52
1 ÇEV205 ÇEVRE KİMYASI I LABORATUVARI DENEY PROGRAMI 1. Hafta: Deney Malzemelerinin Tanıtımı ve Grupların Oluşturulması 2. Hafta: Çözelti Hazırlama 3. Hafta : Asit- Baz Titrasyonu 4. Hafta: Kromatografi 5. Hafta: pH, İletkenlik ve CO2 tayini 6. Hafta: Alkalinite Tayini 7. Hafta: Sertlik ve Ca 2+ - Mg 2+ Tayini 8. Hafta: Ara Sınav 9. Hafta: Tatil 10. Hafta: Sülfat Tayini 11. Hafta: Klorür Tayini 12. Hafta : Renk ve Bulanıklık Tayini 13. Hafta: Alev Fotometresi ile Sodyum ve Potasyum Tayini 14. Hafta: Telafi 15. Hafta: Telafi

Laboratuar Föyü

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Laboratuar Föyü

1

ÇEV205 ÇEVRE KİMYASI I LABORATUVARI

DENEY PROGRAMI

1. Hafta: Deney Malzemelerinin Tanıtımı ve Grupların Oluşturulması

2. Hafta: Çözelti Hazırlama

3. Hafta : Asit- Baz Titrasyonu

4. Hafta: Kromatografi

5. Hafta: pH, İletkenlik ve CO2 tayini

6. Hafta: Alkalinite Tayini

7. Hafta: Sertlik ve Ca2+ - Mg2+ Tayini

8. Hafta: Ara Sınav

9. Hafta: Tatil

10. Hafta: Sülfat Tayini

11. Hafta: Klorür Tayini

12. Hafta : Renk ve Bulanıklık Tayini

13. Hafta: Alev Fotometresi ile Sodyum ve Potasyum Tayini

14. Hafta: Telafi

15. Hafta: Telafi

Page 2: Laboratuar Föyü

2

LABORATUARDA İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ

Laboratuvar Güvenlik Kuralları ve Genel Prensipler

Laboratuvar sorumlusundan izin almadan laboratuvara girmeyin.

Laboratuvarda tek başınıza çalışmayın.

Ecza dolabının konumunu ve içeriğini öğrenin.

Laboratuvarda mutlaka uzun laboratuvar önlüğü ile önü ilikli olacak şekilde çalışın.

Laboratuvarda çalışırken eldiven kullanın.

Saçınız uzun ise mutlaka toplayın.

Takı ve aksesuarlarınızı çıkartın.

Laboratuvarda kapalı, rahat, düz ayakkabı giyin.

Laboratuvar ortamında çalışırken elinizde kesik, yara ve benzeri durumlar varsa

bunların üzerini su geçirmez bir bantla kapatın.

Laboratuvarda yiyecek/içecek tüketmeyin ve gıda malzemelerini bulundurmayın.

Laboratuvar sorumlusunu öğrenin.

Çalışırken ellerinizi yüzünüze sürmeyin, ağzınıza herhangi bir şey almayın.

Laboratuvar sorumlusunun izni olmadan hiçbir madde ve/veya malzemeyi

laboratuvardan dışarı çıkarmayın.

Laboratuvarda meydana gelen problemleri laboratuvar sorumlusuna bildirin.

Kullanıldıktan sonra her bir eşya, alet veya cihazı yöntemine uygun biçimde kapatın,

temizleyin ve yerlerine kaldırın.

Atılacak katı maddeleri çöp kutusuna atın.

Laboratuvarda bulunan bütün kimyasallar tehlike içerir. Bu nedenle kesinlikle

kimyasallara çıplak elle dokunmayın, tadına bakmayın ve koklamayın.

Katı haldeki maddeleri şişelerden daima temiz bir spatül veya kaşıkla alın. Aynı kaşığı

temizlemeden başka bir madde almak için kullanmayın.

Şişelerin kapak veya tıpalarını değiştirmeyin.

Kimyasal maddeleri gelişi güzel birbirine karıştırmayın.

Laboratuvarda yapılan çalışmalar için özel bir defter tutun. Yapılan çalışma ve

gözlemleri mutlaka bu deftere kaydedin.

Page 3: Laboratuar Föyü

3

Tüm asitler ve alkalileri sulandırırken daima asit ve alkaliyi suyun üzerine yavaş yavaş

dökün, asla tersini yapmayın.

Kimyasalları taşırken iki elinizi de kullanın. Kimyasalları bir elinizle kapaktan sıkıca

tutarken, diğer elinizle şişenin altından kavrayarak taşıyın.

Asit, baz gibi aşındırıcı yakıcı maddeler deriye damladığı veya sıçradığı zaman derhal

bol miktarda su ile yıkayın.

Page 4: Laboratuar Föyü

4

Kimyasal Etiket Sembolleri ve Açıklamaları

Page 5: Laboratuar Föyü

5

Kişisel Güvenlik

Göz Banyosu

Göze herhangi bir kimyasal sıçraması durumunda ilk olarak var ise lensi çıkarın.

Göz iyice açılarak göz çukuru çok tazyikkli olmayacak şekilde su veya göz temizleme

solüsyonu ile bolca yıkanır.

Laboratuvarda bulunan göz solüsyonlarının son kullanma tarihleri ve dolulukları sık olarak (3

ayda bir) kontrol edilmelidir

Laboratuvar Duşu

Her laboratuvarda mutlaka laboratuvar duşu bulundurun.

Duşlara kolay ulaşılabilirliği sağlayın. Kullanımı zorlaştıracak şekilde ulaşımı

engellemeyin.

Duşların monte işleminde herkesin kolaylıkla kullanabileceği yüksekliğe ayarlayın.

Page 6: Laboratuar Föyü

6

Göz ve Yüz Koruyucuları

Gözünüzü toz, küçük parçacık ve kimyasal maddelerden korumak için genel

amaçlı gözlük kullanın.

Gerekli durumlarda göz çevresini daha iyi saran tam korumalı koruyucu

gözlük (dalgıç tipi gözlük) kullanın.

El ve Kol Koruyucuları

Aşınmaya karşı dayanıklılığı ve mekanik koruması yüksek dirençli eldivenleri giyin.

Page 7: Laboratuar Föyü

7

Laboratuvar ortamında kimyasal malzemelerden korunmak için genel amaçlı nitril

eldiven kullanın.

Yüksek riskteki kimyasal çalışmaların verdiği zararlardan korunmak için daha

dayanıklı nitril eldiven kullanın.

Vücut, Gövde ve Karın Bölgesi Koruyucuları

Laboratuvarda önlük giyin

Kimyasal Atıklar

Birbiri içerisinde karışmaması gereken kimyasallar

Page 8: Laboratuar Föyü

8

İlk Yardım

Ani olarak hastalanan veya kazaya uğrayan kimseye anında, olay yerinde ve çevre

imkanlarından yararlanılarak yapılan, tıbbi olmayan geçici müdahaleye ilkyardım denir.

Kanama

Kanamalar iç ve dış kanama olmak üzere ikiye ayrılır.

İç kanamalar gözle görülemediklerinden, belirlenmeleri ve en kısa zamanda hastaneye

ulaştırılmaları önemlidir.

Dış kanamalar ise gözle görülebilir ve durdurulma yöntemleri ile kontrol altına

alınabilirler.

Page 9: Laboratuar Föyü

9

Dış Kanamaları Durdurma Yöntemleri

Parmakla (lokal) basınç

Basınçlı sargı

Yaranın üstünde yer alan damar köküne basınç

Kanayan kısmın kalp seviyesinde veya üzerinde tutulması

Turnike

Atelleme (Destekleme)

Yaralanma

Sıyrık: Derinin sert ve pürtüklü bir yüzeye sürtünmesi sonucu oluşan yüzeysel

yaralanmalardır. Sıyrıklar, varsa antiseptikle silinebilir yoksa sabunlu su ile yıkanıp

kuru ve temiz tutuldukları sürece daha çabuk iyileşirler. Ancak, kirli veya ıslak bir iş

yapılacaksa yara mutlaka kapatılmalıdır.

Kesik: Keskin ve düzgün yüzeyli nesne ile meydana gelir. Kesilmiş düzgün veya

parçalı bir yara oluşur. Kesik yaranın kenarları antiseptikle silinir ve yara ağzı uç uca

getirildikten sonra üzeri, steril gazlı bezle kapatılarak, yaralı hastaneye götürülür.

Yırtık / Kısmi Kopuk: Derinin bir parçası ya tamamen kopmuştur ya da küçük bir

kısmı ile bağlı kalmıştır. Bu tip yaralanmalarda kısmen ya da tam kopmuş olan deri,

yaranın üzerine, normal yerine yerleştirilmeli, daha sonra üzeri steril pansumanla

kapatılmalıdır. Yaralı hemen hastaneye götürülmelidir.

Göz Yaralanmaları

Göze yabancı cisim kaçması: Yabancı cisim ( toz, kirpik vb) kornea üzerindedir veya

gözkapağı altındadır. Bu durumda göz temiz su ile yıkanır. Eğer cisim göz kapağının

altındaysa, göz kapağı ters çevrilerek pamuklu çubukla uzaklaştırılabilir.

Göze yabancı cisim batması: Batan cisimler çıkarılmaz, sabitlenir. Üzeri koni

biçiminde bir malzeme ile kapatılır. Gözler birlikte hareket ettiğinden sağlam göz de

kapatılmalıdır.

Yırtılmalar: Yaralı göz hemen steril gazlı bezle kapatılır, sağlam göz de kapatıldıktan

sonra en kısa sürede hastaneye götürülmelidir.

Kimyasal Yanıklar: Tek ve ilk acil tedavi yıkamaktır. Yıkamak için her türlü temiz su

kullanılabilir. Yıkama süresi en az 15 dakika olmalıdır. Daha sonra her iki göz de

kapatılarak hastaneye ulaştırılır.

Page 10: Laboratuar Föyü

10

Isı yanıkları: Göz kapakları genellikle kapanır ve yapışabilir. O nedenle her iki göz

yıkandıktan sonra ıslak pansumanla kapatılarak hastaneye götürülmelidir.

Yanık

1. Derece Yanıklar: Derinin sadece en üst tabakasının zedelendiği yanıklardır. Kızarıklık,

gerginlik ve ağrı görülür. (Örn; güneş yanıkları)

2. Derece Yanıklar: Derinin üst ve değişen oranlarda alt kısmının etkilendiği yanıklardır.

Kızarıklık, gerginlik, ağrı ve su toplanması şeklinde belirtiler görülür.

3. Derece Yanıklar: Tüm deriyi kapsayan; derialtı dokularına, derin dokulara ve hatta

kemiklere kadar ulaşan yanıklardır. Şiddetli yanıklarda, yüzeysel sinir uçları ve kan damarları

zedeleneceğinden, yanık alanda his kaybı olabilir.

Isı Yanıkları

Yanma sürecini sona erdirerek daha fazla yaralanmayı önlemek gerekir.

Asla yoğurt, salça, diş macunu, zeytinyağı vb. şeyler sürülmez.

En az 10 dakika soğuk suya tutulur.

Gerginliği azaltmak üzere yağlı krem veya ağrısını almak ve gerginliği azaltmak üzere

yanık merhemi sürülebilir.

Geniş yanıklarda, kişi kendi içebilecek durumdaysa bol sıvı içirilir.

Kimyasal Yanıklar

Kuvvetli asit veya bazlarla meydana gelir. Çoğunlukla endüstri, laboratuvar veya

fabrikalarda görülür. Sadece kimyasal maddeler değil onların oluşturduğu gazlar ve

buharlar da kimyasal yanıklara (özellikle solunum yolunda) neden olurlar.

Kimyasal madde;

Kuru (Toz) ise: Toz kimyasal madde, önce bir fırça veya kuru bezle iyice vücuttan

uzaklaştırılır, sonrasında bol akan su ile yıkanır.

Sıvı ise: Hemen etkilenen bölgedeki giysiler çıkarılır ve etkilenen alan basınçlı su ile en az 10

dakika yıkanır.

Page 11: Laboratuar Föyü

11

DENEY RAPORU YAZIM KILAVUZU

Deney raporları A4 kâğıda el yazısı ile tükenmez kalem kullanılarak yazılmalıdır. Deneyde

öğrencinin adı soyadının, öğrenci no, grup no, tarih ve deney adının bulunduğu bir kapak

sayfası mutlaka olmalıdır. Kapak sayfası olmayan raporlar kabul edilmeyecektir. Deney

raporu genel olarak 7 kısımdan oluşur.

1. AMAÇ

Deneyin hangi amaçla yapıldığı ve deneyin yapılışında birden fazla yöntem varsa hangi

yöntemin kullanıldığı ifade edilmelidir.

2. DENEYDE KULLANILAN ARAÇ VE GEREÇLER

Deneyde kullanılan aletler ve kimyasalların isimleri yazılmalıdır.

3. TEORİ

Bu bölüme yazılanlar konunun temelini teşkil etmeli, konu hakkında gerekli bilgiler

araştırılmalı ve gereksiz, tekrar bilgilerden kaçınılmalı sade ve net bir şekilde yazılmalıdır.

Deneyin çevre mühendisliği açısından önemi ve nerelerde kullanıldığı yazılmalıdır. Teori

kısmı en az 2 sayfa olmalıdır.

Teori kısmı için kullanılacak olan kaynaklar güvenilir olmalı, internet kaynaklarından

olabildiğince kaçınılmalı eğer kullanılacak ise güvenilir internet kaynakları

kullanılmalıdır. Kitap, makale, dergi gibi yayınlar tercih edilmelidir.

Teori kısmı yazılırken alınan parçanın hangi kaynaktan geldiği belirtilmelidir.

Örnek:

Uçucu Organik Bileşikler tüm kentsel ve endüstriyel alanlarda atmosferde yer seviyesinde

bulunan önemli hava kirleticileridir. Uçucu Organik Bileşikler sınıfına giren yüzlerce bileşik

bulunmaktadır. UOB’ler atmosferde gaz halinde bulunur ancak normal sıcaklık ve basınç

altında sıvı veya katı halde olabilirler. Bu bileşikler 20ºC’de buhar basıncı 760 tordan (101.3

kPa) küçük ve 1 tordan (0,13 kPa) büyük organik bileşikler olarak tanımlanabilir. UOB’leri

temsil eden diğer bileşik grupları hidrokarbonlar (HC’s), reaktif organik gazlar (ROG’s),

metan olmayan uçucu organik bileşikler (NMUOB’s)’dir (Hester ve Harrison, 1995).

4. DENEYİN YAPILIŞI

Deneyin yapılış şekli laboratuarda uygulanan biçimiyle anlatılmalı, direk föyden

alınmamalıdır. Laboratuar çalışması esnasında deneyin yapılışı ile ilgili öğrenilen bilgiler ve

tartışmalara bu kısımda değinilmelidir. Ayrıca gerekiyorsa literatür taraması yapılabilir.

Page 12: Laboratuar Föyü

12

5. HESAPLAMALAR

Bu bölüme gerekirse deney esnasında yapılan, yapılmasına ihtiyaç duyulan hesaplamalar ve

grafikler verilerek açıklamalarda bulunulur. Deney verileri açık bir biçimde verilmeli

hesaplamalar bu veriler takibinde yapılmalıdır.

6. DEĞERLENDİRME VE YORUM

Deney raporunun en önemli kısımlarından biri deneyin yorumlandığı kısımdır. Bu kısımda

özellikle Çevre ve Orman Bakanlığının yayınlamış olduğu su ile ilgili mevzuatlar esas

alınarak deneyde elde edilen verilerin yorumlanması ve çevre mühendisliği bakış açısı ile

değerlendirilmesi gerekmektedir.

7. KAYNAKLAR

Deneyin özellikle teori kısmında başvurulan kaynaklar bir liste halinde raporun son

sayfasında verilmelidir. Kaynak gösterilirken, Yazarın soyadını adı, kitabın adı basım yeri ve

yılı sırasıyla verilmelidir.

Örnek:

Pluschke, P. Indoor Air Pollution, Springer, 2004, Western Europe.

Page 13: Laboratuar Föyü

13

DENEY 1

ÇÖZELTİ HAZIRLAMA

Çözelti, iki veya daha fazla maddenin homojen bir karışımı olup, en az iki bileşenden oluşur.

Bileşenlerden biri çözücü, diğeri ise çözünendir. Çözeltiyi oluşturan bileşenlerden miktarı az

olana "çözünen", fazla olanına ise "çözücü" denir. Çözücü, genellikle çözeltinin fiziksel

durumunu belirler. Çözeltilerin özellikleri,

Çözeltiler saydamdır.

Çözeltilerde (molekül veya iyonlar) görülmez.

Çözeltiler çökelti vermez.

Tanecikler, süzme ve bekletilmekle ayrıştırılamaz.

Küçük parçalar halindeki maddeler daha çabuk çözünür.

Karıştırma, çözünmeyi kolaylaştırır.

Çözeltiler 3 şekilde hazırlanabilir,

Ağırlık esasına göre verilen yüzde çözeltiler: 100 Ağırlık birimi çözeltide kaç ağırlık birimi

çözünen olduğunu gösterir. Aşağıdaki eşitlik ile,

Ağırlık yüzdesi = Çözünen ağırlığı

Çözelti ağırlığı x 100 şeklinde ifade edilebilir.

Örneğin ağırlıkça % 20'lik NaCl çözeltisi : 20 mg NaCl

100 𝑚𝑔 Çö𝑧𝑒𝑙𝑡𝑖 veya

20 g NaCl

100 𝑔 Çö𝑧𝑒𝑙𝑡𝑖 veya

20 kg NaCl

100 𝑔𝑔 Çö𝑧𝑒𝑙𝑡𝑖

şeklinde olabilir

Böyle bir çözelti 20 ağırlık birimi NaCl'nin 80 ağırlık birimi saf suda çözünmesiyle

hazırlanabilir.

Hacim esasına göre verilen yüzde çözeltiler: 100 Hacim birimi (mL, L, m3, vb. olabilir)

çözeltide kaç hacim birimi çözünen olduğunu gösterir. Aşağıdaki eşitlik ile

Hacim yüzdesi = Çözünen hacmi

Çözelti hacmi x 100 şeklinde ifade edilebilir.

Örneğin hacimce % 20'lik CH4O (Metanol) çözeltisi : 20 mL 𝐶𝐻4O

100 𝑚𝐿 Çö𝑧𝑒𝑙𝑡𝑖 veya

20 L 𝐶𝐻4O

100 𝐿 Çö𝑧𝑒𝑙𝑡𝑖 veya

20 cm3 𝐶𝐻4O

100 cm3 Çö𝑧𝑒𝑙𝑡𝑖 şeklinde olabilir

Böyle bir çözelti 20 hacim birimi CH4O’nun 80 ağırlık birimi saf suda çözünmesiyle

hazırlanabilir.

Page 14: Laboratuar Föyü

14

Ağırlık-hacim esasına göre verilen yüzde çözeltiler: 100 Hacim birimi çözeltide kaç ağırlık

birimi çözünen olduğunu gösterir. Aşağıdaki eşitlik ile,

Ağırlık Hacim yüzdesi = Çözünen ağırlığı

Çözelti hacmi x 100 şeklinde ifade edilebilir.

ifade edilebilir.

Örneğin hacimce % 20'lik KCl çözeltisi : 20 mg KCl

100 𝑚𝐿 Çö𝑧𝑒𝑙𝑡𝑖 veya

20 g KCl

100 𝐿 Çö𝑧𝑒𝑙𝑡𝑖 veya

20 𝑚𝑔 KCl

100 cm3 Çö𝑧𝑒𝑙𝑡𝑖

şeklinde olabilir

Böyle bir çözelti 20 ağırlık birimi KCL’nin 80 hacim birimi saf suda çözünmesiyle

hazırlanabilir.

Çözelti hazırlama işleminin adımları

Deneyin Yapılışı: Aşağıdaki tabloda Molar derişimleri ve hacimleri verilen çözeltilerin

hazırlanması için gerekli madde miktarının hesaplanması yapılır. Katı maddelerden çözelti

hazırlarken, hesaplanan miktar kadar kimyasal tartılır ve uygun hacimde balon jojeye eklenir.

Üstüne piset yardımıyla saf su eklenerek belirtilen hacme kadar tamamlanır. Çözelti homojen

hale geldikten sonra balon joje üzerine gerekli bilgiler yazılır (hazırlanış tarihi, derişimi, kim

tarafından hazırlandığı) ve çözelti buzdolabında saklanır.

Sıvı kimyasallardan çözeltiler hazırlanırken hesaplanan hacimde stoktan alınır. İçine bir

miktar saf su konulan uygun hacimde balon jojeye stok çözeltiden hesaplanan miktarda alınan

sıvı kimyasal eklenir, çalkalanır ve belirtilen hacme kadar saf su ile tamamlanır.

Page 15: Laboratuar Föyü

15

Grup

No Katı-sıvı Çözelti (250 mL’de)

Sıvı-Sıvı çözelti

(100mL’de)

Seyreltme

(50mL)

1 0,1M NaCl 0,1M H2SO4 0,01 M H2SO4

2 0,05M NaCl 0,01M H2SO4 0,005 M H2SO4

3 0,1M NaOH 0,1M HCl 0,01M HCl

4 0,01 M NaOH 0,01M HCl 0,005 M HCl

5 0,005 M NaCl 0,5M H2SO4 0,1 M H2SO4

6 0,2 M NaOH 0,5M HCl 0,1M HCl

Na: 23 g/mol, Cl:35 g/mol, O:16 g/mol, H:1 g/mol, S: 32 g/mol

Sülfirik asit için saflık, % 98, Yoğunluk: 1,84 g/cm3

Hidroklorik asit için saflık : % 37, Yoğunluk: 1,18 g/cm3

Örnek

1 – 100 mL 0,01 M NaCl çözeltisi hazırlama

𝑚𝑜𝑙 = 𝑀𝑜𝑙𝑎𝑟𝑖𝑡𝑒 𝑥 𝐻𝑎𝑐𝑖𝑚 = 0,01 𝑀 𝑥 0,1 𝐿 = 0,001 𝑚𝑜𝑙 𝑁𝑎𝐶𝑙

𝐾ü𝑡𝑙𝑒 = 𝑚𝑜𝑙 𝑥 𝑀𝑜𝑙𝑒𝑘ü𝑙 𝑎ğ𝚤𝑟𝑙𝚤ğ𝚤 = 0,001 𝑚𝑜𝑙 𝑥 58 𝑔

𝑚𝑜𝑙 𝑥

1000 𝑚𝑔

1 𝑔= 58 𝑚𝑔 𝑁𝑎𝐶𝑙

58 mg NaCl balon jojeye eklenir ve saf su eklenerek 100 mL’ye tamamlanır.

2 – 0,1 M 250 mL H2SO4 çözeltisi hazırlama

𝑚𝑜𝑙 = 𝑀𝑜𝑙𝑎𝑟𝑖𝑡𝑒 𝑥 𝐻𝑎𝑐𝑖𝑚 = 0,1 𝑀 𝑥 0,25 𝐿 = 0,025 𝑚𝑜𝑙 𝐻2𝑆𝑂4

𝐾ü𝑡𝑙𝑒 = 𝑚𝑜𝑙 𝑥 𝑀𝑜𝑙𝑒𝑘ü𝑙 𝑎ğ𝚤𝑟𝑙𝚤ğ𝚤 = 0,025 𝑚𝑜𝑙 𝑥 128 𝑔

𝑚𝑜𝑙 = 3,2 𝑔 𝐻2𝑆𝑂4

𝐻𝑎𝑐𝑖𝑚 = 𝐾ü𝑡𝑙𝑒 𝑥 𝑌𝑜ğ𝑢𝑛𝑙𝑢𝑘 = 3,2 𝑔 𝑥 1 𝑐𝑚3

1,84 𝑔 𝑥

1 𝑚𝐿

1 𝑐𝑚3= 1,74 𝑚𝐿 𝐻2𝑆𝑂4

𝑆𝑎𝑓 𝐻2𝑆𝑂4 ℎ𝑎𝑐𝑚𝑖 = 𝐺𝑒𝑟𝑒𝑘𝑙𝑖 ℎ𝑎𝑐𝑖𝑚 𝑥 1

𝑆𝑎𝑓𝑙𝚤𝑘 = 1,74 𝑚𝐿 𝐻2𝑆𝑂4 𝑥

1

98100

= 1,78 𝑚𝐿 𝐻2𝑆𝑂4

1,78 mL H2SO4 balon jojeye eklenir ve saf su eklenerek 250 mL’ye tamamlanır.

Page 16: Laboratuar Föyü

16

3 – 0,1 M H2SO4 çözeltisinden 0,025 M 100 mL H2SO4 çözeltisi hazırlama

𝑀1 𝑥 𝑉1 = 𝑀2 𝑥 𝑉2 = 0,1 𝑀 𝑥 𝑉1 = 0,025 𝑀 𝑥 100 𝑚𝐿

𝑉1 = 25 𝑚𝐿 𝐻2𝑆𝑂4

25 mL H2SO4 çözeltisi balon jojeye alınır ve saf su ile 100 mL’ye tamamlanır.

Page 17: Laboratuar Föyü

17

DENEY 2

ASİT- BAZ TİTRASYONU (VOLUMETRİK ANALİZ)

Titrasyon derişimi bilinen bir çözelti (standart çözelti) ile tepkimeye giren, derişimi

bilinmeyen bir çözeltinin derişiminin belirlenmesidir. Titrasyon yönteminin analitik olarak

kullanılabilmesi için, derişimi bilinmeyen çözelti ile standart çözelti arasında oluşan

tepkimenin tam ve hızlı olarak gerçekleşmesi gerekir. Tepkimenin sonlandığı nokta eşdeğerlik

noktası (Bir titrasyonda ayarlı maddenin titre edilen maddeyi tam olarak tükettiği nokta) veya

dönüm noktasıdır. Dönüm noktasının belirlenmesi için uygun belirteçler kullanılır. Tepkime

dönüm noktasına geldiğinde belirteçler, oluşan tepkimenin çeşidine ve türüne göre ortamın

rengini değiştirebilir, çökeleğin daha kirli görünmesine neden olabilir ve ortamdaki iyonların

değişimi ile tanımlanabilir.

Eşdeğerlik noktasının belirlenmesinde aşağıdaki tepkimelerden biri gerçekleşir;

Nötralleşme

Çökelme

Kompleksleşme

Yükseltgenme ve indirgenme

Eşdeğerlik noktasında nötralleşme reaksiyonunu esas alan titrasyon

Buna asidimetri-alkalimetri veya nötralleşme yöntemi de denir. Burada gerçekleşen olay,

ortamda bulunan hidrojen (veya OH-) iyonunun, standart bir çözeltideki OH- (veya H+) ile

tepkimeye girerek su meydana gelmesi işlemidir. Birçok organik ve inorganik bileşikler,

bunların asidik veya bazik özelliklerinden yararlanılarak bu yöntemle tayin edilebilir.

Nötralleşme tepkimesinde dönüm noktasında, asitin eşdeğer kütle sayısı bazın eşdeğer kütle

sayısına eşittir. Dönüm noktası, indikatör (belirteç) denilen ve belirli pH aralıklarında renk

değiştiren organik boyar maddeler kullanılarak veya akımölçer, pH ölçer gibi aletlerle de

belirlenebilir. Asit-baz titrasyonlarında kullanılan indikatörler, nötrleşme anında renk

değiştiren zayıf organik asit ya da zayıf organik bazlardır. Örneğin, pH 8.3 civarında renk

değiştiren fenolftalein zayıf bir organik asittir ve asidik çözeltilerde renksiz, bazik çözeltilerde

ise pembe renktedir.

Page 18: Laboratuar Föyü

18

Kullanılan Araç ve Gereçler:

Büret, 50 mL’lik

Erlen, 50 mL’lik

Balon joje, 500 mL’lik

Mezür

Pipet

Kullanılan Kimyasallar:

0,1 M NaOH çözeltisi

Fenolftalein çözeltisi

H2SO4 çözeltisi

Saf su

Deneyin Yapılışı

Derişimi bilinmeyen asit çözeltisinden 10 mL alınarak 50 mL’lik erlen içerisine konur. 0,1 M

NaOH 50 mL’lik büret içerisine doldurulur. Erlenin içerisine 1-2 damla fenolftalein damlatılır

ve titrasyon işlemine geçilir. Kalıcı pembe rengin gözlendiği ilk damlada titrasyon bitirilir ve

harcanan NaOH hacmi okunur.

Hesaplamalar

NA x VA = NB x VB

NA = M x TD

TD = H2SO4’ün Tesir Değerliği 2’dir

MAsit = NAsit/2

NA = Asit çözeltisini normalitesi, VA = Asit çözeltisinin hacmi, NB = Baz çözeltisinin

normalitesi, VB = Baz çözeltisinin harcanan hacmidir

Page 19: Laboratuar Föyü

19

Örnek

Konsantrasyonu bilinmeyen H2SO4 içeren 50mL çözeltinin Normalitesini saptamak için

fenolftalein indikatörü ile yapılan titrasyon işleminde kalıcı pembe oluşana kadar yapılan

0.1M NaOH çözeltisi sarfiyatı 5 mL’dir. İlgili asit çözeltisinin Normalitesi nedir?

Çözüm

MAsit x VA = MBaz x VB

(NAsit/2)*(50mL) = (0.1M)*(5mL)

NAsit = 0.02 N

Page 20: Laboratuar Föyü

20

DENEY 3

KROMATOGRAFİ

Kromatografi, bir karışımdaki iki ya da daha fazla bileşenin, hareketli (taşıyıcı) bir faz

yardımıyla, sabit (durgun) bir faz arasından değişik hızlarda hareket etmeleri ve farklı

etkileşim tiplerine göre birbirinden ayrılmaları esasına dayanır.

Zaman

Kromatografik yöntemlerle, kimyasal ve fiziksel özellikleri birbirine çok yakın bileşenlerden

oluşan karışımları ayırmak olanaklıdır. Kromatografide durgun faz, bir katı veya katı

yüzeyine kaplanmış bir sıvı fazdır. Durgun fazın üzerinden akan hareketli faz ise bir gaz veya

sıvıdır. Bir kalitatif analiz tekniği olan kromatografide amaç, anlamlı bir süre içinde iyi bir

ayırma yapmaktır.

[Kantitatif (Nicel) (quantitative) analiz, bir karışım içerisindeki maddelerin miktarlarını

ölçmek için yapılan analizdir. (Nitel) (qualitative) analiz ise karışımda neler olduğunu

anlamak için yapılan analizdir.]

Kromatografi tekniğinin temelinde üç ana unsur yer alır.

Sabit faz: Bu faz daima bir "katı" veya bir "katı destek üzerine emdirilmiş bir sıvı

tabakasından" oluşur.

Page 21: Laboratuar Föyü

21

Hareketli faz: Bu faz daima bozunmayan ve reaksiyona girmeyen bir "sıvı" veya "gazdan"

oluşur.

Sabit faz, hareketli faz ve karışımında yeralan maddeler arasındaki etkileşimin türü:

Kromatografide "yüzey tutunması veya adsorpsiyon" ile "çözünürlük" olguları temel

etkileşim türlerini oluştururlar. Şayet sabit faz bir "katı" ise, karışımdaki maddelerle sabit faz

arasında “yüzey tutunması (adsorpsiyon)" etkileşimi gerçekleşir. Eğer sabit faz “sıvı” ise

çözünürlük etkileşimi gerçekleşir.

Kromatografi yöntemi çevre mühendisliğinde bir çok organik ve anorganik maddenin

tayininde (karbonhidrat, lipit, yağ asitleri, aminoasitler, proteinler ve türevleri, vitaminler)

veya ayrıştırılan maddelerin saflıklarının kontrolünde başarıyla kullanılan bir metottur.

Kromatografi Çeşitleri

1. Ayrılma Mekanizmalarına Göre

2. Uygulama Biçimine Göre

3. Faz Tiplerine Göre

1. Ayrılma Mekanizmalarına Göre

Adsorpsiyon kromatografisi

Partisyon kromatografisi

İyon değiştirme kromatografisi

Jel filtrasyon (Moleküler eleme) kromatografisi

İyon çifti kromatografisi

Afinite kromatografisi

2. Uygulama Biçimine Göre

Düzlemsel kromatografi

Kağıt kromatografisi

İnce tabaka kromatografisi (TLC)

Kolon kromatografisi

Gaz kromatografisi (GC)

Yüksek Performans sıvı kromatografisi (HPLC)

Page 22: Laboratuar Föyü

22

3. Faz Tiplerine Göre

Sıvı kromatografisi

Sıvı-Katı kromatografisi

Sıvı-Sıvı kromatografisi

Gaz kromatografisi

Gaz-Katı kromatografisi

Gaz-Sıvı kromatografisi

Kromatografi yöntemi günümüzde gelişmiş cihazlar şeklinde, iyi sonuçlar veren ve çokça

kullanılan bir yöntem haline gelmiştir. Bu cihazlardan en önemlileri Gaz Kromatografi Cihazı

(GC) ve Yüksek Performans Sıvı Kromatografi Cihazıdır (HPLC). Aşağıdaki şekillerde GC

ve HPLC cihazları görülmektedir.

Gaz Kromatografi Cihazı Yüksek Performans Sıvı Kromatografi Cihazı

Kullanılan Malzemeler:

Cam Kromatografi Kolonu

Ayırma Hunisi

Erlen Mayer

Cam Pamuğu

Stand

Page 23: Laboratuar Föyü

23

Kullanılan Kimyasallar:

Bazik Alüminyum Oksit (Al2O3)

Metilen Mavisi

Metil Oranj

Distile Su

Etil Alkol (% 95’lik)

Deneyin Yapılışı: Kolon olarak kullanılacak cam borunun alt ağzına cam pamuğu sıkıca

kapatılır. Pamuğun üstünde 20 cm yükseklikte olacak şekilde bazik alüminyum oksit eklenir.

Al203 burada sabit (durgun) faz olacaktır. Bu kolondan 2 adet hazırlanır. Kolona daha önceden

hazırlanan ve içinde Metil Oranj ve Metilen Mavisi karışımı bulunan örnekten 5 mL eklenir.

Kolonların üst kısmına ayırma hunisi yerleştirilir. Ayırma hunilerinden birine distile su

diğerine etil alkol konulur. Burada distile su ve etil alkol hareketli (yürütücü) fazdır. Ayırma

hunilerinin muslukları açılarak sıvılar yavaş yavaş damlatılır. Kolon boyunca ayrışma

gözlenir. Bu işlem birleşikteki bütün maddeler ayrılana kadar devam eder. Ayrılan maddeler

farklı erlen mayerlere toplanır.

Page 24: Laboratuar Föyü

24

DENEY 4

pH, İLETKENLİK VE CO2 TAYİNİ

pH

pH ölçümü, su kimyasında en önemli ve en sık kullanılan testlerden biridir. pH çevre

mühendisliğinde kullanılan birçok proseste sonuçlar ve verim üzerinde oldukça önemli rol

oynar. Örneğin asit-baz nötralizasyonu, yumuşatma, çöktürme, kimyasal pıhtılaştırma,

dezenfeksiyon, korozyon kontrolü pH’ın önemli olduğu proseslerdir. pH ayrıca alkalinite ve

karbondioksit ölçümünde ve bir çok diğer asit-baz dengesiyle ilgili konuda kullanılan bir

parametredir. Belli bir sıcaklıkta, bir çözeltinin asidik veya bazik özelliğinin şiddeti pH

parametresiyle ifade edilir ve –log[H+] formülü ile hesaplanır.

Saf su 25 °C ‘ de ve denge halinde;

[H+][OH-] = Kw = 1.01 × 10-14 ve

[H+] = [OH-] = 1.005 × 10-7

[H+] = Hidrojen iyonu molar konsantrasyonu, mol/L

[OH-] = Hidroksil iyonu molar konsantrasyonu, mol/L

Kw = Su için iyonizasyon sabiti

Saf su 10-7 mol/L H+ iyonu içerir. Bu durum aynı şekilde saf suda 10-7 mol/L OH- bulunduğu

anlamına gelmektedir. Saf suya [H+] = 10-2 olacak şekilde asit eklenirse, [H+][OH-] = Kw =

10-14 olduğundan [OH-] = 10-12 olur.

pH + pOH = pKw = 14

Yukarıdaki denklem pH arttığında, pOH’ın da ona bağlı olarak düştüğünü göstermektedir

çünkü belirli bir sıcaklıkta pKw sabittir. Nötr pH değeri sıcaklığa bağlıdır ve 25 °C de pH = 7

nötr değerdir. Nötrallik 0° C de 7.5 ve 60 ° C de 6.5 değerlerinde gerçekleşir.

Doğal suların pH’sı genellikle 4-9 arasında olup bu suların büyük bir kısmı karbonat ve

bikarbonatlar nedeni ile hafifçe baziktir.

Page 25: Laboratuar Föyü

25

pH Ölçümü

Elektrometrik pH tayininin temel prensibi; hidrojen iyonlarının standart hidrojen elektrodu ve

bir referans elektrot yardımıyla potansiyometrik ölçülmesi esasına dayanır. Bu sistemin

kullanımındaki zorluk nedeniyle ve diğer iyonlar ile girişim olmaksızın çalıştığı için

çoğunlukla cam elektrot kullanılır. Cam elektrot sisteminde oluşan potansiyel fark, pH değeri

ile lineer olarak değişmektedir. Cam elektrot ölçümü standart yöntem olarak kabul edilmiştir.

Elektrot (pH probu), pH – metre adlı cihazlara bağlı olarak kullanılır. pH-metreler normal

olarak pH değeri bilinen tampon çözeltiler yardımıyla standardize edilmeli (kalibrasyon) ve

periyodik olarak kontrolleri yapılmalıdır. Elektrot sisteminin standardize edileceği tampon

çözeltiler pH metre üreticisi tarafından verilebileceği gibi laboratuarda da hazırlanabilir. Uzun

aralıklarla yapılan ölçümlerde cihaz kullanılmadan önce kalibrasyonu yapılmalıdır.

Arazi çalışmaları için pille çalışan pH metreler çok uygundur. Ayrıca pH renk indikatörleri de

arazi çalışmalarında kullanılabilir.

Kullanılan Malzemeler ve Çözeltiler

pH-metre : pH-metreler; potansiyometre, cam elektrot, referans elektrot ve sıcaklık

dengeleyiciden oluşur. Elektrotlar bir solüsyona batırıldığında devre tamamlanır ve

cihaz potansiyometrik ölçümü yapar. Potansiyometri, indikatör elektrot (örneğin cam

elektrot) ile uygun bir referans elektrottan (örneğin AgCl elektrodu) oluşan

elektrokimyasal hücreden yüksek direnç varlığında potansiyel ölçülmesidir. Referans

elektrot sabit elektriksel potansiyel sağlayan bir yarı hücredir. Yaygın olarak AgCl

elektrotlar kullanılır. Cam elektrot, içinde sabit bir konsantrasyonda HCl veya

tamponlanmış klorür solusyonu olan özel bir cam malzemeden yapılmıştır. Genellikle

cam ve referans elektrotlar tek bir probda birarada bulunurlar.

Beher

Manyetik karıştırıcı

Distile su

Deneyin Yapılışı

pH değerleri ölçülecek olan asit veya baz çözeltileri beherlere alınır. Cihaz açıldıktan sonra

pH probu saf su ile yıkanır ve numuneye daldırılır. Ölçüm sırasında numunenin homojenliği

karıştırılarak sağlanır. Karbondioksit çıkışını azaltmak için yavaş karıştırılmalıdır çünkü

numune içerisindeki karbondioksit derişiminin değişimi pH sonucunu etkiler. Ölçüm sonucu

cihazdan okunur. pH değerinden faydalanılarak çözeltinin asit veya baz derişimi hesaplanır.

Page 26: Laboratuar Föyü

26

Grup No

HCl Çözeltisi

Grup No

NaOH Çözeltisi

pH Asit Derişimi

(M) pH

Baz Derişimi

(M)

1 5

2 6

3 7

4 8

Örnek hesaplama: pH = 3.2 olan HCl çözeltisinin asit derişimi;

pH = -log[H+] = 4.57

[H+] = 6.3 x 10-4

HCl bir kuvvetli asit olduğu için suda 100 % iyonlaşır. HCl derişimi 6.3 x 10-4 M’dır.

HCl(aq) → H+(aq) + Cl-

(aq)

6.3 x 10-4 M 6.3 x 10-4 M

İletkenlik

İletkenlik su kalitesinin ve saflığının belirlenmesinde kullanılan önemli parametrelerden

biridir. İletkenlik, bir su numunesinin elektrik taşıyabilme özelliğinin sayısal ifadesidir. Bu

parametre sudaki iyonik türlerin toplam konsantrasyonuna, hareketliliğine, değerliklerine ve

ölçüm sıcaklığına bağlı olarak değişir. İnorganik bileşiklerin çözeltileri iyi iletkenlik özelliği

gösterirken, suda çözünmeyen organik bileşiklerin akım iletme özelliği çok zayıftır. Su

içindeki H+ and OH- iyonlarından dolayı çok az bir iletkenlik vardır. Bu iletkenlik ölçeğinin

başlangıcı olarak kabul edilir.

Uluslararası Birimler Sistemi’ne (SI) göre direnç birimi ohm’un tersi Siemens (S)’dir ve

iletkenlik birimi olarak milisiemens/metre (mS/m) kullanılır. Bunun yanında µmho/cm ‘de

iletkenlik birimi olarak kulllanılmaktadır.

1 mS/m = 10 µmho/cm

1 µS/cm = 1 µmho/cm

Page 27: Laboratuar Föyü

27

Laboratuvarda hazırlanmış bir distile suyun iletkenliği genel olarak 0,5 – 3 µmho/cm’dir.

Zamanla havadaki karbondioksitin absorblanması ile bu değer 2 – 4 µmho/cm olur. İçme

sularının iletkenliği genelde 50 – 1500 µS/cm arasında değişir, kirlilik arttıkça iletkenlik de

artar ve bazı endüstriyel atıksularda iletkenlik 10000 µmho/cm’in üzerinde olabilir.

İletkenlik ölçümlerinin sıklıkla kullanıldığı durumlar şunlardır:

Su içerisindeki toplam iyon konsantrasyonunun kimyasal denge, bitki ve hayvan

fizyolojisi, korozyon oluşumu vb. üzerindeki etkileri değerlendirilebilir.

Distile ve deiyonize suların mineral içeriği takip edilir.

Ham su ve atıksu numunelerinin çözünmüş mineral konsantrasyonları izlenir.

Genel kimyasal analizlerde kullanılacak numune miktarının tespit edilmesi ve analiz

sonuçlarının kontrolü yapılabilir.

İletkenlik değeri ampirik faktörlerle (0,55 – 0,90) çarpılarak sudaki toplam çözünmüş

madde konsantrasyonu (mg/L) tahmin edilebilir.

Bazı sularda iletkenlik (µmho/cm olarak) değeri 0,01 ile çarpılarak meq/L olarak

katyon veya anyonların toplamı tahmin edilebilir.

İletkenlik Ölçümü

Günümüzde iletkenlik ölçümü Wheatstone köprüsü prensibi ile çalışan otomatik iletkenlik

ölçerlerle (kondüktometre) yapılmaktadır. Bu cihazlarda bulunan iletkenlik hücrelerinde

genelde platin elektrotlar bulunur. İletkenlik ölçerlerin kalibrasyonu 0,01 M standart KCl

çözeltisi ile yapılır. 25 C’de bu çözeltinin iletkenliği 1413 µmho/cm’dir.

İletkenlik ölçümü 25 C’de yapılır. Sıcaklık artışı iletkenliği artırmaktadır. Herhangi bir

sıcaklıkta ölçülen elektriksel iletkenlik değerinin, 25 C’deki standart değere çevrilebilmesi

için tablolardan alınan sıcaklık çevrim faktörüyle çarpılması gerekmektedir. İletkenlik-

ölçerler bu işlemi otomatik olarak yaparak, sıcaklık düzeltmesi yapılmış olarak sonuç verir.

Kullanılan Aletler ve Çözeltiler

İletkenlik-ölçer (Kondüktometre)

Beher

Saf su

Page 28: Laboratuar Föyü

28

Deneyin Yapılışı

Numune bir behere alınır. İletkenlik-ölçerin probunun temiz olduğundan emin olunmalıdır.

Gerekirse saf sudan geçirilir. Prob numuneye birkaç kez daldırılıp çıkarılarak numune ile

ıslatıldıktan sonra numune içerisinde bekletilir ve ölçüm değeri cihazdan okunur. İletkenlik

ölçüm değerleri kullanılarak toplam anyon-katyon ve toplam çözünmüş madde

konsantrasyonları tahmin edilir.

Grup No İletkenlik

(µS/cm)

Toplam anyon-katyon

(meq/L)

Toplam çözünmüş

madde (mg/L)

1

2

3

4

5

6

7

8

Örnek hesaplama:

İletkenlik = 658 µS/cm

∑ Anyon = ∑ Katyon = 658 x 0,01 = 6.58 meq/L

TÇM = 658 x 0,75 = 493,5 mg/L

Karbondioksit (CO2)

Karbondioksit kokusuz, renksiz ve hafif asit tadında bir gazdır. Havadan daha ağırdır (odanın

önce yere yakın olan bölümünde birikir) ve boğucu bir gazdır. Karbondioksit atmosferde çok

düşük konsantrasyonda (0,03 – 0,06 %) bulunan bir gazdır.

Genel olarak yüzey sularında 10 mg/L’den daha az miktarda serbest CO2 bulunurken bazı

yeraltı sularında daha yüksek derişimler görülebilir. Suda bulunan CO2 genellikle organik

maddelerin aerobik veya anaerobik bozunmalarından ve suda yaşayan hayvan ve bitkilerin

solunumlarından suya karışır. Sudaki CO2 içeriği ciddi şekilde korozyona neden olur.

CO2 + H2O ↔ H2CO3 ↔ HCO3- + H+

Page 29: Laboratuar Föyü

29

Suda gaz halinde bulunan karbondioksite serbest CO2; karbonat ve bikarbonat halinde

bulunan karbondioksite bağlı CO2 denir.

Suda bulunan serbest CO2 tayini için “nomografik yöntem” ve “titrimetrik yöntem” standart

yöntemlerdir. Titrimetrik yöntemde titrasyon potansiyometrik olarak veya fenolftalein

indikatörü kullanılarak yapılabilir. Titrant olarak ise NaOH kulllanılır. Bunların yanında

titrimetrik yöntemi esas alan, ticari olarak satılan hazır kitlerle de CO2 ölçümü yapılmaktadır.

Kullanılan Aletler ve Çözeltiler

CO2 ölçüm kiti

Su numunesi

Deneyin Yapılışı

23 mL numune ölçüm şişesine konur. Üzerine 1 damla fenoolftalein indikatörü eklenir. Sonra

sodyum hikroksit çözeltisi damla damla sayılarak eklenir. Her damladan sonra ölçüm şişesi

yavaşça çalkalanır. Bu işlem numunenin rengi 30 saniye boyunca açık pembe renkte

kalıncaya kadar devam ettirilir.

Hesaplamalar

CO2 mg/L = Damla sayısı x 1,25

Page 30: Laboratuar Föyü

30

DENEY 5

ALKALİNİTE

Alkalinite, suyun asit nötralize etme kapasitesidir. Alkalinite, öncelikle sudaki karbonat,

bikarbonat ve hidroksil içeriğinin bir fonksiyonudur. Ayrıca; borat, fosfat, silikat ve diğer

bazlar alkaliniteye katkıda bulunurlar. Yüzey sularında alkalinitenin kaynakları Karbonat

(CO32-), Bikarbonat (HCO3

-), Hidroksit (OH-), Zayıf asitler; Borat (BO33-), Fosfatlar (PO4

3-,

HPO42-) ve silikatlardır (SİO4

4-). Çevre Mühendisliğinde alkalinite verileri; koagülasyon,

tamponlama, endüstriyel arıtma, su yumuşama, korozyon kontrolü gibi konularda özellikle

önemlidir. Örneğin, anaerobik çürütücülerin uygun bir şekilde işletilebilmesi için önerilen üst

sıvı alkalinite değeri 2000-4000 mg CaCO3/L arasında olması tevsiye edilmektedir. Alkalinite

ölçümü için yapılan titrasyon da pH dönüm noktalarına göre iki tür alkaliniteden söz edilebilir.

- Fenolftalein alkalinitesi (FF); pH > 10 ise OH- , 10> pH > ise CO32- iyonları vardır.

Titrasyon sırasında fenolftaleinin dönüm noktası olan pH 8,3’e gelindiğinde örnek içinde

aşağıdaki tepkimeler gerçekleşmiştir;

OH- + H+ → H2O

CO32- + H+ → HCO3

-

- Metil oranj alkalinitesi (MO) : pH = 8,3’den, pH = 4,5 yani metil oranjın dönüm noktasına

kadar gerçekleşen titrasyon sonucunda aşağıdaki tepkimeye göre HCO3-‘lar karbonik asite

dönüşür

HCO3- + H+ → H2CO3

- Toplam Alkalinite (TA) (TA=FF+MO) : Toplam alkalinite fenolftalein ve metil oranj

alkalinitelerinin toplamı olarak ifade edilir.

Örnek içindeki alkalinite türleri titrasyonda dönüm noktalarında harcanan asit

miktarlarından belirlenebilir;

Titrasyon Sonucu Hidroksit Alkalinitesi Karbonat Alkalinitesi Bikarbonat Alkalinitesi

F=0 0 0 F

F<T/2 0 2F T-2F

F=T/2 0 2F 0

F>T/2 2F-T 2(T-F) 0

F=T T 0 0

F: Fenolfitalein Alkalinitesi

T: Toplam Alkalinite

Page 31: Laboratuar Föyü

31

Kullanılan Araç ve Gereçler:

pH metre

Genel laboratuar cam malzemeleri

Kullanılan Kimyasallar:

0,1 N Standart sülfürik asit çözeltisi: derişik (%98’lik, yoğunluk: 1.84 g/cm3) sıvı asit

çözeltisinden 2,8 mL alınıp bir miktar suya yavaşça eklenir. Sonra 1 litreye tamamlanır.

0.02 N Standart sülfürik asit çözeltisi: 200 mL 0,1 N H2SO4 çözeltisi 1 litreye tamamlanır.

Metil Oranj İndikatörü: 100 mg metil oranj katı 200 mL distile suda çözülür.

Fenolftalein indikatörü: 1 g fenolftalein disodyum tuzu önce 100 ml alkolde çözülür ve 100

mL distile su ilave edilir.

Deneyin Yapılışı: 50 mL örnek alınır. Fenolftalein indikatörü (5 damla, daha az da eklenebilir)

örneğe eklenir. 0,1 veya 0,02 N H2SO4 standart çözeltisi örneğe damlatılmaya başlanır.

Titrasyon öncesi pembe-kırmızı renk oluşursa, örnek, renksize dönünceye kadar titre edilir ve

yapılan sarfiyat fenolftalein alkalinitesi sarfiyatı olarak kaydedilir. Eğer fenolftalein

indikatörü ilave edildiğinde (titrasyon işleminden önce) renk dönüşümü olmuyorsa,

numunede fenolftalein alkalinitesi yoktur demektir. Bu kez aynı karışım üzerine metil oranj

indikatörü (5 damla, daha az da eklenebilir) ilave ederek bürette kalan yerden titrasyona

devam edilir. Portakal renginden kırmızıya dönülen noktadaki sarfiyat toplam alkalinite

sarfiyatıdır. Aşağıdaki hesaplamalar yukarıdaki tablodaki alkalinite değerlerinin tespiti için

kullanılır.

Hesaplamalar:

F:Fenolfitalein Alkalinitesi (mg CaCO3/L) = (𝑉 𝑓𝑓) ∗ 𝑁 ∗ 50 ∗ 1000

𝑛𝑢𝑚𝑢𝑛𝑒 ℎ𝑎𝑐𝑚𝑖 (𝑚𝐿)

T:Toplam Alkalinite (mg CaCO3/L) = (𝑉𝑓𝑓+𝑚𝑜) ∗ 𝑁 ∗ 50 ∗ 1000

𝑛𝑢𝑚𝑢𝑛𝑒 ℎ𝑎𝑐𝑚𝑖 (𝑚𝐿)

Burada;

Vff ve Vff+mo = Numune için fenolftalein dönüm noktasına kadar ve titrasyonun en başından

metil oranj dönüm noktasına kadar yapılan toplam H2SO4 sarfiyat hacmi

Page 32: Laboratuar Föyü

32

N = H2SO4’ün normalitesi

Örnek

Dereden alınan bir sıvı örneğinin alkalinitesi tespit edilmek istenmektedir. Bu doğrultuta, 50

mL sıvı örneği için 0.02 N H2SO4 çözeltisi ile titrasyon işlemi gerçekleştirilmiş ve

Fenolfitalein dönüm noktasına kadar yapılan titrant sarfiyatı 4 mL, bu noktadan Metil oranj

indikatörü dönüm noktasına kadar yapılan titrant sarfiyatı ise 6 mL olarak saptanmıştır.

Dereden alınan örnekdeki alkalinite çeşitleri ve değerlerini mg CaCO3/L cinsinden saptayınız.

Çözüm:

𝑉 𝑓𝑓 = 4mL

𝑉𝑓𝑓+𝑚𝑜 = 4mL + 6mL = 10 mL

F:Fenolfitalein Alkalinitesi (mg CaCO3/L) = (4𝑚𝐿) ∗ 0.02 ∗ 50 ∗ 1000

50𝑚𝐿 = 80 mg CaCO3/L

T:Toplam Alkalinite (mg CaCO3/L) = (10𝑚𝐿) ∗ 0.02 ∗ 50 ∗ 1000

50𝑚𝐿 = 200 mg CaCO3/L

Yukarıdaki tabloyu incelediğimizde

F<T/2 şartı oluştuğu görülmektedir. O zaman;

Hidroksit Alkalinitesi: 0 mg CaCO3/L

Karbonat Alkalinitesi 2F: 2*80 mg CaCO3/L = 160 mg CaCO3/L

Bikarbonat Alkalinitesi T-2F: 200 - 160 = 40 mg CaCO3/L

Page 33: Laboratuar Föyü

33

DENEY 6

SERTLİK TAYİNİ

TANIM

Sudaki sertlik, suyun sabunu çökeltme kapasitesinin bir ölçüsü olarak bilinmektedir. Sertlik

genel olarak su içinde çözünmüş (2+) değerlikli katyonlar (Ca+2, Mg+2, Sr+2, Fe+2, Mn+2 ) ve

bazı anyonlardan (HCO3-, SO4

-2, Cl-, NO3-, SiO3

2-) kaynaklanmaktadır. Sabun, suda bulunan

magnezyum ve kalsiyum iyonları tarafından çökeltilmektedir. Diğer çok değerlikli iyonlar da

sabunun çökmesine neden olmaktadır ancak bu iyonlar genellikle organik bileşenler başta

olmak üzere diğer bileşenlerle kompleks halindedirler. Bunların suda neden oldukları sertlik

oldukça küçük ve miktar olarak belirtilmesi de oldukça zordur. Pratikte toplam sertlik

kalsiyum ve magnezyum iyonları konsantrasyonlarının toplamı olarak ifade edilmekte ve

birimi her bir litredeki miligram kalsiyum karbonat (mg/L CaCO3)olarak belirtilmektedir.

Sertlik sayısal olarak karbonat ve bikarbonat alkalinitesi toplamından büyük olduğunda;

toplam alkaliniteye eşdeğer olan sertlik miktarı ‘‘karbonat sertliği’’, sertliğin geri kalan kısmı

ise ‘‘karbonat olmayan sertlik’’ olarak tanımlanır. Sertlik, sayısal olarak karbonat ve

bikarbonat alkalinitesi toplamına eşit veya daha küçük ise tüm sertlik karbonat sertliğidir ve

karbonat olmayan sertlik değeri yoktur. Sertlik değeri sıfır ve yüzlerce mg/L gibi geniş bir

aralıkta olabilir. Bu durum analiz edilen su kaynağının yapısına göre değişmektedir.

Sular sertlik derecelerine göre aşağıdaki şekilde sıralanabilir;

mg CaCO3

/L

Sertlik

Derecesi

0-75 Yumuşak

75-150 Orta sertlikte

150-300 Sert

300 ve üzeri Çok Sert

SERTLİK ÇEŞİTLERİ

Geçici Sertlik (Karbonat Sertliği)

-Ca +2 ve Mg +2 bikarbonatlardan kaynaklanmakta ve kaynatma ile giderilebilmektedir.

Page 34: Laboratuar Föyü

34

• Kaynatma işlemi reaksiyonu: Ca+2 + 2HCO3- → CaCO3

- ↓ + CO2 ↗ + H2O

• Sönmüş kireç ile yumuşatma reaksiyonu: Ca+2 + 2HCO3- + Ca(OH) 2 → 2CaCO3

- ↓ + 2H2O

Toplam Sertlik < Alkalinite Karbonat sertliği = Toplam sertlik

Toplam Sertlik (TS)> Alkalinite Karbonat sertliği (KS) = Alkalinite

Kalıcı Sertlik (Karbonat olamayan Sertlik)

– Cl - , NO3- , SO4

-2 , PO4-3 iyonlarından kaynaklanır. Kaynatma ile giderilemez.

Karbonat olmayan sertlik = Toplam sertlik - Karbonat sertliği

Her iki sertlik toplam sertlik olarak adlandır.

Yalancı (Pseudo) Sertlik

- Na+ katyonlarından kaynaklanır, özellikle deniz suyunda bulunur.

SERT SULARIN DEZAVANTAJLARI;

- Aşırı sabun tüketimi

- Gıda sektöründe kullanımında gıda bozulmaları

- Kumaşların ömrünü azaltma, yıpratma

- Deride tahriş

- Sıcak su boruları ve kazanlarda kireç birikimi ve taşlaşma

- Porselenlerde, lavabo ve küvetlerin renginin gitmesi

ANALİZ YÖNTEMLERİ

Hesaplama Yöntemi

Bu yöntem tüm sularda uygulanabilmekte ve kesin çözüm vermektedir. Ancak maliyetli

olması ce zaman gerektirmesi nedeni ile çok fazla kullanılmamaktadır. Yöntemde su içinde

sertliğe neden olan tüm iyonlar ayrı ayrı bulunur, konsantrasyonu ölçülür ve CaCO3 eşdeğeri

olarak yazılması için uygun faktörü ile çarpılır ve hepsi toplanır.

Page 35: Laboratuar Föyü

35

EDTA Titrasyon Yöntemi

Etilen diamin tetra asetik asit (EDTA) ve bunun sodyum tuzları metal katyonlarının

bulunduğu çözeltiye ilave edildiği zaman çözünebilir halka kompleksi meydana gelir.

Kalsiyum ve magnezyum iyonlarını içeren sulu çözeltiye pH 10 ± 1 civarında iken küçük

miktarlarda Eriochrome Black T gibi boyar madde eklenirse çözelti şarap kırmızısı rengine

döner. Bu çözelti EDTA ile titre edilirse, kalsiyum ve magnezyum iyonları EDTA ile

kompleks oluşturur ve tüm kalsiyum ve magnezyum iyonları kompleks oluşturduğunda renk

kırmızıdan maviye döner. Emniyetli son nokta için ortamda magnezyum iyonları

bulunmalıdır. Bunu garantilemek için tampon olarak kompleksleştirici EDTA’nın doğal

magnezyum tuzu az miktarda kullanılır. Bu otomatik olarak yeterli magnezyumu gösterir ve

şahit numune hazırlamayı gereksiz kılar. Dönüm noktasının kesinliği pH ile artar. Ancak

kalsiyum karbonatın veya magnezyum hidroksitin çökmesi veya yüksek pH değerlerinde

indikatörün renk değiştirmesi gibi tehlikelerden dolayı pH sınırsızca değiştirilemez. Bu metot

için emniyetli pH değeri 10 ± 0,1 civarındadır. Ayrıca kalsiyum karbonat çökelmesinin

engellenmesi için titrasyon 5 dakika içinde tamamlanmalıdır. Bazı metal iyonları dönüm

noktasının belirlenmesinde engelleyici olabileceklerinden, titrasyona başlamadan önce tüm bu

engelleyici iyonların etkisini giderici reaktifler eklenmelidir. Numune bulunun askıda veya

kolloidal maddelerde de dönüm noktasında belirsizliklere neden olduklarından numune çeşitli

işlemlerle bu maddeler giderilmelidir. Titrasyon için en uygun sıcaklık 20°C olup, bazı

sıcaklıklar indikatörün ayrışması engellenebilmektedir. Titrasyonda çökelmelerin

engellenmesi için pH değeri oldukça önemli olduğundan tampon çözeltiler kullanılmaktadır.

Ca2+ ve Mg2+ içeren bir suya EDTA eklendiğinde EDTA bileşiği öncelikle kalsiyum ile

birleşme eğilimindedir. pH magnezyumu hidroksit şeklinde çöktürecek kadar yeterli

olduğunda indikatör direk olarak kalsiyumla reaksiyona girer ve EDTA yardımıyla su

içerisinde bulunan kalsiyum rahatlıkla belirlenebilir. İndikatörlerin çoğu pH 12-13 civarında

tüm kalsiyum EDTA ile birleştiğinde renk değişimi oluşturur. EDTA titrasyon metodunda

gerçekleşen reaksiyonlar aşağıdadır;

M2+ + EDTA [M-EDTA]kompleks

Numunenin pH değeri 10 civarında olduğunda sertliği oluşturan katyonların az bir miktarı ile

kırmızı renkte bir kompleks oluşturan Eriochrome Black T indikatöründen bir miktar eklenir;

M2+ + Eriochrome Black T (M Eriochrome Black T)kompleks kırmızı şarap renkli.

Page 36: Laboratuar Föyü

36

Bu karışım normalitesi bilinen EDTA ile titre edilirken M-EDTA kompleksi meydana gelir.

Bu sırada renk dönmesi olmaz. Ancak serbest katyonlar bittikten sonra damlatılan EDTA çok

zayıf olan M-Eriochcrome Black T kompleksini parçalayıp M2+’leri kendine bağlayacağından

renk Eriochrome Black T’nin sulu çözeltilerdeki rengi olan maviye dönüşür. Bu dönme

noktası, M2+ katyonlarının EDTA tarafından bağlandığı noktadır. Buraya kadar sarfedilen

EDTA’dan sertlik hesabı yapılabilir.

Edta Titrasyon Metodu İle Deney Düzeneği

Kullanılan Kimyasallar

- Tampon Çözeltisi: 1,179 gr EDTA disodyum tuzu ve 0,78 gr magnezyum sülfat

(MgSO4.7H2O) [veya 0,644 gr magnezyum klorür (MgCl2.6H2O)] 50 ml distile suda

çözülür. Karıştırarak üzerine 16,9 gr NH4Cl ve 143 ml konsantre NH4OH ilave edilir.

Distile su ile 250 ml’ye tamamlanır.

- Standart EDTA çözeltisi (0,01M): 3,723 gr EDTA distile suda çözülerek 1000ml’ye

distile su ile tamamlanır.

- Standart Kalsiyum Çözeltisi: 1gr susuz CaCO3 tozu 500 ml’lik erlene konur. Bir huni

yardımı ile CaCO3 çözünene kadar 1+1 HCl ilave edilir. 200 ml distile su eklenerek

karbondioksitin buharlaşması için birkaç dakika kaynatılır. Soğutulur ve birkaç damla

metil kırmızısı indikatörü eklenir ve 3N NH4OH veya 1+1 HCl eklenerek turuncu renk

alması sağlanır. 1000ml’ye distile su ile tamamlanır. Bu standart çözeltinin 1ml’si

1mg CaCO3 ‘a eşdeğerdir.

- Eriochrome Black T İndikatörü: 0,5 g Eriochorome black T (Eriochorome-Schwartz

T) ve 100 g NaCl bir havanda çok ince ezilerek karıştırılır. Bu katı indikatör karışımı

uzun zaman dayanıklıdır.

- Sodyum Hidroksit Çözeltisi (1N)

- Müreksit

Deneyin Yapılışı

Toplam Sertlik:

- 25 ml numune alınarak 50 ml’ye seyreltilir.

- 1 ml tampon çözeltisi ilave edilir (eklendikten 5 dk içinde titrasyon bitirilmelidir).

- Spatül ucu ile toz indikatör numuneye eklenir (Kesin bir renk oluşmamış ise

engelleyici ilavesi gereklidir veya indikatör bozulmuştur).

- 0,01 M EDTA ile renk kırmızıdan maviye dönene kadar titre edilir.

Page 37: Laboratuar Föyü

37

Hesaplama:

N1 x V1 = N2 x V2 bu formül aşağıdaki şekilde yazılırsa sonuç mg/L CaCO3 cinsinden

hesaplanabilir;

Sertlik mg/L CaCO3 = 𝑁2 𝑉2 𝐸𝐴 1000

𝑉1

N1 : Numune normalitesi V1: Numune hacmi

N2: Titrant normalitesi V2: Titrant hacmi

EA: Kalsiyum Karbonatın (CaCO3) eş değer ağırlığı

Bu hesaplamadan su numunesinin molaritesi bulunur ve mg/L CaCO3 olarak sertlik

hesaplanır.

Kalsiyum Sertliği:

- 10 ml numuneye 50 ml saf su, 1-2 damla sodyum hidroksit eklenir

- Spatül ucu ile müreksit ilave edilir ve karışıtırılır.

- Renk pembeden leylak moruna dönene kadar EDTA ile titre edilir.

- Sarfiyatlar kaydedilir ve hesaplamalar yapılır.

Hesaplama:

Kalsiyum Sertliği mg/L CaCO3 = 𝑁2 𝑉2 𝐸𝐴 1000

𝑉1

Bu hesaplamadan su numunesinin molaritesi bulunur ve mg/L CaCO3 olarak kalsiyum sertliği

hesaplanır. Sonuçlar meq/L’ye de çevrilmelidir.

Örnek

Numune hacmini 50 ml olduğu sertlik deneyinde 0,01 M EDTA titrantından Eriochrome

Black T indikatörü kullanıldığında sarfiyat 10 ml, müreksit kullanıldığında ise sarfiyat 6

ml’dir. Numunenin toplam sertliğini (mg/L CaCO3 ve meq/L cinsinden), kalsiyum sertliğini

(mg/L Ca+2,mg/L CaCO3 ve meq/L cinsinden), ve magnezyum sertliklerini (mg/L Mg+2, mg/L

CaCO3 ve meq/L cinsinden) hesaplayınız.

Page 38: Laboratuar Föyü

38

Toplam Sertlik;

N1 x V1 = N2 x V2

N=M x TD

NEDTA = 0,01 x 2

NEDTA = 0,02 N

Sertlik mg/L CaCO3 = 𝑁2 𝑉2 𝐸𝐴 1000

𝑉1 =

0,02 𝑥 10 𝑥 50 𝑥 1000

50= 200

𝑚𝑔

𝐿𝐶𝑎𝐶𝑂3

Sertlik meq/L =200mg/L CaCO3 x 1meq CaCO3/50mg = 4meq/L

Kalsiyum Sertliği;

Sertlik mg/L CaCO3 = 𝑁2 𝑉2 𝐸𝐴 1000

𝑉1 =

0,02 𝑥 6 𝑥 50 𝑥 1000

50= 120

𝑚𝑔

𝐿𝐶𝑎𝐶𝑂3

Sertlik meq/L = 120mg/L CaCO3 x 1meq CaCO3/50mg = 2,4meq/L

mg

L𝐶𝑎+2 = 120𝑥

20

50= 48 mg/L 𝐶𝑎+2

Magnezyum Sertliği;

200 – 120 = 80 mg/L CaCO3

Sertlik meq/L = 80mg/L CaCO3 x 1meq CaCO3/50mg = 1,6 meq/L

mg

L𝑀𝑔+2 = 80𝑥

12

50= 19,2 mg/L 𝑀𝑔+2

Page 39: Laboratuar Föyü

39

DENEY 7

SÜLFAT TAYİNİ

Kükürt (S-) bazı organik maddelerin yapısına da girebilen, onun dışında doğal dolanımda en

çok inorganik halde yer alan bir elementtir. Sularda az miktarda kükürt bulunabilir. Sülfat

(SO42-) ise oldukça yüksek konsantrasyonlarda bulunabilir. Çünkü kayalardan çözeltiye geçen

katyonlar genellikle sülfatlı bileşiklerdir. Tabiatta bulunan ağır metal sülfürleri atmosferik

olayların etkisiyle kısmen oksitlenerek suda çözünebilen sülfatları oluşturular. Maden drenaj

artıkları pirit oksidasyonu nedeniyle çevreye yüksek miktarda sülfat verebilmektedir. Ayrıca,

kâğıt ve tekstil endüstrisinden deşarj yoluyla sulara karışabilir.

Evsel su kaynaklarındaki sülfat miktarı yüksek konsantrasyonlarda bulunduğunda insanlar

üstündeki müshil etkisinden dolayı çok önemlidir. Bu yüzden insan kullanımı göz önünde

tutularak sularda üst limit değer olarak 250 mg/L tavsiye edilmektedir.Evsel ve endüstriyel su

kaynaklarındaki sülfat kazan ve ısıtıcılarda sert kabuklar oluşturmasından dolayı önemlidir.

Sülfat tayin yöntemleri:

1- Gravimetrik Metot: BaCl2 ile SO42- asidik ortamda BaSO4 şeklinde çöktürülerek

ağırlığından hesaplanır. 10 mg/L ve üzeri derişimlerde ölçüm için uygun bir metoddur.

2- Türbidimetrik Metot: Sülfat iyonları asidik ortamda BaCl2 ile BaSO4 oluşturacak

şekilde kompleksleştirilir. Spektrofotometre ile 420 nm’de ölçülen absorbans

değerinden yararlanarak sülfat miktarı tayin edilir. 1 – 40 mg/L arasındaki derişimleri

ölçebilen bir yöntemdir.

3- Kolorimetrik Metot: Metil timol mavisi yardımıyla yapılan bir yöntemdir. Kısa süre

içinde daha fazla örneğin ölçümünün yapılabilmesi için tercih edilen bir yöntemdir.

1- İyon kromatografisi ve Kapiller İyon Elektroforezi: 0,1 mg/L gibi düşük değerleri

ölçebilmesiyle sülfat tayininde kullanılan metodlardandırlar.

Bu deneyde sülfat tayini türbidimetrik (bulanıklık ölçüm) yöntem kullanılarak yapılacaktır.

SO42-, sülfat iyonları, BaCl2 içeren asetik asit ortamında üniform boyutlarda BaSO4 kristalleri

oluşturmak için çöktürülecektir. Süspanse haldeki BaSO4’ın ışık absorbans değerleri ölçülür

ve bir standart eğri üzerinden SO42- konsantrasyonları karşılaştırmalı olarak tespit edilir. Bu

yöntemle minimum 1 mg SO42-/L değeri tespit edilebilmektedir.

Page 40: Laboratuar Föyü

40

Kullanılan Kimyasallar

Tampon çözeltisi: 30 g magnezyum klorür (MgCl2.6H2O), 5 g sodyum asetat

(CH3COONa.3H2O), 1 g potasyum nitrat (KNO3) ve 20 mL asetik asit (CH3COOH) (% 99'luk)

500 mL distile suda çözülür ve distile su ile 1 litreye tamamlanır.

Baryum Klorür: 20-30 mesh'lik kristal Baryum klorür.

Standart Sülfat Çözeltisi: 0,1479 g Na2SO4 bir miktar distile su içerisinde çözülür ve distile

su ile 1 litreye tamamlanır. Bu çözeltinin 1 mL'si 0,1 mg SO42- ihtiva eder. (100 ppm)

Kalibrasyon Çözeltileri : Standard sülfat çözeltisi kullanılarak 5, 10, 20 ,30 ve 40 mg/L SO42-

içerecek şekilde çözeltiler hazırlanır.

Kullanılan Cihaz ve Gereçler

1. Spektrofotometre

2. Kronometre

3. Manyetik karıştırıcı

4. Spatül

5. Balon joje, 100 mL'lik

6. Pipet

Deneyin Yapılışı

Kalibrasyon Eğrisinin Hazırlanması : Önceden hazırlanan kalibrasyon çözeltilerine

aşağıdaki işlemler uygulanır.

Baryum Sülfat Bulanıklığının Oluşturulması : 10 mL kalibrasyon çözeltisi 100 mL’lik

erlene alınır. Üzerine 2 mL tampon çözelti konulur ve manyetik karıştırıcı ile sabit hızda

karıştırılır. Karışma işlemi devam ederken bir spatül dolusu BaCl2 eklenir ve 60 saniye daha

karıştırma işlemi devam ettirilir.

Baryum Sülfat Bulanıklığının Ölçülmesi : Karıştırma işlemi sona erdiğinde kalibrasyon

çözeltileri küvete eklenerek 5 dakika içinde spektrofotometrede 420 nm dalga boyunda ölçüm

yapılır.

Kalibrasyon Eğrisinin Çizimi : Kalibrasyon çözeltileri ile yapılan ölçüm değerleri x

ekseninde derişim (mg/L) değerleri ve y ekseninde absorbans (abs.) değerleri olacak şekilde

grafiğe geçirilir.

Page 41: Laboratuar Föyü

41

Derişimi Bilinmeyen Örneğin Ölçümü : Örnek için iki ölçüm yapılır. Birinci ölçümde 10 mL

örnek alınarak 100 mL’lik erlene eklenir. Üzerine 2 mL tampon çözelti konulur ve manyetik

karıştırıcı ile sabit hızda karıştırılır. Karıştırma işlemi sona erdiğinde örnek küvete eklenerek 5

dakika içinde spektrofotometrede 420 nm dalga boyunda ölçüm yapılır.

İkinci ölçümde ise 10 mL örnek alınarak 100 mL’lik erlene eklenir. Üzerine 2 mL tampon

çözelti konulur ve manyetik karıştırıcı ile sabit hızda karıştırılır. Karışma işlemi devam

ederken spatül ile BaCl2 eklenir ve 60 saniye daha karıştırma işlemi devam ettirilir.

Karıştırma işlemi sona erdiğinde örnek küvete eklenerek 5 dakika içinde spektrofotometrede

420 nm dalga boyunda ölçüm yapılır.

Hesaplamalar

Öncelikle absorbans değerleri y ekseninde, derişim değerleri x ekseninde olacak şekilde bir

(Abs. - Derişim) kalibrasyon eğrisi çizilir. Örnek için okunan değer abs. (y) ekseninde

belirlenerek bu noktadan çizilen eğriye bir doğru çizilir. Bu doğrunun eğriyi kestiği noktadan

ise mg/L (x) eksenine dik bir doğru çizilerek okunan absorbansa karşılık gelen mg/L değeri

belirlenir.

Derişim okuma işlemi ölçülen her iki örnek içinde gerçekleştirilir. Daha sonra aşağıdaki

denklem kullanılarak örneğin SO42- derişimi hesaplanır.

𝐶𝑆𝑂42− = 𝐵𝑆𝑂4

2− − 𝐴𝑆𝑂42−

Burada;

𝐶𝑆𝑂42− : Örneğin SO4

2- derişimi (mg/L)

𝐵𝑆𝑂42− : Örneğin ikinci ölçümünde kalibrasyon eğrisinden okunan SO4

2- değeri (mg/L)

𝐴𝑆𝑂42− : Örneğin birinci ölçümünde kalibrasyon eğrisinden okunan SO4

2- değeri (mg/L)

Page 42: Laboratuar Föyü

42

DENEY 8

KLORÜR TAYİNİ

Klorür (Cl-), tüm tabii ve kullanılmış sularda çok yaygın bir şekilde bulunan bir iyondur.

Yeraltı sularına çözünme yolu ile ya da tuzlu su-tatlı su girişimleri sonucu katılabilir. Eğer

sudaki klorür içeriği NaCl tuzundan ileri geliyorsa, 250 mg/L klorür konsantrasyonu suda

belirgin bir tuzluluk tadı oluşturmaya yeterlidir. Eğer klorür konsantrasyonu CaCl2 ve MgCl2

tuzlarından kaynaklanıyorsa 1000 mg/L gibi büyük bir konsantrasyonda bile suda tuzlu bir tad

oluşturmaz. Kullanılmış sulardaki klorür içeriği, içme sularına nazaran çok daha fazladır.

Çünkü insan diyetinin temel maddelerinden olan tuz (NaCl) dışkı ve idrar vasıtasıyla atılır.

İnsan üresi ile birlikte günde kişi başına 6 g kadar klorür atılmaktadır. Yüksek oranda klorür

içeren sular metalik borulara ve yapılara zararlıdır.

Dağlık alanlardaki su kaynakları çok düşük klorür konsantrasyonları içermektedir. Buna

karşılık nehir ve yeraltı su kaynakları belli miktarlarda klorür konsantrasyonu içerir. Deniz ve

okyanusların klorür seviyesi ise oldukça yüksektir. Doğal sularda klorür konsantrasyonu 5

ppm'i geçmezken deniz suyunda 19000 ppm klorür bulunabilir.

Klorür çevre mühendisliği araştırmalarında birçok alanda izleyici olarak kullanılır. Klorürün

tayini için 4 yöntem geliştirilmiştir.

1-Arjantometrik Yöntem: Nispeten temiz ve klorür içeriği 0,15 ile 10 mg/L arasında olan

numuneler için uygundur.

2-Civa Nitrat Yöntemi: Titrasyon dönüm noktası kolayca gözlenen basit bir yöntemdir.

3-Potansiyometrik Yöntem: Renkli ve bulanık atıksu numunelerindeki klorürü tayin için

kullanılır.

4-Ferrisiyanid Yöntemi: Otomatize edilmiş bir klorür tayin yöntemidir ve birçok laboratuarda

rutin analiz yöntemi olarak kullanılmaktadır.

Arjantometrik Yöntem

Nötr veya hafif alkali bir çözeltide, klorürün gümüş nitrat (AgNO3) ile titrasyonunun dönüm

noktası potasyum kromat (K2CrO4) ile belirlenebilir. Titrasyon sırasında kırmızı gümüş

kromat oluşmadan önce gümüş klorür çökelir.

Page 43: Laboratuar Föyü

43

Bir başka ifadeyle; Cl-, Ag+ ve CrO42- iyonları beraber bulunduğunda Önce AgCl bileşiği

çöker, beyaz renktedir. Cl- iyonlarının tükendiği noktada, Ag2CrO4 çöker, turuncu-kırmızı

renktedir.

Kullanılan Kimyasallar ve Malzemeler

Distile Su

Potasyum Kromat İndikatör Çözeltisi (K2CrO4): 50 g potasyum kromat bir miktar distile suda

çözülür. Belirli bir kırmızı çökelek oluşuncaya kadar gümüş nitrat (AgNO3) çözeltisi ilave

edilir. 12 saat bekletilir. Çözelti daha sonra filtrelenir ve distile su ile litreye tamamlanır.

Standart Gümüş Nitrat (AgNO3) Titrantı 0,0141 N: 2,395 g gümüş nitrat (AgNO3) distile suda

çözülür ve distile suyla 1 litreye tamamlanır. Kahverengi şişede saklanır ( 1 mL = 500 g Cl-).

Erlen, 250 mL

Büret, 50 mL

Deneyin Yapılışı

100 mL numune erlene alınır. pH değeri 7-10 civarında olan numuneler doğrudan titre edilir.

pH'ları bu aralıkta olmayan numunelerin pH'ları NaOH veya H2SO4 ile ayarlanmalıdır.

Numuneye 1 mL K2CrO4 indikatör çözeltisi ilave edilir. Standart AgNO3 çözeltisi ile

pembemsi-sarı renkli dönüm noktasına kadar titre edilir. Şahit numune ile aynı titrasyon

işlemi tekrarlanır. Şahit için olan AgNO3 sarfiyatı genellikle 0,2 - 0,3 mL kadardır.

Hesaplamalar

Klorür (Cl-) mg /L = (𝑉𝐴𝑔𝑁𝑂3−𝑉𝐵) 𝑁 35450

𝑁𝑢𝑚𝑢𝑛𝑒 ℎ𝑎𝑐𝑚𝑖 (𝑚𝐿)

VAgNO3 = Numune için harcanan gümüş nitrat, mL

VB = Şahit için harcanan gümüş nitrat, mL

N = Gümüş nitrat çözeltisinin normalitesi

Page 44: Laboratuar Föyü

44

DENEY 9

RENK ve BULANIKLIK TAYİNİ

Renk

Sulardaki renk, suda bulunan doğal metalik iyonların (demir ve mangan), humus, plankton,

bitkiler ve endüstriyel atıklardan kaynaklanabilmektedir. Genel veya endüstriyel kullanım

amaçlı, sulardaki renk giderilebilmektedir. Renkli endüstriyel atıksularda deşarj öncesinde

mutlaka renk giderilmelidir. Bazı sanayilerin atıksularında bulunan kolloidal ve askıda

maddeler o suyun rengini büyük ölçüde etkilemektedir.

Gerçek Renk: Atıksuda bulanıklık giderildikten sonra hala var olan renktir.

Zahiri Renk: Sadece renge sebep olan değil tüm askıda maddelerin oluşturduğu, filtrasyon

veya santrifüj yapılmadan görülen renktir. Tüm durumlarda gerçek ve zahiri renk

hesaplanmalıdır.

Renk, belirli bir dalga boyundaki ışığın çarptığı cisim tarafından soğurulması veya

yansıtılması sonucu göze gelen kısmının algılanmasıdır. Doğal bileşiklerden dolayı sularda

oluşan renk, suya zararlı veya toksik özellikler vermez. Doğal renk içeren sular sarı-

kahverengi görünümdedir. Doğal sularda renk ölçümü için potasyum kloroplatinat (K2PtCl6)

stok çözeltisinden hazırlanan standart serisi kullanılır.

Dalga boyu (λ): ışığın (foton parçacığı) ilerlerken yaptığı hareket olarak açıklanır ve

aşağıdaki şekildeki gibidir. İnsan gözünün görebildiği dalga boyu aralığı ise 380 nm ile 800

nm arasındadır ve bu aralığa görünür bölge denir. Görünür bölge ışıması “Renk” olarak

tanımlanır. Foton parçacığının dalga boyu aralığı aşağıdaki şekilde verilmiştir.

Şekil 9.1 Foton parçacığının dalga boyu aralığı

Page 45: Laboratuar Föyü

45

Frekans: Bir foton parçacığının 1 saniyede yaptığı dalga boyu devir sayısıdır. Bir fotonun

frekansı arttıkça (dalga boyu azaldıkça) enerjisi artar.

Sudaki Rengin Dezavantajları:

- Estetik açıdan uygun değildir, tercih edilmez

- Alıcı ortamlara verilen boyalı sular biyolojik girişimlere, ışığa, sıcaklığa ve

oksidasyona direnç gösterir

- Renk biyolojik olarak parçalanamaz ve canlılar üzerinde toksik etkide bulunur

- Giderilme yöntemleri oldukça maliyetlidir

ANALİZ YÖNTEMLERİ

Gözle Mukayese

Bir suyun renkli olduğunu anlamak için bulanıklığının giderilmesi gerekmektedir. Atıksularda

renk ölçümü görsel olarak, bilinen bir derişimde renge sahip bir su numunesiyle

karşılaştırılarak yapılabilir. Karşılaştırma işlemi aynı zamanda bu işlem için özel olarak

geliştirilmiş renkli cam diskler kullanılarak da yapılabilir.

Spektrofotometre ile Ölçüm

Cihaz kullanılarak yapılan renk ölçümleri ise spektrofotometre adı verilen belirli bir dalga

boyunda geçen ışığın şiddetini ölçen aletlerle yapılır. Bu cihazlar belirli kalibrasyon

çözeltilerini baz alarak hazırlanan ve hafızasına kaydettiği kalibrasyon eğrisi ile örnek

numuneden geçen ışığın miktarını oranlayarak sonuç verirler. Spektrofotometre yardımıyla

renk ölçümü, absorbans ya da tutulan ışığın fiziksel rengi demektir.

SPEKTROFOTOMETRE ÖLÇÜMÜ İLE DENEY DÜZENEĞİ

Kullanılan Araç ve Gereçler

- Spektrofotometre

- Küvet

Kullanılan Kimyasallar

- Distile Su

- Atık su

- Kalibrasyon Çözeltileri (5, 3, 2, 1, 0.1 ppm metilen mavisi)

Page 46: Laboratuar Föyü

46

Girişimler

- Bulanıklık; Analiz öncesi filtre veya santrifüj ile giderilmelidir.

- Değişen pH, rengin değişmesine neden olur. Ölçülen rengin yanına pH değeri de

kaydedilmelidir.

Deneyin Yapılışı

- Spektrofotometre cihazında renk taraması yapılır ve en uygun dalga boyu belirlenir.

- Cihaz, yapılan tarama sonucunda elde edilen dalga boyuna (bu deneyde kullanılacak

olan metilen mavisi için 650 nm bulunmuştur) ayarlanır.

- Kalibrasyon çözeltileri düşük derişimden büyük derişime doğru cihaza okutularak

kalibrasyon eğrisi hazırlanır.

- Atıksu numunesi küvetin içinde hava kabarcığı kalmayacak şekilde küvete konur

- Spektrofotometreye yerleştirilmeden önce küvetin etrafı parmak izi kalmayacak şekilde

silinir.

- Küvet cihaza yerleştirilerek renk ölçümü gerçekleştirilir.

- Eğer ölçülen numunenin absorbansı, kalibrasyon eğrisinin en büyük değerinden

yüksekse cihaz “over range” (ölçüm aralığından yüksek) uyarısı verir. Bu nedenle

numuneye yeterli derecede seyreltme uygulanır ve yeniden ölçüm gerçekleştirilir.

Hesaplamalar yapılırken seyreltme oranı göz önünde bulundurulmalıdır.

Bulanıklık

Bulanıklık suda bulunan askıda katı maddelerin ışığın geçişini engellemesi olarak tanımlanır.

Bulanıklığa kil, silis, organik maddeler, inorganik maddeler ve mikroorganizmalar gibi suda

askıda kalabilen maddeler neden olur. Bu maddeler koloidal büyüklüğünden, iri taneciklere

kadar değişik tane büyüklüğünde olabilir. Nehir sularında bulanıklık çoğunlukla yüksektir.

Bunun asıl nedeni ise yağmur sonucu nehre taşınan topraktır. Göllerde ve diğer durgun

sularda bulanıklık koloidal haldeki maddelerden dolayı olmaktadır. Ayrıca göller, evsel veya

endüstriyel atıksular karışması sonucu organik kirliliğin nüfuz etmesi ve organik madde

kullanımı sonucu hızla artan bakterilerin bulanıklığı artırması sonucu yüksek bulanıklık

değerlerine ulaşabilirler.

Bulanıklık ölçümü temel olarak, numuneye gelen ışığın bulanıklık tarafından kırılması,

yansıması, absorblanması veya dağılması prensibine dayanır.

Page 47: Laboratuar Föyü

47

Bulanıklığın ölçüsü, 1 litre suda çözülen 1 mg SiO 2 ‟nin suya 1 bulanıklık birimi vermesi

olarak tanımlanır.

1 bulanıklık birimi = 1 mg SiO2 /L

Bulanıklığın İçme Suları için Dezavantajları

- Estetik Görüntü: İçme ve kullanma sularının bulanıklık içermesi kullanışlılığını azaltır.

Bulanıklığın sularda bulunması suya herhangi bir kirliliğin karıştığı kaygısını yaratır.

Kullanıcılar sularının berrak görüntüde olmasını isterler.

- Filtre Edilebilirlik: Sudaki bulanıklık ne kadar fazla olursa suyun filtre edilebilmesi o

kadar güçleşir. Buna ek olarak bulanıklığın yüksek olması filtre işlemi maliyetlerini

artırır.

- Dezenfeksiyon: Bulanıklık, mikroorganizmaların dezenfektan ile temas olasılığını

düşüreceği için uygulanan dezenfeksiyon işleminin verimini düşürür. Bunun sonucu

olarak istenilen dezenfeksiyon koşullarının sağlanması için daha fazla dezenfektan

harcanmasına ve maliyetlerin artmasına neden olur.

ANALİZ YÖNTEMLERİ

Geçmişte, bulanıklığın standart ölçüm metodu Jackson mum türbidimetresine dayalı yapılırdı.

Fakat bu ölçüm yöntemi ancak 25 Jackson Turbidity Unit (JTU) üstünde ölçüm yapabildiği

için günümüz suları için pek kullanışlı değildir. Günümüz kullanım suları 0 – 1 birim arasında

bulanıklık içerdiği için yeni yöntemler geliştirilmiştir. Bu yöntemlerden en çok kullanılanı

enstrümantal (cihazla ölçüm) bir yöntem olan elektronik nefelometrelerdir. Bu cihazların

çalışma prensibi tek yönde gönderilen ışığın suda bulunan bulanıklıktan geçtikten sonra kalan

kısmının ölçülmesi ve standart çözeltilerle karşılaştırılmasına dayanmaktadır. Enstrümantal

ölçüm sonucu elde edilen bulanıklık değerleri Nephelometric Turbidity Unit [NTU] olarak

ifade edilir. Bulanıklık değerleri NTU birimi ile belirlenmiş olmasına karşın TS 266 da JTU

(Jackson Turbidity Unit) ya da buna eşdeğer olan mg/L SiO 2 birimleri ile ifade

edilmiştir.

İller Bankası Laboratuarında yapılan bir çalışmada yaklaşık ;

1 NTU = ≈ 2,5 JTU = 2,5 mg/L SiO2 oranı saptanmıştır.

Page 48: Laboratuar Föyü

48

Şekil 9.2 Bulanıklık ölçümü

Enstrümantal Yöntem ile Deneyin Yapılışı

Kullanılan Araç ve Gereçler

- Bulanıklık Ölçer Cihazı

- Küvet

Kullanılan Kimyasallar

- Distile Su

- Atık su

- Kalibrasyon Çözeltileri

Deneyin Yapılışı

- Kalibrasyon çözeltileri kullanılarak cihazın kalibrasyonu gerçekleştirilir.

- Atıksu numunesi küvetin içinde hava kabarcığı kalmayacak şekilde küvete konur ve

bulanıklık ölçere yerleştirilmeden önce küvetin etrafı parmak izi kalmayacak şekilde

silinir.

- Küvet cihaza yerleştirilerek bulanıklık ölçümü gerçekleştirilir.

- Eğer ölçülen numunenin bulanıklığı, bulanıklık ölçer cihazının ölçüm değerinin

üstündeyse numuneye yeterli derecede seyreltme uygulanır ve yeniden ölçüm

gerçekleştirilir.

- Hesaplamalar yapılırken seyreltme oranı göz önünde bulundurulmalıdır.

Page 49: Laboratuar Föyü

49

DENEY 10

ALEV FOTOMETRESİ İLE SODYUM VE POTASYUM TAYİNİ

Sodyum canlı hayatında yapı taşı olarak bilinen elementlerden biridir. Sodyumun dünya

üzerindeki dağılımı yer kabuğunda % 2,5, toprakta % 0,02 – 0,62 arasında, akarsularda

6,3 mg/L ve yer altı sularında > 5 mg/L şeklindedir. Doğada silikat ya da sodyum tuzu

şeklinde bulunmaktadır. Sodyumlu birleşikler kostik soda, tuz, gübre veya su arıtım kimyasalı

şeklinde kullanılırlar. Sodyumun zararlı etkileri arasında, yüksek oranlarda toprağın

geçirgenliğini etkilemesi vardır. İnsanlarda kardiyak (kalp) sorunlarına neden olabilir. İçme

sularındaki derişimi 2 – 3 mg/L olması tavsiye edilir.

Sodyum gibi potasyumda (K+) bitki ve insan beslenmesinde ana elementlerden biridir. Yer

altı sularında mineral çözünmesi sonucu ve zirai gübreleme sonucu, toprakta ise canlıların

çürümesi, tuzlar ve yine zirai gübreleme ile besin döngüsüne katılır. Fazla sodyum alınması

kalp ve böbreklere zarar vererek insan sağlığına etki eder.

Günümüzde daha çok alev atomik emisyon spektrofotometresi olarak isimlendirilen alev

fotometresi nispeten eski aletsel analiz yöntemlerinden biridir. Analitik yöntem olarak, atomik

emisyon, çözeltideki eser metal iyonlarının belirlenmesi için hızlı, basit ve duyarlı bir

yöntemdir. Alev plasmadaki gaz-faz atomlarından yayılan emisyon (ışıma) kendine özgü

doğasından dolayı, bu yöntem diğer ölçümü bozacak dış etkenlerden (girişim) çok fazla

etkilenmez. Analiz sonucunu etkileyecek büyüklükte girişim yapan madde yoksa sulu

çözeltilerde metalin analizi için Alev fotometresi ile yapılan ölçümler % ±1-5 hassasiyete

sahiptir.

Yöntem birçok metalik element için uygundur. Özellikle, Na+, K+, Ca2+, ve Ba2+ gibi alevin

nispeten düşük sıcaklıklarında kolaylıkla ışıma yapabilen yüksek enerji seviyelerine sahip

metallik elementler için uygundur. Metal özelliği göstermeyen elementler alev fotometresinde

belirlenemezler.

Alev fotometrisi kesin sonuçlardan çok o andaki deneysel şartlara bağlı olarak elde edilmiş

değerler verir. Yani, elde edilen değerlerin doğruluğunda aletin kalibrasyonun iyi yapılmış

olması temeldir. Çok farklı deneysel değişkenler alevden yayılan ışığın yoğunluğunu etkiler.

Bu yüzden, doğru sonuçlar elde edebilmek için kalibrasyon çözeltilerin dikkatli hazırlanması

ve aletin kalibrasyonun da dikkatlice ve sıklıkla yapılması önerilir. Aşağıdaki şekilde bir alev

emisyon fotometresi görülmektedir.

Page 50: Laboratuar Föyü

50

Alev Emisyon Fotometresi

Alev fotometresi (flame fotometer) ile ölçüm

Alev üzerine çözelti çok küçük damlacıklar halinde (sis şeklinde) püskürtülür. Alevin ısı

etkisiyle, çözeltideki madde atomlarının elektronları uyarılır ve bu şekilde daha üst bir enerji

seviyesine çıkar. Kararsız olan bu elektronlar, kararlı hale gelmek için eski enerji düzeylerine

dönerken aradaki enerji farkını kendi atom numaralarına özgü dalga boyunda ışık olarak

dışarı salarlar. Bu ışık, çözeltideki madde konsantrasyonuyla orantılıdır ve alev

fotometresinde filtreler yardımıyla ölçülür.

Page 51: Laboratuar Föyü

51

Sodyumun alev fotometresinde yaydığı ışıma sarı renktedir ve dalga boyu 589 nm’dir.

Potasyumun ise yaydığı kırmızı renkte ışıma yapar ve ışımanın dalga boyu 766,5 nm’dir.

Deneyde Kullanılan Malzemeler ve Çözeltiler

1. Distile su

2. 5, 10, 25, 50, 100 mg/L Na+ içeren standart çözeltiler (NaCl’den)

3. 1, 5, 15, 25, 35 mg/L K+ standart çözeltiler (KCl’den)

4. Alev Emisyon Fotometresi

5. 50 veya 100 mL’lik Balon jojeler

6. 50 mL’lik beherler

7. 5 veya 10 mL’lik pipetler

Deneyin Yapılışı

Standard Çözeltilerin Hazırlanışı

Standart çözeltiler hazırlanırken ilk olarak kullanılacak olan en yüksek derişimdeki standart

çözelti hazırlanır ve daha düşük derişimde olan standart çözeltiler, ilk çözelti seyreltilerek

hazırlanır. Deneyde kullanılacak olan 100 mg/L derişimindeki Na+ standardı, katı NaCl

kimyasalından (MA = 58,44 g/mol) 63,52 mg alınarak 250 mL saf suda çözülerek hazırlanır.

Elde edilen bu stok çözeltiden seyreltme işlemi ile 5, 10, 25 ve 50 mg/L derişimlerinde

çözeltiler hazırlanır. Deneyde kullanılacak olan 35 mg/L derişimindeki K+ standardı, katı KCl

kimyasalından (MA = 74,55 g/mol) 16,68 mg alınarak 250 mL saf suda çözülerek hazırlanır.

Elde edilen bu stok çözeltiden seyreltme işlemi ile 1, 5, 15 ve 25 mg/L derişimlerinde

çözeltiler hazırlanır.

Page 52: Laboratuar Föyü

52

Cihaz ile Ölçüm

Alev fotometresi çalıştırılır ve filtre ayarı sodyuma getirilir. Alev fotometresinin kılcal

borusunun içi saf su ile tamamen temizlendikten sonra 50 mL’lik behere konulan ilk standart

okutulur ve ekranda görülen emisyon değeri kaydedilir. Tekrar kılcal boru saf su ile

temizlendikten sonra ikinci standart okutulur. Bu işleme standartların tamamı okutuluncaya

kadar devam edilir ve kalibrasyon eğrisi çizilir. En son derişimi bilinmeyen numune alev

fotometresinde ölçülerek emisyon değeri okunur ve kalibrasyon eğrisine yerleştirilerek

derişimi belirlenir.

Aynı işlemler Potasyum (K+) içinde filtre ayarı potasyuma değiştirilerek tekrarlanır.

Hesaplamalar

Öncelikle Emisyon Değerleri (E.D.) y ekseninde, derişim değerleri x ekseninde olacak şekilde

bir (Emisyon Değeri - Derişim) kalibrasyon eğrisi çizilir. Örnek için okunan değer E.D. (y)

ekseninde belirlenerek bu noktadan çizilen eğriye bir doğru çizilir. Bu doğrunun eğriyi kestiği

noktadan ise mg/L (x) eksenine dik bir doğru çizilerek okunan değere karşılık gelen mg/L

değeri belirlenir.