Upload
others
View
36
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü
KURTULUŞ SAVAŞI’NDA LEVAZIM İKMAL FAALİYETLERİ
Murat Günal ATAMAN
Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Sınav Yönetmeliğinin Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü İçin Öngördüğü
YÜKSEK LİSANS TEZİ Olarak Hazırlanmıştır
Ankara 2007
Yüksek Lisans Tezi olarak sunduğum “ Kurtuluş Savaşında Levazım İkmal Faaliyetleri” adlı çalışmanın, tarafımdan bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma başvurmaksızın yazıldığını ve yararlandığım eserlerin kaynakçada gösterilenlerden olduğunu, bunlara atıf yapılarak yararlanılmış olduğunu belirtir ve onurumla doğrularım. 23/02/2007
Murat Günal ATAMAN
H.Ü. Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Müdürlüğü’ne,
İş bu çalışma jürimiz tarafından Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Ana
Bilim Dalında YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir.
Başkan :
Doç Dr. Yunus KOÇ Üye :
Doç Dr. Adnan SOFUOĞLU (Danışman) Üye :
Doç. Dr. Fatma ACUN Üye :
Doç. Dr. Ayten SEZER Üye :
Doç. Dr. Derviş KILINÇKAYA Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım. …/.../…. Prof. Dr. Mustafa YILMAZ Enstitü Müdürü
i
ÖZET
Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşundan Tanzimat dönemine kadar, orduyu
oluşturan askerlerin ikmali ya askerlerin kendisi tarafından ya da bu askerleri
beslemekle sorumlu olan yöneticiler tarafından karşılanmıştır. Devlet sadece sefer
zamanı askerlere kısmen yardımda bulunmuş, ihtiyaç duyulan ikmal maddelerinin
istenilen yerlerde tedarik, depolama ve dağıtımından sorumlu olmuştur. Askerler
açılan ikmal noktalarından ihtiyaçlarını parasını vererek karşılamışlardır. Tanzimat
dönemiyle beraber Avrupa tipi düzenli ordu teşkilatına geçilmiş, devlet askerlerin her
türlü ihtiyacını karşılama sorumluluğunu üstlenmiştir. Bu dönemde lojistik teşkilat
ile ikmal esasları yeni yapıya göre düzenlenmeye başlanmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu 1914 yılında girdiği I. Dünya Savaşından 1918
yılında yenilerek çıkmış, elinde kalan Anadolu’nun Ege, Akdeniz ve Trakya
bölgeleri de işgal edilmiştir. Türk Kurtuluş Savaşı’nın Yunanlıların İzmir’i işgal
etmeleriyle başladığı kabul edilse de, olayların tarihi akışı göz önüne alınırsa aynı
zamanda I. Dünya Savaşı’nın devamı olarak görülebilir.
Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcında ordunun büyük bölümü terhis edilerek
kadrolar küçültülmüş, silahları toplanmıştır. Uzun süren savaşlardan dolayı halk
yorgun ve bitkin durumdadır. Üretici gücü oluşturan erkek nüfusun büyük bölümü
savaşlarda kaybedilmiş, tarım, sanayi, ekonomi ve ticaret durma noktasına gelmiş,
Anadolu’nun en verimli bölgeleri de işgal edilmiştir.
Kurtuluş Savaşı sırasında uygulanan lojistik ve levazım ikmal esasları I.
Dünya Savaşı’nda Osmanlı Ordusu tarafından kullanılan esaslara dayanmaktadır.
İzmir’in işgali ardından Kuvay-i Milliye denilen direniş hareketi oluşmaya başlamış,
düzenli bir ordu kurulup mücadele tek elden yapılıncaya kadar işgale karşı duran tek
güç bu hareket olmuştur. Kuvay-i Milliye bir halk hareketi olduğundan ihtiyaçları ilk
başlarda yöre halkı tarafından karşılanmıştır. Kuvay-i Milliye birlikleri yerel desteğin
yanında, düzenli ordu birlikleri tarafından da lojistik ve askeri açıdan
desteklenmişlerdir. Hareketin gün geçtikçe büyümesi üzerine idari ve lojistik
faaliyetleri organize etmek amacıyla çeşitli yerel kongreler düzenlenmiş, bu
kongrelerde Kuvay-i Milliye’nin idari, mali yapısı ile cephane, beslenme, giyim-
kuşam ihtiyaçlarının sağlanması konusunda çeşitli kararlar alınmıştır.
ii
Erzurum ve Sivas Kongreleri sonrası kurulan Heyeti Temsiliye tüm milli
mücadelenin sevk ve idaresini üstlenmiş, TBMM’nin kurulması ile Kurtuluş Savaşı
siyasi ve hukuki olarak tek elden yönetilmeye başlanmıştır. TBMM’nin ardından
hükümet kurulmuş, düzenli orduya geçiş çalışmaları ile lojistik teşkilat ve kurumların
teşkil edilmesine başlanmıştır. Bu kapsamda Milli Savunma Bakanlığı kurulmuş,
levazım faaliyetleri bakanlık bünyesindeki Levazım Dairesi tarafından üstlenilmiştir.
MSB’nin kurulmasıyla beraber menzil teşkilatı da oluşturulmaya başlanmış, daha
sonra menzil teşkilatının bir kısmı MSB bünyesinde teşkil edilen Sevkıyat ve
Nakliyat Genel Müdürlüğü, bir kısmı da Batı Cephesi Komutanlığı emrine
verilmiştir. TBMM’nin kurulması ile beraber ihtiyaçları halk tarafından karşılanan
Kuvay-i Milliye birlikleri de tamamen ordu teşkilatına alınarak, bütün ihtiyaçları
devlet tarafından karşılanmaya başlanmıştır.
Birinci İnönü Muharebelerinde MSB tarafından lojistik teşkilat tam olarak
kurulamadığından, birlikler ihtiyaçlarını bütçeden gönderilen veya bulundukları
yöreden verilen para ile kendileri tedarik yoluna gitmişlerdir. İkinci. İnönü
Muharebeleriyle beraber MSB merkezi olarak ihtiyaçları temin ve dağıtım işlemine
başlamıştır.
Yapılan bütün çalışmalara rağmen ihtiyaçlarının yeterli ölçüde
karşılanamaması, ardından Kütahya-Eskişehir muharebeleri sonucunda ordunun geri
çekilmesi üzerine, Tekâlifi Milliye (Ulusal Vergi) Emirleri yürürlüğe sokulmuş,
halkın elinde bulunan yiyecek ve ordu ihtiyacı malların bir kısmına el konulmuştur.
Hızlı bir şekilde toplanan ihtiyaç malzemeleri ile ordunun ihtiyaçları büyük ölçüde
karşılanmış, bu sayede kısa bir süre sonra girilen Sakarya Savaşı Yunan ordusunun
geri çekilmesiyle sonuçlanmıştır.
Büyük Taarruz öncesi yapılan hazırlıklar sırasında özellikle yiyecek
maddelerinin temini ve dağıtımında yaşanan problemler üzerine, Başkomutan
başkanlığında devletin ilgili birimlerinde bulunan en üst kademedeki kişilerin
katılımı ile bir Harp Encümeni kurulmuş, Büyük Taarruz öncesine kadar özellikle
yiyecek maddelerinin temini ve dağıtımı ile bizzat bu kurul ilgilenmiştir. Büyük
Taarruz esnasında muharip unsurlar çok hızlı hareket ettiğinden lojistik unsurlar
bunlara yetişememiş, birlikler ihtiyaçlarını bulundukları bölgeden satın alma ve
Yunanlılardan ele geçirdikleri malzemeler ile karşılamaya çalışmıştır.
iii
ABSTRACT
From the foundation of the Ottoman Empire to the Tanzimat period, the supplies
of the soldiers in the army were provided either by the soldiers or by the officials
who were responsible for feeding these soldiers. The state gave only partial support
to the soldiers in times of war and was responsible for the provision, storage and
distribution of the supplies needed. The troops met their needs on their own at the
supply points. With the Tanzimat period, the European-style regular army system
was introduced and the state undertook the responsibility to meet all the needs of the
troops. During this period, the logistic organization and the supply principles began
to be rearranged according to the new system.
The Ottoman Empire was defeated in the World War I in 1918 in which she
engaged in 1914 and thus the Aegean, Mediterranean and Thracian regions were
occupied. While it is accepted that the Turkish War of Independence began with the
occupation of Izmir by the Greek, it can also be seen as the continuation of the World
War I given the historical course of the events.
At the outset of the War of Independence, the majority of the army was
discharged, the cadres were diminished and the weapons were collected. People were
tired and exhausted due to the lasting battles. Most of the male population that
consisted the productive power was lost in the battles; agriculture, economy and
trade came to a point of cessation and the most fertile regions of Anatolia were
occupied.
The logistic and quartermaster supply principles applied during the War of
Independence depended on the principles applied by the Ottoman Army during the
World War I. Following the occupation of Izmir, the resistance movement called as
Kuvay-i Milliye (Nationalist Forces) began to take form and this movement was the
only force resisting the occupation until the regular army was set up and the struggle
was carried out under one command. As the Nationalist Forces were a public
movement, their needs were met by the neighborhood people at the beginning. In
addition to the local support, the Nationalist Forces were also supported by the
iv
regular army forces both logistically and militarily. As the movement expanded day-
by-day, some local congresses were held in order to organize the administrative and
logistic activities; in these congresses, certain decisions were made about the
administrative and financial structures of the Nationalist Forces and the provision of
the munitions, nutrition and clothing needs.
The Committee of Representatives that was founded after Erzurum and Sivas
Congresses took over the conduct of the entire national struggle and with the
introduction of the TGNA, the War of Independence began to be conducted under
one command both politically and legally. The new government was formed
following the establishment of TGNA and the works towards a regular army, logistic
organization and the foundation of the institutions began. Within this scope, the
Ministry of Defense (MoD) was established and the quartermaster activities were
transferred to the Commissariat under the Ministry. With the establishment of the
MoD, the supply lines began to be formed and some of the supply lines was put
under the order of the General Directorate of Shipping and Transportation and the
rest was put under the order of the Command of Western Front. After the
establishment of TGNA, the Nationalist Forces of which the needs were met by the
people were put under the control of the army and all of their needs were met by the
government.
As the MoD could not set completely the logistic organization during the 1st
Inonu Battles, the military units tried to meet their needs on their own by using the
money sent from the budget or the aids collected by the neighboring people. At the
time of the 2nd Inonu Battles, the MoD began to meet the needs centrally.
Upon the inability to meet the needs sufficiently despite all the efforts and the
withdrawal of the army at the end of the Kütahya-Eskişehir battles, the Tekâlif-i
Milliye (National Requisitions) orders were brought into force and some of the food
under the personal possession of the public and other materials the army needed were
seized. The necessities of the army was largely covered with the basic necessaries
collected speedily; thus, the Sakarya Battle that broke out after a little while resulted
in the withdrawal of the Greek army.
v
Upon the problems encountered particularly in providing and distributing food
during the preparations preceding the Grand Assault, a War Council was established
under the presidency of the commander-in-chief and with the participation of the
seniors from the relevant state ranks and it was closely interested in particularly the
provision and distribution of the food until the Grand Assault. As the combat units
moved very fast during the Grand Assault, the logistic units could not reach them and
they had to meet their needs by buying at the points where they were or with the
materials they captured from the Greek.
vi
İÇİNDEKİLER
ÖZET i
ABSTRACT iii İÇİNDEKİLER vi
ÖNSÖZ x
KISALTMALAR xii
GİRİŞ 1
I. BÖLÜM
KURTULUŞ SAVAŞI ÖNCESİ GENEL DURUM
A. Osmanlı Döneminde Levazım İkmal Faaliyetleri 5
1. Lojistik Teşkilat ve Kurumlar 5
2. Yiyecek İkmal Esasları 15
3. Giyim Kuşam ve Donatım İkmal Esasları 22
B. Askeri ve Sosyo-Ekonomik Durum 26
1. Askeri Durum 26
2. Nüfus ve Sosyal Durum 27
3. Tarım 28
4. Sanayi ve Ticaret 29
5. Ekonomik Durum 30
6. Ulaştırma 32
vii
II. BÖLÜM
KUVAY-İ MİLLİYE DÖNEMİNDE LEVAZIM İKMAL FAALİYETLERİ
A. Kuvay-i Milliyenin Doğuşu ve Örgütlenmesi 34
1. İzmir’in İşgali 34 2. Kuvay-i Milliye’nin Doğuşu ve Yapısı 36
3. Kuvay-i Milliye’nin Örgütlenmesi 39
B. Heyeti Temsiliye Öncesi ve Sonrası Dönemde Maddi Kaynaklar 50 C. Heyeti Temsiliye Öncesi Dönemde Levazım İkmal Faaliyetleri 51 Ç. Heyeti Temsiliye Döneminde Levazım İkmal Faaliyetleri 60 D. TBMM Döneminde Levazım İkmal Faaliyetleri 63
1. TBMM’nin Açılması ve Genel Durum 63 2. TBMM Döneminde Maddi Kaynaklar 64 3. Lojistik Teşkilatlanma ve Levazım İkmal Esasları 67 4. Lojistik Teşkilat ve Düzenli Orduya Geçiş Çalışmaları 68 5. TBMM’nin Kurulduğu Dönemde Levazım İkmal Faaliyetleri 72
a. Batı Cephesi 72 b. Güney Cephesi 80
c. Doğu Cephesi 82
E. Gediz Taarruzu ve Kuvay-i Milliye’nin Tasfiyesi 83
III. BÖLÜM
DÜZENLİ ORDU DÖNEMİNDE LEVAZIM İKMAL FAALİYETLERİ
A. İnönü Muharebeleri Döneminde Levazım İkmal Faaliyetleri 85
viii
1. Genel Durum ve Muharebeler 85 2. MSB Tarafından Yapılan Faaliyetler 86
3. Sevkıyat ve Nakliyat Genel Müdürlüğü ve Menzil Teşkilleri Tarafından
Yapılan Faaliyetler 91
4. Gizli Örgütler Tarafından Yapılan Faaliyetler 94
B. Kütahya-Eskişehir Muharebeleri Döneminde
Levazım İkmal Faaliyetleri 94
1. Genel Durum ve Muharebeler 94 2. MSB Tarafından Yapılan Faaliyetler 95
3. Sevkıyat ve Nakliyat Genel Müdürlüğü Tarafından Yapılan
Faaliyetler 102
4. Gizli Örgütler Tarafından Yapılan Faaliyetler 103
C. Sakarya Muharebeleri Döneminde Levazım İkmal Faaliyetleri 104
1. Genel Durum ve Muharebeler 104 2. MSB Tarafından Yapılan Faaliyetler 105
3. Sevkıyat ve Nakliyat Genel Müdürlüğü ile Batı Cephesindeki Menzil
Teşkillerinin Faaliyetleri 120
4. Gizli Örgütler Tarafından Yapılan Faaliyetler 123
Ç. Büyük Taarruza Hazırlık ve Büyük Taarruz Döneminde
Levazım İkmal Faaliyetleri 124 1. Genel Durum ve Muharebeler 124 2. MSB Tarafından Yapılan Faaliyetler 125
3. Sevkıyat ve Nakliyat Genel Müdürlüğü ile Batı Cephesindeki Menzil
Teşkillerinin Faaliyetleri 152
4. Gizli Örgütler Tarafından Yapılan Faaliyetler 156
ix
SONUÇ 159
BİBLİYOGRAFYA 163
EKLER
x
ÖNSÖZ
Orduların muharip unsurlarının faaliyetine yönelik her çeşit malzeme ve
hizmet desteğini içeren lojistik faaliyetler, muharip unsurların muharebeye hazır
olması ve muharebenin icrası açısından büyük önem arz ederler. Ölçeği ne olursa
olsun bir askeri harekatın başarıya ulaşmasındaki en önemli faktörlerden biriside
lojistik imkan ve kabiliyetlerdir.
Askeri lojistik faaliyetlerin alt kollarından birisini oluşturan Levazım ikmal
faaliyetleri, askerlerin en temel ihtiyaçlarının karşılanması açısından askeri lojistiğin
en önemli bölümlerinden birini oluşturmaktadır. Levazım ikmal faaliyetleri genel
olarak; besleme, giyecek ve yakacak maddelerinin ikmalini kapsamaktadır.
Lojistik faaliyetlerin bir kısmı muharebe zamanı önem kazanırken, bir kısmı
gerek muharebe gerek barış zamanı olsun sürekli önem arz ederler. Örneğin
mühimmat ikmaline sadece muharebelerin cereyan ettiği ve yoğunlaştığı dönemlerde
ihtiyaç duyulurken, Levazım sınıfının sorumluluğunda olan besleme ve giyecek
ikmalinin ister barış ister savaş zamanı olsun kesintisiz olarak sürdürülmesi gerekir.
Besleme ve giyecek konusu insanoğlu ile beraber var olmuş, insanoğlu var olduğu
sürece de devam edecek olan en temel insani ihtiyaçları kapsamaktadır. İnsanların
var olduğu zaman farkında olmadıkları, ancak yokluğu durumunda büyük sıkıntıya
düştükleri temel ihtiyaçlar giderilmedikleri takdirde insanların asıl işlerini
yapmalarına engel, engel olmadıkları durumda ise istenilen işin yeterli düzeyde
yapılamamasına sebep olurlar.
Temel ihtiyaçlar sadece askerlik mesleği için değil şüphesiz tüm meslekler ve
bütün hayat için çok önemlidir. Ancak askerliğin yüksek performans gerektiren,
başarısızlık durumunda can kaybına, mal kaybına hatta bağımsızlığın ve vatanın
kaybına neden olabilecek sonuçlara yol açabilecek bir meslek olduğu
düşünüldüğünde bu ihtiyaçların giderilmesinin ne kadar hayati olduğu anlaşılabilir.
Türk Kurtuluş Savaşı konusunda çok sayıda eser yazılmış olup, şu ana kadar
yapılan çalışmalarda genel olarak olayların siyasi ve taktik yönü incelenmiş, lojistik
faaliyetlere sınırlı sayıda eserde yer verilmiştir. Levazım konusu ise lojistikle ilgili
eserlerin içerinde sadece alt başlık olarak geçmektedir.
xi
Yaptığım çalışmada önemine çok inandığım Levazım ikmal faaliyetlerinin,
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasını sağlayan Kurtuluş Savaşında nasıl icra
edildiği, ne gibi zorluklarla karşılaşıldığı, savaşın sonucuna etki edecek ne gibi bir
rolü olduğunu incelemeye çalıştım.
Bana böyle bir çalışma imkanı sağlayan, çalışmalarım sırasında teşvik ve
yardımlarını esirgemeyen tez danışmanım değerli hocam Doç. Dr. Adnan
Sofuoğlu’na ve Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü
öğretim üyelerine, ilgili kaynaklardan faydalanmamda bana büyük yardımları olan ve
yoğun desteklerini gördüğüm Genelkurmay Başkanlığı personeli Emel Köktaş’a,
Milli Savunma Bakanlığı personeli Şule Tamer’e, Genelkurmay ATASE Bşk.lığı
personeli Fatma İlhan’a, değerli dostum Belgin Beycar’a, maddi ve manevi
desteklerini hiçbir zaman benden esirgemeyen aileme şükranlarımı arz ederim.
Murat Günal ATAMAN
Ankara 2007
xii
KISALTMALAR
a.g.e. : Adı Geçen Eser
a.g.m. : Adı Geçen Makale
AKDTYK : Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu
Bkz. : Bakınız
C. : Cilt
Kit. : Kitap
KKK : Kara Kuvvetleri Komutanlığı
Ks. : Kısım
MSB : Milli Savunma Bakanlığı
No : Numara
s. : Sayfa
S. : Sayı
TBMM : Türkiye Büyük Millet Meclisi
TC : Türkiye Cumhuriyeti
TİH : Türk İstiklal Harbi
TSK : Türk Silahlı Kuvvetleri
TTK : Türk Tarih Kurumu
vb. : Ve benzeri
1
GİRİŞ
İlk ve orta çağlarda bu günkü anlamda devamlı silâh altında bulunan düzenli
ordular olmayıp, sefer zamanı toplanan geçici ordular asıl gücü oluştururdu. O
dönemlerde ordular yiyecek ikmal maddelerini o an bulundukları veya ele
geçirdikleri düşman bölgesinden genellikle yağma yöntemi ile elde ederlerdi. Bu
çağlarda özellikle yiyecek maddelerinin bulunup bulunmaması harekâtın sınırlarını
belirlemiş, ikmal yapılmadığı durumlarda ordular geri çekilmek zorunda kalmış veya
yenilgiye uğramışlardır.1
Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşuna kadar sadece Roma’lılarda sürekli ve
düzenli bir ordu olduğu görülmektedir. Osmanlı İmparatorluğu’nda on dördüncü
yüzyılda düzenli orduya geçilmiş, Avrupa’da ise Osmanlı’dan yaklaşık 100 yıl sonra
düzenli ordu teşkilatına geçilmeye başlanmıştır. Düzenli ordu teşkilatına
geçilmesiyle beraber ordu mensuplarının ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla çeşitli
teşkilatlar kurumuş ve yöntemler geliştirilmeye başlanmıştır.2
Lojistik terimi eski Yunanca “logistikos” kelimesinden gelmekte olup; mantık
ve hesap bilimi anlamına gelmektedir. Askeri anlamda lojistik; ikmal, ulaştırma,
haberleşme, tıbbi yardım vb. alanlarda muharip birlikleri desteklemek amacıyla
yürütülen hizmetlerin bütünü olarak ifade edilebilir.3
Günümüz modern ordularında muharip sınıfların dışında, ordunun lojistik
faaliyetlerini yürütmek amacıyla çeşitli yardımcı sınıflar oluşturulmuştur. Bu
yardımcı sınıflar genel olarak; İstihkâm, Muhabere, Ulaştırma, Levazım, İkmal,
Ordudonatım ve Sağlık vb. bölümlerden oluşmaktadır.
“Levazım” kelimesi sözlük anlamı olarak Arapça “Lâzıme” kelimesinin
çoğulu olup; gerekli olan şeyler, bir işin yapılması için gerekli olan araç ve gereçler
anlamına gelmektedir.4 Askeri bir terim olarak ise Levazım; silahlı kuvvetlerin
1 Levazım Binbaşı Sabri, “Levazım Tarihçesi”, Levazım Mecmuası, Sayı: 11–13, Yüksek Levazım Mektebi, İstanbul, 1933, s.36, 59–65. 2 Mahmud Şevket, Osmanlı Askeri Teşkilatı ve Kıyafeti, KKK Basımevi, Ankara, 1983, s.15; Levazım Binbaşı Sabri, a.g.m., Sayı:13, s.36. 3 Ana Britannica Genel Kültür Ansiklopedisi, C.14, Ana Yayıncılık, İstanbul, 1992, s.559; Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, 14.Cilt, Milliyet, 1986, s.7524. 4 Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu, Ankara, 1998, s.1461.
2
yiyecek, giyecek, yakacak vb. ikmal maddelerinin temini, depolanması, bakım ve
onarımı ile dağıtılmasını sağlayan askeri sınıftır.5
Osmanlı İmparatorluğu on altıncı yüzyılda doğal sınırlarına kadar genişlemiş,
askeri örgüt, sivil ve idari yapı ile vergi ve toprak sistemi fetih ve kolonizasyon
esasına göre düzenlendiğinden sistem doğal sınırlarına ulaşınca toplumun
ihtiyaçlarına cevap veremez hale gelmiştir. On beşinci yüzyıla kadar batıdaki ilmi ve
teknolojik gelişmelere çok çabuk ayak uyduran Osmanlı on altı ve on yedinci
yüzyıldaki gelişmeleri geç ve etkisiz bir biçimde izlemiştir.6
Coğrafi keşifler sonucu ticaret yollarının değişmesiyle buradan sağlanan
gelirler Osmanlıdan Batıya kaymış, bunun sonucu Osmanlı para birimi akçenin
değeri düşmüş, Osmanlı malları ucuzlamış, yerli sanayi ve üretici ile tarım alanında
önemli çöküşler yaşanmıştır. Ordu da Tımarlı Sipahilerin sayısının azaltılıp ücretli
asker sayısının artırılması ekonomiyi iyice zora sokmuş, ordu Avrupa’dakilerin çok
gerisinde kalmıştır.7
On dokuzuncu yüzyıldan itibaren Avrupa’daki güç dengelerinin değişmesi ve
Osmanlı İmparatorluğu’nun zayıflaması sonucu, Osmanlı Devleti kendisine yönelen
tehditlere karşı yanına büyük bir devleti alıp bir denge meydana getirmeye ve bu
şekilde varlığını devam ettirmeye ve yıkılmayı önlemeye dayalı bir politika izlemeye
başlamıştır. 1791–1878 yılları arasındaki Rus tehlikesine karşı İngiltere’ye, 1888–
1918 yani I. Dünya Savaşı öncesi ve süresince Almanya’ya dayalı bir denge
politikası takip edilmiştir.8
Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılması ile sonuçlanan I. Dünya Savaşı’nın
nedenleri, 1789 Fransız İhtilali ve sonrasında ortaya çıkan siyasi fikir akımları ile
1815–1914 yılları arasındaki siyasi ve diplomatik gelişmelere kadar dayanmaktadır.
Bu dönemde Almanya ve İtalya milli birliklerini kurmuş, Avrupa Devletleri Üçlü
İttifak (Almaya, İtalya ve Avusturya) ve Üçlü İtilaf (İngiltere, Fransa ve Rusya)
olmak üzere iki bloğa ayrılmıştır. 1904 yılından itibaren bu iki blok sürekli bir 5 Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, s.7451. 6 Geniş bilgi için bkz.: Bernard Lewis, Modern Türkiye’nin Doğuşu, Çeviren: Metin Kıratlı, Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara, 1993, s.21-28. 7 Geniş bilgi için bkz.: Lewis, a.g.e., s.28-39. 8 Fahir Armaoğlu, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi 1914-1995, Alkım Yayınevi, Ankara, s.43; ayrıca bkz.: Yücel Özkaya, “Birinci Dünya Savaşı (1914-1918)”, Milli Mücadele Tarihi-Makaleler, AKDTYK Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2002, s.1-4.
3
çatışma içine girmiş olup bu çatışma 1914 yılında I. Dünya Savaşı’nın patlamasına
yol açmıştır.9
Osmanlı İmparatorluğu 29 Ekim 1914 yılında Almanya, Avusturya-
Macaristan ve Bulgaristan’la beraber İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya’nın da daha
sonra katılacağı bloğa karşı I. Dünya Savaşına girmiştir.10
4 yılı aşan ve çeşitli cephelerde süren çarpışmalar sonucunda Osmanlı
İmparatorluğu Almanya, Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan’la beraber yenilgiye
uğrayarak 30 Ekim 1918 yılında Mondros Mütarekesini imzalamıştır.11 Mütareke
hükümleri gereğince; boğazlar İtilaf devletlerine teslim edilecek, Türk Donanması
limanlarda enterne edilecek, bütün demiryolları ve limanlar itilaf devletlerinin
kontrolüne verilecek, ordu derhal terhis edilerek silahları itilaf devletlerinin gözetimi
altında depolanacak, telsiz ve telgraf hatları İtilaf devletlerinin kontrolünde olacak ve
İtilaf devletleri emniyetlerini tehdit edecek bir durum karşısında istedikleri yeri işgal
edebileceklerdir. İtilaf Donanması İstanbul’a girmiş, İngilizler: İskenderun, Antep,
Maraş ve Urfa’ya; Fransızlar: Adana ve Mersin’e; İtalyanlar: Antalya, Fethiye,
Marmaris ve Bodrum’a asker çıkarmışlardır.12
Savaş sonunda Osmanlı’nın en verimli toprakları olan Ege, Akdeniz ve
Trakya bölgeleri işgal edilmiş, nispeten daha az verimli olan İç Anadolu, Doğu
Anadolu ve Karadeniz bölgesinin kaynakları ile milli mücadele sürdürülmek zorunda
kalınmıştır. Tam olarak gelişmemiş sanayinin büyük kısmı da işgal altında olan Ege
ve Marmara bölgesinde yoğunlaşmıştır. Anadolu ekonomisi birkaç istisna hariç
tümüyle tarıma dayalıdır. Üretici nüfusun önemli bir kısmı savaşlarda
kaybedildiğinden milli mücadelenin başlangıcında üretim en düşük seviyededir.13
Birinci Dünya Savaşı’nın bitmesinin ardından barış antlaşmalarını hazırlamak
amacıyla 18 Ocak 1919’da başlayan ve daha sonra da süren Paris Barış
Konferansı’nda, 13 Mayıs 1919’da alınan karar gereğince İzmir’in Yunanistan’a
9 Geniş bilgi için bkz.: Armaoğlu, a.g.e., s.3-93; Ergün Aybars, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi I, Ege
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, Ege Üniversitesi Basımevi Md.lüğü, İzmir, 1984, s.53-55. 10 Armaoğlu, a.g.e., s.100-110, 116-119; Aybars, a.g.e., s.53-68. 11 Armaoğlu, a.g.e., s.97-143; Aybars, a.g.e., s.69-100. 12 TC Genelkurmay Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi Mondros Mütarekesi ve Tatbikatı, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1992, s.71-221; Aybars, a.g.e., s.110-112. 13 Alptekin Müderrisoğlu, Kurtuluş Savaşı Mali Kaynakları, Kastaş Yayınları, İstanbul, 1988, s.19.
4
bırakılması kararlaştırılmıştır.14 Türk Kurtuluş Savaşının, İzmir bölgesine Yunan
kuvvetlerinin 15 Mayıs 1919’da çıkmasıyla başladığı kabul edilir.15 Olayların tarihi
akışı göz önünde bulundurulduğunda, Türk Kurtuluş Savaşı I. Dünya Savaşının
devamı olarak görülebilir.16
Çalışmanın ilk bölümünde Kurtuluş Savaşı öncesi genel durum ele alınmakta,
bu kapsamda birinci kısımda Osmanlı dönemindeki askeri yapı, lojistik teşkilat ve
kurumlar ile yiyecek ve giyim kuşam maddelerinin dayandığı ikmal esasları
incelenmektedir. Bu bölümün ikinci kısmında Kurtuluş Savaşı öncesindeki askeri ve
sosyo ekonomik durum üzerinde durulmakta, Mili Mücadeleye hangi şartlar altında
başlandığı ele alınmaktadır.
Çalışmanın ikinci bölümünde Kuvay-i Milliye’nin doğuşu, yapısı ve
örgütlenmesi, bu dönemdeki maddi kaynaklar ve yapılan levazım ikmal faaliyetleri,
incelenmiş, ardından TBMM’nin açılması ile lojistik teşkilatlanma ve düzenli orduya
geçiş çalışmaları ile levazım ikmal faaliyetlerinin dayandığı ikmal esasları üzerinde
durulmuş, gene bu dönemde yapılan levazım ikmal faaliyetleri cepheler bazında
incelenmiş, Kuvay-i Milliye’nin tasfiye edilerek tamamen düzenli orduya geçiş ele
alınmıştır.
Çalışmanın üçüncü bölümünde düzenli ordu dönemi ve bu dönemde yapılan
muharebeler esas alınarak, lojistik teşkilat ve kurumların yaptığı levazım ikmal
faaliyetleri üzerinde durulmuştur.
14 TİH Mondros Mütarekesi ve Tatbikatı, s.275-279; Aybars, a.g.e., s.122-124. 15 TC Genelkurmay Harp Tarihi Daire Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi İdari Faaliyetler, C.VII, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1975, s.9. 16 Müderrisoğlu, a.g.e., s.11.
5
I. BÖLÜM
KURTULUŞ SAVAŞI ÖNCESİ GENEL DURUM
A. Osmanlı Döneminde Levazım İkmal Faaliyetleri
1. Lojistik Teşkilat ve Kurumlar
Osmanlı Devleti; mülki, askeri ve adli teşkilatında Anadolu Selçuklu
Devleti’ni esas almıştır. Anadolu Selçuklu Devleti’nde orduya asker sağlamak için
uygulanan; tımar, zeamet ve has sistemi17 Osmanlı Devleti’nde de sürdürülmüştür.
Osmanlı İmparatorluğu kurulduğu 1299 yılından 1839’da ilan edilen Tanzimat
Fermanına kadar toprak mülkiyetine dayanan ve içerisinde askeri yükümlülükleri de
bulunduran bir yapı içerisinde yönetilmiştir.18
Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında ordu sadece sefer zamanı toplanan atlı
aşiret kuvvetlerinden oluşmaktaydı. Genişleme süreciyle beraber aşiret kuvvetlerinin
yetersiz kalmaları üzerine Orhan Bey zamanında Yaya ve Müsellem (atlı) denilen
daimi askeri birlikler oluşturulmuştur. 1. Murat zamanında Yaya ve Müsellemler geri
hizmete çekilerek yaya ve atlı birliklerden oluşan, daimi ve maaşlı Kapıkulu Ocakları
teşkil edilmiştir. Kapıkulu Ocakları genel olarak; Acemi Ocağı, Yeniçeri Ocağı,
Cebeci19, Lağımcı, Topçu, Kapıkulu Süvarisi vb. ocaklardan meydana gelmiştir.
Osmanlı ordusunu oluşturan diğer bir askeri güç de eyalet askerleridir. Eyalet
askerleri; Tımarlı Sipahiler, Akıncılar, Yörükler, Yaya ve Müsellemler ve geri
17 Bu sistemin genel adı Tımar sistemi olup Anadolu Selçukluları’nda Ikta sistemi adıyla uygulanmıştır. Buna göre devlete ait araziler ekilip biçilmek üzere köylülere verilirdi. Köylülerde bu arazilerin işletim haklarına karşılık vermeleri gereken vergiyi devlet tarafından belirlenen kişilere verirdi. Araziler gelir miktarlarına göre tımar, zeamet ve has olmak üzere üçe ayrılmakta olup buna göre bu vergileri toplayanlara da tımar, zeamet ve has sahibi denilirdi. Bu tımar, zeamet ve has sahipleri sefer zamanı ya tek başlarına ya da vergi gelirinin miktarına göre beslemekle zorunlu olduğu askerlerle sefer katılmakla zorunlu tutulurdu. Geniş bilgi için bkz.: İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, 1.Cilt, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1994, s.504-506,516-517. 18 TC Genelkurmay Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi Osmanlı Devri, C.III, Ks.7, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1995, s.22. 19 Yeniçerilerin ok, yay, kalkan, kılıç, tüfek, balta, kazma, barut, kurşun vb. ihtiyaçlarını imal ve tedarik eden ocak. Bkz.: İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devlet Teşkilatında Kapıkulu Ocakları I, AKDTYK Türk Tarih Kurumu Yayınları, TTK Basımevi, Ankara, 1988, s.513.
6
hizmetlerde görevli Hıristiyan tebaadan teşkil edilen Voynuk, Martalos ve
Cerahorlar’dan oluşmaktadır.20
Osmanlı İmparatorluğu döneminde orduyu oluşturan Kapıkulu Ocakları
ihtiyaç duydukları tüm ikmal malzemelerini genelde kendileri, eyalet askerlerinin
ihtiyaçları ise bunları beslemekle yükümlü has, tımar ve zeamet sahibi yöneticiler
tarafından karşılanmıştır. Devlet sefer planlarına göre askerlere kısmen yardımda
bulunmakla beraber, genel olarak ordu için gerekli lojistik desteğin planlanmasından
ve ihtiyaç duyulan ikmal maddelerinin istenilen yerlerde tedarik, depolama ve
dağıtımından sorumlu olmuştur.21
Osmanlı ordu teşkilatından bugünkü anlamda bir Levazım sınıfı yoktur.
Kapıkulu Ocaklarını oluşturan birliklerin bir kısmı muharip, bir kısmı hem muharip
hem teknik, geri kalanı da geri hizmet teşkillerinden kurulmuştur. Kapıkulu
Ocaklarında bulunan lojistik teşkillerde görevli teknik ve idari personelin başında
Yeniçeri Ağaları bulunmaktaydı. Kapıkulu veya Yeniçeri Ocaklarının en rütbeli
yöneticisi olan bu kişiler muharip birliklere komuta etmelerinin yanında idari ve
teknik işlerden de sorumlu tutulmuşlardır.
Yeniçeri Ocağında Yeniçeri Ağası ve Sekbanbaşı en yüksek rütbeli
komutanlar olup, bunlardan sonra gelen en büyük amir Kethüda beyidir. Kethüda bey
idari işleri yürütür, genel levazım başkanı gibi çalışır, kanun ve nizamların
uygulanmasını sağlar bir anlamda bugünkü ordu teşkilatında bulunan kurmay
başkanlığı görevini yürütürdü.22
Yeniçeri ocaklarında beslenme işlerinden sorumlu olan kişi “Vekilharç”
olarak adlandırılırdı. Vekilharçlar haftada bir defa erlerden toplanan paralarla birliğin
besleme işlerini yürütürdü. Düzenlediği bir tabela ile yaptığı harcamaları ve yerlerini
gösteren Vekilharçlar bugünkü İaşe Subayının23 görevlerine benzer hizmetler
yürütürdü. Erlerin yemeğini pişiren ustaya “Aşçı Usta” denilirdi. Aşçı Ustalar
Vekilharca bağlı olup, onların da emrinde aşçı yamakları ve “civelekler”24 vardı.
Orta ve bölük aşçılarının nüfuzları yüksek olup, suçlu olan Yeniçeriler bunların
20 Uzunçarşılı, Osmanlı Devlet Teşkilatında…, s.1–2. 21 TSK Tarihi Osmanlı Devri, s.22. 22 TSK Tarihi Osmanlı Devri, s.23; Levazım Binbaşı Sabri, a.g.m., Sayı:13, s.38–39. 23 Askerin beslenme işleri ile sorumlu subay. 24 Yeniçeri ocağına yeni girmiş delikanlı, http://www.tdk.org.tr.
7
gözetiminde mutfaklarda hapsedilirdi.25 Yeniçeri orta ve bölüklerinin su ihtiyacı
Saka adı verilen görevliler tarafından karşılanırdı. Ocak şeklinde ve bir bölük olarak
kurulan sakaların komutanına “Sakabaşı” denilirdi.26
Osmanlı kara ordusunun önemli bir bölümünü oluşturan eyalet askerleri, aynı
zamanda o eyaletin mülki amiri olan Beylerbeyi tarafından yönetilirdi. Eyaletlere
bağlı olan sancakların mülki ve askeri amiri Sancakbeyi olarak adlandırılırdı.
Sancaklarda bulunan Tımarlı Sipahiler, başlarında yönetici olarak bulunan Topraklı
veya Tımarlı Süvarilerin (Tımarlı Sipahi) emri altında seferde Sancakbeyinin emrine,
Sancakbeyleri de kendi emrine giren tüm kuvvetlerle beraber Beylerbeyinin emrine
girerdi. Topraklı ve Tımarlı Süvariler kendilerine bağlı askerlerin yiyecek, giyecek
ve donatımla ilgili her tür ihtiyacının karşılanmasından birinci derecede
sorumluydu.27
Osmanlı ordusunun hafif süvari gücünü oluşturan akıncılar akıncı beyinin
emrinde ve sınıra yakın bölgelerde bulunur, barış zamanı kendilerine verilen
çiftliklerde yaşardı. Akıncılar düşman topraklarına yaptıkları akınlarla düşmanın yeri
ve kuvveti hakkında elde ettikleri istihbaratı üst komuta kademesine ulaştırırdı.
Akının yapıldığı sırada devlet düşman sınırına kadar olan bölgede bunların
yiyeceklerini sağlar, sınırdan sonrasına karışmazdı. Akıncılar bütün gereksinimlerini
kendilerine tahsis edilen çiftlik ve toprakların geliri ile sağlarlardı.
Sefer zamanı artan hizmet ve malzeme desteğini sağlamak için esnaf ve
sanatkârlardan oluşan ve adına “Ehli Hiref “(Orducular) denilen bir grup levazımla
ilgili hizmetlerde çalıştırılmak üzere orduya dahil edilmiştir. Bu grup; saraç, semerci,
nalbant, berber, aşçı, mumcu, bakkal, terzi, attar, ayakkabıcı, ekmekçi, kalaycı,
kasap, çadırcı, bozacı vb. esnaftan oluşmakta, bu kişiler bağlı oldukları esnaf odaları
tarafından belirlenmekteydi. Ehli Hiref askerlerin ihtiyacı olan erzak ve diğer
malzemeleri sefer süresince yanlarında bulundurur ve bunları askerlere bedeli
karşılığı satarlardı. Orducuların sevk ve idaresi için bunların başına devlet tarafından
25 TSK Tarihi Osmanlı Devri, s.31; Uzunçarşılı, Osmanlı Devlet Teşkilatında…, s.256–258. 26 TSK Tarihi Osmanlı Devri, s.24. 27 TSK Tarihi Osmanlı Devri, s.24–25; Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, s.516–517.
8
“Ordu Ağası” veya “Orducubaşı” adıyla bir komutan atanırdı. Orducular bugünkü
anlamda bir çeşit erzak müteahhidi olarak kabul edilebilirler.28
Yurt içinden, muharebe alanına kadar olan hat menzil olarak adlandırılmış
olup ana ikmal yolu anlamına gelmektedir. Menzil hattı boyunca lojistik destek
vermek üzere menzil teşkilatları ve menzil noktaları kurulmuş, bu teşkilatın yönetimi
“Menzil Emini” denilen görevliler tarafından yapılmıştır. Sefer zamanı gerekli
görülen malzemeler önceden saptanarak menzil noktalarında hazır bulundurulmuştur.
Askerler ihtiyaçlarını kendi paraları ile bu noktalardan karşılamışlardır. 29
Osmanlı döneminde on üçüncü yüzyıldan sonra Tanzimat’ın ilanına kadar,
sefer zamanı toplumdaki bir takım kişi ve kuruluşlara bazı sorumluluklar
yüklenmiştir. Bu sorumluluklardan bir kısmı vergi, bir kısmı da hizmet veya mal
şeklinde olmuştur. Sadece savaş zamanı, savaş giderlerini karşılamak için alınan bu
vergiye “Avarız-ı Divaniye” veya “Tekâlif-i Divaniye” denilirdi. Bu verginin zaman
ve miktarı padişah fermanı ile belirlenir, para olarak ödendiği gibi erzak ve malzeme
olarak da ödenebilirdi. Devlet görevlileri, padişah fermanı ile belirlenen ve çeşitli
hizmet sorumlulukları bulunan diğer kişiler bu vergiden muaf tutulurdu.30
Kapıkulu Ocaklarının kaldırılarak (1826) yerine Asakir-i Mansure-i
Muhammediyye Alaylarının (Mansure Teşkilatı) kurulması ve devamında Tanzimat
Fermanının ilanı ile Osmanlı ordusu Avrupa ordularını örnek alarak modernize
edilmeye başlanmış, yapılan düzenlemelerle bugünkü anlamda ikmal sisteminin
temelleri atılmıştır.31
Bu sistemde ikmal maddelerinin bir kısmı birlikler tarafından taşınmakta, geri
kalan ihtiyaç maddeleri kolordu seviyesinde açılan sahra dağıtım noktalarından
karşılanmaktadır. Birliklerin beraberlerinde taşıdığı yükler küçük ve büyük ağırlıklar
olarak ikiye ayrılmaktadır. Küçük ağırlıklar; yedek cephane, ilaç, istihkâm
gereçlerini taşıyan hayvanlar ile yedek ve saka hayvanlarından, büyük ağırlıklar ise;
askerlerin eşyaları, çadırlar, silahlar, erzak ve yemleri taşıyan yük hayvanı ve
arabalardan oluşmaktadır. 28 TSK Tarihi Osmanlı Devri, s.27; Rıza Bozkurt, “Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Ülkenin Harekât Bakımından Bölgelere Ayrılması, İkmal ve İaşe İşleri, Haberleşme Sistemleri”, Askeri Tarih Bülteni, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1988, s.4–5. 29 TSK Tarihi Osmanlı Devri, s.51–58. 30 a.g.e., s.97. 31 a.g.e., s.35-36.
9
Birliklerin ikmal noktalarından faydalanabilmesi ve kendi malzemelerini
taşıyabilmesi için kadrolarına nakliye kolları eklenmiştir. Bunlar yük hayvanları ve
arabalardan oluşmakta olup nakliye taburları ve topçu nakliye bölükleri olmak üzere
iki kısma ayrılmışlardır. Nakliye taburları; erzak kolları, seyyar ekmekçi kolları ve
seyyar hastanelerden oluşmaktadır.
Genel olarak Mansure teşkilatına kadar olan dönemde ikmal maddeleri birliğe
kadar götürme usulü ile dağıtılmış, bu dönemden sonra ikmal noktası dağıtım usulü
uygulanmıştır. Buna göre yurt içi, menzil bölgeleri ve muharebe alanında depolar
kurulmuş, birlikler kendilerine en yakın depolardan nakliye kolları ile ihtiyaçlarını
temin etmişlerdir.32
Tanzimat’tan sonra seferde su ihtiyacının karşılanması için ayrı bir kanun
çıkarılmış olup, bu ihtiyaç birliklerin seferi kadro ve kuruluşlarına eklenen sakalar
tarafından karşılanmıştır. 33
Yeniçeri teşkilatının kaldırılmasından sonra 1826 yılında ordunun en yüksek
sevk ve idare makamı olarak Bab-ı Seraskeri (Seraskerlik) kurulmuş olup, 1908
yılında Harbiye Nezareti adını almıştır. 1876 yılında Seraskerlik makamına bağlı
olarak Harbiye, Levazım, Nizam, Muhakemat ve Sağlık Dairelerinin olduğu
görülmektedir.34
Zaman içinde yapılan teşkilat değişiklikleri sonucu 1893 yılında Levazım-ı
Umumiye Dairesi’nin dört şubeden oluştuğu görülmektedir. Bunlar: 1. şube
ulaştırma, 2. şube tayınat ve bağlısı arpa, odun ve tahniyye ambarları, mezbaha, fırın
ve sebze komisyonları, 3. ve 4. şubeye bağlı olarak giyim kuşam ambarları,
saraçhane, klorhane, fes fabrikası, bez fabrikası, mutabiye35 komisyonu, tabakhaneler
(deri yapım yeri) ve muayene komisyonları bulunmaktadır.36
1855 yılında yürürlüğe giren İdare-i Askeriye Nizamnamesine göre her
orduda paşa rütbesinde bir subayın başkanlığında bir levazım heyeti vardır, bütün
levazım hizmetleri bu heyet tarafından yürütülmektedir. Ordu Levazım Heyeti
denilen bu teşkilatın içerisinde yüzbaşı veya kıdemli yüzbaşı rütbesindeki diğer sınıf
32 a.g.e., s.106-107-108. 33 a.g.e., s.69. 34 Milli Savunma Bakanlığında 150 Yıl, Harita Genel Müdürlüğü Basımevi, Ankara, 1976, s.1–3. 35 Hayvanların donatımında kullanılan mamul eşyalar, http://www.tdk.org.tr. 36 TSK Tarihi Osmanlı Devri, s.39.
10
subayları görev almaktadır. Kıtalarda bugünkü anlamda Levazım Subayı yoktur.
Alay ve tabur komutanları emri altında teşkil edilmiş Kıta İdare Heyetleri vardır. Bu
idare heyetlerinin işleri esas olarak alaylarda alay eminleri, taburlarda da tabur
kâtipleri tarafından yürütülmektedir. İaşe işleri her üç ayda bir, giyim kuşam işleri de
yılda bir değiştirilmek suretiyle, kıta subaylarından bu işe elverişli olanlardan
seçilenler tarafından yapılmaktadır.37
Süvari alay karargâhlarında birer alay emini ve esvap emini görevlidir. Alay
eminleri diğer idari işlerinin yanında; giyecek, yiyecek, donatım, yakacak vb.
birimlerin yönetiminden sorumludur. Esvap emini alay emininin yönetiminde eşya
ve silahların ikmal ve dağıtımı ile görevlidir. Ayrıca onarımı gereken her tür
teçhizatın alay tamirhanesinde bakımını yaptırmak ve kayıtlarını tutma ve tüm
sanatkâr erleri yönetmek de esvap emininin sorumluluğundadır.38
1872’de yayınlanan Fenni Harp ve Tarih-i Askeri adlı yapıta göre her orduda
bir ordu meclisinin kurulduğu, bunun başkanının ferik (tümgeneral), üyelerinde bir
müftü, bir mirliva (tuğgeneral), iki miralay (albay), bir kaymakam (yarbay) ve ordu
muhasebecisi olmak üzere altı kişiden oluştuğu belirtilmektedir. Bu meclisin emir ve
komuta yetkisi olmayıp, ordu komutanı adına denetleme yapmakta, levazım
hizmetlerinin askeri yönetmeliklere uygun yapılıp yapılmadığını kontrol etmekte,
bunun yanı sıra bütün maaş ve hesap işlerini de denetlemektedir. Yani bir çeşit hesap
teftiş teşkilatı gibi çalışmaktadır.39
1908 yılında İkinci Meşrutiyetin ilanı ile beraber İmparatorluğun kötü
gidişine son vermek amacıyla devletin her alanında olduğu gibi orduda da yeni ve
çeşitli düzenlemelere gidilmiştir. Bu kapsamda Osmanlı Genelkurmayı Alman
Ordusunun sevk ve idare sistemini esas alarak, hem harekât hem de lojistik alanda
birçok tüzük, emir, cetvel vb. çıkararak bir takım düzenlemelere girişmiştir.
1897 Türk-Yunan savaşına kadar menzil eminleri tarafından ferman ve
hükümlerle, daha sonra menzil komisyonlarınca idare edilen menzil teşkilatı, yeniden
düzenleme çalışmaları kapsamında 1911 yılından itibaren Menzil Hidematı 37 Saim Ateşman-Tevfik Ataseven, “Türk Ordusunda Levazım Sınıfının Tarihçesi”, Kara Kuvvetleri Dergisi, Sayı:1, KKK İstanbul Askeri Basımevi, Temmuz, 1957, s.160; Levazım Miralayı Saim, “Ordumuzda Levazım Hizmetinin Tarihçesi ve İstikbali”, Levazım Mecmuası, Sayı:1, Yüksek Levazım Mektebi, 1931, s.7-8. 38 TSK Tarihi Osmanlı Devri, s.47–48. 39 a.g.e., s.42.
11
(Hizmetleri) Nizamnamesine göre idare edilmeye başlanmıştır. Buna göre her ordu
ve bağımsız kolordularda seferde birer menzil müfettişliği kurulmuş, ordu, kolordu,
tümen ve bağımsız kıtaların lojistik desteği için geri bölgelerde menzil noktaları,
tesisleri ve hatları planlanmıştır. Ordu, kolordu ve tümenler birçok erzak, cephane
kolları ile diğer gerekli destek tesisleriyle donatılmıştır. Erkânı Harbiye Umumiye
Reisliği (Genelkurmay Başkanlığı) bünyesinde menzil teşkilatından sorumlu bir
Menzil Genel Müfettişliği kurulmuştur.40
Her kolordu gerisinde menzil depo ambarları teşkil edilmiş olup, bunların
ikmali menzil teşkilatındaki araçlarla yapılmaktadır. Kolorduların bünyesinde
erzakları taşımak için erzak kolları ile her kolordunun bir günlük ekmeğini
hazırlayabilecek kapasitede bir ekmekçi kolu bulundurulmaktadır. Büyük muharebe
günlerinde ise kolorduların ekmekleri menzil bölgelerinde bulunan fırınlardan
pişirilerek gönderilmiştir.
Tümenler gerekli levazım ikmal malzemelerini büyük ağırlıklar olarak
beraberinde taşımışlar, gerektikçe menzil depo ambarlarından kolorduların erzak ve
ikmal kolları ile ikmal edilmişlerdir. Menzil bölgesinde geçici olarak bulunan er
kafileleri ve kıtalara ise menzil teşkilatı tarafından sıcak yemek verilmektedir.41
Her ordu, kolordu ve tümen karargâhında geri hizmetleri yürütmek üzere
diğer destek şubelerinin yanında levazım şubesi kurulmuştur. Yapılan değişiklikle
ordular genel olarak bir ikmal kademesi olmaktan çıkarılmış, bu kapsamdaki
görevler kolordu ve tümenlere verilmiştir. Ordular genel olarak sevk ve idare ile
koordinasyondan sorumludurlar. Kolordular ise esas ikmal kademesi ve geri
hizmetlerin yoğun olarak icra edildiği karargâhlardır. 42
Kolordu ve tümenlerde levazım teşkilatı şöyledir: Levazım Şubeleri; şube
Müdürlüğü, 1. kısım (para işleri), 2. kısım (iaşe, yem, yakacak), ve 3. kısımdan
(giyim-kuşam ve hayvan teçhizatı) oluşmaktadır. 1. kısımlarda askeri kâtipler, 2. ve
3. kısımlarda diğer sınıflardan seçilen subaylar görev yapmaktadır. Ayrıca kolordu
ve tümenlerde birer satın alma ve muayene komisyonu bulunmaktadır. Kolordu ve
40 TSK Tarihi Osmanlı Devri, s.54; TC Genelkurmay Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi, C.III, Ks.6, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1996, s.275–277. 41 TSK Tarihi, s.277–281. 42 a.g.e., s.138-140.
12
tümen ambarları erzak ve eşya olmak üzere iki kısımdan oluşmakta, bu ambarlarda
bir müdür ve askeri kâtip ile on er görev yapmaktadır.
Giyecek eşyalarının imalatı için kurulmuş bulunan ve dikim, saraç ve kundura
olmak üzere üç kısımdan oluşan seyyar yani gezici sanayi taburları bu dönemde
yerini sabit ve daha büyük dikim ve saraç evlerine bırakmıştır. Sanayi taburlarında
askerler çalışmakta iken yeni kurulan dikim ve saraç evlerinde ise sivil personel
görev almıştır.43
İlk defa 1909 yılında bir Alman uzman tarafından levazım okulu açılmış, 9 ay
açık kalmış ve sonrasında kapatılmıştır. Daha sonra 1911 yılında başka bir Alman
uzman tarafından tekrar açılan levazım okulu, 9 ay faaliyet gösterdikten sonra 40
mezun vermiş ve tekrar kapatılmıştır. Balkan Savaşı’nda levazım ikmal
faaliyetlerinde karşılaşılan sorunlar ve edinilen tecrübeler sonucunda, 15 Kasım 1914
yılında Avrupa orduları örnek alınıp müstakil olarak Levazım sınıfı kurulmuş ve
diğer sınıflardan bağımsız bir dal haline gelmiştir.44
Yurt içi ve menzil depolarından ikmalin mümkün olmadığı durumlarda
yiyecek, giyecek ve diğer gerekli ihtiyaç maddelerinin tedarik edilmesinde kullanılan
bir yöntem de “Tekâlif-i Harbiye” (Savaş Vergisi) usulüdür. Hidemat-ı Seferiye
Nizamnamesine (1900–1901) göre bölgenin en üst komutanı bir subay yönetiminde
yeteri sayıda erle bir Tekâlif-i Harbiye müfrezesi oluşturur. Tekâlif-i Harbiye
müfrezeleri bölge taraması yaparak ve gittiği yerin mülki amirleri ile görüşerek,
ihtiyaç duyulan maddelerin cins ve miktarını belirten yazılı bir istekte bulunurlardı.
Buna göre halkın elinde bulunan fazla erzak, yem ve gerekli tüm malzemeyi belge
karşılığı almakta, bedeli ise daha sonra rayiç bedele göre devletçe ödenmekteydi.45
Bu yöntem 30 Ocak 1913’de geçici olarak çıkarılan “Tekâlif-i Harbiye Kanunu” ile
yeniden düzenlenmiştir.46
Bu yöntem günümüzde 7 Haziran 1939 yılında çıkarılan 3634 sayılı “Milli
Savunma Mükellefiyeti” kanunu ile varlığını devam ettirmektedir. Bu kanunla kısmi
43 Ateşman-Ataseven, a.g.m., s.160-161. 44 Ateşman-Ataseven, a.g.m., s.161; Levazım Miralayı Saim, “Ordumuzda Levazım Hizmetinin Tarihçesi ve İstikbali”, Levazım Mecmuası, Sayı:3, Yüksek Levazım Mektebi, 1931, s.3. 45 Tuncay Öğün, Kafkas Cephesinin 1.Dünya Savaşındaki Lojistik Desteği, AKDTYK Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 1999, s.24. 46 TSK Tarihi Osmanlı Devri, s.55–56, 100; Serpil Sürmeli, Milli Mücadele’de Tekâlif-i Milliye Emirleri, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 1998, s.19–26.
13
veya genel seferberliğin ilanı ile devlet, sahiplerinin kullanması kesin olarak gerekli
olmayan ve gerekli görülen her tür, bina, yiyecek, yem, binek hayvan, ulaşım aracı,
yedek parça, fabrika, ikmal maddesinin tamamını veya bir kısmını kullanmaya
yetkili kılınmıştır. Bu kanun savaş zamanı kurulacak Milli Savunma Mükellefiyeti
komisyonlarınca uygulanacaktır.47
I. Dünya Savaşı’nın devam ettiği 1916 yılında, lojistik tesis ve birliklerin
teşkilatı ile bunların işletme usullerini tarif eden “Seferiye Nizamnamesi” adlı bir
talimatname ile bunun tamamlayıcısı niteliğinde bir takım talimatnameler
yayınlanmıştır.48
Seferiye Nizamnamesine göre cepheden memleket içine kadar uzayan arazi:
muharebe ve menzil bölgesi olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Bu iki bölge harekât
alanını oluşturmaktadır. Menzil bölgesi: muharebe sahasının hemen gerisinde
bulunan arazi kesimi olup, yurt içi bölgesiyle muharebe alanı arasında kalan, ikmal
zincirinin kapsadığı bölge anlamına gelmektedir. Bir harekât alanı için bir menzil ve
birde demiryolu müfettişi atanır. Bu müfettiş ordu kurmay başkanından yönerge alır.
Ayrıca her harekât alanı için bir seyyar ordu levazım başkanı bulunacaktır. Levazım
başkanı iaşe, para ve muhasebe işlerinin en büyük sorumlusu olup, iaşe araçlarının
celp, ikmal ve yollanması konularını da genel olarak düzenlemektedir.
Her orduda bir menzil müfettişliği olup her kolordu için demiryolu istasyonu,
iskele veya benzeri yerler menzil başlangıç noktası olarak seçilir. Bu menzil
başlangıç noktalarından sevk edilen malzemeler, harekât sahasına yakın noktalarda
kurulan depolama istasyonlarında toplanır. Harekât alanı üzerindeki her ordu,
harekâtın seyrine göre yer değiştiren bir menzil merkez noktası belirler. Menzil
merkez noktası ile kolordular arasındaki yol üzerine menzil hatları ve bu hatlar
üzerinde ortalama her 22 kilometrede bir menzil noktaları kurulur.49
Seferde erler ve hayvanlar eğer konaklara yerleştirilmiş ise, parası daha sonra
ödenmek üzere konak sahibi tarafından iaşe edilir. Konakta kalınmıyorsa beraber
taşınan, satın alınan, ambarlardan getirilen ve Tekâlifi Harbiye gereği tedarik edilen
erzakla iaşe sağlanır.
47 TSK Tarihi Osmanlı Devri, s.101. 48 TİH İdari Faaliyetler, s.213–214. 49 a.g.e., s.213-214.
14
Normal iaşe için tayınlar araba ve mekkârelerle50 taşınmakta olup, bunların
en az bir tam günlük erzak ve yemle dolu olması kuraldır. Birliklerin bünyesinde
hafif ve ağır erzak kolları bulunmaktadır. Bu kollar birlik için hareket eden iaşe
ambarıdır. Muharebe sahasında bulunan kolordu ve tümenler tarafından kurulan ve
geri hatlardan gönderilen erzakla doldurulmuş sahra ambarları da muharebe
sahasındaki bir diğer depodur. Sahra ambarı kurulmasına olanak bulunmayan
durumlarda tümen başına bir adet dağıtım merkezi kurulur ve buralara erzak kolları
tarafından yiyecek götürülür. Daha geri hatlarda menzil ambarları kurulmakta olup,
bunlar yurt içinden gönderilen ve menzil bölgesinden toplanan erzakla doldurulur.
Askerin en önemli gıda maddesi ekmek olduğundan, ekmek genel olarak
seyyar ekmekçi kolları vasıtası ile hazırlanır. Ekmekçi kolları ihtiyaca ve harekâtın
seyrine göre yer değiştirebilirler. Et genel olarak bulunulan bölgeden tedarik edilir.
Askeri birliler bulundukları bölgede ordu komutanının emri ile satın alma
yapabilir. Ordu komutanları alınacak malın fiyatını takdir etme yetkisine de
sahiptir.51
I. Dünya Savaşı’nın uzaması sonucu Osmanlı ülkesinde iaşe sıkıntısının baş
göstermesi üzerine 1916 yılında Alman iaşe örgütü örnek alınarak, ordu ve halkın
iaşesini birlikte yönetecek “İaşe-i Umumiye İdaresi” kurulmuştur. Bir Merkez İaşe
Heyeti kurulmuş, ülke bir takım iaşe bölgelerine ayrılmış (ilk başta 3 daha sonra 5
bölge), her bölgede iaşe işleriyle sorumlu ve Merkez İaşe Heyetine bağlı bir Mıntıka
Merkez Heyeti teşkil edilmiştir. Vali ve mutasarrıflar ordu iaşe bölgesinden ihtiyaç
duyulan yiyecek maddeleri ile taşıma araçlarını toplayarak, kendi denetimlerindeki
nakliye araçları ile ordu menzil müfettişliğinin göstereceği depolara taşıyacaklardır.
Böylece menzil alanının hemen gerisinde yer alan menzil bölgesine sevk edilen
yiyecek maddeleri, ordu menzil müfettişliklerine bağlı menzil nakliye kolları
vasıtasıyla cephedeki birliklere ulaştırılacaktır.
İaşe-i Umumiye İdaresi’nin iaşe buhranını önleyememesi üzerine, 1917
yılında seferberlik süresince siviller ve ordunun tüm iaşe işleri, Harbiye Nezareti
emrinde kurulan “İaşe Umum Müdürlüğüne” devredilmiş, 1918 yılı Nisan ayında
İaşe Umum Müdürlüğü bünyesinde görev yapmak üzere içinde milletvekilleri
50 Osmanlı ordusunda taşıma işlerinde kullanılan at, deve, katır vb. hayvanlar, http://www.tdk.org.tr. 51 TİH İdari Faaliyetler, s.214–217.
15
çoğunlukta olmak üzere bir İaşe Meclisi oluşturulmuştur. Alınan tüm önlemlere
karşın iaşe buhranının önlenememesi üzerine, 1918 Temmuz ayında hem ordu hem
de sivil halkın iaşe işlerini yönetmek üzere İaşe Nezareti kurulmuştur.52
2. Yiyecek İkmal Esasları
Kapıkulu teşkilatı kurulmadan önce muharip birlikleri oluşturan; aşiret
kuvvetleri, akıncı, tımarlı yaya ve müsellemler yiyecek ihtiyaçlarını kendileri temin
etmekte olup devletin buna herhangi bir katkısı yoktur. Kapıkulu teşkilatı
kurulduktan sonra da yiyecek ihtiyaçları bazı istisnalar olmakla beraber genel olarak
devletin katkısı olmadan askerler tarafından karşılanmıştır. Eyalet askerlerinin iaşesi
ise bunları beslemekle yükümlü tımar, zeamet ve has sahipleri tarafından
karşılanmaktaydı.53
Yeniçerilerden barışta kışlalarında oldukları zaman, cuma geceleri her erden
iaşe masrafı olarak kumanya parası adıyla bir haftalık iaşe bedeli toplanırdı. En az
gündelik alan yeni erlerden kumanya parası toplanmaz bunların masrafı ortanın
parasından çıkardı. Yeniçerilerden zengin olanlar arkadaşlarının yiyecek, kandil,
odun, ekmek ve ramazan masraflarına yardımda bulunurlardı.54
Yeniçerilerin yemeklerini pişirdikleri her orta ve bölüğe mahsus onlarca
kutsal sayılan bakırdan yapılmış iki veya üç kazanları bulunurdu. Kazanların başında
nöbet tutulur, önemli işler bu kazanların etrafında toplanarak görüşülür, isyan
durumunda bu kazanlar meydana çıkarılırdı. Yeniçerilerin kazanları bayrak ve
nişanlarından bile daha önemli olup, kazanın düşman eline geçmesi büyük felaket
sayılırdı. Seferde orta ve bölüklerin kazanlarının düşman eline geçmesi durumunda
bütün orta ve bölüklerin subayları azledilirdi. Sefer zamanı bu kazanlar orta çadırının
önünde dururdu.55
52 Öğün, a.g.e., s.26,56-79; ayrıca bkz.: Vedat Eldem, Harp ve Mütareke Yıllarında Osmanlı İmparatorluğu’nun Ekonomisi, AKDTYK, TTK Basımevi, Ankara, 1994, s.43-47. 53 TSK Tarihi Osmanlı Devri, s.57–58; Uzunçarşılı, Osmanlı Devlet Teşkilatında…, s.254; Bozkurt, a.g.m., s.4. 54 TC Genelkurmay Başkanlığı Harb Tarihi Dairesi, Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi, C.III, Ks.1, Genkur. Basımevi, Ankara, 1964, s.270; Uzunçarşılı, Osmanlı Devlet Teşkilatında…, s.254. 55 Uzunçarşılı, Osmanlı Devlet Teşkilatında…, s.258; Bozkurt, a.g.m., s.4.
16
Yeniçeriler ekmeklerini kendileri tedarik ederlerdi. Fatih döneminde av
köpeklerine verilmek üzere, kepekli undan yapılmış “fodla” denilen bir çeşit pide
yapılan bir fırın kurulmuştur. Daha sonraları bu fırından yüksek ve orta rütbeli
Yeniçeri subaylarına rütbelerine göre çeşitli miktarlarda pide istihkak olarak
verilmeye başlanmıştır.56
Fatih dönemine kadar piyasadaki kasaplardan temin edilen etler, bu dönemde
artan et fiyatlarından dolayı Yeniçeriler için açılan ayrı bir mezbahadan temin
edilmeye başlanmıştır. Et fiyatı ne kadar artarsa artsın Yeniçerilere 3 Akçeden
verilecek, 3 Akçeyi geçen miktar Fatih’in bu iş için vakfettiği 24 bin altının
gelirinden karşılanacaktır. Kanuni dönemine kadar Fatih tarafından verilen 24 bin
altın çarçur edildiğinden et meydanı denilen yerde sadece Yeniçerilere et satan 8
kasap dükkânı açılmıştır. Bundan sonra bir okka (1283 gram) etin 3 akçeden fazla
olan bedeli Zarar-ı Lahm (Et zararı) olarak devlet tarafından karşılanmaya
başlanmıştır.57
Ramazan ayının on beşinci günü saray mutfağından Yeniçerilere baklava
dağıtılır, onlar da bu baklavayı “Baklava Alayı” denilen törenle alıp giderlerdi.
Ayrıca Ramazan’ın on beşinden sonra Yeniçeri Ağası ve önde gelen Yeniçeri
subayları Vezir-i Azam ve sırayla diğer vezirlere iftara giderlerdi. Kurban
Bayramı’nda da Yeniçerilere kurbanlık koyun dağıtılırdı.58
Yeniçerilerin mumlarının bedeli ocaktan alınarak devlet tarafından tedarik
edilirdi. Devlet tarafından sabitlenen mum fiyatı artarsa aradaki fark devlet
tarafından karşılanırdı.59
Yavuz Sultan Selim dönemindeki Çaldıran Seferi (1514–1515) sırasında
yaşanan yiyecek problemi nedeniyle, bu tarihten sonra çıkarılan bir kanunla seferde
düşman ülkesine girilirken ve çıkılırken 3 gün boyunca bütün kapıkulu ve tımarlı
askerlere devletçe yiyecek verilmesi sağlanmıştı. Sefere çıkılmadan önce Kapıkulu
Ocaklarındaki erlere sefer bahşişi adıyla para dağıtılır, bu paradan toplanan ikişer
56 Uzunçarşılı, Osmanlı Devlet Teşkilatında…, s.260–262. 57 TSK Tarihi Osmanlı Devri, s.57–58; Uzunçarşılı, Osmanlı Devlet Teşkilatında…, s.256. 58 Uzunçarşılı, Osmanlı Devlet Teşkilatında…, s.257–258. 59 Uzunçarşılı, a.g.e., s.246.
17
altın seferde orta ve bölüklerin yiyecek ve yem ihtiyacının sağlanması için vekilharca
teslim edilirdi.60
Savaş zamanı ordunun ana iaşe maddeleri olan un, yemlik arpa, saman, ot ve
odun, kömür gibi yakacak maddeleri devlet tarafından sağlanmaktaydı.61 1566–1683
yıllarında savaşa gidilirken orta ve bölüklere iki okka et, her er için yarım okka
ekmek, gerektiğinde un ve peksimet, binek ve koşum hayvanları için arpa, saman ve
ot devlet tarafından karşılanmıştır. On sekizinci yüzyıl sonlarına doğru devletin
verdiği yiyecek yardımı arasına kasaplık hayvan, sadeyağ ve bal gibi malzemeler de
girmiştir.62
Seferde yiyecek ikmali, daha sefere başlamadan önce planlanır, bu planlara
göre harekât sahasındaki kadılara Padişah tarafından fermanlar gönderilirdi. Bu
fermanlarda ne zaman ve nereye harekât yapılacağı, buna göre hangi yiyecek
maddelerinin hangi menzillerde bulundurulması gerektiği bildirilirdi.63
Sefer zamanı harekâta başlamadan önce tespit edilen ihtiyaçların ikmali için
ordu yürüyüş yolu üzerine menzil noktaları açılırdı. Köylüler menzil noktalarına
mallarını getirir, menzil eminleri kendisine gönderilen ödenekle bu malları rayiç
bedel üzerinden köylülerden alırdı. Satın alınan yiyecek ve yemler menzil depolarına
yerleştirilirdi. Menzil depolarındaki malzeme miktarı geliş ve gidiş göz önünde
bulundurularak ordu mevcudunun iki katı olarak hesaplanırdı. Ayrıca ordunun
geçeceği yollar üzerindeki köy halkının elinde bulunan fazla yiyecek malzemesini
rayiç fiyata göre orduya satmaları zorunlu tutulurdu. Burada anlatılan her iki
yönteme de “Sürsat” yani serbest satış denilirdi. Tanzimat’tan sonra Sürsat yöntemi
kaldırılmış ancak seferde düşman ülkesinde uygulanmaya devam edilmiştir. Sefer
zamanı birliklerin menzil bölgelerinden ihtiyaçlarını sağlayamadıkları durumlarda
devlet bunlara gıda yardımında bulunmuştur.64
Sefer zamanı muharebe alanındaki erat üzerinde demirbaş erzak olarak
adlandırılan dayanıklı yiyecek maddeleri ve komutanların emrine verilen bir kısım
60 TSK Tarihi Osmanlı Devri, s.67. 61 Bozkurt, a.g.m., s.4. 62 TSK Tarihi Osmanlı Devri, s.67. 63 TSK Tarihi, C.III, Ks.1, s.305-306; ayrıca bkz.: TC Genelkurmay Başkanlığı Harp Tarihi Dairesi, Osmanlı İmparatorluğunda Kollar Ulak ve İaşe Menzilleri, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1966, s.1-41. 64 TSK Tarihi Osmanlı Devri, s.67, 96, 104; Bozkurt, a.g.m., s.6–7.
18
yedek erzakla yiyecek desteği sağlanmaya çalışılmıştır.65 Sefer zamanı ekmek
ihtiyacı ilgililerce hesaplanır menzildeki veya yöredeki fırınlarda pişirilirdi.66 Ekmek
taşınması güç olduğundan hareket halindeki birliklere ekmek yerine 4–8 gün yetecek
kadar peksimet verilirdi. Eratın ikinci önemli besini olan et birlikleri takip eden
büyük ve küçükbaş hayvanlardan taze olarak sağlanırdı. Buna olanak yoksa erlere
tuzlu ve kurutulmuş et verilirdi.67
Yeniçeri teşkilatı 15 Haziran 1826’da ortadan kaldırılıp, bunların yerine
Mansure Alayları kurulmasıyla ulufeli(ücretli) askerlik sistemine son verilmiş,
ordunun bütün ihtiyaçları devlet tarafından karşılanmaya başlanmıştır.68 1832 yılında
subaylara ve erlere verilen maaşlardan başka, istihkak ve tayınat olarak saptanan
yiyecek maddeleri ya ayni olarak ya da bedel olarak verilmeye başlanmıştır.
Kurulduğu günden beri ordudaki erler ve hayvanların yiyecek tedariki ile menzil
noktalarındaki depolamalar dışında ve bazı istisnalar dışında hiç ilgilenmeyen
Osmanlı İmparatorluğu, bu tarihten sonra askerin besleme yükümlülüğünü de üzerine
almıştır.69
Erlerin devletçe beslenmeye başlanmasından sonra ihtiyaç duyulan maddeler
devlet tarafından ihale ile satın alınmaya başlanmıştır. Satın alınan malzemeler depo
ve ambarlara konulur, birlikler buralardan istek yaparak ihtiyaçlarını karşılardı.
Birliklerin bu depo ve ambarlardan ikmal yapamadıkları durumlarda ve mevsimsel
sebze ve meyvelerin taze olarak yedirilebilmesi amacıyla kendilerine satın alma
yetkisi verilirdi. 1871 tarihli İdare ve Muhasebe-i Askeriye Nizamnamesi ile satın
alma işleri düzenlenmiştir. Buna göre alınacak her erzak için bir nitelik şartnamesi
düzenlenecek ve müteahhitlerle sözleşme yapılacaktır. Bu sözleşmelerde hangi
durumlarda malın alınmayacağı, sözleşmeye uyulmadığı takdirde yapılacak işlemlere
açıklık getirilmiştir.70
Devlet ordunun besleme sorumluluğunu üzerine aldıktan sonra birliklerin
muharebe alanından yiyecek maddelerini tedarik edebilmeleri için gerekli önlemleri
almış, bu kapsamda sefere başlandığı günden itibaren piyade, topçu ve nakliye 65 TSK Tarihi Osmanlı Devri, s.55–56. 66 Bozkurt, a.g.m., s.4. 67 TSK Tarihi Osmanlı Devri, s.68. 68 a.g.e., s.35. 69 a.g.e., s.47. 70 a.g.e., s.80, 95.
19
erlerine üç, süvarilerine bir günlük yedek tayınat (demirbaş erzak) vermiştir. Erzak
kolları ise bir piyade tümeninin bir günlük, bağımsız süvari tümeninin 2 günlük ve
kolordu topçusunun üç günlük yiyeceğini taşıma kapasitesine sahiptir.71
Tanzimat’ın ilanından sonra kurulan düzenli ordu birliklerinin barışta yiyecek
maddesi ihtiyaçlarının tespiti için yapılan düzenlemelerde, her rütbedeki personel
için günlük istihkaklar belirlenmiştir. 25 Kasım 1872’de yayınlanan “Fenni Harp ve
Tarih Asker-i” adlı eserde erlerin ve hayvanların yiyecek ve yem istihkakları
aşağıdaki gibi belirlenmiştir:72
Günlük er istihkakı CİNSİ MİKTARI
Ekmek 300 dirhem (960 gram) Et 80 dirhem (256 gram) Pirinç 27 dirhem (86 gram) Sadeyağ 3 dirhem (10 gram)
Günlük hayvan istihkakı CİNSİ MİKTARI
Arpa 3 okka, 80 dirhem (4 kilo) Saman 4 okka (5 kilo)
1900–1901 tarihli Hidemat-ı Seferiye Nizamnamesi ile savaş zamanı asker ve
hayvanların iaşesinin nasıl yapılacağı bir takım hükümlere bağlanmıştır. Buna göre
birlikler yanlarında; yedek tayınat, günlük tüketim için büyük ağırlıklarda taşınan
erzak ve ihtiyat erzakı olmak üzere üç çeşit erzak bulunduracaklardır. Bunlar
tüketildikçe menzil ambarlarından veya nakliye katarlarından ya da Tekâlifi Harbiye
yöntemi ile tamamlanacaktır. Öncelikle Tekâlifi Harbiye yönteminin kullanılması,
menzil ambarlarından son seçenek olarak ikmal yapılması tavsiye edilmekteydi.73
Gene Hidemat-ı Seferiye Nizamnamesine göre erzakın önemli bir kısmını
oluşturan ekmek ve peksimetin taze olarak hazırlanabilmesi ve hızla birliklere
ulaştırılabilmesi için seyyar ekmekçi kollarının oluşturulması kararlaştırılmıştır.74
Askerlerin istihkak miktarlarında devlet tarafından zaman içerisinde
değişiklikler yapılmış olup, ikinci Meşrutiyetin ilan edildiği 1908 döneminde 71 a.g.e., s.77–80. 72 a.g.e., s.62–63. 73 Öğün, a.g.e., s.24-25. 74 Öğün, a.g.e., s.25-26.
20
istihkakların içerisine 20’şer gram soğan ve tuz, 3’er gram sabun, çamaşır yıkanması
için 80–96 arası ile yemek pişirmek için 702’şer gram odun ve 291’er gram kömür
eklendiği görülmektedir.75
18 Eylül 1330 (1914) tarihli “Askeri Tayınat ve Yem Kanunu Muvakkati” ile
erler ile hayvanların yiyecek ve yakacak istihkak miktarları yeniden düzenlenmiştir.
Özellikle I. Dünya Savaşı ve seferberliği takiben uygulanmaya başlanan yeni kanun,
tayınat ve yem olmak üzere iki bölümde ele alınmış olup, istihkak miktarları ve
uygulamaya ilişkin esaslar aşağıda açıklanmıştır.76
Tayınat bölümüne göre bir erin günlük tayını 3.149,25 kalori olarak hesap
edilmiştir. Bu kaloriyi sağlayabilmek için bir ere günlük olarak verilmesi gereken
yiyecekler de şöyledir:
Günlük er istihkakı CİNSİ MİKTARI
Ekmek 900 gram Et 250 gram Bulgur 150 gram Sadeyağ 20 gram Tuz 20 gram Sabun 9 gram Gaz 30 gram Mutfak için odun 700 gram Çamaşır yıkamak odunu 80 gram Hamam odunu 20 gram Soba odunu/kömürü 1000/250 gram (Kış mevsiminde)
Erin ramazan ayına mahsus 3340,50 kalori yiyecek hakkı vardır. Buna göre
yiyecek istihkakı ekmek:700 gram, et: 200 gram, pirinç: 250 gram, sadeyağ: 40
gram, tuz: 20 gram, hurma ve zeytin: 15 gram’dır.
Kanuna göre ekmek verilmediği zamanlarda 600 gram peksimet veya 600–
630 gram arası un verilir. Erlere ancak saç veya karavana da ekmek pişirilebileceği
zamanlarda un verilmektedir. Undan ekmek yapılabilmesi için yeterli miktarda tuz ve
pişirme odunu da ayrıca verilirdi. Peksimetten başka erzak verilemediği durumlarda
peksimet 1.000 gram olarak verilirdi. Yedek olarak depolanan peksimet stoklarını
75 TSK Tarihi, C.III, Ks.6, s.211. 76 a.g.e., s.217-219.
21
yenilemek için haftada iki gün ekmek yerine 600 gram peksimeti papara olarak
vermek usuldendi.
Erin et istihkakının günlük taze sığır eti olarak verilmesi esastı. Taze et
olmadığı takdirde et istihkakının yarısı kavurma olarak verilirdi. Yeteri kadar sığır
etinin sağlanamadığı nisan-ağustos aylarında koyun ve kuzu eti verilirdi.
Bulgur bulunmadığı takdirde bunun yerine pirinç, pirinçte yoksa yerine sebze,
patates, havuç, enginar, şalgam, lahana, pırasa, ıspanak, lahana turşusu, yeşil salata
ve bunlara benzer sebze ve konserveler verilirdi. Sebze de bulunmayan hallerde
kuskus, arpa şehriyesi, tarhana, irmik, kestane ve her cins kuru sebze verilebilirdi.
Sadeyağ bulunmadığı zamanlarda yağlı et, zeytinyağı, kuyruk ve iç yağları verilirdi.
Şeker, pekmez, çay, süt, yoğurt, tahin helvası toplam istihkakın parasal tutarını
geçmeyecek şekilde, diğer yiyeceklerle mübadele edilerek verilmekteydi.
Erlere bazı durumlarda (tren veya vapurla toplu yolculuklarda) başka türlü
iaşe imkânı yoksa kumanya verilirdi. Kumanya miktarları şöyleydi: 600’ar gram
peksimet, 160’şar gram zeytin veya peynir, 80’er gram soğan veya sarımsak, 32’şer
gram sirke, 3’er gram zeytinyağı. Birkaç erden ibaret erler için, her ere kumanya
sağlamak mümkün olmadığında her ere yemeklik adıyla günlük 3 kuruş para
verilirdi.
Her ere verilen 30’ar gram gaz ile iç ve dış lambaların ihtiyacı
karşılanmaktaydı. Yemek pişirme odunu günlük, çamaşır yıkama odunu ise haftalık
olarak veriliyordu. Hamam odunu ise duruma göre ayarlanmaktaydı.
Hayvanlara hayvanın yaptığı işe ve cinsine göre günlük 2,5–5,5 kilo arası
arpa, 2–3,5 kilo arası ot ve 3–5 kilo arası saman verilmekteydi. Sefer zamanı bu
miktarlara 2 kilo ot ve saman eklenirdi.
Sefer zamanı erlere yanlarında taşımak üzere; süvarilere iki günlük diğer
sınıflara ise üç günlük erzak yedek tayınat (demirbaş erzak) olarak verilirdi. Bu
tayınat genelde erler üzerinde taşınmakla beraber, duruma göre bir günlük miktar
hayvan veya araba üzerinde de taşınabilirdi. Süvarilerde binek hayvanlarına birer,
sahra topçu birlikleri, topçu, makineli tüfek ve cephane koşum hayvanlarına ikişer,
diğer koşum hayvanlarına üçer günlük yedek olarak yem tayını (arpa) verilirdi.
Demirbaş erzak normal yoldan iaşe imkânı tamamen ortadan kalkmadıkça
tüketilemezdi. Bunlar ancak birliklerin iaşeleri ile sorumlu olan amirlerin (tabur
22
komutanı ve bağımsız müfreze komutanı) kesin emri ve bir günlükten fazla olmamak
şartı ile yedirilir, yenilenir ve üst makamlara bildirilirdi. Yedek tayınlardan artanlar,
ancak muharebe ve harekâtta bulunulması şartı ile sarf edilebilirler.77
Demirbaş erzak78 CİNSİ MİKTARI
Peksimet 550 gram Et konservesi 259 gram Çorbalık sebze 100 gram Şeker 100 gram Çay 3 gram
3. Giyim Kuşam ve Donatım İkmal Esasları
Düzenli orduların en temel özelliklerinden birisi, askerlerin kendilerine
mahsus elbiseler giymeleridir. Eski zamanlarda düzenli ordu teşkilatı olmadığından
herkes istediği gibi giyinerek savaşa gider, her ulusun kendine özgü bir giyim kuşamı
olduğundan sadece bundan ayırt edilebilirlerdi. Tarihte ilk kez Romalı askerler
birbirine benzer askeri kıyafet giymişleridir. Roma’lılardan sonra Osmanlılara kadar
hiçbir dönemde düzenli ordu teşkilatı kurulmamış olup, sürekli ve düzenli bir ordu
olmadıkça da özel bir askeri kıyafete ihtiyaç duyulmamıştır.79
Düzenli ordular tarihin her döneminde kılık kıyafetleri ile toplumda tanınmış,
kendilerine özgü üniformalar giymişlerdir. Osmanlı döneminde ordu giyeceğiyle
ilgili ilk çalışmalar düzenli ordu teşkilatına geçilmesiyle beraber Orhan Gazi
döneminde başlamış, askerlerin halktan ayırt edilebilmesi için hemen bir askeri
kıyafet kabulüne karar verilmiştir. Başlangıçta elbiseden ziyade başlıklara önem
verilmiş, askerin barış zamanı halktan, savaş zamanı düşmandan ayırt edilebilmesi
için başlarına aynı şekilde beyaz külah giymeleri uygun görülmüş ve bu dönemde
giyilen kırmızı börk terk edilerek yerine beyaz börk giyilmeye başlanmıştır.80
77 TİH İdari Faaliyetler, s.215. 78 TSK Tarihi Osmanlı Devri, s.63. 79 Mahmud Şevket, a.g.e., s.15. 80 TSK Tarihi Osmanlı Devri, s.70. Osmanlı döneminde askeri kıyafetlerle ilgili geniş bilgi için bkz.: Mahmud Şevket, a.g.e.
23
Yeniçerilerin başlarına giydikleri Ahilere mahsus beyaz keçeden börke
“Yeniçeri keçesi” denilirdi. Bu börkün Yeniçeri dışında bazı kişiler tarafından
giyilmesi üzerine Yavuz Sultan Selim döneminde bunlar Yeniçerilerin kışlalarında
yapılmaya başlanmıştır. Daha sonra müteahhitlerden temin edilen keçeler, en son
keçeci esnafı tarafından imal edilmeye başlanmıştır.81
Yeniçerilerin mavi veya lacivert çuhadan imal edilen ve “Dolama” denilen
cübbe şeklinde bir elbiseleri vardı. Dolamanın üzerine “Barani” denilen çuhadan
imal edilen bir tür yağmurluk giyilirdi. Ayaklarına ise baldırları da kapsayan
“Çakşır” giyilirdi. Yüksek rütbeli Yeniçeri subayları sarı çizme, orta rütbeliler
kırmızı çizme, küçük rütbeliler ise siyah çizme giyerlerdi.
Yukarıda bahsedilen elbiselerin imali için Kapıkulu Ocaklarındaki her ere
yılda 5 zira (1 zira=75,90 cm) çuha ve astar, yağmurluk için 7 endaze astarlık (1
endaze=65 cm), sarık için 7 endaze tülbent, “Yaka akçası” veya “Yaka harcı” adıyla
dikim bedeli olarak da 11 akçe para verilmiştir. Yeniçerilerin “Çorbacı” denilen orta
veya bölük komutanlarına yeşil kaputluk çuha, bir kısım Yeniçeri’ye de “Miri çuha”
denilen ayrı bir çuha türü verilmiştir. Daha sonraları çuhaların yerine bedeli
verilmeye başlanmıştır. Bunların haricinde Yeniçeri ağasından itibaren ocakların
yüksek rütbeli subaylarına her yıl birer takım yazlık ve kışlık elbise, çuha ve kumaş
ayrıca giyecek bedeli olarak bir miktar para verilmiştir. Yeniçerilere çuha ve
elbisenin yanında iç çamaşırı da verilmiştir. 82
Elbiselerin imal edildiği çuhalar Selanik’teki Yahudi’lere dokutulurdu. Her
yıl bu çuhalar dokutulacağı zaman Selanik Sancakbeyine ve diğer ilgili memurlara
hitaben bir ferman gönderilir, çuha imaline nezaret etmek üzere “Çuha emini”
denilen bir memur ve bir kâtip görevlendirilirdi. Çuha emini kendisine verilen çuha
numunesine göre çuhaların dokunmasını sağlardı. Dokuma bittiğinde her top çuhanın
uzunluğu, kim tarafından dokunduğu ve kimlerin teslim ettiği bunların kenarına
yazılırdı. Çuha emini her yıl emrine verilen 150 askerle Yeniçerilerin çuha ve diğer
giyecek malzemelerini dağıtırdı.83
81 Uzunçarşılı, Osmanlı Devlet Teşkilatında…, s.263–267. 82 Uzunçarşılı, Osmanlı Devlet Teşkilatında…, s.270–271, 280; TSK Tarihi Osmanlı Devri, s.70. 83 Uzunçarşılı, Osmanlı Devlet Teşkilatında…, s.273–277.
24
Muharebe alanında ordunun hemen gerisinde hizmet gören Orducu esnaftan
(Ehl-i Hiref) giyecek ile ilgili görevli olan; çuhacı, saraç, pabuççu, attar, çizmeci vb.
esnafta askerlerin giyim kuşamla ilgili ihtiyaçlarını karşılamıştır.84 Giyim ve kuşam
malzemeleri kısmen orduya ait dikimevi ve yapımevlerinde, kısmen de piyasa ve
yurt dışından tedarik edilmiştir.85
Yeniçeri Ocağının 1826 yılında kaldırılıp yerine Mansure teşkilatının
kurulmasından bir süre sonra, Avrupa orduları örnek alınarak setre86 ve pantolon ile
başlık olarak püsküllü fes giyilmeye başlanmıştır. Ancak bu kıyafetlerde zaman
içerisinde şekil yönünden birçok değişikliğe uğramıştır. Sultan Abdülaziz döneminde
erlere pantolon yerine şalvar, ceket yerinede mintan ve bir tür yelek giydirilmiş olup,
Abdülhamit döneminde tekrar setre ve pantolona dönülmüştür.87
1837 tarihli Asakir-i Mansure Kanunnamesine göre, Mansure Alaylarında
erlerin giyecek ihtiyacı devletçe karşılanmakta, her üç ayda bir kadroya göre yeni
istekler yapılmaktaydı. 1871 tarihli İdare ve Muhasebe-i Askeriye Nizamnamesi’ne
göre; çadır, elbise ve benzeri malzemeler çeşitli sınıf ve rütbelere göre askerlere
miatlı olarak dağıtılmaktadır. Yine buna göre kadro ihtiyaçlarının biten Rumi yılın
son ayları olan şubat ve temmuzda olmak üzere yılda iki kez saptanması ve
düzenlenen istek çizelgelerinin birliklerin bağlı olduğu komutanlıklara gönderilmesi
istenmiştir. Müşir ve daha üst rütbedeki subayların çadırları 3 yıl miatlı olarak
devletçe sağlanmaktadır. At ve katırlar için gerekli çadır, alet vb. ihtiyaçlar da devlet
tarafından karşılanmıştır.88
1872 Tarihli Fenni Harp ve Tarih-i Askeri adlı kitapta belirtildiğine göre
ordunun giyecek ve benzeri gereçlerinin miktarı ordunun mevcudu ve savaşın
tahmini süresi göz önünde bulundurularak hesaplanırdı. Buna göre hesaplanan iki çift
ayakkabı, bir kat çamaşır, bir fes, bir kat setre, pantolon veya şalvar, bir yelek ve
kuşakla mevcudun yarısı kadar yağmurluktan oluşan malzemeye mükemmel teçhizat
denilirdi.89
84 TSK Tarihi Osmanlı Devri, s.87. 85 a.g.e., s.95. 86 Düz yakalı, önü ilikli Avrupa tipi ceket. Bkz.: Reşad Ekrem Koçu, Türk Giyim Kuşam ve Süsleme Sözlüğü, Sümerbank Yayını, Ankara, 1967, s.205. 87 Bu dönemdeki kıyafetlerle ilgili geniş bilgi için bkz.: Mahmud Şevket, a.g.e., s.99-117. 88 a.g.e., s.70–72. 89 a.g.e., s.70–71.
25
1876-1908 arası dönemde subayların küçük, büyük ve gündelik olmak üzere
üç çeşit üniforması vardı. Erler ve küçük zabitlerin biri yeni, öteki gündelik olmak
üzerere iki üniforması bulunurdu. 1909 yılında çıkarılan “Elbise-i Askeriye
Nizamnamesi" ile ordu mensuplarının kıyafetleri yeniden düzenlenmiştir. Buna göre
üniforma genel olarak; serpuş denilen bir başlık, ceket, setre (merasim ceketi), düz ve
külot pantolon, kaput, pelerin, ayakkabı ve çizmeden oluşmaktadır. 1913 ve 1916
yıllarında nizamnamede bazı küçük değişiklikler yapılmakla beraber nizamname
esasları 1920 yılına kadar uygulanmıştır. 90
1911 yılında kabul edilen “Teçhizat Nizamnamesi” ne göre bir erin donatımı
ayrıntılı olarak belirlenmiş, bu esaslar I. Dünya Savaşı’nda da aynen uygulanmıştır.
Buna göre bir erin donatımı şunlardan oluşmaktadır: arka çantası, ekmek torbası,
matara, palaska, süngülük, kütüklük, portatif balta, kazma veya kürek, karavana,
beylik, kilim, portatif çadır ve 10–12 ere bir adet olmak üzere çadır.
Arka çantası piyade erlerine özel olup, içine erin demirbaş erzakı ve yedek
cephanesi konulurdu. Arka çantaları üzerine kaput, portatif çadır ve beylik
bağlanarak sırtta taşınırdı. Ekmek torbası içine ekmek vb. yiyecek maddelerinin
konulduğu bir malzemeydi.
Subaylar sefer zamanı beraberlerinde 70 cm boyunda, 40 cm eninde ve 30 cm
derinliğinde bir manevra sandığı taşırlardı. Genel olarak bir manevra sandığında; iki
kışlık, dört yazlık fanila veya gömlek, üç don, iki Frenk gömleği veya mintan, iki
gecelik (entari), altı çorap, altı mendil, üç havlu, iki ceket ve pantolon, iki çift dolak,
iki kalpak, iki çizme ve getrle birlikte fotin, bir elbise fırçası, bir diş fırçası veya
misvak, bir ustura, bir ayna, iğne, iplik, iki madeni tabak, çatal-kaşık ve bıçak, bir
sabun, mum ve portatif fener bulunurdu. Subayların üzerinde piyade teğmenleri için
bir arka çantası, ayrıca her subaya bir harita çantası, bir tabanca, bir dürbün, bir
matara ve düdük verilmesi kuraldı.91
90 Osmanlı Askeri Teşkilat ve Kıyafetleri, Askeri Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı Yayınları, İstanbul, 1986, s.25-26; TSK Tarihi, C.III, Ks.6., s.224-232. 91 TSK Tarihi, C.III, Ks.6., s.271-273.
26
B. Askeri ve Sosyo-Ekonomik Durum
1. Askeri Durum
Birinci Dünya Savaşı sonucu yenik düşen Osmanlı Devleti Mondros
Mütarekesi’ni imzalayarak sınırları içinde bulunan birçok arazi kesiminden çekilmiş,
elinde sadece Anadolu kalmıştır. Boşaltılan yerler işgale uğramaya başlamış olup,
ordu silahsızlandırılmaya ve terhis edilmeye subaylar da izne çıkarılmaya
başlanmıştır. Elde kalan ordu Anadolu’da toplanıp dokuz kolordu ve bunlara bağlı
olarak yirmi tümen şeklinde yeniden teşkilatlanmış olup 14 Mayıs 1919’da kara
ordusunun konuş ve kuruluşu EK-1’de belirtildiği gibidir.92
Mondros Mütarekesi gereği ve İngilizlerle yapılan görüşmeler sonucunda
Osmanlı Genelkurmayı 29 Mayıs 1919 tarihli bir yazısında er kadrosunu şöyle
hesaplamıştır; her tümende 2020 er yirmi tümen için toplam 40400 er, her kolordu
bağlısında 1567 er, dokuz kolordu için toplam 14013 er, ağır topçu birliğinde 900 er,
asker alma şube ve dairelerinde 5820 er olmak üzere toplam er kadrosu 61223’dür.93
Ordunun kadro dışında kalan fazla silah ve cephanesinin büyük kısmı
kullanılmaması için toplanmaya başlanmıştır. Bu kapsamda piyade tüfeklerinin
mekanizmaları, makineli tüfeklerin kapak takımları, top kamalarının bir kısmı
sökülerek İstanbul’da İtilaf devletleri gözetimindeki depolara, diğer kısmı daha sonra
gönderilmek üzere kolordu bölgesindeki depolara toplanmıştır. 1919 Ekim ayında
Anadolu’da işgal bölgeleri dışında kalan birliklerde 115.914 adet tüfek, 290 makineli
tüfek, 152 top, 12.317.450 piyade cephanesi ve 248.958 atım topçu cephanesi
bulunmaktadır.94
Birçok tümenin mevcudu firar, hastalık vb. sebeplerle kadronun altında olup,
1919 Mayıs ayında toplam askeri güç 50 bin civarındadır.95 Hem kadroların noksan
olması hem de işgal altındaki bölgede bulunan beş tümenlik kayıp göz önüne
92 TİH Mondros Mütarekesi…, s.255–272. 93 a.g.e., s.255–272. 94 Geniş bilgi için bkz.: TİH Mondros Mütarekesi…, s.255-272. 95 Sabahattin Selek, Anadolu İhtilali, Kastaş Yayınları, İstanbul, 2000, s.21.
27
alındığında Anadolu’daki tüm Türk askeri gücü 19 Mayıs 1919 yılında 30–35 bin
arasındadır.96
Deniz Kuvvetleri Birinci Dünya Savaşı boyunca yıpranmış olup erleri de
terhis edildiği için bakım dahi yapılamamaktadır. Zaten mevcut gemiler de mütareke
hükümleri gereği enterne edilmiş olup kullanılabilir değildir.97
Mütarekeden sonra Filistin ve Suriye’den çekilebilen hava birlikleri
Konya’da, Irak’tan çekilenler Elazığ’da toplanmış olup diğer uçak ve malzemeleri de
İstanbul Yeşilköy’de toplanmıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında Harbiye Nezareti
bünyesinde bulunan “Kuvayi Havaiye Müfettiş-i Umumiliği” adı ile mevcut hava
teşkilatı, mütareke sonrasında kaldırılmıştır. 1919 yılı başlarında gene Harbiye
Nezaretine bağlı olarak “Kuvayi Havaiye Müfettişliği” kurulmuş ve İstanbul, İzmir,
Konya ve Erzincan’da tayyare istasyonları kurulması kararlaştırılmıştır. İstanbul
istasyonunda bulunan eğitim, keşif ve av maksatlı 45 uçaktan dört tanesi kısa bir
sürede uçabilecek durumdadır. Diğerleri gayrı faalidir. İzmir Gaziemir’de 5. Tayyare
bölüğü bünyesinde 8 adet uçak vardır. Ayrıca Güzelyalı’da 2–3 uçaktan mevcut bir
Deniz Tayyare bölüğü vardır. Konya’daki istasyonda Filistin ve Suriye’den çekilmiş
olan 3. ve 4. tayyare bölükleri vardır. Bu bölüklerde 4’ü keşif, 13’ü av toplam 17
uçak olup çoğu uçamaz durumdadır. Ayrıca Erzurum’da 7. ve 8. Tayyare
bölüklerinde 13 adet keşif ve av uçağı olup hepsi gayrı faaldir.98
2. Nüfus ve Sosyal Durum
Osmanlı toplumsal yapısı hanedan mensupları, büyük toprak sahipleri olan
ağa ve beyler, din bilginleri, devlet memurları ve subaylar, tüccar ve sanatkârlar,
esnaf, köylü ve işçi topluluklarından meydana gelmekteydi.99
Osmanlı Hükümetinin 1919 yılında 1914 yılı verilerine dayanarak yayınladığı
bir raporda Misakı Milli sınırları içindeki toplam nüfusun 14.118.968 olduğu, bunun
1.167.946’ sının Rum ve 587.900’ünün Ermeni olduğu tahmin edilmektedir. Rumlar
96 Müderrisoğlu, a.g.e., s.41. 97 TC Genelkurmay Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi Batı Cephesi, C.II, Ks.1, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1994, s.27–28. 98 a.g.e., s.29. 99 TİH İdari Faaliyetler, s.1.
28
genellikle Batı Anadolu, Doğu Trakya ve Karadeniz’de (Samsun-Trabzon arası),
Ermeniler ise Doğu Anadolu ve Osmaniye çevresinde yoğunlaşmıştır.100
Osmanlı İmparatorluğunun askeri gücü Anadolu’daki Türklere dayanmakta
olup, buradaki genç nüfus Trablusgarp, Balkan ve Birinci Dünya Savaşı sonucu
oldukça azalmıştır. Bu tarihte Anadolu’daki nüfusun çoğu yaşlılar, kadınlar ve
çocuklardan oluşmaktadır. Bu durum üretici tüketici dengesini bozmuş olduğundan
ekonomiye kötü bir biçimde yansımıştır. Uzun süren savaşlardan dolayı var olan
nüfus da yorgun ve bitkin durumdadır.101
3. Tarım
Dört yıl süren Birinci Dünya Savaşı sonucunda silâhaltına alınan asker ve
kayıplarla toplumsal yapı önemli değişikliklere uğramış, 18–35 yaşları arasındaki
erkek iş gücünde büyük açık meydana gelmiştir. Bu durum en çok tarım sektörünü
etkilemiştir. İş gücü ve toprak kayıpları sonucu savaştan önce 66 milyon dönüm olan
hububat ekim alanı, savaşın sonunda 35 milyon dönüme düşmüş, buğday üretimi
%47, kuru üzüm % 54, Fındık % 65 düşmüş, koyun sayısı % 45, keçi % 33 azalmış
ve savaş sonunda ülkede ciddi bir kıtlık tehlikesi baş göstermiştir. Aynı sebeplerle
hayvancılık da önemli oranda gerilemiştir.102
Nüfusunun %80’ninden fazlası kırsal alanda yaşayan ülke kendini
besleyemez durumdadır. Nitekim İstanbul’un buğday vb. tahıl ürünleri ihtiyacı
sürekli yurt dışından karşılanmaktadır. Milli Mücadelenin başında Anadolu; halkı
tarım kesiminde çalışan, fakat ekonominin bütünü üzerinde etkin bir rolü olmayan
tarım ülkesidir.103
Tarımsal araçların ve uygulanan yöntemlerin ilkelliği, genel olarak geçimlik
ekim yapılması ve nadasa bırakma nedeniyle tarımsal üretim düşüktür. Birinci Dünya
100 Tevfik Çavdar, Milli Mücadele Başlarken Sayılarla Vaziyet ve Manzara-i Umumiye, Milliyet Yayınları, 1971, s.15–16; ayrıca bkz.: Justin McCarty, Osmanlı Anadolu Topraklarındaki Müslüman ve Azınlık Nüfus (Osmanlı Anadolusu’nun Son Dönemi), Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1995. 101 Müderrisoğlu, a.g.e., s.19. 102 Eldem, a.g.e., s.160-165; Korkut Boratav, Türkiye İktisat Tarihi 1908-1985, Gerçek Yayınevi, İstanbul, 1988, s.11; Rifat Önsoy, “Milli Mücadele’nin Mali Kaynakları ve Dış Yardımlar”, Milli Mücadele Tarihi-Makaleler, AKDTYK Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2002, s.309-310. 103 Çavdar, s.25–30.
29
Savaşı sırasında üretici nüfus ve tarımsal hayvanların ordu emrine alınması tarımsal
işgücü açığı doğmuş, aşırı vergiler ve kamulaştırmalar üretimin daha da düşmesine
yol açarak tarım yıkım noktasına gelmiştir. Tarımsal üretim değerinin yüksek olduğu
Ege, Akdeniz ve Marmara bölgeleri de işgal altındadır.104
Savaş nedeni ile işgücünde meydana gelen açık getirilen çeşitli
yükümlülüklerle kapatılmaya çalışılmıştır. Bu kapsamda “Zirai Mükellefiyetin
Tatbik Suretine Dair Nizamname” 9 Ekim 1921 tarihinde uygulamaya konularak
çoban, traktör makinisti gibi tarımla ilgili işler yapanların askerlikleri ertelenmiştir.
Ayrıca devlet ürünleri zarar görmüş ve ihtiyacı olan çiftçilere çift hayvanı, tohumluk
vb. tarımsal girdileri sağlamaya çalışmıştır. Üretimi artırmak için çiftçiler yazlık ve
kışlık olmak üzere en az kırk dönüm araziyi ekmeğe mecbur edilmişler, ayrıca
askerde bulunanlar ile dul ve yetimlere ait arazinin değerlendirilmesi için halk
haftada bir defa imece usulü ile bu arazilerde çalışmakla görevlendirilmiştir. 105
4. Sanayi ve Ticaret
Osmanlı İmparatorluğu sanayi konusunda Avrupa’nın çok gerisinde olup, var
olan sanayide küçük sanayi denilen küçük işyerlerinin ürettiği ürünlere
dayanmaktadır. Küçük sanayide Avrupa ile rekabet edememekte özellikle dokuma
sanayi ve tekstil ürünlerinin %80’ni ithal edilmektedir. Saraçlık ve kundura imali de
küçük sanayinin elindedir. Osmanlı İmparatorluğu gerek özel teşebbüs için yeterli
sermaye birikimi olmaması, gerek gümrük duvarlarının düşük olması nedeniyle
Avrupa malları ile rekabet edemediğinden Batılı anlamda büyük bir sanayi
kuramamıştır.106
Milli Mücadele başlarında sanayi ile ilgili veriler 1913–1915 sanayi sayımı
verilerine dayanmaktadır. Bu sayım İstanbul, İzmir, Bursa, Manisa, Bandırma, Uşak
ve İzmit’i kapsamaktadır. Birinci Dünya Savaşı sırasında kayda değer bir sanayi
104 Ahmet Emin Yaman, “Kurtuluş Savaşı Ekonomisi ve Maliyesi”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Dergisi Atatürk Yolu, C.3, S.12, Ankara, Kasım 1993, s.420. 105 Eldem, a.g.e., s.161–167; Önsoy, a.g.m., s.310-311. 106 Çavdar, a.g.e., s.44-45.
30
yatırımı olmadığından bu rakamlar Kurtuluş Savaşı başlarında sanayi durumu
hakkında fikir vermesi açısından aşağıdaki gibidir:107
Sanayi kolu İstanbul İzmir Diğer
Gıda 45 23 10
Deri 11 12 -
Dokuma 15 8 55
Toprak 20 1 -
Ağaç 15 9 -
Kağıt 44 11 -
Kimya 5 8
Büyük sanayi olarak nitelendirilebilecek kuruluşların % 65-70’i İstanbul ve
İzmir’dedir. Bu işyerlerinden %8’i devlete, %92’si de özel sektöre aittir. Üretim
değerleri açısından karşılaştırıldığında var olan sanayinin %70’ini gıda, %12’sini
dokuma, % 8’ini deri, % 6’sını kâğıt sanayi geri kalanı da diğer sektörler
oluşturmaktadır. Sanayi kuruluşlarının da sermaye açısından %15’i Türklerin,
%50’si Rumların, %20’si Ermenilerin, %5’i Yahudilerin ve %10’u da yabancı
şirketlerin elindedir. Devletin elinde askeri üretime yönelik olarak sadece Askeri
Tahiniye Fabrikası, Beykoz Askeri Debbağ Fabrikaları, Levazımat-ı Umumiye
Askeriye Bez Fabrikası bulunmaktadır.108
Osmanlı ticaretinde sanayide olduğu gibi gayrimüslimler önemli bir rol
oynamışlardır. Devlete verdikleri bir tür vergi ile askerlikten muaf tutulmuş olup bu
durum ticarette etkin olmalarının yolunu açmıştır. 1912 yılı rakamlarına göre
ticarette Türklerin payı %15, Rumların %43, Ermenilerin %23, Yahudi ve
diğerlerinin %19’dur.109
5. Ekonomik Durum
1850 yılına kadar kayda değer bir dış borcu olmayan Osmanlı Devleti ilk defa
1854 yılındaki Kırım Savaşının harcamalarını karşılayabilmek için dış borç almıştır. 107 Çavdar, a.g.e., s.55-71. 108 Çavdar, a.g.e., s.55-71; ayrıca bkz.: Eldem, a.g.e., s.167-176. 109 TC Genelkurmay Başkanlığı, Türkiye’deki Gayri Müslimler (Sosyo Ekonomik Durum Analizi), Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1996, s.106–108.
31
Daha sonra da devam eden dış borç alımları sonucu Osmanlı Hükümeti dış borçları
ödeyemeyecek duruma gelmiş, 1881 yılında “Muharrem Kararnamesi” ile kurulan
“Duyunu Umumiye” yönetimi ülkenin birçok vergi gelir kalemine bu borçlara
karşılık olarak el koymuştur.110
1914 yılında Osmanlı Devletinin dış borcu 153,7 milyon Osmanlı Lirasıdır.
Borcun devletin gelirlerine oranı %28,2’dir. Milli Mücadele başlarında bu borç
olduğu gibi durmaktadır. 1914 yılında ithalatın %59,4’ü sanayi ürünleri, %25’i tahıl
ürünleri, %7’si hammaddeler, % 8,6’sı diğer maddelerden oluşmaktadır. İhracatın ise
% 45’i tahıl, % 38,4’ü hammaddeler, % 13’ü mamul maddeler, % 3,6 ‘sı ise diğer
maddelerden oluşmaktadır. Görüldüğü gibi Osmanlı genel olarak sanayi ürünleri
ithal etmekte buna karşılık çoğunlukla tarım ürünleri ve hammaddeler ihraç
etmektedir. İthal edilen sanayi ürünlerinin çoğu da yatırım ürünleri değil tüketim
ürünleridir. Mesela sanayi ürünleri içinde geçen giyecek malzemelerinin ithalattaki
payı % 31’dir. Yani ithalatın yarısını gıda ve giyim malzemeleri oluşturmaktadır.
1912 yılı verilerine göre ihracatın ithalatı karşılama oranı %50’dir yani yapılan
ihracatla ithalatın sadece yarısı karşılanabilmektedir.111
Birbirini izleyen savaşlar ve kaybedilen topraklar ile bozulan sosyoekonomik
yapı sonucu ekonomik yaşam gerilemiş, dış borçlar ve verilen ayrıcalıklar ile
ekonomik yönden Avrupa ülkelerinin denetimi altına girilmiştir. Az gelişmiş sanayi
ve ticaret Osmanlı tebaası gayrimüslimler ile yabancıların elinde olup, her türlü
ulaşım da yabancıların denetimindedir.112
1924 yılında E.G.Mears tarafından yayınlanan “Modern Türkiye” konulu bir
makalede; Yabancı sermayenin Osmanlı İmparatorluğu kadar etkili ve yaygın olduğu
bağımsız bir devletin olmadığı belirtilmiştir. Siyasi denetim sağlamanın en etkili
yollarından birinin sermaye kaynakları üzerinde egemenlik sağlanması olduğu ve bu
durumun ülkenin politik ve toplumsal hayatını da etki altına alacağının belirtildiği bu
yazıda, Osmanlı İmparatorluğu’nun büyük ölçüde dış mali çıkarlara ipotek edildiği
ifade edilmiştir.113
110 Çavdar, a.g.e., s.167. 111 Çavdar, a.g.e., s.171-176. 112 Yaman, a.g.m., s.417. 113 Boratav, a.g.e., s.11.
32
6. Ulaştırma
Milli Mücadelenin başlarında Anadolu’daki demir, kara ve deniz yollarının
durumu şöyledir:
Demiryolları
1.İstanbul-İzmit-Eskişehir-Ankara hattı (Anadolu Demiryolu)
2.Eskişehir-Afyon-Konya-Adana-Halep hattı (Bağdat Hattı)
3.Mersin-Tarsus-Adana hattı
4.İzmir-Aydın hattı
5.İzmir-Salihli-Alaşehir-Uşak-Afyon hattı
6.İzmir-Manisa-Soma-Bandırma hattı
7.Mudanya-Bursa hattı
Anadolu’daki demir yollarının uzunluğu yaklaşık 4000 km olup, bu hatların
tamamı yabancı şirketlerin elindedir. Bütün hatlardaki lokomotif sayısı 280, yolcu
vagonu 720, yük vagonu 4500’dür. Lokomotiflerden yaklaşık 100, vagonların da
3900 adedi faaldir. Yakıt en büyük problem olup yeterli kömür olmadığından
lokomotifler odunla çalışmaktadır.114 Ülkede mevcut demir yolu hattının büyük
kısmı işgal edilen bölgelerde olduğundan, Kurtuluş Savaşı’nda bunun yaklaşık 1000
km.’sinden faydalanılabilmiş, bu da genellikle Konya-Afyon-Eskişehir-Ankara ve
yakın çevresindeki hatlardır.115
Karayolları
Bu dönemde Anadolu’da mevsime göre açılıp kapanabilen, genişliği 3–5
metre arasında ham zeminli, kaba ve kısmen engebeli karayolları üç gruptan
oluşmaktadır.
a.Vilayet merkezini en yakın demiryolu istasyonuna veya posta merkezine
bağlayan 5 metre genişliğinde yollar,
b.Vilayet merkezlerini, kazaları ve limanları birbirine bağlayan 4 metre
genişliğinde yollar,
c.Köyleri kaza ve vilayetlere bağlayan 3 metrelik ilkel yollar.
114 Çavdar, a.g.e., s.81; Önsoy, a.g.m., s.306. 115 TİH İdari Faaliyetler, s.197; Önsoy, a.g.m., s.306.
33
Yukarıdaki ilkel niteliklere sahip yaklaşık 9.711 kilometre karayolu olduğu
tahmin edilmektedir. Bunun 3.477 kilometresi bakıma muhtaç, 3.283 kilometresi
sürekli bakım isteyen, 3206 kilometresi de yeniden yapılması gereken yol
niteliğindedir.
1919 Yılında Türkiye’de yaklaşık 1000 otomobil mevcut olup bunun yaklaşık
100 adedi İzmir hariç Anadolu’dadır.116
Denizyolları
Osmanlı Döneminde kabotaj hakkı olmadığından deniz ulaşımı çok zayıf
kalmıştır. Birinci Dünya Savaşı sonunda 50 bin tonluk kapasiteye sahip bir buharlı
gemi filosu vardır. Bunların 6 tanesi 3 bin tondan fazla olup geriye kalan ve sayısı
bilinmeyen taka, motor vb. küçük gemiler Milli Mücadelenin tek deniz ulaşım filosu
olarak kullanılmıştır.117
116 Çavdar, a.g.e., s.81; Eldem, a.g.e., s.201-202. 117 Çavdar, a.g.e., s.85.
34
II. BÖLÜM
KUVAY-İ MİLLİYE DÖNEMİNDE LEVAZIM İKMAL FAALİYETLERİ
A. Kuvay-i Milliye’nin Doğuşu ve Örgütlenmesi
1. İzmir’in İşgali
İzmir’in işgal edileceğine dair duyumların artması üzerine İzmir Müdafaa-i
Hukuku Osmaniye Cemiyeti alınabilecek tedbirleri görüşmek üzere 17–19 Mart 1919
tarihinde bir kongre toplamıştır. Bu kongreye Aydın vilayeti, Karesi (Balıkesir) ve
Menteşe (Aydın) sancakları dahilinde 37 belediye başkanı, 37 müftü ve belediye
genel meclis üyesi ile halk kesimlerinin temsilcilerinden oluşan 165 delege
katılmıştır. Bu kongreye katılanlar daha sonra bölgelerine döndüklerinde direniş ve
teşkilatlanma için çalışmışlardır. Bu bakımdan bu kongrenin Batı Anadolu’daki
teşkilatlanma çalışmaları açısından önemi büyüktür.118
4 Mayıs 1919 sabahı İngiliz amirali Calthorpe İzmir ve civarının işgal
edileceğini bildiren notayı İzmir valisi İzzet Bey ile İzmir’deki 17. Kolordu
Komutanı Ali Nadir Paşa’ya vermiş, o da durumu Harbiye Nezaretine bildirmiştir.
Gelen cevapta işgale uyulması belirtilmektedir. Bunun üzerine Ali Nadir Paşa işgale
karşı konulmaması ve bütün subay ve eratın toplu halde bulunması emrini verir.119
İzmir’in işgal edileceğinin halk arasında duyulması üzerine halk resmi
binaların etrafında toplanmaya başlamıştır. Konak meydanında toplanan bir grup
daha sonra Sultani mektebine giderek toplantı düzenlemiş, derhal bir Redd-i İlhak
heyeti oluşturularak miting yapılması kararlaştırılmış ve el ilanları ile halk mitinge
çağrılmıştır. Gece yarısı Redd-i İlhak heyeti tarafından sabah tüm yurda çekilmek
üzere bir telgraf hazırlanır.120
118 Adnan Sofuoğlu, Kuvay-ı Milliye Döneminde Kuzey Batı Anadolu, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1994, s.51-52; ayrıca bkz.: Mustafa Albayrak, Milli Mücadele Dönemi’nde Batı Anadolu Kongreleri, AKDTYK Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 1988, s.41-51. 119 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.1, s.35–36. 120 Sofuoğlu, a.g.e., s.57–58.
35
Yunan 1. Tümeni 15 Mayıs 1919 günü Midilli’den hareket ederek 8.40’ta
İzmir’de karaya çıkmaya başlamıştır. Binlerce Rum kordon boyunda Yunan
birliklerini karşılamaya gelmiştir.121 İzmir’in işgali, hemen ardından Yunanlılar
tarafından baskı ve katliamlara girişilmesi bütün ülkede şiddetli tepki ve protestolara
yol açmıştır.
İzmir’in işgali yurt çapında büyük infiale sebep olmuş, İzmir’den çekilen
telgraf ülkede büyük etki yapmış ve Amiral Calthorpe’a birkaç gün içinde 675
yerden protesto telgrafı gelmiştir.122 Ayrıca ülkenin çeşitli yerlerinden İtilaf
devletlerinin temsilciliklerine ve İstanbul Hükümetine de protesto telgrafları
çekilmekte olup, başta İstanbul olmak üzere yurdun çeşitli yerlerinde işgale karşı
protesto mitingleri düzenlenmeye başlanmıştır.123
Yenik ve umudu kırılmış Türk halkı itilaf devletlerinin bütün isteklerini
kabule hazır görünmektedir ta ki Yunan ordusu İzmir’e çıkana dek. Mayıs 1919 da
Yunanlıların İzmir’e çıkması halkta büyük bir öfke meydana getirmiştir. Batının
güçlü devletlerinin işgali bir noktaya kadar hazmedilebilmiş, ancak Türklere tabi eski
bir ulusun Anadolu’nun kalbine saldırması büyük bir infiale yol açmıştır.124
İşgalin ardından Ege bölgesinde “Müdafaa-i Hukuk”, “İlhakı Red Heyeti
Milliyesi”, “Hareketi Milliye Reddi İlhak” adları ile çeşitli direniş örgütleri
kurulmaya başlanmıştır. Batı Anadolu’daki Kuvay-i Milliye hareketinin yanı sıra,
Doğu ve Batı Trakya’da bağımsız bir Türk bölgesi kurulması amacıyla Trakya’da
“Trakya Paşaeli Cemiyeti”, Doğu illerini Ermenilere karşı savunmak amacıyla
İstanbul’da “Vilayatı Şarkiye Müdaafayi hukuku Milliye Cemiyeti”, Karadeniz’de
Rumların gerçekleştirmek istedikleri Pontus devletine karşıda “Trabzon Müdafaayı
Hukuku Milliye Cemiyeti” gibi cemiyetler kurulmuştur.125
İzmir’in ve ardından Aydın ve Manisa’nın işgal edilmesi üzerine Mustafa
Kemal Paşa tarafından 28 Mayıs 1919’da valilere ve bağımsız mutasarrıflıklara,
Erzurum’da 15. ve Diyarbakır’da 13. Kolordu Komutanlıklarına, Konya’da Ordu
Müfettişliğine bir genelge gönderilmiştir. Bu genelge ile işgallerden haberi olmayan 121 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.1, s.42. 122 Gotthard Jaeschke, Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri, Çeviren: Cemal Köprülü, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1991, s.80. 123 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.1, s.49–50. 124 Lewis, a.g.e., s.241. 125 Aybars, a.g.e., s.125–132; TİH İdari Faaliyetler, s.28.
36
kesimlerin haberdar edilmesi amaçlanmış olup, işgalleri protesto için büyük gösteri
ve toplantılar yapılması istenmiş, ayrıca yabancı devletlerin temsilcilikleri ile
hükümete telgraf çekilerek halkın tepkisinin gösterilmesi istenmiştir.126
Daha önce itilaf devletlerinin işgal ettiği yerler için bu derecede bir tepki
oluşmamışken İzmir’le ilgili oluşan bu tepki bir dönüm noktası olmuştur. İzmir’le
ilgili Mondros Mütarekesi’nde hiçbir hüküm olmaması, ayrıca daha önce bir Osmanlı
vilayeti olan Yunanistan tarafından işgal edilmesi tepkinin en büyük sebepleridir.127
2. Kuvay-i Milliyenin Doğuşu ve Yapısı
Kuvay-i Milliye deyiminin ilk kez kim tarafından ve nasıl kullanıldığı
bilinmemekle beraber, 1877–1878 Osmanlı Rus savaşı ve Balkan savaşı sırasında
sivil halkın direnişi ve örgütlenmesi için kullanıldığı bilinmektedir.128 1917 yılında
Harbiye Nezareti bünyesinde olası bir yenilgi ve Anadolu’nun işgaline karşı detaylı
direniş planlarının hazırlanması konusunda çalışmalar yapıldığı bilinmektedir.129
Yine bir başka kaynakta direniş hareketlerinin Çanakkale savaşlarında düşünülüp
planlandığı, ancak Çanakkale zaferi nedeniyle ertelenmiş olduğu, Mondros’tan sonra
bu planların tekrar ele alındığı ve direniş hareketi oluşturanların subaylar ve Teşkilatı
Mahsusa’nın eski elemanları olduğu belirtilmektedir.130
Kuvay-i Milliye deyimi milli mücadelede iki anlamda kullanılmıştır. Birincisi
“Milli Kuvvetler” yani milis gücü (gayri nizami askeri birlikler) anlamında. Diğer
anlamı ise daha geniş olup milli mücadeleyi bir bütün olarak ifade eder. Bu anlamda
“Müdafaa-i Hukuk” ve “Reddi İlhak” teşkilatları, “Heyeti Milliyeler”, kongreler,
bunlara yardımcı organlar ve ordu milli kuvvetleri oluşturmaktadır. Milli kuvvetlerin
Osmanlı Devleti ile hukuki ve siyasi hiçbir ilgisi yoktur. Bu kapsamdaki her türlü
hareket millete dayanmakta ve onun adına yapılmaktadır.131 Mustafa Kemal meclis
126 Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, Alfa Yayınları, İstanbul, 2005, s.21–22. 127 Sina Akşin, İstanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele, Cem Yayınevi, İstanbul, 1983, s.274–276. 128 Aybars, a.g.e., s.150. 129 Cemal Kutay, Milli Mücadelede Öncekiler ve Sonrakiler, Tarih Yayınları, İstanbul, 1963, s.6–25. 130 Erık Jan Zürcher, Milli Mücadelede İttihatçılık, Çeviren: Nüzhet Salihoğlu, Bağlam Yayınları, İstanbul, 1987, s.127–189. 131 Selek, a.g.e., s.120; Alev Coşkun, Kuvayı Milliye’nin Kuruluşu, Çağdaş Yayınları, İstanbul, 1997, s.74-75.
37
kürsüsünden yaptığı bir konuşmada şöyle demiştir: “Batı Cephesine, işte Kuvay-i
Milliye diyoruz. Hâlbuki hepimiz Kuvay-i Milliyeyiz. Bildiğiniz gibi Ordu Kuvay-i
Milliyedir.”132 Bir başka tanıma göre Kuvay-i Milliye: “Mondros Ateşkesi
sonrasında İstanbul’daki merkezi hükümetin gücünü yitirmesi, Anadolu’nun idari,
mali, sosyal sorunlarına ve işgalcilerin yarattıkları olumsuzluklara bir çözüm
getirmemesi sonucu yaşanan felaketlerin karşısında, Anadolu insanlarının
aralarında güç birliği etmesi ile oluşan ve ilk kurşunla başlayıp, 23 Nisan 1920’de
hukuksal bir nitelik kazanarak devam eden, daha sonra da Türkiye Cumhuriyetini
kuran maddi ve manevi gücün adıdır. Kuvay-i Milliye yasal değil ancak
meşrudur.”133
Bir kaynağa göre Kuvay-i Milliye terimi ilk defa yaygın bir şekilde Ayvalık
bölgesindeki milli kuvvetler için kullanılmaya başlanmıştır.134 Başka bir kaynağa
göre ise; Kuvay-i Milliye ismi ilk önce İzmir bölgesindeki silahlı direnişçilere
verildiği halde, daha sonra bütün milli hareketi kapsayacak şekilde kullanılmıştır.
Sonuç olarak 22 Haziran 1920’de başlayan büyük Yunan taarruzuna kadar
benimsenen savunma modeli Kuvay-i Milliye ya da milis gücü modeli olmuştur.135.
Kuvay-i Milliye birliklerinin milli bir nitelik taşımakla beraber hükümetle
resmen ilgisinin olmaması amaçlanmıştır. Bundaki kasıt hükümetin mütareke
hükümleri gereği itilaf devletleri karşısında zor duruma düşmemesiyle birlikte,
ordunun düşman karşısına çıkacak gücünün de olmamasıdır. Bununla beraber bu
kuvvetler el altından ordunun silah ve cephanesi ile donatılmış, ordu birliklerinin
subay ve erleri de milli kuvvetlerle beraber resmi sıfat taşımadan Kuvay-i Milliye
maskesi altında direnişi hem kontrol etmişler hem de fiilen iştirak etmişlerdir.136
Kuvay-i Milliye’yi örgütleyenler genel olarak terhis edilmiş Osmanlı
birliklerinin subayları, İzmir’in işgalinden sonra iç kesimlere çekilip direnişe karar
veren subaylar, İttihat ve Terakki döneminde tayin edilen milliyetçi kaymakamlar,
132 TBMM Gizli Celse Zabıtları, C.I, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1985, s.275. 133 Albayrak, a.g.e., s.63. 134 Mücteba İlgürel, Milli Mücadele’de Balıkesir Kongreleri, AKDTYK Atatürk Araştırma Merkezi, İstanbul, 1999, s.29. 135 İrfan Paksoy, “Milli Mücadele’de Düzenli Ordu’ya Geçiş Süreci”, Askeri Tarih Bülteni, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Sayı:41, Ağustos 1996, s.107. 136 M.Şefik Aker, İstiklal Harbinde 57. Tümen ve Aydın Milli Cidali, C.I, Askeri Matbaa, İstanbul, Mart 1937, s.5.
38
Ermeni tehciri ya da savaş suçlusu olarak suçlanıp tutuklanma ihtimali bulunan
yöneticilerdir.
Kuvay-i Milliye birlikleri genel olarak; eşkıya ve zeybekler, asker kaçakları,
yargıdan kaçanlar, mahkûmlar, maceraperestler, askere alma şeklinde toplananlar ve
gönüllülerden oluşmuştur. Bunlara komuta edenler ise; efeler, komitacılar, sivil
komutanlar (eşraf, kaymakam vb.), ve subaylardan oluşmaktadır. Efeler genellikle
Ege bölgesine özgü Zeybek çetelerinin reisleridir. Komitacılar; Osmanlı
İmparatorluğunun son dönemlerinde, Balkanlar’da komitacılık faaliyetlerinde
bulunanlardır. Sivil komutanlar ise genelde bölgenin eşraf ve ileri gelenleri ile mülki
ve idari amirlerden meydana gelmektedir. Kendiliğinden veya daha üst makamların
emriyle bu birliklerde görev alan subaylar olduğu gibi, emekli olmuş subaylar
arasından da gönüllü olarak mücadeleye katılanlar olmuştur.137
Batı Anadolu’da sivil kökenli milli kuvvetler genellikle bulundukları bölge
veya bağlı oldukları efenin adına göre isimlendirilmişlerdir. Kuvay-i Milliye
birliklerinin bir genel komutanı ayrıca birde cephe komutanı olup, iki oymaktan
oluşmaktadır. Birinci oymağa müfreze, ikincisine de posta denilmekteydi.
Müfrezeler 50 kişilik olup komutanlarına “müfreze kumandanı”, postalar ise 15
kişiden oluşup komutanlarına “posta başı” denilmekteydi. Ayrıca her müfrezenin
subay kökenli ve askeri konularda sivil komutanlara danışmanlık eden bir görevlisi
de bulunmaktaydı.138
Kuvay-i Milliye birlikleri ordu gibi disiplinli bir yapıda olmadıklarından,
mevcutları sürekli olarak değişkenlik göstermiştir. Bunun en önemli nedeni bu
birliklerin genel olarak gönüllülük esasına dayanmasıdır. Bir diğer neden ise ikmal
ve iaşe yükünü azaltmak amacı ile düşman harekâtının durakladığı dönemlerde birlik
mevcutlarının özellikle azaltılmasıdır.139
1920 yılı sonlarına kadar gerek siyasi açıdan, gerekse ordunun açıkça düşman
karşısına çıkacak gücü olmadığından işgale karşı ilk direniş, Kuvay-i Milliye denilen
milis güçleri tarafından yapılmıştır. Yunanlıların İzmir’e çıkarak işgale başlamaları
üzerine kısmen oluşmaya başlayan milis gücü, Osmanlı Hükümetinin işgale karşı
137 Sofuoğlu, a.g.e., s.131; Selek., a.g.e., s.123-126; Albayrak, a.g.e., s.72-80. 138 Enver Behnan Şapolyo, Kuvay-i Milliye Tarihi, Ayyıldız Matbaası, Ankara, 1957, s.48. 139 Selek., a.g.e., s.127
39
gelinmemesi yönündeki telkin ve emirlerin de etkisiyle o günün şartları altında
zorunlu olarak ortaya çıkmış ve düzenli ordu kurulana kadar işgale karşı duran tek
güç olmuştur. Düzenli ordu kuruluncaya kadar Kuvay-i Milliye birliklerinin düşmana
karşı mücadelenin yanında, iç ayaklanmaların bastırılması ve düzenli ordunun
toparlanmasına zaman kazandırılması konusunda önemli yararları olmuştur.140
3. Kuvay-i Milliye’nin Örgütlenmesi
Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Anadolu’ya geçmesinden önce çeşitli yörelerde
halk savunma çareleri düşünmek için kongreler ve cemiyetler şeklinde toplanmaya
başlamıştır.141 İzmir’in Yunanlılarca işgali ve işgalin genişlemesi üzerine sivil
direniş arayışları ve faaliyetleri artmıştır.
Osmanlı Genelkurmayı ve Harbiye Nezareti on günlük bir tereddütten sonra
ilk başlarda direnişi destekler ve teşvik eder bir tavır almıştır. Harbiye Nezareti
direnişten yana tavır almakla beraber eldeki mevcut nizami birliklerin direnişe
müsait olmadığını ve oluşabilecek bir hareketin ordu hareketi gibi görünüp itilaf
devletlerinin tepkisini çekeceğini düşünmekte, bundan dolayı direnişin askeri bir
nitelik kazanmasını istemediğinden nasıl bir teşkilatla direniş yapılacağı belli
değildir. Mütarekeden sonra Batı Anadolu’daki birliklerin mevcutları toplu firarlar
karşısında oldukça azalmış olup nöbet tutacak er dahi kalmamıştır.142
Burdur Askerlik Şubesi Başkanı İsmail Hakkı Beyin halka dayalı bir direniş
teşkilatı oluşturulması teklifi üzerine, 57. Tümen komutanı Albay Şefik Harbiye
Nezaretine çektiği bir raporla direniş için Kuvay-i Milliye teşkilatı kurmanın en iyi
önlem olacağını belirtmiştir.143
Osmanlı Hükümeti Yunanlıların İzmir’i işgali sonrası meydana gelen direniş
hareketini bir süre desteklemiş, ancak 18 Haziran 1919’da yayınladığı bir genelge ile
Kuvay-i Milliye Hareketini yasaklamıştır.144
140 Selek., a.g.e., s.121-122. 141 Samet Ağaoğlu, Kuvayi Milliye Ruhu, Kültür Bakanlığı, Ankara, 1987, s.153. 142 Sofuoğlu, a.g.e., s.65-67. 143 Sofuoğlu, a.g.e., s.68. 144 Akşin, a.g.e., s.388; Sofuoğlu, a.g.e., s.122-125.
40
İzmir’in işgali ardından işgale karşı direnmenin İstanbul Hükümetince kabul
edilmemesinden dolayı, düzenli ordu birliklerinin duruma açıkça müdahale etmesi
zorlaştığından, 17. Kolordu komutan vekili Albay Bekir Sami ile 57. Tümen
komutanı Albay Şefik mücadelenin Kuvay-i Milliye örgütlenmesi şeklinde yapılması
için çalışmalara başlamıştır. Batı Anadolu milli direniş hareketlerinin ilk kez ortaya
çıkması, halkın örgütlenmesi ve özelikle direnişin silahlı direnişe dönüştürülmesinde
bölgede görev yapan komutanlar birinci derecede etken olmuşlardır.145
İzmir’in işgalinden sonraki ilk on beş gün herhangi bir direniş görülmemiştir.
İzmir’ in işgali ardından 15 gün içinde Aydın, Ayvalık ve Ödemiş’in işgal edilmesi
ve yukarıda belirtilen komutanların yaptıkları çalışmalar, direniş konusunda ilk
günlerde tereddüt eden halkta savunma ruhunun uyanmasına ve Kuvay-i Milliye
fikrinin gelişip yayılmasına neden olmuştur. Yunan Ordusu’na karşı ilk silahlı direniş
29 Mayıs 1919’da Ayvalık’ta 172. Alay komutanı Ali Bey komutasındaki 24 subay
ve 15 askerden oluşan birlik tarafından verilmiştir. Sadece sivil milis güçlerinden
oluşan ilk silahlı direniş ise 31 Mayıs 1919’da Ödemiş’te Yüzbaşı Tahir Bey
komutasında verilmiş olup, Ege bölgesindeki ilk Kuvay-i Milliye birlikleri de;
Ayvalık, Soma, Akhisar, Salihli ve Aydın bölgelerinde kurulmuştur.146
İzmir’in işgalinden sonra Ege bölgesinde teşkil edilen milli cephelerin
durumu aşağıdaki gibidir:
Ayvalık Bölgesi:
172. Alayla Burhaniye, Ayvalık ve Edremit ilçe halklarının teşkil ettiği 500–
600 kişilik milli kuvvetler Ayvalık’ın doğu sırtlarında cephe almıştı. Karşısında bir
Yunan piyade alayı bulunmakta idi. 29 Mayıs 1919- 26 Haziran 1920 arası faaliyet
göstermiştir.
Soma Bölgesi:
188. Alaydan 100 kişilik bir nizamiye müfrezesi Soma, Kırkağaç, Bergama
ilçeleri ile Savaştepe (Giresun) halkından meydana gelen milli kuvvetler toplam 700
kişi idi. Bunlar Kınık-Soma arasında mevzilenmiş olup karşılarında birisi
145 TİH İdari Faaliyetler, s.10; Rahmi Apak, Garp Cephesi Nasıl Kuruldu, TTK Basımevi, Ankara, 1990, s.17–18; Hamdi Gürler, “Batı Anadolu Kuva-yı Milliye Hareketlerinin Ortaya Çıkmasında Ordunun Rolü”, Beşinci Askeri Seminer Bildirileri, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1996, s.421. 146 Kazım Özalp, Milli Mücadele 1919–1922, C.I, AKDTYK TTK Yayınları, TTK Basımevi, Ankara, 1988, s.13–15; İlgürel, a.g.e., s.35–37; Coşkun, a.g.e., s.23, 103–107; TİH İdari Faaliyetler, s.11.
41
Bergama’da diğeri milli kuvvetlerin karşısında olmak üzere iki Yunan alayı
bulunmakta idi. 9 Haziran 1919–23 Haziran 1920 arası faaliyet göstermiştir.
Akhisar Bölgesi:
188. Alaydan 100 kişilik bir nizamiye müfrezesi 14. Süvari Alayından bir
süvari ve bir ağır makineli tüfek bölüğü, Akhisar ilçesi ve Marmara Bucağı
halkından meydana gelen milli kuvvetler Manisa ve Menemen arasında düzen
almışlardı. Toplam sayıları 800 kişi kadardı. Karşılarında Manisa’da 2. Yunan
tümeninden bir alay bulunuyordu. 9 Haziran 1919 – 23 Haziran 1920 arası faaliyet
göstermiştir.
Salihli Bölgesi:
609 Piyade ve 1785 süvariden oluşan milli kuvvetler bulunmakta idi.
Bunların karşısında Manisa’daki 2. Yunan tümeninden bir alay bulunmaktaydı. 22
Haziran 1919 – 23 Haziran 1920 arası faaliyet göstermiştir.
Aydın Bölgesi:
Bu bölgede toplam 1920 piyade eri, 17 süvari bulunmakta idi. Karşılarında
dokuz piyade taburu ve bir topçu taburundan oluşan 1. Yunan tümeni
bulunuyordu.12 Haziran 1919 – 27 Haziran 1920 arası faaliyet göstermiştir.
Yukarıda açıklanan Batı Anadolu’daki milli kuvvetler her zaman aynı
mevcudu koruyamamış, insan ve malzeme açısından zaman içinde değişiklikler
göstermiştir. 147
İzmir’in işgalinden sonraki bir buçuk aylık zaman içerisinde Kuvay-i
Milliye’nin cephe teşkilatı kısmen oluşmuş, Yunan ordusunun ileri harekâtı da
Temmuz ayının son haftası durmuştur. Kuvay-i Milliye liderleri gelecekteki harekât,
idari ve lojistik desteği bir takım esaslara bağlamak amacı ile çeşitli kongreler
düzenlemişlerdir.148
İzmir’in işgaline tepki olarak kurulan ve önceki bölümde bahsedilen örgütler
halkı işgale karşı direniş için bilinçlendirme ve örgütlenme çalışmalarına
başlamışlardı. Bundan sonra oluşan cephelerin organize edilmesi, bu cephelere asker
sağlanması, idari esasların tespit edilmesi ve ihtiyaçların temin edilmesi
gerekmekteydi. Bu maksatla Ayvalık, Soma ve Akhisar’dan temsilcilerinde katılımı
147 TİH İdari Faaliyetler, s.10. 148 a.g.e., s.23.
42
ile 28 Haziran -12 Temmuz tarihleri arasında Balıkesir’de bir kongre toplandı.
Kongre sonunda para ve milis toplanmasına, idari ve lojistik faaliyetleri yürütmek
için komisyonlar kurulmasına karar verilmiştir.149
Batı Anadolu’nun kuzeyinde gelişen ve büyüyen Kuvay-i Milliye’nin yeni bir
düzene sokulması, idari ve lojistik faaliyetlerinin belirli esaslara bağlanması ve mali
kaynakların düzenlenmesi amacı ile 26 Temmuz 1919’da Balıkesir’de ikinci kongre
düzenlemiştir. Bu kongrede lojistik faaliyetler ve örgütlenme ilgili aşağıdaki kararlar
alınmıştır;
1. Balıkesir ve diğer ilçelerde Maliye ve Levazım teşkilatları kurulacak, ilçe
ve bucaklardan silâhaltına alınanların giderleri daha sonra genel giderlerden
düşülmek üzere ilçe ve bucaklara ait olacak, başlarında eşraftan bir kişi bulunacak ve
cephede bunlarla beraber kalacaktır.
2. Amaca varmak ve mücadeleyi birleştirmek amacı ile bir merkez kurulu
(Heyeti Merkeziye) kurulacak ve görevleri belirtilecektir.
3. Merkez kurula Balıkesir’den iki, Ayvalık, Bandırma, Akhisar ve
Soma’dan birer üyenin alınmasına karar verilmiştir (Bu kurulun bir görevi de bir
bölgeden diğerine gönderme işlemi olduğunda bunların beslenmesine aracılık
etmektir).
4. Cephelerdeki bütün askerlerin yedirilmesi, giydirilmesi, tedavileri,
teçhizatın tamamlanması ve yedek bölükler bulundurulması konularını düşünüp
zamanında hizmetin yürütülmesi için cephe gerilerinde bu işlerle görevli birer menzil
müfettişliği bulundurulması uygun görülmüştür.
5. Genel giderlerin her yerin büyüklüğü ve zenginliği oranında bölünmesi
uygun görülmüş ve genel giderlerin % 21’inin Balıkesir, %17’sinin Edremit,
%7’sinin Burhaniye, % 4’nün Balya, % 10’nun Bandırma, % 6’sının Gönen, %
4’nün Sındırgı, % 4’nün Gördes, % 5’inin Soma, % 2’sinin Bergama tarafından
karşılanmasına karar verilmiştir.
6. Menzil örgütü Ayvalık, Soma ve Akhisar cephelerinde olacak ve
bunlardan Ayvalık “1” , Bergama ve Soma”2”, Akhisar “3” numaralı menzil
müfettişliği adını alacaktır.
149 Özalp, a.g.e., s.38, ayrıca bkz.: İlgürel, a.g.e., s.87-100.
43
7. Subaylara ve erlere verilecek maaş ve ikramiye bölgelerin takdir ve
yetkisine bırakılmıştır.
8. Hububat ve diğer yiyecek maddelerinin İzmir’e gönderilmesinin
önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması ile Merkez Kurulu yetkilidir.
9. Her ilçe kurulu göndereceği komutan ve erlere birer belge verecektir.
Bundan dolayı, komutanlar milli orduya girecek olan subaylar ve erlerden belgesiz
olanları kabul etmeyecek, belgelerde almış oldukları eşya ve paranın miktarı yazılı
olacaktır.
10. Merkez kurulunun hesaplarını tutmak ve işlemlerini yürütmek için yeteri
kadar sayman ve memur çalıştırılması ve bunlara verilecek maaşın miktarının tayini
konusu Merkez Kurulunun yetkileri arasındadır.150
Yunanlıların Aydını işgalinden sonra bu bölgede ve Nazilli çevresindeki
Kuvay-i Milliye hareketine idari, lojistik ve mali bir yön vermek amacı ile 6 Ağustos
1919’da Nazilli kongresi toplanmıştır. Bu kongreye Aydın, Denizli ve Muğla
illerinden gelen temsilcilerde katılmışlardır. Nazilli Kongresinde aşağıdaki kararlar
alınmıştır;
1. Cephelere yeteri kadar savaşçı temin etmek, bunları silahlandırıp
beslenmelerini sağlamak Heyeti Milliye’nin başlıca görevidir.
2. Cephe gerisinde bulunan şehir, kasaba ve köylerin korunması ve iç
güvenliklerinin sağlanması için kurulacak silahlı kuvvetin miktarı Heyeti Milliye
tarafından belirlenir ve beslenmeleri bu heyet tarafından sağlanır.
3. Heyeti Milliye gerekli göreceği yerlerde memur ve hizmetlileri ücret
karşılığı çalıştırmaya yetkilidir.
4. Heyeti Milliye’nin gerek cephe gerek cephe gerisi giderleri halkın mal ve
para şeklinde yaptığı bağışlar yani “Ayni ve Nakdi Teberru” şeklinde karşılanır.
Yapılacak bağışların miktarı ihtiyar heyetleri ve bilirkişiler tarafından verilecek
bilgiler dikkate alınarak Heyeti Milliyeler tarafından belirlenir ve tahsil edilir.
Bağışta bulunmaktan kaçınanların cezaları Kuvay-i Milliye’nin müfreze komutanları
tarafından belirlenir ve uygulanır. 150 Kongre kararlarının tam metni için bkz.: Hacim Muhittin Çarıklı, Balıkesir ve Alaşehir Kongreleri ve Hacim Muhittin Çarıklı’nın Kuvayı Milliye Hatıraları, Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Yayınları, Ankara Üniversitesi Basımevi, 1967, s.112-115; Özalp, a.g.e., s.43-46; İlgürel, a.g.e., s.101-122.
44
5. Cephede bulunan savaşçıların geride bıraktıkları ailelerinden yardıma
muhtaç olanlara Heyeti Milliye tarafından yardım edilir.
6. Yunan işgali nedeni ile içerilere göç edenler ile cephede bulunan
savaşçıların ailelerinden muhtaç durumda olanlara dağıtılmak üzere aşar
ambarlarında bulunan buğdayın Heyeti Milliye emrine verilmesi İstanbul
Hükümetinden istenecektir.
7. Silâhaltına çağrılanlardan 100 lira bağışta bulunanlar kendi işleri ile
uğraşmak koşulu ile 3 ay süre ile silâhaltına alınmazlar.
8. Heyeti Milliye Başkan ve üyeleri ile Askerlik Mükellefiyeti Kanunu’na
göre askerlikten muaf tutulanlar silâhaltına çağrılmazlar.
9. Heyeti Milliyelerin görev ve hizmetlerini teftiş için, Kongre Genel
Kurulunun gözetimi altında ve hiçbir Heyeti Milliye teşkilatına bağlı olmamak
şartıyla müfettişlerin düzenleyecekleri raporlar doğrudan Kongre Genel Kuruluna
verilir. Müfettişler suçlu buldukları Heyeti Milliye üye ve memurlarına işten el
çektirmeye ve yerlerine başkalarını atamaya yetkilidirler.
10. Genel Merkez, Nazilli, Denizli ve Muğla şubelerinde; maliye, haber
alma, ulaştırma, satın alma ve sağlık daireleri kurulacak, bu dairelerin müdürleri
Heyeti Milliyelerin doğal üyesi sayılacaktır.
11. Heyeti Milliyelerin bağış yolu ile elde edecekleri gelir fazlası derhal
genel merkeze gönderilecektir.
12. Gerek Heyeti Milliye merkezinin, gerekse bunlara bağlı şubelerin
görevleri ve bunlar hakkında yapılacak teftişler, halen yürürlükte olan kanun ve
nizamlara tabidir. 151
Balıkesir ve Nazilli Kongrelerinde ilk defa Kuvay-i Milliye birliklerine bir
düzen sağlamak için bir takım kararlar alınmıştır. Balıkesir Kongresine sadece
Balıkesir, Nazilli Kongresine de sadece Nazilli çevresindeki il ve ilçeler
katıldığından alınan kararlarda sadece buralarda uygulanmış, Yunan işgali altında
olan tüm bölgede genel bir düzen sağlanamamıştır. Batı Anadolu’nun kuzeyinde
sağlanan idari ve lojistik desteğin orta kesimde de sağlanması, Yunanlılarla cephe
teması olan bütün Ege bölgesi Kuvay-i Milliye hareketinde, emir komuta ile idari ve
151 Müderrisoğu, a.g.e., s.217-219; ayrıca bkz., Albayrak, a.g.e., s.108-112.
45
lojistik konularda birlik sağlanması amacıyla Alaşehir’de yeni bir kongre kararı
alınmıştır. Alaşehir Kongresi Yunanlılarla cephe teması olan bütün Ege bölgesi
Kuvay-i Milliye hareketine bir yön vermek amacı ile 16–25 Ağustos 1919 tarihleri
arasında Alaşehir’de toplanmıştır. Aydın ve Nazilli bölgeleri buraya temsilci
göndermemiştir.152
Alaşehir Kongresinde idari, teşkilat ve lojistik faaliyetleri düzenleyen çok
kapsamlı düzenlemeler yapılmış ve talimatnameler çıkarılmıştır.153 Bu
talimatnamelere göre özet olarak: Alaşehir ve civarında yedi kişilik bir Heyeti
Merkeziye teşkiline, Denizli ve Nazilli bölgelerinde de bir Heyeti Milliye’nin
teşkiline karar verilmiştir. Alınan en önemli kararlardan biride, cephelerde düzenli
ordularda olduğu gibi bir teşkilatlanmaya gidilmesidir. Buna göre her cephede bir
milli alay kurulması, her taburun 3 bölükten oluşması, çatışma olmadığı zamanlarda
her bölükte 40 kişinin bulunması, her bölüğün üç takımdan oluşması ve çatışma
ihtimalinde ise hızlı bir şekilde bölüklerin tamamlanması yoluna gidilmesi
kararlaştırılmıştır. Bu şekilde teşkilatlanmaya gidilmesinin en büyük sebebi
kaynakların yetersizliğidir. Sürekli hazırda tam mevcutlu asker beslemenin ve
barındırmanın getireceği büyük mali yükten kaçınılmak istenmiştir. Ayrıca tarımdan
ve iş hayatından koparılan üretici kesimin yol açacağı üretim düşüklüğü de hesaba
katılmıştır. Çatışma ihtimalinde kadroların tamamlanması ise manga esasına dayanan
yedek örgütlenme ile çözülmüştür. Her köyde bir manga başı seçilmekte ve bunların
alay komutanının emriyle hızla cepheye götüreceği bir mangası olmaktadır.154
Batı Cephesinde Kuvay-i Milliye örgütlenmelerinin oluştuğu sıralarda Mersin
ve İran sınırına kadar olan Güney bölgesinde Fransız ve Ermenilerin baskıları ile
Karadeniz bölgesinde Pontus Rum devleti kurmak için ayaklanan Rumlara karşı da
Kuvay-i Milliye örgütlenmeleri oluşmaya başlamıştır. Gebze, Şile, Kartal,
Beykoz’da ki teşkilatlar Rum çetecilerle çarpışmakta olup, Kocaeli, Adapazarı ve
Bilecik bölgelerindeki milis hareketi de gittikçe genişliyordu.155
152 Çarıklı, a.g.e., s.121; Müderrisoğlu, a.g.e., s.229; Enver Konukçu, Alaşehir Kongresi, AKDTYK Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2000, s.71; Albayrak, a.g.e., s.139. 153 Bu talimatnamelerin tam metni için bkz.: Çarıklı, a.g.e., s.222-235. 154 Çarıklı, a.g.e., s.222-235; Müderrisoğlu., a.g.e., s.229-232. 155 TİH İdari Faaliyetler, s.11.
46
Güney cephesinde, Fırat nehri doğusunu oluşturan Diyarbakır, Siirt, Mardin
ve Urfa bölgelerinde 13. Kolordu konuşlanmıştı. 13. Kolordunun mevcudu 548
subay ve astsubay ile 4255 erden oluşmaktaydı. Fırat nehri batısını oluşturan Adana,
Antep, Maraş bölgesindeki askeri birlikler ise Mondros Mütarekesi hükümlerine göre
İç Anadolu’ya çekilmişlerdi. Buna göre 2. Ordu karargâhı ile 12. Kolordu Konya’ya,
20. Kolordu Ankara’ya, 3. Kolordu’da Sivas’a çekilmişlerdi.156
Adana bölgesinin Dörtyol ilçesi 11 Aralık 1918’de, Mersin ve Adana’da 17
Aralık 1918’de Fransız kuvvetleri tarafından işgal edildi.157 6 Aralık 1918 ile 24
Mart 1919 arası; Kilis, Antep, Maraş ve Urfa İngilizler tarafından işgal edildi.158
Güney bölgesinde işgale karşı ilk silahlı direniş, içinde Ermenilerin de olduğu
Fransız müfrezesine karşı Dörtyol’un güneyindeki Karakese köyü halkı tarafından 19
Aralık 1918’de yapılmıştır. Bu direniş aynı zamanda işgal güçlerine karşı
Anadolu’da yapılan ilk silahlı direniştir. Fransızların bu direnişe tepki olarak
bölgedeki baskı ve cinayetlerini artırmaları üzerine, 1919 yılı başlarında Karahasan
ve arkadaşları tarafından oluşturulan Karahasan Müfrezesi Türkiye’deki ilk direniş
örgütünü meydana getirmiştir. Kısa sürede mevcudu 300’e kadar ulaşan bu müfreze,
bölgedeki Fransız birliklerine karşı çeşitli saldırılar düzenleyerek halkta direniş
ruhunun uyanmasına katkıda bulunmuştur.159
Batı Anadolu’da Kuvay-i Milliye hareketini idari ve lojistik yönden düzene
sokmak için kongreler yapılırken, Doğu Anadolu’da Doğu Anadolu bölgesi ile ilgili
olarak Erzurum Kongresi yapılmaktadır (23 Temmuz–7 Ağustos 1919). Bu kongre
ilk başta sadece Doğu Anadolu bölgesi ile ilgili toplanmış olmakla beraber, Mustafa
Kemal Paşa’nın katılımı sonucu tüm milli mücadeleyi ilgilendiren bir takım kararlar
alınmış ve alınan kararları uygulamak üzere bir “Heyeti Temsiliye” kurularak
başkanlığına da Mustafa Kemal getirilmiştir.160
Erzurum Kongresinin devamı niteliğinde olan Sivas Kongresi 4–11 Eylül
1919 tarihleri arasında Sivas’ta toplanmıştır. Sivas Kongresinde, Erzurum
156 TC Genelkurmay Başkanlığı Harp Tarihi Dairesi, Türk İstiklal Harbi Güney Cephesi, C.IV, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1966, s.39–40. 157 a.g.e., s.39-40. 158 a.g.e., s.48-54. 159 a.g.e., s.55-56. 160 Geniş bilgi için bkz.: Mahmut Goloğlu, Erzurum Kongresi, Nüve Matbaası, Ankara, 1968, s.77-106; Nutuk, s.48-51.
47
Kongresinde alınan kararlar tüm Anadolu’yu kapsayacak şekilde genişletilerek kabul
edilmiş, kurtuluş ve işgale karşı kurulan bütün cemiyetler “Anadolu ve Rumeli
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında birleştirilmiş, tüm milli mücadelenin kongre
sonunda oluşturulan yeni Heyeti Temsiliye’nin sevk ve idaresinde birleştirilmesi
kararı alınmıştır. Kongre sonunda bütün yurdu kapsayan bir teşkilat nizamnamesi ve
kongre bildirgesi basılıp yayınlanmış, Batı Anadolu Kuvay-i Milliye hareketini tek
elden yönetmek amacı ile Ali Fuat Paşa Batı Anadolu Kuvay-i Milliye
Komutanlığına atanmıştır.161
Heyeti Temsiliye 28 Ekim 1919’da yayınladığı bir yönetmelikle Milli
teşkilatlarla ordu arasındaki bağlantının Heyeti Temsiliye aracılığıyla sağlanacağı,
tehlike anlarında civardaki birlik komutanları ile bağlantı kurulması kararını almıştır.
Ayrıca bölgelerin güvenliği için gezici ve sabit olmak üzere, silâhaltında olmayan
gençler ve askerlik çağı dışındaki yaşlılardan oluşacak milli müfrezeler kurulması
kararlaştırılmıştır. Bu müfrezeler bölük teşkilatına kadar ve bir emir komuta düzeni
içerisinde bulunacak olup, temin edilebilen silahlarla donatılacaktır. Bunlar
bulundukları bölgelerin mahalli idare heyetleri emrinde bulunacak ve ihtiyaçları
bölgeden sağlanacak olup, gerektiğinde ordu birlikleri de bunlara yardımda
bulunacaktır. Bu yönetmeliğe eklenen bir açıklama ile müfreze mensubu subay ve
erlerin giyecek ve maaşları ile hayvanlarının bakımına dair hükümler yer almıştır.162
Sivas Kongresi sonucunda kurulan Heyeti Temsiliye aracılığı ile Batı
Anadolu cephesinin idari ve lojistik yönetiminin kontrol altına alınması ve tek elden
yönetim sağlanması amaçlanmış bu amaçla Ali Fuat Paşa cephe komutanlığına
atanmış ise de gerçekte bu durum uygulanamamıştır. Bölge de incelemede bulunan
Albay Refet uzunca bir süre komuta birliğinin sağlanamayacağının bildirmiştir.163
İşgal altındaki Güney Cephesinde, Osmanlı Hükümetinin Adana, Antep ve
Maraş’taki askeri birlikleri boşaltma kararından dolayı işgale karşı duracak her hangi
bir silahlı güç kalmamıştır. Sivas Kongresi sonucunda Heyeti Temsiliye bölgedeki
161 Geniş bilgi için bkz., Mahmut Goloğlu, Sivas Kongresi, Başnur Matbaası, Ankara, 1969, s.61-112; Nutuk, s.66-93. 162 TC Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi Batı Cephesi, C.II, Ks.2, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1991, s.26–27; TİH İdari Faaliyetler, s.29. 163 TİH İdari Faaliyetler, s.32.
48
milli teşkillerin üç bölgeye ayrılarak 13., 3., 20. ve 12. Kolordular bölgesine
bağlanması kararını almıştır.164
Her kolordu kendisine verilen bölgeyi ikinci derecede bölgelere bölerek her
bölge için en yakın yerde birer teşkilat merkezi kuracaktır. Bu merkezler ikmal, depo
ve muharebe merkezi olarak kullanılacaktır. Milli orduyu oluşturmak amacıyla cami
veya mescidi olan her köy ve mahalle bir piyade takımı sayılacak olup, bunun idaresi
mescidin imamı veya müezzininde olacaktır. Her nahiye merkezi bir bölük ve her
kaza merkezi bir tabur heyeti teşkil edecektir. Askerlik şubeleri başkanları tabur ve
askerlik şubelerindeki subaylar da bölük komutanı olacaktır. Bu kapsamda Milli
ordunun iskeleti takım, bölük, tabur teşkilatından oluşacaktır. Gönüllü müfrezeler
saldırıya uğrayan yerleri savunamayacak kadar zayıf olduğunda, köy ve
kasabalardaki milli ordu takımları silâhaltına alınacaktır.165
Ekim 1919 sonuna kadar Kilis, Antep, Maraş ve Urfa’yı işgal eden İngilizler,
Fransızlarla daha önce yaptıkları antlaşma gereği buraları Fransızlara bırakmışlardır.
Heyeti Temsiliye başkanı Mustafa Kemal yayınladığı bir bildiri ile bu durumu
protesto etmiş, Müdafaa-i Hukuk Heyetleri ve belediye başkanlarından da bu olayı
protesto etmek için mitingler düzenlemelerini istemiştir.166
Heyeti Temsiliye 30 Ekim 1919’da aldığı kararlarla Güney bölgesindeki milli
direnişi örgütlemek üzere bazı subayları görevlendirmiştir.167
Heyeti Temsiliye Güney cephesindeki direnişi örgütlemek amacıyla cepheyi
çeşitli bölgelere bölmüştür. Buna göre:
Doğu Adana Bölgesi:
2900 piyade, 300 süvariden oluşan milli kuvvetlerin karşısında 1500 kişilik
bir Ermeni gücü ile 17. Senegal Avcı Alayından bir tabur Fransız kuvveti vardı.
Bölge 23 Şubat 1920’den 20 Ekim 1921’e kadar faaliyet göstermiştir.
Batı Adana Bölgesi:
3000 piyade ve 300 süvariden oluşan milli kuvvetlerin karşısında Pozantı’da
bir Fransız taburu, Tarsus’ta 1080 piyadeden oluşan bir Fransız birliği vardı. Bölge
23 Şubat 1920’den 20 Ekim 1921’e kadar faaliyet göstermiştir. 164 TİH Güney Cephesi, s.64–66. 165 a.g.e., s.68. 166 a.g.e., s.57-61. 167 a.g.e., s.67-78.
49
Maraş Bölgesi:
İki tabur ve 150 süvari ile 1500 Kuvay-i Milliye süvarisinin karşısında iki
tabur Fransız kuvveti vardı. Bölge 21 Ocak 1920’den 20 Ekim 1921’e kadar faaliyet
göstermiştir.
Antep Bölgesi:
Üç tabur, 500 piyade ve 70 Kuvay-i Milliye süvarisinin karşısında dört tabur
piyade ile 2 süvari bölüğünden oluşan Fransız kuvvetleri vardı. Bölge 1 Nisan
1920’den 20 Ekim 1921’e kadar faaliyet göstermiştir.
Urfa Bölgesi:
1500 kişiden oluşan milli kuvvetlerin karşısında bir Fransız taburu vardı.
Bölge 7 Şubat 1920’den 20 Ekim 1921’e kadar faaliyet göstermiştir. 168
Heyeti Temsiliye Başkanı Mustafa Kemal Paşa 27 Ekim 1919’da Güney
Anadolu ve Adana cephelerindeki milli kuvvetlerin örgütlenmesi amacıyla
kolordulara verilen talimat esaslarının göz önünde bulundurularak, 16 Kasım
1919’da da Batı Anadolu’daki milli kuvvetlerin örgütlenmesi, gayrı resmi olarak
desteklenmesi ve bunların bölgedeki askeri birliklere bağlanması amacıyla 12. ve 14.
Kolordulara, 23., 57., 61. ve 56. Tümen komutanları ile Albay Refet’e talimat
vermiştir. Bu talimatla Batı Anadolu’daki milli kuvvetler ordu teşkilatına benzer bir
yapıda bölük, tabur ve alay haline sokulmaya başlanmıştır. 1920 başlarında teşkilat
şu şekildedir:
Aydın bölgesinde 57. Tümen’e bağlı olarak: Milli Aydın ve Milli Menderes
Alayları, Milli Aydın Dağ Taburu, Milli Adagide Taburu ve birkaç efe süvari bölüğü,
Salihli bölgesinde 23. Tümene bağlı olarak: Milli Salihli Piyade Alayı, Milli
Kelas ve Uşak Hücum Taburları ile birkaç efe bölüğü,
Soma, Akhisar ve Ayvalık bölgesinde 61. Tümene bağlı olarak: Milli Akhisar
Nişancı, Milli Soma ve Milli Ayvalık Alayları, Belen, Saruhan, Yayaköy ve İvrindi
Taburları ve bağımsız bazı bölükler.169
Mart 1920 başlarında Heyeti Temsiliye Batı Anadolu Cephesini üçe böldü.
İzmir Kuzey Cephesi, İzmir Güney Cephesi ve İzmir Doğu Cephesi adını alan
düzenli birlikler, kendi bölgelerindeki Kuvay-i Milliye birliklerinin emir ve
168 TİH İdari Faaliyetler, s.77. 169 a.g.e., s.32.
50
komutasını da üstlenmişlerdir. Buna göre o ana kadar fiilen mücadeleye katılmamış
görünen ordu birlikleri işe el koymaya başlamış, Ayvalık, Bergama ve Akhisar
bölgelerini kapsayan İzmir Kuzey cephesi 61. Tümene, Salihli bölgesini kapsayan
İzmir Doğu cephesi 23. Tümene, Aydın bölgesini kapsayan İzmir Güney Cephesi 57.
Tümene bağlanmıştır.170
B. Heyeti Temsiliye Öncesi ve Sonrası Dönemde Maddi Kaynaklar
Kuvay-i Milliye bir halk hareketi olduğundan mali ve lojistik kaynakları da
genel olarak halka dayanmıştır. Normalde halk devlete vergi vermenin yanında,
Kuvay-i Milliye’nin ihtiyaçlarının karşılanması için “Nakdi ve Ayni Teberru” adı ile
para ve mal bağışında bulunmuştur. Ancak bu bağış genellikle zorunludur ve çifte
vergilendirme olmaması için özellikle bağış (teberru) deyimi kullanılmıştır. Bu
durum halkı devlete vergi vermek yanında Kuvay-i Milliye’ye bağış ve yardım
yapmak zorunda bırakmıştır. Kuvay-i Milliye birliklerinin paraları yetmediği zaman
aldıkları malın karşılığında, daha sonra ödenmek üzere Osmanlı dönemindeki
Tekâlifi Harbiye uygulamasına benzer bir şekilde imzalı bir kâğıt verdikleri de
olmuştur. Birliklerin bir bütçesi ve harcama planı yoktur. Elde ne kadar para varsa
harcanmakta, para bitince halktan “Nakdi ve Ayni Teberru” adı ile zorunlu para ve
mal bağışı toplanmaktadır.171
Para ve mal bağışının miktarı Heyeti Milliyeler tarafından belediye, sanayi ve
ticaret odaları, meslek kuruluşları ve ihtiyar heyetlerinden oluşan bilirkişilerin görüşü
alınarak tespit edilmekteydi. Bağış toplama da bazı düzensizlikler yaşanmış olup,
özellikle eşkıyalıktan gelen Kuvay-i Milliye komutanlarının görevini kötüye
kullanarak halktan zorla ve tehditle para ve mal toplaması, İstanbul ve İngilizlerin
propagandası yanında iç isyanların çıkmasında etken oluşturmuştur.172
Bir diğer mali kaynak askere gitmek istemeyenlerden alınan ve Heyeti
Milliyelerce belirlenen “Bedel-i Nakdiler”dir. Bu dönemde genelde halktan alınan
vergilerin yanında, Duyunu Umumiye idareleri, mal sandıkları, yerel gümrük
170 a.g.e., s.34. 171 Müderrisoğlu, a.g.e., s.183-184, 190, 202. 172 Müderrisoğlu, a.g.e., s.183-184.
51
vergileri ve bankalardan zorla alınan paralarla da ihtiyaçlar karşılanmaya
çalışılmıştır.173
Artan sıkıntılar üzerine gelir artırıcı bazı tedbirler alınmış olup bu kapsamda.
Balıkesir’de 22 Mart 1920’de toplanan İzmir Kuzey Bölgesi Kuvay-i Milliye genel
kurulunda EK-2’de belirtilen kararlar alınmıştır:174
Sivas Kongresine kadar Kuvay-i Milliye birliklerinin ihtiyaçları halktan
toplanan para ve mal bağışları ve kısmen de İstanbul Hükümetinin yardımları ile
sağlanmıştır. Sivas Kongresi ile Heyeti Temsiliye bütün faaliyetleri tek elden
yönetmek için olaya el koyduysa da, mücadeleyi devam ettirmek için gerekli olan
para ve kaynakları bulmada çok büyük zorluklarla karşılaşmıştır. Mustafa Kemal
Paşa 18 Mart 1920’de kolordulara, bağımsız mutasarrıflıklara, Şile, Kartal ve Gebze
Kaymakamlıklarına verdiği emirde:
1. Ziraat Bankaları, Osmanlı Bankaları, Duyunu Umumiye ve Reji
İdarelerinin tüm mevcutlarını yerel en büyük mülkiye ve maliye memuruna haber
vermeleri, yapacakları göndermelerin bu memurların kontrolünden sonra üst
makamlara bildirilmesi, Ziraat Bankalarının da aynı şekilde mevcutlarını bildirmekle
beraber İstanbul merkezle olan işlerini sürdürmesi,
2. Yukarıda adı geçen kurumların İstanbul’a para göndermelerinin
önlenmesi,
3. Bu kurumlarla maliye ve mal sandıkları ve Evkaf sandıklarında
mevcut para miktarı ve rehinlerin değeri gösterilerek bildirilmesi istenmiştir. 175
Görüldüğü gibi Heyeti Temsiliye kendi hükmü altındaki bölgelerdeki mali
kuruluşların kaynaklarından yararlanmak için gerekli tedbirleri almaya çalışmıştır.
C. Heyeti Temsiliye Öncesi Dönemde Levazım İkmal Faaliyetleri
Kuvay-i Milliye’de lojistik destek doğası gereği devletten çok halka
dayanmıştır. Düzenli bir ordu gibi kadroya göre personeli, silah, cephane ve diğer her 173 Albayrak, a.g.e., s.88; Mustafa Balcıoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi-I, 4. Bölüm, AKDTYK Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2000, s.333-334; Zekeriya Türkmen, “Mütareke Döneminden Milli Mücadele’ye Geçişte Ordunun Yeniden Yapılanması”, Askeri Tarih Bülteni, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1996, s.56. 174 Müderrisoğlu, a.g.e., s.262-264. 175 TİH İdari Faaliyetler, s.52; Önsoy, a.g.m., s.309-310.
52
çeşit teçhizatı olmayan bu birliklerde levazım faaliyetleri de akıcı bir plana göre
düzenlenememiştir. Yapılacak ikmal faaliyetleri için önceden hazırlanmış bir ikmal
maddeleri stoku yoktur. Düzenli ordulardaki gibi erlerin günlük kaç kalorilik yemek
yiyeceği, hangi gıda maddeleri ile besleneceği belli değildir.176
İşgal sonrası Mayıs sonu ve Haziran aylarında cephe teşkilatı tam anlamıyla
yerine oturana kadar, kendi başlarına hareket eden Kuvay-i Milliye birlikleri
bulundukları ilçe ve köy halkı tarafından beslenmişlerdir. Başlangıçta bu birlikleri
oluşturan askerler az sayıda olduklarından halka fazla yük olmamışlar, daha sonra
cephe teşkilatı genişleyince iaşe ikmali ve diğer ihtiyaçlar “Heyeti Milliye” ve
“Heyeti Merkeziye” denilen gönüllü halk kuruluşları tarafından yerine getirilmeye
başlanmış, ayrıca bölgedeki tümenlerin kazanına dahil edilerek, düzenli ordu
birliklerince de desteklenmişlerdir.177
Batı Anadolu’da Mayıs ve Haziran aylarında Ayvalık, Soma, Akhisar, Salihli
ve Aydın bölgelerinde milli cepheler kurulmuştur. Bu bölgelerde bulunan Heyeti
Merkeziye ve Heyeti Milliyelerin yanı sıra Ayvalık Cephesi 172. Alay ve 14.
Kolordu tarafından, Soma Cephesi 188. Alay tarafından, Akhisar Cephesi 61.Tümen
ve 188. Alay tarafından Salihli Cephesi 14. Kolordu ve 23. Tümen tarafından, Aydın
Cephesi de 57. Tümen tarafından lojistik olarak desteklenmiştir. Cephe teşkilatının
oluşmasından sonra Kuvay-i Milliye Birlikleri cephelerde bulunan düzenli birliklerin
kazanına dahil edilerek beslenmeye başlamışlarıdır. Düzenli birliklerin de
hükümetten yeterli ödeneği alamaması sonucu beslenme işlerinde aksamlar meydana
gelmiş, bu durumda Heyeti Merkeziye ve Heyeti Milliyeler devreye girerek bunların
da beslenme işini üstlenmişlerdir.178
Başlangıçta gönüllü olarak başlayan Kuvay-i Milliye hareketinin mevcudu
Balıkesir, Alaşehir ve Nazilli kongrelerinin askere alma kararları ile büyük ölçüde
artmıştır. Bunun sonucunda askerlerin beslenmesi önemli bir sorun olarak ortaya
çıkmış eldeki kaynaklar yetersiz kalmıştır. Çözüm olarak Osmanlı Hükümetine vergi
176 TİH İdari Faaliyetler, s.14; Rauf Atakan, “Türk İstiklal Harbi’nde İdari Faaliyetler ve Lojistik”, Askeri Tarih Bülteni, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1988, s.96. 177 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.2, s.172; TİH İdari Faaliyetler, s.14–21; Atakan, a.g.m., s.97. 178 TİH İdari Faaliyetler, s.14–21.
53
olarak verilen aşar ambarlarındaki tahıla ve bazı yerlerde bankaların elindeki paraya
el konulmuştur.179
28 Haziran - 12 Temmuz 1919 tarihleri arasında yapılan Birinci Balıkesir
Kongresinde Kuvay-i Milliye birliklerinin iaşesinin üstlenilmesi kararlaştırılmış
olup, kurulan bir komisyona idari ve teşkilatlanma ile ilgili görevlerin yanında iaşe
temini görevi de verilmiştir. Ayrıca cephelerdeki kuvvetlerin hangi kazaların yardımı
ile beslenecekleri de bu kongrede kararlaştırılmıştır. Heyeti Merkeziye’nin 23
Temmuz 1919’da yaptığı toplantıda alınan kararla Maliye ve Levazım Heyetleri
teşkil edilmiştir.180 Ayrıca Kuvay-i Milliye müfrezelerinin para işleri için “Yazıcı”
denilen görevlisinin yanında “İaşeci” denilen ve Müdafaa-i Hukuk cemiyetlerinden
erzak ve cephane alıp erlere dağıtan bir görevlisi vardır.181
26 Temmuz’da başlayan İkinci Balıkesir Kongresinde alınan kararlar sonucu
Heyeti Merkeziye’ye (Merkez Kurulu) bağlı olarak; ilçelerde levazım ve maliye
örgütlerinin meydana getirilmesi kararlaştırılmıştır. İlçe ve bucaklardan getirilen
erlerin masraflarının sonradan genel masraftan düşülmek üzere bu örgütler tarafından
sağlanması kararlaştırılmıştır. Ayrıca cephedeki bütün askerlerin yedirilmesi,
giydirilmesi, hastaların tedavisi, teçhizatı, ikmali ile yedek birliklerin teşkil edilip
hazır bulundurulmasını sağlamak için cephe gerisinde menzil müfettişlikleri
kurulması kararı alınmış olup, bu kapsamda Ayvalık, Soma ve Akhisar Cephelerinde
üç adet menzil müfettişliği kurulmuştur.
6 Ağustos 1919’daki Nazilli Kongresinde Aydın işgal altında olduğundan bu
ili temsilen merkezi Nazilli olmak üzere bir “Heyeti Milliye” örgütü kurulmasına,
diğer il ve bağlısı ilçelerde de bu örgütün şubelerinin açılmasına, cephelerdeki
askerlerin beslenmesinin bu örgütler tarafından sağlanmasına karar verilmiştir.
Ayrıca kongre gözetiminde Heyeti Milliyelerin faaliyetlerini denetlemek için
müfettişler görevlendirilmesi kararlaştırılmıştır. Bunun yanı sıra yapılacak tüm
işlerin yürürlükte olan kanunlara göre yapılacağı da ayrıca belirtilmiştir.182 Nazilli’de
13 Eylül 1919’da yiyecek işlerini düzenlemek amacıyla ikinci bir kongre yapılmış,
179 Müderrisoğlu, a..g.e., s.261 180 İlgürel, a..g.e., s.95, 99. 181 Şapolyo, a..g.e., s.50. 182 Müderrisoğlu, a..g.e., s.217-219; Albayrak, a..g.e., s.108-112.
54
buna göre bir “Merkez Heyeti” kurularak cephenin iaşe işlerini idare etmekle
görevlendirilmiştir.183
16–25 Ağustos 1919 tarihleri arasında düzenlenen Alaşehir Kongresinde,
daha önce belirtildiği gibi idari, teşkilat ve lojistik faaliyetlerle ilgili çok sayıda
talimatname çıkarılmıştır. Bunlardan birisi de birliklerin beslenmesi, teçhiz edilmesi
ve diğer ihtiyaçları ile cephe gerisindeki hizmetlerle ilgili olarak çıkarılan “Kuvay-i
Milliye Menzil Müfettişliği Vezaifi Hakkında Talimat”tır. Bu talimat ile Kuvay-i
Milliye’nin beslenmesi, ikmal faaliyetleri ve diğer hizmetler kurulan menzil
müfettişliklerinin sorumluluğuna bırakılmıştır. Bu talimat aşağıdaki gibidir:184
Kuvay-i Milliye Menzil Müfettişliği Vezaifi Hakkındaki Talimat
1. Kuvayi Milliye birliklerinin iaşe ve geri hizmetlerini sağlamak üzere her
cephe için birer menzil müfettişliği kurulmuştur.
2. Depo ve yığınak halinde menzilin birkaç ambarı olmakla beraber bir de
merkez ambarı bulunur ve birliklere malzemeyi burası dağıtır.
3. Menzil müfettişi duruma göre mezbaha ve fırın kurar ve bunları
yönetecek memurları mahalli Reddi İlhak Heyetleri temin edemediği zaman Heyeti
Milliye Merkezinden ister.
4. Çatışmaların gelişmesi halinde, Menzil müfettişi ilerilerde dağıtım
noktaları ve ambarları kurar ve bunun için önceden gereken yerlerde tertibat aldırır.
5. Şimdilik üç cephe için üç menzil müfettişliği kurulmuş olup bunlardan
1.menzil müfettişliği Ayvalık cephesinde, 2.menzil müfettişliği Soma cephesinde,
3.menzil müfettişliği Akhisar cephesinde göreve başlayacaktır.
6. Her menzil müfettişliği kadrosu aşağıda gösterildiği gibidir:
a. Menzil müfettişi eşraftan seçilecektir.
b. Üç kişiden oluşan bir menzil heyeti olacak, menzil müfettişi
kongre tarafından seçilecek ve menzil heyeti ise cephe Reddi İlhak Heyetleri
tarafından birer üye seçilmek suretiyle kurulacaktır.
c. Veznedarlık görevi heyetteki bir kişi tarafından yürütülecektir.
d. Bir adet aylık ödeme ve satın alma memuru
e. Bir adet erzak ve tayınat memuru 183 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.2, s.172. 184 Çarıklı, a..g.e., s.225-230.
55
f. Erzak, teçhizat ve cephaneyi dağıtmakla görevi merkez ambar
memuru ve emrinde iki yazıcı eri
g. Ambarlarda hamallık ve emir eri olarak 10 adet hizmet eri
görevlendirilecektir.
7. Menzil müfettişi menzilin en büyük amiridir.
8. Kuvay-i Milliye birlikleri, erzaklarını menzilden bir haftalık ihtiyacına
göre alacaktır.
9. Menzil müfettişinin, beslenmesiyle sorumlu olduğu birliklerin subay er ve
hayvan sayısını doğru olarak bilmesi lazımdır. Bunun için birliklerin en büyük amiri
her 3 günde bir menzil müfettişine birliğin mevcudunu doğru olarak gösteren birlik
mevcudu belgesi gönderir. Bu belgeler beslenmeye esas olur.
10. Birlik mevcudu belgeleri taburlar tarafından düzenlenip alay
komutanının onayından sonra menzil müfettişine gönderilir.
11. Menzil müfettişi ambarların mevcudunu her gün ambar memurundan
ister
12. Her birliğin iaşe memuru, birlik komutanının onayladığı birlik mevcudu
belgesini bir tutanağa bağlayarak menzil müfettişine müracaat eder. Menzil müfettişi
istenilen erzak ve eşyaya göre tutanağı ilgili kısma havale eder. Kısım memuru iaşe
memurunun ibraz ettiği birlik mevcudu belgesini, tutanaktaki nüfus ve hayvanların
mevcudunu daha önce menzile verilen birlik mevcudu belgeleriyle karşılaştırarak, bir
tutarsızlık görmediği taktirde bir haftalık ihtiyaca göre hesap eder; tutanağın altını
onaylayarak ambar memuruna havale eder. Ambar memuru ölçerek erzakı verir ve
tutanağı muhafaza eder.
13. Ambar memuru, menzil müfettişi veya kâtibinin kayıt ve bilgisi dışında
hiçbir yere bir dirhem erzak veremez ve bu suretle ambarın noksan ve fazlasından
sorumludur.
14. Birlikler menzilden almış oldukları erzakın sarf şeklini gösteren bir
cetveli her ay menzile vermeğe mecburdurlar.
15. Bu cetvelde nüfus ve hayvanların mevcudu gösterilecek ve bu mevcut
daha önce verilen birlik mevcudu belgelerine uygun olacaktır.
16. Birlik cetvelinde her gün mevcuda göre sarf edilen erzak gösterilecek ve
her beş günde bir toplam alınmak suretiyle bir aylık toplam alınacaktır. Bir ay
56
boyunca menzilden alınan ve satın alma suretiyle temin edilen erzakın, cetvele göre
sarf edilen toplamlarından düşülerek geri kalan miktarı kıta kilerinde bulunan erzak
miktarına uygun olacaktır.
17. Yanlış mevcut göstererek fazla erzak alan birlik komutanları ve iaşe
memurları sorumludur.
18. Menzil müfettişi bu gibi durumları teftiş etmekle yükümlüdür.
19. Menzil müfettişi belirli olmayan zamanlarda birliklerin kilerini teftiş
ederek fazla erzak görürse derhal soruşturma açmakla yükümlüdür.
20. Menzil müfettişi yedek erzak bulundurmak zorundadır. Birliklerin
beslenmesinden doğrudan sorumlu olduğu için, birlik mevcudu belgelerine göre
yeterli erzak bulundurulmalıdır.
21. Menzil ambarından dışarıya sandık, çuval, teneke gibi kaplar verilmez.
Her birlik erzakını kendi kabı ile alır.
22. Perakende birlikler menzilden erzak ve eşya alamaz ancak taburlar ve
bağımsız bölükler alabilir.
23. Her taburda komutan, kâtip ve iaşe memurundan kurulu bir heyet
bulunacaktır. Menzilden taburlara verilecek erzak, eşya, levazım ve benzeri
malzemeler bu heyetin imzalı ve mühürlü tutanakları ile verilecektir.
24. Tabur heyetleri menzilden almış oldukları erzak ve eşyanın hesabını
daha sonra menzile vermek zorundadır.
25. Birliklerin aylığını ve paraya olan ihtiyaçlarını menzil müfettişi temin
eder ve gerektiğinde Heyeti Merkeziye’den talep eder.
26. Subayların ve erlerin aylıklarını ve taburun diğer ihtiyaçlarını tabur
heyeti menzil idaresinden bir bordro karşılığında alır, erlere ve subaylara tasdikli
defterler karşılığında dağıtır.(Bordro ve defter örnekleri ayrıca düzenlenecektir.)
27. Taburlar menzilden alacakları izin üzerine satın alma yapabilirler.
28. Menzil müfettişi görülecek lüzum üzerine hayvan ve araba kolu kurar.
29. Menzil müfettişi doğrudan Heyeti Merkeziye’ye bağlıdır. Yönetim ve
beslenme işlerine ilişkin konularda Kuvay-i Milliye alay komutanları ile yazışma
yapabilirler.
30. Menzil müfettişi ve kurulu her gün göreve devam etmek zorundadır.
57
31. Menzil kurulları her ay birliklerden aldıkları hesabı toplar ve menzilin
merkez ve mahalli heyetlerinden almış olduğu para ve erzaka ait gelir ve harcama
şeklini gösteren icmal belgeleri düzenleyerek Heyeti Merkeziye’ye göndermek
zorundadır.
32. Menzil heyetleri, mahallinden sağlayacakları eşya, erzak ve cephaneyi
satın alır. Mahallinden sağlayamayacakları eşya ve diğer levazım mallarını Heyeti
Merkeziye’den ister.
33. Menzil heyetleri et, ekmek, sebze ve yeme ilişkin hususlarda tüccar ile
sözleşme yapmaya yetkilidir. Sözleşmenin Heyeti Merkeziye’ce onaylanması
gereklidir.
34. Menzil heyetinin mahallinde yapacağı satın almalar menzil heyetinden
bir kişinin gözetimi altında yapılacak ve menzil heyetinin onayına sunulacaktır.
35. Kuvay-i Milliye’ye mensup komutan, subay ve erlerin izinli oldukları ve
diğer nedenlerle görevlerine devam edemedikleri günler için aylıklarında kesinti
yapılır.
36. Subaylara gerek tabldot ve gerek perakende şekilde aşağıdaki erzak
günlük olarak verilir:
Cins Miktar (Gr)
Ekmek 900
Et 250
Pirinç 100
Kuru sebze (Yaş sebze verilirse verilmez) 100
Yaş sebze (Kuru sebze verilirse verilmez) 300
Şeker 70
Kahve (Çay verilirse verilmez) 10
Çay (Kahve verilirse verilmez) 3
Tuz 20
Sabun 30
Sadeyağ (Zeytinyağı verilirse verilmez) 30
Zeytinyağı (Sadeyağ verilirse verilmez) 30
Soğan 30
37. Erlere günlük olarak aşağıdaki erzak verilir:
58
Cins Miktar (Gr)
Ekmek 900
Et 250
Çorbalık pirinç 50
Pilavlık pirinç veya bulgur 150
Çorbalık sadeyağ 10
Pilavlık sadeyağ 30
Kuru sebze (Yaş sebze verilirse verilmez) 120
Yaş sebze (Kuru sebze verilirse verilmez) 300
Sebze ile et 150
Pilavlık et 10 gr yağ ile 90
Tuz 20
Sabun 9
Soğan 30
Olanaklar elverdiği takdirde menzilin seçeceği bir günde mevsimine göre
üzüm, kavun, hoşaf veya uygun bir tatlı verilir. Erlere her sabah pirinç çorbası,
haftada iki gün soğanlı yahni, bir gün etli sebze, iki gün zeytinyağlı sebze ve iki gün
de pirinç veya bulgur pilavı verilir.
Alaşehir kongresinde alınan kararlar gereğince her kazada birer levazım,
maliye ve teşkilat şubesi kurulmakta olup, cephelerin lojistik desteği ise kurulacak
menzil müfettişliklerinin sorumluluğuna bırakılmaktadır.185 Kuvay-i Milliye Menzil
Müfettişliği Vezaifi Hakkındaki Talimat ile cephelerde de kapsamlı bir lojistik
teşkilat kurulduğu görülmektedir. Buna göre Ayvalık, Soma ve Akhisar’da Heyeti
Merkeziye’ye bağlı birer menzil müfettişliği kurulmaktadır. Her menzile bağlı bir
merkez ambar ve tali ambarlar olacaktır. Menzil müfettişi kongre tarafından ve
eşraftan seçilecek olup buna bağlı ve üç kişiden oluşan bir menzil heyeti olacaktır.
Menzil heyeti cephedeki Reddi İlhak Heyetleri tarafından seçilecektir. Menzil
müfettişi duruma göre mezbaha ve fırın kurabilir cephe ilerisinde dağıtım noktaları
ve ambarları oluşturabilir. Menzil heyetindeki bir kişi aynı zamanda veznedarlık
görevini de yürütecek, heyete bağlı olarak ayrıca bir tane ödeme ve satın alma
185 Çarıklı, a..g.e., s.231-233.
59
memuru, bir tane erzak ve tayınat memuru, merkez ambarda dağıtımla görevli bir
ambar memuru ile emrinde iki yazıcı eri ile ambarlarda hamal ve emir eri olarak 10
er görevlendirilecektir. Ayrıca her taburda komutan, kâtip ve iaşe memurundan
oluşan bir heyet olacaktır.
Bu talimatname ile günümüz ordusundakine benzer levazım faaliyetleri
yapılmıştır. Beslenme faaliyetlerinde günümüzde her gün alınan birlik mevcudu o
zamanın şartlarına göre üç günde bir alınmaktadır. Subay ve erlere verilecek
beslenme ve temizlik malzemesinin miktarlarında 1914 yılından beri Osmanlı
ordusunda kullanılan ve günümüzde de halen geçerli olan “Tayınat-ı Yem Kanunu
Muvakkatı” esas alınmıştır.
Kuvay-i Milliye birlikleri ordu gibi disiplinli bir yapıda olmadıklarından,
mevcutları sürekli olarak değişkenlik göstermiştir. Bunun en önemli nedeni bu
birliklerin genel olarak gönüllülük esasına dayanmalarıdır. Bir diğer neden ise ikmal
ve iaşe yükünü azaltmak amacı ile düşman harekâtının durakladığı dönemlerde birlik
mevcutlarının özellikle azaltılmasıdır. Genel olarak Ege bölgesindeki Kuvay-i
Milliye birliklerinin mevcudunun 15–20 bin arasında değiştiği söylenebilir.186
Aydın muharebelerinden sonra 57. Tümen bölgesini oluşturan, sancak, il,
ilçe, bucak merkezlerinde kurulu Heyeti Milliyelerin sayısı arttıkça cepheye çok
sayıda er gelmeye başlamış, bunların beslenmesi ve giydirilmesinde önemli sorunlar
yaşanmaya başlanmıştır. 57.Tümenin mali gücü bunların beslenmelerini karşılamak
için yetersizdir. Tümen komutanı protesto ve şikâyetlere rağmen Duyunu Umumiye
idaresi altındaki ambarlarda bulunan aşar tahıllarına tutanak karşılığı el koymuş,
bununla hem kendi birliklerini, hem de Kuvay-i Milliye erlerinin yiyecek ve yem
ihtiyacını sağlamıştır187.
Aydın bölgesindeki Heyeti Milliyeler 1920 yılının sonlarına kadar ileri ve
geri hizmetlerde çalışan 8–10 bin kişinin beslenmesini sağlamışlardır. Ayrıca bunlar
için ayakkabı, çamaşır ve elbise de Heyeti Milliyeler tarafından sağlanmıştır. Bu
186 Albayrak, a..g.e., s.82; Selek, a..g.e., s.127-129. 187 M.Şefik Aker, İstiklal Harbinde 57. Tümen ve Aydın Milli Cidali, C.II, Askeri Matbaa, İstanbul, Haziran 1937, s.174; TİH İdari Faaliyetler, s.23–24.
60
amaçla Nazilli’de bir kundura imalathanesi ve bir dikimevi kurulmuştur. Bunlar
Heyeti Merkeziyelerin levazım şubesi emrinde çalışmışlardır.188
Giyecek malzemeleri başlarda Kuvay-i Milliye askerlerinin kendi
elbiselerinden ibaret olup, zamanla her yörenin özelliğine göre bir takım kıyafetler
ortaya çıkmıştır. Ordu birlikleri hem giyim hem de beslenme konusunda bu birliklere
yardım etmişlerdir.189 Aynı bölgenin Kuvay-i Milliye birlikleri yaşadıkları yöreye
özgü giysiler giydiklerinden bunların kısmen tekdüze giyindikleri söylenebilir. Ege
bölgesinin özellikle efelikten gelme savaşçılarının giysileri şu şekildedir: Kırmızı fes,
fes üzerinde değişik renklerde oyalı çember, kollu cepken, mintan, kuşak, kuşak
üzerinde deri silahlık, dimidon denilen geniş ağlı kısa pantolon, uzun yün çorap,
çizme veya yemeni.190
Ç. Heyeti Temsiliye Döneminde Levazım İkmal Faaliyetleri
Bu döneme ait belgelerde Kuvay-i Milliye birliklerinin Harbiye
Nezareti’nden giyecek ikmali talep ettiği, Harbiye Nezaretinin de Kuvay-i Milliye’ye
verilmek üzere bölgedeki ordu birlikleri aracılığı ile malzeme desteğinde bulunduğu
görülmektedir.191 15 Ekim 1919’da Harbiye Nazırı İstanbul Hükümetinin gayrı resmi
olarak 12. ve 14. Kolordular aracılığı ile Batı Cephesini destekleyeceğini bildirmiştir.
Harbiye Nezareti 3 Kasım 1919’da yaptığı bir açıklama ile iaşe desteğinin tüm
Kuvay-i Milliye birliklerini kapsamadığını, sadece düşman karşısında bulunan
birliklerin destekleneceğini bildirmiştir. Mütareke hükümleri gereği ordunun
mevcudu 300 binden 40–50 bine düşmüş olup, arada oluşan farktan dolayı Harbiye
Nezaretinin bütçesi ile Kuvay-i Milliye’nin 5–10 bin arası olan erlerinin
ihtiyaçlarının Osmanlı Hükümetince sağlanabileceğini değerlendiren Mustafa Kemal
Paşa, Kuvay-i Milliye birliklerinin halk üzerindeki baskılarını ve düzensizliği
önlemek amacıyla Kuvay-i Milliye birliklerinin iaşe, giyecek, donatım, silah vb.
ihtiyaçlarının Harbiye Nezareti bütçesi ile karşılanması ve bu amaçla 12. ve 14. 188 Aker, C.II, s.174. 189 TİH İdari Faaliyetler, s.14–21. 190 Müderrisoğlu, a..g.e., s.205 191 TC Genelkurmay Başkanlığı Harp Tarihi Dairesi, Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı:38, Ankara, Aralık 1961, Vesika No:922; TC Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı, Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, Sayı:113, Ankara, Ocak 2002, Belge No:4181.
61
Kolordular tarafından gayrı resmi olarak desteklenmesini 16 Kasım 1919’da İstanbul
Hükümetinden istemiş, ardından da kolordulara gerekli emri vererek durumu
İstanbul Hükümetine de bildirmişti. 28 Aralık 1919’da Harbiye Nezareti tarafından,
Kuvay-i Milliye birliklerine elbise ve diğer teçhizatla ilgili yardımda bulunulacağı,
kolordulara da Kuvay-i Milliyecilerin iaşesinin kolordular tarafından yapılması için
emir verildiği açıklandı.192
1919 Kasım ayı sonlarına doğru Batı Cephesinde cepheye gelen askeri
birliklerle Kuvay-i Milliye birliklerinin iaşesi Heyeti Merkeziye tarafından
yapılmaktaydı. Buğday ve zeytinyağı bölgedeki komutanlıklar tarafından tutanak
karşılığında milli heyetlere verilmekteydi. Cephelerde elbise ve yağmurluğa büyük
ihtiyaç vardı. Daha önce halkın yardımları ile kısmen ihtiyaçları karşılanan birlikler,
sayının artmasıyla beraber büyük yekûn teşkil etmeye ve halk üzerinde yük olmaya
başlamışlardı. Ayrıca bazı Kuvay-i Milliye müfrezelerinin halka baskı yaparak zorla
vergi ve mal topladıkları görülmekteydi.193
Kuvay-i Milliye birliklerinde görevli subaylar izinli kabul edilmekte olup
ordudan aldıkları maaşın haricinde Kuvay-i Milliye sandıklarından da küçük rütbeli
subaylara ordudaki maaşlarının 1/3’ü, diğerlerine 1/2’si oranında maaş
verilmekteydi. Nizamiye erleri ise üç ay süreyle nöbetleşe cephede hizmet
edeceklerinden bunlara maaş verilmeyip besleme, giydirme vb. tüm ihtiyaçları
Kuvay-i Milliye sandıklarından karşılanmakta olup bunlara ilave olarak kahve, çay,
şeker ve tütün de verilmekteydi.194
Güney bölgesi tamamen işgal altında olduğundan buradaki Kuvay-i Milliye
hareketi Batıya göre farklı olarak ve gizli teşkilatlanma şeklinde gelişmiş, Batıdaki
gibi kongreler toplanmamıştır. Dolayısı ile ortak mali ve idari kararlarda
alınmamıştır. Her fert çok fakir olmadığı sürece kendi silah, teçhizat ve yemek işini
münferit olarak sağlamıştır. Bölgenin ileri gelen zenginlerinden kısmen yardım
olarak para alınmıştır. Ayrıca bölgede bulunan kolordu ve tümenlerde bu birlikleri
lojistik yönden sürekli desteklemişlerdir.195 Bu kapsamda Osmaniye’nin batısı
192 TİH İdari Faaliyetler, s.38–39,43. 193 a..g.e., s.42. 194 a..g.e., s.45-51. 195 Müderrisoğlu, a..g.e., s.258-259.
62
12.Kolordu, doğusu 3. Kolordu, Fırat doğusu ise 13. Kolordu tarafından lojistik
olarak desteklenmiştir.196
13. Kolordu bölgesinde bulunan 5. Tümen Komutanlığınca 29 Ekim 1919’da
Heyeti Temsiliye’ye şu bilgiler verilmiştir: “Diyarbakır’ın Fransızlar tarafından
işgali endişesiyle buranın Mardin sancağına bağlı bütün eli silah tutanlarla
savunulacağı, Urfa dolaylarında milli savaşa katılmak için Midyat, Nusaybin, Savur
ve Mardin çevresinden 2500 kişilik milli bir kuvvet hazırlanması işine girişildiği,
mesafenin uzaklığı nedeniyle bu bölgeden daha fazla kuvvet gönderilmesinin uygun
görülmediği, Resülayn dolaylarındaki Milli, Çeçen ve gezici aşiretlerinden de
Kuvay-i Milliye hazırlanmasına çalışıldığı, milli kuvvetlerin iaşe ve masraflarının
çıkarıldıkları bölgelerce sağlanacağı bildirilmekteydi.”197
Heyeti Temsiliye tarafından Güney Cephesindeki kolordulara gönderilen
talimatla, vilayet, sancak ve ilçe merkezlerinde idare merkezleri kurulmasının
sağlanması, bu idare merkezleri vasıtası ile halktan Kuvay-i Milliye için yardım
toplanması yoluyla hareketin desteklenmesi sağlanmıştır. Bu talimatla yerli ve
gönüllü müfrezelerin kurulmasının sağlanması ve bunlara hayvan ve yiyecek parası
ile ayda 30 lira maaş bağlanması emredilmiştir. Erlere günde yarım lira ve bir çift
ekmek yardımında bulunulacaktır.198
21 Nisan 1920’de Mustafa Kemal Paşa Feke Kaymakamına: Bölgedeki halkın
cephelerde fedakârca vuruşmakta olduğu, vücutça hizmet görmeye muktedir
olmayanların büyük mali fedakârlıklar gösterdiklerinin bilindiğini, Kuvay-i
Milliye’nin iaşesi için bu yardımlardan istifade edilmesini, ayrıca hükümetin bütün
imkânlarını kullanarak Kuvay-i Milliye’nin iaşesine destek olması gerektiğini
bildirmiştir.199
Nisan 1920 başlarında Milli bir Meclis ve Hükümetin kurulması hazırlıkları
hızlanmıştır. Mustafa Kemal Paşa 8–9 Nisan 1920 tarihlerinde askeri birliklere bazı
hususları sordu. Bu kapsamda yakında Büyük Millet Meclisinin kurulacağı, ordunun
ve bütün Anadolu’nun direnme göstermesi gerektiği ve bunun için de yeni bir
örgütlenme yapılması tasarlandığı ifade edilerek: 196 TİH İdari Faaliyetler, s.79. 197 a..g.e., s.78. 198 Müderrisoğlu, a..g.e., s.258-259. 199 TİH İdari Faaliyetler, s.93.
63
1. Ticaret ve tarım aksatılmadan hangi sınıfların silâhaltına alınabileceği,
subay ikmali için alınabilecek tedbirlerin ne olabileceği,
2. İaşe, giydirme, donatım ve ikmal konularında kolorduların imkânlarının
ne olduğu,
3. Bölgedeki taşıt araçlarının durumu ve bunlardan nasıl yararlanılabileceği,
4. Kolorduların bölgesindeki mali imkânların ne olduğu, kolorduların ikmal
edilecek kadro mevcutlarına göre maaş, iaşe, giydirme, donatım vb. masraflarının
aylık olarak ne tutacağı,
5. İkmal edilecek kadrolara göre belirli yerlere depo ve erzak ihtiyacı olup
olmayacağının bildirilmesi istenmiştir.
9 Nisan 1920’de bütün askeri birliklere verilen emirle birliklerin her hafta
sonu mevcutlarını, konumlarının, silah ve cephane durumları ile depolarında bulunan
malzemelerin miktarını Kuvay-i Milliye’ler de dahil olmak üzere bildirmeleri
istenmiştir.200
4 Eylül 1919’da Sivas Kongresi ile başlayan Heyeti Temsiliye dönemi 23
Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisinin kurulmasıyla son bulmuştur. Bu süreçte Batı
Anadolu’da Ayvalık, Soma, Akhisar, Salihli ve Aydın bölgelerinde, Güney’de
Adana, Maraş, Antep ve Urfa bölgelerinde düşmanla temas eden ordu ve Kuvayi
Milliye birliklerinin idari ve lojistik faaliyetleri düzenlenmeye ve tek elden
yönetilmeye çalışılmıştır. Adana cephesinin lojistik faaliyetlerine 1920 başlarında el
atılmıştır. Doğu cephesi ihtiyaçlarını iaşe maddeleri hariç 15. Kolordu bölgesinden
sağlamıştır.201
D. TBMM Döneminde Levazım İkmal Faaliyetleri
1. TBMM’nin Açılışı ve Genel Durum
Mustafa Kemal ve Heyeti Temsiliye 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelmiş,
son Osmanlı Mebusan Meclisi de 12 Ocak 1920’de İstanbul’da toplanarak 28 Ocak
1920’de Misakı Milliyi kabul etmiştir. Milli mücadelenin kendileri için büyük bir
200 a..g.e., s.47-48. 201 a..g.e., s.51.
64
tehlike olacağını düşünen İngilizler, 16 Mart 1920’de İstanbul’u resmen işgal
etmişler ardından Osmanlı Mebusan Meclisini basmışlardır. Bu olaylar üzerine
meclisin çalışmalarına ara verilmiş, Mustafa Kemal Ankara’da yeni bir meclis kurma
çalışmalarına başlamıştır.202
Mustafa Kemal 19 Mart 1920’de il, ilçe ve kolordu komutanlarına gönderdiği
bir bildiriyle olağanüstü yetkilere sahip bir meclisin Ankara’da toplanacağını, on beş
gün içinde seçimlerin yapılarak milletvekillerinin Ankara’da bulunmasını istemiştir.
Yapılan seçimler sonunda 23 Nisan 1920’de yeni meclis çalışmalarına Ankara’da
başlamıştır. Mustafa Kemal meclis başkanlığına getirilmiş, ardından hükümet
kurulmuş, böylelikle Türk Kurtuluş Hareketi hukuki ve siyasi olarak tek elden
yönetilmeye başlanmıştır. 203
TBMM’nin açıldığı günlerde Türkiye topraklarında 38 bin İngiliz, 59 bin
Fransız, 18 bin İtalyan ve 90 bin kişilik bir Yunan ordusu bulunmaktadır. Ayrıca
güney bölgesinde Fransız işgalini destekleyen 10 bin civarında silahlı Ermeni,
Karadeniz’de 20–30 bin arası silahlı Pontus’çu Rum vardır. Bunun yanı sıra Düzce
ve Bolu ayaklanmaları devam etmekte, Yozgat bölgesinde çıkan ayaklanma tehlikeli
bir hal almakta, Konya ve Bursa’da ayaklanma işaretleri vermektedir. Ayrıca Kuvay-
i İnzibatiye adı ile İstanbul Hükümeti tarafından milli mücadelecilerin üzerine
gönderilen tümen de Geyve boğazına taarruz etmekteydi.204
2. TBMM Döneminde Maddi Kaynaklar
İtilaf Devletleri TBMM kurulduğu dönemde Anadolu’yu Akdeniz, Ege,
Boğazlar, Marmara ve Karadeniz bölgelerinden kuşatmış ve her türlü lojistik destek
alma olanağını büyük ölçüde kısıtlamıştır. Sadece Sovyet Rusya ile karadan ve
denizden bağlantı sağlama imkânı vardır. Anadolu’daki güçlerin ihtiyacı olan çeşitli
lojistik maddeleri işgal altındaki İstanbul’da kalmıştır. Düşmana karşı koyabilecek
düzenli bir ordu oluşturabilmek için öncelikle kadro malzemesinin sağlanması ve
202 Nutuk, s.291–315; TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.2, s.121–137. 203 Nutuk, s.291–315; Selek, a.g.e., s.340–365; TC Genelkurmay Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi TBMM Hükümeti Dönemi, C.IV, Ks.1, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1984, s.71-80. 204 TİH İdari Faaliyetler, s.61.
65
ikmalinde düzenli olarak sürdürülmesi gerekmektedir. Bu dönemde başlıca lojistik
kaynaklar şunlardır;
1. Anadolu’daki ordu depolarında kalmış her tür silah ve teçhizat.
2. Düşman işgali altında bulunan İstanbul’daki depolarda bulunan silah ve
teçhizat.
3. Elcezire (Diyarbakır) cephesi birliklerinin kendi ihtiyacından fazla olan
silah ve teçhizatı.
4. Doğu cephesi birliklerinin kendi ihtiyacından fazla kalan silah, teçhizat ve
diğer malzemeler.
5. Rusya’dan sağlanacak olan silah, teçhizat ve diğer malzemeler ve para. 205
TBMM’nin açılışından sonra gelir getiren her şeyden vergi alınarak mali
sıkıntılar giderilmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda gümrük vergileri, ağnam vergisi
(hayvan vergisi), tuz vergisi, bina ve arazi vergileri, tüketim vergileri, posta ve
telgraf ücretleri vb. gelir getiren kalemlerin oranları, duruma göre 3–10 misli
artırılmıştır. Ayrıca çeşitli zamanlarda TBMM üyelerinden bağış kesilerek ordunun
çeşitli ihtiyaçları için kullanılmıştır.
TBMM’nin açılışından sonra Anadolu’nun vergi gelirlerinin yarısından
çoğunu elinde bulunduran Duyunu Umumiye ve Reji İdaresi206 ile anlaşmaya
gidilmiştir. Buna göre idareler eskisi gibi gelirleri toplamaya devam edecek,
masraflarını düştükten sonra toplanan para savaş sonunda geri ödenmek üzere Milli
Hükümete verilecektir.207
Mali imkân arayışları kapsamında TBMM Hükümeti’nin anlaşmaya vardığı
bir diğer kurumda Osmanlı Bankasıdır. Yapılan mutabakatla Osmanlı Bankası
faaliyetlerini TBMM Hükümeti’nin denetimi altında sürdürmeyi kabul etmiş,
hükümet de bankanın kaynaklarını kullanma fırsatını elde etmiştir. Bu kapsamda
1921–1922 yılları arasında bankadan 2.177.000 avans kullanılmıştır.208
205 a.g.e., s.66. 206 İlk başta Duyunu Umumiye İdaresinde bulunan tütün ekim ve satım tekeli daha sonra kısaca Reji İdaresi olarak bilinen şirkete devredilmiştir, bkz.: Eldem, a.g.e., s.201. 207 Eldem, a.g.e., s.191-202; Aybars, a.g.e., s.324-326; Önsoy, a.g.m., s.310-317; Türkmen, a.g.m., s.57. 208 Derviş Kılınçkaya, “1920 Yılının Yazında Egemenlik ve Mali Kaynakların Denetimi”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı:61, Mart, 2005, s.318–320.
66
TBMM’nin açılışından üç gün sonra Mustafa Kemal Paşa Sovyetler Birliğine
yazdığı bir mektupta silah, cephane ve malzeme desteği yanında para yardımı da
istemiştir. Bu kapsamda Moskova’ya gönderilen Halil Paşa yapılan görüşmeler
sonucunda 1920 Temmuz ayında Ruslardan 100.000 lira değerinde altın yardımı
sağlamıştır. 1920 Eylül ayında gene Moskova’ya giden heyet, silah ve cephane
isteğinin yanında para yardımı talebinde bulunmuş, görüşmeler sonucunda bir
milyon altın ruble yardım alınmıştır. Sovyet Rusya’dan Kurtuluş savaşı boyunca
çeşitli partiler halinde toplam 11.028.012 liralık altın ruble yardım sağlanmıştır.
Ayrıca Azerbaycan’dan da 100.000 Osmanlı altını gönderilmiştir. Hindistan
Müslümanlarından 30 Ocak 1920’de 36.300 Osmanlı lirası yardım gönderilmiştir.
Hint Müslümanlarının lideri Muhammed Ali Han Milli Mücadele’ye yardımda
bulunmak için Hint Hilafet komitesi adıyla bir komite kurmuş, bu komite çeşitli
kampanyalar düzenleyerek 1921–1922 yılları arasında toplam 675.694 lira mali
yardımda bulunmuştur.209
MSB’nin 1920 yılındaki bütçesinin %53’ü askeri harcamalara ayrılmıştır. Bu
dönemde her türlü kaynağa el atıldığı halde mali sıkıntılar giderilememiştir. 1921
yılında ordu kadrosu üç misline yakın bir artış göstermesine karşın bütçeden alınan
pay 1920 yılına göre %96 oranında artmıştır. 1921 yılı muharebelerin yoğun olduğu
bir yıl olduğundan, bütçe yeterli olmamış ve ordunun ikmali için Tekâlifi Milliye
emirleri yayınlanmıştır.210
Milli Mücadelenin maddi yönden iki büyük merhalesi vardır. Birincisi
Kuvay-i Milliye dönemi için mali imkân arayışı ki bu ayni ve nakdi yardım
toplamaktır, ikincisi ise Türk milletinin bedeni, mali, nakdi ile her türlü imkânlarına
başvurarak (Tekâlifi Milliye) topyekûn savaşmaktır.211
209 TİH İdari Faaliyetler, s.166–175; Aybars, a.g.e., s.327-330; Türkmen, a.g.m., s.57; Önsoy, a.g.m., s.322-331; Balcıoğlu, a.g.e., s.339-340. 210 Türkmen, a.g.m., s.57. 211 M.Akif Tural, “Tekâlifi Milliye”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı:32, Temmuz, 1995, s.535.
67
3. Lojistik Teşkilatlanma ve Levazım İkmal Esasları
Düzenli orduya geçilebilmesi için ordunun ikmalinin sağlanacağı lojistik
teşkilat ve kurumların oluşturulması, bu teşkilat ve kurumlarında uygulayacağı bir
takım ikmal esaslarının olması gerekir. Kurtuluş Savaşı’nda uygulanan lojistik
teşkilatlanma ile yiyecek ve giyim kuşam ikmaline ait esaslar, daha önce ilgili
bölümde212 açıklanmış olan ve Osmanlı Ordusu tarafından I. Dünya Savaşı sırasında
kullanılan bir takım kanun, nizamname vb. yasal mevzuata dayanmaktadır.
Lojistik teşkilatlanma ve bunların işletilmesinde genel olarak: 1916 yılında
yayınlanmış ancak henüz tam olarak gelişmemiş ve denenmemiş “Seferiye
Nizamnamesi” ve bunun tamamlayıcısı olan diğer talimatnameler esas alınmıştır.213
Yiyecek ikmali ile ilgili 1914 yılında çıkarılan “Askeri Tayınat ve Yem
Kanunu Muvakkati” esas alınmış, Kurtuluş Savaşı’nda aynen uygulanmıştır. Bu
kanun zaman içerisinde çeşitli değişikliklere uğramış olmakla beraber, günümüzde
de halen yürürlükte olup son hali EK-3’te belirtildiği gibidir.214.
Giyecek ikmali ile ilgili olarak 1909 yılında çıkarılan ve I. Dünya Savaşı’nda
kullanılan “Elbise-i Askeriye Nizamnamesi" zaman içerisinde bir takım değişikliklere
uğramakla beraber, 1920 yılına kadar kullanılmıştır.215 TBMM’nin kuruluşundan
sonra çok kapsamlı olmasa da kıyafetlerde bazı değişiklikler yapılmıştır. Bu
değişiklikler sonucu Kurtuluş Savaşı’nda askerlerin kıyafetleri şöyledir: Subaylar:
yazlık ve kışlık serpuş ve kalpak, kapalı yakalı ceket, belde kemer veya manevra
kemeri, külot pantolon, çizme veya getr (bulunmayan hallerde tozluk veya dolak),
kışın yakalı kapalı kaputtan oluşan kıyafeti giymektedir. Erler ise; serpuş, kapalı
yakalı ceket, külot pantolon, ayaklarda dolak, tozluk ve ayakkabı olarak bulunabilen
her şey (fotin, yemeni ve çoğunlukla çarık) giymektedirler. Topçu ve süvari erleri ise
tozluk ve dolak yerine çizme ayrıca kış içinde kapalı yakalı kaput giymektedir.
Resmi kıyafet yukarıdaki gibi saptanmış olmakla beraber, bu giyecekler tam olarak
212 Bkz. I. Bölüm. 213 TİH İdari Faaliyetler, s.213. 214 http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/ 215 TSK Tarihi, C.III, Ks.6., s.224-232.
68
tedarik edilemediğinden tümüyle uygulanabildiği söylenemez.216 1911’de çıkarılan
ve I. Dünya Savaşı’nda kullanılan “Teçhizat Nizamnamesi” Kurtuluş Savaşı’nda da
aynen kullanılmıştır.217
4. Lojistik Teşkilatlanma ve Düzenli Orduya Geçiş Çalışmaları
23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılması ve TBMM hükümetinin kurulması ile
bu hükümete bağlı olarak Genelkurmay Başkanlığı kurulmuş, askeri konularda yeni
düzenlemelere gidilmiştir. Bu kapsamda Kuvay-i Milliye birlikleri düzenli ordu
birlikleri haline dönüştürülmeye başlanmış, bunlara tabur ve alay numaraları
verilmiş, milis alayları şeklinde fakat düzenli ordu esaslarına göre yeniden
teşkilatlandırılmaya başlanmıştır.218
TBMM kuruluşunun ardından 2 Mayıs 1920’de bakanlar kurulunu seçmiş,
Milli Savunma Bakanlığına Fevzi Paşa getirilmiştir. MSB ordunun idare, iaşe, silah,
cephane, araç ve gereç ikmali ile görevlendirilmiş olup başlangıçta bakanlık teşkilatı
şöyledir:
• Harbiye Dairesi (Ordudonatım Başkanlığı): Silah, cephane, fenni
malzeme, tahkimat, uçak ikmali ve sevkıyat işleri.
• Askeralma Dairesi: Celp ve terhis, taşıt aracı ikmali.
• Zat işleri (Personel Başkanlığı): Subay ikmali ve atamaları.
• Levazım Dairesi: Silah ve cephaneden başka bütün iaşe ve donatım
tedarik ve ikmal işleri.
• Sağlık Şubesi: Sağlık personel ikmali ve sağlık işleri.
• Veteriner Şubesi: Veteriner, personel ve hayvan ikmali, hayvan sağlık
işleri. 219
Levazım Dairesi yiyecek, içecek, giyecek, teçhizat ikmali ve bunların üretim
ve onarımı ile de görevlidir.220
216 TSK Tarihi TBMM…, s.253; ayrıca bkz.: Türk Ordusunun İstiklal Savaşındaki Kıyafeti, Harp Akademileri Basımevi, İstanbul, 1983. 217 TSK Tarihi, C.III, Ks.6., s.271-273. 218 Türkmen, a.g.m., s.47. 219 TİH İdari Faaliyetler, s.229; Milli Savunma Bakanlığında 150 Yıl, s.7; Türkmen, a.g.m., s.55. 220 TİH İdari Faaliyetler, s.276.
69
29 Mayıs 1920’de mecliste yapılan bütçe görüşmeleri sırasında Milli
Savunma Bakanı Fevzi Paşa ordunun durumunu açıklayan demecinde: “Bildiğiniz
gibi biz yeni erleri kışlalarda toplu öğretim ve eğitim yaptırmadan iaşe ve
giyeceklerini sağlamadan, üzerlerindeki milli kıyafetlerle sevke mecbur oluyoruz.
Bunlar şüphesiz düzenli bir ordunun göstereceği kabiliyeti göstermiyorlar. Bunun
için seyyar jandarma birlikleri teşkil ediliyor, yakında bu kanunu meclise arz
edeceğim. Bu birlikler sırf iç sorunların çözülmesinde kullanılacaktır. İcap ederse
cephelere sevk edilecektir. Bu kuvvetlerimizin teşkilinden sonra etrafa yayılmış olan
bütün nizamiye birliklerimizi kolordu bölgelerinde toplayacağız. Buralarda bunları
alay yahut taburlar halinde teşkil ederek askerlik sanatını öğreteceğiz. İaşeleri ile
giyim eşyalarına hakkiyle bakacağız ve böylece düzenli birliklerle düşman karşısına
çıkma imkânı elde edeceğiz. Cephelerde şimdiye kadar Kuvay-i Milliye tarafından
kazanılan başarılar teşekküre değer olmakla beraber, kesin sonuç almak için her
halde düzenli ordu birliklerine ihtiyaç vardır.” demiştir.221
Mayıs 1920’de hükümet kuruduktan sonra bir yandan düzenli ordu teşkil
etmek için çabalar sürerken, diğer yandan ordunun her türlü ikmal maddesinin sevk
ve nakliyatını sağlamak için bir ikmal sisteminin kurulmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu kapsamda bir menzil teşkilatı kurmak ve ikmal malzemelerinin Batı ve İç
Anadolu’ya gönderilebilmesi için karayolları ulaştırma ağının düzenlenmesi
gerekmekteydi. Buna göre;
1. Karadeniz kıyısından Ankara Yönüne:
a. İnebolu-Kastamonu-Çankırı-Kalecik-Ankara,
b. Samsun-Çorum-Sungurlu-Yahşihan-Ankara,
c. Ereğli-Gerede-Kızılcahamam-Ankara,
2. Marmara denizi kıyısından Ankara yönüne:
a. İzmit-Adapazarı-Düzce-Bolu-Gerede-Kızılcahamam-Ankara,
3. Doğudan Ankara Yönüne:
a. Erzincan-Sivas-Şarkışla-Sultanhan-Kayseri-Kırşehir-Köprüköy,
b. Kayseri-Ulukışla-Karaman-Konya-Sarayönü-Polatlı,
4. Elcezire Cephesinden Ankara yönüne:
221 a.g.e., s.70.
70
a. Diyarbakır-Elazığ-Malatya-Sivas ana istikametleri üzerinde
menzil teşkilatları kurulmaya başlandı.222
Müttefik devletlerin ileri sürdükleri barış şartlarını kabul ettirmek amacı ile
Yunan ordusu 22 Haziran 1920’de genel bir taarruza geçmiştir. Bu taarruz sonucu
milli kuvvetlerin büyük kısmı dağılmış, 61., 23., 57. Tümenler geri çekilmiş, Bursa-
Uşak-Sarayköy hattı Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir.223
25 Haziran 1920’de ordu birliklerinde yeni bir teşkilatlanmaya gidilmiş,
batıdaki tüm birlikler Batı Cephesi adı altında birleştirilmiştir. TBMM başkanı
Mustafa Kemal Paşa tarafından 24/25 Haziran 1920 tarihli bir genelge ile yeni
teşkilatlanma ile ilgili şu kararlar alınmıştır:
1 Yeni teşkil edilen Batı cephesi komutanlığına seferde ordu komutanı
yetkisiyle Ali Fuat Paşa getirilmiştir.
2. Kuzey cephesindeki 12. ve 20. Kolordular İzmir Kuzey Kolordusu adını
alarak Ali Fuat Paşa’nın emrine girmiştir.
3. İzmir Kuzey Kolordusu komutanlığına Albay Kazım, 20. Kolordu
komutanlığına Albay Bekir Sami, 56. Tümen komutanlığına 10. Kafkas Tümen
komutanı Yarbay Kemalettin Sami tayin edilmiştir.
4. Adana cephesinde bulunan 41. Tümen 12. Kolordu kuruluşundan
çıkarılmış ve askeri harekât bakımından bağımsız ve Genelkurmay Başkanlığı
emrine verilmiştir. Tümenin idare ve iaşesi 12. Kolordu tarafından sağlanacaktır.
5. 12. ve 20. Kolordularla İzmir Kuzey Kolordusunun şimdi mevcut olan
asker alma bölgeleri yine kolordular emrinde olmak üzere Batı Cephesi Genel
Komutanlığının ikmal bölgesini teşkil edecektir.
6. Ankara’da doğrudan MSB emrinde olmak üzere Ankara Komutanlığı
teşkil edilecek ve Ankara’da mevcut bütün birlik ve kurumlar bunun emrinde
bulunacaktır.224
Lojistik destekle görevli MSB teşkilatı tam olarak kurulamadığından, ancak
Ağustos 1920’den sonra işlere el atabilmiştir. Düzenli bir ordunun yalnızca ikmal
kaynaklarını bulmak ve tedarik etmek yetmez, tedarik edilen bu malzemeleri bir
222 a.g.e., s.236-237. 223 Geniş bilgi için bkz.: TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.2, s.231-330. 224 TİH İdari Faaliyetler, s.71–72.
71
düzen içerisinde belli noktalarda toplayarak cephelere göndermek gerekir. Normal
bir savaşta yurtiçi ikmal üssü olup buradan cephelere doğru ihtiyaçlar gönderilirken,
Kurtuluş Savaşı’nda ikmal akışı tersine olmuş, Elcezire ve Doğu Cepheleri ile işgal
altındaki bölgeler özellikle İstanbul Anadolu’yu desteklemiştir. Yurdun bir kısmı
işgal altında olduğundan lojistik faaliyetler yönerge ve talimatnamelerin öngördüğü
biçimde yürütülememiştir. İkmal maddelerinin cinsi ve sınıfı ne olursa olsun Ankara
ve civarına gönderilmiştir. Kurtuluş Savaşında lojistik destek üç ana konu üzerinde
toplanmıştır. Bunlar levazım, harbiye (ordudonatım)225 ile personel ikmalidir.226
Mondros Mütarekesi sonrası itilaf devletleri Türk ordusunun kuruluş ve
kadrolarını küçültmüş olup, bu kapsamda kadro fazlası olarak değerlendirilen her
türlü silah ve cephanenin yanında birçok levazım malzemesine de el konulmuştur.
İstanbul’da itilaf devletlerinin elinde bulunan çok sayıdaki silah, mühimmat ve her
tür harp araç ve gereçlerinin Anadolu’ya kaçırılması amacıyla çeşitli gizli gruplar
kurulmuştur. Bu gruplar aynı zamanda istihbarat ve propaganda ile milli mücadele
yanlısı subay ve askerlerin Anadolu’ya geçirilmesi vb. faaliyetlerde bulunmuşlardır.
İstanbul’da Anadolu hükümetine bağlı olarak faaliyet gösteren ilk resmi gizli
örgüt Mustafa Kemal’in emri ile Kurmay Yüzbaşı Neşet Bey tarafından kurulan
“Hamza Grubu”dur. 23 Eylül 1920’de kurulan bu grup ilk başta üç şubeden
oluşmakta olup, daha sonra yapılan bir düzenleme ve yönetmelik değişikliği ile
İstihbarat, Teknik, Personel, Mühimmat ve Levazım olmak üzere beş şube şeklinde
düzenlenmiştir. 5. şube olan Levazım Şubesi askeri eşya tedariki, satın alma, nakliyat
ve grubun bütün hesap işlemleri ile görevlendirilmiştir. Levazım Şube Müdürlüğüne
Levazım Yüzbaşı Sabit Bey getirilmiş olup ona bağlı olarak Levazım Yüzbaşılar
Vasfi, Kemal ve Arif Efendiler memur edilmişlerdir.227
Hamza Grubu resmen kurulduğu tarihten Aralık 1920 yılına kadar istihbarat
ve personel temini dışında, Anadolu’ya malzeme gönderme işinde hiçbir başarı
gösterememiştir. Bu durum askeri imalat fabrikalarının subay ve memurlarından
oluşan bir diğer gizli örgüt olan, İmalatı Harbiye grubu ile birleşene kadar devam
225 Silah, mühimmat, istihkâm, muhabere, ulaştırma ve akaryakıt ikmali uğraşan askeri sınıf, http://www.tdk.org.tr. 226 TİH İdari Faaliyetler, s.276. 227 Hüsnü Himmettoğlu, Kurtuluş Savaşında İstanbul ve Yardımları, C.I, Ülkü Matbaası, İstanbul, 1975, s.167–188; TİH İdari Faaliyetler, s.98–102; Atakan, a.g.m., s.115-116.
72
etmiştir. Birleşmeden sonra hızlı bir şekilde Anadolu’ya malzeme gönderme
faaliyetine girişilmiş, ilk motor kaçakçılığı 5 Aralık 1920’de ilk vapur kaçakçılığı da
10 Mayıs 1921’de gerçekleştirilmiştir.228
Hamza grubu çeşitli sebeplerle deşifre olduğundan bir süre sonra “Mücahit”,
daha sonra “Muharip” ve en son olarak “Felah” adını almış, Kurtuluş Savaşı sonuna
kadar bu ad kullanılmıştır. Kurulan diğer gizli örgütler genellikle şahsi
teşebbüslerden oluşmakta olup en son adı ile Felah grubu hem doğrudan Anadolu
Hükümetine bağlı olması hem de kapsamlı bir teşkilat yapısına sahip olması
açısından diğer gruplardan farklılık göstermekte olup, bu açıdan lojistik teşkilat ve
kurumlar arasında değerlendirilebilir.
Bu dönemde kurulan diğer gruplar; Karakol Grubu, M.M Grubu, İmalatı
Harbiye Grubu, Muaveneti Bahriye Grubu, Müdafaayı Milliye Teşkilatı, Namık
Grubu, Bizci Grubu (Fethiye’de), Kaynarca Grubu, Ferhat ve Kerimi Grubudur.
İmalatı Harbiye ve Muaveneti Bahriye Grubu daha sonra Felah (Hamza) Grubu ile
birleşmiştir.229
1920 Kasım ayında MSB’nin diğer şubelerine ek olarak Muhasebe, Mübayaat
Komisyonu, Ordu Dairesi (Askeralma yerine), Umuru Muhakim Daire Müdüriyeti,
piyade ve süvari muhafız bölüğü teşkil edildi. Levazım Dairesi içerisinde yer alan
İnşaat Şubesi de ayrılarak bağımsız şube haline getirildi. 1921 Ocak ve Şubat
aylarında Sevkıyat ve Nakliyat Genel Müdürlüğü, Heyeti Teftişiye Dairesi, İmalatı
Harbiye Müdürlüğü, Umuru Bahriye ve Umuru Havaiye Şubelerinin yanı sıra ayrıca
Harbiye Dairesi içinde İstihkâm ve Kıtaatı Fenniye şubeleri kuruldu.230
5. TBMM’nin Kurulduğu Dönemde Levazım İkmal Faaliyetleri
a. Batı Cephesi
Mayıs 1920’de 20. Kolordu tarafından yayınlanan bir emirde; Müdafaa-i
Hukuk Cemiyetleri tarafından iaşe edilen Kuvay-i Milliye’nin artık kolordular ve
228 Himmettoğlu, a.g.e., s.235-236. 229 Bu gruplar hakkında geniş bilgi için bkz.: Himmetoğlu, a.g.e., s.81-418; TİH İdari Faaliyetler, s.96-110. 230 TİH İdari Faaliyetler, s.229; Türkmen, a.g.m., s.55.
73
maliye tarafından iaşe edileceği, bunların şu anda hangi usulle iaşe edildikleri,
giydirildikleri ve maaşlarının ne olduğunun bildirilmesi istenmiştir. Kolorduya bağlı
birlikler verdikleri cevapta;
1. Kuvay-i Milliye birliklerine her yerde farklı olmak üzere bir miktar maaş
verildiği,
2. Afyonkarahisar bölgesindeki Kuvay-i Milliyelerin iaşesinin Müdafaa-i
Hukuk cemiyetleri tarafından toplanan para ile sağlandığı,
3. Halktan gönüllü olanların bazı Kuvay-i Milliye erlerine iaşe karşılığı para
verildiği bildirilmiştir.
Eskişehir bölgesindeki Kuvay-i Milliyecilere maaş verilmekte olup iaşeleri
kendileri tarafından sağlanmaktaydı. Bazı bölgelerde asker olan erlerle beraber
mükerrer iaşe edilenler de vardı.231
16 Mayıs 1920’de yayınlanan bir bakanlar kurulu kararı ile Kuvay-i
Milliye’nin MSB Teşkilatına bağlanarak bütçenin buna göre yapılması, iaşenin genel
bütçeden sağlanması istenmekteydi.232 1920 Mayıs ayında MSB yayınladığı bir
genelge ile Kuvay-i Milliye birliklerinin bölgelerinde bulunan kolordular tarafından
beslenmeleri ve giydirilmeleri kararını almıştır.233
Adapazarı bölgesindeki Kuvay-i Milliye birliklerinin yiyecek ikmali başlarda
Müdafaa-i Hukuk cemiyetleri tarafından karşılanmış, daha sonra ise düzenli ordu
birlikleri tarafından tabela esasına bağlanarak kazana dahil edilmişlerdir. Bu
dönemde askere alma şubelerince düzenli olarak iaşe edilen Kuvay-i Milliye
birliklerinin sayı ve yerleri EK-4’de gösterilmiştir.234
12 Ağustos 1920 tarihinde gönderilen bir genelge ile Yunan ileri harekâtı
sonucu Bursa – Uşak ve batısı genel hattının düşman eline geçtiği, bu nedenle askeri
makamlarla irtibatı kopup düzenli birlikler tarafından iaşe edilemeyen Kuvay-i
Milliye birliklerinin Müdafaa-i Hukuk heyetleri tarafından desteklenmesi
istenmiştir.235
231 TC Genelkurmay Başkanlığı, Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı:54, Ankara, Aralık 1965, Vesika No:1235; TİH İdari Faaliyetler, s.67. 232 TİH İdari Faaliyetler, s.68. 233 a.g.e., s.90. 234 a.g.e., s.71. 235 a.g.e., s.72.
74
Genelkurmay Başkanlığı 24 Ağustos 1920 tarihinde MSB İçişleri ve Maliye
Bakanlıklarına sunduğu bir yazıda; artık gönüllülerden oluşan Kuvay-i Milliye birliği
teşkil edilmemesini, mevcut birliklerinde kadroya bağlanarak iaşe ve diğer
ihtiyaçlarının düzenli birlikler gibi bağlı bulundukları komutanlıklar tarafından
sağlanmasını istemiştir.236
Batı cephesi birliklerinin ikmalini sağlamak üzere 8 Eylül 1920’de MSB
tarafından Kayseri-Ankara ve Kayseri-Sivas arasında iki adet menzil hat komutanlığı
kurulmuştur.237
1920 Eylül ayına girildiğinde havaların soğuk olması, birliklerin geçici olarak
köylerde barınmaları, istihkak ve teçhizatlarının eksik olması nedeniyle hastalıklar
artmıştır. Birliklerin iaşe ihtiyacı her birliğe tahsis edilen köylerden karşılanmaktadır.
Tümenlere ayrılan köylerde yiyecek maddeleri bittiği zaman ilave köy tahsis
edilmesi talepleri gelmekteydi. 1920 Ekim ayında Genelkurmay Başkanlığı MSB’ye
gönderdiği bir yazıda 4. Tümeninin iaşesi için hiçbir şeyin kalmadığını, kısa süre
içinde tümenin aç kalmasının kesin olduğunu, satın alma için para da bulunmadığını
bildirmiştir. Bu sıralarda et ihtiyacı canlı hayvan şeklinde gönderilmekte ve
mahallinde kesilerek ihtiyaçlar karşılanmaktaydı. Soğutma sistemleri olmadığından
bu etler tuzlama veya kavurma yaparak depolanmaktaydı. Ekmek ihtiyaçları ise köy
fırınlarından karşılanmaktaydı.238
21 Eylül 1920’de 12. Kolordu tarafından Müdafaa-i Hukuk başkanlıklarına
gönderilen bir yazı ile Kuvay-i Milliye adı ile başvuranlara hiç bir şekilde iaşe ve
donatım desteği verilmemesi, bu işlerin ancak kolordu emri ile yapılması
istenmiştir.239 Batı Cephesi Komutanı Ali Fuat Paşa 7 Ekim 1920’de Muğla Bölgesi
Komutanlığına gönderdiği bir şifrede; “ Bundan sonra Kuvay-i Milliyenin iaşe ve
maaşı da Milli Savunma Bakanlığı tarafından karşılanacaktır. Bundan dolayı
gerektiğinde Ali Efe ile görüşülerek kendi maaşı da dahil olmak üzere aylık kaç
kuruşa ihtiyaç olduğunun ve Kuvay-i Milliyenin atlı ve piyade mevcudunun acil
236 a.g.e., s.75-76. 237 TİH İdari Faaliyetler, s.237-238; Atakan, a.g.m., s.106. 238 Sayim Türkman, Kurtuluş Savaşı’nda Batı Cephesi’nde İaşe, Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi (Yayınlanmamış), Ankara, 1997, s.49–50. 239 TC Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı, Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, Sayı:113. Ocak 2002, Belge No: 4191.
75
bildirilmesini rica ederim” demektedir.240 Görüldüğü gibi Kuvay-i Milliye
birliklerinin tüm ihtiyaçları hükümetçe karşılanmaya çalışılarak bunların düzenli
ordu teşkilatına sokulması amaçlanmaktadır.
28 Eylül1920 tarihinde Batı Cephesinde erzak ambarı bulunan şehirler
Ankara, Eskişehir, Kütahya, Afyon ve Konya vilayetleridir. Her vilayet kendine
tahsis edilen bölgeden hububat alabilmektedir. Buna göre Ankara ve Eskişehir
ambarı; Aziziye, Akşehir, Aslıhan, Sarayönü, Çumra ve Ergani’den, Kütahya ambarı
kendi bölgesinden, Konya ambarı; Beyşehir, Seydişehir, Koçhisar’dan Afyon
ambarı; Sandıklı ve Burdur’dan ikmal edilmektedir. Bu tarihte adı geçen ambarlarda
bulunan hububat miktarı şöyledir:
Buğday: 1.376.404 Kg
Arpa : 6.899.522 Kg
Mısır : 684.113 Kg
Nohut : 414.213 Kg 241
Batı Cephesi diğer cephelere göre öncelik gösterdiğinden 28 Eylül 1920’de
MSB bu cepheye ayırdığı iaşe bölgesi ile buralarda bulunan yiyecek maddelerinin
yerleri ve toplama merkezlerini gösteren bir emir yayınlamıştır. Buna göre: Konya
Ereğlisi, Konya, Afyon, Kütahya, Eskişehir demiryolu boyunca ve güneyde bulunan
tahıldan bir kısmı Polatlı ve Eskişehir’e nakledilecek; bir kısmı da Polatlı, Eskişehir,
Afyon, Konya ve Burdur’da açılacak tahıl ambarlarına depolanacaktır. 242 Buna göre
aşağıdaki yiyecek maddelerinin yarısı Polatlı yarısı da Eskişehir ambarlarına
gönderilecektir:
Tahıl Cinsi ve Miktarı (Kg)
Bulunduğu Yer Buğday Arpa Nohut Melez
Konya Ereğlisi 170.000 240.800
Çumra 902.343 456.512
Sarayönü 608.388
Ilgın 1.130.131 909.756
Akşehir 195.572 357.840 203.025 282.123
240 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, Sayı:113. Ocak 2002, Belge No: 4192. 241 Türkman., a.g.e., s.72-73. 242 TİH İdari Faaliyetler, s.283-285.
76
Karaağaç 396.051 335.501 105.002
Yalvaç 136.885 91.300 6.901
TOPLAM 3.539.370 2.150.909 209.926 627.925
Ambar olan diğer yerlerde toplanacak tahıl miktarları ise şöyledir:
Batı Cephesinin Kasım 1920’de ikiye ayrılmasından sonra, Güney Cephesi
komutanlığının 11 Kasım 1920’de verdiği bir emirle, Güney Cephesi birliklerinin
iaşe ikmali için bölgede bulunan her türlü yiyecek maddesinin kendi izni olmadan
bölge dışına çıkarılmaması için verdiği emir, Batı Cephesini zor durumda
bırakmıştır.243
Batı Cephesi 18 Kasım 1920’de iaşe işlerini düzenlemek üzere aşağıdaki emri
yayınlamıştır:
243 a.g.e., s.285.
Tahıl Cinsi ve Miktarı (Kg) Bulunduğu Yer
Buğday Arpa Nohut Melez Mısır Yulaf
Merkez 1.290.068 4.278.000
Koçhisar 1.343.000 598.000
Yenişehir 732.207 335.501 105.002 Konya
Seydişehir 566.508 264.013 163.675 103.777
Merkez 5.110 4.299 Afyonkara
hisar Sandıklı 361.557 362.149
Tefni 617.070 392.333 7.811 1.488
Burdur Korkuteli 20.666 17.358 6.339 5.055 10.797
Antalya ve Elmalı 213.020 918.968 40.662 154.259 149.134 39.190
TOPLAM 5.149.206 7.170.621 204.337 377.188 155.667 49.987
77
1. 64. Tümen’in emrinde bulunan bütün birlikler Bozöyük nokta ve
ambarlarından iaşe edilecektir,
2. Kuvay-i Seyyare birlikleri Kütahya Mıntıka Kumandanlığı tarafından iaşe
edilecek, eksik kalınan miktar Eskişehir’den takviye edilecektir,
3. 12. Kolordunun iaşesi Konya mevki kumandanlığı tarafından temin
edilecek,
4. Müretteb Tümen mahallinden satın alma ile iaşe edilecektir,
5. Cephenin ihtiyat ambarı olarak da Sivrihisar ve Polatlı ambarları
açılmıştır.244
28 Kasım 1920 tarihinde Genelkurmay Başkanlığının emri ile Sivas Menzil
Müfettişliği teşkil edildi. Bu müfettişlik bağımsız kolordu statüsünde olup buraya
bağlı olarak; Suşehri, Aziziye, Malatya ve Kayseri’de birer menzil hat komutanlığı
kuruldu. Ayrıca Kastamonu’da, İnebolu-Kastamonu-Ankara arasındaki nakliye
faaliyetlerini düzenlemek üzere Kastamonu Havalisi komutanlığı emrinde bir menzil
hat komutanlığı kurulmuştur.245
Kuvay-i Milliye birlikleri 1920 yılı Aralık ayında tamamen kaldırılarak
sadece 1. ve 2. Kuvayı Seyyare adı ile iki müfreze bırakılmış, dağınık durumda
bulunan diğer birliklerin de bunlara katılarak görev yapmaları kararlaştırılmıştır.
Bunlara ilgili yasal mevzuata göre ödenek verilecek, Tayınat ve Yem Kanunu’na
göre iaşe edileceklerdir.246 Bu emirlerle iaşe faaliyetlerinin kurumsal hale gelmeye
başladığı görülmektedir.
TBMM Hükümetinin kurulmasından Birinci İnönü Muharebelerine kadar
cephelere MSB Levazım Dairesince gönderilen paralardan başka merkezden ek
olarak aşağıdaki yiyecek maddeleri gönderilmiştir:247
Yiyecek Maddesi Batı Cephesi
(Ton)
Güney Cephesi
(Ton)
Kocaeli Grubu
(Ton)
Polatlı Hastanesi
(Ton)
Bulgur, pirinç,
fasulye,
mercimek, patates
59,5 25 10,5 1
244 Türkman., a.g.e., s.72-73. 245 TİH İdari Faaliyetler, s.237-238; Atakan, a.g.m., s.106. 246 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, Sayı:113. Ocak 2002, Belge No:4194. 247 TİH İdari Faaliyetler, s.288.
78
Un, peksimet,
buğday
83 71 51,5
Kavurma, sucuk,
pastırma
9 2,5
Üzüm, şeker,
tahin helvası
45 11 2 0,3
Arpa 69 17 33
Sabun 11 1 1 0,2
Gaz 2 1/2 86 Kg
Sadeyağ 1,5 0,3 198 Kg
Tuz 2
MSB Levazım Dairesi ancak Ağustos 1920’de öncelikle Batı Cephesi
birliklerinin giyim eşyalarını sağlamaya çalışmıştır. Bu tarihte Levazım Dairesine
bağlı birkaç sanayi takımından başka fabrika ve yapımevi olmadığından, satın alma
ve kontrata bağlama yolu ile tedarik işine girişilmiştir.248
Bu dönemde dağıtılan giyim-kuşam malzemeleri aşağıda gösterilmiştir:249
Eşya Ağustos Ekim
1920
Kasım Aralık
1920
Adi semer 111 98
Araba örtüsü 227 -
Arka çantası 4.314 1.440
Avcı yeleği 644 -
Battaniye - 1.601
Belleme250 1.945 1.383
Cağ torbası - 1.150
248 a.g.e., s.289. 249 a.g.e., s.290-291. 250 At ve hayvanların sırtına eyerin altına konulan keçe, meşin veya kalın kumaş parçası, http://www.tdk.org.tr.
79
Eşya Ağustos Ekim
1920
Kasım Aralık
1920
Ceket 13.372 3.230
Çarık 17.076 12.877
Çorap 8.090 14.952
Dolak251 - 963
Don 8.003 2.927
Ekmek torbası 11.801 2.270
Fişeklik 11.858 2.633
Fotin 2.686 1.914
Gebre252 2.633 1.165
Gömlek 11.261 2.310
Kabalak253 13.675 6.554
Kaput 2.621 6.220
Karavana 853 299
Kaşağı 1.439 1.117
Kazan 67 37
Keçe kaput 4.218 3.347
Kolan 1.756 755
Koşum takımı 35 -
Kuşak 1.660 -
Kütüklük 304 -
Mahruti çadır 182 13
Matara 1.958 -
Mıh 214.784 111.000
Palaska 325 -
Pamuklu 6.717 4.707
Pantolon 11.267 3636
251 Bacağa baldıra tozluk yerine doladıkları çuha kenarı. Bkz.: Koçu, a.g.e., s.92. 252 Atı tımar etmekte kullanılan kıldan kese, http://www.tdk.org.tr. 253 Osmanlı ordusunda kullanılan şapkaya ben.zer bir tür başlık, http://www.tdk.org.tr.
80
Eşya Ağustos Ekim
1920
Kasım Aralık
1920
Su fıçısı 22 -
Süngülük 7.570 1.240
Teneke kova 133 -
Tevhit semeri 125 151
Tüfek kayışı 13.108 1.322
Urgan 1.144 300
Yem torbası 2.592 1.872
Yemeni254 8.409 2.788
Yular ve sapı 2.969 1.210
b. Güney Cephesi
Ekim 1919 sonundan itibaren çoğunluğu Ermenilerden oluşan Fransız
birlikleri tarafından işgal edilmiş olan Maraş Bölgesi, 20 Ocak 1920’de başlayan
halk direniş sonucu Fransızların geri çekilmesiyle işgalden kurtulmuştur. Urfa
bölgesinde başlayan mili hareket ve silahlı direniş sonucu Fransız birlikleri 11 Nisan
1920 tarihinden itibaren geri çekilmeye başlamışlardır. Antep’te Nisan 1920’de
başlayan direniş, 1921 Şubat ayına adar devem eden Fransız kuşatma ve saldırısına
dayanamayarak kırılmış ve şehir Fransızlara telim olmuştur. 20 Ekim 1921’de
Fransızlarla yapılan Ankara antlaşması sonucunda Antep ve Adana bölgesi düşman
işgalinden kurtulmuş olup Güney Cephesindeki muharebeler de sona ermiştir.255
I. Dünya Savaşı’nda Irak ve Suriye’deki Türk birliklerini desteklemek üzere
Güney bölgesinden geçen iki menzil hattı teşkil edilmiş, bu hat boyunca askeri konak
ve ikmal depoları kurulmuştur. Ancak Mondros Mütarekesi sonrası bu teşkilat
ortadan kaldırılmış olup, Kurtuluş Savaşı boyunca Güney Cephesi geriden ileriye
254 Kısa kenarlı, çeşitli renkte, sahtiyandan yapılan ökçeli ve üstü açık kaba pabuç. Bkz.: Koçu, a.g.e., s.246. 255 Geniş bilgi için bkz.: TİH Güney Cephesi, s.81-255; Aybars, a.g.e., 251-260, 291-293.
81
doğru akan bir ikmal sistemine bağlanamamış, daha çok yerinden tedarik sistemi
uygulanmıştır.256
Bölgede bulunan birliklerin (tümenler) bünyesinde birer erzak kolu
bulunmakta idi. Birlikler genellikle yerinden tedarik usulü ile ikmallerini sağlamak
için bünyelerinde birer satın alma komisyonu kurmuştu. Yiyecek ve yem satın alma
ile yapılmakla beraber teşkilat, ödenek ve ulaştırma imkânlarının yetersizliği bu
ikmal maddelerinin sağlanmasını zorlaştırıyordu.
33. Piyade Alayı 2. Tabur Komutanı 25 Nisan 1920 tarihli bir raporunda: 300
erin ilmühaberinin geldiğini, ancak ulaştırma güçlüğünden dolayı onlara ekmek bile
göndermenin imkânsız olduğunu ifade etmiştir.257
1921 Şubatında Antep kuşatması sırasında şehir halkı dışarıdan yardım
alamadığından çok sıkıntı çekilmiş, kadın ve çocuklar yiyecek olarak ot kökü ve ağaç
kabuğu ile bir nevi zehir olan acı zerdali çekirdeğini tatlandırarak yemek zorunda
kalmışlardır. Sonuçta Antep cephanesizlik ve açlıktan dolayı teslim olmak zorunda
kalmıştır.258
MSB tarafından 2 Nisan 1922 tarihinde hazırlanan bir raporda: Elcezire
Cephesi’nde para verilmediği için celp dönemi gelen erlerin silâhaltına alınamadığı,
müteahhitlere olan borçlardan dolayı erlerin aç kaldığı, parasızlık nedeniyle her an
bir olay çıkma olasılığının olduğu, durumun bu şekilde devam etmesi halinde
Elcezire Cephesi Komutanının görevden ayrılacağını belirttiği ifade edilmiştir.259
Giyim kuşam malzemeleri açısından bölgede stok olmadığı gibi bunlarla ilgili
yapım işleri de çok ilkeldi. Bu ikmal maddelerini satın alabilmek için yeterli
ödenekte mevcut değildi. Elcezire Cephesi Komutanlığı Levazım Müdürlüğünün
1921 yılına ait bir raporunda özet olarak: “Elazığ yetimler yurduna kumaş diktirilmek
üzere 2653 kilo yün satın alınmış, başka bir yere de 300 yem torbası ile belleme
ısmarlanmıştı. Torbalar için ele geçirilen 42 köhne Arap çadırı kullanılmıştır. Çeşitli
yerlerden kumaş tedarik edilerek kaput yaptırılmaktadır. Erlerin ayakkabı ihtiyacı
çok kere halk ve aşiretlerin, İngiliz ve Fransızlardan elde ettikleri kullanılmış
ayakkabıları satın almak suretiyle sağlanabilmektedir. 12000 arşın ince, 24000 arşın 256 TİH Güney Cephesi, s.256. 257 a.g.e., s.260. 258 TİH İdari Faaliyetler, s.84. 259 a.g.e., s.448-449.
82
kalın kumaş ile bir miktar kilim ısmarlandı ise de ödenek yetersizliğinden bunlardan
10000 arşın kumaş ile 2000 kilimin teslim alma işi yapılamadı” denilmektedir.260
c. Doğu Cephesi
Mondros Mütarekesi’nin Doğu bölgelerini işgale olanak tanıyan hükümleri,
ardından Paris Konferansı’ndaki Ermeni istekleri sonucu bölge halkında başlayan
tedirginlik, İzmir’in işgal edilmesiyle tepkiye dönüşmüştü.261
Mondros Mütarekesi hükümleri gereği bölgedeki tek düzenli ordu birliği olan
15. Kolordu’nun silahlarının bölgede bulunan İngiliz Yarbay Rawlinson tarafından
toplanmak istenmesi üzerine, Erzurum ileri gelenlerinden oluşan bir kurul
15.Kolordu komutanı Kazım Karabekir Paşa’ya başvurarak, bu silahların teslim
edilmemesini istediler. 15. Kolordunun kararlı tutumu ile bölgedeki silahlar teslim
edilmedi.262
Ermeniler 20 Haziran 1920’de Oltu’ya taarruz ederek burayı işgal ettiler.
Doğu Cephesi komutanı Kazım Karabekir Paşa komutasındaki 15. Kolordu birlikleri,
TBMM’den aldığı yetkiyle 28 Eylül 1920’de Sarıkamış-Kars-Gümrü genel
istikametinde taarruza geçerek, 29 Eylül 1920’de Sarıkamış, 30 Ekim’de Kars’ı geri
aldı. 7 Kasım 1920’de Gümrü’de Ermenilerin son direnişinin de kırılmasının
ardından 3 Aralık 1920’de yapılan Gümrü Antlaşmasıyla Ermenilerle olan savaş
bitmiş oldu.263
23 Şubat 1921’de Doğu Cephesindeki Türk birlikleri Ardahan’a girerek
burayı Türk topraklarına kattı. 16 Mart 1921’de Anadolu Hükümeti ile Rusya
arasında Moskova Antlaşması, 13 Ekim 1921’de Anadolu Hükümeti ile Kafkas
Cumhuriyetleri (Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan) ve Rusya arasında yapılan
Kars Antlaşmaları ile Doğu Cephesinde çatışmalar bittiğinden, Doğu Cephesi askeri
açıdan Batı cephesini destekleyebilecek duruma gelmiştir.264
260 TİH Güney Cephesi, s.260. 261 TC Genelkurmay Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi Doğu Cephesi, C.III, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1995, s.25–26. 262 TİH Doğu Cephesi, s.26–27. 263 Geniş bilgi için bkz.: a.g.e., s.127-142, 159-236. 264 TİH Doğu Cephesi, s.242, 255–280; TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.3, s.268–269; Aybars, a.g.e., 276-278.
83
Doğu bölgesindeki her çeşit göndermeleri koordine etmek üzere, 20 Aralık
1920 tarihinde Kars’ta Doğu Cephesine bağlı olarak kurulan Sevkıyat Müfettişliği ve
Demiryolları Müdüriyeti bulunmaktaydı.265
Doğu Cephesi I. Dünya Savaşı’ndan kalan ve Ermeni harekâtından sonra ele
geçirilen malzemelerle kendine yeter duruma gelmiş, ancak yiyecek ve giyecek
malzemeleri yönünden sıkıntıya girmiştir. Ayrıca 1920 yılı kışının ağır geçmesi
sonucu Trabzon’dan yiyecek sağlanması zorunluluğu ortaya çıkmıştır.
Mali kaynak sıkıntısı çeken hükümet 1920 yılı sonlarına kadar doğu ordusuna
hiç bir katkıda bulunamamıştır. Doğu ordusu bölgede I. Dünya savaşından kalıp
düşmandan ele geçirilen eşya ve yiyecek stoklarını kullanmıştır.266
E. Gediz Taarruzu ve Kuvay-i Milliye’nin Tasfiyesi
Anadolu Hükümeti 24/25 Haziran tarihlerinde yayınlandığı bir genelge ile
düzenli ordu teşkilatına geçmek için bir takım kararlar almış olmasına rağmen, gerek
Çerkez Ethem ve taraftarları, gerek meclis üyelerinden bazılarının karşı çıkması
nedeniyle bu kararlar tam olarak uygulanamamıştır. Bu dönemde özellikle Çerkez
Ethem ve taraftarları; Yunanlılara karşı düzenli ordu birlikleri ile başarı
sağlanamayacağı, silahlı gücün Kuvay-i Milliye yani milis teşkilatı şeklinde olması
gerektiği yönünde propaganda yapmaya başlamıştır. Özellikle ayaklanmalarda
gösterdikleri başarıların da etkisiyle Batı Cephesindeki Kuvay-i Milliye komutanları
ve askerleri kendilerini düzenli ordu birliklerinden daha üstün görme eğilimine
girmişlerdir.267
Batı Cephesi Komutanı Ali Fuat Paşa Çerkez Ethem’inde etkisiyle, halkın ve
ordunun moralini yükseltmek amacıyla bir hareket yapmayı düşünmüş olup, bu
amaçla 13 Ekim 1920’de Genelkurmay Başkanlığı’ndan Gediz bölgesinde tek başına
bulunan bir Yunan tümenine taarruz izni istemiştir. Genelkurmay Başkanı Albay
İsmet ordunun lojistik ve personel açısından yetersiz olduğunu belirterek taarruza
izin vermemiştir. 265 TİH İdari Faaliyetler, s.408–409. 266 a.g.e., s.85-86. 267 Nutuk, s.356–357; TC Genelkurmay Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi Batı Cephesi, C.II, Ks.3, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1994.s.37–38.
84
Genelkurmay Başkanlığının olumsuz görüşüne rağmen Çerkez Ethem’le
anlaşan Ali Fuat Paşa 24 Ekim 1920’de Gediz’e taarruz kararı almıştır. Düzenli ordu
birlikleri ve Kuvay-i Milliye birliklerinin ortak harekâtı ile yapılan taarruz sonucunda
Türk kuvvetleri Gediz’de yenilerek geri çekilmek zorunda kalmıştır. Yunan Ordusu
bu harekâta cevap olarak Bursa yönünden saldırıya geçmiş, ardından Yenişehir ve
İnegöl’ü işgal etmiştir. Türk Ordusu Dumlupınar sırtlarına geri çekilerek genel bir
yenilgiye uğramıştır.268
Gediz’de uğranılan yenilgi sonrası Ali Fuat Paşa Batı Cephesi
komutanlığından alınarak Moskova’ya elçi olarak gönderilmiştir. Hükümetin daha
önce vermiş olduğu düzenli ordu teşkilatına geçiş kararını uygulamak üzere 9 Kasım
1920’de toplanan bakanlar kurulu Batı cephesini Kuzey ve Güney Cepheleri olarak
iki kısma ayırmıştır.269
Düzenli orduya geçiş süreci 1920 Ağustos ayında büyük ölçüde
gerçekleştirilmiş olup, geri kalan kısımda 1920 Kasım-Aralık arasında son şeklini
almıştır.270 Çerkez Ethem ve taraftarlarının kendi başlarına hareket etme istekleri ve
düzenli ordu teşkilatına geçmeyi kabul etmeme konusunda diretmeleri üzerine, 27
Aralık 1920’de yayınlanan bir emirle Kuvay-i Milliye teşkilatına son verilmiş,
tamamen düzenli ordu teşkilatına geçilmiştir.271 Çerkez Ethem bütün bu gelişmeler
karşısında 29 Aralık 1920’de TBMM ve ordu aleyhinde bir bildiri yayınlayarak
açıkça isyan etmiş, hemen ardından 1920 Aralık sonu 1921 Ocak başında TBMM
Orduları Çerkez Ethem birliklerine karşı harekete geçmiştir. Çerkez Ethem
komutasındaki subay ve askerlerin bir kısmı düzenli orduya katılmış geri kalanlarda
kesin sonuçlu bir çarpışmaya girmeden küçük çatışmalarla geri çekilerek tamamen
dağılmak zorunda kalmıştır.272
Düzenli orduya geçiş iki şekilde olmuştur. Birincisi kadro halindeki kıtaların
personelle ikmal edilmesi, ikincisi de milli müfrezelerin düzenli ordu birlikleri haline
getirilmesidir.273
268 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.2, s.429–448; Nutuk, 357–358. 269 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.3, s.37–38; Nutuk, s.362. 270 Türkmen, a.g.m., s.54. 271 TİH İdari Faaliyetler, s.76. 272 Nutuk, s.388-391; Özalp, a.g.e., s.170. 273 TSK Tarihi TBMM…, s.119.
85
III. BÖLÜM
DÜZENLİ ORDU DÖNEMİNDE LEVAZIM İKMAL FAALİYETLERİ
A. İnönü Muharebeleri Döneminde Levazım İkmal Faaliyetleri
1. Genel Durum ve Muharebeler
Çerkez Ethem ve kardeşlerinin milli hükümete karşı isyan hareketi başlamış
olup Aralık 1920 sonu Batı ve Güney Cephesindeki Türk birliklerinin büyük kısmı
Kütahya ve Gediz kesiminde isyanı bastırmakla görevlendirilmiştir. Yeni seçimle
işbaşına gelen Yunan Hükümeti itilaf devletlerinin yardımlarını sağlayabilmek
amacıyla, Türk kuvvetlerinin bir kısmının Çerkez Ethem karşısına sürülmüş
olmasının yarattığı fırsatı da değerlendirerek yeni bir taarruz kararı almıştır.274
Birinci İnönü Muharebelerine katılan Türk Kuvvetleri: ikisi zayıf mevcutlu üç
tümen ve zayıf üç alaydan oluşmakta olup, bu kuvvetlerin genel mevcudu ise: 8.500
insan, 5.500 tüfek, 47 ağır makineli tüfek ve 28 toptur. Yunan kuvvetleri ise: yedi
tümen ve bir süvari tugayından oluşmakta olup, bu kuvvetlerin genel mevcudu ise:
227 subay, 15.816 er, 12.500 tüfek, 120 ağır makineli tüfek ve 72 toptur.275
Yunan birlikleri 6 Ocak 1921 günü Batı ve Güney Cephelerinden aynı anda
taarruza geçmişlerdir. Yunanlılar Bursa bölgesindeki Türk birliklerini geri atarak 9
Ocak günü 1921’de İnönü mevzilerinin önüne gelmişlerdir. 9–10 Ocak günleri İnönü
mevzilerinde şiddetli muharebeler meydana gelmiş olup, Yunan birlikleri 11 Ocak’ta
eski mevzilerine geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Güney Cephesinde İslamköy-
Banaz yönünde ilerleyen Yunan birlikleri de 7 Ocak 1921’de geri çekilmek zorunda
kalmışlardır. Birinci İnönü Muharebesi olarak bilinen bu muharebe yeni kurulmakta
olan düzenli Türk ordusunun ilk sınavı olması ve karşısındaki Yunan kuvvetlerini
geri püskürtmesi açısından önemlidir.276
274 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.3, s.145–148. 275 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.3, s.147; TİH İdari Faaliyetler, s.231–233. 276 Geniş bilgi için bkz.: TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.3, s.145-246.
86
Birinci İnönü Muharebesinden sonra Yunan ordusu başarısızlığını telafi
etmek amacı ve İngiltere’nin teşviki ile 23 Mart 1921’de yeni bir taarruza girişmiştir.
Bursa ve Uşak bölgesinden harekâta başlayan Yunan birlikleri kuzeyden Yenişehir,
Boğazköy ve İnegöl yönünde ilerleyerek İnönü mevzilerine taarruza geçmişlerdir.
İkinci İnönü Muharebesi olarak bilinen çarpışmalar sonucunda 1 Nisan 1921 sabahı
Yunan ordusu bir kez daha geri çekilmek zorunda kalmıştır.277
2. MSB Tarafından Yapılan Levazım İkmal Faaliyetleri
MSB’nin kurulmasından İkinci İnönü Muharebelerine kadar geçen sürede
lojistik teşkilat tam olarak kurulamadığından, cephedeki birlikler yiyecek
ihtiyaçlarını bütçeden gönderilen ve yöresel mal sandıklarından alınan para ile
kendileri karşılamışlardır.278
İkinci İnönü Muharebeleri sırasında MSB’nin satın aldığı ve kontrata
bağladığı yiyecek maddeleri aşağıda gösterildiği gibidir:279
Yiyecek Maddesi Miktarı (Kg.)
Bulgur 90.682
Fasulye 173,038
Pirinç 167.610
Kavurma 13.078
Soğan 268
Nohut 105.000
Mercimek 39.451
Patates 1.588
Yağ 4.608
Üzüm 10.173
Tahin Helvası 3.453
Tuz 2.000
Şeker 388.261
277 Geniş bilgi için bkz., a.g.e., s.247-512. 278 TİH İdari Faaliyetler, s.283–284. 279 a.g.e., s.288.
87
Çay 2.269
Pekmez 1.234
Kayısı 450
Erik 151
Pastırma 1.474
Un 3.175.395
Buğday 1.071.251
Sabun 188.755
Arpa 877.368
Odun 673.707
Kömür 25.490
Gaz 374.293
Peksimet 56.635
Bu dönemde içme suyu ihtiyacı, birliklerin kadrolarında bulunan saka arabası,
fıçı ve gaz tenekelerinin içinde, mekkârelerle taşınması ve erlerin mataralarını
buralardan doldurmaları ile karşılanmıştır.280
İkinci İnönü Muhabereleri ile birlikte MSB yiyecek ihtiyaçlarını merkezi
olarak satın alma, gerekli görülen yerlerde depolama ve buralardan merkezi olarak
dağıtma yoluna gittiği görülmektedir. Bu dönemde ikmal faaliyetleri 25 km.
uzaklıkta açılan dağıtım noktalarından birliklerin ihtiyaçlarını kendi araçları ile
almaları, hareket bölgesinde ise ihtiyaçların para ile alınması şeklinde yapılmıştır.
İkinci İnönü Muharebesi’nin uzaması nedeniyle yiyecek ikmali mevzi yakınlarına
kadar yapılmış, askerin sıcak ve taze yemek ihtiyacı genel olarak aksatılmadan
yürütülmüştür. 281
MSB’nin bu dönemde cepheye dağıttığı giyim kuşam malzemeleri aşağıdaki
gibidir: 282
Eşya Ocak Şubat
1921
Adi semer 241
280 a.g.e., s.289. 281 Müderrisoğlu, a.g.e., s.377-379. 282 TİH İdari Faaliyetler, s.290-291.
88
Eşya Ocak Şubat
1921
Amerikan bezi 90.947 metre
Arka çantası 35.493
Avcı yeleği 4.310
Battaniye 1.367
Belleme 1.404
Cağ torbası 870
Ceket 40.777
Çarık 2.870
Çizme 768
Çorap 45.233
Çuval 1.617
Dirsek ve boru 751
Dolak 1.365
Don 61.826
Eldiven 1.370
Fişeklik 2.987
Fotin 40.144
Gebre 1.102
Gömlek 60.620
Haki keten 6.396
Kabalak 40.858
Kaput 37.768
Karavana 1.049
Kaşağı 546
Kazan 47
Keçe kaput 4
Kolan 487
Kum torbası 22.861
Mahruti çadır 315
89
Eşya Ocak Şubat
1921
Mangal 28
Meşin 2.762 kg.
Mıh 326.275
Muhtelif şayak283 43.833 metre
Mutfak malzemesi 26
Nalbant takımı 32
Nöbetçi muşambası 130
Palaska 4.237
Pamuklu 35.161
Pantolon 37.254
Petrol lambası 242
Sahtiyan284 2.890 kg.
Soba 57
Su fıçısı 81
Subay fotini 668
Süngülük 368
Teneke kova 178
Teneke maşrapa 1.197
Tüfek kayışı 4.002
Urgan 9.946
Yem torbası 1.865
Yemeni 11.798
Yorgan 520
Yorgan çarşafı 609
Yular ve sapı 2.536
283 İnce ve kaba çuha. Bkz.: Koçu, a.g.e., s.217. 284 Tabaklanarak boyanmış ve cilalanmış genellikle keçi derisi, http://www.tdk.org.tr.
90
Bu dönemde MSB tarafından satın alınan giyim kuşam eşyaları şöyledir:285
Eşya Miktar Satın alma yeri
Aba286 22.000 adet İnebolu ve Samsun
Adi semer 100 adet Ankara
Amerikan bezi 54.000 metre Niğde ve Kastamonu
Ceket 2.110 adet İnebolu
Çadır 26 adet İnebolu
Er muşambası 50 adet Samsun
Kaput 2.110 adet İnebolu
Kazan 200 adet Kastamonu
Keçe belleme 2.000 adet Ankara
Kösele 6.311 Kg Samsun, Ankara ve Kastamonu
Kumaş 2.700 metre Ankara ve İnebolu
Kunduracı gereci 4.284 adet İnebolu
Matara 2.000 adet Pazarcık
Pantolon 1.433 adet İnebolu
Peksimet torbası 2.470 adet Samsun
Subay fotini 2.230 çift Ankara ve İnebolu
Subay kumaşı 3.000 metre Zonguldak
Yem torbası 2.000 adet Ankara
Yular sapı 2.000 adet Ankara
Kontrata bağlanan giyim eşyaları:287
Eşya Miktar Yeri
Elbise 20.000 takım 30 günde Antalya ve İnebolu’da teslim
edilecek
Fotin 50.000 çift 30 günde Antalya ve İnebolu’da teslim
edilecek
285 TİH İdari Faaliyetler, s.292. 286 Kaba ve aklın bir yünlü kumaş veya bu kumaştan yapılan giyecek. Bkz.: Koçu, a.g.e., s.7. 287 TİH İdari Faaliyetler, s.292.
91
Vaketa 10.754 kg. Şubat 1921 sonunda Ankara ve Antalya’da
teslim edilecek
Sahtiyan 5.740 kg. Şubat 1921 sonunda Ankara’da teslim
edilecek
Battaniye
20.000 adet
Şubat 1921 sonunda İnebolu’da teslim
edilecek
Makara 18.000 adet Şubat 1921 sonunda Ankara’da teslim
edilecek
MSB tarafından giyecek ihtiyaçlarını karşılamak üzere 1921 Mart ayında
Maraş’ta bir yapımevi kurulmuştur.288
3. Sevkıyat ve Nakliyat Genel Müdürlüğü ve Menzil Teşkilleri
Tarafından Yapılan Faaliyetler
MSB’ye bağlı olarak kurulan menzil teşkilatı ihtiyaçlara tam olarak cevap
veremediğinden, 10 Ocak 1921’de gene MSB’ye bağlı olarak Sevkıyat ve Nakliyat
Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Teşkilatın başına bakanlığın Levazım Dairesi Başkan
yardımcısı Yarbay Muzaffer (Orgeneral Ergüder) tayin edilmiştir. Genel müdürlüğün
kuruluşu şöyledir:
• Harekât Şubesi,
• Personel Şubesi,
• Muhakim Şubesi,
• Levazım Şubesi,
• Sıhhiye Şubesi,
• Veteriner Şubesi,
• İnşaat Şubesi,
• Cephane Şubesi,
• Nakliyat Şubesi, 288 Atakan, a.g.m., s.111.
92
• Posta İşleri,
• Evrak.289
Sevkıyat ve Nakliyat Genel Müdürlüğü’nün kurulması ile menzil teşkilatı
daha da genişlemiş olup, Ankara, Kayseri ve Kastamonu’da menzil bölge
müfettişlikleri kurulmuştur. MSB günün şartları ve menzil hatlarının önem
kazanmasına göre, her ay menzil teşkilatına ya yenilerini ilave etmekte veya
değişiklikler yapmaktadır.290
Yurt içi menzil teşkilleri doğrudan Sevkıyat ve Nakliyat Genel Müdürlüğüne
bağlı olup, bu teşkiller; menzil müfettişliği, menzil bölge müfettişliği, menzil hat,
nokta ve konak komutanlıklarından oluşmaktadır.291
Genel olarak bir menzil müfettişliği karargâhı şöyledir; menzil müfettişliği,
kurmay başkanlığı, harekât şubesi, personel şubesi, silah şubesi, levazım şubesi,
muharebe, sağlık, veteriner, inşaat, ulaştırma şubeleriyle evrak ve posta işleri. Bu
karargâha bağlı olarak bölgenin durumuna göre bir veya iki bölge müfettişliği,
bağımsız hat ve nokta komutanlıkları, hastane, hayvan hastaneleri, erzak ve
mühimmat depoları, küçük çapta imalathaneler kurulmuştur. Menzil bölge
müfettişliklerinin teşkilat yapısı da menzil müfettişlikleri gibidir. Ancak şubelerde
bulunan personel kadrosu daha az olup emrinde hat, nokta komutanlıkları, ambarlar,
hastaneler ve depolar vardır.292
Menzil hat komutanlıklarının kuruluşu şöyledir: menzil hat komutanlığına
bağlı muhafız, hizmet ve amele kıtası, tamirhane, yol inşa kıtası, iaşe merkezi, er
misafirhanesi, erzak ve yem deposu, hayvan deposu, merkez komutanlığı, sevk
memurluğu ve sağlık hizmetleri vardır. Hat komutanlıklarının emrinde birkaç nokta
ve konak vardır. Menzil nokta komutanlıkları, birinci ve ikinci sınıf olarak ikiye
ayrılmaktadır. Birinci sınıf menzil nokta komutanlığı teşkilat yapısı hat komutanlığı
teşkilatının aynısıdır. İkinci sınıf menzil nokta komutanlığı görevini askerlik şubeleri
yapmakta olup, menzil işleri ile uğraşmak için emrine bir subay verilirdi. 293
289 TİH İdari Faaliyetler, s.240. 290 a.g.e., s.241–246. 291 a.g.e., s.392. 292 a.g.e., s.392-393. 293 a.g.e., s.392-393.
93
Menzil hat komutanlığının görevi: kendi bölgesi içinde yapılacak nakliyat ve
sevkıyatı düzenlemek, bölgesinden geçecek askerlerin iaşesi ve barınmasını
sağlamak, bu amaçla mutfak yemekhane ve su ikmal yerleri açmak, bölgesinde
bulunan yolları tamir ettirmek ve bu yollar üzerinde asayişi temin etmek, olarak
sıralanabilir. Menzil Hat komutanlıkları birer günlük yürüyüş mesafesi olan her 20–
30 km boyunca menzil nokta komutanlığı veya konak yeri kurma yetkisine sahipti.
Nokta komutanlıkları tabur komutanlığı seviyesindedir.294
Bu dönemde Sevkıyat ve Nakliyat Genel Müdürlüğü tarafından levazım ikmal
maddeleri ile ilgili olarak yapılan faaliyetler şöyledir:
• Kayseri-Kırşehir-Yahşihan üzerinden Ankara ve çevresine nakledilen
yiyecek ve yemin ağırlığı 914 ton, donatım ve gereçlerinin ağırlığı 36 ton,
• İnebolu-Kastamonu-Çankırı-Kalecik üzerinden Ankara ve çevresine
nakledilen yiyecek ve yemin toplam ağırlığı 33,5 ton, donatım ve gereçlerinin toplam ağırlığı
414,5 ton,
• Samsun-Çorum-Sungurlu-Yahşihan üzerinden Ankara ve çevresine
nakledilen yiyecek ve yemin toplam ağırlığı 58 ton, donatım ve gereçlerinin toplam ağırlığı
83 ton,
• İzmit üzerinden Ankara ve çevresine nakledilen yiyecek ve yemin toplam
ağırlığı 32 ton, donatım ve gereçlerinin toplam ağırlığı 107,5 ton.
İnönü muharebeleri döneminde Yahşihan ve Ankara’ya nakledilen yukarıdaki levazım
ikmal maddelerinin büyük kısmı Yahşihan-Ankara dekovil295 ve Ankara-Polatlı normal
demiryolu hattı ile Polatlı’ya, buradan da Eskişehir ve çevresine nakledilmiştir. Batı Cephesi
birliklerinin lojistik desteği genel olarak nakledilen bu ikmal maddeleriyle sağlanmıştır.296
Bu dönemde Batı Cephesinin yiyecek ikmali Çukurhisar menzil hat komutanlığı, Güney
Cephesinin yiyecek ikmali de Akhisar menzil hat komutanlığı tarafından sağlanmıştır.297
294 TİH İdari Faaliyetler, s.239. 295 Ray aralığı 60 cm. veya daha az olan, arabaları buhar, hayvan veya insan gücüyle yürütülen küçük demiryolu, http://www.tdk.org.tr. 296 TİH İdari Faaliyetler, s.273-275. 297 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.3, s.436–437.
94
4. Gizli Örgütler Tarafından Yapılan Faaliyetler
İnönü muharebeleri döneminde Felah grubu tarafından, İstanbul ve civarından
kaçırılarak Karadeniz kıyılarında çeşitli iskele ve limanlara gönderilen levazım ikmal
maddeleri şunlardır:298
Cinsi Miktar
Süngülük 5.026 Adet
Ekmek Torbası 336 Adet
Matara 270 Adet
Tevhit Semeri 230 Adet
Arka Çantası 158 Adet
B. Kütahya-Eskişehir Muharebeleri Döneminde Levazım İkmal
Faaliyetleri
1. Genel Durum ve Muharebeler
İkinci İnönü Muharebelerinden sonra Yunanlıların yeniden taarruz
edebileceğini değerlendiren Genelkurmay Başkanlığı Batı Cephesini kısmen yeni
kurulan, kısmen de diğer cephelerden getirilen birliklerle güçlendirmeye çalışmıştı. 5
Mayıs 1921’de Güney Cephesi Komutanlığı kaldırılarak buradaki birlikler Batı
Cephesinin emrine verilmişti.299 Batı Cephesi’ndeki Türk kuvvetlerinin mevcudu 15
Haziran 1921 tarihi itibariyle 6.040 subay, 116.091 er ve 28.938 hayvandır.300
Yunan ordusu 10 Temmuz 1921’de Bursa, Uşak ve Dumlupınar
bölgelerinden, kuzeyden Eskişehir ve Kütahya, güneyden Afyonkarahisar ve
Seyitgazi yönünde genel bir taarruza başladı. Batı Cephesi birlikleri İnönü-Kütahya-
Altıntaş kuzeyi-Teperoğlan Gediği hattında muharebeyi kabul etti. Yunan
kuvvetlerinin üstün olduğu anlaşılınca, Türk kuvvetleri oyalama muharebelerine
298 TİH İdari Faaliyetler, s.251. 299 TİH İdari Faaliyetler, s.301–302; Nutuk, s.414. 300 TC Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi Batı Cephesi, C.II, Ks.4, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1974, s.45.
95
girişerek Eskişehir doğusu ve Seyitgazi hattına çekilmiş böylece Kütahya
Muharebeleri sona ermiştir.301
18 Temmuz 1921’de Mustafa Kemal Paşa Batı Cephesi karargâhına gelerek
durumu yakından incelemiş ve Türk Ordusunu Eskişehir’in kuzeyi ve güneyin de
toplamıştır. Ardından orduyu toparlayıp güçlendirmek amacıyla Yunan Ordusu ile
arasında büyük bir mesafe bırakılması gerektiğini belirterek birliklerin Sakarya’nın
doğusuna çekilmesi emrini vermiştir. Bu şekilde hareket etmekle aynı zamanda
Yunan birliklerinin ana ikmal üslerinden uzaklaşarak lojistik açıdan zor durumda
kalacakları da değerlendirilmiştir.302
Geri çekilen Türk birliklerinin ardından takip harekâtına devam eden Yunan
birlikleri 20/21 Temmuz 1921’de Eskişehir bölgesinde temas sağlamıştır. 21
Temmuz 1921’de başlayan Eskişehir muharebeleri, 25 Temmuz 1921’de Türk
Ordusu’nun tamamen Sakarya’nın doğusuna çekilmesi ile son bulmuştur.
2. MSB Tarafından Yapılan Faaliyetler
İnönü muharebelerinden sonra cephelere yiyecek maddelerinin ikmali; para
gönderme ve yiyecek maddelerinin sevk edilmesi suretiyle yapılmakta olup, gene de
ihtiyaçlar tam olarak karşılanamamıştır. Cephelere tahsis edilen paralar uygulamada
eksik olarak gönderilmekte, birlikler de yiyecek maddelerinin tedarikinde güçlük
çekmekteydiler. Özellikle Merkez Ordusu ve Elcezire Cephesi büyük güçlük
içerisindeydi.303
İnönü Muharebeleri’nde yenilgiye uğrayan Yunanlıların yeni bir taarruz
hazırlığına başlamaları üzerine çok köklü idari ve mali tedbirler alınmıştır. 1921 yılı
Haziran ayında çıkarılan bir talimatname ile il ve ilçelerde, vali ve kaymakam
başkanlığında defterdar, mal müdürü, askeri birlik komutanı ile idare meclisi,
belediye ve ticaret odasından seçilecek ikişer üyeden oluşan bir komisyon
kurulacaktır. Ordunun buğday, arpa, bulgur, nohut, kuru fasulye, mercimek ve
benzeri ihtiyaçları bu komisyon tarafından bedeli daha sonra ödenmek üzere
301 Geniş bilgi için bkz.: TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.4, s.71-550. 302 Nutuk, s.430. 303 TİH İdari Faaliyetler, s.323–325.
96
alınacaktır. Bu amaçla kimden ne fiyatla ve ne kadar mal alındığına dair bir defter
tutulacak ve her hafta sonu Maliye ve Savunma bakanlıklarına bu konuda gerekli
bilgiler verilecektir. Satıcıya da, satın alınan mal ile ilgili bilgilerin olduğu ve
yukarıdaki komisyon üyelerinin imzaları olan bir tutanak verilecektir.304 Osmanlı
dönemindeki Tekâlifi Harbiye yönteminin bu dönemde de uygulandığı
görülmektedir.
1921 yılı Haziran ayında henüz yeni ürün alınmamış olduğundan yurdun ve
özellikle harekât alanı içerisindeki toprak ürünleri tükenmiş durumdaydı. Halkın
elinde geçen yıldan kalma bir miktar tahıl olmasına ve kısa süre sonra hasat
mevsimine girilecek olmasına rağmen, asıl sorun bunların un haline getirilmesiydi.
Elde mevcut değirmenler ile hem ordunun hem de halkın un ihtiyacını karşılamaya
yeter değildi. Harekât alanı dışında az da olsa toprak ürünü bulmak mümkün olup,
bunları ulaşım araçlarının yetersizliği nedeni ile harekât bölgesine getirme güçlüğü
vardı.305
Elde edilecek undan ekmek pişirmek için ordu elinde seyyar fırınlar
bulunmadığından, harekât alanındaki yerleşim birimlerindeki mevcut fırınlar
ekmekçi müfrezeleri ile güçlendirilerek genişletilecekti. Geri kalan ihtiyaç ise cephe
gerisinden sağlanacaktı. Et ve bakliyatın birliklerce mahallinden sağlanması mümkün
olup, yaş sebze tedariki ise ekili alanların az olması nedeniyle güçlükle
sağlanıyordu.306
Yeni ürün alınana kadar harekât alanı içindeki ürünlerle idare etmek için,
MSB 20 Haziran 1921’den itibaren er ve hayvanların yiyecek istihkakını yeniden
ayarladı. Buna göre: erler için: her ay et istihkakının yarısı sığır, yarısı koyun veya
kuzu olarak verildi. Gaz istihkakı yarıya indirildi, şeker yerine meyve ve üzüm
verildi. Hastanelerde bulunan hastalar bu emrin dışında bırakıldı, emri tatbik
etmeyen levazım kurulları cezalandırıldı. Hayvanlar için; kadana ve top
hayvanlarıyla mandalara dörder, binek ve yerli top hayvanlarına üçer, mekkârelere
304 Müderrisoğlu, a.g.e., s.421; Atakan, a.g.m., s.108. 305 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.4, s.557; TİH İdari Faaliyetler, s.323. 306 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.4, s.558.
97
ikişer kilo arpa verilecekti. Arpa eksiğinin giderilmesi için kepek de verilecekti.
Çayıra çıkan havanlara birer kilo arpa verilecekti.307
15 Nisan–25 Temmuz 1921 tarihleri arasında bakanlığın satın alma ve
kontrata bağlama yolu ile cephelere gönderdiği yiyecek maddeleri aşağıda
gösterilmiştir:
Yiyecek Maddesi Miktarı (Kg.)
Buğday 1.333.040
Un 411.478
Fasulye 134.269
Mercimek 30.045
Nohut 42.900
Pirinç 71.207
Sadeyağ 105.564
Zeytinyağı 300
Pastırma 1.679
Peynir 1.500
Süt, yoğurt 235
Reçel 6.005
Kayısı 85
Kuru üzüm 45.465
Şeker 8.851
Çay 659
Tuz 6.300
Peksimet 24.760
Sabun 149.154
Odun 226.872
Kömür 10.797
Gaz 5.445
Saman 482.941
Arpa 1.045.173
307 TİH İdari Faaliyetler, s.323.
98
Cephelerin kendi bölgelerinden satın aldıkları miktarlar yukarıdaki miktarlara
dahil değildir. Bakanlıkça 22 Temmuz 1921’den itibaren Sarıköy ve Ankara’dan Batı
Cephesine günde 30.000 ekmek gönderilmiştir.308
Temmuz 1921 başında beslenecek personel mevcudu yaklaşık 128.400 insan
ve 31.467 hayvandır. Mevcut durumda er başına günlük 900 gr ekmek, 150 gr et, 120
gr bulgur, 120 gr kuru sebze, 20 gr tuz ve 20 gr yağ istihkak olarak belirlenmiştir.309
Et istihkakı kanuni istihkaka göre 250 gram iken burada 150 gram, bulgur istihkakı
ise 150 gram iken 120 gram olarak verilmektedir. O dönemler henüz kanuni
istihkaka dahil olmayan kuru sebze ise 120 gram olarak verilmektedir. Et ve
bulgurun azaltılan miktarlarının kuru sebze ile mübadele edildiği görülmektedir.
1921 yılı Temmuz ayında cephenin aylık ekmeklik ihtiyacı 2635 ton iken
3005 ton gönderilmiş (% 14 fazla), yemeklik ihtiyacı 527 ton iken 219 ton
gönderilmiş (% 58 eksik), et ihtiyacı 465 ton iken 361 ton gönderilmiş (% 22 eksik)
yem ihtiyacı 3565 ton iken 1468 ton gönderilmiştir (% 59 eksik). Ekmeklik dışındaki
diğer yiyecek maddeleri görüldüğü gibi değişen oranlarda eksik gönderilmiştir.
Birlikler bu eksikliklerin bir kısmını para karşılığında bir kısmını da senet
karşılığında bulundukları yörelerden karşılamaya çalışmışlardır. Yaş sebze sıkıntısı
özellikle güneyde bulunan Batı Cephesi birlikleri için önemli bir sorundu. Bunlara
haftada bir kere soğan ve taze kabak verilebiliyordu. Geri kalan sebze noksanı ise
erler tarafından toplanan ebegümecinin pişirilmesi ile giderilmeye çalışılıyordu.310
Batı Cephesi harekât alanında 10 Temmuz 1921 itibariyle yiyecek maddeleri
stok durumu 130.000 insan ve 30.000 hayvan mevcuduna göre 13 günlük un ve
buğday, 10 günlük kuru sebze, üç günlük peksimet ve 25 günlük arpadan
oluşmaktadır. Bu miktarlara tümenler üzerinde bulunan üçer günlük demirbaş erzak
ve yem dahil değildir. Bu miktarları yetersiz bulan Batı Cephesi Komutanı Yunan
ileri harekâtının başlaması üzerine MSB ve Batı Anadolu Menzil Müfettişliği’ne şu
yazıyı göndermiştir: “Afyon-Eskişehir demiryolunun kesilmesi halinde güneyden
yiyecek maddeleri ve özellikle un, kuru sebze gelemeyecektir. Ordunun bugünkü stok
seviyesi yaklaşık olarak 10 günlük un, 10 günlük kuru sebze, üç günlük peksimet ve
308 a.g.e., s.324–325. 309 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.4, s.561. 310 a.g.e., s.561.
99
25 günlük arpadır. Güneydeki fabrikalardan, İnegöl ile Bozüyük arasındaki adi
değirmenlerden ve Küplü fabrikasından bundan böyle faydalanılamayacağından, un
üretimi yalnız Eskişehir ve Kütahya’ya bağlı kalacak ve ordunun bugünkü
mevcuduna göre un üretimi yeterli olamayacağından, çaresiz olarak, yedek ununu
tüketimine başlanacaktır. 10 gün sonra unsuzluk bunalımının baş göstereceği
sanılmaktadır. Bunun için Ankara, Çankırı, Kalecik gibi yerlerdeki halk
değirmenlerinden daha çok yararlanılarak, Ankara’da un ihtiyatı meydana
getirilmesi, yemeklik içinde ihtiyatlı bulunulmasını arzederim.”311
Su ihtiyacı, o günkü şartlarda su aracı olarak saka arabaları veya mekkâreleri
çok az olduğundan, birliklerin elinde bulunan çeşitli ve uydurma araçlarla etraftaki
çay, kaynak, kuyu gibi yerlerden alınıp erlerin matarasına doldurulmuştur.312
Diğer ikmal maddeleri gibi birliklerin giyim ve donatıma olan ihtiyaçları
fazla idi. Maliye Bakanlığında bu fasıldan para olmadığından cephelere giyecek
malzemesi ikmali sağlanamıyordu. Giyecek maddeleri diğer ikmal maddelerine göre
daha az tedarik edilmekteydi. Tedarik edilebilenler harekât alanı ve yurt içinde
mevcudu çok az olan stoklardan, yapım evlerinden ve el tezgâhlarından
sağlanıyordu. Ayakkabı çok az olup, yapım için gerekli olan deri ve kösele gibi
hammaddelerin olmayışından daha çok çarık kullanmak zorunda kalınmaktaydı.313
Ankara ve Konya bölgesinden gelen subay ve erler yeniden giydirilerek
cepheye gönderiliyordu. Ancak cephede bulunan birliklerdeki eratın elbiseleri çok
eskimiş, yama yama üzerine olmuş, fotin ve çarıkları işe yaramaz hale gelmiş ve bir
kısım er çıplak ayakla dolaşmaya başlamıştır. Erlerin yarısından fazlasında palaska,
kütüklük, arka çantası ve tüfek kayışı noksandı. Kayışı olmayan tüfekler iple omuza
asılıyor, mevcut olan arka çantalarının çoğu ise iplerle göğse bağlanıyor, süngülük de
noksanı olduğundan kasaturalar bele sokularak taşınmakta olup mataraların da çoğu
kılıfsızdır.
Hayvan donatımı olan eyer, semer, nal, mıh, yem torbası, yular, tımar takımı
vb. malzemelerde önemli ölçüde noksan olup bunların bir kısmı İtalyanlardan satın
alınarak Antalya limanına getirilmiş, bir kısmı Doğu Cephesinin fazlalıklarından
311 a.g.e., s.562-563. 312 TİH İdari Faaliyetler, s.325. 313 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.4, s.558; TİH İdari Faaliyetler, s.326–327.
100
karşılanmaya çalışılmış, bir kısmı da mahallinden satın alınarak tamamlanmaya
çalışılmıştır.314
Batı Cephesi komutanı MSB’ye verdiği raporda çıplak ayaklı eratın gün
geçtikçe çoğaldığı, en kısa zamanda cepheye çarık veya ayakkabı gönderilmesini
istemekteydi. Yapılan isteklere karşılık bu dönemde bakanlık Batı Cephesi öncelikli
olmak üzere aşağıdaki eşyaları gönderebilmişti:315
Giyecek ve Donatım Cinsi Miktar
Kaput 4.803 adet
Ceket 80.593 adet
Pantolon 99.660 adet
Nöbetçi muşambası 57 adet
Kumaş 24.195 metre
Bez 96.012 metre
Haki keten 5.567 metre
Gömlek 87.718 adet
Don 52.243 adet
Kabalak 56.327 adet
Pamuklu 55.700 adet
Çorap 57.473 çift
Subay potini 1.556 çift
Çarık 27.402 çift
Yemeni 16.359 adet
Çizme 235 çift
Ekmek torbası 47.785 adet
Palaska 17.852 adet
Süngülük 4.259 adet
Fişeklik 16.275
Arka çantası 172
Tüfek kayışı 22.534
Portatif çadır 2.592
314 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.4, s.559. 315 TİH İdari Faaliyetler, s.326–327.
101
Mahruti çadır 782
Matara 56.228
Battaniye 3.162
Beylik 316 4.792 adet
Su fıçısı 48 adet
Karavana 448 adet
Kazan 55 adet
Su kovası 238 adet
Tevhit semeri 129 adet
Adi semer 166 adet
Yular 299 adet
Belleme 1.074 adet
Gebre 1.320 adet
Kaşağı 1.817 adet
Yem torbası 642 adet
Cağ torbası 240 adet
Urgan 877 adet
At nalı 4.400 adet
Nalbant takımı 273 adet
Mıh 140.050 adet
Öküz ve manda nalı 415 adet
Öküz ve manda mıhı 3.600 adet
Kundura boyası 4.300 kutu
Boya fırçası 430 adet
Bu dönemde giyecek ikmali yapılacak yaklaşık 124.000 insan olduğu göz
önünde bulundurulduğunda, MSB tarafından gönderilen belli başlı giyim kuşam
malzemelerinin oranları incelenecek olursa mevcuda göre: ceket % 65, pantolon
%80, gömlek %71, don %42, çorap %46, subay potini %25, çarık ve yemeni %30
oranında gönderilebilmiştir. Çok büyük sıkıntı çekilen palaska, kütüklük, arka
çantası ve süngülük miktarlarının çok yetersiz olduğu görülmektedir. Diğer
316 Bir çeşit küçük ve ince asker battaniyesi, http://www.tdk.org.tr.
102
giyeceklerin ortalama yarıya yakını karşılanırken özellikle ayakkabı konusundaki
eksiklik hemen göze çarpmaktadır. Bu dönemde cepheye subay potini dışında hiç
ayakkabı gönderilememiş, bunun yerine dayanıksız ve çok kısa ömürlü olan çarık ve
yemeni o da çok az miktarda gönderilebilmiştir. Daha öncede belirtildiği gibi bir
kısım eratın çıplak ayakla dolaşmakta olduğu bilgisi, cepheye gönderilen giyecek
miktarlarına bakıldığında da çarpıcı bir biçimde ortaya çıkmaktadır. Bu problemin
ortaya çıkmasında o dönemde ayakkabı yapımında kullanılan deri ve kösele gibi
hammaddelerin yurt dışından ithal edilmek zorunda olunması önemli bir etkendir.
Genel olarak bakıldığında bu dönemde gerek mali sorunlar gerek hasat
mevsimine henüz girilmemiş olması, gerek elde yeterli ölçüde değirmen
olmadığından ve ulaşım imkânlarının yetersizliğinden yiyecek sıkıntısı çekildiği
görülmektedir. Bu nedenle bazı tedbirler alınmış olup, bu kapsamda il ve ilçelerde
kurulan komisyonlarla halkın elinde bulunan fazla erzak bedeli daha sonra ödenmek
üzere senet karşılığında alınmış, mevcut fırınlar takviye edilerek kapasiteleri
artırılmış, insan ve hayvanların yiyecek ve yem istihkakları azaltılmıştır. Alınan
önlemler sayesinde bu dönemde yedek yiyecek stoku yapıldığı görülmektedir. Bu
durum erlerin açlık çekmediğini ancak özellikle sebze tedarikinde yaşanan
problemler nedeniyle sebze açısından dengesiz ve yetersiz beslendiği görülmektedir.
Giyim kuşam malzemelerinde yaşana sıkıntı para bulunsa bile kısa sürede
çözülemiyordu. Çünkü giyim kuşam hammaddeleri konusunda dışa bağımlılık söz
konusuydu. Ayrıca giyim kuşam malzemelerini yurt içinde üretecek bir sanayi ve
orduya bağlı kapsamlı dikimevleri yoktu, olanlarda işgal altındaki bölgelerde
özellikle İstanbul’da kalmıştı. Yurt içinde ilkel şartlarda ve evlerde el tezgâhlarında
oda bir kısım giyim kuşam malzemeleri kısıtlı sayıda üretilebilmekteydi. Bu nedenle
bu dönemde askerler giyim kuşam açısından çok eksiklik ve sıkıntı çekmişlerdir.
3. Sevkıyat ve Nakliyat Genel Müdürlüğü Tarafından Yapılan
Faaliyetler
Kütahya-Eskişehir muharebeleri döneminde genel müdürlük tarafından
Ankara ve civarına nakledilen levazım ikmal maddelerinin ağırlıkları şöyledir:
103
• Kayseri-Kırşehir-Yahşihan üzerinden Ankara ve çevresine nakledilen
yiyecek ve yemin ağırlığı 527 ton, donatım ve gereçlerinin ağırlığı 25,5 ton,
• İnebolu-Kastamonu-Çankırı-Kalecik üzerinden Ankara ve çevresine
nakledilen yiyecek ve yemin toplam ağırlığı 138,5 ton, donatım ve gereçlerinin
toplam ağırlığı 498 ton,
• Samsun-Çorum-Sungurlu-Yahşihan üzerinden Ankara ve çevresine
nakledilen yiyecek ve yemin toplam ağırlığı 11 ton, donatım ve gereçlerinin toplam
ağırlığı 84 ton,
• İzmit üzerinden Ankara ve çevresine nakledilen yiyecek ve yemin
toplam ağırlığı 34 ton, donatım ve gereçlerinin toplam ağırlığı 49 tondur.
Kütahya-Eskişehir muharebeleri döneminde Yahşihan ve Ankara’ya
nakledilen yukarıdaki levazım ikmal maddelerinin büyük kısmı, Yahşihan-Ankara
dekovil ve Ankara-Polatlı normal demiryolu hattı ile Polatlı’ya, buradan da Eskişehir
ve çevresine nakledilmiştir. Batı Cephesi birliklerinin lojistik desteği genel olarak
nakledilen bu ikmal maddeleriyle sağlanmıştır.317
4. Gizli Örgütler Tarafından Yapılan Levazım İkmal Faaliyetleri
Kütahya-Eskişehir muharebeleri döneminde Felah grubu tarafından İstanbul
ve civarından kaçırılarak Anadolu iskele ve limanlarına gönderilen levazım ikmal
maddeleri şunlardır:318
Cinsi Miktar
Palaska 46.144 adet
Kütüklük 46.090 adet
Süngülük 15.026 adet
Arka çantası 10.300 adet
Peksimet torbası 8.000 adet
Matara 15.000 adet
Potin 10.000 adet
Çarık 31.000 adet 317 TİH İdari Faaliyetler, s.316–320. 318 a.g.e., s.310-313.
104
Dikiş makinesi 36 adet
Eyer takımı 82 adet
Tevhit semeri 154 adet
Saraç makinesi 9 adet
Portatif çadır 6.700 adet
Büyük çadır 55 adet
Kösele 3 ton
Felah grubunu gönderdiği malzemelere bakılacak olursa MSB’nin
gönderdiğinin neredeyse 3–4 katı fazla miktarda palaska, kütüklük, süngülük ve arka
çantası gönderdiği görülmektedir. Çarık ve potin miktarları da MSB’nin
gönderdiğinden fazladır. Gönderilen malzemeler arasında dikiş ve saraç makineleri
da göze çarpmaktadır. Felah Grubunun bu denli önemli miktarda malzeme
göndermesinin nedeni: Osmanlı Ordusuna ait dikimevi, saraçevi ve benzeri askeri
eşya üreten fabrika ve atölyelerin işgal altında bulunan İstanbul’da konuşlu olması ve
ilgili bölümde daha önce belirtildiği gibi Felah Grubu’nun askeri imalat
fabrikalarının personelinden oluşan bir diğer gizli örgüt olan İmalatı Harbiye Grubu
ile birleşerek ortak hareket etmiş olmasıdır.
C. Sakarya Muharebeleri Döneminde Levazım İkmal Faaliyetleri
1. Genel Durum ve Muharebeler
8 Temmuz 1921 yılında Yunan ileri hareketiyle başlayan Kütahya –Eskişehir
muharebeleri 25 Temmuz’da Türk ordusunun Sakarya’nın doğusuna geri
çekilmesiyle sonuçlanmıştır.319 Alınan bu yenilgi sonrası Mustafa Kemal’in ordunun
başına geçmesi konusu gündeme gelmiş, TBMM 5 Ağustos 1921’de aldığı bir
kararla Mustafa Kemal’i başkomutanlığa getirmiş, meclisin yetkilerini de 3 aylığına
ona devretmiştir.320
Sakarya Muharebelerinin başlangıcı olan 23 Ağustos 1921 günü muharebeye
katılan Türk kuvvetleri; 16 piyade tümeni, 3 bağımsız piyade alayı, 4 süvari tümeni,
319 Müderrisoğlu, a.g.e., s.303-304. 320 Selek, a.g.e., s.655-660.
105
bir süvari tugayı, bir bağısız süvari alayından oluşmaktadır. Bu kuvvetlerin genel
mevcudu ise: 5.401 subay, 96.326 er, 32.137 hayvan, 54.572 tüfek, 825 makineli
tüfek, 1.309 kılıç, 196 top ve 2 uçaktır.
Muharebeye katılan Yunan kuvvetleri: 9 piyade tümeni, bir piyade alayı, bir
süvari tugayından oluşmaktadır. Bu kuvvetlerin genel mevcudu ise: 3.780 subay,
120.000 er, 3.800 hayvan, 57.000 tüfek, 2.768 makineli tüfek, 1.350 kılıç, 386 top,
940 kamyon ve 18 uçaktır.321
14 Ağustos 1921’de ileri harekâta geçen Yunan ordusu karşısında bulunan
Türk birlikleri, 22 Ağustos 1921 gününe kadar oyalama muharebeleri yaparak asıl
taarruzu geciktirmişlerdir. 23 Ağustos 1921’de taarruza geçen Yunan ordusu Türk
ileri mevzi birliklerini geri çekilmek zorunda bıraktı. 24–30 Ağustos 1921 arası
Yunanlıların yaptığı taarruzlar Türk ordusu tarafından durduruldu. 31 Ağustos
1921’de cepheden yarma harekâtına girişen Yunan ordusu savunma mevzilerinin bir
kısmını ele geçirmesine rağmen 5 Eylül’de taarruz gücü tamamen kırıldığından
ilerlediği hatta kalarak tahkimata başladı. 6 Eylül’de karşı taarruza geçen Türk
ordusu karşısında Yunan ordusu 12- 13 Eylül 1921’de geri çekilmeye başladı ve 13
Eylül’de Sakarya’nın batısına atıldı.322
22 gün ve gece devam eden Sakarya muharebelerinde Türk ordusu önemli
kayıplar vermiştir. Yunan ordusu Eskişehir ve Afyon’a kadar takip edilmiş ancak
gerekli güç ve olanaklara sahip olunamadığı ve ordu son derece yıpranmış
olduğundan takip harekâtı devam ettirilememiştir.323
2. MSB Tarafından Yapılan Faaliyetler
Kütahya-Eskişehir Muharebeleri sonucunda Eskişehir, Kütahya ve Afyon gibi
şehirlerin Yunanlıların eline geçmesi ile ordu açısından önemli ikmal kaynakları
elden çıkmıştır.324 Batı Cephesi birlikleri Sakarya’nın doğusuna çekilmiş olup
personel ve lojistik açıdan oldukça yıpranmış durumdadır. 5 Ağustos 1921 tarihinde
321 TİH İdari Faaliyetler, s.331–332. 322 Geniş bilgi için bkz.: TC Genelkurmay Başkanlığı Harp Tarihi Dairesi, Türk İstiklal Harbi Batı Cephesi, C.II, Ks.5, Kit.2, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1973, s.4-278. 323 Geniş bilgi için bkz.: a.g.e., s.279-460. 324 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.4, s.550.
106
kanun hükmünde emir verme yetkisiyle başkomutanlığa getirilen Mustafa Kemal,
başkomutanlık karargâhını teşkil ettikten sonra ilk iş olarak ordunun insan ve taşıt
araçları bakımından gücünün artırılması, yiyecek ve giyeceğinin sağlanması ile ilgili
düzenlemelere girişmiştir.325
7 Ağustos 1921 günü Milli Mücadele dönemindeki en radikal kararlardan biri
olan Tekâlifi Milliye emirleri yürürlüğe konulur. Tekâlifi Milliye yani ulusal
yükümlülük anlamına gelen bu emirler 10 maddeden oluşmakta olup aşağıda
belirtilmiştir.326
Tekâlifi Milliye (Harp Yükümlülüğü) Emirleri
1 Numaralı Emir: Her ilçede en büyük mülki amirin başkanlığında, en büyük
maliye ve askeri memurlarla, meclis idare, belediye ve ticaret odasından seçilecek
ikişer üyeden oluşan Tekâlifi Milliye komisyonları kurulacaktır. Bu komisyonlara
mahalli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri merkez kurulundan iki üye de dahil olacaktır.
Komisyonlar 11 Ağustos 1921 tarihinden itibaren daima toplantı halinde bulunacak
ve hiçbir komisyon üyesine hizmetlerine karşılık ücret ödenmeyecektir. Ayrıca her
komisyon iki ay süre ile askeri hizmetleri geri bırakılmak üzere altı memur
çalıştıracaktır. Bu komisyonlar, bu emrin alınmasından sonra kendilerine
duyurulacak Tekâlifi Milliye siyasetini düzgün bir sorumluluk ile yürütecekler ve bu
suretle seferi ordunun ihtiyaçlarını temin edeceklerdir. Fark gözetilmeden memleket
içindeki her komisyon bu görevin yapılmasından, devam edeceği 10 Eylül 1921
tarihine kadar 15, 20, 25, 30 Ağustos ve 5 Eylül 1921 tarihlerinde MSB Levazım
Dairesine ambar mevcutları hakkında telgrafla rapor vereceklerdir. Komisyon
üyelerinden görevinde ihmal gösterenler vatana ihanet suçu işlemiş sayılacak ve ona
göre cezalandırılacaktır. Batı cephesi komisyonlarından Aksaray, Konya, Afyon ve
bunun güneyinde bulunan bölge komisyonları yakınlığına göre Konya Menzil
Müfettişliğine, bölgenin kuzeyinde bulunan komisyonlar Ankara Menzil
Müfettişliğine, Kocaeli bölgesindekiler Kocaeli Levazım Başkanlığına, Elcezire ve 325 TİH İdari Faaliyetler, s.357; Nutuk, s.434; Atakan, a.g.m., s.110. 326 Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, C.IV, Derleyen: Nimet Arsan, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara, 1964, s.394–404; TİH İdari Faaliyetler, s.357–365; Nutuk, s.435–436; Sürmeli, a.g.e., s.61–74.
107
Doğu Cephesindeki komisyonlar bu cephelerin levazım başkanlıklarına raporlarının
birer suretlerini verecektir. Bir numaralı olan bu emir bütün ilçelere, Anadolu ve
Rumeli Müdafaayı Hukuk Heyeti Merkeziyelerine duyurulmak üzere vilayet ve
bağımsız livalara, İstiklal Mahkemelerine, bütün askerlik şubelerine duyurulmak
üzere askerlik daire başkanlarına, cepheler komutanlarına, bütün bakanlıklara,
Ankara ve Konya Menzil Müfettişliklerine duyurulmuştur. Bu emir ve bundan sonra
verilecek Tekâlifi Milliye emir esasları her tarafta en büyük mülkiye memurları
tarafından mevcut araç ve gereçlerden faydalanılarak ilan edilecektir.
2 Numaralı Emir:
1. Ordu giyim ve donatımının bulunması için aşağıdaki tedbirler alınacaktır. Bu
tedbirleri yürütülmesinde 1 numaralı emirde yazılı olan Tekâlifi Milliye
komisyonları sorumludur:
a. Her ilçede mevcut ev sayısınca, bir takım çamaşır, birer çift çarık ve çorap en
geç 10 Eylül 1921 tarihine kadar tamamen hazırlanarak komisyonların ambarlarına
teslim edilecektir. Örneğin on bin haneli bir ilçe mutlaka on bin takım çamaşır, on
bin çarık ve on bin çorap verecektir.
b. Çok fakir evlerin bu bağış dışında tutulması, bu fakirlerin yerine,
mükellefiyetin diğer bir varlıklıya yüklenmesi toplayan komisyonun görevidir.
c. Toplanan malzemeler bölgedeki komisyonlara halk tarafından teslim edilecek
ve verilen eşyalar komisyonun bir memuru tarafından saklanacak, verilen eşyaların
miktarını ve teslim tarihini gösterir bir makbuz verilecektir.
2. Bu emri alan her komisyon başkanı, memur olduğu ilçenin ev mevcudunu emri
aldığı tarihten 10 Ağustos 1921 tarihine kadar verilen görevi bitireceğini telgrafla
levazım dairesine bildirecektir.
3. Bağışların sonunda komisyonlar üç defter tutacak, bir nüshasını levazım
dairesine gönderecek, diğer nüshalardan birisi komisyon başkanlığında diğeri ilçede
bulunan mal memurunun yanında müfettişler tarafından istendiğinde verilmek üzere
saklanacaktır.
3 Numaralı Emir:
1. Tüccar ve halk elinde mevcut bütün rengi ne olursa olsun; çamaşırlık bez,
amerikan bezi, patiska, pamuk, yıkanmış ve yıkanmamış yün ve tiftik, erkek elbisesi
108
yapımına yarayan her türlü kışlık ve yazlık kumaş, kalın bezler, kösele, vaketa327,
taban astarlığı, sarı ve siyah meşin, sahtiyan, yapılmış yemeni, çarık, fotin, çarık
yapımına ait deri, demir kundura çivisi, tel çivi, kundura ve saraç ipliği, nal, nal
yapımında kullanılan demir, mıh, yem torbası, yular, belleme, kolan328, kaşağı,
gebre, semer ve urganların yüzde kırkına komisyonlarca el konulacak ve fiyatları
gene bu komisyonlar tarafından takdir edilerek bedeli daha sonra ödenmek üzere
imzalı ve mühürlü kuruşlu senet mal sahibine verilecektir.
2. Çocuk ve kadın eşyası almak yasaktır.
3. Bu maddede belirtilen işlemler hakkında 2 numaralı emirde belirtilen 3 nüsha
defter tutulacaktır.
4 Numaralı Emir:
1. Elde mevcut buğday, un, saman, arpa, kuru fasulye, bulgur, nohut, mercimek,
kasaplık hayvan, şeker, gazyağı, pirinç, sabun, tereyağı, zeytinyağı, tuz, çay ve mum
stoklarının yüzde kırkına el konulacak, el konulan malların paraları daha sonra devlet
tarafından ödenmek üzere sahiplerine kuruşlu senet verilecektir.
2. Komisyonlarca toplanacak buğdayların un haline getirilmesi için komisyonlar
bölgesinde mevcut fabrika ve değirmenlere eşit olarak bölünecek ve bu işlem
ücretsiz olarak yapılacaktır.
5 Numaralı Emir:
1. Ordu ihtiyacı için evvelce alınan taşıt araçlarının dışında, halkın elinde kalan her
türlü taşıt aracıyla halk ayda bir defa olmak üzere ve yüz kilometreyi geçmemek şartı
ile orduya ait malzemeyi istenen yere parasız taşıyacaktır. Taşımanın devam ettiği
süre içinde araç sahipleri ve hayvanları ordu ambarından iaşe olunacaktır.
Ülkeyi terk etmiş olanların hazineye geçmiş mallarından ordu ihtiyacına yarayacak
olanlara el konulacaktır.
2. Bir ay içinde bu görevi yapan kişiler o ay içinde yeni bir taşıma görevi almaz.
Komisyonların yolladığı eşya veya erzak irsaliyesin altı, malı teslim eden ambar
tarafından onaylanacak, o aylık muafiyet hakkını o kişiye verecektir.
327 İnek derisinden bir tür meşin, http://www.tdk.org.tr. 328 At, eşek vb. benzeri hayvanların semer veya eğerini bağlamak için göğsünden aşırılarak sıkılan yassı kemer, http://www.tdk.org.tr.
109
3. İki, üç ve dört numaralı emirlerle toplanan maddeler ve erzak, levazım dairesinin
göstereceği askeri ambarlara komisyonlar tarafından mükellefiyeti nakliye usulü ile
sevk edilir ve depolanırlar.
4. Bu emri alan komisyonlar kendi bölgeleri içindeki taşıma yükümlülüğüne
girebilecek taşıtların cins ve adedini, 15 Ağustos 1921 tarihine kadar Sevkıyat ve
Nakliyat Genel Müdürlüğüne, cephe bölgesinde bulunanlar ek olarak bölgedeki
menzil müfettişlikleri veya ordu kurmay başkanlıklarına bildireceklerdir.
6 Numaralı Emir:
1. İki, üç ve dört numaralı emirlerde bildirilen eşya ve erzak cinsinden çeşitli
yerlerde mevcut ve terk edilmiş mallara komisyonlarca el konulacak, miktarı tespit
ve fiyatları takdir olunarak kuruşlu bir senet oradaki mal sandığına verilecektir.
2. Terk edilmiş mallar içinde önceki emirlerde bildirilen üçer nüsha defter tutulacak
ve bir nüshası levazım dairesine gönderilecektir.
7 Numaralı Emir:
1. Halkın elinde bulunan savaşta kullanılabilecek her türlü silah ve cephane en çok
üç gün içinde komisyonlara senet karşılığı teslim edilecek, harbin sonunda adı geçen
silahlar bir hatıra olarak sahiplerine geri verilecektir.
2. Dördüncü gün içerisinde adı geçen silah ve cephaneyi teslim etmeyenler ile
bunların sayımı ve toplanmasında hile yaptığı saptananlar idam olunur.
3. Komisyonlar topladıkları silah ve cephanenin cins ve miktarını telgrafla MSB
Harbiye Dairesine telgrafla bildireceklerdir.
8 Numaralı Emir:
1. Komisyonlarca her yerde mevcut benzin, vakum, gres yağı, makine yağı, don
yağı, saatçi ve taban yağları, vazelin, otomobil lastiği, kamyon lastiği, lastik
yapıştırıcı solüsyon, buji, soğuk tutkal, Fransız tutkalı, telefon makinesi, kablo,
çıplak tel, pil, tecrit edici madde ve bunlara benzer malzeme ile sülfürik asit
stoklarının yüzde kırkına el konulacak ve sahiplerine bedeli sonra ödenmek üzere
kuruşlu senet verilecektir.
2. Yukarıda belirtilen malzemelerin toplanması 10 Eylül 1921 tarihine kadar
tamamlanmış olacak, 15, 20, 25, 30 Ağustos ve 5 Eylül 1921 tarihlerinde toplanan
cins ve miktarlar MSB Harbiye Dairesine telgrafla bildirilecektir.
110
9 Numaralı Emir:
Komisyon sınırları içindeki demirci, marangoz, dökümcü, tesviyeci, saraç ve araba
yapan esnaf ile imalathaneler tespit edilecek, bunların üretim, onarım ve yapım
güçleri hesaplanacaktır. Ayrıca kasatura, kılıç, mızrak ve eyer yapabilecek
sanatkârların isimleri tespit edilecek ve yukarıda belirtilen esnaf ile birlikte isimleri
MSB’ye bildirilecektir.
10 Numaralı Emir:
1. Komisyonlar kendi bölgelerinde bulunan dört tekerlekli yaylı araba, dört
tekerlekli at, öküz ve kağnı arabalarının bütün teçhizat ve koşum hayvanları da dahil
olmak üzere yüzde yirmisine, binek ve top çekebilecek at, yük taşıma atı, katır, eşek
ve develerin yüzde yirmisine el konulacak, fiyatları takdir olunarak bedeli daha sonra
ödenmek üzere karşılığında kuruşlu senet verilecektir.
2. Komisyonlar bölgelerinde bulunan yukarıda belirtilen taşıt araçlarını 10 Eylül
1921 tarihine kadar toplamış olacak, 15, 20, 25, 30 Ağustos ve 5, 10 Eylül 1921
tarihlerinde toplanan cins ve miktarlar MSB Ordu Dairesine telgrafla bildirilecektir.
Tekâlifi Milliye komisyonlarınca 1921 Kasım ayı sonuna kadar toplanan
yiyecek maddelerinin cins ve miktarları aşağıdaki gibidir:329
Cinsi Fiyatı (Kilo) Miktarı
Kuruş Santim Ton Kg
Un 10 50 1.890 586
Buğday 7 - 16.703 703
Bulgur 9 50 1.274 568
Arpa 4 75 14.074 556
Mercimek 12 - 87 395
Fasulye 14 25 231 68
Nohut 12 25 1.441 106
Ot 2 50 533 656
Yulaf 3 50 386 008
Çavdar 4 50 18 848
Saman 2 - 5.354 709
329 TİH İdari Faaliyetler, s.366–367.
111
Odun 2 - 8 346
Peynir 70 - 15 34
Pirinç 27 50 98 650
Mum 7 50 2.697 adet
Tuz 6 - 352 867
Şeker 62 50 224 627
Et 34 - 315 728
Sadeyağ 120 - 126 921
Sabun 66 - 180 475
Mısır 5 - 11 227
Zeytinyağı 82 50 140 605
Çay 154 - 14 417
Kahve 120 - - 5
Kırmızıbiber 100 - - 39
Soğan 5 50 101 554
Zeytin 45 - 2 -
Gazyağı 39 50 260 968
Melez 4 - 853 45
Börülce 10 - 1 75
Patates 7 50 591 536
Burçak 3 - 28 530
Ekmek 7 - 2 387
Bakla 6 - 2 960
Kömür 10 - 27 688
Üzüm 27 - 48 11
Pekmez 25 - 8 83
Kepek 3 - 4 499
Fiğ 4 - 17 675
Fındık 25 - 1 160
Kasaplık hayvan 30 - 3.905 60
Sığır 20 - 95 350
112
Yukarıda toplanan yiyecek maddeleri 100.000 insan ve 30.000 bin hayvanı
20–30 gün süreyle besleyecek miktardadır.330
Aynı dönem içinde 2 numaralı emir gereğince bağış olarak toplanan giyecek
ve eşyanın cins ve miktarları aşağıdaki gibidir:331
Cinsi Fiyatı (Kuruş) Miktar
Don 75 426.609 adet
Gömlek 75 452.672 adet
Mintan 110 60.608 adet
Çarık 45 334.934 adet
Çorap 31 363.285 adet
3 numaralı emir gereğince toplananlar:
Cinsi Fiyatı (Kuruş) Miktar
Elbiselik kumaş 220 188.150 metre
Çamaşırlık basma 35 1.285.706 metre
Kösele 220 35.699 kg.
Gön332 95 26.520 kg
Vaketa 250 6.541 kg
Meşin 120 6.060 kg.
Taban astarı 215 3.775 kg.
Kundura 300 2.373 çift
Yemeni 160 9.940 çift
Pamuk 140 14.631 kg.
Yün 20 119.329 kg.
Tiftik 20 280.410 kg.
Çuval 35 138.891 adet
Karavana bakraç 180 5.194 adet
Urgan 60 9.356 adet
Urgan 75 9.891 kg.
330 TİH İdari Faaliyetler, s.366–367; Atakan, a.g.m., s.110. 331 TİH İdari Faaliyetler, s.367–368. 332 İşlenmiş deri, kösele, http://www.tdk.org.tr.
113
Su kovası 200 1.950 adet
Ekmek sacı 300 1.123 adet
Yular 30 19.090 adet
Gebre 15 1.834 adet
Kaşağı 15 311 adet
Belleme 120 995 adet
Kolan 27 975 adet
Yem torbası 65 1.862 adet
Hayvan çulu 350 660 adet
Semer 520 160 adet
Çeşitli nal 100 13.032 kg.
Çeşitli nal 25 27.251 adet
Çeşitli mıh 90 2.055 kg.
Çeşitli mıh 1 262.012 adet
Ağaç kundura çivisi 35 3.985 kg.
Kundura çivisi 42 1.132 kg.
Kunduracı ipliği 220 420 kg.
Tekâlif-i Milliye emirleri incelendiğinde kurulacak komisyonların yapısını ve
esasların tarif eden birinci maddeden hemen sonra ikince ve üçüncü maddelerin
giyecek malzemeleri ile ilgili olduğu görülmektedir. En başta giyecek malzemeleri
ile ilgili hükümlerin olması, emirlerde adı geçen ikmal maddelerinin hemen hepsine
bedeli daha sonra ödenmek üzere el konulurken ikinci maddede adı geçen giyecek
malzemeleri bedelsiz ve bağış olarak toplanmış olması o dönemde bu malzemeler
açısından ne kadar sıkıntı çekildiğini göstermektedir. Mevcuda göre giyecek
malzemesi olarak önemli miktarda iç çamaşırı, gömlek ve çarık toplanmıştır.
Osmanlı döneminde sadece ihtiyaç duyulan bölgelerde uygulanan Tekâlifi
Harbiye yöntemi, bu dönemde Tekâlifi Milliye emirleri adı altında muharebe
bölgesinde olsun olmasın bütün yurtta uygulanmıştır.333 Tekâlifi Milliye emirleri ile
333 Cemal AVCI, “Tekâlifi Harbiye ile Tekâlifi Milliye Vergilerinin Karşılaştırmalı Tanıtımı”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı:31, Mart, 1995, s.234.
114
makbuz karşılığı alınan malzemelerin bedeli savaş bitiminden sonra 1923–1929
yıları arasında halka geri ödenmiştir.334
Ordunun Kütahya-Eskişehir muharebelerinden yenilerek geri çekilmesinin en
büyük sebebi malzeme ve araç yetersizliğidir. Bir savaşı destekleyecek sanayiden
tamamen yoksun olan Anadolu, elinde para olduğu zaman bile gerekli birçok
malzemeyi satın alamamıştır. Tekâlifi Milliye emirleri ile top yekûn savaş durumuna
geçilmiş ve halk tamamen Milli Mücadelenin içinde yer almıştır. Bu emirlerin
uygulanması ile halkın ve tüccarın elinde bulunan yiyecek ve ordu ihtiyacı mallara
hızla el konulmuş, kısa zamanda komisyonların elinde büyük stoklar birikmiştir.
Elde biriken bu malzemeler başkomutanlık karargâhının emirlerine göre belirtilen
birliğe, kalan malzemede Ankara’ya gönderilmiştir. 335
Sakarya’nın doğusuna çekilen Batı cephesi birlikleri, Eskişehir’de depolanan
yiyecek maddelerinin büyük bir kısmını Polatlı’ya taşımıştır. Ordu 5 Ağustos 1921’e
kadar bu erzakla idare etmek zorunda kalmıştır. MSB’nin erzak göndermemesi
durumunda ordunun aç kalma tehlikesi vardır.336 Batı Cephesi Kurmay Başkanı 15
Ağustos 1921’de MSB Levazım Dairesine gönderdiği bir yazıda şöyle demektedir: “
Sadullah Bey’in Milli Savunma Bakanlığına sunmuş olduğu 13 Ağustos 1921 tarihli
raporunu okudum. Zihnimi savaş harekâtından çok beslenme durumu oyalamaktadır.
Savaşma sonucundan iyimser olduğum kadar beslenmenin geleceğinden kötümser ve
kaygılı bulunuyorum. Genel kuvvet gittikçe kabarmaktadır. Olağanüstü tedbirlerin
alınmasını istirham ederim.”337
Batı Cephesi birliklerinin elinde Ağustos ayı sonlarına doğru 100.000 insan
ve 25.000 hayvanın beslenmesi için, 4 günlük ekmeklik ve 10 günlük yemeklik
maddesi kalmıştır. Bu durum üzerine MSB Batı Cephesi birliklerinin beslenmesi için
bir takım yeni tedbirler aldı. Buna göre gerekli yiyecek maddeleri Polatlı’da
depolanacak, Batı Cephesi birlikleri buradan kendi imkânları ile yiyecek maddelerini
alacaktır. Polatlı’nın muharebenin tesir sahasına yakın olması nedeniyle ortaya
çıkabilecek sakıncalara karşı, Haymana ve Bala ilçelerinde 5’er günlük peksimet,
334 Tural, a.g.m., s.558. 335 Müderrisoğlu, a.g.e., s.451. 336 TİH İdari Faaliyetler, s.370–371; Atakan, a.g.m., s.111. 337 TC Genelkurmay Başkanlığı Harp Tarihi Başkanlığı, Harp Tarihi Belgeleri Dergisi, Sayı:69 Ankara, Eylül, 1973, Belge No:1511.
115
bulgur, kuru sebze vb. dayanıklı gıdalardan oluşan yiyecekler stoklanacak,
Polatlı’dan ikmal yapıldığı sürece bu stoklara dokunulmayacaktır.338
MSB cephedeki askerlerin ekmeklik un istihkakını 600 gr olarak hesaplamış,
cephe gerisindeki askerlere ise ekmeklik yerine keşkeklik bulgur (kırma buğday) ve
buğday verilmiştir. Muharip birliklerin et ihtiyacı da asker başına 250–300 gr olarak
hesaplanmış, bu miktarı sağlayabilmek için çoğu yerde etlik hayvan sürülerine el
konulmuştur. Henüz Batı Cephesi emrine girmemiş olan Beypazarı Grubunun
(Mürettep Kolordu) beslenmesini de MSB üstlenmiş olup, Bolu, Mudurnu ve
Nallıhan’dan Tekâlifi Milliye emirleri gereğince toplanan yiyecek maddeleri ile
ihtiyaçlar tedarik edilmiştir. 339
29 Ağustos 1921’de alınan bakanlar kurulu kararı ile yaralılara 4.000
kaloriden az olmamak üzere yiyecek maddesi verilmesi kararlaştırılmıştır. Buna göre
yaralılara aşağıdaki yiyecek cins ve miktarları verilecektir:340
Cinsi Miktar (gram) Kalori
Ekmek 900 2.151
Et 400 420
Pirinç 250 898
Şeker 40 166
Yağ 50 390
Çay 1 -
Cephenin günlük ekmek ihtiyacı 90 tondu. Yeniden tamir edilen fırınlarda
çalıştırılan Hıristiyan işçiler, düşmanla iş birliği yapıp toplu zehirleme girişiminde
bulunmasınlar diye Müslümanlarla değiştirilmiştir.341 Batı cephesinin günlük ekmek
ihtiyacının yarısı Ankara, Haymana ve Polatlı’da bulunan fırınlardan karşılanmıştır.
Ağustos 1921 sonlarına doğru Yunanlılar Haymana ve Polatlı yakınlarına
geldiğinden bu fırınlardan yararlanmak zorlaşmış, bunun üzerine her gün Ankara’dan
demiryolu ile ekmek teminine çalışılmıştır.342
338 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.5, Kit.2, s.474–475; TİH İdari Faaliyetler, s.371. 339 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.5, Kit.2, s.474-475; TİH İdari Faaliyetler, s.371. 340 TİH İdari Faaliyetler, s.372. 341 Türkman, a.g.e., s.115. 342 TİH İdari Faaliyetler, s.372.
116
Köylere yakın yerlerde iaşe hizmetlerinde köylü kadınları seferber
olmuşlardı. Yemekleri pişirip kağnılarla gece yarısı alaylara, bölüklere yemek
taşıyorlardı. Bu da Türk askerinin moralini yükseltiyor savaşma azmini artırıyordu.
Bu dönemde askerler et, ekmek ve diğer erzaklar bakımında iyi bir şekilde
ikmal edilirken aylardır sebze ve meyve yüzü görmemiştir. O kadar ki birlikler
konakladıkları köylerde çiğ kabakları hıyar gibi soyup tuza banarak yemişlerdir.343
Sakarya Muharebeleri öncesinde yiyecek ve içecek eksik değil ancak tek
düzedir; ekmek, et ve bulgur. Bu dönemde bir bölük komutanı ile bölük aşçısı
arasında şöyle bir olay geçer: “Allahın her günü bölük aşçısı sefer tasımıza bulgur
pilavı ile et kavurmasını doldurur ve tahkimat yerine gönderirdi. Bu sıcak güneş
altında bu iki çeşit yemek artık bağırsaklarımıza ağırlık vermeye başladı. Bir gün
isyan ettik ve aşçıyı çağırdık:
—Be insafsız adam! Sen başka yemek pişirmesini bilmez misin? Her gün, her
gün aynı şey.
—Efendim başka bir şey gelmiyor ki.
İyi ama sen elindeki şeylerle dahi bir dereceye kadar değişik şeyler
yapabilirsin, mesela ciğer, koyun kellesi vs vs.
Aşçı boynunu büktü, peki dedi ve gitti, o günden sonra yemekte bir değişiklik
oldu amma, bu da evvelkinden daha az kolay değildi; Ciğer kebabı-pilav, kelle
pilav.”344 Bu olaydan anlaşılacağı üzere askerler genel olarak et ve protein ağırlıklı
beslenmekte, sebze ve meyve konusunda sıkıntı çekilmektedir. O dönemlerde
soğutma sistemleri olmadığından, sebze ve meyve gibi gıdaların taze olarak
muhafaza edilmesi ve stok yapılması mümkün olmamıştır.
Yunan ordusu Sakarya’dan çekilirken kara ve demiryolu köprülerini tahrip
ettiğinden Sakarya’nın batısına geçen Batı Cephesi birliklerinin Ankara’dan
beslenmesi zorlaşmış, bu nedenle MSB 13 Eylül 1921’de cephe iaşesinin Ankara’dan
ziyade Konya ve Bolu dolaylarından temin edileceğini, bakanlığın da bu konuda
yardımcı olacağını bildirmiştir.345
343 M. Şevki Yazman, Anadolu’nun İşgali (İstiklal Savaşı Nasıl Oldu), Kamer Yayınları, İstanbul, 1999, s.167. 344 Yazman, a.g.e., s.167-168,174. 345 TİH İdari Faaliyetler, s.372.
117
Sakarya muharebelerinin olduğu dönemde diğer cephelerde muharebe
olmayıp, bunların iaşesi bakanlığın gönderdiği ödenekle bölgesel olarak temin
edilmiştir.346
Bu dönemde MSB orduyu yeteri derecede besleyememiş ancak aç da
bırakmamıştır. Tekâlifi Milliye emirleri ile toplananlar dışında çeşitli birliklere 3.657
ton ekmeklik, 330 ton yemeklik, 1.243 ton yemlik gönderilmiştir.347
Sakarya Meydan Muharebesi takip harekâtı esnasında 5. Süvari Kolordu
Komutanı olan Fahrettin Paşa’nın birliklerinin geçtikleri bölgede yiyecek bir şey
kalmadığından iaşe sıkıntısı baş göstermişti. İaşe ikmalini yapabilmek için
Konya’daki iaşe müdürü vasıtasıyla iaşe kollarının Uzunbeyli’ye gönderilmesi ile
iaşe ikmali sağlanmıştı. Paşa iaşenin asker üzerindeki önemini belirtmek için
hatıralarında şöyle demiştir: “Motorlarımızın benzini arpa olduğundan, Konya’dan
gelen bu erzak ile hem atlarımız hem de askerlerimiz iyice doymuş ve canlılık
kazanmışlardı.” 348
Sakarya Muharebelerinde su ihtiyacı birlik kadrolarında bulunan sakalarla
giderilmeye çalışılmıştı. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa 15 Ağustos’ta verdiği bir
emirde: “ 3–4 gün içerisinde Batı Cephesi en ciddi muharebelerini verecektir. Su
araç ve gereçlerine pek çok ihtiyaç vardır. Ankara’da halk elinde bulunan gaz
tenekesi, fıçı, kırba vesairenin tamamen toplanarak iki gün içinde cepheye
gönderilmesini” istemiştir. Sakarya savaşında su ihtiyacını karşılamak için 38
eşekten oluşan özel tertibatlı bir su müfrezesi, MSB tarafından demiryolu ile cepheye
gönderilmiştir.349
MSB ordunun giyecek ihtiyacını karşılamak için Nisan 1921’de Kayseri’de
mensucat fabrikasını, 1 Ağustos 1921’de Bolu ve Kastamonu’da yapımevi kurmuş,
ayrıca Ankara’da sanayi takımları ve tabakhane açılmıştır. Açılan bu tesislerden
ordunun bir kısım ihtiyaçları karşılanmış, ancak bunlar yeterli olmadığından
müteahhitlerden sözleşme suretiyle satın alma yapılmış, ancak birçok nedenlerle
346 a.g.e., s.372. 347 a.g.e., s.373. 348 Fahrettin Altay, 10 Yıl Savaşı ve Sonrası (1912–1922), İnsel Kitapevi, İstanbul, 1970, s.310. 349 TİH İdari Faaliyetler, s.374.
118
müteahhitler taahhütlerini yerine getirememiştir. Bu dönemde birliklere aşağıdaki
giyecekler dağıtılmıştır: 350
Cinsi Miktar
Kaput 14.427 adet
Ceket 43.785 adet
Pantolon 49.048 adet
Don 54.725 adet
Gömlek 102.785 adet
Kabalak 38.841 adet
Pamuklu 3.771 adet
Pamuklu mintan 15.636 adet
Çorap 41.138 çift
Fotin 6.770 çift
Yemeni 20.277 çift
Çarık 54.982 çift
Ekmek torbası 11.085 adet
Arka çantası 2.320 adet
Matara 41.426 adet
Mahruti çadır 131 adet
Su fıçısı 804 adet
Adi semer 161 adet
Nal 12.210 adet
Batı Cephesi birliklerinin mevcudunun yaklaşık 100.000 kişi olduğu göz
önünde bulundurularak, dağıtılan başlıca giyim kuşam malzemelerinin oranları
incelendiğinde mevcuda göre: ceket % 43, pantolon % 49, don % 55, gömlek %100,
çorap % 41, çarık, yemeni ve fotin % 82 oranında dağıtılmıştır. Ayakkabı olarak
kullanılan çarık, yemeni ve fotin miktarının önemli oranda arttığı ve Kütahya-
Eskişehir Muharebeleri dönemine göre bu malzemelerde yaşanan sıkıntının azaldığı
görülmektedir.
350 TİH İdari Faaliyetler, s.373–374; Atakan, a.g.m., s.111.
119
Şerif Güralp Sakarya Muharebeleri’ndeki ikmal faaliyetleri ile ilgili olarak
şöyle demektedir: “ Ordunun beslenmesi subay, er ve cephane ikmali mükemmel
olmuştur. Eğer Sakarya’da ordumuzun her türlü ikmali; tam vaktinde tam bir
mükemmellikte yapılmasaydı: İşte Anadolu’da, o vakit bir köye kadar küçülmemiz
tahakkuk ederdi. Ondan sonra da tekrar dirilmemiz; ancak bir hayal olurdu.” 351 Bir
başka kaynakta da Sakarya Savaşında ordunun ikmal ve beslenme işinde gösterilen
başarının, zaferin sebeplerinden biri olduğu ifade edilmektedir.352
Sakarya Muharebelerinin sonucunu büyük oranda lojistik faktörler
belirlemiştir. Asıl merkezinden oldukça uzaklaşan Yunan birlikleri yeterince
beslenememiş ve açlık çekmişlerdir. Türk ordusu ise çok iyi bir şekilde ikmal
edilmiş, yiyecek sıkıntısından kaynaklanan her hangi bir dezavantajı olmamıştır.353
Cephedeki Türk birlikleri bütün muharebe boyunca çok iyi bir şekilde beslenmiş,
Tekâlifi Milliye emirleri gereğince toplanan kuru erzak, askeri fırınlar ve yakın
köylerde pişirilen ekmekler, toplanan canlı kasaplık hayvanlar en yakın
demiryolundan ulaşım kolu tarafından alınarak cepheye ulaştırılmıştır.354
Genel olarak değerlendirilecek olursa: Kütahya-Eskişehir Muharebeleri
sonrasında ordu lojistik açıdan yıpranmış, Eskişehir, Kütahya ve Afyon gibi önemli
ikmal kayağı şehirlerin elden çıkması ile özellikle de yiyecek maddeleri açısından
zor durumda kalınmıştır. Gelinen bu durum karşısında çok özel yetkilerle
başkomutanlığa gelen Mustafa Kemal Paşa meclisin kendisine verdiği yetkilerle
lojistik açıdan çok radikal kararlar almıştır. Tekâlif-i Milliye olarak adlandırılan bu
yükümlülüklerle topyekûn savaş durumuna geçilmiş, halkın elinde olan ve ordunun
işine yarayacak başta giyecek ve yiyecek olmak üzere her türlü ikmal ve ulaştırma
malzemesine ya bağış olarak ya da bedeli daha sonra ödenmek üzere el konulmuştur.
Tekâlif-i Milliye emirlerinin yanı sıra lojistik teşkilatta da günün gereklerine göre
çeşitli tedbirler alınmış, savaşın gidişatına göre lojistik açıdan önemli yerleşim
birimlerinin ele geçme ihtimaline karşı muharebe bölgesinin etki alanı dışında yedek
depolar ve stoklar oluşturulmuştur. Bu dönemde yiyecek sıkıntısı çekilmekle beraber
alınan günübirlik tedbirlerle bu durum erata yansıtılmamış ve aç bırakılmamıştır. 351 Şerif Güralp, İstiklal Savaşının İç Yüzü, İstanbul, 1958, s.196. 352 Ağaoğlu, a.g.e., s.212. 353 Müderrisoğlu, a.g.e., s.487. 354 Müderrisoğlu, a.g.e., s.495.
120
Sakarya muharebesinin kazanılmasının en büyük nedeni, silah, malzeme ve
savaşçı sayısı bakımından üstün olan Yunan kuvvetlerini Anadolu’nun içlerine
çekerek ana ikmal üslerinden koparmak ve bu şekilde yıpratıp bitirmek olmuştur.
Türk ordusu da Yunanlıların tersine cephe gerisinden Tekâlifi Milliye Emirleri’nin
de büyük etkisi ile çok iyi ikmal ve iaşe edilmişlerdir. Türk ordusu savaşçı sayısı,
silah ve cephane bakımından düşmana oranla büyük olan açığını düzgün ve devamlı
bir şekilde iaşe ve ikmal edilerek kapatmıştır.
3. Sevkıyat ve Nakliyat Genel Müdürlüğü ile Batı Cephesindeki
Menzil Teşkillerinin Faaliyetleri
28 Temmuz 1921’de MSB’nin verdiği emirle o ana kadar sadece sevkıyat ve
nakliyat işleri ile uğraşan teşkilata, yeni görev olarak ikmal maddelerini araştırma,
toplama ve biriktirme işi de verilmişti. Böylece Batı Cephesi Konya’dan başka
birinci kademe olarak Çorum, Yozgat ve Kırşehir; ikinci kademe olarak da Sivas ve
Kayseri kaynaklarına dayanmıştı. Buralardan toplanan ikmal maddelerinin
ulaştırılması Çorum-Sungurlu ve Sivas-Akmağdeni, Yozgat-Kayseri-Kırşehir yolları
üzerinden yapılacaktı. Bu görevin yapılabilmesi için Çorum, Kırşehir Menzil Bölge
Müfettişliklerine ek olarak Yozgat Menzil Müfettişliği kuruldu ve görev Yozgat
Askerlik Daire Başkanlığına verildi. Ayrıca Yahşihan’da da bir menzil hat
komutanlığı kuruldu. Bu komutanlık Yahşihan-Ankara arası nakliyattan çok
Yahşihan’da fırın ve değirmen kurmak ve misafirhaneler açmakla
görevlendirilmişti.355
Gene bu dönemde Batı cephesini desteklemek üzere ve onun emrinde Batı
Anadolu Menzil Müfettişliği teşkil edilmiştir. 356 Bu düzenleme ile Sevkıyat ve
Nakliyat Genel Müdürlüğünün sorumluluk alanı: Sivas, Kayseri, Samsun, Sinop,
Kastamonu, Zonguldak, Bolu, Adapazarı, İzmit, Amasya, Çorum, Yozgat, Tokat,
Kırşehir, Çankırı, Ankara, Niğde, Adana ve Mersin, Batı Anadolu Menzil
355 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.5, Kit.2, s.467-469; TİH İdari Faaliyetler, s.334-335; Atakan, a.g.m., s.109. 356 TİH İdari Faaliyetler, s.334-335; Atakan, a.g.m., s.109.
121
Müfettişliğinin sorumluluk alanı ise: Konya, Silifke, Antalya, Isparta, Burdur il ve
ilçeleri olarak belirlenmiştir.357
Sivas, Kayseri, Kırşehir, Çorum, Yozgat ve civarlarındaki tahıl depoları
menzil bölge müfettişliklerine teslim edilmiştir. Ayrıca Sivas-Kayseri bölgesiyle
Yozgat-Çorum-Kırşehir bölgelerinde 100.000 insan ve 50.000 hayvanın 6 aylık
iaşeleri için stok ambarları kurulmasına başlanmış ve bunun için de maliyeden bu
fasıllara ait para istenmişti. Yahşihan’da günde 40.000, Keskin’de 60.000 ekmek ve
Kırşehir-Köprüköy bölgesinde üç aylık erzak toplaması ve günde 60.000 ekmek
yapılmasına yönelik tedbirler alındı. Çorum Menzil Bölge Müfettişliğince Sungurlu
ve civarında; Yozgat Menzil Bölge Müfettişliğince Yozgat ve civarında; Kırşehir
Menzil Bölge Müfettişliğince de yarısı Kırşehir’de yarısı Köprüköy’de olmak üzere
ambarlar açılmıştı. Sivas Menzil Müfettişliği de ambarlarını Sivas ve Kayseri’de
açmıştı.358
Bütün menzil bölge müfettişlikleri bölgelerindeki değirmen ve un
fabrikalarından faydalanarak mevcut buğdayları un haline getirmeye çalışmışlar ve
fırınlarda ekmek ve peksimet yaparak Batı Cephesini beslemişlerdi. Böylece
menziller hem iaşe maddelerini tedarik, depolama, imal ve nakletmekle hem de
eskisi gibi çeşitli yönlerden gelen silah ve mühimmatı bölgelerindeki silah ve
mühimmatı cephane depolarında toplamış ve Ankara yönüne göndermişlerdi.359
24 Ağustos 1921’de doğruca MSB emrinde olarak çalışan Çorum, Yozgat,
Kırşehir Menzil Bölge Müfettişliklerini bir elden idare etmek üzere Yahşihan’da
ayrıca bir menzil müfettişliği kurularak bu müfettişliğe bağlandılar. 30 Ekim 1921’de
Kırşehir Menzil Bölge Müfettişliği lağvedilerek Sevkıyat ve Nakliyat Genel
Müdürlüğüne bağlı olmak üzere bir hat komutanlığı kuruldu. Kayseri hat
komutanlığı da aynı tarihlerde lağvedilerek Kırşehir’e, Kırşehir Menzil Bölge
Müfettişliği karargâhı da Kayseri’ye alındı. Sakarya Muhaberesinden iki ay sonra
Ekim 1921 sonunda Yahşihan Menzil Müfettişliği ve Batı Cephesi emrinde bulunan
Ankara Menzil Müfettişliği lağvedildi. Ankara Menzil Müfettişliği karargâhının
357 TİH İdari Faaliyetler, s.408-409, Atakan, a.g.m., s.109. 358 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.5, Kit.2, s.472–473; TİH İdari Faaliyetler, s.335. 359 TİH İdari Faaliyetler, s.335.
122
Levazım şubesi Ankara Komutanlığı emrine, Yahşihan Menzil Levazım Şubesi’de
MSB Levazım Dairesi emrine girdiler.360
Sakarya Muharebeleri sırasında harekât batıya doğru ilerledikçe geri hizmet
ve ikmal tesisleri de kademeli olarak batıya intikal ettirilmiş, mahalli fırınlar ordu
sahra fırınları ile takviye edilmiştir.361
Sakarya Muharebeleri döneminde genel müdürlük tarafından Ankara ve
civarına nakledilen levazım ikmal maddelerinin ağırlıkları şöyledir:
• Kayseri-Kırşehir-Yahşihan üzerinden Ankara ve çevresine nakledilen
yiyecek ve yemin ağırlığı 152 ton, donatım ve gereçlerinin ağırlığı 20 ton,
• İnebolu-Kastamonu-Çankırı-Kalecik üzerinden Ankara ve çevresine
nakledilen yiyecek ve yemin toplam ağırlığı 13 ton, donatım ve gereçlerinin toplam
ağırlığı 636,5ton,
• Samsun-Çorum-Sungurlu-Yahşihan üzerinden Ankara ve çevresine
nakledilen yiyecek ve yemin toplam ağırlığı 2 ton, donatım ve gereçlerinin toplam
ağırlığı 199 ton,
• İzmit üzerinden Ankara ve çevresine nakledilen yiyecek ve yemin
toplam ağırlığı 47,5 ton, donatım ve gereçlerinin toplam ağırlığı 101 ton.
Sakarya muharebeleri döneminde Yahşihan ve Ankara’ya nakledilen
yukarıdaki levazım ikmal maddeleri Yahşihan-Ankara dekovil ve Ankara-Polatlı
normal demiryolu hattı ile Polatlı’ya nakledilmiştir.362
Sevkıyat ve Nakliyat Genel Müdürlüğünün yaptığı faaliyetler
değerlendirildiğinde bu dönemde menzil teşkilatında önemli ve kapsamlı
değişiklikler yapıldığı, yeni menzil hatları ve komutanlıkları kurulduğu bazılarının
iptal edildiği bazılarının ise birleştirildiği görülmektedir. Bu dönemde alınan önemli
kararlardan biriside sadece sevkıyat ve nakliyat ile uğraşan menzil teşkilatına ikmal
maddelerini araştırma, toplama ve biriktirme görevinin de verilmesidir. Çeşitli
menzil bölgelerinde altı aya kadar varan yedek stoklamalara girişildiği
görülmektedir. Bunda hasat mevsiminde olunması dolayısı ile toprak ürünlerinden
360 a.g.e., s.336. 361 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.5, Kit.2, s.477. 362 TİH İdari Faaliyetler, s.350-354.
123
azami oranda faydalanılarak ileriki günlerde ordunun sıkıntı çekmemesi
amaçlanmıştır.
4. Gizli Örgütler Tarafından Yapılan Levazım İkmal Faaliyetleri
Sakarya muharebeleri döneminde Felah Grubu tarafından İstanbul ve
civarından kaçırılarak Anadolu’ya gönderilen levazım ikmal maddeleri şunlardır:363
Cinsi Miktar
Süngülük 10.000 Adet
Palaska 20.190 Adet
Kütüklük 10.000 Adet
Tüfek kayışı 6.300 Adet
Arka çantası 10.030 Adet
Ekmek Torbası 10.000 Adet+24 Balya
Peksimet torbası 8.000 Adet
Matara 16.470 Adet
Ceket 1.000 Adet
Bel kemeri 3.000 Adet
Dikiş makinesi 65 Adet
Bu dönemde Kütahya-Eskişehir Muharebeleri döneminde gönderilen
malzemelere kıyasla, özellikle de muharebe esnasında çok elzem olan palaska,
süngülük ve kütüklük miktarlarında azalma olduğu görülmektedir. Bu malzemeler
sadece orduya mahsus olduğundan Tekâlif-i Milliye emirleri ile toplanan malzemeler
arasında yer almamaktadır. MSB’nin dağıttığı malzemeler arasında görülmeyen bu
malzemeler, sadece İstanbul’da bulunan İmalatı Harbiye depolarından gizli yollarla
Anadolu’ya kaçırılmakta olduğundan Felah Grubunun yaptığı bu faaliyet levazım
açısından önem arz etmektedir.
363 a.g.e., s.344-346.
124
Ç. Büyük Taarruza Hazırlık ve Büyük Taarruz Döneminde Levazım
İkmal Faaliyetleri
1. Genel Durum ve Muharebeler
Sakarya Muhaberesi’nden sonra yenilen Yunan ordusu Sakarya ırmağına
kadar çekilmiştir. Sakarya zaferinden bir gün sonra genel seferberlik ilan edilmiş bir
aylık hazırlıktan sonra ordunun kesin sonuç alacak bir taarruza geçmesi
öngörülmüştür. Fakat eldeki imkânlarla bu kadar kısa süre içinde kesin sonuç
alınacak bir taarruzun mümkün olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle yapılacak büyük
taarruz ilkbahara bırakılmıştır. 364
Büyük Taarruz ile Sakarya zaferi arasındaki süre içinde önemli bir çatışma
olmamış, bütün güç kaynakların seferber edilerek ordunun beslenmesi, mevcudun
artırılması ve ikmal edilmesine verilmiştir. Amaç genel bir taarruz için en azından
Yunanlılara denk bir ordu yaratmaktır.365
Büyük Taarruz öncesi muharebeye katılacak Batı Cephesi: 1. ve 2. Ordu, bir
süvari kolordusu ile kolordu yetkisindeki Kocaeli grubundan oluşmakta olup
bunlarda 18 piyade tümeni ile beş süvari tümenine sahiptir. Bu birliklerin genel
mevcudu ise: 8.658 subay, 199.283 er, 100.352 tüfek, 2.025 hafif makineli tüfek, 839
ağır makineli tüfek, 5.282 kılıç, 323 top ve 10 uçaktır.366
Yunan Ordusu 12 piyade tümeni, bir süvari tümeni, 9 bağımsız alay ve bazı
yurt içi birliklerinden oluşmakta olup, genel mevcudu ise: 6.418 subay, 218.205 er,
90.000 tüfek, 3.139 hafif makineli tüfek, 1.280 ağır makineli tüfek, 450 top ve 50
uçaktır.367
26 Ağustos 1922’de sabahın erken saatlerinde bütün cephede başlayan yoğun
topçu ateşi, 27 Ağustos günü bütün cephede taarruz şekline dönüştü. Aynı gün Türk
birlikleri Afyon’a girdi. 28–29 Ağustos 1922 günleri de yoğun taarruz ve buna bağlı
şiddetli muharebeler şeklinde cereyan etti. 30 Ağustos 1922’deki Başkomutanlık
364 Müderrisoğlu, a.g.e., s.589-590. 365 Müderrisoğlu, a.g.e., s.602. 366 TC Genelkurmay Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi Batı Cephesi, C.II, Ks.6, Kit.2, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1995, s.5–9. 367 a.g.e., s.12-15.
125
Meydan Muharebesi ile mevzilerinden tamamen atılan Yunan Ordusu 31
Ağustos’tan itibaren tamamen geriye çekilmeye Türk Ordusu da takibe başladı. 9
Eylül 1922’de Türk süvari birlikleri İzmir’e girerken 10 Eylül 1922’de Bursa da ele
geçirildi. 16 Eylül 1922’de Türk süvarilerinin Çeşme’yi de ele geçirmesiyle İzmir
bölgesinde, Erdek ve Kapıdağ yarım adasının alınmasıyla Batı Anadolu’da hiçbir
yerde Yunan askeri kalmamış oluyordu.368
2. MSB Tarafından Yapılan Faaliyetler
Yunanlıların oldukça zengin olan Batı Anadolu’nun önemli bir bölümünü
işgal etmiş olmaları, kış mevsiminin yaklaşmış olması, Batı Cephesi harekât
alanındaki karayollarının bozuk olması ve Ankara-Eskişehir demiryolunun
Yunanlılar tarafından tahrip edilmiş olması sonucu, ekonomik durum daha da
bozulmuş, mevzilerde dahi iaşe zorlaşmıştır. Genelkurmay Başkanlığı 11 Ekim
1921’de Batı Cephesinin iaşe durumu hakkında yaptığı bir yazışmada: Ordunun
büyük kısmının uzun süredir ikmalini sağlayan Ankara kaynaklarının tükenmek
üzere olduğunu, Konya kaynaklarından daha düzgün iaşe edilebileceğini, ancak
Tekâlifi Milliyenin yanı sıra bir miktar da para sarf edilmesi gerektiğini
bildirmiştir.369
İtalyanların ve Fransızların, Sakarya zaferinden sonra Akdeniz ve
Güneydoğu’da işgal ettikleri yerlerden çekilmeleri ile Tekâlifi Milliye emirleri
burada da uygulanmaya başlanmıştır. Özellikle Çukurova bölgesinden önemli
miktarda yiyecek stoku Konya üzerinden demiryolu ile Batı Cephesine
gönderilmiştir.370
En önemli yiyecek maddelerinden olan ekmek çoğunlukla köy fırınlarında
pişirilerek ihtiyaç karşılanmaya çalışılıyordu. Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’nın
girişimleriyle Sakarya Muharebesi sonunda Polatlı’da tahrip edilmiş olan, günlük
10.000 ekmek kapasiteli 5 adet fırın faaliyete geçirildi. Bu sırada Dinar’daki fırında
368 Geniş bilgi için bkz.: TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.6, Kit.2, s.95-279; TC Genelkurmay Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi Batı Cephesi, C.II, Ks.6, Kit.3., Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1995, s.5-270. 369 TİH İdari Faaliyetler, s.423; Atakan, a.g.m., s.113. 370 Müderrisoğlu, a.g.e., s.610.
126
günlük 4000 ekmek, Denizli fırınlarında günlük 350 kg. peksimet imal
edilebilmekteydi.371
10–15 Ekim 1921 tarihleri arasında Ankara Menzil Müfettişliği emrinde olan
ambar mevcutları şöyle idi: 1.246 ton ekmeklik, 313 ton yemeklik, 222,5 ton et, 336
ton yemlik. Aynı tarihte Tekâlifi Milliye ambarlarında ise: 1.141 ton ekmeklik, 63
ton yemeklik, 75,5 ton etlik, 349 ton yemlik vardır. Bu ambar mevcutları 120.000
insan ve 35.000 hayvan için 33 günlük ekmeklik, 15 günlük yemeklik, 12 günlük
etlik, 6 günlük yemliktir (Er başına 700 gram buğday, 200 gram et, 200 gram kuru
sebze ve hayvan başına 3 kilo yem).372
Aşar (toprak ürünlerinden alınan ondalık) vergisi sisteminden, Kurtuluş
Savaşı’nda yiyecek maddelerinin tedarikinde yararlanılmıştır. Bu dönemde henüz
alınmamış aşardan, askeri ambarlara alınacak yiyecek maddelerinden menzil
bölgelerinde bulunan; Ayaş, Beypazarı, Düzce, Nallıhan, Mudurnu, Kalecik, Bala,
Ankara, Çubuk, Elmadağ ilçelerindeki miktarlar: 4.704 ton ekmeklik ve 2.558 ton
yemlik olup, bu miktarlar 120.000 askerin 56 günlük, 35.000 hayvanın 24 günlük
iaşesine denktir. Mülki makamlarca henüz hesabı yapılmamış ve aşar miktarı
bildirilmemiş İzmit, Adapazarı, Göynük, Geyve, Gerede ve Bolu’nun vermesi
muhtemel miktarlar da tahminen 15 günlük yiyecek ve 8 günlük yemliktir. Bu
durumda Ankara menzil bölgesinin yeni mahsul alınana kadar elindeki iaşe
maddeleri 99 günlük ekmeklik, 15 günlük yemeklik, 12 günlük etlik, 38 günlük de
yemliktir.373
Kış mevsiminin yaklaşması ve karayollarının bozuk olması nedeniyle bir
buçuk aya kadar bütün iaşe maddelerinin Ankara, Mihalıççık ve Göynük’e
gönderilmesi gerekmektedir. Tekâlifi Milliye emirleri gereği taşıma yükümlülüğü
olan bazı araç sahiplerinin kaçması nedeniyle iaşe maddelerini taşımakta zorluklar
yaşanmaktaydı. Bu nedenle Ankara Menzil Müfettişliği önlem olarak taşıma ile ilgili
bir takım idari kararlarla beraber, ordu muharebe alanı doğusunda bulunan birliklerin
un istihkaklarının azaltılması, Ankara’dan iaşe edilenlerin çoğalması nedeniyle sivil
halkın Ankara dışına çıkarılması gibi önlemler almıştır. Ayrıca menzillerde tükenmiş 371 Türkman, a.g.e., s.143. 372 TİH İdari Faaliyetler, s.423–424. 373 TİH İdari Faaliyetler, s.423–424; TC Genelkurmay Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi Batı Cephesi, C.II, Ks.6, Kit.1, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1994, s.246.
127
olan yemlik ve saman ile pirinç, gaz, şeker, sabun ve yağ gibi maddelerle
hastanelerin ihtiyacı olan süt ve yoğurdun alınabilmesi için günlük 3.000 liranın
verilmesini Genelkurmay Başkanlığına bildirmiş olup gene de bu önlemlerin birçoğu
yapılamamıştır.
Batı Cephesi birliklerinin yeni mahsulün çıkacağı 1922 Temmuz ayına kadar,
120.000 insanı ve 35.000 hayvanı besleyebilmek için 27.000 ton buğdaya ihtiyacı
vardır. Bu miktarın sadece Konya bölgesi kaynaklarından sağlanması mümkün
olmadığından 10.000 ton kapasitesi olan Muğla bölgesi kaynaklarının da devreye
girmesi ile dokuz aylık ihtiyacın temin edilmesi mümkün olacaktır. Hayvanlar için
de 27.000 ton yeme ihtiyaç olup Muğla ve Aksaray’ın Tekâlifi Milliyeden kalan
borçları ve aşardan alınacak miktar ile temmuz ayına kadar yem ihtiyacı da temin
edilmiş olacaktır.374
Tüm hesaplar insan ve hayvan mevcutlarının artmayacağına göre yapılmakta
olup, bu süreçte kadroların tamamlanası da öngörüldüğünden, mevcutların 150.000
insan ve 45.000 hayvana çıkması durumunda, bu miktarlar ancak 1922 Nisan ayına
kadar yetecektir. Taze sebze ve meyveler mevcut para miktarına göre haftalık ve
aylık olarak alınabilmektedir. Kış mevsiminde tüccarlar üreticilere avans vermek
suretiyle bağlantı yapmakta, zamanı geldiğinde de askeri makamlara yüksek fiyatla
satmaktaydılar. Bakanlık bu fasıldan para yetiştiremediğinden bu cins yiyecek
maddelerinde de sıkıntı çekilmektedir.375
Tekâlifi Milliye gelirlerinden umut edilen sonuçlar da alınamamış olup,
ordunun giyecek malzemeleri çok büyük zorluklarla temin edildiğinden, yeteri
derecede beslenmeleri sağlanarak askerin iç ve dış etkilerden uzak tutulup
hastalıklardan da korunmaları amaçlanmaktaydı.
Ordunun yiyecek ihtiyacının temini için Maliye ve Milli Savunma
Bakanlıkları arasında 14 Kasım 1921’de bir protokol yapılmıştır. Buna göre:
• Batı Cephesinde; Ulukışla, Afyon, Eğirdir, Çivril ve Denizli demiryolu
hatları üzerinde mevcut ve maliye emrinde bulunan bütün aşar ambarları mevcudu
askeri makamlara teslim edilecek, bundan sonra emir beklemeden bütün aşar gelirleri
askeri ambarlara teslim edilecektir.
374 TİH İdari Faaliyetler, s.424–425. 375 a.g.e., s.424-425.
128
• Aksaray, Niğde, Konya, Isparta, Burdur demiryolu üzerinde bulunmayan
bütün aşar ambarları mevcudu en yakın demiryolu istasyonundaki askeri ambarlara
teslim edilecektir.
• İhtiyaçlarından fazla ambar mevcutları parayla alınmak üzere maliye
memurları tarafından askeri memurlara haber verecektir.
• Maliye Bakanlığı aynı zamanda Yahşihan, Beylikköprü demiryolu ve
dekovil hatları üzerindeki aşar ambarlarıyla Kalecik, Haymana, Bala, Çubuk,
Beypazarı, Kızılcahamam, Sivrihisar, Mihalıççık maliye ambarları askeri makamlara
teslim edilecektir.
• Merkez Ordusunda; Tokat, Amasya ve Samsun’da bulunan maliye aşar
ambarları mevcudu da askeri makamlara teslim edilecektir.
• Doğu Cephesinde; Erzincan, Erzurum, Trabzon, Gümüşhane, Bayburt,
Kars, Ardahan, Oltu aşar ambarları askeri makamlara teslim edilecektir.376
1921 Kasım ayında 1., 2. ve 4. Kolordular, 8. Tümen ve 1. Orduya bağlı
birlikler Konya’dan demiryolu ile taşınan yiyecek maddeleri ile beslenmekteydi.
Bunların toplam mevcudu 70.000 asker ve 23.000 civarında hayvandı. 20.000 bin
asker ve 11.000 hayvandan oluşan 5. Süvari Kolordusu ile 6. Tümen birlikleri Aydın,
Denizli, Isparta ve Burdur dolaylarından elde edilen yiyecek ve yem maddeleri ile
beslenmekteydi.377
Maliye Bakanlığı batı aşar ambarlarında 16.000 ton ekmeklik, 5.000 ton
yemeklik, 14.000 ton yemlik vardır. Fakat bunların büyük kısmı Batı Cephesinden
uzakta olduğundan nakliye için zamana ihtiyaç vardır. Bu nedenle Maliye Bakanlığı
bir ay içinde Konya’dan 20.000 ton tahıl satın alınacağını bildirmiştir. Batı Cephesi
Komutanı 17 Aralık 1921’de Genelkurmay Başkanlığı’na ordunun iaşesi hakkında
verdiği raporda:
• 1. ve 2. Orduların 4,5 günlük ekmekliği, 8 günlük yemekliği, 1,5 günlük
etliği ve 3,5 günlük yemi,
• 3. Kolordunun 7 günlük ekmekliği, 3,5 günlük yemekliği, 10 günlük etliği
olup, hayvan yemi kalmadığından kolorduya verilen 30.000 lira ile yem alındığı,
376 a.g.e., s.426-427. 377 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.6, Kit.1, s.253.
129
• Süvari kolordusunun 12 günlük ekmekliği, 11 günlük yemekliği, 7 günlük
eti ve 3 günlük yemi olduğunu bildirmişti.
Batı Cephesinin günlük ihtiyacı 132 ton ekmeklik, 66,5 ton yemeklik, 73 ton
yemliktir. Bu günkü depo mevcudu ise 1.588 ton ekmeklik, 655 ton yemeklik ve
286 ton yemliktir.378
28 Aralık 1921’de bakanlar kurulu aldığı bir kararla, gerek ordu ihtiyacı
gerekse yöresel ihtiyaçların temini için ileride çıkabilecek bir iaşe buhranını
önlemek amacıyla; İzmit, Bolu, Zonguldak, Çankırı, Isparta, Burdur, Denizli,
Niğde, Ankara, Konya ve Adana illerinde; arpa, yulaf, çavdar, burçak ve buğday
ürünlerinin bölge dışına çıkarılmasını yasaklamıştır.
MSB ve Maliye Bakanlığı Aralık 1921 sonlarında Batı Cephesinin
ihtiyaçlarını karşılamak için aralarında bir antlaşma yapmışlardı. Buna göre Maliye
Bakanlığı Batı Cephesinde; Kocaeli Komutanlığı, Sivrihisar Grubu, Aziziye Grubu,
Çay Grubu ve Dinar Grubunun 12 aylık buğday ve arpa ihtiyacı maliye memurları
tarafından satın alınacak ve askeri ambarlara teslim edilecekti. Aşardan cepheye
verilen miktarlar bunlardan düşülecekti. Kocaeli Komutanlığının etlik, kuru sebze
ve saman ihtiyacı gönderilecek para ile kendisi tarafından, Sivrihisar Grubunun
kuru sebze ihtiyacı Ankara’dan, saman ve etlik ihtiyacı gönderilecek para ile
kendisi tarafından tedarik edilecekti. Aziziye ve Dinar Gruplarının arpa, buğday ve
kuru sebze ihtiyacı maliye tarafından, et ve saman ihtiyacı da Batı Cephesine
gönderilen para ile cephe tarafından temin edilecektir. Kuru sebze Adana
bölgesinden senelik ihtiyaç olarak para durumuna göre taksit taksit alınacaktı.379
29 Aralık 1921’de aşağıda belirtilen yerlerden satın alınan yiyecek maddeleri
şöyledir:380
Ekmeklik Yemeklik Et Arpa Saman
Kocaeli 180 20 20 210 210
Sivrihisar 270 40 90 420 420
Aziziye 540 90 630 630 630
Çay 2850 450 450 2640 3240
378 TİH İdari Faaliyetler, s.427–248. 379 a.g.e., s. 428. 380 Türkman, a.g.e., s.155.
130
Dinar 870 150 150 2190 2190
TOPLAM 4710 750 1340 6090 6690
1921 Aralık ayı sonu itibariyle Batı Cephesinin yiyecek ihtiyacı günlük
olarak şöyledir: ekmeklik: 157 ton, yemeklik: 25,5 ton, etlik:25,5 ton, arpa: 223 ton,
saman: 223 ton. Bir senelik ihtiyacın parasal tutarının Maliye Bakanlığı tarafından
karşılanmak zorunluluğu vardır, ancak büyük oranda para sıkıntısı da vardır.381
Batı Cephesi birliklerinin yiyecek ihtiyaçları için, Aralık 1921’de Konya
demiryolu ile günlük 95 ton ekmeklik, 15 ton yemeklik, 15 ton et ve 108 ton arpa
ikmal edilmekteydi. Birliklerin et ihtiyacı karşılanamadığından Başkomutanlığın da
oluruyla bölgedeki göllerden balık avlanması sağlanmıştı.382
Genelkurmay Başkanlığı Batı Cephesine göndermiş olduğu emirle erzak alma
işlemlerinin mümkün olduğunca düşmana yakın köylerden yapılmasını istemiş,
böylece düşmanın bu yiyeceklerden istifade etmesi engellenerek iaşe sıkıntısı
çekmesi sağlanmıştır.383
Batı Cephesindeki birliklere 31 Aralık 1921’de ekmeklik un gönderilmemesi
nedeniyle açlık tehlikesi ortaya çıkmıştır. Konya vilayeti emrine ivedi olarak
100.000 lira gönderilerek açlık tehlikesi önlenmiştir. Ekmek sıkıntısını önlemek
amacıyla buğdaya çavdar ve yulaf karıştırılmış bu suretle buğday sarfiyatı
azaltılmıştır.384
Batı Cephesi yiyecek maddelerinin azaldığını, hayvan yiyeceğinin hiç
kalmadığını bildirirken, MSB’de sürekli olarak yeni tedbirler alarak bu ihtiyaçları
gidermeye çalışıyordu. Ocak 1922’de 800 ton yiyecek, 200 ton arpa alımı için
Konya vilayeti emrine 100.000 lira gönderilmiş olup ayrıca ek olarak bir 100.000
lira daha gönderileceği açıklanmıştır. 15 Ocak 1922 gününe kadar il satın alma
kurulu günlük gönderilenlerden ayrı olarak 4.000 ton ekmeklik, 6.000 ton yemeklik,
4.000 ton yemliği satın alıp ambarlara stok edecektir.385
381 TİH İdari Faaliyetler, s. 428–429. 382 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.6, Kit.1, s.259; Feyzullah Ezer, Büyük Taarruz Öncesi İkmal ve İaşe, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi (Yayınlanmamış), Elazığ, 1997, s.71. 383 Türkman, a.g.e., s.155. 384 Türkman, a.g.e., s.153. 385 Türkman, a.g.e., s. 429.
131
Yurdun ekonomik durumunu anlamak ve Batı Cephesinin iaşe işlerini düzene
sokabilmek için İaşe Komisyonu ocak ayı başlarında bir toplantı yapmış olup,
toplantı sonunda İktisat Bakanlığı’nın konu hakkındaki görüşlerinin bir rapor
şeklinde istenmesi kararı alınmıştır. İktisat Bakanlığı hazırladığı raporda; yurt
içinde halka ve orduya yetecek kadar toprak ürünlerinin mevcut olduğu, ancak
çoğunlukla Batı Cephesine uzak bölgelerde bulunan bu ürünlerin satın alınması ve
nakliyesinin yapılmasında gerek teknik imkânsızlıklar gerek parasal açıdan sorunlar
bulunduğunu, bu nedenle yeni tedbirler alınması gerektiğini bildirmiştir.386
Ordu ikmal işlerinin düzenlenmesi ve faaliyetlerin hızlandırılması için,
Bakanlar kurulunun 14 Ocak 1922 tarihinde yapılan toplantısında, Başkomutan
başkanlığında Harp Encümeni adıyla bir kurul teşkil edilmesi kararlaştırılmıştır.
Harp Encümeni Başkomutan başkanlığında, Meclis Başkan Yardımcısı,
Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma ve Maliye Bakanları ile bu bakanlıkların
encümen başkanlarından oluşmakta olup ayrıca bir de sekreter atanmıştır.387
Harp Encümeninin ilk toplantısında komisyona, MSB Levazım Dairesince
ordunun iaşe ihtiyacı ve alınması gerekli tedbirleri içeren bir rapor sunulmuştur. Bu
raporda ifade edilenler özet olarak şöyledir:
1. Batı Cephesi Sakarya Muharebeleri’nde Ankara ve civarından beslenmiş
olup şu anda Konya hat boyundan beslenmektedir. Ancak ordunun geri
ambarlarında stok olmayıp ikmal için büyük çapta bir nakliyat başlamış değildir.
2. Batı Cephesi için gerekli olan para hesap edilirken, bunun günlük ihtiyaçlar
ve stok ihtiyacı şeklinde iki kısımda değerlendirilmesi gerekir. Günlük ihtiyaçlar
için haftada 300.000 lira, stok ihtiyacı için haftada 330.000 lira para gereklidir. Batı
Cephesinin et, ekmek, kuru sebze ve yem dışında da yıllık; 810 ton şeker, 540 ton
sabun, 1.000 ton sadeyağ, 54 ton çay, 1.300 ton gaz ve 5.400 oduna ihtiyacı olup
bunların da toplam tutarı yıllık 2.150.700 (haftalık 44.827 lira) liradır.
3. Satın almalar yukarıda belirtildiği şekilde yapılırsa bir ay içinde ordu
ambarlarında en az 25 en çok 50 günlük yedek stok birikmiş olacaktır.
4. Ordunun bugün itibariyle iaşesini sağlayan Konya, Denizli, Isparta,
Burdur, Afyon şehirlerinin birinci iaşe bölgesi, Antalya, Silifke, Muğla, Aksaray,
386 Türkman, a.g.e., s.429-433. 387 TİH İdari Faaliyetler, s.433–434; Atakan, a.g.m., s.114.
132
Niğde şehirlerinin ikinci iaşe bölgesi kabul edilip genel hâsılatın gelecek hasada
kadar hem ordu hem de halkın iaşesine yetip yetmeyeceğinin uzmanlarca tetkik
edilmesi gerekir.
5. İaşe ile ilgili giderler için haftalık Konya’ya 100.000, Batı Cephesine
50.000 lira verilmektedir.
6. Bütün bu bilgiler ışığında Batı Cephesinin günlük iaşesi mümkün olmayıp,
2. madde de belirtilen paraların hemen verilmesi gerekmektedir.
7. Merkez Ordusu, Elcezire Cephesi, Adana Havalisi, Ankara Komutanlığı,
Sivas, Kayseri, Çorum, Yozgat, Kırşehir Havalisi, Bolu ve Konya Menzil
Müfettişlikleri ile ortalama günlük 100 er ve 10 hayvanı iaşe eden 256 askerlik
şubesi vardır. Ankara Komutanlığı dışında adı geçen yerlerdeki birliklerin iaşesi
için tekâlif ve aşar ambarlarında ortalama 1–2 aylık ekmeklik ve yemlikleri mevcut
ise de bunlar memleketin çeşitli yerlerindedir. İhtiyaç miktarı henüz
açıklanmamıştır.
8. Maliye Bakanlığı ile yapılan yazışma sonunda Elcezire, Doğu ve Merkez
Ordusu bölgelerinde ekmeklik ve yemlik ihtiyacı düzelmek üzeredir. Adana’da çok
kuvvet olmadığı için sıkıntı yoktur, menziller ve ambarlar da bu günkü mevcutları
ile geçinmektedirler.
9. Yurt içinde dağınık ve tek başına olan askerlik şubeleri ise sıkıntı
içerisinde olup, buralardan açlık haberleri gelmektedir. Bu açıdan Maliye
Bakanlığı’nın her askerlik şubesine ekmeklik ve yemlik için ayda 1.000 lira vermesi
gerekir.
10. Ankara Komutanlığı civarında Tekâlifi Milliye ve aşar ambarlarında
hiçbir şey kalmamıştır. Muharebelerin kuzeye kayması halinde Batı Cephesini 5–10
gün destekleme zorunluluğu vardır. Bunun için ekmeklik, etlik, yemeklik ve yemlik
için Ankara ve dolaylarında bulunan birliklerin haftada 44.160 ayda da 176.640
liraya ihtiyaçları vardır. Ayrıca yıllık;100 ton şeker, 72 ton sabun, 144 ton sadeyağ,
7 ton çay, 116 ton gazyağı ve 7.200 ton oduna ihtiyaç olup bunların da toplam tutarı
yıllık 765.780 (haftalık 7.620 lira) liradır. 388
388 TİH İdari Faaliyetler, s.433–435.
133
Bu rapordaki bilgiler esas alınarak Başkomutan tarafından ordunun iaşe
işlerini düzenlemek üzere 23 Ocak 1922 tarihinde 1 No’lu aşağıdaki emir
yayınlanmıştır(özet):
1. Şereflikoçhisar, Aksaray, Niğde, Dinar, Burdur, Denizli, Bolu, İzmit,
Sivrihisar ve Konya’da bölgenin en büyük mülki amirinin başkanlığı altında en
büyük askeri komutanı ile idare meclisi ve belediyenin beraberce seçecekleri birer
üye ve vilayetin maliye memurundan oluşan birer komisyon kurulacaktır.
2. Maliye Bakanlığı 24 Ocak 1922 tarihinden itibaren Konya komisyonu
emrine haftada 150.000 lira gönderecek olup bu paranın 130.000 lirası ile buğday
20.000 lirası ile etlik ve kuru sebze alınacaktır. Ayrıca buğday ve arpa alımı için 15
gün içinde bir defaya mahsus 100.000 lira verilecektir.
3. Dinar, Burdur ve Denizli komisyonlarına buğday arpa almak üzere haftada
10.000 lira verilecektir.
4. Kocaeli Grubuna etlik, kuru sebze ve saman alımı için haftada 10.000 lira
verilecektir. Bolu ve İzmit komisyonlarına 500 ton arpa ve grubun eksik kalacak
ekmeklik ve yemekliğinin satın alınması için ayrıca para verilecektir.
5. Sivrihisar’da bulunan Eskişehir komisyonuna arpa ve buğday alımı için
haftada 8.000 lira, etlik ve saman alımı için 2.000 lira gönderilecek olup ayrıca yedek
erzak temini için Ankara Merkez satın alma komisyonu emrine haftada 40.000 lira
tahsis edecektir.
6. Şereflikoçhisar, Aksaray ve Niğde komisyonlarına bir defalık 50.000 lira
verilecek olup, bunlara daha sonra ne kadar para verileceği ilk verilen para ile
yapacakları tedarike göre tespit edilecektir.
7. Batı Cephesine etlik, ekmeklik, saman ve hayvan yemi alımı için haftada
60.000 lira verilecektir.
8. Erzakın teslimini sağlamak amacıyla Levazım Dairesi emrine kap tedariki
için 30.000 lira verilecektir.
9. Bütün satın almalarda komisyonlar peşin para ödeyeceklerdir.
10. Bu emirle kurulan komisyonlar aynı zamanda satın aldıkları erzakın
nakliyesinden de sorumludurlar. Bu nedenle tedarik edilen erzak mutlaka demiryolu
boylarında veya askeri makamların gösterecekleri yerlerdeki askeri ambarlara teslim
edilecektir.
134
11. Koçhisar, Aksaray, Niğde komisyonları günde en az 15’er ton zahireyi
Konya hattı boyunca teslime mecbur olup bunun 5’er tonu mutlaka un olacaktır.
12. Komisyonlar satın alma yaparken satıcıdan taşıt aracı bulmasını şart
koşacaklar, alacakları tahılların nakline taşıt aracı olan bütün halk mecburi olarak
katılacak, taşıt kiraları mahalli rayice göre peşin olarak verilecektir.
13. Maliye Bakanlığı kuru sebze alımı için Adana emrine 30.000 lira verecek,
buradan alınan kuru sebze en kısa zamanda Konya’ya nakledilecektir.
14. Hayvan yemi bulunmayan yerlerde satın alma komisyonları arpa yerine
yulaf, burçak, mısır, fiğ, çavdar ve bunlar da olmazsa arpa kadar buğday alabilirler.
15. Bu emirle kurulan komisyonlar her gün; yirmi dört saat içindeki satın
almaları, istasyon ve iskelelere yapılan taşımaları ve ertesi güne kalan kendi ambar
mevcutlarını MSB Levazım Dairesine bildireceklerdir. 389
23 Ocak 1922 tarihinde yayınlanan 2 No’lu emirde; “Satın alma komisyonu
kurulan şehirlerde bulunan aşar ve Tekâlifi Milliye artıkları komisyonlar tarafından
teslim alınacak ve en yakın demiryolu civarındaki askeri ambarlara teslim edilecek,
teslim edilen miktarlar günlük olarak Maliye Bakanlığına bildirilecektir”
denilmektedir.390
Harp Encümeni’nin 13 Şubat 1922 tarihinde yapılan toplantısında alınan
kararlar şöyledir (özet):
1. Keskin ve Kırşehir’de birer satın alma komisyonu kurulacaktır.
2. Yöresel hastanelerde bir kısım birliklerin et, süt, yağ ve yemeklik ihtiyacı
için Yozgat, Kırşehir, Çorum muhasebecileri 5.000’er lira sarf edecek, yöresel sandık
açıkları Samsun gümrük gelirlerinden tamamlanacaktır.
3. Kurulan satın alma komisyonlarının görevlerini kontrol ve çabuklaştırmak,
taşıma imkânlarını araştırıp halkın erzak saklanmasına mani olmak için Büyük Millet
Meclisi üyelerinden müfettişler tayin edilecektir. 391
6 Mart 1922 günü Başkomutan cepheye giderken Harp Encümeninin her
pazar günü toplantıya devam etmesini ve alınacak kararların şifreyle kendisine
389 a.g.e., s.436-439. 390 a.g.e., s.439. 391 a.g.e., s.444.
135
bildirilmesini emretmişti. Bu tarihte MSB tarafından hazırlanan bir raporda yiyecek
mevcut maddelerinin miktarı şöyle idi:392
Ekmeklik Yemlik
Ankara-Yahşihan demiryolunda 663 ton 78 ton
Niğde, Aksaray, Koçhisar’da 4.939 ton 228 ton
Konya demiryolu boyunda 2.300 ton 1.038 ton
Satın alma komisyonlarının her konuda Harp Encümeni’ne başvurmaları
üzerine Başkomutan 11 Mart 1922’de verdiği emirde: Komisyonların başvuracağı
makamın öncelikle MSB olduğu, sadece MSB ve Maliye Bakanlığı arasında
halledilemeyen işlerin Harp Encümenine gönderilmesi gerektiğini bildirmiştir.393
Harp Encümeninin 19 Mart 1922 tarihinde yapılan toplantısının ardından
Başkomutan tarafından verilen emirde şöyle denilmektedir: “22 Ocak 1922’den bu
yana daha önce alınan kararlar gereği kurulan komisyonlara gerekli paralardan pek
azının verilebildiği, bu nedenle komisyonların halka para vermemek için çeşitli
yollara başvurarak ve halkı kandırmak suretiyle erzak aldıkları görülmektedir.
Alınan kararlar gereği halka zarar vermeden peşin para ile satın alma yapılması
bildirilmişti”. Başkomutan ayrıca Harp Encümeni’nin kararlarından uygulanması
mümkün olmayanların tekrar değerlendirilmesini Genelkurmay Başkanı’ndan
istemiştir.394
Batı Cephesinin 18.03.1922 tarihinde en son personel ve hayvan mevcuduna
göre günlük olarak ihtiyaç duyduğu yiyecek maddelerinin cins ve miktarı şöyledir:
Saman: 242 ton, arpa: 242 ton, etlik: 37,5 ton, yemeklik: 37,5 ton, buğday: 170 ton,
un: 112 ton. Erlerin ve hayvanların üzerinde üçer günlük demirbaş ve bölük
depolarında ise birer günlük yiyecek vardır. Bunların komutanlıkça, acil ve zaruri
durumlar dışında emir verilmedikçe yedirilmesi yasaktı.395
İkmal sistemi kurulmuş olmakla beraber gerek para eksikliği gerekse
uygulamada karşılaşılan aksaklıklar nedeniyle iaşe sıkıntısı meydana gelmekteydi.
Örneğin 1–31 Mart 1922 tarihleri arasında Konya’dan Batı Cephesine gönderilen
yiyecek maddelerinin eksik ve fazla miktarları şöyleydi: ekmeklik: 263 ton fazla, 392 a.g.e., s.444. 393 a.g.e., s.445. 394 a.g.e., s.446-447. 395 Türkman, a.g.e., s.144.
136
yemeklik: 9 ton fazla, etlik: 188 ton eksik, yemlik: 1124 ton eksik gönderilmiştir.
Görüldüğü gibi et ve hayvan yemi ihtiyacı eksik gönderilmiş, buna karşılık ekmeklik
fazla gönderilerek eksiklerin ikame edilmesine çalışılmıştır. Batı Cephesi Komutanı
Genelkurmay Başkanlığına yazdığı bir yazıda, Konya’dan düzensiz ve eksik olarak
gelen erzakın yerine parasının gönderilmesini ve bununla mahalli olarak satın alma
yapılmasını istemiştir.396
Artan para sıkıntısı nedeniyle 30 Mart 1922’de 1. Tümen’de parasızlık
yüzünden etlik hayvan alınamamış ve erlere et yedirilememiştir. Tümene yemeklik
olarak da sadece buğday kırması verilebilmişti. Para bulunamadığı için menzil
bölgelerinde yiyecek satın alınamamaktaydı.397
Harp Encümeninin 2 Nisan 1922 tarihindeki toplantısında MSB’nin
hazırladığı bir rapor da özetle şu hususlar belirtilmiştir:
1. Birliklerin para ihtiyaçlarının sağlanamamasından dolayı üzücü olaylarla
karşılaşılmaktadır. Örneğin Elcezire Cephesi Komutanı para verilmediği için celp
dönemi gelenlerin silâhaltına alınamadığını, müteahhitlere olan borçlardan dolayı
erlerin aç kaldığını, parasızlık nedeniyle her an bir olay çıkma olasılığının olduğunu,
bu durumun devam etmesi halinde görevden ayrılacağını bildirmiştir.
2. Kocaeli Grup komutanı; hayvan ve insanların aç olduğunu, bundan dolayı
birliklerin dağılmasından korktuğunu ileri sürmektedir.
3. Muharip birliklerden hariç olarak gerilerde bulunan fazla teşkilatın
lağvedilmesi kararlaştırılmıştır.
4. Maliye Bakanı tüm alınan önlemlere karşın dış yardım olmadıkça iç
kaynaklarla yurt içi sürekli ödemelerin teminine imkân olmadığını, daha fazla dış
yardım bulunabilmesi için Başkomutan tarafından girişimde bulunulmasına dair istek
Genelkurmay Başkanlığı tarafından Başkomutana bildirilmiştir. 398
Harp Encümeninin 9 Nisan 1922 tarihli toplantısında Maliye Bakanı’nın dış
yardım konusundaki isteğine karşı Başkomutan’ın Bakanlar Kurulu’na bildirdiği
cevap ele alındı. Bu cevapta Başkomutan şöyle demekteydi: “İç kaynaklarla temin
edilemeyen sürekli ödemelerin ne olduğu anlaşılamamıştır. Bu sürekli ödemelerin
396 Türkman, a.g.e., s.144-156. 397 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.6, Kit.1, s.281. 398 TİH İdari Faaliyetler, s.448–449.
137
birinci derecede ordunun iaşe ve maaşının olması lazımdır. Temin edilemeyecek
olanlar bunlar mıdır? Eğer masrafların bir kısmı verilemeyecekse her hal de
ordunun iaşesinin güvenlik altında bulunması gerekir. Hâlbuki ordunun iaşesi bu
süreler içinde tehlike içinde olduğu halde, diğer adi masrafların ödenmesine
çalışıldığı görülmektedir. Ödenmesi mümkün olanlarla olmayanların ne gibi şeyler
olduğunun kısa zamanda açıklanmasını ve bildirilmesini rica ederim.
Öte yandan bu durumun Maliye Bakanlığı’nca son anda ortaya çıkması
anlaşılmaz bir durum. Çünkü iki ay önce Harp Encümeni kararları verilirken gelir ve
giderlerin bilinmesi mümkün değildi. Daha on gün önce Sivrihisar’da böyle bir
durumdan bahsolunmamıştı. Her halde memleketin hayat ve savunmasını bilinçli ve
önceden kararlaştırılmış rakamlara dayatmak lazımdı. Bu hususta çok emniyetli
bilgiler verilmesini, birinci derecede ordunun iaşesinin duraksamadan teminini
dilerim.”399
Maliye Bakanı Başkomutanın emirlerine cevaben aşağıdaki bilgileri verdi:
“1. Mart-Eylül 1922 ayları arası bütün gelirlerin en az olduğu bir zamana
tesadüf etmektedir. Bu süre içinde gelirlerimiz en çok 6.000.0000 lira olacaktır.
Buna karşın Batı Cephesinin aylık iaşe masrafı 1.200.000 liradır. Bu ufak hesap mali
durumumuzu arza kâfi gelir zannederim.
2. Sürekli ödemeler: Ordunun iaşesi, önce Batı Cephesi sonra diğer genel
maaşlar, silah, cephane, kamyon, benzin, elbise ve donatım alımıdır.
3. Birinci ve ikinci maddelerde arz edilenler, gelirlerin yalnız Batı
Cephesinin iaşesine yeteceğini gösterir.
4. Meclisin gerekli gördüğü askeri satın almalar için marttan itibaren bir
defada ödenmek üzere MSB için ayrılan 5.000.000 lira da birinci madde de arz
edilen gelirlerden çıkacaktır.
5. Bu durumun düzeltilmesi için Batı Cephesinin kendi imkânlarıyla
alacağı tedbirlerden faydalanılarak, çok gelirli aylara kadar zaman kazanmak
nedeniyle aşağıdaki tedbirler alınmıştır:
a. Maliye bu parayı meclisçe silah ve donatım satın alması için
MSB’ye ait olan koyun ve keçi gelirlerinden de sarf edebilecektir.
399 a.g.e., s.449-450.
138
b. Maliye hiçbir yazışmaya lüzum kalmadan her hafta cumartesi günü
Konya Osmanlı Bankası’ndan cephe emrine 200.000 lira hazırlanmış olacaktır. Her
hafta verilen bu para ile Kocaeli Grubu dahil olduğu halde, bütün cephe birliklerinin
iaşesini cephe komutanlığı temin edecek, komisyonlara para dağıtımını da Batı
Cephesi yapacaktır. Niğde, Aksaray, Koçhisar, Kırşehir, Keskin komisyonları hariç
olmak üzere 1 No’lu emirle kurulan bütün komisyonlar Batı Cephesi ile yazışma
yapacaklardır.”400
17 Nisan 1922’de cepheden Ankara’ya gelen Başkomutan, 19 Nisan 1922’de
Harp Encümeni’ni toplantıya çağırmış olup şu konuşmayı yapmıştır:
“Giderler genel olarak dış kaynaklara dayatılmamalı, Maliye Bakanlığı’nda
tam zamanında alınan tedbirlerle her tarafta hükümete itimat edilmesine
çalışılmalıdır. En büyük tehlike iaşe işidir. Günlük iaşe bile güçlükle bulunmuştur.
Fakat ordu aç bırakılmamıştır, ancak hiçbir yerde stok meydana getirilememiştir.
Ufak bir manevrada, yedek yiyecek maddelerinin yokluğu nedeni ile başarısızlığa
uğrarız. Elde edeceğimiz parayı önce günlük ihtiyaca, arta kalanını da yiyecek
maddelerinin depolanmasına sarf edeceğiz. Silah, cephane ikmalinin sonraya
bırakılması uygun olur. Buna ayrılan paralar geri alınabilir.”401
Mustafa Kemal Paşa 22 Nisan 1922’de aşağıdaki emri yayınlamıştır:
“Bazen bir işin ilgili makamca Harp Encümenine gönderilmiş olmasının
yeterli olduğu düşünülüyor. Encümen işlerin oluşumu yönünden hiçbir makamın
görev ve sorumluluğunu üzerine almış değildir. Ordunun bir kısmı aç ve parasız
kalıyorsa bundan sorumlu Harp Encümeni değil bu görevi üzerine almış olan
bakanlıktır. Geleceği önceden görmek ve buna göre çareler bulmak, alınacak
tedbirler bakanlığın gücü dışında kalmışsa bunu Harp Encümenine ulaştırmakla
beraber alınacak karara kadar yine gerekeni yapması lazımdır. Bundan başka Harp
Encümeninin görevi bu durum karşısında çare bulmak değil ilgili bakanlıklar
tarafından bulunan çarenin doğruluğunu düşünmek ve bunu ne yolda halledeceğini
saptamaktır. Cephede ve cepheden dönüşümde gördüğüm durumlar beni bu durumu
açıklamak zorunda bırakmıştır.” 402
400 a.g.e., s.450-451. 401 a.g.e., s.451-452. 402 a.g.e., s.452.
139
19.04.1922 tarihinde çeşitli yerleşim birimlerinde ihtiyat olarak ayrılmış
yiyecek miktarları şöyledir; ekmeklik: 2.808 ton, yemeklik: 319 ton, etlik: 39,5 ton,
yemlik: 2.483 ton.403
Harp Encümeni 29 Nisan 1922 günkü toplantısında özet olarak aşağıdaki
kararları almıştır:
1. Batı Cephesi ve Elcezire Cephesi iaşesinin devam edebilmesi için Batı
Cephesine ayda 800.000 lira verilmesine, Elcezire Cephesinin ayda, ayniyat hariç
olmak üzere yöresel gümrüklerin cephe emrine bırakılmasının düşünülmesine ve
Maliye Bakanlığı’nın bu cephe ile özel olarak ilgilenmesine karar verilmiştir.
2. Gelecek için her şeyden önce ordunun iaşesinin bulunması lazımdır. Bu
da ayda ortalama 2.500.000 liradır. Bu para verilmezse genel giderler karşılanamaz
ve sipariş yapılamaz.404
Konya Komisyonu cephenin günlük ihtiyacı olarak 65 ton buğday, 110 ton
arpa, 15 ton et ve 15 ton kuru sebze göndermekle görevlendirilmiş olmasına rağmen,
30 Nisan 1922’de Batı Menzil Müfettişliği ancak 42 ton un ve 45 ton yemlik
gönderebilmişti. Birlikler erin günlük yiyeceğini tam olarak verebilmek için eksikleri
parayla, yetmezse ilerde ödenmek üzere satın almaktaydı.405
Harp Encümeni’nin 8 Mayıs 1922 günkü toplantısında gündeme alınan
istekler ve alınan kararlar özetle şöyledir: Batı Cephesi Komutanlığının bugünkü
kuvvesi 181.000 insan, 65.000 hayvandır. Bunların beslenmesi için 284.000 liraya
ihtiyaç olduğunu, buna hastanelerin yiyecek ihtiyaçları da katılırsa 300.000 lira
verilmesi gerektiği ve eğer 200.000 lira ile cephe iaşesi isteniyorsa, bunun mümkün
olamayacağı, yiyecek ikmalinin cepheden alınarak ilgili makamlarca yürütülmesi, 3.
Kolordunun Ankara’dan iaşe edilmesi isteniyorsa; 40.000 liranın kesilerek 260.000
liranın düzenli bir şekilde gönderilmesi, buna ek olarak hayvan donatımı ve donatım
için de 10.000 lira verilmesi isteğinde bulunulmuştu.
Alınan kararda; bütün amele taburlarının askeri kadrolardan çıkarılması
kararlaştırıldı. Ayrıca geri hizmetlerde bulunan kadroların azaltılması için MSB bu
işle görevlendirilen komisyonların işlerini çabuklaştıracaktı. Batı Cephesine 13
403 Türkman, a.g.e., s.143. 404 TİH İdari Faaliyetler, s.452. 405 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.6, Kit.1, s.282.
140
Mayıs 1922’den itibaren haftada 270.000 lira verilecek, bu paranın 220.000 lirası
doğrudan Batı Cephesine, 10.000 lirası Kocaeli Grubuna, 40.000 lirası da
Ankara’dan 3. Kolorduya verilecektir. Ayrıca ordunun yedek erzakının depolanması
için, Maliye Bakanlığı ve MSB ortaklaşa hazırlayacakları yerlerde erzak
toplanmasını temin edecekleridir.
Bu toplantıda alınan diğer bir kararla; ordunun iaşesinin temini için kurulan
satın alma komisyonlarından; Kırşehir, Keskin, Koçhisar, Niğde ve Aksaray
MSB’ye, diğer komisyonlar ise Batı Cephesine bağlanmıştır. Ayrıca Adana’da bir
satın alma komisyonu kurulması da kararlaştırılmıştır.406
Batı Cephesi daha önce yapılan toplantılarda cephenin haftalık para
miktarının 300.000 liraya çıkarılmasını bildirmiş olmasına rağmen, para
bulunamadığı için özellikle geri hizmet kadrolarında indirim yapılması ve 270.000
lira ile idare edilmesi kararı alınmıştı. Fakat ordu ihtiyacının daha da artması
nedeniyle, encümen son defa aldığı kararla cephe emrine haftalık 300.000 lira
verilmesine karar verdi. Ayrıca daha önce cephe emrine verilmiş olan 500.000 lira
yedek para ile Adana’da faaliyete geçen komisyon tarafından yedek erzak alınarak
depolanması kararlaştırıldı.407
Haziran 1922 yılında Batı Cephesi Komutanlığı’nda 195.000 insan ve 71.824
hayvan beslenmekteydi. Yiyecek maddeleri için haftalık olarak ayrılan ödenek %10
oranında eksik olarak gönderilmekte olup, hayvan yiyecekleri bazı yerlerde yarıya
indirilerek veya yeme buğday karıştırılarak verilmektedir. Askerlere günlük olarak
ortalama 3.000 kalorilik yiyecek verilmektedir.408
Orduların iaşe stokları Mayıs ve Haziran aylarında iyice azalmış olup bazı
birliklere beş gün boyunca sadece un çorbası ve peksimet verilebilmiştir. Peksimet
stoklarının da bitmesi üzerine Konya’daki bütün un fabrikaları ordunun emrine tahsis
edilerek bir hafta içinde iaşe ikmali kısmen düzene sokulabilmiştir. Batı Cephesi’nde
bulunan birliklerin 1922 Temmuz ayında iaşe sıkıntısı aşılmış olup, cephedeki bazı
birliklerin erata günlük olarak verdiği yiyecekler şöyledir:
406 TİH İdari Faaliyetler, s.453–454. 407 a.g.e., s.455. 408 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.6, Kit.1, s.293–295.
141
“11 Temmuz 1922 tarihine ait 5.Karma Topçu Taburunun günlük iaşe de er
başına 200 gr et, 200 gr bulgur ve 900 gram ekmek verildi.
10 Temmuz 1922 tarihinde muharebe bölüğünde erbaşına (sabah ve akşam
toplam) 200 gr sığır eti ile 200 gr kuru fasulye, 900 gr ekmek verilmişti.
11 Temmuz 1922 tarihinde 5. Kar. 2. Süvari Tümeni’nde erbaşına verilen
iaşe 200 gr et, 200 bulgur, 15 gr tuz, 900 gr ekmek verildi.
11 Temmuz 1922 tarihinde 14.Süvari Tümen Komutanlığı’nda erbaşına 200
gr et, 250 gr yemeklik, 900 gr ekmek verildi.” 409 Bu dönemde erlere normal kanuni
istihkaklarına yakın miktarda yiyecek verildiği görülmektedir. MSB hasat
mevsiminin yaklaşması ve ordunun iaşesinde yaşanan güçlüklerin çözümü için aşar
gelirinin bir kat daha artırılmasını teklif etmiş olup bu istek encümen tarafından
kabul edilmemiştir.410
İaşe konusunda karşılaşılan para sıkıntısının bir nedeni de, yeterli olduğu
varsayılarak tahsis edilen ödeneğin, yiyecek maddelerinin fiyatının sürekli artması
sonucu, bir süre sonra yetersiz hale gelmesidir. Bu durumu önlemek için Konya ve
Isparta’dan dışarıya erzak ihracı yasaklanmıştır.411
Hem tarım ürünlerinin toplanıp depolandığı hasat mevsimi olması, hem de
sıcak mevsimde askerlerin geceyi açık arazide geçirebilecek olmaları yüzünden,
ilkbaharda planlanan taarruz 1922 yazına ve hasat mevsimine ertelenmiştir. Yiyecek
ihtiyacının hasat mevsiminde toplanıp depolara konmuş olan ve taarruz sonucu ele
geçirilmesi düşünülen yerlerden temin edilmesi planlanmıştır.412
Harp Encümeninin 15 Temmuz 1922 tarihli toplantısında iaşe durumu
hakkında özet olarak şu konular görüşülmüştür: MSB Batı Cephesi’nin üç kolordusu
için Ankara civarında yapılacak yedek erzak stoku için 240.000 lira istekte
bulunmuştu. Bunun için 80.000 liranın verilmesi encümence karara bağlandı.
Bakanlıkça 3. Kolordunun günlük yiyecek ihtiyacının 67 ton olduğu, Ankara’daki
birlikler için para verilmediği, Koçhisar komisyonu için de 20.000 lira verilmesi
isteğinde bulunuldu. Encümenin verdiği kararda her iki birlik için aksatılmadan
409 Türkman, a.g.e., s.153-154. 410 TİH İdari Faaliyetler, s.456. 411 Türkman, a.g.e., s.158. 412 Müderrisoğlu, a.g.e., s.610.
142
haftalık paranın verilmesi, eğer Koçhisar’a para verilmesi gerekirse merkeze verilen
paranın MSB tarafından planlanması bildirildi.413
MSB Polatlı-Sarayönü menzil hattındaki birliklerin cephe ve merkez
tarafından iaşe edilmediği, bunun için Konya’dan 13.750 lira verilmesinin uygun
görüldüğünü bildirdi. Buna karşın encümen; bu birliklerin iaşesinin MSB ve Batı
Cephesi arasında halledilmesi gereken bir sorun olduğunu bildirdi.414
Harp Encümeni 22 Ocak–15 Temmuz 1922 tarihleri arasındaki yaklaşık yedi
ay süreyle düzenli toplantılar yapmış olup, esas olarak ordunun yiyecek
maddelerinin sağlanması ile uğraşmış, gereken durumlarda diğer ikmal
maddelerinin tedariki ile de ilgilenmiştir.415
Satın alma komisyonlarının aldığı yiyecek maddeleri ile Maliye Bakanlığınca
cephelere verilen paralardan hariç olarak, Ekim 1921’den 30 Temmuz 1922
arasındaki 10 aylık sürede MSB tarafından cephelere yemeklik: 1.771.646 kilo, etlik:
5.569 adet sığır, koyun ve keçi, yemlik: 3.260.516 kilo yiyecek maddesinin ikmali
yapılmıştır.416
Batı cephesinin 1 Ağustos 1922 gününe ait iaşe mevcudu 227.807 insan,
79.894 hayvandır. Kolordu ve tümenlerle menzil ambarları dahil erzak olarak
depolarda ekmeklik:1.440 ton, yemeklik:175 ton, etlik:300 ton, yemlik:251 tondur.
Bunların dışında demirbaş erzak stoku da şöyledir: ekmeklik: 214,4 ton (8,7 ton
eksik), yemeklik: 57,3 ton (9,4 ton eksik), peksimet: 56,5 ton, zeytin: 2,5 ton, etlik:
46,9 ton (6,5 ton eksik), tuz: 14,3 ton, yem: 261,1 ton (159,4 ton eksik).417
Bu dönemde hayvan yemleri tam olarak verilememekte olup çayıra çıkan
hayvanlardan arta kalan yem faal görevdeki hayvanlara veriliyordu. Hayvanlara arpa
tedarikinde yaşanan güçlüklerden dolayı Bakanlar Kurulu’nca 13 Ağustos 1922’de
arpa satın alımı ve depolanmasıyla ilgili özel bir karar alınmıştı. Bakanlar
Kurulu’nca alınan karar gereği satın alma komisyonları her cins yiyecek satın alma
işini hızlandırmış olup, Maliye Bakanlığı’nca Batı Cephesi komutanlığı emrine
haftada 1.300.000 lira gönderilmekteydi. Ayrıca Adana ve Konya bölgelerinden de
413 TİH İdari Faaliyetler, s.456–457. 414 a.g.e., s.456-457. 415 a.g.e., s.433–458. 416 a.g.e., s.459. 417 a.g.e., s.459.
143
demiryolu ile günde ortalama 85 ton ekmeklik, 27,5 ton yemeklik, 93 ton yemlik
gönderilmekteydi. 418
Ağustos ayının ilk yarısı sebze tedariki zorlaştığından ihtiyaçların Adana’dan
sağlanmasına çalışılmıştır Bu güne kadar karşılaşılan sıkıntılar ve taşıma
olanaklarındaki yetersizliklere rağmen ordu hiçbir muharebe döneminde aç
kalmamıştır. 25 Ağustos 1922’de 1.Ordu’da 5012 ve 2. Ordu’da 1777 ton yiyecek
olması gerekirken, 1. Ordu’da 1655, 2. Ordu’da 655 ton yiyecek depo edilebilmiştir.
1 nci Ordu birliklerinde 25 Ağustos 1922 akşamına kadar erler ve hayvanlar
üzerinde, ağırlıklarda ve kollarda taşınması gereken altı günlük erzak tamamlanmıştır
(erler üzerinde üç günlük peksimet ve kumanya, ağırlıklarda iki günlük ve kollarda
bir günlük erzak). 2 nci Ordu birliklerinde erler üzerinde iki günlük, birlik
ağırlıklarında bir günlük ve tümen kollarında bir günlük demirbaş erzak
tamamlanmış durumdadır.419
Orduların iaşesi için istihkak nizamnamesine göre er başına günlük 23,90
krş., hayvan başına günlük 26.75 kuruş hesabıyla 1922 yılı için 21.789.861 lira
gerekli iken, ancak 8.150.000 lira tahsis edilebilmiştir. Ortaya çıkan yaklaşık
13.000.000 liralık açık orduya tahsis edilen aşar vergilerinden ve hayvanların otluk
alanlardan beslenmesi suretiyle telafi edilmeye çalışılmıştır.420
Ordu birliklerinden ormanlık ve çalılık alanlarda bulunanlar yakacak
ihtiyaçlarını bulundukları bölgeden, diğerleri ise tezek yakmak suretiyle
sağlıyorlardı. Ayrıca Toros ormanları da yakacak açısından yararlanılan diğer bir
kaynaktı. Demiryollarında da yakacak olarak odun kullanılmaktaydı.421
Batı Cephesi yiyecek maddelerinde olduğu gibi giyecek bakımından da
yoksundu. 1. Ordu Komutanı Ali İhsan Paşa Batı Cephesine verdiği 19 Ekim 1921
tarihli raporunda özetle şöyle demekteydi: “8. Tümenin bütün birliklerini teftiş ettim.
Askeri elbiseli % 5 ere tesadüf edebildim. Köylü kıyafetliler vücutlarını koruyacak
bir halde olsalar yine şükredeceğim. Fakat yarısından fazlasının giyecekleri yırtık,
mevsimin şiddetiyle karşı karşıya bırakılmıştır. Kaput % 5 oranında olduğu gibi,
don, gömlek, pamuklu çorap gibilerinin bol olması lazım gelirken, bunlar dahi yarı 418 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.6, Kit.2, s.288–295. 419 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.6, Kit.2, s.289-296; TİH İdari Faaliyetler, s.459–505. 420 Türkman, a.g.e., s.154. 421 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.6, Kit.1, s.266–267.
144
yarıya yoktur. Onda dokuz oranında matara, arka çantası, ekmek torbası, beylik,
karavana, ekmek sacı yoktur. Hayvanlarda mutabiye ve semer ihtiyacı çoktur.” 422
Genelkurmay Başkanı MSB’ye 23 Ekim 1921 tarihinde yazdığı bir emirde
şöyle demektedir: “İsmet Paşa ile Beylikköprü’de buluşarak cephenin gelecekteki
durumu ile bir görüşme yaptım. Ordunun çıplaklığının endişe verecek bir halde
olduğu anlaşıldı. Orduya yakında verilecek görevi yapabilmesi için aşağıdaki
noksanların hemen giderilmesi elzemdir.
Birlikler pek ziyade çıplak ve yalın ayaktır. Bu kış için mutlaka 150.000
elbiseye ihtiyaç vardır. Bir haftaya kadar da 50.000 takım elbise ile diğer erler için
de hiç olmazsa bir kaput, bir çift çorap ve bir çift çarık verilmesi lazımdır. Çarık
kullanım müddetinin de bir ay olarak kabul edilmesi zorunludur. Beylik için köylü
çuvallarından tedarik zorunluluğu vardır. Ayrıca her köyün elbiselik veyahut çadırlık
kumaştan üç buçuk metre vermesi hakkında Tekâlifi Milliye emri çıkarılması, ayrıca
bundan sonra her köy ve ilçenin orduya vereceği eratı giydirdikten sonra göndermesi
Tekâlifi Milliye ile zorunlu tutulmalıdır. Adana ve Maraş’ta çadır bezi çoktur. Bu
hususta ayrıca tedbir alınmalıdır.” 423
Genelkurmay Başkanlığının bu emrini MSB 25 Ekim 1921 tarihinde şöyle
cevaplandırmıştır: “İtalya’dan alınan 30.000 takım elbise (kundura ve kaput dahil)
Antalya’ya çıkmaya başlamıştır. Bunlar batı Cephesine gönderilecektir. Ayrıca
Ankara’dan 5.000 kaput hemen yola çıkarılacaktır. Yine Antalya’ya çıkmış olan
18.000 takım elbise de cepheye verilecektir. Bu kafile ile beraber 80.000 adet portatif
çadır gelecektir. Bu güne kadar gelmiş olan 6.000 çadır da cepheye verilmiştir.
Kilim ve beylik yerine kullanılacak çuvalların köylerden toplanması uygun
görülmemiştir. İstanbul’dan getirtilen ve Ankara’da yapılan 3.168 adet beylik
cepheye gönderilmiştir. Bunlardan ayrı olarak Ekim 1921 başından Kasım 1921
ortasına kadar Batı Cephesine 17.135 ceket, 16.606 pantolon, 5.797 kaput da
müteahhitlerden alınarak gönderilecektir.” 424
422 TİH İdari Faaliyetler, s.459–460. 423 a.g.e., s.460. 424 a.g.e., s.460-461.
145
Daha önce verilen Tekâlifi Milliye emirleri gereğince 31 Ekim 1921’de çeşitli
askerlik şubelerinde mevcut giyim eşyalarının miktarı şöyleydi:425
Cinsi Miktar
Elbiselik kumaş 15.460 metre
Elbise 4.923 takım
Çamaşırlık 133.413 metre
Çamaşır 527.470 adet
Kundura gereçleri 40.059 kg.
Kundura 4.739 çift
Yemeni 12.002 çift
Çarık 1.998.617 çift
Çorap 2.688.506 çift
Mintan 53.858 adet
Ekim 1921 sonunda Tekâlifi Milliye işleri sona ermiş, MSB askerlik şubeleri
bölgesi ve menzil ambarlarında kalan bu eşyalardan faydalanmak için şöyle bir emir
vermiştir: “Eşya ve teçhizattan, yapılmış çamaşır, çarık ve çoraplardan 1.000’er
adedini menzil ve menzil bölge müfettişlikleri, askerlik şube başkanları kendi kadro
eratına dağıtacak, bölgelerinde depo birliklerine de mevcutları oranında dağıtım
yapacaklar; kalanları Kırşehir ve Çorum yapılmış eşya ve donatım ambarına, Yozgat
ve Samsun menzilleri Yahşihan teçhizat ambarına gönderecekler; yapılmamış
mallardan elbise ve kaput olabilecek kumaşlarla yöresel yapımevlerinde veya halk
yardımıyla askere kaput veya hırka, kösele ile vaketa gibi gereçler ile kundura ve
aynı derilerden gocuk veya kundura malzemesi yaptırılarak Ulukışla ve Yahşihan
teçhizat ambarına gönderecekler; bulundukları yerlerde bu yapımlar olmazsa yapımı
temin için Sivas menzili ile askeri yapımevlerine, sair menziller Ankara Levazım
Yapımevine sevk edeceklerdir.”
Diğer taraftan ambarlarda bulunan yapağı, yün ve tiftiklerden halka ücret
karşılığı verilerek iplik yapılmalı ve bu ipliklerle de kumaş işlenmelidir. Bunda
imkânsızlık görülürse maliyeye verilmek üzere miktarları bildirilmelidir.
425 a.g.e., s.461.
146
Bütün bu işlemler bir ay içinde tamamlanması için bölgede bulunan Tekâlifi
Milliye komisyonlarıyla anlaşarak sona erdirilmelidir. Bu emrin yapılma derecesi,
Levazım Dairesine verilen iaşe ve donatım raporlarına özel bir madde konarak
durum hakkında bilgi verilmelidir.”426
Kasım 1921’de Ankara’da bir nal ve mıh yapımevi açılarak cephedeki birlik
hayvanlarının ihtiyaçları karşılanmaya çalışılmıştı.427
1921 yılı Aralık ayı itibariyle İtalya’dan alınan 30.000 takım elbisenin
haricinde yurt içinden de 40.000 takım elbise satın alınmıştı. 243.000 elbise için
kontrat yapılmış olmasına rağmen bunun sadece 45.100 takımı alınabilmişti. Batı
Cephesi birlikleri bu dönemde ihtiyaç duyduğu donatımın ancak yarısına sahipti.
Fransızlardan 100.000 takım elbise istenmiş ancak bunlar gelmemişti.428
Aralık 1921’de Felah Grubu aracılığı ile 50.000 çift çorap, 10.000 çift yün
eldiven, 10.000 metre şayak kumaş alınması bakanlık tarafından emredilmiş olup
bunun için 30.000 lira gönderilmişti. Felah Grubu aynı ay içinde 15.000 metre kumaş
göndermiş, 3.800 metre daha göndermek üzere hazırlıklara başlamıştı.429
MSB’nin çeşitli kaynaklardan bulduğu giyim ve donatımdan, Aralık 1921’de
birliklere ve özellikle Batı Cephesine gönderilen eşyalar şöyleydi:430
Cinsi Miktar
Kaput 13.400 adet
Subay elbisesi 180 adet
Ceket 1.965 adet
Pantolon 1.200 adet
Çamaşır 22.399 adet
Gocuk 187 adet
Avcı yeleği 1.500 adet
Pamuklu mintan 19.178 adet
Fanila don 70 adet
Fanila gömlek 370 adet
426 a.g.e., s.461-462. 427 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.6, Kit.1, s.258. 428 a.g.e., s.260. 429 TİH İdari Faaliyetler, s.462. 430 a.g.e., s.462-463.
147
Kabalak 5.000 adet
Kuşak 6.690 adet
Eldiven 1.650 adet
Ayak bezi 3.000 adet
Çorap 28.364 çift
Fotin 16.077 çift
Çarık 27.126 çift
Yemeni 15.820 çift
Kar başlığı 7.611 adet
Beylik 6.130 adet
Arka çantası 500 adet
Ekmek torbası 8.000 adet
Palaska kayışı 3.500 adet
Karavana 705 adet
Ekmek sacı 95 adet
Mahruti çadır 8.008 adet
Soba 30 adet
Tüfek kayışı 1.200 adet
Araba örtüsü 377 adet
Nal 5.303 giyim
Mıh 252.182 adet
Urgan 5.413 adet
Yular 4.450 adet
Kaşağı 1.664 adet
Gebre 600 adet
Belleme 95 adet
Çul 2.300 adet
Yem torbası 4920 adet
Semer 7 adet
Ocak 1922’de MSB Levazım Dairesi halkın elinde giyecek ve eşyadan işe
yarayanları satın almakta, çamaşır ve eşyayı dikilmek üzere dikim yerlerine, diğer
ihtiyaçları da çeşitli yapım yerleri ve halka yaptırmak üzere evlere dağıtmaktaydı.
148
Levazımatı Umumiye Dairesince Ocak 1922’de Batı Cephesi’ne gönderilen başlıca
giyeceklerin cin ve miktarı şöyleydi:431
Cinsi Miktar
Kaput 42.007 adet
Elbise 13.055 takım
Çamaşır 2.500 takım
Fotin 2960 çift
Yemeni 21.700 çift
Çarık 97.253 çift
Battaniye 7353 adet
Matra 750 adet
Portatif çadır 2.093
1922 yılı başlarına kadar ordunun giyecek ihtiyacı kısmen giderilebilmiştir.
Askerin palto ihtiyacı tam olarak karşılanamamıştır fakat bunun yerine uzun
pamuklu hırkalar verilmiştir. Kışı geçirmek için yeter miktarda çadır sağlanamamış,
zeminlik adı verilen toprak altı kışlaları hazırlanmış, erat kışı burada geçirmek
zorunda kalmıştır. Salgın hastalıklara karşı her hafta elbise ve çamaşırlar etüvden432
geçirilmektedir.433
Şubat 1922’de MSB Levazımatı Umumiye Dairesi tarafından Batı Cephesi’ne
gönderilen başlıca giyecek malzemeleri şöyledir:434
Cinsi Miktar
Elbise 227 takım
Pantolon 18.976 adet
Çamaşır 15.415 adet
Çorap 22.990 çift
Battaniye 353 adet
Marta 5.039
Mahruti çadır 1.927 adet
431 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.6, Kit.1, s.267; Müderrisoğlu, a.g.e., s.475. 432 Eşyaları yüksek ısıyla sterilize ve dezenfekte etmekte kullanılan kapalı araç, http://www.tdk.org.tr. 433 Müderrisoğlu, a.g.e., s.610. 434 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.6, Kit.1, s.273.
149
1922 Mart ayında Eğridir ve Höyük’te birer donatım deposu, Dinar ve
Eğridir’de birer donatım yapım yeri ile Denizli’de bir tabakhane faaliyete geçirilmiş
olup ay içerisinde cepheye gönderilen başlıca giyecek malzemeleri şunlardır:435
Cinsi Miktar
Elbise 63.853 takım
Ceket 1.303 adet
Kaput 6.649 adet
Çarık 2.640 çift
Matra 15.887
Nisan 1922 içinde Batı Cephesi birliklerine dağıtımı yapılan başlıca giyecek
ve donatım malzemeleri şöyledir:436
Cinsi Miktar
Elbise 13.436 takım
Pantolon 10.302 adet
Kaput 10.587 adet
Fotin 12.142 çift
Çarık 1736 çift
Yemeni 12.426 çift
Çamaşır 5.000 takım
Marta 1.061 adet
Mahruti çadır 161 adet
Mayıs 1922’de Levazımatı Umumiye Dairesince Batı Cephesi ve diğer
birliklere gönderilen başlıca giyim ve donatım malzemeleri:437
Cinsi Miktar
Elbise 6.125 takım
Ceket 727 adet
Kaput 2.168 adet
Fotin 3.244 çift
Yemeni 17.204 çift
435 a.g.e., s.279. 436 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.6, Kit.1, s.283. 437 a.g.e., s.288.
150
Çarık 65.400 çift
Çamaşır 8.000 takım
Mahruti çadır 405 adet
Portatif çadır 576 adet
Adana ve Cephe Komutanlığı dikim ve yapım evlerinden, Batı Cephesine
1922 yılı Haziran ayında gönderilen başlıca giyim ve donatım malzemeleri
şunlardır:438
Cinsi Miktar
Elbise 4.680 takım
Çamaşır 9.000 takım
Ayakkabı 100 çift
Çarık 6.000 çift
Batı Cephesinin Mayıs 1922’de en çok ihtiyacı olan eşyalar çamaşır, portatif
çadır ve ayakkabı idi. Çadırsızlık yüzünden birliklerin köylerden çıkarılması,
ordunun seyyar hale getirilmesi mümkün olmuyordu. Bütün çabalara karşın Batı
Cephesi Büyük Taarruza giyecek ihtiyaçlarını tamamlayamadan girmiştir. 1922
Mayıs-Temmuz arası cephe ihtiyaçları ile buna karşın dağıtılan eşyalar şunlardı:
Cinsi İhtiyaç Dağıtılan
Kaput 95.114 1.900
Ceket 85.596 18.066
Pantolon 89.476 37.166
Don 358.826 78.900
Gömlek 357.384 78.500
Portatif çadır 144.783 6.636
25 Ağustos 1922 itibariyle cephedeki birliklerin 93.214 kaput ve 110.328
giyecek eksiği vardır. Yani yaklaşık 200.000 bini bulan cephe personelinin yarısının
elbise ihtiyacı karşılanabilmiştir.439
Taarruz başlangıcında ordu birlikleri beraberlerinde az miktarda yedek çarık
almışlarsa da takip harekâtının ilk günlerinde bunlar sarf edilmiş ve harekâtın
devamınca erlerin %50’den fazlası yalınayak kalmıştır. Yollarda ölen ve etlik olarak
438 a.g.e., s.295. 439 a.g.e., s.296.
151
kesilen hayvanların derisinden faydalanılmaya çalışılmışsa da bu yok denecek kadar
azdır.440
MSB tarafından cephelerin ihtiyacı ikmal edilmeye çalışılmasına rağmen
ihtiyaçlar tam olarak karşılanamıyordu. Bunun sebepleri: İtalya’dan alınan giyim
eşyalarının dayanıksızlığı ile muharebe şartları içinde eşyaların çok yıpranmasıydı.
1922 yılı 26 Ağustostan Eylül sonuna kadar Yunan ordusundan ganimet olarak
alınan giyecek eşyalarından faydalanılarak ihtiyaçların büyük kısmı karşılanmıştır.441
Genel olarak bakıldığında Büyük Taarruza hazırlık sırasında Türk Ordusu
zengin kaynaklar sahip Batı Anadolu’dan yararlanamamıştır. Sakarya Savaşı
sonrasında Çukurova bölgesi kaynaklarının devreye girmesiyle kısmi bir rahatlama
olduğu söylenebilir. Bu dönemde yiyecek maddeleri kısmen MSB tarafından kısmen
de birliklere gönderilen paralarla mahalli olarak tedarik edilmiştir. Ayrıca aşar
vergisi sisteminden de yiyecek maddelerinin tedarikinde faydalanılmıştır. Yiyecek
maddelerinin yetersiz olması nedeniyle kimi zaman istihkaklarda azaltmaya gidilmiş,
yiyecek ve yem maddelerinin bölge dışına çıkarılması yasaklanmış, geri hizmetlerde
görevli askeri kadrolarda indirim yapılmıştır. Yurt içinde yeterli yiyecek maddesi
bulunmasına rağmen karşılaşılan en önemli problemler para ve nakliyedir. Ayrıca
yiyecek ve yem fiyatlarının sürekli artması da karşılaşılan bir diğer problemdir.
Giyecek maddeleri temininde büyük sıkıntı yaşandığından hiç olmazsa erlerin yeterli
beslenerek hastalıklardan korunması amaçlanmıştır. Yiyecek işlerinde yaşanan
problemleri çözmek amacıyla Harp Encümeni adıyla en üst kademedeki yöneticilerin
katılımı ile bir kurul oluşturulmuş ayrıca birçok vilayette mülki ve askeri erkândan
oluşan satın alma komisyonları kurulmuştur. Günlük ihtiyaçlar genellikle
karşılanmakta olup, alınan bütün tedbirlere rağmen yeterli miktarda yedek yiyecek
stoku yapılamamıştır. İlkbaharda yapılması planlanan Büyük Taarruz yiyecek
ihtiyacının daha kolay ikmal edilebilmesi amacıyla 1922 yılı hasat mevsimi olan
Ağustos ayına ertelenmiştir. Büyük Taarruz sırasında ordu çok hızlı hareket
ettiğinden lojistik unsurlar fazla bir yararlılık gösterememiş, daha önce planlandığı
gibi ihtiyaçların bir kısmı Yunanlılardan ele geçirilen bir kısmı da mahalli olarak
satın alma yolu ile karşılanmıştır.
440 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.6, Kit.3, s.283. 441 TİH İdari Faaliyetler, s.463–464; Atakan, a.g.m., s.114.
152
Giyecek problemi bu dönemde de devam etmiş olup fotin ve ayakkabı yeter
miktarda temin edilemediğinden, kullanım süresi kısıtlı ve dayanıksız olan çarık ve
yemeni ile ihtiyaçlar geçici olarak karşılanmaya çalışılmıştır. Bu dönemde yurt içi
imkânları yetersiz olduğundan yurt dışından giyecek malzemeleri alınması yönünde
girişimlerde bulunulduğu kısmen de alındığı görülmektedir. Elde mevcut dikim ve
yapım evleri yetersiz olduğundan bunlara dönem dönem yenileri açılmakta olup
ayrıca bazı malzemeler halka yaptırılmak üzere evlere dağıtılmıştır. Anadolu’da
gerçek anlamda bir tekstil sanayi olmaması, orduya ait dikim ve yapım evlerinin
işgal altındaki İstanbul’da kalmış olması ve olanlarında yetersiz olması, ilkel
imkânlarla üretilen giyim kuşam malzemelerinin dayanıksız olması ve muharebe
şartları altında eşyaların daha çok yıpranması nedeniyle giyecek ikmalinde sıkıntı
çekilmiştir.
3. Sevkıyat ve Nakliyat Genel Müdürlüğü ile Batı Cephesindeki
Menzil Teşkillerinin Faaliyetleri
1921 yılında geniş bir teşkilata sahip olan menzil teşkilatı 1922 yılında günün
şartlarına göre bir takım değişikliklere uğramış, bir bölüm menzil teşkilleri
lağvedilmiş yerine başkaları kurulmuştur. Bu dönemde yurt içi menzil teşkilatının
son durumu şöyledir: Sevkıyat ve Nakliyat Genel Müdürlüğüne bağlı olarak Çorum,
Bolu, Kastamonu, Adana Menzil Bölge Müfettişlikleri ile yine doğruca müdürlüğe
bağlı olarak Sarayönü, Sivas, Kayseri, Yozgat, Kırşehir Hat komutanlıkları,
Yahşihan, Ankara, Sarıköy, Çankırı, Kalecik, Beypazarı, Ayaş, Kızılcahamam ve
Bala Nokta Komutanlıkları vardır. Sevkıyat ve Nakliyat Genel Müdürlüğüne bağlı bu
menzil teşkillerinde toplam 1.251 subay, 11.604 er görevlidir.442
Batı Cephesi Komutanlığı’na bağlı olmak üzere çeşitli tarihlerde menzil
teşkilleri ve hatları kurularak faaliyete geçirilmiştir. Zamanla bunların bir kısmı Batı
Cephesi bünyesinde yeniden teşkil edilmiş bulunan 1 nci ve 2 nci Ordu
Komutanlıkları emrine verilmiştir.443
442 TİH İdari Faaliyetler, s.385-387; Atakan, a.g.m., s.113. 443 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.6, Kit.1, s.235–236.
153
18 Kasım 1921 itibariyle Batı Menzil Müfettişliğinin merkezi Konya’da olup
MSB’ye bağlı olmasına rağmen aynı zamanda Batı Cephesi Komutanlığından da
emir almaktaydı. Batı Menzil Müfettişliğine bağlı olan teşkiller şunlardı: Muğla
Menzil Bölge Müfettişliği, Silifke Menzil Bölge Müfettişliği, Sarayönü Menzil Hat
Müfettişliği, Menzil Ser Tabipliği (Başhekimlik), Menzil Ser Baytarlığı
(Başveterinerlik), Menzil Levazım Reisliği, Konya, Beyşehir, Karaman, Koçhisar,
Ereğli, Aksaray, Niğde, Antalya, Nokta Komutanlıkları ile Konya’daki diğer bağlı
teşkiller. Batı Cephesi Komutanlığı’na doğrudan bağlı menzil teşkilleri ise: Dinar ve
Akşehir Menzil Bölge Müfettişliği, Aziziye (Emirdağ) Hat Komutanlığı, Çay Nokta
Komutanlığı, Dinar Katar Komutanlığı, Eğridir Menzil Hat Komutanlığıdır (EK–6 ve
EK–7).444
Nisan 1922 yılında Batı Cephesi’nin menzil konuş durumu 16 Nisan 1921’de
önceleri Akşehir’de iken Çay’a alınmış olan menzil bölge müfettişliği bütün
araçlarıyla 2 nci ordu emrine verilerek Bolvadin Menzil Bölge Müfettişliği kuruldu.
1nci Ordu’nun Menzil Bölge Müfettişliği Haziran 1922 itibariyle Dinar’da olup
ileride Genelli’ye alınacaktır.445
Batı Cephesi’nde ikmal maddeleri genel olarak cephe gerisindeki menzil
nokta ambarlarına getiriliyor, tümenler de ihtiyaçlarını kendi araçlarıyla buralardan
alıyordu. Alayların büyük ağırlıklarındaki erzak kolları kendi ihtiyaçlarını tümen
dağıtma yerlerinden almak suretiyle ikmallerini yapıyorlardı.446
Ağustos 1922’de MSB’ye bağlı olarak Sevkıyat ve Genel Müdürlüğü,
Konya’da bulunan Batı Menzil Müfettişliği ile 1 nci ve 2 nci Orduların emrinde
bulunan menzil bölge müfettişlikleri kendi bölgelerinde faaliyetlerine devam
ediyorlardı.447
Ağustos 1922’den itibaren Batı Menzil Müfettişliği tarafından Batı Cephesi
birlikleri için Çay’a gönderilen erzak, depolarda biriktirilmeye başlanmış olup,
günlük yiyecek birlikler tarafından bulundukları bölgeden satın alınmakta idi.
Askerlerde üç günlük demirbaş, büyük ağırlıklarda bir günlük, kollarda da iki günlük
yiyecek bulundurulması ve erzakın hiçbir surette sarf edilmemesi emredilmiştir. 444 a.g.e., s.237–239. 445 a.g.e., s.241. 446 a.g.e., s.247. 447 a.g.e., s.287.
154
Günlük satın almalar yetmediğinden zorunlu durumlarda menzilden gönderilen
erzakların bir kısmı tüketilmekteydi. 448
Temmuz 1922 sonuna kadar direkt olarak tümenlere gönderilen ikmal
maddeleri daha sonra menzil noktalarından kolordu depolarına gönderilmeye
başlanmış, tümenlere buralardan dağıtılmaya başlanmıştır. Ağustos başından itibaren
eldeki ulaştırma araçları yetersiz olduğundan, ordunun hareket edeceği planlanan
ileri noktalarda yiyecek depoları kurularak erzak depolanmaya başlanmış var olan
depolarda daha ileri noktalara taşınmıştır. 449
Yapılacak olan taarruz Yunanlıların yüksek ateş gücü yüzünden baskın
şeklinde planlanmaktadır. Taarruzun ardından takip harekâtı yapılacaktır. Fakat bu
takip harekâtı sırasında ikmal maddelerini cepheye hızlı bir şekilde ulaştıracak yeterli
kamyon benzeri araçlar yoktur. Eldeki kamyonların da engebeli arazide gidebilmesi
mümkün değildir. At ve kağnı gibi arabalarla en fazla 100 kilometrelik bir alanda
ikmal mümkündür.450
Ordu birlikleri muharebenin ilk günleri olan 26–28 Ağustos günlerinde
kısmen çeşitli noktalarda açılan erzak dağıtma noktaları ve yiyecek depolarından
ikmallerini yapmışlardır. 28 Ağustostan sonra menzil ambarları ve kolları iyice
geride kaldığından birlikler yiyecek ihtiyaçlarını kısmen beraberlerinde götürdükleri
demirbaş erzakla, kısmen aşar veya köylerden satın alma ile kısmen de
Yunanlılardan ele geçirilen erzakla karşılamıştır. Yunanlılar geri çekildikleri
doğrultularda bütün köy, kasaba ve harmanları yakmışlar, fakat birçok istasyonda
biriktirdikleri erzakı yakamadan bırakmışlardı. Ekmek tedariki güç olduğundan
birliklere genelde un ve peksimet verildi. Unlar birliklerce ekmek saclarında yufka
yapılarak ihtiyaçlar giderilmeye çalışıldı. Her birliğin etlik hayvanları sürüler halinde
arkalarından takip ettirildiğinden et sıkıntısı çekilmemişti. Hayvanlara ise yem
tedarikinde sıkıntı çekilmiş kuru ot ve saman çok az olarak bulunabilmiştir. Hem
havanın çok sıcak olması hem de Yunanlılar geri çekilme istikametlerinde
448 a.g.e., s.288–289. 449 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.6, Kit.2, s.290-292; Türkman, a.g.e., s.152-154. 450 Müderrisoğlu, a.g.e., s.610.
155
öldürdükleri insan cesetlerini su kuyularına doldurduğundan takip harekâtının belirli
dönemlerinde su sıkıntısı çekilmiştir.451
Batı Cephesi Ordularının menzil teşkillerinde 1 Eylül 1922 tarihine kadar bir
değişiklik olmamış bu tarihten itibaren de bozulan Yunan Ordusuna karşı takip
harekâtı başlamıştır. Harekâtın hızlı gelişmesi üzerine özellikle yiyecek ikmal
maddelerinin birliklere yetiştirilemediğini gören Genelkurmay Başkanın verdiği
emirle Batı Cephesi’nin menzil bölgesi Eskişehir-Kütahya-Afyon demiryolunun
batısına alınmış, ordular İzmir önlerine yaklaştıkça erzak ambarları da ileriye
taşınmıştır ve ihtiyaç duyulan ileri noktalarda yeni erzak ambarları açılmıştır. Ancak
takip harekâtı sırasında ordu birlikleri çok hızlı hareket ettiklerinden menzil teşkilleri
ve lojistik unsurlar buna ayak uyduramamıştır.452
Bu dönemde (11 Ekim 1921–31 Temmuz 1922) Genel Müdürlük tarafından levazım
ikmal maddeleri ile ilgili olarak yapılan faaliyetler şöyledir:
• Kayseri-Kırşehir-Yahşihan üzerinden Ankara ve çevresine nakledilen
yiyecek ve yemin ağırlığı 1.367 ton, donatım ve gereçlerinin ağırlığı 49,5 ton,
• İnebolu-Kastamonu-Çankırı-Kalecik üzerinden Ankara ve çevresine
nakledilen yiyecek ve yemin toplam ağırlığı 352,5 ton, donatım ve gereçlerinin toplam
ağırlığı 758,5 ton,
• Samsun-Çorum-Sungurlu-Yahşihan üzerinden Ankara ve çevresine
nakledilen yiyecek ve yemin toplam ağırlığı 287 ton, donatım ve gereçlerinin toplam ağırlığı
151,5 ton,
• İzmit üzerinden Ankara ve çevresine nakledilen yiyecek ve yemin toplam
ağırlığı 1.367 ton, donatım ve gereçlerinin toplam ağırlığı 49,5 ton.
Büyük Taarruz hazırlığının başladığı dönemde Yahşihan ve Ankara’ya
getirilen yukarıdaki levazım ikmal maddelerinin büyük kısmı Yahşihan-Ankara
dekovil ve Ankara-Polatlı normal hat demiryolu ile Polatlı’ya nakledilmişti. Batı
Cephesinin lojistik desteği genel olarak Polatlı’ya nakledilen bu ikmal maddeleri ile
sağlanmıştır.453
451 TC Genelkurmay Başkanlığı, Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı:59, Ankara, Aralık 1967, Vesika No:1374; TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.6, Kit.3, s.275-282; Türkman, a.g.e., s.154; 452 TİH Batı Cephesi, C.II, Ks.6, Kit.3, s.275; TİH İdari Faaliyetler, s.459–505. 453 TİH İdari Faaliyetler, s.415–420.
156
Genel olarak değerlendirilecek olursa bu dönemde menzil teşkilatının
MSB’ye bağlı Sevkıyat ve Nakliyat Genel Müdürlüğü, Batı Menzil Müfettişliği ve
doğrudan cephe emrinde ve bölgesindeki menzil teşkillerinden oluşan kapsamlı bir
yapıya sahip olduğu görülmektedir. Bu teşkillerde çeşitli tarihlerde günün
ihtiyaçlarına göre birçok değişiklik yapılmış, duruma göre yenileri kurulmuş veya bir
kısmı lağvedilmiştir. Büyük Taarruz yaklaştığı dönemlerde ordunun ilerleme
istikametlerine erzak depoları açılmaya başlanmış, taarruzla beraber bunlar daha ileri
noktalara alınmıştır. Alınan tedbirlere rağmen ordu birliklerinin çok hızlı hareket
etmesi nedeniyle lojistik unsurlar birliklerin hareketine ayak uyduramamış, ihtiyaçlar
birliklerin beraberindeki demirbaş erzak, mahalli satın almalar ve Yunanlılarda ele
geçirilen yiyeceklerle karşılanmaya çalışılmıştır.
4. Gizli Örgütler Tarafından Yapılan Faaliyetler
Büyük Taarruza hazırlık döneminde Felah ve M.M. Grupları tarafından
İstanbul ve civarından kaçırılarak Anadolu’ya gönderilen levazım ikmal maddeleri
şunlardır:454
Felah Grubu tarafından gönderilenler:
Cinsi Miktar
Palaska 3.101 Adet
Kütüklük 14.293 Adet
Süngülük 3.129 Adet + 6 Çuval
Tüfek kayışı 123 Adet
Arka çantası 5.980 Adet
Ekmek torbası 10.350 Adet
Peksimet torbası 5.000 Adet
Matara 16.439 Adet
Potin455 270 Çift
Kürklü yelek 8.000 Adet
Ceket 13.000 Adet
454 a.g.e., s.399–405. 455 Erkeklerin giydiği kısa konçlu Avrupa biçimi bir ayakkabı. Bkz.: Koçu, a.g.e., s.193.
157
Çorap 10.240 Adet
Kar başlığı 1.763 Adet
Kilim 8.000 Adet
Kumaş 13.800 Metre
Portatif çadır 620 Adet
Büyük çadır 6 Adet
Kar gözlüğü 50.000 Adet
M.M. Grubu tarafından gönderilenler:
Palaska 43.479 Adet
Matara 69.999 Adet
Ekmek torbası 41.016 Adet
Arka çantası 6.361 Adet
Tüfek kayışı 1.003 Adet
Bel kemeri 433 Adet
Dilli toka 1.718 Adet
Kar gözlüğü 200 Adet
Portatif çadır 185 Adet
Çadır 277 Adet
Çardı bezi 3.442 Metre
Kilim 249 Adet
Düğme 1.350.000 Adet
Kazan 97 Adet
Dikiş makinesi 101 Adet
Tabak ve tas 165 Adet
Süzgeç ve tava 559 Adet
Ocak 1922’de Felah Grubunun gönderdiği 13.000 Amerikan ceketi ile 8.861
metre kumaş Mersin’e çıkmıştı.456
456 TİH İdari Faaliyetler, s.463.
158
İstanbul ve civarından Büyük Taarruz ve takip harekâtı sırasında Felah Grubu
tarafından Anadolu’ya gönderilen levazım ikmal maddeleri şunlardır:457
Cinsi Miktar
Kütüklük 1.630 adet
Palaska 15.501 adet
Matara 28.786 adet
Ekmek torbası 13.716 adet
Arka çantası 2.045 adet
Kar gözlüğü 50.278 adet
Kazan 365 adet
Karavana 570 adet
Bu dönemde de gizli örgütlerin Anadoluya önemli miktarda ve MSB
tarafından tedarik edilemeyen palaska, kütüklük, süngülük, tüfek kayışı gibi
malzeme gönderdiği görülmektedir. Gizli örgütler, MSB tarafından tedarik
edilemeyen ve çok miktarda ihtiyaç duyulan bu tip malzemeleri temin etmekle Türk
Ordusuna önemli katkıda bulunmuşlardır.
457 a.g.e., s.500-503.
159
SONUÇ
Kurtuluş Savaşını genel olarak Kuvay-i Milliye ve düzenli ordu dönemi
olmak üzerek ikiye ayırmak mümkündür. Kuvay-i Milliye döneminde Yunanlılara
karşı mücadele genel olarak Kuvay-i Milliye denilen yerel milis güçleriyle
sürdürülmüştür. Kuvay-i Milliye birlikleri halka dayanmakta olup, Osmanlı
Hükümeti tarafından desteklenmediğinden meydana gelen idari ve lojistik boşluğu
doldurmak amacıyla bir takım yerel kongreler düzenlenmiştir. Bu kongreler
sonucunda Kuvay-i Milliye birliklerini örgütlemek, idari ve lojistik faaliyetlerini
düzenlemek amacıyla yerel idari ve lojistik teşkilatlar kurulduğu görülmektedir. Bu
kapsamda Heyeti Merkeziye veya Heyeti Milliye denilen yürütme organlarına bağlı
olarak maliye ve levazım teşkilatları kurulmuş, cephe gerilerinde Osmanlı ordusunda
olduğu gibi menzil müfettişlikleri oluşturulmuştur. Bu dönemde yerel örgütlerin
aldıkları idari ve lojistik kararlarda genel olarak yürürlükteki Osmanlı kanun ve
talimatlarını esas aldıkları görülmektedir. Bunda Kuvay-i Milliye birliklerini
örgütleyenlerin genel olarak görevde veya emekli askerler ile mülki erkândan
oluşmasının etkisi olmuştur.
Ordu birliklerinin de Kuvay-i Milliye birliklerine lojistik açıdan destek
olduğu görülmekle beraber, yerel teşkilatların da sıkıntı içindeki düzenli ordu
birliklerine yardımcı olduğu dönemler olmuştur. Lojistik faaliyetler sonuç olarak
mali kaynağa dayandığından bu dönemde yerel örgütler halktan bağış toplayarak bu
mali kaynağı finanse etmeye çalışmışlardır. Bazı dönemlerde yerel Kuvay-i Milliye
komutanlarının halktan zorla bağış toplamaları iç isyanların çıkmasında etken
olmuştur.
Heyeti Temsiliye ile beraber mücadelenin tek elden yönetilebilmesi amacıyla
bir takım önlemler alınmış olmasına rağmen, hem yerel Kuvay-i Milliye
örgütlenmelerinin kendi bölgelerinde güçlü olması hem de mali kaynak sıkıntısı
nedeniyle tam anlamıyla başarıya ulaşılamamıştır.
TBMM’nin kurulması ile beraber milli mücadele hukuki ve siyasi açıdan tek
elden yönetilmeye başlanmış, bu kapsamda daha önce yerel örgütlenmeler
aracılığıyla çözülmeye çalışılan otorite boşluğu, hükümetin kurulması ile giderilmeye
başlanmıştır. Milli mücadelenin Kuvay-i Milliye birlikleriyle yürütülemeyeceği,
160
kesin zaferin ancak düzenli ordu birlikleri ile alınabileceği değerlendirildiğinden, bu
dönemde tamamen düzenli ordu teşkilatına geçilebilmesi için lojistik teşkilat ve
kurumlar oluşturulmaya başlanmış, bu kapsamda Milli Savunma Bakanlığı teşkil
edilmiş, menzil teşkilatı kurulmaya başlanmıştır.
TBMM kurulduktan sonra da bir süre düzenli ordunun yanın da Kuvay-i
Milliye birlikleri de varlıklarını sürdürmüş, bunlarında düzenli ordu teşkilatına
alınabilmeleri için ihtiyaçlarının MSB tarafından karşılanmasına çalışılmış ve bu
yönde çeşitli kararlar alınmıştır. TBMM kurulduktan sonra gerek lojistik
teşkilatlanma gerek ikmal esaslarına ilişkin uygulamalarda, I. Dünya Savaşı’nda
Osmanlı ordusu tarafından uygulanan esaslar kabul edilmiştir. Sonuç olarak ordunun
başındakiler ve ordular kısa bir süre öncesine Osmanlı ordusunun askerleridir.
TBMM ‘nin kuruluşundan sonra lojistik açıdan karşılaşın en büyük problem
para sıkıntısıdır. Sonuç olarak lojistik faaliyetler parasal kaynaklara dayanmaktadır.
Bu kapsamda mali kaynak sıkıntısını giderebilmek amacıyla birçok tedbir alınmış bu
kapsamda vergi miktarlarına önemli artışlar getirilmiş, yurt dışından mali yardım
talebinde bulunulmuştur. Alınan her türlü tedbire rağmen mali kaynak sıkıntısı
giderilememiştir.
Lojistik faaliyetler kapsamında karşılaşılan bir diğer sorunda para olsa bile
ihtiyaç duyulan ikmal malzemelerinin özellikle giyeceğin bulunamamasıdır.
Anadolu’da zaten batılı anlamda bir sanayi olmamakla beraber, ihtiyaçları
karşılayacak olan sanayi kuruluşları da işgal altındaki bölgelerdedir. Özellikle
İstanbul’da bulunan askeri depolar ve dikimevlerinden önemli miktarda giyecek
malzemesi gizli örgütler aracılığı ile Anadolu’ya kaçırılmıştır. Ancak gösterilen
bütün çabalara rağmen Kurtuluş Savaşı’nda en fazla sıkıntısı çekilen ikmal
malzemesi giyim kuşam olmuştur.
Lojistik faaliyetler kapsamında karşılaşılan bir diğer sıkıntı da her hangi bir
şekilde tedarik edilen ikmal maddelerinin cepheye ulaştırılmasında karşılaşılan
güçlüklerdir. O dönemde en önemli ulaşım aracı tren olup, demiryollarının önemli
bir bölümü işgal altında olan bölgelerdedir. İşgal altında olmayan bölgelerde ise elde
yeteri kadar lokomotif ve vagon yoktur. Ulaştırma ilkel imkânlarla at, deve, kağnı
arabası vb. şekilde yapılmaktadır.
161
Lojistik faaliyetler özellikle de levazım ikmal faaliyetleri Kurtuluş Savaşı
sırasında yapılan muharebelerin sonucunu önemli ölçüde etkilemiştir. Örneğin
Kütahya-Eskişehir Muharebeleri sonucunda Türk Ordusu büyük orandan malzeme
ve araç yetersizliği sonucu yenilerek geri çekilmiştir. Sakarya Muharebesi’nin
kazanılmasının en büyük nedeni ise silah, personel, araç vb. bakımdan üstün olan
Yunan Ordusunu ikmal üslerinden kopartılması ve Tekâlifi Milliye emirlerinin de
etkisiyle Türk Ordusu’nun Yunanlılara nazaran çok iyi ikmal edilmiş olmasıdır.
Aradaki askeri güç farkı ancak bu şekilde kapatılabilmiş, Sakarya Muharebesi
sonlarına doğru Yunan birlikleri açık bir şekilde açlık çekmiş, Türk ordusu ise
cephede dahi sıcak yemekle düzenli bir şekilde beslenmiştir.
Sakarya Muharebesi ile Büyük Taarruz arasında bütün güç ordunun
beslenmesi, mevcudun artırılması ve diğer eksiklilerin tamamlanmasına verilmiştir.
Alınan bütün tedbirlere rağmen iaşe sıkıntısının giderilememesi üzerine, Başkomutan
başkanlığında, Meclis Başkan Yardımcısı, Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma ve
Maliye Bakanları ile bu bakanlıkların encümen başkanlarından oluşmakta olan bir
Harp Encümeni kurulmuştur. Devletin en yüksek makamlarında bulunanlardan
oluşan bu kurulun teşkil edilmiş olması ve levazım faaliyetlerinden beslenme konusu
ile direkt olarak ilgilenmesi, bu faaliyetlere verilen önemi göstermesi açısından
dikkate değerdir. 1922 İlkbaharında yapılması planlanan taarruz ilk önce 1922
Haziran ayına ertelenmiş, daha sonra ise eldeki yiyecek maddelerinin yetersizliği
nedeni ile hasat mevsimi olan 1922 Ağustos ayına ertelenmiştir.
Orduların ihtiyaç duyduğu silah, mühimmat ve diğer harp araç gereçleri
zamana ve duruma göre değişiklik göstermekle beraber, değişmeyen tek unsur
insanlar tarafından kullanılmalarıdır. Askerlik mesleğinin yüksek performans
gerektiren, başarısızlık durumunda can, mal hatta vatanın kaybına kadar gidebilecek
sonuçları olabileceği düşünülecek olursa, asıl unsuru oluşturan insan ihtiyaçlarına
yönelik hizmetleri içeren Levazım ikmal faaliyetlerinin önemi daha iyi anlaşılabilir.
Silah, mühimmat vb. malzemelerin ikmal genelde muharebelerin meydana
geldiği zamanda önem kazanırken, levazım ikmal faaliyetleri süreklilik arz eder.
İnsanoğluna en modern silahlar verilse de, onun beslenmesini, sıcaktan ve soğuktan
koruyacak şekilde teçhiz edilmesini sağlamadan verim almak mümkün değildir. Bu
gibi faaliyetler bedeni gereksinimleri gidermelerinden başka moral ve isteklendirme
162
bakımından olumlu etki yapar, muharip unsurların direncini artırır, onların her an
muharebeye hazır olmasına yardımcı olur.
Kurtuluş savaşında silah, teçhizat ve personel açısından çok üstün bir düşman
gücüne karşı mücadele verilmiştir. Karşı taraf üstün olmasına karşın ikmal edileceği
topraklardan uzaktır. Hâlbuki Türk Ordusu kendi topraklarını savunmaktadır. Bu
durum kendi toprağını savunan insanlarda üstün bir savaşma azmi ve psikolojisi
yaratmakla beraber, savaş stratejisi bakımından asıl önemi milletin elindeki her şeyi
son noktasına kadar ordusuna vermesi ve Türk Ordusu’nun Yunan Ordusu’na göre
çok daha kolay ve hızlı ikmal edilebilmesi olmuştur.
163
BİBLİYOGRAFYA
1. Yayınlanmış Arşiv Belgeleri
TC Genelkurmay Başkanlığı Harp Tarihi Dairesi, Harp Tarihi Vesikaları Dergisi,
Sayı:38, Ankara, Aralık 1961, Vesika No:922.
TC Genelkurmay Başkanlığı, Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı:54, Ankara,
Aralık 1965, Vesika No:1235.
TC Genelkurmay Başkanlığı, Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı:59, Ankara,
Aralık 1967, Vesika No:1374.
TC Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı, Harp Tarihi Belgeleri Dergisi, Sayı:69,
Ankara, Eylül 1973, Belge No:1511.
TC Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı, Askeri Tarih Belgeleri
Dergisi, Sayı:113, Ankara, Ocak 2002, Belge No:4181.
, Belge No:4191.
, Belge No:4192.
, Belge No:4194.
2. Ansiklopedi ve Sözlükler
Ana Britannica Genel Kültür Ansiklopedisi, C.14, Ana Yayıncılık, İstanbul 1992.
Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, 14.Cilt, Milliyet, 1986.
Koçu, Reşad Ekrem; Türk Giyim Kuşam ve Süsleme Sözlüğü, Sümerbank Yayını,
Ankara 1967.
Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu, Ankara 1998.
3. Kitaplar
Ağaoğlu, Samet; Kuvayi Milliye Ruhu, Kültür Bakanlığı, Ankara 1987.
Aker, M. Şefik; İstiklal Harbinde 57. Tümen ve Aydın Milli Cidali, C.I-II, Askeri
Matbaa, İstanbul Mart 1937.
164
Akşin, Sina; İstanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele, , Cem Yayınevi İstanbul
1983.
Albayrak, Mustafa; Milli Mücadele Dönemi’nde Batı Anadolu Kongreleri,
AKDTYK Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara 1988.
Altay, Fahrettin; 10 Yıl Savaşı ve Sonrası (1912–1922), İnsel Kitapevi, İstanbul
1970.
Apak, Rahmi; Garp Cephesi Nasıl Kuruldu, TTK Basımevi, Ankara 1990.
Armaoğlu, Fahir; 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi 1914–1995, Alkım Yayınevi, Ankara.
Atatürk, Mustafa Kemal; Nutuk, Alfa Yayınları, İstanbul 2005.
Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, C.IV, Derleyen: Nimet Arsan,
Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara 1964.
Aybars, Ergün; Türkiye Cumhuriyeti Tarihi I, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Yayınları, Ege Üniversitesi Basımevi Md. lüğü, İzmir 1984.
Balcıoğlu, Mustafa; Türkiye Cumhuriyeti Tarihi-I, 4. Bölüm, AKDTYK Atatürk
Araştırma Merkezi, Ankara 2000.
Boratav, Korkut; Türkiye İktisat Tarihi 1908–1985, Gerçek Yayınevi, İstanbul
1988.
Coşkun, Alev; Kuvayı Milliye’nin Kuruluşu, Çağdaş Yayınları, İstanbul 1997.
Çarıklı, Hacim Muhittin; Balıkesir ve Alaşehir Kongreleri ve Hacim Muhittin
Çarıklı’nın Kuvayı Milliye Hatıraları, Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü
Yayınları, Ankara Üniversitesi Basımevi, 1967.
Çavdar, Tevfik; Milli Mücadele Başlarken Sayılarla Vaziyet ve Manzara-i
Umumiye, Milliyet Yayınları, 1971.
Eldem, Vedat; Harp ve Mütareke Yıllarında Osmanlı İmparatorluğu’nun
Ekonomisi, AKDTY, TTK Basımevi, Ankara 1994.
Ezer, Feyzullah; Büyük Taarruz Öncesi İkmal ve İaşe, Fırat Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Tarih Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi
(Yayınlanmamış), Elazığ 1997.
Goloğlu, Mahmut; Erzurum Kongresi, Nüve Matbaası, Ankara 1968.
; Sivas Kongresi, Başnur Matbaası, Ankara 1969.
Güralp, Şerif; İstiklal Savaşının İç Yüzü, İstanbul 1958.
165
Himmettoğlu, Hüsnü; Kurtuluş Savaşında İstanbul ve Yardımları, C.I, Ülkü
Matbaası, İstanbul 1975.
İlgürel, Mücteba; Milli Mücadele’de Balıkesir Kongreleri, AKDTYK Atatürk
Araştırma Merkezi, İstanbul 1999.
Jaeschecke, Gotthard; Kurtuluş Savaşı İle İlgili İngiliz Belgeleri, Çeviren: Cemal
Köprülü, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1991.
Konukçu, Enver; Alaşehir Kongresi, AKDTYK Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara
2000.
Lewis, Bernard; Modern Türkiye’nin Doğuşu, Çeviren: Metin Kıratlı, Türk Tarih
Kurumu Yayını, Ankara 1993.
McCarty, Justin; Osmanlı Anadolu Topraklarındaki Müslüman ve Azınlık Nüfus
(Osmanlı Anadolusu’nun Son Dönemi), Genelkurmay Basımevi,
Ankara, 1995.
Milli Savunma Bakanlığında 150 Yıl, Harita Genel Müdürlüğü Basımevi, Ankara
1976.
Müderrisoğlu, Alptekin; Kurtuluş Savaşı Mali Kaynakları, Kastaş Yayınları,
İstanbul 1985.
Kutay, Cemal; Milli Mücadelede Öncekiler ve Sonrakiler, Tarih Yayınları,
İstanbul 1963.
Osmanlı Askeri Teşkilat ve Kıyafetleri, Askeri Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı
Yayınları, İstanbul 1986.
Öğün, Tuncay; Kafkas Cephesinin 1.Dünya Savaşındaki Lojistik Desteği,
AKDTYK Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara 1999.
Özalp, Kazım; Milli Mücadele 1919-1922, C.I, AKDTYK TTK Yayınları, TTK
Basımevi, Ankara 1988.
Selek, Sabahattin; Anadolu İhtilali, Kastaş Yayınları, İstanbul 2000.
Sofuoğlu, Adnan; Kuvay-ı Milliye Döneminde Kuzey Batı Anadolu, Genelkurmay
Basımevi, Ankara 1994.
Sürmeli, Serpil; Milli Mücadele’de Tekâlif-i Milliye Emirleri, Atatürk Araştırma
Merkezi, Ankara 1998.
Şapolyo, Enver Behnan; Kuvay-i Milliye Tarihi, Ayyıldız Matbaası, Ankara 1957.
166
Şevket, Mahmud; Osmanlı Askeri Teşkilatı ve Kıyafeti, KKK Basımevi, Ankara
1983.
Türk Ordusunun İstiklal Savaşındaki Kıyafeti, Harp Akademileri Basımevi,
İstanbul, 1983.
TBMM Gizli Celse Zabıtları, C.I, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara
1985.
TC Genelkurmay Başkanlığı Harb Tarihi Dairesi, Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi,
C.III, Ks.1, Genkur. Basımevi, Ankara 1964.
TC Genelkurmay Başkanlığı Harp Tarihi Dairesi, Türk İstiklal Harbi Güney
Cephesi, C.IV, Genelkurmay Basımevi Ankara, 1966.
TC Genelkurmay Başkanlığı Harp Tarihi Dairesi, Osmanlı İmparatorluğunda
Kollar Ulak ve İaşe Menzilleri, Genelkurmay Basımevi, Ankara
1966.
TC Genelkurmay Başkanlığı Harp Tarihi Dairesi, Türk İstiklal Harbi Batı
Cephesi, C.II, Ks.5, Kit.2, Genelkurmay Basımevi, Ankara 1973.
TC Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi Batı Cephesi, C.II,
Ks.4, Genelkurmay Basımevi, Ankara 1974.
TC Genelkurmay Başkanlığı Harp Tarihi Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi İdari
Faaliyetler, C.VII, Genelkurmay Basımevi, Ankara 1975.
TC Genelkurmay Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi TBMM Hükümeti
Dönemi, C.IV, Ks.1, Genelkurmay Basımevi, Ankara 1984.
TC Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi
Batı Cephesi, C.II, Ks.II, Genelkurmay Basımevi, Ankara 1991.
TC Genelkurmay Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi Mondros Mütarekesi ve
Tatbikatı, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1992.
TC Genelkurmay Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi Batı Cephesi, C.II, Ks.1,
Genelkurmay Basımevi, Ankara 1994.
TC Genelkurmay Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi Batı Cephesi, C.II, Ks.3,
Genelkurmay Basımevi, Ankara 1994.
TC Genelkurmay Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi Batı Cephesi, C.II, Ks.6, Kit.1,
Genelkurmay Basımevi, Ankara 1994.
167
TC Genelkurmay Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi Batı Cephesi, C.II, Ks.6, Kit.2,
Genelkurmay Basımevi, Ankara 1995.
TC Genelkurmay Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi Batı Cephesi, C.II, Ks.6, Kit.3,
Genelkurmay Basımevi, Ankara 1995.
TC Genelkurmay Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi Doğu Cephesi, C.III,
Genelkurmay Basımevi, Ankara 1995.
TC Genelkurmay Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi Osmanlı Devri, C.III,
Ks.7, Genelkurmay Basımevi, Ankara 1995.
TC Genelkurmay Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi, C.III, Ks.6,
Genelkurmay Basımevi, Ankara 1996.
TC Genelkurmay Başkanlığı, Türkiye’deki Gayri Müslimler (Sosyo Ekonomik
Durum Analizi), Genelkurmay Basımevi, Ankara 1996.
Türkman, Sayim; Kurtuluş Savaşı’nda Batı Cephesi’nde İaşe, Dokuz Eylül
Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Yüksek
Lisans Tezi (Yayınlanmamış), Ankara 1997.
Uzunçarşılı, İsmail Hakkı; Osmanlı Devlet Teşkilatında Kapıkulu Ocakları I,
AKDTYK Türk Tarih Kurumu Yayınları, Türk Tarih Kurumu
Basımevi, Ankara 1988.
, Osmanlı Tarihi, 1.Cilt, Türk Tarih Kurumu Basımevi,
Ankara 1994.
Yazman, M. Şevki; Anadolu’nun İşgali (İstiklal Savaşı Nasıl Oldu), Kamer Yayınları, İstanbul 1999.
Zürcher, Erık Jan; Milli Mücadelede İttihatçılık, Çeviren: Nüzhet Salihoğlu,
Bağlam Yayınları, İstanbul, 1987.
4. Makaleler
Atakan, Rauf; “Türk İstiklal Harbi’nde İdari Faaliyetler ve Lojistik”, Askeri Tarih
Bülteni, Genelkurmay Basımevi, Ankara 1988, s.96–114.
Ateşman, Saim-Ataseven; Tevfik; “Türk Ordusunda Levazım Sınıfının Tarihçesi”,
Kara Kuvvetleri Dergisi, Sayı:1, K.K.K. İstanbul Askeri Basımevi, ,
Temmuz, 1957, s.159–162.
168
Avcı, Cemal; “Tekâlifi Harbiye ile Tekâlifi Milliye Vergilerinin Karşılaştırmalı
Tanıtımı”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı:31, Mart 1995,
s.234.
Bozkurt, Rıza; “Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Ülkenin Harekât Bakımından
Bölgelere Ayrılması, İkmal ve İaşe İşleri, Haberleşme Sistemleri”,
Askeri Tarih Bülteni, Genelkurmay Basımevi, Ankara 1988, s.4–6.
Gürler, Hamdi; “Batı Anadolu Kuva-yı Milliye Hareketlerinin Ortaya Çıkmasında
Ordunun Rolü”, Beşinci Askeri Seminer Bildirileri, Genelkurmay
Basımevi, Ankara 1996, s.421.
Kılınçkaya, Derviş; “1920 Yılının Yazında Egemenlik ve Mali Kaynakların
Denetimi”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı:61, Mart
2005, s.318–320.
Levazım Binbaşı Sabri; “Levazım Tarihçesi”, Levazım Mecmuası, Sayı:11, Yüksek
Levazım Mektebi, İstanbul 1933, s.59–65.
; “Levazım Tarihçesi”, Levazım Mecmuası, Sayı:13, Yüksek
Levazım Mektebi, İstanbul 1933, s.38–40.
Levazım Miralayı Saim; “Ordumuzda Levazım Hizmetinin Tarihçesi ve İstikbali”,
Levazım Mecmuası, Sayı:1, Yüksek Levazım Mektebi 1931, s.7–8.
; “Ordumuzda Levazım Hizmetinin Tarihçesi ve İstikbali”,
Levazım Mecmuası, Sayı:3, Yüksek Levazım Mektebi 1931, s.3
Önsoy, Rifat; “Milli Mücadele’nin Mali Kaynakları ve Dış Yardımlar”, Milli
Mücadele Tarihi-Makaleler, AKDTYK Atatürk Araştırma Merkezi,
Ankara 2002, s.304–328.
Paksoy, İrfan; “Milli Mücadele’de Düzenli Ordu’ya Geçiş Süreci”, Askeri Tarih
Bülteni, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı
Yayınları, Sayı:41, Ağustos 1996, s.107.
Tural, M.Akif; “Tekâlifi Milliye”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı:32,
Temmuz 1995, s.558.
Türkmen, Zekeriya; “Mütareke Döneminden Milli Mücadele’ye Geçişte Ordunun
Yeniden Yapılanması”, Askeri Tarih Bülteni, Genelkurmay
Basımevi, Ankara 1996, s.47–57.
169
Yaman, Ahmet Emin; “Kurtuluş Savaşı Ekonomisi ve Maliyesi”, Ankara
Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Dergisi Atatürk Yolu,
C.3, S.12, Ankara Kasım 1993, s.420.
5. Web
http://www.tdk.org.tr.
http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/
170
EKLER
171
Ek. 1
Kolordu Sorumluluk
Sahası
Karargâh Emrindeki Tümenler
49. Piyade Tümeni Edirne 1 . Trakya Edirne
60. Piyade Tümeni Edirne
55. Tümen Tekirdağ 14. Güney Trakya ve
Marmara kıyıları
Tekirdağ
61. Tümen Bandırma/Balıkesir
1. Tümen İzmit 25. İstanbul ve
Kocaeli
İstanbul
10. Kafkas Tümeni İstanbul
56. Tümen İzmir 17. İzmir, Denizli,
Aydın, Antalya
İzmir
57. Tümen Aydın
11. Tümen Niğde 12. Konya ve
Kayseri
Konya
41. Tümen Karaman
23. Tümen Afyon 20. Kastamonu,
Ankara, Afyon
Ankara
24. Tümen Konya Ereğlisi
5. Kafkas Tümeni Amasya 3. Samsun, Amasya,
Sivas
Sivas
15. Tümen Samsun
2. Tümen Silvan 13. Diyarbakır Diyarbakır
5. Tümen Mardin
3. Kafkas Tümeni Tortum
9. Kafkas Tümeni Erzurum
11. Kafkas Tümeni Van
15. Erzurum ve
Erzincan
12. Piyade Tümeni Horasan
172
Ek. 2
İzmir Kuzey Bölgesi Kuvay-i Milliye Genel Kurulunda Alınan Kararlar
1. Her ilçe Merkez Kuruluna ayda 7000 lira göndermek zorundadır.
2. Belediye bütçelerinin tahmini gelirler fazlasının yarısının alınacaktır.
3. Mezbaha ve Pazar vergileri belediyelerce bir kat fazla tahsil edilerek Kuvay-i
Milliye’ye verilecektir.
4. Aşağıda belirtilen malların başka bir yere gönderilmesinden ve başka bir
yerden getirilmesinden belirtilen miktarda vergi alınacaktır (Oktruva Resmi)
Mal Vergi
Buğday okkasından 1 kuruş
Diğer tahıllar 20 para
Susam 2 kuruş
Pirinç 2 kuruş
Fasulye 1 kuruş
Mercimek 1 kuruş
Tütün 5 kuruş
Afyon 50 kuruş
Üzüm 2 kuruş
İncir 60 para
Şeker 2 kuruş
Kahve 5 kuruş
Badem içi okkasından 10 kuruş
Ceviz içi okkasından 6 kuruş
Acı badem okkasından 6 kuruş
Bal okkasından 5 kuruş
Çivi okkasından 20 para
Demir okkasından 20 para
173
Kösele okkasından 10 kuruş
Sabun okkasından 1 kuruş
Yapağı okkasından 2 kuruş
Yün okkasından 2 kuruş
Zeytinyağı okkasından 3 kuruş
İplik paketinden 10 kuruş
Manifatura büyük balyadan 500 kuruş
Manifatura küçük balyadan 300 kuruş
Palamut kantarından 2 kuruş
Gazyağı sandığından 2 kuruş
Yumurta tanesinden 5 para
İspirto kilosundan 50 kuruş
Rakı okkasından 100 kuruş
Diğer içkiler okkasından 100 kuruş
Diğer ticari mallardan da mahallin tayin edeceği miktar.
Ek. 3
ASKERİ TAYINAT VE YEM KANUNU MUVAKKATİ(1)
Numarası Tarihi Son Değişiklik Takvimi
Vakayi
Yok 12.9.1330 Mayıs 2000/Ek-44 18.9.1330 1952 Tayınat faslı Madde 1- Vakti hazarda bir erin tayınatı yevmiyesi berveçhiâtidir:
Cinsi Gram Şahım Maiyeti fahım Albumin Kalori Ekmek 900 3,96 465,54 55,35 2151,00Et 250 5,47 - 50,07 256,15Bulgur 150 0,39 117,15 12,60 544,60Yağ 20 21,09 0,12 0,18 197,50 30,91 582,81 118,20 3149,50Tuz 20 Sabun2 12
20 Nisan başından Eylül sonuna kadar. Gaz2 40 Diğer aylarda 700 Taam için 80 Çamaşır için Odun 20 İstihmam için
1000 Kömür 250 Soba için } Vakti şitaya mahsustur.3
[Ek Kanun: 1/6/1929-1495] Madde 1- Kars, Erzurum, Bayazıt, Hakkâri, Van vilâyetleri dâhilinde bulunan askerin gündelik tayınlarına 50 gram ekmek, 20 gram sade yağ, 10 gram şeker, 1 gram çay, 300 gram yaş, 100 gram kuru sebze ilâve edilmiştir.(4) Madde 2- Zamolunan bu istihkakın mübadelesi kabildir. [Ek Kanun: 26/10/1933-2326] Madde 1- 14 Eylül 1330 tarihli Tayınat ve Yem kanununun birinci maddesine müzeyyel 4/6/1929 tarih ve 1495 numaralı kanunun dairesi şümulü haricinde kalan mevakideki askerin gündelik tayınatına 300 gram yaş veya 100 gram kuru sebze ile 1 gram çay ve 10 gram şeker ilâve edilmiştir. 1 Kanunda geçen “Erat” tabiri, 4/1/1961 tarih ve 211 sayılı Kanunun 118 inci maddesi ile “Erbaş ve Er” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir. 2 31/5/1933 tarih ve 2247 sayılı Kanunun 1. Maddesi ile, sabun ve gaz istihkakları değiştirilmiş ve metne işlenmiştir. 3 Kömür ve odun istihkaklarından birisi verildiği zaman diğeri verilmiyecektir. 4 4/7/1941 tarih ve 4087 sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile sebze miktarı değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
175
Madde 2- Askerin bilcümle istihkakı kabili mübadeledir. Madde 2- Bir erin ramazanı şerife mahsus tayınatı yevmiyesi berveçhiatidir.
Cinsi Gram Şahım Maiyeti fahım Albumin Kalori Ekmek 700 3 357,84 45 1673 Et 200 4,38 - 40,06 206 Pirinç 250 2,20 196,20 16,87 892,50 Yağ 40 33,75 0,20 0,29 364 Tuz 20 - - - - Şeker 50 - 50,00 - 205 Soğan 20 - - - - Zeytin-Hurma
15 - Cüzî cüzî Cüzî
43,33 604,24 102,22 3340,50 Sabun ve mahrukat eyyamı saire veçhile ita olunur. Ekmeğin mübadelesi Madde 3- A) Ekmek verilmediği zamanlarda 600 gram peksimet yahut 600 den 630 grama kadar un ve bunun için idareye kâfi miktarda tuz ve odun verilir. İşbu un erbaşın ve erin saç ve karavana ile ekmek pişirmeğe müsait zamanlarında verilecek ve zamanın ademi müsaadesi takdirinde peksimet ita ve peksimetten başka erzak verilmiyen ahvali fevkalâdede peksimetin miktarı 1000 grama iblağ olunacaktır. (İhtiyat depolarında müdehhar peksimetlerin hüsnü halde bulundurulmasını temin için haftada iki gün ekmek yerine veyahut papara suretiyle yedirilerek daima tecdit ve hüsnü muhafaza edilecektir.) B) Ekmeğin usulü ihzarı:
Cinsi Asgarî gram Asgarî gram Un 600 630 Tuz 12 12 Su 388 410 Odun 150 200
(900) gram ekmeğin fırınlarda tabh ve ihzarı için kabul olunan bâlâdaki tertibat unun cins ve nev’ine göre tebeddül eder. Zikrolunan tertibat gluteni ve rutubeti (0.12) yüzde oniki ve hâmıziyeti (0,05) yüzde beş derecesinde olan unlara mahsus olup derecatı mezkûrenin tebeddülü halinde su miktarı dahi tehalüf eder. C) Ekmeğin usulü tabhı: Evsafı mezkûreyi haiz undan imâl olunacak ekmek, fırından sıcak olarak çıktığı zaman ile soğuduktan altı saat sonra bilvezn tamam (900) gram hâsıl edebilmek için berveçhiâti düstur esas ittihaz edilecektir:
Gram Hamur miktarı 1015 Gram Hakkı nâr ve fire miktarı:
91,925 Hakkı nâr olarak kabul edilen (Ekmek fırından sıcak olarak çıktığı zamana nazaran) 115 23,075 Fire ve telefata karşı kabul edilen (Ekmek fırından sıcak olarak çıktıktan sonraki soğuk hale nazaran)
900 Fırından çıktıktan altı saat sonra kabulü icabeden ekmeğin vezni hakikisi.
176
D) Ekmeğin sureti tevzii: Ekmeğin kıtaata nakli zamanında kırıntı gibi vukuu tabiî olan zayiata karşı berveçhi bâlâ nârdan başka ayrıca (23,075) nispetinde fire namiyle telefat kabulü zarurî olduğundan bunun kıtaata hini tesliminde beher çift ekmekten miktarı muayyen olan 900 gramdan bazan noksan ve bazan fazla zuhuru halinde kıtaatça teamülen cari olduğu üzere kırk çift ekmek birden veznedilerek mecmuu otuz altı kilo geldiği halde kabul olunacaktır. Şu kadar ki kırk çift ekmekten bu miktardan noksan zuhur eden mikdarın fırından ahzı lâzımdır. Şu hesaba nazaran yüz kilo undan nisbeti malûme dairesinde tuz ve su ilâvesiyle 143,5 kilo ekmek husule geleceği bittecrübe anlaşılmakla bu miktardan noksan zuhur eder ise memuru mes’ullerinden aranılacaktır. Mübadelâtı gıdaiye hakkında izahat Et istihkakı Madde 4 – [Değişik:2/2/1942-4187/1 md.] Erbaşın ve erin et istihkakı Birincikânun, İkincikânun, Şubat, Mart, Nisan aylarında sığır eti; Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Birinci ve İkinciteşrin aylarında koyun etidir. İşbu et istihkakını lüzumu halinde sığır eti yerine koyun eti veya koyun eti yerine sığır eti vermek suretiyle değiştirmeğe Millî Müdafaa Vekili salâhiyetlidir. Sığırlar zayıf olmıyacak ve yaşları 3-10 arasında bulunacaktır. Koyunlar da 2-4 yaş arasında bulunacaktır. Seferde veya fevkalâde hallerde sığırlar için yaş haddi 12 ye ve koyunlar için de 6 ya kadar çıkarılabilir. Taze et bulunmadığı takdirde istihkakın yarısı miktarında kıyma veya koyun etinden yapılmış kavurma verilir. Aslî istihkak olan sığır ve koyun eti yerine bunlardan en yüksek fiatta olanının fiatını aşmamak üzere tâyin olunacak bölgelerde dahilindeki Erbaş ve er için istihkaktan bir kısmının veya tamamının keçi eti olarak verilmesine Millî Müdafaa Vekili salâhiyetlidir. Bu takdirde kesilecek keçilerin yaş haddi koyunlarda olduğu gibidir. Hayvanların kesilmezden evvel veya sonra muayenesiyle yemeğe elverişli olup olmadığını tâyin etmek veterinerlere, bulunmadığı halde tabiplere aittir. Bulgur istihkakı Madde 5 – Bulgur bulunmadığı takdirde yerine pirinç verilebileceği gibi pirinç dahi bulunmadığı zamanlarda kuru sebze, patates, cezir zamanı bilâdı harrede havuç, enginar, şalgam, lâhana, pırasa, ıspanak, lâhana turşusu, yeşil salata ve emsali sebze konservesi, sebze bulunmıyan yerlerde komprime halinde kuskus, arpa şehriyesi, tarhana, irmik, kestane, her nevi kuru sebzeler, konserveler. Kuru meyva, kuru üzüm, buğday, mısır, mercimek, nohut, fasulya unları,salamura ve kaşar peynirleri, şeker ve pekmez ile kabili mübadeledir. Yağ istihkakı Madde 6 – Yağ bulunamadığı zamanlarda taze yağlı et, zeytin yağı, kuyruk veya iç yağı, şeker, pekmez, kahve, çay, ekmek, süt, yoğurt, tahan helva ile mübadele olunabilecektir. Sabun istihkakı Madde 7 – [Değişik:31/5/1933-2247/2 md.] A) Günlük sabun istihkakı nefer başına 12 gramdır.
177
B) Yemek kaplarının temizlenmesi için sabun istihkakları, kazan için (10) gram, bakraç ve karavana için (5) gramdır. C) Makine, kömür, yağ, hamur, aşçılık ve kasaplık hizmetleri gibi kirletici ve yağlatıcı işlerde çalışanların, çalıştıkları günler için sabun istihkakları bir misline kadar arttırılabilir. [Ek: 11/4/1926-809/1 md.] Emrazı sâriye ve müstevliyeden tevakki için görülecek sıhhî lüzuma binaen kıtat ve müessesat ve teşkilâtı sairei ekseriyeye mensup efrat ile bunlardan celp ve sevk veya terhise tâbi ve mezun veya tebdilhavalı bulunanların ve eşyalarının ve ikametgâhlarının tathir ve tebhiri için mahallin en büyük âmiri askerisinin tasdikine iktiran etmek üzere etibbayı askeriyenin (bulunmadığı halde ettibbayı mülkiyenin) gösterecekleri lüzum ve miktara göre sabun sarfolunur. (Kalori) hakkında izahat Madde 8 –10 – [Mülga: 29/1/1963-169/3 md.] Madde 11 – Bir neferin hazarî metaip ve iştigalâtı yevmiyesi ile vuku bulacak zayiatı bedeniyesini telâfi etmek için yevmî üçbin vahidî nârî (kalori) hasıl edebilecek et’ime ile tağdiyesi esas itibariyle kabul edilmiş ve nümune olarak tezyil edilen kalori ve iaşe cedavelinde gösterilen her cins mekûlâtın kıymeti gıdaiyeleri ve kalori mikdarları düveli saire ordularınca hemen umumiyetle kabul ve tatbik edilen “küning” düsturu mucibince mevaddı albuminiye ve fahmiyenin 4,1 ve mevaddı şahmiyenin 9,1 ile zarp edilerek hesap ve tâyin olunmuştur. Madde 12 – Marüzzikir iaşe cedvelinde gösterildiği veçhile askere sabahları talimden evvel yevmî istihkakından tefrik suretiyle biraz ekmek ile biraz peynir, kahve veya çay ve öğle vakit kuvvetli bir gıda ve akşamları daha hafif ayrıca bir yemek verilecektir. Madde 13 – Mübadelâtı gıdaiye bahsinde tâdat olunan et’ime mütenevviadan kıta kumandanının emri ve tabibin inzimamı reyi ile askere yedirilecek kısımların bedeli o günkü istihkakı nizamî esmanını tecavüz etmemek şartiyle matlûp olan kalori miktarını hâsıl edebilecek miktarda intihap ve ita edilecektir. Ramazan tayını Madde 14 – Ramazan tayını ehli siyama mahsustur. Seferberlik zamanında askere oruç tutmamaları için mezuniyeti şer’iye sadır olursa eyyamı âdiye misillü tayinat verilecektir. Madde 15 – Ruzu Hızır ile eyyamı mübareke ve resmiyede fevkalâde olarak efrada verilecek et’imei nefise senesi içinde diğer günlerin tasarrufatiyle kapatılır. Kumanya hakkında izahat Madde 16 – Şimendifer ve vapurla müçtemian sevkolunan kıtaatı askeriye için başka türlü et’ime tedariki mümkün olamadığı zamanlarda her nefer için berveçhizir kumanya verilir:
Gram 600 Peksimet (bir iki günlük mesafeler için taze ekmek tercih olunur.) 160 Zeytin (zeytin bulunmadığı takdirde o miktar beyaz peynir verilir.) 80 Soğan yahut sarmısak 32 Sirke (sirkenin herhalde üzümden istihsal edilmiş olmasına itina edilecek ve
Hâmızlardan istihsal edilmiş sirkeler askere verilmiyecektir.) 3 Zeytin yağı
178
Madde 17 – Birkaç neferden ibaret parakende efrat için her yerde kumanya tedariki mümkün olamıyacağından bu gibi ahvalde her nefer için yemeklik namiyle yevmiye üç kuruş verilecektir. Madde 18 – Efradın vasıtai nakliye ile sevki mümkün olmadığı halde katedecekleri mesafe için beş saatlik mahal bir konak itibar olunup her beş konakta dahi istirahat için bir günlük âram zammile alelûmum kumanya ve yemeklikler ona göre hesap ve ita olunacaktır. Tasarruf hakkında izahat Madde 19 – Vakti hazarda ve hali seferberide fazla kalan erzakın esmanı, sâyi hazine edilmeyip her günkü tabelâlarda ve ay nihayetinde teraküm eden miktarı şehri tabelâ kaydının mülâhazat hanesinde buna mahsus bir sütun açılarak tarih ve günleriyle berveçhi müfredat kayıt ve tasrih ile ertesi aya devredilecek ve ertesi ay tasarrufatiyle beraber birleştirilerek bu veçhile devren ve müteselsilen sene nihayetine kadar tahakkuk ve tebeyyün edecek akçesinin yekûnu her kaç kuruşa baliğ olursa senesi dahilinde efrada istihkaklarından fazla olarak etibbanın tensibi ve kumandanın emriyle diğer et’imei nefise ita olunarak mahsubu icra olunacaktır. Madde 20 – Tasarrufata karşı fazla iaşe masrafı hangi günlerde vuku bulmuş ise o günkü tabelânın istihkak sütununa karıştırılmıyarak ayrıca tabelânın zahrında verilen emrin tarih ve numarası ve emri veren kumandanın ismi tasrih ve kıta kumandanı ve nöbetçi zabitanı tarafından da imza olunacak ve şehrî tabelâ kaydının mülâhazat hanesinde dahi buna mahsus bir sütun açılarak tarih ve günleriyle berveçhi müfredat sarfiyatı vâkıa miktarı irae edilecektir. Madde 21 – Sene nihayetinde tahakkuk edecek tasarrufat akçesinden fazla iaşe masrafları badettenzil baki mebaliğ seneden seneye müdevver erzak esmanı meyanında senei âtiyeye devredilerek yirmi üç ve yirmi dördüncü maddelerde muharrer usul ve kavaide tevfiki muamele olunacaktır. Madde 22 – Odun ve kömür ve gaz ile sabun vesair buna mümasil levazım tasarrufatı sarf olunmaksızın diğer tayınatı ayniye tasarrufatı meyanında sene nihayetine kadar ayrıca gösterilecek ve badehu yirmi birinci madde mucibince muamele olunacaktır. Seneden seneye devrolunan erzak ve nukud hakkında yapılacak muamele Madde 23 – Bir emri mahsusla iddihar edilmiş olan ihtiyat erzakı demirbaş olup kıtaat hesabına karıştırılmıyacağından ihtiyat anbarlarında mevcut zehairin esmanı işbu anbarların merbut bulunduğu idare heyetlerinin tanzim edeceği icmallerde ayrıca birer kalem mevcut gösterilerek anbar kayıtlarınca aynen devrolunacak ve senei âtiyede anbarlar talimatnamesi ahkâmına tevfikan tecdit suretiyle muhafaza edilecektir. Madde 24 – Şubat nihayetinde kıtaat kilerlerinde mevcut erzakın esmanı kezalik kıtaat ve idare kasalarında bittadat zuhur edecek nukudu mevcude için fusul ve mevadına göre ayrı ayrı üç nüsha devir mazbataları tanzim olunarak bunlardan birer nüshası mahallerinde hıfz ve ikişer nüshası fırkalar vasıtasiyle kolordular idarelerine gönderilecek ve kolordu idareleri işbu mazbataların birer nüshasını alıkoyarak diğer nüshayı kolordu kasa ve anbarlarında bulunanları da ilâve suretiyle tanzim edecekleri umumî bir cedvel ile birlikte Harbiye Nezaretine irsal eyliyeceklerdir. Kıtaat işbu müdevver erzakı senei cedide martında “senei sabıkadan devrolunan” kaydiyle kiler ve anbar defterlerine aynen irad kayıt ve alelusul sarfedilerek esmanı kasa defterlerinde tasarrufat akçesinden fazla kalan mebaliğ ile mikdarlarını ayrı ayrı
179
tasrih ve kayıt suretiyle birleştirerek izahatı lâzimesiyle irad ve masraf kaydedecektir. Kolordu idareleri dahi müdevver işbu mebaliği ilk tahsisat tevziatında o kıtanın tahsisatı cedidesinden mahsup eyliyecektir. Madde 25 – Kolordu idareleri kıtaattan vürut eden işbu devir mazbatalarını tetkik ve hesap ederek Şubat nihayetinde tahakkuk edecek kâffei mevcudat ve matlubatı bütçede muharrer fusul ve mevadına nazaran bilmuvazene bir kısım kıtaatın fazla tahsisat ve mevcudile diğer kıtaların tahsisat noksanı veya düyunu tesviye ve ikmal edilerek neticede umum kolordunun matlubu kalırsa tahsisat açığı demek olduğundan yirmi yedinci maddede muharrer tahsisatın sureti tevzii hakkındaki izahat veçhile esbabı mucibe beyanile nihayet Martın on beşinci gününe kadar tahsisatı munzama talep edecektir. Muvazene neticesinde kolordunun mevcudu kaldığı tebeyyün ettiki takdirde müddeti mezkûre zarfında Harbiye Nezaretine bildirilecektir. Madde 26 – Seneden seneye devreden erzak esmaniyle nukudu mevcude için kolordu idareleri kıtaatınca hiçbir nam ve hesaba senedi mahsus yazılmıyacaktır. Tahsisatın sureti tevzii hakkında izahat Madde 27 – Bütçeler Dersaadetçe tanzim olunacağı cihetle muayyenatı askeriye tahsisatının hesabına esas olmak üzere kolordularla bilûmum idareler mıntıkaları dahilindeki mevakii her sene mayısın on beşinci gününden ertesi senesi mayısının on beşinci gününe kadar olan kontrat fiyatlarını cem ve tehvit edip bir senelik fiatı vasatiyi mübeyyin musaddak defterlerini haziranın birinci günü behemehal Harbiye Nezaretine göndermeğe mecburdur. Harbiye Nezareti bu suretle vürut eden fiat defterleri üzerine umumî bütçesini tanzim ve tasdika iktiran ettirildikten sonra orduların tahsisatını icabı hale göre tevzi ve ita eder. Madde 28 – Ordular ve bilûmum idareler kendilerine verilen tahsisatı, mıntıkaları dahilindeki kıtaata tevzi eder ancak bazı mahallerde fiatın gali ve bazı mahallerde dûn bulunmasından dolayı verilen tahsisat fazla veya noksan zuhur edebileceğinden tahsisat hini tevzide her mevkiin fiatına, kadrosuna ve kuvvei mevcudesinin tezayüt veya tenakusuna göre hesap ve tevzi edilecektir. Madde 29 – Kıtaatla bilmuhabere senesi zarfında en son icra olunacak tahsisat tevziatında mukaddema verilen tahsisatın fazla veya noksanı olan kıtaata hemen havale ita olunacak ve umumiyet itibariyle orduların ve idarelerin tahsisatı mürettebesi kifayet etmiyeceği bilmuvazene tebeyyün ettiği halde bilâhare beyhude muhaberatla vakit zayi edilmemek üzere derhal esbabı mucibe beyaniyle Harbiye Nezaretine bilmuracaa tahsisatı munzama talep olunacaktır. Madde 30 – Mevaddı sabıka dairesinde tahsisatın hüsnü tevzi ve idaresi kolordular ve bilûmum idarelerin cümlei vezaifinden bulunulduğundan hesapsız tevziat icrasiyle tahsisatı muhavveleden bir kısmını bir mahalde yığarak senenin hitamiyle kendi idaresi dahilindeki kıtaatın bazısında fazla ve bazısında noksan tahsisat zuhura getirilmesinden ve bu suretle vuku bulacak muhaberatı zaideden idare heyetleri mes’ul olup tahsisatı daima hakikî bir muvazene tahtında bulundurmağa mecburdurlar. Tahsisatı askeriyeye reddolunacak mebaliğ hakkında Madde 31 – Tahsisatı askeriyeden zarurîülvuku olan erzak ve eşya sarfiyatında eşhas zimmetinde ve askerî fabrikalariyle müessesatında mahallî sarfı bulunamıyan ve
180
hasbelicap elden çıkarılması lâzım gelen mevvaddı mütenevvia hasılası ait olduğu sene hesabı kat’isinin tanzim ve takdimine kadar mer’i olmak üzere tahsisatı askeriyeye iade ve istirdat kaydolunacaktır. Madde 32 – Ait olduğu sene hesabı kat’isinin tanziminden sonra tahakkuk etmiyen istirdat ne vakit tahakkuk ederse tahakkuk ettiği tarihte cari olan bütçenin hasılâtı müteferrikasına irad kaydolunur. Yem faslı Madde 33 – [Değişik: 12/5/1928 – 1257/1 md.] Beygir ve katırlara ita olunacak mevaddı gıdaiye miktarı berveçhiâtidir.
Sureti umumiyede verilecek ağdiye miktarı
Gemi ve tren derununda verilecek ağdiye miktarı
Çayır mevsiminde ahırda beslenenlere verilecek ağdiye miktarı v e y r u a m a T u z k ı r u y k i d e k ı re ç a T u z
K. K. K. G. K. K. K. Lt. K. K. G. Ağır top çekmeğe mahsus beygirler, ağır katırlar.
7 5 3 30 3,5 5 1 30 4 50 35
Sahra toplarında dip vazifesi gören ağır beygir ve ağır katırlar.
6 4 3 25 3 4 1 20 3 45 30
Sahra toplarında şuyugar ve çengel vazifesini gören ağır ve hafif beygir ve katırlarla dağ toplarında dahili namlu ön kundak taşıyan ağır ve hafif beygir ve katırlar.
5,5 3,5 3 20 2,5 3,5 1 20 2,5 45 25
Binek, saka, nakliye koşum hafif beygirleri, dağ topçusu ve makineli tüfenk hafif beygir ve hafif katırları (Dağ topçusunda dahili namlu ve ön kundak taşıyanlardan gayrisi)
4,5 3 2 15 2 3 0,5 15 1,5 40 20
Mekkâre hafif beygir ve katırları ile nakliye koşum hafif katırları.
3,5 2 2 15 1,5 2 0,5 15 1 35 20
181
[Ek: 14/1/1938 – 3310/1 md.] Askeri hizmetlerde kullanılan köpeklerle bunların yetiştirilecek yavrularına aşağıda gösterilen tayinat gündelik olarak verilir: Gram 350 Et 450 Ekmek 5 Tuz 10 Sabun (su ve yemek kablarının ve kendilerinin temizliği için) 600 Odun (icabında mübadele suretile verilecek gıdaların pişirilmesi için) 30 Gazyağı (icabında haşarat ve tufeylâttan korunmaları için) [Ek: 14/1/1938 – 3310/1 md.] Yukarıda gösterilen gıda istihkaklarının aynen verilmesi kabil olmayan zaman ve yerlerde esas istihkakın tutarı dahilinde olarak yiyebilecekleri gıda maddeleri ile mübadelesi ve mübadele şekilleri Millî Müdafaa Vekâletince tesbit olunur. [Ek: 28/5/1927 – 1060/1 md. ile eklenen A ve B bendleri]: A) Serum istihsali için lâboratuvarlar emrine tahsis edilen katanalara istihkakı aslilerine ilâveten iki kilo arpa ve iki kilo ot ve yerli beygir ve esterlere ilâveten bir kilo arpa ve bir buçuk kilo ot verilir. B) Muhabere hizmetinde bulundurulan gövercinlerle lâboratuvarlar emrinde tecrübeye tahsis olunan gövercin, tavşan, kobay, fare, hindi, tavuk gibi hayvanata zirdeki cetvel dâhilinde yevmî tayınatı gıdaiye verilir. Bu gıdaların sureti itâsını ve hasbelicap mübadelesini bir talimatname ile tesbite Müdafaai Milliye Vekâleti mezundur.
Tuz
Ana
son
Ekm
ek iç
i
Yeş
il sa
lata
Ken
evir
tohu
mu
Ket
en to
hum
u
Pirin
ç
Mısır
Mer
cim
ek
Taze
çayır
Süt
Darı
Lâha
na
Panc
ar
Hav
uç
Buğ
day
Kep
ek
Ot
Arp
a
Ecnası Hayvanat
Gr
Gr
Gr
Gr
Gr
Gr
Gr
Gr Gr G
r Gr
Gr Gr Gr Gr Gr Gr Gr Gr
Gövercin 1 0,5 5 5 2 2 5 2,
5 25 10 5 3,5 5
Tavşan ve Kobay 2 10
0 100
100
100
100 100 10
Fare (çayır mevsimine ilaveten verilir)
100
30
Hindi 50 150
Tavuk 50 50
182
[Ek: 31/5/1933 – 2247/5 md. ile eklenen A ve B bendleri]: A) Süvari Binicilik Mektebinde milletler arasındaki müsabakalara iştirak etmek üzere talim edilen yarış hayvanlariyle zâbitlerin yetişmelerine tahsis edilen yetiştirme hayvanlarının yemleri şunlardır: Kilo 7 Yulaf (bulunmadığı takdirde ezilmiş arpa) 5 Kuru ot 4 Yataklık saman 30 gr. Tuz B) Dört kilo yataklık saman, fiyatını geçmemek üzere diğer yataklık maddelerle mübadele edilir. Madde 34 – Hazari yürüyüş esnasında (meselâ manevrada) hayvanatın muayyen olan yevmi istihkakından bir kilogram saman kat’olunup arpasına yarım kilogram zam edilir ve bu zammiyat tasarrufattan mahsup edilir. Madde 35 – Vakti harbte her hayvanın muayyen olan hazarî yem istihkakı mikdarına marüzikir tasarrufattan bir kilo ot ile bir kilo saman zam edilir. Madde 36 – [Değişik: 31/5/1926 – 879/2 md.] Cins ve miktarları kanunun otuz üç-otuz dört ve otuz beşinci maddeleri ile muayyen olan hayvan yemlerinin -yevmi istihkak bedellerini tecavüz etmemek ve kalori nazarı itibara alınmak şartiyle- her mevkide bulunabilecek diğer yemlerle ledelicap mübadelesini ve tarzı mübadelesini ve tarzı itasını talimatname ile tesbite Müdafaai Milliye Vekili mezundur. (Ek: 28/1/1942 – 4177/1 md.; Değişik : 4/7/1988 - KHK – 336/1 md.; Aynen kabul: 7/2/1990 – 3612/1 md.) Fevkalade hallerin devamı müddetince Maliye ve Gümrük Bakanlığının olumlu görüşü alınmak kaydıyla Milli Savunma Bakanlığının istihkak bedelini tecavüz edebilme yetkisi vardır.1 Madde 37 – [Değişik: 17/1/1948 – 5201/1 md.] Ordu malı kısraklardan doğan taylara süt kesiminden sonra veya ordu hesabına yetiştirilmek üzere satın alınan 6 ayını doldurmuş yerli ve yabancı taylarla yavru katırlara aşağıdaki 1 ve 2 sayılı cetvellerde yazılı yemler verilir. Yabancı taylar vasfını ağırlığını gösteren yerli taylar da yabancı taylar gibi beslenir. (1) SAYILI CETVEL Yerli ırk hayvanların tayları ile yerli yavru katırlara
6-9
aylık
ta
ylar
a
9-12
ay
lık
tayl
ara
12-1
8 ay
lık
tayl
ara
18-2
4 ay
lık
tayl
ara
Yem çeşitleri Kilo Gr. Kil
o Gr. Kilo Gr. Kil
o Gr.
Yulaf 1 000 1 50
0 1 850 2 25
0
Bakla 350 40
0 400 20
0 1 28/1/1942 tarih ve 4177 sayılı Kanunun 1 inci maddesi şu hükmü getirmektedir: “Bu kanun hükmü 20/12/1941 tarihinden bu kanunun neşri tarihine kadar tahakkuk etmiş olan istihkak bedellerine de şâmildir.”
183
Keten tohumu 150 20
0 250 20
0 Buğday kepeği 30
0 300 30
0 350
Kuru ot 1 000 1 50
0 2 000 2 50
0
Havuç 1 000 1 50
0 2 000 2 50
0 Tuz 10 10 15 15 Kalsiyum karbonat 15 15 15 15
(2) SAYILI CETVEL Yabancı ırk kadana tayları ile kadana yavru katırlara
6-9
aylık
ta
ylar
a
9-12
ay
lık
tayl
ara
12-1
8 ay
lık
tayl
ara
18-2
4 ay
lık
tayl
ara
Yem çeşitleri Kilo Gr. Kil
o Gr. Kilo Gr. Kil
o Gr.
Yulaf 1 700 2 00
0 2 500 3 00
0
Bakla 400 50
0 500 50
0
Keten tohumu 250 30
0 400 40
0 Buğday kepeği 35
0 400 40
0 400
Kuru ot 1 500 2 00
0 2 700 3 00
0
Havuç 2 000 3 00
0 3 000 4 00
0 Tuz 10 10 15 15 Kalsiyum karbonat 15 15 15 15
Havuç gibi gelişmeyi sağlayıcı, içinde vitaminleri bulunan köklerin bulunmadığı zamanda değiştirme yolu ile içinde aynı maddeler bulunan yemler ve kuru otun bulunmadığı zamanlarda aynı kaloriyi tutmak şartiyle kuru yonca verilir. Madde 38 – Hayvanatı bakariye ve ağnam ve deve ve merkeplere verilecek ağdiye miktarı: A) Manda ve öküzlere:
Arpa Ot Kilo Kilo
4 7 Vakti hazarda 4,5 7,5 Çadır ve ahırda bulunanlara 5 8 Açıkta bulunanlara
Vakti seferde, esnayi rahta ve manevrada
184
Arpa Ot Kilo Kilo
1 kırılmış 5 Gemide bulunanlara (25 litre su verilir) 1,5 kırılmış 5 Şimendüfer derununda bulunanlara 1 50 (Biçilmiş yeşil) çayır zamanında
Mübadelâtı gıdaiye Arpa bulunmadığı takdirde verilmesi lâzım gelen hububat: Yulaf (arpa miktarınca) Mısır buğdayı (arpa miktarınca) Çavdar (arpa miktarınca) Buğday (2/3 nisbetinde) Kuru ot ve keyah bulunmadığı takdirde:
Saman Kilo
10 Vakti hazarda 11 Vakti seferde
Tuz miktarı: Manda ve öküzlere Yerli ineklere Gram Gram
20 10 Koruda bulundukları zaman 30 15 Çayırda bulundukları zaman 30 15 Maraza ve zuafaya
B) [Değişik: 12/5/1928 –1257/2 md.] Develere verilecek ağdiye miktarı:
Sureti umumiyede verilecek ağdiye miktarı
Gemi ve tren derununda verilecek ağdiye miktarı
Arp
a un
u
Kur
u ot
Sam
an
Tuz
Arp
a un
u
Kur
u ot
Sam
an
Gem
ide
su
K. K. K. Gr. K. K. K. Lt. Top çeken develer 5,5 2,5 4 30 2,7
5 2,5 4 35
Diğer hizmetlerde bulunan develer 4,5 2,5 4 25 2,2
5 2,5 4 35
185
C) Koyunlara verilecek ağdiye mikdarı:
Kırı
lmış
ve
ısla
nmış
A
rpa
Kur
u ki
yah
Tuz
Gram Kilo Gram
500 1 1 Mevsimi sayfta
500 1 8 Mevsimi şitada
Çayıra sevki mümkün olmadığı ve ot bulunmadığı zamanlarda aynı miktarda kuru yonca veya saman verilir.
D) [Değişik: 12/5/1928 –1257/3 md.] Eşeklere verilecek ağdiye miktarı:
Arpa Kuru ot Tuz Kilo Kilo Gram
Eşeklere 2 2,5 10 Gemi ve trendeki eşeklere 1 kırılmış
arpa 3 10 litre gemide su
Çayır mevsiminde ahırda beslenen eşeklere
0,5 kırılmış arpa
25 taze çayır otu 15
[Ek: 28/5/1927 – 1060/2 md.] [A, D] fıkralarında muayyen olan istihkaka, serum istihsali için lâboratuvarlar emrine tahsis edilen öküzler için ilâveten bir kilo arpa, üç kilo ot ve merkepler için bir kilo arpa, bir buçuk kilo ot verilir. Madde 39 – Arpa yerine kepek verilmek icap ettiği takdirde her halde kırılmış arpa ile karıştırılarak arpanın üçte biri nisbetinde verilecektir. Ahvali zaruriye ve istisnaiyede kepeğin yalnız olarak itası halinde azami olarak iki kiloyu tecavüz etmiyecektir. [Ek: 31/5/1926 – 879/3 md.] Bu halde beher hayvana yevmiye on gram tuz verilir. Madde 40 – [Ek: 12/5/1928 – 1257/4 md.] Ahvali zaruriye mevcut olmadığı halde her sene umum hayvanata çayır verilir. Çayır müddeti iklime göre yirmi günden bir aya kadar imtidat eder. Çayıra bağlanarak yeşil ot verildiği zaman beher hayvana tahsis edilecek çayır mahallinin miktarı etibbayi baytariyenin raporuna göre tahdit olunur. Bu halde arpa verilmez. Fakat (33) üncü madde ile (38) inci maddenin (d) fıkrası mucibince ahırda çayırlandıkları zaman verilen miktarda tuz verilir.1 Madde 41 – Kıtaatın seferberliği zamanında hayvanata çayır verilmez.
1 24/5/1928 tarih ve 1257 sayılı Kanunun 5 inci maddesi şu hükmü getirmektedir: “mezkûr kanundaki (kadana, ester, merkep) tâbirleri yerine (ağır ve hafif beygir, ağır ve hafif katır, eşek) tâbirleri kabul edilmiştir. Çıplak olarak sıkletleri (375) ve daha ziyade olan beygirlere (ağır beygir) ve daha az olanlara (hafif beygir) ve çıplak sıkletleri (400) kilo ve daha ziyade olan katırlara (ağır katır) ve daha az olanlara (hafif katır) denir.”.
186
Madde 42 – İaşesi ashabına ait olan zâbitanın binek hayvanatı mirî hayvanlariyle çayıra çıkarıldığı takdirde çayır pahasına mukabil yem bedeli kat’olunur. Madde 43 – Hastalanan veya sakatlanan veyahut baytar tarafından bârapor füruht olunmak üzere çürüğe çıkarılan hayvanata iyileşinceye veya füruhtlarına kadar verilecek yem miktarları baytar tarafından tâyin ve tahdit olunarak ita olunur. Madde 44 – Emrazı âdiye ile malûl olan hayvanatın torba fazlalarından istifade edilir. Emrazı sariye ile malûl olan hayvanatın torba fazlaları bârapor imha edilir. Madde 45 – Hayvanatın torba fazlaları istihkaktan tenzil olunmaz. Her gün hâsıl olacak fazlalar yine ertesi günün istihkakına sarf olunur. Şu suretle her ay nihayetinde işbu fazlaların mikdarı bilhesap tahakkuk ettirilip ayrıca tutulacak defteri mahsusuna kaydedilir sene nihayetine kadar bu suretle devren ve müteselsilen kayıt üzerine tahakkuk ve tebeyyün edecek torba fazlaları senesi dahilinde harp ve manevra vuku bulduğu takdirde hayvana verilecek fazla yem ve kıtaatça lüzum görülecek arpa, kırma ve elek makineleri ve buna müteferri malzemenin tedarik ve mübayaasına karşılık tutulur. Madde 46 – Vakti hazarda hayvanatın ecnas ve mevasime ve hayvanatın ifa edecekleri fevkalâde hidemata göre etibbayi baytariye istihkakın tezyidine lüzum gösterdikleri zaman zammedilecek miktar, senesi zarfındaki tasarruf miktarını tecavüz etmiyecektir. Madde 47 – Fazla sarfiyat hangi günlerde hayvanata eklettirilmiş ise o günkü tabelânın istihkak sütununa karıştırılmaksızın ayrıca tabelânın zahrında verilen emrin tarih ve numarası ve emir veren kumandanın ismi tasrih ve kıta kumandanı ve nöbetçi zabitanı tarafından da imza edilir. Şehri tabelâ kaydının mülâhazat hanesinde dahi buna mahsus bir sütun açılarak tarih ve günleriyle alelmüfredat sarfiyat miktarı irae edilir. Sene nihayetinde tahakkuk edecek torba fazlalarından harb ve manevra zamanlarındaki fazla masrafları bedettenzil baki mikdarın fiatları mucubince bilhesap esmanı hasılası hakkında tayinat faslının mevaddı mahsusası ahkâmına tevfikan muamele icra edilir. Madde 48 – İdari askeriye nizamnamesinin işbu kanunname münderecatına muhalif olan mevadı ile hayvanatı bakariyenin iaşesine dair olan 21 Şubat 1328 tarihli mevadı nizamiye ahkamı mefsuhtur. Madde 49 – İşbu Kanunnamenin ahkâmı tarihi neşrinden itibaren mer’i olacaktır. Madde 50 – İşbu kanunnamenin icrasına Harbiye Nazırı memurdur.
187
Ek. 4
Kuvayı Milliye
Mevcudu
İaşe Şekli Nerede ve
Kimin
Emrinde
Olduğu Reisin İsim ve Şöhreti Piyade Süvari
Topla
m
Ethem Bey Müfrezesi 300 1530 1830
Ethem Bey Refakatinde süvari
müfrezesi - 130 130
Eşref Bey Müfrezesi 45 - 45
Şakir Bey Müfrezesi 14 - 14
Rauf Bey Müfrezesi 264 6 270
Hacı Fehmi Bey Müfrezesi - 40 40
Afyon Sv.Jandarma Müfrezesi - 45 45
Eskişehir Albayrak ve Konya Arnavut
Müfrezesi 110 - 110
Kandıra ve Uluborlu Müfrezesi 180 20 200
Şevket Bey Müfrezesi - 33 33
Ömer Ağa Müfrezesi 30 - 30
Bilecik Müfrezesi 105 - 105
Ali Müfrezesi 70 - 70
Harun efendi Müfrezesi (Eskişehir) 30 30
24. Tümence birliklere mensup erler gibi iaşe edilmektedir
Yzb. Hasan Bey Müfrezesi 77 - 77
Çvş.Çerkes Mehmet Bey Müfrezesi - 16 16
Emekli Yzb. Harun Efendi Müfrezesi - 12 12
Sirvan oğlu Ahmet Müfrezesi - 14 14
Bahtıgiray ve Mendiçek Müfrezesi - 42 42
Yzb. Necip Bey Müfrezesi 87 - 87
Emin Bey Müfrezesi - 55 55
Osmaniyeli Hayri Bey Müfrezesi - 15 15
24. T
ümen
em
rinde
Ada
paza
rı do
layl
arın
da
Yeşil Bayrak Müfrezesi 100 - 100
İAŞE:Piyadeye ayda 30, süvariye 37, reislere50 lira verilmekte; iaşe erlerin kendilerine ait ise de bir çok kereler
çeşitli bölgelerde er gibi iaşe edildikleri görülmüştir. Giysileri: Müdafayi Hukuk
Cemiyeti tarafından verilir
Beypazarı’nda Mevki Komutanı Fahri Bey 80 - 80 Her ere iaşesiyle beraber her yerde çeşitli olmak üzere ayda bir miktar para verilmektedir.
Çerkeş’te 158. Alay emrinde 35 50 85 Halk tarafından süvarilere günde 50 kuruş verilmekte.
Safranbolu’da Müfreze emirnde 60 10 70 Fiili hizmet erbabına 25, Kuvayı Milliye erlerine 50 kuruş yevmiye, süvarilere 20 lira aylık verilir.
Daday’da Hükümet emirnde 30 30 Hükümet tarafından asker gibi.
188
Ek. 5
189
Ek. 6
190
Ek. 7
191
Ek. 8
192
Ek. 9