65
9 772146 940007 ISSN 2146-9407 T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yön. Gn.Müdürlüğü: Atık Yönetimine Dair Her Şey E. Çevre Yönetimi Gn Mdr Yrd. ÇARE Çevre / Hüseyin Gelmez: TÜRKİYE’DE ATIK YÖNETİM UYGULAMALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ (2) KKD DOSYASI: ÇSGB / İş Tef. Kur. Bşk. İş Müf. Kayhan Topaloğlu: Yüksekten Düşmeye Karşı Koruyucular Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos - Eylül 2014 ISSN: 2146-9407 Fiyat: 10 TL Ekoteknik İSG İş Sağlığı Güvenliği ve Çevre Dergisi 301 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 * ÇSGB E. İş Başmüfettişi Özlem Özkılıç: Maden ve Diğer İş Kollarında İş Teftiş Kurulu Başkanlığı Raporlarındaki Yangın ve Patlama Olaylarının İrdelenmesi * Dr. Atilla Yelboğa: İSG Eğitimleri İş Kazalarını Azaltır mı? * Uz. Dr. Mehmet Ergin: İSG Açısından Meslek Hastalıklarının Önemi ve SOMA 1 2 5 1 3 4 6 Tek tek kaybettigimizde farketmiyoruz ama! - ELEKTRİK DOSYASI * ÇSGB / İSGGM İsg Uzm. Yrd. Gökçe Begüm Silsüpür: Trafolarda İSG * Çamlıbel Elektrik A.Ş. Genel Müdürü Ali Cesur ile Elektrik İş Kolu’nda Maddi&Manevi Kaybın Yaşanmaması İçin * Çare İş Sağlığı Güvenliği Hiz. Ömer Bacak: Elektrik Dağıtım Sistemlerinde Karşılaşılması Muhtemel Tehlikeler

os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

  • Upload
    others

  • View
    1

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

Yükselirken RİSK ALMA’yınTEDBİR AL’ın

Başlıca Hizmetlerimiz: * İşyeri Hekimliği * İş Güvenliği Uzmanlığı * Çevre Danışmanlık * Mobil Sağlık Hizmetleri * Tıbbi Laboratuar Hizmetleri * İlkyardım Eğitim Hizmetleri * Emisyon & İmisyon Ölçümleri * Periyodik Mühendislik Kontrolleri

EKOGLOBAL - İZMİR Eski Havaalanı Cad.

No: 78/A - B1 Çiğli / İZMİR Tel: (232) 386 56 00 (pbx)

Fax: (232) 376 98 94

Ekoglobal İSG İş Sağlığı Güvenliği ve Çevre Hizmetleri

www.ekoglobalisg.com [email protected]

EKOGLOBAL - BURSAÜçevler Mah. Esra Sokak

No:8/7 Nilüfer BURSATel: (224) 441 95 01 (pbx)

Fax: 0224 441 95 03

EKOGLOBAL - MANİSA Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA

Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98 94

Tem

muz

-Ağu

stos

-Eyl

ül 2

014

EKO

TEK

NİK

İSG

İş S

ağlığ

ı Güv

enliğ

i ve

Çev

re D

ergi

siYı

l: 3

• Sa

yı: 1

1

9 772146 940007

ISSN 2146-9407

T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yön. Gn.Müdürlüğü:

Atık Yönetimine Dair Her Şey

E. Çevre Yönetimi Gn Mdr Yrd. ÇARE Çevre / Hüseyin Gelmez:

TÜRKİYE’DE ATIK YÖNETİM UYGULAMALARININ

DEĞERLENDİRİLMESİ (2)

KKD DOSYASI:

ÇSGB / İş Tef. Kur. Bşk. İş Müf. Kayhan Topaloğlu: Yüksekten

Düşmeye Karşı Koruyucular

Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos - Eylül 2014 ISSN: 2146-9407 Fiyat: 10 TL

Ekoteknik İSG İş Sağlığı Güvenliği ve Çevre Dergisi

301

1

2

3

4

5

6

7

8

9

1

2

3

4

5

6

7 8

9

1

2

3

4

5

6

7

8

9

1

2

3

4

5

6

78

9

* ÇSGB E. İş Başmüfettişi Özlem Özkılıç: Maden ve Diğer İş Kollarında İş Teftiş Kurulu

Başkanlığı Raporlarındaki Yangın ve Patlama Olaylarının İrdelenmesi

* Dr. Atilla Yelboğa: İSG Eğitimleri İş Kazalarını Azaltır mı?

* Uz. Dr. Mehmet Ergin: İSG Açısından Meslek Hastalıklarının Önemi ve SOMA

1

2

51

3

46

Tek tek kaybettigimizdefarketmiyoruz ama!

-

ELEKTRİK DOSYASI

* ÇSGB / İSGGM İsg Uzm. Yrd. Gökçe Begüm Silsüpür: Trafolarda İSG* Çamlıbel Elektrik A.Ş. Genel Müdürü

Ali Cesur ile Elektrik İş Kolu’ndaMaddi&Manevi Kaybın Yaşanmaması İçin

* Çare İş Sağlığı Güvenliği Hiz. Ömer Bacak: Elektrik Dağıtım Sistemlerinde

Karşılaşılması Muhtemel Tehlikeler

Page 2: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98
Page 3: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

22

Soma... Soma haber oldu; ya haber olmayanlar?

Ortalama 42 yıl geç çıkan 6331 Sayılı Iş Sağlığı Güvenliği Kanunu ve bu telaşla daha önce iş güvenliğinin “i” harfini dâhi duymayanlara dağıtılan İş Güvenliği Uzmanlıkları...

Bu ülkede her gün bir sürü iş kazası oluyor. Ama ölen sayısı az olunca haber olmuyor ve biz kahvemizi yudumlarken bir işçimiz daha kayıp gidiyor da duymuyoruz bile…

Çünkü ülkemizde ne yazık ki taşlar henüz hiç oturmadı. Söz gelimi yapı-lan risk analizleri internetten indirme copy-paste analizler. Ve yine ne acı ki ülkemizde işverenlerin büyük bölümü sadece yasal zorunluluk için öylesine hizmet alıyor.

En acısı ise, Türkiye halen Avrupa’nın en çok iş kazası yapan ülkesi; dünya sıralamasında da en çok iş kazası olan ülkeler arasında ilk 4’teki yerini koruyor.

---

Tüm ülke ağladı Soma’ya. Gözyaşları sel oldu, haykırışlar göklere ulaştı, Cuma vaazlerine konu oldu, binlerce Yasin-i Şerif okundu. Bunlar güzel şeyler elbette ama ben derim ki samimi olan oturup Soma’dakiler için Yasin okumanın ötesinde; otursun ka-nunu okusun! Kanunlar hakkında bilgi alsın; kendi işyeri için doğru düzgün

hizmet alsın; asgari düzeyde de olsa bilgilensin, bilgilendirsin yoksa bu ülkenin bu konuda ayıbı öyle büyük, öyle büyük ki…

Soma için suçlu arayamayacak kadar üzgünüm. Muhakkak ki bu hususta ülkenin yarısının yaptığı gibi hükümete saldırmanın da alemi yok; bu ülkede işçinin hiçbir zaman adı yoktu. 42 yıl geç de olsa bu dönemde müstakil bir iş sağlığı güvenliği kanunu yeni çıktı. Bu sebeple cenazede kavga eden mefta yakınları gibi olmak istemiyorum.

Kimseye kızamayacak kadar hüzünlü-yüm! Bunca can gitmişken dahi politik kavgalar yapmayacak kadar hakiki olmak!

Üstelik bir de Soma olayının üzerine ÇSGB Müfettişlerimizden birinin yüksekten düşerek hayatını kaybet-tiğini duyunca, bir kez daha anladım ki buradaki çizgi çok ince! Yüzlerce kişi iş kazalarında Hakk’a yürürken, milyonlarca vatandaş o kıldan ince kılıçtan keskin köprüden aşağıya şapır şapır dökülüyoruz sanki.

Soma için bu ülkede hiç kimse duyarsız kalmamalı. Eğer ülkede bütünlüğümüz var ise, eğer tek vücut isek insanın sağ eli yanarken sol eli alkış tutamaz zaten! Ancak isyanın da yeri değil. Resûlullah Efendimiz, kuşu ölen çocuğa taziyeye gitti. Bunu hepimiz biliyoruz. Ama SELAMET veren bir enerji ile gitti.

Sürekli öfkeli / mutsuz / isyankar yayınlar yapmamız Soma’daki aileler için Selamet sağlamadığı gibi bilakis negatif enerji yaratıyor. Ancak hiçbir şey olmamış gibi de yaşayamayız.

Öyleyse Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in “bir yanlış gördüğünde elinle düzelt, gücün yetmezse dilinle düzelt, ona da gücün yetmezse kal-binle buğz et ki bu da imanın en zayıf derecesidir” sözlerine uymalıyız. Ve düzeltmek için ne yapabiliriz? Daha çok ne yapabiliriz? Tam da şimdi ne yapabiliriz? soruları ile meşgul olma-mız lazım.

Bunun da ilk adımı kanunu okumak. İşverenler ucuza kaçmak için güvenlik almış süsü vermeyecek, uzman maaş aldığı kişiye sadık olayım derken kendi hakikatine ve muhtemel kazada kaybedeceği kendi canına ters düş-meyecek, ÇSGB artık daha ciddi çalı-şacak ki kendi müfettişi bile ölmeye-cek ve her vatandaş ama her vatandaş iş sağlığı güvenliği haklarını bilecek. Nasıl ki ekmek girmeyen ev yoksa, evdeki boğazlar doysun diye nasıl ki en az bir kişi çalışıyorsa, her ailede en az bir kişi iş güvenliği hakkında fikir sahibi olacak ki hızla güvenli yarınlara yürüyelim.

Soma’da ateş düştüğü yeri yakmadı, hepimizi yaktı. Öyleyse görev de hepimize düşüyor.

İrem Nurgül Durmuş Sorumlu Yazı İşleri Müdürü[email protected]

Daha önceki sayılarımızdaki gibi umutlu bir giriş yazamayacağım

için üzgünüm…

Page 4: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98
Page 5: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

4

Ekoteknik İSG Ailesi olarak,

Soma’da yaşamını yitiren şehitlerimize

Allah’tan Rahmet, Ailelerine Sabır ve

tüm ülkemize Baş Sağlığı dileriz.

Bu vahim olaydan ibret almak, bu vesileyle

İSG çalışmalarına hız vermek ve böylesine bir

ihmalin tekrarını yaşamamak dileğimizle.

DOSYA

06 Kimya Yük. Müh. / ÇSGB Emekli İş Başmüfettişi / E. İş Teftiş İstanbul Grp. Bşk. Yrd. A Sınıfı İş Güvenliği Uzma-nı Özlem Özkılıç: Maden ve Diğer İş Kollarında İş Teftiş Kurulu Başkanlığı Raporla-rındaki Yangın ve Patlama Olaylarının İrdelenmesi

10 İş Güvenliği Uzmanı Dr. Atilla Yelboğa: İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimleri İş Kazalarını Azaltır mı?

14 Klinik Mikrobiyoloji Uz-manı Uz. Dr. Mehmet Ergin: İş Sağlığı ve Güvenliği Açısın-dan Meslek Hastalıklarının Önemi ve SOMA

BU

SAYIDA

NELER

VAR?

ÇSGB’DEN

16 VII. İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı Ses Getirdi

19 5 - 7 Mayıs 2014’te İstanbul’da Düzenlenen 1. TOS+H EXPO – Türk İSG Fuarı

20 ÇSGB Bakanı Faruk Çelik, Türkiye’nin 2023 hedef-lerine ilişkin “Türkiye’de İyi İşler” Raporunun Tanıtımı

22 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nınSAĞLIKLI YAŞAM’a Daveti

ELEKTRİK DOSYASI

26 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı / İSGGM İSG Uz. Yrd. Gökçe Begüm Silsüpür: Trafolardaİş Sağlığı ve Güvenliği

30 Çamlıbel Elektrik Dağıtım A. Ş. Genel Müdürü Ali Cesur ile Elektrik İş Kolu’nda Maddi & Manevi Kaybın Yaşanmaması İçin keyifli bir söyleşi.

34 Çare İş Sağlığı Güvenliği Hizmetletleri A Sın. İş Güv. Uz. Ömer Bacak: Elektrik Dağıtım Sistemlerinde Karşılaşılması Muhtemel Tehlikeler

Page 6: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

5

Yayın TürüYaygın - Süreli / ISSN: 2146 - 9407

Baskı ve CTP Kalıp Arkadaş Basım Sanayi

www.arkadasbasim.com.tr

Basım Tarihi14.07.2014

Reklam Koordinatörlüğü

0312 433 87 81 www.ucgajans.com.tr

Abonelik Tel: 0 312 344 01 96 (pbx)

Ekoteknik İSG Dergisi’nin amacı, iş sağlığı güvenliği ve çevre konularında özellikle

uygulayıcı konumdakilerin deneyimlerini ve izlenimlerini belgelemek, birikimlerin

paylaşılmasını sağlamak ve yeni ufuklar açarak başvurulabilecek bir kaynak yaratmaktır. Üç

ayda bir yayınlanır. Yayının telif hakkı Ekoteknik İş Sağlığı Güvenliği ve Çevre Ölçüm Teknolojileri Ltd. Şti’ne aittir. Dergi içeriğinin tamamen ya da

kısmen elektronik, mekanik veya başka biçimde çoğaltılması Ekoteknik’in iznine tabidir. Yayınlanan yazı ve reklamların sorumluluğu sahiplerine aittir.

Yayın KuruluDoç Dr. F. Nur Eriş,

İSG Uzmanı Kemal Çetinkaya, Uz.Dr. Mehmet Ergin,

Çevre Uzmanı Hüseyin Gelmez, İş Güvenliği Uzmanı Ziya Koç,

Dr. Tahir Soydal (İş Sağlığı Bilim Doktoru)

Danışma KuruluProf. Dr. Recep Akdur,

Yıldırım Akpınar(Çal.Bak.Eski Teftiş Kurulu Baş.), Prof. Dr. Sefer Aycan,

Prof. Dr. Aytül Çakmak, Ziya Demir,

Doç. Dr. Tayfun Güngör, Doç. Dr. Tevfik Pınar,

Prof. Dr. Kadirhan Sunguroğlu, Uz. Dr. Cebrail Şimşek,

Uz. Dr. Engin Tutkun, Doç. Dr. Mehmet Uğurlu,

Doç. Dr. Halil Murat Ünver, Doç. Dr Yusuf Üste,

Dr. Hınç Yılmaz

Görsel Yönetmenİrem Nurgül Durmuş

Yayın İdare Merkeziİvedik Cad. No:110 Yenimahalle - Ankara

Tel: 0312 344 01 96 (pbx) - Fax: 0312 343 66 46

EKOTEKNİK İSG DERGİ EKİBİMİZ - KÜNYE

İmtiyaz SahibiEkoteknik İş Sağlığı Güvenliği

ve Çevre Hizmetleri Adına Halis Yolcu

Editör Yadigâr Yolcu

Kazaların Çevresel ve Teknik Araştırması Bilim Uzmanı

Sorumlu Yazı İşleri Müdürüİrem Nurgül Durmuş

İSG HABERLERİ

36 KAZA ANALİZİ: ASınıfı İş Güvenliği Uzmanı / Makina Mühendisi Mansur Ziya Koç: Eğitimli İnsanlar da İŞ GÜVENLİĞİ KURALLARINI İHLAL EDER

38 YARGITAY KARARLARI: İSG Ölçümlerinde Tehlike Sinyal Verince Zamlı Ücret

ÇEVRE

40 T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı / Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü: Atık Yöne-timine Dair Her Şey

52 E. Çevre Yönetimi Genel Müdür Yrd. / ÇARE Çevre Danışmanlık Çevre Koor-dinatörü Hüseyin Gelmez: TÜRKİYE’DE ATIK YÖNETİM UYGULAMALARININ DEĞER-LENDİRİLMESİ (2)

K.K.D.’LER

56 3M İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Nevsal Nizamoğulları: Kişisel Koruyucu Donanımlar ve Seçimi

58 Draeger’e TOS+H Expo 1.Türk İş Güvenliği ve Sağlığı Fuarı’nda Yoğun İlgi

59 DRÄGER OXY 3000/6000 Oksijenli Ferdi Kurtarıcılar

60 KKD DOSYASI: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı / İş Teftiş Kurulu Başkanlığı İş Müfettiş Yardımcısı Kayhan Topaloğlu: Yüksekten Düş-meye Karşı Koruyucular

Page 7: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

6

MAKALE Özlem ÖzkılıçKimya Yük. Müh. / ÇSGB Emekli İş BaşmüfettişiE. İş Teftiş İstanbul Grp. Bşk. Yrd.A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

Maden ve Diğer İş Kollarında İş Teftiş Kurulu Başkanlığı Raporlarındaki Yangın ve Patlama Olaylarının İrdelenmesi

Ülkemizde Soma ilçesinde meydana gelen kazaya kadar yaşanan en büyük maden faciası, 1992’de Zonguldak’ın Kozlu ilçesinde yer alan Türkiye Taş Kömürü İşletme-sine bağlı kömür ocağında meydana gelmiştir. Buradaki grizu patlamasında 263 işçi hayatını kaybetmiştir.

Cumhuriyet tarihinin yaşanan en büyük maden kazası ne yazık ki, 13 Mayıs 2014 ta-rihinde Manisa’nın Soma ilçesinde meydana gelmiş ve 301 kişi hayatını kaybetmiştir. Bu acı kalbimize kazınmış ve asla unutulamayacaktır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun yaptığı bir araştırmaya göre, Türkiye’de maden ve taş ocakçılığı iş kazalarının en fazla yaşandığı sektör olmuştur.

Türkiye’deki madencilik kaza-ları, geçmiş yıllardan günü-müze kadar Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki kömür ve diğer

maden ocaklarında meydana gelen kazalardır. 1941 yılından bu yana 3 binden fazla insan maden kazalarında hayatını kaybetmiştir. 100 binden fazla insan ise yaralanmıştır. Madenlerde en çok görülen kaza sebepleri ise grizu patlaması, göçük ve yangınlar-dır. Türkiye’de geçmişten günümüze kadar birçok kaza yaşanırken, bu kazaların en çok görüldüğü il ise Zon-guldak olmuştur.

Manisa’nın Soma ilçesinde meyda-na gelen kazanın nedeni öncelikle trafoda yaşanan bir kaza olarak lanse edilmiş ancak daha sonra asıl nedenin trafo patlaması olmadığı hususunda deliler bulunduğu basında yayınlan-mıştır. Tüm Türkiye kazanın nedenle-rinin açıklanacağı İş Teftiş Kurulu ve

bilirkişi raporunun sonucunu bekle-mektedir.

Yangın ve Patlama Nedir?

Patlama yanabilir bir maddenin oksi-jenle ani bir biçimde kimyasal reaksi-yona girmesi sonucu yüksek miktarda enerjinin açığa çıkmasıdır.

Yanabilir maddeler gaz, buhar, duman ve toz halinde bulunabilirler.

Gaz ve sıvı buharlarının yangın veya patlamaya sebep olabilmesi için üç şartın gerçekleşmesi zorunludur.

1. Yanabilir madde,2. Oksijen,3. Ateşleme kaynağı.

Patlayıcı bir atmosferin oluşması için yanabilir gaz veya sıvı buharının belli bir yoğunlukta bulunması gerek-

mektedir. Eğer karışım çok düşük yoğunlukta ise (zayıf karışım) ya da çok yüksek yoğunluktaysa (zengin ka-rışım) patlama oluşmaz, sadece yavaş bir yanma tepkimesi olur ya da hiç oluşmaz. Karışım sadece en düşük ya da en yüksek patlama sınırları ara-sında ise ateşlendiği zaman patlama tepkimesi verir.

Toz patlamaları genel olarak, kapalı bir ortamda bulunan yanıcı partikül-lerin ani yanmaları olarak tanımlan-maktadır. Toz patlamasının olabilmesi için ise, beş elemanın birlikte bulun-ması gerekmektedir.

Bunlar: • Yakıt-yanıcı malzeme,• Oksijen, • Sıcaklık-tetik kaynağı, • Ortamda asılı halde malzeme-toz bulutu, • Kapalı ortam.

Page 8: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

İş Teftiş Kurulu Başkanlığı Maden İşletmelerinde

İş Sağlığı ve Güvenliği 2012 Programlı Teftişleri Sonuç Raporu

İş Teftiş Kurulu Başkanlığı 2012 yılın-da programlı teftiş olarak maden iş-yerlerinde teftişler gerçekleştirmiş ve “Programlı Teftiş” kapsamında Türki-ye genelinde 19 ilde toplam 142 teftiş yapılmıştır. Program kapsamında 142 işyerinde 138 genel teftiş ve 4 incele-me teftişi yapılmıştır. Yazılan 142 adet rapor istatistiklerine göre bu işyerle-rinde 227 kadın ve 9.459 erkek olmak üzere toplam 9.686 işçi çalışmaktadır. Bu işçilerin erkek işçilerden %80,1’i asıl işverenin işçileri olarak çalışmak-ta iken, geri kalan %19,9’u alt işve-renlerde, kadın işçilerden %66,9’i asıl işverenin işçileri olarak çalışmakta iken, geri kalan %33,1’u alt işveren-lerde çalışmaktadır. Toplamda %79,8’i asıl işverenin işçileri olarak çalışmak-ta iken, geri kalan %20,2’u alt işveren-lerde çalışmaktadır.

Birinci aşamada gidilen ve faal du-rumda olan 133 işyerinde yapılan tef-tişlerde toplam 1.547 mevzuata aykı-rılık tespit edilmiştir. Bu aykırılıkların 75 tanesi bir önceki teftişten devam eden, 935 tanesi ise yeni tespit edilen hususlar olarak kaydedilmiştir. Tespit edilen 537 husus teftişler sürerken işverenler tarafından giderilmiştir. İşyerlerinde tespit edilen mevzuata aykırılıklardan 103 tanesi kapatmaya esas hususlar olarak saptanmış olup bu hususlardan dolayı 41 işyerinde kapatma uygulanmıştır.

Birinci teftişlerde faal durumda olan 133 işyerinde 41 adet kapatma, 2 adet kapatmanın devamı önerilmiş-tir. 125 işyerinde idari para cezasına başvurulmuş, bu işyerlerine toplam 474.347,00 TL idari para cezası uygu-lanmıştır.

İkinci aşamada gidilen ve faal olduğu tespit edilen 140 işyerinde yapılan teftişlerde toplam 843 mevzuata aykırılık tespit edilmiştir. Bu aykırı-lıkların 193 tanesi bir önceki teftişten devam eden, 411 tanesi ise yeni tespit edilen hususlar olarak kaydedilmiş-tir. Ayrıca, tespit edilen 239 husus, teftişler sürerken işveren tarafından giderilmiştir. 7 işyerinde tespit edilen

noksanların 20 tanesi kapatmaya esas hususlardan oluşmuştur.

İkinci teftişlerde faal durumda olan 140 işyerinde yapılan teftişlerde 5 adet kapatma, 6 adet kapatmanın de-vamı ve 8 adet de kapatmanın kaldı-rılması önerilmiştir. 96 işyerinde idari para cezası talep edilmiş, bu işyerle-rinde toplam 327.300,00 TL idari para cezası uygulanmıştır.

Maden İşletmelerinde Programlı Teftiş raporunun Sonuç ve Kanaat kısmında yeraltı metal madenciliği işyerlerinde sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı oluşturmak, iş kazası ve meslek hastalıklarını önlemek ve çalışanlar için daha iyi çalışma koşul-ları sağlamak amacıyla aşağıdaki hu-susların yerine getirilmesi ile ancak başarılı olunabileceği belirtilmiştir;

• Bütün taraflarda bir sağlık ve güvenlik kültürünün oluşturulması gerekmektedir.• Ülke genelinde yeraltı metal madenciliğinde bir güvenlik politikası oluşturulmalı ve bu politika çerçeve-sinde tüm tarafların bilinçlendirilerek görev yetki ve sorumlulukları konu-sunda gerekli duyarlılık sağlanmalıdır.• İşverenlerin ve teknik kadronun özellikle uyguladıkları üretim yöntem-lerini göz önünde bulundurarak gü-nümüz bilim ve teknolojisinin gerek-

tirdiği sağlık ve güvenlik önlemlerini uygulamaları için gerekli çalışmaları yaparak özellikle hazırlayacakları sağlık ve güvenlik dokümanlarında belirtilen şartlarla uyumlu bir çalışma şekli benimsenmelidir.• Üniversitelerdeki eğitim program-larında mühendislik eğitimlerine ek olarak gerekli mühendislik uygulama-larında bu konunun iş güvenliği tarafı-nı da değerlendirerek, eğitimler buna göre düzenlenmeli, mezun olacak mühendislerin çalışma yaşamına atıl-dıklarında iş güvenliği konusunda ve hukuki, cezai sorumluluklar konusun-da donanımlı olmaları sağlanmalıdır. • Gerek mesleki eğitimle, gerekse işyerinde sürekli eğitim çalışmalarıyla çalışanlar bilinçlendirilerek güçlü bir iş güvenliği bilincinin oluşturulması gereklidir.• Yeraltı metal madenciliğinin yoğun olarak yapıldığı illerde gerekli sem-pozyum, panel gibi aktivitelerle iş güvenliği konusu sürekli gündemde tutulmalıdır.• Bu sektörde meydana gelmiş iş kazalarının ve meslek hastalıklarının inceleme ve sonrasında hukuki so-nuçları tüm taraflara ulaştırılarak bu konudaki etkinlik artırılmalıdır. • İş sağlığı ve güvenliği konusunda ge-rekli çalışmaları yapmış ve işyerlerin-de bu kültürü oluşturmuş işverenler ödüllendirilmeli ve çalışmaları diğer işverenlere de aktarılarak bu konuda gerekli özendirilme sağlanmalıdır.

Cumhuriyet tarihinin yaşanan en büyük maden kazası ne yazık ki, 13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa’nın Soma ilçesinde meydana gelmiş ve 301 kişi hayatını kaybetmiştir.

Page 9: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

8

İş Teftiş Kurulu Raporlarındaki Yangın ve Patlama

Olaylarının İrdelenmesi

İnsanlığın gelişimi, endüstriyel gelişim ile birlikte olmakta ve endüstriyel geli-şim, daha çok enerji kullanımı ve daha çok kimyasal kullanımını gerektirmekte-dir. Kimyasal hammadde ve ürünlerinin işyeri bünyelerine girmesi de işyerleri için alınması gerekli güvenlik tedbirlerini zorunlu olarak arttırmaktadır.

Hammadde, yarı mamul ve mamul madde halinde kimyasal maddelerin stoklarının kapasiteye paralel olarak büyümesi, endüstriyel tesislerde büyük yangın ve patlama tehlikeleri oluşturmakta ve önlem alınma mec-buriyetini ortaya koymaktadır.

İşverenlerin Yükümlülükleri

Çalışanların Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Korunması Hakkında Yönetmelik; patlayıcı ortamı, yanıcı maddelerin gaz, buhar, sis ve tozları-nın atmosferik şartlar altında hava ile oluşturduğu ve herhangi bir tutuşturu-cu kaynakla temasında tümüyle yana-bilen karışım olarak tanımlamaktadır.

Patlamaların önlenmesi ve bunlardan korunmayı sağlamak amacıyla işveren-lerin, yangın ve patlamadan korunma temel ilkelerine ve yapılan işlemlerin doğasına uygun olan teknik ve orga-nizasyona yönelik önlemleri almaları gerekmektedir, şöyleki işverenler;

• Patlayıcı ortam oluşmasını önlemek,• Yapılan işlemlerin doğası gereği patlayıcı ortam oluşmasının önlenme-si mümkün değilse patlayıcı ortamın tutuşmasını önlemek,• İşçilerin sağlık ve güvenliklerini sağlayacak şekilde patlamanın zararlı etkilerini azaltacak önlemleri almakla yükümlü kılınmışlardır.• Bu önlemler, gerektiğinde patlama-nın yayılmasını önleyecek tedbirlerle birlikte alınmalıdır. Alınan bu tedbir-ler düzenli aralıklarla ve işyerindeki önemli değişikliklerden sonra yeniden gözden geçirilmelidir.

İşverenler, işyerinde risk değerlen-dirmesi yaparken patlayıcı ortamdan kaynaklanan özel risklerin değerlen-dirmesinde şu hususları da dikkate

almakla yükümlüdürler;

• Patlayıcı ortam oluşma ihtimali ve bu ortamın kalıcılığı,• Statik elektrik de dahil tutuşturucu kaynakların bulunma, aktif ve etkili hale gelme ihtimalleri,• İşyerinde bulunan tesis, kullanılan maddeler, prosesler ile bunların muh-temel karşılıklı etkileşimleri,• Olabilecek patlamanın etkisinin büyüklüğü.

Ayrıca işyeri yetkililerinin patlayıcı ortam oluşması ihtimali olan yerleri sınıflandırması, sınıflandırılmış olan bölgelerde asgari korunma gerek-lerinin uygulanmasını sağlaması ve patlayıcı ortam oluşabilecek yerlerin girişine “EX” işaretlerini koyması ge-rekmektedir. Tüm bu değerlendirme-ler yapıldıktan sonra ise “Patlamadan Korunma Dökümanı” adı verilen dökü-manları hazırlamaları gerekmektedir.

Patlamadan Korunma Dokümanı olarak anılan belgeleri hazırlarken iş-verenlerin şu hususlara döküman içeri-sinde yer vermeleri gerekmektedir;

• Patlama riskinin belirlendiği ve değerlendirildiği,• Yönetmelikte belirlenen yükümlü-lüklerin yerine getirilmesi için alına-cak önlemler,• İşyerindeki BÖLGE’lere göre sınıf-landırılmış yerler,• Asgari gereklerin uygulanacağı yerler,• Çalışma yerleri ile uyarı cihazları da dahil iş ekipmanının tasarımı, işletil-mesi, kontrol ve bakımının güvenlik kurallarına uygun olarak sağlandığı,• İşyerinde kullanılan tüm ekipmanın “İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağ-lık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği” ne uygun olup olmadığı.

Yangın ve Patlama Nedenleri

Ülkemizde çalışanları, işyerlerini ve çevreyi tehdit eden, zarara uğratan ve üzen birçok olay çoğunlukla meydana gelişinden hemen sonra önemsenmek-te ancak bir süre sonra unutulmakta ve alınması gereken koruyucu önlemler büyük bölümüyle ihmal edilmektedir.

Genellikle umursamadığımız fakat bedelini büyük maddi ve manevi kayıplarla, bazen de can kaybı ile öde-

diğimiz felaketlerden en önemlileri “yangın ve patlama” olaylarıdır.

Patlama riskli ortamlarda kullanılacak elektriksel aygıtlar özel olarak tasarlan-maktadır. Bu aygıtlarda kullanılan koru-ma yöntemleri, ekipmanın kullanılacağı ortam özelliklerine ve tesisin enerji prensiplerine göre belirlenmektedir.

İşletmelerde patlama riskli ortamlar için alınan en öncelikli önlem tehlikeli madde kaçağını engellemek ve tehli-keli ortam oluşmasına mani olmaktır. Ancak işletme şartları gereği kaçağın önlenmesi kaçınılmaz ise, bu durum-da ortamdaki ateşleme kaynaklarını ortamdan uzaklaştırmak gereklidir. Çalışma koşulları gereğince ateşleme kaynağı teşkil edecek bileşen riskli ortamdan uzaklaştırılamıyorsa bu durumda ex-proof ekipmanlar kulla-nılmalıdır. Ancak ülkemizde patlama riskli ortamların önemi son günlerde anlaşılmaya başlanmıştır. Ne yazık ki işverenlerimiz benzer bir kaza yaşan-madan bu önlemleri almamaktadırlar.

Modern teknolojilerle tesis edilmiş bir çok işletmede dahi alınan önlemler yeterli görülmekte, en önemlisi bu önlemlerin işlerliğini koruyup ko-rumadığı geçen süre içinde kontrol edilmemektedir.

Bugün dünyada gelişmiş bir çok ülke-de meydana gelen, büyük mal ve can kaybına sebep olmuş pek çok yangın, her bakımdan en iyi şekilde teçhiz edilmiş ve her türlü tedbir alınmış olduğu zannedilen tesis ve binalarda meydana gelmiştir.

İş Teftiş Kurulu raporlarındaki, kimya-sallardan kaynaklanan yangınlar veya patlamalar incelendiğinde; genellikle kullanılan kimyasalların özelliklerinin tam olarak bilinmemesi ve umursa-mazlığın felakete götüren etkenler olarak karşımıza çıktığı görülmektedir.

Yangın ve patlama konusunda alı-nacak önlemlerin alınmamasının en önemli etkeninin ekonomik faktör, maliyet unsuru olduğu da ortadadır. Ekonomik faktör, eğitimsizlik, bilgi-sizlik ve umursamazlık ile birleşince, acısını daima duyduğumuz ve ilerde daha çok duyabileceğimiz sonuçlar ortaya çıkarmaktadır.

Page 10: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

99

İş Teftiş Kurulu Raporlarındaki yangın ve patlama olaylarındaki nedenleri kısaca aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz;

• Kimyasalların kullanımı, taşınması ve depolanması ile ilgili yeterli bilgiye sahip olunmaması,• İşyerinde kullanılan kimyasalın, malzeme güvenlik bilgi formları üre-ticiden alınarak kimyasal ve fiziksel özelliklerinin irdelenmemesi, • Makineler ve yanıcı sıvıların uygun şekilde kullanılmaması veya depo-lanmaması,• Birbiri ile reaksiyona girebilecek kimyasalların aynı alanda depolanma-sı ya da yanıcı ve okside edici kimya-salların aynı alanda depolanması,• Boş ve dolu kimyasal bidon, fıçı, tene-ke vb. kapların bir arada depolanması,• Diğer bölmelerden yeterince yalıtıl-mamış tehlikeli operasyonlar,• Yetersiz bakım ve temizlik çalışmaları,• Patlayıcı ortamlarda gerekli risk değerlendirme çalışmalarının yapıl-mamış olması,• Patlayıcı ortam sınıflandırmasının (BÖLGE veya ZONE) yapılmamış olması,• Muhtemel patlayıcı ortamlarda kullanılması gereken elektriksel ekipmanların ex-proof ekipman olmaması,• Patlayıcı ortama uygun elektriksel ekipmanın seçilerek kullanılmama-sı (Bölge ile elektriksel ekipmanın uyumlu olamaması),• Statik elektrikde dahil olmak üzere tutuşturma kaynaklarının belirlenme-miş olması ve kontrol önlemlerinin alınmamış olması,• Personelin eğitim ve yetersizliği,• Gerekli gaz ölçüm ve yangın kontrol sistemlerinin bulunmaması,• Yangın hidrant veya dolaplarının önünde malzeme depolanması sonu-cu müdahalede gecikme,• Yangın ve alarm tatbikatların, özellikle de söndürme çalışmalarının periyodik olarak yapılmaması,• Yanıcı ve parlayıcı kimyasal madde kullanılan alanlarda çalışma talimat ve prosedürlerinin bulunmaması,• Deprem, sel, fırtına vb. felaketler için hazırlıklı olunmaması.

İş mevzuatımız işverenlere ve işlet-melerde görev yapan işveren vekille-rine kendi işyerlerindeki tehlikeleri belirleme ve bu tehlikelerin meydana gelme ihtimalini kabul edilebilir sevi-yeye indirme yükümlülüğü getirmiştir.

Bilindiği üzere kimyasallarla ilgili zararları önlemenin en etkin yolu kimyasalı tanımak, çevre ve sağlık üzerindeki etkilerini bilerek kontrollü kullanmaktır. Bu bağlamda işyerinde bulunan, kullanılan veya herhangi bir şekilde işlem gören kimyasal madde-lerin tehlikelerinden ve zararlı etkile-rinden işçilerin sağlığını korumak ve güvenli bir çalışma ortamı sağlamak için asgari şartları belirlemek işvere-nin sorumluluğundadır.

İşverenler; kimyasal maddelerle çalışmalarda, işçilerin bu maddelere maruziyetini önlemek, bunun müm-kün olmadığı hallerde en aza indir-mek, yangın, parlama ve patlamaların önüne geçmek ve kimyasalların tehli-kelerinden korumak için gerekli tüm önlemleri almakla yükümlüdürler.

ATEX direktifleri olarak anılan direktifler, ülkemizde her ne kadar yönetmelik olarak yayınlanmış olsa da işyerlerinin birçoğunda yanıcı, parla-yıcı sıvı, gaz ve toz kimyasal kullanılan alanlardaki prosesler ve ekipmalar bu direktifler yürürlüğe girmeden çok önce yapılmıştır ve kullanılan elekt-riksel ekipmanlar yeni yönetmeliklere göre uygun değildir.

Bu tesislerde kullanılan elektriksel ekipmanların uygun ekipmanlarla değiştirilmesi maaliyet gerektirmek-

tedir. Ancak tehlikenin büyüklüğü düşünüldüğünde, hem tesisin tamamı hem de bu tesisteki tüm çalışanların kaybedilebileceği düşünüldüğünde söz konusu ekipmanların uygun ekip-manlarla değiştirilmesinin küçük bir maaliyet olarak kalacağı açıktır.

Sonuç olarak;

Yangın ve patlamalar, sonucu acı olaylara neden olan afetlerdir. Son yaşanan maden kazasının yaşanan son büyük facia olmasını tüm kalbimle dilerim. Endüstride değişik özellikler-de ve değişik üretim süreçlerinde bir-çok kimyasal madde kullanılmaktadır. Her biri birbirinden farklı özelliklere sahip olan bu kimyasal maddeler uy-gun şekilde kullanılmaz ise karşımıza yangın ve patlama nedeni olarak çık-maktadırlar ve aynen Soma’da olduğu gibi büyük facialara neden olabilme kapasitesine sahiptirler. Kimyasal maddelerin ana özelliklerini bilmek, tanımak ve bu doğrultuda önlemler al-mak kimyasallar dolayısıyla oluşacak yangın ve patlamaları önleyecektir.

Yangın ve patlamanın bir kısım kötü etken ve faktörün aynı anda bir araya gelmesi ile oluşan bir olay olduğu düşünülürse, en iyi olduğu zannedi-len güvenlik tedbirlerinin de yetersiz kalabileceği unutulmamalıdır. Yeterli güvenlik tedbirlerinin yanında, insan eğitimi ve psikolojisi de yangın ve pat-lamaları önlemede en büyük etkendir. İşlerliği ve yeterliliği periyodik olarak kontrol edilmeyen birçok yangın/patlama önlem ve tedbiri aşırı güven doğuracağından dolayı çoğunlukla hiç olmamasından daha tehlikelidir.

KAYNAKÇA1. HSE (1993), Draft Offshore Installations (Fire and Explosion, and Emergency Response) Regulations and Approved Code of Practice, Consultative Document 64, Health and Safety Executive, Sheffield, UK.2. http://www.csgb.gov.tr/csgbPortal/itkb.portal?page=baskanlik&id=5

Endüstride değişik özelliklerde ve değişik üretim süreçle-rinde birçok kimyasal madde kullanılmaktadır. Her biri bir-birinden farklı özelliklere sahip olan bu kimyasal maddeler uygun şekilde kullanılmaz ise karşımıza yangın ve patlama nedeni olarak çıkmaktadırlar ve aynen Soma’da olduğu gibi büyük facialara neden olabilme kapasitesine sahiptirler. Kimyasal maddelerin ana özelliklerini bilmek, tanımak ve bu doğrultuda önlemler almak kimyasallar dolayısıyla oluşacak yangın ve patlamaları önleyecektir.

Page 11: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

10

MAKALE Dr. Atilla Yelboğaİş Güvenliği Uzmanı

Bu facia ile birlikte özellikle güvenlik konusu bir kez daha gündeme gelmiştir. Bu yazının konusu iş alanlarında güvenlik

konusu içerisinde önemli bir yer tutan iş kazalarının azaltılmasında iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin önemini tartışmaktır.

Ülkemizde iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenerek, sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının temin edilmesi için geçmişten günümüze çeşitli yasal düzenlemeler yapılmıştır.

Bunlardan 4857 Sayılı İş Kanunu’nda iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konular-da önemli düzenlemelere gidilmiş, bu alanda 1475 Sayılı İş Kanunu da dahil olmak üzere yürürlükten kaldırılan İş Kanunlarına göre ileri hükümlere yer verilerek belirli kurum ve kavramlar Kanuna taşınmıştır. Son olarak iş sağ-lığı ve güvenliği anlamında ülkemiz-deki son yasal düzenleme olan 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile mevzuat anlamında Avrupa Birliği müktesebatına uyum sağlanmaya çalışılmıştır.

Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği mev-zuatına ilişkin gelişmelerin yanında, çalışanlara ve işverenlere önemli gö-revler düşmektedir. Öncelikle çalışma ortamında insan sağlığı ve yaşamına yönelik kayıpların diğer taraftan hizmet kaybına da sebep olabilecek iş kazaları ve meslek hastalıkları-nın azaltılması için konunun eğitim çalışmalarıyla da desteklenmesi ve eğitimlerle çalışanlarda iş sağlığı ve güvenliğine yönelik davranış değişikli-ği sağlanması kaçınılmazdır.

Ülkemizin en önemli kömür madeni yataklarına sahip Manisa’nın Soma ilçesinde madencilik tarihinin en büyük kazalarından biri yaşandı. 13 Mayıs 2014 tarihinde yaşanan ve resmi açıkla-malara göre 301 maden işçisinin yaşamını kaybetmesine neden olan Soma’daki maden faciası ülkemizde olduğu kadar Dünya basınında da geniş yer buldu. TBMM tarafından Manisa’nın Soma ilçesinde başta 13 Mayıs 2014 tarihinde olmak üzere meydana gelen maden kazalarının araştırı-larak bu sektörde alınması gereken iş sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin belirlenmesi amacıyla bir meclis araştırması komisyonu kurulmasına ilişkin karar alındı.

İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimleri İş Kazalarını Azaltır mı?

Page 12: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

11

Ülkemizin en önemli kömür madeni yataklarına sahip Manisa’nın Soma ilçesinde madencilik tarihinin en büyük kazalarından biri yaşandı.

Çalışanların eğitimi konusu 6331 Sa-yılı iş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 17. Maddesinde düzenlenmiş, 15 Ma-yıs 2013 tarihinde de “Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” yürürlüğe konulmuştur. Söz konusu Yönetmelik ile ülkemizde iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesi, verimli, üretken ve güvenli çalışma koşulları ile iş sağlığı ve kültürünün oluşturulması için ILO Sözleşmeleri ve AB Direktifleri çerçevesinde çalış-malar yürütülmeye başlanmıştır.

Bilindiği gibi “Çalışanların iş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmeliğin” 5. Maddesi’nde işverenin yükümlülükleri belirtilmiştir. Bu madde uyarınca işve-ren, çalışanların iş sağlığı ve güven-liği eğitimleri ile ilgili, programların hazırlanmasını ve uygulanmasını, eğitimler için uygun yer, araç ve ge-reçlerin temin edilmesi, çalışanların bu programlara katılmasını, program sonunda katılanlar için katılım belgesi düzenlenmesini sağlamakla yükümlü-

dür. Aynı Yönetmeliğin 6. Maddesi’nde de işverenin Yönetmeliğin ekinde bulunan iş sağlığı ve güvenliği eği-timlerinin asgari olarak verilmesini sağlayacağı ifade edilmektedir.

Çalışanların sağlığının ve güvenliğinin korunması ve geliştirilmesi amacıyla iş sağlığı ve güvenliği konularında farkındalık yaratmak ve iş kazaları azaltmak için iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin üzerinde önemle durul-ması gerekmektedir.

Yazılı kaynaklar incelendiğinde iş kazası kavramının farklı tanımla-rına ulaşılabilmektedir. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda “İşyerinde veya işin yürütümü nede-niyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen özre uğratan olay” iş kazası olarak tanımlanmıştır. Ancak tanımda belirtildiğinin aksine, sadece işyerinde veya işin yürütümü nedeniy-le meydana gelen kazalar değil, 5510 Sayılı Kanun’un m. 13/I, c hükmünde kabul edildiği gibi, “Bir işverene bağlı

olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda” ger-çekleşen kazalar da iş kazası olarak nitelendirilmektedir.

SGK’nın 2012 yılı verilerine göre faaliyet grupları (nace sınıflamasına göre) temelinde ülkemizde toplam 74 bin 871 iş kazası raporlanmış, bunlardan 744’ü ise ölümle sonuçlan-mıştır. Benzer şekilde TÜİK tarafından yayınlanan “İş Kazaları ve İşe Bağlı Sağlık Problemleri Araştırma Sonuç-ları 2013” raporunun bulgularına göre Türkiye genelinde son 12 ayda istih-dam edilenlerin yüzde 2.3’ünün bir iş kazası geçirdiğini, sektörel olarak in-celendiğinde, iş kazalarının en yoğun yaşandığı sektörlerin “madencilik ve taşocakçılığı”, “elektrik, gaz, buhar, su ve kanalizasyon” ile “inşaat” sektörle-ri olduğunu ortaya koymaktadır.

Yine, çalışma sonuçların göre lise altı eğitimlilerde iş kazası oranlarının, lise ve yükseköğretime göre daha yüksek

İlgili kurum ve kuruluşların iş sağlığı ve güvenliği konusundaki teorik bilgileri arttıracak ortam-ların oluşturulması, bu konuda eğitim programlarının düzenlenmesi, çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimine erişim olanaklarının arttırılması ve bu eğitimlerden yararlanmayı özendirici faaliyetlerin düzenlenmesi önerilmektedir.

Page 13: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

12

olduğu, işyeri büyüklüğü açısından, çalışan sayısının yüksek olduğu iş-letmelerde iş kazası oranlarının daha yüksek olduğu dikkat çekmektedir.

İSG Eğitimi ile İş Kazaları Arasındaki İlişki

Yapılan bir araştırmaya göre , iş sağ-lığı ve güvenliği eğitimi ile iş kazaları arasında bir ilişki olduğu saptanmış-tır. Farklı araştırmalarla da ortaya konulan iş kazaları değerlendirildiğin-de işçilere yeterli eğitim verilmediği, gerekli altyapının oluşturulmadığı, iş sağlığı ve güvenliği bakımından riskli sektörlerde eğitim seviyesi nispeten düşük işçilerin çalıştırıldığı ve işbaşı eğitimi ve hizmet içi eğitim şartının mevzuatta öngörüldüğü ölçüde yerine getirilmediği, işverenlerce eğitimin zaman kaybı gereksiz yere katlanılan bir maliyet olarak algılandığı görül-mektedir.

Bu sonuçlara dayanarak araştırma-cılar, iş sağlığı ve güvenliği eğitim eksikliğinin iş kazalarının önemli nedenlerinden biri olabileceğini belirtmişlerdir.

İş kazalarının işgücü üzerindeki en önemli etkisi tartışmasız bir şekilde insan yaşamının kaybıdır. İş kazası, in-

* SGK 2012 İstatistik Yıllığı, http://www.sgk.gov.tr adresinden 23.05.2014 tarihinde alınmıştır.* İş Kazaları ve İşe Bağlı Sağlık Problemleri Araştırma Sonuçları 2013, (Ocak 2014). Türkiye İstatistik Kurumu, İşgücü ve Yaşam Koşulları Daire Başkanlığı, İşgücü İstatistikleri Grubu. * Aydın, U., Gökçek Karaca, N.,Canbey Özgüler, V., ve Karaca, E., (2013). İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitiminin İş Kazaları ve Meslek Hastalıklarının Önlenmesindeki Rolü, Çimento İşveren Dergisi. 27(4). * Dursun, S. (2012). İş Güvenliği Kültürü, Beta Yayınları, İstanbul

san yaşamı kaybına neden olmasa bile çoğu zaman işçi de fiziksel ve ruhsal bozukluklara neden olabilmektedir.

Bunun yanında iş kazalarının işletme-lere doğrudan (çeşitli ödenekler, taz-minatlar vb.) ve dolaylı (üretim, prestij kaybı vb.) etkileri de bulunmaktadır. Diğer bir ifade ile iş kazaları çalışan ve işverene çeşitli olumsuzluklar getirmekle, genel olarak bakıldığın-da ise ulusal ekonomide de önemli kayıplara neden olmaktadır.

Bu anlamda iş kazası ortaya çıkma-dan önce önleyici tedbirlerin alınması gerekli görünmektedir. Bu konuda en önemli faktörlerden birisi de “insan” faktörüdür.

Güvenlik Kültürü

İnsan faktörü denilince öne çıkan kav-ramlardan birisi de “güvenlik kültürü” kavramıdır. Literatürde farklı tanımla-rı da bulunan kavram “Güvenliği veya emniyeti tehdit edebilecek davranış veya uygulamalarla, bunların yer aldı-ğı ortak kullanım ya da etki alanında bulunan canlıların veya nesnelerin zararını en aza indirmeyi amaçlayan güvenlik ve emniyete öncelik veren algılar, inançlar, tutumlar, kurallar, roller, sosyal, teknik ve politik uygu-

lamalarla, yetkinlikler ve sorumlu-luk hislerinin bütünüdür” şeklinde tanımlanmıştır.

Güvenlik kültürünün işletmelerde yer-leştirilebilmesi için en temel sorum-luluk işletme yönetimindedir. İşletme yönetiminin güvenlik kültürüne bakış açısı, sahiplenmesi ve bu kültürün işletmeye yerleştirilmesi için asgari gerekliliklerini yerine getirmesinin önemi büyüktür.

Sonuç olarak, çalışanların ve işveren-lerin iş sağlığı ve güvenliğine yönelik olumlu tutum geliştirmelerini sağlayı-cı önlemlerin alınması kaçınılmazdır. Bunun da temeli iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin sürekliliğini sağlamak-tan geçmektedir. Ancak öncelikle işverenlerce iş sağlığı ve güvenliği eğitiminin zaman kaybı ve gereksiz yere katlanılan bir maliyet olarak algılamalarının önlenmesi gerek-mektedir. Bu anlamda, ilgili Kurum ve Kuruluşların iş sağlığı ve güvenliği konusundaki teorik bilgileri arttıracak ortamların oluşturulması, bu konuda eğitim programlarının düzenlenmesi, çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimine erişim olanaklarının arttırıl-ması ve bu eğitimlerden yararlanmayı özendirici faaliyetlerin düzenlenmesi önerilmektedir.

SGK’nın 2012 yılı verilerine göre faaliyet grupları (nace sınıflamasına göre) temelinde ülkemizde toplam 74 bin 871 iş kazası raporlanmış, bunlar-dan 744’ü ise ölümle sonuçlanmıştır. Benzer şekilde TÜİK tarafından yayınlanan “İş Kaza-ları ve İşe Bağlı Sağlık Problemleri Araştır-ma Sonuçları 2013” raporunun bulgularına göre Türkiye genelinde son 12 ayda istih-dam edilenlerin yüzde 2.3’ünün bir iş kazası geçirdiğini, sektörel olarak incelendiğinde, iş kazalarının en yoğun yaşandığı sektörle-rin “madencilik ve taşocakçılığı”, “elektrik, gaz, buhar, su ve kanalizasyon” ile “inşaat” sektörleri olduğunu ortaya koymaktadır.

Page 14: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98
Page 15: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

14

MAKALE Uz. Dr. Mehmet ERGİNEkoteknik İSGKlinik Mikrobiyoloji Uzmanı

İş Sağlığı ve Güvenliği Açısından

Meslek Hastalıklarının

Önemi ve

SOMAİş yeri ortamında çalışma koşulları ve çalışan kişinin sağlığı arasındaki ilişki yüzyıllardır süregelmektedir. (M.Ö. 460-370) Hippocrates kurşun zehirlenme-sinin etkilerine işaret etmiştir.

15.ve 16. Yüzyıllarda Agricola ve Paracelsuss isimli iki hekim, maden çalışan-larının çalıştıkları ortamdaki etkinin olumsuzluklarını, değişimlerini ve görü-len hastalıklarını, Dr. Metalica isimli kitabında korunma yollarını anlatmışlar-dır. Görüldüğü üzere maden ocaklarının insan sağlığı üzerindeki doğabilecek olumsuz etkilerini yüzyıllar önce belirtmişlerdir.

Yine büyük teknolojik gelişimin başladığı 18.yüzyılın ikinci yarısında, üretim alanlarındaki iş ve çevre ortamları, işçilerin

sağlığını koruyacak şekilde düzenlen-memiştir. Beslenme, kitlesel refah, yaşam ve hijyen alışkanlıklarının etkisi dahilinde, bu yüzyılda insanlar, meslek hastalıkları nedeniyle çok sıkıntı çekmişlerdir. Kurşun – civa zehirlenmesi, solunum sistemi has-talıkları ve bakteriyel hastalıkların bu dönemde öne çıktığı gözlenmiştir.

Meslek hastalıkları hastaneleri ve diğer SSK hastaneleriyle bir-likte 19.02.2005 tarihinde Sağlık

Bakanlığı’na devredilmiştir. Meslek hastalıklarının tarihçesine kısaca değindikten sonra, meslek hastalık-larının tarifini ve çeşitlerini kısaca şu şekilde tanımlayabiliriz.

Meslek hastalıkları; işyeri ortamında oluşabilen etmenlerin etkisi ile mey-dana gelen hastalıkların ortak adıdır diye tanımlanır. Yine meslek hastalık-ları, Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslara-rası Çalışma Örgütü (İLO) gibi ulusla-rarası kaynaklar tarafından, zararlı bir etkenle insan vücudu arasındaki çalı-şılan işe özgü, neden-sonuç, etki-tepki ilişkisinin neticesinde oluşan HASTA-LIKLAR olarak tanımlanmaktadır.

Hastalıkların oluşumu üç grupta ele alınabilir:

* Bunların birincisi; genel sağlık sorunlarıdır. Çalışanlar toplumun diğer bireyleri gibi, genel hastalıklara yakalanabilirler. Bu durumun, çalışma hayatı ve belirli bir işte çalışıyor olma-sının önemi yoktur.

* İkinci olarak; direkt olarak çalışma hayatında karşılaşılan etkenlerin et-kisi ile oluşan ve iş kazaları ve meslek hastalıkları gibi sağlık problemleridir.

* Diğer bir grup da; bu iki grup dışın-da sağlık problemlerinin bulunduğu

Page 16: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

15

ara grupta yer alan belirli bir işe özgü olmayan sağlık sorunudur. Genel top-lumda görülen bir hastalıktır, ancak, bazı işlerde çalışıyor olmak, hastalık-ların oluşumunda az bir rolü olabilir, ya da hastalığın seyri üzerinde etkisi olabilir. Bu durum, işle ilgili hastalık-lar olarak tanımlanmaktadır.

Meslek hastalıkları, belirli meslek ve iş özelliklerine özgü hastalıklardır. Bu hastalıklarda, yapılan iş ile hastalık arasında doğrudan nedensel bir ilişki söz konusudur. Bu ilişkinin boyutu, eğer kişi söz konusu iş ortamında çalışmıyor ise, bu hastalık da ol-mayacaktır. Bu durumu şu örnekle açıklayabiliriz. Kurşun zehirlenmesi olayında, kurşun kullanılan bir işin olması gerekir.

Benzer şekilde pnömokonyoz, ancak tozlu ortamda çalışan kişilerde gö-rülebilir. Kurşun ve tozlu ortamlarda çalışmayanlarda bu iki hastalık gö-rülmez. Görülüyor ki; meslek hasta-lıkları, kronik seyirli ve uzun süre bir etkenle etkileşim sonucu görülebilir. Bazı spesifik işlerde çalışıyor olmanın yanında, belirli bir iş yerinde uzunca bir süre çalışıyor olma özelliği hasta-lık olumunda önemli kavram olarak görülmektedir.

Meslek hastalıkları iş yerlerindeki faktörlere göre şu şekilde sınıflandı-rılabilir:

a) Fiziksel nedenli meslek hastalıkları,b) Kimyasal nedenli meslek hastalıkları,c) Tozlarla meydana gelen meslek hastalıkları,d) Biyolojik etkenlere bağlı meslek hastalıkları,e) Ergonomik faktörlere bağlı meslek hastalıklar.

Meslek hastalıklarından korunma;

Meslek hastalıklarından korunma, mümkün olabilen hastalıklardır. İş yerinde hastalık nasıl oluyorsa, iş yeri ortamında etkili önlemler alınarak korunma sağlanabilir. Etkeni kontrol etmeye yönelik teknik uygulamalar esas olmakla birlikte, tıbbi uygulama-ların yapılmasının da önemi büyüktür. Böylece koruyucu yaklaşımları üç başlıkta açıklanabilir.

a) Kaynakta kontrol yaklaşımları,b) Kişisel koruyucu uygulamaları, c) Tıbbi kontrol yaklaşımları.

Hukuksal olarak da, meslek hastalığı, çalışanın geçimini sağlamak amacıyla çalışması zaman diliminde meydana geldiğinden, genellikle çalışılan iş, iş yeri sahibinin yeri olması sebebiyle, işveren sorumlu tutulmaktadır. Bu ne-denle, çalışanlar meslek hastalıkları ve iş kazalarına karşı güvence altına alınmışlardır.

Soma’da meydana gelen üzücü ola-yında bu çerçevede olduğu düşünü-lürse, iş sağlığı ve güvenliği doğrultu-sunda alınması gereken tedbirler ve kontrollerin yapılmasının ne derece önemli olduğu görülmektedir.

Meslek hastalıkları, çoğu kez uzun süreçte olmaktadır. Hatta, bazı meslek hastalıkları çalışan kişinin emekliliğinden sonra da görüle-bilir. Bu durumda, çalışan kişinin (işçinin) daha önce çalışmış olduğu işyerinin, bu hastalığın meydana gelmesinde, hukuki yönden yüküm-lülük süresi olarak kabul edildiği ifade edilmektedir.

Böylece, iş güvenliği sağlığı kap-samında meslek hastalıklarından korunmada, üç başlıkta açıklanan önleyici yaklaşımların uygulanması gerekli görülmektedir. Bu koruyucu yaklaşımların hayata geçirilmesi ile ülkemizdeki işçi ölümlerinin azal-masını sağlamak en büyük temenni olacaktır.

Soma’da meydana gelen üzücü olayında bu çerçevede olduğu düşünülürse, iş sağlığı ve güvenliği doğrultusunda alınması gereken tedbirler ve kontrol-lerin yapılmasının ne derece önemli olduğu görülmektedir.

Ekoteknik İSG Ailesi olarak, Soma’da yaşamını yitiren şehitlerimize Allah’tan

Rahmet, Ailelerine Sabır ve tüm ülkemize Baş Sağlığı dileriz. Bu vahim olaydan ibret almak, bu

vesileyle İSG çalışmalarına hız vermek ve böylesi-ne bir ihmalin tekrarını yaşamamak dileğimizle.

Page 17: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

16

VII. İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı Her yıl mayıs ayında yapılan Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı’nın yedincisi bu yıl da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in açılış konuş-masıyla başladı.

Yedinci Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı; 4-7 Mayıs 2014 tarihlerinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı adına İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdür-lüğü tarafından İstanbul Haliç Kongre Merkezin’de gerçekleştirildi. Konferansa Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, sendikaların genel başkanları ve temsilcileri, çeşitli uluslardan akademisyenler, uzmanlar, kuruluşlar, üniversiteler ve meslek odaları ile 45 farklı ülkeden gelen alanlarında öncü bilim insanları, aka-demisyenler, uzmanlar, bürokratlar, sektörde faaliyet gösteren iş sağlığı ve güven-liği profesyonelleri katıldı.

Page 18: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

17

Yedinci Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı; 4-7 Mayıs 2014 tarihlerinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı adına İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü tarafından İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleş-tirilen konferansta konuşan Bakan Çelik, iş kazalarının yüzde 98’inin ve meslek hastalıklarının tamamının önlenebilme imkânının olduğunu vur-guladı. Ülkelerin kalkınmasının insani değerler üzerine inşa edilmesiyle değer kazandığını ifade eden Bakan Çelik, çıkarılan kanunların bu amaca hizmet ettiğini belirtti.

Bakan Çelik, iş sağlığı ve güvenli-ğini yüksek seviyelere çıkarmanın, çalışma bakanlarının ve bütünüyle toplumun sorumluluğunda olduğunu ifade etti.

Bakan Çelik, “arzu edilen önleyici İSG kültürünün kurulması ve geliştirilmesi için bir sistem tesis edilmelidir” dedi.

2001 yılından beri düzenlenen konfe-ransın bu yıl ki teması “İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliğinin Geliştirilmesi” olarak belirlendi ve bu kapsamda iş sağlığı ve güvenliği teknik, sosyal ve ekonomik boyutlarıyla incelendi.

Konferans yerli ve yabancı olmak üzere 104 basın mensubu ile 85

basın kuruluşu tarafından izlendi. 3 gün boyunca 4 bin 152 kişi takip etti. Konferans kapsamında, Konferans Bilim Kurulu tarafından 347 bildiri değerlendirildi ve bunlardan 147’si sözel ve 86’sı poster bildiri sunumu olarak gerçekleştirildi. Eş zamanlı olarak düzenlenen 38 oturumdaki 165 sunumda iş sağlığı ve güvenliği alanında öne çıkan başlıklarda çarpıcı değerlendirmeler yapıldı.

Ayrıca 6 Mayıs’ta G-20 ülkelerini temsilen 16 katılımcı ile gerçekleşen “Güvenli İşyerleri Oluşturulması” alt grubu toplantısında G-20 Çalışma ve İstihdam bakanları ile G-20 Liderler Zirvesi bildirgelerine esas olmak üzere hazırlanacak taslak beyanda yer alacak hususlar ile daha güvenli ve sağlıklı işyerleri oluşturmak için hazırlanacak olan yol haritası konu-sunda görüş alışverişinde bulunuldu.

Konferans kapsamında açılan fuar alanında 19 ülkeden 89 firmanın iştirakiyle sektördeki teknolojik ge-lişmelere bağlı olarak sürekli yeni-lenen mühendislik çözümleri, kişisel koruyucu donanımlar ve iş sağlığı ve

güvenliği alanında verilen hizmetler tanıtılmıştır. Fuar organizasyonuna 3 binin üzerinde katılım gerçekleştirildi.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, VII. İş Sağ-lığı ve Güvenliği Konferansı Kapanış töreninde bir konuşma yaptı.

Sözlerine iş sağlığı ve güvenliği ile bağlantılı sorunlardan kaynaklanan insani ve ekonomik kayıplar tüm ülkeleri olumsuz etkilediğini belirterek başlayan Halil Etyemez, özellikle son yıllarda gösterilen yoğun çabalara ve uygulamaya konan yüksek standart-lara rağmen beklenen sonuçların alı-namamasının iş sağlığı ve güvenliğinin akademik düzeyde uygulamaya yönelik işlenmesine vesile olduğunu belirtti.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil Etyemez: “Konferan-sın iş sağlığı ve güvenliği kültürünü geliştireceğine ve bu kültürün sürdü-rülebilir bir nitelikte olmasına katkı sağlayacağını belirterek, “Bütün bu çalışmalarımız ve ileride de yürütme-ye devam edeceğimiz projelerle iş ka-zası ve meslek hastalığını azaltmakta, iş sağlığı ve güvenliği kültürünü

İş kazalarının yüzde 98’inin ve meslek hastalıklarının tamamının önlenebilme imkânı var

Page 19: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil Etyemez: “Konferansın iş sağlığı ve güvenliği kültürünü geliştireceğine ve bu kültürün sürdürülebilir bir nitelikte olmasına katkı sağlaya-cağını belirterek, “Bütün bu çalışmalarımız ve ileride de yürüt-meye devam edeceğimiz projelerle iş kazası ve meslek hastalı-ğını azaltmakta, iş sağlığı ve güvenliği kültürünü geliştirmekte ve bu alanda farkındalığı ortaya çıkarmakta yol alabilirsek en büyük sevincimiz ve mükâfatımız o olacaktır” dedi.

geliştirmekte ve bu alanda farkında-lığı ortaya çıkarmakta yol alabilirsek en büyük sevincimiz ve mükâfatımız o olacaktır” dedi.

İş Kazaları ve Ölümleri Sıfıra İndirmeyi Hedefliyoruz

Bakan Yardımcısı Etyemez, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınmaması nedeniyle dünyada her yıl 2 milyondan fazla çalışanın hayatını kaybettiğini ve milyonlarca insanın meslek hasta-lıklarına yakalanarak sağlıklarını kaybettiğini ifade etti.

Türkiye’nin ilk müstakil iş sağlığı ve güvenliği yasasının 2012’den bu yana yürürlükte olduğunu hatırlattı.

Etyemez sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak bu alandaki tüm paydaşlarımızı gelecek-teki tüm çalışmalarımıza davet ediyor, şimdiye kadar yürütülen faaliyetleri-mizde desteğini ve değerli katkılarını esirgemeyen başta Bakanımız Sayın Faruk Çelik olmak üzere tüm konuk-lara teşekkürlerimi sunuyor sizleri saygıyla selamlıyorum.” dedi.

Konferansın son gününde ise iş sağ-lığı ve güvenliği alanında iyi uygulama örneklerini görmek amacıyla 10 farklı işletmeye teknik turlar gerçekleşti-rildi. Kapanış oturumunun ardından düzenlenen bu ziyaretlere 280 kişi kayıt yaptı.

64

Ekoteknik İSG İş Sağlığı Güvenliği ve Çevre Dergisi

İş Sağlığı Güvenliği ve Çevre konularındaki tüm

gelişmeleri adım adım takip etmek, uzmanlarca

yazılan makalelere ulaşmak, özel söyleşilerimizi

okumak, iş sağlığı güvenliği ve çevre konularına

dair tüm haberleri bilmek için ,

Ekoteknik İSG’ye abone olun

Derginiz adresinize gelsin ...

Yurtiçi Abonelik Bedeli (Yıllık) 40 TLHesap No: YAPI KREDİ - Mithatpaşa Şubesi , 359 70305321VAKIFBANK - Finansmarket Şubesi , 353 0015 800728 759 0707

Adınız, Soyadınız:

Firmanız, Göreviniz:

Adresiniz:

Telefonunuz, Faksınız:

GSM:

E-posta:

İş Sağlığı Güvenliği ve Çevre konularındaki tüm gelişmeleri adım

adım takip etmek, uzmanlarca yazılan makalelere ulaşmak, özel

söyleşilerimizi okumak, iş sağlığı güvenliği ve çevre konularına

dair tüm haberleri bilmek için;

Ekoteknik İSG’ye Abone OL’un; Derginiz adresinize gelsin ...

Yurtiçi Abonelik Bedeli: Yıllık 40 TL

Hesap No:

Yapı Kredi - Mithatpaşa Şubesi,

359 70305321

Vakıfbank - Finansmarket Şubesi,

353 0015 800728 759 0707

Ekoteknik İSG İş Sağlığı Güvenliği ve Çevre Dergisi

Page 20: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

191919

5 - 7 Mayıs 2014’te İstanbul’da Düzenlenen

1. TOS+H EXPO – Türk İSG Fuarı5 - 7 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenen 1. Türk İş Güvenliği ve Sağlığı Fuarı (TOS+H EXPO), Türkiye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından eşzamanlı olarak düzenlenen VII. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı’yla birlikte yapılınca, kişisel koruma ve işye-rinde sağlık ve güvenlik konuları için kapsamlı bir pazar ve iletişim platformu yaratılmış oldu.

Bu platform, Türkiye’de iş gü-venliğine ve kişisel koruyucu ekipmanlara ilginin artmakta olduğunun açık bir işaretidir.

İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen VII. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı’nın bu yılki teması, “İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliğinin Geliştirilmesi”ydi. Sek-törün önemli oyuncularının katıldığı seminer ve konuşmalarda yasal re-formlar, önleyici trendler ve iş sağlığı

ve güvenliği yönetimindeki inovasyon-lar sunuldu ve tartışıldı.

Türkiye ile A+A arasındaki işbirliği temel alınarak, hem Almanya ile Tür-kiye arasında bir iş güvenliği diyaloğu, hem de Türkiye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’yla sürekli bir işbirliği kuruldu.

TOS+H EXPO ve VII. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı’yla, yerel fuar organizatörü Tezulaş

Fuar ve A+A’nın organizatörü Messe Düsseldorf’un yakın işbirliği çerçe-vesinde, geniş kapsamlı bir pazar ve bilgi platformu yaratıldı. Her iki etkinlik de, genel olarak daha yüksek bir işyeri kalitesi düzeyini destekleme ve bunu firmaların rakipleri arasın-daki durumu açısından bir başarı faktörü olarak belirleme hedefiyle, iş güvenliği konusunda tek tip standart-ların uygulamaya sokulması sürecinin devam etmesi için önemli birer itici güç sağlamaktadır.

Bir sonraki TOS+H EXPO’nun Mayıs 2016’da gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Fuarla ilgili daha ayrıntılı bilgi için:http://www.toshexpo.com adresindeki web sitesini ziyaret edebilir ya da telefon / e-posta yoluyla irtibat kurabilirsiniz:E-posta: [email protected] / [email protected] Tel: +49-(0)211-4560-7762 / +90-216-385 66 83

Page 21: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

20

“Türkiye’de İyi İşler” Raporunun Tanıtımı

Dünya Bankası tarafından hazırlanan ‘’Türkiye’de İyi İşler’’ raporunun tanıtımı Hilton Otel’de gerçekleştirildi.

Tanıtım toplantısının açılış konuşma-sını yapan Bakan Çelik, ‘’Türkiye’nin son dönemlerde milyonlarca ilave istihdam oluşturmadaki başarısını ele alan bu raporun özet olarak vardığı sonuç, Türkiye’de oluşturulan yeni işlerin, genel olarak iyi gelir getiren, daha iyi yaşam standartları sunan ve topluma katılımı artıran işler olduğu-dur’’ diye konuştu.

Dünya Bankası tahminlerine göre 3,1 milyar kişinin bir işte çalıştığını, çalış-ma çağında olup da işgücü piyasasına katılamayan 2 milyar kişinin bulun-duğunun tespit edildiğini anlatan Bakan Çelik, ‘’Nasıl ki istihdam artışı

ÇSGB Bakanı Faruk Çelik, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ilişkin, “Hedeflerimiz işsizliği yüzde 5’e çekmek, istihdam oranını yüzde 55’lere yükseltmek, tarım dışı sektörde kayıt dışı istihdamı ise yüzde 15’in altına çekmektir’’ dedi.

doğrudan ve dolaylı fayı beraberin-de getiriyorsa, işsizliğin artması da yoksulluk, göç ve toplumsal olaylar ve insan kaçakçılığı gibi pek çok sorunu beraberinde getirmektedir. Bu neden-le işsizliğin sadece bir ülkenin ya da bir bölgenin bir sorunu olarak değil, sınırları aşan küresel bir sorun olarak ele alınması gereği inancı içerisinde-yim” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin her alanda olduğu gibi istihdam alanında da 2023 hedefleri bu-lunduğunu kaydeden Çelik, ‘’Hedefleri-miz işsizliği yüzde 5’e çekmek, istihdam oranını yüzde 55’lere yükseltmek, tarım dışı sektörde kayıt dışı istihdamı ise yüz-de 15’in altına çekmektir’’ diye konuştu.

İşgücü piyasasındaki katılığın ortadan kaldırılması için sosyal taraflarla görüş-

meleri sürdürdüklerini belirten Bakan Çelik, “Ben inanıyorum, günümüz endüstriyel ilişkileri çerçevesinde gü-nümüz ihtiyaçlarını karşılayacak, daha çok istihdamı gerçekleştirecek noktada sosyal tarafların da duyarlılıkları önü-müzdeki dönem içerisinde çok daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır” dedi.

Ulusal İstihdam Stratejisi’nin eğitim-istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi, işgücü piyasasında güvence ve esnek-liğin sağlanması, özel politika gerekti-ren grupların istihdamının artırılması ve istihdam-sosyal koruma ilişkisinin güçlendirilmesi gibi 4 temele dayan-dığını ifade eden Çelik, “İnanıyorum ki kısa süre içerisinde 2023 istihdam hedefleri açısından önem arz eden bu belgenin yayınlanması gerçekleşmiş olacak” şeklinde konuştu.

Page 22: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

Türkiye’nin 2014’de yüzde 4,5; 2015’te ise yüzde 4,7 bü-yüyerek dünya ortalamasının üzerine çıkacağı öngörüldü.

“SON 4 YILDA YÜZDE 6 BÜYÜME”

Kalkınma Bakanı Yılmaz ise yaptı-ğı konuşmada, Dünya Bankası’nın finansal bir kurum olmasının yanında aynı zamanda bilgi bankası oldu-ğunu belirterek, Dünya Bankası ile ortak çalışmalar yaptıklarını anlattı. Küresel krizin birçok ülkede sosyal krize dönüştüğünü bildiren Yılmaz, bu ortamda pozitif ayrışan bir ülke olan Türkiye’nin sadece ekonomik büyüme, kamu-mali yönetim anlamında değil, istihdam boyutu anlamında da pozitif ayrıştığını söyledi.

Son 4 yılda yüzde 6 büyüme olduğunu kaydeden Yılmaz, makro dengelerde çok önemli iyileşmeler yaşandığını söyledi.

“KADINLARIN İŞ GÜCÜNE KATILIM ORANI ARTTIRILDI”

Kadınların iş gücüne katılmasında pozitif ayrımcılık yapıldığını vurgulayan Yılmaz, bu amaçla işverenlere çeşitli teşvikler verildiğini hatırlattı. 10. 5 Yıl-lık Kalkınma Planı hakkında bilgi veren Yılmaz, 2014-2018 dönemini kapsayan planda iş gücü piyasasının yapısal sorunlarına çözümler üretmeye ve iş

gücü piyasasının ülkenin kalkınma sürecine katkısını artırmaya devam edeceklerini belirttiklerini aktardı. Pla-na göre 2018 yılında yüzde 7’lere düşen işsizlik öngördüklerini anlatan Bakan Yılmaz, kadınlarda iş gücüne katılma oranını yüzde 35’lere yaklaştırmayı hedeflediklerini ifade etti.

“TÜRKİYE’DE 3,5 MİLYONU AŞKIN YENİ İŞ YARATILDI”

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser, konuşmasında kriz sonrasında Türkiye’nin işgücü piyasa-sında oldukça çarpıcı bir performans sergilediğini anlatarak, “AB’deki istih-damda 2 milyonluk düşüşün yaşandığı 2009-2012 döneminde Türkiye’de 3,5 milyonu aşkın yeni iş yaratıldı. Bu ra-kamlar Türkiye’den çok daha büyük bir ekonomisi olan ABD’nin rakamlarına çok yakın. Vergi makasının düşürülme-si sonrasında Türkiye, OECD ülkeleri ile kıyaslandığında daha rekabetçi bir ülke haline geldi. Aktif işgücü piyasaları daha da geliştirildi. Pozitif ekonomik döngü ve yapısal değişimin devamı da bu başarıda önemli bir rol oynadı” dedi.

Analizlere göre son 10-15 yılda

Türkiye’de işgücü verimliliğindeki artışın yüzde 4’e yakın olduğunu bil-diren Raiser, “Bu yükselen tüm diğer piyasalardan daha yüksek bir oran. Bu verimlilik artışının üçte ikisinden fazlası yapısal verimlilikler sayesinde oldu. Verimliliği yüksek işler neti-cesinde insanların kazanımları da yükseldi. Türkiye bu dönemde refahı paylaşan bir ülke oldu. Ortalamanın altındaki yüzde 40’lık kesimde de büyüme yaşandı. Düşük gelirli hane halklarının yaşam refahının artması, işgücü piyasasındaki bu gelişmeler sayesinde oldu” diye konuştu.

Türkiye’de eğitimli çalışanların istihdamdaki payının her geçen gün arttığına işaret eden Raiser, kadınla-rın işgücü piyasasına entegre edil-mesinin önemine değindi. Türkiye’de kadınların sadece yüzde 30’unun aktif olarak iş gücüne katıldığını söyleyen Raiser, “Kız çocukları bugün artık an-nelerinden daha iyi bir eğitime sahip. Bu, gelecekte kadınların işgücüne ka-tılımındaki artış olacağını gösteriyor. Sadece annelik değil ebeveynlik izni politikalarının, çocuk bakım hizmetle-rinin, sosyal yardımların iyileştirilmesi gerekiyor” değerlendirmesini yaptı.

21

Page 23: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

22

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın

SAĞLIKLI YAŞAM’a DavetiÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Hacettepe Üniversitesi Halk Sağ-lığı Enstitüsü arasında imzalanan ‘Sağlıklı Yaşama Davet Projesi’ İşbirliği Protokolü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Bakan Yardım-cısı Halil Etyemez, Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Konuk, Dr. Meh-met Selim Bağlı, Serhat Ayrım ile Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. Murat TUNCER’in katılımıyla gerçekleşti.

‘Proje Açılış Konferansı’ Müsteşar Yardımcılarımızın ve Hacettepe Üniversitesi’nden proje yürütücülerinin katılımıyla Reşat Moralı Toplantı Salonu’nda yapıldı ve katılımcılara “Sağlıklı Yaşam Bilgileri Rehberi” da-ğıtıldı. Startı verilen bu etkinlik, devamında tüm çalışma hayatı genelinde yaygınlaşacak.

Page 24: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

23

Bu projeyle, Çalışma ve Sosyal Gü-venlik Bakanlığı çalışanlarına sigarayı bırakma, sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite gibi sağlıklı yaşam beceri-lerinin kazandırılması ve işyerinde sağlığın ve güvenliğin geliştirilmesin-de “kamuya örnek bir model” oluştu-rulması amaçlandı.

Proje kapsamında Bakanlığın kurum hekimleri, proje hakkında bilgilen-dirilerek Sağlık Bakanlığı tarafından düzenlenen sigara bıraktırma eğitimine katıldı. Projenin amacı doğrultusunda tüm çalışanlara yönelik genel sağlık durumları ve sağlık davranışlarıyla ilgili 1107 kişi katılımıyla bir anket uygulandı.

Ankete katılan tüm çalışanların ran-devu sistemi ile sağlık taramaları (kan testi, akciğer röntgeni, EKG ve solu-num fonksiyon testi, vücut analizi) ve kurum hekimleri tarafından muaye-neleri yapıldı ve 1107 kişiye muayene sonrası adım sayar verildi.

Adımsayar ile Adım Adım Sağlığa

Vücut analiz cihazı kişilerin metabo-lizma yaşını, vücut kitle endeksini, obezite derecesini, vücut yağ oranını, vücut sıvı oranını, ideal kiloyu, bölge-sel kas ağırlığını hesaplamaktayken, dağıtılan adımsayarlar marifetiyle de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı personelinin günlük yaşamlarında tavsiye edilen değer olan en az 10.000 adımlık mesafeyi ne ölçüde kat ettik-lerini takip etmelerine olanak sağlan-ması amaçlandı.

Elde edilen sonuçlara göre de diyetis-yen ve hekimler tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı personel-lerine sağlıklarını koruma ve geliştir-me konularında tavsiyeler verilmeye devam ediliyor.

Sağlık taramalarına, ÇSGB Bakanı Faruk ÇELİK, Bakan Yardımcısı Halil ETYEMEZ, Müsteşar Yardımcıları Mustafa KONUK, Dr. Mehmet Selim BAĞLI ve Serhat AYRIM da katıldı.

ÇSGB Bakanı Faruk ÇELİK, projenin açılışında yaptığı konuşmada “Sağlı-ğımız en büyük zenginliğimizdir. Bu yüzden Bakanlığımız çalışanlarına yönelik başlatılan bu projeyi kamu-ya örnek olması açısından oldukça önemli görüyorum.” diyerek projenin önemine değindi. Proje kapsamda kurulan kan alma, vücut analizi, solu-num fonksiyon testi ve EKG birimlerini gezerek vücut analiz cihazına çıktı.

ÇSGB Bakan Yardımcısı Halil ET-YEMEZ de birimleri ziyaret ederek sağlıklı yaşamın önemine dikkat çekti ve üst düzey idareciler olarak proje faaliyetlerine desteklerinin artarak devam edeceğini ifade etti.

ÇSGB Müsteşar Yardımcısı Mustafa KONUK da bunlara ek olarak sağlıklı yaşam tarzının kamu çalışanları da dahil olmak üzere, ülkemizdeki tüm çalışanlar tarafından yeterli düzeyde önemsenmesi gerektiğine değindi.

İlerleyen Aşamalar

Projenin ilerleyen aşamalarında sağ-lığın korunması ve geliştirilmesi ama-cıyla, Bakanlık çalışanlarına gruplar halinde bilgilendirme seminerleri düzenlenecek ve eğitimler verilecek.

Ayrıca, sigara bırakma, sağlıklı bes-lenme, egzersiz yapma gibi sağlıklı yaşamın temel ilkeleri konularında danışmanlık ve destek sağlanacak. Sigara içen ve bırakmak isteyen Ba-kanlık personeline gerekli muayene ve tetkikler yapılacak, sigarayı bıra-kanlar için diyetisyen desteği ile kilo kontrolü ve psikolog desteği verilmesi sağlanacak.

Önce Pilot Çalışmalar, Sonra Tüm Çalışanlar

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı çalışanlarına yönelik bu pilot çalışma-lar ile sağlıklı yaşama yönelik aktivi-telerin arttırılması ve uygulanmasına ek olarak, başta diğer kamu kurum ve kuruluşları olmak üzere çalışma ha-yatının tüm kurumsal aktörleriyle de paylaşılarak iyi uygulama örneklerinin yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.

‘Sağlıklı Yaşama Davet Projesi’ ile sağlıklı ya-şama yönelik aktiviteler arttırılacak, tüm çalış-ma hayatının kurumsal aktörleriyle paylaşılarak iyi uygulama örnekleri yaygınlaştırılacaktır.

Page 25: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

24

Page 26: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

2525

Sihirli Dokunuş

Markanızı Büyütecek, Adınızı Herkese Duyuracak

UCG Reklam Ajansı’nı, diğer reklam ajansların-

dan bir adım öne çıkaran farklılığı, di-ğer ajanslar daha teoride çalışırlarken UCG’nin hem daha özgün tasarımlar yaparak kişiye ve firmasına özgün tanıtıcı görseller hazırlaması hem de yapmış olduğumu bütün çalışmaların pratikte kullanım alanlarının kullanım şekillerine göre tamamen hâkim bir şekilde belirtebiliyor olması.

Yine UCG’yi diğer ajanslara göre avantajlı kılan bir özelliği de kendine ait üretim te-sisine de sahip olmasıdır. Sadece bir ta-sarım ofisi olarak değil de, aynı zamanda ürünlerin üretimini de kendi bünyesinde yapıyor olması hızlı ve özgün çalışma-ların yanında hem zamansal hem de parasal kolaylıklar getirmektedir.

UCG Reklam Ajansı, bünyesindeki di-ğer dinamik ruhlu takım arkadaşlarıyla da her zaman ileriye dönük bakan genç bir ekip. Bu ekip, son teknoloji reklam ürünlerini dünya ile aynı zamanda ürün yelpazesine ekleyerek, firmanızın reklamsal bütün ihtiyaçlarını tek elden toplayıp, markanızın büyümesine katkı sağlayacak sihirli bir dokunuştur.

UCG Ajans Referanslarına Örnekler: * Atomtek Nükleer Enerji A.Ş.* Kuzka İnşaat Ltd. Şti.* Kuzu Tower* Göksu Ada Restaurant* Wishes Area Grup* Kazova İnşaat* Helen Doron Anaokulları* Has Karataş Prefabrik* Aves Proje İnşaat* Fzer Enerji Ltd. Şti.* Lale Restaurant* Nada Proje Ltd. Şti.

Uğur Güven, henüz üniversite eğitimi devam ederken iş hayatına erken adım atan girişimcilerimizden. Üniversitelerin, öğrenci gruplarının ve çeşitli toplulukların organizasyonlarını yöneten Güven, aynı zamanda tur menajeri ve organizatör olarak çalışmakta olduğu şirketle çeşitli illerde organizasyonlar da yöneterek iş hayatına atılmış. Bu organizasyonların gerçekleşmesi için gerekli reklam çalışmalarını, tasarım baskı ve görsel ürünlerin basım işlerini de yöneten Güven, bu sayede reklamcılıkla tanışmış.

“Reklam, hayatımızın her alanında, herkesi etkileyerek mevcut ürünün ne olduğunu önemsiz kılan; sadece ihtiyacı yöneten bir çalışmadır. Ve bu ihtiyaçları bularak yerine getirmenin tek yolu reklamcılıktır” diyen Uğur Güven; Ceylan Güven ile birlikte Ankara’da UCG Reklam Ajansı’nı kurarak, genç yaşına rağmen sektöründe doldurduğu 13. Yılın haklı gururu ile birlikte yeni başarılara imza atmanın zevkini ve markalara etkileyicilik katmanın kolay yollarını sunarak iş hayatına devam etmektedir.

* Viya Yapı İnşaat Ltd. Şti.* Ankamall Avm.* Cepa Avm.* Bedline Yatakları* Canensol Müh. A.Ş.* İstanbul Vadi Projesi* Tekirdağ Halk Sağlığı Müd.* Maskot Kids Shoes* Kezban Cafe Bistro* Bakiler Gıda Toptan Ltd. Şti.* Madoors Güvenlik Sistemleri* Velo Düğün Salonları* Troy Müh. Mimarlık

Page 27: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

26

MAKALE Gökçe Begüm SilsüpürElektrik-Elektronik Mühendisi / İSG Uz. Yrd.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı / İSGGM

Elektrik enerjisi günlük hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Mevcut tek-noloji, büyük oranda elektrik enerjisinin kullanımına bağımlıdır. Bu nedenle; bu tesisler-de meydana gelebilecek bir kaza, tesisin tekrar devreye girmesine kadar, bu ünitelerden beslenen endüstriyel kuruluşların üretimlerinin durmasına, şehirlerin aydınlatılamama-sına ve diğer birçok maddi zararlara sebep olmaktadır.

Trafolardaİş Sağlığı ve Güvenliği

Bu bağlamda yaygın olarak kul-landığımız elektrik enerjisinde verimliliği sağlamak, kalite ve güvenirliliği arttırmak koşu-

luyla üretim maliyetlerini azaltmak ve sistem kayıplarını aza indirmek, elektrik enerjisi sistemlerinin plan-lanması ve işletilmesinde en önemli hedeflerdendir. Türkiye’de elektik enerjisinin üretimi, iletimi ve dağıtımı büyük bir önem arz etmektedir.

Trafo merkezleri şehir ve endüstri alanları içinde kalmıştır. Dağıtım merkezlerinin oluşturduğu kazalar (elektrik çarpmaları, iletken kopmala-rı vb.) yerleşim alanlarında ve endüst-riyel alanlarda meydana gelmektedir. Bu sektörde meydana gelen kazalar, kaza sayısına düşen ölüm oranının yüksek olması, bu kazaların dolaylı maliyetlerinin çok yüksek olması, elektrik kazalarının özellikle incelen-mesini ve iş güvenliği çalışmalarının artması gerektiğini göstermektedir. İş kazalarının mümkün olduğu kadar azaltılarak, çalışanların can güvenliği-nin sağlanması gerekmektedir.

TRAFO (TRANSFORMATÖR) NEDİR?

Elektrik akımının gerilimini, şiddetini ya da biçimini değiştirmeyi sağlayan elektromanyetik indüksiyon yoluyla çalışan makineye transformatör denir. Trafo merkezlerinde yüksek ve orta gerilim değişikliği yapan transforma-tör ve diğer tesisatlar bulunur. Trafo merkezleri elektrik enerji iletim ve dağıtım hatlarında indirme, yük-seltme, ölçme ve koruma görevini yapmaktadır. Elektrik enerjisi evleri-mize 220 Volt (V) olarak dağılmakta-dır, fakat evlerimizde kullandığımız elektrikli cihazlar daha düşük geri-limde çalışmaktadır. Trafolar elektrik enerjisinin daha düşük gerilimlere ya da daha yüksek gerilimlere dönüştü-rülmesini sağlamaktadır.

Trafo merkezleri elektrik enerjisinin üretimden iletim sistemine aktarıl-ması ve iletim sisteminden dağıtım şebekesine bağlantı noktasında yer almaktadır. Elektriğin üretim nokta-sından tüketim noktasına kadar olan yolculuğunda kayıpları azaltmak mak-

sadıyla gerilim önce Yükseltici Trafo Merkezleri’nde yükseltilmekte, sonra İndirici Trafo Merkezlerinde (İTM) düşürülmektedir. Üretim noktasındaki gerilim seviyeleri 0.4 kV, 3.1 kV, 6.3 kV ve 10.5 kV kademelerindeyken 154 kV ve 380 kV enerji nakil hatları ile uzak noktalara taşınmakta ve bölgesel elektrik dağıtım şirketlerine TEİAŞ (Türkiye Elektrik İletim A.Ş.) tara-fından iletilerek 36kV kademesinde dağıtım şebekesi başlamaktadır.

TRAFOLARIN ÖNEMİ

Trafoların önemini anlayabilmek amacıyla, elektrik enerjisinin üretil-mesinden evlerimize ve işyerlerimize dağıtımı aşamasına kadarki süreci inceleyelim.

Elektrik üreten santraller genellikle tüketim merkezlerinin çok uzağında kurulmuştur. Bir santralde üretilen elektrik enerjisi yüksek gerilimli iletim hatlarıyla yerleşim birimleri-nin veya sanayi bölgelerinin yakınına kadar ulaştırılır ve ardından buradaki

Page 28: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

27

trafo merkezlerinde gerilimleri düşü-rülerek dağıtılır. Bölgelerde elektrik enerjisi talebini kesintisiz bir şekilde karşılamak için bölgelerdeki elektrik santralleriyle tüketim merkezleri arasındaki iletim sağlanmalıdır.

Santrallerde üretilen elektrik ener-jisinin abonelere ulaştırılması için kullanılan bir enerji üretim, iletim ve dağıtım sisteminin şeması Şekil 1’de görülmektedir. Santrallerde üretilen elektrik enerjisinin tüketicilere ulaş-tırılması amacıyla kullanılan bütün elektrik tesislerine elektrik şebekesi adı verilir. Elektrik enerjisinin tüke-tim bölgelerine iletilmesini sağlayan şebekeler iletim şebekesi, bu bölge-lerde dağıtımını sağlayan şebekeler de dağıtım şebekesi olarak isimlendirilir. Santrallerde üretilen elektrik enerji-sinin gerilimi güç transformatörleri yardımıyla yükseltildikten sonra iletim şebekesiyle iş ve yerleşim merkezleri-nin veya sanayi bölgelerinin yakınındaki dağıtım merkezlerine ulaştırılır. İletim şebekesi; direkler, iletkenler, trafo mer-kezleri ve benzeri ünitelerden oluşur.

Şekil 1. Enerjinin İletim ve Dağıtım Hatlarıyla Taşınması

Dağıtım merkezlerine ulaşan yük-sek gerilimli elektrik enerjisi burada orta gerilim değerlerine düşürüle-rek fabrikalara, tramvay gibi kent içi ulaşım sistemlerine, kent içi dağıtım şebekesine verilir. Evimizin veya işye-rimizin yakınına kadar gelen elektrik enerjisinin gerilimi hala yüksektir. Bu nedenle elektrik enerjisinin gerili-mi direklere monte edilen veya özel

kabinler içerisine yerleştirilen küçük trafolar yardımıyla 220 V’a düşürülür. Bu trafolara bağlantı yapılarak evlere ve işyerlerine ulaştırılan elektrik enerjisi aboneler tarafından ısıtıcı cihazlar, lambalar, elektrik motorları vb. kullanılarak ısı enerjisine, ışık enerjisine ve mekanik enerjiye veya kimyasal enerjiye dönüştürülerek tüketilir.

TRAFO ÇALIŞMALARINDA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

Trafo merkezinin kurulacağı yer veya trafo merkezinin tipi, içine konulacak trafonun özelliğine ve büyüklüğüne bağlıdır. Bir trafo merkezi hem estetik açıdan hem de enerji dağıtımı ve emniyet yönünden uygun olmalıdır. Kurulmuş olan trafolarda çalışma sı-rasında dikkat edilmesi gereken bazı hususlar aşağıda sıralanmıştır:

* Direk tipi güç trafolarında yapılacak çalışma türü ne olursa olsun, gerilim önce alçak gerilim (AG)’den sonra orta gerilim (OG)’den kesilmelidir.

* Gerilim kontrolü yapılarak gerilim olmadığı görüldükten sonra toprak-lama ve kısa devre işlemi yapılarak çalışmaya başlanmalıdır.

* Trafolarda enerji kesme işlemi, al-çak gerilim (AG) tarafından başlamak üzere, önce kesme sonra orta geri-lim (OG) tarafından ayırma cihazları açılarak yapılmalı ve üzerine “Dikkat çalışma var” levhası asılmalı, ayrıca

şalterler uzaktan kumanda edilebilir tipte ise durum şalteri yakın konuma alınmalıdır.

* Trafoların yağ depolanan tankların-da herhangi bir nedenle araştırma yapmak gerektiğinde gerekli güvenlik önlemleri alınmadan (yağın boşaltıl-ması, tank içindeki havanın sirküle edilmesi, gaz maskesi takılması vb.) çalışma yapılmamalıdır.

Trafo Şalt Sahası ve Dağıtım Merkezlerinde Bulunması Gereken

Güvenlik Malzemeleri

• Seyyar Lamba • Emniyet Transformatörü• Gerilim Kontrol Aygıtı • Neon Lambalı Istanka • AG (alçak gerilim) ve YG (yüksek gerilim) Eldiveni • Normal İş Eldiveni • Topraklama ve Kısa Devre Teçhizatı • Topraklama Istankası • Topraklama Noktası Flaması • El Feneri • Yalıtkan Miğfer• Emniyet Kemeri

• Güvenlik Korkuluğu • Çalışma Alanı Yasaklama İşaretleri• Yalıtkan Tabure• Yangın Söndürme Cihazları • Yalıtkan Merdiven• Suni Solunum Cihazı

TRAFOLAR İLE İLGİLİ BAZI İŞ SAĞ-LIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ MEVZUAT

MADDELERİ

Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 30.11.2000 tarihinde yayımlamış olduğu bu yönetmelik, elektrik kuv-vetli akım tesislerinin kurulmasının, işletilmesinin ve bakımının can ve mal emniyeti bakımından güvenlikle yapılmasına ilişkin hükümleri kapsa-maktadır.

Kuvvetli akım tesisleri her türlü işletme durumunda, cana ve mala herhangi bir zarar vermeyecek ve tehlike oluşturmayacak bir biçimde yapılmalıdır. Herhangi bir kimsenin dikkatsizlikle de olsa yaklaşabileceği

Page 29: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

28

uzaklıktaki kuvvetli akım tesisleri-nin gerilim altındaki bölümlerine dokunulması olanaksız olmalıdır ve ilerideki bölümlerde belirtilen emni-yet mesafeleri ile koruma önlemleri sağlanmalıdır (Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği Madde:5).

Topraklamalar ve Endirekt Temasa Karşı Diğer Koruma Yöntemleri:

Elektrik kuvvetli akım tesislerinin topraklanmasında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 21.08.2001 tarihinde yayımlamış olduğu “Elektrik Tesislerinde Topraklamalar Yönetme-liği” hükümleri uygulanır. Endirekt temasa karşı şebeke tiplerine göre uygulanabilecek diğer koruma yön-temleri ve şebeke tip sınıflamaları için Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği’nde belirtilen ilgili hükümler de göz önüne alınır (Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği Madde:8-a).

Aygıtların Ark ve Kıvılcımlardan Korunması

Kuvvetli akım elektrik aygıtları, kulla-nılmaları ya da işletilmeleri sırasında oluşacak ark ve kıvılcımlar, insanlar ve eşyalar için tehlikeli olmayacak biçimde yapılmalı ya da düzenlenme-lidir (Şekil 2). Bu durum kullanılan her aygıt için yürürlükteki TSE’de belirtilen tip deneyleri ile doğrulan-mış olmalıdır (Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği Madde:10).

Elektrik Tesislerin Düzenlenmesi

Tesisler gerek işletme, gerekse ona-rım ve bakım için kısa sürede çabuk ve güvenle izlenebilecek biçimde açık olarak düzenlenmelidir. Bütün önemli tesis bölümlerine ve aygıtlara kolayca ulaşılabilmeli, bunlar zorluk çekilmeden yerlerine konulabilmeli ya da yerlerinden çıkarılabilmelidir. Aynı tesiste değişik gerilim ve akım türleri bulunursa bunlarla ilgili tesis bölümleri olabildiğince ayrı gruplar halinde toplanmalı ve yer bakımından da birbirinden ayrılmalıdır.

Tesisler arıza, onarım ve bakım nedeniyle çeşitli bölümlerin devre dışı olması durumunda da işletmenin olabildiğince kesintisiz sürebileceği biçimde bölümlere ayrılarak düzen-

Şekil 2. Elektrik Arkları

lenmelidir. Devre dışı edilen tesis bölümleri ya da aygıtlar uygun ve ko-layca görülebilecek ayırma düzenleri ile gerilimsiz duruma getirilebilme-lidir (Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği Madde:20).

Uyarma Levhaları:

Çeşitli yerlere ve tesis bölümlerine görevlilerin makineler, aygıtlar ve ilet-kenlerin ne işe yaradığını açıkça an-layabileceği biçimde bozulmaz türden yazı, işaret ve şemalar konulmalıdır. Ayrıca elektrik tesislerinde uygun yer-lere aşağıdaki levhalar asılmalıdır.

• Elektrik akımının neden olduğu kazalarda yapılacak ilk yardımla ilgili yönergeler, • Tesisin bağlama şeması, • Tesisin işletilmesi sırasında alınma-sı gereken özel önlemlerle ilgili kısa yönerge. (Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yö-netmeliği Madde:21)

Yanabilen Gereçler

Yanabilen gereçler, yangın ve duman tehlikesi oluşturmayacak biçimde düzenlenerek ya da yanmayan bir örtü ile kaplanarak kullanılabilir. Elektrik tesisleri içinde tesise bitişik konut vb.

gibi bölümler dışında, ağaçtan yapıl-mış gereç kullanılmaz. Konutlarda ve başka işler için kullanılan yapılarda özellikle yağlı transformatörün bulun-duğu bölümler öteki yapı bölümlerin-den ateşe dayanıklı ve çıkabilecek bir yangının yayılması önlenecek biçim-de ayrılmalıdır. Tüm kapılar mahal dışına açılacak yönde ve çelik saçtan yapılmalıdır ve transformatörlerin iç arızalarına karşı hızla etkili olan koru-ma düzenleri kullanılmalıdır (Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği Madde:22).

Bakım ve Onarım

Tesislerin ve aygıtların teknik belge-lerinde belirtilen aralıklarda bakım ve onarımları yapılmalıdır. Yapılan bakım ve onarımlar kalıcı bir şekilde kay-dedilmelidir (Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği Madde:27).

Elektrik İşletme Aygıtlarının Yerleştirilmesi ve Korunması

Elektrik işletme aygıtlarının işletme, bakım ve onarımları tehlikesizce yapılabilecek biçimde yerleştirilme-lidir. İşletme görevlilerinin çalışırken üzerinde durduğu yerler ve geçitler her zaman boş bırakılmalıdır. Elektrik işletme aygıtları ve koruma düzenleri,

Page 30: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

aralarında 250 V’ dan fazla gerilim bu-lunan bölümlere aynı anda ve rasgele dokunulmasını önleyecek biçimde tesis edilmelidir. Elektrik işletme aygıtlarında yangın çıkması ve yayıl-ması uygun düzenlerle olabildiğince önlenmelidir (Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği Madde:28).

Çalışanların Güvenliğini Sağlamak İçin Alınacak Önlemler

• Üzerinde çalışılacak tesisin gerilim altında olup olmadığı denetlenmeli ve denetleyen kimse gerilim olmadığı kanısına vardıktan sonra tesiste çalış-maya başlanmalıdır.

• Devresi kesilmiş yüksek gerilim

tesislerinde çalışılacaksa, bunlar önceden topraklanacak ve kısa devre edilecektir.

• İşletmelerin sorumlu kimseleri iş süresince çalışanların tehlikeyle karşılaşabileceği hiçbir devre kapama işlemi yapılmamasını sağlayacaklar-dır. Kısa devre ve topraklama ancak bütün çalışmalar bittikten ve bunları yapanların hepsine haber verildiği kesin olarak öğrenildikten sonra kaldırılabilir.

• Bir çalışma yeri birden fazla nokta-dan besleniyorsa yukarıda belirtilen önlemler her besleme noktası için uygulanacaktır (Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği Madde:61).

Mevcut Kurşun-asitli akümülatör işletmesinin tehlikesine karşı gö-revlilerin dikkatli olmaları sağlan-malı ve bu görevlileri tehlikelerden korumak için aşağıdaki önlemler alınmalıdır: • Kibrit - çakmak dahil ateş yakılma-malıdır,• Kıvılcım çıkaracak aletler kullanıl-mamalıdır,• Cep telefonları kapatılmalıdır,• Asit ve/veya asitli suyla temas edil-diğinde, hemen temas eden uzuvlar temiz su ile yıkanmalıdır,• İçeride birikmiş gaz varsa mahal hemen terk edilmelidir.(Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yö-netmeliği Madde:34).

KAYNAKLAR

[1] http://320volt.com/transfor-matorler-trafolar-hakkinda/[2] Millî Eğitim Bakanlığı, Megep (Meslekî Eğitim Ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Pro-jesi), Elektrik Elektronik Tekno-lojisi Transformatör Merkezleri, Ankara 2007[3] İş Sağlığı ve Güvenliği, İbrahim BARAN, Dicle Üniversitesi Çüngüş Mehmet Adıgüzel Meslek Yüksekoku-lu, slayt.13[4] Prof. Dr. Y. Müh. İlhami Çetin, Temel Elektrik Kullanım El Kitabı [5] Gedikli F. G., Elektrik İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği, Çalışma ve Sos-yal Güvenlik Bakanlığı[6] Ceylan H., Türkiye’deki Elektrik İletim Tesislerinde Meydana Gelen İş

Kazalarının Analizi, Electronic Journal of Vocational Colleges, Mayıs 2012[7] TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası, İş Güvenliğine Uygun Elektrik Tesisatı ve Elektrik Kaynaklı İş Kaza-ları www.ideriosb.org.tr/sites/default/files/elektrik_tesisati.ppt[8] Michel Hansenne, Occupational Health and Safety Encylopedia Vo-lume III, International Labour Office

Geneva, 1998 [9] http://www.temsan.gov.tr/trafo.aspx[10] Mason J. Transgrid Work in Susbstations-General, 2013[11] Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği [12] Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği [13] Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik

Trafo Merkezlerinin

Fotoğraflarından Örnekler

29

Page 31: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

30

Bu sayı dergimizde Elektrik işkolunun önemini mercek altına aldık. Bu bağlamda Çamlıbel Elektrik Genel Müdürü Ali Cesur’u ziyaret ederek elektrik iş kazalarında dikkat edilecek husus-ları detaylı inceledik.

2013 Yılının Temmuz ayında Çamlıbel Elektrik Dağıtım Anonim Şirketine Genel Müdür olarak başlayan Ali Cesur, güçlü bir ortaklık yapısına (Kolin – Limak – Cengiz Ortaklığı) sahip şirkette başarıları ile ilgi çekiyor. Bu ortaklık yapısının vermiş olduğu sinerji ile daha ileri noktalara gele-rek yakın zamanda örnek bir dağıtım şirketi olma yolunda emin adımlarla ilerleyen yapı, elektrik iş kolu ile ilgili olarak aydınlanmamıza geniş bir ışık tuttu.

Elektrik İş Kolu’nda

Maddi & Manevi Kaybın Yaşanmaması İçin

Çamlıbel Elektrik Dağıtım şirketinin uygulamalarından bahseder misiniz?

Çamlıbel Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi olarak uygulamalarımızı Sivas, Tokat ve Yozgat İllerinde müşteri abo-nelik işlemlerinin yapılarak bağlantı görüşü verilmesi, endeks tüketimle-rin tespiti ve okuma işlemi, borçtan dolayı kesme ve bağlama hizmeti, sorumluluk sahamızda bulunan genel aydınlatmalara ilişkin iş ve işlemlerin takibi, yeni aydınlatma tesislerinin yapılması, yine sorumluluk bölgemiz-de bulunan şebekelerin bakım onarım işlemleri, bölgede yeni tesislerin ya-pılması, 3 üncü şahıslara ilişkin kabul işlemleri gibi sıralayabiliriz.

Genel anlamda 6331 Sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunu’nu nasıl değer-lendiriyorsunuz? Eksiklikler var mı yoksa temel gereksinimleri karşıla-mak için yeterli mi?

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile iş kazalarının önlenmesi amaçlanmış olup kanunda belirtilen hükümlerin eksiksiz ve titizlikle yerine

getirilmesi ve aynı zamanda takibi şirketlerde yaşanan iş kazalarının mutlak suretle önüne geçmektedir. Özellikle tehlike düzeyi yüksek işler ve iş yerlerinin bu konuya gerekli hassa-siyeti göstermeleri zorunludur.

Bu hassasiyetin gösterilmesi ile de ülkemizde yaşanan ölümlü ve yara-lanmalı iş kazaları minimum seviyeye düşürülecek, böylece üzücü durumlar yaşanmayacaktır.

Kanunda eksikliklerle zaman zaman karşılaşılmakta olup, bu eksiklikler de dönem dönem giderilmektedir, insan-larımızın alışkanlıklarını terk etmeleri bilindiği üzere zor olup, cezai yaptı-rımlarla zoraki bazı kurallara uyul-maktadır. Ancak şuna inanıyorum ki zamanla bu kuralların bizler için fayda sağladığı herkes tarafından bilinilecek ve titizlikle uygulanacaktır.

Kanunun verimli bir şekilde işleyişi için şirket olarak bizlerde kanunda belirtilen hükümlere dayalı denetim-leri aksatmayarak çalışmalarımızı sürdürecek ve çalışanlarımıza bu

kanunu aşılayacağız.

İşletme olarak iş sağlığı ve güvenliği alanındaki çalışmalarınızdan bahse-der misiniz?

Tehlike düzeyi yüksek bir işletmenin idaresi ve sevk işlemlerini yürütmek-teyiz. İş Sağlığı ve Güvenliği anlamın-da yapılan çalışmalar ve yeniliklerin takibi bizler için önemlidir. Öncelikle kanunda belirtilen hükümlerin tüm personel tarafından eksiksiz ola-rak yerine getirilmesini sağlamak önceliğimizdir. Geçmişten günümüze sektörde yaşanan iş kazalarına şöyle bir baktığımızda kazaların tamamı iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini yerine getirmemek ve kanun hükümlerine riayet etmemekten kaynaklanmıştır.

Şirket olarak bizlerde bu gibi kaza-ların yaşanmaması için şirketimiz bünyesinde kanunun takibi ve uygu-lamasına yönelik bir kurul kurmuş bulunmaktayız, kurul her ay düzenli olarak toplanmakta ve tespit edilen aksaklıkların giderilmesi için çalış-malar yapmaktadır. Ayrıca; doğrudan

Röportaj: Özlem Öztürk / Fotoğraf: Kazım Şeker

Page 32: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

31

Ana Sözleşmesi Özelleştirme idare-si başkanlığı tarafından 25.01.2005 tarihinde onaylanan şirketimiz, 1 Mart 2005 tarihinde kurulmuş ve tescil işlemleri tamamlanmış olup, daha öncesinde şirketimiz Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 2004/22 sayılı kararıyla da Özelleştirme programına alınmıştır. Bu doğrultuda; 18.02.2010 tarihinde şirketimizin özelleştirilme-sine ilişkin nihai pazarlık görüşmeleri tamamlanmış ve 31.08.2010 tarihinde imzalanan hisse satış sözleşmesi ile %100 oranında hissesinin satış işlemi Kolin – Limak – Cengiz ortaklığına yapılmıştır. Bugün itibariyle Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan aldığı ED/874-23-687 lisans numarası ile Şirketimiz Sivas, Tokat ve Yozgat İllerinde Elektrik Dağıtım Hizmetini yürütmektedir. Sorumluluk bölge-mizde yaklaşık 1 Milyon 750’e yakın nüfus bulunmakta ve hizmet alanımız

52.561 km2’den oluşmaktadır. 2013 yıl sonu itibariyle 735.037 aktif müşteriye sahip olan bölgemizde 2 Milyar 471 Milyon kWh elektrik enerjisinin dağıtımı yapılmıştır.

Toplamda 3 İl, 43 İlçe, 2.362 Köy ve 1.284 Köy bağlısı Mahalle-Mezra-Yayla’ya yaklaşık 1.430 personel ile hizmet ve-rilmekte olup, birim personele düşen müşteri sayımız 514‘tür. EPDK tarafından 2.nci uygulama dönemi (2011-2015) yılları için her yıla sarih 52.737.822 TL yatırım tutarı belirlenmiş ve bu tutar her yıl için eksiksiz olarak gerçekleşti-rilmektedir. Ayrıca; bölgemiz için verilen kayıp – kaçak hedef oranı 2015 yıl sonu itibariyle 6,92 olarak belirlenmiş olup, verilen hedef şirketimizin ulaşabileceği zor bir orandır, bölgenin geniş, engebeli ve dağıtım tesislerinin ekono-mik ömrünü doldurmuş olması bu oranın yakalanmasını imkânsız kılmaktadır.

Şirket olarak öncelikli amacımız müşteri memnuniyetinin sağlanması bölgede yaşanan enerji kesintilerinin minimi-ze edilmesi ve ekonomik ömrünü doldurmuş şebekelerin yinelenerek ıslahının sağlanmasıdır. Özetle şirket olarak kaliteli kesintisiz sürekli bir elektrik enerjisinin sunulması şirketimiz açısından büyük önem taşımaktadır.

Çamlıbel Elektrik, iş sağlığı güvenliği konusunda Çare İSG’ye güvenmektedir.

bu gibi işlerin takibi ve denetimi için şirketimiz bünyesinde bir yönetmenlik kurulmuştur.

Personele iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin alınması, bu konuda dü-zenli olarak oryantasyon eğitimlerinin verilmesi, iş güvenliği malzemelerin temini ve personelce kullanımının denetimi, yeni işe başlayan personele bu konuda el kitaplarının zimmet-le dağıtımı, üçüncü şahıslardan iş güvenliği ve tedbirlerine uyulmadığı yönünde gelen şikayetlerin bekletil-meden araştırılması ve sonuçlandırıl-ması şirketimiz açısından çok önemli olup bu konuda çalışmalarımız

aralıksız olarak sürmektedir.

Önümüzdeki yıllar için iş sağlığı güvenliğine bakış ve bu konu hakkın-daki geleceğe dönük planlamaları-nızdan bahseder misiniz?

Teknolojinin her geçen gün gelişti-ği ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği anlamında da teknolojik olarak büyük adımlar atılmıştır, geçmişte yaşa-nan kazaların minimize edilmesinde öncelikli etken insan iken, diğer bir etkende kullanılan makine ve teçhi-zattır. Bu konuda şirket olarak bakış açımız, iş kazalarının yaşanmasına etken personellerin iş akitlerinin

feshi aynı zamanda bu konuda yeterli görmediğimiz araç ve teçhizatında kullanılması prensip kuralımızdır. bu nedenle iş kazalarının yaşanmasına en büyük etken olan personelimizin mutlak suretle kurallara ve kanu-na uyması gerekmektedir. Yönetici olarak bizlere düşen diğer bir görevse personelin rahat bir ortamda çalış-masına zemin hazırlamak, iş moti-vasyonunu elde etmesi için gerekeni yapmak ve iş güvenliği açısından risk oluşturduğu tespit edilen ve düşü-nülen malzemelerinde kullanımını engelleyerek, daha teknolojik ve daha verimli araç ve teçhizatın kullanılma-sını sağlamaktır.

Page 33: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

32

Şu anda Çare İSG’den almakta olduğunuz iş güvenliği hizmetinin işletmenize kattığı artılar nelerdir?

İş sağlığı ve güvenliğine göre çıkan mev-zuatları tarafımıza düzenli olarak anlat-ması, spesifik konularda iş kazalarının önlenmesi açısından gerekli tedbirle-rinin nasıl olacağı hakkında detaylıca bilgilendirmesi ve bu konuların üzerine çalışmalar yapması gibi çalışmalar ile şirketimize artı değer katmaktadır.

İSG çalışmalarının iş kazalarını azaltmasının şirketinize maddi ve manevi kazanç sağladığını düşünü-yor musunuz?

İş güvenliğinin şirketimiz açısından büyük önem arz ettiğini diğer sorula-rınızda da belirttik, bu öyle önemli ki yine belirtelim. Özellikle işimizin çok riskli olması güvenlik tedbirlerinin tam olarak yerine getirilmemesi du-rumlarında büyük oranda ölümlü bir iş kazası ile veya kalıcı bir rahatsızlık-la sonuçlanmaktadır. Dağıtım faaliye-tinin yürütülmesinde tüm personel bir zincir halka gibi çalışmakta ve çalışan tüm personele sorumluluk düşmek-tedir. Bu gibi kazaların yaşanması sonucunda manevi yönden üzüntü-lerin yaşanmaması imkansız olup, iş mahkemelerince de bu gibi durum-larda şirketimiz maddi yaptırımlara mahkum bırakılmaktadır.

Ne bir üzüntünün ne de bir maddi kaybın yaşanmaması için iş güven-liği tedbirlerinin uyulması şart olup, tüm çalışanlarımızın mesai sonrası sıcak yuvalarına sağ salim gitmeleri mutluluğumuzdur.

Şirketiniz iş sağlığı güvenliği politi-kasından ve hedeflerinden bahseder misiniz?

İş sağlığı politikamız olarak iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerine zaten verdi-ğimiz önemi her geçen gün daha da güncelleştirip geliştirerek artırmak, çalışanlarımızın çalıştığı ortamlarda

karşılaşabilecekleri kazalar hakkında öngörüler yürütüp, engellemek ve bilgilendirilerek önlemlerini almaları-nı sağlamak yönündedir.

İhmal veya kişisel hatalardan kay-naklanan birçok iş kazası yaşanıyor. Sizce iş güvenliği ve tesis güvenliği nasıl sağlanmalıdır?

Her şeyin başında öncelikli olarak eği-tim gelmektedir, eğitimsiz ve bilinçsiz bir toplumun bir şey kazanması veya bir amaca ulaşması imkansızdır.

Şirketler de bu kapsamda çalışanla-rının tecrübeli, bilinçli ve eğitimli ol-masını ister. Bu doğrultuda Çamlıbel Elektrik Dağıtım A.Ş. olarak persone-limizin sadece iş güvenliği anlamında değil, gerek gördüğümüz tüm eğitim-leri almalarını sağlıyoruz daha sonra personelimizin bu eğitimlerin sonucu-nu sahaya nasıl yansıttığını takip edi-yor müdahale gerektiren durumlara müdahale ediyoruz. Tüm bu çalışma-lar ve takipten sonrada sahada insan faktörü olmayan etkenlerin neler olduğuna bakıyor ve olumsuzluk arz eden etkenleri de sistemden bertaraf olmasını sağlıyoruz. İş kazalarının yaşanmasına etken insan ve araç ge-reç faktörlerinin iyi analizi şirketimiz açısından çok önemlidir.

Elektrik Tesislerinin işletilmesi Yönetmeliği 9.Bölümde yer alan ‘’… OHSAS 18001 ve 14001 yönetim sis-temi kurmak ve uygulamak’’ kısmın-dan da hareketle tesis ve çalışanların iş sağlığı ve güvenliği hizmet modeli kurma ve izleme noktasında çalış-malarınız var mı?

OHSAS 18001 ve 14001 yönetim sistemleri üzerine önümüzdeki dö-nemlerde çalışmalar planlarımız da bulunmaktadır.

Alt yapıdan kaynaklı iş kazalarını giderebilmek için yapılması gereken büyük yatırımlar için (Orman için-den geçen orman yangını ve çalışma zorluğundan kaynaklı iş kazası riski taşıyan eski enerji nakil hatlarının yol boyuna alınması, E.K.A.T Ynt. Uymayan açık şalt trafo binaları vb.) devlet tarafından destekleniyor mu-sunuz? Bu tip yatırımlar için yatırım planlarınız var mı?

Elektrik Piyasası Kanunu ve Enerji Pi-yasası Düzenleme Kurumu’nun belirle-miş olduğu kanunlarla ve bu kanunlara uygun olarak yatırımlarımız sürmekte-dir. Şirketimiz 2.nci uygulama dönemi (2011-2015) için kanunun öngördüğü şekilde yapmış olduğu yatırımlar ve faaliyetlerine destek almaktadır.

İş sağlığı güvenliği hizmetini aldığımız Çare İSG, iş sağlığı ve güvenliğine göre çıkan mevzuat-ları tarafımıza düzenli olarak anlatma, spesifik konularda iş kazalarının önlenmesi açısından gerekli tedbirlerinin nasıl olacağı hakkında detaylıca bilgilendirmesi ve bu konuların üzerine

çalışmalar yapması gibi çalışmalar ile şirketimize artı değer katmaktadır.

Page 34: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

33

Çamlıbel Elektrik Dağıtım A. Ş. Genel Müdürü Ali Cesur

Ayrıca; iş kazalarının giderilmesi ve teknolojinin yakalanması adına tek-nolojik yatırımlar adı kapsamında bir çok yatırım planımız bulunmaktadır. Özetle bazılarından bahsedecek olur-sak; OSOS, SCADA, Trafo binalarının yenilenerek modüler hale getirilmesi, sahada ve enerji altında çalışan per-sonelin EKAT eğitimini alması gibi… yine konuda bahsedilen eski hatların yer altına alınması, binalara yaklaş-mış olan ve tehlike arz eden hatların deplase edilerek yer altına alınması gibi tehlike arz eden durumların gide-rilmesi şirketimiz zorunluluğundadır.

Enerji nakil hatlarının periyodik bakımları ile trafo kabinlerinin periyodik bakımları için özel eğitimli ekipler kurmayı düşünüyor musu-nuz? İSG politikalarınızda bu konuya

İşimizin çok riskli olması güvenlik tedbirlerinin tam olarak yerine getirilmemesi durumlarında büyük oran-da ölümlü bir iş kazası ile veya kalıcı bir rahatsızlıkla sonuçlanmaktadır. Dağıtım faaliyetinin yürütülmesin-de tüm personel bir zincir halka gibi çalışmakta ve çalışan tüm personele sorumluluk düşmektedir. Bu gibi kazaların yaşanması sonucunda manevi yönden üzüntülerin yaşanmaması imkansız olup, iş mahkemelerin-

ce de bu gibi durumlarda şirketimiz maddi yaptırımlara mahkum bırakılmaktadır.

Ne bir üzüntünün nede bir maddi kaybın yaşanmaması için iş güvenliği tedbirlerinin uyulması şarttır.

yer verdiniz mi?

Şirket olarak her yıl bölgede yaşanan arızalar ve kesintiler değerlendiril-mekte ve yılın ilk ayı bu doğrultuda yıllık bakım programı oluşturulmak-tadır. Bu bakım programının takibi ve uygulaması da Sistem İşletme Direktörlüğümüzce günlük takip edilmektedir.

Bu bakımlar için şirketimiz bünyesin-de Sistem İşletme Direktörlüğümüz ve organizasyon şemamızda bulunan bakım ve trafo ekibi bulunmakta bu-rada bulunan personelimizde bir fiil çalışmaktadır.

Kurumsal, kontrolü kolay bir organi-zasyon yapısının şirketinize kazandıra-cağı itibar için neler söyleyebilirsiniz?

Piyasada bulunan küçük veya büyük tüm şirketlerin ortak amacıdır ku-rumsal olmak, kurumsal olmanın en büyük gereklerinden biriside kuralcı ve düzenci olmaktır. Şirketlerde orga-nizasyon yapısının belirlenerek görev tanım ve yetkilerinin eksiksiz tespit edilmesi ve personele tebliğ edilmesi aynı zamanda uygulamada taviz veril-memesi elbette başarıyı getirecektir.

Bir çok alanda hizmet veren şirketi-miz için kontrolü kolay bir organizas-yon yapısının olması da her alanda başarı demektir. İş sağlığı ve güvenliği anlamında kontrol birimi olmayan bir şirketin gelecek vaad edebileceği veya itibarının olabileceği elbette düşü-nülemez. Bu nedenle organizasyon, görev ve görev tanımları bizim için önemlidir.

Page 35: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

34

MAKALE Ömer BacakA Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı / Elektrik Mühendisi Çare İş Sağlığı Güvenliği Hizmetleri

Elektrik Dağıtım Sistemlerinde Karşılaşılması Muhtemel Tehlikeler

- Ormanlık Alandan Geçen Ortak Gerilim ve Alçak Gerilim Hatları:

Orta gerilim ve alçak gerilim hatla-rının ormanlık alandan geçmesi ve fırtınalı havalarda tellerin birbirine çarpması nedeniyle kısa devre olarak ark oluşturması, orman yangınlarına neden olmaktadır. Bu yangınlarda can ve mal kaybı olabilmektedir. Fırtı-nanın direkleri devirmesi nedeniyle düşük sehim meydana gelebilmekte ve özellikle 3. Şahıslar için elektriğe çarpılma tehlikesi oluşturmakta-dır. Çoğu zaman ormanlık ve dağlık bölgelerde oluşan arızaların tespiti yol olmadığından dolayı uzun sürdü-ğü gibi, meydana gelen arızaya geç müdahale edilmesi, bazen müdahale-nin 2-3 gün sürmesi nedeniyle büyük enerji kayıpları olmaktadır. Arızayı giderecek olan ekip açısından çalışma güçlüğü oluşmaktadır. Bu bölgelerde yol olmaması nedeniyle vinç, platform ve benzeri araçlarla erişmek mümkün değildir. Direkler insan gücüyle veya katır, eşek v.b. benzer yük hayvanları

kullanılarak taşınmaktadır. Bu durum elle taşıma işleri yönetmeliğine de uygun değildir ve iş kazası riskleri oluşmaktadır. Bu tip hatları yeniden projelendirerek yol boyuna almak mümkündür. Genellikle O.G ve A.G hatlarının gittiği yerlerde köy veya

işletme olduğundan, abonelere giden yol da mevcuttur. Yol boyuna alınan hattın kablosu izolasyonlu(korumalı) tip olursa ve abone dağıtımları direklere dağıtım kutusu konularak klemenslerle yapılırsa yangınlar ve çarpılmalar önlenir.

Elektrik

Elektrik iş kolu çalışanları ciddi yüksek risklere maruz kalmaktadır. İş kolu niteliği bakımından çoğu zaman aynı anda çoğul risk oluşturmaktadır. Çalışanlar aynı anda birden fazla tehlikeye dikkat etmeli, birden fazla kurala uymalıdır. Bu yaklaşım ve mevcut durum çalışanı daha fazla eğitmeye, daha fazla denetlemeye ve sistemde daha fazla tedbir almaya zorunlu kılmaktadır.

Page 36: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

35

- Emniyet Mesafesine Uymayan Enerji Nakil Hatları: Bazen çeşitli sebeplerle Enerji Nakil Hatları binalara E.K.A.T. Yönetmeliğinde belirtilen emniyet mesafesinden daha yakın olabilmektedir. Bu durumda 3. Şahıslar açısından elektriğe çarpılma tehlikesi oluşturmaktadır. Bu hatların tespit edildi-ğinde emniyet mesafesine alınması gerekmektedir. Ayrıca alışveriş merkezi v.b. kalabalık bölgelerde, yangın ve elektriğe çarpılma tehlikelerine karşı, A.G. veya O.G Panolarının ve trafoların bulunmaması gerekir.

Yol çalışmalarında alçakta kalan direkler-den dolayı sehimi düşük kalan hatların yükseltil-mesi gerekmektedir. Bu hatlara yüklü kamyonlar takılabilmekte, can ve mal güvenliğini tehdit etmektedir. Aynı şekil-de yol ortasında kalan direklerin yol kenarına alınması gerekir. Trafik kazası ve çalışma güçlü-ğü oluşturmaktadır.

Devrilmek üzere olan direklerin lentelenmesi yerine değiştirilmesi gerekmektedir. Lentenin fırtınada kopmasıyla direk devrilir ve tellerin yere yakınlaşma-sına neden olur. 3. Şahıslar için elektriğe çarpılma tehlikesi oluşturur.

Trafo binalarında bulunan fider hücrelerinin giriş kapıları, enerji altında girilmesine izin vermemelidir. Hücre kapı kilitle-rinin toprak ayırıcısına bağlanması gerekir. Maalesef çoğu hücrede toprak ayırıcısı bile bulunmamaktadır. Bu durum çalı-şan personelin çoğu zaman enerjiyi kesmesine rağmen kapasitif gerilime çarpılmasına neden olmaktadır. Trafo binaları-nın giriş kapılarının içerden açılmaya izin verecek durumda olması gerekir. Herhangi bir kaza durumunda içerde çalışan personelin tek kaçış yolu budur. Trafo binalarında bulunan güç trafoları kuru tip olmalıdır. Yağlı tip trafolar yangına neden olur. Trafo yangınları trafonun aşırı yüklenmesi nedeniyle olur. Aynı sebepten dolayı hatlarda da erime kopma ve çürüme-ler olmaktadır. Aşırı yüklenme sonucu patlayan akım trafoları da bir başka tehlikedir. SF6 gazlı kesicilerin açma-kapama ömrü 1000 defa, yağlı kesicilerin 4000 defa, vakumlu kesicilerin 10000 defadır. Bakım ve değiştirme için bu değerlere dikkat edilmezse kesici patlar ve ölümlere neden olur.

Page 37: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

KAZAANALİZİ

Mansur Ziya Koç İş Güvenliği KoordinatörüMakina Mühendisi / A Sınıfı ISG Uzmanı

İstatistiki Bilgiler: Kazanın Olduğu Sektör:

PVC Doğrama İşi

Kaza Olay Tarihi: 04.03.2014

Kaza Olay Günü: Perşembe

Kaza Olay Saati: 14.35

Kazalının Yaşı: 17

Kazalının Cinsiyeti: Erkek

İşe Giriş Tarihi: 16.01.2014

36

Kaza Öyküsü:

İş yerinde stajer meslek lisesi öğrencisi olarak çalışmakta olan H.K saat 14.35 civarında giyotin makasla kesim işi yaparken kesilecek malzeme genişliğinin dar olması nedeniyle malzemeyi arka dayama tamponuna dayayarak şeridin bel vermemesi için elini operasyon noktasına yak-laştırır. Bunu yapabilmesi için tezgahın koruyucu kapağını kaldırmak zorundadır. Ancak koruyucu kapağın yukarı kaldırılması durumunda swiç devreden çıkarak tezgahın çalışmasını durdur-maktadır. HK tezgahın çalışması için swiçi devre dışı bırakarak kesim işini devam etmek isterken üç parmağının kopmasına neden olmuştur.

Eğitimli İnsanlar da İŞ GÜVENLİĞİ KURALLARINI İHLAL EDERİş güvenliği kültürü oluşmamış bir ülkede eğitimli insanların da kaza yapması kaçınılmazdır. Zira her zaman iş güvenliğinin en zayıf halkası insan olmaya devam edecektir.

Page 38: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

37

Uzmanın Önerileri:1- Tezgahta yetkisiz ve eğitimsiz kişilerin çalışmasının önüne geçilmesi.2- İş başı eğitimi almamış çalışanların tezgahta çalışmasına izin verilmemesi.3- Güvenli çalışma talimatının hazırlanarak tezgah üzerine asılması.4- 20 cm den dar şeritlerin kesimi için alternatif yöntemler aranması.5- Servis ve bakım için gerekli, bilgili ve eğitimli personelden yararlanılması. 6- Güvenlik açısından hidrolik val-flerin ayarları ile oynamayınız. 7- Limit siviçlerinin yerlerini değiştirmeyiniz. Makinenin ayar siv-içleri sadece ilgili personel tarafından ayarlanmalıdır.8- Güvenlik kapakları, ellerin bıçaklar arasına girmesini önler. Makinenin çalışması sırasında bu kapaklar her zaman kapalı tutulmalıdır. 9- Yan kapaklar, makinenin çalışması esnasında kesinlikle açılmamalıdır.10- Elektrik panosunu açmadan makinenin enerjisini kesiniz. 11- Makine çalışma kapasitesi dışında çalıştırılmamalıdır. 12- Üçüncü şahısları çalışma bölges-inden uzak tutunuz. 13- Çalışma alanını düzenli tutunuz.14- Çalışma alanında dikkatli olunuz ve eldiven kullanınız.

15- Çalışma esnasında makinenin koruma kapaklarını çıkartmayınız. 16- Kesilen sacların tahliyesi için mutlaka makineyi kapatınız.17- Baskı silindiri pabucu, sacın en az 3/4’ üne basmalıdır.

18- Eğer şekil de görüldüğü gibi sacdaki gibi kısa sac kesmek gereki-yorsa sacın yanına ilave sac konmalıdır.19- Şerit sac keserken sac baskı silindirlerinin arasına gelmesi önlen-melidir. ( B Görünüşü )

Kazanın Nedenleri :1- Kazalının eğitiminin yetersiz olması

2- Giyotin makasın koruyucu kapağının

kaldırılarak kesim işinin yapılması

3- Giyotin makas da koruyucu swiçin

devre dışı bırakılması

4- 20 cm dar şeritlerin giyotin makas da

kesimine izin verilmes

20- Baskı silindiri pabucu, sacın en az 3/4’ üne basmassa, aşağıdaki gibi sac bıçaklar arasında sıkışır.

21- Makine üzerinde bulunan güvenlik tabelalarına uyulması gerekmektedir.

Page 39: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

YARGITAYKARARLARI

“Taraflar arasındaki “maddi ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Diyarbakır 2. İş Mahkemesi’nce davanın kısmen ka-bulüne dair verilen 04.11.2010 gün ve 2009/298 E., 2010/817 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 27.09.2011 gün ve 2011/1991 E., 2011/7351 K. sayılı ilamı ile;

(… Dava 17.12.2004 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zarar-larının giderilmesi istemine ilişkindir.

Mahkemece sigorta tahsisleri peşin sermaye değeri ile karşılandığından davacıların maddi tazminat istemlerinin reddine, manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve karar süresinde taraflar vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgeler-den, davacılar murisinin 06.05.1985 tari-hinde hat işçisi olarak çalışmaya başladı-ğı, en son elektrik tesisat işletme bakım ustası olarak çalışmakta iken 17.12.2004 tarihinde saat 16.30 sularında işyerin-de kalp krizi geçirerek koroner arter daralmasına bağlı miyokard infarktüsü sonucu öldüğü, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ölüm olayının iş kazası olarak kabul edilmemesi nedeniyle, açılan dava üzerine Ankara 11.İş Mahkemesinin 10.04.2008 gün ve 2006/275 E., 2008/219 K. sayılı ilamıyla sigortalının kalp krizi sonucu ölümü olayının iş kazası olduğu-nun tespitine karar verildiği ve kararın Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nce onanarak kesinleştiği, tazminat davasında mah-kemece kusur incelemesi yapılmadan maddi ve manevi tazminat istemleri hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır.

İşverenin, tazminattan sorumlu tutulması giderek, tazminat miktarının belirlenmesi; İş Kanununun 77. maddesi ile İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinin öngördüğü önlemlerin işyerinde alınmış olup olmadı-ğının saptanması ile mümkündür. Bu yön

ise, başka bir anlatımla, işverenin kusurlu olup olmadığı, varsa kusur oranının, uz-man bilirkişiler tarafından düzenlenecek kusur raporu ile tespit edilmesini gerektir-mektedir. Oysa mahkemenin murisin kalp krizi sonucu öldüğü gerekçesiyle kusur raporu almadan karar verdiği açık seçiktir.

Öte yandan olayın iş kazası olduğu tartışmasız olup, kalp krizinde kişinin yaşının, beslenme şekli ve kültürünün, genetik özelliklerinin ve bünyevi yapısının, tütün bağımlılığı, alkol kullanımı, egzersiz durumunun, cinsiyetinin de faktör olduğu, sağlığının çeşitli faktörlerinin bir araya gelmesiyle bozulabileceği, sigortalının bünyevi yatkınlığı ve genel sağlık durumu-nun bir araya gelerek miyokard infarktü-sünün ortaya çıkabileceği ve bu durumun olayın uygun illi kısmi sebebi olabileceği gözetilerek kusurun ağırlığının değerlendi-rilmesinde dikkate alınması gerekir.

Yapılacak iş; işyeri hekimliği, işgücü sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman olan bir kardiyologun da yer alacağı bilirkişi heyetinden kusur raporu almak, verilen raporu dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirerek çıkacak sonuca göre karar vermektir.

Mahkemece bu maddi ve hukuki olgu-lar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...), Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR: Dava, iş kazasından kaynakla-nan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacılar G____ ve diğerleri vekili

dava dilekçesinde özetle; davacılardan G____’nün kocası, diğerlerinin babası olan sigortalının, davalıya ait işyerinde işletme şefi olarak görevlendirildiğini, 17.12.2004 tarihinde arazide bulunan hatlardaki arızalar giderilip işyerine geri dönülmesi ve rahatsızlanmasından sonra hastaneye yetiştirildiğinde geçirdiği kalp krizi sonu-cunda solunumunun ve diğer yaşamsal faaliyetlerinin hastaneye ulaştırılmasından önce durmuş ve böylece ölmüş olduğunun belirlendiği, davalı Kurumca olayın iş ka-zası olmadığı gerekçesiyle davacıların gelir bağlanması talebinin reddi üzerine açılan davada sigortalının ölümü ile sonuçlanan olayın iş kazası olduğunun tespitine karar verildiğini, davacıların bu iş kazası sonucu desteklerini yitirmeleri nedeniyle tazminat hakları doğduğunu beyanla maddi tazmi-nat ve birleşen dava dilekçesi ile manevi tazminat taleplerinin kabulünü istemiştir.

Davalı DEDAŞ-Dicle Elektrik Dağıtım AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; zararı doğuran sigorta olayı ile netice arasında illiyet bağı bulunması gerektiğini, oysa si-gortalının ölüm nedeni kesin olarak tespit edilemediği gibi ölümün işyerinde meyda-na gelmediğini, ayrıca yürütülmekte olan iş dolayısıyla meydana geldiği de tespit edilemediğinden işverenin sorumluluğu-nu gerektirecek koşulların oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Yerel Mahkemece, sigortalının ölümü ile sonuçlanan olayın iş kazası sonucu meydana geldiği, olayın meydana gel-mesinde davalı veya sigortalının kusuru bulunmadığının kabulü ile davacıların tüm zararı SGK tarafından karşılan-dığından maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebine ilişkin birleşen davanın ise kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi

3838

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas: 2012/21-1121Karar: 2013/386Karar Tarihi : 20.03.2013

Elektrik hatlarındaki arızaların giderilmesi akabinde, geçirilen kalp krizi sonucu vefatı sebebiyle;

Açılan Tazminat Davası

Page 40: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

39

üzerine, Özel Daire tarafından yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuş, mah-kemece olayın niteliği ve oluş şekli göz önüne alındığında sigortalı veya davalıya kusur yüklenemeyeceği gerekçesiyle di-renme kararı verilmiştir. Direnme kararı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Uyuşmazlık, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin dava-da işverenin kusur durumuna ilişkin olarak rapor alınması gerekip gerekme-diği noktasında toplanmaktadır.

İşin esasının incelenmesinde; Geniş an-lamıyla sorumluluk kavramı, bir kişinin başka bir kişiye verdiği zararları gider-me yükümlülüğü olarak açıklanmıştır. Hukuki anlamda sorumluluk ise, taraflar arasındaki borç ilişkisinin zedelenmesi sonucu doğan zararların giderilmesi (tazmin edilmesi) yükümlülüğünü içerir.

Hizmet sözleşmesinden kaynaklanan sıkı iş ilişkisi, işçi yönünden işverene içten bağlılık (sadakat borcu), işveren yönünden işçiyi korumak ve gözetmek borcu şeklin-de ortaya çıkar. Gerçekten işçi, işverenin işi ve işyeri ile ilgili çıkarlarını korumak, çıkarlarına zarar verebilecek davranış-lardan kaçınmak, buna karşı işveren de işçinin kişiliğine saygı göstermek, işçiyi korumak, işyeri tehlikelerinden zarar görmemesi için iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almak, işçinin özlük hakları ve diğer maddi çıkarlarının gerektirdiği uygun bildirimlerde ve davranışlarda bu-lunmak, işçinin çıkarına aykırı davranış-lardan kaçınmakla yükümlüdür. Sanayi ve teknolojideki gelişmeler, yeni işletmelerin açılması, fabrikaların kurulması işyer-lerinde makineleşmenin artmasına yol açmış, bu durum iş kazaları ile meslek hastalıklarında artışlara neden olmuş-tur. Bu gelişme, işyerinde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin daha etkili şekilde alınması gereğini ortaya çıkarmıştır.

İşveren, gözetme borcu gereği çalıştırdığı işçileri iş yerinde mey-dana gelen tehlikelerden korumak, onların yaşam, bedensel ve ruhsal

sağlık bütünlüklerini korumak için iş yerinde teknik ve tıbbi önlemler dahil olmak üzere bilimsel ve tekno-lojik gelişmelerin gerekli kıldığı tüm önlemleri almak zorundadır.

2709 sayılı T.C. Anayasası’nın konuya ilişkin “Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” başlıklı 17. mad-desinde: “Herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştir-me hakkına sahiptir.

“İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güven-liğinin sağlanması için gerekli olan her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçilerde iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlü-dür.” hükmü yer almaktadır.

Buna göre, 6331 sayılı Kanunun “İşvere-nin Genel Yükümlülüğü” kenar başlıklı 4. maddesinde: “İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede; a) Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dahil her türlü tedbirin alın-ması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uy-gun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar. b) İş yerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denet-ler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar. c) Risk değerlendirmesi yapar ve yaptırır. ç) Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu gözönüne alır. d) Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışında ki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır.” hükmü düzenlenmiştir.

Aynı Yasanın 5. maddesinde de risklerden korunma ilkeleri düzenlenmiştir. Buna göre maddede “İşverenin yükümlülük-lerinin yerine getirilmesinde aşağıdaki ilkeler göz önünde bulundurulur: a) Risklerden kaçınmak, b) Kaçınılması mümkün olmayan riskleri analiz etmek, c) Risklerle kaynağında mücadele etmek, ç)

İşin kişilere uygun hale getirilmesi için iş yerlerinin tasarımı ile iş ekipmanı, çalışma şekli ve üretim metotlarının seçiminde özen göstermek, özellikle tekdüze çalışma ve üretim temposunun sağlık ve güvenliğe olumsuz etkilerini önlemek, önlenemiyor ise en aza indirmek, d) Teknik gelişme-lere uyum sağlamak, e) Tehlikeli olanı, tehlikesiz veya daha az tehlikeli olanla değiştirmek, f) Teknoloji, iş organizasyonu çalışma şartları, sosyal ilişkiler ve çalışma ortamı ile ilgili faktörlerin etkilerini kapsa-yan tutarlı ve genel bir önleme politikası geliştirmek, g) Toplu korunma tedbirleri-ne, kişisel korunma tedbirlerine öncelik vermek, ğ) Çalışanlara uygun talimatlar vermek.” hükmü yer almaktadır.

Bu aşamada, yukarıda açıklanan mevzu-atın ışığı altında işverenin iş kazalarındaki hukuki sorumluluğunun da tartışılması gerekmektedir.Bu nedenlerle, kusur raporu alın-maksızın, olayın niteliği ve oluş şekli göz önüne alındığında sigortalı veya davalıya kusur yüklenemeyeceği gerekçesiyle manevi tazminat talebi-nin reddine dair kararda direnilmesi isabetsizdir. O halde, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle, direnme kararı bozulmalıdır.

KARAR : Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kara-rında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilme-sine, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 5521 sayılı Kanunun 8/son maddesi uyarın-ca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.03.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.”

Dava, sigortalının görevlendirildiği arazideki elektrik hatlarındaki arızaların giderilmesi akabinde, işyerine dönerken rahatsızlanması üzerine, hastaneye götürüldüğünde geçirdiği kalp krizi sonucu vefatı sebebiyle; müteveffanın eşi ve çocukları tarafından işverene karşı açılan tazminat davasıdır. Türk Hukuk Sistemi’ne göre; özel bir düzenleme söz konusu olmadıkça; asıl olan kusur sorumlulu-ğudur. İş kazasından doğan maddi ve manevi tazminattan işverenin sorumlu tutulabilmesi için de olayın iş kazası olması yeterli olmayıp işverenin kusurlu olması gerekir. Ayrıca işverenin kusurlu eylemi ile zarar arasında da uygun bir illiyet bağı olmalıdır; aksi takdirde işverenin sorumluluğun-dan bahsedilemez. Bu nedenle; somut uyuşmazlıkta da; iş kazası ile işverenin eylemi arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı, illiyet bulunuyorsa kalp krizinin oluşumunda işverenin kusuru-nun bulunup bulunmadığının saptandığı, kusuru mevcut ise kusurunun ağırlığının değerlendirildiği kusur raporu alınarak,sonucuna göre hüküm ittihazı gerekirken; kusur raporu alınmaksızın davanın reddi ve işbu red kararında direnilmesi isabetsizdir.

Page 41: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

4040

Geçmişte Çevre Bakanlığınca Katı Atık Yönetimi konusunda Belediye Birlikleri teşvik edilmiş idi. Yeni Bü-yükşehir Belediyelerinin oluşturul-ması ve büyükşehirlerin sınırlarının il sınırına genişletilmesi kurulmuş olan birlikleri nasıl etkiledi? Katı Atık Yönetim hizmetleri hedeflenen seviyelerde mi? Katı atık düzenli de-polama tesisleri tekniğine ve mevzu-ata uygun işletilebiliyor mu?

6360 Sayılı Kanun ile yapılan değişik-likle, büyükşehir belediyesi statüsüne sahip belediye sayısı 30’a ulaşarak mevcut büyükşehir belediyeleri-nin sınırı il sınırına genişletilmiştir. Büyükşehirlerdeki il özel idareleri-nin, belde belediyelerinin ve köylerin (orman köyleri dahil) tüzel kişilikleri kaldırılmıştır. Büyükşehir belediyesi-ne dönüştürülecek illerde 27 yeni ilçe kurulmaktadır. Nüfusu 2 binin altında olan 503 belde belediyesinin tüzel kişiliği sona erdirilmiştir. Bu Kanunla il özel idarelerinin yüzde 37’si, beledi-yelerin yüzde 53’ü, köylerin yüzde 48’i kaldırılmaktadır. Böylece, toplam ülke

nüfusunun yüzde 77’si büyükşehirler-de yaşar hale gelmiştir.

Kanunun Geçici 1inci Maddesi 26ncı fıkrasında; “Bu Kanunla tüzel kişiliği kaldırılan belediye, il özel idaresi ve köylerden oluşan veya bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren amaçları ortadan kalkacak olan ma-halli idare birlikleri, ilk mahalli idare-ler genel seçiminden önce tüzüklerin-deki hükümlere göre tasfiye olunur.

Tüzüklerinde hüküm bulunmayan hal-

lerde bu Kanunun devir, tasfiye ve pay-laştırmaya ilişkin hükümleri uygulanır. Bu birlikler, Kanunun yayımı tarihin-den itibaren, yeni personel istihdam edemezler, taşınır ve taşınmaz mal edinemezler, kendilerine ait taşınır ve taşınmaz malları satamazlar, hizmet alımına ilişkin sözleşme ve borçlanma yapamazlar.” hükmü yer almaktadır. Bu kapsamda, büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde yer alan mahalli idare birliklerinin bertaraf sorum-lulukları büyükşehir belediyelerine geçtiği için bir çoğu tasfiye edilmiştir.

Ekoteknik İSG Çevre Ekibi olarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü ‘nü ziyaret ettik ve atıklarla ilgili A’dan Z’ye tüm soruları yönlendirerek, bu konuyu mercek altına yatırdık.

Atıkları kaynakta ayrı ayrı toplama konusundan, Ülkemizde Maden atıklarının duru-muna; Karbon ayak izi hesaplanmasına dair bilinmeyenlerden, denizlerimizin kir-lenmesine (özellikle sanayinin yoğun olduğu Marmara ve Ege Bölgelerinde kirlenme riskine); endüstriyel tesisler atıksu arıtma tesislerinin durumundan, Genel Müdürlü-ğün görev alanı ile ilgili 50’ye yakın yönetmeliğin uygulanabilirliğini değerlendirdik.

Atık Yönetimine Dair Her Şey

Page 42: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

41

Atık yönetim hizmetleri konusunda hedeflenen noktada olmamakla bir-likte yapılan çalışmalardan oldukça iyi bir noktaya doğru ilerlediğimiz açıktır. Mevcutta 70 düzenli depo-lama tesisi ile 909 belediyede 44,7 milyon nüfusa hizmet verilmektedir. Belirlenen hedeflere ulaşabilmek için Bakanlığımızın belediyelere teknik ve mali destekleri sürmek-tedir. Bakanlığımız ve belediyelerin koordinasyonu ile yürütülen bu çalışmaların sürdürülebilirliğinin sağlanması ve çevre ve insan sağlı-ğının korunması Anayasamızda ifa-desini bulan “sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı” politikasını gerçekleştirmede atılan birer adım-dır. Bu çalışmalara mahalli idareler tarafından ivme kazandırıldıkça milli ekonomiye katkı sağlanacaktır.

Bu Kanun ile atık bertaraf yükümlü-

lükleri olan büyükşehir belediyeleri-nin, il sınırına hizmet edecek, kaynak ve zaman israfına neden olmayacak şekilde ihtiyaca göre entegre bertaraf tesislerini kurması, amacına uygun şekilde işletmesi sağlanacaktır.

Aynı zamanda, Kanun yayımlanmadan önce mücavir alan sınırları dışında kalan alanlardan kaynaklanan atıkla-rın toplanması ve taşınması hizmeti almayan köylerin, bu hizmetten yarar-lanması sağlanacaktır.

Atıkları kaynakta ayrı toplama konusunda yıllar itibariyle önemli mesafe kat edilmiş ve altyapı oluş-muş gözükmekle beraber, öngörülen sistem hala oturtulamamıştır. Bu konuda yapılması gereken hususlar nelerdir?

Sağlıklı ve sürdürülebilir bir atık yöne-tim sistemi, geri kazanılabilir atıkların evsel atık ile karışmadan kaynağında ayrı toplanması ve organize bir yapı içerisinde geri kazanım sürecinin ger-çekleştirilmesini gerektirmektedir. Bu şekilde hem depolama alanına giden atık miktarı azaltılabilecek, hem de değerlendirilebilir atıklar hammadde olarak ekonomiye kazandırılabilecek-tir. Bu amaçla, atıkların kaynağında ayrılması esas olarak kabul edilerek, ayrı toplanma için bir sistem kurul-muştur. Bu sistem içerisinde bulunan belediyeler tarafından ambalaj atık-larının nasıl, ne zaman ve ne şekilde toplanacağını belirten ambalaj atığı yönetim planları hazırlanmakta ve 2008 yılından itibaren Bakanlığımızca onaylanmaktadır.

2014 yılı ilk çeyreği itibari ile yak-laşık 485 belediyeye ait ambalaj atıkları yönetim planı Bakanlığımız-ca incelenerek uygun bulunmuştur. Ancak yönetim planı olmayan bele-diyelerde de kaynakta ayrı toplama

çalışmaları yürütülmektedir. Amba-laj atıklarını toplayan-ayıran ve geri dönüştüren tesislerin daha iyi şart-lar altında çalışmasını sağlamak, toplanan, ayrılan ve geri dönüştürü-len ambalajları kayıt altına alarak, istatistikî veri oluşturmak, tesisleri modernleştirmek için ilk olarak 2003 yılında lisans uygulamasına başlanmıştır.

Atıkların kaynakta ayı toplanması ora-nının artırılması amacıyla Bakanlığı-mızca çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Özellikle değerlendirilebilir atıkların çöp sahalarına gitmesini engellemek için evlerden çıkan atıkların kuru atık ve yaş atık şeklinde toplanmasını sağlayacak yeni bir sisteme yakın bir tarihte geçilecektir. Ayrıca am-balaj, elektronik atıklar gibi atıkların getirileceği atık getirme merkezleri oluşturulmaya başlanmıştır.

Ülkemizde Maden atıkları, özellikle büyük miktarlarda ortaya çıkan pa-salar önemli sorun teşkil etmektedir. Bu konuda yapılan çalışmalar hangi noktada?

Madencilik faaliyetleri sırasında açığa çıkan pasaların çevresel etkileri, mev-cut durumda, meri mevzuat doğrul-tusunda ÇED Raporu kapsamında ele alınmaktadır.

Bakanlığımız tarafından hazırlanan “Maden Atıkları Yönetmelik Taslağı” nda ise pasaların yönetimi ile ilgili esaslar yer almakta olup, söz konusu Yönetmelik yürürlüğe girdikten sonra, pasaların yönetimi konusunda daha etkin çalışmalar gerçekleştirilmesi planlanmaktadır.

Tüm atık sektörüyle bir araya gele-rek bir atık stratejisi ve eylem planı oluşturmayı düşünüyor musunuz?

Çevreye ve insana saygılı, kaynakların etkin kullanıldığı ve geri dönüşümün ekonominin vazgeçilmez parçala-rından biri haline geldiği üretim ve tüketim kültürünün oluşumunu sağlamak amacıyla Ekonomi Koordi-nasyon Kurulu’nun 2011 yılı kararıyla Ulusal Geri Dönüşüm Strateji Belgesi hazırlanmıştır. Kısa süre içerisinde yürürlüğe girecek olan ve 2014-2017 yıllarını kapsayacak bu strateji belgesi ile sektörün güçlü ve zayıf yönlerinin belirlenmesi, toplumun tüm kesimle-rinde geri dönüşüm bilincinin oluş-turulması, geri dönüşüm amacına uygun mevzuat hazırlanması, kamu özel sektör işbirliği ve koordinasyonu-nu sağlayacak alt yapı oluşturulması, geri dönüştürülebilir tüm atıkların kaynakta ayrı biriktirilmesi, toplan-ması ve taşınmasının sağlanması amaçlanmaktadır.

Page 43: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

42

Bununla birlikte 2008-2012 yıllarına yönelik olarak hazırlanan Atık Yöneti-mi Eylem Planının revize edilmesi ve 2013-2023 yıllarını kapsayacak şekil-de hazırlanması çalışmaları devam etmektedir.

Ayrıca Avrupa Birliği Entegre Çevre Uyum Stratejisi (UÇES) Belgesinin Avrupa Birliği Mevzuatı’nın uyumuna ilişkin 2007-2013 döneminde yapılan çalışmalar dikkate alınarak, önü-müzdeki dönem için gerekli kapasite geliştirme ve yatırım ihtiyacının, mali kaynaklar ile beraber belirlenmesi ve UÇES Belgesi’nin güncellenmesi çalışmaları devam etmektedir.

Bilindiği üzere karbon ayak izi hesaplanmasına dair herhangi bir zorunluluk bulunmamakta olup tamamen gönüllülük esastır. Genel Müdürlüğünüzce bu konu ile ilgili herhangi bir çalışma var mı, bir dü-zenleme düşünülüyor mu?

Bahsettiğiniz gibi karbon ayak izi hesaplamalarına ilişkin herhangi bir zorunluluk bulunmamaktadır. Kurum-lar karbon ayak izi hesaplamalarını gönüllülük çerçevesinde yürütmek-tedir. Bakanlığımız ise talep edilmesi durumunda kurumlara karbon ayak izi hesaplamaları ile ilgili teknik des-tek sağlamaktadır.

Ancak, ülkemizdeki sanayi kaynak-lı sera gazı emisyonlarının takibi amacıyla, elektrik ve buhar üreti-mi, çimento, demir-çelik, rafineri, seramik, kireç, kâğıt ve cam üretimi gibi sektörlerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının tesis seviye-sinde izlenmesini sağlayacak Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik, 17 Mayıs 2014 tarihli ve 29003 sayılı Resmi Gazete’de yayım-lanarak yürürlüğe girmiştir. Yönet-melik ile, ülkemizin toplam sera gazı emisyonlarının yaklaşık yarısının tesis bazında izlenmesi sağlanacaktır.

Ülkemiz üç tarafı denizlerle çevrili olup denizlerimizin, özellikle sana-yinin yoğun olduğu Marmara ve Ege Bölgelerinde kirlenme riskiyle karşı karşıya olduğu aşikârdır. Denizle-rimizin kirlilik açısından yıllardır izlendiği bilinmekle birlikte, tespit edilen kirliliği gidermekle ve deniz

kirliliğini önlemekle ilgili alınmış somut önlemler nelerdir?

Üç tarafı denizler ile çevrili olan Ülke-mizin denizlerinin kirliliğinin kontrol altına alınması, yoğun baskıların iyi yönetilerek azaltılması ve deniz eko-sisteminin bize sunduğu hizmetlerden sürdürülebilir şekilde faydalanılması Bakanlığımızın takip ettiği politikanın temel ilkelerindendir.

Deniz kirlenmesi; deniz ekosistemine zarar veren, insan sağlığını bozan, balıkçılık da dahil olmak üzere, deniz-lerdeki faaliyetleri engelleyen, denizin kullanım kalitesini etkileyen ve de-ğerini azaltan madde veya enerjinin insanlar tarafından deniz ortamına doğrudan veya dolaylı olarak bırakıl-ması olarak tanımlanabilir.

Bu çerçevede, deniz kirliliğinin önlen-mesi, azaltılması ve kontrol edilmesi amacıyla 8 ana alanda Bakanlığımızın politikası ve uygulamalarının çerçe-vesini belirleyen vizyonu ve hedefleri aşağıda özetlenmiştir.

1. Yüzme Suyu Profillerinin belir-lenmesi:

Yüzme ve rekreasyon amacıyla kulla-nılan suların korunması, kirliliğinin önlenmesi amacıyla tüm plajları-mızın yüzme suyu profilleri 2014 yılı sonuna kadar hazırlanacak ve web sayfasından ilan edilecektir. Ayrıca, bu çalışma sayesinde temiz denizlerin bir

göstergesi olan Mavi Bayrak sayısında artış olacaktır.

2. Çevre Dostu Balık Çiftliklerinin Geliştirilmesi:

Balık çiftliklerinin yoğun olarak bu-lunduğu koy ve körfezlerde (özellikle Muğla, İzmir ve Aydın İlleri) balık çift-liklerinden kaynaklanan deniz kirlili-ğinin önlenmesi amacıyla çevre dostu balık çiftlikleri sisteminin geliştiril-mesi hedeflenmektedir. Bu çalışma ile, çevresel açıdan uygulanabilir bir sistem olarak geliştirilmesi için usul ve esaslar ortaya konacaktır.

3. Denize Yapılan Deşarjların Etkin Yönetilmesi:

Atıksuların deniz ve kıyı sularına yapılacak olan deşarjlarında denize ve kıyıya olan fiziksel, kimyasal ve biyolojik etkilerini önlemek üzere deşarj standartlarını oluşturmak, uygun teknolojileri belirlemek ve uygulanmasını sağlamak, derin deniz deşarjına ilişkin tasarım esaslarını ve kriterlerini belirlemek ve onay işlemlerini yürütme çalışmaları etkin bir şekilde devam etmektedir.

4. Gemi Atık Takip Sisteminin Ge-liştirilmesi:

Ülkemize gelen gemilerin atıklarının yönetiminin on-line takibine ilişkin bir sistem olarak geliştirilmiştir Ülke-miz denizlerine yapılabilecek illegal

Page 44: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

43

deşarjların önlenmesi sağlanacaktır. Bu anlamda hedefimiz sistemin etkin kullanımının sağlanmasıdır.

5. Mavi Kart Sisteminin Yaygınlaş-tırılması:

Ülkemizin koy, körfez ve kıyılarımızda tekne ve yat turizminden kaynak-lanan atıklarının yönetimine ilişkin olarak Mavi Kart Sistemi geliştirilmiş olup, 2015 yılı sonuna kadar 28 kıyı ilimizdeki tüm yat limanları ile balıkçı barınaklarında uygulamaya geçilmesi hedeflenmiştir.

6. Deniz Çöpleri Yönetimi:

Kara kökenli ve denizcilik faaliyet-lerinden kaynaklanan katı atıkların denizlerimize girişinin önlenmesi için; öncelikle 2014 yılı sonuna kadar taslak mevzuat ve “Deniz Çöpleri Eylem Plan-ları” esaslarının yayımlanarak, 2023 yılı sonuna kadar 28 kıyı ilinde deniz çöpleri yönetiminin sağlanmasıdır.

7. Ulusal Deniz Çevresi Stratejisinin Oluşturulması:

Denizlerimizde, mevcut durumu gösterir kirlik haritaları ile Marmara Denizi baskı haritası Genel Müdürlü-ğümüzün müşterisi olduğu ve TÜBİ-TAK MAM tarafından 2011-2013 yılları

arasında yürütülen Deniz ve Kıyı Su-ları Kalite Durumlarının Belirlenmesi ve Sınıflandırılması (DEKOS) Projesi kapsamında hazırlanmıştır. 2014 yılı sonu itibariyle başlaması planlanan “Türkiye’de Deniz Stratejisi Çerçe-ve Direktifi kapsamında Kapasite Geliştirme Projesi” ile Deniz Stratejisi Çerçeve Direktifi göz önünde bulun-durularak tüm denizlerimizin koruma kullanma dengesi içerisinde yönetil-mesinin sağlanması için ulusal deniz çevresi stratejisinin oluşturulması planlanmaktadır. Bu amaçla gerekli teknik ve idari kapasitenin artırılması hedeflenmektedir.

8. İkinci Aşama Kıyı Tesisleri Acil Mü-dahale Planlarının Tamamlanması:

Yüksek kaza riskine sahip (1. Aşama) kıyı tesislerinin risk değerlendirmesi ve acil müdahale planları onaylanmış olup, planlarla ilgili revizyon çalışma-ları devam etmektedir. İlk aşama kıyı tesisi listesinde yer almayan, kamu ve belediyelere ait limanlar, kabotaj hattı dışında yer alan yolcu iskeleleri ve kuruvaziyer limanlarının (2. Aşama) listesi yayımlanmıştır.

Bunun yanında, Bakanlığımız tarafın-dan gerçekleştirilen Türkiye Kıyıları Sıcak Nokta (SN) ve Hassas Alanları (HA): Atık Özümseme Kapasitelerinin

Nicel Yöntemlerle Belirlenmesi ve Sürdürülebilir Evsel Atıksu Yönetim Modellerinin Geliştirilmesi” Proje-si çerçevesinde Taraf olduğumuz Uluslararası sözleşme ve protokolle-rin uygulanması ve ulusal mevzuatın gözden geçirilmesi ile Ulusal Deniz ve Kıyı Kirliliği İzleme Programlarının Revizyonu gerçekleştirilmiş olup, Ül-kemiz kıyısal alanlarında, Sıcak nokta ve hassas alanların bilimsel veri değerlendirme yöntemleriyle güncel-lenmesi/belirlenmesi, Ötrofikasyona duyarlılıkları açısından izleme ve mo-del çalışmaları ışığında nicel olarak değerlendirilmeleri, ulaşılan sonuç-lara göre bu alanlardaki en uygun kentsel atıksu arıtım uygulamalarının ve yatırımlarının geliştirilmesi çalış-maları gerçekleştirilmiştir. Kıyı yerle-şimleri için mevcut ve yeni kurulacak atıksu arıtma sistemlerinin değerlen-dirilmesi ve ihtiyaçlara yönelik yatırım planlarının yapılması amacıyla; kıyı illerine ziyaretlerin gerçekleştirilmesi, envanter çalışmalarının yapılması ve bahse konu çalışmaların değerlen-dirilmesini müteakip ihtiyaca binaen yatırım portföyünün hazırlanması işleri tamamlanmış olup Deniz İzleme çalışmalarının gözden geçirilmesi ve veri setlerinin değerlendirilmesini akabinde denizlere özgü potansiyel indikatörlerin belirlenmesi işi gerçek-leştirilmiştir.

Page 45: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

44

Endüstriyel tesisler atıksu arıtma tesislerini düzenli olarak çalış-tırdıklarını söyleseler de bu çok inandırıcı gelmiyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bakanlık olarak gerek Avrupa Birliği gerekse de dünya çapında çevresel an-lamda günün gelişen şartlarını yakın-dan takip ederek mevzuatımızı güncel ve uygulanabilir şekilde düzenlemek-teyiz. Bu anlamda sanayicilerimizin Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde yer alan standartlarda atıksularını arıtma yükümlülükleri bulunmaktadır. Stan-dartlara uygun olmayan bir durum söz konusu olduğunda ise idari yaptırım uygulanmaktadır.

Malumunuz, Çevre konusu tüm dün-yanın refahı ve sürdürülebilir kalkın-ma için toplumların önlem alması gereken en önemli meselelerinden birisidir. Biz çalışmalarımızda bir yan-dan çevreyi sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde korurken diğer yandan ekonomik gelişme ve istihda-mı da artırmayı dikkate alıyoruz.

Bu kapsamda;

• 2002 yılında belediye nüfusunun yüzde35’ine atık su arıtma hizmeti verilirken, yaptığımız çalışmalarla 2014 yılı Nisan ayı başında bu oran yüzde 73,9’a (yaklaşık 47,1 milyon kişi) çıkarılmıştır.

• Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yılı olan 2023 yılında hedefimiz ise; tüm belediyelerin atık su arıtma tesisine kavuşmasını sağlamaktır.

• Ayrıca, atıksu arıtma tesislerinin enerji giderlerinin yüzde 50’si ne ka-darlık kısmı Bakanlığımızca karşılan-maktadır. Bu kapsamda 2012 yılında 26,6 Milyon TL ve 2013 yılında 30,2 Milyon TL ödeme yapılmıştır.

Böylelikle hep birlikte, gelecek nesil-lere tertemiz ve gelişmiş bir Türkiye ve yaşanabilir bir dünya bırakmak için çalışıyoruz, gayret gösteriyoruz. Biz çevreye yapılan yatırımı aslında insana yapılan bir yatırım, geleceğe yapılan bir yatırım olarak görmekte-yiz. Sanayicilerimizin de çevre ile ilgili konulara bu çerçevede yaklaşmaları önem arz etmektedir.

Genel Müdürlüğünüzün görev alanı ile ilgili 50’ye yakın yönetmelik bulunmaktadır. Pek çoğunun Avrupa Birliği uyum sürecinde, AB direk-tifleri esas alınarak çıkarıldığını bildiğimiz yönetmeliklerin ülkemiz-de kâmil manada uygulanabildiğini ya da uygulanabileceğini söylemek mümkün mü acaba?

Katılım Ortaklığı Belgesinde Çevre sektöründe atık yönetimi konusun-da, kısa vadede AB müktesebatının uyumlaştırılması, orta vadede ise anılan müktesebatın uygulanması ile Atık Ulusal Programının ve Yerel ve Bölgesel Planların hazırlanarak Atık Yönetim Stratejisinin belirlenmesi ka-panış kriterleri olarak verilmiştir.Bu kapsamda AB müktesebatında sorumlu olduğumuz direktifler ile ilgili yapılan çalışmalar aşağıda özet-lenmiştir.

2006/ 12/ EC sayılı Atık Çerçeve ve 2008/98/EC sayılı Atık Direktifi

2006/12/EC sayılı Direktife Atık Yönetimi Genel Esaslarına İlişkin Yönetmelik (Resmi Gazete: 5.07. 2008, No. 26927) yayımlanarak uyum sağlanmıştır. Bu Yönetmelik ile “Atık”, “üretici”, “sahip”, “yöne-tim”, “toplama”, “bertaraf” ve “geri kazanım” kavramları tanımlanmış, atık yönetimi esasları oluşturulmuş, geri kazanım ve bertaraf faaliyetle-rini yürüten kurumların kayıt altına alınması ve atık kategorileri ile atık bertaraf ve geri kazanım faaliyetleri liste olarak verilmiştir. Atık yönetimi planlarının hazırlanması, bertaraf tesislerine yönelik uygun entegre bilgi ağının oluşturulması ve raporlama ile veri kayıt sisteminin kurulması 2009 yılının sonunda tamamlanmıştır.

Atık üretiminin önlenmesi, geri dönüşümü, geri kazanım ve bertaraf edilmesi süreçlerini kapsamakta olan 2008/98/AT sayılı yeni Atık Yönetimi Çerçeve Direktifinin hükümlerinin büyük bir kısmı, yukarıda adı geçen Yönetmelik ile ulusal mevzuata hali-hazırda aktarılmış durumdadır. Ancak söz konusu direktif ile getirilmiş olan yan ürün ( by-product) kavramı gibi atık yönetimini etkinleştirecek bazı hususların ulusal mevzuata aktarıl-ması gerekmektedir. Bu amaçla çalış-

malara başlanmış olup, 2015 yılında yürürlüğe girmesi planlanmaktadır.

2000/532 sayılı Avrupa Atık Katalo-ğuna İlişkin Komisyon Kararı

Atık Yönetimi Genel Esaslarına İlişkin Yönetmelik (Resmi Gazete: 5.07. 2008, No. 26927) Ekinde eksiksiz biçimde uyumlaştırılmıştır.

91/689/EEC sayılı Tehlikeli Atıklara İlişkin Direktif

Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetme-liği (Resmi Gazete:14.03.2005, No. 25755) ile uyumlaştırılmıştır.

Çevre Bilgi Sistemi bünyesinde, in-ternet üzerinden erişilebilen Tehlikeli Atık Beyan Sistemi (TABS) oluştu-rulmuş ve tehlikeli atık beyanları bu sistem üzerinden alınmaya başlan-mıştır.2011 yılında 18428 tesis TABS sistemine girmiş olup, 938498 ton tehlikeli atık kayıt altına alınmıştır.

94/62/EC sayılı Ambalajlama ve Am-balaj Atıklarına İlişkin Direktif

Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönet-meliği (Resmi Gazete: 24.08.2011, No. 28035) ile uyumlaştırılmıştır.

372 adet geri dönüşüm tesisi Bakanlı-ğımızdan lisans almıştır. Gerçekleşen toplam geri kazanım oranı 2010 yılı için %77 olup yine 2010 yılı içinde 1.937.912 ton ambalaj atığının geri kazanımı sağlanmıştır.

Belediyeler tarafından ambalaj atık-larının nasıl, ne zaman ve ne şekilde toplanacağını belirten ambalaj atığı yönetim planları hazırlanarak Bakanlı-ğımız tarafından onaylanmaktadır. 2012 yılı itibari ile onaylı ambalaj atığı yöne-tim planı olan belediye sayısı 379 dur.

2000/76/EC sayılı Atıkların Yakılma-sına İlişkin Direktif; Atıkların Yakılmasına İlişkin Yönet-melik (Resmi Gazete:06.10.2010, No.27721) ile uyumlaştırılmıştır.

Bakanlığımızdan beraber yakma li-sansı olan 34 tane çimento fabrikası, 2 tane kireç fabrikası ve 2 tane de demir çelik fabrikası bulunmaktadır. Teh-

Page 46: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

4545

likeli Atık Beyan Sisteminden(TABS) alınan, lisanslı çimento fabrikalarında 2012 yılında 438000 ton atık ek yakıt olarak kullanılmıştır. Ayrıca iki yakma tesisinde 44.000 ton atık yakılmıştır.

99/31/EC sayılı Atıkların Düzenli Depolanmasına İlişkin Direktif

Atıkların Düzenli Depolanmasına Dair Yönetmelik (Resmi Gazete: 26.03.2010, No. 27533) ile uyumlaştı-rılmıştır.

Yeni düzenli depolama sahalarının inşasının, mevcut düzenli depola-ma sahalarının rehabilitasyonunun, biyobozunur atıkların azaltılmasına ilişkin strateji uyarınca kompost ve biyogaz tesislerinin inşa edilmesinin yüksek yatırım maliyetleri göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’de bu Direktifin tam uyumunun 2023 yılında gerçekleşmesi öngörmektedir. Yönetmelik doğrultusunda vahşi atık depoları rehabilite edilerek, 2013 yılı itibari ile ülkemizde düzenli depola-ma tesisi sayısı 69’e ulaşmıştır. Bu tesisler ile 903 belediyede 44,5 milyon nüfusa hizmet verilmektedir. Ayrıca tehlikeli atıkların bertarafına yönelik 7 adet düzenli depolama tesisi bulun-maktadır.

75/439/EEC sayılı Atık Yağlara İliş-kin Direktif ,( ve 87/101/EEC sayılı Direktif)

Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği

(Resmi Gazete: 21.01.2004, No: 25353) ile uyumlaştırılmıştır. 2013 yılı itibari ile 42 adet tesiste 39.500 ton atık yağ geri toplanmıştır.

96/59/EC sayılı PCB ve PCT Atıkları-na İlişkin Direktif

PCB / PCT’lerin Kontrolü Yönetmeli-ği (Resmi Gazete: 21 Ocak 2007, no. 26739) ile uyumlaştırılmıştır.

Kalıcı Organik Kirleticilere ilişkin Stockholm Sözleşmesi’nin Onaylan-ması ve Kabul Edilmesi konulu ve 5871 sayılı Kanun Türkiye Büyük Mil-let Meclisi tarafından onaylanmıştır (Resmi Gazete:14.04.2009, No. 27200). Stockholm Sözleşmesi’ne göre, PCB içeren teçhizat ve materyaller 2025 yılına kadar bertaraf edilecektir. Bu tarih, PCB/PCT teçhizatları ve ma-teryallerinin ortadan kaldırılmasına yönelik son tarih olarak belirlenmiş olup, yönetmeliğin tam uygulama tarihi 2025’tir.

91/157/EEC sayılı Piller ve Akümüla-törlere İlişkin Direktif (ve 98/101/EC sayılı Direktif) ve 93/86/EC sayılı Pil ve Akümülatörlerin Etiketlenmesine İlişkin Direktif

Atık Pil ve Akümülatörlerin Kont-rolü Yönetmeliği (Resmi Gaze-te:31.08.2004, No.25569) ile uyumlaş-tırılmıştır..2013 yılı sonu itibari ile 526 ton pil toplanmıştır. 64.000 ton akü toplanmıştır.

259/93/EEC sayılı Atıkların Taşını-mına İlişkin Direktif

Türkiye, 15 Mayıs 1994 tarihinde Teh-likeli Atıkların Sınırötesi Hareketi ve Bertarafının Kontrolüne ilişkin Basel Sözleşmesi’ni, 14 Ocak 2004 tarihin-de ise Akdeniz’de Tehlikeli Atıkların Sınırötesi Hareketleri ve Bertarafin-dan Kaynaklanan Kirliliğin Önlenmesi Protokolünü onaylamıştır.

Bu Tüzüğün tüm hükümlerinin uygu-lanmasına üyelik ile başlanması ön-görülmekte olup, anılan sözleşmeler gereğince işlem yapılmaktadır.

Atık Elektrikli ve Elektronik Teçhi-zatlara ilişkin (WEEE), 27 Ocak 2003 tarihli ve 2002/96/AT sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Direktifi (2012/19/EU sayılı direktif ile 15 Şubat 2014 tarihinde yürürlükten kalkacaktır.)

Atık Elektrikli ve Elektronik Atıkların Kontrolü Yönetmeliği ile uyumlaştı-rılmıştır. (Resmi Gazete No: 28300 tarih:22.05.2012) Elektrikli ve elektro-nik eşyalarda bazı zararlı maddelerin kullanımının sınırlandırılması, bu sınırlandırmalardan muaf tutulalacak uygulamaların belirlenmesi, elektrikli ve elektronik eşyaların ithalatının kontrol altına alınması, atık elektrikli ve elektronik eşyaların ayrı toplan-ması için bir sistemin kurulması, atık elektrikli ve elektronik eşyala-rın işlenmesi için bir izin sisteminin

Page 47: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

4646

kurulması, piyasaya sürülen her yeni elektrikli ve elektronik eşya için ye-niden kullanım ve işleme bilgilerinin sağlanması, bilgilendirme ile raporla-manın sağlanması, etkili bir denetim ve gözetim sisteminin kurulması gerçekleştirilecektir.. Toplama ve geri dönüşüm hedeflerinin 2018 itibariyle gerçekleştirilmesi öngörülmektedir. 32 adet işleme tesisinde 6.000 ton Atık Elektrikli ve Elektronik toplanmıştır.

2006/21/AT sayılı Maden Atıkları Direktifi

Direktifin uyumlaşmasına yönelik, Avrupa Birliği Katılım Öncesi Mali İşbirliği Aracı (IPA-1) kapsamında uyumlaştırma çalışmaları devam etmektedir. Projenin eşleştirme ve tedarik bileşenleri tamamlanmış olup, teknik yardım bileşeni çalışma-ları halen devam etmektedir. Teknik yardım bileşeninin 27.04.2014 tarihin-de tamamlanması planlanmaktadır. Bakanlığımız tarafından “Maden Atık-larının Yönetimine Dair Yönetmelik Taslağı” hazırlanmış olup, sözkonusu Yönetmelik Taslağının 2016 yılı içinde resmi olarak kurum görüşlerine açıl-ması planlanmaktadır.

Elektrikli ve Elektronik Teçhizatlarda Belirli Tehlikeli Maddelerin Kullanı-mının Sınırlandırılmasına ilişkin, 27 Ocak 2003 tarihli ve 2002/95/AT sa-yılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Direktifi.

Elektrikli ve Elektronik Eşyalarda (EEE) Bazı Zararlı Maddelerin Kulla-nımının Sınırlandırılmasına Dair Yö-netmelik” (Resmi Gazete: 30.05.2008, No. 26891).ile uyumlaştırılmıştır. İlgili Direktifle tam uyumlu olan bu yönetmelik 30 Mayıs 2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ancak 22.05 2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren AEEE yönetmeliği kapsamına alındığı için EEE yönetmeliği yürür-lükten kaldırılmıştır.

Sektör ile işbirliği içinde yapılan ça-lışmalar, piyasaya sunulan ürünlerin çoğunun yönetmeliğe uygun üretil-diğini göstermiştir. Direktifin tam olarak uygulanmasına 2018 yılında geçilecektir.

Orta vade hedef olarak belirlenen

Atık Ulusal Programının oluşturulma-sı için ise;

2008 yılı için yaptırılan proje ile; AB müktesebatının üstlenilmesine ilişkin “Ulusal Atık Yönetim Planının” hazır-lanmış olup, bu kapsamda “Katı Atık Ana Planı” oluşturulmuştur. Ancak, bu süre zarfında kaydedilen gelişmeler göz önüne alındığında Planın revize edilmesi gündemdedir.

Hava kalitesinin iyileştirilebilmesi için ülkemizde de tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi çeşitli yasal düzenleme-ler yürürlüktedir. Bunların bir kısmı sanayi, ısınma, trafik gibi kirletici kaynakların kontrolüne yönelik, bir kısmı da soluduğumuz havanın kali-tesine ilişkindir. Kirliliğin kontrolüne ilişkin düzenlemelerle hedeflenen, hava kirliliğinin insan sağlığı ve çevre üzerindeki zararlı etkilerini önlemek veya azaltmak için belirlenmiş hava kalitesi hedeflerini sağlamaktır.

Ülkemizde hava kalitesi yönetimine ilişkin usul ve esaslar Avrupa Birliği (AB) çevre mevzuatıyla tam uyumlu olan “Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği” ile temel olarak 13 kirleticiye (SO2, PM10, NOx,..) dair, insan sağlığı ve çevre-nin korunabilmesi için sağlanması gerekli olan limit değerler belirlen-miştir. Nihai olarak AB ülkelerindeki hava kalitesi değerlerine ulaşılması hedeflenen bu Yönetmelikte; 2014 yılına kadar mevcut hava kalitesi sınır değerlerinin kademeli olarak azaltıl-ması; 2014 yılından itibaren de tedbir alma yükümlülükleriyle beraber yine kademeli olarak ana hedefin yakalan-ması öngörülmektedir. İnsan sağlığı ve çevrenin korunabilmesini teminen ülkemizde hava kalitesi sınır değerleri her yıl azalmakta; dolayısıyla mevcut hava kalitesinin iyileştirilmesi için atılması gerekli adımların önemi her geçen yıl daha da artmaktadır. Mev-zuatımıza göre bir alanda, öncelikle hava kalitesinin mevcut durumu tespit edilmeli, iyileştirme gerekiyor ise; kirliliğin boyutuna göre yerel ölçekte temiz hava eylem planları geliştiril-meli ve uygulanmalıdır. Ayrıca Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği; Dış Ortam Hava Kalitesi-nin Değerlendirilmesi ve Avrupa İçin Daha Temiz Hava Direktifi (CAFE) ve

4. Kardeş Direktif (2004/107) ile % 70 uyumludur.

Asitleşme, ötrofikasyon ve yer seviyesi ozondan ileri gelen çevre ve insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerin iyileştirilmesi için ulusal emisyon-ların [kükürt dioksit, azotoksitler, uçucu organik bileşikler ve amon-yak ] sınırlandırılmasını amaçlayan Ulusal Emisyon Tavanları Direktifi hava kalitesi müktesebatı altında yer almaktadır. Müktesebat çerçevesinde uyumlaştırmakla yükümlü olduğumuz bu direktif kapsamında kükürt diok-sit, azotoksitler, amonyak ve uçucu organik bileşikler kirleticileri için üye ülkelere tavan değerler getirilmiştir. Bakanlığımızca mevzuata altlık teşkil eden emisyon envanteri ve emisyon tahminleme çalışmaları yürütülmekte olup, nihai tavan değer AB ile müza-kereler sonucunda belirlenecektir. Bu nedenle hazırlanan taslak yönetmelik yayımlanamamaktadır.

Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliği ve Entegre Kirlilik Önleme çalışmaları kapsamında Avrupa Birliği mevzu-atına ve ulusal şartlar göz önünde bulundurularak AB Direktifleri esas alınmak kaydıyla mevzuat hazırlama ve uyumlaştırma çalışmaları yürütül-mektedir.

Büyük Yakma Tesisleri Yönetmeliği ile Büyük Yakma Tesisleri Direktifi uyum-laştırılmış ve uygulamadadır.

Avrupa Birliği mevzuatında yakıt kalitesine yönelik olarak ülkemiz tarafından uyumlaştırılması gereken 2 temel Direktif yer almaktadır. Bazı Sıvı Yakıtların Kükürt İçeriğinin Azaltıl-masına İlişkin Direktif ve Benzin ve Motorin Kalitesi Direktifi’dir. Her iki Direktif de Çevre Faslı açılış kriterleri arasında yer aldığından, ulusal mev-zuata aktarılmıştır.

99/32/EC sayılı Direktif, Bakanlar Kurulu Kararı ile yürütülen Bazı Akaryakıt Türlerindeki Kükürt Oranı-nın Azaltılmasına İlişkin Yönetmelik ile diğer ilgili kurumların da katılım sağladığı Görev Gücü marifetiyle 2009 yılında uyumlaştırılmıştır.

98/70/EC sayılı Direktif ise, ilk olarak 2004 yılında Benzin ve Motorin Kalite-

Page 48: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

si Yönetmeliği ile uyumlaştırılmıştır. 2013 yılında ise bu direktifi değiştiren 2009/30/EC Direktifinde yer alan benzin ve motorin kalitesine ilişkin esaslar Yönetmelik sadeleştirme çalışmaları çerçevesinde Egzoz Gazı Emisyonu Kontrolü ile Benzin ve Mo-torin Kalitesi Yönetmeliği ile uyumlu hale getirilmiştir. Ayrıca, ilgili EPDK mevzuatında da benzin ve motorin kalitesine ilişkin Direktif ile uyumlu hükümler yer almaktadır.

Çevresel gürültünün kontrolü ile ilgili olarak ise; AB Çevresel Gürültü Direktifi, Çevresel Gürültünün Değer-lendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği ile uyumlaştırılmıştır. Söz konusu direktife göre nüfusu 100 binden fazla olan şehirleşmiş alanlar için gürültü sorununun belirlenmesine yönelik gürültü haritalarının ve harita sonuçlarına göre kontrol tedbirlerini içeren eylem planlarının hazırlanması gerekmektedir. Direktifin uygulanma-sı için, IPA 2009 programına önerilen ve kabul edilen “Çevresel Gürültü Direktifi İçin Uygulama Kapasitesi Projesi 28 haziran 2013 tarihinde baş-latılmıştır. Proje kapsamında: 5 bü-yükşehrimiz olan İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Kocaeli’nde yoğun demiryolu, otoyollar ve sanayi alanları için gürültü haritaları hazırlanacaktır. Ayrıca bu Proje ile Türkiye genelinde veri temini, gürültü hari-talama ve eylem planları hazırlama konularında Türkiye genelinde yak-laşık 180 kişiye eğitim verilerek kapasite geliştirilecektir.

2006 yılında yayımlanan Kent-sel Atıksu Arıtımı Yönetmeliği ile Kentsel Atıksu Arıtımı Direktifi ul-usal mevzuata tam olarak uyumlaştırılmıştır. Yönetmelik ile kanalizasyon sistemlerine boşaltılan kentsel ve belirli endüstriyel atıksuların toplanması, arıtılması ve deşarjı, atıksu deşarjının izlenmesi, raporlanması ve denetlenmesi ile ilgili teknik ve idari esaslar belirlenmiştir.

Yönetmeliğin tam anlamıyla uygulanması için uygulama planlarının hazırlanmasına ilişkin çalışmalar ulusal ve stratejik planlar ile belirlenen hedefler çerçevesinde devam etmektedir.

Söz konusu yönetmeliğe bağlı olarak çıkarılan Hassas ve Az Hassas Su Alanları Tebliği, Orman ve Su İşleri

Bakanlığı tarafından yürütülmekte olan Türkiye’de Havza Bazında Hassas Alanların ve Su Kalitesi Hedeflerinin Belirlenmesi Projesi proje sonucunda belirlenecek olan hassas ve az hassas su alanları ile güncellenecektir. Buna müteakip hazırlanacak Kentsel Atıksu Uygulama Planı ile mevzuatın tam manasıyla uygulanabileceği öngörül-mektedir.

Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü

47

Page 49: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

48

Page 50: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

4949

Page 51: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

50

Ekoteknik Çevre Laboratuvarıwww.ekoteknikisg.com www.ekoteknikcevre.com

TÜRKAK Akreditasyonu ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetki belgemizle

İSG Mevzuatı kapsamında; toz, gürültü, termal konfor,

aydınlatma, titreşim, iç ortam gaz

Çevre Mevzuatı kapsamında; emisyon, imisyon ve gürültü

ölçümleri konusunda hizmetinizdeyiz.

Page 52: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

51

Page 53: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

52

MAKALE Hüseyin GelmezE.Çevre Yönetimi Gen.Md.Yrd.ÇARE Çevre Danışmanlık FirmasıÇevre Koordinatörü

52

MAKALE

ENDÜSTRİYEL ATIK YÖNETİMİ

• Tehlikeli atık üreten sanayi tesisle-rinin kayıt altına alınması hususunda önemli mesafe kaydedilmekle birlikte küçük ölçekli tesisler hala sisteme girmekte direnmektedir. Bu noktada Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerinin kesin olarak bu işi tamamlamaları gerekir. Bir tarafta kayıt altına giren tesis mevzuat çerçevesinde takibe alınıp denetlenirken, yanında faaliyet gösteren ve kayıt altına girmemiş başka bir tesis ile ilgili hiçbir işlem yapılmıyorsa adil yönetimden söz etmek mümkün değildir. Tehlikeli atıklar konusunda bugün uygulanan beyan sistemi artık güncellenmelidir. Yılsonu itibariyle yapılan beyanlar ve geriye dönük olarak belgelerin değer-lendirilmesi ve doğrulaması çalışma-ları ancak iki yıl sonra tamamlanabil-mektedir. Örneğin bu yıl içinde ancak 2012 yılı verileri değerlendirmeye açı-labilecektir ki bugün için bu veriler bir anlam taşımayacaktır. Bunun yerine mobil takip sistemlerinin bir an evvel hayata geçirilmesi ve akredite olan servis sunucular tarafından Bakanlık birimlerine çevrimiçi bilginin akışının sağlanması gerekmektedir. Bu sayede Bakanlığa anlık bilgi akışı sağlanacak ve envanter çıkarılmış olacaktır. Ayrı-ca, atık beyanının yılsonu yerine o yılın başında alınması ile yılın sonunda atık muhasebesinin tamamlanmasına imkân tanınacaktır. AB ülkelerinde uygulama bu yöndedir.

• Tehlikeli atık yönetiminde yatırımlar geri kazanım konusunda yoğunlaşmış

TÜRKİYE’DE ATIK YÖNETİM

UYGULAMALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ (2)

görülmektedir. Ancak, ülkemizdeki fiiliyat, bu konuda faaliyet gösteren mevcut hurdacıların ıslahı yönünde-dir. Bölgesel hizmet verecek entegre tesislerin varlığına hala ihtiyaç vardır. Kritik tehlikeli atık yatırımları için (bunların arasında tehlikeli atık yak-ma tesisleri de var) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından belediyelere verilen destekler gibi mali yardımlar bu tesislere de sağlanabilir. Bu yönde düzenlemeler yapılabilir.

• Türkiye’de çimento sektörü son yıl-larda ciddi bir büyüme göstermekte-dir. İnşaat sektörüne paralel giden bu büyüme daha fazla hammadde, yakıt ve enerji ihtiyacına neden olmaktadır. Birçok atık malzeme çimento üre-timinde hammadde kaynağı olarak kullanılmaktadır. Alternatif yakıtların kullanımı ile ülkemizdeki çimento fırınları bir nevi atık yakma tesisi görevi de üstlenmiştir. Ancak buradaki en önemli fark atık yakma tesisleri yok etme işlemini gerçekleştirirken, çimento fırınlarının “birlikte yakma” özelliği ile atıkların ısıl enerjisini kullanması yani enerji geri dönüşümü yapmasıdır. Bu nedenle atıkların çi-mento fırınlarında yakıt olarak kulla-nılması bertaraf değil, “geri kazanım” olarak sınıflandırılmıştır. Çimento fırınlarında atık yerine Atıktan Türe-tilmiş Yakıt (ATY) yakılması gerekir. Gelişmiş AB ülkelerinde ATY kullanımı yıldan yıla artmaktadır. Ülkemizde de ATY tesisleri ciddi şekilde çoğalıyor. Bunun nedeni işin basit görünmesi ve bu konuda bir standartın olmamasıdır. ATY tesislerinde uyulması gereken

kurallar ve bulundurulması gereken ekipmanlar tebliğ olarak çalışılmış fakat henüz yayımlanmamıştır. Bu tesislerde atıkların homojenize olarak ve laboratuarda yapılan ölçümler neti-cesinde hangi atığın hangi oranda ka-rışıma dâhil edileceğine dair reçetenin uygulandığı atık karıştırma bölümü-nün mutlaka bulundurulması gerek-mektedir. Böylelikle çimento tesisleri için ATY kalite standartlarının oluştu-rulması gerekmektedir. Günümüzde yaşanan uygulamalarda ise böyle bir reçete, karışım oranları uygulanmadı-ğı gibi, kamyon üstünde karışım yapan dahi bulunmaktadır. Bunun ne çevre ile ne de lisans konusu ile uzaktan yakından alakası yoktur ve yanlış bir uygulamadır. ATY tesislerinde olması gereken bir diğer konu ise kurutma üniteleridir. Kurutma fırını olmayan Çimento tesislerinin de kurutulmamış çamur kabul etmesi önlenmeli ve kurutma tertibatı olmayan ATY tesis-lerine de çamur kodu verilmemelidir. Bu nedenle ATY mevzuatının bir an evvel yayımlanarak yürürlüğe girmesi gerekir. ATY tesisleri ile çimento te-sisleri aynı amaca hizmet etmektedir-ler. Nakliye firmaları ise, çimento’ya ait yetki belgelerini bir işin yapılabilir ve sürdürülebilir sınırlarını aşmadan kullanmalı ve bu konuda çimento tesisleri de seçici olmalıdır. Ancak, gözlemlenen odur ki, lisanslı atık taşıma firmaları şu an lisanslı tesisler gibi çalışmakta ve fatura kesmektedir. Buna karşın verilen hizmetin doğ-ruluğu tartışılmaktadır. Atık taşıma firmaları adeta “Atık Tüccarı” vasfı ile her atığı bertaraf edebilme gücünü

Page 54: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

53

ellerinde bulundurmaktadırlar. Atığın bertaraf maliyetleri (ki gerçekten o atık bertaraf ediliyorsa) çok önemli bir unsur olmakla birlikte, çevre kural-larından yoksun nakliye ve bertaraf tesisleri yüzünden olması gereken uygulamalardan maalesef uzaklaşıl-maktadır. Bu konuda atık taşımaya ilişkin mevzuat masaya yatırılarak tekrar değerlendirilmelidir.

• Tehlikeli özellik göstermeyen endüstriyel atıkların yönetimi hak-kında mevzuat olmakla birlikte henüz uygulama hayata geçirilememiştir. Aslında sistem tehlikeli atık yöneti-minden farklı değildir. Aynı sistem ve yazılım dâhilinde bu atıkların da yönetiminin sağlanması çok rahatlık-la gerçekleştirilebilir. Burada geçiş süreleri çok önemlidir. Bu mevzuatta sıkıntı yaratan konu metal sektörüdür ve mevzuatın uygulanmasını sabote eden başlıca faktördür. Halbuki hurda metal toplama ve bunları işleyen te-sisleri düzenleyen hususlara uyularak gerekli izinlerin alınması halinde sek-törün hava emisyon değerlerine ilişkin yaşadığı problemler de önemli ölçüde çözülmüş olacaktır. Metal sektörüne özel ayrı bir mevzuat çalışması da uygulamaya biran evvel geçilebilmesi için alternatif çözüm olabilir.

• Bu noktada gündeme gelmesin-de fayda görülen bir konu MKE’nin pozisyonudur. Devlete ait bazı ömrünü tamamlamış tesislerin metal aksa-mının söküm işleri MKE tarafından ihale edilmektedir. Ancak, bu tür tesislerde kalıcı organik kirleticiler, asbest gibi tehlikeli atıklar söz konusu olabilmektedir. Bu tesislerin sökümü-nün hurdacılar tarafından yapılması çevresel açıdan çok önemli riskler oluşturduğu gibi çevre mevzuatı kar-şısında da bir suç teşkil etmektedir. Aynı problem ömrünü tamamlamış araçlar konusunda da MKE ile yaşan-mış, fakat belli bir takvim içinde MKE kendini ilgili mevzuat çerçevesinde güncellemiş, yapması gereken altyapı tesislerini yatırım programına almış-tır. Yukarıda bahsedilen konuda da benzer bir çalışma yapılması gerek-mektedir. Özellikle Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği kapsamında güncelleme çalışmaları yapılmalıdır.

• Maden atıklarının yönetiminde, özellikle büyük miktarlarda ortaya çıkan pasaların yönetiminin yürürlük-teki atık yönetimi mevzuatı ile çözül-mesi büyük sorun teşkil etmektedir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı burada bu tesisler için belirlenen çevre kalite

değerlerini belirlemeli ve ölçümler yoluyla denetimlerini yapmalıdır. Proje onayı, kontrolörlük hizmetleri gibi mühendislik hizmetleri uzman kuruluşlar aracılığı ile yapılmak üzere yasal zemin oluşturulmalıdır. Avrupa Birliği Katılım Öncesi Mali İşbirliği Aracı (IPA-1) kapsamında maden atıklarının yönetimi hususunda Fransa-İtalya konsorsiyumunun teklifi kabul edilerek eşleştirme bileşenleri çalışmaları tamamlanmıştır. Eşleş-tirme bileşenleri kapsamında temel olarak Avrupa Birliği’nin Maden Atık-ları Direktifinin ulusal mevzuatımıza Maden Atıklarının Yönetimi Yönetme-liği olarak kazandırılması planlanmış-tır. Bu kapsamda Maden Atıklarının Yönetimi Yönetmeliği’nin yürürlüğe girmesi büyük önem arz etmektedir. Ayrıca, maden atığı bertaraf tesisle-rinin lisanslandırılması için gereken işlemler, maden atığı bertaraf tesisle-rinden talep edilecek mali teminatın hesaplanmasında kullanılmak üzere bir kılavuz hazırlanması, direktifin uygulanmasının maden sektörüne etkilerinin belirlenmesi için uygula-ma ve mali strateji hazırlanması gibi çalışmaların da yer aldığı bu proje çıktılarının hayata geçirilmesi sektör ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı uygu-lamaları için önem taşımaktadır.

Page 55: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

54

Çalışanlara yapılan rutin tıbbi tetkikler ile periyodik sağlık kontrolleri

için Türkiye’nin her yerinden bize ulaşarak mobil hizmetlerimizden

yararlanabilirsiniz.

İletişim Bilgilerimiz:

Tel: + 90 312 344 01 96 Fax: +90 312 343 66 46

www.ekoteknikisg.com [email protected]

TIBBİ ATIKLAR VE ÖZEL ATIKLARIN YÖNETİMİ

• Tıbbi atıkların zararsız hale getiril-mesi konusunda merkezi sterilizas-yon ve yakma tesisleri kullanılması benimsenmiştir. Bu konuda belli bir kapasite oluşmuş ve bölgesel faali-yet gösteren tesislerle birlikte 81 ilin tıbbi atıkları toplanarak zararsız hale getirilmektedir. Tıbbi atık kavramın-dan daha geniş anlam ifade eden sağlık kuruluşları atıkları kavramı-na geçilmesi gerekmektedir. Tıbbi atıklar Yönetmeliğindeki “Yakma” ile ilgili madde düzeltilmelidir. Böyle bir zorunluluk büyük merkezlerde yapıl-ması planlanan sterilizasyon tesisle-rine darbe vurmuştur. Sterilizasyon hizmetlerinin belediyelerin kapasite-lerinin yetersizliği nedeniyle verileme-yen beldelerde, Sağlık Bakanlığı ile de anlaşma sağlanarak hastaneler içinde yapılabilmesine imkan sağlayacak düzenlemeler tartışmaya açılabilir. Zararsız hale getirilen tıbbi atıklar çimento sektöründe enerji geri kaza-nımı maksadıyla değerlendirilebilir.

• Atıkların toplanması ve sonra-sı yönetimi sürecinde özel atıklar, muhtevalarında bulunan gerek ağır metaller, gerekse de sakıncalı un-surlar sebebiyle kentsel atıklardan ayrı olarak sisteme dâhil edilmelidir. Madeni atık yağlar konusunda “baz yağ” üretim zorunluluğuna yöne-lik politikalara devam edilmelidir. Mevzuatta kategori tanımlamasında sadeleşmeye gidilerek iki kategoride değerlendirme yapılması yönündeki

taslak çalışmaların tekrar ele alınarak hayata geçirilmesi önem arz etmek-tedir. Atık madeni yağların toplanması konusunda tek yetkili olarak faaliyet gösteren PETDER belli bir kapasitenin üzerine çıkamamaktadır. Dolayısıyla bu atıkların toplanmasında alternatif unsurları da (geri kazanımcıların da toplama yapmasını sağlamak v.b. gibi) tartışmaya açmakta fayda görülmek-tedir.

• Toplanan atık pillerin gömülmesi yerine geri kazanımına ilişkin pro-jeler desteklenmelidir. Bu konuda bir TÜBİTAK projesi yürütülmüştür. Daha geniş perspektif ile bakılarak elektronik atıklar içinde bulunan eser elementlerin geri kazanımı için de bir tesis kurulması için bir altyapı oluş-turulmalıdır. Bugün için bunların pek çoğu ihraç edilmektedir.

• Bitkisel atık yağlardan biyodizel üretimine Çevre ve Şehircilik Bakan-lığının girişimleriyle Maliye Bakanlığı tarafından ÖTV muafiyeti getirilmiş-tir. Bu konuda Uygulama Tebliği de yayınlandı. Bu hamle ile bitkisel atık yağ toplama konusunda bir sıçrama olacağı beklenmektedir.

• Tüm atık sektörüyle bir araya gele-rek Atık Stratejisi ve Eylem Planının yeniden oluşturulması gerekmek-tedir. Bu yolla belirlenen dönemler için somut eylemler ve bütçelerinin oluşturulması sağlanabilir. Bu dö-nemler 5 yıllık bir süreyi kapsayabilir. Atıkların Kaynağında Ayrı Toplanması (AKAT) na ilişkin sivil toplum çalışma-ları tekrar canlandırılarak atıkların kaynakta ayrı toplanması konusunda yeni bir heyecan ve birliktelik tekrar başlatılabilir.

Page 56: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98
Page 57: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

MAKALE Nevsal NizamoğullarıTeknik Koordinatör3M İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü

56

Kişisel Koruyucu Donanımlar ve Seçimi

İnsanın en temel sosyal haklarından biri olan çalışma yaşamı, ortamdan; yapılan iş-lemlerden, kullanılan ve/veya üretilen maddelerden kaynaklanan pek çok olumsuz risk faktörlerini içermektedir.

Çalışma ortamındaki risk faktörlerinden korunmada hiyerarşi; tehlikenin kayna-ğından, mümkün değil ise

ortamdan giderilerek yok edilmesi veya azaltılarak önlenmeye çalışılmasıdır. Ancak bu önlemlerle kişisel maruziyetin önlenemediği veya azaltılamadığı durumlarda diğer önemli koruma metodu da kişisel ko-ruyucu donanım kullanımıdır. Sanayi Devrimi ile birlikte kişisel koruyucu donanımlarla ilgili önemli ilerlemeler kaydedilmiş, Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında gelişen teknoloji ile çalışma ortamında korunma ihtiyacı için çözümler bulunmuştur. Günü-müzde teknoloji ve konfor açısından mükemmel biçimde geliştirilmiş ve çok sayıda seçenekleri ile kullanıma sunulan kişisel koruyucu donanımlar, bu alanda araştırma ve geliştirmeye büyük yatırımlar yapan dev bir en-düstrinin ürünleridir.

Koruma ve konforun bir arada sağlanabilmesi, ihtiyaçların be-lirlenmesi; bu ihtiyaca uygun kişisel koruyucuların doğru seçimi; kullanıcıların onayının alınması; etkin kullanım için eğitim verilm-esi gibi bir dizi işlemi gerektiren önemli bir konudur. Kişisel koruyucu donanımların seçimine karar ver-ilirken etkili olan en önemli unsur-lardan biri standartlara uygun olup olmadığının bilinmesidir.

Üretimde kalite ve standart kavramının yerleşmesi ile, sadece

malın üretilmesi değil, hammad-desinin niteliği, üretim metodu, işyerindeki çalışma koşulları, çalışanların sağlığının ve çevrenin korunması, satış sonrası hizmetleri de önem kazanmıştır. Tüm ülkeler kendi standartlarını hazırlamak için çalışmalarını yoğunlaştırmışlardır. Almanya’nın DIN, İngiltere’nin BSI, Amerika Birleşik Devletleri’nin ANSI, Kanada’nın CSA, Japonya’nın JİS, Türkiye’nin TS gibi standartları karşımıza çıkmaktadır. Ülkeler bu konuda ortak pazarlarında aynı dili konuşmak, ortak standartları belirlemek için bir dizi çalışma başlatmışlardır. Avrupa Birliği ülkeler-inin girişimi ile başlayan çalışmalar Avrupa Standartlar Komitesi CEN, Avrupa Elektroteknik Standartlar Komitesi GENECES ve diğer alt komiteler aracılığı ile yürütülmüştür.

Avrupa Birliği tarafından 1989 yılında 89/686/EEC ve 93/68/EEC direk-tiflerini (Conception of Personal Protective Equipments) yayınlayarak kişisel koruyucu donanım kavramı tanımlanmış ve yapılması gereken düzenlemeler genel bir çerçeve içer-isinde açıklanmıştır. Kişisel koruyucu donanımlar ile ilgili anahtar rolü oynayan direktifler;

• 89/391/EEC İş Güvenliği Direktifi• 89/656/EEC Kişisel Koruyucu Donanım Kullanımı Direktifi • İşveren ve işçinin sorumlulukları • Uygun Donanım Seçimi, CE Sertifikası • İşçilerin Eğitimi• 89/686/EEC Kişisel Koruyucu Donanım üreticilerinin CE sertifikası olarak sıralanabilir.

Page 58: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

57

Söz konusu direktiflerin yayınlanma-sından günümüze kadar geçen sürede konuları ile ilgili uzmanların yer aldığı çalışma grupları aracılığı ile solunum koruyucular, yüz ve göz koruyucular, işitme koruyucular, koruyucu eldiven-ler, baş koruyucular, ayak koruyucular ve koruyucu giysiler ile ilgili çalışma-lar sürdürülmektedir.

Standartlarla ilgili çalışmalar “Euro-pean Norm-EN” adı altında ürünle-rin taşıdıkları özelliklere göre nasıl üretilmeleri ve nasıl test edilmelerini açıklayan belgeler olarak yayınlan-maktadır. Ürünlerin kendi grubundaki standartlara uygun olup olmadığı ise yetkili ve akredite edilmiş laboratuar-lara sahip kuruluşlar aracılığı ile test edilmekte ve standarda uygunluğu belgelendirilmektedir.

Ülkemizde de Türk Standartları Ensti-tüsü tarafından 89/686/EEC ve 93/68/

EEC direktifleri çerçevesinde kabul edilen standartlar, dilimize çevril-mekte ve ilgili kuruluşların görüşleri alınarak adapte edilmektedir. TS-EN olarak yayınlanan standart çalışma-ları özellikle çalışanların sağlığı için büyük önem taşımaktadır.

Kişisel koruyucu donanım tedarik-çileri, konunun direkt insan sağlığı ile ilgili olduğunu; üretici ve tüketici ile aynı sorumluluğu paylaştıklarını unutmamalıdırlar. Bu konuda ülke-mizde sorumsuzca süregelen zincirin kırılmasını öncelikle kullanıcıların ve karar vericilerin bilinçlenmesi; satı-cıların standartlara uygunluk belgesi olmayan ürünleri satmama yönünde kararlı olmaları; üreticilerin üretimle-rinde gereken düzenlemeyi yapmaları ve ürünlerini test ettirerek belgeledir-meleri ile sağlayacaktır.

Seçilecek kişisel koruyucu donanım-

ların CE işareti taşımasına dikkat edilmeli, CE işaretlemesi olmayan ya da güvenliğinden şüphe duyulan donanımlar kullanılmamalıdır. Doğru kişisel koruyucu donanımın seçile-bilmesi için tehlikelerin tanımlan-ması ve risklerin değerlendirilmesi gereklidir. Çalışma ortamında, pro-seste, çalışma koşullarında, kulla-nılan kimyasal ve hammaddelerdeki değişimlerde bu adımlar tekrarlan-malıdır. Kişisel koruyucu donanımın taşıması gereken güvenlik koşulları hakkında kullanım kılavuzundan bigi edinilmelidir. Kişisel koruyucu donanımın seçiminde ayrıca riske ilişkin limit değerlere de dikkat edilmelidir. İşveren, hangi tür kişisel koruyucu donanımın hangi risklere karşı, nasıl, ne kadar süre kullanıla-cağı hakkında yeterli bilgi ve uygu-lamalı eğitimi çalışanlara vermeli, görüşlerini almalı ve katılımlarını sağlamalıdır.

Page 59: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

58

DRAEGER

Draeger’e TOS+H Expo 1.Türk İş Güvenliği

ve Sağlığı Fuarı’nda Yoğun İlgiBu sene 125.yılını kutlayan Draeger’in, Türkiye’de yerleşik şirketi Draeger Safety Ko-runma Tekn. Ltd. Şti.’nin, 5-7 Mayıs 2014 tarihleri arasında İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde VII. Uluslararası İş Sağlığı ve Konferansı’na paralel olarak düzenlenen TOS+H Expo I.Türk İş Güvenliği Ve Sağlığı Fuarı’ndaki standına ilgi büyüktü.

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın öncülüğünde gerçekleşti-rilen bu tip etkinliklerin,

yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu

gerekliliklerin duyurulması, tüm endüstriyel sektörlerde bu bilincin yerleştirilmesi ve farkındalığın at-tırılması açısından çok büyük katkı sağladığının düşüncesindeyiz.

Draeger ürün portföyünde bulunan, Kişisel Koruyucu Ekipmanlardan Kimyasal Koruyucu Elbiselere, Porta-tif Gaz Algılama Cihazların-dan Endüstriyel Tip Sabit Gaz Algılama Sistemlerine kadar pek çok farklı ürünün yanısı-ra, Espuna, Hellberg ve Enha gibi KKD markalarının da ürünlerine yer verirken, Peli fenerler ve Lukas Kurtarma Ekipmanlarını da standında sergiledi.

Page 60: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

59

DRÄGER OXY 3000/6000

Oksijenli

Ferdi

KurtarıcılarPek çok ülkede, madencilik yasalarında şart koşulduğu üzere, bir maden kazası sırasında yer altında olan tüm personelin yeterli seviyede eğitim almış olması ve gerekli ekipmana yeterli sa-yıda sahip olması gerekmektedir. Ayrıca madenlere özel etkin kaçış stratejilerinin geliştirilmesi, can kayıplarını önleme açısından gün geçtikçe daha büyük önem kazanmaktadır. Bu gerekli-likler ve geçmişte yaşanan maden kazalarından hareketle , Draeger ürün portföyünde bulunan ve yeraltındaki madenlerden bireysel olarak kaçmayı kolaylaştıran Oksijenli Ferdi Kurtarıcıları, uzun AR-GE çalışmaları sonucunda geliştirmiştir.

Draeger Oxy 3000/6000 Oksijenli Ferdi Kurtarıcılar, solunum hızı 35 L/dk iken 30 dakika ve 60 dakika

kullanılabilen seçenekleriyle, acil durumlarda kullanıcısına ortam havasından bağımsız solunabilir hava sağlayan, oksijen eksikliği, duman ya da Karbon Monoksit gazı gibi toksik gazların bulunduğu ortamlarda bir sonraki güvenlik noktasına varılması ya da yeryüzüne varış için kullanıcıya yeterli zamanı sağlayan cihazlardır.

Draeger Oxy cihazlarını benzerle-rinden ayıran en önemli özelliği olan “Güvenlik Gözü”, günlük olarak cihazın içinde nemin varlığı ve KO2 kartuşunun kontrol edilmesine olanak sağlayan önemli bir özelliktir. Dâhilî, entegre darbe emicili metal/plastik

dış gövde, madencilik, kanalizasyon işleri ve petro-kimya uygulamaları gibi zor koşullarda meydana gelebi-lecek hasara karşı içerisindeki KO2 kartuşunu korur.

Bel kemeri veya omuz askısı seçeneği bulunan Draeger Oxy Serisi Oksijenli Ferdi Kurtarıcılardan Oxy 3000’in açılmadan önceki ağırlığı 2.7 kg iken açıldığında bu ağırlık 1.8 kg’a , Oxy 6000’in açılmadan önceki ağırlığı ise 3.4 kg’dan, kullanım sırasında 2.3 kg’a düşmektedir.

Avusturalya Madencilik Onayı’na da sahip olan Draeger Oxy 6000, PSA

Direktifi 89/686/EEC gereğince DIN EN 13794 standartlarına uygundur.

İlave bir test ve bakım ge-rektirmeden, 10 yıllık hizmet ömrüne sahip olan Draeger Oxy 3000/6000’in, ayrıca eğitimlerde kullanılan versiyo-nu da mevcuttur.

Page 61: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

Kayhan TopaloğluÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığıİş Teftiş Kurulu Başkanlığıİş Müfettişi

UZMANGÖRÜŞÜ

Yüksekten Düşmeye Karşı Kişisel Koruyucu Donanımlar

60

Bu yazıya, yürekleri sızlatmayacak güzel bir başlangıç yapa-bilmeyi çok isterdim. Ancak daha yakın zamanda Soma’daki maden kazasında 301 vatandaşımızı kaybettik ve tüm ülkenin yüreğine büyük bir ateş düştü. Derken bir Perşembe öğleden sonra, yıkıcı bir haberle daha sarsıldık. Meslektaşımız İş Müfet-tişi Naci Ayvalıoğlu’nun Kayseri’de teftiş yaptığı esnada inşaatın 5. katından düşerek hayatını kaybettiğini öğrendik. Olabileceğine önce ihtimal vermedik ama maalesef haber gerçekti. Naci görev şehidi olmuştu.

Bu yazıdaki konumuz yüksekten düşmeye karşı kullanılacak kişisel koruyucu donanımlar. Naci Ayvalıoğlu arkadaşımın da yüksekten düşerek hayatını kaybetmiş olması benim nazarımda bu yazıyı daha da önemli kılıyor. Umuyorum ki bir daha böyle can kayıpları yaşamayalım. Başta Soma’da hayatını kaybeden vatandaşlarımız ve meslektaşımız Naci Ayvalıoğlu olmak üzere iş kazasında hayatını kaybetmiş tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Bir daha hiç-bir vatandaşımızın iş kazaları ile hayatını kaybetmemesini dile-yerek yazımızın yüksekten düşmeye karşı kişisel koruyucu do-nanımlarla ilgili kısmına geçiyorum.

Yüksekte yapılan çalışmalar, iş sağlığı ve güvenliğini uygularken belki de en çok yanıldığımız alanlardandır. İş sağlığı ve güvenliğinin temelinde çalışanları toplu bir şekilde koruma yatar. Yüksekte yapılan çalışmalarda toplu koruma; uygun nitelikte kor-kuluk, platform ve güvenlik ağları vb ekipmanlarla sağlanır. Bu tedbirle-rin alınmasının mümkün olmadığı veya bu tedbirlere rağmen ek riskin mevcut olduğu durumlarda devreye kişisel koruyucu donanımlar girer.

Aklımızda yer etmesi için bir arka-daşımın bu konu ile ilgili sorduğu bir soruyu paylaşmak istiyorum. Çok düzgün bir firma düşünelim dedi. Çalışanlarını eğitmiş ve çalışanlar kesinlikle paraşütçü tipi kemerleri-

ni kullanıyorlar. Böyle bir durumda bu çalışanlar platformları eksik bir iskelede çalışamaz mı diye sordu ar-kadaşım. Bu maalesef sıkça karşılaş-tığımız bir durum. Yüksekten düşme, inşaatlarda sıkça rastlanan bir kaza olduğu için benzer haberleri sizler de duymuş olabilirsiniz. “İskelede çalışırken emniyet kemerini takmadı-ğı için iskeleden düştü” diye. Buradaki yanlış ne peki? Yanlış; toplu korumayı sağlamadan, yani iskeleyi standart-larına uygun, güvenli bir şekilde kurmadan, çalışana emniyet kemeri vererek düşmemesini umut etmekte. Şüphesiz ki güvenli çalışma yöntemi bu değil. Öncelikli olarak yapılması gereken bir risk değerlendirmesi yaparak ortaya çıkan riskler için toplu korunma tedbirlerinin alınmasıdır. Bir

iskele için toplu korunma tedbirleri; platformların tam dolu olması, ana ve ara korkulukların olması, katlar arası geçişin merdivenle sağlanması ve standardın gerektirdiği diğer unsur-lara uyumdur. Ancak, önlenemeyen ve arta kalan riskler için çalışanların kişisel koruyucu donanım kullanması gerekir. Tabi KKD kullanıldığında da doğru ve sürekli kullanılmalıdır.

Mesleğe başladığım ilk yıllarda Emek-li İş Başmüfettişi Mustafa Cengiz Ayna üstadım ile beraber çalışırken, kendisi bana teftişte karşılaştığı bir olayı anlatmıştı. Üstadım bir teftişte, çatıda hiçbir tedbir almadan çalışan bir ustaya rastlıyor. Ustayı sakince aşağıya çağırtıp kendisiyle konuşuyor. Usta, yaklaşık 20 yıllık iş tecrübesi

Page 62: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

KKD DOSYASI

61

olan bir usta. Üstadım ustaya soruyor, “ Bak sen kaç yıllık ustasın ancak ne olursa olsun buradan düştüğün taktir-de hayatını kaybedersin. Bir vücut tipi kemer ile kendini sağlam bir noktaya bağlayıp daha güvenli çalışsan olmaz mı? Usta kendinden gayet emin net bir şekilde cevaplıyor: “Evet müfettiş bey haklısınız ben bu yükseklikten düşsem kesinlikle ölürüm, ancak ben öyle kemer falan takıp da ken-dime korkak dedirtmem!” Üstadım bu olayı anlattığında tüylerim diken diken olmuştu. Bu olay bizim güvenlik kültürünü sağlama hususunda henüz çok iyi bir yerde olmadığımızın göster-gesidir. Maalesef ağlanacak halimize gülecek durumdayız.

Kişisel Koruyucu Donanımların Ka-tegorizasyon Rehberine Dair Teb-liğe göre yüksekten düşmeye karşı kullanılan kişisel koruyucu donanım-lar, karmaşık yapılı kişisel koruyu-cu donanımlardır yani kategori III sınıfındadırlar. Tebliğ’e göre yüksek-ten düşmeye karşı kullanılan kişisel koruyucular aşağıdaki gibidir.

Yüksekten düşmeye karşı koruma sağlamak üzere tasarlanmış ve üre-tilmiş, özel veya mesleki kullanım için (yüksekte çalışma, tekneden düşme, dağcılık, kaya tırmanma, mağaracılık v.s.) tüm koruyucu donanımlar. Bu kategori yüksekte ve destekli çalış-ma (emniyet kuşağı, bacak bantları, kemerler v.b.) donanımını da kapsar.

Açıklama: Bu donanım emniyet kuşa-ğı (bacak bantları, omuz bağları v.s.) ile yapı veya kaya yüzeyinin dâhili bir parçasını oluşturan bağlama (anc-horage) noktaları hariç, kişiyi yapıya bağlama amaçlı tüm aksesuarları da kapsar. Örneğin:- Mesleki kullanım için, ucu kancalı halat (lanyard), seyyar düşme engelle-yicileri, karabinalar, enerji soğurucu-lar, bağlayıcılar, bağlama noktaları v.s.- Dağcılık, kaya tırmanması ve mağa-racılık için; hareketli dağcılık halat-ları, askılar, bağlayıcılar (tırmanma karabinaları), halat kenetleyicileri, takozlar, kaya çapaları, buz çapaları, bağlama noktası olarak görev yapan buz araçları vb.

Not: Kategorizasyon, donanımın bir-leştirilmesinin fabrikada yapılmasın-

dan ya da kullanıcının kendisi (işve-ren) tarafından yapılacak olmasından etkilenmez (örneğin ikili kancalı bağlantı halatları ).

Kategori III Kişisel Koruyucu Donanımlar

Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeli-ğine göre bir kişisel koruyucu dona-nımın karmaşık yapıda yani kategori III sınıfında olması demek, ani olarak ortaya çıkabilecek tehlikeleri kulla-nıcının zamanında fark edemeyeceği düşünülen durumlarda ve hayati tehlike oluşturarak sağlığa ciddi ve geriye dönüşü mümkün olmayan risklere karşı koruma sağlama amaçlı üretilmiş demektir. Mesela eldiven-lerin büyük bir kısmı kategori II iken elektriğe veya kimyasallara karşı koruma amaçlı üretilmiş eldivenler kategori III sınıfındadır. Bunun nedeni, temas edeceğimiz yerde elektrik yükünün var olup olmayacağını bilemeyeceğimiz gibi maruz kalaca-ğımız bir sıvının tehlikeli bir kimyasal olabileceğini gözle ayırt edemeyebile-cek olmamızdandır. KKD’lerin hangi kategoriye dahil olduğu, Kişisel Ko-ruyucu Donanımların Kategorizasyon Rehberine Dair Tebliğ’de detaylı bir şekilde gösterilmiştir. Ortamda bizim için tehlikeli bir tozun veya bir zehirli bir gazın varlığını her zaman fark ede-meyeceğimiz için tüm solunum koru-yucular da kategori III olarak geçer. Yüksekten düşmeye karşı kullanılan KKD’ler de bu saydığımız koruyucular gibi kategori III sınıfındadır.

Peki kategori III sınıfı bir KKD’yi en basit nasıl anlarız? Biliyorsunuz ki her KKD’nin üzerinde CE uygunluk işare-tini taşıması gerekir. Tabi bu işaretin nasıl olması gerektiği, ürün kulak tıkacı gibi küçük bir ürün ise amba-lajına nasıl iliştirileceği gibi detaylar Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeli-ğinde mevcuttur.

Burada gözden kaçmaması gereken bir husus da kategorizasyon rehberinde çok net bir şekilde lanyard, karabina ve enerji soğurucuların da kategori III sınıfı KKD olarak sayılmış olmasıdır. Yani paraşütçü tipi kemerinizin üzerin-de CE ve onaylanmış kuruluşun kimlik numarası bulunması gerektiği gibi, lanyardınızın, karabinanızın ve enerji soğurucu (sönümleyici) ekipmanınızın da üzerinde aynı şekilde CE ve onaylan-mış kuruluşun kimlik numarası bulun-malıdır. Bu ekipmanların harici olarak emniyet kemerlerine bağlanacağını da göz önünde bulundurursak, kemer-le beraber aynı güvenlik kriterlerini sağlamak zorunda olmasının mevcut güvenliğinizi koruyabilmeniz için ge-rekli olduğu daha iyi anlarız. KKD’yi bir bütün olarak düşünmeliyiz ve tüm sis-temin, yalnızca en güvensiz parça kadar güvenli olabileceğini unutmamalıyız.

Kategori III sınıfı bir ürünü elimize aldığımızda o ürünle ilgili fikir sahibi olmamızı sağlayacak bir diğer unsur da, CE işaretinin iliştirilme iznini veren, yani gerekli kontrolleri gerçekleştirip ürün için ihtiyaç duyulan belgelendir-meyi sağlayan Onaylanmış Kuruluş’un kimlik numarasıdır. 4 haneli olan bu kimlik numarası, AT tip inceleme bel-gesinin hangi kuruluşça verildiğinin bir işaretidir ve kategori III sınıfı ürünlerde CE işaretinin yakınında mutlaka bu-lunmalıdır. Eğer elimizde tuttuğumuz paraşütçü tipi kemer gibi kategori III sınıfı olduğunu bildiğimiz bir ürün ise ve üzerinde yalnızca CE işareti mevcut ise, o ürün güvensiz olarak nitelendi-rilir. Güvensiz bir ürünün ise piyasaya arzı ve kullanımı tamamen yasak-tır. Yani kategori III sınıfı KKD’lerde ürünün üzerindeki CE işareti, ürünün güvenli olduğunu anlamamıza tek başına yeterli değildir. Aşağıdaki fotoğ-rafta paraşüt tipi kemerin üzerindeki CE ve 4 haneli onaylanmış kuruluşun numarası görülüyor, CE 0123.

Page 63: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

KKD DOSYASI

62

Paraşütçü Tipi Tam Vücut Korumalı Emniyet Kemeri

Yüksekte yapılan çalış-malarda sıkça karşılaştı-ğımız yanlışlardan birisi de düşmelere karşı bel tipi kemer kullanılması-dır. Peki bel tipi kemer ile paraşütçü tipi kemerin farkı nedir? Bel tipi kemer, kişiyi belli bir pozisyonda ve çalışma alanına belli bir mesafede sabit tutmaya yarar. Kemer sayesinde kişinin elleri boşta kalır ve kişi rahatça işini yapabilir. Ayrıca bel tipi kemer çalı-şanı düşme ihtimali olan yere uzak tutmak için de kullanılabilir. Yani düşme-yi durdurmak için değil, hareketi sınırlandırarak düşmeyi engellemek ve belli bir konumda kalabilmek için bel tipi kemer kullanılabilir.

Bel tipi kemerin kullanımına örnek

Çalışanın yaptığı iş ve bulunduğu yer itibariyle yüksekten düşme ihtimali söz konusu ise mutlaka ve mutlaka paraşütçü tipi kemer veya aynı özel-likte vücudu destekleyici sistemler kullanılması gereklidir. Bel tipi kemer ile çalışan kişi yüksekten düşer ise genel olarak iki ihtimal söz konusu-dur. Birincisi bel tipi kemerin düşme esnasında vücuttan sıyrılması ve çalışanın yüksekten düşmesi, ikincisi ise bel tipi kemerin düşme esnasın-da sıyrılmayıp yerinde kalması ve vücudun yaşadığı şok sebebiyle düşen kişinin belini kırması veya omuriliğini zedelemesidir. Paraşütçü tipi kemer ise düşme esnasında kişinin yaşa-yacağı şokun omuzlara, gövdeye ve bacaklara yayılmasını sağlar. Böyle-likle kişinin hayatta kalma şansı artar ve düşmenin etkisiyle yaşanan şoktan daha az etkilenmesi sağlanmış olur.

Paraşütçü tipi kemer

Paraşütçü tipi kemer TS EN 361 standardına göre üretilmektedir. Bel tipi kemer ise TS EN 358 standardına göre üretilir. Ayrıca piyasada çok sık kullanımı görülmeyen, TS EN 813 standardına göre üretilen “oturma kuşağı” denen ürünler de mevcuttur. Ancak daha önce de bahsettiğimiz gibi yüksekten düşmeye karşı kul-lanılması gereken ürün, standartta tam vücut kemer sistemi diye belirti-len, bizim paraşütçü tipi kemer diye duymaya alıştığımız ürünlerdir.

Paraşütçü tipi kemer kullanılırken ön tarafındaki veya arka tarafındaki D halkası denilen bağlantılarına karabina denilen ekipmanlar yardı-mıyla lanyard (halat) bağlanılarak kullanılır. Tabi farklı tasarımlarda paraşütçü tipi kemerler mevcuttur. Bazen ön tarafa D halkası eklenme-

miş, yerine bağlantı halkaları bıra-kılmış olabilir. Bir yere tırmanırken, olası bir düşme esnasında daha az zarar görmek için vücudun ön tarafına bağlantı sağlanmalıdır.

Ayrıca bel desteği olan paraşütçü tipi kemerler, ihtiyaç duyulduğunda bel tipi kemer görevi de görebileceği ve düşme halinde beli daha iyi desteklemesi se-bebiyle tercih edilmelidir. Tabi bu ürün-lerin üzerinde hem paraşüt tipi kemer (TS EN 361) hem de bel tipi kemer standartlarının (TS EN 358) ikisinin de yer almasına dikkat edilmelidir.

Ankraj (Bağlantı) Noktası

KKD’nin bir parçası olarak sayılmasa da, yüksekte çalışmalarda bağlantı noktanız çok büyük önem taşır. Paraşütçü tipi kemer tek başına sizi korumaya yetmez. Önemli olan hu-suslardan birisi de onu nereye ve nasıl takacağınızdır. Eğer sabit bir ankraj noktasına takacaksanız o nokta sizin düşme esnasında uygulayacağınız şok etkisine karşı dayanıklı olmalıdır. Ayrıca paraşüt tipi kemerinizi vücudunuzdan ne kadar yükseğe takarsanız o kadar daha az bir mesafeden serbest düşüş yaşarsınız. Ancak kendinizi bağladığınız nokta belinizden aşağıda bir yerlerde ise lanyardınız gerilinceye kadar çok daha uzun bir mesafeyi serbest olarak düşersiniz ve vücudunuz çok yüksekten düşmenin etkisine maruz kalır.

Page 64: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

KKD DOSYASI

63

Başın üstünde bir noktaya bağlanmış olsa da çalışma halatını uzun tutma-nın da pek çok sakıncası vardır. En önemlilerinden birisi askıda kalındı-ğında sağa sola sallanma durumudur. Bu duruma dağcılar pandül yeme derler. Ne kadar uzun bir halatınız var ise o kadar ciddi şekilde pandül yiye-bilirsiniz. Ayrıca çatıda çalışma gibi durumlarda uzun bir halat ayağınıza dolanarak sizin için ek risk oluştura-bilir. Zaten EN 354 standardına göre enerji soğurucular, bağlantı aksesu-arları ve lanyardın toplam uzunluğu 2 metreyi geçmemelidir. Bu sebeple çalışma halatını çok uzun tutmak ye-rine uygun olan yerlerde geri sarmalı sistemler kullanılabilir. Bu sistemler rahatça uzayarak sizin normal hare-ketlerinize izin verir ancak hareket hızınıza bağlı olarak düştüğünüzü fark ederlerse sistemi kilitler ve sizi askıda tutarlar. Halatın sürekli gergin kalma-sı düşme mesafesinin azaltılabilmesi için önemlidir ve fotoğrafta görüldüğü gibi bu ekipmanlar bu görevi görür-ler. Geri sarmalı sistemler genelde düşey kullanım için tasarlanmışlar-dır. Ekipmanın üreticisi tarafından sağlanan kullanım bilgileri detaylıca incelenmeli ve üretim amacına uygun olarak kullanılmalıdır. Geri sarmalı sistemlerde resimde de görüldüğü gibi ekstra bir lanyard kullanılmaz, ekipman direkt olarak paraşütçü tipi kemerin D halkasına bağlanılarak kullanılır. Daha önceden yüksekten düşmeyi önlemiş bir ekipmanın üretici tarafından aksi belirtilmediği sürece tekrar kullanılmaması gerekir.

Ayrıca kendinizi hangi yerlere nasıl bağlayabileceğiniz konusunda bir uzmanın görüşünü almanın faydası olacaktır. Yanlış yapılacak bir bağlantı sizin sisteminizin taşıma gücünün düş-mesine veya lanyardınızın, halatınızın zarar görmesine hatta kesilip kop-

masına bile sebep olabilir. Yukarıdaki fotoğrafta doğru ve yanlış ankraj uygu-lamalarına bazı örnekler verilmiştir.

Çatıda yapılacak bir çalışmada paraşüt tipi kemerinizi sabit bir noktaya bağlamak her zaman düşündüğünüz kadar güvenli olmayabilir. Bir nok-tadan çatının diğer yerlerine ulaşmaya çalışmak sizin çok uzun bir çalışma halatına sahip olmanızı gerektirir ve bu da çok iyi bir şey değildir. Geri sarmalı sistemlerle çalışabilirsiniz ancak geniş yüzeylerde yapılacak çalışmalarda paraşüt tipi kemer-inizi çatıda oluşturulmuş yatay yaşam hatlarına bağlamanız size daha güvenli çalışma imkanı sağlar. Yatay yaşam hatları, istenilen uzunlukta belirli bir yatay doğrultuda çalışabilmenin en güvenli yollarındandır. Yatay yaşam hatları oluştururken kullanılan ekipmanlar ve mesafeler standart-lara uygun olmalıdır. Yatay yaşam hattında çalışabilecek maksimum kişi sayısı aşılmamalı, üretim özel-liklerine uyulmalıdır. Yatay yaşam hattı tasarlamak oldukça kompleks sayılabilecek bir iştir. Yatayda ne kadar yük taşıyabileceği, sistemin hangi aralıklarla sabitlenmesi gerektiği üreticiden elde edilen bilgilere göre belirlenmeli, sistemin yetkin bir kişi tarafından tasarımı ve montajı yapılmalıdır. Yatay yaşam hattının bel seviyesinden daha yukarıda tasarlanması güvenlik açısından önemlidir.

Asma iskeleler ve hareketli platform-lar gibi asılı erişim donanımı olarak tabir edilen ekipmanlarda çalışanlar için de, düşmeye karşı kullanılacak yöntem yine paraşüt tipi kemer kul-lanmak ama bunu sistemden bağımsız olan düşey yaşam hattına bağlamaktır. Düşey yaşam hatları, hareket düşeyde ise tercih edilir ve unutulmamalıdır ki her bir çalışan için mutlaka bir tane düşey yaşam hattı olmalıdır. Kesinlikle bir düşey yaşam hattına birden fazla

çalışan bağlanamaz. Ayrıca düşey yaşam hattında çalışırken paraşüt tipi kemerinizi düşme durdurucularla yaşam hattına bağlarsınız ve (bunların farklı tipleri olabilmekte) sizin düştüğünüzü algılayan düşme durdu-rucular emniyet kemeri gibi kendini kilitleyerek sizi askıda tutar.

Düşmeyi durdurucu aparat

Düşey yaşam hatlarını oluştur-duğunuzda eğer gerekli denetimi gerçekleştirmezseniz, siz arkanızı döndüğünüzde çalışanınız paraşüt tipi kemerini bağlamak için düşey yaşam hattına düğümler atar ve halatın dayanımını belki de yarıya düşürür. Bahsi geçen ekipmanların yalnızca doğru bir şekilde ve sürekli kullanım halinde çalışanları koruyabileceği unutulmamalıdır.

Enerji Sönümleyiciler

Enerji sönümleyiciler, yüksekten düşen kişinin kendi vücuduna müm-kün olduğunca az zarar vermesi için maruz kalacağı şok etkisini azaltmayı amaçlayan ekipmanlardır. Bir lanyard yüksekten düşmeye karşı kullanı-lacaksa TS EN 354 standarına göre enerji sönümleyicisiz kullanılmama-lıdır. Farklı çeşitleri olmakla beraber, piyasadaki enerji sönümleyici ürün-lerin pek çoğu üst üste dikilmiş tek parça kuşaktan oluşur. Yük geldiği es-nada bu dikişler sırayla açılarak gelen

Page 65: os-Eylül 2014 Ekoteknik Yıl:3 Sayı:11 Temmuz - Ağustos ... · Güzelyurt Mah. 5779. Sok. 11.Blok No:2/A Tekstilciler Sitesi MANİSA Tel: (232) 386 56 00 (pbx) Fax: (232) 376 98

64

KKD DOSYASI

enerjiyi emer ve kişinin düşüş hızını yavaşlatmaya çalışır. Ancak unu-tulmamalıdır ki açılan kuşağa bağlı olarak düşüş mesafeniz artar. Eğer şok sönümleyicinin açıldığı zaman sistemin toplam uzunluğu, çalıştığınız yükseklikten daha fazla oluyor ise, sizi kurtarmasını amaçladığınız ekip-man sizin için ek risk yaratır ve yere çarpmanıza sebep olabilir. Bu sebeple üreticinin bu konudaki uyarılarına dikkat edilmeli, sistemde şok sö-nümleyiciyi kullanılırken çalışılan yer ve koşullar da mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.

Karabina ve kancalar TS EN 362 standardına uygun olarak üretilir. Her iki aksesuarın da kendinden kilitlenir olması ve istenmeden açılmaması tercih edilmelidir. Çünkü kendili-ğinden açılabilen bir karabina, kişi ha-vada asılı kaldığında yapacağı salınım hareketleri esnasında istenmeyen bir temasla kolaylıkla açılabilir.

Lanyard denilen halatlar da sistemin önemli bir parçasıdır. Örneğin bir yere tırmanmak gerekli olduğunda düşmenin önlenebilmesi için yandaki fotoğraftaki gibi çift lanyardlı sistemler kullanılmalıdır. Siz ilerlemenize bağlı olarak bir lanyardı yukarı doğru alırken güvenliğinizi takılı olan diğer lanyard sağlamalıdır. Çift lanyard kullanmanın amacı sisteme her zaman bağlı oldu-ğunuzdan emin olmaktır. Lanyardın her zaman gergin olmasının sağlan-ması, düşme mesafesini azaltacaktır.

Askıda Kalan Kişinin Kurtarılması

Asma iskelelerle yaşanan kazalara hepi-miz sıkça rastlamışızdır. Asma iskelenin halatı kopar ve iskele bir tarafından asılı kalır veya tamamen düşer. Eğer çalışan-ların her biri için düşey yaşam hattı olsa

ve paraşüt tipi kemer-leri ile bu yaşam hat-larına bağlı olsalar is-kele düşse dahi onlar düşmeye-cek havada asılı kalacaktır. Tabi burada bir sorun daha ortaya çıkıyor. Diyelim ki çalışanın bir şekilde düşmesini engel-ledik, ancak çalışan havada paraşüt tipi kemerinde asılı bir konumda beklemek-te. Bu çalışan düşmenin şok etkisiyle hiç zarar görmemiş dahi olsa, vücudunu havada tutan kemer kuşakları çok kısa bir süre sonra kan dolaşımını etkile-meye başlar. Kişinin ağırlığıyla sıkışan kuşaklar bacaklardaki ve vücuttaki diğer damarları iyice sıkıştırır. Çalışanın kan dolaşımının sağlanmaması demek ise öncelikle vücudunun uyuşması, daha sonra şuurunu kaybetme ve ölüme kadar gider. O halde çalışanın yalnızca düşmesini engellemek değil, asılı kalan çalışanı oradan kurtarmak için de bir acil durum planımızın olması gerekiyor. Tabi acil durumdan haberdar olmak için de yüksekte yapılan çalışmaların doğal olarak birilerinin gözetiminde ve kontrolünde yapılması gereği doğuyor. Kendi başına çalışan bir kişi yüksekten düştüğünde kimse haberdar olmadı ve yardım ulaşmadı ise sistem onu havada tutsa da dakikalar içerisinde kurtarıl-mamasının sonuçları çok ciddi olabilir. Ölümle bile sonuçlanabilir.

Yüksekten düşen çalışan eğer çene bağı ile başına sabitlenmiş bir baret takmı-yorsa, sistem kendisini yakalamış ve düşmesini engellemiş bile olsa, baret ço-ğunlukla çalışanın başından düşer ve kişi başına alacağı darbeler neticesinde ciddi travmalar yaşayabilir. Bu yüzden yüksekte yapılan çalışmalarda çalışanların sürekli olarak çene bağlı baret takması önemlidir.

Yüksekten düşmeye karşı kullanı-lan sistemlerin dinamik performans deneylerinin 100 kg lık bir manken ile yapıldığını söylememiz lazım. Bu ne de-mek, eğer 100 kg dan ağırsanız, mevcut olan düşmeye karşı koruyucu KKD’ler sizi koruyamayabilir. Yüksekte çalışa-cakların ağırlıkları bu yüzden mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.

Paraşüt tipi kemerler genel olarak üzerin-

de bulundurduğu yan halkaları vb. kısımları ile alet ve ekipmanla-rı elde taşımak yerine kemerle taşımak ko-nusunda da kullanılır. Böylelikle elleri boşa çıkarma konusunda çalışana avantaj

sağlamış olur.

Yüksekten düşmeye karşı kullanılan KKD’ler metnin başında da paylaştığı-mız gibi karmaşık yapılı yani kategori III sınıfı KKD lerdir ve CE işaretinin hemen yakınında CE sertifikasyonunu yapan Onaylanmış Kuruluşun 4 haneli kimlik numarasının olması zorunludur. Ürünle-rin piyasa gözetim ve denetimi yapılırken da bu bilgiden faydalanılmaktadır, bu yüzden son kullanıcı olarak bizlerin işine yarayabilecek bir bilgidir. Yalnızca KKD nin kendisinde değil, lanyardında, enerji soğu-rucusunda ve karabinasında ayrı ayrı bu işaretlemeler yer almalıdır. Eğer herhangi bir tanesinde birisi bile yok ise sisteminiz maalesef bütünüyle güvensizdir.

İş sağlığı ve güvenliğinde ve özellikle de yüksekte yapılan çalışmalarda önce-likli tercih her zaman toplu korunma tedbirleri olmalıdır. Bir kat platformu kenarına korkuluk yapmak varken katta çalışanlara KKD verilip korkuluksuz bir kat kenarında kimse çalıştırılamaz.

Yüksekten düşmeye karşı kullanılan kişisel koruyucu donanımların, her kullanım öncesi üreticinin belirtti-ği şekilde kontrolleri ve belirtildiği şekilde bakımları yapılmalıdır. Gözle görülmese bile, bir yüksekten düşme olayı yaşandıktan sonra karabinada, paraşütçü tipi kemerde veya lanyardda istenmeyen yorulma ve deformasyon-lar meydana gelmiş olabilir. Bu sebep-le düşmenin ardından aynı ekipman-lar tekrar kullanılmamalıdır. Ayrıca kullanım süresi dolmuş ekipmanlar mutlaka yenileri ile değiştirilmelidir.

Kişisel koruyucu donanımlar, çalışan-ların sağlık ve güvenliğini sağlama konusunda toplu korunma tedbirle-rinin yetersiz kaldığı yerlerde dev-reye girer. Ancak şüphesiz ki kişisel koruyucu donanımlar sürekli ve doğru kullanıldığında hayat kurtarıcı tedbir-lerdendir. Herkese kazasız ve sağlıklı günler dilerim.