Upload
hueseyin-altas
View
275
Download
0
Embed Size (px)
DESCRIPTION
Eğrinin nâzım mimarı Oscar Niemeyer
Citation preview
7/18/2019 oscar niemeyer eğrinin mimari
http://slidepdf.com/reader/full/oscar-niemeyer-egrinin-mimari 1/5
Eğrinin nâzım mimarı Oscar Niemeyer'ıkaybettik, başımızı öne eğdik: ADEUS SEOOSCAR !
KENT KÜLTÜRÜ
3,2
07.12.2012 01:25:47
A+ A-
'Düz olanı sevmem' diyordu, Arte’de ilk defa şu resimdeki haliyle gördüğü(m)de. ' Eğri olanı
severim' diyordu. Bunu söylerken bir kağıda eğriler çiziyordu.
Radikal'de yazmak için Mösyö Çandar veya Mösyö Çalışlar olmamıza gerek yokmuş.
Yazalım bakalım (sizde yazın), radikal olsun, kimine hoş kimine nahoş olsun:
Arte'de Oscar Niemeyer'ın eğri hakkındaki çok doğru bu sözlerinin (doğa 'boş'u ve 'düz'ü
sevmez; düz insan inadı, doğada dümdüz birşey görülmez - Stanley Kubrik'in 2001: A Space
Odyssey filmindeki o monolithe -dikdörtgen dikilitaş- biraz da bunu ifade eder- sinüsün aşağı
yukarı salınım yapan dalgaları gibi dağlar; okyanusda dağ gibi dalgalar dikdörtgen bir dikitaşa
hiç benzemez) hemen ardından onu mimarlığın 'baba'larından biri konumuna yükselten ve bir
dünya starı yapan yarattığı o eğri büğrü yapılar gösteriliyordu.
7/18/2019 oscar niemeyer eğrinin mimari
http://slidepdf.com/reader/full/oscar-niemeyer-egrinin-mimari 2/5
Hele Brezilyanın
Pampulha bölgesinde bu kliseyi yapmış (tek başına yapmamıştır herhalde) Brezilya katoliklerklisesi onaltı yıl kutsamamış. Ama sonunda pes etmiş. 1943'te yapımı sona eren "Igrega
Pampulha" 1959'da kutsanıp ibadete açılmış.
Birde 1955'te yapılan şu Sao Paolo'da Copan binasına bakın, nasıl da çizmiş Oskar baba, şehir
merkezinde denizden devasa bir dalga, hayran kalmaktan dışında yol var mı başka ?
Ve işte böyle işler yapmış Oscar Niemeyer gibi babaların, işte şöyle birkaç sözünde, dünyaya bakışımız değişir: "Dik açı beni
7/18/2019 oscar niemeyer eğrinin mimari
http://slidepdf.com/reader/full/oscar-niemeyer-egrinin-mimari 3/5
çekmez, ne de insanın yarattığı sert, katı, düz çizgi; ülkemin dağlarında, ırmaklarının
kıvrımında, denizin dalgasında, sevdiğim kadının bedeninde gördüğüm özgür ve duyusal
eğri beni içine alır".
Birkaç kelimede ve söylediğini yaptığını gösteren birkaç 'yapı'da, hemen hissedersiniz, ve
anlarsınız ki, bu adam; bir habitus'te teori ve pratiğin uyumla buluştuğu, öyle genlerinde yazılı
felan olduğundan değil, ama bir DNA'nın spiral yapı şemasındaki gibi, sarmaş dolaş birleştiği
bir adam; hayatın düz gidemeyeceğinin sırrını çözmüş, malesef sayısı çok az, adamlardan
biri.
İşte bazen, böyle adamlar çıkar bu dünyada, ve şansınız varsa, sadece bakmaya değil görmeye
çabalar uğraşırsanız, sadece dinlemeye değil duymaya yatkınlığınız varsa vs. vs., düz bir
ekranda bile olsa biryerlerde sizinde karşınıza çıkarlar ve sizin düz olanı sevme eğiliminizi
tersine çevirip, size eğriyi sevdirirler.
Daha ne olsun, daha ne yapsın (bir) insan. Siz inat da etseniz, ezber bozmadan düz degitseniz neye yarar; Niemeyer baba çizmiş, yaratmış birsürü yerde 600 kadar, "eğri"yle
barışık binalar; yükseltmiş okullar, müzeler, kliseler, kütüphaneler...
Ve 'büyük bir ihtimal', yaratmanın verdiği huzurla, dün 5 aralık 2012'de, 104 yaşında, haydi
bana eyvallah, benden bu kadar demiş. Belki de o kızılderili yaşlı adam gibi 'ölmek için güzel
bir gün' diye düşünerek gülümsemiş.
'Geleneksel değerler'in dümdüz edildiği bu 'modern zamanlar'da, bu ülkenin geleneksel
değerlerini romanlarında hep hatırlatan bu ülkenin türkçe yazan değerli bir kürt romancısının
" yitirdin mi yandın bittin on paralık oldun" dediği "insanlara saygı"nın anlamını hatırlar insan Niemeyer'lerin varlığında; ve hüznü hisseder onun gibi insanlar artık olmadığında. ... Sistemin
medyası birinci sayfadan manşet atar ölüm haberlerini. ... Sisteme karşı bir komünist olsalar
bile. ... Ama özenle onun bir komünist olduğunun üzerinde pek durmadan. ...
İşte bu yüzden Le Monde gibi, Le Temps gibi gazetelerin yazdıkları kesmedi, tam tersine
merak sardı birden: Niemeyer baba niye komünist olmuş ve bir komünist olarak yaşamış 104
yaşına kadar? Öyle bir komünistmiş ki Brezilya komünist partisi isim değiştirip sosyalist parti
olduğunda olur mu böyle şey deyip yeni bir komünist parti kurmuş. (Bu araştırılacak ve
yazının burası uzatılacak).
Böyle şeyleri merak edenler için ne muhteşem bir çağda yaşıyoruz. ' Asrım beni korkutmuyor,
kaçak değilim' diyelim bizden bir komünist (ama bunun bedelini çok ağır ödemiş) şair gibi
(Oscar baba okumuştur onu kesin - bu da araştırılacak) ve geçelim 'düz' bir ekranın başına,
basalım bir klavyenin 'düz' kare, koyu kara tuşlarına... Ve hokuspokus, arasın tarasın ve
Foucault'nun bize nasil bisey oldugunu gösterdigi "bilme istenci" ateşimizi söndürsün, bilgi
ağına takılan birşeyler bilen birilerinden bilgiler. Okuyalım biz de Oscar Niemeyer'den
büyübozan kelimeler:
“Mimarlık okulları mimarlığın yanında felsefe, tarih, antropoloji ve edebiyat dersleri önermeli. Bir
mimarın bir mimarlık fakültesinden çıkması yetmez. İçinde yaşadığı toplumu iyi bilmeyi öğrenmeli;
7/18/2019 oscar niemeyer eğrinin mimari
http://slidepdf.com/reader/full/oscar-niemeyer-egrinin-mimari 4/5
insanlara mutluluk veren şeyler inşa edebilmek için toplumsal dünyayı anlamak, kendini o dünyaya
açmak gerekir.“
Bir mimardan
böyle antropo-loji mantropo-loji gibi şeyler duymaya, alışık değiliz, şu içinde yaşadığımız ve
'doğal' sandığımız toplumsal dünyalarda (artık antroploglardan bile duymuyoruz, antropolojifakültesinde bile savunmuyoruz böyle -loji'leri; insana saygının yittiği yerde insan bilimleri de
bitiyor, can çekişiyor, daha etkili olması gerekirken; fakat direnenler var, herzaman ve
heryerde olduğu gibi)... Lakin alışık olunmadığında ve beklenmeyen bir yerden geldiğinde
bir tokat, daha etkili oluyor, bu kesin! Şak Pat! Şah Mat! Haydi bakalım bu da mı gol değil?
Brezilyalı Oscar Ribeiro de Almeida Niemeyer Soares Filho'nun golü'de çizgiyi geçmedi veya
hakem görmedi? Bu da mı sayılmaz? Sana göre gol, bana göre gol değil felan filan geçelim,
'çizgiyi geçtimi geçmedimi'nin videosu felan da değil, dev eserler var ortada; bal gibi gol işte!
Nieymeyer'ler 1 Sistem 0. Yaşarken ve öldükten sonra, eğrinin klasıyla düzün kafası böyle
çarpışır; düzen böyle bozulur, mimar böyle olunur. Bu kaçıncı ders? Kim girmezse girmesin
derse ve ne derse desin, anlamaya başlı(yorum), bu mimar Oscar Niemeyer mimar olmak
yetmemiş niye bir de solcu olmuş diye...
Bunu anlamak anlama uğraşı içinde olana hiçde zor değil: felsefe, tarih, antropoloji ve
edebiyat önemli derseniz... insanın yaşadığı toplumu iyi bilmesi için biraz bunlar gerekli
derseniz... üstüne bir de 'amaç insanlara mutluluk vermek' derseniz.. bu dünyanın çıkardığı en
nefis insanlara dedikleri gibi (Mother Jones, Charlie Chaplin, Ken Loach vs. vs.) size de
komünist derler, öcü der gibi, az oldukları halde çoğunluğa tahaküm edenler ve onlari takip
edenler; ama siz gururla Nazım gibi "sevdalınız komünistir" dersiniz.. ne olduğunuzu belirler,'değer'lendirirsiniz. O zaman ister mitolojik ister bilimsel olsun " Histoire " size hak verir,
"Gaia" sizi bilir, ve Gaia'nın çocukları da sizden öğrenir. O zaman da o bütün değerleri tek
değer 'zenginlik' olarak düzlemiş bir takım acayip insanların kurduğu sistem de sizden yediği
tokatla sersemler, kendine gelmeye çalışırken "Güç istenci"nin pala bıyıklı filozofunun lafını
tekrarlar ezberden: "beni öldürmeyen şey beni güçlendirir", bla bla bla.
Ama birgün binlerce mimardan birden fazla Niemeyer'ler çıkmaya başlar ve 'böyle sadece
mimarlık okuyarak mimar olunmaz' derse, sistem çöker. Mimarlığın anlamı da tek değer
olarak 'zenginlik'ten başka bir anlam kazanmaya başlar ve bu anlam diğer anlamları yavaşyavaş haşlar.
7/18/2019 oscar niemeyer eğrinin mimari
http://slidepdf.com/reader/full/oscar-niemeyer-egrinin-mimari 5/5
'We are young and life is long' . Amacımız bir yandan büyü bozarken diğer yandan başka bir
büyü yapmak değil. Kayna kazanım kayna! Yan ateşim yan! Bu sadece bir blogda blogoloji
yazısı. Parola Rousseau'dan: Tout Dire. Sizde yazın. Çağın fırsatı. Yazmak, bozmak bedava.
1984 defa tıklamak ve "1984" okumak bâd-ı hevâ. Kâr yok; birileri bundan reklam alsa, para
kazansada. İnkâr yok; kimilerinin mesleği bu olsa da. İktidar hiç yok; bazıların tek hedefi bu
olsa bile.
Yok ta yok, amma lakin mimarlıkla komünistliğin alakasının bir ifadesi de Oscar Niemeyer'ın
şu sözlerinde bir kere daha var (üstelik bir başka büyüğümüzün çok sevdiği Cezayir'de bir
anısından bahseder):
“Bir gece, Cezayir’de kendimden geçerek deliler gibi çalıştım hotel odamda. Sonuç: Liman
yakınlarında, plajın dibinde, karaya bir üstyapıyla bağlanmış denizin üstünde askıda bir
cami. Boumediene çizdiğim planları görünce ‘ama bu cami çok değişik, devrimci’ diye
haykırdı. Ben de ona ‘ama başkan devrim heryerde olmalı’ diye cevap verdim.“
Ne güzel demişsin Seu Oscar!
Adieu Mösyö Niemeyer! Açtığınız yollardan ne çok mimar yürüyecek, mimar olmayanlar da, bu da kesin!