42
www.yuruyus-info.org [email protected] Haftalık Dergi Sayı: 143 3 Kasım 2019 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) [email protected] www.yuruyus-info.org vv - MUSTAFA KOÇAK, ÖLÜM ORUCU’NUN 124. GÜNÜNDE - Murat Canım Süresiz Açlık Grevi’nin 28. Gününde - Mithat Öztürk, Mustafa Koçak’ın 50. gününde 30 gün, 100. Gününde 45 Günlük Açlık Grevine Başladı ve Bugün Destek Açlık Grevinin 24. Gününde! - Cengiz Özel, Mustafa Koçak’ın 100. Gününde 15 Gün Destek Açlık Grevi Yaptı! Mithat ÖZTÜRK Mustafa KOÇAK Savcı Selim Kiraz Davasının Bütün Tutsakları; Faşizmin Haksız Mahkeme Kararlarına, Cüppeli Cellatların Keyfiliğine AKP’nin Çaresizce Polis-MİT-Savcısıyla Düzmece İddialarına Direniyor! İFTİRACI BERK ERCAN’IN İFADELERİ DIŞINDA TEK BİR KANIT, BELGE OLMADAN VERİLEN CEZALARA, ADALETSİZLİĞE BOYUN EĞMİYOR! Murat CANIM MALTA BİLDİRGESİ: “Müdahale etmek ya da etmemek konusundaki son karar, -temel çıkarları hastanın iyiliği olmayan- üçüncü tarafların müdahalesi olmaksızın, hekimine bırakılmalıdır. Gerektiğinde hekim, hastaya açıkça, onun (hastanın) tedaviyi reddetme, koma durumunda, yapay beslenme ve ölüm riski gibi kararını kendisinin onaylayıp onaylamadığını belirtmelidir.” Madde 21: “Zorla besleme insanlık dışı ve aşağılayıcı bir harekettir.” TOKYO BİLDİRGESİ: “Bir hükümlü beslenmeyi reddettiğinde, eğer hekim, beslenmeyi gönüllü olarak reddetmenin yol açacağı sonuçlar üzerinde kişinin tam ve doğru bir yargıya varacak yetenekte olduğu kanısında ise, bu kişiyi damardan beslemeyecektir!” KENDİ İRADESİYLE ÖLÜM ORUCU veya AÇLIK GREVİ YAPAN TUTSAĞA ZORLA MÜDAHALE EDİLEMEZ! YASAL OLARAK DA, AHLAKİ OLARAK DA BU BÖYLEDİR! TÜM HEKİMLERE ÇAĞRIMIZDIR: FAŞİZMİN CELLADI OLMAYIN! YOKSUL HALK ÇOCUKLARININ, HALKIN SANATÇILARININ KATİLİ OLMAYIN! ÖLÜM ORUCUNDAKİ MUSTAFA KOÇAK ve SÜRESİZ AÇLIK GREVİNDEKİ TUTSAK GRUP YORUM ÜYELERİ ZORLA MÜDAHALE TEHDİDİ ALTINDA! HER KOŞULDA DİRENME HAKKIMIZI KORUYACAK, BİZ KAZANACAĞIZ!

sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

  • Upload
    others

  • View
    10

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

www.yuruyus-info.org

[email protected]

Haftalık Dergi

Sayı: 143

3 Kasım 2019

Fiyatı: 1 TL

(kdv dahil)

yu

ruy

us

.biz

@g

ma

il.co

mw

ww

.yu

ruy

us

-info

.org

vv

- MUSTAFA KOÇAK, ÖLÜM ORUCU’NUN 124. GÜNÜNDE

- Murat Canım Süresiz Açlık Grevi’nin 28. Gününde

- Mithat Öztürk, Mustafa Koçak’ın 50. gününde 30 gün,100. Gününde 45 Günlük Açlık Grevine Başladı veBugün Destek Açlık Grevinin 24. Gününde!

- Cengiz Özel, Mustafa Koçak’ın 100. Gününde 15 GünDestek Açlık Grevi Yaptı!

Mithat ÖZTÜRK

Mustafa KOÇAK

Savcı Selim Kiraz Davasının Bütün Tutsakları;

Faşizmin Haksız Mahkeme Kararlarına, Cüppeli Cellatların Keyfiliğine

AKP’nin Çaresizce Polis-MİT-Savcısıyla Düzmece İddialarına Direniyor!

İFTİRACI BERK ERCAN’IN İFADELERİ DIŞINDA TEK BİR KANIT,

BELGE OLMADAN VERİLEN CEZALARA, ADALETSİZLİĞE BOYUN EĞMİYOR!

Murat CANIM

MALTA BİLDİRGESİ: “Müdahale etmek ya da etmemek konusundaki son karar,-temel çıkarları hastanın iyiliği olmayan- üçüncü tarafların

müdahalesi olmaksızın, hekimine bırakılmalıdır. Gerektiğinde hekim,hastaya açıkça, onun (hastanın) tedaviyi reddetme, koma durumunda,

yapay beslenme ve ölüm riski gibi kararını kendisininonaylayıp onaylamadığını belirtmelidir.”

Madde 21: “Zorla besleme insanlık dışı ve aşağılayıcı bir harekettir.”

TOKYO BİLDİRGESİ: “Bir hükümlü beslenmeyi reddettiğinde, eğer hekim,beslenmeyi gönüllü olarak reddetmenin yol açacağı sonuçlar üzerinde

kişinin tam ve doğru bir yargıya varacak yetenekte olduğu kanısında ise,bu kişiyi damardan beslemeyecektir!”

KENDİ İRADESİYLE ÖLÜM ORUCU veya AÇLIK GREVİ YAPAN TUTSAĞAZORLA MÜDAHALE EDİLEMEZ!

YASAL OLARAK DA, AHLAKİ OLARAK DA BU BÖYLEDİR!

TÜM HEKİMLERE ÇAĞRIMIZDIR: FAŞİZMİN CELLADI OLMAYIN! YOKSULHALK ÇOCUKLARININ, HALKIN SANATÇILARININ KATİLİ OLMAYIN!

ÖLÜM ORUCUNDAKİMUSTAFA KOÇAK ve

SÜRESİZ AÇLIK GREVİNDEKİTUTSAK GRUP YORUM ÜYELERİ

ZORLA MÜDAHALETEHDİDİ ALTINDA!

HER KOŞULDADİRENME HAKKIMIZI KORUYACAK,

BİZ KAZANACAĞIZ!

Page 2: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

www.yuruyus-info.org [email protected]

Sahibi ve Sorumlu YazıişleriMüdürü: Elif ERSOYAdres: Bozkurt Mah. BaysungurSok. Muratoğlu Çarşısı 14 D Şişli - İSTANBUL

Ofset Hazırlık: Ozan YayıncılıkAdres: Zübeyde Hanım Mah. FevziÇakmak Cad. 1297. Sokak No: 1Daire: 1 Sultangazi / İSTANBULMail: [email protected]

ISSN: 1305-7944Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

KESK MYK’nın Talimatıyla, EĞİTİM-SEN GenelMerkezi, Hatay Eğitim Sen’e Kayyım Atadı!

Tıpkı AKP Faşizmi Gibi, Devrimci DüşmanlığıYapan KESK Karşısında Direnen Hatay Şube

Bu Gayrimeşru Kararı Halka Teşhir Etti,Eylemler Yaptı, İmza Kampanyası Düzenledi,

İdeolojik Mücadeleyi Hiç Bırakmadı!

Ankara 12. İş Mahkemesi; Şube BaşkanıDeniz Ezer ve Mali Sekreter Ahmet KorkmazHakkında Yürütmeyi Durdurma Kararı Verdi.

Bu Durumda, Gayrimeşru Kayyum Yürütme

Kurulu Lağvedilmek Zorundadır!

AKP’nin GüdümündekiTasfiyeci KESK Yönetimi Değil,

KHK’lere Karşı Direnen ve Yüksel Direnişi’ninParçası Olan Hatay Eğitim-Sen Kazanacak!

İDİL KÜLTÜR MERKEZİ’nde Grup Yorum EmekçileriBaskılara Karşı Açlık Grevinin 171. gününde

BAHAR KURT: 145. gün - 38 kgBARIŞ YÜKSEL: 138. gün - 57 kg

İBRAHİM GÖKÇEK: 137. gün - 53 kgHELİN BÖLEK: 135. gün - 58 kg

ALİ ARACI: 71. gün - 47 kg

Page 3: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

İçindekiler

DUYURU

4 Zorla Müdahale Suçtur,Ahlaksızlıktır, İnsanlıkDışıdır!

9 İrade Savaşının En ÇetinYaşandığı Yer OlanHapishanelerde ZorlaMüdahale Tehditleri,Saldırılar, Kazanımlar...

10 Malta Ve TokyoSözleşmelerine Uyun!

13 10 Soruda: Zafer Nedir

15 Fransa’da Eta’lı Tutsaklar,Mustafa Koçak Ve GrupYorum İçin DayanışmaAçlık Grevi Yaptı!

16 Halkın SanatçısıGrup Yorum, Tüm YasakVe Baskılara RağmenKonserlerıne VeEnternasyonalizmi

Büyütmeye DevamEdi̇yor!

17 Röportaj: Atina’da konserVeren Grup Yorum...

19 Faşizme Karşı Direniş,En Güzel EserleriDoğurur!

22 Sorun-Çözüm:Devrimci YaşamKurallarına Uymamak

23 Direnişler Tarihi-8: 84Ölüm Orucu; 4 Kızıl OkFırladı Yayından…

29 Adalet İstiyoruz: EmreÜnlü İçin...

31 Halk İçin Adaletİstiyoruz-3:Devrimcilerde Her ŞeyAçıktır!

34 Anti-Emperyalist Cephe-Türkiye, Bulgaristan’daUluslararası KonferansaKatıldı

36 Amerika’nın YeniSömürgesi Türkiye,İşgalci Olarak Suriye’yeGirdi.

38 Yaşadıklarımızdan:Liselilerimizin,Gençlerimizin Hayatına Gireceğiz!

39 Haberler...

40 Avrupa’daki Biz...

41 Avrupa’da Yürüyüş...

42 Yitirdiklerimiz...

Mustafa Koçak İçin Sansürü Kıralım!İnternet Sitesi: mustafakocakadalet.blogspot.comFacebook: facebook.com/mustafakocakadalet/Facebook Gr.: facebook.com/groups/mustafakocakadalet/Twitter: twitter.com/mustafaakocaak?lang=trMail: [email protected]

Mustafa Koçak’ın Sesi Olalım!1-Adalet Bakanlığı:Mustafa Koçak’ın Adil Yargılanması İçin Mail, Faks GönderinTelefon: 90 (0312) 417 77 70 Faks: 90 (0312) 419 33 70E-Posta: [email protected] Adres: 06659 Kızılay/Ankara

2-Türk Tabipleri BirliğiMustafa Koçak kendi seçtiği hekim ile görüşsünGMK Bulvarı Şehit Daniş Tunalıgil Sok. No: 2/17-23, 06570 Maltepe-ANKARA / TÜRKİYE0090 (0 312) 231 31 790090 (0 312) 231 19 [email protected]

3- İzmir 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi Bahçedere Köyü Yeni Şakran, Aliağa, İzmirTelefon: 0232 618 10 23 / 25 Cep: 0 (507) 456 08 72Faks: 0 (232) 618 10 21 Mail: [email protected]

4-Adres: (Mustafa Koçak’a Mektup yazalım)İzmir 2 No’lu T tipi Kapalı Ceza İnfaz KurumuYenişakran/Aliağa/İzmir

Yüksel Gazetesi’ni İndirmek İçin:drive.google.com/file/d/1hoj3kpDkl

6WxpI0AKIMGWd1JrL0pd1o/view

DHKC Milis

Dergisini İndirmek İçin:

drive.google.c

om/file/d/1J2EF

X

PkrskW2fa9yR

khwE6yzJcqv

55

m/view

Page 4: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

Mustafa Koçak Ölüm Orucunun 124.gününde.

Grup Yorum’un tutsak emekçileri; Bahar Kurt145, Barış Yüksel 138, İbrahim Gökçek 137, HelinBölek 135, Ali Aracı 71 gündür Süresiz AçlıkGrevinde.

Her gün hücre hücre eriyerek adaletsizlik karşı-sında teslim olmayacaklarını ilan ediyorlar.Direnişçiler halkların yüzlerce yıl önce bedeliniödeyerek elde ettikleri haklarının uygulanmasınıistiyorlar. Bu direniş, halkların tarihsel haklarınınsavunulmasıdır aynı zamanda.

MUSTAFA KOÇAK NE İSTİYOR?Adil bir biçimde, tarafsız bir mahkeme tarafın-

dan yargılanmak istiyor. Mustafa Koçak dosyadakidelillere dayanarak değil, hakimin kaynağını AKPiktidarına kendini ispatlamaktan aldığı “vicdanikanaatine” dayanarak cezalandırıldı.

Mehmet Selim Kiraz davasına aylar sonraeklenmesinin tek nedeni Berk Ercan isimli itirafçı-nın yalanlarıdır.

Cumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değilberaat kararı verilmesi gerektiğini söyleyenYargıtay 16’ncı Ceza Dairesi, bu kararında şunlarısöylemekteydi:

“Ceza hukukunun genel prensiplerinden olan

“şüpheden sanık yargılanır ilkesi” uyarınca bir suç-

tan cezalandırılmanın temel koşulunun, suçunkuşkuya yer verilemeyecek şekilde ispat edil-mesine bağlı olduğu, kuşkulu ve tam olarakaydınlatılmamış olaylar ve iddiaların sanıklarınaleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmükurulamayacağı, ayrıca dosya kapsamında top-lanan kanıtların bir kısmına dayanılarak vediğer bir kısmı göz ardı edilerek oluşan olasıkanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanıl-ması ve bu ispatın hiçbir kuşku ve başka türlübir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olması

gerektiği” …

Bu kararda Yargıtay;açık ve kesin bir ispatolmadan kimseyi ceza-landıramazsınız diyor.

Bu ilkeler ceza huku-kunun temel prensipleri-dir. Yargıtay CezaGenel Kurulu ve CezaDairelerinin yerleşikuygulamalarının da buyönde olduğu söylen-mektedir. Mustafa Koçak bu kararda ifade edi-lenlerin tümüne aykırı olarak cezalandırıldı.

Somut bir ispata dayanmadan,

Tam olarak aydınlanmamış bir iddia (BerkErcan’ın ifadesi), Mustafa’nın aleyhine yorum-landı.

Lehinde bulunan deliller ve lehinde ifadeveren Cavit Yılmaz’ın ifadesi gözardı edildi.

Hakim; somut bir delil bulamadığı için sade-ce “vicdani kanaat”e dayanarak cezalandırdı.

Mustafa Koçak faşizmin, sadece işine geldiğin-de, çıkarı olduğunda uygulamak zorunda kaldığıhaklarının adil bir şekilde uygulanmasını istiyor.

İşbirlikçilik politikasının nasıl yapıldığını anlatan,davanın tanıklarından Cavit Yılmaz’ın dinlenmesiniistiyor.

Bir kez daha altını çizelim, Mustafa Koçak inti-kam için, Mehmet Selim Kiraz davasında ceza-landıracak kimseyi bulamadıkları içinAğırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezası ile ceza-landırıldı.

Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezası, ÖLÜN-CEYE KADAR HAPİSHANEDE TUTULMAKDEMEKTİR.

10 metre karelik tek kişilik hücrede, gündesadece BİR SAAT gün yüzü görebileceği hücredetutulmak demektir. Bu açık bir mezara girmekdemektir.

28 yaşındaki Mustafa, yargı maskesi altında

ZORLA MÜDAHALE SUÇTUR, AHLAKSIZLIKTIR, İNSANLIK DIŞIDIR!

ZORLA MÜDAHALE “YAŞAMI SAVUNMAK” DEĞİL,SUÇUN ÜSTÜNÜ ÖRTMEKTİR.

ADALETSİZLİĞE ADALETSİZLİK EKLEMEKTİR!

ZORLA MÜDAHALE İLE HAYATLARIN ÇALINMASINA,SUÇLARIN GİZLENMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ!

4

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Page 5: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

yürütülen intikam davası ile bir mezara hapsedili-yor. Bu açık adaletsizlik karşısında MustafaDİRENMESİN Mİ?

Mustafa direnmeyip ne yapsın? Ruhsal ve fizikitahribatlarla sonuçlanacak bir mezara gönüllü ola-rak girsin mi? Mustafa Koçak, halkını ve hakkını,yaşamını ve onurunu, tarihsel kazanımları ve gele-ceğini korumak için direniyor. Hiçkimse ‘yargı’maskesi altında faşizmin intikamcı ve infazcı yüzüile karşı karşıya kalmasın istiyor.

GRUP YORUM ÜYELERİ

NE İSTİYOR? Grup Yorum diyor ki, sürekli baskına uğrayan,

terörize edilmeye çalışılan ve Grup Yorum’un çalış-malarını yürüttüğü İdil Kültür Merkezi’ne polis bas-kınları son bulsun. Yaklaşık 3 yıldır neredeyse tümkonserleri yasaklanan Grup Yorum üzerindeki kon-ser yasakları kaldırılsın. Yorum üyeleri haklarındaaçılan davalar düşürülsün ve tutuklu Grup Yorumüyeleri serbest bırakılsın. Grup Yorum üyeleriBakanlığın arananlar listelerinden çıkarılsın.

Grup Yorum, Anayasal hak olan, “Herkes,bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme,açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araş-tırma hakkına” sahip çıkıyor

Grup Yorum, “Kanunsuz suç ve ceza olmaz”,

“Herkes adil ve tarafsız bir mahkemede yargılan-

malı” ilkesine sahip çıkıyor.

Bu haklar faşizmin bahşettiği haklar değildir,bu haklar halkın mücadelesinin ürünüdür.Faşizm kendisi için tehlike oluşturan hakları birgecede, silahlı güçlerine, hukuku yok sayanhakimlerin noterlik işlemlerine dayanarak orta-dan kaldıramaz.

Yok sayılan, askıya alınan, ezilmeye çalışılanhalk adına bu haklara sahip çıkanlar direnir vehaklarını yeniden kazanır.

DİRENENLERE,

TESLİM OLMAYANLARA

TEHDİDİN YENİ ADI:

ZORLA MÜDAHALE!Grup Yorum üyeleri ve Mustafa Koçak; haksız,

hukuksuz, tamamen keyfi bir biçimde türlü yaptı-rımlar altında tutsak alındılar. Seslerini duyurmakve yapılanlara karşı durmak için başladılar açlıkgrevine. Halkların en temel haklarından olan dire-niş haklarını kullanıyorlar.

Direnme hakkı, var olan tüm hakların enbaşında ve diğerlerine göre daha önceliklidir.

Çünkü direnmehakkı, insanın ira-desinin ürünüdürve insan onurununtemsilcidir.

Direnme hakkı,insanı insan yapantemel özelliklerin-dendir. Direnmehakkı olmasaydı, neinsan gelişebilir, nede halkların tarihiilerleyebilirdi. İktidarlar için korku kaynağı olandirenme hakkı; bu nedenle ezilmeye, yok edilmeyeçalışılır. AKP faşizmi de bunu yapmaya çalışıyordirenenlere. Zorla Müdahale etmekle, direnişi bitir-mekle tehdit ediyor.

Süresiz açlık grevindeki Grup Yorum üyeleriİbrahim Gökçek ve Barış Yüksel’e açlık grevinin161. gününde hapishane idaresince açık görüşsırasında ailelerinin yanında zorla müdahale tehdi-dinde bulunuldu.

Açık görüş sırasında doktor, Mustafa isimlibaşgardiyan ve çok sayıda gardiyan tutsaklarınyanlarına gelmiş, tansiyon ve şeker ölçümleri-nin yapılacağı, revirde yatmaları gerektiği vemüdahale edileceği söylenerek görüş yerindençıkartılmışlardır.

Mustafa Koçak ile ilgili tehditler çok öncedenbaşladı. Bu tehditler düzenli olarak devam ediyor.Ailesine, kendinden geçtiği anda Mustafa’yamüdahale edileceği söylenerek aileye de psikolojikişkence yapılmaktadır.

Devrimciler, halkın aydınları ve sanatçılarıbugünün öncüleri, halkın haklarının ve gelecekleri-nin biricik savunucularıdır. Yargılamalar, gözaltılar,cezalar; onlar nezdinde halkı ezmek içindir. Halkısoluksuz bırakmak için saldırıyorlar, zorla müda-hale tehdidi bunların devamıdır.

ZORLA MÜDAHALE

HUKUKİ ve AHLAKİ DEĞİLDİR!

ULUSLARARASI BÜTÜN

SÖZLEŞMELERDE DE

YASAKLANMIŞTIR!

BEDELLERLE KAZANDIĞIMIZDİRENME HAKKIMIZA

SAHİP ÇIKACAĞIZ!Zorla müdahale yapılması, ülkemizdeki ölüm

5

Sayı: 143 3 Kasım 2019

Page 6: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

orucu direnişlerinin önemli bir direniş gücü halinegelmesinden sonra yasa maddesine eklenmiştir.

Ulusal ve Uluslararası sağlık kuruluşlarınınortaklaştığı temel nokta, kişinin iradesine aykırımüdahale yapılamayacağı yönündedir.

Hukukçuların da dikkat edeceği temel hususbudur. İnsan sağlığı ve geleceği konusunda dikka-te alınması gerekenler hukukçular değil, sağlıkçılarolabilir. Bu nedenle kişinin iradesini yok sayan,geleceğini belirleme hakkını elinden alan,sonucu riskler yaratacak yasa maddelerine hiç-bir hekim ve idari personel uymamalıdır.

Öte yandan, zorla müdahale “yaşam hakkı”nınkutsal olduğu gerekçesine dayanmaktadır. Hayırkutsal olan yaşama hakkı değildir; daha doğrusuyaşam, sadece nefes alıp vermek değildir. Yaşamhakkı, kişinin hayatta kalma hakkına indirgene-mez. İnsanca koşullara dayanmayan, insanınmaddi ve manevi bütünlüğünü yok sayanyaşam kutsal değildir.

Yaşam hakkı ancak diğer haklarla birliktedüşünüldüğünde anlamlı olabilir. İnsan fiziki,biyolojik, moral ve entelektüel yapısı ile bir bütün-dür. Gelecek ve güvenlik kaygısının dışındatutulabilir mi bir yaşam? Kişi güvenliğinin hergün devletçe yok sayıldığı koşullarda, yaşamhakkını koruma iddiası gerçek değildir.

Zorla müdahale tehdidi altında tutulan MustafaKoçak’a sunulan yaşam nasıl bir yaşamdır? Buyaşam, bir tutsağın temel dayanağı olan irade-sinin yok sayıldığı, devletin “Senin bedeninüzerindeki tasarruf bana aittir” dediği, direnişnedenlerinin ve taleplerinin yok sayıldığı,müdahale durumunda sakat kalabilecek şekil-de mezar gibi bir yerdeki yaşamdır. Böyle biryaşamın kutsallığı savunulamaz!

Direnme hakkı, bir insanın tıpkı “yaşam hakkı”gibi temel, vazgeçilemez ve devredilemez hakla-rından biridir. Zorla müdahale seçeneği, kişininiradesini ve kendi bedeni üzerinde söz sahibiolma durumunu ortadan kaldırarak, tutsağa bireşya muamelesi gibi davranılmasıdır.

“Yaşam Hakkı” gibi soyut, devlete kişi üzerindeher türlü müdahalenin önünü açan, bu hakkı koru-yorum yalanı altında bir çok hakkı yok sayan uygu-lama hukuki değildir. Geçerliliği yoktur.

Hayatı organ nakline bağlı ve organ nakli yapıl-madığında öleceği kesin olan bir hastaya nasıl diniinançları nedeniyle organ nakli yapılmasını isteme-diği için talebi kabul ediliyor ve dini inançlarınasaygı gösteriliyorsa, aynı durum burada da geçer-lidir. Burada kişinin inançları “yaşama hakkından”

önce gelmektedir ve inançlarına saygı gösterilmek-

tedir.

Ölüm Orucu ya da açlık grevi yapan kişilerinde, siyasi görüşleri, inançları, direnme istek veiradeleri “yaşama hakkı” diyerek yok sayıla-maz!

ZORLA MÜDAHALE, SAĞLIĞIKORUMAK ve YAŞATMAK İÇİNDEĞİLDİR!

FAŞİST DEVLETİN AMACI;

KATLEDEREK, KATLEDEMEDİĞİNİSAKAT BIRAKARAK

DİRENME HAKKINI

ORTADAN KALDIRMAKTIR!Zorla müdahalenin bir tek amacı vardır; diren-

me hakkını yok etmek!

Bir kişi hapishanede değil de, evinde ya da birmeydanda ölüm orucu yapıyor olsaydı, devletinona müdahale etme yönünde bir düzenlemesi yok-tur. Yasada yer alan zorla müdahale yetkisi hapis-hane vb devlet idaresi altında bulunan yerlerdekikişiler için düzenlenmiştir. Düzenlemenin sadecehapishanedeki tutsaklar için yapılması da asılamacın ne olduğunu göstermektedir. Faşizm;zorla müdahale ile suçunu gizlemeye çalışır.Taleplerin ve haksızlığının üzerini örtmeye çalışır.

Ölüm orucu ya da açlık grevi yapan kişinin deamacı ölmek, kendine zarar vermek, sağlığını boz-mak değildir. Bu bir eylem biçimidir ve bilinçli birşekilde alınır ve yürütülür. Kişi kendi iradesiyle,taleplerini kabul ettirmek için, başka bir yol kalma-dığından bu yola başvurmuştur. Talepleri kabuledildiğinde bitirecektir.

Yani, bir hekimin “sağlığı tehdit altında, hayatkurtarmalıyım” diyebileceği bir nokta yoktur. ZorlaMüdahale işkencesini faşizm, 2000-2007 yıllarınarasında yapılan Ölüm Orucu sürecinde denemiş,müdahale ile sakatlıklara, Wernicke-Korsakoff has-talıklarına neden olmuştur.

Faşizm, direnişçilere sormadan ve sonuçlarıkonusunda bilgilendirmeden “YaşamaHakkını” savunarak yaklaşık 600 kişiyi, geriyedönüşü mümkün olmayacak, beyinsel ve fizik-sel hasar yarata-cak şekilde sakat-lamıştır.

K o n u ş m a d agüçlük yaşayan,kendini ifade ede-meyen, kim oldu-

MALTA BİLDİRGESİ:

“ETİK OLAN; KARARLI BİRAÇLIK GREVCİSİNİN KENDİİRADESİNE MÜDAHALELERYAPMAKTANSA ONURUYLAÖLMESİNE İZİN VERMEKTİR.”

6

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Page 7: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

ğunu bilmeyen, sevdiklerini-değer verdiklerinihatırlamayan, tek başına su bile içemeyen,bacağını sürüyerek veya ellerinin üstündeyürüyerek geçirmesine neden olan bir “yaşam”sunmuştur faşizm.

Tüm bu nedenlerden ötürü sağlıkçılar ZorlaMüdahale konusunda etik ilkeler belirlemiş, müda-halenin yapılmaması gerektiğini savunmuş, üyele-rine bu yönde uyarılarda bulunmuşlardır.

Dünya Tabipler Birliği’nin (DTB) 1975 tarihli“Gözaltı veya Tutukluluk Durumunda İşkence,Zalimane, İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muameleve Cezalandırmada Hekimler İçin Kılavuz” adınıtaşıyan ve Tokyo Bildirgesi adıyla da bilinen belge-nin 8. maddesinde zorla müdahaleye karşı çıkıla-rak denilmektedir ki;

“Bir mahkûm gıda almayı reddettiğinde vehekim tarafından böyle bir kararı sonuçlarınıbilerek kendi başına ve kendi tercihiyle alabile-cek yeterlikte görüldüğü durumda, DTB’ninAçlık Grevleriyle İlgili Malta Bildirgesi’ndebelirtildiği gibi;

ilgili kişinin yapay beslenmesi yoluna gidil-meyecektir. Mahkûmun böyle bir kararı vermeyeterliğine sahip olduğu, en az bir bağımsızhekim tarafından daha teyit edilmelidir. Gıdaalmayı reddetmenin sonuçları hekim tarafın-dan mahkûma anlatılacaktır.”

4 Nisan 1997 tarihinde imzaya açılan, “Biyolojive Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Haklarıve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi:İnsan Hakları ve Biyotıp SözleşmesininOnaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun”adını taşıyan ve Avrupa Konseyi BiyotıpSözleşmesi olarak da bilinen belgede ise konuşöyle ele alınmaktadır:

“Müdahale sırasında isteğini açıklayabile-cek durumda bulunmayan bir hastanın, tıbbîmüdahale ile ilgili olarak önceden açıklamışolduğu istekler göz önüne alınacaktır.”

1991 Kasım’ında Malta’da düzenlenen 43.Dünya Tıp Kongresi tarafından kabul edilen “AçlıkGrevcileri Üzerine Deklarasyon” adını taşıyan veMalta Bildirgesi olarak da bilinen belgede iseoldukça net bir ifade yer almaktadır:

“ETİK OLAN; KARARLI BİR AÇLIK GREVCİ-SİNİN KENDİ İRADESİNE MÜDAHALELER YAP-MAKTANSA ONURUYLA ÖLMESİNE İZİN VER-MEKTİR.”

Birleşmiş Milletler’in 4 Kasım 1999 tarihindekabul ettiği “İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık

Dışı, AşağılayıcıMuamele veyaCezaların EtkiliB i ç i m d eSoruşturulmasıv eBelgelendirilmesiİçin El Kılavuzu”adını taşıyan veİstanbul Protokolüolarak da bilinenbelgede ise sağlık çalışanlarının etik kurallar ilehukuki/yasal düzenlemeler arasında kaldığında neyapması gerektiği açıkça ifade edilmiştir:

“Etik ile hukukun çeliştiği durumlarda iki-lemler ortaya çıkar. Sağlık çalışanlarının, etikyükümlülükleri nedeniyle belli bir yasaya,örneğin hasta hakkında gizli tıbbi bilgilerinaçıklanması gibi bir yasal yükümlülüğe uyma-malarını gerektiren durumlar olabilir.

Ulusal ve uluslararası etik ilkeler açıklamala-rında, HUKUK da dâhil olmak üzere diğerzorunluluklar nedeniyle sağlık çalışanlarınıntıbbi etiğe ve vicdanlarına aykırı davranmayazorlanamayacakları konusunda görüş bildir-mişlerdir. Sağlık çalışanları bu tür durumlarda,temel etik kuralları tehlikeye atmaktan ya dahastaları ciddi tehlikeye maruz bırakmaktansa,hukuka ya da yasal düzenlemelere uymayı red-detmelidirler.”

“Farklı durumlar için geçerli olsa da, söz konusu

bidirgelerin ortak paydasında hastanın refahının

gözetilmesi yatar. Hastaların menfaati doğrultu-

sunda hareket edebilmek için mahkumlar ile uğra-

şan doktorların açlık grevindeki hastalarla bir

güven ilişkisi kurması çok önemlidir.

Şayet bir mahkum ‘zorla beslenmeyi’ red-dettiğini açıkça beyan etmişse, bu durumdadoktor klinik ve ahlaki yargıları ışığında hiçbirşekilde zora başvurmadan hasta için elindengelenin en iyisini yapmalıdır.

Doktor-hasta ilişkisinin güveniyle tescillen-miş olarak açlık grevcisinin rızasını almak veoruç tutan hükümlünün insanlık haysiyetinesaygı göstermek hastanın refahını gözetendoktorun görevinin vazgeçilmez birer parçası-dır.” (Tutukluluk Halindeki Açlık Grevlerinin Tıbbive Etik Yönleri ve İşkence Meselesi isimli yayın-dan alınmıştır.)

Toparlayacak olursak; 1975-1999 yılları ara-sında sıkça tartışılan Açlık grevi ve ÖlümOrucu hakkında ortak görüş kısaca şöyledir:

1- Tutuklu veya hükümlünün, müdahale iste-

1- TUTUKLU VEYA HÜKÜM-LÜNÜN, MÜDAHALE İSTEMEDİ-ĞİNE DAİR ÖNCEDEN BİRBEYANI VARSA,

2- KENDİ İRADESİ İLE TEDA-VİYİ REDDEDİYORSA (AKLİ-DENGESİ YERİNDEYSE)

KESİNLİKLE MÜDAHALE

EDİLEMEZ!

7

Sayı: 143 3 Kasım 2019

Page 8: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

mediğine dair önceden birbeyanı varsa,

2- Kendi iradesi ile teda-viyi reddediyorsa (Akli-dengesi yerindeyse)

KESİNLİKLE MÜDAHA-LE EDİLEMEZ!

ZORLA MÜDAHALE HALKLARAKARŞI BİR SUÇTUR!

Zorla Müdahale,yukarıda da belirttiğimiz gibi‘zalimane ve insanlık dışı bir uygulama’ olarak bil-dirgelere geçmiştir. Hem uygulama biçimi açısın-dan, hem de kişi haklarını ihlal ettiği için suçtur.

Faşizm, direnme ve hak alma mücadelelerinintümünü aynı biçimde engelliyor. Tüm saldırılar,engellemeler, ‘hukuk’ kılıfı altında yasallık giysisiy-le yapılmaktadır.

“Yaşam Hakkı” diyerek, direnme hakkına,kişi iradesine, vücut bütünlüğüne dokundurt-mama hakkına, beden hakkında söz sahibiolma hakkına saldırıyor.

“Kamu Güvenliği” adı altında, işçilerin grev yap-masına, yürüyüş haklarını kullanmalarına, basınaçıklaması yapma hakkına saldırıyor.

“Örgüt propagandası yapılıyor” diyerek,seçilmiş belediye başkanlarının haklarını yok sayı-yor, aynı gerekçelerle düşünceyi açıklama veyayma hakkına saldırıyor.

Bu listeyi bu şekilde uzatmak mümkündür.Görüleceği üzere faşizm halkın her kesimine karşıtüm saldırı ve engellemeleri yasa düzenlemelerinigerekçe yapıyor.

Bunların hiçbirisi gerçek ya da duruma uygungerekçeler değildir. Meşruluğu olmayan, döneminihtiyacına uygun olarak çıkartılmış yasal düzenle-melerdir; ki zaten faşizm, yasa devletidir!

Doktorlara Çağrımızdır:

Hasta haklarını, kişinin iradesini ve etik ilkeleri-nizi dikkate alarak davranmak zorundasınız. TTBve DTB yasal düzenlemelere değil, kendi kuralları-nıza uymanız gerektiğini söylemektedirler.Devletin hekimler üzerindeki baskı durumundahekimi koruyacağını açıklıyorlar. Sizin işiniz, sakatbırakmak değil, hastanız için en iyisini yapmakyani direnme hakkına saygı göstererek ihtiyaçları-nı karşılamaktır!

Direnişçilerin iradesi, avukatlarının ve ailele-rinin açıklamalarına rağmen, yaratacak riskleride düşünerek tutsaklara serumu takamazsınız;

takarsanız katil olursunuz.

Hapishane idaresinin,Bakanlığın baskısındandeğil, katil olmaktan kor-kun. Hayatınız boyuncapeşinizi bırakmayacak olangenç ömürlerden, vicdanazabından korkun; çünküonlar nefes alıp verdiğiniz

sürece sizinle olacaklar. Onurlu olanı, mesleği-nizin gereğini yapın. Unutmayın ki hiçbir hekim;açlık grevciyi yaşatmak adına hapishane idaresi,Adalet Bakanlığı’nın talimatıyla hareket ede-mez. Hekimler yalnızca kendi meslek örgütüTTB’ye bağlıdırlar.

Hukukçulara Çağrımızdır:

Zorla müdahaleye karşı çıkmak sizin de görevi-nizdir. Çünkü zorla müdahale, direnme hakkınabir saldırıdır. Zorla müdahale, yaşama hakkınabir saldırıdır. Zorla müdahale, işkenceninyasallaşmasıdır.

Kapitalizm nasıl özgürlük iddiası ile hayatlarımı-zı tutsak haline getiriyorsa, faşizm de “güvenlik”adı altında işlediği suçlara izleyici olmamızı, yaptı-rımlara biat etmemizi istiyor ve “yaşam hakkı” adıaltında, insanın iradesine ve düşüncelerine saldırı-yor. Ağırlaştırılmış Müebbet Hapsi icat edenakıl, yaşama hakkına saygı duyuyor olamaz.

Hapishane İdarelerini Uyarıyoruz:

Zorla Müdahale, işkence suçudur. İşkencesuçunun zamanaşımı yoktur, ağır sonuçlar yarata-bilecek hatta ölümlü sonuçlanabilecek bir suçaortak olmayın. Yasal düzenlemelerin hukuki hiçbirkıymeti ve geçerliliği yoktur. Direnişçilerde oluşa-cak herhangi bir zararda, sorumlu olacak ve hesapvermek zorunda kalacaksınız. “Emir kuluydum,

bana söyleneni yaptım, zorundaydım” diyerek desorumluluktan kurtulamazsınız!

Halkımız;

direnişçilerin taleplerine sahip çıkalım, onlarhepimiz adına direniyorlar. Sahiplenmemiz, onlarayapılacak herhangi bir müdahaleyi de engelleye-cektir.

Adaletsizliğe mahkum edilmek istenen bizleriçin direnenleri, sakat bırakmalarını veya katlediş-lerini izleyelim istiyorlar. Seyirci kalarak bizi desuçlarına ortak etmek istiyorlar. Her yerde ve eli-mizden gelen her biçimde işkenceye karşı çıka-lım. Zorla müdahalenin önüne sahiplenmemiz-le geçelim! Direnme hakkımıza sahip çıkalım!

8

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Page 9: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

Hapishanelerde kitap vegörüş sınırlamaları,saldırı ve hak gaspları-

nın artması, SEGBİS ve TekliRinglerin tedavi ve savunma hak-larının önünde engel olmasınedeniyle özgür tutsaklar 2016Temmuz’undan bu yana SürekliFaşizme Karşı Sürekli Direniş’te.

Mustafa Koçak’ın sürdürdüğüölüm orucu ve Grup Yorumemekçilerinin Süresiz Açlık Grevinedeniyle AKP faşizmi yenimanevralar peşinde. Bir yandanZorla Müdahaleyi sürekli gün-demde tutarken bir yandan dasonuçlarını kaldıramayacağıkadar güçsüz olduğunu biliyor.Ve iki iradenin çarpışması böylesürüp giderken saldırılar, bedel-ler de kazanımlar da artıyor.

TAYAD’lı Aileler’in yaptığı bil-gilendirmeden:

3 Kasım itibariyle ÖlümOrucunun 124. günün-deki Mustafa Koçak’ınsağlık durumu:

- Hapishane Müdürü ve doktortarafından zorla müdahaleyletehdit ediliyor,

- Saf B1 vitamini, hayatiönemde olması ve doktor yazma-sına rağmen verilmiyor.

- Telefon hakkı engelleniyor.

- Bitki çayı kantine getirilmiyor,dış kantine de yazdırmıyorlar.

- Mektup yasakları devam edi-yor.

- Ara ara sinirlenmeye başla-dı, sese duyarlılığı arttı.

- Kendisine gelen mektuplarve kendi yazmış olduğu mektup-lar hapishane müdürlüğü tarafın-dan engelleniyor.

- Kilo: 37

- Gözleri iyi görmüyor, bir-ikisaat çalışınca bulanıklaşıyor.Halsizlik başta olmak üzere bir-çok sağlık sorunu yaşıyor.

- Tansiyon ölçümleri: 8/6

- Kalp Atışı: 50-52

- Saç dökülmesi, avuç içindederi dökülmesi, aralıklarla ishal,deride renk değişikliği, gözaltımorlukları ve görmede bulanıklıkvar.

Şakran KadınHapishanesi:

- Tek kişilik hücrede kalanDidem Akman’ın açık görüş hak-kının yalnız kullandırılmasına iti-raz eden kadın tutsaklara küfürlüve fiziki saldırı uygulandı.Gardiyanlar ve özellikle HÜLYAisimli faşist başgardiyan saldırdı.

Tutsakların kolu büküldü, tekme-lendi, saçları çekildi ve bu saldırısırasında Bahar Ertürk’ün ayakbaşparmağı çatladı.

- Saldırılar sırasında tutsakla-rın direncini kırmak için kullanılan“şok” yöntemi: Çene altı kulakhizası iki noktaya basaraknefessiz bırakarak tutsaklarındirenişi engellenmeye çalışılı-yor.

- Tekli ring dayatması, askeraramasını kabul etmediklerindenuzun zamandır hastane ve mah-kemelere gidemiyorlar.

Sonuç Olarak;- Özgür tutsaklar moralli, coş-

kulu ve kararlı bir şekilde direnişisürdürüyorlar.

- Mustafa Koçak’a ısrarla suyerine meyve suyu getirilirken;artık su veriliyor.

- Direnişe ilk başladığındaverilmeyen tansiyon aleti, ısrarlarsonucunda getirildi; ancak bozukolarak. Tansiyon aleti almak, yenibir irade savaşı gerektirdi vesonuç olarak hücreye alınabildi.

- Direnişin başından beri bas-kül verilmedi. Tartılamadığı için,devrimci yaratıcılık ve tutsaklarındeneyimleri sayesinde, kilosunuiple ölçmeyi öğrendi.

İrade Savaşının En Çetin Yaşandığı Yer Olan HapishanelerdeZorla Müdahale Tehditleri, Saldırılar, Kazanımlar...

Adı Mustafa

Bu ülkede her anne çocuk

doğurur

Güneş doğurmaz her anne

Ve fakat vatan

Faşizmin karanlığına

gömüldüğünde

Güneş olmaya aday

Oğullar ve kızlar çıkar

Adı Nuriye’dir adı Semih

Adı Nazife’dir adı Mehmet

Adı Türkan’dır adı Mahir

Adı direniştir adı güneş

Aklı Bedreddin gibi aydınlık

Yürek 122’ler kadar sıcak

Bir güneş daha yükseliyor

Adı Mustafa Koçak!

Açlığı 100 günü aştı

Bedeni 38 kiloya düştü

Mustafa ölüme yattı

Kurtarmak için adaleti

Cübbeli cellatların pençesinden

Elektrikli sandalye ile değil

Değil iğneyle iple

Şimdilerde onlar

Kanun maddeleriyle

Anaların evlatlarını

ölüme yolluyorlar

Hücresinde Mustafa

Aldı tarihi arkasına

Selamladı Spartaküs ile milyonları

bir ana oturdu oğlu için

meydanlara

kefen ile çıktı Taksim anıtına,

bir baba,

Bir abla destekledi kardeş açlığını.

Hükümleri bozulacak

Cübbeli cellatlar boğulacak

Kendi kararlarında

Avukatları Mustafa için

Ve Mustafa uğruna yoldaşları

Bu adalet savaşını

Tüm dünyaya duyuracak

Çok sevdiği halkının

Onurlu evladı

Mustafa Koçak

Kazanacak!

20 Ekim 2019

9

Sayı: 143 3 Kasım 2019

Page 10: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

Haklı olduğuna inandığı bir davada, haksız-lığa uğradığını düşündüğü anda adaletsiz-liğe karşı direnmiştir halklar. Bu direnişin

en üst boyutu ise feda, açlık grevi ve ölüm orucudur.

Direnişin doruk noktası olan ölüm orucu direnişi;İrlanda’dan Almanya’ya, Anadolu’ya, Hindistan’akadar farklı ülkelerde farklı talepler için yapılmışsada; asıl olarak Marksist-Leninist örgütlerin yaptığı bireylem biçimi olmuştur.

Dünyada Açlık Grevleri:Açlık grevi, İrlanda’da milattan önceki dönemlere

dayanan bir halk geleneğidir. Haksızlığa uğrayan,kendisine haksızlık yaptığını düşündüğü kişininkapısında aç bekler. Bu eylemiyle hem onurunukorur hem de adaletsizliği teşhir eder.

Kapısında aç yatan biri varken, hiçkimse bu duru-mu komşuları-akrabaları ve çevresine açıklayama-yacağı için geri adım atar, hatasını kabullenmekzorunda kalır.

Hapishanelerde bilinen ilk açlık grevi, İngiltere’de1909 yılında bir süfrajet olan Marion Dunlop tarafın-dan başlatılır ve devlet serbest bırakmak zorundakalır. Bunun üzerine başka süfrajetler de açlık gre-vine başlarlar. Ancak direnişi bitirmek isteyen İngilizemperyalizmi, Mary Clarke, Jean Hewart, KatherineFry ve arkadaşlarını, zorla müdahale ile katleder.

1913’te İngiltere, açlık grevindekiler için geçicitahliye yasası çıkararak direnişi bitirmek ister; ardın-dan “iyileştiler” gerekçesiyle yeniden tutuklamalaragirişince hapishanede tekrar açlık grevleri başlatılır.

1917 yılında İrlandalı Cumhuriyetçiler hapishane-lerde açlık grevi yaptı; ancak İngilizler’in zorla müda-halesiyle Thomas Ashe katledildi.

1920’de 79 gün ve 94 gün süren iki açlık grevidaha gerçekleşir ve aralarında IRA’lı bir belediyebaşkanın da olduğu 3 kişi şehit düşer.

1923’te, süreklileşen gözaltı ve tutuklamalarakarşı, IRA’lı 8000 tutsak açlık grevi yaptı. 1940’ta da2 IRA yetkilisi açlık grevinde şehit düştü. Bu tarihten

itibaren IRA, hapishanelerde kısa ve uzun süreliyüzlerce açlık grevi yaptı.

Tüm dünyada sahiplenilen ise 1983 yılında yapı-lan açlık grevi oldu. Boby Sands ve dokuz arkadaşı-nın şehitliği sonucunda İngiltere geri adım attı vezafer kazanıldı.

1987’de Tamil Kaplanları’nın taleplerinin kabuledilmesi için bir tapınakta ölüm orucu yapıldı.

2005 ve 2008’de Guantanamo’da da açlık grevle-ri yapıldı; ancak ABD emperyalizminin zorla müda-halesiyle bitirildi.

Türkiye’de

Açlık Grevleri ve

Ölüm Oruçları:Türkiye hapishanelerinde ilk açlık grevini 1950

yılında Bursa Hapishanesi’nde Nazım Hikmet yap-mıştır.

21 Mart 1982’de, Newroz günü PKK’li MazlumDoğan, hapishane koşullarını protesto etmek içinfeda eylemi yaptı. Aynı yılın Temmuz ayında, aynıhapishanede Kemal Pir, Mehmet Hayri Durmuş, AkifYılmaz ve Ali Çiçek ölüm orucunda şehit düştüler.

Ancak 1991 yılında PKK “Zindan Konferansı” yapa-rak Kemal Pirler’in bu direnişini ve Mazlum Doğan’ınfeda eylemini “KATLİAM” olarak nitelemiş ve hapis-hanelerde bir daha direnme tavrı göstermemiştir.

Bu yanıyla; Türkiye devrimci hareketinde birgeleneğin başlatıcısı olan 1984 Ölüm Orucu’dur.Devrimci Sol, merkezi olarak karar alarak, hareketinönderi Dursun Karataş ve merkezi yöneticileriyle bir-likte direniş içerisinde yer almıştır. Abdullah Meral,Haydar Başbağ, Hasan Telci ve Fatih Öktülmüş’ünşehitlikleriyle, oligarşi geri adım atmak zorunda kal-mış ve zafer kazanılmıştır.

Bu tarihten sonra, Devrimci Sol ve DHKP-Ctutsaklarının bulunduğu her hapishanede dire-nişler, açlık grevleri ve ölüm oruçları ile, Anadoluhalklarının direnme dinamikleri güçlenmiş ve

MALTA ve TOKYO SÖZLEŞMELERİNE UYUN!

DİRENİŞÇİLER, MÜDAHALE İSTEMEDİKLERİ HALDEZORLA MÜDAHALE EDEMEZSİNİZ!

MUSTAFA KOÇAK ve GRUP YORUM EMEKÇİLERİ ONURUMUZDUR!

YOLDAŞLARIMIZIN BEDENLERİNE DE AKILLARINA DADOKUNDURTMAYACAĞIZ!

BEDELLERLE KAZANDIĞIMIZ DİRENME HAKKIMIZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ!

10

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Grup YORUM Emekçileri;BAHAR KURT: 12 Haziran 2019

BARIŞ YÜKSEL: 18 Haziran 2019İBRAHİM GÖKÇEK: 19 Haziran 2019

HELİN BÖLEK: 21 Haziran 2019ALİ ARACI 25 Ağustos 2019'dan itibaren Süresiz Açlık Grevinde!

MUSTAFA KOÇAK, 3 Temmuz 2019'dan itibaren Ölüm Orucu'nda!

Page 11: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

yeni gelenekler kazandırılmıştır.

Amerikancı faşist cuntanın 1980’den itibarenserptiği ölü toprağı, ‘84 ölüm orucu ile kalkınca refor-mist ve oportünist sol da cesaretlenmiş ve oluşandevrimci atmosferden etkilenmiştir. Devrimci Sol’unatılım yılları, DHKP-C’nin ilanı ve devrimci şiddeteylemleriyle devrimci mücadelenin ivmesini yük-seltmesi sayesinde, 1996’da hücre tipi hapisha-nelere karşı yapılan ölüm orucuna ‘sol’ da dahilolmuştur. 12 şehit verilerek bir kez daha zaferkazanılmış ve faşizm yenilmiştir.

2000’ler ve Emperyalizmin Tecrit,Uzlaşma, Tasfiye, Teslimiyet Politikası

Emperyalizmin 2000’lerde yeni-sömürgecilik poli-tikaları iki amaca hizmet etmektedir:

- Beyinleri teslim almak

- Devrimleri umut olmaktan çıkarmak.

Bunun için ABD, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)’udevreye soktu. NATO, IMF ve Dünya Bankası ilekendi denetimine alamadığı ülkelere karşı “YaDüşünce Değişikliği Ya Ölüm” saldırısını başlattı.Ve kendine tabi kılamadığı tüm halkları düşman ilanederek ya işbirlikçiler aracılığıyla darbeler örgütlediya da açıktan işgale girişti.

Dünya halklarına dönük bu emperyalist kuşat-ma, 20 Ekim 2000’de özgür tutsaklar tarafındanbozuldu. “Ölüm” tehdidini düşmanın elinden alıpona karşı bir silaha çevirdi Cepheli tutsaklar.

Dünyada bilinen EN UZUN SÜRELİ direnişdestanını, 7 yıl boyunca aralıksız direnerek, tah-liye rüşveti ve zorla müdahaleyi boşa çıkararak,tam 122 şehitle yendi. Yalnız oligarşi değil,emperyalizm de devrimci irade ve direnme hakkıkarşısında geri adım atmak zorunda kaldı. Cephe,sadece hapishanelerde değil direnişi dışarıyla dabütünleştirerek bir feda kuşağı yarattı. BüyükDireniş, görkemli bir tarih yazarak direnişi ve kahra-manlığı halklaştırdı.

2000-2007 Büyük Direniş’in ardından,Anadolu’da açlık grevleri ve ölüm oruçları halkındeğişik kesimleri tarafından bir direnme biçimiolarak tercih edildi, ediliyor.

Fabrikalarda alınlarına kızıl bantlar bağlayarakaçlık grevi yapan işçiler, Haziran Ayaklanması’ndaCephe tarzıyla çatışan milyonlar, Büyük Direniş’inkazanımları ve yol göstericiliğinde olmuştur.

AKP faşizminin OHAL’inin karşısına Yüksel

Direnişi ile dikilen, Anadolu halklarına yeni saldırılarkarşısında barikat olan da yine Nuriye Gülmen veSemih Özakça’nın yani devrimci kamu emekçilerinin324 gün sürdürdüğü açlık grevi direnişi olmuştur.

DİRENME HAKKIMIZI,

DİRENEREK KORUYACAĞIZ!

ZORLA MÜDAHALE CİNAYETTİR!

YAŞASIN ÖLÜM ORUCU

DİRENİŞİMİZ!Bugün AKP faşizmi, yöneteme krizini aşmak için

daha kapsamlı saldırıyor. Bu saldırılarla devrimcihareket dışında solun tamamını düzeniçine çekmeyibaşardı.

Halkın sanatçılarına, halkın avukatlarına,Yürüyüş Dergisi emekçilerine, halkın mühendismimarlarına, Halk Meclisi çalışanlarına karşı süreklisaldırı, tutuklama ve ağır hapis cezaları vererek dev-rimci irade karşısındaki yenilgisini aşmaya çalışıyor.

Ancak, OHAL ilanından önce Özgür Tutsaklarınbaşlattığı Sürekli Faşizme Karşı Sürekli Direnişbüyüyerek devam ediyor. Ölerek kazandığımız hak-ları korumak için yeniden yeniden direniyoruz.

Faşizmin adaletsiz mahkeme kararlarına karşıdirenen Mustafa Koçak, Ölüm Orucu’nun 124.gününde.

Halkın Sanatçıları, Süresiz açlık grevinin 171.gününde. AKP ise ZORLA MÜDAHALE tehdidi iledirenişi kırmaya çalışıyor.

Adalet Bakanlığı aracılığıyla hapishane idarelerive doktorları üzerinde baskı oluşturarak müdahaleetmeyi deniyor.

Zorla Müdahale Nedir?Zorla müdahale, yukarıda da sözünü ettiğimiz

gibi, dünyanın değişik yerlerinde direnişi kırmak içinuygulanan ve ölüm ya da sakatlıkla sonuçlananzorla besleme yöntemidir.

Sandalye veya yatağa bağlanan kişiye, ağızdanveya burundan hortum sokularak süt yumurta gibigıdaların boşaltılması ve kusmasının engellenmesişeklinde yapılır.

Bunun yanı sıra damardan, yüksek oranda veri-len şekerli serumlarla da zorla müdahale yapılmak-tadır. Uzun süreli açlığın ardından verilen bu şekerile beyin fonksiyonları işlevsiz hale getirilmekte vesonuçta ölüm ya da sakatlık kaçınılmaz olmaktır.

11

Sayı: 143 3 Kasım 2019

Grup YORUM Emekçileri;BAHAR KURT: 12 Haziran 2019

BARIŞ YÜKSEL: 18 Haziran 2019İBRAHİM GÖKÇEK: 19 Haziran 2019

HELİN BÖLEK: 21 Haziran 2019ALİ ARACI 25 Ağustos 2019'dan itibaren Süresiz Açlık Grevinde!

MUSTAFA KOÇAK, 3 Temmuz 2019'dan itibaren Ölüm Orucu'nda!

Page 12: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

Sadece Büyük Direniş sürecinde, bu şekilde600’ün üzerinde direnişçi sakat bırakılmıştır.Kimileri hafızasını, kimileri vücut fonksiyonlarınıyitirmiştir. Yani zorla müdahalenin her türlüsüişkence ve cinayettir!

Türk Tabipler Birliği’nin de İmzacısı OlduğuUlusalararası Sözleşmeler, Zorla MüdahaleyiYasaklamıştır!

Direnme hakkı, yüzyıllardan beri dünya halkları-nın kanı-canıyla, ödediği büyük bedellerle kazandığıbir haktır ve bu hakkı yine bedellerle korumayadevam edeceğiz. Bulgaristan devriminin önderiGeorgi Dimitrov diyor ki:

“Bizler işçi sınıfının yıllarca inatla mücadeleederek söke söke aldığı demokratik kazançlarınen küçük parçasını bile koruyacağız ve bukazançları yaşatmak için azimle savaşacağız.

İngiliz işçi sınıfı grev ve toplanma hakkını,sendikalarının meşruluğunu, basın özgürlüğünü,diğer hak ve imtiyazlarını sağlayıncaya kadar birsürü kurban verdi.

Ondokuzuncu asırda Fransa’da temel haklarınelde edilmesi ve sömürücülerle mücadele yolun-da örgütlenmenin meşrulaştırılması için verilensavaşta onbinlerce işçi can verdi. Dünya prole-

taryası burjuva demokrasisi haklarını alabilmekiçin kan akıtmışlardır. Bu hakları elinde tutabil-mek için de, tabii ki, bütün gücüyle savaşacaktır.(Faşizme Karşı Birleşik Cephe, Sf 141,142)

Direnme hakkı, diğer sahip olduğumuz bütünhakların temeli ve güvencesidir. Vazgeçilemez vegasp edilemez temel hakkımızdır. Bizler de bu hakkıelimizde tutabilmek için bütün gücümüzle mücadeleedeceğiz. Bu nedenle AKP faşizmini uyarıyoruz:

Mustafa Koçak ve Grup Yorum üyelerininbaşına gelecek her türlü olumsuzluktan sorumluolacaksınız!

Türk Tabipler Birliği’ne ve tüm hekimlere çağ-rımızdır:

Tokyo ve Malta Sözleşmesi’ndeki iki şeyi aklınız-dan çıkarmayın!

Kişinin önceden, müdahale istemediğine dairbeyanı varsa ve bilinci açık şekilde (akli-dengesiyerinde olarak) müdahaleyi redediyorsa bu kara-ra saygı duymak ve devletin zorla müdahalesiniengellemek görevinizdir.

Faşizmin; yoldaşlarımızın aklını, hafızasını,bedenini çalmasına izin vermeyeceğiz! Siz deizin vermeyin!

Süresiz Açlık Grevindeki Grup Yorum Tutsakları İbrahim Gökçek ve BarışYüksel’in Aileleri, Çocuklarına Zorla Müdahale Riski Nedeniyle İstanbulTabip Odası’na Dilekçe Yazarak Göreve Çağırdı.Ahmet Gökçek ve Zuhal Yüksel’in Ortak İmzalı Dilekçesi:

Konu : Açlık Grevine İrade Dışı Müdahaleİstanbul Tabip Odası’na

Çocuklarımız Grup Yorum üyeleri Barış YÜKSEL ve İbrahim GÖKÇEK’in açlık grevleri süresin-ce sağlık kontrollerinin Tabip Odanıza bağlı tarafsız hekimler tarafından yapılmasını talep etmiştik.

24.10.2019 günü saat 15.30 - 16.30 arasındaki açık görüşün son 5 dakikasında bizlerin de bulun-duğu görüş salonuna hapishane yetkilileri yanlarında sağlık personeli ile birlikte geldiler.

İbrahim GÖKÇEK ve Barış YÜKSEL’i revire davet edip tansiyon ölçümü, kan sayımı vb. işlem-ler yapacaklarını, açlık grevini bitirmeleri gerektiğini söyleyip, gerekirse zorla götüreceklerini vemüdahale edeceklerini ifade ettiler.

Çocuklarımız ve anne, babaları olarak biz bu işlemin yasal olmadığını, kendi iradeleri dışındamüdahale yapılamayacağını bildirdik.

İdarenin bu girişiminin özellikle bizlerin ziyareti sırasında yapılmasının, zorla müdahale yapıla-cağının belirtisi olarak gördük.

Sizlerin de bildiği gibi açlık grevlerine zorla müdahale sonucunda çok olumsuz sonuçlar ortayaçıkmaktadır.

İrade dışında müdahale edilmemesi ve olumsuz sonuçların engellenmesi hususunda saygıdeğerOda’nızın dahil olması hususunda gereğini arz ederiz.

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

12

Grup YORUM Emekçileri;BAHAR KURT: 12 Haziran 2019

BARIŞ YÜKSEL: 18 Haziran 2019İBRAHİM GÖKÇEK: 19 Haziran 2019

HELİN BÖLEK: 21 Haziran 2019ALİ ARACI 25 Ağustos 2019'dan itibaren Süresiz Açlık Grevinde!

MUSTAFA KOÇAK, 3 Temmuz 2019'dan itibaren Ölüm Orucu'nda!

Page 13: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

1) ZAFER NEDİR?

Zafer bir işi, eylemi aşama aşama sonucabağlamaktır. Halkın yararına ileri bir gelişimsağlamaktır.

Zafer sonuç almaktır. Uğruna mücadele edip,savaştığın bedel ödediğin şeyleri kazanmaktır,hedefe ulaşmaktır.

2) ZAFER NASIL KAZANILIR?

Tereddütlerle zafer kazanılmaz. Bu yüzden kişiselkaygıları bir yana bırakmak gerekir. Israrlı, kararlı,tereddütsüz, plan ve programlı olmak bizi zaferegötürür.

Zafer bedel ödenerek kazanılır. Bu bedelleri gözealır sonu ne olursa olsun kararlığını korursan kaza-nırsın.

3) KÜÇÜK ZAFERLER ÖNEMSİZ MİDİR?

Tabiki değildir. Küçük zaferler asıl büyük zafereyani devrime ulaşmak için bir araçtır. Kazandığımızbu zaferlerle halkın kendisine güven duymasını sağ-lar. Onlara moral veririz.

Halkımız her şeyin direnilerek kazanıldığını öğre-necek ve bu örnekler çoğaldıkça da halkın örgütlülü-ğü artacaktır. Ayrıca küçük zaferlerle birlikte biz dehalkımızla öğrenip deneyim kazanıyoruz. Böylecebüyük zafer devrimlerin köşe taşlarıdır. Onları çoğal-tırsak devrime bir adım daha yaklaşırız.

4) TARİHİMİZDE KAZANDIĞIMIZ ZAFERLEREÖRNEK NELERDİR?

Tarihimiz küçüklü büyüklü yüzlerce zafere sahip-tir. Bunların hepsini örnek veremesekde birkaç tane-sini sıralayabiliriz.

Tek Tip Elbiseye karşı ‘84 Ölüm Orucu 4 şehitlezafere ulaştı. Siyasi tutsak kimliği kazanıldı.

2000-2007 yılları arasında tecrite karşı 122 şehit-le zafer kazanıldı.

İşçiler, direnerek taleplerini kabul ettirdiler(Türkan Albayrak, Cansel Malatyalı, Oya Baydak...)

Günay Özarslan’ın ve Hasan Ferit Gedik’in cena-zesini düşmana vermemek için direndik.

Gerilla şehidimiz Ali Yıldız’ın toplu mezarın açtırıl-mak için direndik.

1 Mayıs alanı Taksim’i kazanmak için direndik.

Çoğu zaman meydanlar veya şehirlerde demo-kratik hakların kazanılması. (çadır açma, masaaçma, pankart asma, eylem yapma, Elin Altı,Yüksel-İnsan Hakları Anıtı...)

İltica ve oturum hakkı için direndik...

5) NEDEN ZAFERİ BİZ KAZANACAĞIZ?

Çünkü haklı olan biziz. Tarihin ve bilimin yasalarıbizden yana. Halkın çıkarı için savaşıyoruz.Kapitalizm asalak, çürüyen bir sistemdir, enindesonunda yok olacaktır. Onu yok edip sosyalizmikuracak olan biz ezilen halklarız.

Biz emperyalizmin sömürü düzenini yıkıp halkıneşit ve özgür yaşayabileceği adaletli bir düzeni kura-cağız. Sömüren asalaklar bir avuçken biz dünyahalkları milyonlarız. Biz bu halk için savaşıyoruz,çünkü halkın çıkarı devrimdedir. Bu yüzden de bizkazanacağız!

6) ZAFERLER NASIL KALICI HALE GETİRİLİR?

Nasıl ki düşman zaferlerimizi yok etmek içinsürekli saldırıyorsa; biz de can pahasına kazandığı-mız haklarımızı direnerek kalıcılaştıracağız.

Şehidimiz Fatma Koyupınar’ın dediği gibi “Eğerbir devrimci zafer coşkusunu her gün işindeeyleminde düşünmezse, hissetmezse ne devrim-ciliği büyütür ne de kalıcı olabilir.”

Hayatın her alanına ve anına zafer coşkusunutaşımak, küçük büyük demeden faşizmin gasp ettiğiher hakkımız için direnirsek zaferi kalıcı hale getiri-riz. ”Biz; direnişleri direnişlere, zaferleri zaferlerebağlayan bir ailenin evlatlarıyız.” Sürekliliği sağla-yarak uzlaşmamak kalıcılığı getirir.

7) KİM İÇİN ZAFER KAZANMALIYIZ?

Halkımız için zafer kazanmalıyız. Ezilen, sömürü-len, aç, yoksul, evsiz, işsiz tüm halklarımız için zaferikazanmalıyız. Çocuklarımızın aç kaldığı, dilenmekzorunda kaldığı, yalın ayak yürüyüp yattığı sokaklar-da emperyalizm rahatça geziyor.

Yıllarca acı çekmiş zulüm görmüş tüm dünyahalkları kendi yaşadıkları yerlerin güzelliklerini gör-meyecek hale getirilirken emperyalizm tüm dünyanimetlerinden yararlanıp, onları kullanılamaz halegetirip sömürüyor, sonra canice yok ediyor. İşte bugüzellikleri asalak emperyalistlerin elinden alıp halkı-mıza sunmak için onlar için kazanmalıyız.

10 Soruda

ZAFER NEDİR?

13

Sayı: 143 3 Kasım 2019

Grup YORUM Emekçileri;BAHAR KURT: 12 Haziran 2019

BARIŞ YÜKSEL: 18 Haziran 2019İBRAHİM GÖKÇEK: 19 Haziran 2019

HELİN BÖLEK: 21 Haziran 2019ALİ ARACI 25 Ağustos 2019'dan itibaren Süresiz Açlık Grevinde!

MUSTAFA KOÇAK, 3 Temmuz 2019'dan itibaren Ölüm Orucu'nda!

Page 14: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

Berkinler, Alan Bebekler, Maraş’ta, Çorum’daRoboski’de katledilen çocuklarımız için kazanmalı-yız.

8) ZAFERİN ÖNEMİ NEDİR?

Bedellerle ve şehitlerle kazanıldığı için önemlidir.İdeolojik gücümüzü kanıtlar, düşmanın yenilebilirolduğunu gösterir. Hüseyin Çukurluöz’ün dediği gibi...“Tek kelimeyle bugün zafer devrim ve devrimciliğedair tüm umutları yok etmek isteyen emperyalizm veişbirlikçilerine karşı baş eğmemek, teslim olmamakdemektir...” İşte zaferin önemi budur.

9) NEDEN ZAFER KAZANILMALIDIR?

Faşizm kendi çıkarları için günden güne katliamla-rını arttırıyor, binlerce insan işten atılıyor, ihraç ediliyor,aç yoksul olan halkımız daha da yoksullaştırılıyor.Emperyalizmin sömürmediği tek bir alanımız kalmadı.

Kendi kendimize yetebilecek bir ülkeyken bugünuygulanan kotalar-borçlar, peşkeş çekilen zenginleri-

miz yüzünden dışarıya bağımlı hale getirildik. Açık birişgal olmasa da Amerikan postallarının çiğnemediğitek bir toprak parçamız kalmadı. Emperyalistlerinaskeri üs kurmadığı kıyımız kalmadı.

Bağımsızlığımızı kazanmak, sömürüyü son-landırmak, adaleti sağlamak için kazanmalıyız.Kurtuluşu sosyalizmi kurarsak sağlarız. Bu yüz-den zafer kazanmalıyız. Çünkü tüm dünya halkla-rının umudu biziz.

10) “YAŞASIN DİRENİŞ YAŞASIN ZAFER” SÖZÜBİZE NEYİ ANLATIR?

Hiçbir şey bize altın tepside sunulmaz. Ne olursaolsun biz haklıyız. Bu inançla direnirsek kazanırız.Tarihsel ve siyasal haklılığına inançla, meşruluğunagüvenle, tüm bedelleri göze alarak direnenler yalnız-ca Cepheliler’dir.

İşte tam da bu nedenle direnmek ve zafer kazan-mak bir Cephe geleneğidir. Cephe tarzıyla direnenkazanır; çünkü direniş zaferin büyüsüdür!

İstanbul Gazi Mahallesi’nde 15Ekim’de katil polisler devrimcilerinüzerine arabalarını sürerek kovaladı,bu esnada 5 kişi işkencelerle gözaltınaalındı ve halk polisler tarafından tehditedildi.

Gazi Karakolu olarak bilinen iş-kencehanede gözaltına alınanlara bilinçlibir şekilde sözlü, fiziki işkence, taciz,tehditler uygulandı. Keyfi yapılan göz-altılar hiçbir somut delil olmadığı içinserbest bırakıldı. Gözaltına alınanlardanVedat Doğan ve Çağdaş Aydoğdu’nungözaltıları iki gün uzatıldıktan sonrasavcılıktan serbest bırakıldılar.

Konuyla ilgili 23 Ekim’de yazılı

açıklama yayınlayan Liseli Dev-

Genç açıklamada kısaca şu anlatıma

yer verdi:

“Gazi’nin işkenceci polisleri kimlikdahi sormadan Vedat Doğan’ın üze-rine atlayıp zorla arabaya atmış veişkenceye başlamışlardır. Arkadaşımızıiki büklüm bir pozisyona getirip üze-rinde zıplamışlardır. Bunun sonucundabelinde iki tane kırık oluşmuştur. “Buyaşadıkların daha fragman. Eğer bir

daha seni burada görürsek film çevi-receğiz seninle.” diyerek böbreklerinive hayalarını sıkmışlar, suratına de-falarca yumruk ve tekme atmışlardır.Ve bu işkenceler gece yarılarına kadarsistematik bir şekilde devam etmiştir.Hastaneye darp-cebir raporu almayadahi götürürlerken bu halk düşmanlarıişkencelerine devam etmiştir. İşken-celere ortak olan mengele artığı birdoktor ise Vedat Doğan’ın kelepçele-rini açtırmamış, muayene dahi etme-miştir. Hiçbir şeyinin olmadığını söy-leyerek tutanaklara da böyle not düşm-üştür. Oysa daha sonra yapılan doktorkontrollerinde çekilen röntgen, MRsonuçlarında belinde iki kırık, yüzkemiğinde de kırık olduğu tespit edil-miştir. Vücudunun birçok yerinde deyaralar, morluklar. Yani işkence izlerihala mevcuttur.

Gazi karakolundaki işkenceciler,tek başına ve elleri arkadan kelepçelibir insana saatlerce işkence yaparakne kadar aciz durumda olduklarınıkanıtlamışlardır. Tek başına, ellerikelepçeli ve savunmasız durumda birinsanın üzerinde güçlerini kanıtlamaya

çalışmışlardır. Bu da onların ne kadargüçsüz, alçak ve aciz durumda ol-duklarının kanıtıdır. Gazi mahallesindeyaptığımız çalışmalardan korkuyorlar.En ufak bir kıvılcımın Gazi’yi yangınyerine çevireceklerini biliyorlar. İştebu yüzdendir korkuları ve pervasızcasaldırıları. Öyle ki ne yapacaklarınışaşırmış, karakoldan serbest bırak-tıklarının bileklerindeki demir kelep-çeleri açmayı dahi unutmuşlardır.

Gazi mahallesi, halkın örgütlü ol-duğu, ayaklanmaların yaşandığı, hersokağında, her caddesinde halkın vedevrimcilerin alın terinin ve kanınınbulunduğu bir mahalledir. Halkın ada-letinin inşa edildiği bir yerdir. Unut-mayın ki çok güvende hissettiğiniz, iş-kencelerinizi uyguladığınız, aslan ke-sildiğiniz o fare deliğinde katlettiğiniz,yoksul, aç bıraktığınız halkın öfkesiİbrahim Çuhadar olup beyninizde pat-lamıştır. Bunu aklınızdan çıkarmayın!

Sizi tanıyoruz Ramazan, Oktay,İsmail, Fatih ve diğerleri. İsimlerinizbu değilse bile yüzlerinizi çok iyi bi-liyoruz. Ve yaptığınız işkencelerin he-sabını soracağız!”

VEDAT DOĞAN’A YAPILAN İŞKENCELERİN HESABINI SORACAĞIZ!

14

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Grup YORUM Emekçileri;BAHAR KURT: 12 Haziran 2019

BARIŞ YÜKSEL: 18 Haziran 2019İBRAHİM GÖKÇEK: 19 Haziran 2019

HELİN BÖLEK: 21 Haziran 2019ALİ ARACI 25 Ağustos 2019'dan itibaren Süresiz Açlık Grevinde!

MUSTAFA KOÇAK, 3 Temmuz 2019'dan itibaren Ölüm Orucu'nda!

Page 15: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

Fransa’nın Roanne Hapishanesi’ndeki ETA’lı tutsaklar Grup

Yorum ve Mustafa Koçak için bir günlük destek açlık grevi yaptı-

lar.

14 Ekim günü yaptıkları açlık greviyle tutsaklar arası enternas-

yonal dayanışmanın güzel bir örneğini sergilediler.

Alaitz Aranmendi, Lorentiba Beyrie ve İtziar Möreno isimli tut-

saklar ayrıca bulundukları hapishane idaresine verdikleri dilekçe-

de neden açlık grevinde olduklarını anlatarak; Mustafa’nın ve

Grup Yorum’un taleplerinin kabul edilmesini istediler.

Tutsaklar direnişteki tutsaklara selamlarını ileterek başarı dilek-

lerinde bulundular.

YAŞASIN ENTERNASYONAL DAYANIŞMA!

MUSTAFA KOÇAK VE GRUP YORUM

YALNIZ DEĞİLDİR!

15

FRANSA’DA ETA’LI TUTSAKLAR,MUSTAFA KOÇAK ve GRUP YORUM İÇİN

DAYANIŞMA AÇLIK GREVİ YAPTI!

15

Sayı: 143 3 Kasım 2019

Grup YORUM Emekçileri;BAHAR KURT: 12 Haziran 2019

BARIŞ YÜKSEL: 18 Haziran 2019İBRAHİM GÖKÇEK: 19 Haziran 2019

HELİN BÖLEK: 21 Haziran 2019ALİ ARACI 25 Ağustos 2019'dan itibaren Süresiz Açlık Grevinde!

MUSTAFA KOÇAK, 3 Temmuz 2019'dan itibaren Ölüm Orucu'nda!

Page 16: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

19 Ekim 2019 tarihinde Yunanistan’ın baş-kenti Atina’da Grup Yorum konseri yapıldı.Konser çalışmaları haftalar öncesinden

başladı, Atina’nın birçok bölgesinde afişler, kupon-lar, bildiriler, pankartlar ile Grup Yorum konserininduyulmadığı yer kalmadı.

Konsere son 10 gün kala, Grup Yorum üyelerininde katılımıyla konser çalışmaları coşkulu bir şekildegeçti. Atina’nın birçok bilinen noktasında, konsereçağrı masaları açıldı, sesli çağrılar yapıldı. BirebirGrup Yorum üyeleri masa açarak konsere çağrıçalışması yaptılar. Yunanistan’ın ünlü radyo ve tel-evizyon kanallarına demeçler verilerek konsereçağrı ve Grup Yorum hakkında bilgilendirmeler yap-tılar. Yunanistan halkının enternasyonalist dayanış-ması ile konser çalışmaları daha da büyüdü.

19 Ekim günü öğlen saatlerinde konserin yapıla-cağı Politeknik Üniversitesi, kızıl bayraklarla, enter-nasyonalist dayanışma pankartları, Grup Yorumüyelerinin açlık grevi günlerinin yazılı olduğu veMustafa Koçak’ın ölüm orucunu yazan büyük pan-kartlar sahne arkasına asıldı.

Politik stantlar ve yemek stantları açıldı, Yunansolundan da örgütlerin stantları vardı. Konser saa-tinin yaklaşması ile Yunan halkı akın akınPoliteknik Üniversitesi’ne geldiler.

İlk önce Anti Emperyalist Cephe adına birkonuşma yapıldı. Konserin örgütleniş amacı. GrupYorum ve Mustafa Koçak’ın açlık grevi ve ölümorucu direnişi ve talepleri anlatıldı. Suriye’de vedünya genelinde emperyalist saldırganlık veTürkiye’nin Suriye üzerindeki işgalciliği protestoedildi. Konsere gelen Yunanistan halkına teşekküredildi ve Grup Yorum ile dayanışma çağrısı yapıldı.Yunanistan’lı müzik grubu Υπεραστικοί(İperastatiki) sahne alarak konser başladı, bir saatsahne alan müzik grubu Yunan halkının müziklerin-den ve kendi popüler türkülerinden okudular.Dayanışma mesajları veren müzik grubu, enter-nasyonalist dayanışma ve Grup Yorum’u sahiplen-me mesajları verdiler.

İperostatiki’nin ardından Halk Cephesi adınaTürkçe ve Yunanca konuşma yapıldı. Halk Cephesiadına yapılan konuşmada “Emperyalizmin devrim-ci mücadeleyi tasfiye saldırısına karşı Marksizm-Leninizm’in savunulmaya devam edildiği, dünyadatek umudun sosyalizm olduğu, halkların kurtuluşu-nun emperyalizme karşı savaşta olduğu anlatıldı.Türkiye’nin Suriye’ye işgalci bir güç olarak ABDemperyalizminin politikaları çerçevesinde sokuldu-

ğu, Türkiye faşizminin Kürt halkı ile birlikte Suriyehalkını hedeflediği anlatıldı. “Türkiye’nin Suriyeişgali gösterdi ki, emperyalizme dayanarak hiç-bir halk hiçbir hak kazanamaz, yine emperyaliz-me dayanarak hiçbir halk devrim yapamaz”denildi. Halk Cephesi’nin direnişlerine değinilerek,Grup Yorum ve Mustafa Koçak’ın açlık grevi diren-işleri ile mücadelenin büyütüldüğü anlatıldı.Dayanışma ve direnme çağrısı yapıldı.

Konuşmanın ardından ΦΩΤΗΣ ΣΙΩΤΑΣ –ΠΕΤΡΟΣ ΜΑΛΑΜΑΣ (Fotis Siotas – PetrosMalamas) grubu sahneye çıktı ve şarkıları ile GrupYorum’a destek oldu.

Programın sonunda Grup Yorum sahnedeydi.Öncelikle Yunanistan halkını ve Yunanlı devrimcile-ri selamladılar, konsere destekleri ve konser çalış-malarına yardımları için teşekkür edilip, “hoş geldi-niz” diyerek konsere başladı Grup Yorum.

Açlık grevindeki yoldaşlarına destek için yol-daşlarının neden açlık grevinde olduğunu vetaleplerini söyledikten sonra tek tek açlık gre-vindeki yoldaşlarının resimlerinin olduğu ve alt-larında açlık grevi günlerinin yazılı olduğu t-short giyildi.

Konsere gelenler Grup Yorum türküleri ile coş-kunun doruklarına çıktılar. Grup Yorum’un prog-ramı 20 türkü ile iki saat sürdü. Her türküdehazırlanmış sinevizyon gösterimleri ile birlikteYunanca anlatımlarda yapıldı. Türkülerin ardın-dan omuz omuza büyük halaylar kuruldu kızılbayraklar altında Yunanistan halkındanTürk’ünden Kürt’ünden herkes halaylara dur-dular.

Halayların ardından Haklıyız Kazanacağız diye-rek Grup Yorum konserin sonuna geldiklerini kon-sere gelen Yunanistan halkına, konserin gerçekleş-mesinde emeği geçen herkese teşekkür edildi.

Konsere 1500 kişi katıldı.

HALKIN SANATÇISI GRUP YORUM, TÜM YASAK ve BASKILARARAĞMEN KONSERLERİNE ve ENTERNASYONALİZMİ

BÜYÜTMEYE DEVAM EDİYOR!

16

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Grup YORUM Emekçileri;BAHAR KURT: 12 Haziran 2019

BARIŞ YÜKSEL: 18 Haziran 2019İBRAHİM GÖKÇEK: 19 Haziran 2019

HELİN BÖLEK: 21 Haziran 2019ALİ ARACI 25 Ağustos 2019'dan itibaren Süresiz Açlık Grevinde!

MUSTAFA KOÇAK, 3 Temmuz 2019'dan itibaren Ölüm Orucu'nda!

Page 17: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

Yürüyüş: Grup Yorum olarakYunanistan’da konser verdiniz. Coşkulugüzel bir konserdi. Kitle çalışmasında da

bulundunuz, neler yaptınız konsere hazırlıksürecinde?

Sena ERKOÇ: Yunanistan'da düzenlenen kon-serin hazırlıklarına katılmak için biz de Grup Yorumolarak iki hafta öncesinden Atina'ya geldik. Dilinibilmediğimiz bir ülkede çalışma yapmak bizim içinbaşta zor görünse de kendimizi ifade etmekte hiçzorlanmadık.

Kendimizi anlatmanın bir çok yolunu buluyorduk.Anti emperyalist ve anti faşist bir grup olduğumuzusöylediğimizde herkes bize kapılarını açıyordu.Açlık grevi direnişimizi ve grubumuz üzerindekibaskıları anlattık Yunan halkına. Her sohbetimizdeortak yanlar, ortak değerler çıktı ortaya. Biz deonlardan öğrendik.

Yunan halkının anti-emperyalist ve anti-faşistdeğerlerini yakından tanımış olduk. Ve en önemlisiçok büyük bir dayanışmayla karşı karşıyaydık.Çalışmalar sırasında kapı kapı esnafları, meydan-ları, mahalleleri, kafeleri, sokakları gezdik, dayanış-ma biletleri sattık.

Söyleşiler yaptık, okullarda sınıflara girip konserçağrısı yaptık, radyo ve internet kanallarına röpor-tajlar verdik, sokak konserleri yaptık. Atina'nın dörtbir yanına şarkılarımızı taşıdık.

Gün  gün,  adım  adım  kolektivizmin  gücüyleçok güçlü bir dayanışma konseri gerçekleştirdik.

Programlı  ve  disiplinli  bir  şekilde  yürüttükkonser  çalışmalarını,  her  gün  ekip  ekipAtina'nın  dört  bir  yanına  gidip  konserimizintanıtımını  yapıyorduk. Bazen dil bilmesek bilekendimizi ifade etmenin yollarını bulduk.

Konser çalışmaları süresince de bir çok insandayanışma videoları çekti, bize destek mesajlarıiletti, bir çok dayanışma bileti satıldı, Grup Yorumiçin birşey yapmak isteyip numarasını, mail adresiniverenler oldu. Konser bitiminde bile öncesinde

dayanışma bileti alma-yanlar konser sonrasıstantlara gidip daya-nışma bileti aldılar.

Yürüyüş: Yunan hal-kının ilgisi nasıldı?

Muzaffer  Demir:İlk önce şunu belirt-mek lazım, bu konsere, orada bulunan arkadaşlarlatoplu olarak planlı ve programlı bir şekilde hazırlan-dık. Gün içinde sabah ve akşam olmak üzere ikikere esnaflara ve hatta, o an orada bulunan müşte-rilere de sorarak, kendimizi, ölüm orucunu, tutsak-larımızı ve konseri anlattık.

Onlar bizi dinleyip dayanışmada bulunmak içinbilet aldılar. Esnaflardan bazıları AKP’ye karşıolduklarını söyleyip, bize başarılar dilediler. Amaözellikle şunu da belirtmek lazım, bir çoğu da suç-luluk duygusuyla "daha müşteri girmedi" deyipbize kasayı gösteriyorlardı. "İçinde para yok,daha siftah yapamadık. Özür dilerim ama dahasonra gelin, o zaman alabilirim" deyip bize açık-lamalarda bulunuyorlardı.

Beni en çok etkileyen, hiç siftah yapmayanesnafların bilet alamadıkları için duydukları suçlu-luk duygusuydu. Onlar kendini suçlu hissediyorlar-dı, özür diliyorlardı bizden.

Çok misafirperver ve bir sahiplenme duygu-suyla bizi karşıladılar. Çoğunluğu “biz geleme-yeceğiz ama yine de bilet alırız, yardımda bulu-nuruz”  dediler.  Özellikle  öne  çıkan  konular,bizim Suriye hakkındaki düşüncelerimizdi.

Yürüyüş: Açlık grevi direnişlerinin duyurulmasıyanıyla da önemli oldu değil mi bu süreç?Basının ve halkın ilgisi nasıldı?

Umut GÜLTEKİN: Süresiz açlık grevi direnişimi-zi Atina'da Yunan halkına duyurabildik. Basınlaröportajlara gittiğimizde, büyük oranda hepsininhaberleri vardı. Türkiye’deki gelişmelerle ilgili veGrup Yorum'un süresiz açlık grevi direnişi ile ilgilihem meraklılardı hem de vakıflardı.

Saygılı  ve  sahiplenici  bir  yaklaşımları  vardıbize  karşı;  çünkü  tarihimizi  ve  yarattıklarımızıbiliyorlardı. En başta da bir müzik grubu olarak

Röportaj

GRUP YORUM, ATİNA’DA KONSER VERDİ.KİTLE ÇALIŞMASINI SOKAK SOKAK SÜRDÜREN YORUM EMEKÇİLERİ:

“Saygılı ve sahiplenici bir yaklaşımları vardı bize karşı; çünkü tarihimizive yarattıklarımızı biliyorlardı. En başta da bir müzik grubu olarak

direniyor olmamız onları çok etkiliyor.”

Grup Yorum ile 19 Ekim günü Atina’da verdi-

ği konser öncesi ve sonrasına ilişkin yaptığımız

röportajı yayınlıyoruz.

17

Grup YORUM Emekçileri;BAHAR KURT: 12 Haziran 2019

BARIŞ YÜKSEL: 18 Haziran 2019İBRAHİM GÖKÇEK: 19 Haziran 2019

HELİN BÖLEK: 21 Haziran 2019ALİ ARACI 25 Ağustos 2019'dan itibaren Süresiz Açlık Grevinde!

MUSTAFA KOÇAK, 3 Temmuz 2019'dan itibaren Ölüm Orucu'nda!

Page 18: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

direniyor olmamız onları çok etkiliyordu. 

Örneğin bir dergi ile görüştüğümüzde bize sonsayılarının içeriğini gösterdiler. Bu derginin büyükbir  bölümü  bize  ayrılmış  ve  bizim  üzerimizeyazılmıştı. Yunan devlet kanalı, bizim ülkemizdekiTRT diye düşünelim, özel olarak, en az bir saatzaman istiyorum deyip görüntülü bir röportaj yap-mak istedi ve bunu sürekli yayınlamak istediğinibelirtti. Bundan kaynaklı da Grup Yorum'un tarihinive Suriye’deki işgal ile ilgili ne düşündüğümüzü deayrıntılı bilmek istediğini söyledi. Biz zaman açısın-dan çok yoğun olduğumuz için kendisini provamızaçağırdık ve bir yandan röportajı yaparız diğer yan-dan da provamızı yaparız dedik.

Provamızdan görüntüler alabilmesi ve bunu birröportajla birlikte yapabilmesi kendisini çok mutluetti. Provaya geldiğinde epey şaşırdı olumlu anlam-da. Biz enstrümanlarımız elimizde, sokağın köşe-sinde repertuvarımızı çalışıyoruz.

Etrafımızda fotoğraf çeken insanlar; çocuklarıylabirlikte oturup ritim tutan aileler; bize çay getirenarkadaşlarımızı; köşede bizim provamızı değerlen-diren gençler ve arkadaşlarımıza bizi soran kişiler.Bir tek kamera eksikti ve onu da röportaj için gelenarkadaşımız getirmişti.

Çok etkilendiği her bakışından anlaşılıyordu.Bir yandan provamızı görüntülerken, diğer yan-dan halkın sanatçılığının somut bir pratiğini yaşı-yordu. Yarın binlere konser verecek olan GRUPYORUM  bugün  sokakta,  halkın  içinde,  yarınınprovasını  yapıyor.  Nakaratları  oradan  geçerkendurup izleyen Türkiyeli halklarla birlikte okuyor.Sıcak, samimi, coşkulu ve kararlı bir ortam.

Bütün Atina’yı afişlerle donattık; ama yaptı-ğımız sokak konserleri  ve sokaktaki provaları-mız  en  az  bu  çalışma  kadar  etkiliydi. Kulaktankulağa herkes Grup Yorum'un nasıl bir grup oldu-ğunu anlatıyordu birbirine ve bunu yaparken çokbüyük bir saygı duyarak yapıyordu. O kadar güçlübir duyuru yapabildik ki insanlar konser sonra-sı dayanışma biletleri aldılar. Yani konser bittik-ten  sonra  bile  gidip  bağış  kutusuna  bağıştabulundular ve bizi sahiplendiler...

Yürüyüş: Sokak konserleri verdiniz ve provala-rınızı sokakta yaptınız diyebiliyoruz, nasıl birçalışma izlediniz?

Sena E. Çalışmalar boyunca sanatımızla dahalkla iç içeydik. Her yeri, Atina'nın dört bir yanınıkonser alanına çevirdik.

Bizim için de yeni bir deneyim oldu sokak kon-

serleri. Mahallelerde, meydanlarda biz vardık.Provamızı dahi Atina'nın bir mahallesinde sokaktayaptık. “Uğurlama”nın kemanı yankılandı Atinasokaklarında.

Günlük gittiğimiz meydanlarda bir yandanstandlarımızı açıp konser bildirimizi dağıtıyordukbir yandan da ses sistemimizi kurup şarkılarımızısöylüyoruduk. Her seferinde etrafımızda bir çem-ber oluşuyordu ve Yunan halkıyla birlikte enternas-yonal şarkılarımızı söylüyorduk. Etrafımızda bulu-nan sokak sanatçıları da enstrümanlarıyla bizekatılmaya geliyorlardı.

Şaşıranlar  da  oluyordu  tabi,  provalarımızısokaklarda  yaptığımızı  görenler  hemen  etrafı-mızda birikip şarkılarımızı dinliyorlardı.

Yürüyüş: Enternasyonalist dayanışma yanıylaGrup Yorum konseri ve hazırlık süreci nasıldı?

Umut  G.  Enternasyonal dayanışma için iyi birörnek oldu Atina konserimiz. Enternasyonal daya-nışmayı büyütmeliyiz; çünkü üzerimizdeki tecritiancak enternasyonal dayanışmayla kırabiliriz.

Bizim direnişimiz bu anlamda birleştiricidir;çünkü meşrudur. Sanat yapmamız engellenmeyeçalışılıyor  ve  bunu  kimse  kabul  edemez. Buyanıyla Yunanistan halkı da sahipleniciydi ve kon-ser günü bunu gösterdiler. Büyük  bir  coşkuylageçen konserimiz Yunan solunu da bu konser-de birleştirmiş oldu. Yani başka bir ülkedeki solörgütleri aynı çatı altında toparlayabildi.

Bunu yaratan bizim haklılığımız ve meşruluğu-muzdur. En önemlisi ise direnmemizdir. Bu sürecihızlandırmak için enternasyonal dayanışmayı mut-laka büyütmeliyiz. Her yerde "Grup Yorum'aÖzgürlük" temelinde kampanyalar yürütmeliyiz.Mücadeleyi büyütmeliyiz.

Herkese  çağrımızdır:  Bir  video;  bir  mektup;bir söz faşizmden daha güçlüdür. Herkes yapa-bildiği  kadar  yapmalıdır.  Bugün,  bu,  tarihi  birzorunluluktur.  Biz  kazanacağız,  zafer  mutlakabizim olacak.

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

18

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Grup YORUM Emekçileri;BAHAR KURT: 12 Haziran 2019

BARIŞ YÜKSEL: 18 Haziran 2019İBRAHİM GÖKÇEK: 19 Haziran 2019

HELİN BÖLEK: 21 Haziran 2019ALİ ARACI 25 Ağustos 2019'dan itibaren Süresiz Açlık Grevinde!

MUSTAFA KOÇAK, 3 Temmuz 2019'dan itibaren Ölüm Orucu'nda!

Grup Yorum Atina Konseri

Page 19: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

Faşizm koşullarında sanatyapmanın yolu, savaş-maktan geçer. Ki bugün

AKP faşizmi neredeyse topuylatüfeğiyle halka karşı büyük birsavaş yürütüyor. Hakimleri, savcı-ları, polisleri el ele vermiş halkınadaletsizliğe olan öfkesini boğmakiçin canhıraş biçimde uğraşıyorlar.Buldukları zayıf kişileri önce teh-ditle, zorla itirafçılaştırıp ardındanonlar için hazırladıkları yalanlarıifade olarak alıyorlar.

Ve insanlarımıza ağırlaştırılmışmüebbete varan cezalar veriyorlar.Hayatı emeğiyle var eden işçilere,emekçilere karşı tam bir saldırıhalindeler. Sesini çıkaran bin çeşityalanla bezenmiş iddianamelerletutuklanıyor.

Faşizm doğası gereği yozdur,gericiliğin en işlek halidir. Halkıumutsuzluğa, karanlığa boğar. İştebugün ülkemizde yaşanan da tamda budur. AKP faşizmi halkın umu-dunu yoketmek için tüm silahlarınıhalkımızın üzerine doğrultmuşdurumda.

Kendi cephelerinden bir savaşyürütüyorlar. Onların cephesinekarşı aydının görevi halkın cephe-sinde yer almaktır. Hem de savaşınen önünde yer almalıdır. Halkınaydını; halkın bilincini aydınla-tır, yolunu ışıtır, halka yöneliksaldırılara karşı sanatıyla, dişiy-le, tırnağıyla, halkın önündebarikat olur.

Ve savaşın koşulları vardır.Sanatçı, katıldığı bu mücadeleden

zaferle çıkmak istiyorsa, en baştakendini savaş koşullarına uygunşekilde donatmalıdır.

Faşizm koşullarında sanat yap-manın yolu cesur olmaktan geçer.Mademki sanat, ezilenlerin ezenle-re karşı, elinde tuttuğu bir silahtır,öyleyse ezenlerin iktidar olduğufaşizm koşullarında sanat yapmakağır bedeller ödemeyi gerektirir.Bu bedel tutsaklık olur, işkenceolur, ölüm olur, açlık, yoksullukolur. Sanatçı, bedellerin en ağırınıödese de, yaşanılası bir dünyayaduyduğu özlemiyle “acıyı bal eyle-yip” sanatıyla taarruza geçer.

İşte Grup Yorum, bugün tümsaldırılara karşı bedenlerini siperettiler. Sadece sanatlarıyla değilaynı zamanda dişe diş mücadeleyibugün 160’lı günlere vardırdıklarıaçlıklarıyla sürdürüyorlar. Yok,öyle faşizmin baskısına, adaletsiz-liğine teslim olmak diyorlar.Halkın aydını olmak, halkın sanat-çısı olmak halk için direnmek veteslim olmamaktır diyorlar. Tümsanatçılar bugün Grup Yorum’unsahip olduğu cüreti, cesareti yüre-ğine sirayet ettirmeli. Ki faşizminsessiz destekçisi olacağına halkıngerçek sanatçısı olsun…

Faşizm koşullarında sanat yap-manın yolu tutarlı olmaktan geçer.Çünkü kolay değildir halkın sanat-çısı olmak. Sesini kısmak, halktantecrit etmek isterler. Burjuvazininardı arkası kesilmeyen saldırıları-na, ideolojik propagandasına karşı

dimdik ayakta kalabilmek, doğrubildiğin yoldan dönmemek içintutarlılık gerekir. Esen rüzgarakapılmak aydın-sanatçı tavrı değil-dir. Sanatçı, sapla samanın bilin-çli bir şekilde birbirine karıştırıl-dığı bu düzende yalpalamamakiçin ideolojik gıdasını eksiksizalmalıdır.

Bu gıdaya ulaşmanın yolu hal-kın içinde olmak, halkın dertlerini,sorunlarını kendine dert edinmek,vatanın yağmalanan toprağı, zehir-lenen suyu için ayağa kalkmaktangeçer. Sanatçı kendisine sunulankonforun kölesi değil, halkın içindeözgürce yaşayarak onun kölesiolmalıdır. Unutulmamalıdır ki halkkendisi için sanat yapanı asırlardageçse unutmaz, aksi ise sarayın birpiyonu olmaktan öte geçemez,yarın hatırlanacak ne sanatı ne deadı kalır.

Faşizm koşullarında sanat yap-manın yolu kararlı olmaktan geçer.Tarihten bugüne nice zulümlergörmüştür halkın sanatçısı. Her teze-ne vuruşunda ille de Şah diyen PirSultan gibi darağaçlarına çekilmiş,işkencede Victor Jara gibi parmakla-rı kırılmış, halkının sözüne saz eyle-

FAŞİZME KARŞI DİRENİŞ,EN GÜZEL ESERLERİ DOĞURUR!

19

Sayı: 143 3 Kasım 2019

Grup YORUM Emekçileri;BAHAR KURT: 12 Haziran 2019

BARIŞ YÜKSEL: 18 Haziran 2019İBRAHİM GÖKÇEK: 19 Haziran 2019

HELİN BÖLEK: 21 Haziran 2019ALİ ARACI 25 Ağustos 2019'dan itibaren Süresiz Açlık Grevinde!

MUSTAFA KOÇAK, 3 Temmuz 2019'dan itibaren Ölüm Orucu'nda!

Alibeyköy Gençlik Şenliği

Page 20: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

yen Ayşe Gülenler, Ayşe Niller gibikurşun yağmurlarına tutulmuştur.Kararlıdır, zulüm vazgeçiremez onuhaklı davasından. Gücünü tarihten,ustalarından alır. Bu güçle düşlerininpeşini bırakmaz.

Ve Grup Yorum’da bugün bunuyapıyor. Ustalarının izinden gidiyor.Bugün mevsimlere yayılan açlığıile tarihin ak sayfalarına onurlafaşizme karşı direnişi yazıyor.Tarihteki yerini Pir Sultan’ınKöroğlu’nun, Ruhi Su’nun yanınayazıyor. Bu yan onurun yanıdır… Buyan direnmenin, teslim olmanın, aslabaşeğmemenin verdiği güçle halkınsanatını faşizmi vuran silaha çevirenyandır…

Faşizm koşullarında sanat yap-manın yolu, halka güvenmektengeçer. Halka güvenmeyen, halktanbeslenmeyen sanatçı direnme dina-miklerini kaybeder. Güçsüzleşir,iktidarın saldırılarına karşı savunma-sız kalır. Şairin dediği gibi “tek başı-na, ölüme bir soluk kala, zindandayatarken bile asla yalnız kalma-mak”tır halkın acısını, sevinciniyüreğinde hissetmek. Hissetmeyenüretemez, yeniyi yaratamaz. Yeniyiyaratmanın yolu halkın içinde yaşa-maktan geçer.

Halka tepeden bakan, halktankopuk olanlar halkın acısını anlaya-mazlar, halkın yaşadığı adaletsizlik-lere kayıtsız kalırlar, halkın intiharetmesini, kendini yakmasını anlaya-mazlar. Halkı anlamayanlar halkındışında soyut bir hayat yaşarlar. Birsanatçı için kendini halktan soyutla-mak da o sanatçının intiharıdır.

Ki o artık sadece burjuvazininparayla satın aldığı bir eğlence aracı-dır. Bu yanıyla sanatçı sanatınıyaşam gailesi derdiyle pazarlayandeğil hiçbir çıkar gözetmeksizinhalka sunan olmalıdır.

Sanat için gerçeğin estetize edil-miş halidir deriz. Faşizmin olduğu

yerde hayatın gerçeği; kavga bayra-ğını yükseltmenin zorunluluğudur.Sanatçı bu koşullarda gerçek birsanatçı olarak kendini var etmek isti-yorsa, kavganın sanatını yapacaktır.Gerisi kral soytarılığıdır. Bugünyaşadığımız ülke, dünya bir avuçzorbanın milyarlarca insanı dişlileriarasında ezdiği bir sisteme sahip.

Bu düzenin çarkları kanlıdır,insanı hem fiziken hem de ruhen ezi-yor. Sanatçının tarihsel rolü işte tamda bu noktadadır. Sanatçı bu çarkasanatıyla, sazıyla sözüyle çomaksokan olmalıdır. Bu şarkı türküleriy-le, şiirleriyle, sazıyla döven olmalı-dır.

Özcesi bu çarkı parçalayanlarınen başında sanatçı koşmalıdır. GrupYorum bugün ne den açlık greviyapıyor, neden bir konser için direni-yor diyenler bu gerçeği görmelidir-ler. Grup Yorum bugün direnişiyle,yeni üretimleriyle faşizmin çarkınıkırıyor. Anlamayanlar tarihe bak-malıdır. Çünkü bu çark ancakböylesi büyük ve güçlü direnişlerlekırılır.

Faşizm koşullarında sanat yap-manın yolu, faşizme teslim olma-maktan geçer. Rıfat Ilgaz kaçakyaşadığı yıllarda polis devriyelerinianlatırken ruhu ve düşünceleri kav-gadan, kavganın sanatından hiç uzakkalmadı. Nazım hapislerde yattı da,hiç bir güç onu toprağından, insanla-rından ayrı düşüremedi.Satırlarından buram buram halk sev-gisi, buram buram vatan sevgisi veburam buram hürriyet vardı. TutsakGrup Yorum elemanları tecrite,yasaklara, keyfi uygulamalara rağ-men ezgilerini duvarlar aşırtıp dağbaşlarına, sokaklara, hayatın nabzı-nın attığı her yere ulaştırdılar.Enstrümanları ellerinden alındı; per-matikten, borudan, soda şişesindenenstrüman yaptılar. Ellerine kelepçevuruldu, ayaklarıyla ritim tuttular.

Pablo Neruda en güzel şiirlerini

İspanya İç Savaşı sırasında yazdı vebu şiirleri savaş sırasında“Kalbimdeki İspanya” adıyla cephe-de basıldı. Nazım “835 Satır” kitabı-nın tamamını hapishane yıllarındayazdı. Yılmaz Güney en güzel senar-yolarını faşizmin zindanlarındayazdı.

Yorum’un “Cemo”su da faşizmkoşullarında hapishanelerde üretilenve halka mal olan eserlerden birioldu. Ülkemizin ve dünyanın onur-lu aydınları, sanatçıları ödedikleribedellerle, koşullara teslim olma-yan üretkenlikleriyle faşizmkoşullarında nasıl sanat yapılaca-ğını herkese öğrettiler. Halkımızsanatçıları bundan kendisine bir öğütçıkarmalı, ölümsüz eserlerin kayna-ğını, özünü burada aramalıdır.

Ne mutlu bize ki, yaşamlarıyla,ürettikleriyle bize yol gösteren, önü-müzü açan öğretmenlerimiz var.Onlarla gurur duyuyoruz. Ve bizdevrimin sanatçıları, hayatımızboyunca onlara layık olacak, devri-min sanatını daha da ileriye taşıya-cağız. Faşist AKP iktidarının saldırı-ları buna engel olamaz. Beynimizişlediği, yüreğimiz çarptığı sürecenerede olursak olalım sanatımız daorada var olacaktır. Baskılar, gözaltı-lar, tutuklamalar, işkenceler, tecrithücreleri…

Bunların hepsini sanatçılarımızyaşamıştır ve daha da yaşayacaktır.Aslolan ise halkın sanatının hiçbirkoşulda bitirilemeyeceği gerçeğidir.Halk var oldukça halkın sanatçılarıda hep olacaktır. Ve Grup Yorumgibi tüm sanatçılarımız sanatıylahalkımızın acılı yüreğine umuteken olmadır.

20

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Grup YORUM Emekçileri;BAHAR KURT: 12 Haziran 2019

BARIŞ YÜKSEL: 18 Haziran 2019İBRAHİM GÖKÇEK: 19 Haziran 2019

HELİN BÖLEK: 21 Haziran 2019ALİ ARACI 25 Ağustos 2019'dan itibaren Süresiz Açlık Grevinde!

MUSTAFA KOÇAK, 3 Temmuz 2019'dan itibaren Ölüm Orucu'nda!

Ferhan Şensoy Konseri

Page 21: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

“Yaşam ve kural derken,insanlarımıza kendimeözel bir kural dayatmıyo-

rum. Anma metnini, basın açıkla-masını beraber yazalım dedim.Afişlerin de yarısını şimdi, yarısı-nı yarın yapalım? dedim… Öncecevap vermedi. Duymazlığavurdu. Sonra, hepsini yarın mıyapalım dedim, cevap vermedi.

Afedersin “takmıyor”, ne söy-lersem söyleyeyim umurundadeğil. Konuşuyor muyum, yanın-da mıyım, hiç umurunda değil.Tartışmamak için kendimi zor tut-tum. İşlere ortak etmeye çalışı-yorum. İşlere el sürmeyeceksenasıl yapmalıyım?

Yıpranıyorum, yıpratıyorum.Sürekli işler olacak. Her seferindeaynı şeyi mi yaşayacağız. Cansıkıcı süreç yaşanacak. Zorla birşeyler yaptırıyor gibi oluyorum.Bu tek bir sorun değil. Gün içeri-sinde onlarca ters şey oluyor…Bir şeylere müdahale etsem gün-lük tartışma yaşanması kaçınıl-maz. Kimi şeyleri zamana bırakı-yorum, kimi şeylere müdahaleediyorum. Neye ne kadar müda-hale edeceğim bilmiyorum.”

Yukarıda yazılan sorunları tümberaber çalışan devrimciler yaşa-mıştır. Üç aşağı beş yukarı aynıdır.

Bir yandan sevgi ve sahiplen-menin, sorumluluk duymanın,sabırlı olmanın, emek vermeninen üst biçimlerini örnekleriniyaşarken, diğer yandan da engeri örneklerini, bireyci düşünce-

davranış-yaşam tarzlarını dagörüyor, yaşıyoruz.

Biz bir halk hareketiyiz. Her türmilliyet, mezhep ve sınıfsal köken-den insanın saflarımıza sürekli ola-rak katıldığı koşullarda, düzeninkitlelerde yaratmaya çalıştığı yozve çarpık alışkanlıkların içimizesızması kaçınılmaz demektir.

Bu çarpık özellikler ve alışkan-lıklar, ister istemez saflarımıza katı-lan her insanın üzerinde şu yadabu ölçüde etkili olabilir; olacaktır.

Anlatım içerisinde bize aitolmayan dil, üslup, düşünce tar-zının ifadeleri de var. Anlatımıyapanın öfkesi her satırda bellioluyor. Öfkesi üsluba yansıyor.Oysa arkadaşımızın öfkesi,muhatap olduğu sorundan dahaçok, yoldaşının o tarz davranma-sına yol açan hata ve zaaflarınakarşı bir öfke olmalıydı.

“Tartışmamak için kendini zortuttum”, “yapacaksa yapsın, yap-mayacaksa beni yıpratmasın”düşünceleri sabırlı olmanındeğil kendini sınırlamanın yan-sımalarıdır.

Tartışmak için dergi elindençekip alınacak, tartışma küfüre,hakarete, fiziksel şiddete evrile-cek…

Ne için yaptık bu hareketi,eylemi? Sorunu çözmek için mi?

ÇÖZÜM:SorumlulukDuymak, Sahiplenmek

Sahip olduğumuz savaş, dire-niş ve zafer geleneği aynızamanda ahlak ve kültürümüzüde ifade ediyor.

Bir başka deyişle idelojik çizgi-miz; oturmaktan kalkmaya, insanilişkilerinden giyime, kadın-erkekilişkilerinden kurumların işleyişinekadar hayatın her alanında"bizim" tarzımızı da belirliyor.

Hiç kimseye zorla iş yaptıra-mayız. Herhangi bir işi birlikteyapmak, zamanında yapmak,geciktirmemek nasıl bir alışkanlık,ilke, kural ise terside düzenindayattığı bir alışkanlıktır. Düzeninkişiliklerimize işlediği alışkanlıkla-rı “kurallar” dayatmasıyla çöze-meyiz.

Düzenin alışkanlıkları ilekurallarımızın çarpıştığı yerdekazanan düzen olur. Kazanmakistiyorsak devrimin alışkanlıkları,devrimin ilkeleri ile hareket etme-liyiz. Sorunları çözme noktasındakararlı ve iddialı olanların çöze-meyeceği sorun yoktur.

Sabırlı olmalıyız. Cephelisabırlıdır. Sabırlı değilse sab-retmeyi öğrenmek, içselleştir-mek zorundadır.

Hedeflerimizi, yöntemlerimizibelirleyeceğiz, bilimsel olacağız.Sorular soracağız, hiçbir ayrıntıyıkaçırmayacağız, çelişkiyi bulacakve karşıtlarını savaştıracağız.Doğruyu bulmaya çalışırken hatayapmaktan korkmayacağız, sız-lanmadan olmuyor demedensabırla tekrar tekrar deneyece-

Sorun: Devrimci Yaşam Kurallarına Uymamak

21

Sayı: 143 3 Kasım 2019

Grup YORUM Emekçileri;BAHAR KURT: 12 Haziran 2019

BARIŞ YÜKSEL: 18 Haziran 2019İBRAHİM GÖKÇEK: 19 Haziran 2019

HELİN BÖLEK: 21 Haziran 2019ALİ ARACI 25 Ağustos 2019'dan itibaren Süresiz Açlık Grevinde!

MUSTAFA KOÇAK, 3 Temmuz 2019'dan itibaren Ölüm Orucu'nda!

Page 22: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

ğiz, devrimcinin çözemeyeceğiçelişki yoktur. Bu anlamda büyükbir yetkinlik kazanacak ve alanı-mızın kurmayları olacağız. Çokzor değil okuyacağız, eğitimimiziaksatmayacağız. Ömür boyu ken-dimizi eğitecek ve ömür boyudevrimci kalacağız.Kızmayacağız, tepki göstermeye-ceğiz, gereksiz polemiklere, tar-tışmaya girmeyeceğiz. Sabırlaanlatacak, eğiteceğiz.

Devrimci yaşam ve davranışkurallarımızı kavramak; kuralları-

mız aracılığıyla tavır ve davranış-larımıza; beynimize şekil vermekzorundayız.

Kurallarımız; aynı zamandaburjuva ideolojisine karşı savaşır-ken kullanacağımız barikatları-mızdır. Alan, bölge ve birimlerdekitüm yöneticiler, kendilerindenbaşlamak üzere bunu sürekli bireğitim ve eylem ciddiyetiyle elealarak oturtmalıdırlar.

Emperyalizmin ve işbirlikçileri-nin beyinleri teslim alma saldırıla-rına izin vermeyelim.

DEVRİMCİ YAŞAM VE

DAVRANIŞ KURALLARI-

NIN UYGULANMASI,

UYGULATILMASI;

SAHİP ÇIKILMASI

KONUSUNDA TÜM

PA R T İ - C E P H E L İ L E R

SORUMLULUK SAHİBİ-

DİR.

Hapishanelerde Özgür Tutsaklar, faşizme karşı geneldirenişte, Mustafa Koçak “adalet için” ölüm orucunda,Grup Yorum üyeleri tutuklu, sanatçılar sanatlarını yapabilmekiçin açlık grevinde. Yine hapishanelerde zulüm var, yineevlatlarımız direniyor.

Ankara TAYAD, 26 Ekim’de salonun etrafında toplanantüm polis yığınına karşı 3. Geleneksel Dayanışma Gecesiniyaptı.

Gecenin yapıldığı salonun duvarlarına, Büyük Direniş’teölümsüzleşen 122 Ölüm Orucu şehidinin fotoğrafları,talepleri için açlık grevinde olan Grup Yorum üyelerinin,“Ya Adalet, Ya Ölüm” diyerek yine adil yargılanma talebiyleölüm orucuna başlayan Mustafa Koçak’ın fotoğrafları yer

aldı.

Açılış konuşma-sının ardından, devrimşehitleri için bir da-kikalık saygı duruşun-da bulunuldu ve An-kara TAYAD’ınemektarlarından birtutsak babası, hapis-hanelerde yaşanan di-renişleri anlatan birkonuşma yaptı. Ar-dından bir TAYAD’lıgündür ölüm orucun-da olan Mustafa Ko-çak’ın 30 Eylül’de di-renişini ölüm orucuna

dönüştürdüğünü açıkladığı mek-tubu okundu. “Adalet İstiyoruzAlacağız, Yaşasın Ölüm OrucuDirenişimiz, Mustafa KoçakOnurumuzdur” sloganları ile

Mustafa Koçak’ın ölüm orucu direnişi selamlandı.

Yıllardan beri her eylemde, her direnişte devrimcilerinyanında olan Mehmet Özer’in yaptığı konuşmanın ardındanDirenişler Meclis’i işçilerin, emekçilerin direnişlerini anlattı.Hapishanelerde ki Özgür Tutsaklar’dan gelen ve geceyiselamlayan mesajlar okundu.

Sonrasında sahne alan Grup Tersname ezgileri ilegecede TAYAD’lıların yanında olarak, Özgür Tutsaklarıile dayanışmalarını bir kez daha gösterdi. Tersname’ninardından sahnede tüm konser yasaklarına, baskın, gözaltıve tutuklamalara rağmen devrimci sanattan vazgeçmeyenGrup Yorum vardı. “Grup Yorum Halktır, Susturulamaz”sloganları ile karşılanan Grup Yorum üyeleri devrim vedireniş ezgilerini seslendirdi.

Grup Yorum üyesi Bergün Varan’ın konser için

Ankara’ya gelirken para cezası bahanesi ile gözaltına

alındığı ve tutuklandığını ancak bu baskıların türkülerini

söylemelerinden asla vazgeçiremeyeceğini belirttiler.

Grup Tersname enstrümanı ile sahnede Grup Yorum ileomuz omuza yerini aldı. Grup Yorum üyelerinin açlıkgrevi direnişini anlattıkları konuşma “Yaşasın Açlık GreviDirenişimiz, Grup Yorum Halktır” sloganları ile bölünerekGrup Yorum üyelerine Ankara’dan selam iletildi.

Direniş ezgilerinin söylenmesinin ardından halaylarçekildi. Ve son olarak “Haklıyız Kazanacağız” marşı söy-lenerek devrimci iradenin kazanacağı bir kez daha vurgulandı.Son olarak, “Halkız Haklıyız Kazanacağız! Yaşasın ÖlümOrucu Direnişimiz! Mustafa Koçak Onurumuzdur!” slo-ganları haykırılarak 70 kişinin katıldığı gece sona erdi.

Ankara’da 3. TAYAD Dayanışma Gecesi Yapıldı

“Yine Düştük Yollara Yine Uzun Yollara…”

22

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Grup YORUM Emekçileri;BAHAR KURT: 12 Haziran 2019

BARIŞ YÜKSEL: 18 Haziran 2019İBRAHİM GÖKÇEK: 19 Haziran 2019

HELİN BÖLEK: 21 Haziran 2019ALİ ARACI 25 Ağustos 2019'dan itibaren Süresiz Açlık Grevinde!

MUSTAFA KOÇAK, 3 Temmuz 2019'dan itibaren Ölüm Orucu'nda!

Page 23: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

Hapishaneler burjuvazi-nin iktidarı almasıylabirlikte ortaya çıkar. Ve

iki sınıfın yani ezenlerle ezilenle-rin sürdürdüğü amansız müca-delenin en önemli mevzilerindenbirisi olur. Tüm dünyada olduğugibi ülkemizde oligarşi halkımızakarşı saldırılarında en öncehapishaneleri hedef almıştır.Hem hapishanelerde devrimcitutsakları ideolojilerinden arındı-rarak kişiliksizleştirmek hem dehalka Mamak’ta olduğu gibi tes-lim olmuşları göstererek halkındevrime, devrimcilere olan inan-cını köreltmek istemiştir.

Bugün de ülkemiz hapishane-lerinde 300’e yakın HALK CEP-HELİ tutsak vardır.

AKP faşizmi 12 Eylül faşistcuntacılarının yaptığı gibi neredebir Cepheli görse tutuklayarakonu mücadelenin dışına itmekistiyor. Bununla da yetinmiyortutsaklarımıza her türlü zorbalı-ğını dayatıyor. Ki bugün tüm sal-dırılara GENEL DİRENİŞLE kar-şılık vermiş, hücreler ateşe veril-miş, kapılar dövülmüş, direnişiçerisinde yeni direniş biçimleri,gelenekler yaratılmıştır.

Cepheli tutsaklar ÖZGÜR

TUTSAKTIR. Ve özgür tutsaklıkhiçbir koşulda teslim olmama,her koşulda direnme ve zaferlerkazanma inancıdır. Bu kimliğiyaratan ise hiç şüphesiz tarihi-miz ve o tarihi yaratan kahramanşehitlerimizdir.

12 EYLÜL VE

HAPİSHANELER12 Eylül’ün baskı ve terörü-

nün en boyutlu yaşandığı yerle-rin başında kuşkusuz hapisha-neler geliyordu.

12 Eylül faşizminin hapisha-neleri, devrimcilerin yalnızcaözgürlüklerinin ellerinden alındı-ğı yerler değil, insanlık onurunuve siyasi kimliği yok etmeyi, kişi-liksizleştirmeyi amaçlayanamansız birer işkence merkezle-riydi. Devrimcileri teslim almakiçin uygulanan işkence ve vah-şetin Nazi toplama kampların-dan hiç de aşağı kalır yanı yoktu.

Hücre-tecrit uygulaması,cunta döneminde devrimci tutuk-luları teslim almak için kullanılanen önemli araçlardan biriydi.Amaç devrimci tutsakların örgüt-sel ve kolektif yapılarını dağıt-maktı. Bu uygulama, sıradan

infaz uygulamasından yapısalolarak temel farklılıklar gösterenbir sisteme dayanıyordu.

Bu sistemin ilk aşaması;örgütlü tutukluları, önderler vekitle olarak ayırmayı, bu yollaönderleri, maddi ya da maneviolarak yok etmeyi, kitleyi isebireycileştirmeyi hedefliyordu.

İkinci aşaması; devrimcitutukluların inançlarını, savun-dukları düşünceleri inkar etmele-rini, yani halkına, davalarına veyoldaşlarına ihanet etmeleriniiçeriyor.

Üçüncü aşaması ise; davası-na ihanet eden tutukluların ya daörgütlerin işbirlikçi hale getirilme-sini hedefliyordu.

1982 Anayasası ve 1983yılında yapılan Ceza ve İnfazHukuku ile hapishane tüzüklerin-de yapılan değişikliklerle buuygulamaya “yasal” dayanaksağlandı. Uygulamaya konulankurallar, bir bütün olarak “beyinyıkama” operasyonuna, tutuklu-ların faşist ideoloji doğrultusun-da yeniden eğitimine hizmet edi-yordu.

Yaptırımlara uymayanlar infazindiriminden yararlanamayacak-tı. Hapishane idaresiyle işbirliğiyapan muhbirler, “PişmanlıkYasası” uyarınca ödüllendirile-cekti.

İnsanlık onurunu hiçe sayan,

84 ÖLÜM ORUCU;4 KIZIL OK FIRLADI YAYINDAN…

Direnmek Ve Zaferler KazanmakParti-Cephe Geleneğidir!

Her Koşulda Direnme ve KazanmaGeleneğini Yaratan Devrimci İdeolojidir.

Parti-Cephe Tarihi, Marksist-Leninistİdeolojinin Yenilmezliğini Tüm Dünyaya

Anadolu TopraklarındanGöstermeye Devam Ediyor!

8

“SEN BAKMA HAVANIN DURGUNLUĞUNA “SEN BAKMA HAVANIN DURGUNLUĞUNA DERYA DEDİĞİN UYUR UYUR UYANIR”DERYA DEDİĞİN UYUR UYUR UYANIR”

Şeyh BedreddinŞeyh Bedreddin

ANADOLU İHTİLALİMİZ DİRENİŞLERLE BÜYÜYORANADOLU İHTİLALİMİZ DİRENİŞLERLE BÜYÜYOR

23

Sayı: 143 3 Kasım 2019

Grup YORUM Emekçileri;BAHAR KURT: 12 Haziran 2019

BARIŞ YÜKSEL: 18 Haziran 2019İBRAHİM GÖKÇEK: 19 Haziran 2019

HELİN BÖLEK: 21 Haziran 2019ALİ ARACI 25 Ağustos 2019'dan itibaren Süresiz Açlık Grevinde!

MUSTAFA KOÇAK, 3 Temmuz 2019'dan itibaren Ölüm Orucu'nda!

Page 24: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

tutukluları sadece fiziki olarakdeğil beyinlerini de teslim almayıamaçlayan cunta, faşist yaptı-rımları istediği gibi uygulayama-dı. Önceleri dağınık, parça parçave inişli-çıkışlı bir hat izleyendirenişler, giderek daha kararlıve kitlesel bir nitelik kazanarakcuntanın karşısına dikildi.

Diyarbakır ve Mamak, adlarıvahşet uygulamalarıyla anılanve halkın belleğinde kötü bir ünkazanan hapishaneler oldu.

“Onlar ki dünyanın sonumudu, soyları tükenmeyenbirer şahindiler.”

YA ÖZGÜR VATAN YAÖLÜM

DÖRT CAN TOPRAĞADÜŞTÜ... KAVGA SÜRÜYOR

“Bizler bu düzenin dikenle-

rini ayıklamaya gidiyoruz.

Sizler dikensiz bir yolda yürü-

yesiniz diye. Bir gün bu dağ-

lardan ellerimizde karanfiller,

zafer türküleriyle ineceğiz, işte

o gün hep birlikte halaya dura-

cağız.”

1984’ün Haziran’ında 12Eylül’ün karanlığı can bedeli birdirenişle, dört ölüm orucu şehi-diyle yırtıldı... 1984 Ölüm Orucukavganın yeniden gelişmesindeadeta bir manifestoydu... Yıllargeçti, açlık grevi ve ölüm orucusilahını, işçisinden memuruna,gençliğine kadar halk kuşandı.Bu silahı ‘84 Ölüm Orucu kazan-dırmıştı onlara...

12 Eylül 1980; Türkiye’denAmerika aranıyor...

“Paul, seninkiler nihayetyaptı.

- Kim bizimkiler, neden bah-sediyorsun?

- Senin Generaller,Türkiye’de darbe yaptılar.

- O öyle mi? Çok memnun

oldum.” (M. Ali Birand, EmretKomutanım, sf. 286)

İşte bu konuşmanın yapıldığısaatlerden itibaren Türkiye halk-ları yeni bir dönemece giriyordu.Kapkara bir dönemdi bu. Biravuç sömürücünün “Şimdigülme sırası bizde” diye karşıla-dıkları bir dönem.

12 Eylül sabahı ülkeninsokaklarını, meydanlarını askerikışlaya çevirme operasyonubaşlıyordu. Bir ülkenin sokaklarıkendi halkına yasak edilmişti.Baskı, işkence, terör; 12 Eylülböyle anılacaktı, böyle geçecektitarihe. Kişiliksizleştirilmiş, sinmişbir toplum yaratılmak isteniyor-du. Emperyalist efendiler “mem-nun” edilecekti.

Ve yüzbinlerce insan gözaltı-na alındı. Onbinlercesi hapisha-nelere dolduruldu. Cunta öncehapishaneleriyle geldi. İlk saldırıhapishanelerde başladı.

Hapishaneler şimdi binlercetutsakla doluydu. Tutsaklık,mücadele zafere ulaşana kadarkaçınılmazdır. Mücadelenin birparçasıdır. Hapishaneler; dünya-nın neresinde olursa olsun dev-rimcileri, yurtseverleri uğrundasavaştıkları, ölmeyi göze aldıkla-rı ideallerinden vazgeçirmek,“ıslah etmek”, sömürü düzeninindevamı için zararsız hale getir-mek amacıyla kurulmuştur.Saygon zindanları, Ausschwitztoplama kampları, Vietnam’ınkaplan kafesleri, Ling KeahHapishane Blokları, Diyarbakır,Metris... amaç hep aynıdır.

Bu hapishanelerde kahra-manlıkların destanı yazılmıştır.Bir tarafta ölümüne direniş yaşa-nırken, diğer tarafta ihanetin göl-gesi düşmüştür hapishaneduvarlarına. Bir tarafta aylarca,yıllarca sürecek acılar, nice zor-luklar, sıkıntılar göğüslenmiştirsiyasi kimliği, insan onurunu

korumak adına. Diğer taraftadirenişin yanıbaşında geçmişeküfredilmiş, tövbeler edilmiş,onursuz “rahat” bir yaşam tercihedilmiştir... Bunun ortası yoktu.Hiçbir zaman da olmadı.

Yüzbinlerin tutsak alındığı,bütün bir toplumun sindirilmeyeçalışıldığı, insanlık adına nevarsa yok edilmek istendiğikoşullarda direnmek çok büyükbedeller ister. 12 Eylül böylesi birdönemdi. Devrimci tutsaklar vetüm bir halkın mücadelesi için budönem bir “dönemeç”ti.

MAMAK TESLİMİYETİNMETRİS DİRENİŞİNADIDIR

“- Saçlar 15 günde bir üçnumara kesilecek;

- Er dahil cezaevindeki tümgörevlilere komutanım denile-cek;

- Sayımlar hazırolda duvarayaslanılarak verilecek;

- Sabah saat 06.00’da kal-kılacak;

- Gece saat 10.00’da yatı-lacak;

- Koğuşlarda komün kurul-mayacak;

- Er dahil görevlilerin önün-de ön iliklenecek, hazıroldadurulacak...”

Yaklaşık 20 maddeden olu-şan asker tutuklular için hazır-lanmış 13/1 talimatnamesiydibu. Her koğuş kapısına asılmıştı.Cunta tutsakları “asker” sayıyor-du. Komutla yatıp komutla kalka-caktı her tutsak. Hançerler yırtı-lırcasına şoven, ırkçı, beldenaşağı marşlar şarkılar söylene-cekti. Tutsaklar gün boyuAtatürkçülük dersleri görecekler,önsözünü Evren’in hazırladığıkitabı hatmedeceklerdi.“Emrinize hazırdır komutanım!”

24

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Grup YORUM Emekçileri;BAHAR KURT: 12 Haziran 2019

BARIŞ YÜKSEL: 18 Haziran 2019İBRAHİM GÖKÇEK: 19 Haziran 2019

HELİN BÖLEK: 21 Haziran 2019ALİ ARACI 25 Ağustos 2019'dan itibaren Süresiz Açlık Grevinde!

MUSTAFA KOÇAK, 3 Temmuz 2019'dan itibaren Ölüm Orucu'nda!

Page 25: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

Boğazlar yırtılırcasına tekmilverilecek, onunla yemek yenile-cek, onunla sayılacak, onunlayatıp, onunla kalkacaklardı.

Mamaklaşmak... Cuntanınzindanlardaki terörü bu kavramıyarattı. Bu kavram, siyasi litera-türe teslimiyetin adı olarak geçti.Oligarşinin yaratmak isteği mah-kum tipiydi bu. DüşmanınMamak’tan çıkardığı dersler,aldığı sonuçlar, diğer hapishane-lerine “örnek” teşkil edecekti.Düşman kısa sürede “büyükbaşarılar” elde etti Mamak’tan.

Bunu diğer hapishanelere detaşımak istiyordu. Düşmanın bupolitikalarına karşı zindanda iriliufaklı birçok direniş yaşandı.Çöp protestosundan, saç kestir-memeye, yemek almama, çayboykotu, kolkola girerek diren-mek, kapı ve mazgalları vurarakprotesto etmekten, yıllara yayı-lan, 15-20-30-40 günlük açlıkgrevlerine... Direniş kendi biçim-lerini yaratıyordu. Baskı vezulüm öğretiyordu direnişin hertürlüsünü. Her şey düşmanındayattığının tersine olacaktı...Tek tip insan yaratmanın bir yön-temini de Tek Tip Elbise’de(TTE) bulmuştu düşman. Mavikefenler her denendiğinde tut-saklar elleri, ayakları zincirlihalde kış günü atıldıkları hava-landırmalarda, dişleriyle limelime ediyorlardı mavi kefeni.TTE’leri giymedikleri için aylar-ca, yıllarca ziyaret, savunmahakları ellerinden alındı.

İşte direnişler böyle adımadım örüldü. Direnişler büyüye-cek, büyüyecek, basitten karma-şığa olgunlaşacak, özümsene-cek, adım adım Ölüm Orucu’nayaklaşılacaktı.

***

Gün 13 Nisan. Buram buramumut, buram buram direnişkokan bir Nisan sabahında onur,

yaşam savunulacak. BurasıSağmalcılar Hapishanesi.“Arkadaşlar camlara” çağrısı iletüm tutsaklar parmaklıklarınönüne koşuyorlar. Saat 09:00.Devrimci Sol ve TİKB tutsaklarıeylemlerini dosta düşmana ilanediyorlar.

“Bizler, Sağmalcılar ve MetrisAskeri Cezaevlerindeki devrimcitutsaklar olarak; başta baskı veişkence olmak üzere her türdenkeyfi tutum ve uygulamalara sonverilmesi, insani ve sosyalyaşam koşullarının sağlanması,tek tip elbise uygulamasının kal-dırılması, savunma hakkımızakonan kısıtlamaların sona erdiril-mesi, siyasi tutsaklık hakkımızınkabul edilmesi ve infaz yasası-nın tutuklular lehine değiştirilme-si için, bugünden itibarenSüresiz Açlık Grevine başlıyo-ruz.”

Direniş Metris’te 11 Nisan’datecritlerde kalan devrimci tutsak-ların yemek almamasıyla başla-dı. Direnişin startı burada verildi.Tutsaklara her türlü zulmün revagörüldüğü, insanlığa karşı 12Eylül’ün en büyük suçlarınınişlendiği Metris tecridinden...

Metris’te daha direnişin ilksaatlerinde direnişçiler dövüledövüle çıkarıldılar tecrit koğu-şundan. Merdivenlerden tekme-lenerek indirilip havalandırmanınsoğuğunda saatlerce bekletildi-ler. Küfür hakaret yağan coplukoridordan geçilip Sibirya deni-len bölümde diğer tutsaklardantecrit edildiler.

Ölüm Oruçlarına dönüşeceksüresiz açlık direnişi böyle baş-ladı.

Tutsaklar direnişlerini adımadım programlamışlardı.İstanbul hapishanelerinde kitle-sel direnme geleneği yaratılmış-tı. En gerisinden en ilerisine tut-saklar bu savaşın bir parçası

olabilmeliydi. Hapishanelerdekisiyasi tutsaklar mücadeleninfarklı alanlarından, farklı bilinç,inanç ve kararlılığa sahip insan-lardan oluşuyordu. Eylem 30.güne kadar tüm direnişçilerin kit-lesel katılımıyla sürecekti.Bunların içinden yine kitlesel birgrup ölüm orucunun başlayacağı45. güne kadar eyleme aralıksızdevam edecekti. 45. günde ölümorucu başlayacaktı. Ölüm orucubaşladığında ise 30. günde eyle-mi bırakan direnişçiler yenidenölüm orucuna destek direnişinebaşlayacaktı. 2. ölüm orucu ekibiise 45. gün açlık grevine araverip 10 gün sonra yeniden baş-layarak sonuna kadar gidecek-lerdi. Destek eylemleri 10 günara, 10 gün destek biçimindeölüm orucu bitimine kadardevam edecekti. Bu programhemen hemen hiç aksatılmadanuygulandı.

İstanbul hapishanelerinde birtarafta direniş yaşanırken diğerbir tarafta çürüme yaşanıyordu.Statükocu oportünizm direnişletüm bağlarını kopartmak içinelinden geleni yapmakta geridurmadı.

***

“Bir yaşam, uzatıyor kapınınaltındaki delikten tabakları, peş-peşe yemek alıyor, her günkügibi. Ama fazlasını ısrarla isteye-rek ve bundan zerre kadar rahat-sızlık duymadan. Yemek dağıtanaskerin ahlaki değerlerini bilehiçe sayarak. Kızaran yüzünügörmezden gelerek “aç arkadaş-larının yanında onların payınada düşeni nasıl olur da isteyebili-yorsunuz” diye bir şeyler migevelemiş ağzında ya daAG’dekilerinkini vermiyoruz’ mudemiş ne önemi olabilir ki... Herşey fazlalar için, üç sigara paketibüyüklüğündeki mazgaldan alı-nan ekmekler için, çaylar için...

25

Sayı: 143 3 Kasım 2019

Grup YORUM Emekçileri;BAHAR KURT: 12 Haziran 2019

BARIŞ YÜKSEL: 18 Haziran 2019İBRAHİM GÖKÇEK: 19 Haziran 2019

HELİN BÖLEK: 21 Haziran 2019ALİ ARACI 25 Ağustos 2019'dan itibaren Süresiz Açlık Grevinde!

MUSTAFA KOÇAK, 3 Temmuz 2019'dan itibaren Ölüm Orucu'nda!

Page 26: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

Ok yaydan öylesine çıkmış ki,değirmenlere saldırırcasınamazgallara yumruklar ‘... fazlası-nı ... numaraya getir’ haykırışlarıkoridorlardan süzülüp uzanıyorzulmün kulaklarına...”

Evet, ilginçtir böylesi bir çürü-me yaşanmıştır. Ölümüne direni-şin yanında gözler körleşmiş,kulaklar sağırlaşmıştır. Bu, dire-nen yaşama direnişin karşılığıolarak verilen hakaret dolu bircevaptır. Direnişe sırtını dönenstatükocu oportünizm için artıkher şey fazladan aldığı, almakiçin kavgasını verdiği birkaçtabak yemek, birkaç ekmek, bir-kaç bardak çay olmuştur.

Öyle bir noktaya gelmişlerdirki, artık direnişe destek vermek,hiç değilse saygı duymak biryana direnişin 3. gününde düş-mana TTE’leri giyme önerisiyapar oportünizm. Düşmangökte aradığını direnişin yanıba-şında bulmuştur. Yıllarca düş-manın her türlü işkencesine kat-lanılarak giyilmeyen, zorla giydi-rildiğinde parça parça edilenmavi kefenler bir bir giydirilir,önleri iliklenerek... Bu uğurda yıl-larca ziyarete, avukat görüşüne,mahkemelere çıkılmamıştır. Hertürlü bedel göğüslenmiştir. Oysaşimdi, hem de direnişin yanıba-şında geçmişin üzerine, omuzomuza direnmenin üzerine sün-ger çekilmiştir. Direniş arkadanhançerlenmiştir.

İşte direniş bütün bunlara kat-lanılarak büyüdü. “Hak alamaz-sınız”, “maceraya atılıyorsunuz”sözleriyle beraber.

***

45. günde açlık direnişi yenibir aşamaya giriyordu. Ölümorucu aşamasına... Bedeninhücre hücre eridiği, ölüme saatsaat yaklaşıldığı bir direniş başlı-yordu. Direnişçiler birer birer

kızıl bantlarını takıyorlar. 30Mayıs sabahı Devrimci Soldavası tutsaklarından on dört,TİKB davası tutsaklarından üçkişinin ölüm orucuna başladığıduyuruluyor.

Onur ve siyasi kimlik için,inandıkları, sevdalandıkları,yaşama bağlandıkları, uğrunasavaştıkları için, özgürlüklerinibağlayan zulmün zincirlerini kırıpatmak için, daha iyi geleceğegidişin yolunu açmak için olancagüçleriyle haykırıyorlar

“Arkadaşlar Devrimci Sol veTİKB olarak 11 Nisan’da başlattı-ğımız süresiz açlık direnişimizbugünden itibaren ölüm orucunadönüşmüştür. Eylemimiz süre-sizdir. ölüm orucuna başlayan-lar...”

Günler artık ölümlere gebedir.Açlıktan eriyen bedenler artıkölümü kucaklamak için bekle-mektedir. Ancak direnişin kararlı-lığından hiçbir şey eksilmeye-cektir

***

“Canavar gibiyim...

Bu deyiş, her ‘nasılsın’ soru-suna verdiğimiz değişmezcevap. Bir yoldaş başlattı. Biz debenimsedik. Direniş ve kararlılı-ğımızın en özlü ifadesi. Evet...bugün de ‘canavar gibiyiz’... bitki-niz... halsizlik var, tansiyondüşük, nabız çok aşağılarda...ağzımızda bir türlü bitmeyençamur gibi yapışkan madde...tenimiz çok kötü kokuyor... Amayine de canavar gibiyiz. Hiçbirsaldırı engelleyemez bizi... Herşeyi, zulmü, yalanı dolanı aşıpgidecek eylemimiz... Ta ki ölüm-lerimiz zaferi kucaklayana dek...”

***

Direnişin 50. gününde dire-nişçiler, tutsakların tüm karşıkoyuşlarına rağmen zorlaHaydarpaşa Hastanesi’ne götü-

rülürler. Düşman ölümlerinhapishanelerde olmasını isteme-mektedir. Çünkü yaşanacakölümler düşmanın hapishanelerpolitikalarını teşhir edecek vesaldırıları boşa çıkaracaktır.

“... Sevk arabasında askerdesteğinde ve ancak yarı baygınindirildiğimiz halde, hareketli birortam ve temiz havanın etkisiyleolmalı bedenlerimize can geliyor.Dışarıdaki yaşam ve hücreler...Hücreler ve biz... Biz ve Ölüm...Ölüm ve yaşam. Çevre kalabalıkve bizler işkencecilerin ellerindebitkin olduğumuza göre, artık“demokrasi ve insan haklarınasaygı” oyunu oynanmalıdır.Hatta kim bilir, devrimcilerin elikolu uzundur! Çevrede basınbile bulunabilir. Onun için bizisedyelerle taşıyorlar. Ve ilk mua-yene yerine geliyoruz. Giysileriak, beyni kapkara insanlar soru-yorlar:

- Açlık grevinde misin?

- Evet

- Kaçıncı gün?

- 50. gün

- Bırakacak mısın?

- Hayır

- Götürün

Ve bitiyor muayene!..

Amaç açık, ölümler cezaevin-de olmayacak!” (Bir DirenişOdağı Metris s. 409)

***

63. gün ölüm orucu ilk şehidi-ni veriyor. Apo ipi ilk göğüsleyenolmuştur.

“... Komaya girmeden önce“nasılsın Apo” diye sorduğumuz-da enerjisinin son kırıntılarınıdilinde toplayarak fısıldar gibi birsesle cevaplıyordu; “iyidir iyi”.Belli ki acılar vücudunun heryerini kemiriyor, ölüm kurtlarıiçten içe yiyordu Apo’yu. Ama

26

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Grup YORUM Emekçileri;BAHAR KURT: 12 Haziran 2019

BARIŞ YÜKSEL: 18 Haziran 2019İBRAHİM GÖKÇEK: 19 Haziran 2019

HELİN BÖLEK: 21 Haziran 2019ALİ ARACI 25 Ağustos 2019'dan itibaren Süresiz Açlık Grevinde!

MUSTAFA KOÇAK, 3 Temmuz 2019'dan itibaren Ölüm Orucu'nda!

Page 27: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

irade aynı irade, tebessüm deaynı... Fazla değil, beş-on günsonra aynı aşamalar bizleri debekliyor. Ölüme hazırız, ölümegiden yola koyulduk bir kez.Acılar denizinde günlerce, ira-deyle, insanı insan eden tümorganlara karşı kıyasıya birmücadelenin sonunda gelecektiölüm. Gözlerimiz Apo’da. Azsonra Apo’nun yanına çöken yol-daşımızın “... İlk şehidimizi ver-dik” dediğini duyuyorum. Apoyoldaş bir daha nefes alamaya-cak. Bir kızıl karanfil tohumudüştü toprağa, savaş sürüyor.

Durdu zaman sustu dünya,yaşam selama durdu. “Apo öldü”kafalara yazıldı, hayır yazılmadıkazındı. Tarih kaydetti O’nu say-falarına... Böyle ölüm az bulunur,al sakla bunu tarih... Böyle onur-la bezenmiş ölüm az bulunur, alsakla... Al sayfalarına, onurunnasıl yaşatılacağını gösterinsanlığa.”

***

Yoldaşları son güçlerini topla-yarak Apo için tören yaparlar.Tören daha bitmeden yüzbaşıpeşindeki asker sürüsüyle koğu-şa dalar.

- Cenazeyi alacağım.

- Zorla almaya kalkarsanız,cesetlerimizi çiğnemeden ala-mazsınız!

Yüzbaşı cevabını almıştır,çaresizlik içinde terkeder koğu-şu.

66. gün Haydar Başbağ şehitolur. Bir saat sonra FatihÖktülmüş...

Düşman artık iyice sıkışmışdurumdadır. Devrimci Sol önderiölüm orucu direnişçisi DursunKarataş’ı tecrit etmek ister.Askerler üçerli, beşerli dalarkoğuşlara, direnişçiler yoldaşla-rının etrafında etten barikat örer-ler. Düşman açlığın 69. günün-

de, direnişçilerin yürümeyemecali kalmamışken saldıracakkadar kalleştir. Devrimci Solönderini hücreye alırlar.

“Her şey bitti. Bak yapayalnız-sın, sana kimsenin bir faydasıyok” diye fısıldıyordu mazgaldeliğinden bakan bir faşistsubay. Oysa yalnız değildi.Düşman her ne kadar onları, bir-birlerinden tecrit etmeye kalksada, aynı inancı paylaştığı yoldaş-larıyla, aynı eylem içinde omuzomuzaydı. Yüzlerce tutsak açlı-ğa yatırmıştı bedenini.Aralarındaki duvarlar bu eylemleyıkılmıştı; demir kapılar açılmış,kucaklaşmışlardı sanki. Hep birağızdan söyledikleri marşlarda,haykırdıkları sloganlarda hergün kucaklaşıyorlardı.

Hücredeki tutsak voltalamayıbıraktı. Ayakları, eskisi gibi uzunuzun volta atmasına izin vermi-yordu. Kırk günlük açlığındirençsizliği en çok ayaklarınavuruyordu. Hücresindeki pence-renin yanına geldi. Parmaklıklararasındaki parçalı maviliği izler-ken karşı koğuşta ve yan hücre-lerde kalan yoldaşlarını düşün-meye başladı. Birçoğunun yüzü-nü dahi görmemişti. Kimini iseyalnızca sesinden tanıyordu.Her şeye rağmen onların varlı-ğıyla daha güçlü hissediyordukendisini. “Hayır” dedi, “yalnızdeğiliz”...

Ölüm orucu direnişçileri“Yoldaşları yanlarına geri getiri-linceye kadar” su içmeyi keserekölümleri hızlandırırlar. Direnişiçinde direnişler yaratılır.

Ölüm orucu 73. gün son şehi-dini verir. Hasan Telci hastanedeşehit düşer.

***

Zafer çoktan kazanılmıştırartık. Zafer şehitlerle kazanılmış-tır. Eylem 26 Haziran 1984’de

75. günde bitirilir.

“Dört can toprağa düştü dekavga burada bitti mi? Dört cantoprağa düştü düşmesine amayürek düşmedi. Kavga sürüyor.Yürek kavgayı sürdürüyor.Direniyor, direnecek... Ne zama-na kadar mı; yeryüzü ve gökyü-zünü fethedene kadar. Özgürlükbu köhnemiş zindanları yıkana,uluslar özgür olana, sömürü,açlık yeryüzünden kalkana,işkence, baskı yok olana kadar,tüm dünyada renk renk insanla-rın el ele, renk renk çiçeklerdenbahçelerde özgürlük ve barıştürküleri söyleyene kadar...Toprağa düşen dört can mı?Onlar bu kavgada, yeni birdünya kurulana kadar hep yaşa-yacak. Emperyalizme ve faşiz-me karşı mücadelede mermi, birtoprak işgalinde toprak özlemi,bir grevde sınıf kini, bir boykotta,işgalde kararlılık, bir gösterideözgürlük sloganı, işkencededirenç olacak. Mutlaka ama mut-laka zulme, haksızlıklara, adalet-sizliğe her karşı koyuşta oradaolacak, zulme karşı olan herinsan kırmızı karanfiller olarakonları orada bulacak...”

SON SÖZÜMÜZ

OLARAK

YOLDAŞLARIMIZAHATIRLATMAK

İSTERİZ Kİ...“Bizler ölmeyeceğiz, yine siz-

lerle beraberiz. Alınterimizinaktığı her yerde, tarlalarda,bahar günlerinin yeni filizlerinde,yeni doğan çocukların isimlerin-de beni ve bizleri bulacaksınız.Bundan iyi yaşamak olur mu?(...) Biz kara toprak gibi verimlidevrim tarlasına düşen tohumla-rız. Birçok filizlerimiz olacak.”

Abdullah Meral

27

Sayı: 143 3 Kasım 2019

Grup YORUM Emekçileri;BAHAR KURT: 12 Haziran 2019

BARIŞ YÜKSEL: 18 Haziran 2019İBRAHİM GÖKÇEK: 19 Haziran 2019

HELİN BÖLEK: 21 Haziran 2019ALİ ARACI 25 Ağustos 2019'dan itibaren Süresiz Açlık Grevinde!

MUSTAFA KOÇAK, 3 Temmuz 2019'dan itibaren Ölüm Orucu'nda!

Page 28: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

“Bu göreviyerine getir-menin büyükbir coşku,k a r a r l ı l ı k ,f e d a k a r l ı kgerektirdiği-

nin bilincindeyim. Aksinin iseihanet olduğuna inanıyorum.Bugüne kadar yaşadıklarımdansonra şunu belirtmem gerek.Tereddütle ihanet arasındakiçizgi sanıldığı kadar kalın değil-dir. Bunu hem kendi yaşamım-dan hem de ihanetini nefretlekarşıladığım geçici yol arkadaş-larının acı sonlarından biliyorum.

Haydar Başbağ

“Türkiye devriminin geleceği-ni tayin edecek büyük gündearanızda olacağımızı, hep birlik-te engin bir sevgi ve coşkuylayumruklarımızı sıkıp, ant içtiği-mizi düşündükçe içim içime sığ-mıyor; coşuyor, coşuyor, coşu-yorum.”

Mehmet Fatih Öktülmüş

“Son sözüm olarak tüm yol-daşlarıma şunu bir kez dahahatırlatmak isterim! Bu mücade-le içinde bizler ne ilk, nede sonolacağız, hepimiz onurlu kavga-mızda karşılaşacağımız güçlük-leri gözardı etmemeliyiz, kendi-mizi buna göre hazırlamalıyız.Şu an benim ardımdan gözyaşıdökmek değil, yaşamımı, onuru-mu faşizmin çizmeler altındaaldırmayan hareketimden dolayıgurur duymalısınız.”

Hasan Telci

SONUÇ OLARAK;*Cunta dönemi boyunca

hapishanelerde birçok tutuklu vehükümlü, günlerini, aylarını,hatta yıllarını “cezalandırma” adıaltında soğuk, nemli, daracıkhücrelerde geçirmek zorundabırakıldı. Hücrelerde insanlar

açlık ve soğuğa katlanmanınyanında, kimi durumlarda daelleri kelepçeleniyor veya zincir-leniyordu. Ayrıca sık sık yeniden“emniyete götürülme” ve tek tektutukluların sistematik işkence-den geçirilmesi gibi yöntemler debu yıldırma ve teslim alma prog-ramının bir parçası olarak uygu-lanıyordu.

Ancak zulüm yenilmez değil-di. Yenilebildiği defalarca göste-rildi. “Bir devlet politikasıdır”,“kesinlikle taviz verilemez” deni-len Tek Tip Elbise uygulamasınabile, demokratik muhalefet odak-larının tümünün susturulmuşolduğu koşullarda, dört şehitverilerek geri adım attırıldı.Cuntanın programı bozuldu.1980-1985 yılları arasındahapishanelerde insanlık dışıkoşulları protesto etmek içinsadece açlık grevi ve ölüm oruç-larında 12 tutuklu yaşamını yitir-di.

* Açlık grevleri de tarihsel ola-rak çok eskilere dayanır, bellianlamda politik mücadeleninçeşitli araçlarından biri olarakkullanılan önemli bir mücadelesilahıdır. Özellikle hapishanelergibi mücadele araçlarının sınırlıolduğu alanlarda önemi bir katdaha artmaktadır.

Dünyanın birçok köşesindeulusal ve sınıfsal mücadelelerde,haklı toplumsal kavgalarda, tut-sak düşen devrimcilerin denediğiaçlık grevlerinin, ülkemizde desınıflar mücadelesinde politik birsilah olarak kullanılması istisnadurumlar hariç, genel olarak, 12Eylül’e kadar söz konusu olma-mıştır. 12 Eylül cuntasıyla birliktehapishaneler önemli bir muhale-fet odağı özelliği kazanmış, buyönüyle çeşitli dönemlerde gün-deme getirilen açlık direnişlerisalt bulunduğu alanda ve bellitaleplerle sınırlı kalmayıp oligar-

şinin teşhirini de sağlayabilmiştir.

* Zindanlarda tecrite örnekolarak ise yine bir başkaAnadolu halk önderini PirSultan’ı örnek verebiliriz.Kendisine, pişmanlık getirmesidayatıldığında zincirlenmiş ola-rak tek tutulmaktadır. PirSultan’ın direnişi Anadolu ihtilalitarihindeki onurlu yerini alır.

*Selçuklulardan başlamaküzere Anadolu toprakları, sömü-rülen, zulmedilen halkın isyanla-rına beşiklik etmiş, yiğit önder vesavaşçıların, halkın kanlarıylasulanan bereketli Anadolu topra-ğı isyanlarla yoğrulmuştur. İştebu nedenle bu topraklar isyankârtopraklardır ve köklerimiz bura-dadır. Bir değil, on değil, belki desayılamayacak çokluktaki buisyanlar, ayaklanmalar, Anadoluihtilalini büyütmüş, ona güç kat-mıştır. Hakça ve kardeşçe biryaşam için, kimi beş, kimi on yılsüren bu ayaklanmalar, sömürüve zulmün hüküm sürdüğü vata-nımızda, bu gerçeği değiştirmekavgasını sürdüren PartimizeTHKP-C’den başlamak üzere-bir isyan, bir başkaldırı geleneği-ni miras bırakmışlardır.

*12 Eylül faşizminin uygula-maları, bazen “sessiz imha”,bazen sürgün-tecrit ve bazen dekatliam operasyonları şeklindebugüne kadar sürdü. Bugün de Ftipi HÜCRE HAPİSHANELER’lebir kez daha devrimci tutsaklarıteslim almayı, hapishaneleri 12Eylül döneminin Mamak veDiyarbakır’ı gibi “RehabilitasyonMerkezleri”ne dönüştürmeyiamaçlıyor.

Hiç kimsenin 12 Eylül faşizmi-nin karşısında sesini çıkarmayacesaret edemediği koşullardabunu başaramayanlar, bugün debaşaramayacak. Tarih bir kezdaha buna tanıklık etme onuru-nu yaşayacak.

28

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Grup YORUM Emekçileri;BAHAR KURT: 12 Haziran 2019

BARIŞ YÜKSEL: 18 Haziran 2019İBRAHİM GÖKÇEK: 19 Haziran 2019

HELİN BÖLEK: 21 Haziran 2019ALİ ARACI 25 Ağustos 2019'dan itibaren Süresiz Açlık Grevinde!

MUSTAFA KOÇAK, 3 Temmuz 2019'dan itibaren Ölüm Orucu'nda!

Page 29: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

Emre ÜNLÜ, bir matematik öğretmeni. 19 Aralık Katliamı’nın yıldönümünde yapılanbasın açıklamasına katıldığı için tutsak edildi.

2015 yılında katıldıkları anma için, onlarca kişiye 2019 yılında dava açıldı.

“Bir Canım Var Feda Olsun Halkıma Vatanıma” yazılı pankartı tutmak, arkasındayürümek “suç” sayıldı. Canını verebilecek kadar bu halkı sevdiğini söyleyen her yaştanonlarca kişi, bununla suçlandı!

Emre’yi ise ‘durumu farklı’ diyerek tutukladılar. Nedir durumunu farklılaştıranEmre’nin? Hakkında gizli tanık ifadesi olması ve Berk Ercan’ın ifadeleri.

Kimliği belirsiz biri matematik öğretmeni olduğunu söylediği için bir öğretmen tutuk-lanabilir mi? Emre’ye sorulsa öğretmen olduğunu söylemez miydi? Gazi Mahallesi’ndeyoksul çocuklara matematik öğrettiğini neden gizlesin?

Ne diyor Berk Ercan?

Emre isimli birinin adının geçtiği bir metin için “Bu Emre Ünlü”dür diyor. Nasıl, neşekilde bir Emre’den bahsediliyor; bu açıklanmadığı için bu Emre’nin kim olduğunuanlamak mümkün değil. Daha da zor olanı ise faşizmin mahkemelerine bu “belirsizEmre” olmadığınızı anlatmaya çalışmak.

Emre ÜNLÜ, hakkındaki hiçbir iddia tutuklamayı gerektirmezken tutuklandı ve halatutsak. Ondan 19 Aralık Katliamı’nı unutmamanın hesabını soruyorlar. Katliamı unut-mayanlar değil; tutsakları diri diri yakanlar tutuklanmalıdır!

Emre ÜNLÜ İçin Adalet İstiyoruz!

29

Sayı: 143 3 Kasım 2019

Page 30: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

26 Ekim 2019 tarihindeAntalya’da Akdeniz ÜniversitesiTurizm Fakültesi üniversite

öğrencisi Burak B. aşırı dozda uyuşturu-cu aldığı için kalbinin durması nedeniyleyaşamını yitirdi.

Burak 23 yaşındaydı. Uyuşturucu ille-tine nasıl bulaştı bilmiyoruz ama birgeceyarısı kendi evinde iki arkadaşıylabirlikte uyuşturucu kullandı ve uyudu. Vebir daha hayata uyanamadı Burak. Kalp

masajı yapıldı, soluk almaya başladı fakat aldığı solukona can vermeye yetmedi. Uyuşturucu bir gencimizindaha yaşamına son verdi.

Burak 23 yaşındaydı; ama ondan daha küçük uyuş-turucu bağımlıları da var.

Aydın Nazilli’de uyuşturucu bağımlısı bir kadın veerkek arkadaşı evde uyuşturucu içerken, kadının 10aylık bebeği, uyuşturucunun dumanından etkilenerekhastaneye kaldırıldı. Fenalık geçiren bebeğin durumuşimdilik iyi fakat, uyuşturucu öyle bir illet ki, bir anne-nin gözleri kendi canından kanından yavrusunu dahigörmüyor.

UYUŞTURUCU KİTLE İMHA SİLAHIDIR.KADIN-ERKEK, GENÇ-YAŞLI GÖZETMEKSİZİN TÜM HALKA YÖNELİKEMPERYALİSTLERİN SALDIRI ARACIDIR.

2017 yılında ülke genelinde 941 kişi uyuşturucudanhayatını kaybetti. Ölenlerin yüzde 60’ı sentetik kanna-binoid (bonzai) nedeniyle can verdi. Ölenlerin yüzde96.6’sının erkek, yüzde 3.4’ünün kadın olduğu belir-lendi.

Bonzai, internet üzerinden bile satılıyor. Üstelik çokucuza, 5 TL’ye bulunabiliyor bonzai.

“Son yıllarda gençlerin hayatını karartan sentetikuyuşturucu ‘bonzai’ye karşı tıp dünyasının eli kolubağlı bir durumda. İçinde 400’den fazla madde olduğusöylenen bu uyuşturucu için henüz bir tedavi bulunma-maktadır. İçildiği anda direkt beyne zarar veren sentetikuyuşturucu, uzmanlara göre insan bedenini üç yıl gibikısa bir sürede tüketmektedir.” (Basından)

Bonzai ile 2010’ların başında tanıştık. Bağımlılıksürecini daha hızlı hale getiren Bonzai’nin yaygınlaş-ması için esrar piyasadan çekildi ve yerine bonzai satışasunuldu.

“Ot” görünümündeki bu zehir, esrar kullanıcılarınınilgisini çekti. Yaygınlaşması için değişik bitkilerdenelde edilen doğal bir madde olduğu söylendi bonzainin.

Oysa bazı kurutulmuş bitkilere sıvı halde sentetikkannabinoidlerin emdirilmesi ile elde edilmektedir. Bumaddenin bitkisel, yani doğal olduğunun düşünülmesi,kimyasal içeriği ve zararlı etkileri konusunda yeterlibilgiye sahip olunmaması kullanımın yaygınlaşmasın-da etkili oldu.

Bonzainin en önemli etkisi beyne oluyor. Algıdadeğişme, gevşeme ve duygudurumlarda yükselmetanımlanır. Aşırı endişe, şüphecilik ve varsanılar gibibelirtiler görülür. Gerçeği değerlendirme yetisi bozulur.Bonzai kullanımına bağlı acil tıbbi durumlar ortayaçıkabilmektedir. Özellikle kalp ve dolaşım sistemisorunları, bilinç yitimi gibi merkezi sinir sistemine iliş-kin sorunlar ve aşırı endişeli olma, ölüm korkusu gibikaygı belirtileri görülür.

Emperyalistler zehir çeşitlerini ve zehirlerin etkigüçlerini artırıyor. Zehir kullanımının propaganda-sını yapıyorlar. Biz bu zehirlere karşı örgütlü birşekilde mücadele etmeliyiz. Burak’ın hesabını sor-mak için; 10 aylık bebeğin çalınan hayatının hesabı-nı sormak için UYUŞTURUCUYLA SAVAŞ KOMİ-TELERİ’NDE ÖRGÜTLENELİM!

ACISINI ÇEKMEDİĞİN YARAYI İYİLEŞTİREMEZSİN!

Uyuşturucu kullananları, bağımlıların dünyasınıanlamak için bazı fimler önermek istiyoruz. İlk olarak“Christiane F. Hayvanatbahçesi İstasyonuÇocukları” isimli Alman filmini önereceğiz.

Gerçek bir hayat hikayesi olan filmde, 14 yaşındakiVera Christiane Felscherinow, Berlin’de yaşar, hafta-sonları diskolara gider. Diskoda Detlev isimli bir gen-çle tanışır. 14. yaşını kutladığı gün Christiane artıkbir uyuşturucu bağımlısıdır.

Uyuşturucu almak için beden-lerini satmak, hırsızlık dahil her-şeyi yaparlar.

Çok çarpıcı bir film olanChristiane F. uyuşturucu bağımlı-larının dünyasını daha yakındantanımamızı sağlıyor. İzleyelim,izletelim, uyuşturucuya karşısavaşmak için bilinçlenelim.

UYUŞTURUCU, HALKIN MERKEZİ SİNİR SİSTEMİNE YÖNELİK BİR SALDIRIDIR!

MERKEZİ SİNİR SİSTEMİMİZ GENÇLİKTİR!GENÇLİĞİN UYUŞTURULMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ!

30

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Page 31: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

“Egemenin acıması yoktur. Sömürünün

gereği budur. Çünkü kişinin, egemeninelinde değildir vurmadan durmak.

Olmayanda, biz de, hiç acımasız olmalıyız.Göğsümüzden yüreği çıkarıp salt hınç koyma-lıyız yerine. Ancak o zaman zalimin zulmünübaşına geçirme olanağımız vardır.

Yoksa öylesine güçlenir ki egemen vurduk-ça daha bir ezer. Adalet, egemenin ağzındançıkandır... Yasayı baştaki yapar. Ve kendi hiçuymaz bu yasalara. Kendisi için değildirçünkü...” (Azap Ortakları)

600 yıl öncesinden Şeyh Bedreddin böyle ses-leniyor ezilen halklara. Bedreddin o günün egeme-ni olan beyleri, paşaları, sultanları için söylerkenbunları, aynı zamanda bugünün egemenleri veişbirlikçilerine de işaret ediyor. Yani egemen veezilen halkların olduğu her düzen de Bedreddin’insöyledikleri geçerliliğini koruyor.

Egemenlerin ezilen halklara karşı acıması yok-tur. Kaynağını daha fazla sömürmekten alan sınıf-sal bir kin duyuyorlar. Devletin yasaları, hukukuvardır güya; ama o yasalardan sorumlu olansadece halklardır. Ezilen halklar mutlak suretleyasalara uymak ve onlara göre hareket etmek zor-lanmaktadır. Yasaları belirleyen, onlara hakimolan ve uygulayan da egemen güçlerdir. Yanigünümüzün emperyalistleri ve ülkemizdeki işbirlik-çileridir. İktidar onların elindedir. Hukuku, keyifleri-ne göre uygularlar.

“... Ceza tayin etmek hükümdarların, doğru-yu söylemek, gerçeği savunmak ise halkın işi-dir ve gerçeğe engel olabilecek bir ceza icadolmadı...” Şeyh Bedreddin

Hukuk ve adalet, halklar için olmazsa olmazolan iki kavramdır. Ancak sınıflı toplumların ortayaçıkışından bugüne; hukuk ve adalet, ezilenlerekarşı silah olarak kullanılmıştır. Halklar hak ara-masın, açlığa, yoksulluğa, ezilmeye, horlanmayarıza göstersin diye yapılan yargılamalar sonucun-

da halktan yanaolan, haklı olandeğil egemenlerinçıkarları doğrultu-sunda kararlarçıkmıştır.

Ancak onlarıny a r g ı l a m a l a r ı ,kararları halkınaklında, vicdanın-da yer bulmamış-tır. Tam tersinehalklar kendisin-den taraf olan,kendinden birparça olanlarayapılan zulmekarşı daha fazladuyarlı olmuştur.Osmanlı ne PirSultan’ı asarak nede Bedreddin ve yiğitlerini katlederek halka unuttu-rabilmiştir. Asırlar boyunca dilden dile aktarılmış,egemenlerin yasakları dinlenmediği gibi onların tür-külerini daha bir gür söylemiş, onların kahramanlık-larını destanlaştırıp nesilden nesile aktarmıştır.

“Hukuk… Niye gerekmiştir acaba?İnsanların davranışlarına yasak koymak zorun-luğu nerden doğmuştur? Haklı, haksız sözcük-leri neden türetilmiştir? Bizce, asıl yanıtlanma-sı gereken sorunlar bunlardır.” (Erol Toy, AzapOrtakları, syf.146)

Bedreddin sorularının cevabını da veriyor:“Haksızlığın olmadığı yerde, haklılar da ola-maz. Herkes eşit, herkes ürettiğinin tam karşı-lığını alanda, haksızlık söz konusu olamaz.

Olmayanda, haklının, haksızın ayrılmasıgereği duyulmaz. Öyleyse, ilk hukukun başlan-gıcı, ilk sömürgenin ortaya çıkmasıdır…Demek ki, hukuk, ilk haksızlıkla birlikte kendi-nin gerekli olduğunu duyurmuştur.” (Age, Syf.147)

Devrimcilerde Her Şey AçıktırAKP Faşizmi ise,

Bir Yargılamayı Bile AçıkYapamayacak Durumdadır!

“Toplum, önce yapısınıkurar, egemenler belirir,hukuk ondan sonra bu ege-menlerin haksız isteklerinikurala bağlayarak haklı gös-terir. Daha açık söylemekgerekirse, hukuk, egemeninhaksızlıklarını haklı göster-me aracıdır.

Örneğin, bir insanın öte-kini öldürmesi, insanlığaaykırıdır...Ama, egemeninisteğiyle hukuk, iki insandanbirini efendi, ötekini kölesayanda, efendinin köleyiöldürmesi hukuka aykırıolmamaktadır.” (Azap

Ortakları, 2. Cilt, Syf. 149)

3

31

Grup YORUM Emekçileri;BAHAR KURT: 12 Haziran 2019

BARIŞ YÜKSEL: 18 Haziran 2019İBRAHİM GÖKÇEK: 19 Haziran 2019

HELİN BÖLEK: 21 Haziran 2019ALİ ARACI 25 Ağustos 2019'dan itibaren Süresiz Açlık Grevinde!

MUSTAFA KOÇAK, 3 Temmuz 2019'dan itibaren Ölüm Orucu'nda!

Page 32: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

Halkın haklarını arayanlar, devrimciler sözkonusu olduğunda davalar sıradan bir hukukdavası olmaktan çıkıp iki sınıfın çatışma alanınadönüşür. Devrimciler savunmalarıyla yargılanandeğil yargılayan olur.

Halkımızı açlığa, yoksulluğa mahkum eden,ülkemizi emperyalist tekellere peşkeş çeken,Koçlar, Sabancılar daha fazla kazansınlar diyemilyonlarca insanımızı işsiz bırakan, babalarıevlatlarına bakamaz hale getiren, intiharlarasebep olan, milyonlarca insanımızı ekonomiksorunlardan dolayı psikoloji ilaçları kullanmakzorunda bırakanları mahkeme kürsülerinde yargı-layan oldular.

Bugün AKP faşizmi ise bu adaletsiz düzeninbekaasını sağlamakla görevli… O nedenle mahke-meleri de, hakimleri de, savcıları da bırakalım yasa-yı, hukuku; en ufak bir vicdanı dahi kalmamış hakimve savcılar eliyle halka karşı savaş yürütüyor.

Mustafa Koçak’a hem ağırlaştırılmış müebbethem de 42 yıl hapis cezası veren hakimin de, sav-cının da zerre kadar vicdanı yoktur. Tam tersineonlar bu davaya intikam davası olarak bakmış,devletin katil polislerini ve devletin katliamcılığınıaklamak için gözden çıkardığı savcının intikamınıalma davasına çevirmişlerdir.

O nedenle bu ceza sadece Mustafa Koçak’adeğil, adaletsizliğe karşı olan, adalet içinmücadele eden herkese verilmiştir. Bu davanınişleyişine, verilen karara bakan hiç kimse, bu davasıradan bir hukuk davasıdır diyemez. Bu davadaiki sınıf vardır. Hakimler ve savcı olarak atanmışkişiler de bu davada sömürücü, kan emicilerin cel-ladı olarak yerlerini almışlardır. Ve muhtemeldir kikalemini kırdıkları Mustafa Koçak’a, verdiklericezadan dolayı ödüllendirileceklerdir.

Lakin gerçekte onları bekleyen şeyin “ödül”olmayacağı açıktır, onlar tarihsel ve siyasal olarakhaksız ve suçludurlar! Halklar onları hak ettiklerişekilde lanetleyecektir. Aradan asırlar geçse dahionlar halkın dilinde hep beddua ile anılırkenMustafa Koçak ve bu davadan yargılanıp haksızyere ömürleri çalınanlar unutulmayacaktır.

Halk Önderi, Bilgesi Şeyh Bedreddin!

Anadolu toprakları 1400’lü yıllarda toplumsaleşitlik için yola çıkan halkların isyanlarına sahneoldu. 13. yy. daki halk hareketlerinin devamı niteli-ğindeki ayaklanmalardan en etkilisi Şeyh

Bedredd inayaklanma-sıdır. ŞeyhBedredd inve müridleri,h a l k ı nd ü n y animetlerin-den eşit ola-naklar içeri-sinde yarar-l a n m a s ı ,bunun için tüm dünya toplumların yeniden düzen-lenmesi gerektiği düşüncesinden yola çıkarak birayaklanma başlattılar.

Savaş tek yönlü değildir. Şimdi başka bir mevzi-de sürer. Egemenler yakılmış meşalenin, katedilenyolun yoksul halka neler gösterdiğini, bilinçlerini nekadar aydınlattığının farkındadırlar. Bu yüzden buyolu kateden, bu meşaleyi yakan Bedreddin’den izkalmaması için halka malolmaması için düşüncele-rinin mahkum edilmesi, eylemliliğinin mahkum edil-mesi gerekmektedir. Bu sebeple mahkeme kurarOsmanlı. Şimdi savaş alanı mahkeme kürsüsüdür.

Fakat hesapları tutmaz. Osmanlı’nın yalakaulaması, Şeyhülislamı halkın bilgesinin karşısındahiç bir şey savunamaz. Değil onun düşüncelerinimahkum etmek can telaşınadüşerler.

Mahkemede Osmanlı Bedreddin’e “Nedenhükümdarın yüce buyruklarına boyun eğmezbaşkaldırırsın?” diye sorar. Bedreddin “Yücebuyruk hakikatın buyruğudur. ‘Zorbalığı sine-ye çekmeyin, zorbaya boyun eğmeyin’ diyenbir buyruktur” şeklinde cevaplar.

Padişah, ayaklanmanın önderini idam etmedenönce, huzuruna getirtip, orada siyasi ve dini olarakmahkum edip, ondan sonra idam etmek istedi.Dönemin bilginlerinden ve aynı zamanda dinkonusundada derya gibi bilgisi olan ŞeyhBedreddin’i “dinde ve bilimde” de mahkum edebil-mek için, padişah, dönemin en ünlü “ulemaları”nıda yanına aldı.

Bedreddin padişahın karşısına getirildi.Tartışma başladı.

“Ver hesabını dinsiz imansızlığının” denildiBedreddin’e.

Aksakallı ihtiyarın, Bedreddin’in açıklayamaya-cağı hiçbir şey yoktu.

Savunamayacağı hiçbir şey yoktu.

“Hep bir ağızdan türkü söyleyipHep beraber sulardan çekmek ağı.Demiri oya gibi işleyip hep beraberHep beraber sürebilmek toprağı,Ballı incirleri hep beraber yiyebilmekYarin yanağından gayrı herşeydeher yerdehep beraberdiyebilmek için...”

(Nazım Hikmet)

32

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Grup YORUM Emekçileri;BAHAR KURT: 12 Haziran 2019

BARIŞ YÜKSEL: 18 Haziran 2019İBRAHİM GÖKÇEK: 19 Haziran 2019

HELİN BÖLEK: 21 Haziran 2019ALİ ARACI 25 Ağustos 2019'dan itibaren Süresiz Açlık Grevinde!

MUSTAFA KOÇAK, 3 Temmuz 2019'dan itibaren Ölüm Orucu'nda!

Page 33: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

Ulemaların hiçbirinin ise, Bedreddin’in dilegetirdiği doğrular karşısında söyleyebileceği birşey yoktu. Osmanlı’nın düzeni; haksız, sömürüyedayanan bir düzendi. Haklı olan Bedreddin’di.

Fakat o anda güçlü olan, zulüm düzeniydi.Karar, zulüm düzenine aitti.

Ve Bedreddin gözünü geleceğe dikip; insanlıkiçin dövüşenlerin, bu kavgada ölseler bile aslaunutulmayacaklarının gerçekte ölmeyeceklerininbilinciyle;

“Mademki, bu kere mağlubuz.

Gayrı uzatma sözü

Mademki fetva bize ait

Verin ki basak bağrıma mührünüzü.” (NazımHikmet) diyerek tarihin hükmünü açıklar.

Fetva, Bedreddin’in idam hükmünü içeriyordu.Tarih boyunca, bu sahne, mahkemelerde binlercekez tekrarlandı. Sanık kürsülerindeki devrimciler,bedeli idam da olsa, tarihsel haklılıklarını dilegetirdiler. Kendilerini yargılamak isteyen faşiz-mi, emperyalizmi, yerden yere vurdular.

Yıl 1420. Yer Serez’in Bakırcılar Çarşısı. ŞeyhBedreddin, idam sehpasında zulmedenlere haykı-rıyor: “İnsanlar tanık olunuz ki bugün olmazsayarın mutlaka sömürünün tüm çarkları kırılacak.Nice direnirse dirensin, sömürgen yeryüzündenkalkacaktır. Tanık olunuz ki bunu kaç kez söyledi-ğimiz gibi yine belirtiyoruz; yaşamı bugünden yarı-na kendi küçümencik ömrüyle bir tutanlar belkianlayamazlar. Ama tarihin geleceği insanlığı bunahazırlamaktadır.

Tüm toprak işleyenin, tüm tezgahlar üretenin,tüm sular kullananın ve dahi tüm egemenlik saltemekçilerin olacaktır. Siz çocuklarınıza iletiniz.Bugün olmazsa bile çocuklarınız çocuklarınızailetsinler. Hükümdarlıklar taşlar nice görkemligörünseler de üstünde durdukları başlar için gide-rek taşınamaz olmaktadırlar.

Bir gün mutlaka insanlar başlarından egemen-leri atacaklardır. Sultanların kralların ruhbanlarınyerini birbirine kenetlenmiş dayanmış ve her işinidayanışma üzerine kurmayı alışkanlık haline getir-miş emekçilerin egemenliği olacaktır.”

Ve Bedreddin hala o yolda yolcudur. Halkın hakalma bilincinde, kurtuluş kavgasındadır.

En öndedir hala 600 yıldır durmadan dinlenme-

den bu kavgada en önde dövüşenlerdendir...

Dün de Pişmanlık Dayatıyorlardı

Bugün De

Biz Dün de Direndik Bugün De...

Bedreddin’e, padişah huzuruna çıkarılıp yaptık-larının yanlış olduğunu kabul etmesi karşılığındaaffedileceği söylenir. Yani egemenler pişmanlıkyasalarını daha o zamanlardan uygulamaktadırlar.Ama Bedreddin reddeder. Darağacında da kahra-mancadır.

Yani Bedreddin’den Denizler’e gelir bu gele-nek. Börklüce halkın önünde yapılan en vahşiişkenceler altında bile aman dilemez düşmandan.Torlak Kemal, kuşatılmışken teslim olmayı redde-dip yalınkılıç çatışmaya devam eder.

Pir Sultan’a içinde “Şah” geçmeyen bir türküokuması karşılığında affedilmesi teklif edilir. Birnevi pişmanlık türküsüdür ona da önerileni redde-der. Pir Sultan’ın “dönen dönsün, ben dönme-zem yolundan” deyişiyle, Mahirler’in “Biz bura-ya dönmeye değil, ölmeye geldik” deyişleri,İbrahim Yalçın Arkanlar’ın, Sabolar’ın, Sibeller’in“Devrimci Sol’cular teslim olmaz” deyişleri hepaynı özü taşımıyor mu?

Tarihimiz, halkımızın direnme geleneğini dün-den bugüne, bugünden yarına taşıyor.

Dün nasıl ki halkımızı teslim almak için pişman-lık dayattılarsa, bugün de aynı şeyleri yapıyorlar.

Dün Bedreddin’e ‘Pişman Ol’ Diyenler,Bugün de Mustafa Koçak’a “Pişman Olmadın,Onurunu Çiğnetmedin, Berk Ercan Gibi BirSefil Olmadın” Diye Ağırlaştırılmış MüebbetHapis Verdiler

Bu düzende adaletin terazisi halktan haklıdanyana değil güçlü olandan yanadır. Bu düzenin ada-leti adaletsizlik üzerine kuruludur. Ve tarihimizdenbiliyoruz ki bize adaleti onlar kendi elleriyle verme-yeceklerdir. Adalet ancak bu köhnemiş düzeninyerle bir edilmesiyle yeniden ikame edilecektir.

Ancak bizim adalet mücadelemiz sürüyor.Bize adaletsizliği dayatanlara karşı adaletmücadelemizi daha da büyüteceğiz. Faşizminhukuksuzluğuna teslim olmayacak, hakkımızolanı almak için direnmeye devam edeceğiz.

33

Sayı: 143 3 Kasım 2019

Grup YORUM Emekçileri;BAHAR KURT: 12 Haziran 2019

BARIŞ YÜKSEL: 18 Haziran 2019İBRAHİM GÖKÇEK: 19 Haziran 2019

HELİN BÖLEK: 21 Haziran 2019ALİ ARACI 25 Ağustos 2019'dan itibaren Süresiz Açlık Grevinde!

MUSTAFA KOÇAK, 3 Temmuz 2019'dan itibaren Ölüm Orucu'nda!

Page 34: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

Bulgaristan’ın Varna şeh-rinde 26-27 Ekim 2019tarihlerinde gerçekleşti-

rilen “Anti-emperyalist Anti-faşistHalkların Birliği” UluslararasıKonferansı’na, Anti EmperyalistCephe-Türkiye adına katılım sağ-landı.

Konferansın açılışı enternas-yonal marşı eşliğinde saygı duru-şu ile başladı. İlk olarak etkinliğekatılamayan kurum ve kişilerdengelen selamlama mesajları okun-du. Ardından da ev sahibi kurumAnti-emperyalist, Anti-faşistHalkların Birliği - adına, sekreteriAlla Gigova tarafından sunulanfaaliyet raporu okundu.Arkasından kurumun siyasi mec-lis başkanı Vasiliy Zelikov politikraporunu sundu. Her iki rapordada emperyalizmle mücadeleyevurgular yapıldı. Zelikov, son yıl-larda her gün karşımıza çıkarılan“terörle mücadele” başlıklıhaber ve yorumlara dikkat çeke-rek şöyle konuştu: “Asıl sorunbu değildir. Terörizm varsa(IŞİD gibi mesela), asıl sorunemperyalizmdir ve görev aslın-da onu yaratan emperyalizmlemücadeledir.” dedi.

Anti-emperyalist, anti-faşistHalkların Birliği’nin bir kararı hak-kında bilgi de veren Zelikov, 22Haziran tarihine vurgu yaptı.“Bilindiği gibi, 22 Haziran 1941

yılında Hitler Almanyası Sovyetler

Birliği’ne karşı savaş ilan ediyor.

Yıllardır bu tarih anma günü ola-

rak yer almıştır; ancak şimdi öne

çıkarmamız gereken sadece

anma değil, bu günü faşizme

karşı mücadele günü, faşizme

karşı mücadelenin sembolik tarihi

olarak ele almak istiyoruz. Her

yerde, dünyanın çeşitli ülkelerin-

de aynı anda 22 Haziran günü

faşizme karşı mücadelenin sürdü-

ğünü vurgulayan eylemler yap-

malıyız” diyerek anti-emperyalist,anti-faşist Halkların Birliği örgütü-nün daha önceki konferansta

aldığı kararı açıkladı.

Zelikov’un ardından sözBrigitte Kvek’e verildi. Kvek,“Savaşa karşı anneler” isimli,Almanya merkezli örgütü temsi-len katıldığını anlattı. 20 yıldır sür-dürdükleri eylemlere değinerek,“alanlarda olmaya, baskıyamaruz kalanlara destek verme-ye devam edeceğiz.” dedi.

Türkiye’nin, Suriye’deBaşlattığı Harekatİşgaldir!

Dördüncü konuşmacı, Anti-Emperyalist Cephe–Türkiye tem-silcisiydi. Türkiye’de faşizme karşımücadelenin tarihine değinilerekbaşlayan konuşmada, 19 Aralıkkatliamı ve direnişi anlatıldı.Devrimcilerin Türkiye’de 50 yıllıktarihi, Grup Yorum’un 35 yıldırbaskılara direnerek süren tarihianlatıldı. Şu anda hapishanedebulunan üyelerinin süresiz açlıkgrevinde oldukları anlatılarak,konferansa katılanların destek içinimza verebilecekleri açıklandı.Yine hapishanede süren bir diğerdireniş olan Mustafa Koçak’ınölüm orucu direnişi anlatılarakonun için destek imzaları istendi.

Konuşmanın devamında Anti-Emperyalist Cephe’nin kuruluşuve prensipleri anlatıldı.Türkiye’nin Suriye topraklarınagerçekleştirdiği operasyonlarındeğerlendirilmesi yapılarak, AECadına yayınlanan açıklama okun-du. Açıklamada; “Türkiye’ninaskeri operasyonununSuriye’nin iç işlerine karışmakve dolayısıyla İŞGAL olduğu vederhal Suriye’den çıkmasıgerektiği” söylendi.

Türkiye’nin emperyalizmebağımlı bir ülke olmasındankaynaklı düzenlediği operasyo-nun da emperyalizmin rızası vedenetiminde gerçekleştiği vur-gulandı. Halkların emperyaliz-me karşı birlikte mücadelesininönemine değinildi.

AEC’in açıklaması ayaktaalkışlandı.

Bulgaristan 23 Eylül Hareketiadına yapılan konuşmada ise,Bulgaristan’ın NATO’ya üyeliğikonusunda bilgi verildi. “Ülkemiz,halka sorulmadan, döneminhükümeti aracılığıyla NATOüyesi yapıldı. ABD askeri üsleri-nin yerleştirilmesinin önü açıldıve artık dört noktada bulunanüslerde 5 bin amerikan askeriyer alabilecek.” şeklinde bilgilerverdi. Konuşmada NATO’nuntarihçesine de değinilerek, ABDEmperyalizmin denetimi altındakurulan askeri blog olanNATO’nun dünya çapında halkla-ra karşı işlediği savaş suçlarındanbahsedildi. Daha sonra AlmanyaKomünist Partisi adına yapılankonuşmada Demokratik AlmanyaCumhuriyeti ve diğer eski sosya-list ülkelerdeki solun nerede hata-lar yaptıklarına ilişkin değerlendir-meler yapmaları ve dersler çıkart-maları gerektiğine vurgu yaptı.

Verilen öğle arasından sonraise Donbas ile Skype bağlantısıkuruldu. Konferansı selamlayarakUkrayna’da mücadelelerinin nasılbaşladığından ve faşizmin dar-beyle iktidara geldiğinden bahset-tiler. Ancak bağlantının kesilme-sinden kaynaklı konuşma tamam-lanamadı.

Söz sırası Karadağ’lı araştır-macı yazar, gazeteci LilyanaBulatoviç’teydi. Bulatoviç,“benim hayat hikayem, ülkeminhayat hikayesidir” sözleriylebaşladı konuşmasına. Gerillaolan annesi, Lilyana’nın doğu-

Anti-Emperyalist Cephe-Türkiye,Bulgaristan’da Uluslararası Konferansa Katıldı

34

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Page 35: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

mundan üç gün sonra, dördüncügün yaşanan çatışmada vurula-rak katlediğini anlattı. “Benimannem benim ülkemdi”(Yugoslavya) dedi. Babası dagerilla olan Lilyana ve ablasını,başka gerilla aileleri büyütmüş.Ömür boyu gerçek uğruna müca-dele ettim, diyen Bulatoviç, ülkesive sorunları üzerine 22 araştırma,belgesel kitap yazmış. ÖzellikleSrebrenitsa konusunda ayrıntılı 4kitap yayınlamış ve “AB’nin “jeno-

sid” tanımlaması doğru değildir”

diyerek gerçeğin peşinde müca-delesini sürdürdüğünü anlattı.

Daha sonraki konuşmacı yineSkype üzerinden Rusya’nın Tverşehrinden bağlanan, MaksimKormuşkin’di. Araştırmacı gaze-teci olan Kormuşkin, tarihe“Katyn Sorunu”, olarak geçenkonu üzerine yaptıkları araştırma-lar ve hazırladıkları kitaplardanbahsetti. Şu an “Katynce KurşunaDizme” başlıklı kitap hazırlıkları-nın sürdüğünü anlattı. Ardından

Minsk şehrinden yapılan Skypebağlantısında Tüm SovyetlerKomünist Partisi – Bolşevikler(VKPB) adına konuşma yapıldı.Konuşma, Minsk şehrinde 14-15Aralık 2019 tarihinde gerçek-leştirecek olan Stalin’in 140.doğum yıldönümü etkinlikleri-ne katılım davetiyle son buldu.

Ardından sözü, Peru KomünistPartisi adına Huan Yupanki aldı.Kendi hayat hikayesini ülkesininmücadele tarihiyle birleştiren birkonuşma yaptı. 61 yaşında olanYupanki, üç yıl öncesine kadargerilla birliklerinde mücadeledeyer aldığını; ancak sağlığınınbozulmasının ardından yoldaşla-rına destek değil, yük olmayabaşladığını görerek artık konfe-ranslarda konuşmacı olarakmücadelelerini anlattığını vurgu-ladı. Bilginin önemine vurguyaparak; “insanın hayat yolu bilgi

yoludur, hep öğrenerek ilerlemeli

hayatta. Yön kaybedersekşehitlerimiz bize yönümüzü

gösterir. Hayatım boyunca

öğrenmeye ve doğru yoldan yürü-

meye çalıştım” dedi. Beş yaşın-dayken işkencede babasını kay-betmiş, on altı yaşında babasınınizinden Komünist partisine üyeolmuş ve o günden bu yanamücadele hayatını sürdürüyor.

Günün son konuşmacısıSırbistan’dan katılan Goran İgiçidi. Halkının emperyalizmin imhapolitikasıyla karşı karşıya kaldığı-nı anlattığı konuşmasında, tarihalanında çevirisini yaptığı kitabın-dan bahsetti.

Konferans, ikinci günündesonuç deklarasyonu kabul edile-rek tamamlandı. Varna’da bulu-nan antifaşist mücadelede şehitdüşenlerin anıtına çiçek bırakıla-rak etkinlik sona erdi.

İzmir TAYAD’lı Aileler, Adaletİstiyoruz kampanyası dahilinde 20Ekim günü “Mustafa Koçak İçinAdalet İstiyoruz” paneli gerçekleşti-rildi. Panel, 20 Ekim 2000’de başla-yıp 7 yıl süren 122 şehit nezdindetüm şehitler için bir dakikalık saygıduruşu ile başladı.

Panelde TAYAD’lı Aileler A-adınakonuşan Naime Kara: “Adalet iste-

mek suç değildir. Yaşanan bütün

haksızlığa, hukuksuzluğa karşı

direnmek en meşru hakkımızdır.

Baskıların, tutuklamaların arttığı bir

süreçten geçiyoruz. Bu süreci atala-

tabilmenin yolu, yarınlarımız için

direnen tutsak çocuklarımız için her-

kesin bir şey yapmasıdır.” dedi.

Ardından İzmir TAYAD’lı Aileleradına konuşan Kader İnci“Mustafa’yı ilk tanıdığımda, ilk sarıl-

dığımda iri yarı bir gençti, kollarım

kavuşmamıştı. Son görüşe gidip

sarıldığımda ise kollarımın arasında

kayboldu. Mustafa’nın talepleri

aslında hepimizin talepleridir.

Mustafa aslında herkesin adalet tale-

bi için bedenini açlığa yatırdı.” dedi.

Başta Mustafa Koçak olmaküzere ölüm orucunda ve açlık gre-vinde olan tüm müvekkilleri adınaAvukat Ezgi Çakır bilgilendirmeyaptı. Berk Ercan adlı işbirlikçi, iftira-cı birinin vermiş olduğu ifadelersonunda 344 kişinin yargılandığını,

yüzlerce müvekkilinin ağır cezalar

aldığını vurguladı.

Bu ülkede adaletin talimat ilegerçekleştiğini, hiçbir delil olmadancezalar verilebildiğinin altını çizdi.Bunun son örneğinin ise MustafaKoçak davası olduğunu, iktidarınsavcı davasını bir intikama dönüş-türdüğünü söyledi. Müvekkillerininişlemedikleri ve haklarında hiçbirdelil olmadan, esastan savunmasıbile alınmadan, ağırlaştırılmışmüebbet hapis cezası verildiğinianlattı.

Bu adaletsizliğe karşı, müvekkiliMustafa Koçak’ın adil tarafsız yargı-lanabilmek İçin açlık grevine, 90.gününde ise Ölüm Orucuna başladı-ğını söyledi. “Bir itirafçı tanığın ger-

çek dışı söylemleri, insanların

hayatlarını karartmaktadır. Grup

Yorum üyeleri ve devrimci avukat-

lar da bu itirafçıların verdiği yalan

ifadelerle ceza almaktadır.” diye-rek yargının bağımsız olmadığınıanlattı. Mustafa Koçak dosyasındakiçelişki ve hukuksuzluklardan örnek-ler verdi.

Panelin son bölümünde iseMustafa Koçak ve Grup Yorum içinneler yapılabileceği tartışıldı panele20 kişi katıldı.

İzmir TAYAD’lı Aileler, Adalet İstiyoruz Paneli Gerçekleştirdi!

35

Sayı: 143 3 Kasım 2019

Page 36: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

AKP iktidarı uzun zamandır arzuladığıişgal harekatını başlatarak Suriye top-raklarına girdi. Emperyalizmin işbirlikçisi

AKP, Suriye’de tam bir işgal ordusu özelliğinitaşıyor.

İşgalin ilk günlerinden itibaren Kürt halkını kat-letmeye giriştiler, yine yapılan işkencelerin, kafakesmelerin haberleri yayınlanmaya başlandı. Buordu faşizmin ordusudur, NATO’nun ordusu-dur. İşgalciliği, işkenceciliği, katliamcılığı bura-dan gelmektedir. Bu ordunun subayları NATOokullarında subay eğitimlerini aldılar. Yani orduyakarakterini veren emperyalizmin ordusu olmasıdır.

Türk ordusunun Suriye’ye girmesi ve Kürt halkı-na karşı katliama girişmesi emperyalizmdenbağımsız değildir. AKP, Amerikan emperyalizmininSuriye’den “çekilme” kararı almasına kadarSuriye’yi işgale girişmemiştir.

ABD bayrakları Kürt Milliyetçilerinin kampların-da dalgalanırken AKP buraları bombardıman altı-na alamamıştır. Bu bize AKP’nin politikalarının daemperyalizmden bağımsız olmadığını, bugünSuriye’ye girmesinin de emperyalizmin denetimialtında olduğunu gösterir.

Tabi bu durum meselenin bir yanıdır. Meseleninesas yanı ise emperyalizmin Ortadoğu politikalarıve bu politikaları kimlerle nasıl uyguladığıdır.ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nde KürtMilliyetçi Hareketi’ne de yer var, IŞİD ve onun gibiİslamcı örgütlere de, AKP gibi işbirlikçi iktidarlarave İsrail, Mısır gibi ülkelere de. Son yıllarda KürtMilliyetçi Hareketi emperyalizm tarafındanbüyük övgülerle bu politikalar içerisinde kulla-nıldılar.

Binlerce TIR konvoylarıyla ifade edilen silahyardımları, para yardımları ile Kürt halkı Amerikanemperyalizminin politikalarının parçası haline geti-rildi. Bu politikaların somut hali:

“BİZ TAM ONBİR BİN ÖLÜRKEN, TEK BİRAMERİKAN ASKERİ ÖLMEDİ!”

Bu çok çarpıcı bir durumdur. AmerikaVietnam’dan arkasında yüzbinlerce ölü bırakarak

kaçtı. Vietnam’dan Amerika’ya gönderilen tabutlar,Amerikan halkında “Bizim dünyanın öbür ucundane işimiz var” düşüncesini ve ardından da savaşkarşıtı hareketi yarattı.

Bundan ders çıkaran Amerikan emperyalizmi,ABD askeri yerine yarattıkları işbirlikçilerinkanının dökülmesinin kendi çıkarlarına dahauygun olduğunu gördü.

Amerikan emperyalizmi bu politikaları çerçeve-sinde Suriye’de Kürt Milliyetçi Haraketini kullana-rak, Amerikan askerinin yerine Kürt halkının kanı-nın dökülmesini sağlayarak kendi iç muhalefetininde önüne geçmiştir.

“ABD BİZİ SATTI, KÜRT HALKINA İHANE TETTİ” DİYOR

KÜRT MİLLİYETÇİ HAREKETİ.

ABD HİÇBİR ZAMAN KÜRT HALKININDOSTU OLMADI! ABD, KÜRT HALKINA İHA-NET ETMEDİ, EDEMEZ. ABD KÜRT MİLLİYET-Çİ HAREKETİ, ÇIKARLARI İÇİN KULLANDI veBUGÜN DE TÜRKİYE FAŞİZMİNİN ÖNÜNEAÇARAK BAŞKA BİR BİÇİMDE YİNE KULLANI-YOR.

YARIN ÇIKARLARI İÇİN YİNE KULLANMAK-TAN ÇEKİNMEYECEKTİR!

ABD, Suriye’nin kuzeyinden çekilme kararı aldı.Bununla birlikte Kürt Milliyetçi Hareket, “ABD’ninKürt halkına ihanet ettiğini, Kürt halkınıTürkiye’yenin önüne attığını, bunun etik olmadığı-nı” söylüyorlar.

Burada şunu bir kez daha görüyoruz ki, milli-yetçiliğin gözleri kördür. Bu körlük emperyalizmitanımalarını engellemektedir. Emperyalizmin poli-tikalarına, çıkarlarına, amaçlarına dair hiçbir şeyigörememektedirler. Çünkü emperyalizmin çıkarla-rı dünya halklarının ve kaynaklarının sömürüsün-dedir. Hiçbir halkın çıkarı emperyalizmin çıkar-larıyla örtüşemez!

Emperyalizm hiçbir zaman halkların çıkarlarınıgözetmez. Bu sınıfsal olarak mümkün değildir. En“şirin” yüzünü gösterdiğinde dahi, halka düşmanlı-ğın izlerini görmek mümkündür. Bunu göremeyenKürt Milliyetçi Hareketi daha baştan yanlış bir poli-

Suriye Halkları İşgale Karşı Direnmeye Devam Edecektir. Nasıl Amerikan Emperyalizmine ve Onun Çetelerine Karşı Direndilerse,Amerikan İşbirlikçisi AKP’nin İşgal Harekatına Karşı Da Direnecektir!

AMERİKA’NIN YENİ SÖMÜRGESİ TÜRKİYE,İŞGALCİ OLARAK SURİYE’YE GİRDİ.SURİYE HALKLARININ KURTULUŞU

EMPERYALİZME KARŞI BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİNDEDİR!

36

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Page 37: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

tika izleyerek ABD ile işbirliğine soyundu.

“Amerika’yı, Suriye’ye girmesi için biz davetetmedik. Biz savaşıyorduk kendi kendimize. Onlarda hem DAEŞ’le (IŞİD) savaşacak hem de Suriyerejimiyle ilişkili olmayacak bir güç arıyorlardı. Hembizim çıkarımıza hem de onların çıkarınaydı. Birortaklık oluştu, bu dört sene devam etti, birbirimizegüvendik, tarihi zaferler gerçekleşti. Birbirimizegüvendik, tarihi zaferler kazandık” diyor.

Ancak o tarihi “zaferler”, Ortadoğu’da 200yılda elde edemediği “başarıyı” kazandıranKürt Milliyetçi Hareketi sayesinde olmuş vesadece ABD emperyalizmine aittir.

Kürt Milliyetçi Hareket de, Suriye’de Arapbölgelerine girerek ABD adına işgalci konu-munda olmuş ve kendi etki gücü altındaki böl-gede 29 üs kurdurmuştur. “Rojava devrimi”denilerek halklara “sempatik” ve meşru göste-rilmeye çalışıldığı gibi Kürt halkının yararıkesinlikle sözkonusu değildir!

İşte ABD çekildi ve Kürt Milliyetçilerini ortadabıraktı. Bir yandan da Kürt halkını AKP faşizmininkatliamına açık hale getirerek, AKP’yi kazanma veAKP ile olan işbirliğini güçlendirme adımı attı. YaniKürt halkının kanı, yine ABD tarafından başka birbiçimde kullanılmaya devam edilliyor.

Güvendikleri emperyalizm yine yarı yolda bırak-tı onları. Tabi burada mesele tarihsel süreçlerdenbir türlü ders çıkarılmak istenmemesidir. Çünküemperyalizmin işbirlikçileştirdiklerini kullanarak birkenara atması yeni bir politika değildir. KürtMilliyetçi Hareketin kendi tarihi içinde dahi defalar-ca tekrarı yaşanmıştır. Fakat Kürt MilliyetçiHareketi bir türlü bu durumdan ders çıkarmamak-ta, tekrar tekrar emperyalizmin politikalarınayedeklenmektedir.

Öyle ki; “Kürtler bize Normandiya’da yardımetmedi” diye başta Kürt halkı olmak üzere tümdünya halklarıyla alay eden Trump’ın emperyalistpolitikalarına hala güvenmektedirler.

Kürt Milliyetçi Hareketin emperyalizmin politika-larına yedeklenmesinin temel nedeni halka güven-memesi ve inanmamasıdır. Bu nedenle de bütünsorunların çözümünü “büyük devletler” ile işbirli-ğinde aramaktadır. Ancak bu yol çıkmazdır, birbataklıktır. Kürt Milliyetçi Hareketi günden güne bubataklığa daha fazla batmaktadır.

MİLLİYETÇİLİK, ÇIKMAZ OLDUĞUNU BİRKEZ DAHA KANITLAMIŞTIR!

EMPERYALİZME ÜS DEVLETİ KURDURAN,GARDİYANLIĞINI ÜSTLENEN KÜRT MİLLİYET-Çİ HAREKETİN, KÜRT HALKININ KURTULU-

ŞUYLA İLGİSİ KALMAMIŞTIR!

Amerika’nın, Suriye’den çekileceğini açıklama-sının ardından, YPG adına yapılan açıklamada,10 bin IŞİD’linin bulunduğu hapishaneleri ve yak-laşık 70 bini bulan, IŞİD’lilerin ailelerinin tutulduğukampları kendilerinin kontrol ettiğini açıkladı.

Emperyalizmin Kürt Milliyetçi Hareketi’neSuriye’de biçtiği rol budur. Amerikan emperyaliz-minin Kürt Milliyetçi Harekete Suriye’de biçtiği rolGARDİYANLIKTIR!

Bu, Kürt halkı için büyük bir utançtır. Ancak KürtMilliyetçi Hareket açısından öyle değildir, durumuböyle pişkince açıklamakta bir sakınca duyma-maktalar. Çünkü ABD ile işbirliği; artık o kadarmeşrulaşmıştır ki, her türlü işbirlikçiliklerini açıktananlatabilmektedirler.

Kürt Milliyetçi Hareketin ve onun politikası-nın etkisinde kalanların öve öve bitiremedikleriRojava devrimi bundan ibarettir. Rojava “dev-rim”i emperyalizme gardiyanlığın ötesine geçmeyibaşaramamıştır. Dahası hala kurtuluşu emperya-listlerden beklemektedir.

“Devrim” diyerek halkı kandırdılar, devrimcileresaldırdılar. Kendilerinin aksine işbirliğini meşrugörmüyor, Rojova’ya devrim demiyor diye GrupYorum’un sahnesini basıp, enstürmanlarını kırıp,ölüm orucu şehidi Canan Kulaksız’ın fotoğraflarınıçiğnediler.

Emperyalizmle işbirliğini herkese kabul ettirme-ye, onaylatmaya çalıştılar. Bu politikalarla; ideolo-jik netlik, ideolojik kararlılık ve ideolojik bağımsızlı-ğa sahip olmayan oportünist ve reformistleri etkisialtına almayı başarmıştır. Ancak devrimcilereRojava’nın devrim olduğu yalanını kabul ettireme-mişlerdir.

Bugünki tablo Rojava’da gerçekte ne yaşandı-ğını bir kez daha kanıtlarken, ABD’nin Suriye’deKürt milliyetçilerine biçtiği rolün gardiyanlık olduğuortaya çıkmıştır. Ki dünyanın hiçbir yerinde bukadar kolayca hapishane yaptırıp IŞİD’i denetimin-de tutamaz; ABD yerine, ölmeye bu kadar gönüllübaşka bir gücü bulamazdı.

EMPERYALİZMLE İŞBİRLİĞİNE SON VERİL-MEDEN KÜRT HALKININ ÇIKARLARI SAVUNU-LAMAZ.

KÜRT MİLLİYETÇİ HAREKETİ ONBİR BİNHALK ÇOCUĞUNUN KANININ EMPERYALİZ-MİN ÇIKARLARI İÇİN DÖKÜLMESİNİN SORUM-LUSUDUR.

ÇÖZÜM EMPERYALİZMLE İŞBİRLİĞİNDEDEĞİL, BAĞIMSIZLIK İÇİN SAVAŞTADIR!

TEK YOL DEVRİM, TEK KURTULUŞ SOSYA-LİZM!

AMERİKA’NIN YENİ SÖMÜRGESİ TÜRKİYE,İŞGALCİ OLARAK SURİYE’YE GİRDİ.SURİYE HALKLARININ KURTULUŞU

EMPERYALİZME KARŞI BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİNDEDİR!

37

Sayı: 143 3 Kasım 2019

Page 38: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

Gençlik gelece-ğimizdir, gele-ceğimizi yanı-

mızdan ayırmayacağız.

Son süreçlerde ülkemizde mücadele zorlu birsüreçten geçmektedir. Bu süreçlerden biraz bah-sedelim.

Faşizmin ülkemizde açık açık saldırdığızamanlardan geçiyorduk, bir gün içerisinde ope-rasyonlar, şehitlikler olabiliyor, arkadaşlarımıztutuklanıyor, kaçırılıyordu.

Mahallelerde, kurumlarımızda az kişi kalmıştık.Çoğu Dev-Gençli yoldaşlarımız tutuklanmış, bir-kaç yoldaşımız ile mahallelere giriyoruz, sorumlu-luklarımız artmış, süreç hataları kabul etmiyordu.

Gece kalmaya gittiğimiz ailelerde yatağa girdi-ğimde gün boyu yaptıklarımızı düşününce eksikkalan, bir sürü yanımızı, yanlarımı görüyordum.

İlkbahar ayının Armutlunun yoksul kondularınaumut ile geldiği bir sabaha uyanmıştık. Mart'ınsoğuk ayazı İstanbul’un tesirinden çıkmıştı.Sabah uyanır uyanmaz, o gün yapacaklarımıdüşünüyordum, dergi dağıtılacak, komüne çıkıla-cak, mahallelere gidilecekti, kahvaltımızı yaptığı-mız sırada, Yürüyüş Dergisine operasyon olduğu-nu duymuştuk, hemen o günkü gündemimizi ope-rasyona göre şekillendirdik. Birimiz dergiye doğruyola koyuldu. İhtiyaçlara ve toparlanması için yar-dıma. Bizler de mahallelere baskın ile ilgili çalış-malarımızı yapmaya gittik. Mahallelere vardığı-mızda hemen gençlerimizi bulmaya çalıştık. Amaonları göremedik ve bizler hemen kartonlara der-gimize yapılan operasyonu teşhir eden yazılama-lar yapıp astık.

Mahallede tencere tava çalma eylemi düşün-dük fakat mahallede yeni çalışma yapmış olma-mızdan ve diğer mahallelere yetişmemiz gerekti-ğinden dolayı, acele ile orada gençleri kısacagörüp diğer mahallere geçtik oradaki çalışmaları-mızı yaptık ve dergiye vardık. Bayağı yorulmuştukİstanbul'un yoğunluğu, işlerimizi yetiştirebildik midiye düşünürken kendimizi dergide bulmuştuk.

Dergiye vardığımızda oradaki arkadaşımız güle-rek "Ya operasyon buraya değil de sanki sizeyapılmış gibi." dedi ve hepimiz gülmeye başladık.Yorgunluğu ve üstümüzün başımızın dağınıklığınıo an fark etmiştik. Sonrasında oturup konuştuğu-muzda aslında o gün gittiğimiz mahallelerde olanliseli gençlerimizi hiç aramamıştık bile aklımızagelmiş olsa da o an orada hemen yapmamızgerekenlere odaklanmış olduğumuzdan dolayı birtürlü arkadaşlarımıza ulaşamamıştık. Kadıköytarafında olan Üniversiteli ilişkilerimiz aslında birsürü.

Ulaşabileceğimiz insanımız bulunuyorken, biz-ler o gün işlere yoğunlaşıp genel olarak yapma-mız gerekeni unutmuştuk. O süreçlerde sürekliolarak gençlerle görüşmek için tek tek uğraşıpnasıl örgütleyebiliriz diye düşünürken aslında enbüyük hatamızı yapıyorduk. Evet, pratikte birçokyere yetişmeye çalışıyorduk ama gençlerimiziişlere katamıyorduk. Az yapabilirdik, geç kalabilir-dik ama liselilerimizi pratikte hep yanımızda tut-malıydık sadece liselilerimizi değil tüm gençlerimi-zi böylesi süreçlerde yanımıza almalıyız.

Elimizde imkân var ise tüm günümüzü berabergeçirelim. Oturmamızdan kalkmamızdan onlaraörnek olup devrimciliği özendirmeliyiz yaşamımız-la. O gün orada olsam her mahalleye gitmek yeri-ne tek tek tüm mahallelerimizde gençlerimiz ilemahalle gerçekliğine göre farklı programlar örgüt-leyip bir anda birçok yerde eylemlikler hayatageçirebilirdik.

Hissemize Düşen;

- Günlük pratik içinde boğulup işlerimizi yetiş-

tirmekle uğraşıp da asıl hedefimizden şaşmaya-

cağız.

- Tüm liselilerimizi, üniversiteli gençlerimizi

örgütleyeceğiz.

- Örgütlenme devrimciliğini büyütür, örgütlen-

mek devrimciliğin diğer adıdır.

Liselilerimizin, Gençlerimizin

Hayatına Gireceğiz!

38

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Grup YORUM Emekçileri;BAHAR KURT: 12 Haziran 2019

BARIŞ YÜKSEL: 18 Haziran 2019İBRAHİM GÖKÇEK: 19 Haziran 2019

HELİN BÖLEK: 21 Haziran 2019ALİ ARACI 25 Ağustos 2019'dan itibaren Süresiz Açlık Grevinde!

MUSTAFA KOÇAK, 3 Temmuz 2019'dan itibaren Ölüm Orucu'nda!

Page 39: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

Türkülerimizi-Marşlarımızı Gururla Yaşatmak İçin Açlığımızın 171’inci Günündeyiz!

Grup Yorum üyelerinin;* Haklarında Açılan Davalar Düşürülsün!* İdil Kültür Merkezi Basılmasın!* Tutsak Grup Yorum Elemanları Serbest Bırakılsın!* Konser Yasakları Kaldırılsın!* Listeler Kaldırılsın!

Bahar Kurt; 145’inci gününde, Burhaniye T Tipi HapishanesiBarış Yüksel; 139’uncu gününde, Silivri 9 No’lu Kapalı Hapis-

hanesi-Silivri/İstanbulİbrahim Gökçek; 138’inci gününde, Silivri 9 No’lu Kapalı Ha-

pishanesi-Silivri/İstanbulHelin Bölek; 136’ıncı gününde, Gebze Kapalı Kadın Hapisha-

nesiAli Aracı; 64’üncü gününde Silivri 9 No’lu Kapalı Hapishane-

si-Silivri/İstanbul

Yaşasın Yüksel Direnişimiz!Yüksel Direnişçileri’nin ka-

leminden;”KHK’ları iptal edin. OHAL

Komisyonunu kapatın. Aksi haldeher gün direnmeye devam ede-ceğiz.”

“Yüksel Direnişini yargılaya-mazsınız. Uyduruk davaları-nızdan birinden bugün Er-tuğrul Çağan tahliye edildi.Peki Ertuğrul’dan çaldı-ğınız 10 ayı kim vere-cek?”

“Konuşun konuşun! Okestiğiniz hukuksuz para ce-zalarını mahkemeler bir bir iptalediyor, siz daha konuşun. Valilikkararıymış! Nerde o karar?”

“Cumhuriyetin 96. yılında ek-meği çalınan 143 bin insan adınaburada basın açıklamamız, iştegördüğünüz gibi polis şiddetiylekarşılaşıyor.”

İhraçlarla Susmadık,Haftalardır Direniyoruz!Sağlık emekçisi Konuk 28

Ekim'de yaptığı direniş eylemisırasında önlüğünü giyinip alana

çıktı ve direniş pankartını açtı.AKP'nin işkenceci polisleri tara-fından kendisine desteğe gelenEser Budak ile gözaltına alındı.

“İşimi Ekmeğimi Geri İstiyorum!”

Böyle sesleniyor İstanbul CHPİl Binası önünde direnen işçi,

onursuz Canan Kaftancı-oğlu’na karşı. Mahir Kı-lıç işi ve ekmeğindenbaşka bir şey istemiyor.Bu nedenle 170’e yakın

gündür oturma eylemi, 70küsur gündür de açlık gre-

vinde.

Halkın Mimarı Alev Şahin’den...

26 Ekim – 995. Gün: AlevŞahin’in direnişinin 1000’inci günçalışmaları yapıldı. 1000 bildiri,1000 pullama ile çağrılar yapılır-ken, 1000 adet magnet ile dostlaradireniş hatırası bırakıldı.

28 Ekim – 997. Gün: Bugünhava çok güzel, halkımız çolukçocuk sokakta. Ekmek kavgamızsıcak, umudumuz dimdik ayakta!

İzmir: TAYAD’lı Aileler 26 Ekim’de eylemyaptı. TAYAD ve Devrimci İşçi Hareketi ozalit astı.

Kader İnci ise destek amaçlı yaptığı 10 günlükdestek açlık grevini sonlandırdı.

İSTANBULİstanbul’un Eyüp ilçesinde Armutlu, Gazi, Bah-

çelievler, Çayan, İkitelli ve Nurtepe mahallelerindepankartlar asıldı, pullamalar yapıştırıldı, kahve ko-nuşmaları yapıldı, duvarlara şabonlar-yazılamalarişlendi, imzalar toplandı.

TAYAD’lı Aileler ve Sevgi Erdoğan Vefa Eviçalışanları Çağlayan Adliyesi önünde eylem yaptı.

Ailelerin Gazi Cemevi’nde “Adalet İstiyoruz!”direnişini devam ediyor.

Düzenin Yarattığı Bataklığı Kurutacağız!Halk Cephesi’nin yozlaşmaya karşı başlatmış ol-

duğu kampanya çalışmaları her alanda ve bölgedesürüyor.

İSTANBULAlibeyköy: Liseli Dev-Genç’liler 27 Ekim’de

Alibeyköy Cemevi’nde Salih Kanza için yemekverdi.

Armutlu: Halk Cephesi tarafından 27 Ekim’demahallede seminer verildi. Ayrıca “UyuşturucuSatmak Şerefsizliktir! Halk Cephesi” yazılı pankartasıldı ve mahallenin birçok yerine yozlaşmaya karşıduvar yazılamaları işlendi.

Çayan: Halk Cepheliler 26 Ekim’de “Uyuşturu-cuya Karşı Savaş” kampanyası dahilinde mahalledeesnaf ziyareti yaptı. Ayrıca, 27 Ekim’de evleregidilerek kampanyanın içeriği anlatıldı.

İkitelli: Halk Cepheliler 28 Ekim’de uyuşturucuyakarşı başlatılan kampanya dahilinde mahallede ya-zılama çalışması yaparak kampanya duyurusunuyaptı. Ayrıca duvarlara sloganlar yazdı ve kampan-yanın içeriğini halka anlattı.

Faşizmin İşbirlikçileştirme Saldırılarına Karşı Cevabımızdır!

17 yaşında lise öğrencisi olan Berdan Akçiçek24 Ekim tarihinde yazılı bir açıklama yaparak Ali-beyköy Polis Karakolu ve İstanbul Emniyet Müdürlüğüpolislerinin tehditlerini anlattı. Akçiçek “Adını Aliolarak söyleyen polis (0535 847 49 26) nolu numarayıvererek beni gönderdiler... Bu numarayı da teşhirediyorum” diyerek polisleri ve nımarayı teşhir etti.

Mustafa Direnç Dolu Yüreği İle Tüm Tehditlere,Engellemelere Rağmen Direnişini Duyuruyor…

Faşizmin Grup Yorum Üyelerine Baskısı Bitmiyor…

Grup Yorum üyesi Bergün Varan,27 Ekim’de Ankara’da gözaltınaalınarak tutuklandı. Tutuklama ileilgili Grup Yorum açıklama yayın-ladı. Varan, iki günlük tutukluluğu-nun ardından tahliye edildi.

Mahalle Şahanları’ndan... Bahçelievler: Cephe Milisleri mahallenin birçokyerine “DHKP-C, CEPHE” yazılamaları yaptı.

İkitelli: Cephe Milisleri 29 Ekim’de bölgede uyuş-turucuya, yozlaşmaya karşı devriye attı. Kampanyadahilinde duvarlara sloganlar işlediler.

TAYAD’tan Bilgilendirme:TAYAD’lı Aileler, İbrahim

Gökçek ve Barış Yüksel’e 24Ekim günü, açık görüş sırasındaSilivri Hapishanesi’nde Mustafaisimli başgardiyanın elinde kantüpü ile gelip “zorla müdahaleiçin götüreceklerini” söylediğinibildirdiler.

39

Sayı: 143 3 Kasım 2019

Page 40: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

Geçen haftaki yazımızda,mahallelerin niteliğinianlatmış, yoksulluk ve

yozlaşmanın iç içe olduğunuörneklemiştik. Evet mahallelerimiz,sanki Avrupa’nın bir parçası değil-dir; yoksulluk ve adaletsizliğin kolgezmesi nedeniyle devletin özelolarak yoğunlaştığı yani hem bas-kısını hem de yozlaştırma politika-larını özel olarak yaydığı yerlerdir.

Avrupa’da özellikle İkinciPaylaşım Savaşı’ndan sonra,“insan emeği” ihtiyacından kaynak-lı 1950’lerden sonra göç almayabaşladığını söylemiştik. Kaldığımızyerden devam edelim.

Emek gücüne ihtiyaç konusun-da özellikle savaştan yeni çıkmışAlmanya başı çekmektedir. Kısasüre sonra ise diğer Avrupa ülkele-ri, en pis işleri, en berbat işleri yap-tırmak için kendi sömürgelerindeninsan getirmişlerdir.

Düşünelim 1950’lerdeAlmanya’ya gelen ailelerimizhangi işlerde çalışmışlar?Anadolu insanları hep yoğuninsan emeğinin gerektiği işlerde,örneğin; demiryollarında, demirçelik ve deri fabrikalarında, inşaat-larda, araba fabrikalarında,madenlerde, tuvalet temizliğindeçöpçü olarak yaygın olarak çalıştı-rıldılar.

Benzer durum Fransa için degeçerlidir. Fransa’ya 1970’li yıllar-da gelen Anadolu halkı, önceinşaat işlerinde, sonrasındademiryolu yapımında çalıştırılmış.

Öyle ki Fransa barınma sorununuçözmek yerine tren vagonlarındayatırmış, tuvaletsiz-elektriksiz yer-lere yerleştirmiştir. İşçi olarakçalıştırılmalarına rağmen sosyalgüvenceleri bir Fransız gibi olma-mıştır. Çünkü dedelerimiz, ninele-rimiz, anne babamız ucuz iş gücü-dür. Sömürülmeleri gerekir.

Bu ve buna benzer örnekleridahada çoğaltabiliriz. Fakat aklı-mızda tutmamız gereken enönemli nokta: Emperyalizminemek ve insan sömürüsüdür.

Avrupa Emperyalizmi,Paylaşım SavaşlarındakiKayıplarını Telafi Edebilsin DiyeBuralara Getirildik!

Bunu açıklayabilmek içinAvrupa’da sınıflar savaşımındayaşanılanlara değinmek gerekir.Çünkü hiçbir gelişme halkın yaşan-tısını belirleyen olayları ele alma-dan, bu olayların halkların tarihselgelişim sürecini nasıl etkilediğinianlatmadan açıklanamaz.

Öncelikle Avrupa, iki emperya-list paylaşım savaşı yaşamıştır.Birinci Paylaşım Savaşı 1914-1918 yılları arasında sürmüş ve 11ila 15 milyon arasında insanın ölü-müne sebep olmuştur.

İkinci Paylaşım Savaşı 1941-1945 yılları arasında sürmüş vetoplamda resmi rakamlara göre 52milyon insan ölmüştür.

Tüm dünya bu savaşlara

“Dünya Savaşı” derken biz neden“Emperyalist Paylaşım Savaşı”diyoruz? Çünkü savaşı çıkarantekellerdir. Yani büyük şirketsahipleridir. Hepsinin ortak amacıpazar paylarını büyütmek dahafazla doğal kaynak elde etmekve insan sömürebilmek içindaha fazla alana, ülkeye, sahipolmaktır.

Örnek verecek olursak Almanşirketleri Thysen-Krupps,Siemens, Mercedes, DB... Bu şir-ketler Hitler’i bir faşist ideolojiyebüründürerek halka kurtarıcı ola-rak göstermişlerdir. SeçimlerdeHitler’i destekleyip iktidar yaptılar.Tank ve ağır savaş silahları yaptı-lar ve sattılar. Savaşın ilerleyenyıllarında Hitler güç kaybetmeyebaşlayınca el altından Hitler’dendesteklerini çektiler.

Peki sonra ne oldu? Hitler ken-disini öldürdü; ama devletin asılsahibi olan burjuvazi yaniThysenn-Krupps, Siemens,Mercedes dünya üzerindekisömürülerini ve güçlerini arttırdı-lar. Bugün dünya üzerinde ilk aklagelenlerdendir bu tekeller.

Sonuç olarak her iki savaşınsonucunda da dünya üzerindekidevletlerin yapıları, bağlı olduklarıülkeler vb. değişimlere uğramıştır.

Bu savaşta en ağır bedelleriödeyen Sovyet halkı, faşizmekarşı “Anayurt” savunması vere-rek 22 milyon insanını şehit ver-miştir.

(SÜRECEK)

ÜLKEMİZDE TÜM YOKSUL MAHALLELER BİZİMDİR DEDİKŞİMDİ AVRUPA’DA DA YOKSUL MAHALLELER BİZİM OLACAK

ŞİARIYLA HAREKET ETMELİYİZ! ANADOLU’DA ÜRETEN YARATAN HALKIMIZ,

AVRUPA’DA DA ÜRETEN YARATAN BİZİM HALKIMIZ;YOKSULLUK KADER DEĞİLDİR! YOKSULLUK EMPERYALİZMİN HALKLARA

DAYATTIĞI SÖMÜRÜ POLİTİKASIDIR!BUNUN İÇİNDİR Kİ AVRUPA’DA DA TÜM YOKSUL HALKIMIZ,

ÇOCUKLARIMIZ BİZİM OLACAKTIR!3. Bölüm

AVRUPA’dakiBİZ

40

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

Page 41: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

µ ALMANYA:Berlin’de Adalet Eylemi Yapıldı:Mustafa Koçak’ın ölüm orucunun161. gününde, Grup Yorum veMustafa Koçak için Açlık Greviyapıldı.

Köln Adalet Çadırı: 24 Ekim günüdirenişçiler, Grup Yorum’un açlıkgrevindeki üyelerine zorla müdahalegirişimi haberini öfkeyle karşıladı...Direnişin 62. günü olan 29 Ekim’deKalk Postane meydanında açılançadırda; ülkedeki adalet mücadelesi-nin de bir parçasıdır denildi.

Düsseldorf DirenişçilerindenÇağrı: Birinci yılını dolduracakolan direniş için 5 Kasım 2019 tari-hinde küçük bir konser yapılacak.Konsere katılım çağrısı yapıldı.

Bielefeld: Halk Cepheliler, demo-kratik kurumları ziyaret ederek ülke-de yaşanan adaletsizlikleri anlatarakMustafa Koçak, Grup Yorum vehasta tutsaklarla dayanışma çağrısın-da bulunuldu.

Frankfurt’ta Grup Yorum veMustafa Koçak İçin Eylem:Frankfurt’ta Grup Yorum veMustafa Koçak için yapılan eylemdebildiri dağıtıp aynı zamanda halkbilgilendirildi.

Polis ve Savcının İtirafçılaştırdığıCavit Yılmaz Mannheim’ da AçlıkGrevi’nde: Cavit Yılmaz “MustafaKoçak İçin Adalet İstiyorum” tale-biyle her cumartesi ve pazar yapa-cağı açlık grevini başlattı.

Darmstadt’ta Eylem: Grup YorumGönüllüleri, açlık grevindeki GrupYorum üyeleri ile Mustafa Koçakiçin eylem yapıldı.

µ İSVİÇRE:

Zürih: 12-19 Ekim Cumartesi gün-leri Zürih Staufacher meydanındadüzenli olarak açılan stand’da Grup

Yorum, halkın avukatlarıve Mustafa Koçak için ada-let istendi.

Grup Yorum İçin Pankart: 23Ekimde Bern Reitschule işgal bina-sına Grup Yorum’a özgürlük ve ada-let pankartı yeniden asıldı.

Halk Cephesi Açıklaması: Yapılanaçıklamada “117 gündür açlık gre-vinde olan Mustafa Koçak’ın sesiolalım, onun adını her yere taşıya-lım” denildi.

Dev-Genç’lilerden Yazılama: 15Ekim tarihinde Dev-Genç’in 50.yılını duvar yazılamalarıyla selamla-dı.

Basel’de Mustafa Koçak İçinDestek Açlık Grevi: 13 Ekim Pazargünü Basel Boran KültürMerkezi’nde, adalet talebiyle ölümorucunu sürdüren Mustafa Koçakiçin bir günlük destek açlık greviyapıldı.

µ İNGİLTERE:

Londra: 22 Ekim günü “Adaletİstiyoruz” kampanyası komitesi, tut-sak Grup Yorum üyeleri ve MustafaKoçak içir pullama yaptı.

Tutsaklara Mektup Yazıldı:Londra Pir Sultan KültürMerkezi’nde toplanan, İrlanda, Peru,Suriye, İngiltere, Afrika veTürkiyelilerden oluşan uluslararasıgrup, Grup Yorum elemanları veİrlandalı tutsaklara mektup yazdı.

µ BELÇİKA:Halk Toplantısı Yapıldı: 27 EkimPazar günü düzenledikleri halk top-lantısında Avrupa ve ülke gündemle-ri üzerne halk bilgilendirildi.

µ AVUSTURYA:Halk Meclisi Açlık Grevi veAçıklama Yaptı: Adaletsizliğe karşıadalet için açlık grevi yaparak dire-nenleri selamladılar.

Viyana Halk Cephesi’nden Eylem

Mustafa Koçak’ın sesini AvusturyaTürk Konsolosluğu önünde dilegetirdiler. Ayrıca her hafta salı akşa-mı Mariahilfer Caddesi’nde,Türkiye’de Adalet ve Özgürlük tale-biyle sürdürülen direnişler duyurul-maya devam ediyor.

µ FRANSA:Nancy Stadında Grup Yorum’aDestek Eylemi: Nancy Grup YorumGönüllüleri 25 Ekim akşamı,Nancy-Lens maçında Grup Yorum’adestek eylemi gerçekleştirdi.

Paris Direniş Günlüğü: 25 Ekim;Mustafa Koçak’a destek amaçlı kart-lar yazdılar. Zorla müdahaleyle teh-dit eden faşist idareye faks çektik...26 Ekim günü, Mustafa için bir gün-lük destek açlık grevi yaptık.

Fransa’da Siyasi Tutsak Georgesİbrahim Abdallah için YürüyüşYapıldı: Fransa’daki LannemezanHapishanesi’nde tutuklu bulunundevrimci tutsak Georges İbrahimAbdallah için bir dizi etkinlik veyürüyüşe Halk Cephesi de katıldı.

Fransa’dan ŞakranHapishanesine Faks: Fransa’nındeğişik şehirlerinden MustafaKoçak’a yönelik müdahale tehditle-rine karşı hapishane idaresine faksçekilmeye devam ediliyor.

Nancy’de Mustafa Koçak ileDayanışma Eylemi: NancyStanislas Meydanı’nda 29 Ekim’deMustafa Koçak’a dayanışma eylemigerçekleşti.

Nancy Halk Cepheliler TutsaklaraMektup Gönderdi: Nancy HalkCepheliler devrimci tutsakları yalnızbırakmamak için mektup göndermekampanyasına devam ediyor.

µ YUNANİSTAN:Yunanistan’da Mustafa Koçak veGrup Yorum İçin Eylem: HalkCepheliler 25 Ekim Cuma günüMustafa Koçak ve Grup Yorum üye-lerinin direnişini desteklemek içinTürkiye Konsolosluğu önündeeylem yaptı.

Av ru pa’da

41

Sayı: 143 3 Kasım 2019

Page 42: sinfo ÖLÜM ORUCUNDAKİ o MUSTAFA KOÇAK ve rg ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY143.pdfCumhuriyet Gazetesi Davasında, ceza değil beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay

11 Kasım – 17 Kasım

Kadir GÜVEN,Devrim Aslan GÜLER,Erkan DİLSİZ:

12 Kasım 1996 günüDersim’in Çemişgezekilçesine bağlı PaşacıkKöyü yakınlarındaDersim İbrahim

Erdoğan Kır Silahlı Propaganda Birliği Komutanlığına bağlı birgerilla birliğiyle düşman güçleri arasında bir çatışma yaşan-mıştır. Kadir Güven ve Aslan Güler adlı savaşçılarımızla bir-likte gerillanın yanında bulunan ve henüz çocuk yaşta olanErkan Dilsiz’de şehit olmuştur.

Kadir Güven, 1958 Malatya Pötürge doğumlu. 12 Eylül1980 öncesi Devrimci Sol saflarında mücadeleye katıldı. İşçiolduğundan devrimciliği ve Devrimci Sol’u işçi sınıfının müca-delesi içinde tanıdı. Devrimci İşçi Hareketi içinde çalıştı. 1993Şubatı'nda Dersim Gerilla birliğine savaşçı olarak katıldı.

Aslan Güler, 1977 Hozat doğumlu Kürt milliyetinden.Gerillaya katılmadan önce Kürdistan şehirlerinde demokratikalanda çeşitli faaliyetlerde bulundu. Kitleleri tanıdıkça kendinitanıdı. Ve mücadeleyi silahlı cephede sürdürmek için ‘96yazında Dersim Gerilla Birliğine savaşçı olarak katıldı.

Erkan Dilsiz, Dersim Hozat 1981 doğumluydu. Kürt milliye-tinden. Çocuk yaşına rağmen, ülkesi ve halkı için canını ver-mekten çekinmeyen erken büyüyen çocuklarımızdandı.Defalarca gerillaya katılma isteğini iletti gerillalara. Ama yaşı-nın küçük olması nedeniyle bu isteği kabul edilmedi. O iseyüreğindeki gerilla olma özlemini her gün büyüttü, isteğindenhiç vazgeçmedi.

Kadir Güven

Hasan (Babo) Çiçek:1927 Dersim Hozat doğumluydu. Derviş

Cemal aşiretindendir. 1938 isyanında 13 yaşın-dadır ve cesetler altında kalarak sağ kurtulmuş-tur. Cephe taraftarı, gerillanın ilişkisiydi. Hozat’ınŞamaşi (Beytaş) köyüne bağlı Dereko mezrasında9 Kasım’da gözaltına alındı, 12 Kasım’da ağacabağlanıp yakılarak katledilmiş halde bulundu

Hasan Çiçek

Devrim A. Güler Erkan Dilsiz

Muharrem ÇETİNKAYA:Muharrem, 1972'de Malatya

Doğanşehir Suçatı Köyünde doğdu.Akçadağı Öğretmen Lisesinde okudu.

Devrimci hareketle ilk ilişkisi1991’de olur. Bir buçuk ay içinde hare-ketin hemen bütün yayınlarını okur vekararını verir: Devrimci Sol’cu olacaktır.

92-93 döneminde, birçok kez gözaltına alındı.Yaklaşık dört ay hapishanede kaldı.

Tahliye olduktan sonra Aralık 93'te Aydın Bulmakile birlikte Dersim'e gidip gerillaya katıldılar. 1996 son-larına kadar gerillada faaliyet yürüttü.

F tiplerinde, şehit yoldaşlarının yerlerini doldur-mak isteyen ölüm orucu gönüllülerinden biriydi. Biryazısında “devrimci değerlere daha fazla sarılmadanhalka layık olunamayacaktır” demişti. Her gün dahaçok sarıldı değerlerimize.

Yüreklerinin bir yanı dışarıdaki direnişteydi.Armutlu’da direnen halka saldırıldığını duyduğunda biralev topu olarak zulmü yakarak ölümsüzleşti.

Muharrem Çetinkaya

Kıymet HANOĞLU:Eyüp Belediyesi’nde mühendis ola-

rak çalışan Kıymet 13 Kasım günüİstanbul Kartal’da geçirdiği bir trafikkazasında yaşamını yitirdi.

Kıymet 1967 Sivas Divriği doğumlu-dur. ‘91 yılından itibaren BEMSEN’deörgütlü olarak memurların hak alma

mücadelesinde yer almıştır

Kıymet Hanoğlu

Sevcan YAVUZ:Halkın direnişini ve örgütlenmesini dağıtmak

için İstanbul Küçükarmutlu’ya işgal güçleri gibiyerleşen, çocukların okulunu karakola dönüştü-ren polis işgalinde, okul bahçesine “konumla-nan” bir panzer tarafından ezilerek katledildi.1985 yılında doğmuştuSevcan Yavuz

“...gerillaya katılırken bana çocuk diyorusunuz,

ben nasıl ki çalışıp alınterimle para kazanabili-

yorsam, pekala bu yaşta savaşmayı da bilirim.”

Erkan DİLSİZ

TAYAD’lıya Katil Polisten Ölüm Tehdidi…Ankara TAYAD’lı Sezai Demirtaş, 23 Ekim’de polis ta-

rafından önü kesilerek tehdit edildi. Konuyla ilgili açıklamayayınlayan Ankara TAYAD; yazılı aıklama yaptı.

Haksızlığa Karşı Susmayacağız!İstanbul Armutlu Pir Sultan Abdal Kültür Derneği

Cemevi Şube yöneticisi olan Şahzade (Şeftan) Boybaş,24 Ekim sabahı gözaltına alındı. Boybaş, gözaltı işlemlerininardından serbest bırakıldı.

Alternatif Filmlerden Dersler Çıkarıyoruz…İstanbul Çayan Halk Meclisi 24 Ekim’de film programı

düzenledi. Film olarak “Stalingrand” isimli tarihi savaşfilmi izlendi.

Umudun Sesini Her Yerde UlaştırıyoruzAntakya Halk Cepheliler 27 Ekim'de umudun sesi

Yürüyüş dergisinin fotokopi çıktı halini esnaflara dağıttı.Yapılan çalışmada 20 dergi çıktısı dağıtıldı.