58
www.yuruyus-info.org www.yuruyus-info.org [email protected] [email protected] Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) 225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR ZULÜM “YASAL” OLDUĞUNDA ZULÜM OLMAKTAN ÇIKMAZ! Faşizm, Örgütsüz Bir Halk Karşısında Güçlüdür. Çünkü, Örgütlüdür. Faşizm, Örgütlü Bir Halk Karşısında Güçsüzdür. Çünkü Halk İçin Değil, Halka Karşı Savaşmaktadır Halka Karşı Savaşanların Zafer Kazanması ise Tarihsel ve Siyasal Olarak Mümkün Değildir Halkın Faşizme Karşı Zafer Kazanmasının Tek Yolu ise Sadece Örgütlenmek ve Savaşmaktır İşte Bunun İçin; HER KADRO BİR KOMİTE HER KADRO BİR KOMİTE HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR! HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR! OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN GÖZALTINA ALINAN HALK CEPHELİ SAYISI: 225 TUTUKLANAN HALK CEPHELİ SAYISI: 56 Bu Toprakların Onurlu Evlatları, Emperyalizme ve Faşizme Karşı 47 Yıldır Direnen, Savaşan, Teslim Olmayan DEV-GENÇ’liler, İşçiler, Memurlar, Mahalleliler, Esnaflar, İşsizler, Kadınlarımız, Halkımız; -Faşizmin OHAL’ini Tanımıyoruz Demek İçin - İşimiz, Ekmeğimiz ve Geleceğimiz İçin - Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Dur Demek İçin - Halka Adalet, Katillere Ceza İstemek İçin - Zulme Ve Sömürüye Son Vermek İçin - Bağımsız, Demokratik Bir Türkiye İçin BOYKOTTAYIZ!

OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf [email protected] [email protected] Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

ww

w.yu

ruyu

s-in

fo.o

rg

www.yuruyus-info.org

[email protected]

yuruyus.biz@

gm

ail.com

Haftalık Dergi / Sayı: 5466 Kasım 2016

Fiyatı: 1 TL (KDV dahil)

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜRZULÜM “YASAL” OLDUĞUNDA ZULÜM OLMAKTAN ÇIKMAZ!

Faşizm, Örgütsüz Bir Halk Karşısında Güçlüdür. Çünkü, Örgütlüdür. Faşizm, Örgütlü Bir Halk Karşısında Güçsüzdür.

Çünkü Halk İçin Değil, Halka Karşı SavaşmaktadırHalka Karşı Savaşanların Zafer Kazanması ise Tarihsel ve Siyasal Olarak Mümkün DeğildirHalkın Faşizme Karşı Zafer Kazanmasının Tek Yolu ise Sadece Örgütlenmek ve Savaşmaktır

İşte Bunun İçin;

HER KADRO BİR KOMİTEHER KADRO BİR KOMİTEHER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

OHAL’İN İLANINDAN İTİBARENGÖZALTINA ALINAN HALK CEPHELİ

SAYISI: 225TUTUKLANAN HALK CEPHELİ

SAYISI: 56

Bu Toprakların Onurlu Evlatları, Emperyalizme ve Faşizme Karşı 47 Yıldır Direnen, Savaşan, Teslim Olmayan DEV-GENÇ’liler,

İşçiler, Memurlar, Mahalleliler, Esnaflar, İşsizler, Kadınlarımız, Halkımız;

-Faşizmin OHAL’ini Tanımıyoruz Demek İçin- İşimiz, Ekmeğimiz ve Geleceğimiz İçin

- Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Dur Demek İçin- Halka Adalet, Katillere Ceza İstemek İçin

- Zulme Ve Sömürüye Son Vermek İçin- Bağımsız, Demokratik Bir Türkiye İçin

BOYKOTTAYIZ!

Page 2: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

[email protected]: (0-212) 251 94 35

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Mustafa DOĞRU

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu/İSTANBUL

Ofset Hazırlık: Ozan YayıncılıkAdres: Zübeyde Hanım Mah. FevziÇakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1Sultangazi / İSTANBULTel: (0-212) 536 93 45

Mail: [email protected]

Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE Pieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/Nederland

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi MatbaacılıkSanayi Cad. Altay Sok. No: 10Çobançeşme / Yenibosna / İST.Tel: (0-212) 452 23 02

Avrupa: 4 Euro

Almanya: 4 Euro

Fransa: 4 Euro

İsviçre:6 Frank

Hollanda: 4 Euro

İngiltere: £ 3

Belçika: 4 Euro

Avusturya: 4 Euro

Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

Tarihin En Gerici, En Şovenist, En Kan Dökücü Yönetimi FaşizmdirFaşizm, emperyalizmin damgasını taşıyan kanlı bir diktatörlüktür.

Burjuvazinin çıkarlarını koruyan bir bekçi köpeğidir.Faşizm, dizginlenmemiş bir şovenizm ve yağma savaşıdır.

Faşizm, kudurmuş bir gericilik ve bir karşı devrim hareketidir.Faşizm, işçi sınıfının ve bütün emekçilerin en korkunç düşmanıdır

Faşizm; yalan, demagoji ve terörle yönetir. Demagoji, halk avcılığıdır;bir kimsenin veya grubun duygularını kamçılayarak gerçek dışı sözler söyleyip

onları kazanmaya çalışmaktır der sözlük.Tarihimiz, faşizme karşı mücadelenin tarihidir. Bu mücadelede şehit düşenlerimize, emekçi

halkımıza devrim sözümüz var. Faşizme karşı savaşı yükselteceğiz, faşizmin saldırdığı halkınher kesiminden insanlarımızı örgütleyecek, faşizmden hesabımızı soracağız…

Devrimci; onurlu, gururlu ve namusludur. Devrimcinin onuru ve gururu haksızlıklara,yolsuzluklara, rüşvete, talana, soyguna ve zulme, ahlaksızlıklara ve fuhuşa, uyuşturucuya karşı

mücadele etmesidir. O ülkemiz gerçekliğine, emperyalizme ve faşizme karşı savaşarak, onurunu, gururunu, namusunu koruyabilir. Bizim alnımız aktır.

Faşizme karşı demokrasi için mücadele etmekten başka hiçbir suçumuz yoktur. Faşizme karşı mücadelede genç, yaşlı, çocuk, kadın, erkek herkesin yapabileceği bir şeylermutlaka vardır. Oturduğumuz, çalıştığımız, okuduğumuz her yerde bu haklı mücadelemizi

yükseltmeli, geliştirmeliyiz. Anlatmalıyız, öğretmeliyiz ve öğrenmeliyiz. Bunlar da mücadeleninbir parçasıdır. Çevremizdeki karşı devrimcileri, muhbirleri, ajanları, polisleri tecrit etmek,

devrimcilere bildirmek, onların halka ve devrimcilere verecekleri zararları önlemenin bir yoludur ve kesinlikle ihmal edilmemelidir.

Faşizmin saldırılarına karşı daha çok örgütlenmeliyiz. Faşizme karşı olan saldırıların hedefiolan, düzenle çelişkileri olan tüm sınıf ve tabakaları, tüm halkı örgütlemeyi hedeflemeliyiz.

Çocuklardan kadınlara, yaşlılara, esnaflara herkese gitmeliyiz. Kimi nasıl örgütleyeceğimizi enince ayrıntılarına kadar düşünmeliyiz. Halkın kendi örgütlülükleri yaratılmadan, neyin nasılyapılacağı, nasıl savaşılacağı konusunda halkın katılımı sağlanmadan halk örgütlenmeleri

yaratılamaz, yaratılsa da işlevli ve kalıcı olamazlar.Faşist terör karşısında halkın kendini nasıl savunacağı,

bu savunmada hangi araçları nasıl kullanacağı ancak halk komitelerinin, halk meclislerinin örgütlenip gelişmesiyle netleşirler ve benimsenirler.

Faşist saldırıları engellemek, doğabilecek olası provokasyonları engellemek, faşizmin çeşitlisindirme yöntemlerini etkisiz hale getirmek ve kitleleri faşizme karşı örgütleyebilmek için

mücadele ve savunma komitelerinin oluşturulması temel bir ihtiyaçtır.

Düşman kahpeÇalar kitabını, kaleminiÇalar emeğini, ekmeğiniKurulur bir güzelSenin olan her şeyin üzerine...Karartır yaşamları...Nice kayıplar görmüştür AnadolumBağrımızdan koparılıp alınmıştır en yiğitlerimiz Satmıştır düşman, topraklarımızı üç kuruşaSatmıştır onurunu, şerefini, namusunuAmerikan bozuntusuna.

Ver elini yoldaşım bana,Hesabımız kalmasın mahşere.Belki düşman kahpe kurşunuyla vurur bizi de.Sen yine de yılmaKopsa da kolun kanadın,Vazgeçme kavgandan.Bu kavga ekmek kavgası,Bu kavga yarınların kavgasıBu kavga onurun, adaletin kavgası...

(Silivri 9 No’lu Hapishanesi’nden Kübra Sünnetçi)

FAŞİZM HALKIMIZI KÖLE, VATANIMIZI İSE BİR HAPİSHANE HALİNE GETİRMEYE ÇALIŞIR...

BU NEDENLE ÖZGÜR TUTSAKLARIN DİRENİŞİ HİÇBİR ZAMAN SADECE HAPİSHANEDEKİ HAKLARIYLA SINIRLI KALMAMIŞTIR

ONLAR HALKIMIZIN ÖZGÜRLÜĞÜ, VATANIMIZIN BAĞIMSIZLIĞI İÇİN DİRENİRLER

Page 3: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

ii ç i n d e k i l e r

ettiği mücadele geleneğidir

21 Gazi direniştir, yiğitliktir...Tüm kuşatmaları örgütlümücadelemizle aşacağız

22 Samandağ ve Antakya polisi

yeni komplolar peşinde

23 Halk Meclisi:...

26 Devrimci İşçi Hareketi:Devrimciliği büyüterek

düzeni yok edeceğiz

28 Kamu Emekçileri Cephesi:İktidar bilincimizleörgütleneceğiz

30 Halkların Katili Amerika:Göçmenleri vatansız, mezartaşsız bırakan; 80 dakikada,bir göçmenin katili olanemperyalizmdir!

33 Devrimci OlmakParti-Cepheli Olmaktır:Devrimcilik kendi sınırlarınızorlamaktır

35 TAYAD’lı Ailelerden: Tecritekarşı direnişte evlatlarımızınyanındayız

37 Gençlik Federasyonu’ndan...

38 Liseliyiz Biz: Liseli Dev-Genç’liler sorumluluksahibidir

9 Devrimciliğin Köşe Taşları:Değerlerimiz ve

geleneklerimiz

10 Halkın Hukuk Bürosu:Hakları kazandıran yasalardeğil, hak arama bilinci vekişinin direnmesidir

12 Kolombiya’da referandum:Bizim reformistlerin,referandumda “hayır” çıktığıiçin yaşadıkları hayalkırıklığı! 2

15 Faşizm Zalimin Zulmüdür:Faşizm “ayıp bir şey”değildir, faşizm tekelciburjuvazinin diktatörlüğüdür

17 Grup Yorum neden faşizmin

hedefindedir?

18 Faşizmin OHAL’initanımıyoruz demek için...Boykottayız!

20 Biz Diyoruz ki: 6 KasımBoykotu, Dev-Genç'inülkemiz gençliğine armağan

4 Mao: “Emperyalizm kağıttankaplandır.” Emperyalizm veoligarşi halkın örgütlü gücükarşısında güçsüzdür, acizdir!

OHAL’E KARŞI 7 KASIM’DA BOYKOTTAYIZ!

39 Ülkemizde Gençlik: Liseli Dev-

Genç’li Hakan İnci direndi,kazandı; zaferi bu ısrarlagetireceğiz!

43 47. yılımızda faşizme karşı

sokak sokak direndik!

45 Cumhuriyet gazetesi

susturulamaz!

46 Devrimci tutsaklar serbest

bırakılsın!

47 Hakan direndi ve kazandı!

48 OHAL’i, yasaklarınızı

tanımıyoruz, festivalimizihalkımızın sahiplenmesiyle

yaptık

49 Armutlu Halk Bahçesi 3. Hasat

Şenliği tüm coşkusuylagerçekleşti

50 Avrupa’da Yürüyüş:Avusturya Federal İdariMahkemesi gerçekten bağımsızmı?

52 Avrupa’daki Biz: Sonuç almak;

hedefli çalışmak ve programlıolmaktır

56 Yitirdiklerimiz

58 Bizleri susturmaya çalıştıkça;

sesimiz yükseliyor, güçleniyor,büyüyoruz!

Page 4: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Emperyalizm, yeni-sömürgecilik,faşizm...

Sömürü, Açlık, Zulüm...Birbirini tamamlayan kelimeler.

Emperyalizm varsa, yeni sömürgecilikvardır, yeni sömürgeciliğin yönetimbiçimi faşizmdir.

Diğer bir ifade ile emperyalizmsömürü demektir, sömürü açlık de-mektir, açlık başlı başına büyük birzulümdür. Ayrıca halkın aç olduğubir ülkede, egemen sınıfların baskıve zulümle yönetmekten başka ikti-darda kalma şansları yoktur.

Sadece AKP iktidarının OHALilan ettiği tarihten günümüze, gözaltınaalınan Halk Cephelilerin sayısı 225,tutuklananların sayısı 56’dır.

Gözaltı ve tutuklama günlük, sı-radan olaylar haline getirilmiş, bıra-kalım devrimci demokrat olmayı;halktan yana olmak, gözaltına alınmakve tutuklanmak için yeterli bir ölçühaline getirilmiştir.

Gözaltı süresi bir aya çıkarıldı.Bir aylık gözaltı süresinde hangi sor-gulama yapılıyor? Bu bir sorgulamasüresi değildir, bu işkence süresidir.İşkence bu ülkede zaten yasallaştı-rılmıştı, şimdi 1 aylık gözaltı işkenceside yasalaştırılmıştır. İşkence ve iş-kencecilik yasallaştırılmıştır.

Ülkemizde savunma zaten gös-termelik bir haktı. Neden? Çünkü,mahkemeler göstermelik yargılama-larla baştan belirlenmiş kararları uy-gularlar. Hukuk, halka karşı savaşsöz konusu olduğunda herhangi birşekilde zaten uygulanmazdı. Ama bu-gün, artık tutsaklar avukat da tutamazhale getirilmekte, avukatlık çıkarılan

yasalarla ortadan kaldırılmaktadır. Avukatlık,savcılıkla aynı konuma getirilmektedir.Yani, savcılardan ve hakimlerden farklıolmayan avukatların davalara girmesineizin verilecek; halkın avukatlarının, devrimcidemokrat avukatların davalara girmesineizin verilmeyecek.

Yasal mı? Evet, yasal.Faşizmi en çıplak haliyle yaşıyoruz.

Yasallık, faşizmi faşizm olmaktan çıkar-mıyor. Faşizm, yasaları da baskı ve zulmünüdaha etkili sürdürmek için kullanıyor.

Emperyalizmin demokrasicilik oyununuanlamayan ya da anlamak istemeyenler,“iyi kötü bir demokrasimiz var” diyorlardı.Emperyalizmin yeni sömürgesi bir ülkede,sömürü ve açlığın katmerli yaşandığı birülkede, “iyi kötü” gibi ölçülerle bile ta-nımlanacak bir “demokrasi” yoktur ve ol-mayacaktır. Bu gerçeğe rağmen, faşizmi,halka “demokrasi” diye pazarlamaya çalı-şanlar, halka karşı savaşında faşizmin ya-nında yer alıyorlar demektir.

Emperyalizm ve oligarşinin faşizmi ka-mufle etmek için başvurduğu demagoji,“parlamento ve yasalar”dır. Parlamento vegöstermelik de olsa bir seçim varsa faşizmleyönetilen sisteme tam bir demagoglukla“demokrasi” derler.

Faşizme “demokrasi” adı vermek faşiz-min tüm uygulamalarını meşrulaştırmanınaracıdır. Faşizme “demokrasi” adı vermek,faşizmin zulmü karşısında halkı suçlamanın,devrimcileri suçlamanın aracıdır. Faşizminzulmünü gizlemenin aracıdır.

Faşizm, 19 Aralık 2000 yılında 20 ha-pishaneye birden girdi, katliam yaptı. 28devrimci tutsağı katletti, yüzlerce devrimcitutsağı yaraladı. Faşizm gerçeğini gizlemeyeçalışanlar, devrimci tutsakları devrimci-liklerinden dolayı suçladılar. Faşizmin zul-

ZULÜM “YASAL” OLDUĞUNDAZULÜM OLMAKTAN ÇIKMAZ

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!4

Page 5: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

münü meşru kabul edip, devrimci-liği gayrı meşru göstermek istedi-ler.

Bu demagoji bugün AKP ikti-darının elinde, halka karşı bir savaşsilahı durumundadır. AKP iktidarı,katliamlarını, zulmünü parlamentoçoğunluğuna dayanarak, OHAL,ve KHK gibi uygulama ve kanun-larla meşrulaştırmaya, halka kabulettirmeye çalışıyor. İtiraz edeni te-rörle susturmak ve etkisizleştirmekistiyor.

Ama ne yasalar, ne kanunlarzulmü zulüm olmaktan çıkarmıyor.Yasalara yazdınız diye, insanları 30gün gözaltında tutuyorsanız, 30 günişkence yapıyorsanız, bu zulüm ol-maktan çıkmıyor. İşkenceciliğiniz ya-salara uygun olduğunda işkence ol-maktan çıkmıyor. Yasalar, devrimcilerive halkın çocuklarını katletmenizeonay verdiğinde, halk düşmanlığı vekatillik aklanmış olmuyor.

O halde?O halde, faşizme karşı mücadeleyi

yasallık sınırları içine hapsederek yü-rütemeyiz. Faşizm, kendisini yasalarlada kurumlaştırabilir. Ki, Türkiye fa-şizmi 12 Eylül 1980 faşist darbesindengünümüze yasalarla da kurumlaşmışdurumdadır. Faşizm, yasaların arkasınasığınarak da sürdürülebilir. Türkiye’defaşizm yasaların arkasına sığınaraksürdürülmektedir. Bu faşizm karşı-sında boyun eğmemizi gerektirmez.Ama, faşizmin yasalarının icazetinesığınarak “muhaliflik oyunu oyna-yanlar” ellerini kollarını bağlayıp,faşizmin zulmünü izlemekten başkabir şey yapamazlar. On yıllardır du-rumları budur. Ancak faşizmin de-mokrasicilik oyununun izin verdiğisınırlar içinde hareket ederler.

Bugün Kürt milliyetçilerinin, opor-tünizm ve reformizmin durumu datam olarak budur. Faşizm, sokağaçıkmayı yasaklıyor, onlar sokaktankaçıyorlar, faşizm TV’lerini kapatıyor,protesto eylemi bile örgütlemiyorlar.Faşizm gazetelerini kapatıyor, siyasifaaliyet yürütemez hale geliyorlar.Yarın faşizm zaten bir avuç insanolarak varlıklarını sürdürdükleri sen-dikalarını da kapatabilir. Kendileriniyıllardır yasaların icazetine hapse-

denler, evlerinin içine hapsolmaktanbaşka bir şey yapamazlar.

Faşizmin Yasaları; Faşist Terörü ve Faşist Terör KarşısındaBoyun Eğmeyi Meşru Hale GetirmeninAracı Yapılıyor

Yasalar, sadece faşizmin zulmünümeşrulaştırmaya yaramıyor. Aynı za-manda, faşizmin zulmüne boyuneğenler de kendilerini yasalarla meş-rulaştırmak istiyorlar.

Örneğin, küçük burjuva refor-mistler, oportünistler de yasalar ar-kasına saklanarak, kendi teslimiyet-çiliklerini gizlemeye çalışırlar.

Mücadele etmezler, yasal engellerigündeme getirirler.

Yasalar izin verecek, miting yapa-caklar, yasalar izin verecek basın açık-laması yapacaklar. Yasalar izin verecek,bir saatlik grev yapacaklar. Yeri gelir,faşist baskı karşısında yasalarda olanhaklarını bile savunmazlar.

Ama yasalar teslimiyetçiliği deteslimiyetçilik olmaktan çıkarmaz.

Nedir bir devletin yasaları? Devletgücünü ele geçiren sınıfların, kur-dukları düzene; diğer sınıfları boyuneğdirmek için koydukları kurallarbütünüdür.

Nedir bu kuralları belirleyen te-mel?

Sistemin egemen sınıflarının çı-karlarının korunmasıdır.

O halde, oligarşik düzenin yasalarıda doğal olarak halka karşıdır veoligarşik sınıfların çıkarlarını korumakiçin vardır. Halka karşı çıkarılmış

yasalara halkın kendiliğinden bo-yun eğmesi mümkün değildir. Bunedenle, devreye faşizmin zoruve terörü girer. Halkı bu yasalaraboyun eğmeye zorlar. Bunun içinen ağır “cezalandırma” biçimleridevreye sokulur.

Çıplak gerçek budur.Emperyalizm ve oligarşi, de-

mokrasicilik oyunu gereği, parla-mentoyu adres olarak gösterir veder ki “parlamento yasama yeridir,halkın oylarını alın, parlamentodaçoğunluğa sahip olun, siz de iste-diğiniz gibi yasaları değiştirin”.Gerçek böyle değildir. İnceleyin,

tüm emperyalist oligarşik devletlerinyasalarını inceleyin, orada kapitalistdüzeni değiştirmenin “suç” olduğuyazar. Hiçbir sistem varlığını yasal-lıkla sınırlamaz. Hele ki, bir avuçoligarşik sınıfın egemenliğindeki,halka karşı kesintisiz savaşan dü-zenlerin, varlıklarını yasalarla sınır-laması düşünülemez bile. Değilse,on yıllarca ayakta kalmalarının koşuluda olmazdı.

Parlamentoda çoğunluk sağlayarakya da silahlı güç kullanarak sistemideğiştirmeye çalışmak, oligarşi içinönemli değildir. Emperyalizm ve oli-garşi yöntemlerle ilgilenmez. Dü-zenlerini tehdit eden tüm güçleri,imha edilmesi gereken düşman güçlerolarak görürler ve tüm güçleriyleimha etmeye yönelirler.

İktidarlarını korumanın yolu budurçünkü.

O halde, halkı göstermelik yasalaryoluyla oyalamak emperyalizm veoligarşinin işine gelir. Onlar, faşizmleyönettikleri gerçeğini, parlamento veyasalar arkasına gizlenerek örtmekisterler. Ama oportünizmin, refor-mizmin; faşizmi, parlamento ve ya-saların arkasına sığınarak meşrulaş-tırmaya çalışmasının şu ya da bu şe-kilde açıklanabilir bir yanı yoktur.

Gerekçesi ne olursa olsun, faşizmimeşrulaştırmak faşizmin zulmündende sorumlu olmak demektir.

Ülkemizde, Kürt milliyetçiliği,reformizm, Kürt milliyetçiliğininkuyruğuna takılmış olan ve Kürt mil-liyetçiliğinin politikalarını kendi po-litikaları haline getiren oportünizm,

Yasalar, sadece faşizminzulmünü meşrulaştırmayayaramıyor. Aynı zamanda,

faşizmin zulmüne boyun eğenlerde kendilerini yasalarla

meşrulaştırmak istiyorlar.Örneğin, küçük burjuva refor-mistler, oportünistler de yasalararkasına saklanarak, kendi tesli-

miyetçiliklerini gizlemeye çalışırlar.

Mücadele etmezler, yasal engel-leri gündeme getirirler.

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

55HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

Page 6: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

faşizmin meşrulaştırılma-sına hizmet etmişlerdir.Faşizmin dünkü ve bu-günkü zulmünün de so-rumluluğunu taşıyorlar.

AKP Kürt sorununuçözüyor dediler. Bugünyalanlarının bittiği yerde-yiz.

AKP ileri demokrasidediler. Bugün yalanlarınınbittiği yerdeyiz.

AKP’nin katliamlarınıakladılar. Bugün AKP’ninkatliamcı yüzüne kendi-lerini örtü olarak kullan-dırdıkları inkar edilemezgerçek olarak karşımızdaduruyor.

Halk ayaklanması kar-şısında AKP iktidarını des-teklediler. Bugün AKP onların verdiğidestekle ayakta duruyor ve büyükbir terörle halka saldırıyor.

Sistemin yasaları ve istikrarı içinellerinden geleni yapacaklarını söy-lediler. Oligarşinin takdirini aldılarama o halleriyle bile sisteme kabuledilmediler. Bugün faşizm gerçeğiyleyüz yüzeler.

Yılanı koruyup, kollayıp büyüt-tüler, bugün yılan kendi doğasınıngereğini yerine getiriyor.

Halkın Örgütlü GücüÖrgütlü Olursak,Savaşırsak Faşizmi Yeneriz

17 yaşında bir Halk Cepheli Ha-kan İnci ve Gazi Mahallesi’nde HalkCephesi’nin Sürdürdüğü Açlık Gre-vi’nde, polisin kuşatmayı kaldırmakzorunda bırakılması bize bunu anla-tıyor.

Dün faşizm gerçeğini gizlemeyeçalışanlar, bugün de faşizmin saldı-rıları karşısında sinmiş durumdalar,direnmiyorlar, savaşmıyorlar.

Dün, ülkemizdeki yönetim biçi-minin faşizm olduğuna inanmıyorlarya da bu gerçeği inkar etmek işlerinegeliyordu. Bugün, faşizme karşı sa-vaşmak gerektiğine inanmıyorlar, fa-şizme karşı savaşın kazanılabileceğineinanmıyorlar.

Faşizme karşı kampanya örgüt-lüyoruz. Sokaklara çıkıyoruz, dire-niyoruz. Faşizm, Kürt milliyetçiliğinin“başkent” ilan ettiği Amed’de gidipbelediye binasını basıyor, belediyebaşkanlarını gözaltına alıyor, tutuk-luyor. Kürt milliyetçiliği sokaklaraçıkamıyor. Faşizm, İstanbul Okmey-danı’nda İdil Kültür Merkezi veGençlik Federasyonu binalarına bas-kın yapıyor, AKP’nin faşist polisleriniCephe’nin milisleri kurşunlarıyla kar-şılıyorlar.

Elbette sorun fiziki güç sorunudeğildir. Asıl olarak sorun ideolojiktir.Oligarşi ile uzlaşma masasına otur-mak isteyen Kürt milliyetçilerininherhangi bir konuda direniş kararıalmaları mümkün değildir.

Ama 17 yaşında bir Cephe’li fa-şizme boyun eğdiriyor. Hakan İnci,17 yaşında bir Cepheli. Tutsak edildi,çocuk hapishanesine konuldu. Cephelibir tutsak olduğu için yaşına bakıl-madan tecrit hücresine atıldı. Kendi-sine tecrit cezası bile verilmediğihalde hücrede tutuluyordu. Hakan buişkenceye boyun eğmedi, açlık grevinebaşladı. Faşizm, Hakan’a açlık grevinibitirtmek için yollar yöntemler denedi,Hakan işkenceye, faşizme karşı mü-cadele etmenin meşruluğuyla hareketetti. Kendi haklarını savunmanın bi-linciyle hareket etti. Örgütlü bir dev-rimci olmanın bilinciyle hareket etti.Direnişini büyüttü ve kazandı. Faşizme

saldırganlığının doruk nok-tasında geri adım attırmayıbaşardı.

İşte, faşizme karşı nasılmücadele edilmesi gerek-tiğini gösteren bir örnekoldu.

Hakanlar’ın Cephe saf-larından çıkması da tesadüfdeğildir. Hakanlar Cephesaflarından çıkıyor, çünküfaşizme karşı direniş ge-leneği maalesef ülkemiz-deki diğer solun geleneğihaline gelmemiştir. Diren-mezler, teslimiyetçi ve uz-laşmacıdırlar. Hakan’larıneylemlerinden öğrenme-lerini dileriz, ama biliyoruzki, öğrenmezler.

Bir başka Cephe dire-nişi Gazi Mahallesi’ndedir. Gazi Ma-hallesi, faşizmin ilk hedef aldığı yerolmuştur. Faşizm, Cephe’nin müca-delesini, örgütlülüğünü Gazi Mahal-lesi’nden kırmak ve dağıtmak iste-miştir. Karşılaştığı direniştir, savaştır.Gazi halkı, faşizmin saldırılarınakarşı açlık grevi direnişine başladı.Faşizm, açlık grevi direnişine de sal-dırmak için direnişin sürdüğü cem-evini kuşattı. Cemevi yöneticileri or-tadan kayboldu. Cepheliler ve örgütlüGazi halkı direndi. Halk, evlerinden5’er, 10’arlı gruplar halinde sokaklaraçıktı. Halkın sahiplenmesi, kimi so-kaklarda tencere-tavaları döverekgösteri yapmaları, evlerinden çık-mayanların genel duyarlılığının yan-sıması karşısında faşizm, cemeviçevresindeki kuşatmayı kaldırıp, ma-halleyi terk etmek zorunda kaldı.

Cephe bir kez daha faşizme karşıhalkın gücünün gösterilmesine vesileoldu. Faşizme karşı örgütlü bir halkgücünün yenilmezliğini gösterdi.

Biz, on yıllardır sürekli kurum-larımız kapatılarak, kadrolarımız tut-sak edilerek, katledilerek savaşı sür-dürüyoruz. Adeta mezarlarla, oligar-şinin zindanları arasında, ite ite ken-dimize yol açıyor ve ilerliyoruz.

Faşizme karşı savaşı pratikte öğ-renmiş olarak sürdürüyoruz. Ve faşizmekarşı küçük küçük de olsa zaferlerkazanıyoruz. Küçük zaferler kazanıyor,

Bir başka Cephe direnişi GaziMahallesi’ndedir. Gazi Mahallesi, faşizmin ilkhedef aldığı yer olmuştur. Faşizm, Cephe’nin

mücadelesini, örgütlülüğünü GaziMahallesi’nden kırmak ve dağıtmak

istemiştir. Karşılaştığı direniştir, savaştır.Gazi halkı, faşizmin saldırılarına karşı açlıkgrevi direnişine başladı. Faşizm, açlık grevi

direnişine de saldırmak için direnişin sürdüğücemevini kuşattı. Cemevi yöneticileri ortadan

kayboldu. Cepheliler ve örgütlü Gazi halkıdirendi. Halk, evlerinden 5’er, 10’arlı gruplarhalinde sokaklara çıktı. Halkın sahiplenmesi,

kimi sokaklarda tencere-tavaları döverekgösteri yapmaları, evlerinden çıkmayanların

genel duyarlılığının yansıması karşısındafaşizm; cemevi çevresindeki kuşatmayı

kaldırıp, mahalleyi terk etmek zorunda kaldı.

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!66

Page 7: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

ama bir gerçeği de gösteriyoruz. Fa-şizm, ancak örgütsüz olan, sinen birhalk karşısında güçlüdür. Oysa, faşizm,karşısında örgütlü ve savaşan bir halkolduğunda güçsüzdür, zayıftır.

Faşizm, Güçsüz ve ZayıftırÇünkü Yeni Sömürge Ülkelerde OligarşilerGüçsüz ve Zayıftır

Mao, emperyalizmin güçsüzlü-ğünü anlatırken, emperyalizmin halk-tan kopuk olduğu gerçeğine vurguyapar. Emperyalist güçlerin milyonlurakamlarla ifade edilen orduları savaşasürdükleri bir zamanda, Mao em-peryalizmin kağıttan kaplan olduğunusöyler ve güçsüzlüğünü anlatır. SavaşMao’nun değerlendirmesini doğrular.Emperyalizm yenilir.

Oligarşinin de halkla bağı yoktur.Çünkü oligarşi, halka düşman birgüçtür. Halkın açlığının sorumlusu,sömürü ve zulmün sorumlusudur.Halkın ekonomik, sosyal, siyasaltüm talepleri oligarşinin saldırı ge-rekçesidir.

Ayrıca, yeni sömürge ülkelerdekapitalizm, emperyalizm eliyle, yu-karıdan aşağıya geliştirilmiş olduğuiçin emperyalizme bağımlıdır, bu ne-denle de güçsüzdür. Kendi iç dina-mikleri ile gelişmediği için güçsüzve zayıftır.

Saldırganlığı ve faşizmle yönet-mesi bu güçsüzlüğünün sonucudur.Yeni sömürgecilik ilişkileri nedeniyle,emperyalizmin ve oligarşik düzeninyapısal krizini sürekli olarak yaşar.Kriz halkın memnuniyetsizliğinindoruk noktasına çıkmasına nedenolur. Bu memnuniyetsizliği yönetmekiçin de saldırır oligarşi.

El Salvador’dan bir örnek; “Sınıfsavaşımının kutuplaşması artık yüksekbir aşamaya ulaştı. Ekonomik, siyasal,hukuksal, ideolojik, kültürel ve insaniilişkiler derin ve dönüşü olmayanbir bunalım dönemine girdi.

Toplumsal çelişkilerin yarattığıgerginlik en uç noktasına vardı.

...Önümüzdeki ayların, çeşitli böl-

gelerdeki halk ayaklanmalarının daha

da yoğunlaşmasına tanık olması bek-leniyor. Buralardaki ayaklanmalarsa,kendi dinamiğiyle genel bir ayaklan-mayı, baskıya «Yeter!» diyen tüm birhalkın ayaklanmasını getirecek.

PRENSA LATINA: TARİHİN TEKTANIĞI

Temelleri 1979 Aralık sonlarındanberi önlenemeyen bir şiddetle çatla-yan bu ülke topraklarındaki birkaçhaftalık yolculuk boyunca, kitabınyazarı ölümle burun buruna yaşadı.

...HALK ON DÖRT AİLENİN ZUL-

MÜ ALTINDA...El Salvador sokaklarında zulme

ayaklananlara karşı yürütülen insanavına bu kitabın yazarı da tanık oldu.Ekmek, iş, ev, eğitim, sağlık, özgürlükve demokrasi «suçlarından» yüzlercekadın, erkek, genç, yaşlı insanın kur-şuna dizildiğini gördü.

Köylerde, kantonlarda, eyalet vefabrikalarda işkenceyle katledilmişişçi ve köylülerin cesetlerini gördüm.Bunlardan çok azının cesetleri sağlamkalmıştı. Çoğunun, cinsel organlarıkesilip ağızlarına sokulmuş, gözlerioyulup dilleri kesilmiş, yüz ve elleriasitle yakılmıştı. Bir bölümünün isebaşları kesilip, ibret olsun diye her-kesin görebileceği yerlere asılmıştı.

Terör tarif edilir gibi değildi.Nüfusunun yüzde 95'inin Katolik

olduğu bir ülkede gerçek özgürlükistediler diye din adamlarının işkenceedildiği ve öldürüldüğü; tek ideallerikendilerini başkalarına adamak olandin öğrencilerinin bıçakla doğrandığıve dua edenlerin kilise içinde öldü-rüldüğü bir ülkeyi hayal bile etmekzordur.

Ancak bunların bir teki bile abar-tılmadı.”

Bu tablo dünyanın tüm yeni sö-mürge ülkelerinde benzer şekilde ya-şanmaktadır. El Salvador’un sokak-larındaki bu tablo, daha birkaç ayönce, Diyarbakır-Sur’un sokaklarındada görülebilir bir tablo idi. Gazi, Ok-meydanı, Küçükarmutlu, Sarıgazimahallelerinin sokaklarında da in-sanlarımız kurşunlanıyor, vuruluyordu.Nedeni açıktır: Bu kadar büyük biryoksulluk, ancak aynı büyüklükte bir

zulümle yönetilebiliyor. Bu nedenleemperyalizme ve yeni-sömürgecilikilişkilerine karşı savaşmayanların, fa-şizme karşı savaştıklarını söyleme-lerinin bir ciddiyeti yoktur. Ancak,bu büyük yoksulluğun kaynağı em-peryalizme bağımlı oligarşik düzenyıkılırsa, zulmün maddi zemini deortadan kaldırılabilir. Değilse, oli-garşiyle, emperyalizmle masa başındaoturup zulmü, faşizmi bitirme ve de-mokratikleşme hayalleri kurmak, halkıaldatmaktan ve faşizmin zulmüne ça-nak tutmaktan başka bir şey değildir.

Faşizm, güçsüzlüğünü büyük birterör ve zulümle bastırmaya çalışı-yor.

Ekonomik olarak güçsüzler.Siyasal olarak güçsüzler.Askeri olarak güçsüzler.Faşizmin gücünü küçümsemeye-

ceğiz. Fakat faşizmin gücünü abart-mayacağız da.

Faşizm, örgütsüz bir halk karşı-sında güçlüdür. Çünkü, örgütlüdür.

Faşizm, örgütlü bir halk karşısındagüçsüzdür. Çünkü, halk için değil,halka karşı savaşmaktadır.

Açlığa ve Zulme KarşıBirlik Olalım, Örgütlenelim, Savaşalım!

Faşizm yenilebilir. Faşizmi yenmenin tek yolu ör-

gütlenmektir. Askeri olarak örgüt-lenmektir, siyasi olarak örgütlen-mektir.

Askeri halk örgütlenmemiz, Mil-islerimizdir.

Siyasi halk örgütlenmemiz, HalkMeclislerimizdir.

Milislerimiz, Halk Meclislerimiz,faşizmin zulmünün görece azaldığıkoşullarda hayata geçirilecek diyebeklemek doğru olmaz. Bizim ülke-mizde faşizmin zulmü geçici değildir,olmayacaktır. Biz, tarihimiz boyuncahep faşizmin işkence, katliam, tu-tuklama terörü altında savaşı sür-dürdük. Parti-Cephe’ye karşı faşizminpolitikalarında yumuşama dönemiolmamıştır. Olmamıştır çünkü halklaemperyalizm arasındaki çelişkide biryumuşama olmamıştır.

Çelişkilerin derinliği, halkın örgütlügücü Parti-Cephe’ye faşizmin saldı-

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

77HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

Page 8: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

rılarının kesintisiz sürmesi sonucunudoğurmuştur. Faşizm, halkın örgütlügücünü yok etmek için tüm gücüylehep saldırmış, katliamlar yapmıştır.Parti-Cephe ideolojisi ve çizgisi, fa-şizmin bu katliamları karşısında des-tansı direnişler ortaya çıkarmıştır.

O halde, bizim savaş gerçeğimizbudur. Katliam ve direniş-savaş.

O halde, sınıf çelişkilerinin bukadar derinleşmiş olduğu bir ülkede,faşizmin terörünün azalmasını, bit-mesini beklemek kendimizi kandır-mak olur.

Tersine faşizmin zulmüne karşıgüç olmak için, faşizme karşı sava-şımızı sürdürebilmek için örgütle-neceğiz. Hem de her zamankinden

daha büyük bir enerjiyle, hem deher zamankinden iki kat fazla çalı-şarak örgütleneceğiz.

Neden?Faşizme Karşı Savaşı Büyütmek

ve Faşizme Karşı Zafer Kazanmakİçin.

Sonuç olarak;- OHAL’in İlanından İtibaren

Halk Cephesi’nden Gözaltına Alınan225 Kişi, Tutuklanan 56 Kişi Faşiz-min Çıplak Yüzüdür!

- Faşizmin Yasaları, Faşist Terörüve Faşist Terör Karşısında BoyunEğmeyi Meşru Hale Getirmenin AracıYapılıyor

- Örgütlü Olursak, Savaşırsak Fa-

şizmi Yeneriz17 Yaşında Bir Halk Cepheli Ha-

kan İnci ve Gazi Mahallesi’nde HalkCephesinin Sürdürdüğü Açlık Gre-vinde, Polisin Kuşatmayı KaldırmakZorunda Bırakılması Bize Bunu An-latıyor.

- Faşizm, Güçsüz ve Zayıftır.Çünkü Yeni Sömürge Ülkelerde Oli-garşiler Güçsüz ve Zayıftır

- Faşizm, örgütsüz bir halk karşı-sında güçlüdür. Çünkü, örgütlüdür.

Faşizm, örgütlü bir halk karşısındagüçsüzdür. Çünkü, halk için değil,halka karşı savaşmaktadır.

- Açlığa ve Zulme Karşı BirlikOlalım, Örgütlenelim, Savaşalım

Halkların bağımsızlık ve özgürlükmücadelesi için mücadele eden dev-rimcileri sahiplenmeye devam edi-yoruz. OHAL kanunlarıyla halkı sin-dirmeye, devrimcileri sahiplenmektenvazgeçirmeye çalışıyor. Ama çabalarınafile sahiplenmemiz her geçen günartarak devam edecek.

Halk Cephesi: Sarıgazi’de tu-tuklanan 10 Devrimci ve son dö-nemde tüm tutuklamalarla ilgili 1Kasım'da bir açıklama yaptı. Açık-lamada: "AKP yönetemiyor. Bununiçindir ki daha da pervasız saldırıyor.Sarıgazi'de 17 Ağustos günü misafiroldukları için 10 arkadaşımızı tu-tukladı. Misafir olmak ne zamandanberi suç olmuş? Evet, AKP arkadaş-larımızın misafir olmalarını bile is-temiyor. Çünkü biliyor ki onlar dev-rimci. Her anları AKP ve düzeninpisliklerini halka göstermekle geçiyor.AKP son dönemde her gün arkadaş-larımızı tutukluyor. Tutuklama terörüile bizi sindireceğini düşünüyor. Hiçbir zaman görmedi bizim sinip sus-mayacağımızı. İşte Buradayız! Herzaman olduğu gibi hodri meydan di-yebilecek cürette ve güçteyiz. Unu-tulmasın ki biz ne darbeler neOHAL’ler atlattık. Biz OHAL ilanedilmeden önce de OHAL’i yaşıyor-

duk. Bu halkın evlatlarını işkence,gözaltı, tutuklama diyerek sindire-mezsin. Bizler işkence de katlettiğinizEngin Çeber’in soyundan geliyoruz...Arkadaşlarımız derhal serbest bıra-kılmalıdır. Onların başına gelecekher türlü şeyden AKP ve onun savcısı,hakimi, bakanı ve kiraladığı katillerisorumludur!" denildi.

Bununla ilgili diğer kurumlarınyaptığı açıklamaları kısaca aşağı ya-yınlıyoruz:

Adana Halk Cephesi: "...NeAnadolu halklarına ulaşmamızı, on-ları örgütlememizi nede devrimcili-ğimizi büyütmemizi engelleyeme-yeksiniz. Sizin komplolarla tutuk-ladığınız 10 devrimci için yandaşmedyanıza yaptırdığınız haberler si-zin sonunuz geldiği gerçeğini de-ğiştirmeyecek. Bu bataklığı biz ku-rutacağız halkımızla birlikte sizinfaşizminize karşı omuz omuza mü-cadele etmeye devam edeceğiz. BizKazanacağız!"(1 Kasım)

Elazığ Halk Cephesi: "... Enufak bir hak mücadelesinin bile bü-yük bedeller verilmeden alınamadığıülkemizde devrimcilik yapmanın daağır bedelleri oluyor elbet. ŞehidimizFatma Koyupınar’ın da dediği gibi

‘Tutsaklık alnımızın ak cefasıdır’.AKP iktidarı OHAL’i bahane ederekdevrimcilere ve onların nezdinde di-renen bütün halklara savaş açmışdurumdadır. Son 2 ayda toplamda80 Halk Cepheli hukuksuzca komploteorileriyle tutsak edildi. AKP terördemogojileriyle ancak kendini kan-dırabilir. Sarıgazi’de bir eve yapılanbaskında gözaltına alınan 10 devrimcikomployla tutukladılar... Tekrar di-yoruz ne komplolarınız, ne gözaltı-larınız, ne tutuklamalarınız bizlerihaklı mücadelemizden vazgeçire-mez...DAYI’larımızın, Niyazi Ay-dın’ların, Haydar Başbağ’ların mem-leketinden Elazığ'dan her alanı birsavaş alanına çeviren Özgür Tut-saklara selam olsun."(31 Ekim)

Mersin Halk Cephesi: "...Bizher gün Anadolu Halklarını örgüt-lemeye devam ediyoruz. Her bitirdikdediğinizde beyninizde patlıyoruzbazen Konsolosluk oluyor bu, bazenson teknoloji kameralarla onlarcapolis noktası arasından geçip, kapısıaçık uyuduğunuz TOMA oluyor.Bizi bitiremeyeceksiniz. Biz Halkız.Faşizminizle 80 milyonluk halkı tes-lim alamayacaksınız. Teslim almayaçalıştığınız halk sizin bu bataklığınızıkurutacak.."(1 Kasım)

Devrimcilik Suç Değil Onurdur!

Komploları Boşa Çıkaracağız

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!88

Page 9: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

99HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

1-Gelenekler davamızdır, davamızinancımızdır. Gelenek siyasi bir tavıralıştır. Tesadüf değil, istikrarlı birtavır alıştır.

Bu tavırların çizgi haline gelmesiideolojik netliğe bağlıdır.

2-Gelenekler yıllardır oluşan kül-türümüzün pratikteki karşılığıdır.Teslim olmama, halka karşı sorum-luluk duyma, her koşulda sosyalizmisavunma, yoldaşını sahiplenme, zaferkazanma, yaptığı işten sonuç alma…gibi belli başlı geleneklerimiz ideo-lojimizin sonucudur.

3-Bu gelenekler ideolojik netliğinsonucu yaratılmıştır.

4-Tarih, yalnız, yaşanmış olandeğildir bizim için, yazılmakta olandır.

Gelenekler, yalnız yapılmış olanlardeğil, yapmakta olduklarımızdır

5-Değerlerimiz ve geleneklerimizTürkiye devrimine, meşruluğunainançtır. İktidar iddiasının somutlan-masıdır. Yani kısacası, bu bir çizgimeselesidir.

6-Direnmek, uzlaşmamak ve tes-lim olmamak geleneğimizdir ve Cep-helilerin bulunduğu her yerdedir. Du-varlara, kanla yazılan umudun adı,gözaltında ve hapishanede direnişçizgisini büyütmek, düşmana "teslimol" çağrısı yapacak bir meşrulukinancı taşımak, önce yoldaşlarınıngüvenliğini düşünmek...vb. Bunlarhiçbir talimatta, tüzükte yazılı ol-mayan ideolojimizin yarattığı sonuç-lardır.

7-Tutsaklarımız değerlerimizdir.Tutsaklarına sahip çıkmayan onurunuda geleceğini de kaybeder.

8-Şehitlerimiz en büyük değerle-rimiz, okulumuz, tarihimiz ve gele-ceğimizin yaratıcılarıdırlar. Şehit ai-leleri ise şehitlerimizin bizlere ema-netidir.

9-Halk ve vatan sevgisi, sınıf

kini, feda ruhu, cüret, emek, güven...bir Cephelide bulunması gereken enbaşlıca değerlerdir. Bu değerlerle sa-vaşırız, bu değerlerle geleceğimiziyaratırız.

10-Değerlerimiz moralimizdir.Savaş ise moralle yürür, eğitimle us-talaşırız.

11-Halka zarar vermemek her za-man başlıca değerimiz olmuştur.

12-Dediğini yapmak, yaptığınısavunmak ilkemizdir.

13-Her zaman sırtımızı halka, yü-zümüzü düşmana döneriz.

14-Her koşulda sosyalizmi savu-nuruz.

15-Bir Cepheli her zaman düşmanne diyorsa tersini düşünür.

16-Bir tek; düşman ve biz olsakda; sesimizi, yaptıklarımızı kimseduymaz diye düşünmeden alırız di-renme tavrını... Yaptığımız olumlu-olumsuz her düşünce ve davranışhalka ulaşacaktır. Tanığımız halktır.

17-Örgüt bir halk hareketidir, ör-gütümüz halkındır. Katiller istediklerikadar engellemeye, çarpıtmaya ça-lışsınlar, burjuva basın tek satır yervermesin, halk tanıktır. Halk bilir,görür ve anlatır.

18-Tıpkı 17 Nisan’da olduğu gibi,tıpkı Ankara Dikmen’de olduğu gibi.Ve ölürken örgütlerler şehitlerimiz.

İşte Ankara Dikmen’deki direnişintanığı KAHVEHANE İŞLETENEYÜP BAŞ’ı örgütlemiş ve EYÜPsaflarımızda şehit olmuştur.

19-Gelenek yaratmak kolay de-ğildir. Her örgüt böyle gelenekleryaratamaz, çünkü bu bedel ödemeyive kararlılığı gerektirir.

İstikrarlı ve doğru politikalara sa-hip olmayanlar gelenek yaratamaz.

Gelenek sahibi olmak, varlığınıkorumanın ve gelecekte de var ol-

manın teminatıdır.Tek başımıza kalsak dahi attığımız

sloganın, söylediğimiz marşın halkamutlaka ulaşacağını, dolayısıyla tekbaşınayken;

"Nasılsa kimse görmüyor. Yapsamne olacak, yapmasam ne olacak?"demeden, bize kadar getirilen bu hal-kayı alıp ileriye taşıma sorumlulu-ğuyla ve halka karşı duyduğumuzsorumlulukla düşünmeliyiz.

20-Geleneklerimiz pratiğimiz, pra-tikteki sürekliliğimiz, kararlılığımızdır.Söylediğini yapan, yaptığını da sa-vunan bir hareket olmamızın da birgelenek olduğunu, kuşatmalarda der-hal çatışma kültürü gibi onlarca ge-leneğe sahip olduğumuzu unutma-yalım

21-Tarihin hangi sayfasına ba-karsak bakalım hep aynı şeyi görürüz.Sevdalar halka, sevdalar vatana, sev-dalar kavgaya adanmıştır. İki insanarasındaki sevgi bu sevdalarla bü-tünleşmiş, yeri geldiğinde ise halkve vatan için verilen kavgaya koşmaküzere sevenlerinden ayrılmıştır in-sanlar. Namus, vefa, sadakat, bağlılık,özveri gibi değerler de işte bu onurlutercihlerin içerisinde açığa çıkmış,yaratılmıştır.

22-Nedir devrimci gelenek?"Toprakta hakça bir düzen" diyen Baba İshaklardır."Hak ve adalet" diyen Seyh Bed-

reddinlerdir. "Kadılar müftüler fetva yazarsaişte kement işte boynum asarsaişte hançer işte kellem keserseDönen dönsun ben dönmezem

yolumdan” diyen Pir Sultanlardır."Biz buraya dönmeye değil öl-

meye geldik!”diyen Mahir Çayan veyoldaşlarıdır.

DEĞERLERİMİZ VE

GELENEKLERİMİZ

Page 10: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Hak nedir? diye sözlüklere ba-karsanız size “hak; hukuken korunanmenfaattir” der. Bir başka tanım“Hukuku, adaletin gerektirdiği vebirine ayırdığı şey, kazanım “ şek-linde niteler.

Daha geniş ele alan bir diğersözlükte hak; “herhangi bir varlığın,kanuni veya� ahlaki� gerekçelerle,sahip olması veya yapabilmesi ola-ğan şeyler” olarak tanımlanır.

Öncelikle gerek bu tanımlardagerekse hukuk kitaplarında kavra-tılan yanlışlardan bahsedelim. Sonrada hak arama bilincinin halka ka-zandırdıklarını anlatalım.

“İnsan, yaşama hakkına daya-narak yaşamını sürdürür. Ya da dü-şünce özgürlüğü hakkına dayanarakdüşünce açıklamasında bulunur”şeklinde bir anlatım doğru değildir.Çünkü insanın varlığını koruma vegeliştirme güdüsü hukuken o hakkıntanınmış olmasından kaynaklanmaz.İnsanoğlu doğallığında yaşamınıdevam ettirir. Yaşamını devam etti-rebilmek için her yolu dener. İnsandoğallığında düşünür ve yaşamınıgeliştirir. Ya da doğallığında seyahateder, evlenir, neslini devam ettirirve neslini korumak için tasarruflardabulunur. İnsanlar yaşamın doğallı-ğında tartışırlar, kendilerinin ve aitoldukları toplulukların çıkarlarınıkorurlar.

Tarihsel olarak da insan öncelikleözgürdür, hak sahibidir. Daha sonrahakları ve özgürlükleri zorla elindenalınmıştır. Egemenler tarafından ya-şam hakkı elinden alınmış katledil-miştir. Kişi özgürlüğü elinden alın-mış, zorla çalıştırılmış köle yapıl-mıştır. Susturulmuş sindirilmiş var-lığını geliştirmesi engellenmiştir.

Haklar ve özgürlükler mücadelesiinsanoğlunun sahip olduğu, varlığınasıkı sıkıya bağlı insani özelliklerinigeri alması mücadelesidir. İnsanoğluvarlığına, özüne geri dönmek iste-mektedir. Adalet dediğimiz canlınıniçinde kıpraşıp duran duygu isyan

halinde bir arayışa dönüşür. İnsanınözüne dönme mücadelesinde ona en-gel olan egemenlerin yarattıkları kor-kudan başka bir şey değildir. Bu se-beple adalet asıl olarak siyasi iktidarile halk arasında bir mücadeledir.

Devletler yasaları vatandaşlarahak tanımak için yapmamışlardır.Devletler yasalar ile isyanı önlemeyive halkı denetim altında tutmayıhedeflerler. Bunu da korku ve baskıile yaparlar.

Hak hukuken korunan menfaattirtanımı da bu anlamıyla yanlıştır.Hukuk düzeni bir hakkı en üst dü-zeyde “ koruma altına aldığını” söy-lese de bu gerçek bir koruma de-ğildir. Bunun adı “tanıma” dır. Dahadoğrusu tanımak zorunda kalmasıdır.Hak direnerek korunur. Kağıt üze-

rinde bir hakkın yazılı olması onahayat vermez. Bir hakkı hayata ge-çiren insan iradesidir. Yani insanındirenmesi, hakkını araması, müca-dele etmesidir.

İşte anlattığımız bu durumun bi-linmesi ve buna göre hareket edil-mesi haline biz, meşruluk diyoruz.Yani biz kimseden korunma iste-miyoruz. Kimseden bize bir şeybahşetmesini de istemiyoruz. Bizzaten bizim olanı, bizden çalınanıistiyoruz. Bu bir kağıtta, bir metindebir yasada yazmasa bile böyledir.İşte bu yüzden dövüşerek geri aldı-ğımız hiçbir mevziiyi rızamızla tes-lim etmeyiz.

Öte yandan bugün, sınıflı birtoplumda doğan baskı ve sömürüdüzeninde biçimlenen bir insanın,haklarının bilincinde olmasını ondanbeklemiyoruz. Evet, insan doğallı-ğında bir zulme isyan potansiyelitaşımaktadır. Evet, haksızlığa uğ-radığı duygusunu hiç kaybetmez.Ama onun ısrarlı ve kararlı bir mü-cadele yürütmesi için tarih bilincine,hak arama bilincine sahip olmasıgerekir.

Peki bilinç nedir ki? Burjuvayazarlar ve ideolojik hegemonyacılarbize bazı kavramlar öğretmeye ça-lışıyorlar. Bunlardan biri de “far-kındalık” kavramıdır. Farkına var-mak elbette önemli bir gelişmedir.Ancak tek başına hiçbir şey ifadeetmez. Hatta anlatmak istediğimizşeyden daha belirsiz bir kavram ilekarşılaşırız. Bu yüzden bilincinevarmak kelimesini farkındalık ya-ratmak şeklinde açıklayanlara hiçbakmayalım. Bilinç nedir sorusunasosyal bilimler nasıl açıklama geti-riyor ona bakalım öncelikle.

1. Bireyin her türlü bilgi, düşünceve davranışlarını organize eden zihindurumu.

2. İnsanın inanç, istek ve bilgisihakkında sahip olduğu kavrayış kap-asitesi; kendi kendisinin bilgi veyakonumunun farkında olma yetisi.

HAKLARI KAZANDIRAN YASALAR DEĞİL HAK ARAMA BİLİNCİ VE KİŞİNİN DİRENMESİDİR!

HHak Arama Bilinci; Bizi, Faşizm Karşısında Güçlü Kılar...Bilinç, Yasa Kitabı Okuyarak Kazanılmaz!

İhtiyacımıza karşılıkgelecek doğru bilgiyiedinerek bilinç sahibiolabiliriz. Ancak bu

yetmez. Aynı zamandao bilginin kullanılması

da önemlidir. Yanineden sonuç ilişkilerinidoğru kurmadan bilinçoluşmaz. Ve son olarakbilginin yaşam bulmasıgerekir. Bu pratik öncede yaşanabilir sonra da.Yani insan kitabi olaraköğrenip sonra bunlarıyaşama geçirerek debilinç sahibi olabilir.Yaşamda karşılaştığıolayları bilgi ve doğruyöntem ile inceleyerekde bilinç kazanabilir.Hak arama bilincine

sahip olmak içinöncelikle bilgi ye

ihtiyacımız vardır.

Halkın HukukBürosu

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!10

Page 11: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

İki tanım da bizim aradığımızkarşılığı vermiyor. Sanki kişisel birbeceriymiş gibi anlatılıyor bilinç.Oysa bilinç kazanılan bir durumdur.Bir öğrenme durumudur. Herkes öğ-renebilir, eğitilebilir, insan tutum vedavranışları değiştirilebilir

O halde hemen şöyle söyleyelim;bilinç doğru bilgiyi edinerek oluşur.İhtiyacımıza karşılık gelecek doğrubilgiyi edinerek bilinç sahibi olabiliriz.Ancak bu yetmez. Aynı zamanda obilginin kullanılması da önemlidir.Yani neden sonuç ilişkilerini doğrukurmadan bilinç oluşmaz. Ve sonolarak bilginin yaşam bulması gerekir.Bu pratik önce de yaşanabilir sonrada. Yani insan kitabi olarak öğrenipsonra bunları yaşama geçirerek debilinç sahibi olabilir. Yaşamda kar-şılaştığı olayları bilgi ile ve doğruyöntem ile inceleyerek de bilinç ka-zanabilir. Hak arama bilincine sahipolmak için öncelikle bilgiye ihtiya-cımız vardır.

Bu bilgilerin ilki insanın doğuştanhak sahibi olduğudur. Diğer bir kısımhaklar yüzyıllar içinde ihtiyaca göreve mücadele edilerek kazanılmıştır.

İkincisi insanın haklarının kısıt-lanmadığı bir toplum düzeninin tarihtevar olduğu ve bundan sonra da varolacağı bilgisidir.

Üçüncüsü mevcut devlet düzen-lerinin bu hakların birçoğunun var-lığını hukuken de tanımış olmasıdır.Ulusal ve ulusal üstü belgelerde buhaklar ayrıntı olarak yazılmış ve buhaklara devletlerce müdahale edile-meyeceği konusunda sözler veril-miştir. Devletlerin hangi sözleşmeya da hangi belge ile hangi hakkınasıl tanıdığı konusunda bilgi sahibiolmak önemlidir.

Bu konuda en değerli bilgi, hakkınancak mücadele edilerek korunabi-leceği bilgisidir. Mesela egemenlerkölelik düzeninden kendiliğindenvazgeçmiş olabilirler mi? Kesinliklehayır. Köleler hem aktif hem de pasifolarak yüzyıllar boyunca direnerekkölelik düzenini yıkmışlardır. Kölesahiplerine verimli bir çalışma sun-mamış, çalışırken ayak diremiş, alet-leri kırmış ve köle sahipleri için ve-rimli bir üretim aracı olmadığını gös-

termiştir. Aktif olarak direnmiş veisyan etmişlerdir. Spartaküs’den iti-baren tüm dünya büyüklü küçüklüköle isyanlarına sahne olmuştur. Vebu düzen mevcut toplumsal düzenindaha ilerici olan sınıfları tarafındanaşamalı olarak ortadan kaldırılmıştır.

Maltepe Çocuk Hapishanesi’ndetutuklu Hakan İnci isminde 17 yaşındabir genç, geçtiğimiz hafta en doğalhaklarını koruyabilmek için 22 günaç kaldı. Defalarca dayak yedi. Tecritedildi, tehdit ve baskılara maruzkaldı.

Oysa istedikleri çok basitti. İnsanişartlarda kalabileceği bir koğuşa gö-türülmeyi istiyordu. Koğuşa götü-rülmeyecek ise havalandırma hakkınıistiyordu. Tek başına kaldığı küçücükhücrede metrelerce yükseklikteki dörtduvar arasından da olsa gökyüzünügörmeyi, az da olsa temiz hava almayıistiyordu. Üzerinde okuyup yazabi-leceği bir masa, yaşamı takip edebi-leceği bir televizyon istiyordu. Oysaonun kaldığı hücrede bir elektrikprizi bile bulunmuyordu.

O’nu koğuştan alıp tek kişilik birhücreye kapattılar. 5 günden fazlabir süre tek başına tutulamayacağıhalde neden 1 aydır tek kişilik hüc-rede bulundurulduğunu biliyor mu-sunuz? Çünkü O, ayağa kalkarak sı-raya dizilmeyi bu şekilde sayım ver-meyi reddetti. Buydu büyük “suç”u.

Madem kurum disiplinine uymu-yorsun o zaman kırarız gururunu de-diler, kıramadılar. Çünkü Hakan, gençyaşına rağmen binlerce yıllık halklarınmücadele deneyimine sahipti.

Biliyordu ki; çocuklara ağır disiplincezası uygulanamaz. Çocuğa uygula-nacak en ağır disiplin cezası 5 gün

odaya kapatmaktır. Bu halde bile hav-landırma hakkını kısıtlayamazsınız.

O Engin Çeber’in hikâyesini bili-yordu. Hapishanelerde cunta uygula-ması olarak süre giden ayakta sayımvermeyi reddeden siyasi tutsaklar Met-ris Hapishanesi’nde direnmişlerdi. En-gin Çeber 20 yıl sonra aynı hapishanedeaynı dayatma ile karşılaşmış ama geriadım atmamıştı. Ayakta sayım vermeyireddetmiş bu sebeple işkence ile kat-ledilmişti. Ancak O’ndan sonra MetrisHapishanesi’nde bir daha onursuz ara-ma ve ayakta sayım dayatması ilekarşılaşılmamıştı.

Bir hakka sahip olduğunu bilmekyetmez onu savunacak bir irade vecüret gereklidir. Örneğin yasayı biz-lerden çok daha iyi bilen hakimler,savcılar, avukatlar, askerler, polislergözaltına alınıp tutuklanıyor ve busürecin her aşamasında hukuksuz-luklar ile karşılaşıyorlar. Onlar hak-larını biliyorlar ancak o hakkı savu-nacak cesaretleri olmadığı için hak-larını koruyamıyorlar. Yani haklarıvar ama hak arama bilinçleri yok.Sonuç olarak hak arama bilinci, bizifaşizm karşısında güçlü kılar. Bilinçyasa kitabı okuyarak kazanılmaz, bi-linç mücadele ederek kazanılır.

BirliğimizleFaşizmi Yeneceğiz!

Adana’da 31 Ekim'de FaşizmeKarşı Omuz Omuza Kampanyasıkapsamında Mavi Bulvar ve Müca-hitler caddesinde "Faşizme KarşıOmuz Omuza-Halk Cephesi yazanA3 ve A5 boyutunda pullamalar ya-pıştırıldı.

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

111HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

Page 12: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Ne İçin 'Barış'? Savaş olmadığında, halklar isyan

etmediğinde, zulme karşı savaşma-dığında, kazanan halklar mı olacak?Sömürü düzenlerinde, emperyalistsistemde zenginlikleri halklar mı ka-zanıyor? Silah satıcılarının, ilaç te-kellerinin vs. paraları halkların kasa-larına mı akıyor? Devrimci örgütlersilahları susturduğunda, halkların zen-ginliği mi artıyor? Var mı bunun birörneği?

Peki, o zaman halklar neden zulümve sömürü düzeniyle 'barış' istesin?Gerilla'nın Barışı kitabındaki silah bı-rakma örneklerine göre; sömürü de,yoksulluk da artıyor. Çünkü halkınmücadelesi, emperyalizm ve oligarşinindaha fazla kar için sömürüyü artırma-sının önündeki en büyük engeldir. Çün-kü kendi düzenlerini ayakta tutabilmekve halkın tepkilerini etkisizleştirmekiçin buna ihtiyaç duyarlar. Bir başkadeyişle; halkın ekonomik ve siyasihakları, sadece direnişi yükselterek ka-zanılabilir. Direnişin olmadığı yerdesömürü daha da azgınlaşır.

İflah olmaz tasfiyecilerin dilindekibir slogan da, silahlı mücadelenin sür-mesinin 'savaş ağaları' ve 'silah tekel-lerini' zenginleştirmekten başka birişe yaramadığı vaazıdır. Sanki silahtekellerinin müşterileri halklardır, dev-rimci örgütlerdir? Silah tekelleri, sa-vaşanlardan kar sağlamaz. Onları asılolarak emperyalist işgal ve paylaşımsavaşlarıyla kazanırlar. Tekellere ka-zandıran halkın mücadelesi değil, em-peryalist sistem ve yeni sömürgeciliktir.“Barış” süreciyle, ne yeni sömürgecilik,ne de emperyalist sistem yok olma-yacağına göre, tekeller hep kazanmayadevam edecektir. Silah tekellerininkazanması engellenmek isteniyorsa,tek yol devrimci savaşın zaferini sağ-lamaktır. Bunun dışındaki tüm iddialar,halkı aptal yerine koymak ve refor-mizmin tarihsel “avuntu” edebiyatın-dan başka bir şey değildir.

4 Ekim 2016 tarihli, Kaan Sezyum,Mustafa K. Erdemol ve İbrahim Varlı

(Birgün)'nın yazıları, Kolombiya'dakireferandumdan çıkan “Hayır”ı silahtekellerinin savaş sürsün, kar gelsinanlayışının zaferi olarak görüyorlar.

Barış'ın sandığa gömüldüğünüsöylüyorlar ama bir yandan da sürecinnasıl devam edebileceğine dair akılyürütmekten de geri kalmıyorlar. Ma-dem ki, 'Barış' sandığa gömüldü. Ozaman, yapılacak şeyin silahlı mü-cadelenin ve gerillanın güçlendirilmesiolması gerekmiyor mu? Ama, onlarınderdi, halkların gerçek çıkarına hizmetdeğil, emperyalizm adına reformizmintarihsel koltuk değnekliği göreviniyerine getirmektir.

Bugün emperyalizm ve oligarşiadına 'barış'ı savunanlar kimlerdir?FARC'a yönelik imha politikalarıyla,FARC'ı masaya oturmaya zorlayanlar

da zaten bu halk düşmanları değilmidir? Son dört yıl içinde pazarlıklarsürerken FARC ve Kolombiya halkınayönelik sayısız katliamlar yapan dayine aynı devlet değil mi? Uzlaşmave teslimiyet sağlandıktan sonra artanölüm mangalarının cinayetlerini yineaynı devlet organize etmiyor mu? Bugerçekleri ele aldığımızda, sözkonusuolan, oligarşinin barışıdır. Ve oligar-şinin barışı da tam tasfiyedir.

Kolombiya devleti, barış görüş-melerine katılan FARC liderlerini, osüreçte bile katlettirme girişimlerindebulundu. FARC kendisi icazet dile-yebilir. Ama oligarşi sınıf bilinci vekiniyle hareket ediyor. FARC veyabaşkaları sınıflar savaşında vazgeçe-bilir. Ama oligarşinin düşman ve in-tikam anlayışı daha sınıfsaldır. Çünküsınıfsallığını unuttuğunda, elindekiiktidarı tamamen kaybedeceğini çokiyi bilir. Bunun için Kolombiya devletikendi faşist tabanını ve ölüm man-galarını dağıtmaz. Hep elinde tutar.

Reformistler “Hayır oylarının fazlaolmasında ideolojik nedenlerin de et-kisi hiç de az değildi. Hayır kampan-yasını yuruten bazı grupların FARC’ınMarksist yapısına vurgu yapması veulkenin Castro-Chavez çizgisine ka-yacağını iddia etmesi de bunun gös-tergesi. Yıllardır ABD’nin Latin Ame-rika’daki uydusu işlevini gören kıtagenelinde yukselen sol-sosyalist ik-tidarlara karşı ‘sağ bariyer’ işlevigören Kolombiya’da kitlelere aşılanan“komunist” histerinin etkisi buyukoldu“ diyor.

Hayır yanlış. Komünizm histerisideğil, oligarşinin sosyalizm-komünizmkorkusudur bunun adı. Onlar sınıflarmücadelesini, sosyalizmi unutmuşolabilir ama oligarşi ve emperyalizmunutmadı. Ve sosyalizm mücadelesininkendi iktidarlarını sarsacağını bilir...

Reformistler faşizmi ters yüz edi-yor. Halk faşist o yüzden parti faşistpolitikalar izliyor, oy kaygısıyla fa-şizmi uyguluyor... diyebiliyorlar. Beyinöylesine çarpılmış ki; faşizm gerçeğini,tanımını unutuyor ve faşizmi kitlelere

KKOLOMBİYA’DA REFERANDUM: İŞKENCECİ KATİLLERLE BARIŞ OLMAZ! KURT’LA KUZU AYNI SOFRADA YEMEK YİYEMEZ

Bizim Reformistlerin Referandumda “HAYIR” Çıktığı için Yaşadıkları Hayal Kırıklığı!-2

Reformistler “Hayıroylarının fazla olmasında

ideolojik nedenlerin de etkisi hiçde az değildi. Hayır

kampanyasını yuruten bazıgrupların FARC’ın Marksistyapısına vurgu yapması ve

ulkenin Castro-Chavez çizgisinekayacağını iddia etmesi debunun göstergesi. Yıllardır

ABD’nin Latin Amerika’dakiuydusu işlevini gören kıta

genelinde yukselen sol-sosyalistiktidarlara karşı ‘sağ bariyer’

işlevi gören Kolombiya’dakitlelere aşılanan “komunist”histerinin etkisi buyuk oldu“

diyor. Hayır yanlış. Komünizm

histerisi değil, oligarşininsosyalizm-komünizm

korkusudur bunun adı. Onlarsınıflar mücadelesini, sosyalizmiunutmuş olabilir ama oligarşi ve

emperyalizm unutmadı. Vesosyalizm mücadelesinin kendi

iktidarlarını sarsacağını bilir...

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!12

Page 13: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

mal ediyor, oligarşiyi, faşizmgerçeğinden aklıyor.

Sistemi tanımıyor. “Barışolursa uyuşturucu, tekelleriolmayacak, savaş uyuşturucumafyayı üretiyor” deniyor.Halkın savaşının mafyayıyarattığını söyleyebiliyor vehalk savaşmazsa ortalık gül-lük gülistanlık olacaktır on-lara göre. Yani sorun olankapitalizm değil, emperya-lizm değil; halktır onlaragöre. Halk direnmezse; ka-pitalist, emperyalist sistemgüllük gülistanlık olacak (!).Ve ne mafya, ne yoksulluküreyecek ve ne de silah te-kelleri olacak. Peki o zamansuçlu kim: Hakları için ör-gütlenip direnen halk(!)...

Referandumdaki yenilgiye bir ge-rekçe de FARC'ın barış sürecini top-luma daha dikkatli şekilde anlatama-ması iddiasıdır. Ne demek barış sü-recinin topluma daha dikkatli anla-tılması? Nasıl bir anlatım olmalıydı?Zenginler, burjuvazi iyi anlatılamadığıiçin mi ikna değil? Hayır sınıf bilin-ciyle hareket ettikleri için ikna değillerve biliyorlar ki, burjuvaziyle, halkbarışamaz. Kurtla kuzu aynı sofradaoturamaz. Bu iddia, kendini ve halkıkandırmaktan başka birşey değildir.

“Kronikleşen çatışma ve krizlerinhukum surduğu coğrafyalarda barışsureci de oldukça meşakkatlidir. Butur yerlerde barış çoğu zaman halkarağmen gelir. Yakınını kaybeden, canıyanan insanların bir gunde “duşman”bellediği insanları, çevreleri affetmesipsikolojik olarak da, sosyolojik olarakda politik olarak da zaman alır”...deniyor.

Ne demek 'barış çoğu zaman halkarağmen gelir'... Yani 'barış'ı kabul et-tirmek için, halka karşı savaş mı ve-rilecek? Bu bakış açısı, halkın kendiçıkarlarını göremeyeceğini, halk adına,halkın ikna olmadığı tasfiye politika-larının uygulanması gerektiğini sa-vunmaktır. Ama neden halk ikna değil,çünkü o 'barış' masasından kiminçıkarı olduğunu çok iyi biliyor.

Aynısı Türkiye için de geçerlidir.Sur'da, Nusaybin'de halk binlerle kat-

ledildi. HDP'ye verdikleri oyun bilebedeli ödetildi onlara. Ulusal talep-lerinin bedeli ödetildi. Onun için debarışa inanmadıklarını söylediler. On-lara rağmen barış nasıl yapılacak?Bu kafa yapısı, 'barış' için halkınulusal taleplerini ve adalet taleplerinibastırarak susturmaktan başka biryolu yoktur.

FARC, referandum yenilgisindensonra yaptığı açıklamada 'Kin ve nefretekenlerin yıkıcı gücünün Kolombiyahalkının kararını etkilemiş olmasındandolayı derin üzüntü duymaktadır' di-yerek teslimiyet kararına rağmen, oli-garşinin onu affetmemesini anlaya-madığını gösteriyor. Diğer yandan daoligarşinin sözcüleri de bu sonuçtanFARC'ı sorumlu tutup 'pişmanlıklarını,zamanında göstermediler, geç kaldılar'diyerek açıklıyor.

FARC, Tasfiyeyi Nasıl Meşrulaştırmaya Çalışıyor?

FARC-EP Genel Sekreteri RicardoTellez, 'Bir pat durumu vardı. Mümkünolan tek şey ise, karşılıklı bir diyalogoluşturmaktı. Bu durum karşısındauluslararası dostlarla birlikte hareketegeçtik. Silahlı güçlerimizle de birleşikkoordinasyonla hareket ettik' diyor.(Metin Yeğin, 6 Ekim 2016, YeniÖzgür Politika)

Oysa, ortada bir pat durumu yoktur.FARC ve benzeri diğer örgütler, ye-nildiği için masaya oturdu. Yenilgi,

askeri değil, ideolojik yenil-gidir. Sosyalist ülkeler yıkı-lınca, ideolojik zeminlerinikaybettiler ve güçlü bir ideo-lojik zeminleri olmadığındandolayı savruldular. Onun içinmasaya oturuyorlar. Ortadabir pat durumu yoktur. Eğeröyle olsaydı, masaya getirilenşartlarda da bir pat, yani eşitlikdurumu olurdu. Oysa, masadabelirleyici konumda olan Ko-lombiya oligarşisidir. FARCteslim oluyor diye, devlet deteslim olmuyor.

Türkiye'de de aynı durumsöz konusudur. PKK da “ba-rış” arayışlarını 'artık yenişe-miyorduk, çözümsüz bir nok-taya gelmiştik, çözümsüzlükte

ısrar etmenin gereği yoktur. Çözüm-süzlüğü barışla aşmak gerekir' diyor.Ama pratikte olan nedir: Kürt milli-yetçiliği bugüne kadar savunduğutüm ideolojik tespitlerinden vazgeçti.

Sonuç Olarak: Deniyor ki savaşın kazananı barışın

kaybedeni olmaz. Yalandır, kaybe-denler ortadadır. Emperyalizm ve oli-garşilerle masaya oturan herkes kay-beder. Emperyalizm ve oligarşi isebundan kazanır.

Deniyor ki savaş tıkandı, iki güçde birbirini yenemiyor, bu nedenlede mevcut duruma masa başında birçözüm arayıp, her iki gücün savaşalanında kazandıklarını, masa başındayasal, hukuki hale getiriyor. Uzlaş-macılık, teslimiyetçilik böyle meş-rulaştırılmaya çalışılıyor.

Gerçek böyle değildir. Tersine, dün-yada yaşanan örneklere bakın, ne zamangündeme gelmiş uzlaşma? Dünyada,revizyonist iktidarlar eliyle sosyalistülkeler yıkılmış, emperyalizmin ideo-lojisi kabul edilmiş, dünyanın pek çokülkesinde ilerici, ulusal ve sosyal kur-tuluş hareketleri bundan etkilenerek,emperyalizmin ideolojik hegemonya-sına şu ya da bu biçimde girmiş, sonrasilahları bırakma gündeme gelmiştir.Bunun adına “barış” demeleri gerçek-lerin üzerini örtmüyor, bunun adı tes-limiyettir. Teslimiyet, kendi ideolojin-den, hedeflerinden vazgeçmektir.

Nedir ulusal ve sosyal kurtuluş

İflah olmaz tasfiyecilerin dilindeki bir sloganda, silahlı mücadelenin sürmesinin “savaş

ağaları” ve “silah tekellerini”zenginleştirmekten başka bir işe yaramadığıvaazıdır. Sanki silah tekellerinin müşterileri

halklardır, devrimci örgütlerdir? Silahtekelleri, savaşanlardan kar sağlamaz. Onları

asıl olarak emperyalist işgal ve paylaşımsavaşlarıyla kazanırlar. Tekellere kazandıranhalkın mücadelesi değil, emperyalist sistem veyeni sömürgeciliktir. “Barış” süreciyle, ne yeni

sömürgecilik, ne de emperyalist sistem yokolmayacağına göre, tekeller hep kazanmaya

devam edecektir. Silah tekellerinin kazanmasıengellenmek isteniyorsa, tek yol devrimci

savaşın zaferini sağlamaktır. Bunun dışındakitüm iddialar, halkı aptal yerine koymak ve

reformizmin tarihsel “avuntu” edebiyatındanbaşka bir şey değildir.

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

13HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

Page 14: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

hareketlerinin hedefleri? Bağımsız devletlerdir. Bu hedeften

tümüyle vazgeçmiş, emperyalist sis-temin dışında bağımsız devletlerin ya-şayamayacağı düşüncesini benimse-mişlerdir. Her biri emperyalizme biatederek, bağımsız devlet hayali peşindekoşmayacaklarına yeminler etmişlerdir.

Halk Demokrasileridir hedefleri.Bundan da vaçgeçmişlerdir. Bununyerine emperyalist demokrasiyi, yaniburjuva demokrasisini kabul etmiş-lerdir. Halk demokrasilerine ağızlarınageleni söylemiş, burjuvazinin yalan-larıyla saldırıya geçmiş, hatta küfüretmişlerdir. O kadar pespaye durumadüşülmüştür ki, emperyalizmin yeni-sömürge ülkelerdeki faşist yönetim-lerinin “demokrasicilik oyununu” bile,“demokrasi” diye tanımlayabilmişlerdir.Halk için değil, emperyalist tekellerve oligarşi için demokrasi ister halegelmişler, dillerinden halka ve mark-sist-leninist literatüre ait kavramlarıatarken, yerine emperyalizmin kav-ramlarını koymuşladır.

Açlık ve yoksulluğa karşı eko-nomik adalettir, yani sosyalizmdirhedefleri. Bu hedeflerini de terk et-mişler. Pislikleri adeta paçalarındanakan, her yıl on milyonların açlıktanölümlerine neden olduğu, bizzat em-peryalizmin kurumları tarafındanaçıklanan kapitalist ekonomiyi be-nimsediklerini ilan etmişlerdir.

Bunun adı “barış” değildir. Em-peryalizme ve faşizme karşı savaşalanını terketmişlerdir. Bunun sonucu

olarak, ortada mı duruyorlar? Maa-lesef yine hayır. Çok çeşitli yerlerdeemperyalizm cephesinden, şu ya dabu biçimde, silahlarıyla ya da sa-vundukları ideoloji ve politikalarıyla,dilleri, üsluplarıyla emperyalizm cep-hesinden savaşa dahil olmuşlardır.Emperyalizmin, yeni dünya düzenipolitikalarının kitlelere benimsetil-mesinde rol almışlardır, emperyaliz-min sosyalist sisteme ve halk kurtuluşsavaşlarına saldırısında rol almışlardır.Emperyalizmin, “demokrasi götürme”yalanı arkasına saklanarak yaptığı

işgallerde rol almışlardır. Suriye, Irakörneğinde olduğu gibi, emperyalizminsömürgecilik ve işgal savaşına askerolarak yazılmışlar, emperyalizminsilahını kuşanmışlardır.

O halde, direnmeyen çürür, savaş-mayan imha olur. Kendilerini nasılkandırırlarsa kandırsınlar, adeta canlıcenaze misali, görüntüde yaşayan si-yasal olarak ise cenaze durumuna gel-mişlerdir. Yani imha olmuşlardır.

Sonuç olarak: Kurtla kuzu aynısofraya oturamaz. Otururlarsa, kurtkuzuyu yer.

FARC-EP Genel Sekreteri Ricardo Tellez, 'Bir pat durumuvardı. Mümkün olan tek şey ise, karşılıklı bir diyalog

oluşturmaktı. Bu durum karşısında uluslararası dostlarlabirlikte harekete geçtik. Silahlı güçlerimizle de birleşik

koordinasyonla hareket ettik' diyor. (Metin Yeğin, 6 Ekim2016, Yeni Özgür Politika)

Oysa, ortada bir pat durumu yoktur. FARC ve benzeridiğer örgütler, yenildiği için masaya oturdu. Yenilgi, askeri

değil, ideolojik yenilgidir. Sosyalist ülkeler yıkılınca, ideolojikzeminlerini kaybettiler ve güçlü bir ideolojik zeminleri

olmadığından dolayı savruldular. Onun için masayaoturuyorlar. Ortada bir pat durumu yoktur. Eğer öyle olsaydı,

masaya getirilen şartlarda da bir pat, yani eşitlik durumuolurdu. Oysa, masada belirleyici konumda olan Kolombiya

oligarşisidir. FARC teslim oluyor diye,devlet de teslim olmuyor.

Türkiye'de de aynı durum söz konusudur. PKK da 'barış'arayışlarını 'artık yenişemiyorduk çözümsüz bir noktaya

gelmiştik, çözümsüzlükte ısrar etmenin gereği yoktur.Çözümsüzlüğü barışla aşmak gerekir' diyor. Ama pratikte olan

nedir: Kürt milliyetçiliği bugüne kadar savunduğu tümideolojik tespitlerinden vazgeçti.

Polisin Saldırılarına Karşı

Sessiz Kalmayacağız!İstanbul Gazi Nalbur bölge-

sinde 31 Mart'ta Halk Cephelilerinsürdürdüğü açlık grevi ile ilgiliotobüs konuşmaları yapıldı. Ko-nuşmalarda mahallede yaşananpolis baskısı anlatılırken, polisbaskısına, saldırısına karşı yapılanaçlık grevine desteğe çağrı yapıldı.150 adet bildiri halka ulaştı.

Devriye Atarak,

Mahallemizin

Güvenliğini Sağlıyoruz

Halk Cepheliler, mahalle gen-çliğiyle birlikte İkitelli’de son za-manlarda artan uyuşturucu maddekullanımı ve ona bağlı gelişenfuhuş ve hırsızlık olayları nede-niyle 3 gün boyunca, akşamlarımahallede devriye attı. 26 – 27 –28 Ekim günleri uyuşturucu kul-lanımının yoğun olduğu parklarve ara sokaklarda atılan devriye-lerde uyuşturucu kullanan birçokkişi uyarılarak üzerlerindeki uyuş-turucular imha edildi. Ayrıca çe-tecilerin yanında görülen bir gençkızın evine gidilerek ailesiyle vekendisiyle de görüşüldü.

Komplolarla TutukladığınızArkadaşlarımızı

Derhal Serbest Bırakın!Okmeydanı Halk Cephesi 2 Kasım’da

bir açıklama yayınlayarak komplolarlatutuklanan Halk Cephelilerin derhal serbestbırakılmasını istedi. Açıklamada: “FaşistAKP iktidarı OHAL’i bahane ederek va-tanımızın dört bir yanında devrimci avınaçıktı… Baskılarla tutuklamalarla bizi bi-tirebileceğini sanan AKP iktidarına ses-leniyoruz. Biz halkız baskılarla tutukla-malarla bitiremezsiniz bizi. Onun içinboşuna uğraşmayın komplolarla tutukla-dığınız arkadaşlarımızı derhal serbest bı-rakın”.

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!14

Page 15: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

FAŞİZM “AYIP BİR ŞEY” DEĞİLDİRFAŞİZM TEKELCİ BURJUVAZİNİN DİKTATÖRLÜĞÜDÜR

FAŞİZM, ZALİMİN ZULMÜDÜR

Faşizme karşı savaşmak için önce fa-şizmi tanımlamayı başarmak gerekir.

Reformist ve oportünist solun böylebir sorunu da var. Faşizmi tanımlaya-mazlar. Yumuşatmak isterler. Faşizm ta-nımını laçkalaştırmak isterler.

Reformizm ne diyor?Mesela “faşizm ayıp bir şeydir”de-

nebiliyor.Nedir ayıp? Sözlük şöyle diyor: Top-

lumun ahlak kurallarına aykırı olan, uta-nılacak durum veya davranış.

Faşizmi sadece böylesi ahlaki bir so-runa indiriyor reformizm.

Reformizm, oportünizm faşizm ger-çeğinden kaçmak için uydurur bunları.Oysa, çok severler ilgili ilgisiz “yüzleş-me” kelimesini kullanmayı. Faşizmleyüzleşemezler ama. Faşizmin gerçek yü-zünü görmezden gelmek için gözlerinikaparlar.

Örneğin, kan gölüne çevrilir ülkemiz,onlar sorumluluğu ya “derin devlet”eatarlar, ya bir bakana, ya bir polise...

Sistemi çözümlemezler. Sistemin halkakarşı savaş için örgütlenmiş faşist birsistem olduğu gerçeğini çözümlemezler.

Faşizm demek yerine “iyi kötü de-mokrasi” der, faşizmin katliamcılığınımeşrulaştırırlar.

Faşizmi demokrasi diye tanımlamakişlerine gelir. Demokrasi dediklerinde,faşizme karşı savaşmamanın meşru gö-rüleceğini düşünürler.

Bu zeminde gider, Türkiye tarihiningördüğü en faşist partilerden biri olanAKP’ye, halka karşı savaşında payandaolurlar. Faşizmin suçlarına ortak olurlar.

İşte, bu politikanın, şekilsizliğin vardığınoktalardan biridir, faşizmi “ayıp şey”diye tanımlamak.

Milyonlarca insanın katledilmesi ayıpşey değildir. Faşizm kandır, gözyaşıdır,ölümdür. Faşizmin nedeni emperyalisttekellerin sömürü hırsıdır. Ama faşizmi“ayıp şey” diye meşrulaştırmaya çalışanınyaptığı ayıptır, kişiliğinde ahlaki zayıflıkvardır.

FAŞİZM NEDİR?Faşizm kitle iletişim araç-

larını kontrol altına alınması-dır. Kimi medya hükümet ta-rafından doğrudan kontrol edi-lirken, diğer durumlarda do-laylı olarak diğer genelgeler,mevzuatlar, sempatik medyatemsilcileri ya da yöneticileritarafından kontrol edilir. San-sür, özellikle savaş dönemle-rinde oldukça yaygındır.

EZBERLEYELİM:

"Faşizm çürümekte

olan kapitalizmdir."

Lenin

FAŞİZMİN SUÇLARI:Emperyalizm, iki dünya savaşı çı-

karmıştır. Almanya, insanlık tarihininutançla andığı en kanlı sayfaları yaz-mıştır.

-Tüm kara Avrupa’sını Yunanis-tan'dan Fransa'ya, Bulgaristan'dan Po-lonya'ya dek işgal etmeye kalkışmış,halklara aklın almakta zorlandığı iş-kenceler ve soykırım uygulamıştır.

-1. Paylaşım Savaşı’nda ölü sayısı10 milyon, yaralı ve sakat sayısı ise 20milyondan fazlaydı. Milyonlarca insankıtlık ve salgın hastalıklar sonucu canverdi.

-2. Paylaşım Savaşında 30 milyoninsan öldürüldü, 35 milyon insan sakatbırakıldı.

Alman faşizmi sadece SovyetlerBirliğinde 1718 şehri, 70 bin ilçe veköyü yıkmış, 20 milyon insanı katlet-miştir. 25 milyon insanı evsiz bırakmıştır.Gaz odaları ve krematoryumlarda 6milyondan fazla Yahudi ve komünistivahşice öldürmüştür.

FAŞİZMİNHUKUKUNASILDIR?Her ülkenin içinde bu-

lunduğu koşullara, faşizminiktidara geliş biçimine bağlıolarak, hukukun şekillenişide farklılıklar gösterir.

Burjuva demokratik hakve özgürlükler kağıt üzerindebiçimsel olarak tanınır. Vevar olan hakların nasıl gaspedileceği de yazılıdır hukuksisteminde. Bundan kaynaklıhaklar ve özgürlüklerin dar-lığı veya genişliğinin sınır-ları, yazılı metinlere göredeğil, sınıflar mücadelesininfiili güç ilişkileriyle belir-lenir. Bizim gibi ülkelerdekihukukun “izafi” bir özellilktaşıdığını da belirtebiliriz.

AKP iktidarının sadece son

üç ayında ve OHAL koşulları

altında;

118 basın kuruluşu kapa-

tıldı,

184 basın çalışanı gözaltına

alındı, bunlardan 56’sı tutuk-

landı.

Tutuklu gazetecilerin sayısı

110’u geçti, 866 gazeteci işsiz

kaldı, 620 gazetecinin basın

kartı, 32 gazetecinin de par-

lamento kartı iptal edildi.

24 yayının lisansı iptal edil-

di.

2 gazetenin yayını durdu-

ruldu.

29 yayınevi ve dağıtım şir-

keti kapatıldı.

Son KHK'lerle birlikte 2 ha-

ber ajansı, 10 gazete ve 3

dergi kapatıldı.

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

15HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

Page 16: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

AŞURE DAĞITIMIGazi:Halk Meclisi her yıl düzen-

lediği aşure programını bu sene30 Ekim'de yaptı. Halkların ge-leneklerini, göreneklerini sahip-lenen Halk Meclisinin yaptığıaşure programına kalabalık ka-tılım olurken, 2500 kişilik aşure;Gazi Halk Meclisi önünde, Nal-bur Akbank önünde, SondurakHakan Kasa parkında halka su-nuldu.

Gazi Halk Meclisi önü, GaziAkbank önü ve Sondurak HakanKasa Parkı'nda saat 14.00’deyapılacak aşure programınınpankartları 29 Ekim'de asıldı.

Dersim: Seyit Rıza Meydanı'nda 29

Ekim'de aşure dağıtımı yapıldı.Aşure için hazırlıklar bir geceevvelden başlandı. Malzemelertemizlendi. Sabah erkenden debir aile ile birlikte aşurenin ya-pımına başlandı. Sonrasında Se-yit Rıza'da son bir kez daha bil-

diriler ile halka çağrılar yapıldı.Bildiri dağıtımında olumlu tep-kiler alındı. Saat 15.00 oluncaKerbela’dan bu yana direnenlerindevrimciler olduğu, Kerbela’danbu yana halkın Yezidler’e boyuneğmeyişini anlatan kısa bir yazıokundu. Daha sonrasında aşu-reler dağıtıldı ve afiyetle yendi.

Halk Cepheliler Alibaba Ma-hallesi’nde 28 Ekim'de aşureprogramıyla ilgili 250 bildiridağıtımı yaptı.

“Faşizme KarşıOmuz Omuza”

İkitelli’de faşizmin saldırıla-rına karşı başlatılan “FaşizmeKarşı Omuz Omuza” kampan-yasının çalışması kapsamında 29Ekim’de mahallenin birçok ye-rinde yazılamalar yapıldı. Yapılanyazılamalarda faşizmin saldırı-larına karşı omuz omuza ve Fa-şizme Karşı Mücadele Ekipleri’nekatılma çağrıları duvarlara ya-zıldı. Toplamda 15 adet yazılamayapıldı.

ELLERİNİZ VE YALANA DAİR...Ve insanlar, ah, benim insanlarım, yalanla besliyorlar sizi, halbuki açsınız, etle, ekmekle beslenmeğe muhtaçsınız. Ve beyaz bir sofrada bir kere bile yemek

yemeden doyasıya, göçüp gidersiniz buher dalı yemiş dolu dünyadan.

...İnsanlarım, ah, benim insanlarım, antenler yalan söylüyorsa, yalan söylüyorsa rotatifler, kitaplar yalan söylüyorsa, duvarda afiş, sütunda ilan yalan

söylüyorsa, beyaz perdede yalan söylüyorsa çıplak

baldırları kızların,dua yalan söylüyorsa, ninni yalan söylüyorsa, rüya yalan söylüyorsa, meyhanede keman çalan yalan

söylüyorsa, yalan söylüyorsa umutsuz günlerin

gecelerinde ayışığı, söz yalan söylüyorsa, renk yalan söylüyorsa, ses yalan söylüyorsa, ellerinizden geçinen ve ellerinizden başka her şey herkes

yalan söylüyorsa, elleriniz balçık gibi itaatlı, elleriniz karanlık gibi kör, elleriniz çoban köpekleri gibi aptal

olsun, elleriniz isyan etmesin diyedir. Ve zaten bu kadar az misafir kaldığımız bu ölümlü, bu yaşanası dünyada bu bezirgan saltanatı, bu zulüm bitmesin

diyedir.Nazım HİKMET

29 Ekim tarihli 676 sayılı KHK ilebirlikte "Darbe ve Terör" suçlarındantutsak olanların yargılandığı davalarda,sanığı en fazla 3 avukat savunabilecek.

Avukatlarla yaptığı görüşmeler 6 aysüreyle yasaklanabilecek.

Avukatlarla yapılacak görüşmeler ha-kim kararıyla teknik cihazlarla görüntülüolarak kaydedilebilecek. Avukatıyla mü-vekkili arasında paylaşılan belgeler gaspedilebilecek. Görüşme keyfi olarak son-landırılabilecek.

FAŞİZME DİRENMEK MEŞRUDURFaşizm 24 Aralık 1978'de Kahramanmaraş'ta halkı sindirmeye

yönelik olarak bir katliam gerçekleştirdi. Maraş Katliamı Türkiyesınıflar mücadelesi tarihinde faşizmin gerçekleştirdiği en kanlı veen vahşi saldırılardan biridir. Resmi rakamlara göre 111 insankatledildi.

4 Temmuz 1980'de bu sefer faşizmin eli Çorum'daydı. Çorum'daMaraş'taki katliamın aynısını yapamadılar; çünkü devrimcilerinörgütlü gücü buna engel oldu. Çorum’u Maraş’a çevirme peşindekoşan faşistler beklediklerini bulamamışlar, halkı gafil avlayama-mışlardı.

Devletin resmi kolluk kuvvetleri, ordu ve polis birliklerinindesteğiyle Çorum halkına saldıran faşistler, halkın ve devrimcilerindirenişiyle karşılaştı. Saldırılar püskürtüldü. Bundan sonra dev-rimcileri ve halkı Maraş’taki gibi gafil avlayamayacaklardı.

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!16

Page 17: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

ÇÜNKÜ:- Grup Yorum halktır. Grup

Yorum halkın türkülerini söy-ler,

- Grup Yorum direniştir,- Müziği faşizme ve emper-

yalizme karşı savaşın silahı ola-rak kullanmıştır,

- Müziğinde halkın sorunla-rına çözümleri vardı,

- İşkence görmüştür, gözal-tına alınmıştır, kurumları ba-sılmıştır, tutuklanmıştır... amaboyun eğmemiştir,

-Halka kendi gücünü gös-termiş, halka güç vermiştir.

- HALKIN ÖFKESİNİUMUDA DÖNÜŞTÜRMÜŞ-TÜR

- Faşizme ve emperyalizmekarşı direniştir,

- Yüzbinlerce yürekle hay-kımıştır; "Bu vatan bizim, aç-lığın yoksulluğun olmadığı biryaşam için türkülerimizi söy-lüyoruz."

- Yüzbinleri el ele tutuşturup

kenetlemiştir.- GRUP YORUM HİÇ BİR

ENGELE TESLİM OLAMA-MIŞTIR, DİRENME GELE-NEĞİNİ YARATMIŞTIR!

-Grup Yorum sınır ve yasaktanımamıştır,

- Türküleriyle faşizmin ger-çek yüzünü ortaya çıkarmıştır

- Grup Yorum'un türküleriadalet talebini daha sesli hay-kırmıştır,

- Grup Yorum halka kendigücünü ve yenilmezliğini gös-teriyor,

- Grup Yorum tüm yoksul-ların ezilenlerin çoşkun sesidir,

- Grup Yorum milyonlarınaynı yürek olup, aynı türkülerisöylemenin, aynı dili konuşma-nın, aynı halayda omuz omuzadurmanın coşkusunu halka ta-şımıştır.

- Halka, geleceğe dair umutvermiştir.

- Grup Yorum halkın, onu-run, adeletin, direnenlerin, yok-

sulların, ezilenlerin sesidir- Konserleriyle halka bağım-

sızlığı ve özgürlüğü yaşatmıştır-Grup Yorum halkı:"Cemo" ile birlikte tek yürek

olup umutlandırıyor"Gel ki Şafaklar Tutuşsun"

ile halaya tutuşturuyor"Hasta Siempre" ile Che’yi

anlatıyor."Amerika katil, defol" ile

bağımsızlığı haykırıyor - Grup Yorum; tersanelerde, madenlerde

ölenlerin öfkesi,“Bağımsız Türkiye" diyen ve

tutuklananların sesi,açlıkla, yoksullukla terbiye

edilmeye çalışanların ahı olmuş-tur!

- GRUP YORUM 2011'DE 150.000 KİŞİ2012'DE 350.000 KİŞİ2013'DE 550.000 KİŞİ2014'DE YÜZBİNLERİ

MEYDANLARA TOPLAMIŞ-TIR

Neden Faşizmin Hedefindedir?

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

117HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

Page 18: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Dev-Genç’liler; 47 yıldır kan ve can bedeli yaratılan

değerlerin, kazanılan zaferlerin onurlutemsilcileri; tarihimizden, şehitleri-mizden, halkımızdan ve haklılığımız-dan aldığımız güçle 7 Kasım'da; okul-ları, meydanları, sokakları dar edelimAmerika'nın beslemesi, işbirlikçi ka-tillere!

Günün sancısı var, Şafağın çağrısı var, Zaferin müjdesi var, Kavga seni çağırıyor... Dev-Genç’liler; 12 Eylül karanlığında, baskı ve

kuşatmalarında, kimsenin başını kal-dıramadığı, sesini çıkartamadığı za-manlarda gürül gürül akan coşku-muzla, sarsılmaz inancımızla biz var-dık faşizmin karşısında.

Gürleyip doğrulduk Nisan Diren-işleri’yle. Hamiyet olup, meydan oku-duk faşist işgallere.

Edirne'den Kütahya'ya, Trab-zon'dan Adana'ya, Anadolu'nun dörtbir yanında gençliğin akademik, de-mokratik sorunlarına sahip çıkıp,kendi örgütlenmelerimizi yarattık.

Okullardaki polis-idare işbirliğine,dernekler üzerindeki baskılara, okul-dan atılmalara karşı kampanyalar ör-gütledik.

Siyasi iktidarın baskı ve şiddetinerağmen yılmadan, yorulmadan hepen öndeydik.

Durmadık, yorulmadık; yükseköğrenim gençilğinin merkezi örgüt-lülüğünü kurarak, 12 Eylül'ün çocuğu

YÖK’e ve tüm uygulamalarına karşı7 Kasım 1990'da, 12 Eylül sonrasınınilk Genel Boykot'unu örgütledik. Tekbaşımızaydık, "olmaz, gençlik hazırdeğil, yapamazsınız" diyenlere inatbaşardık.

Seher Şahin olduk dayanışma ma-salarında, Birtan olduk işkencecilerinkarşısında ve dağlarda şahan, hapis-hanelerde boran olduk... Umut oldukhalkın bağrında.

Zamlara hayır mitingleri'nde "Zam,zulüm işkence, işte faşizm" diye hay-kırdık.

"Ortadoğu, Ortadoğu halklarının-dır" diyerek Filistin’in çocuk gene-rallerine taş taşıdık.

Gözaltında kayıplara, işkence vegözaltılara karşı siyasi parti binalarını,okuldan atılmalara, soruşturmalarakarşı rektörlük binalarını işgal ettik.

İşçi grevlerinde, dayanışma ha-laylarındaydık. 3 Ocak Genel Gre-vi'nin örgütlenmesinde ve Ankara yü-rüyüşünde maden işçileriyle en ön-deydik. Burjuvazinin seçimlerineumut bağlayanlara "Seçim Çare DeğilDevrim" dedik...

Dev-Gençliler; Tam 26 yıldır, kesintisiz bir şekilde

6 Kasım Boykotları'nı örgütlüyoruz.Bu kesintisizlik, kavgadaki ısrar, hak-lılığımıza ve kazanacağımıza olaninancımızdır.

Koca bir miras devraldık, bizdenönce gidenlerden, toprağa düşenlerden.And olsun ki bu mirasa canımız pa-hasına sahip çıkacak, leke sürdürme-

yecek ve daha da büyüteceğiz. Yolumuz uzun, görevimiz büyük! Emperyalizme karşı bağımsızlık,

faşizme karşı demokrasi, sömürüyekarşı sosyalizm savaşının başeğmeyenneferleriyiz.

Biz Dev-Genç’liyiz; 1968'lerde yoksul köylüyle birlikte

toprak işgalinde, Dolmabahçe'de de-nize dökülen Amerikan Bahriyelilerinpeşinde, işgal-boykot ve forumlarlaDemokratik Üniversite kavgasındave işçinin grevinde, sokaklara sığ-mayan yürüyüşlerin en önünde olan...

Biz Dev-Genç’liyiz; Birtanlar'ın, Berdanlar'ın, Ferda-

lar'ın, Adnanlar'ın, Günerler'in, EkremAkınlar’ın, İsmail Bahçeciler’in, ErolYalçınlar’ın, Çiğdemler'in, Bernalar'ın,Şafaklar'ın, Bahtiyarlar'ın... yoldaş-larıyız. Türkiye Devrimci Hareketi'neen değerli kadroları yetiştiren Dev-Gençli’leriz.

Liseli, üniversiteli, mahalleli, köy-lü, işçi, işsiz gençler;

Türkiye nüfusunun dörtte birinigenç nüfus oluşturuyor. Yani yaklaşık20 milyon genciz. 20 Milyon gencinasıl bir geleceğin beklediği sır değil.Peki ne yapacağız; durup-oturacakmıyız? Kaderimize razı mı olacağız?

Dev-Genç’liler; Ülkemizdeki 20 milyon genç ör-

gütlenmeyi, geleceği ve kurtuluşuiçin mücadele etmeyi bekliyor.

7 Kasım Boykotu'na tüm gençliğikatmak için seferber olalım. 7 Ka-sım'da hayatı durduralım, gençliği

Bu Toprakların Onurlu Evlatları; Emperyalizme ve Faşizme Karşı 47 Yıldır Di-renen, Savaşan, Teslim Olmayan DEV-GENÇ’liler;

İşçiler, Memurlar, Mahalleliler, Esnaflar, İşsizler, Kadınlarımız...

Faşizmin OHAL’ini Tanımıyoruz Demek İçin

- İşimiz, Ekmeğimiz ve Geleceğimiz İçin

- Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Dur Demek İçin

- Halka Adalet, Katillere Ceza İstemek İçin

- Zulme ve Sömürüye Son Vermek İçin

- Bağımsız, Demokratik Bir Türkiye İçin

B O Y K O T T A Y I Z !

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!118

Page 19: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

ayağa kaldıralım. Biz Dev-Genç’liyiz; isteyip de ya-

pamıyacağımız bir iş, aşamayacağımızbir engel yoktur.

İstanbul, Bursa, Eskişehir, Ankara,Muğla, Biga, Çanakkale, Antep,Amed, Dersim, Malatya, İzmir, An-talya, Hatay, Adana, Mersin, Sivas,Elazığ... Liseli Dev-Genç’liler, Dev-Genç’liler; düne kadar yanımızda,yanıbaşımızda olan arkadaşlarımızınbirçoğu bugün hapishanelerde. Tutsakyoldaşlarımızın yerine de koşturarak,iki kat enerji harcayarak, onlarınyerini boş bırakmayarak örgütleyelim6 Kasım Boykotumuzu.

7 Kasım'da; - Tutuklu öğrencilerin serbest bı-

rakılması için, - Parasız, demokratik, bilimsel bir

eğitim için, - YÖK ve tüm uygulamalarının

kaldırılması için, - Halk için bilim halk için eğitim

talepleriyle; B O Y K O T T A Y I Z ! İşçiler, Memurlar, Mahalleliler,

Esnaflar, Sanatçılar, Hukukçular, Mi-mar-Mühendisler, Halkımız;

7 KASIM'DA - Faşizmin OHAL'ine teslim ol-

mayacağımızı göstermek için, - İşimiz, ekmeğimiz ve geleceğimiz

için, - Uyuşturucuya ve yozlaşmaya

dur demek için, - Halka adalet, katillere ceza iste-

mek için, - Zulme ve sömürüye son vermek

için, - Bağımsız, demokratik bir Türkiye

için B O Y K O T T A Y I Z ! Boykot Komitelerinde yer alan

arkadaşlar: . Gidilmedik ev, çalınmadık kapı

bırakmayalım. . Kimlerin nerede, nasıl boykota

katılacaklarını programlayalım. . Boykot kırıcılarına karşı önlem-

lerimizi alalım. Hiçbir şey kendili-ğinden olmaz, müdahale edelim. Herşeyi bir örgütleyelim, programlaya-lım.

Öğrenci arkadaş; Boykotuna sahip çık! Okuluna

git, derslere girme! Ailelerimiz, anne ve babalar; ev-

ladınıza, oğlunuza, kızınıza sahip çı-kın. Faşist katillere yem etmeyin.Onların yanında yer alın. Çocukları-nızla birlikte siz de BOYKOT'a katılın.

Esnaflarımız! 6 Kasım Boykotu’na destek olmak,

kendi sorunlarınıza sahip çıkmak içinBOYKOT'a katılın, dükkanlarınızı,işyerlerinizi açmayın.

Kamu emekçileri, öğretmenler;özlük haklarınız için, çalışma koşul-larınızın düzeltilmesi için, iktidarınkapı kulu olmamak için öğrencileri-

nizle, arkadaşlarınızla, ailenizle birlikteBOYKOT'a katılın.

Dağlardan, tarladan, kondulardan Nehir gibi coş da gel Fabrikadan, okullardan çık yola Caddeleri aş da gel Umut yeşerdi işte Büyüyor direnişte Davetliyiz güneşe Al yüreğini Öfkeni kuşan da gel Dev-Genç seni çağırıyor! 7 KASIM'DA BOYKOT'a! BOYKOT'A KATILALIM, HA-

YATI DURDURALIM!

Gençliğin Tarihinden...12 Eylül Sonrası İlk Genel Boykot: 6 Kasım

Gençliğe yönelik saldırıların ka-rargahlarından biriydi YÖK.

Her 6 Kasım'da 12 Eylül'e, fa-şizme meydan okudu gençlik.

Gençlik '84'den sonra atılmalara,tek tip dernek yasasına karşı dilek-çelerle, yemek boykotlarıyla, yürü-yüşlerle savaş açtı.

'89'da 6-13 Kasım arası “YÖK'üProtesto ve Demokratik Üniversiteİçin Mücadele Haftası” ilan edilmişti.Ama '90'ın 6 Kasım'ında çok dahagüçlü bir vuruş yapılacaktı...

Gençlik merkezi örgütlülüğünekavuşmuş, kitleselliği yakalamıştı.Bu gelişime denk olmalıydı eylem-leri. Güçlü, kapsamlı genel bir ey-lemle 12 Eylül'ün baskı, terör vedepolitizasyon politikalarının iflasettiği kanıtlanacaktı.

15 Ekim'de İYÖ-DER Meclisitoplandı. 150 öğrenci temsilcisikarar aldı: “6 Kasım'da GENELBOYKOT YAPACAĞIZ”.

Bu kararın ardından üniversitelerarası sosyalist rekabet başladı: İTÜ% 80 başarı sağlayacağını söylüyorsabiz % 100 başaracağız” dedi İÜ'lüler.İÜ, İTÜ, Yıldız, Marmara, MSÜ bir-biriyle kıyasıya bir yarışa girdilerboykotu daha iyi başarabilmek için.Bu coşkuyla başladı boykot çalışmaları,bu coşkuyla sürdü. Bu coşku boykotgünü halaylardaydı, sloganlardaydı.

Karar Anadolu'ya aktarıldı, tar-tışıldı. Anadolu'da “BOYKOT”dedi.

Edebiyat Fakültesi yarışta öndegidiyordu, ilk Boykot Komitesi'niEdebiyatlılar kurdu. Diğerleri izledionları. Sadece İstanbul'da 100'ü aşkınBoykot Komitesi kuruldu, 1000'eyakın öğrenci komitelerde çalıştı.

Sınıflarda, kantinlerde tartışıldı,YÖK'e karşı olan herkesin komitedeçalışabileceği anlatıldı. Sınıf ve am-filer baz alındı komitelerin oluşu-munda. Sınıf ve Amfi Komiteleridemokrati bir seçimle Fakülte Ko-miteleri'ni, fakülte komiteleri Üni-versite Komiteleri'ni seçti. ÜniversiteKomiteleri de İstanbul Boykot Ko-mitesi'ni oluşturdu.

Karşı çıkanlar da vardı bu biçime.Kimi, boykot komitelerinin “siyasianlayışlarca oluşturulmasını”, kimileride “derneklerde oluşmasını” istiyordu.Oportünizmin savunduğu bu iki yak-laşımda reddedildi. Boykot komitelerikitle inisiyatifini geliştirecek, örgütsüzöğrencileri mücadeleye çekecekti.Onun için kitlelerden oluşacaktı. Ba-zıları da boykot komitelerini tümdenreddederek “derneklerin işlevsiz kal-dığını” iddia ettiler.

Çok yeni insanlar katıldı komi-telere. Karar alma sürecine doğrudankatılan bu insanlar içten ve enerjikçalışmalarıyla boykota hazırlandılar.6 Kasım Boykotu'nu da, bu boykotaöncülük eden Devrimci Gençliği deaynı içtenlikle sahiplendiler.

(Bağımsızlık, Demokrasi ve Sos-yalizm Mücadelesinde Gençlik-2)

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

19HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

Page 20: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

�� Biz diyoruz ki; Dev-Genç'liler kesintisiz olarak 26 yıldır 6 Kasım

Boykotunu hayata geçirdiler ve gençliğin mücadele tarihine armağan ettiler.

� Biz diyoruz ki; oligarşinin YÖK'ün kuruluşundan bugüne hedeflediği,

gençliği sindirme ve yeniden şekillendirme isteği Dev-Genç'lilerin direnişi ilekarşılaşmıştır. 6 Kasım Boykotu, zulmedene karşı direnişin halklaştığı gündür.

� Biz diyoruz ki; 6 Kasım Boykotu sadece üniversiteli ya da liseli gençliğin

eylemi değil bir halk direnişidir.

� Biz diyoruz ki; bir gençlik eylemi olarak başlayan 6 Kasım Boykutu artık

halkla iç içe geçmiştir. Mahallelinin, esnafın, liselinin üniversitelinin ortaktalepler etrafında birleştiği ve mücadele ettiği bir zemin olmuştur.

� Biz diyoruz ki; YÖK'e karşı verilen mücadele, sadece YÖK'le sınırlan-

dırmamıştır. YÖK'e karşı mücadele, halk iktidarı için verilen mücadeledir.

� Biz diyoruz ki; Dev-Genç, kendini, üniversitelerdeki akademik sorunlarla

sınırlamadığı gibi sadece gençliğin isteklerine ve ilgilerine göre örgütlenmelerde yaratmamıştır. 6 Kasım Boykotu aynı zamanda tüm halk kesimlerinintaleplerinin haykırma günü de olmuştur.

� Biz diyoruz ki; Dev-Genç'in gelenekselleşen 6 Kasım Boykotu, mücadelenin

haklılığı ve meşruluğu olmuştur. Bu haklılık ve meşruluk, ezilenle ezenin,haklıyla haksızın, halkın mücadelesidir. 6 Kasım, gençliğin ve halkın ortaksorunları etrafında birleştiği, ortak mücadele günüdür.

� Biz diyoruz ki; Dev-Genç faşizme ve emperyalizme karşı halkı birleştiren

güçtür. Bu gücümüzü, halka nefes aldırmayan, ülkemizi açık bir hapishaneyeçeviren oligarşiye karşı, 6 Kasım'da okullarımızda, mahallelerimizde, sokaklardagöstereceğiz.

6 KASIM BOYKOTU, DEV-GENÇ'İNÜLKEMİZ GENÇLİĞİNE ARMAĞAN ETTİĞİ

MÜCADELE GELENEĞİDİR

Biz Diyoruz ki;�

20

Page 21: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Gazi Mahallesi, faşizmin ilk hedef aldığı yer olmuştur.Faşizm, Cephe’nin mücadelesini, örgütlülüğünü GaziMahallesi’nde dağıtmak istiyor. Ancak karşılaştığı direnişve savaş olmuştur. Gazi halkı, faşizmin saldırılarınakarşı Gazi Cemevi’nde açlık grevi direnişine başladılar.Faşizm, açlık grevi direnişine de saldırmak için direnişinsürdüğü cemevini kuşattı. Cemevi yöneticileri ortadankayboldular. Cepheliler ve örgütlü Gazi Halkı direndi.Halk, evlerinden 5’er, 10’arlı gruplar halinde sokaklaraçıktılar. Halkın sahiplenmesi, kimi sokaklarda tencere-tavaları döverek gösteri yapmaları, evlerinden çıkma-yanların genel duyarlılığının yansıması karşısında faşizmcemevi çevresindeki kuşatmayı kaldırıp, mahalleyi terketmek zorunda kaldılar.

Gazi Halk Meclisi Gazi Cemevi’nin polisler tarafındanablukaya alınmasıyla ilgili 27 Ekim’de bir açıklamayaptı. Açıklamada: “ Halkımız 25 Ekim’de AKP’ninkatil polisleri Gazi Cemevi’ni ablukaya aldı. Duydunuzmu?

Gazi Cemevi bahçesinde 17 Ekim tarihinden bu yanapolisin saldırılarına, tutuklamalarına karşı açlık greviyapılıyor. Gazi Mahallesi şehitler vermiştir onuru içinve yine tutsaklıklar, şehitlikler uğruna korunacaktır.Burası yoksul halkın yaşadığı örgütlü bir mahalle. Herkarışında bir şehidimizin kanı var. Her sokağı devrimcilerincanı pahasına geçilmiyor. Bu mücadele onurumuzun,namusumuzun savaşı. Gazi sokaklarına uyuşturucuyusokan düzen ve düzenin bugün var olan bekçisi AKP’dir.Onların korumalığını yapan katil sürüsü polislerdir.Uyuşturucuya karşı çıktığı için insanlarımızı tutuklayankatil sürüsünün ellerinde Berkin’in, Uğur’un, Dilek’in,Günay’ın kanı var. O pis elleriyle Ölülerimize (Çiğdemve Berna) dahi işkence yapan katil sürüsü, çocuklarımızın

yaşayacağı güzel bir günü dahi istemiyorlar. Artık di-renmekten başka çaresi yoktur halkın. Onların meclisidüzenin pisliğini örtmeye çalışan göstermelik bir simgedir.Korkmayın, evlerinizden çıkın. Dün de vardı bütün busaldırılar. Sadece farkı iki- üç zırhlısı fazla. Örgütlü birgücün karşısında hiçbir şey onlar. Bugün devrimcileritutukluyorlar, yarın ise; sıra halkın bütün kesimlerinegelecek. Tencerenizle tavanızla, açlık grevine destekle,saldırılar karşısında direnerek, mahallelerimizde bunlarakarşı mücadeleyle zafer kazanılır. Bütün halkımızı açlıkgrevine desteğe çağırıyoruz. “Ne gelir elimizden” de-meyelim. Çıkalım ve çocuklarımızın, gençlerimizinönünde polisin saldırılarına karşı siper olalım...” denil-di.

Gazi Direniştir, Yiğitl iktir.. . Tüm Kuşatmaları

Örgütlü Mücadelemizle Aşacağız!

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

21HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

Page 22: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Hatay Halk Cephesi, Antakya veSamandağ’da polisin artan keyfi uy-gulamalarına, tacizlerine ve devrim-ciler üzerindeki iftiralarına karşı 28Ekim’de yazılı bir açıklama yayınla-yarak şu sözlere yer verdi; “9 Ekim’de2 Dev-Genç’li arkadaşımız AntakyaKöprübaşı’nda yürürken sivil polislertarafından yolları kesilip keyfi birşekilde kimlik istenmiş, sırt çantala-rının aranacağı söylenmiştir. Çantadaki1 adet Yürüyüş dergisinden bile kor-kup derginin yasaklı olup olmadığınıaraştıracaklarını belirtmeleri üzerine,arkadaşlarımız bu muamelenin keyfiolduğunu, istedikleri zaman istedikleriyerde bu şekilde davranamayacaklarınıbuna müsaade etmeyeceklerini be-lirtmişlerdir… Yine başka bir günyolda yürüyen 2 Dev-Genç’liye po-lisler tarafından laf atılıp taciz vetehdit edilerek “Seni bir elime geçi-rirsem, seni bir gözaltına alırsam neyapacağımı bilirim” denilerek arka-daşlarımız korkutulup sindirilmeyemahkum edilmeye çalışılmıştır. Enson 18 Ekim’de Samandağ polisininyaptığı ahlaksızlık ve komplolar sınırıiyice aşmıştır. Bir başka arkadaşımızınikamet ettiği mahallesine giden Sa-mandağ polisi, mahalle esnafını ge-zerek arkadaşımız hakkında mesnetsiziddialarda bulunup, arkadaşımızın

“DHKP-C silahlı örgüt üyesi” olduğuşeklinde haberlerle halkımıza yalansöylemiştir. Fakat mahalle esnafı po-lisin yaydığı yalan haberlere itibaretmemiş ve inanmamış, arkadaşımızapolisin yaptığı bu komployu anlat-mıştır. Tüm bu tacizlerden de dahaaçık anlaşıldığı üzere faşizm güçlüolduğu için değil, korktuğu için sal-dırıyor. Faşizm korkak ve güçsüzdür,çünkü varlığının meşru bir temeliyoktur. Faşizm saldırıyor, çünkü tek-elci burjuvazinin yönetememe krizigün be gün derinleşiyor. Krizleri de-rinleştikçe de adaletsizlikleri halk na-zarında daha da belirginleşiyor, teşhiroluyor. Kendilerinin son sistem ateşgücü yüksek silahına, tankına, topunarağmen halkın bir çift sloganından,en demokratik haklarını kullanma-sından korkuyor. Bizler Hatay HalkCephesi olarak Samandağ ve Antakyapolislerine diyoruz ki; tacizleriniz,tehditleriniz ve baskılarınızı boşa çı-karacağız, yılmayacağız. Bizler de-mokratik haklarımızı kullanmaktanvazgeçmeyeceğiz, gözaltılarınızla bizikorkutamayacaksınız. Sonuna ve so-nuncumuza kadar bildiğimiz yoldanşaşmayacak, meşruluğumuzdan al-dığımız güç ve bilinçle bu yolda sa-vaşmaya devam edeceğiz.”

Hatay Samandağ’da 29 Ekim’de saat 20.30’da, Dr.Aladdin Cilli Caddesi’nde görülen takkeli, cübbeli, sırtçantalı 2 IŞİD şüphelisi o sırada oradan geçmekte olan 2Halk Cepheli tarafından fark edilerek takibe alındı. HalkCepheliler Abdullah Cömert Alanı civarında halkınmeraklı bakışları arasında şüphelilerden birini durdurupüzerini arayarak sorguladı. Abdullah Cömert Alanı’ndaHalk Cepheliler tarafından yapılan sorgulamada şüphelikişi Türkiye’ye Gaziantep Nizip’ten giriş yaptığını, Laz-kiyeli bir işçi olduğunu, Samandağ’da narenciye işindeçalıştığını ve otogara gitmeye uğraştığını beyan etti.Şüphelinin telefondaki fotoğrafları ve facebook hesabı

da incelendi. Yapılan detaylı incelemede emperyalizmingüdümündeki cihatçı örgütlerin sempatizanlığına dairen ufak bir bulguya rastlanmadığından sorgulama bitirilip,gerekli uyarılar yapıldıktan sonra iradi olarak bölgedenuzaklaşıldı. Gözden kaybolan diğer şüpheli ise Samandağ’lıgençler tarafından durdurulup sorgulandı. Sorulara şüphelive kışkırtıcı cevaplar verince Samandağ gençleri şüpheliyegereken cezayı verdi.

Hatay Halk Cephesi: “Emperyalizmin din kisvesi al-tında devşirdiği işbirlikçilere geçit vermeyecek, halklarıteslim alma politikalarını teşhir edeceğiz” açıklamasıyaptı.

Samandağ ve Antakya PolisiYeni Komplolar Peşinde

Tüm Halkımızı FaşizminBaskı ve YasaklarınaKarşı Omuz Omuza

Vermeye Çağırıyoruzİstanbul İkitelli Halk Cephesi,

son süreçlerde daha çok artan sal-dırılara karşı 28 Ekim’de yazılı biraçıklama yayınlayarak kısaca şusözlere yer verdi; “Düşman her ge-çen gün halkın öncüleri, devrimci-lere saldırıyor baskı ve yasaklarlahalkı teslim almaya, sindirmeye,yarattığı korku duvarıyla egemenliksağlamaya çalışılıyor. AKP iktidarıen güçsüz ve çaresiz dönemini ya-şamakta ve çok ama çok korkmakta,halkımız korkunun ecele faydasıyok der ama onların eceli olabilmekiçin de omuz omuza vermektenbaşka da çaremiz yok. Hangi dindenırktan ve milletten olduğunun birönemi kalmamıştır artık; çünkü kar-şımızdaki düşman kendinden ol-mayan herkese düşmandır ve biziyani 80 milyon halkı teslim alamaz.Geçmişte birlik olmanın ve omuzomuza vermenin bize getirdiği gücüyüzlerce defa gördük. Şimdi geç-mişin tecrübeleriyle birbirimizedaha sıkı sarılmalı ve Faşizme KarşıOmuz Omuza vermeliyiz.”

Emperyalizme ve İşbirlikçilere

Geçit Vermeyeceğiz!

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!222

Page 23: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

FAŞİZM ZALİMİN ZULMÜDÜRZALİMLER; ÇÜNKÜ HAKSIZ VE GÜÇSÜZLER!

ÖRGÜTLÜ HALK FAŞİZME YENİLMEZ!

- Cemevleri oligarşinin mi ku-rumları olacak? Yoksa halkın mıkurumları olacak? Gazi Mahallesihalkı, AKP iktidarının mahalleye,Halk Meclisine, HFG Uyuşturu-cuya Karşı Savaş ve Kurtuluş Mer-kezine saldırısına karşı açlık grevibaşlattı. Polis açlık grevini kuşattı,cemevi yönetimi AKP’nin katilpolislerine karşı halkın yanındayer alması gerekirken, cemeviniaçlık grevi yapan halka kapatmakistedi.

- Gazi Mahallesi’nde faşizmekarşı açlık grevi direnişindeyiz.Gazi Mahallesi’nde polis açlıkgrevini kuşattı, ama halkın sahip-lenmesiyle geri adım atmak zo-runda kaldı. Yine direndik ve AKPfaşizmine geri adım attırdık. Fa-şizme karşı direnen kimse yok,bir tek biz direniyoruz. Direnmekhalkın tepkisini örgütlemek de-mektir. Direnmek, halka örgütlen-me zemini ve politikası sunmakdemektir. Direniş saflarında bir-leşelim. Halk Meclisi halkın dire-nen gücünü temsil ediyor. HalkMeclisi saflarında birleşelim.

- Hakan'ın eyleminden öğre-nelim… Hakan İnci, 17 yaşındatecrit edildiği hücrede tek başınaiken direndi ve kazandı… 17 ya-şındaki Cepheli faşizmi yendi. De-mek ki faşizm yenilmez değildir.Demek ki faşizme karşı direnebilir,kazanabiliriz. Demek ki faşizmyenilmez bir güç değildir.

- Hapishanelerde direnen vekazanan tutsaklarımızı sahiplene-lim. Tutsaklarımıza mektup gön-derelim. Direnişlerini, eylemleriniçevremizde anlatalım, destek is-teyelim.

- AKP’nin YÖK’üne karşı mü-cadele edelim. 7 Kasım’da Dev-Genç’in boykotuna destek verelim.7 Kasım’da “HEPİMİZ DEV-GENÇ’LİYİZ, HEPİMİZ DEV-GENÇ’İZ” diyelim. Hepimiz Dev-Genç’liyiz, çünkü Dev-Genç, ül-kemizin devrimcilerini yetiştirenokuldur. Dev-Genç, halkın direnişve savaş okuludur. 7 Kasım’da buokulun gönüllü öğrencileri ola-lım.

Haftanın Çat KapıGündemi

YENİDEN YEŞERMEK İÇİNBir şehirdir karla kaplanmış Bir şehirdir Barikatlar arkasında direnenŞehri tutan kahramanlar,Düştüler sonbaharda Milyonlarca yaprak gibiYeniden yeşermek için Stalingrad kapılarındaDüştüler umudu büyütmek içinVeYürüdüler buz tutmuş yüreklere Eli kanlı SS'lerin üstüne TeredütsüzKorkmakKonuşmak bize ait değildiDüşman karşısındaYalnız duvarları da dövmek var Kahramanca hücrelere sığmamak daBiz soğuk karlar üstünde TanyaNemli kanlar içinde Bodrum katlarında direnen Çiğdem,Berna’yızBiz ki Ölümü korkutan Elif’lerin öğrencileriyiz.Doğmuştuk ömürlereÖzlemlere umut olmaya

atasözü:

Adalet ile zulüm bir yerde barınmaz.

MORALLİ OLMAK DİRENMEK VE SAVAŞMAKTIRFaşizme karşı mücadele, moral güçle

sürer.Moral güç nedir?

- İnanç- Örgütlülük

- Vatan ve halk sevgisi- Yoldaş sevgisi

- Halkın değerleri ve kültürü- Parti-Cephe’nin değerleri ve kültürü

Moral gücümüzü büyütelim.

KARANLIĞA HAPSETMEK İSTİYORSA FAŞİZM

BİZİ, IŞIĞIMIZI GİDİP CEHENNEMDEN

GETİRECEĞİZVe eğer güneş yiterse ansızın

Yiter ve ışımazsa bir daha Işık için

cehennemden gidip alev getiren biri çıkar mutlaka

(İvan Vazov)

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

23HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

Page 24: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Mevzilerimizi Savunacağız

Yöntemlerimizi Zenginleştireceğiz...HALK BASKILARDAN DO-

LAYI DEĞİL, ÖRGÜTSÜZLÜK-TEN SİNER

ÖRGÜTLÜ HALK YENİL-MEZ

HER KADRO BİR KOMİTE,HER KOMİTE BİR ÖRGÜT GİBİÇALIŞMALI

Mahallelerimizde AKP iktidarı,OHAL yasaları ile bulabildikleribaskı yöntemlerinin hemen tümünükullanarak, devrimci mücadeleyi en-gellemeye çalışıyor.

Engellemeye çalıştıkları nelerdir?Örgütlenmemizi engellemeye ça-

lışıyor. Yani:Halk Meclislerini örgütlememizi

engellemeye çalışıyor.Milis örgütlenmesi yaratmamızı

engellemeye çalışıyor.Liselileri örgütlememizi engelle-

meye çalışıyor.Dergi dağıtımımızı engellemeye

çalışıyor.Bunun için kullandıkları yöntem-

ler:Tutuklamak,Gözaltına almak ve uzun sürelerde

gözaltında tutmak,Kitle gösterilerine saldırmak, iş-

kence ve halka karşı gaz bombasındansilaha, TOMA’lardan akreplere saldırıaraçlarını kullanmak. Bu yollarlahalkı sokağa çıkamaz hale getirmeyeçalışmak, halkın en demokratik hak-larını bile kullanamaz hale getirmek.

Bu yollarla en legal çalışmaları-mızı dahi illegal hale getirmek, yasalve meşruluk alanımızı daraltmak vebırakalım devrimciliği, sol adına herşeyi yasaklamak. Fakat, daha önemlisibu yasağı halka kabul ettirmeye ça-lışmak, yasağı yasaların ötesine ge-çerek beyinlere kazımak.

Buna karşı nasıl mücadele ede-ceğiz?

HAKLI OLAN BİZİZ, MEŞRUOLAN BİZİZ, MEVZİLERİMİZİTERK ETMEYECEĞİZ

MAHALLELERİMİZDE ELİ-Nİ KOLUNU SALLAYARAK PO-LİS DOLAŞAMAZ, BİZ DOLA-ŞIRIZ.

NEDEN?Çünkü; POLİS KA-

TİLDİR! HALK ÇOCUK-

LARINI ÖLDÜRÜRVE BİR TEKİ BİLECEZA ALMAZ!

KATİLLERİ MA-HALLEMİZDE İSTE-MİYORUZ!

Polis mahallelerimi-ze her girdiğinde, küçükyaştaki çocuklarımızı vegençlerimizi katletmiş-tir.

Polis mahallelerimizeher girdiğinde, provo-kasyonlar örgütlemiş,katliamlar yapmıştır.

Gazi Katliamı hafı-zalarımızda dün gibi ta-zedir. Katil polislerin ör-gütlediği ve Alevi-Sünniçatışması yaratmayıamaçlayan bir provokas-yon ve katliamdır.

Armutlu'da Sevcan'ı panzer tekerialtında katleden polistir.

Berkin Elvan'ı, Dilek Doğan'ı,Uğur Kurt'u, Günay Özarslan'ı... So-kakta, evlerimizde katledenler katilpolislerdir.

Çünkü, POLİS EN BÜYÜKMAFYA VE UYUŞTURUCUTÜCCARIDIR.

Mahallelerimizde uyuşturucu çe-teleri ile polislerin işbirliğini bilmeyenyoktur. Çocuklarımızı kurşunlarıylauyuşturucu illetiyle katleden polis-lerdir. Çetelerin hamisi, halkın düş-manı katil sürüleridirler.

Polis katildir ve uyuşturucu tüc-carıdır. Mahallemize girmesini meşrugörmeyeceğiz. Onları mahalleleri-mizden atmak için, bu katilliklerinidurmadan halka anlatacağız. Ve hal-kımızın bu gerçeğe gözünü kapat-masıyla yaşayamayacağını anlataca-ğız.

Demokratik, meşru ve yasal hak-larımızı savunmaya devam edece-ğiz.

Toplu dergi dağıtımı yaparken,

bunu terörize etmek için çevremizdeTOMA’larla mı geziyorlar… Dergidağıtmak en meşru ve demokratikhakkımızdır. Bu nedenle toplu dergidağıtımını hayata geçirmek için ısraredeceğiz. Halka gideceğiz, halkı topludergi dağıtımına katmaya çalışacağız.Polis dergi dağıtımını gayrı meşruhale getirmeye ve bunu halka kabulettirerek; insanları dergi dağıtmaya,dergi almaya korkar hale getirmeye;giderek de insanların yasal haklarınıkullanmaktan vazgeçirmeye; gayrımeşru baskını kafalarda meşrulaş-tırmaya çalışıyor. Biz tersine, dergidağıtımını öncekinden de daha fazlameşrulaştırmaya çalışacağız. Bununiçin daha çok insanı toplu dergi da-ğıtımına katmaya çalışacağız.

Denilebilir ki, bu baskı ortamındadaha fazla insan toplu dergi dağıtı-mına katılır mı? Bu gerçekçi bir dü-şünce mi?

Çalışmalarımızı yaparken, sadecehedefimiz daha fazla insanı katmakolmayacak. Çalışma yaparken, polisinyaratmak istediği sonucu düşüneceğizve biz o sonuca karşı mücadele edip,

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!224

Page 25: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

kendi yaratmak istediğimiz sonucudüşüneceğiz. Yani, daha fazla insanbizim yaratmak istediğimiz meşrulukzemininde, dergi dağıtımına hemenkatılmasa bile bizim ısrarımızla, AKPiktidarının yaratmak istediği bilinççarpıklığı, korku ve sindirme politi-kasının etkisinde de kalmayacak.Bunu öncelikli olarak hedefleyeceğizve diyelim ki yirmi kişi yerine onkişi bile toplu dergi dağıtımına çıksak,beş kişi hatta üç kişi bile çıksak, bu-nunla hedefimize yine de ulaşacağız.Çünkü her hafta 20-30 kişiye dedergi dağıtımına çağırarak, dergi da-ğıtımının meşruluğunu anlatmış ola-cağız. Pratik olarak göstermiş ola-cağız. Bunu mutlaka önemsemeli-yiz.

Dergi dağıtımı için verdiğimizörnek, tüm çalışmalarımız için degeçerlidir. Demokratik çalışmanınalanlarını terk etmeyeceğiz. Sokakçalışmasında da aynı şekilde düşü-neceğiz. Halk Meclislerinin diğerçalışmalarında da ısrarla demokratikhaklarımızı kullanmaya devam ede-ceğiz.

AÇIKLAMA, BİLDİRİ VEKUŞLAMA YÖNTEMİNİ GELİŞ-TİREBİLİRİZ

Halka düşüncelerimizi, politika-larımızı, çalışmalarımızı götürmekesas olandır. Bunun için bildiri vekuşlama yöntemini geliştirebiliriz.

Mahallemizdeki veya alanımız-daki, ilimizdeki veya tüm Türki-ye'deki tüm gelişmeler bizim halkadüşüncelerimizi, politikalarımızı gö-türmemizin araçlarıdır. Bunun içinHalk Cephesinin merkezi ve mahalleHalk Cephelerinin açıklamaları ya-pılıyor, yapılmalı. Halk Meclislerimizaçıklama yapabilir. Bu açıklamalarınbildiri haline getirilip, tüm evleredağıtımı, sloganlaştırılıp kuş olarakbasılıp, merkezi yerlerde kuşlamayapılması önemli bir kitle çalışmasıolabilir. Bunu öyle bir hale getirebi-liriz ki, sadece birebir örgütlü insan-larımızın yaptığı bir çalışma olmaktançıkarıp, tüm kitlemizin yaptığı birçalışma haline getirmeyi hedefleye-biliriz.

Yani:KİTLE ÇALIŞMAMIZI KİT-

LESELLEŞTİRMELİYİZKitle çalışmasına tüm kitlemizi

dahil etmeyi, halka gitmenin temelyolu olarak benimseyebiliriz.

Bunun için her gittiğimiz evde,her ilişkimizle defalarca kez bu ko-nuyu konuşabiliriz. Her gördüğü-müzde bu konuyu konuşabiliriz. Öyleolur ki bu konuşula konuşula artıktek tek de olsa hayata geçirilmeyebaşlanacaktır. Yapılabilirliği pratiktegörüldüğünde de daha çok insanınyaptığı bir çalışma haline gelecek-tir.

Yani internetten Halk Cephesiaçıklamasını gördüğünde tüm insan-larımız bunu beş on tane bile olsaçoğaltıp, yakınlarındaki başka insan-lara vermeyi alışkanlık haline geti-rebilirler. Bilgisayarın özel olarakaramadan görünmeyen bir tarafınabırakmakla yetinmeyip, kağıda basılıbildiri olarak tanıdığı beş on kişiye,ya da beş on eve bırakabilir. İlişkimizekuşlamalar bırakabiliriz ya da ken-dileri basmayı öğrenebilirler, kuşlamayapabilirler. Yani hangi biçim ken-dileri için kolay ve yapılabilir olursa,bunu kullanabilirler. Zorluk dene-yimsizlikten kaynaklanır. Ancak, öğ-renildiğinde zorluk kalmaz ortada,rahatlıkla yapılabilir hale gelir.

Ayrıca örgütlü bir çalışmayla datüm evlere açıklamalarımızı bildirişeklinde dağıtmak sürekli olarak ör-gütlenebilir.

TÜM BUNLAR NASIL OLA-CAK?

Unutmayalım, her şeyi kadrolarbelirler. Kadrolarımız, halkı örgüt-leme, örgütlü hareket ettirme gör-eviyle karşı karşıyalar. Bu görevibaşaracak kadro birikimimiz var mı-dır?

Biz var olduğuna inanıyoruz. Ne-den? Çünkü, bizim her bir kadromuz,Partimizin, Cephemizin tarihsel bi-rikimine sahiptir. Kendi deneyi dı-şında, ortak deneylerimize sahiptir.On yıllar içinde yaratılmış, değerle-rimizle, geleneklerimizle birliktedir.Bizim bir kadromuz, gecekondula-rımızın yollarını adımlarken, o yollarıkendisinden önce adımlayan şehit-lerimizle birliktedir. Yanında onyıl-lardır o yolları adımlayan yoldaşla-

rıyla birliktedir. Bunun büyük gücünesahiptir.

İdeolojik gücümüze sahiptir. Ma-hallelere doğru bir stratejik bakışla,doğru politikalarla gitmiş bir hareketinkadroları olmanın gücüne sahiptir.Mahalle halkına giderken, dilindebeyninde mahalle halkına söyleyeceğisayısız cümlesi, politikalarımız var-dır.

Bunların gücüyle, kadrolarımızbu sürecimizin belirleyicisi olacaklar.Görünürde küçük gibi görünen güç-lerle, büyük sonuçlar yaratmanın ne-ferleri olacaklar.

BUNUN İÇİN HER KADRO-MUZ BİR KOMİTE GİBİ DAV-RANACAK... BİR KOMİTENİNİŞLEVİNİ YÜKLENECEK. SA-DECE BUNU BİR SLOGAN OL-MAKTAN ÇIKARACAK, HIZLAHER BİR KADROMUZ KENDİSORUMLULUĞUNDA KOMİTE-LER YARATACAK.

HER KADROMUZDAN BİRKOMİTE,

HER SAVAŞÇIMIZDAN BİR.MİLİS EKİBİ OLUŞACAK

HER KOMİTEMİZ BİR ÖR-GÜT OLACAK.

NASIL?ÖRGÜT GİBİ DÜŞÜNECEK,

BULUNDUĞU ALANI ÖRGÜTBAKIŞ AÇISIYLA, STRATEJİKHEDEFLERİMİZ VE GÜNCELPOLİTİKALARIMIZ DOĞRUL-TUSUNDA ÖRGÜTLEYECEK.

Mahallelerde;Halk Meclislerini örgütleyecek,Halk Milislerini örgütleyecek,Halktan her insanımızı bir kadro,

savaşçı haline getirecek ve istihdamedecek.

Bir örümceğin ağ örmesi gibi,tüm mahallelerimizi örgütsel ağları-mızla öreceğiz.

KUŞKUMUZ YOK...KİMSENİN KUŞKUSU OL-

MASIN, BAŞARACAĞIZ!

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

225HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

Page 26: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Bizler hem işçiyiz hemde proleter devrimciyiz. Buşu demektir; yirmi dört saatdevrim için çalışmak, ek-sikleri kapatan olmak, dev-rimle yatıp devrimle kalk-maktır. İdeallerimiz ve he-deflerimiz büyük. Amaç-larımıza ulaşabilmenin yoluçok çalışmaktır. Her kapıyıçalmak, her insana tek tekemek harcamak, örgütlü-lüğümüzü büyütmek… Bü-yümek küçülmekle başlar.İnsan ne kadar küçülürseo kadar büyür. Küçük bü-yük iş demeden her işinemekçisi olmak, eksik vezaaflarıyla yüzleşmek, ek-sik yanlarına karşı sert ol-makla devrimciliğimiz bü-yür düzen yanlarımız erir.

Bizler devrimciyiz. Ge-lişigüzel yaşayamayız. Bunedenle kendimize ait ki-şisel programımız olmalı.Örneğin bugün kaç sayfakitap okuduk? On sayfamı? O zaman bunu günlükyirmi sayfa yapmayı he-deflemeliyiz. Haftalık ola-rak kaç sabit dergi dağıtı-yorsak her hafta buna iki,üç ve daha fazla insan ek-lemeyi hedeflemeliyiz. Bu-gün kaç insanla konuştuk,ne kadar emek harcadık?Yeni şeyler düşündük mü?Her akşam kendimize sor-malıyız ben bugün devrimiçin ne yaptım diye. Faşiz-me karşı mücadele ediyo-ruz. Bu düzenin yerine sö-mürünün olmadığı hakçabir düzen kurmak istiyoruz.

Bunun için birken iki ol-malıyız. Hepimiz önce ken-dimizden başlamalıyız. Herşey ama her şey çok küçükhedeflerle başlar. Peki, bir-ken iki nasıl olunacaktır...Elbette bunun da sihirli birdeğneği yok. Birken, biranda hemen iki olamayız.Ama anahtarı var... Hemde nasıl bir anahtar... Birkeniki olunacak bir anahtar...Bu anahtar aslında bilme-diğimiz, yeni keşfedeceği-miz bir şey değil... Bu anah-tar sevmek, anlamak ve ha-rekete geçmektir!

Devrimin asli unsuruinsandır. Az yetenekli, çokyetenekli, çalışkan, tembel,bilgili, bilgiden yoksun bı-rakılmış demeden her in-sana gitmek, her insanaemek harcamak, onları dev-rime kazandırmak düzenibitirmektir. Örgütlenen herinsan devrim saflarımızıbüyütürken düzen saflarınıdaraltır. Polis gözaltına al-dığı Cephelilere diyor ki:“Bir kişinin dahi devrim-ciliği bırakması benim içinçok önemlidir.” Düşmanda kendi cephesinden in-sanlarımızı örgütsüz halegetiriyor. Çünkü biliyor kibazen bir kişi bile milyon-ları harekete geçiren ateşinkıvılcımı olabilir.

Devrim kadroların ör-gütlenmesiyle oluşur. Kad-rolar kimdir? Halktır. Ör-gütlenmiş halktır. Bizimörgütlediğimiz her insankadro olmalıdır.

DDEVRİMCİLİĞİ BÜYÜTEREKDÜZENİ YOK EDECEĞİZ,,,

İhbarcılık Ahlaksızlıktır, Bundan Vazgeçin!Devrimci İşçi Hareketi ODTÜ Emekçi Meclisi üyelerinin

Genel-İş Sendikası tarafından ihbar edilmesiyle ilgili 27Ekim'de bir açıklama yaptı. Açıklamada şunlara değindi:“Bir süredir Ankara’da ODTÜ Emekçi Meclisi üyeleriniiş yeri temsilcileri üzerinden ihbar eden Genel-İş Sendikası2 No’lu şube yönetimine sesleniyoruz.

İş yeri baş temsilcisi Mahmut Akdağ'a, meclis hakkında;terörist bunlar gibi söylemleri ve demagojiyi yaptıran sen-dikacılar, işçi düşmanı patron yalakasıdır. Literatürdekiyerleri patron sendikacılarıdır. Bunların şimdiki sözcüsüde Turan Kütükbaş’tır. Sorarız bu patron sendikacısınason yıllar da hiçbir iş yaptın mı? ODTÜ'de gidip kaç günörgütlenme yaptın? Orayı sen ve sendikan mı örgütledi?Buradan sesleniyoruz. İşçilerin içinde bölücülük yapıpbunlar terörist dedirttiğinizde bunu ispatlamak zorundasınız.Terörist kim sen onu bilecek kadar zekaya sahip misin ki,birilerini katil Erdoğan gibi terörist diye ihbar ettiriyorsun?İhbarcılık ahlaksızlıktır. Kendisini delikanlı diye tanıtanlarkime sığınıyorlar? Turan Kütükbaş gibiler kimden medetumuyor? Genel-İş Sendikası dostu düşmanı artık karıştır-maktan vazgeçmeli, ahlaklı olmalıdır. Burada bir işçiarkadaş bu ihbarlardan kaynaklı bir soruşturma geçirirse,bunu, Turan Kütükbaş ve Şube sekreteri Paşa Ali midir?Yoksa Çavuş Ali midir başta onlar olmak üzere; Genel-İş’ten sorarız. İhbarcılık ahlaksızlıktır... Senin işin İhbarcılıkolmasın. Sizin deyiminiz ile ‘olağanüstü’ süreçlerde onurluolmak lazım."

Sorunlarımızı Birliğimiz,

Beraberliğimizle ÇözüyoruzPTT İşçi Meclisi 28

Ekim’de 20 kişinin katılı-mıyla haftalık toplantısınıyaptı. Toplantıda PTT ida-resinin “tebligat yapar mı-sınız” teklifi tartışıldı. VePTT işçilerinin kılık kıyafetsorunu gündeme geldi. PTTİşçi Meclisi tebligat yapıl-masının ek yük getireceğigerekçesiyle kabul edilmedi.Kılık kıyafet konusunda ise PTT idaresine dilekçe yazılması,sonuç alınmaması durumunda ise, basın açıklaması vesivil işe gelme kararı alındı. Bir dahaki toplantı günüpazartesi olarak belirlenip toplantı bitirildi.

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!26

Page 27: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

“İNSANI EĞİTMEK, ONUNBEYNİNDE SÜREKLİ YOLAÇARAK İLERLEMEK DE-MEKTİR.

BİLGİLERİNİ, ÖĞRENMEYÖNTEMLERİNİ... ESKİYEAİT NE VARSA YOLUN ÜZE-RİNDEN KALDIRIP ATMAK,YERİNE YENİSİNİ KOYMAKGEREKİR.

SUBJEKTİF İNSANLARINBEYNİ İSE LABİRENT GİBİ-DİR...

YOL AÇMAK İÇİN HERŞEYİ DEĞİŞTİRMEK GERE-KİR. DÜŞÜNCELERİNİ, DARDENEYLERİNE İLİŞKİN BİL-GİLERİNİ, DÜŞÜNME YÖN-TEMLERİNİ, KAVRAMLARAVERDİKLERİ ANLAMLARIVB. HER ŞEY DEĞİŞTİRİLME-Lİ VE DÜZELTE DÜZELTE Gİ-DİLMELİDİR.”

SORUNLARI NASIL ÇÖZE-RİZ,

YÖNTEMİMİZ NEDİR?

1- FELSEFE ÖĞRENMEKSORUNLARI DAHA İYİ KAV-RAMAMIZA HER TÜRLÜ SO-RUNU ÇÖZMEMİZE YARDIMEDER.

FELSEFE ÖĞRENMEK Bİ-ZİM, TOPLUMU DEĞİŞTİRENBİR GÜÇ HALİNE GELMEMİZİSAĞLAR. FELSEFE DEVRİMYAPMAK İÇİN GEREKLİDİR.

FELSEFE BİR DEVRİM Sİ-LAHIDIR.

FELSEFE DOĞRU İLE YAN-LIŞ ARASINDAKİ KESİN SI-NIRDIR.

2- DİYALEKTİK; ÇELİŞKİDEMEKTİR.

DİYALEKTİK BİR YÖN-TEMDİR... ÇELİŞKİYİ BUL VEYÖNTEMİ ÇÖZ...

3- ÇELİŞKİYİ BULAN ÇÖ-ZER.

ÇÖZEN SAVAŞIR.SAVAŞAN KAZANIR.

4- MATERYALİZM: KELİMEANLAMI MADDE DEMEKTİR.

HER ŞEY MADDİDİR-İDEALİZM İNSANA HER

TÜRLÜ SAÇMALIĞI SÖYLE-TİR.

5- DİYALEKTİK MATERYA-LİZM DEVRİMCİLİĞİN TEME-LİDİR.

DOĞRU DÜŞÜNMEYİ ÖĞ-REN.

DOĞRU DÜŞÜNMEYİ Bİ-LİNCE ÇIKART.

UYGULAYARAK SİSTEMA-TİK HALE GETİR.

6- DEVRİMCİLİK DOĞRUDÜŞÜNMEKTİR.

DEVRİMCİLİK DÜŞÜN-DÜKLERİMİZİN HAYATA GEÇ-MESİ İÇİN YÖNTEMLERÜRETMEKTİR.

ASIL USTALAŞMAMIZ GE-REKEN YER BURASIDIR.

7- DEVRİMCİ YÖNETİCİDOĞRU DÜŞÜNENDİR.

TEMEL OLANLA TALİOLANI AYIRIP ANA HALKAYI,İLK HALKAYI YAKALAYAN-DIR.

DEVRİMCİ BİR ÖRGÜTÜNPRATİK FAALİYETİ,

ÜSTÜN KİŞİLERİN İYİ Nİ-YETİNE, AKLIN GEREKTİR-DİKLERİNE, EVRENSEL AH-LAK DEĞERLERİNE DEĞİL;

TOPLUMUN GELİŞMESİ-NİN YASALARINA, BU YASA-LARIN İNCELENMESİNE DA-YANMALIDIR.

DEVRİMCİLİK ÜSTÜN YE-TENEKLİ, İYİ NİYETLİ YA DATEK BAŞINA ÜSTÜN AHLAKİDEĞERLERE SAHİP İNSAN-LARIN İŞİ DEĞİLDİR. DEV-RİMCİLİK İÇİN TEK BAŞINAYETENEKLİ YA DA İYİ BİRİNSAN OLMAK YETMİYOR.BÖYLE BAKMAK İDEALİZM-DİR. ÖNEMLİ OLAN ML TE-MELDE DOĞRU DÜŞÜNENBİR DEVRİMCİ OLMAKTIR.

8- DOĞRU DÜŞÜNMENİNOLDUĞU YERDE;

BEYİN DE, YETENEK DEKİŞİLİK DE GELİŞİYOR.

ŞİİRBenden Size

İstanbul'da bir fabrikaFabrikayı ben koymadım oraya

Ben diyorum ki sizeİstanbul'da bir fabrika

Fabrikayı işçiler çalıştırırİşçileri bir milyonerBen diyorum ki size

Fabrikayı işçiler çalıştırır.

Grev gittikçe büyüyorGrevi ben istemiyorum

Ben diyorum ki sizeGrev gittikçe büyüyor.

Bini boşaldıkça biri iri doluyorBinini ben boşaltmıyorum

Ben diyorum ki sizeBini boşaldıkça biri doluyor.

Bu düzen beyler düzeniBu düzeni ben yapmadım

Ben diyorum ki sizeBu düzen beyler düzeni.

Ortalık gitgide karşıyorOrtalığı karıştıran ben değilim

Ben diyorum ki sizeOrtalık gitgide karışıyor.

Bir gün kıyamet koparsaKıyamet kopsun istemiyorum

Ben diyorum ki sizeBir gün kıyamet koparsa.

(.....)HASAN HÜSEYİN

KORKMAZGİL

Faşizme Karşı DirenenlerinYanında Olmaya,

Dayanışmamızı BüyütmeyeDevam Edeceğiz

Devrimci İşçi Hareketi 21 Ekim’deAKP’nin katil polisleri tarafından basılan,üyeleri gözaltına alınan Gençlik Federas-yonunu ve İdil Kültür Merkezi’ni 31Ekim'de ziyaret etti. Beş DİH’linin katıldığıziyarette polis baskınını, baskın sırasındagözaltına alınan devrimcilerin gözaltındakidurumlarıyla ilgili sohbet edildi.

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

27HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

Page 28: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

İKTİDAR BİLİNCİMİZLE

ÖRGÜTLENECEĞİZ

AKP iktidarı OHAL adı altındakamu emekçilerine yönelik kapsamlıbir saldırı başlattı. Böylesi bir durumdabeklenen; iki yüz binden fazla üyesibulanan KESK gibi bir sendikanınortalığı ayağa kaldırması, memurlarınhaklarını savunmak için alanlara çık-ması ve eylemlerle iktidarı geri adımatmaya zorlayarak kazanımlar eldeetmesidir.

Ancak böyle olmadı. ÇünküKESK'in yönetimi reformist-uzlaşmacıcephenin ittifakıdır. Bu ittifak heralanda devrimci mücadelenin önündebarikat olmaktadır.

Emekçilerin devrimcileşmesi, dev-rim hedefli savaşa katılıp kurtuluşunayürümesi kendi iktidarını kurması ye-rine, düzenle uzlaşmayı, küçük hakkırıntıları ve reformlar için emekçihalkın hem duygularını hem de ener-jisini boşa harcamaktadır. Memur ha-reketinin devrimci bir rotaya girmesive tüm saldırıları karşısında memur-ların kendini savunması, haklarınıelde etmesi, reformizmi bertaraf ede-bilmesi için memurların iktidar hedeflibir örgütlenmeye ihtiyacı vardır. Bugünbunu yapabilecek tek güç geçmişteolduğu gibi KEC’tir. Faşizmin saldı-rılarına karşı örgütlü bir direniş yara-tacak, kamu emekçilerini ayağa kal-dıracak olan güç biziz. Bu gücün far-kında olmalıyız. Biz yürürsek herkesyürür. Biz durursak faşizmin kuşatmasıdaha da artacaktır. Ortada bir düğümvar ve bu düğümü çözecek olan biz-leriz. Düğüm belki karışık ve çözüle-

meyecek raddede kördüğüm olmuşgibi durabilir. Her düğümü tek tek,sabırla ve emekle çözecek olan bizleriz.Bu bizim iktidar bilincimizdir. Yılan,sinen, teslimiyet bayrağı çeken değil;canla başla didinen olarak görmelibizi insanlar. Onları etkileyecek olanbizim kararlı duruşumuzdur. Nasıl kiKESK’in politikası yılgınlığı doğu-ruyorsa bizim direngenliğimiz dekamu emekçilerinde mücadele etmeazmini güçlendirecektir. Bizde gele-ceklerini görmeli, bize bakıp kazana-caklarına inanmalılar. Onları ikna ede-cek olan bizleriz. Kamu emekçileri,eylemlerimize baktıklarında iktidarhedefini görmelidirler. Israrlı, kararlı,vazgeçmeyen olduğumuzu görmeliler.

Bir iş yerinde kuracağımız MemurMeclisi ve komitesi işlevini yerine ge-tiremeyebilir. Onu değiştirecek yenibir meclis yeni bir komite oluşturacağız.Bu ısrarımız ve kararlılığımızla örgüt-leneceğiz. Olmadı, işlemedi, yapamadıkvb. amalara, ancaklara pratiğimizdeyer vermeyeceğiz. Bir çalışmamız iyigitmiyor mu? Nedenleri bulup derhalçözüm üreteceğiz. Çözüm üretmekdaha ileriyi iktidarı hedeflemektir.

Önemli olan sürecin ve mücade-lemizin ihtiyacı olan mücadeleyi ortayakoyabilmektir. Çalıştığımız yerlerdeemekçileri etkileyecek olan da budur.Bize baktıklarında salt hakları içinmücadele edenler değil, devrimci halkiktidarı için gecesini gündüzüne kataninsanları görmeliler.

Pratiğimiz insanları etkilemeli, on-ların üzerindeki korkuyu, kaygıyısöküp atabilmelidir. Tarihimiz bukonuda birçok örnekle doludur.Bugün KESK gibi sendikalar bi-zim ödediğimiz bedeller ve ver-diğimiz amansız mücadelemizlekurulmuştur.

Kararlı, direngen, radikal birmücadele hattı bizleri güçlendirir,düzeni ise güçsüz kılar.

“Meclisler; memurlar içinbir okul olacaktır. Birey ol-maktan çıkıp toplumsallaşa-caktır. Sorunların çözümününbirlikten, örgütlülükten geç-tiğini öğrenecektir. Örgütlüolmanın gücünü gördüğündekendine güven kazanacaktır.Düşüncesiyle, önerileriyle, pra-tikte alacağı tavırlarla müca-deleye katılım sağlayacak veufku genişleyecektir. Her tür-lü sorunun çözümünde ka-rara katılım sağlayarak ken-dine, insanlara saygısı arta-caktır; bir kukla olmadığınıdüşünen, üreten, karar ala-bilen olduğunu görecektir.”

“ Faşizm koşullarında mü-cadele; sendika, dernek bü-rolarında yasal düzenlemelerçerçevesinde yürümez. Faşistdevlet her an bu örgütlen-melere saldırarak yok ede-bilir. Mücadelenin sürekli ol-ması, darbeler yese de ayaktakalması ve tüm faşist saldı-rılar karşısında örgütlü birgüç olarak kalabilmek içiniş yeri örgütlenmeleri önem-lidir.

Memur Meclisleri iş yeri,iş yeri örgütlenmesi, bölge,il, ülke genelinde merkezi-leşmesi gibi bir hedefle ku-rulmalıdır.”

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!228

Page 29: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Biz GücümüzüEmekçiliğimizden Alıyoruz.

KHK’lar Derhal İptal Edilsin,İhraçlar Geri Alınsın!

Ekmek Kavgası OHAL Tanımaz!Kamu Emekçileri Cephesi binlerce kamu emekçisinin

yeni KHK kararlarıyla işten atılmasına dönük 30 Ekim'debir açıklama yaptı. Açıklamada: "Dün itibariyle 675 ve676 sayılı KHK’ lar ile 10 bin 131 memur ihraç edildi.Bunların bine yakını KESK üyesi. MEB, Sağlık Bakanlığı,üniversiteler ve diğer kurumlardan binlerce kamu emek-çisinin görevine bir gecede “geri dönmemek” üzereson verildi. Hala sokaklarda “demokrasi nöbetleri”ninbayrakları duruyorken bu kadar aleni bir saldırınınanlamı: “iktidar bende, emperyalistler arkamda, neistersek yaparız!” demektir.

Anlaşılan AKP sadece “sultanların”, “padişahların”tarihini okumuş. Hak-onur-adaletin binlerce yıldır nasılyaşatıldığını bilmiyor. Karşısındaki her engeli faşistyönetimiyle kaldırabileceğini sanıyor. Emperyalizminişbirlikçisi AKP, bu düzen hep böyle sürecek zannediyor.

Sokakları yasaklıyor, iş bırakma eylemlerini suç sayıyor,okulları ticarethaneye dönüştürüp imamlar atıyor, Kürthalkını kimyasal gazlarla katledip cenazelerine işkenceyapıyor. Buna karşı gerçekleştirilen bir protestoya isecezalar yağdırıyor. 29 Aralık eyleminden kaynaklı 16bin 475 KESK’ li soruşturma geçirdi, 50 kişinin işineson verildi ki bu sayı günden güne artmaktadır.

Kamu emekçilerine yönelik saldırılar, soruşturmalarlabaşlayıp, açığa almalarla devam edip, ihraçlarla son-landırıldı. Biliyoruz ki emperyalistlere daha fazlasınında sözünü verdiler: 'İş güvencesi' kavramını bir dahaanılmamak üzere ortadan kaldırmak! Her emekçinin,varsa malını yoksa canını alma, sözü verdiler. Böylecekendileri ve eşleri, kendileri ve çocukları, kendileri vedamatları milyon dolarla oynayıp, cenneti ve hayrıemekçilere vaaz etmeye devam edecekler.

Bu ülkede kamu emekçileri '80 Darbe’sinden sonrasendikalarını kurdular, bu ülkede kamu emekçileri ‘90’larınsıcak savaşında binlerle sokaklara döküldüler. Sizin hesabınızancak aynı anlayıştan geldiğiniz Gülen’le mücadeledetutar. Yıllardır her türlü baskı ve sömürü politikalarınıza işgüvenceleri, iş için tahammül eden emekçilerin sabrınıdaha fazla zorlamayın. Yüzlerce kez haykırdık: “Köledeğil emekçiyiz, iş güvencemizi istiyoruz, alacağız!” ,hay-kırmaya devam edeceğiz ta ki kazanana kadar!"

KISSADAN HİSSE

Aslan ile SinekBir gün aslan bir sineğe kızıp ba-

ğırmıştı:-Defol git, cılız sinek!Sinek ise hiç altta kalmadan aslana

savaş ilan etmişti:-Sen krallık ünvanınla beni korku-

tacağını mı sandın? Öküz sendendaha iri olduğu halde, benden öylekorkuyorki sabahtan akşama kadarkuyruğunu sallayıp benden kurtulmayaçalışıyor ama bir türlü benimle başedemiyor.

Sinek, bu sözlerinin ardından hemen iş başıyapıp aslanın vücudunun çeşitli yerlerini ısırmıştı.Daha da ileri gidip yelesinin içerilerine kadar giripormanların kralı olan o heybetli hayvanı çileden çı-karmayı başarmıştı.

Hayvanların kralı köpürmüş, sinirinden ne ya-pacağını bilemez bir hale gelmişti. Diğer hayvanlaronun bu halinden korkup, kaçacak delik aramayabaşlamışlardı.

Ancak ormanlar kralı bir sineğin oyuncağıolmuştu. Evet ufacık bir sinek onu birçok yerindenısırarak hırpalamıştı. Bu nedenle aslanın kızgınlığıson noktasına varmıştı. Nasıl kızgın olmasın ki;

küçücük düşman galip gelmiş, kendisiyle gülerekalay etmişti. Kendisinin güçlü pençeleri, keskindişleri, herkesi korkutan heybeti o küçücük hayvankarşısında işe yaramamıştı.

Bu durum karşısında aslan öfkeden yırtınmış,kuyruğunu havada sallamış ama bir şey yapamamış,öfkesinden yorulmuş, bitkin bir halde çöküp kal-mıştı.

Sinek ise küçücük cüssesiyle savaşı zaferle bi-tirmişti. Bu zaferi herkese duyurmak istemişti.Bunun için de büyük bir heyecanla diğer hayvanlarınyanına gitmek için öne doğru atılmış ancak birörümceğin ağına takılıp kalmıştı. Zaferden adetabaşı dönen sinek de gururlanmanın cezasını böylecehayatıyla ödemişti.

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

29HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

Page 30: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Dünyanın dört bir yanındaki açlı-ğın, yoksulluğun, işsizliğin, gelecek-sizliğin sorumlusu emperyalizmdir.Köyleri, kasabaları, illeri taş üstündetaş bırakmazcasına yerle bir eden,halkları kurşunlarla, bombalarla kat-leden emperyalizmdir. Kadınlara, kız-lara tecavüz eden, köle pazarlarındasatan, çocuklardan canlı bomba yaratan,işbirlikçi, katil çeteleri besleyip büyüten,silahlandıran emperyalizmdir.

Dünya halklarının vatan toprak-larından göç yollarına düşmesininsorumlusu emperyalizmdir. Şu andünyada 60 milyon göçmen var. Göçyollarında her 80 dakikada bir göçmenölüyor. Göçmenler trafik kazalarında,soğukta, denizde, havasız tırlarındorselerinde boğularak, mayına ba-sarak, kurşunlarla ölüyorlar… Ölümgöçmenleri vatan toprakları dışındabuluyor. Kimsesizler mezarlıkları,dağ başları, denizin altı onların me-zarları oluyor. Bir mezar taşları bileolmuyor.

Göç yollarında ölmeyip, yaşa-yanların sonu ise “Kırk satır mı kırkkatır mı” oluyor. Ölümlerden ölümbekliyor onları. Örneğin ülkemizde7 yaşındaki çocuklar yetişkin kadın-erkek göçmenler tarlalarda, bahçe-lerde ucuz iş gücü oluyor. Dahaçocuk yaştaki kızlar, ikinci veyaüçüncü eş olarak kuma oluyor. Fuhuşpazarında satılıyorlar. Avrupa’da dadurum farklı değil. Örneğin İtalya’dagöçmen çocukları bekleyen iki sonvar; ya uyuşturucu satıcısı olacaklarya da bedenlerini satacaklar.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yar-dım Fonu (UNICEF) Ocak 2015’denberi 500 bin sığınmacı çocuğun insankaçakçılarının istismarına uğradığınıaçıkladı.

Her 80 Dakikada BirGöçmen Ölüyor

KatiliEmperyalizmdir

İngiltere, merkezi UluslararasıYardım Kuruluşu Oxfam’ın açıkladığıverilere göre göç yollarında ölen sı-ğınmacıların sayısı bir yılda yüzde20 arttı.

Oxfam’ın Uluslararası Göç Ör-gütünün (IOM) rakamlarına daya-narak yaptığı açıklamaya göre, dünyagenelinde 1 Eylül 2015’den bu yanahayatını kaybeden göçmen sayısı 5bin 700’ü buldu. Bu rakam geçenyıl 4 bin 664’tü.

2016 verilerine göre:- Göç yolculuğunda her 80 daki-

kada bir mülteci hayatını kaybedi-yor.

- Avrupa’ya geçişlerde 4 bin 181mülteci can verirken ölümlerin büyükkısmı Akdeniz’de kaydedildi.

- Bu yıl 278 bin 327 sığınmacıAvrupa’ya deniz yoluyla ulaştı.

- Mülteci Yüksek Komiserliği(BMMYK) verilerine göre her günAkdeniz’i geçerek Avrupa’ya ulaş-maya çalışırken hayatını kaybeden115 sığınmacıdan 3’ü çocuk.

Bu yardım kuruluşları da sonuçtaemperyalist ülkelerde faaliyet gösteren

ve onların icazetinde hareket edenkurumlardır. Bunların açıkladıklarırakamlar dahi sorunun ne kadarbüyük olduğunu gösteriyor.

Akdeniz her gün onlarca göçmenemezar oluyor. Batmakta olan tekne-leri, şişme botlar içinde çırpınan on-larca insanın ölümünü emperyalistlerizliyor. Denizin ortasında ölümden“kurtulan” mülteciler de oluyor. Lib-ya’dan Avrupa’ya geçmeye çalışan2 binden fazla göçmen İspanyol “Pro-activo Open Arms” gönüllüleri adlı“sivil toplum kuruluşu” tarafındanboğulmaktan “kurtarıldıktan” sonraİtalya Sahil Güvenlik Birimlerineteslim ediliyor.

Evet, göçmenler ölmekte! Kenditopraklarında “sorunsuz” yaşayan halk-lar yollarda katlediliyorlar. Ölümügöze alarak yola çıkıyor binlerce insan.Bunun sorumlusu emperyalizmdir. Al-manya Başbakanı Angela Merkel mül-tecilerin 2004’den itibaren gelmeyebaşlamasına karşın hiçbir şey yapma-dıklarını, mültecilerin orantılı birşekilde Avrupa ülkelerine dağıtılmasınakarşı koyduklarını söylüyor.

Avrupa, kapılarını göçmenlerekapattı. Sadece kalifiye olanı, yanimesleği olanlara kapıları açmak is-

GÖÇMENLERİ VATANSIZ, MEZAR TAŞSIZ BIRAKAN;80 DAKİKADA BİR GÖÇMENİN KATİLİ OLAN

EMPERYALİZMDİR!

HALKLARIN KATİLİ AMERİKANEMPERYALİZMİNİN KURBANI DEĞİL CELLADI OLACAĞIZ!

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!330

Page 31: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

tiyorlar. Sağlıklı olacak, yine çalışacakve Avrupalı emperyalistlere ucuz işgücü olacaklar. Mesleği olmayanlarakapılarını kapatıyorlar.

Her 80 dakikada bir göçmeninölmesi Almanya Başbakanı AngelaMerkel için sadece önemsiz bir ay-rıntı. Aylan Kurdi’nin bir yıl öncecansız bedeni Bodrum sahiline vur-duğunda hepsi timsah gözyaşlarıdökmüşlerdi. Bir anda göçmenlerin

varlığını hatırlamışlardı. Sonuç de-ğişmemiştir.

Sonuç olarak:Göçmenlerin bugün yollarda kal-

dığı ülkelerde yaşadıkları her şeyinsorumlusu emperyalizmdir. Onlarıvatan topraklarından koparan em-peryalizmin yağma-talan politikala-rıdır. Emperyalist kurumlarının göç-menlerle ilgili yaptığı çalışmalar sah-tedir. Sebep oldukları vahşeti gizle-

meye çalışmaktadırlar.Bugün Suriyeliler’in, Libyalılar’ın,

vatan topraklarından ölümü göze ala-rak yola çıkmalarının sebebi yenibir macera, turistik gezi değildir.Bombalardan, ölümden kaçıyorlar.Bu kaçışları çözüm değildir.

Çözüm, kendi ülkelerinde em-peryalistler ve işbirlikçileriyle sa-vaşmak ve vatan topraklarını özgür-leştirmektir.

OECD ve TÜİK’in verilerine göreülkemizde 4 milyon 294 bin kadın“eve kapandı” aslında kapattırıldı!Okumayan, çalışmayan kadının sayısıher geçen gün artıyor. Veriler em-peryalist bir kurum olan OECD’ninve halk düşmanı AKP iktidarının ya-lancı bir kurumu olan TÜİK’e ait.Oysa gerçek rakam çok daha fazladır.Çünkü, emperyalistler ve işbirlikçilerigerçeği açıklayamazlar.

“Türkiye İşverenler SendikalarKonfederasyonu (TİSK) tarafındanyapılan bir çalışma Türkiye’de evekapanan kadın sayısını her geçengün artıyor. Ekonomik Kalkınma veİşbirliği Örgütü (OECD) ve Türkiyeİstatistik Kurumu (TÜİK) verilerindenyararlanarak yapılan çalışmaya göre2013 yılında yüzde 45 olan okumayanve çalışmayan genç kadın oranı biryılda 1 puanlık artış gösterdi. Evekapanan kadınlara 92 bin kadın dahaeklendi.

OECD’nin “Bir Bakışta Eğitim2015” dökümanında, OECD üyesiveya ortağı 39 ülkedeki genç nüfusiçinde ne eğitim görmekte olan, nede istihdam edilenlerin çağ nüfu-suna oranına ilişkin istatiğe de yerverildi.

Verilere göre 2014 itibarıyla gençkadınlar açısından Türkiye yüzde 46oranıyla 39 ülke arasında açık arabirinci sırada geliyor…” (22 Mayıs2016, Cumhuriyet)

Türkiye İşverenlerSendikaları Konfede-rasyonu (TİSK) işbir-likçi tekelci burjuva-zinin bir örgütüdür.Yaratılan bu tablonundoğrudan sorumlusu-dur. 12 Eylül 1980Amerikancı askeri faşist cuntası dö-neminde, TİSK başkanı olan HalitNarin “Gülme sırası bizde” diyordu.Şimdi de aynı TİSK iki yüzlülük ya-parak çalışmayan ve okumayan kadınsayısındaki artıştan şikayet ediyor.En hafif deyimle aymazlık yapıyor!Sanki 4 milyon kadın işi, okulu ken-diliğinden bırakmış! Eğitimi paralıhale getiren, milyonlarca insanı iş-sizliğe, sefalete mahkum eden busistem kendileri değilmiş gibi “ikikadından biri eğitimden ve çalışmahayatından uzak” deniliyor.

Okumayıp Çalışan KadınSayısı Yüzde 45’dir!

Bu düzenin kadınlarımıza vere-bileceği hiçbir şey yoktur. Sömürü-nün, yağmanın, talanın sorumlusubu düzendir. Kapitalist sistemde, ka-dınlar ucuz iş gücü olarak görülür.Erkeklerle aynı işi yapmalarına rağ-men, onlardan daha düşük ücret alır-lar. Onun için de kadın emekçilerkölelik koşullarında çalıştırılmaktadır.Üretimde birinci sırada olan kadın,yaşamda sonuncu hatta hiç sayılma-

yandır. Onun içindir ki eğitimde 39ülke arasında en sonuncudur.

Bu durum sadece ülkemizle sı-nırlı bir durum değildir. Tüm yeni-sömürge ülkelerde olduğu gibi bi-zim ülkemizde emperyalizm tara-fından zorla geri bırakılmış bir ül-kedir. Bu tablonun sonucudur mil-yonlarca kadın mevsimlik işlerde,hatta en ağır iş kollarında ucuz işgücü olarak çalıştırılıp eğitim ve ya-şamda yeri bırakılıyor, aşağılanıyor,katlediliyor ve yok sayılıyor.

Okuma-yazması olmayan kadınsayısı her yıl artarak yükselmekte.TÜİK’in 2000 nüfus sayımında oku-ma-yazma bilmeyen kadın sayısı 3milyon 730 bin 533 kişi iken, bu ra-kam yine TÜİK’in 2013 verilerinde4 milyon 294 bin oldu!

“TÜİK’in Adrese Dayalı NüfusKayıt Sistemi sonuçlarına göre 2013yılında 15-29 yaş grubundaki toplamkadın sayısı 9 milyon 296 bin kişiydi.Ve bunların 4 milyon 202 bini oku-yamıyor ve çalışamıyordu. Hayatıevle sınırlı genç kadın sayısı 2014yılında 92 bin artarak 4 milyon 294

Kadınların Üretimde veYönetimde Eşit Olduğu Düzen

Sosyalizmdir!

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

331HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

Page 32: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

bine yükseldi…” (22 Mayıs 2016,Cumhuriyet)

9 milyon olan genç kadın nufü-sunun 4 milyon 202 bini tüm ku-rumlarıyla çürümüş bu düzen tara-fından okuma-yazmasız bırakılmıştır.Hem de ilk ve ortaöğretimde eğitiminzorunlu olduğu ülkemizde bu orangittikçe artmakta.

Tüm Emekçi KadınlarDevrimcileşerekÖzgürleşebilirler!

Bu düzenin kadınlara verebileceğihiçbir şey yoktur. Tam tersi kadınla-rımızın aşağılanmasının, hor görül-mesinin, ucuz iş gücü olmasının, er-kek egemen toplumda şiddete maruzkalmasının sorumlusu, emperyalizmve işbirlikçisi oligarşidir.

Kadınlar ancak devrimcileşereközgürleşebilir. Direnen, savaşan Cep-

heli kadınlar, tüm emekçi kadınlarabu yanıyla örnektir.

Tüm kadınlar Cepheli kadınlargibi zincirlerini kırıp mücadeleyi bü-yütmelidir. Bu düzende kadına yeryoktur. Onun için de örgütlenmektenve hayatın her alanında mücadeleyiyükseltmekten başka kurtuluş yolu-muz yoktur.

Kadın ve erkek, ekonomik, siyasal,toplumsal, kültürel tüm üretim veyönetimlerde eşit olabilmesi için budüzene karşı mücadele etmelidir.Tüm emekçi kadınlar özgürleşmesi,eğitimde ve öğretimde eşit haklarasahip olunabilmesi için, Cepheli ka-dınlar gibi zincirlerini kırıp mücadeleetmelidir.

“Devrimci kadın önderimiz Sabo,şehit düşmeden hemen önce: ‘Bizlerülkemizin dört bir yanında karanfilolup açacağız’ demişti…” (Yürüyüş,

Sayı: 520. 8 Mayıs 2016)“Karanfil olup açmak” için, mü-

cadeleyi büyütmek, örgütlenmek ge-rekir.

Tüm haklarımızı elde etmeninyolu direnmektir, teslim olmamaktır.Bu düzenin yarattığı açlığın, yok-sulluğun, adaletsizliğin ve kadınareva gördüğü yaşamın hesabını sor-manın yolu; bir araya gelip örgüt-lenmek, mücadeleyi yükseltmektir!

Kadınların sömürüden, adaletsiz-likten kurtuluşu, devrimci halk ikti-darında, sosyalizmdedir.

Kadınlar hak ettikleri değeri sos-yalizmde alacak, soslalizmde eşityaşayacaklardır.

Örgütlenip, mücadele edip, gerçekanlamda eşitliği, özgürlüğü yaşaya-cağımız devrimci halk iktidarını ku-ralım.

BBirliğimiz ve EmeğimizleAnti-EmperyalistCepheyi Büyüteceğiz!

Suriye Halk Cephesi 27 Ekim günü Suriye Şam’da,Halk Cephesi ve Anti-Emperyalist Cephe dostlarıylabir araya gelerek; dayanışma ve Cephe’nin hedeflerinikonuşmak üzerine bir yemekte buluştu. İlk olarak katı-lımcılar birbirleriyle tanıştı ve aslında bütün Suriye’deyaşayanların kardeş olduğu söylenerek yemeğe geçildi.Türkiye ve Suriye yöresel yemeklerinin ikram edildiğigüzel bir sofra kuruldu ve her iki ülke halklarının lezizyemek kültürleri üzerine güzel tanımlamalar yapıldı.

Verilen yemeğin ardından ilk olarak Türkiye’de bu-lunan Halk Cephesi’nin tarihi, önderleri, hedefleri mü-cadele biçimi ve önüne koyduğu hedefler anlatıldı. Ar-dından ise 3-9 Ekim 2016 tarihlerinde Anti-EmperyalistCephe’nin heyet oluşturarak, anti-emperyalist mücadeleyürüten ülke, örgüt ve halkları ziyareti üzerine konuşuldu.Kısaca, Suriye’ye yapılan ziyaretin neyi hedeflediğinive kazanımları Anti-Emperyalist Cephe’ye katkılarınedir diye katılımcılar tarafından değerlendirildi. De-ğerlendirmeden sonra yakın bir tarihte Suriye’de Anti-Emperyalist Cephe’nin yapacağı çalışmalar, çalışmalarakimlerin katılabileceği, ileriki süreç için başta Ortadoğuhalkları olarak bütün dünyada anti-emperyalist düşünenve mücadele eden örgütlerin ve insanların katılmasınınbüyük önemi olduğu vurgulandı. Suriye’de çalışmaların

somut adımlarla başlayacağı haberini duyan katılımcılarsevinç ve coşkuyla şimdiden bir görev almak için sabır-sızlandıklarını söylediler. Bu coşkuyu yaşayanlar “Bizbu cephede her sorumluluğu kabul ediyoruz. Zorluğune olursa olsun… Başka insanları da katmak için herbölgeye yayılırız ve bütün gücümüzle emek vermektengurur duyarız…” diyerek fedakarca Anti-EmperyalistCephe örgütlülüğü içerisinde görev alacaklarını belirtti.

Yapılan değerlendirme ve dayanışma toplantısınınardından Türkçe ve Arapça halk şarkıları söylendi.Ayrıca İstanbul Okmeydanı’ndaki Grup Yorum’unçalışma yürüttüğü İdil Kültür Merkezi ve Gençlik Fe-derasyonu baskını hakkında bilgi verildi. Türkiye’dekidüzenin bütün devrimci demokratlara saldırısının faşistdüzenin sonunu hazırladığı ve bu saldırıların mücadeleyleyıkılacağı belirtildi.

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!32

Page 33: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Cepheliler, ezen-ezilen savaşındahaklı olanın yanında zaferi kazanmagücünde ve iddiasındadır. Bu güçbüyüyecek, yeni zafer halkaları ek-lenerek geleceğe uzanacak. En büyükzaferleri bu güç yaratacak.

Cepheliler bu gücünü inisiyatifliolmalarından, değiştirme iradesinesahip olmalarından alır.

Cepheli; iktidar perspektifiyle do-nanmış, savaşın her aşamasında, tümkoşullarda savaşma cüretine, cesa-retine sahip ve buna göre tavır alandır.

Savaşa göre şekillenmek, savaşınen önünde olmak bugün Cephelilerinyüklenmesi gereken misyondur.

Bizler savaşımızın ihtiyacını gö-recek, eksikliğini farkedecek, bizetalimat verilmesini beklemeden ini-siyatif alarak tamamlayan, büyüten,geliştiren olacağız. Bulgaristan’dageçen Partizan kitabının küçük kah-ramanı Lenko’dan örnek alabilece-ğimiz yanlar vardır.

Lenko 13 yaşında, ailesi yoksulolan bir çocuktur. Sonrasında baba-sının çalıştığı değirmenin sahibininköydeki bir işbirlikçi olduğunu öğ-renecektir. Partizanlarla tanışması dadeğirmen sahibi ile polis arasındageçen konuşmayı partizanların köy-deki kuryesi olan dayısına anlatmasıile olacaktır. Bu konudan adeta ken-disine görev verilmiş, nasıl davra-nacağı öğretilmiş gibi başka hiçkim-seye bahsetmez. Sonrasında işbir-likçiyi izlemeye koyulup partizanlaraistihbarattan silah bulmaya kadar bir-çok konuda yardımı dokunur.

Birgün partizan grubu köylerinegelir ve halka köy meydanında pro-

paganda yaparken, işbirlikçinin ih-barı üzerine jandarmanın gelme-sinden dolayı geri çekilir ve köydençıkmaya çalışırlar. Lenko, bunu ön-ceden öğrenip haber vermiştir amaköyden ayrılan son grup çıkmadanjandarmalar köye varmıştır. Güvenlişekilde köyden çıkılmasını sağla-maya çalışan kendi deyimleriyle

birliklerini komuta eden politkomiser(komutan) yaralanmış, köyde yardımedecek birini bulurum umuduyla geridönmüştür.

Jandarmanın köyü basmasındansonra Lenko evine dönmüş ama par-tizanların güvenli bir şekilde çekilipçekilmediğinden emin olmak içinannesini ikna edip evden çıkmıştır.Bu amaçla ortalığı kolaçan etmeyeçıkan Lenko, yaralı politkomisererastlamış ve ona yardımcı olmuştur.Onu önceden düşünüp bulduğu sığı-nağa götürmüş ve politkomiserinyönlendirmesiyle partizanlara yar-dımcı olan doktora götürmüştür.

Lenko, o küçük yaşında sınıf bi-linci ile tarafını seçmiş ve ona göredavranmıştır. Ona bir şey söylenme-sini beklememiş; korkuları, tered-dütleri, bilgisizliği, tecrübesizliğionun önünde engel olmamıştır. Sınıfbilinciyle, olması gereken tarafın ya-nında olmuştur.

Evet, Lenko bir kitap kahrama-nıdır. Ancak bizim okuduğumuz ki-taplarda yaşanlar yazarın kurgusundanibaret değildir, hepsi yaşanmış hika-yelerdir. Bu şekilde bizim yarattığımızgeleneklerde kitaplara konu olacakve şehitlerimiz nasıl bizim yaşamı-mıza, örnek olmuşsa bizden sonrakilerde bizim bıraktığımız, büyüttüğümüzmirasla büyüyecektir.

Cepheliler bunu görerek inisiyatifalmakta kendi sınırlarını zorlayan,her zaman mücadele hattını birkaçadım öne taşıyan olacaktır.

Öğrenmek, öğretmek, kadrolarave kitlelere bilgilerimizi taşımak, birheyecan işidir. Daha fazlasını yapa-

cağım, daha fazlasını yapmalıyımiddiasını ve heyecanını taşımaktır.Kendi ufkunu yakalamak var gücüyleçabalamaktır.

En çok sorun yaşadığımız nokta-lardan biri de işte tam da budur.Doğru perspektifle, doğru düşünerekkararlar alıyoruz. Yanlışı görüyor,yerine koyacağımız doğrunun ne ol-duğunu da buluyoruz. Ama bir sonrakiadımı atmakta, yani inisiyatif gös-termekte sorun yaşayabiliyor; korku,tereddüt duyabiliyoruz.

Korkularımız neler? Yanlış yap-maktan korkuyorsak “yanlışsam ör-gütüm düzeltir, doğruysam zengin-leştirir” diye düşünecek yanlış yap-maktan korkmayacağız.

Tereddütlerimiz neden? Yeterincebilgimiz olmadığını düşünüyorsaköğrenecek, eksiklerimizi tamamla-yacağız. Tecrübesizsek öğrenecek,kendimizi büyüteceğiz.

Yaşadığımız korku ve tereddüt-lerden kaynaklı adım atmadığımızda,bunu devrimin mi yoksa düzenin miyararına olacağını sorgulayarak dev-rimden yana karar alacağız.

Cepheli kendi sınırları zorladığıher noktadan sonra kendi ufkunu ya-kalamaya bir adım daha yaklaşmışdemektir.

Cepheliler, başladıkları her işeinanırlar, inandıkları için kazanırlar.Dişe diş bir mücadele anlayışıylasonucu değiştiren, eski ve köhnemişolanın yerine “yeni” yi koyandır.

Ölüm Orucu şehidimiz SelmaKubat: “Özlemler, zaaflar değişmeyenolacaktır. Yüzümüz hangi tarafa dö-nükse o bugün gelişir. Olumsuzluklarıbüyüten, geliştiren değil; değişen,değiştiren, değişimde öncülük edenolamayız.

Her zaman olumsuz yanlarımızolacak; duygusallıklarımız, kişiselolumsuzluklar…vb. Ancak devrim midüzen mi dediğimiz de hepimiz ‘dev-rim’ diyeceğiz” diyor.

Bizler devrimciyiz. Selma Ku-

DDEVRİMCİLİK KENDİ SINIRLARINI

ZORLAMAKTIR!

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

33HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

Page 34: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

bat’ın dediği gibi devrimin çıkarlarıdoğrultusunda hareket etmeliyiz. Bi-zim durduğumuz, harekete geçme-diğimiz, geliştirip değiştirmek içininisiyatif almadığımız yerlerde dev-rimin değil, bu düzenin çıkarlarınahizmet etmiş oluruz. Sürecin dev-rimcilere, bizlere yüklediği görevortadadır. Kitlelere yol gösteren somut

alternatifler sunan olacağız. Düzenideğil, devrimi geliştirmek için çalı-şacağız.

Hiç vazgeçmeden, yorulmadandevam edeceğiz. Yanlış yapacak,doğrusunu bulacağız. Eksik yapacaktamamlayacağız. Vazgeçmeyecek birdaha deneyeceğiz. Hatalarımız, ek-siklerimiz, yanlışlarımız bizim ini-

siyatif almamızın önünde engel de-ğildir. Yaptıklarımızdan dersler çı-kararak yaşamı örgütleyeceğiz.

Cepheliler! Tüm dünyanın umudu biziz... Bu

dünyayı ayağa kaldıracağız, yapacağızbunu! Bunu hayata müdahale ederek,elimizi taşın altına koyarak yapabi-liriz.

AÇIKLAMA NO: 30AKP emperyalizme ve tekellere hizmette sınır tanı-

mıyor. Tekellerin önünü açabilmek için halk muhalefetiniyok etme saldırılarını arttırıyor. AKP kendi zamanındatekellerin karlarını kat kat arttırdıklarını bilerek saldırılarınıbüyütüyor.

Bir dönem, beraber yürüdükleri Fethullah GülenCemaatine mal etmeye çalıştıkları darbe girişimi, AKPiçin bahane oldu. Aslında emperyalizm tarafından, tez-gahlanan, Amerika ve Avrupa Birliği tarafından örgütlenendarbe girişimi AKP’yi daha da korkuttu. Korkusu dar-becilerden değildi. Nitekim daha 16 Temmuz’da darbegirişimi bastırılmış olmasına rağmen OHAL ilan edildi.Tüm hak ve özgürlükler ortadan kaldırıldı.

Korkuyorlar çünkü 15 Temmuz gecesi tek bir AKP’liortada yoktu. Hepsi bir yere gizlenmişti. Darbecilerinbaşaramadığı ortaya çıkınca görünmeye ve kahramanlıkpozları vermeye başladılar.

İşte bu korku nedeniyle saldırılarını arttırdılar. Yoksulhalkın yaşadığı mahallelere polis korumasında saldırdılar.Saldırıları halkın direnişine çattı. On binlerce öğretmeniattılar. Nerede ise ağzını açan gözaltına alınmaya, tutuk-lanmaya başlandı. Bununla beraber katliamlar da arttı.AKP Hükümeti suç işleyen polis ve askerin yargılanmasınıbakanlık iznine bağlayan düzenlemeyi kabul etti. Böylece

polis ve askere katletme ve yargılanmama garantisisağlandı. Polis ve asker de bunu sonsuz şekilde kullanmayabaşladı.

Saldırılar partilere, belediyelere sıçradı. Millet iradesidiyen AKP, seçilmiş belediye başkanlarını tutukladı, yer-lerine kayyum atadı. Yargı zaten ortada kalmadı. Görü-nürdeki yargısal işleyiş bile bir kenara bırakıldı. Savcı vehakimler talimatla iş yapan emir kulları haline geldiler.

Dün de Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eş başkanlarıGültan Kışanak ve Fırat Anlı polis tarafından gözaltınaalındılar. Diyarbakır Belediyesi’nde aramalar yapıldı.Odaların kapıları kırıldı.

Bu gözaltı AKP’nin halka saldırısının bir aşamasıdır.Saldırılarına devam edeceğini göstermektedir.

Çözüm direnmektir. Halkın tek umudu ve çözümüfaşizme karşı direnmektir. Tarih bize göstermiştir ki fa-şizmi yenme onuru sadece sosyalizmindir. Ülkemiztopraklarında örgütlenip büyüyecek sosyalizm tüm halk-larımızın tüm sorunlarını çözecektir.

AMED HALKIN HUKUK BÜROSUMuradiye Mah. Gürsel Cad.

Kaynarca Apt. No:51/5BAĞLAR / DİYARBAKIR

Tel: 0.412.235 99 49

Okuyor, Öğreniyor, Tartışıyor

Ufkumuzu BüyütüyoruzHatay’da 26 ve 27 Ekim’de Halk Okulu çalışması

yapıldı. Çalışmada Yürüyüş dergisinin 544. sayısının,DHKC açıklaması ve “Direnmek, Savaşmak Haktır” konuluyazıları okunup değerlendirildi. Okunan yazılar sonucundasoru-cevap eşliğinde merak edilen noktalar tartışıldı.“OHALl’i Tanımıyoruz, AKP Faşizmi 80 Milyon HalkıTeslim Alamaz-Faşizme Karşı Omuz Omuza ve AnadoluTutsaklarına Özgürlük” kampanyalarıyla alakalı neler ya-pılabileceğine dair konuşuldu.

Dersim’de

Kahvaltıda Buluştuk!Dersim Halk Cepheliler, 30 Ekim'de pazar kahv-

altısında biraraya geldi. Kahvaltı yapıldıktan sonraYürüyüş dergisinin 545. sayısında yer alan "FaşizmGerçeği" ile ilgili yazı okundu. 4 kişinin katıldığıkahvaltıda, faşizmin son dönemde daha da pervasız-laştığı belirtilerek, faşizme karşı birleşmek gerektiğikonuşuldu. Tartışmalarla verimli geçen kahvaltınınsonunda her hafta aynı gün bir araya gelme kararıalındı.

DİYARBAKIR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE EŞ BAŞKANLARI GÜLTAN KIŞANAK VE FIRAT ANLI POLİS TARAFINDAN GÖZALTINA ALINDI ve TUTUKLANDI

AKP FAŞİZMİNİN SALDIRILARI ARTARAK SÜRÜYOR

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!34

Page 35: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

335HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

Tecrit işkencesi yıllardır sürgitdevam ediyor. Bizler evlatları F Tipitecrit hücrelerinde bulunan tutsaklarınaileleri olarak “TECRİTE KARŞIAİLELERİN BİRLİĞİ KURULTA-YI’NDA” biraraya geldik. Çünkütecrit biz aileleri de birbirinden ko-parmakta ve bizim biraraya gelme-mize engel olmaktadır. Bizler evlat-larımızla et ve tırnak gibiyiz; onlarınderdi bizim derdimiz, onların mut-luluğu bizim mutluluğumuzdur. Yıl-lardır her görüşte onlara yapılan iş-kencelere tanık oluyoruz. Görüş ya-sakları, telefon yasakları hiçbir zamaneksik olmadı. Şimdi de onların ki-taplarına, düşüncelerine, iki adımlıkhücrelerindeki yaşamlarına yapılanbir saldırı var. Evlatlarımız ne doktoragidebiliyor ne de tedavi olabiliyor.Bütün bu yapılanlar “ Ne de olsayaptıklarımızdan kimsenin haberi ol-muyor” diye düşünen Adalet Bakan-lığı’nın bir politikasıdır. Bu sebeple

bütün bu yapılan saldırılara karşıevlatlarımızın sesini daha gür çıkar-mak için bugüne kadar olduğu gibibundan sonra da onların yanında yeralacağız. TECRİTE KARŞI AİLE-LERİN BİRLİĞİ KURULTA-YI’NDA hep birlikte aşağıdaki ka-rarları almış bulunuyoruz:

• Kasım ayının ortasında, tecritsaldırısının birinci derece sorumlusuolan Adalet Bakanlığı’na bağlı Cezave Tevkif Evleri Genel Müdürlüğüönünde evlatlarımıza yapılan işken-celerin hesabını soracağız.

• Görüşlere girerken yapılan onur-suz üst aramalarına karşı (TAYAD’ınilan ettiği 1 hafta boyunca) boykoteylemi yapılacak. (Üst arama nok-talarındaki dayatmaların hiçbiri kabuledilmeyecek, protesto edilecek.)

• “Hapishanelerde işkence yoktur”diyen Adalet Bakanlığı’na cevap olarakevlatlarımızın yırtık kıyafetleriyle birbasın toplantısı gerçekleştirilecek.

• Her ayın son Pa-zar günü “TECRİTEKARŞI AİLELERİNBİRLİĞİ KURUL-TAYI” yapmaya, ev-latlarımızın sorunla-rını tartışıp kararlaralmaya devam ede-ceğiz.

Aldığımız kararlar

tecrit işkencesine karşı yapacaklarızınsadece bir kısmıdır. Başta kanserhastası Mesude Pehlivan olmak üzeretüm hasta tutsaklarımızı tecrit zul-münden kurtarmak için kampanyalardüzenlemeye devam edeceğiz. Ha-pishane önlerinde işkenceleri teşhiretmeye devam edeceğiz, her haftaGalatasaray lisesi önünde tecrit zul-münü anlatmaya devam edeceğiz.AKP’nin OHAL ile birlikte daha dapervasızlaştığı saldırılara karşı bizde elimizden geleni yapmaya, evlat-larımızın sesi olarak her türlü eylemiyapmaya devam edeceğiz.

TECRİT İŞKENCEDİR

TECRİTE SON!

YAŞASIN AİLELERİN

BİRLİĞİ!

TECRİTE KARŞI AİLELERİNBİRLİĞİ KURULTAYI DİVAN KU-RULU

TECRİTE KARŞI AİLELERİN BİRLİĞİ KURULTAYI DİVAN KURULUAÇIKLADI:TECRİTE KARŞI DİRENİŞTE EVLATLARIMIZIN

YANINDAYIZ!TAYAD’lı Aileler

TAYAD’lı Aileler, OHAL ile birlikte hapishanedeyaşanan hak gasplarını, yine 30 Ekim’deki hapishanedeyaşanan saldırıları, tecrit işkencesini ve buna karşı neleryapabileceğini konuşmak; bu sorunlara çözümler bul-mak için Tecrite Karşı Ailelerin Birliği Kurultayı’nıdüzenledi.

Kurultayın hazırlık sürecinde İstanbul’daki veAnadolu’daki tutsak ve şehit ailelerinin isim ve adresle-rinin listeleri çıkarılıp, komiteler kuruldu. Toplam 5

komite kuruldu. Bu komiteler ev ev dolaşıp ailelerikurultaya çağırdı. Kurultayın amacı ve hapishanelerdeyaşanan saldırılar anlatıldı. Anadolu’daki tutsak ve şehitailelerine kurultay davetiyesi gönderildi. Basın komite-si, basını dolaşıp onları kurultaya davet etti.

Armutlu Cemevi’nde yapılan kurultayın son teknikhazırlıkları, 29 Ekim’de yapıldı. “Tecrit İşkencedirTecrite Son”, “Hasta Tutsak Mesude Pehlivan SerbestBırakılsın”, “Sevgi Erdoğan Vefa Evi’nde Ailelerimize

Tecrit İşkencesine Karşı TAYAD Saflarında Birleşelim

Tecriti Yenelim!

Page 36: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Sahip Çıkıyoruz”, “Selam Olsun Faşizmin Zulmüne DizÇökmeyen Evlatlarımıza, Önce Evlatlarımızı sonradüşüncelerini sahiplendik.

Büyük Direniş’te şehit düşen 122’lerin resimlerininolduğu pankartlar asıldı. Tutsak ürünlerinin olduğu stantlarkuruldu. 30 Ekim günü de hazırlıklar kaldığı yerden devametti. Ankara’dan gelen TAYAD’lı aileler alanın düzenlen-mesine, pankartların asılmasına ve temizliğe yardım ettiler.

Kurultay saat 11.00’da açılış konuşmasıyla başladı.Kurultayın amacı, içeriği gelen ailelere anlatıldı. Dahasonra divan kurulu seçildi. Divan, aileleri bağımsızlık vedemokrasi mücadelesinde şehit düşenler için saygı duru-şuna çağırdı. Saygı duruşunun ardından TAYAD’ın 30 yıl-lık mücadele tarihini anlatan bir konuşma yapıldı.Konuşmanın ardından Vefa Evi anlatıldı. Düzenin ve dev-rimcilerin yaşlı ana babalara bakışı arasındaki fark ve VefaEvi’ne neden Sevgi Erdoğan’ın isminin verildiği anlatıldı.Nagehan Kurt hasta tutsaklarla ilgili konuşma yaptı. Hastatutsak olan Mesude Pehlivan’ın sağlık durumunu anlattıve Mesude Pehlivan’ın yerinde kendi evlatlarının da ola-bileceğini ve Mesude Pehlivan’ı da sahiplenmeleri gerek-

tiğinin çağrısını yaptı ailelere. Halkın Hukuk bürosu avu-katlarından Barkın Timtik OHAL’i, hak gasplarını ve tut-saklarla yaptıkları görüşmelere, yapılan müdahalelerianlattı. Fikret Akar, Özgür Tutsaklığı ve tecrit politikasınıanlattı. Divan kurulu üyeleri sırasıyla konuşma yapıphapishanelerde yaşanan saldırıları anlattı.

Dev-Genç konuşmasında, Hakan İnci’nin direnişinianlattı. Ardında TAYAD’ın 30 yıllık mücadele geleneği-ni ve Vefa Evinin kuruluşunu anlatan sinevizyonlarizlendi. Daha sonra 1 saatlik yemek arası verildi.

Hapishane meclisleri oluşturularak aileler gruplarabölündü. Her aile görüşe gittiği hapishanelerde yaşadığısorunları ve bunlara karşı neler yapılabileceğini konuş-tu. Öneriler sunuldu. Aileler önerileri diğer gruptakiailelerle tartıştı, öneriler değerlendirilip oylamayasunuldu. Oy çokluğuyla kararlar alındı. TAYAD kurul-tayına dair Özgür Tutsaklar’ın gönderdiği mesajlarokundu. Gebze Hapishanesi Özgür Tutsakları’ndanYıldız Keskin’in telefon konuşması dinletildi. KurultayÖzgür Tutsak Banu Özcan’ın babası Bektaş Özcan’ınsöylediği türkülerle bitirildi. Kurultaya 100 aile katıldı.

Hasta Tutsaklarımızı ZulmünElinden Çekip Alacağız!

TAYAD’lı Aileler 29 Ekim’de hasta tutsak MesudePehlivan için Galatasaray Lisesi önünde basın açıkla-ması yaptı. Açıklamada Mesude Pehlivan’ın sağlıkdurumu, bilinçli bir şekilde tedavisi engellenerekölüme terk edilmesi anlatıldı. Hasta tutsak MesudePehlivan için başlatılacak kampanyanın çağrısı yapıl-dı. Açıklamaya 13 kişi katıldı.

ÖÖrgütlülüğümüzleSaldırılarınızı Boşa Çıkarıyoruz

TAYAD’lı Aileler, 21 ve 29 Ekim’de AKP’nin katilpolisleri tarafından gece yarısı basılan İdil KültürMerkezi’ni ve Gençlik Federasyonu’nu ziyaret etti.Ziyarette polisin parçaladığı müzik aletleri, duvarlarınasıl yıkıp, her tarafı talan ettiği gözlendi. Faşizmin busaldırılarına karşı devrimcilerin kararlılığı ve haklılığaolan inancını büyüttüğünün, saldırıların asla kendileri-ni yıldıramayacağının konuşulduğu ziyarete 9 ailekatıldı.

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!36

Page 37: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Ülkemizde Gençlik

GGençlik Federasyonu’ndan

BİZ DEV-GENÇ’LİYİZPRATİĞİMİZ İNANCIMIZIN VESORUMLULUĞUMUZUN

SOMUTUDUR!DEV-GENÇ'liler, Katil AKP iktidarı,

kendinden önceki tüm iktidarlar gibiyalanlarla kurulu egemenliğini her dö-nemden daha ustaca hamaset yaparak,halkı aldatarak, büyük yalanlar söyle-yerek, çalarak çırparak sürdürüyor. Yet-miyor dizginsiz bir terörle faşizm ilehalka saldırıyor.

Bizim işimiz bu yalanlarla savaşmak-tır.

Yalanlarla nasıl savaşacağız KİTLEÇALIŞMASI YAPARAK, KİTLELERİ ÖR-GÜTLEYEREK, SAVAŞTIRARAK!

ELİMİZDE NE VAR: Elimizdeki en bü-yük silahımız “GERÇEKLER”DİR. Gerçek-leri halka anlatacak olan bizleriz.

En büyük güç insanın kendisidir. Yapabileceğine inanmış, inandığı şey

uğrunda hiçbir engel tanımayan insan-

dan daha güçlü bir silah yoktur. Bu yıl da DEV-GENÇ olarak faşist

cuntanın çocuğu YÖK'e karşı çalışmayürütüyor, BOYKOT diyoruz.

CUNTANIN YÖK’üne AKP’ninOHAL’ine karşı BOYKOT dedik!

ŞİMDİ NE YAPACAĞIZ!HALKA, GENÇLİĞE GERÇEKLERİ AN-

LATARAK KATİLLERİ KATİLLERİN KURUM-LARINI VE KURUMLAŞMALARINI TEŞHİREDECEĞİMİZ BU KAMPANYAMIZ İÇİNHEDEFİNE İNANMIŞ, KARARLI BİR ÇA-LIŞMA YÜRÜTMELİYİZ.

İNANMAK; PROGRAM YAPMAKTIR,İNANMAK; DENETİM YAPMAKTIR!

Bizden başka gerçekleri anlatacakbizden başka gençliği emperyalizme vefaşizme karşı örgütleyecek kimse yok.Böyle düşünmeli bu sorumlulukla herişe başlamalıyız.

BİZ DEV-GENÇ’LİLER HİÇBİR İŞİ YAP-MAK İÇİN YAPMIYORUZ.

HİÇBİR KAMPANYAYI HİÇBİR ÇALIŞ-MAYI GÜNÜ KURTARMAK İÇİN YAPMI-

YORUZ. Biz Dev-Genç’liler 47 yıl evvel bu

halkın, gençliğin öncüsü olma misyonunuyüklendik. Bu misyona uygun olarakbugün politika üretiyoruz.

Bugüne kadar yolumuzu belirleyenve bundan sonrada belirleyecek olanM-L kılavuzumuzdur. Tarihimiz, şehit-lerimiz, ilke ve kurallarımız, önderlerimizbizim en büyük kılavuzumuzdur.

İşte bu büyük misyonumuz, varaca-ğımız hedeflerimiz ve tarihsel sorum-luluğumuz bize kararlı, programlı inançlıbir çalışma tarzını zorunlu kılıyor.

Biz Dev-Genç’liler belirleyiciyiz. Hemgençliğin örgütlenmesinde, hem devrimmücadelesinin gelişiminde biz belirle-yiciyiz.

BÜYÜK DÜŞÜNMELİ BU BÜYÜK HE-DEFLERİMİZE GÖRE SORUMLULUKLA-RIMIZI YERİNE GETİRMELİYİZ.

UNUTMAYALIM Kİ GELECEĞİ BİZ KA-ZANACAĞIZ GENÇLİĞİ BİZ KAZANACA-ĞIZ!

DEV-GENÇ’LİLER!

6 KASIM BOYKOT ÇALIŞMAMIZDA

HER GÜN İÇİN HEDEFLERİMİZ OLMALI!

Bir günde kaç kişiye, kaç okula, kaç

mahalleye gideceğiz? GİTTİK Mİ?

Bir haftada nereye varmaya çalışıyoruz?

HEDEFLERİMİZE VARDIK MI?

Boykot çalışması boyunca kaç yeni insanla

tanışacağız? TANIŞTIK MI?

Boykot çalışmasına kaç kişiyi katacağız?

KATTIK MI?

HEDEFLİ ÇALIŞMA SONUÇ ALICI

ÇALIŞMADIR.

HER BAŞARININ KAYNAĞINDA PROGRAM VE

DENETİM VARDIR!

"Sosyalist dünya görüşü,bize her soruna, her olaya

karşı akılcı ve doğru bir tavıralma olanağı vermektedir."

(Devrimci Eğitim DevrimciAhlak/ Kalinin/ syf: 27 /Ser Yayınları)

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

37HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

Page 38: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Liseliyiz BizBu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen, katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz varız!

Liseli Dev-Genç’li Sorumluluk Sahibidir!

Faşizm gençliğin örgütlenmemesive bu sömürü sistemine ait

olabilmesi için tüm imkanlarınıseferber ediyor. Sürekli olarak yeni

politikalar üretiyor, uyguluyor.Faşizmin saldırılarına karşı

gençliği; Liseli Gençliği örgütlemesorumluluğu bizimdir.

Sorumluluk, bilincinde olmaktır.Sorumluluğun bilincinde olmakpolitika üretmek, örgütlenmek,görevlerini yerine getirmektir. Liseli DEV-GENÇ’LİLER olarakpolitika üretmeliyiz. Süreçleringerisinde kalan olmamalıyız.Liseliler bizim olmalı, bizimpolitikalarımız gençliğe yönvermeli diye düşünmeliyiz.

İddialı olmalıyız. Gençliği geleceği kazanma

iddiamızı her gün hatırlamalıyız.Sahip olduğumuz

sorumluluğumuzu her işimize, herçalışmamıza yansıtmalıyız.

Her yeni kampanyamızda,her yeniçalışmamızda iddiamızıdaha fazla büyütmeliyiz.

Değişmeliyiz, değiştirmeliyiz. Gelişmeliyiz, geliştirmeliyiz.

Liseli Dev-Gençli yetinmeyendir.Çünkü onun sorumlulukları

büyüktür. Liseli Dev-Genç’liler olarakSorumluluklarımızı yerine

getirmenin yolu:PROGRAMLI, HEDEFLİ, YARATICI

VE CÜRETLİ BİR ÇALIŞMATARZIDIR.

HİÇBİR ENGELİ KABULETMİYORUZ. HİÇBİR ZORLUKTAN

ÇEKİNMİYORUZ, ÇÜNKÜİDDİAMIZ VE SORUMLULUĞUMUZ

BÜYÜK. FAŞİZME KARŞI HALKÇOCUKLARINI BİZÖRGÜTLEYECEĞİZ.

"'Yeni alışılmamış zorluktaki bir işte, birçokkez baştan başlamayı bilmek zorunda

olduğun basit gerçeğini kavramalıyız: İşebaşlandı, çıkmaz yola girildi, baştan başla,sorunu daha değişik ele al, kendini on kez

değiştir ama tuttuğunu kopar, diyordu'Vladimir İlyiç..." (İşte Lenin/Nadejda

Krupskaya/ Syf: 271/ İnter Yay)

YOKSULLARIN MATBAASIBU HAFTA DUVARLARA NE YAZALIM:

HALK İÇİN; PARASIZ, BİLİMSEL EĞİTİM İÇİN BAĞIMSIZ TÜRKİYE İSTİYORUZ!

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!38

Page 39: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Ülkemizde Gençlik

Liseli Dev-Genç’li Hakan İnciDirendi Kazandı, Zaferi Bu IsrarlaGetireceğiz!

Hangi Koşulda Olursa Olsun,Yoldaşlarımız, Kardeşlerimiz İçinDirenişimizi Sürdüreceğiz!

17 yaşındaki Liseli Dev-Genç’liHakan İnci Maltepe Çocuk Hapis-hanesi’nde işkenceye karşı temelhakları için 21 gündür açlık grevidirenişi yaptı. Hakan’ın direnişi kar-şısında o koca hapishane idaresi bi-çare, Hakan’ın haklarını teker tekergeri vermekte. Bu direnişi ile ilgiliyazılı açıklamalar yayınlayan Dev-Genç ve Liseli Dev-Genç kısaca şusözlere yer verdi;

Dev-Genç:“Hakan çoktan zaferi kazandı.

Direniş kararını aldığı gün kazandı.Yine gösterdik cümle aleme, yalınbedenlerimizin olduğu o küçük, pis,soğuk tecrit hücrelerinde nasıl tekbaşına direnildiğini. Ve son hakkımızkabul edilene kadar bu direniş süre-cek. Hakan 17 yaşında herkese gös-terdi. Direnmek için koşulların önemliolmadığını, önemli olanın örgütlübeynin olduğunu. Ve bir yandan dadışarıdan, Hakan’ın direnişine güçlübir destek geldi. Abisi Ulaş İnci, kar-deşi Hakan İnci için açlık grevinebaşlamıştı. Düşman içeride Hakan’asaldırdığı gibi dışarıda da açlık gre-vine, Ulaş İnci’ye her gün saldırdı,

gözaltına almaya ve direnişimizi en-gellemeye çalıştı… Yine düştük yol-lara, yine yattık açlığa, direnişlerimizeyeni halkalar ekleyerek geliyoruz.Saldırılar devam ederken 21 Ekimgünü polis baskınına uğrayan GençlikFederasyonu binamızdan 4 arkada-şımız gözaltına alınmıştı. Gözaltınaalınan arkadaşlarımızın içinde 4 gün-dür kardeşi için açlık grevinde olanUlaş İnci de vardı…

Bu örnek bize sevgiyi, vefayı,yoldaşlığı, kardeşliği yeniden gösterdi.İnsanların bu kavramları yeniden ha-tırlaması, sorgulaması gerektiğinigösterdi. Sahiplenme budur, sevgibudur, kardeşlik budur. Herkes görsünve örnek alsın. Kardeşlik sadece aynıana babadan doğmak değildir, kar-deşlik Ulaş ve Hakan’ın arasındakiyozlaşmamış; devrimcilikle, yoldaşlıkbilinci ile güçlenmiş sevgi ve bağlı-lıktır… Hakan İnci’nin, insan ol-maktan kaynaklanan temel hak vetalepleri derhal karşılanmalıdır.”

28 Ekim

İkitelli Liseli Dev-Genç:“Bu zafer başta Hakan ve ailesi

olmak üzere hepimizin zaferidir. Ha-kan içeride biz yoldaşları, arkadaşları,avukatları ailesi olarak dışarıda di-rendik. Gerek hapishane önündegerek şehir meydanlarında basın açık-lamaları yaparak duvarlara yazılamayaparak, pankart asarak Hakan’ın

dışarıdaki sesi olduk. Şimdi sıra Ha-kan’ı hapishaneden katillerin elindenalmaya geldi. Hep birlikte her yerdeHakan serbest bırakılana kadar mü-cadele etmeye devam edelim.”

29 Ekim

1 Mayıs Liseli Dev-Genç:“… Oligarşi bizi hiçbir zaman

teslim alamadı. 84’de 4 kızıl karanfilile direndik ve kazandık 96’da di-rendik ve kazandık 2000-2007’de122 canımız ile 7 yıl boyunca herkesişaşkına çevirerek direndik ve yinekazandık. Hep dedik ki umutla veinançla direnenler zaferi kazanacaktırve hep böyle zaferi kazandık. Halkı-mız bu halkın en onurlu evlatları Li-seli Dev-Genç’liler zulmün zindan-larında direniyor. Bu halkın en onurluevlatlarını sahiplenelim, evlatlarımızıLiseli Dev-Genç’lilerle tanıştıralımLiseli Dev-Genç saflarında örgütle-nelim. Düzen bizim çocuklarımızıokullarda not korkusu ile intiharasürüklüyor sokaklarda akrep denenzırhlı katiller ölüm saçıyorlar. Bizlerise halkımız için vatanımız için di-rendik ve direnmeye de devam edi-yoruz. Sizde direnen evlatlarınızasahip çıkın, kapılarınızı açın, çocuk-larınızı düzenin tek alternatifi dev-rimcilere onurlu bir yaşam sürmeleriiçin emanet edin.”

29 Ekim

Teslimiyet Değil Direniş!Yenilgi Değil Zafer!

Dev-Genç’in 47. yıl şenliği 18 Ekim’de BoğaziçiÜniversitesi yönetimi ve polisin işbirliğiyle engellendi.Bu konuyla ilgili 29 Ekim’de yazılı açıklama yayınlayanDev-Genç kısaca şu sözlere yer verdi; “… Demokratikhaklarımızı kullanmamız kasıtlı olarak çarpıtılarak buengellemeler maskelenmeye çalışıldı. Şenlik günü gelipçattığında okulumuzda resmen OHAL ilan edildi. Tümkapıları kapatıp giren çıkan kim varsa üst ve çantaaramaları dayatıldı. Birçok gencin katledilmesinin so-

rumlusu polis okulumuzun önüne ve içine yığıldı. Binbiremekle örgütlediğimiz şenliğimiz “Hiçbir Gerekçe Gös-terilmeden Engellendi”. Şenlik için okula gelen 7 misafiröğrenci tek bir uyarı bile yapılmadan dövülerek yerlerdesürüklenerek gözaltına alındı. Kadın öğrenciler tacizedildi. Erkek öğrenciler tehdit edildi... Kurumsal yapısıve idare personeliyle Türkiye’de sınırlı da olsa rahatnefes alabildiğimiz görece demokratik diyebildiğimiz birüniversitede yaşandı. Ve bunların sorumlusu başta öğrencidostu görünen Prof. Doçent Zeynep, polis işbirlikçisiÖGB Şefi Ejder Karahan’dır. Teşhir Ediyoruz! Öğrencilereyönelen hiçbir saldırıya susmayacağız, karşısında olaca-ğız.”

Boğaziçi Üniversitesini

Faşizme Bırakmayacağız

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

339HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

Page 40: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Ülkemizde Gençlik

Geçtiğimiz günlerde Malatya’da47. Dev-Genç Şenliğine gitmek üzereyola çıkan Liseli Dev-Genç’li BarışErkuş’un ailesi katil polis tarafındanaranıp “Oğlunuz İstanbul’a canlıbomba olmaya gitti” gibisinden ya-lanlar söylenerek, aileyi Liseli Dev-Genç’li Barış’a karşı kışkırtmaya ça-lışmışlardır. Bununla yetinmeyen la-ğım fareleri aileyi karakola çağırıpalakasız fotoğraflar göstererek, tehditetmişlerdir ve diğer Dev-Genç’lilerive Liseli Dev-Genç’lileri şikayet et-melerini istemişler, “çocuğunu der-neğe göndermemelerini evden dışarıbırakmamalarını, çürümüş düzenlerinetekrardan kazanmak istediklerini”söyleyip aileyi korkutmuşlardır. Buyalan haber ve taciz ile ilgili MalatyaLiseli Dev-Genç yaptığı yazılı açık-lamada kısaca şu sözlere yer verdi;

“…Soruyoruz halk düşmanlarıneden derneğe gitmemizden korku-yorsunuz neden kitap okumamızdan,bilinçlenmemizden, örgütlenip doğ-ruyu görmemizden korkuyorsunuz?Biz cevabı yıllardan beridir çok iyibiliyoruz. Doğrular ve gerçekler sizive sizi yönetenleri çok korkutuyorbiliyoruz ki bu yüzden komplolarlaarkadaşlarımızı tutukluyor, işkenceyapıyor, aileleri tarafından eve ka-patılmasını istiyorsunuz. Korkuyor-sunuz ve korktuğunuzu herkes biliyorpiyano tuşlarını kırmanızdan, mutfaktezgahlarını parçalamanızdan belliediyorsunuz korktuğunuzu. Korkmayadevam edin katiller 47 yıldır cüret,inanç, azim ve kararlılıkla yürüdükyürümeye devam edeceğiz korkula-rınızı daha da büyüteceğiz, Elif Sultanolup hiç beklemediğiniz anda karşı-

nıza çıkıp o çok güvende olduğunuzusandığınız karakollarınızı başınızayıkacağız. Katil polis ailelerimizdenelini çek bizim ailelerimizden sizeancak öfke, kin ve nefret çıkar, umut-lanmayın aileler bizden yana ailelerikandırabiliriz diye, bizim ailelerimizsizin gibi alçak, onursuz, namussuzdeğildir. Bizler liseliler olarak aile-lerimize doğruyu gösterip gerçeklerianlatacağız sabırla anlatacağız usan-madan anlatacağız ve ailelerimizikazanacağız düşmana teslim etme-yeceğiz işte o zaman katil polis aile-lerimizden en çok sizler korkacaksı-nız. Asalak, onursuz polisler bu sizeson uyarımızdır ailelerimizi yalan-larınızla, komplolarınızla kandırmayaçalışmayın gerçeklerin altında bo-ğulup kalırsınız!”

Halkın Festivalleri Yasaklanamaz

İzmir Dev-Genç, 30 Ekim’de 6 yıldan bu yanayapılan Doğançay Halk Festivali’nin AKP faşizmi tara-fından yasaklanması üzerine 29 Ekim’de yazılı bir açık-lama yayınladı. Açıklamada kısaca şu sözlere yer veril-di;

“…Faşizmin içinde bitmek bilmeyen bir korku varve bu korku diktatörlerini yönlendirmekte olan en büyüketkenlerden birisi. Zulüm, işkence, katliam, sömürü devazgeçilmezleridir. Ayrıca korkarlar Umudun Adını tür-küleriyle kalbimize nakşeden insanlardan! KorkarlarGrup Yorum dinleyicilerinden, sebebi vardır çünküYorum sadece bir müzik grubu değildir! Yorum aynızamanda halktır! Sadece konserlerimiz değil festivalle-rimiz de yasaklanma listelerinden çıkmıyor. Halkla içiçe olmamamız için ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar.Türkü söylememizden, halay çekmemizden, faşizme,işkencelere, baskılara, katliamlara rağmen mücadeleyedevam etmemiz onları çokça korkutuyor. Biliyorlar kicanımız pahasına mücadeleye devam edeceğiz. Ki yü-rümeye yeni yüz tutmuş süt ayaklı bebelerimize güzelbir hayat bahşedelim! Katledilen, ezilen, sömürülenhalkımızın hakkını aramak, dökülen kanını yerde bı-rakmamak için… Yasaklamaları OHAL adı altında dahiolsa kabul etmeyeceğimizi her alanda belirttiğimiz gibiyine festivallerimizi, konserlerimizi gerçekleştireceğimizi,gerekse kamyon üstünde gerekse abluka etrafında Yo-

rum’un türkülerini, halkımızın türkülerini haykıracağımızıbelirtiyoruz…”

Sürgünlerle, İşkencelerle Özgür TutsaklarıTeslim Alamazsınız!

İzmir Dev-Genç son zamanlarda hapishanelerdehukuksuzca yapılan sürgün sevkler ile ilgili 2 Kasım’dayazılı açıklama yayınladı. Yapılan açıklamada kısaca şusözlere yer verildi; “Katil iktidarın OHAL adı altındahalkı ve devrimcileri sindirmeye çalışmaları yetmiyormuşgibi şimdi de Özgür Tutsaklarımızı başarılı olamadığıtecrit politikası sonrası sürgünlerle ve işkencelerin bo-yutunu arttırarak yıldırmaya çalışıyorlar. Son bir haftadırard arda olan sürgünlerle Kırıklar 1 No’lu F Tipi’nde kitutsaklarımız çeşitli hapishanelere ağır işkencelerle, terskelepçelerle sürgün edildi. Biz bu işkenceleri, busürgünleri ilk defa yaşamıyoruz. Ulucanları da, 19 Ara-lıkları da gördük katledildik ama hiçbir zaman teslimolmadık. Bombalarınıza, kimyasallarınıza yeri geldi be-denlerimizle barikat olduk. 122 canımızı verdik ve ka-zandık zaferi ama sanmayın ki direniş bitti. 122 canımızlakazandığımız hakları canınız istediği gibi alamayacaksınız.Bu güne kadar ne işkence ne de baskıyla yıldıramadığımızgibi şimdi de OHAL in arkasına saklanarak yaptıklarısaldırılarla, ahlaksızlıklarla bir kez daha yılmadığımızıgöreceksiniz. Özgür Tutsaklara yaptığınız her işkencenin,ahlaksızlığın hesabını vereceksiniz. Özgür TutsaklaraKalkan Elleri Kıracağız!”

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!440

Page 41: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Ülkemizde Gençlik

Anadolu halklarının onurlu ev-latları olan Dev-Genç ve Liseli Dev-Genç’liler 47 yıldır sürdürdüklerimücadeleleri ile halka umut olmayadevam ediyor. Yüzlerce saldırı, kat-liamlar, tutukluluklar, işkenceler…hiçbiri onları meşru mücadelelerindenvazgeçiremiyor. Onlar için çocuk,kanı kaynıyor, heyecan dolu… di-yorlar. Evet onlar 16-17’sinde deli-kanlı çocuklar. Onlar vatan topraklarıemperyalistler tarafından bölünürken14-15’inde cepheye giden çocuklargibiler... Ve yine aynı düşmana karşımücadele eden yürekleri kocamançocuklar. O çocuklar faşizmin zin-danlarında bedenlerini açlığa yatırıyor,düzenin sümsük generalleri it gibisaygı duruşunda dururken, onlar be-denlerini halkın önünde siper ediyor,ahlaksız katil polisler zırhlı araçlarındasaklanırken ve halka saldırırken, Ana-dolu topraklarının gelecek güzel gün-lerini getirecek koca yürekli delikanlıçocukları Dev-Genç’liler ve LiseliDev-Genç’liler direniyor... Bu “ço-cuk”ların dur durak bilmeden sadecehalkı için yaptığı çalışmalardan der-lediklerimizi siz okuyucularımızlapaylaşıyoruz. Ve koşulunuz her neolursa olsun Dev-Genç’lileri destek-leyin onlara bir selam olsa dahi esir-gemeyin. Özgür vatanın ellerimizlegelmesi umuduyla… Dev-Genç veLiseli Dev-Genç’lilerin bulunduklarıbölgelerden yaptıkları çalışmalar şuşekilde;

Hatay: Dev-Genç’liler 27Ekim’de Antakya Emniyet Müdür-lüğü yakınları ve köy garajları civa-rında Grup Yorum Hatay Halk Korosukuşlamaları yaptı. Çalışmada top-

lamda 70 kuşlama yapılarak halkakoroya katılım çağrısı yapıldı. Ayrıca28 Ekim’de Mustafa Kemal Üniver-sitesi’nde, son dönemde okulda öğ-rencilere yapılan baskılar, okuldanuzaklaştırmalar, disiplin cezaları, de-mokratik hakları engellemeye yönelikyasaklamalar ile ilgili Dev-Genç im-zalı bildiriler dağıtıldı ve bu olanlarakarşı örgütlenmek gerektiği vurgu-landı. Ayrıca İktisat Fakültesi’ndeöğrencilerin panolarına üniversiteyönetimince asılan, AKP’nin propa-gandasını yapan afişleri yırttı. Veüniversite yönetimine dönük kısa biraçıklama yaparak; “Biz Dev-Genç’li-ler AKP’nin üniversitelerde propa-ganda yapmasına izin vermeyecek,gençliği zehirlemesine göz yumma-yacağız. Tüm üniversitelerde gençliğive öğrencileri örgütleyerek savaşıbüyüteceğimize söz veriyoruz” dedi.Ve son olarak 28 Ekim gecesi Dev-Genç’liler tarafından MKÜ duvar-larına üzerinde “Bize Ölüm, SizeUyku Yok! DHKP-C” yazılı pankartasıldı ve güvenli bir şekilde geri çe-kinildi.

Dev-Genç’liler 2 Kasım’da Mus-tafa Kemal Üniversitesi’nde 7 Ka-sım’da Dev-Genç’in İstanbul ve Ana-dolu genelinde örgütlediği “7 KasımBoykotu” çalışmaları yaptı. Yapılançalışmada Güzel Sanatlar ve EğitimFakültesi’nde dersliklere boykotaçağrı bildirileri bırakıldı ve sınıf tah-talarına Dev-Genç imzalı “7 Kasım’daDersleri Boykota!” yazıları yazıldı.Ayrıca yapışkan kağıtlara 7 KasımBoykotu’nun neden yapılacağı ileilgili kısa notlar yazıldı ve yüksekyerlerden bildiri kuşlamaları yapıldı.

Ayrıca MKÜ Kampüs civarında öğ-rencilerin yoğun olarak yaşadığıapartmanlar bölgesinde Dev-Gençimzalı öğrencilerin sorunlarını vesorunlara çözüm yollarını anlatanbildirilerden 75 adet dağıtıldı.

Antalya: Dev-Genç’liler 31Ekim ve 1 Kasım’da 7 Kasım’dayapılan boykot ile ilgili çalışmalaryaptı. Yapılan çalışmalar kapsamındaOlbia Çarşısı ve İletişim Fakültesi’nde7 Kasım’da yapılacak olan GençlikPaneli’ne çağrı amaçlı 50 bildiri da-ğıtıldı. Ayrıca yine Olbia Çarşısı’nda20 adet çağrı afişi asıldı. Ve okulöğrencileriyle Dev-Genç’in çalışma-ları, OHAL ve YÖK üzerine sohbetedildi.

Dersim: Dev-Genç’liler 28Ekim’de Munzur Üniversitesi’ndekağıtların üzerine sloganlar yazarakduvarlara yapıştırdı. Yazılan sloganlar“Faşizme Karşı Omuz Omuza! FaşistYÖK’e Karşı Omuz Omuza! FaşistRektöre Karşı Omuz Omuza!” idi.Ayrıca Dersim’in Moğultay Mahal-lesi’nde OHAL Kararını teşhir etmekiçin kuşlamalar yapıldı. Yapılan kuş-lamaların halk tarafından güzel tep-kilerle karşılandığı gözlendi.

İzmir: Liseli Dev-Genç’liler 21Ekim’de Buca Kuruçeşme’de, AybersHikmet Karabacak Anadolu Lisesiçevresinde “Demokratik Lise İsti-yoruz” kampanyasının kuşlamala-rından 100 adet yaptı. Ayrıca 29Ekim’de Liseli Dev-Genç’liler Oku-ma Grupları’nda bir araya geldi. Ya-pılan okumada Boran Yayınları’nın“Gençlik 1” kitabından bölümler

Gençlik Halka Kavgayı, Teslim Olmamayı, Direnmeyi veZaferi Kazanmayı Öğretiyor

İkitelli İkitelliKuruçeşme

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

441HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

Page 42: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Ülkemizde Gençlik

okunarak üzerine tartışma yapıldı.Çalışmanın ardından ileriki haftalardabir araya gelme sözü verilerek çalışmasonlandırıldı.

Antalya: Dev-Genç’liler 27Ekim’de Akdeniz Üniversitesi’ndebir araya gelerek Halk Okulu çalış-ması yaptı. Yapılan çalışmada TavırYayınlarından “Çizgilerle AnadoluTarihi” kitabı okundu ve okunan bö-lümler üzerine tartışıldı ve çalışmasonlandırıldı.

Muğla:Dev-Genç’liler 28Ekim’de İzmir Doğançay’da yapılan“Yozlaşmaya Karşı Alternatif Do-ğançay Halk Festivali” için esnaflarıdolaşarak çağrıda bulundu. Yapılançalışmada ayrıca esnaflar ile OHALve son zamanlarda olan baskılar üze-rine konuşuldu.

İSTANBULİkitelli: Liseli Dev-Genç’liler

gün gün 7 Kasım’da yapılacak olanboykotu örgütledi. Yapılan çalışmalarkapsamında ilk olarak 20 Ekim’decemevi ve Mehmet Akif bölgelerindeduvarlara “Hakan İnci Yalnız Değil-dir! Hakan İnci Onurumuzdur! 17Yaşındaki Hakan İnci Maltepe ÇocukHapishanesi’nde İşkence Görüyor!Bir Dev-Genç’imiz Var Teslim Ol-mayan!” yazılamalarından 40 adetduvarlara işlendi. Ayrıca 26, 29 Ekimtarihleri arasında Gülten ÖzaydınLisesi’nde ve Atakent tarafında Hal-kalı Toplu Konut Kız Lisesi ve FinalLisesi öğrencilerinin geçiş güzerga-hında boykot çalışmaları örgütlendi.Duvarlara “YÖK’e Hayır! ParasızEğitim İstemek İçin 7 Kasım’da Boy-kottayız!” yazılamalarından 16 adetyapıldı. Ardından ertesi gün silinen

yazılamaların yerine yenileri yazıldıve okulun karşısına “Parasız Eğitimİçin 7 Kasım’da Boykottayız!” yazılıpankart asıldı. Son olarak Arena Parkkarşısında boykot için 250 adet bildiridağıtımı yapıldı.

Liseli Dev-Genç’liler 31 Ekimve 1 Kasım’da 7 Kasım’da yapılanboykot ile ilgili çalışmalarına devametti. Çalışmalar kapsamında GülenÖzaydın Lisesi’nde, Arena Park, Par-seller, Beş Kat, Halkalı ve TopluKonutlar civarında ajitasyonlar eşli-ğinde bildiri dağıtımı ve afiş çalışmasıyapıldı. Çalışmalarda toplam 100bildiri, 65 afiş ve ayrıca 40 yazılamayapıldı.

Kuruçeşme: Liseli Dev-Genç’li-ler 26 Ekim’de mahallede birçokyere üzerinde “Liseliler Okuma Gü-nünde Buluşuyoruz Tüm LiselileriBekliyoruz” yazılı A4 boyutunda 30adet afiş astı. Yapılan çalışmaya 10liseli katıldı. Ayrıca Kıraç İMKB Li-sesi’ne üzerinde “Parasız Eğitim İs-tiyoruz” yazılı pankart asıldı.

Bağcılar: Dev-Genç’liler 26, 27Ekim’de Çiftlik ve Üç Direkler böl-gelerinde yazılama çalışması yaptı.Yapılan çalışmada duvarlara, “Gök-han Yıldırım Serbest Bırakılsın!Uyuşturucu Bataklığında Büyümekİstemiyoruz! Parasız Eğitim İstiyoruzAlacağız! Tüm Liselerde Tayyip’inYalanlarına Karşı Kulak Kapatıyoruz!Hakan İnci Serbest Bırakılsın!” ya-zılamalarından birçok yere yapıldı.

Boğaziçi Üniversitesi: Dev-Genç’liler tüm engellemelere rağmenBoğaziçi Üniversitesi’nde boykot ça-lışmalarını tüm hızıyla sürdürdü. 31Ekim’de üniversite’de, 18 Ekim günüyapılacak olan Dev-Genç şenliği en-

gellenip tüm kapıların kapatılmasıöğrencilerin gözaltına alınması rek-törün ve dekanın okulun güvenliğinibahane ederek C kapısı ve Kore ka-pılarını kapatması üzerine öğrencilerebaskı uygulamaya çalışıyor. Yüzlerinedemokrasi maskesi takıp öğrencidüşmanlığı yapıyor. Tüm engelle-melere rağmen Cuntanın YÖK’üneAKP’nin OHAL’ine karşı Dev-Genç’liler boykot çalışmalarını sür-dürdü. Yapılan çalışmada KuzeyKampüsü’ne 20 adet “CuntanınYÖK’üne AKP’nin OHAL’ine Karşı7 Kasım’da Boykottayız! afişleriasıldı. Ayrıca yemekhane önünde öğ-rencilere 6 Kasım faşizmi anlatıldıve 40 adet bildiri dağıtıldı.

Yozlaşan Kültüre ve

Üniversite Gençliğine

Alternatif Olmak İçin

Birlikteyiz

Biga İktisadi ve İdari BilimlerFakültesi’nde faaliyet gösteren HalkBilim Topluluğu 27 Ekim’de tanışmatoplantısı düzenledi. Toplantıda HalkBilim Topluluğunun, Anadolu halkkültürünü yaşatmak, yozlaşan kültüreve üniversite gençliğine alternatifolmak için kurulduğu anlatıldı. Top-luluğun yaptığı faaliyetlerde bu top-rakların türkülerini yakan sanatçılarıntanıtıldığı ve bu sanatçıların türkü-lerinin söylendiği anlatıldı. Gösterilentiyatrolarında yine halkın sorunlarınatoplumun kaygılarına değinildiği an-latıldı. Daha sonra herkes tek tekkendini tanıttı ve beklentilerini sundu.Bu toprakların türkülerini dile getirenGrup Yorum’dan; “Çav Bella”, “Gelki Şafaklar Tutuşsun”, “Meryem”şarkıları söylendi. Toplantıya 17 kişikatıldı.

Ateşbaşı Sohbetlerde SorunlarımızıPaylaşıyor Bilinçleniyor Gelişiyoruz

Bahçelievler Zafer Mahallesi'nde 30 Ekim'de ateş başısohbet yapıldı. Semaver yakılıp çay demlendi 11 kişininkatıldığı sohbet dergiden "Devrimciliği Bırakmak İhanettir"yazısı üzerine tartışıldı. Mahalle'de ayrıca 29 Ekim'deYılmaz Güney’in "Duvar" filmi izlendi. Film sonrası filmüzerine sohbet edildi. Gösterime 3 kişi katıldı.

Tüm Baskılara Rağmen BirlikteliğimiziBüyütmeye Devam Ediyoruz

Bahçelievler Mahallesi'nde 30 Ekim günü Ailelerledergi okurları birlikte kahvaltı yaptı. Dernekte verilenkahvaltıya 20 kişi katıldı. Kahvaltı sonrası mahalle sorunlarıve AKP faşizmi üzerine sohbet edildi. Mahallede artanbaskılar konuşuldu. Kahvaltı esnasında AKP’nin paralıuşakları derneğin zırhlı araçları ile taciz ettiler, bunarağmen gelen misafirler dernekte kalıp, sahiplendiler.

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!442

Page 43: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

18 Ekim Salı günü, gençlikte şenlikle ilgili son ha-zırlıklarımızı yaptık. Pankartlarımız, stant malzemelerimizve diğer tüm hazırlıklarımız tamamdı.

Şenlik çalışmalarımız sürerken defalarca kez düşmansaldırısına uğramıştık. Açtığımız stantlar dağıtıldı kaçkere. Peşimizde ÖGB’den sivil polisine herkes gezdi.Çalışmalarımızı engelleyemeyince çevremiz üzerindebaskı kurulmak istendi.

Günler öncesinden okulda şenliğe polisin saldıracağınınhaberi yayıldı. Böylelikle öğrenciler korkutulmaya ça-lışıldı.

Şenlik gününe geldiğimizde o gün zorlu bir sınavvereceğimizin farkındaydık. Kendimizi her türlü durumakarşı hazırladık. Engellenme, okula sokulmama ihtimalinide hesapladık. Okuldan Dev-Genç’li arkadaşlarımızlasürekli iletişim halindeydik. Okula girebilmek için farklıalternatif yollar ve yöntemleri tartıştık. Hepsinin üzerindeciddiyetle durduk.

Düşman okula tüm girişleri kapatmıştı. Tek bir girişvardı. Oraya da tüm ÖGB’ sini yığmıştı. Ayrıca sivilpolis yoğunluğunu da fark ettik.

Tartışmalarımız sonucunda toplam tüm kitlemizlebirlikte kapıdan girmeye karar verdik. Bizi engellemeyeçalışırlarsa gerekirse barikatı yarıp geçecektik. Bu yük-lenme esnasında okul içindeki arkadaşlarımız ve diğeröğrenci gruplarından arkadaşlarda kapının iç kısmındabirikerek bize yardımcı olacaktı. Düşman bu planımızıhesaba katmış olmalı ki işini sadece tek kapı ve yığılıolan ÖGB’ ye bırakmamıştı. Sivil polisi ve çevik kuvvetide kapıya çekmişti. Okul karşısındaki otoparkta 2gözaltı otobüsünü ve 1 TOMA ’ yı çekmişti.

Öyle kolay değildi. Dev-Genç’lileri engellemek.Hele hele bugünkü gibi zor süreçlerde baskıyı arttırınca,her yolla keyfiyeti, dayatmayı yapınca bizi yıldırabile-ceğini düşünüyor düşman. Bizim için önemli olan,anlamlı olan siyasal haklılığımız ve bunu her koşulaltında savunabilmemizdir.

Biz de bunu yaptık. Gözaltı pahasına o kapıya gittikve hakkımızı aradık. Şenlik için de alternatifimizi ör-gütledik. Gözaltına alınan arkadaşlarımız olursa bunuhızla okulda duyurup tepki yaratacaktık. Tabii sadecebir tepki yaratmakla kalmayıp, yarattığımız tepkiyi düş-mana karşı bir örgütlülüğe çevirecektik.

7 arkadaşımız işkencelerle gözaltına alındı. Yerlerdesürüklendi. Meşru ve hakkımız olan kuruluş şenliğimiziengelleyememenin hazımsızlığıyla arkadaşlarımıza iş-kence yapmadıkları yer kalmadı.

Gözaltına alınan arkadaşlarımız polisin hukuksuzlu-ğuna direnirken bizler de okul içinde çalışmalarımızısürdürdük. Bir yandan arkadaşlarımızın gözaltına alın-masının öfkesini yaşarken bir yandan da şenliğimizinalternatifini örgütlemeye çalışıyor düşmana darbe vurmakistiyorduk. Hemen okulun çevresindeki kafeteryada al-ternatif bir saat belirledik. Panel ve konser hazırlıklarımızıtamamladık. Sıcak bir ortam kurduk. Aklımız bir yandagözaltındaki arkadaşlarımızdayken diğer taraftan da sa-vunduğumuz doğruları her koşulda hayata geçirme id-diamız ve gururumuzla arkadaşlarımıza layık olduğu-muzun bilinciyle şenliğimizi gerçekleştirdik.

Hem düşmanımızı şaşırttık hem de Boğaziçi üniver-sitesi öğrencilerine faşizmin baskı ve yasakları karşısındaçaresiz olmadığımızı ispatladık.

HALK DÜŞMANLARI BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ’NDE ŞENLİK YAPMAMIZI ENGELLEYEMEDİ!

SALDIRILAR, GÖZALTILAR, İŞKENCELER BOŞUNA!

YİNE BİZ KAZANDIK!

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

443HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

Page 44: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Katil AKP iktidarı OHAL baha-nesiyle halka ve devrimcilere karşıterör estiriyor. Yollardan, kurumlardanonlarca devrimciyi kaçırıyor, işkenceyapıyor ve tutukluyor. AKP’nin es-tirdiği faşist teröre teslim olmayaca-ğız. İstanbul, Armutlu’da, 24 Ekimsabahı görev değişimi yapan TOMA,Cephe Milisleri tarafından yaylımateşine tutuldu. Korkak polisler hiçdurmadan hızla kaçtılar. Cephe Mil-isleri yaptıkları açıklamada: " Dev-rimcilere ve devrimci kurumlara yö-nelik her yapılan saldırının hesabınısoracağız!" dediler.

İSTANBULBağcılar:İstanbul Bağcılar’da Cepheliler,

Mehmet Selim Kiraz Kültür Merke-zinin yakınlarına 5 adet yazılamayaptılar. 26 Ekim’de yapılan yazıla-malarda, halkın matbaası duvarlara:“DHKC”, “DHKP-C”, “Ne AKP, NeDarbe, Yaşasın Tam Bağımsız Tür-kiye”, “Elif Şafak Bahtiyar Yıkılacak

Saraylar / Cephe” sloganları nakşe-dildi.

İkitelli:Faşizmin saldırılarına karşı baş-

latılan ‘Faşizme Karşı Omuz Omuza’kampanyasının çalışması dâhilinde29 Ekim'de mahallenin birçok yerindeyazılamalar yapıldı. Yapılan yazıla-malarda faşizmin saldırılarına karşıomuz omuza ve faşizme karşı mü-cadele ekiplerine katılma çağrılarıduvarlara yazıldı. Toplamda 15 adetyazılama yapıldı.

Mersin-Tarsus: 1 Kasım’da “Faşizme Karşı

Omuz Omuz’a-Halk Cephesi” yazılı20 adet A3 boyutunda pullamalaryapıştırıldı..

Şehitlerimizi Unutmayacak

Anılarını Mücadelemizde

Yaşatacağız

1 Mayıs Mahallesi Cephe Milisleri29 Ekim'de 1 Mayıs Mahallesi’nin

şehidi Şükrü Sarıtaş’ı şehitlik yıl dö-nümünde selamladı. Yapılan eylemdeEmek Pastanesi önü ile Diyar Tekelarası asılan bir pankartla yol kesildi.AKP’nin katil polisleri gelmeye ce-saret edemediler ve eylem iradi olarakbitirildi.

Dersim: Gerilla’ya Bin Selam!Yenimahalle Mahallesi’nde 30

Ekim'de Amed’de eylem yapange-rillayı selamlamak için yazılama ya-pıldı. Duvarlara iki adet “Amed’dekiGerillaya Bin Selam” iki adet “Ge-rillaya Selam” bir adet “Selam OlsunDağların Şahanlarına” bir adet “Ge-rilla Umuttur” bir adet “Gerilla HalktırGerilla Umuttur” bir adet “DHKCSBP Katillerin Peşinde” ve dört adet“DHKC SPB” sloganları halkın mat-baası duvarlara nakşedildi. Ayrıcaİstanbul Sarıgazi'de tutuklanan 10devrimci için 27 Ekim'de yazılamayapıldı.

Halk Düşmanlarından Hesap Sormaya Devam Edeceğiz!

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!444

Gazi Halk Meclisi katil polislerin bir üyelerini yoldankaçırmasıyla ilgili 29 Ekim'de bir açıklama yaptı. Açık-lamada: "Katil polisler 25 Ekim günü akşam saatlerindeGazi Düz bölgesinde kahveden çıkıp eve gittiği sıradaMurat Kıran’ı (Ulaş) yoldan kaçırdı. Katil sürüsünü birkez daha uyarıyoruz. Arkadaşlarımızın başına gelecekher şeyden siz sorumlusunuz. Yoldan kaçırarak, gözaltınaalarak, tutuklayarak… bizi yıldıramazsınız. Biz sizin

gibi paralı katiller değiliz. Bizim ellerimizde halkınkanı yok. Siz halkın çocuklarına işkence yapıyor, halkınçocuklarını katletmeye çalışıyorsunuz. Biz haklı vemeşru mücadele veriyoruz. Zırhlı teneke parçalarınızdaninecek cesarete sahip değilsiniz. Biz halkın özgücüyüz.Biz sizin meclislerinize benzemeyiz. Halkın adalet ta-lebinin ürünüyüz. Halkımızı Halk Meclislerinde örgüt-lenmeye çağırıyoruz. Gücümüz Birliğimizdir." denildi.

Devrimci yaratıcılık, inanç ve cüretle birleşirse emekde verirsek üstesinden gelemeyeceğimiz bir sorunumuzkalmaz.

47 yıldır her türlü baskı ve engellemelere rağmenbağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinden

sapmadan, kararlılıkla ilerleyen Dev-Genç’e ve Dev-Genç’lilere Selam olsun.

SELAM OLSUN DEV-GENÇ’İN 47. YILINDA!YAŞASIN DEV-GENÇ YAŞASIN DEV-GENÇ’Lİ-

LER!

Baskılara, Yoldan Kaçırmalara, Tutuklamalara Karşı

Halk Meclislerinde Birleşelim

Page 45: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Cumhuriyet GazetesiSusturulamaz!

TAYAD’lı aileler 1 Kasım’da Cum-huriyet gazetesinin önünde açıklamayaptı. Cumhuriyet gazetesine destekiçin yapılan açıklamada şunlar ifadeedildi: “30 yıldır faşizme karşı evlat-larımız için mücadele ediyoruz. Evlat-larımızın sesi olmanın da ötesinde anti-faşist mücadelede sayısız eylem ger-çekleştirdik. Faşizmin 12 Eylül sonrasınıda gördük, 90’lardaki biçimlerini degördük. 30 yıldır bu ülkede değişenşey sadece baskı ve işkencelerin biçi-midir. 30 yıldır sadece TAYAD değil;Grup Yorum, Dev-Genç, Yürüyüş Der-gisi gibi kurumlar kaç kez basılmıştırsayısını biz dahi bilmiyoruz.

Cumhuriyet gazetesi bizim 30 yıllıkmücadelemiz boyunca eylemlerimizinhaberini yapmış devletin baskılarınaboyun eğmemiştir. Evlatlarımızın uğ-radıkları hak ihlallerini yazdığı mek-tuplar defalarca kez Cumhuriyet ga-zetesinin sayfalarında kendine yer bul-muştur. Sadece Cumhuriyet gazetesideğil; Özgür Gündem, Dicle HaberAjansı, İMC TV, HAYAT TV, Özgür

Radyo, Yön Radyo gibi basın veyayın kuruluşları da kapatılmış,çalışanları gözaltına alınmış tu-tuklanmışlardı. Bu yayın kuru-luşları yıllardır hapishanelerdekievlatlarımızın, hasta tutsakların,gençliğin, sanatçıların, emekçi ke-simlerin haberlerini yapmıştır.

Faşizmin saldırılarına karşıbugün bize düşen bu basın veyayın kuruluşlarının, dostlarımızınyanında yer almaktır. Dünyaya farklıyerlerden bakıyor olsak da faşizmekarşı hepimiz aynı geminin içindeyiz.Bu sebeple hem Cumhuriyet gazetesihem de Dicle Haber Ajansı ve tümdevrimci demokrat basın kuruluşlarınınyanındayız.

Bugün Cumhuriyet gazetesi emek-çilerinin yaşadıklarını evlatlarımızdefalarca kez yaşadılar. Hala dahaGrup Yorum üyeleri ve Dev-Genç’lilergözaltındalar. Bu sebeple tüm dost-larımıza sesleniyoruz, dayanışmayıbüyütelim, dün bizlere yapılan saldı-rılar bugün Cumhuriyet gazetesineve tüm muhalif kesimlere yapılmak-tadır. Bana bir şey olmaz demedenfaşizmin saldırılarına karşı birleşelim,

savaşalım, kazanalım.Cumhuriyet gazetesi yazarları ve

emekçileri derhal serbest bırakılsın!Ne Cumhuriyet gazetesi ne de Diclehaber Ajansı yalnızdır! TAYAD’lıAileler olarak her zaman dostlarımızınyanında olmaya devam edeceğiz.”

Cumhuriyet GazetesineDestek Ziyareti

AKP faşizminin kendisine muhalifolan kesimlere yönelik saldırılarınınen son örneği Cumhuriyet gazetesineyapılan baskın oldu. Ankara TAYAD’lıAileler 1 Kasım'da faşizmin baskın-larına uğrayan Cumhuriyet gazetesinedestek ziyaretinde bulundu.

Dergimizin CumhuriyetGazetesi’ne Baskın ile İlgiliAçıklamasıdır:

Yürüyüş Dergisi’nin, Cumhuriyetgazetesi çalışanlarına yapılan operasyonve baskılar ile ilgili 31 Ekim’de yazılıaçıklama yayınladı. Yapılan açıklamadakısaca şu sözlere yer verildi:

“Gözaltı, işkence, tutuklamalarıngünlük hale geldiği her yeni gündeAKP faşizmi, saldırılarını büyütüyor.Her saldırısına yeni bir halka ekleyenAKP faşizmi OHAL bahanesiyle, dar-be girişimiyle hiçbir alakası olmayanKHK’larla halka karşı saldırısındakikeskinliğini açıkça göstermektedir.

Otuz güne kadar süren keyfi gözaltıkararları, öğretmenlerin mesleklerin-den ihraç edilmeleri, üniversite, lise-lerdeki öğretim üyesi ve özel güvenlikkılığındaki polislerin öğrencilere sal-dırması, “Proje Okul” kapsamındaokulların imam-hatipleştirilerek ge-ricileştirilmeye çalışılması, avukatların

kendi mahkemelerine dahi gireme-mesi, hukukun ayaklar altına alınması,yerel yönetimlere kayyum atanması,barış, çözüm aldatmacalarıyla mil-letvekillerini tutuklatması, eylem, yü-rüyüş yapmak isteyenlere biber gazı,coplarla saldırılması ve son zamanlardamuhalif basın emekçilerine yapılansaldırıları... faşist AKP iktidarının çö-zümsüzlüğünün ürünüdür.

31 Ekim sabahı Cumhuriyet ga-zetesi yönetimi ve yazarlarının evle-rinin basılması da faşizmin geçmiştekalmadığını tekrar tekrar göstermek-tedir. Cumhuriyet gazetesine yapılansaldırı, kendine biat etmeyenlere yap-tığı saldırılara son örnektir.

Düzene uygun kafalar yaratmaamacı ile düşünmeyen, sormayan,kendinden başkasını düşünmeyen in-sanlar yaratmaya çalışmaktadır AKP.Yıllar öncesinden devrimcileri imhaetme politikasıyla saldıran iktidar,bugün her kesime saldırmaktadır.

Haklı mücadelemiz ile göstermiş

olduğumuz tarihimiz gösteriyor ki;halkı sömürenlere karşı ancak sınıfsavaşımı verilir. Türkiye’nin birlik,beraberlik ve gelişmesinden bahsedenAKP; FETÖ bahanesiyle halka sal-dırmaya devam ediyor… Muhalif basınsusturularak sindirilmek isteniyor…

Tarihten ders çıkarmayan AKP ik-tidarı şunu iyi bilmelidir ki faşizmhiçbir zaman halkları teslim alama-mıştır.

Yürüyüş dergisi olarak; AKP’ninCumhuriyet gazetesi yazarlarına yap-tığı bu faşist saldırıların karşısındave yazarlarımızın yanında olduğumuzuburadan dile getiriyoruz. Şunu daekliyoruz ki faşizme karşı savaş ver-meden, ona karşı direnmeden onuyenemeyiz!”

FAŞİZME KARŞI OMUZ OMU-ZA!

KAHROLSUN FAŞİZM YAŞA-SIN MÜCADELEMİZ!

SUSMA SUSTUKÇA SIRASANA GELECEK!..

Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek…

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

445HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

Page 46: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!446

Eskişehir Halk Cephesi 31Ekim’de bir açıklama yaparak, kom-ployla tutuklanan devrimcilerin ser-best bırakılmasını istedi. Açıkla-mada:

“… AKP; OHAL, KHK gibiaraçlarla halka saldırılarını boyut-landırmıştır. Dışarıda öğrencilere,emekçilere, akademisyenlere, kısacaezilen halkın her kesimine yapılansaldırılar, içeride Özgür Tutsaklar’akarşı daha katmerli bir şekilde ya-pılıyor. Görüş yasağı, iletişim yasağı,sayım vermemekten ötürü işkencebu boyutlanmış saldırıların sadecebir kısmı. AKP bir yandan kom-plolarla devrimcileri tutukluyor, biryandan hapishanede kendi yöntem-leriyle devrimcileri cezalandırmakistiyor. Son süreçte tutsak düşenbütün yoldaşlarımız hakkında bur-juva basında polisin yönlendirme-siyle kontra ve kurmaca haberleryaptırılmıştır. Bu haberler dayanakgösterilerek arkadaşlarımız hiçbirsebep yokken tutuklanmışlardır. Hu-kuksuz bir şekilde tutuklanan DilekKaya, tahliye olduğu gün aynı şe-kilde yeni bir komployla tutuklan-mış; Yaprak Yılmaz 1 Mayıs’ta birmolotof kokteylinde parmak izi ol-duğu şeklinde mesnetsiz bir iddiaylatutsak edilmiştir. Buradan bir kez

daha söylüyoruz; zulüm ile yöne-tenin sonu berbat olur. Komploylatutuklanan tüm devrimciler serbestbırakılsın” denildi.

���

Devrimci TutsaklarOnurumuzdur!

Eskişehir Halk Cephesi 28Ekim’de 11 Halk Cephesi tutsağınaEskişehir’den 18 adet mektup yazdı.29 Ekim’de de mektup yazılacağıbelirtilerek, Tutsaklara düzenli mek-tup yazılacağı vurgusu yapıldı.

���

Devrimci Olmak SuçDeğildir

Eskişehir Halk Cepheliler 27Ekim’de, Sarıgazi’de polis baskı-nında tutsak düşen kadın tutsaklarıntamamından mektup aldı. Halk Cep-heliler, mektup almanın mutlulu-ğuyla öğleden sonra “Devrimci Ol-mak Suç Değildir Sarıgazi’de Tu-tuklanan 10 Halk Cepheli SerbestBırakılsın/Halk Cephesi” imzalı 60adet pullamayı Gültepe Mahalle-si’nde yaptı.

OHAL’iniziTanımıyoruz!

Hatay Halk Cepheliler, 26Ekim’de Armutlu Mahallesi’nde“Anadolu Tutsakları’na Özgürlük veOHAL’i Tanımıyoruz” kampanyalarıkapsamında çalışma yaptı. Armutlumahallesinin çeşitli yerlerine Yürüyüşdergisinin kapağında bulunan yazı-lamalar asıldı. Yarım saat süren ça-lışmada toplamda 50 adet kapakresmi duvarları süsledi. Halk Cep-heliler yine 27 Ekim’de Mustafa Ke-mal Üniversitesi’nin duvarlarına Öz-gür Tutsaklar’a yapılan işkenceleredikkat çeken yazı ve OHAL’i tanı-madıklarına dair bilgilendirme konulukapak resimleri de astı.

Faşizme KarşıOmuz Omuza

Adana Akkapı Mahallesi’nde 24Ekim’de, Sarıgazi’de komplolarla tu-tuklanan 10 devrimci için 15 adetozalit asıldı. Aynı gün “Tutsak Öğren-cilere Özgürlük” ve “Bağımsız Türki-ye” afişlerinden 25 adet yapıştırıldı.

Adana’da 29 Ekim’de “FaşizmeKarşı Omuz Omuza” kampanyasıkapsamında 3 durağa A3 boyutundakırmızı zemin üzerine sarı yazılı “Fa-şizme Karşı Omuz Omuza-Halk Cep-hesi” pullamaları yapıştırıldı. Ayrıca20 tane A5 boyutunda yine aynı slo-ganla Saydam Caddesi ve çarşı mer-kezine de yapıştırıldı.

Adana’nın Reşat Bey Mahallesi’ndeve Baraj yolunda 30 Ekim’de “FaşizmeKarşı Omuz Omuza-Halk Cephesi”yazılı A3 ve A5 boyutunda pullamalaryapıştırıldı. Halk Cepheliler, çalışmasırasında babası ile yürüyen küçük birkız çocuğunun “faşizm ne” sorusuylakarşılaştı. Babasının, abiye sor o söy-lesin, cevabı üzerine ona yaşına uygunbir şekilde “senin geleceğine düşmanherkes faşisttir ufaklık” cevabı verildi.Çalışmada 5 adet A3 boyutunda 20A5 boyutunda pullama duvarlara ya-pıştırıldı.

Devrimci Tutsaklar Serbest Bırakılsın!

Halkın Değerlerine Sahip Çıkmaya Devam EdeceğizZulme Karşı Direnenleri Unutmayacağız

Bağcılar'da 29 Ekim'de Yeni Mahalle Yürüyüş Yolu üzerinde aşureprogramı yapıldı. Yapılan aşure programında esnaflara ve halka 600tabak aşure dağıtımı yapıldı. Halkın ilgisi yoğundu, Halk Cephelilereyardım edenler oldu. Yaşlı teyzeler aşure kazanının başına geçerekaşure dağıtırken mahallenin gençleri ve liseli gençler mahalle esnafınaaşure dağıttı. Daha öncesinden “siz teröristsiniz” diyen bir kadın aşuredağıtımı yapan bir Halk Cepheliye “siz aşurede mi dağıtıyorsunuz”diyerek şaşkınlığını dile getirdi. Bağcılar Halk Cephesi bununla ilgiliyaptığı açıklamada: "Düzen devrimcilerin kara propagandası yaparkenbizi halkımızdan uzaklaştırmaya çalışıyor ama Cepheliler her yerde hal-kımızın değer verdiği her şeye Halk Cepheliler de değer verir. Buyüzdendir ki halk düşmanları halkımızı bizden uzaklaştıramayacaktır."denildi.

Halk Cepheliler 28 Ekim'de bir gün sonra yapılacak olan aşureprogramı için Yenimahalle bölgesindeki evleri ve esnafları bilgilendirdi,evlere bildiri dağıtıldı. Toplamda 150 kapı çalındı.

Page 47: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

2 Eylülden beri Maltepe ÇocukHapishanesi’nde tutuklu olan Hakanİnci, yapılan işkencelere karşı açlıkgrevi direnişi başlatmıştı. Ayakta sa-yım vermediği için gardiyanlar ta-rafından dövülerek tekli, daracık vepis bir hücreye konulmuştu. Avukatıgörüşüne gittiğinden avukatına dasaldırıp parmaklarını kıran işkence-ciler Hakan’ı camı kırık, pis ve birinsanın sağlık sorunlarına sebep ola-cak şekilde olan bir hücreye koydular.Gardiyanların ve hapishane müdü-rünün işkenceye dönen keyfi uygu-lamalarına karşı elinde tek silahıolan bedenini açlığa yatırdı. Abisive biz Liseli Dev-Genç’liler de Ha-kan’ın zaferi kazanması için Ok-meydanı’nda açlık grevine başladık.Hapishane önünde ailesiyle beraberhapishane önünde basın açıklamaları,yazılamalar, sesli ajitasyonlarla in-sanlara 17 yaşındaki bir Liseli Dev-

Genç’linin Hakan’ın zulme, tercritekarşı direnişini anlattık, işkenceleriteşhir ettik. Hakan’ın talebi hücre-sinin temizlenmesi yaşanılabilir halegelmesiydi. 20 günün sonunda Ha-kan’ın direnişi kazandı. Bir kez dahagösterdik direnenlerin kazanacağını.Bir kez daha düşmana hapishanele-rinin, işkencelerinin, yaşımız kadargardiyanın işkencesi biz Liseli Dev-Genç’lilerin karşısında kağıttan kap-lan. Halkımıza bir kez daha gösterdikki direnirsek kazanırız, direnirsekgeri adım attırırız zalimlere. Hapis-hanelerindeki bu işkencelerin sebebibizlerin düşüncelerini teslim almak,bizi yılgınlaştırıp mücadeleden uzak-laştırmak. Yıllardır tecrit hücrelerindedireniyoruz. Birçok hakkımızı dire-nerek kazandık. Bu direnişlerimizsonucu bir gelenek yarattık adınaÖzgür Tutsaklık dediğimiz. Bugüntaleplerimiz karşılansa da düşmanın

saldırıları tam anlamıyla bitmeye-cektir. Özgür Tutsaklık geleneğini17 yaşından, 51 yaşına kadar savu-nacak ve bu geleneği büyüteceğiz…

YAŞASIN DİRENİŞ YAŞASINZAFER!

DEVRİMCİ TUTSAKLARONURUMUZDUR!

LİSELİ DEV-GENÇ

Yasaklarla, 80 Milyon Halkı Teslim Alamazsınız!

İkitelli Halk Cephesi 28 Ekim’desaat 14.00 sıralarında Kemal PaşaCaddesi’ne üzerinde “OHAL ve Ya-saklar 80 Milyon Halkı Teslim Ala-maz Faşizmi Yeneceğiz” yazılı pan-kart astı.

Dev-Genç’li Hakan İnci 6 Ekim’de Maltepe ÇocukHapishanesi’nde, uğradığı işkenceleri, dayatılan insanlıkonuruna aykırı olan kuralları tanımayarak açlık grevinegirdi ve bu direnişi sonucu meşru olan talepleri kabuledilerek 27 Ekim’de açlık grevini sonlandırdı. Bu dire-nişinin zaferi ile ilgili 27 ve 28 Ekim’de yazılı açıklamayayınlayan Adana ve Eskişehir Halk Cephesi kısaca şusözlere yer verdi:

Adana Halk Cephesi: “… Yaşı 17 Hakanımızın.AKP’nin yalaka, işbirlikçi hapishane müdürü ona “yaşıkadar gardiyanla” saldırdı. Ama Hakanımız hiçbir zaman122’lerin akademisinde olduğunu unutmadı. O dahadoğmadan o hapishanelerde insanlık onuru için direnenabilerinin ablalarının izinden yürümesini bildi. Hakanhiçbir zaman beslendiği Anadolu damarlarını unutmadı.

Direnişiyle “teslimiyetin, barışın” planını yapanlara birkez daha düşmana teslim olunmamayı gösterdi. Direnişlerinzafer getirdiğini gösterdi bize Dev-Genç’li Hakanımız.”

Eskişehir Halk Cephesi: “17 yaşında bir yiğit...Adı Hakan İnci. Sümüklü generallerin hazır olda durduğuhapishanelerde, ayakta sayım vermemek için direndi.Kendine yapılan işkenceye karşı direndi, yıkılmaz denilendüzenlerini, OHAL’lerini yerle bir etti Hakan İnci.Küçücük bedeniyle açlığının 21. gününde zulmün cel-latlarını dize getirdi. Aman dilemedi cellatlarından.122’lerimizi okuyarak öğrendi zulmü nasıl dize getire-ceğini. 19 Aralık 2000’de Hapishaneler Katliamı yaşan-dığında Hakan henüz 1 yaşındaydı. 122’lerimiz yanındaydıHakan’ın direnişi boyunca ve yine kazanan direnenleroldu.”

Dev-Genç’li Hakan İnci Direndi, Kazandı

Yaşasın Direniş Yaşasın Zafer!

20 günün sonunda

Hakan’ın direnişi kazandı!

Bir kez daha gösterdik

direnenlerin kazanacağını!

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

47HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

Page 48: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!448

Geleneksel hale gelen 6. DoğançayHalk Festivali, bu yıl faşist AKP ik-tidarının OHAL bahanesiyle yasak-landı. Aylardır büyük bir coşkuylatüm İzmir’e yayılan festival çalış-malarına onlarca insan katıldı.1000’eyakın davetiye dağıtıldı, 1600 bildirihalka ulaştırıldı. 2200 afiş İzmir’inpek çok semtine asıldı. Ancak festivalBayraklı kaymakamı Adem Arslanve İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından“güvenlik” gerekçesiyle yasaklandı.Üstelik yasaklama kararı festival tertipkomitesine, karara itiraz hakkı bı-rakmayacak şekilde son gün son sa-atlerde iletildi. İzmir Halk Cephesi,TAYAD, Dev-Genç, Halkın MühendisMimarları, Doğançay Halk Korosu,Grup Yorum İzmir Korosu faşizminyasaklarını tanımayacaklarını ilanederek halkı 30 Ekim'de İzmir Do-ğançay Köyü’ne çağırdı.

Kızıl meydan olarak da bilinenEski Köy Meydanı’nda toplanmayabaşlayan kitle, büyük bir polis yığı-nağıyla karşılaştı. Yüzlerce polisiyle,TOMA’ları ve akrepleri ile adetadüşman toprağını işgale gelmiştiAKP’nin faşist düşmanları…

Halka düşman, türkülerden korkanbu iktidarın katil polisleri, öğlen sa-atlerinde kitlenin beklediği kahvedeGBT kontrolü yaptı. Onlar işlemleriniyaparken her şeyi göze alarak gelenhalkın ise neşeleri ve coşkularıylabu uygulamanın kendilerini sindire-meyeceğini düşmana göstermiş ol-dular.

Festival alanına giden otobüs vedolmuşlarda festivalin iptal olduğunusöyleyen çağrılar yaptı katil polisler.Halkın alana gelmesini engellemekiçin uğraştı. Bu tehdide rağmen araç-lara binip mahalleye gelenlere ise

GBT yaptılar.Yüzlerce po-lisle, mahalle-deki yazılama-ları silip afiş-leri yırtacakkadar acizleş-tiler.

S a a t15.00’da basıntoplantısı ya-pılacaktı. Öğ-len saatlerindekitlenin sloganatmasına bile tahammül edemeyenpolisler, açıklama saati yaklaşırkenkitlenin kalabalıklaşması üzerine he-yetle görüşme yapmak istediğini söy-ledi.

“Basın toplantısı yapabilirsiniz,iki de türkü söyleyin, üçüncüde göz-altı yaparım” tehdidinde bulundu.Tertip komitesi, festivalin programınıilan ettiklerini söylerken, Grup Yo-rum'da 'Türkülerimizi ve sayısını sizbelirleyemezsiniz' dediler. Belirlenensaatte yapılan basın toplantısında ilkolarak aynı zamanda festivalin dü-zenleyicisi olan Grup Yorum İzmirKoroları adına bir açıklama okunduaçıklamada şunlara değinildi:“AKP’nin festival yasağını tanımı-yoruz. Halk olarak sanatçılar olarakyine buradayız, yine halaylarımızıtürkülerimizi seslendirecek vazgeç-meyeceğiz.

Grup Yorum adına yapılan açık-lamada ise, "Yorum’un bu ne ilk nede son yasağı olacaktır, denildi. GrupYorum 30 yılda bu yasakları aşarakgeldi. Direnen bir halkı kimse teslimalamaz." denildi. Festivalde sahnealacak olan İzmir Müzisyenler Der-neği de basın toplantısına katılarak,

bu karanlığı yarmak için birarayagelmek, birlikte mücadele etmek ge-rektiğini söyledi.

Festival Çalışması:29 Ekim’de İzmir Doğançay Halk

Festivali’nin yasaklanmasını teşhireden ozalitler asıldı. İki Halk Cephe-li’nin katıldığı çalışmada köy meydanıve dolmuş son durağına “DoğançayHalk Festivali Yasaklanamaz! FaşistAKP’den Hesap Soracağız!” yazılıozalit asıldı. 24 Ekim'de Aliağa’nınCici Sokak ve Yeni Mahalleleri’nde100 adet afiş asıldı. Afiş çalışmasındahalkla, OHAL’le ilgili sohbet edildi.Her türlü yasaklamalara rağmen kon-serlerden ve festivallerden vazgeçil-meyeceği halka anlatıldı. Bir sonrakigün ise Halk Cepheliler, festivalin bil-dirilerini dağıtmak için Güzeltepe ma-hallesinde çalışma yaptılar. Güzelte-pe’de kapılar tek tek çalınarak halkfestivale davet edildi. Ayrıca Çiğli Be-lediye önünde de bildiri dağıtımı ya-pıldı. 2 saat süren bildiri dağıtımında400 bildiri halka ulaştırıldı. Aynı günBuca’da afişe çıkan Halk Cepheliler,Şirinyer, Buca Belediyesi, Üç KuyularMeydan ve Adatepe Mahallesi'ne 275adet afiş yapıştırdılar.

AKP’nin katil polislerinin mahallelerdeki saldırılarına,operasyonlarına, tutuklamalarına ve işgaline karşı yapılanoturma eyleminin üçüncüsü 29 Ekim Cumartesi günüyapıldı. Halk Meclisi tarafından örgütlenen oturma ey-lemine 20 kişi katıldı. Katil polisler halkın iradesi kar-şısında, fotoğraf çekmekten ve ring yapmaktan başkabir şey yapamadılar. Bundan sonraki haftalarda her Cu-

martesi 16.00-18.00 saatlerinde Şair Abay Lisesi önündeeylemin devam edeceği çağrısı yapıldı.

22 Ekim'de Halk Meclisi tarafından örgütlenenoturma eylemine 10 kişi katılırken, katil polisler TOMAve zırhlı araçlarla oturma eyleminin yapılacağı yerisaatler öncesinden kapattı. Ancak polisin bütün psikolojikbaskısına rağmen eylem yapıldı.

OHAL’inizi, Yasaklarınızı Tanımıyoruz!

Festivalimizi Halkımızın Sahiplenmesiyle Yaptık!

Saldırılara Kuşatmalara Sessiz Kalmayacağız

Page 49: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Halkımız Her Şeyin En Güzeline,En İyisine ve En Sağlıklısına Layıktır.

Halkın Mühendis Mimarlarının, 29Ekim’de 14.00 - 18.00 saatleri arasında,tohum tekellerine, emperyalizmin gıdave tarım politikalarına karşı halkın sağ-lıklı ve ucuz gıdaya ulaşabilmesi vekendi tohumuna toprağına sahip çıkmasıamacıyla halkla birlikte başlattığı, halkbahçeleri projesinin ilki olan SarıyerKüçük Armutlu Mahallesi’ndeki Şenayve Gülsüman Halk Bahçesi’nin gele-nekselleşen 3. Hasat Şenliği umutla vecoşkuyla gerçekleştirildi.

Bu yıl olumsuz hava şartları ne-deniyle şenliğin kapalı ve daha sıcakbir ortamda yapılabilmesi için halainşası süren Armutlu Cemevi içeri-sindeki konferans salonu seçildi. Şenlikhazırlığı, Armutlu halkının da yar-dımlarıyla konferans, salonun temiz-lenmesiyle başladı. Sahne kuruldu.Pankartlar asıldı. Salonun son düzen-lemesi yapıldı. Armutlu’da sesli çağrıyaçıkıldı. Şenlikte yapılacak çekiliş içinhalka verilecek hediyeler numaralan-dırıldı. Kermes için halkın hazırladığıyemekler toplandı. Sergiler ve ker-mesler için masalar hazırlandı.

Tüm hazırlıkları tamamladıktansonra saat 14.30’da tüm Devrim Şe-

hitleri nezdinde 1 dakikalık saygı du-ruşu yapıldı. Ardından, açılış konuş-ması Halkın Mühendis Mimarları Bah-çe Komitesi adına yapıldı.

Açılış konuşmasında; Halkın Mü-hendis Mimarları’nın mesleki ve teknikbilgilerini düzene alternatif olarak halkile birlikte üreterek pratik örneklerinibirçok projelerini hayata geçirdikleribelirtildi. Bu örneklerin sıralandığı ko-nuşmada Halk Bahçesi’nin önemi an-latıldı. Halkın Mühendis Mimarları’nıngücünü geçmişten, inançlarından aldık-larını belirterek son zamanlarda artanbaskı ve tehditlere karşı halk için mü-hendislik, mimarlık yapmaya kararlışekilde devam edileceği anlatıldı.

Açılış konuşmasının ardından Mi-mar Meclisi adına konuşma yapıldı.Küçükarmutlu’da kentsel dönüşümeçözüm aramak için 2014’te ‘Küçü-karmutlu Mahallesi’nde düzenlenenYerinde ve Yerlisiyle İyileştirme UlusalMimari Fikir Projesi yarışmasının dü-zenleyicileri, jürileri arasında olduğuve yoksul halkla mesleki bilgilerinipaylaştığı ayrıca yaptığı bir telefongörüşmesinde kullandığı ‘cephe’ söz-cüğüyle örgütü kast ettiği iddia edildiğiiçin 5 Ekim’den beri tutuklu olan Ar-mutlu halkının çok sevdiği hocası Se-

nem Doyduk hakkında bilgi verildi.Şenlik daha sonra sırasıyla şiir din-

letisi, sanatçı dostları Serhad Raşa veOzbi konserleriyle devam etti. Ardındantulum dinletisi eşliğinde halaylar, ho-ronlar çekildi. Yerel bitkilerin sergi-lendiği sergimizde adı duyulmayanbirçok bitki görselleriyle sergilendi.Kazova İşçileri bir konuşma yaptı.Şenliğe katılan katılımcılar ve halk ilebirlikte gruplar kurularak eğlenceli birbilgi yarışması yapıldı. Halk Bahçe-si’nden hasat edilen karalahana ile ya-pılan sıcak çorba salondaki herkesedağıtıldı. Çorbalar içildikten sonra çe-kiliş yapılarak hediyeler dağıtıldı. Ar-dından Halkın Mühendis MimarlarıMüzik Grubu mini bir konser verdi.Şenlik yine Halk Bahçesini anlataneğlenceli bir Sinevizyon Gösterimi ilesona erdi. 3. Hasat Şenliği’ne yaklaşık180 kişi katıldı.

Halkın kendi besin ihtiyacını ken-disinin karşılaması amacıyla kurulanHalk Bahçesi, yoksul halklara umuttur,bugünden yarına kurulacak olan sos-yalist sistemin bir ön modelidir, bi-linçtir. Bunu vurgulamak için yapılanve gelenekselleşen hasat şenliğinindördüncüsü, gelecek sene daha coşkuluve örgütlü olarak yapılacak.

MahallelerimizdeYozlaşmaya ve Yozlaştırmayaİzin Vermeyeceğiz

Bahçelievler Zafer Mahalle-si'nde 29 Ekim'de uyuşturucukullanan ve torbacılık yapan ikikişi Halk Cepheliler tarafındanyakalandı. Önce sorgulandılar,kullanıcı olan “tekrar içeceğim”demesi üzerine torbacı ile birlikteönce uyarıldı sonra dövülüp hal-ka teşhir edildi. BahçelievlerHalk Cephesi tarafından yapılan

açıklamada:"Burası Zafer Ma-hallesi daha önce de defalarcauyardık; Torbacıların mahalle-mizde uyuşturucu satmalarınaizin vermeyeceğiz! Yozlaşmaya,yozlaştırmaya izin vermeyece-ğiz!" denildi.

Halkın Matbaası Duvarlara UmuduNakşettik

Bağcılar'da Halk Cepheliler27 Ekim'de Yeni Mahalle, Cem-evi bölgesi ve Kestane Parkıbölgelerine 50 adet yazılamayaptı.

AArmutlu Halk Bahçesi 3. Hasat Şenliği

Tüm Coşkusuyla Gerçekleşti

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

49HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

14 Kasım’da TÜYAP Kitap Fuarındayız:

Tutsaklara Bir Kitap daSen Gönder!

Hapishanelerde dört duvar arasındaki evlatla-rımızın kitapları sınırlanıyor, idare tarafından sa-kıncalı gerekçesiyle verilmiyor! Kitaplara düşmanolandan ne beklenir?

Bu sebeple bu sene TÜYAP kitap fuarında“Devrimci Tutsaklara Bir Kitap Da Sen Gönder”kampanyasıyla katılıyoruz. Kitap yasaklarına karşıhapishanelerdeki tutsaklara kitap gönderelim,tecriti kıralım.

TAYAD

Page 50: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Av ru pa’da

Avusturya Anadolu Federasyonu Açıklama: Avusturya Federal İdari MahkemesiGerçekten Bağımsız mı?

Bağımsızsa; Yönetim Kurulu Üyemiz Evin Tim-tik’e Yapılan Hukuksuzluk 20. Ayını Doldururken,Adaleti Sağlamak Yerine; Neden Almanya, Türkiyeve Avusturya Polisinin Tahmin ve Düzmece Ra-porlarıyla Karar Veriyor?

Adalet İstiyoruz! Arkadaşımız Evin Timtik, 4 Mart 2015’te geçerli

pasaport başvurusu yapmış; ancak 6 ay sonra başvurusureddedilmiştir. Almanya’nın uyguladığı giriş yasağıve Türk polisinin istihbaratına dayandırdığı kararaitiraz ettik. Aynı gerekçelerle ret kararı verilinceFederal İdari Mahkemesi’ne başvurduk.

İdari Mahkeme, kararı haksız bularak dosyayı Ya-bancılar Polisi’ne iade etti. Yabancılar polisi yenidenreddedince 2. Kez Federal İdari Mahkemesi’ne başvuruyapıldı. İdari Mahkeme, 19 Ekim 2016 tarihli kararla,polis istihbaratının verdiği rapora dayanarak ‘terör‘demagojileri sıralayarak başvuruyu reddetti.

Bütün bu hukuki süreç ilerlerken, birçok yöntemlehakkımızı aramayı ve hukuksuzluğu teşhir etmeyisürdürdük. Basın açıklamaları, eylemler, imza kam-panyası, 127 gün süren oturma eylemi ve 67 günsüren açlık grevine; milletvekillerinin ve demokratikkitle örgütlerinin sürecin takipçisi olacağı sözleriyleara verildi.

Avusturya’da sosyalist olmak suç mudur? Kendi ülkesindeki haksızlıklara, faşizme karşı

olmak suç mudur? Dünyadaki işgallere, emperyalist saldırganlığa,

Avrupa’da yaşanan ırkçılığa, yabancı düşmanlığınakarşı örgütlenmek suç mudur?

Yabancıların örgütlenmesi, kültürel ve sportif faa-liyetler düzenlemesi suç mudur?

Eğer cevabınız hayır ise, 20 aydır yaşatılan hukukkomedisine son verin!

Zira biz, haklarımızı ne pahasına olursa olsun sa-vunmaktan vazgeçmeyeceğiz. Siyasi iltica hakkınıölerek kazandık, gasp ettirmeyeceğiz. Düşünce veörgütlenme özgürlüğümüz onurumuzdur, sahip çıka-cağız.

ANADOLU FEDERASYONU ÜZERİNDEKİBASKILAR KALDIRILSIN!

AVUSTURYA-ALMANYA-TÜRKİYE İŞBİRLİ-ĞİNE SON!

EVİN TİMTİK’İN PASAPORTU İADE EDİLSİN! ADALET İSTİYORUZ!

ANADOLU FEDERASYONU AVUSTURYA

Londra’da OHAL’e Karşı Faşist Türkiye ElçiliğiÖnünde Protesto Gösterisi Yapıldı

20 Ekim Cuma günü OHAL’e, halka ve devrimciler yapılansaldırılara karşı ve AKP faşizmini teşhir etmek için bir protestogösterisi yapıldı.

15 Temmuz darbe girişimini bahane ederek OHAL ilanedip, AKP’ye karşı olan herkese savaş açan AKP faşizmi, asılolarak halkı ve devrimcileri hedef alıyor.

Türkçe pankartın açıldığı, kızıl bayrakların dalgalandığıgösteri 2 saat süerdü ve 13 kişi katıldı.

George İbrahim Abdallah’ya Özgürlük! 32 yıldır Fransız hapishanelerinde tutsak tutulan George İb-

rahim Abdallah'ı desteklemek ve özgürlüğünü talep etmek içinFransa’nın Paris şehrinde bir hafta boyunca eylemler sürdü.

George İbrahim Abdallah Filistin halkı başta olmak üzeredünya hakları için mücadele eden Lübnanlı bir komünisttir.George İbrahim Abdallah 24 Ekim 1984 de Fransa’nın Lyonşehrinde gözaltına alınıp tutuklandı.

George İbrahim Abdallah LARF’in (Lübnan Silahlı DevrimciGrubu) kurucularından biri olarak bilinmektedir. Emperyalizmeve Siyonizm’e karşı mücadele veren Abdallah ABD’li ve İsrailgörevlilerine karşı silahlı eylem düzenlemekten suçlandı.Müebbet hapis cezası alan Abdallah 1999 dan bu yana 9 seferserbest bırakılma talebinde bulundu.

George İbrahim Abdallah için dünyanın bir çok şehrindeeylemler düzenlendi, Paris’te: Bildiri dağıtıldı, masa açıldı,imzalar toplandı, Üniversitede ve bir çok yerde paneller dü-zenlendi… Eylem ve etkinliklere biz de Uluslarası TecritteKarşı Platform olarak katıldık.

Son olarak 22 Ekim günü Abdallah tutsak edildiği Fransa’nınLannemezan şehrinde yaklaşık 300 kişi yürüyüş düzenledi.

George İbrahim Abdallah’ın özgürlüğünü istemek, tecriteve emperyalizme karşı mücadeleyi desteklemektir. Abdallahserbest bırakılana kadar özgürlüğü için verilen mücadeledevam edecektir.

GEORGE İBRAHİM ABDALLAH ONURUMUZDUR! GEORGE İBRAHİM ABDALLAH’YA ÖZGÜRLÜK! UTMP

Hollanda’da Halk Kahvaltısı30 Ekim 2016 Pazar günü Hollanda Anadolu Kültür Mer-

kezi’nde Halk Kahvaltısı yapıldı. Kahvaltının ardından yapılanHalk Toplantısında ilk olarak Nazım Hikmet’in bir şiiriokunarak, tutsakların direnişi hakkında bilgi verildi.

Toplantının devamında yozlaşma konusu konuşuldu. Yozlaşmanedir, neden yozlaştırılırız, nasıl yozlaştırılırız ve yozlaşmayakarşı nasıl mücadele edeceğiz, üzerine konuşulup tartışıldı.

Hollanda’da yaşanan yozlaşma sorunları ele alındı ve yoz-laşmaya karşı bir kampanya başlatma kararı alındı. Bu kam-panyayı yürütecek bir komite kuruldu. Kurulan komite çarşambagünü daha ayrıntılı bir program çıkarmak için bir araya gelecek.

Anadolu Kültür Merkezi

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!50

Page 51: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Belçika’da Yas-ı Matem Muharrem Orucu Bu sene Belçika’da da Yas-ı Matem Muharrem Orucu

etkinlikleri yapıldı. Belçika Anadolu Alevi Hareketi Belçi-ka'nın çeşitli bölgelerinde bulunan Alevi derneklerinin et-kinliklerine katıldı, hak lokmalarını paylaştı, Limburg veLiege Alevi derneklerinde hak lokması verdi.

Ayrıca Belçika Anadolu Alevi Hareketi olarak Yas-ıMatem sohbetlerine katılındı ve ülke gündemi ve devrimcimücadele anlatıldı.

����

İngiltere Pir Sultan Abdal Kültür Merkezi’ndeAşure Günü Yapıldı

Muaviyelere karşı diz çökmeyen, biat etmeyen Kerbelaşehitlerini anmak için Pir Sultan Kültür Merkezi’nde aşuregünü organize edildi. Avrupa Anadolu Hareketi’nin organizeettiği, 30 Ekim Pazar günü yapılan aşure günü sabah kahv-altıyla başladı. Geceden beri ortak hazırlık içinde olancanlar, lokmalarını paylaştılar.

Tarihimizin en onurlu sayfalarından KERBELA’yı an-dığımız ve şehitlerimizin matemini tuttuğumuz bugünlerde,dünyada ve ülkemiz’de hak uğruna direnen biat etmeyen,halk, özgürlük ve adalet uğruna toprağa düşen tüm canlarımıziçin bir dakikalık saygı duruşuyla program başladı ve de-vamında Hasan Ferit Gedik Uyuşturucuyla Savaş veKurtuluş Merkezi’ni konu alan video izlendi. Video’dansonra aşure dağıtıldı. Salonun bir köşesine “ Ben ZalimlerleBirlikte Varlık İçinde Yaşamayı ALÇAKLIK, ZalimlereKarşı Gelerek Bulacağım Ölümü ise Yücelik Sayarım”Hz. Hüseyin asıldı. Kerbela’da Hüseyin, Dersim’de SeyitRıza, Sivas’ta Pir Sultan’ız Biz yazan bir pankart asıldı.

Yaklaşık 300 kişinin katıldığı aşure günü, deyişler söy-lenerek akşam 18:00’de sona erdi.

Avrupa Anadolu Alevi Hareketi:

Yozlaşmaya Karşı Panel Düzenledi

Avrupa Anadolu Alevi Hareketi 30.10.2016 Pazar günüsaat 14.30`da Neuss Alevi Derneği’nde Yozlaşmaya Karşıbir panel düzenledi.

Sinevizyon gösterimiyle başlayan panelde, gösterimsonrası Faruk Ereren söz alarak yoz kültürünün kimin,hangi yollarla halkımızın arasına en sinsi şekilde soktuğunuanlattı. Panele yaklaşık 25 kişi katıldı.

Londra’da Ailelerimizde

Toplanmaya Devam Ediyoruz

Tüm saldırılara karşı birlikteliğimizi güçlendirip, so-runlarımızı konuşup çözümler bulmaya devam ediyoruz.

Yayın komitesinin başlatmış olduğu perşembe ailele-rimizde toplanma programı, yeni ailelerimizin katılımıylagüçleniyor. Saat 18.00’da yemekle başlayan gece genelolarak komite çalışmaları üzerine sohbet edildi.

Ülkede yaşanan AKP faşizminin OHAL’den dolayıyapılan baskılar, saldırılar hakkında sohbet edildi.

14 kişinin katıldığı gece yaklaşık 3 saat sürdü.

İsviçre Basel’de Tutsakların Sesi Duyuruldu İsviçre TAYAD Komitesi, 26-27 Ekim tarihlerinde

Basel'de, 28- 29 Ekim tarihlerinde Zürich'de ikişergünlük stant açtı. Bu günlerde tutsakların sesini halkaduyurdu.

Açılan stantlarda Hakan İnci, Sevcan Adıgüzel veAvukat Günay Dağ'ın işkence edilmiş fotoğrafları, “Türkiyehapishanelerinde işkence var, duydunuz mu?” yazılıAlmanca döviz ve Almanca bildiriler yer aldı. Bildirilerdevücudunda sigara söndürülen Hakan İnci'nin, Sevcan Adı-güzel'in, parmakları ve kafası darp edilen Avukat GünayDağ'ın yaşadıkları ile Türkiye’de hapishanelerde işkencegören kadınların durumu anlatıldı.

Zürih'deki standımızda, İran’da İnsan hakları savu-nucusu ve Avukat ABDOLFATTAH SOLTANI ve diğerpolitik tutsaklar için eylem yapan İran DemokratikHareketi de (Dschebhe Demokratik Melli- İran DemokratikCephesi) stant alanını TAYAD'la paylaştı. Cumartesigünü aynı alanda politik tutsaklarla dayanışma içineylem yapan TAYAD’lılar ve İranlılar daha sonraki et-kinliklerde de birlikte çalışabileceklerini dile getirdiler.

���

Hamburg Dev-Genç ve Hamburg Halk CephelilerTürkiye’deki Tutsaklar İçin Eylem Yaptılar

Pazar günü 30 Ekim tarihinde Hamburg Dev-Gençlilerve Hamburg Halk Cepheliler Türkiye’de AKP faşizminsürdürdüğü olağan üstü hal (OHAL) ve onunla birlikteartan baskılar ve tutsaklara yönelik saldırıları teşhiretmek için Hamburg Türkiye Konsolosluğu önündeeylem yaptılar. Eylemde, “Sevcan Adıgüzel Hakan İnciOnurumuzdur- Avrupa Dev-Genç” yazılı pankart açıldı,yaklaşık yarım saat süren eyleme 21 kişi katıldı.

���

Almanya’nın Köln Şehrinde Türkiye’deDevrimci Tutsaklar Üzerindeki BaskılarıProtesto Etmek İçin Çadır Açıldı

28 Ekim 2016 Cuma günü Saat 10.30 da açılan çadırakşam saat 18.00’a kadar açık kaldı. ”Devrimci TutsaklarOnurumuzdur” ve Almanca olarak da ”Türkiye’dekiDevrimci Tutsaklar Üzerindeki Baskılara Son” yazılıpankartların açıldığı çadırda, gün boyu Almanca veTürkçe bildiriler dağıtıldı ve bilgilendirmeler yapıldı.

Devrimci tutsaklara yapılan saldırılara karşı bundansonrada sessiz kalınmayacağı belirtilerek eylem sonlandırıldı.

Hamburg’ta Okuma Günü

Hamburg’ta Cuma günü 28 Ekim tarihinde HamburgDev-Genç’liler okuma günü için bir araya geldiler.Gençler okuma gününde “Ve Çeliğe Su Verildi”, “TeslimOlmayanlar Ölmez” ve “Kongre Raporları” kitaplarındanokudular. 1,5 saatlik serbest okuma vaktinden sonragençler kitaplarını tanıttılar ve okudukları sayfaları özet-lediler. Yaklaşık 2 saat süren Kitap okuma gününe 5Dev-Genç’li katıldı.

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

51HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

Page 52: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Sonuç almak, gidilen yoldakihedefe ulaşmaktır. Yola çıkıp, gidilenyere ulaşmıyorsak; ya yanlış bir yol-dan gidiyoruzdur, ya da gittiğimizhedefe ulaşmayı gerçekten istemi-yoruzdur. Eğer istiyorsak, mutlakahedefe varacak bir yol buluruz.

En büyük sorunlarımızdan biri,hedefe ulaşmayan çalışmalar yapıl-ması alışkanlığıdır. Avrupa’da da bi-zim en büyük sorunlarımızdan biribudur.

Sonuç alma sorunu kurumlaşma,örgütlenme, mücadele ve hayatın heralanında yaşanmaktadır. Avrupa’dakibeş milyon halkımız emperyalizminırkçılık, yozlaştırma, örgütsüzleştirme,temel hak ve özgürlüklerini gaspet-mesi karşısındaki somut durum or-tadadır: İnsanlarımız savunmasız du-rumdadır, örgütsüzdür, öndersizdir.Avrupa’da doğru devrimci bir ör-gütlenmenin eksiğinden dolayı; hal-kımız bazen faşist Türkiye rejimininiç politikalarının aracı olmak zorundakalıyor, bazen de gerici-dincilerinve faşist-milliyetçilerin örgütlenme-lerinin istismarlarına alet edilmektedir.Neden? Çünkü, tek çare olan devrimciörgütlenme güçsüzdür. Avrupa em-peryalistleri, beş milyon insanımızı,sömürü sisteminin ‘en alttakileri’ du-rumuna getirmiştir. Beş milyon in-sanımızın tüm temel haklarını rahatçagaspedebilmektedir... Neden? Çünkü,devrimci hareket halen daha beş mil-yon halkımıza ulaşabilecek bir kitleçalışmasına ve örgütlenmesine sahipdeğildir.

Avrupa’da yaşayan devrimcilerinsorunu sadece Avrupa’da yaşayaninsanlarımızın örgütlenmesi ve so-runlarının çözümü değil; aynı za-manda ülkemizdeki faşist rejiminseksen milyon halkımıza yönelik fa-şist baskıları teşhir edip, saldırılarıgeriletebilecek bir hareket oluştura-bilmektir.

Görevlerimize ve mevcut duru-mumuza baktığımızda, sonuç alıcı

bir çalışma yürütülmediği ortadakibir gerçektir. Sorun ortadaysa, çözümüde ortadadır. Çözüm: çalışmalarımızısonuç almaya odaklamalıyız...

Sonuç Almak Nedir? Örgütlenme ve çalışma tarzında

sonuç alıcı olmalıyız. Sonuç almak,hedefe adım adım gitmektir. Her adı-mı planlı, programlı atmaktır. Bununiçin hedefli çalışmak, her şeyimizlehedefe odaklanmak zorundayız.

Hedefe adım adım gitmemizinönüne engeller çıkacaktır. Her en-gelde, hedefe yürümenin araç veyöntemleri konusunda yenilenmeliyiz.Hani derler ya, ‘bu iş çözülmez,çünkü bin tane yol denedim olmadı’...O halde, bir sorunu çözmek için binyol denemişsek, binbirinci yolu damutlaka bulup deneyebiliriz. Çö-zümsüz bir iş olamaz. Çözemiyorsak,henüz çözüm yolunu ve yönteminibilmiyoruzdur. O halde, sonuç ala-bilmek için önce bilgilerimizi artırmakzorundayız. Bizden öncekiler nasıl

yapmış, bizim dışımızda yapabilenlernasıl yapıyor, hangi yöntem ve araç-ları denemiş, kullanmış ve ne sonuçlaralmışlar... Sorularını cevaplayarakbaşlamalıyız. Adım adım hedefe yü-rürken karşımıza çıkan her sorunuaşmak için araçlarımızı ve yöntem-lerimizi yenilemeliyiz.

Sonuç almadan bir işi bırakmak,sürüncemeye bırakmak kendiliğin-denciliktir. Ve bu tarzla, sonuç ala-bilmek mümkün değildir. Çünkü butarz, asıl olarak hedefe varmaktanvazgeçmektir. Hedefe varmaktan vaz-geçmek, stratejik hedeflerimizdenvazgeçmektir. Devrimden vazgeç-mektir. Devrimci mücadelenin ol-mazsa olmazlarından ırkçılık ve yoz-laşmaya karşı mücadeleden vazgeç-mektir. Halkımızı ırkçılara ve em-peryalizmin yoz kültürüne teslim et-mektir. Vazgeçmek; emperyalizmeve faşizme karşı mücadeleyi bırak-maktır. Devrimcilikten vazgeçmektir.

Politika, sorun çözmektir. Dev-rimci, sorun çözendir. Avrupa’dakihalkımızın sorunları da, ülkemiz halk-larının sorunları da politiktir ve bizdevrimciler olarak bu sorunları çözmekzorundayız. Her sorunumuzu çözmekiçin örgütlülüğümüzü geliştirmek zo-rundayız. Yani sadece eylem, tarz vebiçimleri üzerinde değil, aynı zamandainsanlarımızı buna katmayı, kitle ça-lışması yapmayı ve halkımıza görevlervererek; hem insanlarımızın yöneti-ciliklerini geliştirmek, hem de örgüt-lülüğümüzü sürekli geliştirmeliyiz.

O halde, sonuç almanın; Birinci yolu: Hedef belirleyip,

hedefli çalışmaktır. İkinci yol: Hedefe varmak için

araç ve yöntemlerimizi yenilemektir. Üçüncü yol: kitle ve örgütlenme

çalışmasını bir arada yürütmektir. Dördüncü yol: Denemek, dene-

mek ve sonuç alana kadar denemektenvazgeçmemektir.

Beşinci yol: ‘Bilgi Güçtür’ şiarıyla,bilgimizi geliştirmek, kendimizin ve

SONUÇ ALMAK; HEDEFLİ ÇALIŞMAK VEPROGRAMLI OLMAKTIR

Politika, sorun çözmektir.Devrimci, sorun çözendir.

Avrupa’daki halkımızınsorunları da ülkemiz

halklarının sorunları dapolitiktir ve biz devrimcilerolarak bu sorunları çözmek

zorundayız. Her sorunumuzuçözmek için örgütlülüğümüzügeliştirmek zorundayız. Yani

sadece eylem, tarz vebiçimleri üzerinde değil, aynızamanda insanlarımızı buna

katmayı, kitle çalışmasıyapmayı ve halkımızagörevler vererek; hem

insanlarımızın yöneticiliklerinigeliştirmek, hem de

örgütlülüğümüzü sürekligeliştirmeliyiz.

AVRUPA’dakiBİZ

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!52

Page 53: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

halkımızın eğitimini yükseltmektir. Sorunlar, halkın sorunudur. So-

runlar, halkın bir parçası ve öncüsüolan devrimcilerin sorunudur. O hal-de, çözüm de halkla olmak zorun-dadır. Bunun için kitle çalışmasınıyaygınlaştırmalıyız. Kitle çalışma-sında halka görev vermek, onları yö-netecek hale getirmek gereklidir. Hersorunu çözmek için, bir komite ku-rarak işe başlayabiliriz. Ve her ko-miteye bir sorumlu prensibiyle, halkınyöneticiliğini geliştirmeliyiz. Bunupekiştirmek için, halkımıza güven-meliyiz. Güveneceğiz, görev ve so-rumluluk vereceğiz. Ve denetleye-ceğiz, sonuç almasını sağlayacağız.Çünkü denetlemek, bir işi yapılabilirhale getirmektir. Bir işi yapılabilirhale getirebiliyorsak, sonuç almayıda olanaklı hale getirmiş oluruz.

Hedefli Çalışmak Nedir? Irkçılığa ve yozlaşmaya karşı sa-

dece neden mücadele etmeliyiz ko-nusunda bir bilinç geliştirmek yeterlideğildir. Irkçılığa ve yozlaşmayakarşı hedefler belirlemek ve bu he-deflere varmak için ayrıntılı planprogram çıkarmak zorundayız.

Sadece, ırkçılığa ve yozlaşmayakarşıyız demek bir anlam ifade etmez.Bunu herkes söylüyor. Sorun, bununiçini doldurmaktır. İçini nasıl doldu-racağız? Öncelikli olarak hedefi bü-yütmek zorundayız. Büyük hedef,büyük iş, büyük organizasyon ve ör-

gütlenmedir. Bunu başarmanın yoluda daha fazla kadrolaşmak, daha fazlainsanımıza sorumluluklar vermektir.

‘Hedeflerimiz büyük ama, bunlarıyapacak insan yok’... Bugün, heradımda karşımıza çıkan en büyük so-run budur. Burada ‘insan’dan kaste-dilen, kadrodur, mükemmel kadrodur.Oysa, kadrolaşmak da Kaf Dağı’nınarkasındaki bir bilinmezlik değildir.Varolan insanlarımızı kadrolaştırmanınyolu açıktır: eğitim ve deneyim. ‘BilgiGüçtür’ diyerek güçlendireceğiz, de-neyimle ustalaştıracağız. Yani teoriile pratiği birleştireceğiz. Herkes öğ-renebilir. Herkes eğitilebilir. Önemliolan bizim bu yaklaşımımıza yönelikbir çalışma yapmaktır. Ustalık ise,ancak deneyimle kazanılır. Hiçbir de-neyimimiz yoksa da, ‘balıklama’ da-lacağız. Balıklama dalmak, körü kö-rüne bir pratiğe girmek demek değildir.Balıklama dalmak, bilimseldir. Çünkü‘balıklama’ dalmak, suyun kaldırmagücüne güvenmektir, bilimsel olanagüvenmektir.

Her deneyimiz bizi sonuca götü-remeyebilir. Ama her deney bizenasıl yapacağımızı veya en azındannasıl yapmamız gerektiğini öğretir.Her deneme bize deneyim kazandı-racaktır. Deneyimlerimiz ne kadarçeşitli olursa, o kadar da mükem-mellik ve zenginlik kazanır, hedef-lerimiz konusunda da o kadar hızlıve güvenli sonuçlar elde ederiz.

Her deneyim, aynı zamanda sonuçalabilmek için yeni bir yöntem vearaç bulmuş olmaktır. Yani gelişi-mimiz deneyim sahibi olmamızabağlıdır. En iyi yöntem ve araçlarda, ne kadar deneyim sahibi olmamızabağlıdır. Deneyimlerimiz ne kadarçeşitli olursa, o ölçüde mükemmellikve zenginlik kazanırız. Mükemmel-liğimiz ve zenginliğimiz, deneyim-lerimizin çeşitliği kadar olacaktır.Sorunları çözebilmek ve sonuç ala-bilmek için mücadelenin ihtiyacıolan yöntem ve araçları ortaya çı-karmaya bağlıdır.

Devrime İnanmak,Halka İnanmaktır

Devrimi yapacak olan halktır.Buna inanmak, halkın devrimi ya-

pabilecek güç ve potansiyele sahipolduğuna inanmak ve devrimi sahi-bine vermektir. Halka güvenmek,sorumlulukları halka verebilmektir.Bilgi eksikliği varsa, bunu tamam-layacağız. Deneyim eksikliği varsa,bunu da pratikte sorumluluk veril-diğinde kazanacaktır.

Bugün, Avrupa’daki devrimci ha-reketin taraftarları, çok seçkin birdamara sahiptir. Çoğu, onlarca yıldanberidir emperyalizmin ırkçılık veyozlaştırma politikalarına karşı göğüsgermektedir. Birçoğunun evleri de-falarca basılmış, oturum iptalleriyleyüz yüze gelmiş, işlerinden ve ticariilişkilerinden olma ve soruşturmalara,davalara uğramış, bir kısmı yıllarcahapisliklere mahkum olmuştur. Eli-mizdeki insanlarımız bunlardır. Hal-kımız da kapısını her çaldığımızdabize kapısını açmıştır. Bugüne kadarayakta kalabilmişsek, halkımızın sa-yesindedir.

Dayı’nın deyimiyle, ‘Eldeki dedaldaki de budur’. Başka bir halkyok ve başka bir halk da olmayacak.Irkçılığı bu insanlarımız ve halkımızlagerileteceğiz. Yozlaşmayı bu halkı-mızla büyük aile ve büyük evimizdenuzak tutacağız.

Hiçbir şeyi idealize etmemeliyiz.Eldeki insanlarımız ve olanaklarımızlanasıl sonuç alabiliriz diye yoğunlaş-malıyız. Ama idealize etmeme adınada iddiasızlık tuzağına da düşme-meliyiz. İddialarımız, stratejik he-deflerimizin büyüklüğüne uygun ol-malıdır. İdeal sahibi olmak; iddiasahibi olmak, ilkeli ve programlı ol-maktır.

Sonuç Almaya NeredenBaşlayacağız?

Sonuç almak için toplantı yapmalı,karar almalı ve kendimize hedef koy-malıyız. Her şey bir toplantı yapmayabağlıdır. Elimizde kimler varsa, on-larla bir toplantı yapalım. Sorunu ensade haliyle ortaya koyalım. Nedenyapmamız gerektiğine ikna edelim.İnsanlarımızın önerilerini alalım.Önümüze, bu hedeflerden hareketlebir program koyalım. Bu programıuygulamak için ‘ne zaman yapacağız,ne yapacağız, nasıl yapacağız’ soru-

Birinci yolu: hedef belirleyip,hedefli çalışmaktır.

İkinci yol: hedefe varmak içinaraç ve yöntemlerimizi

yenilemektir. Üçüncü yol: kitle ve

örgütlenme çalışmasını biraradayürütmektir.

Dördüncü yol: denemek,denemek ve sonuç alana kadardenemekten vazgeçmemektir.

Beşinci yol: ‘Bilgi Güçtür’şiarıyla, bilgimizi geliştirmek,

kendimizin ve halkımızıneğitimini yükseltmektir.

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

53HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

Page 54: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

larının cevabını çıkartalım. Çünkübu cevaplar, bizim planımız olacaktır.

Sonuç alabilmek, çok büyük birmoral güçtür. Çalışmaya katılan tüminsanlarımızı en fazla etkileyip, mo-

tivasyonunu yükseltecek olan da,yaptığı işten sonuç alabilmek vekendi emeğinin, bir değer yarattığınıgörebilmesidir. Bunu sağlayabilmek,ırkçılık ve yozlaşmaya karşı zafer

kazanabileceğimize insanlarımızıikna etmektir. Beş milyon halkımızıörgütlemeyi, kitleselleşmeyi ancakbu şekilde maddi bir güç haline dön-üştürebiliriz.

Bir kadro ve yönetici çalışma yaptığı alanda,birimde ve bölgede pratik mücadeleleri gerekçe

gösterip eğitim çalışmasını ertelerse stratejik hedeftenkopmuş, günü kurtarmak için günü birlik faaliyet

yürütüyor. Kadro ve yönetici kendini eğiterek kitlelerive halkı da eğitir. Bunu yapmazsa zaten görev ve

sorumluluklarını yerine getirmiyor demektir. “Bütünçalışmalarımızın odağına devrimci eğitimi

oturtmadan bunu başarmak mümkün değildir.İktidarı alma bilincinde olan her kadro; kadro vesavaşçı yetiştirmeden, kitleleri eğitmeden devrim

heyecanını, coşkusunu ve düşüncesini taşıyamaz. Birkadro için hayatın her alanı, her an, eğitim

faaliyetidir“. (Dursun Karataş)

“Hedefli çalışma sonuç alıcı çalışmadır”sözünden ne anlaşılmalıdır?

Hedefleri belirlerken önemle gözetilmesi ge-reken nokta ihtiyaçlarımıza yani, hedeflediğimizsonuca uygun olmasıdır.

Hedefli çalışma, başarma ve kazanma azmidoğurmalıdır ki istediğimiz sonuca kilitlenebilelim.

Örneğin; kitle çalışmasında şu sürede şukadar kişiye ulaşmayı hedefleyeceğiz, şu kadaryeni mahalleye veya yeni okula, iş yerine gide-ceğiz gibi hedefler olmalıdır. Ve sorunu doğrutespit edip ihtiyacın doğru belirlenmesi bizi ge-liştirip çalışmayı ve gelişmeyi daha gözle görülürhale getirecektir.

Hedef belirlemeden yapılan tüm çalışmalar,sonuç almaktan uzak genel, yüzeysel çalışmalardır.Bireysel yapılıyordur belki ama, devrimin ihtiyacıolan sonuçları yaratamadığı için onca emeğinboşa harcanmasına neden olur.

Hedefli çalışma, belirlenen hedeflere ulaştı-rıldığından dolayı “sonuç alıcı çalışmadır” di-yoruz. Ulaşılan her hedefin, sonucun birikmesiylebüyükhedeflere ve büyük sonuçlara yani zaferlereulaşabileceğiz.

HHedefli çalışmada, hedefimiz somut olmalı mıdır? Karmaşık, belirsiz hedeflerin anlaşılması, görülmesi

ve sahiplenilmesi zordur. Hedeflerimiz net, anlaşılırolmalıdır. Bireysel veya kolektif hedeflerde hedefinçerçevesi net olarak çizilmelidir. Hedefler, bellitarihlerle, rakamsal ölçülerle de somutlanmalıdır.

En basitinden, bir kitap okuyoruz. Şu tarihe kadarbitireceğim diyerek hedef koymak, bunun için gerekenzamanı ayırmak, kendi iç disiplinimizi de güçlendirecektir.

Ya da şu bölgede altı ayda dergi sayımızı şu kadaraçıkaracağız diyebilmeliyiz.

Hedef somutlandıkça hedefe ulaşma yolları da önü-müze serilir, seçeneklerimiz çoğalır, bu da başarmaihtimalini güçlendirir.

Hedefli çalışmada kolektivizmin yeri nedir? Hedef belirlerken ve açıklanırken, önemli

olan insanlarımızın hedefe ulaşabileceğine iknaolmasıdır. İkna olmayan kendini işine, hedefineveremez. Emeğini tam anlamıyla katmaz, bilgisini,birikimini, tecrübelerini ortaya koyamaz. Yasaksavar, işleri yüzeysel yapar veya geçiştirir. Budurumun önüne geçmek için hedef belirlemesürecine hedefe emek verecek olanların katılımınısağlamak gerekir. Bu aynı zamanda kolektif birişleyişin gereğidir. Birlikte üretmek, düşünmek,emek harcamak, iş yapmak bir elin parmaklarıgibi hep birlikte çalışmaktır.

İnsanlar kararların belirlenmesinde katkılarınınolduğu, alınan karar ortak olduğu noktada, he-defleri daha çok sahiplenecektir. Kolektif olarakhedefe ulaşılacağına inanıldığında, coşku ve di-namizm katlanacaktır.

Kolektivizm de, hedefli çalışmada dahil mü-cadelemizi en temel unsurlarından biridir.

Hedefler Koymak Yapılacak İşleriKarmaşık Olmaktan Çıkarır.

Hedefli ve programlı olmak düzenli olmaktır, kap-asiteyi artırmaktır. Hedef sahibi kadronun, birimin,alanın verimliliği artar böylelikle. Hedefler, günlükyaşamı doldurur. Yoğunlaşma, düşüncede hedefle meş-gul olmayı sağlar. Yeni geliştirici yöntemlerin, üret-kenliğin zeminini bu yoğunluk yaratır. Hedefine kilit-lenmiş devrimcinin yaşamı, düşüncesi, çalışma tarzı,buna göre şekillenecektir.

Hedefe ulaşmak için kendimizi sürekli gözden ge-çirmek eksiklerimizle yüzleşmek, onları telafi edecekyeni adımlar atmaktır. Yani gelişmektir. Hedefli olmak,işte bu anlamda, pratiğimizi güçlendirir, örgütlenmemizibüyütür.

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!54

Page 55: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

OLUMSU

IMIZIANLARUZ Y

OLUMSU

IMIZ, ANLARUZ Y

USUUSUUMLUMLSORSOR

DURDURUU

BUNKURTKURT

N TULMALIYIZ,

LARDANTULMALIYIZ

UUUMLUMLSORSOR

SUSU

Av ru pa DEV-GENÇDEV-GENÇ

1- ;

2- ;

-

- O

-

KULA,

-

--

- DEDERUPARUPAAVAV

VV-

6 Kasım2016

Yürüyüş

Sayı: 546

55HER KADRO BİR KOMİTE, HER KOMİTE BİR ÖRGÜT OLMALIDIR!

Page 56: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

“Hareketimizi, halkımıza olan güveni, sevgisi ve pratiğiyle,yol gösterici yanlarıyla, kusursuz bir yol gösterici olarak görü-yorum. Kısacası kendi kimliğim gibi görüyorum.”

İmdat Bulut

14 Kasım - 20 Kasım

Sevcan YAVUZ:Halkın direnişini ve örgütlenmesini da-

ğıtmak için İstanbul Küçükarmutlu’ya işgalgüçleri gibi yerleşip, çocukların okulunukarakola dönüştüren polis işgalinde, okulbahçesinde bir panzer tarafından 17 Kasım1992’de ezilerek katledildi. Sevcan Yavuz

SEYYİD RIZA VE YOLDAŞLARI‘38 Dersim İsyanı’nın önderleriydil onlar.

Zulme karşı ulusal hakları, kimlikleri ve ge-lecekleri için isyan bayrağı açtılar. SeyyidRıza, Dersim İsyanı’nın önderlerindendi.İktidar, bir hile ile onu Erzincan’a getirttiktensonra tutukladı. 18 Kasım 1937’de ElazığBuğday Meydanı’nda; içlerinde oğlunun vekardeşinin de bulunduğu 11 yoldaşıyla birlikte

idam edildi.

Enver GÖKÇE:O direniş şiirleri, sosyalizm için yazan

kalemi ve ödediği bedellerle tanınan, sos-yalist şairlerimizdendi. "Dost Dost İlleKavga" ve "Panzerler Üstümüze Kalkar"isimli şiir kitaplarını, devrimci sanatçıtavrını miras bırakarak 19 Kasım 1981’dearamızdan ayrıldı.Enver Gökçe

Seyyid Rıza

Tülay KORKMAZ:1976 İskenderun doğumlu. Kendisine

sunulan burjuva yaşamı değil, 1995 Ma-yıs’ında devrimci mücadeleyi seçti. Tutsakdüştüğü 1999 Kasım’ına kadar gençlikiçinde başladığı mücadelesini farklı alanlardasürdürdü. 4. Ölüm Orucu Ekibi’nde direnişebaşladı. 19 Kasım 2001’de şehit düştü.

Tülay Korkmaz

İmdat BULUT:1966 Kars, Akyaka köyü doğumlu. Terekeme

milliyetindendi. O, halktan biriydi. Ve bir HalkKurtuluş Savaşçısı’ydı. Sömürenleri, zulmedenleriköyünde tanıdı. Büyük şehirlere çalışmaya gitti,sömürüye ve zulme daha yakından tanık oldu.Sadece ilkokulu okuyabilmişti. Kars’ta 1994’tedevrimci hareketle tanıştı. Tanıştıktan kısa bir

süre sonra gerillaya gitmek istediğini söyledi. Kısa süre sonra dabu isteğine ulaştı. Karadeniz dağlarında bir gerillaydı artık. Özgürbir ülke düşüyle dağlarda mücadele etti. 2000 Mart’ında tutsakdüştü. 3 Haziran 2001'de 5. Ölüm Orucu Ekibi direnişçisi olarakÖlüm Orucu bayrağını şehit yoldaşlarından devraldı. BayrampaşaDevlet Hastanesi'nde 19 Kasım 2002'de ölümsüzleşti.

İmdat Bulut

KAYBEDİLDİ:Hayrettin EREN: Kafkasya’dan Biga’ya göç etmiş Çerkez kö-

kenli bir ailenin çocuğuydu. 1954 yılında Ça-nakkale’de doğdu. İstanbul, Hasköy ve Okmey-danı’nda anti-faşist mücadele içinde yer aldı. 12Eylül faşist cuntası koşullarında da halka vemücadeleye bağlı kaldı. 20 Kasım 1980’de İs-

tanbul’da gözaltına alındı. İşkenceciler tarafından kaybedildi.Gözaltında kayıpların ilklerinden biriydi.

Hayrettin Eren

Tülay, gençliğin ve kadınların temsilcisi olarak kızıl bandınıkuşanmıştı bu direnişte.

Gençti, 25 yaşındaydı, yani o çok kullanılan deyimle,ömrünün baharındaydı.

Ömrünün baharını sundu halkının ekmek ve adalet kavga-sına.

Genç bir kızdı, düzenin “gelecek” adına “kendini pazarlayıpiyi bir koca bulmayı” öğütlediği genç kızlarımızdan biriydi. Obu imkana sahipti de, ama bu öğüde uymadı. Halkımın değer-

leriyle yaşayacağım, halkım için savaşacağım diyen genç kız-larımızdan biri oldu.

Her zaman direngen: yaşamda, işkencede, hapisteTülay Korkmaz, 11 Mayıs 2001’de Kartal Özel Tip Hapis-

hanesi hücrelerinde ölüme yattı. Dördüncü Ölüm Orucu Eki-bi’ndeki Ölüm Orucu savaşçılarından biri olarak “Ya zafer, yaölüm!” kararlılığıyla sürdürülen yürüyüşte bayrağı devraldı.

Tülay Korkmaz, 19 Aralık’ta Ümraniye Hapishanesi’ndeydi. İşkencelerle Kartal hücrelerine getirilip atılmıştı. Ve Tülay Korkmaz, Ölüm Orucunun 130’lu günlerinde du-

rumunun ağırlaşması nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Yaklaşıkiki aydır hastanelerde zorla müdahale işkencesi altındaydı.

Tek başınaydı işkenceciler ve mengeleler karşısında. O daha önce de tek başına karşı karşıya gelmişti işkencecilerle.

Defalarca gözaltına alınmış ve hiç birinde işkenceciler karşısında

Anıları MirasımızYoldaşları

Tülay Korkmaz’ı Anlatıyor:

Page 57: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

diz çökmemişti. Dışarıda, illegalitede mücadeleyi sürdürürken de zorluklarla,

yokluklarla tek başına baş etmek zorunda kaldığı çok olmuştu.Ama yine de hiç pes etmemiş, birer birer aşmıştı her engeli.

Ahlakıyla, kültürüyle, iradesiyle yeni insan, yeni kadın.Düzenin resmettiği kadın tablosunun tersiydi. Güçlü bir

kadındı. Yaratıcıydı. Dünyanın yükünün altına tek başına gi-rebilen, tek başına zalimlerin karşısında direnebilendi.

Halkın kavgası, güçlü, direnen, yaratan, düşmanına vurankadını yeniden yaratıyor.

Kurtuluş Savaşı’ndaki gibi “istisna” da değil artık direnen

ve savaşan kadınlar. Düzenin kadına ördüğü barikatlar yıkıldı çoktan. Tülay’lar, Fidan’lar, Gülsüman’lar, Sevgi’ler, Zehra’lar

ona son darbeleri vuruyorlar. 30’u kadın, 81 şehit verdik bu direnişte. 30 güçlü kadın. 30 direnen kadın. 30 hesap soran kadın.

30 boyun eğmeyen kadın...Onların kitaplarından evdeki baskıya da zulmün baskısına

da boyun eğmeyi silmiş kadınlar. Onlar ülkemizdeki on mil-yonlarca kadının önderi. Onlar kadınlarımızın onuru.

Direnişimizin kadın kahramanları onlar.

Birlikte o kadar çok şey paylaştık ki gözlerimi kapayıncaonun yaşam öyküsünü film şeridi gibi görebiliyorum. Kars'tadoğar İmdat abi. Yanlış hatırlamıyorsam beş kardeşlerdi. Enbüyüğüde kendisiydi herhalde. Okulla arası hiç iyi olamamış,kendi anlatımına göre. Küçük yaşta çalışmaya başlamış. Tarlavs. işleri derken bir terzinin yanında çalışmaya başlamış.Genç yaşlarda bu düzene karşı tepki göstermeye, kendi çapındakarşı koymaya çalışmış. Mesela köyün zenginlerinden birininarabasına pusu atıp taramış bir ahlaksızlık yaptığı için. Düzeninadaletinin onlara dokunmayacağını bildiği için yapmış bunu.

Sonra bir ara kaçmış gelmiş İstanbul'a. Yaşı da küçükmüşama iki arkadaş birbirlerine güç verip kalkmış gelmişler kocaşehre. Burada da bir terzinin yanında çalışmış. Sonra yinememleket günleri. Sonra, yeniden İstanbul. Bahçeşehir tarafındasitelerde boyacılık yapmış. Büyük binaları boyuyorlarmış.Burada içinde biriken kini anlatırken gözlerinde rahatlıklagörebilirdiniz. Bir yanda sefahat hüküm sürerken öbür yandagecekondularda boylu boyunca uzanan yoksulluk çok etkilemişonu. Kendi çaplarında buna bir çözüm bulmaya yemek yardımıvs. yapmaya çalışmışlar. Devrimcilerle ilk tanışmasıda buradaolmuş bildiğim kadarıyla. Daha sonra yine memleket...

Kars'ta bulunan Mücadele dergisi Temsilciliği sayesindedergi okumaya başlamış. Daha sonra köyün gençlerini kendiçevresinde toplamayı başarmış ve kahve köşelerinden kurtarmışonları. Eh öyle küçük bir çevrede bunu yapınca dikkatligözlerden kaçmayı başarmak da mümkün olmaz. Jandarmanınkulağına kadar ulaşmış sonunda yeni gelişen kıpırtılar. Baskılarda başlamış, ama onlar kendilerine ait bir lokal gibi kullandıklarıkahvehanede okuma ve bilinçlenme faaliyetlerine devam et-

mişler. Kimi zaman babasını "konuk" etmiş jandarmalar, kimizaman kendisini. Ama bir kez olsun korkutamamışlar gözünü.Bu dönemde şeker pancarı çiftçisinin çeşitli eylemlerine deönayak olmuş.

Bir aralık İzmir'e de düşmüş yolu. Burada bir otelde devamettirmiş terzilik mesleğini.

Aynı şekilde Zonguldak'ta da bulunmuş. Bunların hangisırayla hangi tarihlerde olduğunu net olarak bilmiyorum. Hiçsormadım, o da söylemedi. Zonguldak'ta çalıştığı sürece aynızamanda devrimcilik de yapıyor. Ve sürekli talep ettiği de birşey var: Gerilla...

Gerillacılık İmdat Abi’nin iliklerine kadar işlemişti tanış-tığımızda. Ne zaman konusu açılırsa açılsın gözlerinde oözlemi okuyabilirdiniz. Öyle açık yürekli bir insandı ki tümduygularını gözlerinde yansıtırdı. Kimi zaman yaptığı şakalardada o gözleri yüzünden ele verirdi kendini. Silah arkadaşlarındanAli Haydar'ı, Bülent Pak'ı şehit vermişti. Ve Mete NezihiAltınay, Cömert Özen, Dursun Ali ve diğerleri...

Dergide resimlerine bakarken ister istemez yaşarırdı gözleri.Şimdi ben onu anlatırken gözlerim nasıl doluyorsa öyle olurdu.Anlatması zor şeyler bunlar. Zorunda hissetmesem hiç elimekağıt kalemi almaz bir köşede sessizce düşünür anılara dalardımöylece. Sabah sıradan bir haber gibi "İmdat Bulut da şehitdüştü haberin var mı?" diye aldığım haber öyle sıradan birhaber değildi oysa. Ölen benim can yoldaşım, silah arkadaşım...Bizim ihtiyar, hayatını kaybeden, bir başkası değil O. Açlığımıve tokluğumu paylaştığım, birlikte silah sıkıp, birlikteşehitlerimiz için isyan türküleri söylediğim... Sıradan değilbu, hiç de sıradan değil. Yanımda, yanı başımda şehit düşen,kaybedilen yoldaşlarım oldu ama hiç böyle hissetmemiştimkendimi. O çok daha yakındı belki, çok daha fazla şey paylaş-mıştık.

Yoldaşları

İmdat Bulut’u Anlatıyor:

Şehitlerimiz GeleceğimizdirEskişehir Halk Cephesi 28 Ekim sabahı Asri mezarlığında Devrim

şehitlerinden Çiğdem Yakşi ve İsmail Kandemir’in mezarlarını ziyaretetti. Sarıgazi tutsaklarının isteği üzerine her biri için ayrı ayrı çiçekbırakılarak mezarlarının bakımları yapıldı.

���Dersim Halk Cepheliler de 27 Ekim'de Dersim şehitlerinden

Hüsniye Aydın ve Haydar Aydın’ın ailelerini ziyaret ederek, aileylesohbet etti. Daha sonra mezarlığa birlikte gidilerek, Hüsniye Aydınve Haydar Aydın nezdinde Devrim Şehitleri anıldı.

Halkımızı Acı veSevinç GünlerindeYalnız BırakmadıkBırakmayacağız

Eskişehir Halk Cephesi annesini kaybeden birHalk Cephesi taraftarı aileye 30 Ekim'de başsağlığıziyaretinde bulundu. Başsağlığı ziyareti sonrasındabir ailenin hazırladığı yemek dernekte 10 kişiylebirlikte yenildi

Page 58: OHAL’İN İLANINDAN İTİBAREN - Bağımsız, Demokratik Bir ...yuruyus.biz/pdf/pdf/546.pdf yuruyus.biz@gmail.com yuruyus.biz@gmail.com Haftalık Dergi / Sayı: 546 6 Kasım 2016

Bu hafta da umudun sesi Yürüyüşdergisi Anadolu'nun birçok iline veİstanbul'un mahallelerine ulaştırıldı.Yürüyüş dergisinin dağıtımıyla ilgiliderlediğimiz haberler şöyle:

ANADOLUElazığ: Fevzi Çakmak Mahalle-

si’nde 26 Ekim’de Yürüyüş dergisi da-ğıtımı yapıldı. Dergi dağıtımı sırasında,aynı zamanda dergi okuru olan biranaya yardım edilerek, kapısının önüdergi dağıtımcıları tarafından boyandı.Halkın yoğun ilgisinin olduğu dağı-tımda, esnafların yanında bulunan müş-teriler de dergi aldılar. 2 saatlik çalışmada60 Yürüyüş dergisi halka ulaştırıldı.

Hozat Garajı esnafına 28 Ekim’deYürüyüş dergisi dağıtımı yapıldı. Biresnaf, “Siz OHAL öncesinde de böyleyazıyordunuz şimdi de hiç korkmuyormusunuz?” dedi. 1 saat süren çalış-mada 42 dergi halka ulaştırıldı.

Dersim: Dersim Munzur Üniver-sitesi’nde 27 Ekim’de 11 Yürüyüşdergisi öğrencilere ulaştırıldı. AlibabaMahallesi’nde de aynı gün Yürüyüşdergisi dağıtımı yapıldı. Halkın ilgi-sinin yoğun olduğu ve 1.5 saat sürendağıtıma 2 Halk Cepheli katıldı.

Hatay: Yürüyüş dergisinin 544.sayısı 27 Ekim'de Antakya merkez,Samandağ merkez ve Samandağ’abağlı Yaylıca köyünde dağıtıldı. 4 ki-şinin katıldığı çalışmada 50 dergihalka ulaştırıldı.

Serinyol Mahallesi'nde 1 Kasım'daYürüyüş dergisi dağıtımı yapıldı. 2saat süren çalışmada halka OHAL iledaha da pervasızlaşan saldırıların veadaletsizliklerin arttığı anlatıldı. Dergidağıtımcıları tüm baskılara, gözaltılara,tutuklama ve işkencelere rağmen di-renmekten vazgeçilmeyeceğini, di-renmeyenin çürüyeceğini ve dergiyiHatay’ın her yerine ulaştırmak içinkararlı olacaklarını halka anlattılar. 2kişinin katıldığı çalışmada toplamda41 adet dergi dağıtıldı. Böylelikle Ha-tay’da bu hafta 200 adet dergi halkaulaştırılmış oldu.

İSTANBULBağcılar: Yeni Mahalle’de 25

Ekim’de kapı çalışması yapıldı. Ya-pılan çalışmada yapılacak olan aşure

programı halka duyuruldu ve 40 adetYürüyüş dergisi dağıtımı yapıldı. Ma-halledeki uyuşturucu ve yozlaşma so-runu ile ilgili sohbet edildi.

28 Ekim’de de Yenimahalle’de 100kapı çalınarak aşure programının ça-lışması yapılırken, 75 adet bildiri da-ğıtıldı. Mahalledeki kadınlar “bize deverin biz de dağıtırız” diyerek aşureetkinliğinin bildirilerini dağıttılar.

Bahçelievler: Halk Cepheliler, 30Ekim’de Zafer Mahallesi’nde 75 adet,Soğanlı Mahallesi’nde 45, Kuleli’de15 adet Yürüyüş dergisi dağıtımı yaptı.6 kişinin katıldığı çalışmada, 25 adetYürüyüş dergisi halka ulaştırıldı.

Gazi: Sekizevler gecekondu böl-gesinde 30 Ekim’de kapı çalışmasıyapıldı. Açlık grevini anlatan 150 adetHalk Cephesi bildirisi dağıtıldı. 50Yürüyüş dergisi halka ulaştırıldı. HalkCepheliler bir kahvede açlık grevinianlatan konuşma yaptı. Halka 17Ekim’den bu yana Gazi Cemevi’ndedevam eden açlık grevi ve katil polis-lerin saldırıları, cemevinin ablukayaalınması anlatılırken, açlık grevini sa-hiplenme çağrısı yapıldı. Kapı çalışmasıyapılırken halk, Halk Cephelileri ye-meğe ve çay içmeye çağırdı.

Aynı gün, Nalbur bölgesinde 50dergi ve bildiri esnaflara ulaştırıldı.Gazi Halk Meclisi tarafından yapılanaşure programı sırasında, 100 adetaçlık grevini anlatan “Halkımız, Ma-hallemizde Açlık Grevi Yapılıyor Duy-dunuz mu?” başlıklı bildiri dağıtıldı.Gazi Düz bölgesinde de 4 kahvedekahve konuşmaları yapılarak 100 bil-diri dağıtıldı.

Gazi Mahallesi Düz bölgesinde 2Kasım'da 30 eve, 70 esnafa dergi ulaştı.2 otobüste ve 3 kahvede açlık greviçağrısı yapıldı. "Mahallemizdeki polisbaskısına, yoldan kaçırmalara, göster-melik mahkemelerle insanların tutuk-lanmasına, HFG uyuşturucuyla Savaşve Kurtuluş Merkezi’nin işgal edilerekkalekol yapılmasına, çay bahçelerinin,taksi duraklarının, Halk Meclisinin yı-kılmasına karşı 17 Ekim’den bu yanaGazi Cemevi bahçesinde devam edensüresiz açlık grevine bütün halkımızıçağırıyoruz" denildi. 150 adet açlıkgrevi bildirisi halka ulaştı. 31 Ekim'de

ise Sekizevler'de açlık grevi bildirile-rinden 25 bildiri kahveye dağıtıldı.Aynı yerde 1 Kasım'da yapılan çalış-mada ise 50 dergi halka ulaştırıldı. 50adet açlık grevi bildirisi dağıtıldı. 40adet de Halk Meclisleri tarafından 6Kasım'da Okmeydanı’nda yapılacakolan uyuşturucuya, kumara karşı kam-panyanın toplantı bildirisi dağıtıldı. Ça-lışmaya 5 kişi katıldı. Bildiri ve dergininardından mahalle gençleriyle sohbetedildi. Sohbette "devrimciler kimdir?Devrimciler nasıl yaşar?" Konuları üze-rine sohbet edildi. Devrimci yaşam ku-ralları okunduktan sonra üzerine sohbetedildi. Sohbete 9 genç katıldı.

İkitelli:1. Sokak’ta 28 Ekim’dekapı çalışması yapılarak 1 saatte 15apartmana girilerek, 11 kişiye Yürüyüşdergisi ulaştırıldı.

Birlikte Dövüşüp,Birlikte EğleneceğizOkmeydanı Halk Meclisi 26 Ekim’de

“Adalet Okulu Dayanışma Gecesi”nekatıldı. Saat 19.00’da Salon PremiumLa Bella’da başlayan dayanışma gecesi,Adalet Okulu öğrencileri ve HalkınHukuk Bürosu avukatlarının konuşma-larıyla başladı. Yapılan konuşmalarınardından yemeğe geçildi. Ardından Bur-han Berken ve Grup Yorum şarkılarıylacoşkulu halaylar çekildi.

Bizleri Susturmaya Çalıştıkça Sesimiz Yükseliyor, Güçleniyor, Büyüyoruz! Gücünü Halktan, Haklıdan Alan Yürüyüş Dergisi Tüm Engellemelere Rağmen Halka Ulaşıyor

Çabanız Nafile; Gerçekleri Öğrenmemize,Şehit Cenazelerini Sahiplenmemize EngelOlamazsınız

Dersim Halk Cephesi son süreçlerdeDersim'de internet kesintileriyle ilgili28 Ekim'de bir açıklama yaptı. Açık-lamada: "Dersim’de iki gündür internetkesintileri yaşanıyor. Gerilla cenaze-lerinin gelmesi, HDP ve DBP’ye yönelikyapılan gözaltı ve operasyonlar sürerkenaynı zamanda bu olayların kitlelereulaşmaması amacı ile interneti kesi-yorlar...

Lakin unutmayın devrimi ne inter-netten ne de televizyondan duyacak.Bizzat sokaklarda görecek ve duya-caklar. İnternet erişimini yasaklayanlarhiç bir zaman sokakları, meydanlarıhalka yasaklayamamıştır." denildi.

Yürüyüş

6 Kasım2016

Sayı: 546

225 GÖZALTI VE 56 TUTUKLAMA FAŞİZMİN ZULMÜDÜR!558