Merhaba,Oto Gündem’in 7’nci sayısıyla tekrar birlikteyiz. Oto Gündem Dergi her ayın ilk haftası sizlerle birlikte oluyor. Oto Gündem’in 7. Sayısı yine dopdolu. Audi sürücüsüz otomobili olan A7 Sportback 900 km yaptı. En genç otomobil markalarından olan Hyundai pick-up segmentine giriyor ve ilk konsept modelini beğeniye sundu. Lamborghini yeni küçüğü olan Huracan GT3 versiyonuyla piste çıkacak. Bentley’de süperspor otomobiller ligine giriş yapıyor. BMW 1 serisini baştan aşağı yeniledi. Ödülü Fabia Combi versiyonuyla pazarda yer alacak. MINI’de kalp atışları hızlanıyor. JCW versiyonunu yenileyen marka artık daha sportif. Seat’ın en çok sevilen modeli Leon Cupra ile genişliyor. Porsche 50. Yılını Tagra ile kutluyor. Ford B segmentindeki temsilcisi Fiesta’ya RED ve BLACK versiyonlarını ekledi. Opel’in minik sporcusu olan Corsa OPC makyajlandı. Test köşemizde bu ay MINI Cooper D, Alfa Romeo Giulietta ve Renault Megane HB GT-Line yer alıyor ve daha bir çok yenilik, haber ve inceleme sizleri bekliyor. Oto Gündem’in Ocak sayısı 125 bin 259 farklı kişi tarafından okunmuştur. İlginize teşekkürler…ESP zorunlu mudur?Bu hafta ki mini konumuz ESP sistemi, öncelikle ESP nedir? Ne işe yarar? Nerde kullanılır? Vb. gibi sorularına cevap bulalım. ESP’nin açılımı Elektronik Stabilite Programı anlamına geliyor. Aslında Stabilite burada denge anlımına geliyor ve buradan da anlaşılacağı gibi bu sistem aracı dengede tutuyor. Ama hangi şartlarda ve hangi koşullarda devreye giriyor? Öncelikle bir araçta ESP sistemi var ise ABS’de

var demektir. Bu çorap söküğü gibi peşinde ASR’yi getirir. Bu 3 donanım bir biriyle bağlantılı bir zincir gibidir. (Kısaca geçelim, ABS; fren esnasında kaymayı önler. Yani tekerlekleri birden kilitlemez ve seri dokunuşlarla fren sistemine adeta şok verir. Böylece araç frenleme esnasında halk dilinde kızaklama yapmaz. ASR ise, patinaj önleme sistemidir. Ani kalkışlarda veya kaymalarda sürtünmeyi en aza indirger.) Sürücü aracı kullanım esnasında davranış şekillerini elinde olmayan sebeplerle değiştire bilir. Eğer ESP sistemi bir dengesizlik hissederse veya algılarsa hemen devreye girer. Daha çok kritik anları kendine görev edinen sistem arka planda sürekli pozitif olarak beklemektedir. Ufak çaplıda olsa en az 10 sürücüden 8’inin başına gelmiştir. Viraj dönerken bazen gereksiz mini tümsekler olur. Buradan geçiş anında araç hafif kayma yapar. ESP hemen buna müdahalesini uygular. Daha da ilerisini düşünecek olursak sert bir viraja süratli girdik. Aracımız çekiş sistemine göre önden veya arkadan kaymaya başladı, yani kaymanın gerçekleştiği anda direksiyonu istediğimiz yönde tepki vermediğini görürüz. Aracın önden kayma gerçekleştirdiğini düşünürsek, ön tekerlerin kontrolden çıktığını anladığı an sistem devreye girer. Gidilen yön ile gitmek istenilen yön farkı varsa ESP kaymayı daha fazla ileriye taşımamak için örneğin sağa gitmek istersek arka sağ tekerleğe frenleme yapar. Hava şartlarında da ESP tehlikeli bir durum hissettiğinde devreye girebilir. Bu şartları düşünürsek ESP sisteminin aslında ne kadar da önemli bir kombinasyonun olduğunu anlarız. Kazaları minimuma indiren sistem bir çok kişinin farkında olmadan hayatını bile kurtarmıştır demek yerinde olur. Her ne kadar koltuk kafalıklarının standart olmadığı zamanlardan geçen otomotiv sektörü bu sistemi de zamanla standartlarına dahil edecektir. Lütfen emniyet kemerlerimizi takmayı unutmayalım. Dergimizin 7. sayısını keyifle okumanız dileğiyle,

EN GÜVENLİSİ SEÇİLDİ

Üst sınıfa özgü güvenlik donanımlarıyla dikkat çeken üçüncü jenerasyon Skoda Fabia, 2014 yılında Euro NCAP çarpışma testlerinden en yüksek dereceyi elde etti. Euro NCAP testine

katılan 14 küçük sınıf otomobilden beş yıldızı alan tek otomobil Skoda Fabia, 2014 yılında sınıfının en güvenli otomobili olmayı başardı. Dört kategoride birden çarpışma testinden beş yıldız alan Fabia ile birlikte tüm Skoda modelleri NCAP beş yıldızına sahip olmuş oldu. Çoklu-Çarpışma Önleyici Fren sistemi, Şehiriçi Acil Fren Desteği, Sürücü Aktivite Asistanı, Adaptif Hız Sabitleyici, Şerit Asistanı, Akıllı Far Asistanı, Trafik Işığı Algılama Özelliği, Yokuş Kalkış Desteği, Elektronik Lastik Basınç Monitörü gibi donanımlar Fabia’nın bu başarısında ön plana çıkıyor. Fabia dikkat çeken tasarımı, ekonomik motorları, hem konfor hem de güvenlik teknolojileriyle şimdiden büyük bir beğeni topladı. Tamamen yeni Skoda Fabia, Mart ayında Türkiye pazarında satılmaya başlanacak. SATIŞLAR %28 ARTTI

Mitsubishi Motors, Avrupa’daki varlığının 40. yılını kutladığı 2014 yılında, faaliyet gösterdiği

34 Avrupa ülkesinde 136.928 adet satış gerçekleştirdi. 2013 yılına kıyasla yüzde 28’lik artışı gösteren bu rakam, Mitsubishi’nin bölgedeki konumunu güçlendirdiğini ortaya koydu. Space Star ve Attrage modelleri de büyümeyi destekledi. Avrupa pazarlarında kademeli olarak pazara sunulan Mitsubishi Outlander PHEV, rekabete karşı büyük farkla Avrupa’da en iyi satan plug-in hibrit otomobil oldu. Mitsubishi Motors için bu olumlu trendin, bu yıl tamamen yenilenerek pazara sunulacak L200 pikap ve diğer model lansmanları ile 2015 yılında da süreceği öngörülüyor.

ÜRETİM KAPASİTESİNİ ARTIRIYOR

Hyundai Motor Grubu, 2015 yılına 73 milyar dolar gibi oldukça önemli bir yatırım kararıyla başladı. 2018 yılına kadar Ar-Ge Merkezleri ve Üretim Tesisleri güçlendirilerek

üretilecek yeni modellerin gelişimine önem verilecek. Çin ve Meksika’da yeni fabrikalar açmayı planlayan Hyundai, böylelikle tüm pazarlardaki söz hakkını artırmak istiyor. Hyundai, ayrıca Çin’deki fabrika sayısını ve üretim kapasitesini artırmak için de girişimlere başladı. Cangzhou’da dördüncü ve Chongqing’deki beşinci fabrikalarını ardarda açacak olan Hyundai, yıllık olarak toplamda 1.65 milyon adetlik üretim kapasitesine sahip olacak. Kurulacak olan her fabrikanın üretim kapasitesiyse 300 bin adet olarak açıklandı. 2018 yılına kadar tamamlanması planan fabrikalar sayesinde Hyundai, bölgedeki gücünü iki katına çıkarmayı hedefliyor. Marka Çin için tasarladığı küçük ve orta ölçekli modelleri 2017 yılının ilk yarısından itibaren üretmeye başlayacak.

EN HIZLI BÜYÜYEN MARKA

Maserati, Otomotiv Distribütörleri Derneği’nin (ODD) düzenlediği “ODD Satış ve İletişim Ödülleri, 2014 Gladyatörleri” kapsamında, 2014 yılının “En Hızlı

Büyüyen Otomobil Markası” seçildi. Otomotiv sektöründe 100’üncü yılını kutlayan Maserati, 2014 yılında satışlarını bir önceki yıla göre yüzde 107,5 yükseltmeyi başardı.Maserati’nin başarılı performansıyla ilgili konuşan Fer Mas Şirket Müdürü Sinan Saip Bel, “Genel otomotiv pazarı içinde oldukça sınırlı bir paya sahip olan ve kıyasıya bir rekabetin yaşandığı lüks otomobil segmentinde satışlarını en çok arttıran marka olmaktan son derece mutluyuz. Bu başarıda, 2013 yılı sonunda pazara sunduğumuz, 4 kapılı lüks sedan modelimiz Ghibli’nin önemli bir rolü bulunuyor. 2014 yılında Maserati markasıyla toplamda 83 adet satış gerçekleştirirken, bu satışlarımızın 52 adedini Ghibli modeli oluşturdu” dedi.

750.000’INCI INSIGNIA BANTTAN İNDİ

Opel Insignia, 2013 yılında yeni versiyonu ile piyasaya sunuldu. Yeni nesil bilgi-eğlence sisteminin yanında yeni nesil motoru ve tamamı ile değişen görünümü ile bugüne

kadar 155 binden fazla sipariş alarak Opel’in en çok satan dördüncü modeli oldu. Opel CEO’su Dr. Karl-Thomas Neumann “En başarılı modellerimizden Insignia’yı 750 bin kez üretmiş olduğumuz için gurur duyuyoruz. Insignia bizim amiral gemimiz ve dolayısıyla markamızın sembolü. Insignia, Opel için kilit bir rol oynamakta.” Insignia bu yılın sonunda OPC Sedan, Holden Insignia VXR olarak Avustralya ve Yeni Zelanda’da piyasaya sunulacak. Yeni nesil 2.0 litrelik turbo dizele sahip Insignia, 170 beygirlik dört silindirli motor gücü, düşük yakıt tüketimi, düşük emisyonunun yanı sıra düşük gürültü ve titreşim seviyeleri ile dikkat çekiyor. Ülkemiz pazarında ise ilgiyle beklenen 1.6 CDTi otomatik motor bu yılın Haziran ayında Insignia modeli satışa sunulacak.

L200 YİNE ZİRVEDE

2014 yılını 4.200’lük adetlik satışla tamamlayan Mitsubishi L200, pick-up segmentinin

bu yılda açık ara lideri oldu. 2006 yılındaki lansmanından bu yana hem bireysel hem de filo kullanıcılarının vazgeçilmez pick-up aracı haline gelen Mitsubishi L200’ün pazar payı yıl sonu itibariyle yüzde 32,8’e ulaştı.L200’ün içinde bulunduğu pick-up pazarı, 2014 yılında yüzde 8,8 oranında daraldı. Daralan pazara rağmen Mitsubishi L200’ün satışları yüzde 17 oranında artış gösterdi. 2014’ü zirvede kapatan Mitsubishi, 2015 yılında da L200 ile liderliğini korumayı hedefliyor.

BASKETBOLCULARA ALHAMBRA

TBF Türkiye Basketbol Ligi’nde mücadele eden Darüşşafaka Doğuş Basketbol Takımı’nın 2014 – 2015 yılı ana sponsorlarından biri olan SEAT, takımın 7 oyuncusuna

SEAT Alhambra ve alt yapı ekibine de 4 adet Leon araç tahsis etti. Markanın global marka stratejisine paralel olarak, Türkiye’de de Doğuş Otomotiv SEAT, Darüşşafaka Doğuş Basketbol Takımı’nın yedi oyuncusuna araç tahsis etti. Oyunculara tahsis edilen Alhambra’lar, çok yönlü bir MPV için ideal bir formata sahip; 4,85 metre uzunluğu ve 1.90 metreyi bulan yüksekliğiyle geniş bir mekân sunuyor. Alhambra’lar, Taylor Darnell Brown, Jamon Alfred Lucas, Renaldas Seibutis, John William Shurna, Lynn Terence Greer, Ersin Dağlı ve Gasper Vidmar’a verildi. SEAT, sponsorluk kapsamında ayrıca, teknik ekipte yer alan dört isme de Leon marka araç tahsis etti.

PARK KAZALARI ÖNLENİYOR

Toyota, geliştirdiği Akıllı Radar Tanıma Sistemi (ICS) teknolojisiyle park ederken veya park edilen yerden çıkarken oluşabilecek kazaları önlemeyi ve azaltmayı hedefliyor.

Buna ek olarak yeni görüntüleme modu Toyota’nın Panoramik Görüntüleme Monitörüne eklendi. Böylece sürücü park yerinden çıkmadan önce etrafını daha detaylı bir şekilde kontrol edebiliyor ve güvenli bir biçimde hareket edebiliyor. Toyota’nın şu anki ICS özellikli park sistemi etraftaki engelleri tespit ediyor ve araçta daha fazla sensör yer aldığı için daha geniş ve derinlikli bir taramayla daha ilerideki objeleri tespit edebiliyor. Böylece, gaz pedalına yanlışlıkla basılsa bile kaza yapılması önleniyor. Park destek sistemleri ile park alanlarındaki maddi hasarlı kazaları yüzde 30 oranında azaltmayı hedefleyen Toyota, yaptığı yeniliklerle de trafik güvenliğini artırmak, her geçen gün daha güvenli araç ve teknolojileri yaratma konusunda ısrarla çalışmaya devam ediyor.

YENİ YIL ÖDÜLÜ

Opel’in kişiselleştirme şampiyonu ADAM, Almanya’da “Auto Motor und Sport” dergisi okuyucuları

tarafından küçük sınıf segmentinde “Best Cars of 2015” ödülünü aldı. Oylamada Opel ADAM, katılımcı oylarının yüzde 29.8’ini almayı başardı. Opel’in yeni tasarım dilini yansıtan ADAM Avrupa’daki satış başarılarının yanı sıra farklı ödüllerle de bunu pekiştiriyor. ADAM’ın sportif versiyonu S ve 3 kapılı mini crossover Swing Top kumaş tavana sahip Opel ADAM ROCKS yeni nesil motorları ve tasarımı ile dikkat çekiyor. Auto Motor and Sport Dergisi tarafından düzenlenen oylamada, 15 ülkeden 112 bin okuyucu ve Avrupa genelinde 130 bin otomobil sever oy katılım göstererek Opel ADAM’ı birinci seçti.

SÜRÜCÜSÜZ 900 KM YAPTI

Audi mühendislerinin geliştirdiği A7 Sportback model otomobil, sürücüsüz olarak California Silikon Vadisi’nden çıktığı yolculuğunu, 900 kilometre yol yaparak Las Vegas’ta düzenlenen CES 2015 Tüketici Elektroniği Fuarı’nda

tamamladı

Audi, 2016 yılında sürücüsüz otomobil geliştirme hedefine, Amerika’da gerçekleştirdiği test sürüşüyle bir adım daha yaklaştı. “Jack” takma adlı A7 Sportback 3.0 TFSI quattro

model otomobil, Amerika’daki Silikon Vadisi’nden sürücüsüz olarak başladığı yolculuğunu 900 kilometre sonra Las Vegas’taki CES 2015 Tüketici Elektroniği Fuarı’nda sonlandırdı. Audi’nin hali hazırda diğer modellerinde de kullandığı Adaptif Cruise Control (ACC) ve Audi Şerit Asistanı (ASA) gibi sürüş asistanları yardımıyla tamamladı. Yüksek çözünürlüklü 3D kamera da A7 Sportback’in etrafındaki trafiği algılamasına yardımcı oldu. Tüm bu teknoloji, otomobilin sürücüden bağımsız olarak hızlanmasını, fren yapmasını, şerit değiştirmesini ve önündeki araçları sollamasını sağladı. Şerit değiştirme sırasında, otomobil önce kendi hızını çevresindeki araçların hızıyla karşılaştırdı. Hız ve aradaki mesafenin uygun ve güvenli olduğu kararını alınca da şerit değişimi yaptı. Yolculuğun, şehir merkezi gibi sürücünün devreye girmesinin gerektiği durumlarda sürücüler, ses ve görsel uyarılarla uyarıldı. Audi’nin geliştirdiği bir diğer sürücüsüz konsept araç olan RS7 Concept, geçen yıl Ekim ayında, Alman DTM Yarışları’nın sezon finali öncesinde piste çıkmış ve saatte 240 kilometre hıza çıkarak, pistteki turunu tamamlamıştı.

YEPYENİ BİR KONSEPT

Dünyanın en saygın otomobil fuarlarından biri olan 2015 Kuzey Amerika Uluslar Arası Otomobil Fuarı’ında Hyundai, Santa Cruz ve Sonata Plug-

in Hybrid modelleriyle boy gösterdi

Hyundai, dünyanın en saygın otomobil fuarlarından biri olan 2015 Kuzey Amerika

Uluslararası Otomobil Fuarı (NAIAS), Detroit’te yeni konsept modeli Santa Cruz (HCD-15) ve Sonata Plug-in Hybrid’i (PHEV) görücüye çıkardı. Santa Cruz, geleneksel Pick-up’ların aksine, sahip olduğu sportif tasarımı ve kompakt kullanım özellikleriyle daha

çok crossover otomobil tutkunlarının gönlünü fethetmek istiyor. Sonata Plug-in Hybrid ise performans ve düşük yakıt tüketimini bir arada sunmasıyla öne çıkıyor. Modern kentleşmenin yanı sıra, kendini doğada daha özgür hissetmek isteyen maceraseverler için geliştirilen Santa Cruz konsepti, Hyundai’nin bu segmentteki yeni bir modeli olmasıyla da önem kazanıyor.

Agresif çizgilerden oluşan tasarımıyla oldukça cesur bir görünüme sahip olan Hyundai Santa Cruz Concept, SUV segmentindeki kardeşi Santa Fe’den de esintiler sunuyor. Markanın karakteristik altıgen ızgarasına farklı bir ambiyans getiren geniş hava girişli ızgara ve LED farlar, ön taraftaki en belirgin özellikler olarak veriliyor. Önden başlayarak arkaya kadar

sportif coupe-sedan formuna yakın bir hatlarla tasarlanan Santa Cruz Concept, yükleme alanının yer aldığı arka tarafta da tıpkı öndeki gibi akıcı havayı devam ettiriyor. Hyundai Santa Cruz için verimlilik en önemli özelliklerin başında geliyor. Konsept otomobilde kullanılan 2.0 litrelik turbo dizel motor, 190 beygir güç ve 406 Nm maksimum tork üretiyor.

Hyundai, sportif Pick-up konsepti Santa Cruz gibi ilk kez ürettiği Plug-in Hybrid teknolojisine sahip elektrikli otomobili Sonata’yla da fuarda dikkat çekti. Yüksek teknoloji ışığında geliştirilen Sonata, bir önceki modele göre yüzde 32 daha performanslı 50 kW’lik bir elektrikli motora ve 9.8 kWh lithium polymer pillere sahip. Aynı zamanda yerini aldığı Sonata Hybrid’ten beş kat daha büyük pillerle donatılan otomobil, bu sayede rakiplerinden daha uzun bir menzil sunmuş oluyor. Konfor ve düşük yakıt tüketimini aynı anda sunan Sonata Hybrid, benzinli motoru kullanmadan elektrik modunda 35 km yol katedebiliyor. 2.5 saat gibi kısa bir sürede tekrar şarj edilebilen Sonata Hybrid, klasik tork konvertörlü şanzıman yerine yeni nesil elektrikli 6 ileri otomatik şanzımanla (TMED) sunuluyor. Elektrikli motorun yanı sıra, 2.0 litrelik GDI benzinli ünitenin de kullanıldığı Sonata’nın motor gücü 154 beygir. Her iki motor birleştiğinde de toplam 202 beygirlik maksimum güce 6000 devirde ulaşılıyor. Standart olarak 7 hava yastığıyla üretilen Sonata, ESP, VSM, TCS ve ABS gibi sistemlerin haricinde ayrıca Şerit Takip Sistemi, Arka ve Yan Trafik Uyarısı, Kör Nokta Algılama ve Çarpışma Uyarısı gibi üst düzey güvenlik donanımlarıyla da kullanıcılarına maksimum koruma sağlayacak. Hyundai Sonata Plug-in Hybrid, Güney Kore’deki Asan Fabrikası’nda üretilecek ve yıl sonuna doğru belirli pazarlarda satışa sunulacak.

GEÇEN YILI REKORLARLA KAPATTI

Jeep® markası, dünya genelinde 2014 yılını satış rekorlarıyla tamamlarken, pazara sunduğu yeni modelleriyle de tüm dikkatleri üzerine çekti. Jeep® 2014 yılında dünya genelinde, marka tarihinde bir kilometre taşı kabul edilen 1

milyonluk satış eşiğini aşarak, toplam 1.017.019 adet araç satışı gerçekleştirirken, satışlarını bir önceki yıla göre %39 oranında artırdı. 2014 yılında dünya çapında ciddi bir büyüme kaydeden Jeep® aynı zamanda, en önemli pazarlarından ABD’deki satışlarını %41 ve dünyanın en büyük pazarı haline gelen Çin’deki satışlarını da %49 oranında artırmayı başardı. Jeep® satışları Avrupa’da %40 ve Asya-Pasifik Bölgesi’nde de %42 artış gösterdi. Jeep®’in 2014 yılında en çok satan modeli 279.567 adetle Grand Cherokee oldu. Türkiye’de Jeep®, 2014 yılında pazara sunduğu Yeni Cherokee ve markanın küçük SUV segmentindeki ilk modeli Renegade’in yarattığı sinerjiyle, toplamda 1.960 adet satış gerçekleştirerek, bir önceki yıla göre %101’lik bir büyümeye imza attı.

EN GÜVENLİ AİLE OTOMOBİLİ

Nissan Qashqai, bağımsız test organizasyonu Euro NCAP tarafından yapılan güvenlik testleri sonucunda rakiplerini geride bırakarak ”En Güvenli Kompakt Aile Otomobili” seçildi. Nissan’ın övgüye değer bu son başarısı,

2014 yılında X-Trail ve Pulsar için alınan Euro NCAP ödülü ile birlikte güvenilir üretici marka kimliğini daha da güçlendirdi. Önden çarpma testinde Qashqai’nin yolcu kabini, sağlam yapısını korudu. Darbe sonrasında sürücü yerindeki cansız manken incelendiğinde ise sürücü ve ön yolcunun hem diz hem de uyluk bölgesinin zarar görmediği görüldü. Dinamik testlerde kullanılan çocuk mankenlerin test sonuçlarından gelen veriler değerlendirildiğinde, çocukların zarar görmediği ortaya çıkıyor. Yayaya çarpma durumunda mümkün olan en az hasarı vermeye yönelik tasarlanan ön tamponuyla, maksimum puan aldı. Otomatik Çarpışma Önleyici Sistem, Yorgunluk Algılama Sistemi, Şerit Takip Uyarı Sistemi, Otomatik Uzun Far Asistan ve Trafik İşareti Tanıma Sistemi, Qashqai’nin sunduğu Güvenlik Kalkanı teknolojilerinden bazıları. Nissan Güvenlik Kalkanı aynı zamanda, Çevre Görüş Sistemi teknolojisi sayesinde Kör Nokta Uyarı Sistemi ve Hareketli Nesne Algılama Sistemi’ni mümkün ve ulaşılabilir kılmaktadır.

PiSTE ÇIKIYOR

Lamborghini’nin yeni küçüğü Huracan, GT3 versiyonuyla pistlere çıkmaya hazırlanıyor. Araç, 5 farklı

ülkede dayanıklılık yarışlarına katılacak

İtalyan süperspor otomobil üreticisi Lamborghini, yeni yarış otomobilini tanıttı. Markanın Sant Agata’daki merkez binasında dünya prömiyeri

gerçekleştirilen Huracan GT3, markanın daha önce tanıttığı Huracan LP620-2 Super Trofeo modelinin izinden gidiyor. Bu yıl Avrupa’nın 5 ülkesinde gerçekleştirilecek Blancpain dayanıklılık serisinde boy gösterecek olan araç, ünlü Spa pistinde 24 saat

yarışlarınca mücadele edecek. Alu-karbon şasiye sahip olan araçta FIA kurallarına tam uygun roll-cage (takla kafesi) yer alıyor. Aracın aerodinamiği ve ağırlık dengesini iyileştirebilmek için yüksek performanslı su radyatörü ön tarafa, şanzıman ise arka bölüme alınmış. Böylece aracın boy ağırlığı 1239 kilograma düşürülmüş. Aracın ön ve arka farları LED’lerle donatılmış. Yeni çok fonksiyonlu

direksiyon simidiyse OMP imzalı. Direksiyondan, araçla ilgili 12 farklı ayara ulaşmak mümkün. Sıralı 6 ileri bir yarış şanzımanına sahip olan araçta önde 380, arkadaysa 355 milimetrelik çelik fren diskleri kullanılıyor. Lastiklerse önde 315/680, arkadaysa 325/705 ebatlarında. Bu aracın satın alıp yarışmak isteyenler, vergiler hariç 369 bin euro (yaklaşık 1 milyon lira) ödemek durumunda.

LÜKSÜN EN HIZLISI

Bentley’in dev modeli Mulsanne, Speed versiyonuyla süper sporcular ligine giriş yapıyor. 5.5 metrelik

araç, güçlendirilen motoruyla ultra lüks otomobiller arasındaki en hızlı model oluyor

İngiliz asıllı lüks otomobil üreticisi Bentley, dev modeli Mulsanne’ye özel bir versiyon hazırladı. Markanın süper lüks modeli, daha fazla güç ve performans isteyenler için

geliştirildi. Mulsanne Speed (Hız) ismiyle tasarlanan yeni versiyon, uzunluğu 5.5 metrenin üzerindeki aracı süper spor otomobillerin dahil olduğu lige sokmaya yetiyor. Türkiye’de 700 bin eurodan (yaklaşık 2 milyon lira) başlayan fiyatlarla satışa sunulan standart versiyona göre daha sportif görünen araç, markanın amiral gemisini dünyanın en hızlı ultra lüks otomobili haline getiriyor. Speed versiyonuyla birlikte standart versiyon için de yeniden tasarlanan 6750 cc’lik motor, gücünü arka tekerleklere iletiyor. Motorla birlikte elden geçirilen 8 ileri otomatik şanzıman da yeni spor süspansiyon sistemi

gibi sürüş keyfini artırmak için tasarlanmış. Çift turbo beslemeli V8 ünitede yanma odasından yakıt enjektörlerine, bujilerden sıkıştırma oranına kadar birçok alanda geliştirmeler yapılmış. Bu sayede aracın ürettiği güç 512 beygirden 537 beygire yükseltilmiş. 2 bin devirin altında üretilen 1020 nm’lik tork da tam 1100 nm’ye ulaşmış. Ağırlığı 2.5 tonu bulan araç, bu verilerle birlikte 0-100 km/s ivmelenmesini 4.9 saniyede (standart versiyon 5.3 saniye) tamamlıyor. Aracın ulaşabildiği maksimum süratse saatte 296 kilometreden 305 kilometreye yükselmiş. Motorda yapılan iyileştirme çalışmaları, performans kadar tüketim değerlerine de yansımış. Aracın ortalama tüketim değeri açıklanmasa da,

yeni motorla birlikte yüzde 13’lük bir tasarruf sağlandığı, bunun da bir depoyla fazladan 80 kilometre yol anlamına geldiği belirtiliyor. Bunu sağlamak için araçta silindir kapama sistemi kullanılıyor. Sistemi, hafif yük koşullarında ve sakin sürüşlerde 8 silindirin 4’ünü kapatıyor. Böylece araç, yüksek güç gerekmediği durumlarda 4 silindirli bir otomobil gibi hareket ediyor. Markanın konfor odaklı süspansiyonu, Speed versiyonunda spor süspansiyon sistemiyle donatılmış. Gerekli durumlarda konforu elden bırakmadan aracın sertleştiren havalı süspansiyon

sistemi, büyük karoserin virajlardaki yatma eğilimini azaltıyor. Standart Mulsanne’de sunulan 20 inçlik alaşım jantlar, Speed versiyonunda koyu renkli 21 inçe yükseliyor. İnce bir elips şeklindeki egzoz çıkışları gibi ön çamurluklarda yer alan Speed logoları da aracı standart versiyonlar ayıran detaylar arasında. Araçta sunulan 60 GB harddiskli multimedya sistemi, Wi-Fi bağlantısı ve ön koltukların arkasına takılabilen 8 inçlik tabletlerle destekleniyor. Markaya özel ses sistemiyse tam 2200 watt gücünde ve 14 hoparlöre sahip. Arka kol dayamanın içerisinde de bir şişe soğutucusuna yer veriliyor.

BAŞTAN AŞAĞI YENİLENDİ

BMW’nin kompakt sınıf temsilcisi 1 Serisi, makyajla birlikte daha

şık hale geldi. Tüm motor seçenekleri elden

geçirilen araçta yeni nesil 3 silindirli benzinli

ve dizel üniteler de kullanılıyor

BMW, ürün gamının giriş modeli olan 1 Serisi’ni makyajladı. Markanın kompakt sınıftaki başarılı temsilcisi, küçük değişiklikler yapılan tasarımından

çok yeni nesil motorlarıyla dikkat çekiyor. Kompakt otomobil pazarının arkadan itiş çekiş sistemine sahip tek modeli olan 1 Serisi, markanın bir süre önce kullanmaya başladığı 1.5 litrelik 3 silindirli benzinli ve dizel motor seçenekleriyle iddiasını bir adım daha ileriye taşıyacak. Dış tasarım ilk bakışta tanıdık gelse de, yeni farlar ve genişletilen ön ızgarayla birlikte daha şık bir araç ortaya çıkarılmış. Krom çerçeveli BMW böbrekleriyle birlikte LED gündüz farları da makyajdan nasibini almış. Yeni stop grubuysa, arka tasarımın 3 ve 5 serilerini andırmasını sağlamış. İç mekandaysa kumanda elemanları yenilenmiş.

Standart olarak sunulan 6.5 inçlik

multimedya ekranını küçük bulanlar için 8.8 inçlik daha büyük bir seçenekler de opsiyon listesinde yer alacak. Aracın M versiyonu, diğerlerine göre sportif tamponları ve büyük jantlarıyla ayrılıyor. 360 litrelik bagaj ise, koltukların katlanmasıyla 1200 litreye kadar genişletilebiliyor. Araçta yapılan asıl yenilikler motor seçeneklerinde görülüyor. 5 benzinli 5 de dizel motorun kullanıldığı araçta, yeni nesil 3 silindirli ünitelere de yer verilmiş. Modele göre yüzde 12’ye varan oranda düşürülen ortalama tüketimler, 3.4 ile 8 litre arasında değişiyor. Araç, arkadan itişin yanı sıra, versiyona bağlı olarak 4 tekerlekten çekiş sistemiyle yer alacak.

125d, 120d xDrive ve M135i xDrive dışında tüm versiyonlarda 6 ileri manuel şanzıman standart olarak sunuluyor. 8 ileri otomatik vitesse opsiyonel listesinde. Araçta kullanılan giriş seviye dizel motor, yeni nesil 3 silindirli ünite. 1.5 litrelik motor, 116 beygir güç ve 270 nm tork üretiyor. 0-100 km/s ivmelenmesini 10.3 saniyede tamamlayan aracın ortalama tüketimi 3.7 litre. Bu motorun sadece manuel şanzımanla sunulan EfficientDynamics Edition (ED) versiyonundaysa ortalama tüketim 3.4 litreye kadar düşürülmüş. Benzinli motorlarda baz versiyon 1.5 litrelik yeni 3 silindir ünite. 109 beygir güç ve 180 nm tork üreten motor, aracı 0’dan 100 km/s sürate 10.9 saniyede ulaşıyor. Aracın ortalama tüketimiyse 5.0 litre. Ürün gamının zirvesindeyse M135i versiyonu yer alıyor. 3 litrelik turbo beslemeli motor, önceki versiyona göre 6 beygir güçlenmiş. 326 beygir güç ve 450 nm tork üreten model, otomatik vites ve 4 tekerlekten çekiş sistemiyle 0-100 km/s ivmelenmesini sadece 4.7 saniyede tamamlıyor. Manuel şanzıman ve arkadan itişli versiyon için bu süre 5.1 saniye.

FABIA’DA COMBİ SEÇENEĞİ

Yeni nesil Fabia Combi, sınıfının standartlarını yeniden belirlemeye geliyor. 530 litrelik bagaj hacmi, 17 pratik özelliği, şık tasarımı ve yeni nesil teknolojik

donanımlarıyla iddialı olan Fabia Combi, mayıs ayında Türkiye’de satışa sunulacak

Geçen yılın sonlarına doğru yeni Fabia Hatchback’i tanıtan Skoda’nın, 2015’teki ilk yeniliği ise üçüncü nesil Fabia Combi oldu. Yeni nesil Fabia Combi,

mayıs ayından itibaren Türkiye’de de satışa sunulacak. Yüce Auto Skoda Genel Müdürü Tolga Senyücel, yeni Fabia Combi’nin, kompakt station wagon otomobillerin tanımını değişterecek özelliklere sahip olduğunun altını çizerek, 2015‘in hayli hareketli geçeceğini söyledi. Yeni Fabia Combi’nin de, Fabia Hatchback gibi markanın Türkiye’deki iddiasını artıracak modellerden biri olduğunu vurgulayan Senyücel, “Yeni nesil Fabia ile B sınıfına yeniden ve güçlü bir dönüş yapacağız. Yeni Fabia ailesiyle birlikte 2015’teki hedeflerimizi bu yıldan daha yukarıya çektik. Ayrıca Fabia kendi içimizde yüzde 15’lik bir paya sahip olacak“ dedi. Senyücel, “Bu yıl da bizim

açımızdan çok hareketli geçecek. Yeni sunacağımız Fabia HB ve Fabia Combi modelleriyle ürün yelpazemizdeki eksiklerimizi tamamlayacağız. Ağustos’ta ise tamamen yenilenen Superb Türkiye’de satışa sunulacak“ dedi. Dış boyutlarında oldukça kompakt olan yeni Fabia Combi, bununla birlikte iç mekan ölçüleriyle sınıfına yeni standartlar getirecek kadar geniş bir otomobil. Yolculara ayrılan bölüm 21 mm genişlerken, uzunluğu da 8 mm artırıldı. Bagajdaki 530 litrelik yükleme hacmi ise, arka koltukların yatırılmasıyla 1.395 litreye çıkarılabiliyor. 25 litre artırılan bu değerler, sınıfının en geniş bagaj hacmi anlamına geliyor. Tüketiciler, aralarında Amundsen radyo navigasyon sisteminin de bulunduğu dört farklı eğlence

ve bilgi sisteminden “MirrorLink” teknolojisi sayesinde yeni Fabia Combi, akıllı telefonlara bağlanabiliyor ve sürücülerin telefonlarındaki bazı uygulamaları ekranda görmesi ve kullanmasına da olanak sağlıyor. Bolero ve Amundsen eğlence sistemlerinde bulunan bu özellik, yakın zamanda Apple cihazları (Apple CarPlay ile) ve Android

akıllı telefonları (Android Auto sayesinde) da bu imkandan yararlanabilecek. Önümüzdeki aylarda satışa sunulacak Fabia Combi Grenline versiyonunda yakıt tüketimi 100 km’de sadece 3.1 litre düzeyinde. Tüm bunlar, gerek aracın aerodinamik unsurlarındaki geliştirme gerekse de ağırlığın 60 kg kadar düşürülmesiyle başarıldı.

Güçleri 75-110 beygir arasında değişen üç benzinli ve üç dizel motor seçeneğinin bulunduğu Fabia Combi’de, Start-Stop ve fren enerjisini geri kazanım sistemleri de bulunuyor. Fabia’da ilk kez kullanılan elektro-mekanik direksiyon ise, daha önceki elektro-hidrolik direksiyona göre ağırlık ve yakıt tasarrufunu beraberinde getiriyor.

MINI’YE KALP NAKLİ

Otomobil pazarının minik temsilci MINI, yeni nesil JCW

versiyonunu tanıttı. 2 litrelik benzinli motorun kullanıldığı araç, yüksek

performansını daha az yakıtla sergileyecek

İngilizler’in ünlü otomobil markalarından MINI, yeni nesille birlikte bir çok yeniliğe imza attı. İlk kez 5 kapılı hatchback modelini pazara sunan, 1.5 litrelik dizel-otomatik vites gibi

cazip bir seçenek hazırlayan marka, kuşkusuz en fazla beklenen ‘doping’li versiyonu John Cooper Works’ü (JCW) hazırladı. Markanın atom karıncası JCW, Cooper S’ten bile daha başarılı olan

yol tutuş özellikleriyle safkan bir spor otomobil olarak bile tanımlanabilir. Yeni nesille birlikte 1.6 litrelik benzinli motor yerine büyük hacimli bir üniteye geçiş yapsa da, artırılan performans ve dinamizm ile araca olan ilginin sürmesi bekleniyor. Premium markanın kökeni 55 yıl öncesine dayanan sporcusu, boyundan çok daha büyük rakiplerine adeta kök söktürecek gücü ve sürüş yeteneğiyle dikkat çekiyor. Araçta görev yapan 2 litrelik turbo beslemeli benzinli ünite, kardeş üretici BMW’nin raflarından alınmış. 231 beygir güç ve 320 nm tork üreten motor, gücünü ön tekerleklere aktarıyor. 6 ileri manuel ve 6 ileri steptronic şanzıman seçenekleriyle pazara sunulacak araç, 0’dan 100 km/s sürate manuel şanzımanla 6.3, otomatikleyse

6.1 saniyede ulaşıyor. Bu rakam, 218 beygir güç üreten bir önceki nesilde 6.5 saniyeydi. Aracın maksimum hızı da saatte 238 kilometreden 246 kilometreye yükselmiş. Artan güçle birlikte egzozdan çıkan sesler de elden geçirilmiş. Yeni spor egzoz sistemiyle birlikte özel tasarımlı 17inçlik hafif alaşım jantlar, Brembo

imzalı spor fren sistemi, kırmızı renkli kaliperler, JCW’ye özgü arka spoyler ve aerodinamik kitle birlikte yüksek gücün kontrol edilmesi kolaylaştırılmış. İç mekandaysa entegre kafalıklara sahip spor koltuklar dikkat çekiyor. İç mekanda kırmızı ve siyah rengin hakimiyeti bulunuyor. 8.8 inçlik navigasyon sistemi

dokunmatik özelliğe sahip. Sistem, iOS ve Android işletim sistemine sahip akıllı cep telefonlarıyla uyumlu olarak hazırlanmış. Aracın bagaj hacmiyse 211 litre olarak belirlenmiş. Artan performansa rağmen marka, yakıt tüketimini düşürmeyi başarmış. Fabrika verilerine göre 5.7 litre olan ortalama tüketim, önceki nesil JCW’den neredeyse yüzde 20 daha düşük. Bu rakama ulaşabilmek için otomatik start/stop sistemi standart olarak sunuluyor.

ÇOK YÖNLÜ VE HIZLISEAT Leon ailesi genişliyor. Üstün performans sunan yeni Leon ST Cupra, üstün sürüş keyfini beraberinde getiriyor

SEAT, hem gündelik yaşamın hem de performansın keyfini çıkarmaya olanak tanıyan modelini tanıttı. Yeni Leon ST CUPRA. Üst düzey performansı, tarz ve kullanışlılıkla birleştiren Leon ST CUPRA, 1.470 litrelik yük kapasitesine sahip.

Leon ST CUPRA saatte 100 kilometre hıza yalnızca 6.1 saniyede ulaşıyor ve çok yönlü bir aracın aynı zamanda ne kadar hızlı olabileceğini gözler önüne seriyor. Yeni Leon ST CUPRA, performansı ve etkileyici dinamikleri, uzun yolculuklarda sunduğu rahatlık ve konforun yanı sıra kullanışlılık özellikleriyle fark yaratıyor. Çevikliği sayesinde hem iş hem aile, hem sportif hem de hobi amaçlı kullanımı kapsayan mükemmel bir spor otomobil olarak ortaya çıkıyor. Yeni Leon ST CUPRA, yüksek teknolojik özellikler ile sıra dışı bir performans sunuyor. Progresif direksiyon, CUPRA Drive Profile ve standart full-LED farlar bu otomobilde yer alan en son teknolojiye sahip diğer özellikler. Markanın en üst modeli olan DSG şanzımanlı CUPRA, 265 HP güç ve azami 350 Nm torka sahip ve tam anlamıyla sürtünmeyi azaltan bir model. Kalkışta hızlanma süresi ise 6,1 saniye. Saatte 250 kilometre olan azami hızı da dikkat çeken bir başka özellik. Tüm bunlara rağmen, yeni Leon CUPRA olağanüstü bir verimliliğe de sahip. Ortalama

yakıt tüketimi 6,6 litre. Bu da 154 gram karbon emisyon miktarına eşit. CUPRA, Leon ST CUPRA’da çıtayı daha da yükseltmiş. Aynı zamanda, uzun yolculuklarda şaşırtıcı derecede rafine olan konforuyla birlikte çok daha rahat bir sürüş sağlıyor. Emniyetli ve güvenilir yavaşlama sistemi, kırmızı kaliperlerle kendini gösteren CUPRA’ya özel, yüksek performanslı fren sistemi ile birlikte geliyor. Comfort ve Sport modlarına ek olarak sunulan CUPRA modu da Martorell’deki mühendislerin özellikle odaklandığı noktaların başında geliyor. Bu ayar seçildiğinde gaza basıldığında otomobilin tepkisi özellikle çok daha hassas bir hale gelirken, DSG de en sportif vites değiştirme modunda çalışırken ses güçlendirici de turbo şarjlı motorun sesinin tam olarak ortaya çıkmasını sağlıyor. Progresif direksiyon da en sportif ayarda çalışıyor. Yeni CUPRA ile bu özellik de bir adım ileriye taşınıyor. Geniş hava delikleriyle birlikte yeni ön ızgara yapısı ve full-LED farları, güçlü bir görünüm sağlarken, iki oval egzoz borusu arka tampon görünümünü destekliyor.

50’NCi YILA ÖZEL TAGRAPorsche’nin ilk kez 50 yıl önce pazara sunduğu 911 Targa, yeni yaşını özel bir modelle kutluyor. GTS versiyonuyla satılacak araçta 430 beygirlik 6 silindirli motor kullanılıyor

Porsche, 911 Targa’nın 50’inci yılını kutluyor. Marka, bu özel modelin yarım asırlık macerasını taçlandırmak için kolları sıvadı ve ortay Targa 4 GTS modeli çıktı. Böylece Targa, ilk kez bir GTS versiyonunda

kullanılmış oldu. Yeni nesille birlikte tamamen elektrik sistemiyle açılıp kapatılabilen tavan, güçlü GTS versiyonunda 4 tekerlekten çekiş aktarma sistemiyle birlikte kullanılıyor. Mart ayında Almanya’da satışa sunulacak araçta görev yapan 3.8 litrelik boxer motor, GTS versiyonuna özel olarak 30 beygir güçlendirilmiş. 430 beygir güç üreten benzinli ünite, isteğe bağlı olarak 7 ileri manuel veya 7 ileri çift kavramalı otomatik şanzıman (PDK) ile kombine ediliyor. Sport Chrono paketi ve PDK şanzımanla birlikte otomobil, 0-100 km/s ivmelenmesini 4.3 saniyede tamamlıyor. Saatte 300 kilometre sürate ulaşabilen aracın ortalama tüketimiyse 9.2 litre olarak belirlenmiş.

SEDAN SEÇENEĞİYLE

İlk olarak Detroit Otomobil Fuar’ında

sunulan Volvo S60 Cross Country,

segmentinde bir ilki gerçekleştirdi. Sedan seçeneğiyle

pazara yeni bir adım atan Cross

Country serisiyle marka adından çok

söz ettirecek

Volvo Cars, ünlü Cross Country vagonların tüm yeteneklerine ve sağlam tasarımlarına sahip S60 Cross Country

ile sedan segmentinde geleceğe yönelik cesur bir adım atıyor. VS60 Cross Country, tıpkı geçtiğimiz günlerde sunulan V60 Cross Country gibi 65mm’lik (2,5 inç) bir sürüş yüksekliğine sahip. Bu özellik, onu pazarın gerçekten yetenekli ve stil sahibi tek all-road sedan crossover’ı yapıyor. Volvo Cars Satış, Pazarlama ve Müşteri Hizmetleri Kıdemli Başkan Yardımcısı Alan Visser, “S60 Cross Country, heyecan verici ve yetenekli bir sedan ararken aynı zamanda bir crossover’ın sunduklarına da sahip olmak isteyenlerin çok hoşuna gidecek” diyor. S60 Cross Country, Volvo’nun doğa sevgisini ve İskandinav mirasını yansıtan, daha fazla lastik koruması, konfor ve all road estetiği sunan, 18

ve 19 inçlik jantlara sahip yüksek profilli lastiklere sahip. Sağlam bir görünüm ve odaklanmış bir sürüş deneyimi sunan bu dinamik tasarım, sedan konseptine spor, sıra dışı ve maceracı bir boyut getiriyor. S60 Cross Country, ABD, Kanada, Rusya ve Avrupa pazarlarına özel 250 bhp güce sahip T5 Dört çeker benzinli motordan, Avrupa pazarları için sunulan verimlilik ve performansın benzersiz birleşimine sahip, Volvo’nun sınıfının lideri Drive-e, önden çekişli, 190 hp, dizel D4 motora kadar geniş bir motor yelpazesine sahip. S60 Cross Country’nin Türkiye’de 2015 sonuna doğru satışa hazır olması bekleniyor.

RED VE BLACK TÜRKİYE’DE

Ford Fiesta’nın Red ve Black versiyonlarını sundu. Yeni modelde 1 litrelik Ecoboost motor yer alıyor ve 140 beygir gücünde. Kırmızı ve siyah çift gövde renkli Fiesta Red ve Black versiyonları 58.500

TL’den başlayan fiyatlarla Türkiye pazarındaki yerini alıyor

Ford’un ödüllü 1.0 litrelik EcoBoost motoruna sahip Fiesta modelleri, yeni 140

PS’lik Red ve Black versiyonlarında, litre başına üretilen güç ile Bugatti Veyron veya Ferrari 458 Speciale gibi süperspor otomobilleri geride bırakıyor. 2012, 2013 ve 2014 yıllarında Uluslararası Yılın Motoru ödülüne layık görülen 1.0-litre EcoBoost’un kalibrasyonu revize edilerek daha fazla güç elde edilirken, bu motor ile bundan sadece 10 yıl önce spor Ford Fiesta S’e güç sağlayan 1.6-litre 100 PS motorun litre başına sağladığı gücün iki katı sunuluyor. Bununla birlikte yakıt verimliliği ve CO2 emisyonlarını da üçte birden fazla bir oranla iyileştirerek Fiesta Red ve Black modellerinde 4.5 lt/100 km ve 104 g/km CO2* değerlerine ulaşılması sağlanıyor. Ford 1.0-litre EcoBoost motorunda, eşi benzeri görülmemiş bir performans ve

verimlilik birlikteliğine ulaşılması için turbo besleme, İkiz-bağımsız Değişken Kam Zamanlama (Ti-VCT) ve yüksek basınçlı direkt enjeksiyon teknolojileri kullanıldı. Motorun kompakt, düşük ataletli turbo beslemesi 248,000 d/d’ye kadar dönüyor. Bu değer, saniyede 4000 d/d’den fazla ve 2014 Formula 1

araç motorlarına güç sağlayan turbo beslemelerin d/d’sinin neredeyse iki katı kadar. Sağladığı 2.6 bar (38 psi) takviye basıncı da, Ford Fiesta’nın lastiklerini şişirmeye yetecek olan miktardan bir hayli fazla. Turbo besleme takviye kontrolü, Ti-VCT, intercooler (ara soğutucu), gaz kontrolü ve ateşleme

zamanlaması gibi özelliklerin yeniden kalibre edilmesiyle, maksimum güç 125 PS’den 140 PS’ye, 180 Nm’lik maksimum tork ise 1400 d/d’den 5000 d/d’ye imkanlı kılındı. Bu sayede yeni Fiesta Red ve Black modelleri 0-100 km/s hızlanmalarını 9.0 saniyede tamamlıyor ve 201 km/s’lik maksimum

hıza ulaşabiliyorlar. 140 PS’lik güç üreten ödüllü 1.0-litre EcoBoost motor ile donatılmış 17” alüminyum alaşım jantlara sahip yeni Fiesta Red ve Fiesta Black modelleri 58.500 TL’den başlayan fiyatlarla Türkiye’de Şubat ayında pazara sunuluyor.

5.NESiL ATLETAlman üretici Opel’in en atletik

modellerinden olan Corsa’nın OPC versiyonunu yenilendi. 1.6 litrelik turbo benzinli ünite 207

beygir güç sunarken maksimum 245 Nm tork üretiyor

Yeni OPC, ışık mavisi renginin dışında yeni geniş hava girişlerine sahip yeni ön tasarımı ile dikkat çekiyor. Farların alt kısmında yer alan

alüminyum çerçeveler, büyük kardeşi Astra OPC’ye görsel olarak benziyor. Corsa OPC’ye ilave sportif ve atletik hava kazandıran kaputun ön tarafındaki çizgiler fark yaratıyor. Arkaya uzanan yan çıtalar dinamik bir görüntü sağlıyor. İç mekâna sportif bir hava kazandıran Recaro performans koltuklar, deri

direksiyon simidi, OPC vites topuzu, IntelliLink bilgi-eğlence sistemine sahip karakteristik ön konsol ve spor pedallar OPC’yi tamamlıyor. Kaputun altında bulunan 1.6 litre 152 kW/207 beygirlik turbo benzinli motor 245 Nm tork üretiyor. 1.6 litrelik motor 1.900 ve 5.800 devir/dakika arasında overboost işlevselliği sayesinde gerektiğinde ilave 35 Nm güç üretebiliyor ve bu gücü yola 6-ileri manuel şanzıman üzerinden aktarıyor. 5. Nesil Corsa OPC 230 km/s hıza ulaşıyor

ve 0’dan 100 km’ye çıkması 6.8 saniye alıyor. Beşinci viteste 80 ila 120 km/saat hızına 6,6 saniyede alıyor. Yeni Corsa sağladığı performansı yalnızca 7.5 litre /100 km yakıt tüketimi ve 174g/km CO2 salımıyla elde ediyor. Opel mühendisleri, gücü en iyi şekilde yola aktarmak üzere Frekans Seçici Süspansiyon (FSD) teknolojisini geliştirdi. Amortisördeki ikinci, paralel hareket eden yağ akışı arttırılmış süspansiyon kuvveti sağlamaktadır. Corsa OPC,

yol tutuşunu Opel modellerine göre yol yüzeyine 10 milimetre daha yakından sağlıyor. Şasi, otomobilin sınırlarını zorlamayı seven sürücülere göre kalibre edildi. Bu nedenle elektronik dengeleme programı (ESP) bir düğmeye basılarak tamamen kapatılabiliyor. Kesintisiz dinamik bir tutuş için alüminyum ön aks her hızda çevik ve hassas direksiyon kullanımı sağlıyor. Daha da doğrudan ve hassas tepki vererek OPC sürücülerine çok daha iyi geri bildirim sağlıyor. 215/45 R17 performans lastikleri standart olarak sunuluyor. 308 milimetre fren disklerine sahip frenleme sistemi ön dingilden görülebiliyor.

TARZINI YENiLEDiTüm dünyada fenomen bir marka imajı oluşturmayı başaran MINI, karoser yapısını yeniledi. Artık daha göz dolduran yapısıyla komple makyajdan geçen marka dizel motor seçeneğini yenileyerek otomatik şanzıman seçeneğiyle de pazarda yer alıyor

YAZI-FOTOĞRAF ALİ YILDIRIM

İngilizler’in en ünlü markalarından olan MINI, aileye eklenen dizel motor

ile tüketim konusunda başarıya ulaşıyor. Bir önceki karoser yapısında sadece manuel şanzıman sunan modelde artık otomatik seçeneği de mevcut. MINI Cooper D, PSA grubuyla ortak kullanılan 1.6 litrelik dizel ünite yerine artık 3 silindirli 1.5 litrelik dizel seçeneğiyle test konuğumuz

oldu. Hem performans hem de tüketim konusunda daha da başarıya ulaşan marka, bu hafta ki test konuklarımız arasında. MINI Cooper D’nin dış tasarımına baktığımızda, öncelikle boyutlardaki değişikler fark ediliyor. Daha önce ki versiyonuna göre 122 mm uzayan araç 3.98

metreye ulaşmış ve yüksekliği 7 mm artarak 1.43 metre seviyelerine çıkıyor. Daha spor bir ön yüze kavuşan araç, artık klasikleşmiş far bloklarının bir tık daha büyümesiyle de atletik duruşunu destekliyor. Aracın yan kısmına baktığımızda tek kapının verdiği spor profili arka spoylere kadar uzuyor. Arka tarafta yine büyük stop grupları karoser yapısıyla uyum içinde ve beyaz renkli tavan kaplamasıyla

araç dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. MINI Cooper D, diğer arkadaşları gibide kişiselleştirmek mümkün. Standart MINI ailesinden hiçbir farkı olmaya D modelini tanımak için sadece bagaj kapağının sağ tarafında yer alan Cooper D logosu ele veriyor. MINI Cooper D’nin iç mekânına girdiğimizde yine kendine özgü standart tasarımı daha farklı bir boyuta taşınarak devam etmiş. Artık MINI ailesinde anahtar

giriş yuvası yer almıyor. Start stop tuşu ise daha önce cam açma ve kapama butonlarının yerine alınmış. Daha önce orta konsolda yuvarlak bir biçimde yer alan hız göstergesi, standart haline kavuşmuş ve deri direksiyon simidinin ön kısmına konumlandırılmış. Devir saatini de hız saatinin yanına yarım hilal şeklinde konumlandıran model yakıt

göstergesini de sunmuş ve buradan da yol bilgisayarını takip etmek mümkün. Orta konsolda sadece radio-media sistemi yer alıyor. Hemen alt tarafında ise dijital klima kombinasyonuna yer verilmiş. Daha öncede söylediğimiz gibi start&stop tuşu kırmızı renkli bir şalter şeklinde hemen klima takımının altında yer almış. Kusursuz tasarlanan

iç hacimde ergonomi çok iyi ve işçilik kalitesi de sınıfından üstün tutulmuş. Direksiyon simidi yine sportifliğini koruyor ve üzerinde yer alan kısa yol tuşları anlaşılır nitelikte. Ferah iç mekânı çift bölgeli sunroof destekliyor. İç mekânda da ufak kişiselleştirme elemanları yer alıyor. Koltukların sıkı yapısı sportif kullanımlara sabit

kalmayı sağlıyor. Arka kısımda iki kişilik bir alan sunulmuş. Misafirimiz MINI Cooper D’nin kalbinde 1.5 litrelik turbo beslemeli dizel motor yer alıyor. 3 silindirli bu motor araca gayet yeterli geliyor. 1.5 litrelik dizel motor 4000d/d’dan itibaren 4 beygirlik bir güç artışı sunarak 116 beygire ulaşmış. Maksimum torkuda 1750d/d’den itibaren 270 Nm. Bu güçle araç, 1205 kilogramlık ağırlığını kolayca taşıyor. Dizel üniteden beklenmeyen bir performans sunan misafirimiz 0’dan 100 kilometre hıza 9.2 saniyede ulaşıyor ve bir önceki nesline göre buda 0.5 saniyelik hızlanma anlamına geliyor. Maksimum 202 kilometre hız yapan MINI Cooper D, yeni neslinde 5 km daha hızlı. Test konuğumuz olan MINI Cooper D’de 6 ileri otomatik şanzıman yer alıyor. 100 kilometrede ortalama 3,8 litre tüketen araç, bizim sağ ayağımıza

hakim olduğumuz durumlarda 4 litreyi geçmedi. Performanslı kullanımlarda bile araç 6 litreyi aşmıyor. Araçta yer alan start&stop sisteminin tüketime etkisi büyük. Dizel performansı diğerlerini aratmıyor ve net direksiyon tepkileri fenomen olan MINI ailesinin diğer üyelerinden farksız diyebiliriz. Sert süspansiyonlar aracı yol tutuşunda üst seviyeye çıkartıyor. Sert virajlarda arkadan kayma eğilimi gösteren araca hafif kontralar vererek sürüş daha eğlenceli olabiliyor daha ilerisine zaten ESP izin vermiyor. MINI Cooper D’ye sahip olmak için 86 bin 728 lira yeterli.

MiNi MAKYAJAlfa Romeo Giulietta modelini yeniledi. İlk olarak 2010 yılında pazara sunulan model, geçirdiği ufak makyajın ardından TCT şanzıman seçeneğiyle pazarda yerini alıyor. Giulietta’da kullanılan 1.4 litrelik TB Multiair motor 170 beygir gücünde

İtalyan üretici Alfa Romeo, Giulietta modelini makyaj operasyonundan geçirdi. İlk bakışta pekte fark

edilmeyen bu makyaj ufak ayrıntılar sunuyor. Ters üçgen şeklinde ön kısma konumlandırılan krom ızgara biraz daha yuvarlak yapılı burun altına girmiş ve sis farları etrafına krom eklemelere yer verilmiş. Sportif bir görünüm

sunan ön yüzde hava girişleri ve keskin çizgiler bu atletik yapıyı desteklemiş. Artık Giulietta’da daha farklı renk seçenekleri ve jant seçenekleri de sunuluyor. Bu sayıda konuğumuz olan Alfa Romeo Giulietta’ya yan profilden baktığımızda arka kapı kollarının gizli kolları araca coupe bir görünüm sunmuş. 17 inç’lik spor jantlar içinde

yer alan kırmızı renkli Brembo kaliperler dikkat çekiyor. Yine krom kapı kolları ve krom dikiz aynalarıyla araç tam bir uyum içinde. Arka kısma geldiğimizde Giulietta’nın klasikleşmiş salyangoz tipi stop grupları yer alıyor. Giulietta’nın boyutlarına baktığımızda uzunluğu 4.35 metre, genişliği 1.78 metre olarak hesaplanmış ve yerden

yüksekliği de 1.46 metre olarak kayıtlara geçmiş. Alfa Romeo Giulietta’da 1.4 litrelik TB Multiair benzinli ünite görev yapıyor. Ama öncelikle iç mekana bakacak olursak dış tasarımda olduğu gibi iç kısımda da pek değişiklik yok gibi. Kendine özgü bir tasarım diline sahip olan otomobilde en büyük detay 6.5 inçlik renkli ekran olmuş. Orta konsolun hemen alt kısmında yer alan dijital klima aynı kalmış. Hemen onun alt kısmında şalter şeklinde yer alan sürüş modlarına yer verilmiş. Bu şalteri yukarı kaldırdığınızda DNA (Dynamic, Natural ve All Weather), daha dinamik ve sportif bir sürüş sağlarsınız. Direksiyon tepkileri daha netleşir ve gaz tepkisi artar. Natural sürüşte standart bir otomobil kullanım keyfini yaşarsınız ve All Weather’de ise yağışlı hava koşullarında daha güvenli bir yol tutuş ve daha tepkisiz bir sürüş modu ile karşılaşırsınız. Hemen bu şalterin sağ

kısmında USB ve AUX girişleri yer alıyor. Deri direksiyon simidi, otomatik vites topuzu ve el freni üzerinde kırmızı dikişler araca sportif bir şıklık katmış. İç mekanda daha çok siyah ve tonlarına yer verilmiş. Deri spor koltuklar Alfa Romeo logolu başlıklar vücudu

sarıyor ve kullanım esnasında daha hakim bir sürüş imkanı sunuyor. Arka koltuklarda yeterince yaşam alanı sunulmuş fakat baş mesafesi için biraz daha alan sunulabilirdi. Giulietta 350 litrelik bagaj hacmine sahip bu alan koltuklar yatırıldığında 1045 litreye kadar çıkıyor.

Bir önceki satırda bahsettiğimiz

üzere Alfa R o m e o Giulietta’da 1.4 litrelik

bir ünite yer alıyor. Bu

motor 5500d/d’dan itibaren 170 beygir güç sunuyor ve maksimum torkuda 2500d/d’da 250 Nm. Gayet performanslı bir sürüş

dinamiğine sahip olan araç tüm sürüş şartlarına uyuyor. 6 ileri TCT şanzıman (Önceki vitesteyken bir sonrakine hazırlık yapıyor), 0’dan 100 kilometre hıza 7.6 saniyede ulaşıyor. Maksimum 218 kilometre hız yapan araç, 1310 kilogram ağırlığında. Giulietta fabrika verisi olarak 100 kilometrede ortalama 5.1 litrelik yakıt tüketimi gerçekleştiriyor. Bizim sürüşümüz boyunca bu ortan 6 litre seviyelerini

geçmedi. Trafiğin daha az olduğu saatlerde ise 5 litre seviyelerine inmek gayet mümkün. Yalıtım konusunda da başarılı olan araç, yüksek devirlerdeki vites değişiminde içeri hafif egzoz patlama seslerini veriyor. Yol tutuş konusunda da beğenileri toplayan model de dinamik sürüş modunda başarılı tepkiler veriyor. Limitleri zorlaya

bilen araçta, fazlasına ESP izin vermiyor. Alfa Romeo Giulietta’nın başlangıç fiyatı 64 bin 880 lira. Test k o n u ğ u m u z olan 1.4 Multiair TCT ş a n z ı m a n l ı seçenek için ise 75 bin 695 lira yetiyor.

Renault’un en çok sevilen modellerinden biri olan Megane, makyaj operasyonundan geçti.

Adeta daha da gençleşen model GT-Line versiyonuyla daha sportif bir tasarım vaat ediyor. Benzinli otomatik seçeneğiyle araç

herkese makul bir fiyat sunuyor

ÇİZGİLER NETLEŞTİ

Fransız otomotiv devlerinden biri olan Renault, markanın

yeni yüzünü Megane Hatchback modelinde de kullanmaya başladı. Test konuklarımız arasında yerini alan modelde büyük logo ve hava girişleri dikkatleri üstüne çekmeyi başarıyor. Makyaj operasyonuyla birlikte daha genç ve dinamik bir yüze kavuşan araç, GT-Line versiyonuyla genç aileleri hedefliyor. Daha sivri hatalarıyla ön plana çıkan modelde, sis farlarının yerini gündüz

LED’leri almış. Özel bir koyu metal renkle harmanlanan kanata yer veren model, GT-Line serisine özel. Yine koyu metal renklerin kullanıldığı, Megane GT-Line’de aynalar, kapı kolları ve 17 inçlik alaşımlı jantlar bütün olarak uyum içerisinde. Aslında Formula 1’e gönderme yapan bu tasarım anlayışı açıkçası arka kısma sanki hiç uğramamış. Arka kısımda GT-Line logosuyla kendini tanıtan model, yan kısımlara taşan stop grubuyla atletizmi elden bırakmıyor. Konuğumuz olan modelde

kullanılmaya başlanan CVT şanzıman seçeneği ve benzinli ünitesiyle ön plana çıkıyor. Aracın iç mekanına girdiğimizde sportif havanın devam ettiğini görüyoruz. Oturma pozisyonunda vücudu iyi kavrayan deri-kumaş koltuklar, sportif göstergeler ve ufak ayrıntılarda gizlenen beyaz dikişler dikkat çeken özellikler arasında. Orta konsolda yer alan renkli ekran ve piyano boyalı şerit araçta çıtayı yükseltiyor. Dokunmatik olan bu ekrana ulaşmak için hareket halinde olmamak gerekiyor. İnce ve uzun parlak vites topuzu iç

mekana şık bir görünüm katarken, koltukların kenarında yer alan beyaz şerit bunu destekliyor. İç mekanda oldukça ferah bir yaşam alanı sunulmuş. Araçta sert ve plastik malzemelere yer verilmiş. İşlik açısından başarılı olan model, kullanıldığı renk seçenekleriyle de uyumlu. Arka koltuklarda baş ve diz mesafesi rakiplerine göre makul seviyede. 372 litrelik bagaj hacmi beklentileri karşılıyor. Megane GT-Line, CVT şanzıman ile kombine ediliyor. Aslında tek kademe olan şanzıman 6 ileri otomatik gibi davransa da üst devirlerde

performans sağlıyor. 6000d/d’da 115 beygir güç sunan modelin maksimum torkuda 4000d/d’da 156 Nm. 1278 kilogram ağırlığıyla araç 0’dan 100 kilometre hıza 11.9 saniyede ulaşıyor. Maksimum 190 kilometre hız yapan misafirimiz hızlanmasını hiçte belli etmiyor. Fabrika verisi olarak 100 kilometrede ortalama 6.4 litrelik yakıt sarfiyatı gerçekleştiren araç, bizim kullanımımızda bu oran 7.2 litre olarak ekranlarımıza yansıdı. Sabit uzun yol şartlarında gözle görünür seviyede

düşen tüketim, ortalama 900 kilometrelik bir menzil sunuyor. Konforlu ve sessiz bir sürüş yeteneğine sahip olan Megane GT-Line, kokpitte huzur sağlıyor. Yol tutuş konusunda da beğenileri karşılayan modelde, ESP çok ileri gitmeye zaten izin vermiyor. Fiyat konusunda da makul gelen Megane GT-Line CVT şanzıman seçeneğiyle ve zengin donanımıyla 57 bin 600 liradan başlıyor.

/Otogündem

/Otogündem

/Otogündem

/Otogündem

/Otogündem

/Otogündem

www.otogündem.com www.otomobilgundemi.com www.otomobilgundemi.net