8
Sayı 9380 Murat ERDOĞAN’ın Haberi Sayfa 2’de DenizTicaretiveLojistikGazetesi Metin Kalkavan, dünya eko- nomisinin krizden çıkmasıyla 2011 yılında banka kredi faizleri- nin yükseleceğini, bu ne- denle yeniden yapılan- maya giden firmaları zor bir senenin beklediğini söyledi. Sayfa k 3 10 Mart 2011 Tuzlapahalıgeldi siparişlerUzakdoğu’yagitti Tuzlapahalıgeldi siparişlerUzakdoğu’yagitti Tuzlapahalıgeldi siparişlerUzakdoğu’yagitti Tuzlapahalıgeldi siparişlerUzakdoğu’yagitti Tuzlapahalıgeldi siparişlerUzakdoğu’yagitti Tuzlapahalıgeldi siparişlerUzakdoğu’yagitti Devam eden ve planlanan yatırım projeleri demiryollarının bir reform sürecinden geçtiğini gösteriyor. TCCD önderliğinde kurulan fabrikalar yerli sanayiyi güçlendirirken, yeni hatlar ve hizmete giren modern trenlerin, insanların yüzünü yeniden demiryoluna döndüreceğine inanılıyor. Sayfa k 5 Kredi faizleri had safhaya çıkacak Finansal kriz sonrası rakipleri karşısında pahalı kalan Türk tersanelerine çok az sayıda teklif geliyor. Fiyatları pahalı bulan Avrupalı armatörler siparişleri Uzakdoğu tersanelerine veriyor. 6.000 dwt’lik 6 tankeri Çin’deki bir tersaneye kaptırdıklarını söyleyen Pelikan Denizcilik Genel Müdürü Meltem Suloğlu, üzerinde çalıştıkları 25.000 dwt’lik 6 kuru yük projesinin de Güney Kore’ye gidebileceğine dikkat çekti. TCDD, kaybolan 52 yılı telafi edecek

Sayfa k 3 k 5 10 Mart 2011 Tuzlapahalıgeldi …...Çok sayıda satılık gemi olmasına rağmen Birdüzinesipar Uzakdoğuyolcu Altı tanker yapımı için Türk tersanelerine teklif

  • Upload
    others

  • View
    1

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Sayfa k 3 k 5 10 Mart 2011 Tuzlapahalıgeldi …...Çok sayıda satılık gemi olmasına rağmen Birdüzinesipar Uzakdoğuyolcu Altı tanker yapımı için Türk tersanelerine teklif

Sayı 9380

Murat ERDOĞAN’ın Haberi Sayfa 2’de

Deniz�Ticareti�ve�Lojistik�Gazetesi

Metin� Kalkavan, dünya eko-nomisinin krizden çıkmasıyla2011 yılında banka kredi faizleri-

nin yükseleceğini, bu ne-denle yeniden yapılan-maya giden firmaları zor

bir senenin beklediğinisöyledi.

Sayfa k 3

10 Mart 2011

Tuzla�pahalı�geldisiparişler�Uzakdoğu’ya�gitti�

Tuzla�pahalı�geldisiparişler�Uzakdoğu’ya�gitti�

Tuzla�pahalı�geldisiparişler�Uzakdoğu’ya�gitti�

Tuzla�pahalı�geldisiparişler�Uzakdoğu’ya�gitti�

Tuzla�pahalı�geldisiparişler�Uzakdoğu’ya�gitti�

Tuzla�pahalı�geldisiparişler�Uzakdoğu’ya�gitti�

Devam eden veplanlanan yatırımprojeleri demiryollarının bir reform sürecindengeçtiğini gösteriyor. TCCD önderliğinde kurulanfabrikalar yerli sanayiyi güçlendirirken, yenihatlar ve hizmete giren modern trenlerin,insanların yüzünü yeniden demiryolunadöndüreceğine inanılıyor.

Sayfa k 5

Kredi faizlerihad safhaya çıkacak

Finansal kriz sonrası rakipleri karşısında pahalıkalan Türk tersanelerine çok az sayıda teklif geliyor.Fiyatları pahalı bulan Avrupalı armatörler siparişleriUzakdoğu tersanelerine veriyor. 6.000 dwt’lik 6tankeri Çin’deki bir tersaneye kaptırdıklarınısöyleyen Pelikan Denizcilik Genel Müdürü MeltemSuloğlu, üzerinde çalıştıkları 25.000 dwt’lik 6 kuruyük projesinin de Güney Kore’ye gidebileceğinedikkat çekti.

TCDD, kaybolan52 yılı telafi edecek

Page 2: Sayfa k 3 k 5 10 Mart 2011 Tuzlapahalıgeldi …...Çok sayıda satılık gemi olmasına rağmen Birdüzinesipar Uzakdoğuyolcu Altı tanker yapımı için Türk tersanelerine teklif

2 l PERŞEMBE ROTASI l DENİZCİLİK 7. yıl

Murat ERDOĞAN

Hiç şüphesiz ekonomik krizi en iyinakitteki yatırımcılar değerlendirdi.Geleneksel denizcilik firmaların yanın-da nakitteki yatırımcılar da fiyatlarındüştüğü dönemde çok sayıda gemi aldı.Gemi yatırımı yapan sektörlerin başın-da ise tekstil geliyor. 2010 senesinde de-nizciliğe çok sayıda yatırımcının girdi-ğini doğrulayan Suloğlu, “Fonlar venakitteki yatırımcılar gemi almaya baş-ladı. Geçen yıl gemi fiyatlarının artı-şındaki neden biraz da buydu. Denizci-liğe ise en çok tekstil firmalarının girdiğigörülüyor” dedi.

Gemi fiyatlarının Ocak 2011 itiba-riyle tekrar düşüşe geçtiğini söyleyenPelikan Denizcilik Genel Müdürü Mel-tem Suloğlu, herkesin piyasanın birazdaha düşmesini beklediğini belirterekkonuşmasını şöyle sürdürdü: “Ocaktanitibaren gemi fiyatları yeniden düş-meye başladı ve bir süre daha devamedecektir. Bir alıcı için en iyi zaman-dayız. Ancak beklendiği gibi uzun sü-reli olmayabilir bu fiyatlar. Yatırımcı-lar yeniden gemi almak için piyasayapara sokmaya başladıklarında bence fi-yatlar yeniden yükselecektir. Bizim degemi almak için fiyatların düşmesinibekleyen çok sayıda müşterimiz var.2011 ve 2012 yılında yeni inşaya tale-bin çok daha fazla olacağını düşünü-yorum.”

Kriz fırsatlar sundu2009 ve 2010 senelerinin kendileri

için çok iyi geçtiğini ifade eden Suloğ-lu, “Çünkü gemi fiyatlarında en düşükfiyatları gördük. Cesaret edip o piyasa-ları kullanan birçok yatırımcı bugünküfiyatların dahi altında gemi almış ol-dular. 2001 yapımı 48.000 dwt’lik birgemiyi 21 milyon dolara satmıştık. Bugemi dönem içinde 30 milyon doları gör-dü, bugün ise 24 milyon dolar seviye-sinde. Krizin kendi içinde fırsatlar çokoldu ve güzel paralar kazanan firmalaroldu” diye konuştu.

Türkler gemi alan taraf olduTürk firmalarının kriz döneminde

gemi alan taraf olduğuna dikkat çekenSuloğlu, son iki yılda Türk firmaların da-ha cesur olduğunu ve 120’nin üstündegemi satın aldığını belirtti. Suloğlu’nagöre 2011’de de Türk firmaların gemialımları artarak devam edecek.

Tankerin alıcısı yokTürkiye piyasasında handy ve sup-

ramax’ların en revaçta gemi tipleri ol-duğunu söyleyen Suloğlu, uygun fiyata2000 üstü Japon yapımı çok iyi özel-liklerde 30’ün sütünde gemi bulmanınmümkün olduğunu kaydetti. Tankersektörünün çok zor günler geçirdiğini di-le getiren Suloğlu, “Gemilerin fiyatlarınıçok düşürdüğümüz halde alıcı çıkmıyor.Çok sayıda satılık gemi olmasına rağmen

Bir�düzine�siparUzakdoğu�yolcuBir�düzine�siparUzakdoğu�yolcuBir�düzine�siparUzakdoğu�yolcu

Altı tanker yapımı için Türk tersanelerine teklif sunanAvrupalı armatör, fiyatı pahalı bulduğu için siparişleriÇin tersanesine verdi. Bir başka Avrupalı armatör ise25.000 dwt’lik altı kuru yük gemisi için Türktersanelerinden teklif istedi ancak…

Altınbaş: Armatörlerinen büyük sorunu finansmanMehtap AKBAŞ ÇİFTCİ - KOCAELİ

Türk denizcilik sektörünün 2008 yılından buyana ekonomik krizi aşamadığını ileri süren AltınbaşHolding Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş,finansman sorununun Türk armatörler için en bü-yük sıkıntı olduğunu ileri sürdü.

Bankaların finansman konusunda ürkek yak-laşımlarının ve yeni gemi anlaşmalarına finansmandesteği vermemelerinin yeni satın almaları en-gellediğini, buna bağlı olarak da siparişleri ve ter-sanelerdeki kapasite kullanımını düşürdüğünüsavunan İmam Altınbaş, “Aslında bu finansman sağ-lansa ülkemizde üretim yapmak için çok uygun birzemin var. Hem malzeme hem de işçilik anlamın-da ortam ve tersaneler son derece müsait. Sorunaşılabilse güven ortamı doğsa çok güzel üretimleryapılabilir. Sıkıntı aşılamadığı için yeni sözleşme-ler bir türlü yapılamıyor” dedi. İmam Altınbaş, grupşirketleri Galata Denizcilik adına KOSBAŞ’dakiTürker Tersanesi’nde inşa edilen 25.000 DWT’lukgeminin denize indiriliş töreninde DÜNYA’nın so-rularını yanıtladı.

“Türkiye yükselen bir yıldız”Denizcilik sektörünün ekonomik krizden son-

ra hızla ivme kaybettiğini dile getiren Altınbaş, sek-törün o tarihten bu yana yapılan uzun süreli söz-leşmelerle ayakta kaldığını savundu. 2-3 yıl önceyapılan anlaşmaların ürünü olan gemilerin bir birdenize indiğini dile getiren İmam Altınbaş, “İnşal-lah en kısa zamanda tersanelerin tam kapasite ça-lıştığı o eski, ümit edilen günlere döneriz” dedi. Türkdenizcilik sektörünün dünyanın yükselen yıldızı ol-duğuna dikkat çeken Altınbaş, Türk armatörlerininiçinde bulunduğu durumu ise şu sözlerle özetledi:

“Türk armatörlerini dünya ile kıyaslarsak yo-la geç çıkmış bir millet olduğumuzu söyleyebiliriz.Ama şu bir gerçek ki dünyanın denizcilikte yükse-len yıldızıyız. Belki genciz ama heyecanlı bir mil-letiz. Önümüz açık. Bu işi yıllar önce başlatmış cid-di mesafeler katetmiş ülkeler var. Ancak, üç tara-fı denizlerle çevrili olan bölgemizin bu alanda id-dialı olması gerektiğini düşünüyoruz. Yatırım or-tamı düzeldikçe daha olumlu gelişmelerin de ola-cağı aşikar. Tabi takdir edersiniz ülke olarak iddialıolmak şirket olarak iddialı olmaktan geçiyor. Ar-matörlerin iddialı olması kaçınılmaz. Biz Altınbaşolarak denizcilik sektörüne yeni yatırımlar yaparakbüyümek istiyoruz.”

İmam Altınbaş

JGS, Türkiye ile İngiltere arasında köprü kurduPunta Denizcilik’e ortak

olarak Türkiye’ye gelen İn-giltere’nin 178 yıllık şirketiJohn Good Shipping, İngil-tere’ye kuruduğu direkt hat ileiki ülke arasında köprü kurdu.Şirket, komple ve parsiyelkonteyner taşımaları ile ka-rayolu taşımacılığına alter-natif oluşturdu.

İngiltere'de Hamburg Süd, OPDR, MACS veHyundai gibi birçok hattın acentalığını yapan JohnGood Shipping, 1833 yılında İngiltere’ de ku-rulmuş köklü denizcilik şirketlerinden biri olarakdikkat çekiyor.

Genel Müdür Levent Aydinç’ın verdiği bilgi-lere göre; şirket, 2000 senesinde gemi acenta-lığının yanı sıra Felixstowe ve Immingham'da yap-mış olduğu 340 bin feet’lik antrepo yatırımları ilelojistik ve forwarding hizmetlerine de başlamış.JGS’nin Türkiye’ye gelişi ise 2006 yılında oldu.JGS, Çin ve Hindistan ile başlayan yatırımlarınaİzmir'de bulunan Punta Denizcilik'e ortak olarakTürkiye ile devam etti. 2008 senesinde İstanbulofisini açtıklarını söyleyen Aydinç , 2010 senesindeartan İngiltere ticaretinde komple konteyner ta-şımacığının yanı sıra haftalık düzenli parsiyel kon-teyner servisini de hizmetlerine eklediklerinikaydetti.

Genel Müdür Aydinç’a göre parsiyel servisininoluşmasında, kara nakliye navlunlarının yüksek ol-ması ve son yıllarda direkt İngiltere gemi seferle-

rinin artması etken oldu. Aydinç “Müşterileri-mizden gelen yoğun istek üzerine 2010 senesi or-tasında başlattığımız konteyner parsiyel servisi hemnavlun açısından çok daha hesaplı olması hem deFelixstowe limanında bulunan antrepomuzdan ka-pı teslim gümrükleme hizmeti vermemiz, kara yo-lu taşımalarına ciddi alternatif yarattı. Komple kon-teyner taşımalarında lojistik tedarikçisi olduğumuzPerkins Engine, JCB, Laura Ashley gibi firmalarında parsiyel servise vermiş oldukları destek bizle-ri sevindiriyor” diye konuştu.

Şirketin yeni hat planları ile ilgili de bir açık-lama yapan Aydinç, şunları söyledi: “JGS acen-ta ağı içerisinde öncelikli bölgeler olan Çin, Hin-distan pazarlarının yanında Avrupa ve Orta Do-ğu ülkeleri ile de konteyner ihracat ve ithalat yük-lemeleri yapıyor. NVOCC şirketimiz TranstainerLines, bu bölgelerde 45 senedir kesintisiz hizmetveriyor ve önemli de marka değeri taşımaktadır.Yakın zamanda parsiyel servisinin bu bölgeler içinde çalışmaların başlayacağını ve yatırımlarımızınartarak devam edeceğini söyleyebilirim.”

Page 3: Sayfa k 3 k 5 10 Mart 2011 Tuzlapahalıgeldi …...Çok sayıda satılık gemi olmasına rağmen Birdüzinesipar Uzakdoğuyolcu Altı tanker yapımı için Türk tersanelerine teklif

DENİZCİLİK l PERŞEMBE ROTASI l 37. yıl

piyasada iş olmadığı için gemilerin de alıcısı olmu-yor” dedi.

“6 tankeri Çin’e kaptırdık”İkinci el gemi alım satımı başta olmak üzere ye-

ni gemi inşa kontratları da yapan Pelikan, piyasalarıniyi olduğu dönemde Avrupalı armatörlere Türktersanelerinde oldukça fazla gemi yapımına aracı-lık etmiş. Son iki senede Türk tersaneleri ile rö-morkör dışında hiç ticari gemi sözleşmesi yapama-dıklarını dile getiren Suloğlu, “Türk tersanelerine il-gi çok kötü. Çünkü fiyatlarda yüksek kalıyoruz ve alı-cı sayısı o kadar az ki. 25.000 dwt’lik 6 tane kuru yükkontratına çalışıyorum. Bunları yapabilecek ve iyiteklif veren bir iki Türk tersanesi var. Ancak karşı-mızda Hyundai Mipo var ve birkaç milyon dolar da-ha fazla verse de müşteriler Hyundai tersanesini se-çiyor. Geçen ay 6 tane 6.000 dwt’lik tanker kontratıiçin çalıştık fakat onu da Çin’e kaptırdık. Alıcı, % 10farkı ödemeyi kabul etti ancak fark daha yüksek ol-duğu için Çin’i tercih etti” şeklinde konuştu.

Geçen ay Çin ve Kore’de çeşitli tersaneleri gez-diğini ve etkilendiğini ifade eden Suloğlu, “Çin ter-saneleri karşısında Türk ve Avrupa tersaneleriningelecek dönemde sadece onarım kısmında kala-bileceğini düşünüyorum. Çin tersanelerinde kali-te gittikçe artıyor. Kısa bir süre sonra bugünkü Ko-re ne ise Çin tersaneleri de öyle olacaktır” yoru-munda bulundu.

rişusu�rişusu�rişusu�

Finansman bulan büyüdü

Türk armatörlerin senelerce finansman bulmakta zorlandığınıhatırlatan Meltem Suloğlu, finans bulan armatörün gemi to-najlarını ve filosunu büyüttüğünü kaydetti. İlk önce Tuzla ter-sanelerindeki yeni inşalara kredi veren yerli bankaların 2003-2008 yılları arasında 2.el gemi alımlarına da sıcak bakmayabaşladığını söyleyen Suloğlu, “Kriz sonrası birçok Avrupa ban-kası 2.el gemilere kredi vermeye korkarken Türk bankaları kre-di vermeye devam ettiler ve başarılı bir şekilde götürüyorlar.Geçmiş ve dünya bankacılık sektörü ile kıyaslandığında yerlibankaların iyi olduklarını düşünüyorum” dedi.

DTO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan sektörü uyardı:

Kredi faizleri had safhaya çıkacakKalkavan, dünya ekonomisinin krizden

çıkmasıyla 2011 yılında banka kredi faizle-rinin yükseleceğini, bu nedenle yeniden ya-pılanmaya giden firmaları zor bir senenin bek-lediğini söyledi.

Deniz Ticaret Odası 26. Olağan MeclisToplantısı 4 Mart Perşembe günü DTO mec-lis salonunda gerçekleştirildi. Aylık faaliyet ra-porunun ardından sektörle ilgili değerlen-dirmelerde bulunan DTO Yönetim KuruluBaşkanı Metin Kalkavan, 2011 yılının sektö-rün bankalarla ilişkileri açısından daha önem-li bir yıl olacağına dikkat çekti. 2011 yılındabanka kredilerinde faizlerin ödenmesininhad safhaya çıkacağına vurgu yapan Kalka-van, “2009-2010’da kriz vardı. Bu nedenlebankalar daha toleranslıydı. Ancak dünya eko-nomisinin krizden çıktığı, gemi değerleri-nin yükselmeye başladığı bir dönemde 2010’agöre faizler daha yüksek olacak. Yenidenyapılanmaya geçen firmalar varsa, bu sene on-lar için zor bir sene olacak. Bankalarınızdanbiraz daha sıkıştırma görürseniz şaşırma-yın” diye konuştu.

Politik tsunami sektöre katkı sağlayacakÖzellikle petrol fiyatlarına etkisinden

dolayı Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki olaylarınkısa vadede negatif etkisinin kesin olacağınıdile getiren Kalkavan, uzun vadede bu ülke-lerdeki rejim değişiklerinin yatırım ve gelişimaçısından pozitif bir etki yaratacağını belirt-ti. Bu gelişimin deniz ticaretine çok büyük kat-kısı olacağını ifade eden Kalkavan, şöyle de-vam etti: “Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki olay-lar denizciliği hatta kosterciliği direkt etkili-yor. Bunun çok kısa zamanda da durulmasıbeklenmiyor. Olaylar Tunus, Mısır ve Lib-ya’dan sonra diğer ülkelere de sıçrayabilir.Özellikle bu olaylar Suudi Arabistan’a sıçrarsabunun da ciddi bir etkisi olacak. Olayların nekadar süreceğini hep birlikte göreceğiz amaetrafımızda ciddi bir yeniden yapılanma var.

Rejim toptan değişiyor. Ekonomistler bu ge-lişmelerin denizcilik sektöründe kısa vadedenegatif, uzun vadede ise pozitif etkileri ola-cağını öngörüyor. Çünkü bu ülkeler herkesinkolay gelip yatırım yapabileceği sistemlere gel-diklerinde o bölgelerin kalkınması da çok da-ha hızlı olacak. 2 Mart akşamı HSH Nordbankyetkilileri ile bir yemekte bir araya geldik. BirHSH Nordbank yetkilisi 2008 krizinde eko-nomik tsunami yaşandığını, bugün yaşanankrizin ise politik tusunami olduğunu söyledi.Onlar da bizim gibi olayların uzun vadede po-zitif etki yaratacağı görüşünde.”

Kriz öncesi piyasaya 2012’de dönülecekDünya ticaretinin ciddi bir büyümeye

gittiğini söyleyen Kalkavan, petrol fiyatları-nın artması ile emtia fiyatlarının da ciddi birşişme gösterdiğini ancak, tüm olumsuz ge-lişmelere karşın sektörün kötü günleri geri-de bıraktığını vurguladı. Kalkavan, “Denizciliksektörünün kriz öncesine dönmesi ise 2012sonrası olarak görünüyor” dedi. Konuşma-sında ‘Torba Yasa’ kanununa da değinenKalkavan, bu yasadan neredeyse tüm firma-ların yararlanabileceğini, bu nedenle yasanıniyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Petrol fiyatlarınormale dönecek

DTO olağan meclis toplantısında piyasadakigelişmeler ile ilgili bir sunum gerçekleştiren Prof.Dr. Oral Erdoğan, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dakiolaylar nedeniyle tırmanan petrol fiyatlarının bir-kaç ay daha etkisini göstereceğini, ancak yaz ay-larına doğru fiyatların normale döneceğini söy-ledi. Bunu petrol satıcıları ve alıcılarının dadoğruladığını belirten Erdoğan, “Şu andaki ge-lişmeler; petrolün aşırı tırmanmadan ziyadepanik havası ile yükselmeler yapabileceğini,uzun vadeli trendinin ise aşağı doğru olacağınıgösteriyor” dedi.

Navlunlar normal artış sergileyecekDenizcilik piyasalarını da değerlendiren Erdoğan,kuru yük ve tanker piyasasının aksine konteynerpiyasasının pozitif seyir izlediğini kaydetti. Or-tadoğu ve Kuzey Afrika’daki olayların kısa vade-de ihracatı olumsuz etkilediğini ve bunun özelliklekoster filosuna olumsuz yansıdığını belirten Er-doğan, olayların Afrika ülkelerine yayılması halindeTürk ihracatının da daha fazla zarar göreceğini an-cak bu etkilerin kısa vadeli olacağını dile getirdi.Global taşımacılıkta arz-talep dengesine de de-ğinen Erdoğan şu açıklamalarda bulundu: “Dün-ya ticaretinin talebi, filonun da gemi arzını tem-sil ettiğini düşünürsek, global ticaretin 2009’dagerilemesine karşın arzın artışında yavaşlama göz-lenmediğini söyleyebiliriz. Hatta 2011’de bir du-rum daha da hızlanacak. Böyle bir filoya karşılıkgelecek filoyu dünya üretemeyeceği için nav-lunlarda ciddi bir yükselme olmayacak.”

Page 4: Sayfa k 3 k 5 10 Mart 2011 Tuzlapahalıgeldi …...Çok sayıda satılık gemi olmasına rağmen Birdüzinesipar Uzakdoğuyolcu Altı tanker yapımı için Türk tersanelerine teklif

4 l PERŞEMBE ROTASI l DENİZCİLİK 7. yıl

Türk tersanelerinin sipesifik gemi tip-lerine yönelebileceğini belirten Türk LoyduBaşkanı Prof. Mustafa insel, yurtdışında ta-nıtım ve efektif pazarlama ağı eksliği bu-lunduğunu dile getirerek ‘‘Devletten bekle-meden DTO, Türk Loydu Vakfı, GİSBİR gi-bi kuruluşların öncülüğünde çeşitli ülkelerdedenizcilik ateşelikler kurmalıyız’’ dedi.

IACS üyesi olmasa da Türk Loydu’nunklası ile denizlerde seyreden gemiler, mil-li klas kuruluşu TL’nin kalitesinin uluslar-arası piyasada da kabul gördüğünün ıspa-tı olsa gerek. TL klas kapasitesinin % 60’ınıTürk bayraklı, % 40’ını ise yabancı bayraklıgemiler oluşturuyor. Yabancı bayraktaki ge-milerin Türk sahipli kolay bayraktaki ge-miler olduğu düşünülebilir. Bir kısmı öyleancak TL klaslı Suriyeli armatörlere aitçok sayıda gemi bulunuyor. ‘‘Suriye ileilişkilerimiz oldukça uzun süreye dayanı-yor. Türkiye’de idare klaslara sınırlı yetki ve-rirken biz Suriye’den tam yetki almayı ba-şarmışız’’ diyor İnsel, Suriye’de tam yetki-yi alan ve kendi sörveyörleriyle hizmetveren ilk klas kuruluşu olma ünvanı daTL’ye ait.

Orta Doğu’ya konuşlanıyorTL, daha çok gemi klaslayan bir kuru-

luş olarak tanınsa da kurumun çok farklıyelpazesi bulunuyor. Akçakoca’da PO’nunoffshore paltformlarının üçünün beş yıllıksörveylerini ve Marmara’daki platformla-rın sörveylerini yapan TL, bu alanda Kör-fez ülkelerinde faaliyet vermeye hazırla-nıyor. Özellikle Abu Dabi, Dubai ve BAE’debu hizmeti vermek için görüşmeler yap-tıklarını söyleyen İnsel, ‘‘Bu bölgede bir tem-silcilik açmak için çalışmalarımız sürüyor.Yakında yetki alacağımız tahmin ediyoruz.

Tunus ve Libya’da temsilciliklerimiz var. Lib-ya’da iki yıl önce bir tamir tersanesininsyncrolift sertifikasyonu yapmıştık’’ diye ko-nuştu.

‘‘Gemi inşada en önemli husus rekabetedebilirlik. Uzakdoğu’da siparişler başladı.Bizde henüz pek yok’’ diyen İnsel, bunun bi-rirnci sebebinin pahalılık olduğunu belir-terek konuşmasını şöye sürdürüyor: ‘‘Tür-kiye’de işgücü Çin, Kore, Vietnam’la reka-bet edemez. Malzemede de öyle. Bizdeki çe-lik Çin’den % 70 daha pahalı. Verimliliktede Uzakdoğu seri üretim yaparken biz bu-tik yapıyoruz. O halde butik üretimlik ör-nekleri öne çıkarmamız lazım; Ro-Ro, as-keri gemiler, iş tekneleri, yatlar, küçükyolcu gemileri, feribotlar gibi. Örneğin bu-tik gemilerden iş teknelerinde Avrupa ha-

la çok rekabetçi. Geçenlerde Hollanda’dadenizdeki rüzgar türbinlerine bakım ona-rım hizmeti veren katamaran özellikte ge-miler gördüm. Deniz kirliliği, dalış gemileri,tarak gemileri, vs yapabiliriz. Ve bunlardada başarılı oluruz ama burada en önemli so-run yurtdışında tanıtım ve efektif pazarla-ma ağı. Bizim yurtdışındaki ticari ateşe-liklerimizde denizciliği bilen kişi sayısı nekadardır acaba? Biz önemli denizcilik met-kezlerinde denizcilik ateşelikleri açabilirizmesela. Devletten de beklemeye gerekyok. DTO, TLV, GİSBİR gibi kuruluşlar dayapabilir. Çin, Kore, Singapur, İngiltere, Da-nimarka, Norveç, ve Yunanistan bu ülke-lerden bazıları.’’

Askeri projelerde de onun adı varTürk Loydu, yerli tersanelerde inşa

edilen askeri gemi projelerinde de yer alı-yor. İnsel’e göre askeri gemi projeleri,Türk tersanelerine daha önce inşa edilme-yen gemi inşalarından tecrübe kazandıra-cak. Nasıl olacğını ise şöyle açıklıyor İnsel:‘‘ADİK tersanesinde bu yıl devreye girme-sini beklediğimiz LST çıkartma gemileri var.150 m boyundaki gemiler Ro-Ro gemilerinebenziyor. İstanbul Tersanesi’nin sözleşmegörüşmelerini sürdürdüğü 1 denizaltı kur-tarma, 2 yedekleme gemisi projesi var.Bunların bu yıl içinde başlanacağını tahminediyoruz. Bu gemi tipleri sektörün deneyimkazanarak sivil denizcilik için de yeni gemiüretmesini kolaylaştırması bakımındançok önemli. Örneğin LST yaptıktan sonraRo-Ro gemisi yapmak daha kolay ya da de-nizaltı kurtarma gemisi yaptıktan sonra offs-hore gemileri yapmak daha kolay olacak.Bunların sivil sektörde çığır açacağına ina-nıyorum.’’

Türk Loydu Başkanı İnsel’den sektör temsilcilerine çağrı:

Devleti�beklemeden�denizcilikateşelikleri�kuralım�Son�zamanlarda�-�daha�doğrusu�yıllarda�-�kurum-

ların�adlarını�/�unvanlarını�kısa�yoldan�kullanmak�ağıztembelliği�oldu.�Ben�de�Türkiye�Denizciler�SendikasınıTDS�kısa�adıyla�anarak�böylesi�tembelliğe�ortak�oldum…

Her�neyse,�TDS�Genel�Başkanı�sevgili�Dr.�Kapt.�Ha-san�Pekdemir�geçenlerde�DTO�Meclisinde�“konuk�ko-nuşmacı”�olarak�uzunca�bir�konuşma�yaptı.�Yerli�yerindediyalog�çağrısında�bulundu;�yerinde�de�nalına�mıhına�do-kundu.�

Ben�de�dinleyenler�arasında�idim.�İlginç�notlar�al-mışım!�İşçi�ve�işveren�arasında�sosyal�diyalog�yoluylaişbirliğini�güçlendirme�çağrısı,�bana�kalırsa�hem�çağdaşve�zarif�bir�yaklaşımdı�ve�çok�takdir�ettim;�hem�de�iliş-kilerde�bir�oto-sorumluluk�üstlenme�bilinci�yüklüydü.Gönlümde�Batı’da�olduğu�gibi�“sorumlu�sendikacı”�ör-neği�oluşturdu.�Dr.�Kapt.�Hasan�Pekdemir�şu�önemlinoktalara�vurgu�yaptı:�“Sendikalar�çalışanların�hak�veçıkarlarını�savunurlar�ama�aynı�zamanda�dolaylı�olarakişverenlerin�de�hak�ve�çıkarlarını�savunurlar.�Çalışan-la�işveren�arasında�diyalog�köprüsü�oluşturur.�Bu�diyaloggeçmişte�sizinle�bizim�aramızda�vardı.��Bu�anlayış�sa-dece�bizim�ülkemizde�yok�elbette.�Bütün�dünyada�bueğilim�güçleniyor.�Sendikalar�da�kendilerini�gözden�ge-çiriyorlar.�Sendikalar�eskinin�kavgacı�örgütleri�değil�ar-tık.�Sektörüne�verilen�zararın�da�kazancın�da�kendi�za-rarı�ya�da�kazancı�olduğunu�bilen�örgütleriz!�

Diyaloga�açık�yapılarız.�Artık�ulusal�ve�uluslararasıdüzeyde� istihdamı�garanti�eden�kuruluşlarız.�Sendi-kaların�güçlü�olması�sermaye�sahiplerinin�güçlü�olma-sı�demektir.�Bir�işyerinde�sendikanın�varlığı�uluslararasıalanda�bir�nevi�kalite�belgesi�gibi�algılanmaktadır.�Ay-rıca�denizcilik�sadece�gemiyi�ve�yükü�bir�limandan�di-ğer�limana�getirip,�ticaretle�uğraşmak�değildir.�Deniz-cilik�aynı�zamanda�bu�geminin�ve�yükünün�sorumlulu-ğunu�taşıyan�gemiadamlarının�da�ulusal�ve�uluslararasıdüzeyde�standartlarının�belirlenmesi,�Türk�denizciliği-nin�olması�gereken�düzeye�taşınmasıdır.�Biz�gerek�ulu-sal�sicilde,�gerekse�ikinci�sicilde�bayrak�dalgalandırangemilerde�çalışan�bütün�Türk�gemiadamlarımızı�ku-caklamak,�onları�Sendikamız�üyesi�yapmak�azminde�vekararlılığındayız.�Onlara�Sendikamızın�kapıları�her�za-man�açık�olacaktır;�üyelikleri�sadece�Sendikamıza�güçkatmakla�kalmayacak;�Türk�bayrağı�taşıyan�gemilerindış�limanlarda�itibar�kazanmasına�da�yardımcı�olacaktır.Bilinmelidir�ki;�sendikalı�bir�gemi�sendika�bilinci�yerleşmiştoplumların�limanlarında�daima�iyi�karşılanır.�Sendikalıbir�gemi�iyi�hizmet�görür”

Bana�kalırsa�Dr.Kapt�Pekdemir�demek�istedi�ki;�ge-milerinizde�çalışan�gemiadamlarını�sendikalı�olmaya�teş-vik�edin;�yani�TDS’yi�muhatap�alın;�gemiadamlarının�ola-sı�sorunları�konusunda�muhatabınız�biz�olalım.�Yani�ge-miadamı�ödüllendirilecekse�biz�ödüllendirelim;�yanlış-ları�olduğunda�da�biz�cezalandıralım.�Sendikalaşma�yo-luyla�ulusal�gemilerimiz�de��dış�sularda�itibar�kazansın!

Söylemindeki�güzel,�güzel�olduğu�kadar�da�çağdaşincelik�buydu.�Doğrusu�Batı�lezzetinde�bir�sendika�yö-neticisi�örneği�verdi�Dr.�Kapt.�Hasan�Pekdemir.�Diyalo-ğu�ön�plana�çıkardı;�itibar�kazanmanın�formülünü�verdi.Gri�listeden�beyaz�listeye�geçme�sürecinde�yaşanan�sı-kıntılara�bir�tür�“yan�güvence”�olmayı�sağlayacak….�AmaDTO�mensuplarının� bu� konudaki� yaklaşımına� sessizkalmalarından�pek�anlayabildiklerini�düşünmüyorum.

Belki�de�ciddiye�almaz�görünmek�istediler.�Kim�bi-lir!�Dr.�Kapt.�Hasan�Pekdemir�kürsüden�indiğinde�şöy-le�uzunca�bir�düşündüm.�TDS�şimdiden�kabuk�değiş-tirmiş.�Güçlükleri�yenme�konusunda�azimli…

Eski�çamlar�bardak�oldu!�TDS�artık�ciddi�ölçekte�sil-kiniyor.�Batı�ölçeğindeki�gücünü�de�toparlayarak…

Silkinen TDS

Prof. Dr. Necmettin [email protected]

SEYİR DEFTERİ

En büyükuçurtmalı gemi % 35 az yakacak

Ortalama 30.000 dwt’lik geminize biruçurtma bağladığınızda % 35 yakıt tasarrufusağlamanız artık mümkün olacak. Cargill,SkySails GmbH & Co. KG ile gemicilik sek-töründe sera gazı emisyonlarını azaltmaküzere rüzgâr gücü teknolojisini kullanmakiçin bir anlaşma imzaladı.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki protes-to ve siyasi olayların başlamasının ardındanbugüne kadar bunker fiyatları yaklaşık % 25artış gösterdi. SkySails’in balonlu çözümü debu noktada daha büyük bir önem kazandı.Hamburg’da bulunan SkySails ideal seyir ko-şullarında bunker yakıt tüketimini yüzde 35’ekadar azaltacak güç üreten ve geminin pru-vasında uçan bir uçurtmadan faydalanan ye-nilikçi patentli teknolojiyi geliştirdi. Önü-müzdeki aralık ayında Cargill, uzun süreli-

ğine kiralayacak olduğu 25 ila 30 bin dwt’likhandysize gemiye 320 m2’lik uçurtmayımonta edecek. Cargill ve SkySails 2012 yı-lının ilk çeyreği itibariyle sistemi tümüyle ça-lışır hale getirmeyi hedefliyor.

Sistemin ne şekilde çalıştığı ile ilgili iseşirket tarafından şu açıklama yapılıyor:

SkySails’in uçurtması gemiye bir iple bağ-lanıyor. Sistem, rüzgar avantajını en iyi şe-kilde kullanmak için otomatik bilgisayarsistemi tarafından sürekli kontrol ediliyor veminimum düzeyde personel müdahalesigerektiriyor. Uçurtma 100 ila 450 m yük-seklik arasında işlev görüyor.

Page 5: Sayfa k 3 k 5 10 Mart 2011 Tuzlapahalıgeldi …...Çok sayıda satılık gemi olmasına rağmen Birdüzinesipar Uzakdoğuyolcu Altı tanker yapımı için Türk tersanelerine teklif

LOJİSTİK l PERŞEMBE ROTASI l 57. yıl

Murat ERDOĞAN

52 yıldır ihmal edilen demiryolları son yediyıldır adeta kabuk değiştiriyor. KİT`ler içerisindeen yüksek ödeneklerin verildiği demiryollarına2003-2010 yılları arasında yaklaşık 7.5 milyar TLyatırım harcaması yapıldı. Demiryollarının gerçekbüyümesi ise özel sektöre açılmasıyla olacak.TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman, Per-şembe Rotası’na özel açıklamalarda bulundu.

2003 sonrası demiryollarının yeniden dev-let politikası haline gelmesi ile TCDD’nin yatırımödeneğinin artırıldığını söyleyen Karaman, “Böy-lelikle, hızlı tren hattı inşa ederek Türk halkınıhızlı trenle tanıştırmak, mevcut hatların ve araçparkını iyileştirerek trenleri hızlandırmak veözel sektörün demiryolu işletmeciliği yapabil-mesini sağlamak üzere ana hedefler belirlendi.TCDD hatlarında işletilen özel sektöre ait vagonsayısı 2003 yılında 771 adet iken, bugün itibarıile bu değer 2.453 adet vagona yükseldi” diye ko-nuştu. Türkiye’nin Avrupa ile Asya arasında birköprü oluşturmasından dolayı uluslararası ta-şımalarda yüksek potansiyele sahip olduğunu ifa-de eden Karaman “MARMARAY Projesi, VangölüKuzey Geçişi Projesi, Kars-Tiflis ve Kars-Nahci-van Projelerinin hayata geçirilmesi ile Türkiyeuluslararası taşımacılıkta dünyada söz sahibi ola-caktır” dedi.

7.5 milyar lira harcandıSon 7 yıl içerisinde KİT`ler içerisinde en yük-

sek ödeneklerin verildiği demiryollarına 2003-2010 yılları arasında yaklaşık 7.5 milyar TL ya-tırım harcaması yapıldı.

Ankara-İstanbul Hızlı Tren güzergâhında ça-lıştırılacak 12 adet hızlı tren setinin tamamınınteslim alındığını söyleyen Karaman, “Ankara –İstanbul arasında çalışacak hızlı tren setlerinintamir, bakım – onarımlarının yapılabilmesi içinAnkara Etimesgut Şeker Fabrikası yerleşkesin-de toplam 320.000 m2 arazide 50 adet/tren se-ti bakım kapasiteli Ana Bakım – Onarım Atölyesikurulması planlanıyor. Ayrıca Yap-İşlet-Devret(YİD) modeliyle Ankara Hızlı Tren Gar Binası ya-pılacak” diye konuştu. TCDD'nin yürüttüğü 35projenin maliyetinin 25 milyar TL civarında ol-duğunu söyleyen Süleyman Karaman, 5 milyarTL civarında bir harcama yaptıklarını ve 20milyar TL'ye daha ihtiyaç duyduklarını kaydet-ti. Karaman, bu 25 milyar TL'lik harcamanın 17milyar TL'sinin Yüksek Hızlı Tren projesini kap-sadığını vurguladı.

Yeni lokomotifler geliyorDemiryollarında bir taraftan yeni hızlı ve kon-

vansiyonel hatlar yapılırken, diğer taraftan da yolyenileme çalışmalarının hızla sürdürüldüğünüifade eden Karaman, bu kapsamda, mevcuthatların bakımı için ihtiyaç duyulan 250 bin tonraydan ilk parti olan 125 bin tonunun İslam Kal-kınma Bankası’ndan sağlanan kredi ile temin edil-mesi için sözleşme imzalandığını belirtti. Diğeryatırımlar ile ilgili olarak ise Karaman şunları söy-ledi: “2003 yılında blok tren işletmeciliğine ge-çişle birlikte yük taşıma kapasitesinin artırılma-sı için TCDD’nin bağlı ortaklığı olan TÜLOM-SAŞ’tan GM lisansı ve % 51 yerli katkı payı ile2003 – 2009 yılları arasında toplam 89 adet di-

zel anahat lokomotifi imal edildi. 80 adet elek-trikli anahat lokomotifi alımı için ise İslam Kal-kınma Bankası’ndan kredi sağlandı. Diğer yan-dan Ankara ve İstanbul banliyösünde çalıştırıl-mak üzere imal ve temini planlanan üçer adet va-gondan oluşan 32 set banliyö treninin tamamıteslim alındı. Kısa mesafeli şehirlerarası yolcu ta-şımacılığında kullanılmak üzere finansmanı Av-rupa Yatırım Bankası’ndan sağlanan 12 adet Di-zel tren setinin tamamı ülkemize getirildi. Ayrı-ca, 84 araçlık DMU tren seti üretimi projesi ile TÜ-VASAŞ’da yıl içerisinde 1 adet prototip yapılarakTCDD’ye teslim edilmesi için çalışmalar devamediyor. Üretilecek Dizel Tren Setlerinin max hı-zı 140 km/h ve 3 vagonlu diziler 198 yolcu, 4 va-gonlu diziler ise 268 yolcu kapasiteli olacak. Hemdemiryolunda, hem de karayolunda gidebilen 65adet demiryolu bakım-onarım aracının tamamınıda hizmete aldık. Bugüne kadar 7 adet olan acilkurtarma aracı sayısı ise 2009 yılında devreye alı-nan 12 adet araçla birlikte 19’a ulaşmıştır.”TCDD’nin yolcu taşımacılığında çekilen araç fi-losunu güçlendirmek amacıyla 2003-2010 yıllarıarasında 155 adet yolcu vagonu üretildiğinisöyleyen Karaman, aynı dönemde 3.870 adet yükvagonu ve geçen yıl ise 374 adet yük vagonu imaledildiğini kaydetti.

Adapazarı Hızlı Tren Fabrikasıseri üretime geçti“Demiryollarına özel sektör dinamizmi ve es-

nekliği katmak ve bağlı ortaklıklarımıza yurt dı-şından sermaye girişi sağlayarak rantabl hale ge-tirmek için çalışmaları sürdürüyoruz “diyen Ka-raman, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu çer-çevede; TCDD’nin Adapazarı’ndaki bağlı ortak-lığı TÜVASAŞ’ın kullanılmayan boş arazileriüzerinde, Türkiye’de teknolojisi bulunmayan hertürlü Elektrikli Tren Dizisi ve Hafif Raylı Araçlarile Hızlı Tren setleri ve Hızlı Tren yolcu vagon-

larının üretimini yapmak üzere bir şirket kuru-luşu için Haco (Türkiye), Asaş (Türkiye), Hyun-dai-ROTEM (Güney Kore) ile TCDD İşletmesi Ge-nel Müdürlüğü ortaklığında Hyundai-EURO-TEM şirketi kuruldu. Hızlı tren setleri ve modernmetro araçları üreten fabrika, İstanbul BüyükşehirBelediyesi’ne 84 araçlık metro aracı teslim etti.TCDD’ye ait 32 set (96 araç) elektrikli banliyö di-zilerinin üretimi de bu tesislerde gerçekleştiril-di. Marmaray projesi kapsamında Hyundai-ROTEM tarafından ihalesi kazanılan 440 adetmetro aracının 300 adedinin yerli üretimi de butesislerde yapılacak. İlk 25 aracın üretimineEylül-2010’da başlandı.”

Çankırı’da makas fabrikası kurulduGenişleyen ihtiyaç yelpazesini karşılamak için

TCDD`nin önderliğinde yerli ve yabancı ortak-ların katılacağı, Türkiye’de üretilmeyen her tür-lü konvansiyonel ve yüksek hıza uygun makas-ların üretimini gerçekleştirmek üzere bir iştirakkurulması çalışmalarına başlandığını söyleyen Ka-raman, Adapazarı'ndaki Hızlı Tren fabrikası mo-del alınarak geçen yıl da VADEMŞAŞ şirketininkurulduğunu belirtti. Karaman, şirketin Çankırı'dakurulacak üretim tesislerinde 2011 yılının ikin-ci yarısında üretime başlayacağını kaydetti.

Marmara Denizi’nde kombine taşımacılık veMuratlı-Tekirdağ yeni demiryolu hattı ile ilgili debilgiler veren Karaman şunları söyledi: “Bu pro-je ile Derince-Tekirdağ, Bandırma-Tekirdağ (Ak-port Limanı) feribot işletmeciliği yapılarak Avrupa-Asya bağlantılı kesintisiz, hızlı ve kaliteli demir-yolu taşımacılığı sağlanacak. Tekirdağ-Derin-ce/Bandırma hattında feribot işletmeciliği özel sek-tör işbirliğiyle gerçekleştirilecek. Tren ferisi iha-le çalışmaları sürdürülüyor. Derince ve TekirdağLimanları’nda iskele inşa çalışmaları tamamlan-mış olup Bandırma Limanda ise iskele yapımı içinyer tespit çalışmaları sürdürülüyor. Ayrıca, Asya

ve Avrupa arasındaki kesintisiz yük trafiğinin sağ-lanması amacıyla, Tekirdağ limanının Murat-lı’da mevcut demiryolu ağına bağlanması için Te-kirdağ-Muratlı arasında 31 km’lik yeni demiryo-lu hattı 30.08.2010 tarihinde işletmeye açıldı. Yükve yolcu taşımacılığı ise devam ediyor.”

Demiryolu UlaştırmasıGenel Müdürlüğü kuruluyor‘Genel Demiryolu Çerçeve Kanunu’ taslağı

ile demiryolu taşımacılığındaki mevcut tekelinkaldırılarak sektörünün serbestleştirilmesi sağ-lanacak. Rekabetin düzenlemesi ve denetimi içinbağımsız bir Demiryolu Rekabetini DüzenlemeMakamı (Demiryolu Ulaştırması Genel Mü-dürlüğü) oluşturulacak. TCDD Kanun” taslağıile genel kanuna uygun olarak TCDD’nin yeni-den yapılandırılması sağlanmaktadır. Altyapı ileilgili görevler TCDD bünyesinde tutulmuş (esasolarak yol, tesisler, demiryolu yapım, inşaat veemlak ile limanlar dairelerinin görevleri) veTCDD’nin mevcut Kamu İktisadi Kuruluşu sta-tüsü muhafaza edilmiştir. Taşımacılık ile ilgiligörevler (esas olarak yük, yolcu ve cer dairele-rinin görevleri) ise yeni kurulan bağlı ortalık DE-TAŞ’a devredildi.

Lojistik merkezlerde depolarıözel sektör işletecek TCDD’nin farklı ölçeklerde 12 noktada lojistik

merkezi kurmayı planladığını söyleyen Karaman,“Yerel Yönetimler, Ticaret ve Sanayi Odaları ilegörüşmeler yapılarak, Çevre Düzeni ve KentselDönüşüm Planları ile imar planı çalışmaları gözönünde bulundurularak sanayi, ithalat, ihracatve ulaşım pazarının dinamik koridorları dikka-te alınarak, çevre, karayolu erişimi, sanayi böl-gesine olan yakınlığı ve gelişme imkanları ile yük-sek taşıma potansiyeline sahip olan İstanbul Trak-ya kesiminde Yeşilbayır, Mersin-Yenice, İzmir veSamsun’da Küresel Lojistik Merkez yapılması içinçalışmalar başlatılmıştır. Küresel Lojistik Mer-kezlerde; Demiryolu çekirdek ağı olarak de-ğerlendirilen tren teşkil, manevra ve yükleme bo-şaltma alanlarının TCDD, depo, antrepo ve diğerlojistik alanların özel sektör tarafından yapılmasıplanlanmaktadır” diye konuştu.

TCDD,�kaybolan�52�yılı�telafi�edecek�Devam eden ve planlanan yatırım projeleri demiryollarının bir reform sürecinden geçtiğini gösteriyor. TCDD'nin yürüttüğü 35 projenin maliyeti 25milyar lirayı buluyor. Şuana kadar yapılan yatırım tutarı ise 5 milyar dolar. TCCD önderliğinde kurulan fabrikalar yerli sanayiyi güçlendirirken, yenihatlar ve hizmete giren modern trenlerin, insanların yüzünü yeniden demiryoluna döndüreceğine inanılıyor.

YHT’nin ekonomiye katkısı 228 milyon TL

Ankara-İstanbul Hızlı Tren projesinin 1.etabı olan Anka-ra-Eskişehir-Ankara seferlerinin 2009 yılında başladığı-nı söyleyen Süleyman Karaman, YHT’lerin sefer sayısının1 Temmuz 2010’dan itibaren 22 adede çıkartıldığını kay-detti. Karaman, “YHT öncesinde konvansiyonel trenler-le günde 572 yolcu taşınırken, YHT sonrasında bu sayı 5800kişiye ulaşmıştır. Daha önce Ankara-Eskişehir arasında %8 olan taşıma payı YHT sonrası % 72’ye ulaşdı. YHT’ler ilebirinci yılda 1.250.000 yolcu taşınırken, Aralık 2010 yılısonu itibariyle 2.850.000 yolcu taşınmış olup, doluluk ora-nı % 70’e yükselmiştir” dedi. Yüksek Hızlı Trenin ekonomiye yılda yaklaşık 228 MilyonTL değerinde tasarruf sağlayacağını vurgulayan Karaman,YHT’nin diğer modlara göre daha az enerji tükettiğini veçevreci olduğunu kaydetti.

Avrupa Birliği ile yürütülen projeler

Türkiye - Avrupa Birliği (AB) Mali İşbirliği çerçevesinde2007–2013 yıllarını kapsayan dönemde ülkenin AB Mükte-sebatı uyum çalışmalarına finansman desteği sağlamak üze-re Avrupa Komisyonu tarafından “Katılım Öncesi Yardım (IPA)”adı verilen bir mekanizma oluşturuldu. AB Mevzuatına uy-gun olarak demiryolu sektörünün yasal ve yapısal çerçeve-sinin oluşturulmasına yönelik çalışmalar ile ilgili olarak iseKaraman şunları söyledi: “Proje kapsamında iki alt proje yü-rütülmüştür: 1. proje Demiryolu Sektörünün Organizasyo-nu (Eşleştirme Projesi), proje bedeli 835,600 Euro’dur. 2. pro-je ise Yeni TCDD Organizasyonu, Hükümetle Mali İlişkilerinDüzenlenmesi ve Mali Yönetim Bilgi Sistemi (MYBS) Kurul-ması. Projenin Sözleşme bedeli, 10.000 €‘su Türkiye Kat-kısı ve 2.943.000 €’su AB hibesi olmak üzere toplam2.953.000 € ’dur.

Dünya Bankası ile yürütülen projelerDünya Bankasından sağlanan 143.7 milyon Euro değerindekikredi kapsamında Boğazköprü-Yenice, Mersin-Toprakkka-le Hat kesimlerinde Trafik Yönetim Sisteminin Kurulması veİstasyon Yollarının Uzatılması Projeleri yürütülüyor.Süleyman Karaman

Page 6: Sayfa k 3 k 5 10 Mart 2011 Tuzlapahalıgeldi …...Çok sayıda satılık gemi olmasına rağmen Birdüzinesipar Uzakdoğuyolcu Altı tanker yapımı için Türk tersanelerine teklif

6 l PERŞEMBE ROTASI l LOJİSTİK

Fırsat�buldukça,�ve�lojistik�kelimesini�her�ağzımıza�aldı-ğımızda��bu�kavramın�değer�ve�önemini�her�geçen�gün�dahada�arttırdığını�vurguluyor;�gerek�hizmet�sağlayanlar;�gerek-se�hizmet�alanlar�açısından�sürekli�olarak�yeni�fırsatlar�ve�ye-ni�arayışların�doğduğunu�da�belirtmeden�edemiyoruz.

Kavram�olarak�nedir�lojistik,�bir�çok�farklı�tanıma�rastlıyoruzfarklı�kaynaklara�bakıldığında.�Bu�anlamda�en�çok�karşımıza,Yunanca’dan�türemiş�“Logistikos”�kelimesi�çıkmaktadır�ve�buda��hesap�yapma�bilimi�manasını�taşımaktadır.�Günümüze�ta-şığımızda�ise;�bu�kelime�tüm�organizasyon�ve�buna�bağlı�kay-nakları�en�etkili�ve�uyumlu�şekilde�hareket�ettirebilme�bece-risi� olarak� yorumlanmakta;� ve� satın� almadan,� nakliyeye;gümrüklemeden�depolamaya;�envanter�yönetiminden,�üre-time�malzeme�aktarmasına�varıncaya�kadar;�üretim�ve�sa-tışın�dışında�kalan�neredeyse�tüm�süreçleri�kapsar�hale�gel-miştir.İşte�bu�yönden�baktığımızda;�rekabet�koşullarının�ala-bildiğine�yoğunlaştığı�bu�dönemde�tüm�firmaların�Tedarik�Zin-ciri�Yönetimini�etkin,�verimli�ve�asgari�maliyetle�gerçekleşti-riyor�olma�ihtiyaçları�pazarda�kalıcı�olabilme�adına�belkide�enbaşta�gelen�öncelikleri�halini�almıştır.�Diğer�taraftan�da�be-lirttiğimiz�hususlarda�avantajı�yakalayabilmenin�kolay�olma-dığı;�işlerin�konusunda�uzmanlaşmış�ve�ihtisaslaşmış�lojistikfirmalarına�outsource�edilmesinin�daha�doğru�olduğu�firmalartarafından�daha�yoğun�anlaşılmaya�ve�benimsenmeye�baş-lanmıştır.�Bu�da�son�yıllarda�lojistik�firmalarının�nitelik�ve�ni-celiklerinde�ciddi�artışlar�olduğu�sonucunu�ortaya�çıkartmıştır.

Ülkemizde� de� lojistik� pazarının� istikrarlı� büyüdüğünüsöylemek�mümkün.�Ancak�rekabet�elbette�lojistik�altyapısı-nın�da�gelişmesini�mecbur�kılacak�ve�bu�alana�yönelik�yatı-rımları�da�arttıracaktır.�Gerek�sektörde�yer�alan�bir�oyuncu�ola-rak�edindiğim�tecrübeyle�gerekse�akademik�çalışmalarımlasektörün�tam�içinde�yer�alan�bir�kişi�olarak,�şu�anda�lojistik�hiz-met�veren�ve�outsource’a�inanan�firmaların�her�geçen�gün�art-tığını�ve�bu�pazarın�sürekli�olarak�büyüdüğünü�rahatlıkla�söy-leyebilirim.�Büyümenin�temel�nedeni�olarak,�ekonominin�is-tikrarına�bağlı�olarak�pazardaki�genişleme�ve�firmaların�bü-yümesi;�yanı�sıra,�lojistik�firmalarının�her�geçen�gün�süreçle-rin�yönetiminde�daha�etkin�yer�alabilmesi�ve�firmaların�dış�kay-nak�kullanım�ihtiyaçlarını�daha�fazla�oranda�lojistik�firmaları-na�kaydırıyor�olması�gelmektedir.�Dolayısı�ile�lojistik�pazarı-nın�hızla�büyüyor�olması�da�kaçınılmaz�bir�hal�almaktadır.

Bir�diğer�bakış�açısı�da�ekonomik�kriz�olan�ekonomilerdeve�ülkelerde�lojistiğin�ve�outsourcing’in�(dış�kaynak�kullanımı)daha�hızlı�gelişiyor�olması�gerçeğidir.�Ekonomik�krizin�ve�dar-boğazın�yaşandığı�ülkelerde�hiç�şüphe�yok�ki�firmaların�tasarrufarayışlarına�ve�kaynakları�etkin�kullanmaya�yönelik�olarak�da-ha�hızlı�bir�arayışa�girme�dönemleri�olmaktadır.�İşlerin�yolun-da�olduğu�sürece�hiç�şüphesiz�kaynakların�etkin�kullanımı�ya-da�tasarruf�etme�arayışları�firmaların�öncelikleri�arasında�yeralmamaktadır.�Ancak�kriz�dönemleri�tüm�firmaların�içlerine�dö-nüp�maliyetlerini�analiz�ettiği,�ve�neyi�yaparak�tasarrufta�bu-lunur�ve�aynı�verimliliği�sağlarızı�araştırdığı�dönemlerdir.�İştebu�dönemlerde�firmalar;�gerçekte�maliyetlerinin�çok�önemlibir�bölümünü�Tedarik�Zinciri�Yönetimi’ndeki�halkaların�oluş-turduğunu�ve�burada�nasıl�bir�tasarruf�yapılabileceğini�dahaderinlemesine�etüt�etmeye�başlarlar.�Dünyada�her�alanda�ih-tisaslaşmanın�öne�çıkarak;�herkesin�işini�daha�iyi�yapmaya�ça-lıştığı�bir�dönemde�de�doğal�olarak�böylesine�önemli�bir�süreçhatta�süreçlerin�uzmanları�yani�lojistik�firmaları�tarafından�üst-lenilmesi�de�kaçınılmaz�hale�gelmektedir.

Gelişen�Türkiye’de�maliyetlerin�belki�de�en�önemli�girdi-lerini�oluşturan�Tedarik�Zinciri�yönetimideki�halkaların�out-source�edilme�talebi,�lojistik�pazarını�büyütecek;�bu�durum�daelbette�doğal�olarak�lojistik�firmalarına�olan�ihtiyacı�arttıracaktır.Lojistik�ve�tedarik�zinciri�yönetiminde�yer�alan�her�bir�halkaciddi�bir�uzmanlık�ve�deneyim�gerektirmekte�olup;�ancak�buişe�ciddi�bir�emek�ve�yatırım�yapanlarca�sektör�geliştirilebi-lir�ve�ülkemize�daha�yararlı�olur,�her�işte�olduğu�gibi.

SIRADIŞIHakan Ç[email protected]

Şu lojistik dediğimiz…

7. yıl

Merbil,�Irak�pazarı�için�filoyu�yüzde�50�büyütüyor�Derya EĞRİCAN GÜLEÇ – MERSİN

Grup bünyesinde faaliyet gösterenMerbil’e sene başında 50 çekici ve 50 dedorse yatırımı yapan Kılıç Group, yılso-nuna kadar 150 aracı daha filosuna ek-lemeye hazırlanıyor.

Uluslararası kara nakliyesinde sek-törün önde gelen firmaları arasında yeralan Kılıç Group yatırımlarını sürdürü-yor. Yılbaşından bu yana grup bünye-sinde faaliyet gösteren Merbil’e 50 çekicive 50 de dorse yatırımı yaptıklarını an-latan Nejdet Kılıç böylece toplam özmalaraç sayılarının 250 çekici ile 250 dor-seye ulaştığını açıkladı. Yılsonuna kadarMerbil’e 150 araç daha almayı planla-dıklarına işaret eden Kılıç, Irak paza-rındaki taleplerin giderek arttığını ve bugelişime paralel, firma olarak araç filo-larını güçlendirdiklerini bildirdi. Irak’ınyeniden yapılanma sürecinde olmasınedeniyle ciddi yatırım alan bir bölge ol-duğuna dikkat çeken Nejdet Kılıç, “Böl-gedeki inşaat çalışmalarının da büyükbölümünü Türk firmaları yürütüyor.Bu nedenle kullanılan malzemelerinyüzde 80’i de Türkiye’den gidiyor. Biz deher türlü malzemeyi taşımamız nede-niyle iş hacmimiz artıyor” dedi. 60 tonakadar ağır taşıma yapabildiklerini de be-lirten Nejdet Kılıç, lojistik sektöründekikötü yılların geride kaldığını artık sek-törde istikrar ortamının oluştuğunuvurguladı. İhracatta yaşanan gelişmelereparalel olarak lojistik sektörünün can-

landığını kaydeden Kılıç, özellikle Mer-sin’de bu alanda önemli gelişmeler ya-şandığını ifade etti.

Mersin havaalanı yatırımını bekliyorUlaştırma Bakanı Binali Yıldırımın

3-4 ay içinde Uluslararası Çukurova Böl-gesel Havaalanı’nın temelinin atılacağımüjdesini verdiğini hatırlatan Nejdet Kı-lıç, bu projenin hayata geçmesiyle Mer-sin’in hava kargoda ciddi bir atılım yapmışolacağını vurguladı. Mevcut durumdahava kargoları İstanbul’dan aldıklarınıbildiren Kılıç, bu yatırımla birlikte havakargolarda yüzde 35’lik maliyet avantajıelde edeceklerini anlattı.

“Tüm kapılarda tek gümrük olmalı”Sınır kapılarındaki yığılmaların orta-

dan kalkması için tek gümrük uygula-masına geçilmesi gerektiğini anlatan Kı-lıç Group Yönetim Kurulu Başkanı NejdetKılıç, Nusaybin Sınır Kapısında bu uygu-lamaya geçiş olduğunu, diğer kapılarda dabu uygulamanın örnek alınması gerekti-ğini söyledi.

Özellikle otobanlardaki OGS siste-minin bugüne kadar binek araçlar için uy-gulanırken büyük araçlar için de kulla-nılmaya başlanmasının önemli bir ka-zanç olduğuna dikkat çeken Nejdet Kılıç,bu sayede daha hızlı hareket edebilme im-kanı yakaladıklarına değindi.

Nejdet Kılıç

Ulusoy Logistics, filosuna kattı-ğı 32 adet Volvo FH13 420 marka çe-kici ve 30 adet Otokar-Fruehauf mar-ka treyler ile filosunu yüzde 15 bü-yüttü. Bu yatırımı, müşterilere kali-teli hizmet verebilmek amacıyla ger-çekleştirdiklerini belirten UlusoyUluslararası Yatırım Holding YönetimKurulu Başkanı Alican Ulusoy, de-polama alanındaki yatırımların yanısıra taşımacılıkta da büyümeye de-vam edeceklerini söyledi. Ulusoy,“Uluslararası standartlarda hizmetverdiğimiz sektörde filomuzu yeni-leyerek daha da güçleniyoruz” dedi.

10 adet de Thermo King SLXUlusoy ayrıca, 10 adet Thermo

King SLX 200-50 üniteyi de, Ulusoytesislerinde düzenlenen törenle tes-lim aldı. Yeni ünitelerini ThermoKing Satış Yöneticisi Çağlar Bir-

can’dan teslim alan Ulusoy HoldingSatın Alma Direktörü Rıdvan Kanbak,“AB kriterleri nedeniyle tüm filo-muzu belirlediğimiz süreç içerisindeyenilemeyi planlıyoruz. Bu amaçla 10adet Thermo King SLX 200-50 so-ğutucu ünitesi satın aldık. Müşteri-lerimiz, gelişen teknolojiler vasıtasıylanakliyesini gerçekleştirdikleri ürün-lerinin yüklemeden-boşaltmaya ka-dar olan tüm süreçlerini merkezle-rinden takip etmek istiyorlar ve ta-şımacılıkta bu hizmeti veren nakli-yecileri tercih ediyorlar. Biz soğuk zin-cir taşımacılığında bu hizmeti müş-terilerimize Thermo King teknoloji-si ile sağlıyoruz. Üstün teknolojiksistemlere sahip Thermo King üni-teleri, kasa içerisindeki ürünün ısı de-recelerinin tüm taşıma sürecinde in-ternet üzerinden takip edebilmesinisağlıyor“ şeklinde konuştu.

Ulusoy filoyu yüzde 15 büyüttüUlusoy filoyu yüzde 15 büyüttüUlusoy filoyu yüzde 15 büyüttüUlusoy filoyu yüzde 15 büyüttüUlusoy filoyu yüzde 15 büyüttü

Hava kargo krizöncesini solladı ama...

IATA tarafından yapılan açıklamaya göre, Ha-va kargo 2011 Ocak ayında bir önceki yılın ocakayına oranla yüzde 9.1 artış gösterdi. Buna gö-re hava kargo 2008 kriz öncesi rakamlarını yüz-de 6 geçti. IATA CIO’su Giovanni Bisignani dün-ya ticaretindeki olumlu gelişmelerin ve ekono-mik büyümenin hava kargoya da olumlu yansı-dığını belirtti.

Ancak Ortadoğu’daki istikrarsızlığın petrol fi-yatlarında artışa sebep olması, hava kargoda daendişe yaratıyor. Varil başına eklenen her dola-rın sektöre toplam ek maliyeti ise 1.16 milyar do-lar olarak açıklandı.

Page 7: Sayfa k 3 k 5 10 Mart 2011 Tuzlapahalıgeldi …...Çok sayıda satılık gemi olmasına rağmen Birdüzinesipar Uzakdoğuyolcu Altı tanker yapımı için Türk tersanelerine teklif

LOJİSTİK l PERŞEMBE ROTASI l 7

Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin(UND) 2011 yılı Stratejik Hedefler Çalıştay'ı6 Mart Cumartesi günü Pendik Divan AsiaOtel’de gerçekleştirildi. 2011 yılı hedeflerininbelirlendiği çalıştayda sektör maliyetlerininazaltılması, uluslararası işbirlikleri, AB’yeuyum, geçiş belgeleri sorunları, sınır kapıla-rındaki sorunlar ve ro-ro taşımacılığının ya-nı sıra Ortadoğu’daki son gelişmeler konu-şuldu. Çalıştayda dernek tarafından belirle-nen hedeflere üyelerin dilek ve önerileri ne-ticesinde belirlenen hedefler de eklendi.

“Sorunlara takılırsak yerimizde sayarız” Toplantı sonrası genel bir değerlenme-

de bulunan UND Başkanı Ruhi Engin Öz-men, çalıştayda dile getirilen sorunların yıl-lardır gündeme getirilen sorunlar olduğunadikkat çekerek, “Bugün burada 59 sorundanbahsettik. Ancak bunlar hep yaşadığımız so-runlar. Sürekli yaşadığımız sorunları gün-deme taşırsak, sürekli bu sorunlarla uğra-şırsak bir adım ileriye gidemeyiz” diye ko-nuştu. Sektörün pazar payının nasıl gelişti-receğinin konuşulması gerektiğine vurgu ya-pan Özmen şunları söyledi: “Asıl üzerinde

durmamız gereken sektör temsilcisi arka-daşlarımızın gelirini artırmak adına Avrupave dünya pazarında pastadan nasıl pay ala-cağımız. Rekabeti artıracak koşulları de-ğerlendirip bunlar üzerinde durmamız. Bupayı alırken müşterilerimize neler sunaca-ğımızı, rekabet ettiğimiz Avrupalı taşımacı-dan farkımız ne olacağını konuşmalıyız.Eğitimli şoför ve yüksek kaliteli araçlarla ça-lışmalıyız. Rekabet eskisi gibi değil. Biz ken-dimize rakip gördüğümüz ülke için daha bü-yük rakibiz. Araç sayımız, yetişmiş elemansayımız, potansiyelimiz daha yüksek. Onlarınverdiği hizmetin çok üstünde hizmet vere-rek pazar payımızı büyütmeliyiz. Ortado-ğu’daki gelişmeler oradaki sektörün büyü-mesine, yenilenmesine neden olacak ve ti-caretini kendi araçları ile yapmak isteyecek.Bunlarla ilgili çalışmalar yürütmeliyiz.”

“UND Deniz bu kez başarmak zorunda”Konuşmasında UND Deniz’in faaliyetleri

konusunda üyelerden gelen eleştirilere de ce-vap veren Özmen, “UND Deniz’in yüzde99.6’sı sektöründü. Sektörün bu gemi şir-ketinin hayatta kalması için elini taşın altı-

na koyması gerekiyor. Ancak siz bu şirketikuran arkadaşları ‘ayrıcalıklı azınlık’ diye ni-telendirirseniz kime yaptıracağız bu işi?” de-di. UND Deniz’in ayakta kalması için her-kesin elini taşın altına koyması gerektiğinivurgulayan Özmen, şöyle devam etti: “Sek-törün faydasına olan işler için bu işi organi-ze edenlere güveneceksiniz. Organize eden-ler ‘bu iş yapılacak, hayata geçecek ve sek-töre açılacak’ diyor. Buna inanmazsanız ya-pacak bir şey yok. Bu motivasyonu bozarsaktreni bir daha kaçırırız ve başarısız oluruz.Dördüncü kez başarısız olmak istemiyoruz.Bu ülkenin parası cebimizden çıktı, yaban-cılara gitti. Bir kere daha başarısızlığa ta-hammülümüz yok. Bir gün iki gün geç ola-bilir. Araştırmalı, çalışmalı ve doğru kararalabilmek için tartışmalıyız.”

7. yıl

Bir�başarısızlığa�dahatahammülümüz�yok

2011 hedeflerini açıklayan UND Başkanı Özmen net konuştu:

Avrupa’da�1975�yılından�beri�gündemde�olan,�işl-evi�aynı�ancak�isimleri�farklı�olan�lojistik�köyler,�ül-kemizde�2005�yılından�bu�yana,�yani�30�sene�aradansonra�konuşulmaya�başlandı.�Son�5�yıldır�da�üzerindehararetli� çalışmalar� yapmaktayız.� Lojistik� köyleruluslararası� ticaretin� kapasitesinin� artmasındansonra,� demiryolu� taşımasının� payının� arttırılmasıstratejisine�bağlı�olarak�gündeme�gelmekte.�Kara�ta-şımasının�pahalılık,�hava�kirliliği,�çevre�kirliliği,�trafiksıkışıklığına�neden�olması,�kentsel�yük�trafiğinin�az-altılması�gibi�amaçlardan�dolayı�lojistik�köyler�üzeri-ne�yoğunlaşmaya�başladık.�Kent�içindeki�OSB’lerin,� Serbest� Bölgelerin,� Limanların,� TIR� parklarının,Hallerin,�Ufak�ölçekli�eski�depoların�kent�trafiğini�olum-suz�etkilemesi,�bizleri�şehir�içindeki�depolama,�araçparkı,�konteyner�stok�alanlarının�ve�demiryolu�ter-minallerinin�şehir�dışına�taşınması�zorunluğu�ile�kar-şı�karşıya�getirmiştir.�Şehir�içindeki�fabrikaların,�üre-tim�tesislerinin�şehir�dışında�bu�amaçla�yapılanmışözel�teşvikli,�kontrollü�bölgelere�taşınması�için�OSB’lerkurduğumuz�gibi;�lojistiği�şehir�dışına�taşımak�için�Lo-jistik�Köyler�kurmaktayız.

TCDD�tarafından�gündeme�gelen,�demiryolu�ileyük�taşımasının�önündeki�en�büyük�engel�olan�el-leçleme�alanlarının�eksikliği,�yük�transfer�istasyon-larının�geliştirilmesi�projesi�çerçevesinde�kurulmasıplanlanan�ve�kurulmaya�başlayan�tesisler,�önce�lo-jistik�köy�olarak�lanse�edilmiş�ancak�daha�sonra�buyapıların�amacının�demiryolu�taşımacılığımızın�ge-liştirilmesinde�odaklar�olması�görülerek,�adı�farklı�yo-rumlanmaya� başlanmıştır.� Türkiyede� TCDD� tara-fından�yapılmaya�başlanan�merkezlerin�gerçekte�de-miryolları�ile�taşınan�yüklerin�hat�değiştirme�ve�karataşıması�ile�intermodal�bağlantının�sağlanması�ama-cıyla�kurulacak�bir�intermodal�terminal�olduğu�gö-rülmüştür.�

Lojistik�köyler�uluslararası�terminolojide�OSB’lergibi�farklı�operatörler�tarafından�işletilen�ve�operatörlertarafından�mülkiyetleri�kazanılmış�tesislerdir.�2009yılında�değişen�OSB�kanunu�gereği,�lojistik�köy�tanı-mı�ülkemizde�İhtisas�Lojistik�Organize�Sanayi�Bölgesiolarak�tanımlanmıştır.�Her�ne�kadar�bu�kanun�SanayiBakanlığımız�tarafından�uygulanmakta�ise�yapılan�işbir�lojistik�hizmetidir�ve�Ulaştırma�Bakanlığımız�ta-rafından�planlanması,�yönetmeliğe�bağlanması�vekontrol�edilmesi�gerekmektedir.�OSB�kanunu�bu�yet-kiyi�Sanayi�Bakanlığımıza�vermiş�ve�kanımca�hatalıbir� yetki� uygulaması� ile� karşı� karşıya� kalınmıştır.Nasıl�TCDD’ninintermodal�aktarma�merkezleri�adı-nı�vereceğim�tesisleri�Ulaştırma�Bakanlığımıza�bağ-lı�ise�İhtisas�Lojistik�OSB’ler�de�aynı�bakanlığımıza�bağ-lı�olmalıdır.�Özel�sektör�tarafından�tek�kuruma�mül-kiyeti�bağlanmış�Ankara�Lojistik�Üssü�gibi�tesisler�delojistik�köy�kapsamına�girmemekte�ve�bu�nedenle�adıLojistik�Üs�olarak�anılmaktadır.�

Çeşitli�özel�kuruluşların�da�şehir�dışında�büyük�de-polama�tesisleri,�araç�parkları,�demiryolu�terminalişeklinde�planladıkları�lojistik�yapılar�da�söz�konusu-dur.�Bu�tip�projelerin�de�lojistik�köy�yerine�lojistik�mer-kez�olarak�tanımlanması�yerinde�olacaktır.�

Tanımlar�üzerinde�anlaşıldığı�takdirde�aynı�dili�ko-nuşur�ve�birbirimizi�anlarız.�Yoksa�farklı�dili�konuşanvatandaşlar�haline�geleceğiz.

GENİŞ AÇIAtilla Yıldı[email protected]

İhtisas lojistik organizesanayi bölgeleri

UND Stratejik Hedefler Çalıştayı’nda konuşan Başkan Ruhi EnginÖzmen, ana hedeflerinin uluslararası nakliyecilik sektöründenalınan payın artırılması olduğunu ve bu noktada katkı sağlayacakUND Deniz’in desteklenmesi gerektiğini söyledi.

PowerHaul lokomotifte ezber bozuyorGE Transportation ve TÜLOMSAŞ ortak

çalışması ile hayata geçirilen PowerHaul lo-komotifler yük taşıma kapasitesini artırırkenyakıt tüketimini ve sera gazı emisyonlarınıyüzde 9 oranında azaltıyor.

Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayi A.Ş(TÜLOMSAŞ) ile General Electric (GE)Transportation ortak çalışması ile üretilen Po-werHaul lokomotiflerin ilki görücüye çıktı.GE’nin ABD’nin Pensilvanya’daki Erie fab-rikasında üretilen parçalarla Türkiye'de üre-tilen ilk GE PowerHaul lokomotifinin lans-manı TÜLOMSAŞ’ın Eskişehir’deki genelmerkezinde yapıldı.

Teknolojide sınır tanımıyorGE Transportation’ın İngiltere ve Kıta Av-

rupa’sı pazarına girişinin yanı sıra GE’nin Ku-zey Afrika ve Orta Doğu bölgelerindeki lo-komotif portföyünü güçlendirmesini de sağ-layan PowerHaul lokomotifler, GE’nin şim-diye kadar ürettiği en ileri teknolojiye sahip,yakıt açısından verimli ve düşük emisyonludizel elektrik yük lokomotifi olarak dikkat çe-kiyor. PowerHaul lokomotifin lansmanınakatılan GE Transportation Başkanı ve CEO’suLorenzo Simonelli “GE olarak Türkiye’demontajı yapılan ilk GE PowerHaul sadece ye-rel üretim kapasitesinin ne kadar yüksek ol-duğunu kanıtlayan bir başarı değil. Bu lo-komotif aynı zamanda bölgede ve çevresinde

demiryolu müşterilerine üstün hizmet ve-recek lokomotiflerin ilki olmasının yanı sıraistihdamı sürdürecek, yeni istihdam yara-tacak ve altyapı büyümesini teşvik edecek”diye konuştu. TÜLOMSAŞ Genel Müdürü veYönetim Kurulu Başkanı Hayri Avcı ise şun-ları söyledi: “Bugün TÜLOMSAŞ ekibimiz ta-rafından montajı yapılan ilk PowerHaul lo-komotifi sunmaktan büyük gurur duyuyoruz.Bu lokomotif, ortaklığımızda daha önemliadımlar atacağımıza işaret ediyor. Her iki ku-rum için gelecekte yeni fırsatlar yaratmak is-tiyoruz. Bu ortaklık, GE’nin ileri lokomotifteknolojisiyle TÜLOMSAŞ’ın köklü üretim

deneyimini ve bölgedeki uzmanlığını bir-leştiriyor.”

2008 yılında TÜLOMSAŞ ve GE bir iyi ni-yet anlaşması imzalayarak GE PowerHaul lo-komotiflerinin piyasaya sunulması için GETransportation ve TÜLOMSAŞ’ın işbirliği ya-pacağı stratejik bir ortaklık kurmuştu. Bu an-laşmaya göre, Avrupa, Orta Doğu ve KuzeyAfrika pazarlarına sunulacak GE PowerHa-ul serisi lokomotiflerin Türkiye’de montajıiçin gereken teknoloji ve malzeme GE tara-fından TÜLOMSAŞ’a sağlanacak. Şu andadünya çapında 50’den fazla ülkede yaklaşık17.000 GE lokomotif kullanılıyor.

Page 8: Sayfa k 3 k 5 10 Mart 2011 Tuzlapahalıgeldi …...Çok sayıda satılık gemi olmasına rağmen Birdüzinesipar Uzakdoğuyolcu Altı tanker yapımı için Türk tersanelerine teklif

8 l PEŞEMBE ROTASI

Deniz Ticareti ve Lojistik Gazetesi

Deniz�Ticareti�ve�Lojistik�Gazetesi

Dünya Süper Veb Ofset A.Ş. adına imtiyaz sahibi:

Didem DEMİRKENTGenel Yayın Yönetmeni:

Hakan GÜLDAĞPerşembe Rotası Gazetesi Editörü:

Murat ERDOĞAN

Haber-Araştırma: Aysel GENÇER

Görsel Yönetmen: Okay LAFÇIOĞLU

� Reklam Planlama Müdürü : Barbaros DARUGA� Reklam Müdürü : Meral ÖGAT� Reklam Sorumlusu : Yeşim AKIN

Mustafa GÖKDEMİR

Merkez: “Globus” Dünya Basınevi, Balamir Sok. No:7, 34810 Kavacık-Beykoz / İstanbul

Telefon: (0216) 681 19 36 - 681 19 37 e-posta: [email protected]

Dizgi ve Baskı: Dünya Süper Veb A.Ş. 100. Yıl Mahallesi 34440 Bağcılar / İstanbul

Hindistan’ın�dudak�uçuklatan�denizcilik�planıCem Top

Denizcilikte söz sahibi olma hedefiyle yolaçıkan Hindistan, yeni limanlar, yeni gemiler, ye-ni tersaneler için 110 milyar dolarlık dev büt-çeyi sektöre aktarma planları yapıyor.

Son on yılda denizcilik ve gemi inşa alan-larında yaptığı atılımla dikkatleri üzerine çekenHindistan, sıklıkla dile getirilen “denizcilikte sözsahibi olma” hedefini ne kadar ciddiye aldığı-nı ortaya koyduğu planla gösterdi. Geçtiğimizgünlerde Denizcilik Bakanı G.K. Vasan tara-fından açıklanan 10 yıllık reform paketine gö-re, Hindistan’ın yeni limanlar, yeni gemiler, ye-ni tersanelerin inşası ile mevcut tesislerde ya-pılacak iyileştirme çalışmaları için 110 milyardolarlık dev bir bütçeyi sektöre aktarması plan-lanıyor. Denizcilik sektöründe bir takım mev-zuat düzenlemelerinin de yapılmasını öngörenplan dâhilinde 2020 yılı sonunda Hindistan’ınokyanus ötesi kargo kapasitesi 3 milyar 200 mil-yon tona yükselecek ve bu hedef dâhilinde li-manlar, tersaneler ve taşımcılık organizasyonuyeniden yapılandırılacak. Vasan, söz konusuplanla ilgili olarak yaptığı açıklamada “Liman-larımızı ve denizcilik sektörümüzü dünyanın eniyileri ile boy ölçüşebilecek seviyeye getirmekarzusundayız” diyor.

Özel sektör desteklenecekBilindiği gibi Hindistan hükümeti 2007 yı-

lında “Ulusal Denizcilik Gelişim Planı” olarakbilinen bir reform paketini uygulamaya koy-muş ve paket dâhilinde 2012 yılı sonuna ka-dar sektöre 30 milyar dolarlık yatırım yapıl-masını öngörmüştü. Denizcilik ve TransportBakanı G.K. Vasan, açıklanan son programın2007’deki planın yerini alacağını ve böylelik-le sektöre yapılan katkıların artarak devam ede-ceğini ifade etti. Bakan Vasan “Hindistan’ındünya denizcilik pastasından aldığı dilim yüz-de 1 civarındadır. 10 yıllık plan sonunda bu pa-

yın yüzde 5 seviyelerine gelmesini arzuluyo-ruz. Bu amaçla gerek devlet aidiyetindeki ge-rekse de özel sektörün işlettiği/işleteceği li-manlar için büyük bir kaynak ayrılacak. Bu kay-nağın 66 milyar dolar civarında olacağını söy-

leyebilirim” şeklinde konuştu. Ayrıntıları ka-muoyu ile paylaşılan plana göre ülkenin doğuve batı kıyılarında dünyanın en büyük liman-larıyla boy ölçüşebilecek kapasitede iki yeni li-man inşa edilecek. Ayrıca hâlihazırda işler du-rumda bulunan 13 adet liman da yenileştirmeve iyileştirme çalışmalarına tabi tutulacak.Sektöre yatırım yapmak isteyenler için arazitahsis komisyon u kurulacağını söyleyen bakan,mevzuat düzenlemeleriyle yatırımların hızkazanmasının hedeflendiğini belirtti. 2010yılı mali rakamlarına göre Hindistan limanla-rında yıllık kargo kapasitesi 845 milyon ton ci-varında seyrediyor. Devasa planın hayata ge-çirilmesi durumunda bu kapasite kademeli ola-rak önce 2 milyar 500 milyon tona daha son-ra da 3 milyar 200 milyon tona kadar yükse-lecek. Ayrıca ülkede şu an faaliyette bulunantersanelere teknoloji desteği sağlanarak spe-sifik ve modern gemilerin inşa edilebilmesi sağ-lanacak. Gemi inşa alanında uzmanlaşmışUzakdoğu ülkeleriyle yapılacak işbirliği sonucudört farklı yerde yeni tersane kurulması ve böy-lelikle ülkenin inşa kapasitesinin arttırılmasıda planda hedeflenen konular arasında.