Upload
others
View
7
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
ATATÜRK ÜNiVERSiTESi
iLAHiYAT FAKÜLTESi ·
TÜRK-iSLAM DÜŞÜNCE TARiHiNDE· ERZURUM
Sempozyumu
26-28 HAZIRAN 2006
BiLDiRiLER
I.CILT
Erzurum 2007
Atatürk Üniversitesi ilahiyat Fakültesi
TÜRK-iSLAM DÜŞÜNCE TARiHINDE ERZURUM Sempozyumu
BAŞBAKANLIK OSMANLI ARŞiViNDE BULI:JNAN "ERZURUM AHKAM
DEFTERLERi"
Dr. Hasan AKDAG#
Osmanlı Devletinin geniş toprakları ve üzerinde yaşayan farklı kültürlerin
ara.ştınlması ve devletin işleyişinin ortaya çıkması bakımından devletin zamanla oluşturduğu bürokratik yapıyı incelemekle mümkün olacaktır.Yaklaşık her otuz yılda
bir yapılan tahrirler ülke coğrafyasının ekonomisine dair mühim verileri
oluşturmaktadır. Bu arada siyasi ve idari yapılanm~yı da göstermesi bakımından ayn bir önem taşımaktadır. Bu tahrir defterterinin yanı sıra Divan'd~n çıkan kararların özetleri konularına göre ayrı ayrı defterlere yazılmış ve bu gün Başbakanlık Osmanlı . . Arşivinde büyük bir titizlikle muhafaza olunan defter serileri günümüze kadar intikal
etmiştir.
Asıl konumuz olan defter serileri Şikayet ve A~kam defterleri cümlesinden olan Erzurum Ahkam Defterleridir. Sözlük anlamı; "iyileştirmek amacıyla menetmek,
düzeltmek, karar vermek" manalarında masdar ve "ilim, derin anlayış, siyasi hakimiyet, karar ve yargı" anlamlarında isim olarak yer alan hükün:ı (Hükm, çağulu
ahkam) islami ilimierin teşekkül etmesinden sonra mantık, kelam ve fıkıhta değişik şekillerde tanımlanmıştır. 1
OSMANLI DEVLETiNDE HUKUK, ADALET VE Y ARGI SiSTEMI 1- Osmanlıda Şer'i- Örfı Hukuk Ayrımı islam hukuku, anayasa, idare ve mali hukuk gibi hususlarda çerçeve
hükümler getirmekle yetinmiş, ayrıntıya girmemiştir. Bunun çeşitli tarihi, siyasi ve hukuki sebepleri vardır.2 islamı bir hukuk sistemi olarak da benimseyen Osmanlı
Devletinde de sultanları bu çerçeve hükümleri esas alarak kendilerine tanınan sınırlı
yasama .Yetkilerini kullanmışlardır. Kanunname, ferman, adalet name, yasak name gibi isimlerle anılan bu düzenlemelere, fıkıh kitaplarındaki hükümlerle karışmaması
• Atatürk Üniversitesi ilahiyat Fakültesi 1 DiA, Hüküm, C.15; s. 464 2 Akgündüz, Ahmet: Osmanlı Kanunnameleri ve Hukuki Tahlilleri, c. ı, istanbul1990, s. 51 vd.; Aydın,
M. Akif: Türk Hukuk Tarihi, lstanbul1996, s. 91 vd.
Dr. Hasan AKDAG 142
için örfl hukuk ismi verilmiştir. Buna göre fıkıh kitaplarında yer alan hükümlere şer'i · hukuk3, devlet başkanının fermanları ile oluşan hükümler topluluğuna da örfı hukuk
denmiştir.4 Bu unsurlar Osmanlı hukukunu teşkil etmektedir. Belirtmek gerekir ki bu ayrım örfı hukukun şer'i olmadı~ı anlamına
gelmemektedi~. Bilakis şer'i hukuk, yukarıda da izah edildiği üzere niteliği itibariyle . örfı hukukun oluşmasına izin vermiş bulunmaktadır. Ayrıca şer'i ve örfı hukuk, birbirinden tamamen bağımsız iki' hukuk sistemi de değildir. s Başka bir ifade ile örfı
hukuk, şer'i hukuka bağlı olarak gelişen hükümler topluluğundan ibarettir. Çünkü örfı
huku~. şer'i hukuk tarafından ülül-emr'e tanınarı sınırlı yasama yetkisi kullanılarak oluşturulan hukuktl!r.6 Zaten diğer kaynaklar yanında örfı hukukun temel kaynağını
oluşturan örf ve adet ile amme maslahatı şer'i hukukun kaynakları arasında yer
almaktadır.
Osmanlı devletinde her vilayet, sancak ve kaz~da ihtiyaç dairesinde ·bir veya bir kaç hakim bulunurdu. Tek hakimin görev yaptığı bu usule şer'iye mahkeme!eri denirdi. Tanzimaftan önce Osmanlı devletinde şer' iye mahkemeleri, Cemaat
mahkemeleri ve konsolosluk mahkemeleri olmak üzere üç çeşit mahkeme vardı.
Müslüman halk arasında çıkan her türlü anlaşmazlıklar ile Osmanlı teb'ası ile yabancı devletler teb'ası arasında meydana gelen medeni hukukla ilgili olmayan
anlaşinazlıklara şer'iye mahkemelerinde bakılırdı. Bunlar tek hakimle il ve ilçelerde
yargı görevini yerine getirirlerdi. Cemaat mahkemeleri, Osmanlı devletinin Müslüman olmayan halkının din ve mezhep yönünden bağlı bulundukları cemaatlerin
3 Bilmen, ö. Nasuhi: Hukuk-ı islamiyye ve ıstılahat-ı Fıkhıyye Kamusu, C. 1, s. 14; Akgündüz, Kanunnaı'neler, 1/49 vd.; Aydın, 87 vd.
4 Örfı hukukun temelini teşkil eden kanunnamelerde bu hukuku ifade etmek için 'örf-i padişahi', 'örf-i sultani', •yasağ-ı padişahi', 'siyaset', siyeset-i şe~iye• gibi kavramlarının kullanıldığı görülmektedir (Tev.kii, Abdurahman Paşa Kanunnamesi, Milli Tetebbular Mecmuası, C.1, 1331, s. 500; Tursun Bey: Tarih-i Ebui-Felh (Haz. Mertol Tulum, lstanbul· 1977, s. 13; Akgündüz, Ahmed: Osmanlı Kanunnameleri ve Hukuki Tahlilleri, C. 1, lstanbul1990, s. 78; halcık, Halil: Osmanlı Hukukuna Giriş, Örfı-Sultani Hukuk ve Fatih'in Kanunları, SBFD, XIII- 1958, S. 2, s. 1). Yine öıfı hukuka padişahın· iradesine iktiran edip yürürlüğe girdiği için kanun hukuku da denmektedir (Aydın, M. Akif: Türk Hukuk Tarihi, lstanbul1995, s. 89).
5 Her ne kadar şe~ ve kanun kavramları kanunnamelerde birlikte kullanılıyorsa da, bu durum iki ayrı hukuk sisteminin kabulünü gerektirmez. Tevkii Abdurrahman Paşa Kanunnamesinde Vezir-i Azam 'Salı ve Perşembe günlerinden gayrı eyyamda kendı· sarayında ikindi vakiUerinde divan edüp mesalih~ ibadullahı şe( ve kanun üzere göreler' denilmektedir (Tevkii, 499-500). Daha sonra Ikinci Mustafa 1107 senesinde emir ve yazışmalarda sadece •şeriat• kelimesinin kullanılmasının yeterli olduğunu, 'kanun• kelimesinin kullanılması durumunda şeriat kelimesi ile birlikte kullanılmamasını emretmiştir (Ergin, O. Nuri: Mecell~ Umur-ı Belediye, C. 1, istanbul1922, s. 567).
6 Akgündüz, Kanunnameler, 1/51; Aydın, Tarih, 88.
Başbakanlık Osmanlı Arşivinde Bulunan ... 143
mahkemeleri idi. Bunlar kendi cemaatlerine bağlı kimseler arasında çıkan medeni
hukuka ilişkin anlaşmazlıkları kendi ört ve adetlerine göre çözümlerterdi. Konsolosluk mahkemeleri ise, kapitülasyonlardan faydalanan yabancı devletlere mensup kimseler
arasında çıkan anlaşmazlıklaı:a bakıyorlardı.
Osmanlı yargı s_isteminin genel olarak tek dereceli . olduğu söylenebilir. Bununla birlikte devletin hemangi bir yerinde haksızlığa uğrayan veya mahalli
hakimierin vermiş olduğu karartarın hukuka veya örfe aykırı olduğunu iddia edenler, valilerden veya askeri sınıftan şikayeti olan herkes ırk, dil, din, sınıf ve ci~siyet ayrımı gözetmeksizin Divan-ı Hümayün'a başvurabilirterdi .7 Divan-ı Hümayun her ne kadar
bir yürütme organı gibi- görev yaP.sa da, aynı zamanda burada yargılama da
yapıldığını belirtmek gerekir. Hakimin kararı hukuka uygun ise onanır, değil ise
yeniden ilgili mahkemeye gönderirerek davaya tekrar bakılması sağlanırdı.
Şer'i ve örfı hukukun düzenledikleri alanları da kesin bir çizgi ile birbirinden ayırt etmek mümkün değildir. Çünkü şer'i ve örfı hukuk tamamen farklı alanları
düzenleyen ayrı hukuk sistemleri olmayıp, çok defa şekil ve muhteva açısından yan yana bulunmaktadırlar. Meseia, devlet başkanının mevcut şer'i hükümleri tedvin etmesi örfı hukuk olarak nitelendirilmektedir. Böyle bir durumda m~ydana getirilen
hükümler şer'i, onlara verilen şekil ise örfı hukuk olarak isimlendirilir. Şer'i hukuk~n herhangi bir hüküm vaz' etmediği ve kanunlaştırılmasını tamamen zamanın devlet
başkanına bıraktığı hususlarda ise; daha rahat bir ayrım yapılabileceği söylenebilir.
Ancak bu ayrımın, belirti hukuk dallanndan ziyade her h_ukuk dalındaki hükümler nazara alınarak yapılması daha sağlıklı bir netice verir. Çünkü şer'i hukuk belirli
alanları tanzim ederek diğer alanları tamamen boş bırakmış değildir. Az veya çok genel-özel hüküm şeklinde mutlaka bir kısım hükümler vaz' etmiştir.
Zaman ve şartlara göre oluşturulan örfı hukuk (idare hukuku, askeri hukuk,
eşya hukuku vb.) din göz ardı edilerek yapılmamıştır, bilakis belgelerde geçen "mesalih-i ibadullah şer' ve kanun üzere görülür'' gibi ifadeler örfı hukuk ile şeri
hukukun birbirini tamcımlar mahiyette olduğunu göstermektedir. Siyasal olarak devlet ·yönetimi monarşi olmakla birlikte demokrasilerde
görülebilen uygulamalar vardır; her vatandaşın padişahhktan başka her makama gelebilmesi, şikayette bulunma hakkının olması ve her talebi ile ilgili dilekçe
verebilmesi, ayrıca vakıflar gibi kuruluşların sosyal hayatta etkin olması vb. gibi. Altı
7 Mumcu, Ahmet: Divan-ı Hümayun, Ankara 1976, s. 71 vd.
... :
Dr. Ha~an AKDAG 144
asırlık bir dönem içersinde Osmanlı yönetiminde feodalile veya aristokrasiye benzer uygulamalar da olmuştur denebilir.
Padişahın devlet işlerini yürüten yardımcısı sadrazam, bütün işlemlerinin
islam hukukuna uxgunluğunu denetleyen, yardımcısı-ise .şeyhülislamdı. Örfi hukuk ile
ilgili yargı yetkisini sadrazama, şer'i hukuk ile ilgili yargılama yetkisini ise, kazasker
. ve divanlara bırakmıştı. Taşrada ise kadılar her iki görevi birlikte yürütmekteydiler. Merkezde devlet işlerinin halledildiği en önemli yer şüphesiz Divan-ı Hümayun idi. Fatih devrine kadar padişahlar divana bizzat başkanlık etmiş, bu tarihten sonra yerlerini sadrazama bırakmışlardır. ·
Taşra teşkilatı na gelince Osmanlı devleti (ederal bi(. yapı görünümündeydi.
Ülke eyaletlere, eyaletler sancaklara, sancaklar da kazalara bölünmüştü . Eyaletlerin başında beylerbeyi, sancakların başında sancakbeyi, kazaların başında ise ayni zamanda hakimlik, noterlik ve belediye başkanlığı da yapan kadılar bulunurdu.
· Osmanlı Devleti Tanzimat dönemine kadar merkez ve taşrada kurulan Divanlarta yönetilmiştir. Eski Türk devlet geleneğinde basit şekillerde görülen Divan
sistemi, .Türk ve islam devletlerinde ge,liştirilerek Anadolu Selçukluları ' nın tesiriyle, Osmanlı Devlet teşkilatında yapısı ve işleyişi kanunnamelerte tespit edilerek
kurumlaşmıştır.
Osmanlı Devletinin merkezde kurulanları, başta Divan-ı Hümayun olmak
. üzere, ikindi divanı , Sadarat Kaymakamiiğı Divanı, Defterdar ve Kapudan Paşa Divanıdır. Bu divanlar, yönetirnde bir istişare meclisi veya bir kabine gibi rol .
oynamışlardır.
Divan-ı Hümayun, bütün devlet ve millet meselelerinin görüşülerek karara
bağlandığı, her türlü dava ve şikayetlerin halledildiği Osmanlı Devleti merkez teşkilatında padişah adına hüküm. veren üst düzey-karar-organıdır. Divan-ı Hümayun, XIV. Yüzyılda'n itibaren yazışmalarını, müzakere sonucu aldığı kararları, ferman ve baratları düzenlemek üzere Divan ve Maliye kalemlerine havale etmek suretiyle
yürütmüştür.8
AHKAM DEFTERLERI Divan-ı hümayunda çıkan hükümlerin kaydına mahsus defterlere genel olarak
verilen addır. Bu hükümler, padişah adına düzenlenmesinden dolayı ferman adını da
s T.C Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yayın Nu: 12, 3 Nıımaralı Mühime Delleri Ankara 1993.
Başbakanlık Osmanlı Arşivinde Bulunan ... 145
alırlardı.9 Hükümler cinslerine göre değişik defterlere yazılırdı. Başlıcaları Ahkam-ı
Mühime, Ahkam-ı Şikayet, Ahkam-ı Ruüs ve Tahvil olup Divan Sicilieri'nin bir kısmını teşkil ederterdi.10 Ahkam Defterteri muhteva itibariyle Şikayet Defterleri'ne
benzemekle beraber eyaletlere göre tutulmuşla·rcıır. . Başlangıçları, Mora Ahkam
De.fteri hariç, 1742 tarihidir. ll. Meşrutiyet dönemine kadar devam·edenleri vardır.
Ahkam Defterleri · asıl olarak halkın meselelerinin kendi bölgelerinde . .
çözülemeyenlerinin, çözüme kavuşturmak amacıyla, Dersaadet'e başvurmaları
üzerine Divan tarafından yapılan hukuki müdahaleler sonucu oluşmuşlardır. (Bu şikayet bazen de Ordunun bulunduğu yerde padişaha hitaben de vuku bulabilirdi.
Msi. Erz. Ahk. No: 5, sayfa 274} Halkın şikayetieri kadılıklar tarafından ya aç.ıklığa
kavuşamamış yada gayrimenkullar konusunda ana kayıtlara müracaat gereği
duyulmuştur. Osmanlı Devletinin merkezi olan istanbul'da ve taşradaki her türlü idari ve hukuki anlaşmazlıklara müdahale etme gereği Osmanlı sultanının bir vazifesi
olarak telakki edilmekteydi. Divan-ı hümayundan çıkan karartarın kaydedildiği defterlerden birisi de
Şikayet defterlerdir. T ernelde ahalinin şikayetlerine çözüm bulmak amacıyla vaki olan müracaatları üzerine sadır olan hül<ümleri kapsamaktadır. Bilahare eyaletleri esas alan Ahkam Defterterinin tanzim edilmesi, bürokratik bir kolaylık olarak düşünülmüş
olmalıdır.
Ahkam Defterteri bir eyaletin kapsadığı sancak. kaza, nahiye ve karyelerin
sosyal, ekonomik ve bazen de dini ~ayatma dair lokal bilgiler sunmaktadır. Burada
yaşayan halkın kendi aralarında ve reaya ile devlet arasında oluşan anlaşmazlıkları dile getirdiği gibi bunların çözülememe sebeplerini de bazen gündeme alır. Bu
problemlere payitaht bir hakim-hakem olarak çözüm üretir. Bu defterler adeta bir ayna gibi toplumun profilini çıkarır.
Ahkam Defterteri, eyaletlere göre şu şekilde tertib edilmiştir.
a.Adana b. Anadolu
c. Bosna d. Cezayir ve Rakka e. Diyarbekir
ı . Karaman
i. Maraş j. Mora
k. Özi ve Silistre ı. Rumeli
9 M. Sertoğlu, Osman/ı Tarih Lügati, lstanbul1986, s. 10 ıo Başbakan/tk Osmanlı Arşivi Rehberi, Ankara 1992, s. 40
Dr. Hasan AKDAG 146
f. Erzurum m. Sivas g. Halep n. Şam.
h. istanbul o. Trabzon ·
Erzurum Ahkam defterteri; h. C. 1155-L. 1296 1 m. 1742-1876 tarihleri
arasındaki ahkam hülasalarını ihtiva eden 19 adet defterden oluşmaktadır. Bu eyalete bağlı Bayezid, Erzincan, H ın ıs sancakları ile . Bayezid, Diyadir:ı, Eleşkird,
Antab, Patnos, Sebhi, Hamur, Karakilise, Erzincan, Kemah, Kuruçay, Kuzican, Refahiye, Bayburd, ispir, Kiskim, Pasinler, Tercan,·Namervan ve Hınıs kazalarma ait. hükümleri ihtiva etmektedir. · ·
ERZURUM AHKAM DEFTERLERi LiSTESi
Sayfa Adedi
Sıra No Defter Adı . Tari h Hi c n Miladi
1 Erzurum C.1155-L.11p2 1742 - 1749 293
2 Erzurum C.1155- C.1191 1742- 1777 259
3 Erzurum Za.1162- Ra.1171 1749 - 1758 383
4 Erzurum Ra.1171- Ra.1178 1758- 1764 359
5 Erzurum Ra.1178- Ra.1190 1774- ~776 397
6 Erzurum Ra.1190 - C.1195 1776-1781 330
7 Erzurum C.1195- Ş.1195 1781 -1784 192
8 Erzurum Ş.1198- Ş.1210 --1784---1796 351
9 Erzurum Ra.1210- Ca.1220 1795 -1805 292
10 Erzurum C.1220- C.1224 1805 -1809 169
11 Erzurum Rikab 8.1224-8.1236 1809 -1821 200
12 Erzurum Rikab 8.1232- Ra.1237 1817-1822
13 Erzurum Rikab Ra.1237- M.1250 1822 - 1834. 285
14 Erzurum Rikab M.1251- Ş.1255 1835- 1839 197
15 Erzurum Rikab L1255 - Ra.1260 1840-1844 196
Başbakanlık Osmanlı Arşivinde Bulunan ... 147
Defter
No
Defter
No
16 Erzurum Rikab Ra.1260 - C.1267 1844 -1851
17 Erzurum B.1267 - M.1276 1851 -1859
18 Erzurum M.1276- Ra.1281 1859 -1864
19 Erzurum R.1281 - Ş.1296 1864 -1879
Toplam 457111
Erzurum Ahkam Defterleri'nden bazı örnek hükümler:
ilgili olduklan konulara göre:
ARAZi SULAMA MESELELERi
Sayfa ligili olduğu Yer
No
1- 49 Tortum Norşin su meselesi
189 .
189
133
157
2 101-180 Karaz karyesi su meselesi- lkiabad"Badicivan su
meselesi
4 55 Epsemce-Ugümü suları
5 167-168 lğdasor karyesinden akan şu meselesi
12 26-218 Ergines-üzni-Mülk su meselesi- Oini karyesinin
su meselesi
14 33 Peskeriç karyesinin dört bel su meselesi
16 53 Ebulhindi su meselesi·
17 15-37-52 Karaz ve lğdasor karyeleri su meselesi
YAYLAK· YU RO-ÇIFTLiK· OTLAK MESELELERi
Sayfa No ligili olduğu Yer
1 184 Meydancık
11 Başbakanlık Osmanlı Arşivi Rehberi, Ankara 1992, s. 49
Dr. Hasan AKDAG 148
3 120- 204 Guşeş- Kargapazan Hacı Zeyyad Yurdu
4 44-162- ·Tortum Ekik'de koruluk- Hamza- Soğanlı
346
5 132- o Dacikrek karyesinde çiftlik meselesi-
o 361-376 Sirek Sultan Melik Halil vakfının Kelhas karyesinde
bulunan bağları
6 •49-51- Gavurdağı-Güngörmez.otlakları
114-121-
122
12 239-240 · sadıllı konar-göçer taifesi
ARAzi NIZALARI
Defter Sayfa o Ilgili olduğu Yer
No No
9 7-70- Çeri<eni, Dağşa, Karakoca, · Ecrend karyelerinin
143-147 arazi anlaşmazlıkları
15 154 Uvane- Bariıal , Sinkat-Paşaver
16 120-184 Kohsor-Korav
18 118-125- Meşankas-Norşin~ Teri<üni
19 73 Arzuti-Dinari<om
KÖY SINIR KA YITLARI
Defter No Sayfa ilgili olduğu Yer
No
3 208 Hodaçor
6 123 Çöregenç
15 67-68 V arı~ -
Başbakanlık Osmanlı Arşivinde Bulunan ... 149
VAKIFLARLA ILGiLi MESELELER
Defter No Sayfa Ilgili olduğu Yer
No
2 28 Kurşunlu Camii
4 30-239- Keskisor karyesi, Lala Paşa camii, Derviş Ağa Camii,
315-339 Boyahane camii {llyas Ağa Camii),
6 161-163 lspir'de va ki Sultan Süleyman Camii, Şeyh
Hamdullah camii
9 22 Ebu lshak Kaziruni zaviyesi vakıfları
10 19 Umidim Baba zaviyesi vakfı
11 88-134 Umidim Baba zaviyesi vakfı
Ahkam Defterlerinde genellikle kamuyu ilgilendirE:m konular daha çok
gündeme gelmek~edir. Bu konulardan su ile ilgili meseleler bölgenin tarıinla çokça meşgul olduğunu ve kullanma suyunun da kifayetsizliğini ortaya koymaktadır.
Arazi meselelerinde; toprağın kullanıcısına göre çeşitli isimlerle anıldığını
bunun da toplumsal bir tasnif olduğu kanaati hasıl olmaktadır.
Köy sınır kayıtları ve diğer sınırlarla ilgili problemierin çokluğu her hangi bir kesin ve nihai çözüm çalışmasının yapılamadığını göstermektedir.
Vakıftarla ilgili müracaatların çokluğu, bu taşınmazların idarelerinin el değiştinnesi ya da bu vakıfların idarelerinin belli bir menfaat ve bunun paylaşımının zamanla sıkıntı lar doğurduğunu göstermektedir.
· Abdurrahman Gazi Türbesine zaviyedar olarak ihrahim Hakkı Hazretlerinin
tayini (Erzurum Ahkam No: 6, Sayfa No: 298-299) gibi bazı hususi konuları da bulmak da mümkündür.
Bu defterlerde: alacak-verecek, borç gibi şahsi mesele hükümlerinde Kadıya h ita~en, Yaylak, kışlak, mera, otlak gibi kamu malları meselesi hükümlerinde Mollaya hitaben, Emr-i ali kategorisine giren hükümler ise Valiye hitaben yazılmaktadır.
Defterlerin yazılan Divani tarzındadır. Hüküm yazılan makam yükseldikçe yazıların da estetik kalitesi artmaktadır.
Dr. Hasan AKDAG 150
Ahkam Defterleri bir bölgenin tarihi kaynakları açısından son derece önemlidirler. Çözülemeyen birçok hukuki meselede dahi, bugün bile, birinci elden
başvuru kaynaklarıdır.