6
EYLÜL - EKİM 2013 14 l İSMMMO YAŞAM KAPAK Lüks yaşamın alternatifi sade yaşam GÜLŞEN KANDEMİR Yıl 2000…. 29 yaşındaki Ahmet Bey, Türkiye’nin en hızlı büyü- yen bankalarından birinde 3 yıldır fon yöneticisi olarak çalışıyordu. Ayda 5 bin dolar kazanıyordu. Yılsonunda primleriyle birlikte kazancı 70 ila 100 bin dolar arasında değişiyordu. Kiralık olan lüks dairesinde ayda bir kalabalık partiler veriyor; işyerinin ona tahsis ettiği son model ara- basıyla arkadaşlarını gezdirmekten mutluluk duyuyor, sezonda en son moda kıyafetleri almasa kendini eksik hissediyor; elleri dolu çantalarla eve döndüğünde büyük bir haz duyuyordu. En yeni açılan restoranlarda en ünlü şeflerin yarattığı müthiş lezzetlerin tadına bakmak da hayatı- nın vazgeçilmezlerindendi… Ödediği yüksek faturaları gözü görmüyordu Ahmet Bey’in… Sinema, konser derken her akşam bir etkinliğe katılı- yordu… Ara sıra İzmit’te oturan anne babasının yanına uğruyor, gönüllerini alıyor ama onların bulduğu gelin adaylarıyla ilgili sohbetleri geçiştiri- yor; evlenmeyi aklının ucuna bile getirmiyordu. Adeta kendi çapında bir ‘Lale devri’ yaşıyordu Ahmet Bey… Lale Devri, Ahmet Bey gibi binlerce bankacı için 2001 kriziyle sona erdi. Bir gecede servetler eridi; binlerce çalışan işini kaybetti. Bu dönemde Ahmet Bey de işi ile birlikte şaşaalı hayatını kaybetti. O da değirmenin suyunun hiç kesilmeyeceğini düşünenler gibi yanıldı. Önce anne babasının yanına taşındı… Ancak aylar geçmesine karşın iş bulamadı, birikimle- ri tükenmeye başladı. SAHTELİKTEN SADELİĞE Artık gününü bilgisayar başında geçirir olmuştu Ahmet Bey. Es- kiden çevresinde olan arkadaşların hiçbiri kalmamıştı. Bir taraftan eski hayatını özlüyor; bir taraftan da şaşaalı hayatının aslında ‘sahte’ ol- duğunun farkına vardığı için de içten içe seviniyordu. Anne babasının yanında adeta ruhunu iyileştirdi Ahmet Bey. Onların babasının me- muriyetten gelen emekli maaşıyla nasıl da huzurlu yaşadıklarını yıllar sonra tekrar gözledi. Üstelik bu maaşla çevrelerindeki yardıma ihtiyacı Tüketim çılgınlığına, lükse, israfa karşı çıkanlar ‘sade yaşam’ hareketi etrafında birleşiyor. Dünyada 30 yıl önce ilk taraftarlarını bulan hareket, 2001 ekonomik krizi sonrasında Türkiye’de de tanınmaya başladı. Sanal alemde örgütlenen sade yaşamcıların televizyona, alışveriş merkezlerine ve kredi kartlarına adeta alerjileri var.

Lüks yaşamın alternatifi sade yaşamarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/46YASAM/14-19.pdf · 14 l İSMMMO YAŞAM EYLÜL - EKİM 2013 K A P AK Lüks yaşamın alternatifi sade yaşam

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Lüks yaşamın alternatifi sade yaşamarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/46YASAM/14-19.pdf · 14 l İSMMMO YAŞAM EYLÜL - EKİM 2013 K A P AK Lüks yaşamın alternatifi sade yaşam

EYLÜL - EKİM 201314 l İSMMMO YAŞAM

KA

PA

K

Lüks yaşamınalternatifisade yaşam

G Ü L Ş E N K A N D E M İ R

Yıl 2000…. 29 yaşındaki Ahmet Bey, Türkiye’nin en hızlı büyü-yen bankalarından birinde 3 yıldır fon yöneticisi olarak çalışıyordu. Ayda5 bin dolar kazanıyordu. Yılsonunda primleriyle birlikte kazancı 70 ila100 bin dolar arasında değişiyordu. Kiralık olan lüks dairesinde aydabir kalabalık partiler veriyor; işyerinin ona tahsis ettiği son model ara-basıyla arkadaşlarını gezdirmekten mutluluk duyuyor, sezonda en sonmoda kıyafetleri almasa kendini eksik hissediyor; elleri dolu çantalarlaeve döndüğünde büyük bir haz duyuyordu. En yeni açılan restoranlardaen ünlü şeflerin yarattığı müthiş lezzetlerin tadına bakmak da hayatı-nın vazgeçilmezlerindendi… Ödediği yüksek faturaları gözü görmüyorduAhmet Bey’in… Sinema, konser derken her akşam bir etkinliğe katılı-yordu… Ara sıra İzmit’te oturan anne babasının yanına uğruyor, gönüllerinialıyor ama onların bulduğu gelin adaylarıyla ilgili sohbetleri geçiştiri-yor; evlenmeyi aklının ucuna bile getirmiyordu. Adeta kendi çapında

bir ‘Lale devri’ yaşıyordu Ahmet Bey… Lale Devri, Ahmet Bey gibi binlerce bankacı için 2001 kriziyle sona

erdi. Bir gecede servetler eridi; binlerce çalışan işini kaybetti. Bu dönemdeAhmet Bey de işi ile birlikte şaşaalı hayatını kaybetti. O da değirmeninsuyunun hiç kesilmeyeceğini düşünenler gibi yanıldı. Önce anne babasınınyanına taşındı… Ancak aylar geçmesine karşın iş bulamadı, birikimle-ri tükenmeye başladı.

SAHTELİKTEN SADELİĞEArtık gününü bilgisayar başında geçirir olmuştu Ahmet Bey. Es-

kiden çevresinde olan arkadaşların hiçbiri kalmamıştı. Bir taraftan eskihayatını özlüyor; bir taraftan da şaşaalı hayatının aslında ‘sahte’ ol-duğunun farkına vardığı için de içten içe seviniyordu. Anne babasınınyanında adeta ruhunu iyileştirdi Ahmet Bey. Onların babasının me-muriyetten gelen emekli maaşıyla nasıl da huzurlu yaşadıklarını yıllarsonra tekrar gözledi. Üstelik bu maaşla çevrelerindeki yardıma ihtiyacı

Tüketim çılgınlığına, lükse, israfa karşı çıkanlar‘sade yaşam’ hareketi etrafında birleşiyor.Dünyada 30 yıl önce ilk taraftarlarını bulanhareket, 2001 ekonomik krizi sonrasındaTürkiye’de de tanınmaya başladı. Sanalalemde örgütlenen sade yaşamcılarıntelevizyona, alışveriş merkezlerine ve kredikartlarına adeta alerjileri var.

Page 2: Lüks yaşamın alternatifi sade yaşamarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/46YASAM/14-19.pdf · 14 l İSMMMO YAŞAM EYLÜL - EKİM 2013 K A P AK Lüks yaşamın alternatifi sade yaşam

EYLÜL - EKİM 2013 İSMMMO YAŞAM l 15

KA

PA

K

olanlara da yardım edebildiklerini hayretle gördü. Bir gün bilgisayar başındayken kendisine gelen bir mail ilgi-

sini çekti. Bu mailde her yıl kasım ayının üçüncü Cuma gününün "BuyNothing Day" yani "Satın Almama Günü" olarak kutlandığını belir-tiyordu. Biraz araştırınca bu ilginç eylemin ‘Sade Hayat Hareketi’ninses getiren eylemlerinden biri olarak 1992’den beri devam ettiğiniöğrendi. Tüketim alışkanlarını eleştiren bu hareketle tanışınca hayatabakışı da değişti. Bugün iyi bir işi olmasına rağmen artık eski Ahmet’teneser yok…

Evet, Ahmet Bey de Sade Hayat Hareketi’ne katılan yüzlercegönüllüden sadece biri… O da birçok arkadaşı gibi çok az televizyonizliyor. Alışverişe yalnızca haftada bir kere çıkıyor. Bankacılık kökenliolmasına rağmen kredi kartlarının tümünü iptal ettirdi. Küçük biri-kimleriyle aldığı ve halen borcunu ödediği evini son derece sade dö-şetti. Eski evindeki gereksiz eşyaların tümünden kurtuldu.

Elbette lüks yaşama karşı çıkan ‘Sade Hayat’ın olmazsa olmazlarısadece bunlardan ibaret değil. Türkiye’de sanal ortamda örgütlenenFacebook’taki Sade Yaşam Grubu’nun hedeflerini açıkladığı şucümleler bu hareketin felsefesi hakkında biraz da olsa fikir veriyor:“Amacımız; "sade yaşam" fikrini, hayatımızda yaşanabilir hale ge-tirmektir. Neden sade hayat? Sade hayat, her şeyden önce bir tercihtir.Tüketim çılgınlığına; israfa, lüks ve gösterişe; zamanı, enerjiyi ve ye-tenekleri çürüten, eriten, buna karşılık tüketime ve israfa yönelik biryaşam tarzını yerleştirmeye çalışan bütün unsurlara, televizyona, med-yaya, abartılı reklamlara; reklamlara kapılıp marketlere hücum et-meye; al-kullan-at-tekrar yenisini al anlayışına; "tükettiğin kadar mut-lu olursun" düşüncesine; özgürlük iddiasıyla paranın ve tüketiminesiri olmaya ve hayatı daraltan, çekilmez hale getiren bütün şartlarakarşı basit gibi görülen, ama çok önemli bir tepkidir.”

AVRUPA’DAN AMERİKA’YA… Modern hayatın dayattıklarından sıkılanlardan, lüks yaşama

tepki duyanlardan oluşan grubun Türkiye’de 300’e yakın üyesi var.Bunlar arasında öğretim üyesinden muhasebeciye, avukattan ban-kacıya kadar her meslekten insan bulunuyor. Daha çok meslek sa-hibi ekonomik bağımsızlığı olan orta yaşlı insanların bu harekete ka-tıldığı gözleniyor.

Türkiye’deki grup üyelerinin özel profillerine geçmeden önceSade Yaşam Hareketi’nin geçmişine bakmakta fayda var. Avrupa’da“Gönüllü Sadelik Hareketi” olarak bilinen bu hareketin geçmişi 1980’liyılların başına dayanıyor. Hareket, 1981’de Duane Elgin tarafındanyazılan Voluntary Simplicity (Gönüllü Sadelik) kitabıyla sistematikbir şekilde ortaya konuldu. Hareket Avrupa’da çıksa da Amerika’dadaha hızlı yayıldığını belirtelim. İnsanlar aslında tüm dünyada ken-

SADE YAŞAM KURALLARI• Her isteğin ihtiyacın değildir.• Gerekmedikçe telefon kullanma.• Alışveriş yaparken dikkatli ol.• Sadece bir kredi kartın olsun.• Televizyon izleyerek zamanını tüketme, kitap oku.• Ailene ve dostlarına mutlaka zaman ayır.

Page 3: Lüks yaşamın alternatifi sade yaşamarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/46YASAM/14-19.pdf · 14 l İSMMMO YAŞAM EYLÜL - EKİM 2013 K A P AK Lüks yaşamın alternatifi sade yaşam

di istekleriyle düştükleri tüketim esaretinden yine kendi iradeleriyle kur-tulmak istiyor. Bunun için de üç-beş aileden oluşan küçük gruplar oluş-turdu önce. Burada aileler kendi hayatlarını daha da sadeleştirmenin yo-lunu aradılar. Buldukları çözüm yollarını bir taraftan kendileri uygula-yıp, bir taraftan da çevreleriyle paylaştılar. Sonuçta Gönüllü Sadelik Ha-reketi Wall Street çalışanlarından medya dünyasına bankacılardan rek-lamcılara kadar birçok farklı meslek grupları tarafından benimsendi.

Ancak hareketin dünyada popüler hale gelmesi ise yaptığı ilginçeylemlerle oldu. Bunların başında da her yıl kasım ayının üçüncü Cumagünü kutlanan "Buy Nothing Day" yani "Satın Almama Günü” geliyor.1992’de beri kutlanan bu günde dünyanın birçok yerinde tüketim alış-kanlıkları eleştiren ilginç eylemler de yapılıyor.

TV ESARETİNE SONGünümüz insanı, televizyonun esiri olmuş durumda. Yapılan araş-

tırmalara göre Türkiye’de herkes günde en az 4 saatini televizyon ba-şında geçiriyor. Televizyonun hem aile ilişkilerini hem de kişisel üretimiolumsuz etkilediği düşünüldüğünden Sade Yaşam’da televizyona çok faz-la yer yok. Bu nedenle en ilginç eylemlerden biri de "TV-Turn Off Week"yani " Televizyonu Kapama Haftası"… 1995'te başlayan bu eylem, heryıl nisan ayının son haftasında gerçekleştiriliyor. "TV'yi kapat, hayatadön!" sloganıyla kutlanan haftada eylemciler şu mesajı veriyor: “Televizyoniyi bir iletişim aracıdır. Ama kendimizi de televizyona mahkum edip, eli-mizde sürekli kumanda bir o kanal bir bu kanal gezinip vaktimizi tü-ketmeyelim."

Sade Hayat Hareketi, Türkiye’ye dünyadan yaklaşık 20 yıl sonra

gelmiş. Türkiye’de bu hareketin duyulmasında Veli Sırım’ın emeği bü-yük. Halen Muş Alparslan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakülte-si’nde öğretim üyesi olarak çalışan Sırım; “Alanım iktisat olduğu için sadehayat ve sadelikle ilgili çalışmalarımın olması belki normal karşılana-bilir. Ancak benim sade hayat düşüncesi ve uygulamalarıyla tanışmamve bu alanda çalışma ve araştırmalarda bulunmamın geçmişi 12 sene ön-cesine dayanıyor” diyerek anlatmaya başlıyor. Türkiye’nin derin bir eko-nomik kriz yaşadığı günlerde tanıştığı bu hareketi Türkiye’de tanıtmakiçin neler yaptıklarını Sırım şöyle anlatıyor:

“Öncelikle belirtmeliyim ki, hemen her kime “sadelik” veya “sadehayat”tan bahsederseniz, çok basit ve biraz da önemsemeyen bir edaile “Yahu kardeşim, ben herkesten daha sadeyim” veya “Bu ekonomikşartlarda mecburen sadeyiz” gibi sözler dile getirilir. Aslında, itiraf ede-yim, 2001 yılının ilk aylarına kadar bu kavrama karşı ben de böyle yak-laşıyordum. Belirttiğim yılda doğrudan sade hayat eksenli bir dergi ha-zırlama fikri gündemimize girdi. Ayrıca bu yılda ülkemiz çok derin birekonomik kriz içindeydi. Ancak, özellikle internet üzerinden yaptığımızaraştırmalar sonucu, başta ABD olmak üzere ekonomik zenginliğin enüst sınırlarında olan batı ülkelerinde sade hayat düşüncesinin hızla yay-gınlaştığını gördüm ve çok şaşırdım. Çünkü Batı insanı, yakalandığı “tü-ketim bağımlılığı ve çılgınlığından” kurtulmak için yoğun bir çabaya gir-mişti ve yakaladığı en zayıf çarelere dahi canla başla sarılıyordu. İşin dahailginç bir yönü de, tarihi ve kültürel yapısı sayısız sadelik uygulamala-rıyla dolu olan ülke insanımız da bu hastalık ve bağımlılığın ortasındaçırpınıyorken, içinde bulunduğu durumun farkına bile varamıyordu.

Karşımıza çıkan bu tabloyu bir sihirli değnek ile bir anda düzelt-

EYLÜL - EKİM 201316 l İSMMMO YAŞAM

KA

PA

K

Page 4: Lüks yaşamın alternatifi sade yaşamarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/46YASAM/14-19.pdf · 14 l İSMMMO YAŞAM EYLÜL - EKİM 2013 K A P AK Lüks yaşamın alternatifi sade yaşam

EYLÜL - EKİM 2013

KA

PA

K

İSMMMO YAŞAM l 17

mek imkansızdı. Ama bu yönde en azından küçük, ama önemli bir adımolarak sadeliği aramak, yakalamak ve yaşamak adına bir şeyler yap-manın gerekli olduğunu düşündüm. Bu yönde araştırmalarımı devamettirdim. Özellikle yabancı kaynaklardan ulaşabildiğim ilginç örnek-leri sayısı belki yüzlere varan yazılarımda dile getirmeye çalıştım. Hat-ta bu çalışmalarımdan “Kendini Tüketme, Sade Yaşa Mutlu Ol” isimlibir kitap da ortaya çıktı.”

Sırım’ın anlattığına göre, sade yaşam konusundaki en önemligelişme internet ortamında sadelik arayışında olanların buluşma nok-tası olan Sade Yaşam Grubu’nun kurulmasıydı. Grubun ilk faaliyeti,uzunca bir süre sadelik düşüncelerini internet ortamında paylaşan üye-

lerin yüz yüze gelme ve tanışma toplantıları olmuş. 2002 yılı Ağustosayının sonunda gerçekleştirilen ilk toplantıyı aylık periyotlarla düzenlenentoplantılar izlemiş. Daha geniş kitleleri haberdar etmek için bir inter-net sitesi de kurulurken, grubun çalışmaları o zamanlar da medyanınilgisini çekmiş.

Veli Sırım, “Sade Yaşam Grubu’nun en önemli özelliklerindenbirisi, Türkiye’de ilk diyebileceğimiz bazı konuları kamuoyuna duyurmasıoldu. Uluslararası çapta düzenlenen Televizyonu Kapatma Haftası, Kom-şuluk Haftası, Satın Almama Günü gibi çeşitli etkinliklerle ilgili bilgive doküman sunduk. Bunları, pek çok medya organı aracılığıyla ge-niş kitlelere duyurduk” diye konuşuyor.

Veli Sırım Sade Yaşam Grubu’nun Kurucusu

Türkiye’de sanal ortamda Sade Yaşam Grubu’nuilk kuran kişi olarak, gruba katılıp aktif olarak sadelikfaaliyetlerine katkı sağlayan değerli grup üyelerimizinçabalarıyla kısa zamanda kamuoyunda önemli mesaj-lar verdiğimizi düşünüyorum. Son yıllarda grubumuzbiraz pasif olsa da medya aracılığıyla ve özellikle inter-net aracılığıyla pek çak kesime ulaştığımız kanaatinde-

yim. Benim sadelik eksenli şu ana kadar 200 civarında yazım yayınlandı. Bunlardanbir kısmını “Kendini Tüketme, Sade Yaşa Mutlu Ol” isimli bir kitabımda değerlendir-dim. Halen aylık olarak yayınlanan Moral Dünyası dergisindeki Sade Yaşam bölümün-de yazılarıma devam ettiğimi söyleyebilirim. Bununla birlikte bir akademisyen olarakda yine ‘sade yaşam’ eksenli bilimsel çalışmalarda bulunduğumu belirtmeliyim. Mese-la 19 Nisan 2012 tarihinde İnönü Üniversitesince organize edilen Turgut Özal Uluslar-arası Ekonomi ve Siyaset Kongresi-2’de “Çevre ve Kültürle Bütünleşmiş Bir Yerel Yöne-tim Örneği Olarak Sakin Şehir Hareketi” başlıklı bir tebliğ sundum. Sade Hayat konu-sunda kaleme aldığım yazılarda mümkün olduğunca teorik olmaktan uzak durmaya,gerek ülkemizden gerekse dünya genelinden yaşanmış örnekler üzerinden hareket et-meye çalışmaktayım. Çünkü yaşanmış örnekler öncelikle kendim açısından önemli. Kü-çük bir örnek, gerek düşünce dünyamda gerekse günlük hayatımda önemli etkileşim-lere yol açabiliyor. Tüketim alışkanlıklarımdan, ailemle ve çevremle kurduğum diya-loglara, bu diyalog ve iletişimin önüne geçebilecek bir takım engelleri bertaraf etme-ye, hayatımı olabildiğince dolu, verimli, paylaşıma dayalı hale getirmeye kadar bah-settiğim yaşanmış örneklerin yansımaları olabiliyor. Halihazırda dörtdörtlük sadeliğiyaşayabildiğimi söyleyemem. Ancak bu yolda çaba sarf ettiğimi, en azından günde-mimde olan önemli bir konu olduğunu söyleyebilirim.

‘SADE YAŞAM’I ÖĞRETİYOR

Page 5: Lüks yaşamın alternatifi sade yaşamarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/46YASAM/14-19.pdf · 14 l İSMMMO YAŞAM EYLÜL - EKİM 2013 K A P AK Lüks yaşamın alternatifi sade yaşam

EYLÜL - EKİM 201318 l İSMMMO YAŞAM

2001-2002 yıllarında Türkiye’de yaşanan ekonomik krizdensonra taraftar toplayan Sade Hayat Hareketi zaten; günümüzde en sa-kıncalı şeylerden biri ‘kredi kartı’ olarak görüyor. Grup üyeleri kredi kart-larının bilinçsizce kullanılmasının toplumu nasıl bir felakete sürükleyeceğiniyıllarca önceden görmüş. Alışverişe çıkarken, “Her istediğimiz ihtiyacı-mız değildir" mottosunu akıllarından çıkarmıyorlar. Grup üyelerinde mu-hasebeci Fatma Gümüş sade hayat kavramının hayatına neler kattığı-nı şu sözlerle anlatıyor: “Grup sayesinde üçüncü bir göz, beşinci bir ba-kış kazandım. Farklı yorumları ve perspektifleri olan insanları anlamayabaşladım. Her olaya biraz daha yumuşak bakmayı öğrendim. Maaşımıalınca ihtiyacımı alıp gerisini biriktiriyorum. Bir, iki günlük alışverişle-ri bıraktım. Kozmetikten giyime kadar alışkanlıklarım tümüyle değişti.”

Bankacı Tülay Ararat ise hayatına ‘sade’lik katmaya 10 yıldır ça-lışıyor. Medya ile paylaştığı sadeleşme formülüne göre; 10 arkadaşıy-la birlikte bir eko-köy kurmuş. Bu küçük grup, salçasını, sabununu, zey-tinyağını kendisi yapıyor. Ekim yapmıyorlar, doğa ne verirse onu tüke-tip, kalanını uygun biçimde saklıyorlar. Ararat, “Doğaya hiç müdahale

etmiyoruz, toprağı derin kazmıyoruz. İşi doğaya bırakıyoruz. Ne verir-se onunla besleniyoruz. Bir bisikletimiz var, dinamoya bağladık, biz pe-dal çevirdikçe elektrik üretiyor, o elektrikle bahçeyi aydınlatıyoruz”diyene yaptıklarını anlatıyor.

Sade yaşam kavramının Türkiye’de duyulmasında önemli katkı-ları olan isimlerden olan Ümit Şimsek, bu hayat tarzının manevi oldu-ğu kadar da maddi anlamda da insan hayatına zenginlik kattığına ina-nıyor. “İşin aslına bakacak olursak, bugünkü tüketim odaklı hayat tar-zımız, bizi gittikçe yoksullaştırıyor” diyen Şimşek, günümüz insanı içinşu saptamayı yapıyor: “Kazandığımız paralar, sahip olduğumuz eşya-lar gittikçe artıyor; fakat ihtiyaçlarımız bundan daha hızlı bir şekilde ar-tıyor. Her gün yeni bir şeylerin peşine düşüyoruz. Hayalimizi, sahip ol-duklarımızın çok ötesindeki eşyalar ve imkânlar süslüyor. Böylece, ih-tiyaçlarımız ile gelirimiz arasındaki mesafe gittikçe açılıyor. Yani, zen-ginleştikçe fakirleşiyoruz. Kendi ihtiyaçlarını kendi iradesiyle belirleyenve bir yerlere “Bu kadarı bana yeter” diyerek kırmızı bir çizgi çizebi-len insanlar ise, gelirleri ve ihtiyaçları arasındaki mesafeyi kapatabil-

Gönüllü Sadelik Hareketi: Bu hareketi 1970’li yıllarınbaşında Amerikalı Joe Dominquez başlatmış. Dominquez, Wall Street’teçalışan 31 yaşında başarılı bir finansal analistken emekli olmaya ka-rar verir. Para, lüks tüketim ve gösteriş gibi kavramların çok uzağındabir hayatı öngören “Para İçin Yeni Yol Haritası Projesi”ni geliştirir. Buhareketin hedefi daha az tüketmek ve kendin için daha anlamlı faali-

yetlerde bulunmak. Sakin Şehirler Hare-

keti: İtalya’da 32 şehrin yönetici-leri 20 Haziran 2000’de bir araya ge-lerek CittaSlow-Sakin Şehirler Projesiiçin imza atarlar. Buna göre İtalya’nınPiomente bölgesindeki Bra şehrisade yaşam felsefesine göre düzen-lenir. Şehrin özellikleri şöyle: İn-sanlar işlerine yürüyerek ya da bi-sikletle gidiyor. Cadde ve yol kenar-

larında zevksiz reklam panoları, süpermarket ve fast-food lokantalarıyok. Hiçbir evin üzerinde çanak ya da televizyon anteni bulunmuyor.

Televizyon Kapatma Haftası: TV Kapatma Haftası ilkolarak 1995’te Amerika’da kutlanmaya başlamış. Her yıl nisan ayın-da isteyenler televizyonlarını bir hafta kapatıyor. Ülkemizde de bir kişigünde 4 saatini televizyon başında geçiriyor, oysaki televizyon sade ha-

yatın baş düşmanı. Satın Almama Günü-SAG: SAG’ın hikayesi 1992’de baş-

lıyor. Organizasyonu başlatan kişi Kanadalı Ted Dave. Dave reklam şir-ketinde çalışan başarılı bir grafik sanatçısıyken, etrafında gördüğü herşeye reklam gözüyle bakmaktan ve kendisi dahil herkesin başkaları ta-rafından yönlendirilmesinden rahatsızlık duyar. İşini bırakır ve kampanyabaşlatır. “Yılda sadece bir gün alışveriş yapmadan yaşayabilirsiniz.” der.SAG, Kasım 2006’da 65 ülkede kutlanmış.

Freeganizm: Tüketim karşıtı eylemler arasında çok ilginç akım-larla karşılaşmak da mümkün. ABD’de adından yeni yeni söz ettiren free-ganizm bunlardan biri. Bu grubun taraftarları süpermarket çöplerineatılan yiyecekleri topluyorlar, atılan eşyaları kullanıyorlar. Onlar içinzengin muhitlerin çöp konteynırları süpermarket rafları gibi. Hiç açıl-mamış taze yiyecekleri bile buralarda bulmak mümkün.

Organiponico; Organik Şehir Tarımı: Bu harekatı1989 yılında Havanalı bir öğretmen başlatmış. Ülkesinin ve dolayısıy-la kendisinin girdiği ekonomik sıkıntıdan kurtulmak için eline geçirdi-ği her saksının içine sebze eken Maria Felix Boneme, bir süre ülkedeorganik şehir tarımının başlamasına önayak olmuş. Şehir tarımı mo-deliyle Küba’nın yıllık üretim artışı yüzde 300’lere varmış. Resmî ista-tistiklere göre Küba’nın pirinç ihtiyacının yüzde 65’i, taze sebze ihtiyacınınyüzde 46’sı, meyve ihtiyacının yüzde 38’i şehir çiftliklerinde yetiştiri-liyor. Üstelik hepsi organik.

DÜNYADA SADE YAŞAM HAREKETLERİ BUNLAR

Page 6: Lüks yaşamın alternatifi sade yaşamarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/46YASAM/14-19.pdf · 14 l İSMMMO YAŞAM EYLÜL - EKİM 2013 K A P AK Lüks yaşamın alternatifi sade yaşam

EYLÜL - EKİM 2013 İSMMMO YAŞAM l 19

KA

PA

K

LÜKS VE GÖSTERİŞTEN UZAKLAŞMALIÜmit ŞimşekSade Yaşam Hareketi gönüllüsü

“Sade hayat ko-nusunu, 2002-2003 yıl-ları arasında 15 sayı ya-yınlanan aylık Özgür veBilge dergisinde, enineboyuna ele almaya ça-lışmıştık. Bu konu, top-lumun çeşitli kesimle-rinden oldukça geniş birilgi ve katılım gördü. Buarada, Televizyonları Ka-patma Haftası, Satın Al-

mama Günü gibi bazı uluslararası kampanyaların du-yurusunu yaptığımızda da kamuoyundan oldukça cesaretverici cevaplar aldık, bu etkinlikleri uygulayan insanlarınhayatlarında önemli değişikliklerin cereyan ettiğini göz-leme imkânı bulduk. Bu arada benim Sade Hayat isim-li kitabım önce Selis, sonra da Zafer Yayınları arasındabirkaç baskı yaptı.

Tabii ki, sade hayat dendiği zaman herkesin zih-ninde aynı türden ve aynı seviyede bir hayat tarzı can-lanmıyor. Bunu herkesin kendi şartları içinde değer-lendirmesi gerekiyor ki, en önemli adımı da zaten budeğerlendirmeyi yapabilmek, buna güç yetirebilmek teş-kil ediyor. Her gün dört bir yandan maruz kaldığı bin-lerce mesaj kendisini tüketime ve gösterişli bir hayat sür-meye çağırırken, bir insanın oturup da “Benim ihtiyaç-larım şu seviyeye kadardır; bundan ötesini istemiyorum”diyebilmesi ve bu kararını azimli bir şekilde uygula-yabilmesi gerçekten büyük bir başarı olarak değerlen-dirilmelidir. Ancak bunu yapabilenler, dünya hayatınıngösterişinden uzaklaştıkça hayatın manevî boyutların-da derinleşebildiklerini görüyorlar ve yaşanacak asıl haz-ların bu boyutlarda bulunduğunu keşfediyorlar.”

dikleri için, ceplerindeki para miktarı ne olursa olsun, diğerlerinden daha zen-gin sayılmalılar.”

Sade Hayat adında bir kitabı da olan Ümit Şimşek, sade hayat sürmekisteyenlere bir reçete vermekten ziyade şu ana tavsiyede bulunuyor: “Sade ha-yat kavramı için belli bir standarttan söz etmek mümkün değil. Maruz kaldı-ğı onca telkinlere rağmen kendi ihtiyaçlarını bizzat tayin eden ve belirli bir çiz-giden ötesi için “Yeter” diyebilen insan, bence sade hayatı yakalamıştır. Her-kesin çıtası farklı yüksekliklerde olabilir; birinin hayatı diğerinden daha sadeolabilir. Fakat önemli olan, kendi hayatı üzerinde söz sahibi olabilmek ve ken-di hayat tarzını bütün bir dünyaya karşı savunabilmek.”

‘SADELİK ÖZGÜRLÜKTÜR’Kadri Patır da ‘sade yaşam’ bilincinin Türkiye’de yaygınlaşması için emek

veren gönüllülerin başında geliyor. 1958 Mardin doğumlu olan Patır, iktisat eği-timi almış. İş hayatından emekli olup Karamürsel’in bir köyünde 5 dönüm tar-la almış. Bir köy evi yaptırıp yerleşmiş. Şimdi bağ-bahçe işleriyle uğraşıyor.

Kendi deyimiyle hayatını sadeleştirme kararı aldığı bir dönemde sanalalemde Sade Yaşam Hareketi ile tanışmış. Sade Yaşam Grubu’nda yazılan ya-zılardan etkilenen Patır, önce grubun moderatörü Veli Sırım ile mesajlaşmış.Ardından grupta kendisine mesajlarıyla yakınlık hissettiği isimlerle yüz yüzetanışmak istemiş. Bunun için de gruba “Bu grup üyeliğimizi sanal ortama mah-kum etmeyelim; 30 Ağustos 2002 tarihinde saat 14.00’te Taksim Meydanı’ndakiaile çay bahçesinde herkesi çaya davet ediyorum” diye bir mesaj atmış. SadeYaşam Grubu’nun sanalda başlayan buluşması böylece gerçek hayata taşın-mış. Devamını Kadri Patır şöyle anlatıyor:

“Ve o gün buluşmaya gelen 32 arkadaşla 40 yıllık dostmuşuz gibi çoksamimi bir ortam oldu. Ve halen o gönüldaşlarla iletişim halindeyim. Ondansonra aylık toplantılar, Darülaceze’ye ziyaret, Çocuk Esirgeme Kurumu ziyareti,piknik, seminer vs. birçok aktiviteler yaptık. Yazılı ve görsel medyada birçokröportaj ve haber olarak faaliyetlerimiz yayınlandı. İş görev icabı yurt dışınagidince maalesef bu aktiviteler durdu. İnşallah yeniden kaldığımız yerden de-vam edeceğiz eski ve yeni gönüldaşlarımızla birlikte.”

Sade Yaşam faaliyetlerinin biraz aksamasından rahatsızlık duyan Kad-ri Patır, sade yaşam bilincinin kendi yaşamında neler değiştirdiğini şöyle an-latıyor: “Sade Yaşam’ın Türkiye’mizde yaygınlaşmasından katkım olmuşsamutluluk duyarım. Ömür boyu yüzde yüz tüketici rolünde bulunmak istemedimhep. Üretken tüketici olmak istedim. Çevreye, doğaya, insanlara katkım ol-sun diye bir hayalim vardı. Hayallerin gerçekleşmesi için, yüklendiğimiz do-ğal olmayan her türlü fazlalıklardan, alışkanlıklardan vazgeçmek gerekiyor.Emekliliği hak ettiğimde çalışmaya devam etmeyip istifa ettim. Kocaeli Ka-ramürsel’in bir köyünde 5 dönümlük tarla aldım. Köy evi yaptım; bahçe ağaçişi ile uğraşmayı tercih ettim. İnsanlara sade yaşam adına; suni mahkumi-yetten kurtulmalarını ve hakiki doğal özgürce yaşama kavuşmalarını tavsi-ye ederim.”