Upload
nejaterk
View
26
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
i
SAĞLIK TURİZMİ: İSTANBUL’A YÖNELİK BİR
DEĞERLENDİRME
Hazırlayanlar: Prof. Dr. Oğul ZENGİNGÖNÜL
Yrd. Doç. Dr. Hamdi EMEÇ Yrd. Doç. Dr. Dilek Eser İYİLİKÇİ
Pelin BİNGÖL
İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından finanse edilen İSTKA/2011/DFD-6 referans numaralı 2011 Mali
Destek Programı kapsamında yürütülmektedir
İstanbul- 2012
i
i
ÖNSÖZ Binlerce yıllık medeniyetlere ev sahipliği yapan, sahip olduğu farklı doğal kaynakları ile dünyadaki cennetlerden biri olan ülkemizin bu özellikleri her geçen gün daha fazla öne çıkmaktadır. Bacasız sanayi olarak adlandırılan ve ekonomide kendi dışında inşaat, gıda gibi birçok sektörü destekleyen turizm sektörü de, Türkiye’nin bu öne çıkan özelliklerini daha etkili kullanmanın, gelen turist sayısını arttırmanın yollarını aramaktadır. Bu noktada dünya başkenti İstanbul’un turizm sektörü açısından ülke ekonomisine olan katkısının önemi büyüktür. Sahip olduğu doğal ve kültürel zenginliği; yüksek hizmet kalitesi ile birleştirmeye çalışan İstanbul, önümüzdeki dönemde çok daha fazla yabancı turistin ziyaret edeceği bir şehir olacaktır. Bunun sağlanabilmesi için ise turizmde alternatif hizmet alanlarının geliştirilmesi, bu hizmet alanlarının potansiyellerinin ölçülmesi ve bu tespitlere dayalı stratejilerin geliştirilmesi önem taşımaktadır. Ekonomistler Derneği bu bakış açısı çerçevesinde; İstanbul’da turizm hizmetlerinin çeşitlendirilmesi noktasında son dönemde öne çıkan sağlık turizminin karşı karşıya kaldığı sorunların tespit edilmesi, bu sorunların çözümüne yönelik olarak stratejilerin geliştirilmesi, sektördeki fırsatların ve tehditlerin belirlenmesi adına bu araştırma çalışmasını tamamlayarak kamuoyuna sunmanın mutluluğunu taşımaktadır. Bu kapsamda İstanbul’un ekonomik ve sosyal açıdan kalkınması için kurulmuş olan İstanbul Kalkınma Ajansı’nın mali desteği ile 15 Ocak 2012 itibariyle başladığımız ve 3 aylık yoğun bir çabanın sonucunda ortaya çıkardığımız bu araştırma raporunun, bundan sonraki süreçte sektör ile ilgili başta düzenleyici kurumlar olmak üzere tüm aktörler ve ülkemiz ekonomisinin geleceği için yararlı olacağını umut ediyoruz. Bu genel çerçeve ışığında, raporun hazırlanmasına büyük katkı sağlayan İstanbul Kalkınma Ajansı’nın değerli yönetici ve çalışanlarına, raporun hazırlık sürecini koordine eden Proje Koordinatörümüz Sn. Pelin Bingöl’e, raporun hazırlık sürecini büyük bir titizlikte yürüten Araştırma Koordinatörümüz Sn. Yrd. Doç. Dr. Hamdi Emeç’e ve araştırmacılarımız Prof. Dr. Oğul Zengingönül ile Yrd. Doç. Dr. Dilek Eser İyilikçi’ye bu güzel raporun ortaya çıkmasına sağladıkları katkılardan ötürü teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Ülkemiz adına yararlı olması dileklerimle, Oğuz Demir Ekonomistler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
ii
iii
Ekonomistler Platformu, Türkiye’de ekonomi politikaları alanında referans bir kuruluş olarak 2000
yılından bu yana faaliyet gösteren bir sivil toplum örgütüdür. 2000 yılında genç girişimcileri ekonomi
üzerine tartışmak ve ortak çalışmalar yürütmek üzerine internet ortamında buluşturan Ekonomistler
Platformu, günümüzde akademisyenler, işadamları, gençler, kadınlar ve engelliler başta olmak üzere
toplumun tüm kesimlerinin ekonomik ve sosyal hayata katılımlarını sağlamaktadır. Bu kapsamda
Ekonomistler Platformu, başta ekonomi ile ilgili alanlarda çalışanlar olmak üzere toplumdaki tüm
bireylerin mesleki gelişimlerine katkı sağlamak ve Türkiye ekonomisinin güçlü ve güvenilir bir yapıya
kavuşması için ekonomi politikalarının belirlenmesi ve uygulama aşamasına yönelik olarak araştırma
çalışmaları yapmak amacı ile faaliyetlerini yürütmektedir.
Genç ve dinamik gönüllüleri ve 10 yılı aşkın süredir geliştirdiği ulusal ve uluslararası ilişkileri ile
Ekonomistler Platformu, Türkiye’ye örnek bir düşünce kuruluşu modeli sunmak üzere çalışmalarını
sürdürmektedir. Platformun 2010-2013 yılları arasında öncelikli çalışma alanları; Uluslararası
Ekonomik İlişkiler, Bölgesel Kalkınma ve Makroekonomik İstikrar olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda
Ekonomistler Platformu, ekonomi ile ilgili güncel konularda spesifik çalışma raporları yayınlamakta,
yılda iki defa Ekonomi Politikaları Enstitüleri düzenlemekte, Ekonomistler Bültenleri yayınlamakta,
Ekonomi Politikaları Zirveleri düzenlemekte ve Avrupa Birliği ve Kalkınma Ajanslarına sunulmak
üzere projeler üretmektedir. Ekonomistler Platformu’na ilişkin detaylı bilgiler
www.ekonomistler.org.tr web adresinde bulunmaktadır.
iv
ÇALIŞMA EKİBİ
Araştırma Ekibi Koordinatörü : Yrd. Doç. Dr. Hamdi EMEÇ
Araştırmacı : Prof. Dr. Oğul ZENGİNGÖNÜL
Araştırmacı : Yrd. Doç. Dr. Dilek Eser İYİLİKÇİ
Proje Koordinatörü : Pelin BİNGÖL
v
TEŞEKKÜR
Bu projede İstanbul’da sağlık turizminin mevcut durumu ve potansiyelini analiz etmek için yapılan anketler kapsamında, İstanbul’da faaliyet gösteren birçok kurum ile temas kurularak söz konusu kurumların desteği ve görüşleri alınmıştır. Bunun yanında konu ile ilgili araştırmanın tamamlanması için sivil toplum örgütü temsilcileri, hastanelerin yöneticileri, başhekim yardımcıları ve İstanbul’da sağlık turizminden sorumlu kamu çalışanları ile yüz yüze görüşmeler yapılmıştır. Bu kapsamda aşağıda alfabetik olarak sıralanan kurum ve kuruluşlara ve bu projeye özverili bir şekilde emek veren çalışanlarına teşekkür ederiz.
Akredite Hastaneler Derneği
Alman Hastanesi Taksim
Amerikan Hastanesi
Delta Hastanesi
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu-Sağlık İş Konseyi
Dr. Siyami Ersek Hastanesi
Dragos Şifa Hastanesi
Dünya Göz Hastanesi
Eurofertil Tüp Bebek Merkezi
Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Fransız Lape Hastanesi
Fulya Jinemed Hastanesi
İstanbul Cerrahi Hastanesi
İstanbul Gastroentroloji Merkezi
İstanbul Hizmet Hastanesi
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü
İstanbul İlgi Hastanesi
İstanbul JFK Hastanesi
İstanbul Medicana Beylikdüzü Hastanesi
Kadıköy Şifa Hastanesi
Kardelen Tıp merkezi
Özel Acıbadem Kadıköy Hastanesi
vi
Özel Acıbadem Maslak Hastanesi
Özel Avcılar Hastanesi
Özel Avrupa Şafak Hastanesi
Özel Bahat Hastanesi
Özel Bayrampaşa Göz Hastanesi
Özel Çapa Hastanesi
Özel Delta Hastanesi
Özel Dentistanbul Hastanesi
Özel Duygu Hastanesi
Özel Erdem Hastanesi
Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi
Özel Haliç Hastanesi
Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği
Özel Hisar Intercontinental Hastanesi
Özel Hospitalist Hastanesi
Özel Hospitalium Çamlıca Hastanesi
Özel İstanbul Şehir Hastanesi
Özel Levent Hastanesi
Özel Medicine Hastanesi
Özel Memorial Şişli Hastanesi
Özel Pendik Bölge Hastanesi
Özel Rumeli Hastanesi
Özel Sante Plus Hastanesi
Özel Sema Hastanesi
Özel Silivri Anadolu Hastanesi
Özel Sur Hastanesi
Özel Surp Agop Hastanesi
Özel Türkiye Gazetesi Hastanesi
Özel Yaşam Hastanesi
Özel Yunus Emre Hastanesi
Prof.Dr. N. Reşat Belger Beyoğlu Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Sağlık Turizmi Derneği
Şişli Florence Nightingale Hastanesi
Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi
vii
TABLO VE GRAFİKLER LİSTESİ
Tablolar Listesi
Tablo 1. Medikal Turizmde Ülkelerarası Fiyat Karşılaştırması
Tablo 2. Hastaların Sağlık Hizmeti Aldıkları Hastaneden Memnuniyet Düzeyleri
Tablo 3. İstanbul Sağlık Turizmi SWOT Analizi
Grafikler Listesi
Grafik 1. Çeşitli Ülkelere Göre OECD 1960-2009 Yılları Arasındaki Yaşam Süresi
Beklentisi Artışları
Grafik 2. Türkiye’de JCI Akreditasyonuna Sahip Hastanelerin İllere Göre Dağılımı
Garfik 3. Cinsiyet
Grafik 4. Yaş Aralığı
Grafik 5. Medeni Durum
Grafik 6. Eğitim Düzeyi
Grafik 7. Çalışma Durumu
Grafik 8. Sigorta Durumu
Grafik 9. Gelir Düzeyi
Grafik 10. Sağlık Hizmetini Alma Nedeni
Grafik 11. Hastaların İstanbul’u Seçme Nedenleri (Yüzde
Grafik 12. Hastaların Hastaneye Geliş Kanalları (Yüzde
Grafik 13. Hasta ve Hasta Yakınlarının İstanbul’u Sağlık Turizmi Bakımından Diğer
Kişilere Tavsiye Etmesi
20
40
46
16
17
32
33
33
34
34
35
35
36
37
38
41
viii
ix
İÇİNDEKİLER
Önsöz Ekonomistler Platformu Hakkında Çalışma Ekibi Teşekkür Tablo ve Grafikler Listesi İçindekiler Raporun Odağı ve Metodolojisi Bölüm 1 Sağlık Turizmi Kavramı
1.1. Dünyada Sağlık Turizmi ve Gelişimi 1.2. Sağlık Turizminin Gelecek Potansiyeli 1.3. Sağlık Turizmi Çeşitleri
1.3.1. Termal Turizm, SPA-WELLNESS 1.3.2. Medikal Turizm 1.3.3. İleri Yaş Turizmi
Bölüm 2 Türkiye’de Sağlık Turizminin Gelişimi, Potansiyeli ve Yönetimi 2.1.Gelişimi 2.2. Potansiyeli 2.3. Yönetimi: İdari ve Hukuki Boyutu
2.3.1. Sağlık Bakanlığı’nın Doğrudan Düzenlemeleri 2.3.2. Turizm Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı Düzenlemeleri
Bölüm 3 İstanbul’da Sağlık Turizmi İçin Uygulama ve Önermeler 3.1. Uygulamanın Metodolojisi 3.2. Hasta ve Hasta Yakınları İçin Anket Çalışması
3.2.1. Ankete Katılan Hasta ve Yakınlarına Ait Demografik Bilgiler 3.2.2. Hastaların İstanbul’u Seçme Nedenleri 3.2.3. Hastaların İstanbul’daki Tedavi Gördükleri Hastaneye Geliş Kanalları 3.2.4. Hastaların İstanbul’da Tedavi Gördükleri Hastaneden Memnuniyetleri 3.2.5. Hasta ve Hasta Yakınlarının İstanbul'u Sağlık Turizmi Bakımından Diğer
Kişilere Tavsiye Etmesi 3.3. İstanbul’daki Sağlık Turizmi İçin SWOT Analizi 3.4. İstanbul İçin Önermeler
Kaynakça EK 1 EK 2 EK 3
i iii iv v
vii ix 1 3 7 9
10 10 12 13 15 15 18 20 23 29 31 31 31 32 36 37 38
41 41 47 49 51 57 61
x
1
RAPORUN ODAĞI VE METODOLOJİSİ
Dünya’da küresel rekabetin hemen her sektörde aralıksız devam ettiği bir gündemde sağlık sektöründe
de durum hiç farklı değildir. Bu rapor; Türkiye’de son dönemde ağırlık kazanmaya başlayan ve
dünyada da son 20 yıldır yaygınlık kazanan sağlık turizmi konusuna İstanbul’u merkeze oturtarak
teorik, analitik ve nihayet somut önermeye dayalı bir destek verme kaygısındadır. Böylece ülkemizin
de rekabetin giderek keskinleştiği bu sektörde “oyuncu” olmaktan ziyade “kural koyucu” konumda
olabilmesi için paydaşlar arasında gerekli sinerjinin yaratılmasına bir nebze katkı sunmak
amacındadır.
Rapor; İstanbul’un sahip olduğu coğrafi, ekonomik, kültürel ve marka değerleri açısından sağlık
turizminin kentin sosyo-ekonomik dokusunda yaratacağı katma değerin ortaya konması için bugüne
kadar ulusal yazında rastlanmayan bir araştırmaya yer vermektedir. Bu bağlamda raporun güçlü yönü,
teorik kurgu yerine “anket yöntemine dayalı bir alan çalışmasını” öz olarak kullanmasıdır. Bundan
başka İstanbul’da sektörün önde gelen 19 ismiyle (kamu ve özel sektör) yüz yüze ve kentin önde gelen
hastanelerinden 50 yönetici ve sağlık turizmi birimi sorumlusuyla telefonda görüşme yöntemiyle çok
detaylı bir SWOT analizine de (Fırsatlar-Üstünlükler-Tehditler-Zayıflıklar) yer verilmiştir. Bu içerikle
beraber ulusal yazında bir “ilk olma” iddiası da taşımaktadır.
Rapor, genelde turizm, özelde sağlık turizmi konularının kavramlaştırılması, sektörün gelişimi ve
gelecekteki potansiyeline ilişkin genel bir bilgilendirme bölümüyle başlamaktadır.
Takip eden bölümde sağlık turizminin çeşitleri incelenmiş ve özellikle rapora konu olacak şekilde
medikal turizme odaklanılmıştır. Sağlık turizmi çeşitleri içinde olan spa-wellness ve yaşlı turizmi ise
bu raporun odağı dışındadır. Bunun temel nedenleri arasında, spa-wellness ve yaşlı turizmi
konularında ılıman iklimin belirleyici rolü, İstanbul’un sağlık endüstrisindeki merkez konumu, sahip
olduğu uluslararası akreditasyonlu hastane sayısının çokluğu ve buna paralel kentte hizmet sunan
doktorların eğitim ve deneyim düzeyinin batı ülkeleri standartlarında olması sayılabilir.
Raporda daha sonra Türkiye’de sağlık turizminin gelişimi, yönetimi ve bu kapsamda hukuki altyapısı
Sağlık, Turizm, Ekonomi Bakanlıkları mevzuatı çerçevesinde ortaya konmuştur. Nihayet uygulama
2
çalışması metodolojisi açıklanarak detaylandırılmış ve bulgularla birlikte bir SWOT analizi
yapılmıştır.
Son bölümde İstanbul’da sağlık turizminin gelişimi için bir önermeler manzumesine yer verilerek
rapor tamamlanmıştır.
Raporun ortaya çıkması esnasında Türkiye’ye özgü tüm sancılı süreçler tecrübe edilmiştir. Bunların
başında kuşkusuz sağlıklı verilere ulaşılması konusunda çekilen zorluk ilk sıradadır. Sektörün
düzensiz, kayıtsız yapısı ve henüz hukuki düzenlemelerden yeterli derecede nasiplenememesi diğer
önemli sorunlar olarak karşımıza çıkmıştır. Özellikle bu sorunların aşılmasında çok yoğun bir gayret
gösterilmiştir. Ancak ülkemiz araştırmacılarının yakından bildiği gibi, “ilgili kurumların bazıları
arasındaki koordinasyonsuzluk, iletişim eksikliği, iletişime geçme gönülsüzlüğü ve birbirlerinden bilgi
esirgeme” gibi sorunlar burada da kendini göstermiştir. Bunun yanında kurumsal olarak yapılan
taahhütlerin yerine getirilmemesi ve hatta kimi zaman iletişimden kaçınılması gibi ek zorluklarla da
mücadele edilmiştir. Ancak her şeye rağmen raporun başarıyla ortaya çıkmasında en büyük pay,
beraber çalışmanın erdemine inanan ve bilginin paylaştıkça çoğaldığının bilincinde olan İstanbul ve
Türkiye gönüllüsü kişi ve kurumlarımıza aittir.
Raporun mutlaka birçok eksiği ve geliştirmeye muhtaç bölümü bulunmaktadır. Bu tür bir raporu bir
başlangıç olarak kabul edersek, çok daha iyilerinin ortaya konması, ilgili tüm tarafların
sorumluluğundadır. Bu düşüncelerle, raporun sektör açısından fayda yaratmış olması en büyük
dileğimizdir.
3
BÖLÜM 1
SAĞLIK TURİZMİ KAVRAMI
“Turist”, “turizm” ve “turistik” kavramları ilk kez İngilizler tarafından kullanılmaya başlanmış, hatta
turizm kelimesi, turist kelimesinden sonra 1800’lerde ortaya çıkmıştır. Ancak bu deyimler, ana
dilimize, Fransızca’dan gelip yerleşmiştir1 . Türkçede seyyah kelimesi turisti, seyahat kelimesi de
turizmi karşılamaktadır2. Turizmin başka bir tanımı ise, hızlı sanayileşme ve şehirleşme içerisinde,
beden ve ruh sağlığı açısından dinlenme, kendini yenileme ve zenginleştirme gereksinimini karşılayan
sosyal, kültürel ve beşeri bir hizmet, şeklinde yapılmıştır. Turizm, bir diğer tanıma göre ise, insan
psikolojisinin sonucu olarak ortaya çıkan, yer değiştirme, değişiklik, kaçma, uzaklaşma olayıdır3.
Literatürde sıkça atıf yapılan tanımlardan bir tanesi turizmi, “para kazanma amacına dayanmayan ve
devamlı kalış biçimine dönüşmemek kaydıyla, yabancıların bir yerde konaklamalarından ve bir yere
seyahatlerinden doğan olay ve ilgilerin tümüdür” şeklinde tanımlamaktadır. Bugün için
küreselleşmenin içinde rekabet olgusunun en üst düzeyde olduğu bir ortamda turizm, iyi
değerlendirildiği takdirde bir ülkenin en önde gelen ekonomik dinamiklerinden birine dönüşmüştür.
Dünya Turizm Örgütü’nün 2012 yılı Mart ayı istatistiklerine göre Örgüt’e kayıtlı 150 ülke için “gelen
turist” rakamı 980 milyona ulaşmıştır4. Bunun devamı olarak sektör küresel ekonomi içinde yaklaşık
6.5 trilyon dolarlık hacme ulaşmış ve 260 milyonluk bir istihdam yaratmıştır. Yani dünyadaki her 12
işten biri turizm ile ilintilidir5.
Sağlık turizmini kavramlaştırmaya başlarken ulusal ve uluslararası kurumların kavramlaştırmalarına
kısaca değinildikten sonra son dönemli akademik çalışmalardan faydalanılacaktır.
1 Oğuz Aydın, “Türkiye’de Alternatif Bir Turizm; Sağlık Turizmi”, KMÜ Sosyal ve Ekonomı̇k Araştırmalar Dergı̇si 14 (23):
91, 2012. 2 Mehmet Özdemir, Turizmin Türkiye’nin Sosyo-Ekonomik Yapısına Etkileri, Ankara, 1992. 3 Ömer Akat, Pazarlama Ağırlıklı Turizm İşletmeciliği, Motif Matbaa, 3. bs., Bursa, 2000. 4 World Tourism Organization (UNWTO), World Tourism Barometer,Volume 10, March 2012, s.1. 5 David Scowsill, “Travel & Tourism forecast to pass 100m jobs and $2 trillion GDP in 2012”, 7 March 2012, Japan erişim:
http://www.wttc.org/news-media/news-archive/2012/travel-tourism-forecast-pass-100m-jobs-and-2-trillion-gdp-2012/
4
Buna göre önce Dünya Turizm Örgütü’nün sağlık turizmi tanımıyla başlamak doğru olacaktır:
“Kaplıca veya diğer sağlık merkezlerine seyahat eden kişinin fiziksel iyilik halini geliştirmek amacıyla
yapılan ziyarettir. Bu kapsamda fizik terapi, diyet kontrol ve ilgili sağlık hizmetleri verilmektedir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na göre sağlık turizmi; “kısaca tedavi amacı ile yapılan seyahatlerdir.
Başka bir ifadeyle, sağlık turizmi, fizik tedavi ve rehabilitasyon gereksinimi olanlarla birlikte
uluslararası hasta potansiyelini kullanarak sağlık kuruluşlarının büyümesine olanak sağlayan turizm
türüdür”.
Sağlık Turizmi Derneği de şöyle bir tanımlama getirmiştir: “Sağlık Turizmi, ikamet edilen yerden
başka bir yere (yurtiçi veya yurtdışı) herhangi bir sağlık sebebiyle hizmet almak için yapılan seyahate
denir”6.
Sağlık Turizmi ile ilgili yapılan en son çalışmalardan olan Aydın çalışması, konunun
kavramsallaştırılması açısından doyurucu bir bilimsel perspektif sunmaktadır: “ İnsanların seyahat
etmek sureti ile ikamet ettiği yerin dışında konaklayarak tedavi olmayı amaçlamaları özel bir turizm
çeşidi olan sağlık turizmini ortaya çıkarmıştır. Sağlık turizminin hedef kitlesi, sağlığı bozulmuş olan
kişiler ile sağlığını korumaya duyarlı kişilerden oluşmaktadır”7.
Sağlık Turizmi; “sağlığı koruma, iyileşme amaçlarıyla belirli bir süre için (genellikle 21 gün) yer
değiştiren insanların doğal kaynaklara dayalı turistik bir tesise giderek kür uygulaması, konaklama,
beslenme ve eğlence gereksinimlerini karşılaması sonucu doğan hareketlerdir.”8
Günümüzde sağlık turizminden yararlanmak isteyenler artık sağlık sorunlarını çözerken, yalnızca
kendi ülkelerindeki doktorları ya da fiyatları değil; en iyi çözüm ve en iyi fiyat seçeneklerini
değerlendirerek hareket etmektedir. Bundan yola çıkarak; tedavi ve tatil amaçlı, şehirlerarası ya da
ülkelerarası yapılan seyahatlerden doğan tüm etkinliklere “Sağlık Turizmi” denmektedir.
Başka bir ifadeyle sağlık turizmi, fizik tedavi ve rehabilitasyon gereksinimi olanlarla birlikte
uluslararası hasta potansiyelini kullanarak sağlık kuruluşlarının büyümesine olanak sağlayan turizm
türüdür.
6 Türkiye Sağlık Vakfı ve Sağlık Derneği, Dunya’da Ve Türkiye’de Sağlık Turizmi-2010 Durum Tespit Raporu ve Çözüm
Önerileri, s.12. 7 Aydın,a.e., s.92. 8 Mustafa Boz, “Turizmin Gelişmesinde Alternatif Turizm Pazarlamasının Önemi”, (Yayınlanmamış Doktora Tezi, Marmara
Üniversitesi, SBE, 2004): 132.
5
Her ne kadar sağlık turizmi denilince akla ilk gelen termal turizm ya da kaplıca turizmi olsa da, sağlık
amaçlı turizm hareketi, son on yılda aktif olarak hastane hizmetlerinden faydalanmak için düzenlenen
yurt dışı seyahatleri gündemin başına getirmiştir. Bu değişim sağlık turizminden doğan ekonomik
gücün hızla artmasına ve cazip hale gelmesine neden olmuştur. Gelişmiş ülkeler, insan sağlığının
korunması, işgücü verimini ve üretimi arttırmak ve sağlıklı yaşamı sağlamak amacı ile termal suların
dinlendirici özelliklerinden, iklim ve çevre olanaklarından, diğer turizm çeşitleri ile birlikte yararlanma
yoluna gitmeyi seçmektedir. Bu rapora konu olduğu şekliyle tedavi amaçlı sağlık turizmi; pazarı her
geçen gün büyüyen, insanların gerek tedavi olmak gerekse estetik amaçlı ihtiyaçlarını karşılamak
amacıyla hastane, klinik veya benzeri sağlık kuruluşlarına başvurularını kapsamaktadır. Sağlık turizmi
dünyada 100 milyar dolarlık bir hacme ulaşarak, tüm ülkelerin iştahını kabartan bir konuma
ulaşmıştır”9. Sadece termal turizm ya da SPA turizmi ile sınırlı kalmamış, medikal uygulamaları da
kapsar duruma gelmiştir10.
Aydın’dan devamla; “sağlık hizmetlerinin çeşitlenmesi, ülke sağlık sistemlerinin yaşadığı sorunlar,
insanların kaliteli ve düşük maliyetli hizmet beklentisi tedavi amaçlı seyahatleri gündeme getirmiştir.
Gelişmiş ülkelerdeki sağlık harcamalarının yüksekliği, bu ülkelerin sosyal güvenlik sistemlerinin
yaşadığı sıkıntılar, hızla yaşlanan nüfus ve ulaşım teknolojisinde yaşanan gelişmeler tedavi amaçlı
seyahatlerin çıkış noktası olmuştur. Burada ortaya çıkan pazar ise sağlık hizmeti üreticilerini
iştahlandırmaktadır. İletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler ve insanların her türlü bilgiye
ulaşmada yaşadığı kolaylık ise tedavi amaçlı seyahatlerin itici gücü olmuştur”11.
Sağlık turizminin ortaya çıkıp gelişmesinde etkili unsurları şu şekilde sıralamak mümkündür12:
a- Dünya nüfusunun artması, yaşam kalitesinin yükselmesi, çeşitli ülkelerde sağlık maliyetlerinin
artması ve tedavilerin daha kaliteli ve ekonomik alternatifler sunan ülkelere kaymasıyla sağlık
turizmi ortaya çıkmıştır. Farklı ve ileri teknolojik alt yapı ve bilimsel verilere sahip ülkelerde
tedavi olmanın sağladığı avantajlar genişlemiştir,
b- İlerlemiş olan hastalıkların tedavi masraflarından büyük miktarda tasarruflar sağlanmaya
başlanmıştır,
9 Aydın, a.e., s.92. 10 Sinan İbiş .“Türkiye’de Medikal Turizm” 17.7.2009 http://www.kanserhaberleri.com/ yazdir. asp? ID=12632, (Erişim
Tarihi: 28.7.2010) 11 Aydın, a.e., s.92. 12 Mithat Zeki Dinçer, Turizm Ekonomisi ve Türkiye Ekonomisinde Turizm, Filiz Kitabevi, İstanbul, 1993: 5/ Türkiye Sağlık
Vakfı ve Sağlık Derneği, Dünya’da Ve Türkiye’de Sağlık Turizmi-2010 Durum Tespit Raporu ve Çözüm Önerileri, s.12.
6
c- Hastanın başka bir ülkede kendi ülkesinde bulunan sağlık hizmetinden daha kaliteli tedavi olma
imkanları genişlemiştir,
d- Hastaların, özellikle satın aldıkları sağlık sigortası ile ilgili yaşadıkları sorunlar artmış ve
alternatif imkanlar araştırılmaya başlanmıştır,
e- Hastaların, tedavileri için gerekli olan operasyonları beklemeden almak istemleri artmıştır.
Nitekim bu tür imkânlar alternatif ülkelerde sunulmaya başlanmıştır,
f- Hasta ve yakınları, bir yandan yukarıdaki unsurların getirilerini elde etmeyi isterlerken, diğer
yandan bu getirileri gittikleri ülkelerde turistik amaçlı faaliyetlerle birleştirmeyi de istemişlerdir,
g- Sağlık turizmi konusunda gün geçtikçe azalan ulaşım maliyetleri ve bilinçlendirme faaliyetlerinde
çoklu medyanın devreye girmesi çok etkili olmuştur.
İçöz çalışması da bu noktada farklı bazı boyutlara dikkat çekmektedir. Uzun bir alıntıyla açıklayacak
olursak13; “Sağlık turizmine talep boyutu ile bakıldığında çok değişik ziyaretçi tipleri ile karşılaşmak
mümkündür ve bu ziyaretçilerin amaçları yukarıdaki kategorilerden birine girebilir. Ancak, sektöre
olan talebin genel talep sınıflaması açısından araştırmacı Eric Cohen farklı bir sınıflama yapmıştır.
Cohen’e göre; sağlık turizm pazarı açısından turistler ya da ziyaretçiler 5 temel kategoride
gruplandırılabilir. Bunlar;
Yalnızca turist: Ziyaret ettikleri ülkede herhangi bir tıp hizmetinden yararlanmayan turistler ya da
ziyaretçilerdir.
Tatilde tedavi edilen turist: Seyahati sırasındaki rahatsızlanma ya da kaza nedeni ile tıp hizmeti
ve tedavi alan turistlerdir.
Tatil ve tedavi amaçlı turistler: Bu turistler ziyaret ettikleri ülke ya da bölgeye tam anlamı ile
tıbbi nedenlerle gitmezler. Ancak ziyaret ettikleri bölgede bazı rahatsızlıkları için tedavi
olanakları olması tercih nedenidir. Diğer bir deyimle tatilde tedavi amaçlı turistlerdir.
Tatil yapan hastalar: Bu ziyaretçiler esasen bir bölgeye tedavi amaçlı giderler, ancak iyileştikten
sonra, ya da tedavi sonrası gittikleri bölgede tatil de yapan ziyaretçilerdir.
Yalnızca hastalar: Bu gruptaki medikal turistlerin bir bölgeye gidiş amaçları yalnızca o bölgede
tedavi olmak ya da operasyon geçirmektir. Tatil gibi bir amaçları yoktur.
13 Onur İçöz, “Sağlık Turizmi Kapsamında Medikal (Tıbbi) Turizm Ve Türkiye’nin Olanakları”, Journal of Yasar
University,4(14), 2260-61.
7
Yukarda belirtilen medikal turist pazarı müşteri gruplarından doğal olarak birinci gruptakiler klasik
ziyaretçi kategorisinde yer almaktadır ve medikal turizm hizmet sunucularını doğrudan
ilgilendirmemektedir. Diğer kategori ziyaretçiler içerisinde ise en önemli müşteri kategorisi kuşkusuz
en sondakiler olup, geriye doğru sağlık turizmi talep özelliği azalan kişilerden oluşmaktadır. Kuşkusuz
her grup için sunulacak hizmet türü ve pazar stratejileri farklı olacaktır.
1.1. DÜNYADA SAĞLIK TURİZMİ VE GELİŞİMİ
Bu konuda yapılan araştırmalar çok farklı dönemlere işaret etmektedir. Örneğin Aydın araştırmasına
göre, “sağlık turizminin geçmişi aslında yıllar öncesine dayanmaktadır. Eski Yunan İmparatorluğu’nda
hastalar Akdeniz ülkelerine termal su tedavileri almak için gitmekte iken, 18. yüzyıldan sonra zengin
Avrupalılar kaplıca tedavisi almak için Nil’e gitmekte, 21. yüzyılda ise göreceli olarak düşük maliyetli
ve bekleme süresinin kısa olduğu yerlere tedavi amaçlı gidilmektedir”14.
Diğer bir araştırma olan Türkiye Sağlık Vakfı ve Sağlık Derneği’nin ortak raporuna göre, 14.
yüzyıldan 17.yüzyıla kadar olan Rönesans dönemi yalnızca Avrupa ve İngiltere’de sanat ve kültürün
yeniden doğuşuna sahne olmuş bir dönem değil, aynı zamanda da sağlık turizminin geliştiği bir dönem
olmuştur. Ville d’Eaux ya da Sular Kasabası olarak bilinen bir köy, 1326 yılında demir zengini sıcak
su kaynaklarının bölgede keşfedilmesinden sonra bütün Avrupa’da ünlü olmuştur. I. Petro ve Victor
Hugo gibi önemli şahsiyetler bu tesisleri ziyaret etmiştir. Kökünü Romanların “salude par aqua” yani
sudan gelen sağlık deyişinden alan “SPA” kelimesinin ilk kez burada kullanıldığı iddia edilmektedir.
16. Yüzyılda Avrupa’nın üst zengin tabakası eski Roma banyolarını yeniden keşfetmiş ve spalar içeren
St. Mortiz, Ville d’Eaux, Baden Baden, Aachen ve İngiltere’deki Bath gibi turistik kasabalara akın
etmiştir.
Rönesans döneminin sonlarına doğru, bütün Avrupa’dan asilzadeler temizlenmek ve tedavi olmak için
Bath’e gelmeye devam etmişlerdir. 1720’lerde, Bath İngiltere’de bir lağım sistemine sahip olan ilk
şehirdir ve Londra’ya göre birkaç yıl daha ileridedir. Şehir ayrıca teknolojik, finansal ve sosyal
bakımdan da çok gelişmiştir. Sağlık turizmi sebebiyle yollar kaldırımlarla döşenip sokaklar
ışıklandırılmış, oteller ve restoranlar güzelleştirilmiştir. O dönemlerde sağlık turizminin en kayda
değer yolcusu da Michel Eyquem de Montaigne’dir.
Deneme yazı türünün Fransız mucidi olan Montaigne’in, aynı zamanda lüks seyahatin de babası
olduğuna inanılmaktadır. Tarihteki en eski SPA rehberinin yazılmasına da yardımcı olmuştur.
14 Aydın, a.e., s.93.
8
1900-97 döneminde A.B.D. ve Avrupa artık ticari ve endüstriyel merkezler olmanın yanı sıra,
Dünya’nın sağlık bakım merkezleri de olmuşlardır. Ancak o dönemlerde sağlık seyahati çok
zenginlerin faydalanabileceği bir kavram olarak düşünülmüştür. 1933 yılında Amerikan Tıp Uzmanları
Heyeti (ABMS) kurulmuş ve A.B.D.’deki tıp uzmanlığı heyetleri için şemsiye örgüt olmuştur.
ABMS’nin eğitim politikalarıyla birlikte dünya çapında standartların temeli oluşturulmaya
başlanmıştır.
1958’de Avrupa Tıp Uzmanları Birliği (UEMS) kurulmuştur. UEMS, Avrupa Birliği üyesi ülkelerden
gelen farklı tıbbi birliklerden oluşmuştur. 1960’larda A.B.D.’de Yeni Çağ akımı başladıktan sonra
Hindistan önemli bir durak haline gelmiştir. Amerika ve İngiltere sosyetesini cezbeden çiçek çocuk
(flower child) hareketi ilerleyerek yoga ve ayurvedik tedavinin yeniden keşfedildiği bir sağlık turizmi
endüstrisine dönüşmüştür.
1980’lerde ve 1990’larda sağlık hizmeti masraflarının artmasıyla ABD’li hastalar Orta Amerika’da diş
tedavisi görmek gibi denizaşırı seçenekleri tercih etmeye başlamışlardır.
Her ne kadar ABD’li doktorlar yabancı hastanelerde tedavi görme fikri karşısında endişelenmiş olsalar
da, göz, kalp ve kozmetik ameliyatları için cazip alternatifler sunan denizaşırı ülkeler artmaya devam
etmiştir.
Bu dönemde, 1994 yılı itibariyle Uluslararası alanda akreditasyon konusunda belirleyici duruma gelen
Joint Commission Internationale (JCI) Akreditasyon Kuruluşu kurulmuştur. Sayıları hızla artan
uluslararası sağlık hizmeti veren hastanelerin uluslararası standartlara uyup uymadıklarını kontrol
etmek ve araştırmalarda bulunmak amaçlı kurulan JCI bu alanda önemli bir açığı doldururken,
sektörde güven mekanizmasının oluşmasına da katkı sağlamıştır. 1997’deki Asya ekonomik krizi
sonrası bu ülkelerin devlet yetkilileri turizm sektörüne “kurtarıcı” rolü biçerlerken özellikle sağlık
turizmini geliştirmek için ciddi reklam kampanyaları başlatmışlardır. Bu çabalar sonuç vermiştir.
Örneğin Tayland Batılı ülkelere kıyasla çok düşük olan fiyatlarıyla kısa surede plastik cerrahi için bir
merkez haline gelmiştir15.
Günümüzde de, Hindistan, Tayland, Singapur gibi sağlık turizm durakları JCI akreditasyonlarıyla
pazar paylarını artırmaya devam ededursunlar, Türkiye bugün dünyada JCI akreditasyonuna sahip
hastanelerin %10’una tek başına sahiptir. Raporun devamında Türkiye’nin durumu ayrıntılı olarak
irdelenecek ve belirli bir önermeler manzumesine ulaşılacaktır.
15 Türkiye Sağlık Vakfı ve Sağlık Derneği, s.13-16
9
1.2. SAĞLIK TURİZMİNİN GELECEK POTANSİYELİ
Tahminlere göre medikal turizm, sağlık hizmetlerinin arzında rekabet arttığı ve maliyet farkları ana
unsur olarak kaldığı sürece gelecekte daha da hızlı bir artış gösterecektir. Özellikle plastik cerrahiye
olan talep artışının devam edeceği, böylece denizaşırı hizmetler için de önemli bir talep oluşacağı ve
sağlık turizmin temel öğesi olan kalp ameliyatları ile yer değiştireceği uzmanlarca tahmin
edilmektedir16.
Medikal turizmi geliştirmeyi amaçlayan ülkelerin sayısı da giderek artmaktadır. Asya’daki sağlık
turizminin başarısı küresel ilgiliyi ve rekabeti artırmakta ve bu durdurulamaz gibi gözükmektedir.
Örneğin, termal turizm seyahatleri konusunda Singapur maliyeti nispeten yüksek bir durak olmasına
rağmen, bu yıl itibariyle 1.8 milyar dolar gelir getirmesi beklenen 1 milyon hastayı çekmek
istemektedir. Bu hedef gerçekleşirse ülkede en az 13.000 yeni iş olanağı yaratacaktır. Yine Filipinler
medikal turizme olan ilgisini, yeni bir havalimanı yaparak ve tüm dünyadaki hastaların bir şekilde
İngilizce konuşan Filipinli doktorlara aşina olduklarını vurgulayarak göstermiştir. Dubai, Orta Doğu
turistlerinin Asya’ya gitmelerini engellemek için yeni bir Sağlık Kenti kurmuştur. Hindistan’daki en
büyük özel uluslararası sağlık servis grubu olan Apollo’nun 2004 yılında 37 tane hastanesi, Kuveyt, Sri
Lanka ve Nijerya’daki hastaneler ile ortaklığı vardır ve Dubai, Bangladeş, Pakistan, Tanzanya, Gana,
Filipinler, Londra ve Chicago’daki büyüyen özel kurumlar ve uluslararası bağlantıları olan diğer
kuruluşlar ile de büyümeyi planlamaktadır17.
2017 yılına kadar sadece ABD’den 23 milyon potansiyel hastanın 79.5 milyar dolarlık bir harcama
yaparak denizaşırı ülkelere sağlık turizmi amacıyla gideceği hesaplanmaktadır18.
Sağlık turizminin gelişme trendleri içinde eğitim özel bir yer tutmaktadır. Özellikle sağlık turizmiyle
bütünleşik işletme yüksek lisans programlarının geliştiği gözlemlenirken, buna yönelik talebin daha da
gelişeceği beklenmelidir.
Bir başka gelişme trendi, sağlık turizmine özel hemşire yetiştirme programlarının ve dolayısıyla eğitim
kurumlarının sayısında yaşanacak gelişmedir. Bu anlamda sektörün çarpan etkisi büyük olacaktır.
16 İçöz, a.e., s.2274 17 İçöz, a.e., s.2274-75 18 Renée-Marie Stephano and Jonathan Edelheit, “The Future of Medical Tourism”,
http://www.medicaltourismmag.com/article/the-future-of-medical-tourism.html (erişim tarihi 09.04.2012)
10
Sağlık turizmi hiç kuşkusuz beraberinde (sektöre yönelik uluslararası geçişkenlik göz önüne
alındığında) hukuki altyapıda sektöre özel hukuki danışmanlık hizmetlerinin farklılaşmasını ve
mesleki gelişiminin önünü açacaktır.
Sektöre yönelik elektronik teçhizat kullanımının ve buna bağlı ar-ge faaliyetlerinin ivmelenmesi
önemli bir potansiyel pazara dikkat çekmektedir.
Bu noktada sağlık hizmetlerinin sunulması açısından internet üzerinden küresel bir açık
artırma/eksiltme sisteminin tartışılıyor olması, sektörün gelecek potansiyeline yönelik önemli ipuçları
barındırmaktadır19.
Sektörün gelişimiyle birlikte zenginleşip gelişecek bir diğer önemli tamamlayıcı sektör de sigorta
sektörüdür. Bu noktada sigortacılık tekniği açısından yeni ve yaratıcı ürün geliştirmek için (jeopolitik
risk sigortası, gidilen ülkeden acil çıkış hizmeti ve bunun sigortalanması gibi) özellikle Amerika
merkezli araştırma konferansları ağırlık kazanmıştır.
Sağlık sektörüne özel ulaştırma hizmetlerinin düzenlenmesi ve sağlık turizmine özel sağlık şehirlerinin
imarı ve tamamlayıcı hizmet kolu olarak gayrimenkul danışmanlığı, sektörün gelecek trendleri
açısından son dönemde üzerinde çalışma yapılan diğer konulardır.
1.3. SAĞLIK TURİZMİ ÇEŞİTLERİ
Sağlık turizmi genel olarak üç alt başlıkta incelenmektedir. Bunlar termal turizm ve spa- wellness
turizmi olarak kategorileştirilen ilk sınıf, medikal tedaviyi içeren ikinci sınıf ve yaşlı bakımını içeren
ileri yaş turizmi olarak ayrılmaktadır.
1.3.1. TERMAL TURİZM, SPA-WELLNESS
Sağlık turizminin çeşitleri bakımından bir sınıflama yapıldığında en eski türünün termal turizm ile spa-
wellness turizmi olduğunu belirtilmiştir. Dünyada sağlık turizmi ve gelişimi başlığında detaylı olarak
anlatıldığı gibi, M.Ö. 1700’lü yıllarda suyun iyileştirici etkisinin bulunduğu, Hipokrat gibi dönemin tıp
otoriteleri tarafından dile getirilmiş ve bu nedenle başta Roma ve Yunan İmparatorlukları olmak üzere
birçok medeniyette banyo ve masaj kültürü gelişmiştir. Bu bölgelerde yaşayan krallar, aristokratlar ve
halk güzelleşmek ve sağlıklarına kavuşmak için borulu su sistemi vasıtasıyla hamamlar ve havuzlar
yapmışlardır. Dolayısıyla eski çağlardan bu yana insanlar şifalı sulardan oluşan hamam ve havuzlara
19 Arlen D. Meyers, “How to Invest in the Future of Global Healthcare”, 2011 World Medical Tourism Conference:
Pioneering the Future in Global Healthcare, 23-24 May 2011 Las Vegas
11
gidip sağlığına kavuşmak için seyahat etmektedirler. Örneğin M.Ö. 4. yüzyılda Yunanistan’da bulunan
Epidaurus isimli tapınak, insanların medikal ve mistik tedavi almak için uzun mesafeler aştığı
dünyanın en meşhur şifa merkezidir20. Yakın zamana kadar bu turizm türü sağlık turizminin en bilinen
türü olmaya devam etmiş ve spa- wellness programları günümüzde insanların tedavisi için sağlıklı
yaşam eğitimi, stres ve depresyonla mücadele, beslenme danışmanlığı, ruhsal sağlık21 gibi taleplerine
cevap verir duruma gelmiştir. Diğer yandan termal turizm ise genellikle tıbbi tedavilerin tamamlayıcısı
veya alternatif tıp metodu olarak görülmeye başlamıştır. Ürün ve hizmet çeşitlendirmesi açısından
bakıldığında termal turizm ve spa-wellness turizmi, sağlık turizmi kapsamında oldukça yüksek
oranlarda ekonomik gelir kaynağına sahip bir alt sektördür. Bir örnekle açıklamak gerekirse;
Uluslararası Spa Birliği’nin (ISPA) 2007 yılı araştırmaları neticesinde dünya çapında yaklaşık 100
milyon turistin spa turizmi için seyahat ettiği ortaya çıkmıştır22. Buradan da anlaşılabileceği gibi
sadece spa turizmi için seyahat edenler bile dünya çapında gerçekleşen turizm faaliyetlerinin önemli
bir kısmını oluşturmaktadır.
Turizm Bakanlığı’nın 1993 yılında yaptığı tanıma göre termal turizm, termal suların, çamurların,
kaynağın çevresindeki iklim ve doğa şartlarının beraberinde getirdiği faktörlerin uzman hekimler
eşliğinde, fizik tedavi, rehabilitasyon ve egzersiz, diyet gibi tedavilerle beraber gerçekleşen kür
uygulamalarını kapsayan turizm hareketidir. Dolayısıyla termal turizmin bir bölgede
gerçekleştirilebilmesi için ilk olarak ilgili bölgenin termal- doğal kaynağa ve bu doğal kaynağın
sürekliliğini sağlayan bir iklime sahip olması gerekmektedir. Yukarıda sayılanlar bir bölgede termal
turizm veya spa-wellness turizmi yapılabilmesi için gerekli olan temel kaynaklardır. Bunun dışında bu
tip bir turizmi gerçekleştirmek için belli başlı donanımların sağlanması gerekmektedir.
Kaplıca ve Spa merkezlerinde gerçekleştirilen termal turizm ve spa- wellness turizmi kapsamındaki
tedaviler içerisinde kaplıca tedavileri ve fizyoterapiler, talossoterapiler, hidroterapi ve egzersizler,
balneoterapi ve peloidoterapi, klimaterapi yer almaktadır. Bu tedavileri turizm ile birleştiren ortak
nokta, genellikle belirli bir konaklama süresi gerektirmesi nedeniyle doğal kaynağa sahip bölgede
donanımlı otel veya diğer konaklama bölgelerinin bulunması zorunluluğudur. Ardından doğal
20 John Connell, Medical Tourism, CABI Press, Oxford, 2010, s. 13. 21 Eleni Didascalou, Dimitrios Lagros, Panagiotis Nastos, “ Wellness Toursim: Evaluating Destination Attributes for Tourism
Planning in a Competitive Segment Market”, Tourismos: An International Multidisciplinary Journal of Tourism, Cilt 5,
Sayı 4, Bahar 2009, s. 114. 22 ISPA’nın bu araştırmasına konu ülkeler, Avustralya, Kanada, Fransa, Avusturya, Almanya, İtalya, Japonya, Singapur,
İspanya,Tayland, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleridir. Detaylı bilgi için Bkz. Melanie Smith ve Laszlo Puczko,
Health and Wellness Toursim, Elsevier Press, Oxford, 2009, s. 143.
12
kaynağın bulunduğu bölgelerin termal turizme açılabilmesi için gereken en önemli unsurların arasında
uzman hekimler, fizyoterapistler, diyetisyenler ve rehabilitasyon uzmanlarından oluşan insan kaynağı
gelmektedir. Bu donanımlar, verilmekte olan hizmetin kalitesi, bölgenin turistik zenginliği ve özellikle
hava veya kara yolları aracılığıyla ulaşımın kolaylığı ile birleştirildiğinde bir ülkenin sağlık turizmi
kapsamında termal turizm olarak adlandırılan spa-wellness turizminden aldığı pay ortaya çıkmaktadır.
1.3.2. MEDİKAL TURİZM
Tıbbı turizm olarak da adlandırılan medikal turizm, insanların tıbbi tedavi amaçlı olarak
gerçekleştirdikleri seyahatleri kapsamaktadır. Dolayısıyla medikal turizm kapsamında yapılan bütün
tibbi işlemler doktorlar gözetiminde donanımlı hastane veya kliniklerde gerçekleşmektedir. Buradan
hareketle medikal turizm, sağlık turizminin diğer alt sektörlerinden farklı olarak doğal kaynaklara
ihtiyaç duymamaktadır; bu sektörde faaliyet gösterebilmek için öncelikle hekim, sağlık personeli,
hastane, klinik gibi donanım ile ilgili olan kaynakların varlığı gerekmektedir.
Medikal turizm geçmişi çok uzun yıllara dayanmasa da temel anlamda medikal turizm tarihini eski
usül ve yeni usül olarak iki kategoriye ayırmak mümkündür. Eski usul medikal turizmin en belirgin
özelliği pahalı olmasıdır. Bu sistemde fakir ülkelere mensup zengin hastalar Avrupa ve Amerika’daki
yüksek tedavi bedelleri ve ulaşım zorluklarına katlanmakta ve daha kaliteli bir tıp hizmeti almakta
idiler. Yeni usul medikal turizmde ise kuzey-güney ve hatta güney-güney arasındaki seyahat
kolaylaştırılmış ve böylece medikal turizm gelişmiştir. Örnekler ile açıklamak gerekirse artık bir
Hindu, Amerika’ya vücudunda görülen beklenmedik kitlelerinin tedavisi için veya bir Bangladeşli,
Tayland’a varisli damarlarının tedavisi için gidebilmektedir. Dolayısıyla hasta akışı artık üçüncü
dünyadan birinci dünyaya değil üçüncü dünyadan üçüncü dünyaya veya birinci dünyadan üçüncü
dünyaya şeklinde gerçekleşmektedir23. Nitekim medikal turistler her yaşta olabileceği gibi çoğunlukla
Batılı gelişmiş ülkelere mensup yaşlı veya emekli kişilerden oluşmaktadır. Amerika veya İngiltere
olarak örnekleri sıralanabilecek bu ülkelerden medikal tedavi almak için diğer ülkelere giden bu
turistlerin seyahatlerinin temel nedeni ise kendi ülkelerinde medikal tedavinin pahalılığı ve bekleme
listelerinin oldukça uzun olmasıdır24. Medikal turizmin yapısının değişimine neden olan bu olguyu bir
sloganla anlatmak gerekirse; “artık hastalar birinci dünya ülkelerine ait tedavileri üçüncü dünya
fiyatları ile almak istedikleri” için tıbbi gerekçelerle seyahat etmektedir ve bu gerekçeye dayanarak
örneğin her yıl Tayland’a yaklaşık 400.000 civarında turist medikal turizm amacıyla gelmekte; bu
23 David Reisman, Health Tourism Social Welfare Through International Trade, Edward Elgar Publishing, Cheltenham,
2010, s. 29. 24 Smith ve Puczko, a.e., s. 150.
13
rakamın yaklaşık 50.000 kadarı da özel olarak Amerika Birleşik Devletleri’nin vatandaşlarından
oluşmaktadır25.
Medikal turizm içerisine tıbbi faaliyetlerin tümü girdiği için bu alan oldukça geniş bir uygulama
yelpazesine sahiptir. Genel bir sınıflamaya gitmek gerekirse, medikal turizm kapsamında ileri tedaviler
olarak adlandırılan kardiyovasküler cerrahi, radyoterapi, cyberknife tedavileri; transplantasyon,
infertilite kapsamında tüp bebek İVF uygulamaları; cinsiyet değiştirme operasyonları, estetik cerrahi,
göz, diş, diyaliz tedavileri girmektedir. Her ne kadar medikal turizmin kozmetik dişçilik gibi bazı
türlerinin sağlık ile ilgisi az gibi görünüyor olsa da bu tedaviler uzman hekimlik ve sağlık
kuruluşlarında tedavi gerektirmesi yönünden medikal turizm kapsamında değerlendirilmektedir.
1.3.3. İLERİ YAŞ TURİZMİ
Üçüncü yaş turizmi olarak da adlandırılan ileri yaş turizmi, özellikle 65 yaş ve üzeri insanların bakım
gerektiren tedavilerini kapsayan bir sağlık turizmi çeşididir. Dünya üzerinde sağlık imkanlarının
gelişmesi ile birlikte insanların yaşam sürelerinin uzaması, diğer yandan özellikle Avrupa’da
görüldüğü gibi, doğurganlığın düşmesinin doğal bir sonucu olarak yaşlı nüfusun genç nüfus ile
kıyaslandığında oranının giderek artması, ileri yaş turizminin cazip bir turizm sektörü olarak
gelişmesine yol açmıştır.
Özellikle son 20- 30 yıl içerisinde batı Avrupa ülkelerinde yukarıda sayılan gelişmeler neticesinde bu
turizm çeşidinin sağlık turizmi içerisindeki payı artmıştır. Bazı ülkelerde 65 yaş üstü grubun toplam
nüfusa oranının %25’lerin üzerine çıkması, ileri yaş insanlarının farklı sağlık harcamaları ve farklı
tedavi süreçlerine özen göstermeleri ve bu amaçla ciddi bütçeler ayırmalarını beraberinde
getirmektedir26. Birleşmiş Milletler ’in ileriye dönük olarak yaptığı projeksiyonlarda, 2050 yılında 60
yaş ve üstü nüfusun 2 milyar civarında olacağı; böylece çocuk olarak sınıflandırılan 0-14 yaş arası
nüfusu geçeceği ve yaşlı kategorisi içerisinde özellikle 80 yaş ve üstü grubun oranının hızla artacağı
tespit edilmiştir 27. Bu durum insanlık tarihinde bir ilk olacaktır. Dolayısıyla zaman içerisinde bu
sektörün potansiyeli ile orantılı olarak ileri yaş turizmine ilişkin verilen hizmetler; gezi turları, 25 Milica Z. Bookman, Karla R. Bookman, Medical Tourism in Developing Countries, Palgrave Macmillan Press, New
York, 2007, s. 2, 3. 26 Dursun Aydın, Cemalettin Aktepe, Pars Şahbaz, Sıddık Arslan, “ Türkiye’de Medikal Turizmin Geleceği”, Gazi
Üniversitesi Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi ile Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sağlık
Turizmi Koordinatörlüğü ortak raporu, Mart 2011, Ankara, s. 5.
27 Brent W. Ritchie, Neil Carr, Christopher P. Cooper, Managing Educational Tourism, Channel View Publications,
Clevedon, 2003, s. 84.
14
meşguliyet terapileri, bakım evlerinde veya rehabilitasyon hizmetlerinde yaşlı bakımı hizmetleri,
klinik otellerde verilen rehabilitasyon hizmetleri olarak çeşitlenmiştir.
Bu sınıflamaya giren turistlerin özellikle sağlık sorunlarına bağlı olarak ılıman iklime ve doğal
güzelliklere sahip ülkeleri tercih etmeleri veya dinsel inançlarının yaşın ilerlemesi ile doğru orantılı
olarak artması sonucu kültürel ve dini amaçlı seyahatlere yönelmeleri üçüncü yaş turizminin Pazar
destinasyonunu da ortaya çıkarmaktadır. Diğer yandan bu grubu oluşturan kitlenin genellikle emekli
olması nedeniyle zaman kısıtlamalarının olmaması, diğer bir deyişle sezon dışı dönemlerde de
seyahatin mümkün olması ölü sezonda hedef pazarlarda bulunan turistik tesislere ekonomik canlılık
kazandırmaktadır28.
Üçüncü yaş turizmi, medikal turizm ve termal turizmde de görüldüğü gibi, sağlık turizminin giderek
büyüyen bir alt sektörüdür. Bu sektörün önemli özelliklerinden biri de zaman içerisinde kendisini
değiştirme zorunluluğudur. Çeşitli çalışmaların yaptığı projeksiyonlara göre bir sonraki nesile ait ileri
yaş grubu turistleri, bir önceki nesil ile karşılaştırıldığında daha sağlıklı, aktif ve zengin olacaklardır 29.
Bu nedenle üçüncü yaş turizminin yapısı da zaman içerisinde yaşanacak olan değişimlere adapte
olmak ve yenilenmek durumundadır. Buradan hareketle ilerleyen dönemlerde üçüncü yaş turizminde
ülkeler arası uzmanlaşma ve rekabetin artması ve bunun da yenilikçi girişimleri artırması
beklenmektedir.
28 Süreyya Yıldırım, “Üçüncü Yaş Turizmi ve Bunun Türkiye Açısından Değerlendirilmesi”, Anatolia: Turizm
Araştırmaları Dergisi, Yıl 8, Sayı 1-2, 1997, s. 79.
29 Dimitrios Buhalis, Carlos Costa (Der.), Tourism Business Frontiers: Consumers, Products and Industry, Elsevier
Press, Oxford, 2006, s. 39.
15
BÖLÜM 2
TÜRKİYE’DE SAĞLIK TURİZMİNİN GELİŞİMİ, YÖNETİMİ VE POTANSİYELİ
Bu başlık kapsamında sağlık turizmi pazarına rakipleri ile kıyaslandığında daha geç giren Türkiye’nin
sektördeki konumu, ülkede sağlık turizmi olgusunu yasallaştırmak ve geliştirmek adına oluşturulmakta
olan hukuksal altyapı ve Türkiye’de sağlık turizmi konusunda gelişime açık potansiyel alanlar ele
alınacaktır.
2.1. GELİŞİMİ
Sağlık turizmi alanında Türkiye, özellikle geçtiğimiz 20 yıllık sürede önemli gelişmelere imza atmış
ve bugün gelinen noktada dünyanın sağlık turizmi alanındaki en başarılı ülkeleri olarak görülen
Hindistan, Malezya, Tayland, Macaristan gibi ülkeler ile rekabet etmeye başlamıştır. Amerika’nın en
güvenilir medikal turizm şirketi olduğu belirtilen MedRetreat, 2010 yılında hem egzotik yerler hem de
kaliteli tıp hizmeti alınabilecek yerleri Hindistan, Tayland, Malezya, Brezilya, Arjantin, Türkiye,
Kuzey Afrika olarak belirtmiştir. Bu ülkelerin seçimindeki en önemli faktörler uluslararası medikal
turizm sektörü içerisinde en kurumsal, en deneyimli ve yüksek kalitede hizmet sağlayıcıları olarak
gösterilmeleridir30. Nitekim son yıllarda Türkiye’de Devlet destekli yeni yatırımlarla birlikte çağdaş
teknolojilerin gelişimi İstanbul, Ankara ve İzmir’de ulusal sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmıştır.
Bu durumun doğal bir sonucu olarak Türkiye Avrupa, Orta Doğu ve Rusya’nın medikal turizmi için
Pazar niteliğindedir ve bulunduğu konum itibariyle özellikle Avrupa’nın Arnavutluk gibi düşük gelirli
ülkeleri ile Gürcistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan ve Kazakistan gibi eski Sovyet bloğu
ülkelerinin ilgisini çekmektedir.
Sağlık harcamaları ve yaşam kalitesi açısından değerlendirildiğinde Türkiye, 1990’lı yıllarda OECD
ülkeleri içerisinde, Güney Kore ile birlikte, akut bakım sağlayan hastanelerini artırma umudu veren
ülkelerden biri iken, kısa bir zaman diliminde bu alanda büyük sıçramalara imza atmıştır. Türkiye’de
kişi başına düşen sağlık harcaması 2000-2005 yılları arasında yıllık ortalama %5.8’lik bir artış
göstermiştir. Bu artış OECD ülkeleri arasında görülen en yüksek artıştır ve oran olarak da OECD’nin
yıllık ortalama %4.3’lük oranının üzerindedir. 2011 yılı OECD sağlık verilerine göre, Türkiye’de gayri 30 Connell, a.e., s. 96.
16
safi milli hasıla oranının düşüklüğünden ötürü kişi başına düşen sağlık harcamalarının oranı da OECD
ortalamasının altındadır, fakat tıbbi bakım alanında görülen ilerleme ve sağlık yatırımlarının artmasına
bağlı olarak ortalama yaşam süresi 1960- 2009 aralığında çok hızlı bir artış göstermiştir. Buna göre
1960 yılında ortalama yaşam süresi OECD ortalamasının 20 yıl gerisinde iken 2009 yılında Türkiye’de
ortalama yaşam süresi 73.8 yıl olmuştur31.
Kaynak: Health At a Glance, OECD Indicators 2011, OECD Publishing, s.7.
Ülkemizde sağlık turizmi alanında görülen gelişmelerde hastane ve sağlık personeli yatırımlarının payı
büyüktür. Bu kapsamda özellikle 1980’li yılların ikinci yarısından itibaren sağlık yatırımları alanında
özel sektör yatırımlarının önemli bir yer almaktadır. Nitekim 1960’lı yıllarda sağlık sektöründe özel
sektör yatırımı %15 civarında iken bu oran istikrarlı ve keskin bir şekilde artmaya devam etmiş ve
31 OECD Health Data 2011, How Does Turkey Compare?, Erişim (24.02.2012):
http://www.oecd.org/dataoecd/46/5/38980477.pdf
0,0 5,0 10,0 15,0 20,0 25,0 30,0
Japonya
İsviçre
İtalya
İspanya
Avustralya
İsrail
İzlanda
Avusturya
İngiltere
Almanya
Danimarka
Kore
Estonya
Macaristan
Şili
Türkiye
Grafik 1. Çeşitli Ülkelere Göre OECD 1960-2009 Yılları Arasındaki Yaşam Süresi Beklentisi Artışları
2000 yılında sağlık yatırımlarının neredeyse
sektör yatırımlarının artması sağlık sektöründe
kalitesinin artmasına neden olmuş, diğer yandan
geliştiği gözlenmiştir. Bugün Türkiye’de
kullanılmakta olan 5 adet sistemden en önemlisi
akreditasyonuna sahip toplam 47 sağlık kuruluşu
en yüksek rakamdır ve dünyadaki tüm
gelmektedir33. Türkiye’deki iller bazında
yaklaşık olarak yarısının İstanbul’da olduğu
Türkiye’nin gelişim çizgisinde sağlık turizmi
dünyada JCI akrediteli diğer ülkeler ile
Singapur’da 16, Brezilya’da 23, Sudi
görülmektedir. Özel sağlık yatırımları, sağlık
artması neticesinde, yıllar bazında ülkeye
görülmektedir.
Kaynak: Joint CommissionErişim: http://tr.jointcommissioninternational.org/entr/JCI
32 Josef Woodman, Patients Beyond Borders: Turkey Edition33 Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, Sağlık Turizmi İş Konseyi (SAİK),
2011, s. 9.
9%
6%
17%
4%11%
Grafik 2. Türkiye’de JCI Akreditasyonuna Sahip Hastanelerin İllere Göre Dağılımı
İstanbul İzmit Adana
17
neredeyse %70’i özel sektör tarafından yapılır hale gelmiştir32
sektöründe bir yandan doktor ve sağlık çalışanı sayısının
yandan kalite belgelendirmesi çalışmalarının da aynı
Türkiye’de uluslararası hastane akreditasyonu alanında dünyada
önemlisi olarak görülen Joint Commission International
kuruluşu bulunmaktadır. Bu rakam, dünya ölçeğinde görülen
tüm akredite hastanelerin yaklaşık olarak %10’una karşılık
bir sınıflama yapıldığında ise, JCI akrediteli hastanelerin
olduğu Grafik 2.’den de görülmektedir. Başlı başına bu
turizmi alanında kat ettiği mesafeyi göstermektedir. Nitekim
Türkiye kıyaslandığında, Hindistan’da 16, Tayland’da
Arabistan’da 33 tane JCI akrediteli hastane bulun
sağlık personeli sayısındaki artış ve akredite hastanelerin
ülkeye gelen yabancı turist sayısında da düzenli bir
Commission International İstatistikleri, http://tr.jointcommissioninternational.org/entr/JCI-Accredited-Organizations/ (31.03.2012)
Patients Beyond Borders: Turkey Edition, A Healty Travel Publication, Chapel Hill, 2009, s.68 69.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, Sağlık Turizmi İş Konseyi (SAİK), Turkey: Your Partner in Healthcare 2011, İstanbul
49%
4%
11%
Grafik 2. Türkiye’de JCI Akreditasyonuna Sahip Hastanelerin İllere Göre Dağılımı
Adana Bursa Ankara Antalya İzmir
32. Özel
sayısının ve
oranda
dünyada
International (JCI)
görülen
karşılık
hastanelerin
bu oran
Nitekim
Tayland’da 11,
bulunduğu
hastanelerin
bir artış
(31.03.2012)
, A Healty Travel Publication, Chapel Hill, 2009, s.68 69.
, İstanbul
18
Sağlık Bakanlığı Sağlık Turizmi Koordinatörlüğü verileri ile ülkemize gelen yabancı turist sayısı yıllar
bazında incelendiğinde, Türkiye’ye 2008 yılında 74 bin, 2009 yılında 94 bin ve 2010 yılında 110 bin
kişinin medikal turizm kapsamında yurtdışından gelmiş olduğu saptanmaktadır. Dolayısıyla kapasite
artışı ile paralel olarak yıllık bazda düzenli bir artış söz konusudur. Nitekim Türkiye’de 2007-2008
yılları arasında medikal turizmin yaklaşık %40 gelişmesi ile birlikte yapılan bazı projeksiyonlar,
Türkiye’nin 2015 yılında 1 milyon yabancı hastaya hizmet verecek şekilde yaklaşık 8 milyar dolarlık
özel ve kamusal medikal yatırımlarda bulunulacağı belirtilmektedir34 . Bu projeksiyona dayanarak
önümüzdeki yıllarda sağlık turizmi alanında devlet destekleri ile birlikte pazarlama ve tanıtım
çalışmalarının artırılması ve hukuki düzenlemelerin politika öncelikleri ile daha da uyumlaştırılması
beklenmektedir.
2.2. POTANSİYELİ
Türkiye sağlık turizmi alanında özellikle ılıman iklime sahip sahil bölgelerinin fazlalığı, bu bölgelerin
yaşlıların yaşamı için elverişli yapısı ve üçüncü yaş turizminde son yıllarda meydana gelen hizmet
çeşitlendirmesi ile kalite artışına bağlı olarak, yaşlı nüfusa sahip ülkeler olan Amerika Birleşik
Devletleri, Kanada, İngiltere gibi ülkelerden büyük bir talep görmektedir. Bu ülkelerden yaşlı
bakımına ilişkin olarak gelen spesifik talep, yaşlı bakım evleri sayısının artırılması ve bu vesileyle
daha fazla turistin seyahatinin sağlanmasıdır. Söz konusu fırsatın bilincinde olmak ve onu tam olarak
kullanabilmek için bu konuda devlet teşviklerinin ve bu sektörün tanınırlığının artırılması
gerekmektedir. Diğer yandan özellikle termal turizmde faaliyet gösteren işletmelerin hizmet
kalitelerini artırmaları, bu alanda elde edilecek turizm gelirinin oldukça artmasına yol açacaktır. Bir
örnekle açıklamak gerekirse, İzmir- Balçova’da bulunan Balçova Termal Tesisi gibi tesisler hava
alanına ulaşımın kolaylığı ve mesafenin azlığı, bölgeye direk uçak seferlerinin bulunması, tesisin şehir
merkezine yakınlığı ve kaliteli konaklama imkanlarına sahip olması gibi özelliklerinden ötürü her yıl
oldukça yüksek sayıda yabancı turistin burayı tercih etmesine yol açmaktadır. Dolayısıyla ülkemizin
dört bir köşesinde bulunan termal kaynakların sağlık turizminde etkili birer kaynak olmalarını
sağlayabilmek için ulaşım kolaylığı, konaklama ve hizmet kalitesini en üst düzeyde tutmak oldukça
önemli bir amaç olmalıdır.
Türkiye’ye coğrafi olarak da yakınlık gösteren bazı ülkelerde ulusal sağlık sisteminin savaş, iç
çatışmalar, maddi yetersizlikler gibi nedenlerle kısıtlı olması Türkiye’yi sağlık turizminde tercih edilen
bir ülke haline getirmektedir. Örneğin son dönemde Libya’da yaşanan iç savaş sonucunda ulusal
34 Connell, a.e., s. 53.
19
sağlık sisteminin yaralı ve hastalara yetmemesi sonucunda devlet desteğiyle Libya’dan ülkemize
oldukça büyük sayılarda turist tedavi amaçlı olarak gelmiştir. Bunun yanı sıra Türkiye’nin yakın
coğrafyasındaki bazı ülkelerden ülkemize yukarıda sayılan nedenlere bağlı olmaksızın bu ülkelerin
sağlık sisteminin yeterince gelişmiş olmamasından kaynaklanan bir sağlık turizmi talebi de
yaşanmaktadır. Özellikle Arnavutluk, Azerbaycan, Kazakistan ve Bosna Hersek bu ülkelerin arasında
yer almaktadır.
Ülkemizde hizmet veren hekimlerin mesleki donanımlarının üst düzeyde olması ve donanımlı hastane
ile sağlık personeli sayısının fazlalığı, yukarıda adı geçen bölgelerin medikal turizmde Türkiye’nin
tercih edilmesini olumlu yönde etkilemektedir. Örnekler ile açıklamak gerekirse, Sağlık Bakanlığı
verilerine göre 2010 yılında ülkemizde toplam 1.397 hastane bulunmaktadır. Bunlar içerisinde 489
özel hastane, 843 devlet hastanesi ve 62 üniversite hastanesi bulunmaktadır.
Türkiye bir Orta Doğu ülkesi değil bir Avrupa ülkesidir. Seküler demokratik bir devlet yapısına sahip
olması Türkiye’nin yabancıların algısında Avrupa ülkesi olduğunu tescil etmektedir. Nitekim
Türkiye’nin Avrupa Birliği adaylığı da bu durumu göstermektedir. Dolayısıyla AB alanı içerisinde
hasta hareketliliğinin daha kolay gerçekleşmesi Avrupalı hastaların Türkiye’yi tercih etmelerinde
önemli bir kıstastır.
Türkiye’nin özellikle medikal turizm alanında sahip olduğu en önemli özeliklerden biri rekabetçi fiyat
uygulamalarına sahip bir ülke olmasıdır. Örneklerle açıklamak gerekirse Amerika, Türkiye, İrlanda,
Tayland, Singapur, Hindistan, İsrail ve İsviçre arasında yapılan fiyat karşılaştımalarında operasyon
türlerine göre bir ayrım yapıldığında, bypass ameliyatları kategorisinde 11.375- 15.000 Dolar ile en
uygun fiyatlı operasyonlar Türkiye’de yapılmaktadır. Omurga füzyonu operasyonlarında Türkiye
7.125 Dolar ile Tayvan’ın ardından en cazip ülke konumundadır. Yine kemik iliği
transplantasyonunda Türkiye 40.000- 70.000 Dolar olan fiyat aralığıyla Hindistan ile ilk sırayı
paylaşmaktadır35.
35 Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, Sağlık Turizmi İş Konseyi (SAİK), Turkey: Your Partner in Healthcare 2011, İstanbul
2011, s. 14.
20
Tablo 1. Medikal Turizm’de Ülkelerarası Fiyat Karşılaştırması
Koroner Arter Bypass
Ameliyatı
Kalp Kapağı Değişimi
Kalça Protezi Ameliyatı
Diz Replasmanı Omurga Füzyonu
Yağ Aldırma Operasyonu
ABD 129.750$ 58.250$ 45.000$ 40.000$ 62.000$ 9.000$
Türkiye 11.375-15.000$ 16.950$ 10.750$ 11.200$ 7.125$ 3.333$
Almanya 17.335$ N/A 11.644$ 11.781$ 13.500-15.000$ 4.376$
Tayvan 18.900$ 27.500$ 7.500$ 8.000$ 5.900$ 4.000$
Singapur 30.000-33.000$ 12.500$ 10.725$ 9.350$ 9.000$ 3.000$
İngiltere 27.770$ 25.000$ 15.840$ 20.600$ 32.400$ 4.950$
Kaynak: DEİK İstatistiği Erişim: http://www.healthinturkey.org/en-EN/Price.aspx (31.03.2012)
Türkiye’nin sahip olduğu fiyata dayalı rekabetçi potansiyel, yıllar ilerledikçe ülkeye gelen yabancı
hasta sayısının giderek artmasında önemli bir rol oynamaktadır. Nitekim bu durum çalışmanın
ilerleyen bölümlerinde İstanbul’daki Sağlık Turizmi İçin SWOT Analizi başlığı kapsamında da ankete
katılanların büyük çoğunluğu tarafından belirtilmiş ve detaylı olarak incelenmiştir.
2.3. YÖNETİMİ: İDARİ VE HUKUKİ BOYUTU
Sağlık turizminin hukuksal boyutunun sınırlarının belirlenmesi ve özgün bir mevzuata kavuşması
ekonomik boyutu kadar önem teşkil etmektedir. Konunun özellikli ve bir o kadar da karmaşık yanını,
sağlık turizmi kavramı içerisine özel ve kamuya ait birçok kurumun görev alanına giren yapısı
oluşturmaktadır.
Sağlık turizminin önemi ve ülkemiz açısından sahip olunan potansiyel kullanıldığında yaratacağı
katma değerin ne kadar büyük olabileceği konuya ilişkin herkesin ortak kanaatidir. Sağlık turizmine
ilişkin olarak yapılan çalışmalara ve ilgili bakanlıkların açıklamalarına bakıldığında, olayın her açıdan
değerlendirildiğini ve mevzuat çalışmalarının sürdüğünü görmek mümkündür. Ancak şu anki hukuksal
boyutunu mevcut yasal düzenlemeler açısından değerlendirmek durum tespiti açısından önem arz
etmektedir.
21
Ülkemizde sağlık turizminin bir kolu olarak görülen medikal turizm sağlık kuruluşları tarafından
gerçekleştirilmektedir. Sağlık hizmetlerine ilişkin olarak 2004 yılından başlayarak köklü değişiklikler
olmuştur. Reform süreci olarak adlandırılan bu süreçte, ülkedeki tüm sosyal güvenlik kurumları tek bir
çatı altında Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamında birleştirilmiştir. Bunun yanı sıra tüm vatandaşları
kapsayan biçimde bir genel sağlık sigortası sistemi kurulmuştur.
Reform sürecinin başlangıcında öncelikle 2005 yılında çıkarılan bir yasal düzenlemeyle kamu kurum
ve kuruluşlarına ait sağlık birimleri Sağlık Bakanlığı’na devredilmiştir36. Ancak yine aynı kanuna göre
bu devirde Cumhurbaşkanlığı, yüksek mahkemeler, Sayıştay, Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli
İstihbarat Teşkilatı, üniversiteler, mahalli idareler ve mazbut vakıflara ait sağlık birimleri kapsam
dışında bırakılmıştır.
Reform sürecindeki en önemli noktalardan birini Kurumun sigortalıları ve onların bakmakla yükümlü
oldukları kişilere sağlayacakları sağlık hizmetlerini, finansmanını sağlamak koşuluyla sağlık hizmeti
sunucularından alması oluşturmaktadır. Bu durum 5510 sayılı Kanunda belirtilmektedir37. Kanunun
3/8. maddesinde, genel sağlık sigortası; kişilerin öncelikle sağlıklarının korunmasını, sağlık riskleri ile
karşılaşmaları halinde ise oluşan harcamaların finansmanını sağlayan sigorta olarak tanımlanmaktadır.
Bu hizmeti verecek olan sağlık hizmeti sunucuları m.3/25’de sağlık hizmetini sunan ve/veya üreten;
gerçek kişiler ile kamu ve özel hukuk tüzel kişilerini ve bunların tüzel kişiliği olmayan şubeler olarak
tanımlanmaktadır.
Sosyal Güvenlik Kurumunun, sigortalıları ve onların bakmakla yükümlü olduğu kişiler için sağlık
hizmetini satın almak yönündeki kararı özel sağlık hizmeti sunucusu sayısını hızla arttırmıştır. 5510
sayılı yasanın 73. maddesinde “sağlık hizmetleri, Kurum ile yurt içindeki veya yurt dışındaki sağlık
hizmeti sunucuları arasında yapılan sözleşmeler yoluyla ve/veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak
genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sözleşmesiz sağlık hizmeti
sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi suretiyle sağlanır” denilmektedir.
78. maddede genel sağlık sigortalıları ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, sağlık hizmeti
sunucuları arasından, genel sağlık sigortasıyla ilgili diğer madde hükümlerine uymak şartıyla istediğini
seçme hakkına sahip olduklarından bahsedilmektedir. Ayrıca sağlık hizmeti sunucuları için
36 5283 sayılı Bazı Kamu Kurum Ve Kuruluşlarına Ait Sağlık Birimlerinin Sağlık Bakanlığına Devredilmesine Dair Kanun,
RG. 19.1.2005 Sayı : 25705(Mük.) 37 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, R.G.16.6.2006, Sayı: 26200
22
basamaklandırma sistemi getirilmiştir. Konuya ilişkin ayrıntılı düzenleme 2010 yılında yayınlanan ve
son olarak 4.4.2012 yılında güncellenen Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nde
yapılmıştır.
Bu düzenlemelerin yanı sıra Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılan Özel Hastaneler Yönetmeliği38 ve
Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik 39 mevcuttur.
Şüphesiz özel hastaneler medikal turizmin en önemli aktörleridirler. Sağlık Bakanlığı tarafından 24
Haziran 2011 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren yönetmelikteki değişiklikle sağlık
turizmi açısından son derece destekleyici ve sağlık sunucularına yeni olanaklar sağlayan düzenlemeler
yapılmıştır. Yönetmeliğin Ek 9. maddesine göre; ağız ve diş sağlığı hastanesi, geriatrik tedavi merkezi,
klinik konukevi ile turistin sağlığı kapsamında konaklama tesislerinde kurulan sağlık kuruluşları,
sağlıkla ilgili diğer kuruluşlar olarak değerlendirilecektir.
İlgili Yönetmelik, özellikle Klinik Konukevi ile yatak sayısını artırmak isteyen özel hastaneler için
önem taşımaktadır. Yeni tanımlanan klinik konukevi, aynı ildeki herhangi bir özel hastaneye bağlı
olarak hastanenin fiziki özelliklerini taşımak şartıyla kurulup, mevcut doktor kadrosunu kullanarak
açılabilecektir. Bu yeni uygulama ile hastane yatakları daha rantabl kullanılabilecek, örneğin korener
by pass ameliyatı olan hasta 3-4 gün sonra hastanenin klinik konukevine sevk edilerek kalan tedavisi
ve rehabilitasyonuna burada devam edilebilecektir. Böylece hastanenin yatağı boşalmış olacak ve
buraya yeni bir ameliyat hastasını alabilme imkanına kavuşacaktır. Hastane hasta için SGK dan paket
ücret aldığından, SGK için hastanın yatış gün sayısı önemli olmayacaktır. Bu uygulama özellikle yurt
dışından gelen hastalar için büyük önem arz etmektedir. Çünkü yurtdışından gelen hastaların uzun süre
hastanede kalması gerekebilmektedir ve bu durumda kontrol ve rehabilitasyonuna burada devam
etmesi mümkün olmaktadır.
Yine bu düzenleme ile uygulamaya konulan Geriatrik Tedavi Merkezi; yaşlılıkta gelişen hastalıkların
tanı ve tedavisi veya rehabilitasyonu için bakım hizmetleriyle birlikte sağlık hizmeti veren sağlık
kuruluşlarını tanımlamaktadır. Bu yeni tanımlanan sağlık kuruluşu ile yaşlı turizmin yanı sıra kendi
yaşlı vatandaşlarımıza da çok farklı bir ortamda sağlık ve bakım hizmetleri sunulabilecektir.
Böylece sağlık turizminin en önemli bileşeni olan yaşlı turizminde dünyaya örnek olabilecek yeni bir
model ülkemizde hızla gelişecektir. Bu kuruluşun kadro ve kapasitesi Bakanlıkla yapılan planlama
38 R.G. Tarihi: 27.03.2002 Sayısı: 24708 39 R.G. Tarihi: 15.02.2008 Resmi Sayısı: 26788
23
çerçevesinde ayrıca belirlenecek veya mevcut bir hastaneye bağımlı olarak kendi kapasitesi dahilinde
kurulabilecektir40.
Bu yönetmelik değişikliği ile Turizm bölgelerinde ve konaklama tesislerinde açılacak sağlık
kuruluşları Kültür ve Turizm Bakanlığı ile birlikte ruhsatlandırılıp denetlenecek olup sadece sağlık
turizmine hizmet verecektir. Bu kapsamda kurulan sağlık tesisleri sağlıklı yaşam tesisi olarak
adlandırılacak olup yatak kapasitesi ve kadro açısından esnek planlama kapsamında Sağlık Bakanlığı
tarafından belirlenecektir.
Örneğin; Antalya'da beş yıldızlı konaklama tesisi olan tatil köyü bünyesinde bir fizik tedavi ve
rehabilitasyon merkezi, bir diyaliz merkezi, bir geriatrik tedavi merkezi hatta bir de kardiyovasküler
cerrahi ile ilgili hastane açılıp birlikte işletilebilecektir. Söz konusu sağlık kuruluşundan ancak bu
konaklama tesisinde kalan yabancı hastalar faydalanabilecektir. Şayet sağlık turizmine yönelik kurulan
sağlıklı yaşam tesislerinde bu konaklama tesisinde konaklamayan kişilere de sağlık hizmeti sunulacak
olursa, bu konu Bakanlıkça ayrıca değerlendirilecektir41.
Bu yeni mevzuat düzenlemesiyle en önemli değişiklik, turizm sağlığı kapsamında konaklama
tesislerinde sunulan acil sağlık hizmetleri ve sağlık birimleri hakkındaki düzenlemeler olmuştur. Bu
düzenleme ile beş yüz yatak kapasite üzerindeki otellerde sağlık birimi kurulup işletilmesi şartı
getirilmiştir. Bu sağlık birimleri muayenehane şartlarını taşıyacak olup, herhangi bir sağlık kuruluşuna
bağlı veya müstakilen açılabilecektir. Bu sağlık birimlerinde sadece otelde konaklayanlara acil sağlık
hizmetleri, muayene ve sevk işlemleri yapılabilecektir. Böylece bu düzenleme ile her şey kayıt altına
alınacaktır.
2.3.1. SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN DOĞRUDAN DÜZENLEMELERİ
Yukarıda değindiğimiz dolaylı düzenlemelerin yanı sıra aynı zamanda doğrudan sağlık turizmine
ilişkin düzenlemeler de mevcuttur. Sağlık Bakanlığı’nda 31 Mart 2010 Sağlık Turizmi
Koordinatörlüğü kurulmuştur. Böylelikle Hükümet resmen sağlık turizmini kabul etmiş ve tek elden
koordinasyonu benimsemiş ve tek bir adres göstermiştir. Bunun yanı sıra yine Sağlık Bakanlığı
teşkilat şemasında Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı bir Sağlık Turizmi Daire Başkanlığı
40Türkiye Sağlık turizmi Rehberi, Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapıldı, Erişim:
http://www.turkiyesaglikturizmirehberi.com/ozel_hastaneler_yonetmeliginde_degisiklik_yapildi.asp (31.03.2012) 41 Türkiye Sağlık turizmi Rehberi, Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapıldı, Erişim:
http://www.turkiyesaglikturizmirehberi.com/ozel_hastaneler_yonetmeliginde_degisiklik_yapildi.asp (31.03.2012)
24
oluşturulmuştur. 663 sayılı KHK42’nin 8. Maddesinde, Sağlık Turizmi Daire Başkanlığı’nın görevi
“Sağlık turizmi uygulamalarının geliştirilmesine yönelik düzenlemeler yapmak, ilgili kurumlarla
koordinasyon sağlamak” olarak belirtilmiştir. Ayrıca Bakanlıkça Sağlık Turizmi Daire başkanlığının
görevleri şu şekilde belirtilmektedir:
1. Sağlık turizmiyle ilgili mevzuat çalışmalarını yapmak,
2. Sağlık turizmi ile ilgili yurtiçinde ve yurtdışında ki gelişmeleri takip etmek,
3. Bu genelge kapsamında hizmet verecek sağlık kurum ve kuruluşlarının planlamasını yapmak, bu
kurumlara sağlık turizmi açısından gerekli izinleri vermek,
4. Yurt dışından Türkiye'ye gelecek hastaların hasta kabul kriterlerini oluşturmak, bu hastaların
talep ve şikâyetlerini incelemek,
5. Termal turizm ile ilgili çalışmalar yapmak,
6. Sağlık turizminde uygulanacak fiyatlandırma çalışmalarında görüş bildirmek,
7. Sağlık turizmi ile ilgili bakanlık içinde, diğer kamu ve özel kurumlar arası koordinasyonu
sağlamak,
8. Turistin sağlığı ile ilgili iş ve işlemleri koordine etmek,
9. Ayrıca Koordinatörlük bünyesinde Tıp Turizmi, Termal Turizm ve Yaşlı – Engelli Turizmi
birimleri bulunmaktadır.
Ayrıca 668 sayılı KHK’nin 49. maddesinde Sağlık Serbest Bölgelerine değinmektedir. Maddeye göre:
“ Bakanlık, ülkenin sağlık alanında bölgesel bir cazibe merkezi haline getirilmesi, yabancı sermaye ve
yüksek tıbbî teknoloji girişinin hızlandırılması amacıyla, 6/6/1985 tarihli ve 3218 sayılı Serbest
Bölgeler Kanunu hükümleri çerçevesinde, sağlık serbest bölgelerinin kurulması ve yönetilmesine
ilişkin usul ve esaslar Bakanlar Kurulunca belirlenir.
Serbest bölgelerde verilecek sağlık hizmetlerine ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça belirlenir.
Serbest bölgelerde faaliyet gösteren sağlık kurum ve kuruluşlarının aylık gayrisafi hâsılatının binde
beşini geçmemek üzere Bakanlar Kurulunca belirlenecek oran üzerinden hesaplanacak tutar, 3218
sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde ilgili serbest bölge idaresi tarafından işletmecilerinden tahsil
42 Sağlık Bakanlığı Ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, R.G.
2.11.2011, sayı: 28103 Mükerrer
25
edilerek takip eden ayın yirmisine kadar Ekonomi Bakanlığı merkez muhasebe birimi hesaplarına
aktarılır ve genel bütçeye gelir kaydedilir.”
Yine Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılan 2011/41 sayılı genelge43 sağlık turizmi açısından son derece
önemlidir. Bu genelge kapsamında sağlık hizmeti sunulacak kişiler iki ana başlıkta
değerlendirilecektir. Birinci grup; Sağlık Turizmi kapsamında sağlık hizmeti almak için yurtdışından
ülkemizi tercih eden kişilerden oluşmaktadır. İkinci grup; ülkemize turizm amaçlı gelen turistlerin
tatilleri esnasında yeni gelişen acil tedaviyi gerektiren Turistin Sağlığı kapsamında sağlık hizmetleri
alacak kişilerdir.
Bu kapsamda yapılacak iş ve işlemler ile ilgili düzenlemeler şu şekilde belirlenmiştir:
1. Bu Genelge kapsamında verilecek hizmetlerin kurumun rutin sağlık hizmetlerini aksatmayacak
şekilde planlanıp organize edilmesi esastır.
2. Sağlık turizmi veya turistin sağlığı kapsamında çok sayıda hasta başvurusunun olabileceği
potansiyel illerde, Bakanlığın uygun görmesi halinde ildeki hastanelerden bir tanesinin
bünyesinde veya il sağlık müdürlükleri bünyesinde bir Yurtdışı Hasta İl Koordinasyon
Merkezi kurulur.
3. Sağlık turizmi veya turistin sağlığı açısından potansiyel illerde tıbbi teknolojik donanımı, nitelikli
ve uzman sağlık personeli, otelcilik hizmetleri ve hizmet kapasitesi yeterli olan bazı
hastanelerimizin bünyesinde, il sağlık müdürlüklerinin talep etmesi ve Bakanlık uygun görüşü ile
bir Yurtdışı Hasta Birimi kurulur.
4. Yurtdışı hasta birimi bulunan hastaneler veya yurtdışı hasta il koordinasyon merkezi bulunan il
sağlık müdürlükleri, gerek görürler ise yurtdışına yönelik olarak bu hastanelerin ve sağlık
hizmetlerinin tanıtım faaliyetlerini döner sermaye kaynaklarından yapar veya hizmet alım yoluyla
yaptırır.
5. Yabancı hastalar ve turistlerin acil sağlık hizmetleri veya hasta hakları kapsamındaki müracaatları
için Yurtdışı Hasta Çağrı Merkezleri oluşturulur. Bu çağrı merkezleri Bakanlık merkezinde
veya Yurtdışı Hasta İl Koordinasyon Merkezi bünyesinde yapılandırılacaktır.
6. Bu genelge kapsamında hizmet alımları usulü ile çalıştırılacak elemanlar Strateji Geliştirme
Başkanlığınca yayımlanan ve hizmet alımları kapsamında çalıştırılabilecek işçi sayısının tespitine
ilişkin usul ve esaslarını belirleyen genelgeler ile getirilen sınırlamalara tabi değildir.
43 "Sağlık Turizmi ve Turistin Sağlığı Kapsamında Sunulacak Sağlık Hizmetleri” konulu genelge
26
7. Yurtdışı hasta birimi bulunan hastanelerdeki tüm personelin yabancı dil seviyelerinin tespit edilip
iletişim bilgileri ile birlikte personel şubesinde bulundurulması, ihtiyaç halinde başhekimliğin bu
personelden gerekli sayıda kısa süreli geçici görevlendirmesi veya günlük olarak davet edilmesi
sağlanır.
8. Yurtdışı hasta birimi veya yurtdışı hasta il koordinasyon merkezi bulunmayan illerdeki
hastanelerde genelge kapsamında yabancı hastaların iş ve işlemleri il sağlık müdürlüğünde
görevlendirilecek olan sağlık turizmi il temsilcilerince yapılır.
9. Bu genelge kapsamında ildeki tüm hastanelerde sunulan sağlık hizmetleri karşılığı aylık tahsil
edilen tutarın %10’u en geç takip eden ayın 10’una kadar il sağlık müdürlüğü döner sermayesine
aktarılır.
10. Yurtdışı Hasta Biriminde;
a) Hastanelerde oluşturulacak olan yurtdışı hasta birimlerinde yeterli seviyede yabancı dil bilen
1 yardımcı sağlık personeli ve 1 tabip görevlendirilmesi,
b) Bölgeye gelen turistlerin konuştukları diller göz önünde bulundurularak gerekli dilde ileri
seviyede lisan bilen en az 3 hasta yönlendirme elemanı hizmet alımı yöntemi ile
bulundurulması ve nöbet usulü ile çalıştırılması,
c) Bu birime başvuran yabancı hastaların tüm kayıt, tercüme, tedavi bedelinin
faturalandırılması ile ilgili iş ve işlemlerin buradan takip edilmesi,
d) Bu hastaların ilk muayeneleri bu birimin hekimi tarafından yapılıp gerekirse diğer
branşlardan konsültasyon istenmesi,
e) Hastane içinde bu yabancı hastalara yabancı dil bilen hasta yönlendirme elemanlarının
refakat etmesi,
g) Bu birimlere, ikili milletlerarası anlaşmalar gereği sağlık hizmeti almak için gelen,
yurtdışında yaşayan vatandaşlarımıza danışmanlık, yönlendirme ve rehberlik hizmetlerinin
yurtdışı hasta birimleri tarafından verilmesi, bu kapsamda bulunan vatandaşlarımızın iş ve
işlemleri, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Kanunu mevzuatına göre kendi
vatandaşlarımıza sunulan sağlık hizmeti süreçlerine (provizyon, faturalandırma,
ücretlendirme v.s) tabi olması ve söz konusu kişilerin yabancı hasta olarak
değerlendirilmemesi, hususlarında gerekli düzenlemeler yapılır.
27
11. Yurtdışı Hasta İl Koordinasyon Merkezinde;
a) Yeterli seviyede yabancı dil bilen en az 3 yardımcı sağlık personeli, 2 tabip ve 2 VHKİ
elamanı görevlendirilmesi,
b) Bu merkezin hastane içinde bir yerde konuşlandırılması halinde, hastanenin yataklı servis
bölümünde yeterli sayıda nitelikli yatak tahsis edilmesi,
c) Sağlık müdürlüğünce, hizmet alımı usulüyle yeterli sayıda ileri seviyede yabancı dil bilen
tercümanların istihdamı veya tercümanlık hizmetinin döner sermaye kaynaklarından temin
edilmesi,
d) Hastane içinde konuşlandırılmış olması durumunda, sağlık turizmi veya turistin sağlığı
kapsamında yurt dışından gelen hastaların iş ve işlemlerini takip etmesi, bunların
tedavilerinin öncelikli olarak koordinasyon merkezinin bulunduğu hastanede yapılması,
burada yeterli seviyede sağlık hizmetinin verilememesi halinde ilgili ilde bulunan Bakanlığın
diğer hastanelerinde bu sağlık hizmetinin sunulması,
e) İl koordinasyon merkezine yatışı yapılan hastaların ilk tıbbi değerlendirme ve tetkiklerinin
burada bulunan tabip tarafından yapılması, gerek duyulması halinde uzman doktor tarafından
konsültasyonun istenmesi,
f) İl koordinasyon merkezleri tarafından, her ay ilde tedavisi bitip taburcu olan hastaların
düzenli olarak Bakanlığa Ek-1/Ek-2 formu ile bildirilmesi, iki yıl üst üste yeterli hasta takibi
yapmayan il koordinasyon merkezlerinin onayının Bakanlık tarafından iptal edilmesi,
g) Yurt dışı hasta il koordinasyon merkezi hastane içinde konuşlandırılmış olsa bile burada
çalışan personelin doğrudan tüm özlük hakları dâhil il sağlık müdürlüklerine bağlı olması ve
yataklı tedaviden sorumlu müdür yardımcısına bağlı olarak işlemlerin yürütülmesi,
h) Bu kapsamda sunulan tüm acil hasta nakillerinin (Kara/Hava) il sağlık müdürlüklerince Ek-2
formuyla her yıl Aralık ayında Bakanlığa bildirilmesi, hususlarında gerekli düzenlemeler
yapılır.
12. Yurt dışı hasta çağrı merkezinde;
a) Yurt dışından ülkemize gelen ve Türkçe bilmeyen hastaların veya acil sağlık hizmetine
ihtiyaç duyan turistlerin 112 acil çağrı merkezlerini aramaları halinde bu çağrıların
Bakanlıkta veya illerdeki yurtdışı hasta il koordinasyon merkezlerinde oluşturulacak bir
yurtdışı hasta çağrı merkezine yönlendirilmesi, bunun yanı sıra sağlık hizmeti ve hasta
hakları ile ilgili şikâyetler için Alo 184 çağrı merkezinde de benzeri yapılanmanın
oluşturulması ve yabancı dildeki aramaların yurt dışı hasta çağrı merkezine yönlendirilmesi,
28
b) Çağrı merkezine gelen bu şikâyetlerin ilgili mevzuat gereğince SABİM veya hasta hakları
birimlerine ulaştırılması,
c) Bu çağrı merkezlerinde çağrılara cevap verecek yeterli seviyede yabancı dil bilen 2 tabip, 3
yardımcı sağlık personeli istihdam edilmesi ve söz konusu personelin nöbet usulü çalışması,
d) İleri seviyede İngilizce, Almanca Arapça, Rusça, bilen yeterli sayıda tercümanın istihdam
edilmesi veya özellikle yaz dönemlerinde tercümanlık hizmetlerinin döner sermaye
kaynaklarından hizmet alım usulüyle temin edilmesi,
e) Şikâyet çağrıları için, hastaların şikâyet ve iletişim bilgisinin alınarak SABİM ve hasta
hakları birimleriyle koordineli şekilde ilgili mevzuat çerçevesinde bunların takibatlarının
başlatılması,
f) Bu genelge kapsamında acil hasta naklinden elde edilen gelirlerin hastanın ilk müdahale
edilip, ambulansa (kara ambulansı, helikopter ambulansı, uçak ambulans) konulan ilin sağlık
müdürlüğü döner sermayesine yatırılması, hususlarında gerekli düzenlemelerin yapılması
öngörülmüştür.
Yabancı hastalara kamuda farklı ücret tarifesi uygulanmaya başlamıştır. Bu ücretleri üniversite
hastaneleri dâhil tüm kamu hastaneleri uygulamak zorundadır. Bu protokollerde; genelge ekinde
belirtilen usul ve esasların yanı sıra, yurtdışından gelen hastalara uygulanacak ücret tarifeleri
konusunda yürürlükte bulunan ikili işbirliği anlaşmaları veya uluslararası anlaşmalar gereği uyulması
zorunlu olan hususlar da mutlak surette dikkate alınacaktır.
Bunların yanı sıra Bakanlık tarafından 2012 yılında Sağlık Turizmi El Kitabı yayınlanmıştır.
Yukarıda değindiğimiz medikal turizmin yanı sıra termal turizmi düzenleyen yasal mevzuat da
bulunmaktadır. Kaplıcalar Yönetmeliği 44 bunlardan biridir. Yönetmelik 2004 yılında değişikliğe
uğramıştır. Ayrıca Peloidlerin Üretimi ve Satışı Hakkında Tebliğ’de termal tedaviye ilişkin
düzenlemeler bulunmaktadır. Bakanlık tarafından yönetmelik çıktıktan sonra işletme izni alan kaplıca
sayısında artış olduğu belirtilmiştir. Bu da sağlık turizmi açısından son derece olumlu bir gelişme
olarak kabul edilmektedir.
44 R.G. Tarihi: 24.07.2001 Sayısı: 24472
29
2.3.2. TURİZM BAKANLIĞI ve EKONOMİ BAKANLIĞI DÜZENLEMELERİ
Sağlık Bakanlığı sağlık turizmi açısından tek resmi muhatap olarak gösterilmekle birlikte; konunun
kapsamı açısından Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığının da düzenlemeleri mevcuttur.
Kültür ve Turizm Bakanlığı getireceği teşvikler arasında sağlık turizmini de katacağını taahhüt
etmiştir.
Bunun yanı sıra Ekonomi Bakanı 21.03.2011 tarihli 'Pazar Araştırması ve Pazara Giriş Desteği
Tebliği'nde “Tedavi amaçlı sağlık kuruluşlarının yurt dışında yapacakları tanıtım ve pazarlama
faaliyetlerinin yüzde 50 oranında ve 300 bin dolara kadar destekleneceğini, ayrıca, sağlık sektöründeki
derneklerin sektörel ticaret heyeti ve alım heyeti düzenleyebileceklerini ifade eden Zafer Çağlayan,
''Sağlık turizminin çarpan etkisiyle ekonomiyi canlandırıcı, istihdamı artırıcı ve cari açığı azaltıcı
etkileri de göz önünde tutularak, sektöre bu tebliğ ile verilen destekler önemli bir işlev görecektir.
Doğru politikaları uygularsak önümüzdeki 5 yıl içerisinde 5 milyar dolarlık sağlık turizmi gelirine
ulaşmamız mümkündür'' açıklamasını yapmıştır.
27/12/1994 tarihli ve 94/6401 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan “ihracata yönelik
devlet yardımları kararı” ile para kredi ve koordinasyon kurulu’nun 21/03/2011 tarihli ve 27881 sayılı
resmi gazete’de yayınlanan 2011/1 sayılı “pazar araştırması ve pazara giriş desteği hakkında tebliğ”
çerçevesinde 2011/1 sayılı Pazar Araştırması Ve Pazara Giriş Desteği Hakkında Tebliğin Uygulama
Usul Ve Esaslarına İlişkin Genelge yayınlanarak uygulamanın nasıl yapılacağı belirtilmiştir.
Sağlık turizmine ilişkin var olan bu düzenlemelerin yanı sıra konuya ilişkin doğrudan bir yasal
düzenlemenin bulunmaması büyük bir eksikliktir. Bu konuda bir tasarı bulunmakla beraber henüz
yürürlüğe girmemiştir. 2012 yılı içinde bu tasasrının yürürlüğe girmesi planlanmaktadır. Ayrıca
Türkiye’nin imzaladığı ikili sosyal güvenlik sözleşmelerinde sağlık hizmetleri konusundaki bazı
düzenlemelerde revizyon yapılması uygun olabilecektir. Sağlık turizmde yukarıda değindiğimiz özel
hastane ve sağlık kuruluşlarının yanı sıra kamuya ait sağlık kuruluşlarının da etkin rol alması
sağlanmalıdır. Kamuya ait olan denetleyici ve düzenleyici rolün yanı sıra özellikle üniversite
hastanelerinin de pazardaki yerinin artması şart görünmektedir.
30
31
BÖLÜM 3
İSTANBUL’DA SAĞLIK TURİZMİ İÇİN UYGULAMA VE ÖNERMELER
Bu bölümde, İstanbul’un sağlık turizmi için hasta ve hasta yakınları ile ayrıca hastane yöneticileri ve
doktorlarına yapılan anket çalışmalarının bulgularına yer verilmiştir. Böylece yapılan tüm çalışmalar
değerlendirilerek SWOT analizi uygulanmış ve İstanbul ili için bazı önermelerde bulunulmuştur.
3.1. UYGULAMANIN METODOLOJİSİ
İstanbul ili sağlık turizmi kapsamında değerlendirilirken; İl Sağlık Müdürlüğü, sağlık turizmi
konusunda faaliyet gösteren derneklerin temsilcileri, özel hastane yöneticileri ve İstanbul’da sağlık
turizmi yapması için görevlendirilen konu ile ilgili başhekim yardımcıları ile yüz yüze görüşmeler
yapılmıştır. İstanbul’un sağlık turizmi kapasitesini incelemek için, şehirdeki özel ve kamu hastaneleri
ile görüşülmüş ve bunun neticesinde hastanede tedavileri başlamış veya devam eden yabancı hastalar
ve yakınlarına konu ile ilgili bir anket uygulanmıştır. Bu anketten elde edilen tanımlayıcı istatistikler
grafik ve tablo yardımıyla verilerek anket sonuçları değerlendirilmiştir.
Bunun yanında ortak akıl toplantıları ile hastane yöneticileri ve hastanelerdeki sağlık turizmi için
görevlendirilen kişi ve koordinatörlere on soruluk bir anket çalışması yapılarak SWOT analizi için
gerekli bilgiler toplanmıştır. Diğer elde edilen sonuçlarla birlikte SWOT analizi neticesinde
İstanbul’un sağlık turizmi kapsamında güçlü ve zayıf yönleri ile fırsat ve tehditler içinde öne çıkan
unsurları elde edilmiştir.
3.2. HASTA VE HASTA YAKINLARI İÇİN ANKET ÇALIŞMASI
İstanbul’un hali hazırdaki sağlık turizmindeki başarısını ölçmeye yönelik olarak yapılan ilk anket
çalışmasında, İstanbul’a herhangi bir sağlık problemi için gelmiş ve tedavileri yapılmakta olan
hastaların almış oldukları sağlık hizmetinden memnuniyetleri incelenmiştir. Bunun yanında İstanbul’u
tercih etmelerinin nedenleri ve geliş kanalları araştırılarak hastaların genel bir profili çıkarılmıştır.
32
3.2.1. ANKETE KATILAN HASTA VE YAKINLARINA AİT DEMOGRAFİK BİLGİLER
İstanbul’da sağlık turizmine ait hastaların memnuniyeti ile ilgili olan bu çalışma 64 kişi üzerinden
yapılmıştır. Başlangıçta örneklem sayısı az gibi görünmekle beraber;
Konunun en nihayetinde insan sağlığı ve özeliyle ilgili olması sebebiyle deneklerin ankete karşı
gösterdiği hassasiyet,
Sektörde yaşanan kayıt dışılık ve hastanelerin araştırmaya karşı kuşkucu yaklaşımları,
Araştırmanın başında verilen taahhütlerin anket sürecinde yerine getirilmemesi ve
Özel kurumların yönetimlerinde bile şaşırtıcı düzeyde katı olan bürokratik yapı bu sayıyı anlamlı
kılmaktadır. Aşağıda ankete katılan hasta ve yakınlarına ait demografik bilgiler yer almaktadır.
a. Cinsiyet
Hasta ve yakınlarının cinsiyet durumlarına bakıldığında % 59’unun erkek, % 41’inin kadın oldukları
görülmektedir.
41%
59%
Grafik 3. Cinsiyet
Kadın
Erkek
33
b. Yaş Aralığı
Ankete katılan yabancı hastalara bakıldığında, Grafik 4.’de de görüldüğü gibi, hastaların % 30’unun
30 yaşından küçük hastalar olduğu görülmüştür. Bunu % 24 ile 40-50 yaş arasında hastalar takip
etmektedir. Buradan ankete katılan hasta ve hasta yakınlarının genelde genç yaşta insanlar olduğu
görülmektedir.
c. Medeni Durum
Yapılan anket sonucunda medeni duruma bakıldığında, Grafik 5.’de % 57’lik bir kısmın evli olduğu
görülürken, bekâr olanların % 31 ve birlikte yaşayanların ise % 12 olduğu tespit edilmiştir.
30%
21%24%
16%
9%
Grafik 4. Yaş Aralığı
30 yaşından küçük
30-40 yaş arası
40-50 yaş arası
50-60 yaş arası
60 yaşından büyük
57%31%
12%
Grafik 5. Medeni Durum
Evli
Bekar
Birlikte Yaşıyor
34
d. Eğitim Düzeyi
Yapılan anketler sonucunda hasta ve yakınlarının % 47’lik bir yüzdeyle çoğunun üniversite mezunu
olduğu bulunmuştur. Eğitim durumunda daha sonra % 32’lik bir yüzdeyle lise mezunları gelmektedir.
Aşağıdaki Grafik 6.’da görüldüğü üzere ankete katılanların % 13’ü ortaöğretim mezunu % 8’lik kısmı
ise üniversite üstü mezunlarından oluşmaktadır.
e. Çalışma Durumu
Yapılan anket çalışmasına göre Türkiye’ye sağlık turizmi için gelen hastaların % 80 gibi büyük oranda
çalıştıkları görülmektedir. Grafik 7.’ye bakıldığında % 14‘lük kısmı çalışmıyor iken % 6’lık kısmının
ise emekli olan kişilerden meydana geldiği görülmektedir.
13%
32%47%
8%
Grafik 6. Eğitim Düzeyi
Ortaöğretim
Lise
Üniversite
Üniversite Üstü
80%
14%
6%
Grafik 7. Çalışma Durumu
Çalışıyor
Çalışmıyor
Emekli
35
f. Sigorta Durumu
Ankete katılan hasta ve yakınlarının sigorta durumları Grafik 8.’de incelendiğinde devlet sigortası olan
kişiler % 61’lik kısma karşılık gelirken, kalan % 39’luk kısım ise özel sigortalı kişilerden oluştuğu
görülmektedir.
g. Gelir Düzeyi
Hasta ve yakınlarının gelir düzeyi profili incelendiğinde orta gelirli olan kişilerin % 47 gibi büyük
oranda oldukları bulunmuş, Grafik 9.’da görüldüğü gibi % 23’ünün ise yüksek gelirli kişiler oldukları
gözlenmiştir. Orta üstü ve düşük gelirli kişiler ise sırasıyla % 19 ve % 11’lik kısmı oluşturmaktadırlar.
61%
39%
Grafik 8. Sigorta Durumu
Devlet Sigortası
Özel Sigorta
11%
47%19%
23%
Grafik 9. Gelir Düzeyi
Düşük
Orta
Orta Üstü
Yüksek
36
h. Sağlık Hizmetini Alma Nedeni
İstanbul’a sağlık hizmetini almaya gelen kişilerin bu sağlık hizmetini alma nedenleri için Grafik 10.’a
bakıldığında ankete katılan kişilerde bu nedenin % 74’lük kısmı isteğe bağlı, % 26’lık kısmı ise
zorunlu olarak meydana gelmektedir.
i. Diğer Özellikler
Ankete katılan hasta ve yakınların mesleklerine bakıldığında, bu kişilerin genel olarak beyaz yakalı
çalışanlardan oluştuğu görülmüştür. İstanbul’a gelen bu kişilerin genelde Almanya, Hollanda,
İngiltere, Belçika, İsviçre, İsveç, İspanya gibi Avrupa ülkelerinden gelenler ile Azerbaycan,
Özbekistan gibi Türki cumhuriyetlerinden ve Libya, Arnavutluk, Kosova gibi farklı ülkelerden gelmiş
kişiler olduğu gözlenmektedir. Bunun yanında İstanbul’da sağlık hizmeti alan bu hastaların büyük
çoğunluğunun tedavisi bir yıldan fazla tedavisini gördüğü hastalıktan mustarip oldukları tespit
edilmiştir.
3.2.2. HASTALARIN İSTANBUL’U SEÇME NEDENLERİ
İstanbul’a sağlık turizmi için gelen hastaların gelme nedenlerinin belirlenmesinde birçok faktör öne
çıkmaktadır. Konu ile ilgili yapılan görüşmeler sonucunda, hastaların İstanbul’u seçme nedenleri
belirlenmiş ve yapılan anket çalışmasında, kendilerine bu nedenler seçenek olarak sunulmuştur. Bu
nedenlerden Türk doktor ve sağlık personeline güvenin % 45, 9 ile ön sırada olduğu açıkça
görülmektedir. Bunu % 40,32 ile tedavi masraflarının İstanbul’a gelen hastanın, kendi ülkesinden daha
az olması takip etmektedir. Özellikle çalışmanın odak noktası olan İstanbul’un sağlık turizmi için
seçilmesindeki en büyük etken olan turistik olması ise % 32,26 ile üçüncü sırada bulunmaktadır.
Aşağıdaki Grafik 11.’de hastaların İstanbul’u seçme nedenleri tek tek yüzde ile belirlenmiştir. Hasta
ve yakınlarının diğer olarak belirttiği seçenekte ise İstanbul’a ilişkin merak, şehrin güzel olması, şehrin
rahat olması, hastalar için özellikle bekleme sürelerinin olmaması gibi nedenler sıralanmıştır.
26%
74%
Grafik 10. Sağlık Hizmetini Alma Nedeni
Zorunlu
İsteğe Bağlı
37
3.2.3. HASTALARIN İSTANBUL’DAKİ TEDAVİ GÖRDÜKLERİ HASTANEYE GELİŞ
KANALLARI
Çalışmada hastalar ile ilgili olarak, İstanbul’da tedavi gördükleri hastaneye hangi kanalla geldikleri
sorulduğunda, hastaların % 50’sinin daha önce İstanbul’da tedavi görmüş olan yakınlarının tavsiyesi
kanalıyla geldikleri cevabı alınmıştır. Grafik 12.’de de görüldüğü gibi yakın tavsiyesinin ardından
geliş kanallarında en çok internet görülmektedir. Gelişen teknoloji ile kişilerin gelecekleri hastane
hakkında detaylı bilgi almaları, hatta gelen kişilerin görüşleri de yer aldığından yakın tavsiyesinden
sonra en çok % 48,39 ile internet kanalı bulunmaktadır. Böylece hastalar, sadece tedavi görecekleri
hastane hakkında değil şehir, otel, restoranlar konusunda da diğer bilgileri bu vasıtayla elde
9,68
32,26
12,9
1,61
4,84
1,61
25,81
40,32
11,29
45,9
4,92
16,13
0 10 20 30 40 50
Coğrafi yakınlık
Turistik olması
Müslüman bir ülkede bulunması
Türkiye'de istikrarlı bir siyasi bir yapılanma olması
İstanbul'un yeme-içme ve ulaştırma masraflarının ucuz olması
Seyahat sırasında sağlık problemi ile karşılaşılması
Tedavi olunan hastanede kalan bir yakınının tavsiyesiyle
Tedavi masraflarının kendi ülkesinden daha az olması
Sigorta şirketinin kendi ülkesinde tedavi olunan hastalığın masraflarını karşılamaması
Türk doktor ve sağlık personeline güven
Sigorta şirketinin hastayı İstanbul'daki hastanelere yönlendirmesi
Diğer
Grafik 11. Hastaların İstanbul'u Seçme Nedenleri (Yüzde)
38
edebilmektedir. Hastalar, % 9,68 ile dergi/gazete/TV reklamları aracılığıyla hastaneye geldiklerini
belirtmişlerdir. Diğer kanallar ise sırasıyla, doktor tavsiyesi (% 6,45), sağlık acentesi (% 4,92), diğer
(% 4,84) , seyahat acentesi (% 3,28) ve sigorta şirketi (% 1,64) olarak yer almaktadır.
3.2.4. HASTALARIN İSTANBUL’DA TEDAVİ GÖRDÜKLERİ HASTANEDEN
MEMNUNİYETLERİ
Çalışmanın hazırlanmasında sağlık turizmi ile ilgilenen birçok kişi ile yapılan yüz yüze görüşmeler
sonucunda, anketin sağlık hizmeti için İstanbul’a gelen hastaların özellikle hastaneden memnuniyeti
ile ilgili olan kısımları şekillenmiştir.
Bu kısım 5 ana başlık altında aşağıdaki Tablo 2.’de incelenmiştir. Bunlar iletişim, hastanede
konaklama, hastanede yeme-içme, hastane personeli ve hastanenin genel hizmet kalitesidir.
Yapılan görüşmeler sonucunda, sağlık hizmeti alan hastalar, hastanelerde tedavi sırasında doktorlar ve
hemşireler ile dil probleminin önemine değinmişlerdir. Bunun yanında hastaların tedavi süresince
kaldıkları odalarda kendi dilinde televizyon kanallarının olmasının, hastaların memnuniyet düzeyini
arttırdığı belirtilmiştir. Ayrıca yine dil ile ilgili olarak, hastanedeki uyarı notlarının ortak dilde
olmasının önemli olduğu ifade edilmiştir. Bazı hastanelerde doktor ve hemşirelerin dil ile ilgili
48,39
9,68
50
3,28
4,92
1,64
6,45
4,84
0 10 20 30 40 50 60
İnternet
Dergi/Gazete/TV Reklamları
Yakın Tavsiyesi
Seyahat Acentesi
Sağlık Acentesi
Sigorta Şirketi
Doktor Tavsiyesi
Diğer
Grafik 12. Hastaların Hastaneye Geliş Kanalları (Yüzde)
39
problemi olmasından dolayı – ki bu İngilizce, Almanca gibi dillerden farklı olarak Arapça, İspanyolca
gibi bazı diller için geçerlidir- çevirmenler vasıtasıyla dil probleminin aşılması gerekmektedir. Bu
nedenle hastaneler gelen hasta grubuna göre dil problemini çevirmenler vasıtasıyla çözebilmektedir.
Fakat bunun için bazı nedenlerden dolayı herhangi bir çaba göstermeyen hastaneler de bulunmaktadır.
İletişim başlığı altında incelenen kısımda hastaların % 82,76’sı doktorlarla dil problemi
yaşamadıklarını belirtmişlerdir. Hemşireler ile ilgili olarak da yine ankete katılan hastaların % 57,14’ü
dil probleminin olmadığını beyan etmişlerdir. Ortak dilde anlaşamayan hastaların % 61,11’i
doktorlarla, % 73,21’i ise hemşirelerle çevirmenler vasıtasıyla iletişime geçtiklerini söylemişlerdir.
Hastaların % 47,83’ü ise odalarındaki televizyon kanallarının kendi dillerinde ve % 75’i ise
hastanedeki uyarı notlarının ortak dilde olduğunu belirtmişlerdir.
İkinci kısımda hastanedeki konaklama ile ilgili seçenekler yer almaktadır. Burada hastaların yatak
boyutu, oda boyutu ile ilgili olan kalış koşulları, odanın sıcaklığı, temizliği, gürültü durumu ve
aletlerinin çalışma düzeyi ile ilgili görüşlerine yer verilmiştir. Konaklama ile ilgili seçeneklerin yüzde
durumlarına bakıldığında tümünün yüksek olduğu görülmüştür.
Üçüncü kısımda bulunan hastanede yeme-içme sorularını içeren bölümde yine konaklama kısmında
olduğu gibi yüksek yüzdelerle hastaların olumlu görüş bildirdikleri bulunmuştur. Bu yüzdeler; %
70,37 ile tedavi süresince yemeklerin hastanın verdiği siparişlere uygun olduğu, % 80,65’inin refakatçı
yemeklerinin damak tadına uygun olduğu, % 74,19’unun yemeklerin servis edildiğinde sıcak olduğu
ve % 80,65’inin yemeklerin lezzetli olduğu yönündedir.
Dördüncü kısımda ise hasta ve yakınlarının hastane personeli ile ilgili görüşlerine yer verilmiştir.
Hastalar, doktorların kişinin hastalığı ile ilgili bilgi vermesini ve zaman ayırmasını % 97,87’si
onaylarken yine doktorların hastalara karşı kibar ve saygılı olduğunu ifade edenler % 96,15’dir.
Hastaların % 95,74’ü hemşirelerin kendilerine karşı kibar ve saygılı olduklarını ve % 90,48’i
hemşirelerin yaptıkları işlemlerle ilgili kendilerine bilgi verdiklerini ifade etmişlerdir. Sağlık hizmetini
alan ve ankete katılan tüm hasta ve yakınları ise sağlık personelinin özel yaşamlarına saygılı
olduklarını ve temizlik personelinin kendilerine karşı kibar ve saygılı olduklarını söylemişlerdir.
Son kısım olan beşinci kısımda ise hastanenin genel hizmet kalitesi ile ilgili bazı sorular sorulmuştur.
Hasta ve hasta yakınlarının % 58,33’ü havaalanından hastaneye ulaşımın hastane tarafından
karşılandığını, % 98’i hastanenin güvenli olduğunu, % 93,88’i tedavi oldukları hastaneyi diğer kişilere
önerebileceklerini, % 97,96’sı hastanenin genel anlamda temiz olduğunu ve % 95,83’i ise hastanedeki
hizmetlerin genel anlamda iyi olduğunu ifade etmişlerdir.
40
Tablo 2. Hastaların Sağlık Hizmeti Aldıkları Hastaneden Memnuniyet Düzeyleri
Seçenekler Evet Hayır Kararsız
İletişim
1.Doktorların yabancı dil problemi bulunmamaktadır. % 82,76 % 17,24 -
2.Doktorlarla çevirmenler vasıtasıyla konuşuyorum. % 61,11 % 38,89 -
3.Hemşirelerin yabancı dil problemi bulunmamaktadır. % 57,14 % 42,86 -
4.Hemşirelerle çevirmenler vasıtasıyla konuşuyorum. % 73,21 % 26,79 -
5.Odamdaki TV kanalları kendi dilimdedir. % 47,83 % 52,17 -
6. Hastanedeki uyarı notları ortak dildeydi. % 75 % 25 -
Hastanede Konaklama
7.Kalış koşulları (yatak boyu, oda boyutu) iyiydi. % 97,22 % 2,78 -
8.Odam temizdi. % 100 - -
9.Oda sıcaklığı iyiydi. % 95,12 % 4,88 -
10.Oda gürültülü değildi. % 78,95 % 21,05 -
11.Odadaki aletler düzgün çalışıyordu. % 97,22 % 2,78 -
Hastanede Yeme-İçme
12.Tedavi süresince yemekler verdiğim siparişlere uygundu. % 70,37 % 29,63 -
13.Refakatçı yemekleri damak tadına uygundu. % 80,65 % 16,13 % 3,23
14.Yemekler servis edildiğinde sıcaktı. % 74,19 % 25,81 -
15.Yemekler lezzetliydi. % 80,65 % 19,35 -
Hastane Personeli
16.Doktorlar hastalığımla ilgili bilgi verdi ve bana zaman ayırdılar. % 97,87 % 2,13 -
17.Doktorlar bana karşı kibar ve saygılıydılar. % 96,15 % 1,92 % 1,92
18.Hemşireler bana karşı kibar ve saygılıydılar. % 95,74 % 2,13 % 2,13
19. Hemşireler yaptıkları işlemlerle ilgili bana bilgi verdiler. % 90,48 % 7,14 % 2,38
20. Tüm sağlık personeli özel yaşamıma saygılıydı. % 100 - -
21. Temizlik personeli bana karşı kibar ve saygılıydı. % 100 - -
Hastanenin Genel Hizmet Kalitesi
22.Havaalanından hastaneye ulaşım, hastane tarafından karşılandı. % 58,33 % 41,67 -
23. Bu hastane güvenlidir. % 98 % 2 -
24. Bu hastaneyi diğer kişilere öneririm. % 93,88 % 4,08 % 2,04
25. Hastane genel anlamda temizdi. % 97,96 % 2,04 -
26.Hastanedeki hizmetler genel anlamda iyiydi. % 95,83 % 2,08 % 2,08
41
3.2.5. HASTA VE HASTA YAKINLARININ İSTANBUL'U SAĞLIK TURİZMİ
BAKIMINDAN DİĞER KİŞİLERE TAVSİYE ETMESİ
Hasta ve hasta yakınlarının, almış oldukları tedavi sonrasında diğer kişilere İstanbul’u sağlık turizmi
için tavsiye etmeleri Grafik 13.’den de görüldüğü gibi % 98 gibi yüksek bir yüzdeyle gerçekleşmiştir.
Sadece % 2’lik bir kısım ise kararsız olduğunu belirtmiştir. Bu da göstermektedir ki, İstanbul’daki
hastanelerin vermiş oldukları sağlık hizmetinden memnun olan yabancı hasta ve yakınlarının ayrıca
İstanbul’u seçmiş olmalarından kaynaklı bir memnuniyetleri de bulunmaktadır.
3.3. İSTANBUL’DAKİ SAĞLIK TURİZMİ İÇİN SWOT ANALİZİ
Çalışmada, İstanbul’daki hastane yöneticileri ve sağlık turizmi ile ilgili birimlerde çalışan 50 kişiye
uygulanan bir anket yardımıyla SWOT analizi yapılmıştır. Böylece İstanbul ili sağlık turizmi için
güçlü ve zayıf yönleri ile fırsatlar ve tehditler için öne çıkan unsurlar değerlendirilmiştir.
SWOT analizinde İstanbul ili sağlık turizmi için elde edilecek güçlü, zayıf, fırsat ve tehdit unsurlarını
içerebilecek maddeler aşağıda verilmiştir. Burada, sağlık turizmi ile ilgili birimlerde çalışan kişilere
uygulanan anket ile birlikte ilgili olan kişilerle yapılan yüz yüze görüşmeler, hasta ve yakınları ile
yapılan anket çalışması, masa başı çalışmaları, akıl toplantıları sonucunda öne çıkan maddeler yer
almaktadır:
98%
2%
Grafik 13. Hasta ve Hasta Yakınlarının İstanbul'u Sağlık Turizmi Bakımından Diğer Kişilere Tavsiye
Etmesi
Evet
Kararsızım
42
- İstanbul’a ulaşımın rahat olması yabancı hastaların tedavi amaçlı İstanbul’u seçmelerini
kolaylaştırıyor mu?
Hastane yöneticileri ve doktorlara yapılan anket çalışmasında, bu soruya “evet” diyenlerin
yüzdesi % 96 iken “hayır” diyenlerin yüzdesi ise % 4’dür. Sonuçtan görüleceği gibi İstanbul’da
bulunan havalimanları sayesinde, şehrin her iki yakasında da bulunan hastanelere ulaşım kolaylığı
ve İstanbul’a diğer ülkelerden direk uçuşların bulunması İstanbul’un sağlık turizmi için tercih
edilebilir bir şehir olmasına yol açmaktadır. İstanbul’un coğrafi konumunun kenti uluslararası
ulaşımda (özellikle hava taşımacılığı açısından) merkez konuma getirmesi güçlü yönleri içinde
öne çıkan bir unsur olmaktadır.
- İstanbul’un sağlık hizmeti bedelleri yabancı hastaları kendine çekebilecek kadar düşük
müdür?
Bu soruya “evet” cevabı verenler % 82 iken, “hayır” cevabı verenler ise % 12’dir. İstanbul için
güçlü bir unsur olarak öne çıkan bu konu hasta ve hasta yakınlarına yapılan anket sonucunda da
görülmüştür. Ankete katılan hasta ve hasta yakınlarının % 40,32’si tedavi masraflarının kendi
ülkesinden daha az olmasının İstanbul’u seçmelerinde önemli bir etken olduğunu belirtmişlerdir.
Ayrıca konu ile ilgili olarak Tablo 1.’e bakıldığında, Türkiye ve diğer ülkeler arasında fiyat
karşılaştırılması neticesinde sağlık turizmi için ülkemizdeki tedavi masraflarının ne kadar düşük
olduğu görülebilir.
- İstanbul’da sağlık turizmi mevzuattan kaynaklanan eksiklikler nedeniyle sekteye uğruyor
mu?
Sağlık turizmi ile bütünleşik bir mevzuatın olmaması İstanbul’un sağlık turizminde zayıf yönü
için ortaya çıkan bir unsurdur. Konu ile ilgili olarak “evet” diyenler % 61,7, “hayır” diyenler ise
% 38,3’dür.
- İstanbul’da sağlık turizmi konusunda çalışan gruplar arasında yeterli koordinasyon
sağlanabiliyor mu?
Çalışmada yapılan yüz yüze görüşmeler sonucunda en çok öne çıkan konulardan biri, sağlık
turizmi paydaşları arasında yeterli koordinasyonun sağlanmamasıdır. Anketten elde edilen bilgi
de bunu destekler niteliktedir. Buna göre “evet” diyenler % 17,39, “hayır” diyenler ise %
82,61’dir. Bu soru ile elde edilmek istenen bilgi, konu ile ilgili faaliyet gösteren sivil toplum
kuruluşları, kamu kurumları ve hastaneler arasındaki dayanışma ve koordinasyonun istenen
düzeyde olup olmadığıdır. Bunlar arasında da en önemli grup hastaneler olmasına rağmen diğer
gruplarla ortak hareket etmemekte ve bilgi paylaşımında bulunmamaktadır. Hastaneler, genellikle
43
sağlık turizmini geliştirici faaliyetleri kendi içlerinde yürütmektedirler. Bu da İstanbul’un sağlık
turizminde zayıf yönü olarak ortaya çıkmaktadır.
- İstanbul’da sağlık turizmi katma değeri çok yüksek olan sağlık alanlarında da aktif bir rol
oynayabiliyor mu?
İstanbul’un sağlık turizminde genellikle göz, diş ve estetik cerrahi gibi sağlık sektöründeki daha
az maliyetli alanlarda söz sahibi olduğu düşünülmesine rağmen, anket çalışmasında farklı bir
sonuç elde edilmiştir. Buna göre kişilerin % 71,43’ü İstanbul’un kalp damar cerrahisi, beyin
cerrahisi ve organ nakli gibi katma değeri çok yüksek olan sağlık alanlarında da aktif bir rolde
olduğu yönünde bir görüş bildirmişlerdir. Bunun yanında sadece % 28,57’si aksi yönde bir
görüşleri olduğunu ifade etmiştir. Bu da İstanbul’un sağlık turizmi açısından güçlü olan yönünü
temsil etmektedir.
- İstanbul’da sağlık turizminde uzmanlaşmış turizmci eksikliği söz konusu mudur?
Ankete görüş bildiren kişiler, sağlık turizminde İstanbul’un en önemli zayıf yönlerinden birinin
bu konuda yetişmiş turizmci eksikliği olduğunu söylemişlerdir. Sektörün, konuya hakim olmayan
turizmciler nedeniyle İstanbul’un potansiyelinde ciddi kayıplar olacağı belirtilmiştir. Anket
sonuçlarında da bu sonuç belirgin şekilde gözükmektedir. Buna göre bu soruya “evet” diyenler %
78 iken “hayır” diyenler ise % 22 civarındadır.
- Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları sağlık hizmeti almak için İstanbul’u özellikle tercih
ediyorlar mı?
Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları sağlık hizmeti almak için özellikle İstanbul’u tercih
etmektedirler. Vatandaşlarımız, Türkiye’nin başka şehirlerinde bağlantıları olmasına rağmen, söz
konusu sağlık olduğunda İstanbul’u tercih edebilmektedirler. Bu da İstanbul ili için bir fırsat
olmaktadır. Bu soru için yüzde değerlerine bakıldığında “evet” diyenler % 86, “hayır” diyenler
ise % 14 civarındadır.
- Türkiye’nin AB üyelik süreci içerisinde olması Avrupa’da yaşayan hastaların İstanbul’da
tedavi olmalarına neden oluyor mu?
Avrupa’da yaşanan kriz sonrasında, Avrupa’daki sigorta şirketleri de sağlık problemi olan
vatandaşları için kendi ülkelerindeki yüksek sağlık maliyetleri dolayısıyla yeni ve ucuz pazarlar
araştırmaya başlamıştır. AB üyelik sürecinde olan Türkiye de onlar için çekici bir sağlık turizmi
pazarı olmuştur. Fakat yapılan anket sonucu bu görüşü nispeten destekler nitelikte çıkmıştır. Bu
soruya “evet” yanıtı verenler % 42 iken, “hayır” diyenler % 58 olarak elde edilmiştir. Fakat yine
44
de yapılan yüz yüze görüşmeler ve hastaların almış oldukları tedaviden memnun olmaları
neticesinde Türkiye’nin AB üyeliği sürecinde bulunması fırsat olarak değerlendirilebilir.
- İstanbul turistik ve kültürel yönden sahip olduğu zenginlikleri, sağlık turizmi kapsamında
da kullanabiliyor mu?
İstanbul’a tedavi olmaya gelen hastalar sadece aldıkları tedavi ile ilgili olarak değil, İstanbul’un
içerdiği turistik ve kültürel yönden sahip olduğu zenginlik yönünden de bu şehri seçmektedirler.
Çalışmada elde edilen bulguda “evet” ve “hayır” diyenlerin % 50 ile birbirine eşit olduğu
bulunmuştur. Böylece turistik ve kültürel yönden zenginliğin İstanbul için bir fırsat olduğu
söylenebilir.
- İstanbul’un sağlık turizminde markalaşmış şehirlerden daha sonra bu sektörde faaliyet
göstermeye başlaması şehrin sağlık turizminde ilerlemesine engel olmuş mudur?
Hindistan, Tayland, Singapur gibi birçok ülkenin Türkiye’den daha önceleri sağlık turizminde
faaliyet göstermesinin İstanbul için bir tehdit oluşturacağı düşünülebilir. Fakat bu sorunun
cevaplarına bakıldığında “evet” diyenlerin % 30,61, “hayır” diyenlerin ise % 69,39 olduğu
görülmüştür. Çıkan bu sonuçla birlikte İstanbul’un güçlü rakiplerinin olması, kendisine belli bir
sağlık turizmi piyasası oluşturan İstanbul için tehdit olarak sayılamayacağını göstermiştir.
- Diğer bulgular
Yukarıda hastane yöneticileri ve doktorlara yapılan anket neticesinde elde edilen bulgular
değerlendirilmiştir. Fakat bunun yanında hasta ve yakınlarına yapılan anket çalışması,
araştırmalar ve yüz yüze görüşmeler ile elde edilen diğer sonuçlar da aşağıda verilmiştir. Bu
sonuçlar SWOT analizi için kullanılarak çalışma tamamlanmıştır.
- İstanbul’un JCI Akreditasyonuna sahip 23 hastane ve en az bu akreditasyonu alabilecek güce
sahip 20 hastaneyi içinde bulundurması İstanbul için güçlü yönü olarak değerlendirilebilir.
- Çalışmada hasta ve yakınlarına yapılan anket sonucunda bu kişilerin doktorlar ve hemşirelerle dil
probleminin önemli ölçüde aşıldığı görülmüştür. İstanbul için bu bulgunun güçlü bir yön olduğu
açıkça görülmektedir.
- Yine çalışmada, anket sonucunda mavi yakalı çalışanlar, hemşireler ve doktorların hastalarla
iletişimde en üst düzeyde olması geleneksel Türk misafirperverliğinin ve güler yüzün güçlü bir
yön olarak bulunduğu anlaşılmaktadır.
45
- Sağlık turizminde İstanbul’un yeterli tanıtımı ve pazarlamayı yapamayışı zayıf yönü olarak
görülmektedir. Çünkü hastalar, ankette hastaneyi bulma kanallarının genelde internet ve bir yakın
tavsiyesi olarak gerçekleştiğini belirtmişlerdir.
- Uçak bileti fiyatlarının son yıllarda ucuzlaması da İstanbul için bir fırsat olarak nitelendirilebilir.
- 9/11 saldırıları sonrasında özellikle sağlık turizminde finansal olarak yüksek ödeme gücü olan
Ortadoğulu ve Afrikalı Müslüman devlet vatandaşlarının karşılaştıkları sıkılaştırılmış vize
politikaları ve bu dönemden itibaren Türkiye’nin bölgede üstlendiği lider rol, kendileri için bir
çıkış kapısı arayan bu kitle için önemli bir merkez olmuştur. Bu da İstanbul için bir fırsat
olmuştur.
- Tayland, Ürdün, Hindistan ve Singapur gibi ülkelerin belli başlı şehirlerinde sağlık turizmi
tanıtımının devlet eliyle ve bu şehirlerin hava limanlarındaki sağlık bürosu gibi uygulamalarla
gerçekleştiği bilinmektedir. Oysa ülkemizde sağlık turizmi ve potansiyelinin bir devlet politikası
olarak henüz yeterince görülmemesi İstanbul için bir tehdit oluşturmaktadır.
- Konuyla ilgilenen kişiler tarafından belirtildiği şekilde sağlık turizmi için ülkemize gelen yabancı
hastalar için bir şikayet-öneri mekanizmasının bulunmaması bir eksiklik olarak görülmektedir.
Örneğin Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulan “ALO 184 Sağlık Hattı”nda, şikayette ya da
öneride bulunmak isteyen yabancı hastalar için herhangi bir dil yönlendirmesinin olmaması
konunun öneminin yeterince anlaşılamadığını göstermektedir. Bu da İstanbul için zayıf bir yön
oluşturmaktadır.
- Ülkemizde sağlık turizmi hizmetlerinin verilmesine yönelik bir standartlar bütününün olmaması,
dolayısıyla bu hizmetleri verecek kurumlara yönelik sertifikasyonun olmaması sağlık turizmi için
çok büyük bir eksiklik olacaktır. Dolayısıyla yakın gelecekte İstanbul’un bu sektöre yönelik
tanınırlığı konusunda bir tehdit oluşturacaktır. Bu konuda acilen çalışmalar yapılarak eksiklerin
tamamlanması gerekmektedir.
46
Tablo 3. İstanbul Sağlık Turizmi SWOT Analizi
Güçlü Yönler Zayıf Yönler
- İstanbul’un coğrafi konumunun kenti uluslararası ulaşımda (özellikle hava taşımacılığı açısından) merkez konuma getirmesi
- İstanbul’da sağlık hizmeti bedellerinin rakip ülke metropollerine göre rekabetçi olması
- İstanbul’da sağlık turizminin katma değeri yüksek olan sağlık alanlarında da aktif rol oynaması
- İstanbul’un JCI Akreditasyonuna sahip 23 hastane ve en az bu akreditasyonu alabilecek güce sahip 20 hastaneye sahip olması
- Hasta-doktor ve hemşire iletişiminde yabancı dilin problem olmaması
- Hasta ile iletişimde geleneksel Türk misafirperverliğinin, mavi yakalı çalışanlar, hemşireler ve doktorlar tarafından en üst düzeyde tutulması
- Sağlık turizmi ile bütünleşik bir mevzuat olmaması.
- Sağlık turizmi paydaşları arasında koordinasyonsuzluk
- Sağlık turizmine özel uzman personel sayısının yetersizliği
- Sağlık turizminde İstanbul’un yeterli tanıtım ve pazarlama yapamaması
- Sağlık turizmine yönelik şikâyet mekanizmasının yeterli olmaması
Fırsatlar Tehditler
- Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının sağlık hizmetlerinde İstanbul'u tercih etmeleri
- Türkiye’nin AB tam üyelik sürecinde olması - İstanbul’un turistik ve kültürel yönden sahip
olduğu zenginlikleri, sağlık turizmi kapsamında kullanması
- Uçak bileti fiyatlarının giderek ucuzlaması - 9/11 saldırıları sonrasında özellikle sağlık
turizminde finansal olarak yüksek ödeme gücü olan Ortadoğulu ve Afrikalı Müslüman devlet vatandaşlarının karşılaştıkları sıkılaştırılmış vize politikaları ve bu dönemden itibaren Türkiye’nin bölgede üstlendiği lider rol, kendileri için bir çıkış kapısı arayan bu kitle için önemli bir merkez olması
- Sağlık turizmi ve potansiyelinin Türkiye’de henüz devlet politikası olarak görülmemesi
- Sağlık turizmi hizmetlerinin verilmesine yönelik bir standartlar bütünü olmaması, dolayısıyla bu hizmetleri verecek kurumlara yönelik sertifikasyonun olmaması. Hastanelerin fiyatlandırma bakımından belli bir standardizasyonunun olmaması
47
3.4. İSTANBUL İÇİN ÖNERMELER
Yukarıdaki veriler ışığında İstanbul için aşağıdaki önermelerde bulunulmuştur:
1. Rapor hazırlanırken kendiliğinden ortaya çıkan ilk önerme, sektör paydaşları arasındaki
koordinasyonsuzluğun ve güvensizlik ortamının ortadan kaldırılması gereğidir.
2. Özellikle sektörel çalışmalar açısından hayati olan “ölçülemeyenin yönetilemeyeceği” düsturu,
sağlık sektörü açısından çok daha geçerlidir. Sektörün en önde gelen yöneticileri dahi sağlıklı veri
akışının olmayışından muzdariptir. Böylelikle sektör için sağlıklı bir veri bankası ihtiyacı acildir.
3. Sağlıklı veri bankası ihtiyacı, beraberinde sektörün yasal düzenlemeye olan ihtiyacını da ortaya
koymaktadır. Sağlık turizmiyle ilgili fiili çalışmaların 2000’lerin başında başlamış olduğu
düşünüldüğünde, henüz hukuki bir düzenlemeye kavuşturulmamış olması büyük bir eksiklik
olarak görülmektedir. Sağlık turizmine ilişkin birincil mevzuat oluşturulmamış olması sonucunda
ikincil mevzuatlarla düzenleme yoluna gidilmesi yeterli görülmemektedir. Bunun yanı sıra her ne
kadar sağlık turizmi Sağlık Bakanlığı’nın koordinasyonuna bırakılsa da gelen yabancı hastaların
haklarını korumak ve onların mağdur olabilme risklerine karşılık Genel Sağlık Sigortası açısından
bir takım maktu sözleşmeler oluşturulabilir. Türkiye'nin ikili sözleşmeleri bulunduğu ülkelerdeki
sosyal güvenlik sözleşmeleri, sağlık turizmi açısından yeniden modifiye edilmelidir. Yeterli bir
yasal çerçevenin tamamlanmış olması, uluslararası pazarlara çıkışta hastalar için hayati önemde
olan “güven” mekanizmasının inşası anlamına da gelecektir.
4. Yurt dışında İstanbul’a özel bir satış ağının (tanıtım-pazarlama-satış) oluşturulması büyük
ihtiyaçtır. Dünyada kayıtlı JCI akredite hastanelerin yaklaşık %10’una tek başına sahip Türkiye
gibi bir ülkenin, sağlık turizmi sektörünü geliştirmesindeki en büyük kaygı, kalite ve insan
kaynağı vasfından çok tanıtım eksikliğidir. Rakip ülkelere oranla (Hindistan, Tayvan, Singapur,
Macaristan, Moldova, Tunus gibi) sahip olduğumuz yüksek kaliteyi katma değere
dönüştüremememizin tanıtım eksikliğinden kaynaklanması kabul edilebilir değildir. Nitekim
yapılan anket çalışması ve yüz yüze görüşmeler de bu saptamayı net olarak doğrulamaktadır.
İstanbul’un tanınırlığının henüz internet ve yakın tavsiyesi üzerinden gerçekleştiği
unutulmamalıdır
5. Yurt dışına yönelik tanıtım çalışmaları yapılırken, İstanbul’un sahip olduğu kültür, sanat, tarih,
eğlence potansiyeliyle doğal güzellikleri de sağlık turizmiyle bütünleşik olarak kullanılmalıdır.
6. Sektörde insan kaynağının geliştirilmesine yönelik turizm eğitimi veren kurumlarda “sağlık
turizmine özel” eğitimler geliştirilmelidir. Bu konuda zaten altyapısı mevcut olan yükseköğretim
kurumlarında bu önermenin hayata geçirilmesi çok daha kolay olacaktır.
48
49
KAYNAKÇA
- Akat, Ö., Pazarlama Ağırlıklı Turizm İşletmeciliği, Motif Matbaa, 3. bs., Bursa, 2000.
- Aydın, D., Cemalettin Aktepe, Pars Şahbaz, Sıddık Arslan, “ Türkiye’de Medikal Turizmin
Geleceği”, Gazi Üniversitesi Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi ile Sağlık Bakanlığı Temel
Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sağlık Turizmi Koordinatörlüğü Ortak Raporu, Ankara, Mart
2011.
- Aydın, O., “Türkiye’de Alternatif Bir Turizm; Sağlık Turizmi”, KMÜ Sosyal ve Ekonomik
Araştırmalar Dergisi, 14 (23): 91, 2012, s. 91- 96.
- Bookman, M.Z., Karla R. Bookman, Medical Tourism in Developing Countries, Palgrave
Macmillan Press, New York, 2007.
- Boz, M., “Turizmin Gelişmesinde Alternatif Turizm Pazarlamasının Önemi”, (Yayınlanmamış
Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi, SBE, 2004).
- Buhalis, D., Carlos Costa (Der.), Tourism Business Frontiers: Consumers, Products and
Industry, Elsevier Press, Oxford, 2006.
- Connell, J., Medical Tourism, CABI Press, Oxford, 2010.
- Didascalou, E., Dimitrios Lagros, Panagiotis Nastos, “ Wellness Toursim: Evaluating Destination
Attributes for Tourism Planning in a Competitive Segment Market”, Tourismos: An
International Multidisciplinary Journal of Tourism, Cilt 5, Sayı 4, Bahar 2009, s. 113- 126.
- Dinçer, M.Z., Turizm Ekonomisi ve Türkiye Ekonomisinde Turizm, Filiz Kitabevi, İstanbul,
1993: 5/ Türkiye Sağlık Vakfı ve Sağlık Derneği, Dünya’da Ve Türkiye’de Sağlık Turizmi-2010
Durum Tespit Raporu ve Çözüm Önerileri.
- Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, Sağlık Turizmi İş Konseyi (SAİK), Turkey: Your Partner in
Healthcare 2011, İstanbul 2011.
- Health At a Glance, OECD Indicators 2011, OECD Publishing, 2011.
- İbiş, S., “Türkiye’de Medikal Turizm” 17.7.2009 http://www.kanserhaberleri.com/ yazdir. asp?
ID=12632 , (Erişim Tarihi: 28.7.2010).
- İçöz, O., “Sağlık Turizmi Kapsamında Medikal (Tıbbi) Turizm Ve Türkiye’nin Olanakları”,
Journal of Yasar University,4(14), s. 2257- 2279.
- Joint Commission International İstatistikleri, Erişim(31.03.2012):
http://tr.jointcommissioninternational.org/ entr/JCI-Accredited-Organizations/
- Meyers, A. D., “How to Invest in the Future of Global Healthcare”, 2011 World Medical Tourism
Conference: Pioneering the Future in Global Healthcare, 23-24 May 2011 Las Vegas.
50
- OECD Health Data 2011, How Does Turkey Compare?, Erişim (24.02.2012):
http://www.oecd.org/dataoecd/46/5/38980477.pdf
- Özdemir, M., Turizmin Türkiye’nin Sosyo-Ekonomik Yapısına Etkileri, Ankara, 1992.
- Reisman, D., Health Tourism Social Welfare Through International Trade, Edward Elgar
Publishing, Cheltenham, 2010.
- Ritchie, B.W., Neil Carr, Christopher P. Cooper, Managing Educational Tourism, Channel
View Publications, Clevedon, 2003.
- Scowsill, D., “Travel & Tourism forecast to pass 100m jobs and $2 trillion GDP in 2012”, 7
March 2012, Japan erişim: http://www.wttc.org/news-media/news-archive/2012/travel-tourism-
forecast-pass-100m-jobs-and-2-trillion-gdp-2012/
- Smith, M., Laszlo Puczko, Health and Wellness Toursim, Elsevier Press, Oxford, 2009.
- Stephano, R. M., Jonathan Edelheit, “The Future of Medical Tourism”,
http://www.medicaltourismmag.com/article/the-future-of-medical-tourism.html (erişim tarihi
09.04.2012).
- Türkiye Sağlık turizmi Rehberi, Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapıldı, Erişim:
http://www.turkiyesaglikturizmirehberi.com/ozel_hastaneler_yonetmeliginde_degisiklik_yapildi.
asp (31.03.2012)
- Türkiye Sağlık Vakfı ve Sağlık Derneği, Dünya’da Ve Türkiye’de Sağlık Turizmi-2010 Durum
Tespit Raporu ve Çözüm Önerileri, 2010.
- Woodman, J., Patients Beyond Borders: Turkey Edition, A Healty Travel Publication, Chapel
Hill, 2009.
- World Tourism Organization (UNWTO), World Tourism Barometer,Volume 10, March 2012.
- Yıldırım, S., “Üçüncü Yaş Turizmi ve Bunun Türkiye Açısından Değerlendirilmesi”, Anatolia:
Turizm Araştırmaları Dergisi, Yıl 8, Sayı 1-2, 1997, s. 77- 81.
51
EK 1:
YABANCI HASTA VE YAKINLARINA
UYGULANAN ANKET ÖRNEĞİ
52
İstanbul Kalkınma Ajansı 2011 yılı Doğrudan Faaliyet Desteği kapsamında hazırlanan bu yayının içeriği İstanbul Kalkınma Ajansı ve T.C. Kalkınma Bakanlığı’nın görüşlerini yansıtmamakta olup içerik ile ilgili tek sorumluluk
Ekonomistler Platformu’na aittir.
SURVEY QUESTIONS FOR PATIENTS Explanatory note: The survey is an activity of a Project named “Health Tourism: an Evaluation for Istanbul” funded by Istanbul Development Agency. This activity aims to measure foreign patients’ satisfaction from their health service experience in Istanbul.
1. Sexuality?
Male Female
2. Birth year? .........................................................................................................
3. Martial Status?
Married Single Widow Live-in
4. Educational status?
Primary education High School University Doctorate
5. Occupation?
(Please specify)…………………………..………………….…………………
6. Job status?
Working Not working Retired
7. Social insurance?
State insurance Private insurance
8. Which option below describes your situation considering your income?
Low Average Below Average High
9. Which country/Region/City do you live in?
(Please specify) …………………………..………………….…………………
10. The reason for choosing your health services is compulsory or optional?
Compulsory Optional
11. Your illness?
(Please specify) …………………………..………………….…………………
İstanbul Kalkınma Ajansı 2011 yılı Doğrudan Faaliyet Desteği kapsamında hazırlanan bu yayının içeriği İstanbul Kalkınma Ajansı ve T.C. Kalkınma Bakanlığı’nın görüşlerini yansıtmamakta olup içerik ile ilgili tek sorumluluk
Ekonomistler Platformu’na aittir.
12. How long have you been living with this illness?
(Please specify) …………………………..………………….…………………
13. Besides your health services, are there any other reason/reasons to choose Istanbul? (Please tick off
proper options)
Geographical proximity
Touristic
Because it is a Muslim country
Because there is a political stability in the country
Because the City’s food- beverage and transportation expenses are cheap
Compulsory reasons (immediate health problems during my trip)
Because of the advice of my close friend who had health service in this hospital before
Treatment costs are cheaper than my country
Insurance company does not cover my expenses in my country
Trust to Turkish doctors and health personnel
My insurance company leaded me to hospitals in Istanbul
Other (please specify) …………………………..………………….…………………
14. Would you recommend having health service in Istanbul to your friends after your treatment?
Yes No
15. Which one/ ones of the below explains your pathway to this hospital?
Internet
Magazine/newspaper/television advertisement
Brochures of the hospital
Health fairs
Advice of my friend
Tourism agency
Health agency
Insurance company
Doctor recommendation
Other…………………………..………………….…………………
İstanbul Kalkınma Ajansı 2011 yılı Doğrudan Faaliyet Desteği kapsamında hazırlanan bu yayının içeriği İstanbul Kalkınma Ajansı ve T.C. Kalkınma Bakanlığı’nın görüşlerini yansıtmamakta olup içerik ile ilgili tek sorumluluk
Ekonomistler Platformu’na aittir.
16. Please tick off proper options concerning your hospital satisfaction where you take the health service.
a. Doctors do not have problems about communication in foreign language YES NO
b. I can talk with doctors through translators YES NO
c. Nurses do not have problems about communication in foreign language YES NO
d. I can talk with nurses through translators YES NO
e. The TV channels in my room were in my language YES NO
f. My transportation from airport to hospital was covered by the hospital that I take the health service
YES NO
g. During my treatment my meals were proper with my orders YES NO
h. Instruction notices in the hospital were written in the common language YES NO
i. Accommodation conditions (bed size, room size, etc.)of hospital attendant were fine YES NO
j. Hospital attendant’s meal were suitable to his/her taste YES NO
k. My room was clean YES NO
l. Room temperature was fine YES NO
m. My room was not noisy YES NO
n. The room facilities (TV, nurse bell, bed, etc.) were functioning properly YES NO
o. Food was hot when they were served YES NO
p. Food were delicious YES NO
q. Doctors informed me about my illness and they spend time for me YES NO
r. Doctors were polite and respectful of me YES NO
s. Nurses were polite and respectful of me YES NO
t. Nurses informed me about the procedures carried out (BP, temperature, pulse, etc.) YES NO
u. All health personnel respected to my privacy YES NO
v. Cleaning personnel were polite and respectful to me YES NO
w. This hospital is secure YES NO
x. I recommend this hospital to other people YES NO
y. The hospital was clean generally YES NO
z. The services in this hospital were generally fine YES NO
I AM GENERALLY PLEASED FROM THE SERVICES IN THIS HOSPITAL YES NO
İstanbul Kalkınma Ajansı 2011 yılı Doğrudan Faaliyet Desteği kapsamında hazırlanan bu yayının içeriği İstanbul Kalkınma Ajansı ve T.C. Kalkınma Bakanlığı’nın görüşlerini yansıtmamakta olup içerik ile ilgili tek sorumluluk
Ekonomistler Platformu’na aittir.
İstanbul Kalkınma Ajansı 2011 yılı Doğrudan Faaliyet Desteği kapsamında hazırlanan bu yayının içeriği İstanbul Kalkınma Ajansı ve T.C. Kalkınma Bakanlığı’nın görüşlerini yansıtmamakta olup içerik ile ilgili tek sorumluluk
Ekonomistler Platformu’na aittir.
EK 2:
HASTANE YÖNETİCİLERİ VE
DOKTORLARA UYGULANAN
ANKET SORULARI
57
İstanbul Kalkınma Ajansı 2011 yılı Doğrudan Faaliyet Desteği kapsamında hazırlanan bu yayının içeriği İstanbul Kalkınma Ajansı ve T.C. Kalkınma Bakanlığı’nın görüşlerini yansıtmamakta olup içerik ile ilgili tek sorumluluk
Ekonomistler Platformu’na aittir.
İstanbul Kalkınma Ajansı 2011 yılı Doğrudan Faaliyet Desteği kapsamında hazırlanan bu yayının içeriği İstanbul Kalkınma Ajansı ve T.C. Kalkınma Bakanlığı’nın görüşlerini yansıtmamakta olup içerik ile ilgili tek sorumluluk
Ekonomistler Platformu’na aittir.
HASTANE YÖNETİCİLERİ VE DOKTORLARA UYGULANAN ANKET SORULARI
A. Görüşme yapılan kişinin adı soyadı:
B. Hastane adı:
C. Hastanedeki pozisyonu:
1. İstanbul’a ulaşımın rahat olması yabancı hastaların tedavi amaçlı İstanbul’u seçmelerini
kolaylaştırıyor mu?
2. İstanbul’un sağlık hizmeti bedelleri yabancı hastaları kendine çekebilecek kadar düşük müdür?
3. İstanbul’da sağlık turizmi mevzuattan kaynaklanan eksiklikler nedeniyle sekteye uğruyor mu?
4. İstanbul’da sağlık turizmi konusunda çalışan gruplar arasında yeterli koordinasyon
sağlanabiliyor mu?
5. İstanbul’da sağlık turizmi katma değeri çok yüksek olan sağlık alanlarında da aktif bir rol
oynayabiliyor mu?
6. İstanbul’da sağlık turizminde uzmanlaşmış turizmci eksikliği söz konusu mudur?
7. Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları sağlık hizmeti almak için İstanbul’u özellikle tercih
ediyorlar mı?
8. Türkiye’nin AB üyelik süreci içerisinde olması Avrupa’da yaşayan hastaların İstanbul’da tedavi
olmalarına neden oluyor mu?
9. İstanbul turistik ve kültürel yönden sahip olduğu zenginlikleri, sağlık turizmi kapsamında da
kullanabiliyor mu?
10. İstanbul’un sağlık turizminde markalaşmış şehirlerden daha sonra bu sektörde faaliyet
göstermeye başlaması şehrin sağlık turizminde ilerlemesine engel olmuş mudur?
İstanbul Kalkınma Ajansı 2011 yılı Doğrudan Faaliyet Desteği kapsamında hazırlanan bu yayının içeriği İstanbul Kalkınma Ajansı ve T.C. Kalkınma Bakanlığı’nın görüşlerini yansıtmamakta olup içerik ile ilgili tek sorumluluk
Ekonomistler Platformu’na aittir.
İstanbul Kalkınma Ajansı 2011 yılı Doğrudan Faaliyet Desteği kapsamında hazırlanan bu yayının içeriği İstanbul Kalkınma Ajansı ve T.C. Kalkınma Bakanlığı’nın görüşlerini yansıtmamakta olup içerik ile ilgili tek sorumluluk
Ekonomistler Platformu’na aittir.
EK 3:
PROJE KAPSAMINDA
SAĞLIK TURİZMİNE İLİŞKİN YAPILAN
YÜZ YÜZE GÖRÜŞMELER LİSTESİ
61
İstanbul Kalkınma Ajansı 2011 yılı Doğrudan Faaliyet Desteği kapsamında hazırlanan bu yayının içeriği İstanbul Kalkınma Ajansı ve T.C. Kalkınma Bakanlığı’nın görüşlerini yansıtmamakta olup içerik ile ilgili tek sorumluluk
Ekonomistler Platformu’na aittir.
İstanbul Kalkınma Ajansı 2011 yılı Doğrudan Faaliyet Desteği kapsamında hazırlanan bu yayının içeriği İstanbul Kalkınma Ajansı ve T.C. Kalkınma Bakanlığı’nın görüşlerini yansıtmamakta olup içerik ile ilgili tek sorumluluk
Ekonomistler Platformu’na aittir.
PROJE KAPSAMINDA SAĞLIK TURİZMİNE İLİŞKİN YAPILAN YÜZ YÜZE GÖRÜŞMELER
Görüşmeye Gidilen Kurum Görüşülen Kişi/Kişiler Kurum İçerisindeki Pozisyonu
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü
Dr. Cihangir Tayfur İl Sağlık Müdür Yardımcısı
Dr. Mehmet Metin Sağlık Turizmi Birimi Sorumlusu
Dr. Ahmet Üstünyıldırım Sağlık Turizmi Birimi Sorumlusu
Dr. Nevzat Aytekin Strateji Geliştirme Birimi Sorumlusu
Akredite Hastaneler Derneği (AHD) Yeşim Sinanoğulları Dernek Yöneticisi
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Aslı Akdeniz Özelli Sağlık İş Konseyi Bölge
Koordinatörü
Başak Dibek Sağlık İş Konseyi Bölge Koordinatör Yardımcısı
İstanbul Gastroentroloji Merkezi (İGM) Dr. Orhan Sami Gültekin Hastane Ortağı
Nazlı Gültekin Hastane Yöneticisi
Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Dr. Filiz Çevirme OHSAD Genel Koordinatörü
Sağlık Turizmi Derneği Feyzullah Akben Sağlık Turizmi Derneği Genel Başkan Yardımcısı
Dünya Göz Hastanesi
Selin Yıldırım Peker Genel Müdür Yardımcısı
Melis Abacıoğlu Uluslararası İş Geliştirme Müdürü
Aiko Karmyşakova Uluslararası İş Geliştirme Bölge Müdürü
Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp Damar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Haşmet Kulaksız Sağlık turizmi biriminden sorumlu
Başhekim Yardımcısı
Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Bayram Eryılmaz Sağlık turizmi biriminden sorumlu Başhekim Yardımcısı
Prof. Dr. N. Reşat Belger Beyoğlu Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Kenan Dönmez Sağlık turizmi biriminden sorumlu
Başhekim Yardımcısı
Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Uğur Kevenk Sağlık turizmi biriminden sorumlu
Başhekim Yardımcısı
Fulya Jinemed Hastanesi Romina Pakertik Tüp Bebek Bölüm Koordinatörü