plan Düzen kurarım 1 كيد يداك

Indeed I plot Mutlaka düzen kurarım 1 ن كيديداك

Family, relatives, followers, people

Aile, akrabalar, insanlar, ümmet

لا -ل ا -ل ا أول

Be aware (imp, pl) Dikkat edin اال

Kinship, relation Akrabalık ألل الا But, except -den başka, hariç الا

To stop Geri durdu 1 اال ألو- لواي

Page 88: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

83

For not Olmaması için ان ال اال =

If not Olmazsa الن ال اا = Except Allah Allah'tan başka الالله ا

Gifts, bounties, benefits Nimetler الءا -الء ا ألو Thousands Binlerce ا ألفالف

Now Şimdi ناال أن To soften Yumuşattı 4 االن لني- نيلي

Now? Şimdi mi ناالن= ء الا أن Understanding, reason Anlayış, akıl اب لببالب

To lessen Azalttı 1 ألت الت- ايتل

To tangle, entangle, roll up Dolaştı 8 لفف فلتا- فلتي

They entangled Birbirine dolaştı 8 لفف فتلتا

To look back Arkaya baktı 8 لفت فتلتا- تفلتي

They (dual) met Karşılaştılar (ikil) 8 ا لقيقتلتا

To pick up, lift, gather Aldı, kaldırdı, topladı 8 قط لقطلتط -اقلتي

He picked it (him) up Onu aldı 8 لقط قطهالت He swallowed Yuttu 8 لقم قمالت He swallowed it (him) Onu yuttu 8 لقم هقمالت To meet, to come together Karşılaştı, buluştu, birleşti 8 قي لقيلتي -اقلتي

You (pl) met Karşılaştınız 8 لقي متقيلتا

To search, petition, request Aradı, istedi 8 ملس سمالت- سملتي

Search (imp, pl) Arayın 8 وا ملسسملتا We diminished Eksilttik 1 ا ألتنالت

We diminished them Onları eksilttik 1 ألت ماهنالت Which, who (fm or plural)

Ki o (dş), ki onlar (akılsız çoğul)

التي

Wrongdoing, deviation from right

Haktan sapma, ilhad 4 حلد ادلحا

Page 89: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

84

Imploringly, pleadingly, entreatingly

Israrla isteyerek, yüzsüzlükle افا حلفلحا To deviate, refer, distort Saptı, bozdu 4 حلد دالح - دلحي

To join, annex Kavuşturdu, birleştirdi, kattı 4 حلق قالح- قلحي

You (pl) joined Kattınız 4 م حلققتالح

We joined Kattık 4 ا حلققنالح Join (imp) me Beni kat 4 قني حلقالح

Most rigid, most violent En sert لدد الد Two males? Đki erkek mi نا ذكرين = ء الذكريلذكر That who, that which Ki o (er) يالذ

Those who, those which Ki onlar (er) ينالذ Those who (dual) Ki onlar (ikil) نالذي To your lord? Rabbine mi ربب كبرال To bind, tie Yapıştırdı, birleştirdi, bağladı 4 لزم مالز - لزمي

We bound, tied Bağladık 4 ا لزمنمالز

We bound him Onu bağladık 4 لزم اهنمالز

He bound them Onları bağladı 4 لزم مهمالز Are you not Değil misin ليس تا لس = تالس

Am I not Değil miyim ليس تا لس =تالس

Languages, tongues Diller, lisanlar لسن ةالسن Your languages Dilleriniz لسن كمتالسن- كمتالسن

Their languages Onların dilleri لسن مهتالسن- مهتهم -السنتالسن Curse (imp) them Onlara lanet et 1 م لعنهنلعا Babble( imp, pl), make noise

Boş şeyler konuşun, gürültü edin

الغوا لغو 1He made friendship, joined

Yakınlaştırdı, birleştirdi, bağladı

الف ألف 2

Thousand Bin (sayı) ألف الف - الفا -الف

To bring together, bind, unite Birleştirdi, yaklaştırdı ألف الف - الفي

Page 90: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

85

Dense, which goes into one another

Birbirine dolaşmış, sarmaş dolaş

فافا ال لفف To find Buldu 4 ي -الفي لفولفي

You brought together Birleştirdin 2 ألف الفت They found Buldular 4 ا لفوالفو

He found Buldu 4 الفى لفو They (dual) found Buldular (ikil) 4 ا لفوالفي

Two thousand Đki bin نال ألففي We found Bulduk 4 ا لفونالفي

Throw (imp), cast At, bırak 4 الق لقي

He threw Attı 4 القا لقي

Nicknames, call names Lakaplar القاب لقب He threw it (him) Onu attı 4 لقي القاه He threw it (her) Onu (dş) attı 4 اال لقيقاه She threw Attı (dş) 4 لقي القت

Throw (imp) it (him) Onu at 4 لقي هالق Throw (imp) it (her) Onu at 4 ا لقيهالق They threw Attılar 4 ا لقيالقو

Throw (imp, pl) Atın 4 القوا لقي

They were thrown Atıldılar 4 القوا لقي They threw Attılar 4 ا لقيألقو- االقو Throw (imp, pl) it (him) Onu atın 4 لقي القوه Throw (imp) At (emir) 4 ي لقيالق

It was thrown Atıldı 4 لقي يالق To throw, cast Attı, yerleştirdi 4 ي - القى لقيلقي

Throw (imp, dual) Atın (ikil) 4 ا لقييالق

Throw (imp, dual) it (him) Onu atın (ikil) 4 لقي اهيالق

Page 91: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

86

I threw Attım 4 لقي تالقي We threw Attık 4 ا لقينالقي

Throw (imp) it Onu at 4 لقي يهالق Your (pl)? Sizin mi الكم ا لكم = Those who (fm, pl) Ki onlar (dş) ياللائ

Al-lat, name of false deity Lat, put adı اللات Those who (fm, pl) Ki onlar (dş) يالالت

Those who (dual) Ki onlar (ikil) اللذان

Allah Allah الله

O Allah! Ey Allah’ım! مالله

To suffer pain Acı çekti 1 أمل مال- ايلم

Did it not Olmadı mı ا لم = الم Did you not see Görmedin mi? 1 رأي رت ا لم = رت الم Did he not do Yapmadı mı 1 ل جعلعجي ل= ا لمعجي الم Will it not Olmayacak mı الن ا لن = That it will not Olmayacağını mı الن ان لن = We made soft Yumuşattık 1 ا ألنالن

God, deity Đlah أله لهة ا - اهل

It (he) diverted Oyaladı, alıkoydu 4 ا هلياله It (he) diverted you (pl) Sizi oyaladı 4 هلي اكماله To divert, distract Oyaladı, alıkoydu 4 لهي - الهي هليي

False gods Đlahlar ة ا ألههةا -لهل

Your false gods Senin ilahların ا ألهكتهل Your (pl) false gods Sizin ilahlarınız ا أله كمتهكما - لتهل Our false gods Bizim ilahlarımız ا ألهها لناا -تنتهل Their false gods Onların ilahları ا أله مهتههما -لتهل

Page 92: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

87

My false gods Benim ilahlarım ىا ألهتهل Your deity, god Senin ilahın أله كلها- لهكا Your (pl) deity, god Sizin ilahınız أله كملها - كملها To inspire Đlham etti 4 هلم ماله - لهمي

Their? Onlar için mi ماله ما له = He inspired it (her) Ona ilham etti 4 ا هلمهماله Our deity, god Bizim ilahımız ا ألهنلها His deity, god Onun ilahı أله هلها Two gods Đki ilah ن لهأيلها That if Ki eğer الو ان لو = Tablets, plates Levhalar اح لوحالو Colors Renkler ان لونالو

Your (pl) colors Renkleriniz لون انكمالو His colors Onun renkleri لون هانالو Her colors Onun renkleri اال لونهانو Thousands Binlerce ألف الوف

Towards, to -a doğru لىا

To me Bana ليا

To swear Yemin etti 4 ي -لي ا ألولؤي

Ilyas (Elias) (pbuh) Đlyas (AS) اسليا

Ilyas (Elias) (pbuh) Đlyas (AS) نياسليا

Is it not Değil mi ليس ساليسا لي = Prophet Elisha (pbuh) Elyesa (AS) عسالي

To you Sana (er) كليا To you (fm) Sana (dş) كليا To you (pl) Size كمليا

Page 93: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

88

To you (dual) Siz ikinize اكمليا

Painful, grievous Elim, acıklı, elemli أمل ميا -اليمال To us Bize انليا

To him Ona (er) هليا To her Ona (dş) اهليا

To them Onlara همليا To them (fm) Onlara (dş) هنليا

Today Bugün يوم موالي Or, else Yoksa, veya ام

Mother Anne أمم ام - اتهام

Mother Anne أمم ام- ام- ام- ام

To seek, turn to, come Aradı, yöneldi, geldi أمم ام- مؤي

As for -e göre, -e gelince اام

Either … or Eğer, ne … ne de.. اما

Your (pl) maid-servants Cariyeleriniz أمو كمائما

To kill Öldürdü 4 موت اتام - يتمي

He killed him Onu öldürdü 4 موت هاتام Or what Yoksa ne اذاام

That which orders Emreden ة أمرارام

Front Önünde, önü أمم امام

Leader, book, road Önder, kitap, yol ام أممما - اامما His front, in front of him Önünde أمم هامام Their leaders Önderleri أمم همامما Entrusted things Emanetler أمن اتانام

Your (pl) entrusted things Emanetleriniz أمن كماتانام Their entrusted things Onların emanetleri أمن هماتانام

Page 94: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

89

Entrusted thing Emanet ة أمنانات - امانام

His entrusted thing Onun emaneti أمن هتانام Vain desires, delusions Kuruntular مين انيام- انيام

Your (pl) vain desires, delusions

Kuruntularınız مين كمانيام Their vain desires, delusions Onların kuruntuları مين مهانيام Maid-servant Cariye ة أموام

Nation, people, time Topluluk, ümmet, zaman ة أممام- مام

Uneven, height Tümsek ا أمتتام To be apart, aside Ayrıldı 8 ميز ازتما - ازتمي

Be apart (imp, pl), aside Ayrılın, çekilin 8 وا ميزازتما

To examine, test Đmtihan etti, sınadı 8 حمن نحتما- نحتني

Examine them (fm) Onları (dş) imtihan edin 8 ن حمنوهنحتما

To doubt, dispute Şüphe etti, çekişti 8 ري مريتمري -اتمي

Your baggage Eşyalarınız, mallarınız متع كمتعتام

I grant you (provision for divorce)

Size boşanma bedeli vereyim 2 متع كنعتام

I grant provision Onu faydalandırırım 2 متع هعتام

Your community Sizin ümmetiniz أمم كمتام You (fm) became full Doldun (dş) 1 ل مألتماات

You killed us Bizi öldürdün 4 ا موتنتام

Examples, likes Misaller, örnekler ثال مثلام Your examples, those like you

Sizin misaliniz ثالكم مثلثالكما -امم Her examples, those like her, them

Onun, onların misali ا مثلثالها -امهثالام Their examples, those like them

Onların misali, benzerleri م مثلثالهام

Best of them En akıllıları مثل مثلهام

To help Yardım etti 4 مدد دام- دمي

Distance Mesafe, uzaklık, süre, mesafe مدد ددا -امام

Page 95: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

90

We reinforced you (pl) Size imkan verdik 4 اكم مددنددام We reinforced them Onlara imkan verdik 4 م مدداهنددام

He reinforced you (pl) Size imdat etti, verdi 4 كم ددمدام

Order (imp) Emret 1 ا أمررم

Most bitter En acı مرر رام

Matter, affair, order Đş, konu, emir أمر رور -امام

To order Emretti 1 أمر رام - ايرم

Man, person Kişi مرأ ؤرمرئ -اام

Woman, wife Kadın, karı ئة مرأرما- اترام

Two women Đki kadın مرأ انئترن -اميرئتما Your wife Senin karın مرأ كئترام His wife Onun karısı مرأ هئترام - هئترام My wife Benim karım ي مرأئترام Man, person Kişi, adam ا مرأرما

Issue, affair Đş, konu را أمرما

Two women Đki kadın ني مرأائترام Woman, wife Kadın, karı اة مرأرماء -انس

You ordered Emrettin 1 أمر ترام

I ordered Emrettim 1 أمر ترام

You were ordered Emrolundun 1 أمر ترام

I was ordered Emrolundum 1 أمر ترام

I ordered you Sana emrettim 1 أمر كترام You ordered me Bana emrettin 1 ني أمرترام You ordered them Onlara emrettin 1 أمر مهترام He ordered you (pl) Size emretti 1 أمر كمرام Your (pl) affair, order Sizin işiniz, emriniz أمر ركمكم -امركم -امرام

Page 96: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

91

He ordered us Bize emretti 1 ا أمرنرام We ordered Emrettik 1 ا أمرنرام We were ordered Emrolunduk 1 ا أمرنرام

Our matter, affair, order Đşimiz, emrimiz ا أمرنرر -اما اما - ننرام

Indeed I order them Mutlaka onlara emrederim 1 ا أمر مهنرم

He ordered him Ona emretti 1 أمر هرام I order him Onu emrederim 1 ا أمرهرم

His order, his affair Onun emri, işi أمر هرام- رهام Her order, affair Onun (dş) emri, işi ا أمرهرا - امرهام He ordered them Onlara emretti 1 أمر مهرام Their affairs, orders Onların işleri, emirleri م أمرهرام- مهرم -امرهام They ordered Emrettiler 1 وا أمررام

They were ordered Emrolundular 1 وا أمررام Those who order Emredenler ونا أمررم

My matter, affair Đşim ري أمرام

Yesterday Dün أمس سس - امام

Keeping, retaining, holding, grasping

Tutma, yakalama 4 مسك اكسما To reach evening Akşamladı 4 سي مسوسي -اممي

Wipe (imp, pl) Mesh edin 1 و مسححسماا

Hold (imp) Tut 4 مسك سكام

To keep, retain, hold, grasp Tuttu, durdurdu 4 مسك كسام- سكمي

You (pl) held Tuttunuz 4 مسك مكتسام

They (fm, pl) held Tuttular (dş) 4 مسك كنسام He held them (dual) O ikisini tuttu 4 ا مسكمكهسام Hold (imp, pl) them (fm, pl) Onları (dş) tutun 4 مسك نسكوهام

Mixed Karışık اج مشجشام

Page 97: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

92

Walk (imp, pl) Yürüyün 1 وا مشيشام Pass (imp, pl) Geçin 1 وا مضيضام

I go, pass Geçerim 1 مضي يضام

Rain (imp) Yağdır 4 مطر رطام

To rain Yağdırdı 4 مطر طرام- رطمي

It was rained Yağmura tutuldu 4 مطر ترطام

We rained, showered Yağdırdık 4 ا مطرنطرام

Intestines Bağırsaklar اء معيعام Their intestines Onların bağırsakları معي ماءهعام Your mother Annen أمم كام

Your (fm) mother Annen (dş) أمم كام- كام

Wait (imp, pl), stay Durun, bekleyin 1 كثوا مكثام

He gave opportunity Đmkan verdi 4 مكن كنام

Hope Ümit 1 ل أملال - امام

To hope Ümit etti, umdu 1 ل أملام - لايم

To dictate, have something written

Yazdırdı 4 ل مللل - اممي

Poverty Fakirlik 4 الق ملقما Indeed I fill Doldururum 4 ألن مألام

I have Malikim 1 ملك كلام

He caused delusions Boş emellere düşürdü 4 لى ملوام

I give respite Mühlet veririm 4 ي ملولام

I gave respite Mühlet verdim 4 ملو تليام

Nations, peoples Ümmetler, milletler, topluluklar

امما -امم أمم

Or who Yoksa kim ن ا منم Safety, security Emniyet أمن نام

I believe, I trust Güvenirim, inanırım 4 ا أمننم

Page 98: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

93

Believe (imp) Đman et 4 ا أمننم

To believe, to make safe, give safety

Đman etti, inandı, emin kıldı 4 ا أمن نم - نمؤي

To be safe, to trust Emniyette oldu, güvendi 1 أمن نام - اي نم

We believed Đman ettik 4 اا أمننم Safety, peace Emniyet, barış, güvenlik نا أمنام

In safety Emniyet içinde 1 ناا أمنم

To discharge Attı 4 ني مينني -اممي

Safety, security Emniyet, güvenlik ة أمننام

I trusted Güvendim 1 أمن نتام

She believed Đman etti (dş) 4 ا أمنتنم I believed Đman ettim 4 ا أمننتم

In safety Emniyet içinde ةا أمننم

I trusted you (pl) Size güvendim 1 أمن كمنتام You (pl) became sure Emin oldunuz 1 أمن منتام

You (pl) believed Đman ettiniz 4 ا أمنمنتم

I trust you (pl) Size güvenirim 4 ا أمنكمنم Distribute (imp), give Dağıt, ver 1 منن ننام

He made them safe Onları emin kıldı 4 ما أمنهنم They believed Đman ettiler 4 واا أمننم Believe (imp, pl) Đman edin 4 واا أمننم

Those who are safe Emin olanlar, emniyet içinde olanlar

منونا أمن

His desire Temennisi, kuruntusu مين هتنيام

Those who are safe Emin olanlar, emniyet içinde olanlar

مننيا أمن

Indeed I give them false desires

Mutlaka onlara kuruntu veririm

امنينهم مين 2His mother Annesi أمم هام- هام - هام Her mother Annesi (dş) ا أممهام

Page 99: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

94

Mothers Anneler أمم اتهام

Your (pl) mothers Anneleriniz أمم كماتهام - كماتهام Their mothers Onların anneleri أمم مهاتههم -اماتهام To give respite Süre verdi, mühlet verdi 4 ل مهلههل -اممي

Give (imp) respite Onlara mühlet ver 4 مهل مهلهام

Dead ones Ölüler موت ام اتا - واتوام Wealths, properties Mallar, zenginlikler ال مولواال - اموام Your (pl) wealths, properties Mallarınız مول كمالوالكم - اموالكم- اموام Our wealths, properties Mallarımız ا مولالنوا - امنالوام Their wealths, properties Onların malları مول مالهوهم -امالوم - امالهوام I die Ölürüm 1 موت وتام

Matters, things, orders Đşler, emirler أمر ورام

Illiterate Okuma bilmeyen أمم يام

I kill Öldürürüm 4 موت يتام

Trustworthy, safe, secure Emin, güvenilir أمن نيام

Illiterate ones Okuma bilmeyenler أمم نيام Those who come Gelenler ا أممنيم Illiterate ones Okuma bilmeyenler ون أمميام - نييم

To, that, so that ki, --ması için ان

If, not Şayet, eğer, değil نا Boiling water Kaynar su ا أينن That ki, --ması için ان Indeed, surely Mutlaka, gerçekten نا

That, for Olması, olduğu ان - ان

Not --- except -den başka değil لا…انا

Do we believe Đman eder miyiz 4 ا أمننمؤن نمؤا ن =

Page 100: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

95

I Ben اان

That we Ki biz اان Indeed we Şüphesiz biz انا Parts, hours Saatler, vakitler اء ا أيناءا -نن To repent, to turn to Tevbe etti, döndü, yöneldi 4 نوب ابان- نيبي

They repented, turned to Yöneldiler 4 وا نوبابان

Female, females Dişi, dişiler اث أنثناثا -انا

Human, humans Đnsanlar أنس اسان- ياسان

Human, humans Đnsanlar أنس ياسان Animals Yaratıklar ام أمنان Fingers, finger-tips Parmak uçları ل منلامان

Its preparation (of food) Hazırlanması أين اهنا Its time to come, to draw near Zamanı geldi اني أين - نياي

I inform you (pl) Size haber veririm 4 نبأ ئكمبان

Inform (imp) them Onlara haber ver 4 نبأ مانبئه

Inform (imp, pl) me Bana haber verin 4 انبئوني نبأ

To inform Haber verdi 4 نبأ ببئ - اانني

Information, news Haberler اء نبأا -انباؤانب

Your news Sizin haberleriniz نبأ اانبكمئ Her news Onun haberleri نبأ ااانبهئ He informed you Sana haber verdi 4 نبأ اانبك He informed them Onlara haber verdi 4 نبأ باانمه To make grow Büyüttü 4 نبت تبان - بتني

She made grow Büyüttü (dş) 4 نبت تتانب

He made you (pl) grow Sizi büyüttü 4 نبت كمتانب We made grow Bitirdik, büyüttük 4 ا نبتنتانب

Page 101: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

96

He made her grow Onu büyüttü 4 ا نبتهتانب To make flow, gush Aktı, akıttı, fışkırdı 7 جبس سجبنا- جسبني

It (she) gushed Fışkırdı 7 جبس تسجنبا

Throw back Geriye at, fırlat 1 نبذ نبذا

Their being sent forth Gönderilmeleri 7 بعث ماثهنبعا

To come forth Öne atıldı 7 ث بعثعبنث -اعبني

To be proper, appropriate Uygun oldu, yaraştı 7 غي بغيبني -اغبني

We turned to Yöneldik 4 ا نوبنبان

Prophets Peygamberler اء نبأبيان

You (singular, ms) Sen (er) تان

You (singular, fm) Sen (dş) تان

To withdraw Çekildi, geri çekildi 8 ذ نبذبتنبذ -اتني

She withdrew Çekildi, uzaklaştı 8 نبذ ذتبنتا

To disperse, scatter Saçıldı, dağıldı 8 نثر ثرتنا- نيرثت

Dispersed, scattered Saçıldı, dağıldı 8 نثر تثرانت To disperse Yayıldı 8 نشر رشتنا- رشتني

Disperse (imp, pl) Dağılın, yayılın 8 وا نشررشنتا

Help (imp) Yardım et 8 نصر رصنتا

To help, triumph Yardım etti, zafer kazandı, intikam aldı

ينتصر -انتصر نصر 8

They triumphed Zafer kazandılar 8 و نصررصنتاا Watch (imp), look, wait Bekle, gözet 8 نظر رظنتا

To watch, look, wait Bekledi, gözetti 8 نظر ظرتنا- رظتني

Watch (imp, pl), look, wait Gözetleyin, bekleyin 8 وا نظررظنتا

Revenge Đntikam 8 نقم قامتنا To revenge, take revenge Đntikam aldı 8 نقم قمتنا- مقتني

We revenged Đntikam aldık 8 ا نقمنقمنتا

Page 102: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

97

You (pl) Siz (er) متان You (dual) Siz ikiniz (ikil) اانمت

They desisted, ceased Son verdiler, kaçındılar 8 ي اوهتنوا -اهنتا To desist, cease Son verdi, kaçındı 8 ي ىهتنهي -اتني

Female Dişi ثى أنثاث -اننا

Two females Đki dişi ن أنثيانثي

He saved you (pl) Sizi kurtardı 4 جنو اجناكم He saved us Bizi kurtardı 4 ا جنواجنان He saved him Onu kurtardı 4 جنو اهجان He saved them Onları kurtardı 4 جنو ماجناه To save, rescue Kurtardı 4 ى جنوججي - انني

You saved us Sen bizi kurtardın 4 جنو تااجنين

Gospel Đncil يلجنا

We saved Kurtardık 4 ا جنوناجني

We saved you (pl) Sizi kurtardık 4 جنو اكمناجني We saved him Onu kurtardık 4 جنو ناهيجان We saved them Onları kurtardık 4 جنو ماهناجني Sacrifice (imp) Kurban kes 1 حنر رحنا We? Biz mi حنن نحا ن = نحان Partners, equals Eşler, ortaklar, denkler ادا ندددان Do we call, pray Çağırır mıyız, dua eder miyiz 1 وا دعوعدوا = ا نعدان Warn (imp) Uyar 4 نذر رانذ

He was warned, admonished Uyarıldı 4 نذر رانذ

To warn, admonish Đkaz etti, uyardı 4 نذر ذران - رذني

You warned, admonished Uyardın 4 نذر تذران I warned, admonished Uyardım 4 نذر تانذر

Page 103: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

98

I warned you (pl) Sizi uyardım 4 نذر كمتانذر You warned them Onları uyardın 4 م نذرهتذران That I warn you (pl) Siz uyarmam için 4 نذر كمرانذ We warned you (pl) Sizi uyardık 4 نذر اكمنانذر He warned them Onları uyardı 4 نذر مهانذر Warn (imp) them Onları uyar 4 نذر مهرانذ Warn (imp, pl) Uyarın 4 وا نذررانذ

Be warned (imp, pl) Uyarılın 4 وا نذررانذ

To get intoxicated Aklı giderildi, sarhoş oldu 4 نزف فزان - زفني

Send down, reveal (imp) Đndir 4 زل نزلان

Revealed, sent down Đndirildi, vahyedildi 4 زل نزلان To send down, reveal Đndirdi, açıkladı 4 ل نزلززل - انني

You revealed, sent down Đndirdin 4 نزل لتانز

I revealed, sent down Đndirdim 4 نزل لتانز Revealed, sent down Đndirildi 4 نزل انزلت You (pl) sent it down Siz onu indirdiniz 4 نزل زانوهملت I sent it down to you (pl) Size onu indirdim 4 نزل وهملتزان We revealed, sent down Đndirdik 4 ا نزللنانز We revealed it, sent down Onu biz indirdik 4 نزل اهلنانز We revealed it, sent down Onu biz indirdik 4 نزل اهلنزاان Send to me Bana indir 4 انزلنى نزل He sent it down Onu indirdi 4 نزل لهانز Human Đnsan أنس نسا

To see, sense, perceive Gördü, hissetti, anladı 4 ا أنس سن- نسؤي

Kinships, generations Nesebler, soylar نسب ابانس

Human Đnsan ان أنسسنا

Page 104: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

99

He made me forget it Onu bana unutturdu 4 نسي انيهسان

He had it forgotten Onu unutturdu 4 نسي اهسان

He made them forget it Onlara unutturdu 4 نسي ماهانس To make forget Unutturdu 4 سي نسيسي -انني

I saw, sensed, perceived Gördüm, hissettim 4 ا أنستسن

You (pl) saw, sensed Gördünüz, hissettiniz 4 ا أنسمتسن Do we prostrate Secde eder miyiz 1 سجد دجسان =دجسا ن To pass, detach Sıyrıldı, geçti, çıktı 7 سلخ لخسنا- خلسني

They made you (pl) forget Size unutturdular 4 كم نسيوانس Man, human being Đnsan ا أنسنسيا

To build, create, make grow Yarattı, inşa etti, büyüttü 4 نشأ شئ - اانشني

Building, creation Üretme, yaratma اء نشأنشا You (pl) built, created Yarattınız 4 نشأ اانشمت He created you (pl) Sizi yarattı 4 نشأ اانشكم We created Yarattık 4 نشأ ااانشن

We created him Onu yarattık 4 نشأ اانشاهن We created them (fm) Onları (dş) yarattık 4 نشأ اانشناهن He created her Onu yarattı 4 نشأ شااانه To raise, resurrect Diriltti, kaldırdı 4 نشر رشان- رشني

We resurrected Dirilttik 4 ا نشرنرانش

He resurrected him Onu diriltti 4 نشر هرانش

To raise, bring it together Kaldırdı, birleştirdi 4 نشر زشان- زشني

Be raised (imp, pl) Kalkın 1 وا نشرزشان

To split Yardı, yarıldı, ayırdı 7 شقق قشنا - قشني

She split Yarıldı 7 شقق قتنشا

Erected stones Dikili taşlar نصب ابانص

Page 105: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

100

Helpers Yardımcılar نصر ارا - انصارانص

My helpers Yardımcılarım اري نصرانص Work (imp), toil, rise Doğrul, giriş, uğraş, işe koyul 1 نصب بنصا

To be silent, keep quite Sustu, sessiz oldu 4 نصت تصان- تصني

Be silent (imp, pl) Sessiz olun 4 وا نصتتصان That I give advice Benim nasihat etmem 1 نصح حانص I give advice, advise Nasihat ederim 1 نصح حانص

Help (imp) Yardım et 1 نصر رصان

To turn away, go away, depart

Döndü, ayrıldı, gitti 7 صرف فرصنا- رفصني

They departed Savuştular 7 فوا صرفرصنا

Help (imp) us Bize yardım et 1 ا نصرنرصان Help (imp) me Bana yardım et 1 نى نصررانص Help (imp, pl) Yardım edin 1 وا نصررانص

Do we feed Yedirir miyiz 1 طعم مطعا ن = مطعان To make speak Konuşturdu 4 نطق طقان - قطني

Has made us speak Bizi konuşturdu 4 ا نطقانطقن To leave, to set out Gitti, ayrıldı, yola çıktı 7 طلق طلقنا- قطلني

They (dual) set out Yola çıktılar (ikil) 7 طلقا طلقنا You (pl) set out Yola çıktınız 7 طلق مانطلقت Go (imp, pl), set out, leave Gidin, fırlayın 7 قوا طلقنطلا

They set out Yola çıktılar 7 انطلقوا طلق Let me look, watch Bakayım 1 نظر ظران Look, watch, wait Bak, bekle 1 نظر ظران

To give respite Süre verdi 4 نظر ظران- رظني

Look (imp) at us Bize bak 1 ظ نظرا اننر

Give me respite Bana süre ver 4 ني نظررانظ

Page 106: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

101

Look, wait (imp, pl) Bakın, bekleyin 1 و نظرظراان Look (imp, pl) at us Bize bakın 1 ا نظرونانظر Cattle Hayvanlar, sığırlar نعم امعا -انامعان

Your cattle Hayvanlarınız نعم عان كمكم -امامعان

Their cattle Onların hayvanları نعم مهامعان Favors Nimetler م نعمعان

To give favor Nimet verdi 4 نعم معان - معني

You gave favor Nimet verdin 4 نعم تمعان I gave favor Nimet verdim 4 نعم تمعان

We gave favor Nimet verdik 4 ا نعمنمعان His favors Onun nimetleri نعم همعان He gave favor to her Ona nimet verdi 4 ا نعمهمعان To shake Salladı 4 نغض ضغان- ضغني

Nose Burun أنف فان Just now Az önce, demin نفاا أنف

Spending Đnfak, harcama 4 نفاق نفقا

Spoils, booty (of war) Harp ganimetleri فال نفلان To gushed forth Yarıldı, fışkırdı 4 فجر رفجنا - فجرني

Gushed forth Fışkırdı 4 فجر ترنفجا

I breathe, blow Üflerim 1 نفخ انفخ

Blow (imp, pl) Üfleyin, körükleyin 1 وا نفخانفخ

Go beyond (imp, pl) Geçin gidin 1 انفذوا نفذ

Go forth (imp, pl) Sefere çıkın 1 وا نفررنفا

Persons, selves Kişiler, canlar, kendileri نفس فسان Yourselves Kendiniz كم نفسفسفسكم-انان- فسكمان Ourselves Kendimiz ا نفسنا -انفسانفسن

Page 107: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

102

Themselves Kendileri م نفسهفسم - انهفسفسهم -انان Themselves (fm, pl) Kendileri (dş) نفس انفسهن

Breaking Kopma 7 فصم امصنفا To break Koptu, kırıldı 7 فصم مفصنا - مفصني

To disperse Dağıldı 7 فضض فضنا- فضني

They dispersed Akın ettiler 7 وا فضضانفض To cleave asunder Yarıldı, açıldı 7 فطر فطرنا - رفطني

Is cleft asunder Yarıldı, çatladı 7 فطر تانفطر To spend, give Harcadı, infak etti 4 نفق فقان - قفني

You spent Sarf ettin, infak ettin 4 نفق انفقت You (pl) spent Đnfak ettiniz 4 نفق مانفقت They spent Đnfak ettiler 4 انفقوا نفق

Spend, give (imp, pl) Đnfak edin, harcayın 4 قو نفقاانف

To split, open, turn Yarıldı, açıldı, döndü, dönüştü 7 فلق فلقنا- قفلني

To save, rescue Kurtardı 4 قذ نقذذ -انقني

He saved you (pl) Sizi kurtardı 4 نقذ انقذكم Decrease (imp), lessen Eksilt, noksanlaştır 1 نقص انقص

Galled, weighed down heavily Ağırlığı çöktü, çatırdattı 4 نقض قضان- ضقني

To collapse Yıkıldı 7 قضض قضنا- قضني

To turn, turn back Döndü, geri döndü 7 قلب قلبنا - بقلني

You (pl) turned back Döndünüz 7 قلب متنقلبا

They turned back Döndüler 7 و لبقنقلباا

That you Ki sen كان

Indeed you Muhakkak sen كنا

Indeed you (fm) Muhakkak sen (dş) كنا

Breaking Bozarak كاثا نكثان

Page 108: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

103

Fetters Bukağılar انكاال نكل

To marry Nikahladı 4 نكح كحان- حكني

I marry you to Sana nikah edeyim 4 نكح كحكان

Marry (imp, pl) Nikah edin 4 وا نكححكان

Marry (imp, pl) them (fm) Onları (dş) nikahlayın 4 نكح نوهحكان To fall, lose the luster Düştü, söndü, bulanıklaştı 7 كدر ركدنا - ركدني

To fall, lose luster Döküldü, bulanıklaştı 7 كدر ترنكدا

Harshest, abominable En çirkin نكر انكر

To deny Đnkâr etti 4 نكر كران - ركني

That you (pl) Ki siz كمان

Indeed you (pl) Muhakkak siz كمنا

Do we compel you to it Sizi ona zorlar mıyız 4 ا لزموهكملزما= ا نوهكملزمان So that Ki امان

Indeed, only Ancak, yalnız امنا

Indeed that Şüphesiz o امنا ان ما =

So that we Ki biz انان

Indeed we Muhakkak biz اننا

Indeed I Muhakkak ben نينا

So that he Ki o هان

Indeed he Muhakkak o (er) هنا

Forbid (imp), prohibit Yasakla 1 ي هان

So that she Ki o (dş) اهان

Indeed she Şüphesiz o (dş) اهنا Rivers Nehirler ر ارها -انارهان

I forbade you Sizi men ettim 1 ي اكمهان

I forbade you (dual) Đkinizi men ettim 1 ي اكمهان

Page 109: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

104

So that they Ki onlar مهان

Indeed they Muhakkak onlar مهنا

That the two Ki o ikisi امهان Indeed the two of them Muhakkak o ikisi اامهن

Indeed they (fm) Muhakkak onlar (dş) نهنا

How, from where, why Nereden, nasıl, niçin ىان So that I Ki ben يان

Indeed I Şüphesiz ben ينا I turn, face Yönelirim, dönerim 4 نوب انيب

Turn (imp, pl) face Dönün, yönelin 4 وا نوبانيب

Vessels, cups Kaplar, kadehler أين ةاني Boiling Kaynayan ا أينةني

Are these Bunlar mı الءؤالء= اهؤا ه Is this Bu mu ذاذا = ا هاه Like this? Böyle mi اهكذا = ا هكذا To humiliate Aşağıladı 4 ان هوناه- هنيي

He humiliated me Beni alçalttı 4 ن هوناناه

That I give, bestow Benim vermem 1 وهب باه

Go gown (imp), descend Đn 1 بط هبطها

Go gown (imp, dual) descend Đnin (ikil) 1 بطا هبطها

Go gown (imp, pl) Đnin 1 بطوا هبطها

They found the right way Doğru yolu buldular 8 و هديدتهاا

To find the right way Doğru yolu buldu 8 ى هديدتهي - ادتهي

I found the right way Doğru yolu buldum 8 هدي تيدتها

You(pl)found the right way Doğru yolu buldunuz 8 هدي متيدتاه Stirred Sarstı 8 هزز زتها

Page 110: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

105

It (she) stirred Titreşti, sarsıldı 8 هزز تزتها

Leave (imp) Uzaklaştır, def et هجر رجاه

Leave (imp) me Beni bırak 1 نى هجررجاه Leave them alone Onları bırak 1 هجر مهرجاه Leave them (fm) alone Onları (dş) yalnız bırakın 1 هجر نوهرجاه

I guide you Sana yol göstereyim 1 هدي كداه

That I guide you (pl) Size yol göstereyim 1 هدي كمداه

Guide (imp) us Bizi ilet 1 ا هديندها Guide (imp, pl) them Onları iletin 1 هدي موهداه Better guided Daha doğru yolda ى هديداه

That I guide you Sana yol göstereyim 1 هدي كيداه That I guide you (pl) Size yol göstereyim 1 هدي يكمداه

Is this? Bu mu ذاذا= اها ه I beat down leaves Silkelerim ششه شاه

Like this? Böyle mi كذاكذا= اها ه People, relatives, community Đnsanlar, akrabalar, ehil ل أهلاه

On which a name is invoked, consecrated

Adına kesildi 4 ل هللاه To slaughter in one’s name Adına kesti 4 ل هللهل - اهي

Crescents Hilaller هلل لةأه

Your people, family Senin ehlin, ailen أهل كلاه- لكاه To destroy Helak etti, yok etti 4 هلك لكاه - كلهي

I destroyed Helak ettim 4 هلك لكتاه

She destroyed him Onu helak etti (dş) 4 هلك اههلكت

You destroyed them Sen onları helak ettin 4 هلك مهلكتاه Your (pl) people, family Aileleriniz أهل كملاه We destroyed Helak ettik 4 ا هلكلكناه

Page 111: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

106

We destroyed it (her) Onu helak ettik 4 ا هلكاهلكناه

We destroyed them Onları helak ettik 4 هلك ماهلكناه He destroyed me Beni helak etti 4 هلك لكنياه They were destroyed Helak edildiler 4 كوا هلكلاه

Our people Ehlimiz ا أهللنا -اهنلاه

His people Onun ehli أهل لهاه- لهاه - هلاه

Her people Onun (dş) ehli ا أهلهلا -اهلها -اههلاه

Their people Onların ehli, akrabaları أهل هملاه Their (fm) people Onların (dş) ehli أهل هنلاه

Our people Ehlimiz, ailelerimiz ا أهللوناه

My people Benim ailem, ehlim ي أهللاه

Your (pl) people Ehliniz, aileleriniz أهل يكملاه Their people Onların ehli, akrabaları أهل يهملاه Are they Onlar mı ماه It worried them Onları kaygıya düşürdü 4 مهم مهتماه

Desires Hevalar, arzular اء هويواه

Your desires Sizin hevalarınız اءكم هويواه Their desires Onların hevaları م هوياءهوهم -اهائواه To throw down, destroy Yıktı, devirdi 4 وي هويوي - اههي

Easier Daha kolay ن هونواه

Or Veya او

And not? Ve değil mi او = ا و That which turns (to Allah), repents

Yönelen أوب اباو

Those who turn (to Allah), repent

Yönelenler أوب ابنياو

I bury, cover Örterim, gömerim 3 وري ارياو

He gave you (pl) shelter Sizi barındırdı, sığındırdı 4 ا أوياكمو

Page 112: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

107

Tender hearted, merciful Yanık, içli, yumuşak kalpli, çok ah eden

أواه أوه

To give refuge Sığındırdı, sığınma sağladı 4 وي -وي ا أويؤي

To take refuge Sığındı 1 اوي أوي- وياي

He praised Tesbih etti 2 أوب باو

Wools, hairs Tüyler, kıllar ار وبرباو Their wools Onların yünleri ا وبرارهباو

Sing (imp), praise Tesbih edin, çınlayın 2 بي أوباو

Was given Verildi 4 أيت اوت

Pegs, spikes, stakes Direkler, kazıklar ادا وتدتاو

They were given Onlara verildi 4 وا أيتاوت It was given to them (they were given it)

Onlara o verildi 4 أيت وهاوت Was given Verildi 4 أيت ياوت

She was given Verildi (dş) 4 أيت تياوت

You were given Sana verildi 4 أيت يتاوت You (pl) were given Size verildi 4 أيت ميتاوت

He (it) was given to me (I was given him)

O bana verildi 4 أيت هيتاوت

Indeed I am given Mutlaka bana verilir 4 أيت نياوت

We were given Bize verildi 4 ا أيتيناوت

Idols, false gods Putlar وثن ثانا -اوثاناو

To bind, tie Bağladı 4 وثق ثقاو- قوثي

To fear, dread Korktu, çekindi 4 وجس سجاو - وجسي

To agitate, to prick, make run Koşturdu 4 وجف فجاو- وجفي

You made run Koşturdunuz 4 وجف مفتجاو Was revealed Vahyolundu 4 وحي ياوح

To reveal, inspire Vahyetti, ilham etti 4 ى وحيحي -اووحي

I revealed Vahyettim 4 وحي تيحاو

Page 113: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

108

We revealed Vahyettik 4 ا وحينيحاو

Valleys Vadiler ة ودييداو

Their valleys Onların vadileri ودي همتيداو They were made to suffer Eziyet edildiler 4 ااوذو أذي

Was made to suffer Eziyet edildi 4 أذي ياوذ

We were made to suffer Bize eziyet edildi 4 ا أذييناوذ To kindle, ignite Tutuşturdu, yaktı 4 ري وريوري -اوي

To cause to inherit Mirasçı kıldı 4 ث ورثرورث -اوي

You (pl) were made to inherit Varis kılındınız 4 ورث ماورثت

You (pl) were made to inherit it

Ona varis kılındınız 4 ا ورثوهماورثت He made you inherit Sizi varis kıldı 4 ورث ثكمراو We made inherit Mirasçı kıldık 4 ا ورثثنراو

We made inherit it Ona mirasçı kıldık 4 ا ورثاهثنراو They were made to inherit Varis kılındılar 4 اورثوا ورث

To lead Önünde gitti, götürdü 4 ورد دراو - وردي

He led them Önlerinden gitti 4 ورد مهدراو

Burdens Yükler وزر ارزاو- ارزااو Her burdens Onun yükleri ا وزرهارزاو Their burdens Onların yükleri وزر مهارزاو Guide (imp) Sevk et 4 وزع زعاو To bestow guidance, help Sevketti, yöneltti 4 وزع عزاو- وزعي

Guide (imp) me Beni sevk et 4 ني وزعزعاو

Medium, average Orta, mutedil ط وسطساو

Most moderate of them Ortaları, mutedilleri وسط مطهساو He recommended me Bana tavsiye etti 4 اني وصيصاو

To recommend Tavsiye etti 4 صي وصيي -اووصي

Page 114: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

109

To try to do, be active Gayret etti 4 وضع ضاو ع- عوضي

They tried Gayret ettiler 4 وا وضععضاو To hide, conceal Sakladı, yığdı 4 عي وعيي -اووعي

Or did you wonder Şaşırdınız mı 1 م عجبتجبعم= اوتجبع ا و To threaten Tehdit etti 4 وعد دعاو- دوعي

Did you give advice Nasihat ettin mi 1 وعظ ظتعا و = ظتعاو To keep Sakladı, yığdı 4 ى وعيعاو Their baggage, belongings Yükleri, eşyaları وعي همتيعاو

Measure exactly Tam ölç 4 ويف فاو

That I fulfill Yerine getireyim 4 ويف اوف

To rush, hasten Koştu 4 وفض فضاو- ضوفي

Perform measurement exactly, fulfill (imp, pl)

Ölçüyü tam yapın, yerine getirin

اوفوا ويف 4

Performed, fulfilled Ödedi, yerine getirdi 4 فى ويفاو

I perform, fulfill Ben yerine getiririm 4 ي ويفاوف

To perform a promise, pay a debt, fulfill

Đcra etti, ödedi, yerine getirdi 4 فى ويفي -اووفي

Kindle (imp), set fire Tutuştur 4 وقد دقاو

To kindle, set fire to Tutuşturdu, yaktı 4 وقد قداو- دوقي

They kindled Tutuşturdular 4 وا وقدقداو

To cause, cast, instill, make fall

Attı, düşürdü 4 وقع قعاو- عوقي

First Đlk, birinci ل أولاو

Those Şunlar, onlar كاولئ Here for you (pl) Đşte siz كماولئ Is it not Değil mi ال ال = ا واو Who (pl) Ki onlar (çğ) اوالء Who (fm, pl) Ki onlar (dş) التاو Children Çocuklar, evlatlar ولد الدا -اوالداو

Page 115: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

110

Your children Evlatlarınız ولد كمالدكم اوالدكم-اوالداو Their children Onların evlatları ولد مهالدم-اوهالدم - اوهالداو Their (fm, pl) children Onların (dş) evlatları ولد نهالداو Their first ones Öncekileri أول ماواله

First of the two O ikisinin birincisi ا أولماواله To make enter, insert Soktu, girdirdi 4 وجل لجاو- جولي

Did not Olmadı mı اولم ا و = لم

Then O zaman الما= اولم ا و

Our first ones, earlier ones Öncekilerimiz ا أولنلاو

If Eğer لواو =لو ا و Owners Sahipleri ياو - ااولو أولل

First ones, earlier ones Đlkler, öncekiler لون أولاو- نيلاو

Closer, more worthy, superior Daha yakın, daha üstün, layık لى ويلاو

First (fm) Đlk, birinci (dş) اولى أول Owners Sahipleri ي أولاول

Owners of understanding Anlayış sahipleri اب أولى الالبلاو Woe to you Sana yazıklar olsun ويل لى لكاو Friends Dostlar, veliler اء ويليلاء -اويلاو Your friends Dostlarınız ويل يلااو كمكم -ؤائيلاو His friends Onun dostları ويل هاؤيلاو - اءهيلاو Their friends Onların dostları ويل يلم اوههم -اؤائيلاو Two closer persons Daha layık, daha yakın iki kişi ويل انلياو

And is it not Ve değil mi ليس سا و لي = سلياو First ones, earlier ones Đlkler, öncekiler ويل نيلاو Who Kim ن منماو نم ا و = Weakest En zayıf وهن نهاو

Page 116: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

111

They gave shelter Barındırdılar 4 اا أويوو

Take (imp) shelter Sığının 1 واا أويو He took shelter Sığındı 1 ى أوياو

I take shelter Sığınırım 1 ويا أوي

To give shelter Sığındırdı 1 ى ا أويوي -وؤي We took shelter Sığındık 1 ا أوينياو

We gave shelter Sığındırdık 4 اا أوينيو

We gave shelter to two of them

O ikisini sığındırdık 4 ا أويماهنياو Yes Evet يا

Which Hangi, hangisi اي - اي- اي

Only Yalnız ايا

Whichever Hangisi olursa ااي

Their return Dönüşleri أوب مهابيا

Revelations, signs Ayetler, işaretler ا أيياتي Your revelations, signs Senin ayetlerin ا أييكاتي Our revelations, signs Bizim ayetlerimiz ا ا أييناتاا - يناتي His revelations, signs Onun ayetleri ا أيي هاتا -يهاتي Its (her) signs Onun ayetleri, işaretleri اا أييهاتي My revelations, signs Benim ayetlerim اتى ا أيييا -ياتي Only you Seni, sana اكيا You (pl) Sizi, size اكميا

Days Günler يوم اما -اياماي

Unmarried woman Evli olmayan kadın ا أميامى - اياماي Does he order you (pl) Size emreder mi أمر كماايرم When Ne zaman اناي

Only us Bizi, bize اانيا

Page 117: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

112

Only him Onu, ona اهيا

Only them Onları, onlara ماهيا

Only me Beni, bana اييا

Do they seek, desire Đsterler mi, ararlar mı 1 ون بغيغتباي Verse, sign Ayet, işaret, delil ة ا أييا -ياتي

Giving Verme, veriş 4 اء أيتيتاء -ايتا Your revelation, sign Senin ayetin ا أييكتي O! (fm) Ey (dş) اهتاي

Two signs Đki ayet نا أيييتي

Does he like Sever mi 4 حبب بحاي = بحا ي Does he assume Sanar mı 1 حسب بسحا ي = بسحاي Do they assume Sanarlar mı 1 ون = ا حسببسحونايبسحي Hands Eller يدي داي

To strengthen, support Destekledi 2 أيد داي- ديؤي

I supported Destekledim 2 أيد دتاي

I supported you Seni destekledim 2 أيد كدتاي He supported you Seni destekledi 2 أيد كداي He supported you (pl) Sizi destekledi 2 كم أيدداي We supported Destekledik 2 ا أيدنداي

We supported him Onu destekledik 2 أيد اهنداي He supported him Onu destekledi 2 أيد هداي He strengthened them, supported them

Onları destekledi 2 أيد ايمهد Hands Eller ي يديداي - يداي Your hands Sizin elleriniz يكم يديدكم - اييداي

Our hands Bizim ellerimiz ا يديينداي

Their hands Onların elleri يدي مهيديهم -ايداي

Page 118: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

113

Their (dual) hands O ikisinin elleri يدي اايمهيد Their (fm, pl) hands Onların (dş) elleri يدي نهيداي - يهنداي

Do they ascribe partners Ortak koşarlar mı 4 ركون شركشاي Does he hope Ümit eder mi 1 طمع عطماي Does he promise you (pl) Size vaad eder mi 1 كم وعددعاي Awake Uyanık قاظا يقظاي

To believe firmly Kesin olarak inandı 4 يقن قناي - نوقي

Wood, grove Eyke كةاي Which of you Hanginiz كماي Protection, covenant Ülfet, alıştırılma 4 الف ألفيا Their protection, covenant Onların ülfeti, alıştırılması 4 هم ألفالفيا Which Hangisi اماي

Oaths, right sides, right hands Yeminler, sağlar, sağ eller ان مينماي Faith Đman 4 ان أمنميا -اانميا

Your (pl) oaths, right hands Yeminleriniz, sağ elleriniz ا مينمكمايانكم-نمكم- ايانماي Your (pl) faith Đmanınız 4 كم أمنانميانكم-اميا-كمانميا His faith Onun imanı 4 أمن انهميا- هانميا Her faith Onun (dş) imanı 4 ا أمنهانميا -اانهميا Their oaths, rights Onların yeminleri, sağları مين انهمماي

Their faith Onların imanı 4 أمن يامهانم -مهانميانهم-اميا Their (fm, pl) faith Onların (dş) imanı مين نهانماي- انهنميا Does he grab him Onu tutar mı 4 مسك سكهماي Right side Sağ taraf مين اي نن -مماي Where Nerede, nereye أين ناي

Which of us Hangimiz اناي

Wherever Her nerede امناي

Page 119: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

114

O! Ey اها -ايهتاي Which of them Onların hangisi مهاي

Ayyub, Job Eyüp وباي

Does he like Sever mi, ister mi 1 ودد دواي

Page 120: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

115

بWith, in, from Đle, içinde, -den ب Well Kuyu بئر بأر

Evil, bad Ne kötü بأس بئس

It became bad Sıkıntılı oldu 1 بأس سئب - بايس Evil is that, bad is that Ne kötüdür o ki 1 ا بأسمبئس

Wretched Şiddetli 1 يس بأسئب

To incur Uğradı 1 اء بوأوء -ببي

Miserable Zayıf, zavallı بأس سائب

They incurred Uğradılar 1 اءو بوأب Door, gate Kapı بوب ابب Babel Babil ابلب

To spend the night Geceledi 1 بيت اتب- بيتي

The best judge En iyi hüküm veren كم حكمكم =باحب اح The one who kills Tüketen خبع عاخب

Visitor, Bedouin Ziyaretçi, bedevi بدو ادب

To perish Yok oldu 1 بيد ادب - بيدي

To hasten Acele etti 1 بدر رادب- رادبي

Bedouins Bedeviler ون وبدادب

Simple, immature Basit بدو يادب

With permission Đzniyle ب أذنا ب =ذناذن

With his permission O’nun izniyle أذن ذنهبا= ذنهب ا To perish Yok oldu, boş oldu 1 بور ارب- وربي

Creator Yaratıcı, yaratan ار برأبئ Your Creator Yaratıcınız برأ كمارئب Cold Soğuk برد اردب

Page 121: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

116

Clear, level Açık, düz ة برزارزب

Those who come forth Ortaya çıkanlar, çıkacaklar ون برزارزب

To bless Bereketlendirdi, mübarek kıldı 3 برك كارب- اركبي

We blessed Bereketlendirdik 3 ا برككنارب

That which emerges Doğan, doğarken ازغا بزغازغة -بب

That which emerges Doğan, doğarken ازغة بزغب Power, difficulty, punishment

Zorluk, cezalandırma, kuvvet, düşmanlık

سا اب - ساب بأس

Poverty, difficulty, war Yoksulluk, zorluk, savaş بأس اءابس Distorted Asık (yüz), üzüntülü ة بسرراسب

That which extends Uzatan ط بسطاسب

Those who extend Uzatanlar طوا بسطاسب Those who extend Uzatanlar طون بسطاسب

High, tall Yüksek بسق قاتاسب

Your power Gücünüz بأس ابكمس

With the name of Đsmiyle, adıyla م مسوم = ب اسباس

Our power Gücümüz بأس ا ابنس- اابنس

His power Onun gücü بأس ابهس Their power Onların gücü بأس ابمهس To have relations

Birlikte yaşadı, cinsi temas etti

يباشر -باشر بشر 3

Have relations with them Kadınlara yaklaşın 3 بشر نوهراشب

People, community Arkadaşları, topluluğu اب = ب اب صحبحاباصحص False, vain Batıl, yanlış ل بطلاطب

In vain, wrongfully Batıl olarak, boş yere ال بطلاطب Secret Gizli بطن ناطب

Secretly Gizlice ة بطنناطب

Its secret Gizlisi, iç yüzü بطن هناطب - هناطب

Page 122: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

117

To sell Sattı 1 بيع اعب- بيعي

Remove (imp), make it far away

Uzaklaştır 3 بعد داعب

To remove, make it far away Ayırdı, uzaklaştırdı 3 بعد داعب- داعبي

Desiring, disobeying Ölçüyü aşarak اغ بغيب

Remaining, lasting Kalıcı, baki اق بقيب

Those who remain, will remain

Kalıcı olanlar, baki olanlar, kalacaklar بقي اتياقب

Remaining, lasting Kalıcı, baki olan ة بقيياقب Remaining, lasting Kalıcı, baki olan ة بقيياقب- اتياقب

Remaining ones Geri kalanlar بقي نياقب

Affair, situation, case Durum, hal, mesele ال بولب

In hereafter Ahirete ابال أخرب الخ = ةارةرخ In mornings Seherlerde ار = ب االباال سحرحارسحس With protection Takva ile ى وقيقوى = ب التقوبالت

With her Onunla (dş) يي = ب التبالت With truth Hak ile حقق قب الح = قبالح With religion Dini ن دينين = ب الديبالد With him Onunla (er) يي = ب الذبالذ

With them Onlarla (er) ينب الذ = ينبالذ With the messenger Elçiye, elçi ile ول رسلسول = ب الرسبالر With pages Sayfaları زبر ر = ب الزبربالزب With patience Sabırla, sabrı ر صرببر = ب الصببالص With false gods Tağutu طغي ب الطاغوت = بالطاغوت That which reaches Ulaşan, erişen غ بلغالة - بغالب

That which reaches (fm) Ulaşan, erişen, ulaşacak (dş) بلغ غالةب That which reaches him Ona ulaşan, ulaşacak بلغ هغالب Those who reach him Ona ulaşanlar, ulaşırlar بلغ وهغالب

Page 123: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

118

To unseen Gaybe, görünmeyene ب غيبيب = ب الغيبالغ Those who reach him Ona ulaşanlar, ulaşırlar بلغ يهغالب With pen Kalem ile بالقلم = ب القلم قلم

With book Kitaba, kitap ile اب كتبتاب = ب الكتبالك With Allah Allah’a, Allah ile اهللا ب الله = بالله With believers Müminlere أمن ننيمؤب الم = ننيمؤبالم By forelocks Perçemden نصي ةياصب الن = ةياصبالن

By stars Yıldızlarla م جنمجم = ب النجبالن Their affairs, case Onların halleri, işleri بلو مالهب

With parents Ana-babaya ن ولديدالن = ب الويدالبالو By night Geceleyin لب ليلل = ب اليالي By day Güne, gününe م يوموم = ب اليوبالي In front Önde ب أممام = ب امامام To become manifest Ayrıldı, açık oldu 1 ان بنيب- بنيي

For that Şunun için بان = ب ان

For that Şundan dolayı, çünkü ان = ب انب

Because we Çünkü biz اا = ب انبان

Because you (pl) Çünkü siz كمبان كمب ان =

Because we Çünkü biz انا = ب اننبان

Because he Çünkü o هب ان = هبان

Because they Çünkü onlar ب = مهبان مهان

Which Hangi ب اي = باي

Our signs Ayetlerimizi ا = ب اب أييناتاايناتي To pledge allegiance Biat etti, söz verdi 3 بيع عايب- ايعبي

You contracted Sözleştiniz 3 بيع متعايب

Take their (fm) allegiance Biatlarını (dş) al 3 بيع نهايعب

Page 124: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

119

At their rights Sağlarında ب اب مين = انهممايانهممي To cut off Kesti, yardı 2 بتك كتب- كتبي To devote Kendini adadı 2 بتل تل -ل بتبي

To spread Yaydı 1 ث بثثث -ببي

With the third Üçüncü ile ثلث ثب ثال = ثبثال My grief Benim tasam ثي بثثب Seas Denizler حبر اربح To scratch, look for Aradı, eşeledi 1 ث حبثحث -بحبي

With stones Taşları حجر ةارجب ح = ةارجبح Sea, big river Deniz, büyük nehir حبر رحب- رحر -بحب Two seas Đki deniz حبر انرحن -بيرحب

Two seas Đki deniz ن حبريرحب With praise Hamd ile, övgü ile محد دمب ح = دمبح An invented camel name Uyduruk bir deve adı ةريحب

Low, little Düşük, az خبس سخا -بسخب

To deprive, diminish Azalttı, mahrum etti 1 خبس سخب- سخبي Stinginess Cimrilik ل خبلخب

To be stingy Cimrilik etti 1 ل خبلخل - بخبي

They became stingy Cimrilik ettiler 1 لوا خبلخب They began Başladılar 1 دأب ؤدب

They began with you Size başladılar 1 بدأ ءوكمدب To become apparent Göründü, ortaya çıktı 1 ا بدودب To begin, create Başlattı, yarattı 1 بدأ داب - دباي To become apparent Göründü, ortaya çıktı 1 ا بدودو -بدبي

Hastily Aceleye getirerek ارا بدربد

With his house Onun evini دور ارهب د = ارهبد

Page 125: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

120

He began with you Size başladı 1 بدأ دابكم We began Başladık 1 بدأ داابن

It became apparent Ortaya çıktı 1 بدو تدب Badr Bedir ر بدردب

First Đlk عا بدعبد

Change (imp) Değiştir 2 ل بدلدب

To change Değiştirdi 1 ل بدلدل -بدبي

To change Değiştirdi 2 ل بدلدل -بدبي

As exchange Bedel, karşılık olarak ال بدلدب

We changed Değiştirdik 2 ا بدللندب

We changed them Onları değiştirdik 2 بدل ماهلندب He changed him Onu değiştirdi 2 بدل لهدب Change (imp) it Onu değiştir 2 بدل لهدب They changed Değiştirdiler 2 لوا بدلدب Body Beden ن بدندب

Camels and cattle Büyükbaş kurbanlık ن بدندب

Your body Senin bedenin بدن نكدب Desert Çöl و بدودب Creator Örneksiz yaratan بدع يعدب

Owned by Sahip olduğu ب ذات = بذات

To spend, waste Ziyan etti, israf etti 2 بذر ذرب - ذربي Like this Đşte böylece ب = كبذلكذل

Their sin Onların günahını ب ذنبهم = بذنبهم Owner of Sahip olana يي= بذب ذ Land Kara, toprak برر رب - رب Righteousness Đyilik, fazilet, doğruluk برر بر - بر- بر

Page 126: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

121

To act righteously Nazik oldu, iyi oldu 1 ربر رب - ربي

To create Yarattı 1 برأ رئب - رباي They became cleared Beri oldular, uzak oldular 1 ا برأءاؤرب On land Karada ا برررب

To clear, absolve Temize çıkardı 2 أ برررب- ئربي

To create Yarattı 1 برأ راب - رباي Clear ones Uzak (çoğul) اء برأرب

Clear, absolved Uzak اء برأرب

Warning, declaration Đhtar, uyarı اءة برأرب

Those who give, return Verenler, iade edenler ردد ى ابرد =ىاب رد He absolved him Onu beraat ettirdi 2 برر اهرب To the lord Rabbine ربب بب ر = ببر To your (pl) lord Rabbinize ربب كمبب ر = كمببر To their lord Onların rabbine ربب همبب ر = همببر To leave Terk etti 1 برح رحب- حربي

With his mercy Onun rahmetiyle رحم حبرهتمحب ر = هتم Hail Dolu (yağış cinsi) برد درب

To become cold Soğudu 1 برد درب- دربي

Cold Soğuk دا بردرب

Dutiful Faziletli برر ةررب

To come forth Öne çıktı, göründü 1 برز زرب - زربي

To make manifest Gösterdi 2 برز زرب - زربي

Was made manifest Öne çıkarıldı 2 برز تزرب

Curtain, obstacle Perde, engel برزح خزرا -بخزرب

They came out, appeared Göründüler 1 وا برززرب With his messenger Elçisi ile رسل ولسب ر = هولسبره

Page 127: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

122

With my messenger Elçim ile ى رسلولسى = ب رولسبر Lightning Şimşek برق قرب To be dazzled Parladı, gözü alındı, kamaştı 1 برق رقب- قربي

Its lightning Onun şimşeği برق هقرب Blessings Bereketler برك كاترب - كاترب

His blessings Onun bereketleri برك هكاترب Evidence Delil ان برهنهرب Two evidences Đki delil برهن انانهرب

Your evidence Deliliniz برهن كمانهرب Towers, constellations Burçlar برج وجرا -بوجرب Clear, innocent Uzak, suçsuz ريء برأريئا -بب

Clear, innocent Suçsuz ريئا برأب

Clear ones, innocents Uzak olanlar, suçsuz olanlar ريئون برأب

Creatures Yaratılanlar, halk برأ ةريب

To rise Doğdu, yükseldi 1 غ بزغزغ -بزبي

To crumble Parçaladı 1 سسب سب- بسي

In pieces Parça parça ا بسسسب

Expanse Sergi اطا بسطبس

With way, road Yola, yol ile بيل سبلبيل = ب سبس Crumbled Parçalandı 1 بسس تسب

To frown Kaşını çattı, yüzünü astı 1 بسر رسب- رسبي

Expanse Genişlik بسط طسب

To expand Yaydı, genişletti, uzattı 1 ط بسطسط -بسبي

It expanded Genişledi 1 بسط طتسب You expanded Uzattın 1 بسط طتسب Expanse Genişlik, büyüklük طة بسطسب

Page 128: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

123

To rise, be tall Yükseldi, üstün oldu 1 بسق قسب - بيقس

In the name of Đsmiyle, adıyla م مسوسم = ب ابس Give glad tidings (imp) Müjde ver, müjdele 2 بشر رشب Given glad tidings Müjdelendi 2 بشر رشب

With evil Şer ile شرر رب ش = ربش Human Đnsan, beşer بشر رشا -برشب Give glad tidings (imp) Müjde verdi, müjdeledi 2 بشر رشب- رشبي

Glad tidings Müjde را بشرشى -برشب

Your (pl) glad tidings Müjdeniz بشر اكمرشب We gave you glad tidings Seni müjdeledik 2 بشر اكنرشب We gave him glad tidings Onu müjdeledik 2 بشر اهنرشب We gave her glad tidings Onu müjdeledik 2 ا بشراهنرشب Give (imp) him glad tidings Onu müjdele 2 بشر هرشب Give (imp) them glad tidings Onları müjdele 2 بشر مهرشب They gave him glad tidings Onu müjdelediler 2 بشر وهرشب Glad tidings Müjde ى بشررشب

Two human beings Đki insan ن بشريرشب

With a thing Bir şey ile ء شيءىء= بشىب ش That which gives glad tidings Müjde veren 2 بشر ريشا -بريشب Eyes, insights Gözler, görüşler, deliller بصر رائصب

That they keep from Onları alıkoymaları صدد مهدب ص = مهدبص Eye, insight Göz, görüş بصر رصار ا -بصب

To see, watch Gördü, gözetledi 1 بصر رصب- رصبي

To make see Gösterdi, idrak ettirdi بصر رصب- بيرص

She saw Gördü (dş) بصر ترصب I saw Gördüm بصر ترصب

Page 129: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

124

Your eye, insight Gözün, görüşün بصر كرصب His eye, insight Gözü, görüşü بصر رهصب Expanse, abundance Genişlik, büyüklük طة بسطصب

Onion Soğan ل بصلصب

Its onion Onun soğanı ا بصلهلصب That which sees Gören بصر ريصا -بريصب Insight Görüş, basiret ة بصرريصب Commercial goods Ticaret malları ة بضعاعبض- ةاعبض Our commercial goods Ticaret mallarımız ا بضعنتاعبض Their commercial goods Onların ticaret malları بضع مهتاعبض With harm Zarar ile ضرر رب ض = ربض A few, 3 to 9 Birkaç, 3 ila 9 بضع عع -بضبض To lag behind Yavaş oldu, geride kaldı 2 بطأ طؤب - طؤبي

Inner parts Đçindekiler, etraftakiler ط بطنبنائ

Its inner parts Onun içindekiler ا بطنهنطائب Intimates Sırdaş ة بطنبطان

To boast, exult Şımardı, böbürlendi 1 بطر رطب- طربي

Boasting Böbürlenerek طرا بطرب

She boasted Böbürlendi 1 بطر ترطب Seizing, holding Yakalama بطش طشا -بطشب Seizing, holding Yakalama بطش طشة -بطشب To seize, hold Yakaladı 1 بطش طشب- شطبي

Seizing, holding Yakalama ة بطشطشب You (pl) seized, held Yakaladınız 1 بطش متطشب You seized us Bizi yakaladın 1 ا بطشنتطشب To become futile, vain Batıl oldu, boş oldu 1 طل بطلطل - ببي

Page 130: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

125

Belly Karın, göbek بطن طنطن - بب To be concealed Saklı oldu, gizli oldu 1 بطن طنب - طنبي

His belly Onun karnı 1 بطن طنهب My belly Benim karnım طني بطنب Bellies Karınlar طون بطنب - طونب His bellies Onun karınları بطن طونهب Their (fm) bellies Onların (dş) karınları ا بطنطونهب Their bellies Onların karınları بطن طونهمب With injustice, cruelty Zulüm ile ظلمب = بظلم ظلم To Aad Ad kavmine ادب ع = ادبع

Sending, resurrecting Gönderme, dirilme, diriltilme ث بعثعب To send, appoint, resurrect

Kaldırdı, uyandırdı, diriltti, gönderdi

يبعث -بعث بعث 1

Turned inside out Đçi dışına çıkarıldı 1 بعثر عبرث To turn inside out Alt-üst oldu بعثر ثرعب- رثعبي

Turned inside out Đçi dışına çıkarıldı بعثر ترثعب

Your (pl) resurrection Diriltilmeniz بعث ثكمعب He resurrected us Bizi diriltti, kaldırdı 1 ا بعثثنعب We sent, resurrected Gönderdik, dirilttik 1 ا بعثثنعب We resurrected you (pl) Sizi dirilttik 1 اكم بعثثنعب We resurrected them Onları dirilttik, gönderdik 1 بعث ماهثنعب We resurrected you (pl) Onu diriltti, gönderdi 1 بعث ثهعب Distance Uzaklık بعد دعب

Then, later, after that Sonra بعد دعب- دعب- دعب To become distant Uzak oldu 1 بعد دعب- دعبي Be distant Uzak olsun 1 دا بعدعب

Became distant Uzak geldi 1 بعد تدعب

Page 131: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

126

Became distant Uzaklaştı 1 بعد تدعب

After you Senden sonra بعد كدعب After you (pl) Sizden sonra بعد كمدعب After that -den sonra ا بعدمدعب After him Ondan sonra بعد هدعب- هدعب After her Ondan (dş) sonra ا بعدهدعا -بهدعب After them Onlardan sonra م بعدهدعب After them (fm) Onlardan (dş) sonra بعد نهدعب After me Benden sonra ى بعددعب By your might Senin izzetin için عزز كتزبع = كتزب ع Difficult Zor, güç, güçlü زيز = عزززيز بعب ع Chastity Đsmeti, namusu م عصمصم ب = بعصع

Some Bazı بعض ضعب -ضعض -بعا - بضعب Some of you (pl) Sizin bazılarınız كم بعضضعكم - بضعكم-بضعب Some of us Bazılarımız ا بعضنضعب Some of it Onun bir kısmı بعض هضعب Some of it Onun (dş) bir kısmı بعض هضعا -ا بهضعا -بهضعب Some of them Onların bazıları م بعضهضعم -بهضعب Husband Koca, eş ل بعلعب

Name of false deity Put adı العب

Her husband Kocası ا بعلهلعب

My husband Kocam ي بعللعب Promise, word Ahdi, sözü ب عهد دهع =دهب ع Mosquito Sivrisinek ة بعضوضعب

Their husbands Onların (dş) kocaları بعل نهولتعب - هنولتعب Far Uzak بعد يدعا -بيدعب

Page 132: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

127

Camel Deve ري بعرعب

Isa, Jesus (pbuh) Đsa’yı (as) ىيسى = ب عيسبع Prostitution Fuhuş اء بغيبغ Mules Katırlar ال بغلبغ

Transgressed Haddi aştı (dş) بغي تغب

Suddenly Aniden ة بغتتغب

Hatred Kin اء بغضضغب

They desired, sought, transgressed

Đstediler, aradılar, haddi aştılar

ابغو بغي 1

Rebellion, envy Aşırılık بغي يغب

Was transgressed Aşırı gidildi 1 بغي يغب Rebellion, envy Aşırılık بغي يغب - يغي - بغب To desire, seek, transgress

Azdı, istedi, aradı, haddi aştı

يبغي -بغى بغي 1

Rebellious, unchaste Đffetsiz, asi ا بغييغب

With excess Aşırılıkla يا بغيغب

Your (pl) excesses Azgınlığınız بغي كميغب Their excesses Onların azgınlığı بغي يهمغب Is able to Gücü yeter ر قدرر= بقادب قاد Cattle, cow Sığır, inek بقر قرقر -بب

Cattles, cows Sığırlar, inekler بقر اتقرب

Cattle, cow Sığır, inek ة بقرقرب- اتقرب

Spot Çalılık yer بقع ةقعب Vegetables Sebzeler قل بقلب

Its vegetables Onun sebzeleri ا بقلهقلب To remain, stay Baki kaldı, geriye kaldı 1 بقي يققي -ببي

That which remains Bakiye, geriye kalan ة بقييقب That which remains Bakiye, geriye kalan بقي تيقب

Page 133: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

128

In even land Düz arazide قوع ةيعبق = ةيعب ق For you, to you Seni, sana, senin için بك Sufficient Yeter, kâfi gelir كفي بكاف =ب كاف

To cry, weep Ağladı 1 كي بكيي - بكبي

She cried, wept Ağladı (dş) 1 بكي كتب

Mecca Mekke كةب

Young, fresh Körpe بكر بكر

Early Sabah, erken, evvel ة بكركرب

Because of their denial Küfürlerinden dolayı كفر مبكفره = مب كفره All, each Hepsini, tamamını ب كل= بكل كل With my speaking Konuşmamla ي كلمي = ب كالمبكالم For you (pl), to you Sizi, size, sizin için بكم Dumb Dilsiz بكم كمب - كما -بكمب Weeping, crying Ağlayarak ا بكييكب

On the contrary, never, but Aksine, hayır, fakat لب

To test, try Đmtihan etti, sınadı 1 ال بلولو -ببي Test, trial Đmtihan, deneme لاء بلولاء - بب Test, trial Đmtihan, deneme ا بلولؤب Cities, countries Şehirler بلد بلاد

Announcement Tebliğ, duyurma, bildirme الغ بلغالغا -بب City, country Şehir, belde بلد لدب- بلاد City, country Şehir, belde بلد لدا -بلدب City, country Belde ل بلدةبد To swallow Yuttu 1 بلع علب- لعبي Convey (imp) Bildir, tebliğ et 2 لغ بلغب

To convey Bildirdi, tebliğ etti, ulaştırdı 2 لغ بلغلغ -ببي

Page 134: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

129

To reach Erişti, ulaştı 1 لغ -بلغ بلغبي

They (dual) reached Ulaştılar (ikil) 1 ا غبللغب She reached Ulaştı, erişti (dş) 1 بلغ تلغب You reached Ulaştın 1 بلغ تلغب I reached Ulaştım 1 بلغ تلغب You conveyed Bildirdin 2 بلغ تلغب They (fm) reached Ulaştılar (dş) 1 بلغ نلغب We reached Ulaştık 1 ا بلغنلغب It reached me Bana ulaştı 1 بلغ نيلغب They reached Ulaştılar 1 وا بلغلغب We tested, tried Đmtihan ettik 1 ا بلونلوب

We tested them Onları imtihan ettik 1 م بلواهنلوب Yes Evet لىب

That which reaches Ulaşan, etkili يغ بلغليغا -بلب

Night Geceyi ل ليلل = ب ليبلي For what Ne için ب م = بم

For what, for that Neden dolayı, çünkü, şu sebepten

بما = ب ما

Water Suyu اء ماءاء = ب مبم With lamps Kandillerle صبح ابيحصبم = ابيحصب م With forgiveness Bağışlama ile غفر ةرفغب م = ةرفغبم With our own will Đrademizle ا ملكنلكا = ب منلكبم

Who that Kim ki نب م = نبم

Constructed Bina etti ا بيننب

To us Bize ابن

Construction workers Bina ustası اء بيننب

Construction, building Bina اء بينبن

Page 135: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

130

Daughters Kızlar, kız evlatlar بين اتنب Your daughters Senin kızların بين كاتنب Your (pl) daughters Sizin kızlarınız بين كماتنب My daughters Kızlarım ي بيناتنب Fingertips Parmak uçları بنن اننب

His fingertips Onun parmak uçları بنن هاننب

He built it Onu bina etti 1 ا بيناهنب

To build Bina etti, yaptı 1 ني بينني -ببي

With the favor Nimet ile نعم ةمبنع =ةمب نع Sons Oğulları و بيننب They built Bina ettiler 1 ا بينونب Sons Oğullar ون بينناءا -بنب

Sons Oğullar ني بينب My sons Oğullarım بين نيب

O my son Oğulcuğum بين ينب

Buildings Binalar ان بينينا - بانينب His buildings Onun binaları بين هانينب Their buildings Onların binaları م بينهانينب- مهانينب Sons Oğullar نني بينني - بب We built Bina ettik 1 ا بيننينب

We built it Onu bina ettik 1 ا بيناهنينب His son Oğlu بين نيهب

With him, to him Onunla, onu به

With her, to her Onunla, onu (dş) ابه

That which guides Yol gösteren هدي ادبه = ادب ه He was bewildered Şaşırıp kaldı 1 ت هتب

Page 136: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

131

To bewilder Şaşırdı 1 ت تهب - تهبي

Slander Bühtan, iftira ت انتهب - انتهاب To become beautiful Güzel oldu ج هجب- جهبي

Beauty Güzellik ج ةجهب

Their guidance Onların hidayetleri هدي ماهدب ه = ماهدبه This, with this Bu, bunu ذاذا = ب هبه Them Onları, onlarla بهم = مب ه

Them (dual) Onları, onlarla (ikil) اما = ب هبهم

Them (fm) Onları, onlarla (dş) نب ه = بهن

Beautiful Güzel ج هيجب

Beast, animal Hayvan م ةهيمب

To settle Yerleştirdi 2 بوأ واب - وباي With a valley Bir vadiye ودي ادبو =ادب و Destruction Helak, imha, yok olma ار بوروب

He settled you (pl) Sizi yerleştirdi 2 بوأ وابكم We settled Belirledik, yerleştirdik 2 بوأ واابن

Ruined Vahşi, helaki hak eden ورا بورب

Was blessed Mübarek kılındı 3 برك وركب

With me, to me Beni, bana, benimle بي- بي At night Geceleyin اتا بيتيب

Declaration Beyan, bildiri, açıklama ان بنييب

Its declaration Onun açıklanması بني هانيب Home, house Ev, mesken بيت تيا - بتيب Home, house Ev, mesken بيت تيب - وتيب

To spend the night, plan by night

Geceledi, geceleyin kurdu, planladı

يبيت - بيت بيت

Your home Senin evin بيت كتيب

Page 137: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

132

His home Onun evi بيت هتيب Her home Onun (dş) evi ا بيتهتيب My home Benim evim بيت يتيب With hand, in hand Elden, el ile يدي دبي With your hand, in your hand Senin elinde, senin elin ile يدي كدبي With his hand, in his hand Onun eliyle, onun elinde يدي هدبي Egg Yumurta بيض ضيب

White Beyaz بي بيض اء - ضضيب

White Beyaz اء بيضضيب Churches Kiliseler بيع عبي

Commercial transaction Alış-veriş, satış بيع عيب - عيب - عيب Your commercial transaction Alış-verişiniz بيع كمعيب Your pledge Biatınız بيع كمعيب Clear Açık ن بنييب

Make clear (imp) Beyan et, açıkla 2 بني نيب

Front, in front of Ön, önünde نييابدي- يدي نيب

Between Arasında نين - بيب To make clear Açıkladı, açıklığa kavuşturdu 2 بني نيب- نيبي

In front of them Önlerinde نيابيهمدي In front of him Önünde هيدي نيب

We made clear Açıkladık 2 ا بنينيب

Clear ones, evidences Apaçık ayetler, deliller بني اتنيب

We made it clear Onu açıkladık 2 بني اهنيب Clear one, evidence Apaçık ayet, delil ة بنينيب- تنيب Between you Seninle arasında كنيب - نكيب Between you (pl) Aranızda كمنيب

Page 138: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

133

Between us Aramızda اننيا - بننيب Between him Onunla (er) arasında هنيب

Between her Onunla (dş) arasında, onlarla arasında

بينها

Between them Onların (er) arasında مهنيب- نهميب Between the two O ikisinin arasında امهنيا - بنهميب Between them (fm) Onların (dş) arasında نهنيب

They made clear Açıkladılar 2 وا بنينيب

Between me Benimle arasında نييب Homes Evler بيت وتيا -بوتيب Your (pl) homes Evleriniz كم بيتوتيكم -بوتيب Your (fm, pl) homes Evleriniz (dş) بيت كنوتيب Our homes Evlerimiz ا بيتنوتيب Their homes Onların evleri بيت مهوتيب - مهوتيب Their (fm) homes Onların (dş) evleri بيت هنوتيب

Page 139: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

134

تYou hold responsible Sorumlu tutarsın 3 ذ أخذاخؤت

That you hold us responsible Bizi sorumlu tutman 3 ا أخذذناخؤت That you hold me responsible Beni sorumlu tutman 3 ذنى أخذاخؤت That you (pl) are given Size verilmesi 4 أيت وتؤت

That you (pl) give Vermeniz 4 وا أيتتؤت You (pl) give Verirsiniz 4 ون أيتتؤت

You (pl) give them (fm) Onlara (dş) verirsiniz 4 أيت نهونتؤت That you (pl) are given it Onun size verilmesi 4 أيت هوتؤت You (pl) give it Onu verirsiniz 4 ا أيتوهتؤت You give Verirsin 4 ي أيتتؤت

You (pl) prefer Tercih edersiniz 4 ون أثررثؤت

That you (pl) deliver Teslim etmeniz 2 أدي دؤوات You (pl) deliver Verirsiniz, teslim edersiniz 2 ون أديؤدت

That you (pl) harm, torment Eziyet vermeniz 4 ذوا أذيؤت

You (pl) harm, torment Eziyet verirsiniz 4 ذون أذيؤت

You (pl) harm me Bana eziyet edersiniz 4 ني أذيذونؤت She incites Tahrik eder, oynatır 4 أزز زؤت She incites them Onları tahrik eder 4 أزز مهزؤت You are turned Çevrilirsiniz 1 فكون إفكؤت

You are ordered Emrolunursun 1 أمر رمؤت

You (pl) are ordered Emrolunursunuz 1 رون أمرمؤت

That she (it) believes Đman etmesi 4 أمن نمؤت You believe Đman edersin 4 أمن نمؤت

That you believe Đnanman 4 أمن نمؤت Indeed you believe Kesinlikle inanırsın 4 أمن ننمؤت

Page 140: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

135

That you (pl) believe Đman etmeniz 4 وا أمننمؤت

You (pl) believe Đnanırsınız 4 ون أمننمؤت

It gives shelter Barındırır 4 ئوي أويت It gives him shelter Onu barındırır 4 أوي ويهؤت Those (fm) who repent Tevbe eden kadınlar 1 توب اتبائت

Those who repent Tevbe eden erkekler 1 ون توببائت

To repent, accept repentance, turn

Tevbe etti, tevbeyi kabul etti, döndü

يتوب -تاب توب 1

They (dual) repented Tevbe ettiler (ikil) 1 ا توبابت That which follows Tabi olan 1 ابع تبعت

Those who follow Tabi olanlar 1 تبع نيابعت

They repented Tevbe ettiler 1 وا توبابت

Chest, box Tabut, sandık توابت She refuses Reddeder (dş) 1 أيب ىاتب

You (she) come to us Bize gelirsin, gelir (dş) 1 أيت ااتنت

Indeed you (pl) come to me Mutlaka bana gelirsiniz 1 أيت نياتنت

It comes to them Onlara gelir 1 أيت اتهمت That you (pl) come Gelmeniz 1 أيت وااتت

You (pl) come Gelirsiniz 1 أيت وناتت

You (pl) come to us Bize gelirsiniz 1 أيت ااتنونت You (pl) come to me Bana gelirsiniz 1 وني أيتاتت

You (she) come Gelirsin, gelir (dş) 1 أيت ي اتت- اتىت

It comes to you (pl) Size gelir 1 أيت يكماتت It comes to us Bize gelir 1 أيت ااتينت Indeed it comes to you (pl) Mutlaka size gelir 1 أيت اتكمنيت It comes to them Onlara gelir 1 أيت يهاتت م - ماتهيت

To cause sin Günaha sokma 2 أمث يم اتث- ااتيمث

Page 141: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

136

You work for me at cost Bana ücretle çalışırsın 1 أجر نياترج

You (it) hold, grab Tutarsın, yakalarsın, tutar, yakalar (dş)

خذات أخذ 1

That you (it) hold, grab Tutman, tutması 1 أخذ ذاتخ That it holds you (pl), grabs Sizi yakalaması 1 أخذ اتذكمخ It holds him Onu tutar 1 أخذ اتذهخ It holds them Onları tutar 1 أخذ اتمذهخ That you (pl) hold, grab Tutmanız, edinmeniz 1 أخذ ذوااتخ

You (pl) hold, grab Tutarsınız 1 أخذ ذوناتخ

You (pl) hold it Onu tutarsınız 1 أخذ اتهذونخ You (pl) hold it Onu tutarsınız 1 أخذ ااتهذونخ That you (pl) hold it Onu tutmanız 1 أخذ ااتذوهخ To postpone Erteledi, tehir etti 2 أخر اترخ He proclaimed Đlan etti, bildirdi 5 أذن ذنات

Times Kere, defa ة تروارت That which leaves, deserts Terk eden ترك اركت

Those who leave, desert Terk edenler اركوا تركي -تاركت

Those who leave, desert Terk edenler ي تركاركت That you grieve Üzülmen 1 أسو اتس

You (pl) take them captives Esir alırsınız 1 أسو وناترس

You (pl) grieve Üzülürsünüz 1 أسو ااتوس

You make turn Çevirirsin, vazgeçirirsin 1 أفك اتكف

You make us turn, give up Bizi çevirmen 1 أفك اتكناف That you eat Yemen 1 أكل كلات

You eat, she eats, they eat Yersin, yer (dş), yerler 1 أكل أكلت

You eat it, she eats it, they eat it

Onu yersin 1 أكل اتكله That you (pl) eat Yemeniz 1 أكل كلواات

Page 142: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

137

You (pl) eat Yersiniz 1 أكل كلونات

That you (pl) eat it Onu yemeniz 1 أكل ااتكلوه By Allah Allah adına, Allah’a and olsun اللهت

You (pl) grieve Elem çekersiniz 1 أمل وناتلم

Those who read, recite Okuyanlar 1 تلو اتيالت

You order, it (she) orders Emredersin, emreder (dş) 1 أمر اترم

It (she) orders you Sana emreder 1 أمر اتكرم You order us, it (she) orders us

Bize emredersin, emreder 1 أمر ااتنرم You order them, it (she) orders them

Onlara emredersin, emreder 1 أمر اتمهرم You (pl) order Emredersiniz 1 أمر وناترم

You (pl) order us Bize emredersiniz 1 أمر ااتنونرم You (pl) order me Bana emredersiniz 1 أمر ياتونرم You (fm) order Emredersin (dş) 1 أمر اترينم

You trust us Bize güvenirsin, güvenir (dş) 1 أمن ااتنم

You trust him to us Onu emanet edersin 1 أمن اتهنم

Interpretation, explanation Tevil, açıklama, yorum أول ويل ات- ويالات

Its interpretation Onun tevili أول ات هويل-ات ويله-اتويله Accept our repentance (imp) Tevbemizi kabul et 1 توب بت

Perish (imp) Kurusun, kurudu 1 تبب بت Destruction Boş, yıkım اب تبببت

Destruction Helak, yıkım ارا ترببت

To be sacred Mübarek oldu 6 برك كاربت- كاربتي

That you have relations with them (fm)

Onlara (dş) yaklaşmanız 3 بشر نوهراشبت You (pl) made commercial transaction

Alış-veriş yaptınız 6 بيع متعايبت

Perish (imp, fm) Kurusun, kurusun 1 تبب تبت

I repented, turned Tevbe ettim, döndüm 1 توب تبت

Page 143: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

138

You grieve Üzülürsün 8 بأس تبتسئ

That you grieve Üzülmen 8 بأس سئتبت That you (pl) seek Đstemeniz, aramanız 5 وا بغيغتبت

You (pl) seek, desire Đstersiniz 5 ون بغيغتبت

You (she) seek, desire Đstersin, ister (dş) 5 ي بغيغتبت - يغتبت

Devout yourself (imp) Kendini ada, yönel 5 ل بتلتبت To devout oneself Yöneldi, kendini adadı 5 ل بتلتبل - تتبتي

You (pl) repented, turned Tevbe ettiniz, döndünüz 1 توب متبت

Devotion Yöneliş 2 يال بتلتبت

That you (pl) deprive, lessen Eksik vermeniz 1 وا خبسسخبت You (pl) deprive, lessen Eksik verirsiniz 1 ون خبسسخبت

That you (pl) act miserly Cimrilik yapmanız 1 لوا خبلخبت You (pl) act miserly Cimrilik yaparsınız 1 لون خبلخبت

It is clarified Açıklanır, gösterilir 4 بدو تدب

That she changes Değiştirmesi 2 ل بدلدبت It (she) changes Dönüştürür, değiştirir 2 ل بدلدبت

It is changed Dönüştürülür, değiştirilir 2 ل بدلدبت

To change Değiştirdi 2 ل بدلدبل -تدبتي That you (pl) manifest Açığa vurmanız 4 وا بدودبت You (pl) manifest Açığa vurursunuz 4 ون بدودبت

You (pl) manifest it Onu açığa vurursunuz 4 ا بدوهوندبت That you (pl) manifest it Onu açığa vurmanız 4 بدو وهدبت She manifests it Açar, açığa vurur (dş) 4 ي بدودبت

Change, changing Dönüştürme, değiştirme 2 يل بدلدبيال - تدبت

You waste away Saçıp savurursun 2 بذر ذربت

That you waste away Saçıp savurman 2 بذر ذربت

Page 144: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

139

Wasting Saçıp savurma 2 يرا بذرذبت

To be destroyed Helak oldu, yok oldu 1 ترب برت - ربتي To destroy Yok etti, mahvetti 2 ترب ربت - ربتي You heal Đyileştirirsin 4 برأ رئبت

They disowned Uzaklaştılar 5 وا برأؤربت

He disowned Uzaklaştı 5 برأ ربات

We disowned Uzaklaştık 5 برأ ربااتن

To display oneself Kendini gösterme 5 برج جربت

To display oneself Kendini gösterdi 5 برج جربت- جربتي They displayed themselves (fm)

Kendilerini (dş) gösterdiler 5 برج نجربت We destroyed Mahvettik 2 ا تربنربت

That you (pl) do good Đyilik etmeniz 1 وا بررربت You (pl) do good Đyilik ettiniz 1 ون بررربت

You (pl) do them good Onlara iyilik edersiniz 1 برر موهربت

You expand Açarsın 1 ط بسطسبت

That You expand it Onu açman 1 ا بسططهسبت That it is given to destruction Mahrum etmesi 1 ل بسلسبت

She smiled Gülümsedi 5 بسم مسبت

That you give glad tidings Müjdelemen 2 بشر رشبت You give glad tidings Müjdelersin 2 بشر رشبت

You (pl) give glad tidings Müjdelersiniz 2 ون بشررشبت

Giving insight Gözünü açma ة بصررصبت

You (pl) see Görürsünüz 4 ون بصررصبت

That you (pl) cancel it Đptal etmeniz 4 لوا بطلطبت You (pl) cancel it

Đptal edersiniz, boşa çıkarırsınız

تبطلون بطل 4He followed, obeyed Takip etti, tabi oldu 1 تبع بعت

Page 145: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

140

People of Tubba Tubba kavmi عبت

Following Tabi olarak عا تبعبت

You (pl) followed, obeyed Tabi oldunuz 1 تبع متعبت

Indeed you (pl) are resurrected

Muhakkak diriltilirsiniz 1 بعث ثنعبت

You (pl) are resurrected Diriltilirsiniz 1 ثون بعثعبت

He followed you, obeyed you Sana tabi oldu 1 تبع كبعت We followed Tabi olduk 1 ا تبعنعبت

He followed me Bana tabi oldu 1 ني تبعبعت They followed Tabi oldular 1 وا تبعبعت

That you seek, desire Đstemen, araman 1 غ بغيبت

That you (pl) seek, desire Đstemeniz 1 وا بغيغبت You (pl) seek, desire Đstersiniz 1 ون بغيغبت

You (pl) desire it Onu istersiniz 1 ا بغيهونغبت She exceeds (limits) Haddi aşar (dş) 1 ي بغيغبت

She leaves, lets it remain Bırakır, baki kılar (dş) 1 ي بقيقبت

You (pl) cry, weep Ağlarsınız 1 كون بكيبت

That you reach Ulaşman 1 لغ بلغبت That you (pl) reach Ulaşmanız 1 وا بلغلغبت

She tests, examines Dener, sınar (dş) 1 لو بليبت- بلوات

You (pl) are tested, tried Đmtihan edilirsiniz 1 ن بليلوبت

Tested, tried Denenir, sınanır 1 لى بليبت

You (pl) build Bina edersiniz 1 ون بيننبت

Bewilders Şaşırtır 1 ت تهبت

It bewilders them Onları şaşırtır 1 ت تهبتمه You settle, post Hazırlarsın, yerleştirirsin 2 بوأ ئوبت Settle (imp, dual) Yerleşin (ikil) 5 ءا بوأوبت

Page 146: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

141

Settle (imp, pl) Yerleşin 5 وا بوأؤوبت

That you incur Yüklenmen, uğraman 1 و بوأبات It perishes Ziyan olur, batar 1 بور وربت

Clarification Açıklama انا بنييبت

That it (she) will perish Yok olması (dş) 1 بيد بيدت

It (she) becomes white Ağarır (dş) 9 بيض ضيبت

That which supports Arka çıkan بيعا تبعت

That you make clear Açıklarsın 2 بني يبتن

To become clear Açıklandı, açığa çıktı 5 بني نيبت - نيبتي

It (she) became clear Açığa çıktı (dş) 5 ت بنينيبت

Indeed you make clear Mutlaka sen açıklarsın 5 بني ننيبت

Indeed you make it clear O mutlaka sen onu açıklarsın 2 بني هننيبت Clarify (imp, pl) Araştırın 5 وا بنينيبت

That you (pl) change Değiştirmeniz 5 لوا بدلدبتت

That you follow Uyman, tabi olman 8 تبع بعتت

That you follow Uyman, tabi olman 8 تبع بعتت - بعتت

Indeed that you (pl) follow Tabi olmanız 8 ان تبعبعتت

That you follow me Bana tabi olman 8 ن تبعبعتت It (she) follows it (her) Onu takip eder (dş) 1 ا تبعهعبتت

That you (pl) follow Takip etmeniz 8 وا تبعبعتت

You (pl) follow Tabi olursunuz 8 ون عتببعتت

That you (pl) follow us Bize tabi olmanız 8 ا تبعونبعتت Ruin Ziyan 2 بيب تببتت

Destruction Đmha, yok etme 2 بريا تربتت

Draw away (dual) Uzaklaşır (ikil) 1 افى جفوجتت

That you take Edinmen 8 ذ أخذختت

Page 147: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

142

You take Edinirsin 8 ذ أخذختت

That you (pl) take Edinmeniz 8 ذوا أخذختت You (pl) take Edinirsiniz 8 ذون أخذختت

You (pl) take it (him) Onu edinirsiniz 8 أخذ هذونختت You receive admonition Öğüt alırsınız 5 ون ذكرذكرتت In succession Ardı ardına ا وتررتى - ترتت You leave, desert Terk edersin 1 ترك كرتت That you leave it, desert it Onu terk etmen 1 ترك كهرتت That you (pl) are left Terk edilmeniz 1 كوا تركرتت You (pl) are left Terk edilirsiniz 1 ترك رتكونت

That you separate Ayrılığa düşmeniz 5 قوا فرقفرتت

That you (pl) think deeply Tefekkür etmeniz 5 وا فكرفكرتت

You (pl) think deeply Tefekkür edersiniz 5 ون فكرفكرتت

It (they) turn, transform Ters döner 5 قلب قلبتت

That you (pl) be righteous Sakınmanız 8 قوا وقيتت

You (pl) be righteous Korunursunuz, sakınırsınız 8 قون وقيتت

That you be arrogant Büyüklenmen 8 كرب ركبتت They (dual) meet Karşılarlar 5 لقا لقيتت

They (dual) meet them Onları karşılarlar 5 لقي ملقاهتت You read, recite Okursun 1 لو تلوتت - لوتت

That you (pl) read, recite Okumanız 1 لوا تلوتت

You (pl) read, recite Okursunuz 1 لون تلوتت

It is read Okunur 1 لى تلوتت

You dispute Çekişirsin 6 مري متىتار

That you (pl) desire Arzu etmeniz 5 ا مينونمتت

That you (pl) speak secretly Gizli konuşmanız 6 ا جنوواجنتت

Page 148: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

143

Comes down continuously Akın akın iner 5 ل نزلزنتت

That you (dual) repent, turn Đkinizin tevbe etmesi 1 ا توبوبتت

They cause to die Vefat ettirirler 5 فا ويفوتت They cause them to die Onları vefat ettirirler 5 ويف مفاهوتت That you (pl) turn Dönmeniz 5 ا ويللووتت

Firmness Sabitleştirme 2 ثبيتا ثبتت

Blame Kınama 2 ثرب بثريت You overcome Yakalarsın 1 ثقف ثقفنت

You overcome them Onları yakalarsın 1 ثقف مهثقفنت It ploughs Tarla sürer 4 ثور ريثت You cry for help Yalvarırsın 1 جأر ئرجت

That you (pl) cry for help Yalvarmanız 1 وا جأرئرجت You (pl) cry for help Yalvarırsınız 1 ون جأرئرجت

You dispute Mücadele edersin 3 ل جدلادجت

That you dispute Mücadele etmen 3 ل جدلادجت She disputes with you Seninle mücadele eder (dş) 3 جدل لكادجت That (pl) you dispute Mücadele etmeniz 3 جدل ادجلوات That (pl) you dispute with me Benimle mücadele etmeniz 3 نى جدللونادجت Commerce Ticaret ة جترارجت

Their commerce Ticaretleri جتر مهتارجت You strive Cihad edersin 3 جهد داهجت

You (pl) strive Cihad edersiniz 3 و جهدداهجنت To pass, overlook Geçti, affetti 6 جوز زاوجت- زاوجتي You avoid Kaçınırsın 8 جنب نبتجت

That you (pl) avoid Kaçınmanız 8 وا جنبنبتجت That you find Bulman 1 وجد جدت

Page 149: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

144

You find, she finds Bulursun, bulur (dş) 1 وجد جدت

Indeed you find Mutlaka bulursun 1 ن وجدجدت

That you find (pl) Bulmanız 1 وا وجدجدت

You (pl) find Bulursunuz 1 ون وجدجدت

That you find (pl) it Onu bulmanız 1 وجد وهجدت To try to swallow, gulp Yutmaya çalıştı 5 جرع عرجت- جتيعر You (pl) commit (sin) Suç işlersiniz 4 ون جرمرمجت

It (she) flows Akar 1 ري جريجت- ريجت

They (pl) flow Akarlar (ikil) 1 جري انريجت

You are recompensed Karşılığınız verilir 1 ن جزيوزجت

It (she) is recompensed Karşılığı verilir 1 ى جزيزجت

It (she) recompenses, rewards

Karşılık verir, ödül verir 1 زي جزيجت

To spy Gizli hallerini araştırdı 5 جسس سسجت- سسجتي That you (pl) spy Araştırmanız 5 وا جسسسسجت

You do, make, place Yaparsın 1 ل جعلعجت

That you do, make, place Yapman 1 ل جعلعجت That you do, make, place Yapman 1 ل جعلعجل -تعجت That you make us Bizi yapman 1 ا جعللنعجت That you make me Beni yapman 1 لني جعلعجت That you (pl) do, make, place Yapmanız 1 جعل جلواتع You (pl) do, make, place Yaparsınız 1 لون جعلعجت

You (pl) do it Onu yaparsınız 1 جعل هلونعجت It (she) shone Tecelli etti, kendini gösterdi 5 لى جلوجلا - تجت That you collect, gather

Toplamanız, bir araya getirmeniz

جمعوات مجع 1

To avoid Kaçındı 5 جنب بنجت- بنجتي That you raise your voice Sesini yükseltmen 1 جهر رهجت

Page 150: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

145

That you (pl) raise your voice Sesinizi yükseltmeniz 1 وا جهررهجت

You be ignorant Cahillik edersiniz 1 لون جهلهجت

That you be hungry Acıkman 1 جوع وعجت

You (pl) argue Mücadele edersiniz, çekişirsiniz

تحاجون حجج 3

You (pl) argue with us Bizimle çekişirsiniz 3 ا حججنوناجحت You (pl) argue with me Benimle çekişirsiniz 3 ى حججوناجحت You (pl) urge each other Birbirinizi teşvik edersiniz 6 ون حضضاضحت

Talking to each other Konuşma ر حوراوحت

Your (dual) dialogue Đkinizin konuşması ا حوركمراوحت You (pl) are welcome Ağırlanırsınız 1 ون حربربحت

You (pl) detain Alıkoyarsınız, tutarsınız 1 ون حبسبسحت

You (pl) detain them (dual) O ikisini alıkoyarsınız 1 ا حبسمهونبسحت That it perishes Yok olması 1 ط حبطبحت

That you (pl) like Sevmeniz 4 وا حبببحت

You (pl) like Seversiniz 4 ون حبببحت

You (pl) like it Onu seversiniz 4 ا حببهونبحت You (pl) like them Onları seversiniz 4 حبب مهونبحت Under, below, beneath Aşağı, alt حتت تحت- تحت

Beneath you (fm) Senin altında حتت كتحت Beneath him Onun altında حتت هتحت Beneath them Onların altında ا حتتهتحا -تهتحت Beneath them Onların altında حتت همتحت Beneath me Benim altımda ي حتتتحت It (she) talks, tells Söylersin, söyler (dş) 2 ث حدثدحت

You (pl) fear Çekinirsiniz 1 ون حذرذرحت

You (pl) cultivate Ekersiniz 1 ثون حرثرحت

Page 151: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

146

That you want ambitiously Haris olman, istemen 1 حرص رصحت

That you move Hareket ettirmen 1 حرك كرحت That you make it forbidden Haram kılarsın 2 حرم مرحت

That you (pl) make it forbidden

Haram kılmanız 2 حرم حواتمر They searched Aradılar 5 ا حريورحت

Freeing Hürriyet verme 2 حرر ريرحت

That you grieve Hüzünlenmen 1 ن حزنزحت That you (pl) grieve Hüzünlenmeniz 1 وا حزننزحت You (pl) grieve Hüzünlenirsiniz 1 ون حزننزحت That you (fm) grieve Hüzünlenmen (dş) 1 نى حزنزحت That you feel Hissedersin 4 حسس سحت

You assume Sanarsın 1 حسب بسحت

Indeed you assume Mutlaka sanarsın 1 حسب نبسحت That you assume Sanman 1 حسب نبسحت Indeed you assume them Mutlaka onları sanarsın 1 حسب مهنبسحت You assume her Onu sanarsın 1 ا حسبهبسحت You assume them Onları sanarsın 1 حسب مهبسحت You (pl) assume him Onu sanarsınız 1 حسب هونبسحت That you (pl) assume him Onu sanmanız 1 حسب وهبسحت You are jealous Haset edersin 1 حسد دسحت

You (pl) are jealous of us Bize haset edersiniz 1 ا حسدنوندسحت Inquire (imp, pl) Araştırın 5 وا حسسسسحت

That you be good Đyilik yapmanız, geçinmeniz 4 وا حسنسنحت You (pl) kill Öldürürsünüz 1 حسس ونتسح

You (pl) kill them Onları öldürürsünüz 1 حسس مهونسحت You are gathered

Haşrolunursunuz, toplanırsınız

تحشرون حشر 1

Page 152: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

147

She protects Korur 4 حصن نصحت

Chaste, modest Namuslu نا حصنصحت

That it protects you (pl) Sizi koruması 4 حصن كمنصحت You (pl) protect, store Korursunuz, saklarsınız 4 ون حصننصحت

That you (pl) count Sayıp bitirmeniz 4 و حصيصحت

That you (pl) count it Onu saymanız 4 حصي وهصحت That you (pl) count it Onu (dş), onları saymanız 4 حصي صحاتوه That you encompass Kuşatman, anlaman 4 ط حوطحت You judge, decree Hüküm verirsin 1 حكم كمحت

That you (pl) judge, decree Hüküm vermeniz 1 وا حكمكمحت You (pl) judge, decree Hüküm verirsiniz 1 ون حكمكمحت

It settles, comes down Yerleşir, iner 1 ل حللحت

It becomes lawful Helal olur 1 ل حللحت

Dissolution Bozma, çözme لة حللحت That you shave Tıraş etmeniz 1 قوا حلقلحت

That you (pl) violate Hürmetsizlik etmeniz 4 لوا حللحت

That you lay the burden Yüklemen 1 ل محلمحت You lay the burden; It (she) bears

Yüklersin 1 ل محلمحت That you put the burden, attack

Yüklemen, saldırman 1 ل محلمحت That you lay the burden on us Bize yüklemen 1 ا محللنمحت

She (they) carries him (it) Onu taşır, taşırlar 1 محل لهمحت That you mount them Onları bindirmen 1 محل ملهمحت You (pl) are laden Yüklenirsiniz 1 لون محلمحت

That you break your oath Yeminini bozman 1 ث حنثنحت

Change, transformation Değişiklik, dönüşme 2 ويل حولحو -تحيالت

You give life Yaşatırsın, hayat verirsin 4 ي حييحت

Page 153: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

148

Greeting Selamlama ة حيييحت Their greeting Onların selamlamaları حيي مهتيحت You avoid Kaçarsın 1 حيد يدحت

That you (pl) encompass Kavramanız 4 يطوا حوطحت

You (pl) live Yaşarsınız 1 ن حييويحت

You give life Yaşatırsın, hayat verirsin 4 يي حييحت

Enmity Düşmanlık خصم ماصخت

That you address Hitap etmen 3 ب خطباطخت

That you address me Bana hitap etmen 3 نى خطبباطخت You fear Korkarsın 1 خوف افخت

That you fear (dual) Korkmanız (ikil) 1 افا خوفخت

That you keep silent Sessiz kalman 3 خفت تافخت

Indeed you fear Korkarsın 1 خوف افنخت

That you (pl) fear Korkmanız 1 افوا خوفخت You (pl) fear Korkarsınız 1 افون خوفخت

You (pl) fear them Onlardan korkarsınız 1 خوف مهافونخت That you (pl) fear them Onlardan korkmanız 1 خوف مافوهخت That you (fm) fear Korkman (dş) 1 ي خوفافخت You associate Karışırsın 3 ط خلطالخت That you (pl) associate with them

Onlarla karışmanız 3 خلط مطوهالخت That they humble Saygı duysun 4 خبت بتخت

You (pl) betray, deceive Đhanet edersiniz 8 ون خونتانخت

That you (pl) dispute Çekişmeniz 8 وا خصممصتخت You (pl) dispute Çekişirsiniz 8 ون خصممصتخت

You (pl) differ Đhtilaf edersiniz 8 فون خلفلتخت

Falls down Yıkılır 1 خرر رخت

Page 154: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

149

It comes out Çıkarsın, çıkar (dş) 1 خرج جرخت

That it comes out Çıkman 1 خرج جرخت That you bring forth Çıkarman 4 خرج رجخت You bring forth Çıkarırsın 4 خرج رجخت

That you come out Çıkman 1 خرج جرخت - جرخت You bring us forth Bizi çıkarman 4 ا خرجنرجخت That you (pl) come out Çıkmanız 1 وا خرججرخت That you (pl) drive out Çıkarmanız 4 وا خرجرجخت You (pl) come out Çıkarsınız 1 ون خرججرخت You (pl) are brought forth Çıkarılırsınız 4 ون خرججرخت

You (pl) bring forth Çıkarırsınız 4 ون خرجرجخت That you (pl) bring him forth Onu çıkarmanız 4 خرج وهرجخت That you (pl) drive them (fm) out

Onları (dş) çıkarmanız 4 خرج نوهرجخت They guess Tahmin ederler 1 ون خرصصرخت

That you cut out Yırtman, delmen 1 خرق رقخت

That you disgrace us Bizi rezil etmen 4 ا خزيزنخت

That you disgrace me Beni rezil etmen 4 زني خزيخت

That you (pl) disgrace me Beni rezil etmeniz 4 خزي ونزخت

That you (pl) give less Eksiltmeniz 4 وا خسرسرخت

Loss Ziyan, kayıp سري خسرخت

You fear, that you fear Korkarsın 1 ا خشيشخت

You fear him Ondan korkarsın 1 خشي اهشخت That you humble Saygı duyman, ürpermen 1 خشع عشخت

That you (pl) fear Korkmanız 1 ا خشيوشخت

You (pl) fear Korkarsınız 1 ن خشيوشخت

You (pl) fear them Onlardan korkarsınız 1 خشي مهنوشخت

Page 155: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

150

That you (pl) fear him Ondan korkmanız 1 خشي هوشخت That you (pl) fear them Onlardan korkmanız 1 خشي مهوشخت You fear, that you fear Korkarsın 1 ى خشيشخت That you (pl, fm) be soft Yumuşak söylemeniz (dş) 1 خضع نعضخت

You write Yazarsın 1 ط خططخت

It snatches Kapar 1 خطف طفخت

It snatches him Onu kapar 1 خطف طفهخت You write it Onu yazarsın 1 خطط طهخت That you fear Korkman 1 خوف فخت

That you (pl) hide Gizlemeniz 4 فوا خفيخت

You (pl) hide Gizlersiniz 4 فون خفيخت

That you (pl) hide it (him) Onu gizlemeniz 4 خفي فوهخت That you (pl) hide it (her) Onu gizlemeniz 4 ا خفيفوهخت It remains hidden Gizli kalır 1 فى خفيخت

You (they) hide Gizlersin, gizler 4 ي خفيفخت

Lessening, lightening Hafifletme خفف يففخت

Emptied Boşaldı 1 خلو لتخت

Live forever Ebedi yaşarsınız 1 ون خلدلدخت

You violate Sözünden dönersin 4 خلف فلخت

That you violate it Ondan dönmemen 4 خلف لفهخت You create Yaratırsın 1 خلق لقخت You (pl) create Yaratırsınız 1 لقون خلقخت You (pl) create it (him) Onu yaratırsınız 1 خلق هلقونخت Scaring Korkutarak خوف فوخت

That you (pl) betray, deceive Đhanet etmeniz 1 وا خونونخت

Scaring Korkutma ويفا خوفخت

Page 156: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

151

You (pl) choose Seçersiniz 5 ون خريريخت

It overtook him Ona yetişti 6 ركد كهاردت

You (pl) contracted for debt Borçlandınız 6 م ديننتايدت

To ponder Derin düşündü 5 دبر ربدت - ربدتي You (pl) store Biriktirirsiniz 8 ون ذخررخدت

That you make enter Sokman 4 ل دخلخدت Indeed you enter Mutlaka girersin 1 دخل لنخدت

That you enter Girmeniz 4 لوا دخلخدت

That you enter it Ona girmeniz 1 ا دخللوهخدت You (pl) study Ders görürsünüz 1 ون درسسردت

It overtakes, comprehends Yetişir, idrak eder 4 درك ركدت

It overtakes it Ona yetişir 4 درك ركهدت You (pl) know Bilirsiniz 1 ون دريردت

You know Bilirsin 1 ري دريدت

That you call, that she calls Çağırman, dua etmen, dua etmesi (dş)

تدع دعو 1

That you call them Onları çağırman 1 دعو مهعدت That you (pl) call Çağırmanız, dua etmeniz 1 و دعوعدوا -تعدت You (pl) call Çağırırsınız 1 ون دعوعدت

You (pl) ask for Đstersiniz 8 ون دعوعدت

You (pl) are called Çağırılırsınız 1 ن دعووعدت

That you (pl) call us Bizi çağırmanız 1 دعو داتونع

You (pl) call us Bizi çağırırsınız 1 ا دعونونعدت

You (pl) call me Beni çağırırsınız 1 ني دعوونعدت

You (pl) call him Onu çağırırsınız 1 دعو هونعدت You (pl) call them Onları çağırırsınız 1 دعو موهعدت It (she) is called Çağırılır 1 ى دعوعدت

Page 157: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

152

That you (pl) give Vermeniz 1 لوا دلودت

It (she) came down Sarktı 1 لى دلودت

It destroys Yıkar, mahveder دمر رمدت

Destruction Yıkma, mahvetme ريا دمرمدت

You compromise Taviz verirsin, yumuşak davranırsın

تدهن دهن 4

It revolves Dönerler 1 دور وردت

You (pl) make revolve, carry out

Döndürürsünüz 4 ون دوريردت

You (pl) make it revolve, carry it out

Onu döndürürsünüz 4 ا دورهونيردت That you slaughter Kesmeniz, boğazlamanız 1 ذبح حذبوات

You (it) leave Bırakır 1 وذر ذرت

That you leave Bırakması 1 وذر ذرت

That you (pl) leave Bırakmanız 1 ن وذرذرت

That you leave me Beni bırakman 1 نى وذرذرت That you (pl) leave them Onları bırakman 1 وذر مهذرت It disperses Savurur 1 و ذروذرت

You (pl) leave Bırakırsınız 1 ون وذرذرت

It disperses it (him) Onu savurur 1 ذرو وهذرت That you (pl) leave it Onu bırakmanız 1 ا وذروهذرت It disperses it (her) Onu savurur 1 ا ذرووهذرت You remember Anarsın, zikredersin 1 ذكر ذكرت

She reminds Hatırlatır 2 ذكر ذكرت

He received admonition, remembered

Öğüt aldı, düşündü, hatırladı 5 ذكر ذكرت- ذكرتي Reminder Hatırlatma, öğüt 1 ة ذكررذكت

They received admonition, remembered

Öğüt aldılar, iyice düşündüler 5 وا ذكرذكرت That you (pl) remember Anmanız, zikretmeniz 1 وا ذكرذكرت

They received admonition, remembered

Öğüt alırlar, iyice düşünürler 5 ون ذكرذكرت ون= تذكرت

Page 158: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

153

My reminding Öğüdüm, hatırlatmam ري ذكرذكيت

You humiliate Zelil edersin, alçaltırsın 4 ل ذللذت

Humiliation Đndirme, eğme, zelil etme يال ذللذلت

That you go Gitmen 1 ذهب بذهت

That you go Gitmen 1 ذهب بذهت- بذهت

That you (pl) go Gitmeniz 1 وا ذهببذهت You (pl) go Gidersiniz 1 ون ذهببذهت

She forgets Geçer, vazgeçer 1 ل ذهلذهت

They (dual) keep back Geride tutarlar (ikil) 1 ان ذودذودت

That you (pl) taste Tatmanız 1 ذوقوا ذوقت

That you see Görmen 1 رأي رت

They (dual) see Görürler (ikil) 1 اء رأيرت

Ribs Kaburga kemikleri ب تربائرت

They (dual) see Birbirini gördü 1 رأي اءترت

Dust Toprak ترب ابرا - تابرت Inheritance Miras اث ورثرت

Mutual consent Karşılıklı rıza ile اض رضورت

They agreed Anlaştılar, rızalaştılar 6 ا رضوواضرت

You agreed Anlaştınız, rızalaştınız 6 م رضوتياضرت

Collar bones Boğaz, gırtlak ى ترقاقرت You see me Sen beni görürsün 1 اني رأيرت

You see him Sen onu görürsün 1 رأي اهرت

You see them Sen onları görürsün 1 رأي ماهرت She seeks to seduce Şehvetle arzular (dş) 3 رود اودرت

Waiting Bekleme ربص صبرت To wait Bekledi, fırsat bekledi 5 ربص صبرت - صبرتي

Page 159: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

154

You (pl) waited Beklediniz 5 ربص متصبرت

Wait (imp, pl) Bekleyin 5 وا ربصصبرت

You wait Beklersiniz 5 ون ربصصبرت ون= تصبرت

That you (pl) doubt Şüphe etmeniz 8 وا ريبابترت

That you (pl) turn back Arkanıza dönmeniz 8 وا ردددترت

With distinct recitation Tane tane, ağır ağır يال رتلترت

That you (pl) inherit Mirasçı olmanız 1 رثوا ورثت They are returned Döndürülür (dş) 1 رجع عجرت

That you (pl) return Döndürmeniz 1 و رجعجعرت

You (pl) return Döndürürsünüz 1 ون رجعجعرت

You (pl) are returned Döndürülürsünüz 1 و رجععجرنت

You (pl) return it (him) Onu döndürürsünüz 1 ا رجعهونجعرت You (pl) return them Onları döndürürsünüz 1 رجع نوهجعرت It quakes Sarsılır 1 رجف فجرت

That you (pl) stone me Beni taşlamanız 1 رجم ونمجرت

That you expect, hope Umman, ümit etmen 1 و رجوجرت

That you (pl) expect, hope Ummanız, ümit etmeniz 1 وا رجوجرت You (pl) expect, hope Umarsınız 1 ون رجوجرت

That you (pl) expect it Onu ummanız 1 ا رجووهجرت You defer Geri bırakırsın 4 جي رجورت

That you have mercy on us Bize merhamet etmen 1 ا رحمنمحرت

That you have mercy on مع Bana merhamet etmen 1 ني رحممحرت

You are given mercy Merhamet olunursunuz 1 ون رحممحرت

That it is rejected Reddedilmesi 1 ردد درت

You (pl, fm) desire Đstersiniz (dş) 4 ن رودردت

You are rejected, turned Döndürülürsünüz 1 ون ردددرت

Page 160: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

155

He falls Aşağı düşer 5 ى رديدرت

You perish Helak olursun 1 ى رديدرت

You ruin me Beni helak edersin 4 ين رديدرت

You give sustenance Rızık verirsin 1 قرز قزرت

You (pl) are given sustenance from it

Ondan rızıklandırılırsınız 1 رزق قانهزرت You agree Razı olursun 1 ا رضوضرت

You agree on it (him) Ondan razı olursun 1 رضو اهضرت You agree on it (her) Ondan razı olursun 1 ا رضواهضرت That you (pl) agree Razı olmanız 1 ا رضووضرت You (pl) agree Razı olursunuz 1 ن رضووضرت

You (pl) agree on it (her) Ondan razı olursunuz 1 ا رضوهنوضرت You agree Razı olursun 1 ى رضوضرت

You (pl) desire Đstersiniz 1 ون رغبغبرت

That it be raised Yükseltilmesi 1 رفع فعرت That you (pl) raise Yükseltmeniz 1 وا رفعفعرت

You respect Tutman, uyman 1 رقب قبرت

You ascend, rise Çıkarsın, yükselirsin 1 قى رقيرت

To leave, desert Terk etti 1 ترك كرت - كرتي

Indeed you mount Mutlaka binersin 1 ركب نكبرت

That you (pl) mount Binmeniz 1 وا ركبكبرت You (pl) mount Binersiniz 1 ون ركبكبرت

That you (pl) mount it Ona binmeniz 1 ا ركبوهكبرت I left Terk ettim 1 ترك كترت You (pl) left Terk ettiniz, bıraktınız 1 ترك مكترت You (pl) left it (her) Onu terk ettiniz 1 ا تركوهمكترت That you flee Kaçmanız 1 وا ركضكضرت

Page 161: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

156

You (pl, fm) left Terk ettiler, bıraktılar (dş) 1 ترك كنرت

You incline Yanaşırsın, meyledersin 1 ك ركنرتن

We left Terk ettik 1 ا ترككنرت We left it (her) Onu terk ettik 1 ا تركاهكنرت That you (pl) incline Yanaşmanız, meyletmeniz 1 وا ركنكنرت

He left him Onu terk etti 1 ترك كهرت He left them Onları terk etti 1 ترك مكهرت They left Terk ettiler 1 كوا تركرت They left you Seni terk ettiler 1 ترك كوكرت It (she) throws Atar (dş) 1 ي رميمرت

They throw Onlara atarlar 1 يهم رميمرت That you see me Beni görürsen 1 رأي نرت

You terrify Korkutursunuz 4 و رهببهرنت It covers Sarar 1 رهق قهرت

That you be hard on me Bana güçlük çıkarman 4 قني رهقهرت

It covers it Onu sarar 1 ا رهققههرت It covers them Onları sarar 1 رهق مقههرت That you (pl) see Görmeniz 1 ا رأيورت

You (pl) see Görürsünüz 1 ن رأيورت

Indeed you (pl) see Mutlaka görürsünüz 1 ن رأيورت

Indeed you (pl) see it Mutlaka onu görürsünüz 1 ا رأيهنورت You (pl) see it Onu görürsünüz 1 ا رأيهنورت You (pl) see them Onları görürsünüz 1 رأي مهنورت That you (pl) see it Onu görmeniz 1 ا رأيهورت

You see Görürsün 1 ى رأيرت

You (pl) bring in Akşam getirirsiniz 4 ون روحرحيت

Page 162: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

157

You desire, she desire Đstersin, ister (dş) 4 رود ريدت

You (pl) desire Đstersiniz 4 ون رودريدت

You (fm) see Görürsün (dş) 1 رأي ينرت

You show me Bana gösterirsin 4 ي رأينريت

Ends Son verir 1 ال زولزت

It visits Ziyaret eder 1 زور راوزت

That you increase Arttırman 1 زيد زدت

They (it) increase Arttırır 1 زيد اددزت

They look down upon Hor gördü 8 ري زريدزت

It (she) bears Yüklenir (dş) 1 وزر زرت

You (pl) grow Bitirirsiniz, büyütürsünüz 1 ون زرععرزت

You (pl) it grow Onu büyütürsünüz 1 زرع هونعرزت You (pl) claim Sanarsınız 1 ون زعممعزت

That you cause to deviate Kaydırman 4 زغ زيغت

That you ascribe purity Temize çıkarmanız 2 كوا زكوزت

Purifies Temizlenir 2 كى زكوزت

You purify Temizlersin 2 كي زكوزت

You purify them Onları temizlersin 2 زكو كيهمزت That they slip Kayması 1 زل زللت

That it departs, perishes Çıkması, yok olması 1 زهق قهزت Take provision (imp, pl) Azıklanın 5 وا زوددوزت

That it ends, perishes Zeval bulması, yok olması 1 ول زولزت

That they (dual) end, perish Zeval bulmaları, yok olmaları (ikil)

تزوال زول 1You (pl) increase me Beni arttırırsınız 1 ني زيدونزيدت

They separated Birbirinden ayrıldılar 5 لوا زوليزت

It grieves you (pl) Sizi üzer 1 سوأ كمؤست

Page 163: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

158

That you ask Sorman 1 ئ سألسلت

You ask Sorarsın, istersin 1 ئ سألسلت

You are asked, it (she) is asked

Sorulursun, sorulur 1 ئ سألسلت

You are asked, it (she) is asked

Mutlaka sorulursunuz 1 سأل سئتلن

That you ask me Bana sorman, benden istemen

ىلنتسئ -لن تسئ سأل 1You ask them Onlardan istersin, sorarsın 1 م سألئلهست That you ask (pl) Sormanız 1 ئلوا سألست You ask (pl) Sorarsınız, istersiniz 1 ئ سألسلونت

You are asked Sorulursunuz 1 ئ سألسلونت

That you be weary Üşenmeniz 1 ئ سأمسواتم

It grieves them Onları üzer 1 سوأ مهؤست

To ask each other Soruştu, birbirine sordu 6 ائل سألسا - تستلئي You (pl) ask each other Soruşursunuz, istersiniz 6 ائلون سألست ائلون= تست That it falls down Dökülmesi 3 ط سقطاقست

You glorify Tesbih edersin 2 سبح حبست

You (pl) glorify Tesbih edersiniz 2 ون سبححبست

That you (pl) glorify Him Onu tesbih etmeniz 2 سبح وهحبست It (she) passes, overtakes Geçer 1 سبق بقست

That you (pl) insult Sövmeniz 1 وا سبببست

Glorification Tesbih, tesbih etme بيح سبحست

His glorification Onun tesbih etmesi سبح هبيحست Their glorification Onların tesbih etmesi سبح مهبيحست You (pl) postpone Geri kalırsınız 10 ون أخررئختست That you (pl) ask permission Đzin istemeniz 10 أنس تسوااتنس You (pl) seek to change Değişmek istersiniz 10 لون بدلدبتست

That it becomes clear Belli olması 10 بني بنيتست

Page 164: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

159

You cover yourselves Sakınırsınız, gizlenirsiniz 8 ون ستررتتست

You (pl) respond Đcabet edersiniz 10 ون جوبجيبتست

You take out Çıkarırsın 10 خرج رجختست

That you (pl) take out Çıkarmanız 10 وا خرجرجختست You (pl) take out Çıkarırsınız 10 ون خرجرجختست You (pl) find it light Onu hafif bulursunuz 10 ف خففختسونت

That you (pl) have a baby suckle

Emzirtmeniz 10 وا رضععضرتست To be able Gücün yetmesi 10 طوع عطتست To be able Gücün yetmesi 10 طوع يعطتست That you (pl) are able Gücünüzün yetmesi 10 وا طوعيعطتست You (pl) are able Gücünüz yeter 10 ون طوعيعطتست That you hasten Acele istemen 10 جل عجلعتست You (pl) hasten Acele istersiniz 10 عجل جلونعتست

That you (pl) hasten it Onu acele istemeniz 10 عجل جلوهعتست You ask forgiveness Bağışlanma dilersin 10 غفر تسترفغ

That you ask forgiveness Bağışlanma dilemen 10 غفر رفغتست You (pl) ask forgiveness Bağışlanma dilersiniz 10 ون غفررفغتست You call for help Yardım istersin 10 يث غوثغتست

You (pl) call for help Yardım istersiniz 10 غوث غتسيثونت That you inquire Sorman, fetva istemen 10 فيت فتتست

You ask for victory Fetih istersin 10 فتح حفتتست

That you (pl) ask for victory Fetih istemeniz 10 وا فتححفتتست You (dual) inquire Fetva istersiniz (ikil) 10 ا فيتيفتتستن

You go forward Đleri geçersiniz 10 ون قدممقدتست That you (pl) seek division Paylaşmanız 10 وا قسمقسمتست You pretend to be great Büyüklük taslarsın 10 كرب كبرتست

Page 165: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

160

You (pl) pretend to be great Büyüklük taslarsınız 10 كب كربتسونتر

You want more Çokluk istersin 10 كثر ركثتست

You listen Dinlersin 10 مسع عمتست

You (pl) listen Dinlersiniz 10 ون مسععمتست You (pl) ridicule Alay edersiniz 10 زئون هزأهتست

That you may sit firmly Yerleşmeniz 8 سوي واتوتس

It equals Eşit olur, bir olur 8 وي سويتست

That you prostrate Secde etmen 1 سجد دجست You prostrate Secde edersin 1 سجد دجست

That you (pl) prostrate Secde etmeniz 1 وا سجددجست That you bewitch Büyülemen 1 سحر رحست

You are bewitched Büyülenirsin, sihirlenirsin 1 سحر رحست

That you bewitch us Bizi büyülemen 1 ا سحرنرحست You (pl) are bewitched Büyülenirsiniz 1 ون سحررحست

That you (pl) ridicule Alay etmeniz 1 وا سخررخست You (pl) ridicule Alay edersiniz 1 ون سخررخست

Pleases Sevindirir, içini açar 1 سرر رست

You conceal Gizlersin 4 سرر سرت

You (pl) release Salıverirsiniz 1 ون سرححرست

That you (pl) exceed Đsraf etmeniz 4 رفوا سرفست You (pl) conceal Gizlersiniz 4 ون سررسرت

Releasing Bırakma سرح ريحست

To be able Gücünün yetmesi 10 طوع عطست

Nine Dokuz تسع عسا -تعست

Nine Dokuz تسع عسة -تعست

Ninety Doksan ون تسععست

Page 166: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

161

They run, move Çalışır, koşar (dş) 1 ى سعيعست

You shed Dökersiniz 1 كون سفكفست It (they) falls Düşer 1 قط سقطست

It is made to fall Düşürülür 1 ط سقطقست

It is watered Sulanır 1 قى سقيست

Gives water Sular 1 ي سقيقست

That it is inhabited Meskun olması 1 كن سكنست

You rest Dinlenirsin, sakinleşirsin 1 سكن كنست

That it is inhabited Meskun olması 1 سكن كنست

That you (pl) rest Dinlenmeniz, sakinleşmeniz 1 وا سكنكنست You (pl) rest Dinlenirsiniz, sakinleşirsiniz 1 ون سكنكنست That you (pl) go into Yola girmeniz 1 لكوا سلكست

That you (pl) greet Selam vermeniz 2 وا سلملمست

You (pl) submit, become Muslim

Selamete erersiniz, Müslüman olursunuz

تسلمون سلم 4

Submission, greeting Selam, teslimiyet يما سلملست

That you hear Đşitmen 1 ع مسعمست You hear Đşitirsin 1 مسع عمست

You make hear Đşittirirsin 1 مسع عمست

You (pl) hear Đşitirsiniz 1 مسع نعمست

That you (pl) hear Đşitmeniz 1 وا مسععمست You (pl) hear Đşitirsiniz 1 ون مسععمست It is named Đsim verildi 2 مسو مسىت

Naming Đsim verme ة مسويمست

A spring in Paradise Cennette bir pınar منيست It turns black Kararır 9 سود دوست

They c limbed over the wall Duvarı aşarlar 5 وا سورروست

Page 167: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

162

It is leveled Düzeltilirler, yerle bir edilirler 1 ى سويوست

It travels, goes Yürür 1 سري سريت

You (pl) pasture Otlatırsınız 4 ون سومسيمت

You want, wish Đstersin 1 اء شيأشت You (pl) want, wish Đstersiniz 1 ون شيأاؤشت

It became alike Benzedi 6 شبه هابشت

They became alike Benzedi 6 شبه تهابشت

You (pl) oppose Muhalefet edersiniz 3 اقون شققشت Consultation Danışma, istişare ر شوراوشت To consult Danıştı, istişare etti 6 شور راوشت- راوشتي Tat you (pl) exchange Değişmeniz 8 وا شريرتشت

She complains Şikayet eder (dş) 8 ي شكوكتشت

They desire Đster, iştihası çeker 8 هي شهوتشت

They desire it Onu canı çeker 8 شهو هيهتشت They stare Donup kalır, belerir 1 شخص صخشت

You (pl) drink Đçersiniz 1 ون شرببرشت

You associate partners Şirk koşarsın 1 شرك ركشت

That you associate partners Şirk koşman 1 شرك ركشت That you associate partners Şirk koşman 1 شرك ركشت- ركشت That you (pl) associate partners

Şirk koşmanız 1 ركوا شركشت You (pl) associate partners Şirk koşarsınız 1 ركون شركشت That you be unjust Zulmetmen, aşırı gitmen 1 ط شطططشت You (pl) perceive Şuur edersiniz, anlarsınız 1 ون شعررعشت

It split Parçalandı 5 شقق ققشت

That you suffer Güçlük çekmen, sıkıntı çekmen

تشقى شقو 1

You give thanks Şükredersin 1 شكر كرشت

Page 168: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

163

That you give thanks Şükretmen 1 وا شكركرشت You (pl) give thanks Şükredersiniz 1 ون شكركرشت

That you rejoice Sevindirmen 4 مشت تمشت

You witness, see Şahit olursun, görürsün 1 شهد دهشت

That you witness, see Şahit olman, görmen 1 شهد دهشت That you witness, see Şahit olman 1 شهد دهشت- دهشت You (pl) witness, see Şahit olursunuz, görürsünüz 1 ون شهددهشت That you witness me Bana şahit olmanız 1 شهد وندهشت That it spreads Yayılması 1 شيع يعشت

Keep me as companion (imp) Benimle arkadaşlık yapman 3 ني صحبباحصت

That it becomes Olması 4 صبح بحصت It becomes Olur 4 صبح بحصت

That they become Olmaları 4 وا صبحبحصت They become Olurlar 4 صبح بحصونت You endure Sabredersin 1 صرب برصت

That you (pl) endure Sabretmeniz 1 وا صرببرصت You (pl) endure Sabredersiniz 1 ون صرببرصت That it strikes you Sana isabet etmesi 4 صوب كبصت

That it strikes you (pl) Size isabet etmesi 4 صوب تكمبص That it strikes them Onlara isabet etmesi 4 صوب مهبصت Give (imp) charity Tasadduk et, sadaka ver 5 صدق قدصت

To give charity Tasadduk etti, sadaka verdi 5 صدق قدصت - قدصتي

That you (pl) give charity Tasadduk etmeniz, sadaka vermeniz

تصدقوا صدق 5

You (pl) admit the truth Tasdik edersiniz, doğrularsınız

تصدقون صدق 2

You (pl) hinder, turn away Çevirirsiniz, engellersiniz 1 ون صدددصت

That you (pl) hinder us Bizi çevirmeniz 1 ا صددوندصت

Page 169: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

164

You give attention Yönelirsin 5 ى صديدصت

Clapping El çırpma, dikkat etme ة صدييدصت Confirmation Tasdik, doğrulama صدق يقدصت

That you avert Savman, çevirmen, bertaraf etmen

تصرف صرف 1

You (pl) are averted Çevrilirsiniz 1 فون صرفرصت

Directing Döndürülme صرف فريصت You (pl) warm yourselves Isınırsınız 8 طلون صليصت

You (pl) climb Tırmanırsınız 4 ون صعددعصت

That you turn Döndürmen 2 ر صعرعصت That it inclines Meyletmesi 1 اى صغوغصى -تغصت You attribute Vasıflandırırsın 1 وصف فصت

That you (pl) overlook Hoş görmeniz 1 وا صفحفحصت

You (pl) attribute Vasıflandırırsınız 1 فون وصفصت

It reaches Uzatır, ulaşır 1 ل وصلصت

That you pray Namaz kılman 2 ل صلوصت

That you correct, reform Islah edersin, düzeltirsin 4 صلح حلصت

That you (pl) correct, reform Islah etmeniz, düzeltmeniz 4 وا صلححلصت

It burns Ateşe girer 1 لى صليصت

Burning Yakma ة صلييلصت

That you are brought up Yetiştirilmen 1 صنع عنصت

You (pl) make Yaparsınız 1 ون صنععنصت

That you (pl) fast Oruç tutmanız 1 وا صومومصت It strikes, befalls Đsabet eder 4 صوب يبصت

That it strikes you (pl) Size isabet etmesi 4 صوب كميبصت Indeed it strikes, befalls Mutlaka isabet eder 4 صوب نيبصت

That it strikes us Bize isabet etmesi 4 ا صوبنيبصت

Page 170: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

165

That it strikes them Onlara isabet etmesi 4 م صوبهيبصت That you (pl) harm Zarar vermeniz 4 وا صوبيبصت It reaches Varır, döner 1 صري ريصت

That she is harmed Zarara uğratılması (dş) 3 ضرر ارضت That you (pl) harm them (fm) Onları (dş) zarara uğratmanız 3 ضرر نوهارضت You (pl) laugh Gülersiniz 1 كون ضحكحضت

You are exposed to sun Güneşten yanarsın 1 ى ضحوحضت

That you (pl) give example Misal vermeniz 1 وا ضربربضت

To supplicate humbly Yalvardı 5 ضرع عرضت- عرضتي Humbly Yalvararak عا ضرعرضت

That you (pl) supplicate humbly

Yalvarmanız 5 وا ضرععرضت You (pl) harm Zarar verirsiniz 1 ون ضرررضت

You (pl) harm him Ona zarar verirsiniz 1 ضرر هونرضت That you (pl) harm him Ona zarar vermeniz 1 ضرر وهرضت That she (it) gives birth, lays down

Doğurması, koyması 1 وضع عضت She (it) gives birth, lays down Doğurur, koyar (dş) 1 وضع عضت

That you (pl) put down Bırakmanız 1 وا وضععضت You (pl) put down Bırakırsınız 1 ون وضععضت

That she gets confused Yanılması, şaşırması (dş) 1 ل ضللضت

You let go astray Saptırırsın 4 ل ضللضت

That you (pl) go astray Sapmanız 1 لوا ضللضت Error, vain Sapıklık, hiçlik يل ضلللضت That you (pl) distress Sıkıştırmanız 2 قوا ضيقيضت

That you (pl) step Ayak basmanız 1 و وطأطؤت

That you (pl) step on it Ona ayak basmanız 1 ا وطأطئوهت That you (pl) step them Onlara ayak basmanız 1 وطأ مطئوهت

Page 171: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

166

It prolonged Geçti, birbirini takip etti, uzadı 6 ل طولطاوت

That you send away Kovman 1 طرد دطرت

That you send them away Onları kovman 1 طرد مهدطرت That you obey Đtaat etmen 4 ع طوعطت- عطت

You (pl) feed, give food Yedirirsiniz 4 ط طعمونتمع That you obey him Ona itaat etmen 4 طوع هعطت That you obey them (dual) O ikisine itaat etmen 4 ا طوعمهعطت That you (pl) transgress Aşmanız 1 ا طغيوطغت

It rises Doğar, yükselir, çıkar 1 طلع طلعت

It mounts up Çıkar, yetişir, yükselir 8 طلع عطلت

That they find satisfaction Mutmain olması, huzur bulması 12 طمن نئطمت

They find satisfaction Mutmain olur, huzur bulur 12 طمن نئطمت

You (pl) expect, hope Ümit edersiniz 1 ون طمععطمت

You purify Temizlersin 5 طهر رطهت

They (fm) gets clean Temizlenirler (dş) 5 ن طهررطهت

You purify them Onları temizlersin 5 طهر مهرطهت Cleaning Tertemiz yapma طهريا طهرت

He volunteered Gönüllü yaptı 5 طوع عطوت

We have been cursed Uğursuzluğa uğradık 5 ا طرينرطيت

You obey Uyarsın, itaat edersin 4 طوع يعطت

That you (pl) obey Uymanız, itaat etmeniz 4 وا طوعيعطت That you (pl) obey him Ona uymanız, itaat etmeniz 4 طوع وهيعطت You (dual) supported each other

Birbirini desteklersiniz (ikil) 6 ا ظهررظاهت

You (pl) supported each other Birbirinizi desteklersiniz 6 ون ظهررظاهت

You (pl) declare unlawful Zihar yaparsınız 3 ون ظهررظاهت

That you oppress Zulmetmen 1 م ظلمظلت

Page 172: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

167

You (she) oppress Zulmedersin, zulmeder 1 ظلم مظلت

You are (she is) oppressed Zulmedilirsin, zulmedilir 1 ظلم ظلمت That you (pl) oppress Zulmetmeniz 1 وا ظلممظلت You (pl) oppress Zulmedersiniz 1 ون ظلممظلت You are oppressed Zulmedilirsiniz 1 ون ظلمظلمت

That you feel thirst Susuzluk çekmen 1 ظمأ ظمات

You presume Zannedersin 1 ظنن ظنت

You (pl) presume Zannedersiniz 1 ون ظننظنت

You come to noon Öğle zamanına girersiniz 4 ون ظهرظهرت

That you (pl) know each other Tanışmanız, birbirinizi bilmeniz

تعارفوا عرف 6

You disagreed Anlaşmadınız 6 م عسررتاسعت

He took ( a knife) Bıçak aldı اطى عطوعت

Come (imp, pl) Gelin 6 ا علوالوعت

High, exalted Yüce, yüksek الى علوعت

Come (imp, pl, fm) Gelin (dş) 6 علو ناليعت

To help each other Yardımlaştı 6 ن عوناوعن -تاوعتي Help (imp, pl) each other Yardımlaşın 6 وا عونناوعت

You (pl) amuse yourselves Eğlenirsiniz 1 ثون عبثبعت

You worship Taparsın, ibadet edersin 1 عبد دبعت

That you worship Tapman 1 عبد دبعت That you (pl) worship Tapmanız, ibadet etmeniz 1 وا عبددبعت You (pl) worship Taparsınız, ibadet edersiniz 1 ون عبددبعت You (pl) interpret Tabir edersiniz 1 ون عربربعت

That you (pl) transgress Aşırı gitmeniz 8 وا عدودتعت

You (pl) count Sayarsınız 8 ون عدددتعت You (pl) count them Onu sayarsınız 8 ا عددهوندتعت

Page 173: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

168

That you (pl) transgress them Onda aşırı gitmeniz 8 ا عدووهدتعت That you (pl) apologize Özür dilemeniz 8 وا عذررذتعت

That you (pl) commit evil Kötülük yapmanız 1 ا عثوثوعت That you wonder Şaşırman 1 عجب بجعت

It pleases you Seni hoşlandırır, hoşuna gider

تعجبك عجب 4

That it pleases you Hoşuna gitmesi 4 عجب كجبعت You wonder Şaşarsınız 1 ون عجببجعت

You (fm) wonder Şaşarsın (dş) 1 عجب بنيجعت

That you hasten Acele etmen 5 ل عجلجعل -تجعت

To hasten Acele etti 5 ل عجلجعل - تجعتي

That you pass beyond Ötesine geçirmen 1 عدو دعت

You (dual) promise me Bana vaad ediyorsunuz (ikil) 1 وعد اننيتدع

That you do justice Adalet yapman 1 ل عدلدعت That you (pl) do justice Adalet yapmanız 1 لوا عدلدعت

You promise us Bize vaad edersin 1 ا وعدندعت

That you (pl) count Saymanız 1 وا عدددعت

That you (pl) exceed Aşmanız 1 وا عدودعت

You (pl) count Sayarsınız 1 ون عدددعت

That you torment Azap etmen 2 عذب ذبعت You torment, punish Azap edersin, cezalandırırsın 2 عذب ذبعت

That you torment them Onlara azap etmen 2 عذب مهذبعت They ascend Yükselir 1 عرج جرعت

you turn away Yüz çevirirsin 4 عرض رضعت

That you turn away Yüz çevirmen 1 عرض رضعت Indeed you turn away Mutlaka yüz çevirirsin 4 عرض نرضعت That you (pl) turn away Yüz çevirmeniz 4 وا عرضرضعت

Page 174: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

169

You (pl) are presented Arz olunursunuz 4 ون عرضضرعت You know, recognize Bilirsin, tanırsın 1 عرف رفعت

You recognize them Onları tanırsın 1 م عرفرفهعت You recognize it (her) Onu tanırsınız 1 ا عرفهرفونعت That you become naked Çıplak kalman 1 ى عريرعت

You honor Aziz edersin 4 عزز زعت

That you (pl) honor him Onu desteklemeniz 4 عزر وهرزعت That you (pl) resolve, decide Azmetmeniz 1 وا عزمزمعت

Destruction Yıkım ا تسعسعت That you (pl) hinder them (fm) Onlara engel olmanız 1 عضل نلوهضعت

You (pl) give advice Öğüt verirsiniz, vaaz edersiniz

تعظون وعظ 1

Restraint, chastity Đffetlilik عفف ففعت That you (pl) forgive Affetmeniz 1 فوا عفوعت

You (pl) use reason Akledersiniz 1 لون عقلقعت

You know Bilirsin 1 علم لمعت

That you know Bilmen 1 علم لمعت That you know Bilmen 1 علم لمعت - لمعت To learn Öğrendi 5 علم لمعت - لمعتي That you teach me Bana öğretmen 2 ن علملمعت

You know it (her) Sen onu bilirsin 1 علم لمعاته You know them Sen onları bilirsin 1 علم مهلمعت That you (pl) know Bilmeniz 1 وا علملمعت You (pl) know Bilirsiniz 1 ون علملمعت

You (pl) teach Öğretirsiniz 2 ون علملمعت

You (pl) know them Onları bilirsiniz 1 و علملمعتمهن You (pl) teach them (fm) Onlara (dş) öğretirsiniz 2 علم نهونلمعت

Page 175: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

170

That you (pl) know them Onları bilmeniz 1 علم موهلمعت Surely you (pl) reach Mutlaka yükselirsiniz 1 علو لنعت

You (pl) reveal Açığa vurursunuz 4 ون علننلعت

That you (pl) rise Büyüklenmeniz 1 لوا علوعت

He intended Đstedi, taammüden yaptı 5 عمد تدمعت

You do, make Yaparsın 1 ل عملمعت

That you do, make Yapman 1 ل عملمعت You (pl) do, make Yaparsınız 1 لون عملمعت They become blind Kör olur 1 ى عميمعت

Surely you (pl) come back Mutlaka dönersiniz 1 ن عودودعت

That you (pl) come back Dönmeniz 1 وا عودودعت

You (pl) come back Dönersiniz 1 ون عودودعت

That you (pl) oppress Adaletten ayrılmanız 1 ولوا عولعت That they be conscious of it Onu bellesin 1 ا وعيهيعت

Mutual loss Aldanış ن غنبابغت To wink at each other Kaş-göz işareti yaptı 6 غمز زامغت- زامغتي That you (pl) wash yourselves Yıkanmanız 8 سلوا غسلتغت It sets Batar 1 غرب رغتب

That you drown Batırman, boğman 4 غرق رقغت

Surely it deceives you (pl) Sizi mutlaka aldatır 1 غرر كمنرغت

It covers Sarıp örter 1 ا غشوشغت

It covers it Onu sarıp örter 1 ا غشواهشغت It covers Kaplar, sarıp örter 1 ى غشوشغت

That you forgive Bağışlaman 1 غفر رفغت That you forgive Bağışlaman 1 غفر رفغت - رفغت

That you (pl) forgive Bağışlamanız 1 وا غفررفغت

Page 176: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

171

You (pl) become unaware Gafil olursunuz 1 فلون غفلغت

You defeat Baskın çıkarsınız, galip gelirsiniz

تغلبون غلب 1

You (pl) commit excess Aşırı gitmeniz 1 لوا غلوغت

That you (pl) close your eyes Gözünüzü yummanız 4 وا غفرضمغت

That it flourishes Şenlenmesi, süslenmesi 1 غين نغت

That it avails Fayda vermesi 4 ن غينغت

It avails Fayda verir 4 ني غينغت- نيغت

They decrease Eksiltir 1 غيض يضغت

Raging Öfkelenme ظا غيظيغت

Boasting Öğünme فخر رفاخت

You (pl) ransom them Onlarla fidyeleşirsiniz 3 فدي موهفادت Fault Aykırılık, uygunsuzluk فوت تفاوت

That you cease, stop Durman 1 فتأ فتا - اتؤفتت

They are opened Açılır 2 فتح حفتت

That you (pl) invent Đftira etmeniz, uydurmanız 1 و فريرفتت

You (pl) invent Đftira edersiniz, uydurursunuz 1 ون فريرفتت

That you invent Đftira etmen 1 فري تريفت

You (pl) are tested, tried Đmtihan edilirsiniz, sınanırsınız

تفتنون فنت 1

That you put me to trial Beni imtihan etmen 1 ي فنتنفتت

Their duties Onların işleri, vazifeleri تفث مفثهت That you cause to flow Fışkırtman, akıtman 1 فجر رفجت

That you cause to flow Fışkırtman, akıtman 2 فجر رفجت Flowing, gushing forth Fışkırma, yarılma فجريا فجرت

You exult, rejoice Sevinirsin, öğünürsün 1 فرح حفرت

That you exult, rejoice Sevinmen, öğünmen 1 فرح حفرت That you (pl) exult, rejoice Sevinmeniz, öğünmeniz 1 وا فرححفرت

Page 177: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

172

You (pl) exult, rejoice Sevinirsiniz, öğünürsünüz 1 ون فرححفرت That you (pl) make obligatory Farz kılmanız, belirlemeniz 1 وا فرضفرضت

Became divided Ayrılığa düştü 5 فرق قفرت

That you become divided Ayrılığa düşmeniz 5 قوا فرقفرت

You (pl) flee, run away Kaçarsınız, firar edersiniz 1 ون فرررفت

Division Ayrılık فريقا فرقت

Make room (imp, pl) Yer açın, genişleyin 5 فسح فسواتح You cause corruption Bozgunculuk yaparsın 4 فسد فسدت

Surely you (pl) cause corruption

Mutlaka bozgunculuk yaparsınız

تفسدن فسد 4That you (pl) cause corruption Bozgunculuk yapmanız 4 وا فسدفسدت You disobey defiantly

Fasıklık yaparsınız, asilik yaparsınız

تفسقون فسق 1

Explanation, interpretation Tefsir, açıklama ا فسررفسيت

That you (dual) lose heart Cesaretinizi kaybetmeniz (ikil) 1 ال فشلفشت

That you (pl) lose heart Cesaretinizi kaybetmeniz 1 لوا فشلفشت

Explanation, detail Tafsil, açıklama يل فصلفصيال - تفصت

That you (pl) shame me Beni mahcup etmeniz 1 فضح ونحفضت Excellence, preference Faziletlilik, lutfetme يال فضلفضت

You do Yaparsın 1 ل فعلفعت That you do Yapman 1 ف فعللتع That you (pl) do Yapmanız 1 لوا فعلفعت You (pl) do Yaparsınız 1 لون فعلفعت

That you (pl) do it Onu yapmanız 1 فعل لوهفعت He inspected Teftiş etti 5 فقد فقدت

You lose, miss Kaybedersiniz 1 ون فقددفقت

You understand Anlarsınız 1 ون فقهفقهت

To think deeply, ponder Düşündü, tefekkür etti 5 فكر فكرت- فكرتي

Page 178: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

173

You (pl) wonder Şaşarsınız 5 ون فكهفكهت

That you (pl) succeed Başarmanız, kurtuluşa ermeniz

تفلحوا فلح 4You (pl) succeed

Başarırsınız, kurtuluşa erersiniz

تفلحون فلح 4

That you (pl) think me weak in mind

Beni aklen zayıf görmeniz 2 فند وندفنت

It boils Kaynar 1 فور فورت

That it returns Dönmesi 1 يء فيأفت

It flows Dolar, taşar, akar 1 فيض يضفت

You engage in Dalarsınız 4 ون فيضيضفت

That you protect Koruman 1 ق وقيت

Protection, precaution Korunma قاة وقيت

You fight Savaşırsın, savaşır 3 ل قتلقاتت

That you (pl) fight Savaşmanız 3 لوا قتلقاتت You (pl) fight Savaşırsınız 3 قتل قاتلونت You (pl) fight them Onlarla savaşırsınız 3 قتل مهلونقاتت That you (pl) fight them Onlarla savaşmanız 3 قتل ملوهقاتت Manner of being conscious of him

Ondan sakınılması وقي هقاتت

They swore to each other Yeminleştiler 6 قسم واتمقاس

He accepted Kabul etti 5 ل قبلقبت

Accept (imp) Kabul et 5 ل قبلقبت

It is accepted Kabul edildi 5 ل قبلقبت

That it is accepted Kabul edilir 1 ل قبلقبت

He accepted her Onu kabul etti 5 ا قبللهقبت That you (pl) accept Kabul etmeniz 1 لوا قبلقبت

You kill Öldürürsün 1 ل قتلقتت

That you kill me Beni öldürmen 1 لنى قتلقتت That you (pl) kill Öldürmeniz 1 لوا قتلقتت

Page 179: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

174

You (pl) kill Öldürürsünüz 1 لون قتلقتت That you (pl) kill him Onu öldürmeniz 1 قتل لوهقتت That you (pl) kill them Onları öldürmeniz 1 قتل ملوهقتت Killing Katletme يال قتلقتت

That you (pl) overpower Kadir olmanız, elde etmeniz 1 وا قدررقدت

It preceded Önden geldi 5 قدم مقدت

That you (pl) send forth Önden göndermeniz 2 وا قدممقدت

Measure, fate, appraisal Ölçü, kader, takdir قدر ريقدا -تيرقدت It becomes cool Aydınlanır 1 قرر قرت

You read Okursun 1 قرأ قرات You read it Onu okursun 1 قرأ قراته You approach Yaklaşırsın 1 قرب بقرت

That you (dual) approach Yaklaşmanız (ikil) 1 ا قرببقرت They bring you close Sizi yaklaştırır 1 قرب كمبقرت That you (pl) approach Yaklaşmanız 1 وا قرببقرت That you (pl) approach me Bana yaklaşmanız 1 ق قربتونبر

That you (pl) approach it Ona yaklaşmanız 1 ا قربوهبقرت That you (pl) approach them (fm)

Onlara (dş) yaklaşmanız 1 قرب نوهبقرت It passes Geçer 1 قرض قرضت

That you lend Borç vermen 4 قرض قرضت

It passes them Onları geçer 1 قرض مهقرضت That you (pl) lend Borç vermeniz 4 وا قرضقرضت That you (pl) do justice Adaletli davranmanız 4 قسطوا قسطت

That you (pl) swear Yemin etmeniz 4 وا قسمقسمت

Shivers Ürperir 1 قشعر رعقشت

That you (pl) shorten Kısaltmanız 1 وا قصررقصت

Page 180: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

175

That you narrate Anlatman 1 قصص صقصت

You judge, rule Đcra edersin, hüküm verirsin 1 ي قضيقضت

It is cut off Kesilir 2 قطع قطعت

It cut off, severed Koptu, ayrıldı 5 قطع تقطعت That you (pl) cut off Koparmanız, kesmeniz 2 وا قطعقطعت They cut off, severed Kestiler 5 وا قطعقطعت You (pl) cut Kesersiniz 1 ون قطعقطعت

That it falls Düşmesi 1 وقع قعت

That you sit Oturman 1 قعد دقعت

That you sit Oturman 1 قعد دقعت - دقعت

That you (pl) sit Oturmanız 1 وا قعددقعت

That you (pl) pursue Ardına düşmen 1 قفو قفت

That you say Demen 1 قل قولت

Turning Çevrilmesi قلب قلبت Movement Dolaşma, gezinme قلب قلبت

They are turned Döndürülür, çevrilir 2 قلب تقلب

Your movement Dolaşman, hareketin قلب كقلبت Their movement Onların dolaşması, gezmesi قلب مهقلبقلبهم -تت You (pl) are turned Döndürülürsünüz, çevrilirsiniz 1 ون قلبقلبت

That you stand, perform prayer

Ayakta durman, namaz kılman

تقم قوم 1

That you (pl) give up hope Ümit kesmeniz 1 طوا قنطقنت

That you oppress Üzmen, ezmen, küçümsemen 1 قهر رقهت

Righteousness Takva, sakınma ا وقيقوت

Her righteousness Onun takvası ا وقياهقوت Their righteousness Onların takvası وقي ماهقوت He invented words Söz uydurdu 5 ل قولقوت

Page 181: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

176

That you say Demen 1 قول قولت You say Dersin, söylersin 1 قول قولت

Indeed you say Muhakkak dersin, söylersin 1 قول قولنت

He invented that word O sözü uydurdu 5 قول لهقوت That you (pl) say Demeniz 1 قولوا قولت

You (pl) say Dersiniz, söylersiniz 1 قولون قولت

That you stand, perform prayer

Ayağa kalkman 1 قوم قومت That you stand, it stands, comes

Ayağa kalkarsın, kalkar, gelir, olur

تقوم قوم 1

That you stand, come Ayağa kalkmanız, olmanız 1 وا قومقومت Righteousness

Takva, korkma, koruma, sakınma

تقوى وقي

Mould, shape Biçim, şekil قومي قومت

Righteous Takva sahibi, sakınan ا وقييقت

It protects you (pl) Sizi korur يكم وقيقت

That you perform Đkame etmeniz, icra etmeniz 4 وا قوميمقت

That you become, it becomes Olman, olması 1 كون كت

Competition in increase Çokluk, çokluk kuruntusu كثر كاثرت

It almost happens Neredeyse olur 1 كود كادت

He claimed to be great Büyüklendi 5 كرب ركبت

That you (pl) magnify Yüceltmeniz 2 وا كربركبت

Magnifying Yüceltme, tekbir كبريا كربت

You (pl) write Yazarsınız 1 ون كتببكتت

That you (pl) write it Onu yazmanız 1 و كتببكتته That you (pl) write it Onu yazmanız 1 ا كتبوهبكتت You keep secret Saklarsın, gizlersin 1 كتم مكتت

That you (pl) keep secret Saklamanız 1 وا كتممكتت You (pl) keep secret Saklarsınız 1 ون كتممكتت

Page 182: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

177

You (pl) keep it secret Onu saklarsınız 1 كتم هونمكتت You lie, she lies Yalan söylersin, söyler 1 كذب بكذت

You deny, she denies Yalanlarsın, yalanlar 2 كذب كذبت

You deny (dual) Yalanlarsınız (ikil) 2 كذب انكذبت

That you (pl) deny Yalanlamanız 2 كذب كذبوات You (pl) lie Yalan söylersiniz 1 ون كذببكذت You (pl) deny Yalanlarsınız 2 ون كذبكذبت

Denial Yalanlama يب كذبكذت

You (pl) honor, offer Đkram edersiniz 4 ون كرمكرمت

You compel, force Zorlaman 4 كره كرهت

You (pl) compel, force Zorlamanız 4 وا كرهكرهت

That you (pl) dislike Hoşlanmamanız 1 وا كرههكرت

You earn, she earns Kazanırsın 1 كسب كسبت

You (pl) earn Kazanırsınız 1 ون كسبكسبت

You disbelieve Đnkar edersin 1 كفر كفرت That you disbelieve Đnkar etmen 1 كفر كفرت That you (pl)disbelieve Đnkar etmeniz 1 وا كفركفرت You (pl) disbelieve Đnkar edersiniz 1 ون كفركفرت

That you disbelieve me Beni inkar etmeniz 1 كفر ونكفرت It is burdened Yüklenir, teklif edilir 2 كلف كلفت Speaks Konuşur 5 كلم كلمت That you speak Senin konuşman 2 كلم كلمت You speak, they speak Konuşursun, konuşur 2 كلم كلمت

They speak to us Bize konuşur 2 ا كلمنكلمت It speaks to them Onlara konuşur 2 كلم مهكلمت That you (pl) speak to me Bana konuşursunuz 2 كلم ونكلمت

Page 183: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

178

Speaking Konuşma يما كلمكلت

That you (pl) complete Tamamlamanız 4 لوا كملكمت

That you be, become; it becomes

Olman, olması 1 كون كنت

Hides, conceals Gizler 4 كنن نكت

You hoard Biriktirirsiniz 1 ون كرتكنزت

It is branded Dağlanır 1 ا كويكوت That you be, become Olman 1 كون كونت You be, become Olursun 1 كون كونت

That you (dual) be, become Olmanız (ikil) 1 ا كونكونت

Indeed you be, become Mutlaka olman 1 ونك نكونت

That you (pl) be, become Olmanız 1 وا كونكونت

You(pl) be, become Olursunuz 1 ون كونكونت

It is branded Dağlanır 1 ى كويكوت

To recite, read, follow Okudu, takip etti 1 لا تلولو -تتي

Meeting Buluşma لاق لقيت

It followed it Onu izledi 1 ا تلوالهت Its recitation, reading Onun okuması تلو هتالوت

That they stay, remain Kalmaları, durmaları 5 ثوا لبثلبت

That you (pl) mix Karıştırmanız 1 وا لبسلبست You (pl) mix Karıştırırsınız 1 ون لبسلبست You (pl) wear it Onu giyersiniz 1 ا لبسهونسلبت They delight Hoşlanır, lezzet alır 1 لذ لذذت Blazing Alev saçar لظى لظيت

That you turn us away Bizi çevirmen 1 ا لفتنتلفت

It scorches, burns Yakar 1 لفح لفحت

Towards Taraf لقاء لقيت

Page 184: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

179

He received them Onları aldı 5 لقي ملقاهت

It swallows Yutar 1 لقف لقفت That it swallows Yutması 1 لقف لقفت That you (pl) throw, give Atmanız, vermeniz 1 لقو لقيلقوا -تت

You (pl) throw, give Atarsınız, verirsiniz 1 لقون لقيت You (pl) receive them Onu alırsınız 5 لقي هنلقوت

That you (pl) meet it Onunla karşılaşmanız 1 لقي هلقوت

He received Aldı 5 لقى لقيت

You are given Sana verildi 5 لقى لقيت

It is thrown, given Atılır 1 لقي لقىت

That you throw, give Senin atman 1 لقي يلقت

That, those Şu, o (dş), şunlar, onlar لكت

That for you Đşte sizin için لكمت

That for you (dual) Đşte siz ikiniz için الكمت

That you (pl) blame Ayıplamanız 1 وا ملززلمت

He put him down Alnı üzerine yatırdı 1 تلل لهت

That it diverts you (pl) Sizi alıkoyması 4 هلو لهكمت

You become distracted from it Ondan gafil olursun 1 ى هلولهت

It diverts them Onları oyalar, alıkoyar 4 هلو لهيهمت

That you (pl) distort Sapmanız, eğip bükmeniz 1 ا لويلوت I read it, recited it Onu okudum 1 تلو هتلوت

That you (pl) blame me Beni kınamanız 1 وني لوملومت

That you (pl) distort Sapmanız, eğip bükmeniz 1 وا لويلوت You (pl) cast a glance Dönüp bakarsınız 1 ون لويلون -تلوت

It was read Okundu 1 تلو تيلت

It relaxes, softens Yumuşar 1 لني نيلت

Page 185: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

180

To become complete Tamam oldu, bitti, yerine geldi

يتم - تم متم 1Statues, symbols Heykeller, semboller يل مثلاثمت

That you dispute Tartışman 3 ار مريمت

They argued Tartıştılar 1 ا مريوارمت

You argued about it Onun hakkında tartışırsınız 3 مري هونارمت You doubt Şüphe edersin 1 ى مريارمت

Completely Tamamen, tamamlamak için اما متممت

That it dies Ölmesi 1 موت تمت

It became complete Tamam oldu 1 متم تمت

That you (pl) doubt Şüphe edersiniz 8 ن مريرتمت You (pl) doubt Şüphe edersiniz 8 ون مريرتمت

Benefited Faydalandı 5 متع عتمت

Benefit (imp) Faydalanması 5 متع تمتع Benefit (imp, pl) Faydalanın 5 وا متععتمت

You (pl) benefit Faydalandırılırsınız 5 ون متععتمت

He appeared Göründü, temessül etti ثل مثلمت

That you extend Gözünü dikmem 1 ن مدددمت

You help me Bana yardım edersiniz 4 ن مددوندمت

It passes Geçer 1 مرر رمت

You (pl) boast Böbürlenirsiniz 1 ون مرححرمت

You (pl) pass Geçersiniz 1 ون مرررمت

It touches Dokunur 1 مسس سمت

That it touches you (pl) Size dokunması 1 مسس كمسسمت

That it touches him Ona dokunması 1 مسس هسسمت

You retain, hold Tutarsın 4 مسك سكمت

That it touches you (pl) Size dokunması 1 مسس كمسمت

Page 186: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

181

That you (pl) retain, hold Tutmanız 4 سكوا مسكمت That you (pl) retain them (fm) Onları tutmanız 4 سك مسكمتنوه That it touches us Bize dokunması 1 مسس نسمات

You (pl) reach evening Akşam edersiniz, gecelersiniz 4 ون مسوسمت

That it touches her Ona dokunmanız 1 ا مسسوهسمت

That you (pl) touches them (fm)

Onlara (dş) dokunmanız 1 مسس سمتنوه

That you walk Yürümen 1 ش مشيمت

You (pl) walk Yürürsünüz 1 ون مشيشمت

You walk Yürürsün 1 ي مشيشمت

You plan, plot Tuzak kurarsınız 1 ون مكركرمت

That you possess, have power

Malik olman 1 ملك كلمت You possess, they possess Malik olursun, malik olur (dş) 1 ملك كلمت

You possess them Onlara malik olursun 1 ملك مكهلمت You possess (pl) Malik olursunuz 1 كون ملكلمت It is dictated Yazdırılır 4 لى ملومت

That you (pl) remind favors Başa kakmanız 1 منن متن

To wish Temenni etti, istedi 5 ى ميننمى - تنمتي They forbid them Onları men eder 1 منع مهعنمت

That you remind favors Başa kakman 1 منن ننمت

That you remind it Onu başa kakman 1 ا مننهنمت They wished Temenni ettiler, istediler 5 مين ونما -تونمت

Wish (imp, pl) Temenni edin 5 ا مينونمت

That you (pl) remind favors Başa kakmanız 1 وا منننمت

You (pl) wish Temenni edersiniz, istersiniz 5 ن مينونمت

You emit Dökersiniz 4 ون ميننمت

He wished Temenni etti 5 ى ميننمت

Page 187: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

182

It is emitted Döküldü, atıldı 4 ى ميننمت

Furnishing Döşeyiş هيدا مهدمت

That you die Ölmen 1 موت وتمت You die Ölürsün, ölür 1 موت وتمت

Indeed you (pl) die Mutlaka ölmeniz 1 موت نوتمت

You (pl) die Ölürsünüz 1 ون موتوتمت It shakes Çalkalanır 1 مور ورمت

It shakes Çalkalaması, sarsması 1 ميد يدمت

It bursts Çatlar 5 ميز زيمت

That you (pl) incline Meyletmeniz 1 يلوا ميلمت

That you (pl) call each other Birbirini çağırmanız 6 وا نبززابنت

Hold secret council (imp, pl) Fısıldaşın, gizli konuşun 6 ا جنوواجنت

You (pl) held secret council Fısıldaştınız, gizli konuştunuz 6 جنو متياجنت

Calling Çağırışma ندو ادنت

They called each other Birbirine seslendiler 6 وا ندوادنا -توادنت

You (pl) disputed Çekiştiniz 6 نزع متعازنت

That you (pl) dispute Çekişmeniz 6 وا نزععازنت

You (pl) help each other Yardımlaşırsınız 6 ون نصرراصنت

You reach Erişir, erişirsin 1 ال نيلنت

You reach it Ona erişirsin 1 نيل الهنت That you (pl) reach Erişmeniz 1 الوا نيلنت

Receiving Uzanma, erişme, elde etme نوش شاونت You (pl) are informed Haber verilirsiniz 2 ن نبأؤبنت

Surely you inform Muhakkak haber verirsin 2 نبأ بنتئن

Surely you inform them Muhakkak onlara haber verirsin

تنبئنهم نبأ 2You inform them Onlara haber verirsin 2 نبأ مئهبنت

Page 188: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

183

You (pl) inform Haber verirsiniz 2 ئون نبأبنت

You (pl) inform him Onu haber verirsiniz 2 نبأ بنتهئون It grows Biter, yetişir, çıkar 1 نبت تنبت

It makes grow Bitirir, çıkarır 4 نبت نبتت

That you (pl) make grow Bitirmeniz 4 وا نبتنبتت

You (pl) spread Yayılırsınız 8 ون نشررشنتت

You (dual) help each other Yardımlaşmanız, başarmanız (ikil)

تنتصران نصر 8

That you cease, stop Son vermen, vazgeçmen 8 ي هنتت

That you (pl) cease, stop Son vermeniz 8 ي واهنتت

It saves you Sizi kurtarır 4 نجيكم جنوت

You (pl) carve Yontarsınız 1 ون حنتتحنت

That you warn, admonish Uyarman 4 نذر رنذت You warn, admonish Uyarırsın, korkutursun 4 نذر رنذت

That you warn them Onları uyarman 4 نذر مهرنذت You take away Çekip alırsın 1 نزع زعنت

That it is revealed, sent down Đndirilmesi 5 ل نزلزنت

You reveal, send down Đndirmen 4 ل نزلزنت

They descend, come down Đner 5 ل نزلزنل تزنتت =

They brought down Đndirdiler 5 نزل لتزنت

Revelation, sending down Đndirme زيل نزلنرتيال - تت

That you forget Unutman 1 نسي نتس

That you (pl) forget Unutmanız 1 نسي ناتوس

You (pl) forget Unutursunuz 1 ن نسيونست

You forget Unutursun 1 ى نسيسنت

You are forgotten Unutulursun 1 ى نسينست

It splits, cracks Yarılır 7 شقق قشنت

Page 189: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

184

You help Yardım edersin 1 نصر رنصت

You are helped Yardım olunursun 1 نصر رصنت

That you (pl) help Yardım etmeniz 1 وا نصررنصت You are (pl) helped Yardım olunursunuz 1 ون نصررصنت

That you (pl) help him Ona yardım etmeniz 1 نصر وهرنصت You speak Konuşursunuz 1 قون نطقطنت

You (pl) look Bakarsınız 1 نظر نونتظر

That you (pl) give me respite Bana mühlet vermeniz 4 نظر نتونرظ You blow, breathe Üflersin 1 نفخ نتفخ

That it runs out, finishes Tükenmesi 1 نفد نتفد

That you (pl) go beyond Geçip gitmeniz 1 نفذ نفذوات

You (pl) go beyond Geçip gidersiniz 1 نفذ نفذونت

That you (pl) go forth (to fight) Sefere çıkmanız 1 وا نفررنفت To breathe Nefes aldı 5 نفس فسنت- فسنتي It benefits Fayda verir 1 نفع نفعت

That it benefits you (pl) Size fayda vermesi 1 نفع نتكمفع That it benefits him Ona fayda vermesi 1 نفع هفعنت It benefits them Ona fayda verir 1 ا نفعهنفعت It benefits them Onlara fayda verir 1 نفع مهفعنت You spend Đnfak edersin, harcarsın 4 نفق قنفت

That you (pl) spend Đnfak etmeniz 4 قوا نفقنفت You (pl) spend Đnfak edersiniz 4 قون نفقفنت You save Kurtarırsın 4 ذ نقذنقت

You make deficient Eksik tutarsın, eksiltirsin 1 نقص قصنت

That you (pl) deficient Eksiltmeniz 1 وا نقصنقصت You break your promise Bozarsın 1 نقض قضنت

Page 190: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

185

You (pl) break your promise Bozmanız 1 وا نقضنقضت You turn Dönersin 7 قلب بنقلت

That you (pl) turn Dönmeniz 7 وا قلببقلنت You resent, take revenge Đntikam alırsın, kızarsın 1 نقم مقنت

You (pl) resent, take revenge Đntikam alırsınız, kızarsınız 1 ون نقممنقت That you marry Nikah etmen 1 نكح حكنت You marry Nikah edersin 1 نكح حنكت

That you (pl) marry Nikah etmeniz 4 وا نكححكنت That you marry them (fm) Onları (dş) nikah etmeniz 1 نكح نوهحنكت You deny Đnkar edersin 4 نكر رنكت

You (pl) deny Đnkar edersiniz 4 ون نكررنكت You (pl) turn back Dönersiniz 1 ون نكصصنكت Punishment Ceza, bastırma يال نكلنكت You forbid us Bizi yasaklarsın 1 ي اانهنت

That you repel Azarlaman 1 ر رهنت

That you repel them (dual) O ikisini azarlaman 1 ر امهرهنت You (pl) forbid Yasaklarsınız 1 ي نوهنت

You are forbidden Yasaklanırsınız 1 ي نوهنت

It forbids, keeps away Yasaklar, alıkoyar (dş) 1 ي ىهنت

Burdens Ağır gelir 1 وء نوأنت

Oven Tandır تنور رونت

That you (dual) slacken Gevşemeniz (ikil) 1 ا ويننيت That you immigrate Hicret etmeniz 3 وا هجراجرهت

That you (pl) become guided Hidayet bulmanız 8 وا هديدتهت

You (pl) become guided Hidayet bulursunuz 8 ون هديدتهت

She recognizes Tanır (dş) 8 ي هديدتهت

Page 191: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

186

It stirs, moves Titrer, hareket eder (dş) 8 هزز زتهت

Rise from sleep for prayer (imp)

Teheccüde kalk 5 هجد دجهت You (pl) speak evil Saçmalarsınız 1 ون هجررجهت

That you (pl) guide Hidayet etmeniz 1 وا هديدهت

You guide Hidayet edersin 1 ي هديدهت

You destroy Helak edersin 4 هلك كلهت

Destruction Tehlike لكة هلكهت You destroy us Bizi helak edersin 4 ا هلككنلهت That you (pl) weaken Gevşemeniz 1 وا وهنهنت

Desires Hoşlanır, ister 1 ى هويوهت

Inclines Meyleder 1 وي هويهت

He who accepts repentance much

Çok tevbe eden, tevbeleri çok kabul eden

توابا -تواب توب

Those who repent much Tevbe edenler توب ابنيوت

It became hidden Gizlendi 6 وري تاروت

They advised each other Birbirine tavsiye ettiler 6 ا وصيواصوت

You made appointment Vaadleştiniz, sözleştiniz 6 وعد دتاعوتم

That you make promises to them (fm)

Onlarla (dş) sözleşmeniz 3 وعد نوهداعوت

Repentance Tevbe ب توبوت Repentance Tevbe ة توببوت

Their repentance Onların tevbeleri توب مهتبوت Repent, turn (imp, pl) Tevbe edin 1 توب وبوات

That you feel scared Korkman 1 ل وجلجوت

He turned towards Yöneldi 5 وجه هجوت

Likes, wants Đster, sever (dş) 1 ودد دوت

You (pl) like, want Đstersiniz 1 ون ودددوت

Torah Tevrat اةروت

Page 192: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

187

You (pl) ignite, kindle Tutuşturursunuz, çakarsınız 4 ون وريورت

She whispers Fısıldar, vesvese verir (dş) 1 وسوس وسسوت

You (pl) make a will Vasiyet edersiniz 4 ون وصيوصت

Will, recommendation Tavsiye ة وصييصوت

You (pl) are promised Vaad olunursunuz 1 وعد دوعونت

You (pl) threaten Tehdit edersiniz 4 ون وعددوعت

You (pl) are given advice Size öğüt verilir 1 ظون وعظوعت

They make them die Onları öldürürler 5 ويف مفاهوت

It made him die Onu öldürdü 5 ويف هفتوت They made them die Onları öldürdü 5 ويف مهفتوت Make us die Bizi öldür 5 ا ويففنوت

Make me die Beni öldür 5 فني ويفوت

You are paid in full Tam olarak ödenir 2 ن ويففووت

It is paid in full Đfa edilir, ödenir 2 فى ويفوت

To make die Öldürdü, tamamını aldı 5 فى ويفوفى - توتي

You made me die Beni öldürdün 5 ني ويفتفيوت Reconciliation, success Ara bulmak, uyum, başarı يقا وفقفوت My success Başarım ي وفقيقفوت You (pl) kindle Yakarsınız, tutuşturursunuz 4 ون وقددوقت

That you (pl) respect him Ona saygı göstermeniz 2 وقر وهقروت

You (pl) believe firmly Kesin inanırsınız 4 ون يقننوقت

Put your trust (imp) Tevekkül et 5 وكل وكلت To put trust Vekil etti, tevekkül etti 5 كل وكلوكل -توتي

I put my trust Tevekkül ettim 5 وكل كلتوت We put our trust Tevekkül ettik 5 ا وكلكلنوت Put your trust (imp, pl) Tevekkül edin 5 كلوا وكلوت

Page 193: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

188

Their confirmation Onların te’kidi, pekiştirilmesi ا وكدهيدكوت Turn away (imp) Dön 5 ل ويلوت

He befriends him Ona dost olur 5 ويل الهوت You cause to enter Sokarsın 4 وجل جولت

They turned away Yüz çevirdiler, döndüler 5 لوا ويلوت

That you (pl) turn away Dönmeniz 2 ل ويلووات

You (pl) turn away Dönersiniz 2 لون ويلوت

That you (pl) befriend them Onları dost edinmeniz 5 ويل مهلووت That you (pl) turn your back to them

Onlara arkanızı dönmeniz 2 ويل ملوهوت To turn, to befriend Yüz çevirdi, dost edindi 5 لى ويلولى -توتي

You (pl) turned away Yüz çevirdiniz 5 ويل متليوت

That you (pl) despair Ümit kesmeniz 1 وا يأسئسيت It became easy Kolay geldi 5 يسر رسيت

That you (pl) intend Kasdetmeniz 5 ا ميمومميت Do (imp, pl) tayammum Teyemmüm edin 5 ا ميمومميت Fig Đncir تني نيت

Page 194: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

189

ثTo come back, return Geri döndü 1 ثوب ثاب- ثوبي

Fixed Sabit 2 ثبت ثابت

That which pierces Delici ثقب بثاق Third Üçüncü ث ثلثثة - ثالثال

Eighth Sekizinci مثن نثام

The eighth of them Onların sekizincisi مثن مهنثام Second Đkinci ثين ثاني

Twisting Eğip büken ثين ثاني

Dweller Yaşayan, oturan ثاويا ثوي

Groups Birlikler ثيب اتثب Make firm (imp) Sabit kıl 1 ثبت تثب

To be firm Sebat etti 1 ثبت تثب - تثبي

To make firm Sabit kıldı, sağlamlaştırdı 1 ثبت تثب - تثبي

We made you firm Seni sabit kıldık 1 ثبت اكنتثب Make firm (imp, pl) Sabitleştirin 1 وا ثبتتثب

To perish Yok oldu 1 ثرب رثب - رثبي

To make lag behind Durdurdu, geri bıraktı 1 ط ثبطط -ثبثبي

He made them lag behind Onları geri bıraktı 1 ثبط مطهثب Its firmness Onun sabitliği ا ثبتهوتثب Perishing Yok oluş ورا ثربثب

To rain abundantly Döküldü, çok yağmur yağdı 1 ثجج ثج- ثجي

Abundant rain Bol yağış ا ثججاجثج To blame, reproach Suçladı, azarladı 2 ثرب بثر- بثري

Soil, earth Toprak, yer ى ثريثر

Serpent, snake Yılan ان ثعببثع

Page 195: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

190

Weight Ağırlık قال ثقلقاال -ثث To pierce Deldi 1 ثقب ثقب- ثقبي

To find, catch Buldu, yakaladı 1 ثقف فثق - ثقفي

You (pl) found them Onları yakaladınız 1 م ثقفوهمفتثق They are found Bulundular, yakalandılar 1 فوا ثقفثق

To become heavy Ağır geldi 1 ثقل - ثقل ثقلي

Two groups (humans and jinns)

Đki sınıf (cinler ve insanlar) ثقل ثقلان - ثقالن

It became heavy Ağır geldi (dş) 1 ثقل ثقلت

Heavy Ağır يل ثقليال - ثقثق Three Üçer ثلاث ثلث

Three Üç ثالثة -ثالثة ثلث

Thirty Otuz ثلاثون ثلث - نيثالث

A company Bir topluluk ثلة ثلل One third Üçte bir ثلث ثلث Two thirds Üçte iki ثلثا ثلث - ثلثان

Two thirds of it Onun üçte biri ثلث ثلثه

Two thirds Üçte iki ثلثي ثلث There, where Orada, nerede مثم ثم

Then, after that, later Sonra مثم ثم

Eight Sekiz مثن انية - ثمانيثم

Eighty Seksen مثن اننيثم

Fruit, produce Meyve مثر رثم - اترثم

Fruits Meyveler مثر اترثم Fruits Meyveler مثر ةرثم Its fruits Onun meyveleri مثر رهثم One eighth Sekizde bir مثن نثم

Page 196: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

191

Price, cost Fiyat, değer, paha ن مثننا - ثمثم

People of Thamud Semud kavmi ودثم - ودا - ثمودثم To fold up Katlandı, saklandı 1 ثني -ثني ثيني

Reward Ödül, mükafat ثوب ابا -ثوابثو To live, settle Yaşadı, sakin oldu ثوي -ثوي ثويي

Been rewarded Karşılığı verildi 2 ثوب بثو

Clothes Elbise ث ثوبوب - ابيث To reward Mükafat verdi 2 ثوب بثو- بثوي

Clothes (pl) Elbiseler ثوب ابيا - ثابيث My clothes (pl) Elbiselerin ثوب كابيث Your (pl) clothes (pl) Elbiseleriniz ثوب كمابيث Their clothes (pl) Onların elbiseleri ثوب مهابيث Their (fm) clothes (pl) Onların (dş) elbiseleri ثوب نهابيث Previously married women Dullar ثيب اتبثي

Page 197: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

192

جYou came Geldin 1 جيأ جئت

I came Geldim 1 جيأ جئت

You (fm) came Geldin (dş) 1 جيأ جئت

I came to you Sana geldim 1 جيأ كجئت

I came to you (pl) Size geldim 1 جيأ كمجئت

I brought to you (pl) Size getirdim 1 جيأ كمب جئت

You (pl) came Geldiniz 1 جيأ مجئت You (pl) came to us Bize geldiniz 1 ا جيأونمجئت

You came to us Bize geldin 1 ا جيأنجئت

You came to them Onlara geldin 1 جيأ مهجئت

To cry for help Feryat etti 1 جأر ئرج- ئرجي We came Geldik 1 ا أجيجئن We came to you Sana geldik 1 جيأ اكجئن

We came to you (pl) Size geldik 1 اكم جيأجئن We came to them Onlara geldik 1 جيأ ماهجئن To come Geldi 1 اء جيأجيء -جي

He brought Getirdi 1 اء بـ جيأج

She came Geldi (dş) 1 جيأ جاءت She came to you Sana geldi (dş) 1 جيأ كاءتج She came to you (pl) Size geldi (dş) 1 جيأ كماءتج She came to us Bize geldi (dş) 1 ا جيأناءتج She came to him Ona geldi (dş) 1 جيأ هاءتج She came to her, to them Ona (dş) geldi, onlara geldi 1 ا جيأهاءتج She came to them Onlara geldi 1 جيأ مهاءتج That which deviates Sapan yol جور رائج

Page 198: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

193

He came to you Sana geldi 1 جيأ اءكج He came to you (pl) Size geldi 1 جيأ اءكمج He came to us Bize geldi 1 ا جيأاءنج He came to me Bana geldi 1 اء جيأنيج

He came to him Ona geldi 1 جيأ اءهج He came to her Ona (dş) geldi 1 ا جيأاءهج He came to them Onlara geldi 1 جيأ ماءهج They came Geldiler 1 اءو جيأوا - جاؤج They came to you Sana geldiler 1 جيأ اءوكج They came to you (pl) Size geldiler 1 جيأ اءوكمج They came to her, to them Ona (onlara) geldiler 1 ا جيأاءوهج They came to them Onlara geldiler 1 م جيأاءوهج To carve, cut Yonttu 1 جوب ابج- وبجي They carved Yonttular وا جوبابج

Fallen on face Yüzüstü olanlar جثم نيماثج

To bend on knees Diz çöktü 1 اثى جثوثو -ججي Bent on knees Diz çökmüş ة جثوياثج

Argue, dispute (imp) Mücadele et, tartış 3 ل جدلادج

To argue, dispute Mücadele etti, tartıştı 3 ل جدلادل -جادجي You (pl) argued, disputed Tartıştınız, mücadele ettiniz 3 جدل ملتادج

You argued with us Bizimle tartıştın 3 ا جدلنلتادج

Dispute with them (imp) Onlarla mücadele et 3 جدل ملهادج They disputed Tartıştılar, mücadele ettiler 3 لوا دلجادج

They disputed with you Seninle tartıştılar 3 جدل لوكادج

Neighbor Komşu, yakın جور ارج

Those which flow Akanlar جري اتاريج

Page 199: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

194

That which flows Akan ة جرياريج

That which gives Veren از جزيج

To enter Girdi, araştırdı 1 جوس اسج- وسجي They entered Girdiler, sokuldular 1 وا جوساسج

To become hungry Acıktı 1 جوع اعج- وعجي That which makes, will make Yapan, koyan, kılan ل جعلاعج

That which makes you, will make you

Seni öyle yapan, yapacak جعل اعجلك

Those who make, will make Yapanlar لون جعلاعج

Those who make it will make it

Onu yapanlar جعل لوهاعج Goliath Calut الوتج

Firmly fixed Donmuş, sabit ة مجددامج

That which collects, will collect

Toplayan مجع عامج

Jinns, unseen creatures Cinler ان جننج

Side Yan, taraf جنب انبانب - جج

His side Yanı, yan tarafı جنب انبهج Strive, struggle (imp) Mücadele et, cihat et 3 جهد داهج

To strive, struggle Cihat etti, mücadele etti 3 جهد داهج- يداهج

They (dual) struggled with you

Seninle mücadele etti (ikil) 3 جهد اكداهج

Strive, struggle (imp) with them

Onlarla mücadele et 3 جهد مهداهج They strove Cihat ettiler 3 وا جهدداهج

Strive, struggle (imp, pl) Cihat edin 3 جهد داهواج Ignorant Cahil ل جهلاهج

Ignorants Cahiller لون جهلاهج - نيلاهج

Ignorance Cahiliye جهل ةيلاهج

Ignorants Cahiller جهل نيلاهج To become a neighbor Komşu oldu 3 جور راوج- اورجي

Page 200: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

195

He crossed Geçti 3 جوز زاوج

They (dual) crossed Geçtiler (ikil) 3 ا جوززاوج

We crossed Geçtik 3 ا جوزنزاوج

He crossed it Onu geçti 3 جوز هزاوج Well, cistern Kuyu جبب بج

Very powerful Çok güçlü, Cebbâr جرب اربج

Oppressors Zorbalar جرب ارينبج

Mountains Dağlar ال جبلجب

Foreheads Alınlar اه جبهجب

Their foreheads Onların alınları جبه مهاهجب Idol, false god Put جبت تجب

Gabriel Cebrail ريلجب

Mountain Dağ ل جبلبال -ججب

Generation Nesil, kuşak جبل جبال Generation Nesil جبلة جبل

Forehead Alın, şakak جنب نبيج

Kneeled down Diz çökmüş ا جثويجث

To deny, reject Đnkar etti 1 جحد دحج- دحجي They denied, rejected Đnkâr ettiler 1 وا جحددحج Hell Cehennem جحم ميحا -جيمحج

Greatness, majesty Şan جدد دج

Wall Duvar جدر ارا - جدارجد Dispute Tartışma ال جدلجد Our dispute Tartışmamız ا جدلالنجد Tracts, streams Yollar, dereler جدد ددج

Walls Duvarlar ر جدردج

Page 201: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

196

Regarding dispute Tartışma, tartışma bakımından ال جدلدج

New Yeni جدد يددا - جيددج

In fragments, pieces Paramparça ذاذا جذذج

Tree trunk Ağaç gövdesi جذع جذع

Ember Kor جذو ةذوج

Branches Dallar ذوع جذعج

To pull Çekti 1 جرر رج - رجي Locust Çekirge ردج ادرج

To commit Đşledi, yaptı 1 جرح حرج- حرجي You (pl) committed Đşlediniz, kazandınız م جرحتحرج

Dry, barren Kuru جرز زرزا - جرج

Cliff Uçurum جرف فرج

He committed a crime Suç işledi جرم مرج

No doubt Şüphe yok مجر مر(ال) ج

Injuries, wounds Yaralamalar جرح وحرج

To flow Aktı 1 ى جريرري - ججي

They (pl, fm) flow Akarlar (dş) 1 جري نيرج

Piece, part, portion Parça, kısım ء جزأزءا -جزج

Reward, recompense Karşılık, ceza, mükafat ا جزيزءج Rewards, recompenses Karşılıklar ا جزياؤزج Your rewards Karşılıklarınız جزي كماؤزج His rewards Onun karşılıkları جزي هاؤزج Their rewards Onların karşılıkları جزي مهاؤزج He rewarded them Onlara karşılıklarını verdi 1 جزي زجماه To act impatiently Sızlandı, sabırsızlandı 1 جزع زعج- عزجي We acted impatiently Sızlandık 1 ا جزعنزعج

Page 202: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

197

Impatiently Sızlanarak ا جزعوعزج To reward, recompense Karşılığını verdi, kurtardı 1 ى جزيززي - ججي I rewarded Karşılığını verdim 1 جزي تيزج

Tax, tribute Cizye, vergi ة جزييجز

I rewarded them Onlara karşılığını verdim 1 جزي مهتيزج We rewarded Karşılığını verdik 1 ا جزينيزج

We rewarded them Onlara karşılığını verdik 1 م جزياهنيزج Body Ceset دا دجسسج

To spy, investigate privacies Gizli hallerini araştırdı, casusluk yaptı

جسس جسس 2

Object, body Cisim جسم مجس

It was done, made Yapıldı 1 ل جعلعج To do, make, create, put Yaptı, koydu, yarattı, kıldı 1 ل جعلعل -جعجي

They (dual) did, made Yaptılar (ikil) 1 ال جعلعج

She did, made Yaptı (dş) 1 جعل لتعج

I did, made Yaptım 1 جعل لتعج

You (pl) did Yaptınız 1 جعل ملتعج

She did it, made it Onu yaptı (dş) 1 جعل هلتعج He made you Sizi yaptı 1 جعل علكمج We did, made Yaptık 1 ا جعللنعج

We made you Seni yaptık 1 جعل اكلنعج We made you (pl) Sizi yaptık 1 جعل اكملنعج We made him Onu yaptık 1 جعل اهلنعج We made her, them Onu (dş), (onları) yaptık 1 ا جعلاهلنعج We made them Onları yaptık 1 جعل ماهلنعج We made them (fm) Onları (dş) yaptık 1 جعل ناهلنعج He made me Beni yaptı 1 لنى جعلعج

Page 203: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

198

He made him Onu yaptı 1 جعل لهعج He made her, them Onu (dş), (onları) yaptı 1 ا جعللهعج He made them Onları yaptı 1 جعل ملهعج They did, made Yaptılar 1 لوا جعلعج

Foam, scum Köpük فاء جفأج Bowls Leğenler, çanaklar جفن جفان

He displayed Açığa çıkardı, parladı 2 لا جلوج

Exile Sürgün الء جلوج Their (fm) outer garments Örtüleri (dş) جلب لابيبهنج

Majesty Celal, yücelik الل جللج

He displayed it Onu açtı 2 ا جلوالهج Skin Deri د -جلد جلدلوج

Lash Değnek ة جلدلدج

To sit Oturdu 1 جلس لسج - سلجي Skins Deriler جلد دلوج

Your (pl) skins Derileriniz جلد كملودج Their skins Onların derileri م جلدهلودج To make apparent Açtı, açığa çıkardı 2 لى جلولي -ججي Much, abundant Çok ا مجممج

Beauty Güzellik ال مجلمج

Camels Develer مجل التالة -جمجم

To run wild Kaçtı, koştu 1 مجح حمج- حمجي It was gathered Toplandı 1 مجع عمج

Group Topluluk مجع عمع -جمج To collect, gather, get together

Topladı 1 مجع عمج- عمجي

Together Toplu olarak عا مجعمج

Page 204: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

199

Two groups Đki topluluk مجع انعمج

Friday Cuma مجع ةعمج Your group Topluluğunuz, çokluğunuz مجع كمعمج We brought you (pl) together Sizi topladık 1 مجع اكمنعمج

We brought them together Onları topladık 1 مجع ماهنعمج Its collection Onun toplanması مجع هعمج He brought them together Onları topladı 1 مجع مهعمج Their collection Onların toplanması مجع همعمج They gathered Toplandılar 1 وا مجععمج

Camel Deve ل مجلمج

Together, all at once Topluca لة مجلمج

All, together Hepsi, herkes, tamamı, topluca

جميعا - جميع مجع Beautiful, pretty Güzel يل مجلميال -جمج

Jinn Cin جنن جن

To hide, cover Örttü, gizledi 1 جنن نج- نجي Gardens Bahçeler, cennetler جنن اتنج

Their gardens Onların bahçeleri جنن هماتنج Wing Kanat جنح احنج

Sin Günah جنح احنج

Your wing Kanadın جنح كاحنج- كاحنج His two wings Đki kanadı جنح هياحنج Side Yan جنب بنج

Far Uzak جنب بنج

To remove from Çıkardı 2 جنب بنج - بنجي Close Yakın ب ب جنبنـج Unclean Cünüp با جنبنج

Page 205: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

200

On his side Yanı üzerinde جنب نجبه Paradise Cennet ةا جنننلج Garden Bahçe, cennet ة جنننج

Shield, shelter Kalkan, sığınak ة جنننج

Jinns Cinler ة جننجن

Insanity Cinnet, delilik ة جننجن

Two gardens Đki cennet جنن انتنن - جيتنج

Your garden Senin bahçen جنن كتنج - كتنج His garden Onun bahçesi جنن هتنج My garden, my paradise Benim bahçem, cennetim ي جننتنج Two gardens Đki cennet ن جننيتنج

Their two gardens Onların bahçeleri (ikil) هم جننيتنج To incline, approach Yanaştı, meyletti 1 جنح حنج- حنجي They inclined, approached Yanaştılar 1 وا جنححنج

Army Ordu جند نج د- نا جد - نجد Our army Ordumuz ا جندندنج Unjustly Adaletsizlikle فا جنفنج

Sides Yanlar ب جنبونج

Your (pl) sides Yanlarınız جنب وبكمنج Her (their) sides Onun (onların) yanları ا جنبهوبنج Their sides Onların yanları جنب مهوبنوبهم - جنج Armies, troops Ordular جند ودنج

His armies, troops Onun orduları جند هودنج- هودنج- هودنج Their (dual) armies, troops O ikisinin orduları ا جندمهودنج Fruit Meyve ى جيننج

Ripe Olgun ا جيننيج

Page 206: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

201

Struggle Cihad, mücadele ادا جهدجه

His struggle Onun cihadı جهد هادجه Openly, plainly, publicly Açıkça ارا جهرجه

Their provisions Onların malzemeleri جهز مازههج Ignorance Cehalet, cahillik جهل الةهج

Effort, labor Güç, gayret جهد جده

Their effort Güçleri جهد مهدهج Open, plain, public Açıktan, açıkça, açık جهر رهج

To make openly, make public, speak loudly

Açığa vurdu, yüksek sesle konuştu

يجهر -جهر جهر 1Openly, plainly, publicly Açıktan, açıkça, açık ا رجهرهة -جرهج Your open issues, what you openly

Açığınız, açığa vurduğunuz جهر كمرهج To furnish, provide Teçhiz etti, donattı 2 جهز زهج - زهجي

He furnished them Onları donattı 2 م جهزهزهج To be ignorant Cahil oldu 1 ل جهلهل - جهجي Hell Cehennem منهج

Very ignorant Çok cahil وال جهلهج

Air, atmosphere Hava, uzay جوو وج

Answer, response Cevap جوب ابوج

Ponds, cisterns Havuzlar, sarnıçlar اب جوبوج

Those which flow, run Akanlar ار جريوج

Hunting animals Avcı hayvanlar جرح ارحوج

Mount Judi Cudi dağı ىدوج

Hunger Açlık وع جوعج

His interior Onun karnı, ortası جوف هفوج It was brought Getirildi 1 جيء جيأ

Horses Atlar جود ادجي

Page 207: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

202

Bosom Sine, koyun جيب بيج

Your bosom Koynun, sinen جيب بكيج Neck Boyun د جيدجي

Her neck Onun (dş) boynu ا جيدهجيد Their (fm) bosoms Yakaları (dş) جيب وبهنيج

Page 208: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

203

حPilgrims Hacılar حجج اجح To dispute Tartıştı, çekişti 3 حجج اجح- اجحي Need, requirement Đhtiyaç, hacet ة حوجاجح

You (pl) disputed Tartıştınız 3 حجج متجاجح

Barrier Perde, engel اجزا حجزح

Those who prevent Engelleyenler حجز اجزينح

He disputed with you Seninle tartıştı 3 حجج احكج

He disputed with him Onunla tartıştı 3 حجج هاجح

They disputed with you Seninle tartıştılar 3 حجج وكاجح

You oppose Düşman oldu 3 حدد ادح- ادحي Those who are cautious Uyanıklar, tedbirliler ون حذرراذح

To fight, make war Harbetti, savaştı 1 حرب بارح - اربحي He called to account Hesaba çekti 3 حسب باسح

We called to account Hesaba çektik 3 ا حسبنباسح

We called her to account Onu hesaba çektik 3 ا حسباهنباسح Those who call to account

Hesaba çekenler, hesap görenler

حاسبني حسب

Jealous Haset eden حسد داسح

Forbid Hâşâ حوش اشح

Those who gather, collect Toplayıcılar, toplayanlar حشر ريناشح

Violent storm Kum fırtınası, taş yağdıran kasırga

حاصبا حصب

Present, ready Hazır را حضراضح

Daily, presently Günlük, hemen yapılan ة حضرراضح

Present Mevcut ري حضراضح

Former state Eski hal حفر ةرافح

That which protects Koruyan ظ حفظافظا -حافح

Page 209: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

204

Those who protect (fm) Koruyanlar (dş) حفظ ظاتافح

Keep, protect (imp, pl) Muhafaza edin, koruyun 3 ظوا حفظافح

Those who protect Koruyanlar ظون حفظافح - نيظافح

Those who protect Koruyanlar حفظ نيظافح Surrounding Çevreleyen حفف افنيح

Surrounded Kuşattı, çevreledi حيق اقح

Inevitable reality Gerçekleşecek olan اقة حققح

Those who decree, judge Hüküm verenler حكم نيماكح

Came in between Araya girdi 1 ال حولح

An invented name for camels Uyduruk aygır deve adı امح

Those who praise Hamd edenler, övenler ون محددامح

Those who bear (fm) Yüklenenler (dş) محل التامح Those who bear Yüklenenler محل نيلامح

Intensely hot Kızgın ة محييامح

Love, affection Sevgi حبب بح- بح Grain Tane حبب با -حبح

Grain Tane حبب بح- ةبح

To love, want Sevdi 1 حبب بح - بحي Regarding love Sevgi bakımından ا حبببح

Their ropes Onların ipleri حبل مالهبح- مالهبح Endeared Sevdirdi 2 حبب ببح

Grain Tane حبب ةبح To delight Mutlu etti 1 حرب ربح- ربحي To imprison, keep Alıkoydu, hapsetti 1 حبس سبح - بسحي To become worthless Boşa gitti, heba oldu 1 بط حبطبط -ححي They became worthless Boşa gitti 1 حبط بطتح

Page 210: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

205

Pathways, orbits Yollar, yörüngeler حبك كبح

Rope, vein Đp, damar ل حبلبح

Its love, lovingly Onun sevgisi, severek حبب هبح

Inevitable Kesin ا حتممتح

Until, so that Nihayet, -e kadar, ta ki ىتح

Rapidly Çabucak يثا حثثثح

Pilgrimage Hac حجج جح Making pilgrimage Haccetme حجج جح

To make pilgrimage Haccetti حجج جح- جحي

Barrier, curtain Perde, örtü حجب ابجا -حابجح

Stones Taşlar ة حجرارجح

Evidence Hüccet, delil ة حجججح

Our evidence Hüccetimiz ا حججنتجح Their evidence Onların hüccetleri حجج مهتجم - حهتجح Years Seneler ج حجججح

Partition, forbidden, understanding

Bölme, yasak, akıl حجر رجح

Stone Taş حجر رجة -حارجح

Cells, chambers Hücreler, odalar حجر اترجح

Your bosoms, guardianship Sineleriniz, velayetiniz حجر وركمجح Gardens Bahçeler حدق قائدح- قائدح

Sharp Keskin حدد اددح

Elevation Yüksek yer ب حدبدح

Tell, say Anlat, söyle 2 ث حدثدح

Limits Sınırlar, hudutlar حدد وددح

His limits Onun hudutları حدد هوددح Talking, news, word, new Konuşma, haber, söz, yeni يث حدثديثا -حدح

Page 211: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

206

Iron Demir حدد يددح

Precaution, preparation Tedbir, hazırlık, korunma tedbirleri

حذر حذر

Fear Korku حذر ذرح - ذرح

Your (pl) precaution Tedbiriniz حذر كمذرح Their precaution Onların tedbirleri حذر مهذرح Hot Sıcak حرر رح

Free Hür حرر رح

Regarding heat Sıcaklık bakımından ا حرررح

Forbidden, respectable Haram, hürmetli حرم امرا -حامرح

War Savaş, harp حرب برح

Field, tilth Tarla, ekin ث حرثرح

Your (pl) field, tilth Tarlanız حرث كمثرثكم - حرح His field, tilth Onun tarlası حرث هثرح Blame, discomfort Zorluk, itiraz حرج جرا -حجرح

Determination Azim حرد درح

Guards Bekçiler, nöbetçiler سا حرسرح

You desired Hırslandın, hırslı oldun 1 حرص تصرح

You (pl) desired Hırslandınız, hırslı oldunuz 1 حرص متصرح

Urge (imp), encourage Teşvik et 2 حرض ضرح

Fatally ill Helake yüz tutarak ضا حرضرح

Edge Kenar حرف فرح

He burned Yaktı 2 حرق قرح

Burn (imp, pl) Yakın (emir) 2 قو حرقرح

Burn (imp, pl) him Onu yakın (emir) 2 حرق قوهرح He has forbidden Haram kıldı 2 حرم مرح

It was forbidden Haram kılındı 2 حرم مرح

Page 212: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

207

Sacred, forbidden, in ihram Haram, yasak, ihramlı, hürmetli,

حرما - حرم حرم

Safe place Harem, güvenli yer ما حرمرح

Prohibitions Hürmetler, yasaklar حرم اتمرح- اتمرح

It was forbidden Haram kılındı 2 حرم تمرح

We have forbidden Haram kıldık 2 ا حرمنمرح

He forbade it Onu haram kıldı 2 ا حرمهمرح He forbade those two O ikisini haram kıldı 2 ا حرممهمرح They forbade Haram kıldılar 2 وا حرممرح Heat Sıcaklık حرر وررح

Silk Đpek حرر ريرا - حريرح

Ambitious, concerned Hırslı, düşkün حرص ريصح

Fire Yangın حرق ريقح

Group, sect, party Hizip, grup, taraf, topluluk حزب بزح

His party Onun hizbi حزب هبزح Two groups Đki grup ن حزبيبزح Grief Hüzün ن حزنزح

Grief Hüzün حزن نزح

To grieve Üzüldü, hüzünlendi 1 زن حزنن -حزحي

With grief Üzüntüyle نا حزنزح

My grief Hüznüm, üzüntüm ني حزنزح

Reckoning, account Hesap, ölçü, düşünce حسب ابسا -حابسح

Your account Senin hesabın حسب ابكسح His account Onun hesabı حسب هابسح- هابسح Their account Onların hesabı م حسبهابسابهم حسم حهابسح My account Hesabım ه حسبابيسح Beautiful Güzel ان حسبسح

Page 213: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

208

To think, calculate, assume Düşündü, hesap etti, zannetti 1 حسب سبح- بسحي

Calculation Hesap, hesap ölçüsü حسب انبسح- احانبس

She thought Zannetti 1 حسب تسبح

You thought Düşündün, zannettin 1 حسب تسبح

You (pl) thought Düşündünüz, zannettiniz 1 حسب متسبح

He thought it Onu zannetti 1 حسب هتسبح You thought them Onları zannettin 1 حسب مهتسبح That which is enough for you Sana yetecek olan حسب كبسح- كبسح That which is enough for us Bize yetecek olan ا حسبنبسح

That which is enough for him Ona yetecek olan حسب هبسح

That which is enough for them

Onlara yetecek olan حسب حمهبس

They thought Düşündüler, zannettiler 1 وا حسبسبح

That which is enough for me Bana yetecek olan حسب بيسح

To become jealous Haset etti, kıskandı 1 حسد دسح- سدحي With jealousy Haset ederek دا حسدسح

Regrets Üzüntüler حسر اترسح Regret Üzüntü ة حسررسة -حرسح

Our regret Üzüntümüz ا حسرنترسح

My regret Yazık bana ى حسرترسح

Good, pretty Güzel, iyi ن حسنسح

Became good Güzel oldu 1 حسن نسح Beauty, kindness, being good

Güzellik حسن نسا - حنسح

Kindly Güzellikle, iyilikle نا حسنسح

Good deeds, good things Đyiler, güzeller, iyilikler, güzellikler

حسنات -حسنات حسن

Good deed Đyi, güzel, iyilik, güzellik ة حسننسح

Became good Güzel oldu 1 حسن تنسح

Page 214: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

209

Their beauties Güzellikleri (dş) حسن نهنسح

Best, most beautiful En güzel ى حسننسح

Two good things Đki güzellik ن حسنيينسح

In succession Art arda ا حسمموسح

As reckoner Hesap görücü olarak سيبا حسبح

Tired Yorgun حسر سريح

Sound Ses حسس سيسح

Its sound Onun sesi ا حسسهسسيح Gathering Toplanma حشر رشح

Was gathered Toplanıldı حشر رشح

To gather, collect Topladı, bir araya getirdi, kaldırdı

يحشر -حشر حشر 1

It was gathered Toplanıldı 1 حشر ترشح

You put me together Beni bir araya getirdin 1 ني حشرترشح

We put me together Onları bir araya getirdik 1 حشر ماهنرشح Its harvest Onun hasadı حصد هادصح Firewood Odun, atılan şey حصب بصح

It became clear Açığa çıktı حصحص صحصح

You harvested Hasat ettiniz, kestiniz 1 حصد متدصح

It prevented Kısıtladı, mani oldu 1 حصر ترصح

It is made apparent Gösterildi 2 ل حصلصح

Chaste Şerefli, nefsine hakim ورا حصرصح

Fortresses Kaleler ون حصنصح

Their fortresses Onların kaleleri م حصنهونصح Harvested, cut Biçilmiş, yıkılmış 1 حصد يدصح

Prison Hisar, hapis ريا حصرصح

He urged Teşvik etti 1 حضض ضح

Page 215: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

210

To be present, come Hazır oldu, geldi 1 حضر رضح- رضحي They came to his presence Onun huzuruna geldiler 1 حضر وهرضح Debris Çöp طاما حطمح

Firewood Odun, yakıt حطب طبا -حطبح

Repentance Tevbe طة حططح

Crusher Hutame, parçalayan ة حطمطمح

Share, portion Hisse ظ حظظا -حظح

Grandchild Torun ة حفدفدح

Pit Çukur حفر ةفرح

To protect, keep Korudu 1 ظ حفظففظ - ححي

Protecting Koruyarak فظا حفظح

Protectors Koruyucular فظة حفظح

We protected Koruduk 1 ا حفظظنفح

We protected her Onu koruduk 1 ا حفظاهظنفح Their (dual) protection O ikisinin korunması ا حفظمفظهح

We bordered Etrafını çevirdik ا حففففنح We bordered them (dual) O ikisinin etrafını çevirdik ا حففماهففنح Well informed Bilen, haberdar حفي ىفح

Gracious Lütufkar, cömert, kuşatan حفي يفاح Protector Koruyucu, muhafız يظ حفظفيظا - حفح

Truth Hak, gerçek, hak olarak حقق ققا - حح

Long period Uzun zaman قبا حقبح

It proved true, deserved Hak oldu 1 حقق قتح

It was obligated Layık kılındı, haklandı, yaraştı

تحق حقق 1

His right, due Onun hakkı حقق قهح

Obligation Görev, borç حقق يققح

Page 216: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

211

Judges Hakimler كام حكمح

Judgment, decision Hüküm حكم كمح

Arbitrator Hakem حكم كما - حكمح

To judge, decree Hüküm verdi 1 حكم كمح - كمحي

I decreed, judged Hüküm verdin 1 حكم تكمح

Wisdom Hikmet, sebepsiz iş yapmama

حكمة حكم

You (pl) judged Hüküm verdiniz 1 حكم متكمح

His judgment Onun hükmü حكم هكمح- هكمح Their judgment Onların hükmü حكم همكمح Wise Hakim, hikmet sahibi حكم يمكا -حيمكح

Lawful, dwelling Helal, oturan ل حللح

Lawful Helal حلل الح

Wives Zevceler, eşler ل حللالئح

Habitual swearer Çok yemin eden حلل لافح

Lawful, lawfully Helal, helal olarak الل حللال - حالح You (pl) swore Yemin ettiniz 1 حلف ملفتح

Throat Gırtlak, boğaz حلق لقومح

You came out of ihram Đhramdan çıktınız 1 حلل مللتح

Puberty Erginlik çağı حلم لمح

They were adorned Süslendiler لوا حليح

Ornament Süs ل حليةحة - يليح

Forbearing Sabırlı, nezaketli, mühlet veren

حليما -حليم حلم

Their ornaments Onların ziynetleri حلي هميلح

Mud Balçıklı محأ ئةمح

Mud Balçık محأ امإ -حمح

Donkey Eşek محر ارمح

Page 217: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

212

Your donkey Eşeğin محر اركمح Carrier Taşıyıcı, hamal الة محلمح

Praise Hamd, övgü محد دمح

Your praise Senin hamdin, övgün محد كدمح His praise Onun hamdi övgüsü محد هدمح Donkeys Eşekler محر رمح

Red Kırmızı محر رمح

Load Yük محل لحم

It was loaded Yükletildi 2 ل محلمح

Load Yük ل محلمال -حمح To carry, take load Taşıdı, yüklendi 1 ل محلمل -حمحي

Carrying Yüklenerek ال محلمح

She took the load Yüklendi (dş) 1 محل لتمح

It was loaded Yükletildi 1 محل لتمح - لتمح You (pl) were loaded Size yükletildi 2 محل ملتمح

She took that load Onu yüklendi (dş) 1 محل هلتمح You loaded Sen yükledin 1 محل هلتمح We loaded Yükledik 1 ا محللنمح

We were loaded Bize yükletildi 2 ا محللنمح

We loaded you (pl) Sizi yükledik, taşıdık 1 محل اكملنمح We loaded him Onu yükledik, taşıdık 1 محل اهلنمح We loaded them Onları yükledik, taşıdık 1 محل ماهلنمح His load Onun yükü محل لهمح He took that load O onu yüklendi 1 ا محللهمح Her load Onun (dş) yükü ا محللهما - حهلمح Their loads Onların (dş) yükleri محل نلهمح

Page 218: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

213

They were loaded Onlara yükletildi 2 لوا محلمح

Load bearing Yük taşıyan ولة محلمح

Effort, disdain Öfke ve gayret, koruyuculuk ة محييمح

Praiseworthy Övülmeye layık محد يدما - حيدمح

Donkeys Eşekler ري محرمح

Boiling water, intimate friend Kaynar su, yakın arkadaş محم يمما - حيممح

Throats Boğazlar, gırtlaklar حنجر اجرنح

Affection Kalp yumuşaklığı انا حنننح

Sin Günah ث حنثنح

Upright ones Düzler, doğrular فاء حنفنح Roasted Kızarmış حنذ نيذح

Upright, true Düz, dik, doğru حنف فنينيفا -حح

Hunain, compassion Huneyn, şefkat ن حننينح

Disciples Havariler ون حوراريوح- ناريوح Entrails Bağırsak ا حويايوح

Sin Günah ا حوببوح

Fish Balık حوت وتح

Their (dual) fish O ikisinin balığı ا حوتمهوتح Houri, fair one Huri حور ورح

Power, authority Güç, kuvvet ل حولوح

Around, surroundings Etraf ل حولول - حوح

Transfer Çıkma, ayrılma ال حولوح

Around you Senin etrafında حول كلوح Around you (pl) Etrafınızda حول لكموح Around him Onun etrafında حول لهوح Around her Onun (dş) etrafında ل حولواحه

Page 219: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

214

Around them Onların etrafında حول ملهوح- هملوح Two years Đki yıl ن حولليوح

Alive, living Canlı, diri olarak, diri حيي يا - حيح

To live, to greet Yaşadı, selamladı 1 حيي يا - حيحي

Alive, living Canlı, diri olarak, diri ا حيييح Life Hayat اة حييييوة -حح

Your (pl) life Sizin hayatınız حيي كماتيح Our life Bizim hayatımız ا حييناتيح My life Benim hayatım ي حيياتيح Snake Yılan ة حيييح

Fish Balıklar ان حوتتيح

Their fish Onların balıkları حوت مهانيتح Where, wherever Nerede, her nerede ث حيثيح

Confused Şaşkın ان حريريح

Barrier was placed Engel konuldu 1 يل حولح

Plan Çare يلة حولح

Time, period Zaman, süre, devir حني نيح

Then, at that time O zaman ذئينح

Greet (imp, pl) Selamlayın 2 وا حيييح Life Hayat ان حييويح That they greet you Seni selamlamaları 2 حيي كويح

You were greeted Selamlandınız 2 م حييتييح

Page 220: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

215

خDisappointed ones Ümitsizler خيب بنيائخ

Vain talkers Boş söze dalanlar خوض نيضائخ

Fearful Korkarak فا خوفائخ

Fearful ones Korkanlar خوف نيفائخ

Treachery Hainlik ة خوننائخ

Traitors Hainler خون ننيائخ

To fail Perişan oldu خيب ابخ- يبخي Seal, the last one Mühür, sonuncu ختم ماتخ

That which deceives Aldatan خدع عادخ

That which deceives them Onları aldatan خدع مهعادخ That which comes out, will come out

Çıkan ارج خرجخ

Those who come out, will come out

Çıkanlar خرج ارجنيخ

Keepers Hazinelerde tutanlar خزن ازننيخ

Humbled Aciz ئا خسأاسأ - خاسخ

Despised ones Aşağılıklar خسأ نيئاسخ

Loss, losers Ziyan, ziyanda olan ر خسراسخ Loss, loser Ziyan, ziyanda olan ة خسرراسخ

Losers Ziyanda olanlar خسر اسون خر - ريناسخ

Losers Ziyanda olanlar خسر ريناسخ Humbled Huşu içinde, baş eğmiş عا خشعاشة -خعاشخ

Humbled women Huşu duyan kadınlar خشع اتعاشخ - اتعاشخ

Humbled, barren Huşu duyan, baş eğmiş, boş, kuru ة خشععاشخ

Humbled men Huşu duyan, mütevazı erkekler

خاشعني -خاشعون خشع

Humbled men Huşu duyan, mütevazı erkekler خشع نيعاشخ

Exclusively Özellikle, sadece ة خصصاصخ

Page 221: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

216

To talk vain Boş konuştu 1 خوض اضخ- وضخي Those who are in humility Boyun eğenler خضع نيعاضخ

They engaged in vain talk Boş konuştular 1 وا خوضاضخ

Sinner, sin, mistake Günahkâr, hatalı, günah, hata ئة خطأاطخ

Sinners Günahkârlar, hatalılar ون خطأؤاطخ- نيئاطخ

Sinners Günahkârlar, hatalılar خطأ نيئاطخ To address Hitap etti, laf attı 1 خطب اطبخ- باطخي He addressed them Onlara hitap etti 1 خطب مهاطبخ To fear Korktu 1 خوف افخ- افخي

She feared Korktu (dş) 1 خوف افتخ

To speak in a low tone Alçak sesle konuştu 3 خفت افتخ- خيتاف That which brings down Alçaltıcı ة خفضضافخ

They feared Korktular 1 افوا خوفخ

Fear me (imp, pl) Benden korkun 1 خوف افونخ

Hidden, secret Gizli, saklı ة خفييافخ

Maternal uncle Dayı ال خولخ

Maternal aunts Teyzeler خول خالات

Your maternal aunts Teyzelerin خول كاالتخ Your (pl) maternal aunts Teyzeleriniz خول كماالتكم - خاالتخ Maternal aunt Teyze الة خولخ Eternal Sonsuz, ebedi خلد دالا - خدالخ

Eternal ones Ebedi kalanlar ون خلددالن -خيدالخ Two eternals Đki ebedi ن خلديدالخ Eternal ones Ebedi kalanlar خلد يندالخ Exclusive, exclusively Halis, saf, has, özel خلص صالا - خصالخ

Exclusive, exclusively Halis, saf, has, özel ة خلصصالة - خصالخ

Page 222: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

217

Those who stay behind Geride kalanlar خلف نيفالخ

Creator Yaratıcı, yaratan خلق قالخ

Creators Yaratanlar قون خلقالخ- نيقالخ

Creators Yaratanlar خلق نيقالخ Your maternal uncle Dayın خول كالخ

Past Geçmiş وخل ةيالخ

Extinguished, extinct (pl) Hareketsiz olanlar ون مخددامخ- يندامخ

Extinguished, extinct (pl) Hareketsiz olanlar مخد يندامخ Fifth Beşinci مخس سامة –خسامة- خسامخ

To betray, deceive Đhanet etti 1 ان خونون -خخي They (dual) betrayed them (dual)

O ikisi o ikisine ihanet etti ا خونماهتانخ They betrayed Đhanet ettiler وا خونانخ

Fallen, hollow Yere serilmiş, içi boş ة خوياويخ

Hidden Saklı, gizli ئ خبأبخ Bad, evil (pl) Pisler, kötüler ث خبثائبخ Ruin, confusion Fitne, bozgunculuk اال خبلبخ

Subsided Dindi (dş) 1 خبو تبخ

Became bad Kötü oldu 1 ث خبثبخ

News, affairs Haber خرب ربخ

News, information Tecrübe, haber را خرببخ

Bread Ekmek ا خبززبخ To subside Dindi, sönmeye yüz tuttu 1 ى خبوبو -خبخي Bad, evil Kötü, pis ث خبثبيخ Bad, evil (fm, pl) Kötüler, pisler (dş) خبث بيثاتخ Bad, evil (fm) Kötü, pis (dş) بيثة خبثخ - بيثةخ Bad, evil (pl) Kötüler, pisler (er) بيثون خبثخ- نيبيثخ

Page 223: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

218

Bad, evil (pl) Kötüler, pisler (er) خبث نيبيثخ

All-aware Haberdar, bilen خرب بريا - خبريخ

Seal Son, mühür ختم امتخ

Its seal, end Onun sonu, mührü ختم هامتخ Treacherous Hain ترخ ارتخ To seal Mühürledi 1 ختم متخ- متخي Cheek Yanak, yüz خدد دخ Your cheek Yanağın خدد كدخ To deceive Aldattı 1 خدع عدخ- عدخي Take (imp) Al, tut 1 ذ أخذخ

To forsake, desert Yüzüstü bıraktı, yardım etmedi

يخذل -خذل خذل 1Take it (imp) Onu tut, al 1 ا أخذذهخ Take (imp, pl) Alın, tutun 1 ذوا أخذخ

Deserter Yalnız bırakan ذوال خذلخ

Take it (imp, pl) Onu alın, tutun 1 أخذ ذوهخ Take them (imp, pl) Onları alın, tutun 1 أخذ مذوهخ Destruction Harap olması اب خربرخ

Their destruction Onların harap olması ا خربابهرخ Payment, tax Ödeme, vergi خرج اجرخ

To come out Çıktı 1 خرج جرخ- جرخي

Payment, tax Ödeme, vergi جا خرجرخ

You came out Çıktın 1 خرج تجرخ You (pl) came out Çıktınız 1 خرج متجرخ They (fm) came out Çıktılar (dş) 1 خرج نجرخ We came out Çıktık 1 ا خرجنجرخ They came out Çıktılar 1 وا خرججرخ

Page 224: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

219

Mustard Hardal ل خردلدرخ To fall down Yere kapandı, düştü 1 خرر رخ - رخي Liars Yalancılar ون خرصاصرخ

They fell down Yere kapandılar 1 وا خرررخ

To guess, lie Uydurdu, yalan söyledi 1 خرص صرخ- سرخي Nose Burun م خرطمطورخ To tear, falsely attribute Deldi, uydurdu 1 خرف قرخ- قرخي He made a hole in it Onu deldi 1 ا خرققهرخ They falsely attributed Uydurdular 1 قوا خرقرخ Exit Çıkış وج خرجرخ

Treasures Hazineler خزن نائزخ

Its treasures Onun hazineleri خزن هنائزخ Keepers, guards Muhafızlar ة خزننزخ

Its keepers, guards Onun muhafızları ا خزنهتنزخ Humiliation, disgrace Rezillik, rezil etmek خزي ىزخ He became humiliated Rezil oldu, aşağılandı 1 خزي زيى - خزخي He became despised Rezil oldu, aşağılandı 1 ئ خزيسخ- ؤسخي Loss Ziyan, zarar ارا خسرسخ

Loss Ziyan, kayıp ر خسرسا -خرسخ To lose Kaybetti, ziyan etti 1 خسر سرخ- رسخي

Loss Kayıp ان خسررسا -خانرسخ They lost Kaybettiler 1 وا خسرسرخ

To cause to swallow Batırdı, yere geçirdi 1 خسف فسخ- سفخي We caused to swallow Yere geçirdik 1 ا خسففنسخ

Wood, wooden Tahta, ahşap خشب بشخ In humility Düşük, düşkün عا خشعشخ

Page 225: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

220

To humble Teslim oldu, huşu duydu 1 خشع عشخ- عشخي Humbled, fell down Alçaldı, düştü 1 خشع تعشخ

Humbleness, humility Huşu خشع وعشوعا - خشخ

To fear Korktu 1 شيخ يشى -خشخي

I feared Korktum 1 خشي يشخت Fear Korku ة خشييشخ His fear Onun korkusu خشي هتيشخ We feared Korktuk 1 ا خشيينشخ

Poverty Đhtiyaç ة خصصاصصخ

Enmity, opponents Düşmanlık, düşmanlar ام خصمصخ To fasten Koydu, birleştirdi, örttü 1 خصف فصخ - فصخي Opponent Hasım م خصمصخ

Two opponents Đki hasım خصم انمصخ

Argumentative Kavgacı ون خصممصخ

Opponent Hasım, düşman خصم يمصا -خيمصخ

You (pl) engaged in vain talk Boş konuştunuz 1 خوض متضخ

Green Yeşil خضر رضرى - خضا - خرضخ Green plant Yeşillik را خضرضخ

To be soft Yumuşak konuştu 1 خضع عضخ- عضخي Sin, mistake, fault Hata, günah, suç طئا خطأخ By mistake Hata ile طئا خطأخ

Sin, mistake, fault Hata ط خطأءاخ Address, speaking Konuşma طاب خطبطابا -خخ Sins, faults Günahlar, hatalar ا خطأطايخ

Your (pl) sins, faults Sizin hatalarınız خطأ اكمطايخ Our sins, faults Bizim hatalarımız ا خطأانطايخ

Page 226: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

221

Their sins, faults Onların hataları خطأ ماهطايخ Affair, business Görev, iş خطب طبخ

Address, speaking Konuşma خطب ةطبخ Your duty, affair Görevin خطب كطبخ Your (pl) duty, affair Göreviniz خطب كمطبخ Your (dual) duty, affair Đkinizin görevi, durumu ا خطبكمطبخ Your (fm, pl) duty, affair Sizin (dş) durumunuz خطب كنطبخ To write Yazdı 1 ط خططط -خخي To snatch Kaptı, aldı 1 خطف فطخ - طفخي Snatching Söz kapma طفة خطفخ

Footsteps Adımlar خطو اتطوخ Sins, faults Hatalar خطأ يئاتطخ

Your (pl) sins, faults Hatalarınız خطأ كميئاتطخ Their sins, faults Onların hataları خطأ هميئاتطخ Sin, mistake, fault Hata, günah يئة خطأطيئة - خطخ

His mistake Onun hatası خطأ هيئتطخ My mistake Benim hatam ى خطأيئتطخ Lightly Hafif olarak فافا خففخ

I feared Korktum 1 خوف فتخ

You (fm) feared Korktun (dş) 1 خوف فتخ

I feared you (pl) Sizden korktum 1 خوف كمفتخ You (pl) feared Korktunuz 1 خوف مفتخ

To lower, bring down Đndirdi 1 خفض فضخ- ضفخي To be light Hafifledi, hafif geldi 1 خفف فخ- فخي It became light Hafif geldi (dş) خفف فتخ

He made it light Hafifletti خفف ففخ

Page 227: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

222

To hide Gizlendi, gizli kaldı 1 خفي يففى -خخي Secretly Gizlice ة خفيفيخ

Light Hafif يفا خفففخ

Hidden, secret Gizli, saklı خفي يفا -خيفخ

They met in private Baş başa kaldı 1 ال وخلخ

Successors Halifeler, arkadan gelenler خلف فلائخ - فلائخ

Supreme creator Hakkıyla yaratan لقخ القخ

Opposite sides Çaprazlama خلف الفخ

After you Senin ardından خلف الفكخ

Share, portion Pay, hisse خلق القالق - خخ

Your (pl) share Sizin payınız خلق كمالقخ Their share Onların payı خلق همالقخ Friendship; between, among Dostluk, arasında الل خللخ

Among you Sizin aranız خلل اللكمخ In its midst Onun arasında, içinde خلل هاللخ In its midst Onun (dş) arasında, içinde ا خللاللهخ Between them O ikisinin arasında ا خللماللهخ Passed Geçti (dş) 1 وخل لتخ

Eternity Ebedilik خلد لدخ

To be eternal Ebedi oldu 1 خلد لدخ- لدخي

They secluded themselves Çekildiler 1 وا خلصلصخ

To mix Karıştırdı 1 لط خلطط -خلخي Partners Ortaklar لطاء خلطخ

They mixed Karıştırdılar لطوا خلطخ

To remove Çıkardı 1 خلع لعخ - لعخي That which comes after Halef, arka, arkadan gelen خلف لفخ

Page 228: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

223

To come after, follow Arkasından geldi 1 خلف لفخ - لفخي Successors Halifeler, arkadan gelenler لفاء خلفخ

In succession Birbiri ardınca gelen لفة خلفخ

You did after me Benden sonra yaptınız 1 ونى خلفملفتخ Your back, after you Arkan, senden sonra خلف لفكخ

Your back, after you (pl) Arkanız, sizden sonra خلف لفكمخ

Our back, after us Arkamız, bizden sonra ا خلفلفنخ

His back, after him Arkası, ondan sonra خلف هلفخ

Her back, after her Arkası, ondan sonra (dş) ا خلفلفهخ Their back, after them Arkaları, onlardan sonra خلف ملفهخ- هملفخ Creation, creature Yaratış, yaratılış, yaratık خلق لقخ Moral character Ahlak خلق لقخ

It was created Yaratıldı خلق قلخ

To create Yarattı خلق لقخ - لقخي

Creation, creature Yaratış, yaratılış, yaratık لقا خلقخ You created Yarattın خلق لقتخ

I created Yarattım خلق لقتخ

It was created Yaratıldı خلق قتلخ I created you Seni yarattım خلق كلقتخ You created me Beni yarattın ني خلقلقتخ

You created him Onu yarattın خلق هلقتخ He created you Seni yarattı خلق لقكخ He created you (pl) Sizi yarattı خلق لقكمخ

Your creation Sizin yaratılışınız - خلقكم - خلقكم خلق

لقكمخ We created Yarattık ا خلقلقنخ

Page 229: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

224

We created you (pl) Sizi yarattık خلق اكملقنخ We created him Onu yarattık خلق خاهلقن We created them Onları yarattık خلق ماهلقنخ We created them (dual) O ikisini yarattık ا خلقماهلقنخ He created me Beni yarattı لقني خلقخ

He created me him Onu yarattı خلق لقهخ His creation Onun yaratılışı خلق لقهخ His creation Yaratılışı خلق هلقخ

He created her Onu yarattı ا خلقلقهخ He created them Onları yarattı خلق ملقهخ Their creation Onların yaratılışı خلق ملقهخ He created them (fm) Onları (dş) yarattı خلق نلقهخ Their creation Onların (dş) yaratılışı خلق هنلقخ They created Yarattılar لقوا خلقخ They were created Yaratıldılar قوا خلقلخ

Friendship Dostluk لة خللخ They are left behind Geri bırakıldılar 2 لفوا خلفخ

Leave (imp, pl) Serbest bırakın 2 لوا وخلخ

They met in private Yalnız kaldılar 1 ا وخللوخ Eternity Ebedilik خلد لودخ

To pass, be alone Yalnız kaldı, geçti 1 لى وخللو -خخي Successor Halife فة خلفيلخ Friend Dost يل خللليال -خلخ

Wine, intoxicant Şarap, içki, örtü ر مخرما -خرمخ

Their (fm) head covers Onların (dş) başörtüleri مخر نرهمخ

Five Beş ة مخسسمخ

Page 230: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

225

One fifth Beşte biri مخس هسمخ

Fifteen Elli مخس سنيمخ

Bitter Acı, buruk meyve مخط طمخ

Pigs Domuzlar خرتر ازيرنخ

Pig Domuz خرتر رزينخ Stealthy Sinsi اس خنسنخ Those who withdraw Görünüp sinenler س خنسنخ Lowing sound Böğürme خور اروخ

Those who are left behind Geride kalanlar خلف فالوخ

Vain talk Boş konuşma ض خوضوخ

Their vain talk Boş konuşmaları خوض همضوخ Fear Korku خوف فوفا -خوخ

Their fear Korkuları خوف همفوخ Treacherous Hain خون انوا -خانوخ

To bestow, grant Verdi, ihsan etti 2 ل خولول - خوخي We bestowed Verdik ا خوللنوخ

We bestowed you (pl) Size verdik خول اكملنوخ We bestowed him Ona verdik خول اهلنوخ He bestowed him Ona verdi خول لهوخ Needle Đğne خيط اطيخ

Tents Çadırlar ام خيميخ Treachery, deception Hainlik ة نخوانيخ

Your treachery Senin hainliğin خون كتانيخ Good, better

Hayır, daha hayırlı, iyi, daha iyi

خيرا -خير خري

Good deeds, good ones Hayırlılar خري اتريخ

Right to choose, choice Seçme hakkı, seçim ة خريريخ

Page 231: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

226

Yarn Đplik ط خيطيخ In fear Korkarak يفة خوفخ

Your (pl) fear Sizin korkunuz خوف كميفتخ His fear Onun korkusu خوف هيفتخ Horse, horseman At, atlı ل خيليخ

Your horsemen Atlıların خيل كليخ

Page 232: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

227

دTwo pursuing their way Sürekli hareket eden (ikil) ن دأبيبائد

Turn of misfortune Felaket ة دوررائد

Continuous Devamlı, sürekli دوم مائد Continuous ones Devamlı olanlar ون دوممائد

Behavior Durum, gidiş دأب باد

As usual Adet üzere دأب بااد

Moving creature Canlı, hareket eden ة دببابد

Remnant, remaining Arka, art دبر ابرد

Invalid Batıl ة دحضضاحد

Humbled, humiliated (pl) Küçülmüş olanlar, boyun eğmişler

داخرين -داخرون دخر

Humbled, humiliated (pl) Küçülmüş olanlar, boyun eğmişler دخر ريناخد

Those who enter Girenler لون دخلاخد - نيلاخد

Those who enter Girenler دخل نيلاخد

Home Ev, yurt دور ارد

To revolve Etrafında döndü 1 دور ارد- وردي

Your (pl) home Eviniz دور اركمد Their home Evleri ورد مارهد Caller, inviter Davetçi, çağıran, davet eden دعو ياعيا -داعد

That which repels Uzaklaştıran, savan دفع عافد

To defend, repel Savundu 3 دفع افعد- عافدي

Ejected Atılan ق دفقافد

To continue, last, as long as Devam etti, sürdü, durdukça, oldukça

يدوم -دام دوم 1

As long as it exists Durdukça, oldukça (dş) 1 دوم تامد As long as they exist Durdukça, oldukça (çğ) 1 وا دومامد

Close, near Yakın دنو اند

Page 233: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

228

To acknowledge Benimsedi 1 ان ديند - يندي

Close, near Yakın ة دنوانيد

David (pbuh) Davud (AS) داود- وداود To alternate Sırayla döndürdü 3 ل دولاواول -ددي

Remnant, remaining Arka, art دبر ربر - دبد

To dispose, manage Düzenledi, idare etti 2 دبر ربد- ربدي

His back Arkası, ardı دبر هربد To spread Düzenledi, döşedi, yaydı 1 ا دحوحو -دحدي

He spread it Onu döşedi, yaydı 1 ا دحواهحد

To repel Kovdu 1 دحر رحد- رحدي

To refute Reddetti 1 دحض ضحد- ضحدي

Repelled ones Kovulanlar, kovulurlar ورا دحرحد

Smoke Duman ان دخنخد

To humble Boyun büktü 1 دخر رخد- رخدي

To enter Girdi 1 ل دخلخل -دخدي

Deception Vasıta, hile ال دخلخد She entered Girdi (dş) 1 دخل لتخد You entered Girdin 1 دخل لتخد It was entered Girildi 1 دخل لتخد

You (pl) entered Girdiniz 1 دخل ملتخد You (pl) entered it Ona girdiniz 1 دخل وهملتخد You (pl) entered his presence Ona girdi, onun yanına girdi 1 دخل لهخد They entered Girdiler 1 لوا دخلخد They entered it Ona girdiler 1 دخل لوهخد To repel, dispute Savdı, tartıştı 1 درأ راد - رداي Their lessons, studies Onların dersleri درس همتاسرد

Page 234: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

229

Dirhams Dirhemler درهم ماهرد

To know Bildi 1 ري دريري - ددي

Degrees Dereceler درج اتجرد

Degree Derece ة درججرد

To study Ders aldı, okudu 1 درس سرد - سردي

You studied Ders aldın 1 درس تسرد

They studied Ders aldılar, okudular 1 وا درسسرد

Layer Tabaka درك كرد

To overtake Yetişti 1 درك كرد- ركدي

To be overtaken Yetişilme كا دركرد

Pearl, brilliant Đnci, parlak درر يرد

To bury Örttü, gömdü, sakladı دسس سد- سدي

He buried it Onu örttü ا دسساهسد Nails Çiviler ر دسرسد

Disregard (imp) Bırak, aldırma 1 ودع عد

To repulse Đtip kaktı 1 دعع عد - عدي

Repulse, thrust Đtiliş, kakılış ا دعععد

To call, pray Çağırdı, dua etti 1 ا دعوعو -دعدي

Call, prayer Dua, çağrı اء دعوعد

Your prayer Duan دعو كائعد Your (pl) prayer Duanız كم دعواؤعد Your (pl) prayer Duanız دعو اءكمعد His prayer Onun duası دعو اءهعد Their prayer Onların duası دعو همائعد My prayer Duam ي دعوائعد He called you (pl) Siz çağırdı 1 اكم دعوعد

Page 235: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

230

He called me, prayed to me Beni çağırdı, bana dua etti 1 دعو انعد He called us Bizi çağırdı, bize dua etti 1 ا دعوانعد He called him Onu çağırdı, ona dua etti 1 دعو اهعد They called, prayed (dual) Dua ettiler (ikil) 1 ا دعووعد They called, prayed Dua ettiler 1 ا دعووعد Prayers Dualar ا دعووعد

They were called Çağırıldılar 1 وا دعوعد

They called, prayed Dua ettiler, çağırdılar, isnat ettiler 1 ا دعووعا -دوعد

Their prayer Onların duası دعو ماهوعد I called, invited Çağırdım 1 دعو توعد

Call, invitation Davet, çağrı ة دعووعد

Your call, prayer Senin davetin, duan دعو كتوعد Your (pl) call, prayer Sizin davetiniz, duanız دعو كمتوعد Your (dual) call, prayer Đkinizin daveti, duası ا دعوكمتوعد You called them Onları çağırdınız 1 دعو موهمتوعد I called them Onları çağırdım 1 دعو مهتوعد They called them Onları çağırdılar 1 دعو مهوعد

He was called Çağırıldı 1 دعو يعد You (pl) were called Çağırıldınız 1 دعو ميتعد Warmth Isınma, ısınacak şey دفأ فئد

Repelling Def etme, savma دفع فعد To defend, repel, give, pay

Def etti, savdı, savundu, verdi, ödedi

يدفع -دفع دفع 1

You paid, gave Verdiniz 1 دفع متفعد

To crush Parça parça oldu 1 دكك كد- كدي

Level, crushed Parça parça, dümdüz كا دكككاء -دد

Crushing Çarpma كة دككد

Page 236: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

231

It was crushed Çarptırıldı 1 دكك كتد

They (dual) were crushed Çarptırıldı (ikil) 1 ا دكككتد

To guide Gösterdi, rehberlik yaptı 1 ل دللل -ددي

He guided Yönlendirdi, sürükledi 1 ال دللد

He guided them (dual) O ikisine yol gösterdi 1 ا دللمالهد To decline Zeval buldu, sarktı 1 دلك لكد - لكدي

He guided them Onlara rehberlik yaptı 1 دلل ملهد Bucket Kova دلو لود

Decline Sarkma, zeval, aşağıya inme دلك لوكد

His bucket Kovası دلو هلود To come down Sarktı 1 لي ديلد- لييد

Indication, evidence Delil يل دللليال -دلد

Blood Kan دمي ما -دمد

Bloods Kanlar اء دميمد

Your (pl) bloods Kanlarınız دمي اءكمماءكم -دمد Their bloods Onların kanları ا دميهاؤمد As long as you exist Sen oldukça 1 دوم تمد

As long as I exist Ben oldukça 1 دوم تمد

As long as you (pl) exist Siz oldukça 1 دوم متمد

Destroyed Azabı başlarına geçirdi, mahvetti

يدمدم -دمدم دمدم 1

To destroy Yıktı 2 دمر رمد - رمدي

We destroyed Yıktık 2 ا دمرنرمد We destroyed it Onu yıktık, helak ettik 2 ا دمراهنرمد We destroyed them Onları yıktık, helak ettik 2 دمر ماهنرمد Tear Gözyaşı ع معدمد To break one’s brain Beyni parçaladı 1 غ دمغمغ -دمدي

Page 237: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

232

To approach Yaklaştı 1 ا دنونو - دندي

Close, near, world Dünya, yakın ا دنويند Full Dopdolu اقا دهقهد

Murky oil Kırmızı deri, kızaran yağ دهن دانه Time Zaman دهر رهد

Oil Yağ ن دهنهد

Turns of misfortune Belalar دور رائود Moving creatures Canlılar دبب ابود

Circulating thing Dolaşan şey ولة دولد

Other than, lower, close -den başka, aşağı, yakın ون دوند- وند

Other than you Senden başka دون ونكد Other than you (pl) Sizden başka دون ونكمد Other than us Bizden başka ا دونونند Other than him Ondan başka دون ونهد Other than her Ondan başka ا دونونهد Other than them Onlardan başka ونهم دوند Other than them (dual) O ikisinden başka ا دونونهمد Other than me Benden başka وني دوند Homes Evler, yurtlar ار دوريد

Inhabitant, nobody Kişi, yaşayan, hiç kimse ارا دوريد

Your (pl) homes Evleriniz دور اركميد Our homes Evlerimiz ا وردارنيد Their homes Evleri دور مارهيد- مهاريد Blood money Diyet, kan parası ة ودييد

Debt Borç دين نيد

My religion Benim dinim ين ديند

Page 238: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

233

Religion Din دين ينا - ديند

Coin Dinar ار دنريند

Your (pl) religion Dininiz دين كمينكم - دينينكم -دد His religion Onun dini دين ينهد Their religion Onların dini دين مهينم -دهينينهم -دد My religion Benim dinim يني ديند

Page 239: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

234

ذWolf Kurt ذأب ئبذ Possessor, owner Sahibi (er) ي -ذو – ذاذ That which tastes, will taste Tadan, tadacak قة ذوقذائ

Those who taste, will taste Tadanlar قواذ ذوقئ

Those who taste, will taste Tadanlar, tadacaklar قون ذوقذائ

Possessor, owner (fm) Sahibi (dş) ذات - ذات - ذات

Those who scatter Savuranlar ذرو اتذاري

To taste Tattı 1 ذوق ذاق - ذوقي

They tasted (dual) Tattılar (ikil) 1 ذاقا ذوق

She tasted Tattı (dş) 1 ذوق ذاقت

They tasted Tattılar 1 ذاقوا ذوق

Those (fm) who remember Zikredenler (dş) ذكر رذاكات

Those who remember Zikredenler ذكر رينذاك

That Şu, o (er) كذال

Those two Şu ikisi ذانك

That which goes, will go Giden, gidecek ذهب بذاه

Fly Sinek ذبب ابا -ذبابذب It was slaughtered Boğazlandı, kesildi 1 ذبح ذبح

Animal for sacrifice Kurbanlık, kesilecek hayvan ح ذبحبذ

To slaughter Boğazladı, kesti 1 ذبح حذب- حذبي They slaughtered Kestiler 1 و ذبححاذب

They slaughtered it Onu kestiler 1 ا ذبحوهحذب Leave (imp) Bırak 1 وذر ذر

To create, spread Yarattı, yaydı, çoğalttı 1 ء ذرأء - ذرذري Length Uzunluk اعا ذرعرذ

Page 240: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

235

Its two arms Đki kolu ذرع هياعرذ

He created you (pl) Sizi yarattı 1 ذرأ اكمذر We created Yarattık 1 ذرأ ااذرن

Atom, particle Zerre ذرر ةذر

Uneasiness Sıkıntı ذرع عا - ذرعذر Its length Onun uzunluğu ا ذرعهعذر Leave (imp) us Bizi bırak 1 ا وذرنذر

Leave (imp) me Beni bırak 1 ني وذرذر

Leave (imp) them Onları bırak 1 وذر مهذر

Leave (imp, pl) Bırakın 1 وذر واذر

Scattering, dispersing Savurma ا ذرووذر

Leave (imp, pl) me Beni bırakın 1 وني وذرذر

Leave (imp, pl) him Onu bırakın 1 وذر وهذر Leave (imp, pl) her Onu bırakın 1 ا وذروهذر To scatter, disperse Savurdu 1 ى ذروو - ذرذري Generations Nesiller ذرر اتيذر

Our generations Nesillerimiz ا ذررناتيذر Their generations Onların nesilleri ذرر هماتيذر Generation Zürriyet, nesil ة ذرريذر

Our generation Neslimiz ا ذررنتيذر His generation Onun nesli ذرر هتيذر- هتيذر Her generation Onun nesli ا ذررهتيذر Their generation Onların nesli ذرر مهتيذر- مهتيذر Their (dual) generation O ikisinin nesli ا ذررهمتيذر My generation Benim neslim ذرر تييذر Taste (imp) Tat (emir) 1 ذوق ذق

Page 241: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

236

Male Erkek ذكر ذكر

Remind (imp) Hatırlat, öğüt ver 2 ذكر ذكر

He was remembered, mentioned

Anıldı, hatırlandı 1 ذكر رذك

He was reminded Hatırlatıldı 2 ذكر ذكر

Reminder, admonition Zikir, hatırlama, öğüt ذكر كرا -ذكرذ

To remember, mention Hatırladı, zikretti 1 ذكر ذكر- ذكري

To remind Hatırlattı 2 ذكر ذكر- ذكري Males Erkekler ان ذكرا -ذكرانذكر

Its remembrance Onun söylenmesi ا ذكراهكرذ

Their reminder Onların uyarılması ذكر ماهكرذ You remembered, mentioned Zikrettin, andın 1 ذكر تذكر You (pl) were reminded Size öğüt verildi 2 م ذكرتذكر Your remembrance Senin şanın, anılman ذكر ككرذ Your (pl) remembrance Sizin şanınız, anmanız رذك كمكرذ Our remembrance Bizim şanımız, anmamız ا ذكركرنذ He remembered him Onu andı 1 ذكر هذكر

Remind (imp) them Onlara hatırlat 2 ذكر مهذكر Their remembrance Onların şanı, anması ذكر مكرهذ They were reminded Onlara öğüt verildi 2 وا ذكررذك They remembered, mentioned

Andılar, zikrettiler 1 وا ذكرذكر Remembrance, reminder Zikir, hatırlama, öğüt ى ذكركرذ

My remembrance Benim zikrim كري ذكرذ

Two males Đki erkek ن ذكريذكر Males Erkekler ذكر ذكور Our males Erkeklerimiz ا ذكرذكورن You slaughtered Temizlediniz, kestiniz 2 ذكو متذكي

Page 242: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

237

Humility Tevazu, alçak gönüllülük ذل ذلل

Humiliation Zillet, alçaklık لة ذللذ

That Şu, o كذل

That for you (pl) Sizin için şu كمذل

That for you (dual) Siz ikiniz için şu اكمذل That for them (fm) Onlar (dş) için şu كنذل

To subdue, tame Zelil etti, boyun eğdirdi 2 ذلل - ذلل ذللي Subservient Zillet, boyun eğme ذلال ذلل

It was subdued Boyun eğdirildi, alçaltıldı 2 ذلل ذللت

We subdued Boyun eğdirdik, alçalttık 2 ا ذللذللن

We subdued them Ona boyun eğdirdik, alçalttık 2 ا ذللاهذللن Humiliation Zillet, boyun eğme ذلوال -ذلول ذلل Covenant of protection Koruma sorumluluğu ذمم مةذ Sin Günah ذنب ذن وب -بذن

Your sin Senin günahın ذنب بكذن Your (fm) sin Senin (dş) günahın ذنب ذنبك His sin Onun günahı ذنب بهذن Their sin Onların günahı ذنب ذنبهم Sins Günahlar ذنب وبا -ذنوبذن Portion, share Pay, hisse ا ذنبوبوب - ذنذن Your (pl) sins Sizin günahlarınız وبكم ذنبذن Our sins Bizim günahlarımız ا ذنبوبنا - ذننوبذن Their sins Onların günahları ذنب وبهمذن Removal, taking away Giderme اب ذهبذه

Gold Altın ذهب ذه با - بذه To go, make go Gitti, giderdi 1 ذهب بذه - بذهي

Page 243: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

238

To leave Ayrıldı 1 ذهب نع بذه

She went Gitti, giderdi 1 ذهب تبذه We went Gittik 1 ا ذهبنبذه They went Gittiler 1 وا ذهببذه To forget Unuttu 1 ل ذهلل -ذهذهي Possessor, owner Sahibi (er) ذو

Possessor, owner (dual) Sahibi (er, ikil) اي -ذوذو

Possessor, owner (fm, dual) Sahibi (dş, ikil) ااتي -ذواتذو

Taste (imp, pl) Tadın 1 ذوقوا ذوق

Taste (imp, pl) it Onu tadın 1 ذوق ذوقوه Possessor, owner Sahibi (er) يذ

Possessor, owner (pl) Sahibi (er, çoğul) يذوي - ذ

Page 244: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

239

رShow off, to be seen Riya, gösteriş رئاء رأي

Heads Başlar, kafalar رأس سءور Your (pl) heads Başlarınız رأس كموسؤر- كمءوسر Their heads Onların başları رأس مهءوسر - همءوسر Compassionate Şefkatli رأف وفؤر Dream, vision Rüya, görüş ا رأييؤر

In appearance Gösteriş, gösterişçe رئيا رأي

Your dream Rüyan رأي اكيؤر My dream Rüyam رأي اىيؤر Strengthen (imp, pl)

Bağlanın, birbirinizi kuvvetlendirin

رابطوا ربط 3

Fourth Dördüncü ربع ابعر

Their fourth one Dördüncüleri ربع مهابعر Rising, exceeding Yükselen, artan ابيا ربور

Rising, exceeding Yükselen, artan ة ربوابير

She saw him Onu gördü (dş) 1 رأي هاتر

She saw them Onları gördü (dş) 1 رأي مهاتر Those who return, will return Dönenler, dönecekler ون رجعاجعر

That which quakes Sarsılan اجفة رجفر

Those who are merciful Merhametliler رحم نيماحر

That which takes back Geri çeviren ردد ادر

That which follows Takip eden, arkadan gelen فة ردفادر

That which turns you back Seni döndüren, döndürecek ردد كادر

Those who turn him back Onu döndürenler, döndürecek ردد وهادر

Those who give Geri verenler, verecekler ي رددادر Those who provide sustenance

Rızık verenler رزق نيازقر

Page 245: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

240

Head Baş, kafa رأس س - س ارءور

Those who are firm Đlimde ileri gidenler ون رسخخاسر

His head Başı, kafası رأس ارهس My head Başım رأس يارس Fixed ones Sabit olanlar رسو اتياسر - اتياسر

Guided ones Doğru yolda olanlar ون رشدداشر

Pleased, satisfied Hoşnut olan ة رضوياضر

Listen to us Bizi dinle ا رعيناعر Those who observe, obey Riayet edenler, uyanlar ون رعياعر

He turned, went Döndü, gitti 1 اغ روغر

That which desires Đstekli رغب باغر That which does not desire Đsteksiz رغب نع باغر Those who desire Đstekliler ون رغبباغر Compassion Acıma, şefkat رأف فةار

That which raises Yükselten رفع عافة -رعافر

That which raises Yükselten ة رفععافر That which raises you, will raise you

Seni yükselten, yükseltecek رفع كعافر That which cures Tedavi eden, iyileştiren اق رقير

Bowing down Rükû ederek ركع عاراك

Those who bow down Rükû edenler ون ركععاكر- نيعاكر

Those who bow down Rükû edenler ركع نيعاكر It got stained Paslandı 1 ان رينر He saw him (it) Onu gördü 1 رأي اهر

She saw him (it) Onu (dş) gördü 1 ا رأياهر

They saw Gördüler 1 رأي ا ارو– ا ارو- اارو

To try to seduce Baştan çıkarmak istedi 3 رود داور - اودري

Page 246: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

241

She tried to seduce Baştan çıkarmak istedi (dş) 3 رود تداور

I tried to seduce Baştan çıkarmak istedim 3 رود تداور - دتاور You (fm, pl) tried to seduce

Baştan çıkarmak istediniz (dş)

راودتن رود 3She tried to seduce me Beni baştan çıkarmak istedi 3 نى رودتداور She tried to seduce him Onu baştan çıkarmak istedi 3 رود هتداور I tried to seduce him Onu baştan çıkarmak istedim 3 رود هتداور They tried to seduce Baştan çıkarmak istediler 3 و رودداور They tried to seduce him Onu baştan çıkarmak istediler 3 رود وهداور They saw you Seni gördüler 1 رأي كاور

They saw him Onu gördüler 1 رأي ارهو

They saw her (it) Onu (dş) gördüler 1 ا رأيهاور

They saw them Onları gördüler 1 رأي مهاور

Sight, opinion Görme, görüş, rey رأي اري

To see Gördü 1 اى رأير - ىار You saw Sen gördün 1 رأي تاير

I saw Ben gördüm 1 رأي رتاي You (pl) saw Siz gördünüz 1 رأي متاير

You (pl) saw him (it) Onu gördünüz 1 رأي اروهمتي You saw him (it) Onu gördün 1 رأي هتاير I saw them Onları gördüm 1 رأي مهتاير You saw them Onları gördün 1 رأي ارمهتي They (fm) saw him O kadınlar onu gördü 1 رأي هناير

Lord, authority Rab, efendi, sahip ربب با -ربر

Usury, increase Faiz, artma ربا ربو

Your step daughters Üvey kızlarınız ربب كمبائبر Tied, tethered Bağlı, bağlanan ربط اطرب

Page 247: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

242

Four Dörder ربع اعبر

Worshippers, religious scholars

Ruhbanlar ون رببانيبر- نيانيبر

It swelled Kabardı ربو تبر

To profit Kâr etti 1 حرب بحر- حبري It profited Kâr etti 1 حرب تبحر To attach, connect, strengthen

Bağladı, güçlendirdi ط ربطبط -ربري We connected, strengthened Bağladık ا ربططنبر

One fourth Dörtte bir ربع عبر

Your lord Rabbin ربب كبر- كبر - كبر Your (pl) lord Rabbiniz ربب كمبكم - ربكم - ربر Your (dual) lord Đkinizin rabbi ا رببكمبا -ركمبر Perhaps Belki, her halde امبر

Our lord Rabbimiz ا رببنبا -رنبا - رنبر His lord Onun Rabbi ربب هبر- هبر- هبر Her lord Onun (dş) Rabbi ا رببهبا -رهبر Their lord Onların rabbi ربب مهبم -رهبهم -ربر Their (dual) lord O ikisinin Rabbi ا رببمهبا -رمهبر High ground Yüksek yer ربو ةوبر

My lord Rabbim ي ربببر- يبر To increase, swell Arttı, çoğaldı ى ربوبوا -ربري They brought me up Beni büyüttüler (ikil) 2 اني وربيبر

Worshippers, religious scholars

Rabbaniler ون رببيرب

To enjoy Gezmek, oynamak 1 رتع عتر - عتري Joined Bitişik ق رتقتقا -رتر Recite (imp) Tane tane oku 2 ل رتلتر - تلر To recite Tane tane okudu 2 ل رتلتل -رتري

Page 248: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

243

We recited Tane tane okuduk 2 ا رتللنتر

We recited it Onu tane tane okuduk 2 رتل اهلنتر It was shaken Sarsıldı 2 رجج جر Shaking Sarsıntı ا رجججر

Men Adamlar ال رجلاال - رجرج

Your (pl) men Adamlarınız رجل كمالرج It was shaken Sarsıldı 2 رجج تجر

Filth, punishment Pis, pislik, azap, ceza رجز زا - رجزرج Filth, punishment Pis, pislik, azap, ceza رجس سجا - رسرج Their filth, evil Onların pislikleri رجس سهمرج Return Dönüş رجع عجر

To return, turn back Geri döndü, döndürdü 1 رجع عجر - جعري I was returned Döndürüldüm 1 رجع تجعر

You (pl) returned Döndünüz 1 رجع متعجر He returned you Sana geri döndü 1 رجع عجرك We returned Döndük 1 ا رجعنعجر

We returned Sana geri döndürdük 1 رجع اكنعجر That it returns Onun döndürülmesi 1 رجع هعجر

They returned Döndüler 1 وا رجععجر

Return Dönüş ى رجععجر

Quake, shaking Zelzele, deprem ف رجفجةر Foot Ayak ل رجلرج

Man Adam ل رجلجال -رجر

Two men Đki adam رجل النجن -رليجر Your infantry Yayaların رجل كجلر Two men Đki adam ن رجلليجر

Page 249: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

244

Two feet Đki ayak ن رجلليرج Stoning, guessing Taşlama, tahmin ما جمرجر

We stoned you Seni taşladık 1 رجم اكنمجر

Stoning, guessing Taşlamalar, tahminler وما رجمجر

Rejected, stoned Kovulmuş, taşlanmış رجم جيمر

Their bags Onların torbaları رحل همالرح Became vast, wide Geniş oldu 1 رحب بحر ت Bag Torba ل رحلحال -ررح

Journey Yolculuk, seyahat لة رحلرح

His bag Torbası رحل هلحر To have mercy Merhamet etti 1 رحم محر - محري

Regarding mercy Merhametçe ما رحمحر

Those who are merciful Merhametli olanlar اء مرحمحر Most Gracious Rahman, şefkatli مان رحمحر

Mercy Rahmet ة رحممحت -رمحر

Your mercy Senin rahmetin رحم كتمحر Our mercy Bizim rahmetimiz ا رحمنتمحر His mercy Onun rahmeti رحم هتمحر- هتمحر - هتمحر My mercy Benim rahmetim ي رحمتمحر Most Gracious Rahman, şefkatli رحم نمحن - رمحر

We had mercy Merhamet ettik 1 ا رحمنمحر

We had mercy upon them Onlara merhamet ettik 1 رحم ماهنمحر He had mercy upon him Ona merhamet etti 1 رحم حرهم

Pure drink Saf içecek يق رحقحر Most Merciful Rahim, merhametli رحم يمحا -ريمحر

Gently Yumuşak اء ورخخر

Page 250: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

245

To return, turn back Đade etti, geri verdi 1 ردد در- دري

As helper Yardımcı olarak ءا ردأرد - ارد

It was returned Đade edildi 1 ردد تدر

I was returned Döndürüldüm, çevrildim 1 ردد تددر

We turned back Geri verdik, geri çevirdik 1 ا رددنددر

We turned him back Onu geri çevirdik 1 ردد اهنددر It followed, came after Arkasından geldi 1 ردف درف

Barrier Sağlam duvar ا ردممدر He turned it back Onu geri çevirdi 1 ا رددهدر

That they (fm) are taken back Geri alınmaları 1 ردد نهدر They turned back Geri çevirdiler 1 وا ردددر

They were turned back Geri çevrildiler 1 ردد دوار

They turned him back Onu götürdüler 1 ردد وهدر

Turn (imp, pl) him back Ona götürün 1 ردد وهدر Turn (imp, pl) it back Onu iade edin, karşılık verin 1 ا رددوهدر

Low, abject Düşük, alçak يل رذلذر All-Provider Bol rızık veren رزق راقز

Provision Rızık رزق ققا -رزرز

To provide sustenance Rızık verdi 1 رزق قزر- قزري

He provided you (pl) Size rızık verdi 1 قكم رزقزر Your provision Sizin rızkınız رزق قكمرز- قكمرز We were provided Bize rızık verildi 1 ا رزقزقنر Our provision Bizim rızkımız ا رزققنرز We provided you (pl) Size rızık verdik 1 رزق اكمقنزر We provided him Ona rızık verdik 1 رزق اهقنزر We provided them Onlara rızık verdik 1 رزق ماهقنزر

Page 251: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

246

He provided me Bana rızık verdi 1 قني رزقزر His provision Onun rızkı رزق قهرز - قهرز - هقرز Her provision Onun (dş) rızkı ا رزققها -رزقهرز He provided them Onlara rızık verdi 1 رزق مقهزر Their provision Onların rızkı رزق همقرز - م رزم -قهقهرز Their (fm) provision Onların (dş) rızkı رزق نقهرز They were provided Rızıklandırıldılar 1 زقوا رزقر Rass, a place Res, bir yer adı رسس سر Messages Vahiyler, mesajlar رسل االترس - االترس His messages Onun vahiyleri رسل هاالترس My messages Benim vahiylerim ي رسلاالترس Message Elçilik الة رسلرس

His message Onun risaleti, mesajı رسل هالترس Messengers, prophets Peygamberler, elçiler ل رسلسال -رسر

Your messengers Senin elçilerin رسل كلسر Your (pl) messengers Sizin elçileriniz رسل لكمسر Our messengers Bizim elçilerimiz ا رسللنسا - رلنسا - رنلسر His messengers Onun elçileri رسل هلسر - لهسر Their messengers Onların elçileri رسل ملهسر My messengers Benim elçilerim ي رسللسر Messenger, prophet Peygamber, elçi ول رسلسوال - رسر Your (pl) messenger Peygamberiniz رسل ولكمسر Our messenger Peygamberimiz ا رسلولنسا -رنولسر His messenger Onun Peygamberi رسل ولهسر- ولهسر - هولسر Her messenger Onun (dş) elçisi ا رسلولهسر Their messengers Onların elçileri رسل مولهسم-رولهسهم-رولسر

Page 252: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

247

Right, rightness Doğruluk رشد ادشر - ادشر

It became right Doğru oldu 1 رشد دشر Righteousness Doğruluk رشد دشا - ردشر Rightly Doğrulukla دا رشدشر His righteousness Doğruluğu رشد هدشر Right Doğru رشد يدشر

Guard, observer Gözetleyici دا رصدصر

Suckling Süt emzirmek رضع ةاعضر

They became pleased Razı oldular 1 وا ضورضر

Approval, pleasure Rıza, razılık ان رضووا - رضانورض

His approval Onun rızası رضو هانورض To become pleased Razı oldu 1 رضو يضى -رضري

Pleasing Razı olarak ا رضويضر

I became pleased Razı oldum 1 رضو يتضر

You (pl) became pleased Razı oldunuz 1 رضو متيضر

Moist, wet Islak, yaş طب رطبر

Fresh date Taze hurma طبا رطبر

Shepherds Çobanlar اء رعيرع

Its observance Riayeti, uygunluğu ا رعيهتايرع

Terror Korku رعب بعا -ربعر Thunder Gök gürültüsü رعد دعر They observed it Ona riayet ettiler ا رعيهوعر

Desire, hope Rağbet, umma غبا رغبر

Freely Serbestçe ا رغدغدر Dust, particles Toz رفت فاتا -رفاتر Approach, sexual relation Kadınlara yaklaşmak ف رفثثر

Page 253: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

248

Gift Hediye رفد رفد Cushion Yastık رفرف ففرر To raise Yükseltti, kaldırdı 1 رفع فعر- فعري

It (she) was raised Yükseltildi 1 رفع تعفر We raised Yükselttik 1 ا رفعنفعر We raised him Onu yükselttik 1 رفع اهنفعر He raised him Onu yükseltti 1 رفع هفعر He raised her Onu (dş) yükseltti 1 ا رفعهفعر That which raises Yükselten, yükseltecek رفع يعفر

Companion Arkadaş رفق قيفيقا -رفر Page, parchment Sayfa رقق قر Necks, slaves Boyunlar, esirler رقاب رقب Neck, slave Boyun, esir رقب ةقبرقاب - ر

Those who are asleep Uyuyanlar رقد قودر That which watches Gözetleyen رقب يبقا -ريبقر

That you ascend Göğe çıkman 1 رقي كيقر

Inscribed Yazılmış رقم ميقر Camels, mounts Develer, binekler ركب ركاب

Mass, heap Yığın كاما ركمر

Caravan Kervan ركب كبر

To ride, mount Bindi (ata, gemiye) 1 ركب بكر- كبري To assemble Birleştirdi 2 ركب كبر- كبري They (dual) mounted Đkisi bindi 1 ا ركببكر

Riding Binerek, binitli olarak ا ركبانكبر He assembled you Seni terkip etti, birleştirdi 2 ركب ككبر

They mounted Bindiler 1 وا ركببكر

Page 254: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

249

Sound Fısıltı ا ركزركز That which bows down Rükû eden كع ركعر

To bow down Rükû etti 1 ركع كعر- كعري Bowing down Rükû ederek كعا ركعر

Support Destek كن ركنر Its support Onun desteği ركن كنهر Their mounts Onların binekleri ركب مهكوبر Your (pl) spears Mızraklarınız رمح كماحرم Ash Kül رمد ادمر

Pomegranate Nar ان رمنمر Gesture Đşaret ا رمززمر Ramadan Ramazan انضمر

To throw Attı 1 ى رميمي -رمري You threw Attın 1 رمي تيمر

Decomposed Çürümüş رمم ميمر Pledge Rehin ان رهنره He feared Korktu 1 رهب بهر Fear Korku رهب بهر

Fearing Korkarak با رهبهر

Monk Rahip, ruhban رهب انبها -رانبهر

Their monks Onların rahipleri رهب مهانبهر Monasticism Ruhbanlık ة رهبانيبهر Fear Korku ة رهببهر

Family, tribe Aile, kabile ط رهطهر Your family Senin ailen, kabilen رهط طكهر My family Benim ailem, kabilem ي رهططهر

Page 255: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

250

Cover Örtü قا رهقهر

At rest Sakin, olduğu gibi ا رهووهر Pledge Rehin رهن نيهر Pledge Rehin رهن هةرين Its evening course Onun akşam esişi ا روحهاحور Firm ones, mountains Sabit olanlar, dağlar رسو ياسور

Motionless Hareketsiz ركد داكور Mercy, rest Rahmet, rahatlık, روح حور

Spirit Ruh روح وحا -روحر

Our spirit Ruhumuz ا روحنوحا - رنوحر His spirit Onun ruhu روح هوحر My spirit Ruhum ي روحوحر Meadows, gardens Bahçeler روض اتضور

Garden Bahçe, otlak ة روضضور Fright Korku روع عور Rome, Romans Roma, Romalılar روم مور A little Biraz دا روديور

Winds Rüzgârlar اح روحري Doubt Şüphe ريب بير Doubt Şüphe ة ريبة - ريبريب Their doubts Onların şüpheleri ريب بهمير Wind, power Rüzgâr, kuvvet روح ريح

Scented plants Reyhan, hoş kokulu bitki روح حيانر

Your (pl) wind, power Rüzgarınız, kuvvetiniz روح كمرحي Adornment Süs, güzellik ريشا ريش

Elevation, high place Yüksek yer ع ريعري

Page 256: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

251

زThose who drive Sürenler زجر اتاجرز Provision Azık زود ادز To increase Arttı, arttırdı 1 زيد ادز- زيدي

She increased Arttırdı (dş) 1 زيد تادز She increased it Onu arttırdı (dş) 1 زيد هتادز She increased them Onları arttırdı (dş) 1 زيد مهتادز He increased you (pl) Sizi arttırdı 1 زيد كمادز He increased him Onu arttırdı 1 زيد هادز He increased them Onları arttırdı 1 زيد مهادز They increased Arttırdılar 1 و زيدادز

They increased you (pl) Sizi arttırdılar 1 زيد وكمادز They increased them Onları arttırdılar 1 زيد موهادز To visit Ziyaret etti 1 زور ز ار - ورزي Those who grow Ekinciler ون زرعارعز

He strayed, deviated Şaştı, saptı 1 اغ زيغز

She strayed, deviated Şaştı, saptı 1 زيغ اغتز They strayed, deviated Şaştılar, saptılar 1 اغوا زيغز

To end, cease Bitti, sona erdi 1 ال زولال - ززي It ceased Son buldu 1 زول التز They (dual) ceased Son buldu (ikil) 1 ا زولالتز Adulterer, fornicator Zina eden erkek زين انانى -زز

Adulterer, fornicator Zina eden erkek اني زينز Adulteress, fornicatress Zina eden kadın ة زينانيز

Those keen to give up Zahidler زهد ينداهز

That which vanishes, perishes

Yok olan زهق قاهز

Page 257: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

252

Angels of hell Zebani ة زبنانيبز Foam Köpük زبد دبا - زدبز

Blocks Kütle زبر ربز Books, sects Kitaplar, kitleler ر زبربا - زربز Zaboor Zebur زبر وربا -زوربز

Glass Cam ة زججاججز Cry, shout Çığlık زجر رجز Strongly Zorlayarak ا زجررجز It is removed Uzaklaştırıldı زحزح زححز

Advancing Đlerleyerek فا زحفحز

Gold, ornament Altın, süs زخرف فرخفا -زرخز Its ornaments Süsleri ا زخرففهرخز Increase (imp) Arttır 1 زيد زد

We increased Arttırdık 1 ا زيدنزد

We increased them Onları arttırdık 1 زيد ماهنزد

Increase (imp) me Beni arttır 1 ني زيدزد

Increase (imp) him Onu arttır 1 زيد هزد Carpets Halılar زرب ابىرز Those who grow, growers Ekinciler زرع اعرز

You (pl) visited Ziyaret ettiniz 1 زور مترز

Crop Bitki, ekin زرع عرا -زعرز

To sow, grow Ekti, dikti 1 زرع ز عر- عرزي Blue-eyed Gök gözlü, kör قا زرقرز Crops Ekinler وع زرعرز

To claim, believe Đddia etti, zannetti زعم معز - معزي

You claimed Zannettin 1 زعم تمعز

Page 258: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

253

You (pl) claimed Zannettiniz 1 زعم متمعز Their claim Zanları زعم هممعز

That which claims Zanneden زعم يمعز

Sighing, roaring Gürleme زفر ريفا -زريفز Zaqqum tree Zakkum ağacı م زقمقوز It became pure Temiz oldu 1 كا زكوز To clean, clear Temizledi 2 كا زكوكي - ززي

Zakat, alms Zekât كاة زكوز He cleaned it (her) Onu temizledi 2 ا زكوكاهز Zechariah (pbuh) Zekeriya (AS) اكريز

Zakat, alms Zekât كواة زكوز It became pure Temiz oldu 1 كى زكوز Clean, innocent Temiz, masum ا زكويكة - زيكز

Clean, innocent Temiz, masum ة زكويكز You (pl) ceased Son verdiniz 1 زول مزلت

Shaking, earthquake Zelzele, sarsıntı ال زلزلاال -زلززلز

Its earthquake Onun sarsıntısı ا زلزلالهزلز To shake, quake Sarsıldı 1 ل زلزللزل -زززلي It was shaken Sarsıldı 1 زلزل لزلتز

Shaking, earthquake Zelzele, sarsıntı لة زلزللزلة - زلزز They were shaken Sarsıldılar 1 لزلوا زلزلز Near, approaching Yakın, yaklaşan لفا زلفز Near, approaching Yakın, yaklaşan لفة زلفلفى - زز

Near, approaching Yakın, yaklaşan لفى زلفز Slippery Kaygan, kayan لقا زلقز You (pl) slipped Kaydınız زلل مللتز

Page 259: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

254

Groups, in groups Bölük bölük را زمرمز

Freezing cold Şiddetli soğuk ا زمهرريرهمز Ginger Zencefil البيجنز Adultery, fornication Zina ى زينزن

Base, ignoble Soysuz م زمننيز Splendor Süs ة زهررهز To vanish, perish Çıktı, yok oldu 1 زهق قهز That which vanishes, perishes

Yok olan وقا زهقهز

End Son bulma ال زولوز Pair, mate, spouse Eş, karı veya koca زوج جوا -زجوز

Two pairs Đki eş زوج انجوز

It was paired, mated Eşleştirildi 1 زوج تجوز

Your wife Eşin زوج كجوز - كجوز We paired Eşleştirdik 1 ا زوجنجوز

We married her to you Onu seninle evlendirdik 1 ا زوجاكهنجوز We married them Onları evlendirdik 1 زوج ماهنجوز His wife Onun eşi زوج هجوز - جهوز Her spouse Onun (dş) eşi ا زوججهوا - زهجوز Two pairs Đki eş ن زوجيجوز False, lie Yalan, kötü söz, tezvir زور ورورا - زز

Increase Artış ة زيدادزي

Oil Yağ زيت تيز

Its oil Onun yağı ا زيتهتيز Olive Zeytin ون زينتتيا - زونتيز

Olive Zeytin özellikli زينت ةونتيز

Zayd Zeyd ديز

Page 260: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

255

Deviation Eğrilik غ زيغيز We separated Ayırdık 2 ا ليزلنيز

It was adorned Süslendi 2 زين نيز

To adorn, beautify Süsledi 2 زين نيز- نيزي

We adorned Süsledik 2 ا زيننيز

We adorned it Onu süsledik 2 ا زيناهنيز Adornment Süs, ziynet ة زينزين

Your adornment Ziynetleriniz زين كمتزين Its (his) adornment Onun ziyneti زين هتزين Its (her) adornment Onun (dş) ziyneti ا زينهتا -زينهتزين Their (fm) adornment Onları (dş) ziyneti زين هنتزين- تزيننه He adorned it (him) Onu süsledi 2 زين هنيز They adorned Süslediler 2 وا زيننيز

Page 261: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

256

سRequest, question Sual, soru, istek ال سألؤس It (he) was asked Soruldu 1 ل سألئس To ask Sordu, istedi 1 ئل سألئل -سسي It (she) was asked Soruldu (dş) 1 سأل لتئس

Your request, question Đsteğin 1 سأل لكؤس

They were asked Soruldular 1 لوا سألئس To be evil Kötü oldu 1 اء سوأوء -سسي

Freed camel Serbest bırakılmış deve ةائبس It became evil Kötü oldu 1 ائ سوأست

Women who fast, move about Oruç tutan kadınlar, seyahat edenler

سائحات حيس

Men who fast, move about Oruç tutan erkekler, seyahat edenler

سائحون سيح Easy to swallow Đçimi kolay غ غوسائا -سغائس

That which drives Sevk eden, süren سوق قائس

That which asks Đsteyen 1 ل سألائس

Those who ask Đsteyenler 1 سأل نيلائس

Those who swim Yüzenler سبح اتابحس

Armors Zırhlar سبغ اتابغس

That which outruns, precedes Öne geçen, yarışan سبق ابقس

To race, precede Yarıştı 3 سبق قابس - ابقسي Forerunners Yarışanlar, geçenler 1 سبق ابقاتس

Race (imp, pl) Yarışın 1 ابقوا سبقس

Forerunners Önde gidenler, öncekiler ابقون سبقس- نيابقس

Forerunners Önde gidenler, öncekiler سبق نيابقس

I will recite Okuyacağım 1 تلو لواست

He (it) will come to you (pl) Size gelecek 1 أيت يكماست

Page 262: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

257

Prostrating Secde ederek اجدا سجدس

Those who prostrate Secde edenler اجدون سجدس - يناجدس

Those who prostrate Secde edenler اج سجدسيند Their territory Onların yurtları سوح همتاحس Magician Sihirbaz سحر راحس

Two magicians Đki sihirbaz سحر انراحس

Magicians Sihirbazlar ون سحرراحس

Bank, shore Sahil, kıyı ل سحلاحس Those who ridicule, mock Alay edenler سخر ريناخس

Our chiefs Beylerimiz, efendilerimiz ا دوسنتادس

Their sixth one Onların altıncısı سدس مهسادس He travelled, went, walked Yola çıktı, yürüdü, seyir yaptı 1 سري ارس

That which goes freely Görünen, ortaya çıkan سرب اربس

Hasten, run (imp, pl) Koşun 3 وا سرعارعس

That which steals Hırsız سرق ارقارقة -سس

That which steals Hırsız ارقة سرقس

Those who steal Hırsızlar ارقون سرقس - نيارقس

Those who steal Hırsızlar سرق نيارقس I will have it (him) covered Onu sardıracağım 4 رهق اسقههر I will show you (pl) Size göstereceğim 4 رأي اسريكم - اسريكمو

I will ask for forgiveness Đstiğfar edeceğim 10 غفر رفغتاسس I will make deviate Döndüreceğim 1 صرف اسرفص I will make enter the fire Ateşe sokacağım 4 صلي ياسلص

I will make him enter the fire Onu ateşe sokacağım 4 صلي اسيهلص Hour, time of judgment Kıyamet saati, zaman, saat ة سوعاعس Low, below Alt, aşağı ل سفلافس

Page 263: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

258

Its downside, its lowest Onun altı, aşağı tarafı ا سفللهافس Low ones Aşağılar سفل نيلافس Leg, shin Ayak, bacak سوق اقس

Falling Düşen طا سقطاقس

Two legs Đki ayak سوق اقيس

Her two legs, shins Onun (dş) iki ayağı ا سوقهاقيس I will write Yazacağım 1 بكت اسبكت

I will write it Onu yazacağım 1 ا كتبهباكتس Stationary Sakin, hareketsiz نا سكناكس

To ask Sordu, istedi 1 سأل ل اس- سلاي Top flow Aktı, sel oldu 1 ال سيلسيل -سي It flowed Sel aktı (dş) 1 سيل التس

You asked Sordun 1 سأل اسلت

I asked Sordum, istedim 1 سأل اسلت

I asked you Sana sordum, senden istedim 1 سأل اسكلت I asked you (pl) Size sordum, sizden istedim 1 سأل كماسلت You (pl) asked Sordunuz, istediniz 1 سأل اسملت

You (pl) asked him Ondan istediniz 1 سأل اسوهملت You (pl) asked them (fm) Onlara (dş) sordunuz 1 سأل اسنوهملت You asked them Onlara sordun 1 سأل اسمهلت I will throw Atacağım 4 لقي ىاسلق- ياسلق He asked you Sana sordu 1 سأل اسلك

Sound, intact Sağlam م سلمالس

Sound ones Sağlamlar ون سلممالس He asked her Ona (dş) sordu 1 سأل ااسله He asked them Onlara sordu 1 سأل اسمله

Page 264: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

259

They asked Sordular 1 سأل لوااس Those who amuse themselves

Gaflet içindekiler مسد دامونس

Conversing by night Geceleyin konuşarak را مسرامس Samiri Samiri مسر ريامس I will inform Haber vereceğim 2 نبأ ئاسبن

I will inform you Sana haber vereceğim 2 نبأ اسئكبن I will send down Đndireceğim 4 نزل اسزلن

Awakened Uyanık سهر ةراهس He drew lots Kura çekti 3 سهم ماهس Neglectful Gafil, ihmalkâr ون سهواهس To level Eşitledi, hizaya getirdi 3 اوى سوياوي -سسي I will take shelter Sığınacağım 1 أوي وياس Saba Sebe إ سبأبس

Rest Đstirahat اتا سبتبس

Relations, means Sebep, yol, akraba ب سبببا -سببس

Sabbath Cumartesi, tatil günü سبت تبس

Their sabbath Onların tatil günü سبت همتبس Glorify (imp) Tesbih et 2 سبح حبس

To glorify Tesbih etti, yüceltti 2 سبح س حب- حبسي

Swimming, occupation Yüzme, meşguliyet حا سبحبس

Glory Subhan, münezzeh, yüce ان سبححبس

Glory be to Allah Allah münezzehtir, yücedir سبح ان اللهحبس

Glory be to You Sen münezzehsin, yücesin سبح كانحبس

Glory be to Him O münezzehtir, yücedir سبح هانحبس Glorify (imp) Him Onu tesbih et 2 سبح هحبس Glorify (imp, pl) Tesbih edin 2 وا سبححبس

Page 265: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

260

Glorify (imp, pl) Him Onu tesbih edin 2 سبح وهحبس Wild animals Vahşi hayvanlar سبع عبس Seven Yedi (sayı) سبع عبا –سعبة - سعبس Seventy Yetmiş ون سبععبس- نيعبس

To precede Önceden geldi, geçti 1 سبق قبس- بقسي In race, racing Yarışarak قا سبقبس

It (she) preceded Geçti (dş) 1 سبق قتبس

It (he) preceded you (pl) Sizi geçti 1 سبق قكمبس They preceded Geçtiler 1 قوا سبقبس They preceded us Bizi geçtiler 1 ا سبققونبس Way Yollar ل سبلبال - سبس Our ways Bizim yollarımız ا سبللنبس Way Yol بيل سبلبيال - سس

Your way Senin yolun سبل كبيلس Our way Bizim yolumuz ا سبلبيلنس His way Onun yolu سبل بيلهس Their way Onların yolu سبل مبيلهس My way Benim yolum ي سبلبيلس You will see Göreceksin 4 بصر رصبتس

Six Altı ستت ةتس

You will find Bulacaksın 1 وجد جدتس You will find me Beni bulacaksın 1 ني وجدجدتس

You (pl) will find Bulacaksınız 1 ون وجدجدتس

You (pl) will be called Çağırılacaksınız 1 ن دعووعدتس

You will mention Anacaksınız 1 ون ذكرذكرتس

You will mention them Onları (dş) anacaksınız 1 ذكر نهونذكرتس

Page 266: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

261

Cover Örtü را سترتس

You (pl) will be returned Döndürüleceksiniz 4 ون ردددرتس

You will have it suckle Emzirteceksiniz 1 رضع عضرتس

You (pl) will know Bileceksiniz 1 علم لمعتونس

You (pl) will be defeated Yenileceksiniz 1 ون غلبلبغتس

It will be written Yazılacak (dş) 1 كتب بكتتس

Sixty Altmış ستت نيتس

It covered with darkness Karardı, sakinleşti ا سجوجى - سجس To prostrate Secde etti 1 سجد جس د- دجسي

Prostrating Secde ederek دا سجدجس

They prostrated Secde ettiler 1 وا سجددجس

They were made to boil Kaynatıldı (dş) سجر ترجس

Scroll Yazı tomarı جل سجلس Prison Zindan, hapis سجن نجس - نجس Those who prostrate Secde edenler سجد ودجس

Baked clay Pişmiş balçık يل سجلجس Sijjin Siccin سجن نيجس

Cloud Bulut سحب ابحا -سابحس

Magician Sihirbaz ار سحرحس

Forbidden Yasak سحت تحس Dawn Seher vakti ر سحرحس

Magic Sihir رسح رحس

To bewitch, delude Sihirledi 1 سحر رحس- رحسي

Two magics Đki sihir سحر انرحس

Magicians Sihirbazlar ة سحررحس

Your magic Senin sihrin سحر ركحس

Page 267: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

262

His magic Onun sihri سحر رهحس Their magic Onların sihri ر سحرحسمه Their (dual) magic O ikisinin sihri ا سحرمرهحس They bewitched Sihirlediler 1 وا سحررحس Away with Uzak olsunlar قا سحقحس

Far off Uzak يق سحقحس He ridiculed, mocked Alay etti, maskara etti 1 سخر رخس

To subject, make subservient Boyun eğdirdi, kontrol altına aldı

يسخر -سخر سخر 2

We subjected Boyun eğdirdik 1 ا سخرنرخس We subjected it (her) Ona boyun eğdirdik 1 ا سخراهنرخس He subjected it (her) Ona boyun eğdirdi 1 ا سخرهرخس They mocked Alay ettiler 1 وا سخررخس Mocking Alay 1 ا سخرريخس

For service Hizmetinde ا سخرريخس

Anger, wrath Kızgınlık, öfke سخط طخس He became angry Kızdı, hoşlanmadı 1 ط سخطخس

Barrier Sed ا سدددس

Lote tree Sedir ağacı ر سدردس- ردةس One sixth Altıda bir سدس سدس

Neglected Başıboş ى سديدس Right, appropriate Doğru ا سدديددس Two barriers, mountains Đki sed ن سدديدس

Secret Gizli, saklı, sır سرر رس

Secret, secretly Gizli, gizlice ا سرررس Ease Bolluk اء رسررس Secrets Sırlar سرر رائرس

Page 268: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

263

Mirage Serap اب سربرا -سابرس

Garments Giyecekler, giyimler ل سربلابيرس Their garments Giyecekleri, giyimleri م سربلابيلهرس Lamp Lamba ا سرجاجرس Release Salıverme, bırakma احا سرحرس

Its walls Onun duvarları ا سردققهادرس Swift, swiftly Hızla اعا سرعرس

Going freely Serbestçe giderek با سربرس

Release (imp, pl) Bırakın, salın 2 و سرححرس

Release (imp, pl) them (fm) Onları (dş) serbest bırakın 2 حسر نوهحرس Links of armor Zırh baklası سرد درس Thrones, couches Tahtlar, döşekler سرر ررا - سررس

To steal Çaldı, hırsızlık yaptı 1 سرق قرس - رقسي Your secrets Sizin sırrınız, gizliniz سرر كمرس Eternal, continuous Sonsuz, ebedi ا سرمددمرس Their secrets Onların sırrı, gizlisi سرر مهرس Happily Sevinçli ورا سرررس

Stream Su arkı ا سريريس Swift Çabuk, hızlı سرع عريس It was spread out Yayıldı 1 سطح تحطس

He ran, strived Koştu, çalıştı ا عيسعس Abundance Genişlik ة سعوعس

His abundance, wealth Onun genişliği, zenginliği سعو هتعس They were made happy Mutlu kılındılar 1 وا سعددعس

Madness Çılgınlık ر سعرعس

It was set ablaze Alevlendirildi 2 سعر ترعس

Page 269: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

264

They ran, strived Koştular ا سعيوعس

Effort, Çalışma سعي يعس

To strive, run Çalıştı, koştu 1 ى سعيعى - سعسي

Running Koşarak, çalışarak يا سعيعس

Happy, glad Mutlu سعد ديعس Blazing fire Çılgın ateş ري سعرعرا -سيعس You effort Çalışmanız كم سعييعكم -سيعس His effort Onun çalışması سعي يهعس - هيعس Her effort Onun (dş) çalışması ا سعيهيعس Their effort Onların çalışması سعي مهيعس Foolish Sersem ة سفهفاهس

Journey Sefer, yolculuk فر سفرا - سفرس Scribes Yazıcılar سفر ةفرس

Our journey Seferimiz, yolculuğumuz ا سفرفرنس Lowest En alt, en aşağı فلى سفلس To become foolish Sefih oldu, beyinsiz oldu 1 سفه هفس- فهسي In foolishness Sersemlikle فها سفهس

Fools Beyinsizler اء سفهفهاء -سفهس Ship Gemi سفن ةينفس

Fool, in foolishness Sersem, sersemlikle سفه يهفا - سيهفس Our fool one Bizim sersemimiz ا سفهنيهفس He gave water Su verdi قا سقيس

He gave them water Onları suladı قيس مقاهس Giving water, drinking cup Sulama, su verme, su kabı ة سقيقايس

Hell Cehennem قرس- قرس- قرس It was made fall Düşürüldü ط سقطقس

Page 270: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

265

To fall Düştü قط سقطقط -سسي They fell Düştüler قطوا سقطس

Roof Tavan سقف قفقفا - سس Roofs Tavanlar قفا سقفس

We directed Sevk ettik 1 ا قوسقنس

We directed it Onu sevk ettik قوس اهقنس They were watered Sulandılar قوا سقيس

To water, give water Suladı, su verdi قى سقيي -سقسي Watering Sulanması ا سقيقيس

Its watering Onun sulanması ا سقياهقيس You gave water Suladın سقي تقيس

Ill, sick Hasta سقم ميقس Intoxicated, drunk Sarhoşlar اى سكركارس It calmed Sakinleşti سكت كتس Intoxicant Đçki كرا سكرس Made intoxicated Döndürüldü, sarhoş edildi سكر تكرس

Intoxication, stupor Sarhoşluk ة سكركرس - تكرس

Their intoxication Onların sarhoşluğu سكر همتكرس Rest, assurance Sükûnet سكن كنس

To dwell, inhabit Yerleşti, yaşadı 1 سكن كنس - كنسي Place of rest Dinlenme yeri/zamanı كنا سكنس You (pl) inhabited Yerleştiniz 1 سكن كنمست

Knife Bıçak كينا سكنس

Tranquility Sükûnet, huzur ة سكنينكس

His tranquility Onun sükuneti سكن هتينكس Ask (imp) Sor 1 ل لسأس

Page 271: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

266

Weapon Silah الح سلحس Chains Zincirler ل سلسللاسل -سالسس

Essence, extract Öz سلل اللةس Peace, greeting, He who gives peace

Selam, huzur, selamet veren سلم الما -سالمس Salsabil, a spring in paradise Selsebil, cennete bir pınar بياللسس Chain Zincir سلسل لسلةس He gave power Yetki verdi 2 لط سلطس Authority Saltanat, kuvvet, delil, yetki لطان سلطا -سلطانس

His authority Onun saltanatı سلط هلطانس My authority Saltanatım لطا سلطسنيه

He gave them power Onlara yetki verdi 2 سلط ملطهس Passed, left in the past Geçti, geçmişte kaldı 1 سلف لفس Precedent Geçmiş, selef لفا سلفس Smite Đncitti سلق لقس They smite you Sizi incittiler سلق لقوكمس He let you enter Sizi soktu 1 سلك لككمس We let him enter Onu soktuk 1 سلك اهلكنس He let him enter Onu soktu 1 سلك لكهس Peace Teslimiyet, barış سلم لمس

Peace Barış لم سلمس He saved Kurtardı 2 سلم لمس

Peace, Islam Barış, güvenlik, Đslam لم سلمس

Stairs, ladder Merdiven سلم لما -سلمس

In peace Selametle لما سلمس

You submitted Teslim ettiniz 2 م سلمتلمس

Greet (imp, pl) Selam edin 2 وا سلملمس

Page 272: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

267

Ask (imp) them Onlara sor 1 م سأللهس

Quail Bıldırcın اى سلولوس Sound, intact Temiz, sağlam يم سلملس

Solomon (pbuh) Süleyman (AS) انمليس

Eye of a needle Đğne deliği مسم مس Sky Gök اء مسومس Listeners Dinleyenler ون مسعاعمس

He named you (pl) Sizi isimlendirdi 2 مسو مساكم

Fat Besili, şişman مسن انمس Skies, heavens Gökler مسو اتاومس - اتاومس

Hearing, ear Đşitme, kulak مسع عمس To hear Đşitti, duydu 1 مسع عمس- عمسي

Hearing Duyarak عا مسعمس

She heard Duydu (dş) 1 مسع تعمس

You (pl) heard Duydunuz 1 مسع متعمس

You (pl) heard him Onu duydunuz 1 مسع وهمتعمس Your ears, your hearing Kulaklarınız, işitmeniz مسع كمعمس

We heard Duyduk, işittik 1 ا مسعنعمس

He heard him Onu duydu 1 مسع هعمس His hearing, ear Onun kulağı, işitmesi مسع هعمس Their hearing, ear Onların kulakları, işitmeleri مسع همعمم -سهعمس They heard Duydular 1 وا مسععمس Ceiling Tavan ك مسكمس Its ceiling Onun tavanı, boyu ا مسككهمس Scorching fire Kavurucu, zehirli ateş وم مسممس

Name (imp, pl) them Onları isimlendirin 2 مسو موهمس

Page 273: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

268

To name Đsim verdi 2 ى مسومي -سمسي Name, similarity Đsim, benzerlik ا مسويمس

I named Đsim verdim 2 مسو تيمس

You (pl) named Đsim verdiniz, adlandırdınız 2 م مسوتيمس

You (pl) named them Ona isim verdiniz 2 ا مسووهمتيمس I named her Ona isim verdim 2 ا مسوهتيمس All-hearing, hearing Semî, işiten مسع يعميعا - سمس Fat Semiz ني مسنمس

Tooth Diş سنن نس

We will give Vereceğiz 4 ي أيتتؤنس We will give them Onlara vereceğiz 4 أيت يهمتؤنس Flash Parıltı ا سنونس

Spikes, ears Başaklar ابل سنبلنس

Spikes, ears Başaklar سنبل التنبس

Spike, ear Başak سنبل لةنبس Its spikes, ears Başakları سنبل هلنبس Slumber Uyuklama ة سنونس Way, situation, rule Sünnet, yol, kural ة سنننس- تنس

Year Sene, yıl ة وسننة -سنس- ةنس Our way Bizim sünnetimiz ا سنننتنس We will recompense Karşılığını vereceğiz 1 زي زيججنس

We will make enter Sokacağız 4 ل دخلخدنس

We will make them enter Onları sokacağız 4 دخل ملهخدنس Fine silk Sündüs, ince ipek سدنس We will call Çağıracağız 1 دعو عدنس

We will try to get permission Đzin isteyeceğiz 3 رود اودرنس

Page 274: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

269

We will show Göstereceğiz 4 ري رأينس We will show them Onlara göstereceğiz 4 رأي ريهمنس We will increase Arttıracağız 1 زيد زيدنس

We will gradually lead them Onları yavaş yavaş yaklaştıracağız

سنستدرجهم درج 10We will brand

Damgalayacağız, işaretleyeceğiz

سنسم وسم 1

We will brand him Onu damgalayacağız 1 سوم هسمنس We will strengthen Kuvvetlendireceğiz 1 شدد دشنس

We will obey Đtaat edeceğiz 1 طوع يعطنس

We will obey you (pl) Size itaat edeceğiz 1 طوع كميعطنس We will punish Azap edeceğiz 1 عذب ذبعنس

We will punish them Onlara azap edeceğiz 1 م عذبهذبعنس We will return it

Onu döndüreceğiz, iade edeceğiz

سنعيدها عود 4We will become free Boş kalacağız 1 فرغ نغسفر

We will kill Öldüreceğiz 2 ل قتلقتنس

We will make read Okutacağız 4 قرأ قرؤنس

We will make you read Seni okutacağız 4 قرأ قرئكنس We will say Diyeceğiz 1 قول قولنس

We will write Yazacağız 1 كتب بكتنس

We will throw Atacağız, bırakacağız 4 ي لقيلقنس We will grant Faydalandıracağız 2 متع عتمنس

We will grant them Onları faydalandıracağız 2 متع مهعتمنس Ways, situations, rules Hayat yolları, sünnetler سنن ننس We will look Bakacağız 1 نظر ننسظر

We will make easy Kolaylaştıracağız 2 يسر رسينس

We will make it easy Onu kolaylaştıracağız 2 يسر هرسينس Years Seneler, yıllar سنو ننيس

Page 275: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

270

Its plains Onun ovaları ا سهلهولهس Evil Kötü, kötülük وء سوأوءا -سس - وءس Your (pl) private parts Edep yerleriniz سوأ كمءاتوس Their (dual) private parts O ikisinin edep yerleri ا سوأمهءاتوس Dead body Ceset ءة سوأوس

He fashioned Düzenledi 2 ا سويوس

Same, equal Aynı, eşit اء سويواء -سوس Name of a false god Put adı ااعوس He fashioned you Seni düzenledi 2 سوي اكوس He fashioned him Onu düzenledi 2 سوي اهوس He leveled it Onu (dş) düzenledi 2 ا سوياهوس He fashioned them Onları (dş) düzenledi 2 سوي ناهوس Evil Kötü واى أسوس Black Siyah, kara سود ودس

Wall Sur, duvar ور سورس

Surah, chapter Sure ة سورورس

Whip Kamçı ط سوطوس Will, shall …cak, …cek فوس

Leg, stem Gövde, sap, bacak وق سوقس

Its stem Gövdesi, sapı سوق هوقس Enticed Peşinden sürükledi ل سولوس It enticed Peşinden sürükledi (dş) سول لتوس He fashioned Düzenledi 2 ى يسووس

Even Denk, orta ى سويوس

Even Düz سوي ويس Well proportioned Düzgün ا سويويس

Page 276: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

271

I fashioned Düzenledim 2 سوي يوست

I fashioned him Onu düzenledim 2 سوي هتيوس He became distressed Üzüldü 1 يء سوأس

Evil Kötü ئ سوأيئا - سيس

Evil deeds Kötülükler, çirkinlikler سوأ ئاتيس

Your (pl) evil deeds Sizin kötülükleriniz سوأ كمئاتيس Our evil deeds Bizim kötülüklerimiz ا سوأنئاتيس His evil deeds Onun kötülükleri سوأ هئاتيس Their evil deeds Onların kötülükleri سوأ همئاتيس Evil Kötülük, çirkinlik, günah ئة سوأيس

It became evil Kötüleşti, karardı 1 سوأ يئتس

He will give Verecek 4 ي أيتتؤيس

He will give us Bize verecek 4 ا أيتينتؤيس He will give him Ona verecek 4 أيت يهتؤيس His evil deed Onun kötülüğü سوأ ئهيس He (it) will come Gelecek 1 أيت يياست

He (it) will come to them Onlara gelecek 1 أيت ياسيهمت Caravan, travelers Kervan, yolcular ة سرياريس

He will cancel Đptal edecek 4 ل بطلطبيس He will cancel it Onu iptal edecek 4 بطل لهطبيس They will be recompensed Karşılıkları verilecek 1 جزي وزجينس He will recompense Karşılığını verecek 1 زي جزيجيس

He will recompense them Onlara karşılığını verecek 1 زيهم جزيجيس He will do Yapacak 1 ل جعلعجيس He will be removed far Uzaklaştırılacak 2 جنب بنجيس

He will be removed far from it Ondan uzaklaştırılacak 2 ا جنبهبنجيس

Page 277: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

272

He will make it worthless Boşa çıkaracak 4 بط حبطحيس

He will gather Toplayacak 1 حشر رشحيس

He will gather them Onları toplayacak 1 حشر مهرشحيس They will swear Yemin edecekler 1 فون حلفلحيس

Travel (imp, pl) Dolaşın, seyahat edin 1 وا سيحيحس

Chief, noble Efendi, başkan ا دوسديس He will make enter Sokacak 4 ل دخلخديس

He will make them enter Onları sokacak 4 دخل ملهخديس They will enter Girecekler 1 لون دخلخديس Her husband Efendisi ا دوسهديس He will receive admonition Öğüt alacak 5 ذكر ذكريس Traveling, journey Yürüyüş, gidiş سري ريا - سريس

They were moved Yürütüldü (dş) 1 سري تريس

State Durum, suret سري تريس

Its state Onun durumu ا سريهرتيس He will have mercy Merhamet edecek 1 رحم محريس He will have mercy on them Onlara merhamet edecek 1 رحم مهمحريس Travel (imp, pl) Gezin, dolaşın 1 وا سريريس

He will see Görecek 1 ى رأيريس

He will show Gösterecek 4 ري رأييس

He will show you (pl) Size gösterecek 4 رأي ريكميس They will enter the fire Ateşe girecekler 1 ن صليلوصيس

He will enter the fire Ateşe girecek 1 لى صليصيس

It will strike Đsabet edecek 4 صوب يبصيس

It will strike them Onlara isabet edecek 4 صوب مهيبصيس Their necks will be encircled Boyunlarına dolanacak 2 قون طوقطويس

Page 278: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

273

He will know Bilecek 1 علم لمعيس

They will know Bilecekler 1 ون علملمعيس

It will be forgiven Bağışlanacak 1 غفر فرغيس They will defeat Galip gelecekler 1 ون غلببلغيس It was driven Sevk edildi 1 سوق يقس

He will say Diyecek 1 قول قوليس They will say Diyecekler 1 قولون قوليس They will deny Đnkar edecekler 1 ون كفركفريس He will suffice Yetecek 1 ي كفيكفيس

He will suffice for you against them

Onlara karşı sana yetecek 1 كفي ميكهكفيس It will become Olacak 1 كون كونيس Flood Akmak, sel ل سيليس

Mark Đşaret ا سومميس Their marks Đşaretleri سوم ماهيمس Mount Sinai Sina dağı اءنيس He will reach Erişecek 1 ال نيلنيس He will reach them Onlara erişecek 1 نيل مالهنيس They will shake Sallayacaklar 1 ون نغضضغنيس

They will spend Đnfak edecekler 1 قون نفقنفيس

They will spend it Onu infak edecekler 1 ا نفقهقوننفيس Mount Sinai Sina dağı يننيس

He will guide me Bana yol gösterecek 1 ين هديدهيس

He will guide them Onlara yol gösterecek 1 هدي يهمدهيس It will be defeated Yenilecek 1 هزم زهيسم

Evil Kötü ىء سوأيس

Page 279: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

274

شYou wanted Đstedin 1 شيأ ئتش

You (pl) wanted Đstediniz 1 م شيأئتش

You (dual) wanted Siz ikiniz istediniz 1 ا شيأمئتش We wanted Đstedik 1 ا شيأئنش

To want, will Đstedi, diledi 1 اء شيأاء -ششي

They wanted Đstediler 1 ا شيأاشو Staring Donakalmış ة شخصصاخش

Those who drink Đçenler ون شرباربش- اربنيش

Those who drink Đçenler شرب اربنيش Be (imp) partner Ortak ol 1 شرك اركش

Be (imp) partner to them Onlara ortak ol 1 شرك ماركهش Side Taraf شطأ ئاطش Poet Şair شعر راعش

Intercessors Şefaat edenler شفع نيعافش

They opposed Karşı geldiler 3 اقوا شققش

Grateful, thankful Şükreden شكر راكا -شراكش

Grateful ones Şükredenler شكر ون شراك- ريناكش

Grateful ones Şükredenler شكر ريناكش Manner Yapı, kabiliyet لة شكلاكش His manner Yapısı شكل هلتاكش Lofty Yüce مشخ اتخامش Affair, matter Đş شأن ناش

That which has hatred for you Sana kin besleyen شنأ انئكش

Their affair Onların işleri شأن اشنهم

Witness Şahit, gören شهد داها -شداهش

Page 280: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

275

Witnesses Şahitler ون شهدداهش- ينداهش

Witnesses Şahitler شهد ينداهش Consult (imp) Müşavere et, danış 3 شور اورش

To consult Đstişare etti, müşavere etti, danıştı

يشاور -شاور شور 3Consult (imp) them Onlarla istişare et 3 شور مهاورش It was made to appear Benzetildi شبه هبش

Winter Kış اء وشتتش Divided, diverse Dağınık ى تشتتش

Tree, vegetation Ağaç, ot شجر رجش

Arose Ortaya çıktı 1 شجر رجش Tree Ağaç ة شجررجش- ترجش Its tree Onun ağacı ا شجرهترجش Their trees Onun ağaçları ا شجرهرجش Greed, stinginess Bencillik شحح حش To become greedy Cimri oldu, aç gözlü oldu 1 شحح حش- حشي Their fat Onların iç yağları ا شحممهومحش To bind, reinforce Bağladı, kuvvetlendirdi 1 شدد دش- دشي Firm, strong Şiddetli, çetin شدد اددا -شاددش

We strengthened Bağladık 1 ا شددنددش

Bind firmly (imp, pl) Bağlayın 1 وا شدددش

Severe Şiddetli شدد يددا - شيددش

Bad, evil Kötü, şer, daha kötü, kötülük شرر را -شرش Drink Đçecek شرب ابرا -شابرش

Your drink Đçeceğin شرب ابكرش His drink Onun içeceği شرب هابرش Drinking Đçiş, içme شرب برش

Page 281: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

276

Share of drinking Su içme hakkı شرب برش

To drink Đçti 1 شرب ربش- برشي They drank Đçtiler 1 وا شربربش

To expand, open Açtı, genişletti 1 شرح حرش- حرشي Disperse (imp) Dağıt 2 شرد درش

Small group Küçük topluluk ة شرذممذرش Spark Kıvılcım ر شرررش He ordained Kanun koydu, yol belirledi 1 شرع عرش

Visibly Görünür şekilde عا شرعرش

Law Şeriat, kanun ة شرععرش

They ordained Din olarak kabul ettiler 1 وا شرععرش

East, eastern Doğulu, doğuda ا شرقيقرش - ةيقرش

East, eastern Doğulu, doğuda شرق ةيقرش Polytheism Şirk, ortak koşma شرك كرش

Partners Ortaklar كاء شركركاء - شرش Your (pl) partners Ortaklarınız شرك كاءكمرك -شرشكماؤ Our partners Ortaklarımız ا شركنكاؤرا -شنكائرش Their partners Onların ortakları م شركهكاؤرهم -شكائرش My partners Benim ortaklarım كاءي شركرش Your (pl) polytheism Sizin şirkiniz شرك كمكرش His evil Onun şerri, kötülüğü شرر هرش They sold Sattılar ا شريورش

They sold him Onu sattılar شري هورش Ordained way, law Şeriat, kanun, yol شرع ةريعش

Partner Ortak شرك ريكش

Its shoot Filizi شطأ طئهط - شاش ه

Page 282: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

277

Direction Yön, taraf شطر شطر Its direction Onun tarafı, yönü شطر هطرش Injustice Adaletsizlik ططا شططش

Symbols Nişaneler, şiarlar شعر رائعش

Columns Kollar, dallar, gruplar ب شعبعش

Poetry Şiir شعر رعش

To realize, understand Anladı, şuur etti 1 شعر رعش- رعشي

Poets Şairler اء شعررعش Sirius Şi’ra yıldızı ى شعررعش Nations Milletler, dallar وبا شعبعش

Shuaib (pbuh) Şuayb (AS) بيعا -شبيعش

He impassioned her Onu etkiledi 1 ا شغففهغش Occupation Meşguliyet ل غلشغش To keep busy Alıkoydu, meşgul etti 1 ل شغلغل - شغشي It kept us busy Bizi meşgul etti ا شغلنلتغش Healing Şifa فاء شفيش Intercession Şefaat, tavsiye, yol ة شفعفاعش Their intercession Onların şefaati شفع مهتفاعش Two lips Đki dudak ن هشفيفتش Even Çift فع شفعش

To intercede Şefaat etti شفع فعش - فعشي Intercessors Şefaatçiler ا شفعاؤفعاء -شفعش Your (pl) intercessors Sizin şefaatçileriniz شفع اءكمفعش Our intercessors Şefaatçilerimiz ا شفعناؤفعش Twilight glow Şafak فق شفقش

Brink Kenar فى شفوفا - شش

Page 283: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

278

To heal Đyileştirdi, şifa verdi 1 فى شفيي -شفشي Intercessor Şefaatçi شفع يعفش

Great trouble Büyük zorluk شقق قش

To cleave Yarıldı 1 شقق ش ق- قشي Splitting Yarma, yarış قا شققش

Dissension, disagreement Muhalefet, anlaşmazlık قاق شققش My dissension Bana karşı gelmeniz ي شقققاقش Difficulty Zorluk, meşakkat قة شققش

We cleaved Yardık 1 ا شققققنش

They became wretched Kötü oldular, mutsuz oldular 1 قوا شقوش Our wretchedness Azgınlığımız ا شقونتقوش Wretched, unhappy Kötü, mutsuz شقو يقا -شيقش Doubt Şüphe شكك كش

To doubt Şüphe etti 1 شكك كش- كشي Thank, gratefulness Şükür شكر كركرا -شش

To be grateful Şükretti 1 شكر كرش- كرشي

You (pl) became grateful Şükrettiniz شكر متكرش Type Yapı, kabiliyet, şekil كل شكلش

Its type Onun şekli شكل هكلش Grateful, appreciative

Çok şükreden, şükrün karşılığını veren

شكورا -شكور شكر

Lefts Sollar ل مشلائمش Their lefts Onların solları هم مشللائمش Left Sol ال مشلمش His left Onun solu مشل هالمش Sun Güneş مشس سما - شسمش Hatred Nefret ئان شنأنش

Page 284: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

279

Flame Alev شهب ش ابا - هابهش

Testimonies Şehadetler شهد اتادهش

Their testimonies Onların şehadetleri هم شهداتادهش Visible, testimony Görünen, şahitlik ة شهدادهش

Our testimony Bizim şahitliğimiz ا شهدنتادهش Their testimony Onların şahitliği شهد مهتادهش Their (dual) testimony O ikisinin şahitliği ا شهدهمتادهش Flames Alevler با شهبهش

To witness, see Şahit oldu, gördü 1 شهد هدش - دهشي

Witnesses Şahitler, mevcutlar, şehitler اء شهددهاء -شدها -شدهءش Our witnesses Şahitleriniz اءكم شهددهش I witnessed, saw Şahit oldum, gördüm 1 شهد هدتش

You (pl) witnessed, saw Şahit oldunuz, gördünüz 1 شهد مهدتش We witnessed, saw Şahit olduk, gördük 1 ا شهدنهدش They witnessed, saw Şahit oldular, gördüler 1 وا شهدهدش

Month Ay (zaman) شهر رها - شرهش Month Ay (zaman) شهر رهور - شهش

Two months Đki ay ن شهريرهش

Desires Şehvetler شهو اتوهش Lust, desire Şehvet ة شهووهش

Witnesses Şahit olanlar, şahitler شهد ودها -شودهش

Months Aylar ور شهرهش

Witness Şahit, mevcut شهد هيدا -شهيدش

Two witnesses Đki şahit ن شهديهيدش Wailing Kükreyen شهق قهيهيقا - شش Flame Alev اظ شوظوش

Page 285: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

280

Mixture Karışım با شوبوش

Consultation Şura, danışma, istişare ى شورورش

Weapon Silah كة شوكوش Roasting Yakma ى شويوش

Thing Şey ء شيأيئا -شيش

Devils Şeytanlar ن شطنياطيش His devils Onların şeytanları شطن ينهماطيش White-haired Ak saçlı شيب بييبا -ا شش White-hair Ak saçlılık ة شيببيش

Blemish Alaca ة شيويش

Old Đhtiyar, yaşlı شيخ خيا -شخيش

Devil, satan Şeytan طان شطنيش

Group, party, sect Bölüm, grup, ayrılık ع شيعيش - ةيعا - شعيش His party Onun topluluğu شيع هتيعش Old men Đhtiyarlar وخا شيخيش

Page 286: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

281

صWomen who fast Oruç tutan kadınlar صوم اتمائص - اتمائص

Men who fast Oruç tutan erkekler صوم نيمائص Sabians Sabiîler ون صبأابؤص- ابئنيص

Sabians Sabiîler صبأ نيابئص Patient Sabırlı, sabırla ابرا صربص

Patient women Sabırlı kadınlar صرب اتابرص - اتابرص

Patient (fm) Sabırlı (dş) ة صربابرص

Be patient (imp, pl) Sabredin 1 وا صربابرص

Patient men Sabırlı erkekler ون صربابرص - ابرينص

Patient men Sabırlı erkekler صرب ابرينص Companion Arkadaş, grup صحب باحص

To be companion Arkadaş edindi 3 صحب باحص- باحصي Companion Arkadaş, eş ة صحبباحص

His spouse Eşi, arkadaşı صحب هتباحص Your companion Arkadaşınız بكم حبصاحص- كمباحص His companion Onun arkadaşı صحب هباحص- بهاحص Their companion Onların arkadaşı بهم صحباحص- مهباحص Bear their (dual) company O ikisiyle iyi geçin ا صحبمهباحص My two companions Đki arkadaşım صحب يصباح Deafening blast Sağır edici ses ة صخخاخص

To hunt Avlandı 1 صيد ادص- يدصي Truthful Sadık, doğru صدق قادقا -صادص

Truthful women Doğru kadınlar صدق قاتادص - قاتادص

Truthful men Doğru erkekler قون صدقادص- ادصنيق

Truthful men Doğru erkekler صدق نيقادص

Page 287: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

282

Harvesters Devşirenler, kesenler صرم نيارمص

Thunderbolt Yıldırım قة صعقاعص

Humiliated Küçük düşmüş صغر راغص

Humiliated ones Küçük düşmüşler ون صغرراغص- ريناغص

Humiliated ones Küçük düşmüşler صغر ريناغص Lined, spread Saflar halinde, kanat açmış صفف افاتص

Excellent bred steeds Cins atlar صفن اتنافص In rows Saf dizilenler افون صففص

That which enters fire Ateşe giren, girecek olan ال صليص

Righteous, correcting Salih, iyi, ıslah eden صلح حالص

Salih (pbuh) Salih (AS) صلح حالا -صحالص Good deeds Salih işler, saliha kadınlar صلح اتحالص - اتحالص Righteous men Salih erkekler ون صلححالن -صيحالص

Two righteous men Đki salih kişi ن صلحيحالص Righteous men Salih erkekler صلح نيحالص Those who enter fire Ateşe girenler, girecek olanlar الوا صليص

That which remain silent Sessiz ت صمتامص Those who remain silent Sessizler ون صمتتامص

To pour Döktü 1 صبب بص- بصي Pouring Dökme ا صبببص

Morning Sabah صبح احبص

Very patient Çok sabırlı ار صرببص

We poured Döktük 1 ا صببنببص

Became in the morning Sabahladı, sabahleyin oldu 2 صبح حبص

Morning Sabah صبح حبح - صبص

In the morning Sabahleyin حا صبحبص

Page 288: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

283

Came to them in the morning Onlara sabahleyin geldi 2 م صبحهحبص Patience Sabır صرب ربا -صربص

To be patient Sabretti 1 صرب ربص- برصي

You became patient Sabrettiniz 1 صرب متربص Your patience Sabrın صرب كربص We became patient Sabrettik 1 ا صربنربص

Our patience Sabrımız ا صربنربص They became patient Sabrettiler 1 وا صربربص

Relish Katık غ صبغبص

Color Renk, boya ة صبغغبص Pour (imp, pl) Dökün 1 وا صبببص

Child Çocuk صيب بيا -صبيص

To incline Meyletti ى صيببو -صبصي Plates Tepsi, sayfa صحف افحص Pages Sayfalar صحف فحفا - صحص

Rock, rocks Kaya, kayalar صخر رخة -صرخص

Hindering Döndürme صدد دص Hindering Alıkoyma صدد دص

He was averted Engellendi, döndürüldü 1 صدد دص

To hinder, avert Geri döndürdü, engelledi 1 صدد دص - دصي

You (pl) averted Engellediniz 1 صدد مدتدص

We averted Engelledik 1 ا صددنددص

We averted you Sizi engelledik 1 صدد اكمدندص Breast, heart Sine, kalp صدر ردا -صردص

Your breast, heart Sinen, kalbin صدر كردص- كردص- ركدص His breast, heart Onun sinesi, kalbi صدر هردص

Page 289: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

284

My breast, heart Sinem, kalbim رى صدردص Crack Çatlak ع صدعدص

To proclaim Açıkça söyledi 1 صدع عدص- عدصي To turn away Döndürdü 1 صدف فدص

Two cliffs Đki dağ, iki yamaç ن صدففيدص Truthfulness Sıdk, doğruluk صدق قدقا -صدص

To tell the truth, fulfill Doğru oldu, doğru söyledi 1 صدق قدص- قدصي

To approve Doğruladı 2 صدق قدص- قدصي

Charities Sadakalar صدق قاتدص - قاتدص

Your charities Sadakalarınız كم صدققاتدص Their dower Mehirleri صدق هنقاتدص

Charity Sadaka قة صدقدص She told the truth, fulfilled Doğru söyledi (dş) 1 صدق قتدص You told the truth, fulfilled Doğru söyledin 1 صدق قتدص He told the truth, fulfilled Doğruladı, tasdik etti (dş) 1 صدق قتدص She approved, admitted Doğruladın, tasdik ettin 2 ق صدقدصت

You told the truth to us, fulfilled your promise

Bize doğru söyledin 1 ا صدقنقتدص He told the truth to you Size doğru söyledi 1 صدق قكمدص He told the truth to us Bize doğru söyledi 1 ا صدققندص We fulfilled our promise

Onlara sözümüzü yerine getirdik

صدقناهم صدق 1Their truthfulness Onların doğruluğu صدق مقهدهم - صقدص They told the truth Doğru söylediler 1 قوا صدقدص

He averted her Onu alıkoydu 1 ا صددهدص He averted them Onları alıkoydu 1 صدد مهدص They averted Alıkoydular 1 وا صدددص

They were averted Alıkonuldular 2 وا صدددص

Page 290: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

285

Aversion Uzaklaşma ودا صدددص

Breasts, hearts Sineler, kalpler صدر رودص Your (pl) breasts, hearts Sineleriniz, kalpleriniz صدر وركمدص Their breasts, hearts Sineleri, kalpleri م صدرهوردص-مورهدص They averted you (pl) Sizi alıkoydular 1 دصد وكمدص Purulent Đrinli صدد يددص

Friend Dost يق صدقدص

That which approves Sıddık, tasdik eden, doğrulayan

صديقا - صديق صدق

Truthfully Doğrulukla يقا صدقدص

Truthful woman Doğru kadın يقة صدقدص

Your friend Dostunuz صدق كميقدص Truthful men Doğru erkekler يقون صدقدص- نييقدص

Truthful men Doğru erkekler صدق نييقدص Incline (imp) Alıştır روص رص Frost Soğuk صرر رص Path, way Yol اط صرطراطا - صرص

Your path Senin yolun صرط اطكرص My path Benim yolum ي صرطاطرص Loud voice Çığlık صرر ةرص

Palace, tower Saray, kule صرح حرا -صحرص

Furious, screaming Şiddetli, uğultulu ر صرصرصرا -صرصرص Fallen Yere serilmiş ى صرععرص To divert, turn away Döndürdü, sevk etti 1 صرف فرص- رفصي To explain Açıkladı 2 صرف فرص- فرصي Diversion Döndürme, çevirme فا صرفرص

It was diverted Döndürüldü 1 صرف رفتص

Page 291: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

286

He diverted you (pl) Sizi döndürdü 1 صرف فكمرص We diverted Yönelttik 1 ا صرففنرص

We explained Açıkladık 2 ا صرففنرص

We explained it Onu açıkladık 2 صرف اهفنرص To harvest Devşirdi, hasat etti 1 صرم مرص- صيرم Incline (imp) them Onları alıştır روص نهرص

Cry of help Đmdat çağrısı, feryatçı صرخ ريخص

Reaped Koparılmış م صرمريص To ascend Yükseldi 1 صعد دعص- دعصي Ascending Yükselerek دا صعدعص

To turn Çevirdi 1 صعر رعص- رعصي To faint Bayıldı 1 صعق قعص- قعصي Fainted Baygın قا صعقعص Steep hill Yokuş ودا صعدعص

Earth, soil, ground Toprak يدا صعدعص

Humiliation Küçüklük صغر ارغص

Inclined Saptı, eğildi 1 صغو تغص

To incline Meyletti 1 صغو يغى -صغصي Small Küçük ري صغرغا -صريغص Small Küçük ة صغرريغص

Safa hill Safa tepesi فاص In rows, lined Saf saf ا صفففص Forgiveness Hoşgörü صفح فحص

To overlook Hoşgördü 1 صفح فحص - فحصي Overlooking Hoş görerek فحا صفحص

Yellow Sarı صفر فرص

Page 292: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

287

Yellow Sarı اء صفرفرص Plain, deserted Dümdüz, bomboş فا صفصففصص Smooth rock Düz kaya صفو انفوص

To slap Tokat attı, vurdu 1 صكك كص- كصي She slapped Tokat attı, vurdu 1 صكك كتص

Pray, bless (imp) Namaz kıl, dua et ل صلوص Prayer Namaz, dua صلو الةص

Your prayer Namazın صلو كالتص- كالتص His prayer Onun namazı صلو هالتص Their prayer Onların namazı هم صلوالتص - مهالتص My prayer Namazım ي صلوالتص Backbone Bel kemiği لب صلبص

To hang Astı 1 صلب لبص- لبصي To hang Astı 1 صلب لبص- لبصي They hanged Astılar 1 و صلبلبص

They hanged him Onu astılar 1 صلب وهلبص Peace Sulh, barış صلح لحا - صلحص

To become righteous Islah etti, düzeltti, iyilik yaptı 1 صلح لحص - لحصي

Bare Düz, çıplak ا صلدلدص Clay Balçık ال صلصللصص Pray, bless (imp, pl) Namaz kılın, salat edin لوا صلوص

Prayers Namazlar, dualar صلو اتلوص Prayer Namaz لواة صلوص - لواةلوة -صص Your prayers Namazların صلو كاتلوص Their prayers Onların namazları صلو هماتلوص Put (imp, pl) him in fire Onu ateşe atın 2 صلي لوهص

Page 293: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

288

To pray, bless Namaz kıldı 1 لى صلولى -صصي Entering fire Ateşe giriş ا صلييلص

Deaf Sağır صمم ما - صمص Samed Samed صمد دمص They became deaf Sağır oldular 1 وا صمممص

Work Đş, yapma صنع عنا -صعنص

Making Sanat, iş ة صنععنص

They did, made Yaptılar 1 وا صنععنص

Branched Dallanmış ان صنوونص - انونص Marriage relationship Evlilik yakınlığı ا صهررهص Correct Doğru, doğru olarak ابا صوبوص

Cup Kadeh صوع اعوص Thunderbolts Şimşekler صعق قاعوص Lined up Saflar, saf saf صفف افوص

Monasteries Manastırlar صمع عاموص Voice Ses صوت توص

Your voice Sesin صوت كتوص He shaped, formed Şekillendirdi 2 صور روص

Shapes, forms Şekiller صور روص

Trumpet Sur ور صورص Shape, form Şekil, suret ة صورورص - ورصة He shaped you (pl) Sizi şekillendirdi صور كمروص Your shapes, forms Şekilleriniz صور كمروص We shaped Şekillendirdik ا صورنروص

We shaped you (pl) Sizi şekillendirdik صور اكمنروص Fasting Oruç م صوموا - صموص

Page 294: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

289

Their fortresses Kaleleri صيص يهماصيص Fasting Oruç صوم اميا -صاميص Rainstorm Yağmur, sağanak صوب بيص Cry, blast Çığlık ة صيححية -صحيص

Hunt, game Avlanma, av صيد ديص

Summer Yaz (mevsim) صيف فيص

Page 295: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

290

ضThat which straitens Daralan ضيق قائض

Laughing Gülen, gülerek كا ضحكاحض Laughing Gülen كة ضحكاحض

That which harms Zarar veren ضرر ارض

That which harms them Onlara zarar veren ضرر مهارض Those who harm Zarar verenler ضرر ينارض

Straitened Daraldı ضيق اقض

Straitened Daraldı ضيق اقتض

That which goes astray Sapmış, şaşkın الا ضللض

Those who go astray Sapıtan, sapıklar الون ضللض - النيض

Those who go astray Sapıtanlar, sapıklar ضلل النيض Camel Deve, seyahat aracı ر ضمرامض Sheep Koyun (hayvan) ضأن اضن Panting Şiddetle soluyarak ا ضبححبض Daylight, forenoon Kuşluk, gündüz ا ضحوحض

Its brightness Onun kuşluğu ا ضحواهحض

To laugh Güldü 1 ضحك كحض- كحضي She laughed Güldü 1 ضحك ضكتح

Daylight, forenoon Gün ışığı, gündüz, kuşluk ى ضحوحض Opponents Zıt, aksi, ters, rakip ا ضدددض

Hardship, adversity Dert, sıkıntı ضرر رض Harm Zarar ضرر را - ضرض

To harm Zarar verdi 1 ضرر رض - رضي

Hardship Sıkıntı اء ضررراء -ضرض Harming Zarar vererek ارا ضرررض

Page 296: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

291

Striking Vuruş, vurma ضرب برض Struck Vuruldu 1 ضرب ربض

To strike, give example, travel Vurdu, misal verdi, dolaştı 1 ضرب برض- ربضي Striking Vurarak با ضربرض Struck Vuruldu 1 ضرب تربض

You traveled Sefere çıktınız 1 ضرب متبرض We set forth Vurduk 1 ا ضربنبرض They set forth, traveled Vurdular 1 وا ضرببرض They set forth, traveled Onu misal verdiler 1 ضرب وهبرض Harm, damage Zarar ضرر ررض Its harm Zararı ضرر هرض Its hardship Sıkıntısı, derdi ضرر هرض- هرض Thorny plant Kuru diken ريع ضرعض

Weak Zayıf افا ضعفعض

Weak, weakness Zaaf, zayıflık ضعف فعض – فعفا - ضعض

Manifold Kat kat ضعف فعفا - ضعض

To become weak Zayıf oldu 1 ضعف فعض - فعضي Weak ones Zayıflar فاء ضعفعفاء - ضعض They became weak Zayıflık gösterdiler 1 فوا ضعفعض

Double Đki kat ن ضعففيعض

Weak Zayıf يفا ضعفعض

Bunch Demet ثا ضغثغض

Frogs Kurbağalar ضفدع عفادض To go astray, err Saptı, şaştı, yanıldı 1 ل ضللل -ضضي

Error, straying Sapıklık الل ضللالال - ضض

Error, straying Sapıklık اللة ضللض

Page 297: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

292

Their error, straying Onların sapıklıkları ضلل هماللتض Your error Senin şaşkınlığın ضلل كاللض I erred, went astray Ben saptım ضلل للتض

We erred, went astray Biz saptık ا ضللللنض

They erred, went astray Onlar saptılar لوا ضللض

Straitened, difficult Zor, sıkıntılı كا ضنكنض That which withholds Gizleyen ن ضنننيض Light Işık اء ضوأيض Harm Zarar ضري ريض Unfair Adaletsiz ا ضيززيى -ضيزض Guest Misafir ضيف فيض His guest Onun misafiri ضيف هفيض My guest Benim misafirim ي ضيففيض Distress Darlık, sıkıntı ق قضييض

Tight Darlık veren, sıkıntılı قا ضيقيض

Page 298: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

293

طBird, fate, account Uçan, kuş, kader, hesap ر طريطائ

Your bad omen Uğursuzluğunuz طري كمرطائ

His fate, account Kuşu, hesabı طري هرطائ Their bad omen Onların uğursuzluğu طري مهرطائ Willingly (pl) Đsteyenler طوع نيعطائ

That which turns, circumambulates

Gezinen, vesvese veren, tavaf eden

طائف طوف

Group, sect, party Taife, topluluk فة طوفطائ

Two groups, parties Đki taife, iki topluluk طوف انفتن -طائيفتطائ

Two groups, parties Đki taife, iki topluluk ن طوفيفتطائ Those who circumambulate Tavaf edenler طوف نيفطائ

It became good, clean Temiz oldu, helal oldu 1 طيب طاب

To fly Uçtu 1 طري طار- ريطي That which drives away Uzaklaştıran, kovan طرد طارد

Night comer Gece yolcusu طرق طارق

Obedience Taat, itaat ة طوعطاع

That which eats, will eat Yiyen, yiyecek olan م طعمطاع

False deities, transgressors Tağut طغو طاغوت Transgressors Azgınlar اغونط طغو - نيطاغ

Overpowering blast Azgın vaka, korkunç ses طغو ةيطاغ

Transgressors Azgınlar طغو نيطاغ

He circumambulated Sardı, dolaştı, tavaf etti طوف طاف

Power, energy Takat, güç طاقة طوق

It became long Uzadı 1 طال طول

That which asks, requests Talep eden, isteyen طلب بطال

Saul, Talut Talut طالوت

Page 299: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

294

Calamity Felaket ة طممطام In layers, in harmony

Tabakalar halinde, uygun biçimde

طباقا طبق

You behaved well Temiz oldunuz, iyi oldunuz 1 طيب متبط

It was sealed Mühürlendi 1 طبع طبع

To seal Mühürledi 1 طبع عطب- عطبي Layer, stage Tabaka, hal ق طبققا -طبطب

They (fm) remitted Bağışladılar (dş) 1 طيب نبط

Spread Yaydı 1 ا طحوطح He spread it Onu yaydı ا طحواهطح Paths, ways Yollar, tarikatlar طرق قائطر

To drive away, send away Uzaklaştırdı, kovdu 1 طرد دطر- دطري I drove away Uzaklaştırdım 1 طرد دتطر

I drove them away Onları uzaklaştırdım 1 طرد مهدتطر Glance, gaze Bakış, nazar طرف فطر- فطر

Side, part, border Kısım, kenar طرف ففا - طرطر Your glance Bakışın طرف فكطر Their glance Bakışları طرف مفهطر Its two sides Đki tarafı في طرفطر

Fresh Taze ا طروطري Path, way Yol طريقا -طريق طرق

Path, way Yol طريقة طرق Your (pl) paths, ways Yollarınız طرق كمطريقت Food Yiyecek طعم اما -طعامطع

Your food Yiyeceğin طعم كامطع Your (pl) food Yiyeceğiniz طعم كمامطع His food Onun yiyeceği طعم هامطع- هامطع

Page 300: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

295

You ate food Yemek yediniz 1 طعم متمطع

Its taste Tadı طعم همطع

They ate food Yediler 1 وا طعممطع

Defamation Alay طعن نا -طعنطع To defame Alay etti, sataştı, kınadı 1 طعن نطع- نطعي They defamed Alay ettiler 1 و طعنناطع He transgressed Azdı 1 ا طغوطغ They transgressed Azdılar 1 ا طغووطغ

His transgression Azgınlığı ا طغواهوطغ

To transgress, exceed limits Azdı, isyan etti 1 ى طغوو -طغطغي Transgression Azgınlık, tuğyan ان طغويا -طغانيطغ Their transgression Azgınlıkları طغو انهميطغ Began Başladı 1 طفق قطف They (dual) began Başladılar (ikil) 1 قا طفقطف Child, baby Çocuk, bebek فل طفلفال -طط Drizzle Hafif yağmur, çisenti طل طلل Divorce Boşama طلق طالق To ask, request, demand Đstedi, aradı 1 طلب طلب

Asking, demanding Arama, isteme ا طلبطلب Banana trees Muz ağaçları طلح طلح Fruit, spathe Meyve, tomurcuk طلع طلع

To rise Yükseldi, doğdu 1 طلع طلع- طلعي It rose Doğdu 1 طلع طلعت

Its fruit Meyvesi ا طلعهطلع To divorce Boşadı 1 طلق طلق - طلقي You (pl) divorced Boşadınız 1 طلق مطلقت

Page 301: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

296

You (pl) divorced them Onları (dş) boşadınız 1 طلق نوهمطلقت He divorced you (pl, fm) Sizi (dş) boşadı 1 ط طلقلقكن

He divorced her Onu (dş) boşadı 1 ا طلقطلقه

Divorce (imp, pl) them Onları boşayın 1 طلق نطلقوه Rising Doğuş طلوع طلع

To make blind Kör etti 1 طمس سطم- سطمي It was made blind Silindi (dş) 1 طمس تسطم

We made blind Sildik 1 ا طمسنسطم

To hope, expect Umdu, ümit etti 1 طمع عطم- عطمي Hoping Ümitle عا طمعطم Purify (imp) Temizle 2 طهر رطه

To become clean Temiz oldu 1 طهر رطه- رطهي To purify, clean Temizledi 2 طهر رط - طهيره

Purify (imp, dual) Temizleyin (ikil) 2 ا طهررطه

He purified you (fm) Seni temizledi 2 طهر كرطه Pure Tertemiz ورا طهرطه

Those who go around, circumambulate

Dolaşanlar افون طوفطو

Blessedness Tuba, mutluluk ى طيبطوب

Mountain Dağ طود دطو Mountain, Mount Tur Dağ طور طور Willingly Đsteyerek عا طوعطو

Prompted Yöneltti طوع تعطو

Flood Tufan طوفان طوف

Wealth, length Servet, zenginlik, uzun, yeterli ل طولال - طوطو

In length Uzunluk bakımından طوال طول

Tuwa Tuva ى طويطو

Page 302: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

297

Long Uzun طويال - طويل طول

Folding, rolling Dürme طوو طي

Good, clean Đyi, temiz, güzel طيب با - طيبطي

Good, clean ones Đyi, temiz şeyler طيب اتبطي - اتبطي

Your (pl) good, clean things Temiz şeyleriniz طيب كماتبطي Good, clean Đyi, temiz, güzel ة طيببطي

Good, clean ones Đyiler, temizler ون طيببطي - بنيطي

Good, clean ones Đyiler, temizler طيب بنيطي Bird Kuş طري را - طيرطي Clay Balçık, kil ن طنييينا -طط

Page 303: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

298

ظUnjust, oppressor Zalim ظلم مة - ظالمظال

Unjust, oppressor Zalim ة ظلممظال Unjust ones, oppressors Zalimler ون ظلممظال- نيمظال

Unjust ones, oppressors Zalimler ى ظلممظال Unjust ones, oppressors Zalimler ظلم نيمظال

Those who assume Zannedenler ظنن نيظان Apparent, visible Açıkta olan, görünen ظهر را -ظاهرظاه

Apparent, visible Açıkta olan, görünen ة ظهررظاه

Its apparent one Açıkta olanı ظهر هرظاه They supported, backed Yardım ettiler 3 وا ظهررظاه

They supported them Onlara yardım ettiler 3 م ظهروهرظاه Dominant ones Üste çıkanlar, üstün gelenler ظهر رينظاه

Travel Seyahat ن ظعنظع

Your (pl) travel Seyahatiniz ظعن نكمظع Claw Tırnak ظفر ظفر Shadow Gölge ل ظللظ- الظ To continue Kaldı, devam etti 1 ل -ظل ظللظي Shade, shades Gölgeler الل ظللالل -ظظ

Its (his) shades, shadows Onun gölgeleri ظلل اللهظ Its (her) shades, shadows Onun (dş) gölgeleri ا ظللاللهظ Their shades, shadows Onların gölgeleri م ظللاللهظ Very unjust, oppressor Çok zalim, zulümkar ظالم ظلم

You remained Oldun, kesildin 1 ظلل ظلت

It remained Oldu, kesildi (dş) 1 ظلل ظلت Shade, canopy Gölgelik ظلة ظلل

Page 304: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

299

You (pl) remained Kaldınız 1 ظلل مظلت

Shades, canopies Gölgeler ظلل ظلل

We shaded Gölgelendirdik ا ظللظللن

It was wronged, oppressed Zulmedildi 1 ظلم مظل

Oppression, injustice Zulüm ظلم ا -ظلمظلم

To do injustice, oppress Zulmetti 1 ظلم ظلم- مظلي

Darknesses Karanlıklar ظلم اتظلم

She erred, wronged Zulmetti (dş) 1 ظلم تظلم

I erred, wronged Zulmettim 1 ظلم تظلم

You (pl) erred, wronged Zulmettiniz 1 ظلم متظلم

He did injustice to you Sana zulmetti 1 ظلم كظلم We erred, wronged Zulmettik 1 ا ظلمنظلم

We did injustice to them Onlara zulmettik 1 ظلم ماهنظلم His injustice, oppression Onun zulmü ظلم هظلم He did injustice to them Onlara zulmetti 1 ظلم مهظلم Their injustice, oppression Onların zulmü ظلم همظلم They did injustice Zulmettiler 1 وا ظلمظلم

They were oppressed Zulmedildiler 1 وا ظلممظل

They oppressed us Bize zulmettiler 1 ا ظلمونظلم Its shadow Onun gölgesi ا ظلللهظ They remained Devam ettiler, olakaldılar 1 ظلوا ظلل

Very unjust, oppressor Çok zalim ظلم ا -ظلومظلوم

Shades, canopies Gölgeler يل ظلليال -ظلظل

Thirsty ones Susamış olanlar ئان ظمأظم Thirst Susuzluk ا ظمأظم

Assumption Zan نظن ا - ظنظن

Page 305: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

300

To assume Düşündü, zannetti 1 ظنن ظن- ظني

Your (pl) assumption Sizin zannınız ظنن كمظن We assumed Zannettik 1 ا ظنننظن

I assumed Zannettim 1 ظنن نتظن

You (pl) assumed Zannettiniz 1 ظنن منتظن

His assumption Onun zannı ظنن هظن They assumed Zannettiler 1 وا ظننظن

Assumptions Zanlar ا ظننونظن

Back Sırt ظهر رظه

To appear Göründü, belirdi 1 ظهر رظه- رظهي Your back Sırtın ظهر كرظه His back Onun sırtı ظهر رهظه Her back Onun (dş) sırtı ا ظهررهظه Backs Arkaya ا ظهرريهظ

Backs Sırtlar ور ظهرظه

Your (pl) backs Sırtlarınız ظهر وركمظه Their backs Onların Onun sırtları ظهر ورهظه Their backs Onların sırtları ا ظهرهورا -ظهورهظه Their backs Onların sırtları ظهر مهورم -ظهورهظه Their (dual) backs O iki cinsin sırtları ا ظهرمهورظه Supporter, helper Destekçi ظهر ا - ظهريظهري

Noon Öğle ظهر ةظهري

Page 306: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

301

عThose who return Geri dönenler ون عوددائع

Needy, in need Fakir ال عيلائع

To cause defect Ayıplı kıldı, kusurlu kıldı 1 عيب ابع - عيبي That which worships, worshipper

Tapıcı, tapan, kul عبد ابدع Worshipping women Đbadet eden kadınlar عبد اتابدع - اتابدع

Worshipping men Đbadet eden erkekler ون عبدابدع- ينابدع

Worshipping men Đbadet eden erkekler عبد ينابدع Those who pass Geçenler ابري عربع Those who pass, travelers Yolcular, yoldan geçenler بيل عربابري سع

Violent Azgın, şiddetli عتو ةياتع

Immediate, instant Çabuk olan, peşin olan, acil اجلة عجلع

Aad nation Ad kavmi عدو ادا -عادع

To return Geri döndü, iade etti 1 عود ادع- ودعي Those who count Sayanlar عدد ينادع

They returned Geri döndüler 1 وا عودادع

Transgressors Haddi aşanlar ون عدوادع

Those who race Koşanlar عدو اتيادع

You (pl) became enemies Düşman oldunuz 3 م عدوتيادع

To seek refuge Sığındı 1 اذ عوذوذ -ععي Cloud Bulut عرض ارضا -عارضع

Live with them (imp, pl) Onlarla iyi geçinin 3 عشر نوهراشع

Storm Şiddetli rüzgâr, fırtına عصف فاصع

Those that blow Esip savuranlar عصف فاتاصع

Forcefully Şiddetli rüzgâr, fırtına فة عصفاصع

Defender, protector Koruyucu, kurtarıcı م عصماصع

Page 307: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

302

Those who forgive Affedenler عفو نيافع

He punished, penalized Ceza verdi 3 عقب اقبع

End Son, akıbet ة عقبباقع

You penalized Ceza verdiniz 3 عقب متاقبع

Their (dual) end O ikisinin akıbeti ا عقبمهتباقع Penalize (imp, pl) Ceza verin 3 وا عقبباقع

Barren Kısır عقر راقا -عراقع Devoted Đtikâfa giren, saygı gösteren عكف فاكفا -عاكع

Devoted ones Đtikâfa girenler, saygı gösterenler

عاكفني - عاكفون عكف

Devoted ones Đtikâfa girenler, saygı gösterenler عكف فاكعني

Arrogant Büyüklük taslayan ال علوع

To oppress Adaletsizlik yaptı 1 ال عولول -ععي Knower, that which knows Âlim, bilen علم مالع - مالع Knowers, those who know Âlimler, bilenler ون علممالع - نيمالع

Worlds Dünyalar, alemler ني علمالمع Knowers, those who know Âlimler, bilenler علم نيمالع

High, elevated Üstün يا علوالع

High, elevated Üstün علو ةيالع

Exalted ones Büyüklenen, yüksek علو نيالع

Upside, high part Üstü, üst tarafı ا علوهيالع Their upside Onların üstü علو مهيالع Year Yıl, sene عوم اما -عامع Doer, worker, performer Đş yapan, çalışan ل عملامع

Doer, worker, performer Đş yapan, çalışan لة عملامع

Doers, workers, performers Đş yapanlar, çalışanlar عمل املون ع- نيلامع

Doers, workers, performers Đş yapanlar, çalışanlar عمل نيلامع

Page 308: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

303

Your (pl) year Yılınız, seneniz عوم همامع

Two years Đki sene ن عوميامع

Made covenant Ahitleşti 3 عهد داهع

You made covenant Ahitleştin 3 عهد دتاهع

You (pl) made covenant Ahitleştiniz 3 عهد مدتاهع

They made covenant Ahitleştiler 3 وا عهدداهع Servants, slaves Kullar, köleler عبد ادبا -عادبع

Worshipping Đbadet ة عبدادبع - ةادبع

Your worship Đbadetiniz عبد تادبعكم His worship Onun ibadeti عبد هتادبع Their worship Onların ibadeti عبد همتادبع My worship Benim ibadetim ي عبدتادبع Your servants, slaves Kulların عبد كادبع- كادبع- كادبع Your (pl) servants, slaves Sizin köleleriniz عبد كمادبع Our servants, slaves Kullarımız ا عبدنادبع

His servants, slaves Onun kulları عبد هادبع - هادبع My servants, slaves Kullarım ي عبدادبع - يادبع You made enslaved Köle yaptın 2 عبد دتبع

Useless, uselessly Abes, boş yere ث عبثبثا - عبع To amuse oneself

Abesle uğraştı, boş şeylerle eğlendi

يعبث -عبث عبث 1Servant, slave Kul, köle عبد دبا -عدبع

To worship Taptı, ibadet etti 1 عبد دبع- دبعي

You (pl) worshipped Siz taptınız 1 عبد مدتبع

We worshipped Biz taptık 1 ا عبدندبع

Our servant Kulumuz ا عبدندبا - عندبع We worshipped them Biz onlara taptık 1 عبد ماهندبع

Page 309: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

304

His servant Onun kulu عبد هدبع- هدبع Two servants Đki kul عبد بنعيد

To interpret Tabir etti, yordu 1 عرب ربع- ربعي Lesson Đbret ة عربربع

To frown Kaş çattı, yüz ekşitti 1 عبس سبع- بسعي Carpets Halı عبقر قرىبع Frowning, harsh Asık suratlı وسا عبسبع

Servants Kullar عبد عبيد

Exceeded bounds Azdı 1 عتو تتع

To drag Sürükledi 1 ل عتلتل -عتعي Cruel Zorba, kaba ل عتلتع

They exceeded bounds, disobeyed

Azdılar, dışına çıktılar, karşı geldiler

عتوا - عتو عتو 1

Insolence Azgınlık عتو وتا - عوتع

To exceed bounds, disobey Đsyan etti, azdı 1 ى عتوتو -عتعي Ready Hazır عتد يدتع

Ancient Eski ق عتقيتع Extreme, rebellion Son, en fazla, isyan ا عتويتع

Discovered Anlaşıldı, ortaya çıktı 1 عثر رثع To discover Anladı 1 عثر ثرع- رثعي To act wickedly Kötülük yaptı 1 عثي يثثى -ععي Curious, very strange Çok tuhaf عجب ابجع

Lean, weak Zayıf, ince عجف افجع Wondered, amazed Şaşırdı عجب بجع

Amazing, strange Acayip, garip عجب بجا - عبجع

To wonder, amaze Şaşırdı 1 عجب جبع- بجعي You wondered Sen şaşırdın 1 عجب تجبع

Page 310: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

305

You (pl) wondered Siz şaşırdınız 1 عجب متجبع They wondered Onlar şaşırdılar 1 وا عجبجبع

Make haste (imp) Acele et 2 ل عجلجع To hasten Acele ettirdi, çabuklaştırdı 2 ل عجلجل -عجعي We hastened Acele ettik 2 ا عجللنجع

To become powerless, unable

Aciz kaldı 1 عجز جزع- جزعي I became powerless Aciz kaldım 1 عجز تزجع

Haste Acele ل عجلجع Calf Buzağı ل عجلجال -عجع To hasten Acele etti 1 جل عجلل -عجعي I hastened Acele ettim 1 عجل جلتع

You (pl) hastened Acele ettiniz 1 عجل مجلتع Old, old woman Yaşlı, kocakarı عجز وزجا -عوزجع

Ever hasty Çok aceleci وال عجلجع

Amazing Çok şaşılacak şey عجب جيبع

Promise (imp) Vaad et 1 وعد دع Enmity Düşmanlık ة عدواودع

You (pl) returned Döndünüz 1 عود مدتع

Number, count Sayı, adet عدد ددا -عددع

To count Saydı 1 عدد دع- دعي

Counting Sayma, tek tek sayma ا عدددع

Preparation Hazırlık ة عدددع

Count, period Sayı, süre ة عدددع

Their number Onların süresi هم عددتدم -عهتدع Their (fm) waiting period Onların (dş) iddeti, süresi عدد هنتدع He counted Saydı 2 عدد ددع

Page 311: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

306

He counted it Onu saydı 2 عدد هددع He counted them Onları saydı 1 م عددهدع Lentil Mercimek عدس سدع Its lentil Onun mercimeği ا عدسهسدع Justice, balance Adalet, denge ل عدلدال -عدع He balanced you Seni adil biçimde düzenledi 1 عدل لكدع

Paradise of Adn, Eden Adn cenneti عدن ندع

We returned Döndük 1 ا عودندع

Promise (imp) them Onlara vaad et 1 م وعدهدع With enmity Taşkınlıkla وا عدودع

Enmity Düşmanlık ان عدوودع- انوداع

Side Yan, taraf عدو ةودع

Enemy Düşman عدو ودا -عودع

Your (pl) enemy Sizin düşmanınız عدو كمودكم -عودع His enemy Onun düşmanı عدو هودع Their enemy Onların düşmanı عدو مهودع My enemy Benim düşmanım ي عدوودع Punishment Azap عذب ذابا -عذابع Your (pl) punishment Sizin azabınız عذب ذابكمع His punishment Onun azabı عذب هذابع- هذابع Its (her) punishment Onun (dş) azabı ا عذبذابهع Their (dual) punishment O ikisinin azabı ا عذبمهذابع My punishment Azabım ذابي عذبع Fresh Tatlı عذب ذبع

I sought refuge Sığındım 1 عوذ ذتع

To punish, chastise Azap etti, cezalandırdı 2 عذب ذبع- ذبعي

Page 312: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

307

We punished Azap ettik 2 ا عذبنذبع

We punished him Ona azap ettik 2 ا عذباهنذبع We punished them Onlara azap ettik 2 عذب مهذبع Excuse Mazeret, özür ذر عذرا -عذرع

Open shore Boş sahil, ıssız yer اء عريرع Devoted Seven, tutkun با عربرع

Arabic Arapça عرب بيرع- اعبير

Date stalk Kuru hurma dalı عرجن نوجرع You (pl) hinted Üstü kapalı bildirdiniz 2 م عرضتضرع

To make known Bildirdi, açıkladı, tarif etti, tanıttı

يعرف -عرف عرف 2He described it Onu tarif etti 2 ا عرففهرع Roofs Çatılar ش عرشرع Throne Arş, taht عرش شرع

Your (fm) throne Senin (dş) tahtın عرش كشرع His throne Onun tahtı, arşı عرش هشرع Her throne Onun (dş) tahtı ا عرشهشرا - عهشرع Width Genişlik عرض ضرع

It was presented Arz edildi 1 عرض رضع

Commodities, goods Meta, menfaat عرض ضرع– ضرضا - عرع

To present, expose Arz etti, sundu 1 عرض ضرع- رضعي Presenting Arz etme, gösterme ضا عرضرع

Excuse Engel, özür ة عرضضرع

We presented Arz ettik 1 عرض اعنضر

Its width Onun genişliği ا عرضهضرع He presented them Onları arz etti 1 عرض مهضرع They were presented Arz edildiler 1 وا عرضرضع

Page 313: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

308

Good Đyilik, örf عرف فرع

To know, recognize Bildi, tanıdı 1 عرف فرع- رفعي

One after the other Birbiri ardınca فا عرفرع

Arafat Arafat عرف فاترع

You recognized Bildin, tanıdın 1 عرف فترع

He recognized them Onları bildi 1 عرف مفهرع They recognized Bildiler 1 فوا عرفرع Dam Bent رم عرمع Handhold, handle Kulp ة عروورع Their roofs Onun çatıları ا عرشهوشرع Wide, long Geniş, uzun ريض عرضع

To escape Gizlendi, gizli kaldı 1 عزب بزع- بزعي Honor, power Đzzet, güç ا عزززع

Honor, power Đzzet, güç ة عزززع - ةزع

To honor, assist Saygı gösterdi, yardım etti 2 عزر رزع- رزعي You assisted them Onlara yardım ettiniz 2 عزر موهمترزع They honored him Ona saygı gösterdiler 2 عزر وهرزع We honored, gave power Kuvvetlendirdik, üstün kıldık 2 ا عززنززع

He overpowered me Bana üstün geldi 2 ني عزززع

False deity Put ىزع

To set aside Azletti, kenara bıraktı 1 ل عزلززل -ععي You set aside Uzak durdun, bıraktın 1 عزل لتزع

Determination Azim, azim isteyen م عزمزا - عمزع To resolve, determine Azmetti 1 عزم مزع - زمعي You resolved Azmettin 1 عزم تمزع They resolved Azmettiler 1 وا عزممزع

Page 314: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

309

Uzair (pbuh) Uzeyir (AS) عزر ريزع Mighty, difficult Aziz, üstün, güçlü, zor عزز زيزا -عزيزع

Groups Gruplar نعز زينع

Difficult Zor عسر سرع

Difficulty Zorluk عسر رسر - عسا -عرسع

Difficulty Zorluk عسر ةرسع Difficulty Zorluk ى عسررسع

It departed, darkened Gitti, karardı عسعس سعسع Honey Bal ل عسلسع Perhaps Ola ki 1 ى عسيسع

You (pl) perhaps Ola ki siz 1 عسي متيسع

Difficult Zor عسر سريا -عسريع

Evening, in the evening Akşam اء عشوشاء -عشع

Full-term she-camels Gebe develer عشر ارشع

Ten On عشر رشع-رشا -عرشر - عشع

Ten On ة عشررشع

Twenty Yirmi ون عشررشع

Friend Yardımcı, yardakçı عشر ريشع

Relatives, tribe Kabile, aşiret ة عشرريشع

Your tribe, family Kabilen, aşiretin عشر كتريشع Your (pl) tribe, family Kabileniz, aşiretiniz عشر كمتريشم - عهتريشع Their tribe, family Onların kabilesi, aşireti عشر مهتريشع Evening, in the evening Akşam عشو ىشا - عيشع Evening, in the evening Akşam ة عشويشع

Staff Âsa ا عصوصع Your staff Âsan عصو اكصع

Page 315: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

310

He disobeyed me Bana isyan etti 1 اني عصيصع

His staff Onun asası عصو اهصع My staff Benim asam عصو ايصع Group, company Topluluk, grup ة عصببصع

Time, mid-afternoon Asır, zaman, ikindi vakti عصر رصر - عصع Husk, straw Ekin yaprakları عصف صعف To blow Fırtına esti 1 عصف فصع- فصعي Violently Şiddetli rüzgâr فا عصفصع

Marriage bond Nikâh م عصمصع To defend, protect Korudu, kurtardı 1 عصم مصع- مصعي They disobeyed Đsyan ettiler 1 وا عصيصا -عوصا - عوصع They disobeyed you Sana isyan ettiler 1 عصي كوصع

They disobeyed me Bana isyan ettiler 1 ني عصيوصع

To disobey, rebel Asi oldu, isyan etti 1 ى عصيصي - عصعي Disobedience Đsyan ان عصييصع

Distressful Zor, sıkıntılı عصب يبصع

You disobeyed Sen isyan ettin 1 عصي تيصع

I disobeyed Ben isyan ettim 1 عصي تيصع

You (pl) disobeyed Đsyan ettiniz 1 م عصيتيصع

I disobeyed him Ben ona isyan ettim 1 عصي هتيصع We disobeyed Đsyan ettik 1 ا عصينيصع

Disobedient Âsi عصي صاعي

Their staffs Sopaları, değnekleri عصو مهيصم -عهيصع

Arm, helper Kol ا عضددضع Your arm Kolun, yardımcın عضد كدضع To bite Isırdı 1 عضض ضع - ضعي

Page 316: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

311

They bit Isırdılar 1 عضض وضوا -عضع In parts Parça parça ضوع نيضع

Gift, reward Verme, mükâfat طاء عطوطاء -عع Our gift, reward Mükafatımız ا عطونطاؤع To leave, desert Terk etti 2 طل عطلطل -ععي It was left, freed Terk edildi, bırakıldı 2 عطل طلتع

His neck, arrogance Onun boynu, kibri عطف هطفع Bones Kemikler عظم ظاما - عظامع

His bones Onun kemikleri عظم هظامع To honor, show respect Saygı gösterdi, ululadı 2 عظم ظمع- ظمعي Bone Kemik عظم ظمظم - عع

Advise (imp) them Onlara öğüt ver 1 وعظ مظهع

Advise (imp, pl) them (fm) Onlara (dş) öğüt verin 1 وعظ نظوهع Great Büyük, yüce, azametli عظم يمظا - عيمظع

To forgive, pardon Affetti 1 فا عفوفو -ععي

Strong one, genie Zeki, uyanık, ifrit عفر فريتع

Forgiveness, surplus Af, fazlalık عفو فوع That they pardon Affetmeleri 1 فوا عفوع

We pardoned Affettik 1 ا عفونفوع

Oft-pardoning Çok affedici عفو فوا -عفوع

It was pardoned Affedildi 1 عفو يفع

Punishment Cezalandırma قاب عقبع Final end Sonuç, akıbet قبا عقبع

Its end Onun sonucu ا عقباهقبع Steep path Sarp yokuş ة عقبقبع

After him Ardından عقب بهقع

Page 317: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

312

End, consequence Sonuç, akıbet ى عقبقبع His heels Onun topukları عقب هيبقع Knots Düğümler عقد عقد To tie knot, execute, contract Akdetti, bağladı, düğümledi 1 عقد قدع - دقعي He knotted, executed, contracted

Düğümledi, bağladı, akdetti 1 عقد تقدع

Knot Düğüm ة عقدقدع To slaughter Kesti 1 عقر قرع - قرعي They slaughtered Kestiler, boğazladılar 1 وا عقرقرع

They slaughtered it Onu kestiler 1 ا عقروهقرع To look back Arkaya baktı 2 عقب قبع- قبعي You (pl) executed Akdettiniz 2 عقد مقدتع

To understand, reason Anladı, akletti 1 قل عقلع- قعلي They understood, reasoned Aklettiler, anladılar 1 قلو عقلع They understood it Onu aklettiler, anladılar 1 عقل قلوهع Contracts Akitler عقد قودع

Barren, unsuccessful Kısır, sonuçsuz عقم ميقا - عيمقع To worship devotedly Saygıyla ibadet etti 1 عكف كفع- كفعي To be high, overcome Üstün oldu, büyüklendi 1 ال علولو -ععي All-knower Çok bilen علم المع Signs, landmarks Alametler, belirtiler علم اتالمع

Openly, publicly Açıkça ة علنالنيع

Clinging substance Asılı olan, embriyo لق علقلقة - عع

Clinging substance Asılı olan, embriyo لقة علقع To teach Öğretti 2 علم لمع- لمعي

I taught Ben öğrettim 2 علم تلمع You were taught Sen öğretildin 2 علم تلمع

Page 318: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

313

I taught you Sana öğrettim 2 علم كتلمع You (pl) taught Siz öğrettiniz 2 م علمتلمع You were (pl) taught Siz öğretildiniz 2 م علمتلمع

You taught us Sen bize öğrettin 2 ا علمنتلمع

You taught me Bana öğrettin 2 ني علمتلمع

He taught you Sana öğretti 2 علم كلمع

He taught you (pl) Size öğretti 2 كم علملمع We were taught Biz öğretildik 2 ا علمنلمع

We taught him Ona öğrettik 2 علم اهنلمع

He taught me Bana öğretti 2 ني علملمع

He taught him Ona öğretti 2 علم لمعه

Illiyun Đlliyyun ون علوليع - نيليع

Knowledge Đlim علم لما -علمع

To know Bildi 1 علم ملع- لمعي

Knowers, those who know Alimler اء علملمع - اؤلمع

She knew Bildi (dş) 1 علم تملع You knew Bildin 1 علم عتمل

I knew Bildim 1 علم تملع

You (pl) knew Siz bildiniz 2 علم متملع

You (pl) knew them (fm) Onları (dş) bildiniz 1 علم نوهمتملع You knew it Onu bildin 1 علم هتملع We knew Bildik 1 ا علمنملع

He knew it Onu bildi 1 معل هملع His knowledge Onun ilmi علم هلمع Its knowledge Onun ilmi ا علمهلمع Their knowledge Onların ilmi علم مهلمع

Page 319: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

314

They knew Bildiler 1 وا علمملع

My knowledge Benim ilmim ي علملمع

Became high, conquered Üstün geldi 1 علو اعلو

Height, haughtiness Üstünlük iddiası ا علولوع

On, upon, over Üzerinde, üzerine لىع

High, exalted Yüce لى علوع

Highest En yüce ا علوليع

On you, upon you Senin üzerine كليع On you (fm), upon you Senin (dş) üzerine لعكي On you (pl), upon you Sizin üzerinize كمليع

On you (dual), upon you Đkinizin üzerine اكمليع All-knower Alim, bilen علم يملا - عيملع

On us, upon us Bizim üzerimize انليع

On him, upon him Onun üzerine هليع

On her, upon her Onun üzerine (dş) اهليع

On them, upon them Onların üzerine همليع

On them (dual), upon them Đkisinin üzerine اهمليع

On them (fm), upon them Onların üzerine (dş) هنليع

On me, upon me Benim üzerime ليع

High, most high Yüksek, yüce علو يلا - عيلع

Pillars Direkler عمد ادمع

Maintenance Đmar, bakım ve onarım ة عمرارمع

Pillar Direk عمد دمع - ادمع

Life, age Ömür, hayat عمر رما - عرمع

Imran Đmran انرمع

Umrah Umre ة عمررمع - ةرمع

Page 320: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

315

By your life Ömrüne andolsun عمر كرمع

Your life Senin ömrün عمر ركمع His life Onun ömrü عمر رهمع They built Đmar ettiler 1 و عمررمع

They built it Onu imar ettiler 1 ا عمروهرمع Work, activity, deed Đş, amel, faaliyet ل عملمال -عمع

To do, work, perform Çalıştı, yaptı, işledi 1 ل عململ -عمعي

Regarding deed Amel olarak, iş bakımından ال عملمع

She worked, did Çalıştı, yaptı, işledi 1 عمل لتمع

You worked, did Yaptınız 1 لعم ملتمع

She did it Onu yaptı 1 عمل هلتمع Your deed Senin amelin عمل لكمع Your (pl) deed Sizin ameliniz عمل لكمملكم -عمع His deed Onun ameli عمل لهمع - هلمع Their deed Onların ameli عمل ملهمهم - علمع They did, worked Yaptılar 1 لوا عملمع

My deed Benim amelim ي عمللمع About what Ne hakkında ما - عما عم نع =

paternal aunts Halalar عمم اتمع

Your paternal aunts Halaların عمم كاتمع Your (pl) paternal aunts Halalarınız عمم كماتمكم -عاتمع To grant life Ömür verdi 2 عمر رمع- رمعي Your paternal uncle Amcan عمم كمع

Made blind, obscured Kör edildi, örtüldü 1 عمي تيمع

They became blind Kör oldular 1 وا عميمع

Blind ones Körler ون عميمع

Page 321: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

316

Blindness Körlük ى عميمى - عمع

Blind ones Körler عمي يمي -عمع Blind Kör عمي يميا -عمع

To become blind Kör oldu 1 عمي يمى -عمعي Blindly Körlükle انا عمييمع

Became blind Kör oldu 1 عمي تيمع Deep Derin يق عمقمع

Blind ones Körler عمي نيمع

About, from -den, hakkında نع

To humble Boyun eğdi 1 عنو ناع - نعوي Grape Üzüm ب عنبنا -عبنع Distress Sıkıntı عنت تنع To get distressed Sıkıntıya düştü 1 عنت نتع- تنعي You got distressed Siz sıkıntıya düştünüz 1 عنت منتع

With, near, by Katında عند دنع- ندع

With, near, by me Senin katında عند كندع- كندع With, near, by you (pl) Sizin katınızda كم عندندع With, near, by us Bizim katımızda عند نندا - ا عنندع With, near, by him Onun katında عند هندع- هندع With, near, by her Onun (dş) katında ا عندهندع With, near, by them Onların katında عند مهندع With, near, by me Benim katımda ي عندندع

Neck Boyun عنق قنع

Your neck Senin boynun عنق كقنع His neck Onun boynu عنق هقنع About you, from you Senden كنع

Page 322: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

317

Spider Örümcek عنكب توكبنع About you (pl), from you Sizden نكمع

About us, from us Bizden انع About me, from me Benden ينع

About him, from him Ondan هنع About her, from her Ondan (dş) اهنع

About them, from them Onlardan مهنع

About them (dual), from them O ikisinden امهنع Stubborn Đnatçı, rakip عند نيدا -عنيدع

Covenant, promise Ahid, söz عهد دها -عدهع To make covenant Ahit verdi, sözleşti 1 عهد هدع- دهعي Your (pl) covenant, promise Ahdiniz عهد كمدهع We made covenant Ahdettik ا عهدنهدع

His covenant, promise Onun ahdi عهد هدهع - هدهع Their covenant, promise Onların ahdi عهد مهدهم - عهدهع My covenant, promise Benim ahdim ي عهددهع Colored wool Renkli yün ن عهنهع Middle aged Orta ان عونوع Crookedness Eğrilik ج عوجوا -عجوع

Private parts, private times Avret yerleri عور اتروع

Exposed Açıkta, avret ة عورروع

It was penalized Cezalandırıldı 3 عقب بوقع

You (pl) were penalized Cezalandırıldınız 3 م عقبتبوقع

Festival Bayram يدا عودع

Caravan Kervan عري ريع Isa, Jesus (pbuh) Đsa (AS) ىيسع

Page 323: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

318

Life Hayat ة عيشيشع Poverty Fakirlik لة عيليع Eye, spring Göz, pınar عني نيع

Large eyes Đri gözlü عني نيع

Eye, spring Göz, pınar نا عنييع Your two eyes Đki gözün عني اكنيع

Two eyes, two springs Đki göz, iki pınar عني اننيع

His two eyes Onun iki gözü عني اهنيع Her eye Onun (dş) gözü ها عنينيع My eye Gözüm ني عنييع

Your two eyes Senin iki gözün عني كينيع Two eyes, two springs Đki göz, iki pınar ن عنيينيع

Springs Pınarlar ون نيعيا -عونيع To become tired Yoruldu 1 عيي يع- يعي We got tired Yorulduk 1 ا عيييينع

Page 324: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

319

غUnseen Gizli, saklı غيب ةبغائ

Unseen ones Gizliler, saklılar غيب بنيغائ

Toilet Hela, tuvalet غوط طغائ Those who are angered Kin besleyenler, öfkelenenler ظون غيظغائ

That which stays behind Geride kalan غابر غرب Those who stay behind Geride kalanlar غرب غابرين

He left Ayrıldı, gitti, dışarıda bıraktı 3 غدر رغاد Cave Mağara غور غار Those in debt Borçlular غرم نيغارم

Darkness Karanlık ق غسقغاس

Overwhelming Kuşatan, saran ة غشويغاش

That which forgives Bağışlayan ر غفرغاف

Those who forgive Bağışlayanlar غفر رينغاف

Heedless, unaware Gafil ل غفلال - غافغاف Unaware ones (fm) Gafiller (dş) غفل لاتغاف Unaware ones Gafiller لون غفلغاف- نيلغاف

Unaware ones Gafiller غفل نيلغاف

Victorious Galip غلب بغال

Victorious ones Galipler ون غلببغال- بنيغال

Victorious ones Galipler غلب بنيغال Deviators Azgınlar ون غويغاو- غاوين

Deviators Azgınlar غوي غاوين Dust Toz ة غربرغب

Rubbish of dead leaves Çer-çöp غثاء غثو Tomorrow Yarın غدو غدا -غد

Page 325: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

320

Morning meal Gıda, yemek اء غدوغد

Our morning meal Gıdamız, yemeğimiz غدو ااغدءن Morning Sabah غدو اةغد

Abundant Bol قا غدقغد He went early Sabahleyin ayrıldı 1 و غدوغد In the morning Sabahleyin غدو وا -غدوغد

They went early Sabah ayrıldılar 1 ا غدووغد

You left early morning Sabahleyin ayrıldın 1 غدو توغد

Morning Sabah غدو وةغد Morning course Sabah esişi ا غدوهوغد To leave in the morning Sabahleyin ayrıldı, gitti 1 ى غدوو -غددغي To deceive Aldattı 1 غرر غر- رغي

Crow Karga اب غربا -غرابغر

Intensely black Kapkara غرب ابيبغر

Inseparable, continuous Sargın, sürekli اما غرمغر

To set Battı (güneş, ay) 1 غرب بغر- برغي It set Battı 1 غرب تبغر

Western Batıda غرب بيغر

Western Batıda, batılı غرب ةبيغر

It deceived Aldattı 1 غرر تغر

It deceived you (pl) Sizi aldattı 1 غرر كمتغر It deceived them Onları aldattı 1 غرر مهتغر Lofty dwellings Odalar غرف ففا -غرغر

Lofty dwellings Yüksek köşkler غرف فاتغر

Chamber, hollow Oda, avuç, yüksek yer فة غرفغر- فغر

Drowning Boğma غرق قغر

Page 326: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

321

Violently Şiddetle قا غرقغر

It deceived you Seni aldattı 1 غرر كغر It deceived you (pl) Sizi aldattı 1 كم غررغر It deceived them Onları aldattı 1 غرر مهغر Setting Batma, batış وب غربغر Its setting Onun batması ا غربوبهغر Deceiver Aldatan, aldatıcı غ غرر ورر Deception, delusion Aldanış غرر ورا -غرورغر

Yarn Đplik ل غزلغز Her yarn Onun ipliği ا غزللهغز Fighting Savaş ى غزوغز Cold, purulence Soğuk, irin غسق اقاقا -غسغس

Darkness Karanlık ق غسقغس To wash Yıkadı 1 ل غسلسل -غسغي Purulence Đrin ني غسللسغ

Covered Örttü 2 ا غشوغش

Covered it Onu örttü 2 اغ غشواهش Veil, cover Örtü ة غشواوشغ Covered Örttü 2 ى غشوغش He fainted Bayıldı 1 غشو يغش To cover Örttü 2 ى غشوی - غششغي To cover Örttü 1 غشو يی - غششغي It covered them Onları örttü 1 غشو مهيغش

By force Zorla اغ غصببص Choking Boğazı tıkayan ة غصصغص To lower Đndirdi 1 غضض غض - ضغي

Page 327: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

322

Anger, wrath Gazap, kızgınlık غضب بغض

To be angry Gazap etti, kızdı, öfkelendi 1 غضب بغض- ضغيب Angry Kızgın, gazaplı ان غضببغض

They became angry Gazap ettiler 1 وا غضببغض

My anger, wrath Gazabım بي غضبغض Cover Örtü طاء غطوغ Your cover Senin örtün غطو طاءكغ Oft-forgiving Çok bağışlayan غفر ا -غفارغفار

To forgive Bağışladı, örttü 1 غفر غفر - رفغي

Forgiveness Bağışlama ان غفرغفر

Your forgiveness Senin bağışlaman غفر كانغفر We forgave Bağışladık 1 ا غفرنغفر

To become unaware, heedless

Gafil oldu 1 فل -غفل غفلغي Heedlessness, neglect Gaflet غفل غفلة

Oft-forgiving Çok bağışlayan غفر ا -غفورغفور

Malice, rancor Kin ل غللغ - الغ To defraud Hıyanet etti, kin bağladı 1 ل - غل غللغي Strong, severe, harsh Katı, ağır, zor, sert لاظ غلظغ

Son, boy Oğlan çocuk غلم ا -غالمغالم

Two boys Đki oğlan ن غلميغلام

To defeat Yendi, galip geldi 1 غلب غلب- بلغي Thick foliage Đri, gür غلبا غلب

Defeated Yendi (dş) 1 غلب تغلب Was defeated Yenildi 1 غلب تبغل

Their defeat Onların yenilgisi غلب غلبهم They defeated Yendiler 1 وا غلبغلب

Page 328: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

323

They were defeated Yenildiler 1 وا غلببغل

Chained Bağlandı 1 غلل غلت

To become thick Sert oldu 1 لظ - غلظ غلظغي Harshness Sertlik لظة غلظغ

Wrapped Kılıflı غلف غلف She closed Kapattı 2 غل غلققت Sons Genç ان غلملمغ

Chain (imp, pl) him Onu bağlayın غلل غلوه

Boiling Kaynama غلى غلي To boil Kaynadı لو - غلى غليغي Strong, severe, harsh Ağır, zor, sert, katı يظ غلظيظا -غلغل

Distress Gam غمم اغ -غمم

Clouds Bulutlar غمم امغم Doubt şüphe ة غممغم

Agonies Acılar, ızdıraplar غمر اترغم Confusion Gaflet, dalgınlık غمر ةرغم

Their confusion Onların gafletleri غمر همترغم Sheep Koyun غنم مغن - مغن

To get spoils of war Ganimet aldı 1 غنم غنم- منغي You (pl) got spoils of war Ganimet aldınız 1 م غنمتغنم

My sheep Benim koyunum ي غنممغن Self-sufficient, rich Zengin, ihtiyaçsız, bağımsız غين ا -غنىغني Covering Örtü اش غشوغو

Diver Dalgıç, dalan اص غوصغو

To err, go astray Azdı 1 ى - غوى غويوغي Sunken Suyu çekilen را غورغو

Page 329: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

324

Bad effect Aklı giderme ل غولغو

Erred, went astray Aldandı, azdı 1 ى غويغو

Deviator Azgın غوي غوي

We erred, went astray Azdık 1 ا غوينيغو

Evil Sapıklık, hata, kötülük غوي ا -غيغي Bottom Dip ت غيبابغي

Unseen Görünmeyen, gayb غيب بغي - بغي

His unseen secrets Onun gaybi غيب بهغي Rain Yağmur غيث ثغي

Other than, not Değil, başka غري رغي- رر -غيغي

To change Değiştirdi 2 غري رغي- ريغي Other than you (pl) Sizden başka غري كمرركم - غيغي Other than him Ondan başka غري هرغي- هرغي- رهغي Other than her Ondan (dş) başka غري راغيه Other than me Benden başka ري غريغي Subsided Çekildi 1 غيض يضغ

Rage, anger Kızgınlık, öfke ظ غيظغي Your rage Öfkeniz غيظ كمظغي Their rage Onların öfkesi غيظ همظغي Unseen ones Gaybler وب غيبغي

Page 330: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

325

فThen, in that case, so Öyleyse, bundan dolayı ف Then she came Böylece geldi (dş) 1 أيت تفئات Give (imp, pl) Verin 4 وا أيتفئات Heart, bosom Kalp, sine فأد ادفؤ

Your heart, bosom Sinen, kalbin فأد كادفؤ Group, company Topluluk ئة فأيف

Two groups Đki topluluk فأي انئتن -فيئتف

Your group Sizin topluluğunuz فأي كمئتف Two groups Đki topluluk ن فأييئتف Then it returned Döndü (dş) 1 فيأ فاءت Successful Kurtuluşa eren, başaran ز فوزفائ

Successful ones Kurtuluşa erenler, başaranlar ون فوززفائ

They returned Geri döndüler, sığındılar 1 فاءو فيأ The seek (imp, pl) Öyleyse arayın 8 وا بغيغتفاب Then come, bring (imp) Öyleyse gel, getir 1 اف أيتت Then, obedience O halde tabi olmak تبع اعبفات Then obey (imp) O halde tabi ol 8 تبع بعفات Then obey (imp) me O halde bana tabi ol 8 ني تبعبعفات Then obey (imp) him O halde ona tabi ol 8 ا تبعهبعفات They obeyed Tabi oldular 8 وا تبععبفات Then obey (imp, pl) O halde tabi olun 8 تبع وافاتبع Then obey (imp, pl) me Öyleyse bana tabi olun 8 وني تبعبعفات Then, they obeyed him Ona tabi oldular 8 تبع وهعبفات Then obey (imp, pl) him Öyleyse ona tabi olun 8 تبع وهبعفات Those who open Açanlar فتح نيحفات

Page 331: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

326

Then he took, accepted Böylece tuttu, edindi 8 ذ أخذخفات Then she took, accepted Tuttu, edindi (dş) 8 أخذ ذتخفات You (pl) took them Onları tuttunuz 8 م أخذوهمذتخفات Then take (imp) him Öyleyse onu tut, edin 8 أخذ ذهخفات So take (imp, pl) him Öyleyse onu tutun, edinin 8 اخذ ذوهخفات So fear (imp, pl) O halde sakının 1 قوا وقيفات So fear (imp, pl) me O halde benden sakının 1 وقي قونفات It escaped you Sizden kaçtı, kaçırdınız 1 فوت كمفات Then recite it O halde onu okuyun 1 ا تلولوهفات Then bring (imp) us Öyleyse bize getir 1 ااف أيتنت Those who put into trial Fitneye düşürenler فنت ننيفات Then bring (imp, pl) Öyleyse getirin 1 وااف أيتت Then bring (imp, pl) us Öyleyse bize getirin 1 ااف أيتونت Come (imp, pl) to them (fm) Onlara (dş) gelin, yaklaşın 1 اف أيتنوهت Go (imp, dual) Đkiniz gidin 1 ااف أيتيت Go (imp, dual) to him Đkiniz ona gidin 1 اف أيتاهيت Then, persevere O halde sebat edin 1 وا ثبتتفاثب He chose him Onu seçti 8 جيب اهبتفاج So avoid (imp, pl) Öyleyse kaçının 8 وا جنبنبتفاج So avoid (imp, pl) it Öyleyse ondan kaçının 8 جنب وهنبتفاج Wicked Facir, ahlaksız ا فجرفاجر Then do (imp) Öyleyse kıl, yap 1 ل جعلعفاج Then flog (imp, pl) Vurun 1 وا جلددلفاج Then flog (imp, pl) them Onlara vurun 1 م جلدوهدلفاج Then incline (imp) O halde yanaş 1 جنح حنفاج

So it burned Ve yandı (dş) 8 حرق قترتفاح

Page 332: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

327

Burdened, carried Yüklendi, taşıdı 8 ل محلمتفاح Beware (imp, pl) Sakının 1 وا حذرذرفاح Beware (imp, pl) of it Ondan sakının 1 حذر وهذرفاح Beware (imp, pl) of them Onlardan sakının 1 م حذروهذرفاح Immorality Çirkinlik, ahlaksızlık ة فحششفاح

Then judge (imp) O halde hüküm ver 1 حكم كمفاح Mingled Karıştı 8 لط خلطتفاخ Differed Ayrılığa düştü 8 خلف لفتفاخ It was differed Ayrılığa düşüldü 8 خلف فلتفاخ Then differed Ayrılığa düştüler 8 لفوا خلفتفاخ Then come out (imp) O halde çık 1 خرج جرفاخ Then fear (imp, pl) them Onlardan korkun 1 م خشوهوشفاخ So take off (imp) Çıkar 1 خلع لعفاخ Then your brothers O zaman kardeşlerinizdir ف أخوكماانوخ Then you (pl) disputed Atıştınız, çekiştiniz 6 م درأءتارفاد Enter (imp, pl) Girin 1 لوا دخلخفاد They were entered Sokuldular 4 لوااف دخلخد Enter (imp, pl) it Ona girin 1 ا دخللوهخفاد Enter (imp, fm) Gir (dş) 1 ي دخللخفاد Then repel, prevent (imp) O halde savın, savuşturun 1 ءوا درأرفاد So pray, call (imp) O halde dua et, çağır 1 دعو عفاد So pray, call (imp, pl) Dua edin 1 وا دعوعفاد So pray (imp, pl) to Him Ona dua edin 1 دعو وهعفاد So call (imp, pl) them Onları çağırın 1 م دعوهوعفاد So give back Verin 1 وا دفعفعفاد Once, then Bir zaman فذا

Page 333: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

328

Then, in that case, so O halde فذاا Then, that time O zaman فذاا Then remember (imp, pl) O halde anın 1 وا ذكرفاذكر Then remember (imp, pl) me O halde beni anın 1 وني ذكرفاذكر Then permit (imp) O halde izin ver 1 ذناف أذن Be informed (imp, pl) Bildirilmiş olun 2 وااف أذنذن Then go (imp) O halde git 1 ذهب بفاذه Then go (imp, dual) O halde ikiniz gidin 1 ا ذهببفاذه Overflowed, boiled Kaynadı 1 فور فار So he returned Geri döndü 8 ردد دتفار So they (dual) returned Đkisi geri döndü 8 ا ردددتفار So watch Bekle, gözetle 8 رقب بقتفار So watch them Onları bekle, gözetle 8 م رقبهبقتفار Then return (imp) Döndür 1 جع رجعفار Then return (imp) us Bizi döndür 1 ا رجعنجعفار Then return (imp, pl) Geri dönün 1 وا رجعجعفار Then provide them Öyleyse onları rızıklandırın 1 م رزققوهزفار Old Yaşlı فرض فارض Empty Boş فارغا فرغ

So turn to Yönel, yaklaş 1 رغب غبفار Those who separate Ayıranlar, seçenler فرق فارقات

Part (imp, pl) with them (fm) Onlardan ayrılın 3 فرق نفارقوه

So fear (imp, pl) me Öyleyse benden korkun 1 رهب ونبهفار Skillfully Ustalıkla فره نيفاره

To succeed Başardı 1 فوز فاز- فوزي

They asked permission from you

Senden izin isterler 10 ئ أذنتفاسوكذن

Page 334: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

329

Then be receive good tidings Öyleyse müjdelenin 10 وا بشررشبتفاس So they raced Yarıştılar 8 قوا سبقبتفاس So let them race (imp) Yarışsınlar 8 بقوا سبقتفاس He responded Cevap verdi 10 جوب ابجتفاس You (pl) responded Cevap verdiniz, icabet ettiniz 10 م جوبتبجتفاس We responded Cevap verdik, icabet ettik 10 ا جوبنبجتفاس They preferred Tercih ettiler 10 وا حبببحتفاس He belittled them Küçümsedi 10 خفف فختفاس Then call witness (imp, pl) Şahit getirin 10 وا شهدهدشتفاس Then take shelter (imp) Öyleyse sığın 1 ذ عوذعتفاس He saved himself Namusunu korudu 10 عصم مصعتفاس So he asked him for help Ondan yardım istedi 10 غيث اثهغتفاس So he asked forgiveness Ve bağışlanma diledi 10 رغف فرغتفاس Then ask forgiveness Öyleyse bağışlanma dile 10 غفر رفغتفاس So they asked forgiveness Ve bağışlanma dilediler 10 وا غفرفرغتفاس Then ask forgiveness from him

Öyleyse ondan bağışlanma dileyin 10 غفر وهرفغتفاس

So it became thick, strong Kalınlaştı, sertleşti 10 لظ غلظغتفاس So ask (imp) them Onlara sor 1 هم فتوفتتفاس So be upright, straight (imp) Öyleyse dosdoğru ol 10 قوم مقتفاس So be upright, straight (imp, dual)

Öyleyse dosdoğru olun (ikil) 10 اف قوميمقتاس So be upright, straight (imp, pl)

Öyleyse dosdoğru olun 10 وا قوميمقتفاس Then you (pl) became arrogant

Sonra büyüklendiniz 10 م كربتركبتفاس Then they became arrogant Sonra büyüklendiler 10 وا كربركبتفاس So you (pl) profited Faydalandınız 10 متع متعتمتفاس So they profited Faydalandılar 10 وا متععتمتفاس So hold fast (imp) Sıkı tut, yapış 10 سك مسكمتفاس

Page 335: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

330

Listen (imp) Dinle 8 ع مسعمتفاس Listen (imp, pl) Dinleyin 8 وا مسععمتفاس So he established Yerleşti, kuruldu 1 ى سويوتفاس So prostrate (imp) O halde secde et 1 سجد دجفاس So prostrate (imp, pl) O halde secde edin 1 وا سجددجفاس Then run (imp, pl) Koşun 1 ا سعووعفاس Disobedient Yoldan çıkan, fasık فسق ققا -فاسفاس

Disobedient ones Fasıklar قون فسقفاس - نيقفاس

Disobedient ones Fasıklar فسق نيقفاس So insert (imp) Sok, al 1 لك سلكفاس So insert (imp, pl) Sokun 1 سلك لكوهفاس So follow (imp, fm) Gir, yürü 1 ي سلكلكفاس Listen (imp, pl) to me Beni dinleyin, işitin 8 مسع ونعمفاس Then bear witness (imp, pl) Şahit olun 1 وا شهددهفاش Endure (imp) Sabret 1 بر صربفاص Endure (imp, pl) Sabredin 1 وا صرببرفاص So proclaim (imp) Đlan et, açıkça söyle 1 ع صدعدفاص Then hunt (imp, pl) Avlanın 8 وا صيدطادفاص So overlook (imp) Hoşgör, affet 1 صفح فحفاص Those who separate, decide Ayıranlar, ayırt edenler فصل نيلفاص Then give (imp) them example, strike

O halde vur, misal ver 1 ضرب ربفاض Then give (imp) them example, strike

O halde vurun, misal verin 1 وا ضربربفاض Creator, splitter Yaratıcı, yaran فطر رفاط

Then feeding Doyurulması 4 ف طعماامطع So he looked Baktı 8 طلع فاطلع So purify yourselves Temizlenin 5 وا طهررفاطه

Page 336: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

331

So worship (imp) Kulluk et 1 عبد دبفاع So worship (imp) me Bana kulluk et 1 ني عبددبفاع So worship (imp) him Ona kulluk et 1 عبد هدبفاع So worship (imp, pl) Kulluk edin 1 وا عبددبفاع So worship (imp, pl) me Bana kulluk edin 1 عبد وندبفاع So worship (imp, pl) him Ona kulluk edin 1 عبد وهدبفاع So take (imp, pl) lesson Đbret alın 8 وا عرببرتفاع Then attack (imp, pl) Saldırın 8 وا عدودتفاع So we confessed Đtiraf ettik 8 ا عرففنرتفاع So they confessed Đtiraf ettiler 8 عرف رتفوافاع So keep away (imp, pl) Bırakın, uzak durun 8 زلوا عزلتفاع So keep away (imp, pl) from me

Beni bırakın, uzak durun 8 عزل زلونتفاع So drag (imp, pl) him Onu sürükleyin 1 عتل لوهتفاع So be just, fair (imp, pl) Adil olun 1 عدل دلوافاع Then I punish them Onlara azap ederim 2 ماف عذبهذبع Then forgive (imp) Affet 1 عفو ففاع Then forgive (imp, pl) Affedin 1 فوا عفوفاع That which does Yapan ل فعلفاع

So know (imp) that Bil ki 1 علم لمفاع So know (imp, pl) that Bilin ki 1 وا علملمفاع Those who do Yapanlar لون فعلفاع- نيلفاع

Those who do Yapanlar فعل نيلفاع Do (imp) Yap 1 ل فعلمفاع Then wash (imp, pl) Öyleyse yıkayın 1 فاغسلوا غسل Then forgive (imp) Öyleyse bağışla 1 فاغ غفررف Then open (imp) Öyleyse aç فتح حفافت

Page 337: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

332

Then separate (imp) Ayır 1 فرق قفافر Then make room Açılın, genişleyin 1 وا فسححفافس Do (imp, pl) Yapın 1 لوا فعلفافع Then kill (imp, pl) Öldürün 1 لوا قتلفاقت Then kill (imp, pl) them Onları öldürün 1 م قتللوهفاقت Then throw (imp) it Ve onu bırak, at 1 قذف يهففاقذ Then read (imp, pl) Okuyun 1 ءوا قرأفاقر Back breaking Bel kıran ة فقررفاق Then tell (imp) Anlat 1 ص قصصفاقص Then decree (imp) Öyleyse hüküm ver 1 فاقض قضي Then cut (imp, pl) Kesin 1 وا قطعفاقطع Bright yellow Parlak sarı فقع عفاق Then sit (imp, pl) Oturun 1 وا قعددفاقع So write (imp) us O halde bizi yaz 1 ا كتبنبفاكت So write (imp) him O halde onu yazın 1 كتب وهبفاكت Fruit Meyve ة فكههفاك

Those who enjoy Zevk edenler, eğlenenler ون فكههفاك- هنيفاك

Those who enjoy Zevk edenler, eğlenenler فكه هنيفاك Now Şimdi ise نفاال So, those who recite Okuyanlar تلو اتيالفالت So he picked him Onu aldı 8 لقط قطهفالت Then it swallowed him Onu yuttu 8 لقم هقمفالت So it met Birleşti 8 قى لقيفالت And seek (imp, pl) Arayın 8 وا ملسسمفالت That which parts, cleaves Yaran فلق قفال Then Allah O halde Allah فالله

Page 338: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

333

If it does not Öyle olmazsa فلما ن لما ف = In that case O takdirde افام

The test (imp, pl) them (fm) Onları imtihan edin, deneyin 1 حمن نوهنحتفام Then wipe (imp, pl) Mesh edin 1 وا مسححسفام Then walk (imp, pl) Yürüyün 1 وا مشوشفام Then grant (imp) Öyleyse ver 1 منن ننفام

That which perishes Fani فين فان

Gushed forth Fışkırdı 7 جبس تسجبفان So throw, inform (imp) At, bildir 1 بذ نبذفان So it withdrew Çekildi 8 نبذ ذتبتفان So spread (imp, pl) Yayılın 7 وا نشررشتفان So help (imp) Yardım et 8 نصر رصفانت Then wait (imp, pl) Bekleyin 8 وا نظررظتفان So we revenged Đntikam aldık 1 ا نقمنقمفانت So they refrained Vazgeçtiler 8 ي واهتفان So he refrained Vazgeçti 8 ي ىهتفان So it passed Sıyrıldı 7 سلخ لخسفان Then rise up (imp, pl) Kalkın 1 وا نشززشفان Then start, set Đşe başla 1 نصب بفانص So help (imp) us Bize yardım et 1 ا نصرنرفانص So they (dual) set out Yola çıktılar (ikil) 7 نطلقافا طلق So they (dual) set out Yola çıktılar (çğ) 7 فانطلقوا طلق So look (imp) Bak 1 نظر فانظر So look (imp, pl) Bakın 1 نظر وافانظر So look (imp, fm) Bak (dş) 1 نظر ظريفان So it gushed forth Fışkırdı 7 ت فجررفانفج

Page 339: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

334

Then pass (imp, pl) Geçip gidin, delin 1 فانفذوا فخو So advance (imp, pl) Savaşa gidin, ilerleyin 1 وا نفررفانف So it parted Yarıldı فلق فانفلق So they returned Geri döndüler 7 وا قلبفانقلب Indeed you Ve mutlaka sen فاكن So marry (imp, pl) Nikahlayın 1 وا نكححفانك So marry (imp, pl) them Onları nikahlayın 1 نكح نوهحفانك Then it collapsed Düştü, yıkıldı 7 هور ارهفان Mouth Ağız, ağzı فوه فاه Now get down (imp) Şimdi in 1 بط هبطفاه So avoid (imp) Uzak dur 1 هجر جفاهر So guide (imp, pl) them Ve onları iletin 1 م هديهودفاه Then take shelter Öyleyse sığının 1 ااف أويوااف - وو Then evil is that O halde ne kötü بأس فبئس They incurred Uğradılar 1 بوأ اؤفب Then, which O halde hangisi افبي He oppressed Ve azgınlık etti 1 ى بغيغفب Then why, for that reason O halde ne için, şunun için فبم Then why, for that reason O halde ne için, şunun için افبم He was bewildered Şaşırıp kaldı 1 ت هتفب Youth, young man Delikanlı اف فيتت

So he repented, accepted repentance

Ve tevbe etti, tevbesini kabul etti 1 توب ابفت

That which opens Açan, açıcı فتح احفت

His man servant Onun delikanlısı فيت اهفت Her man servant Onun (dş) delikanlısı ا فيتاهفت It bewilders them Ve onları şaşırtır 1 ت مهتهبفت

Page 340: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

335

Opening, victory Fetih, zafer, açma فتح حا - فتحفت

To open, give victory Açtı, zafer verdi 1 فتح حفت - حفتي

It was opened Açıldı (dş) 1 فتح تحفت

We opened Açtık 1 ا فتحنحفت

They opened Açtılar 1 وا فتححفت Interval Devir, dönem فتر ةرفت

We separated the two O ikisini ayırdık 1 ا فتقماهقنفت We tested Đmtihan ettik 1 ا فنتنفت

So they called each other Birbirine seslendiler 6 ا ندووادنفت So they disputed Çekiştiler 6 وا نزععازنفت We tested you Seni imtihan ettik 1 فنت اكنفت We tested him Onu imtihan ettik 1 فنت اهنفت Test, trial Đmtihan, deneme, fitne ة فنتنتف

Your trial, temptation Senin fitnen فنت كتنتف Your (pl) trial, temptation Sizin fitneniz فنت كمتنتف You tested Kötülük ettiniz 1 م فنتنتفت

You were tested Đmtihan edildiniz 1 م فنتنتفت

His trial, test Onun imtihanı فنت هتنتف

Their trial, test Şaşırtılmaları, mazeretleri فنت مهتنتف

They persecuted Đşkence ettiler 1 وا فنتنفت

They were persecuted Đşkence edildiler 1 وا فنتنفت

Trial, test Đmtihan, deneme ونا فنتفت

Youth, young Genç ى فيتفت

Maid servant Hizmetçi kız اة فيتيفت

Your (pl) maid servants Genç kızlarınız يتف كماتيفت Two young men Gençler, hizmetçiler ان فيتيفت

Page 341: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

336

His men servants Gençleri, hizmetçileri فيت انهيتف

Youths, young men Gençler ة فيتيتف

Hair on a date seed Hurma çekirdeğinin lifi يال فتلفت There Orada, orası ف مثمثم

Broadness, broad way Genişlik فجج فج

Broad, wide Geniş اجا فجججف

Wicked ones Facirler, günahkarlar فجر ارفج

Dawn Fecir ر فجرفج

Wicked ones Facirler, günahkarlar ة فجررفج

It was made gush forth Fışkırtıldı 2 فجر ترفج

We made gush forth Fışkırttık 2 ا فجرنرفج

Open space Geniş yer فجو ةوفج

Wickedness Bozukluk فجر ورفج

Its wickedness Onun bozukluğu ا فجرهورفج Immoral Ahlaksız, fuhuş اء فحششفح Pottery, baked clay Pişmiş çamur ار فخرفخ Boastful Övünen فخر ورفخ

Ransom Fidye اء فديدف

Ransom Fidye ة فدييفد

We ransomed him Ona fidye verdik 1 فدي اهنيفد

Then the owners of O halde sahipleri فذو فدي

Sweet Tatlı su فرت اتا -فراتفر

Alone Tek başına ى فردادا -فرادفر Fleeing Kaçış فرر اررا -فاررف

Moths Pervaneler اش فرشفر

Couch, mattress Yayılan, yatak اشا فرشرف

Page 342: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

337

Then he turned Sonra gizlice gitti 1 اغ روغفر

Separation Ayrılık فرق اقرف

It fled Kaçtı (dş) 1 فرر تفر

Dung Fışkı فرث ثفر

Private parts, chastity Edep yeri, ırz, namus فرج جفر

Is cleft asunder Yarıldı (dş) 1 فرج تفرج

Her chastity Edep yeri ا فرجهجفر Rejoicing Sevinçli فرح فرح

To rejoice Sevindi 1 ف فرح رح - حفري They rejoiced Sevindiler 1 وا فرحفرح

Those who rejoice Sevinenler ون فرحفرح- نيفرح

Those who rejoice Sevinenler فرح نيفرح Alone Tek başına دا فردفر

Firdaws paradise Firdevs cenneti سودرف

I fled Kaçtım 1 فرر ترفر

You (pl) fled Kaçtınız 1 فرر مترفر

Mattresses, couches Döşekler ش فرشفر

Spread Sergi, yaygı شا فرشفر

We spread Döşedik 1 ا فرشنشفر

We spread it Onu döşedik 1 ا فرشاهنشفر To ordain, make obligatory Farz kıldı, vazife kıldı 1 فرض ضفر

You (pl) specified Belirlediniz, farz kıldınız 1 فرض متضفر

We ordained, made obligatory

Belirledik, farz kıldık 1 ا فرضنضفر

We ordained it Onu farz kıldık 1 ا فرضاهنضفر Excess Aşırılık طا فرطفر

I neglected Kusur ettim 2 فرط طتفر

Page 343: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

338

You (pl) neglected Kusur ettiniz 2 فرط مطتفر

We neglected Kusur ettik 2 ا فرططنفر

Branch Dal فرع عفر

Its branches Onun dalları ا فرعهعفر Pharaoh Firavun نوعرف

He finished Đşi bitti, boş kaldı 1 غ فرغفر

You finished Boş kaldın 1 فرغ غتفر

He separated, divided Ayırdı, yardı 1 فرق قفر

He differentiated Fark gözetti 2 فرق قفر

Part Parça ق فرقرف

Separation Ayırma قا فرقفر

That which separates right from wrong

Doğruyu yanlışı ayırt eden قان فرقا -فرقانفر

You differentiated Fark gözettin, ayırdın 2 فرق قتفر

I differentiated Fark gözettim, ayırdım 2 فرق قتفر

Group, sect Fırka, grup فرق قةرف

We separated Ayırdık, yardık 1 ا فرققنفر

We separated it Onu ayırdık, yardık 1 فرق اهقنفر They separated Ayırdılar 1 قوا فرقفر

Then a pledge Öyleyse bir rehin ان رهنفره Flee (imp, pl) Koşun, kaçın 1 وا فرررف

Rifts Çatlak وج فرجفر

Their modesty Onların ırzları, edep yerleri فرج مهوجفر Their (fm) modesty

Onların (dş) ırzları, edep yerleri

فروجهن فرج Then rest Ve rahatlık روح حوفر Amazing thing Çirkin, tuhaf ا فريفري

Obligation Görev, mehir ة فرضفريض

Page 344: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

339

Group, sect Bölük, grup, fırka فرق فريقا - فريق

Two groups Đki grup فرق ن -فريقانفريقي

Two groups Đki grup ن فرقفريقي Terror, fear Korku فزع عفز

Fear is removed Korkusu giderildi 2 فزع عفز

To fear Korktu 1 فزع فزع- عفزي They feared Korktular 1 وا فزعفزع

Then ask (imp) Öyleyse sor 1 ئل سألفس Then ask (imp) him Öyleyse ona sor 1 سأل ئلهفس Then ask (imp, pl) Öyleyse sorun 1 ئلوا سألفس Then ask (imp, pl) them Öyleyse onlara sorun 1 م سألئلوهفس Then ask (imp, pl) them (fm) Öyleyse onlara (dş) sorun 1 سأل نئلوهفس Then evil it is O halde ne kötü 1 اء سوأفس Corruption Bozgunculuk, fesat فسد ادا - فسادفس

It flowed Ve aktı, sel oldu 1 سيل التفس So he drew lots Ve kura çektiler 3 همس ماهفس He made room Yer açtı 1 فسح حفس

It corrupted Fesada gitti, bozuldu 1 فسد تدفس

They (dual) corrupted Fesada gitti, bozuldu (ikil) 1 ا فسدتدفس

Disobedience Fısk, günah فسق قسقا -فسف

To disobey Günah işledi, isyan etti 1 فسق قفس- قفسي

We drove them Onu sevk ettik 1 سوق اهقنفس They disobeyed Günah işlediler 1 قوا فسقفس So he gave water Ve suladı, su verdi 1 قى سقيفس Sins Fısklar, günahlar فسق وقفس

He fashioned, proportioned Düzenledi, düzeltti 1 ى سويوفس

Page 345: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

340

He lost courage Çözüldü, korktu 1 ل فشلفش

You (pl) Çözüldünüz, korktunuz 1 فشل ملتفش

Separation, deciding Ayırma ال فصلصاال -فصف

His separation Ayırılması فصل الهصف Then slapped Ve tokat attı 1 صكك كتفص He explained Açıkladı 2 ل فصلفص

So pray (imp) Öyleyse namaz kıl 2 ل صلوفص

To separate, decide Ayırdı, ayrıldı 1 ل فصلل -فصفصي She separated, set out Ayırdı, ayrıldı 1 فصل لتفص It was explained Açıklandı 2 فصل لتفص

We explained Açıkladık 2 ا فصللنفص

We explained it Onu açıkladık 2 فصل اهلنفص So he prayed Ve namaz kıldı 2 لى صلوفص

His family Ailesi فصل هيلتفص

Silver Gümüş فضض ةضف

He granted favor, preferred Üstün kıldı, nimet verdi 2 فضل لفض

It was preferred Üstün kılındı 2 ل فضلفض

Grace, bounty Fazl, ihsan ل فضلال -فضفض

I preferred you (pl), granted you favor

Sizi üstün kıldım, nimet verdim

فضلتكم فضل 2

He preferred you (pl), granted you favor

Sizi üstün kıldı, nimet verdi 2 فضل لكمفض He preferred us, granted us favor

Bizi üstün kıldı, nimet verdi 2 ا فضللنفض We preferred them, granted them favor

Onları üstün kıldık 2 فضل ماهلنفض His grace, bounty Onun fazlı فضل لهفض Then they deviated Ve saptılar 1 لوا ضللفض

They were preferred Üstün kılındılar 2 لوا فضلفض

So it circulated Ve sardı, dolaştı 1 طوف فطاف

Page 346: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

341

He created, split Yarattı, yardı 1 فطر فطر

Creation Yaratış, yaratılış ة فطرطرف- تطرف

He created you (pl) Sizi yarattı 1 فطر كمفطر He created us Bizi yarattı 1 ا فطرنفطر He created me Beni yarattı 1 ني فطرفطر He created them (fm) Onları (dş) yarattı 1 فطر نهفطر So he began Ve başladı 1 طفق قفطف

Flaw, crack Çatlak فطور فطر

Rude Sert, kaba فظا فظظ

So you (pl) remained Ve kaldınız 1 ظول مفظلت

That which does Yapan, çok ve kuvvetli yapan ال فعلفع

It was done Yapıldı 1 ل فعلفع

Action, deed, verb Fiil ل فعلعف

To do Yaptı 1 ل فعلل -فعفعي

She did Yaptı (dş) 1 فعل لتفع

You did Yaptın 1 فعل لتفع

You did it to you Sana yaptın 1 فعل كلتفع You (pl) did Yaptınız 1 فعل ملتفع

I did it Onu yaptım 1 فعل هلتفع I did it Onu yaptım 1 ا فعلهلتفع They (fm) did Yaptılar (dş) 1 فعل لنفع

We did Yaptık 1 ا فعللنفع

He did it Onu yaptı 1 فعل لهفع They did Yaptılar 1 لوا فعلفع

They did it Onu yaptılar 1 فعل لوهفع He missed, lost Kaybetti 1 فقد فقد

Page 347: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

342

Indeed, surely Muhakkak, gerçekten فقد

Poverty Fakirlik فقر فقر

Poor ones Fakirler اء فقرفقر

Then fall down (imp, pl) Düşün, kapanın 1 وا قعوفقع

He understand Anladı 1 فقه فقه

Poor Fakir فقر ريا -فقريفق Freeing Serbest bırakma, çözme فكك فك

To ponder Tefekkür etti, düşündü 2 فكر فكر- فكري Then not, do not Öyleyse değil, öyleyse yapma فال Surely I will cut Mutlaka keseceğim 1 فال قطعنقطع For his mother Annesine, annesi için أمم افلهم Such person Filan kişi افالن

For yourselves Kendiniz için فسكم نفسانفل For themselves Kendileri için نفس فسهمانفل Then evil is that Ne kötü بأس فلبئس So let him stand (imp) Dikilsin, ayakta dursun 1 قوم قمفلت

He succeeded Başarılı oldu, kurtuldu 1 فلح فلح

And it will Ve olacak فوفلس Surely you would recognize them

Mutlaka sen onları tanırdın, bilirdin 1 م عرفهفترفلع

And maybe you Ve ola ki sen لكفلع And curse Ve lanet ة لعننفلع To cleave, part Yardı فلق فلق

Dawn Şafak فلق فلق

They would fight you Sizinle savaşırlardı 3 لوكم قتلفلقات Orbit Yörünge فلك فلك

Ship Gemi فلك فلك

Page 348: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

343

Then for Allah Öyleyse Allah için لهفل Then, that time O zaman افلم

And they touched it Ona dokundular 1 ملس وهسفلم Then it will not O halde olmayacak فلن Indeed we bring you, will bring you

Mutlaka sana getiririz, getireceğiz 1 أيت افلنكنيت

Indeed we bring them, will bring them

Mutlaka onlara getiririz 1 أيت مافلنهنيت Surely we will make him live Mutlaka onu yaşatacağız 4 حيي هنييحفلن So we will surely make (them) taste

Mutlaka tattıracağız 4 ذوق يقنذفلن We will surely ask Mutlaka soracağız 1 سأل ئلنسفلن So an excellent Ne güzel نعم مفلنع For himself Kendisi için نفس فسهنفل We will surely tell Mutlaka anlatacağız 1 قصص نقصفلن We will surely inform Mutlaka haber vereceğiz 4 نبأ ئنبنفلن We will surely turn you Seni mutlaka yönelteceğiz 2 ويل كنليوفلن Then if Eğer فلو Then if not O halde olmasaydı الفلو Let him pay (imp) Ödesin 2 أدي دؤفلي

Let him believe (imp) Đman etsin 4 أمن نمؤفلي

Let him come (imp) Gelsin, getirsin 1 أيت افليت

Let him come (imp) to you Size gelsin 1 أيت افليكمت Let him come (imp) to us Bize gelsin 1 أيت اافلينت

Let them come (imp, pl) Gelsinler 1 أيت واافليت

Let him eat (imp) Yesin 1 أكل كلافلي

They will surely cut off Mutlaka yararlar, yaracaklar 2 بتك تبفليكن

So let them be righteous (imp, pl)

Sakınsınlar, korunsunlar 8 قوا وقيتفلي

So let him aspire (imp) Đmrensin, yarışsın 6 افس نفسنتفلي

Page 349: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

344

So let him put his trust (imp) Tevekkül etsin 5 كل وكلوتفلي

Let him beware (imp) Sakınsın, çekinsin 1 ذر حذرحفلي

So let him pray, call (imp) Çağırsın, dua etsin 1 دعو عدفلي

So let them taste (imp, pl) Tatsınlar 1 ذوقو ذوقفلي

So let them taste (imp, pl) it Onu tatsınlar 1 ذوق ذوقوهفلي So let them ascend (imp, pl) Çıksınlar, yükselsinler 8 قوا رقوترفلي

Then not Ve değil سفلي

Let them ask permission (imp, pl)

Đzin istesinler 10 أذن تسواافلينذ

Let them respond (imp) Cevap versinler 10 وا جوبجيبتسفلي

So let him be chaste (imp) Đffetli olsun 10 عفف ففعتسفلي Then let them pray (imp, pl) Namaz kılsınlar 2 لوا صلوصفلي

So let him fast (imp) in that Onda oruç tutsun 1 صوم همصفلي

Then let them laugh (imp, pl) Gülsünler 1 كوا ضحكحضفلي

So let them worship (imp, pl) Đbadet etsinler, kulluk yapsınlar

فليعبدوا عبد 1

Surely he knows Mutlaka bilir 1 علم نلمعفلي So let him do (imp) Yapsın, işlesin 1 ل عملمعفلي

So let them change (imp, pl) Değiştirsinler 2 ن غريريغفلي

Let them rejoice (imp, pl) Sevinsinler 1 وا فرححفرفلي

Let him fight (imp) Savaşsın 3 ل قتلقاتفلي

So let him write (imp) Yazsın 1 كتب بكتفلي

Then let him deny (imp) Kafir olsun 1 كفر كفرفلي

Then let them be (imp, pl) Olsunlar 1 ك كونوافليون

So let him cast (imp) it Onu bıraksın, atsın 4 لقي هلقفلي

Surely he extends Uzatır 1 مدد ددمفلي

Then let him dictate (imp) Yazdırsın 4 ل ملللمفلي

So let him look (imp) Baksın 1 نظر نظرفلي

Page 350: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

345

So let him spend (imp) Đnfak etsin 4 نفق قنففلي

Then what O halde ne افم Then what O halde ne اذافم What is for it, what is happening to it

Neyi var الفم

So those who fill Dolduranlar, dolduracaklar ئون مألالفم Then grant (imp) O halde bağışla 1 وهب بفه He understood Anladı 1 فهم فهم

He made him understand Anlamasını sağladı 2 فهم مفه We made him understand Anlaşılmasını sağladık 2 ا فهمنمفه

We made him understand it Onun anlaşılmasını sağladık 2 ا فهماهنمفه Heart, bosom Kalp, sine فوءاد فأد

Immoralities Ahlaksızlıklar فحش شاحفو

Delay Gecikme اق فوقفو

Fruits Meyveler, yemişler فكه هاكفو

Escape Kaçma فوت تفو Group, crowd Bölük, grup, dalga فوج جا -فوجفو

Suddenly Aniden ر فورفو

And by my Lord Rabbime andolsun 1 ربب برفو And by your Lord Rabbine andolsun 1 ربب كبرفو Suddenly they Onlar aniden فور مرهفو Success Başarı فوز زا - فوزفو

Then he pays in full Ve onu tam öder 2 ويف فاهفو Above, over Yukarı, üst فوق قفو

So he protected him Onu korudu 1 وقي قاهفو So he protected them Onları korudu 1 وقي مقاهفو Above you Üstünüz فوق كمقفو

Page 351: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

346

Above him Onun üstü فوق هقفو Above her, it Onun (dş) üstü ا فوقهقا - فوقهفو Above them Onların üstü فوق مقههم -فوقفو Above them (fm) Onların (dş) üstü فوق هنقفو Then turn (imp) to Öyleyse yönünü dön 2 ل ويلفو

Then turn (imp, pl) to Öyleyse yönünüzü dönün 2 لوا ويلفو

Garlic Sarımsak فوم مفو

Its garlic Onun sarımsağı ا فومهفوم Then woe Öyleyse yazıklar olsun ل ويليفو

In, into Đçinde, içine يف

In you (pl), among you Sizde, içinizde يكمف

And it becomes Ve olur 1 كونف كوني Elephant Fil يل فيلف

In what Neyde يمف

In what Neyde ايمف

In us, among us Bizde اينف

In him, into him Onda, onun içinde يهف

In her, into her Onda, onun içinde ايهف

In them, among them Onlarda, onların içinde يهمف

In them (dual) Onlarda, onların içinde (ikil) يافهم In them (fm), among them Onlarda, onların içinde (dş) يهنف

Then it is revealed O halde vahyolunur 4 وحي ىوحفي

Page 352: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

347

قThat which says Söyleyen, diyen ل قولقائ

Sleeping at noon Kaylule yapanlar, öğle uykusu uyuyanlar لون قيلقائ

Those who say Söyleyenler قول نيلقائ

That which stands Ayakta duran قوم مقائ Standing Ayakta durarak ما قومقائ

Standing Ayakta duran ة قوممقائ Those who stand Ayakta duranlar ون قوممقائ- نيمقائ

Those who stand Ayakta duranlar قوم نيمقائ

Distance Aralık, mesafe قوب قاب

Acceptor Kabul eden قابل قبل

Fight (imp) Savaş (emir) 3 ل قتلقات

To fight Savaştı 3 ل قتلل -قاتقاتي

Fight (imp, dual) Savaşın (ikil) 3 ال قتلقات He fought you (pl) Sizinle savaştı 3 قتل لكمقات He fought them Onlarla savaştı 3 قتل ملهقات They fought Savaştılar 3 لوا قتلقات Fight (imp, pl) Savaşın 3 لوا قتلقات

They fought you (pl) Sizinle savaştılar 3 قتل لوكمقات Fight (imp, pl) them Onlarla savaşın 3 قتل ملوهقات Able, capable, powerful Kâdir, kudretli قدر رقاد

Capable, powerful (pl) Kâdir olanlar, kudretliler ون قدررقاد- رينقاد

Capable, powerful (pl) Kâdir olanlar, kudretliler قدر رينقاد Striking calamity Felaket, kapı çalan ة قرعقارع Qarun Karun ونقار

Unjust ones Adaletsiz olanlar طون قسطقاس

Page 353: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

348

He swore Yemin etti 3 قسم مقاس

He swore to them (dual) O ikisine yemin etti 3 ا قسممهمقاس Hardness Katılık ة قسويقاس

Easy Kolay دا دقصقاص

Companions of modest gaze Bakışlarını kısaltmış eşler قصر اترقاص

Hurricane Fırtına فا قصفقاص That which decrees Hüküm veren قاض قضي

End Son, işi bitiren ة قضييقاض

That which cuts, decides Kesip atan, karalaştıran ة طعقعقاط

Level Düz, dümdüz ا قوعقاع Sitting Oturarak دا قعدقاع Those who sit Oturanlar ون قعددقاع- يندقاع

Those who sit Oturanlar قعد يندقاع To say Dedi, söyledi 1 قول -قال قولي

They (dual) said Dediler (o ikisi) 1 قاال قول

She said Dedi (dş) 1 قول قالت

They (fm, dual) said Dediler (ikil, dş) 1 ا قولقالت

He said to her Ona (dş) dedi 1 ا قولقاله They said Dediler 1 قالوا قول

Those who detest Kızanlar, nefret edenler قلي نيقال To stand up Ayağa kalktı 1 قوم قام- قومي They stood up Kalktılar 1 وا قومقام

Obedient Đtaatkâr قنت ا -قانتقانت

Obedient women Đtaatkâr kadınlar قنت اتإ قانت- اتقانت Obedient men Đtaatkâr erkekler ون قنتقانت- نيقانت

Obedient men Đtaatkâr erkekler قنت نيقانت

Page 354: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

349

Those who despair Ümitsiz olanlar قنط نيقانط Satisfied, content Kanaatkar قنع قانع

Subjugator Her şeye gücü yeten قهر رقاه Subjugators Gücü yetenler ون قهررقاه

Tribes Kabileler ا قبللقبئ

His grave Onun kabri قرب رهقب Burning brand Kor, ateş س قبسقب

Grasping Yakalama ضا قبضقب

I grasped, pulled Tuttum, çektim 1 قبض تضقب

Handful, in hand Avuç, elinde ة قبضضقب

His hand Onun eli, avucu قبض هتضقب We grasped, pulled Tutuk, çektik 1 قبض اهنضقب

Resistance Mukavemet ل قبلبق Before Önce ل قبلل -قبل -قبقب

Front, face Ön, karşı ال قبلقب

Direction of prayer Kıble لة قبلبق

Your direction of prayer Senin kıblen قبل كلتبق Their direction of prayer Onların kıblesi قبل مهلتبق- هملتبق Towards you Sana doğru قبل لكبق Before you Senden önce ك قبللقب- لكقب

Before you (pl) Sizden önce قبل كملقب Before us Bizden önce قبل لاقبن

Before him Ondan önce قبل لهقب- هلقب

Before her Ondan (dş) önce ا قبلهلقب

Before them Onlardan önce م قبللههم -قبلقب Before me Benden önce ي قبللقب

Page 355: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

350

Graves Kabirler قرب ورور - قبقب

Acceptance Kabul ولق قبلب

Face to face Ön, karşı قبيال قبل

His tribe Kabilesi قبل قبيله

Fighting, war, battle Savaş ال قتلتاال -قتق

Dust Toz قتر رقت

Darkness Karanlık ة قتررقت

He was killed Öldürüldü 1 ل قتلقت

Killing Öldürme ل قتلل - قتقت

To kill Öldürdü 1 ل قتلل -قتقتي

You killed Öldürdün 1 قتل لتقت I killed Öldürdüm 1 قتل لتقت She was killed Öldürüldü (dş) 1 قتل لتقت You (pl) killed Öldürdünüz 1 قتل ملتقت You (pl) were killed Öldürüldünüz 1 قتل ملتقت You (pl) killed them Onları öldürdünüz 1 قتل موهملتقت We killed Öldürdük 1 ا قتللنقت He killed him Onu öldürdü 1 قتل لهقت He killed them Onları öldürdü 1 قتل ملهقت Their killing Onların öldürmesi قتل لهقتم - هملقت They killed Öldürdüler 1 لوا قتلقت They were killed Öldürüldüler 1 لوا قتلقت They were massacred Katledildiler 2 لوا قتلقت

They killed him Onu öldürdüler 1 قتل لوهقت Murdered ones Öldürülenler لى قتلقت

Stingy, niggardly Çok cimri ورا قترقت

Page 356: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

351

Its cucumber Onun salatalığı ا قثأهثائق Indeed, surely, certainly Mutlaka, gerçekten andolsun قد

He tore Yırttı 1 قدد قد It was torn Yırtıldı 1 قدد قد

She tore Yırttı (dş) 1 قدد تقد

Striking Vuran, çarpan ا قدححقد Different, in slices Farklı, dilim dilim 1 دا قدددق

Measure precisely Ölçülü yap 2 قدر رقد Determined Takdir edildi 1 قدر رقد

Measure, value, means Ölçü, miktar, kader قدر رر - قدقد – ررا - قدقد

Appraisal, value, measure Kader, ölçü, kıymet قدر رر – قدقد – ررا - قدقد To decree, have power, measure, restrict

Karar verdi, kadir oldu, ölçtü, azalttı

يقدر -قدر قدر 1

To determine, plot Tayin etti, ölçtü 2 قدر رقد- رقدي We decreed Takdir ettik 1 ا قدرنرقد

We determined Takdir ettik 2 ا قدرنرقد

We determined it Onu takdir ettik 2 قدر اهنرقد We determined it Onu (dş) takdir ettik 2 ا قدراهنرقد His power, Gücü, kudreti قدر هرقد He determined it Onu takdir etti 2 قدر هرقد His value, measure Onun kadri, kıymeti قدر هرقد- رهقد Its (her) measure, value Onun takdiri, ölçüsü ا قدررهقد They determined Takdir ettiler 2 و قدررقد

They appraised Kadrini bildiler 1 قدر رواقد

They determined it Onu takdir ettiler 2 ا قدروهرقد Holy, sacred Kutsal, mukaddes س قدسقد

Foot Ayak قدم مقد

Page 357: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

352

Position Kademe, makam قدم مقد

To proceed, precede Yöneldi, öne geçti 1 قدم مقد - مقدي To send forth Đleri gönderdi, önden gönderdi 2 قدم مقد - مقدي

You sent forth Önden gönderdin 2 قدم تمقد

She sent forth Đleri gönderdi, önden gönderdi 2 قدم تمقد I sent forth Önden gönderdim 2 قدم تمقد You (pl) sent forth Önden gönderdiniz 2 قدم قدمتم

You (pl) sent it forth Onu önden gönderdiniz 2 قدم وهمتمقد We proceeded Vardık, geçtik 1 ا قدمنمقد

They sent forth Önden gönderdiler 2 وا قدممقد

Send forth (imp, pl) Önden gönderin 2 وا قدممقد

Cooking pots Kazanlar ور رقدقد

Holy One Kuddûs, mukaddes قدس وسقد All-Powerful Kadîr, her şeye gücü yeten قدر يرا -قديرقد Old, ancient Eski قدم ميقد

To throw, cast Koydu, attı 1 قذف قذف - فقذي

We cast Attık 1 ا قذفقذفن

We cast him Onu attık 1 ا قذفاهقذفن It was read Okundu 1 قرأ قرئ

To read Okudu 1 قرأ اقر - قراي Quran Kur'an ان قرأالقر Quran, reading Kur'an, okuma ان قرأا -قرانقر Its reading Onun okunması قرأ هانقر You read Okudun 1 ا قرأقرت

Firmness, stability Karar, sağlamlık قرر ارا -قرارقر

Papers Kağıtlar قرطس يساطقر

Page 358: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

353

We read it Onu okuduk 1 قرأ اقراهن He read it Onu okudu 1 قرأ اقره They (dual) offered Kurban sundular (ikil) ا قرببقر

Means of closeness Yakınlıklar قرب اتبقر

Sacrifice Kurban قرب انبا - قرانبقر

Closeness Yakınlık ة قرببقر

We brought it close Onu yaklaştırdık قرب اهنبقر

He brought it close Onu yaklaştırdı قرب هبقر

Close ones, relatives Yakınlık, yakınlar ى قرببقر

Comfort Aydınlık ة قررقر- ةقر - تقر Comfort of eyes Gözlerin aydınlığı ن قررية اعقر

Comfort of eye Göz aydınlığı ن قرريع تقر

Wound, injury Yara قرح حقر Monkeys Maymun قرد رةقة - ددرق Loan Ödünç ا قرضضقر Paper Kâğıt طاس قرطسرق Generation, period Nesil, zaman قرن نا -قرنقر

Companions Yakın arkadaşlar اء قرننقر Two generations Đki zaman, iki nesil ن قرنينقر

Menstruation periods Adet dönemi (çoğul) ء أقروقر

Generations Nesiller, çağlar ون قرنا - قرونقر

Let it comfort Aydın olsun ي قررقر

Towns, cities Köyler, şehirler ى قريى -قرقر Close, near Yakın قرب ا -قريبقريب

Town, city Köy, şehir ةق قريير

Your town Senin şehrin قري كتيقر

Page 359: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

354

Your (pl) town Şehriniz قري كمتيقر Our town Şehrimiz ا قرينتيقر Two towns, cities Đki şehir ن قرييتيقر

Quraish Kureyş aşireti شيقر Companion Arkadaş, nesil قرن اقر - قرينين

His companion Arkadaşı قرن هقرين It hardened Sertleşti, katılaştı 1 قسو تقس Justice Adalet ط قسطسق - طسق

Balance Kıstas, denge طاس سقسطسق

Oath Yemin قسم مقس

To distribute Böldü, dağıttı 1 قسم مقس- قسمي Share, division Kısmet, pay ة قسممسق

We distributed Paylaştırdık 1 ا قسمنمقس

Hardness Sertlik, katılık ة قسووقس

Lion Aslan قسر ةروقس Priests Keşişler, papazlar قسس يسنيسق He narrated Anlattı 1 قصص قص

Legal retribution Kısas قصص اصصق - اصصق Direction Yön, istikamet قصد دقص

Palace, fortress Saray, köşk ر قصرور -قصقص Narration, story Kıssa, hikaye قصص صقص

Retracing Geri dönme ا قصصصقص

We narrated Anlattık 1 ا قصصنصقص

We narrated them Onları anlattık 1 قصص ماهنصقص Their story Onların kıssası قصص همصقص We shattered Helak ettik 1 ا قصمنمقص

Page 360: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

355

Farther, far side Uzak taraf ا قصووى - قصوقص Palaces, fortresses Saraylar, köşkler ورا قصرقص

Remote Uzak ا قصويقص

Follow his trace Đzini takip et 1 قصص يهقص

To decree, execute Karar verdi, icra etti 1 ا قضيي - قضقضي He killed Öldürdü 1 قضي على ىقض He decreed, executed Onu icra etti, yaptı 1 ا قضياهقض He completed them Onları icra etti, yaptı 1 قضي ناهقض Green fodder Yonca, otlak با قضبقض

They decreed, executed Đcra ettiler 1 ا قضيوقض

It was decreed Đcra edildi 1 قضي يقض To decree, execute Karar verdi, icra etti 1 ى قضيي - قضقضي

He killed Öldürdü 1 قضي لى ىقضع

We decreed, executed Đcra ettin 1 قضي تيقض

I decreed, executed Đcra ettim 1 قضي تيقض

It was decreed, executed Đcra edildi 1 قضي تيقض You decreed, executed Đcra ettiniz, yaptınız 1 م قضيتيقض

We decreed, executed Yaptık 1 ا قضينيقض

Share Pay ط قططق Molten copper Erimiş bakır طر قطرا - قطرق

Tar Katran قطر انرقط

He cut, divided Kesti 2 قطع قطع

It was cut Kesildi 1 قطع عقط

Part, portion Kısım, parça قطع طعطع – قا - قطعق To cut Kesti 1 قطع قطع - قطعي It was cut Kesildi 1 قطع تقطع

Page 361: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

356

You (pl) cut Kestiniz 1 م قطعتقطع

They (fm) cut Kestiler (dş) 1 قطع نقطع

We cut Kestik 1 ا قطعنقطع

We cut, divided Kestik 2 ا قطعنقطع

We divided them Onları kestik 2 قطع ماهنقطع Membrane of date seed Hurma çekirdeğindeki nokta ر قطمريطمق Our share Payımız ا قطططنق

Clusters Salkım ف قطفقطو Its clusters Onların salkımı ا قطفقطوفه To sit, stay back Oturdu, geride kaldı 1 قعد دقع - دقعي

They sat Oturdular 1 وا قعددقع Fall down (imp, pl) Düşün, kapanın 1 وا وقعقع

Sitting Oturma قعد ودقع

Sitting Oturarak ودا قعدقع

Seated Oturan قعد يدقع

We followed, sent after Takip ettirdik, arkasından gönderdik

قفينا قفو 2

Say (imp) De, söyle 1 قل قول

Became little Az oldu 1 قل قلل

Garlands Kurbanlık nişanları قلد دقالئ

Heart Kalp قلب قلب- قلوب Your heart Kalbin قلب قلبك His heart Onun kalbi قلب هقلب- هقلب- قلبه Her heart Onun (dş) kalbi ا قلبقلبه They turned Çevirdiler 2 وا قلبقلب

My heart Kalbim قلبى قلب Two hearts Đki kalp ن قلبيقلب

Page 362: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

357

You said Dedin 1 قول قلت

I said Dedim 1 قول قلت

You (pl) said Dediniz 1 م قل قولت I said it Onu dedim 1 قول هقلت Pen Kalem قلم قلم - قلم

They (fm) said Dediler (dş) 1 قول قلن

We said Dedik 1 ا قولقلن

Hearts Kalpler قلب قلوب

Your (pl) hearts Kalpleriniz كم قلبقلوبكم -قلوب Your (dual) hearts Đkinizin kalpleri ا قلبكمقلوب Our hearts Kalplerimiz ا قلبنا - قلوبنا -قلوبقلوبن Their hearts Onların kalpleri م قلبهم -قلوبهقلوبهم -قلوب Their (fm) hearts Onların (dş) kalpleri قلب قلوبهن He got displeased Kızdı, darıldı قلى قلي

Few, small Az يل قلليال -قلقل

Few, small Az يلة قللقل Few, small Az يلون قللقل

Stand (imp) up Kalk 1 قوم قم

You stood up Kalktınız 1 قوم متقم

Moon Ay قمر را -قمرقم

Distressful Çetin, zor ا قمطرطريرقم Lice Bit ل قملقم Shirt Gömlek ص قمصيقم His shirt Onun gömleği قمص هيصقم- هيصقم- هيصقم My shirt Benim gömleğim ي قمصيصقم Protect (imp) us Bizi koru 1 ا وقينق

Page 363: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

358

Heaps Hazine, yığın, kantarlar نطار قنطرق Heap Kantar, yük, hazine نطارا قنطرق

They despaired Ümit kestiler 1 طوا قنطقن

Cluster Salkım ان قنوونق Despairing Ümitsiz وط قنطقن

Irresistible Kahhar, isteğini yaptıran قهر ارقه

Protect (imp) them Onları koru 1 وقي همق

Protect (imp, pl) Koruyun 1 قوا وقي

Crystals Billurlar قرر اريرقو

Foundations, old women Temeller, yaşlı kadınlar قعد داعقو Moderate Orta اما قومقو

Protectors, custodians Yöneticiler, koruyucular قوم ون قوام - نيامقو

Steadfast Sebatkarlar, koruyucular قوم نيامقو Power, strength Kuvvet, güç ة قويقو Your (pl) power, strength Kuvvetiniz قوي كمتقو You (pl) were fought Sizle savaşıldı 1 قتل ملتقوت

They were fought Onlarla savaşıldı 1 لوا قتلقوت

Two bows Đki yay ن قوسيسقو

Word Söz ل قولال -قوقو

Say (imp, dual) Deyin (ikil) 1 قولا قول

Your word Senin sözün قول كلقو Your (pl) word Sizin sözünüz لكم قوللكم -قوقو Our word Bizim sözümüz ا قوللنقو His word Onun sözü قول لهقو Her word Onun (dş) sözü ا قولهلقو Their word Onların sözü م قوللهم - قولههم -قولقو

Page 364: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

359

Say (imp, pl) Deyin 1 قولوا قول

My word Sözüm ي قوللقو

Say (imp, fm) De (dş) 1 يق قولول People, nation Kavim, millet قوم ما -قومقو

Your people Senin kavmin قوم كمقو - كمقو- كمقو Your (dual) people Đkinizin kavmi ا قومكممقو Our people Kavmimiz ا قومنما -قونمقو His people Onun kavmi قوم مقو ه- همقو - همقو Her people Onun (dş) kavmi ا قومهمقو Their people Onların kavmi هم قوممم -قوهمقو Their (dual) people Đkisinin kavmi ا قوممهما -قومهمقو Stand up (imp, pl) Kalkın 1 وا قومقوم

My nation, people Benim kavmim ي قوممقو Power, strength Kuvvet, güç ى قويقو

All-Powerful Kuvvetli, güçlü قوي ا - قويقوي

Standing up, resurrection, standing

Kalkmak, dirilmek, ayakta durarak

قياما -قيام قوم

Standing up, resurrection Kıyamet, dirilme قوم ةاميق He appointed Tayin etti 2 قيض ضقي We appointed Tayin ettik 2 ا قيضنضقي Lowland Düz arazi, çöl قوع ةيعق

It was said Denildi 1 يل قولق

In saying, utterance Deyişçe, söyleyişçe يال قولق

His saying Onun demesi قول هيلق

Correct Dosdoğru قوم ما -قيمقي Correct Dosdoğru ة قوممقي

Self-subsisting, ruler Kayyum, ebedi, yöneten م قوموقي

Page 365: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

360

كLike Gibi ــك Writer Katip, yazıcı كتب با -كاتبكات

Writers Yazanlar, katipler ون كتببكات- بنيكات

Make freeing contract with them

Serbest bırakma akdi yapın كتب موهبكات

Writers Yazanlar, katipler كتب بنيكات Like one, anyone Biri gibi حدو دكاح

To almost happen Neredeyse oldu, olayazdı 1 كأد كاد- كادي

To plot, scheme, plan Planladı, tuzak kurdu 1 كيد كاد- يدكي

It almost happened Olayazdı 1 كأد تكاد

That which labors Didinen كدح حكاد They almost did it Neredeyse yaptılar 1 وا كأدكاد

Liar Yalancı كذب با - كاذبكاذ Liar (fm) Yalancı ة كذببكاذ Liars Yalancılar ون كذببكاذ- بنيكاذ

Liars Yalancılar كذب بنيكاذ Those who dislike Hoşlanmayanlar ون كرهكاره- نيكاره

Those who dislike Hoşlanmayanlar كره نيكاره Cup, goblet Bardak, kadeh, kase كأس ا - كاسكاس That which removes, uncovers

Açan, gideren كشف فكاش Those who remove, uncover (fm)

Kaldıranlar, giderenler كشف فاتكاش

That which removes, uncovers (fm)

Açan, gideren (dş) فة كشفكاش

Those who remove, uncover Açanlar, giderenler فو كشفكاش

Those who suppress Tutanlar, yutkunanlar كظم نيمكاظ

Sufficient Yeter كفي كاف

All together Tamamen كافة كفف

Page 366: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

361

Disbeliever, ungrateful Kâfir, nankör كفر ركاف

Disbeliever, ungrateful (fm) Kâfir, nankör (dş) ة كفرركاف Disbelievers, ungrateful ones Kâfirler, nankörler ون كفرركاف - رينكاف

Disbelievers, ungrateful ones Kâfirler, nankörler كفر رينكاف Camphor Kâfur كافورا كفر

Like mountains Dağlar gibi الم علمكاالع Like blind Kör gibi ىكاال عميمع Like female Dişi gibi ثىكاال نثأن Like animals, cattle Hayvanlar gibi امكاال نعمعن Like those who (fm) Şunlar gibi ki onlar (dş) ىكالت Like mountains Dağlar gibi ال جبلكالجب Like the answer Cevabı gibi اب جوبوكالج Like stones Taşlar gibi حجر ةارجكالح Those who smirk Sırıtanlar ون كلححكال

Like red hide, like red oil Kırmızı deri gibi, kızaran yağ gibi

كالدهان دهن Like that who Şunun gibi ki o ىكالذ Like those who Şunlar gibi ki onlar ينكالذ Like dust Toz gibi يم رمممكالر

As if reaped Hasat edilmiş gibi رمي صرمكالص Like mountain Dağ gibi طود دكالطو Like shades Gölgelikler gibi كالظلل ظلل Like date stalk Eski hurma yaprağı gibi نرجع ركالع ونج Like wool Atılmış yün gibi ن عهنهكالع Like one thousand Bin tane gibi اك ألفلف Like wicked ones Yoldan çıkanlar gibi ار فجركالفج Like baked clay Pişmiş çamur gibi ار فخركالفخ

Page 367: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

362

Like moths Pervaneler gibi اش فرشكالفر Like castle Saray gibi ر قصركالقص Like criminals Suçlular gibi جرم نيرمجكالم As if suspended Askıda gibi علق لقةعكالم Like corrupters Bozguncular gibi فسد ينفسدكالم Like molten copper Erimiş maden gibi ل مهلهكالم They measured for them Onlara ölçtüler 1 كيل مكالوه Like the examples Emsali gibi ثالاك مثلم Full, complete Tamam, olgun ل كمللة -كامكام Full, complete Tamam, olgun لة كملكام Two full Đki tam ن كملليكام As if Sanki ناك - كان To be, become Oldu, -dır, -dir 1 كون - كان كوني

They (dual) became Oldular (ikil) 1 ا كونكان

It (she) became Oldu (dş) 1 كون تكان

They (dual) became Oldular (ikil, dş) 1 ا كونتكان

As if you Sanki sen ككان As if Sanki امكان

As if he Sanki o اكهن As if she Sanki o (dş) اهكان As if they Sanki onlar اكمهن

As if they (fm) Sanki onlar (dş) نهكان They became Oldular 1 وا كونكان

Soothsayer Kahin نك كهناه How many a Nice ناكي Cast down Atıldı 1 كبب كب

Page 368: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

363

Big ones Büyükler كرب رائكب

Great Büyük büyük ارا كربكب

Like one who stretches Uzatan gibi بسط طاسكب Disgraced Aşağılandı 1 كبت كبت

Cast down Yıkıldı, atıldı 1 كبب تكب

Disgraced Aşağılandılar 1 وا كبتكبت Hardship Zorluk كبد دكب Became big, grew old Büyüdü, büyük oldu 1 كرب ركب

Magnify (imp) Yücelt 2 كرب ركب

Greatest En büyük ر كربكب

Arrogance Büyüklük taslama, kibir كرب كرب

Old age Đhtiyarlık كرب ربك- ربك

Our elders, chiefs Büyüklerimiz ائ كربراكبن

Became big, grew old Büyüdü, büyük oldu 1 كرب تركب Magnify (imp) Him Onu yücelt 2 كرب هركب Great share of it Onun büyüğü كرب هربك

Greater, greatest (fm) En büyük (dş), daha büyük ى كربركب

Greatness Kibriya, büyüklük اء كربريبك They were thrown down Kafa üstü atıldılar وا كبكببككب

Great, big Büyük كرب ا -كبريكبري Great, big, difficult Büyük, zor ة كربكبري Your leader Sizin büyüğünüz كرب كمكبري Eldest of them Onların büyüğü كرب مهكبري Book Kitap كتب ابتا -كابتك

Your book Kitabın كتب كابكت Your (pl) book Kitabınız كتب ابكمتك

Page 369: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

364

Our book Kitabımız ا كتبنابتك His book Onun kitabı كتب هابتك Her book Onun (dş) kitabı ا كتبابهتك Their book Onların kitabı كتب مهابتك My book Benim kitabım ابى كتبتك My book Benim kitabım كتب هابيتك Books Kitaplar كتب بكت

It was written Yazıldı 1 كتب كتب

To write Yazdı 1 كتب بكت- بكتي

She wrote Yazdı (dş) 1 كتب تبكت You wrote Yazdın 1 كتب تبكت We wrote Yazdık 1 ا كتبنبكت We wrote it Onu yazdık 1 ا كتباهنبكت His books Onun kitapları كتب بهكت To withhold, conceal Sakladı, gizledi 1 كتم مكت- مكتي It increased Çoğaldı 1 كثر كثر

He increased (it) Çoğalttı 2 كثر كثر

It increased Çoğaldı 1 كثر تكثر Multitude Çokluk ة كثركثر

Your multitude Çokluğunuz كثر كمتكثر He increased you (pl) Sizi çoğalttı 2 كثر كمكثر Heap Yığın ا كثببيكث Many, much, abundant Çok, bol كثر ريا -كثريكث

Many, much, abundant Çok, bol ة كثرريكث Like the calling out Bağırdığı gibi ر جهرهكج

Like the love Sevgisi gibi ك حبببح

Page 370: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

365

Like the fear Korkusu gibi خشي ةيشكخ

Like his creation Yaratılışı gibi خلق هلقكخ

Like your (pl) fear Korkunuz gibi خوف كميفتكخ Like the way Durumu gibi دأب باكد

You almost did Neredeyse edecektin 1 كأد دتك

Laboring Didinme, didinerek 1 حا كدحكد

Like the call Çağırması gibi اء دعوعكد

We planned Düzen kurduk 1 ا كيدندك

Liar Çok yalancı كذب كذاب

Denying Yalanlama ذابا كذبك

It was denied Yalanlandı 2 كذب كذب

Lie Yalan كذب كذ با - بكذ To lie Yalan söyledi 1 كذب كذب - بكذي

To deny Yalanladı 2 كذب كذب - كذبي

She lied Yalan söyledi (dş) كذب تكذب

You denied Yalanladın 2 كذب تكذب

It was denied Yalanlandı (dş) 2 كذب تكذب You (pl) denied Yalanladınız 2 م كذبتكذب

We denied Yalanladık 2 ا كذبنكذب

His lie Onun yalanı كذب هبكذ They denied Yalanladılar 2 وا كذبكذب

They were denied Yalanlandılar 2 وا كذبكذب

They lied Yalan söylediler 1 وا كذبكذب They denied you Seni yalanladılar 2 كذب وككذب They denied you (pl) Sizi yalanladılar 2 كذب وكمكذب They denied me Beni yalanladılar 2 كذب ونكذب

Page 371: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

366

They denied him Onu yalanladılar 2 كذب وهكذب

They denied them (pl) O ikisini yalanladılar 2 اك كذبموهذب Like your remembering Anmanız gibi ذكر كركمكذ Like that Đşte böyle, şunun gibi ككذل

Like that for you Đşte sizin için şunun gibi كمكذل Honorable ones Değerli, şerefli olanlar ام كرمرا - كامرك

Distress Sıkıntı ب كربكر

Times, Tekrar, kere ة كررة -كركر

Twice Đki kere ن كرريتكر Throne Kürsü, taht كرس يسكر His throne Onun kürsüsü, tahtı كرس هيسكر - هيسكر Like ash Kül gibi رمد ادمكر You honored Şerefli kıldın 2 كرم تمكر

We honored Şerefli kıldık 2 ا كرمنمكر

He made it hateful Çirkin gösterdi 2 كره هكر

Hateful Hoşnutsuzluk, isteksizlik كره هكر To dislike Hoşlanmadı 1 كره كره- هكري

Unwillingly Đstemeden ها كرهكر

With hardship Zahmetle ها كرهكر

You (pl) disliked Hoşlanmadınız, tiksindiniz 2 كره متكره

You (pl) disliked him Ondan tiksindiniz 2 كره وهمتكره You (pl) disliked them (fm) Onlardan (dş) hoşlanmadınız 2 كره نوهمتكره They disliked Hoşlanmadılar, tiksindiler 2 وا كرهكره

Noble, respectable, generous, valuable

Şerefli, asil, cömert كرم ما -كريكرمي Like crops Ekin gibi ع زرعركز Its decline Onun kesadı, azalması ا كسدهادكس

Page 372: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

367

Lazy, lazily Tembeller الى كسلكس

To earn Kazandı 1 كسب بكس- كسبي

They (dual) earned Kazandılar (ikil) 1 ا كسببكس

She earned Kazandı (dş) 1 كسب تبكس

You (pl) earned Kazandınız 1 كسب متبكس They earned Kazandılar 1 وا كسببكس

Like mirage Serap gibi اب سربركس Piece, fragment Parça parça فا كسفسك Portion Parça فا كسفسك Clothing Giyim ة كسووسك Their clothing Onların giyimleri كسو مهتوسك Their (fm) clothing Onların (dş) giyimleri كسو نهتوسك We covered, clothed Giydirdik 1 ا كسونوكس

Like a tree Ağaç gibi شجر رةجكش It is stripped away Açıldı, sıyrıldı 1 طت كشطكش To remove, uncover Açtı, ortaya çıkardı, giderdi 1 كشف فكش- فكشي She removed, uncovered Açtı (dş) 1 كشف فتكش You removed, uncovered Açtın 1 كشف فتكش We removed, uncovered Açtık, giderdik 1 ا كشففنكش Like the companion Arkadaşı gibi ب صحباحكص Like rainstorm Yağmur gibi ب صوبيكص Like folding, rolling Dürülmesi gibi طوي كطى Like darknesses Karanlıklar gibi كظل ظلماتم Suppressor of grief Kederini bastıran كظم يمكظ

Kabah Kâbe ة كعببكع Ankles (dual) Ayak bileği كعب نيبكع

Page 373: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

368

Like the punishment Azabı gibi ذاب عذبكع Like the width Genişliği gibi ض عرضركع Like straw, husk Ekin yaprağı gibi عصف فصكع Like boiling Kaynaması gibi لى غليكغ He restrained Çekti 1 كفف كف

He sufficed Yeter 1 كفا كفي Receptacle Toplayan, alan ا كفتفاتك Very ungrateful Çok nankör كفر كفار

Disbelievers Kâfirler ا كف - كفار كفرار

Expiation Kefaret ة كفركفار

Its expiation Onu kefareti كفر هتكفار He covered Örttü 2 كفر كفر

Cover (imp) Ört 2 كفر كفر

It was denied Nankörlük edildi كفر ركف Disbelief, ungratefulness Küfür, nankörlük كف كفر كفرا - ر To disbelieve Đnanmadı, nankörlük etti 1 كفر كفر - كفري

Rejection Küfran, inkar ان كفركفر Disbelievers Kafirler ة كفركفر

She disbelieved Kafir oldu (dş) 1 كفر تكفر I disbelieved Kafir oldum 1 كفر تكفر You (pl) disbelieved Kafir oldunuz, inkâr ettiniz 1 كفر متكفر Your disbelief Senin küfrün كفر كفرك We disbelieved Kafir olduk, inkâr ettik 1 ا كفرنكفر

We covered Örttük 2 ا كفرنكفر

His disbelief Onun küfrü كفر هكفر Their disbelief Onların küfrü كفر مهم -كفركفره

Page 374: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

369

They disbelieved Kafir oldular, inkâr ettiler 1 وا كفركفر

I restrained Çektim, def ettim 1 كفف كففت

Portion Hisse فل كفلك

He put her in his care Ona kefil kıldı ا كفلكفله Two portions Đki hisse ن كفلفليك

Restrain (imp, pl) Çekin 1 كفوا كفف

Equivalent Denk, benzer كفوا كفأ

Very ungrateful Çok nankör كفر ا -كفوركفور

To suffice Yeter, yetti 1 ي - كفى كفيكفي

Trustee, surety Kefil يل كفليال -كفكف

We suffice for you Biz sana yeteriz 1 كفي اكنكفي

His two hands Đki eli كفف هكفي

Burden Yük كل كلل

All, every, each Herkes, hepsi كلل -كل -كل -كل - كل

كل

Eat (imp, dual) Yiyin (ikil) 1 كال أكل

No, never Hayır, asla كال All of it Hepsi, tamamı كلل كال

Person with no parents or children

Çocuğu ve ana-babası olmayan

كاللة - كاللة كلل Speaking, word Kelam, konuşma كلم كالم

Both of them Her ikisi ا كلومالهك Dog Köpek كلب كلب

Their dog Onların köpeği كلب مهكلب Both Đkisi ا كلولتك

You (pl) measured Ölçtünüz 1 كيل ملتك

It was made to speak Konuşturuldu 1 كلم كلم

Page 375: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

370

Words Kelimeler كلم مكل - مكل

To speak Konuştu 1 كلم كلم - كلمي Whenever Her ne zaman اكلم

Words Kelimeler كلم اتمكل

His words Onun kelimeleri كلم هاتمكل Word Kelime ة كلممكل - تمكل

Our word Bizim kelimemiz ا كلمنتمكل His word Onun kelimesi كلم هتمكل Like twinkling of eye Göz kırpması gibi ح ملحكلم He spoke to him Onunla konuştu 2 كلم هكلم He spoke to them Onlarla konuştu 2 كلم مهكلم All of it, each of it Hepsi, tamamen كلل كله- كله- كله

All of it, each of it Hepsi, tamamen ا كللاك -كلهله All of them Onların hepsi كلل مكله

All of them (fm) Onların (dş) hepsi كلل نكله Eat (imp, pl) Yiyin 1 كلوا أكل

Eat (imp, pl) it Onu yiyin 1 أكل كلوه Eat (imp, fm) Ye (dş) 1 ي أكلكل

How many, how much Kaç tane, ne kadar كم

Like, as Gibi اكم

Like water Su gibi اء وهمكم Like the examples Misali gibi ثل مثلكم

Like him Onun benzeri gibi مثل هثلكم Like a niche, lantern Kandil gibi وشك كواةشكم Like the one who Onun gibi ki نكم

Be (imp) Ol 1 كون كن

Page 376: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

371

They (fm) became Oldular (dş) 1 كون كن

We became Olduk 1 ا كونكن

You (fm) became Oldun (dş) 1 كون تكن

You became Oldun 1 كون كنت

I became Oldum 1 كون كنت

You (pl) became Oldunuz 1 كون متكن

You (pl, fm) became Oldunuz (dş) 1 كون نتكن Treasure Hazine كرت زوز -كنكن

You (pl) hoarded Biriktirdiniz 1 كرت متزكن Their (dual) treasure O ikisinin hazinesi ا كرتمكرته Disappearing Saklanan, sinen 2 س كنسكن Like one person, soul Bir kişi gibi, bir can gibi فس نفسكن Ungrateful Nankör كند دوكن Treasures Hazineler كرت وزكن Like dry stalks Çalı çırpı gibi يم هشمشكه Cave Mağara كهف فكه

Their cave Onların mağarası كهف همفكه In maturity Yetişkin olarak ال كهلكه Like the shape, form Şekli gibi هيأ ئةيكه

Companions Eşler, arkadaşlar كعب باعكو

Disbelievers Kafirler ر كفرافكو

Stars Yıldızlar كوكب باككو Kauthar Kevser كثر ثركو It is wrapped Dürüldü 2 كور كوتر

Star, planet Yıldız, gezegen كوكب كبا -كوكبكو

Be (imp, pl) Olun 1 وا كونكون

Page 377: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

372

Be (imp, fm) Ol (dş) 1 كوني كون

So that Ki كي

Plot, scheme, plan Tuzak, düzen, plan كيد دا -كيدكي

Your plot, scheme, plan Sizin tuzağınız, düzeniniz كيد كمدكي Your (pl, fm) plot, scheme Sizin (dş) tuzağınız كيد كندكي - كندكي His plot, scheme, plan Onun (er) tuzağı كيد هدكي - هدكي Their plot, scheme, plan Onların tuzağı م كيدهدم - كيهدكي Their (fm) plot, scheme Onların (dş) tuzağı كيد نهدكي- نهدكي Plot (imp, pl) against me Bana tuzak kurun 1 كيد ونيدونى -كيدك

My plot, scheme, plan Benim tuzağım, planım ي كيددكي

How Nasıl كيف فكي Measure Ölçü ل كيلكي

Page 378: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

373

لIndeed, surely Gerçekten, mutlaka ل For, to, belongs to Đçin, -e, -a ait ل Pearl Đnci ألأل لؤلؤ Indeed if not Eğer olmazsa ئالال ان ل= ل Indeed if Eğer نن ل= لئا No, not Yok, değil, hayır ال That which blames Kınayan, kınayıcı م لومالئ For/to their fathers

Atalarına ait, babalarına ait olarak أبو همائابل

Indeed it will come Mutlaka gelecektir أيت لات Surely they would come to it Mutlaka ona gelirlerdi 1 ا أيتهولات Indeed it will come Mutlaka gelecektir ة أيتيلات Indeed we would give Verirdik 1 ا أيتنيلات Indeed we would give them Onlara verirdik 1 م أيتاهنيلات Surely I will come to them Mutlaka onlara geleceğim 1 م أيتهنيلات For/to Adam (pbuh) Adem’e, Adem için (AS) مادل Surely they are eaters, will eat

Elbette yiyenlerdir, yiyeceklerdir لون أكللاك

He would believe Đman ederdi 4 أمن نلام Surely signs

Elbette ayetler, işaretler, deliller أيي اتلاي

For/to our signs Bizim ayetlerimize ا أييناتايل Surely a sign Elbette bir işaret ة أييلاي Surely they sought Elbette aradılar 8 ا بغيوغتالب Those who remain Kalanlar, duranlar لبث نيالبث For/to Abraham (pbuh) Đbrahim’e, Đbrahim için (AS) يماهربال For/to his son Oğluna بين نهابل For/to his parents Ana-babası için ال أبوهيوب

Page 379: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

374

For/to my father Babamı ابي أبول For me to clarify Açıklamam için 2 ال بنينيب For/to his father Babasına, babası için أبو ابيهل Passed Geçti ل لوتات

Name of false deity Put adı الت You would have followed Takip ederdiniz 8 تبع متعبالت Surely we followed you (pl) Size uyduk 8 اكم تبعنعبالت Surely they followed you Sana uydular 8 تبع وكعبالت Indeed I will take Mutlaka edinirim, edineceğim 8 ذن أخذخلات We would have taken Edinirdik 8 ل أخذاهذنخات They would have taken you Seni edinirlerdi 8 أخذ ذوكخلات For me to complete Tamamlamam 4 ال متممت To sin Günaha ثم أمثال Indeed I find Mutlaka bulurum, alırım 1 لا وجدجد Indeed I find Mutlaka bulurum, alırım 1 نلا وجدجد Surely a reward Elbet bir mükafat ال أجررا - جرلاج Surely I will make you Mutlaka seni kılarım 1 جعل كلنعلاج For an appointed time Bir süre için ا أجلللج Surely I will destroy Mutlaka yok edeceğim حنك نكنتلاح For/to one, anyone Birisi için, bir kişi için, birisine وحد داحل For/to one of the two Đkisinden birine ا وحدمهداحل Surely one (fm) Gerçekten birisi وحد ىلادح For me to make lawful Helal etmem için 2 لال حللح You would differ Đhtilafa düşerdiniz 8 خلف ملفتتلاخ For/to his sister Kız kardeşine أخو هتاخل We would have seized Tutardık, yakalardık 1 ا أخذذنلاخ

Page 380: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

375

To later ones Sonrakilerine أخر مريهاخل For/to our brothers Kardeşlerimize أخو االاننوخ For/to their brothers Kardeşlerine انهم أخووخال For/to my brother Kardeşim için يال أخوخ For/to his brother Kardeşi için, kardeşine أخو اخليه We would make them enter Onları sokardık 4 مال دخلاهلنخد Surely I will make you (pl) enter

Mutlaka sizi sokacağım 4 كمال دخللنخد Surely I will make them enter Mutlaka onları sokacağım 4 مال دخلهلنخد Surely I will slaughter him Mutlaka onu boğazlayacağım 1 ذبح هنحلاذب We would make you taste Sana tattırırdık 1 ذوق اكلاذقن They would doubt Şüphe ederlerdi 8 ريب ابتلار Surely I will stone you Mutlaka seni taşlarım 1 رجم كنمجلار We would have shown them to you

Onları sana gösterirdik 4 رأي ماكهنيلار Sticky Yapışkan لازب لزب

For/to your wives Eşlerine, hanımlarına زوج اجكوازل For/to their wives, spouses Eşleri için, hanımları için زوج اجهموازل Surely I will increase you (pl) Elbette sizi arttırırım 1 كمال زيدنزيد Surely I will adorn Elbette süsleyeceğim 2 زين ننيلاز Indeed I will ask forgiveness

Elbette bağışlama dileyeceğim 10 ن غفررفغتلاس

I would have increased Çoğaltırdım 10 كثر تكثرتلاس For me to prostrate Benim secde etmem 1 سجد دجاسل We would give them water Onları sulardık 4 سقي ماهنقيلاس He would make them hear Onlara işittirirdi 4 مسع مهعملاس For the company, family Arkadaşları için, ehli için اب صحبحاصل He would choose Seçerdi 8 طفى صفولاص Indeed I will hang you (pl) Elbette sizi asacağım صلب كمنلبلاص

Page 381: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

376

Indeed I will cause them to deviate

Mutlaka onları saptıracağım 4 مال ضللهلنض Indeed I think you Mutlaka ben seni sanıyorum 1 ظنن كلاظن Indeed I think him Mutlaka ben onu sanıyorum 1 ظنن هلاظن As players, for play Oyuncular olarak, oyun için ب لعبلاعني For me to do justice Adalet yapmam için 1 ل عدلداعل They would prepare Hazırlık yaparlardı 4 عدد دوالاع Surely I will punish him Elbette ona azap edeceğim 2 عذب هنذبلاع It would distress you (pl) Sizi sıkıntıya sokardı 1 عنت كمتنلاع Those who curse Lanetleyenler ون لعننلاع

Indeed I will defeat Elbette galip geleceğim 1 لاغ غلبنبل Indeed I will lead them astray Elbette onları azdıracağım 4 غوي مهنلاغوي Vain, vain talk Boş söz ة لغييلاغ

It would give as ransom Fidye olarak verirdi 8 فدي تدلافت They would give as ransom Fidye olarak verirlerdi 8 ال فديودافت For me to kill you Seni öldürmem için 1 ا قتلللكقت Surely I will kill you Seni mutlaka öldüreceğim 1 قتل كلنلاقت To nearer Daha yakına ا قربلبقر Surely I will cut Mutlaka keseceğim 1 قطع نلاقطع Indeed I will sit Mutlaka oturacağım 1 ن قعددلاقع That which meets, will meet

Ona kavuşan, kavuşacak olan لقي يهالق

For/to many of them Onların çoğunda كثر ماكثرهل For me to deny Đnkar etmem için 1 كفر اكفرل Surely I will cover, remove Elbette örteceğim 2 ن كفرلاكفر They would eat Yerlerdi 1 لاكلوا أكل I would have been Olurdum 1 كون نلاكون Surely I will plan Elbette tuzak kuracağım 1 كيد نلاكيد

Page 382: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

377

Indeed to Mutlaka –a, -e لىل= لا لىا Surely it is orderer, will order Mutlaka emredendir, emreder ة أمرارلام To their trusted issues Emanetlerine أمن هماتانامل Indeed a bondwoman Gerçekten bir cariye ةال أموم For/to order, affair Emre, işe ر أمرامل To his wife Karısına, hanımına مرأ هاترمال Surely I am the orderer, will order

Onlara emredenim, emredeceğim مال أمرهنرم

You (pl) touched Dokundunuz, temas ettiniz 3 ملس متسالم - متسلم You (pl) would have grasped Tutardınız 4 مسك مكتسلام Indeed you (pl) grasped them Mutlaka onları tuttunuz 4 ال مسكمكتسم Surely I will fill Mutlaka dolduracağım 1 مأل لئنلام Surely I will raise desires in them

Mutlaka onlara kuruntu vereceğim 2 مال مينهنينم

For/to his mother Annesine مأم الهم In order to Olması için, olmak için اننا ل= ل Indeed you Gerçekten sen تل= لان تان He could have taken retribution

Đntikam alırdı 8 نصر رصتلان Indeed you (pl) Gerçekten siz متل= لان متان So that I warn you (pl) Sizi uyarmam için 4 نذر كمرذانل He would have sent down Đndirirdi 4 ل نزلزلان For your animals, cattle Hayvanlarınız için كمال نعمامعن For his favors Onun nimetleri için نعم همعانل For yourselves Kendiniz için نفس فسكمانل For themselves Kendileri için انفسهم نفسل They would have dispersed Dağılırlardı 7 وا فضضفضلان So that I grant Bağışlamam için 1 وهب باهل For/to the people Ehli için, halkı için ل أهلاهل

Page 383: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

378

For/to his people, family Ailesine أهل هلاهل Playing, distracted Oynayan, eğlenen ة هلويلاه

Very compassionate, imploring

Çok şefkatli, yalvaran أوه اهلاو Surely it will be given to me Elbette bana verilecek 2 أيت نيلاوت To the first Birinciye ل أولاول To former ones, earlier ones Öncekilerine أول ماوليهل For/to our earlier ones Öncekilerimiz için ا أولنلاول For/to the owners of Sahipleri için ى أولاولل To which one Hangisine اىا ل= لى For familiarity Alıştırma, ısındırma için ألف اليلاف For your oaths Yeminleriniz için مين انكممايل Surely evil Gerçekten ne kötü بأس لبئس Clothing, covering Elbise, örtü لبس اسبل

Their clothes Onların elbisesi م لبسهاسبل Their (dual) clothes O ikisinin elbiseleri ا لبسمهاسبل Ever watchful Elbette gözetleme yerindedir رصد ادصرلبالم On open road Ana yol üzerinde ام أممملبا To remain, stay Kaldı, durdu 1 لبث -لبث لبثي You remained, stayed Kaldın, durdun 1 لبث لبثت I remained, stayed Kaldım, durdum 1 لبث لبثت You (pl) remained, stayed Kaldınız, durdunuz 1 لبث ملبثت We remained, stayed Kaldık, durduk 1 ا لبثلبثن They remained, stayed Kaldılar, durdular 1 لبثوا لبث Abundant Bol, çok ا لبددلب Compacted mass, felt Sıkışmış kütle, keçe ا لبددبل He would come out Çıkardı 1 برز زرلب

Page 384: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

379

Doubt Şüphe س لبسلب To wear Giydi, takındı 1 لبس لبس- سلبي To mix Karıştırdı 1 لبس لبس- لبسي Certainly a way Gerçekten bir yol بيل سبللبس We obscured Şüpheye düşürdük ا لبسنسلب

For/to a human being Đnsan için, beşer için ر بشرشبل For/to two human beings Đki insana ن بشريرشبل We would send, appoint Gönderirdik 1 ا بعثثنعلب For/to some, some of them

Bazısına, bazılarına, bazıları için ض بعضعبل

For/to their husbands Kocalarına بعل هنولتعبل They would have rebelled Azgınlık ederlerdi 1 ا بغيوغلب Message, notification Açıklama, tebliğ الغا بلغلب For/to a city, land Bir beldeye بلد لدبل Milk Süt ن لنبن - لبالب For/to the sons Oğulları için ني بينبل For/to his sons Oğullarına بين نيهبل Coats of armor Giyecek, zırh وس لبسلب

Indeed the house Şüphesiz evi بيت تيلب For/to their (fm) houses Evlerine هم بيتوتيبل Surely you (pl) will believe Mutlaka iman edeceksiniz 4 أمن ننمؤلت For you (pl) to believe Đnanmanız için 4 وا أمننمؤتل Surely you (pl) will bring to me

Mutlaka bana getireceksiniz 1 أيت نيالتنت Surely you (pl) come Mutlaka gelirsiniz 1 أيت ونالتت Surely it will come to you (pl) Mutlaka size gelir, gelecek 1 أيت كمالتنيت So that you (pl) take Onları almanız için 1 أخذ تاالذوهخ Those who desert Gerçekten terk edenler ار ترككوالت

Page 385: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

380

For you to turn us Bizi çevirmen için 1 أفك تاالكنف For you (pl) to eat Yemeniz için 1 أكل تكلواال For you (pl) to seek Aramanız için 8 وا بغيغتبتل You would make it apparent Açıklardın 4 ي بدودبلت For you to give glad tidings Müjdelemen için 2 بشر رشبتل You will be resurrected Mutlaka diriltileceksiniz 1 بعث ثنعبلت So that you (pl) reach Ulaşmanız için, erişmeniz için 1 وا بلغلغبتل Surely you (pl) will be tested Mutlaka sınanacaksınız 1 ن بلولوبلت For you to clarify Açıklaman için 2 بني نيبتل Surely you (pl) will make clear Onu mutlaka açıklayacaksınız 2 بني هننيبلت For you to be righteous Sakınmanız için 8 قوا وقيتتل For you to recite Okuman için ا تلولوتتل Indeed you find Mutlaka bulursun 1 ن وجدجدلت Indeed you find them Mutlaka onları bulursun 1 وجد مهنجدلت To flow, sail Akması, yüzmesi için 1 جري ريجتل For him to be recompensed Karşılığının verilmesi için 1 ى جزيزجتل For you (pl) to think it Onu sanmanız için 1 حسب وهبسحتل For it to protect you (pl) Sizi koruması için 4 كم حصننصحتل For you to judge Hüküm vermen için 1 حكم كمحتل For you to give them mounts Onları bindirmen için 1 م محللهمحتل You would have taken Alırdın 1 أخذ ذتخلت For you to drive out Çıkarman için 4 خرج رجختل For you to drive us out Bizi çıkarman için 4 ا خرجنرجختل For them to drive out Çıkarmaları için 4 وا خرجرجختل Surely you (pl) will enter

Mutlaka girersiniz, gireceksiniz 1 دخل لنخدلت

Indeed you call them Onları çağırırsın 1 م دعووهعدلت

Page 386: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

381

Surely a reminder Şüphesiz bir öğüt ة ذكررذكلت For you (pl) to take Götürmeniz için 1 وا ذهببذهتل You would have ruined me Beni alçaltacaktın 4 ردي درينلت For you (pl) to be pleased Razı olmanız için 1 ا ورضوضرتل For you to be pleased Razı olman için 1 ى ورضضرتل Surely you (pl) will mount, embark

Şüphesiz bineceksiniz 1 ركب نكبرلت For you(pl) to mount Binmeniz için 1 و ركبكبرتال For you(pl) to mount them Ona binmeniz için 1 ا ركبوهكبرتل Indeed you (pl) will see Mutlaka göreceksiniz 1 ن رأيورلت Indeed you (pl) will see it Mutlaka onu göreceksiniz 1 ا رأيهنورلت For them to be moved

Kaldırılması, yerinden oynatılması 1 ول زولزتل

Indeed you (pl) will be asked Mutlaka sorulursunuz 1 سأل ئلنسلت For it to be clear

Seçilmesi için, açığa çıkması için 10 بني بنيتستل

For you (pl) to sit firmly Yerleşmeniz için, kurulmanız için ا سويوتستل

For you to bewitch us Bizi sihirlemen için 1 ا سحرنرحستل For you (pl) to calm, soothe Sakinleşmeniz için 1 وا سكنكنستل For you to enter Yollara girebilmeniz için 1 لكوا سلكستل Surely you (pl) will hear Mutlaka işiteceksiniz 1 مسع مسلتنع For you to ascribe partners Şirk koşman için 4 شرك ركشتل For you to be distressed Güçlük çekmen için قى شقوشتل Indeed you bear witness Şahitlik edersiniz 1 ون شهددهشلت For it to incline, flow Meyletmesi için, akması için صغي تىلغص For you to be brought up Yetiştirilmen için 4 صنع عنصتل For you to distress Sıkıştırmanız için 2 قوا ضيقيضتل For him to contend Mutmain olması için طمأ نئطمتل For you to know each other Tanışmanız için 6 فوا عرفارعتل

Page 387: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

382

That you (pl) transgress Azgınlık yapmanız için 8 وا عدودتعتل For you to hasten Acele etmen için 1 ل عجلجعتل For you to turn away Yüz döndürmeniz için 4 وا عرضرضعتل Surely you recognize them Onları tanırsın 1 م عرفهرفنعلت Surely you know Gerçekten bilirsin 1 علم لمعلت For you /her to know Bilmen için, bilmesi için 1 علم لمعتل Indeed you (pl) will know Mutlaka bileceksiniz 1 علم نلمعلت For you (pl) to know Bilmeniz için 1 وا علملمعتل Surely you will reach Erişeceksiniz 1 علو لنعلت Surely you would return Kesinlikle dönmeniz 1 ن عودودعلت For you to drown Boğman için 1 غرق رقغتل For you to forgive Bağışlaman için 1 غفر رفغتل For you (pl) to invent Uydurmanız için 8 وا فريرفتتل For you to invent Uydurman için 8 فري ريفتتل Indeed you (pl) will cause corruption

Mutlaka bozgunculuk yapacaksınız 4 ن فسدفسدلت

For you to kill me Beni öldürmen için 1 لني قتلقتتل For you top read it Onu okuman için 1 قرأ قرتاله Indeed you (pl) say Gerçekten söylersiniz 1 قولون قوللت For you (pl) to magnify, praise Yüceltmeniz için 2 وا كربركبتل Indeed you (pl) deny Gerçekten inkar edersiniz 1 ون كفركفرلت For you (pl) to complete Tamamlamanız için 4 كمل لوالكمت For you to be Olman için 1 كون كونتل Indeed you will be Mutlaka olursun 1 كون نكونلت For you (pl) to be Olmanız için 1 وا كونكونتل For you to turn us back Bizi döndürmen için ا لفتنتلفتل Surely you are given Veriliyorsun 2 لقى لقيلت

Page 388: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

383

Indeed you (pl) pass Geçersiniz 1 ون مرررملت You would have disputed Çekişirdiniz 6 نزع متعازنلت You (pl) will be informed Haber verilirsiniz 4 ن نبأؤبنلت Surely you will inform them

Elbette onlara haber vereceksin 4 م نبأهئنبنلت

So that you warn Uyarman için 4 نذر رنذتل Surely its revelation Gerçekten indirmesi نزل نزيللت Surely you (pl) help him Mutlaka ona yardım edersiniz 1 نصر هنرصنلت For you (pl) to spend Harcamanız için 4 نفق نتقوالف It would burden Ağır gelirdi وء أنونو - لتنالت

For you (pl) to guide yourselves

Yolunuzu bulmanız için 8 وا هديدتهتل Surely you guide Mutlaka iletirsin 1 ي هديدهلت They turned away Yüz çevirdiler 5 ا ويللوولت For/to Thamud Semud kavmi için ودثمل It would have come to them Gelirdi 1 جيأ ماءهلج Those who make, do, will do Kılanlar, kılacak لون جعلاعلج For/to Goliath Calut’a الوتجل For/to Gabriel Cebrail’e ريلجبل Pool Havuz ة جلجلج He would have made Kılardı, yapardı 1 ل جعلعلج He would have made you (pl) Sizi kılardı, yapardı 1 لكم جعلعلج We would have made Kılardık, yapardık 1 ا جعللنعلج We would have made him Onu kılardık, yapardık 1 جعل اهلنعلج He would have made them Onları kılardı, yapardı 1 م جعللهعلج To their skins Onların derilerine, ciltlerine م جلدهلودجل He would have gathered them

Onları toplardı 1 م مجعهعملج Indeed a multitude Topluluk, cemaat مجع يعملج

Page 389: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

384

On his side Yan tarafı, yanı üstünde جنب نجلبه To hell Cehenneme منهجل They persisted Direnip durdular 1 وا جلجلج

Deep Derin 1 جلج يلج

To persist Direndi, ısrar etti 1 ى جلجلج- جلي Surely the protectors Gerçekten koruyanlar ظون حفظافلح - نيظافلح Surely the protectors Gerçekten koruyanlar حفظ نيظافلح For the love of Sevgisi için حبب بحل It would become worthless Boşa giderdi 1 بط حبطلح For the boundaries Hudutlarına, sınırlarına حدد وددحل For news, word Söz için حدث يثدحل Indeed a regret Gerçekten üzüntü, pişmanlık ة حسررسلح Surely good Elbette güzel حسن نسلح Surely the truth Elbette hak, gerçek حقق قلح- قلح To the judgment Hükmüne كم حكمحل To his judgment Onun hükmüne حكم هكمحل To their judgment Onların hükmüne هم حكمكمحل Forbearing Yumuşak davranan حلم يمللح Meat Et حلم موم -لحلح Tone, voice Ses, ses tonu ن حلنلح Meats Etler وم حلملح

Their meats Onların etleri ا محلهوملح For/to my life Hayatım için ي حيياتيحل My beard Sakalım ي حليتيحل Surely the losers Kaybedenler ون خسرراسلخ Those who err, sinners Hata edenler خطأ نيئاطلخ

Page 390: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

385

All-Aware Haberdar olan خرب بريلخ We came out Çıktık 1 ا خرجنجرلخ To the guards Bekçilere خزن ةنزخل He would make us buried in earth

Yere geçirirdi 1 خسف فسلخ Indeed creation Yaratış, yaratılış خلق لقلخ For/to the creation Yaratışı için لق خلقخل Near, at, with Yanında الد Contentious Đnatçı ا لددلد

Indeed the house Şüphesiz evi دور ارلد For/to David (pbuh) Davud’a (AS) داودل At the decline Kayması, sarkması دلك لوكدل Near, at, with Katında نلد At, by, near us Bizim katımızda انلد At, by, near you Senin katında كنلد

At, by, near him Onun katında هنلد At, by, near me Benim katında ينلد

At, by, near Katında ىلد

At, by, near me Benim katında يلد

At, by, near us Katımızda انيلد

At, by, near him Onun katında هيلد

At, by, near them Onların katında هميلد

To delight Hoşlandı, lezzet aldı لذ -لذ لذذي Surely the tasters, will taste Mutlaka tadanlar, tadacaklar قوا ذوقلذائ Delicious Lezzetli لذذ لذة

For remembrance Anılması için كر ذكرذل Indeed a remembrance, admonition

Gerçekten öğüt, zikir ذكر كرلذ- كرلذ

Page 391: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

386

For remembrance, admonition

Öğüt, hatırlama ى ذكركرلذ For my remembrance Anılmam için, zikrim için كري ذكرذل For our males Erkeklerimize ا ذكرذكورنل For that, to that Şunun için كذلل= ل كذل For your sin Günahın için ذنب ذنبكل For my sin Günahın için (dş) ذنب ذنبكل For their sins Onların günahları için وبهم ذنبذنل He would remove Giderirdi 1 بذه بلذه Indeed the owners of Gerçekten sahibi ذو ل= لذو For the owners of Sahibi olanlara يذي ل= لذ Truly Compassionate Gerçekten şefkatli رأف فؤلر He will take you back

Seni döndürendir, döndürecektir 1 ردد كادلر

You would have seen it Onu görürdün 1 رأي الرهتي For/to my Lord, for/to the Lord Rabbim için, rab için ربب برل For/to your Lord Rabbin için ربب كبرل For/to your (fm) Lord Rabbin için (dş) ربب كبرل For/to your (pl) Lord Rabbiniz için ربب كملبر For/to his Lord Onun rabbi için ربب هبرل For/to her Lord Onun rabbi için (dş) ا رببهبرل For/to their Lord Onların rabbi için ربب همبرل For/to a man Bir adam için ل رجلجرل We would have stoned you Seni taşlardık 1 ل رجماكنمجر Truly mercy Gerçekten rahmet ة رحممحلر Truly our sustenance Gerçekten rızkımız ا رزققنلرز For /to their Prophets Peygamberleri için هم رسللسرل Truly Prophet Gerçekten peygamber ول رسلسول -لرسرل

Page 392: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

387

Truly His Prophet Gerçekten onun peygamberi رسل ولهسلر For /to his Prophet Onun elçisi için رسل هولسرل We would raise him Onu yüceltirdik 1 رفع اهنفعلر In your ascension Senin göğe çıkmana رقي كيقرل Obligation Vazife, yükümlülük اما لزمزل

Surely nearness, closeness Yakınlık لفى زلفلز For/to your wife Eşine, eşin için زوج جكوزل Surely a magician Gerçekten sihirbaz سحر راحلس Surely two magicians Gerçekten iki sihirbaz سحر انراحلس Indeed thieves Gerçekten hırsızlar ارقون سرقلس Tongue, language Dil, lisan ان لسنسا -لانسل

Your tongue Senin dilin لسن كانسل- انكسل My tongue Benim dilim اني لسنسل For Saba Sebe için إبسل You are not Değilsin 1 ليس تلس I am not Değilim 1 ليس تلس

You (pl) are not Değilsiniz 1 ليس متلس

You (pl, fm) are not Değilsiniz (dş) 1 ليس نتلس

Surely a magic Gerçekten sihir, büyü سحر رلسح Indeed swift Gerçekten çabuk, hızlı سرع ريعلس For his work, deed Çalışması için سعي سليهع For her work, deed Çalışması için ا سعييهعسل He would give them power Onlara yetki verirdi 2 م سلطلطهلس For Solomon (pbuh) Süleyman’a (AS) انمليسل Truly hearing Gerçekten işiten مسع يعملس- يعملس In the law, practice Kanununda, sünnetinde سنن ةنسل- تنسل

Page 393: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

388

In our law, practice Kanunumuzda, sünnetimizde ا سنننتنسل Indeed it will Gerçekten olacak فول= لس فوس For/to a poet Şaire, şair için ر شعراعشل Surely diverse Çeşitli, dağınık ى تشتتلش Indeed severe, strong Gerçekten şiddetli شدد يددلش- يددلش Indeed bad, evil Mutlaka kötü شرر رلش Certainly a small group Gerçekten küçük topluluk ة شرذممذرلش For our partners Ortaklarımız için ا شركنكائرشل For their partners Onların ortakları için هم شرككائرشل Surely our witnessing Gerçekten bizim şahitliğimiz ا شهدنتادهلش Surely a witness Gerçekten şahit شهد هيدلش Indeed a mixture Gerçekten bir karışım ا شوببولش Really a thing Gerçekten bir şey ء شيأيلش For a thing Bir şey için ء شيأيشل For/to his friend Arkadaşına صحب بهاحصل Indeed truthful

Gerçekten doğru, doğru söyleyen صدق قادلص

Indeed truthful ones Gerçekten doğrular, doğru söyleyenler قون صدقادلص

Indeed they will enter fire Mutlaka ateşe girecekler 1 الوا صليلص Surely the sound, voice Gerçekten ses صوت تولص Indeed those who deviate Gerçekten sapkınlar الون ضلللض We would obliterate Silerdik, kör ederdik 1 ا طمسنسلطم Subtle, Beneficient

Latif, lütuf sahibi, incelikleri bilen

لطيف لطف

Blazing fire Alevli ateş لظى -لظا لظي Surely oppressors, wrongdoers

Gerçekten zalimler ون ظلمملظال Surely oppression, wrongdoing

Gerçekten zulüm ظلم لظلم They would remain Devam ederlerdi 1 لظلوا ظلل

Page 394: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

389

Surely very unjust Gerçekten çok zalim ظلم لظلوم For/to Aad Ad kavmine ادعل They would return Dönerlerdi 1 وا عودادلع Tyrant Zorba ال علولع

Play Oyun, eğlence لعب با - لعبلع

To play Oynadı 1 لعب بلع - بلعي For/to his worshipping Onun kulluğuna, ibadetine عبد هتادبعل For/to our slaves Kullarımıza, kullarımız için ا عبدنادبعل For/to his servants, worshippers

Onun kullarına, kulları için عبد هادبعل For/to my servants, worshippers

Kullarıma, kullarım için ي عبدادبعل Surely servant, worshipper Gerçekten kul عبد دبل= لع دبع Surely a lesson Gerçekten ibret ة عربربلع Indeed he would hasten Acele ederdi, çabuk verirdi 2 ل عجلجلع Their appointed periods Đddetlerini عدد هنتدعل Indeed the punishment Gerçekten azap عذب ذابلع We would punish Azap ederdik 2 ا عذبنذبلع He would punish Azap ederdi 2 م عذبهذبلع Surely you would recognize them

Mutlaka onları bildin 1 م رفعهفترلع Surely very forgiving Gerçekten çok affeden عفو فولع So that, perhaps Belki, ola ki ل لعللع

Surely will overcome Mutlaka üstün gelir لا علولع So that you Ola ki sen لعل لكلع

So that you (pl) Ola ki siz لعل لعلكم

Indeed its knowledge Gerçekten bilgisi علم لملع He would know it Onu bilirdi 1 علم همللع So that we Ola ki biz ا لعللنلع

Page 395: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

390

So that he Ola ki o لعل لهلع

So that they Ola ki onlar لعل ملهلع

So that I Ola ki ben لي علللع

Indeed Supreme Gerçekten yüce علو يللع Indeed upon Gerçekten üzerinde لىلى ل= لعع All-Knowing Gerçekten bilen علم يمللع By your life Ömrüne andolsun عمر كرملع For/to your (pl) deeds Amelleriniz için, işleriniz için كم عمللمعل It was cursed Lanetlendi, lanet edildi 1 لعن نلع To curse Lanetledi, lanet etti 1 لعن نلع - نلعي

We cursed Lanetledik 1 ا لعننلع Cursing Lanetleyerek نا لعنلع

We cursed them Onları lanetledik 1 لعن ماهلعن She (they) cursed Lanet etti 1 لعن تنلع

Curse Lanet ة لعننة – لعنلع - تنلع

You would be distressed Sıkıntıya düşerdiniz 1 م عنتنتل= لع منتع My curse Benim lanetim ي لعنتنلع He cursed him Onu lanetledi 1 لعن هنلع He cursed him them Onları lanetledi 1 لعن مهنلع They were cursed Lanetlendiler 1 وا لعننلع Surely the enraged Şüphesiz öfkeliler ظون غيظائلغ Surely heedless ones Gerçekten gafiller لون غفلافلغ For tomorrow Yarın için دغل ل = غد Very forgiving Çok bağışlayan غفر فارلغ Very forgiving Çok bağışlayan غفر فورلغ Belongs to two boys Đki oğlan çocuğunun ن غلميالمغل

Page 396: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

391

Indeed rich, self-sufficient Đhtiyaçsız غين نيلغ Vain, vain talk Boş şey لغو وال -لغوغ Weariness, fatigue Yorgunluk, bıkkınlık, usanç لغب بولغ Surely one gone astray Gerçekten azgın غوي ويلغ For other than Başkası için ر غرييغل Surely disobedients

Gerçekten fasıklar, günahkarlar قون فسقلفاس

Surely disobedients Gerçekten fasıklar, günahkarlar فسق نيقلفاس

Indeed those who do Gerçekten yapanlar لون فعللفاع To turn away Çevirdi, döndürdü لفت لفت - تلفي To his servant Gencine, yardımcısına فيت اهفتل We would open Açardık 1 فتح الفتنح To his servants Uşaklarına فيت انهيتفل Indeed rejoicing Çok sevinen فرح لفرح For /to pharaoh Firavuna نوعرفل Their modesty Edep yerlerini وجهم فرجفرل A party, group Bir grup لفريقا فرق It would have corrupted Bozulurdu 1 فسد تدلفس They (dual) would have corrupted

Bozulurdu (ikil) 1 ا فسدتدلفس Surely disobedience, sin Gerçekten fısk, günah فسق قسلف You would have lost courage Korkardınız م فشللتلفش For/to his bounty, favor Onun lütfu için فضل هلفضل Indeed in it, there is Elbette içinde, var يي لفل ف = In a crowd Bir arada يفا لففلف

Meeting Karşılaşma, toplanma قاء لقيقاء -لل Meeting with us Bizim karşılaşmaya ا لقيقاءنل Meeting with him Onunla karşılaşma لقي هقائل

Page 397: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

392

Meeting with me Benimle karşılaşma قاءي لقيل They would fight you Sizinle savaşırlardı 3 قتل لوكملقات Indeed Elbette gücü yeten قدر رلقاد Surely those who have power Elbette gücü yetenler ون قدررلقاد He would say Derdi, söylerdi 1 لقال قول They would say Derlerdi, söylerlerdi 1 لقالوا قول He caused them to meet, granted

Onları karşılaştırdı, verdi 2 لقي ملقاه

For/to fight, war Savaşa, savaş için ال قتلتقل Indeed, surely Mutlaka, muhakkak لقد

All-Powerful Gerçekten gücü yeten قدر يرلقد Surely Quran Gerçekten Kur’an ءان قرألقر Surely an oath Gerçekten bir yemin قسم ملقس It would be executed, finished Yapılmış olurdu, bitirilirdi 1 قضي يلقض We would cut Keserdik 1 ا قطعنلقطع We would say Derdik, söylerdik 1 ا قوللقلن For/to your hearts Kalplerinize, kalpleriniz için قلوبكم قلبل Lukman (pbuh) Lokman (AS) انلقم

They met Karşılaştılar 1 ا لقيلقوا -لقو They met you (pl) Sizinle karşılaştılar 1 لقوكم لقي Indeed the word Gerçekten sözü ل قوللقو For/to their word Onların sözüne هم قوللقول For/to a nation, people Bir kavme, millete م قومقول For/to your nation, people Senin kavmine, kavmin için قوم كمقول For/to your (dual) nation, people

Siz ikinizin kavmine ا قومكممقول For/to his nation, people Onun kavmine قوم همقول For/to their nation, people Onların kavmine هم قوممقول

Page 398: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

393

Strong, powerful Güçlü قوي لقوي To meet Karşılaştı 1 لقي لقى -لقيي They (dual) met Karşılaştılar (ikil) 1 ا لقييلق

You (pl) met Karşılaştınız 1 لقي ميتلق

We suffered Yorgun düştük 1 ا لقيينلق

For you, to you Senin için لك For you, to you (fm) Senin için (kadın) لك Surely the liars Gerçekten yalancılar ون كذببلكاذ Certainly they dislike Kesinlikle sevmeyenler ون كرهلكاره Indeed the disbelievers Gerçekten kafirler ون كفررلكاف He would have been Olurdu 1 لكان كون Indeed it is great, heavy, difficult

Şüphesiz büyüktür, ağırdır ة كربلكبري Surely your great one, leader Şüphesiz büyüğünüz كرب كملكبري Surely the book Gerçekten kitap كتب ابتلك For/to many Çoğu için, çoğuna ري كثركثل We would cover, remove Örterdik 4 ا كفرنلكفر Indeed very ungrateful Gerçekten çok nankör كفر لكفور For/to all Hepsi için كل كللكل -لل

For/to the words Kelimelere, kelimeler için كلم اتمكلل For/to his words

Onun kelimelerine, kelimeleri için كلم هاتمكلل

For you, to you (pl) Sizin için لكم For you, to you (dual) Siz ikiniz için الكم However, but, except Fakat, lakin نلك- نلك We would have been Oluruz, olurduk 1 ا كونلكن But we Fakat biz انلك I would have been Olurum, olurdum 1 كون لكنت

Page 399: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

394

You (pl) would have been Olursunuz, olurdunuz 1 م كونلكنت But you (pl) Fakat siz كمنلك But he Fakat o هنلك But they Fakat onlar مهنلك Surely ungrateful Çok nankör 1 كند ودلكن But I Fakat ben ىنلك So that it does Olması için كيل

So that it does not Olmaması için لاكيل

For righteous ones Đyiler için ال بررارلرب Surely Hereafter Gerçekten ahiret ة لال أخررةلال -خرخ For the later ones Sonrakiler için ال أخرلرينخ To the chins Çenelere ال ذقنلذقان For/to earth Yere, yer için ال أرضضلر For/to Islam Đslam için, Đslam’a سلم الالملس For those who eat Yiyenler için ال أكللنيلك For creatures Yaratıklar için ال أمناملن For man, mankind Đnsan için أنس اللاننس For/to those who turn (to Him) Yönelenler, tevbe edenler ال أوبلابنيو For/to belief, believing Đmana, iman için أمن اللانمي He would have stayed Kalırdı, dururdu 1 للبث لبث We would have obscured

Karıştırırdık, şüpheye düşürürdük 1 ا سلبنسللب

For/to human, mankind Beşer için, insan için ر بشرشلبل For righteousness Takva için, sakınma için ى وقيقولتل For them (fm), to them Ki onlar için (dş) يلتل

To the mountain Dağa ل جبلبلجل Upon the forehead Alnına بني جنبلجل

Page 400: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

395

Surely they would have persisted

Kalırlardı, bocalarlardı 1 وا جلجللج For/to war Harp için, savaş için, savaşa ب حربرلحل Surely the best Şüphesiz en güzel ى حسننسللح Surely the truth Elbette haktır, gerçektir لل حقققح For/to truth Hak için, hakka حقق قلحل To disciples Havarilere حور ناريولحل For the living Diri olan için حيي يلحل For traitors Hainler için خون ننيائلخل For/to evils (pl), vicious Pisler için (dş) خبث بيثاتلخل For/to evils, vicious Pisler için خبث نيبيثلخل For coming out Çıkış için وج خرجرلخل For/to good deeds Hayır için ر خرييلخل Indeed the house Mutlaka ev دور ارللد For/to religion Din için ين دينلدل For those who remember Zikredenler için ذكر رينلذاكل For male Erkek için لذكر ذكرل A remembrance, admonition Zikir için, anma için, öğüt için لذكر ذكرل Indeed he Muhakkak ki o يللذ For him, to him Ki onun için يلذل Indeed they Muhakkak ki onlar ينللذ

For them, to them Ki onlar için ينلذل Of visions Rüya için, rüya ا رأييؤلرل For/to men Adamlar için, erkekler için ال رجلجلرل For/to Most Gracious Rahman için, Rahman’a ن رحممحلرل For /to Prophets Peygamberler için ل رسلسلرل For /to the Prophet Peygamber için ول رسلسلرل

Page 401: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

396

For zakat, alms Zekat için, zekata زكو كاةلزل For the one who asks Đsteyen için, isteyici için ل سألائلسل For those who ask Đsteyenler için, isteyiciler için سأل نيلائلسل For the (final) hour Kıyamet saati için سوع ةاعلسل Of forbidden Haram için سحت تحلسل For/to peace Barışa لم سلملسل In order to listen Dinlemek için ع مسعملسل For travelers Yolcular için سري ةاريلسل For those who drink Đçenler için شرب اربنيلشل For/to the sun Güneş için, güneşe س مشسملشل For testimony Şahitlik için شهد ةادهلشل To scalding Yakmaya ى شويولشل For devils, satans Şeytanlar için ني شطناطيلشل For devil, satan Şeytan için شطن طانيلشل For those who endure Sabredenler için صرب ابرينلصل For/to prayer Namaz için, namaza صلو الةلصل For those who circumambulate

Tavaf edenler için طوف نيفلطائل For transgressors Azgınlar için ل طغيلنيطاغ For/to good women Temizler kadınlar için طيب اتبلطيل Fr good men Temizler için, temizlere طيب بنيلطيل For oppressors, wrongdoers Zalimler için ظلم نيملظالل For/to servants, worshippers

Abidler için, kulluk edenler için عبد ينابدلعل

For the worlds Alemler için, alemlere علم نيالملعل For those who know Alimler için, bilenler için علم نيماللعل For/to servants, worshippers Kullar için, kullara عبد ادبلعل To difficulty Zorluğa عسر ىلرسلع

Page 402: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

397

For those gone astray Azgınlar için غوي اوينلغل For/to unseen Gayb için, gaybe ب غيبيلغل For the poor Fakirler için, fakirlere اء فقرلفقرل For the hardness Katılığı için قسو ةيلقاسل For/to fight, war Savaş için ال قتلتلقل For the moon Ay için ر قمرلقمل For/to a nation, people Kavim için, topluluk için م قوملقول For disbelievers Kafirler için كفر رينلكافل For/to books Kitaplar için, kitaplara ب كتبلكتل For/to lie Yalan için, yalana كذب لكذبل For/to denial, disbelief Küfür için, küfre لكفر كفرل For/to believing women Mümin kadınlar için أمن اتنمؤلمل For/to believers Müminler için أمن ننيمؤلمل For righteous ones Sakınanlar için وقي نيقتلمل For the arrogant Büyüklenenler için كرب رينكبتلمل For those who discern Đşaretten anlayanlar için وسم نيمسوتلمل For criminals Suçlular için جرم نيرمجلمل For those with good deeds Đyilik yapan kadınlar için حسن اتسنحلمل For those with good deeds Đyilik yapanlar için حسن سننيحلمل Those who are left behind Geride bırakılanlara خلف نيلفخلمل For/to transgressors Aşırı gidenler için سرف نيرفسلمل For/to Muslims Müslümanlar için سلم نيملسلمل For polytheists Müşrikler için شرك نيركشلمل For those who pray Namaz kılanlar için صلو لنيصلمل For those who give less Hile yapanlara طفف نيطففلمل For divorced women Boşanmış kadınlar için طلق طلقاتلمل

Page 403: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

398

Wayfarers in desert Çölde yaşayanlar قوي قوينلمل For those who deny Yalanlayanlar için كذب كذبنيلمل For/to chiefs Đleri gelene مأل اللمل For/ to angels Meleklere, melekler için ملك كةالئلمل For the firmly believers Kesin inananlar için ن يقنوقلملني For humans, mankind Đnsanlar için, insanlara اس سنولنل For lookers, observers Bakanlar için نظر ريناظلنل For/to Prophets Peygamber için نبأ بىلنل For/to women Kadınlar için, kadınlara اء نسوسلنل For Allah, to Allah Allah için, Allah’a ait لهل Indeed the right way Gerçekten hidayet, doğru yol ى هديدلله For/to parents Ana-baba için ن ولديداللول For/to orphans Yetimler için ى يتمامتليل For/to ease Kolaylık için, kolaylığa ى يسررسليل Did not Değil, olmadı لم Why, what for Niçin? Neden? ما = ل لم

For/to a believer Bir mümin için ن أمنمؤمل All together Hepsini, toptan, hep beraber الم When, at that time O zaman ki الم

Indeed that Gerçekten o şey اا لمل م = For/to that thing Niçin, şunun için ki اما = ل لم

Why, what for Niçin? Neden? اذاماذا ل= لم Indeed those who test Gerçekten imtihan edenler بلو نيلتبلم the resurrected ones Elbette diriltilenler وثون بعثعبلم Surely despairing ones Ümit kesmiş olanlar بلس سنيلبلم You (pl) blamed me Beni kınadınız 1 ني لومنتلم

Page 404: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

399

For/to likes of Benzerine, benzeri için ثل مثلمل For/to likes of him Onun benzerine مثل هثلمل Surely a reward Gerçekten sevap ثو ثوبةلمب Surely they are gathered, will gather

Mutlaka toplananlar, toplanacaklar ون مجعوعمجلم

Surely insane Gerçekten mecnun, deli ون جنننجلم Twinking of eye Göz kırpması ح ملحلم Indeed screened Gerçekten perdelenmişler ون حجبوبجحلم Those who are made present

Hazır bulundurulanlar, bulundurulacaklar ون حضررضحلم

Surely the one who gives life Gerçekten dirilten, yaşatan ي حييحلم Surely encompasser, will encompass

Muhakkak kuşatan, kuşatacak يطة حيطحلم

Surely those who are driven out

Mutlaka çıkarılanlar, çıkarılacaklar ون خرججرخلم

Indeed they will be overtaken Mutlaka yetişilenler, yetişilecekler كون دركردلم

To Median Medyen’e نيدمل Those who are called to account

Hesaba çekilenler, çekilecekler ون دينيندلم

Those turned back, will be turned back

Döndürülenler, döndürülecekler ون رددوددرلم

Truly those who are sent Gerçekten gönderilenler, elçiler لون رسلسرلم

To criticize mockingly Kusur aradı 1 ملز زلم- زلمي Slanderer Gözü kaşı ile eğlenen ملز ةزلم To touch Dokundu 1 ملس سلم- سلمي Foe the needy Miskinler için سكن نياكسمل To place of rest Karar yerine قرر قرتسمل Surely a masjid Gerçekten mescid سجد جدسلم Surely we would have transformed them

Başka yaratıklara dönüştürürdük 1 م مسخاهنخسلم

Indeed corrupters Gerçekten israf edenler رفون سرفسلم It would have touched you (pl)

Size dokunurdu 1 مسس كمسلم

We touched Dokunduk 1 ا ملسنسلم

Page 405: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

400

They touched it Ona dokundular 1 ملس وهسلم

Surely polytheists Gerçekten müşriklerdir ركون شركشلم Indeed with Şüphesiz birlikte, beraber عل= لم عم Surely banished

Gerçekten uzaklaştırılmış olanlar ولون عزلزعلم

Indeed with you (pl) Mutlaka sizinle كمعلم Surely those in debt Gerçekten borçta olanlar ون غرممرغلم Indeed forgiveness Gerçekten bağışlanma ة غفررفغلم Indeed it is done Gerçekten yapılır وال فعلفعلم Surely the hatred Gerçekten nefret مقت قتلم Surely the plot, plan Gerçekten tuzak, hile مكر كرلم It would have been filled Dolardı 1 مأل ئتللم Surely you filled Mutlaka doldun 1 مأل ئتللم Small faults Küçük kusur ملم ملم Indeed from Gerçekten şunlardan نن = ل ملم Indeed who Gerçekten kim نلمنل م = For/to whom O kişi için ki نن= ل ممل Surely their savior, save them Onları kurtaran, kurtaracak م جنووهجنلم Those who turn Dönenler ون قلببنقللم Indeed from you (pl) Gerçekten sizden كنلمكمنم= ل م Surely they are guided, will be guided

Elbette doğru yolu bulanlar, bulacaklar ون هديدتهلم

For their destruction Onların helaki için هم هلككلهمل Indeed the expanders Elbette genişletenler ون وسععوسلم For/to Moses (pbuh) Musa’ya (AS) ىوسمل Surely their promised place Onların vaad edilmiş yeri م وعدهدعولم Surely we will pay back in full

Onlara tamamen ödeyenler, ödeyecek م ويففوهولم

Indeed they are dead, will be dead

Muhakkak ölüler, ölecekler ون موتتيلم

Page 406: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

401

For/to appointed time Tayin edilen vakte وقت يقاتمل For/to our appointed time Tayin ettiğimiz vakte ا وقتنيقاتمل Will not, never Olmayacak, asla لن Surely we will believe Mutlaka iman edeceğiz 4 أمن ننمؤلن For us, to us Bize, bizim için, bize ait الن Surely we bring to you Mutlaka sana getiririz 1 أيت النكنيت Surely we bring to them Mutlaka onlara getiririz 1 أيت مالنهنيت Indeed advisors

Elbette öğüt verenler, nasihat edenler ون نصححاصلن

Surely deviating ones Elbette sapanlar ون نكبباكلن Surely it would have been thrown

Elbette atılırdı 1 بذ نبذلن Surely we test you (pl) Mutlaka sizi deneriz, sınarız 1 كم بلونلوبلن So that we test them Onları denememiz için 1 بلو بنملهلو Surely we settle them Elbette onları yerleştiririz 2 م بوأهئنوبلن For a prophet Bir nebi/peygamber için نبأ بينل Surely we will attack him at night

Elbette ona gece baskını yapacağız 2 بيت هنتيبلن

For us to clarify Açıklamamız için 2 بني نيبنل For us to clarify it Onu açıklamamız için 2 بني هنيبنل You dealt gently Yumuşak davrandın 1 لني نلت Surely we will take Mutlaka ediniriz, edineceğiz 8 ذن أخذختلن For us to make firm Sağlamlaştırmamız için 4 ثبت تثبنل Indeed we will recompense Elbette karşılığını vereceğiz 1 جزي نزيجلن Indeed we will recompense them

Mutlaka onlara karşılığını veririz

لنجزينهم جزي 1For us to make you Seni kılmamız için 1 جعل لكعجنل For us to make him Onu kılmamız için 1 جعل لهعجنل For us to make her Onu kılmamız için 1 ا جعللهعجنل Surely we will burn him Elbette onu yakacağız 4 حرق هقنرحلن

Page 407: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

402

Indeed we will gather them Mutlaka onları toplayacağız 1 م حشرهنرشحلن Surely we will make them present

Mutlaka onları hazır edeceğiz 4 م حضرهنرضحلن Let us bear Yüklenelim 1 ل محلمحلن Indeed we, surely we Gerçekten biz نحلن For us to give life Diriltmemiz için 1 حيي يىحنل Surely we will give him life Mutlaka onu diriltiriz 1 حيي هنييحلن For us to drive out Çıkarmamız için 4 خرج رجخنل Surely we drive out Mutlaka çıkarız 4 خرج نجرخلن Surely we drive you out Mutlaka seni çıkarırız 4 خرج كنرجخلن Surely we drive you (pl) out Mutlaka sizi çıkarırız 4 كم خرجنرجخلن Surely we drive them out Mutlaka onları çıkarırız 4 م خرجهنرجخلن Surely we will make them enter

Mutlaka onları sokarız 4 م دخلهلنخدلن Surely we would remove Giderirdik, ortadan kaldırırdık 1 ذهب نبذهلن Indeed we will make taste Mutlaka tattırırız 4 ذوق يقنذلن Indeed we will make them taste

Mutlaka onlara tattırırız 4 ذوق مهيقنذلن For us to make them taste Onlara tattırmamız için 4 م ذوقيقهذنل Indeed we see you Gerçekten seni görürüz 1 رأي اكرلن Indeed we see him Gerçekten onu görürüz 1 ا رأياهرلن Surely we will stone you Mutlaka sizi taşlarız 1 كم رجمنمجرلن For us to send Göndermemiz için 4 ل رسلسرنل Surely we will send Mutlaka göndereceğiz 4 رسل لنسرلن For us to show you Sana göstermemiz için 4 رأي كرينل For us to show him Ona göstermemiz için 4 رأي هرينل We would have sent down Đndirirdik 2 ا نزللنزلن Surely we will ask Elbette soracağız 1 سأل ئلنسلن - سالنلن Surely we will ask them Elbette onlara soracağız 1 م سألهئلنسلن

Page 408: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

403

Surely we will drag Elbette sürükleyeceğiz ا سفعفعسلن Indeed we will settle you (pl) Elbette sizi yerleştireceğiz 4 سكن كمننكسلن For us to surrender Teslim olmamız için 4 سلم ملسنل Surely we endure Elbette sabrederiz 1 ن صرببرصلن Indeed we give charity Mutlaka sadaka veririz 5 صدق قندصلن For us to make deviate Çevirmemiz için 1 صرف رفصنل Indeed we think you Gerçekten seni sanıyoruz 1 ظنن كظنلن For us to worship Kulluk etmemiz için 1 عبد دبعنل Surely we know Elbette biliriz 1 علم لمعلن For us to know Bilmemiz için 1 علم لمعنل For us to teach him Ona öğretmemiz için 1 علم هلمعنل How good, excellent Ne güzel نعم مل= لنع منع We will let you overpower them

Elbette seni onlara galip kılarız 4 غرو كنريغلن

For us to test them Onları sınamamız için 1 م فنتهنفتنل It would have exhausted Biterdi, tükenirdi 1 نفد دفلن For one soul Bir kişi için فس نفسنل For us to cause corruption Bozgunculuk yapmamız için 4 فسد فسدنل For himself Kendisi için نفس فسهنل For myself Kendim için فسي نفسنل Surely we tell, narrate Mutlaka anlatırız 1 قصص نقصلن Indeed we will say Mutlaka deriz, diyeceğiz 1 قول قولنلن Surely we will cover, remove Mutlaka örteceğiz 2 ن كفركفرلن Indeed we will be Mutlaka oluruz, olacağız 1 كون نكونلن Indeed we will inform Mutlaka haber veririz 4 نبأ ئنبنلن Surely we will save him Elbette onu kurtaracağız 2 جنو هنيجنلن Surely we pull out Mutlaka çekip çıkarırız 1 نزع نزعنلن

Page 409: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

404

Surely we will scatter Mutlaka onu savuracağız 1 نسف نلنهسفن Surely we will help

Mutlaka yardım ederiz, edeceğiz 1 نصر نلنرص

Surely we will help you (pl) Mutlaka size yardım ederiz 1 كم نصرنرصنلن For us to look, see Bakmamız için, görmemiz için نظر ظرننل For us to guide ourselves Doğru yolu bulmamız için 8 هدي يدتهنل Surely we will guide Mutlaka ileteceğiz 1 م هديهنيدهلن Surely we will destroy Mutlaka helak edeceğiz 4 هلك كنلهلن To his light Onun nuruna نور ورهنل Surely we will turn you Mutlaka seni döndürürüz 2 ويل كنليولن For him, to him Onun için, ona (er) له For her, to her, for them

Onun için, ona (dş), onlar için, onlara (çğ) اله

Surely the one who guides, guides

Mutlaka ileten, yol gösteren, iletir هدي ادله

Flame Alev ب هلبله He would have guided you (pl)

Sizi doğruya iletirdi 1 اكم هديدله Would have been demolished Yıkılırdı 2 ت هدممدله He would have guided Doğruya iletirdi 1 ى هديدله Surely a guide Şüphesiz yol gösterici ى هديدله We would have guided you (pl)

Sizi doğruya iletirdik 1 هدي نيداكمله We would have guided them Onları doğruya iletirdik 1 م هدياهنيدله For this, to this Bunun için, buna ذاهل For them, to them Onlar için, onlara مله For them, to them (dual) O ikisi için, o ikisine امله He determined, plotted Düşündü, kurdu 1 مهم تمله For them, to them (fm) Onlar için, onlara (dş) نله Play, amusement Oyun, eğlence هلو وله- وا -لهوله Indeed she, it Gerçekten o ل= لهى ىه

Page 410: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

405

If Eğer لو - لو Scorching Yakan, kavuran ة لوحاحلو Indeed one Gerçekten tek, bir وحد داحلو Under shelter Siper ederek اذا لوذول Fertilizing ones Aşılayıcılar, döllendiriciler لقح حاقلو Surely it will occur Gerçekten olan, olacak وقع عاقلو For/to my parents Ana-babam için ولد ىدالول For/to your parents Senin ana-babana ولد كيدالول For/to his parents Onun ana-babasına ولد هيدالول Self blaming Kınayan لوم ةاملو Indeed they would find Bulurlardı 1 وا وجددجلو For/to his face, his sake Yüzü için, rızası için وجه هجول Tablet, plate Levha ح لوحلو Lot (pbuh) Lut (AS) لوطا - لوط For/to its time Onun zamanına, zamanı için ا وقتهقتول For its occurrence Onun oluşuna ا وقعهتقعول If not, shouldn’t it be

Değilse, olmasaydı, olması gerekmez mi

لوال

They turned back Geri döndüler 2 ا ويللوا - لولولو You turned back Döndün, dönerdin 2 ويل تليلو You (pl) turned back Döndünüz, dönerdiniz 2 ويل تليلوم To his protector Onun velisine ويل هيلول Blaming Kınama ة لومملو Blame (imp, pl) Kınayın 1 وا لوملوم Color Renk ن لونلو

Its color Onun rengi ا لونهنلو They turned aside Çevirdiler 2 ا لووولو

Page 411: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

406

For me, to me Bana, beni, benim için يل- يل So that it will be permitted Đzin verilmesi için 1 ذن أذنؤيل Surely he will believe Mutlaka iman edecek 4 أمن ننمؤلي Surely they will believe Mutlaka iman edecekler 4 أمن ننمؤلي For him top believe Đman etmesi için 4 وا أمننمؤيل Indeed despairing Gerçekten ümitsiz يأس ئوسلي Twisting Eğip bükerek ا لويلي Surely it would come to them Mutlaka onlara gelirdi 1 أيت ماليهنيت Surely it would come to me Mutlaka bana gelir 1 أيت يالينيت For him to take Alması için, tutması için 1 أخذ يذالخ For them to take it

Onu almaları için, tutmaları için 1 أخذ يالذوهخ

For them to eat Yemeleri için 1 أكل يكلواال Surely they eat Gerçekten yerler 1 أكل كلونالي Nights Geceler, geceleri ال ليللي– الليى - ياللي

For him to test Denemesi için 8 بلو يلتبيل For him to test you (pl) Sizi denemek için 8 كم بلويلتبيل Surely he will change them Mutlaka onları değiştirir 2 بدل مهلندبلي For him to make it apparent Açıklaması için 4 بدو يدبيل He lags behind Geride kalır 2 بطأ طئنبلي Surely he will send Mutlaka gönderecek 1 بعث ثنعبلي Certainly oppress Haksızlık eder 1 ي بغيغبلي So that it reaches Ulaşması için 1 لغ بلغبيل For him to test Denemesi için 1 ا بلولوبيل For him to test you (pl) Sizi denemesi için 1 كم بلولوبيل Indeed he will test you (pl) Mutlaka sizi deneyecek 1 بلو كمنلوبلي For him to test me Beni denemek için 1 ني بلولوبيل

Page 412: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

407

For him to test Denemesi için 1 لوب يلبيل For him to clarify it Açıklaması için 2 بني نيبيل Indeed he will make clear Elbette açıklayacak 2 بني ننيبلي I wish it would Keşke تلي

For them to destroy Yıkmaları için, harap etmeleri için 2 وا تربربتيل

For him to take Edinmesi için 8 ذ أخذختيل For him to take heed Öğüt alması için 5 ذكر ذكرتيل For the to ask each other Birbirlerine sormaları için 6 اءلوا سألستيل For them to understand well Đyice anlamaları için 5 وا فقهفقهتيل For him to complete Tamamlaması için 4 متم متيل So that they profit Faydalanmaları için 5 وا متععتمتيل I wish we would Keşke olsaydık انتلي

I wish I would Keşke olsaydım نيليت

For them to repent Tevbe etmeleri için 1 توب وبتيوال For him to make firm Sabitleştirmesi için 4 ثبت تثبيل For them to bind you Seni bağlamaları için 4 ثبت وكثبتيل For them to dispute with you (pl)

Sizinle mücadele etmeleri için 3 لوكم جدلادجيل For them to find Bulmaları için 1 وجد والجدي For him to recompense Karşılığını vermesi için 1 جزي زيجيل For him to recompense you Sana karşılığını vermesi için 1 جزي كزيجيل For him to recompense them Onlara karşılığını vermesi için 1 جزي مهزيجيل For him to make Kılması için 1 ل جعلعجيل Indeed he will gather you (pl) Mutlaka sizi toplayacak 1 كم مجعنعمجلي For them to dispute with you (pl)

Size delil getirmeleri için 1 وكم حججاجحيل Surely it becomes worthless Elbette boşa çıkar 1 حبط طنبحلي To make sad Üzmesi için 1 ن حزنزحيل

Page 413: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

408

Surely it makes you sad Elbette seni üzer 1 حزن كنزحلي Surely it makes me sad Gerçekten beni üzer 1 ني حزننزحلي To establish the truth Hakkı gerçekleştirmek için 4 حقق قحيل He will judge Hüküm verecek 1 حكم كمحلي For him to judge Hüküm vermesi için 1 حكم كمحيل Surely they will swear Mutlaka yemin ederler 1 حلف فنلحلي Indeed they will bear Mutlaka yüklenecekler 1 محل لنمحلي For them to bear Yüklenmeleri için 1 محل لوالمحي For him to drive out Çıkarması için 4 خرج رجخيل For him to drive you (pl) out Sizi çıkarması için 4 كم خرجرجخيل Surely they will drive out Mutlaka çıkacaklar 4 خرج نجرخلي Surely he will drive out Mutlaka çıkaracak 4 خرج لينرجخ For them to drive you out Seni çıkarmaları için 4 خرج وكرجخيل For him to humiliate Rezil etmesi için 4 خزي زىخيل For them to ponder Đyice düşünmeleri için 5 وا دبرربديل For him refute Yok etmesi için 4 وا دحضضحديل For him to make enter Sokması için 4 ل دخلخديل Surely he will make them enter

Onları mutlaka sokacak 4 م دخلهلنخدلي For them to enter Girmeleri için 1 لوا دخلخديل For him to forsake Bırakması, terk etmesi وذر ذريل For him to take heed Öğüt alması için 5 ذكر ذكريل For them to remember Anmaları için 1 وا ذكرذكريل For them to take heed Öğüt almaları için 5 وا ذكرذكريل For him to remove Gidermesi için 4 ذهب بذهيل For him to taste Tatması için 1 ذوق ذوقيل For them to taste Tatmaları için 1 ذوقوا ذوقيل

Page 414: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

409

For him to make you (pl) taste Size tattırması için 4 ذوق يقكمذيل For him to make them taste Onlara tattırması için 4 م ذوقيقهذيل In order to strengthen Bağlaması için 1 بط ربطريل In order to increase Artması için 1 ا ربووبرلي That they may ruin them Onları helak etmeleri için 4 م رديوهدريل Surely he will give them sustenance

Mutlaka onları rızıklandıracak 1 رزق مهقنزرلي To make you (pl) pleased Sizi razı etmek için 4 وكم ورضضريل That they be pleased with him Ondan razı olsunlar için 1 ورض هوضريل Foe them to make him pleased

Onu razı etmeleri için 4 ورض هوضريل For them to see Görmeleri için 1 ا رأيوريل For him to show you (pl) Size göstermesi için 1 كم رأيرييل For him to show him Ona göstermesi için 1 رأي هرييل For him to show them (dual) O ikisine göstermesi için 1 ا رأيمهرييل So that they increase Arttırmaları için 8 وا زدداددزيل For them to make you slip Seni kaydırmaları için 4 زلق كقونلزلي Surely he will increase Mutlaka arttıracak 1 ن زيدزيدلي He is not, it is not Değil 1 ليس سلي

For him to ask Sorması için 1 ئل سألسيل Surely they will be asked Elbette sorulacaklar 1 سأل ئلنسلي For them to sadden Kötüleştirmeleri için ئوا سوأسيل Surely he will be asked Mutlaka sorulur 1 سأل ساليلن She is not, it is not Değil 1 ليس تسلي Let them ask permission (imp, pl)

Sizden izin istesinler 10 أذن نكمئذتسيل For them to hide Gizlemeleri için 10 فوا خفيختسيل Surely he will grant succession

Onların yerine mutlaka getirecek 10 م خلفهفنلختسلي

Surely they will try to scare you

Mutlaka seni korkutmak isteyecekler 10 فزز كونزفتسلي

Page 415: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

410

For them to believe firmly Kesin bilmeleri için 10 يقن نقيتسيل Surely he will be imprisoned Mutlaka zindana atılacak 1 سجن ننجسلي Surely they will imprison him

Mutlaka onu zindana atacaklar 1 سجن هننجسلي

For him to calm, soothe Sükunet bulması için 1 سكن كنسيل For him them calm, soothe Sükunet bulmaları için 1 وا سكنكنسيل They would name Đsim verirler 2 ون مسومسلي They are not Değiller 1 وا ليسسلي For them to exchange Değiştirmeleri için 8 وا شريرتشيل For them to witness Şahit olmaları için 1 وا شهددهشيل Indeed they become Mutlaka olurlar 4 صبح نبحصلي For them to avert Saptırmaları için 1 وا صدددصيل Surely they would avert them Onları saptırırlardı 1 م صددهوندصلي Indeed they will harvest it Elbette onu devşirmeleri 1 ا صرمهنرمصلي For him to mislead Saptırması için 4 ل ضللضيل Indeed he will mislead us Gerçekten bizi saptırır 4 ا ضلللنضلي For them to mislead Saptırmaları için 4 لوا ضللضيل Indeed they cause to deviate Gerçekten saptırırlar 4 لون ضللضلي For him to lose Zayi etmesi için 4 ضيع يعضيل To be obeyed Đtaat edilmek için 1 طوع طاعيل Surely he transgresses Gerçekten azgınlık yapar 1 ى طغيطغلي To extinguish Söndürmek için 4 ئوا طفأطفيل To inform you (pl) Size bildirmek için 4 كم طلععطليل For her to contend Mutmain olması için طمأ نئطميل To purify you (pl) Sizi temizlemek için 2 كم طهررطهيل For him to oppress them Onlara zulmetmek için 1 م ظلمهمظليل For him to make it prevail Onu üstün kılmak için 1 ظهر هظهريل

Page 416: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

411

For them to worship Kulluk etmeleri için 1 وا عبددبعيل For them to worship me Bana kulluk etmeleri için 1 عبد وندبعيل To make him fail Onu aciz bırakması için 4 عجز هجزعيل For him to punish Azap etmesi için 2 عذب ذبعيل For him to punish them Onlara azap etmesi için 2 م عذبهذبعيل Surely he knows Elbette bilir 1 علم لمعلي For him to know Bilmesi için 1 علم لمعيل For it to be known Bilinmesi için 1 علم يللمع Surely he knows Mutlaka bilir 1 علم نلمعلي For them to know Bilmeleri için 1 وا علملمعيل Surely they know Elbette bilirler 1 ون علملمعلي For him to forgive Bağışlaması için غفر رفغيل For him to enrage Öfkelenmesi için 1 يظ غيظغيل For them to ransom Fidye vermeleri için 8 وا فديدفتيل They would tempt you

Seni şaşırtırlar, fitneye düşürürler 1 فنت كوننفتلي

To give lie Đnkar etmesi için 1 فجر رفجيل For him to cause corruption Bozgunculuk yapması için 4 فسد فسديل For them to cause corruption Bozgunculuk yapmaları için 4 وا فسدفسديل For them to commit Günah işlemeleri için رفوا قرفقتيل For them to kill you Seni öldürmeleri için 1 قتل لوكقتيل For them to get us nearer Bizi yaklaştırmaları için 2 ا قربونبقريل Let him judge, for him to judge

Hükmetsin, hükmetmesi için 1 قض قضييل- يقضيل Let them execute (imp, pl) Yerine getirsinler, icra etsinler 1 وا قضيقضلي For it to be executed Yerine getirilmesi için 1 ى ضيققضيل For him to cut Kesmesi için 1 قطع قطعيل Let him cut (imp) Kessin 1 قطع قطعلي

Page 417: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

412

For him to say Demesi için 1 قول قوليل Indeed he will say Mutlaka der, diyecek 1 قول قولنلي Indeed they will say Mutlaka derler, diyecekler 1 قول قولنلي For them to say Demeleri için 1 قولوا قوليل Indeed they say Mutlaka derler 1 قولون قوللي For them to do, make, bring Yapsınlar, yerine getirsinler 1 قوم قوميل For them to perform Kılmaları için 4 وا قوميمقيل For them to hide Saklamaları için 1 ون كتممكتلي For him to cover Örtmesi için 2 كفر كفريل For them to disbelieve Đnkar etmeleri için 1 وا كفركفريل For him to be Olması için 1 كون كونيل For them (dual) to be Olmaları için 1 ا كونكونيل Surely he will be Mutlaka olur 1 كونا كونلي Indeed they become, will become

Mutlaka olurlar, olacaklar 1 كون نكونلي For them to be Olmaları için 1 وا كونكونيل Night Gece ل ليلل - ليلي At night Geceleyin, gece vakti ال ليللي For them to confuse Karıştırmaları için وا لبسلبسيل Night Gece لة ليللي Its night Onun gecesi ا ليللهلي In order for him to purify Arındırması için 2 حمص صحميل Surely it will touch Mutlaka dokunacak 1 مسس نسملي Surely it will touch you (pl) Mutlaka size dokunacak 1 مسس كمنسملي For them to plot Tuzak kurmaları için 1 وا مكركرميل Surely he will settle

Mutlaka yerleştirecek, sağlamlaştıracak 4 مكن نكنملي

For him to distinguish Ayırt etmesi için 1 زمي يزميل

Page 418: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

413

Gentle Yumuşak, nazik ا لنينلي Surely he will be thrown Mutlaka atılır, atılacak 1 ذن نبذبنلي Palm trees Hurma ağacı لني ةينل So that he warns Uyarması için 4 نذر رذنيل So that he warns you (pl) Sizi uyarması için 4 نذر نيكملرذ So that they are warned Uyarılmaları için 4 وا نذرذرنيل So that they warn Uyarmaları için 4 وا نذررنذيل Surely he will help Mutlaka yardım eder 1 ن نصررنصلي Surely he will help him Mutlaka ona yardım eder 1 نصر نليصهنر For them to go forth Sefere çıkmaları 1 نفر نيوالرف Let him spend (imp) Harcasın, nafaka versin 4 نفق قفنيل For him to guide them Onları doğru yola iletmesi 1 م هديهيدهيل For it to perish Helak olması için 1 هلك كلهيل For him to destroy Helak etmesi için 4 هلك كلهيل For the to prepare Hazırlamaları için ئوا وطأاطويل Surely they inspire Fısıldarlar, ilham ederler 4 ون وحيوحلي Indeed Joseph (pbuh) Gerçekten Yusuf (AS) فوسلي For/to Joseph (pbuh) Yusuf’a, Yusuf için (AS) فوسيل Surely he will pay back in full

Onlara karşılığını tam olarak verecektir 2 م ويفهنفيولي

In order for him to pay back in full

Onlara karşılığını tam vermesi için

ليوفيهم ويف 2Surely they would turn back Mutlaka geri kaçarlar 2 ويل لنولي For a day Bir gün için, bir günde م وميويم - لويل

Page 419: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

414

مPlace of return Dönüş yeri, dönülecek yer أوب ئابا – مئاباب - مم Hundred Yüz (sayı) ئة مأيم

Those turned upside down (cities)

Alt-üst olanlar (şehirler) أفك كاتفتؤم

Turned upside down Alt-üst olan كة أفكفتؤم

Those who give Verenler ون أيتتؤم

Two hundred Đki yüz ن مأييئتم

Whose time is determined Zamanı belirlenmiş ال أجلجؤم

Crier, announcer Müezzin, seslenen ذن أذنؤم

Closed over Kapatılmış وصد ةمدصؤ Those made to reconcile Isındırılan, alıştırılan ألف لفةؤم

Believer, giver of security Mü’min, iman eden, emniyet veren

مؤمن أمن

As a believer Mü’min olarak أمن مؤنام Believing women Mümin kadınlar أمن اتنمؤم

Believing woman Mümin kadın ة أمننمؤم - ةنمؤم

Believing men Mümin erkekler ون أمننمؤن - مينمؤم

Believing men Mümin erkekler أمن نينمؤم What, not, that Ne, değil, o şey ki ام Why shouldn’t you (pl); there is not for you (pl)

Size ne oluyor, sizin için yoktur

ا لكمم Water Su اء وهمم

Hundred Yüz (sayı) ائة ميأم Two hundred Đki yüz ن ميأيائتم Table spread Sofra ة ميددائم Your (fm) water Senin suyun وهم اءكم Your (pl) water Suyunuz موه امكمؤ His water Onun suyu ا وهماءها -مهاؤم

Page 420: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

415

Uses, usages Đşler, kullanışlar أرب اربم

To die Öldü 1 موت اتم - وتمي

They died Öldüler 1 وا موتاتم

That which is fulfilled Yerine gelen أيت ااميت

Magog Mecuc اموجج

What Ne اذام

Smokeless flame Dumansız ateş ارج مرجم

Rebellious Đsyankar مرد اردم

Marut Marut وتارم

Small kindnesses Küçük yardımlar ون معناعم Those who stay, wait Kalanlar, bekleyenler ثون مكثاكم - نيثاكم

Those who stay, wait Kalanlar, bekleyenler مكث نيثاكم Planners, plotters Plan yapanlar, düzen kuranlar مكر ريناكم

Eaten Yenilmiş أكل لامكو

Wealth Mal ال مولاال - مم

Those who fill, will fill Dolduranlar ون مألؤالم

Possessor, master Malik, sahip ملك كالم

Malik, angel of Hell Malik, Cehennem Meleği ملك كالم Masters, possessors Malikler كون ملكلالم

His wealth Onun malı مول الهم- الهم Why shouldn’t I, there is not for me

Bana ne oluyor ىالم My wealth Malım مول هيالم

Place of security Güven yeri, emniyet yeri أمن هنامم

That is felt secure Emin olunan أمن امونم

Their prevention, will prevent them

Onların engelleri, onları engelleyecek

مانعتهم منع Spreaders Döşeyenler ون مهدداهم

Page 421: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

416

Place of refuge, home Ev, barınak أوي اامو

Your (pl) place of refuge, home

Eviniz, sığınağınız أوي اكماوم His place of refuge, home Onun evi أوي اماهو Their place of refuge, home Onların evi, sığınağı أوي ماهاوم Place of refuge, home Ev, barınak ى أوياوم Blessed Mübarek, kutlu برك كاربكا - ماربم Blessed Mübarek, kutlu كة بركاربم He is your tester, will test you

Sizi imtihan edendir, edecektir

مبتليكم بلي

Those who test Đmtihan edenler بلي نيلتبم

Scattered Serilmiş بثث ثوثبم

Spread out Serilmiş ثوثة بثثبم That which changes Değiştiren, değiştirecek olan ل بدلدبم

That which discloses it, will disclose

Onu açığa çıkaran, çıkaracak olan

مبديه بدو

Spendthrifts Savurganlar, müsrifler بذر ذرينبم Those who are clear Uzak olanlar ون برأؤربم

Determined ones Karar verenler ون برمرمبم

Stretched out (dual) Açık, uzatılmış (ikil) بسط انوطتسبم

Bearer of good news Müjdeci بشر رشبا - مرشبم

Bearers (fm) of good news Müjdeciler (dş) بشر اترشبم اترشبم

Bearers of good news Müjdeciler بشر رينشبم

Giving visibility Gösteren بصر رصبم - بامرص

Visible Görünen, gösteren ة بصررصبم Those who see Görenler ون بصررصبم

Falsifiers Batılda olanlar, iptal edenler لون بطلطبم

Those removed far Uzaklaştırılmış olanlar ون بعددعبم

Those resurrected, will be resurrected

Diriltilenler, diriltilecek olanlar وثون بعثعبم- نيوثعبم

Page 422: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

417

Those resurrected, will be resurrected

Diriltilenler, diriltilecek olanlar بعث نيوثعبم Those in despair Ümitlerini kaybedenler ون بلسسلبم- سنيلبم

Limit of reaching Erişme yeri, sınırı لغ بلغبم

Their limit of reaching Onların sınırı, erişme yeri بلغ مهلغبم Constructed Bina edilmiş, yapılmış ة بيننيبم

Settlement place Yerleşme yeri بوأ وبام

Clear Apaçık, açıklayan بني بنيا -مبينم

Clear ones (fm) Apaçık olanlar (dş) بني اتنيبم

Clear (fm) Apaçık (dş) بني ةنيبم

You died Öldün 1 موت تم

I died Öldüm 1 موت تم

Place of repentance, return Tevbe makamı اب توبتا -مابتم

Provision, enjoyment Mal, meta, eğlence, kâr متع اعتا - ماعتم Our goods, possessions Malımız ا متعناعتم Their goods, possessions Onların malları متع مهاعتم Destroyed Yok edilen ترب ربتم Displaying Gösterişli (dş) برج اتجربتم

Those who are followed, will be followed

Takip edilenler, edilecek olanlar

متبعون تبع

Those who follow Takip edenler ون تبعبعتم Two consecutive Art arda gelen iki ن تبعيابعتتم

Inclining Meyleden جنف انفجتم

Neighboring ones (fm) Komşu olanlar (dş) جور اتاورجتم

As a strategy Bir tarafa dönme, çekilme فا حرفرحتم

Joining Birliğe katılma, mevki alma زا حوزيحتم

That which takes, chooses Edinen, edinmiş ذ أخذختم

Those who take, choose (fm) Edinenler (dş) أخذ مذاتخت

Page 423: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

418

Those who take, choose Edinenler ي أخذذختم

One on top of each other Birbirinin üzerine binmiş با ركباكرتم

Dust, earth Toz, toprak ترب ةبرتم

That which waits, waiting Bekleyen ربص صبرتم

Those who wait, waiting Bekleyenler ون ربصصبرتم - نيصبرتم

Those who wait, waiting Bekleyenler ربص نيصبرتم Dead from falling Düşerek ölen ة ردييدرتم Wealthy Zengin, varlıklı ف ترفرتم

Its wealthy people Onun zenginleri ا ترففوهرتم- تاميهفر The wealthy Zenginler ترف نيفرتم

Their wealthy ones Onların zenginleri ترف يهمفرتم Resembling, similar Benzer شبه ابهشتا - مابهشتم Resembling, allegorical

Müteşabihler, anlamı kesin olmayanlar

متشابهات شبه

Quarreling Birbiriyle çekişenler ون شكسساكشتم

Broken, cracked Çatlamış ا صدععدصتم Women who give charity Sadaka veren kadınlar صدق قاتدصتم

Men who give charity Sadaka veren erkekler صدق نيقدصتم Who purify themselves Temizlenenler طهر رينطهتم

To give provision, let enjoy Nimet verdi, faydalandırdı متع عتم- عتمي Most high Çok yüce ال علوعتم

You gave provision Nimet verdin, faydalandırdın 2 متع تعتم

I gave provision Nimet verdim, faydalandırdım 2 متع تعتم You gave them provision Onları faydalandırdın 2 متع مهتعتم Intentionally Đsteyerek, taammüden ا عمددمعتم We gave provision Nimet verdik, faydalandırdık 2 ا متعنعتم

We gave him provision Onu faydalandırdık 2 متع ماهنعت

Page 424: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

419

We gave them provision Onları faydalandırdık 2 متع ماهنعتم Give (imp, pl) them (fm) provision

Onları (dş) faydalandırın 2 متع نوهعتم

Different Ayrı, farklı فرق قةفرتم

Different Ayrı, farklı (çğ) قون فرقفرتم

Facing each other Karşılıklı قبل نيقابلتم

Places you move around Dolaştığınız yer قلب كمقلبتم

Righteous ones Sakınanlar, korunanlar قون وقيتم- نيقتم Righteous ones Sakınanlar, korunanlar وقي نيقتم Sofa, ottoman Yaslanacak yer كئا وكأتم Reclining ones Yaslananlar ون وكأؤكتم- نيئكتم

Reclining ones Yaslananlar وكأ نيئكتم Reclining Yaslanan كأ وكأتم

Supreme, arrogant Mütekebbir, büyüklenen كرب ركبتم Arrogant ones Mütekebbirler, büyüklenenler كرب رينكبتم

Those who take burden Đddia edenler, yükümlülüğe girenler

متكلفني كلف

Two receivers Đki alıcı لقي انلقيتم

You (pl) died Öldünüz 1 موت متم

You (pl) died Öldünüz 1 موت متم

We died Öldük 1 ا موتنتم

Aspirers Đmrenenler, yarışanlar ون نفسسافنتم

Those who discern Anlayabilenler وسم نيمسوتم

Who will make you die Seni vefat ettireceğim, öldüreceğim

متوفيك ويف Those who put their trust Tevekkül edenler وكل كلون موت- نيكلوتم

Those who put their trust Tevekkül edenler وكل نيكلوتم When Ne zaman ىتم

Strong, firm Sağlam, kuvvetli منت نيتم

Page 425: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

420

Place of return Sevap için toplanma yeri ة ثوبثابم

Oft-repeated Tekrarlanan ثنو ثاني م - ثانيم Destroyed Harap edilmiş ثرب ورثبا -مورثبم

Weight Ağırlık ثقال ثقلثقال - مم

Burdened, laden Yükü ağır olan ثقلة ثقلم

Burdened, laden ones Yükü ağır olanlar ثقلون ثقلم

Example, likeness Benzetme, misal, örnek Gibi ثل مثلثال - مم

Similar ones Benzerler مثل ثالتم

Like you (pl) Sizin gibi مثل ثلكمثلكم - مم Like us Bizim gibi ا مثلثلنا -مثلنا - منثلم Like him Onun gibi مثل هثلم- ثلهم- ثلهم Like her Onun (dş) gibi ا مثلثلها -مثلها - مهثلم Like them Onlar gibi م مثلثلهم -مثلهم Like them (fm) Onlar (dş) gibi مثل نثلهم Optimal, superior Üstün ثلى مثلم

Exemplary örnek ثلى مثلم Twice of it Onun iki katı ا مثلهثليم Twice of them Onların iki katı مثل همثليم Two Đkişer ى ثنوثنم

Resting place, abode Ev, yer, durak, konaklama yeri

مثوا ثوي

Your (pl) abode Sizin eviniz ثوي اكمثوم Their abode Onların evi ثوي اهثوم My abode Benim evim ثوي اىثوم Reward, recompense Mükafat, ödül ة ثوبثوبم Resting place, abode

Ev, yer, durak, konaklama yeri

مثوى - مثوى ثوي Assemblies Meclisler س جلسالجم

Page 426: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

421

Those who strive Cihat edenler ون جهدداهجي -مداهجمن Those who strive Cihat edenler جهد ينداهجم Those who gather Toplananlar ون مجععمتجم

Interrupted, cut off Kesilen, biten جذذ ذذوجم Course, flowing Akma, gitme ا جريرجم

Its course, flowing Onun akıp gitmesi, akış yeri ا جرياهرجم - رجاميه Guilty, criminal Suçlu جرم رمجا -مرمجم

Guilty ones, criminals Suçlular ون جرمرمجم - نيرمجم

Guilty ones, criminals Suçlular جرم نيرمجم Its guilty ones, criminals Onun suçluları ا جرميهرمجم Place of gathering, junction Birleşme yeri, toplanma yeri مجع عمجم

That which is gathered Toplanılan مجع وعمجم

Those who are gathered Toplanılanlar ون مجعوعمجم

Mad, covered Deli, cinlenmiş ون جنننجم

Magians, fire-worshippers Mecusi, ateşe tapan جمس سوجم That which responds Đcabet eden, kabul eden جوب جيبم

Those who respond Đcabet edenler ون جوبجيبم

Glorious Şerefli, yüce جمد دجيم Chambers, fortresses Mihrablar, kaleler حرب اريبحم

Strength Güç ال حملحم Love Sevgi, muhabbet ة حبببحم

Attended Hazır bulunan حضر رضتحم

Builder of cattle fold Ağıl bekçisi ر حظرظتحم

Screened ones, veiled Perdelenmiş olanlar ون حجبوبجحم

Forbidden Yasaklanmış, haram ورا حجرجحم

New Yeni حدث ثدحم

Page 427: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

422

Feared Sakınılacak, korkunç ذورا حذرحم

Chamber Mihrab, mabed, oda اب حربرحم

Freely, devotedly Serbestçe, adanmış olarak را حرررحم

Forbidden , sacred Haram, yasak, hürmetli حرم مرحا -ممرحم Forbidden Haram, yasak, hürmetli ة حرممرحم Deprived Mahrum حرم ومرحم

Deprived ones Mahrum olanlar ون حرمومرحم

Good-doer Đyilik yapan, ihsan eden حسن سنحم

Good-doers (fm) Đyilik yapanlar, ihsan edenler (dş)

محسنات حسن

Good-doers Đyilik yapanlar, ihsan edenler ون حسنسنحم - سننيحم

Good-doers Đyilik yapanlar, ihsan edenler حسن سننيحم Insolvent Çaresiz, müflis ورا حسرسحم

Assembled Toplanmış ة حشرورشحم

To purify Temizledi 2 حمص صحم- يصحم Free, chaste women; married women

Hür, iffetli kadınlar; evli kadınlar

محصنات حصن Fortified Kaleli, kale içinde حصن ةنصحم

Chaste ones Namuslu حصن ننيصحم

Presented, brought Hazır edilen, getirilen ا حضررضحم Presented ones, brought ones

Hazır edilenler, getirilenler ون حضررضحم - رينضحم

Presented ones, brought ones

Hazır edilenler, getirilenler حضر رينضحم Restricted Kapalı, yasaklı ا حظرظورحم Protected, guarded Korunmuş فوظ حفظحم- حفوظام

To destroy Mahvetti حمق قحم- قحمي Precise ones Kesin olanlar حكم اتكمحم

Precise Kesin ة حكمكمحم Place, destination Yer, mahal ل حللحم

Page 428: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

423

Shaved Tıraş olmuş حلق نيلقحم

Its place, destination Onun yeri حلل لهحم Their place, destination Onun, onların yeri ا حلللهحم Permitted Helal edilen لي حللحم

Muhammed (pbuh) Muhammed (SAV) محد دمحم- دمحم

Praised Öğülmüş ودا محدمحم

We eliminated Mahvettik, sildik, yok ettik ا وحمنوحم

Giver of life, will give life Dirilten, yaşatan, diriltecek ى حييحم Living, life Yaşama, hayat ا حيييحم

Their life Onların yaşamaları, hayatları حيي ماهيحم My life Hayatım, yaşamam حيي اىيحم Place of escape Kaçış yeri يص حيصحا - ميصحم

Menstruation Ay hali يض حيضحم Encompassing Kuşatan, kaplayan يط حوطحيطا -محم Encompassing, will encompass

Kuşatan, kaplayan يطة حوطحم

Giver of life, will give life Yaşatan يي حييحم

Pains of childbirth Doğum sancısı ضخم اضخم Humble ones Alçak gönüllüler خبت نيبتخم

Self-conceited, boasting Öğünen ال خيلتخاال - متخم Different, varying Farklı خلف فلتخفا - ملتخم

Different ones, varying Farklı olanlar, ihtilaf edenler فون خلفلتخم - نيفلتخم

Different ones, varying Farklı olanlar, ihtilaf edenler خلف نيفلتخم Sealed Mühürlü وم ختمتخم

Forsaken Unutulmuş ذوال خذلخم Exit Çıkış خرج جرخم

That which drives out Çıkaran خرج رجخم

Page 429: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

424

Exit Çıkış yeri جا خرجرخم

Those driven out Çıkarılanlar ون خرججرخم- جنيرخم

Those driven out Çıkarılanlar خرج جنيرخم That which disgraces, will disgrace

Rezil eden زي خزيخم

Those who give less Eksik verenler سر خسرخمين

Green Yemyeşil ة خضررضخم

Thornless Dikensiz خضد دوضخم Those made eternal Ebedilik verilenler ون خلدلدخم

Chosen Seçilmiş لصا خلصخم

Sincerely Halis kılarak صا خلصلخم

Chosen ones, made sincere Seçilmişler, ihlaslı kılınmışlar ون خلصصلخم- نيصلخم

Chosen ones, made sincere Seçilmişler, ihlaslı kılınmışlar خلص نيلصخم Breaking his word, will break Sözünden dönen خلف فلخم Those left behind Geride bırakılanlar لفون خلفخم Those left behind Geride bırakılanlar خلف نيلفخم

Formed, shaped Biçimlendirilmiş خلق لقةخم

Hunger Açlık ة مخصصمخم

To extend, spread Yaydı, uzattı 1 مدد دم- دمي

Extension Süre ا مدددم

Cities Şehirler ن مدنائدم

Ink Mürekkep ادا مدددم

Turning his back, fleeing Arkasına dönerek, kaçarak برا دبردم

Those who arrange Yönetenler, idare edenler دبر اتربدم

Turning their backs, fleeing Arkasına dönerek, kaçarak (çğ)

مدبرين دبر

Which is spread Dümdüz edildi مدد تدم

Their term Süreleri, müddetleri مدد همتدم

Page 430: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

425

Who covers himself Örtüsüne bürünen دثر ثردم

Losers Kurada kaybedenler دحض نيضحدم

Rejected, repelled Kovulmuş ورا دحرحدم

Entrance Giriş ل دخلخدم - ال مخد

Entrance Girecek yer ال دخلخدم

Supplement, help Yardım دا مدددم

We spread Yaydık 1 ا مددنددم

We spread it Onu yaydık 1 ا مدداهنددم Abundant Bol bol ارا دررردم

Overtaken ones Yetişilenler كون دركردم

Who receives admonition Düşünen, öğüt alan ر ذكركدم

Dark green (dual) Yemyeşil (ikil) دهم انتامهدم

Those who scorn Küçümseyenler ون دهننهدم

Median Medyen نيدم

City, Madinah Şehir, Medine ة مدننيدم Those brought to judgment Hesaba çekilenler ون دينيندم- يننيدم

Those brought to judgment Hesaba çekilenler دين يننيدم Disgraced Yerilmiş ا ذأمذءومم Wavering ones Bocalayanlar ذبذب ذبنيذبم

Obedient ones Đtaatli olanlar ذعن ننيذعم

Reminding Hatırlatan ذكر ذكرم

Mentioned, remembered Anılan, zikredilen ا ذكرذكورم Blamed Kınanmış ذمم ومذما -مومذمم

He dropped by Uğradı 1 لى مررع رم

To pass Geçti 1 مرر رم- رمي Man Adam ء مرأرء - مرم

Page 431: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

426

Argument Tartışma, münakaşa اء مريرم Times Kereler مرر اترم

Wet nurses Süt anneler رضع عاضرم

Place of refuge Sığınma yeri ا رغماغمرم Elbows Dirsekler ق رفقافرم

She passed Geçti 1 مرر ترم

Soundness, mind Akıl, kuvvet مرر ةرم

Times Kere مرر ةرة -مرم

Doubter, doubting Şüpheci ريب ابترم

Twice Đki kere مرر انترم Resting place Yaslanacak yer فقا رفقترم

Those watching Gözetleyenler ون رقببقترم

Twice Đki kere ن مرريترم

To release Salıverdi, akıttı 1 مرج جرم- جرمي Coral Mercan ان مرججرم

Return, place of return Dönüş, dönüş yeri جع رجعرم

Your (pl) place of return Dönüş yeriniz رجع كمجعرم Their place of return Onların dönüş yeri رجع مهجعرم -مهجعرم Those spread rumors Kötü haber yayanlar جفون رجفرم

Who is hoped Ümit beslenen ا رجووجرم

Those who are stoned Taşlananlar رجم نيومجرم

Deferred Bırakılanlar ن رجووجرم

To be insolent Böbürlendi 1 مرح رحم- حرمي Insolently Böbürlenerek حا مرحرم Welcome Rahat, huzur با رحبحرم

Compassion, mercy Merhamet رحم ةمحرم

Page 432: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

427

Turning, return Dönüş ردد درم - درم

To persist Israr etti, sebat etti 1 مرد درم - درمي One after the other Art arda gelenler ردف نيفدرم

Our return Dönüşümüz ا رددندرم

They persisted Direndiler 1 وا مرددرم

Returned, repelled Döndürülen, geri çevrilen ردد وددرم

Returned ones, will be returned

Döndürülenler ون رددوددرم

Arrival, anchorage Varma, durma, demirleme ا رسوسرم

Its arrival, anchorage Onun durması, demirlemesi ا رسواهسرم Sent one, messenger Gönderilen, elçi ل رسلسرال - مسرم

Sender Gönderen ل رسلسرلة - مسرم

Sent ones Gönderilenler رسل لاتسرم

Sender, will send Gönderen لة رسلسرم Senders Gönderenler لوا رسلسرم Sent ones, messengers Gönderilenler لون رسلسرم- نيلسرم

Sent ones, messengers Gönderilenler رسل نيلسرم Senders, will send Gönderenler رسل نيلسرم

Guide Yol gösteren, mürşit دا رشدشرم

Place of watching Gözetleme yeri رصد ادصرا -مادصرم

Place of watching Gözetleme yeri رصد دصرم - دصرم

Joined firmly Örülmüş, bağlanmış رصص صرمصو Illness, sickness Hastalık مرض ضرا -مضرم

To be sick Hasta oldu 1 مرض رضم- ضرمي Pleasure Rıza رضو اتضراة -مضرم

My pleasure Benim rızam ى رضواتضرم I became sick Hasta oldum 1 مرض ترضم

Page 433: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

428

Nursing mother Emziren رضع ةعضرم

Sick ones Hastalar ى مرضضرم

That which is pleased with Razı olunmuş ا رضويضرم

That which is pleased with Razı olunmuş ة رضويضرم Pasture Mera, otlak ا رعيعرى - معرم

Its pasture Onun merası ا رعياهعرم

Ease Fayda, kolaylık فقا رفقرم

Supported, given as gift Desteklenen, hediye edilen رفد فودرم

Raised Yükseltilmiş فوع رفعرم

Raised Yükseltilmiş ة رفعفوعرم Sleeping place Uyuma yeri رقد قدرم

Our sleeping place Uyuma yerimiz ا رقدنقدرم Written Yazılmış رقم قومرم

Heaped up Yığılmış ركم كومرم

They passed Geçtiler وا مرررم

Marwa Merve tepesi ةورم

Easily Kolayca ريئا رأمم

Doubting Şüphe eden ريب ريبم

Doubt Şüphe مري ةيرم

Confused Karışık ج مرجريم Rebellious Azgın مرد ريدا -مريدم Sick Hasta ريض مرضا -مريضم Mary Meryem ميرم

Mixture Karışım اج مزجزم Its mixture Onun karışımı مزج هاجزم Its (fm) mixture Onun (dş) karışımı ا زجمهاجزم

Page 434: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

429

Of little value Kıymetsiz وزج اةجزم That which takes out Çıkaran زحزح زححزم That which takes him out Onu çıkaran زحزح هزححزم Deterrence Caydırıcı tehdit زجر رجدزم

Was dispersed Dağıtıldı 2 ق مزقزم To disperse, scatter Dağıttı 2 مزق قزم- قزمي You (pl) were dispersed Dağıtıldınız 2 مزق مقتزم

We dispersed Dağıttık 2 ا مزققنزم

We dispersed them Onları dağıttık 2 مزق ماهقنزم Who wraps himself Örtüsüne bürünen ل زملمزم Rain clouds Yağmur bulutları مزن نزم More Daha çok زيد زيدم- زيدم

Touching Dokunma مسس سم

To touch Dokundu 1 مسس سم - سمي

That which is asked Sorumlu, sorulan, mesul ئوال سألسم Those who are asked, responsible ones

Sorumlular, sorulanlar, mesuller ئولون سألسم

Masjids, places of prostration Mescitler سجد اجدسم

Touching Dokunma مسس اسسم

Fornicators (fm) Zinakarlar, ahlaksızlar سفح اتحافسم Lustful ones, lustfully Şehvetli olarak سفح افسمنيح

Place to be driven Sevk edilen yer سوق اقسم

Dwellings Meskenler سكن ناكسم Your (pl) dwellings Meskenleriniz سكن نكماكسكم - مناكسم Their dwellings Onların meskenleri سكن مهناكسنهم -ماكسم The needy Yoksullar, miskinler سكن نياكسم

Those who glorify Tesbih edenler ون سبححبسم- نيحبسم

Page 435: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

430

Those who glorify Tesbih edenler سبح نيحبسم Those who are outrun Önüne geçilenler سبق نيوقبسم

Those who remain for conversation

Söze dalanlar أنس ئنسنيتسم- تسامنسني Those who lag behind Geri kalanlar أخر ريناختسم

Rejoicing at good news Sevinçli ة بشررشبتسم Observers Görenler, gözü açıklar بصر رينصبتسم

Clear Açık ifadeli بني بنيتسم

Hiding, hidden Gizlenen خفي فختسم

Trustees Yetkili kılınanlar ني خلفلفختسم

Those who surrender Teslim olanlar ون سلمملستسم

Those who are oppressed, made weak

Zayıf düşürülenler فون ضعفعضتسم- نيفعضتسم

Those who are oppressed, made weak

Zayıf düşürülenler ضعف نيفعضتسم Written Satır satır yazılmış سطر طرتسم

Widespread Yayılmış ريا ريططتسم

Whose help is sought Yardımına sığınılan ان عونعتسم

Who ask forgiveness Bağışlanma dileyenler غفر فغتسمرين

Approaching Yaklaşan قبل قبلتسم

Preceding ones Önce geçenler قدم نيمقدتسم

Place/time of settlement Karar yeri, zamanı قرر قرتسا -مقرتسم Settled Kararlaşmış قرر رقتسا -مرقتسم Its dwelling place Onun karar yeri ا قررهقرتسم Straight, right Doğru, dosdoğru قوم ميقتسا -ميمقتسم Arrogant Büyüklenen ا كربكبرتسم Arrogant ones Büyüklenenler ون كربكبرتسم - كبرينتسم

Continuous Devam eden, süregelen مرر متسمر

Those who hold fast Tutunanlar سكون مسكمتسم

Page 436: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

431

Who listen to them Onları dinleyenler م مسعهعمتسم Listeners, listening Dinleyenler, dinliyorlar ون مسععمتسم

Frightened Ürkmüş ة نفررنفتسم

It touched him Ona dokundu 1 مسس هتسم Mocking, mocker Alaycı, alay eden زء هزأهتسم Mockers Alay edenler زئون هزأهتسم-نيزئهتسم

Mockers Alay edenler هزأ زءينهتسم It touched them Onlara dokundu 1 مسس مهتسم

Resting place Ayrılma zamanı-yeri ودع عدوتسم Its resting place Onun ayrılma zamanı-yeri ا ودعهعدوتسم Covered, hidden Örtülü, gizli ا سترروتسم Convinced ones Yakin edinmiş, emin olmuş يقن ننيقيتسم

Masjid, place of prostration Mescit, secde yeri سجد سم ا -جدجدسم

Filled Doldurulmuş ور سجرجسم

Those imprisoned Zindana atılanlar سجن وننيجسم

To wipe Sildi 1 مسح حسم - حسمي Wiping by hand Eliyle silerek, mesh ederek حا مسحسم

Bewitched ones Büyülenenler سحر رينحسم

Bewitched Büyülenmiş ا سحرورحسم Bewitched ones Büyülenenler ون سحرورحسم

To transform Dönüştürdü, şeklini değiştirdi 1 مسخ خسم - خمسي Subjected, controlled Tabi olan, emir altına alınan ر سخرخسم Subjected ones (fm) Emir altına alınanlar (dş) سخر اترخسم We transformed Dönüştürdük 1 ا مسخنخسم

We transformed them Onları dönüştürdük 1 مسخ ماهنخسم Palm fiber Hurma lifi, halat مسد دسم

Page 437: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

432

Transgressor Đsraf eden, aşırı giden سرف رفسم

Transgressors Đsraf edenler, aşırı gidenler رفون سرفسم - نيرفسم

Transgressors Đsraf edenler, aşırı gidenler سرف نيرفسم Happily Sevinçli ورا سرررسم

Written, placed in lines Yazılmış, satırlara konulmuş طور سطرسا - مطورسم Severe hunger Açlık ة سغببغسم Brightened Parlatılmış, parıldayan ة سفررفسم

Poured forth Dökülen, akan فوحا سفحسم

Musk Misk مسك كسم

To hold, grip, withhold Yapıştı, tuttu, yakaladı 1 مسك كسم - سكمي To hold, grip, withhold Sarıldı, tutundu 2 مسك كسم- كسمي It touched you (pl) Size dokundu 2 مسس كمسم

Dwelling Mesken, yurt, ev كن سكنسم

Misery Miskinlik ة سكنكنسم

Their dwelling Onların meskeni سكن كنهمسم Poured forth Çağlayan, akan ب سكبكوسم Inhabited Meskun, içinde yaşanan سكن ةكونسم

Needy, poor Yoksul, miskin سكن نيكسا -مينكسم Muslim, who submits to Allah Müslüman, teslim olmuş سلم ملسا -مملسم

Muslim women Müslüman kadınlar سلم اتملسم

Sound, delivered Sağlam, teslim edilen ة سلملمسم Muslim woman Müslüman kadın ة سلمملسم

Muslim men Müslüman erkekler ون سلمملسم - نيملسم

Two Muslims Đki Müslüman ن سلميملسم

Muslims Müslümanlar ن سلميملسم Heard Đşitilen مسع سعمم

Page 438: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

433

Who makes heard Đşittiren ع مسعمسم

Named, specified, fixed, appointed

Tayin edilmiş, belli, isim verilmiş

مسمى -مسمى مسو It touched us Bize dokundu 1 ا مسسنسم

Propped up Dayatılmış, giydirilmiş ة سنددنسم Altered Değiştirilmiş سنن وننسم

It touched me Bana dokundu 1 مسس نيسم

It touched him Ona dokundu 1 مسس هسم

It touched them Onlara dokundu 1 مسس مهسم

Darkened, blackened Kararmış ا سوددوسم

Darkened, blackened Kararmış سود دوسةم Branded, marked Nişanlı, işaretli ة سومموسم

Branded, marked (pl) Nişanlı, işaretli (çğ) سوم نيموسم

Evildoer Kötülük yapan سيء سوأم

He who wipes Mesih, eliyle silen مسح حسيم

Left hand side Sol taraf شأم ةئمشم- شامةم Going about Gezen اء مشوشم Drinks Đçecekler شرب اربشم

Easts Doğular شرق ارقشم

Resembling, similar Benzer بها شبهتشم

Sharers, partners Ortaklar, müşterekler ركون شركتشم

Laden Yüklü, dolu شحن نوحشم Drinking place Đçme yeri ب شربرشم Their drinking place Onların içme yeri شرب مهبرشم East Doğu شرق رقشم Two easts Đki doğu ن شرقرقيشم

At sunrise Üzerlerine güneş doğanlar, doğarken شرق نيرقشم

Page 439: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

434

Polytheist Müşrik, şirk koşan شرك ركشركة -مشم

Polytheist women Müşrik kadınlar شرك ركاتشم

Polytheist woman Müşrik, şirk koşan kadın ركة شركشم Polytheists Müşrikler, şirk koşanlar ركون شركشم - نيركشم

Polytheists Müşrikler, şirk koşanlar شرك شمنيرك Monument Meş’ar, gösterge ر شعرعشم

Fearful Korkan ق شفقفشم Fearful ones Korkanlar قون شفقفشم- نيقفشم

Fearful ones Korkanlar شفق نيقفشم Candle, niche Kandil شكو كواةشم Appreciated

Şükredilmiş, şükrü eda edilmiş

مشكورا شكر

Witnessing Şahit olma zamanı, görme zamanı

مشهد شهد

Witnessed Şahid olunan, görülen شهد ودهشا -مودهشم

They walked Yürüdüler 1 ا مشووشم To walk Yürüdü 1 ى مشوشي -مشمي Lofty, high Yüksek شيد يدشم

Lofty, high Yükseltilmiş شيد ةديشم Your walking Yürüyüşün مشو يكشم

Lamps Lambalar صبح ابيحصم

Strongholds Sağlam yapılar صنع انعصم

Lamp Lamba, çıra صبح احبصم - ابيحصم

At early morning Sabaha çıkanlar, olanlar صبح نيبحصم

Confirming Doğrulayan, tasdik eden صدق قدصقا - مدصم

Women who give charity Sadaka veren kadınlar صدق قاتدصم

Confirming ones Doğrulayanlar, tasdik edenler صدق نيقدصم Men who give charity Sadaka veren erkekler صدق نيقدصم

Page 440: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

435

City, Egypt Şehir, Mısır مصر رصا -مرصم Helper Yardımcı رخ صرخصم Your (pl) helper Yardımcınız صرخ كمرخصم My helper Benim yardımcım صرخ يرخصم

Place of diversion Dönecek yer رفا صرفصم

Diverted Çevrilen وفا صرفرصم

Chosen ones Seçkinler (çoğul) صفو نطفيصم

Turned yellow Sararmış ا صفرفرصم

Lined up Dizilmiş فوفة صففصم

Purified Süzme ى صفوفصم

Those who correct, corrector Islah eden ح صلحلصم Correctors Islah edenler ون صلححلصم- نيحلصم

Correctors Islah edenler صلح نيحلصم Place of prayer Namazgah ى صلولصم

Those who pray Namaz kılanlar صلو لنيصم That gives shape, forms Musavvir, şekil veren صور روصم Disaster, misfortune Musibet, sıkıntı, dert ة صوبيبصم

That strikes it (her) Ona (dş) isabet eden ا صوبهيبصم

Destination Dönüş yeri, gidilecek yer صري ريصا -مريصم Your destination Dönüşünüz صري كمريصم Controller Zorba سطر مرصطي Controllers Zorbalar سطر مونصرطي Beds, place of death Yataklar, ölüm yerleri اجع ضجعضم Their beds, places of death Onların ölüm yerleri ضجع هماجعضم Harmful Zarar veren ضرر ارضم

Multiplied Kat kat فة ضعفاعضم

Page 441: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

436

To pass Geçti (zaman) 1 ضى مضيي - مضمي It passed Geçti (dş) 1 مضي تضم

Distressed one Zorda kalmış ضرر طرضم

Those get manifold Kat kat arttırılmış olanlar فون ضعفعضم

Lump of meat Çiğnem et ضغم ةغضم Misleader Saptıran ل ضللضم

Misleaders Saptıranlar ضلل لنيضم

Proceeding Geçen ا مضييضم

Obeyed Đtaat edilen طاع طوعم

Rain Yağmur مطر طرا - مطرم

Those who give less Tartıda eksik tartan طفف نيطففم Place/time of rise

Doğuş, doğuş yeri, doğuş zamanı

مطلع طلع

Those who are aware Haberdar olanlar ون طلععطلم

Divorced women Boşanmış kadınlar طلق طلقاتم

One who is sought Talep edilen, istenen طلب طلوبم

Content, secure Mutmain, huzurlu طمن نئطمم

Content, secure Mutmain, huzurlu ة طمننئطمم Content, secure (pl) Mutmain, huzurlu (çğ) طمن نينئطمم

Who purifies Tertemiz yapan طهر رطهم

Purified Temiz, tertemiz ة طهررطهم Who purified you, purifies you Seni tertemiz yapan, yapar ط طهرمكره Purified ones Temizlenenler (edilgen) ون طهررطهم Purified ones Temizlenenler طهر رينطهم Those who give willingly Gönüllü verenler طوع نيعطوم

Folded ones Dürülenler طوي اتطويم

In darkness Karanlıkta olan ظ ظلممامل

Page 442: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

437

In darknesses Karanlıkta olanlar ون ظلممظلم

Wrongfully Mazlum, haksız yere ظلوما ظلمم

With, together Đle, birlikte عم

Those trying to cause failure Aciz bırakanlar, bırakmaya çalışanlar

معاجزين عجز

Place of return Dönüş yeri عود ادعم

I seek refuge in Allah Allah korusun, Allah’a sığınırım

معاذ الله عوذ

His excuses Mazeretleri, özürleri عذر هيراذعم

Stairways Merdivenler عرج ارجعم

Livelihood Geçimlik اشا عيشعم

Livelihood Hayat عيش ايشعم Those permitted Đzin verilenler عتب بنيتعم

Transgressor Haddi aşan عدو دتعم

Transgressors Haddi aşanlar ون عدودتعم- يندتعم

Transgressors Haddi aşanlar عدو يندتعم Needy who ask Đsteyen fakirler عرر رتعم Causing failure Aciz bırakan جز عجزعم Those causing failure Aciz bırakanlar جزي عجزعم Those causing failure Aciz bırakanlar عجز جزينعم

Counted, determined Sayılı, sayılan عدد وددعم Counted, determined Sayılı, sayılanlar (dş) عدد اتوددعم

Counted, determined Sayılı, sayılan عدد ةوددعم

Counted, numbered (fm, pl) Sayılı, sayılan عدد ةوددعم

Who punishes Azap eden عذب ذبعم

Who punishes them, will punish them

Onlara azap eden م عذبهذبعذ -معممهب Who punishes him, will punish him

Ona azap edenler ا عذبوهذبعم Those who punish Azap edenler عذب ذبنيعم

Page 443: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

438

Excuse Mazeret ة عذررذعم Their excuse Onların mazereti عذر مهترذعم Those who make excuses Mazeret gösterenler ون عذرذرعم

Harm, distress Eziyet, utanç ة عرررعم

Those turning away Yüz çevirenler ون عرضرضعم - نيرضعم

Those turning away Yüz çevirenler عرض نيرضعم Trellised Çardaklı عرش اتوشرعم

Known, accepted, good Bilinen, iyi, adet olan عرف وفرعوفا -مرعم Known, accepted, good Bilinen, iyi, adet olan وفة عرفرعم

Goat Keçi ز معزعم Apart Ayrı زل عزلعم

Banished ones Uzaklaştırılanlar ولون عزلزعم

A tenth Onda bir عشر ارشعم

Assembly Topluluk عشر رشعم

Pressed ones, clouds Sıkışanlar (bulutlar) عصر اترصعم

Disobedience Đsyan عصي تيصعم Disobedience Đsyan عصي ةيصعم - تيصعم

Abandoned Terk edilmiş, bırakılmış عطل طلةعم That which follows Takip eden عقب قبعم

Those who follow Takip edenler عقب اتقبعم

With you Seninle كعم

With you (pl) Sizinle كمعم

With you (dual) Sizin ikinizle اكمعم

Prevented Alıkonulan كوفا عكفعم

Suspended Asılı لقة علقعم Taught Öğretilen علم لمعم

Page 444: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

439

Known Bilinen علم لومعم

Known ones Bilinenler علم اتلومعم

Who is given life Yaşatılan, ömür verilen ر عمرمعم Built up Đmar edilmiş ور عمرمعم

With us Bizimle انعم

With him Onunla هعم

With her Onunla (dş) اهعم With them Onlarla مهعم

Those who hinder Alıkoyanlar عوق نيقوعم

With me Benimle يعم

Livelihood Geçim ة عيشيشعم

His livelihood Onun geçimi ا عيشهتيشعم Their livelihood Onların geçimi عيش مهتيشعم Water spring, flowing Su pınarı, akan ن عنييعم Caves Mağaralar غور اتارغم

Wests Batılar ارب غربغم

Its wests Onun batıları ا غربهاربغم Angrily Öfkeli با غضباضغم

Booties, spoils Ganimetler غنم انمغم Means to be washed Yıkanılacak ل غسلستغم

West Batı غرب ربغم Two wests Đki batı ن غربيربغم

Who are drowned Batırılanlar, boğulanlar قون غرقرغم - نيقرغم

Who are drowned Batırılanlar, boğulanlar غرق نيقرغم Loss, debt Borç, ziyan م غرمرغا -ممرغم

Those in debt, loss Borçlular, ziyanda olanlar ون غرممرغم

Page 445: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

440

Fainting Bayılan غشو يشغم Earned anger Gazaba uğramış وب غضبضغم Forgiveness Mağfiret, bağışlanma غفر غةمرف

Defeated Mağlup, yenilmiş غلب لوبغم

Chained, tied Bağlı, asılı لولة غللغم

Those who avail, avert Bertaraf edenler ون غنننغم

Who changes Değiştiren را غرييغم

Those who charge Baskın yapanlar غري اتريغم

Keys Anahtarlar فتح حفاتم

Its keys Onun anahtarları فتح هحفاتم Success, salvation Kurtuluş, başarı فازا فوزم

Success, salvation Kurtuluş, başarı فوز ةفازم Their salvation Onların kurtuluşu فوز همتفازم Opened Açılmış ف فتحةمحت

Fabricator, inventor Uyduran, iftira eden ر فريفتم

Fabricators, inventors Uyduranlar, iftira edenler ون فريرفتم- رينفتم

Fabricated, invented Uydurulmuş ى فريرفتم

Fabricated things Uydurulanlar فري اتيرفتم

Fabricators, inventors Uyduranlar, iftira edenler فري رينفتم

Afflicted one, mad Fitnelenmiş, delirmiş ون فنتفتم

Place of fleeing Kaçacak yer فرر فرم

Those sent before, abandoned

Önde gidenler, terk edilenler طون فرطفرم

Appointed, obligatory Farz kılınmış وضا فرضفرم

Corrupter Đfsad eden, bozan فسد فسدم

Corrupters Đfsad edenler, bozanlar ون فسدفسدم - ينفسدم

Corrupters Đfsad edenler, bozanlar فسد ينفسدم

Page 446: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

441

Explained in detail Açıklanmış ف فصلالمص

Explained in detail (fm, pl) Açıklanmış olanlar (dş) فصل التفصم

Done, executed Yapılan وال فعلفعم

Successful ones Başarılı olanlar, kurtuluşa erenler ون فلححفلم- نيحفلم

Successful ones Başarılı olanlar, kurtuluşa erenler فلح نيحفلم

Graves Kabirler قرب قابرم Positions, places to sit

Mevkiler, yerler, oturma yerleri

مقاعد قعد

Keys Anahtarlar قلد يدقالم

Standing place Makam, durma yeri قوم قاما -مقامم

Resting place Duracak yer قوم قاما -مقامم

Eternity Kalma, durma, ebediyet قوم ةقامم

Whips, hooked rods Sopalar, kamçılar قمع عقامم Your place, position Senin makamın قوم كقامم Their (dual) place, position O ikisinin makamı ا قوممهقامم My place, position Makamım ى قومقامم Despised Đğrenilenler قبح نيوحقبم

Taken Alınmış ة قبضوضقبم

Hatred, hateful Kızma, gazap مقت قتقتا -مم

Shoved Tıkılan قحم محقتم Powerful, able Kudret sahibi, muktedir قدر ردقتم- امردقت

Powerful ones, able ones Kudret sahipleri, muktedirler ون قدرردقتم

Followers Uyanlar, takip edenler ون قدودقتم

Poor Eli dar, zengin olmayan ر قترقتم Committing ones Yapanlar رفون قرفقتم

Accompanying ones Eşlik edenler قرن رننيقتم

Those who divide Bölücüler, paylaştırıcılar قسم نيسمقتم

Page 447: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

442

Moderate Orta, ılımlı قصد دصقتم

Moderate Orta, ılımlı ة قصددصقتم

Your hatred Gazaplanmanız, kızmanız مقت كمقتم

Quantity, measure Miktar, ölçü قدر ارقدم Its measure Onun miktarı قدر هارقدم Holy, sacred Mukaddes, kutsal س قدسقدم

Holy, sacred Mukaddes, kutsal ة قدسسقدم Destined, determined Takdir edilmiş ورا قدرقدم

Closeness, relationship Yakınlık ق قربمةبر

Those brought near Yakınlaştırılanlar ون قرببقرم- بنيقرم Those brought near Yakınlaştırılanlar قرب بنيقرم Bound ones Bağlanmış (çğ) قرن ننيقرم

Capable ones Gücü yetenler قرن قرننيم

Those who act justly Adaletli olanlar قسط نيقسطم

Those who divide (pl) Taksim edenler قسم اتمقسم

Divided Ayrılmış قسم ومقسم

Shortened Kısaltılmış قصر رينقصم

Restrained Kapanmış قصر اتورقصم

Decreed Hükme bağlanmış ا قضييقضم

Cut off, limited Kesilmiş قطع قطوعم

Cut off, limited Kesilmiş قطع ةقطوعم Position, place to sit Oturma yeri قعد دقعم

Their sitting Onların oturması قعد مهدقعم Whose heads raised up Başı yukarı kaldırılmış olanlar قمح حقمونم

Stored up Kantar kantar yığılmış قنطر ةقنطرم

Raising up Dikerek ى قنعقنعم

Page 448: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

443

Wayfarers Gelip geçenler, yolcular قوي قوينم

Keeper Muhafız قوت تيقيتا - مقم Resting place Dinlenme yeri يال قيلقم

Who establish, continuous Namaz kılan, sürekli قوم يمقم - يمقم Who establish (pl) Namaz kılanlar ي قوميمقم Who establish (pl) Namaz kılanlar قوم نييمقم

Whistling Islık كاء مكوم Place Mekân, yer كون كانا -مكانم Position, place Mekân, yer ة نكوكانم Your (pl) position, place Sizin yeriniz كون كمتكانم Their position, place Onların yeri كون همتكانم Your (pl) place Sizin yeriniz كون كمكانم Its/his place Onun yeri كون هكانم Fallen, falling Kapanarak ا كبببكم

Mecca Mekke كةم

Written Yazılmış كتب وبكتا -موبكتم

To stay, wait Kaldı, durdu 1 كث مكثم

Intervals Dura dura مكث كثم

Rejecters, deniers Yalanlayanlar ون كذبكذبم - كذبنيم

Rejecters, deniers Yalanlayanlar بكذ كذبنيم Denied Yalanlanan كذوب كذبم

Plan, plot Düzen, plan مكر كرا -مكرم

To plan, plot Düzen kurdu, plan yaptı 1 مكر كرم- كرمي

You (pl) planned, plotted Tuzak kurdunuz 1 مكر متكرم

You (pl) planned it On tuzağı kurdunuz 1 مكر وهمتكرم Bestower of honor Đkram eden, şeref veren كرم كرمم

Page 449: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

444

Honored Şerefli, değer verilen كرم ةمكرم

Honored ones Đkram edilenler, değer verilenler ون كرممكرم

Honored ones Đkram edilenler, değer verilenler

مكرمني -مكرمون كرم

We planned, plotted Düzen kurduk 1 ا مكرنكرم

Their plan, plot Onların düzeni, tuzağı مكر -مكرهم -مكرهم مكرهم

Their (fm) plan, plot Onların (dş) planları مكر نكرهم

They planned, plotted Tuzak kurdular 1 وا مكركرم

Disliked, hateful Sevimsiz, hoş görülmeyen وها كرهكرم

Distressed Kahırlı, acılı, kızgın كظم كظومم

Hunting animal trainer Avcı hayvan eğiticisi كلب نكلبيم To establish Yerleştirdi 1 مكن كنم We established Yerleştirdik 2 ا مكنكنم

We established you (pl) Sizi yerleştirdik 2 مكن اكمكنم We established them Onları yerleştirdik 2 م مكناهكنم Protected, hidden korunmuş, saklanmış ون كننكنم

He established me Beni yerleştirdi, imkan verdi 2 ي مكنكنم

Measure Tartı, ölçü ال كيلكيم

Those caught in plot Tuzağa düşenler ون كيديدكم

Firm, safe Sağlam, emniyetli مكن نيكني - مكم

Full Dolu لئ مألم

It was filled Dolduruldu 1 مأل ئتلم

You were filled Dolduruldun 1 مأل ئتلم

Its chiefs, leaders Onun ileri gelenleri مأل هلئم

Their chiefs, leaders Onların ileri gelenleri مأل هملئل - مميهما

Chiefs, leaders Başkanlar, liderler لأ مألم

Page 450: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

445

Angels Melekler كة ملكلائم

His angles Onun melekleri ملك هكتالئم- هكتالئم- هكتالئم

That which meets, will meet Kavuşan لاق لقيم

Those who meet, will meet Kavuşanlar القو لقيالقوا -مم

Those who meet him Ona kavuşanlar لقي القوهم

Those who meet you (pl) Size kavuşan لقي يكملاقم

That which meets him Ona kavuşan لقي يهلاقم

Its chiefs, leaders Onun ileri geleni ال مألمل -همايه Religion Millet, din لة مللم - لةم

Place of refuge Sığınacak yer دا حلدحلتم

Your religion Sizin milletiniz, dininiz ملل كملتم Our religion Bizim milletimiz, dinimiz ا مللنلتم Their religion Onların milleti, dini ملل هملتم Place of refuge Sığınma yeri أ جلألجإ -ملجم

Salty Tuzlu ملح لحم Cursed Lanet edilmiş (dş) ة لعنونلعم Cursed ones Lanet edilmişler لعن وننيلعم

Those who throw Atanlar لقون لقيم - نيلقم

Those who bring down Bırakanlar, atanlar لقي اتيلقم

Those who throw Atanlar لقي نيلقم Angel Melek لكم لككة -ملائم

King, ruler Hükümdar, melik ك ملكلكا - ملم Rule, sovereignty Hükümranlık, mülk ملك لكلكا -مم

To possess, have power Sahip oldu, malik oldu 1 ملك لكم- كلمي

They possessed Sahip oldu, malik oldu (dş) 1 لكم لكتم

Page 451: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

446

You (pl) possessed Sahip oldunuz 1 م ملكلكتم

Our will Hükmümüz ا ملكنلكم

His dominion, rule Onun mülkü, hükümranlığı ملك لكهم- هلكم Dominion, rule Melekut, hükümranlık ملك لكوتم

Two angels Đki melek لك ملكنمي

Kings, rulers Melikler, hükümdarlar ملك لوكلوكا - مم

Blamed Kınanmış لوم لوملوما -مم

Blamed Kınanmış olanlar لوم نيلومم

Long time Uzun süre ا ملويلم

King, ruler Melik, hükümdar ملك يكلم

Blaming himself Kendini kınayan لوم يملم

From what Neyden مم = نا مم From what Neyden امم = نا مم Death Ölüm موت اتمم

Their death Onların ölümü موت مهاتمم My death Ölümüm ى موتاتمم Doubters Şüphe edenler مري رينتمم

Extended Uzatılmış, bağlanmış مدد ةددمم

Who reinforces you (pl) Size yardım eden كم مدددمم

Extended Uzatılmış مدد وددما -موددمم

Made smooth Cilalanmış مرد درمم

Dispersion Darmadağın ق مزقزمم

That which withholds Tutan, kısan مسك سكمم

Those who withhold Tutanlar, engelleyenler مسك سكاتمم

He who gives rain Yağmur yağdıran مطر رطمم

He who gives us rain Bizim yağmur getirenimiz ا مطرنرطمم

Page 452: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

447

Owned Sahip olunan لوكا ملكمم

From whom Kimden نمم = نم نم Prevented, forbidden Yasaklanmış منع ةوعنمم

Taunted Başa kakılan منن وننمم

Who, whom Kim? Ki o نم

From, none, some of them -den, -dan, hiç, bazıları نم Other than -den başka نم وند Who Kim? نذا م

Manna Kudret helvası منن نم To favor Lutfetti 1 منن نم

Reminders of generosity Başa kakma منن نا - منم From us Bizden انم

Name of false deity Put adı اةنم

Caller, crier Nida eden, seslenen ندو ادنم- ادنيام

Phases Menziller, evreler ازل نزلنم

Your acts of worship Sizin ibadet yollarınız نسك ككماسنم Our acts of worship Bizim ibadet yollarımız ا نسككناسنم Place to escape Kaçma zamanı-yeri اص نوصنم Preventer, forbidder Mani olan, engel olan اع منعنم

Benefits Faydalar, menfaatler نفع عافنم

Hypocrite Münafık ق نفقافنم Hypocrite women Münafık kadınlar نفق قاتافنم

Hypocrite men Münafık erkekler قون نفقافنم- نيقافنم

Hypocrites Münafıklar نفق نيقافنم Shoulders, paths Omuzlar, yollar ب نكباكنم

Its shoulders, paths Onun omuzları, yolları ا نكببهاكنم

Page 453: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

448

Sleep Uyku ام نومنم

Your sleep Uykun نوم كامنم Your (pl) sleep Uykunuz كم نومامنم His sleep Onun uykusu ا نومهامنم Dispersing Dağılmış ثا بثثبنم

Spreading Yayılan نشر رشنتم

Supporting Destekleyen نصر رصنتا -مرصنتم

Those who help each other, victorious ones

Yardımlaşanlar, muzafferler نصر رينصنتم

Those who wait Bekleyenler, gözetleyenler ون نظررظنتم - رينظنتم

Those who wait Bekleyenler, gözetleyenler نظر رينظنتم Those who take retribution Đntikam alanlar ون نقممقنتم

Finality, boundary Son ي اهنتم

Its end, boundary Onun sonu ي اماههنت Who abstain, stop Kaçınanlar, son verenler ي ونهنتم

Finality, boundary Nihayet, en son ي ىهنتم

Scattered, dispersed Saçılmış نثورا ثرنم

That which saves you, will save you

Seni kurtaran جنو وكجنم

That which saves them, will save them

Onları kurtaran جنو موهجنم

Strangled to death Boğularak ölmüş نقة خنقخنم Warner Uyaran, korkutan نذر رنذم

Warners Uyaranlar, korkutanlar ون نذررنذم- ريننذم

Those who are warned Uyarılanlar, korkutulanlar نذر نذرينم Those who are warned Uyaranlar, korkutanlar نذر ريننذم That is sent down Đndirilen ل نزلزنم

That sends down Đndiren ل نزلزنم

That sends down Đndiren زل نزلنم

Page 454: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

449

Landing place Đniş yeri ال نزلزنم

That which sends it down Onu indiren ا نزللهزنم That who send down Đndirenler رتلون نزلم- نيزلنم

That who send down Đndirenler نزل نيرتلم His staff. cane Asası, değneği نسأ نسامهت Act of worship Đbadet كا نسكنسم

Forgotten Unutulmuş ا نسينسيم

Elevated ones, ships Yükseltilenler, gemiler نشأ ئاتشنم Creators Yaratanlar ئون نشأنشم Spread out Açılmış ة نشررشنم

Raised ones Diriltilenler نشر ريننشم

Opened, unrolled Açılmış ن نشرور ما -شورنشم That which is helped Yardım olunmuş ورا نصرصنم

Those who are helped Yardım olunanlar ون نصرورنصم

Layered Kat kat نضد ودنضم Speaking, language Konuşma نطق قنطم

Those given respite Mühlet, süre verilenler ن نظرون مظر- نظرينم

Those given respite Mühlet verilenler, süre verilenler نظر نظرينم

It was prevented Mani olundu 1 منع نعم

To prevent Yasakladı, engelledi, men etti, mani oldu

يمنع -منع منع 1He prevented you Seni men etti 1 منع نمكع He prevented us Bizi men etti 1 ا منعنعنم He prevented them Onları men etti 1 منع مهعنم Splitting, breaking Yarılan, çatlayan فطر رنفطم

Those who spend Đnfak edenler نفق نيقنفم

Abandoned ones Ayrılanlar فكك نفكنيم

Page 455: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

450

Fluffed up Atılmış, kabartılmış نفوش نفشم Uprooted Kökünden sökülmüş ر قعرقعنم Return, change Dönüş, değişim نقلب قلبم Return, in return Yerine, mukabil نقلبا قلبم

Those who return, will return Dönenler ون قلببنقلم

Reduced Eksiltilmiş قوص نقصنم

From you Senden نكم

Rejecter, denier Đnkar eden نكر ركنم

Evil, bad Kötülük نكر كرنا - منكرم- نكرم

Refusing Đnkar eden ة نكررنكم

Unknown ones Tanınmayanlar ون نكركرنم

Rejecters, deniers Đnkar edenler ون نكرركنم

From you (pl) Sizden كمنم

From you (pl, fm) Sizden (dş) نكنم

We gave favor Lütufta bulunduk, lutfettik 1 ا مننننم

From him Ondan هنم

From her Ondan (dş) اهنم

Clear way Açık yol ج ااجهنم From them Onlardan منهم

From them (dual) Onlardan (ikil) امهنم

Pouring down Dökülen, boşalan ر مهرمهنم

From them (fm) Onlardan (dş) نهنم

Preventing Engelleyen ا منعوعنم

Withholding Cimri, kıskanç منع نوعام

Misfortune Felaket منو وننم From me Benden ينم

Page 456: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

451

Semen Meni مين نيم

Who turns (to Allah), repents Allah’a yönelen, tevbe eden نوب بنيا -منيبم Who turn (to Allah), repent (pl)

Allah’a yönelenler, tevbe edenler

نيبنيم نوب

Illuminating, enlightening Aydınlatan, nur veren نري نورا -منريم

Emigrant Muhacir, göç eden هجر اجرها - ماجرهم

Emigrants (fm) Muhacirler (dş) هجر اتاجرهم

Emigrants Muhacirler هجر اجرينهم

Resting place, bed Döşek, yatak مهد ادهم

Humiliated Horlanmış انا هونهم

Guided one Doğru yola ermiş ي هديدتهم دتهم - دتهم Guided ones Doğru yola ermiş olanlar ون هديدتهم Guided ones Doğru yolda olanlar ون هديدتهم- يندتهم

Guided one Doğru yola ermiş ي هديدتهم

Forsaken Terk edilmiş ورا هجرجهم

Cradle, bed Beşik, döşek مهد دها -مدهم

I spread Döşedim, imkan verdim 2 مهد دتهم

Defeated Bozguna uğratılan هزم ومزهم

Racing ones Koşanlar هطع طهمنيع

Give (imp) respite Mühlet ver 2 ل مهلهم

Molten brass Erimiş maden, mühlet vermek ل مهلهم Destruction Helak, yok olma هلك كلهم Their destruction Onların helaki هم هلككلهم One who destroys them Onları helak eden هلك لهممكه Those who destroy Helak edenler كوا هلكلهم Those who destroy it Onu helak edenler ا هلككوهلهم Those who destroy Helak edenler ي هلككلهم

Page 457: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

452

Who are destroyed Helak edilenler هلك نيلكهم

Give (imp) them respite Onlara süre ver 2 مهل ملههم Whatever Her ne امهم

Pouring down Akma, dökülme ل هيلهيهيال -مم Guardian Müheymin, gözetip koruyan مهن نميها -منميهم Humiliating Alçaltıcı وهن نهيا -مهينم Infant girl buried alive Diri diri gömülen kız ة وأددؤوم

Escape Sığınak, kaçış ال وألئوم

Plowing, cleaving ones Yaranlar خمر راخوم Scales, balances Tartılar ازين وزنوم

His scales, balances Onun tartıları وزن هازينوم Places Yerler ع وضعاضوم

Their places Onun yerleri وضع هعاضوم Regions Mevkiler, savaş yerleri وطن ناطوم

Locations Yerler, mevkiler ع وقعاقوم

Those who fall into it Ona düşenler وقع معاقاوه

Those who fall Düşenler و وقععاقوم

Those who fall into it Ona düşenler ا وقعوهعاقوم Appointed times

Vakit ölçüleri, takdir edilmiş zaman

مواقيت وقت

Friends, relations Dostlar ويل يالوم

Your friends Dostlarınız ويل يكمالوم Barrier Engel بقا وبقوم

Death Ölüm موت توا - متوم Death Ölüm ة موتتوم Our death Ölümümüz ا موتنتتوا -منتتوم

Your (pl) death Ölümünüz موت كمتوم

Page 458: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

453

His death Onun ölümü موت هتوم Its (her) death Onun (dş) ölümü ا موتهتوم Die (imp, pl) Ölün 1 وا موتوتم

The dead Ölüler ى موتتوم

Promise Sağlam söz, teminat وثق قثوقا - مثوم

Their covenant Onların misakı, sözü وثق مقهثوم Wave Dalga موج جوم

Affection, love Sevgi, muhabbet ة ودددوم

Shaking Çalkalanış را موروم

Place to be led Götürülen yer ورد ودروم

Producers of sparks Ateş saçanlar وري اتوريم

Weighed, measured Ölçülü, ölçülmüş وزن ونزوم

Wealthy Varlıklı ع وسعوسم Expanders Genişletici olanlar ون وسععوسم

Moses (pbuh) Musa (AS) ىوسم

Testator Vasiyet eden وص وصيم

Put in place, placed Konulmuş ة وضعوعضوم

Decorated Süslenmiş وضن ةنوضوم Step, way Yol, yer, mevki ئا وطأطوم

Appointed time/pace Vaad edilmiş yer, zaman وعد دعوا -مدعوم

Promise Söz, vaad وعد ةدعوم

Promise to you Sana olan söz, vaad وعد كدعوم Your appointed time/pace Buluşma zamanınız/yeriniz وعد كمدعوم His appointed time/place Onun vaad edilen zamanı/yeri وعد هدعوم Their appointed time/place

Onların vaad edilen zamanı/yeri

موعدهم -موعدهم وعد My promise, threat Benim vaadim, sözüm ي وعددعوم

Page 459: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

454

Admonition, instruction Öğüt, nasihat, vaaz ظة وعظعوم Promised Vaad edilmiş وعد ودعوم

Ample Bol فورا وفروم

Those who pay in full Tam olarak verenler فون ويفوم

Those who fulfill Đfa edenler, yerine getirenler وفون ويفم

Those who pay them in full Onlara tam olarak verenler ويف مفوهوم Kindled Tutuşturulmuş ة وقدوقدم Firm believers Kesin inananlar ون يقننوقم - ننيوقم

Firm believers Kesin inananlar يقن ننيوقم Whose time is fixed Vakti belirlenmiş قوتا وقتوم

Killed by hitting Dövülerek öldürülmüş ذة وقذقووم Those who are stopped, made to stand

Durdurulanlar, dikiltilenler ق وقفووفونم

Protector, lord, friend Mevla, dost, koruyucu ال ويلولى -موم

Your (pl) protector, lord Dostunuz ويل الكموم Our protector, lord Dostumuz ا ويلالنوم His protector, lord Onun dostu ويل الهوم Their protector, lord Onların dostu ويل مالهوم Which is given birth to Doğurulan ولد لودوم

That which turns Dönen لي ويلوم

Protector, lord, friend Mevla, dost, koruyucu لى ويلولى -موم That turns towards it Onan dönen ا ويلليهوم Who makes weak Zayıflatan وهن نوهم

Dead Ölü موت تيم

Dead Ölü موت تيا -متيم

Dead animal Leş, ölü ة موتتيم

Dead ones, will die Ölüler, ölecekler ون موتتيم- نيتيم

Page 460: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

455

Dead ones, will die Ölüler, ölecekler موت نيتيم Covenant, treaty, word Misak, yemin, söz, anlaşma وثق ثاقييثاقا -مم Your (pl) covenant Misakınız, sözünüz وثق يثاقكمم His covenant Onun misakı وثق يثاقهم - هيثاقم Their covenant Onların misakı وثق ميثاقههم - ميثاقم Heritage, inheritance Miras اث ورثريم

Scale, balance Ölçü, mizan ان وزنيزم

Gambling Kumar يسر سريم

Ease Kolaylık يسر ةرسيم

Gentle Nazik ورا يسرسيم

Promise, appointment Vaad, söz وعد اديعم

Appointed time Belirlenen vakit وقت يقاتا - ميقاتم

Our appointed time Bizim belirlenen vaktimiz ا وقتنيقاتم Their appointed time Onların belirlenen vakti وقت مهيقاتم Michael Mikail كاليم Inclination, deviation Meyletmek, meyil ل ميليال - ميم Attack Baskın لة ميليم

Right hand side Sağdakiler مين ةنميم

Page 461: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

456

نWe give him Ona veririz 1 أيت هتؤن We give her Ona (dş) veririz 1 ا أيتهتؤن We are given, it is given to us Bize verilir 1 ى أيتتؤن

We give Veririz 1 ي أيتتؤن

We give him Ona veririz 1 أيت يهتؤن That we prefer Tercih etmemiz 4 أثر رثؤن

That we prefer you Seni tercih etmemiz 4 أثر كرثؤن We delay Erteleriz 2 أخر رخؤن

We delay it Onu erteleriz 2 أخر هرخؤن That we believe Đman etmemiz 1 منأ نمؤن We believe Đman ederiz 1 أمن نمؤن

Indeed we believe Mutlaka iman ederiz 1 أمن ننمؤن

Those who sleep Uyuyanlar ون نوممائن

That we come Gelmemiz 1 أيت انت

That we bring Getirmemiz 1 بـ أيت اتن

We come Geliriz 1 ي أيتاتن

That we bring you (pl) Size getirmemiz 1 أيت انكميت Indeed we come Mutlaka geliriz 1 أيت نياتن

Saved one Kurtulan اج جنون

You held secret talk Baş başa konuştunuz جنو متياجن

That we take, hold Tutmamız 1 أخذ ذانخ

He called Seslendi 1 ا ندوادن

He called us Bize seslendi, nida etti 1 ا ندوانادن

He called him Ona seslendi 1 ندو اهادن He called her Ona (dş) seslendi 1 ا ندواهادن

Page 462: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

457

He called them (dual) O ikisine seslendi 1 ا ندوماهادن They called him Ona seslendi, seslendiler 1 ندو هتادن

Those who regret, repent Pişman olanlar ندم نيمادن

They called Seslendiler 1 ا ندووادن

Call (imp, pl) Seslenin, çağırın 1 وا ندوادن

They called Seslendiler 1 وا ندوادا -نوادن

To call Seslendi, çağırdı, nida etti 1 ى ندوادي -نادني

You called Siz seslendiniz 1 ندو متيادن

Your (pl) meetings Toplantılarınız ندو يكمادن

We called Seslendik, nida ettik 1 ا ندونيادن

We called him Ona seslendik, nida ettik 1 ندو اهنيادن His crowd Onun topluluğu ندو هيادن Fire Ateş نور ارا -نارن

Those who withdraw Çekenler نزع اتازعن

Mankind, humans Đnsanlar نوس اسن Those who perform that worship

O ibadeti yapanlar نسك كوهاسن

Rising Kalkış, kalkma ئة نشأاشن

Those who spread Yayanlar نشر اتراشن

Those who draw out Çekip alanlar نشط طاتاشن

Exhausted Yorgun ة نصبباصن

That which advises Nasihat eden نصح حاصن

Those who advise Nasihat edenler ون نصححاصن - نيحاصن

Those who advise Nasihat edenler نصح نيحاصن Helper Yardımcı ر نصراصن

Helpers Yardımcılar نصر ريناصن

Forelock Perçem ة نصيياصن

Page 463: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

458

Its forelock Onun perçemi ا نصيهتياصن Radiant Parlak ة نضرراضن Looking Bakan ة نظرراظن Looking, waiting (pl) Bekleyenler, bakanlar نظر ريناظن

Joyful, happy Mes’ut, mutlu ة نعمماعن

To become hypocrite Đkiyüzlü oldu, münafık oldu 3 نفق افقن- قافني

They became hypocrites Đkiyüzlü oldular, münafık oldular

نافقوا نفق 3

Additional, gift Hediye, fazla لة نفلافن

She-camel Dişi deve اقة نوقن

Trumpet Boru, öttürme aleti اقور نقرن

Deviating ones Yoldan sapanlar ون نكبباكن

Those who hang Bükenler, eğenler و نكسساكن

That we eat Yememiz 1 أكل كلان

Those who forbid Yasaklayanlar, nehyedenler ي وناهن

He distanced himself, turned to his side

Uzaklaştı, yan döndü 1 نأي ىان

Inform (imp) Haber ver 2 ئ نبأبن

Inform (imp) us Bize haber ver 2 ا نبأئنبن

Inform (imp) them Onlara haber ver 2 نبأ مئهبن

Inform (imp, pl) me Bana haber verin 2 وني نبأؤبن

News Haber إ نبأبن- ؤبن- بان To inform Haber verdi 2 نبأ بئ - انبني

She informed Haber verdi (dş) 2 نبأ اتبن

I informed Haber verdim 2 نبأ بانت Plant Bitki, nebat نبت اتبا - ناتبن

I informed you (dual) Đkinize haber verdim 2 نبأ باانكمت Its plant Onun bitkisi نبت هاتبن

Page 464: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

459

He informed us Bize haber verdi 2 ا نبأانبن

He informed me Bana haber verdi 2 نبأ بانني

His news Onun haberi نبأ اهبن

He informed it Onu haber verdi 2 نبأ باانه

Their news Onların haberi م نبأاهبن

To grow Büyüdü 1 نبت تبن - تبني We seek, want Ararız, isteriz 1 ي بغيغتبن

We test him Onu imtihan ederiz 8 بلو يهلتبن

Let’s pray Dua edelim 8 ل هلتبن

That we change Değiştirmemiz 2 ل بدلدبن

He threw Attı 1 ذ نبذبن He was thrown Atıldı 1 بذ نبذن

I threw Attım 1 نبذ ذتبن

I threw it Onu attım 1 ا نبذهذتبن We threw Attık 1 ا نبذذنبن

We threw it Onu attık 1 نبذ اهذنبن We threw them Onları attık 1 نبذ ماهذنبن He threw it Onu attı 1 نبذ ذهبن They threw Attılar 1 ذو نبذبن

They threw it Onu attılar 1 ذ نبذبنوه We create Yaratırız 1 برأ ربان

We create it Onu yaratırız 1 ا برأاهربن That we cease Vazgeçeriz 1 برح حربن

We give glad tidings Müjdeleriz 2 بشر رشبن

We give you glad tidings Seni müjdeleriz 2 بشر كرشبن We seize Yakalarız 1 بطش شطبن

Page 465: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

460

That we send, resurrect Göndermemiz, diriltmemiz 1 ث بعثعبن We send, resurrect Göndeririz, diriltiriz 1 ث بعثعبن

That we seek, want Aramamız 1 غ بغيبن We seek, want Ararız 1 ي بغيغبن

We test Đmtihan ederiz, sınarız 1 لو بلوبن We test you (pl) Sizi imtihan ederiz, sınarız 1 لوكم بلوبن

Indeed we test you (pl) Mutlaka sizi imtihan ederiz, sınarız

نبلونكم بلو 1

We test them Onları imtihan ederiz, sınarız 1 م بلولوهبن

That we test them Onları imtihan etmemiz 1 بلو مهلوبن

Indeed we settle Mutlaka yerleştiririz 2 بوأ ئنوبن

Indeed we settle them Mutlaka onları yerleştiririz 2 بوأ مهئنوبن Prophethood Nübüvvet, peygamberlik ة نبأوبن

Prophet Peygamber, nebi بأن بيا - نبين

We attack at night Mutlaka gece baskın yaparız 2 بيت نتيبن

Indeed we attack him at night Mutlaka ona gece baskın yaparız

نبيتنه بيت 2Prophets Peygamberler, nebiler نبأ نبين We explain, clarify Beyan ederiz, açıklarız 2 بني نيبن

His Prophets Onların peygamberi نبأ مهبين Prophets Peygamberler ون نبأبين - نيبين We disown Uzaklaşırız 5 برأ ربتان

We follow Tabi oluruz, takip ederiz 8 تبع بعتن

We make follow Takip ettiririz 4 تبع بعتن

That we follow Tabi olmamız, takip etmemiz 8 تبع بعتبع -نتن That we follow you (pl) Sizi takip etmemiz 8 تبع كمبعتن We follow him Onu takip ederiz 8 تبع هبعتن We make them follow Onlara tabi kılarız 4 تبع تنمهبع

Page 466: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

461

We settle Otururuz, yerleşiriz 5 بوأ وبتان We overlook Geçeriz 6 جوز زجاوتن

That we take Edinmemiz 8 ذ أخذختن

Indeed we take Muhakkak ediniriz 8 ذن أخذختن

That we take him Onu edinmemiz 8 أخذ ذهختن That we are snatched Atılmamız, çıkarılmamız 2 خطف طفختن

We wait Bekleriz 5 ربص صبرتن

That we leave, give up Terk etmemiz 1 ترك كرتن

To raised Kaldırdı 1 نتق قتن- قتني We accept Kabul ederiz 5 ل قبلقبتن

We raised Kaldırdık 1 ا نتققنتن

That we speak Konuşmamız 1 كلم كلمتن

We read, recite Okuruz 1 لوا تلوتن

We read it Onu okuruz 1 تلو لوهتن

We read them Onları okuruz 1 ا تلولوهتن

We descend Đneriz 5 ل نزلزنتن

Indeed we make you die Seni mutlaka vefat ettiririz 5 ويف كنفيوتن

That we put our trust Tevekkül etmemiz 5 كل وكلوتن

We make firm Sabit kılarız 2 ثبت تثبن

He saved Kurtardı 2 ا جنوجن

To get saved Kurtuldu 1 ا جنوجو -نجني

Salvation Kurtuluş وجن اةجن

We recompense Cezalandırırız 3 ازي جزيجن

He saved you (pl) Sizi kurtardı 2 جنو اكمجن He saved us Bizi kurtardı 2 ا جنوانجن He saved them Onları kurtardı 2 جنو ماهجن

Page 467: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

462

That we respond Cevap vermemiz 4 جوب جبن

That we find Bulmamız 1 وجد جدن

Two ways Đki ana yol ن جنديدجن We recompense Karşılığını veririz 1 زي جزيجن

We are recompensed Bize karşılığı verilir 1 زي جزيجن Indeed we recompense Muhakkak karşılığını veririz 1 جزي نزيجن

Indeed we recompense him Ona karşılığını veririz 1 جزي زيهجن Unclean Pis جنس سجن We make Yaparız 1 ل جعلعجن

That we make Yapmamız 1 ل جعلعجل - نعجن That we make it Onu yapmamız 1 ا جعللهعجن We make it Onu yaparız 1 ا جعللهعجن That we make them Onları yapmamız 1 جعل ملهعجن That we make them (dual) O ikisini yapmamız 1 ا جعلملهعجن Star, grass Yıldız, ot جنم مجم - نجن That we gather Toplamamız 1 مجع عمجن Save (imp) us Bizi kurtar 2 ا جنونجن

Save (imp) me Beni kurtar 2 ني جنوجن

Secret talk Gizli konuşma ا جنووجن

Your (pl) secret talk Gizli konuşmanız جنو اكموجن Their secret talk Onların gizli konuşması م جنواهوجن You get saved Kurtuldun 1 جنو توجن

Stars, grasses Yıldızlar, otlar جنم ومجن

Secret talk Gizli konuşma ى جنووجن

He was saved Kurtarıldı 1 جنو يجن

To save Kurtardı 2 ى جنوجي -نجني

Page 468: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

463

Conversation Konuşma ا جنوجين

We saved Kurtardık 2 ا جنونيجن

We saved you Seni kurtardık 2 جنو اكنيجن We saved you (pl) Sizi kurtardık 2 اكم جنونيجن We saved him Onu kurtardık 2 جنو اهنيجن We saved them Onları kurtardık 2 جنو ماهنيجن We saved them (dual) O ikisini kurtardık 2 ا جنوماهنيجن Red smoke, molten copper Kızıl duman, erimiş bakır, حنس اسحن

Vow Söz حنب بحن His vow Adağı, sözü حنب هبحن

To carve Yonttu 1 حنت تحن- تحني To sacrifice Kurban kesti 1 حنر رحن Surely we burn Mutlaka yakarız 2 حرق قنرحن

Surely we burn him Onu mutlaka yakarız 2 حرق هقنرحن Unfortunate Kara, uğursuz س حنسحن

Unfortunate (pl) Kara, uğursuz (çğ) حنس اتسحن We gather Toplarız, diriltiriz 1 حشر رشحن

Surely we gather them Mutlaka onları toplarız 1 حشر نرشحنمه Surely we gather him Mutlaka onu toplarız 1 حشر هرشحن We gather them Onları toplarız 1 حشر مهرشحن Surely we make present Muhakkak bulundururuz 4 ن حضررضحن

Surely we make them present Muhakkak onları bulundururuz

همنحضرن حضر 4We protect, guard Koruruz 1 فظ حفظحن

Bee Bal arısı ل حنلحن Gift Hediye لة حنلنح We Biz نحن

Page 469: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

464

We live Yaşarız 1 ا حيييحن

We give life Diriltiriz, hayat veririz 4 يي حييحي -نحن

Indeed we give life Muhakkak diriltiriz, hayat veririz

نحيين حيي 4

We fear Korkarız 1 خوف افخن

We seal Mühürleriz 1 ختم متخن Decayed Çürümüş ة خنررخن We take out, drive out Çıkarırız 4 خرج رجخن

We take you (pl) out, drive you out

Sizi çıkarırız 4 خرج خنكمرج Indeed we drive out Mutlaka çıkarırız 4 خرج نجرخن

Indeed we drive you out Mutlaka seni çıkarırız 4 خرج كنرجخن Indeed we drive you (pl) out Mutlaka sizi çıkarırız 4 خرج كمنرجخن We get disgraced Rezil oluruz 1 ى خزيزخن

We cause to swallow Geçiririz 1 خسف سفخن

We fear Korkarız 1 ى خشيشخن

We hide Gizleriz, saklarız 4 ي خفيفخن

Date palm Hurma ağacı ل خنلخال - نخن

Date palm Hurma ağacı خنل لةخن We break our promise Ondan döneriz, cayarız 4 فخل فهلخن

We create Yaratırız 1 خلق لقخن

That we create you (pl) Sizi yaratmamız 1 لق خلقخكمن We indulge in vain talk Boş konuşmaya dalarız 1 خوض وضخن

We make fear, scare Korkuturuz 2 خوف فوخن

We scare them Onları korkuturuz 2 وفخ مفهوخن Date palm Hurma ağacı يل خنلخن Calling, call Bağırmak, nida اء ندوند Regret, remorse Pişmanlık, nedamet ة ندمامدن

Page 470: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

465

We alternate them Onu döndürürüz, devrederiz 3 ا دولاولهدن We make them enter Sokarız 4 ل دخلخدن

That we make you (pl) enter Sizi sokmamız 4 دخل لكمخدن Indeed we make them enter Mutlaka onları sokarız 4 دخل مهلنخدن That we enter it Ona girmemiz 1 ا دخللهخدن We make them enter Onları sokarız 4 دخل ملهخدن We know Biliriz 1 ري دريدن

That we call, pray Dua etmemiz 1 دعو عدن We call, pray Çağırırız, dua ederiz 1 و دعوعدا -نوعدن

We call him, pray to him Ona dua ederiz 1 دعو وهعدن We show, direct Gösteririz, delil oluruz 1 ل دللدن

We show you (pl) Size gösteririz 1 دلل لكمدن To regret, repent Pişman oldu 1 ندم مدن- مدني Assembly Mevki, meclis ا ندويدن

We leave, abandon Bırakırız 1 وذر ذرن

Vow Adak ذر نذرن

Warnings Uyarılar نذر ذرن

My warnings Uyarılarım ذر نذرن

To vow Adadı 1 نذر ذرن - ذرني Warning Uyarma ذرا نذرن

I vowed Adadım 1 نذر تذرن

You vowed Adadınız 1 نذر متذرن We abandon them Onları bırakırız 1 وذر مهذرن That we make him taste Ona tattırmamız 4 ذوق ذنقه

That we remember Anmamız, zikretmemiz 1 ذكر ذكرن

That we remember you Seni anmamız 1 ذكر كذكرن

Page 471: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

466

That we are humiliated Zillete düşmemiz 1 ل ذللذن

Surely we go Mutlaka gideriz 1 ذهب نبذهن

We remove Gideririz 1 ذهب بذهنبـ ن

Vows Adaklar نذر ذورن

Their vows Onların adakları نذر مهذورن Warner, who warns Đkaz eden, uyaran نذر يرذا - نيرذن

We make taste Tattırırız 4 ذوق يقذن

Surely we make taste Muhakkak tattırırız 4 ذوق يقنذن

We make him taste Ona tattırırız 4 ذوق يقهذن We make them taste Onlara tattırırız 4 ذوق ميقهذن We see you Seni görürüz 1 رأي اكرن

We see him Onu görürüz 1 رأي اهرن

We see her Onu (dş) görürüz 1 ا رأياهرن

We bring you up Seni yetiştiririz 2 ربو كبرن

We inherit Varis oluruz 1 رث ورثن

We inherit from him Ona varis oluruz 1 ورث رثهن Indeed we stone Mutlaka taşlarız 1 رجم نمجرن

Indeed we stone you (pl) Mutlaka sizi taşlarız 1 رجم كمنمجرن We are sent back Döndürülürüz 1 ردد درن

That we return it Onu döndürmemiz 1 ا رددهدرن We give sustenance Rızık veririz 1 رزق قزرن

We give you sustenance Sana rızık veririz 1 رزق قكزرن We give you (pl) sustenance Size rızık veririz 1 رزق قكمزرن We give them sustenance Onlara rızık veririz 1 رزق مقهزرن That we send Göndermemiz 4 ل رسلسرن We send Göndeririz 4 ل رسلسرن

Page 472: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

467

Indeed we send Mutlaka göndeririz 4 رسل لنسرن

We raise Yükseltiriz 1 رفع فعرن

We see Görürüz 1 ى أيررن

We show, make see Gösteririz 4 ري رأين - رىن

We intend, wish Đsteriz, irade ederiz 4 رود ريدن

We show you Sana gösteririz 4 رأي كرين

Indeed we show you Mutlaka sana gösteririz 4 رأي كنرين

We show him Ona gösteririz 4 يرأ هرين

We show them Onlara gösteririz 4 ريهم رأين

Remover Gideren ة نزعاعزن

That we increase Arttırmamız 1 زيد زدن

We increase Arttırırız 1 زيد اددزن

To draw, remove, drag Çekti, giderdi, elinden aldı 1 نزع عزز -ننيع We drew, removed Çıkardık, elinden aldık 1 ا نزعنعزن

We removed it Onu çıkarıp aldık 1 ا نزعاهنعزن Made evil suggestion Kışkırttı غ نزغزن Evil suggestion Kışkırtma غ نزغزن

It was revealed, sent down Đndirildi 2 ل نزلزن

Hospitability, lodging Đkram, ev ل نزلزال -نزن

To descend Đndi 1 ل نزلززل -نني

To send down, reveal Đndirdi 2 ل نزلزل -نزني

Descent Đniş لة نزلزن It was sent down, revealed Đndirildi 2 نزل لتزن

We sent down, revealed Đndirdik 2 ا نزللنزن

We sent it down Onu indirdik 2 نزل اهلنزن He sent it down Onu indirdi 2 نزل لهزن

Page 473: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

468

Their descent Onların inişi نزل ملهزن That we increase Arttırmamız 1 زيد زيدن

That we increase you Sizi arttırmamız 1 زيد كمزيدن We are asked Soruluruz 1 ئل سألسن- سلان We ask you Sana sorarız 1 سأل ئلكسن Women Kadınlar اء نسونس

Your (pl) women Kadınlarınız - نساءكم –نساؤكم نسو

انسكمئ Our women Kadınlarımız ا نسواءننس Their women Onların kadınları نسو سان همم -ئاءهنس Their (fm) women Onların (çğ) kadınları نسو هنائنس We make haste Koşarız, hızlanırız 3 سرع ارعسن

Indeed we ask Mutlaka sorarız 1 سأل سانلن Indeed we ask them Mutlaka onlara sorarız 1 سأل مهالنسن Blood relationship Nesep, kan akrabalığı ا نسببسن We glorify Tesbih ederiz 2 سبح حبسن

We glorify you Seni tesbih ederiz 2 سبح كحبسن We race, compete Yarışırız 8 سبق بقتسن

That we overcome, defeat Üstünlük sağlamamız, yenmemiz

نستحوذ حوذ 10

We let live Sağ bırakırız 10 ي حييحتسن

We seek help Yardım isteriz 10 عون نيعتسن

We transcribe, write Yazarız, kaydederiz نسخ نسختسن

Their inscription Onun yazısı ا نسخهتخسن We mock Alay ederiz 1 سخر رخسن

Name of false deity Put adı ارسن Dust, particle Toz, küçük parça فا نسفسن

Page 474: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

469

It was blown in dust Savruldu, dağıldı 1 نسف سفتن

Indeed we grab Mutlaka yakalarız 1 فعا سفعسن

That we make fall Düşürmemiz 4 ط سقطقسن

We give water Sularız 1 ي سقيقسن

We give you (pl) water Sizi sularız 1 سقي يكمقسن We give him water Onu sularız 1 سقي هيقسن Sacrifice Kurban, yakınlaşma yolları نسك كسن

Indeed we settle Mutlaka yerleştiririz 4 سكن ننكسن

My sacrifice Kurbanım ي نسككسن

Generation, progeny Nesil ل نسلسن We withdraw Çekip alırız 1 سلخ لخسن

We insert Sokarız 1 سلك لكسن

We insert him Onu sokarız 1 سلك لكهسن That we submit Teslim olmamız 4 سلم نملس

His progeny Onun nesli نسل لهسن We hear Đşitiriz 1 مسع عمسن

They forgot Unuttular 1 وا نسيسن

Women Kadınlar ة نسوونس

We drive Sevk ederiz 1 سوق وقسن

They forgot it Onu unuttular 1 نسي وهسن

We fashion, make equal Bir tutmamız, düzenlememiz 2 سوي يوسن

That we fashion you Sizi düzenlememiz 2 سوي يكموسن To forget Unuttu 1 نسي سيى -نسني

Postponing Erteleme ء نسأسىن They (dual) forgot Unuttular (ikil) 1 ا نسيسين

Forgotten Unutulan, unutan يا نسيسن

Page 475: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

470

You forgot Unuttun 1 نسي سيتن

I forgot Unuttum 1 نسي سيتن

You (pl) forgot Unuttunuz 1 نسي مسيتن

You forgot it Onu unuttun 1 ا نسيهسيتن We make move Yürütürüz 2 سري ريسن

We forgot Unuttuk 1 ا نسيسينن

We forgot you (pl) Sizi unuttuk 1 نسي اكمسينن He forgot them Onları unuttu 1 نسي مهسين That we want, desire Đstememiz 1 شيأ شان

We want, desire Đsteriz 1 اء شيأشن Creation Yaratma نشأ شةان We exchange Değişiriz 1 شري تشرين

Spreading Açma, yayma را نشرشن

It was spread Açıldı 1 نشر ترشن

We expand Genişletmemiz 1 شرح حرشن

That we associate partners Şirk koşmamız 1 شرك ركشن

Drawing out Çekip alma طا نشطشن

We bear witness Şehadet ederiz 1 هدش دهشن

Resurrection Diriltme, kabirden çıkarma نشز ورشورا - نشن

Ill-conduct Huysuzluk, kötü muamele وزا نشزشن

Their (fm) ill-conduct Onların (dş) huysuzluğu نشز نهوزشن Christian Hıristiyan ى نصرارصن Stone altars Dikili taşlar ب نصبصن

Exhaustion, tiredness Yorgunluk نصب بصب - نصن

Exhaustion, fatigue Yorgun با نصبصن

They were erected Dikildi 1 نصب تبصن

Page 476: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

471

That we endure Sabretmemiz 1 صرب برصن

Indeed we endure Muhakkak sabrederiz 1 ب صربصن نر To advise, give admonition Nasihat etti, öğüt verdi 1 نصح حصن- حصني I advised Nasihat ettim 1 نصح تحصن

They advised Nasihat ettiler 1 وا نصححصن

My advice Nasihatim ي نصححصن

Indeed we give charity Muhakkak sadaka veririz 5 صدق قندصن

Help Yardım نصر رصا -نرصن

To help, save Yardım etti, kurtardı 1 نصر رصن- رصني

Christian Hıristiyan ا نصرانيرصن

That we divert Uzaklaştırmamız 1 صرف رفصن

We explain Açıklarız 2 صرف فرصن

He helped you (pl) Size yardım etti 1 نصر كمرصن We helped Yardım ettik 1 ا نصرنرصن

Our help Yardımımız ا نصرنرصن

We helped him Ona yardım ettik 1 نصر اهنرصن We helped them Onlara yardım ettik 1 نصر ماهنرصن He helped him Ona yardım etti 1 نصر هرصن His help Onun yardımı نصر رهصن He helped them Onlara yardım etti 1 نصر مهرصن Their help Onların yardımı نصر مهرصم - نرهصن They helped Yardım ettiler 1 وا نصررصن

They helped him Ona yardım ettiler 1 صرن وهرصن They helped them Onlara yardım ettiler 1 نصر موهرصن Half Yarım, yarı نصف فنص

Its half Onun yarısı نصف فهنص

Page 477: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

472

That we put him fire Onu ateşe atmamız 4 صلي هلصن

We put him fire Onu ateşe atarız 4 صلي يهلصن

We put them fire Onları ateşe atarız 4 صلي يهملصن Sincere Yürekten, ciddi وحا نصحصن

Share, portion Nasip, pay نصب بيصا -نيبصن Your share Nasibin, payın نصب كيبصن Their share Onların nasibi, payı م نصبهيبصم -نهيبصن Helper Yardımcı نصر ريصا - نريصن

Gushing forth (dual) Kaynayan, fışkıran (ikil) نضح انتاخضن

It roasted Đyice yandı 1 نضج تجضن We strike, give example Vururuz, misal veririz 1 ضرب ربضن

We give that example Onu misal veririz 1 ضرب هربضان Radiance Parlaklık ة نضررضن

We subject to Maruz bırakırız 8 ضرر طرضن

We subject them to Onları maruz bırakırız 8 ضرر مهطرضن We set, place Koyarız, kurarız وضع عضن

Arranged in layers Kat kat, dizilmiş نضد يدضن

We lose, let waste Zayi ederiz, kaybederiz عيض يعضن

We seal Mühürleriz 1 طبع عطبن

We feed Yediririz 4 طعم مطعن

We feed you (pl) Sizi yediririz 4 طعم كممطعن Drop, drop of semen Damla, meni, sperm طفة نطفن - طفةن That we erase Silmemiz, ters çevirmemiz 1 طمس سطمن

We hope Umarız, ümit ederiz 1 طمع عطمن

We roll Düreriz 1 طوي طوين

Gored by horns Boynuzlanarak ölmüş ة نطححيطن

Page 478: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

473

We obey Đtaat ederiz 4 طوع يعطن

To look, see Baktı, gördü 1 نظر ظرن- ظرني

Looking, glance Bakış ة نظرظرن

Postponement Mühlet, süre ة نظررظة -نرظن

We continue Devam ederiz 1 ظل ظللن

We assume Zannederiz 1 ظنن ظنن

We assume you Seni zannederiz 1 ظنن كظنن We assume you (pl) Sizi zannederiz 1 ظنن كمظنن His sheep Onun koyunları نعج اجهنع

Slumber Uyuklama نعس اسعا - ناسعن That we worship Tapmamız 1 عبد دبعن We worship Taparız 1 عبد دبعن We worship them Onlara taparız 1 عبد مهدبعن Sheep Koyun نعج جعةن

Your sheep Senin koyunun نعج كتجعن That we make one fail Aciz bırakmamız 4 عجز عجزن

That we make him fail Onu aciz bırakmamız 4 عجز هجزعن

That we return Dönmemiz 1 عود دعن

We count Sayarız 1 عدد دعن

We count them Onları sayarız 1 عدد مهدعن We promise Onlara vaad ederiz 1 وعد مهدعن

That we punish Azap etmemiz 1 عذب ذبعن

We punish him Ona azap ederiz 1 عذب هذبعن That we forgive Affetmemiz 1 عفو فعن

We reason, think Aklederiz, anlarız 1 ل عقلقعن

That we know Bilmemiz 1 علم لمعن

Page 479: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

474

We know Biliriz 1 علم لمعن

We teach Öğretiriz 2 علم لمعن

We know them Onları biliriz 1 علم مهلمعن We proclaim Đlan ederiz 4 علن نلعن

Your two shoes Đki ayakkabını نعل كليعن Cattle Sığır م نعمعن Yes Evet نعم معن

Excellent, good Ne iyi, ne güzel نعم منع

Excellent, good Ne güzel ا نعممنع

Favors Nimetler اء نعممعن Favor Nimet نعم تمنع Favor Nimet ة نعممنع- ةمعن

Your favor Senin nimetin نعم كتمنع His favor Onun nimeti نعم هتمنع - هتمنع My favor Nimetim ي نعمتمنع- ىتمنع That we give life Ömür vermemiz 2 ر عمرمعن

That we give you (pl) life Size ömür vermemiz 2 عمر كمرمعن That we give him life Ona ömür vermemiz 2 عمر هرمعن We do, make Yaparız, işleriz 1 ل عملمعن

That we do Yapmamız 1 ل عملمعل - نمعن He gave favors to him Ona bol nimet verdi 2 نعم همعن

His favors Onun nimetleri نعم همنع

That we return Dönmemiz 1 عود ودعن

We return Đade ederiz 4 عود يدعن

We return you (pl) Sizi iade ederiz 4 عود كميدعن We return him Onu iade ederiz 4 عود هيدعن

Page 480: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

475

Favors Nimetler نعم يمعا -نيمعيم -نعن

That we leave Ayrılmamız, gitmemiz 3 غدر رادغن

That we drown them Onları boğmamız 4 غرق مرقهغن Indeed we let you overpower Seni mutlaka hakim kılarız 2 غرو كنريغن We forgive Bağışlarız 1 غفر رفغن Those who blow Üfleyenler (dş) نفث فاثاتن Depletion, exhaustion Tükenme نفد فادن

Hypocrisy Nifak, iki yüzlülük نفق نفاقا - نفاق

We test them Onları deneriz 1 فنت مهنفتن It was blown Üflendi 1 نفخ خفن

To blow Üfledi 1 نفخ فخن - خفني I breathed, blew Üfledim 1 نفخ تفخن Blowing, breath Üfleme, nefes ة نفخفخن We breathed, blew Üfledik 1 ا نفخنفخن To get depleted Tükendi, bitti 1 نفد دفن- فدني It got depleted Tükendi, bitti 1 نفد تدفن

They went forth Savaşa gittiler 1 نفر فرن

Party, group Topluluk, grup نفر فرا -نفرن

We differentiate Ayırt ederiz 2 فرق قفرن

Self, soul, person Kişi, can, kendi نفس فسا -نفسن

That we corrupt Đfsad etmemiz 4 فسد فسدن

Yourself Senin kendin نفس كفسن- كفسن - فسكن Himself Onun kendisi نفس هفسن- هفسن- فسهن Herself, itself Onun (dş) kendisi ا نفسهفسن Myself Kendim فسي نفسن

They pastured Otladı 1 نفش تفشن

Page 481: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

476

We explain in detail Açıklarız 2 ل فصلفصن

We prefer Üstün kılarız 2 ل فضلفضن

Benefit Fayda ف نفعنع Benefit Fayda, menfaat نفع فعفعا – نفع - نن

To give benefit Fayda verdi 1 نفع فعن- فعني

It gave benefit Fayda verdi 1 نفع تفعن

That we do Yapmamız 1 ل فعلفعن We do Yaparız 1 ل فعلفعن

Its benefit Onun faydası نفع هفعن It benefited it Ona fayda verdi 1 ا نفعهفعن Their (dual) benefit O ikisinin faydası ا نفعهمفعن Tunnel Tünel, delik, geçit فقا نفقن

Contributions, spendings Nafakalar, harcamalar نفق فقاتن

Their contributions Onların nafakaları نفق مهفقاتن Expenditure, spending Nafaka, harcama نفق فقةفقة -نن

We miss, lose Kaybederiz 1 فقد دفقن

We understand Anlarız 1 فقه فقهن

Aversion, hatred Nefret, kaçış فور نفرا - نفورن Souls, persons, selves Nefisler, kalpler, canlar نفس فوسفوس - نن

Yourselves Kendileriniz نفس كمفوسن Regarding number of persons Kişi sayısı bakımından ريا نفرفن

We fight Savaşırız 3 ل قتلقاتن

That we fight Savaşmamız 3 ل قتلقاتل - نقاتن

Penetration Delme قبا نقبن

They explored Gezip araştırdılar 2 وا نقبقبن

That we acquire Almamız 8 بس قبسقتن

Page 482: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

477

That we have power Güç yetirmemiz 1 قدر رقدن

We bless Takdis ederiz 1 قدس سقدن

We throw Atarız 1 قذف فقذن

It was blown Öttürüldü 1 نقر رقن

We caused it to remain Tutarız 4 رقر رقن

We read Okuruz 1 قرأ ؤقرن

We read it Onu okuruz 1 قرأ هؤقرن Reduction, loss Azalma, kayıp قص نقصن We tell, narrate Anlatırız 1 قصص قصن

That we narrate Anlatmamız 1 قصص صقصن That we narrate them Onları anlatmamız 1 قصص مهصقصن Indeed we narrate Mutlaka anlatırız 1 قصص نقصن

We tell it, narrate it Onu anlatırız 1 قصص هقصن He broke his word Bozdu, sözünden döndü 1 نقض قضن

Untwisted Bozdu, açtı 1 نقض تقضن Their breaking Bozmaları 1 نقض همقضن Dust Toz ا نقعقعن We sit Otururuz 1 قعد دقعن

We turn Çeviririz 2 قلب قلبن We turn them Onları çeviririz 2 قلب مهقلبن They revenged Đntikam aldılar 1 وا نقمقمن

That we say Dememiz 1 قول قولن We say Deriz, söyleriz 1 قول قولن

Indeed we say Mutlaka söyleriz 1 قول قولنن

Leaders Kabile şefleri يبا نقبقن

Speck on date seed Hurma çekirdeğindeki nokta قرن ريقا - نريقن

Page 483: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

478

That we assign Musallat etmemiz 2 قيض ضقين

We set Kurarız, kılarız 4 قوم يمقن

That we become Olmamız 1 كون كن

Marriage Nikah نكح ا -نكاحنكاح

Exemplary punishment Đbretlik ceza كال نكلكاال -نن We write Yazarız 1 كتب بكتن

We measure Ölçeriz 1 ل كيلكتن

We conceal, hide Gizleriz 1 كتم مكتن

He broke his word Bozdu, sözünden döndü 1 كث نكثن

They broke their word Bozdular, sözlerinden döndüler

نكثوا نكث 1He married Nikahladı 1 نكح كحن

You (pl) married Nikahladınız 1 نكح متكحن Difficult Zor ا نكددكن That we deny Yalanlamamız 2 كذب كذبن We deny Yalanlarız 2 كذب كذبن

He did not recognize Tanımadı 1 نكر ركن

Terrible Çok kötü كر نكرن

Evil, terrible Çirkin, kötü كرا نكرن

He did not recognize them Onları tanımadı 1 نكر مهركن Disguise (imp, pl) Tanınmaz hale getirin 2 وا نكركرن

We clothe Giydiririz 1 و كسوكسن

They were turned Döndürüldüler 1 وا نكسسكن

We clothe them Onlara giydiririz 1 ا كسووهكسن He turned away Arkasını döndü 1 نكص كصن That we disbelieve Đnkar etmemiz 1 كفر كفرن We disbelieve Đnkar ederiz 1 كفر كفرن

Page 484: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

479

We cover Örteriz 2 كفر كفرن Indeed we cover Mutlaka örteriz 2 ك كفرننفر

We burden Sorumlu tutarız 1 كفل كلفن We speak Konuşuruz 1 كلم كلمن

That we become Olmamız 1 كون كنكون -نن We become Oluruz 1 كون كونن Indeed we become Muhakkak oluruz 1 كون نكونن

Denial Đnkar ري نكركن

My denial Đnkarım ري نكركن

We compel Zorlarız 4 لزم لزمن

We compel you (pl) to it Sizi ona zorlarız 4 ا لزموهكملزمن We play Oynarız 2 لعب بلعن

That we curse Lanetlememiz 1 لعن نلعن

That we curse them Onları lanetlememiz 1 عنل مهنلعن Cushions Yastıklar منرق ارقمن We provide for Faydalandırırız 2 متع عتمن

We provide for them Onları faydalandırırız 2 متع مهعتمن We extend Uzatırız 1 مدد دمن

We save Đmdat ederiz 4 مدد دمن

We save them Onlara imdat ederiz 4 مدد مهدمن That we establish Yerleştirmemiz 2 مكن كنمن

Ant Karınca ل منلملة -نمن

We give respite Mühlet veririz 4 ي مليلمن

That we grant Lütfetmemiz 1 منن نمن

We forbid, prevent Men ederiz 1 منع منعن

That we forbid you (pl) Sizi men etmemiz 1 منع كمعنمن

Page 485: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

480

We die Ölürüz 1 موت وتمن

We make die Öldürürüz 4 موت يتمن

We get provision Yiyecek getiririz مري ريمن Gossiper Söz taşıyan يم منممن We inform Haber veririz 2 نبأ ئنبن

We inform you (pl) Size haber veririz 2 نبأ ئكمبنن Indeed we inform Muhakkak haber veririz 2 نبأ ئنبنن

We inform them Onlara haber veririz 2 نبأ مئهبنن That we save Kurtarmamız 4 جنو نجن We save Kurtarırız 4 جنو نينج

We save you Seni kurtarırız 4 جنو يكجنن

Indeed we save Muhakkak kurtarırız 4 جنو نيجنن Indeed we save him Muhakkak onu kurtarırız 4 جنو هنيجنن Indeed we remove Muhakkak çekip ayırırız 1 نزع نزعنن

We send down Đndiririz 2 ل نزلزنن

That we send down Đndirmemiz 2 ل نزلزنن We send it down Onu indiririz 2 نزل لهزنن We forget Unuturuz 1 ا نسيسنن

We forget you (pl) Sizi unuturuz 1 نسي اكمنسن We forget them Onları unuturuz 1 نسي ماهسنن That we abolish Nesh etmemiz, silmemiz نسخ خنسن

Indeed we blow Mutlaka savuracağız 1 نسف نسفنن

Indeed we blow it Mutlaka onu savuracağız 1 نسف هنسفنن We made it forgotten Onu unuttururuz 4 ا نسيسهنن

That we create Yaratmamız 4 ئ أنششنن

That we create you (pl) Sizi yaratmamız 4 نشأ ئكمنشن

Page 486: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

481

We raise Diriltiriz 4 نشز ننزش

We raise them Onları diriltiriz 4 ا نشزهزشنن We help Yardım ederiz 1 نصر ننرص

Indeed we help you (pl) Size mutlaka yardım ederiz 1 رنص كمنرصنن

We look, wait Bakarız, bekleriz 1 نظر ظرنن

We reduce Eksiltiriz 1 نقص نقصن

We reduce it Onu eksiltiriz 1 ا نقصهنقصن That we reverse it Onu tersine çevirmemiz 1 نكس هكسنن That we forbid you Seni yasaklamamız 1 ي كهنن

He prohibited Yasakladı 1 ي اهن

Day, daytime Gündüz ر ارها -نارهن

He prohibited you Sizi yasakladı 1 ي اكمهن He prohibited you (dual) Đkiniz yasakladı 1 ي ااكمهن To prohibit, forbid Yasakladı 1 ي هیه -ننیي We are guided

Hidayete ereriz, doğru yolu buluruz

نهتدي هدي 8

We guide Yol gösteririz, hidayet ederiz 1 ي هديدهن

Indeed we guide them Mutlaka onlara yol gösteririz 1 هدي مهنيدهن River Nehir ر رها -نرهن

We destroy Helak ederiz, yok ederiz 4 هلك كلهن

That we destroy Helak etmemiz, yok etmemiz 4 هلك كلهن- كلهن Indeed we destroy

Mutlaka helak ederiz, yok ederiz

نهلكن هلك 4They forbade Yasakladılar 1 ي اوهن

They were forbidden Yasaklandılar 1 ي واهن

He prohibited Yasakladı 1 ي ىهن

Intelligence Anlayış, akıl ي ىهن

I was prohibited Yasaklandım, nehy olundum 1 ي هيتن

Page 487: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

482

Seed Çekirdek ا نويوى - نون Forelocks Perçemler ي نصياصون

Noah (pbuh) Nuh (AS) وحن - انوح

We reveal, send down Vahyederiz 4 ي وحيوحن

We reveal it Onu vahyederiz 4 وحي يهوحن We reveal it Onu vahyederiz 4 ا وحييهوحن They were called Seslenildiler, nida olundular 1 وا ندوودن

It was called Seslenildi, nida olundu 1 ندو يودن

Light Nur, ışık, aydınlık نور ورا -نورن

We make him inherit Varis kılarız 4 ورث ورثن

Your light Nurunuz نور وركمن Our light Nurumuz ا نورنورن His light Onun nuru نور هورن- ورهن Their light Onların nuru نور مهورم - نورهن We pay in full Tamamen öderiz 2 ويف فون

We turn him Onu döndürürüz 2 ويل لهون

We turn Döndürürüz 2 لي ويلون

Indeed we make turn Mutlaka döndürürüz 2 ويل نليون

Sleep Uyku نوم مون Your sleep Uykunuz ك نوممونم Dhun-Nun (pbuh) Nun (Zunnun) نون ونن We make easy Kolaylaştırırız 2 يسر رسين

We make easy for you Sana kolaylaştırırız 2 يسر كرسين Infliction Elde edilen ال نيلين

Page 488: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

483

اهThese Bunlar الءؤه Here Đşte اه

Here Alın ماؤه

Here you (pl) Đşte siz ماانته

Bring (imp, pl) Getirin وااته

These two Şu ikisi نياته

To emigrate Göç etti, hicret etti 3 هجر راجه- اجرهي

They (fm) emigrated Hicret ettiler (dş) 3 ن هجرراجه

They emigrated Hicret ettiler 3 وا هجرراجه

Guide Yol gösteren هدي اده

Jew, Jewish Yahudi وا هوداده Guide Yol gösterici ي هدياده - ياديا -هاده

Collapsing, will collapse Yıkılan, yıkılacak ار هوره Harut Harut وتاره

Aaron (pbuh) Harun (AS) وناره

That which perishes Helak olan هلك كاله

Those who perish Helak olanlar هلك نيكاله

Haman, pharaoh’s vizier haman, firavunun veziri انامه

Barren Kupkuru ة مهددامه Here Đşte burada اناهه

Pit Uçurum او هويةهي

Grant, give (imp) Ver وهب به

Dust Toz اء هبوبه Avoidance Ayrılış را هجرجه

Devastation Yıkılma, parçalanma ا هددده

Page 489: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

484

Guidance Hidayet ا هديده

He guided you (pl) Size yol gösterdi 1 هدي اكمده

He guided me Bana yol gösterdi 1 هدي انداني -هده

He guided us Bize yol gösterdi 1 ا هديانده

He guided me Bana yol gösterdi 1 اني هديده He guided him Ona yol gösterdi 1 هدي اهده

His guidance Onun hidayeti ا هدياهده

He guided them Onlara yol gösterdi 1 هدي ماهده

Their guidance Onların hidayeti هدي ماهده My guidance Hidayetim هدي ايده

It got demolished Yıkıldı 2 هدم تمده

We were guided Hidayet edildik 1 ا هدينده

Hoopoe Đbibik kuşu هدهد دهده They were guided Hidayet edildiler 1 وا هديده

Sacrificial animal Kurban, kurbanlık هدي يده

He was guided Yol gösterildi 1 هدي يده

Guidance, guide Hidayet, yol gösterici ى هديدى -هده

To guide Hidayet etti, yol gösterdi 1 ى هديدي -هدهي

Sacrificial animal Kurban, kurbanlık يا هديده

Gift Hediye هدي ةيده

Your gift Sizin hediyeniz هدي كمتيده You guided us Sen bize yol gösterdin 1 ا هدينتيده

We guided Yol gösterdik 1 ا هدينيده

We guided you (pl) Size yol gösterdik 1 هدي دهاكمني We guided him Ona yol gösterdik 1 هدي اهنيده We guided them Onlara yol gösterdik 1 هدي ماهنيده

Page 490: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

485

We guided them (dual) O ikisine yol gösterdik 1 ا هديماهنيده This Bu (er) ذاه

These two Bu ikisi ذانه

This (fm), these (unintelligent beings)

Bu (dş), (akılsız çoğul) هذه

To flee, run Kaçtı 1 هرب بره- برهي Fleeing Kaçış با هربره

Amusement, joke Şaka, oyun ل هزلزه He defeated Yendi, hezimete uğrattı 1 م هزمزه They defeated Yendiler 1 هزم وهمز

They defeated them Onları yendiler 1 هزم موهمزه Ridicule, mock Eğlence, alay وا هزأزه

Shake (imp, fm) Silkele (dş) ي هزززه

Dry stalks Kuru çöp ا هشميمشه Deprivation Mahrum edilme ا هضممضه Soft Yumuşak هضم يمضه

Interrogative pronoun, question word

Soru edatı - mi? mı? له

To perish Helak oldu 1 هلك لكه- كلهي Bring forward (imp, pl) Getirin 1 ملم لمه Anxious Sabırsız ا هلعلوعه They Onlar (er) مه

He inclined, determined Düşündü, kurdu 1 مهم مه They (dual) O ikisi (ikil) امه

Defamer Kötüleyen, gammaz از مهزمه

They determined, planned Düşündüler, kurdular 1 مهم تمه

Evil suggestions Vesvese ات مهززمه Slanderer Arkadan çekiştiren مهز ةزمه

Page 491: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

486

Faint sound Hafif ses ا مهسسمه They determined, planned Düşündüler, kurdular 1 وا مهممه They (fm) Onlar (dş) نه

Here Burada, burası انه There Đşte orada كالنه

With satisfaction Afiyetle نيئا هنأه

He O (er) وه

Vain desire Heva, boş اء هويوه His vain desire Hevası هوي اهوه

Hud (pbuh) Hud (AS) وده

Jew, Jewish Yahudi ودا هوده

Humiliation Alçalma هون ونه

Humiliating Alçaltan هون ونه Humbly Tevazu ile نا هونوه

It perished Battı ى هويوه

Vain desire Heva, arzu, boş ى هويوه

She, they (unintelligent beings)

O (dş) ,onlar يه

Prepare (imp) Hazırla ئ هيأيه Shape, form Şekil هيأ ئةيه Come on Haydi gel 1 هيت تيه

Thirsty camels Susamış develer يم هيمه

Easy Kolay, kolaylıkla هون نينا -هيه

She, it O هيه

Far fetched Heyhat, ne uzak اتهيه

Page 492: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

487

وAnd, by Ve, and olsun و Heavy rain Bol yağmur ابل وبلو And consult each other (imp, pl)

Konuşup anlaşın, birbirinize emredin

تمروااو أمر 8And come, enter (imp, pl) Ve gelin, girin 1 أيت وااوت And bring (imp, pl) to me Ve bana getirin 1 أيت ونياوت He bound Bağladı 3 وثق اثقو He bound you Sizi bağladı 3 اثقكم وثقو

Palpitating Atan, hoplayan اجفة وجفو

One Tek, bir وحد داحو

One (fm) Bir (dş) ة وحدداحو

Valley Vadi 1 ودي ادي - وادا -ويادو

And he remembered Ve hatırladı 8 ذكر كرادو Inheritor, heir Varis ارث ورثو Inheritors, heirs Varisler ارثون ورثو - نيارثو

Inheritors, heirs Varisler ورث نيارثو That which arrives Varan, varacak ورد اردو

That which arrives at it Ona varacak ا وردهاردو Their water drawer Onların sucu çekicisi ورد مهاردو Those who arrive Varanlar, varacaklar ون ورداردو

Bearer of burden Yük taşıyan ة وزرازرو

All-Encompassing Kuşatan, geniş وسع عاسا - وعاسو Wide, spacious Geniş ة وسععاسو Constant, perpetual Devamlı, sürekli وصب باصا - وباصو

To appoint Sözleşti, vaatleşti 1 وعد داعا -وويدع We appointed Sözleştik 1 ا وعدنداعو

Page 493: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

488

We appointed with you Sizinle sözleştik 1 وعد اكمنداعو Those who give advice Öğüt verenler, vaizler وعظ نيظاعو

Conscious Belleyen ة وعيياعو

That which protects Koruyan اق وقيو

That which falls, occurs Đnen, düşen, vuku bulan وقع عاقو

That which falls, occurs Olacak olan, vakıa ة وقععاقو

Protector Koruyucu ال ويلو

Father Baba ولد دالو

Mothers Anneler ولد اتدالو

Parents Ana-baba ولد اندالو - دالنوي

Mother Ana ة ولددالو

Your mother Annen ولد كتدالو My mother Annem ى ولدتدالو His father Babası ولد هدالو My parents Anam-babam ولد يدالو

Your parents Anan-baban ولد كيدالو Parents Ana-baba ولد يدالنو His parents Ana-babası ولد هيدالو By Allah Allah’a and olsun اللهو And order (imp) Ve emret 1 أمر اورم And sacrifice (imp) Ve kurban kes 1 ر حنرحانو And forbid (imp) Ve yasakla 1 ي هانو

And guide (imp) us Ve bizi ilet 1 ا ديهنداهو Frail Zayıf ة وهيياهو

Consequence Vebal ال وبلبو

Ruinous Ağır, şiddetli بيال وبلو

Page 494: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

489

Odd number Tek (sayı) ر وترتو Aorta Atardamar, şah damarı وتن نيتو Bond, binding Bağ وثق ثاقو

His bond, binding Bağı وثق ثاقهو Most firm, strongest En sağlam ثقى وثقو They fell Düştü (dş) 1 وجب تبجو

It was found Bulundu 1 وجد جدو

To find Buldu 1 وجد دجو- جدي

They (dual) found O ikisi buldu 1 ا وجددجو

I found Buldum 1 وجد دتجو

You (pl) found Buldunuz 1 م وجددتجو

You (pl) found them Onları buldunuz 1 وجد موهمدتجو I found it Onu buldum 1 ا وجدهدتجو He found you Seni buldu 1 وجد كدجو

Your means Đmkanlarınız وجد كمدجو

We found Bulduk 1 ا وجدندجو We found him Onu bulduk 1 وجد اهندجو We found her Onu bulduk 1 ا وجداهندجو He found him Onu buldu 1 ا وجدهدجو They found Buldular 1 وا وجددجو To fear Korku doldu, ürperdi 1 جل وجلل - وجوي Fearing Ürperen 1 جلة وجلو

They feared Korku doldu, ürperdi 1 وجل جلتو

Those who fear Korkanlar جلون وجلو

Face Yüz وجه هجو

To turn one’s face Yüzünü döndü 1 وجه هجو- هجوي

Page 495: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

490

I turned my face Yüzümü döndüm 1 وجه تهجو

Direction Yöneldiği yön وجه ةوجه

Your face Senin yüzün وجه كهجو- هكجو His face Onun yüzü وجه ههجو - ههجو- ههجو Her face Onun (dş) yüzü ا وجهههجا -وههجو My face Benim yüzüm وجه هيجو Faces Yüzler وجه وهجا - ووهجو

Your (pl) faces Yüzleriniz وجه كموهجكم -ووهجو Their faces Onların yüzleri وجه هموهجم-وهوهجو - مهوهجو Honorable Đtibarlı جيها وجهو

Alone Kendisi, tek başına وحد هدحو

Wild beasts Vahşi hayvanlar وحش شوحو Revelation Vahiy يوح يحا -ويحو

Alone Kendisi, tek başına يدا وحدحو

Our revelation Vahyimiz ا وحيينحو His revelation Onun vahyi وحي هيحو To love, want, wish Sevdi, istedi 1 ودد دو - دوي

Name of false deity Put adı ادو

Love, affection Sevgi ا ودددو

They wished Đstedi 1 ت ودددو

And disregard Ve aldırma 1 ودع عدو And has forsaken you Ve seni bıraktı 2 ودع كعدو

Rain Yağmur ودق قدو

They wished Đstediler 1 وا ودددو

Loving, affectionate Çok seven ودد وودد

And leave (imp) Ve bırak 1 ذر وذرو

Page 496: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

491

To leave Bıraktı 1 وذر ذرو- ذري

And leave (imp) me Ve beni bırak 1 ني وذرذرو And leave (imp, pl) Ve bırakın 1 وا وذرذرو And show off Ve gösteriş, riya رئاء رأيو And he saw Ve gördü 1 ا يرأرو Back, behind Arka اء وريراء -ورو Behind you Arkanız اءكم وريركم -وائرو Behind him Onun arkası وري اءهرو - هائرو Behind them Onların arkaları م ورياءهرهم - وائرو Behind me Arkam اءي وريرو And they saw Ve gördüler 1 ا رأياورا -واورو To inherit Miras aldı 1 رث ورثرث -وي

Inheritors, heirs Varisler ورث ثةرو

He inherited from him Ona varis oldu 1 ورث رثهو

They inherited Varis oldular 1 رثوا ورثو

Place of arrival Varış yeri ورد دور And he returned Ve geri çevirdi 1 ردد درو To arrive, come Geldi, vardı 1 ورد درو- ردي Thirsty Susuz دا وردور

Rose Gül ة ورددرو

They arrived Vardılar, geldiler 1 و ورددرو

They arrived at it Ona vardılar 1 ورد اووهدر Leaf Yaprak ق ورقرو- قةرو Your (pl) silver coin Gümüş paranız ورق كمرقو Hidden Gizlenmiş وري ريو

Jugular vain Şah damarı ورد ريدو

Page 497: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

492

Refuge Sığınak وزر رزو

Burden Yük وزر را -وزروز

To bear burden Yükünü taşıdı 1 وزر رزو- زري

Your burden Senin yükün وزر كروز Weigh, scale, measure Ölçü, tartı ن وزنزا -ونزو

They weighed, measured Ölçtüler, tarttılar 1 و وزننزو

Weigh, measure (imp, pl) Ölçün, tartın 1 وا وزنزنو

They weighed for them Onları ölçtüler 1 وزن موهنزو Assistant, vizier Vezir, yardımcı وزر زيرا -وزيرو

And ask (imp) Ve sor 1 ئل سألسو And ask (imp) them Ve onlara sor 1 سأل مئلهسو And ask (imp, pl) Ve sorun 1 ئلوا سألسو Middle Orta طا وسطسو Penetrated into middle Ortasına girdiler 1 وسط طنسو

Middle Orta طى وسطسو

Capacity Takat, imkan وسع عسو To encompass, understand Kuşattı, içine aldı, anladı 1 وسع عسو - عسوي

It encompassed Kuşattı, içine aldı 1 وسع تعسو

Its capacity Onun takatı, imkanı ا وسعهعسو

It enveloped Topladı, bir araya getirdi وسق قسو And they were made to drink Ve içirildiler 1 قوا سقيسو

That which whispers Vesvese veren, fısıldayan اس وسوسوسو

To whisper Vesvese verdi, fısıldadı 1 وسوس سوسو - وسسوي And they were driven Ve sevk edildi 1 سوق يقسو Means of access Vesile, yaklaşma yolları لة وسليسو He enjoined Tavsiye etti 2 ا وصيصو

Page 498: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

493

He enjoined you (pl) Size tavsiye etti 2 وصي اكمصو To describe, make attributes Vasfetti, tarif etti, atfetti 1 وصف فصو- فصي

Their attributes Vasıfları وصف مفهصو

To arrive, join Ulaştı, birleşti, bileştirdi 1 ل وصلصل - وصي We joined Ekledik, uladık 2 ا وصللنصو

He enjoined Tavsiye etti 2 ى وصيصو

Instruction, will Vasiyet, tavsiye ة وصييصو

Entrance Giriş وصد ديصو Camel dedicated to false deities

Putlara adanmış deve لةيصو We enjoined Tavsiye ettik 2 ا وصينيصو

Placed, put Konuldu, yerleştirildi وضع عضو

To put, place Koydu, yerleştirdi 1 وضع عضو- عضي

She gave birth Doğurdu 1 وضع تعضو I placed, gave birth Koydum, doğurdum 1 وضع تعضو

She gave birth to him Onu koydu, doğurdu 1 وضع هتعضو She gave birth to her Onu (dş) doğurdu 1 ا وضعهتعضو I gave birth to her Onu (dş) doğurdum 1 ا وضعهتعضو We removed from you Senden kaldırdık 1 ا وضعنعضو عكن He placed it Onu koydu 1 ا وضعهعضو Rising Kalkma طئا وطأو

Necessary Gerekli iş ا وطرطرو Bag Yük, torba اء وعيوع It was promised Vaad edildi 1 وعد دعو

Promise, word, covenant Vaad, söz وعد دعا -ودعو

To promise, covenant Vaat etti, tesbit etti 1 وعد دعو- دعي

You promised Vaat ettin 1 وعد دتعو

Page 499: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

494

I promised Vaat ettim 1 وعد دتعو I promised to you (pl) Size vaat ettim 1 وعد كمدتعو You promised to us Bize vaat ettin 1 ا وعدندتعو You promised to them Onlara vaat ettin 1 وعد مهتدعو Your promise Senin vaadin وعد كدعو

He promised to you (pl) Size vaad etti 1 وعد كمدعو Our promise Bizim vaadimiz ا وعدندعو We were promised Vaad olunduk 1 ا وعدندعو We promised to him Ona vaad ettik 1 وعد اهندعو We promised to them Onlara vaad ettik 1 وعد ماهندعو His promise Onun vaadi وعد هدعو - هدعو- هدعو He promised to her Ona (dş) vaad etti 1 ا وعدهدعو And he counted them Ve onları saydı 1 عدد مهدعو And promise (imp) them Ve onlara vaad et 1 وعد مهدعو They promised him Ona vaad ettiler 1 وعد دعووه To advise, instruct Öğüt verdi 1 ظ وعظعظ - وعي You advised Öğüt verdin 1 وعظ ظتعو

And advise (imp) them Ve onlara vaaz et, öğüt ver 1 وعظ مظهعو

My promise, threat Tehdit, vaid, tehdidim وعد يدعو

Appropriate Uygun وفاقا وفق

He paid him in full Ona hesabını tamamen ödedi 2 ويف فاهو

Guest, delegation Misafir, heyet فدا وفدو

He fulfilled Vefa gösterdi 2 فى ويفو

It was paid in full Tamamen ödendi 2 ويف تفيو

Respect, grandeur Vakar, saygı قارا وقرو

He protected us Bizi korudu 1 ا وقيقانو

Page 500: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

495

He protected him Onu korudu 1 وقي قاهو

He protected them Onları korudu 1 وقي مقاهو

It spread Kapladı 1 وقب قبو Time Vakit, zaman وقت قتو

Its time Onun vakti ا وقتهقتو Weight, deafness Ağırlık, sağırlık وقر قرا -وقرو

Weight Ağırlık وقرا وقر

To fall, occur Düştü, vaki oldu 1 وقع قعو- قعي

Its occurrence Vaki olması وقع تقعو

It fell, happened Düştü, vaki oldu, vazife oldu 1 وقع تقعو - تقعو

Its occurrence Onun vaki olması ا وقعهتقعو To stop, stand Durdu, dikildi 1 وقف قفو It was made to stand Durduruldu, dikiltildi 1 وقف فقو And stop (imp, pl) Ve durdurun 1 فو وقفقو

They were made to stand Durduruldular 1 فوا وقفقو

And stop (imp, pl) them Onları durdurun 1 وقف مفوهقو And protect (imp) us Ve bizi koru 1 وقي قاون And protect (imp) them Ve onları koru 1 وقي همقو Fuel Yakıt وقد دقوو Its fuel Onun yakıtı ا وقدهقودو To protect, defend Korudu, kolladı 1 قي وقيي -وقي He striked with his fist Yumruk attı 1 وكز كزو

He striked him with his fist Ona yumruk attı 1 وكز هكزو He was entrusted Vekil edildi 2 كل وكلو And eat (imp, dual) Ve yiyin (ikil) 1 كال أكلو We have entrusted Vekil kıldık 2 ا وكلكلنو

Page 501: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

496

And eat (imp) Ve yiyin 1 وكلوا أكل Proxy, guardian Vekil, koruyucu يل وكلكو

Turn (imp) Dön 1 ل ويلو And really if Ve eğer gerçekten نلئو And not Ve değil الو It turned them Onları çevirdi 1 ويل الهوم

Protection Velayet, koruyuculuk ة ويلاليو Their protection Onların velayeti هم ويلتليو And let it come (imp) Ve gelsin 1 أيت لتاوت

Let there be (imp) Olsun 1 كون كنلتو

Let him look (imp) Baksın 1 نظر نلتوظر

She gave birth Doğurdu 1 ولد لدو

He was born Doğuruldu 1 ولد دلو

Child Çocuk ولد لدا - ولدو

Young boys, children Gençler ان ولدولد

I was born Doğdum 1 ولد دتلو

They (fm) gave birth Doğurdular (dş) 1 ن ولدلدو

They (fm) gave birth to them Onları doğurdular 1 ولد مهنلدو His child Onun çocuğu ولد هلدو- هلدو Her child Onun (dş) çocuğu ا ولدهلدو And but Ve lakin, fakat نلكو- نلكو

But we Fakat biz انلكو

But you (pl) Fakat siz لوكمنك

But he Fakat o هنلكو

But they Fakat onlar مهنلكو But I Fakat ben ينلكو

Page 502: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

497

Let us bear (imp) Yüklenelim 1 ل محلمحلنو If, even if Şayet, eğer, olsa bile لوو

Turn (imp, pl) Dönün 1 لوا ويلو They turned Döndüler 1 ا ويللوا -ولوو

If not, even if not Değilse, olmasaydı اللوو

Protector Dost, koruyucu ويل يلا - ويلو

To turn Döndü 1 لى ويللي - ووي

And let them believe (imp) Đman etsinler 4 وا أمننمؤليو And let them hold (imp) Tutsunlar 1 أخذ ليذوااوخ

Let them cry, weep (imp, pl) Ağlasınlar 1 كوا بكيبليو You turned Döndün 1 ويل تليو

And let him fear (imp) Sakınsın 8 ق وقيتليو And let them fear (imp) Sakınsınlar 8 ق وقيتليو And let him be cautious (imp)

Dikkatli olsun, inceliklere baksın

وليتلطف لطف 5

You (pl) turned Döndünüz 1 م ويلتليو

Intimates Sırdaş ة وجليجلو

Let them find (imp) Bulsunlar 1 وا وجدجدليو

Let him decree (imp) Hüküm versin 1 كمح كمحليو Let him fear (imp) Korksun 1 خشي شخليو

As a child Çocukken يدا ولدلو

Let him call, pray (imp) Dua etsin, çağırsın 1 دعو عدليو

And let them ask (imp) Sorsunlar 1 سأل سليلوااو

And let them be chaste (imp) Đffetli olsunlar 10 عفف ففعتسليو

And let them bear witness (imp)

Şahit olsunlar 1 شهد دهشليو Let them overlook (imp) Hoş görsünler 1 وا صفحفحصليو

Let them draw (imp, fm) Vursunlar (dş) 1 ضرب نربضليو

Page 503: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

498

And let them circumambulate (imp)

Tavaf etsinler 5 فوا طوفطوليو

And let them forgive (imp) Affetsinler 1 فوا عفوعليو

That he knows Bilmesi için 1 علم لمعليو

And let them say (imp) Desinler 1 قولوا قولليو

Let him write (imp) Yazsın 1 كتب كتليوب

Your (pl) protector Dostunuz, veliniz ويل كميلو And let him dictate (imp) Yazdırsın 4 ل ملللمليو Our protector Dostumuz, velimiz ا ويلنيلو His protector Onun dostu, velisi ويل هيلو Their protector Onların dostu, velisi ويل مهيلو Their (dual) protector O ikisinin dostu, velisi ا ويلمهيلو And let them fulfill (imp) Ve yerine getirsinler 2 وفوا ويفليو My protector Benim velim, dostum ى ويليلو- ييلو And he distanced himself Ve yan çizdi 1 نأي نئا -ىاونو Bestower Karşılıksız veren وهب ابهو

Shining Parlayan ا وهجاجهو To bestow, grant Karşılıksız verdi 1 وهب بهو- بهي

She granted Verdi (dş) 1 وهب تبهو

We granted Verdik 1 ا وهبنبهو

Weakened Zayıfladı 1 وهن نهو

Weakness Zayıflık ن وهنهنا -وهو

They weakened Gevşediler 1 وا وهننهو

It was hidden Gizlendi 1 وري وريو

Ah, that Vay كانيو

Ah, that Vay ona كياوهن Woe Vay haline, yazıklar olsun ليو

Page 504: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

499

Woe to us Yazıklar olsun bize انلتيا -ولنيو

Woe to me Yazıklar olsun bana ىلتيو

Woe to you Yazıklar olsun sana لكيو

Woe to you (pl) Yazıklar olsun size لكميو

Page 505: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

500

يHe calls to account Sorumlu tutar, muaheze eder 3 ذ أخذاخؤي

He calls you (pl) to account Sizi sorumlu tutar 3 أخذ ذكماخؤي He calls them to account Onları sorumlu tutar 3 م أخذذهاخؤي That it is given Verilmesi 4 أيت تؤي

That he gives you (pl) Size vermesi 4 أيت كمتؤي That they give Vermeleri 4 وا أيتتؤي

They are given Verilirler 4 ن أيتوتؤي It is given Verilir 4 ى أيتتؤي

He gives Verir 4 ي أيتتؤي

He gives me Bana verir 4 ن أيتيتؤي

That he gives him Ona vermesi 4 أيت هيتؤي

He gives him Ona verir 4 ي أيتتؤيه

That he gives them Onlara vermesi 4 أيت مهيتؤي

He gives them Onlara verir 4 أيت يهمتؤي It is transferred Nakledilir 1 أثر ثرؤي They prefer Tercih ederler 4 ون أثررثؤي

He is taken, seized Alınır, yakalanır 1 ذ أخذخؤي

That he is taken Alınması 1 ذ أخذخؤي It is delayed Tehir edilir, ertelenir 2 أخر رخؤي

That he delays Tehir etmesi 2 أخر رخؤي He delays Tehir eder, erteler 2 أخر رخؤي

That he delays you (pl) Sizi tehir etmesi 2 أخر كمرخؤي - كميرخؤ He delays them Onları erteler 2 أخر مهرخؤي He returns Geri verir 2 أدي دؤي

He returns it Onu geri verir 2 أدي هدؤي

Page 506: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

501

That it is permitted Đzin verilmesi 1 ذن أذنؤي It is permitted Đzin verilir 1 ذن أذنؤي

They harm, hurt Eziyet ederler 1 ذون أذيؤي

He harms, hurts Zarar verir, rahatsız eder 1 ي أذيذؤي

That they (fm) get harmed Eziyet edilmeleri (dş) 1 أذي نذيؤي

Despaired Yeise, ümitsizliğe düştü 1 يأس سئي They (fm) despaired Ümitsizliğe düştüler (dş) 1 يأس نسئي They despaired Ümitsizliğe düştüler 1 وا يأسسئي

He is turned away Çevrilir 1 أفك فكؤي

They are turned away Çevrilirler 1 فكون أفكؤي

He joins, reconciles Birleştirir, yakınlaştırır 2 ألف لفؤي

They swear off Karısına yaklaşmama yemini eder

يؤلون ألو 4

They are ordered Emrolunurlar 1 ون أمررمؤي

He believes, gives safety Đman eder, inanır, emin kılar 4 أمن نمؤي They believe Đman ederler (dş) 4 أمن نمؤي

That he believes Đman etmesi 4 أمن ي نمؤ- نمؤي Indeed he believes Elbette iman eder 4 أمن ننمؤي

Indeed they believe Elbette iman ederler 4 أمن ننمؤي That they believe Đman etmeleri 4 وا أمننمؤي

They believe Đman ederler 4 ون أمننمؤي

Tires, makes tired Yorar, yorgunluk verir 1 أود ودؤي

It tires him Onu yorar 1 أود هودؤي Despairing Mey’us, ümitsiz يأس وسؤا -يئوسي

He supports Destekler 1 أيد ديؤي

O! Ey! اي

O my Lord Ey Rabbim ربب با ري

Page 507: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

502

O my people Ey kavmim قوم ا قومي O our people Ey kavmimiz ا قومنما قوي I wish it had Keşke تا ليي I wish we had Keşke biz انتا ليي I wish I had Keşke ben نيتا ليي I wish he had Keşke o اهتا ليي Woe to us Yazık bize انلتيا وي Woe to me Yazık bana ىلتيا وي Woe to us Yazık bize النيا وي O John (pbuh) Ey Yahya (AS) ىيحا يي O! Ey ااايهتي O! Ey اايهي That he refuses Kaçınması, reddetmesi 1 أيب ابي

Dry Kuru ابس يبسي Dry ones Kurular يبس ياتابس

He refuses Kaçınır, reddeder 1 أيب ىايب

That he comes Gelmesi 1 أيت اتي

That he brings Getirmesi 1 أيت ايبـ ت

That he comes to you Sana gelmesi 1 أيت كاتي That he comes to you (pl) Size gelmesi 1 أيت ايكمت That he swears Yemin etmesi 8 ألو لايت

They order each other, consult

Birbirine emrederler, danışırlar

تمروناي أمر 8

That he comes to him Ona gelmesi 1 أيت هاتي That he comes to them Onlara gelmesi 1 أيت هماتي That they come Gelmeleri 1 أيت واايت

That they come to you Sana gelmeleri 1 أيت ايوكت

Page 508: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

503

That they come to you (pl) Size gelmeleri 1 أيت وكمأتي They come Gelirler 1 أيت ونايت

They come to you Sana gelirler 1 أيت ايكونت They come to us Bize gelirler 1 أيت واياتنن They come to me Bana gelirler 1 أيت ونيايت He/it comes Gelir 1 ي أيتاتي That he/it comes Gelmesi 1 أيت اييت He/it brings Getirir 1 ي بـ أيتاتي They (dual) come Gelirler (ikil) 1 أيت انياتي

They (dual) come to her Ona gelirler (ikil) 1 ا أيتانهياتي That it comes to you Sana gelmesi 1 أيت كياتي

That it comes to you (pl) Size gelmesi 1 أيت ايكميت It comes to you (dual) Size (ikil) gelir 1 ا أيتيكماتي They (fm) come Gelirler (dş) 1 أيت اينيت

He/it comes to us Bize gelir 1 أيت اايينت

They (fm) come to you Sana gelirler (dş) 1 أيت ايكينت

Indeed it comes to you (pl) Size mutlaka gelir 1 أيت ايكمنيت

That he/it comes to me Bana gelmesi 1 نى أيتياتي Indeed it comes to me Bana mutlaka gelir 1 ي أيتنياتي

It comes to me Bana gelir 1 أيت نىاييت He/it comes to me Bana gelir 1 أيت ينيايت

He/it comes to him Ona gelir 1 أيت اييهت

He/it comes to her Ona (dş) gelir 1 ا أيتيهاتي

He/it comes to them Onlara gelir 1 أيت يهمايت That he/it comes to them Onlara gelmesi 1 أيت ايمهيت

Gog Yecüc وجاجي

Page 509: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

504

He takes, seizes Tutar, yakalar 1 أخذ ذايخ

That he seizes you (pl) Sizi tutması 1 أخذ ايذكمخ That he seizes him Onu tutması 1 ذأخ ايذهخ That he seizes them Onları tutması 1 أخذ ايمذهخ That they take Tutmaları 1 أخذ ذواايخ They take Tutarlar 1 أخذ ذونايخ They take it/them Onu/onları tutarlar 1 أخذ اايهذونخ That they take it/him Onu tutmaları 1 أخذ ايذوهخ That he permits Đzin vermesi 1 أذن ذناي

That he permits Đzin vermesi 1 أذن ذناي They falsify Uydururlar 1 أفك كونايف

Ruby Yakut اقوتي That he eats Yemesi 1 أكل كلاي He eats Yer 1 أكل كلاي

They (dual) eat O ikisi yerler 1 أكل ايكالن

They (fm) eat Onlar yerler (dş) 1 أكل ايكلن

That he eats it Onu yemesi 1 أكل ايكله He eats it Onu yer 1 أكل ايكله He eats them Onları (dş) yer 1 أكل اينكله

That they eat Onları n yemeleri 1 أكل كلوااي They eat Onlar yerler 1 أكل كلوناي

He suffers Acı duyar, elem duyar 1 أمل المي They suffer Elem duyarlar 1 أمل ونايلم

They spare you (pl) Sizi uzak tutarlar 1 ألو ايكملون

He orders Emreder 1 أمر ايرم

That he orders you (pl) Size emretmesi 1 أمر كمايرم

Page 510: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

505

He orders you (pl) Size emreder 1 أمر كمايرم He orders them Onlara emreder 1 أمر مايهرم They order Emrederler 1 أمر ونايرم

He becomes secure Emin olur, emniyette olur, güvenir

مناي أمن 1That they become secure Emin olmaları 1 أمن وااينم

they become secure of you Sizden emin olurlar 1 أمن ايوكمنم

Its time comes Vakti gelir 1 أين اين

They (fm) pledge allegiance to you

Sana bağlılık yemini ederler (dş)

كيبايعن بيع 1

They pledge allegiance Bağlılık yemini ederler 1 ون بيعايعبي

They pledge allegiance to you

Sana bağlılık yemini ederler 1 بيع كونايعبي That he seeks Araması, istemesi 8 غ بغيتبي They seek Ararlar, isterler 8 ون بغيغتبي

He seeks Arar, ister 8 ي بغيغتبي

Surely they will slit Mutlaka yaracaklar 1 بتك كنتبي

That he tests, tries Đmtihan etmesi 8 بلو يلتبي

That he tests you (pl) Sizi imtihan etmesi 8 بلو كميلتبي He disperses Yayar 1 ث بثثبي

It scratches Eşeler 1 ث حبثحبي

He diminishes Eksiltir 1 خبس سخبي

That he diminishes Eksiltmesi 1 خبس سخبي They are diminished Eksiltilirler 1 ون خبسسخبي

He becomes stingy Cimrilik eder 1 ل خبلخبي

That he becomes stingy Cimrilik etmesi 1 ل خبلخبي They become stingy Cimrilik ederler 1 لون خبلخبي That he discloses Açığa vurması 4 بدو دبي

He begins Başlatır 4 بدأ ئدبي

Page 511: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

506

He begins Başlatır 1 بدأ دباي It is exchanged Değiştirilir 2 ل بدلدبي

He exchanges Değiştirir 2 ل بدلدبي

That he changes Değiştirmesi 1 ل بدلدبي

That he changes us Bizi değiştirmesi 1 ا بدللندبي That he changes him Onu değiştirmesi 1 بدل لهدبي That he changes them (dual) O ikisini değiştirmesi 1 بدل ملهدباي That they exchange Değiştirmeleri 2 لوا بدلدبي They exchange it Onu değiştirirler 2 بدل هلوندبي That he discloses it Onu açığa vurması 4 ا بدوهدبي They disclose Açığa vururlar 4 ون بدودبي

That he discloses Açığa vurması 4 بدو ىدبي They (fm) disclose Açığa vururlar (dş) 4 بدو يندبي

They begin Başlarlar 4 بدأ دباٶي

Dry Kuru سا يبسبي

He extends, spreads Yayar, genişletir, uzatır 1 ط بسطسبي

He extends it Onu genişletir 1 بسط طهسبي That they extend Genişletmeleri, açmaları 1 طوا بسطسبي He gives good news Müjdeler 2 بشر رشبي

He gives you good news Seni müjdeler 2 بشر كرشبي He gives you (fm) good news Seni (dş) müjdeler 2 بشر كرشبي He gives them good news Onları müjdeler 2 بشر مهرشبي He sees Görür, gözetir 4 بصر رصبي

That they see, perceive Görmeleri, anlamaları 1 وا بصررصبي They see Görürler 4 ون بصررصبي They are made to see Birbirlerine gösterilirler 2 بصر مهونرصبي

Page 512: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

507

He extends Genişletir 1 ط بسطصبي Indeed he lags behind Yavaş davranır, ağırdan alır 1 بطأ طئنبي

That he seizes Yakalaması 1 بطش شطبي He seizes Yakalar 1 بطش شطبي

They seize Yakalarlar 1 ون بطششطبي That he nullifies Đptal etmesi 1 ل بطلطبي He nullifies Đptal eder, boşa çıkarır 1 ل بطلطبي

That he sends, resurrects Diriltmesi, göndermesi 1 ث بعثعبي He sends, resurrects Diriltir, gönderir 1 ث بعثعبي

He is sent, resurrected Diriltilir, gönderilir 1 ث بعثعبي

That he raises you Seni yükseltmesi 1 بعث ثكعبي He resurrects you (pl) Sizi diriltir 1 بعث ثكمعبي Indeed he raises Mutlaka diriltir 1 بعث ثنعبي

He resurrects them Onları diriltir 1 بعث مثهعبي That they are resurrected Diriltilmeleri 1 بعث ثوايعب They are resurrected Diriltilirler 1 ثون بعثعبي They seek Ararlar, isterler 1 ون بغيغبي

They seek for you (pl) Sizin için isterler 1 بغي كمونغبي They seek it Onu isterler 1 ا بغيهونغبي He seeks, oppresses Arar, haddi aşar 1 ي بغيغبي

They transgress Aşarlar, karışırlar (ikil) 1 بغي انيغبي

It remains Baki kalır 1 قى بقيبي

They weep, cry Ağlarlar 1 كون بكيبي

He despairs Ümit keser 1 بلس سلبي

That he/it reaches Ulaşması 1 لغ بلغبي He/it reaches Ulaşır 1 لغ بلغبي

Page 513: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

508

He notifies, conveys Ulaştırır, tebliğ eder 2 لغ بلغبي

That they (dual) reach Ulaşması (ikil) 1 ا بلغلغبي Surely he/it reaches Mutlaka ulaşır 1 بلغ نلغبي

That they reach Ulaşmaları 1 وا بلغلغبي That they convey Ulaştırırlar, tebliğ ederler 2 ون بلغلغبي He tests, tries Đmtihan eder 1 لو بلوبي

That he tests you (pl) Sizi imtihan etmesi 1 بلو كملوبي He tests you (pl) Sizi imtihan eder 1 بلو لوكمبي Indeed he tests you (pl) Sizi mutlaka imtihan eder 1 بلو كمنلوبي That he tests me Beni imtihan etmesi 1 ني بلولوبي It decays Yok olur 1 لى بلوبي

That he tests Đmtihan etmesi 4 بلو يلبي

O, son of my mother Ey anamın oğlu مؤنبي يام نبا اي = It perishes Yok olur 1 بور وربي

They spend the night Gecelerler 1 ون بيتبيتي

They plan by night Geceleyin kurarlar 2 ون بيتتيبي

They become white Ağarır 9 بيض ضيبي

That he makes clear Açıklaması 2 بني نيبي He makes clear Açıklar 2 بني نيبي

That he makes clear Açıklaması 2 بني نيبي He clarifies Açıklar 4 بني بنيي

He makes it clear Onu açıklar 2 ا بنيهنيبي He stays behind Geri kalır 5 أخر تايرخ

Orphans Yetimler ى يتمامتي That he repents, turns Tevbe etmesi 1 توب بتي

That he exchanges Değiştirmesi 5 ل بدلدبتي

Page 514: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

509

He destroys Mahveder 2 ترب ربتي He follows Takip eder, arkasından gelir 2 تبع عبتي He follows Takip eder 8 تبع بعتي

That he follows Takip etmesi 8 تبع بعتي He is followed Takip eder 4 تبع بعتي

He is followed Takip edilir 8 تبع عبتي

He follows it Onu takip eder 1 ا تبعهعبتي He follows them Onları takip eder 8 تبع مهبعتي They follow you (pl) Sizi takip ederler 8 تبع بعتيوكم They follow Takip ederler 8 ون تبعبعتي They follow Takip ederler 4 ون تبعبعتي They settle Konaklar, yerleşir 5 بوأ وبتاي

That it becomes clear Açığa çıkması 5 بني نيبتي It becomes clear Açığa çıkar 5 بني نيبتي

He sips Yudumlar 5 جرع عرجتي He sips it Onu yudumlar 5 جرع هعرجتي He avoids Kaçınır 1 جنب بنجتي

He avoids it Ondan kaçınır 1 ا جنبهبنجتي They dispute Tartışırlar 6 ون حججاجحتي

He goes for judgment Muhakeme olur 6 حكم اكمحتي

That they go for judgment Muhakeme olmaları 6 وا حكماكمحتي They whisper to each other Fısıldarlar 6 ون خفتافتختي It confounds him Onu çarpar 1 خبط طهبختي That he takes Edinmesi 8 ذ أخذختي He takes Edinir, benimser 8 ذ أخذختي

That he takes Edinmesi 8 ذ أخذختي

Page 515: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

510

That he takes it/her Onu edinmesi 8 ا أخذذهختي That they take Edinmeleri 8 ذوا أخذختي They take Edinirler 8 ذون أخذختي They take you Seni edinirler 8 أخذ كذونختي That they take it/him Onu edinmeleri 8 أخذ ذوهختي He snatches away Kapıp götürür 5 خطف طفختي

He is snatched away Kapılıp götürülür 5 خطف طفختي He snatches you (pl) away Sizi kapıp götürür 5 خطف طفكمختي That they remain behind Geri kalmaları 5 لفوا خلفختي They choose Seçerler 5 ون خريريختي

They ponder Gereği gibi düşünürler 5 ون دبرربدتي

He receives admonition Öğüt alır, hatırlar 5 ذكر ذكرتي

They receive admonition Öğüt alırlar, hatırlarlar 5 ذكر تونيذكر

They (dual) return to each other

Geri döner (ikil) 6 ا رجععاجرتي He waits Bekler, fırsat bekler 5 ربص صبرتي

They (fm) wait Beklerler (dş) 5 ربص نصبرتي

They wait Beklerler 5 ون ربصصبرتي They hesitate Bocalarlar, tereddüt ederler 5 ون رددددرتي

He watches Kontrol eder, gözetler 5 رقب قبرتي

He leaves Terk eder 1 ترك كرتي That he is left Terk edilmesi 1 ترك كرتي He is left Terk edilir 1 ترك كرتي

That he deprives you (pl) Sizi mahrum etmesi 1 وتر كمرتي

That they are left Terk edilmeleri 1 كوا تركرتي He purifies himself Arınır, temizlenir 5 كى زكوزتي

That they ask each other Soruşmaları 6 اءلوا سألستي

Page 516: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

511

They ask each other Soruşurlar 6 اءلون سألستي

They slip away Sıvışıp giderler 5 للون سللستي

That it rots Bozulması 5 سنه هنستي

They supplicate humbly Yalvarırlar 5 ون ضرععرضتي

He clean himself Temizlenir 5 طهر رطهتي

That they clean themselves Temizlenmeleri 5 وا طهررطهتي They clean themselves Temizlenirler 5 ون طهررطهتي

They recognize each other Birbirini bilirler, tanışırlar 6 فون عرفارعتي

That he transgresses Aşması, geçmesi 5 عدو دعتي

They learn Öğrenirler 5 ون علملمعتي

They wink at each other Kaş-göz işareti yaparlar 6 ون غمززامغتي That it changes Bozulması, değişmesi 5 غري ريغتي

It gushed forth Fışkırır 6 فجر رفجتي

They (dual) separate, become divided

Ayrılırlar (ikil) 8 قا فرقفرتي They separate, become divided

Ayrılırlar 8 قون فرقفرتي

That he asserts superiority Üstünlük taslaması 5 ل فضلفضتي They (fm) break up, split Çatlarlar (dş) 5 ن فطرفطرتي

That they understand well Đyice anlamaları 5 وا فقهفقهتي He ponders, thinks well Düşünür, tefekkür eder 5 فكر فكرتي

That they ponder Düşünmeleri 5 وا فكرفكرتي They ponder, think well Düşünürler 5 ون فكرفكرتي That they incline Eğilmeleri 5 ا فيأؤفيتي- فيتاي That he becomes cautious Sakınması 8 ق وقيتي He accepts Kabul eder 5 ل قبلقبتي

That it is accepted Kabul edilmesi 5 ل قبلقبتي

That he precedes Öne geçmesi 5 قدم مقدتي

Page 517: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

512

He precedes Đleri gider, öne geçer 5 قدم مقدتي

That he becomes cautious of him

Ondan sakınması 8 وقي قهتي They become cautious Korunurlar, sakınırlar 8 قون وقيتي

He becomes cautious Korunur, sakınır 8 ي وقيقتي

They recline Yaslanırlar 8 ون وكأؤكتي

He becomes arrogant Büyüklenir 5 كرب ركبتي

They become arrogant Büyüklenirler 5 ون كربركبتي He speaks Konuşur 5 كلم كلمتي

They speak Konuşurlar 5 ون كلمكلمتي They blame each other Birbirlerini kınarlar 6 ون لوممالوتي He receives Alır 5 لقى لقيتي

He recites Okur 1 ل تلوتلوا - و يتي

They recite Okurlar 1 لون تلوتي

They recite it Onu okurlar 1 تلو هلونتي He recites it Onu okur 1 تلو لوهتي It is read Okunur 1 لى تلوتي

That he completes Tamamlaması 4 متم متي He completes Tamamlar 4 متم متي

They touch each other Birbirine dokunurlar 6 ا مسساسمتي

He profits, enjoys Yararlanır, faydalanır 5 متع عتمتي

That they profit, enjoy Faydalanmaları 5 وا متععتمتي They profit, enjoy Faydalanırlar 5 ون متععتمتي He swaggers Böbürlenir 5 طى مطيمتطا - يمتي That they wish Đstemeleri 5 مين ونمتي

They wish Đsterler 5 ن مينونمتي

They wish it Onu isterler 5 مين هوننمتي

Page 518: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

513

That they wish it Onu istemeleri 5 مين هونمتي They hold secret counsel Gizlice danışırlar 6 ن جنوواجنتي

They dispute Çekişirler, tartışırlar 6 ون نزععازنتي

They forbid each other Birbirini vazgeçirirler, yasaklarlar

يتناهون ي 6

It descends Đner, devamlı iner 5 ل نزلزنتي

He hides himself Gizlenir, saklanır 6 ى ورياروتي

That he repents, turns Tevbe etmesi 1 توب وبتي He repents, turns Tevbe eder 1 توب وبتي He repents, turns Tevbe eder 1 لى توبا وبتي

He accepts repentance Tevbeyi kabul eder 1 توب وبتلى يع

That they repent, turn Tevbe etmeleri 1 وا توبوبتي They repent, turn Tevbe ederler 1 ون توبوبتي

He makes die Öldürür, vefat ettirir 5 فا ويفوتي

He makes you (pl) die Sizi öldürür 5 فاكم ويفوتي He makes them (fm) die Onları (dş) öldürür 5 ويف تينفاهو They make die Öldürürler 5 ن ويففووتي

They are made to die Öldürülürler, ölürler 5 ن ويففووتي They make them die Onları öldürürler 5 ويف مهنفووتي He makes die Öldürür 5 فى ويفوتي

He is made to die Öldürülür 5 فى ويفوتي

He puts his trust Vekil eder, tevekkül eder 5 كل وكلوتي

That he puts his trust Tevekkül etmesi 5 كل وكلوتي They put their trust Tevekkül ederler 5 كلون وكلوتي

That he turns away Yüz çevirmesi 5 ل ويلوتي

He befriends them Onları dost edinir 5 ويل ملهوتي They turn away, befriend

Dönerler, dönüp giderler, yüz çevirirler

يتولوا -يتولوا ويل 5

Page 519: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

514

They befriend Dost edinirler 5 ن ويللووتي

They befriend him Onu dost edinirler 5 ل ويلوتيهنو He turns away, befriends Yüz çevirir, dost edinir 5 لى ويلوتي

Orphan Yetim يتم يمتا -ييمتي Two orphans Đki yetim ن يتمييمتي

He wanders Gezinir 1 تيه هيتي They wander Gezinirler 1 ون تيهيهتي That he makes firm Sabit kılması 2 ثبت تثبي He makes firm Sabit kılar, sağlamlaştırır 2 ثبت تثبي

That he makes firm Sabit kılması 2 ثبت تثبي He makes firm, ties Sabit kılar, tutar, bağlar 1 ثبت ثبتي

That they tie you Seni bağlamaları 1 ثبت وكثبتي That he subdues Hakim olması 4 ثخن نثخي Madinah Medine şehri ثربي He gains dominance Yener, ele geçirir 1 ثقف ثقفي

That they defeat you (pl) Sizi yenmeleri 1 ثقف ثقفوكمي They hide Gizlerler 1 ون ثينثني

He cries for help Bağırır, yardım ister 1 جأر ئرجي They cry for help Bağırırlar, yardım isterler 1 ون جأرئرجي- جوناير He disputes, argues Mücadele eder 1 ل جدلادجي

He disputes with us Bizimle mücadele eder 1 ا جدللنادجي That they dispute with you (pl)

Sizinle mücadele etmeleri 1 جدل لوكمادجي They dispute Mücadele ederler 1 لون جدلادجي They dispute with you Seninle mücadele ederler 1 جدل كلونادجي He is protected Korunur 4 جور ارجي

He strives, struggles Cihad eder, mücahede eder 3 جهد داهجي

Page 520: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

515

That they strive, struggle Cihad etmeleri 3 وا جهدداهجي They strive, struggle Cihad ederler 3 ون جهدداهجي He becomes neighbor Komşu kalır 3 جور اورجي

He becomes neighbor to you Seninle komşu olurlar 3 جور كوناورجي That he responds Cevap vermesi, icabet etmesi 4 جوب جبي It is brought Toplanır, getirilir 1 ى جيببجي

He chooses Seçer 8 بي جيبتجي

He chooses you Seni seçer 8 جيب بيكتجي They avoid Uzak dururlar, kaçınırlar 8 ون جنبنبتجي

He rejects, denies Đnkâr eder 1 جحد دحجي They rejects, deny Đnkâr ederler 1 ون جحددحجي He finds Bulur 1 وجد جدي

That he finds Bulması 1 وجد جدي That he finds you Seni bulması 1 وجد كجدي

That he finds him Onu bulması 1 وجد هجدي

That they find Bulmaları 1 وا وجدجدي They find Bulurlar 1 ون وجدجدي

They find him Onu bulurlar 1 وجد هونجدي He pulls Çeker 1 جرر رجي That he protects you (pl) Sizi kurtarması 4 جور كمجري He commits crime Suç işler 1 جرم رمجي He incites you to crime Sizi adaletsizliğe sevk eder 1 جرم كمنرمجي

He pulls him Onu çeker 1 جرر هرجي It flows, runs Akar, gider 1 ري جريجي

That he is recompensed Karşılığı verilmesi 1 جزي زجي He is recompensed for it Ona onun karşılığı verilir 1 جزي اهزجي

Page 521: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

516

They are recompensed Onlara karşılığı verilir 1 ن جزيوزجي

He is recompensed Karşılığı verilir 1 ى جزيزجي

He recompenses Karşılığını verir 1 زي جزيجي

That he recompenses you Sana karşılığını vermesi 1 ز جزيجيكي That he recompenses them Onlara karşılığını vermesi 1 جزي مهزيجي That he makes, does Yapması, kılması 1 ل جعلعجي He makes, does, places Yapar, yerleştirir, kurar, kılar 1 ل جعلعجي

That he makes, does Yapması, kılması 1 ل جعلعجي He makes you Sizi kılar 1 جعل لكمعجي That he makes me Beni kılması 1 لني جعلعجي That he makes him Onu kılması 1 جعل لهعجي He makes him Onu kılar 1 جعل لهعجي That he makes him Onu kılması 1 جعل لهعجي They make, do, place Yaparlar, kılarlar 1 لون جعلعجي That they make, do, place Onu yapmaları 1 جعل لوهعجي He sits Oturur 1 جلس سلجي He reveals Ortaya çıkarır 2 لي جليجي

He reveals it Onu ortaya çıkarır 2 ا جليليهجي He runs Koşar 1 مجح حمجي

They run Koşarlar 1 ون مجححمجي

He gathers Toplar, bir araya getirir 1 مجع عمجي

He gathers you (pl) Sizi toplar 1 مجع كمعمجي Indeed he gathers you (pl) Mutlaka sizi toplar 1 مجع كمنعمجي

They gather, collect Toplarlar 1 و مجععمجني He becomes ignorant Cahillik eder 1 ل جهلهجي

They become ignorant Cahillik ederler 1 لون جهلهجي

Page 522: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

517

He/it comes Gelir 1 جيء جيأي

He responds Cevap verir, icabet eder 4 جوب بجيي He protects Kurtarır 4 جور جريي

He protects me Beni kurtarır 4 نى جورجريي He disputes Tartışır, delil getirir 3 حجج اجحي

They dispute with you (pl) Sizinle tartışmaları 3 وكم حججاجحي They dispute Tartışırlar, delil getirirler 3 ون حججاجحي He opposes Karşı gelir 1 حدد ادحي

That he opposes Karşı gelmesi 3 حدد دادحي They oppose Karşı gelirler 1 ون حددادحي They wage war Harbederler, savaşırlar 3 ون حرباربحي He is called to account Hesaba çekilir 2 حسب باسحي

He calls to account Hesaba çeker 2 حسب باسحي

That he calls you (pl) to account

Sizi hesaba çekmesi 2 حسب كمباسحي That it is encompassed Kuşatılması 4 اط طحوحي It is encompassed Kuşatılır 4 اط طحوحي

He protects Muhafaza eder 3 ظ حفظافحي

They protect Muhafaza ederler 3 حفظ افحظوني

He talks Konuşur 3 حور اورحي

They talk Onunla konuşur 3 حور هاورحي He loves, likes Sever 4 حبب بحي That he likes you (pl) Sizi sevsin 4 حبب كمببحي They are made happy Neşelendirilirler 1 ون حربربحي

He keeps, imprisons Tutar, hapseder 1 حبس بسحي

He imprisons him Onu hapseder 1 حبس هبسحي Surely it becomes worthless Muhakkak değersiz olur 1 حبط طنبحي

Page 523: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

518

He loves them Onları sever 4 حبب مهبحي They love, like Severler 4 ون حبببحي They like you (pl) Sizi severler 4 حبب كمونبحي They love him Onu severler 4 حبب هونبحي They like them Onları severler 4 حبب مهونبحي He expects Hesap eder, bekler, umar 8 حسب سبتحي

That they expect Hesap etmeleri 8 وا حسبسبتحي They expect Hesap ederler 8 ون حسبسبتحي He reports, narrates Bahseder, icat eder 2 ث حدثدحي He brings about, causes Ortaya çıkarır, ihdas eder 4 ث حدثدحي

He fears Korkar, çekinir 1 حذر ذرحي

He warns Sakındırır 2 حذر ذرحي

He warns you (pl) Sizi sakındırır 2 حذر كمذرحي They fear Korkarlar, çekinirler 1 ون حذرذرحي

They distort, falsify Tahrif ederler, bozarlar 2 فون حرفرحي They distort it, falsify it Onu tahrif ederler, bozarlar 2 حرف هفونرحي He makes move Hareket ettirir 2 حرك كرحي He makes unlawful, forbid Haram kılar, haram sayar 2 حرم مرحي

They make unlawful, forbid Haram kılarlar, haram sayarlar

يحرمون حرم 2They make it unlawful Onu haram sayarlar 2 حرم هونمرحي He grieves Hüzünlenir 1 ن حزنزحي He makes grieve Üzer, incitir 1 ن حزنزحي

They (fm) grieve Üzülürler (dş) 1 ن حزنزحي

That it grieves you Seni üzmesi 1 حزن نزحيك It grieves me Beni üzer 1 ني حزننزحي It grieves them Onları üzer 1 حزن زحيمهن

Page 524: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

519

They grieve Üzülürler 1 ون حزننزحي

He thinks Düşünür, hesabeder 1 حسب بسحي

Indeed he thinks Zannetmesi 1 حسب نبسحي

He thinks it Onu zanneder 1 حسب هبسحي He thinks them Onları zanneder 1 حسب مهبسحي They think Zannederler 1 ون حسببسحي They become jealous Haset ederler, kıskanırlar 1 ون حسددسحي

He does good Đyilik eder, iyilik yapar 4 حسن سنحي

They do good Đyilik ederler 4 ون حسنسنحي He gathers Haşreder, bir araya toplar 1 حشر رشحي

That he is gathered Bir araya toplanması 1 حشر رشحي He is gathered Bir araya toplanır 1 حشر رشحي

He gathers them Onları bir araya toplar 1 حشر مهرشحي That they are gathered Toplanmaları 1 وا حشررشحي They are gathered Toplanırlar 1 حشر حونيرش

He urges Teşvik eder 1 حضي ضحي He becomes present Huzura gelir 1 حضر رضحي

They become present with me

Benim huzuruma gelirler 1 حضر ونرضحي They (fm) menstruate Adet görürler 1 حيض نضحي

He crushes Ezer 1 حطم مطحي Indeed he crushes Mutlaka sizi ezer 1 حطم كمنمطحي He protects Korur 1 فظ حفظحي

They (fm) protect Korurlar (dş) 1 حفظ فظنحي

That they protect Korumaları 1 فظوا حفظحي They protect it Onu korurlar 1 حفظ هفظونحي That it presses you (pl) Sizi sıkıştırması 1 حفو كمفحي

Page 525: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

520

That it proves true Hak olması 1 حقق قحي It proves true Hak olur 1 حقق قحي

That he establishes truth Hakkı ortaya çıkarması 4 حقق قحي He establishes truth Hakkı ortaya çıkarır 4 حقق قحي

That he decrees Hükmetmesi 1 حكم كمحي He decrees Hükmeder, hüküm verir 1 حكم كمحي

That he decrees Hükmetmesi 1 حكم كمحي He makes judge Hakem yapar 2 حكم كمحي

He establishes Sağlamlaştırır 4 حكم مكحي

They (dual) decree Hüküm verirler (ikil) 2 حكم انكمحي That they make you judge Seni hakem yapmaları 2 حكم وككمحي They decree Hüküm verirler 1 ون حكمكمحي

They make you judge Seni hakem yaparlar 2 حكم كونكمحي That it becomes lawful Helal olması 1 ل حللحي It becomes lawful, descends Helal olur, iner 1 ل حللحي

He makes lawful, settles Helal kılar, yerleştirir 4 ل حللحي

He swears Yemin eder 1 حلف فلحي

Indeed they swear Mutlaka yemin ederler 1 ف حلفلحين They swear Yemin ederler 1 حلف حفونيل He shaves, gets haircut Tıraş olur 1 حلق قلحي That it becomes lawful Helal olması 1 ل حلللحي That they make lawful Helal kılmaları 4 لوا حللحي They become lawful Helal olurlar 1 لون حللحي

They are adorned Takınırlar 1 حلي نيلوح

They make it lawful Onu helal kılarlar 4 حلل هلونحي It is heated Kızdırılır 1 ا محيمحى - يمحي

Page 526: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

521

He is praised Medholunur, övülür 1 محد دمحي

That they are praised Övülmeleri 1 وا محددمحي That he/it is made to bear Yükletilmesi 1 ل محلمحي He bears, carries Taşır, yüklenir 1 ل محلمحي

He/it is made to bear Yükletilir 1 ل محلمحي

They (fm) bear Yüklenirler (dş) 1 محل لنمحي

They (fm) bear it Onu yüklenirler (dş) 1 ا محلهلنمحي That they bear Yüklenmeleri 1 لوا محلمحي They bear Yüklenirler 1 لون محلمحي That they bear it Onu yüklenmeleri 1 ا محللوهمحي Black smoke Kara duman وم ممحمحي

That he returns Dönmesi 1 حور ورحي

He comes Girer, perde olur 1 ول حولحي

That he gives life Yaşatması, diriltmesi 4 ي حييحي He lives Yaşar 1 ا حيييحي

He encompasses, understands

Kuşatır, anlar 4 يط حوطحي

That they encompass, understand

Kuşatmaları, anlamaları 4 يطوا حوطحي They encompass, understand

Kuşatırlar 4 يطو حوطحني He becomes unjust Haksızlık eder 1 حيف فيحي That he becomes unjust Haksızlık etmesi 1 حيف يفحي It surrounds Kuşatır 1 حيق يقحي

He greets you Seni selamlar 2 حيي كيحي

John (pbuh) Yahya (AS) ىيحي He lives Yaşar, hayat bulur 1 ى حيييحي

He gives life Yaşatır, diriltir 4 يي حييحي

That he gives life Yaşatması, diriltmesi 4 حيي حييي

Page 527: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

522

He gives you (pl) life Sizi diriltir 4 حيي ييكمحي He gives me life Beni diriltir 4 يني حييحي He gives him life Onu diriltir 4 ا حييييهحي That they try to deceive Aldatmaya çalışır 3 خدع عادخي They try to deceive Aldatmaya çalışırlar 3 ون خدععادخي He fears Korkar 1 خوف افخي

They (dual) fear Korkarlar (ikil) 1 افا خوفخي He fears him Ondan korkar 1 خوف خيافه That they fear Korkmaları 1 افوا خوفخي They fear Korkarlar 1 افون خوفخي He opposes Muhalefet ederler 3 فون خلفالخي He chooses Seçer 8 خري ارتخي

He betrays Hainlik eder 1 ان خونتخي They betray Hainlik ederler 1 ا خونتخونين He chooses Seçer 8 خصص صتخي They dispute Çekişirler 8 ون خصممصتخي

It differs Đhtilaf eder, farklı olur 8 خلف فلتخي

They differ, oppose Đhtilaf ederler, anlaşamazlar 8 فون خلفلتخي

He seals Mühürler 1 ختم متخي

That he seals Mühürlemesi 1 ختم متخي He deceives Hile yapar, aldatır 1 خدع عدخي

That they try to deceive you Seni aldatmaya çalışmaları 3 خدع وكعدخي They deceive Hile yaparlar, aldatırlar 1 ون خدععدخي He forsakes Bırakır, terk eder 1 خذل ذليخ

That he forsakes Seni terk etmeleri 1 خذل ذلكمخي He falls down Düşer, kapanır 1 خرر رخي

Page 528: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

523

He destroys Harap eder 4 خرب ربخي

They destroy Harap ederler 4 ون خربربخي He/it comes out Çıkar 1 خرج جرخي

That he/it comes out Çıkması 1 خرج جرخي He/it is brought out, driven out

Çıkarılır 4 خرج جرخي

That he/it brings out, drives out

Çıkarması 4 خرج رجخي He/it brings out, drives out Çıkarır 4 خرج رجخي

That he/it brings out, drives out

Çıkarması 4 خرج رجخي That they (dual) drives you (pl) out

O ikisinin sizi çıkarması 4 اكم خرجرجخي That he/it brings you (pl) out, drives you (pl) out

Sizi çıkarması 4 خرج كمرجخي He/it brings you (pl) out, drives you (pl) out

Sizi çıkarır 4 خرج كمرجخي They (fm) come out, go out Çıkarlar (dş) 1 خرج نجرخي Surely they come out, go out Muhakkak çıkarlar 1 خرج نجرخي Surely He/it brings you (pl) out, drives you (pl) out

Muhakkak çıkarır 4 خرج نرجخي

Surely He/it brings you (dual) out, drives you (dual) out

Muhakkak ikinizi çıkarır 4 ا خرجكمنرجخي He/it brings them out, drives you them out

Onları çıkarır 4 خرج مهرجخي That they come out, go out Çıkmaları 1 وا خرججرخي That they bring you out, drive you out

Seni çıkarmaları 4 خرج وكرجخي That they bring you (pl) out, drive you (pl) out

Sizi çıkarmaları 4 خرج وكمرجخي They come out, go out Çıkarlar 1 ون خرججرخي They are brought out, driven out

Çıkarılırlar 4 ون خرججرخي They bring out, drive out Çıkarırlar 4 ون خرجرجخي They bring them out, drive them out

Onları çıkarırlar 4 خرج مهونرجخي They guess, lie

Tahmin ederler, yalan uydururlar

يخرصون خرص 1

That they fall down Yere kapanmaları 1 وا خرررخي They fall down Yere kapanırlar 1 ون خرررخي

Page 529: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

524

That he humiliates them Onları rezil etmesi 4 خزي مزهخي He humiliates Rezil eder, utandırır 4 زي خزيخي

He humiliates him Onu rezil eder 4 خزي زيهخي He humiliates them Onları rezil eder 4 خزي زيهمخي He loses Kaybeder 1 سرخ رسخي

He decreases, gives less Azaltır, eksiltir 4 خسر سرخي

They decrease, give less Eksiltirler 4 ون خسرسرخي That he causes to swallow Batırması, yere geçirmesi 1 خسف سفخي He causes to swallow Batırır, yere geçirir 1 خسف سفخي That he fears Korkması 1 خشي شخي He fears it Ondan korkar 1 ا خشياهشخي

They fear Korkarlar, saygı duyarlar 1 ن خشيوشخي

They fear him Ondan korkarlar 1 خشي هنوشخي He fears Korkar, saygı duyar 1 ى خشيشخي

They (dual) cover Örterler (ikil) 1 خصف فانصخي They dispute Çekişirler 8 ون خصممصخي

He treats softly Yumuşak davranır 1 خضع عضخي He writes Yazar, hat çeker 1 ط خططخي He snatches away Kapar 1 خطف طفخي It is lightened Hafifletilir 2 خفف ففخي That he lightens Hafifletmesi 2 خفف ففخي That he lightens Hafifletmesi 2 خفف ففخي That they hide, conceal Saklamaları 4 فو خفيخي They hide themselves Saklanırlar, gizli kalırlar 1 ن خفيفوخي

They hide, conceal Gizlerler, saklarlar 4 فون فيخخي

He hides himself Gizlenir, saklanır 1 فى خفيخي

Page 530: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

525

He hides, conceals Gizler, saklar 4 ي خفيفخي

They (fm) hide, conceal Gizlerler (dş) 4 خفي نيفخي

That it becomes free Serbest kalması 1 ل خلوخي

He becomes immortal Ebedi olur 1 خلد لدخي

That he becomes immortal Ebedi olması 1 خلد لدخي He comes after Halef olur, yerine geçer 1 خلف فلخي

That he breaks his word Sözünden dönmesi 4 خلف فلخي He breaks his word Sözünden döner 4 خلف فلخي

He gives a successor Ona halef verir 4 خلف فهلخي

They come after Halef olurlar, yerine geçerler 1 لفون خلفخي

That he creates Yaratması 1 خلق لقخي He creates Yaratır 1 خلق لقخي

He/it is created Yaratılır 1 خلق لقخي

That it is created Yaratılması 1 خلق لقخي He creates you (pl) Sizi yaratır 1 خلق لقكمخي That they create Yaratmaları 1 لقوا خلقخي They create Yaratırlar 1 لقون خلقخي They are created Yaratılırlar 1 لقون خلقخي

He engages in idle talk Boş konuşur, konuşmaya geçer

يخوض خوض 1That they engage in idle talk Boş konuşmaları 1 وا خوضوضخي They engage in idle talk Boş konuşurlar 1 ون خوضوضخي He frightens Korkutur 2 خوف فوخي

They frighten you Seni korkuturlar 2 خوف كفونوخي It is imagined Tahayyül edilir 2 ل خيليخي

Hand El ييد دي - دي Two hands Đki el ا ييددي

Page 531: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

526

He defends Korur, savunur 3 دفع عافدي

Your two hands Senin iki elin ييد اكدي

His two hands Onun iki eli ييد اهدي He arranges, disposes Tedbir alır, düzenler 2 دبر ربدي

That they ponder Đyice düşünmeleri 5 وا دبرربدي He refutes Reddeder 4 دحض ضحدي

That they refute Reddetmeleri 4 وا دحضضحدي That he enters Girmesi 1 ل دخلخدي He enters Girer 1 ل دخلخدي

That he enters Girmesi 1 ل دخلخدي That he is made to enter Sokulması 4 ل دخلخدي He is made to enter Sokulur 4 ل دخلخدي

He makes enter, inserts Girdirir, sokar 4 ل دخلخدي That he makes you (pl) enter Sizi sokması 4 لكم دخلخدي That he makes you (pl) enter Sizi sokması 4 لكم دخلخدي Indeed he enters Mutlaka girer 1 دخل لنخدي

That he makes us enter Bizi sokması 4 ا دخللنخدي Indeed they enter it Ona mutlaka girer 1 ا دخلهلنخدي Indeed he makes them enter Onları mutlaka sokar 4 دخل مهلنخدي That he makes him enter Onu sokması 4 دخل لهخدي He makes them enter Onları sokar 4 م دخللهخدي They enter Girerler 1 لون دخلخدي They enter it Ona girerler 1 ا دخلهلونخدي That they enter it Ona girmeleri 1 ا دخللوهخدي That they avert, repel Savmaları 1 ا درأؤردي They avert, repel Savarlar, def ederler 1 ون درأؤردي

Page 532: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

527

He averts, repels Savar, def eder 1 درأ رداي

They study, learn Ders alırlar, öğrenirler 1 ون درسسردي

They study it, learn it Onu çalışırlar, öğrenirler 1 ا درسهونسردي He overtakes, grasps Đdrak eder, yetişir 4 درك ركدي

That he/it overtakes you (pl) Size yetişmesi 4 درك رككمدي That he/it overtakes him, comprehends him

Ona yetişmesi, kavraması 4 درك ركهدي It makes you know Sana bildirir 4 دري ريكدي

He/it buries Gömer 1 دسس سدي

He/it buries it Onu gömer 1 دسس هسدي That he calls, prays

Çağırması, davet etmesi, dua etmesi

يدع دعو 1

He repulses, pushes around Đtip kakar 1 دعع عدي

That he calls us, prays to us Bize yalvarması, dua etmesi 1 ا دعونعدي

He calls, prays Dua eder, davet eder, çağırır 1 و دعوعدي

That they call, pray Dua etmeleri, çağırmaları 1 وا دعوعدي

He calls you Seni çağırır 1 دعو وكعدي He calls you (pl) Sizi çağırır 1 دعو وكمعدي They call, pray Dua ederler, çağırırlar 1 ون دعوعدي They ask, claim Đddia ederler, talep ederler 8 ون دعوعدي

They are repulsed, pushed around

Kakılırlar, sürüklenirler 1 ون دعععدي

They are called Çağırılırlar, davet edilirler 1 ن دعووعدي

They pray to us Bize dua ederler 1 ا دعونونعدي They call me Beni çağırırlar 1 ني دعوونعدي

They pray to him, call him Ona dua ederler, çağırırlar 1 دعو هونعدي He calls him, prays to him Ona dua eder, çağırır 1 دعو وهعدي He calls them, prays to them Onlara dua eder, çağırır 1 دعو موهعدي He is called Çağırılır, davet edilir 1 ى دعوعدي

Page 533: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

528

Your hand Senin elin ييد كدي It breaks the brain Beynini parçalar 1 دمغ مديهغ

Let them (fm) draw (imp) Salsınlar, indirsinler (dş) 4 ودن ننيدي

His hand Onun eli ييد هدي They compromise Taviz verirler 1 ون دهننهدي

My hand Benim elim ي ييددي My two hands Đki elim ييد ىدي Two hands Đki el ى ييددي - يدي They take as religion Din edinirler 1 ون دينيندي

His two hands Đki eli ييد هيدي

Her two hands Đki eli (dş) ا ييدهيدي

He slaughters Boğazlar 2 ذبح حذبي They slaughter Boğazlarlar 2 ون ذبححذبي He leaves, forsakes Geride bırakır 1 وذر ذري

He multiplies Üretir, çoğaltır 1 ذرأ ؤذري

He multiplies you (pl) Sizi çoğaltır 1 ذرأ كمؤذري That he forsakes you Seni bırakması 1 وذر كذري He leaves it Onu bırakır 1 ا وذرهذري He leaves them Onları bırakır 1 وذر مهذري They leave, forsake Bırakırlar 1 ون وذرذري

He remembers, mentions Hatırlar, anar, zikreder 1 ذكر ذكري That he receives admonition Öğüt alması 5 ذكر ذكري He receives admonition Öğüt alır 5 ذكر ذكري

That he is mentioned, remembered

Hatırlanması, anılması 1 ذكر ذكري He is mentioned, remembered

Hatırlanır, anılır 1 ذكر ذكري

That he is mentioned, remembered

Hatırlanması, anılması 1 ذكر ذكري

Page 534: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

529

He remembers them Onları anar 1 ذكر مهذكري That they remember Anmaları 1 وا ذكرذكري They remember Anarlar 1 ون ذكرذكري They receive admonition Öğüt alırlar 5 ون ذكرذكري

He/it goes Gider 1 ذهب بذهي

That he removes Gidermesi 4 ذهب بذهي He removes Giderir 4 ذهب بذهي

That he removes Gidermesi 4 ذهب بذهي They (dual) go Giderler (ikil) 1 ا ذهببذهي That he removes you (pl) Sizi gidermesi 4 ذهب كمبذهي They (fm) remove

Giderirler, ortadan kaldırırlar (dş)

يذهبن ذهب 4

Indeed he/it removes Mutlaka giderir 4 ذهب نبذهي

That they go Gitmeleri 1 وا ذهببذهي He forgets Unutur 1 ل ذهلذهي He tastes Tadar 1 زوق ذوقي That they taste Tatmaları 1 ذوقوا زوقي They taste Tadarlar 1 ذوقون زوقي That he makes taste Tattırması 4 زوق ذييق He makes taste Tattırır 4 زوق يقذي

That he makes them taste Onlara tattırması 4 زوق ميقهذي That he sees Görmesi 1 رأي ري He shows off Riya eder 3 رأي رءاي They show off Riya ederler 3 ون رأياؤري

It is desired Đstenir, murad edilir 4 رود ادري

He sees you Seni görür 1 رأي اكري

He sees you (pl) Sizi görür 1 رأي اكمري

Page 535: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

530

He sees him Onu görür 1 ا رأياهري

He waits Bekler 5 ربص صبري That he ties, strengthens Bağlaması, sağlamlaştırması 1 بط ربطري

It increases, swells Artar 1 و ربوبري

He increases Arttırır 4 بي ربوري

That he doubts Şüpheye düşmesi 8 ريب ابتري He doubts Şüpheye düşer 8 ريب ابتري

That they doubt Şüpheye düşmeleri 8 وا ريبابتري That he/it returns Geri dönmesi 8 درد دتري He/it returns Geri döner 8 ردد دتري

That he/it returns Geri dönmesi 8 ردد ددتري He enjoys Eğlenir 1 رتع عتري That he enjoys Eğlenmesi 1 رتع عتري He inherits Miras alır 1 رث ورثي

He inherits from me Bana varis olur 1 رثنى ورثي He inherits it Ona varis olur 1 ا ورثرثهي They inherit Miras alırlar, varis olurlar 1 رثون ورثي That he returns Geri dönmesi 1 رجع جعري He returns Geri döner 1 رجع جعري He is returned Geri gönderilir, geri alınır 4 رجع يعجر

He makes it return Geri gönderir, geri alır 4 رجع جعري

They return Geri dönerler 1 ون رجعجعري

They are returned Geri gönderilirler 4 ون رجععجري

He stones Recmeder, taşlar 1 رجم مجري

That they stone you (pl) Sizi taşlamaları 1 رجم وكممجري He hopes Ümit eder 1 و رجوجري

Page 536: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

531

That they hope Ümit etmeleri 1 وا رجوجري They hope Ümit ederler 1 ون رجوجري

He has mercy Merhamet eder 1 رحم محري

That he has mercy on you (pl)

Size merhamet etmesi 1 رحم كممحري - كممحري That he has mercy on us Bize merhamet etmesi 1 ا رحمنمحري That he wishes Đrade etmesi, istemesi 4 رود ردي That he wills, wishes Đrade etmesi 4 رود ردي He returns Đade eder, geri verir 1 ردد دري

That it is returned Đade edilir, geri gönderilir 1 ردد دري That he wishes for you Sana dilerse 4 رود كردي

That he wishes for me Bana dilerse 4 رود نردي

That they return you (pl) Sizi döndürmeleri 1 وكم ردددري They are returned Đade edilirler, kakılırlar 1 ردد ونيدر They return you Sizi döndürürler 1 كم رددوندري That they ruin them Onları mahvetmeleri 4 ردي موهدري

He provides sustenance Rızık verir 1 رزق قزري

He is provided with sustenance

Rızıklanır 1 رزق قزري

He provides sustenance to you (pl)

Size rızık verir 1 قكم رزقزري Surely he provides sustenance to them

Mutlaka onlara rızık verir 1 رزق مهقنزري That he provides sustenance to him

Ona rızık vermesi 1 رزق قهزري He provides sustenance to her

Ona (dş) rızık verir 1 ا رزققهزري They are provided with sustenance

Rızıklanırlar 1 قون رزقزري

He is sent Gönderilir 4 ل رسلسري

That he sends Göndermesi 4 ل رسلسري He sends Gönderir 4 ل رسلسري

They become righteous Doğru olurlar 1 رشد دشروني

Page 537: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

532

They (fm) suckle children Emzirirler (dş) 4 رضع نعضري

That he becomes pleased with him

Ondan razı olması 1 رضو هضري

That they make you pleased Sizi razı etmeleri 4 رضو وكمضري

They make you pleased Sizi razı ederler 4 ك رضوونضرمي

They become pleased with him

Ondan razı olurlar 1 رضو هنوضري

That they make him pleased Onu razı etmeleri 4 رضو وهضري

He becomes pleased Razı olur 1 ى رضوضري

They (fm) become pleased Razı olurlar (dş) 1 رضو نيضري

He prefers, likes Đster, beğenir 1 رغب غبري

He prefers, likes Rağbet eder 1 بـ رغب غبري

He turns away from Yüz çevirir 1 رغب نع غبري That they prefer, like Rağbet etmeleri 1 وا رغبغبري He raises Yükseltir 1 رفع فعري

That he raises Yükseltmesi 1 فع رفعري He raises him/it Onu yükseltir 1 رفع هفعري He respects Gözetir 1 رقب قبري

That they respect, regard Gözetmeleri 1 وا رقبقبري They watch Gözetirler 1 ون رقبقبري They mount, ride Binerler 1 ون ركبكبري

He flees Kaçar 1 ركض كضري They flee Kaçarlar 1 ون ركضكضري

He bows down Rükû eder 1 ركع كعري They bow down Rüku ederler 1 ون ركعكعري He heaps Yığar 1 ركم كمري That he heaps it Onu yığması 1 ركم هكمري That he throws Atması 1 م رميري

Page 538: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

533

They throw Atarlar 1 ون رميمري

He throws Atar 1 ي رميمير That he sees him Onu görmesi 1 رأي هري

They fear Korkarlar 1 ون رهببهري

It covers Sürülür, bulaşır 1 رهق قهري

That he/it covers Örter 4 رهق قهري

That he/it covers them (dual) O ikisini örter 4 ا رهقمقههري That they see Görmeleri 1 ا رأيوري

They see Görürler 1 ن رأيوري

They see it/him Onu görürler 1 رأي هنوري They see it/her Onu (dş) görürler 1 ا رأيهنوري They see them Onları görürler 1 رأي مهنوري He sees Görür 1 ى رأيري It is seen Görülür 1 ى رأيري

He wishes, wills Đrade eder, niyet eder, ister 4 رود ريدي

That they (dual) wish O ikisinin istemesi 4 ا رودريدي They (dual) wish Đsterler (ikil) 4 ر روديانيد

That they wish Đstemeleri 4 وا رودريدي They wish Đsterler 4 ون رودريدي

He makes you (pl) see Size gösterir 4 رأي كمريي - ريكمي He makes you (pl) see them Onları size gösterir 4 رأي موهريكمي He makes you see them Onları sana gösterir 4 م رأيريكهي

That he makes it seen Onu göstermesi 4 رأي هريي

He makes them see Onlara gösterir 4 رأي ريهمي

He makes them (dual) see O ikisine gösterir 4 ا رأيمهريي It ceases Son bulur 1 ال زولزي

Page 539: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

534

They cease Son bulurlar 1 الون زولزي

He drives Yürütür 4 جي زجوزي

That he increases Arttırması 1 زيد زدي

That he increases Arttırması 8 زيد اددزي He increases Arttırır 8 زيد اددزي

That they increase Arttırmaları 8 وا زيداددزي That he increases you (pl) Sizi arttırması 1 زيد كمزدي That he increases him Onu arttırması 1 زيد هزدي That he increases them Onları arttırması 1 زيد مهزدي He bears the burden Yükünü taşır, yüklenir 1 وزر زري

They bear the burden Yüklenirler 1 ون زروزري

He claims Đddia eder, zanneder 1 زعم معزي They claim Zannederler 1 ون زعممعزي That he /it slips, deviates Kayması 1 زغ زيغي They hasten Koşarlar 1 زفون زففي

They claim purity Temize çıkarırlar 2 كون زكوزي

He purifies himself Temizlenir 5 كى زكوزي

He purifies Temize çıkarır 2 كي زكوزي

He purifies you (pl) Sizi temize çıkarır 2 زكو كيكمزي He purifies them Onları temize çıkarır 2 زكو كيهمزي They make you slip Seni kaydırırlar 4 زلق لزيكقون They commit adultery Zina ederler 1 ون زيننزي

They (fm) commit adultery Zina ederler (dş) 1 زين ننيزي

He pairs them, marries them Onları eşleştirir, evlendirir 2 زوج مهجوزي He increases Artar, arttırır 1 زيد زيدي

Surely he increases Mutlaka arttırır 1 ن زيدزيدي

Page 540: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

535

That he increases them Onları arttırması 1 م زيدهزيدي He increases them Onları arttırır 1 م زيدهزيدي They increase Artarlar 1 ون زيدزيدي He /it slips, deviates Kayar 1 زيغ زيغي

It is beautified Süslenir 2 زين نيزي

He is asked Sorulur 1 ئل سألسي He asks you Sana sorar 1 سأل ئلكسي He asks you (pl) Size sorar 1 ئلكم سألسي That he asks you (pl) Size sorması 1 ئلكم سألسي That they asks it from you (pl)

Onu size sormaları 1 ا سألوهئلكمسي That he asks him Ona sorması 1 سأل ئلهسي They ask Sorarlar 1 ئلون سألسي They are asked Sorulurlar 1 ئلون سألسي They ask you Sana sorarlar 1 سأل كئلونسي He gets weary Usanır 1 سأم ئمسي - سايم They get weary Usanırlar 1 ون سأمئمسي - سونايم They hasten Yarışırlar, koşarlar 3 ون سرعارعسي

They are driven Sevk olunurlar 1 اقون سوقسي

He asks Sorar, ister 1 ال سألسي

He is asked Sorulur 1 ال سألسي He asks you Sana sorar 1 سأل سايلك - الكسي That he asks you (pl)

Size sorması, sizden istemesi

لكمايس سأل 1That he asks it from you (pl) Sizden onu istemesi 1 سأل ساايوهلكم Indeed it is asked Mutlaka sorulur 1 سأل سايلن

He asks him Ona sorar 1 سأل سايله They ask Sorarlar 1 سأل سلوناي

Page 541: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

536

They are asked Sorulurlar 1 سأل سلوناي

They ask you Sana sorarlar 1 سأل كالونسي He insults, swears Söver 1 سبب بسي

They rest for Saturday Cumartesi (tatil) yaparlar 1 سبت ونيبتس

He glorifies Tesbih eder, över 2 سبح حبسي They (fm) glorify Tesbih ederler (dş) 2 سبح نحبسي They float, swim Yüzerler 1 ون سبححبسي

They glorify Tesbih ederler 2 ون سبححبسي They glorify him Onu tesbih ederler 2 سبح يهونحبس He precedes Geçer 1 سبق بقسي That they precede us Bizi geçmeleri 1 ا سبقبقونسي They precede him Onu geçerler 1 سبق هبقونسي That they insult, swear Onların sövmesi 1 وا سبببسي They remain behind Geri kalırlar 10 أخر يتون اسرون -خرئختسي

To ask permission Đzin ister 10 أذن تسن اين - ذئذتسي

He asks you for permission Senden izin ister 10 أذن تساي كنذ- كنئذتسي He asks you (pl) for permission

Sizden izin ister 10 أذن تسنكايذم They ask you for permission Senden izin isterler 10 أذن تساي كوننذ- كوننئذتسي That they ask him for permission

Ondan izin istemeleri 10 أذن تساي وهنذ- وهنئذتسي That he replaces Değiştirmesi 10 ل بدلدبتسي He replaces

Değiştirir, yerine başkasını getirir

يستبدل بدل 10

They rejoice Sevinirler 10 ون بشررشبتسي

He races Yarışır 8 سبق بقتسي They make exception Đstisna yaparlar 10 ون ثينثنتسي

He responds Kabul eder, cevap verir 10 جوب تسيجيب

That they respond Cevap vermeleri 10 وا جوبجيبتسي

Page 542: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

537

They respond Kabul ederler, cevap verirler 10 ون جوبجيبتسي They love, like Severler 10 ون حبببحتسي They tire Yorulurlar 10 ون حسرسرحتسي

He becomes shy Çekinir, utanır 10 ى حييحتسيى -يحتسي They let live Sağ bırakırlar 10 ون حيييحتسي

He seeks to bring out Çıkarır, çıkarmak ister 10 خرج رجختسي

They (dual) seek to bring out Çıkarmak ister (ikil) 10 ا خرجرجختسي He tries to hide himself Saklanmaya çalışır 10 خفي فختسي

That he takes you lightly Seni hafife alması 10 خفف كفنختسي That he tries to hide himself Saklanmaya çalışması 10 فوا خفيختسي They try to hide themselves Saklanmaya çalışırlar 10 فون خفيختسي That he makes successor

Halife kılması, arkasından getirmesi 10 خلف فلختسي

That he makes you (pl) successors

Sizi halife kılması 10 خلف فكملختسي Indeed he makes him successor

Mutlaka onları halife kılar 10 خلف مهفنلختسي They mock, ridicule Alay ederler 10 ون سخررخستسي

He asks for water Su ister 10 قي سقيستسي They cry to him for help Ona feryat eder 10 صرخ هرخصتسي He makes weak, weakens Zayıflatır, ezer 10 ضعف فعضتسي

He is weakened Zayıflatılır, ezilir 10 فضع فعضتسي

They are weakened Zayıflatılırlar, ezilirler 10 فون ضعفعضتسي That he is able Yapabilmesi 10 طوع عطتسي He is able Yapabilir 10 طوع يعطتسي

They are able Yapabilirler 10 ون طوعيعطتسي He seeks to do good deeds Đyi amel yapar ister 10 عتب بتعتسي That they seek to do good deeds

Đyi amel yapar istemeleri 10 وا عتببتعتسي They seek to do good deeds Đyi amel yaptırılırlar 10 ون عتببتعتسي

Page 543: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

538

He hastens Acele ister 10 جل عجلعتسي

They hasten Acele isterler 10 جلون عجلعتسي

They hasten you Senden acele isterler 10 عجل كجلونعتسي He seeks refuge Sığınır 10 ذ عوذعتسي They (fm) be chaste Đffetle sakınırlar (dş) 10 عفف فنفعتسي

They cover themselves Bürünürler 10 غشي غتسونيش

He asks forgiveness Bağışlanma diler 10 غفر رفغتسي

That he asks forgiveness Bağışlanma dilemesi 10 غفر رفغتسي That they ask forgiveness Bağışlanma dilemeleri 10 وا غفررفغتسي They ask forgiveness Bağışlanma dilerler 10 غفر سونيرفغت

They ask forgiveness from him

Ondan bağışlanma dilerler 10 غفر هونرفغتسي They (dual) seek help Yardım isterler (ikil) 10 غوث يثانغتسي

That they seek help Yardım istemeleri 10 يثوا غوثغتسي They seek help Yardım isterler 10 يثوا غوثغتسي They seek victory Fetih isterler 10 ون فتححفتتسي

They seek ruling Fetva isterler 10 ون فيتفتتسي

They seek ruling from you Senden fetva isterler 10 فيت كونفتتسي He tries to drive out Çıkarmak ister 10 فزز يزفتس

He tries to drive them out Onları çıkarmak ister 10 م فززهزفتسي They try to drive you out Seni çıkarmak isterler 10 فزز كونزفتسي They seek to advance Öne geçerler 10 ون قدممقدتسي

He stands upright, be straight Doğru olur, doğru gider 10 قوم يمقتسي

He becomes arrogant Tekebbür eder, büyüklenir 10 كرب كبرتسي

That he becomes arrogant Büyüklenmesi 10 كرب كبرتسي They become arrogant Büyüklenirler 10 ون كربكبرتسي

He listens Dinler 8 مسع متسيع

Page 544: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

539

That he listens Dinlemesi 8 ع مسعمتسي They listen Dinlerler 8 ون مسععمتسي They ask you to inform Senden haber sorarlar 10 نبأ كنبئونتسي

They draw conclusion Hüküm çıkarırlar 10 نبطون نبطتسي

They draw conclusion from it Ondan hüküm çıkarırlar 10 نبط هبطوننتسي He recovers, takes back Geri alır, kurtarır 10 ذ نقذنقتسي

That they take it back Geri almaları, kurtarmaları 10 نقذ ذوهنقتسي That he wants to marry Nikahlamak istemesi 1 ح نكحنكتسي

That he wants to marry her Onu nikahlamak istemesi 1 ا نكحهحنكتسي He disdains Çekinir 1 نكف فكنتسي That he disdains Çekinmesi 1 نكف فنكتسي That he disdains Çekinmesi 1 نكف فنكتسي He mocks, ridicules Alay eder 10 هزأ زئهتسي

They mock, ridicule Alay ederler 10 زءون هزأهتسي

He is mocked, ridiculed Alay edilir 10 هزأ زهتساي

They take in full Tam alırlar 10 فون ويفوتسي

They become equal Eşit olurlar 8 ون سويوتسي

It becomes equal Eşit olur 8 وي سويتسي

They (dual) become equal Eşit olurlar (ikil) 8 سوي انويتسي

They firmly believe Kesin olarak inanırlar 10 يقن نقيتسي

He prostrates Secde eder 1 سجد دجسي They (dual) prostrate Secde ederler (ikil) 1 سجد اندجسي That they prostrate Secde etmeleri 1 وا سجددجسي They prostrate Secde ederler 1 ون سجددجسي It is burned Yakılır 1 سجر رجسي They are burned Yakılırlar 1 ون سجررجسي

Page 545: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

540

That he is imprisoned Hapse atılması 1 سجن نجسي Indeed he is imprisoned Mutlaka hapse atılır 1 سجن ننجسي

Indeed they imprison him Mutlaka onu hapse atarlar 1 سجن هننجسي They are dragged Sürüklenirler 1 ون سحببحسي

That he destroys you (pl) Sizi yok etmesi 1 سحت كمتحسي

He bewitches Sihirler 1 سحر رحسي

That he mocks Alay etmesi 1 ر سخرخسي He mocks Alay eder 1 سخر رخسي

He subdues Kontrol altına alır 2 سخر رخسي

They mocks Alay ederler 1 ون سخررخسي He gets angry Kızar, hoşlanmaz 1 ط سخطخسي

They get angry Kızarlar 1 طون سخطخسي

Easy Kolay ر يسرسي

Make easy (imp) Kolaylaştır 2 يسر رسي He pleases Hoşlandırır 1 سرر رسي He conceals, hides Saklar 4 سرر سري

Easy Kolay يسر رسرا -يسي To facilitate, make easy Kolaylaştırdı 2 يسر رسي- رسيي That he wastes, transgresses Đsraf etmesi 4 رف سرفسي He wastes, transgresses Aşırılık yapar, israf eder 4 سرف رفسي That they waste, transgress Đsraf etmeleri 4 رفوا سرفسي That he steals Çalması 1 رق سرقسي He steals Çalar 1 سرق رقسي

They (fm) steal Çalarlar (dş) 1 سرق رقنسي We made easy Kolaylaştırdık 2 ا يسرنرسي

We made it easy Onu kolaylaştırdık 2 يسر اهنرسي

Page 546: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

541

He made it easy Onu kolaylaştırdı 2 يسر هرسي

They conceal, hide Saklarlar 4 ون سررسري

Ease Kolaylık ى يسررسي

They write in lines Satır satır yazarlar 1 ون سطرطرسي

They attack Saldırırlar 1 طون سطوسي

They run, strive, work Koşarlar, çalışırlar 1 ن سعيوعسي

He runs, strives, works Koşar, çalışır 1 ى سعيعسي

He grabs, drags Yakalar, sürükler 1 سفع فعسي

He sheds Kan döker, saçar 1 سفك كفسي He/it falls Düşer 1 قط سقطسي They give water Sularlar 1 قون سقيسي

They are given water Sulanırlar 1 ن سقيقوسي

It is watered Sulanır 1 قى سقيسي

He gives water Sular 1 ي سقيقسي

He gives me water Bana su içirir 1 ني سقيقسي

He settles, calms Yerleşir, yaşar, istirahat eder 1 سكن كنسي

He makes calm Sakinleştirir 4 سكن نكسي

That he settles, makes calm Sakinleştirmesi 4 ن سكنكسي That they settle, calm Yerleşmeleri, sakinleşmeleri 1 وا سكنكنسي That it snatches away from them

Onlardan kapması 1 سلب مهلبسي He gives power Üstün getirir 2 لط سلطسي

He makes enter Sokar 1 سلك لكسي That he makes march Onu yürütmesi 1 سلك لكهسي He submits, greets Teslim olur, selam verir 2 سلم لمسي

He submits Teslim olur 4 سلم ملسي

That he submits Teslim olması 4 سلم ملسي

Page 547: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

542

That they submit, greet Teslim olmaları, selam vermeleri

يسلموا سلم 2They submit Teslim olurlar 4 ون سلمملسي That he hears Đşitmesi 1 مسع عمسي He hears Đşitir 1 مسع عمسي

He makes hear Đşittirir 4 مسع عمسي

That he hears it Onu işitmesi 1 ا مسعهعمسي That they hear Đşitmeleri 1 وا مسععمسي They hear Đşitirler 1 ون مسععمسي They listen Kulak verirler, dinlerler 5 ون مسععمسي

They hear you (pl) Sizi dinlerler 1 مسع كمونعمسي It nourishes Besler 4 مسن نمسي

They name, give names Đsim verirler 2 ون مسومسي

It becomes evil Kötü olur 1 وء سوأسي

That they become evil Kötü olmaları 1 وا سوأوؤسي

It becomes black Kararır 9 سود دوسي

He subjects Maruz bırakır 1 سوم ومسي He subjects them Onları maruz bırakır 1 سوم مهومسي They subject you (pl) Sizi maruz bırakırlar 1 سوم كمونومسي He travels Seyahat eder 1 سيح حيسي He travels Seyahat eder, dolaşır 1 سري سريي He makes travel Dolaştırır, gezdirir 2 سري ريسي

Easy Kolay يسر سريا -يسريي

He makes you (pl) travel Sizi dolaştırır, gezdirir 2 سري كمريسي That they travel Dolaşmaları, gezmeleri 1 ا سريسريوي He swallows it Onu boğazından geçirir 1 سوغ هسيغي

He drives Sevk eder 1 سوق سيقي

Page 548: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

543

That he wishes Đstemesi, dilemesi 1 شيأ شاي - اشاء -يشي He wishes Đster, diler 1 اء شيأشي They wish Đsterler 1 اءون شيأشي

That he opposes Karşı gelir 3 شقق اقشي

That he opposes Karşı gelmesi 3 ق شققاقشي

That he exchanges Değiştirmesi 8 شري رتشي

That they exchange Değiştirmeleri 8 وا شريرتشي They exchange Değiştirirler 8 ون شريرتشي He exchanges Değiştirir 8 ري شريتشي

They desire Canları çeker 8 ون شهوهتشي

He stares Bakakalır 1 شخص صخشي He drinks Đçer 1 شرب برشي

They drink Đçerler 1 ون شرببرشي That he expands, opens Açması, genişletmesi 1 ح شرحرشي He expands, opens Açar, genişletir 1 شرح حرشي That he is associated partners

Ortak koşulması 4 ك شركرشي That he associates partners Ortak koşması 4 رك شركشي He associates partners Ortak koşar 4 شرك ركشي They (fm) associate partners Şirk koşarlar (dş) 4 شرك ركنشي They associate partners Şirk koşarlar 4 ركون شركشي

They sell Satarlar 1 ون شريرشي

He sells Satar 1 ري شريشي

He perceives Anlar, şuur eder 1 شعر رعشي He makes perceive Bildirir, farkına vardırır 4 شعر رعشي

He makes you (pl) perceive Size bildirir 4 شعر كمرعشي That he makes perceive Bildirmesi, sezdirmesi 4 ن شعررعشي

Page 549: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

544

They perceive Anlarlar ederler, şuur ederler 1 ون شعررعشي That he heals Đyileştirmesi, şifa vermesi 1 شفي فشي

That he Şefaat etmesi 1 فع شفعشي That he intercedes Şefaat eder, aracılık yapar 1 شفع فعشي That they intercede

Şefaat etmeleri, aracılık yapmaları

يشفعوا شفع 1they intercede

Şefaat ederler, aracılık yaparlar

يشفعون شفع 1He heals me Bana şifa verir 1 ني شفيفشي

It splits Yarılır, ayrılır 5 شقق ققشي He suffers, becomes unhappy

Bedbaht olur, şaki olur 1 قى شقوشي

That he gives thanks Şükretmesi 1 كر شكرشي He gives thanks Şükreder 1 شكر كرشي

They give thanks Şükrederler 1 ون شكركرشي He complains Şikâyet eder 1 كو شكوشي He rejoices Sevindirir 4 ت مشتمشي That he witnesses, sees Şahit olması, görmesi 1 شهد دهشي He witnesses, sees, bears witness

Şahit olur, görür, şahitlik eder 1 شهد دهشي

He calls to witness Şahit tutar 4 شهد هدشي

He witnesses it, sees it Ona şahit olur 1 شهد هدهشي That they witness, see Şahit olmaları, görmeleri 1 وا شهددهشي They witness, see Şahit olurlar, görürler 1 ون شهددهشي

It scalds Yakar 1 وي شويشي

That it strikes, occurs Đsabet etmesi 4 صوب بصي

It is poured Dökülür 1 صبب بصي That it becomes Olması 4 صبح بحصي It becomes Olur 4 صبح بحصي

Indeed it becomes Mutlaka olur 4 حصب نبحصي

Page 550: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

545

That they become Olmaları 4 وا صبحبحصي He endures, becomes patient Sabreder 1 صرب برصي

That he endures, becomes patient

Sabretmesi 1 صرب برصي That they endure, become patient

Sabretmeleri 1 وا صرببرصي That it strikes you (pl) Size isabet etmesi 4 صوب كمبصي That it strikes him Ona isabet etmesi 4 ا صوبهبصي They are supported Desteklenirler, sahip çıkılırlar 1 ون صحببحصي

That he hinders, averts Alıkoyması 1 صدد دصي

He hinders, averts Alıkoyar, engeller 1 صدد دصي

He/it comes out Çıkar 1 صدر ردصي

He takes away Alıp götürür 4 صدر ردصي

They will be divided Bölük bölük ayrılırlar 5 ون صدععدصي

They are given headache Başları ağrıtılır 2 ون صدععدصي

He turns away Döner, yüz çevirir 1 صدف فدصي They turn away Yüz çevirirler 1 فون صدفدصي

He becomes truthful Doğru olur, doğru söyler 1 صدق قدصي

He gives charity Tasadduk eder, sadaka verir 5 صدق قدصي

He confirms Doğrular, tasdik eder 2 صدق قدصي

He confirms me Beni tasdik eder 2 قني صدقدصي That they give charity Sadaka vermeleri 5 قوا صدقدصي They confirm Tasdik ederler 2 قون صدقدصي That they hinder you (pl) Sizi çevirmeleri 1 صدد كمدصي Indeed that they avert you Mutlaka seni çevirmeleri 1 صدد كندصي Indeed that they avert you (pl)

Mutlaka sizi çevirmeleri 1 صدد كمندصي That they hinder, avert Çevirmeleri 1 وا صدددصي They hinder, avert

Alıkoyarlar, çevirirler, engellerler

يصدون صدد 1

Page 551: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

546

They make noise Yaygara yaparlar 1 ون صدددصي

They hinder them Onları çeviriler, döndürürler 1 صدد مهوندصي He persists Israr eder, direnir 1 صرر رصي

He diverts Çevirir, döndürür 1 صرف رفصي

He is diverted Çevrilir, saptırılır 1 صرف فرصي

That he is diverted Çevrilmesi 1 صرف فرصي He diverts him Onu çevirir, döndürür 1 صرف رفهصي They are diverted Çevrilirler, saptırılırlar 1 فون صرفرصي Surely they harvest Mutlaka devşirirler 1 صرم نرمصي

Surely they harvest it Mutlaka onu devşirirler 1 ا صرمهنرمصي That they persist Israr etmeleri 1 وا صرررصي They persist Israr ederler 1 ون صرررصي They cry for help Feryat ederler 8 ون صرخطرخصي

He chooses Seçer 8 ي صفوطفصي

He/it ascends Yükselir 1 صعد صيدع

He/it climbs, ascends Tırmanır, çıkar, yükselir 5 صعد دعصي

He raises Yükseltir 4 صعد دعصي They are made to faint Bayılırlar, çarpılırlar 4 قون صعقعصي

He ascribes, attributes Vasfeder, tarif eder, atfeder 1 وصف فصي He overlooks, forgives Bağışlar, hoş görür 1 صفح فحصي

They ascribe, attribute Vasfederler, nitelerler 1 فون وصفصي

He joins, reaches Ulaşır 1 ل وصلصي

He enters it (fire) Ona (ateşe) girer 1 ا صليالهصي He is hanged Asılır 2 صلب لبصي

He is hanged Asılır 1 صلب لبصي

That they are hanged Asılmaları 2 وا صلبلبصي

Page 552: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

547

He corrects, improves Islah eder 4 صلح حلصي

That he corrects, improves Islah etmesi 4 صلح حلصي They (dual) correct, improve Islah ederler (ikil) 4 ا صلححلصي They correct, improve Islah ederler 4 ون صلححلصي That they enter fire Ateşe girmeleri 1 لو صليصي That they reach Ulaşmaları 1 لوا وصلصي That they pray Namaz kılmaları 2 لوا صلوصي They reach Ulaşırlar 1 لون وصلصي They pray, support

Salat ederler, destekler, namaz kılarlar

يصلون صلو 2

They enter it (fire) Ona (ateşe) girerler 1 ا صليهنلوصي

He enters fire Ateşe girer 1 لى صليصي

He prays, supports Salat eder, destekler, namaz kılar

يصلي صلو 2

He makes, does Yapar, imal eder 1 صنع عنصي They make, do Yaparlar 1 ون صنععنصي

It is melted Eritilir 1 صهر رهصي

He gives shape, form Şekil verir 2 صور روصي He gives you (pl) shape, form Sizi şekillendirir 2 صور كمروصي It strikes Đsabet eder, başına gelir 4 صوب يبصي

It strikes you (pl) Size isabet eder 4 كم صوبيبصي It strikes you us Bize isabet eder 4 ا صوبنيبصي That it strikes them Onlara isabet etmesi 4 م صوبهيبصي It strikes them Onlara isabet eder 4 م صوبهيبصي They are harmed Zarara uğratılması 1 ضرر ارضي It is multiplied Katlanır, iki kat arttırılır 3 ضعف فاعضي

That it is multiplied Katlanması, iki kat arttırılması 3 ضعف فاعضي He multiplies Katlar, kat kat öder 3 ضعف فاعضي

Page 553: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

548

He multiplies it Onu katlar 3 ضعف فهاعضي That he multiplies it Onu katlaması 3 ضعف فهاعضي He multiplies it Onu katlar 3 ا ضعففهاعضي They imitate Taklit ederler 3 ون ضهأؤاهضي

He laughs Güler 1 ضحك كحضي

They laugh Gülerler 1 كون ضحكحضي That he/it harms Zarar vermesi 1 ضرر رضي He/it harms Zarar verir 1 ضرر رضي

That he/it strikes, gives example, travels

Vurması, gezmesi, misal vermesi 1 ضرب ربضي

He/it strikes, gives example, travels

Vurur, gezer, misal verir 1 ضرب ربضي

They (fm) draw Vururlar (dş), vursunlar 1 ضرب نربضي

They strike, give example, travel

Vururlar 1 ون ضربربضي They supplicate humbly Yalvarırlar 5 ون ضرععرضي

He/it harms you Sana zarar verir 1 ضرر كرضي He/it harms you (pl) Size zarar verir 1 ضرر كمرضي He/it harms us Bize zarar verir 1 ا ضررنرضي He/it harms him Ona zarar verir 1 ضرر هرضي He/it harms them Onlara zarar verir 1 ضرر مهرضي That they harm Zarar vermeleri 1 وا ضرررضي That they harm you Sana zarar vermeleri 1 ضرر وكرضي That they harm you (pl) Size zarar vermeleri 1 ضرر وكمرضي They harm Zarar verirler 1 ون ضرررضي

They harm you Sana zarar verirler 1 ضرر كونرضي He compels Mecbur eder 8 ضرر طرضي He takes, places Koyar, yerleştirir 1 وضع عضي

They (fm) place, give birth Koyarlar, doğururlar (dş) 1 وضع نعضي

Page 554: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

549

He errs, goes astray Hata eder, yanılır, sapar, şaşar

يضل ضلل 1

That he errs, goes astray Saptırması, şaşırtması 4 ل ضللضي He lets go astray, misleads

Hatada bırakır, saptırır, şaşırtır

يضل ضلل 4

That he misleads you Seni saptırması, şaşırtması 4 ضلل لكضي That he misleads Saptırması 4 ل ضلللضل - يلضي That he misleads him Onu saptırması 4 ضلل لهلضي He misleads us Bizi saptırır 4 ا ضلللنضي That he misleads him Onu saptırması 4 ضلل لهضي He misleads him Onu saptırır 4 ضلل لهضي That he misleads them Onları saptırması 4 ضلل ملهضي That they mislead Saptırmaları 4 لوا ضللضي That they mislead you Seni saptırmaları 4 ضلل لوكضي They mislead Saptırırlar, şaşırtırlar 4 لون ضللضي

They mislead you (pl) Sizi saptırırlar 4 ضلل كملونضي They mislead them Onları saptırırlar 4 ضلل مهلونضي It glows, gives light Işık verir 4 يء ضيأضي

He loses, lets go to waste Zayi eder, kaybeder 4 ضيأ عيضي That he loses, lets go to waste

Zayi etmesi, kaybetmesi 4 ضيأ عيضي That they offer hospitality to them (dual)

O ikisini misafir etmeleri 2 ا ضيفمفوهيضي It straitens Daralır 1 قضي يقضي

They trample, step Çiğnerler 3 طئون وطأي They step, conquer Çiğnerler, zapt ederler 1 ون وطأطؤط - يوناي

That he is obeyed Đtaat edilmesi 1 طوع طاعي

He is obeyed Đtaat edilir, sözü dinlenir 1 طوع طاعي

It is circulated Dolaşılır, dolaştırılır 1 طوف طافي

He seals Mühürler 1 طبع عطبي

Page 555: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

550

He drives away Uzaklaştırır 1 طرد دطري That he obeys Đtaat etmesi 4 ع طوعطي He eats, feeds Yer, beslenir 1 طعم مطعي

He is fed Yedirilir, beslenilir 1 طعم مطعي

He gives food Yedirir, besler 4 طعم مطعي

He gives me food Beni besler 4 نى طعممطعي He eats it Onu yer 1 طعم همطعي That he eats it Onu yemesi 1 طعم همطعي He eats it Onu yer 1 ا طعمهمطعي That he eats it Onu yemesi 1 طعم همطعاي That they give me food Beni beslemeleri 4 طعم ونمطعي

He transgresses Azar, azgınlık yapar 1 ى طغيطغي

That they extinguish Söndürmeleri 4 وا طفأؤطفي

He seeks, wants Đster, arar 1 طلب طلبي He seeks it, wants it Onu ister, talep eder 1 طلب هطلبي It mounts, rises Çıkar, yükselir 8 طلع عطلي That he informs Açıklar, bildirir 4 طلع عطلي That he informs you (pl) Size açıklar 4 طلع كمعطلي That it becomes satisfied Tatmin olması 12 طمن نئطمي

That it touches them (fm) Onlara dokunması 1 طمث نثهطمي

That he hopes Ümit etmesi 1 طمع عطمي He hopes Ümit eder 1 طمع عطمي

They hope Ümit ederler 1 ون طمععطمي

That he cleans Temizlemesi 2 طهر رطهي He cleans Temizler 2 طهر رطهي

That he cleans you (pl) Siz temizlemesi 2 طهر كمرطهي

Page 556: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

551

They (fm) clean themselves Temizlenirler (dş) 1 ن طهررطهي

They circulate Dolanır, tavaf eder 1 طوف طوفي

That he circumambulates Tavaf etmesi 5 طوف فطوي He circumambulates Tavaf eder 5 طوف فطوي

They circulate Dolanırlar, tavaf ederler 1 طوفون طوفي

He folds, rolls Katlar, yuvarlar 1 طوى طويي He flies Uçar 1 طري ريطي

That they consider evil omen Uğursuz saymaları 5 وا طريرطيي He obeys Đtaat eder 4 طوع يعطي

He obeys you (pl) Size itaat eder 4 طوع كميعطي They obey Đtaat ederler 4 ون طوعيعطي

They bear it with difficulty Ona zorlanırlar 1 طوق هيقونطي That they support Desteklemeleri 3 وا ظهررظاهي They pronounce zihar Zihar yaparlar 3 ون رظهرظاهي They (fm) remain Durakalırlar (dş) 1 ظلل ظللني

He does wrong, oppresses Zulmeder 1 ظلم مظلي

That he does wrong, oppresses

Zulmetmesi 1 ظلم مظلي He is oppressed Zulmedilir 1 ظلم ظلمي

They do wrong, oppress Zulmederler 1 ون ظلممظلي They are oppressed Zulmedilirler 1 ون ظلمظلمي

He thinks, guesses Düşünür, zanneder, inanır 1 ظنن ظني

They think, guess Zannederler, inanırlar 1 ون ظننظني

It appears Görünür 1 ظهر رظهي

That he reveals Açığa çıkarması 4 ظهر ظهري He reveals, makes prevail Üstünlük sağlar, açığa çıkarır 4 ظهر ظهري

He reveals it, makes it prevail Onu üstün kılması 4 ظهر هظهري

Page 557: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

552

That they gain dominance Üstün gelmeleri 1 وا ظهررظهي They gain dominance Üstün gelirler 1 ون ظهررظهي That they gain dominance over it

Ona üstün gelmeleri 1 ظهر وهرظهي He cares Kıymet verir, ilgilenir 1 عبأ بعا - ايؤبعي He worships Tapar, ibadet eder 1 عبد دبعي

He is worshipped Tapılır, ibadet edilir 1 عبد دبعي

That they worship Tapmaları 1 وا عبددبعي They worship Taparlar 1 ون عبددبعي They are worshipped Tapılırlar 1 ون عبددبعي They worship me Bana taparlar 1 نى عبدوندبعي That they worship it/them

Ona tapmaları, onlara tapmaları

يعبدوها عبد 1He transgresses Haddi aşar 8 عدو دتعي They transgress Aşırı giderler, haddi aşarlar 8 ون عدودتعي

They make excuses Özür dilerler 8 ون عذررذتعي

He withdraws Ellerini çeker 8 زل عزلتعي

That they withdraw from you (pl)

Sizden ellerini çekmeleri 8 عزل زلوكمتعي He holds fast, firmly Yapışır, kuvvetle tutar 8 م عصمصتعي That he holds fast, firmly Yapışması, kuvvetle tutması 8 عصم مصتعي He/it pleases Hoşlandırır 1 عجب جبعي He/it pleases you Seni hoşlandırır 1 عجب كجبعي He makes fail Aciz bırakır 4 عجز جزعي

That he makes him fail Onu aciz bırakması 4 عجز هجزعي They make fail Aciz bırakırlar 4 ون عجزجزعي

He hastens Acele verir 2 ل عجلجعي

He promises Vaad eder 1 وعد دعي

He counts Sayar 1 عدد عيد

Page 558: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

553

He prepares Hazırlar 4 عدد دعي

That he promises you (pl) Size vaad etmesi 1 وعد كمدعي They do justice, consider equal

Adalet yaparlar, eşit tutarlar 1 لون عدلدعي

He promises them Onlara vaad eder 1 وعد عيمهد They transgress Haddi aşarlar, aşırı giderler 1 ون عدودعي

That he punishes Azap etmesi 2 عذب ذبعي He punishes Azap eder 2 عذب ذبعي He punishes you (pl) Size azap eder 2 كم عذبذبعي That he punishes you (pl) Size azap etmesi 2 كم عذبذبعي He punishes us Bize azap eder 2 ا عذبنذبعي He punishes him Ona azap eder 2 عذب هذبعي That he punishes him Ona azap etmesi 2 عذب هذبعي That he punishes them Onlara azap etmesi 2 م عذبهذبعي He punishes them Onlara azap eder 2 م عذبهذبعي That he punishes them Onlara azap etmesi 2 عذب مهذبعي He/it ascends, rises Yukarıya çıkar, yükselir 1 عرج جرعي They ascend, rise Yukarıya çıkarlar, yükselirler 1 ون عرججرعي They erect, build Yükseltirler, dikerler 1 ون عرشرشعي

He/it is presented Sunulur, arz edilir 1 عرض ضرعي

He turns away Yüz çevirir 4 عرض رضعي

That he turns away Yüz çevirmesi 4 عرض رضعي That they turn away Yüz çevirmeleri 4 وا عرضرضعي They are presented Sunulurlar, arz edilirler 4 ون عرضضرعي

He knows Bilir, tanır 1 عرف رفعي

He is known Bilinir, tanınır 1 عرف فرعي

They (fm) are recognized Tanınırlar (dş) 1 عرف فنرعي

Page 559: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

554

That they know, recognize Tanımaları 1 رفوا عرفعي They know, recognize Tanırlar 1 رفون عرفعي They know him Onu tanırlar 1 عرف هرفونعي They know it, recognize it Onu (dş) tanırlar 1 ا عرفهرفونعي They know them Onları tanırlar 1 عرف مهرفونعي He/it escapes Kaçar 1 عزب بزعي

That he turns away Çekinmesi, kaçınması 1 عشي شعي

That he disobeys Đsyan etmesi 1 ص عصيعي

They press for juice Suyunu sıkarlar 1 ون عصررصعي

He protects Korur 1 عصم مصعي

He protects you Seni korur 1 عصم كمصعي He protects you (pl) Sizi korur 1 عصم كممصعي He protects me Beni korur 1 ني عصممصعي They disobey Đsyan ederler, karşı gelirler 1 ون عصيصعي

They (fm) disobey Đsyan ederler (dş) 1 عصي نيصعي

They (fm) disobey you Sana isyan ederler (dş) 1 عصي كينصعي He bites Isırır 1 عضض ضعي

He hinders Engel olur 1 ل عضلضعي That they are given Verilmeleri 4 ا عطوطوعي

They give Verirler 4 طوا عطوعي

He gives Verir 4 ي عطوطعي He gives you Sana verir 4 عطو يكطعي He advises Öğüt verir 1 ظ وعظعي

He advises you (pl) Size öğüt verir 1 وعظ ظكمعي That he honors Saygı göstermesi, yüceltmesi 2 عظم ظمعي

That he makes great Büyütmesi, yüceltmesi 4 عظم مظعي

Page 560: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

555

He advises him Ona öğüt verir 1 وعظ ظهعي That he forgives Affetmesi 1 عفو فعي - فوعي He forgives Affeder 1 فو عفوعي That they forgive Affetmeleri 1 فوا عفوعي

They forgive Affederler, vazgeçerler 1 فون عفوعي

That he looks back, returns Geri dönmesi, arkasına bakması 2 عقب قبعي

He understands, reasons Akleder, anlar 1 ل عقلقعي He understands it Onu akleder 1 ا عقللهقعي They understand, reason Aklederler 1 لون عقلقعي Jacob (pbuh) Yakup (AS) قوبعي

They devote Saygı gösterirler 1 كفون عكفعي

That he knows Bilmesi 1 علم عيلم He knows Bilir 1 علم لمعي That he knows Bilmesi 1 علم لمعي He teaches Öğretir 2 علم لمعي

It is known Bilinir 1 علم لمعي

They (dual) teach Öğretirler (ikil) 2 علم انلمعي

He teaches you Sana öğretir 2 علم كلمعي He teaches you (pl) Size öğretir 2 كم علملمعي That he knows it Onu bilmesi 1 علم هلمعي He knows it Onu bilir 1 علم هلمعي That he knows it Onu bilmesi 1 علم هلمعي He teaches him Ona öğretir 2 علم هلمعي He knows it Onu (dş) bilir 1 ا علمهلمعي He knows them Onları bilir 1 علم مهلمعي He teaches them Onlara öğretir 1 علم مهلمعي

Page 561: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

556

That they know Bilmeleri 1 وا علملمعي They know Bilirler 1 ون علملمعي

They teach Öğretirler 1 ون علملمعي He declares Đlan eder 4 علن نلعي They declare Đlan ederler 4 ون علننلعي

He builds up, maintains Đmar eder 1 عمر رمعي

That he is given life Ömür verilmesi 2 عمر رمعي He is given life Ömür verilir 2 عمر رمعي That they build up, maintain Đmar etmeleri 1 وا عمررمعي He does, works Çalışır, yapar 1 ل عملمعي

That he does, works Çalışması, yapması 1 ل عملمعي They do, work Çalışırlar, yaparlar 1 لون عملمعي

They wander blindly Şaşkınlık içinde gezinirler 1 ون عمههمعي

That they turn Dönmeleri 1 وا عودودعي They turn Dönerler 1 ون عودودعي

He takes refuge Sığınır 1 وذ عوذعي They take refuge Sığınırlar 1 وذون عوذعي

Name of false deity Put adı وقعي

He oppresses Adaletsizlik yapar 1 ول عولعي That he gets tired Yorulur 1 عيي ىعي He returns, repeats Geri getirir, geri gönderir 4 عود يدعي

He returns you (pl) Sizi döndürür 4 كم عوديدعي That he returns you (pl) Sizi döndürmesi 4 عود كميدعي He returns us Bizi döndürür 4 عود يدعاين He returns him Onu döndürür 4 عود هيدعي That they return you (pl) Sizi döndürmeleri 4 عود وكميدعي

Page 562: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

557

They return Geri döndürürler 4 ون عوديدعي

They are given rain Sulanır 4 اث غيثغي He leaves Bırakıp gider 3 غدر رادغي That hen backbites Gıybet etmesi 8 غيب بتغي He deceives Aldatır, saptırır 1 غرر رغي

That he deceives Aldatması 1 غرر ررغي

That he deceives you Seni aldatması 1 غرر كررغي He drowns Boğar 4 غرق رقغي

That he drowns you (pl) Sizi boğması 4 رقكم قغرغي Indeed that he deceives you Mutlaka seni aldatması 1 غرر كنرغي Indeed that he deceives you (pl)

Mutlaka sizi aldatması 1 غرر كمنرغي It covers Sarar, örter, bürür 1 ا غشيشغي

It covers it Onu sarar 1 غشي اهشغي It covers it Onu (dş) sarar 1 ا غشياهشغي It covers them Onları sarar 1 غشي ماهشغي It covers Kaplar, sarar, örter, bürür 1 ى غشيشغي

It is covered Kaplanır, sarılır, örtülür 1 ى غشيشغي

It covers Örter, bürür 4 ي غشيشغي

It covers you (pl) Sizi örter, bürür 2 غشي يكمشغي He lowers Đndirir 1 غضض ضغي They (fm) lower, should lower

Đndirirler (dş), indirsinler 1 غضض نضضغي

That they lower Đndirmeleri 1 وا غضضضغي They lower Đndirirler 1 ون غضضضغي That he forgives Bağışlaması 1 غفر رفغي He forgives Bağışlar 1 غفر رفغي He/it is forgiven Bağışlanır 1 غفر فرغي

Page 563: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

558

That he/it is forgiven Bağışlanması 1 غفر فرغي

That they forgive Bağışlamaları 1 وا غفررفغي They forgive Bağışlarlar 1 ون غفررفغي He commits excess Aşırı gider 1 ل غلوغي That he defrauds Emanete hıyanet etmesi 1 ل غللغي He defrauds Emanete hıyanet eder 1 ل غللغي

He defeats Galip gelir 1 ب غلبلغي

That he defeats Galip gelmesi 1 غلب بلغي That they defeat Galip gelmeleri 1 وا غلببلغي They are defeated Yenilirler 1 ون غلبلبغي

That he defrauds Emanete hıyanet etmesi 1 لل غللغي It boils Kaynar 1 ي غليلغي

He closes his eyes Gözünü kapar 4 غمض ضمغي That he makes rich Zenginleştirmesi 4 غين نيغ

He makes them rich Onları zenginleştirir 4 غين نهمغي That they live, prosper Yaşamaları, zenginleşmeleri 1 ا غينونغي That they avail Fayda vermeleri 4 وا غيننغي

He avails, enriches, saves Zenginleştirir, kurtarır, fayda verir

يغني غين 4

That they (dual) avails Fayda vermeleri (ikil) 4 ا غيننيغي

He enriches you (pl) Sizi zengin kılar 4 غين نيكمغي It occupies him Ona fayda verir 4 غين نيهغي

That he enriches them Onları zenginleştirmesi 4 غين مهنيغي Name of false deity Put adı وثغي

They dive Dalgıçlık yaparlar 1 ون غوصوصغي

That he misleads you (pl) Sizi azdırması 4 غوي كمويغي

He changes Değiştirir 2 غري ريغي

Page 564: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

559

Indeed they change Mutlaka değiştirirler 2 ن غريريغي That they change Değiştirmeleri 2 وا غريريغي That it enrages Öfkelendirmesi 1 يظ غيظغي

It enrages Öfkelendirir 1 يظ غيظغي

He opens, gives victory Açar, zafer verir 1 فتح حفتي

That he opens, gives victory Açması 1 فتح حفتي They ransom themselves Fidye vermeleri 8 وا فديدفتي He ransoms Fidye verir 8 ي فديدفتي

It is slackened Azaltılır 8 فتر رفتي

They invent Đftira ederler, uydururlar 8 ون فريرفتي

They slacken Gevşerler 1 فتر فتونير It is invented Uydurulur 8 ى ريفرفتي

He invents Đftira eder, uydurur 8 ري فريفتي

They invent it Onu uydururlar 8 فري هرينفتي He persecutes, tries Kötülük yapar, dener 1 فنت نفتي

That he persecutes you (pl), tries you (pl)

Size kötülük yapması, denemesi

فتنكمي فنت 1That he deceives you (pl), tries you (pl)

Sizi aldatması, denemesi 1 فنت كمننفتي That he persecutes them, tries them

Onlara kötülük yapması, denemesi

يفتنهم فنت 1That they persecute you, try you

Sana kötülük yapmaları, denemeleri

يفتنوك فنت 1They were persecuted, tried

Đmtihan edilirler, fitneye tabi tutulurlar

يفتنون فنت 1

They persecute you, try you Sana kötülük yaparlar, fitne yaparlar

يفتنونك فنت 1He gives ruling Fetva verir 4 ي فيتفتي

He gives you (pl) ruling Size fetva verir 4 فيت يكمفتي That he gives lie Yalanlaması 1 فجر رفجي

They make gush forth Fışkırtıp akıtırlar 2 ون فجررفجي

They make it gush forth Onu fışkırtıp akıtırlar 2 ا فجرهونرفجي

Page 565: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

560

He flees Kaçar, firar eder 1 ررف رفي

He rejoices Sevinir 1 فرح حفري

That they rejoice Sevinmeleri 1 وا فرححفري They rejoice Sevinirler 1 ون فرححفري That he exceeds Aşırı davranması 1 ط فرطفري They neglect Đhmal ederler 2 طون فرطفري

He separates, differentiates Ayırır 2 فرق قفري

He/it is separated Ayırt edilir 1 فرق قفري

That they separate Ayırmaları 2 قوا فرقفري They fear Korkarlar 1 قون فرقفري

They separate, differentiate Ayırırlar 2 قون فرقفري That he makes room Genişlik verir 1 ح فسحفسي

He causes corruption Fesat çıkarır, bozgunculuk yapar

يفسد فسد 4

That they cause corruption Bozgunculuk yapmaları 4 وا فسدفسدي They cause corruption Bozgunculuk yaparlar 4 ون فسدفسدي

He disobeys, sins Günah işler, fasıklık eder 1 فسق قفسي

They disobey, sin Günah işlerler, fasıklık ederler

يفسقون فسق 1

He separates, judges Ayırır, hüküm verir 1 ل فصلفصي

He explains in detail Açıklar 2 ل فصلفصي

He puts shame Utandırır 1 فضح حفضي

He does Yapar 1 ل فعلفعي

That he does Yapması 1 ل فعلفعي That it is done Yapılması 1 ل فعلفعي It is done Yapılır 1 ل فعلفعي That he does it Onu yapması 1 فعل لهفعي That they do Yapmaları 1 لوا فعلفعي

Page 566: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

561

They do Yaparlar 1 فعل لونيفع He understands Anlar 1 فقه فقهي

That they understand Anlamaları 1 وا فقهفقهي They understand Anlarlar 1 ون فقهفقهي

That they understand it Onu anlamaları 1 فقه وهفقهي He succeeds Kurtuluşa erer, başarır 4 فلح حفلي

He succeeds Başarır 1 فوز فوزي

He fights Savaşır 3 ل قتلقاتي That he fights Savaşması 3 ل قتلقاتي That they fight Savaşmaları 3 لوا قتلقاتي That they fight you (pl) Sizinle savaşmaları 3 قتل لوكمقاتي They are fought against Savaşılırlar 3 لون قتلقاتي They fight Savaşırlar 3 لون قتلقاتي They fight with you (pl) Sizinle savaşırlar 3 قتل كملونقاتي It is said Denir, söylenir 1 قال قولي

He withholds, decreases Kısar, tutar 1 قبض قبضي They (fm) close Kapatırlar (dş) 1 قبض نقبضي

They close Kapatırlar, sıkı tutarlar 1 ون قبضقبضي

He accepts Kabul eder 1 ل قبلقبي

That it is accepted Kabul edilmesi 1 ل قبلقبي It is accepted Kabul edilir 1 ل قبلقبي They (dual) fight Savaşırlar, dövüşürler (ikil) 3 قتل النتقتي That he earns, commits Elde etmesi, kazanması 8 قرف رفقتي That they earn, commit Elde etmeleri, kazanmaları 8 رف قرفقتواي They earn, commit Elde ederler, kazanırlar 8 رفون قرفقتي

That they become stingy Cimrilik etmeleri 1 وا قتررقتي

Page 567: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

562

That he kills Öldürmesi 1 ل قتلقتي He kills Öldürür 1 ل قتلقتي

That he kills Öldürmesi 1 ل قتلقتي He is killed Katledilir 2 ل قتلقتي

He kills Öldürür, katleder 2 ل قتلقتي

He is killed Öldürülür 1 ل قتلقتي

That he is killed Öldürülmesi 1 ل قتلقتي They (fm) kill Öldürürler (dş) 1 قتل لنقتي

That they are killed Katledilmeleri 2 لوا قتلقتي That they kill you Seni öldürmeleri 1 قتل لوكقتي They kill Öldürürler 1 قتل يلونقت They are killed Öldürülürler 1 لون قتلقتي They kill me Beni öldürürler 1 ني قتللونقتي That he determines, has power

Güç yetirmesi 1 قدر رقدي He determines, has power Karar verir, kadir olur, kısar 1 قدر رقدي

He determines, measures Takdir eder, ölçer 2 قدر رقدي They have power Kadir olurlar 1 ون قدررقدي

He proceeds Önde gider 1 قدم مقدي

He sends forth Đleri gönderir 2 قدم مقدي

He casts, throws Koyar, atar 1 قذف فقذي

They cast, throw Koyarlar, atarlar 1 فون قذفقذي They are thrown Atılırlar 1 قذفون قذفي They read Okurlar 1 ءون قرأقري He reads Okur 1 قرأ قراي He approaches Yaklaşır 1 قرب بقري

He brings close Yaklaştırır 2 قرب بقري

Page 568: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

563

That they approach Yaklaşmaları 1 وا قرببقري That they bring us close Bizi yaklaştırmaları 2 قرب ونبقراي He lends, loans Borç verir 4 قرض قرضي

He swears Yemin eder 1 قسم قسمي

They (dual) swear Yemin eder (ikil) 1 قسم انقسمي

They divide, distribute Bölüştürürler, taksim ederler 1 ون قسمقسمي He narrates, tells Anlatır 1 قصص قصي

He shortens Kısaltır 1 قصر رقصي They cease Bırakırlar 1 ون قصررقصي

They narrate, tell Anlatırlar 1 ون قصصقصي

That he decrees, decides, executes

Hüküm vermesi, yapması 1 قض قضيي That they decree, decide, execute

Hüküm vermeleri, yapmaları 1 وا قضيقضي

They decree, decide, execute Hüküm verirler, icra ederler 1 ون قضيقضي

It is executed, done Yerine getirilir 1 ى قضيقضي

He decrees, decides, executes

Karar verir, icra eder, hüküm verir

يقضي قضي 1

That he cuts Kesmesi 1 قطع قطعي He cuts Keser 1 قطع قطعي They cut Keserler 1 ون قطعقطعي Gourd Asma kabağı نيقطي It falls, occurs Vaki olur, olur, düşer 1 وقع قعي

He sits, remains behind Oturur, geride kalır 1 قعد دقعي

That he says Demesi 1 قل قولي He turns, twists Döndürür, dolaştırır 2 قلب قلبي

He makes you (pl) seem few Sizi azaltır, az gösterir 2 قلل قللكمي That he obeys Đtaat etmesi 1 قنت تقني

He despairs Ümit keser 1 ط قنطقني

Page 569: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

564

They despair Ümit keserler 1 طون قنطقني That he says Demesi 1 قول قولي He says Der, söyler 1 قول قولي That they (dual) say Demeleri (ikil) 1 قوال قولي

Indeed they say Mutlaka derler 1 قول قولني

That they say Demeleri 1 قولوا قولي

They say Derler 1 قولون قولي

He stands, rises, occurs Ayağa kalkar 1 قوم قومي

They (dual) stand Dururlar, dikilirler (ikil) 1 قوم انيقوم

They stand Kalkarlar 1 ون قومقومي

He protects, saves Korur, kurtarır 1 ي وقيقي

He establishes, keeps Kaldırır, dosdoğru kılar, yapar, düzeltir

يقيم قوم 4That they (dual) establish, keep

Kaldırmaları, dosdoğru kılmaları, yapmaları (ikil)

يقيما قوم 4

That they establish, keep Kaldırmaları, kılmaları 4 وا قوميمقي They establish, keep

Dosdoğru kılarlar, ayağa kaldırırlar

يقيمون قوم 4

Certainty Kesin, kesinlik ني يقنقا -يينقي That it becomes Olur, olması 1 كون كي

It almost happens Yakın olur, olayazar 1 كود كادي

They almost do Neredeyse yaparlar 1 ون كودكادي

That he suppresses them Onları perişan etmesi 1 كبت مهكبتي It grows Büyür 1 كرب ركبي

That they grow up Büyümeleri 1 وا كربركبي That he writes Yazması 1 ك كتبيبت He writes Yazar 1 كتب بكتي

They write Yazarlar 1 ون كتببكتي He/it conceals, hides Saklar, gizler 1 كتم مكتي

Page 570: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

565

They (fm) hide Saklarlar (dş) 1 كتم نمكتي

That he hides it Onu saklaması 1 ا كتمهمكتي They hide Saklarlar 1 ون مكتمكتي That it almost happens Neredeyse olması 1 كود كدي

He lies Yalan söyler 1 كذب بكذي

He denies, belies Yalanlar 2 كذب كذبي He belies you Seni yalanlar 2 كذب ككذبي That they belie you Seni yalanlamaları 2 كذب وككذبي They lie Yalan söylerler 1 ون كذببكذي

They belie Yalanlarlar 2 ون كذبكذبي That they belie me Beni yalanlamaları 2 كذب ونكذبي They belie you Seni yalanlarlar 2 كذب كونكذبي He dislikes Hoşlanmaz 1 كره هكري

He forces Zorlar 4 كره كرهي

That he forces them (fm) Onları (dş) zorlaması 4 كره نكرههي They dislike Hoşlanmazlar 1 ون كرههكري

He earns Kazanır 1 كسب كسبي That he earns Kazanması 1 كسب كسبي He earns it Onu kazanır 1 كسب هكسبي They earn Kazanırlar 1 ون كسبكسبي It is uncovered, removed Açılır, giderilir 1 كشف فكشي

He uncovers, removes Açar, giderir, kaldırır 1 كشف فكشي

That it suffices Yetmesi, kafi gelmesi 1 كفي كفي

That he restrains Çekmesi, def etmesi 1 كفف كفي

He disbelieves, denies Đnanmaz, nankörlük eder 1 كفر كفري

That he disbelieves Nankörlük etmesi, kafir olması 1 كفر كفري

Page 571: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

566

That he covers, removes Örtmesi 2 كفر كفري He covers, removes Örter 2 كفر كفري

That he covers, removes Örtmesi 2 كفر كفري It is denied Đnkar edilir 1 كفر كفري

That they deny, disbelieve Đnkar etmeleri 1 وا كفركفري They deny, disbelieve Đnkar ederler, kafir olurlar 1 ون كفركفري

That they are denied it Onlardan onun inkar edilmesi 1 كفر وهكفري He takes charge Kefil olur 1 كفل كفلي

He takes charge of him Ona kefil olur 1 كفل كفلهي They take charge of him Ona kefil olurlar 1 كفل هكفلوني That it suffices them Onlara yetmesi 1 كفي همكفي That they restrain Çekmeleri 1 كفوا كففي They restrain, withhold Çekerler, atarlar, def ederler 1 كفون كففي

It suffices Yeter 1 ي كفيكفي

That it suffices you (pl) Size yetmesi 1 كفي كميكفي That he protects you (pl) Sizi koruması 1 كم كألكلؤي He burdens Teklif eder, yükler 2 كلف كلفي He speaks Konuşur 2 كلم كلمي

He speaks to us Bizimle konuşur 2 ا كلمنكلمي He speaks to him Onunla konuşur 2 كلم هكلمي He speaks to them Onlarla konuşur 2 كلم مهكلمي That it becomes Olması 1 كن كوني

That it becomes Olması 1 كون كني

That they become Olmaları (dş) 1 كون كني

They hoard Hazine biriktirirler 1 ون كرتكنزي

He wraps, rolls Dürer 1 كور ركوي

Page 572: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

567

That it becomes Olması 1 كون كوني It becomes Olur 1 كون كوني

That they (dual) become Olmaları (ikil) 1 ا كونكوني

Indeed they become Mutlaka olurlar 1 كون نكوني That they become Olmaları 1 وا كونكوني

They become Olurlar 1 ون كونكوني

He plans, plots Tuzak kurar 1 كيد يدكي

That they plan, plot Tuzak kurmaları 1 وا كيديدكي They plan, plot Tuzak kurarlar 1 ون كيديدكي That they meet Kavuşmaları 3 القوا لقيي That they stay, remain Kalmaları, durmaları 1 ث لبثلبواي

They stay, remain Kalırlar, dururlar 1 لبث لبثوني He mixes Katar, karıştırır 1 لبس لبسي That he confuses you (pl) Sizi şaşırtması 1 لبس كملبسي That they confuse Şaşırtmaları 1 وا لبسلبسي They wear Giyerler 1 ون لبسسلبي

They confuse, mix Karıştırırlar 1 ون لبسلبسي That the deprives Mahrum etmesi 1 تيل تلي That he looks back Arkasına bakması 8 لفت تفلتي

That it picks him up Onu alması, çıkarması 8 لقط طهقلتي They (dual) meet Birbirine kavuşur (ikil) 8 لقي انيقلتي

That the deprives you (pl) Sizi mahrum etmesi 1 كم ولتتلي

That it enters Girmesi 1 وجل جلي It enters Girer 1 وجل جلي

They deviate, refer Eğriliğe sapar, atıf yaparlar 4 ون حلددلحي He joins Kavuşur, ulaşır 1 حلق قلحي

Page 573: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

568

That they join Kavuşmaları 1 ق حلقلحواي She gives birth Doğurur 1 ولد دلي

That to give birth Doğurması 1 ولد دلي That they give birth Doğurmaları 1 وا ولددلي He compels, adheres Zorlar, yapışır 1 لزم لزمي

He plays Oynar 1 لعب بلعي

That he plays Oynaması 1 لعب لعيب That they play Oynamaları 1 وا لعببلعي They play Oynarlar 1 ون لعببلعي He curses Lanet eder 1 لعن نلعي

That he curses Lanet etmesi 1 ن لعنلعي He curses them Onlara lanet eder 1 لعن مهنلعي He makes turn Döndürür 1 ل لفتيتف

It burns Yakar 1 لفح لفحي He utters Söyler 1 ظ لفظلفي That he meets Karşılaşması 1 لقي لقي

He meets him Onunla karşılaşır 1 لقي لقاهي They are made to meet Ona kavuşturulur 2 ا لقيلقاهي That they cast, throw Atmaları 4 لقوا لقيي

They meet Kavuşurlar 1 ن لقيلقوي

They are met Karşılanırlar 2 ن لقيلقوي

They cast, throw Atarlar 4 لقون لقيي

They meet him Ona kavuşurlar 1 لقي هنلقوي

He/it is cast, thrown Atılır 4 لقى لقيي

He casts, throws Atar, yerleştirir 4 ي لقيلقي

He criticizes, insults Alay eder, çekiştirir 1 ملز زلمي

Page 574: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

569

He criticizes you Senine alay eder 1 ملز كزلمي They criticize Alay ederler 1 ون ملززلمي That it distracts Oyalaması 4 هلي لهي

He lolls, pants Dili dışarıda soluması 1 ث هلثلهي That it distracts them Onları oyalaması 4 هلي لههمي They distort Eğip bükerler 1 ن يلولوون - يلوي They become close to you (pl)

Size yakın olurlar 1 ويل كملوني Sea, river Nehir, deniz ميم مي - مي They dispute Tartışırlar 3 ون مريارمي

That he dies Ölmesi 1 موت تمي They doubt, dispute Şüphe ederler, tartışırlar 8 ون مريرتمي

That he provides Faydalandırması 2 متع عتمي

That he provides you (pl) Sizi faydalandırması 2 متع كمعتمي They are provided Faydalandırılırlar 2 ون متععتمي

That he eliminates, erases Silmesi, mahvetmesi 1 حمو حمي

That he purifies Arındırması 2 حمص صحمي That he destroys Mahvetmesi 1 حمق قحمي He destroys Mahveder 1 قحم قحمي He eliminates, erases Mahveder, siler 1 و حموحمي

He spreads, helps Yayar, müddet verir, yardım eder

يمد مدد 1

He spreads, helps Yayması, yardım etmesi 4 مدد دمي

He spreads, helps Yayması, yardım etmesi 4 مدد ددمي

That he helps you (pl) Size yardım etmesi 4 مدد كمددمي That he helps you (pl) Size yardım etmesi 4 مدد كمدمي It adds to it Ona eklenir 1 مدد هدمي He prolongs them Onlara mühlet verir 1 مدد مهدمي

Page 575: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

570

They plunge them Onları çekerler 1 مدد مهوندمي

They pass Geçerler 1 ون مرررمي

He/it touches Dokunur 1 مسس سمي

That he/it touches Dokunması 1 مسس سسمي

That he/it touches you Sana dokunması 1 مسس كسسمي That he/it touches you (pl) Size dokunması 1 مسس كمسسمي That he/it touches me Bana dokunması 1 ني مسسسسمي That he/it touches them Onlara dokunması 1 مسس مهسسمي It touches you Sana dokunur 1 مسس كسمي He holds, retains Tutar 4 مسك سكمي

That he holds, retains Tutması 4 مسك سكمي He holds them (fm) Onları (dş) tutar 4 مسك نسكهمي They hold fast Sımsıkı sarılırlar 2 كون مسكسمي Surely he/it touches Mutlaka dokunur 1 مسس نسمي He/it touches us Bize dokunur 1 ا مسسنسمي He/it touches him Ona dokunur 1 مسس سميه He/it touches them Onlara dokunur 1 مسس مهسمي They walk Yürürler 1 ون مشوشمي

He walks Yürür 1 ي مشوشمي

He stays, stops Kalır, durur 1 كث مكثمي He plots, plans Tuzak kurar, plan yapar 1 مكر كرمي

That they plot, plan Tuzak kurmaları 1 وا مكركرمي They plot, plan Tuzak kurarlar, plan yaparlar 1 ون مكركرمي Indeed he establishes

Muhakkak kuracak, sağlamlaştıracak

يمكنن مكن 2

That he dictates Yazdırması 4 ل مللمي He dictates Yazdırır 4 ل مللمي

Page 576: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

571

He possesses, has power Malik olur, gücü yeter 1 ملك كلمي

They possess, have power Malik olurlar 1 كون ملكلمي That he dictates Yazdırması 4 ل ملللمي He bestows favor Đhsan eder, lütfeder 1 منن نمي

He prevents Mani olur 1 منع عنمي They prevent Mani olurlar 1 ون منععنمي They twit Başa kakarlar 1 ون منننمي

It is emitted Atılır, dökülür 1 ى ميننمي

He arouses desires Kuruntu verir 2 ي ميننمي

He arouses desires in them Onlara kuruntu verir 2 مين يهمنمي They prepare Hazırlık yapar 1 ون مهددهمي

He dies Ölür 1 موت وتمي

That they die Ölmeleri 1 وا موتوتمي They die Ölürler 1 ون موتوتمي

It surges Dalgalanır 1 موج وجمي

It shakes Çalkalanır, sallanır 1 مور رومي He makes die Öldürür 4 موت يتمي

He makes you (pl) die Sizi öldürür 4 موت كميتمي He makes me die Beni öldürür 4 ني موتيتمي He separates, distinguishes Ayırt eder, seçer 1 يز ميزمي That he separates, distinguishes

Ayırt etmesi, seçmesi 1 ميز يزمي He/it inclines Meyleder 1 ل ميليمي They incline, assault Meylederler, hücum ederler 1 يلون ميلمي

Right hand side, oath Sağ, yemin مين نيمي

Your right hand side, your oath

Sağ elin, sağ tarafın مين كينمي - ينكمي His right hand, right side Sağ eli, sağ tarafı مين ينهمي

Page 577: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

572

They keep away Uzak kalırlar 1 ن نأيئونن - ياوني Springs Pınarlar نبع ابيعني

That he calls, cries Nida etmesi, bağırması 3 ندو ادني

They are called Seslenilirler 3 ن ندووادني

They call Seslenirler 3 ون ندوادني

They call you Sana seslenirler 3 ندو كونادني They call him Onlara seslenirler 3 ندو مهونادني He calls, cries Çağırır, nida eder 3 ي ندوادني

He calls them Onlara seslenir 3 ندو يهمادني They dispute Çekişirler 3 نزع نازعني

They dispute with you Seninle çekişirler 3 نزع كنازعني He becomes hypocrite Đkiyüzlü olur 3 نفق قافني

That it reaches Ulaşması, erişmesi 1 ال نيلني It reaches Ulaşır, erişir 1 ال نيلني It reaches him Ona erişir 1 نيل الهني It reaches them Onlara erişir 1 نيل مالهني That they reach Erişmeleri 1 الوا نيلني

They reach Ulaşırlar 1 الون نيلني

He informs Haber verir 2 ئ نبأبني

They are informed Haber verilir 2 ا نبأؤبني He informs you Sana haber verir 2 نبأ ئكبني He informs you (pl) Size haber verir 2 ئكم نبأبني He informs them Onlara haber verir 2 نبأ مئهبني He is informed Haber verilir 2 نبأ بناي

He causes to grow Büyütür 4 نبت بتني

Surely he is thrown Mutlaka atılır 1 ذن نبذبني

Page 578: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

573

It becomes appropriate Yakışır, yaraşır 7 ي بغيغنبي

Spring Pınar وعا نبعبني

They help themselves Kendilerine yardım ederler 8 ون نصررصنتي

He waits, expects Bekler, bakar 8 نظر نيرظت

They wait, expect Beklerler, bakarlar 8 ون نظررظنتي He takes revenge Đntikam alır 8 نقم مقتني

That he ceases Vazgeçmesi 8 ي هنتي

That they cease Vazgeçmeleri 8 ي واهتني They cease Vazgeçerler 8 ي ونهنتي

He ceases Kaçınır, son verir 8 ي هيتني

He saves Kurtarır 2 ي جنوجني

He saves Kurtarır 4 جي جنوني

He saves you (pl) Sizi kurtarır 2 جنو يكمجني He saves him Onu kurtarır 4 جنو نجيهي They carve Yontarlar 1 ون حنتتحني

That he warns Đkaz etmesi, uyarması 4 نذر رذني He warns Đkaz eder, uyarır 4 نذر رذني

That he warns you (pl) Sizi uyarması 4 نذر كمرنذي They are warned Uyarılırlar 4 ون نذرنذري

They warn you Sizi uyarırlar 4 نذر كمونرنذي He takes away Elinden alır, giderir 1 نزع زعني He urges for evil Kışkırtır 1 غ نزغزني

Indeed he urges for evil Mutlaka dürter 1 نزغ غنزني

Indeed he urges you for evil Mutlaka seni dürter 1 نزغ كغنزني He is made intoxicated Sarhoş edilir 4 نزف فزني He gets intoxicated Sarhoş olur 4 نزف زفني

Page 579: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

574

They are made intoxicated Sarhoş edilirler 4 نزف نفونيز

They get intoxicated Sarhoş olurlar 4 رتفون نزفي It descends Đner 1 زل نزلني

That it is sent down Devamlı indirilmesi 5 ل نزلزني It is sent down Devamlı indirilir 5 ل نزلزني He sends down Devamlı indirir 5 ل نزلزني

That it is sent down Devamlı indirilmesi 5 ل نزلزني It is sent down Đndirilir, açıklanır 4 زل نزلني

He abolishes Siler, giderir 1 نسخ خنسي

He blasts, blows Toz eder, savurur 1 نسف نسفي

He blasts it Onu savurur 1 ا نسفسفهني They hasted Akın ederler 1 نسلون نسلي

He forgets Unutur 1 ى نسيسني

Indeed he makes forget Mutlaka unutturur 4 نسي ننسيي

Indeed he makes you forget Mutlaka sana unutturur 4 نسي كنسيني He produces, raises Đnşa eder, yaratır, büyütür 4 ئ نشأنشي

He/it is brought up Yetiştirilir 2 نشأ شنا - ايؤشني

That he spreads Açması, yayması 1 نشر رشني He spreads Açar, yayar 1 نشر رنشي

They are raised, revived Kaldırırlar, diriltirler 4 ون نشررنشي

He helps, saves Yardım eder, kurtarır 1 نصر رصني

He is helped Yardım edilir 1 نصر رنصي

That he helps you Sana yardım etmesi 1 نصر كرنصي That he helps you (pl) Size yardım etmesi 1 كم نصررصني He helps you (pl) Size yardım eder 1 نصر كمرصني He helps us Bize yardım eder 1 ا نصرنرنصي

Page 580: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

575

Indeed he helps him Mutlaka ona yardım eder 1 نصر هنرصني He helps me Bana yardım eder 1 نى نصررنصي He helps him Ona yardım eder 1 نصر هرصني That he helps him Ona yardım etmesi 1 نصر هرنصي They help Yardım ederler 1 ون نصررصني

They are helped Yardım edilirler 1 ون نصررنصي

They help you (pl) Size yardım ederler 1 نصر كمونرنصي They help him Ona yardım ederler 1 نصر هونرنصي They help them Onlara yardım ederler 1 نصر مهونرنصي He speaks Konuşur 1 نطق قطني They speak Konuşurlar 1 قون نطقطني

He sets out Gider, açılır 8 طلق قطلني

That he looks Bakması 1 نظر نيظر He looks Bakar, bekler 1 نظر نظري

He is watched Bakılır, fırsat verilir 1 نظر ظرني

That they look Bakmaları 1 وا نظرظرني They look Bakarlar 1 ون نظرنظري They are looked, given respite

Bakılırlar, fırsat verilirler 1 ون نظرظرني He shouts Bağırır 1 نعق قعني He bestows favor Nimet verir 4 نعم معني

Its ripening Olgunlaşması ينع هعني

He shakes Sallar 4 نغض ضغني They shake Sallarlar 4 نغض ضغنوني He breathes, blows Üfler 1 نفخ فخني It is blown, breathed Üflenir 1 نفخ نفخي

It gets exhausted, finishes Biter, tükenir 1 نفد نفدي

Page 581: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

576

It goes beyond Ötesine geçer 1 فذ نفذني He goes forth to fight Savaşa gider 1 نفر رفني That they go forth to fight Savaşa gitmeleri 1 وا نفررنفي That they disperse Dağılmaları 7 وا فضضنفضي It benefits Fayda verir 1 نفع فعني

It benefits you Sana fayda verir 1 نفع كنفعي It benefits you (pl) Size fayda verir 1 كم نفعفعني That it benefits you (pl) Size fayda vermesi 1 نفع كمنفعي That it benefits us Bize fayda vermesi 1 ا نفعنفعني It benefits us Bize fayda verir 1 ا نفعننفعي It benefits him Ona fayda verir 1 نفع هنفعي It benefits them Onlara fayda verir 1 نفع مهنفعي They benefit you (pl) Size fayda verirler 1 نفع نفعيكمون He spends Harcar, infak eder 4 نفق قفني

That he spends Harcaması, infak etmesi 4 قوا نفقفني That they spend Harcamaları, infak etmeleri 4 قوا نفقفني They spend Harcarlar, infak ederler 4 قون نفقنفي They spend it Onu infak ederler, harcarlar 4 ا نفقهقوننفي That they are exiled Sürgüne gönderilmeleri 1 ا نفيفوني He saves Kurtarır 4 ذ نقذقني He is saved Kurtarılır 4 نقذ نقذي

They are saved Kurtarılırlar 4 نقذون نقذي They save Kurtarırlar 4 ذو نقذنقني He decreases Eksiklik yapar 1 نقص نقصي

It is decreased Eksiltilir 1 نقص نقصي

That they decrease for you (pl)

Size eksiklik yapmaları 1 نقص وكمنقصي

Page 582: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

577

It collapses Yıkılır 7 قضض قضني They break Bozarlar 1 ون نقضنقضي He turns back Döner, geri döner 7 قلب بقلني

That he turns back Geri dönmesi 7 قلب بنقلي That they turn back Dönmeleri 7 وا قلببنقلي They turn back Dönerler, geri dönerler 7 ون قلببنقلي

He breaks his oath Bozar, sözünden döner 1 كث نكثني They break their oaths Bozarlar, sözünden dönerler 1 نكثون نكثي

He marries Nikahlar 1 نكح حكني That he marries Nikahlaması 1 نكح حنكي They (fm) marry Nikahlanırlar (dş) 1 نكح نحنكي

He marries her Onu nikahlar 1 ا نكحهحنكي He denies Đnkâr eder 4 نكر ركني

They deny it Onu inkar ederler 4 ا نكرهونرنكي He forbids Yasaklar 1 ي اهني

He forbids you (pl) Sizi yasaklar 1 ي اكمهني He forbids them Onları yasaklar 1 ي ماههني They forbid Yasaklarlar 1 ي ننيوه

He forbids Yasaklar 1 ي ىهني

It burdens Ağır gelir 1 وء نوأني He turns Yönelir, döner 4 نوب نيبي

He emigrates Göç eder 3 هجر اجرهي

That he emigrates Göç etmesi 3 هجر اجرهي That they emigrate Göç etmeleri 3 هجر اجرهواي He bestows, grants Karşılıksız verir 1 وهب بهي

It falls down Aşağı düşer 1 بط هبطهي

Page 583: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

578

That they become guided Hidayete ermeleri 8 وا هديدتهي

They become guided Hidayete ererler 8 ون هديدتهي

He becomes guided Doğru yolu bulur 8 هدي ييدته

He sleeps Uyur 1 هجع عجهي They sleep Uyurlar 1 ون هجععجهي

That he guides Yol göstermesi 1 هدي دهي

That he guides me Bana yol göstermesi 1 نى هديدهي They guide Doğru yolu gösterirler 1 ون هديدهي

They guide us Bizi doğru yola götürürler 1 ا هدينوندهي He is guided Yol gösterilir, hidayet edilir 1 ى هديدهي

He guides Yol gösterir 1 ي هديدهي

He guides Yol gösterir 8 ي هديهدي- يهدي

That he guides you Seni doğru yola iletmesi 1 هدي كيدهي That he guides you (pl) Sizi doğru yola iletmesi 1 كم هدييدهي- يكمدهي He guides me Beni doğru yola iletir 1 ن هدييدهني - ييدهي That he guides him Onu doğru yola iletmesi 1 هدي هيدهي- يهدهي He guides them Onları doğru yola iletir 1 هدي يهمدهي They are made to hurry, rush Acele ettirilirler, koşturulurlar 1 ون هرععرهي He beats down leaves Yaprak silker 1 هشش شهي He/it perishes Helak olur 1 هلك كلهي

He/it is destroyed Helak edilir 4 هلك لكهي

That he destroys Helak etmesi 4 هلك كلهي He destroys Helak eder 4 هلك كلهي

He destroys us Bizi helak eder 4 ا هلككنلهي They destroy Helak ederler 4 كون هلكلهي He humiliates Aşağılatır, zelil kılar هن هوني

Page 584: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

579

Jew, jewish Yahudi هود ودهي- ي ودا -هيودهي

He desires, perishes Arzu eder, yok olur 1 ي هويوهي He prepares Hazırlar 2 ئ هيأيهي

It dries, withers Kurur 1 هيج هيجي

He roams Şaşkınlık içinde dolaşır 1 هيم مهيي They roam Şaşkınlık içinde dolaşırlar 1 هي هيمونيم

They like, love Severler 3 ون وددادوي

He hides, buries Örter, gömer 3 اري وريوي

That they trample, corrupt Çiğnemesi, bozması 3 وطأ ؤاطوي That he destroys them Onları helak etmesi 1 وبق نوبقهي

He binds, ties Bağlar, bağ vurur 4 وثق قوثي

He directs him Onu yöneltir 2 وجه هجويه That it is revealed Vahyolunması 4 وحي وحي

They inspire Đlham verirler, fısıldarlar 4 ون وحيوحي

It is revealed Vahyolunur 4 ى وحيوحي

He reveals Vahyeder, ilham eder 4 وحي ييوح

He likes, loves Sever, ister 1 ودد دوي

That they like, love Đstemeleri 1 وا ودددوي

He is inherited from Mirasına konulur 1 ث ورثوري

He causes to inherit Mirasçı kılar 4 ورث ورثي

He causes to inherit it Ona mirasçı kılar 4 ورث ايورثه They are set in rows Sıralanırlar 1 ون وزععوزي

Joseph (pbuh) Yusuf فوسي

He whispers Vesvese verir, fısıldar 1 وسوس وسسوي

They are joined Birleştirilir 1 ل وصلصوي That it is joined Birleştirilmesi 1 ل وصلوصي

Page 585: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

580

It is instructed, willed Vasiyet edilir 1 ى وصيوصي

He wills, instructs Vasiyet eder 1 ي وصيوصي He instructs you (pl) Size vasiyet eder 1 وصي يكموصي They (fm) make will Vasiyet ederler (dş) 1 وصي نيوصي

They are promised Vaad olunurlar 1 وعد دوعوني

He/it is advised Öğüt verilir 1 ظ وعظوعي

They are advised Öğüt verilirler 1 ظون وعظوعي They keep Saklarlar 4 ون وعيوعي

That it is paid in full Tamamen ödenmesi 2 ويف فوي

They hasten Akın akın giderler ون وفضضوفي That he reconciles Birleştirmesi, uyumlaştırması 2 فق وفقوي They fulfill Vefa ederler, yerine getirirler 4 وفون ويفي

It is paid in full Tamamen ödenir 4 فى ويفوي

He fulfills Đcra eder 4 ي ويفوفي

Indeed he pays in full Mutlaka tamamen öder 2 ويف ينفيو

Indeed he pays them in full Mutlaka onlara tamamen öder

يوفينهم ويف 2Indeed he pays them in full Onlara tamamen öder 2 ويف مهفيوي He is protected Korunur 1 وقي وقي

It is kindled Tutuşturulur 1 وقد وقدي

They kindle Tutuştururlar 1 ون وقددوقي That he makes fall Düşürmesi 4 وقع عوقي He makes fall Düşürür 4 وقع عوقي

He firmly believes Kesin inanır 4 يقن نوقي They firmly believe Kesin inanırlar 4 ون يقننوقي

He inserts Sokar 4 وجل جولي

He is born Doğurulur 1 ولد لدوي

Page 586: Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy Qurankurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/Kuran_Sozlugu_ ASU... · Kur’an-ı Kerim Sözlüğü Dictionary of the Holy

581

That he is born Doğurulması 1 ولد ولدي

Indeed they turn Mutlaka dönerler 2 ويل لنوي

Indeed he turns them Onları döndürür 2 ويل لهموي They turn to you (pl) Size döndürürler 2 ويل لوكموي They turn Dönerler 2 لون ويلوي

He turns Döner 2 لي ويلوي

Today Bugün يوم موالي Day Gün يوم موي

That day O gün يوم ذئموي

Day, one day Gün, bir gün ما يوموي Your (pl) day Gününüz يوم كمموكم -يموي Their day Onların günü يوم مهموي- همموي Two days Đki gün ن يوميموي

Jonah (pbuh) Yunus (AS) سوني

He despairs Ümitsizliğe düşer, yeise düşer

سايي يأس 1