23
30.10.2016 SÖZLÜ TARİH ÇALIŞMASI Kişi: Şammas Hüyüklü Çalışmayı Yapan: Ayşenur GÜLEÇ (-‘ler Şammas Hüyüklü +’lar Ayşenur Güleç) -Ben Şammas Hüyüklü.20 Şubat 1938 yılında Niğde ilinin Aksaray ilçesi Cerit köyünde dünyaya geldim.Köyümüz Aksaray’a 30 km uzakta kırsal bir köydür.Köylülerimiz genelde tarlayla, toprakla uğraşırlar.Babam da öyleydi.Annem ve babam karşı karşıya iki köyden insanlardı.Köydeki hayatımı pek hatırlayamıyorum. Ancak 1944 yılında, 1943 yılının sonunda doğru Aksaray ilçesine geldik.Aksaray ilçesine gelmemizdeki amaç babamın,rahmetli babamın ifade ettiği kadarıyla benim öğrenim görebilmem için bana fırsat vermekti ki o da oldu.Sağ olsun,Allah rahmet eylesin. +Mekanı cennet olsun. -1944 yılında Aksaray’a geldik ,bir kiralık evde oturuyoruz.1945 yılında ilkokula başladım.İlkokul hayatım düzenli geçti,yalnız tarih dersinden pek başarılı olamıyordum ama matematik ve diğer derslerden çok başarılıyım.Tarih dersinden ezberciliği sevemiyorum.(Gülümser) Ondan kaynaklanıyor gibi geliyor.Hatta bu nedenle tarih dersinde hocadan azar işitmemek için bir gün dersten kaçtım (Güler).Babama da haber vermedim, “Ben dersten kaçtım.” Denmez.İkinci gün bir daha okuldan kaçtım,nihayet babama haber verilmiş tabii babam iyice sopaladı beni.(Güler)Sonra kaçmadık tabii. Orta okulu gene Aksaray’da okudum.Okulum iyiydi.Parlak bir öğrenciydim.Üç yıldı o zaman okul.Okulu bitirdikten sonra Aksaray’da o zaman lise yoktu,Aksaray ilçeydi.Yakında Nevşehir’de lise açılmıştı bir-iki yıl önce il olmuştu oraya açıldı.Oraya gittik ev kiraladık filan tabii, iki-üç erkek arkadaş.Aksaray’dan Nevşehir’e giderken beraber gittiğimiz arkadaşlarımızın annesi babası onları bana emanet etti. 1

sosyalhizmetuzmanlari.comsosyalhizmetuzmanlari.com/Uploads/MakaleFile/49ba236f-1e... · Web view-Şey zaten 35 kişi alacaklardı yarısı bayan yarısı bay.Sınırlı bir kontenjandı.451

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: sosyalhizmetuzmanlari.comsosyalhizmetuzmanlari.com/Uploads/MakaleFile/49ba236f-1e... · Web view-Şey zaten 35 kişi alacaklardı yarısı bayan yarısı bay.Sınırlı bir kontenjandı.451

30.10.2016

SÖZLÜ TARİH ÇALIŞMASI

Kişi: Şammas Hüyüklü

Çalışmayı Yapan: Ayşenur GÜLEÇ

(-‘ler Şammas Hüyüklü +’lar Ayşenur Güleç)

-Ben Şammas Hüyüklü.20 Şubat 1938 yılında Niğde ilinin Aksaray ilçesi Cerit köyünde dünyaya geldim.Köyümüz Aksaray’a 30 km uzakta kırsal bir köydür.Köylülerimiz genelde tarlayla, toprakla uğraşırlar.Babam da öyleydi.Annem ve babam karşı karşıya iki köyden insanlardı.Köydeki hayatımı pek hatırlayamıyorum. Ancak 1944 yılında, 1943 yılının sonunda doğru Aksaray ilçesine geldik.Aksaray ilçesine gelmemizdeki amaç babamın,rahmetli babamın ifade ettiği kadarıyla benim öğrenim görebilmem için bana fırsat vermekti ki o da oldu.Sağ olsun,Allah rahmet eylesin.

+Mekanı cennet olsun.

-1944 yılında Aksaray’a geldik ,bir kiralık evde oturuyoruz.1945 yılında ilkokula başladım.İlkokul hayatım düzenli geçti,yalnız tarih dersinden pek başarılı olamıyordum ama matematik ve diğer derslerden çok başarılıyım.Tarih dersinden ezberciliği sevemiyorum.(Gülümser) Ondan kaynaklanıyor gibi geliyor.Hatta bu nedenle tarih dersinde hocadan azar işitmemek için bir gün dersten kaçtım (Güler).Babama da haber vermedim, “Ben dersten kaçtım.” Denmez.İkinci gün bir daha okuldan kaçtım,nihayet babama haber verilmiş tabii babam iyice sopaladı beni.(Güler)Sonra kaçmadık tabii.

Orta okulu gene Aksaray’da okudum.Okulum iyiydi.Parlak bir öğrenciydim.Üç yıldı o zaman okul.Okulu bitirdikten sonra Aksaray’da o zaman lise yoktu,Aksaray ilçeydi.Yakında Nevşehir’de lise açılmıştı bir-iki yıl önce il olmuştu oraya açıldı.Oraya gittik ev kiraladık filan tabii, iki-üç erkek arkadaş.Aksaray’dan Nevşehir’e giderken beraber gittiğimiz arkadaşlarımızın annesi babası onları bana emanet etti.

+Siz o zaman çok güvenilir bir insan izlenimi bırakmışsınız (Gülümsedim).

-Tabii o bir gurur da veriyor ayrıca ama gerçekten de o şeyi yerine getirdim yani orada kaldığım sürece birkaç hadise oldu onları da yerine getirdim problemi büyütmeden çözdük.Liseyi bitirince üniversiteye gitmek gibi bir durum konusunda tereddüdüm oldu.Bu arada bir yıl boşluk oldu.O boşlukta öğretmen vekilliğine müracaat ettim.Vekil öğretmen olarak bir yıl çalıştım işte 1960 yılında falan o da.Vekil öğretmen olarak çalışırken öğretmenliği ben çok beğendim beraber çalıştığım arkadaşlar da beni teşvik ettiler.Bu arada kurs açıldı bir de, ‘Öğretmen Yetiştirme Kursu’ diye kısa dönemde.O kursa da katıldım,başarı da sağladım ve 1961 yılında beni Aydın ili Germencik Kazası Naipli köyüne öğretmen olarak atamam yapıldı.Tam atama yapıldığım köye gidecekken Nevşehir’den diplomamı almam gerekti.Onun içinde Nevşehir’e gittim.Nevşehir’de arkadaşlarla konuştuk filan tabii.İçlerinden Hamza diye bir arkadaş,Kel Hamza deriz (Güler).”Napıyosun?” dedi. “Üniversiteye filan gitmiyor musun?Sen başarırsın.”filan dedi.Ben de “Gitmek istemiyorum.”filan dedim Hamza’ya. “Bak Şammas yeni bir Sosyal Hizmetler Akademisi açılıyor.”dedi.Bu akademinin özelliklerinden kısaca bahsetti.O zaman da Sağlık Bakanı Nevşehirliydi.”onun da bize yardımı olur diye tahmin ediyorum.” Filan dedi.”Gel buraya müracaat edelim.” falan dedi.O arada tabii benim diploma suretimi

1

Page 2: sosyalhizmetuzmanlari.comsosyalhizmetuzmanlari.com/Uploads/MakaleFile/49ba236f-1e... · Web view-Şey zaten 35 kişi alacaklardı yarısı bayan yarısı bay.Sınırlı bir kontenjandı.451

30.10.2016

ve iki resmimi aldı ve benim yerime müracaat yapmış (Gülümser). Sonra Eylül ayında durum belli oldu belki Eylül ya da Ekim tam hatırlayamayacağım. 451 kişi müracaat etmişti onu çok iyi hatırlıyorum.

+Çok sınırlı bir kontenjan varmış.

-Şey zaten 35 kişi alacaklardı yarısı bayan yarısı bay.Sınırlı bir kontenjandı.451 kişiden ilk 70 kişiyi mülakata aldılar yani yazılıdan alınan puanlardan 70 kişi ayırdılar,bu 70 kişinin içinde ben 50. sıradaydım.Onları mülakata aldılar.Mülakatım çok enterasan çok ilginç ve benim hayatıma yön veren bir mülakat geçti.

+Nasıl oldu bahseder misiniz?

-Evet,edeceğim.Şeyler var Sosyal Hizmetler Akademisi’nde o zaman hocaları ya da işte öğretim görevlileri yabancı genelde.Çünkü yeni bir tedrisat,yeni bir eğitim şekli,yeni bir öğrenim durumu.Çoğu İngiliz,Fransız;Amerikan,Pakistanlı filan.Mülakat odasına girdik, geniş yuvarlak bir masa ama 7-8 kişi oturmuş akşam yemeği yer gibi (Güler).İçlerinden bir tanesi “Gel Şammas.” Dedi ama ‘Şammas’ kelimesini,benim ismimi telaffuz ederken o kadar candan o kadar net söyledi ki telaffuzu zordur ve her yerde yoktur bu isim.O telaffuzun duruluğu bende bir rahatlama getirdi ve kendi kendime “Bu işi biz götürdük.” Dedim. Tahmin ediyorum yani araştırdıkları şeyler ıı o mesleğin gerekliliklerini okumuştum gitmeden önce Sosyal Hizmetler Akademisi’nin neye yönelik olduğunu ’Çevresiyle ilgisi var mı? ,İnsanlarla ilgisi var mı? ,Olaylara karşı duyarlı mı?’ gibi şeylerdi.

“Hoş geldin Şammas.”der demez “Nerelisin?” dedi. “Aksaraylıyım.”dedim ama bi rahatladım yani o ‘Aksaray’ kelimesi rahat çıktı.Siz hep Bursalı mısınız?

+Evet hocam.

-Orta Anadolu’da insanlar çekingendir.Çocuklar çekingendir.İçlerinde gene Aksaray, o bölgenin en sosyal bölgesidir,şehridir buna rağmen çekingendir,yırtık değildir yani (Güler).Onun için sınav,mülakat falan biraz zorlar bizim kuşağı,oradaki Aksaray’daki kuşağı.Fakat beni o ‘Şammas’ kelimesin rahat söylenmesi rahatlattı.Her neyse “Aksaraylıyım.” Dedim. “Yaa…” filan dedi.Ama iyi gidecek yani sezdim.O sezgilerim vardır bir-iki olay daha anlatırım sezgimle ilgili.”Aksaray’ı nasıl tarif edersin bana?” dedi.Ben de “Aksaray Orta Anadolu’da Niğde’ye bağlı bir ilçe,Hasan Dağı’nın etrafında yeşil alanı bol,suyu bol.”filan dedim. “Peki suyu bol dedin de nereden geliyor su?” falan dedi. “Mamasun barajından gelir.” dedim.Daha sonra “İsminin anlamı nedir?” dedi. Dedim”Mamasun köyünde bir yatır var,dede.Orta Anadolu’da genç anneler veya çocuğu olmayan anneler,çocuğu olup da ölen anneler tekrar hamile kalmak veya doğumunun düzgün olabilmesi için oraya adak adamaya gider,dua eder,kurban keser falan ve çocuğunun olacağına inanır ve olmuş da ben olmuşum (Güler).Annem de oraya gitmiş ben olunca da ona itafen adımı Şammas koymuş.”dedim.Sonra “Mamasun’u nasıl tarif edersin?” dedi. Ben de artık anlıyorum sorunun nasıl geleceğini ve ne istediğini biliyorum.Bu arada da bütün bu akışı sağlamanın bi şeyi vardır yani ya oralıdır ya da orayla ilgili bir bilgi birikimi vardır ya görevlidir ya şudur ya bu. İşte “Mamasun köyü Hasan Dağı eteklerinde kurulmuş bir köy.Hasan Dağı’ndan Melendiz çayı çıkar,su çıkar güzel bir suyu vardır.O suyun boşa gitmemesi için Mamasun’da bir baraj yapıldı.O barajın suyu Aksaray’a geldiği zaman, doğusuna ve batısına iki kola ayrılır ve Aksaray’ın bütün meyvelerini ve sebzelerini bu suyla sulanır.”dedim. “Liseyi nerede okudun?” dedi. Ama kimse konuşmuyor.Bu arada gözlemlerim iyidir,diğerlerinin bu mülakatı nasıl değerlendirdiğini gözlemliyorum kimsede tıs yok herkes can kulağıyla dinliyor. “Nevşehir’de okudum liseyi.” Dedim. “Nevşehir’in başka adı var mı?” dedi. “Var efendim.”dedim. “Muşkara.” Dedim. “Muşkara’ymış eski adı.” Filan dedim. “Neden Nevşehir

2

Page 3: sosyalhizmetuzmanlari.comsosyalhizmetuzmanlari.com/Uploads/MakaleFile/49ba236f-1e... · Web view-Şey zaten 35 kişi alacaklardı yarısı bayan yarısı bay.Sınırlı bir kontenjandı.451

30.10.2016

olmuş?” filan dedi.Dedim “Damat İbrahim Paşa Nevşehirliymiş.Paşa olunca ,vezir olunca şehrine gelip orada bir yemek verip, orayı bir büyütmek istemiş,şehir haline getirmek istemiş köyü filan.Yemek vermiş arazide filan böyle bütün insanlar katılmış ama bir avuç insan.Bakmş umutsuz bir şekilde ‘Nem ki şeher ola?’ demiş böyle ‘Acaba şehir olabilir mi?’ onun için Nem şehir – Nev şehir olmuş”.Ben de duymuştum bunları yani ve bu minvalde, daha da başka şeyler hatırlayamıyorum ama bu minvalde sorular oldu.Çıktım ertesi gün sınav sonuçları asılmış ve ben ikinci sıraya yerleşmişim.Benden önce uzun saçlı genç bir kızımız,arkadaşımız vardı.İsmini bilmiyorum da,bayan.O kaydolmuştu benden önce 1 numara oydu.Ama bir-iki gün sonra o ziraat fakültesine geçti.O ziraat fakültesine geçince 1 numaralı sıra bana geldi ve böylece 1 numaralı diplomayı ben aldım.Çok da mutluyum,çok da gururluyum.Her şeyden önce böyle bir mesleğim olduğu için gururluyum çünkü mesleğimi çok seviyorum ama keşke, keşkeden ziyade mesleğimi ben icra ederken genelde alanda çalışarak icra uyguladım.Alan elemanı olarak ve yönetici olarak uyguladım genelde. 35 yıllık hizmetimin 32-33 yılı yöneticiliktir.Ama bir böyle ıı öğretim görevliliği ıı benzeri bir tekno… ne deniyor sizin o öğretmenlerin falan olduğu şeye?

+Öğretim görevlisi?

-Değil,bunun bir genel adı vardı.Neyse öyle olmak falan isterdim yani şimdi Turgay’ın yaptığı gibi filan kopmak istemezdim bu oluşumun,bu eğitim oluşumundan ama ben öbür tarafta hiç kopmadım çünkü alanda sürekli iç içe olduk meslekle.Evet ııı Sosyal Hizmetler Akademisi’ni kazandııım (Kahkaha atar.).

+Bir rahatlama (Gülümsedim).

-Evet, rahatladık tabii.(Bir süre sessizlik oldu) Eee, 9 Kasım 1961 yılında Ankara’da Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin bir salonunda okulumuzun şeyi,okulla ilgili açılış töreni yapıldı.9 Kasım büyük bir ihtimalle cumartesiydi ki 11 Kasım pazartesi de derse başladık.Derse başladık,bir apartmana geldik (Güler).Apartmanın birinci katı akademi,Sosyal Hizmetler Akademisi, ikinci,üçüncü ve devam eden dördüncü,beşinci katlar da Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü.Katın salon kısmı dershane zaten 30 ıı 35-34 kişi falandık galiba.Dershanemiz öyle geri kalan işte kısımları yönetim odası filan.Üst tarafları da genel müdürlüğün birimleri.Sema Kut’u duydun mu?

+Duydum.Fatih hocamız bahsetmişti.

-Sema Kut,Birsen Gökçe gibi hocalar bizim yerli öğretmenlerimiz .Ayrıca yabancı ülkelerden hocalarımız vardı. Bunlardan mr.Rizvie vardı.Okulun sanki her şeyi idi.

+Nereliydi?

-Pakistanlıydı.Fakat şey yetenekli bir şeydi.Sonra kitaplar… Kitap yok,dersi not alıyosun anlatırken doktor not anlatırken onlar da kitaptan söylüyorlar olmuyor yani olamıyoruz işlemiyor bir balansını bulamadık.Ben de biraz ani şeylerim vardı onun için ‘dayı’ derlerdi bana okulda.Ani çıkışlarım vardı böyle toplayıp toplayıp birden çıkar. Yani olmuyor,olmuyor.Onlara da olmuyor diyorum ama onlar ne yapsınlar? Yok defter yok,kitap yok yani ders notu yok bilmem ne.Olacak gibi değil.Ben okula başlamadan önce işte öğretmenlik yaptığım yıllardan daktilo bilirdim,hesap makinesini fasitle kullanmayı bilirim.Teksir makineleri vardı o zaman,siz bilmezsiniz.O zaman mumlu kağıt vardı işte o mumlu kağıda şeydir ııı…

+Kopya kağıdı?

3

Page 4: sosyalhizmetuzmanlari.comsosyalhizmetuzmanlari.com/Uploads/MakaleFile/49ba236f-1e... · Web view-Şey zaten 35 kişi alacaklardı yarısı bayan yarısı bay.Sınırlı bir kontenjandı.451

30.10.2016

-Yok,kopya kağıdı da değil şey normal bir kağıt ama mumlaştırılmıştır yani mum katılmıştır içine.O kağıtları daktilo makine takarsınız,o kağıda yazarsınız ne yazarsanız o tuşların vurduğu kısım delinir kağıtta.O yazılan kağıdı sonra teksir makinesi var,o teksir makinesinin yuvarlak kısma takarsınız ve altta şey var mürekkep var teksir mürekkebi.Böyle kıvırırsın (Gösterir.) oradan geçerken deliklerden mürekkep bir kısmını şey eder ıı o deliklerin şekline göre yazdığınız yazı çıkar,kağıda geçer normal kağıda.Aynı fotokopi gibi ama daha basit şekli.İyi de not tutarım.Dedim ‘Bu iş başa düştü.’ Not tuttum.Fuat İvcil vardı yöneticimdi,yönetim dersine girerdi aynı zamanda müdür yardımcısıydı da.Ona söyledim durumu “Ben notları teksir etmek istiyorum.Ben tutacağım ders notlarını teksir edip arkadaşlara dağıtacağım.” Falan dedim nasıl sevindi. Bana bir oda ayırdılar ve ben bunları yaptım.Hatta bir-iki dersin biri de Hijyendi.Bir-iki dersin teksirini de kitap haline getirmiştim öyle çizim filan, yok onu şimdi bulamıyorum (Güler.). Arkadaşlara şey ettikçe,teksir ettikçe veriyorum onlar derslerini çalışıyorlar.Ben de bu arada dersimi pekiştirmiş oluyorum.

+Tekrar gibi oluyor.

-Tekrar gibi oluyor.(Kahvesinden içer.) 1961 yılından 1965 yılına kadar o şekilde devam ettik.Bu arada yazım da iyidir.O zamanlar redis uç yani ucu kesik şeyler vardı uçlar vardı kalem uçları.Şimdi onları göremiyorum ben.Şey yazar böyle güzel yazar.

+Şey gibi böyle mürekkebe bandırıp yazar.(Gösteririm.)

-Heh,onlar gibi evet.Bir ara Sağlık Bakanlığı’ndan Fuat Bey’e birkaç mütehassis hekim,ihtisas yapmış hekimlerin,doktorların mütehassis diplomasına yazdırmak için vermişler Fuat Bey’e o da bana verdi.Yazdım yani 10 dakikada 15 dakikada birkaç tanesini.Hatta bitirme döneminde İdare dersinde,İdare dersinin sınavında Fuat bey bana şey getirdi 5-6 tane diploma getirdi. “Bunları yaz.” Dedi “Bekliyor bakan. Bu olmayınca başka yazı istemiyor.”dedi. “Ama hocam dersteyiz.” Falan dedim.”Hadi ,hadi.” Falan dedi iyiydi şeyim yani.Çıktım.Bu da bir anı olarak anlatıyorum.Biz böylece devam ettik şeyimize ama şımarık öğrenciler olarak yetiştik.Neden şımarık yetiştik?Bizim okul müdürü Dr. Osman Yaşar.Şeyi söylicem bu arada unutmadım, Dr.Osman Yaşar beni mülakatta beni,bana muhatap alan ve Aksaray’da hükümet tabipliği yapmış uzun süre.

+Oradan biliyormuş.

-Oradan biliyormuş bu şeyleri demek ki.Urfalı çok babacan bir şeydi.İzmir’de var Keki diye bir arkadaşımız şeyin iyi arkadaşı Turgay’ın da iyi arkadaşı o da Urfalı.Ara sıra şey derlerdi Keki falan.Bizi ne derse uygulardı, ne talep etsek uygulardı.Bir müzik şeyi istedik seti falan böyle kocaman bize bir şey aldırdı konsol filan aldırdı okula.Okul dediğim aslında şey işte o apartmana.(Güler) Ve 1965 yılında ... 1964 yılında daha doğrusu o zaman ıı… okulun bitimine bir yıl kala,bir yıl önce stajlar vardı.Bizimki de köy stajıydı.Toplum kalkınması o dönemde çok revaçta olan bir çalışma şeyiydi biçimiydi toplum kalkınması şimdi de yoktur.

+Şuan bildiğim kadarıyla yok.

-Ülkenin kalkınmasıyla ilgili yapılabilir yani şey bu ve de çok da yararı oldu.Iıı toplum kalkınması stajına gittik.Bizim grubumuz şeyde Karadeniz’de Samsun,Çarşamba ilçesinin Kozlu köyüne , Kozlu köyünde 3 arkadaşız.Kemal Çakmaklı,ben, Kemal Çakmaklı şimdi profesör, İzmir’de.. şey İstanbul’da ne profesörsü,nasıl bir profesör bilmiyorum..(Güler).

+Alan dışına kaymış olabilir mi diyosunuz?

4

Page 5: sosyalhizmetuzmanlari.comsosyalhizmetuzmanlari.com/Uploads/MakaleFile/49ba236f-1e... · Web view-Şey zaten 35 kişi alacaklardı yarısı bayan yarısı bay.Sınırlı bir kontenjandı.451

30.10.2016

-Kaydı (Güler). Sonra Cahide Cizre var.Genel müdür yardımcılığı falan yaptı bizde sonradan.O da her şeyin,köyün.. Köyde üç kişiyiz, üç kişinin birisi o şeyin yöneticisi oluyor.Cahide de bizim yöneticimiz oldu.Kemal köy hayatına uymayan tutumda,davranışta,söylemlerde bilmem nelerde… Şey edemiyoruz yani bir garip… Böyle dalar gider bilmem ne işte Sibel mi bilmem.Hayali bir Sibel’i vardı.Yani ilginç ve dayanılmaz bir gençliği vardı.Iııı bir gün bir şey oldu.Köyün bir şeyi hakkında konusu hakkında filan.Yanımızda da köylüden iki-üç kişi vardı.Hoş olmayan bir söz söyledi.Hatırlayamıyorum o sözün ne olduğunu ama “Kemal etme,gütme.”falan.O da üsteledi,tekrarladı.Buna bir tokat çaktım (Güler).Hoş değil tabii ama oldu işte.Tabii bu benim o stajımın geçersiz olmasına neden oldu,ikimizin de (Güler).Cahide de bunu bildirmiş,elekçi (Güler).Normal tabii.Onun için ben 1965 yılında, o stajı 1965 yılında bitireceğim zaman yeniden yaptım.Kayseri’de yaptım.Öylece arkadaşlar haziranda mezun oldular ben temmuzda mezun oldum.Benim gibi birkaç arkadaş daha var temmuzda mezun olan.Ama o 1 numaraya şey gelmedi halel gelmedi (Güler).

+”Hala 1 numarayım.” Diyorsunuz.(Güldüm).

-Hala 1 numarayım.(Güler).Ve böylece okulu bitirmiş olduk.tabii şimdi ıı sizin heyecanınızı,bitiriyorken ki heyecanınızı tahmin edebiliyorum şimdiden de tahmin edebiliyorum.Şimdiden ki heyecanınızı ama biz o zaman çok daha farklı heyecanlar yaşıyorduk.Çünkü yok bizim önümüzde, bizim örneğimiz yok yani ne olacak,nasıl olacak?Şey bir de net bir çalışma alanımız da yok.Okulumuzu soruyorlar “Sosyal Hizmetler Akademisi”.Söylerken zorlanıyorsun.”Sosyal” kelimesi o zaman komünistliği şey ederdi çağrıştırırdı.

+İnsanlar da tedirgin yaklaşmıştır.

-Yaa yaaa.O vardı yani.Çok yaygın değildi biraz azalmıştı ama vardı.”Sosyal” kelimesi öyleydi.”E,nerede çalışacaksın,ne yapacaksın?” soruyorlar işte geçiştiriyoruz (Güler).Iıı bitirdik bu defa da işte nerede görev alalım sanki “Nerede görev alalım?” derken sana “Hangi görevi istiyorsun?” diyecekler de (Güler).Bazı arkadaşlarımız işte yabancı dili olanlar özellikle,yabancı dil konusu çok önemli bilmiyorum sizin durumunuz yabancı dil seviyeniz?

+Orta seviyede.

-Devam şey edersen iyi olur yani ağırlıklı bir şekilde zaman buldukça çalışırsan yabancı dil çok önemli.Benim yabancı dilim olsaydı şimdi… Çalıştığım süre çok başarılı oldum,çok mutlu oldum.Ben başarılı oldum ve mutlu oldum ama çok daha farklı başarılı olunabilirdi.Yani ıı Avrupa ile entegre olabilirdik.Yani benim çalışmamı Avrupa’da entegre edebilirdik.Yahut Avrupa’daki çalışmayı buraya şey edebilirdik filan.Şimdi onun için yabancı dili ben arkadaşları ben şey ediyorum yani gıptayla izliyorum.Hatta bitirdikten sonra bir ara Gönül Erkan ama bilmezsiniz siz o şeyde profesör şimdi benim sınıf arkadaşım ıı şeyde Başkent Üniversitesi galiba oradan mı emekli oldu yakında? … O dedi “Dayı seni şeye Amerika’ya göndermek istiyorlar yabancı dil şeye İngiltere’ye göndermek istiyorlar yabancı dilin var mı?” dedi. “Yok.”dedim. “E,bi çalış malış.”Filan dedi ama o zaman tabii bugünkü gibi düşünemiyoruz.Ve okuldan mezun olduk işte o kadar (Güler).

+Peki mezun olduktan sonra hani atamanız nasıl oldu veya hani bir sınav?Nereye nasıl gittiniz?

-Şeyi ıı mezun olduktan sonra birkaç gün sonra atamamız oldu.

+Bugünkü gibi bir sınav sistemi yoktu.

5

Page 6: sosyalhizmetuzmanlari.comsosyalhizmetuzmanlari.com/Uploads/MakaleFile/49ba236f-1e... · Web view-Şey zaten 35 kişi alacaklardı yarısı bayan yarısı bay.Sınırlı bir kontenjandı.451

30.10.2016

-Yoktu,yoktu.Biz burslu da olduğumuz için mecbur çalışacağız ama sınav sistemi yoktu çünkü sosyal hizmet uzmanı yoktu piyasada.Sınav sistemi yoktu.Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü’nde çalışmam planlanmış ve öylece çıktı tayinim.Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü hangi şubeydi hatırlayamıyorum ama şey sosyal hizmet uzmanı olarak bir süre öyle kaldık, zaten o dönemde de evlilik işlemimiz olacaktı eşimle.Eşimle,Aksaraylı eşim de ıı onunla anlaşmıştık,evlenirsek evlendiğimizde Ankara’da bizi zorlayabilir şey durumumuz ekonomik olarak zorlayabilir biz gene işte memleketimizde filan olalım filan diye düşündük Niğde’de ve o konuda şey olduk hem fikir olduk.Genel Müdürlüğe durumumu bildirdim.Böyle bir talebim olduğunu filan “Tabii.” Dediler “Olur” dediler. Ve biz de o zaman ıııı düğün nikah hazırlıklarımızı filan yaptık.İzin aldım ıı şey evlilik izni.Başvurumu da yaptım Niğde için, Niğde sosyal hizmet… Sağlık Müdürlüğü’ne sosyal hizmet uzmanı için.Evlenme işlemimiz oldu. İşte evimizi taşıdık Niğde’ye.Yerleştik filan artık evlilik meyil müddeti bitti, işe başlayacağım.Sağlık Müdürlüğü’ne gittim ben.Daha önce de gitme fırsatı da bulamadım yani eve eşya yerleştirme filan.Iıı “Kimsiniz?” filan dediler.Dedim şey “Şammas Hüyüklü.Sosyal hizmet uzmanıyım.” Dedim. “Sizde görevlendirildim.”filan. “Haa,gel bakalım otur Şammas Bey.” Dediler.Sonra ahbap olduk. “Sen.” Dedi “Şimdi Sosyal hizmet uzmanı Şammas değilsin.” Dedi. “Halk eğitim başkanı Şammas’sın.” Dedi. “Ama” dedim “Ben halk eğitim başkanı değilim.(Güler)” “Öylesin,öylesin.”dedi. O dönemde bahsetmiştim ya Toplum Kalkınması Çalışması gündemde revaçta bir çalışmaydı.Arkadaşlarımızdan yabancı dil bilenler Devlet Planlama Teşkilatı’na geçtiler iki-üç kişi onlar da Pamir Danişoğlu,o genel müdürlük falan yaptı Sosyal sigorta da falan genel müdürlük falan yaptı.Yabancı dil bilmenin şeyleri bunlar.O tabii şey de yeteneklidir de.Ve de şey, o ıı demin bahsettiğim ‘elekçi’ dediğim (Güler) Cahide de.Onlardan şey ikisinden birisi galiba… Bizden önce başladılar onlar.Alan çalışması için oralara gitmişler.Hangisi olduğunu hatırlayamıyorum,bilemiyorum daha doğrusu.Iıı tabii gidince valiyle filan görüşülüyor.Halk eğitimin çalışmaları,Toplum kalkınması çalışmaları ile ilgili valiyle görüşürken ıı vali bu arkadaşların mesleklerini merak edip,soruyor.Onlar da ,birisi yani hangisi olduğunu bilmediğim için,sosyal hizmet uzmanı filan diyince “Ya..” demiş “Bir de bize de geldi sosyal hizmet uzmanı ama başlamadı hala.”filan. “Kim?” diye sormuşlar.E, onlar da şey vali bey de ismimi şey etmiş,öylece benim orada başarılı olabileceğimi vali bey de takdiren görevlendirmiş.Bir buçuk iki yıl filan oldu ama orada çok başarılı hizmet yaptım gerçekten.Eee üç-dört ilçe bağlı tabii,Niğde’ye bağlı ilçe Halk Eğitim Müdürleriyle falan.Benden önceki Halk Eğitim Müdürlüğü’ne vekaleten bakan öğretmen arkadaş yorulmuş, tek kalmış.Tek derken yani büroda tek değil de, çalışma arkadaşları yeterli olmamış.Kemal Ataş diye bir baydı.Öğretmen,rahmetli çok değerli bir arkadaştı.Benden önce emekli başvurusu yapmış o.Dilekçesini verdikten sonra vali bey filan da kabul edince,Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü’ne gitmiş dilekçesi.Duyuluyor mu sesim yavaş konuşuyorum ama?

+Muhtemelen duyuluyordur.

-Heh,ıı ben çalışmaya başladıktan sonra şöyle iki-üç gün bir gözledim.Üç-dört kişi var şeyde büroda çalışan.Gözlemledim şöyle de daha yeni şeyim ya bir de samimi davrandım.Topladım dedim ki “Ben sizin başkanınız olarak geldim ama ben hem halk eğitimde yeniyim hem memurlukta yeniyim hem müdürlükte de yeniyim.” (Güler).

+Hepsinde yeniyim.

-“Ben size güveniyorum,güvenmek zorundayım ve biliyorum ki beraber iyi iş çıkaracağız.” Filan böyle.Ama içimden geçeni söylemiştim.Sağ olsun onlar da o şeyde bana çok yardımcı oldular.Staj dönemim orada geçti yani.38 tane filan kursumuz vardı.Bunlardan ilginç olanlar işte halıcılık kursu,şeylerden ıı çavdar saplarından ıı şeyler örme kursu,rapi kursu,dikiş kursu,nakış kursu filan gibi köylere o kurslar her gün ayrı ayrı köylere,başvuran köylere gönderiliyor.Orada o kurs öğretmenleri ııı

6

Page 7: sosyalhizmetuzmanlari.comsosyalhizmetuzmanlari.com/Uploads/MakaleFile/49ba236f-1e... · Web view-Şey zaten 35 kişi alacaklardı yarısı bayan yarısı bay.Sınırlı bir kontenjandı.451

30.10.2016

görevlendirildiği köylerdeki genç kızlara yahut erkeklere neyse kendi kursuyla ilgili bilgileri veriyor,onları yetiştiriyor.Asıl toplum kalkınması alanında sık giderdik köylere,yani grup halinde giderdik.Vali bey de önderlik eder,başımızda olurdu.Akşamları da giderdik hatta.O şeylerin Niğde taraflarındaki Toros dağlarını,o tarafları bilir misin,bilmiyorum.Bilmezsin.

+Bilmiyorum.

-Yüksek dağlar onlar,Toroslar.Niğde’den o Çomarlı taraflarına giderken oralar yüksek dağlardır.Oralara gittik bir gün gece daha doğrusu bir gece.Jiplerle gittik.Şeyi tanıtmak yani,”Size nasıl yardımcı olabiliriz?Size nasıl hizmet edebiliriz?Neye ihtiyacınız var?Nasıl karşılayabilirz?”filan.

+Mesleği tanıtmak gibi mi?

-Mesleği de tanıtmak,ne iş görüyoruz onları da tanıtmak.İşte Bayındırlık Müdürü şeyle ilgili inşaatla ilgili,Milli Eğitim eğitimle ilgili,başka şeyler ıı müdürler kendi yönetimleriyle ilgili,yaptıkları işleri şey ediyor köylere yani köylere sunabilecekleri şeyleri.Kahvede toplandık böyle kadınlı,erkekli,gençli,yaşlı filan toplandık.herkes konuşurken filan ben de tanıttım şeyi hizmetlerimizi.Şimdi şeye sorduk halka işte “Siz ne istiyorsunuz?Hadi bakalım.” Filan. Herkes konuştu monuştu, bir teyze ihtiyar, ihtiyar bir teyze kalktı “Ben” dedi “Şoooo güçcük müdürden bi şey istiyom.” Dedi (Güler).Çok ilginçti o.Samimi,candan.’Şooo’ Orta Anadolu’da işaret,o uzaktaki, uzak yakındaki işte ‘Şoo’ denir.’Şu-O’ arasında.Iıı ‘Güçcük müdür’ küçük,boy ufak ya (Güler).Hatta oraya giderken şeyde ııı Pozantı’da şeyler var orada sıcak su çıkan yerler var.Oo lokantalar var filan.İşte…

+Termal alan mı?

-Termal alanı.Orada bir yemek yedik. “Bir rakı içelim.”dedi şey vali.Ben de vali beyin karşısında oturuyorum. “Sen de içer misin Şammas?”dedi.”İçerim sayın valim.” Dedim (Güler).

+Teklif geri çevrilmez diyorsunuz (Gülerim).

-O zaman 58 kiloyum,tüyden bir adam.Iıı orada iki yıl filan geçti.Ama memnunum halimden.Çok da şey işte mahalli gazetede yazılar yazıyorum sosyal hizmetler ya da halk eğitimle ilgili bir gazete çıkarıyoruz filan böyle.Tanındık,başvuru kaynağı olduk yani.Sonra tabii asker… O arada da şey var tabii Niğde’de ebe okulu var.Ebe okulu sonra Sağlık okulu oldu.Oraya da derse giriyorum.Şeyim iyi yani böyle dolu dolu geçiyo.

+Aktifsiniz.

-Aktifim.Bu arada şey geldi askerlik durumu geldi tabii.E,askere gidicem, tabii Genel Müdürlüğe geldim.Durumu anlatacağım önce dediğim gibi önce Gönül’le önce Gönül’le görüşürdük.Olsun sever beni ben de onu severim,çok sakin bir hanımefendidir böyle.Evlenmedi,halen evlenmedi.”Şammas.”dedi “Seni biliyor musun Konya’ya müdür atadık.”dedi. “Konya yuvasına.” “Şammas.” Dedim “Oraya giderse müdür atarsınız.”dedim. “Niye?” dedi. “Gitmiyor musun?” dedi.”Ben.” dedim “Askere gidiyorum.”(Güler).Ve genel müdür kızmış bana yani benim suçum değil ki “E,biz yetiştirdik,bizde yem yiyor oraya yumurta yapıyor.”filan demiş.Iıı hoş olmayan şey konuşmuyorum değil mi?

+Yok hocam,devam edebilirsiniz.

-Ondan sonra ıı genel müdürümüz kızmış yani “Onu istihdam edemedik demek ki.”demiş.”Gitsin Konya’ya müdürlük yapsın.”demiş.İptal oldu tabii o askere gidince.Iıı sen rahat edemedin mi?

7

Page 8: sosyalhizmetuzmanlari.comsosyalhizmetuzmanlari.com/Uploads/MakaleFile/49ba236f-1e... · Web view-Şey zaten 35 kişi alacaklardı yarısı bayan yarısı bay.Sınırlı bir kontenjandı.451

30.10.2016

+Rahatım hocam,rahatım.Devam edin lütfen.

-Askere gittim.Iıı önce İstanbul Levazım Eğitim Okulu’na gittim.Levazım sınıfı.Levazım sınıfının şeyini biliyor musun?

+Hayır.

-Şeyin, askerin gerekli eşyalarını şeylerini malzemelerini,gerekli ihtiyaçlarını karşılayan bir birimdir.

+Anladım.

-Levazım,lazım olan şeyleri karşılayan bir birimdir.O da şey genelde geri hizmet sayılır.Çünkü benim,renk körlüğü var bende.Renk körlüğü de öyle olur geri hizmetlerden sayılması gereklidir.Levazım şubesindeyiz burada da öyle,58.Er Eğitim Tümeni,Isparta 58.Er Eğitim Tümeni Levazım Şube’de görev aldık.Levazım asteğmen… Levazım şubesi çok kalabalık,orada 15-20 kişi var.Bir yarbay var başımızda,gerçi genel komuta kademesi ayrı yerde ama bizim şubede ilgili olan bir amir şey var yarbay var.Sonra binbaşıydı,yüzbaşıydı filan derken çok.Bir de teğmen geldi (Güler) asteğmen. Orada çalışıyoruz filan, tabii başka şubeler de var, merkez şube,ııı efendim başka şubeler de var.Merkez şube müdürü de bir binbaşıydı.Benim çalışmalarımı ya da işte oradaki davranışlarımı değerlendirmiş beraber çalışmayı arzulamış.Bana çıtlattı.Dedi ki “Levazım şubesinde sen efendi,ciddi,tutarlı bir insansın.Levazım şubesinde senin başını belaya sokarlar.”dedi. “Sen sokarsın her şeyden önce.”dedi. “Çünkü onların şeylerine dayanamazsın.O şubede şeyler çok olur.Yolsuzluk filan gibi.Yolsuzluktan ziyade alışveriş yaptıkları insanlarla o tür ilişkiler filan.Onun için sana tavsiyem o şubeden ilişiğini kes.”dedi. “Başka bir şubeye geç.Ben seni istiyorum.” Dedi.”Peki.” dedim “Siz şeyle görüşür müsünüz?Kurmay albayla,Kurmay başkanıyla?” “Görüşürüm.”dedi. “Ben ‘evet’derim.” Dedim.Kurmay başkanıyla görüşmüş,merkez şubeye müdür yardımcısı olarak geçtik.O arada da komutanımız, tümen komutanımız Kenan Evren oldu.O zaman tümgeneraldi.Hatırlar mısın Kenan Evren’i?

+Yok,hatırlamıyorum.

-Şey,ee 1982 ihtilalinin lideri.Ben beğenirdim Kenan Evren’i.Iıı oldu, odalarımız karşı karşıya.Benim çalıştığım odayla onun odası karşı karşıyaydı.Orada da bir buçuk ay erken geldim.Askerden.Yani resmi olmadı ama gayri resmi olarak kurmay başkanı bir görev verdi bana.Daha doğrusu sordu.Şimdiki gibi değil o zaman.Şimdi her şey parmağımızın ucunda.O zamn böyle değil föyler,kağıtlar,bilmem ne.Iıı çağırdı dedi ki,yazım da güzeldi dediğim gibi “Sana…” dedi “Şey ihtiyacım var.” Dedi.”Görev vereceğim.Şimdi anlatacağım görevi.”dedi.”Eğer kabul edersen,başarırım dersen bir çizim getirirsin görürüm.Sonra devam ederiz”dedi.”Tamam” dedim. Tümene,tümen merkezine ve tümene bağlı birliklere üç tane tugay var.Tugay derken değerlendiremezsin şimdi.Yani binlerce kişi,binlerce asker,binlerce subay falan bir şeyde tugayda.Toplam tümenin şeyi 20.000 filandı kapasitesi.”Bu şeyi…” dedi “Asker dışındaki şey personeli,rütbeli personeli nereden gelmiş,ne zaman gelmiş,işte sicil numarası kaç,nereye gitmiş filan onların her birini bir dosya gibi,dosyadan da ziyade böyle sık kullanılacağı için kalın bir karton gibi olabilir ya da senin tavsiye ettiğinden olabilir.Onun üzerinde her şeyi görebilmeliyim.”dedi.”Böyle bir şey istiyorum.”filan dedi.Bir çizim getirdim,hop beğendi.”Tamam o zaman bunları yap.”dedi.Iııı “Bilmem kaç tane bastır bundan.”dedi.Tümen matbaasına bastırdım.Ben bir de şeye sormadan,gerçi askerlikte sormadan olmaz ama tugayları ayrı ayrı renklere bastırmıştım. “Olur.” Diyebileceğini düşündüğüm için ve de öyle oldu gerçekten.Daha kolay olsun diye ayrı ayrı kartonlara daha doğrusu renkli kartonlara,kartonların renkleri ayrıydı.”Bunları şimdi yaz bakalım.”dedi.”Her birini mi?” dedim.(Güler) “Her birini yaz.”dedi. 5-6 ay vardı galiba şeye terhisime.”Bak.” dedi “Ne zaman bitirirsin o zaman seni gönderirim.”dedi. “Erken

8

Page 9: sosyalhizmetuzmanlari.comsosyalhizmetuzmanlari.com/Uploads/MakaleFile/49ba236f-1e... · Web view-Şey zaten 35 kişi alacaklardı yarısı bayan yarısı bay.Sınırlı bir kontenjandı.451

30.10.2016

bitir,erken göndereceğim.”dedi. “Geç bitirirsen,bitirmeden göndermem.”dedi.Bir buçuk ay erken bitirdim.Gönderdi beni gerçekten.Gönderdi,ben de gelirken kendi terhis belgemi de hazırladım.Sabahattin Gökseyitoğlu’ydu ismi hatırlıyorum şimdi albayın,kurmay başkanının.Onun ismini de açtım imzasını.Sonra geldi tezkere ve öyle olunca şeye geldim Aksaray’a geldim.Aksaray’da oturuyoruz tabii.Aksaray’a geldim.Orada Genel Müdürlüğe iş talebine,askerliğim bitti.”Tezkereyi aldın mı?” dediler. “Tezkere almadım daha ama gelecek tezkere.” (Güler).Garanti o.Şükrü Bey vardı Şükrü Tülay,Korunmaya Muhtaç Çocukları Koruma Birliği şube müdürüydü.Genel Müdürlükte Korunmaya Muhtaç Çocuklar şube müdürüydü.Öğretmendi,emekli öğretmendi.Babacan,yakışıklı filan böyle, mert,sözü dinlenir,severdi de yani.Iıı şey bizim akademiyle öğrencilerle,Genel Müdürlük makamının daha doğrusu Genel Müdürlük Hizmetleriyle aynı anda bir yerde olmasının bize çok büyük faydası oldu.Genel Müdürlüğe de öyle.Dört yıl boyunca o Genel Müdürlükteki personel,yetkililer,Genel Müdürlüğün şube müdürü,genel müdür yardımcısı filan her birimizin özelliklerini çok iyi tanımışlar. “Kiminle nereye kadar gidilebilir? , Bu kumaştan ne çıkar?”.Onun için eee,bana çok değer verdiler.Yani kendim ürettim şeyleri falan ya çok yararı oldu sanıyorum.Bana çok değer verdiler, ben de o değerleri inkar etmedim doğrusu.Onun için o Şükrü Bey “Ne istiyorsun Şammas?” dedi.Nasıl bir şey istiyorsun?” filan dedi. “Valla efendim, biliyorsunuz işte şimdi ııı lojmalı filan bir yatılı kurum olabilirse memnun oluruz.”filan. “Tabii,olur.” Filan dedi. “Şu,şu,şu var.” Dedi. “Bak yakında Bursa açılacak.” Dedi.Listeyi getirdi, “Bak arkadaşlarından 15 tanesinin başvurusu var.Ama istiyorsan seni şuraya alırım.” Dedi.(Listenin en başını gösterir.)

+En başa?(Gülerim.)

-“Ve atamanı da yaparım.” Dedi. “İstiyorum hocam.”dedim. “İstiyorum sayın müdürüm.”dedim.Ya böyle şeylerimiz iyiydi,diyaloglarımız iyiydi.Çoğu arkadaşın diyaloğu böyle iyiydi de bana biraz daha farklı değer verdiler.Beni çok konuşturdun sen yaaa (Güler).

+İsterseniz ara verebiliriz hocam.

-Yok,yok ara vermek için değil de (Güler).(Bir sessizlik oldu.) 1961, pardon 1968 yılı, 1967 yılı yedek subaylık başladı.1968 yılının ıı ağustosunun sonunda filan genel müdürlüğe gittiğimde bu işlem için ıı yaptılar.Şeyi falan görmeden,terhis tezkeresini görmeden yaptılar.Ama dediler şey “Resmen terhis tezkeren geldiği zaman başlarsın.” Filan dediler.Öyle oldu.Ben gene de geldim Bursa’ya iki ay önce filan.Daha doğrusu oradan şeyi alınca.Iıı yeni açılıyor çünkü kurum ihtiyaçları filan olabilir belki.İşte ihtiyaçları şey tespit ve temin edenler işi bilemeyebilirler filan öyle.Ben de gerçi yurt olarak bilmiyorum ama tahmin ederim şeyi az çok bilgimiz var yani meslek olunca.Eee,iki ay önce geldim o tayini alınca geldim.Daha kimseye de şeyi vermeden haber verdim sadece sağlık müdürüne dedim “Henüz başlamadım ama durum böyle böyle.Gidip geliyorum.Orada ilgilenmek istiyorum.Bir mahsuru var mı?”filan. “Olur mu? Hatta daha iyi olur.” Filan dedi.İhtiyar bir şeydi sağlık müdürüydü.Geldik,başladım.O arada Bursa’da yetiştirme yurdu,Erkek Yetiştirme Yurdu Mola Arap’taymış.Kız Yetiştirme Yurdu yok,Çocuk Bakım Yuvası da işte yeni açılıyor,Sırameşeler’deki.Eski yerini biliyor musunuz?

+Biliyorum.

-Şey eski binaları filan?

+Biliyorum,ziyaret etmiştim.

-O eski binaların ilk açılışında ben yöneticiydim.Çok da güzel günlerimiz geçti.Çok da sıkıntılı,geçici sıkıntılar yaşadık.Sıkıntının biri gecede sakalımın 1 cm uzadığını bildiğim bir gece.O da şöyle…

9

Page 10: sosyalhizmetuzmanlari.comsosyalhizmetuzmanlari.com/Uploads/MakaleFile/49ba236f-1e... · Web view-Şey zaten 35 kişi alacaklardı yarısı bayan yarısı bay.Sınırlı bir kontenjandı.451

30.10.2016

+İlginç bir hikaye?

-Yani ilginç baya bir uzadı ölçmedim ama bir gecede sıkıntı… Eee etrafımızda başka bakım yuvası yoktu.Balıkesir ıı,şey Kütahya’da vardı da benzer yakınlardaki şeyler bize gelirdi,çocuklar.Korunmasız kararı alınan çocuklar bize gönderilirdi filan.

+Bir yandan bölge müdürlüğü gibi hani,çocukların…

-Yani bölge ku… Iıı ona şey ıı onu bahsedeyim.O biraz uzun zaman alır belki ama bahsederim.Daha sonra bahsedeyim Korunmaya Muhtaç Çocukları Koruma Birliği uygulamasından.İster misin?

+Anlatın hocam.

-Iıı bu şey durumunda Balıkersir’den çok gelirdi çocuklar,Edincik filan oralar fakir yerler.Bir akşama yakın filan Mevlüt diye bir delikanlı geldi.Delikanlı derken çocuk işte yani 5-6 yaşlarında filan.Ama Mevlüt gelir gelmez gözü şeyde dışarıda.Farkediliyor.Neyse teslim aldık çocuğu,arkadaşlar aldılar filan.Akşam işte yemek yicez,rahmetli eşim mantı yapmış.(Güler)Şeyin ıı lojmanımız da kapıdan girince sola dönünce karşıdaki bina ikinci bina.Yemeğe oturduk masaya.Kapı çalındı,yan tarafta şeyin ıı Mevlüt’ün… Mevlüt’tü değil mi? Mevlüt demiştim?

+Evet.

-Mevlüt’ün kaldığı evdeki anne pozisyonundaki bayan, “Müdür Beeyy!…” dedi ellerini böyle vurarak (Ellerini vurur.) “Mevlüt yok!” dedi. “Nasıl olur?” filan,akşam karanlık olmadı daha tam olarak olmadı.Kaşığı bıraktık.(Güler).

+Mecburen.(Gülerim)

-Mecburen bıraktık.(Güler) Ama eşim de şeyde ilgiliydi sonradan da görev aldı sosyal yardımcı olarak.Kursa filan gitmişti.Orada beraber çalıştık öylece.Iıı çıktık “Nasıl ettiniz?Ne yaptınız?”filan.Mevlüt yok.Yetiştirme yurdundaki müdür arkadaşa söyledik, “Ne yapabiliriz?” filan diye.O zaman yurdun arka kısımları Çekirge kadar olan yer yemyeşil ağaçlık filandı.Hatırlarsın belki oraları o zamanlar?Hatırlıyor musun?

+Yok, yani ben yokumdur.Tahmin edebiliyorum.(Gülerim)

-Aaa,doğru.(Güler) Doğru,doğru sen yoksun(Güler).Ondan sonra “Ya önce…” dedi. “Bir şey edelim.” Baktım mantıklı. Buralarda uyuyup kalabilir,gitmiş de olabilir tabi ama burada uyuyup kalabilir.Şeylerin içinde tabii ağaçların içinde filan.Ses çıkarmayalım köpek möpek var falan filan.Yetiştirme yurdundan iki grup yaptık 8-10 kişilik.Ellerine fenerleri verdik.Şeye kadar Çekirge caddesine kadar o alanı taradılar çıktılar yukarıya kadar.Yok.Tabii o arada ben de emniyete müdürlüğüne,valiliğe,savcılığa falan telefon ettim.Ama acıyorum çocuğa yani garibim taa nerelerden gelmiş,kaybolmuş işte falan böyle.Bir de sorumluluğu var yani bu işin. “Bırakamadık,göremedik.” Filan olmaz.Teslim edildiyse bir şekilde şey olmalı sorumluluğunu taşımalısın.O sıkıntı yarattı bende,gerçekten o gece sakalım hissedilir şekilde uzadı yani.Neyse gece şey edemedik,sonra ertesi gün sabah saatlerinde, saat 9’u … Tabii karakollara falan da bildirdik çevre karakollara.Hürriyet karakolundan telefon ettiler. “Müdür Bey çocuğunuzu bulduk.Bizde.”filan dediler.

+Hürriyete kadar gitmiş…

-Gitmiş oraya kadar.Ondan sonra o zaman da orada bir annemiz var, “Ben ona telefon ederim şimdi,gelip alsın.Olur mu?” filan. “Olur.” Dediler.Sonra o anneyle geldi Mevlüt.Böyle bir sakal uzama

10

Page 11: sosyalhizmetuzmanlari.comsosyalhizmetuzmanlari.com/Uploads/MakaleFile/49ba236f-1e... · Web view-Şey zaten 35 kişi alacaklardı yarısı bayan yarısı bay.Sınırlı bir kontenjandı.451

30.10.2016

hikayem var.Iıı bunu hangi kategoriye sokarız bilemiyorum (Güler). Nerede kalmıştık?Mevlüt’e gelmeden önce bir yerdeydik.

+Atandığınızı anlattınız.

-Heh,atandım, başladık.Çocukları aldık,çocukları alırken de bir şey geçirdik böyle panikleme geçirdik.Çünkü ıı açtıktan sonra Çocuk Esirgeme Kurumu vardı.Bursa’da da baya şeydi güçlü ve sözü geçer bir kurumdu.Ama ıı oradaki çocuklar,çocuklara bakım şekli işte çocuğu elliyorsun sıkıysa tamam,iyi işte filan bu kadar.Ve bu korunmaya muhtaç çocuklarla ilgili konuya gelicem daha.Devlet adına Çocuk Esirgeme Kurumu hakkında mahkeme kararı alınan çocuklara devlet adına bakıyor ve Koruma Birliği’nden de şey istiyor,alıyor.Para alıyor,bakım ücreti alıyor.Bu yasaldır.O zaman hakime Nimet Hanım,galiba Nimet Hanımdı.Onların şeylerinden ne denir ıı şey üyelerinden dernek üyelerinden o hakim olması nedeniyle bu konuları güzel takip ediyor ve devletten şeyini de alıyor.Biz dedik “Korunmak…” şeye ıı “Yurdumuzu,yuvamızı açtık.Bizim çocuklarımızı verin.” Dedik. 6-7 tane çocuğumuz vardı.Şimdi Almanya’da olan bir arkadaşımız var çocuk eğiticisiydi.Onunla gittik almaya.Çocuk Esirgeme Kurumu Eşrefiler’deydi şimdi orası ıı yurt şimdi nasıl bilmiyorum.Okula gidicek çocuklar yani bize gelecekler,bizden de okula gidecekler.Çocukların ismi… Çocuklar ismini bilmiyor söylemeyi,bileklerine yazdılar çocukların Ahmet,Mehmet,Mustafa… filan böyle.O Almanya’ya giden Meryem,Meryem arkadaşım bir ağla, bir ağla,bir ağla. “Müdür Bey.”dedi böyle “Biz böyle mi bakıcaz bu çocuklara?” dedi. “Biz böyle bakmıcaz.Siz böyle bakar mısınız?” filan.Böyle de bir anımız var.

+Bu yüzden de zaten hani diyorlar ya “Sosyal hizmet biraz vicdanı.”.

-Vicdanı tabii.Tabii vicdan doğru,doğru.

+Mesleğimiz çok kıymetli.

-Çok kıymetli bir meslek.Çok kıymetli bir meslek.Her derde deva (Güler).

+Peki siz hani bu bahsettiğiniz olaydan sonra tüm görevinizi Bursa’da mı yaptınız emekli olana kadar?

-Yok.Iıı Bursa’da bu yuva müdürlüğü devam ederken yetiştirme yurdu müdürüyle şeyimiz oldu daha doğrusu aramızda bir şey olmuş değil de yetiştirme yurdu müdürü iki ayrı mahalde iki ayrı müdürlük,ıı bizim çocuklar küçük olduğu için temiz,tertipli,sevimli filan.Gelenler onları çok seviyor,bizim yurdu çok seviyorlar.Böyle bir kıskançlık oldu.

+Anlaşmazlık,kıskançlık.

-Açıkca anlaşmazlık olsa,o da değil.Gizliden,ııı biliyorum yakaladım bir, yakaladım değil de rastladım daha doğrusu.Oranın müdürünün, müdür şey tabii yıllardır yöneticilik yapmış,yurt müdürlüğü yapmış filan böyle cin gibi bir herif.İri yarı filan böyle,iyi de bir arkadaştı ama beni perişan etti,sıkıntıya soktu daha doğrusu.Bir gün şeyi vali yardımcısını bana kışkırtıyor yani hep kışkırtıyor.1969 yılında Sosyal Yardımcı Kursu açıldı İstanbul’da.Bizim Genel Müdürlük açtı.Birkaç ilden birer şey birer ikişer şey ıı aday istedi.Bursa’dan çıkmadı kimse.Eşimin de durumu o pozisyona uygundu.Hadi dedik “Sen gider misin?” “Giderim.” Dedi.Biz de şey ettik kaydoldu.Kursa başladı.İstanbul yakın,haftasonu ben sabah gidip akşam dönüyorum.Bir de oğlum var.68 doğumlu o da.O da 1 yaşında filan annesinin yanında tabii.Onu da özlüyorum tabii.Vali yardımcımıza daha doğrusu bu işlere bakan vali yardımcısı,Koruma Birliği’ne bakan vali yardımcısına durumu anlattım, dedim “Ben izin verirseniz pazar sabahları çıkıp,akşama dönmek üzere eşimin yanına İstanbul’a gidip döneceğim her Pazar.Yani öyle yapmayı düşünüyorum uygun bulursanız.”filan. “Tabii,tabii.”filan dedi (Öksürüdü).Gene ıı bir pazar ıı (Bir süre

11

Page 12: sosyalhizmetuzmanlari.comsosyalhizmetuzmanlari.com/Uploads/MakaleFile/49ba236f-1e... · Web view-Şey zaten 35 kişi alacaklardı yarısı bayan yarısı bay.Sınırlı bir kontenjandı.451

30.10.2016

düşündü.) pazar mıydı cumartesi miydi? Yoo bir gece önce kalıyorum orada şey var hanımın teyzesi var orada kalıyorum,doğru.Şeyden çıktım,işten çıktım şeye gidicem İstanbul’a gidicem.Karşıda durak var orada otobüs bekliyorum.Garaja giden,oradan otobüsle gidicem.O zaman her yerde telefon yoktu.Yurt,yuva ikimiz bir telefon kullanıyorduk.Telefon yurdun şeyinde e santralinde işte şartel var kumandası var açan bana bağlar,bağlamaz filan böyle,böyle bir de şey vardı yani.Tam durakta beklerken arkadaşlar seslendi. “Müdür Bey !” dediler “Sizi arıyolar telefondan.”filan.Neyse,geldim.Demek ki tam kapatmamış şeyi şarteli ııı şimdi “Sabahattin Bey merak etme.” Dedi vali yardımcısı. “Ben ona şimdi gününü gösteririm.” Filan benim için.AOndan sonra “Sayın valim buyurun beni emretmişsiniz.”filan , “Ne yapıyorsun sen?” “İstanbul’a gidicektim.”filan. “He,sen izin almıştın değil mi?”filan dedi. “Evet.” Dedim “Sayın valim bana izin vermiştiniz İstanbul’a gitmem için.”filan.Ben anladım konuyu hemen. “Ya ben merak ettim de.” Filan dedi.Ama kışkırtıyor yani bu başka şeylerini de gördüm biliyorum yani öyle şeyi.O nedenle bir süre sonra ama ben onun o arkadaşlığınınla birlikte çalışmaktan,onun varlığı bana yönetimin nasıl olduğunu,nasıl dikkatli olunması gerektiğini öğretti.+Size katkısı oldu.

-Katkısı çok oldu.Çok katkısı oldu çünkü hep ondan sakındım yani yanlışlık yapmayayım filan diye.Bu çok doğru bir şey.Iııı ben şey istedim Genel Müdürlükten tayin istedim.İşte gene o Şükrü Bey rahmetli,görev talep ettim işte Kayseri’ye yuva müdürü olarak Kayseri Yuvası’na tayin istedim.Üç gün sonra Şükrü Bey çıktı geldi çantasıyla akşama yakın filan.Çok babacan bir insandı böyle,mütevazi,kuytu yerlerde yemek yemeyi falan çok sever,rakı içer (Güler).Geldi “Şammas” dedi “Noldu böyle?”dedi filan. “Biz senden çok şey bekliyoruz her şeyde geliyosun bize.Ne oluyor böyle?”filan. Akşam neyse işte anlattık.Iıı şeyin bu arkadaşımızın tutumunu ııı o zaman sendikacılar vardı sendikacıları da kışkırtıyordu şey bu.Daha başka vali yardımcısının tutumu,şeyimiz var kadromuz var,genel müdürlüğün gönderdiği çocuk bakıcısı kadrosu var.Vali yardımcımıza işte vali yardımcımız bize bakıyor olduğu için ondan bitiyor. “Atama yapalım.” Filan diyorum “Kaç çocuğun var?”, “İşte 50.”, “ Kaç annen var?”, “10”,“Ya işte 5çocuğa 10 anne … 10 a 5 her anneye 5 çocuk.”filan böyle olmaz bu (Güler).

+Yanii ilgilenilmiyor kolay.

-Evet,yani bir de üstelik yani 24 saat hizmet olan bir yer.Neyse önemli olan kıllık yapmak işte.Gene onun şeyi. “Bütün bunlar…” dedim “Sabahattin Bey’in başının çıkıyor.”filan dedim.Onu sileriz ya (Güler). “Yok Şammas.” Dedi “Bütün bunlar şey edilir halledilir.”dedi. “Seninle yarın beraber bir dolaşalım şöyle.” Filan dedi.Ertesi gün önce şeye gittik vali yardımcısına.Orada babacanca bir giydirdi böyle şey etmeden üzmeden ama böyle.”Siz…”dedi “Bu pırlanta gibi insanlara hele Şammas gibi pırlantaya…” dedi. “Yetiştirdik,size gönderdik.” Dedi “Tepe tepe kullanın sayın valim.”dedi (Güler).O da tepti işte (Güler).Ondan sonra işte şu oldu bu oldu filan.O anladı yani şeyi,o anladı…

+Meseleyi anladı.

-Meseleyi anladı.Sendikalara gittik,onlara çıkıştı yani gene babacanca filan böyle.

+Olayı çözdü.

-Beni,beni ikna etti (Güler).

+Siz Bursa’da kalmaya devam ettiniz yani?

-Bursa’da kalmaya karar verdim ve ııı bir süre daha kaldım.Sonra kendiliğinden Kayseri oldu.Bir şey değişikliği oldu bakanlık değişikliği oldu filan yeni gelen bakan demek daha önceki müracaatları böyle değerlendirmiş Kayseri’ye gittim.Kayseri’de Sosyal Hizmetler Şube Müdürlüğü’ne

12

Page 13: sosyalhizmetuzmanlari.comsosyalhizmetuzmanlari.com/Uploads/MakaleFile/49ba236f-1e... · Web view-Şey zaten 35 kişi alacaklardı yarısı bayan yarısı bay.Sınırlı bir kontenjandı.451

30.10.2016

gittim.Müdür.Kayseri Sağlık Müdürlüğü’nde Sosyal Hizmetler Şubesi vardı.Oraya gittim.Yuva müdürü değildim,yuva müdürü bir arkadaşımız vardı.Onun da hikayesi var (Güler).

+Genel olarak yöneticilik yaptınız.

-Genel olarak ya diyorum ya yani genel olarak yani 35 yıllık hizmetimden 32-33 yılı yöneticilik oldu.

+Peki böyle Bursa,Kayseri,Nevşehir’de görev yapmıştınız.Başka nerede…

-Nevşehir’de görev yapmadım da…

+Şey ııı…

-Liseyi Nevşehir’de okudum.

+Şeyi karıştırdım özür dilerim.Amasya.

-Iıı şeyi Adana,Adana Huzurevi,gene tekrar Bursa ıı,İstanbul Göztepe Huzurevi (Güler).

+Çok yer gezmişsiniz.

-Oraya,oraya sürgün gittim (Güler).

+Sürgün gittiniz?

-Sürgün gittim çünkü isim vermek olmuyor,olmaz şimdi ondan sonra şey ayrıca Bitlis oldu bir ara Bitlis’e uzman olarak gittim,gene sürgün.Siyasi sürgün bunlar.Benim siyasi şeyim yok ama karşı tarafın siyasetine uymadığım için.Evet.

+Öyle en son Bursa’ya mı geldiniz hocam?

-Bursa’ya ıı nasıl gelmiştim ya? (Güler)

+Nereden sonraydı acabaa? (Gülerim) Bayağı gezdiğiniz için.

-Çok yer gezdim ben iki defa da eme… üçüncü emekliliğim bu.

+Üçüncü emeliliğiniz?

-Şöyle üçüncü emeklilik.İstanbul’a sürülünce ben istemedim isteğim dışında oldu.Hem de hiç hak etmediğim bir şeydi.Bursa’da Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü yapıyorum altı yıldır.İlk il müdürüyüm ve de çok iyi gidiyor.Bir üst yönetim değişikliği oldu, o üst yönetim kendi yakınlarını atamaya eğilimliydi.O bana ağır geldi.O zaman, o zaman şimdi ağır gelmez herkese belki ama o zaman şey yoktu yani.O zamanlar yoktu.Bugün 89, 88-89 falan.Ağır geldi,çok ağır geldi yani.Hatta o seneden bir sen önce şey dedilerdi dedikodusu çıkmıştı “Ya işte senin yerine işte falan genel müdür işte kendi hemşerisi falanı getirecekmiş.”filan.Açık söyledim ya “Ya ben eşek olduktan sonra sırtıma palan vuran çok olur.Getirsinler.” filan.Çünkü hep şey “Kim neye ne yapabilir?” diye, “Kim bu işi yapabilir?” falan bilinci içinde olması gerektiğini düşünüyordum.Olmadı tabii ama bu oldu.Iııı şeyden ıı Adana Huzurevi Müdürlüğü’nden tekrar Bursa’ya geldim.Kayseri’den Adana’ya,Adana’dan Bursa’ya tekrardan geldim.İşte Bursa’dan İstanbul’a, İstanbul’dan emekli oldum.Emekli oldum,1-1.5 yıl sonra doymamışım hizmete (Güler).Yeniden başvurumu yaptım,emeklilikten dönülebilir.Tabii şeyin idarenin istemesine bağlı.İsterse alabilir ve kabul etti bakanlık.Gene Bursa’da müdür yardımcısı,il müdür yardımcısı olarak kaldım.Bursa’da il müdür yardımcılığı yaparken emekliliğim,normal emekliliğim yaklaşmıştı ondan önce de şey oldu bir Bitlis oldu 97’de.Bitlis’e

13

Page 14: sosyalhizmetuzmanlari.comsosyalhizmetuzmanlari.com/Uploads/MakaleFile/49ba236f-1e... · Web view-Şey zaten 35 kişi alacaklardı yarısı bayan yarısı bay.Sınırlı bir kontenjandı.451

30.10.2016

gittik.Oradan ıı Bitlis’e göndermekle yetinmediler re’sen emekli ettiler.Yani şey yönetim şeyine göre kendine göre re’sen emekli,re’sen emeklilik derler ona.Iıı işte gerekçesi de aman 59 yaşmış da bilmem neymiş de filan.Oysa re’sen emekliliğin de şeyleri var ama ben yaptım olduğum modeli şimdiki gibi o zaman başlamıştı.Iıı emeklilik şeyini oradan imzaladım ama emeklilikle ilgili şeyimi ıı fakat altına da bir şart koydum her türlü yasal haklarımı kullanmak üzere,baki kalmak üzere,kullanması baki kalmak üzere imzalayabilmiştim.Neyse oradan buraya gel… Ha bu arada da ııı şeye giderken Bitlis’e giderken dava açmıştım geri dönmek için.İdare mahkemesine dava açmıştım.O davamın bittiğini yani lehime sonuçlandığını da öğrenmiş oldu müdürlük.Sıkıştırmaya başladı emekliliği ona göre onun için şey etmiş sıkıştırmış.İl müdürümüz sıkıştırıyor “Niye göndermiyorsun?”filan.İl müdürü de kıyamıyor bana (Güler).Abdi insanlar oradakiler (Güler).Iııı kıyamıyor ama ne yapsın?

+Yapacak bir şey olmayınca.

-Yapacak bir şey yok.Ben de geldim,Genel Müdürlüğe gittim.Dedim “Benim emekli oldum ama şeyim de var ıı mahkeme kararım da var kazanmış olarak.Mahkemeyi de kazanmışım,üstelik.

.O zamanki genel müdürümüz meslekdaşımızdı.Sonra döndü geldi tekrar göreve başladı.Kendisine tekrar göreve dönmek istediğimi belirttim..İşte “Nasıl olur da,nasıl gider de?” filan “Sen tarif eder misin?” filan dedim ki “Siz biliyorsunuz sayın müdürüm yani bir işlem önceliği nasıl yapılıyorsa onun tersine yapılan işlem de düzeltir.”filan. “Yani önce benim işlemimde,emeklilikle ilgili işlemimde personel daire başkanı,Genel Müdürlük Personel Daire Başkanı teklif etmiş,genel müdür imzalamış beni emekli etmişler.”

+Şimdi de tam tersi.

-Tabii tabii.”Şimdi de gene personel daire başkanı şu gerekçelerle şey eder size getirir siz de ‘Evet.’ dersiniz.” filan.Ama biliyorum onun niyeti şey…

+Yapma niyetinde değil.

-“Ben de artık yeter.” dedim filan ama sinirlendim yani sinirlendim ve de dışarı çıktım arkadaşlarla konuştum derken filan kahve içtik.Bir başka arkadaş daha geldi deli bozuk bir arkadaş o da (Güler). “Aman dayı napıyorsun?” filan o da işte şöyle böyle filan. “Ne oldu olmadı mı işin?”filan “Olmadı” dedim. “Nasıl?” dedi yani. “Gel bi ya nasıl olmuyormuş gidelim genel müdüre?” ” Dedim. “Boşver.”dedim.

+Kızınca öyle olmuş.

-Aldı elimden kağıtları “Sen beni burada bekle dayı.” Dedi.Bekledik.Yarım saat sonra çıktı geldi “Yarın senin işini yapıyorlar.” Dedi (Güler).

+İlginç olmuş o da.

-İlginç, o da ilginçti.Yani ilginç o da .

+İkinci emekliliği de böyle hallettiniz.

-İkinci emekliliğide böyle hallettik.Üçüncü,üçüncü emeklilikte kıvıramadık (Güler).Üçüncü emeklilik de artık 65 yaşına yaklaştım.O arada Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Vakfı var biliyorsunuz.

14

Page 15: sosyalhizmetuzmanlari.comsosyalhizmetuzmanlari.com/Uploads/MakaleFile/49ba236f-1e... · Web view-Şey zaten 35 kişi alacaklardı yarısı bayan yarısı bay.Sınırlı bir kontenjandı.451

30.10.2016

+Evet.

-O vakfın müdürü, mütevelli heyetinde sosyal hizmet müdürü de var.O vakfın işlerine çok şey oluyorum yardımcı oluyorum onlara vali yardımcısı hem o işlere bakıyor hem sosyal hizmetlere bakıyor.Birkaç defa biliyorum beni kolladı molladı filan böyle.Yani lafa girmeye çalıştı bir gün “Ya gel Şammas şurada yemek yiyelim.”falan. “Bak sen emekli oluyorsun.Vakıf yönetim olarak dört dörtlük değil sen bize yardımcı ol.”dedi. “Nasılsa emekli oluyorsun.Şimdiden vekaleten bu işe bak bir iki ay sonra da emekliliğin biter.” falan.Öyle yaptık.Sonra iki yıl filan da orada vakıf müdürlüğü yaptım (Güler).

+Ne kadar dolu dolu bir meslek hayatı geçirmişsiniz hocam.

-Öyle oldu gerçekten.Iıı şey mutluyum gerçekten.Hizmetlerimde şeydi ııı düzgün durur hizmetlerdi onun için. Evet başka ne yeapalım?

+Çok teşekkür ederim.Bana ayırdığınız için vaktinizi.Bu ses kaydı hiçbir yerde yayımlanmayacak sizin izniniz olmadan.Onu bilmenizi isterim sadece Turgay hocaya göndereceğim.

-(Güler).tamam.

+Onu bilmenizi isterim.Çok teşekkür ederim bana vaktinizi ayırdığını için.

-Ben teşekkür ederim,seni yordum biliyorum kıpırdanmaya başladın (Güler).

+Yok hocam.Sadece oturmanın verdiği şeyden dolayı.

-Anladım peki.Sandalye biraz sertti galiba.

15