16
EKEV 12 36 (Yaz 2008)------- 335 ARAP Mustafa KAYA(*) Özet Bu makalede, Arap diline klasik dönemde yürütülen daha ziya- de, Ferdinand de Saussure ile dil olgusuna yönelik yeni ve dilin esas ortaya linguistik Arap dili ve dUbilimi:ileri üzerindeki dil incelemelerine getirilen bu yeni yorumun Arap dilindeki uy- gulama üzerinde de Saussure ile gerçek bulan dilbilimsel bir özeti sunulmakta, daha sonra özellikle 1900'lü ve kapsayan Arap di-: line y6nelik genel dilbilimsel seyri verilmekte ve bu yeni dönemin önde gelen dUbilimcilerinin eserleri bilgiler taraftan klasik dönem Arap dili ma/ara gidilerek, gelinen nokta irdelenmektedir. Anahtar Kelime ler: Dilbilim, 'Arap di/bilimi, Arap dUbilimcileri. The Stzzdies of Modem Arabic Linguistics Abstract This article does not discuss studies conducted with regard to Arabic language during dassic period; rather it dea/s primarUy with the rejfections on the Arabic language and its linguists oj the new linguistic expansions launched in the West by Ferdinand de Saussure, where the essential character oj language is provided and new interpretations concerning the phenomenon oj language are offered, and with the field oj application of this new interpretation for lingual researches on Arabic language. In the introduction oj this study, a summary oj linguistic efforts which find its true meaning with de Saussure is presented, and the devetopmental course oj the general linguistic approaches to Arabic language covering especially the 1900's and the period thereafter is provided, and finally, a brief introductory information about the leading Arabic linguists and their works oj the new period that are shaped by these approaches is given. Moreover, the present situation is discussed by making comparisons with the studies oj Arabic language in the classical period. Key Words: Linguistics, Arabic Linguistics, Arabic linguists. *) Okt. Dr., Atatürk Ünv. lahiyat Fakültesi Arap Dili ve Belagati Anabilim (e-posta: [email protected])

MODE:l~.N ARAP - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2008_36/2008_36_KAYAM.pdf · lı tııtıılması çabasındadır13• Aynca yalnızca dille değil, yazının tarihi, törele_r,

  • Upload
    others

  • View
    9

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: MODE:l~.N ARAP - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2008_36/2008_36_KAYAM.pdf · lı tııtıılması çabasındadır13• Aynca yalnızca dille değil, yazının tarihi, törele_r,

EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: 12 Sayı: 36 (Yaz 2008)------- 335

MODE:l~.N ARAP DİLBİLİM ÇALIŞMALARI

Mustafa KAYA(*)

Özet

Bu makalede, Arap diline ilişkin klasik dönemde yürütülen çalışmalardan daha ziya­de, Batıda Ferdinand de Saussure ile başlatılan dil olgusuna yönelik yeni yorumların ve dilin esas niteliğinin ortaya konulduğu linguistik açılımların, Arap dili ve dUbilimi:ileri üzerindeki yansımaları, dil incelemelerine getirilen bu yeni yorumun Arap dilindeki uy­gulama alanı üzerinde durulmaktadır.

Çalışmamızın girişinde, de Saussure ile gerçek anlamını bulan dilbilimsel çabaların bir özeti sunulmakta, daha sonra özellikle 1900'lü yıllar ve sonrasını kapsayan Arap di-: line y6nelik genel dilbilimsel yaklaşımların gelişim seyri verilmekte ve bu yaklaşımlarm şekillendirdiği yeni dönemin önde gelen dUbilimcilerinin eserleri hakkında kısa, tanıtıcı bilgiler aktarılmaktadır. Diğer taraftan klasik dönem Arap dili çalışmalarıyla karşılaştır­ma/ara gidilerek, gelinen nokta irdelenmektedir.

Anahtar Kelime ler: Dilbilim, 'Arap di/bilimi, Arap dUbilimcileri.

The Stzzdies of Modem Arabic Linguistics

Abstract

This article does not discuss studies conducted with regard to Arabic language during tlıe dassic period; rather it dea/s primarUy with the rejfections on the Arabic language and its linguists oj the new linguistic expansions launched in the West by Ferdinand de Saussure, where the essential character oj language is provided and new interpretations concerning the phenomenon oj language are offered, and with the field oj application of this new interpretation for lingual researches on Arabic language.

In the introduction oj this study, a summary oj linguistic efforts which find its true meaning with de Saussure is presented, and the devetopmental course oj the general linguistic approaches to Arabic language covering especially the 1900's and the period thereafter is provided, and finally, a brief introductory information about the leading Arabic linguists and their works oj the new period that are shaped by these approaches is given. Moreover, the present situation is discussed by making comparisons with the studies oj Arabic language in the classical period.

Key Words: Linguistics, Arabic Linguistics, Arabic linguists.

*) Okt. Dr., Atatürk Ünv. İ lahiyat Fakültesi Arap Dili ve Belagati Anabilim Dalı. (e-posta: [email protected])

Page 2: MODE:l~.N ARAP - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2008_36/2008_36_KAYAM.pdf · lı tııtıılması çabasındadır13• Aynca yalnızca dille değil, yazının tarihi, törele_r,

3361 Dr. Mustafa KAYA ---------EKEV AKADEMİ DERGİSİ

Giriş: Dilbilim (Linguistics) Öncesi Dil Çalışmaları En erken dil çalışmalan, Eski Hint'te ve Yunan'da yapılımştır. Başlangıçta kutsal

bilgilerin derlendiği Veda'lann doğru okunınası ve zamanın aşındırmasından korunması amacından yola çıkılarak, giderek dil denen olgunun sırlannın keşfine doğru yönelen gayretler, milattan önce X. yüzyıla kadar götürülebilir'. Hatta yazıyı icat eden ve gelişti­ren insanlar ilk büyük dilbilimcilerdir denilebilif2. M.Ö. V. yüzyılda Panini, Sanskritçeyle ilgili dört bin kadar kuralı bir araya getiren bir dilbilgisi kitabı yazmıştJ.il. Antik Yunan' da ise dil, felsefi sorunlarla bağlantılı bir biçimde, kökenbilim içerikli açıklamalara girişile­tek incelenmiştir. Romalılarda da dil, felsefe ve söz sanatlan bağlamında ele alınmıştız-4. Aristo dönemine gelindiğinde Edebiyat metinlerini değerlendirecek, anlaşılması güç iba­releri açıklayacak bilginiere gerek duyulmaya başlanmıştı. Böylece eski metinleri açıkla­ma çabası Yunanistan'da hem filolojinin (betikbilim) hem de ona çok yakın bir dal olan gramerin (dilbilgisi) temellerinin atılmasını sağlamıştırS. Buradan yola çıkarak İskende­riyeliler betikbilimi kullanmaya başlamışlardır. Betikbilimin genel kültürden ayn, konu ve sınırlan ana hatlanyla belli bir bilim dalı olması İskenderiye ekolünün katkılanyla gerçekleşmiştif6. Bu ekol dili, çoğunlukla yazınsal incelemeler çerçevesinde kuralcı ya da ömeksemeci görüşün yön verdiği çalışmalarla değerlendirmiştir. Daha sonra Rönesans'la birlikte her alanda olduğu gibi dille ilgili yönelişlerde de farklılıklar meydana gelmiştir. Milll dillere ilgi artmış, gezginler yeni diller tanımışlar, bu dillere ait dilbilgisi eserleri yazılmış, çok dilli sözlükler yayımıanmış ve diller arasında karşılaştırmalara gidilmiştir7•

XVIII. yüzyılla birlikte Sans~tÇe ile Hint-Avrupa dilleri arasındaki benzeriikierin ortaya konduğu karşılaştırmalı araştırmalar karşılaştırmalı betikbilimi doğurmuştuı:-8. 1780'li yıl­larda F.A. Wolf, eski dil metinlerinin karşılaştırmalı eleştirisi, metinlerin yorurnlanması, aydınlatılması böylece o dilin gelenek ve göreneklerinin belirlenmesi amacıyla karşılaş­tırmalı betikbilimi kurmuştuz-9. Bu dönem betikbilimi, dile ait metin incelemesinden daha ziyade dillerin karşılaştırmalı araştırmalannı konu edinmiştir10• Bu dönem, dilbilim önce­si çağın sonudur ve artık tarihsel karşılaştırmalı dilbilim döneminin başladığı görülmek­tedir. Dilbilimin bu ilk h1ili uzun zaman karşılaştırmalı dilbilgisi diye de anılacaktır''.

Bütün bu gelişmelere rağmen, henüz bazı sorular cevabını bulmamıştı. Örneğin dil olgusunun öz niteliği ve dilin gerçekliği nedir?, bu gerçeklikyalnızca değişimden mi iba­rettir?, o zaman dil, değişirken nasıl aynı kalabiliyor?, dil nasıl işliyor ve seslerle anlam

I) Doğan Aksan, Anlambilim-Anlambilim Konuları ve Türkçenin Anlambilimi, Ankara I998, s. I6.

2) Zeynel Kıran, Dilbi/tm Akımları, Ankara I996, s. 28. 3) Doğan Aksan, Her Yönüyle Dil Ana Çizgileriyle Dilbilim, I-III, Ankara I998, I, I 6.

4) Berke Vardar, Dilbilimin Temel Kavram ve ilkeleri, İstanbull998, s. 18.

5) SüheyHi Bayrav, Filolojinin Oluşumu, İstanbul I998, s. 9-10 ..

6) Daha fazlası için bkz. Bayrav, s. 10 vd. 7) Vardar, s. 19.

' 8) Leonard Bloomfield, Language, U.S.A. 1966, s. 12. 9) Vardar, a.y.; Kıran, s. 38.

10) Vardar, a.y. . I I) Jean Perrot, Dilbilim, çev. Emel Ergun, İstanbul I998, s. ll.

Page 3: MODE:l~.N ARAP - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2008_36/2008_36_KAYAM.pdf · lı tııtıılması çabasındadır13• Aynca yalnızca dille değil, yazının tarihi, törele_r,

1

i 1 1

1

1

1 1

MODERN ARAP DİLBİLİM ÇALIŞMALARI ---------'--- 337

arasında nasıl bir bağlantı vardır? gibi sorular karşılaştırmalı dilbilimin cevapsız bıraktığı sorulardan birkaçıdır. Soruların cevapları, çok sayıda teorik tartışma ve de Saussure'ün dil teorisinden yola çıkılarak bulunmuş, uygun bir yöntemle güncel dil gerçekliği ince­lenmiş ve tasvir edilmiştir. Böylece dilbilim, günümüzde geçerli olan üçüncü devresine ulaşmış, konu olarak dil felsefesini veya dil biçimlerinin evrimini değil, önce dilin iç gerçekliğini alan, biçimsel, kesin, sistemli bir bilim dalı haline gelıneye başlamıştır12• Filoloji ilk gaye olarak, anlaşılması ve okunınası güç olan metinlerin açıklanması ve can­lı tııtıılması çabasındadır13• Aynca yalnızca dille değil, yazının tarihi, törele_r, kururnlar vb. ile de uğraşmaktadır14• Dilbilim ise yukarıda açıklandığı gibi oldukça yeni bir bilim dalı olarak dilbilgisi ve betikbilim çalışmalarından yavaş yavaş aynrnlaşarak XIX. yüzyıl başlannda kendine özgü bir inceleme alanıyla ortaya çıkmıştır15 • XX. yüzyıl ise; Saussu­re ile asıl dilbilim döneminin başlangıç asn olmuş 16, bu yüzyıl başlarında kendine özgü yöntemleri, genel prensipleriyle dilbilim, bilimsel bir konum elde etmiştir17•

Betikbilim, dilbilim ve dilbilgisi terimleri günümüzde özellikle öğretİrnde birlikte kullanılmaktadır. Ancak betikbilim; metin incelemesi, dilbilim de dillerin ve dil yetisinin incelenmesi olarak tanımlanır18 • Aynca gramer daha özel, dilbilim ise daha genel bir an­lama sahiptir19• Özetle, dilbilim dönemine gelinceye kadar dil adına yapılan çalışmalar; dilbilgisi, betikbilim ve karşılaştırmalı betikbilim şeklinde üç ayn aşamadan geçmiştir2°.

Dilbilimin Tanımı ve Tarihçesi Dilbilimin en kısa tanımı, dili inceleyen bilim, dilin bilimi şeklinde yapılabilir2 1 • Do­

ğan Aksan ise daha geniş bir biçimde dilbilimi; "Dilin bütün özel ve genel niteliklerini, yani herhangi bir dile, bir dil öbeğine özgü ya da bütün dillerde görülen özellikleri, dil olaylarını araştırma konusu edinen, dilin ortak ya da tek özelliklerini inceleyen, konuları birçok bilim dallarıyla ilişkili ye geçişme hô.linde bulunan geniş çerçeve li bir bilimdir" şeklinde tanımlamaktadır22. Konusu insan dilinin bütün görünüşleri23 ve dillerin bilimsel incelemesi olan dilbilim, inceleme esnasında çok yönlü bir olgu olan dil yetisini de ele almaktadır4• Dilbilim genel olarak dil olayını, özelde ise, dilin çeşitli gerçekleşmelen sa­yılan doğal dillerin hem belli düzeydeki işleyiş düzenlerini, hem de çeşitli evreler arasın­daki değişmelerini inceleyen bir yapı arz etmektedir25. Dilbilimin, ulaşabildiği tüm dilleri

12) Emi! e Benveniste, Genel Dilbilim Sorunları, çev. Erdim Öztokat, İstanbul 1995, s. 26. 13) Bayrav, s. 13; R. H. Robins, General Linguistics An bıtroductory Survey, London 1971, s. 6. . 14) Perdinand de Saussure, Course in General Linguistics, traiıslated by Wade Baskin, New York 1959,

s. 1; Mario Pei, lnvitation to Linguistic, New York 1965, s. I. · 15) Vardar, s. I7. I6) Doğan Aksan, Her Yönüyle Dil, I, 21; Vardar, s. 21. I7) Kıran, s. 41. 18) Perrot, s. I I. I9) Muhammed el-Antaki, Dirfısfıtji Fıkhi'l-Luğa, Beyrut 1969, s. 8. 20) de Saussure, s. I -2. 21) Pei, s. 1; Aksan, Her Yönüyle Dil, I, 14. 22) Aksan, Her Yönüyle Dil, I, 24. 23) de Saussure, s. 26. 24) Perrot, s. 7. 25) Vardar, s. 16.

Page 4: MODE:l~.N ARAP - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2008_36/2008_36_KAYAM.pdf · lı tııtıılması çabasındadır13• Aynca yalnızca dille değil, yazının tarihi, törele_r,

338/ Dr. Mustafa KAYA ---------EKEV AKADEMİ VERGİSİ

betimlemek, bu dillerin tarihini incelemek, her dil öbeğindeki ana dillerin ilk görünüm­lerini ortaya koymaya çalışmak, dillerde sürekli ve evrensel biçimde kendini gösteren kuvveleri araştırmak, tarih boyunca vuku bulan tek tek olaylar için genel yasalar bulmak, kendi sınırlarını çizmek ve kendi kendisini tanımlamak gibi birtakım görevleri vardır26•

Genel dilbilim alanında ilk eser, Wilhelm von Humboldt tarafından 1836 yılında ka­leme almıştır. de Saussure de bu bilimi aynı adla ifade etmiştif27. Tarihsel dilbilim dö­neminin ardından, özellikle de Saussure'ün ölümünden sonra iki öğrencisi tarafından, Cenevre Üniversitesinde verdiği derslerin "Cours de Linguistique Generale" (Genel Dil­bilim Dersleri) adında bir kitap halinde yayımlanması, onun teorisinin anlaşılınasını ve yerleşmesini sağlamış, Modem dilbilim sınırlarına ilk adım atılmıştıf28 • de Saussure ile bağımsızlığını kazanan dilbilimsel yaklaşım üslfip açısından yeni bir hedefe yönelmiştir. O, toplum hayatını geniş bir bağıntılar ağı, çeşitli seviyelerde anlaşma, bildirişme sağla­yan anlamlı birimlerin ya da göstergelerin kurduğu bir çevrim olarak ele almış, dili bu bütündeki yerine oturtmuştur. Böylece dilin konusu artık toplumsal dil olmuştuf29• Dil, bir dizi kelime sayılmaktan çıkmış, belki yine kelimelerden kurulu fakat belli bir düzen, belli bir sistem gösteren bir mekanizma olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Gelinen noktada dillerin kendine özgü birer düzeni ve örgüsü olduğu görüşü yaygınlık kazanmıştır3°. Bu anlayış öncelikle bazı sorunlar üzerinde durulmasından vazgeçilmesi ile kendini göster­miştir. Örneğin, dillerin tek bir kökenden mi yoksa farklı kökenierden mi geldiği gibi tarihi tartışmalar üzerinde durulmaktan, ilkçağlardan beri amaçsızca girişilen bir dilin özelliklerinin, genel olarak dil ve dil yetisinin evrensel nitelikleriymiş gibi sunulması ve bu dilin diğer dillerden daha mükemmel olduğunun ispatı eğiliminden artık vazgeçilmiş­tiil1. Sonuçta da dilbilim, tasvirl bir yapı kazanmış, yazılı ya da yazısız bütün dil türlerine aynı oranda ilgi göstererek metotlannı bu dillere uyarlama yoluna gitmiştiil2 •

Dilbilim adına ortaya konan kurarnlar ve uygulamalar çeşitli olsa da, eşsüreme (syn­chron) ayncalık tanımaları ve dilin bir dizge olarak işleyişi yönüne ağırlık vermeleri açı­sından aym noktalarda buluşurlar. Bu noktalardan birisi de yapısal dilbilim terimi dir. Gö­rüşleri ve dilin yapısı itibariyle eşsüremli (synchronic) boyuta, yapı incelemelerine, dilin iç ögelerine yönelişte en önemli aşama Prag ekolüdür. Yapısalcılık ilk güçlü anlatımını bu ekolle bulmuştur. Temsilcileri arasında B. Tnıka, J. Mukarovski, D. Jones, J. Vendryes, E. Benveniste, A. Martinet gibi dilbilimciler vardıil3 • Bu ekol dışında R. Jakobson, Kopen­bag ekolünden V. Bröndal, L. Hjelmslev, aynca Avrupa yapısalcılarından G. Guillaume, Amerikan dil~iliminin veekolünün kurucusu L. Bloomfield, N. Chomsky ve daha birçok kimse, savundukları çeşitli yaklaşımlarla dilbilim tarihinde yer edinmiştiil". Sarf edilen 26) de Saussure, s. 6. 27) Bloomfield, s. 18; Aksan, Her Yönüyle Dil, I, 24. 28) Aksan, Her Yönüyle Dil, I, 21-22. 29) Vardar, s. 22. 30) Özcan Başkan, Lengüistik Metodu, İstanbul 1967, s. 59-61. 31) Benveniste, s. 13. 32) Benveniste, s. 26. 33) Vardar, s. 23. 34) Vardar, s. 25-26.

Page 5: MODE:l~.N ARAP - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2008_36/2008_36_KAYAM.pdf · lı tııtıılması çabasındadır13• Aynca yalnızca dille değil, yazının tarihi, törele_r,

MODERN ARAP DİLBİLİM ÇALIŞMALARI --------- 339

çabalar neticesinde de Saussure sonrası dilbilim, XX. yüzyılın ikinci yarısına doğru yeni akımlar, yeni buluşlar ve yeni incelerne alanlarıyla büyük bir aşama kaydederek birçok farklı türe ve dala ayrılmışt:ı.r35 . Dil ile ilgili rnefhumların kapsamı, başka rnefhumlarla ilişkisi, incelerne yöntemleri ve incelernede ulaşılrnak istenen amaçlar farklı dilbilim tür­lerinin oluşmasını sağlamıştır. Dilbilim temelde; genel, özel, karşılaştırmalı, artsüremli (tarihsel; evrirnsel), eşsüremli, yapısal, betirnsel, dağılırnsal, işlevsel, nice! ve uygularnalı dilbilim olmak üzere çeşitli türlere aynlrnaktadıil6•

Genel dilbilim, dillerin ayniıkiarını bir tarafa bırakarak ortak özelliklerini araştınr; genel yasaları, dile ait tümelleri ve evrensel görünümleri inceler. İncelemenin tek bir dile hasredildiği, yalnız o dilin işleyişinin ele alındığı türe de özel dilbilim adı verilir. Dile ait ilk bilimsel yaklaşım addedilen XIX. yüzyılda en parlak dönemini geçiren karşılaştırmalı dilbilim ise, iki veya daha fazla dilin benzer ya da ayn yönlerini karşılaŞtırarak tespitlerde bulunan bir disiplindiı.-37• Bu bağlarnda Arap dilbilirni, özel dilbilim sınırları içerisinde yer alır. Özel dilbilirnin filolojiden biraz daha kapsamlı bir alan olduğu söylenebiliı.-38 • Dile ilişkin bakış açılannın farklılığı, değişik dilbilim dallarının doğmasını sağlamıştır. En önemli dilbilim dallan; phonetics (sesbilim), phonology (yapısal sesbilirn), rnorphology (biçirnbilgisi), syntax (dizirnbilgisi), sernantics (anlarnbilirn), lexicology (sözcükbilirn), Iexicography (sözlük bilgisi), onornastics (adbilim) ve dialectology (lehçebilirn) şeklinde sıralanabiliı.-39•

Makalernizde, yukanda tarihsel gelişimi kısaca aktarılmaya çalışılan de Saussure son­rası oluşan dile ilişkin okurnaların Arap dili alanındaki yansırnalarını belirlerne arnacı güdülrnüştür. Bu yapılırken; "Arap dilbilimcileri nezdinde "linguistics" kavramı hangi kavram ya da kavramlarla karşılanmıştır?", "modem Arap dilbilimi nasıl bir tarihi sü­reçten geçmiştir?" ve "bu süreçte ele alınan konular klasik Arap dili konularıyla hangi noktalarda benzeşir ya da aynşır?" gibi sorulara cevaplar aranrnıştır. Bu yönüyle çalışma­mız daha çok, önde gelen modern Arap dilbilimcileri ve onların eserlerinde ele aldıkları konu başlıklannı genel bibliyografik bir tarzda inceleyen, bunlardan birtakım bulgular elde etmeye ve bunları klasik dönem konularıyla karşılaştırmaya çalışan bir yapı arz et­mektedir.

"Arap dilbilimi" Kavramı Henüz yeni bir bilim dalı olması nedeniyle, "linguistics" ve buna bağlı olarak Arap

dilbilimi üzerinde Arap dilbilimcileri arasında bir kavram kargaşası yaşandığı görül­mektedir. XIX. yüzyılın sonlarıyla birlikte başlayan süreçte, el-Elsuniyye, el-Elsuniyyat, 'İlrnu'l-luga, 'İlrnu'l-Lisaniyyat, Fiklıu'l-luga, el-Lisaniyyat vb. sayıları yirmi üçe ula­şan40 çeşitli kavrarnlar tercih edilmiştir.

35) Aksan, Her Yönüyle Dil, I, 14. 36) Mario Pei, s. 2; Vardar, s. 116. 37) Vardar, a.y. 38) Aksan, Her Yönüyle Dil, I, 25. 39) Dilbilim alt dallan ve diğer konularda geniş bilgi için bkz. Pei, s. 9-19; Aksan, Her Yönüyle Dil, I,

24-33; el-Antakl, s. 12-16. -40) Muhammed Salahuddin Mustafii Bekr, el-Vasjiyyefi'd-Dirasilti'l-'Arabiyyeti'l-Kadfme ve'l-Hadlse,

http://www.alarabiyah.ws/showpostphp?postid=68.

Page 6: MODE:l~.N ARAP - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2008_36/2008_36_KAYAM.pdf · lı tııtıılması çabasındadır13• Aynca yalnızca dille değil, yazının tarihi, törele_r,

340/ Dr. Mustafa KAYA ---------EKEV AKADEMİ VERGİSİ

Görebildiğimiz kadanyla farklı coğrafyada yaşayan Arap dilbilimcileri, dilbilim için farklı kavramlar kullanmıştır. 1887'de Corci Zeydantarafından yazılan Arap diline yö­nelik modern dilbilim sınırlan içerisinde değerlendirebileceğimiz ilk eserin; e!-Eifazu'l­'Arabiyye ve'l-Felsefetu'l-Lugaviyye adını taşıdığını burada belirtmemiz uygun olacak­tır41. Mehdi el-Mahzi.im1 Arap nahvini eleştirel bir yaklaşımla yeniden ele alıp incelediği Fi'n-Nahvi'l- 'Arabf, Nakd ve Tevcfh adlı eserini bu yeni yorum kapsamında kaleme almış ancak yeni terim kullanma gereği hissetmemiştir42 • İbrahim es-Samerra '1 ise, Dirasfit fi 'l­Luğa adlı eserinin "Fıkhu'l-Luğa" ile ilgili olduğunu söylemiştir"3•

Kavrarnın en eski tarihli kullanımı, 1938'den bu yana Filistin'de daha sonra Lübnan

ve Tunus'ta tercih edilen şekliyle Çj)'ı 'dir. 1941 yılında Kahire'de 'All 'Abdulvahid 1 • . l ...

Va.fl, ı1Uı ;..ıs:. ve daha sonra ı1Uı ~ başlığını kullandığı iki farklı eser kaleme almıştır. Aynı adı taş!yan bir enstitü ve bilimsel bir derginin bulunduğu Cezayir'de ve Batı'da ise,. ...:..oQı.:.iıı terimi kabul görmüştür"'~. Subh! es-Salih gibi kimi dilciler, Araplar arasında klasik dönemden bu yana böylesi konularda yazılan eserlerde bu adın yaygın olmasını ileri sürerek clıı ~ terimini45, başta Mahmud es-Sa'ran olmak üzere bazılan da batılı meslektaşlannın dilbilimi, dilin bilimi "ou science du langage" diye nitelendirdiklerini, aynca Arapça eski ve yeni eserlerde modern dilbilime ait herhangi bir konunun yer al-

' . madığını söyleyerek ı1Uı ~ ıstilahını tercih etmiştir. 'Al! 'Abdulvahid Vafi, Muhammed

el-Mubarek gibi dilciler ise her iki terimi de kullanmış, aralannda temel bir fark görme­mişlerdif"6. Her iki adiandırma bağlamında Vafi, beşen dillerin bütünü için başlangıçta geçerli olan genel kurallar, bunlann nesilden nesle aktanlması ve çeşitli yönlerden geli­şimi ile ilgili olarak 'İlmu'l-Luğa adlı eserini, bu dillerden bir dil öbeği (Sam! diller) ve aynntılanyla özellikle Arap dili hakkında ilkinin bir cüzü mahiyetinde Fzkhu'l-Luğa adlı eserini yazdığım söyleyerek, iki kavram dolayısıyla da iki eser arasındaki ince aynmı ortaya koymuştur"7, Bir başka dilbilimci Kemal Bişr, Vafi ile aynı tespiti yapmış ve yeni veya klasik yorumuyla Fıkhu'l-Luğa'yı 'İlmu'l-Luğa'nın bir alt halkası görerek dilbilimi ifade etmede 'İlmu'l-Luğa'nın yeterli olacağını ileri sürmüştüf"B. Aynı şekilde 'Abdul­gaf:tar Hamid Hilal, konu hakkında ileri sürülen kendinden önceki görüşleri sıralamış ve "Fıkhu '1-Luğa"'yı '"İlmu '1-Luğa'"nın bir alt disiplini görmüştür"9•

41) Bkz. Corc1 Zeydfuı, e/-El/fızu'l-'Arabiyye ve'l-Felsefetu'l-Luğaviyye, Beyrut 1887. 42) ei-Mahzilıni'nin, nahvin tanımı ve görevinden bahsettiği giriş kısmında, "dil"e getirilen güncel yoru­

ma ve tanımlamaya katıldığını görmekteyiz. Bkz. Mehdi ei-Mahzfiml, Fi'n-Nahvi'l- 'Arabl, Nakd ve Tevcfh, Beyrut 1964, s. 19.

43) İbcihlm es-Sfu:rıerra'I,Diriisatfi'l-Luğa, Bağdat 1961, "Önsöz", s. 3. 44) 'Abdusselfu:n el-Misiddl, "'İimu'I-Luğa emi'l-Lisfuıiyyat?", Cerldetu'r-Riyiid, sy. 13457 (Nisan

2005-Rabl'u 'I-Evvel 1 426); http://www.alriyadh.com/2005/04/28/ article60 162.html. 45) Subhl es-Sillih, Diriisiit/i Fıkhi'l-Luğa, Dimaşk 1379/1960, s. 4-5. 46) e1-Antfikl, s. 10. 47) 'AII'Abdulvfihid Vafl, Fıkhu'l-Luğa, Kahire 1973, "Önsöz", s. 5. 48) Abdulgaff'ar Hfunid Hilill, 'İimu'l-Luğa beyne'I-Kadim ve'l-Hadfs, Mısır 1989, s. 25. 49) mıaı, s. 15-25.

Page 7: MODE:l~.N ARAP - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2008_36/2008_36_KAYAM.pdf · lı tııtıılması çabasındadır13• Aynca yalnızca dille değil, yazının tarihi, törele_r,

MODERN ARAP DİLBİLİM ÇALIŞMALARI --------- 341

el-Mubarek ise, dillerden herhangi birisinin özelliklerini, gelişimini ve kanunlanın

inceleyen "özel dilbilim" anlamında ;:,.lı-ı ~ı ~ veya "Arap di/bilimi" anlamında ~;ıı ciıı ~ ıstılahinın kullanılabileceğini söylemişti.J:5°. 'Abduh er-Racihl, yukanda

görüşleri verilen dilbilimcilerden ve eserlerinden bahsettikten sonra Fıkhu'l-Luğa­'İlmu'l-J..uğa aynınma giderek ilkinin filoloji, diğerinin dilbilim anlamında olduğunu belirtmiştirS'. Ahmed Muhanımed Kaddur, "linguistics"'in karşılığı olarak "el-Lisaniy­yat" ya da "'İlmu'l-Luğa" terimlerini benimsediklerini söylemiş, Arap dilbilimi için de "Fıkhu'l-Luğati'l-'Arabiyye"yi tercih etmiştir52• Muhanımed el-Antilld ise farklı bir görüş ileri sürmiiş, önceki tercihleri sıralamış, Batı'daki karşılıklannı dikkate alarak fi­lolojiye "Fıkhu'l-Luğa" denilemeyeceğini, bu kavramın veya 'İlmu'l-Luğa"'nın ancak "linguistics"in karşılığı olabileceğini savunmuştur53•

Örnekleriyle kısaca aktarmaya çalıştığımız, Arap dilbilimcilerinin söz konusu kavram üzerindeki bu farklı tercihlerini ortadan kaldırmak ve biitün Arap dili coğrafyasında tek bir kavramın kullanılmasını sağlamak amacını da kapsayan, Tunus'ta 13-19 Aralık 1978 tarihinde, Tenımam Hassan, Ahmed Muhtar 'Omer, Mahmud Fehmi Hicaz! ve 'Ali el­

Kasım! gibi önemli dilbilimcilerin bildirileriyle katıldıklan "~;ıı iiliıj ı+J~ı" adlı bir

sempozyum düzenlenmiştir. O dönemde doğu Arap coğrafyasında 'İlmu'l-Luğa kavramı yaygın olduğu halde, sempozyum başlığı, Tunus'ta kullanılan şekliyle tercih edilmiştir. Sempozyum süresince kapsamlı tartışmalara girişiimiş ve sonuçta bu bilim dalını ifade

etmesi için her tarafta -.:,.,QdJı kavramının kullanılmasına karar verilmiştir. Sempozyum­

da alınan kararlar, 1981 y~lında Tunus Üniversitesinde "~;ıı iiliıj -.:,.,~dJı" şeklinde sempozyum başlığı değiştmlmiş olarak tavsiye niteliğinde yayırnlanmıştıt". Tenımam Hassan, sempozyumdan el-Usul adlı eserinde bahsetmiş ve her ne kadar bu karara va­nlmış olsa da yazariann yoğun biçimde kullandıklan '"İlmu'l-Luğa" ve "Fıkhu'l-Luğa" terimlerinin farkını açıklamak için "el-Lisaniyyat" kavramı yerine geçici. olarak 'İlmu'l­Luğa kavramını kullandığım belirtmiştir55 • Sempozyuma katılan Ahmed,Muhtar 'Omer, Mahmud Fehm1 Hicaz! ve 'All el-Kasım1 gibi diğer dilbilimcilerin de aldıklan karara sadık kaldıklan nı ve Suriye, Irak, Suudi Arabistan kısacası bütün Arap coğrafyasında el­Lisaniyyat teriminin yavaş yavaş kullanılmaya başlandığını görmekteyiz56•

J • .. .. tl

Bizce, her ne kadar · ~ı ~ şekli halen kullanılsa da -.:,.,~L..llı kavramını dilbilim

için; geçmişin mirasını devam ettirme sadedinde, dillerden herhangi birisinin özellikleri-_

50) Muhammed el-Mubarek, Fıklıu'l-Luğa ve Hasii'isu'l-'Arabiyye, yy., 1981, s. 20.

51) 'Abduh er-Racihl, Fıkhu'l-Luğafi'l-Kutubi'l-'Arabiyye, Beyrut 1972, s. 9-12.

52) Ahmed Muhammed Kaddur, Medhal ila Fıkhi'l-Luğati'l- 'Arabiyye, Beyrut 1993, "Önsöz", s. 6. 53) el-Antlikl, s. 7-11.

54) 'Abdusselam el-Misidd!, '"İlmu'l-Luğa emi'l-Lisaniyyat?", Cerldetu'r-Riyiid, sy. 13457 (Nisan 2005-Rab!'u'I-Evvel1426); http://www.alriyadh.com/2005/04/28/ article60162.html.

55) Ternınarn Hassan, el-Usul, Kahire 1981, s. 255 (dipnot).

56) 'Abdusselam el-Misiddl, '"İlmu'l-Luğa emi'I-Lisaniyyat?", Cerfdetu'r-Riyiid, sy. 13457 (Ebril 2005-Rabl'u'I-Evvel 1426); http://www.alriyadh.com/2005/04/28/ article60162.html.

Page 8: MODE:l~.N ARAP - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2008_36/2008_36_KAYAM.pdf · lı tııtıılması çabasındadır13• Aynca yalnızca dille değil, yazının tarihi, törele_r,

342/ Dr. Mustafa KAYA ---------EKEV AKADEMİ DERCİSİ

ni, gelişimini ve kanunlannı inceleyen özel dilbilim anlamıyla ~:;.ıı 4ıı ~ kavramını da Arap dilbilimi için kullanmak yerindedir. Nitekim bu alanda günümüze kadar yazılan eseriere bakıldığında, l:ıu başlıklan taşıyaniann ağırlıkta olduğu görülmektedit57

Arap Dilbilim, Çalışmaları· Modem'dönemin Arap dilbilim faaliyetlerini göstermesi açısından burada belli başlı

örnekler üzerinde'durmak uygun olacaktır. Ancak daha önce, bu döneme geçişi hızlandı­ran ve kendinden sonra bu alanda çalışma yapanlara yeni ufuklar açmış bazı dil alimleri ve:çabalanndan kısaca bahsetmek yerinde olacaktır. Bu isimlerden ilki; Saınl dilleri ve karşılaştırmalı dilbilim alanında Batı tarzı eserler yazdığı bilinen Corcl Zeyd an' dır. Onun özellikle karşılaştırmalı dilbilim kurallannın Arap diline uygulanmasına dair yazdığı ese­ri, el-Eljô.zu 'l- 'Arabiyye ve' l-F elsefetu '1-Luğaviyye oldukça önemlidiı-58 • Dilin tanımı, dil gruplan ve Arap dilinin yeri, dille ilgilenen bilimlerin neler olduğu konulanyla eserine başlayan Zeydan, daha sonra kitabın esas bölümü olan ve dil felsefesini ilgilendirdiğini söylediği beş teoriye yer vermiştir. 'Bu teorileri özetleyecek olursak:

1- Aralannda lafız ve anlam yakınlığı olan kelimeler tek bir lafzın çeşitleridir. · 2- Kendi dışındaki kelimelerin anlamianna delaleti mümkün olmayan lafızlar (harf­

ler), aslen kendi başına anlamlı Iafızlann kalıntılandır. 3- Kendi başına anlama delaleti mümkün olmayan Iafızlann büyük kısmı tümevanın

yoluyla tabiat seslerini yansılayan ikili asıliara (suna'iyyat) dayanmaktadır. 4- Mutlak lafızlann çoğunun, tek bir veya birkaç lafza tümevanın yoluyla dönüşleri

mümkündür.

5- Soyutu göstermesi için kullanılan lafızlar başlangıçta somutu göstermek için icat edilmiş, sonra zihinsel şekiliere benzerliklerinden dolayı mecaza hamledilmiştir. Zeydan bu beş maddeyi açıklamaya geçmeden önce ulaştığı sonucu ise şu şekilde ifade etmek­tedir: "Bizim dilimiz tek heceli sınırlı sayıdaki asıllardan birinden bir araya getirilmiş, büyük kısmı dıştaki seslerin yansılanmasından ve bir kısmı da insanın içgüdiisel olarak çıkardığı doğal seslerden elde edilmiştir" 59 •

Zeydan'ın aynı değerde bir diğer çalışması ise; el-Luğatu'l- 'Arabiyye Kô.'inun Hay­yun adlı eseridir. Modem dilbilim öğretilerinden birisi olan, dilin yaşayan bir varlık oluşu yorumunu eserinin başlığına yansıtan Zeydan, çalışmasında sırasıyla: Dilin tarih! dönem­leri, Cahiliye dönemi, yabancı kelimeler, kelimelerdeki değişiklik, Arap dili ve tanımı, İslaınl, idaıi, ilm! ve ,genel kelimeler, Hıristiyan ve Yahudilere ait kelimeler, "dahil" ve "muvelled", son dönem bilimsel ilerleme, Mısır hükümetinin toplantılannda kullandıkla­n dil vb. konulara değinmiştif<l.

Diğer önemli bir isim Ahmed Paris eş-Şidyak'tır. Onun, özellikle Arapça kelimelerin etimolojisiyle dil ve dilcilik konulannı işlediği Sirru 'l-Leyôl fi 'l-Kalb ve' 1-İbdô.l adlı eseri

57) Modem dönem Arap dilbilim çalışmaları hakkında geniş bibliyografik bilgi için bkz. 'Abdusselam el-Misiddl, Meraci'u'l-Lisaniyyat, y.y 1989.

58) Zeydan hakkında bkz. Muharrem Çelebi, "Corcl Zeydan", DlA, VIII, 69-71.

59) Corcl Zeydan, el-Eljazu 'l- 'Arabiyye ve 'l-Felsefetu 'l-Luğaviyye, s. 10-1 L

60) Corcl Zeydan, el-Luğatu'l-'Arabiyye Ka'inun Hayyun, Beyrut 1988, s. 95.

--------------------------------------------------~

Page 9: MODE:l~.N ARAP - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2008_36/2008_36_KAYAM.pdf · lı tııtıılması çabasındadır13• Aynca yalnızca dille değil, yazının tarihi, törele_r,

MODERN ARAP DİLBİLİM ÇALIŞMALARI --------- 343

ve burada dile getirdiği; kelimelerin sesleri ile anlamlan arasında bir ilişkinin bulunduğu yönündeki görüşü dikkat çekicidiJ.61•

Modem Arap dili çalışmalanna yön veren bir diğer isim Anistas Man el-Kermeli:'dir. Onun "suna'iyye" teoremine yaklaşımı ve bu konuyu ele aldığı Nuşu'u'l-Luğati'l­

'Arabiyye~ adlı eseri Arap diline farklı bir bakış açısı getirmiştiJ.62• Aynı teoremi esas alarak Arap dili üzerinde, Siiml dillerle karşılaştırmalı araştırmalar yapan ve bunlan el­Mu'cemiyyetu'l- 'Arabiyye 'ala dav'i's-Suna'iyye ve'l-Elsuniyye es-Samiyye adlı eserinde toplayan el-Eb Mermerd ed-Dfimeniki de devrinin önde gelen bir başka dil araştırma­cısıdır. ed-Dfimeniki eserinde bir dizi kelimeyi ele almış ve bunlann asıllan hakkında

karşılaştırmalı incelemeler yardımıyla çeşitli sonuçlara ulaşmıştır. Örneğin; 2-' kelimesi­

nin aslı, ..ü ve ondan türetilen diğer kelimeler, "suna'iyye" ve "elsuniyye" yardımıyla

ezdadın Arap dilinde olamayacağının ispatı noktasında yer verilen tespitler karşılaştırma­lı dilbilim bakımından oldukça değerlidiJ.63 • Aynca 'Abdulkadir el-Mağrib!'nin el­İştikak ve't-Ta'rfb'i, 'Abdullah Em1n'in el-İştikak'ı, Mustafa Cevad'ın el-Mebfihisu'l­Luğaviyye'si ve Mustafa eş-Şihabl'nin el-Mustalahô.tu'l- 'İlmiyye'si oldukça önemli­diı-64.

Geçiş. dönemi çalışmalan diyebileceğimiz yukandaki çalışmalann ardından, çağdaş dilbilimi ilgilendiren konular yoğun bir biçimde ele alınmaya başlanmıştır. Aynca, Kahi­re Üniversitesi Edebiyat Fakültesi bünyesinde, Arap dili ile Siiml diller arasındaki. tarim bağlan konu edinen ve bu faaliyetlerine "Fıkhu'l-Luğa" adını veren Doğu Dilleri Ensti­tüsü hocalarından oluşan ikinci bir ekolün çalışmalan da mevcuttur. Siiml dillerin karşı­laştırmalı incelemesiyle meşgul olan müsteşrik hocalarının faaliyetlerini devam ettiren bu ekol ile "'İlmu'l-Luğa" ve onun alt dallanyla ilgilenen 'dilciler arasında bir kanşma söz konusu olmaktadır. Bu makalede "'İlmu'l-Luğa" ve onun alt dallanyla ilgilenen dilbilim­cileı-65 konu edinilmiştir.

Dilbilim alanında modem açılımlan hedefleyerek yazılan ve bu adı taşıyan ilk eser olması açısından Vafi'nin 'İlmu'l-Luğa'sı oldukça öneme sahiptir. Eserin girişinde; 'İlmu'l-Luğa'nın tanımını yapan Vafi, bu bilim dalı kapsamındayapılan dil araştırmalan,

61) Hfu:nid Hiliil, s. 46; Mahmud es-Sa'rfuı, 'İimu'I-Luğa, Dimaşk 1994, s. 24 (dipnot); eş-Şidyak: hak­kında bkz. Atilla Çetin, "Fiiris eş-Şidyiik", DİA, XII, 168-170; Yakup Civelek, Ahmed Fiiris eş-Şid­yiik, Edebi Şalısiyeti ve e/-Ceviiib Gazetesi, Basılmamış Doktora tezi, Erzurum 1997; Kani Özyer, 19. Asır Arap Edebiyatında Ahmed Faris Şidyak'ın Yeri (Hayatı, ilmi ve Edebi Şa/ısiyeti, Gazeteciliği), (Yüksek Lisans Tezi), Bursa 1997.

62) Hilal, s. 46; es-Sa'rfuı, s. 24 (dipnot); el-Kermeli hakkında bkz. Bedrettin Çetiner, "Kermeli, Anistiis Miirl", DİA, XXV, 293.

63) Mermercl ed-Dumenikl, el-Mu'cenıiyyetu'l-'Arabiyye 'ala dav'i's-Sunô.'iyye ve'l-Elsuniyye es-Sii­miyye, Kudüs 1937, s. 233-235.

64) Subhl es-Salih, "Önsöz", s. 5.

65) Bu dilbilimciler arasında; 'Ali 'Abdulviilıid Viifi, İbriihlm Enis ve daha sonra özellikle Londra'da dilbilim veya onun alt bilim dallan üzerine öğrenimlerini tamamlamış, Kalüre Üniversitesi Edebi­yat Fakültesi 'nden Temmfu:n Has san, 'Abdurrahman Eyyub, Kemiil Bişr ile İskenderiye Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden Mahmud es-Sa'rfuı, Muha.-nmed Ebu'l-Ferec gibi isimler vardır. es-Sa'rfuı, s. 26, 28 (dipnot).

Page 10: MODE:l~.N ARAP - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2008_36/2008_36_KAYAM.pdf · lı tııtıılması çabasındadır13• Aynca yalnızca dille değil, yazının tarihi, törele_r,

344/ Dr. Mustafa KAYA ---------EKEV AKADEMİ DERCİSİ

bu bilimin hedefleri, ilkeleri, kaynaklan ve dil araştırmalan tarihinden bahsetmiş, daha sonra dilin doğuşu, dilin hayatı, dil öbekleri, genel dilsel gelişim, sesler, seslerin hayatı ve gelişimi, gösterge ve onun gelişimi66 gibi daha çok genel dilbilimi ilgilendiren başlıklan ele almıştır. Vafi'inin ilkiyle aynı tarihlerde kaleme aldığı diğer eseri Fıkhu'l-Luğa ise özel dilbilime ilişkin; Silınlırklar ve dilleri: Silınl diller, bu dillerin öğretimi, en eski Silınl dili, bu dillerin özellikleri ve ortak vasıfları, ayrıldıklan noktalar ve Ham1 dillerle bağı konulannın dile getirildiği bir girişle başlamaktadır. Ardından, Akadca, Ken'anca, Fini­kece, 'İbran1ce, Aramca, Eski Yemence, Habeşçe ve oldukça detaylı bir biçimde işlediği Arapça konu başlıklannı görmekteyiz. Vafi eserinde, Arap dilini incelerken; onun ortaya çıkışı, çeŞitleri, genel özellikleri, sesler, kelimeler, belagat ve üslGp kurallan, bu dilin yeterliliği ve korunmuşluğu gibi başlıklara detaylı bir biçimde yer vermiştiı:67.

Vafi'nin bu iki eserinin, yaşayan ve ölü dillerin birbirinden ayrı değerlendirilmesi, dilin özelliklerinin fonetik, morfolojik, sentaktik ve sernantİk açıdan ayrıma tabi tutulma­sının gerekliliği, dilin yapısının birbirinden bağımsız, ancak aralannda organik bir bağın bulunduğu birtakım ögelerden oluştuğu gerçeği ve yazı dili ile konuşma dilinin birbirin­den ayrı tutulmasının gerekliliği gibi bazı temel ilkelerin tespiti doğrultusunda kaleme alındıklannı söyleyebiliriz.

Vill'den sonra bir diğer önemli isim, İbrah'im En1s'tir68• Onun, dilbilimi ve alt dallannı ilgilendiren 1947-1958 yıllan arasında yayımlanan eserleri Arap dilbilim çalışmalanna bü­yük katkı sağlamıştır. Arapça yazdığı ilk eser olan69 el-Esvfitu 'l-Luğaviyye ile genel sesbilim konulannı ele almıştır. Eserini on bölüme ayıran Erus, sırasıyla; ses, sesin algılanmasında işitınenin önemi, konuşma uzuvlan, ötümlü-ötümsüz sesler, sesin şiddeti ve düşüklüğü, sessiz ve sesliler, sesiiierin ölçüleri, Arap dilinde sesliler, sessizler, çıkış yerleri ve sıfatlan, uzun sesler, heceler, vurgu, tonlama, vurgu geçişi, benzeşme (assimilation), idgamın caiz olduğuna ilişkin Kur'an örnekleri, seslerin tarihsel gelişimi, benzeşmezlik (dissimilation), çocuklarda sesin gelişimi, seslerin gelişimine etki eden faktörler ve ses alışkanlıklannın yabancı dil öğrenimine etkisi vb. başlıklan detaylı bir biçimde açıklamıştır1°.

el-Lehecatu 'l- 'Arabiyye adlı eserinde ise; İslam öncesi ve sonrasında konuşulan Arap dili lehçelerini incelemiş, lehçelerin özellikleri, fonetik, morfolojik, sentaktik ve seman­tİk düzeyleri hakkında bilgi vermiştir. Eserinde esasen çağdaş lehçeleri ele almış, başlan­gıçta herhangi bir karşılaştırmaya gitineden ve eski lehçelerle bir bağının olduğu yargısını göz ardı ederek, bu lehçelerin seslerini ve kelimelerini gözden geçirmiştir. Bunu yaparken amacının; sosyal hayatın tarihsel aşamalanndan olan lehçelerin tescilini, akademik çalış­malarda alimierin leliçelere olan taleplerinin karşılanmasılll ve çağdaş lehçelere yönelik bu çalışmalann, eski Arap lehçelerinin öğretiminde kullanılmasını sağlamak olduğunu belirtmiştir71 • ·

66) Vafi, '/lmu'l-Luğa, Kahire 1404/1984, s. 337-339. 67) Vafi, Fıkhu'l-Luğa, s. 319-322. 68) Hayatı haklanda bkz. Ahmed Temmiirn, İbrahim Enis ... Rfı'idu'd-Dirfısfıti'l-Luğaviyye, http://www.

islamonline.net!Arabic!history/1422/09/article08.shtml. 69) es-Sa'riin, s. 27 (dipnot). 70) İbriihlm Enis, el-Esvfıtu'l-Luğaviyye, Kahire, ts, s. 199-201.

71) İbriihim Enis, el-Lehecfıtu 'l- 'Arabiyye, Kahire, ts, s. 9-10:

-----~

Page 11: MODE:l~.N ARAP - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2008_36/2008_36_KAYAM.pdf · lı tııtıılması çabasındadır13• Aynca yalnızca dille değil, yazının tarihi, törele_r,

MODERN ARAP DİLBİLİM ÇALIŞMALARI 345

Enis'in bu iki kitabı dışında genel anlamda klasik nahvi ve eski dil alimlerini hafife alıcı ve yargılayıcı tarzda kaleme aldığı çalışmaları da vardır. Arap dilinin özelliklerini incelediği Min Esriiri'l-Luğa, aynca delalet, lafız-kelime farkı, delaıet çeşitleri, lafız ve onun delaleti arasındaki bağ, bu konuda Yunanlı felsefecilerin ve Arap alimlerinin görü­şü, tercümelerde delaletin üstlendiği rol, er-Rummaru, Ebu 'Ubeyd, Ebu Hilal el-' Aske:rl, el-Curcani vb. Arap dilcilerinin delalet ile ilgili eserleri ve eleştirisi72 gibi anlambilim ağırlıklı başlıkları ele aldığı Deliiletu'l-Eljiiz vb. eserleri dilbilim değeri taşımalarına rağ­men geçmişi sorgulayıcı tarafıyla eleştirilere hedef olmuş, tartışmalar başlatmıştır73 •

Eski n ah iv anlayışına eleştirel yaklaşan diğer bir dilbilimci 'Abdurrahman Eyyub 'tur. D irasat Nakdiyye fi 'n-Nahvi 'l- 'Ar abi adlı eserinde, klasik dönem nahvinin birçok konuda Antik Yunan'ın ve Aristo'nun etkisinde kaldığını söyleyen Eyyub, bu hususta örnekler vermiş, Sarf ve Nahiv öğretimini karmaşık bale getiren eski dil öğretiminden vazgeçilme­si gerektiğini ileri sürmüştür74• Ancak Eyyub'un eskinahiv kültürü yerine yeni bir nahiv yapısı önermediğini görürüz75•

Arap nahvinin yeni bir düzenlemeye tabi tutulması gerektiğini söyleyen diğer bir isim Şevki Dayf'tır. Eyyfib'tan farklı olarak o, İbn Mada"nın er-Red 'ale'n-Nuhiit adlı eserini tahkik ederken ondan etkilenmiş, N ah vi yeniden tasnif etmiş, Nahvin zorluklarını ortadan kaldırmak için üç esas belirlemiş ve bu yeni bakış açısını Tecdfdu'n-Nahv adlı çalışmasın­da detaylıcakonu edinmiştir76•

Daha önce belirtildiği gibi, Arap nahvini eleştirel bir yaklaşımla yeniden ele alıp in­celeyenlerden birisi de Mehdi el-Mahzurnidir. Fi'n-Nahvi'l- 'Arabf, Nakd ve Tevcfh adlı eserinde, ilk dönem dil alimlerinin ardından şerh ve haşiyelerle ortaya çıkan tekrarların dile bir şey kazandırmadığını ifade eden el-Mahzurni, mantık ve kelam ilmi nedeniyle nahvin rotasının değiştiğini ve bu iki ilim dalının tahakkümü altına girdiğini ileri sür­müştür. :Bu eseri, ortaya çıkan felsefi metodun nahiv öğretimi üzerindeki etkisini ortadan kaldırmak ve onu daha basit ve anlaşılır kılmak amacıyla yazdığım belirtmektedir. Bunun için ilk olarak cümleden işe başladığını, önceki dilcilerin ileri sürdüğü; cümlelerde arnilin mutlak varlığı anlayışını yok sayarak arnilin ve ona bağlı diğer gramer meselelerinin na­hivde meydana getirdiği karmaşıklığı ve zorluğu gidermeye çalıştığını söylemektedir77

Eserinin girişinde; nahvin görevi, nahivde kı yas, dil öğretim aşamaları, sesbilim konuları,

72) İbrlihim Enis, Del/1/etu'l-E/faz, Kahire 1993, s. 358-368. 73) es-Salih, "Önsöz", s. 2; İbrlihim es-Samerra'i, Enis'in Min Esrôri'l-Luğa'sında yer verdiği i'rabın

varlığına dair bir delilin bulunmadığı ve i'rab harekelerinin eski Arapların zihnindeki anlamlan be­lirlemeye yardım etmelerinin söz konusu olmadığı, bunlann ancak kelimeler arası geçişi sağlamak için kullanıldığı iddiası karşısında çeşitli delillerle ona cevap vermiştir. Enis'in iddiasına göre; i'rab, nahivciler tarafından Yunanca gibi başka dillerden etkilenme sonucu ortaya konmuştur. es-Samerra'i; Tliha Huseyn, Ahmed Emin, İbrahim Medkur ve İbrlihim Selame gibi bazı dilcilerin de bu görüşte olduğunu belirtmiş, başlangıçta Sami dillerde i'rabın var olduğunu ileri sürerek bu iddialara cevap vermeye çalışmıştır. Bkz. es-Samerra'i, s. 11-16.

74) 'Abdurrahman Eyyfib, Diriis/lt Nakdiyyefi'n-Nahvi'l-'Arabl, Kahire 1957, s. 7-9. 75) Muhammed Sallihuddin Mustafil. Bekr, et:Vasfiyye fi'd-Dirôsôti'l- 'Arabiyyeti'l-Kadlme ve'l-Hadlse,

http://www.alarabiyah. ws/showpost.php?postid=68. 76) Şevki Dayf, Tecdldu'n-Nahv, Kalıire 1982, "Önsöz", s. 3-8.

77) el-Mahzfimi, "Önsöz", s. 13-18.

Page 12: MODE:l~.N ARAP - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2008_36/2008_36_KAYAM.pdf · lı tııtıılması çabasındadır13• Aynca yalnızca dille değil, yazının tarihi, törele_r,

3461 Dr. Mustafa KAYA ---------EKEV AKADEMİ DERCİSİ

sarf konulan ve nahiv konulan hakkında açıklama yapmış, daha sonra detaylı bir biçim­de cümle, i'rab, i'rab halleri, fiil, fiil çeşitleri, Arapça'da kullanımda olan fiiller, fiilierin sonlannın harekesi, zaman kalıplan, te'lôd, nefy, istifham, cevab, şart, nida gibi ifade biçimleri vb. konulan 78 özgün bir bakış açısıyla ele almıştır.

Klasik dönemde ele alınan meselelere alternatifler sunan, yeni bakış açılan getiren önemli Arap dilbilimcilerinden birisi olan Temmam Hassan, dile ve belagate çağdaş bir yapı kazandırma arayışı içerisindedir. Londra' da öğrenimini tamarİıla dıktan sonra geldi­ği Mısır'da, Menô.Jıicu'l-Bahsfi'l-Luğa ve el-Luğa beyne'l-Mi'yariyye ve'l-Vasfiyye adlı metodolajik açıdan iki önemli eserle bilimsel hayatına başlamıştır. İlk eserinde; dilbilim­de sesler, sarf, nahiv ve delalet konulannda araştırma yöntemlerinin· neler olması ve bir araştırmacının hangi yolu takip etmesi gerektiğini açıklamıştır. İkinci eserinde ise; klasik dönemin standart yönteminde kullanılan unsurlan ve modem betimsel dilbilim yöntemi­ni tanımlamış, aralanndaki farktan ve çağdaş yöntemin kullanılmasının gerekliliğinden bahsetmiştir19 •

Hassan'ın el-Kitabu'l-Cedfd, yani "yeni el-Kitô.b" diye nitelendirilen, ilk kez Sibeveyhi'nin el-Kitab'ında karşılaşılan ve İbn Mada gibi istisnalar dışında sonraki dilci­ler tarafından da kabul gören ve uygulanan 'arnilin ve i 'rab alametlerinin cümle anlamım belirlemede yegane unsur oluşu' görüşünü eleştİren ve 'dilsel karineler' şeklinde ifade edilen alternatif bir teoriye yer verdiği el-Luğatu 'l- 'Arabiyye, Ma 'nahii ve Mebnahii adlı eseri modem Arap dilbilimi bakımından oldukça öneme sahiptirB0• Eserini sırasıyla; söz ve dil, sesler, ses düzeni, moıjolojik düzen, sentaktik düzen, bağlamsal görünüşler, söz­lük ve gösterge başlıklannı taşıyan dilsel düzeyleri ihtiva eden sekiz bölüme ayınruştır. Eserinde Batı'da de Saussure ile farkına vanlan, kavrarn-sözcük ilişkisini81 sürekli ön planda tutmuştur.

Hassan'ın çalışmasında detaylı biçimde açıkladığı ve kaleme aldığı diğer eserlerinde de temel aldığı 'dilsel karine ler' teorisine göre; cümlede nahvi anlam ile sarfi anlam söz konusudur. N ah vi anlam birtakım karinelerle iç içedir. Bu karinelerden birisi ortadan kalktığında diğeri onun yerine geçmektedir. Hassan bu teoriye 'karfnelerin yardımlaş­mas ı' adını vermiştir. Bu karineler: siga, i'rab, rütbe, mutabakat, rabt, birliktelik (cümle ögesinin diğer ögeyi kabulü), edat ve nağmedir. Temmam Hassan bunlan detaylı bir bi­çimde açıklarnıştırB2• Makalemizin hacmini düşünerek bu teori hakkındaki açıklamalan

78) el-Mahzilml, s. 323-333. 79) Muhiımmed SaHilıudı:Jin Mustata Bekr, el-Vasfiyyefi'd-Diriisiiti'l- 'Arabiyyeti'I-Kadime ve'l-Hadise,

http://www.ıilarabiyah.ws/showpost.php?postid=68. 80) A.y. 81) de Sa~ssure; "Dil bir kağıda da benzetilebilir: Düşünce kağıdın ön yüzü, ses ise arka yüzüdiir. Kağıdın

ön yüzünü kestiniz mi, ·ister istemez arka yüzünü de kesmiş olursunuz. Dilde de durum aynı: Ne ses dü­şünceden ayrılabilir, ne de düşünce sesten" demiştir. Ferdinand de Saussure, Genel Dilbilim Dersleri /,çev. Berke Vardar,Ankara 1980, s. 105. de Saussure için herşey zihnimizdeki kavramla başlar, kav­ram oluşmadan sözcük oluşmaz. Daha doğrusu kavram ve sözcük bir kağıdın birbirinden aynlmayan iki yüzü .gibidir. Kağıdı ne kadar ince keserseniz kesin, hep iki yüzü kalır. Bu bakış açısı önemlidir. Çünkü de Saussure'e kadar bilim adamlannı hep sözcükle dış dünya arasında ki bağıntılar ilgilen­dirmişti. de Saussure göstergeyi bu bağlamdan çıkarmış, kendi içinde bir bütün saymış ve böylece sıiıırlannı çizerek tanımlamaya çalışmıştır. http://www.lafmacun.org/bak/ferdinand+<le+saussure.

82) Bkz. Ternınarn Hassan, ei-Luğatu'l-'Arabiyye Ma'niihii ve Mebniihii, Kahire 1973.

Page 13: MODE:l~.N ARAP - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2008_36/2008_36_KAYAM.pdf · lı tııtıılması çabasındadır13• Aynca yalnızca dille değil, yazının tarihi, törele_r,

MODERN ARAP DİLBİLİM ÇALIŞMALARI --------- 347

başka bir çalışmaya ertelemeyi uygun gördük. Hassan'ın el-Beylinfl Ravli'i'i'l-Kur'lin adlı eserinde bu teorinin fiilen uygulandığını görmekteyiz83•

Hassan'ın önemli eserlerinden birisi de el-Usul adlı çalışmasıdır. Eserine başlarken bu çalışmasının, bahsi geçen önceki çalışmalarını tamamlayıcı bir niteliğe sahip olduğunu söylemiş, fürfia karşılık gelen meseleleri işlediği bu çalışınalarını hangi asıllara dayan­dırdığını· göstermek istemiştir. Klasik dönem dil alimleri ve nalıiv-belagat münasebeti hakkında zihninde henüz giderernedİğİ bazı tereddütleri ve bu konuda tespit ettiği alter­natifleri eserinde konu edindigini belirtmiştir. Temelde bu münasebeti izaha başlarken sanatlar ve kabiliyeder başlığı ile bir aynma giden Ternınarn Hassan, Arap'ın sanat tabi­rini dil veya "Fıkhu'l-Luğa" için kullanmadığını öne sürmüştür84. Kısacası dil, Araplar nezdinde bir sanat olarak görülmemiştir demektedir. Daha sonra nalıvin ortaya çıkışı, ilk dil çalışmaları, basralılar, kOfeliler, Arap kültürü, tasnif ve tecrid, sanat-kiıbiliyet açı­sından Nalıiv, istidlal, sema, istıshab, kıyas, sanat-kabiliyet açısından "Fıkhu'l-Luğa" ve konuları, sanat-kabiliyet açısından belagat ve konuları gibi başlıklara yer verrniştif85 •

Ternınarn Hassan'ın yukarıdaki eserleri dışında, et-Temhfd li'ktislibi'l-Luğati'l- 'Arabiy­ye li-gayri'n-Niitikfne bi/ıli, Maklillitfi'l-Luğa ve'l-Edeb ve el-Hullisatu'n-Nahviyye adlı başka eserleri ve yaptığı çevirileri de bulunmaktadır86•

Kaleme aldığı eserler dikkate alındığında, klasik dönemi fazlaca eleştirmeyen ve daha çok Arap dilinin çağdaş sorunları üzerine yoğunlaşmayı hedefleyen dilbilimcilerin ba­şında Kemal Muhanımed 'Ali Bişr gelmektedir. Karşılaştırriıalı dilbilim ve dilbilimin alt bilim dalı olan Sesbilim alanında 1953'te yüksek lisans ve 1956'da doktorasını Londra Üniversitesinde tamamlayan Kemal Bişr çok sayıda çalışmaya sahiptir. 1999'da kaleme aldığı 'İlmu'l-Asvlit, 1996'da yazdığı Dirlisatfi 'İlmi'l-Luğa, 2000 yılında yayımlanan el-Luğatu'l-'Arabiyye beyne'l-Vehm ve Su'i'l-Fehm ve 2005'te yayımlanan et-Tejkfru'l­Luğavf beyne'l-Kadfm ve'l-Cedfd eserlerinden birkaçıdır. Yine çağdaş dil sorunlarını ve sesler ve öğretimini konu alan birçok makalesi vardır87•

Dilbilim alanında yazdığı kitaplar, katıldığı toplantı ve sempozyumlarda sunduğu bil­diriler, kaleme aldığı çok sayıda makale ile Arap dilbilimine katkı sağlayan ve yön veren isimlerden birisi de Ahmed Muhtar 'ümer' dir. Onun, çoğunluğu Kalıire'de yayımlanan 1968 yılında Medhal illi 'İlmi'l-Luğa, 1973'de Usesu 'İlmi'l-Luğa, 1976'da Dirlisetu's­Savti'l-Luğavf, 1988'de 'İlmu'd-Dellile, 1997'de son baskısı yapılan Mu'cemu'l­Kırli'liti'l-Kur'liniyye, 1989'da el-Mu'cemu'l- 'Arabiyyu'l-Eslisf vb. eserleri Arap dilbili­mi, sesbilimi, anlambilimi ve sözlükbilimi açısından değerli addedilrniştir. Yine, Tunus'ta 1978 yılında düzenlenen "el-Lisaniyyat ve'l-Luğatu'l-'Arabiyye", Küveyt'te. 1980 yılında yapılan "Muşkilatu'l-Luğati'l-'Arabiyye", Şam'da 1981 yılında katıldığı "ed­Devretu'l-' Alemiyye li-Lisaniyyat", 1995'de Kahire Üniversitesi tarafından düzenlenen

83) Bkz. Teınmam Hassan, el-Beyiinfi Ravii'i'fl-Kur'iin: Diriise Lugiiviyye ve Uslubiyye li'n-Nassi'l­Kur'iiizf, Kahire 1420/2000. Bu eserin tanıtımı için bkz. Mehmet Şirin Çıkar, "Teınmam Hassan'ın "el-Beyan fi Revai'i'l-Kur'an" Adlı Eseri", Nüsha, yıl: 4, sy: 13 (Bahar 2004), s. ll9-l20.

84) Bu konuda bilgi için bkz. Ternınarn Hassan, el-Usul, Ürdün l40l/l98l, s. 13-19.

85) Hassan, s. 393-395.

86) http://www.islamonline.net/arabidfamous/2006/0I/article05.SHTML.

87) http://www.al ukah.net/ Articles/ Author.aspx? AuthoriD= 761 &CategoryiD=78.

Page 14: MODE:l~.N ARAP - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2008_36/2008_36_KAYAM.pdf · lı tııtıılması çabasındadır13• Aynca yalnızca dille değil, yazının tarihi, törele_r,

348/ Dr. Mustafa KAYA ---------EKEV AKADEMİ DERCİSİ

"el-Lisfuıiyyatu'l-Luğaviyye ve'l-Edebiyye'l-Mukarene" vb. sempozyumlarda sunduğu bildiriler aynca önem taşımaktadıı-88 .

Arap dilbilimi alanında dikkate değer çalışmalar yapan dilcilerden birisi de Subhles­Saiih' dir. Onun; dilbilim, dilbilimin doğuşu, gelişimi, kliisik dönem eserlerinde dilbilim, Arap dilinin Sfun1 diller arasındaki yeri, Arap dili lehçeleri, fasih Arapçanın özellikleri, i'rab, harf-anlam ilişkisi, iştikak ve çeşitleri, sesler, ifade zenginliği vb. konulan işledi­ği89 Diras/it fi Fıkhi 'l-Luğa adlı eseri oldukça değerlidir. Arap dilinin özelliklerini konu edinen diğer bir çalışma, Muhammed el-Mubarek'in Fıkhu'l-Luğa ve Hasa'isu'l-'Ara­bijye adlı eseridir. Eserinde sırasıyla; dilbilim, dilbilim ögeleri ve bölümleri, Araplarda dilbilim, dilde araştırma yöntemi, sesler, ses değişmeleri, ses ögeleri ve ilkeleri, iştikak, çeşitleri, lafız-anlam münasebeti, lafızlann ortaya çıkışı, iştirak, ezdll.d, teractuf, lafızlann hayatı, Arapçanın özellikleri, ses özellikleri, türeyiş özellikleri, lafız-anlam münasebetin~ den doğan özellikler, anlam daralınası ve genişlemesi, dil yanlışlan, sebepleri ve bunlann düzeltilınesi gibi konulan ele almıştır90• Benzer meseleleri inceleyen diğer bir eser ise; Muhammed el-Antili'nin Diras/it fi Fıkhi'l-Luğa adlı eseridir. Eserde; dilbilim, dil ve diller, sesler, vurgu, nahiv, i 'rab, te'kld, nahvi değişmeler, kelime, iştirak, teraduf, iştikak, ta 'ıib gibi konu başlıklan bulunmaktadır91 .

Dilbilim alanında klasik dönemle modern dönemi bir arada ele alıp inceleyen ça­lışmalardan en önemlisi ve eskisi 'Abdulgaffar Hamid Helili'in yazdığı 'İlmu'l-Luğa beyne'l-Kadfm ve'l-Hadfs adlı eserdir. Arap dilciler nezdinde dilbilim, Batı'da dilbilim, fonetik, diyalektoloji, semantik, dilbilim teorileri, lafızlann delaleti ve gelişimi, i'rab, iştirak, tezad, teractuf, tadınln, Arap dili ve felsefe gibi konulara 1)1er veren Helal92, geç­mişten günümüze dilbilimin kat ettiği yolu gözler önüne sermektedir. Genel dilbilim, alt dilbilim dallan ve Arap dilbilimi alanında son dönemde yazılmış oldukça hacimli çalış­malardan birisi Mahmud es-Sa'ran tarafından kaleme alınan 'İlmu'l-Luğa adlı eserdir. 1994 yılında yayımlanan eser dilbilimin hemen hemen her konusunda detaylı bilgiler vermektediı-93 • 1993 yılında Ahmed Muhammed Kaddı1r tarafından yazılan Medhal ila Fıkhi'l-Luğati'l- 'Arabiyye adlı eser de Arap dilinin kökeni, Sami diller ve özellikleri, fasih Arapça ve özellikleri, fonetik ve morfolojik açıdan Arap dili, sözlükbilim ve an­lambilim yaklaşımlan gibi konularla, alanında yazılan diğer eserlerin değindiklerine de­ğinmiştir94. Dilbilime giriş konulannı işleyen; Muhammed Halife el-Esved'in yazdığı et­Temhldfi 'İlmi'l-Luğa95 , 'Abdullah 'All Mustafa ve arkadaşlannın kaleme aldığı 'İlmu'l-

. Luğa96, Kem3.! İbra4~m Bedıi'nin 'İlmu'l-Luğa'sıcn, Muhammed Ha~an 'Abd~l'aziz'in 88) www.ambjcacademy org.eg/ Admin/MembersUpload/49/ _...,ı c: ı1::;!.doc. 89) es-SaJih, s. 401-412. 90) el-Mubarek, s. 343-348. 91) el-Antakl, s. 387-389. 92) HilaJ, s. 399-406. 93) Bkz. es-Sa'rfuı, s. 439-462. 94) Kaddlır, s. 3-4. 95) Bkz. Muhammed Halife el-Esved, et-Temhidfi 'İlmi'l-Luğa,Trablus 1991, s. 192-195. 96) Bkz. 'AbdullaJı 'Ali Mustafli vdğr., 'İlmu'l-Luğa, Trablus 1993, s. 284-285. 97) Bkz. Kemaı İbraJıim Bedri, 'İlmu'l-Luğa, Riyad 1408/1988, s. 7-9.

Page 15: MODE:l~.N ARAP - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2008_36/2008_36_KAYAM.pdf · lı tııtıılması çabasındadır13• Aynca yalnızca dille değil, yazının tarihi, törele_r,

MODERNARAP DİLBİLİM ÇALIŞMALARI ---------- 349

Medhal ila 'İlmi'l-Luğa'sı98 , yine Sfu:ni diller ve Arap dilinin yerini konu edinen Ya'kO.b Bekr'in Dirasatfi Fıklıi'l-Luğati'l- 'Arabiyye'si99, Muhammed el-Hıdr Huseyn'in yazdığı Dirasat fi'l-Luğati'l- 'Arabiyye ve Tartlıulıti 100 ve yapısal Arap dilbilimini konu edinen Hilınl Halll'in el- 'Arabiyye ve 'İlmu'l-Luğati'l-Binyevf'si101 diğer eserlerden birkaçıdır. Dil felsefesi ve dilbilim içerikli, dil felsefesinden dilbilime, Arap düşüncesinde dil fel­sefesi, Amp dili ve Kur' an, Logos ve dil, yapısal dilbilim ve de Saussure, dilin gelişimi, dilin görevleri vb. başlıkların yer aldığı NO.ruddin en-Neyfer'in Felsefetu'l-Luğa ve'l­Lisaniyyat adlı eseriyle102 'Abdulkadir el-Fiisi el-Fihiri'nin iki kitap şeklinde basılan ve dilbilim yazılan etrafında serdedilen görüşler, cümlede rütbe ile temel yapının anlaşmaz­lığı, terkip çeşitleri ve mürekkep ismin içyapısı, görevsel yapı, uygunluk, ilgisel bağ ve uyurnun başlangıcı, sözlüksel yapı vb. konulara değindiği el-Lisaniyyat ve'l-Luğatu'l­'Arabiyye'si103 özellikle son dönemde yayımlanan önemli eserlerdendir. Bu çalışmalar­dan başka klasik dönemde de müstakil çalışmaların yapıldığı doğrudan anlambilim (se­mantics) konularını ele alan çok sayıda çalışma mevcuttur. Özellikle el-Muneccid tarafın­dan yazılan el-İştiraku' l-Lajzf fi'l-Kur'ani' l-Kerfm104, et-Tertiduf fi' !-Kur' ani'l-Kerfm105,

et-Tezatfı'l-Kur'ani'l-Kerfm106 ve ez-Ziyiidi'nin kaleme aldığı et-Tertiduffi'l-Luğa107 gibi ulaşabildiğimiz eserler, günümüzde anlambilim açısından oldukça değerlidir.

Sonuç Çoğunlukla çeşitli başlıklar altına serpiştirilmiş, bazen de yoğun bir biçimde işlenmiş

dilbilim değeri taşıyan konuların yer aldığı Arap diline ait klasik dönem çalışmalan, za­manla yerini şerh ve haşiyelerin yapıldığı bir döneme bırakmıştır. XIX. yüzyılla birlikte bu sürece yeni bir yön verilıuiş ve Arap dilbilimcileri yeni araştırmalara girişmiştir. Mo­dem çağda Batı ile ilişkilerin yoğunlaşması, özellikle Fransa'nın Mısır üzerindeki etkisi, Doğu-Batı fikir ortaklığının artması, bilim ve sanattaki yeni oluşumların farkına varılınası sonucu, Arap dili alanında da yeni ve farklı açılımlar söz konusu olıuuştur108 • Başta Corci Zeydan ve eş-Şidyiik olmak üzere Yazıcı, 'Attar, KabiidO., Tahtavi ve Bustani gibi dilbi­limciler B atı' dan yaptıklan tercümelerle, yeni terimler kullanarak, kaynak eserleri gözden geçirip düzenleyerek ve aralarında tartışmalara girişerek Arap dilinin yaşadığı olumsuzlu­ğu ortadan kaldırmaya çalıŞınışlar, dilde bir uyanış ve kalkınma hamlesi gerçekleştirmek istemişlerdir109• Corci Zeydan ve eş-Şidyiik ile birlikte, Mermerci ed-DO.meniki, Anistas Miiri el-Kermeli vb. bu hamleyi gerçekleştirme çabasında olan diğer isimlerdir.

98) Bkz. Muhammed Hasan 'Abdul'azlz, Medhal ila '/lmi'l-Luğa, Kahire 1990, s. 247-248. 99) Bkz .Ya'kfib Bekr, Dirtlıiit fi Fıkhi'l-Luğati'l- 'Arabiyye, Beyrut 1969, s. 1-3. 100) Bkz. Muhammed el-Hıdr Huseyn, Dirtlıiitfi'l-Luğati'l- 'Arabiyye ve Tiirihuhii, Dimaşk 1380/1960,

s. 278-280. . 101) Bkz. Hilmi Halil, el- 'Arabiyye ve 'llmu'l-Luğati'l-Binyevi, İskenderiye 1407/1986, s. 263. 102) Nfiruddln en-Neyfer, Felsefetu'l-Luğa ve'l-Lisiiniyyiit, Tunus 1993, s. 185-186. 103) Bkz. 'Abdulkadir el-Fas! el-Fihiı:i, el-Lisiiniyyiit ve'l-Luğatu'l-'Arabiyye, Tunus 1993, s. 189-197. 104) Bkz. Muhammed Nfiruddln el-Muneccid, el-İştiriiku'l-Laft.ifı'l-Kur'iini'l-Ker'im, Dimaşk-Beyrut

1419/1999. 105) Bkz. el-Muneccid, et-Teriiduffı'l-Kur'iini'l-Ker'im, Dimaşk-Beyrut 1417/1997. to6) Bkz. el-Muneccid, et-Teziitfı'l-Kur'iini'l-Kerim, Dimaşk-Beyrut 1420/1999. 107) Bkz. Hakim Malik ez-Ziyadl, et-Teriiduffı'l-Luğa, Bağdat 1400/1980. 108) Hil1l.l, s. 45-46. 109) Yakup Civelek, Arap Dilbilimine Giriş-Sesbilim, Sözcükbilinı, Sözlükbilim-, Van 2001, s. 24-25.

~~------------------·---·----------·---···--- ·-- ---·-·---··-···-······ ···------···---·-··-·--··

Page 16: MODE:l~.N ARAP - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2008_36/2008_36_KAYAM.pdf · lı tııtıılması çabasındadır13• Aynca yalnızca dille değil, yazının tarihi, törele_r,

350/ Dr. Mustafa KAYA ------+----- EKEV AKADEMİ VERGİSİ

Arap dilbilimine ait çağdaş eserlerle ilgili ulaşabildiğimiz bilgiler ışığında, Arap nah­vini Batı tarzı gramer kitaplarını örnek alarak yenileme çalışmalarının, XX. yüzyılda 'All 'Abduvahid Vafi, İbrahım Enis, Temmam Hassan, 'Abdurrahınan Eyyfib, Kemaı Bişr, MahmUd es-Sa'ran vb. dilciler tarafından yürüroldüğünü söyleyebiliriz. Bu süreçte özel­likle de Saussure ve onun dilbilim (linguistics) anlayışından bir etkilenme söz konusu­dur110. Bu dönemde, özellikle modem metotlar kullanılarak, eski Arap nahvini yeniden ele almaya ve onun geçerli değerlerini, çağdaş dilbilim kazanımları ve gramer kültürüyle karşılaştırmaya yönelik gayretler ortaya çıkmıştır. Başka bir gayret de yeni nahvi, yani Aİap dilinin yapısını ve kendi iç mantığını belirleme metotlaimı kullanarak, eski Arap nahvinden elde edilen sonuçlar eşliğinde, Arap dilinin yeniden tanımlanması gayretidir. Modem dönemde Arap diline yönelik yapılan araştırmalarda, hem nahvin hem de mantı­ğın verilerinin birlikte dikkate alınması, onu eski nahiv anlayışından kısmen ayırrnıştır1 11 •

Böylece, modem Arap dilbilimini metodik açıdan genel anlamda değerlendirdiğimizde; klasik dönem çalışmalarını yeni bakış açısıyla yeniden ele alan ve bunlara eleştirel yo­rumlar getiren veya klasik yaklaşımlardan tamamen bağımsız konuları ve güncel dilbilim meselelerini inceleyen iki farklı yönelişle karşılaştığımızı söyleyebiliriz. Bu iki yönelişi yansıtan eser örnekleri yukarıda kısaca belirtilmiştir.

Öte yandan, kanaatimizce günümüzde modem dilbilim ve anlambilim adı altında "Bat(da ilk kez ele alınan; anlamın değeri, lafız-anlam ilişkisi, çokanlamlılık, zıt an­lamlılık, eşadlılık, anlam daralması, anlam genişlemesi, mecaz, istiare vb. anlambilim ağırlıklı konular, Arap diliyle meşgul olan klasik dönem dilcileri tarafından daha o za­manlarda konu edinilmiştir112~ Modem Arap dilbilimi içerikli eseriere bakıldığında da bu durum görülebilmektedir. Nitekim 'Abduh er-Racih!, ilk dönem dilcilerinin çalışmalan incelendiğinde bunların daha çok günümüzde '"İlmu'l-Luğa" yani dilbilim sınırları içe­risinde yer aldığını, ancak önceden kullanıldığı ve bu çabayı daha doğru ifade ettiği için terim olarak "Fıkhu'l-Luğa"yı tercih ettiğini belirtmiştir113 . ·

Son olarak, makalemizde bahsi geçenlerin dışında, son zamanlarda Arap dilini, dilbi­limsel açıdan inceleyen veya genel dilbilimi konu edinen Arapça çok sayıda eser kaleme alınmıştır. Makalenin hacmini de düşünerek, çalışmamızda özellikle önde gelen Arap dil­bilimcilerini ve onların temel eserlerini dikkate aldık. Bu makale, modem Arap dilbilimi ile klasik dönem Arap dilbilimini içerik eksenli karşılaştırmayı hedefleyen ileride yapaca­ğımız/yapılacak çalışmalara bir giriş mahiyetindedir. Kanaatimizce çalışmamız, modem Arap dilbilimi alanında Türkiye' de yapılacak çalışmalara kaynaklık edecek derli toplu ve

· özet bilgiler sunmaktadır. Arap dünyasında dilbilim alanında yapılan faaliyetleri tespit açısından önemli olduğuna ve bu konuda araştırma yapmak isteyenlere rehberlik edece­ğine inandığımız, 'Abdusselam el-Misiddi tarafından 1989 yılında yazılan; Meraci'u'l­Lisaniyyat adlı oldukÇa hacimli bir bibliyografya çalışmasının bulunduğunu burada be­lirtmemiz yeterli olacaktır.

110) İsmail Dunnuş, "Nahiv", DİA, XXXII, 305. ll I) Munye el-Haıniiıni, "'Ailikatu'I-Binyeti 'n-Nahviyye bi'I-Binyeti'I-Mantıkiyye", Diriise Lisiiniyye,

(1997), I, 68. ll2) Bilgi için bkz. es-Salih, s. 12-18; ei-Mubilrek, s. 153-162. 113) er-Racihi, s. 56.