22
DiYAN,ET YAYlNLARI DERGlSl DINI, ILMI, EDEBI, MESLEKI AYLlK DERGI !mUyaz Sahlbl ve · l1'lllen Eden Sorumlu Müdür M. SAlM YEPREM Dlyanet Derleme ve, Müdürü 17 75 92 - 17 25 24 Ankara Mlzanpaj Grafik Stüdyo S 17 00 26 - Ankara TEMMUZ • AGUSTOS ClLT: XIV - SAYI: 4 BU KUR'AN, ONUNLA UYARlLSlNLAR VE TEK BiR TANRI BULUNDUGUNU ' BiLSiNLER VE AKlL SAHiPLERi ÖGÜT ALSlNLAR DiYE iNSANLARA 52) . --·

Pages from D00033c14y1975 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1975_c14/1975_c14_4/1975_c14...bir malın, teslimini gerektiren alım satım anlaşmasıdır. Fıkıh kitaplarında

  • Upload
    others

  • View
    8

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Pages from D00033c14y1975 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1975_c14/1975_c14_4/1975_c14...bir malın, teslimini gerektiren alım satım anlaşmasıdır. Fıkıh kitaplarında

DiYAN,ET iŞLERi BAŞKANLIÖI YAYlNLARI

DİYANET

DERGlSl

DINI, ILMI, EDEBI, MESLEKI AYLlK DERGI

!mUyaz Sahlbl ve Yazı İşlerlnl · l1'lllen İdare Eden Sorumlu Müdür

M. SAlM YEPREM

Dlyanet İşleri Başkanlıg-ı Derleme ve, Yayın Müdürü

Ayyıldız Matbaıı.sı A.Ş,

17 75 92 - 17 25 24 Ankara

Mlzanpaj Grafik Stüdyo S 17 00 26 - Ankara

TEMMUZ • AGUSTOS

ClLT: XIV - SAYI: 4

BU KUR'AN,

ONUNLA

UYARlLSlNLAR

VE TEK

BiR TANRI

BULUNDUGUNU ' BiLSiNLER

VE AKlL

SAHiPLERi

ÖGÜT ALSlNLAR

DiYE

iNSANLARA

TEBLİG

EDiLMiŞTiR.

(İBRAHiM: 52)

. --·

Page 2: Pages from D00033c14y1975 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1975_c14/1975_c14_4/1975_c14...bir malın, teslimini gerektiren alım satım anlaşmasıdır. Fıkıh kitaplarında

BEY'iN NEViLERiNDEN · OLAN "SELEM AKDi"

MADUMUN SATIŞI OLDUGUNDAN, BAZI

ÖZELLiKLERi HAİZDiR. İŞTE BU KENDiNE HAS

ŞARTLAR iLEDiR Ki, BEY'İN DiGER

KlSlMLARlNDAN AYRlLlR. ISLAM HUKUKUNDA

DiGER MÜESSESELERi GiBi SELEM DE ŞER'i

DELILLERLE SABiTTiR. FIKIHTAKi YERiNi KiTAP,

SÜNNET VE iCMA iLE ALMii;mR. ORiJiNDEKi

YERiNi MÜMKÜN OLDUGU KADAR

MUFASSAL OLARAK GÖSTERMEGE

CALIŞTIGIMIZ SELEM AKDiNİN, DÖRT FIKHi

MEZHEBE GÖRE ERKAN VE ŞARTLARINI DA

IŞARET ETMiŞ BULUNUYORUZ.

iSLAM HUKUKU DA SELEM AK 1

ÜZERi E BiR

i .CELEME

·M. Talat· KARACiZMELi

DiYANET DERGiSi SAYI: 4

TEMMUZ AGUSTOS 1975

Dlyanet Iş. Bşk. Planlama Müşavirl 211

Page 3: Pages from D00033c14y1975 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1975_c14/1975_c14_4/1975_c14...bir malın, teslimini gerektiren alım satım anlaşmasıdır. Fıkıh kitaplarında

i

1 i

1 l

.;

!sLlıı H'I::TrQ"'K,...O.,K710mNPA

S ELEM .AKD!

"ÜZERİNE BİR

İNCELEME

DiYANET DERGiSI SAYI:· 4

·TEMMUZ AGUSTOS

1975

212

A - taritler,

B - Salem ve Selef t..elimele- · rının Izahı,

C - Salem akdiyle ilgili deyim-ler.

A - Genel olarak selem akdi­nt şöyle tarif edebiliriz:

Bedeli peşin ödenmek şartiyle, tayin edilen müddet hitamında, ta­raflarca vasıfları bilinen muayyen bir malın, teslimini gerektiren alım

satım anlaşmasıdır.

Fıkıh kitaplarında kısa olarak "müeccell muacceie satmaktır" diye tanımlanmışsa da, yine etraflı bir tarifi şudur: "Selem, samende der­hal, mOsemmende de müeccel ola­rak mülkiyeti icabeden bir akiddir.''1

ı3undan başka selam; halk lisa­nında, bedelini peşin vererek ve­resiye mal almaya denir.2

B - Selam ve Selef kelimeleri­nin Izahı:

a) Salem ( tJ 1 ) sin ( l..Y' l

ve lam ( j) 'ın fethi ile esierne

( ~ 1 ) fiili.nden türeyen bir isim­

dir. Hakiki mastan da islam'dir:

({>Lı '::J \) a.

Daha geniş bir tarifi şöyle ya­pılmaktadır .. "Salem, fethateynle se­laf manasıriadır ki, büyu'urı envaın­dan bir nev'in ismidir.

Müellif selefi selemle ve selemi seletle tarif eyledi. Kudduri'nin be­yanına göre, selef ve selam, lügat-

(1) Tecrld, · c. 7, sh. 3. '(2) Anılan eser ve ayni yer. (3) Mezahib el-Erbaa, c. 2, sh. 802. ( 4) Kaıııus, c. 4, sh. 338.

ta iki bedelin birinin tacilini ve ahe­rln te'cilini mutazammın, akidden ibarettir. Ve örf~ü şer'ide samenin tacilini ve müsemmen olan malın

te'cilini mucip akiddı;ı mahsus oi­du."4

Şu halde lOgatta selemin ma­nası re' sOlmanın (bedelin) · istical ve takdimidir. (Peşin verilmesidir.).

Görülüyor ki, selem'e selef de denillyor. Nitekim ibn-1 ömer Haz­retleri de salem'In selef ·manasına geldiğini söylemiştir.ıı Şunu da be­lirteiim ki, seleı:n'l daha çok Hicaz ahalisl, selefi ise Irak halkı istimal etmişlerdir.a

b) Selef ( W::.U \ ) esiefe

. (....:aL... 1 ) fiilinden türeyen isim-

lerdendir masdan ise ( 0 )\...... ':1 l) dır. Tef'il babında kullanılmıştır;7

Her ne kadar s·elem selef ma­nasına kuilanılmışsa da, lügat ki­taplarında görüldüğü üzere selef, · selerne nazaran daha genel ve şu­muliüdür. Çünkü selef, karz'ı. da kapsamaktadır. Şu halde selef· iki anlamda kullanılmaktadır.

1 - Mukriz (parayı veren)e Al­lah'ü Taala'nın vereceği sevaptan başka bir maddi menfaat yoktur. MOstakriz (borç altına giren) Ise al­dığı şeyin aynını iade edecektir.

2- Selef, akid yapıldığı zaman­ki mevcut piyasadan, alacaklı lehi­ne bir fiyat farkı bulunacak şekilde, malum bir malın muayyen bir müd­detın bitiminde teslimi şartıyle ya­pılan, alış-veriş anlaşmasıdır.

Karşı lı k olarak genellikle para verildiği gibi aynı da verilir. Burada

(•*) Blbllyografya ve kısaltmaları yazıııın sonundadır. (5) Tae el-Arus, c. 8, s. 337. .

.(6) Mezahib el-Erbaa; c. 2, s. 302, Selem'ln selef manasında olduğuna dair bak: T.H. Lügati, s. 295.

(7) Aııılan eser ayııı yerl.

Page 4: Pages from D00033c14y1975 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1975_c14/1975_c14_4/1975_c14...bir malın, teslimini gerektiren alım satım anlaşmasıdır. Fıkıh kitaplarında

m.:;slif (parayı veren) lehine mevcut piyasadan blr faik, bir kazanç bu­lunmaktadır ki, işte bu ikinci kısma selem denir.8

Lügat kitaplarında selef şöyle

tanımlanmaktadır:

"Selef, bey'in nevilerinden olup, peşlıi para ve muayyen bir müddet­le, sıfatları. tesbit edilen bir malın

satışıdır. Ayrıca karz için de kul­lanılan bir terimdir. Karz'da mukrlz'e bir riıenfaat yoktur, selef'de ise müslif'e kazanç vardır. Buna .halk dilinde selam denlr.s

Diğer bir şeklide salem şöyle

de tarif edilir:

"Salem; bir malın mevcut piya­sadan müsllf lehine bir menfaatle, muayyen bir müddet Için borca sa­tılmasıdır. Ayrica mukriz'e hiç bir (maddi) menfaat. sağlamayan karz'a da denlr.:ıo

C - Selam akdiyle ilgili bazı

deyimlerı

1 ..:... Bu alış-verişte alıcıya Rab~ büsselem, Müs!im, yahut sahibüsse­lem denir.

2 -· Saticıya, yanı müddet biti­mlnde muayyen malı teslim edecek olana, · Müslem'ün · i!eyh veya Mü­se!!em'ün !!eyh adı verilir.

3 - Satılan mala, Müslem'ün flh, Mebl' veya müsemmen denilir.

3 - Satılan mala, Müslem'ün fih, Mebi' veya müsemmen denilir.

(8) Anılan eser ayni yeri. (9) Lisan el-Arab, c. 9, s.· 158-159.

(10) Tae El-Arus, c. 6, s. 143 .

4 -. Verllecek bedele, ise, re'­sülmalisselem veya semen denmek­tedir.ıı

A - Selem Akdinin Hüküm ve Delilleriyle Orifindekl Veri;

B - Salem Muamelesinin Ta­rihçesi;

C -Salem Akdini Meşru Kıla~ Hikmet;

A - Selam'in hükmü. caiz ol­masıdır. Nitekim Kitap, Sünnet ve icma · ile .meşrliluğu sabittlr.12

Selem'i bey'In · umumi hüküm­leriyle mukayese edersek, bazı ay­rılıklara rastlarız. Mesela; "Madu­mun bey'i batıldır."ıa veya mebi'in şartları arasında bulunan "mebi'ln. mevcut olması lazımdır."ı4 gibi.

Islam hukukuna göre, Mece!!e'­de formü!!eştiri!miş olan esaslar; se" !em akdinde yoktur. Zira selam mu­amelesi madumun {Akid esnasında mevcut olmayan eşya) satışıdır. Iş­te bu genel satış hükümlerinden satıcı lehine istisna kılınan bir ruh­sat, .bir müsaadedir .... Bu müsaade­nin hikmet! ilerde Izah ed!!ecektlr ....

Nitekim burada, mebl'ln ma­dum olmakla heraber, hükmen mev­cut olduğıma Itibar edillr.ııı

a) Kitaptakl yeri: . .

Kur'an-ı Kerim'de sure-i Baka­ra'nın, Müdayene ayeti diye isim~

tendirilen 282. ayeti kerim'esi, mü­fessirler ve fakihler tarafından se-

. (11) Bu deyimler için bak., T.H. Lügati, s. 259, Mezahlb el-Erbaa, c. 2, s. 303, Bil-men, c. 5; s. 121, O.T. Deylmler, c. !ı, s. 170, Tecrtd, c. 7, s. 3-9.

(12) Mezahlb el-Erbaa. c. 2, s. 304, Bilmen, c. 5, s. 121, Fetlıül Kadir, u. ·5; s. 323. (13) Mecelle madde 205. ·. (14) Mecelle madde 197. (15) Fetlıül Kadlr , c. 5, s .. 355.

HUKUKONDA !SLAM SELEM ARD! 'OZI!lR1NE BİR !NCELEME

DIVAN ET DERGiSI SAYI: 4

TEMMUZ AGUSTOS 1975

213

Page 5: Pages from D00033c14y1975 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1975_c14/1975_c14_4/1975_c14...bir malın, teslimini gerektiren alım satım anlaşmasıdır. Fıkıh kitaplarında

1SLA])ft HUKUKUNDA

S ELEM AKDİ

'ÜZEIÜN:İll BİR

!NCELEME

DiYANET DERGisi SAYI: 4

. TEMMUZ AGUSTOS

. 1975

214

11/282

Meali: "Ey iman edenler, tayin edilmiş bir vakte kadar birbirinize borçlandığınız zaman onu yazın.

Aranızda bir ·yazıcı da onu doğru­lukla· yazsın. Katip, Allah'ın kendi­sine öğrettiği gibi yazmaktan çekin­mesiil, yazsın. Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın (borcunu ikrar etsin). Rabbi olan Allah'tan korksun, ondan (borcundan) hiç bir şeyi ek~ sik bırakmasın."ıs

Yukarıda meali ile beraber aldı­ğımız ayeti kerimeyi, fefsir kitapları selerne Işaret gösterdikleri gibi, Kur'an hÖkümlerinl belirten ahkam kitapları da bu ayetl kerime ile se­lam muamelesine hüküm çıkarmak­tadırlar.

Biz burada birkaç örnek verip diğer kitaplardan mütalaa ettikleri­mizi dlpnotlarında göstereceğiz.

Kadı Beyzavi tefsiri adıyle meş­hur olan Envar et-Tenzll ve Esrar et-Te vii · Isimli kitapta, ayet-i kari­menin Izahında şöyle denmektedir.

. ~:J\~)vı~Li.lt.P~ _j\i..r-"'"" LLJ~3 t-JI ~ ~~~~_>~

u.L::Jic~ll_,)l

Tercümesi: "ibn-1 Abbas, Allah ondan ve babasından razı olsun,

·dedi ki; bu ayetle murad selemdir. Vakta ki, Allah riba (faiz) yı haram . kıldı. Selefi mubah ettiP

ibn-i Kesir ise Tefsir ei-Kur'an ei-Azim isimli eserinde ibn-i Abbas (r.a.)'nın ayeti kerimenin selerne ait ve selemin de helal olduğunu söy­leyerek mudayene ayetini okuduğu­nu zikrerliyor.ı1!

Cassas da Ahkam ei-Kur'an isimli eserinde, Ebu Bekir Hazretle­rinden. müdayene ayet! Icin şu bil­giyi vermektedir.

"Ebu Bekir Hazretleri dedi ki:

bedeli Ister ayn, ister deyn olsun bütün vadeli borçlara şamlldlr. Bir kimse bir ev veya bir köleyi bin dirheme vadeli olarak satın aldığın­da, ayati kerime muktezasınca onu yapmak veya borçlu olduğuna dair şahid tutmakla ödevlldir. Yalnız bu ayet iki bedelden her Ikisinin değil ancak birinin borca almasına dela­let eder, Zira Allahü Taala buyur­du ki:

t ~~~~\jıJ;,;l'\.t,~5 (.3' ~ , ,..,. !,\'" "'

o'Q,.,.

demedi ki, ( ~.N ) "yani bir ;"' - ... ;..

bedelin borca olmasını iki bedelin birden ·borca olmasını değil", şu

halde ecel (müddet) bir bedel Icin sabit oldu. iki bedelin birden vadeli olması caiz değildir. Çünkü Hz. Pey­gamber (s.a.s.) borcun bı:ırcla kar­şiianmasını nehyettl. Ama akldda selam ve trampa da calzdlr."

Bu ayetie muradın selem oldu­ğu mün:ıkündür. Çünkü iki bedelden birisinin vadeli olması sei~mdir.

(16) Meal, Hasan Basri Çantay'ın tefslrlnden aynen alınınıııtır. c. 1, s. '78-'79. (1'7) Beyzavt, c. 1, s. 187 (18) !bn-1 Kesir, c. 1, s. 334.

Page 6: Pages from D00033c14y1975 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1975_c14/1975_c14_4/1975_c14...bir malın, teslimini gerektiren alım satım anlaşmasıdır. Fıkıh kitaplarında

Muhakkak Allahü Taala müdayene akdini şahidlendirmeyi emretti.ı9

Tecrid-1 Sarihte de ibn-i Ab­bas Hazretlerinin, selem muamele­sinin helal olduğunu hüccetlendir­mek için, müdayene ayeti kerimesi­ni okuduğu anlaşılmaktaç!ır.2o

Ayrıca şu izahat da eklenmek­tedir. '-'Bu ayeti kerimeriin, selemin hilline ve meşrUiyetine sureti dela­leti şöyledir: Bu müdayene ayetin­de Iki nevi bey zikredilmiştir. Bey'i mac.iz, gayri maciz. Bey'i maciz ki, hazır bir malı peşin para ile yeden­blyed muaccelen bey'dir. Ayetin alt tarafında olup şimdi tercüme ettiği­

miz parçası ile kastolunan da bey'! teatldlr. Bunun tesbit ve tahririnde bir mecburiyeti şer'iye o_lmadığı ta­Ilm buyurulmuştur. Ketb-ü tahriri emrolunan bey'i gayri maciz oiup bunun da muayyen bir vadeye mu­allak' olduğu, müstefad olur ki, se­lemdir.:ıı

. Tefsir, Alıkarn ve Fıkıh kitap­larının. yukarıda açıklamalarını zik­rettiğimiz selem akdi ile ilgili mü­dayene ayeti kerimesinde geçmek­te olan, deyn, tedayün kelimelerinin, burada üzerinde . durmak faydalı

olur. Zira o zaman, ayeti kerimenin . selemi e olan al&kası d ah açık ola­rak anlaşılır. Deyn kelimesinin an-lamında vade mevcut olduğu halde, bu kelime diğer vadeli bir borç olan karzı kapsamaz. Aşağıda muhtelif tefsir ve lügat kitaplarından vere­ceğimiz örnekler çle bunu teyid et­mektedir.

(ı9) Cassas, c. ı, s. 483. (20) Tecrtd, c. 7, s. 4.

"Deyn kendisi için ecel (belli bir . müddet) bulunan borçtur. Karz için ecel yoktur."22 ·

"insan, para hububat, yahut hurma yahut kuru üzüm yahut bun­ların benzeri bir şeyi, belli olmayan bir vade lle borca alırsa buna karz denir."23

"Deyn, müddetli ve vadeli bor­ca denir. Nitekim vadesiz olanına karz denlr.24

"Tedayün, borcıa alış-veriş et­mektir ki, birinin mal verip diğeri­

nin mukavele olunan müddette öde­mek üzere borçlanmasıdır.''.25

Fıkıh yönünden de karz şöyle

. tanımlanır. "Bidayeten emanet, ni­hayeten bey'! sarftır.''26

Görülüyor ki, Karz'da te'dlyenln zamanı tayin edilmemektedir. Öyley­se "Ey. iman edenler, ödeme günü tayin edilmiş olan borçlaşmaları ya­zınız." anlamındaki ayet! kerimede bulunan deyn kelimesi, borçlanma {müdayene) ve selerne şamlldir.

"Müdayene: ödünçleşmak manası­

nadır.''27

b) Selam Akdinin Sünnetteki Veri:

Selerne kaynak olan Hadis-i Şe­r!fin, hadis kitaplarının hemen hep­sinde ·birbirinden az farklı bir kaç rivayet! bulunmaktadır. Bunlar se­lem muamelesının sünnetteki yerını göstermesi bakımından ön~mlidlr.

(2ı) Tecrtd, c. 7, s. 4-. Bu Ayet! kertmenin seleınle tefsir edildiği ve selerne işaret oldugu için bakınız. Kurtub!, c. 3, s. 377, Bahr-i Muhit, c. II, s. 343, Taber!, c. 3, s. 7ı, Ruh-ul Mean!, c. li, s. 50ı, Menar, c. 3, s. 1ı9-120, Elmalı, c. ı, s. 979, Hü. Beyan, c. 2, s.· 287, Abkam-ı Kur'aniyye, s. 373, Bllmen, c. ı; s. 305, Celaleyn, c. ı, s. 45, Kur'An'da Hukuk, s. 129-130.

(22) Tae el-Arus, c. 9, s. 207. (23) Lisan el-Arıı', c. ı3, s. ı68. (24) ~amus, c. 4, s. 622. (25) Hü-Beyan, c. .2, s. 287. (26)' Elmalı, c. ı, s. 979. (27) Kamtis, c. 4, e. 622.

iSLAM HUK'l:İKUND . S ELEM AKDİ :'ÜZERİNE BİR İNCEI.EME

DIYANET DERGiSi SAYI: 4

TEMMUZ AGUSTOS 1975

215

Page 7: Pages from D00033c14y1975 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1975_c14/1975_c14_4/1975_c14...bir malın, teslimini gerektiren alım satım anlaşmasıdır. Fıkıh kitaplarında

!SLA.M OKUKUNDA

S ELEM AKDi

tlZERiNE ·:stR·

!NCELEME

. J

'r

D İVANET DERGiSi SAYI: 4

' .ı TEMMUZ ! >AGUSTOS

1975

. 216

·~------------ ... -·-··

Örnek olmak üzere burada her ki­tabın çeşitli rivayetleri arasından bi­rer misal göstermekle yetineceğiz.

1 -. Buhari'nin ei-Camius-Sa­hlh'lnde bulunan selem akldie ilgili hadislerden biri şudur: 28

~~ E?~ı .. :J .. ,)0'" ~ 1

1 ..;W ~\J' r 3 \.,._., 0-' __., __., rP.. Manası: "Bir kimse eşya selef

ettljjlnde bilinen bir ölçek ve bilinen bir tartı lle bilinen bir zaman Için se­laf etsin."

2 - Müsllm'ln ei-Camius-Sa­hlh'lnde ise çeşitli ifadeleri bulunan hadislerden biri. şöyledir: 29

. J.::-==jYi~)\9uL,\. - u-"

~~~0.)..931~. Manası: "Selef yapan kimse·

ancak m1U0m bir ölçek ve maiOm bir tartı ne yapsın, başka şeklide

selef yapmasın." 3 - Ahmed lbn-1 Hanbel'in el­

Müsned'inde bulunan rivayetlerden birini de zikredelim: .so

0_4'--=j~~uLu.o

i j._:v,.__:_}~ ..9 3 (' 3~ Manası: "Hurma selef eden

.kimse maiOm bir ölçek ve maiOm bir tartı lle selef yapsın."

işte yukarıya aldığımız hadis-i şerifier, fıkıhta selem muamelesine kaynak olduğu gibi, akdi icmalen tanzim de etmiştir.

c) lema'daki yeri: Salem'in hüküm ve delillerini

(28) Bubart, c. 3, s. 85. (29) MUslim, c. 5, s. 55-56. (30) İbn-i Hanbel, c. 1, s. 217. (Sp Tecrtd, c. 7, s. 4.

söylerken kitap ,sünnet ve lema ile meşru kılınmıştır, demiştik, ilk iki­sini yukarda gösterdik. Üçüncüsüne gelince, bibliyografyada adı geçen fıkıh kitaplarının hepsinde selem akdi hakkında lema bulunduğu be­yan edilmektedir. Tecrid-i Sarih'te de şu kayıt mevcuttur. "Şarih Kas­talani Nevevi'den selem suretiyle bey'in cevazında lema' bulunduğunu naklediyor."aı ·

Sayın Profesör Sabri Şakir An­say da, Hukuk Tarihi'nde islam Hu­kuku adlı eserinde sele.m hakkında

lema'ın mevcut olduğunu bildid­yor.a2

Selam akdi Kur'an-ı Kerim'de meşru kılınmış .olsaydı ayrıca hak~

kında sünnet ve lcnia'a ne lüzum vardı? Diye bir soru ile karşılaşıla­

bilir. Burada kısaca bunu açıklaya­

lım:

Unutmamak gerekir ki, Kur'an-ı Kerim islam Hukukunda bir anaya­sa mesabesindedir. Onun için sün­net yani hadisi şeritler, .orada bulu­nan icmali hükümleri tatsil eder. Ayrıca hadis, lema' ve kıyas fıkıh­

ta delil oldukları gibi, boşlukları da doldurmaktadırlar. Bu hususta Kur­tubi'nin el-cami' ei-Ahkam ei-Kur'an Isimil eserindeki şu açıklama bizi bu konuda aydınlatmaktadır.

Şöylekl: "Tabilnden · MekhOI

J _;;;;: Kur'an'ın sünnete ola

ihtiyacı, sünnetin Kur'an'a olan ih­tıyacından fazladır." deyip şunu da ilave etmektedir. "Yahya b. Kesri ise sünnet Kur'an'a kadidir. Kur'an

. sünnete kadi değildir.!'' diyor. Bu söz Ahmet ibn-1 Hanbel'e soruldu­ğunda o da böyle bir söylemeye ce­saret edemem, anc.ak ·sünnet. Kur'-. an-ı Kerim'i Izah eder, açıklar de­rim." diyor.ııs

(32) Ansay, s. 160, Sayın Prof. Bunu Bidayet'ül Müctebid fi Nibayet'll Makasit cüz'U sll.n!, s. 167-168'den naklettlltlni kaydedlyor .

(33) K'llrtUbi, c. 1, s. 89.

Page 8: Pages from D00033c14y1975 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1975_c14/1975_c14_4/1975_c14...bir malın, teslimini gerektiren alım satım anlaşmasıdır. Fıkıh kitaplarında

. Bu açıklamalarda dana Iyi anlı­yoruz ki, Kur'an-ı Kerim ancak öz ve esasata işaret etı:nekte, sünnet ise bize bunları· geniş ve etrafi ı ola­rak anlatmal<tadır. Artık selem Kur'­an'da meşru kılınmış olsaydı sünnet ve icma'a ne lüzum vardı? gibi bir soruya mahal olmadığını anlatmış

. olduğumuza kaniyiz. Görülüyor ki, Kur'an-ı Kerim'de

işaret buyurulup, sünnet. ve lema' ile tanzim edilerek, fıkıh kitapların­

da yer almış olan selam muamele-· sinin, Islam hukukundaki dayanak­ları sabit ve sahihtirler.

B - SELEM .MUAMELESİNIN TARİHCESI:

Salem muamelesi Hicret'ten ev­vel Medine'de mevcut olduğu gibi, Hz. Peygamberin Medine'ye teşrit­

lerinden sonra da devam etmiş

oiup, Kitap ve Sünnetle .Islam Hu­kuku'ndaki yerini almıştır. Bu mev­zuda İbn-i Abbas Hz.'leri (r.a.) di­yor ki: Hz. Peygamber Medine'ye geldiklerinde, Medine ahallsi hurma ile bir veya Iki yahut iki veya üc seneye selef .yapıyorlardı.M

Tecrid-i Sarih'te de şu bilgi ve­rilmektedir:

. 1 "

___lı~~~~~.) j-' 1 t3 1 C.:A? \ ,. . .. ..

.ü\ \ J _yı.) .Nıf ~0ı.L:ı l§;'"G 1

. s;l3_\.~ ~y~.J\L}a ~~.3~~.Jl~~3

Jt;~~~_)jy_;l\3 ~Iy

,w~\~~~

J-:==4ı)1~~~3~~ -.J' ~~ r _,L,..·ı}:·U' i~

-----"~~ 0~~~0\..==lo

(34) İbn-i Hanbel, c. 1, s. 217. .

"Abdu.Uah lbn-1 Ebi Evfa Radi· yallahü Anhüma'dan: Biz gerek Re­sülullah s.a.s.'in devr-I hayatında ·gerek Ebu Bekr'in, Ömer'in hilafet­leri zamanında buğday, a,Pa, kuru üzüm ve hurmada selem tariki lle muamele yapardık." dediği rivayet edilmiştir. İbn-i Ebi Evfa'dan diğer bir rivayette de müşarün ileyh:

"Biz ehl·l Şam'ın ziraatcısiyle

muayyen bir klle de ölçülmak ve veznl muayyende tartılmak üzere maliim bir vade hulul edinceye ka­dar f:ıuğday, arpa, kuru üzüm muba­yaasında · salem tarikiyle · ~uamele yapardık" demiş.tir.

lbn-i Ebi Evfa'ya: Selem müsel­lem'ün fih'in aslı, mülk ve tasarru­funda bulunan kimseye ml hastır?

diye soruldu da, lbn-1 Ebi Evfa: "Mebi'in aslına malik oldukları­

nı biz Şam ziraatcılarına ·hi c bir za­man sormadık." . diye cevap ver­mlştlr."sıı

Anlaşılıyor ki, selem Hicret'ten ewel de yapılmakta olan bir akid ldl. Yalnız Medine ahalisi değil, di­ğer beldeler ve Şam ahallsl de bu ticari muameleyi yapmakta idiler. Dolayısıyle Kur'an-ı Kerim ve Ha­dis-I Şerifler. mevcut bir müessese­vi nizarn ve ihtll§fa meydan verme­yecek şekilde tanzim etmiş ve ls­lam'a uygun bir tarzda meşrQiaştır­

mıştır. Bu .suretle Islam Hukukun-.. daki yerint alan mezkOr muamele, şer'i delillerle sabit olup, Islam Hu­kuku'nda tatbik sahasını bulmuştur.

C -' SELEM AKDİNİ MEŞRÜ KlLAN HiKMET: ı

Selam, elde mevcut olmayan şeyi satmak olduğundan caiz olma­ması ica(? ederdi. Fakat hılam dini­nin esası gücükleri gidermek oldu­ğundan, ihtiyaca mebni, İslam bu müsaadeyi vetmiş ve bu akdi meşru kılmıştır. Bilhassa ziraatla uğraşan-· lar icin bu ruhsat ,büyük bir I<olay­lıktır. Zira henüz mahsulünü idrak

(il5) Metin v etercüme için bak: .Tecr!d1 c. 7, s. 10-11. (86) An.say, s. 160. ·

!SL!M HUKUKUNDA SELEM

. AKD! tl'ZER!NE

.B!R !NCELEME

DiYANET DERGISi SAYI: 4

TEMMUZ AGUSTOS 1975

. 2.17

Page 9: Pages from D00033c14y1975 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1975_c14/1975_c14_4/1975_c14...bir malın, teslimini gerektiren alım satım anlaşmasıdır. Fıkıh kitaplarında

İSLAM HUKUKUNJ)A

S ELEM AKDİ

'ÜZERİNE BİR

İNCELEME

1· .

DiYANET DERGiSI SAYI: 4

TEMMUZ AGUSTOS

1975

218

etmeyen müstahsil, herhangi bir ih­tiyacını bu suretle gidermektedir. Mesela kış mevsiminde muhtaç bir duruma duşen bir çiftçi, seiem ak­di ile gelecekte elde edeceği mah­sulü satarak durumu düzeltmekte­dlr.

"Selem bey'i şahsi itibarla müs­tenid bir akiddir. Fıkıhta ipotek usu­lü mevcut olmadığından, çiftçi ara­zisini elinden cıkarmaksızın muh­taç olduğu parayı, salem yoluyla te­darik edebilecekti."ae

Görülüyor ki, selam akdi meş­ru kılınmamış olsaydı, ipotek mü­essesesinin yokluğu dolayısiyle,

hasad mevsiminden veya meyvanın kemale erişmesinden önceki bir zamanda sıkıntıya düşen müstah­sil, ancak gayri menkulünü satmak­la bu ihtiyacını giderebilecektl. Doc layısiyie karz'ı hasan'le ödünç bula­mayan kimse, darlıktan kurtulmak icin ister istemez, ya mülkünü (tar­la veya bağ-bahçe) elden cıkara­

cak veya çok sıkıntılı günler gecire­cek yahut da haram bulunan faizll borcun altına girecekti. Bu kısa iza­hatımız da gösteriyor ki, cemiyetin Ihtiyaclarını güclükiere meydan ver­meden ve gayri meşru yollara sap­madan halletmeı< Icin, dinimiz selem müessesesini meşrO kılmış, zaruret-

. ler bartaraf edilmiştir. Biz yalnız

müstahsilin durumundan misal ver­dik, halbuki selemin tıcari sahada Iktisadi yönden daha birçok falde­leri vardır.

Salem ve selef kelimelerini izah ederken, bu akidde alıcı lehine bir kazancın bulunduğunu söylemiştik.

işte. bu fa ide ile Rebbü-s'selem icin menfaat temin edilmiş olup ona da bir kar sağlamaktır ki, bu da eko­nomik alanda önemli bir ver tutar.

Anlaşılıyor ki, islamiyat daima güçlükleri gidermek, kolay ve pra­tik yol bulma carelerini göstermiş­tir.

-111-

MEZHEPLERE GÖRE SELEM'IN ERKAN VE ŞARTLARI

A -. Hanefi mezhebine göre se­Ismin erkan ve şartları, _

B - Şafii mezhebine göre se­Ismin erkan ve şartları,

C - Maliki mezhebine göre se­Ismin erkan ve şartları,

D - Hanbeli m.ezhebine göre selemin erkan ve şartları.

A - HANEFi MEZHEBiNE GÖ· RE SELEM'IN ERKAN VE ŞA~TLARI

Tarifi: Bedeli peşin ödenerek, muayyen bir müddette teslimi gere­ken belirli bir malın, satın. alınma­sıdır.

Tatsilata .girmeden şunu· açıkla­yalım ki, her dört mezhepte de sa­lem, alış-:verişin kısımlarından sayıl­mıştır. O'nun icin bey'in erkan ve şartları. selemin de erkan ve şart- . larıdır. Yalnız salem ma'dumun satı­şı olduğundan, bazı özel şartları da vardır. Salem, bey'in kısımlarından

olmakla, o da icab ve kabulle ger­çekleşir. s1

Şimdi Hanefi mezhebine göre selemin özel şartlarını inceleyellm.ss

1 - Müslem'in fih'in ve re'sül­malın cinsleri beyan olunmalıdır.

·Şöyle ki: ben sana şu kadar TL.'sı­nı re'sülmal olarak verdim," sen de mebi' olarak pamuğunu bana geti­receksln.

(37) Bey'gibi selem dahi icab ve kabulle munakid olur. Mecelle madde 880. (38) Hanefi mezhebinde selam'in Bzel şartıarı ·için bakınız: Mezahib el-Erbaa; c. 2,

s. 805-308, Bilmen, c. 5, s. 121-125, All Haydar, c. 1, s. 1087-1108, Ali E!., c. 1, s. 292-293, İbn-i Abldin, c. 4, Mecelle Madde 880-887, Fethül !\adir, c. 5, s: 328-357. "-

Page 10: Pages from D00033c14y1975 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1975_c14/1975_c14_4/1975_c14...bir malın, teslimini gerektiren alım satım anlaşmasıdır. Fıkıh kitaplarında

2 - Müslem'ün fih'ln mikdan belirtilecektir. Mesela; şu kadar ton pamuk gibi. Eğer mebi' ağırlık bi­rimi ile tartılan ise, vezni, uzunluk ölçüsü ·ile ölçülüyorsa, (örfe göre birim olarak bilinen bir ölçek ola­cak) kaç öiçek olduğu, mesela; şu kadar litre veya ·şu kadar kil e diye· açıklanmalıdır. Eğer mebi' sayı . ile saxılıyorsa, kaç adet olduğu (ade­diyatta fertler arasında büyüklük farkı bulunmaması hepsinin eşit bü­yüklükte olması şarttır.) bilinmeli­dir.

3 - Müslem'ün fih'in nev'i, .ya­ni tahıl ise, sulu ve susuz tarla mahsulü, kumaş ise, yünlü, pamuk­lu, lpekli diye tasrih edilmelidir. Ay­rıca ipekli kumaşın incelik ve ka­lınlığı (rikkatı) hatta ağırlığı açık­

lanmalıdır.

4 - Müslem'ün flh'in sıfatı, ya­ni eski, yeni, kalın ince, kısa uzun gibi.

5 - Müddet (ecel) bilinmeli .ve bir aydan eksik olmamalıdır. Bir ay­dan az bir zaman içinde teslim edi­len eşya selerne dahil değildir. Ba­zılarına göre müddetin ekaili örfe göredir. Yalnız selemde ecel bir ol­mayabilir. Mesela on ton buğday ol­sa, bunun Iki tonu üc ay, üc tonu dört ay ve beş tonu da altı ay sonra tesilm edilecek dense selem sahih olur.

Müslem'ün flh ·icin saydığımız

bu beş unsurdan sonra, re~sülmal

Icin de şu şartların bulunması la­zımdır.

1 - Re'sül mal, akid meclisin­de riıüslem'ün lleyhe teslim edilme-lidl~ •

2 Re'sülmal'ın ayn, altın,

gümüş, mal, kağıt pa.ra olması fark etmez.

3 - Re'sülmal'ın akid meclisi~ nin ewelinde teslimi şart değildir.

Ancak anlaşma üzerinde yapı­

lan münakaşa (akid meclisi) her nf? kadar uzasa da, taraflatın birbirle­rinden ayrılmalarından önce teslimi lazımdır. Şunu da ilave edelim ki, her iki akid meclisten kalkıp bir . müddet beraberce yürüdükten son­ra, re'sülmal müslem'ün ileyhe ay­rılmadan teslim edilirse, akit sahih olur. Keza akldler anlaştıktan son­ra, rabbüssalem evinden veya yazı­

hanesinden parayı . getirmek üzere kalksa, müslem'ün ileyhin gözünün önünden kaybolmadıkca, akit sahih, kaybolursa fasld olur. Hasılı har· iki taraf res'Oimal teslim edilmeden birbirinden ayrılmayıp, birbirinin gözünden kaybolmayacaklardır. Ak­si, meclisin dağılması ve akdin fe­sadını muclptlr.

Bu kısa girişten sonra, esas olarak salem akdinin şartları iki kısma ayrılır:

.ı _; Akde Raci olan şartlar,

ll - Bedele Raci olan şartlar.

1 - Akde raci olan şart bir ta­ne olup, o da . tarafların hiç birisi Icin muhayyerllk şartı bulunmama­sıdır. Yalnız Rabbüsselem, re'sül­mal'ın maliki değilse, (Re'sülmal başkasının Ise) ve Rabbüsselam aklt meclisinden ayrılmadan ·-re'sül­mal'ı müslem'ün ileyhe teslim etmiş Ise, r,e'sülmal'ın sahibi icin akdi le­ra veya fesih muhayyerliğl vardır.

Eğer · müsaade ederse muamele mün'akid, etmezse münfesih olur.

Bir de müslem'ün fih ayıplı ola­rak rabbüsseleme getlrllirse. sahib-i salem'In akdi fesih muhayyerliği vardır. Demek oluyor ki, bey'in çe­şitli muhayyerliklerinden hıyar-ı ayp (ayıp muhayyerllği) selemde cari­dir.

ll - Bedele Raci olan şartlar

Ise onbeş tanedlr. Bunun beşi re'­sülmal'a, on tanesi ise mebl'e şa­

mlldlr.

İSLAM HUKUKUNl S ELEM AKD! ttZER!NE BİR İNCELEME

DiYANET DERGISi SAYI: 4

TEMMUZ AGUSTOS 1975.

219

Page 11: Pages from D00033c14y1975 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1975_c14/1975_c14_4/1975_c14...bir malın, teslimini gerektiren alım satım anlaşmasıdır. Fıkıh kitaplarında

!SLAM JKUKUNDA

S ELEM AKDİ

'OZER!NE BİR

!NCELEME

ı

·l

DiVAN ET DERGiSi

'SAYI: 4 ' ı ·,, ,TEMMUZ

iAGUSTOS .1975

a) Re'sülmal'a şamil olanlar · şunlardır:

1 - Re'sülmal'ın c_insinin beya­nı, mesela para ise altın, gümüş,

kağıt para veya piyasada geçeriiği

bulunan herhangi bir para. Eğer rriaı Ise buğday, kumaş veya eşya açık­lanmalıdır.

.2 - Re'siUmal'ın nevinin beya­nı: Para ise T.C. lirası veya dolar, riyal gibi. Yok mahsul ise, sulu veya susuz tarla mahsulü diye belirtil­melidir.

3 - Re'sülmal'ın sıfatı: yanı

eski veya mutavassıt diye beyan olunmalıdır.

4 - Re'sülmal'ın miktarı: Me­sela; 4.500 TL.'sı veya beş ton pi­rinç gibi.

Burada münazaalı bir noktayı

açıklayalım.

Işaret miktarın yerini tutar mı tutmaz mı?

Tutar.

Yalnız şu kadar var ki, semen ölçülmesi ve sayılması mümkün ol­mayan maliarda, Işaret miktarın ye­rini tutar. Misal; şu elblseyi veya şu küme kavunu sana teslim ettim dense; bu caizdir. Her ne kadar o elbisenin kaç metre kumaştan ya­pıldığı ve o küme kavunun kaç adet olduğu billnmese de.

Eğer semen hacim ölçüsü ile ölçÜlebilen yahut tartılabilen · cins­ten ise, lsaretln miktar yerine ka­im oiması~da lhtllaf vardır. lmam-ı Azam'a göre bunlarda işaret; mikta­rın yerini tutmayıp muhakkak tayini lazımdır. Imamayna göre Ise bun­larda da Işaret kafidir.

5 - Re'sülmal mecliste teslim ve ka ri olunmalıdır.- (Yukarıda Izah olunduğu gibi.)

Yalnız bir adamın diğer bir kim­sede mesela 2.500 TL.'sı alacağı ol­sa ve alacaklı borçluya al sana 2.500 TL.'sı daha, selam olarak ba­na 5.000 TL.'sı karşılığında beş ton buğdayı filan zamanda getir dese, ancak orada teslim edilen 2.500 TL sının karşılığı ıoın selam sahih, es-

ki alacağı olan 2.500 TL.'sı için ise batı! olur.

b) Müslam'ün fih'e raci olan şartlar:

1 - Mebi'in cinsi, 2 - Mebl'ln nev'i,

· 3 -. Mebi'in sıfatı,

4 - Mebl'il'! miktarı, (Bu dört şertın tafslli re'sülmal'i:la açıkladığı­mız gibidir.)

5 - -Müslem'ün _ fih müeccel (zamana mutavakkıf) olmalıdır. Ecel hakkında daha evvel bilgi verilmiş­ti.

6 - Müslem'ün fih'in te'diye zamanında çarşı pazarda bulunan şeylerden olması· lazımdır. Aksi hal­de akid sahih değildir.

7 - Müslem'ün fih yukarıda

açıkladığımız gibi_ tayin ile taayyün eden şeylerden olmalıdır.

8 - Müslem'ün fih'in taşınma­sı bir kira veya ücreti icab ettlri­yorsa, teslim yerinin tesbiti lazım­

dır. lmameyne göre teslim yeri­nin tayini şart değildir. O halde akid mahalli teslim yeri olmuş olur;

9 - Re'sü!mal ve müslem'ün fih aralarında riba (faiz) careyan edecek mevattan olmamalıdır (buğ­day, buğdayla, altın altınla gibi).

10 - Müslem'ün fih'in şu dört cinsten olması lazımdır.

a) Hacim ölçüsü lle ölcülal;ıl­

len, arpa, buğday, zeytinyağı, bal, yağ gibi. Bunlar her ne kadar me­kilattan (hacim birimi lle ölçülebi­len) .cinsten iseler de, veznc:in yani tartı lle de selem yapılabilirler. Mi­sal beş ton buğday dendiği gibi yüz klle (ölçek) buğday da denir. Yahut beş yüz Iltre zeytinyağı dendiği gi­bi üç yüz kilo zeytinyağı da denir.

b) Tartılabilen: peynir, pamuk, fındık, bakır, kalay. gibi. Arpa ve buğda{her ne kadar rnekilaUan ise­ler de, veznen de selem yapılabilir­ler. Vakacak odun tartı ile selem yapılabildiği gibi, yükle de yapılabi­lir. Ancak yükü bağlayan ipin uzun­luğu tesbit edilip anlaşmazlığa meydan verilmemesi şarttır.

Page 12: Pages from D00033c14y1975 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1975_c14/1975_c14_4/1975_c14...bir malın, teslimini gerektiren alım satım anlaşmasıdır. Fıkıh kitaplarında

c) Sayılabilen; {büy.üklüklerı

eşit olacak) mesela topraktan yapı­Ian testi, çömlek veya tuğla, ker­piç bu son ikisinde kahbın eni, bo­yu ve derinliği bilinmelidir. Ama o belde icin örfce tesbit edilmiş. bir kerpiç ve tuğla kalıbı varsa, en, boy ve derinliğ.in zikrine Iüzum yoktur.

· Büyüklükleri tesbit edilen ka-. vun, karpuz selam yapıldığı gibi, yu- . murta da sayı ile selem yapılabilir.

Ancak yumurtanın cinsi, tavuk veya hindi yumurtası diye izah edilmeli­dir.

d) Uzunluk ölçüsü ile ölçüle­bilen:

Her çeşit kumaş buna dahildir. Şu halde hayvan ·ve hemen teslimi mümkün olduğu icin ev gibi şeyler­de selem sahih olmaz.

Diri hayvanda selem muamelesi sahih değilse de, et üzerine selem yapıldığı gibi yine şartları yerine ge­tirilmek üzere sucuk ve pastırmeda selam muamelesi careyan eder.

Bir de balık üzerinde ·salem şu şekilde mümkündür. Balığın nev'i ve tartısı zikredildiği gibi, taze veya konserve olduğu da acıklanmalıdır.

Büyüklüklerı birbirine müsavi olma­dığı icin, sayı ile selem yapılmaz.

Ayrıca eğer taze balık icin selem yapıldığında teslim zamanının, avia­ma sahasının, ava müsait olması lazımdır. Yani teslim zamanı don­mak, buz tutmak, taşmak gibi bir manlin bulunmaması gerekir.

Müddet bitiminde avlanmaya müsait olmayan bir göl'ün veya ne­tiir'in balığı 9zerine yapılan selem akdi batıldır.

B - ŞAFii MEZHEBiNE GÖR.E SELEM'iN ERKAN VE ŞARTLARis9 .

Tarif: Satıcının zimmetinde sa­bit olup, sıfatları bilinen bir eşyayı, selem veya selef sözlerini ·söyleye­rek satmaktır. (Hanefi mezhebinde s elem. ve selef sözlerinin söylenme­sine lüzum görülmem_iştlr.)

Erkan ve şartlar: Şafii mezhe­bine göre selam'in erkan ve şartla­

rını şöyle açıklayabiliriz:

1 - Müslem'ün fih'in iyiliği ve­ya bozuk olması yani kalitesi şart

olmamakla beraber, eğer örfte ala ise onun en ekaili kabul edilirse de, ne . durumda olmasının şart olarak konuşulması. caizdir.

2 - Satılan malın· sıfatlarının

tesbiti ve tayini ile bilinmesi şu su­retledir ki, şart koşu lan sıfatlar · mevcudu n çoğunda bulunan· sıfati ar olmalıdır. Nadirde olan · sıfatıarın

şart edilmesi ile yapılan selem sa­hih olmaz.

Mesela; .mevcudun çoğunluğu­nun sıfatı, ziraat memleketlerinde bulunan hububatın sıfatları gibidir. Nadir'in misali ise, zinet eşyası ola­rak kullanılan ve az bulunan elmas parcaları gibidir ki, bunda selam sa­hlh olmaz. ,

3 - Salem'in sıhhati icin, müs­lem'ün flh'in hacmi, vezne şekli ve evsafı yani bu sıfatıarın hepsi tes­bit edilmelidir. Eğer bunla~ın tesbiti güçleşirse, selem olmaz. Fakat pi­yasada alım satımı bulunan kücük elmas parcaları nadir olmadığı icin. bunların üzerine selem muamelesi yapılabilirse de, taş nevileri ·ıhtııafa meydan verebilir diye akik üzerine selem olmaz.

HOiasa iki taraf ta anlaşmaz­

lığa sebep olmayacak şekilde, bü­tün sıfatlar üzerinde bilgi sahibi ol­malıdırlar.

4· - Müslem'ün fih'in müeccel olması şart olmayıp hallolması. da sahihtir. Yeter ki. aklt anında rryev­cut bulunsun. (Hı;ınefi mezhebine göre mebi'ih müeccel olması şart­tır). ·

5 - Re'sülmal'ın mecliste tes­lim ve kabzı şarttır. Re'sülmal men, feat da olabilir. (Bir ·evde muayyen bir zaman oturmak veya bir hayva­nın binişinde veya nakliyede kulla­nılışından istifade etmek gibi.)

is:L!:M: HUKOKONJ SET .EM AKDİ ttzER!NE B :tR İNCEI.EME

DIYANET DERGISi SAYI: 4

TEMMUZ AGUSTOS 1975

(39) Şafit mezhebine gBre salem'In erkAn ve ııartıan Için bak: Mezahlb el-Erbaa, c. 2, s. 303-305 ve 316-318, Bilmen, c. 5, s. 126-127, Kıtab-el ttm, c. 3, s. 84-122. .221

Page 13: Pages from D00033c14y1975 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1975_c14/1975_c14_4/1975_c14...bir malın, teslimini gerektiren alım satım anlaşmasıdır. Fıkıh kitaplarında

1SLAM -JTK12'TTQKVTTONDA

S ELEM AKD!

'U ZER !NE BİR

!NCELEME

' f

'f

''

i'

1

J

DiYANET DERGiSi SAYI: 4

, TEMMUZ ·. ;t AGUSTOS ı: 1975

6 - Meclisten kasıt, taraflar birbirinden ayrılmadan demektir. Yoksa akidler beraberce kalkıp bir müddet yürüdükten sonra kabz ol­sa yine sahihtir.

Yukarıda söylediğimiz gibi, Şa~ fll mezhebi de, selem'i bey'in nev'i­terinden saydığı için,. bey'in şartları selam akdinin de şartlarıdır.

Şu kadar var ki, salem'de gerek re'sülmal, gerek mebi' için bazı özel şartlar vardır.

a) Re'sülmal için iki şart var­dır: ·,

1 - Re'sülmal halde olmalıdır. 2 - Re'sülmal'ın mecliste. tes­

limi şart olup, ayn veya menfeat ol­masının bir farkı yoktur.

b) Müslem'ün fih'in şartlarını

da şu dokuz maddede toplayabili­riz:

1 - Akit mahalli ınebi'in tes li-. mine elverişli değilse ve mebi'in ta­şınması bir ücreti gerektiriyorsa, teslim yerınin tesbiti lazımdır.

2 - Vade hitamında mebi'in teslimi mümkün olmalı. Yani ödeme vakti geldiğinde müslem'ün fih mevcut olacak durumda bulunmalı­

dır. Mebi' te'diye zamanında her­hangi bir sebeple ortada bulunmaz ve bulunması da mümkün olmazsa, anlaşma fesh edilmez. Sahib-i sa­lem muhayyer bırakılır. isterse fesheder, isterse müslem'ün fih'in bulunacağr bir zaman te'cil eder. ·

Te'diye zamanının bir olması

gereklidir. Yoksa mebi'i iki ay son­ra eğer elde edilmezse üç· ay son­ra diye anlaşma yapılamaz: Bir de müslem'ün fih'in bir kısmı üç ay, bir kısmı beş ay sonra teslim edilmek üzere yapılan selem muamelesi, di­ğer mezheplere göre sahih olduğu halde, imam-ı Şafii hazretlerine gö­re caiz değildir. Ancak her müdde­tın hitamı ile birlikte, her müddet için olan · müslem'ün fih'in · miktarı ve re'sülmal'de o miktarin karşılığı,

. yine miktar olarak belirtilirse caiz olur.

3 - Müslem'ün · fih'in vaktinde teslimi büyük külfetleri istilzam et­memelidir.

4 -. Müslem'ün fih'in inzibata alınması lazımdır. Güzleri muhtelif olan şeyler, müslem'ün fih olmaya­cağından bu gibi şeylerde selem sa­hih olmaz. (Arpa ile karışık buğ­

day, merclmekle karışık dan gibi.) 5 - Müslem'ün fih bilinen mu­

ayyen bir şey olmamalıdır. Mesela: Falan zaman yanınızda gördüğüm kumaş, elbise veya falan tarlanın

buğdayı gibi bir tayinle tesbit edil­memelidir.

6 - Müslem'ün flh'ln cınsı,

nev'i ve kendine has sıfatları zikr-' olunmalıdır. Mesela, eğer mebi' hayvan ise cinsi, yani . koyun, keçi, sonra yaşı, rengi, cinsiyeti, ile besili veya zayıf oluşu açıklanmalıdır.

Müslem'ün fih eğer kumaş ise yine cınsı, pamuklu, lpekli, uzunluk ve eni, sık veya seyrek dokunuşlu olduğu, sertlik ve yumuşaklığı, ka­

. şarlı olup olmadığı beyan edilme-lidir.

Mebi' eğer yağ nevinden ise, . veznl vey? lltresi, koyun yahut ine k yağı olduğu ve hangi mevslmln, geçen seneki ml, yoksa yeni mev- . sirnin mi olduğu tasrih edilmelidir.

7 - Müslem'ün fih hangi ve­zinle ölçülüyorsa miktarı bilinmeli­dir. Mesela: hububat için hacim öl­çüsü lle selem yapıldığında, ·kaç ki­le veya ölçek olduğu açıklanmalı­

dır. Örfce birim olmayan bir ölçü ile selam yapılmaz. Mesela: Beş tu­lum yağ ve Iki yüz teneka buğday. Çünkü tulum ve teneka · birim de­ğildir. Ama hububat kay'li yani ha­cim ölçusü ile . ölçüldüğü halde, ağırlık birimi ile de selem yapılabi­lir. Yani Oç kile buğday denebilece­ği gibi, beş ton buğday cia denebi­lir. Şu halde hububatta iki ölçü de kullanılabiliyor. Bunun gibi ceviz, badem, fıstık, hem keylen, hem vez­nen ölçülebllirler. Fakat adetle sa­yılan, mesela, kavun ve artısali .keyll olmayıp veya aralaniıda Irilik · ufaklık farkı bulunmamak şartiyle,

Page 14: Pages from D00033c14y1975 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1975_c14/1975_c14_4/1975_c14...bir malın, teslimini gerektiren alım satım anlaşmasıdır. Fıkıh kitaplarında

selam yapılırlar. Keza bamya, patlı­

can gibi yaş sebzeler veznen salem · yapılırlar. _

Adetle vaznin cem edilmesi sa­hih olmaz. Yakunu beşyüz kile ol­mak üzere ·ikiyüz adet· kavun diye selam yapılamaz. F.akat her topu on kilo gelmek şartıyle malum vasıfla­rı haiz ikiyüz· top ipekli kumaş diye bir açıklama ile, vezln ve adet bir­leştirilerek, ipekli kumaş üzerine selam yapılabilir.

8 - Selam akdinde taraflar icin mLihayyerlik yoktur.

9 - Mebi' ve re'sülmal, arala­rında faiz careyan edecek nesneler­den almamalıdırlar. (Aitınla altın,

gümüşle gümüş, veya altınla gümüş

arasında ·salem yapılamaz.) C - MALiKi MEZHEBiNE GÖ­

RE SELEM'iN ERKAN VE ŞART­LARJ40

Tarif: · Re'sülmal'ın peşin oldu­ğu, müslem'ün fih'in de bilinen bir zamana te'hir edildiği satış muame­lesldlr.

Malikiler bir de şöyle tarif ya­parlar: Birbirine mürnasil olmayan ve biri hazır bulunmayan iki ıvaz'ın,

satıcı zimmetinde bir borç olarak menfeatsız trampasıdır.

Bu tarifi acıklarsak: 1 - Mürnasil olmayan demekle

!<arz'dan, · 2 - Hazır bulunmayan demek­

le, herhangi. bir ticari malın para karşılığı vadeli satışından (bedeli vadeli satışta mebi' mevcuttur.)

3 - Menfeatsız sözü. ile kira ve benzerlerinden,

4 - Trampa demekle de hibe, sadaka ve benzerlerinden .?Yrılmış

oluyor. ERKAN VE ŞARTLAR

Maliki mezhebine göre de bey'­In şartlarından farklı olarak yedi ta­ne sıhhat şartı vardır.

1 - Re'sülmal'ın teslimi· şek­Ifnde diğer üc mezhepten farklı ola- . rak şöyle bir durum kabul ederler. Re'sülmal eğer nakid ise mecliste

teslim ve kabzı şarttır. Yok eğer re'­sülmal ayri ise .ş.art !3dilsin edilme­sin üc günlük bir geciktirme oiabi­iir.

işaret edildiği gibi re'sülmal na­kid ise, bu üc günlük muhayyerlik yoktur. Re'sülıyıal ayn olup üc gün eğleştirilmeden maliste teslim edil­mişse, akld yine tamamdır.

Maliki mezhebine göre de, Şafii'ler gibi re'sülmal menfeat ola­bilir.

2 - Muanielede şu beş şey bulunmamalıdır:

a) Re'sülmal ve mebi', arala­rında riba'yı nesle ve riba'yı fadıl

careyan edecek şeylerden olmama- · lıdırlar. (Buğdayın buğdayla ve buğ­dayın kuru bakiayla olduğu gibi.)

b) Re'sülmal ve müslem'ün fih'in her ikisi de nakid olmamalıdır­lar. (Kağıt para ile madeni para gi­'l)l.) .

c) Mebi' ve. re'sülmal bir cins­ten oldukta, re'sülmal müslem'ün flh'ten eksik olmamalıdır. (Birtakım

elbise aynı cinsten iki takım elbi­seyle yahut bir ton pamuk iki ton pamukla) fakat asil bir yarış atı la­lettayin iki at'la veya kaliteli bir eş­ya ayni cins kalitesiz eşyanın daha faziasiyle salem yapılabilir. o

d) Re'sülmal ve mebi' ayni cinsten oldukta, re'sülmal kötü ve fima (edna), mebi' ise iyi ve güzel (ala) olmamalıdır. Mesela: al< ke­tenla esmer keten veya iyi cins pa­mukla daha aşağı bir pamuk.

e) Re'sülmal ala ve müslem'­ün fih ondan edna olmamalıdır. Me­sela, re'sülmal'ın bir ton buğday ve mebi'in bir ton arpa olması sıhha­

te manidlr.

3 - Müslem'ün fih'in teslim · vakti taraflarca bilinmeli ve onbeş

günden eksik olmamalıdır. (Hanefı

mezhebi gibi.)

1 Eğer teslim akid mevkiinden

başka bir mahalde şart edilmiş ise, oraya vusulün şartları vardır:

(40) Bak: Mezabih el-Erbaa, c. 2, s. 303-305 ve Sll-315, Bllmen, c. 5, s. 125-126.

İSLAM HUKUKONDA S ELEM ARDİ 'ÜZERtNE BİR !NCELEME

DiYANET DERGISi SAYI: 4

TEMMUZ AGUSTOS 1975

223

Page 15: Pages from D00033c14y1975 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1975_c14/1975_c14_4/1975_c14...bir malın, teslimini gerektiren alım satım anlaşmasıdır. Fıkıh kitaplarında

f.

±s LİM HUKUKUNDA

S ELEM AKD!

ÜZERİNE BİR

İNCELEME

CiVANET DERGISi SAYI: 4

TEMMUZ AGUSTOS

1975

224

a) tesilm yeri eger akid mev­kiinden başka bir belde ise, akıd

mahalli lle orasının arasında en az iki günlük bir mesafe bulunmalıdır.

Eğer mesafe zikredilmezse, bekle­me müddeti ecel'in ekaili olan on­beş gündür.

b) Her iki taraf akit yapıian

beldeden ayrılmayı· şart · koşartarsa ve ·müslem'ün ileyh mebi'i rabbüs­selerne teslim için hemen yola cı­

karlarsa, gidecekleri yere ulaşma

zamanı, yaptıkları şarta tabidir. Eğer yola çıkış gününü şart ve

tayin etmemişlerse ve akit mevzuu için bulundukları yerden ayrııma­

mışlarsa, yola Çıkış · icin müsaade, yine en az onbeş gündür. Bu müd­aat içinde yola cıkmaları gerekir.

c) Re'sütmal'ın meclise yahut yakın bir anına ta'cili lazımdır.

d) Yolculuk gerek karadan, gerek denizden (gemi durmadan

'gitmek şartıyla) iki günden eksik. olmaması gerektir.

e) Akdin yapıldığı gün yola cıkmaklık şart edilmemiş ise, bu cı­

kış için yine onbeş gün mühleLvar­dır.

4 - Müslem'ün fih'in ve re'sül­mal'ın örfe göre tesbiti icabeder. Mesela, buğday icin belde adeti ki­le ise kile ile, vezin ölçüsü ise kilo veya ton ile tesbit edilmelidir.

Yani keyli eşya icin hacim biri­mi, veznı eşya icin ağırlık birimi, uzunluk olcüsü ile ölçülen_ (mez'ru­at) icin uzunluk birimi ile· tayin la­zım olup, aksi halde selam sahih değildiı:.

özelllkle nar ve emsal!, belde­ye göre sayı ile satılıyorsa adeden, . kilo ile satılıyorsa veznei-ı tayin olu­nabilirler. Yalnız ·adette olduğu za­man, fertler arasında eşitlik lazım­

dır. Adetle satılan eşya selem ya~

pıldığında, _ mebi'in ne büyüklükte olacağı taraflarca tesbit edilerek, yazılıp imzalanmalıdır.

Hayvan yemi olan taze ot, me­sela; yolcu üzerine selam yapılabi­

lir. Ancak yük olarak kaç yük oldu-

· gu ve bir yi.ikü bağiayan Ipin uzun­luğunun malüm olması ve tesbit edilen ipin bir yed~i emine teslimi şarttır. . _

Örfce birim olarak bilinmeyen herhangi bir ölçüyle salem yapıla­

maz. Mesela: şu taşın ağırlığı, şu

tulumun dolusu veya şu ipin uzun­luğu gibi.

5 - Sıfatıarın tesbiti l_ilzımdır.

Yeni, eski, vasat dendiği gibi, rengi de açıklanmalıdır. Mesela: yün se­lem yapıldığında, bazı kimse beyaz, bazı kimse de siyah yünü tercih eder. Yani sıfatlar ihtilafa meydan vermeyecek şekilde tesbit ve tayin edilmelidir. Şöyle ki:

Buğday selem yapıldığında öl­çek veya tartısı, sulu veya susuz tarla mahsülü olduğu, kalitesi, eski veya yeni mevsimin malı olacağı ve ne cins buğday olduğu (sert, yu­muşak) acıkianmalıdır.

Eğer müslem'ün fih hayvan ise, nev'i, koyun· veya sığır, illa veya ed­nillığı, rengi, zayıf veya semiz ol­duğu zikredilmelidir.

Mebi' bal ise, arı balı mı. şeker

kamışı, yahut şeker pancarı balı mı ve. fiat farkları dolayısiyle kalitesi belirtilmelidir.

Müslem'ün fih et ise, koyun, keçi yahut sığır eti mi. olduğu, be~ sili veya besisiz hayvan eti olduğu, hayvanın burulmuş veya burulma­mış olduğu bilinmelidir. Hayvanın

. kes il me yerini şart koşmaya lüzı.im yoktur. Ancak etin but veya başka yerden olacağı ihtilafa sebep olabi­leceğinden· beyanı gerekir. Balık sa­lem yapıldığında büyük, küçük orta diye iriliği, ayrıca nev'i, taze veya konserve olduğu ve anlaşmazlık do­ğurma ihtimali bulunan bütün sıfat­ları tesbit edilmelidir.

6 - Müslem'ün fih, müslem'ün ileyhln zimmetinde borç olup tayin edilmelidir. Yani yanında bulundu­ğunu bildiğim falan eşya diye tayin yapılamaz. Ancak mebi'in bilinen şartları haiz olması dolayısıyle sa­lem sahip olur.

Page 16: Pages from D00033c14y1975 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1975_c14/1975_c14_4/1975_c14...bir malın, teslimini gerektiren alım satım anlaşmasıdır. Fıkıh kitaplarında

_ 7 - Müslem'ün fih teslim vak­tinde bulunan eşyadan olmalıdır.

Aksi halde salem batıl olur. Sıfatları tesbit edilemeyen ve

mahiyetlerinde değişiklik yapmak mümkün . olan şeylerde selam sahlh olmaz.

Cinsiyetleri, yaşları, sıhhi du­rumları ve diğer sıfatları tesbit edil­mekle köleler de müslem'ün fih ola­bilirler.

D - HANBELi. MEZHEBiNE GÖRE SELEM'iN ERKAN VE ŞART­I.ARJU

Tarif: Selam, selef veya bey' lafızlarından birini söylemek şartıy­la, alım satımı tecviz edilmiş olan her çeşit malın sıfatları tesbit edile­rek, muayyen bir müddet sonunda teslim edilmek üzere yapılan satış akdidir, (Salem, selef lafızlarını söy­lemek bakımından Şafii mezhebine benziyor.)

ERKAN VE ŞARTLAR·:

Hanbeli mezhebine göre de bey'in kısımlarından olan selem'in, genel. alım satım hükümlerinden farklı yedi şartı vardır •.

1. -.,. Müslem'ün fih'in ihtilafa sebep olacak bütün sıfatlarının tes­bit: ve tayini lazımdır. Cinsi, nev'i,

rengi, menşei, yeniliği, eskiliği zik­redilmelidlr.

2- Müslem'un· fih'in miktarı birim olarak bilinen bir ölçü ile tes­bit edilmelidir.

3 - Teslim için konan vadenin bitim zamanı, yani te' diye vakti bi­linmeli ve keı:ıin olarak belirtilmeli­dir.

4 - Mebi' te'diye vaktinde pi­yasada bolca bulunması mümkün olan eşyadan olmalıdır.

5 - Re'sülmal akid meclisinde teslim ve kabz olunmalıdır.

6 - Müslem'ün fih, müslem'ün ileyhln zlmmetinde bir borç olmalı­dır. Mevcudun teslimi salem olmaz.

7 - Müslem'ün ileyh, mebi'i hacim öküsü veya tartı yahut adet veya uzunluk olçüsü ile tesbit et­miş olmalıdır.

Hacim ölçüsü ile hem hububat, hem de yağ, bal gibi sıvılar selem yapılabilir.

Bu mezhebe göre hububat lle selam muamelesi yapıldığında dört şart lazımdır:

a) Hububatın nev'i, sulu veya . susuz tarla mahsulü olduğu,

b) Hububatın menşei, ·Türk -Mısır veya italya buğdayı,

c) Buğday · tanesinin iriliği ve ufaklığı,

d) Eski veya yeni mahsül ol­duğu.

Bütün hububat bu şartlara tabi­dir. Mercimeğin ise kırılmış veya kırılmamış olduğu da zikredilmelidir. Samanından ayrılmamış hububatın, s.elem akdi sahih olmaz.

Hurma ile selam muamelesi ya~· pıldığında yine nev'i, .mesela: Zağ­lul (bu. bir hurma nev'ıdir) diye,. ay­rıca tanesinin büyüklüğü, rengı, kırmızı· veya s·arı, menşei, yeni veya eski mahsül olduğu ye Ralitesi acık­lanmalıdır. ister kuru, ister taze hur­ma olsun, bu sıfatıarın zikri lazım­dır.

Bal selam yapıldığında, menşei mesela Ankara balı, zamanı, yani .

. bahar veya yaz mevsimi ıtıahsülü

olduğu, rengi beyaz yahut siyah ol­duğu, . kalitesi ile süzülmüş veya mumiu bal diye tayini lazımdır.

Yağ üzerinde salem muamelesi yapılırken koyun, keçi, inek yağı ol­duğu, renginin. sarı veya beyaz ol­duğu, kalitesi, hayvanın 'nasıl mer'­ada otladığı, sahil, yayla ve ova di­ye belirtilll)elidir. Eski veya yeniliği zikredilmez. Zira yağda eskilik ayıp sayıldığından red edilir. ·re.reyağı

icin de aynı şartlar vardır. Mevzuatta (ağirlık birimi ile öl­

cüien)' da, selam akdi sahihtl~. Ek-

!SLAM . BOKOKONDl

S ELEM AKD! tl'ZER1NE B !B. !NCELEME

DİYANET DERGiSi SAYI: 4

TEMMUZ AGUSTOS 1975

(41.) Hanbeli mezhebine göre salem'in erkAn ve ııartıan icin bak: Mezahib el- 225 Erbaa, c. 2, s. 808-805 ve ıioo-aos-su, mimen, c. 5, s. 127-128.

Page 17: Pages from D00033c14y1975 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1975_c14/1975_c14_4/1975_c14...bir malın, teslimini gerektiren alım satım anlaşmasıdır. Fıkıh kitaplarında

İSLAM EIUKUKUNDA

1-

S ELEM ~Dİ

ÜZERİNE BİR

!NCELEME

DiVAN ET DERGiSi SAYI: 4

TEMMUZ AGUSTOS

1975

226

ı

rnek, meyve, et (kemikli, kemiksiz}, kurşun, bakır ve emsaileri gibi.-

Eğer et üzerine salem yapılı­

yorsa miktarı, nev'i, (sığır, hoyun) hayvanın yaşı, cinsiyeti, erkek hay­vansa b!Jrulu olup olmadığı, süt ku­zusu veya sütten kesilmiş olduğu, beside bulunduğu veya mer'ada ya­yılır olduğu, semizlik ve zayıflığı

. zikredilmelidir. Tavuk eti selam yapılırken ho­

roz veya tavuk diye açıklanması la­zımdır. Hayvanların kesim yerinin tesbiti şart değildir. Yalnız hayvanın naresinin eti olduğu veya bütünü diye belirtilmelidir. Kıı;artılmıı;ı veya pişirilmiş etin selem'i sahih olmaz:

Balık üzerine selam yapılacak­sa, nev'i, nehir, deniz, göl balığı ol­duğu, irilik ve ufaklık dereceleri, ta­ze veya konserve balık oldukları

beyan edilmelidir. Ekmek salem yapıldığında;

buğday, arpa, çavdar, mısır ekmeği olduğu açıklandığı gibi, kuruluk ve yaşlık (rutubet} derecesi zikredilme­lidir.

Demir, bakır, kurşun, kalay gibi madenieriyle selam muamelesi ya­pılırsa sıfatları. nevileri, renkleri, yumuşaklık ve sertlik dereceleri bi­linir olmalıdır.

Sernan olabilme kabiliyatinde olan altın ve gümüş arasında riba konusu bulunmayacak şekilde se­lam yapılabilir. Ancak re'sülmal se­men olmayacaktır.

Aralarında faiz careyan eden eşyalarda selam sahih değildir.

Adediyatta, yani sayı ile tesbit edilen eşyada salem akdi yapılır­

ken, fertler a~asında irilik ufaklık

farkı olmayacak, hepsi aynı büyük­lükte olacaktır. Aksi selam'in sıh­

hatine manidir.

Deve üzerine salem anlaşması

yapıldığı zaman .. hangi devenin yav­rusu olduğu, yaşı, rengi, Cinsiyeti tayin edilmelidir, At için de devede-

ki dört şart iüzumlu olup ayrıca - menşei, mesela; arap atı diye açık­

lanması da icabeder. Koyun ve ke­çide cinsiyet, yaş ve renk durum­ları da tayin edilir. Katırın nev'i ol­madığı için tayin yapılmaz.

Tuğla ve kerpiç selem konusu olduğunda, kahbın _büyüklüğü - ile yapılacak toprağı da belirtmek la­zımdır.

Uzunluk ölçüsü ile ölçülen (mezruat} selerne konu olduğunda,

yine kumaşın nev'i: keten, yünlü, ipekli, menşei: Türk kumaşı, ingıliz kumaşı, yani hangi memleket ve hangi fabrikanın mamulü olduğu,

eni. boyu, sıfatları ince ve kalınlığı.

yumuşak ve sertliği açıkca tesbit edilmelidir. ihtilaf doğuracak bütün sıfatlar, anlaşmazlığa meydan ver­meyecek şekilde açıklanmalıdır.

Sıfatları tam manasıyle inzibat altına alınamayan eşya üzerine sa­lem muamelesi yapılamaz. Derhal satış ve teslimi mümkün olan şeyler de selerne konu olamaz.

Bir· borçlu da, borcu re'sülmal sayıp, vereceğini tayin edilen bir müddet bitiminde bir mala çevirip teslim etmesi şeklinde yapılan bir anlaşma selam değildir. Çünkü bu. borcu borçla karşılamak olduğun­

dan caiz değildir.

Rabbüssalem mebi'i kabzetme­den havale edemez.

-IV-

A - Selam Muamelesinde Vu-. ku bulacak ihtilaflar ve neticeler.

B - Salem'de Rabbüsselam Lehine Mevcut Olan Fiyat farkı

Hakkında Açıklama,

A - Salem muamelesinde vu­ku bulacak ihtilaflar ve neticeleri:42

1 - Müslem'ün ileyhin ölümü ile tayin edilen ecel ortadan kalkıp,

mebi' hemen terekaden tahsil edilir. Fakat Rabbüsselem'in ölümü ile müddet iptal edilmez.

(4.2) Bu konu tçln bakınız: All Haydar, c. ı, s. 1108-11ıO, Bilmen, c. 5, s. 124-125-128, All Ef., c: ı, s. 298.

Page 18: Pages from D00033c14y1975 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1975_c14/1975_c14_4/1975_c14...bir malın, teslimini gerektiren alım satım anlaşmasıdır. Fıkıh kitaplarında

2 - Anlaşma yapanlar müdde­tin miktarı üzerinde ihtilafa düşer­lerse, mesela: Müslem'ün ileyh üç ay, rabbüss-elem ise iki ay derse, hak: ispat vesikası bulunanındır.

Her iki taraf beyyine ibraz ederler­se, müslem'ün ileyh'inki tercih edi­lir. Zira ziyadeliği isbat etmektedir. iki taraf ta isbat vesikasından mah­rum ise ·söz, ·yemin verdirrnek şar­

tıyle rabbüsselemiridir. Çünkü 'ziya­deliği inkar etmektedir.

3- Akitler te'diye zamanının geçip geçmediğinde anlaşmazlıkta

bulunurlarsa söz, yemin verdirilmek şartıyle. müslem'ün ileyh'indir. Çü n-. .

kü mebi'in te'diye vaktinin gelmiş

olduğunu inkar etmektedir. Her iki anlaşmacı beyyine gösterecek .olur­larsa, müslem'ün ileyhin'kine göre hüküm verilir. Zira bu beyyine vak­tin ziyadefiğini isbat etmektedir.

4 - Herhangi bir sıfat ile belir­tilmeyen re.'sülmal'ın cinsinde ihti­laf edilse, mesela; rabbüssalem şu kadar TL.'sı, müslem'ün · ileyh ise hayır şu kadar reşat altını dese, araştırılır. Şayet beyyine mevcut ise, kabul edileri görüşe nazaran müslem'ün ileyhin beyyinesine iti­bar edilir. Beyyine bulunmadığı tak­dirde kıyasa göre yemin verdirilmez. Ama istihsan ile her ikisine de ye­min teklif edilir.

5 - Taraflar. müslem'ün fih'in cins ve miktarı üzerinde beyyinesiz olarak anlaşamazlarsa, ikisine de yernın teklif edilir. Her ikisi de ye­min ederlerse; hakim arzularına gö­re akdi fesheder.

6 - Akdi icra edenler isbatsız olarak mebi'in teslim yeri üzerinde uyuşmazlık gösterirlerse, imam-ı Azam'a göre akidlere yemin verdi­rilmez. Ama imameyne göre yemfn tekli{ edilir.

7 - Taraflar re'sülmal'ın teslim edilip edilmediğinde ihtilafa düşer­lerse, söz yemin verdirilmek sure-

tiyle müslem'ün ileyhindir. Çünkü semeni kabzettiğini münkirdir. Eğer müslem'ün fih'in . tesliminde . ihtilaf ederlerse, söz yemin verdirilmek üzere rabbüsselemindir. Zira mebi'i teslim aldığını inkar etmektedir. (Bu Hanbeli m~zhebi imamlarının · görü­şüdür.)

8 -· Selem muamelesinde ikale de caizdfr. Yani müddet dolmadan, iki taraf istek ve arzularıyla anlaş­

mayı fe'shedebilirler. Ancak müs­lem'ün ileyh'in ral::ibüsseleme re'sül­mal ne ise iade etmesi gerekir.

ikale'de taraflar re'sülmal'ın miktarı .üzerinde ihtilafa düşerlerse bakılır. Rabbüssalem henüz mebi'i kabzetmemişse, söz müslem'ün iley­hindir. Yok, kabz edip elinde bulun­duruyorsa, yemin cari olur.

9 -. Müslem'ün fih'in kalitesi üzerinde bir anlaşmazlık doğacak

olursa, ehl-i vukufa müracaat edilir ve taraflar bilir kişi raporunu kabu­le icbar edi(Jr. Ehl-i vukuf bir kişi

olabilirse de ,ihtiyaten iki kişi olma­sı gerekmektedir.

10 - Müslem'ün ileyh re'sül­malın bazısını .hat (tenzil) edebilir. Müslem'ün fih'te de ziyade caiz de­ğilse de hat caizdir.

11 - Kabl'ei-Kabz (teslim _alın-· · madi:ın): Müslem'ün ileyh re'sülmal­

da ve rabbüsselemde mebi' üzerin­de, satış, mübadele, şirket ve ka­zanç temin eden· herhangi bir tasar­ryfta bulunamazlar.

Rabbüssalem teslim olmadan · mebi'i müslem'ün ileyhe bile' sata­maz.

12 - Re'sülmal para olmayıp

da bir mal olsa ve akit meclisinden sonra malın ayıplı olduğu müşahe­

de edilse ve müslem'ün ileyh re'sül­malı iade etse, selem sahih olmaz. Ama meclis dağılmadan ayıp tesbit edilse ve rabbüsselam onu tanzim etse yanı ayıp bedeline karşılık bir

İSLAM HUKUKUNDA -SELEM AKD! nZER!NE BİR !NCELEME

DiYANET DERGiSi SAYI: 4

TEMMUZ AGUSTOS 1975

227

Page 19: Pages from D00033c14y1975 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1975_c14/1975_c14_4/1975_c14...bir malın, teslimini gerektiren alım satım anlaşmasıdır. Fıkıh kitaplarında

l ı ;

; :

. .!SLA.lYI HUKUKUNI)A

SELEM AKDi

üZERİNE BİR

İNCELEME

DiYANET DERGISI SAYI: 4

TEMMUZ A~USTOS

197§

228

şey verse; salem sahih olur. Bütün bunlara rağmen, ·müslem'ün ileyh ayıba razı olursa, selemin sıhhatına bir halel gelmez.

13 - Rabbüs-selem müslem'­ün flh'i teslim aldıktan sonra, ayıplı

oldu{;junu görse ve mebi' müslem~ün lleyhe iade edilineden sahib-i se­lem'ln yanında başka bir ayıba uğ­rasa, müslem'ün i[eyh dilerse müs­lem'ün fih'i geri ahr ve .seleme dö­ner. Dilerse almaz ve .. bundan dola­yı müslem'ün lleyhe bir şey lazım

gelmez. Ama ikinci ayıp meydana gelmeden Rabbüssalem. ilk ayıba is­tinaden mebl'l Iade edebilir. Salem'­de hıyar-ı ayb mevcut olduğunu ev­velce işaret etmiştik.

14 - Rabbüsselem, selem şart­larına riayet eımezse, bu durumda . müslem'ün lleyhte, re'sülmalı iade ederse Rabbüsselam almam diye­mez.

15 - · Müslem'ün ileyh te'diye zamanı rabbüsseleme mebi' yerine bedelini veremez.

B - Selemde Rabbüssalem Le­hine Mevcut Olan Fiyat Farkı Hak­kında Açıklama:

Selam akdinde rabbüsselam le­hine semen'de, mevcut piyasadaki malların değerlerinden daha az bir fiyat tayin etmek imkanı bulunmak­tadır. O halde akla şöyle bir soru gelebilir. Acaba bu farkın miktarı

ne olmalıdır?

Gerek bibliyogratyada göster­diğimiz fıkıh kitaplarında, gı;ırekse

araştırdığımız başka eserlerde, se­lam muamelesinde bu farkın ne mik­tar olacağı hakkında bir kayda te-

sadüf etmedik. Yalnız ~C:.·

bey'l iyne hakkında fetva bulunmak­tadır.

lyne isimli satış muamelesini Izah edersek, bu konu hakkında bir fikir edinmek mümkün olur. Zaten

(43) Kamua, c. 4, s. 705. (44) Ayni eser ve yer. ( 45) tbn-1 Abidin, c. 4, s. 272.

·1ügatte de iyne, seletle tarif edil­mektedir. Şu halde aratarında bir bağlantı da kurulabilir.

Manası "iyne ile birşey aldığında yani (selefle) denmektedir.

Şimdi iyne'yi açıklayahm: LO­gatta iyne şöyle izah edilmektedir. "Bir malı bir adama vadesiyle bir bahaya satıp, meclis~! mezburda yi­ne bayi ondan nakıs nakd-i bahay­la işiira. eylemekten ibarettir. Mese­la, bir adama beşyüz kuruş iktiza ey­lemekle ,bazirgane arz-ı meram ey­ledikte, ol dahi mesela dörtyüz ku­ruş· kıymetli metaını üc mı:ıvade ile mezbure altı yüz kuruşa bey' ve teslim ayladikten sonra der saat makdı akçe ile beş yüz kuruşa an­dan iştira eylemek glbi.44

Fıkıh kitaplarında ise iyne şöy~ le tarif edilmektedir: ihtiyacı olan bir kimse karz-ı hasenle (karşılıksız

ödünç) borc para arayıp bulamayın­ca, bir taeira gidip ödünç istiyor. Tacir diyor ki, ben sana para vere­mem, ancak vadeli olarak bir mik­tar mal satabilirim. Şöyle ki: Bu mal bugün icin piyasada bin lira değe­rinde olduğu halde, sen müddetli istediğin icin ben sana zaman far­kı olarak bin iki yüz liraya satarım. Sen benden mah teslim ahnca, pa­zarda bin liraya satar ihtiyacını gi­,derlr, vakti gelince bana bin iki yüz llr ödersln. Böylece ahcı bin iki yüz lira borolandığı halde, elinde bin li­ra kahyar ki, bu şekil muameleye lyne adı veriliyor. Fıkıhta iyne'nin ikincı bir tarifi de ICigatte açıklan­

dığı glbidlr,45 Bu tariflerden anlıyoruz ki iyne

muamelesının bir şeklinde mal taeı­rin elinde kalıp, sadece şekli bir alım satım sonunda ahcı taeira borclanıyor;· Mesela; altı yüz lira borclanıp, ama beş yüz lira alıyor.

Ikincı şeklide ise, taeira bin Iki yüz

Page 20: Pages from D00033c14y1975 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1975_c14/1975_c14_4/1975_c14...bir malın, teslimini gerektiren alım satım anlaşmasıdır. Fıkıh kitaplarında

lira bor.clanıp malı taeirden alıyor,

başkasına bin liraya satıyor. Yani her iki şekilde de ihtiyac sahibi icin bir zarar mevcuttur.

lzahına çalıştığımız bu lyne bey'i hakkında· imameyn arasında ihtilaf vardır.

Imam Ebu Yusuf, birinci şekil­de olmamak, yani malın satıcıya

~ dönmemasi şartıyla ve bu muamele itlyat edilmlyerek, ancak muhtaç bir durumda olanlara bir yardımda bulunma kabilinden yapıldığı zaman, cevazına kaildir. Zira satıcı karz-ı

hasenle ödünç bulamayan Ihtiyac sahibine, kendisi de kazanmak su­retıyle bir Iyilikte bulunmakta ve yine o kimseyi faizli bir muamele­ye dOşmekten kurtarmaktadır. işte bu gaye ile olursa caiz görülebilir. Unutmamak gerekir ki bu manevi menfaat getiren bir karz değil, fay­da sağlıyan bir satıŞ muamelesidir. Ve karz-ı hasandeki Allah rızası

bunda yoktur. Zira bu ruhsattır.4s Imam Ebu

Yusuf'un Izah ettiğimiz htı görüşü­

ne Imam Muhammed Iştirak etme­mektedır.

Imam Muhammed aşağıya yazdığımız Hadis-i Şerif'e istinaden, lyne'yi faizcilerin hileli bir icabı ka­bul edip büyük günah saymakta dır.47

Birbirinden az farklı iki tanesi­ni aldığımız ·hadis-ı şerifler şunlar­

dır. 48

--?~ ~~ r. \3 4~ ~ L:= \~ı. -~===.)ı;:, M ..hL~ \ fl~~~~r~~~~

'-'L·;\- -13UL- l:l;l .. ~ - ·f-. . ~J.ç ~v3 ru;~~

(46) Bilmen, c. 5, s. 110. (47) İbn-i Abidin, c. 4, s. 272.

Mealieri :

1 ... "lyne ile alış ... veriş ya-- pıp, öküzün kuyruğuna yapıştığınız­

da (cihadı terk ettiğinizde demek­tir) şerlileriniz üzerinize musafiat olur ve seçkinleriniz 'iyilerinlz) dua eder, ama sizin icin yapılan dualar kabul olunmaz."

2 ... "lyne ile alış ... veriş yap­tığınızda ve öküzün kuyruğuna ya­pıştığınızda, zelil olursunuz ve düş­manlarınız üzerinize galebe çalar."

Kamuata da lyne'nin tarifinden sonra şöyle bir izah vardır:

"Şarlh der ki, bu muamele ribe olmakla menhldlr. Ve bu makdi ha­zır manasırıa olan yahut rlba · ma­nasına olan ayn'dan me'huzdur. Kütüb-ü Fıkhlye de tarih-I salresi ve ahkamı mebsuttur. Hususen Ta­tarhanlyede hlyle-1 şer'lyelerl meş­ruhtur.49

Görülüyor ki, Imam Ebu Yu­suf'un pek özel hallerde, faizden kurtulmak Icin bir ruhsat olarak müsaade ettiği bey'l lyne'ye, Imam Muhammed başta olmak üzere bir çok kimseler cevap vermemektedir­ler.

Şöyle ki: "Hatta bazı zevata gö­re b!J muamele haramdır. Bir rlba meselesldlr.ıro

Buna rağmen piyasada lyne muamelelerinin devam ettiği ve bu şekil alım ı:ıatımda satıcıya bir kar haddi tanındığını fetvalardan öğre­

niyoruz.

Şimdi kar miktarını gösteren fetvaları görelim:

Bu mevzuda Şeyh ül-islam Ebu's-Suud~ Efendi'den iki fetva nakledilmektedir.

(48) Müsned, Abmed !bn-1 Hanbel, c. 2 •. s. 42, Sünen Ebu Davud, c. 2, -s. 65. (49) Kamus, c. 4, s. 705. (50) Bilmen, c. 5, s. 109.

- · fst.IIM

HUKUKONDA S ELEM AKD! VZERtNE BİR tNCELEME

CIVANET DERGISI SAYI: 4

TEMMUZ AGUSTOS 1975

229

Page 21: Pages from D00033c14y1975 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1975_c14/1975_c14_4/1975_c14...bir malın, teslimini gerektiren alım satım anlaşmasıdır. Fıkıh kitaplarında

. )

!SLA.M HUKU:KUNDA

S ELEM AKD:t

ÜZERİNE B!R

İNCELEME

DiYANET DERGiSi SAYI: 4

TEMMUZ AGUSTOS

1975

230

Fetva : Zeyd lyne tarı~ile ya­nındaki .on liralık malı, on Iki veya on ü_c liraya satmak . istediğinde,

kendisine bu muamelede Sultanin emri ve Şeyhu'l-islam fetvası on li­ralık malın ancak on buçuk liraya satılacağı söylendiğinde, dinlemeyip on iki veya on blr buçuk liraya sa­tarsa, Zeyde ne lazım gelir.

. Cevap : Tazir ve hapsedilir. Ta ki tevbe edip isHlhı zahir ola.

Diğer bir fetvada ise on liralık

bir malın, on bir buçuk liraya satıla­bileceği zikredilmektedir.51

Şu halde Ebu's-Suud Efendi­nin fetvaianna göre müddetli satış­

ta, bayi'lehine günlük piyasadan % 5 veya % _15 bir kar tanınmak­tadır.

Ali Efendiye göre ise: "Yüzde ne mikdar rlbh alınmasına sultan ta­rafından müsade edilmiş ise, o mik·

. dar ribh ilzam olunabilir. Onu on bir buçuktan ziyade ribh memnu ol· makla, ziyade ribh davası dinlene­mez."li2

Bu fetva ile de % 15 bir kazan­ca müsaade olunduğu· görülmekte­dir. Selef'le iyne arasında IUgat bakı­mından bir münasebet bulunduğu­

nu görmüştük. O halde şöyle bir kı· yaslama yapabiliriz.

. .

Yukarıdaki fetvalar göre, selem muamelesinde, rebbüssselem lehi·

ne, mevcut piyasadan farklı kazan-. cın, fetvalarda belirtilen miktarı gee­

marnesi lazımdır. Dolayısıyle rab­büsselerne tanınan kar, hiçbir za­man müslem'ün ileyhin mağduriyeti­ni mucip olmamalıdır. Bu hususta

(51) !bni Abidin, .c. 4;, s. 272.

Idari bir emir ve· fetva bulunmadığı zamanda, örfe göre hareket etmek gerekir. Örfü adeta gÇire piyasada uygun görülecek kar mikdarı, bize bir kıstas olabilir.

Fırsattan istifade ederek ihti­yaç içinde bulunari ·bir kimseyi da­ha kötü bir duruma düşürmemek,

düşünülecek en önemli husustur. Unutmamalıdır ki riba (faiz) nın ha­ram kılınmasının meşru'iyet sebep­lerinden biri de, ihtiyaç sahibini mağdur duruma düşürmemektir.

Salem istisnai bir akid olduğun­dan, riba şaibesi bulunmamalıdır.

Bu andlaşmada örtü adetın yeri ve önemi büyüktür. Eğer rabbüssalem lehine tanınmış olan kazanç, müs­lem'ün ileyh'in zarar ve mağduriye­tini mucip olUrsa, tecviz edilemez. Zira fahlş kazançlı selem muame­leleri, ekserlyetle müslem'ün ileyh durumunda olan müstahsili fakirleş­tireceğinden, köylü ve çiftçinin za­rarı ile, köylülerin harap olmasına

yol acar. Bu hal ise cemiyet icin zararlı bir durum doğurur.

Bundan dolayıdır ki, selemi ke­rih gören alimler de vardır. "Tel~

vihte de bazı ulemanın, selem mua­melesini kerih gördükleri bildirilmiş­tir ki, Abdullah ibn-i Mes'ud'un oğ­lu Ubeyde, selemi kerih gören ule~

madandır"53

O halde bir ruhsat olan selem, islamın ruhuna uygun olarak, ancak zaruret halinde ve cemiyetin menfa­atı icin kullanılmalıdır .

Yoksa para sahiplerini zengin­leştiren bir vasıta olarak kullanılma­malıdır.

(52) Ansay, s. 174, Ali Ef. fetvasından naklen. (53) Tecrld, c. 7, s. 4.

·'

Page 22: Pages from D00033c14y1975 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00033/1975_c14/1975_c14_4/1975_c14...bir malın, teslimini gerektiren alım satım anlaşmasıdır. Fıkıh kitaplarında

BİBLİYOGBAFYA ı- Kur'an-ı Kertm. 2 - Abduh Şeyh Muhammed, Tefsir'ul-Kur'an'ul-Haklm (Menar) 12 c!ld ·Mısır

1366 H. 1947 M. (Menar) 3 - Aı-cassas Ebu Bekir el-Hammad, Ahkil.İn'ül-Kur'iln (c Cild), !stanbul 1335

H. (Cassas) 4 - AHi'iruzllbadi, al-Ukyanus'ül-Basit fi Tarcamat'il-KllmO.s al-Muhit (4 cild),

!stanbul 1305 H. Çev: Asım Ayıntabı (Kll.mO.S) 5 - Ali Efendi Çatalcalı, Fetavayı Ali Ef. (2 clld), !stanbul 1258 H. (Ali Ef.) 6- Ali Haydar, Dürer'ül-Hukkil.m Şerh-i Mecelle-i Ahkli.m (15 cild), !stanbul

1314 H. (Ali Haydar) 7 - AlO.SI, §ihllbu'd-Din Seyyid Malımud, Ruh'ul-Ma'ilnl (9 cild), Bulak 1301 H.

(AlO.St) .....__,... 8- Alımet !bn-i Hanbel, Al-Musned (6 cild), Mısır, 1313 H. (İbn-i Hanbel) 9 - Ansay Prof. Sabri Ş.aklr, Hukuk Tarihinde !slllm Hukuku, Ankara, 1953

(Ansay) 10 - Az-Zahld! Muha=ed Murtada, Tacu'l-Aro.s fi Şerh'il-KllmO.s (10 c!ld),

Mısır, 1306. H. (Tae al-Arus) ll _ Berki All Himmet (Metni kontrol edip lO.gatçeye hazırlayan) Mecelle; An­

kara 1959 (Mecelle) 12 - Beydav! Abdullalı, Envaru't-Tenz!l ve Esraru't-Te'vil (2 cild) !stanbul 1303

(Beyzavt) 13 - Berkl Prof. Dr. Şaklr ve Hayrullalı Hllmld!, İslllm Hukukunda ana· pren­

sipleri "Kur'an'da Hukuk" Ankara 1962 (Kur'iln'diı Hukuk) 14 - Bilmen ömer Naso.hi, Hukuk-u İslllmlye ve İstaHihat-ı Fıkhiye Kil.musu (6

c!ld) !stanbul 1948-1952 (Bilmen) 15 - Bilmen ömer, NasO.hi, Kur'an-ı Kerim'in TUrkce Meal-i Allsi ve Tefsiri,

!stanbul 1963 (Bilmen Tefs!ri) 16 - Buhari Muhammed !bn-1 !smail, Al-Camiu's-Sahlh (8 clld) Bı.İlak 1311 H.

(Buhllr!) 17- Celil.IO.'d-Dln Mulıa=ed İbn Alımet ve CelalO.'d-Din Abdurralıman es-SayO.ti

Tefslru'l-Kur'il.nl'l-Azlm (2 clld) Mısır, Kahlre (!Jelil.leyn) 18 - Ceziri Abdurralıman, Kltab'ul-Fıkıh Alil.'l-Mezahlbi'l-Erba'a (4 cild) Kahire

1938-1948 (Mezahlb el-Erbaa) 19 --' Çantay Hasan Basri, Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim (3 cild) !stanbul

1957 (Çantay) 20 - EbO. Davo.d !bnu'l-Eş'as as-Siclstant, Sahlh (Süııen) (2 cild), Kahire 1280

(Ebu Davo.d) 21 - İbnu Abidin Muhammed,· Reddu'l-Muhtar ala DO.ri'l-Muhtllr (6 cild) !stanbul

1294 H. (İbn Abidln} 22- İbn ManzO.r, Llsanu'l-Arab (15 cild) Beyrut 1955 (Lisan el"Arab) 23 -·İbn Hayylln, Al-Endalus! al-Garnil.ti Tefsiru'l-Bahri'l-Muhlt (8 cild) Mısır

1328 (Bahr-ı Muhit) 24 - Kurtubi Muhammed İbn Alımet, Al-Caıni'li-Ahkllıni'l-Kur'il.n (20 cild) Mısır

(Kurtubt) 25 - Mehmed Vehbi Konya!~. Hulllsatu'l-Beyiln fi Tefsiri 1-Kur'an (15 cild) !s­

tanbul 1339-1341 H. (Hü. Beyiln) 26 - Mehİned Vehbi Konyalı, Ahkil.m-ı Kur'llniye. !stanbul 1947 '(Alıkil.m-ı Kur'­

aniye) 27 - Müslim Ebu'l-Hüseyn al-Kuşeyr!, Al-Caıniü's-Sahih (8 cild) !stanbul 1330-

1334 (MUslim) 28 - Pakalın Mehmed Zeki, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimler Sözlüğü (3 cild)

!stanbul 1946 (O.T. Deyimler) 29 - Taberi. Muhammed İbn Cerir, Caıniu'l-Beyan fi Tefsiri'l-Kur'ari (29 cild)

Mısır (Taberi Tefsiri) 30 - Türk Hukuk Lfigati, Türk Hukuk Kurumu tarafından hazırlanmıştır. An-

kara 1945 (T.H. Lfigati) ' . 31- Yazır Mehmed Hamdi, Hak Dini Kur'lln Dili Yeni Mellli Türkçe Tefsir (8

cild) !stanbul 1935 (Elmalı) 32 - Zebidi Ahmet Zeynüddin, Çev: Alımed Naim-Kil.mil Miras, Sahib-i Bfihiiri

Muhtasarı Tecrid-i Sarih (ll cild) !stanbul 1928-1947 (Tecrid) 33 - İmasır Kemaleddin Muhammed bin Abdülvalıid Es Sinasi, Şerhü Feth-ül

Kadir (8 cild) Mısır. 34- Kitap-el tl'm, Muhammed bin !dris eş Şafit (4. cild) Mısır 1968 (Kitab

el tl'm) NOT: Metindeki kısa.ltmalar parantez içinde gösterilmiştir.

İSLAM HUKUKUNDJ S ELEM AKD! ·tl'ZER!NE BİR !NCELEME

DiYANET DERGiSi SAYI: 4,

TEMMUZ AGUSTOS 1975

ı 231.