Upload
others
View
3
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
MEHMET EMİN BUĞRA’NIN HİNDİSTAN VE AFGANİSTAN’DA
DOĞU TÜRKİSTAN İÇİN VERDİĞİ MÜCADELELER*
Abdullah BAKIR**
Öz
Mehmet Emin Buğra liderliğindeki Milli İnkılap Komitesinin başlatmış olduğu bağımsız‐
lık fikri Doğu Türkistan’da yayılmış ve bunun sonucunda 12 Kasım 1933’te Doğu Türkis‐
tan Devleti kurulmuştur. Bu durumu kabullenemeyen Çin ve Ruslar, Tunganları da dâhil
ederek bir ittifak oluşturarak Doğu Türkistan Devletini yıkmışlardır. Mehmet Emin Buğ‐
ra, Hoten hükümet yetkilileriyle bir görüşme yaparak, Doğu Türkistan davasını yurt
dışında devam ettirmeye karar vermiştir.
Makalede Mehmet Emin Buğra’nın Hindistan ve Afganistan’a ulaşması esnasında göç
yolunda yaşananlar, buralarda yapmış olduğu siyasi ve kültürel faaliyetlere değinilmek‐
te. Onun Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri ile yaptığı görüşmeler, diplomatik faaliyetleri
ele alınmakta. Mehmet Emin Buğra’nın vatan dışında özellikle İsa Yusuf Alptekin başta
olmak üzere diğer vatansever arkadaşları ile Doğu Türkistan davası için yaptıkları konu
edilmiştir.
Anahtar Kelimeler
Mehmet Emin Buğra, İsa Yusuf Alptekin, Hindistan, Afganistan, Doğu Türkistan Davası, Göç
THE STRUGGLE OF MEHMET EMİN BUĞRA FOR EASTERN TURKESTAN AT
INDIA AND AFGHANISTAN
Abstract
The Independence idea, initiated by the National Revolution Committee by the leadership of Meh‐
met Emin Buğra, spread into Eastern Turkestan and thus Eastern Turkestan State was founded on
November 12 1933. The Russian and Chinese, dissatisfied with this situation, overthrew the Eas‐
* Bu makale 07 Ekim 2015 tarihinde düzenlenen Uluslararası Mehmet Emin Buğra sempozyumunda sunulan bildirinin
yeniden gözden geçirilerek düzenlenmiş halidir. ** Doç. Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi, Isparta/Türkiye.
[email protected] ORCID: 0000-0001-8921-4029 Makalenin Gönderilme Tarihi: 24.09.2019 Makalenin Kabul Tarihi: 04.10.2019 Makalenin Yayınlanma Tarihi: 25.10.2019 Makalenin Türü: Araştırma
TARİHİN PEŞİNDE ‐ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ‐
Yıl: 2019, Sayı: 22
Sayfa: 1‐23
THE PURSUIT OF HISTORY ‐INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY AND SOCIAL RESEARCH‐
Year: 2019, Issue: 22
Page: 1‐23
2 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 11/22
tern Turkestan State by forging an alliance including Tungan as well. After negotiating with the
authorities of the Hoten goverment, Mehmet Emin Buğra decided to fight for that cause abroad.
This article also deals with the incidents experienced during journey to India and Afghanistan and
the cultural and political activities carried out by Mehmet Emin Buğra during years spent in
migration. It also touches on his liasing with Turkish authorities on the issue and what Mehmet
Emin Buğra did for EasternTurkestan with his other patriotic friends, particularly
İsa Yusuf Alptekin.
Keywords
Mehmet Emin Buğra, İsa Yusuf Alptekin, India, Afghanistan, the Eastern Turkestan Question,
Immigration
11/22 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 3
GİRİŞ
DOĞU TÜRKİSTANDAN GÖÇ ÖNCESİ MEHMET EMİN BUĞRA
Doğu Türkistan’ın Hoten vilayeti İlçe nahiyesinde 12 Şubat 1901 tari‐
hinde dünyaya gelen Mehmet Emin Buğra, saygın bir müderris ailenin so‐
yundan gelmekte idi. Annesi 1864 yılında Çin’e karşı bağımsızlık mücadele‐
si veren, neticede de Hoten Hanlığını kuran Abdurrahman paşanın soyun‐
dan gelmektedir (Bakır, 2005: 18). Erken yaşlarda babasını, ardından da
annesini kaybeden Buğra, dördü erkek ikisi kız altı kardeşiyle yetim kalmış
ve amcasının himayesine girmiştir (M. Yakup Buğra, 1995: 16).
İlköğrenimini Hotenʹde bitirdikten sonra Lop ve Oybağ medreselerinde
öğrenim hayatını tamamlamıştır. Öğrenimi esnasında, İslami ilimler, Arap
ve Fars Dili ve Edebiyatı alanında dersler almış, Türk kültür ve Türk edebi‐
yatının önde gelen âlimleri hakkında detaylı araştırmalar yapmıştır
(Çağatay, 1965: 44).
Mezun olduğu Oybağ Medresesinde 1922 yılında hocalığa başlayıp yak‐
laşık dokuz yıl bu görevini sürdüren Mehmet Emin Buğra (Kurban, 1992:
36), müderrislik yaptığı döneminde, Doğu Türkistan davasını öğrencilerine,
anlatarak onları Doğu Türkistan’ın Bağımsızlık mücadelesine yönlendirmiş‐
tir.
Bilimsel başarıları ve hitabet yeteneğinden dolayı ün kazanan Mehmet
Emin Buğra’ya Uygur Türklerince, saygın, nüfuzlu din adamlarına verilen
bir unvan olan “Hazretim” unvanı verilmiştir. Bu unvan uzun yıllar onu
ifade etmek için kullanılmıştır. Türkiye’den gelen öğretmenlerinde etkisiyle
Doğu Türkistan’da “Eğitimde Muasırlaşma” faaliyetlerine katılmıştır. Bu
faaliyetleri onun devrin bazı müderrislerinden ağır eleştiriler almasına ne‐
den olmuştur (M. Yakup Buğra, 1995: 16).
Ömrünün neredeyse tamamını Doğu Türkistanʹın bağımsızlık kazan‐
masına adayan Mehmet Emin Buğra ilmi ve fikri mücadelenin yanında
askeri alanda da önemli faaliyetlere girişmiş ve bu doğrultuda Milli İnkılap
Komitesinin kurulmasında etkili olmuştur. Komitenin faaliyetleri sonucun‐
da çıkan milli direniş hareketi 12 Kasım 1933 tarihinde Kaşgar ‘da Doğu
Türkistan İslam Cumhuriyeti’nin ilanı ile hedefine ulaşmıştır.1 Doğu Türkis‐
tan’da bağımsız bir devletin ortaya çıkması, Rus ve Çinlileri kaygılandırarak
iş birliği içerisine girmelerine neden olmuştur. Bu ittifaka sonradan Tungan‐
lar’da2 dâhil olmuştur. Ruslar Doğu Türkistanʹda ortaya çıkan bu milli dire‐
1 Doğu Türkistan tarihinde kurulan ilk cumhuriyet olan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti ile ilgili bilgi için Bk. (Anat, 2005:
51-53); (Anat, Hayatım ve Mücadelem: 21-23). 2 Tungan deyimi İslamiyet'i kabul eden Çinlilere verilen isimdir. Doğu Türkistan'da meydana gelen olaylar sonucunda
Kuzey Çin'e yerleşip, Çinlileşen Müslüman Türk ve Moğol unsurlara da Tungan ismi veriliyordu. Bk. (Togan, 1981: 2, 150).
4 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 11/22
niş hareketinin kendi topraklarına yayılacağından endişe ederek bu eylemi
ortadan kaldırmak için Şin‐Si‐Sey3 ve Tunganları kullanmıştır.
Bu iş birliği neticesinde Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti yıkılmış,
Ma‐Cun‐Yun idaresindeki Tungan birlikleri Aksu ve Kaşgar şehirlerini işgal
ederek Yenihisar şehrini kuşatmışlardır. Bu şehri koruyan Mehmet Emin
Buğraʹnın kardeşleri Emir Nur Ahmet ve Emir Abdullah askerleri ile birlikte
şehit olmuşlardır. Yenihisarʹın düşmesinin Yarkent’in de Çinliler tarafından
işgal edilmesi Doğu Türkistan’da durumu oldukça değiştirmiştir. Mehmet
Emin Buğra Hoten hükümetinin ileri gelenleriyle bir durum değerlendir‐
mesi yaparak, gelişmiş silahlarla sahip Rus ve Çin askerlerine karşı direnişe
geçilmesinin ülkede büyük bir Türk katliamına sebep olacağı fikrine var‐
mıştır. Doğu Türkistan’ın istiklali için yurt dışına çıkıp oradan faaliyetlerine
devam etmekten başka çare kalmamıştı. Bu sebepten dolayı Afganistan’a
iltica etme kararı vermiştir (1934) (Göktürk, 1995: 24).4 Bu düşüncelerle Ho‐
ten’den ayrılan Mehmet Emin Buğranın yurt dışı faaliyetleri başlamış oldu.
Bu çalışmada çoğunlukla konu edilen dönemi bizzat yaşayan şahısların
zaman içerisinde kaleme aldıkları anıları ve yayınlarından, kaynak olarak
istifade edilme yoluna gidilmiştir. Ayrıca konu ile ilgili hazırlanan araştırma
eserler ve makaleler kaynak olarak kullanılmıştır.
AFGANİSTAN VE HİNDİSTANʹDAKİ FAALİYETLERİ (1934‐1943)
Doğu Türkistan’dan ayrılma kararı alan Mehmet Emin Buğra Ho‐
tenʹden yola çıkmıştır. Onu engellemek amacıyla peşine düşen Tunganları
atlatan Mehmet Emin Buğra, Kiriye bölgesi üzerinden Şahidullah’a ulaşmış‐
tır. Şahidullah’ta bir müddet ikamet ettikten sonra İngilizlerin kontrolü al‐
tındaki Hindistan’ın Ladak vilayet merkezi olan Leh şehrine intikal etmiştir
(Forbes, 1998: 222, 223). Ülkesinden çok uzaklaşmamış olan Mehmet Emin
Buğra Doğu Türkistan’ın Hindistan ve Afganistan ile sınır olan Pamir böl‐
gesindeki Vahan koridoruna ulaştığı zaman, silahlı bir güç oluşturup Doğu
Türkistan’a dönmeyi hedeflemiştir. Bu doğrultuda Doğu Türkistan, Afga‐
nistan Keşmir sınırlarına yakın bölgelerde verdiği silahlı faaliyetler sonu‐
cunda biraz toprak elde ederek, haklı davasını dünyaya duyurmak ve ba‐
ğımsızlık savaşına devam etmek için çalışmalar yapmıştır. Vermiş olduğu
mücadelelerle, bir kısım toprak ele geçiren Mehmet Emin Buğra’nın faali‐
yetlerinden o dönemde Hindistanʹda bir sömürge yönetimi kurmuş olan
İngilizler rahatsız olmaya başlamıştır. Çünkü onun öncülüğünü yaptığı
silahlı bağımsızlık hareketi, İngiliz sömürgesi olan Hindistan halkına sirayet
3 Çin devletinin Doğu Türkistan’da görevlendirmiş olduğu bölgesel valilerden bir tanesidir. 4 Mehmet Emin Buğra’nın göç sırasında izlediği yol için Bk. Ek, 2.
11/22 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 5
ederse İngiliz menfaatleri tehlikeye düşebilirdi. Bunun yanında Batı Türkis‐
tanʹı işgal eden Ruslar da Mehmet Emin Buğraʹnın faaliyetlerinden rahatsız
oluyorlardı. İngiliz ve Ruslar, Afganistan hükümetine Mehmet Emin Buğ‐
ra’nın çalışmalarının durdurulması için baskı kurmaya başladılar. Altı ay‐
dan beri yaşamış olduğu Hindistan topraklarından bu baskılar yüzünden
ayrılıp Afganistan’a iltica etmek zorunda kalmıştır. Bunun üzerine Mehmet
Emin Buğra, Hindistanʹdaki altı aylık mücadelesine son vererek Afganistan
hükümetine sığınmak zorunda kalmıştır (M. Yakup Buğra, 1995: 18).
Kabil şehrine gelip yerleşen (Kurban N. A., 2016: 215), Mehmet Emin
Buğra, Doğu Türkistanlı bazı önde gelen devlet adamları ile buluşup ne
yapmaları gerektiği yolunda değerlendirmeler yapmışlardır. O an için çıkış
yolu olarak Afgan hükümeti ve Japon elçileriyle görüşerek onlardan yardım
istek zorunda kalmışlardır. Türklere yakınlığı ile bilinen, Japon elçisi Kitada
Masamoto ile irtibat kurmak istemişlerdir. Afgan hükümetinden Sovyet
baskıları sonucunda Türk ve Taciklerden oluşan altı yüz bin göçmenin gel‐
diğini öğrenen Japon elçi Mehmet Emin Buğra ve Doğu Türkistanlı liderler‐
le görüşme isteğini iletmiştir (Forbes, 1998: 246, 247). Gizlice Afganistanʹa
gelen Mehmet Emin Buğra, Abdullah Han Yarkendi (Göktürk, 1995: 24)
takma adıyla Kabilʹin Şorbazar semtine yerleşerek, burada görevli bulunan
Türkiye’nin Afganistan büyükelçisi Memduh Şevket Esendal ile sürekli
görüşmelerde bulunuyordu. Bu durum Türkiye’nin o zamanlarda Doğu
Türkistan’a olan ilgisinin bir göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu
görüşmeler esnasında Buğra ülkesini silahlı bir mücadele ile kurtarmak
istediğini ve bunun için Afgan kabilelerinden 10 bin civarında bedelli asker
toplayıp, Doğu Türkistan’a saldırmak ve bağımsızlıklarını kazanma istedi‐
ğini dile getirmiştir. Memduh Şevket Esendal ona Afganlıların yeterince
gelişmemiş olduklarını, Türkler hakkındaki düşüncelerinin iyi olmadığını,
Türkçe gazete çıkarmaya, okul açmaya bile izin vermeyen bir devlet oldu‐
ğunu ve bu kadar az sayıda adamla hedefine ulaşamayacağını bildirmiştir.
Bunun üzerine Mehmet Emin Buğra Japonlarla görüşmenin daha faydalı
olacağına inanmış ve asker toplama fikrinden vazgeçmiştir (Alptekin, 1985:
364).
Afganistan’da bulunduğu dönemde Mehmet Emin Buğra’ya iyi diya‐
loglar kurduğu Afgan yönetimi tarafından bir miktar maaş bağlanmıştır.
Japonlardan ekonomik ve askeri yardım alabilirse Doğu Türkistan’da bir
ayaklanma çıkarılıp bağımsız bir devletin kurulabileceğini düşünmekte idi.
Bu fikrini 1935 yılında Japon elçisi Kitada Masamoto ile paylaşmıştır. Ancak
umut ettiği yardımı almak mümkün olmamıştır (Forbes, 1998: 248).
İsa Yusuf Alptekin; Doğu Türkistan davası için çok önemli görmüş ol‐
duğu Mehmet Emin Buğra ile görüşmek ve vatan için değerlendirmeler
6 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 11/22
yapmak amacıyla Afganistan’a gelmiştir. Kabil’de uzun aramalar sonucu
buraya Abdullah Hah Yarkendi takma adıyla yerleşen Mehmet Emin Buğ‐
ra’yı bulmuş ve 2 Aralık 1939 da onunla görüşmüştür (Alptekin, 1985: 378‐
381). Mehmet Emin Buğra bu görüşmede İsa Yusuf Alptekinʹe Afganis‐
tan’da bulunduğu zaman zarfında yaptığı faaliyetlerden bahsetmiş, bu iki
vatansever lider Doğu Türkistan davasını gerçekleştirmek için çok önemli
planlar yapmışlardır.
Mehmet Emin Buğra’nın Afganistan ve Hindistan’daki Kültürel Faa‐
liyetleri
Mehmet Emin Buğra’nın Afganistanʹda kaldığı dönemde yaptığı faali‐
yetleri, merhum Eski Doğu Türkistan Vakfı başkanı Merhum Rıza Bekin
Paşa şahsıma genel hatlarıyla anlatmıştır. Buğra Afganistan’da bulunduğu
zaman zarfında özellikle Türkiye’nin Afganistan büyükelçisi Memduh Şev‐
ket Esendal başta olmak üzere Dr. Rebi Barkın, Dr. Fuat Doğan, Gulam Hü‐
seyin, Haşim Şaik gibi Doğu Türkistan Davasına inanmış pek çok münev‐
verle değerlendirmeler yapmıştır. Bu davaya Türkiye Cumhuriyeti hükü‐
metinin de önem verdiği buradan anlaşılmaktadır, çünkü Türkiyeʹnin Af‐
ganistan büyükelçisi Memduh Şevket Esendal ile Mehmet Emin Buğra her
hafta Kabil’de bir araya gelip Çin ve Doğu Türkistan ile ilgili fikri çalışmalar
yapmışlardır (Bakır, 2005: 61). Türk tarihine, kültürüne büyük ilgi duyan
Mehmet Emin Buğra Afganistanʹda dünyadaki olayları elinden geldiğince
takip etmiş, ayrıca Memduh Şevket Esendal aracılığı ile Türkiye’den pek
çok ilmi eserler getirtmiştir. Bunun yanında Afganistanʹda bulabildiği bilim‐
sel eserleri de büyük bir dikkat ile incelemiştir. Bu çalışmaları sonucunda
tamamen ilmi verilere dayanan “Şarki Türkistan Tarihi” adlı eserini yazmış‐
tır. 1942 yılında yayınladığı eseri, başlangıcından kaleme aldığı döneme
kadar yazılmış derli toplu ilk Doğu Türkistan tarihinin anlatıldığı eserdir
(Göktürk, 1995: 25).5 Doğu Türkistan’ın Türk yurdu olup olmadığının tartı‐
şıldığı dönemlerde, buranın ezeli Türk yurdu olduğunun ve ebediyete ka‐
dar Türk yurdu olarak kalmasının gerekli olduğunun bir ispatı olarak Buğra
tarafından kaleme alınmıştır. Buğra bu eserini yazdıktan sonra değişik za‐
manlarda ve yerlerde çok önemli ilmi çalışmalar yapmış ve Doğu Türkistan
Davasını kalemiyle de bütün dünyaya haykırmıştır (Tuncer, 2017: 51‐76).
Bunlara örnek olarak Kalem Küreşi, Kutluk Türkkan Opereti, Vatan Kaygu‐
su, Doğu Türkistan Tarihi Coğrafi ve Şimdiki Durumu adlı eserleri sayabili‐
riz. Bu ilmi çalışmalar dikkate alındığında, Mehmet Emin Buğra’nın ülkesi‐
nin kurtuluşunda askeri faaliyetlerin yanında, bilimsel çalışmalar ile Doğu
5 Bkz. Mehmet Emin Buğranın yazmış olduğu Şarki Türkistan Tarihi adlı eser hakkında bilgi için Bkz. (Bakır, 2005: 123-
129).
11/22 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 7
Türkistan Türklüğünün uyandırılmasına ve haklı davasını bu yolla dünya‐
ya duyurmasına ne kadar önem verdiği görülmektedir (Tuncer, 2018: 211).
Doğu Türkistan’da yaşanan pek çok sıkıntının temelinde eğitimsizlik ve
bilinçsizliğin olduğunu düşünen Mehmet Emin Buğra, buradan çıkış yolu‐
nun iyi eğitilmiş insan gücü ile olacağını düşünmekte idi. Ayrıca ileride
kurulacak bir bağımsız Doğu Türkistan devleti için her alanda iyi yetişmiş
Türklerden meydana gelen insan gücüne ihtiyaç bulunmaktadır. Afganis‐
tan’da bu doğrultuda çalışmalar yapan Buğra, Türkistanlı dokuz öğrenciyi
yanına getirterek himayesi altına almıştır. Bunlardan birisi de Doğu Türkis‐
tan Vakfı eski başkanı merhum Mehmet Rıza Bekin paşadır. Bu öğrenciler
onun tarafından büyük fedakârlıklar gösterilerek Kabil’de iyi eğitim veren
okullara yerleştirilmiştir. Bilimsel eğitimin yanında bu öğrencilerin dış dün‐
yayı ve Türk dünyasını tanımalarının gerektiğini, milli ruhla donanmış in‐
sanlar olarak yetişmeleri gerektiğine inanan Buğra onları Türkiyeʹnin Kabil
büyükelçisi Memduh Şevket Esendalʹla tanıştırmış ve onun aracılığı ile dev‐
let törenlerinde İstiklal Marşı’nın iki kıtasını makamlarıyla birlikte ezberlet‐
tirmiştir. Bu öğrenciler her cuma günü Türk Büyükelçiliğinde yapılan bay‐
rak merasimlerine gönderiliyor, Türk Bayrağının İstiklal Marşı eşliğinde
göndere çekilmesi izletilerek milli şuur kazanmaları sağlanıyordu. Bu öğ‐
rencilere Japonya’daki okullarda eğitim verilebileceği yolunda Japonların
Kabil büyükelçileri tarafından bir teklif Mehmet Emin Buğra’ya iletilmiştir.
Bu teklif Buğra tarafından Afganistan’daki modern eğitimin yeterli olduğu
belirtilerek nazikçe geri çevrilmiştir.
Mehmet Emin Buğraʹnın Türkiyeʹye göndermek istediği bu öğrencilere
Japonya özel ilgi göstermiştir. Japonya devleti, Kabil büyükelçileri Varmor‐
ya aracılığıyla bu dokuz Türkistanlı öğrencinin Japonyaʹda eğitim alabile‐
ceklerini bildirmiştir (Cengiz, 1996: 5; Bekin, 2001: 41). Onun hedefi Doğu
Türkistan’ın geleceği için çok önemli gördüğü bu gençleri Türkiye’de askeri
okullarda okutmak ve geçmişte yapılan hataların önüne geçmekti (Bekin R.,
Açış Konuşması: 5).
Sovyetler Birliği bu dönemde Afganistan hükümetine baskılarda bulu‐
narak, ülkelerinde okuyan Türk kökenli öğrencilerin ülkeden çıkarılmaları
talimatını vermişti. Bu durumu Büyükelçi Esendal Atatürk’e bildirmiş bu‐
nun üzerine Atatürk ona derhal talimat vererek, derhal o öğrencilerin yol
giderleri karşılanarak Türkiye’ye getirilmeleri talimatını vermiştir (Bekin R.,
2001: 40). Bu durumdan haberdar olan Buğra, büyükelçi Memduh Şevket
Esendal aracılığı ile Türkiye’de Celal Bayar ve Genel Kurmay Başkanı Fevzi
Çakmak’la irtibata geçerek yanındaki öğrencileri Türkiye’de okutmak iste‐
diğini bildirmiştir. Bu isteğe olumlu cevap büyükelçilik aracılığı ile gelmiş,
öğrencilerin Türkiye’ye gidebilmeleri için bürokratik işlemleri ve ihtiyaçları
8 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 11/22
bizzat Memduh Şevket Esendal tarafından tamamlanmıştır. Türkiye’ye
gitmek için Afganistan’dan yola çıkan öğrenci kafilesine Hindistan’da
Mehmet Emin Buğra’nın yönlendirmiş olduğu üç öğrenci daha eklenmiştir.
İslâhiye üzerinden Türkiye’ye giren bu öğrenci kafilesine yol güzergâhında
devlet görevlileri özel ilgi göstererek Ankara’ya ulaşmalarını sağlamışlardır.
Genel Kurmay Başkanlığında işlemleri tamamlanan bu öğrenciler, askeri
okulda eğitime başlamışlardır. Bu öğrencilerden bir tanesi de yukarıda sö‐
zünü etmiş olduğumuz Doğu Türkistan Vakfının eski başkanı, merhum
Emekli Tuğgeneral Mehmet Rıza Bekin Paşadır (Cengiz, 1996: 5).
İsa Yusuf Alptekin ve Mehmet Emin Buğra Afganistan’da beraber ol‐
duğu günlerde Doğu Türkistan davası için neler yapılabileceği konusunda
değerlendirmelerde bulunmuşlar. Çin hükümeti ile barış siyaseti izleyip,
siyasi mücadele yolu ile Doğu Türkistanʹın geleceği için adım adım hareket
etme kararı almışlardır. Bundan sonra Buğra Hindistan’da faaliyet yapmak
istemiş ve bu isteğini İsa Yusuf Alptekin aracılığı ile Çan‐Kay‐Şek’e bildir‐
miş ondan olumlu cevap almıştır (Bakır, 2005: 65). Mehmet Emin Buğra ile
görüştükten sonra Çin’e dönen İsa Yusuf Alptekin, Çin makamları ile görü‐
şerek, Mehmet Emin Buğraʹnın toplum üzerinde etkisi olan bir kişi olduğu‐
nu eğer Hindistan’a geçecek olursa orada Çin lehine faaliyet yapacağı gibi
iddialarla ona bir pasaport çıkartmıştır. İsa Yusuf Alptekin, çıkartmış oldu‐
ğu bu pasaport ile birlikte bizzat kendi cebinden bir miktar parayı Mehmet
Emin Buğra’ya ulaştırmıştır. Bu pasaport yardımıyla Buğra ailesini de yanı‐
na alarak Afganistan’dan Peşaver’e gelmiştir. Hindistan’da serbest dolaşım
için bir belge almak isteyen Mehmet Emin Buğra önceleri Keşmir’de birlikte
mücadele ettiği Muhammed Kasım ile Kalküta’daki Çin elçiliğine gelmiş‐
lerdir. Ancak istedikleri serbest dolaşım belgesini alamayarak Revalpindi
şehrine gelmişlerdir. Büyük bir siyaset adamı olan Buğra Kalküta’ya gelme‐
den önce her ihtimali değerlendirerek, Peşaverʹde İngilizlerin atadığı yöne‐
tici ile görüşerek ondan destek sözü almıştır. Bu söz üzerine ailesini bıraka‐
rak Peşaver’e gelmiştir. Burada İngiliz istihbarat şefi Prens Mahmut aracılığı
ile yazılı olarak Peşaver’de serbest dolaşım hakkı, dergi çıkarma izni ve
maddi yardım talebini İngiliz valisine ulaştırmıştır. Onun bu talebi sömür‐
geci İngilizleri oldukça telaşa düşürmüştü çünkü Mehmet Emin Buğra bir
bağımsızlık savaşçısı idi, onun faaliyetleri idareleri altındaki milletleri ayak‐
landırabilirdi. Endişeye kapılan İngilizler Buğra’nın peşine İngiliz istihbarat
şefini takmışlardır. Abdülhamit Han adlı bu şef yaptığı çalışmalar ve Meh‐
met Emin Buğra ile görüşmelerinde onun Kabilde iken Doğu Türkistan
Davası için Japon ve Almanlar ile irtibata geçip destek almaya çalıştığını
öğrenmiştir. Buğranın geçmişteki bu faaliyetlerini haber alan İngilizler Del‐
hi’de bulunan İngiliz Valiliği aracılığı ile Mehmet Emin Buğra’yı 30 Mayıs
11/22 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 9
1942 tarihinde tevkif ederek Peşaver’de hapsetmişlerdir. Onun tutuklandı‐
ğını haber alan İsa Yusuf Alptekin, Cu‐Cah‐Va ve Çin Dışişleri Bakanı ile
görüşerek Mehmet Emin Buğraʹnın cezaevinden kurtarılarak Çin’e getiril‐
mesi için destek istemiştir. Alptekin’in bu isteği kabul görmüş ve Çin’in
Hindistanʹdaki Delhi Yüksek Komiserinin görüşmeleri sonucu Mehmet
Emin Buğra 8 Ocak 1943 tarihinde cezaevinden çıkarılmıştır. İngilizler onu
Hindistanʹı terk etmesi şartıyla cezaevinden çıkartmışlar ve evinde göz hap‐
sine almışlardı. İsa Yusuf Alptekin ona mücadelesine Çin’de devam etmesi
gerektiğini bildirerek kendi yanlarına gelmesini bildirmiştir (Alptekin, 1985:
423‐425).
Çin’e gitme düşüncesi kafasında canlanmaya başlayan Mehmet Emin
Buğra, İsa Yusuf Alptekin aracılığıyla Çin devlet adamlarıyla irtibata geç‐
miş. Onlardan da uygun cevaplar almıştır. Bu cevaplarda onun Çin’e gidi‐
şinde etkili olmuştur. Ancak Çin’e gidişinde dava arkadaşı İsa Yusuf Alpte‐
kin’in telkinleri ve davasını gerçekleştirmek için yüreğinde taşıdığı inanç
etkili olmuştur (Buğra, 1995: 55). 6 Nisan 1943 tarihinde Çin’e gelen Mehmet
Emin Buğra, burada daha sonraları üç efendiler (İsa Yusuf Alptekin, Meh‐
met Emin Buğra, Mesut Sabri Baykuzu) olarak anılacak milliyetçi arkadaşla‐
rı ile mücadeleye başlayacaktır (Alptekin, 1985: 380‐423).
MEHMET EMİN BUĞRA’NIN İKİNCİ DEFA HİNDİSTAN’A HİC‐
RETİ (1949‐1952)
Doğu Türkistan’da yapılan tüm eziyetlere ve Çinlileştirme politikalarına
rağmen direniş hareketleri devam etmiş ve İli ayaklanması sonucu 12 Kasım
1944 tarihinde Şarkî Türkistan Cumhuriyetinin kurulmuştur. Bu devlet
Ruslar ve Çinlilerde büyük rahatsızlık yaratmış, giderek Rus tehdidi artmış‐
tı bu yüzünden Milliyetçi Çin ile barış görüşmesi yapılmıştır. Bunun sonu‐
cunda Milliyetçi Çin’le müşterek bir Eyalet Hükümeti kurulması kararlaştı‐
rılmıştır. Kurulan bu hükümette de Dr. Mesut Sabri Baykuzu, Mehmet
Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin gibi Doğu Türkistan’ın milli mücadele
liderleri önemli görevler almıştır. Lakin bu durum çok uzun sürmemiş
Çin’in içinde bulunduğu ideolojik siyasi sıkıntılar özellikle de Komünizm ve
Milliyetçilik yanlıları arasında çekişmeler Doğu Türkistan’ın kaderini belir‐
lemiştir.6 1949 yılına gelindiğinde Doğu Türkistan’ın İli liderleri7 öldürül‐
6 1947-1948 yılları arasında bölgenin kaderini şekillendirmek için üç temel fikir birbiriyle mücadele etmekteydi. Bunlardan
birisi de Mesut Sabri Baykuzu, Mehmet Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin liderliğinde ki bağımsız milliyetçilerdir. (Anat, Hayatım ve Mücadelem: 78).
7 Ahmet Can Kasimi, General İshakbek, Abdülkerim Abbasi, General Delilhan Sügürbay, Gazi Kerim, Abdürresit İmin, Ahmet Can Kasimi'nin kardeşi Osman Can Kasimi gibi isimler 26 Ağustos 1949 tarihinde Gulca hava alanından Çin’in Pekin şehrine gitmek için havalanmışlardır. Üzerinden on beş gün geçmesine rağmen bu uçaktan haber alınamamış,
10 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 11/22
müş ve ardından Kızıl Çin kuvvetlerinin Doğu Türkistan’ı işgali başlamıştır.
Mehmet Emin Buğra ve arkadaşları her ne kadar askeri faaliyetlerde bu‐
lunmak istemişlerse de Kızıl Çin ordusunun Doğu Türkistan halkına karşı
savaş açabileceğini ve bununda korkunç bir felâketle sonuçlanacağını dü‐
şünmüşlerdir. Doğu Türkistan davasının çözümü için güçlü bir orduları
olmadığı için mücadelelerine vatanları dışında devam etmekten başka yol‐
ları kalmamıştı. Bunu gerçekleştirebilmek için bağımsız ülkelere gitmek
gerekiyordu. (Karahoca, 1960: 27; Kırkıl, Tuncer, 2019: 303).
Mehmet Emin Buğra’ya otuz yıllık askeri ve siyasi mücadele hayatının
verdiği tecrübe ona ileride vatanını kurtarma adına büyük fırsatlar sunacağı
ümidini veriyordu. Ona göre vatan için canını vermek büyük bir şeref oldu‐
ğu gibi, hayatta kalıp ülkesi için mücadele etmekte büyük önem taşımak‐
taydı (M. Yakup Buğra, 1995: 21).
Bu olumsuz durumun ortaya çıktığı zamanlarda bazı farklı fikirler orta‐
ya atılmıştır. Bunlardan ilki; Milliyetçi Çin ordusunun, Komünist Çin ordu‐
suna yenilmesi üzerine 10’dan fazla Çin generali ve Mehmet Emin Buğra,
İsa Yusuf Alptekin gibi Doğu Türkistan milli mücadele liderlerinin buluş‐
tukları bir toplantıda dile getirilmiştir. Burada Çin generalleri Doğu Türkis‐
tan liderlerinin desteğini alarak, Komünist Çin ordusuna karşı savaşmak
istediklerini bildirmişlerdir. Ancak Mehmet Emin Buğra, Çin generallerinin
bu teklifine olumsuz yanıt vererek şu cevabı vermiştir:
“Amerika’nın son model silahlarıyla savaşan 3.000.000 Gomindan ordusu ye‐
nildikten sonra 150.000 askerle biz nasıl komünist orduyu yeneceğiz? Yüz binlerce
Komünist asker doğu Türkistan’a girecek. Savaşıp yensek bile değişen bir şey olmaz.
Rusya bölgeye hemen asker gönderir. Üç vilayetçilerin elinde 30.000’den fazla asker
var. Bunları hemen üzerimize salar. Sonucu belli olan bir savaş için Uygur kanı
dökmek istemiyorum. Birkaç yıldır süren savaşta Uygurlara kimse yardım etmedi.
Halk bizi seviyor, bu doğru fakat silahsız halkı Komünist ordunun karşısına çıkarıp
katlettiremeyiz. Bizim Doğu Türkistan’ı terk etmemiz daha uygun bir davranış
olur.” (Anat, Hayatım ve Mücadelem: 86)
Doğu Türkistan Türkleri için ortaya atılan diğer seçenek ise Osman Ba‐
tur gibi memlekette kalıp dağlara çekilerek savaşmaktı. Kazak Türkleri lide‐
ri Ali Bek Hâkim’in dağa çıkıp birlikte savaşalım diye bir teklifte bulunmuş‐
tur. Mehmet Emin Buğra’nın bu teklife cevabını Hacı Yakup Anat,8 hatıra‐
tında şu şekilde aktarmaktadır
daha sonra da Baykal Gölü yakınlarında bir dağa çarparak düştüğü haberi gelmiştir. Bu uçak kazası hakkında değişik şaibeler bulunmaktadır. Bk. (Bakır, 2005: 89, 90).
8 Hacı Yakup Anat, 1920 yılında Bursa’nın Orhangazi ilçesinde dünyaya gelmiştir. Babası 1860’lardan sonra Türkiye’ye gelerek yerleşmiş bir Doğu Türkistan Türküdür. Daha sonraki yıllarda babasının vatan özlemi neticesinde tekrardan Doğu Türkistan’a dönüş yapmışlardır. Öğretmenlik eğitimi alarak muallimlik görevine başlamış ve Hoten şehrinde ilk
11/22 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 11
“Kazak kardeşlerimizi dağda yaşamaya dayanıklıdır. Onların dağda hayvanları
var, bizim yok. Onlar aç kalırlarsa yağma yapıp baskınlarda bulunurlar. Biz bunu
kendi halkımıza yapamayız. Dağa çıktığımız zaman kendimizi Kazak kardeşlerimi‐
zin insafına terk etmiş olacağız. Yemek verirlerse yiyeceğiz vermezlerse yemeyece‐
ğiz. Hayvanlarımız olmayınca da halktan zorla toplayacağız ki bu da bizim adımızı
eşkıyaya çıkarır. Bir ömür boyu kazandığımız vatanseverliğimiz yok olup gider.”
(Anat, Hayatım ve Mücadelem: 87).
Mehmet Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin yüz kişiyle birlikte yurttan
ayrılmaya karar vermişlerdi. Bunun için Çin’in dış işlerinden sorumlu yetki‐
lisine yurt dışına çıkış için pasaport müracaatı yapmışlardır. Yetkililer onla‐
ra bu kadar kalabalığa pasaport verilemeyeceğini, sadece ikisi için pasaport
çıkarılabileceğini bildirmiştir. Onların arkadaşlarını bırakamayacaklarını
beyan etmeleri üzerine, ancak silah ve mallarını teslim etmeleri şartıyla pa‐
saport verilebileceği bildirilmiştir. Mehmet Emin Buğra ile arkadaşları bu
isteği kabul ettikten sonra onlara iki çeşit pasaport verilmiştir.9 Bunun üze‐
rine gurup 14 Eylül 1949 da gece saat 12 de hareket etmiş, Mehmet Emin
Buğraʹnın ailesi ve yakın arkadaşları ise 18 Eylül 1949 gecesi saat 12 yola
çıkmışlardır.10 22 Eylül 1949 tarihinde İsa Yusuf Alptekin beyle Kaşgar da
buluşan Mehmet Emin Buğra Hindistan’a geçmek için pasaport ve çıkış
belgelerini Kaşgar Dış İşleri Müdürü Van‐Çun‐Ya aracılığı ile onaylatmış‐
lardır. Hindistan’a ulaşmak için gidecekleri yolu Kargalık üzerinden Ladak
ve Keşmir olarak tespit eden bu ikili, 1 Ekim 1949 günü saat 6 da hareket
ederek, 3 Ekim 1949 tarihinde Kargalık şehrine ulaşmışlardır. Aynı günün
sabahı Buğrayı ziyarete gelen öğrenciler onun Doğu Türkistan’dan ayrıl‐
maması durumunda silahlanıp Çin’e karşı savaşabileceklerini iletmişlerdir.
Onlara Mehmet Emin Buğra şu anki ortamın buna müsait olmadığını, ancak
onların kendilerini iyi yetiştirirlerse vatan için daha faydalı olabileceklerini
söylemiştir (Bakır, 2005: 92).
Karalık’ta bulunan mahalli hükümete Çinlilerin Mehmet Emin Buğra ve
arkadaşlarını yakalamalarını emretmeleri üzerine, onlar Hindistan’a sığın‐
maya karar vermişlerdir (Buğra, 1995: 68). Göç yolunda Mehmet Emin Buğ‐
ra’yı gören Rus karşıtı ileri gelen kişiler de onun kafilesine katılmak istemiş‐
tir. Onlar Buğra’nın göç etmesindeki nedenin ülkenin Rus işgaline gireceği
modern matbaayı kurarak yayın faaliyetlerinde bulunur. 1949 yılında Mehmet Emin Buğra, İsa Yusuf Alptekin ile birlikte göç eden kafilenin Hindistan’a hicretleri sırasında sefer müdürü olarak görev yapmıştır. Daha sonra Hindistan’a hicret eden kafileden ayrılıp Doğu Türkistan’a geri dönmüş ve Altay Neşriyatın müdürlüğüne geçmiştir. Doğu Türkistan’daki faaliyetleri nedeniyle 26 hapis yatmış ve 1996 yılında Türkiye’ye dönmüştür. 9 Kasım 2001 tarihinde hayata gözlerini yummuştur. (Anat, Doğu Türkistan’da Milliyetçilik Hareketleri, 2005: 7-11; Anat, Hayatım ve Mücadelem: 85).
9 Doğu Türkistanlılar için Dışişleri Müdürlüğünden iki çeşit pasaport çıkartılmıştır. İlki içerisinde Mehmet Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin’inde bulunduğu on kişiye kendi isimlerine özel pasaport çıkartılmıştır. İkincisi ise topluluğu temsil eden genel bir pasaporttu. (Anat, Hayatım ve Mücadelem: 88).
10 Ek, 3. Mehmet Emin Buğra, İsa Yusuf Alptekin ve kafilesinin göç yolunda takip ettiği güzergâh.
12 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 11/22
endişesi olduğunu düşünüyorlardı. Kafileye katılan insanlar Mehmet Emin
Buğra’nın yolda sözünün geçeceğini, böylelikle sınırı pasaportsuz aşacakla‐
rını düşünmekteydiler. Kargalık’ta bulunan Komünist idaresine muhalif
olan General Tan‐Cin‐Ren Çin, Mehmet Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin
Bey’le buluşmuş Çin’deki komünist idareye karşı birlikte bir ayaklanma
çıkarmayı teklif etmiştir. Bu teklife karşı Buğra ve Alptekin Doğu Türkis‐
tan’da bağımsızlık ilan ederek bir milli devlet kurmak istediklerini ve kendi
bayraklarını asmak istediklerini bildirmişlerdir. Generalden asker ve silah‐
larını kendilerine vermesini böylelikle Kızıl Çin’e karşı mücadele edebile‐
ceklerini söylemişler. Eğer başarılı olamazlarsa beraber Hindistan’a gidebi‐
leceklerini bildirmişlerdir. Ancak talepleri Tan‐Cin‐Ren tarafından kabul
edilmemiştir (Bakır, 2005: 93).
Yoğun bir şekilde Doğu Türkistan’a Çin askerlerinin saldırdığı haberini
alan Mehmet Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin, 13 Ekim 1949 da saat 1120
de iki otomobille hareket etmişlerdir. Onlar aynı günün akşam saat 2000 de
Kökyar kasabasına ulaşmışlar, burada onlara arkadan diğer Doğu Türkis‐
tanlılarda katılmıştır (Alptekin, 1985: 547, 548).
Mehmet Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin Kökyar’da çıkacakları yol
için hazırlık yapmak için bekledikleri esnada, Kargalık şehri polis müdürü
aracılığı ile Mehmet Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin’e hitaben Burhan
Şehidi tarafından onları Yarkent’e davet eden bir telgraf ulaştırıldı. Ancak
bu teklifi kabul etmeyen Mehmet Emin Buğra ve yanındakiler, bölgeyi terk
etmek için harekete geçmişlerdir. At sırtında sarp dağlar, derin ırmaklar
üzerinden zorlu bir yolculuk sonucu önce 19 Ekim günü Pusa kasabasına,
ardından da 22 Ekim günü Akmescit şehrine varmışlardır. Asya’nın en sarp
ve tehlikeli geçitlerinden sayılan Maymun Geçidini 24 Ekim 1949 tarihinde
zorlu bir yolculuktan sonra aşarak 28 Ekim tarihinde Kokart sınır kapısına
çok yaklaşmışlardır. Sınıra varmadan buradan geçişi garanti altına almak
için, sınır karakol komutanı Sun‐Pu‐Guy’a Mehmet Emin Buğra kervancı
başı Muhammet Rahim Can’ı bir heyetle gönderdi. Karakol komutanı onla‐
ra özellikle Mehmet Emin Buğra ile görüşmek istediğini bildirmiştir
(Alptekin, 1985: 551‐553).
Sun‐Pu‐Guy’un bir hile edebileceğini düşünen Mehmet Emin Buğra, İsa
Bey’le ikisi birlikte gidecek olurlarsa esir alınmaları durumunda kafiledeki
insanlara zarar gelebilirdi. Bu yüzden birinin görüşmeye gitmesi daha man‐
tıklı gelmiş ve diplomasiyi çok iyi bilen İsa Yusuf Alptekin’in görüşme için
sınır karakoluna gitmesi fikri daha uygun görülmüştür. Bu isteği kabul
eden İsa Yusuf Alptekin Ekim ayının sonunda Sun‐Pu‐Guy ile görüşmüş.
Bu görüşmede karakol komutanı Mehmet Emin Buğra’nın da gelmesini,
sınırı geçesiye kadar silahlarını teslim etmelerini, geçtikten sonra silah ve
11/22 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 13
malzemelerinin geri iade edeceğini belirtmiştir. Aslında bu sinsice oynan‐
mış bir Çin oyunu idi. Bu isteği kabul eden İsa Yusuf Alptekin’le, Mehmet
Emin Buğra onları bekleyen göç kafilesine bir mektup yazarak durumu
bildirmişler ve silahlarını teslim etmelerini istemişlerdir.
Bu isteğin kabul edilmesinden sonra beklenen gerçekleşmemiş, Çinliler
tarafından silah ve malzemeleri alınan Doğu Türkistan göçmenleri ağır ezi‐
yetlere uğramışlardır. Bununla yetinmeyen Çinliler Doğu Türkistan davası‐
nın iki mümtaz liderine 30 Ekim’de İsa Yusuf Alptekin, 31 Ekim’de Mehmet
Emin Buğra’yı tutuklayarak elleri bağlı olarak bir ambara kapatmışlardır.
İki gün sonra hapsedildikleri yerden çıkarılan Buğra ve Alptekin sınır kara‐
kol komutanı Sun‐Pu‐Guy’un odasına getirilmiş ve burada Mehmet Emin
Buğra’yı kızı Fatma Buğra ile İsa Bey’i oğlu Aslan Alptekin ve daha sonra‐
dan vefat edecek olan kızı Yalkın ile görüştürmüşlerdir (Alptekin, 1985: 557,
558).
Cezaevinden 1 Kasım 1949 günü çıkartılan Mehmet Emin Buğra ve İsa
Yusuf Alptekin at üzerinde Çinli askerlerin gözetiminde ailelerinden hiçbir
haber alamadan önce Şahidullah kışlasına getirirler. Buradan da yine Çin
askerlerinin kontrolünde zorlu bir yolculukla Körleng adlı bir şehirde başka
bir askeri birliğe teslim edilirler. Mehmet Emin Buğra ve İsa Yusuf Alpte‐
kin’e askerler ailelerinin arkadan geldiği yalanını söyleyerek üç gün bekle‐
tirler. Daha sonra Sancu adlı bir köyde başka bir birliğe teslim ederler.11
Sancu’ya geldikten sonra arkadan aileleri de onlara ulaşmıştı. Buranın ko‐
mutanı onlara biraz daha esnek davranmakta hatta yardımcı olmaktaydı,
bunun üzerine Mehmet Emin Buğra ve arkadaşları kendileri önden aileleri‐
nin de arkadan gelmeleri kararını vererek 15 Kasım 1949 gecesi Sancu’dan
ayrılmışlardır (Buğra, 1995: 69).
Mehmet Emin Buğra, İsa Yusuf Alptekin, Polat Kadiri ve Ahmet Rı‐
za’dan oluşan grup 15 Kasım’da halen daha Çin egemenliğinde olan Kör‐
leng şehrine ulaştılar. Bir gün sonra kendilerine ulaşan aileleri ile görüştük‐
ten sonra bölgeden hemen ayrılmaya karar verdiler. Çünkü Çinliler onlara
zarar verebilirdi bu yüzden ailelerini arkadan getirmesi için Polat Kadiri’ye
bırakarak 17 Kasım’da Mehmet Emin Buğra, damadı Yunus Buğra Bey ve
İsa Yusuf Alptekin bir refakatçi ile sınıra hareket etmiştir (Alptekin, 1985:
567; Donuk, Deliorman, Kocakaplan, 1997: 54). Şiddetli soğuk altında zorlu
bir yolculuk neticesinde Kokart bölgesindeki sınır kapısına ulaştılar. Burada
karşılaştıkları manzara içler acısı idi, sınırı kaçarak geçebilen muhacirler aç
kalmışlar, dondurucu soğukta donan el ve ayakları kangren olmuş, şiddetli
11 Urumçi’den Sancu’ya kadar yol boyunca yaşananlar ile ilgili ayrıntılı bilgi için Bkz. (Anat, Hayatım ve Mücadelem: 89-
136).
14 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 11/22
hastalıklara yakalanmışlardı. Orada ellerinden gelen yardımı yaptıktan
sonra Hindistan’ın sınırdaki Ladak şehrine 11 Aralık’ta ulaşmışlardır
(Buğra, 1995: 70). Hindistan’a ulaşmaları onları bir nebze rahatlatmış ve
burada onlar oraya gelen göçmenlerle ilgilenmeye başlamışlardır. İlk iş ola‐
rak Hindistan’a ulaşan Doğu Türkistanlı göçmenlerin bir listesini oluştur‐
muşlardır. Bu listeye göre sınırı aşan 852 kişi bulunuyordu fakat bunlardan
54 kişisi yollarda vefat etmiş ve 49 kişi ise yolda el ve ayakları soğuktan
donmuş, onların da donan el ve ayakları kesilmek zorunda kalmıştır. Bura‐
da Hindistan hükümeti onlara çok iyi davranmış, hastalarını tedavi etmiş
hastalığı ağır olanlar ise Sirinagar’a götürülerek tedavi edilmiştir (Alptekin
E. , 1990: 7). Mehmet Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekinʹin aileleri de arka‐
dan Ladakʹa ulaşmışlardır. Bu yolculuk sonucunda İsa Yusuf Alptekinʹin bir
kızının da ayakları donmuş ve vefat etmiştir. Hindistan yöneticileri onlara
çok iyi davranmışlar, hatta yolda ulaşım zorluğu çekenlere yardımcı olmuş‐
lardır. Bu destek sonucu ağır kış şartlarında yolda kalan altı yüz göçmen
uçaklarla Keşmir’e getirilmiştir (Buğra, 1995: 70; Tuncer, 2019: 137). Sirina‐
gar’da bulundukları dönemde resmi makamlarla iyi ilişkiler kuran Mehmet
Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin buradaki Doğu Türkistanlı göçmenlerin
meseleleri ile yakından ilgilenmişler, hatta Hindistan’daki batılı insani yar‐
dım kuruluşlarından önemli gıda ve malzeme yardımı almışlardır.
Eğitime her zaman büyük önem veren Mehmet Emin Buğra Hindistan
ve bazı batılı devletlerden, öğrenim çağına gelmiş Doğu Türkistanlı çocuk‐
ların eğitimleri için yardım istemiştir. Her ne kadar Doğu Türkistanlı göç‐
menlere iyi davransa da Hindistan yöneticileri onların kalıcı yerleşmelerine
izni vermiyor bir an önce ülkeyi terk etmelerini istiyordu. Bu sorunu gider‐
mek için Mehmet Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin Hindistan hükümeti
nezdinde çeşitli girişimlerde bulunmuşlardır (Alptekin E., 1990: 7). Onlar
sadece bulundukları yerdeki Doğu Türkistanlı göçmenlerle değil başka
ülkelerde ki göçmen vatandaşları ile de ilgilenmişlerdir. Bunun en güzel
örneği Suudi Arabistanʹa hac ve akraba ziyareti bahanesiyle göç etmiş, fakat
yerleşme izni alamamış Türklerin meseleleriyle de ilgilenmişlerdir. Keş‐
mirʹde bulunduğu zamanlarda Mehmet Emin Buğra, Türkiye Cumhuriyeti,
Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşmiş Milletler Teşkilatının yöneticileri ile
ilişkiler kurarak göçmenlerin yerleştirilmeleri ile ilgili çalışmalar yapmıştır
(Buğra Y., 1995). Mehmet Emin Buğra Hindistan’da bulunduğu sıralarda
Rus zulmünden kaçan Kazak Türklerinin Tibet üzerinden Hindistan’a
ulaşmalarını sağlamak ve onların da iskân izni alabilmeleri için Hindistan
dış işleri ile görüşmeler yapıyordu.
Hindistan hükümetinin göçmenlerin iskânına izin vermemesi üzerine
İsa Yusuf Alptekin Hindistan dışında göçmenleri kabul edecek bir ülke
11/22 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 15
aramak amacıyla bölgeden ayrılmıştı. Mehmet Emin Buğra bu dava durum
değerlendirmesi yapmak ve ortak kararlar almak için sürekli mektuplaşmış‐
lardır.12
İsa Yusuf Alptekin’in Bombay’da bulunduğu zamanlarda 28 Ağustos
1951 ona bir mektup yazan Mehmet Emin Buğra, Kazakların durumuyla
ilgili Başbakan Şeyh Muhammed Abdullah ile yaptıkları görüşmeler hak‐
kında bilgi vermiş. Bu kişilerin toplam 100 Kazak Türkü olduğunu ve onla‐
rın Şeyh Muhammed Abdullah aracılığıyla Mekke’ye gönderileceğini habe‐
rini ulaştırmıştır. Mehmet Emin Buğra bu mektubunda Kazak göçmenlerin
Mekke’ye ulaştırılmasında Keşmir Türkistan Göçmenler Derneği’nin Hin‐
distan hükümetinin isteği üzerine harekete geçirdiğini bildirmiştir. Mehmet
Emin Buğra ve mücadele arkadaşları Afganistan ve Hindistan’da ülkesi için
çok önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır. Mehmet Emin Buğra Doğu Tür‐
kistan’ın kurtuluşu için Türkiye’de daha etkili faaliyetler yapabileceğini
düşünerek Hindistan’dan ayrılmaya karar vermiştir.
SONUÇ
Mehmet Emin Buğra’nın Hindistan’da 1949‐1952 yılları arasında geçen
muhaceret hayatı boyunca Doğu Türkistan Türkleri ve diğer Türklerin du‐
rumlarının iyileştirilmesi için mücadele etmiştir. Ancak buralarda hedefine
ulaşabilmesi için yeterli imkânı göremeyen Mehmet Emin Buğra, hedeflerin
gerçekleştirebilmek için en uygun ülkenin Türkiye olduğunu düşünerek 18
Ocak 1952 tarihinde13 Ankara’ya gelmiştir. Mehmet Emin Buğra Ankara’ya
geldikten sonra Türkiye Cumhuriyeti yetkileri ile önemli görüşmeler yap‐
mış ve onlardan Doğu Türkistanlı göçmenlerin Türkiye’ye yerleşmelerini ve
eğitim almaları için yardım edilmesini istemiştir. Bu istekler bakanlar kuru‐
lunun 13 Mart 1952 tarih ve 3/14595 sayılı kararnamesiyle kabul edilmiştir.
Neticede Hindistan ve Pakistan’da yaşayan 1850 Doğu Türkistanlının Tür‐
kiye’ye getirilmesine karar verilmiştir. Hindistan ve Pakistan’da bulunan
göçmenler 12 Kasım 1952 tarihinden itibaren aralıklarla İstanbul’a getirile‐
rek çeşitli semtlere yerleştirilmişlerdir (Türk Dünyası, 1967: 9).14
Mehmet Emin Buğra Türkiyeʹye geldikten sonra mücadelesine siyasi ve
ilmi alanda devam etmiştir. Doğu Türkistan davasını uluslararası alana
taşıyarak dünyanın dikkatini Doğu Türkistanʹa yöneltmiştir. Türkiyeʹye göç
etmek isteyen Türklerin, Türkiye hükümetiyle olan ilişkilerinde bir aracı
rolü oynamış ve göç edenlerin Türkiyeʹye uyum sağlamalarında yardımcı
12 Mehmet Emin Buğra’nın İsa Yusuf Alptekin ile aralarında ki mektuplaşmalar için Bkz. (Bakır, 2005: 99-103). 13 Mehmet Emin Buğra’nın Türkiye’ye geliş tarihi Yunus Buğra tarafından Aralık 1951 olarak bildirilmektedir. (Buğra Y.,
1995: 12). 14 Doğu Türkistan Türklerinin Türkiye’de iskân edildiği yerler hakkında ayrıntılı bilgi için Bkz. (Bakır, 2005: 108).
16 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 11/22
olmuştur. Doğu Türkistan’ın istiklali için verdiği uzun ve çileli mücadele
hayatı içerisinde çektiği sıkıntılar Mehmet Emin Buğra’yı oldukça yıprat‐
mıştı. Bu sıkıntılara Mehmet Emin Buğra’nın kalbi daha fazla dayanamamış
14 Haziran 1965 Salı günü öğle üzeri bir kalp krizi geçirerek hakka yürü‐
müştür.
Mehmet Emin Buğra Doğu Türkistan’ın istiklali için memleketinde ye‐
terince mücadele imkanının kalmadığını gördükten sonra ayrıldığı vata‐
nından hür dünyaya intikal etmiştir. Onun ve mücadele arkadaşlarının
buralarda vermiş olduğu mücadele neticesinde, Doğu Türkistan davası
dünya kamuoyuna duyurulmuştur. Onların yapmış oldukları can siperane
çalışmalar, diğer esir Türkler için de örnek teşkil etmiştir. Yurdundan ay‐
rılmak durumunda kalan pek çok Doğu Türkistanlı Mehmet Emin Buğra ve
arkadaşlarının yurt dışındaki faaliyetleri sonucu başka ülkelere yerleşebil‐
mişler, buralarda yaşayabilecekleri uygun şartlara kavuşmuşlardır. Doğu
Türkistan bağımsızlık mücadelesinin daha iyi anlaşılabilmesi için Mehmet
Emin Buğra’nın yurt içinde ve yurt dışında vermiş olduğu askeri, ilmi ve
siyasi mücadelelerin araştırılıp ortaya konulmasının büyük önemi vardır.
Günümüzde Doğu Türkistan’da yaşanılan olumsuzluklara karşı gösterilen
hassasiyetlerde, Mehmet Emin Buğra ve birlikte mücadele ettiği arkadaşla‐
rının geçmişte yaptıkları çalışmaların rolü büyüktür.
11/22 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 17
KAYNAKÇA
‐Alptekin, Erkin, Doğu Türkistan’dan Hicretimizin 40. Yılı, Doğu Türkistan Vakfı
Yayınları, Kayseri,1990.
‐Alptekin, İsa Yusuf, Esir Doğu Türkistan İçin, Doğu Türkistan Neşriyat Merkezi,
İstanbul, l985.
‐Anat, Hacı Yakup, Doğu Türkistan’da Milliyetçilik Hareketleri, Yay. Haz. Soner
Yalçın, Özkan Matbaacılık, Ankara, 2005.
‐Anat, Hacı Yakup, Hayatım ve Mücadelem, Yay. Haz., Soner Yalçın, Özkan Mat‐
baacılık, Ankara, 2003
‐Bakır, Abdullah, Doğu Türkistan Milli İstiklal Hareketi ve Mehmet Emin Buğra,
Doğu Türkistan Vakfı, Özrenk Matbaası, İstanbul, 2005.
‐Bekin, Mehmet Rıza, ʺAçış Konuşmasıʺ, Doğu Türkistanʹın Sesi, S. 46, Doğu
Türkistan Vakfı Yayınları, İstanbul, 1995, ss. 1‐2.
‐Bekin, Rıza, ʺAtatürkʹün Emriyle Türkiyeʹye Geldimʺ Yeni Düşünce, S. 15, İstan‐
bul, 13‐19 Nisan 2001, ss. 40‐43.
‐Buğra, Mehmet Emin, Doğu Türkistan Tarihi Coğrafi ve Şimdiki Durumu, İstanbul,
Güven Basımevi, 1952.
‐Buğra, M. Yakup, ʺM. Emin Buğraʹnın Doğu Türkistanʹdaki Mücadelesiʹʹ, Doğu
Türkistanʹın Sesi, S. 46, Doğu Türkistan Vakfı Yayını, İstanbul,1995, ss. 15‐21.
‐Buğra, Yunus. ʺMehmet Emin Buğraʹnın Mücadele Hayatından Örnekler Doğu
Türkistanʹın Sesi, S. 46, İstanbul 1995, ss. 10‐14.
‐Cengiz, İsmail, ʺEm. General Rıza Bekin Anlatıyor Ölümünün 44. yıl dönü‐
münde Memduh Şevket Esendalʹın Türklüğe Hizmetleriʺ Doğu Türkistanʹın
Sesi, Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Yayınları, İstanbul 1996.
ss. 5.
‐Donuk, Abdülkadir, vd. (Altan Deliorman, İsa Kocakaplan), Türklük Mücahidi
İsa Yusuf, Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları, İstanbul 1997.
‐Forbes, Andrew D. W., Doğu Türkistanʹdaki Harp Beyleri, Çev. Enver Can, Bay‐
rak Matbaası, İstanbul 1998.
‐Göktürk, Hamit, ʺMehmet Emin Buğraʹnın Yurt Dışındaki Mücadelesiʺ Doğu
Türkistanʹın Sesi, s. 46, Doğu Türkistan Vakfı Yayını, İstanbul 1995, ss. 22‐26.
‐Karahoca, Amaç, Doğu Türkistan, İstanbul. 1960.
‐Kurban, İklil, Şarki Türkistan Cumhuriyeti, Türk Tarih Kurumu, Ankara1992.
‐Kurban, Nur Ahmet, ʺBuğra, Mehmet Eminʺ Diyanet İslam Ansiklopedisi, Ek‐1.
İstanbul 2016, ss. 215‐216.
‐Kırkıl, Emin‐Tuncer, Tekin, ʺÜç Efendilerin Nanking ve Doğu Türkistan’daki
Mücadeleleriʺ, Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C. 17, S.1,
Manisa 2019, ss. 295‐306.
‐Çağatay, Tahir, ʺMehmet Emin Buğra 1901, 14‐6‐1965ʺ, Türk Kültürü, S. 33, Türk
Kültürünü Araştırma Enstitüsü, Ankara 1965, ss. 44.
‐Togan, Zeki Velidi, Umumi Türk Tarihine Giriş, Enderun Kitabevi, İstanbul 1981.
‐Tuncer, Tekin, ʺHamidullah Muhammed Tarım’ın “Türkistan Tarihi‐Türkistan
1931‐1937 İnkılâp Tarihi” Adlı Eserinde Mehmet Emin Buğraʺ, Selçuk
Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, Sy. 45, 2019, ss. 127‐141.
18 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 11/22
‐Tuncer, Tekin, ʺMehmet Emin Buğra’nın Mektuplarında Türkistan Sesi
Dergisinin Çıkartılması Süreciʺ, Ege Üniversitesi Türk Dünyası İncelemeleri
Dergisi, C.17, S.2, İzmir 2017, ss. 51‐76.
‐Tuncer, Tekin, ʺTürkiye’de Yaşayan Doğu Türkistanlıların Kurduğu Sivil
Toplum Örgütleri ve Bunların Faaliyetleriʺ, Historiy Studies İnternational
Journal of History Cilt: 10 Sayı: 5. 2018, ss. 205‐221
‐Türk Dünyası, Y. 2, S. 7, İstanbul Göçmenler Federasyonu Yayını, İstanbul, 1967,
ss. 9‐10.
Kaynak Kişi:
‐M. Rıza BEKİN (Doğu Türkistan Vakfı Eski Başkanı)
11/22 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 19
EKLER
Ek I
Doğu Türkistan Haritası
20 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 11/22
Ek II
Mehmet Emin Buğra’nın Hindistan ve Afganistan’a Birinci Hicreti Sırasında İzlediği Güzergâh
11/22 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 21
Ek III
Mehmet Emin Buğra’nın Hindistan ve Afganistan’a İkinci Hicreti Sırasında İzlediği Güzergâh
22 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 11/22
Ek IV
M. E. Buğra ile İsa Yusuf Alptekin’in ilk karşılaşmaları (1938 Kabil, Afganistan)
11/22 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 23
Ek V
Keşmir lideri Şaikh Muhammed Abdullah’ın önde gelen Doğu Türkistanlı muhacirler onuruna
verdiği açıkhava resepsiyonundan bir görüntü: (sağdan sola) M. Kasim Haci, M. E. Buğra, İ. Y. Alp‐
tekin ve Şaikh M. Abdullah. Keşmir 1950
Ek VI
Doğu Türkistan’da 1949 sonunda Keşmir’e gelen muhacirlerden bir grup
Oturanlar arasında sağdan 5. M. E. Buğra ve sağdan 6. İ. Y. Alptekin.
24 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 11/22