Upload
others
View
5
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
September & October Bulletin5-6 Yaş/3. Kur/ 3rd Grade
Merhaba!English Kids Academy olarak yedinci eğitim öğretim
yılına girmenin heyecanını yaşıyoruz. Geçtiğimizi altı yıl boyunca, hem çocuklarımızı geliştirmeye çalıştık hem de onlarla birlikte biz de geliştik, büyüdük ve sizlerle birlikte güzel bir aile olduk.
Bu beş yıllık süreç boyunca, en önemli amacımız“İngilizce eğitimi alan, ancak konuşamayan nesiller
sorunu ortadan kaldırmaktı.’’ Her geçen gün bu amacımıza çok daha fazla yaklaştığımızı hissediyoruz, çünkü mezunlarımızın gittikleri ilkokullardan güzel haberlerini almaya başladık. Bu haberler de bizim ne kadar doğru yolda olduğumuzun en güzel kanıtı.
Okulumuzun İngilizce eğitim departmanı olarak bu ilk bültende sizlere bu yıl boyunca neler yapmayı planladığımızı ve geçtiğimiz senelerden farklı olarak neler yapacağımızı paylaşmak istedik.
İngilizce Programımızın Genel Amaçları:Erken yaşta yabancı dil öğretiminde amacımız,
çocukların farklı kültürlere olan bakış açılarını zenginleştirmek, yabancı dil öğrenmeye olumlu tutum geliştirmelerini ve bu işi hayat boyu öğrenme düzlemine taşımalarını sağlamaktır.
İngilizce Programımızın Genel Amaçları:1. Dilin bir iletişim aracı olduğunu kavrayabilme.2. Kullandığı dilin Türkçe olduğunu kavrayabilme.3. Türkçe’den başka dillerin olduğunu kavrayabilme.4. Öğrendiği yabancı dilde seviyesine uygun sözcükler
ve diyalogları kavrayabilme.5. Yabancı bir dil öğrenmeye istekli olma.6. Farklı ülkelerin kültür ve değerlerinin farkında olma,
onlara hoşgörülü yaklaşma.
İngilizce Programımızın Özel Amaçları:1. Öğrendiği yabancı dilde tonlama ve telaffuz bilgisi.2. Günlük hayatta kullanılan basit kelimelerin ve
cümlelerin bilgisi.3. Hayvanların yabancı dildeki adlarının bilgisi.4. Çevresindeki bitki ve çiçeklerin adlarının bilgisi.5. 1-10 arası rakamları yabancı dilde sayma bilgisi.6. Öğrendiği yabancı dildeki renklerin bilgisi.7. Vücudunun bölümlerinin bilgisi.
8. Sınıfındaki nesnelerin adlarının bilgisi.9. Evin bölümlerinin eşyalarının adlarının bilgisi.10. Yiyecek ve içeceklerin adlarının bilgisi.11. Kendi giysilerini İngilizce adlandırabilme.12. Aile bireylerinin bilgisi.13. Çevresindeki taşıtların bilgisi.14. Düzeyine uygun kelimeleri anlayabilme.15. Emir kalıplarını anlayabilme.16. İngilizce öğrenmekten zevk alma.
Bu Seneki Yeniliklerimiz:1. Veli İletişimi: Bu yıl siz değerli velilerimizle
toplantılar, seminerler ve şenlikler aracılığıyla daha sık bir araya geleceğiz.
2. İngilizce Masallar: Dünyada eşi benzeri olmayan “İngilizce Masallar” programımıza dahil oldu. Bu masalları eşsiz kılan unsur “Da Winchi Metodu’’ nun, yani Türkçe’nin ve İngilizce’nin masal içinde karışık bir şekilde ilk defa kullanılacaktır.
3. İngilizce Portfolyo: Öğrencilerimiz yıl boyunca öğrendikleri şeyleri ikinci dönem sonunda İngilizce dil Portfolyo sunumları ile birlikte sizlere sunacaklar.
4. Yeni Mobil Uygulama+Kitap: Bu sene “English Kids Academy” mobil uygulamamıza İngilizce fasiküller de eklendi. Bu uygulama sayesinde çocuklarımız her yerden İngilizce çalışabilecek, siz değerli velilerimiz de çocuklarınızın İngilizce seviyelerini ay sonlarında ölçebileceksiniz.
Bizlerde sizlerden gelecek geri bildirimler sayesinde eksik kaldığımız konulara çok daha hızlı müdahale etme şansı yakalamış olacağız.
Bu uygulamanın şifrelerini okullarınızdan satın alabilirsiniz.
Şimdiden hepimize sağlıklı ve huzurlu bir eğitim öğretim yılı diliyoruz.
“Bir milletin yükselmesi, o millet içindeki kötülerin yok edilmesi ile değil, insanların ve bilhassa çocukların güzel eğitimiyle mümkündür.” Diderot
www.englishkidsacademy.com englishkidsacademy englishkidsacademyeurope
Neden İngilizce Öğreniyoruz? Why do we learn English? (Vay du vi lörn İngliş?)
Biz Kimiz ve Nerede Yaşıyoruz?-Biz Türk’üz,Türkiye’de yaşıyoruz.
-Türkiye Nerede Peki?Dünya kocaman bir yer ve tüm insanlar dünyada
yaşıyorlar. Diğer tüm ülkeler gibi Türkiye de dünyanın içinde yer alan bir ülke. (Bu aşamada elimize dünyanın bir modelini -küre/harita-alıp, Türkiye’den başlayarak mümkün olduğunca ülke/uyruk/dil örnekleri verilmelidir.)
Türkiye’de yaşıyoruz ve Türkçe konuşuyoruz, fakat dünyada yaşayan herkes bizim gibi konuşmuyor. Peki dünyadaki tüm insanlar ile iletişim kurabilmek için ne yapmalıyız?
İngilizce; Amerika, İngiltere, Kanada ve Avusturalya ülkelerinde konuşulan dildir. Aynı zamanda dünyanın ortak dilidir. Eğer ingilizceyi öğrenirsek dünyadaki tüm insanlarla iletişim kurabilir, dünyadaki diğer çocuklarla tanışıp arkadaş olabilir ve oyunlar oynayabiliriz.
(Bu aşamada bu öğretiyi bir mizansene dönüştürerek aramıza dünyanın başka bir ülkesinden gelen ve sınıftaki çocuklarla tanışmak, oyunlar oynamak isteyen bir çocuk oyunu/draması gerçekleştirmelidir eğitmen. çocuklar kuklayla tanıştırılır.)
Tüm bu anlatımları dünya haritası üzerinden yapıyoruz.
Bunları anlattıktan sonra “Neden İngilizce Öğrenmeliyiz?” konusu hakkında öğrencilerimiz ile sohbet ediyoruz.
Çocuklarımız “Biz hangi dili konuşuyoruz?” sorusuna doğru cevap vermeden İngilizce öğretmeye başlamıyoruz:)
Dünya üzerinde farklı dillerin olduğunu daha iyi anlatabilmek için sevdikleri bir çizgi filmin kısa bir bölümünü DVD’de farklı dil seçenekleri ile izletip üzerinde konuşabilirsiniz.
Çocuğunuzun bir oyuncak ayıcığını veya kukla benzeri bir oyuncağını İngilizce maskotu olarak seçip, bu maskota hep beraber bir isim bulabilirsiniz. (İlerleyen zamanlarda bu ingilizce maskotu okulumuza getirip bizlere tanıtmasını isteyeceğiz!!!)
Çocuğunuzun odasında bir köşeyi İngilizce köşesi olarak belirleyip, bu köşede bu dil ile ilgili nesneler, posterler ve kitaplara yer verebilirsiniz.
Unit 1 / Ünite 1 / (Yünit 1)
Selamlaşma-Greetings-Griitingz
Aile Katılımı(Femıli Partisipeşın)
Family Participation
Merhaba!-Hello!-Helou!
Adın ne? -What is your name?
-Vat iz yoor neym?
Benim adım…...My name is…
-May neym iz……..
Tanıştığıma memnun oldum.
-Nice to meet you.
–Nays tu miit yuu
Nasılsın? -How are you? -Hav ar yuu?
İyiyim. Teşekkürler.
-I am fine. Thank You!
-Ay em fayn. Tenk yu!
İyi akşamlar!
-Good evening!
-Gud iivning!
İyi günler!
– Tünaydın!
- Good afternoon!
– Gud aftınuun!Günaydın-Good morning-Gud mooning
İyi geceler-Good night- Gud nayt!
Çocuklar görmeden kuklayı bir kutuya koyun ve hepsinin görebileceği bir yere yerleştirin. Bir arkadaşınızla tanıştıracağınızı söyleyin. Yavaşca kuklayı cıkartın ve “ Hello Poe!!! “deyin . O da size “ Hello Deniz “ desin. Sonra kuklayı tek tek tüm çocuklarla tanıştırın.. Hello derken el sallamalarını isteyin,
“ I’m Deniz, hello deyip elini sallasın.
Hello, hello .I ’m Poe. (Ay em Po, ben Poe. ) /
My name ıs Poe. ( May neym iz Po -benim adım Poe.)
Say hello to me (Sey helo tu mi, bana merhaba deyin)
Hello Poe. I’m Deniz (Ay em Deniz- ben
Deniz) / My name is Deniz. (May neym iz Deniz -benim adım Deniz.)
Hello, hello, hellooooooo :)
This is Poe, (Dis iz Po, bu Poe.) Say hello to Poe, helloooooo..
How are you Poe? (Hav ar yu Po?- Nasılsın Poe?)
I’m fıne, thank you. And you? (Ay em fayn tenk yu, end yu- İyiyim sen nasılsın?)
-Nice to meet you-(Nays tu miit yu-Tanıştığımıza memnun oldum)
Nice to meet you, too. -(Nays tu miit yu, tuu -Ben de tanıştığımıza memnun oldum.-) veya sadece “me too- (Mi tuu-Ben de) diyerek de cevaplayabiliriz.
Selamlaşma-Greetings-Griitingz
Unit 2 / Ünite 2 / (Yünit 2)
Activities & Games
Çocuklarınıza her sabah yataktan kalkarken good morning, evden ayrılırken goodbye diyebilirsiniz. Şu diyalogları arabada giderken, evde oyun oynarken çocuğunuzla sürekli yapabilirsiniz. Hello-Hellou, What is your name? My name is…… How are you today? I am fine thanks. Good bye!– Goodbye!
-Goodbye Poe,
Say goodbye to Poe, (sey gudbay tu Po) Poe’ya güle güle deyin.
Goodbyeeee (her dersin sonunda)
Kuklayı görünür şekilde sınıfta bir yere oturtun ki sınıfta yabancı bir arkadaşlarının oldugunu hatırlasınlar!!!
-Günaydın- Good morning -(guud mooning)
-İyi günler- Have a nice day -(Hev e nays dey)
-İyi öğlenler- Good afternoon- (guud aftırnuun)
-İyi akşamlar- Good evening- (guud ivning)
-İyi geceler- Good night-(guud nayt)
-Görüşürüz- See you-(sii yuu)
-Sonra görüşürüz- See you later- (Si yu leytır)
-Hoşçakal- Good bye! ( gudbay)
Selamlaşma-Greetings-Griitingz
Çemberde çocuklarla seçtiğiniz yumuşak bir cisimle (küçük bir top olabilir) birbirlerine vererek “Hello I’m...“ demelerini isteyin.
Hello deyip adını söyleyen çocuğumuz topu diğer arkadasına atıyor, o da “Hello I’m ...“ deyip bir diğer arkadaşına atıyor, herkes adını söyleyene dek oyunu sürdürün.
Sonra dikkat çalışması olarak siz “hello x“ deyip bir öğrencinizin adını söyleyin, gelip topu sizden kapsın. O “hello ....“ deyip kimin adını söylerse, adı söylenen cocuk gelip hemen topu kapmalı.
#Songs#1.Hello song for kids/greeting song for kids/the singing walrushttps://www.youtube.com/watch?v=ggdrjvxfxu2.Hello song/hello how are you?/kindergarten&esl/fun kids englishhttps://www.youtube.com/watch?v=kci9qabwa3.Hello song/hello,hello how are you?/the kiboomershttps://www.youtube.com/watch?v=x23rtdı4ams4.Hello hello how are you?/super simple songshttps://www.youtube.com/watch?v=tvlckp3bwh85.Good morning/the greetings songhttps://www.youtube.com/watch?v=gvıfevlzp4o6.Good morning song(includes action verbs)/learn english kidshttps://www.youtube.com/watch?v=49q73t4m3g7.What’s your name/super simple songshttps://www.youtube.com/watch?v=zmdq9jsanlg8.The goodbye song(includes action verbs)https://www.youtube.com/watch?v=xcws7uwwdes
Bilgisayarınıza yüklenmiş olan EnglishKids şarkılar klasöründen; hello to all the children of the world (helou tu oll dı çıldrın ov dı wörld- dünyanın tüm çocuklarına merhaba) şarkısı dinletilmelidir.
Activities & Games
Aile Katılımı(Femıli Partisipeşın)
Family Participation
It’s Story Time
Importance of MeetingGünlerden bir gün bir spor yarışması yapılacakmış. Özel yetenekli öğrenciler seçilmiş ve ekip olarak yarış-mayı
öğrenmek için bir spor hocası ayarlanmış.
Spor hocası: ‘’Bugün çalışmamızın birinci günü o yüzden istediğiniz gibi çalışın günün sonunda sadece size tek bir soru soracağım.’’ demiş.
‘’Peki!’’ demiş öğrenciler ve başlamışlar çalışmaya. Biri zıplıyor, diğeri koşuyor, diğeri en hızlı şekilde yüzmeye çalışıyormuş.
Hepsi yeteneklerini hocalarına göstermeye çalışıyorlarmış.
Günün sonunda öğretmen öğrencileri toplamış ve şimdi sıra size soracağım soruya geldi demiş ve “Sizce iyi bir ekip olmak için neye ihtiyacımız var?” diye sormuş. Öğrenciler birbirine bakmışlar.
Bu sefer de öğretmen ‘WHAT’S MY NAME?’ (Vats may neym?- Benim adım ne?) kim söyleyecek demiş. Yine hepsi birbirine bakmış çünkü kimse öğretmenin NAME (neym-isim)’ini sormamış.
O zaman öğretmen demiş ki: “İyi bir takım olmak istiyorsak eğer, ilk önce birbirimizi tanımalıyız.”
Hepsi gülüşmüş ve bütün gün heyecandan birbirlerinin isimlerini sormadıklarını fark edip tanışmaya başlamışlar.
* HELLO! WHAT’S YOUR NAME? (Helou, vats yoor neym? -Merhaba, senin adın ne?)
* MY NAME IS SELİM. (May neym iz Selim -Benim adım Selim.)
* WHERE ARE YOU FROM? (Ver aar yuu from-Nerelisin?)
* I AM FROM... (Ay em from-Ben...’lıyım) Hatay’lıyım.
* HOW OLD ARE YOU? (Haw old aar yuu ?- Kaç yaşındasın?)
* I AM NINE YEARS OLD. (Ay em nayn yiırs old – Dokuz yaşındayım.)
* NICE TO MEET YOU! (Nays tu miit yuu - Tanıştığımıza memnun oldum!)
diyerek kaynaşmışlar. Birlikte çalışınca çok iyi arkadaş ve süper bir ekip olmuşlar.
It’s Story Time
Importance of MeetingGünlerden one (wan- bir) gün bir spor yarışması yapılacakmış. Özel yetenekli students (studınts - öğrenciler) seçilmiş ve ekip olarak yarışmayı öğrenmeleri için bir spor teacher (tiiçır-öğretmen) ayarlanmış.
Spor teache r(tiiçır-öğretmen) bugün çalışmamızın birinci günü, o yüzden istediğiniz gibi çalışın günün sonunda size tek bir soru soracağım demiş.
‘Peki!’ demiş students (students-öğrenciler) ve başlamışlar çalışmaya. Biri jumping (camping-zıplıyor), diğeri running (raning-koşuyor), diğeri en hızlı şekilde swimming (swıming-yüzmeye) çalışıyormuş.
Hepsi yeteneklerini hocalarına göstermeye çalışmışlar.
Günün sonunda teacher (tiiçır-öğretmen) studentsları (studınts-öğrenciler) toplamış ve şimdi sıra size soracağım soruya geldi demiş ve
“Sizce iyi bir ekip olmak için neye ihtiyacımız var?” diye sormuş.
Students (studınts-Öğrenciler) birbirine bakmışlar.
Bu sefer de teacher (tiiçır-öğretmen) ‘WHAT’S MY NAME?’ (Vats may neym?- Benim adım ne?) Kim söyleyecek demiş. Yine hepsi birbirine bakmış çünkü kimse öğretmenin NAME (neym) ismini sormamış.
O zaman teacher (tiiçır-öğretmen) demiş ki “İyi bir takım olmak istiyorsak eğer, ilk önce birbirimizi tanımalıyız.”
Hepsi gülüşmüş ve bütün gün heyecandan birbirlerinin isimlerini sormadıklarını fark edip tanışmaya başlamışlar.
* HELLO, WHAT’S YOUR NAME? (Helou, vats yoor neym? -Merhaba, senin adın ne?)
* MY NAME IS SELİM. (May neym iz Selim -Benim adım Selim.)
* WHERE ARE YOU FROM? (Ver aar yuu from-Nerelisin?)
* I AM FROM... (Ay em from-Ben..’lıyım) Hatay’lıyım.
* HOW OLD ARE YOU? (Hav old aar yuu ?- Kaç yaşındasın?)
* I AM NINE YEARS OLD. (Ay em nayn yiırz old – Dokuz yaşındayım.)
* NICE TO MEET YOU! (Nays tu miit yuu - Tanıştığımıza memnun oldum!)
diyerek kaynaşmışlar. Birlikte çalışınca very good friend (veri gud frend-çok iyi arkadaş) ve süper bir ekip olmuşlar.
Böylece birbirlerine daha iyi destek olmuşlar ve yarışmayı kazanmışlar.
It’s Story Time
Impootıns Ov MiitingOne day there was a sport competition (Wan dey der vaz e spoort kampıtişın). A sport teacher was arranged
to teach choosen pupils with special talent how to compete as a team (E spoort tiiçır vaz ereyncd to tiiç çuuzın pyüüpıls widh speşıl telınt haw tu kımpiit es e tiim).
It was the first training day, therefore the sport teacher said that they can train by themselves (İt vaz dı föörst treyning dey deerfoor dı spoort tiiçır sed det dey ken treyn bay dımself). But at the end of the day, the teacher was going to ask them just one question (Bat et di end ov dı dey dı tiiçır vaz going tu ask dem cast wan kwesçın).
The pupils say ok and started to train (Dı pyüüpıls sey ok end staartıd tu treyn).
One was jumping, one was running another tried to swim as fast as he could (Wan vaz camping, wan vaz raning enadır trayd tu swım ez fast az hii kud). They all tried to show their talent (Dey ool trayd tu şow deır telınt). At the end of the day, the teacher gather all pupils together (Et di end ov dı dey dı tiiçır gedır ool pyüüpıls tıgedır).
All of you are very skilled congratulations! (Ool ov yuu aar veri skild kıngracıleyşıns!) And asked his question: ‘’What do we need to be a good team?’’ (End askt his quesçın: ‘’Wat du wii niid tu bii ez a tiim?)
The pupils looked at each other (Dı pyüupls luukt et iiç adır). After that the teacher asked the pupils ‘WHAT IS MY NAME?’ (Aftır det dı tiiçır askt dı pyüüpıls ‘Vat iz may neym ?)
The pupils again looked at each other, because no one has asked the teachers name (Dı pyüüpıls egen luukd et iiç adır bikoz no wan hez askt dı tiiçırs neym).
The teacher said to be a good team we need to know each other (Dı tiiçır sed tu bii e gud tiim wii niid tu nou iiç adır).
After that they smiled, because they noticed that they didn’t meet each other because of the excitement and started to get to know each other (Aftır det dey smayld bikoz dey notist det dey didınt miit iiç adır bikoz ov dı iksaytmınt end started tu get tu nou iiç adır).
HELLO! WHAT’S YOUR NAME (Helou, vats yoor neym) ? MY NAME IS Selim (May neym iz Selim). WHERE ARE YOU FROM (Ver aar yuu from)? I AM FROM Hatay (Ay em from Hatay). HOW OLD ARE YOU (Haw old aar yuu)? I AM ELEVEN YEARS OLD (Ay em ilevın yiırz old). NICE TO MEET YOU! (Nays tu miit yuu).
When they trained together they became very good friends and a great team (Ven dey treynd tıgedır dey bikam veri gud frendz end e greit tiim). They supported each other and won the sports competition (Dey spoortıd iiç adır end von dı spoorts kampıtişın).
1. One-Wan 3. Three-Trii2. Two-Tuu 4. Four-Foor
-Haydi birlikte sayıları sayalım-Let’s count the numbers together (Lets kaunt dı nambırs tugedır)
-Lütfen sayıları sayın.Count the numbers, please (Kaunt dı nambırs, pıliiz)
-Kaç parmağın var? -How many fingers do you have? (Hav meni fingırs du yu hev?)
10 parmağımız var-We have ten fingers (Vi hev ten fingırs)
Sayılar - Numbers - Nambırz
Unit 3 / Ünite 3 / (Yünit 3)
7. Seven-Sevın
9. Nine-Nayn
8. Eight-Eit
10. Ten-Ten 11. Eleven-İlevın
5. Five-Fayv 6. Six-Siks
12. Twelf-Twelv
15. Fifteen-Fiftiin
18. Eighteen-Eitiin
13. Thirteen-Törtiin
16. Sixteen-Sikstiin
19. Nineteen-Nayntiin
14. Fourteen-Foortiin
17. Seventeen-Sevıntiin
20. Twenty-Twenti
Sayılar - Numbers - Nambırz
#Songs#1. let’s count to 20 song for kids
https://www.youtube.com/watch?v=0vlxwıhrd4e
2. how many fingers? | kids songs | super simple songs
https://www.youtube.com/watch?v=xnw1ssz18gg
https://www.youtube.com/watch?v=yt8gfgxlıts Çocuğunuzla trafikte giderken arabaları, yolda yürürken hep birlikte adımlarınızı birden yirmiye kadar sayabilirsiniz,
Parkta sallanırken her bir sallanma esnasında çocuğunuz ile birlikte birden yirmiye kadar sayabilirsiniz.
Aile Katılımı(Femıli Partisipeşın)
Family Participation
It’s Story Time
Uncle Hasan’s Numbers Train (Ankıl Hasan’s Nambırs Tireyn)Hasan Amca’nın Sayı Treni
Hasan amcanın bir treni varmış. Treni ile hayvanları gezdirirmiş. Hasan amca işini çok seviyormuş. Her gün trenine biner yola düşermiş. Birinci durakta ONE (van-bir) tane küçük kedi bindirirmiş. İkinci durakta TWO (tuğ-iki) tane büyük köpek bindirirmiş. Üçüncü durakta THREE (tri-üç) tane havuç yiyen tavşan bindirirmiş. Dördüncü durakta FOUR (for-dört) tane muz yiyen maymun bindirirmiş. Beşinci durakta FIVE (fayf-beş) tane aslan bindirirmiş. Altıncı durakta SIX (siks-altı) tane uzun boylu zürafa bindirirmiş. Yedinci durakta SEVEN (sevın-yedi) tane büyük kulaklı fil bindirirmiş. Sekizinci durakta EIGHT (eyt-sekiz) tane tatlı koyun bindirirmiş. Dokuzuncu durakta NINE (nayn-dokuz) tane vaklayan ördek bindirirmiş. Onuncu durakta TEN (ten-on) tane peynir seven fare bindirirmiş. Çok güzel bir tren yolculuğu yaparlarmış. Hepsi çok eğlenirlermiş.
Uncle Hasan’s Numbers Train (Ankıl Hasan’s Nambırs Tireyn)Hasan Amca’nın Sayı Treni
Uncle Hasan’s (ankılın-amcanın) ONE (van-bir) treni varmış. Train’i (treyni-treni) ile animal’ları (enimılları-hayvanları) gezdirirmiş. Hasan uncle (ankıl-amca) işini çok seviyormuş. Her gün train’ine (treynine-trenine) biner, yola düşermiş. Birinci durakta ONE (van-bir) küçük cat (ket-kedi) bindirirmiş.
Two’uncu (tuğuncu-ikinci) durakta TWO (tuğ-iki) tane büyük dog (dog-köpek) bindirirmiş. Three’inci (triyinci-üçünci) durakta THREE (tri-üç) tane havuç yiyen rabbit (rabit-tavşan) bindirirmiş.
Four’uncu (foruncu-dördüncü) durakta FOUR (for-dört) tane muz yiyen monkey (mankiy-maymun) bindirirmiş.
Five’ıncı (fayfıncı-beşinci) durakta FIVE (fayf-beş) tane lion (layın-aslan) bindirirmiş. Six’inci (siksinci-altııncı) durakta SIX (siks-altı) tane uzun boylu giraffe (ciraf-zürafa) bindirirmiş.
Seven’ınci (sevınıncı-yedinci) durakta SEVEN (sevın-yedi) tane büyük kulaklı elephant (elıfınt-fil) bindirirmiş. Eight’inci (eytinci-sekizinci) durakta EIGHT (eyt-sekiz) tane tatlı sheep (şiip-koyun) bindirirmiş. Nine’ıncı (naynıncı-dokuzuncu) durakta NINE (nayn-dokuz) tane vaklayan duck (dak-ördek) bindirirmiş. Ten’inci (teninci-onuncu) durakta TEN (ten-on) tane peynir seven mouse (maus-fare) bindirirmiş. Çok güzel bir train (treyn-tren) yolculuğu yaparlarmış. All of them had so much fun (Ool of dem hed so maç fan-Hepsi çok eğlenirlermiş ).
Uncle Hasan’s Numbers Train (Ankıl Hasan’s Nambırs Tireyn)Hasan Amca’nın Sayı Treni
Hasan uncle’ın (ankılın-amcanın) ONE (van-bir) treni varmış. Train’i (treyni-treni) ile animal’ları (enimılları-hayvanları) gezdirirmiş. Hasan uncle (ankıl-amca) işini çok seviyormuş. Her gün train’ine (treynine-trenine) biner, yola düşermiş. One’ıncı (vanıncı-birinci) durakta ONE (van-bir) küçük cat (ket-kedi) bindirirmiş.
Two’uncu (tuğuncu-ikinci) durakta TWO (tuğ-iki) tane büyük dog (dog-köpek) bindirirmiş. Three’inci (triyinci-üçünci) durakta THREE (tri-üç) tane havuç yiyen rabbit (rabit-tavşan) bindirirmiş.
Four’uncu (foruncu-dördüncü) durakta FOUR (for-dört) tane muz yiyen monkey (mankiy-maymun) bindirirmiş.
Five’ıncı (fayfıncı-beşinci) durakta FIVE (fayf-beş) tane lion (layın-aslan) bindirirmiş. Six’inci (siksinci-altııncı) durakta SIX (siks-altı) tane uzun boylu giraffe (ciraf-zürafa) bindirirmiş.
Seven’ınci (sevınıncı-yedinci) durakta SEVEN (sevın-yedi) tane büyük kulaklı elephant (elıfınt-fil) bindirirmiş. Eight’inci (eytinci-sekizinci) durakta EIGHT (eyt-sekiz) tane tatlı sheep (şiip-koyun) bindirirmiş. Nine’ıncı (naynıncı-dokuzuncu) durakta NINE (nayn-dokuz) tane vaklayan duck (dak-ördek) bindirirmiş. Ten’inci (teninci-onuncu) durakta TEN (ten-on) tane peynir seven mouse (maus-fare) bindirirmiş. Çok güzel bir train (treyn-tren) yolculuğu yaparlarmış. All of them had so much fun (Ool of dem hed so maç fan-Hepsi çok eğlenirlermiş ).
It’s Story Time
Uncle Hasan’s Numbers Train (Ankıl Hasan’s Nambırs Tireyn)Hasan Amca’nın Sayı Treni
Uncle Hasan had a train. He took the animals to journey by train. Uncle Hasan loved his job very much. Every day he got on the train.
On the first station he took ONE little cat. On the second station he took TWO big dogs. On the third station he took THREE rabbits that eat carrots. On the fourth station he took FOUR monkeys that eat bananas. On the fifth station he took FIVE lions. On the sixth station he took SIX tall giraffes. On the seventh station he took SEVEN elephants with big ears. On the eighth station he took EIGHT sweet sheeps. On the ninth station he took NINE duckling ducks. On the tenth station he took TEN mice that liked cheese. They had a very nice train journey. All of them had so much fun.
Uncle Hasan’s Numbers Train (Ankıl Hasan’s Nambırs Tireyn)Hasan Amca’nın Sayı Treni
Ankıl Hasan het e treyn. Hi tuk dı enimıls tu cörney bay treyn. Ankıl Hasan lavt his cap veri maç. Evri dey hi god on dı treyn.
On dı först steyşın hi tuk vuan llitıl. On dı sekınt steyşın hi tuk tuğ biig dogs. On dı tört steyşın hi tuk tri rebits det iit kerrıts. On dı ford steyşın hi tuk for mankıys det iit bananas. On dı fift steyşın hi tuk fayf layıns. On dı sikst steyşın hi tuk siks tool cirafs. On dı sevınt steyşın hi tuk sevın elıfınts vid big iırs. On dı eyts steyşın hi tuk eyt sivit şiips. On dı naynd steyşın hi tuk nayn dakling daks. On dı tend steyşın hi tuk ten mays det laykt çiiz. Dey hed e veri nays treyn cörney. Ool of dem hed so maç fan.
It’s Story Time
Kırmızı-Red-Red Yeşil-Green-GriinMavi-Blue-Bluu Sarı-Yellow-Yelou
Turuncu-Orange-Orınc Pembe-Pink-Pink Beyaz-White-Vayt Siyah-Black-Bilek
Kahverengi-Brown-BıravnMor-Purple-PörpılGre-Gray-Gırey
“Yakınınızda bulunan herhangi bir nesneyi elinize alarak sorun.Red or blue? (red or bıluu?)(Kırmızı mı mavi mi?)Blue, well done. (Bıluu, veldan) (Mavi, aferin.)Ok what about this? (Okey, vat ebaut dis?) (Peki ya bu?)Is this green or yellow? (İz dis gıriin or yelou?) (Bu yeşil mi sarı mı?)This is yellow, very good. (Dis iz yelou, veri gud) (Bu sarı, çok iyi. )Farklı renklerdeki nesneleri yan yana koyun, gösterdiklerinizin tek tek rengini söylesinler.Show me the red (Şov mi dı red) (Bana kırmızıyı göster).Senin söylediğin renge zıplayabilirler. Jump to red / white. (Camp tu red / vayt) (Kırmızıya / beyaza zıpla!)Renklerle ilgili görselleri duvara asın, tek tek gösterip , “Is it blue?” “Is it red ?” şeklinde sorun, çocuklardan sadece yes / no demelerini bekliyoruz. Onlardan sonra, “Yes, this is red” (Yes, dis iz red) (Evet bu kırmızı ) diye siz söyleyebilirsiniz.
Renkler-Colours-Kalırz
Unit 4 / Ünite 4 / (Yünit 4)
Activities & Games
Renkler-Colours-Kalırz
Sınıfın ortasına boş bir kutu koyun ve herkesten söylediğiniz renkte bir nesne getirmesini isteyin, kutu doluncaya kadar devam edin. Mola verdikten sonra bu sefer renkleri söyleyip kutuyu boşaltmalarını isteyin. Dikkat sürelerini gözeterek geri boşaltma kısmını öğleden sonra da yapabilirsiniz.Çocuklar istedikleri iki rengi alıp ellerinde tutarlar, istedikleri iki arkadasına gidip “What colour is this?” diye sorarlar. birbirlerine bu şekilde sorarken “What colour is this? ve “It is.... “ kalıplarının kullanıldıgından emin olun!Guess! (ges-tahmin et!) Öğretmen elinde tüm renk kartlarından ikişer adet olacak şekilde tutar, bir öğrenci gelir ve elindeki kartın rengini bilmeye çalışır, sadece 3 hakkı vardır. Bulursa kartı alır, bulamaz ise sıra diğer öğrenciye geçer. Her bulduğunda 3 renk söyleme hakkı başa döner. Renkleri bulmaya çalışırken Is it purple? (iz it ...pörpıl?) diye sormasını isteyin. En çok kart alan öğrenci günün renk şampiyonu olur. Aynısını sınıfı ikiye bölerek arkadaşlarıyla da yaptırabilirsiniz, tüm renk kartlarını en hızlı şekilde toplayan oyunu kazanır.
Sınıftaki herkese renkli legolar dagıtıp ortaya bir kutu koyun, müziği açın onlar dans ederken durdurup bir renk söyleyin, ellerindekiler bitene kadar hatasız kutuya doldurmaya calıssınlar, yanlış koyunca bir lego daha verin, amaç en hızlı ve doğru şekilde kutuyu doldurup yerlerine dönmek.“What is missing?” oyunu (Vat iz missing-Eksik hangisi?) rengi kaldır bulsunlar. öğrendikleri tüm renkleri koyun, her seferinde birini saklayın, dikkatli olan bulur, İngilizcesini söyleyen puanı kapar.
Çocukların kollarına istedikleri renkte boyatıp kolluklar takalım. Müziği durdurup (pink ones jump) de, bakalım tüm pink olanlar zıplıyormu ? Bu boş beyaz şerit kağıtları dağıtınca herkesin seçtiği renklere dikkat et ve ona göre her renk için bir komut söyleyerek hepsini oynat, hareketini yapan yere oturur, herkes çembere oturdugunda oyun biter.
Çocukların önüne renkler ve sayılar verip, söylediğiniz rengi söylediğiniz sayının üzerine koymasını ister. Herkeste eşit set olması cok onemli, kısa sade komutla söyleyin. “Pink number two” (Pink nambır tu / pembe 2 rakamına) gibi. 5 sayı ve 5 renk eşleşmesini bitirince hands up (hendz ap /eller yukarı) diyerek kimlerin doğru yaptığını mutlaka kontrol edin. Hatalı yapanlarla yeniden dogrusunu bulacak gösterecek şekilde etkinliği tekrarlayın. Tüm çocukların önüne 5’er renk koyarak, hands up (hendz ap- eller yukarı!) deyin. Sonra “Touch white” (taç vayt / beyaza dokun), “Bring me pink”, (biring mi pink- pembeyi getir) “Put the yellow” in your pocket, (put dı yelou in yor pokıt / sarı olanı cebine koy) “Sit on purple” (sit on pörpıl / morun üstüne otur) gibi komutlar serpiştirip hız ve dikkat gerektiren bir etkinlik yapabilirsiniz. Olmayan rengi söyleyerek arada şaşırtın!!! Yananları çıkartarak oynayın. Renklerini en hızlı ve doğru şekilde bitiren kazanır.
Odada köşelere farklı renkte eşyalar koyabilirsiniz ve çocuğunuz odanın ortasına geçer ve rengini söylediğiniz köşeye koşar. Çocuklarla yaptığınız boyama faaliyetlerinde Türkçeleri ile birlikte İngilizceleri de tekrarlatılır. ‘’Bu ne renk? What colour is this? Vat kalır iz dis?’’ diye sorabilirsiniz.
#Songs#1. What’s your favorite color? | kids songs | super simple songshttps://www.youtube.com/watch?v=zxıpa5nf_ly2. What color ıs it? song | learn 11 colors | learn english kidshttps://www.youtube.com/watch?v=yyflbttabse3. What’s your favorite color?https://www.youtube.com/watch?v=wsl3ppwhlgy
Aile Katılımı(Femıli Partisipeşın)
Family Participation
Activities & Games
It’s Story TimeRenkler (Colours - Kalırs)
Yağmurlu bir günde dünyanın bütün colour’ları (kalır-renk) bir araya gelmiş ve hangi colour’ın(kalır-renk) en önemli olduğunu konuşmaya başlamışlar. Green (griin-yeşil) colour (kalır-renk) en önemli colour (kalır-renk) benim demiş. Ben çimenler, yapraklar ve ağaçlar için seçilmişim. Blue (bluu-mavi) colour (kalır-renk) oradan seslenmiş ben de denizin ve gökyüzün colour’ıyım (kalır-renk) demiş. Yellow (yelou-sarı) colour (kalır-renk) ben de güneşin colour’ıyım (kalır-renk) en önemli colour (kalır-renk) benim demiş. Orange (orınc-turuncu) colour (kalır-renk) da ben de sağlığın colour’ıyım (kalır-renk) bütün sağlıklı yiyecekler orange (orınc-turuncu) colour’ında (kalır-renk), portakal ve havuç gibi demiş. Red (red-kırmızı) colour (kalır-renk) ben de domates ve çileğin colour’ıyım (kalır-renk) ben de önemliyim demiş. White (wayt-beyaz) colour (kalır-renk) onun sözünü kesmiş ve ben de bulutların ve kardan adamların colour’ıyım (kalır-renk), hem temizliği de temsil ediyorum demiş. Black (blak-siyah) colour (kalır-renk) dayanamamış ve ben de şempanze, zeytin ve karanlığın colour’ıyım (kalır -renk) o zaman demiş. Purple (pöörpıl-mor) colour (kalır-renk) oradan seslenmiş, ben de menekşelerin ve patlıcanın colour’ıyım (kalır-renk), hem de en komik colour’ım (kalır-renk) demiş. Peşinden pink (pink-pembe) colour (kalır-renk) ben de çiçeklerin ve dilimizin colour’ıyım (kalır-renk), hem en tatlı colour (kalır-renk) da benim demiş. Birden fark etmişler ki yağmur artık yağmıyormuş ve gökyüzünde kocaman muhteşem bir gökkuşağı oluşmuş. Tam o sırada bir ses duy-muşlar: ‘Hepiniz eşit derecede önemlisiniz ve birlikte dünyamızı colour’landırıyorsunuz (kalır-renk), iyi ki hepiniz varsınız.’ Bunu duyunca bütün colour’lar (kalır-renk) birbirlerine sarılmışlar ve çok mutlu olmuşlar.
Renkler (Colours - Kalırs)Rainy (reyni-yağmurlu) one (wan-bir) günde dünyanın bütün colour’ları (kalır-renk) bir araya gelmiş ve hangi
colour’ın (kalır-renk) en önemli olduğunu konuşmaya başlamışlar. Green (griin-yeşil) colour (kalır-renk) en önemli colour (kalır-renk) benim demiş. Ben grass (graas-çimen), yapraklar ve trees (triiz-ağaçlar) için seçilmişim. Blue (bluu-mavi) colour (kalır-renk) oradan seslenmiş ben de sea’nin (sii-deniz) ve sky’ın (skay-gökyüzü) colour’ıyım (kalır-renk) demiş. Yellow (yelou-sarı) colour (kalır-renk) ben de sun’ın (san-güneş) colour’ıyım (kalır-renk) en önemli colour (kalır-renk) benim demiş. Orange (orınc-turuncu) colour (kalır-renk) da ben de sağlığın colour’ıyım (kalır-renk), bütün sağlıklı food’lar (fuud-yiyecek) orange (orınc-turuncu) colour’ında (kalır-renk), orange (orınc-portakal) ve carrot (kerit-havuç) gibi demiş. Red (red-kırmızı) colour (kalır-renk) da ben de tomato (tımaatou-domates) ve strawberry’nin (strooberi-çilek) colour’ıyım (kalır-renk), ben de önemliyim demiş. White (wayt-beyaz) colour (kalır-renk) onun sözünü kesmiş ve ben de cloud’ların (klaud- bulut) ve snowman’lerin (snowmen-kardan adam) colour’ıyım (kalır-renk), hem temizliği de temsil ediyorum demiş. Black (blak-siyah) colour (kalır-renk) dayanamamış ve ben de chimpanzee (çimpınzii-şempanze), olive (oliv-zeytin) ve karanlığın colour’ıyım (kalır-renk) o zaman demiş. Purple (pöörpıl-mor) colour (kalır-renk) oradan seslenmiş ben de violet’lerin (vaylıt-menekşe) ve aubergine’in (obırciin-patlıcan) colour’ıyım (kalır-renk,) hem de en komik colour’ım (kalır-renk) demiş. Peşinden pink (pink-pembe) colour (kalır-renk) ben de flower’ların (flavır-çiçek) ve tongue’ımızın (tang-dil) colour’ıyım (kalır-renk), hem en sweet(swiit-tatlı) colour (kalır-renk) da benim demiş. Birden fark etmişler ki rain (rein-yağmur) artık yağmıyormuş ve gökyüzünde kocaman muhteşem bir gökkuşağı oluşmuş. Tam o sırada bir ses duymuşlar: ‘Hepiniz eşit derecede önemlisiniz ve birlikte dünyamızı colour’landırıyorsunuz (kalır-renk), iyi ki hepiniz varsınız!’ Bunu duyunca bütün colour’lar (kalır-renk) birbirlerine sarılmışlar ve çok happy (hepi-mutlu) olmuşlar.
Renkler (Colours - Kalırs)On a rainy day all colours of the world came together and started to talk about which colour is more important.
The green colour said I am the most important colour. I am choosen for grass, leaves and trees. The blue colour called I am the colour of the sea and sky. The yellow colour said I am coloured like the sunshine. The orange colour said I am the colour of health, all healthy foods are orange coloured, like orange and carrot. The red colour said I am coloured like tomato and strawberry, I am important too. The white colour interrupted and said I am coloured like clouds and snowman and I represent cleaning. The black colour could not stand anymore and said I am coloured like chimpanzee, olive and darkness. The purple colour shouted I am coloured like violets and aubergine and I am a funny colour. After that the pink colour said I am coloured like flowers and our tongue and besides I am the sweetest colour. Suddenly, they recognized that the rain stopped and there was an amazing rainbow in the sky. Just then, they heard a voice: ‘All of you are in an equal degree very important and together you make our world colourful. You are all good!’ When they heard this, all colours hugged each other and they were very happy...
On e reini dey ool kalırz ov dı wöörld keym tugedır end staartıd tu talk ebaut wiç kalır iz moor importınt. Dı griin kalır sed ay em dı most importınt kalır. Ayem çuuzen for gıras, liivz end triiz. Dı bluu kalır kold ayem dı kalır ov dı sii end skay. Dı yelou kalır sed ay em kalırd layk dı sanşayn. Dı orınc kalır sed ay em dı kalır ov helth, ool helthi fuudz aar orınc kalırd layk orınc end kerıt. Dı red kalır sed ay em kalırd layk tımaatou end strooberi, ay em impoortınt tuu. Dı wayt kalır intıraptıd end sed ay em kalırd layk klaudz end snowmen end ay reprizent klining. Dı blak kalır kud nat stend enimoor end sed ay em kalırd layk çimpınzii, oliv end daarknıs. Dı pöörpıl kalır şautıd ay em kalırd layk vaylıt end obırciin end ay em a fanii kalır. Aftır det dı pink kalır sed ay em kalırd layk flavırz end aur tang end bisaydz ay em dı swiitıst kalır. Sadınli, dey rekıgnaızt det dı rein stapt end der vaz en emeyzing reinbow in dı skay. Cast den dey höörd e voys: ‘Ool ov yuu aar in en ikwıl dıgrii veri impoortınt end tugedır yuu meyk aur wöörld kalırful. Yuu aar ool gud. Ven dey höört dhis ool kalırz hagd iiçadır end dey vör veri hepi.
It’s Story Time
Öğretmen-Teacher-Tiiçır Kurşun Kalem-Pencil-Pencil
Sandalye-Chair-Çeer
Öğrenci-Student-Studınt
Masa-Desk-Desk Kitap-Book-Buk
Okulum-My School-May Skuul
Unit 5 / Ünite 5 / (Yünit 5)
Tükenmez kalem-Pen-Pen Boya-Paint-PeintDefter-Notebook-Noutbuk
Bilgisayar-Computer-KımpüütırFırça-Paint brush-Peint bıraş Okul-School-Sıkuul
Sınıf-Class-Kılas
#Songs#https://www.youtube.com/watch?v=hjfaqdnuvfo
It’s Story Time
Giray çok tatlı bir çocukmuş. Ablasından defalarca dinlediği School (skuul / okul)’a kendisi de gideceği için bir türlü heyecandan uyuyamıyormuş.
Bu düşüncelerle koltukta otururken birden karşısına kırmızı bir book (buk / kitap) çıkmış. Artık benim resimlerime bakarken hikayelerimi de okuyabileceksin demiş.
Arkadan Pen (pen / tükenmez kalem) ve Pencil (pensıl / kurşun kalem) demiş ki: ‘Bizim sayemizde kendi hikayelerini yazabilirsin.’
Desk ve Chair (desk-çeer / masa-sandalye): ‘Bizimle teacher (tiiçır/
öğretmen)’ı daha iyi dinleyecek ve bir çok student (studınt / öğrenci) arkadaşın olacak’ demiş.
Notebook (noutbuk / defter): ‘Üzerimde paintbrush (peyntbraş / boya fırçası)’ları kullanarak painting (peynting / boyama) yapabilirsin’ demiş.
Computer (kımpüütır/ bilgisayar) durur mu? Hemen o da girmiş söze ve demiş ki: ‘Müzik dinleyip, çizgi filmler izleyebilir ve bir çok yeni bilgiyi benimle öğrenebilirsin.’
Giray gözlerini açınca kendisini yatağın üzerinde sevinçle zıplarken bulmuş. Artık school (skuul/ okul)’a gitmek için sabırsızlanıyormuş.
Giray was a very cute boy. He could not sleep with excitement, because he would go to the school that he heard from his sister repeatedly.
With that in mind, while sitting on the couch, a red book came out and told him “Now, you can read my stories as you look at my pictures.”
And then pen and pencil told him: “You can write your own stories with us.”
Desk and chair started to talk and said: “You will listen to your teacher
better and you will have a lot of student friends with us.”
The notebook: “You can paint with paint brushes that I have.”
Is the computer silent? Not of course, right away he jumped into the subject and said: “You can listen to the music, watch cartoons and learn lots of new information with me.”
As Giray opened his eyes, he found himself jumping on the bed. He could not wait to go to the school any more.
Giray vaz e veri küuut boy. Hii kud not sliip widh iksaytmınt, bikoz hii wud go tu dı skuul det hii hörd from hiz sistır rıpiitıdli.
Widh det in maynd, waıl siting on dı kauch, e red buk keym out end told him: “Nav yu ken riid may stooriz ez yuu luk et may pikçırz”
End den pen end pensıl told him: “Yuu ken rayt yor own stooriz widh as”
Desk end çeer staartıd tu talk end sed: “Yuu wil lisın tu yoor tiiçır bedır end yuu wil hev e lad ov studınt frendz
widh as”
Dı noutbuk: “Yuu ken peint widh peint braşhez det ay hev”
İs dı kımpüütır saylınt? Nat ov koors, rayt evey hii campt intu dı subcekt end sed “Yuu ken lisın to dı müuzik, woç kaartuunz end löörn lots ov niuu infımeyşın widh mii.”
As Giray oupınd hiz ayz hii faund himself camping on dı bed. Hii kud nat weit tu go tu dı skuul enimoor.
Giray’s Dream ( Giray’s Dıriim – Giray’ın Rüyası )
Giray’s Dream ( Giray’s Dıriim – Giray’ın Rüyası )
Giray’s Dream ( Giray’s Dıriim – Giray’ın Rüyası )
Çalışma Kağıdı / Worksheet / (Vörkşit)
Colour
the
ear
th a
bove
- K
alır d
ı ör
t eb
ov Y
ukar
ıdak
i dü
nyay
ı iste
diğiniz
reng
e bo
yayınız.
Colour the rainbow, according to the sequence of the story.Kalır dı reynbov, ekording tu dı sekuıns ov dı sıtori.
Yukarıdaki gökkuşağını hikayedeki sıralamaya göre boyayınız.
Çalışma Kağıdı / Worksheet / (Vörkşit)
Çalışma Kağıdı / Worksheet / (Vörkşit)
Çalışma Kağıdı / Worksheet / (Vörkşit)
Çalışma Kağıdı / Worksheet / (Vörkşit)
Has
an a
mca
nın
her
dura
ktan
aldığı ha
yvan
ları,
yerleş
tikler
i va
gonlar
la b
irleşt
irelim
.Pu
t th
e an
imals
into
the
right
car
. /
Put
dı e
nimıls
int
u dı r
ayt
kaa.
12
34
56
78
910
One
(Van
)Tw
o(T
u)Th
ree
(Tıri)
Four
(For
)Si
x(S
iks)
Five
(Fay
f)Se
ven
(Sev
ın)
Eigh
t(E
yt)
Nine
(Nay
n)Te
n(T
en)
CHAI
R - Ç
EER
PENC
IL -
PENS
IL
SCHO
OLBA
G - S
IKUL
BEK
DESK
- DE
SK
TEAC
HER
- TİİÇ
IR
STUD
ENT
- SÜT
UDIN
T
PEN
- PEN
BOOK
- BU
K
NOTE
BOOK
- NO
TBUK
COM
PUTE
R - K
OMPÜ
TIR
WIN
DOW
S - V
İNDO
VS
DOOR
- DO
R
Kutu
ları k
eselim
ve
öğre
tmen
in s
öylediği k
elim
eyi bu
lalım
.Le
t’s c
ut t
he b
oxes
and
find
the
wor
ds w
hich
tea
cher
say
s. /
Let
z ka
t dı b
aksız
end
fayn
d dı v
örd
viç
tiçıır s
eys.
Çalışma Kağıdı / Worksheet / (Vörkşit)