Upload
others
View
6
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ YAYINLARI: 7
ŞEHİRLERİN SEVDALISI
İBRAHİM HAKKI KONYALI
ARMAĞANI
Konya 2015
SÜ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ, 2015 Konya
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nün 17.09.2015 tarih ve 2015/6-1 sayı-lı kararı ile bastırılmıştır.
Editör Prof. Dr. Hasan BAHAR
Editör Yardımcıları Yrd. Doç. Dr. Hakan KUYUMCU Yrd. Doç. Dr. Çağatay BENHÜR
Dr. Hatice Gül KÜÇÜKBEZCİ Arş. Gör. Fatih Numan KÜÇÜKBALLI
Arş. Gör. Tuğba AKTAŞ ÖZKAN Arş. Gör. Murat TURGUT
İnceleyenler Prof. Dr. Âlim GÜR
Prof. Dr. Yılmaz KOÇ Prof. Dr. Özdemir KOÇAK
Sekreterya
Mustafa ÜLÜK
ISBN 978-975-448-209-6
Baskı Selçuk Üniversitesi Matbaası
Tel: 0 332 241 18 47 Ekim 2015
Kitapta yer alan yazıların dil ve bilim sorumluluğu yazara aittir.
ŞEHİRLERİN SEVDALISI
İBRAHİM HAKKI KONYALI
ARMAĞANI
ŞEHİRLERİN SEVDALISI İBRAHİM HAKKI KONYALI ARMAĞANI
v
SUNUŞ
Üniversitemiz, bünyesinde bulundurduğu akademik birimlerde deneyimli eğitici
kadrosu ile eğitimli, üretken ve gelişimi isteyen bireyler yetiştirmek maksadıyla ülke
kalkınmasında üzerine düşen görevi başarıyla sürdürmektedir. Bu amaca hizmet
etmek üzere Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü de Atatürk’ün hedef
gösterdiği çizgide Türk tarihi, dili, edebiyatı, sanatı ve kültürü üzerine yayınlar
yapmaktadır. Enstitümüzün bu alandaki müstakil kitap yayınları yanında, Güz ve
Bahar sayıları olmak üzere yılda iki defa çıkardığı uluslararası Türkiyat Araştırmaları
Dergisiyle (Journal of Studies in Turkology) ülkemizde sosyal bilimler alanında
Üniversitemizin yüz akları arasına girmesi bizi mutlu etmektedir.
Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü ayrıca gelenek hâline getirmeye çalıştığı, “Türk
tarihi, dili, edebiyatı ve kültürüne hizmet etmiş yerli ve yabancı önemli bilim
adamları adına armağan kitaplar” yayınlayarak sosyal bilimler alanındaki geçmiş
birikimleri ve tecrübeleri gençlerin önüne koyup geleceğin ilim adamlarına yol
göstermekle de önemli bir iş yapmaktadır.
Bu vesileyle, “Şehirlerin Sevdalısı İbrahim Hakkı KONYALI Armağanı” kitabına
yazılarıyla katkıda bulunan bilim insanlarımıza ve eserin hazırlanıp basılması
aşamasına kadar olan süreçte emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum
Prof. Dr. Hakkı GÖKBEL
Selçuk Üniversitesi Rektörü
ŞEHİRLERİN SEVDALISI İBRAHİM HAKKI KONYALI ARMAĞANI
vi
ŞEHİRLERİN SEVDALISI İBRAHİM HAKKI KONYALI ARMAĞANI
vii
ÖN SÖZ
Atatürk’ün direktifiyle kurulan Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumuna benzer
olarak; Türkiyat Enstitüleri de Türk tarihi, dili, edebiyatı ve kültürü üzerinde
araştırmalar, yayınlar yapmak üzere üniversiteler bünyesinde kurulmuş kurumlardır.
Selçuk üniversitesi bünyesinde kurulan Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü de
kurulduğu 24 Ocak 1991 tarihinden itibaren bu amaçlar doğrultusunda panel, bilgi
şöleni, seminer, konferans vb. etkinlikler düzenlemiştir. Dergimiz yılda iki defa güz
ve bahar sayıları olmak üzere düzenli olarak bugüne kadar yayınlanmış, 32. sayıdan
itibaren MLA (Modern Language Association) International Bibliography,
Newyork/ABD, Tübitak/Ulakbim SBVT tarafından dizinlenmeye başlanmış ve
uluslararası hale gelmiştir. Dergimiz, gerekli şartları yerine getirdiğinden ISI-
Wos/A&HCI (Arts & Humanities Citation Index)-(Thomson Reuters)’e dizinlenmesi
için müracaat edilmiştir. Yazışmalar sonuçlandığında Tübitak tarafından kabul edilen
sosyal bilgiler alanında B grubu kategorisine dâhil edilebilecektir. Ayrıca dergimiz
ASSOS INDEX, EBSCO tarafından da taranmaktadır.
Enstitümüz, Türkiyat dergisini sosyal bilimler alanında üniversitemizin yüz akı
hâline getirmeye çalışırken, Türk tarihi, dili, edebiyatı ve kültürüne hizmet etmiş yerli
ve yabancı önemli bilim adamları adına armağan kitaplar çıkarmayı geleneksel hâle
getirmiştir. Böylece bu şahsiyetlerin hayatı, eserleri, metodu, Türk tarihine, diline,
edebiyatına, kültürüne sağladığı katkılar ortaya konularak, bundan sonra yapılması
gereken çalışmaların neler olduğu özellikle gençlere daha isabetli bir şekilde
gösterilmiş olacaktır. Bunun için ilk olarak 1999 yılında “Prof. Dr. Erol GÜNGÖR’ün
Anısına Armağan” kitabı çıkarılmış idi. 2003 yılında dergimizin XIII. sayısı Prof. Dr.
Ahmet Bican ERCİLASUN’a armağan sayısı olarak yayınlanmıştır. 2011 yılında ise
“Büyük Selçuklu’dan Türkiye Selçuklu Devletine Prof. Dr. Mehmet Altay KÖYMEN’e
Armağan” kitabı yayınlanmış, bu geleneğin bir devamı olarak da üniversitemiz de
sosyal bilimler alanında birçok bilim adamı yetişmesinde emeği olan Prof. Dr. Nejat
GÖYÜNÇ Hocamız anısına “Tarihçiliğe Adanmış Bir Ömür: Prof. Dr. Nejat
GÖYÜNÇ’e Armağan” adıyla bir kitap yayınlamış bulunuyoruz. Bu geleneğe binaen
Türk tarihi, kültürüne hizmet etmiş, özellikle kentlerimiz üzerine çalışmalarıyla
bilinen tarihçi İ. Hakkı Konyalı adına bir armağan kitabı çıkarmanın mutluluğunu
ŞEHİRLERİN SEVDALISI İBRAHİM HAKKI KONYALI ARMAĞANI
viii
yaşamaktayız.
“Şehirlerin Sevdalısı İBRAHİM HAKKI KONYALI ARMAĞANI” kitabının
yayınlanmasında yardımlarını gördüğümüz Enstitümüz Müdür Yardımcıları Yrd.
Doç. Dr. Hakan KUYUMCU, Yrd. Doç. Dr. Çağatay BENHÜR’e; Dergimizin editör
yardımcıları Dr. Hatice Gül KÜÇÜKBEZCİ, Arş. Gör. Fatih Numan KÜÇÜKBALLI,
Arş. Gör. Murat TURGUT’a; kitabımızın tashih aşamasında yardımını gördüğümüz,
enstitümüz Arş. Gör. Tuğba AKTAŞ ÖZKAN’a, Enstitü sekreterimiz Cengiz ATEŞ,
Personelimiz Mustafa ÜLÜK ve Özkan YORGANCILAR’a teşekkürlerimi bildiririm.
Prof. Dr. Hasan BAHAR
SÜ Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü
ŞEHİRLERİN SEVDALISI İBRAHİM HAKKI KONYALI ARMAĞANI
ix
İÇİNDEKİLER
Sunuş…………………………………………. v
Ön Söz…………………………..……………. vii
Ahmet Ali BAYHAN
M. Zahir ERTEKİN
Eserlere Adanmış Bir Hayat: İbrahim Hakkı
Konyalı Hayatı ve Eserleri……………………
1
Erdem YÜCEL İbrahim Hakkı Konyalı (Atis)………………... 99
Mustafa ÖZDAMAR Şehirlerin Tarihini Yazan Adam……………... 117
Nurullah TABAKÇI İbrahim Hakkı Konyalı İle Bir Röportaj……… 125
Yaşar SEMİZ İbrahim Hakkı Konyalı (1896 - 1984)……….. 133
Doğan YÖRÜK İbrahim Hakkı Konyalı’nın İzinde…………… 161
Zekai ERDAL İbrahim Hakkı Konyalı’nın “Abideleri ve
Kitabeleri ile Aksaray Tarihi” İsimli Eserine
Eleştirel Bir Bakış……………………………..
167
Hüseyin MUŞMAL
Merve SÖNMEZ
İbrahim Hakkı Konyalı'nın Beyşehir ile İlgili
Çalışmaları……………………………………
201
Mustafa YILMAZ İbrahim Hakkı Konyalı ve Arkeoloji………….. 213
Mustafa ARSLAN İbrahim Hakkı Konyalı’nın Akşehir ve
Beyşehir Çevresinde Tespit Ettiği Eskiçağ
Malzemeleri ve Bunların Günümüzdeki
Durumları……………………………………..
217
Murat TURGUT İbrahim Hakkı Konyalı’nın Çalışmalarında
Geçen Eskiçağ Tanrıları………………………
255
Hasan BAHAR Eskiçağ’da Konya……………………………... 271
ŞEHİRLERİN SEVDALISI İBRAHİM HAKKI KONYALI ARMAĞANI
x
Bayram ÜREKLİ Konya Tarihi………………………………….. 299
Koray ÖZCAN Anadolu Selçuklu Kenti
“Mekânsal Bildirge"…………………………..
307
Ayşe ÖZDEMİR Anadolu’da Selçuklu Dönemi Türk Bahçe
Kültürü…..........................................................
319
Ensar KÖSE İçel’de Bir Ulu Çınar:
Şeyh Ali Semerkandî ve Nesli…………………
335
Hava SELÇUK Şer’iyye Sicillerinin Şehir Tarihi Açısından
Önemi (Kayseri Örneği)………………………
361
İbrahim SOLAK 51 Numaralı Konya Şer’iye Sicili (H. 1140-
1141/ M. 1727-1729)………………………….
381
Metin AKİS İ. Hakkı Konyalı Armağanına Katkı: Kilis
Sancağında Canbolat Oğulları Ailesinin
Yönetimi……………………………………….
391
Alpay BİZBİRLİK H. 1056/57 Tarihli Marmara Kazâsı Avârız
Defteri…………………………………………
405
Çetin AYKURT III. Selim’in Fikrî Yapısı……………………… 439
Selim Hilmi ÖZKAN XIX. Yüzyılın Sonlarında Alâiyeli
Memurların Sosyo-Ekonomik Durumları…….
449
Özgür YILMAZ Tanzimat Dönemi Şehir Tarihi Çalışmaları
Üzerine Bir Deneme…………………………..
471
Necat ÇETİN Üsküdar Bulgurlu Mahallesinde 1906 Tarihli
Son Osmanlı Nüfus Tahriri (Sayımı)………...
505
ŞEHİRLERİN SEVDALISI İBRAHİM HAKKI KONYALI ARMAĞANI
xi
Ali Rıza GÖNÜLLÜ Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Alanya’nın İdari
Yapısı (1831-2014)……………………………
515
Necmi UYANIK Mehmet Akif’te Çağdaşlaşma Anlayışı ve Bu
Eksende Bazı Meselelere Bakışı………………..
535
Mithat DİREK Meram Bağlarının Ardındaki Sır: Su Kültürü 561
D. Ali ARSLAN
Gülten ARSLAN
Halk, İktidar ve İktidar Seçkinleri:
Mersin Araştırması…………………………
573
ŞEHİRLERİN SEVDALISI İBRAHİM HAKKI KONYALI ARMAĞANI
xii
ŞEHİRLERİN SEVDALISI İBRAHİM HAKKI KONYALI ARMAĞANI
201
İBRAHİM HAKKI KONYALI'NIN BEYŞEHİR İLE İLGİLİ
ÇALIŞMALARI* Hüseyin MUŞMAL**
Merve SÖNMEZ***
Giriş
1896 yılında Konya'da doğan İbrahim Hakkı Konyalı, Türk kültür ve
medeniyet tarihi adına yaptığı araştırmalar ve ortaya koyduğu eserler vesilesiyle
adını tarihe altın harflerle yazdırmış önemli bir şahsiyettir1. 92 yıllık ömrünü,
basılmış ve basılmamış onlarca kitap ve yüzlerce makale ile süslemiş olan
Konyalı, Türkiye'de pek çok şehrimizin tarihini yazarak, atalarımızın bizlere
bıraktığı zengin kültür mirasının gelecek nesillere aktarılması için fazlasıyla çaba
göstermiştir. Özellikle onun şehir tarihi araştırmalarına baktığınızda, çalıştığı
bölgelerde yılmadan, adeta adım adım karış karış incelemeler yaptığını görür ve
sabrına hayran kalırsınız.
İ. Hakkı Konyalı'nın, şehir tarihi hakkındaki eserlerinin neredeyse
tamamında, Abideleri ve Kitabeleri biçiminde devam eden başlıklar kullandığını
görmekteyiz. Bu durumun, araştırma yaptığı bölgelerin özellikle abide ve
kitabeleriyle ilgilenmesi ve eserinde bunlara yer vermesinden kaynaklandığı
söylenebilir. Onun bu konudaki gayreti ve hassasiyeti, "Ömrümün elli senesini
Türkiye'nin yarısı kadar topraklardaki İslami, gayri İslami abideleri, tarihî yadigârları
incelemeye verdim.”2 Şeklindeki ifadesinden de anlaşılabilir. Bu nedenle
Konyalı'nın hazırladığı eserlerin alelade yazılmamış, uzun emekler sonrasında
*Söz konusu çalışma, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yakınçağ Tarihi Bilim Dalında,
Doç. Dr. Hüseyin Muşmal’ın danışmanlığında, Yüksek Lisans Öğrencisi Merve Sönmez tarafın-
dan hazırlanan, “İbrahim Hakkı Konyalı ve Beyşehirle İlgili Eserleri” isimli seminerin geliştirilme-
sinden oluşturulmuştur. **Doç. Dr., Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi.
[email protected] ***Yüksek Lisans Öğrencisi. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. 1 M. Ali Uz, "Cumhuriyet Dönemi Konya Aydınları", Yeni İpek Yolu Dergisi, S. 11, Konya 2008, s. 99. 2 İbrahim Hakkı Konyalı, "Hal Tercümem", Konyalı Arşivi, No: 3049.
ŞEHİRLERİN SEVDALISI İBRAHİM HAKKI KONYALI ARMAĞANI
202
ortaya çıkmış eserler olduğu rahatlıkla söylenebilir. Öyle ki, bazı eserleri
incelendiğinde, bunların 20-30 yıllık bir emeğin ürünü olduğu görülecektir3.
İ. Hakkı Konyalı, Anadolu'nun her köşesindeki toprakların altının-üstünün
çok kıymetli tarihi eserlerle dolu olduğuna inanmış ve bunların kültür
mirasımıza kazandırılabilmesi için elinden geleni yapmaya gayret göstermiştir.
Yaptığı şehir tarihi araştırmaları birbiriyle iç içe ve bağlantılı olmuştur. Aynı anda
birçok şehrin tarihini yazma işini arşiv ve kütüphanelerde yaptığı araştırmalarda
birlikte yürütmüştür.
Çok sayıda esere imza atmış olan İ. Hakkı Konyalı’nın, Beyşehir’le ilgili
hazırladığı eseri de dâhil olmak üzere, bazı eserlerinin basımını görmeye ömrü
yetmemiştir. Beyşehir'le ilgili olan eseri, 1967 yılında tamamlanmış, ancak eserin
basımı 1991 yılında gerçekleştirilebilmiştir. Hatta hala basılmayı bekleyen
eserlerinin de olduğu düşünülürse, Beyşehirlilerin bu konuda şanslı olduğu bile
söylenebilir4. Abideleri ve Kitabeleriyle Beyşehir Tarihi isimli eserin tamamlandığı
dönemden, yayımlandığı tarihe kadar 24 yıl gibi çok uzun bir süre geçmiş olsa da
bu kıymetli eserin basılarak okuyucularla buluşturulması bir nebzede olsa teselli
vericidir. Beyşehir kitabının önsözünde "Bugün Konya'nın bir ilçesi olan Beyşehir
tarihi çok zengindir. Ben Beyşehir'in tarihini Karaağaçla beraber yazmak istemiştim.
Bunları bir cilde sığdırmaya imkân yoktur"5 şeklinde sarf ettiği sözlerden, bazı
araştırmalarını ise planladığı halde gerçekleştiremediği anlaşılmaktadır.
Yaptığımız araştırmalar neticesinde de Karaağaçla ilgili bir eserine şimdilik
ulaşamadık.
İ. Hakkı Konyalı’nın Beyşehir'le ilgili en önemli eseri, Abideleri ve Kitabeleriyle
Beyşehir Tarihi isimli kitabıdır. Fakat Konyalı'nın bu kitap dışında Beyşehir'le ilgili
bazı gazete yazılarının da olduğunu tespit ettik. Gazete yazılarında kaleme aldığı
bilgilerin birçoğuna kitabında ayrıntılı olarak yer vermiştir. Beyşehirle ilgili
gazete yazılarının ilki 1966'da, ikincisi 1972'de diğerleri de 1977 yılının Mart ve
Nisan aylarında yayımlanmıştır. Yazılar “Beyşehir Gölü Adlarında Bulduğumuz
Selçuklu Sarayı”, “Beyşehir Gölü Adalarında Selçuk Sarayları ve Kız Kulesi”,
“Beyşehir'de Eşrefoğulları, Beyşehir Gölünde Selçuk Sarayı” gibi benzer konu ve
başlıklardan oluşmaktadır. Bu gazete yazıların da, önemli bulduğu konulara
3 İbrahim Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleriyle Beyşehir Tarihi, Erzurum 1991, s. XXIII. 4 Abideleri ve Kitabeleriyle Seydişehir Tarihi, Akçakoca Tarihi, Bursa Tarihi, Kayseri Tarihi, Antalya
Tarihi gibi eserler bunlar arasında zikredilebilir. 5 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. XXIII.
ŞEHİRLERİN SEVDALISI İBRAHİM HAKKI KONYALI ARMAĞANI
203
belirli aralıklarla tekrar tekrar değinmesinin sebebi belki de, kitabının o yıllarda
hala basılmamış olmasıdır. Zira yıllar süren araştırmaları ile keşfettiği pek çok
hadiseyi ele aldığı eserinin uzun yıllar yayımlanmamış ve bilim âlemine
kazandırılmamış olması onu, önemli bilgi ve bulguları gazete üzerinden
duyurma isteğine sevk etmiş olmalıdır. Ayrıca eseri yayımlanmadıkça emeğinin
çalınabileceğini düşünmüş olmalıdır6.
I- İ. Hakkı Konyalı'nın Abideleri ve Kitabeleriyle Beyşehir Tarihi İsimli
Eseri
Abideleri ve Kitabeleriyle Beyşehir Tarihi isimli eser, Takdim, Beyşehir Üzerine
Birkaç Söz ve Önsöz kısımlarından sonra 18 ayrı bölümden oluşmakta olup,
toplam da 409 sayfadan ibarettir. Bunların dışında, eserin sonunda, Resimler
başlığını taşıyan ve sayfa numarası 1’den başlamak üzere, 40 sayfalık bir bölüm
daha bulunmaktadır. Çalışmanın Takdim bölümü, eserin basımını üstlenen
Beyşehir Belediye Başkanı Adil Bayındır tarafından, Beyşehir Tarihi Üzerine Birkaç
Söz isimli bölüm ise eseri yayına hazırlayan Prof. Dr. Ahmet Savran tarafından
yazılmıştır.
İ. Hakkı Konyalı’nın Beyşehir tarihi ile ilgili eserinin içeriğine bakıldığında,
eserin günümüz yazım usullerinden uzak olarak oluşturulduğu söylenebilir.
Eser, çeşitli bölümlere ayrılmış, fakat başlıklar kendi içlerinde sınıflandırılırken
herhangi bir harf-rakam ya da ondalık sistem de kullanılmamıştır. Ayrıca
bölümler tek düze, birbirini takip eder şekilde gelişi güzel sıralanarak
düzenlenmiştir. Eseri neşre hazırlayan Ahmet Savran’ın açıklamalarından,
eserdeki düzenlemenin, kitabı basıma hazırlayan kişiler tarafından yapıldığı,
başlık ve alt başlık gibi hususların Konyalı' ya ait olmadığını anlaşılmaktadır.
İ. Hakkı Konyalı, eserinin önsözünde her ne kadar "Beyşehir'in dört başı
mamur tarihini yazmak bir İbrahim Hakkı Konyalı'nın yapacağı iş değildir. Bu, tam
kadrolu ihtisas heyetlerinin işidir" diyerek mütevazı bir açıklama yapmış olsa da,
6 Eserinde bu konuda taşıdığı endişeyi teyit edecek bir bilgi bulunmaktadır. "Konya Müzesinde bir ara
memurluk yapan Zeki Oral adlı bir kişi Konya Belediyesinden elde ettiği kitabımla Alanya
(Alâiyye) kitabını eline almış, Kubadâbâd'ı gösteren satırların üstüne krşun kalemle işaretler ya-
parak onların kılavuzluğu ile Beyşehir'e ve Kubadâbâd'a gitmiş, Arslanlık hasletini bir tarafa it-
miş, tilki izciliği ile içinden gelen kâşiflik sesine uyarak Konya'da çıkan okunmayan Anıt adlı pe-
rişan bir derginin Kasım 1949 tarihli ve 110 nüshasında Kubadâbâd bulundu başlıklı yazı yazmış-
tır. Ulu Tanrıya şükürler olsun ki, burasını bulmak bana nasip oldu demek cesaretini göstermiş-
tir". Konyalı, burada Kubadabad Sarayı’nın kendisi tarafından bulunduğunu, ancak Zeki Oral’ın
bu durumu kendisine mal ettiğini ifade etmektedir. Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 170-171.
ŞEHİRLERİN SEVDALISI İBRAHİM HAKKI KONYALI ARMAĞANI
204
eserini yazarken, pek çok kaynak, onlarca arşiv malzemesi ve pek çoğu ilk defa
ele alınan çeşitli kitabelerden yararlanmıştır. Konyalı, incelemeler yaptığı
bölgelerde tespit ettiği kitabeleri günümüz Türkçesine çevirmekle yetinmemiş,
aynı zamanda bu kitabeleri yazan veya kazıyan kişiler tarafından yapılan
yazım/gramer hatalarını da özellikle belirterek, doğru yazımlarını uygulamalı
olarak eserinde göstermiştir7.
Yazar, eserin ilk bölümünden itibaren Beyşehir tarihini, kronolojik bir sırayla
ele alarak ilk çağlardan Osmanlı son dönemine kadar anlatmaya çalışmıştır.
Konyalı, sadece araştırmalarında elde ettiği bilgi ve bulgulara yer vermemiş,
eserinde, aynı zamanda kendi gözlemlerini dile getirmiş, saha araştırması
sırasında yaptığı en ufak bir tespiti dahi yer vermiştir. Ancak eserde verilen
bilgilere bakıldığında, bu bilgilerin önemli bir kısmının herhangi bir kaynağa
dayandırılmadığı görülmektedir. Kaynağa dayandırılan veya referans verilen
bilgilerde ise dipnotların kurallara uygun olarak düzenlenmediğini söyleyebiliriz.
Eserde bulunan dipnot düzensizliğinin yanında, kullanılan kaynakların bir araya
getirildiği bir kaynakça da yoktur. En azından kitabın sonunda bir kaynakça
olsaydı, bu eksiklik belki bir nebze giderilebilirdi. Eserde kullanılan kaynak
çeşitlerine baktığımızda bunların genellikle matbu kitap ve arşiv belgelerinden
oluştuğunu görmekteyiz. Bunların dışında ayrıca yazarın, kaynak kişilere de
başvurduğu, araştırma yaptığı yerlerde görüştüğü, yardımını gördüğü, bilgi
aldığı kişileri de dipnotlarda dile getirdiği veya bir vesile kendilerine teşekkür
ettiği anlaşılmaktadır. Eserde kullanılan kaynakların tamamına yakınında, basım
yeri ve basım yılı gibi bilgiler yoktur. Bazılarında ise basım yeri ve yılı dışında,
yazarın ismini de tesadüf edilmemektedir.
Kaynakça dışında eserin en önemli eksikliği ise sonuç bölümünün
olmamasıdır. Onca tezin ileri sürüldüğü bu esere bir sonuç bölümünün
konmaması kitabı bir bakıma eksik bırakmıştır. Eserin ekler bölümü de düzenli
ve kullanışlı değildir. İ. Hakkı Konyalı eserinde, toplam 90 adet fotoğraf
kullanmıştır. Bu fotoğraflardan bazılarına satır aralarında atıf yapmış ancak
bazılarına metinde hiç değinmemiştir. Yani atıfta bulunulan fotoğraflardan
bazıları eserde anlatılanları karşılamış olsa bile, bunların da ilgili sayfalardan ayrı
bir bölümde okuyuculara sunulması kopukluk oluşturarak bütünlüğü
7 Bu konuda birkaç örnek verilebilir. Abdileri ve Kitabeleriyle Beyşehir Tarihi isimli eserinde, Beyşehir
Çilledâr Zaviyesi Kitabesi (s.98), Arap Melek Hatun’un mezar taşı (s. 285), Darendeli Silahtar Ali
Paşa'nın mezar taşı, (s. 290), Hoyran Köyü Cami kitabesi, Küçükavşar Köyü Camii kitabesi, (s.
368), Kürtler Köyü’nde bulunan mescid kitabesi, (s.373).
ŞEHİRLERİN SEVDALISI İBRAHİM HAKKI KONYALI ARMAĞANI
205
bozmuştur. Bazı fotoğraflar ise metinde ele alınan konularla doğrudan ilgili
değildir. Eserde ele alınan konular arasında da yer yer kopukluklar olduğu ve
yazarın belli başlı bazı konularda ve yaptığı betimlemeler konusunda tekrarlara
düştüğü anlaşılmaktadır.
II-İ. Hakkı Konyalı'nın Beyşehir’deki Eserlerle İlgili İddia, Öneri ve
Dilekleri
İ. Hakkı Konyalı, neredeyse ömrü boyunca yaptığı araştırmalarda kültürel
mirasımızı ortaya koyarken, tarihini yazdığı şehirlerin eserlerinin korunmasını
öylesine gönülden istemiş olmalı ki, eserlerinde sık sık bu yönde, iddia, öneri,
dilek ve temennilerini sunmaktan kaçınmamıştır. Beyşehir’le ilgili eserinde bu
konuya pek çok örnek gösterilebilir. Bunlardan bir kısmı Beyşehir merkezde
bulunan Eşrefoğlu Süleyman Bey Külliyesi’nde yer alan bir dizi yapı
hakkındadır. Öncelikle burada Beyşehir’de bulunan eserlerin keşfi hakkındaki
iddialarına yer verilecek, daha sonra tarihi eserlerimiz hakkındaki bazı öneri
dilek ve temennilerinden bahsedilecektir.
İ. Hakkı Konyalı, Beyşehir sınırları içerisinde bulunan Kubadabad Sarayı’nın
yerini ilk defa kendisi tarafından bulunduğunu iddia etmiş ve bu konuyu
Abideleri ve Kitabeleriyle Beyşehir Tarihi isimli kitabında, "622 yılın tozu, dumanı
altında varlığı ve yeri unutulan Kubadabad Sarayını, Kubadabad'ı ve bu sarayın kendi
sınırları içinde bulunan tarihi Gurgurum'u uzun ve yorucu bir çalışma ve araştırmadan
sonra bulmuş ve Konya Belediyesi tarafından basılmak üzere 1944 yılında yazdığım
Abideleri ve Kitabeleriyle Konya Tarihi adlı eserimde ilim âlemine, geniş muhitte
sunmuştum. Daha sonra da 1946 yılında basılan Alanya (Alâiyye) kitabımın 74. ve 79.
sayfalarında bu buluşum tekrarlanmıştı" sözleriyle yeniden dile getirmiştir8.
Konyalı, Kubadabad Sarayı’nın bulunması ile ilgili iddialarını Mart 1972'de
yayımlanan, "Beyşehir Gölü Adalarında Selçuk Sarayları ve Kız Kulesi" başlıklı
gazete yazısıyla ve 1 Nisan 1977 yılında Tarih Sohbetleri isimli mecmuasında
"Beyşehir Gölünde Selçuklu Sarayı" başlıklı yazılarıyla bir kez daha
tekrarlamıştır. Yine Kubadabad Sarayı dışındaki yapılarla ilgili bir iddiası da Eşek
Adası’nda bulduğu Selçuklu Kasrı’dır. Eserinde bu konuyla ilgili, "Hiçbir yerde
yapanı, yaptıranı, yapıldığı tarihi gösteren bir kitabe yoktu. I. Alâaddin devri
emirlerinden birisine ait, aynı zamanda büyük sarayın öncü karakol kalesi idi. Burada
esaslı bir kazı ve inceleme yapılmalıdır. Kasrı ilk defa ilim âlemine tanıtma hizmeti
8 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 170.
ŞEHİRLERİN SEVDALISI İBRAHİM HAKKI KONYALI ARMAĞANI
206
yapıyoruz" sözlerini dile getirmiştir. Ağustos 1966 yılında yayımlanan Tarih
Konuşuyor isimli mecmuada bu iddiasını tekrarlamış, Abideleri ve Kitabeleriyle
Beyşehir Tarihi isimli eserinde de, söz konusu gazete yazısına atıfta bulunmuştur9.
İ. Hakkı Konyalı’nın bir diğer iddiası Beyşehir Eşrefoğlu Cami minberinin
kapı kemerinde bulunan sülüs yazılı kitabeyi okumasıyla ilgilidir. Bu konuyla
ilgili olarak eserinde, "Doğulu ve batılı birçok tarihçi şimdiye kadar bu kitabeyi tam ve
doğru olarak kopya edip yayınlamamışlardır. Biz ilk defa ilim âlemine sunuyoruz"
sözlerini sarf etmiş ve kitabeyi günümüz Türkçesine çevirmiştir. Kitabede, "Taht
gibi yüce minberin yapılmasını adaletli Emir Eşrefoğlu emretti" manasının
bulunduğunu eserinde dile getirmiştir10. Konyalı, ayrıca Beyşehir Kalesi kapısının
üzerinde bulunan 3 kitabeden daha söz etmiştir. Bu kitabeleri günümüz
Türkçesine çevirerek, bunlara eserinde yer vermiş ve bu konuda "Bu kitabeler ilk
defa tarafımızdan doğru olarak neşrediliyor" cümlesiyle, Beyşehir’deki pek çok
kitabenin ilk defa düzgün bir şekilde kendi tarafından okunduğunu iddia
etmiştir11.
İ. Hakkı Konyalı, eserinde bir taraftan Beyşehir ve tarihi hakkında detaylı
bilgi verirken diğer taraftan da özellikle satır aralarına Beyşehir ile ilgili anılarını,
dileklerini, uyarı ve önerileri de serpiştirmiştir. Bu yönüyle eser, bize göre bir anı
kitabı olma özelliğini de taşımaktadır. Bu konuda eserde çok sayıda örnek
bulunmaktadır. Bunlardan birisi Beyşehir Bademli Köyü’nde bulunan cami
kütüphanesindeki el yazma kitaplarla ilgilidir. Konyalı, bu kitaplara ulaşmak için
köydeki camiye gitmiş, fakat bahsi geçen kitaplara ulaşamamıştır. Yaşadığı olayı
eserinde şu cümlelerle nihayete erdirmiştir. "Cami imamın anlattığına göre bu
kitaplar, günahtan kurtulmak için çuvallara doldurularak altı ay evvel camiinin önündeki
kabristana gömülmüştür. Vakıflar idaresinin ihmali yüzünden işlene gelen cinayetler
zincirine bir yenisi daha eklenmiştir. Kim bilir bunların içinde ne hazineler var idi. Bana
gömüldüğü yer gösterildi amma vakit çok geçti açtıramadım"12.
İ. Hakkı Konyalı, Beyşehir Eşrefoğlu Süleyman Bey Külliyesi’nde yer alan
yapılar hakkında eserinin ilgili bölümlerinde pek çok temenni ve dileklerde
bulunmuştur. Eserinde Beyşehir Kalesi’nin duvarlarının birçok yerinde eski
halini muhafaza ettiğini, buraların temizlenerek ve tamir edilerek tarihi kalenin
9 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 391. 10 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 235. 11 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 202. 12 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 302.
ŞEHİRLERİN SEVDALISI İBRAHİM HAKKI KONYALI ARMAĞANI
207
ortaya çıkarılması gerektiğini savunmuş, hatta Karaman Belediyesi’nin böyle bir
çalışma yaptığını söyleyerek, Karaman’ı örnek göstermiştir13. Konyalı’nın bir an
önce tamir edilmesi gerektiğini ifade ettiği bir diğer yapı da İçerişehir’de kendi
adını verdiği sokakta bulunan Demirli Mescit ve Medresesi’dir. Konyalı bu
konuda eserinde "Bu asil ve tarihi binanın restore edilmesi lazımdır" ifadesini
kullanmıştır14. Konyalı’nın bir başka temennisi de Eşrefoğlu Cami minberinin
tahrip olması nedeniyle üzerinden düşen çini parçalarının tamamlanması
gerektiği hakkındadır. Ayrıca caminin müezzin mahfilinde birçok halı ve kilim
parçası olduğunu görmüştür. Konyalı, "Pırlanta değerindeki bu tarih yadigârları
kopmuş, erimiş, güveler tarafından didik didik edilmiştir. İlgili idarelerin bunları ilmi bir
şekilde incelemesi lazımdır" diyerek kendi imkânlarıyla orada bulunan seccadelerin
ve halıların ölçümlerini yapmıştır15. İ. Hakkı Konyalı, araştırmaları sırasında
Eşrefoğlu Süleyman Bey'in türbesinin Vakıflar Umum Müdürlüğü tarafından
tamir ettirilirken, tamiri yapanların dikkatsizlik sonucu kubbe kısmında bulunan
çinilere zarar verdiğini fark etmiştir. Çinilerin ziyaretçilerin başına düşmesinden
korkulduğu için içeriye kimsenin alınmaması onu epey üzmüş ve türbenin
çinilerinin esaslı bir suretle tamir edildikten sonra buranın turistlere açılması
gerektiğini dile getirmiştir16.
İ. Hakkı Konyalı, Beyşehir’deki yapılarda yaptığı incelemeler sırasında
eserlerin durumunu gördükçe, çalışmasında üzüntüsünü esefle dile getirmiş ve
yetkilileri sürekli göreve davet etmiştir. Nitekim Eşrefoğlu Cami'nin batı
kapısının tam karşısında bulunan İsmail Ağa (Taş) Medresesi'nin içinde
bulunduğu vaziyet onu o kadar üzmüş ki, bu eser için şu sözleri sarf etmiştir: "...
Durumu yürekler acısıdır. Tarih, eski eser ve dede yadigârı sever herkesi ağlatır. İslam ve
ilim tarihi bu değerli bergüzarı kurtarmalıdır"17. Konyalı, ayrıca İçerişehir Hamamı
(Büyük Hamam) için "Selçuklu hamam mimarisinin bize ayakta gelen çok muvaffak
örneklerinden biridir. Tektir" bilgisini vererek, bu yer için Müzeler Genel
Müdürlüğünün derhal faaliyete geçerek, bu asil tarihi yadigârın kurtarılması
istemiştir. Eğer “Bu güzel ve muhitinde eşsiz bina biraz daha ihmal edilirse yerlere
serilecek ve taş ocağı haline gelecektir”18. Yine Beyşehir'in harap halde bulunan
bedesteni için, "Bu bina restore edilirse şehir, çok kıymetli tarihi bir bina kazanır. Burası
13 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 200 14 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 242. 15 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 239. 16 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 65. 17 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 255. 18 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 276.
ŞEHİRLERİN SEVDALISI İBRAHİM HAKKI KONYALI ARMAĞANI
208
bir müze veyahut bir kapalı çarşı olarak kullanılabilir." diyerek önemli bir konunun
altını ısrarla çizmiştir19.
İ. Hakkı Konyalı, eserinde, çevre köy ve kasabalarda bulunan tarihi ve doğal
yapılar ile ilgili de çeşitli dilek ve temennilerde bulunmuş, bunların Beyşehir’in
tanıtımına, turizmine hizmet edebilmesi için yetkililerden yardım talep etmiştir.
Eserinde Kubadabad Sarayı çevresinde yapılan kazılar sonucu çıkarılan süslü
çiniler, yazılı ve çeşitli resimler hakkında geniş bilgi için uzmanların yardımını
istemiştir: “Uzun ve tam kadrolu bir çalışma istediği için saray ve teferruatının
planlarını ve çıkan yazılı ve çeşitli resimlerle süslü çinileri hakkındaki geniş bilgiyi
uzmanlardan bekliyoruz”20. Diyerek bu bölgede daha profesyonel ve detaylı
çalışmalar yapılmasını önermiştir. Benzer konularda, başka bölge ve eserlerle
ilgili yetkililere çağrılarda bulunduğu görülmektedir. Bunlardan birisi
Beyşehir'de Hitit dönemine ait Eflatun Pınar abidesiyle ilgilidir. Konyalı, Eflatun
Pınarı ile ilgili "Esefle kaydetmek lazımdır ki Anadolu'nun en eski abidelerinden cihan
çapında şöhret yapan Eflatun Pınarı henüz yolsuzdur. İlgililerin biran evvel burasını iyi
bir yolla trafiğe açmaları lazımdır. Bu yol bilhassa Tanıtma ve Turizm Bakanlığını
ilgilendirmektedir" sözlerini sarf etmiştir21. Yine Beyşehir'in Hüyük bucağına bağlı
Köşk Köyü'nün yakınında bulunan Köşk Hamamı gibi şifalı suları ve kaplıcaları
bulunan bölgelerle Sağlık Bakanlığı’nın ilgilenmesi gerektiğini ifade etmiştir22.
İ. Hakkı Konyalı eserinde Çavuş Köyü’nde bulunan iki hamamdan daha söz
etmiştir. Bu hamamlar için "İki hamam bulundukları köye ve Beyşehir'e büyük gelir
sağlayabilir. Burası yerli yabancı turistlere tanıtılmalıdır. Suları birçok hastalıklara,
bilhassa cilt hastalıklarına çok faydalı imiş, derin yaralar bile kısa zamanda onulabiliyor.
Fakat ne yazık ki burasını bilen ve bildirmek isteyen yok." demiştir23. Konyalı ayrıca
Görünmez Köyü’nde bulunan Maden Suyu kuyusunun yerini verdikten sonra,
bu su için "Köylüler, hazımsızlığa ve mide rahatsızlığına pek faydalı olduğunu
söylüyorlar. Yemeklerden sonra içilmesi hazmı kolaylaştırmıştır. Beyşehir' e ve köylere
götürülen bu su Sıhhat Bakanlığı tarafından muayene ettirilmiş, çok makbul olduğu
hakkında raporlar varmış, fakat işletilmesi hakkında herhangi bir teşebbüse geçilmemiştir.
İşletilirse köy ve Beyşehir için iyi bir gelir kaynağı sağlanır" demiştir24. Yine Sevindik
19 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 284. 20 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 189. 21 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 205. 22 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 275. 23 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 314. 24 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 347.
ŞEHİRLERİN SEVDALISI İBRAHİM HAKKI KONYALI ARMAĞANI
209
Köyü’nde bulunan bir ılıca için "Allah sıcak, soğuk iki suyu birden kaynatıyor. Fakat
kıymetini bilmiyoruz. Gönül Sağlık Bakanlığı’nın bu konuyla ilgilenmesini ister."
demiştir25. Konyalı, eserinde Huğlu Köyü Mezarlığı’nda bulunan bir koca
ardıçtan söz etmiştir. Türkiye'de bu kadar kalın ve uzun bir ardıç ağacı
olmadığını söyleyerek, köylülerin bu ağaca bir takım anlamlar yüklediğini ve
dilek için kullandıklarını, ağacın üzerinin çivilerle dolu olduğunu anlatmış ve bu
tarihi ağacın dallarının kurumaya başladığını ve kurtarılması için bir şeyler
yapılması gerektiğini dile getirmiştir26.
İ. Hakkı Konyalı, Beyşehir’de yaptığı araştırmaları sırasında gördüğü tarihi
kıymeti bulunan eserler ile ilgili de çeşitli uyarı ve önerilerde bulunmuştur.
Örneğin Doğanbey (Davgana) bucağında bulunan Sokakbaşı Camii’nde 1739
tarihli Elzemu'l Ferâiz adlı bir kitap bulduğunu belirtmiş ve bu kitabın
kaybolmadan derhal bir müzeye ya da kütüphaneye alınmasını tavsiye etmiştir27.
Yine Eğlikler Köyünde cami bahçesinde bulunan iki taş için "Caminin doğu
duvarının önüne boyları 0.68 enleri 0. 48 metre olan iki muhteşem taş atılmıştır.
Üstlerinde sekizer köşeli yıldızlar ve nakışlar bulunan bu taşlar Avşar Köyü'ndeki
türbeden aşırılarak getirilmiştir" sözlerini aktarmış ve "Bunların derhal Beyşehir'e
getirilerek kurulacak müzeye konmaları lazımdır" diye de eklemiştir28. Konyalı, diğer
taraftan Fasıllar Köyü’nde bulunan bir hükümet konağından bahsetmiştir. Bu
binanın köy kazalığını kaybedinceye kadar kullanılmış bir konak olduğunu dile
getirmiştir. Bu binanın o günlerde ev olarak kullanıldığını belirtmiş ve bu iki katlı
binanın iyi muhafaza edilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Ayrıca Beyşehir'de de
içerişehirde böyle bir hükümet konağı bulunduğundan bahsederek bunların
birbirlerine çok benzediklerini söylemiştir29. İ. Hakkı Konyalı ayrıca Fasıllar
Köyü’nde bulunan Hitit Abidesinin tarihini aydınlatma yolunda bazı yazarların
kitaplarından örnekler vererek bu abide için "Bence konu henüz bakirdir. Heykeli
yaşıyla ve timsallerini esâti hüviyetleriyle dillendirmek için zaman çok erkendir. Otoriter
ilim adamlarının ciddi teşhislerini beklemek çok yerinde olur." demiştir30.
İ. Hakkı Konyalı, eserinde Beyşehir çevresinde yaşayan ahalinin bilinçsizliği
nedeniyle pek çok tarihi yapının zarar gördüğünü belirterek bu konuda çeşitli
25 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 375. 26 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 354. 27 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 318. 28 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 323. 29 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 328. 30 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 337.
ŞEHİRLERİN SEVDALISI İBRAHİM HAKKI KONYALI ARMAĞANI
210
uyarılarda bulunmuştur. Örneğin Emenler Köyü’nde Sultan IV. Murat'ın
hükümdarlığı sırasında 1622 yılında Kadı adlı bir mimarın yaptığı Emen Cami
için "Minare muvaffak bir Türk eseridir. Burada son yılların korkunç bir cinayetini
kaydedeceğim" diyerek bu camiyle ilgili üzücü bir olay anlatmıştır. "Köylüler para
toplamışlar bu asil minarenin şerefesinden yukarısını yıkmışlar, üstüne betondan bir
ikinci şerefe daha yapmışlar, kireçle badana etmişlerdir". Köy muhtarı bu hazin durum
karşısında, “Ne yapalım bize bunun kıymetli ve tarihi bir eser olduğunu kimse
söylemedi. Vakıflar idaresine yaptığımız müracaat cevapsız kaldığı için bu işi işledik”
diye açıklama yapmıştır. Konyalı, olayı bütün vahameti ile anlattıktan sonra
eserinde, minareye sonradan eklenen bu ikinci şerefenin mutlaka yıktırılmasının
gerektiğini belirtmiştir31. Konyalı eserinde benzer bir konu olarak Karahisar
Köyü’nde bulunan eski ve tarihi bir mescitten söz etmiştir. Bu mescit için "Son
senelerde cami mescit yıktırmak bir salgın haline gelmiştir. İlgililerin müsaadelerini
almayı kimse düşünemiyor. Halk akıllarına hemen yıkıyor. Bunun vebali Müzeler ve
Vakıflar Genel Müdürlüklerindir. Yurttaki abidelilerin sicilleri yapılmamıştır ki, tarihi
kıymeti olup olmadığı bilinsin. Tarihi mescit yıkılmış halk 1956 yılında bugün ki camiyi
yaptırmıştır. Köyün her tarafında gayri İslami devirlere ait yapı ve enkazı bulunuyor.
Köylüler buralarda yaptıkları kazılarda birçok eski eser bulmuşlardır." diyerek
ülkemizdeki kıymetli eserlere değer verilmemesinden yakınarak ilgililer ve
yetkililer tarafından gerekenin yapılmasını istemiştir32.
İ. Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleriyle Beyşehir Tarihi isimli eserinde
Beyşehir Gölü adalarında bulunan eserlerle ilgili de uyarı, öneri ve dileklerde
bulunmuştur. Konyalı Beyşehir’de yaptığı uzun soluklu araştırmaları sırasında
Beyşehir Gölü’nde bulunan Eşek Adası’ndaki kalıntılardan Kubadâbâd Sarayıyla
yaşıt bir Selçuklu Kasrı olduğuna kanaat getirmiştir. Bu kalıntı için "Hiçbir yerde
yapanı, yaptıranı, yapıldığı tarihi gösteren bir kitabe yoktu. I. Alâaddin devri
emirlerinden birisine ait, aynı zamanda büyük sarayın öncü karakol kalesi idi. burada
esaslı bir kazı ve inceleme yapılmalıdır" demektedir33. Konyalı eserinde ayrıca
Mındıras Adası’nın kalıntıları bulunan bir mâbed ve kale harabesinden söz
etmiştir. Bu kalıntılar için "Mâbed'in milattan önce 3. ve 4. asırlara ait olduğu tahmin
ediliyor ama tam kadrolu mütehassıs bir ilim heyetinin bunları incelemesi ve nabızlarını
tutması lazımdır. Bize kalırsa burada Hitit, Roma, Bizans ve Pisidya’ya hâkim olan çeşitli
31 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 325. 32 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 359. 33 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 391.
ŞEHİRLERİN SEVDALISI İBRAHİM HAKKI KONYALI ARMAĞANI
211
kavimlerin üst üste ve yan yana eserleri vardır. Bunları mütehassıslar söyleyeceklerdir"
diyerek bu konuda ciddi boyutta ilmi incelemelerin yapılmasını arzu etmiştir34.
Konyalı, gölde bulunan Kız Kulesi (Kuş Kulesi) adası için de "Ada efsanelerde,
masallarda geçen hayalleri hakikat yapmıştır. Burada çevrilecek bir film bütün dünyanın
dikkatini üstüne çeker. Turizm ve Tanıtma Bakanlığı bu ada ile yakından ilgilenmelidir.
Fakat evvela çok sıkı tedbirler alınmalıdır. Ada yağmalanmamalıdır. Kuşlar
ürkütülmemelidir. Yumurtalarına, yavrularına dokunulmamalıdır" diyerek, "Bizim bu
satırlarımızı okuduktan sonra açıkgözlerin adayı talan edeceklerinden cidden korkuyoruz"
diye taşıdığı endişeyi de dile getirmiştir35. Konyalı bütün bunların dışında ayrıca
gölde bulunan İğneli Ada, Aygır (orta) Adası, Hacı Akif Adası gibi bölgelerde de
tarihi kalıntıların olduğu ve bu yerlerde de gerekli incelemelerin yapılması
gerektiğini ifade etmiştir36.
SONUÇ
Osmanlı son döneminde dünyaya gelmiş ve doksan yıllık ömrünün çok uzun
bir bölümünü şehir tarihi araştırmalarına adamış olan İbrahim Hakkı Konyalı’nın
yaptığı-yazdığı onlarca eser ve çalışmalarından küçük bir kısmı da Beyşehir ile
ilgilidir.
İ. Hakkı Konyalı, Beyşehir ve çevresinde yıllarca süren araştırmalarını
“Abideleri ve Kitbeleriyle Beyşehir Tarihi” isimli kitapta bir araya getirmiştir.
Konyalı, bu eserinin dışında Beyşehir ile ilgili çeşitli dergi ve gazetelerde birkaç
makale daha yayımlamıştır. Ancak bu makaleler ve gazete yazıları Abideleri ve
Kitbeleriyle Beyşehir Tarihi isimli eserinde yer verdiği bazı konuların daha özel
olarak dile getirilmesinden ibaret bulunmaktadır. Zira Konyalı Beyşehir ve
çevresinde 1950’li yıllarda başladığı araştırmalarını, bir eser halinde 1967 yılında
Beyşehir Belediyesi’ne teslim edilmiş olmasına rağmen, eseri 24 yıl boyunca,
Belediye’nin tozlu arşivlerinde yayımlanmayı beklemiştir. Ancak yıllar sonra
Beyşehir Lisesi Edebiyat öğretmeni Mehmet Koç tarafından Beyşehir
Belediyesi’nde bulunduğu tespit edilen eserden Atatürk Üniversitesi Fen
Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri ve Edebiyatları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Ahmet Savran haberdar edilmiştir. Böylece Beyşehir Belediye Başkanı Adil
Bayındır döneminde eserin basım ve yayın masrafları üstlenilmek suretiyle,
Atatürk Üniversitesi Matbaasında 1991 Haziran ayında, ancak 24 yıl sonra basımı
34 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 395. 35 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 398. 36 Konyalı, Beyşehir Tarihi, s. 402-403.
ŞEHİRLERİN SEVDALISI İBRAHİM HAKKI KONYALI ARMAĞANI
212
gerçekleştirilebilmiştir. Ne yazık ki İ. Hakkı Konyalı’nın ömrü eserinin
yayımlandığını görmeye yetmemiştir. Eserin yayımlandığı 1991 yılından bugüne
kadar, yine bir 24 yıl daha geçmiş bulunuyor. Bugün eseri temin etmek isteyen bir
kişi maalesef ancak güç bela bazı kütüphanelerde ulaşabilmektedir. Beyşehir
tarihi açısından çok önemli olan ve yıllarca yayımlanması beklenen İbrahim
Hakkı Konyalı’nın bu güzel eserinin yeniden yayımlanarak daha fazla kişiye
ulaştırılmasına ciddi fayda bulunmaktadır.
İbrahim Hakkı Konyalı'nın ömrünü yaptığı araştırmalara ve eserlerine
adaması belki de onun tarihe karşı duyduğu sevgi ve vatanseverlikle
açıklanabilir. Eserlerini tamamlamış olduğu yılların şartları günümüz imkânları
ile karşılaştırılıp değerlendirildiğinde yaptığı işin ne derece zor olduğu
anlaşılmaktadır. Bizler de vatanımıza ve memleketimize olan minnet borcumuzu,
onların bıraktığı eserlere sahip çıkarak, belki bir nebze olsun ödeyebiliriz.