Upload
others
View
9
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
15.03.2010
Rahman ve Rahim Olan
Allah’ın Adıyla
TANITIM FAALİYETLERİ
İSLAMIN YAYILIŞI
DAVET MEKTUPLARI
HEYETLERİN KABULÜ
Tanıtım Faaliyetleri ve İslam’ın Yayılışı
H-10
Giriş
Hz. Peygamber her zaman ve her yerde İslâm'a
davet ve tanıtım faaliyetinde bulunmuştur.
Medine döneminde;
• Gönderdiği tebliğ ve irşad heyetlerinin yanında,
• Gazve ve seriyyelerinde dahi davet faaliyetlerine
dair örnekler bulmak mümkündür.
Tanıtım Faaliyetleri ve İslam’ın Yayılışı
H-10
H-6’daki Hudeybiye Barışı'na kadar toplu olarak
bazı kabilelerin ve bunun yanısıra şahısların
İslâm'a dahil olduklarını görmekteyiz.
Tanıtım Faaliyetleri ve İslam’ın Yayılışı
H-10
Ancak Hudeybiye barışından itibaren Hz.
Peygamber'in vefatına kadar geçen dört yıl
zarfında İslâm daha hızlı bir şekilde yayılmış ve
geniş halk kitleleri bu dini kabul etmişlerdir.
Şüphesiz bu konuda Hz. Peygamber'in İslâm'ı
tanıtma ve yayma faaliyetlerinin büyük rolü
olmuştur.
Tanıtım Faaliyetleri ve İslam’ın Yayılışı
H-10
Bu dersimizde;
• Onun çevre ülkelerin hükümdarlarına, kabile
başkanlarına ve etkili şahıslara İslâm'a davet
mektupları göndermesini,
• Bu mektupların İslâm'ın yayılması açısından
önemini ve
• Medine'ye daha ziyade hicretin dokuz ve
onuncu yılında gelen heyetlerin İslâm'ı yayma
faaliyetleri arasındaki yerini ele alacağız.
İslama Davet Mektupları
Hudeybiye antlaşmasıyla geçici de olsa
sağlanan barış ortamında Hz. Peygamber
İslâm'ı daha rahat bir şekilde yayma fırsatı
buldu.
İslama Davet Mektupları
Hudeybiye'den Medine'ye döndükten sonra
hicretin altıncı yılının sonunda (veya yedinci
yılının ilk ayında) İslâm davetini her tarafa
duyurmak amacıyla çevre ülkelerin
hükümdarlarına İslâm'a davet mektupları
gönderdi.
İslama Davet Mektupları
Hz. Peygamber'in Bizans İmparatoru
Herakleios'a gönderdiği mektup şöyledir:
"Bimillâhirrahmânirrahîm.
Allah'ın kulu ve Peygamberi Muhammed'den
Bizans İmparatoru Herakleios'a.
Hidayete uyanlara selam olsun.
Seni İslâm'a çağırıyorum.
İslama Davet Mektupları
İslâm'ı kabul et ki kurtuluşa eresin. Allah da
sana mükâfâtını iki kat versin.
Eğer kabul etmezsen halkın günahını sen
çekersin.
'Ey Ehl-i Kitab! Sizinle bizim aramızda müşterek
olan söze geliniz. Sadece Allah'a kulluk edelim
ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Allah'ı
bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer
yüz çevirirlerse, şahit olun biz Müslümanız,
deyiniz'". (Al-i İmran 64)
Herakleios Hz. Peygamber'in elçisini o sırada
bulunduğu Kudüs’te (veya Humus'ta) kabul
etmiş; yine o esnada Suriye’de bulunan Ebû
Süfyan ve arkadaşlarından Hz. Peygamber
hakkında bilgi almıştır.
Onlardan elde ettiği bilgilerin peygamberlik
vasıflarına uygun olduğunu belirten Herakleios,
sonunda onun peygamber olduğuna kanaat
getirmiş, ancak tebaasının Hristiyanlığı terk
etmeye karşı olduğunu belirterek İslâm’ı kabule
yanaşmamıştır.
Elçiye iyi davranarak hediyelerle uğurlamıştır
İslama Davet Mektupları
-1-
Hz. Peygamber Amr b. Ümeyye ed-Damrî’yi
Habeşistan hükümdarına göndermiştir.
Habeşistan hükümdarının İslâm’ı kabul ettiği ve
Hz. Peygamber’in mektubunu muhafaza ettiği
rivayet edilir.
Necâşî aynı zamanda içlerinde Câfer b. Ebû
Tâlib ve Ümmü Habîbe’nin (H-7’de evlendi) de
bulunduğu ülkesindeki muhacir Müslümanları
gemiye bindirerek Amr b. Ümeyye ile birlikte
Medine'ye göndermiştir.
İslama Davet Mektupları
-3-
Hz. Peygamber, Abdullah b. Huzafe es-Sehmî’yi
İran kisrâsına göndermiştir.
İran Kisrası Hüsrev Perviz (II. Hüsrev) mektubu
alınca, mektupta Hz. Peygamber’in adının kendi
adından önce yazılmasına sinirlenerek mektubu
yırtmış ve elçiyi de dışarı çıkartmıştır.
Elçi doğruca Medine'ye gelip olayı anlatınca Hz.
Peygamber, Kisrâ’nın devletinin parçalanması
için Allah’a dua etmiştir.
İslama Davet Mektupları
Diğer taraftan Kisrâ, Yemen’deki valisi Bâzân’a
bir mektup yazarak Resulüllah’ın derhal
yakalanmasını ve kendisine gönderilmesini
emretmiştir.
İki görevlinin gelip Yemen valisinin mektubunu
kendisine vermeleri üzerine Peygamberimiz
onları İslâm'a davet etmiş; bir gün sonra da
Kisrâ’nın öldürüldüğünü onlara haber vermiştir.
Gerçekten Kisrâ 27 Şubat 628’de kendi öz oğlu
Şîreveyh (Şîrûye) tarafından öldürülmüştür.
İslama Davet Mektupları
Bu gelişme üzerine Bâzân ve etrafındakiler
Müslüman olmuşlardır.
İran Kisrâsı İslâm'ı kabul etmemiştir, ama ona
bağlı olan;
• Bahreyn,
• Umman ve
• Yemen gibi Arabistan'daki İran sömürgelerinin
yöneticilerine gönderilen mektuplar başarılı
sonuçlar vermiş ve bu bölgeler İran'dan ayrılıp
İslâm devletinin birer eyaleti haline gelmişlerdir.
İslama Davet Mektupları
İskenderiye Valisi Mukavkıs, Hâtıb b. Ebû Beltea
tarafından kendisine gönderilen mektubu alınca,
Kıptîlerin kendisini dinlemeyeceğini ve
makamından da ayrılamayacağını belirtmiş ve
cevâbî mektupla birlikte,
Mâriye ve Sîrîn adında iki cariye ile bazı
hediyeleri Medine'ye göndermiştir.
Hz. Peygamber Mâriye’yi kendisi almış ve
İbrahim adlı çocuğu ondan dünyaya gelmiştir.
İslama Davet Mektupları
-5-
Sîrîn’i ise Hassân b. Sâbit’e vermiştir.
Hâtıb b. Ebî Beltea, Mukavkıs'ın kendisine
cömert davrandığını, kapısında fazla
bekletmediğini ve orada beş gün kaldığını
söylemiştir.
İslama Davet Mektupları
-8-
Peygamberimiz Şücâ' b. Ebû Vehb'i Gassan
Kralı Hâris b. Ebû Şemir'e göndermiş,
Hâris, kendisine böyle bir mektup gelmesine
sinirlenerek yere atmış ve hatta Medine'ye bir
hücum seferi tertipleme tehdidinde bulunmuştur.
Hâris, Bizans imparatoruna durumu yazmış,
ancak ondan beklediği desteği sağlayamadığı
için bu düşüncesinden vazgeçmiştir. Elçiyi de
hediyelerle geri göndermiştir.
İslama Davet Mektupları
-7-
Peygamberimiz Hanîfe kabilesinin başkanı ve
kendisi bir Hristiyan olan Hevze b. Alî'ye Selît b.
Amr'ı bir mektupla göndererek onu İslâm'a
davet etmiştir.
Şayet Müslüman olursa o bölgede idareciliğinin
devam edeceğini de bildirmiştir.
Hevze elçiye ikramda bulunmuş, ona iyi
davranmış, fakat İslâm'ı kabul etmediğini
bildiren bir mektupla geri göndermiştir.
İslama Davet Mektupları
Mekke'nin Fethi'nden sonra ölen Hevze'nin
yerine geçen Sümâme b. Üsâl Müslüman
olmuştur
İslama Davet Mektupları
Ayrıca;
Peygamberimizin bir mektupla Busrâ valisine
gönderdiği Hâris b. Umeyr, Gassanlı bir başkan
olan Şurahbil b. Amr tarafından kendi
topraklarından geçerken öldürülmüştür.
Bu olay Mûte Savaşı'na yol açmıştır (H-8).
İslama Davet Mektupları
-2-
Peygamberimiz Alâ b. Abdullah el-Hadramî'yi
Bahreyn'e gönderdi.
Alâ, Bahreyn Emiri Münzir b. Sâvâ'ya Hz.
Peygamber'in mektubunu verdi.
Münzir ile Araplar ve İranlılardan oluşan ada
halkının çoğunluğu İslâm’ı kabul etti.
Hz. Peygamber Alâ'ya bir mektup yazarak kendi
dinlerinde kalmak isteyen Yahudi ve
Mecusilerden cizye alınmasını istedi.
İslama Davet Mektupları
Müslümanlardan alınacak zekât miktarlarını ve
zekâta tâbi malları bildirdi.
Alâ da Hz. Peygamber'in mektubunu halka
okuyarak zekatları tahsil etti.
İslama Davet Mektupları
-6-
Peygamberimiz Amr b. As'ı, İslâm'a davet etmek
üzere bir mektupla Umman'a, Cülendâ'nın
oğulları Ceyfer ve Abd'e gönderdi.
Bunlar Ezd kabilesine mensup idiler.
Ceyfer o sırada Umman kralıydı.
İslama Davet Mektupları
Hz. Peygamber'in mektubunu alan Ceyfer ve
Abd, birkaç gün düşündükten sonra İslâm'ı
kabul ettiler ve faaliyetlerinde Amr'a yardımcı
olmaya başladılar.
Amr onların zenginlerinden zekat toplayıp
fakirlerine dağıttı. Hz. Peygamber'in vefatı
esnasında Amr, Umman'da bulunuyordu.
İslama Davet Mektupları
Hz. Peygamber Yemen halkına mektup yazarak
Muaz b. Cebel ve Mâlik b. Zürâre ile gönderdi.
Yemen'in çeşitli bölgelerine ve kişilere de
mektuplar yazarak bu görevlilerin kendilerine
gönderildiğini bildirdi; zekat ve cizyelerin bu
ikisine verilmesini emretti.
Yemen halkı Mâlik b. Zürâre'yi Hz. Peygamber'e
göndererek Müslüman olduklarını bildirdiler ve
itaatlerini arzettiler. Peygamberimiz de onlara bir
mektup yazarak Mâlik b. Zürâre'nin durumu
kendisine ulaştırdığını bildirdi.
İslama Davet Mektupları
Onun bu son tavrı, yani Yemen halkının
Müslüman olduğuna dair haberin kendisine
ulaştırıldığını yöre halkına bir mektupla
bildirmesi,
• kendisinin inceliğini,
• insanlara önem ve değer verdiğini,
• İslâm'ı kabul edenleri taltif ve takdir etmeye
özen gösterdiğini ortaya koymaktadır.
İslama Davet Mektupları
Hz. Peygamber'in elçileri gönderirken ve
mektupları yazarken izlediği politikaya gelince,
• O, her şeyden önce elçileri, gidecekleri ülkeleri
çok iyi bilen, daha önce o bölgelere gitmiş
kimselerden seçiyordu.
İslama Davet Mektupları
• Elçilerde;
• ikna gücü,
• ahlak güzelliği,
• dürüstlük,
• güzel konuşma,
• anlama ve kavrama yeteneği aranıyordu.
İslama Davet Mektupları
• Kısa, öz ve veciz bir biçimde yazılan mektuplar
İslâm'a daveti içeriyordu.
• Karşı tarafı tehdit eden, itibarını düşüren
ifadelere asla yer verilmiyordu.
• Hükümdarlara unvanları ile hitap ediliyordu.
• Mektupların içeriği her hükümdarın özelliği
dikkate alınarak belirleniyor ve o şekilde
yazılıyordu
İslama Davet Mektupları
Hz. Peygamber mektupları mühürleyerek
gönderiyordu. Gümüşten yapılmış olan bu
mühürün üzerinde üç satır halinde,
Allah
Resûl
Muhammed
yazıyordu. Yani "Allah'ın elçisi Muhammed".
Peygamberimiz bu mührü daima parmağında
taşır, bir vesikayı mühürlemek gerektiği zaman
da basması için yanındakilere verir, sonra tekrar
parmağına takardı.
İslama Davet Mektupları
Peygamberimiz;
• kabile başkanlarına,
• toplu olarak kabilelere,
• papazlara,
• çeşitli yerlerde oturan Yahudi kabilelerine
İslâm'a davet için,
• ayrıca bölgelerde görev yapan valilerine de
İslâm'ın kurallarını bildiren mektuplar yazıyordu.
İslama Davet Mektupları
Bu mektupların sayısı o kadar çoktur ki,
gönderilen şahıs ve kabilelerin isimlerini
yazmak, metinlerini vermek veya teker teker ele
alıp tahlil etmek bu çalışmanın hacmini
aşacaktır.
O nedenle burada mektupların içerdiği hususları
genel hatlarıyla ortaya koymak ve İslâm'ın
yayılmasındaki rolüne işaret etmek istiyoruz
İslama Davet Mektupları
Hz. Peygamber'in mektuplarının her birinin
gönderildiği şartlar ve muhataplar farklıydı.
Buna bağlı olarak mektupların her birinin üslup
ve içeriğinin de birbirinden farklılık arz ettiği
göze çarpmaktadır.
Kabile başkanlarına gönderilen mektuplar
incelendiğinde;
• bunlarda her kabile veya şahsın özel
durumunun ve konumunun dikkate alındığı,
İslama Davet Mektupları
• Müslüman oldukları takdirde kendi arazileri
üzerinde bırakılacaklarının bildirildiği,
• mal ve can güvenliklerinin teminat altına
alındığı,
• iman, namaz, zekat, Allah ve Resûlüne itaat ve
ahde vefâya dikkat çekildiği,
• kan davalarının kaldırıldığı,
İslama Davet Mektupları
• bir kabilenin kendi içindeki ve kabileler
arasındaki zulüm ve haksızlığı önlemeye yönelik
ifadeler kullanıldığı görülmektedir.
Ehl-i kitaba gönderilen mektuplarda ise
• karşı tarafın inançları hakkında İslâm'ın
hükümlerinin ortaya konulduğu,
• İslâm'ı kabul etmelerinin teklif edildiği, şayet bu
teklifi reddederlerse uygulanacak hükümler,
• karşılıklı haklar ve mükellefiyetler ve
İslama Davet Mektupları
• cizye ile ilgili meselelerin yer aldığı
görülmektedir.
İslama Davet Mektupları
Mektuplarda konumuz açısından İslâm'a daveti
içeren ifadeler özellikle önemlidir.
Mesela Hayber Yahudilerine "Sizi Allah'a ve
Peygamberine çağırıyorum";
Necâşî'ye "Ben seni tek olan, ortağı olmayan
Allah'a, O'na itaate, bana tabi olmaya, bana
indirilene inanmaya çağırıyorum";
Bizans imparatoruna "Ben seni İslâm'a
çağırıyorum";
İslama Davet Mektupları
Eyle papazına "Müslüman ol veya cizye öde".
Hâris b. Ebû Şemir'e "Ben seni tek olan, ortağı
olmayan Allah'a inanmaya çağırıyorum; öyle
olursa mülkünde bırakılırsın".
Mukavkıs'a "Seni Allah'ın birliğini ikrara davet
ediyorum" ... sözleriyle davet yapılmıştır.
İslama Davet Mektupları
Hz. Peygamber'in İslâm'ı yaymak için devlet ve
kabile başkanlarının yanısıra bazı kişilere de
davet mektupları görderdiği ve özel olarak
ilgilendiği görülmektedir.
Büdeyl b. Verkâ'ya Müslüman olması için bir
mektup göndermiş; Hz. Ali'ye yazdırdığı bu
mektup sonraki yıllarda bu aile için bir övünç
kaynağı olmuştur.
İslama Davet Mektupları
Umretü'l-Kazâ esnasında Müslümanlar
Mekke'ye girerken o zaman henüz İslâm'a
girmemiş olan Halid b. Velid ortalıktan kaybolur.
Peygamberimiz Hâlid'i, kardeşi Velîd b. Velid'e
İslâm'a davet maksadıyla sorar.
Fakat kardeşini arayıp bulamayan Velid,
kendisine bir mektup göndererek durumu bildirir.
Halid mektubu alınca Hz. Peygamber'in
kendisiyle ilgilenmesine çok sevinir ve İslâm'a
rağbeti artar; kısa süre sonra da Müslüman olur.
İslama Davet Mektupları
• Mekke fethedilip Kureyş'in; onun ardından da
güçlü bir kabile olan Hevâzin’in İslâm’ı kabul
etmesi
• Dokuzuncu hicrî yıldaki Tebük seferi esnasında
Arabistan’ın kuzey kesiminin İslâm hakimiyetine
girmesi üzerine
Arap Yarımadası'nın çeşitli bölgelerinde oturan
kabileler Medine'ye heyetler göndermeye
başladılar.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
H-9
Hicretin dokuzuncu yılında heyetler yoğun bir
şekilde gelmiş, onun için bu yıla “Heyetler Yılı”
(Senetü’l-Vüfûd) denilmiştir.
Heyetlerin gelişi onuncu yılda da devam etmiştir.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
H-9
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Medine'ye gelip Hz. Peygamber tarafından
kabul edilen heyetlerin çeşitli amaç ve istekleri
vardı.
Ancak genellikle;
• Mensubu bulundukları kabilenin Müslüman
olduğunu bildirmek ve
• Onlar adına bîatta bulunmak,
• İslâm’ın hükümlerini öğrenerek kabilelerine
dönüp İslâm’ı öğretmek veya
• Dini öğretecek kimseler talep etmek için
geliyorlardı.
Bunun yanında az sayıda da olsa;
• bazı şartlarla İslâm’ı kabul etmek,
• İslâm dinini kabul etmemekle birlikte cizye
vererek İslâm hakimiyetini kabul etmek...
gibi gayelerle Hz. Peygamber’e gelen heyetler
de mevcuttu.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Heyetlerle yapılan görüşmelerin İslâm'ın
yayılması açısından büyük önemi vardır.
Çünkü heyetler hangi amaçla gelirlerse
gelsinler, bu, İslâm'ı hangi zaman ve zeminde
olursa olsun insanlara anlatmak isteyen Hz.
Peygamber için iyi bir fırsattı.
Heyetlerin kabileleri adına gelmeleri de büyük
bir avantajdı
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Medine'ye gelen heyetlere Hz. Peygamber,
müsamahakâr ve misafirperver davranmıştır.
• Onlara iltifat etmiş,
• Değer vermiş,
• Nazik davranmış ve
• Kendileriyle ilgilenmiştir.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Hz. Peygamber;
İslâm’ı kabul ederek gelen ve kendisine bîat
eden veya Medine’de Müslüman olan heyetlerin
burada bir müddet kalarak;
• Kur’an-ı Kerîm’i öğrenmelerini,
• Dinin prensip ve esaslarına vâkıf olmalarını,
• Bizzat kendisinin ve sahâbîlerin tatbikatını,
• İslâm’ın yaşanış ve uygulanış tarzını görmelerini
sağlamaya çalışıyordu.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Heyet üyelerinin sorularını cevaplandırıyor ve
mükellef oldukları hususları bildiriyordu.
Hz. Peygamber elçileri Mescid-i Nebevî’de
“Heyetler Sütunu“ (Üstüvânetü’l-Vüfûd) adını
taşıyan bir direğin önünde kabul ediyordu.
Bu sütunun yeri günümüzde de Mescid-i
Nebevî’de, üzerinde “Bu Hey’etler Sütunudur”
(Hâzihî Üstüvânetü’l-Vüfûd) yazılı sütunla
gösterilmektedir.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Medine’de bazen on gün, bazen de daha fazla
kalan heyetlerin ağırlanmalarına tahsis edilmiş
evler vardı.
• Abdurrahman b. Avf,
• Muğîre b. Şu’be,
• Ebû Eyyûb el-Ensârî ve ensardan bazılarının
evleri bu iş için kullanıldığı gibi,
• Mescid-i Nebevî’nin bitişiğindeki Suffe ve
• Mescid'in yanında kurulan bir çadır, gerektiğinde
misafirhane olarak kullanılıyordu.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Hz. Peygamber heyetler Medine’den ayrılırken
onlara çeşitli hediyeler veriyordu.
• Bazılarına emânnâme,
• ahidnâme (yazılı emir ve talimat,
• bazı şahıs ve gruplara tanınan hak ve
imtiyazları,
• yabancılarla yapılan antlaşma hükümlerini
içeren belge) ve
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
• kendilerine tahsis edilen arazileri bildiren yazı
veriyor;
• bazı kabilelere kendi içlerinden valiler tayin
ediyordu.
• Müslüman olanlara zekat tahsildarı,
• hristiyan olarak kalanlara da cizye tahsildarı
gönderiyordu.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Heyetlerin gelmesiyle birlikte hemen hemen
bütün Arap Yarımadası Hz. Peygamber’in;
• ya peygamberliğini,
• ya da hâkimiyet ve zaferini kabul etmiş
oluyordu.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Heyetlerle ilgili bu ortak ve temel bilgileri
sunduktan sonra bunların İslâm'ın
yayılmasındaki rolü ve yeri üzerinde durmak
istiyoruz.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Hz. Peygamber'in süt annesi Halime'nin kabilesi
olan Sa'd b. Bekir Medine'ye bir heyet gönderir.
Heyetin başkanı Dımâm b. Sa'lebe devesini
Mescid-i Nebevî'nin önünde bağladıktan sonra
içeriye girer.
Sahâbe ile oturan Hz. Peygamber'i tanıdıktan
sonra kendisine biraz sert ve haşin
davranacağını söyler ve kırılmamasını ister.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Peygamberimiz istediğini sorabileceğini ve
incinmeyeceğini ifade eder.
Dımâm, "Ben senin ilâhın, senden öncekilerin
ve senden sonrakilerin ilâhı adına and içerek
soruyorum. Seni bize Allah mı elçi olarak
gönderdi?" diye sorar.
Peygamberimiz "Evet" cevabını verir.
Dımâm aynı yemini her soruda tekrarlayarak şu
soruları sorar:
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
• "Yalnız kendisine ibadet etmemizi, kendisine
hiçbir şeyi ortak koşmamamızı, babalarımızın
tapmış olduğu putları terk etmemizi bize
emretmeni Allah mı sana emretti?",
• "Beş vakit namaz kılmayı Allah mı emretti?".
Peygamberimiz her defasında "Evet" cevabını
verir.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
• Sonra Dımâm, zekat, oruç, hac ibadetlerini ve
İslâm'ın diğer hükümlerini teker teker sayar,
kelime-i şehadet getirerek Müslüman olur ve
"Ben Allah tarafından getirdiklerinin hepsine
iman ettim ve bunların tamamını eksiksiz yerine
getireceğim.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Ben kabilemi temsilen gönderilmiş bulunuyorum.
Dönünce onlara burada duyduklarımı
anlatacağım" der ve memleketine hareket eder.
Peygamberimiz onun arkasından bakarak "Eğer
bu adam sözünde durursa kurtuluşa erdi" der.
Dımâm b. Sa'lebe, kendisini heyecanla
bekleyen kabilesinin yanına döner.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Onların tapmakta olduğu putları kötüleyerek
konuşmaya başlar. Kabiledaşları onu putları
kötülediği için başına bir belâ gelebileceği
hususunda ikaz ederler.
Fakat o bunlara aldırmaz.
Hz. Peygamber'le yaptığı konuşmayı
ayrıntılarıyla anlatır. Kısa bir tereddütten sonra
kabile mensupları o gün Müslüman olurlar.
Tapmakta oldukları putlarını hemen tahrip
ederek mescid yaparlar ve namaz kılmak için
ezan okurlar.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Hz. Peygamber'in Dımâm'la konuşması sonucu
İslâmiyet adına elde edilen başarı fevkalâde
önemlidir.
O, elçinin serbest davranmasına müsade etmiş,
istediğini sorabileceğini belirtmiş, bu suretle
rahatça düşüncelerini ifade etmesine fırsat
tanımıştır.
Elçi, karşısında kendisine güveni tam, kesin
konuşan, getirdiği mesajdan emîn bir şahsiyet
bulmuştur.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Peygamberimizin tavrı, sorulara ikna edici ve
kesin cevap verişi ziyaretçi üzerinde o derece
etkili olmuştur ki, yurduna dönünce;
• kabilesine İslâm'ı kabul ettirmeyi başarabilmiş,
• eski inançlarını terkettirmiş,
• taptıkları putları kırdırmış,
• cami yaptırtmış ve
• ezan okutmuştur.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Onun gibi pek çok kabile temsilcisinin Medine'de
İslâm'ı kabul ederek yurduna döndüğü ve
kabilesinin Müslüman olması için faaliyetlerde
bulunduğu görülmektedir.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Heyetlere Medine'de kaldıkları süre içinde
• Kur'an,
• Sünnet ve
• İslâm'ın temel esasları öğretiliyordu.
Hz. Peygamber Esed kabilesi heyetinden
Hadramî b. Âmir'e bizzat kendisi Abese ve A'lâ
sûrelerini öğretmiştir
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Peygamberimiz bazı kabilelerin özel durumlarını
dikkate alarak makul isteklerini kabul etmiştir.
Esed kabilesini İslâm'a davet ettiğinde onlar
• mallarından alınan zekatın kendi fakirlerine
verilmesi ve
• kıtlık durumunda başka yerelere göç etmeleri
şartıyla bîat ederek Müslüman olmuşlardır.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Peygamberimiz kabilelerin öteden beri sahip
oldukları batıl inançları ve bunlarla ilgili
uygulamaları ortadan kaldırmaya çalışıyordu.
• Esed kabilesi heyeti
• kuşları azarlamak,
• onların isimlerinden, seslerinden ve
geçişlerinden anlamlar çıkarmak (ıyâfet),
• taşları işaretleyip avuçlarında sallayarak
birtakım anlamlar çıkarmak ve
• kehanet gibi uygulamaların hükmünü
sorduklarında Peygamberimiz bütün bunları
yasaklamıştır.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
• Uzre heyeti
• aralarında bir kâhin kadın bulunduğunu, ona
muhakeme için başvurduklarını bildirirler.
• İçinden çıkamadıkları bir meseleyi ondan
sorup soramayacaklarını öğrenmek isterler.
• Peygamberimiz ondan bir şey
sormamalarını emreder; ayrıca putlar adına
kestikleri hayvanların etlerini yemelerini
yasaklar.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
• Kinde temsilcileri
• tereyağının içine bir çekirge gözü saklayarak
Hz. Peygamber'in yanına girerler ve
gizledikleri şeyin ne olduğunu sorarlar.
• Peygamberimiz "Sübhanallah! Bu ancak
kâhinlerin işidir. Kâhine, kâhinliğe özenmek
ateştedir" buyurur.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Hz. Peygamber'in İslâm'a aykırı batıl anlayış ve
adetleri ortadan kaldırmaya yönelik
uygulamalarına şu olayı da örnek olarak
kaydetmek istiyoruz:
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
• Peygamberimiz Cahiliye döneminde kendilerine
hayvan yüreği yemeyi yasaklayan Cu'fî
temsilcilerine kızarmış bir yürek ikram eder.
Eti yemek üzere eline alan heyet üyesi Seleme
b. Yezid'in, muhtemelen heyecandan ve yasak
saydığı bir şeyi yemekten korktuğu için eli titrer.
Peygamberimiz kendisine cesaret vererek "Ye
onu!" deyince adam yürek etini yer.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Hz. Peygamber;
• kabileler arasında dengeyi korumak,
• sınır tecavüzleri sebebiyle ortaya çıkabilecek
tatsız olayları önlemek ve
• kabilelerin karşılıklı olarak haklarına riayet
etmesini sağlamak istiyordu.
Bu amaçla kabilelerin birbirinin topraklarına
izinsiz girmelerini yasakladığı oluyordu.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Nitekim Esed kabilesine Tay kabilesinin sularına
ve topraklarına izinsiz girmelerini yasaklayan bir
emirnâme vermiştir.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Hz. Peygamber'in bu ve buna benzer
uygulamalarından, hangi kabilelerde ne tür
problemlerin bulunduğunu çok iyi bildiği
anlaşılmaktadır.
Zira o iyi biliyordu ki bir davetin başarıya
ulaşması davetçinin, muhatabının kültürel ve
psikolojik yapısını gözönünde bulundurarak
yaklaşmasına bağlıdır
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Medine'den ayrılışlarında heyetlere verdiği
talimatlarda;
• Hz. Peygamber'in ihtiyatlı davrandığı,
• barışla elde edilecek başarılara öncelik verdiği,
• gereksiz sürtüşmelere yol açacak faaliyetlerden
kabile temsilcilerini sakındırdığı ve bu konuda
gerekirse karar değiştirdiği de görülmektedir.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Peygamberimiz Havlân heyetinde olduğu gibi
kabile temsilcilerine;
• İslâm'ın temel esaslarını,
• helal ve haram olan hususları açıklamıştır.
• İslâm'ın esaslarını bazı kabilelere yazılı olarak
vermiştir.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Ahlâkî konuları da ihmal etmediği görülmektedir.
• Tay kabilesi temsilcilerine sözlerinde
durmalarını,
• emaneti yerine getirmelerini,
• komşulara iyilik yapmalarını,
• hiç kimseye zulmetmemelerini emretmiştir.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Adiy b. Hâtim'in yaşadığı bölgede, avcılık önemli
bir geçim kaynağı olduğu için bu kabilenin
temsilcilerine İslâm'ın av ile ilgili hükümlerini
ayrıntılı bir şekilde öğretmiştir.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Putperestliğin ortadan kaldırılması ve yerine
tevhid inancının yerleşmesi için heyetlere her
şeyden önce İslâm'ın tevhid inancını bildirmiştir.
Bunun yanında tevhid inancına taban tabana zıt
olan putları kırdırmak için bazı heyetleri özel
olarak görevlendirmiştir.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Biri Sakîf'li, diğeri de Câhiliye döneminden beri
bu kabile ile dost olan iki kişiyi, Muğîre b.
Şu'be'yi ve Ebû Süfyan b. Harb'i bu putu
yıkmakla görevlendirmiştir.
Osman b. Ebü'l-As'a da yıkılan putun yerine Taif
Mescidi'nin yapılmasını emretmiştir.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Peygamberimiz Yemen'de bazı kabileleri ve
şahısları İslâm'a davet için merkezden ordular
göndererek İslâm'ı yaymak üzere faaliyete
geçmek yerine, yeni dini benimseyen kabile
liderlerini kendi vatandaşlarına ve komşu
kabilelere göndermiştir.
Onun bu tutumu, toplum psikolojisini göz
önünde bulundurduğunu ortaya koymaktadır.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Peygamberimiz, İslâm'ın yasak ettiği hususlarda
heyetlere kesinlikle taviz vermiyordu.
• Sakîf heyeti adına konuşan Abdüyâlîl b. Amr
zina, şarap ve ribâ gibi kötü alışkanlıkları
kabilesinin bırakamayacağını söylemiştir. Fakat
Hz. Peygamber bu şartları asla kabul etmediği
gibi, kendilerine bu uygulamaların herbirini
yasaklayan âyetleri okumuştur
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
• Sakîf temsilcileri Lât adındaki puta üç yıl daha
tapmalarına izin verilmesini istemişler, fakat
Peygamberimiz bunu asla kabul etmemiştir.
Sonunda Sakîf temsilcileri Müslüman olmuşlar
ve Hz. Peygamber'in adı geçen kabileye yazdığı
bir mektupla geri dönmüşlerdir.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Şayet heyetlerin geldiği yörelerde İslâm'ın
haram kıldığı maddeler üretiliyorsa, Hz.
Peygamber İslâm'ın bunlar hakkındaki
hükümlerini kendilerine bildirmiştir.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Ceyşân temsilcileri Medine'ye geldiklerinde
Yemen'de imal edilen içkilerin hükmünü sorarlar.
Bu meyanda bal şarabı (bit') ve arpadan yapılan
içki (mizr) nin adını zikrederler.
Peygamberimiz bu içkilerin kendilerini sarhoş
edip etmediğini sorar. "Çok içersek sarhoş
oluruz" cevabını verirler.
Bunun üzerine Peygamberimiz "Çoğu sarhoş
eden şeyin azı da haramdır" buyurur.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
İşçilerine içirmek için şarap bulunduran bir
adamın durumunu sorduklarında da "Her sarhoş
edici şey haramdır" cevabını verir.
Kendilerinin üzüm ve içki sahibi olduklarını,
şarabın haram kılındığını ve üzümü ne
yapacaklarını söyleyen Fîrûz ed-Deylemî'ye
"Onu kurutup kuru üzüm yapınız" der.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Heyet üyelerinde aile hukuku ile ilgili yeni
düzenlemelere aykırı olan eski uygulamalar
varsa bunları değiştirmiştir.
İslâm'ı kabul etmezden önce iki kız kardeşle evli
olan Fîrûz ed-Deylemî'ye bunlardan birini
boşamasını emretmiş ve o da boşamıştır.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
Peygamberimiz heyetlere, toplumun her
kesimine adaletli bir şekilde davranılması ve
değer verilmesi gerektiğini göstermek amacıyla
bazı uygulamalarda bulunmuştur.
• Hicretin 9. yılında Medine'ye gelen yetmiş-
seksen kişilik Benî Temim heyetiyle birlikte o
sırada çocuk yaşta bulunan Amr b. Ehtem de
gelir.
Heyet üyeleri onu eşyalarının başına nöbetçi
olarak bırakırlar. Peygamberimiz heyet üyelerine
birtakım hediyeler verir.
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi
İçlerinde hediye almayan kimse olup olmadığını
sorar. Eşyalarının yanında bir çocuk kaldığını
söylerler.
Hz. Peygamber onun da gönderilmesini ister.
Kays b. Âsım adlı heyet üyesi, onun ata
tarafından izzeti olmayan bir çocuk olduğunu
söyler.
Peygamberimiz de "Olsun, o, heyet olarak
gelmiştir. Bahşiş almaya hakkı vardır" buyurur.
Çocuğu getirtir ve bahşişini verdirir. …………..
İslamın Yayılması Açısından Heyetlerin Önemi