66
Nörolojik Sorunu Olan Çocuk Yrd. Doç. Dr. Ünal ULUCA

Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

  • Upload
    dinhtu

  • View
    237

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Yrd. Doç. Dr. Ünal ULUCA

Page 2: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Embriyolojik Gelişim İnsan embriyosunun gelişiminde toplam 23 adet

evre olup, her bir evre ortalama 2-3 gün sürmektedir.

Embriyolojik evre ortalama 60 gün sürmekte ve sonunda 30 mm uzunluğuna erişen embriyo fetal döneme girmektedir.

İşte bu embriyolojik dönemde sadece zigottan öncelikle ana hatları ile ekdoderm, endoderm ve mezoderm tabakaları oluşur. Vücudun bütün organları bu tabakaların biri veya ikisinden kaynaklanır.

Page 3: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk
Page 4: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Embriyolojik Gelişim

Santral sinir sistemi; 2. embriyolojik haftanın başında ana

hatları ile 3 tabaka oluşmuş iken, 8. haftanın sonunda, santral

sinir sistemi ana hatları ile oluşmuş ve hatta internal kapsül,

putamen gibi özel yapılar seçilir hale gelmiştir.

İşte bu ana hatları ile sistem parçalarının oluştuğu dönemde

meydana gelebilecek aksaklık, konjenital bozukluklara neden

olmaktadır.

Page 5: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk
Page 6: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Embriyolojik Gelişim

İkinci haftanın başında oluşan 3 tabakadan ektoderm deri ve sinir sistemini

Mezoderm, iskelet, kas sistemleri ve bağ dokusunu

Endoderm ise sindirim, solunum ve genitoüriner sistemlerini oluşturur

Page 7: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Nöral Tüp Gelişimi Üçüncü embriyolojik hafta içerisinde, embriyonun

dorsal (sırt kısmı) orta hattında bulunan ekdodermkalınlaşmaya başlar ve nöral tabakayı (neuralplate) oluşturur.

Bu tabakanın her iki lateral (yan) sınırı yükseltiyaparak ortalarında boylu boyunca uzanançukurumsu oluk oluşumuna neden olurlar. İşte butabaka lateralinde oluşan yükseltiler nöral katlantı(neural fold), ortadaki oluk ise nöral oluk (neuralgroove) olarak adlandırılır.

Page 8: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Nöral Tüp Gelişimi İşte bu oluşan nöral oluk, lateralinde yükselti olarak

bulunan nöral katlantıların mediale (ortaya) doğruyaklaşarak birleşmesi ile silindir şeklinde kapanır venöral tüpü (neural tube) oluşturur.

Nöral tüp oluşumu 4. embriyolojik haftanınortalarında tamamlanmıştır.

Daha sonra bu nöral tüp, rostral (gaga şeklindeyapı) kısımda farklılaşarak beyin ve beyinciğioluşturacak, diğer kısımlar ise spinal korduoluşturacaktır.

Page 9: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Nörülasyon işlevinde nöral plağı oluşturan hücrelerin içinde adeta bir kas gibi çalışan AKTİN ve MİYOZİN liflerinin kasılması sonucunda, nöral plak ortası çukurlaşır. Nöral oluk dediğimiz yapı ortaya çıkar. Katlanma devam ederken nöral oluk kenarları (Nöral Krista) karşılıklı gelir, karşılıklı gelen hücreler FİBRONEKTİN adı verilen (Heparin sülfat, Kondroidin Sülfat vb..) hücre yapıştırıcılar tarafından yapıştırılaral nöral tüp ortaya çıkar.

İki ucu açık olan bu tüpün öndeki açıklığı ANTERİOR NÖROPOR, hamileliğin 24-25. günlerinde, POSTERİOR NÖROPOR adını verdiğimiz arkadaki açıklıkta 25-26. günlerde kapanır. Nöral tüp kapanma anomalileri genelde bu süreçteki hatalı gelişmelerden oluşur.

Page 10: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk
Page 11: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Sinir Sisteminin Anatomisi

Sinir sisteminin merkezi ve periferik olmak üzere iki bölümü

vardır.

Merkezi sinir sisteminin mezensefalon, pons ve bulbustan oluşan

parçasına beyinsapı adı verilir.

Merkezi sinir sistemi ile onu çevreleyen zarlar kemik ile örtülüdür.

Beyin, yassı kemiklerden oluşan kafatası boşluğunda, medulla

spinalis ise vertebral kanalda yerleşmiştir. Merkezi sinir sistemini

çevreleyen üç zar vardır. Bu zarlar, dıştan içe doğru giderek

incelir ve sırayla dura mater, araknoid ve pia mater adlarını alır.

Page 12: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk
Page 13: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Pia mater ile araknoid arasında, içinde beyin-omurilik sıvısının

dolaştığı boşluğa subaraknoid aralık adı verilir. Kalın ve

esnemeyen bir zar olan dura materin kafa boşluğuna doğru iki

uzantısı vardır. Bunlardan tentorium cerebelli kafa

boşluğunu üst ve alt olmak üzere ikiye böler. Supratentoryal

bölgede serebral hemisferler, arka çukur adı da verilen

infratentoryal bölgede ise beyinsapı ve serebellum yer alır. İki

serebral hemisfer arasındaki dura mater uzantısına falx cerebri

adı verilir.

Page 14: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk
Page 15: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Serebral hemisferlerin dış yüzüne bakıldığında beyin

yüzeyinin çok sayıda girinti (sulcus) ve çıkıntıdan (gyrus)

oluştuğu görülür. Serebral hemisferler, ortasında falx

cerebri'nin yer aldığı bir yarık (fissura longitudinalis

cerebri) ile birbirinden ayrılır. Yarığın alt bölümünde iki

hemisfer arasındaki bağlantıyı sağlayan yoğun lif

demetlerinden oluşan corpus callosum yer alır. Corpus

callosum, iki hemisfer korteksindeki benzer noktaları bir

ayna imajı gibi birbirine bağlar.

Page 16: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Fissura longitudinalis serebri

Page 17: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Her bir hemisfer dört loba ayrılır. Bu loblar kendilerini örten

kemiklerin adını alır.

Serebral hemisferlerin herhangi bir bölgesinde yapılan bir kesitin

çıplak gözle incelenmesinde en dıştaki ince bir tabakanın beynin iç

kısımlarına göre daha kırmızı-kahverengi olduğu görülür. Bu tabaka,

gri maddeden oluşan beyin korteksidir. Korteksin kalınlığı 1.5-4.5

mm arasında değişir. Beyin korteksinde 10 milyardan fazla nöron

olduğu hesaplanmıştır. Bazı bölgesel değişiklikler göstermekle

birlikte, beyin korteksi altı tabakadan oluşur. Korteks altındaki beyaz

madde içinde bazı gri madde adacıkları bulunmaktadır. Nucleus

caudatus ve nucleus lentiformis gibi gri madde yapılarına bazal

ganglionlar adı verilir

Page 18: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk
Page 19: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Substantia alba’da gri maddedeki nöronların uzantıları

yer alır. Sinir sistemi içinde impuls iletimini sağlayan bu

lifler projeksiyon, asosiyasyon ve komisural olmak üzere

üç gruba ayrılır. İki hemisfer korteksindeki benzer

bölgeleri birbirine bağlayan corpus callosum komisural

liflerden oluşur. Asosiyasyon lifleri aynı hemisferin

değişik kortikal alanlarını birbirine bağlar. Projeksiyon

lifleri ise inen (motor) ve çıkan (duyusal) sinir liflerinin

yaptığı sisteme verilen addır.

Page 20: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Beyin kesitinde, nöral yapıların derinliğinde ventrikül adı verilen ve

epandim hücreleri ile örtülü boşluklar göze çarpar.

Toplam dört tane ventrikül vardır. Bunlardan iki tanesi hemisferlerin

içine sağlı sollu yerleşmiş olan yan ventriküllerdir. Beyin-omurilik

sıvısının (BOS) büyük bölümü yan ventriküllerdeki koroid

pleksuslardan salgılanır. Yan karıncıklar interventriküler foramenler

ile (Foramen Monro) diensefalonun ortasında yer alan üçüncü

ventriküle açılır. Üçüncü ventriküle geçen BOS aquaductus Sylvii

aracılığı ile ponsla serebellum arasındaki dördüncü ventriküle,

buradan da foramen Magendie ve Luschka yoluyla beyin ve m.

spinalisi çevreleyen subaraknoid aralığa geçer

Page 21: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk
Page 22: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Diensefalon beyinsapının rostralinde, serebral hemisferlerin derinliğinde

yer alır. Diensefalondaki en büyük ve önemli nöral yapı çok sayıda

nukleustan oluşan talamustur. Talamus üçüncü ventrikülün iki yanında

bulunan yumurta şeklinde bir yapıdır.

Beyinsapı serebellumun önünde yer alır ve sinir lifi demetlerinden

oluşan üst, orta alt olmak üzere üç çift serebellar pedünkül aracılığıyla

serebelluma bağlanır. Beyinsapı içinde inen (motor) ve çıkan (duyusal)

liflerin yaptığı traktuslar ile kranyal sinir çekirdekleri bulunur.

Mezensefalon beyinsapının en üst bölümünü oluşturur. Üçüncü (N.

Oculomotorius) ve IV. (N. Trochlearis) kranyal sinirlerin nukleusları

buradadır.

Pons, beyinsapının en geniş parçasıdır. Beşinci (N. Trigeminus), VI. (N.

Abducens), VII. (N. Facialis) ve VIII. (N. Stato-Acusticus) kranyal sinir

çekirdekleri ponsta yer alır.

Page 23: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Ponsun alt sınırı ile foramen magnum arasında kalan

beyinsapı parçasına bulbus adı verilir.

Serebellumun ortada vermis ve iki yanda serebellar

hemisferler adı verilen üç parçası vardır. Kesitine

bakıldığında, serebral hemisferlerde olduğu gibi, dışta

daha koyu renkte serebellar korteks, altında beyaz madde

ve bunun içinde gri madde çekirdeklerinin bulunduğu

görülür.

M. spinalis foramen magnum seviyesinde bulbusun alt

ucundan başlar ve lomber birinci vertebra korpusunun

altında sonlanır. Bu sonlanım bölümüne conus medullaris

adı verilir.

Page 24: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk
Page 25: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Omurilik vertebral kanal içinde yer alır ve intrakranyal

oluşumlar gibi meninksler ile örtülmüştür. M. spinalis'in

L1-L2 vertebralar arasında sonlanmasına karşın

çevresindeki subaraknoid aralık ikinci sakral vertebraya

kadar uzanır. Omuriliğin transvers kesintinde ortada, ön

bölümleri daha geniş olan kelebek şeklinde bir gri madde

kitlesi dikkati çeker. Beyaz madde dıştadır ve gri

maddeyi çepeçevre sarar. Burada sinir liflerinin yaptığı

fasikuluslar yer alır. Gri maddenin ortasında epandim

hücreleri ile çevrili canalis centralis bulunur.

Page 26: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

M. spinalisin ön ve arka radiksleri intervertebral

foramenler hizasında birleşerek spinal sinirleri yaparlar.

Omurilik boyunca herhangi bir segmenter bölünme

olmadığı halde sağlı sollu 31 çift spinal sinir dıştan

bakıldığında m. spinalise segmenter bir görünüm verir.

Bu nedenle omuriliğin 31 segmenti olduğu kabul edilir.

Bunların 8'i servikal, 12'si dorsal, 5'i lomber, 5'i sakral,

1'i de koksigealdir.

Page 27: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk
Page 28: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

SİNİR FİZYOLOJİSİ

Page 29: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Difüzyon potansiyeli ve oluşumu

Çeşitli iyonların konsantrasyon farklılığından kaynaklanır ve birmembrandan iyonların diffüze olabilirlik dereceleri ile ilgilidir

Bir taraftan diğer tarafa geçen iyonlar, bir elektriksel gerilim(potansiyel) oluştururlar, bir elektriksel potansiyel enerjimeydana gelir ve iyonların daha fazla difüze olmasını engellerler

Böylece, bir denge durumu oluşur.

Page 30: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Gibbs-Donnan Dengesi

Bir membranın iki tarafı arasında elektriksel potansiyel farkıoluşabilir ve bu potansiyel farkı korunabilir. İyonlar, membranınbir tarafından diğer tarafına aktarılabilir ve elektrik yüklerininayrılması ile membranın iki tarafı arasında elektriksel potansiyelfarkı yaratabilirler. Bu iş için iyonların devamlı aktif taşınmasıgereklidir.

Ayrıca, membranın bir tarafında membranı geçen veyageçemeyen iyonlar varsa, gene bir potansiyel farkı oluşabilir vekorunabilir. Eğer membranı geçebilen partiküller sadece pasifolarak hareket edebiliyorlarsa, oluşan iyon konsantrasyonudağılışına Gibbs-Donnan dengesi adı verilir. Membranıgeçemeyen iyonlar (-) yüklü ise, bu tarafta negatif olmak üzerebir potansiyel farkı oluşur.

Page 31: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk
Page 32: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Pek çok hücrede de ağırlıklı olarak Na+ ve Cl- , zarpotansiyelini belirler. Bu durumda, her iki iyon için dengepotansiyeli –90 mV olduğundan, zarın dinlenmepotansiyeli de –90 mV dur.

Çoğu hücrelerin zarları K+ a geçirgendir. Hücre içindeyoğun olan K+ hücre dışına çıkar ve hücre katyonkaybettiğinden iç kısmı negatif yükle yüklenir.

Page 33: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk
Page 34: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk
Page 35: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

İyon kanalları Zardaki proteinler açılıp

kapanabilirler, böylece iyonlarıniçeri ve dışarı geçmelerine izinverirler.

K+ dışarıya akışına, Na+, içeriyeakmasına izin verir.

Na+ geçirgenliği artarsa, Na+ zar potansiyelini daha çoketkileyecek ve hücre depolarize olacaktır.

Page 36: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Na+/K+ pompası hücre içindeyüksek K+ , dışında yüksek Na+

konsantrasyonunu korur

Zar dinlenme potansiyeli:-90mv+

ProteinsCL- K+

Na+

Na+K+

Page 37: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Axoplasm

Aktif taşınmada Na+ /K+ pompasının rolü.

Page 38: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Hücre Depolarizasyonu

Hücreler elektrikseldir; hücre içi negatif, hücre dışı pozitiftir. Sinir hücreleri uyarıldığında, Na+ kanalları açılır. Her açılan

Na+ kanalı gerilime bağlı olanların da açılmasını tetikler. Eşik potansiyele ulaşıldığında, bütün sodyum kanalları

açıktır ve hücre pozitif yüklenir (eşik değer sinir hücreleriiçin –50 mV dur).

Bu durum, hücre depolarizasyonudur Depolarizasyon, hep ya da hiç yasasına uyar. Depolarize olan hücrelerde oluşan aksiyon potansiyelleri,

bilgilerin elektriksel nitelikte taşınmasına hizmet ederler.

Page 39: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk
Page 40: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Repolarizasyon

Yüklerin değişimi: K+ kanalları açılır ve K+ iyonları hücre

dışına çıkar.

Hücre bir an için hiperpolarize olmuştur.

İyonlar Na+/K+ pompaları ile önceki yerlerine

pompalanırlar.

Page 41: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk
Page 42: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Postsinaptik uçta,

Nörotransmitterler, reseptörlere bağlanırlar.

Membran Na+ kanallarının (depolarization) veya K+, Cl-kanallarının (hiperpolarizasyon) açılması ile cevap verir.

Page 43: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Nörotransmiter görevini yaptıktan sonra ne olur?

Sinaptik aralıkta bulunan enzimler (asetilkolin esterazenzimi), nörotransmiterleri (asetilkolin) yıkarlar veya,nörotransmiterler (serotonin, dopamin) veziküllere aktifolarak geri alınırlar.

İki tanınmış nörotransmitter, norepinefrin (PSS ve MSSsinirleri) ve asetilkolin (kaslara giden sinirler) vardır.

Page 44: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Tanı Yöntemleri

Lomber Ponksiyon: menenjit, ensefalit ve subaraknoid kanamanın tanılarının kesinleştirilmesinde kullanılır.

L 3-4 veya L 4-5 vertebraların arasından yapılır.

Kafatası Röntgeni: Kırıkları, kalsifikasyonları, kranyosinositozu, konjenital anomalileri, kemik defektlerini ve kafa içi basınç artışını gösterebilir.

Page 45: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Beyin Tomografisi (BT): Hidrosefali, kistik lezyonlar,

subdural kolleksiyonlar, serebral atrofi, kalsifikasyonlar,

hematom, tümör, ödem ve demyelinize alanları göstermede

yararlıdır.

Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Tümör, ödem,

demyelinize alanların incelenmesinde kullanışlıdır.

Elektroensefalografi (EEG): Epilepsinin tanımlanmasında ve

takibinde, beyinde irritasyon yapan lezyonların

tanımlanmasında yarar sağlar.

Page 46: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

NÖROLOJİK FONKSİYON BZUKLUĞU OLAN ÇOCUĞUN DEĞERLENDİRİLMESİ

Öykü Aile Öyküsü Fizik Muayene Kan değerleri Radyolojik değerlendirme Diğer değerlendirmeler ve konsültasyonlar

Page 47: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Kafa İçi Basınç Artışı Beynin hacminin artması beyin kan hacminin artması beynin ve

omurilik sisteminin içinde bulunduğu beyin omirlik sıvısının hacminin

artması sonucu beyinde sıkışmadan dolayı oluşan durumdur.

Baş ağrısı bu hastalığın en sık görülen belirtisidir.

Kusma KİBAS’ta daha geç dönemlerde ortaya çıkar ve çocuklarda

erişkinlerden daha sık ortaya çıkar. Beyin kanamaları, tümör gibi

nedenlere bağlı olarak oluşan basınç artmasında kusma oranı daha

yüksektir. Kusma ani ve bulantı olmadan fışkırır tarzda olur.

Page 48: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Bilinç bozukluğu,çift görme ,beyin sıvısının

artmasına bağlı olarak göz sıvısının zarar

görmesiyle oluşan durumlar diğer belirtilerdir.

Nedene yönelik tedavi yapılmalıdır. Örneğin;

neden tümörse çıkartılmalı, enfeksiyonsa

tedavi edilmelidir.

Page 49: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

KOMA Tamamen şuur kaybı ile karakterize olup genellikle ağır bir

hastalığın terminal safhasıdır. Hastada şuurla birlikte algı ve

motor fonksiyonlar kaybolmuştur. Fakat dolaşım ve solunum

gibi hayati fonksiyonlar, devam etmektedir.

Koma; Diabet, üremi, beyin kanaması, epilepsi, menenjit,

kafa travmaları, alkol zehirlenmesi, barbitüratlarla

zehirlenmeler, morfin ve türevleri ile zehirlenmeler,

bromürlerle zehirlenmeler, karbon mohoksit zehirlenmesi,

beyin tümörleri, yüksek ateşle seyreden bazı hastalıklar

esnasında görülebilir.

Page 50: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Tedavide

1- Komanın sebebi biliniyorsa etyolojik tedavi yapılır.

2- Acil tedavi: Solunum yolları serbestleştirilir, hasta başı yanda

olmak üzere yatırılır. Dilin geriye kaçması ihtimali daima

düşünülerek kontrol altında bulundurulur. Hatta gerekirse dil bir

pensle dışarıya çekilir, bu vaziyette tutulur. Zaman zaman ağız

aspire edilir. Solunumda düzensizlik ve durma olursa resusitasyon

gerekebilir. Oksijen inhalasyonuna geçilir. Şok ile mücadele edilir.

3- Genel tedbir ve kontroller: Hastanın yatış vaziyeti sık sık

değiştirilir. İdrar kontrol edilir, çıkmamış ise sonda ile alınır. Hasta

paranteral yolla beslenir. Enfeksiyon riskinden ağız, boğaz ve

genital bölge temizliğine azami dikkat edilir.

Page 51: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Beyin Ölümü Beyin ölümü; tüm beyin, beyincik ve hayati merkezlerin yer aldığı

beyin sapı denilen özel beyin bölgesinin fonksiyonlarının geri

dönülmez şekilde kaybolduğu ve mutlak ölümle sonuçlanan bir

süreçtir. Beyin ölümü tablosundaki hastanın sadece kalbi

atmaktadır, bir başka deyişle sadece nabzı ve kalp atımları

alınabilmektedir. Dışardan izlenebilen tek yaşam işareti kalp

atımlarıdır. Diğer yaşamsal fonksiyonları tıbbi destek ve solunum

cihazıyla sağlanmaktadır. Öyle ki bu hastaların kendiliğinden

solunumları da olmadığı için yaşam destekleri kesilir kesilmez

kaybedilirler.

Page 52: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Beyin ölümü; beyin ve beyin sapı fonksiyonlarının geri dönülmez ve

mutlak ölümle sonuçlanan bir süreç olduğuna göre, bu tanımlamada en

ufak bir şüphe olmamalıdır. Bu konuda, ülkemizde kanunla belirlenmiş,

yerleşmiş, benimsenmiş ve çağdaş kuralların varlığı ise sorumlu

anabilim dallarından (Nöroloji, Nöroşirürji, Kardiyoloji ve Anestezi-

reanimasyon ) bu konuda eğitimli uzmanlar kurulunun görevlendirilmiş

olması, herhangi bir hataya meydan bırakmamalıdır. Mutlaka her

hastaya yapılan, solunumun tümüyle kaybolduğunu gösteren “solunum

yokluğu (apne) testi” nin yanısıra, gerektiğinde yapılan doğrulayıcı

testler klinik olarak konulan beyin ölümü tanısını desteklemekte ve kayıt

altına alınmasını sağlamaktadır.

Page 53: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Kafa Travması

1-44 yas arasinda TRAVMA ölüm sebeplerinde birinci, tüm

yaslarda ise üçüncü sirada yer almaktadir. Travma sonucu

ölümlerin %50' den fazlasinda kafa travmasi prognozu

(muhtemel sonucu) belirler. Genel vücut travmalarında ise

kafa travmasi en sik görülen tiptir. Ölümcül trafik kazalarinda

%75 beyin hasari görülmektedir.

Page 54: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Kafa travmasi günlük hayatimizda sıkça karşılaşılan ancak

hastalar ve yakınları tarafından çok iyi bilinmeyen bir

yaralanmadır. Doğru ve zamanında yapılan müdahale ile

yaralanmanın vücuda verebilecegi zararlar önlenebilir veya en

aza indirilebilir. Yaralanma konusunda iyi bilgilendirilmeme

çoğu kez hastalarda ve yakınlarında gereksiz endişelere ve

yapılan önerilere tam uymamaya neden olmaktadır. Kafa

travması sonrası müdahale ve tedavisinde hasta-hekim

isbirliği oldukça önemlidir.

Page 55: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Daha çok genç populasyonda; ortalama yas 30

civarinda görülmekte, erkekler 2 kat daha fazla

travmaya maruz kalmaktadırlar. Motorlu Araç

Kazalarında en sık (%49) oranda görülür. Çocukluk

yas grubunda daha çok düşme sonucu ve daha az

siddetlidir. Kafa travmalarinda intrakranial hematom

(beyin kanamasi) %2 iken, Kafa travmasi sonucu

bilinç kaybi %50' dir.

Page 56: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Paroksismal Bozukluklar

Bu olaylar bilinç kaybı, otonomik değişiklikler,

davranış değişliklikleri, tekrarlayan motor ve

fizyolojik hareketlerin bulunması gibi

özellikleri ile epileptik konvülsiyonların

görünüşlerine bir veya birkaç yönüyle

benzerlik gösterirler.

Page 57: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk
Page 58: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Senkop (Bayılma): Senkobun birçok nedeni vardır. En

sık periferik vasküler direncin azalması sonucu gelişen

senkoplar görülür. Çoğu vakada olayın başlangıcında

sıklıkla baş dönmesi, güçsüzlük, çevrenin uzaklaşıyor

olması hissi vardır ve tonus kaybı ile birlikte yavaş bir

şekilde yere düşerler. Epilepsilerde görülen ve kortikal

inhibisyonu yansıtan idrar inkontinansı çok sık görülmez

Benign Neonatal Miyoklonus: Başlıca kolları tutan daha

çok non-REM uykusu esnasında görülen tekrarlayan izole

ya da diziler halinde miyoklonik jerkler olarak tanımlanır.

Bu hastalarda yavaş bir dokunuşla sıklıkla miyoklonusda

azalma görülür.

Page 59: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Erken İnfantil Benign Miyoklonus: Erken bebeklik döneminde görülen aksiyal kaslarda ve daha belirgin olarak boyun (sefalik miyoklonus) tutulumu olan kısa, arka arkaya gelen tonik ve miyoklonik kasılmalardır. Kaslarda fleksiyon, ekstansiyon veya abduksiyon görülebilir. Bu olayların çoğu uyanıklık esnasında olur, EEG normaldir ve uzun dönemde prognoz iyidir, tedavi önerilmez

İrkilme Atakları: İnfant ve erken çocukluk döneminde görülen ve sık olmayan benign bir bozukluktur. Başlangıcı hayatın 4-6. aylarındadır ve bu durum 6-7 yaşlarına kadar sürebilir (2). Bebeğin işitsel, görsel, dokunsal yada diğer herhangi bir uyarana karşı ani bir korku reaksiyonu şeklinde gecikmiş ve uzamış bir Moro yanıtı tarzındaki reaksiyonudur.

Page 60: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Epileptik Olmayan Konvulsiyonlar /Psödonöbet /

Psikojenik Nöbetler: Epileptik nöbetlere benzeyen

ancak epileptik ataklarla ilişkisi olmayan istemsiz

olaylardır. Konversiyon veya somatizasyon gibi

psikiyatrik bozukluklarda daha sık görülür.

Hiperventilasyon Sendromu: İstemli

hiperventilasyon ile oluşturulan semptomlarla

tanımlanabilir. Daha çok adölesan yaşta ve kızlarda

görülür.

Page 61: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Hiperekpleksia: Aniden taktil, işitsel (gürültülü

sesler) veya görsel uyaranlardan sonra korkma,

ürkme refleksinin abartılı olmasıdır.

Sandifer Sendromu: Bu sendromda boyun ani

ekstansiyon veya spazm ile torsiyone olur ve baş

yana doğru bükülür. Bu hareketler distoni ile

karıştırılabilir. Anormal boyun hareketlerine ve

pozisyonuna rağmen boyun kas tonusunda artma

olmaz.

Page 62: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Konvülziyonlar Kasların irade dışı, amaçsız, genellikle bilinç kaybı ile birlikte

olan tonik veya klonik kontraksiyon nöbetlerine konvülziyon

denir. Konvülziyonlardan bahsederken bir hastalık şekli değil,

bir semptom olarak belirtilmelidir. Nöbetler genelde beyinde

şiddetli motor aktivite ve bilinç düzeyinde değişiklikler

meydana getiren anormal bir elektriksel aktivite odağından

kaynaklanır. Tüm nöbetler epilepsiye bağlı değildir. Pek çok

ciddi hastalık nöbetlere sebep olabilir. Özellikle önemli olan

daha önce hiç nöbet aktivitesi olmayan hastada nedeni

belirlemektir.

Page 63: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Klonik kasılma: Kasların hızla birbirini takip

eden ve kısa süren kasılmalarıdır. Örneğin

konvülsiyonlar bütün vücuda yayılan klonik

kontraksiyonlardır.

Tonik kasılma: Çok şiddetli ve uzun süreli

kontraksiyonlardır. Örneğin tetanusta olduğu

gibi.

Page 64: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Status Epileptikus

Jeneralize tonik ve klonik, 30 dakikadan daha uzun süren

epileptik nöbetler ile arada bilinç seviyesinde açılma

olmaksızın üç veya daha fazla epileptik nöbetin bulunmasıdır.

Epileptik nöbetler o kadar sık tekrarlanır ki, bir önceki nöbet

tamamlanmadan diğer epileptik nöbet başlar. Toraksın

kasılması spazmodik apne yapar. Hastada ventilasyon

bozulur. PaCO2 yükselir, beyin ödemi meydana gelebilir.

Page 65: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Status epileptikusun nedenleri:

1-Antikonvülsan ilaçların kesilmesi,

2-Enfeksiyonlar,

3-Metabolik hastalıklar,

4-Anatomik intrakranial patoloji. Hastaların %50-70

kadarında rapor edilmektedir. Bunlar tümör,

serebrovaskülr olay, enfeksiyon, diğer anatomik

nedenler ile posttravmatik nedenlerdir.

5-Lokal anesteziklerin toksik dozda kullanımı,

6-Enfluran’ın %2 ve daha yüksek konsantrasyonları

epileptik desarj yapabilir.

Page 66: Nörolojik Sorunu Olan Çocuk

Status Epileptikusun reanimasyonunda temel ilkeler:

1-Hava yolunun açık tutulmasına dikkat edilmelidir.

2- Şuuru açılıncaya kadar hasta travmadan korunmalıdır.

3- İV. damar yolu açılır. 4- İV. sıvı verilir. 5- Nöbet aktivitesine karşı ilaç tedavisi.