11
T.C. CELAL BAY AR ÜNiVERSiTESi MANlSA TÜRK VE KüLTÜRÜNÜ VE UYGULAMA MERKEZ! J'\ A " BIRINCI ULUSLARARASI MEVLANA, MESNEVI VE ·. SEMPOZYUMU (19-21 2001- Manisa Mevlevibanesi) Y Emrehan KÜEY

MEVLEVİHANELER SEMPOZYUMU (19-21 Aralık 2001-Manisa ...isamveri.org/pdfdrg/D086558/2002/2002_OZTEKINN.pdf · "Gaye"nin kendisidir. Suyun arketipal bir anlamı olduğu, dünya edebiyatında

  • Upload
    others

  • View
    7

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: MEVLEVİHANELER SEMPOZYUMU (19-21 Aralık 2001-Manisa ...isamveri.org/pdfdrg/D086558/2002/2002_OZTEKINN.pdf · "Gaye"nin kendisidir. Suyun arketipal bir anlamı olduğu, dünya edebiyatında

T.C. CELAL BAY AR ÜNiVERSiTESi

MANlSA YÖRESİ TÜRK TARlHİ VE KüLTÜRÜNÜ ARAŞTınMA VE UYGULAMA MERKEZ!

• • • J'\ A "

BIRINCI ULUSLARARASI MEVLANA, MESNEVI VE ·. MEVLEVİHANELER SEMPOZYUMU BiLDİRİLERi

(19-21 Aralık 2001- Manisa Mevlevibanesi)

Y ayına Hazırlayan

Emrehan KÜEY

MANİSA2002

Page 2: MEVLEVİHANELER SEMPOZYUMU (19-21 Aralık 2001-Manisa ...isamveri.org/pdfdrg/D086558/2002/2002_OZTEKINN.pdf · "Gaye"nin kendisidir. Suyun arketipal bir anlamı olduğu, dünya edebiyatında

Birinci Uluslararası Mevltinti, lvfesnevf ve Mevlevfhtineler Senıpozyunıu Bildirileri (19-21 Aralık 2001- Manisa Mevlevfhanesi). Manisa 2002, ss. 137-146.

MEVLANA'NIN MESNEVİSİNDE SU ALEGORU VE ETKİLERİ

Nezahat ÖZTEKİN*

Mevlana'nın Mcsnevi'sinde "su", kurtuluş, mutlak anlık, ebedilik, hayat, Allah'a yakınlık ve diriliğin simgesidir. "Gaye"nin kendisidir. Suyun arketipal

bir anlamı olduğu, dünya edebiyatında "yaratma sırrı", bereketlilik, neşvünema

bulma, kurtanlmışlık, arıtılmışlık, yeniden doğuş anlarnlarını taşıdığı

bilinmektedir. Suyun hayat kaynağı oluşu Doğu ve Batı kültürlerinde

müşterektir. Hint mitolojisinde su, dünya yumurtasını taşır, Çin'de ise su, Ying

ve Yang'ın Ying özelliğine ve dişi karaktere sahiptir. Su (deniz, yağmur) dünya kültürlerinde bereket, hayat kavramlarını çağrıştırdığı gibi, ruhl verimliliğin ve

ru.hl hayatın da sembolüdür. Suyun yok edici olumsuz özelliği taşkın ve seldir.

Psikanalizde su, şuuraltı güçlerin ve dişiliğin scmbolüdür1. Mevlana "su"

alegerisini hayat kaynağı anlamıyla öne çıkarmıştır. Su, hayat verici ölüleri

dirilticidir. Kur'an da bu tem, "Her canlı şeyi sudan yarattığınızı görüp düşünmediter mi?2

."" Allah'ın indirip de ölü haldeki toprağı canlandırdığı su da 3." ayetleriyle ifade edilir.

Mesnevl' de su bütün pislikleri temizler, Ulu Tanrı suyu bütün pisliklerden münezzeh kılmıştı r. Tanrı suların suyudur. " Su durdu mu pislenir,

pislenince Tanrı yine onu doğıuluk denizine götürür. O suların suyu,

kereminden onu yıkar arıtır. Ertesi yıl ben hoşlar denizindeydim, burada

pislendim; gittim, temiz geldim. Ey kirliler, pisler bana gelin, çünkü ben Tanrı huyu ile huylandım der4

."

• Doç. Dr., Celal Bayar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Bölüın Başkanı.

1 U da Becker, The Element Encyclopedia of Symbols, Translated by Lance W. Ganner printed in spain I 996, s.322-323.

2 Enbiya 211112. 3 Bakara 2/64. 4 Mevlana: Mesnevi, çev. Veled !zbudak, Gözden Geçiren AbdUlbaki Gölpınarlı, MEB C .ll.,

İstanbul 1988, s.20,23 b. 200-235.

Page 3: MEVLEVİHANELER SEMPOZYUMU (19-21 Aralık 2001-Manisa ...isamveri.org/pdfdrg/D086558/2002/2002_OZTEKINN.pdf · "Gaye"nin kendisidir. Suyun arketipal bir anlamı olduğu, dünya edebiyatında

Nezahat öztekin

Mesnevi'nin muhtelif beyiderinde suyun değerlendirilişi şöyledir: "Tuzlu ve helak edici sudan çıktık, arı, duru suya kevser kaynağına atıldık 5

."

"Ey teni bulaşınış, pistenmiş kişi, havuz kenannda dön dolaş,insan

havuzun dışmdayken nasıl temizlenir. Çünkü gönül havuzdur, ama gizli. Bu havuzun denize gizli bir yolu var."

"Su, pis adama bana koş; pis adamsa sudan utaruyorum der. Su der ki: Bu utanma bensiz nasıl zail olur? Bu pislik bensiz nasıl temizlenir 6."

Bu beyitlerde görüldüğü gibi "ilahi anlık" gönlün kaynağıdır. Bu kaynaktan gelen su ile gönül havuzu dolar. Gönül temizliği Tanrıya giden yoldur.

Mevlana gönlün kirlenmesini şöyle dile getirir :

"Eğer su, yerden yere gitmiyorsa, eğer su akıp durrnuyorsa, üstündeki yeniden yeniye görünen çerçöp nedir ki? Senin çerçöpün fikri sı1retlerindir7 . "

Mesnevl'de su ile ilgili ilk yorum "ınana denizi" istiaresiyle karşunıza çıkar8 . Tasavvufi terim olarak derya; vahdet-i vucı1d, Allah'dır. Mevlana "Suların Suyu" derken aynı anlamı "tek ve mutlak varlığı" kastetmiştir. Tevhide koşan sular birleşirler. Suyun su ile birleşmesi, aynı cinsten, ayru duygu ve düşünceyi paylaşan insanların birleşmesi,bir topluluk, bir güç oluşturrnasıdır. Ayru özellikleri taşıyan insanlar birbirleriyle anlaşabilirler9. .

Mesnev!'nin bütününe yayılmış "su" metaforunu işleyen beyitleıin

dışında üç hikaye müstakil olarak su, deniz alegorisi üzerine kurıılmuştur:

Tavuktan Çıkan Kaz Palazları, Nahivci ile Gemi ci ve Zahid .

Mesnevl'de su ile ilgili ilk yorum "mana denizi" metoforoyla karşımıza çıkar:

"Seni tavuk yetiştirdi, kanadının altında büyüttü, sana dadılık etti ama sen yine kaz palazısın."

"Anan o denizin kazıdır. Ancak dadın toprağa mensuptu; dadın bu kuruluğa tapardı."

5 Mevlana: a.g.e., C. V., s.84 b.IOIO. 6 Mevlana : a.g.e. c.n. s.J 04 b.1364-67 7 Mevlana: a.g.e. c.n. s.252 b.3394-95 8 Mevlana: a.g.e. C.II. s.289-290 b. 3766-3781 9 Mevlana: ag.e C.I s.71

138

Page 4: MEVLEVİHANELER SEMPOZYUMU (19-21 Aralık 2001-Manisa ...isamveri.org/pdfdrg/D086558/2002/2002_OZTEKINN.pdf · "Gaye"nin kendisidir. Suyun arketipal bir anlamı olduğu, dünya edebiyatında

Mevliina'nin Mesnevisinde Su Alegoru ve Etkileıi

"Gönlündeki denize olan meyil yok mu? O tabiat, sana anandan mirastır."

"D ad ıyı karada bırak, yürü, kazlar g1bi manadenizine koş, dal o denize."

'Tanım karadan kurtar denize yürüt."

"Melekler için karaya yol yoktur. Hayvanların da denizden haberleri yok.

Sen ten itibariyle hayvansın, can bakımından melek. Bu suretle hem yerde yürürsün, hem gökte10

."

Tavuktan çıkan kaz palaziarı hikayesi, Attar'ın Mantıku't Tayr'ında

değil, Esrarname'sinde vardır. Mevlana bu hikayeyi alegorik bir anlatım içinde

sunar. Bu hikayedeki "deniz" tasavvufi bir alegoridir. Bir diğer istiareli ifadesi "vahdet deryası" dır.

Derya, deniz: Vahdet-i vucud, Allah, sonsuzluk, Tanrı ülkesi anlamlarını taşıyan tasavvufi bir terimdir.

Muhidd.in-i Arabl'ye göre ilahi ilirnde hakiki hayat bulunduğundan "su"

ilimdir, Tanrı bilgisi (irfan)dir. Mutlak vucud sonsuz bir deryadır11 .

Aynı hikaye Gülşehri'nin Pelekname'sinde yer alır.Mantıku't Tayr'da ise

iki beyit içinde deniz'in kaz'ın anlam anahtarları verilir. Bu açıklamaya göre

Deniz, "mana alemi", kaz "can"dır.

Felekname' de12

"Tavuğu da ördek zannetmiş

Kendi sevgili annesi zannetmiş

Etrafında yavruları kendisi ortada

Tavuk denizin kenarına geldi.

Denizin dalgası uzaktan göründüğünde

10 Mevlana: a.g.e. C. U, s.289-290 b. 3766-3781. 11 Ahmed Avni Konuk, Fususu'l-Hiken Tercüme ve Şerhi, Haz. Mustafa Tahralı-Selçuk Eraydın,

İstanbul I994,s.305-3l2. 12 Sadettin Kocatıırk: Gülşehri ve Feleknaıne, Ankara 1982, s.211

139

Page 5: MEVLEVİHANELER SEMPOZYUMU (19-21 Aralık 2001-Manisa ...isamveri.org/pdfdrg/D086558/2002/2002_OZTEKINN.pdf · "Gaye"nin kendisidir. Suyun arketipal bir anlamı olduğu, dünya edebiyatında

Nezahat ÖZtek.in

Tavuk denizin kokusundan nefret etti.

Denizin suyunun arkasında yüzlerce kin vard.ı .

Civcivler cevheri arzu ettiklerinden

Dalgıçlar gibi denize daldılar

Evcil tavuk, denizin kenarında kaldı.

Denizde bu ne biçim dalgıçlık benim

Soyumda asla yok.''

Gülşehri'nin bu hikayesinde ruhun madde ötesine, bedenin ise maddi

dünyaya ait oluşu alegori ve istiarelerle aniatılmak istenir: ''Tavuk denizin kokusundan nefret etti.", "Denizin arkasında yüzlerce kin vardı."," Evcil tavuk

denizin kenannda kaldı.", "Civcivler cevheri arzu ettiklerinden dalgıçlar gibi denize daldılar."

Gülşehri denizde imtihan olduğunu belirterek, ruhun, mfuıa alemindeki

yolunun engellerle, sınamalarla dolu olduğunu ima eder. Can ve ten ayrı varlık alemine mensupturlar. Birbirlerinin ortammda yaşayamazlar. Bu iki zıt varlığın

ve teınayüllerinin çatışma sahası insandır. Gülşehri insanıp ne yapması

konusunda tavsiyede bulunmaz. Sadece bedenin, ruhun yolculuğundan endişe

duyduğunu kaydeder. DünyeVı beden ile Tanrısal ruh çatışması hikayenin üzerine kurulduğu temdir. İki ayrı aleme has özellikleriyle insanın kurtuluşa ulaşması zorlu bir savaştır. Mevlana ise "canın karadan kurtulması denize yürümesi" gerektiğini vurgular. "Deniz Tanrı ülkesidir, ebediliktir." Mevlana

Mesnevl' de oldukça sık tekrarlanan "aynı cinsten varlıkların birbirini çekmesi"

temi üzerinde de durur. "Yal<inen her cinsin zevkikendi cinsiyledir, batılları ne cezbedebilir; ancak batı!. Tembellere ne hoş gelebilir, tembellik13

.

Mesnevl'de "Nahivci ile Gemici" hikayesinde zahir nlemasından nahiv

bilgini, vahdet okyanusunda yüzrnek için gerekli olan mahv bilgisine sahip

13 Bu konu için Mesnevl'deki hikayeler için bkz. "Eşelderin ahırula düşmüş ceylan" C. V., s.76-78; "İhtiyar Kadının Tımaklamu Kestiği Doğan"C.ll.,s.25; " Virane'de Baykuşlar İçinde Kalmış Doğan" C.IL, s.86.

140

Page 6: MEVLEVİHANELER SEMPOZYUMU (19-21 Aralık 2001-Manisa ...isamveri.org/pdfdrg/D086558/2002/2002_OZTEKINN.pdf · "Gaye"nin kendisidir. Suyun arketipal bir anlamı olduğu, dünya edebiyatında

Mevlana'nin Mesnevisinde Su Alegoru ve Etkileri

değildir. Bilginin küçümsediği gemici ise yok olma bilgisini öğrenmiş vahdet

okyanusuna databilen bir ariftir14

M es nevi' de su alegorisi üzerine kurulmuş diğer bir hikaye de "Sonsuzluk

kaynağına susamış insanın suya ulaşma.Sına bir kerpiç duvar gibi olan kendi

vücudunun engel olması" anlatılır15 :

"Bir ırmak kıyısında yüksek bir duvar vardı. Duvarın üstünde dertli bir

susuz duruyordu. Suya erişmesine o duvar mani idi. Dertli adam adeta su için

balık gibi çırpınmakta idi. Birden bu suya bir kerpiç parçası attı. Suyun sesi bir

göz gibi kulağına geldi . O ses, tatlı bir sevgilinin sesi gibiydi. Su sesi İsrafil'in sesine benziyordu."

Mesnevl'de "Nasuh tevbesi" hikayesinde "su" " iman" anlamını yüklenir.

Mevlana'nın sık sık kullandığı gul veya gfıl-yabani metaforu Gülşehri'de "su"

alegerisi ile birleşir. Mevlana "Müflis" hikayesinin sonunda insanı şöyle uyanr:

"Yolda gul - yabaniler vardır . Sesleri bildik sesine benzer, seni mahvetmeye

çeker. Ey kervan halkı buraya gelin: İşte yol iz buracıkta, diye bağırır. Çağrılan kişi oraya varınca bir de bakar ki karşısında kurt, aslan. Ömrü zayi olmuş, yol

uzun, gün geçiyor. Ey iyi huylu kişi, gul- yabani sesi nasıldır? Mal isterim,

mevki isterim, şeref isterim16." Mevlana aynı metaforu Mescid-i Dırar

hikayesinde kullanır: "Münafıkların dileği üzerine peygamber o tarafa

yürüyünce Tanrı gayreti haykırdı: GiH sesi dinleme17."

M es nev!' de "gul - yaban!" insanı doğnı yoldan alık oyan, aldatıcı dünya

nimetleri dir. Bunlar riyfuıın, iki yüzlülüğü n tuzaklarıdır. Gülşehri'de "gGl­

yabanl" , insanm "suya giden yolu kaybedip dağda susuz kalmasına " sebep

olur:

Doğru yol islam u imana gider

Eğri yol gill-ı beyabana gider

Susayıcak yüz figan ider isen

Dicleyi koyup dağa giderisen

Dağda su ya ola ya hod olmaya

14 Mevlana : a.g.e., C.I., s.228. 15 Mevlana : a.g.e., C.Il. s.91-92. 16 Mevlana : a.g.e., C.ll. s.S7. 17 Mevlana : a.g.e., C. ll. s.219.

141

Page 7: MEVLEVİHANELER SEMPOZYUMU (19-21 Aralık 2001-Manisa ...isamveri.org/pdfdrg/D086558/2002/2002_OZTEKINN.pdf · "Gaye"nin kendisidir. Suyun arketipal bir anlamı olduğu, dünya edebiyatında

Neı.ahat Öztekin

İlle lıergiz Dicle susuz kalmaya 18

Gülşchn'de "su" "sırat'el mustakim" ve "İslam" demektir. Su diriliğin şartldır, Dicle'den uzaklaşmamaktır. Dicle asla susuz kalmaz.

Garibname 'de su :

"Hak Teala cihet-i ictima ve ittihad için suyu gökden indirdi 19."

''Nitekim bu yer yüzinün sulan

Fikrile kılgil teferrüc bunları

Bir denizdendür kamu sular başı

Tağıluben dutdılar tağı taşı

Katre katre degme yerden çıkdılar

Yüz urup yine denize akdıJar

Ne kadar güçlü olursa bir pıfiar

Denize yol iltemez yere siner

Zira dağ taş ana mani 'dürür

Issı sovuk hem anun yalın urur

Kendü gibi bir su ile irişür

Birlik ile anun ile karışur

Birlik ile şol kadar kuvvetlenür

Kim ulu ırmaga degin katlantır

Zira kim ırmak suyu kuvvetlidür

Kamu akan sudan ol devlctlüdür.

Yaz vu kış şöyle akar eksilmedin

Denize girür yolı kesilmedin

imdi çün böyle dürür nitrnek gerek

18 Gülşehri: Mantık ut Tayr, haz.Agah Sım Levend , T.D.K., Ankara 1957, s.276, 19 Zümer Süresi (39):21; Fıitır Süresi (35):27; Neml Süresi (27):60; Lokman SUresi (31 ): 10 .

142

Page 8: MEVLEVİHANELER SEMPOZYUMU (19-21 Aralık 2001-Manisa ...isamveri.org/pdfdrg/D086558/2002/2002_OZTEKINN.pdf · "Gaye"nin kendisidir. Suyun arketipal bir anlamı olduğu, dünya edebiyatında

Mcvliina'nin Mesnevisinde Su Alcgonı ve Etkileri

Dogn yar etegin dutmak gerek20

Aşık Paşa da Mevlana ve Gülşehri gibi soyut kavramları hikayelerle somutlaştınr. Burada akarsuyun macer~ına dikkat çekilir . Bütün akarsulann

kaynağı birdir. Aynı kaynaktan çıkarı su1ar yeryüzüne dağılır, dağ taş arasından

akarak kah yerin altına girip, kah yerin üstüne damla damla çıkıp yollarına devam eder ve denize ulaşırlar. Bu zahmetli bir yolculuktur . Küçük pınar ne

kadar güçlü olursa olsun tek başına akamaz, yere siner. Bir başka suyla birleşirse bir ırmağa ulaşabilir. Bu ırmağın yolunu dağ taş, yazı yaban kesemcz,

yolu kesilmeden denize ulaşabilir. Bu alegorik hikayenin son beyitlerinde Aşık Paşa suların birleşerek bir ırınağa karışıp denize ulaştıklarını çünkü doğıu bir mürşid bulduklarını söyler. Deniz yine tevhid, vabdet-i vucuddur.

Mevlana "deniz"i şöyle irade eder:

"Birlikteki bu tek renklilik, insana usanç ve sıkıntı veren tek renklilik

değildir. Belki o tek renk deniz gibidir. Ona dalanlar da balık gibi hayat ve neşe

içindedir 1 ."

Yine Garibname'nin "Dördüncü dastan ikinci Bab'ında "deniz", "kara",

"kumluk" gibi alegorilerin Mevlana ile aynı amaçta kullanıldığını

söyleyebiliriz.

Bunlaruii berr ü bahirdür adları

Benzemez birbirine dadları

Deniz ehli balıg ü bahri di.irür

B un larun deniz kadim şehri dürür

Ol deniz içre dürür seyranları

Dirlik ü şadi vü hem cevlanları

Deniz ehli kuruya çıksa ölür

Kun yer ehli denize girs'ölür

20 Aşık Paşa : Garibniime, Süleymaniye Kütüphanesi, Uileli Böltlmü, No: 1752 (el yazması), Altıncı Dastan bab-ı evvel.

21 Mevlana : a.g.e., C.II., s.24 ı .

143

Page 9: MEVLEVİHANELER SEMPOZYUMU (19-21 Aralık 2001-Manisa ...isamveri.org/pdfdrg/D086558/2002/2002_OZTEKINN.pdf · "Gaye"nin kendisidir. Suyun arketipal bir anlamı olduğu, dünya edebiyatında

Nezahat Öztek'in

Ten kun yirdür gönül deniz dürür

Bir işid bu söz ne ma'ni gösterür

Can balıkdur "ışk durur bahr" ayan

Gönül içre bunlarun hükmi revan

Bu denizde ko helak olsun bular

Yol eri nefsi helale olmak dil er

Garibnime 'nin "kara" ve "deniz" istiaresi üzerine kurulmuş bu bab ında, Aşık Paşa, tasavvufun ortak istiaresi "derya-yı muhit"i mutlak varlık, birlik denizi aıılamlarında kullamr. Denizle temsil edilen diğer iki kavram "gönül"

ve ~ktır. "Balık" §.şık canlarm alegorisidir. "Kurulukla sav~" nefisle savaştır.

Aşık Paşa "deniz ve kara" alegorisi ile imajınal bir dünya kurar. Bu dünyanın deniz şehri ahalisi, akıllı ve olgun aşık canlardan oluşur. Bunlar aşk denizinden ayrılınca kıyıya vurmuş balık gibi yaşayamaz ölürler. Kara veya kuru yer ahalisi

de deniz şehrinde yaşayamaz. Çünkü bunlar sadece bedenden ibarettir.

Mevlfuıii ve Aşık Paşa, valıdet deryasının dalgalanması ile sanal bir

gerçeklik halinde varlık aleminin meydana geldiğini, balık canıann aşkla vahdet

deryasında yaşayabildikleri halde, ruhsuz bedenierin toprak oldukları için suda

yaşayamadıklarını anlatırlar.

Risaletü'n-Nushiyye'de ' 'Denize Kavuşan Akarsular"22:

"Akup su alçağa suya katılur

Su suya irdi denize yitülür

Denize degin ırmagidi adım

Ko andan ötesin denize t:ıldun

Ol denizde nice acaib ola

Sana eşkere halka gaib ola

Ki her bir mevcde bir kan bulasın.

Dür ü yakutıla mercan bulasın

Budur sermaye ol balrre talana

22 Mustafa Tatçı: Risaletü'n Nushiyye, C.lli., s.ll,57 b.l60; s 586,161,163,165

144

Page 10: MEVLEVİHANELER SEMPOZYUMU (19-21 Aralık 2001-Manisa ...isamveri.org/pdfdrg/D086558/2002/2002_OZTEKINN.pdf · "Gaye"nin kendisidir. Suyun arketipal bir anlamı olduğu, dünya edebiyatında

Mevlana'nin Mesnevisinde Su Alegonı ve Etkileri

Arı dirlük gerek gevher bulana

Risaletü'n Nushiyye'de yağmur yağdıktan sonra oluşan küçük akarsuların

birleşerek denize ulaşmaları, denize u laşan suların deryanın sırlarına ve

hazinelerine sahip olmaları istiareli bir dille anlatılır.

Mevlana'nın Mesnevl'sinde «Çölde Yağınur Yağdıran Zillıid"23 hikayesi

şöyledir:

"Çöl ortasında bir zahit vardı. Abbadiye kabilelerine ınensub olanlar gibi

ibadete dalmış kendisinden geçmişti.

Hacıların içinden gönül gözünden açık birisi gördü ki zahidin elinden ,

yüzünden sular damlamakta abdest suyundan ıslak .

Bu su nereden diye sordu Zarut, elini kaldırıp gökten diye cevap verdi.

Adam kuyu ip yokken ne vakit istesen su bulabilir misin? Hemen yağmur

yağar mı?

Zillıit, münacaattayken hemen su sömüren fil gibi bir latif bulut peyda

oldu. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı:

Mesnevl'deki "su" alegorisi, bu hikaycde çölde bir mucizenin

gerçekleşmesi motifiyle ortaya çıkar. Kur'an'da Zümer Suresi (39):21. ayeti

"Allah gökten su indirdi, onu yerin içindeki kaynaklara soktu."tasavvufi bir

yorumla hikayeye zem1n olur. İlahi feyzden, kaynak insan vasıtasıyla nasiplenenler yakin mertebesine ulaşıp yeniden doğarlar. Bu yeryüzü kaynağı

olan mürş1din ilahi kaynakla irtibat kurmasıdır. Yunus Emre'nin Risaletü 'n

Nushiyye'sindeki su ile ilgili beyitler de Mevlana'nın Zahid Hikayesi gibi

Kur'an'daki Zuhruf Suresi (43):11. ayeti, Rum Suresi (30):2l.ayeti, Nemi

Suresi (27):60. ayeti, Lokman Suresi (31):10. ayetizemin olarak alırlar.

Hacı Bektaş-ı Veli' de su:

Mevlana'nın çağdaşı Hacı Bektaş-ı Veli (Ö.69011291) Makalat'ında24

tasavvufun ortak temleriyle birlikte "su" alegorisini kullanışı yönüyle Mevlana

ile ortaklık gösterir:

23 Mevlana: a.g.e., C.ll. s.291-92. 24 Esat Coşan: Hacı Bektaş-ı Veli MakaHilı, Seha Neşriyal, Ankara Tarihsiz, s.l O.

145

Page 11: MEVLEVİHANELER SEMPOZYUMU (19-21 Aralık 2001-Manisa ...isamveri.org/pdfdrg/D086558/2002/2002_OZTEKINN.pdf · "Gaye"nin kendisidir. Suyun arketipal bir anlamı olduğu, dünya edebiyatında

N ezahat öztekin

"Pes imdi aziz-i men ariflerin aslı sudandır ve imdi ari:fin içinde ınındar nesne eylenmez ve hem suyun aslı yeşil cevherdendir ve ol gevherin aslı Çalap Tanrının kendi kudretindendir."

Hacı Bektaş-ı Vell sade bir dil ve açık bir uslupla tasavvufi söylemde "su"yun ne anlama geldiğini bize böyle anlatır.

146