Upload
others
View
8
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
KAYNAK KONGRESİ IX. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ
BİLDİRİLER KİTABI
191
S235 ÇELİĞİNİN MAG KÖŞE KAYNAĞINDA
FARKLI SABİTLEME NOKTALARINA BAĞLI GELİŞEN
ÇARPILMA EĞİLİMLERİNİN
SONLU ELEMANLAR YÖNTEMİ İLE TAHMİN EDİLMESİ
Elif BEDİR1, Caner BATIGÜN
1, C. Hakan GÜR
1, 2
1ODTÜ, Kaynak Teknolojisi ve Tahribatsız Muayene Araştırma/Uygulama Merkezi – ANKARA
2ODTÜ, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü, ANKARA
Tel: 312 210 36 93; [email protected]
Tel: 312 210 36 94; [email protected]
Tel: 312 210 25 11; [email protected]
ÖZET
Bu çalışmada, S235 yapı çeliği plakalarına uygulanan MAG köşe kaynağı işlemi esnasında kullanılan
sabitleme sisteminin yapıda meydana gelen deformasyon eğilimi üzerindeki etkisi incelenmiş ve
deformasyonun önceden tayin edilebilirliği tartışılmıştır. Uygulanan sabitleme düzeninin yapıda
kapladığı hangi faktörlere bağlı olduğu anlaşılmaya çalışılmıştır. Farklı sabitleme sistemleri
kullanılarak MAG kaynağına tabi tutulan S235 tipi çelik plakalarda meydana gelecek olan
deformasyon, “Weld Planner” yazılımı kullanılarak sonlu elemanlar yöntemiyle bilgisayar ortamında
hesaplanmış, elde edilen sonuçlar gerçek deformasyon değerleriyle karşılaştırılarak doğrulanmaya
çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: S 235 Yapı Çeliği, MAG Kaynağı, Köşe Kaynağı, Tutma Noktaları, Deformasyon,
Weld Planner, Modelleme.
ABSTRACT
In this study, effect of clamping system on the deformation tendency of MAG fillet welded S235
structural steel plates was isvestigated and the efficiency of the software based calculation method
was discussed. Effects of size of the each clamping area, number and location of clamps were studied.
The computer based calculatios were performed by using finite element based “Weld Planner”
software. Simulated results were compared and validated by real weld experiments.
Keywords: S235 Structural Steel, MAG Welding, Fillet Weld, Clamp Points, Distortion, Weld
Planner, Modeling.
KAYNAK KONGRESİ IX. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ
BİLDİRİLER KİTABI
192
1.GİRİŞ
S235 çeliği, geniş bir uygulama alanına sahip, bilinen yapı çeliklerinden birisidir.
Mukavemet sınıfı olarak minimum 235 MPa akma ve 360 ile 510 MPa arasında çekme
dayanımına sahiptir [1]
. Alaşım elementi olarak içeriğinde karbonun yanı sıra mangan
bulunmakta olup bu elementlerin sınır değerleri sırasıyla maksimum % 0,17 ve % 1,40
olarak tanımlanmıştır [1]
. Nispeten düşük bir karbon eşdeğeri seviyesine sahip olduğundan
kaynaklanabilirlik bakımından iyi olarak sınıflandırılan bir malzemedir. Bu sebeple yapısal
yüklemelerin izin verdiği yapısal uygulamalarda çok yaygın bir kullanım alanı bulmaktadır.
Metal Aktif Gaz (MAG) kaynağı yöntemi, proses esnasında dolgu malzemesi olarak
kullanılan metal tel ucundaki erimekte olan bölgenin ve ark karşısında sıvı halde bulunan
kaynak banyosunun hava ile temas etmesini önlemek üzere koruyucu bir aktif gaz örtüsü
kullanması sebebiyle bu ismi almaktadır. Kullanılan aktif gaz argon/oksijen veya
argon/karbondioksit karışımı olabilir; bu çalışmada % 82 Argon ve % 18 Karbondioksit gaz
karışımı kullanılmıştır. MAG kaynağının benzer bir kaynak dikişini üretmekte
kullanılabilecek alternatiflerden olan örtülü elektrotla ark kaynağı yöntemine göre bazı
avantajları vardır. Örneğin, MAG kaynağı yönteminde kullanılan sonsuz boyda sayılabilen
elektrot telinin tükenmesi söz konusu olmadığı için elektrik ark kaynağında olduğu gibi
kaynak esnasında kesintiler ve ara soğumalar yaşanmamaktadır. Ek olarak, yoğun bir cüruf
tabakası oluşmadığı için daha kaliteli kaynak yapılabilmektedir. Ayrıca MAG kaynağında
kullanılan elektrotlar nispeten daha ince çaplı olduğundan akım yoğunluğu ve buna bağlı
metal yığma hızı hayli yüksektir.
Diğer bir yöntem alternatifi olan TIG (Tungsten Inert Gaz) kaynağı yönteminde ise
uygulanabilen kaynak hızları nispeten düşük olduğundan birim uzunluğa düşen ısı enerjisi
daha yüksek seviyede olmakta ve malzemede daha geniş bir alan ısıdan etkilenmektedir.
Buna bağlı olarak ısıya bağlı deformasyonlar daha fazla gözlemlenmektedir. Yarı otomatik
bir sistem kullanması itibariyle tekrarlanabilirliği daha yüksek sonuçlar verebileceğinden bu
projede MAG kaynağının kullanılması uygun görülmüştür. [2]
Kaynak esnasında kaynağın uygulandığı bölgede ısınma sürecinde genleşme, mukavemet
kaybı (maksimum çekme dayanımı, akma sınırı ve elastikiyet modülünde düşme) ve yüksek
sıcaklık yapılarına dönüşüm görülürken, soğuma esnasında büzülme, tekrar mukavemet
kazanımı ve hızlı soğuma sebepli içyapı dönüşümleri gerçekleşmektedir [3]
. MAG kaynağı
sırasında parçada gözlemlenen sıcaklık dağılımı Şekil 1’de gösterilmiştir.
Tüm bunlar iç gerilmelere ve çarpılmaya sebebiyet vererek yapının servis performansını ve
istenilen geometriye uygunluğunu kötü yönde etkileyeceğinden, parçaları önden ısıtma,
yavaş soğutma ve kaynak sırasında sabitleme (clamp), kaynak metalinin hacmini azaltma,
paso dizilimini değiştirme gibi çeşitli yöntemlerle bu negatif etkiler azaltılmaya
çalışılmaktadır.[4]
[5]
Sayılan bu önlemlerin etkilerini öngörmek, gerçekleştirilecek prosesin
başarısını büyük ölçüde etkilemektedir. Günümüzde, bu amaçla yazılımlardan yararlanmak
malzeme ve zaman tasarrufu bakımından önemli katkılar sağlamaktadır.
KAYNAK KONGRESİ IX. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ
BİLDİRİLER KİTABI
193
Bu çalışmada sabitleme noktalarının çarpılmaya olan etkisi ele alınmıştır. Kaynak işleminin
gerçekleştirilmesi esnasında kullanılan mengenelerin (işkence) parçaları nereden tuttuğu, ne
kadar alan kapladıkları ve sabit tutma eksenleri son yapıda meydana gelecek çarpılmalarda
büyük etkiye sahiptir. Kaynaklamada kullanılan çeşitli sıkıştırma sistemleri, Şekil 2’de
gösterilmiştir.
Şekil 1. Kaynak sırasında sıcaklık dağılımı[6]
. Şekil 2. Sıkıştırma aparatları.
http://www.northerntool.com/shop/tools/product
_200383234_200383234
Çalışmada, planlanan kaynak modeli üzerinde beklenen çarpılma miktarları sonlu elemanlar
metodu ile çalışan Visual Environment ve Weld Planner yazılımları kullanılarak
hesaplanmıştır. Gerçekleştirilmesi planlanan kaynak modeli geometrisi ve modele ait
değişkenler (malzeme verileri, kaynak yönü, kaynak dikişi genişliği, sabitleme noktalarının
konum ve nitelikleri vb.) yazılımlar üzerinde tanımlanmakta ve verilen kaynaklama planının
model üzerinde ne gibi deformasyon davranışı meydana getireceği henüz tasarım
aşamasındayken öngörülebilmektedir. Visual Environment yazılımı, geometri ve mesh
model çizimi, aynı zamanda elde edilen sonuçların görüntülenmesi işlevlerini
gerçekleştirmektedir. Weld Planner yazılımı ise, sınır koşulların tanımlanması ve verilen
senaryonun hızlı büzülme metodunu kullanılarak çarpılma değerlerine yansıtılması amacıyla
kullanılmıştır. Bu çalışmada, yazılımlarla hesaplanan deformasyon değerleri gerçek koşullar
altında kaynaklanmış modellerden alınan ölçümlerle karşılaştırılmış ve gerçekleştirilen
analizlerin güvenilirliği tartışılmıştır. Şekil 3 ve 4 ‘te modelleme aşamasında alınan
görüntüler verilmektedir.
KAYNAK KONGRESİ IX. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ
BİLDİRİLER KİTABI
194
Şekil 3. Parçanın deformasyona uğramış halinin Visual Environment programında görüntülenmesi.
Şekil 4. Sabitleme noktalarının Weld Planner programında detaylandırılması.
KAYNAK KONGRESİ IX. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ
BİLDİRİLER KİTABI
195
2. DENEYSEL ÇALIŞMA
Çalışmada, 125mmx300mmx3mm ebadında iki S235 yapı çeliği sacını T geometrisinde
birleştirmek üzere uygulanan tek taraflı MAG köşe kaynağının etkisi analiz edilmiştir. İlk
adımda, öncelikle hazırlanan modele ait eleman ağı (mesh) doğrulanması yapılmıştır: sonlu
elemanlar analizinde kullanılan ağ aralıkları azaldıkça, hesaplanan deformasyon değerlerinin
istikrarlı hale geldiği gözlemlenmiş ve ideal ağ aralığı 1 mm olarak belirlenmiştir. Daha
geniş aralıklar ölçüm hassasiyetine zarar verirken, daha ince aralıklar ise programın çözüm
süresini uzatacağından tercih edilmemişlerdir. Bu işlemin ardından, 3 farklı biçimde
sıkıştırılan köşe kaynağı modeli Visual Environment yazılımının Visual Mesh segmentinde
çizilmiş ve parça geometrisi (Şekil 5), kaynak geometrisi (köşe kaynağı) ve sıkıştırma
noktalarının alan ve konumları (Şekil 5, 6 ve 7) tanımlanmıştır.
Eleman ağı modeli hazırlanan geometri Weld Planner yazılımına aktarılarak sabitleme
noktalarının x, y ve z eksenlerindeki serbestlik dereceleri, ana malzeme ve dolgu metali
malzeme verileri (S 235 çeliği), kaynak yüzey genişliği ve kaynağın yapılışında izlenilen yol
(tek paso MAG, -y yönünde) atanmıştır. Yazılımın çalıştırılması sonucu elde edilen sonuç
dosyası Visual Environment yazılımının Visual Viewer segmentine aktarılarak uygulanan
kaynağın modelde meydana getirdiği çarpılmalar gözlemlenmiş ve ölçülmüştür.
Modellemesi yapılan 3 sabitleme sistemi çeşidi aşağıdaki örnek model üzerinde
gösterilmiştir:
Şekil 5. Tek taraflı sabitleme noktası konumları
KAYNAK KONGRESİ IX. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ
BİLDİRİLER KİTABI
196
Şekil 6. Çift taraflı sabitleme noktası konumları
Şekil 7. Üç taraflı sabitleme noktası konumları
KAYNAK KONGRESİ IX. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ
BİLDİRİLER KİTABI
197
Verilen sabitleme noktalarında sıkıştırma amaçlı kullanılan yüzey alanları sırasıyla 5,12 cm2,
12,58 cm2 ve 82,88 cm
2 olacak biçimde kısa ve uzun kenarlar üzerinde büyütülerek
sıkıştırma yüzey alanı etkinliği üç model üzerinde çeşitlendirilmiştir.
Yazılım üzerinde elde edilen sonuçları kıyaslamak amacıyla, Şekil 5 üzerindeki modeli
temsil eden örnekler kaynaklanmıştır. Burada, kısa ve uzun kenarı kaplayan sıkıştırma
aparatlarında modelde planlanan sıkıştırma yüzey alanlarını karşılayacak düzenlemeler
gerçekleştirilmiştir. Kaynak sonrası meydana gelen çarpılma, modellerin öncelikle açı
ölçümleri gerçekleştirilmiş ve takiben deformasyon eğilimi üç boyutlu yüzey ölçümü ile
sayısal verilere dönüştürülmüştür. Bu sayede, programla elde edilen verilerin güvenilirliği
hem nitel (çarpılma yönü ve iç bükeylik), hem de nicel (çarpılma miktarları ve açıları) olarak
test edilmiştir. Bu çalışmanın doğrulanması esnasında kullanılan test parçalarının
kaynaklarına ait sıkıştırma sistemleri, Şekil 8’de gösterilmiştir.
Şekil 8. Doğrulamada kullanılan sabitleme sistemleri.
3. DENEY SONUÇLARI VE DEĞERLENDİRME
Visual Environment programının Visual Viewer segmenti kullanılarak model üzerindeki 6
farklı noktadan (Şekil 9) alınan deformasyon değerleri, 7 farklı sistem için tablo haline
getirilmiş, örnek teşkil etmesi için 3 tanesi aşağıda gösterilmiştir. (Tablolar 1, 2 ve 3). Ek
olarak, çarpılma sonrası dikey plakanın kaynak tarafındaki yüzeyinin yatay plakayla yaptığı
açılar da (Şekil 10) verilmiştir. Bu kısımda adı geçen “mesafe” terimi, bir noktanın kendi ilk
konumundan x, y ve z yönlerindeki sapma miktarlarının bileşkesini ifade etmektedir.
KAYNAK KONGRESİ IX. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ
BİLDİRİLER KİTABI
198
Şekil 9. Ölçüm noktalarının pozisyonlarının şematik gösterimi.
Şekil 10. Dikey plaka ve kaynak tarafındaki yatay plakanın kaynak sonrası yaptığı açı.
KAYNAK KONGRESİ IX. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ
BİLDİRİLER KİTABI
199
Tablo 1. Tek taraflı sabitleme, kısa kenar boyunca
Açı = 86.79897ᵒ Alan=12.58 cm2
Noktalar Dx (mm) Dy (mm) Dz (mm) Mesafe (mm)
1 7,29482 -0,0980634 -0,253967 7,29989
2 7,32599 -0,0856934 -0,00248718 7,32649
3 -0,0311813 0,013961 -0,251449 0,253759
4 0 0 0 0
5 0,0559467 0,0244809 2,21825 2,2191
6 0,0871186 0,0154724 2,46975 2,47133
Tablo 2. Tek taraflı sabitleme, uzun kenar boyunca
Açı = 86.79793ᵒ Alan= 82.88 cm2
Noktalar Dx (mm) Dy (mm) Dz (mm) Mesafe (mm)
1 7,29604 -0,0973047 -0,252472 7,30105
2 7,32742 -0,0849609 -0,00268555 7,32792
3 -0,0314178 0,0139372 -0,249717 0,252071
4 0 0 0 0
5 0,0556568 0,0245131 2,21971 2,22054
6 0,0870682 0,0155945 2,46952 2,4711
Tablo 3. Çift taraflı sabitleme, kısa kenar boyunca
Açı = 86.91829ᵒ Alan= 25.16 cm2
Noktalar Dx (mm) Dy (mm) Dz (mm) Mesafe (mm)
1 7,03207 -0,140105 -0,353516 7,04235
2 7,05488 -0,127655 -0,00572205 7,05604
3 -0,0227966 0,0139414 -0,347977 0,349002
4 0 0 0 0
5 0,0511982 0,0208464 1,81172 1,81256
6 0,0740228 0,0121155 2,15951 2,16081
KAYNAK KONGRESİ IX. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ
BİLDİRİLER KİTABI
200
Elde edilen sayısal veriler grafiklere dönüştürülerek aşağıda Grafik 1, 2, 3 ve 4 te
sunulmuştur. Bu grafikler, sabitleme aparatlarının parça ile temas alanı, aparatların kaynak
hattına olan uzaklığı, sabitlemenin yapıldığı plakalar (tek, çift ve üç taraflı), ölçüm
noktalarının maruz kaldıkları mesafe değişimleri ve çarpılma sonrası dikey plakanın yatay
plakayla yaptığı açı gibi pek çok faktörün karşılaştırılması verilerini içermektedir. Kaynak
geometrisi ve sabitleme metoduna ait değişkenler (kaynak genişliği, kaynak türü ve yönü,
sabit tutma eksenleri ) 7 sistem için de aynıdır.
Grafik 1. Sabitleme aparatlarının kapladığı alan ile dikey plakanın çarpılma sonrası
yatay plakayla yaptığı açı ilişkisi.
Sıkıştırma alanının çarpılma davranışı üzerindeki etkilerini gösteren Grafik 1’de, tek ve çift
taraflı sabitleme yüzey alanının değiştirilmesinin dikey plakanın çarpılma eğilimi üzerinde
belirgin bir etkisinin bulunmadığı gözlemlenmektedir. Her ne kadar, çift taraflı sıkıştırma
düzeneğinde tek taraflıya kıyasla daha etkin bir tutma işlemi gerçekleştiği değerlerden
görünse de, bu düzenlemelerde dikey plakaya ait bir sabitleme mekanizması
bulunmadığından bu davranışın beklenen bir eğilim olduğu söylenebilmektedir.
Öte yandan, üç taraflı sabitleme sisteminin çok daha etkin bir sıkıştırma sağlamış olduğu,
dikey plakanın yatayla yaptığı açının belirgin şekilde artmasından anlaşılmaktadır. Açının
artması, deformasyonun artmasını değil azalmasını ifade eder, çünkü daha büyük bir açı
dikey plakanın yatay plaka tarafına daha az eğilmiş olması anlamına gelmektedir. Üç taraflı
86,6
86,8
87
87,2
87,4
87,6
87,8
88
88,2
0 50 100 150 200 250 300
Yat
ayla
Yap
ılan
Açı
(ᵒ)
Sıkıştırma Alanı (cm2)
Sıkıştırma Alanı ve Çarpılma Sonrası Yatayla Yapılan Açı
tek taraflı
çift taraflı
üç taraflı
KAYNAK KONGRESİ IX. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ
BİLDİRİLER KİTABI
201
sıkıştırmanın diğer iki sistemden daha etkin olmasına ek olarak, sistem içinde bir
değerlendirme yapıldığında, tutma yüzey alanının artışıyla daha yüksek performans
sağlandığı anlaşılmaktadır.
Aynı tutma yüzey alanına sahip tek, çift ve üç taraflı sabitleme sistemlerinde üç taraflı
sistemde görülen açı en büyük, tek taraflı sistemde görülen ise en küçüktür. Bu sıralama,
aynı zamanda sistemlerin sabitleme etkinliği sıralamasıdır. Buradan, etkin sabitlemede
sadece alanın değil sabitleme konumlarının da önemli olduğu sonucu çıkarılabilmektedir.
Her yönden uygulanan sıkıştırma, daha verimli bir sabitleme sağlamaktadır.
Grafik 2. 1, 3 ve 5 nolu noktaların (Şekil 9) 7 farklı sisteme göre deformasyona bağlı olarak
maruz kaldıkları konum değişimleri.
Grafik 2‘de görüldüğü gibi, her sistemde en çok deformasyon 1 noktasında görülmüştür.
Bunun nedeni her sistemde en çok serbestliğin bu noktada olmasıdır. Çünkü 1 noktası dikey
plakanın uç kısmında yer almaktadır. Yine de, tek taraflı sistemden üç taraflıya geçilmesi
süresince sabitleme etkinliğinin artışı, 1 noktasının deformasyonunda da azalmaya neden
olmuştur.
Diğer sistemlerde ortalama bir deformasyon sergileyen 3 noktası, üç taraflı kısa kenar
boyunca yapılan sabitlemede en yüksek deformasyon değerine ulaşmıştır. Tek ve çift taraflı
sistemlerdeki serbestlikten dolayı modelde hapsedilen enerji az miktarda olsa da üç taraflı
0,000
1,000
2,000
3,000
4,000
5,000
6,000
7,000
8,000
tek taraflı,birim kare
tek taraflı,kısa kenarboyunca
tektaraflı,uzun
kenarboyunca
çifttaraflı,kısa
kenarboyunca
çift taraflı,uzun kenar
boyunca
üçtaraflı,kısa
kenarboyunca
üç taraflı,uzun kenar
boyunca
Def
orm
asyo
n (
mm
)
Sıkıştırma Sistemleri
Sıkıştırma Sistemlerine Göre Deformasyon Dağılımları
1
3
5
KAYNAK KONGRESİ IX. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ
BİLDİRİLER KİTABI
202
sistemde çok daha fazladır. Bu enerji, üç taraflı kısa kenar boyunca uygulanan sabitleme
sisteminde etkisini göstererek 3 noktasının ait olduğu plakanın geri kalan kısmının
sabitlenmemesi dolayısıyla bombelenmeye neden olmakta ve 3 noktasındaki deformasyonu
artırmaktadır. Ancak 3 noktasının en az deformasyon gösterdiği sistem ise gene üç taraflı
uzun kenar boyunca yapılan sabitlemedir ki bu durumda plakaların çok büyük bir kısmı
sabitlenmiş durumdadır, deformasyonun az oluşu bundan dolayıdır ve modelde çok miktarda
kalıntı gerilme hapsedilmiştir. 3 noktasının bu iki farklı davranışından parçaların
deformasyonunda sadece sabitleme pozisyonlarının değil sabitleme alanlarının da son derece
önemli olduğu anlaşılabilir.
Bunun yanı sıra, tek taraflı sabitleme sistemlerinde 5 numaralı nokta, 1 noktasından sonra en
yüksek deformasyonun gözlemlendiği noktadır. Bunun nedeni, bu plakanın 3 numaralı
noktanın ait olduğu plakanın aksine sabitlenmeyen yatay plaka olmasıdır. 5 noktasının bu
davranışı çift taraflı sabitlemeye geçildiğinde de gözlemlenmektedir çünkü iki yatay plaka da
sabitleniyor olsa bile kaynağın uygulanmadığı taraftaki plaka, kaynak hattının neden olduğu
büzülme etkisiyle kaynağın uygulandığı tarafa doğru deformasyona uğrayarak havaya
kalkmaktadır. 5 noktasında gözlemlenen +z yönündeki 1,81172 mm miktarındaki
deformasyon, bunu destekler niteliktedir (Tablo 3). Öte yandan iki plakanın da
sabitlenmesiyle 5 noktasının tek taraflı sistemde olduğu kadar bir deformasyona uğramadığı
da aşikârdır (Tablo 1 ve 2), çünkü tek taraflı sistemde hem büzülmenin hem de
sabitlenmeyen yatay plakanın etkisi gözlemlenmektedir. Üç taraflı sisteme geçildiğinde 5
noktasının deformasyonu daha da azalarak en düşük değerlerine ulaşmıştır, bu da bu sistemin
en etkin sabitlemeye sahip olmasındandır.
Grafik 3. Sabitleme aparatlarının kaynağa olan mesafesi ve 1 noktasının deformasyondan dolayı
maruz kaldığı mesafe değişimi arasındaki ilişki.
0
1
2
3
4
5
6
7
8
0 5 10 15 20 25 30 35
Def
orm
asyo
n (
mm
)
Kaynağa Olan Mesafe (mm)
tektaraflıçifttaraflıüçtaraflı
Kaynağa Olan Mesafe ve 1 Noktasının Deformasyon
Mesafe
1=19,75
mm
Mesafe
2=28,75
KAYNAK KONGRESİ IX. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ
BİLDİRİLER KİTABI
203
Grafik 3’te gözlemlendiği üzere, tek ve çift taraflı sıkıştırma sistemlerinde kaynağa olan
mesafenin yaklaşık yüzde elli oranında artırılması halinde bile deformasyonda çok büyük bir
değişim olmamasından bu mesafenin deformasyon değeri üzerinde fazla etkili olmadığı
anlaşılmaktadır. Tek taraflı sistem için bu durum, sabitlemenin önceden de bahsedildiği gibi
diğer iki sistem kadar etkin olmamasından ve dolayısıyla mesafenin azaltılmasının bir fayda
sağlayamamasından dolayıdır.
Diğer yandan, çift taraflı sistemde gözlemlenen deformasyonun neredeyse tek taraflı
sistemdeki kadar yüksek olması ve mesafenin değişmesine rağmen sabit kalması dikkat
çekicidir. Bu durumun, kaynak yapılmayan taraftaki yatay plaka kısmının da sabitlenmesi
nedeniyle, tek taraflı sabitlemede bu bölümde gözlemlenen deformasyon enerjisinin dikey
plakaya kanalize edilmesi ve toplam deformasyonun dikey plakada açığa çıkarak nispeten
daha etkin olan sabitleme performansını düşürmesinden dolayı meydana gelmiş olduğu
düşünülmektedir.
Deformasyon değerinin yüksek olması bu şekilde açıklanırken, neredeyse sabit kalmasının
nedeni ise mesafe ne olursa olsun dikey plakanın serbest tutulması ve mesafeler arasında çok
fazla bir fark olmamasıdır. Bunlara rağmen çift taraflı sistemdeki deformasyon, tek
taraflıdakinden hala biraz daha azdır. Burada, sabitlemenin daha etkin olmasının rol oynadığı
gözlenmektedir. Ek olarak, çift taraflı sistemde kaynağa olan mesafe arttıkça deformasyonda
çok hafif de olsa bir azalma görülmüştür. Bu durumun, artan temas alanının bir sonucu
olduğu düşünülmektedir.
Üç taraflı sabitleme sisteminde kaynağa olan mesafe artış gösterdiğinde çarpılmanın artması
beklense de, tam tersi bir durum gözlemlenmektedir. Bunun sebebi ise, kaynağa olan mesafe
arttığında oldukça geniş bir alanı kaplayan sabitleme sisteminin kaynağa olan mesafe ne
olursa olsun deformasyona izin vermemesi ve dikey plakanın çok etkin bir şekilde sabit
tutulmasıdır (1. Mesafe değeri kısa kenar boyunca uygulanan sabitleme sisteminden, 2.
Mesafe değeri ise uzun kenar boyunca uygulanan sabitleme sisteminden alınmıştır.).
Kaynağa daha yakın olan ama uzun kenar boyunca uygulananınki kadar geniş bir alan
kaplamayan kısa kenar sabitlemesi, deformasyona daha çok izin vermekte ve bu da grafikte
gözlemlenmektedir.
Ek olarak, kaynağa aynı uzaklıkta olan farklı sabitleme sistemleri incelendiğinde, dikey
plakanın en çok deformasyon gösterdiği sistem tek, en az gösterdiği ise üç taraflı sıkıştırma
sistemidir. Böylece, deformasyonun sabitleme etkinliğiyle ters orantıya sahip olduğu bir kez
daha kanıtlanmıştır. Deformasyon üzerinde kaynağa olan mesafenin tutma noktalarının
yüzey alanı kadar önemli bir etki göstermemesi ise bir diğer çıkarımdır. Hiçbir sistemde
beklenildiği gibi kaynağa olan mesafenin artmasıyla deformasyon artışı gözlemlenmemiştir,
çünkü yüzey alanı baskın rol oynamış, ya dengeleyerek deformasyon miktarını sabit turmuş,
ya da ters etkiye sebep olarak deformasyon değerini azaltmıştır.
KAYNAK KONGRESİ IX. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ
BİLDİRİLER KİTABI
204
Grafik 4. Sabitleme aparatlarının kaynağa olan mesafesi ve dikey plakanın çarpılma sonrası
yatay plakayla yaptığı açı arasındaki ilişki.
Grafik 3 ile benzer biçimde yorumlanabilen Grafik 4 te gösterilen yatayla yapılan açı,
deformasyon açısı değildir. Bundan dolayı yorumlama yapılırken bu açının fazlalığının
deformasyonun azlığına işaret ettiği göz önünde bulundurulmalıdır. Grafikte gözlemlendiği
üzere, tek ve çift taraflı sistemlerde kaynağa olan mesafe dikey plakanın çarpılmasında etkili
bir rol oynamamıştır. Etkin bir sabitlemeye sahip olmayan tek taraflı sistem için bu, beklenen
bir davranıştır.
Çift taraflı sistemde ise, kaynaktan uzaklaşılarak uygulanan sabitlemede aparatlarla plakanın
temas alanları artmasına ve iki taraflı sabitleme sayesinde daha etkin sabitleme sağlanmasına
rağmen, neredeyse tek taraflı sistemdeki kadar yüksek bir deformasyon gözlemlenmiştir.
Çünkü tek taraflı sistemin aksine, kaynağın uygulanmadığı taraftaki yatay plaka da
sabitlenmiş ve bu plakanın toplam çarpılmada alacağı pay da dikey plakaya aktarılarak etkin
sabitlemenin sağladığı avantaj yok edilerek deformasyon arttırılmıştır. Deformasyonun
yüksek olması bu şekilde açıklanırken, neredeyse sabit kalmasının nedeni ise mesafe ne
olursa olsun dikey plakanın serbest tutulması ve mesafeler arasında çok fazla bir fark
olmamasıdır. Bunlara rağmen çift taraflı sistemde gözlemlenen açılar, tek taraflıdakilerden
hala biraz daha fazladır. Burada yine de sabitlemenin daha etkin oluşu rol oynamaktadır.
Ayrıca, çift taraflı sistemde kaynağa olan mesafe arttıkça yatayla yapılan açıda çok hafif de
olsa bir azalma görülmüştür. Bu ise, artan temas alanının etkisidir.
Üç taraflı sistemde ise kaynağa olan mesafe arttığında, yani sıkıştırma alanı arttığında,
deformasyon en az değere ulaştığından, yatayla yapılan açı en yüksek değeri almıştır.
86,6
86,8
87
87,2
87,4
87,6
87,8
88
88,2
0 5 10 15 20 25 30 35
Yat
ayla
Yap
ılan
Açı
(ᵒ)
Kaynağa Olan Mesafe (mm)
Kaynağa Olan Mesafe ve 1 Noktasının Yatayla Yaptığı Açı
tektaraflıçifttaraflı
Mesafe
1=19,75 mm
Mesafe
2=28,75 mm
KAYNAK KONGRESİ IX. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ
BİLDİRİLER KİTABI
205
Kaynağa olan mesafe daraldığında ise, temas alanı azaldığından, dikeyle yapılan açı artarak
ikinci en yüksek değeri almaktadır. Öte yandan, mesafe farkı gözetilmeksizin, uygulanan her
iki üç taraflı sabitleme sisteminde de tek ve çift taraflı sistemlere göre daha az deformasyon
gözlemlenmiştir. Bunların nedeni, üç taraflı sabitlemenin deformasyonu engellemekte en
etkin sistem olarak fonksiyon göstermesidir. Ek olarak Grafik 3 ‘te de gözlemlendiği gibi,
kaynağa olan mesafenin deformasyon üzerinde çok büyük etkiye sahip olmadığı, burada da
ortaya çıkmaktadır.
Visual Environment yazılımının Visual Viewer segmentinden alınan verilerin doğruluğunun
test edilmesi için tek taraflı kısa ve uzun kenar boyunca uygulanan sıkıştırma sistemleri,
atölyede uygulanmış ve kaynaklanan modeller geometrik ölçüme tabi tutularak alınan
değerler programdan elde edilen değerlerle karşılaştırılmıştır. Bunun için en etkili ve kolay
yöntem olarak yatayla yapılan açıların ölçülmesi seçilmiştir. Programa göre tek taraflı kısa
kenar boyunca uygulanan sabitleme sisteminde yatayla yapılan açı 86,79ᵒ, uzun kenar
boyunca uygulananda ise 86,79ᵒ’dir. Şekil 11 ve 12 de gösterildiği gibi, kısa ve uzun kenar
boyunca uygulanan tek taraflı sabitleme sistemlerine ait gerçek modellere yapılan geometrik
ölçümde okunan değerler (sırasıyla 86,21ᵒ ve 85,74ᵒ), programda öngörülen deformasyon
eğilimleri yakınsama göstermektedir.
Şekil 12. Kısa kenar boyunca uygulanan tek taraflı sabitleme sistemine ait
gerçek parça üzerinde ölçülen yatayla yapılan açı değeri 86,21ᵒ.
KAYNAK KONGRESİ IX. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ
BİLDİRİLER KİTABI
206
Şekil 12. Uzun kenar boyunca uygulanan tek taraflı sabitleme sistemine ait gerçek parça üzerinde
ölçülen yatayla yapılan açı değeri 85,74ᵒ.
4. SONUÇ
Bu çalışmadan anlaşıldığı üzere, S235 çeliğinin MAG kaynağı ile kaynaklanmasında
kullanılan sabitleme sistemlerinin neden olduğu farklı çarpılma davranışları, sonlu elemanlar
yöntemini kullanan Visual Environment ve Weld Planner yazılımları kullanılarak
öngörülebilmektedir. Bunun için öncelikle uygun eleman ağı aralığı belirlenmiş, ardından
belirlenen bu ağ sistemi kullanılarak kaynaklanacak model analiz edilmiştir. Bu analizler
yapılırken modelde kullanılan kaynak yönü, genişliği, ana malzeme ve kaynak metali
malzeme özellikleri, ana malzeme ve kaynak dikişi geometrileri, kaynak planı ve ayrıca
sabitleme sistemlerinin tutma eksenleri, alanları ve pozisyonları tanımlamıştır. Analizlerden
elde edilen sonuçlar atölyede kaynaklanan parçalardan alınan geometrik ölçüm sonuçlarıyla
karşılaştırılmış, kullanılan programların öngörülerinin doğruluk ve güvenilirliği
yorumlanmıştır. Değerler arasındaki ufak farklar, atölyede kaynaklanan kaynak
geometrilerinin tam ölçüsüyle programda çizildiği gibi olmamasından ve/veya malzeme
içerisinde kaynak öncesinde bir miktar kalıntı gerilme bulunması ile bağlantılı
olabilmektedir.
KAYNAK KONGRESİ IX. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ
BİLDİRİLER KİTABI
207
Bu çalışmada üzerinde durulan bir diğer konu ise kullanılan sabitleme sistemlerinin modelin
deforme olması üzerindeki etkileridir. Tutma noktaları, parçalar arasındaki temas alanının
genişliği ve parçaların her yönden tutulması, etkin bir sabitleme sağlayarak deformasyon
değerlerini azaltmış, çarpılma sonucu meydana gelen açısal değer sapmasını düşük
tutmuştur. Bu nedenle, en az deformasyona sebebiyet veren sistem üç taraflı sıkıştırma
sistemiyken, en çok deformasyon ise tek taraflı sistemde meydana gelmiştir. Öte yandan,
tutma noktalarının kaynağa olan uzaklığının deformasyon üzerinde büyük bir etkiye sahip
olmadığı, buna karşılık sıkıştırma alanının hayli etkin olduğu anlaşılmıştır.
Ayrıca dikey plakanın kaynağın olduğu taraftaki yatay plakayla yaptığı açının tüm
sistemlerde 90ᵒ ‘den küçük olması, kaynak hattının soğurken büzülmesi ve dikey plakayı
kaynak tarafına doğru yöneltmesinden dolayıdır.
6. KAYNAKLAR
[1] EN 10025-2 Sıcak haddelenmiş yapı çelikleri - Bölüm 2: Alaşımsız yapı çeliklerinin
teknik teslim şartları
[2] Kaynak Çeşitleri. (n.d.) Kaynak Dünyası. Erişim tarihi: 16 Eylül 2015,
http://kaynakdunyasi.tr.gg/Kaynak-%C7e%26%23351%3Bitleri.htm
[3] Linnert, G. E. (1994). Microstructural transformations in solid iron and steel.
Welding Metallurgy (pp. 802-850). Florida: The American Welding Society.
[4] Radaj, D. (1992). Welding residual stress and distortion. Heat Effects of Welding
(pp. 129-246). Berlin: Springer Verlag.
[5] Kou, S. (2003). Residual Stresses, Distortion and Fatigue. Welding Metallurgy (2nd
ed., pp. 126-130). New Jersey: John Wiley & Sons, Inc.
[6] Hu, J. and Tsai, H.L. (2006). Heat and mass transfer in gas metal arc welding. Part I:
The arc. International Journal of Heat and Mass Transfer, 50, p. 841.
TEŞEKKÜR
Çalışmada yararlanılan yazılımların lisans hakkını sağlayan ESI Group’a ve Türkiye temsilcisi
ONATUS Öngörü Teknolojileri Ltd’e, kaynaklama çalışmalarındaki katkılarından dolayı ODTÜ
Kaynak Teknolojisi Merkezi kaynak uzmanı Bedirhan Özener ve diğer çalışma arkadaşlarına teşekkür
ederiz.
KAYNAK KONGRESİ IX. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ
BİLDİRİLER KİTABI
208