9
56 | ŞUBAT 2018 | WWW.EKOVİTRİN.COM WWW.EKOVİTRİN.COM | ŞUBAT 2018 | 57 geçiyor hatta kazaya yol açıp boğaz trafiğimizin kapanmasına, hava ve deniz kirliliğine yol açıyorlar. Tepemizden geçen askeri uçaklarda neler taşındığını bilmiyoruz. Tehlikeli madde taşıması hayatımızda dikkat etmediğimiz bir gerçek. Devletler bu taşımanın kontrol altına alınması için kanunlar, yönetmelikler hazırlıyor. Taşıma kurallarını kısmen uygulamaya çalışıyorlar ancak genellikle kontrol edemiyor- lar. Kozmetik, tekstil, müzik aletleri, ev eşyaları, bilgisayarlar, gıda maddeleri gibi tüketimi zevkli ve eğlenceli olan ürünlerin yanında, tehlikeli maddeler gibi, bizlerden uzak olmasını istediğimiz ürünler de tüketim zincirinin içinde yer alırlar. Zararsız ürünlere dönüşecek hammadde ve yarı mamullerin bir kısmı, tehlikeli madde tanımına girmekte ve üretim için vazgeçilmez durumda olmaktadırlar. Çoğu zaman ne olduğunu bilmediğimiz, etkilerinden habersiz olduğumuz ürünler dolaylı olarak veya doğrudan bizler tarafından tüketilir. Lojis- tiği özel ihtisas gerektiren bir ürün grubu da “Tehlikeli Maddeler”dir. Üretim, tüketimi ve arada taşınması sırasında kontrollü bir şekilde elleçlenen ve kontrol dışına çıktığı anda çevre için, insan hayatı için kısa veya uzun dönemde tehlike yaratacak olan her türlü madde “teh- likeli madde” olarak nitelendirilir. Tehlikeli maddelerin taşınması kuralları günümüzde uluslararası tehlikeli maddeler taşıma kuruluşları tarafından belirlenmektedir. Her taşıma grubu temelde aynı olmak üzere kendi taşıma sistemle- ri için uluslararası kullanılmak üzere, uygulanacak kontrol ve takip sistemlerini önce sertifikaya, sonra eğitime ve sonunda kontrol ve belgelemeye dayandıran sistemleri kurmuşlardır. Yeni uygulamaya başladığımız kara taşımacılık kanunu ve yönetmeliğinde de bu konu ayrı bir madde olarak ele alınmıştır. Kontrol sistemleri konulmuştur. Ülkemizde de Bayındırlık Bakanlığı tarafından hazırlanan, 22 Ekim 1976 tarihli resmi gazetede yayımı ile birlikte yürürlüğe girmiş olan “Tehlikeli maddelerin karayolu ile taşınması hakkında yönet- melik” mevcuttur. Bu yönetmelikle o günün şartlarında karayolları üzerindeki can ve mal güvenliğini düşünerek bir çalışma yapılmıştır. LOJİSTİK ANALİZ Bu yönetmelik üzerine 13 Ekim 1983 tarihinde karayolları trafik ka- nunu hazırlanırken tekrar güncelleme yapılmış ve yeni trafik kanunu tehlikeli maddelerin de taşınmasını kapsamı içine almıştır. Bu kanun tehlikeli maddelerin tehlikesizce taşınacak şekilde ambalajlanmasını, sarsılmayacak, ambalajları bozulmayacak, düşürülmeyecek şekilde yüklenmesini şart koşmaktadır. Yükleme ve indirme sırasında 30 m mesafede sigara içilmemesini, kibrit, çakmak ve 6 voltu aşan fenerle- rin kullanılmamasını kayda bağlamıştır. Taşıyan araçlarla ilgili olarak da taşıma sırasında elektrik dona- nımları sağlam olan araçlarla, ön ve arkasına işaret asılarak, yeterli yangın söndürücüsüyle, başka yük ve yolcu almadan taşınması şart koşulmaktadır. Park durumunda başında bekçi bekletilmesi, seyir halinde öndeki araca 50 m den daha fazla yaklaşmaması, bekleme halinde motorun çalışır durumda olması istenmektedir. Çevre Bakanlığı’nın kurulmasından sonra tehlikeli madde taşıma- cılığının çevre ile olan ilişkisi de önem kazanmış ve Çevre Bakanlığı- mız öncelikle tehlikeli atıkların taşınmasını ele alarak bir yönetmelik çıkartmıştır. Bu yönetmeliğe göre tehlikeli atık taşıyan kuruluşlar ve araçlar lisans almak zorundadır. Lisans almak için araçlarda TSE ta- rafından hazırlanan tehlikeli atıkların taşınması için uygunluk belgesi aranmaktadır. Sürücülerden ise UND (Uluslararası Nakliyeciler Der- neği) veya USD (Uluslararası Sürücüler Derneği) tarafından verilmiş eğitimleri tamamladığına dair sertifika istenmektedir. Yeni yürürlüğe giren karayolları taşıma kanununda taşıma sigortası sadece yolcular için zorunlu hale gelmişken, tehlikeli madde taşıma- cılığı uzun bir süredir zorunlu sigorta kapsamı içinde bulunmaktadır. Lojistik herhangi bir ürün için öncelikle artı değer yaratılmasını ele almaktadır. Bu da maliyetlerin indirilmesi, kayıpların azaltılmasını, aktivite başına düşen değişken giderlerin minimize edilmesini, hızın ve bulunabilirliğin arttırılarak müşteri memnuniyetinin yükseltilme- sini hedeflemektedir. Bir çok ürün grubunda geçerli olan bu öncelik- ler tehlikeli maddelerin lojistiğine gelince ikinci sıraya düşmektedir. Tehlikeli maddelerin lojistiğinde aranan ilk şey emniyettir. Öncelikle insan hayatına, daha sonra çevreye, maddi kaynaklara ve taşınan ürü- ne zarar vermeyecek, kontrolü bir üretimden çıkan tehlikeli maddeler, mümkün olduğu kadar kapalı sitemler içinde, hava ile atmosferdeki nem, güneş ışığı gibi etkilerden uzak taşınmalıdır. Taşıma sırasınca meydana gelecek risklerin azaltılması için, taşımanın olabildiğince hızlı yapılmasında zorunluluk vardır. Taşıma sırasında ön kontrolün yapılması, süreç içindeki her ilgilinin yaptığı işin önemi konusunda bilgilendirilmesi, eğitim ve tecrübe kazandırılması beklenmektedir. Maliyet bunların ardından gelen bir unsurdur. ABD’de ve AB ülkelerinde tehlikeli maddelerin taşınmasında kaza, hasar, hata risklerini azaltmak amacıyla deniz ve demir yolu taşımacılığı teşvik edilmektedir. İnsan kalabalıklarının, trafik yoğun- luğunun olmadığı bu yöntemlerle hem ucuza hem de emniyetli bir şekilde taşıma yapmak mümkün olacaktır. Bu amaçla kullanılan özel tank konteynerler, deniz, demiryolu ve karayolu kombine taşıması için en uygun sistemlerdir. Bu tankların gittiği yerde tüketime doğ- rudan girecek şekilde dizayn edilmesi de, hava ile temas etmemesi gereken ürünler için büyük avantaj sağlamakta depo ihtiyacını orta- dan kaldırmaktadır. Tehlikeli Madde Taşımacılığı ve buna bağlı lojistik; her kuruluşun yapamadığı ve yapmak isteyen kuruluşların da malzemeye, ekipma- na, sisteme ve hepsinden önemlisi insana yatırım yapmaları gereken bir iş koludur. Her kuruluşun gözü kapalı girmemesinde, girmek isteyen kuruluşların da uluslararası ihtisas kuruluşları, danışmanlar, derneklerle birlikte çalışmalarında yarar vardır. E Tehlikeli Madde Taşımacılığı T Tehlikeli Madde Taşımacılığı ve buna bağlı lojistik; her kuruluşun yapamadığı ve yapmak isteyen kuruluşların da malzemeye, ekipmana, sisteme ve hepsinden önemlisi insana yatırım yapmaları gereken bir iş kolu. ehlike yaratabilecek malzemelerle dolu araçlar kara yolları- mızda yanımızdan geçiyorlar. Denizlerde başta petrol, akar- yakıt, doğalgaz, kimyasal malzeme olmak üzere binlerce gemi tehlike yaratabilecek sıvı yük taşıyor. Boğazlarımızdan ATİLLA YILDIZTEKİN

LOJİSTİK ANALİZ Tehlikeli Madde · kaza, hasar, hata risklerini azaltmak amacıyla deniz ve demir yolu taşımacılığı teşvik edilmektedir. İnsan kalabalıklarının, trafi

  • Upload
    others

  • View
    16

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: LOJİSTİK ANALİZ Tehlikeli Madde · kaza, hasar, hata risklerini azaltmak amacıyla deniz ve demir yolu taşımacılığı teşvik edilmektedir. İnsan kalabalıklarının, trafi

56 | ŞUBAT 2018 | WWW.EKOVİTRİN.COM WWW.EKOVİTRİN.COM | ŞUBAT 2018 | 57

geçiyor hatta kazaya yol açıp boğaz trafi ğimizin kapanmasına, hava ve deniz kirliliğine yol açıyorlar. Tepemizden geçen askeri uçaklarda neler taşındığını bilmiyoruz. Tehlikeli madde taşıması hayatımızda dikkat etmediğimiz bir gerçek. Devletler bu taşımanın kontrol altına alınması için kanunlar, yönetmelikler hazırlıyor. Taşıma kurallarını kısmen uygulamaya çalışıyorlar ancak genellikle kontrol edemiyor-lar.

Kozmetik, tekstil, müzik aletleri, ev eşyaları, bilgisayarlar, gıda maddeleri gibi tüketimi zevkli ve eğlenceli olan ürünlerin yanında, tehlikeli maddeler gibi, bizlerden uzak olmasını istediğimiz ürünler de tüketim zincirinin içinde yer alırlar. Zararsız ürünlere dönüşecek hammadde ve yarı mamullerin bir kısmı, tehlikeli madde tanımına girmekte ve üretim için vazgeçilmez durumda olmaktadırlar. Çoğu zaman ne olduğunu bilmediğimiz, etkilerinden habersiz olduğumuz ürünler dolaylı olarak veya doğrudan bizler tarafından tüketilir. Lojis-tiği özel ihtisas gerektiren bir ürün grubu da “Tehlikeli Maddeler”dir. Üretim, tüketimi ve arada taşınması sırasında kontrollü bir şekilde elleçlenen ve kontrol dışına çıktığı anda çevre için, insan hayatı için kısa veya uzun dönemde tehlike yaratacak olan her türlü madde “teh-likeli madde” olarak nitelendirilir.

Tehlikeli maddelerin taşınması kuralları günümüzde uluslararası tehlikeli maddeler taşıma kuruluşları tarafından belirlenmektedir. Her taşıma grubu temelde aynı olmak üzere kendi taşıma sistemle-ri için uluslararası kullanılmak üzere, uygulanacak kontrol ve takip sistemlerini önce sertifi kaya, sonra eğitime ve sonunda kontrol ve belgelemeye dayandıran sistemleri kurmuşlardır. Yeni uygulamaya başladığımız kara taşımacılık kanunu ve yönetmeliğinde de bu konu ayrı bir madde olarak ele alınmıştır. Kontrol sistemleri konulmuştur.

Ülkemizde de Bayındırlık Bakanlığı tarafından hazırlanan, 22 Ekim 1976 tarihli resmi gazetede yayımı ile birlikte yürürlüğe girmiş olan “Tehlikeli maddelerin karayolu ile taşınması hakkında yönet-melik” mevcuttur. Bu yönetmelikle o günün şartlarında karayolları üzerindeki can ve mal güvenliğini düşünerek bir çalışma yapılmıştır.

LOJİSTİK ANALİZ

Bu yönetmelik üzerine 13 Ekim 1983 tarihinde karayolları trafi k ka-nunu hazırlanırken tekrar güncelleme yapılmış ve yeni trafi k kanunu tehlikeli maddelerin de taşınmasını kapsamı içine almıştır. Bu kanun tehlikeli maddelerin tehlikesizce taşınacak şekilde ambalajlanmasını, sarsılmayacak, ambalajları bozulmayacak, düşürülmeyecek şekilde yüklenmesini şart koşmaktadır. Yükleme ve indirme sırasında 30 m mesafede sigara içilmemesini, kibrit, çakmak ve 6 voltu aşan fenerle-rin kullanılmamasını kayda bağlamıştır.

Taşıyan araçlarla ilgili olarak da taşıma sırasında elektrik dona-nımları sağlam olan araçlarla, ön ve arkasına işaret asılarak, yeterli yangın söndürücüsüyle, başka yük ve yolcu almadan taşınması şart koşulmaktadır. Park durumunda başında bekçi bekletilmesi, seyir halinde öndeki araca 50 m den daha fazla yaklaşmaması, bekleme halinde motorun çalışır durumda olması istenmektedir.

Çevre Bakanlığı’nın kurulmasından sonra tehlikeli madde taşıma-cılığının çevre ile olan ilişkisi de önem kazanmış ve Çevre Bakanlığı-mız öncelikle tehlikeli atıkların taşınmasını ele alarak bir yönetmelik çıkartmıştır. Bu yönetmeliğe göre tehlikeli atık taşıyan kuruluşlar ve araçlar lisans almak zorundadır. Lisans almak için araçlarda TSE ta-rafından hazırlanan tehlikeli atıkların taşınması için uygunluk belgesi aranmaktadır. Sürücülerden ise UND (Uluslararası Nakliyeciler Der-

neği) veya USD (Uluslararası Sürücüler Derneği) tarafından verilmiş eğitimleri tamamladığına dair sertifi ka istenmektedir.

Yeni yürürlüğe giren karayolları taşıma kanununda taşıma sigortası sadece yolcular için zorunlu hale gelmişken, tehlikeli madde taşıma-cılığı uzun bir süredir zorunlu sigorta kapsamı içinde bulunmaktadır.

Lojistik herhangi bir ürün için öncelikle artı değer yaratılmasını ele almaktadır. Bu da maliyetlerin indirilmesi, kayıpların azaltılmasını, aktivite başına düşen değişken giderlerin minimize edilmesini, hızın ve bulunabilirliğin arttırılarak müşteri memnuniyetinin yükseltilme-sini hedefl emektedir. Bir çok ürün grubunda geçerli olan bu öncelik-ler tehlikeli maddelerin lojistiğine gelince ikinci sıraya düşmektedir. Tehlikeli maddelerin lojistiğinde aranan ilk şey emniyettir. Öncelikle insan hayatına, daha sonra çevreye, maddi kaynaklara ve taşınan ürü-ne zarar vermeyecek, kontrolü bir üretimden çıkan tehlikeli maddeler, mümkün olduğu kadar kapalı sitemler içinde, hava ile atmosferdeki nem, güneş ışığı gibi etkilerden uzak taşınmalıdır. Taşıma sırasınca meydana gelecek risklerin azaltılması için, taşımanın olabildiğince hızlı yapılmasında zorunluluk vardır. Taşıma sırasında ön kontrolün yapılması, süreç içindeki her ilgilinin yaptığı işin önemi konusunda bilgilendirilmesi, eğitim ve tecrübe kazandırılması beklenmektedir. Maliyet bunların ardından gelen bir unsurdur.

ABD’de ve AB ülkelerinde tehlikeli maddelerin taşınmasında kaza, hasar, hata risklerini azaltmak amacıyla deniz ve demir yolu taşımacılığı teşvik edilmektedir. İnsan kalabalıklarının, trafi k yoğun-luğunun olmadığı bu yöntemlerle hem ucuza hem de emniyetli bir şekilde taşıma yapmak mümkün olacaktır. Bu amaçla kullanılan özel tank konteynerler, deniz, demiryolu ve karayolu kombine taşıması için en uygun sistemlerdir. Bu tankların gittiği yerde tüketime doğ-rudan girecek şekilde dizayn edilmesi de, hava ile temas etmemesi gereken ürünler için büyük avantaj sağlamakta depo ihtiyacını orta-dan kaldırmaktadır.

Tehlikeli Madde Taşımacılığı ve buna bağlı lojistik; her kuruluşun yapamadığı ve yapmak isteyen kuruluşların da malzemeye, ekipma-na, sisteme ve hepsinden önemlisi insana yatırım yapmaları gereken bir iş koludur. Her kuruluşun gözü kapalı girmemesinde, girmek isteyen kuruluşların da uluslararası ihtisas kuruluşları, danışmanlar, derneklerle birlikte çalışmalarında yarar vardır. E

Tehlikeli Madde Taşımacılığı

T

Tehlikeli Madde Taşımacılığı ve buna bağlı lojistik; her kuruluşun yapamadığı ve yapmak isteyen kuruluşların da malzemeye, ekipmana, sisteme ve hepsinden önemlisi insana yatırım yapmaları gereken bir iş kolu.

ehlike yaratabilecek malzemelerle dolu araçlar kara yolları-mızda yanımızdan geçiyorlar. Denizlerde başta petrol, akar-yakıt, doğalgaz, kimyasal malzeme olmak üzere binlerce gemi tehlike yaratabilecek sıvı yük taşıyor. Boğazlarımızdan

LOJİSTİK ANALİZ

ATİLLA YILDIZTEKİN

Page 2: LOJİSTİK ANALİZ Tehlikeli Madde · kaza, hasar, hata risklerini azaltmak amacıyla deniz ve demir yolu taşımacılığı teşvik edilmektedir. İnsan kalabalıklarının, trafi

58 | ŞUBAT 2018 | WWW.EKOVİTRİN.COM WWW.EKOVİTRİN.COM | ŞUBAT 2018 | 59

Ülkemizde tehlikeli madde taşımacılığı, birçok yasal düzenleme çerçevesinde gerçekleştiril-mektedir. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacı-

lık Düzenleme Genel Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen uygulamalar, tehlikeli madde taşımacılığının daha güvenli bir zeminde yapılmasını sağlıyor. Karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolunda tehlikeli maddelerin taşınması ile ilgili yönet-melikler; ülkemizin de taraf olduğu uluslararası anlaşmalar ve ilgili kurumların çalışmaları kapsamında hayata geçiriliyor. Pat-layıcı, parlayıcı, yanıcı, yakıcı, kendi kendine yanan veya ko-layca ateş alan, zehirli ve radyoaktif gibi farklı özelliklere sahip tehlikeli maddelerin, çok düşük miktarlarının çevreye yayılması bile insan sağlığı ve çevre açısından ciddi boyutlarda sorunlar yaşanmasına neden olabiliyor. Bu nedenle tehlikeli maddelerin, güvenli bir zincir içinde taşınması ve lojistik süreçlerin doğru yönetilmesi büyük öneme sahip.

LOJİSTİK ANALİZ

TEHLİKELİ MADDE LOJİSTİĞİNDE SÜREÇLER DOĞRU YÖNETİLMELİ

Patlayıcı, parlayıcı, yanıcı, yakıcı, kendi kendine yanan veya kolayca ateş alan, zehirli ve radyoaktif gibi farklı özelliklere sahip tehlikeli maddelerin, çok düşük miktarlarının çevreye yayılması bile insan sağlığı ve çevre açısından ciddi boyutlarda sorunlar yaşanmasına neden olabiliyor.

Ülkemiz sınırları içinde tehlikeli madde taşımacılığı mevzu-atı çoğunlukla karayolu taşımacılığı ekseninde şekillenirken, geçtiğimiz yıl içerisinde çıkarılan yönetmeliklerle tehlikeli maddelerin denizyolu ve demiryoluyla taşınmasına ilişkin ya-sal düzenlemeler de yürürlüğe girmiş oldu. Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürlüğü tarafından uygulamaya alınan yeni düzenlemeler uluslararası entegrasyo-nu da beraberinde getirdi. Çünkü tehlikeli maddelerin taşınma-sı, depolanması, elleçlenmesi ve kullanılmasında karşılaşılan kaza risklerinin minimum seviyeye düşürülmesi veya tamamen bertaraf edilmesi için bu alandaki operasyonların uluslararası anlaşmalar ve konvansiyonlarla bir düzene bağlanması büyük önem taşıyordu. Karayolunda ADR, denizyolunda IMDG, de-miryolunda RID, havayolunda DGR kurallarının ülkemizde de geçerli olması transit yüklerin ülkemiz üzerinden geçmesini de kolaylaştıracaktır. Bunun yanı sıra eğitim ve denetimlerin ar-tırılması da sektörün faaliyetlerindeki güvenlik riskini en aza

indirgemeyi hedefliyor. Ülkemiz sınırları içindeki akaryakıt dahil tehlikeli maddele-

rin taşınması büyük oranda karayoluyla yapıldığı için, ADR’nin sadece bir mevzuat değil, bir iş yapış şekli olarak algılanması ve bu kültürün yerleştirilmesi gerekmektedir. Elbette üretici, taşı-yıcı veya alıcı olarak tehlikeli maddelerle ilgili faaliyet yürüten firmalardaki tüm çalışanların ADR mevzuatının tamamına hakim olmasını beklemek doğru değil. Ancak ADR belgesine sahip iş-letmelerin çalışanlarının tehlikeli maddelere yönelik farkındalık eğitimi almalarının sağlanması gerekiyor.

Bunun yanı sıra “Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanlığı Ku-ruluşlarının Yetkilendirilmesi Hakkında Yönerge”, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın kararıyla 2017 yılında yürürlüğe girdi. 01 Ocak 2018 tarihi itibarıyla da Tehlikeli Mad-de Güvenlik Danışmanlarının istihdamı ile ilgili olarak sektörde yeni bir yapılanma meydana geldi. Yeni düzenleme ile sadece “üniversitelerin fen ve mühendislik alanlarından lisans mezunu olanlar ile tehlikeli madde ve güvenlik programı/bölümü ön li-sans mezunu olanlar” TMGD olabilecekler. Getirilen yeni düzen-lemeyle TMGD olabilmek için belirli yeterlilik ve kısıtlamaların olması gerektiği anlaşılmakla birlikte, TMGD olma şartları ara-

sında fen ve mühendislik alanlarının yanı sıra okulların lojis-tik bölümlerinden mezun olanların ve UTİKAD tarafından üç dönemdir verilmeye devam eden FIATA Diploma Eğitimi me-zunlarının da ilgili maddeye eklenmesinin yeterliliğe sahip insan kaynağını geliştirme anlamında yararlı olacağını düşünmekteyiz ve talebimize ilişkin ilgili yazımızı da Genel Müdürlüğe sunduk.

Ayrıca 19 Nisan 2017 tarihli ve 30043 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanlığı Hakkında Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile tehlikeli mad-de taşımacılığı sürecinde yer alan ve bir takvim yılı içerisinde net elli ton ve üstü miktarlarda işlem yapan, gönderen, paket-leyen, yükleyen, dolduran ve boşaltan olarak faaliyette bulunan ve Tehlikeli Madde Faaliyet Belgesi sahibi olan işletmeler ile toplam araç taşıma kapasitesi elli ton ve üzerinde olan taşımacı-lık işletmeleri (karayolu, denizyolu ve demiryolu) ile bu Tebliğ kapsamındaki tehlikeli maddeleri geçici olarak depolayan işlet-melerin TMGD istihdam etme zorunluluğu getirildi. Getirilen düzenlemeler çerçevesinde TMGD istihdam eden fiziki taşıyı-cılardan hizmet alan Taşıma İşleri Organizatörlerinin TMGD istihdam etme ya da hizmet alma zorunluluğunun olmaması gerektiği kanaatindeyiz. E

EMRE ELDENER

UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener:

Page 3: LOJİSTİK ANALİZ Tehlikeli Madde · kaza, hasar, hata risklerini azaltmak amacıyla deniz ve demir yolu taşımacılığı teşvik edilmektedir. İnsan kalabalıklarının, trafi

60 | ŞUBAT 2018 | WWW.EKOVİTRİN.COM WWW.EKOVİTRİN.COM | ŞUBAT 2018 | 61

TEHLİKELİ MADDE LOJİSTİĞİ ve lojistik köyler

21. yüzyılı “Değişim Yüzyılı” diye adlandırıyoruz. Ürünler değişmekte, üretim teknolojileri değişmekte, tedarik zincirleri ye-niden yapılanmakta, lojistik daha

farklı şekilde gerçekleşmektedir. Ölçekler büyümüştür. Tüketim ve üretim artmıştır. Ta-şınan ürünlerin taşıma şekilleri de değişmek-tedir. Artık tüketiciye ürününü en uygun ko-şullarda kapısına kadar ulaştırabilen markalar pazarda ayakta kalabilmektedir. Lojistik sek-töründe ihtisaslaşma ihtiyacı ortaya çıkmıştır.

Şehir yaşamı da değişen unsurlardan biri-sidir. Artan nüfusla, göçlerle, turizm ile büyü-yen şehirler; limanlar, organize sanayi siteleri, haller, tır parkları, depolar, dağıtım merkezle-ri, aktarma istasyonları, demiryolu istasyonla-rı, serbest bölgeler, süper marketler gibi lojis-tiği sağlayan odakların etrafını çevirmekte ve boğmaktadır. Bu tesisler şehir içinde kalmak-tadır. Şehir içinde nüfus artışı nedeniyle yo-ğunlaşan trafik, binek araçlarının yük taşıyan araçlarla yan yana hareket etmesi nedeniyle, yavaşlamakta, hatta yer yer kilitlenmektedir. Yoğun trafik bir yandan hava kirliliğine yol açmakta, taşıma hızını yavaşlatmakta, mali-yetleri artırmaktadır.

Değişen dünya düzeni bu olgu içinde çö-zümünü önceden önermiş ve uygulamaya koymuştur. Kent lojistiği dediğimiz kavram geliştirilmiştir. Kentlerde üretimin şehir dışı-na çıkartılması, şehir dışında büyük lojistik köyler, lojistik merkezler ve lojistik üsler ku-rulması çözüm olmuştur. Kente büyük araç-larla, gemilerle, trenlerle gelen veya kentten

diğer şehirlere, diğer ülkelere yine TIR’larla, trenlerle, gemilerde gidecek ürünlerin elleç-leneceği, konsolide olacağı, katma değerli hizmetlerin verileceği tesislerin planlanma-sını yapmışlardır. Otoyollardan karayolu, demiryolu, denizyolu ile bu tesislere gelecek olan malzemeler, küçük araçlarla hatta aynı bölgeye aynı adrese gidecek olanlar konsoli-de edilerek, dolu ve kısa rotalı araçlarla gün-de birkaç kere yapılacak sevklerle dağıtımı planlanmaktadır. Şehir içinde her gün bakka-la, markete ve her mağazaya onlarca aracın yanaşıp birkaç koli bırakması önlenmiş, aynı yere gidecek ürünler birleştirilerek sevk edil-mektedir.

GÜLŞEN YEŞİLDAĞ YELKENKAYA

Lojistik köy, lojistik merkez, lojistik üs adı-nı verdiğimiz bu tesisler kent içinde genellikle ana arterlerde bulunan antrepoları, depoları da bünyesine çekmektedir. Bu yolla ana arterler-de trafik rahatlamakta, pahalı hale gelen ara-ziler depolama yerine başka ticari amaçlarla değerlendirebilmektedir.

Samsun Türkiye’de ilk lojistik merkezini kuran ilimizdir. Diyarbakır ve Gaziantep de lojistik köy projelerini devam ettirmektedir. Mersin, Kocaeli, Hatay, Osmaniye, Düzce, Tekirdağ, Çorlu, Mardin, Konya, Eskişehir, Balıkesir, İzmir ve Edirne illerimiz de bu ihti-yacın farkına varan illerimiz içindedir. Kamu ve özel sektör kuruluşları ticaret ve sanayi odalarıyla, kalkınma ajanslarıyla, il özel ida-releri ile valilik makamları ile çeşitli girişim-lerde bulunmaktadırlar.

Şehir içindeki bütün lojistik odakları kendi bünyesinde toplamayı amaçlayan lojistik köy-ler ve merkezlere ağırlıklı olarak tüketime dö-nük ürünlerin lojistiği yapılmaktadır. Üretim için gereken hammaddeler, yardımcı mamul-ler JUST IN TIME şeklinde temin edilmesi nedeniyle lojistik köylerde ve merkezlerde elleçlenecek ürünlerin başında gelmemek-tedir. Kozmetik, tekstil, müzik aletleri, ev eşyaları, bilgisayarlar, gıda maddeleri gibi tü-

ketimi zevkli ve eğlenceli olan ürünler kadar, bizlerden uzak olmasını istediğimiz ürünler de tüketim zincirinin içinde yer alırlar. Çoğu za-man ne olduğunu bilmediğimiz, etkilerinden habersiz olduğumuz ürünler dolaylı olarak veya doğrudan bizler tarafından elleçlenir ve tüketilir. Bu gruba giren ve lojistiği özel ihti-sas gerektiren bu ürün grubu “Tehlikeli Mad-deler”dir. Üretim, tüketimi ve arada taşınması sırasında kontrollü bir şekilde elleçlenen ve kontrol dışına çıktığı anda çevre için, insan hayatı için kısa veya uzun dönemde tehlike yaratacak olan her türlü madde tehlikeli mad-de tanımı içine girmektedir.

Tehlikeli maddeler yanıcı, patlayıcı, zehirli maddeler oldukları için meskûn mahallere ve ekonomik tesislere uzak yerlerde depolanma-sı, indirilmesi ve yüklenmesi gereken malze-melerdendir. Lojistik köy ve merkezlerde ayrı bir bölüm olarak yapılmadığı sürece tehlikeli maddelerin köy ve merkezlere sokulması, depolanması, elleçlenmesi önerilmemektedir. Yoğun bir yük hareketinin olduğu, depoların birbirine yakın inşa edildiği, çıkacak bir yan-gın veya çevre kirliliğinin kontrol atına alına-mamasının büyük felaketlere yol açacağı bu tip ürünler özel koruyucu tedbirlerin alındığı tesislerde elleçlenmelidir. Bu tedbirler içinde

sızıntıların yer üstüne ve yer altında yayılma-yacağına dair alt yapı tesislerinin inşa edil-mesi, özel yangın mücadele, itfaiye birliğinin hazır olacağı, işyeri ve ürün güvenliğinin son derece yüksek olduğu, kimyasal maddelerin kontrol laboratuvarlarının bulunduğu, çalışan-ların özel eğitime tabi olması gereken tesisler gerekmektedir. Bu da tehlikeli madde taşıma-sının, depolamasının lojistik köylerde değil tehlikeli madde depolama tesisleri gibi ayrı tesislerde yapılmasını gerekli tutmaktadır.

Tüm dünyada olduğu gibi tehlikeli madde-lerin taşıması genellikle deniz ve demiryolu ile yapılmaktadır. Demiryolunun ulaşmadığı noktalara kara taşıması tankerlerle sağlan-maktadır. Bu nedenle tehlikeli madde depo-lama tesisleri deniz kıyılarında, demiryolu bağlantısı olan ihtisaslaşmış limanlar içinde yapılmaktadır. Buna karşılık lojistik köyler de şehirlerde şehir merkezleri, organize sanayi bölgeleri ve limanların oluşturduğu üçgenin merkezinde yer alması istenmektedir. Bu özellik de lojistik köy ve merkezlerde tehlikeli madde lojistiği yapılmasının tercih edilmeme-sine neden olmaktadır. Ülkemizde inşa edile-cek olan lojistik köy ve lojistik merkez master planlarında tehlikeli maddeler hep kapsam dışında düşünülmüştür. E

Lojistik köy ve merkezlerde ayrı bir bölüm olarak yapılmadığı sürece tehlikeli maddelerin köy ve merkezlere sokulması, depolanması, elleçlenmesi önerilmiyor.

LOJİSTİK ANALİZ

Page 4: LOJİSTİK ANALİZ Tehlikeli Madde · kaza, hasar, hata risklerini azaltmak amacıyla deniz ve demir yolu taşımacılığı teşvik edilmektedir. İnsan kalabalıklarının, trafi

62 | ŞUBAT 2018 | WWW.EKOVİTRİN.COM WWW.EKOVİTRİN.COM | ŞUBAT 2018 | 63

Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Tehlikeli Madde Güven-lik Danışmanı Burak Ciga, teh-likeli maddelerin hayatımızda

çok önemli bir yere sahip olduğunu söyleyerek, “Gündelik hayatımızda tıkanan lavaboyu aç-mak için kullandığımız çözücü, havuzlarımızı temiz tutmak için kullandığımız klor, tırnakları-mıza sürdüğümüz oje gibi birçok ürün, aslında ADR anlaşmasında yer alan tehlikeli maddeler. Diğer yandan sözkonusu tehlikeli maddelerin üretiminde olduğu gibi paketlenmesinde, taşın-masında ve diğer tüm süreçlerde küçümsenme-yecek bir tehlike potansiyeli bulunuyor” dedi.

Özellikle taşıma alanında tehlikeleri en aza indirebilmek için Tehlikeli Maddelerin Ulusla-rarası Karayolu Taşınmasına Dair Avrupa An-laşması (ADR)’nın, Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (UNECE) tarafından düzenlenmiş olup, 30 Eylül 1957 tarihinde Cenevre’de imzalandığını ve 29 Ocak 1968 tarihinde yürürlüğe girdiğini belirten Burak Ciga, “Türkiye tarafından da kabul edilen ADR anlaşması, tehlikeli maddelerin ‘karayolunda güvenli bir şekilde taşınmasını’ hedefliyor. Bu çerçevede taşıma sürecinde yer alan bütün ta-rafların sorumlulukları, icra ettiği göreve göre personel ve sürücülerin alması gereken eğitim-ler, ambalaj hükümleri ve son zamanda sıkça duyduğumuz Tehlikeli Madde Güvenlik Da-nışmanı (TMGD), sözkonusu anlaşmada tarif edilen konulardan sadece birkaç tanesi” diye konuştu.

ADR anlaşmasında her işletmenin, tehli-keli malların karayolu ile taşınması, bununla ilgili olarak ambalajlanması, yüklenmesi ve doldurma ile boşaltma işlemlerinde kişilerin, mülklerin ve çevrenin korunması için riskleri azaltma konusunda yardımdan sorumlu olarak bir ya da daha fazla güvenlik danışmanı ata-mak zorunda olduğuna değinen Burak Ciga, “Ülkemizde bu hizmet ile ilgili Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürlüğü tarafından 29007 sayılı ve 22 Mayıs 2014 tarihli Resmi Gazete’de Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanlığı Hakkında Teb-liğ yayınlandı. Tebliğe göre tehlikeli madde

taşımacılığı sürecinde yer alan ve bir takvim yılı içerisinde net elli ton ve üstü miktarlarda işlem yapan, gönderen, paketleyen, yükleyen, dolduran ve boşaltan olarak faaliyette bulunan işletmeler ile toplam araç taşıma kapasitesi elli ton ve üzerinde olan taşımacılık işletmeleri en az bir adet tehlikeli madde güvenlik danışmanı istihdam etmek veya tehlikeli madde güvenlik danışmanından hizmet almakla yükümlüdürler. Diğer yandan perakende satış yapan akaryakıt, LPG, CNG ve LNG istasyon işletmeleri ile LPG, CNG tüp satışı yapan işletmeleri, Liman tesisleri ile hava yolu kargo terminallerinde tehlikeli maddeleri; gönderen, paketleyen, yükleyen, dolduran ve boşaltan işletmeleri ve Karayolu Taşıma Yönetmeliğine göre K1, K2, C1, C2, L1, L2, R1, R2 Yetki belgesine sahip olup, Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşın-ması Hakkında Yönetmelik kapsamında faa-liyet gösteren taşımacıları için bu zorunluluk daha önce anılan geçiş süresi kapsamında 2018 yılına kadar ertelenmişti. Dolayısıyla bu sene itibarıyla ertelemenin bitmesiyle birlikte başta taşımacılık ve perakende satış yapan istasyon-

lar olmak üzere TMGD’nin kapsamı genişledi” şeklinde konuştu.

“İHTİYACA CEVAP VERECEK KADAR DANIŞMANA SAHİBİZ”

Burak Ciga, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hali-hazırda ülkemizde TMGD olmaya hak kazan-mış yaklaşık 10 bin aday var ve bunlardan 7 bin 500’ü sertifikasını Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürlüğü’n-den teslim aldı. Her danışman, bünyesinde bulunduğu kuruluşun temsilciliği veya şubeleri de dâhil olmak üzere en fazla beş yerde danış-manlık yapabilir. Bir Tehlikeli Madde Güven-lik Danışmanı Kuruluşu’nda (TMGDK) görev alan danışmanlar ise en fazla sekiz işletme için danışman olarak görevlendirilebilir. Sayı olarak bakıldığında ülkemizde ihtiyaca cevap verecek kadar danışmana sahibiz.”

“DANIŞMAN ÇALIŞTIRMAMA YAPTIRIMLARA BAĞLI”

Bazı küçük ve orta ölçekli kuruluşların ko-nuya çok hakim olmadıklarından veya yeterli derecede önemsemediklerinden danışman zo-runluluğunu ağırdan aldıklarının gözlemlendi-ğine işaret eden Burak Ciga, “Halbuki bu konu çalışanlarımızın ve taşıma sürecini de içerisine kattığımızda trafikte yer alan diğer insanların sağlığı ve güvenliği açısından çok büyük bir önem arz ediyor. Bununla birlikte danışman çalıştırmamanın da yaptırımlara bağlı olduğu unutulmamalı. Denetlemeye giren ve danışman bulundurmadığı tespit edilen bir kuruluşun 3 bin Türk Lirasının üzerinde bir para cezası ile karşı kaşıya kalacağını bu çerçevede belirtmek isterim. Sonuç olarak ADR anlaşmanın yürür-lüğe girmiş olduğu diğer ülkelerin geçmişine bakıldığında işlerin rayına oturana kadar belli bir sürenin geçmesi gerektiği görülüyor. Ülke-mizin ADR anlaşması ile ilgili bu serüvende bü-yük bir yol kat etmiş olduğu herkes tarafından kabul ediliyor. 2009 yılından bu yana tehlikeli madde sektöründe olan bir danışman olarak ek-siklerimizi gelecek birkaç yıl içerisinde gidere-ceğimizi hatta birçok ülkeye örnek olacağımıza inanıyorum” dedi. E

Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı Burak Ciga, 2018 yılıyla birlikte başta taşımacılık ve perakende satış yapan istasyonlar olmak üzere

Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanlığı’nın kapsamının genişlediğini ifade etti.

‘‘Tehlikeli madde güvenlik danışmanının kapsamı genişliyor’’

Uluslararası Nakliyeciler Derneği Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı Burak Ciga

Avrupa’nın en büyük intermodal lojistik sağlayıcılarından biri olma stratejisiyle çalışmalarına aralıksız devam eden Ekol, ülke

zincirine İsveç’i de ekledi. İsveç, Ekol’ün ken-di tesisleriyle faaliyet göstereceği 16. ülke oldu. Bu ülkedeki operasyonlar “Ekol Nordics” adı altında yürütülecek.

Yeni operasyon merkezi ile İskandinav-ya’yı; Türkiye, Orta Doğu ve Ekol’ün kendi şirketlerinin bulunduğu diğer ülkelerle yakın-laştıracaklarını ifade eden Ekol Nordics Bölge Direktörü Jarmo Halonen, bir sonraki aşamada

tüm Avrupa ülkeleriyle bağlantı kurulacağını söyledi. Gothenburg’daki ofisle, pazarın tüm gelişimini destekleyebilecekleri bir noktadan çalışmaya başladıklarını belirten Halonen, “İki yıl içerisinde 30 çalışana sahip olmayı planlı-yoruz. Hedefimiz; 2020 sonuna kadar yıllık 30 milyon Euro ciro elde etmek” dedi. Ekol’ün bu bölgedeki müşterilerine daha yakın olmak ve ihtiyaçlarını daha iyi karşılamak için Nordics şirketinin kurulmasına karar verildiğini kayde-den Ekol Avrupa Genel Müdürü Wojciech Br-zuska ise şu değerlendirmelerde bulundu:

“Ekol blok trenlerinden biri İskandinav ülke-

lerindeki yük hacimleri için hazırlanarak, Tries-te’den (İtalya), Kiel’e (Almanya) ulaşması sağ-lanıyor. Yakın gelecekte tren sayısını artırmayı planlıyoruz. Bu tren bağlantısıyla İskandinavya ile Güney Avrupa ve Türkiye intermodal taşı-macılıkla birbirine yakınlaşacak. Ayrıca, 2018 yılının ikinci yarısında Akdeniz bölgesine çift yönlü deniz seferlerini başlatmayı düşünüyo-ruz. ”Ekol Nordics, İsveç operasyonlarında ilk etapta perakende, otomotiv, elektronik, kağıt ve ahşap sektörlerine yoğunlaşacak. Operasyon-larda; uluslararası FTL, LTL ve grupaj taşıma-cılığı hizmeti sunulacak. E

EKOL, AĞINI İSVEÇ İLE GENİŞLETİYOR

LOJİSTİK UND LOJİSTİK EKOL LOJİSTİK

Page 5: LOJİSTİK ANALİZ Tehlikeli Madde · kaza, hasar, hata risklerini azaltmak amacıyla deniz ve demir yolu taşımacılığı teşvik edilmektedir. İnsan kalabalıklarının, trafi

64 | ŞUBAT 2018 | WWW.EKOVİTRİN.COM WWW.EKOVİTRİN.COM | ŞUBAT 2018 | 65

İTT Lojistik, Gebze Şekerpınar bölgesinde 20 bin metrekare tesis içerisinde müşterilerine bütünsel lojistik hizmetleri sunuyor. Filosu-

nun tamamı ADR’li çekici ve römorklardan oluşan İTT Lojistik, kendi alanında Türki-ye’nin en büyük ADR’li araç filosuna sa-hip. 2017 yılında yüzde 25’in üzerinde bü-yüme oranını yakalayan İTT Lojistik, 2018 yılı içinde teknoloji ve altyapı ile ilgili yatı-rımlarına devam etmeyi hedefliyor. Firma, 2018 yılına yönelik yüzde 20’lik büyümeyi hedefliyor.

İTT Lojistik Genel Müdürü Didem Öz-tanık, tehlikeli madde taşımacılığıyla ilgili faaliyetlerini ve sektöre ilişkin görüşlerini Ekovitrin’e anlattı.

İTT Lojistik Genel Müdürü Didem Öztanık, “Filomuzun tamamı ADR’li çekici ve römorklardan oluşuyor. Kendi alanımızda Türkiye’nin en büyük ADR’li araç filosuna sahip olmamız hizmet kapasitemizi ve kalitemizi de

olumlu yönde etkiliyor” diyor.

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK ADR’LİARAÇ FİLOSUNA SAHİBİZ

İTT Lojistik olarak gerek büyüme ge-rekse yatırım anlamında 2017 yılı perfor-mansınızı özetler misiniz? 2017’yi hangi rakamlarla kapattınız?

2017 yılı şirketimiz için son derece başa-rılı ve hedeflerimizin üstüne çıktığımız bir yıl oldu. Geçmiş yıllarda olduğu gibi 2017 yılında da araç ekipman yatırımları yaparak bu konudaki öncülüğümüzü devam ettir-meye çalıştık. Bununla birlikte yeni ısıtma tesisimizi hizmete açtık, bu alanda ülkemiz-de yapılmış en büyük yatırıma imza atmış olmaktan dolayı gururluyuz. Bu tesis farklı kimyasal özelliklerine göre tek seferde 30 tank ısıtabilme kapasitesine sahip. 2017 yı-lında hedefimiz olan yüzde 25’lik büyüme oranının üstünde bir oranla yılı kapatmış

olmak. 2018 için tüm çalışanlarımız ve yö-netim kadromuz için motive edici bir ivme kazandırdı.

Filo yapınız, tesis kapasiteniz ve hizmet sahalarınız hakkında bilgi verir misiniz?

Gebze/Şekerpınar bölgesinde 20 bin metrekare tesis içerisinde müşterilerimize bütünsel lojistik hizmetleri sunuyoruz. Bu hizmetler; Multimodal uluslararası, yurt içi taşıma depolama, ısıtma, gümrüklü/gümrüksüz depolama gümrükleme, elleç-leme, ısıtma, tankconatiner bakım onarım, elleçleme kap değişikliği gibi katma değerli hizmetler. İşimiz tehlikeli madde ve kimya-sal taşıma olduğu için bu alandaki temel ve destek süreçlerimizi, uluslararası ve ulusal

ADVERTORIAL İTT LOJİSTİK

İTT Lojistik Genel Müdürü Didem Öztanık:

mevzuatlar, yasal şartlar çerçevesinde yeri-ne getiriyoruz. Filomuzun tamamı ADR’li çekici ve römorklardan oluşuyor. Kendi ala-nımızda Türkiye’nin en büyük ADR’li araç filosuna sahip olmamız hizmet kapasitemizi ve kalitemizi de olumlu yönde etkiliyor.

İTT Lojistik’in likit kimyevi madde ta-şımacılığında sahip olduğu pazar payını açıklar mısınız?

İTT Lojistik olarak Türkiye’de kimyasal ile iştigal olan birçok sektöre dokunuyoruz. Otomotivden beyaz eşyaya, gıdadan koz-metiğe ve enerji sektörüne kadar çok geniş bir hizmet yelpazemiz var. Bu da bizi sek-törün lider firmalarından biri haline getiri-yor. Pazar payımızın geniş olması bizi dur-durmuyor tabi. Farklı pazar arayışları, etik rekabet şartlarında, yenilikçi bakış açımız şirketimizin geleceğini planlarken en önem verdiğimiz konular.

“ARAÇLARIMIZIN TAMAMININ ADR’Lİ OLMASINA ÖNEM

VERİYORUZ” Likit kimyevi madde taşımacılığında

önem verdiğiniz kriterler hakkında bilgi verir misiniz? Bu taşıma alanında hangi etmenler ön plana çıkıyor?

Hizmet sektörlerinin tümünde olduğu gibi lojistikte de insan faktörü başat öğe olarak algılanmalı. Çalışanlarımızın kalifikasyonu, kalitemizi belirliyor aslında. Tehlikeli mad-de ve kimyasal taşımacılığı uzmanlık gerek-tiren bir konu. Bu konuda uzmanlaşmış bir ekip ile çalışıyoruz, takım arkadaşlarımızı konusunda yetkinleşmiş kişilerden seçmeye özen gösteriyoruz. Ayrıca firma içinde kari-yer planlamasına uygun eğitimlerin sürek-liliğini oldukça önemsiyoruz. Yaptığımız iş son derece dikkat ve önem gerektiriyor, bir eşyayı taşmadan ziyade beraberinde çevre ve insan için risk oluşturacak birçok riski de beraberinde taşıyoruz. Bu süreçlerin sağ-lıklı yürümesi için şirket bünyemizde sürü-cü ve çalışmalarımıza sürekli geliştirici ve farkındalık sağlayacak eğitimler veriyoruz, gelişimlerini talip ediyoruz.

Bununla birlikte İSO 9001 -14001 ve

SQAS gibi farklı kalite yönetim sistemleri ile hizmet kalitemizi sürekli iyileştiriyoruz. Araçlarımızın tamamının ADR’li olması da önem verdiğimiz bir diğer konu, sektörü-müzde bu konuda hassas ve öncü bir firma olma idealindeyiz.

“LOJİSTİK SEKTÖRÜNE OLUMLU KATKISI OLACAK”

‘Tehlikeli Maddelerin Karayolu İle Taşınması Hakkındaki Yönetmelik’ gere-ğince 1 Ocak itibariyle firmalara ‘tehli-keli madde güvenlik danışmanı’ istihdam etme ya da ilgili bakanlıktan yetki almış, tehlikeli madde güvenlik danışmanlığı kuruluşlarından hizmet almaları zorun-luluğu getiriliyor. Bu gelişme sizce sektö-re neler kazandıracak?

Şirketimiz kuruluşundan bu yana bu ko-nudaki gereklilikleri uluslararası standart-lara uygun şekilde yerine getiriyor. Bizim için bu durum yeni olmadığı gibi alıştığımız uygulamalar kapsamında. Sektörel açıdan bakıldığında uzun zaman önce geçilme-si gereken biz zorunluluk. Maalesef ADR tehlikeli madde taşıma konusunda sektörde

yeterli altyapı oluşmuş değil, uzun yıllardır ötelenen bir durum olduğu için geçiş dö-nemi birçok lojistik firması için biraz zor-lu olacak. Bu durumun lojistik sektörüne olumlu katkıda bulunacağını düşünüyorum, ayrıca eşit şartlarda rekabet açısından bizim lehimize olduğu düşüncesindeyim.

“2018’DE YÜZDE 20 ORANINDA BÜYÜYECEĞİZ”

2018 yılına yönelik yatırım hedefleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?

2018 yılı piyasa söylemlerine bakıldı-ğında çok olumlu görünmüyor. 2017 yılı başında da aynı durum sözkonusuydu. İTT Lojistik olarak stratejik planlarımızı 10 yıl-lık aralıklarla hazırlıyor ve periyodik olarak gözden geçiriyoruz. Elbette ekonomik ve siyasi gelişimleri takip ediyoruz, fakat plan-larımızda ve stratejilerimizde çok köklü de-ğişlikler olmuyor. 2018 yılı içinde teknoloji ve altyapı ile ilgili yatırımlarımız devam edecek. 2018 yılı için yüzde 20’lik büyüme hedefi belirlemiş durumdayız. Özellikle ça-lışanlarımızın eğitimi ve katılımı bizim için, bu hedefe hizmet edecek en önemli unsur. E

İTT ULUSLARARASI TAŞIMACILIK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ. BALÇIK MAH. ELMALI SOK. NO: 9/11 GEBZE / KOCAELİ TEL: 0262 751 00 31-32-33 FAX: 0262 751 06 17

İTT Lojistik Genel Müdürü Didem Öztanık

Page 6: LOJİSTİK ANALİZ Tehlikeli Madde · kaza, hasar, hata risklerini azaltmak amacıyla deniz ve demir yolu taşımacılığı teşvik edilmektedir. İnsan kalabalıklarının, trafi

66 | ŞUBAT 2018 | WWW.EKOVİTRİN.COM WWW.EKOVİTRİN.COM | ŞUBAT 2018 | 67

Ford Trucks, son 10 yılda yaptığı yeni ürün ve motor teknolojisi yatı-rımları, 4S tesis altyapı yatırımları, sunduğu hizmetleri ve müşteri bek-

lentilerine yönelik ürün geliştirme gücü ile pazar payını 2 katına çıkardı. 2017 yılında yurt içindeki 4S tesis sayısını 30’a tamamla-yan Ford Trucks, inşaat segmentinde yüzde 33, toplam pazarda ise yüzde 27,7 pazar pa-yına ulaştı. 2017 yılında, Romanya, Maca-ristan, Bulgaristan, Mısır, Hırvatistan, İsrail, Gürcistan ve Gana’da açtığı 8 yeni 4S tesis ile yurtdışı pazarlardaki büyümesine hız ka-tan Ford Trucks, uluslararası pazarlarda geç-tiğimiz yıla göre satışlarını yüzde 50 artırdı.

“BÜYÜYEN İNŞAAT SEGMENTİNDE

YÜZDE 33 PAZAR PAYINA ULAŞTIK”

Ford Trucks’ın 2014 yılından bu yana Türkiye Direktörlüğü görevini yürüten, 2018 itibarıyla Genel Müdür Yardımcılı-ğı görevine atanan Serhan Turfan, 2017 yıl değerlendirme toplantısında ağır ticari araç pazarını ve markanın yurtiçi ve yurt-dışı operasyonlarını değerlendirdi. Türki-ye ağır ticari araç pazarının 2016 yılı ile benzer hacimlerde tamamlandığına dikkat çeken Turfan, “2017 senesi pazarda büyük değişimlerin yaşanmaya devam ettiği bir yıl

oldu. Normalde pazarın ortalama %60’ını oluşturan çekici segmenti, 2017 yılında yüzde 38 seviyesine gerilerken pazarda inşaat segmenti büyük inşaat projeleri ile 2 katına çıktı. İnşaat segmentindeki artış, yaptığımız doğru ürün yatırımları ve ürün-lerimizin müşterilerimiz tarafından beğe-nilmesi ile bizim için büyük bir fırsat oldu ve inşaat segmentinde yüzde 33 pazar payı elde ettik. Toplam pazarda ise yüzde 27,7 pazar payına ulaştık, 2008 yılından bu yana yaptığımız doğru hamlelerle pazar payımızı 2 katına çıkardık. 2017 yılında müşterileri-mizin ihtiyaçları çerçevesinde yaptığımız ürün yatırımlarımız devam etti” dedi. E

Son 10 yılda pazar payını 2 katına çıkaran Ford Trucks, 2017’de yeni model ve hizmetlerinin yanısıra yurtiçi ve yurtdışındaki bayi yapılanma çalışmaları ile ağırticari rekabetinde dikkat çekmeye devam etti.

Ford Trucks2017’de ağır ticarinin yükselen yıldızı

Bahattin Topçu , Burak Hoşgören, Serhan Turfan, Aysan Hoşver

SEKTÖR LOJİSTİK

Page 7: LOJİSTİK ANALİZ Tehlikeli Madde · kaza, hasar, hata risklerini azaltmak amacıyla deniz ve demir yolu taşımacılığı teşvik edilmektedir. İnsan kalabalıklarının, trafi

68 | ŞUBAT 2018 | WWW.EKOVİTRİN.COM WWW.EKOVİTRİN.COM | ŞUBAT 2018 | 69

5 yılda her yıl yüzde 7 büyüyorPetrol Sanayi Derneği (PETDER) Genel Sekreteri Niyazi İlter, akaryakıt dağıtım sektörünün, 110 dağıtıcı, 100’ün

üzerinde depolama tesisi ve 13 bine yakın bayi sayısı ile Türkiye ekonomisine önemli katkıları bulunduğunu söyleyerek, “Akaryakıt dağıtım sektörü son 5 yılda ortalama her yıl yüzde 7 büyüme ile

Türkiye ekonomisindeki lokomotif sektörlerden” dedi.

Akaryakıt dağıtım sektörü son

Akaryakıt ürünlerinden elde edilen toplam dolaylı vergi-lerin kamunun elde ettiği top-lam dolaylı vergi gelirlerinin

ortalama yüzde 26’sını oluşturduğunu belir-ten Petrol Sanayi Derneği (PETDER) Genel Sekreteri Niyazi İlter, 2016 itibariyle sektö-rün yarattığı dolaylı vergilerin 75 milyar TL seviyesinde olduğunu kaydetti. İnşaat, üre-tim, enerji, mühendislik, emlak, taşımacılık/lojistik ve tarım dahil olmak üzere akaryakıt dağıtım sektörünün yaklaşık 30’un üzerinde ana sektörü doğrudan etkilediğine değinen Niyazi İlter, “Türkiye’de toplam akaryakıt ürünleri satışı son 5 yılda her yıl ortalama yüzde 7 büyüyerek 35 milyon tona ulaş-tı. Bu artışı özellikle yüzde 9 büyüme ile motorin ve yüzde 7 büyüme ile havacılık yakıtları sağlıyor. Kayıt dışı akaryakıt satı-şına ilişkin olarak alınan önlemler ve büyük altyapı projelerinin yarattığı talep 2015’te satışlardaki büyümeyi yüzde 14’e çıkardı. 2016 yılında ise büyüme motorindeki yüzde 9’luk artışın etkisiyle yüzde 6 seviyelerin-de gerçekleşti. Bu artışta yasadışı akaryakıt

faaliyetleriyle yapılan başarılı mücadele de etkili oldu” diye konuştu.

“TOPLAM LPG OTOGAZ TÜKETİ-Mİ YÜZDE 1,53 AZALDI”

Niyazi İlter, sözlerine şöyle devam etti: “PwC tarafından son derlenen verilere göre, Ocak-Kasım 2017 döneminde, 2016 yılının aynı dönemine kıyasla toplam ben-zin tüketimi yüzde 2,55, toplam motorin tüketimi yüzde 7,97 artarken, toplam LPG otogaz tüketimi ise yüzde 1,53 azaldı. Ay-rıca toplam kalorifer yakıtı tüketimi yüzde 1,59 arttı, toplam fuel oil tüketimi yüzde 22,88 ve toplam gazyağı tüketimi yüzde 49,48 azaldı.”

“SEKTÖRÜN BÜYÜMESİNİ HEDEFLİYORUZ”

Önümüzdeki dönemlerde petrol piyasası-

nın hem kaliteli hem de müşteri ihtiyaçla-rına hitap edecek farklılaştırılmış ürünlerle ve teknolojik ilerlemelerle birlikte gelişen hizmetlerle rekabetçi bir şekilde büyüme-sini sürdürmesini hedeflediklerini belir-ten Niyazi İlter, “Dünyada ve Türkiye’de enerjiye olan talebin artacağını, ülkemizde petrol piyasasının Türkiye ekonomisini takip ederek büyümeye devam edeceğini öngörüyoruz. Türkiye’nin genç nüfusu ve kişi başına düşen geliri dikkate alındığında bin kişi başına düşen araç sayısında 150 ile diğer Avrupa ülkelerinin çok gerisinde yer alıyor. Bu itibarla sektörümüzün büyüme-si için önemli bir potansiyeli var. Türkiye otomotiv yakıtları pazarı büyümeye devam ederken rekabet, dünya petrol fiyatları, dü-zenlemeler, vergiler ve döviz kuru tüketim dengelerindeki belirleyici unsur olmaya devam edecek” açıklamasını yaptı. E

Petrol Sanayi Derneği (PETDER) Genel Sekreteri Niyazi

SEKTÖR LOJİSTİK

Page 8: LOJİSTİK ANALİZ Tehlikeli Madde · kaza, hasar, hata risklerini azaltmak amacıyla deniz ve demir yolu taşımacılığı teşvik edilmektedir. İnsan kalabalıklarının, trafi

70 | ŞUBAT 2018 | WWW.EKOVİTRİN.COM WWW.EKOVİTRİN.COM | ŞUBAT 2018 | 71 WWW.EKOVİTRİN.COM | ŞUBAT 2018 | 81

Demiryolu Lojistik Mühendislik Şirketi Genel Müdürü Süley-man Yavuz, Avrupa ve Ortado-ğu’nun en büyük karayolu araç

filosuna sahip Türkiye’nin çevreci önlemler konusunda daha duyarlı olması gerektiğini söyledi. Süleyman Yavuz, kalkınma planla-rının bu bilinçle hazırlandığını ancak uygula-manın aynı bilinçle olmadığını ve hedefe ula-şılamadığını ifade etti.

Karayolu ağırlıklı büyümenin getirdiği kirlenme ve kazaların toplumsal maliyeti-ni azaltmak için tüm dünyanın, çevre dostu olarak bilinen demiryollarını modernize ede-rek yeniden canlandırdığını, rekabete açtığı-nı, özel sektörün de hatlara erişimine ve tren işletmeciliği yapmasına imkan verdiğini ifa-de eden Süleyman Yavuz, “Kombine taşıma sisteminin omurgasını teşkil eden, aynı za-manda dökme yükler için (sıvı veya katı) üs-tünlüğü tartışmasız olan demiryollarına son zamanlarda Türkiye’de de önemli yatırımlar yapılıyor. Çeken-çekilen araçların imalat, ba-kım ve işletme standartları AB normlarında sertifikalara bağlanıyor. Türk Demiryolları-nın geleceğinin inşa edildiği bu günlerde şir-ketimiz de yetkin kadrosu ile bu projelerde yer almaya çalışıyor” dedi.

“TAŞIMALARIN ÇOĞU AB VE ADR STANDARTINA UYGUN DEĞİL”

Türkiye’de 22 milyon ton akaryakıt ve LPG’nin çoğu AB ve ADR standartına sahip olmayan tankerlerle karayolundan taşındığı-

Demiryolu Lojistik Mühendislik Şirketi Genel Müdürü Süleyman Yavuz, “Daha temiz ve yaşanabilir bir dünya için tüm dünyada ortak çevreci önlemler alınırken, Avrupa ve Ortadoğu’nun en büyük karayolu

araç filosuna sahip Türkiye’nin bu konuda daha duyarlı olması gerekiyor” diyor.

nı kaydeden Süleyman Yavuz, “Bunu gerçek-leştirmek için 20 bin tanker yaklaşık 1 mil-yon sefer yapıyor. Demiryolu ile 2008 yılına kadar yalnız TCDD’nin kendi idari yakıtı ile MSB’nın akaryakıtı taşınıyordu. TCDD’nin 2007 yılı toplam akaryakıt taşıması 274 bin tondu. Bu da, toplam demiryolu taşımalarının yüzde 1’ini oluşturuyordu. Demiryollarının faydalı yönlerinin yeniden keşfedildiği 1990 yılı başlarından itibaren bilhassa gelişmiş ül-keler, karayolu ile taşınmakta olan uzun me-safeli dökme yükler ile tehlikeli maddelerin daha güvenli olan demiryolları ile taşınması-

nı teşvik eden yeni düzenlemeler yaptı. Bun-dan sonra, örneğin Almanya demiryolların-da tehlikeli madde taşımalarının oranı yüzde 20 seviyelerine çıktı. TÜPRAŞ yönetimi, ra-fineriler arasında taşınmakta olan 5 milyon ton akaryakıtın yarısının demiryoluna kaydı-rılması yönünde karar aldı. Yurtdışından 450 adet tank vagon ile 4 adet manevra aracı ala-rak 2008 yılından itibaren şirketimiz danış-manlığında demiryolu taşımacılığına fiilen başlamış oldu. 2008 yılında 537 bin ton, 2009 yılında 984 bin ton, 2010 yılında bin 93 bin ton, 2011 yılında bin 331 bin ton taşıma ger-çekleştirildi” diye konuştu.

Süleyman Yavuz, sözlerine şöyle devam etti: “2012 yılı taşıma programı 1,7 milyon ton olarak belirlenmiş iken, Türk demiryol-larında başlatılan modernizasyon çalışma-ları ve buna bağlı olarak uzun süreli yol ka-panmaları nedeniyle taşımalar, hedeflenen programın gerisinde kaldı. 2015 ayı sonların-da TÜPRAŞ’ın akaryakıt taşımaları, Yahşi-han-Körfez arasında karşılıklı 3 er blok tren-le tekrar başladı ve yıl sonuna kadar 921 bin ton taşıma gerçekleştirildi. Körfez-Yahşi-han arasında her gün karşılıklı 4 er blok tren-le ve Yahşihan-Batman arasında karşılıklı bi-rer blok trenle taşımalar devam ediyor. 2018 yılında demiryolu ile 2 milyon 400 bin ton akaryakıt taşıması planlandı. Bunun gerçek-leşmesi durumunda 100 bin tanker seferi tra-fikten çekilerek, 25 bin ton yakıt tasarrufu ile bunun yarattığı egzoz gazının doğaya salını-mı önlenmiş olacak.” E

“TÜRKİYE ÇEVRECİ ÖNLEMLER KONUSUNDA DAHA DUYARLI OLMALI”

Demiryolu Lojistik Mühendislik Şirketi Genel Müdürü Süleyman Yavuz

LOJİSTİK DEMİRYOLU LOJİSTİK

Page 9: LOJİSTİK ANALİZ Tehlikeli Madde · kaza, hasar, hata risklerini azaltmak amacıyla deniz ve demir yolu taşımacılığı teşvik edilmektedir. İnsan kalabalıklarının, trafi

72 | ŞUBAT 2018 | WWW.EKOVİTRİN.COM WWW.EKOVİTRİN.COM | ŞUBAT 2018 | 73

yılında daha fazla taşımacımıza katkı sağla-yarak bu sayının en az yüzde 10 daha fazla-sını hedefliyoruz.

AMACIMIZ TÜRK LOJİSTİK SEKTÖRÜNE AZAMİ KATKI

SAĞLAMAK SGS TransitNet olarak lojistik sek-

törüne yönelik sunduğunuz hizmetlerden kısaca bahseder misiniz? Hizmetlerinizde hangi kriterler ön planda yer alıyor?

SGS TransitNet, lojistik işletmecilerine sağlamış olduğu imkanlarla fark yaratan bir firma. Sağlamış olduğumuz imkanlarla lojis-tik işletmecileri kendi ofislerinden 14 ülke-nin gümrük idarelerine sundukları beyanı, taşıma sonlanana dek yine kendi ofislerinden elektronik ortamda takip edebiliyor. Olduk-ça yüksek maliyetlerle karşı karşıya olan sektörümüz için yaratmış olduğumuz en uy-gun koşulları geliştirerek sağlamaya devam edeceğiz. Amacımız Türk lojistik sektörüne azami ölçüde katkı sağlamak.

MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ ODAK-LI ÇALIŞMALARIMIZI ARTIRDIK Lojistik sektörün değerlendirdiğimizde

karşımıza nasıl bir tablo çıkıyor? Sektör-deki başlıca sorunlar nelerdir?

Şu an piyasada görülen en büyük sıkıntı-lardan biri navlun ödemelerinin vadelerinin uzamış olması. Belki, Avrupa Birliği ülke-

lerinin getirmiş olduğu vadelerle ilgili mev-zuatın Türkiye’ye uyarlanması söz konusu olabilir. Bu durum taşımacıyı rahatlatabilir. Çünkü bugün Fransa, İtalya gibi AB üyesi ülkelerde 30 ya da 45 gün yasal vade süre-si uygulaması var. Dolayısıyla daha uzun vade yapılamıyor. Uluslararası taşımacılık sektörüne ilişkin belki böyle bir imkan ya-ratılabilir. Çünkü bu çarkın dönmesi lazım. Tırlar her dakika yollarda, yakıt ihtiyacı var, şoförün ihtiyaçları var, bunların yanı sıra çok sayıda gider kalemi var. Bugün taşımacılık sektörü navlunları uzun vadede alıyor, yakıt ve diğer giderlerini ise kısa vadede ödemek zorunda kalıyor. Dolayısıyla bu sektör açı-sından büyük bir sıkıntı.Bunun dışında sek-törün sürekli karşı karşıya kaldığı ve büyük paya sahip bazı maliyet kalemleri var ki, bunların azaltılması büyük önem taşıyor. Hali hazırda bacasız fabrika diye adlandı-rabileceğimiz taşımacılık sektörünün fab-rikasında kullandığı makineler olan araçlar için çok yüksek tutarlarda Motorlu Taşıtlar Vergisi ödemekteler. Oysa bugün bir fabrika kursanız ve üretim için gereken makineleri alsanız her yıl bunlara bir vergi ödemeniz gerekmiyor. Diğer yandan sektörün en bü-yük sorunlarından bir tanesi de sürücü vize-leri ile ilgili sorunlar. AB ülkelerindeki taşı-macıların böyle bir sorunu olmaması onlara büyük avantaj sağlarken, Türk taşımacısının önüne engel olarak çıkıyor.

2018 yılında hangi yatırımlara ağırlık vermeyi hedefliyorsunuz?

Hem Avrupa’da hem de Avrupa dışındaki ülkelerde sisteme katmak istediğimiz çalış-malarımız var. Niyetimiz bunu 2018’in ilk yarısında başlayıp en geç yılın sonlarına doğru süreci yavaş yavaş tamamlamak. Bu anlamda oldukça iyi bir çalışma başlattık. Ülke sayısını artırmaya yönelik bir çalışma yapıyoruz. Başka alternatif çalışmalar üze-rinde de duruyoruz. Tümüyle bir paket suna-bileceğimiz çalışmalar üzerinde çalışıyoruz. Bunlar haricinde müşteri ziyaretlerimizi ar-tırdık. Bölgesel olarak, birçok ildeki müş-terilerimizi ziyaret ediyoruz. Bu süreçten sonra da ziyaretlerimize aynı şekilde devam edeceğiz. Böylece müşteri taleplerini yüz yüze görüşerek, daha hızlı sonuçlandırmayı amaçlıyoruz. Hedefimiz bütün müşterileri-mizi tek tek ziyaret etmek yönünde. Yurtdı-şındaki yapılanmamızı kuvvetlendirmek ve hizmet kalitesini sürekli iyileştirmek ama-cıyla, partnerlerimizi ziyaret ediyoruz. Bi-zim en çok önem verdiğimiz şey yaptığımız çalışmaları düzenli olarak izlemek, ölçmek, çıkan sonuçları değerlendirmek ve iyileştir-me gerekiyorsa bir an evvel o iyileştirmeleri yapmak. Görüntümüzü değiştirdik. Müşteri memnuniyeti odaklı çalışmalarımızı artır-dık. Henüz ortak transit hizmeti olmayan bazı ülkelere yönelik çalışmalarımıza da hız kazandırdık. E

‘‘14 ülkede SGS teminatı açılıyor. Bu sayede firmalar Almanya’dan, İtalya’dan, Polonya’dan yani oturdukları yerden beyan başlatabiliyorlar.’’

SGS TransitNet Genel Müdürü Mine Kaya, sağlamış oldukları imkanlarla lojistik işletmecileri-nin kendi ofislerinden 14 ülkenin

gümrük idarelerine sundukları beyanı, taşı-ma sonlanana dek yine kendi ofislerinden elektronik ortamda takip edebildiğini belirtti. Mine Kaya, Ekovitrin’in sorularını yanıtladı.

SGS TransitNet Genel Müdürü Mine Kaya, “Aralık sonu itibarıyla açtığımız toplam beyanname sayısı 274 bine ulaştı. 2018 yılında daha fazla taşımacımıza katkı sağlayarak bu sayının en az yüzde 10 daha fazlasını hedefliyoruz” dedi.

2017 yılında gerek büyüme gerekse yatı-rım anlamında performansınızı değerlen-dirir misiniz? 2017’yi hangi rakamlarla kapattınız?

Şu an 14 ülkede SGS teminatı açılıyor. Bu sayede firmalar Almanya’dan, İtalya’dan, Po-lonya’dan yani oturdukları yerden beyan baş-latabiliyorlar. Avrupa dışında da çalışmalara

SGS TransitNet yüzde 10 büyümeyi hedefliyor

başladık. Avrupa içinde ise hala TIR karnesi kullanan ve bu sistemi uygulayamadığımız ülkeler nezdinde çalışmalar yapıyoruz. He-defimiz 2017 yılını 260 bin beyanname ile kapatmaktı. Fakat çalışmalarımız her zaman hedeflerimizi aşmak yönünde oldu. Bu doğ-rultuda aralık sonu itibarıyla açtığımız top-lam beyanname sayısı 274 bine ulaştı. 2018

2018 HEDEFİNİ AÇIKLADI

SÖYLEŞİ MİNE KAYA